ASDER BÜLTENİ GEZİ Mahkeme, (nass yerine, Allah’u Teâlanın mutlak rekliliğini; böylelikle, başını örtenlerin TBMM’nin ve emirleri yerine kullanılmaktadır.) ola- üniversitelere alınmaları engellenilerek, milletin iradesi- rak kabul ederek, başını örtmenin, doğ- eğitim hakkından herkesin eşit olarak ni gasp etmiş ve maların (başörtmenin, Allah’ın emri ol- yararlandırılmış olacağını savunmakta- Millet adına karar duğunu kabul etmenin) siyasal yapıya dır. vermek yerine, egemen olmasına sebep olacağını, bu azınlık adına ka- durumun da özgürlükleri (kimin özgür- Mahkeme, çoğunluğu Müslüman rar vermeyi tercih lüğü savunuluyorsa) ortadan kaldıraca- olan ülke nüfusunu temsil eden yasa ğından başörtü yasağının (başörtmek koyucunun (TBMM’nin çoğunluğunu etmiştir özgürlük sayılmıyor ya, onun için ya- oluşturan siyasî iradenin) dinsel özgür- saklanabilir.) devam etmesi gerektiğini lüklerin sınırlandırılması yönünde irade- savunmuştur. sini göstermesi mümkün olmadığından, çoğunluk inancı dışında olanların temel Mahkeme, aydınlanma (Rönasans hak ve özgürlüklerinin güvence altına ve Reformasyon hareketleri ile getirilen alınması görevinin (üniversiteye baş- din dışı, seküler, akılı ilâhlaştıran felsefî larını örterek gitmek isteyen genç kız- düşünce yapısı) koşullarının sağlan- larımız, kendileri gibi düşünmeyenlerin dığı toplumlarda (aklın, vahyin önüne hangi temel hak ve özgürlüğünü kısıt- geçirildiği; yani Allah’ın emirleri yerine lıyorsa) Anayasa Mahkemesince üsle- aklın emirlerine tabi olan toplumlarda; nilmesinin demokratik Anayasacıcılığın yani külli irade yerine cüz-i iradeye ta- gereği olduğunu ileri sürerek; azınlığın bi olan toplumlarda), laik ve demokratik korunmasını sağlayacak kanunların çı- değerlerin özümseneceğini; dolayısıyla karılmasında kendisini yetkili göstermiş zımnen, başını örtmek isteyenlerin bu ve azınlığın örtünmeme özgürlüğünün özümsemeyi yapamamış, anti sosyal ki- kullanılabilmesi için çoğunluğun inancı- şiler olduğunu, bunlara müsaade edilir- na tabi olarak örtünmek isteyenlere ko- se; toplumun siyasal, sosyal ve kültürel nulan yasağın devam etmesine karar yaşamının da buna bağlı olarak, evren- vermiştir. sel değerlerin egemen olduğu, çağdaş bir görünüm kazanamayacağını ileri Mahkeme,TBMM’nin ve milletin ira- sürmektedir. desini gasp etmiş ve Millet adına karar vermek yerine, azınlık adına karar ver- Mahkeme, laikliği inanç özgürlüğü- meyi tercih etmiştir. nün teminatı olarak görmek yerine; bir kısım felsefî düşünceleri referans alan Mahkeme, Anayasa değişiklerini de- bir ilke olarak gördüğünü; demokrasile- netim yetkisinin, şekil bakımından ve rin çağdaş olabilmesi için, mutlak haki- sadece, teklif ve oylama çoğunluğuna kat iddialarını (vahyi) reddetmeleri ge- ve ivedilikle görüşülemeyeceği şartına rektiğini; doğmalara (Allah’ın emirlerine) uyulup uyulmadığı hususları ile sınırlı karşı akılcılıkla durulmasının zorunlu olmasının, Anayasa (148. Madde) gere- olduğunu; dünyayı, dünyanın bilgisiy- ği olmasına rağmen, kendisini esastan le açıklayabilecek toplumsal ve düşün- görüşmeye yetkili görmüş, Anayasa- sel temellerin yaratılması gerektiğini ile- yı ihlal ederek yasağın devamına karar ri sürmektedir. vermiş ve bunu da kararının gerekçe- sinde savunmuştur. Mahkeme, üniversitelerde başını ört- me özverisinde bulunabilin birkaç genç Şimdi biz ve toplumun %80’inden kızın; kendilerinden farklı yaşam tercih- fazlası; lerine, siyasal görüşlere veya inançlara sahip olan bütün öğrenciler üzerinde bir n Bir Allah’a, ölüme ve ahirete, he- baskı aracına dönüşmesi olasılığı bu- sap gününe, cennete ve cehenneme, lunduğundan, örtünenlere baskı uygu- Kur’an’a, İslâm Peygamberine (sas) ve lanarak, örtünmeyi yasaklamanın ge- getirdiklerine iman ediyoruz. n Akıl baliğ Müslüman kadınlar için 50 kasım-aralık 2008
DENEME ASDER BÜLTENİ örtünmenin Allah’ın emri olduğuna ina- çeleri ile; Halk eğlenme- nıyoruz. yi ve gününü gün n TBMM’nin %80’ini temsil eden 411 etmeyi biliyor. Ça- n Vahyi değil de aklı öne geçirmenin vekile; lışmak, bir şeyler Allah’a şirk koşmak demek olduğunu bi- üretmek ve baş- liyoruz. n Eşleri başlarını örtüyor diye Silah- kalarına faydalı lı Kuvvetlerden re’sen emekli eden çar- olmak, öyle takdir n Herkesin inancını, dinini, mezhe- pık zihniyete teslim olarak, onların tasfi- edilecek, beğeni- bini, meşrebini, yaşantısını seçmekte ye ettiklerine; lecek bir davranış özgür olduğuna ve insanlara bir inancı değil. Bir fırsat zorla kabul ettirmenin dinimizle bağdaş- n Üniversitelerde başörtüleri ile oku- verilse zenciler madığını kabul ederek; isteyenin, röne- mak isteyen genç kızlarımıza, ailelerine hemen dans et- sans, reform hareketlerinin getirdiği ay- ve yakınlarına; meye ve eğlen- dınlanma prensiplerini benimsemesine, meye başlıyorlar. vahiy yerine aklını, makamını, mevkii- n Kamu görevinden örtüleri nedeniy- Batılılar ve başta ni, rütbesini, dünya menfaatini, hevâ ve le tasfiye edilen insanlara; Fransızlar, onla- hevesini geçirmesine karışmayız. rın bu zafiyetlerini n Eşlerinin başı örtülü olan devlet ri- çok iyi değerlen- n Egemenliğin, milli iradenin tecelli- caline; diriyorlar. gahı olan TBMM’de olmasının Anayasa gereği olduğuna, kanun yapma yetkisi- n Milletimizin kahir çoğunluğuna; nin de parlamentoda olduğuna inanıyo- ruz. Şimdi ne olacak? Böyle inananla- n Milletin mukaddesatı için hayatları- rın, inançlarını yaşamak için ülkeyi terk nı feda eden şehit ve gazilerimize ve etmeleri mi lazım? n Açıkçası milletin dinine açıktan ha- Yersiz kuşkular ve çarpık inançlar karet ediyorlar. nedeniyle, milletin büyük çoğunlunun zulme maruz kalmasını kim önleyecek? Bu millet bunu hak etmemiştir. Ya bu yargıçlar söylediklerinin ne an- TBMM milli iradeyi temsil etmelidir. lama geldiğini bilmiyorlar, ya da gerek- Ya bu yargıçları değiştirmelidir. Ya da yetkileri sınırlanmalıdır. 23 Ekim 2008 (27 Ekim 2008 tarihli Vakit Gazete- sinde Yayımlandı) kasım-aralık 2008 51
ASDER BÜLTENİ MAKALE YAŞ’IN GÖTÜRDÜKLERİ Nurettin YAVUZ / Em. Kıd. Bşçvş. Yoğurdu dünyaya biz öğrettik, hepi- Serdar ARSEVER Bey 14 Ekim miz biliriz sütten yapılır. Anadolu’da yo- 2008 tarihli Vakit gazetesindeki köşe- ğurt yayıkta sallanarak veya fişek deni- sinde “TSK’nın son birkaç ayına değil, len aletle dövülerek işleme tabi tutulur. en azından son yirmi yılına göz attığı- Bu ameliye sonunda yoğurdun içinde nızda “dikkat çekici” bir tablo ile karşıla- bulunan yağ üzerine çıkar. Bu yağ alı- şıyorsunuz... nır. Geriye ayran kalır. Ayran yağa gö- re hem daha az besleyici, hem de de- Binlerce mensubunu “disiplinsizlik” ğeri düşüktür. Güneydoğuda çalıştığım gibi “ne manaya geldiği meçhul” (!) bir yıllarda ayranların dağlara döküldüğünü gerekçeyle “kapı dışarı eden” TSK’nın de gördüm. bu ameliyeden fena halde zararlı çıktı- ğını kim inkâr edebilir...” diyor. Ben emekli bir asker olarak inanç- larını yaşamaya çalıştıkları, yaşadıkla- rı için hiçbir mahkemeye çıkarılmadan “disiplinsiz” diye Yüksek Askeri Şura ka- rarı ile ordudan uzaklaştırılan bu arka- daşlara yoğurdun yağı diyorum. Binlerce mensubunu “disiplinsizlik” gibi “ne manaya geldiği meçhul” (!) bir gerekçeyle “kapı dışarı eden” TSK’nın bu ameliyeden fena halde zararlı çıktığını kim inkâr edebilir...” diyor. 52 kasım-aralık 2008
Evet, TSK bu arkadaşları tasfiye et- Tartışmaya değmez mi?..” diye soru- Halkla mekle çok zararlı çıkmıştır. Bu arka- yor. kaynaşmamız için daşlar ortada; bugüne kadar isimleri ne milli ve manevi yolsuzluğa ne de hukuksuzluğa karıştı. Görevde iken o bölgede bir süre ça- değerlerden TSK’ne ve millete zara verecek hiçbir lıştım. Bölgeye gitmeden önce bize veri- bahsettiler. faaliyetleri olmadı. len kurslarda teröristi balığa halkı denize Cuma namazına benzetirdi hocalarımız. “Halk devletinin gitmemizi, Onlar ASDER (Adaleti Savunanlar yanında olursa terörist barınamaz” der- camilerin, Derneği- www.as-der.org.tr) vasıtasıy- lerdi. Halkın devletin yanında yer alma- okulların la “ Ben Disiplinsiz Değilim” “Bağım- sı için devleti temsil eden bizlerin nele- onarılmasına sız Türk Mahkemelerinde Yargılanmak re dikkat etmemiz gerektiğini anlatırlar yardım etmemizi İstiyorum” benzeri kitaplar yayınlaya- derslerde. tavsiye ettiler. rak haklarını arıyorlar, mağduriyetlerini Belki de kamuoyu ile paylaşıyorlar. Kaybedilen Halkla kaynaşmamız için milli ve ma- biliyorlardı haklarını alacaklarına inancım kesin, nevi değerlerden bahsettiler. Cuma na- Anadolu insanının zira tarihte hiç bir zulüm ilelebet payidar mazına gitmemizi, camilerin, okulların (kendisi yerine olmamıştır. onarılmasına yardım etmemizi tavsiye getirmese bile) ettiler. Belki de biliyorlardı Anadolu in- idarecilerinin Devam ediyor yazar: “Atılanların bü- sanının (kendisi yerine getirmese bile) dindar olmasını yük bölümü, kendilerini yakından tanı- idarecilerinin dindar olmasını istedikle- istediklerini. yanlarca, “vatansever, dürüst ve çalış- rini. kan adamlar” olarak nitelendiriliyor... Bizleri motive etmek için ayet okudu- Acaba; lar, hadis söylediler şehitlere ölü deme- yiniz diye. Onlar da biliyorlardı manevi Bu “başarılı” askerler, Ordu’dan atıl- değerleri, inancı sağlam kişilerle terörle mamış olsalardı... mücadelenin daha etkili olacağını. Terörle mücadele”de daha etkili ol- “Zorla atılanlar zorla tutulanlar” baş- maz mıydık?.. lığı altında gönüllülerle gönülsüz olanla- rın mukayesesini yapıyor ve bazı gene- Daha az “baskın” daha az “şehit”, rallerin hatıralarına yer veriyor yazar. daha az “yıkım”, “gözyaşı”, “feryat” ve- saire!.. Şehitlik dini bir kavramdır. Hiç bilenle bilmeyen bir olur mu? Şehitliğin ölüm- YAŞ’ın yargısız infazları PKK’yla mü- süzlük şerbeti olduğunu… cadeleye fayda mı sağladı yoksa zarar mı verdi? 14.10.2008 kasım-aralık 2008 53
ASDER BÜLTENİ DENEME Son yılllarda TSK’YI YIPRATAN ise ikinci tip bir ASIL NEDENLER NELER? komutanlık belirdi Prof. Dr. Nevzat TARHAN salon elbiseli, papyonlu monşer Orgeneral Babaoğlu Mehmetçi- Son yılllarda ise ikinci tip bir komu- ğe babalık yapamadı, özür dilemelidir. tanlık belirdi salon elbiseli, papyonlu subaylar. Hep Eğer özür dilemezse TSK toplum nez- monşer subaylar. Hep iyi yerlere tayin iyi yerlere tayin dinde çok yıpranacaktır. olurlar, Postal kokusu bilmezler, kara- gahlarda daha çok görev yaparlar, Gü- olurlar, Postal Harb Okullarında görev sorumlulu- neydoğuda risksiz görevlere tesadüf kokusu bilmezler, ğu bilinci geliştirme konusu üzerinde eden tayin olurlar. Fazla yorulmadan çok durulur. Hatta komutanın hatasın- önleri açılır, yurt dışı görevlere kolayca karagahlarda dan vatan kaybedilir sözü ile duyarlılık giderler. Emekli olur olmaz OYAK ilişki- daha çok kazandırılır. Komutanlarda canlı örnek- li bir holdingde yüksek ücretle yönetim ler olarak bu görüşleri anlatmazlar aynı kurulu üyesi olurlar. Zevkleri eğlencele- görev yaparlar, zamanda yaşarlar. ri elitisttir, En yakın dostları şehrin zen- Güneydoğuda ginleridir. risksiz görevlere Komutan Askerle birlikte eğitimdedir. tesadüf eden Postalı çıkarmaz hep arazidedir. Cengiz Aktütün karakol baskını Mehmetçi- tayin olurlar. han gibi askerle yatıp kalkar, aynı kara- ği anlamayan bu subay modelini orta- Fazla yorulmadan vanayı paylaşır. ya çıkardı. önleri açılır, yurt dışı görevlere kolayca giderler. Emekli olur olmaz OYAK ilişkili bir holdingde yüksek ücretle yönetim kurulu üyesi olurlar. Zevkleri eğlenceleri elitisttir, En yakın dostları şehrin zenginleridir. 54 kasım-aralık 2008
Ortalama bir Türk insanı çocuğunu Hava Kuvvetleri Komutanı sanki askere gönderirken asker ocağındaki uzayda yaşıyor. Tatilimi yarıda kese- komutan ona babalık yapacak diye dü- mem ölenleri evladım gibi görmek zo- şünüyordu. Ancak şimdi kafası karış- runda değilim gibi bir açıklama yapıyor. tı. Vatan hizmeti, peygamber ocağı di- Anne babaların çocuğunu askere gön- ye düşünürdü, Oğlu gitmek istemese derme motivasyonunu kırıyor. TSK’yı de onu motive ederdi.’ Ana kucağı değil asıl bu anlayış yıpratıyor. asker ocağı’ derdi. Şehitliğin kutsallığı- na inanmıştı. Bunun için vatan sağolsun Bu arada olumlu gelişmeler de oldu. derdi. Fakat şimdi soru işaretleri uyan- Sayın Genelkurmay Başkanımız içlerin- dı. de değerli Psikiyatrist Prof. Dr. Abdül- kadir Çevik’in de olduğu bir grup aka- Gelen ayrıntı bilgilere göre, Terör ör- demisyenle beyin fırtanası yaptı. Doğu gütü katır sırtında ağır silahları, havan insanının sevgi ve güvenini kazanacak toplarını karakolun yakınına getiriyorlar, adımların atılması için iyi bir başlangıç istihbarat yok. olmasını dilerim. Karakolda bir bölük asker var başla- Sonuç olarak TSK nın kendi kendi- rında muvazzaf, terör eğitimi almış su- ni yıpratmasını önlemek hepimizin so- bay yok. rumluluğudur. Karamsar olmaya gerek yok, TSK nın içinde Sayın Babaoğlu gibi 9,5 saat çatışma sürüyor Roj TV düşünen subay azınlıktadır. Toplumun anında yayına başlıyor askerlerimize değerlerini benimseyen askeri bürok- yardım gelmiyor. Büyük Komuta zaafi- rasinin toplumun desteğine ihtiyaçları yeti var asıl TSK yı bu zaafiyet yıpratı- vardır. yor. Kimse TSK yı yıpratma retoriğinin ar- Buna benzer komuta zaafları hep kasına sığınıp hatalarını örtmeye çalış- oldu Dağlıca Karakolu baskınında da mamalı. benzerdi. Fakat bu sefer ‘karakol ye- ri değiştirilmesi mali nedenlere bağlı- Ortalama bir dır’ şeklinde savunulamaz bir gerekçe Türk insanı resmen açıklandı. Ayrıca 9,5 saat hava çocuğunu askere desteğinin gelmemesi. Ölümlerin savaş gönderirken zayiatı olarak tanımlanıp Çanakkale ka- asker ocağındaki yıplarına benzetilmesi insanları şaşırttı. komutan ona Bu esnada Hava Kuvvetleri Komutanı- babalık yapacak nın Golf Oynamaya aynen devam etme- diye düşünüyordu. si toplumsal tepkiye neden oldu. Ancak şimdi kafası karıştı. Eski Kara Kuvvetleri Komutanımız Vatan hizmeti, E. Orgeneral Sayın Kemal Yamak’ın ki- peygamber ocağı tabında da belirttiği önemli bir gözlemi diye düşünürdü, var. Mehmetçik Bayrağının dalgalandı- Oğlu gitmek ğını, Ezan sesini ve Komutanın başında istemese de onu olmasını görürse savaşır. Askeri savaş- motive ederdi.’ tıracak psikolojik şartları oluşturmamak Ana kucağı değil aslı TSK yı yıpratır. asker ocağı’ derdi. Şehitliğin Çanakkale benzetmesi yap ama ça- kutsallığına nakkale ruhunu düşman kabul et, şehit- inanmıştı. liğin içini boşalt. Asıl TSK yı bu anlayış Bunun için vatan yıpratır. sağolsun derdi. Fakat şimdi soru işaretleri uyandı. kasım-aralık 2008 55
ASDER BÜLTENİ MAKALE AKTÜTÜN KARAKOLU BASKINI Adnan TANRIVERDİ / Emekli Tuğgeneral - ASDER Genel Başkanı Bildirinin “Hakkari ili Şemdinli ilçesi bölge- lere bağlı olarak bir jandarma özel ha- esas önemli sinde bulunan Aktütün Jandarma Sınır rekât bölüğü ve bir komando bölüğü ile bölümü ise, Bölüğü’nün batıdan emniyetini sağla- de takviye edilmiştir. Çatışmanın başla- son cümlesine yan Bayraktepe’deki unsurlarına karşı masından önce görüntü alınan bölgeler, yerleştirilmiştir. 03 EKİM 2008 günü öğleden sonraki topçu ve havanlarla ateş altına alınmış Gerçekten saatlerde bölücü terör örgütü tarafından ve iki kol taarruz helikopterleri de bölge- ilginç, bildiri; Irak’ın kuzeyinde bulunan ağır silahları- de görev almıştır. “Kaynağı neresi nın da desteği ile saldırı girişiminde bu- olursa olsun; bu lunulmuştur. Ayrıca, Aktütün Karakolu’na on kilo- tür haberlerle metre mesafede Irak’ın kuzeyinde bir Türk Silahlı Çatışmalar esnasında bir astsubay, terörist grup tespit edilmiş ve bu terörist Kuvvetlerine altı uzman erbaş, sekiz erbaş ve er ol- grup önce Hava Kuvvetleri, daha sonra yöneltilen hukuk mak üzere 15 güvenlik görevlisi şehit topçu tarafından ateş altına alınmıştır. dışı saldırılara olmuştur. Zayiatın büyük kısmı, Irak’ın karşı yalnız kuzeyinden yapılan ağır silah atışları Çatışmalar, akşam karanlığına ka- Türk Silahlı nedeniyle meydana gelmiştir. dar devam etmiştir. Çatışmada yara- Kuvvetlerinin lanan personel, tedavi edilmek üzere değil, onun Saldırıdan önce, bir jandarma özel uçakla Ankara’ya getirilmektedir. İki uz- gerçek sahibi harekât timi ile takviye edilen emni- man erbaş ile henüz temas kurulama- yüce Türk yet unsurlarının bulunduğu Bayrakte- mış olup bölgede arama faaliyetleri de- milletinin pe Bölgesi’nde bir bölüğe yakın kuvvet vam etmektedir. de yasal ve bulunmaktaydı. Ayrıca, bölge gelişme- demokratik tepki Çatışmalar süresince, 23 terörist et- göstermesi doğal bir beklentidir.” cümlesi ile son buluyor. 56 kasım-aralık 2008
kisiz hale getirilmiş olup Hava Kuvvet- verilmesini sağlamak için seçilmiş olabi- Hem Musa leri ve topçu ateşleri sonucunda etkisiz lir. Yani, özetle yurt içindeki unsurlarının Peygamberi ve hale getirilen terörist miktarı henüz tes- moralini düzeltmek ve kış tertiplenmesi- ümmetini yok pit edilememiştir.” (1) ni kolaylaştırmak amacına matuftur di- etmek için, yebiliriz. Kızıldeniz’e at Baskın ile ilgili Genelkurmay Baş- süren Firavun’un kanlığının basın açıklaması yukarıya çı- Baskını gerçekleştiren gruplar muh- sadece kendisi karılmıştır. temelen, Küçük Zap ve Şemdinli Çayı Kızıldeniz’de gark Vadilerindeki Baysan, Mezi, Karyade- olmadı ki. Yaptığı Şehitlerimize Allah’tan rahmet, Aile- re ve Avaşin Kamplarından 01/02 Ekim cinayetlerde ve lerine sabırlar dilerim. Etnik terörün ha- gecesi hareket etmiş; 02 Ekim gündü- kötülüklerde de rekât alanı haline gelmiş olan sınırları zünü harekât üslerinde geçirmiş; 02/03 yalnız değildi kontrol eden sınır karakolları, baskınla- Ekim gecesi de baskın mevzilerine yer- o bedbaht. rın bir numaralı hedefleri durumundadır. leşmiş; hareketliliği haber alarak emni- Firavun’la Bu Karakolları savunan askerlerimiz de, yet tedbirlerini gece boyu arttıran gü- beraber, Firavuna savaş halindeki birliklerin en ilerdeki em- venlik güçlerimizin durumunu dikkate tabii olanlarda niyet kuvvetleri konumundadır. Şehitle- alarak eylemini, birliklerimizin daha ha- rezil, rüsva rimiz mutlak şehit, tecavüze maruz ka- zırlıksız olacaklarını değerlendirdikleri oldular. O deryada lan ve cansiperane mevkilerini savunan ve gece görüş ve diğer teknik donanım onlarda gark askerlerimiz de gazilerimizdir. Onlar va- üstünlüğünün işe yaramayacağı, kendi oldular. Ebediyen tanımızın gerçek sahipleridir. Allah(cc) ateşlerini daha iyi tanzim edebilecekle- mahvoldular. kutsal mücadelelerinin ecrini nasip et- ri, gündüz ve öğle vaktinde gerçekleştir- sin. Ne mutlu bu şuur ile görev yapan miş olabilirler. şehit ve gazilerimize..! Güvenlik Kuvvetlerimiz Genelkur- Terör örgütünün etkili eylemleri, gü- may Bildirisinden de anlaşılacağı üzere venlik kuvvetlerimizin arazide tertiplen- ve muhtemelen, istihbarat kanallarından meleri safhasını içeren ilkbahar ayları terörist grupların hareketliliğini tespit et- ile toplanma hazırlığı içinde bulunduk- mişlerdir. Hem mevzilerin takviyesi hem ları sonbahar aylarında vuku bulmakta- de sınır ötesi topçu ateşinin açılması ve dır. Küçük çaplı ancak sınır içinde yay- helikopterle silahlı taarruz harekâtının gın tahrip ve pusu eylemleri de atama yapılması, hareketliliğin haber alındığını nedeniyle muvazzaf personelin görev göstermektedir. Muhtemelen iki geceyi değişikliğinin yapıldığı Temmuz ayında en üst düzey güvenlik tedbiri ile geçiren yapılmaktadır. birliklerimiz, yorgunluğun ve beklenen baskının gece gerçekleşmemiş olması- Son baskın, uzun bayram tatilinin nın etkisi ile daha düşük alarm durumu- ortasında ve kış konuşlanmasının ha- na geçirildiler ve baskın anında açılan zırlıklarının yapıldığı bir tarihe ve gün ilk ateşler nedeniyle de ağır zayiata ma- içinde de cuma saatine, öğle yemeği ruz kaldılar. vaktine, personelin çoğunun açıkta bu- lunduğu zamana rastlatılmıştır. Mevsim itibarı ile yapıldığı tarih, şu- bat ayında yapılan sınır ötesi kara ha- rekâtı ve yıl boyunca yapılan hava ta- arruzları neticesinde büyük kayıplara uğrayan terör örgütünün yurt içi unsur- larının kış tertiplenmesinde, bulunduk- ları köy ve mezralarda sıkıntı çekmesini önleyecek psikolojik ortamın yaratılma- sı amacıyla, varız ve etkiliyiz mesajının kasım-aralık 2008 57
ASDER BÜLTENİ MAKALE Sayın Gayri nizami kuvvetlere karşı sabit hazırlıkları taaruzi harekât ile bozulmalı Genelkurmay tesislerin ve mevzilerin savunulması ve ve dezavantaj avantaja çevirerek, bir ta- Başkanımız, savunma tedbirlerinin sürekli en üst dü- raftan sabit tesis ve birliklerimiz korun- zeyde muhafaza edilmesi mümkün de- malı diğer taraftan da teröristlere azami Üniversiteli ğildir. Yorgunluk, bıkkınlık, haber ve bil- zayiat verdirilmelidir. genç kızlarımıza gilerin beklenen zamanda tahakkuk etmemesi gibi sebeplerle tedbirlerdeki Aktütün Karakol baskınına döner- uygulanan gevşeme anını bekleyerek baskının yer sek, terörist grupların hareketliliğinin yasağın ve zamanını tespit etme insiyatifinin te- tespit edildiği andan itibaren, yeteri ka- rörist grupların elinde bulunması, sabit dar özel harekât timi hareketliliğin tes- kaldırılması için birlikleri, sürekli baskına uğrama riski ile pit edildiği koordinatlara ve en yakın sı- TBMM tarafından karşı karşıya bırakmaktadır. Yani insiya- nır ötesi PKK kamplarına sızdırılmalı tif daima hareket halinde olandadır. Ak- idi. Teknik üstünlük dikkate alınarak ge- hazırlanan tütün Karakolu baskının ağır bilançosu- celeyin, istihbarat desteği ile, özel tim- Anayasa nun sebebi araştırılıp tenkit edilirken bu ler terörist gruplarla temas sağlayacak husus göz ardı edilmemelidir. şekilde yönlendirilmeli ve sabit tesislere değişikliğinin baskın gerçekleşmeden terörist gruplar Anayasa Sabit karakol ve birliklerin bu has- pusuya düşürülmeli ve sınır ötesi kamp- sasiyetini ortadan kaldırmak ve terörist larına baskın yapılmalıydı. Hava deste- Mahkemesi grupları baskına uğratmak için, bu grup- ği ve topçu atışları da sızan özel timle- tarafından ları kendi seçtikleri yer ve zaman dışın- rin gözetleyerek tarif ettikleri hedeflere da, birliklerimizin kesin üstünlüğüne im- yapılmalıydı. iptal edilmesini kân veren yer ve zamanda, çatışmaya “malumun ilanı” zorlamakla mümkündür. Yani insiyatif Sınır ötesi harekât da bu tür operas- teröristlerin elinden alınmalıdır. yonlardan oluşmalıdır. Terörle mücade- olarak değer- lede istihbarat, eğitimli birlikler kadar lendirmişti. TSK’nın bu imkânı vardır. 24 yıllık önemlidir. Tespit edilebilen her hedef Acaba, parti tecrübe, antiterör birliklerimizin kontr- uygun büyüklükteki birlikle bertaraf edil- kapatma atakla sabit tesislerin savunulması tak- melidir. Teröristlerin yakasına yapışıl- tiklerini geliştirmiş olması gerekirdi. Yani malı, hiç bırakılmamalıdır. Teması kes- davasında da, sabit tesislere yönelen terör gruplarının meye muvaffak olan her terörist grubun yine malumun ilanı, bir kararın çıkması için mi çalışılıyor? 58 kasım-aralık 2008
baskın için bir potansiyel oluşturacağı edilmeli ve bu birliklerin personeli özel Hem Musa unutulmamalıdır. eğitime tabi tutulmalıdır. Peygamberi ve ümmetini yok Bu uygulama TSK için, yeni bir kon- Terörle mücadelede askeri harekâtın etmek için, sept ve görev bölümüne ihtiyaç göster- yanı sıra, bölgede siyasî, sosyo-kültürel Kızıldeniz’e at mektedir. Terörle mücadelenin yurt içi ve ekonomik tedbirler de bizzat Bakan- süren Firavun’un bölümü Jandarma Genel Komutanlığı- lar Kurulu tarafından yerinde alınarak sadece kendisi na bırakılmalı, yurt dışı ise Genelkur- uygulamaya sokulmalıdır. Kızıldeniz’de gark may Başkanlığının sorumluluğunda bu- olmadı ki. Yaptığı lunmalıdır. Terör belasından kurtulmanın yolu, cinayetlerde ve devletin bütün gücü ile ve bütün saplan- kötülüklerde de PKK Terörünün yoğun olarak görül- tılardan kurtularak bölgede yoğunlaş- yalnız değildi düğü bölgedeki jandarma birlikleri bir ması ile mümkündür. o bedbaht. komuta altında bulunmalı; Sınır ötesi Firavun’la harekât için Özel Kuvvetler Komutanlığı Bu yolda umut verici gelişmelerin ya- beraber, Firavuna görevlendirilmeli ve bölgeye intikal etti- kın olduğu inancıyla ve bu gün millet- tabii olanlarda rilmelidir. çe yaşadığımız üzüntünün daha huzur- rezil, rüsva lu ortamlara vesile olacağı düşüncesi oldular. O deryada Jandarma Asayiş Komutanlığı ile ile tekrar şehitlerimize rahmet, aileleri- onlarda gark Özel Kuvvetler komutanlığı bölgede ye- ne sabırlar diliyorum.05 Ekim 2008 oldular. Ebediyen ni oluşturulacak bir taktik Komutanlığa mahvoldular. bağlanmalıdır. Bunun için yeni bir karar- gâh ve yeni bir orduya ihtiyaç vardır. Bu komutanlığa yeteri ölçüde hava gücü ve helikopter de tahsis edilmelidir. Mevcut Kara Kuvvetleri iç güvenlik ve komando birlikleri Jandarma Genel Komutanlığına devredilmelidir. Jandarma Genel Komutanlığının iç güvenlik harekât ihtiyacı için, yükümlü- lerden muvazzaflık hizmetleri sırasın- da, eğitim merkezlerindeki temel eğitimi müteakip yetenekli oldukları tespit edi- lenlerden ve gönüllü olanlardan, ücret- leri karşılığında, hizmet sürelerini 3-4 yı- la çıkarmak suretiyle özel birlikler teşkil (1)Genelkurmay Başkanlığı 04 Ekim 2008 tarihli Basın Bildirisi kasım-aralık 2008 59
ASDER BÜLTENİ RÖPORTAJ ACI SİRKE KABINA ZARAR VERİR Milli Güvenlik Prof. Dr. Nevzat TARHAN Kurulu’nda sivil Hiç kimse yanlış teşhis koy- politikacılara duğu bilinen bir doktora hastasını fırça atmaya götürmez. Bunun gibi hiç kimse alışmış ‘Asker de askerlik, şehitlik, ölüme gitme konularında üst üste kusurlar ya- Politikacı’ pan ve bu kusurunu itiraf edip çö- alışkanlığının züm aradığını, dersler çıkardığını basına ve topluma fark etmeyen komutanların oldu- ğu bir birliğe çocuğunu gönder- yöneltilmesi mek istemez. ‘farkındalık eksikliği’nin “Kim sızdırdı bulacağız... Bu- nu herkesin anlamasını istiyo- işaretidir. rum... Herkesi dikkatli olmaya ve doğru yerde bulunmaya davet ediyorum” Bu sözler Sayın Genelkurmay Başkanımız İlker Başbuğ’a ait. Son basın toplantısını bir farkın- dalık analizinden geçirmemiz ge- rekiyor. Birincisi, gazeteciler ga- zetecilik görevini Türk Silahlı Kuvvetleri’ne karşı yapmıyorlar veya yapamıyorlardı. Şimdi yap- maya başladılar. Bunu kabul et- mekte zorlanıldığı anlaşılıyor. İkincisi, acı gerçeklerle yüz- leşmek istemeyen bir kimsenin ruh hali içinde olunduğu o kadar belli oluyor ki, yüz ifadesi mimik ve jestler insanları korkutmuyor, şaşırtmıyor sadece sorgulatıyor ve endişelendiriyor. Üçüncüsü, Milli Güvenlik Kurulu’nda sivil politikacılara fır- ça atmaya alışmış ‘Asker Poli- tikacı’ alışkanlığının basına ve topluma yöneltilmesi ‘farkındalık eksikliği’nin işaretidir. Dördüncüsü, sorumluluk duy- gusu yüksek bir kimsenin kendi- ni çaresiz hissettiği zamanlardaki bir ruh halinin varlığını görebili- 60 kasım-aralık 2008
yoruz. İşler yolunda gitmezse öfkelenir, Çoğu zaman acı gerçekle yüzleş- Bir insanı ikna kontrolü kaybettiği için orantısız tepkiler mek istemeyen bir kimse sorunun psi- etmenin yolu verir ve abartılı davrandığı için de haklı kolojik yükünden ve baskısından kurtul- kabullenip iken bile haksız duruma düşer. mak için sorumluluğu kendi dışında bir yönlendirmektir. nedene bağlar. Böylece geçici olarak Karşımıza alıp Beşincisi, bazı maganda erkekler rahatlar. Fakat kendini aldattığı için orta düzeltmeye vardır, pek çok yanlışlar yapar eve geç ve uzun vadede kaybeder. çalışmak yerine gelir, geldiğinde de bağırıp çağırıp her- yanımıza alıp kesi susturur, böylece evde asayiş ber- Terör konusunda askeri bürokrasinin rehber olmaktır. kemal gibi gözükür. Fakat çocuklar ba- beceriksizliği o kadar belirginleşti ki in- Karşı tarafa önem baya derin ve sessiz bir öfke hissederler, sansız uçak alarak anlık istihbaratla so- verdiğinizi değerli ileri yaşta babaya düşman olurlar. Yan- runun çözüleceğini söylemiş Orgeneral gördüğünüzü lış varsa kabul etmek yoksa dinleyip ik- Babaoğlu. Bu yoksul milletin milyon do- hissettirir. Tabi na etmeye çalışmak zordur ve olgunluk larları silah tüccarlarına gidecek. Yanlış bunu fikrine gerektirir. teşhis, yanlış ve pahalı tedavi. güvenenler yapar. Bağırıp, çağırıp, Eğer generallerimiz ‘Esip gürleyerek’ Kuşatılmış ruh halindeki kişilerin iç- susturarak insanları susturacağını ve kontrolü elle- lerindeki korku o kadar ilerler ki ellerin- kendimizi iyi rinde tutacaklarını düşünüyorlarsa mes- deki barutu sonuna kadar kullanırlar, hissedebiliriz ama leki körlük içindeler demektir. Tehditvari kendileri ile birlikte gemi de batar. sorunu çözemeyiz. konuşmalar, suçlayarak ve insanları de- ğersizleştirerek yapılan açıklamalar akıl Farkındalık eksikliği o kadar belir- ve sağduyu zaafı göstergesidir. Bekle- gin ki arkasına dört kuvvet komutanı- nenin ötesinde amacın tersini besler ve nı alarak kaşı çatık bir şekilde 12 Eylül öfke birikimine neden olur. 1980’i çağrıştırır tarzda ‘En büyük biziz, biz nirvanaya ermişiz, bizi eleştirenin Çocuklarını askere gönderen aile- canına okuruz’ beden dili ifadesi veril- lerin rahatlatılması yerine onların en- meye çalışılmış. Tabi toplum yerse. 12 dişeleri daha da arttı. “En büyük kusur Eylül’de yemişti, ancak halen hazımsız- kusurunu bilmemektir” sözü halka mal lık sürüyor, darbe hukukunun sancıları olmuş büyük sözlerdendir. Askerlik ça- bitmiyor. ğında çocuğu olan ailelerin ‘böyle öfkeli, soğukkanlılıktan uzak bir komutanın ol- “Problemin çözümünü ve açıklığa duğu asker ocağına çocuğumuzu gön- kavuşmasını gözardı et, kamuoyuna derirsek çocuğumuzu harcamış oluruz’ nasıl sızdırıldığının üzerinde dur” bu hiç diye düşünmelerini normal kabul etmek dürüst bir davranış değil. gerekiyor. Artık siyasetçilerimiz de gözlerini Bir insanı ikna etmenin yolu kabulle- dört açsınlar. Türkiye’yi çağdaş hukuka nip yönlendirmektir. Karşımıza alıp dü- kavuştursunlar. Gemiyi batıracak öfkeli zeltmeye çalışmak yerine yanımıza alıp general istemiyoruz. rehber olmaktır. Karşı tarafa önem ver- diğinizi değerli gördüğünüzü hissettirir. Tabi bunu fikrine güvenenler yapar. Ba- ğırıp, çağırıp, susturarak kendimizi iyi hissedebiliriz ama sorunu çözemeyiz. Haklılığına inanan bir insanın esip gürlemesine gerek yoktur, sağlam fikir- lerini haklı gerekçelerini sayar ve varsa hatasını kabul eder. Böyle bir insan kü- çülmez, saygı uyandırır. Ayrıca yalnız- laşmaktan kurtulur. kasım-aralık 2008 61
ASDER BÜLTENİ MAKALE Burası Türkiye! BÖLÜCÜ KIM? Gürcan ONAT PKK bölücü terör Güneydoğu hadiselerinde ortalık toz manda PKK türetildi. O günden bu güne örgütü deniliyor. duman. Herkes kafasına göre birileri- kadar, bu musibetle uğraşıyoruz. Bunda hiç şüphe ni suçluyor. İktidar bir telden, muhale- yok. Bölücü terör fet ayrı bir telden, asker farklı bir telden, Herkesin bildiği şeyleri tekrarlama- örgütüdür. Bunu medya ise bambaşka telden çalıyor. nın anlamı yok. Artık her şey göz önün- Olan orada yaşayan vatandaşlarımıza de oluyor. tespit etmek oluyor. kolay. Ancak, Ben bilindiği halde göz ardı edilen niçin, yani hangi Takkeyi önümüze koyup samimi bir veya görülmemeye çalışılan bazı hu- gerekçelerle şekilde, acı gerçekleri dikkate alarak suslara dikkat çekmek istiyorum. çıktı? Çıktıktan düşünelim. 1. PKK bölücü terör örgütü deniliyor. sonra hangi Cumhuriyet ilan edildikten sonra, sa- Bunda hiç şüphe yok. Bölücü terör örgü- materyalleri vaştan çıkmış harap-bitap ülke yeniden tüdür. Bunu tespit etmek kolay. Ancak, kullandı? İşte inşa edilirken güney doğu için neler ya- niçin, yani hangi gerekçelerle çıktı? Çık- bunun cevabını pıldı? tıktan sonra hangi materyalleri kullandı? tüm kurumlar İşte bunun cevabını tüm kurumlar kendi kendi kafasına İlk yıllarda, o günün şartlarına göre kafasına göre veriyor. Tamam, versinler, göre veriyor. bir şeylerin yapılmaya çalışıldığını tes- bunun cevabını aramıyorum. Şunu arı- Tamam, versinler, pit ediyoruz. Mesela; şeker fabrikaları, yorum; “bu terör örgütünün malzemele- bunun cevabını çimento fabrikaları yurdun değişik vila- rini kullanılamaz hale getirmek için dev- aramıyorum. yetlerine taksim edilmeye çalışılmış, v.s. let bu güne kadar ne yaptı?” İşte bunun Mustafa Kemalin vefatından sonra, ikti- cevabını ciddi olarak araştırmamız ve dar mücadeleleri ve silahlı kuvvetlerin samimi olarak vermemiz ve acı gerçek- müdahalelerinin başladığını görüyoruz. leri kabullenmemiz gerekiyor. Eğer ki; Resmi kayıtlı son ihtilaldan sonra Tur- çözüm istiyorsak! gut Özal’ın gelişi ile ülke ciddi manada kabuk değiştirmeye başlayarak, çağ at- 2. Bütünleşme, kaynaşma ortak de- lama gayretine girdi. Ancak tam bu za- ğerlerde olur. Yani aynı apartmanda 62 kasım-aralık 2008
yaşayan bir ateist ile ben dindar bir in- etmek için değil, bilakis onların haklarını Elbette ben san olarak camide bir araya gelemem. korumak ve insanca yaşamalarını temin bir Türk olarak Ama apartmanımızın önündeki bahçe- etmek için vardır. İnsan devlet için değil, Türklüğümle yi yeşillendirirken, bir araya gelip omuz devlet insan içindir. gurur duyuyor omuza çalışabiliriz. Bahçe için çalışır- ve bunu ifade ken de birbirimize inançlarımızı dayat- SAKARYA-DİYARBAKIR etmekten mayız! Tabii, derdimiz bahçeyi güzelleş- çekinmiyor ve tirmek ise. Ben, Sakaryalı bir Türküm. Abdullah sakınmıyorum. Diyarbakırlı bir Kürt. Yetişme tarzımız, Ancak, Kürtün 3. Aynı apartmanda yaşayan sakin- kültürümüz, adet ve geleneklerimiz çok de Kürtlüğünden lerden beş tanesi Türk, iki tanesi Kürt, farklı. Olaylara yaklaşım ve bakış açı- gurur duymasını iki tanesi Çerkez, bir tanesi Ermeni mız da farklı. Ancak biz aynı dernek ça- ve çekinmemesini ise; apartmana isim koyarken “Türkler” tısı altında, on yıldır birlikteyiz. Birlikte, ve sakınmaması apartmanı veya “Kürtler” apartmanı di- mücadele yürütüyoruz. Bugüne kadar gerektiğini neden yemeyiz. Ortak bir isim bulmamız ge- bir gün, her hangi bir konuda tartışma- kabullenmiyorum rekir! Hadi diyelim ki koyduk, Diğer sa- dık. Çünkü bizim öyle bir ortak değe- ve kinler; -“Olabilir, Türklerin sayısı bizden rimiz var ki; bu ortak değer diğer bü- savunmuyorum? çok, biz bu ismi kabulleniyoruz” diyebi- tün farklılıklarımızı göz ardı ediyor. Biz Hatta azınlıkların lirler. Peki, bu apartmanın girişine tam Abdullah’la aynı inanca sahibiz. Yani da! Neden Rum merdivenlerin karşısına “Ne mutlu Tür- din kardeşiyiz ve birbirimizi seviyoruz! ben Rum’um, küm diyene” yazabilir miyiz? Yazarsak; Dostluğumuzu hiç kimse bozamaz! Ermeni ben apartmanda oturan diğer sakinlere ayıp Ermeni’yim etmiş olmaz mıyız? Hele bir de Kürtlerin VATANSEVER KİM? demekten oturduğu katta tam kapılarının karşısına çekinsin? Farklı bu yazıyı asarsak bu durum, bir haka- Vatan, millet kavramlarını kendi an- ırklara ait ret olmaz mı? Elbette ben bir Türk ola- layışlarına göre yorumlayarak, diğer va- olan insanlar rak Türklüğümle gurur duyuyor ve bunu tandaşlarına hayat hakkı tanımayanlar birbirlerine karşı ifade etmekten çekinmiyor ve sakın- mı? ırki üstünlük mıyorum. Ancak, Kürtün de Kürtlüğün- dayatabilir mi? den gurur duymasını ve çekinmemesi- Vatandaşın oyları ile iktidara getirdi- Unutulmamalıdır, ni ve sakınmaması gerektiğini neden ği partileri rejim karşıtı diye suçlayarak, Allah indinde kabullenmiyorum ve savunmuyorum? kendi iktidarlarını elde edebilmek ama- üstünlük ancak Hatta azınlıkların da! Neden Rum ben cıyla bir takım güçleri tahrik eden, de- takva iledir. Rum’um, Ermeni ben Ermeni’yim de- mokrasiyi içine sindirememiş kimseler mekten çekinsin? Farklı ırklara ait olan mi? insanlar birbirlerine karşı ırki üstünlük dayatabilir mi? Unutulmamalıdır, Allah Vatan elden gidiyor nutukları atarken indinde üstünlük ancak takva iledir. Ne bir taraftan halkın seçtiği hükümetleri Arap’ın Arap olmayana ne de Arap ol- çalışamaz hale getirip, ülkeyi kriz orta- mayanın Arap’a üstünlüğü vardır. Do- mına sürükleyenler mi? layısıyla; tamamen Kürtlerin yaşadı- ğı topraklara “Ne mutlu türküm diyene” Vatandaşın oyları ile hiçbir zaman ik- yazmak onları isyana tahrik etmekten tidara gelemeyeceğini anlayıp, çetelerle başka bir şey değildir. işbirliğine girerek, darbe ortamı hazırla- yanlar mı? 4. Şimdi kabulleniyoruz, fakat biz Kürt vatandaşlarımızın ana dilleriyle ko- Yoksa vatanı, vatandaşı için, hep bir- nuşmalarını senelerce yasaklamadık likte insanca yaşayabilmek için sorumlu mı? olduğu vazifesini en güzel şekilde yap- maya çalışanlar mı? 5. Devlet mevzuat, formalite ve bü- rokrasi üreterek, vatandaşlarına eziyet kasım-aralık 2008 63
ASDER BÜLTENİ NOSTALJİ Ali COŞAR aşağı kaynar sular döküldü. Ağladım. Albaya şiddetle sitem ettim. Başınıza bu şekilde bir hadise ge- leceğini hissetmiş miydiniz, neden? Başıma böyle bir hadise geleceğini, daha Harp Akademisinde (1992) okur- ken tahmin ediyordum. Çünkü dini has- sasiyeti olan, hanımı tesettürlü olan bir çok Sb./ Astsb. meslekten atılmıştı. Bir gün sıranın bize de geleceğini biliyor- dum. Emekli Sizi tanıyabilir miyiz? Son görev yeriniz neresiydi, göre- edildiğimin viniz neydi? kararı, bağlı Ben Ali COŞAR, 1960 Çanakkale olduğum Garnizon doğumluyum. 1981 yılında KHO’ndan Son görev yerim; 3 ncü Orduya bağ- Komutanı olan Tnk. Teğmen olarak mezun oldum. Çe- lı, 4 ncü Zh. Tugay Kandilli-Kesikköprü Kur. Alb.’ın şitli birliklerde Tk., Bl., Tb. K.lığı; Tb. Kh. Garnizonu Tug. K. Yrd.lığı Hrk. ve Eği- odasında tebliğ Sb. ve Tug. K.lığı Kh. Sb. olarak başa- tim Kıs. A.liği, Kandilli-AŞKALE/ERZU- edildi. Karar rıyla hizmet verdim. 1992 yılında Kara RUM idi. okunmadan Harp Akademisini kazandım. Eşimin te- önce, silahım settürü nedeniyle, eğitimimi tamamlaya- Amirleriniz ve çalışma arkadaşla- ve ekipmanı ile madan, tekrar kıt’aya atandım. Meslek rınızın bu olaya tepkisi nasıl oldu? askeri kimlik hayatım boyunca 40’ı aşkın takdirna- kartım alındı. me, KKK. lığı başarı ödülü, ferdi atış ba- Amirim olan Kur. Alb. Necdet Sonra YAŞ kararı şarı madalyası, bölüğümle eğitim, spor SEZGİNLER’in bu olaya tepkisi gayet okundu. Sanki ve bakım flama başarılarım mevcuttur. soğukkanlı ve vazife gereği bir tutum ol- başımdan aşağı 1998 yılı Aralık şurası ile resmen emekli du. Kararın YAŞ tarafından verildiğini, kaynar sular dilekçesi verebilme hakkıma 18 gün ka- kendisinin de bu olaya üzüldüğünü ve döküldü. Ağladım. la YAŞ kararıyla re’sen emekli edildim. yapacak bir şeyinin olmadığı şeklindey- Albaya şiddetle Rütbem (2,5 yıllık) Binbaşı idi. di. Çalışma arkadaşlarımın önemli bir sitem ettim. kısmı, başıma böyle bir şey geleceğini Emekli olduktan sonra, 2 yıl özel bir (Önceden beni tanıyanlar) tahmin edi- şirketin Genel Müdürü olarak çalıştım. yorlardı. Bir kısmı ise çok şaşırdı, üzül- 2002 yılı Ağustos ayından beri, özel bir düler. Benimle beraber ağlayanlar oldu. şirkette yönetici olarak çalışmaktayım. Evliyim, 2 oğlum var. Amirlerinizle aranızdaki diyalog nasıldı? Emekli edildiğinizin kararı size ne şekilde tebliğ edildi, o anki duygula- Amirlerimle aramda iyi bir diyalog rınızı anlatabilir misiniz? vardı. Tank sınıfının disiplinli, tecrübe- li, atik–tetik bir Subayı idim. Kurmaylık Emekli edildiğimin kararı, bağlı ol- tahsili görmüş olmam hasebiyle MES- duğum Garnizon Komutanı olan Kur. LEKİ fikir ve icraatlarıma saygı ve itibar Alb.’ın odasında tebliğ edildi. Karar gösterilir; toplantı ve tatbikatlarda gö- okunmadan önce, silahım ve ekipma- rüşlerim alınırdı. Saygı ve sevgi ortamı nı ile askeri kimlik kartım alındı. Son- içindeydik. ra YAŞ kararı okundu. Sanki başımdan Takdir veya cezalarınız var mıydı? 40’ı aşkın takdirnamem, 2 defa K.K.K.lığı para ödülüm, tabanca atış şampiyonluğu madalyam vardır. Özellik- le “sakıncalı” statüsüne alındığım 1995 yılından itibaren defalarca takdir verile- 64 temmuz - ağustos 2008
cekler listesine yazılmama rağmen, kır- itibaren hiç sorun yaşadınız mı? İn- Suçladıkları mızı kalemle ismim çizilmiştir. san haklarına aykırı herhangi bir mu- özellikler, ameleye maruz kaldınız mı? tamamen İslam’ın Hiç cezam yoktur. 1994-95 yılında, 8 bir müslümanda Ay 1 nci Zh. Tugay Disiplin Sb. Olarak, Emekli olduğum güne kadar yaşadı- varolmasını başarıyla ikiz görev yaptım. ğım sorunları yazsam kitap olur: emrettiği davranış, tavır Ne ile suçlandınız? İlk problem, evlendikten sonra otur- ve kıyafetlerdir. duğumuz askeri lojman ortamında, Bunların hepsinin “Disiplinsizlik” ile suçlandım. Oysa komşular arasında dışlanmamız şeklin- keşke bizde ben mevcut İç Hizmet Kanunu ve Yö- de oldu. Daha sonra alıştılarsa da hep daha fazlası netmeliği ile Askeri Ceza ve Disiplin bir soğukluk var oldu. olsaydı. Yapma Mahkemeleri Kanununu hem en iyi bi- gayreti içinde len, hem de uygulayan, uygulatan bir 2 nci problem, Üsteğmenliğe terfi olduk olacağız. Subaydım. “ Disiplinsizlik” yaftasını, or- ettiğim 1984 yılında, rütbe takma töre- Buna karşılık bir du mensupları arasında yaygınlaşan as- ninde yıldızlarımdan birini omzuma ta- batı ülkesinde, ri alışkanlıklar, hizmet dışındaki zaman- kan eşimin kıyafetinin yadırganması ve bir Hıristiyan larda orduevi, ordupazarı, lojmanlarda yabani bakış ve tavırlara maruz kalma- olmak, kınanma cereyan eden sosyal ve beşeri ortamlar- mızdır. sebebi olması daki davranışlarımız nedeni ile bize vur- bir yana, övgü ve dular. Yukarıda sözü edilen suçlama, ta- Daha sonra, KIBRIS’ta meslek sına- kıymetli insan mamen askerlik hizmeti dışında “asker vından yüksek bir not almama rağmen, olma sebebidir. kişi” olmayan eşimin kıyafeti ve sosyal Yabancı dil kursuna gönderilmedim. Hatta onlar davranışlarına indirgenmiştir. İnanç de- Kurs için seviye tesbit sınavına çağır- işlerine geldiği ğerlerimiz ve dünya görüşümüzün fark- malarına rağmen, kursa çağrılmadım. yer ve zamanda lı olmasını, ordunun teamülü gibi gös- Müslümanları terdikleri batı ülkelerinin insanlarına has Kurmaylık öğrenimine hak kazandı- da el üstünde ortamlara katılmayışımız, katılmaktan ğım sınavı 1992 yılında kazandığımda, tutarlar. kaçınmamız veya mecburen katılsak da Tabur komutanım olan Yarbay kendisi- onların istediği ölçüde asri kıyafet, tavır ne birçok kişiden (benim gibi bir Suba- ve hareketlere dönüştürmediğimiz için, yın kurmay olmasına imkân sağlayacak “fundamentalist” ve “ irticacı” kabul et- olumlu sicil notunu verdiği için) tenkid mişler ve hiçbir mahkemede yargılaya- ve serzeniş tepkileri geldiğini itiraf et- madıkları için, hiçbir ceza kanunu ve di- miştir. Fakat bunlara Tabur komutanım siplin yönetmeliğinde yer almadığı için aldırış etmediğini bildirmiştir. suçumuzu somutlaştıramamışlar; “di- siplinsiz” gerekçesine sığınarak, yargı Kurmaylık öğrenimim sırasında, denetimi dışında antidemokratik YAŞ yapılan tanışma çayı ve kokteyline, kararıyla bertaraf etmişlerdir. Ayrıca ben ANKARA’da olan eşim katılmamıştır. ve eşim namaz kıldığımız, İslam’ın ge- Esasen kendisi Diyanet İşleri Başkan- rektirdiği diğer vecibeleri icra ettiğimiz lığı Kur’an öğreticisi bir memurdur. Be- için, irticacı kabul edildik. nim kurmay olabilmem için, eşimin başı- nı açması gerektiği; ya da benim ondan Suçlanmış olduğunuz özellikler boşanmam istenmiştir. Ben bunları ka- gerçekten sizde var mı? bul etmediğim için, öğrenimime son ve- rilerek kıt’aya sürgün edildim. Kaza- Suçladıkları özellikler, tamamen nılmış hakkım zayi oldu. Eşim de kalp İslam’ın bir müslümanda varolmasını hastası oldu, hastaneye kaldırıldı. emrettiği davranış, tavır ve kıyafetlerdir. Bunların hepsinin keşke bizde daha faz- Daha sonra 1 nci Zh. Tug. K.lığı (Ha- lası olsaydı. Yapma gayreti içinde olduk dımköy) bünyesindeki 2 nci Tnk. Tb. olacağız. Buna karşılık bir batı ülkesin- K.lığına atandım. (1996) (Bnb. olmuş- de, bir Hıristiyan olmak, kınanma sebe- tum) Tug. Komutanı düzenlenen bir bi olması bir yana, övgü ve kıymetli in- baloya, protokolde olmam hasebiyle, san olma sebebidir. Hatta onlar işlerine eşimin tesettürle gelmemesini, ya da geldiği yer ve zamanda Müslümanları benim hiç gelmememi emir Astsubayı da el üstünde tutarlar. aracılığı ile haber göndermiştir. Geceye açık olan yeğenim ile birlikte katılmak Silahlı Kuvvetlere ilk nasbınızdan zorunda kaldım. Bu arada, lojmanlara orduevine ve aile kantinine girilmesi, hastane ser- vis aracına tesettürle binilmesi yasak- temmuz - ağustos 2008 65
ASDER BÜLTENİ NOSTALJİ Eşim bu lanmıştır. Emrin okunduğu toplantıda, biri olmalı” veya “eşi tesettürlü olduğu olaylardan son heyecanım ve izzet-i nefsim dayana- halde, kurmay olmaya kalkan salak ve madı. Ben lojmanlarda oturmuyor olma- saf biri” gözüyle bana bakıyorlardı. Bazı derece menfi ma rağmen, bu şartlara maruz kalacak hakperest insanlar da beni teselli ediyor etkilendi. Çünkü olanlar adına kalkıp cesaretle, dünya- ve acıyordu. Bu dönemde aynı birlikte nın hiçbir yerinde ve ordusunda böyle bulunan 3-4 samimi arkadaşımın yakın bulunduğumuz bir şey olmadığını haykırdım. Bu duru- desteğini gördüm (ki bunlardan üçü, da- aile ortamlarında, ma, emri tebliğ eden, Kurmay Yarbay ha sonra 1996-97 yıllarında atılan bi- ses çıkarmadı ise de (ki onun da annesi ri de re’sen emekli olmaktan son anda hep ikinci sınıf, tesettürlüydü ve lojmandaydı) beni Tug. kurtularak normal emekli olabilen arka- hep “öteki” K.lığına ihbar etmiş. Hadımköy’deki loj- daşlardır.) manlarda yer olmasına ve lojman pua- muamelesine nımın da yeterli olmasına rağmen, niçin Tug.K., Kurmaylık tahsili görmem se- Tabii tutulmuştur. lojmanda oturmadığım hep sorgulan- bebiyle, beni Tugay İstihbarat Şb.Md. mıştır. Vekili ve aynı zamanda da Tugay Hare- Hakir görülen kat ve Eğitim Şb.Md.lüğüne bağlı olarak bakışlara maruz Sisteme uyanlara ufacık başarıları görevlendirmişti. İsth. Şb. Md. V. ola- kaldık. Kıyafeti nedeniyle takdirname vermeye çalışır- rak, imza yetkim yoktu ve bu yetki Hrk. ken, o projelerde önemli katkım olduğu ve Eğt. Şb. Md. olan kurmay binbaşıya nedeni ile hep halde benim ismim defalarca kırmızı ka- verilmişti. Sakıncalı ve Şüpheli Sb. ve küçümsendi, lemle çizilmiştir. Hatta bana takdirname Astsb.ların evraklarının dolap anahtarı horlandı. Bir veren ve sakıncalı olduğumu bilmediği- bana verilmiyordu. Beni İstihbarat Şb. ni değerlendirdiğim Kolordu Komutanı görevlilerinden ve astım-maiyetim olan uzman çavuşun Korg. Edip BAŞER’e, Tug. K. tarafından Başçavuşa izletiyorlar ve Hrk. Şubedeki açık eşi bile, benim özel durumum hatırlatılmıştır. Kur. Bnb.nın baskısı altında tutuyorlardı. 1995 yılında aldığım bu takdirname en Sonunda NİSAN 1993‘te psikolojik ra- benim eşimden sonuncudur. Bir daha bana ne takdir, ne hatsızlık sebebiyle, Gümüşsuyu Aske- daha fazla itibar teşekkür ne de ödül verilmemiştir, ver- ri Hastanesine sevk edildim. Ankara’da dirilmemiştir. Ama ben bunlar için ça- ailemin yanına gittim. Biraz iyileştim. gördü. lışmıyordum. İçimden geldiği gibi, tüm Şimdi bile halen bu olayları hatırladık- hüsnüniyetimle vazifemi tam yapmaya ça, hıçkırıklara boğuluyorum. Onlara, devam ettim. Bu yüzden bazıları bana “bana bu zulümleri yapanlara” hakkımı (arkamdan) “enayi” dedi. helal etmiyorum. Bana Akademide eşim nedeniyle baskı yaptıkları günlerde çek- Başınızdan geçen bu hadiseler tiğim sıkıntı nedeniyle, mide kanaması ruhsal durumunuzu nasıl etkiledi, hiç tehlikesi geçirdim. 67 kiloya kadar dü- psikolojik tedavi gördünüz mü? şüp çok zayıfladım. (Hamd olsun Şimdi 89 kiloda sıhhatli bir insanım.) Bu olaylar benim, aşırı hassas ve çok alıngan bir ruh hali kazanmama se- Eş ve çocuklarınız ile birinci dere- bep olmuştur. Şimdi bile, askerlik mes- ce yakınlarınız nasıl etkilendi? leğinden ayrılalı 4,5 yıl olmasına rağ- men, dini vecibelerimi yerine getirirken, Eşim bu olaylardan son derece men- kendimi laik sistemin baskısı altında fi etkilendi. Çünkü bulunduğumuz aile hissediyorum ve Tabii bir korunma ref- ortamlarında, hep ikinci sınıf, hep “öte- leksi oluyor. ki” muamelesine Tabii tutulmuştur. Hakir görülen bakışlara maruz kaldık. Kıyafe- Harp Akademileri (kurmaylık) eğiti- ti nedeni ile hep küçümsendi, horlandı. mi hakkım gasp edildikten sonra, 1993 Bir uzman çavuşun açık eşi bile, benim yılı Şubat ayında şiddetli kış ortasında, eşimden daha fazla itibar gördü. Kur- Hadımköy/İSTANBUL’daki “1 nci Zh.” maylığı kazandığım zaman, beni Aka- Tug. K.lığı emrine atanmıştım. Tug. K. demiden uzaklaştırmasınlar diye ve benimle mülakat yaparak, laiklik yönün- eşimi niçin Akademideki lojmanlara, eğ- den ne derece tehlikeli olduğumu anla- lencelere getirmediğimi daha fazla sor- maya çalıştı. Eşim ve iki küçük çocu- gulamasınlar diye, agresif bir durumda ğum, halen ANKARA’daydı. Sinirlerim olduğunu belirten bir rapor almıştım ve çok bozuktu. Tugaydaki herkesin nazar- bunu amirime bildirmiştim. Bu yüzden ları benim üzerimdeydi. “Bu Subay, kur- eşim bana çok kırılmış ve halen de bu- maylıktan alındığına göre çok tehlikeli 66 temmuz - ağustos 2008
nu zaman zaman yüzüme vurmaktadır. rılar için, bir Subayın hanımının açık Mesleğe 01 Yine kurmaylık tahsilime ve ordudan ay- olabileceğine, emekli olduktan sonra Temmuz 1977 rılmama sebep olmaması için, tesettür- kapanabileceğine, tövbe edebileceğine yılında Kara Harp lü olan eşimi resmen boşamak amacıy- inanıyorlardı. Aslında muttaki mü’min Okulu sınavını la, bir mahkeme davası açmış ve bunu insanlardı. Akademiden atıldığımı öğ- kazanarak (Genel Harp Akademileri Komutanlığına bildir- rendiklerinde, bana zarar verdiği için Lise Mezunu miştim. Ancak, hakkımda karar almak eşimin açılmama ısrarı nedeniyle ona olarak) başladım. üzere toplanan akademik kurul, bizi ya- kızıp küstüler. Daha sonra ordudan atıl- Kara harp kından tanıyan akademi öğrencisi diğer dığımı onlara açıkça bildirmedim, ama okulunda (KHO) devre arkadaşlarım ve eşlerinden aldık- komşular ve akrabalar basından öğre- namaz kıldığım ları bilgiler çerçevesinde, 10 yıldır evli nerek, söylenti biçiminde söylemişlerdi. gerekçesiyle olan iki insanın ideolojik ayrılık yaşama- Bu yüzden eşime daha da çok kızdılar. birkaç defa sının mümkün olmadığı anafikri ile, bu 2000 Mart ayında rahmetli olan sevgili numaram tesbit davanın, kendilerini kandırmak için açıl- babam, benim ordudan resmen ve nor- edildiyse de, dığı kararına varmışlar ve benim kur- mal olarak emekli olduğuma pek inan- bu yüzden ceza maylık tahsilimin sona erdirilmesi yö- mıyordu almamıştım ve nünde bildirimde bulunmuşlardır. tam disiplin notu Bu mesleğe girerken başınıza ile 30 Ağustos 1993’te kurmaylıktan ve 1998’de or- böyle bir hadise geleceği hiç aklınıza 1981’de Teğmen dudan ayrılışımın sebebini, küçük yaş- geldi mi, ya da hangi duygularla bu olarak mezun taki çocuklarım anlamakta zorlanıyorlar- mesleği tercih ettiniz, ne umdunuz oldum. Ancak dı. Babalarının ordudan ayrılış sebebini ne buldunuz, tüm olaylardan sonra okul hayatım arkadaşlarına anlatamıyorlar ve sanki mesleğinize, amirlerinize karşı bakış sırasında, bazı kendilerini suçlu imiş gibi hissediyorlar- açınız değişti mi, ya da çağırsalar dö- arkadaşlarımın dı. Büyük oğlum, içine kapanık bir ruh ner misiniz? çok dindar haline sahip oldu. Sosyal kişiliği yara olduğundan ve aldı ve okulunda iki yıl üst üste sınıfta Mesleğe 01 Temmuz 1977 yılında namaz kıldığından kalarak lise 1’den tasdikname ile ayrıl- Kara Harp Okulu sınavını kazanarak dolayı okuldan dı. Halen açıköğretim lisesi 3 üncü sı- (Genel Lise Mezunu olarak) başladım. uzaklaştırıldığını nıfını bitirmeye çalışıyor. Küçük oğlum Kara harp okulunda (KHO) namaz kıl- duymuştum. Bu da okul hayatında çok başarılı değil; or- dığım gerekçesiyle birkaç defa numa- açıdan içimde hep dudan ayrıldığımda yanında oturan sıra ram tesbit edildiyse de, bu yüzden ce- atılma endişesi arkadaşının benden kıdemsiz bir binba- za almamıştım ve tam disiplin notu ile taşıdım. şı olan babasının Tb. K. olmasını gıpta 30 Ağustos 1981’de Teğmen olarak me- ile izledi. Niçin kendi babası erkenden zun oldum. Ancak okul hayatım sırasın- emekli edilmişti de arkadaşınınki üste- da, bazı arkadaşlarımın çok dindar ol- lik itibarlı bir şekilde görevdeydi? Bunun duğundan ve namaz kıldığından dolayı cevabını bana hep sordu. Halen lise-1- ’de öğrenimine devam ediyor, ancak o da vasat bir öğrenci olmanın ötesine ge- çemiyor. Anne babanın üzüntülü halleri- nin onları da etkilememesi mümkün de- ğildir. Yukarıda arz edilen boşanma dava- sı açılması; eşimi kısa süreli de olsa, İstanbul’a bir tanışma çayına açık gel- mesi konusunda zorlamış olmam, O’nu çok olumsuz etkilemiş ve “bu baş ancak kesilirse açılır” demiştir. Halen bu yüz- den bana kırgındır, bazen bu olayı yü- züme vurmaktadır. Ve o günlerde kalp rahatsızlığı nedeniyle ANKARA’da Gül- hane Askeri Tıp Fakültesinde 1 hafta te- davi gördü. Annem ve babam, esasen benim te- settürlü bir hanımla evlenmemi pek arzu etmemişlerdi. Onlar Cumhuriyet döne- minin anlayışı gereği ve dünyevi başa- temmuz - ağustos 2008 67
ASDER BÜLTENİ NOSTALJİ Orduyu, okuldan uzaklaştırıldığını duymuştum. Bu komutanlar Türk ve Müslüman değil milletimizin Bu açıdan içimde hep atılma endişesi miydi? Kurtuluş savaşı, bu dindar, va- kurtuluş savaşı taşıdım. Çünkü atılanlar yüklü bir tazmi- tansever insanların çabalarıyla kazanıl- günlerindeki gibi nat ödemeye mecburdu. Babam fakir bir mamış mıydı? Yüzyıllarca din-i İslam’a inançlı, dürüst, çiftçiydi. Tazminatı ödeyemezdi. Ayrıca hizmet eden, Türk milleti, İslam’la öz- milletin güvendiği onların benden beklentilerini boşa çıka- deş değil miydi? Bu komutanlar dürüst, tek ocak olarak ramazdım. Ümitlerim, hayallerim vardı. çalışkan, başarılı ve vatansever Subay- tanıyordum. Babam beni çocukluğumda 7 Km. me- ları niçin istemiyorlardı? Acaba yıllarca safede il merkezindeki milli bayramları gövdeyi kemiren kurt, hedefine ulaşmış Müslüman seyretmeye götürürdü. Askeri birliklerin mıydı? Yoksa onlar milliyetçi idi de biz Türk Milletinin tören geçişlerini hayranlıkla seyreder- mi terörist idik? dim. Ayrıca memleketim ÇANAKKALE, varlığının en Türk tarihi için, çok önemli olaylara ta- Tüm bunlara rağmen ben milletimin önemli gücüydü nıklık etmiş, toprağının her metrekaresi ordusunu seviyorum. Bu yüce milletin şehid kanıyla sulanmış bir yurt parçasıy- ordusunda, başa gelen bu bozuk zihni- ordu, benim dı. Savaş menkıbelerini ve kahraman- yetlilerin geçicici olduğuna inanıyorum. gözümde. lık hikâyelerini dinleyerek büyümüştüm. Bu ordu, bu milletin malıdır ve yeryü- Baba tarafından dedem Mehmet, 8 yıl zündeki tüm Müslüman topluluğun gü- Ben komutan savaşmış gazi olarak döndükten 1 ay vencesidir. Küffarın karşısında, başka olmalıydım sonra, 1920 yılında vefat etmişti. Dede- önemli bir Müslüman millet kalmamıştır. min kardeşi ise, 1915’de Seddülbahir’de İslam ın “kızıl elma”sı devam edecek kı- ve ecdadımın şehit olmuştu. Köy ilkokulunda, İstiklal yamete kadar. Bu millet, İslam Peygam- tarihte gösterdiği Savaşını anlatan, “Türk Çocuğu” isimli berinin müjdelerine konu olmuş muaz- kahramanlıklarda onlarca hikâye kitabını okumuştum. Fıt- zam Osmanlı’nın mirasıdır. raten askerlik mesleğine, liderliğe, ko- olduğu gibi, mutanlığa meraklıydım. Oyunlarımızın Geri çağırsalar döner miyim? Kesin- milletime bu birçoğunda, diğer çocuklara emir ko- likle evet. Ancak kaybedilmiş maddi ve ocakta hizmet muta eden komutan rolündeydim. Tey- manevi tüm haklarımı iade etmeliler ve etmeliydim. zemin benden 25 yaş büyük olan oğlu tüm dünya önünde bizden ve ailemiz- (dayım) Adalet Partisinin kurucuları ara- den resmen özür dilemelidirler. Bu mil- sındaydı. Halk bankasının çeşitli şube- lerinde müdürlük yapan bu kişi beni as- kerliğe teşvik ediyordu. Orduyu, milletimizin kurtuluş savaşı günlerindeki gibi inançlı, dürüst, milletin güvendiği tek ocak olarak tanıyordum. Müslüman Türk Milletinin varlığının en önemli gücüydü ordu, benim gözümde. Ben komutan olmalıydım ve ecdadımın tarihte gösterdiği kahramanlıklarda ol- duğu gibi, milletime bu ocakta hizmet etmeliydim. Aynı zamanda, fakir olan ai- leme, bu mesleğimle daha iyi bir hayat kazandıracak; annem ve babama yaş- landıklarında rahatlıkla bakabilecektim. Bu duygularla mesleğe girdim. Ama yu- karıda okuduğunuz olayları yaşadım. Tabii ki tüm bunlardan sonra; mesle- ğime, amirlerime karşı bakış açım de- ğişti. Acaba milletimin ordusuna komu- ta edenler, benim ecdadımın neslinden gelmiyor muydu? Komuta kademeleri- ne batılı devletlerin, Yahudilerin casus- ları mı sızmıştı? Ne yapmak istiyorlar- dı? Dindar insanlara niçin düşmandılar? Ordunun üst düzeyine dindar insanla- rın gelmesi, niçin onları korkutuyordu? 68 temmuz - ağustos 2008
let ve ordu bizlerin yetişmesi için çok ben yine giyeceğim” dedim. Birden sus- şey verdi. Komutan ve lider kolay ye- tu ve özür diledi. İstanbul’a gelince, As- tişmiyor. Benim kurmaylığıma mani ol- keri Yüksek İdare Mahkemesine dava mayıp ordudan atmasalardı ben şimdi açtım. Mahkemeyi kazandım bir miktar iki yıllık bir Kurmay Albay idim. Bir Tu- (80.000.000.TL.) tazminat aldım. Ve rüt- gayda Kurmay Başkanı veya yurtdışın- bemi kayıtlarda düzelttiler. Sefer Görev da Askeri ateşe olacaktım. Emri düzenledilerse de 1 ay sonra, ip- tal edildi. Eşim de, ben de Avrupa İnsan Bugün gerçekçi bir bakışla değer- Hakları Mahkemesine ayrı ayrı dava aç- lendirdiğinizde size haksızlık yapıldı- tık. Sonuç negatif oldu. Benim ve eşimin ğını düşünüyor musunuz? aileleri çok üzüldü. Bir süre iş aradım. Sonra kat karşılığı bir arsa aldım. İnşaat Kesinlikle bana ve benim gibi diğer yapıp satacaktım. 1999 depremi ile bu arkadaşlarıma haksızlık yapılmıştır. iş durdu. Ekim 1999’da özel bir Radyo- Yüzde yüz zulümdür bu. Ellerinde Di- lojik Tıp Merkezinde göreve başladım. siplin Amiri, Disiplin Mahkemesi ve As- Genel Müdür olarak iki yıl iki ay yönet- keri Ceza Mahkemesi yetkileri olduğu tim ve ayrıldım. 6 Ay kadar Rami Toptan halde, bizi niçin yargılamadılar? Savun- Gıda çarşısında bir firmada çalıştım. mamız bile alınmadı. Çünkü ortada gö- rünür bir suç yoktur. Şu an ki durumunuz nedir aileni- zin geçimini karşılayabiliyor musu- Amirleriniz sizi niçin korumadı? nuz? Amirlerimizden hakperest olanlar Şu anda, önemli bir hazır giyim şir- dahi, bizi korumamış, koruyamamıştır. ketler grubunun idare amiriyim. Mem- Çünkü bizim gibi arkadaşlar hakkında nunum, şükürler olsun! karar, perde altında, bir mihrak tarafın- dan verilmiş ve uygulatılmıştır. Koruma- Emekli olduktan sonra amirleriniz- ya çalışan Amirlerin de sonu iyi olma- le hiç karşılaştınız mı? mıştır. Eski Amirlerimle karşılaşmadım. Avrupa İnsan Hakları Mahkemesi- Sizin emekli edilmenizde etkisi ne başvurdunuz mu, sonuç ne oldu, olan herkese neler söylemek istersi- neden? niz? Avrupa İnsan Hakları Mahkemesine Allah hepsine hidayet versin. Akıl- başvurdum. Sonuç, davanın mahkeme fikir versin. Zulümlerinin hesabını sor- gündemine bile alınmaması şeklinde sun. oldu. Zaten Avrupa kâfirleri, Asya mü- nafıklarıyla ittifak halindedirler. Zulme Yüksek Askeri Şura Kararları hak- uğrayan Müslüman olunca insan hakla- kındaki düşünceleriniz? rına layık görülmemektedir. İçerdeki ha- inlerle, Avrupa otoriteleri aynı fikirdeler. Yaş kararları, behemehâl yargı de- “Küfür bir millettir” netimine açılmalıdır. Emekli edildikten sonra ne yaptı- Okuyucularımıza vermek istediği- Amirlerimizden nız, aile, akraba, vb. çevrenizde nasıl niz son mesajınız nedir? hakperest karşılandınız? olanlar dahi, Bu millet kıyamete kadar imanın sa- bizi korumamış, Emekli edildiğimde, zorunlu süreyi fında olacak, küfürle mücadele bitmeye- koruyamamıştır. henüz doldurmuştum ve Emekli San- cektir. Bize yapılanlar, küfrün mevzii ve Çünkü bizim dığı nezdinde, 2 nci derece 3 üncü ka- muvakkat başarılarıdır. Zafer inananla- gibi arkadaşlar demeden emekli oldum. Re’sen emekli- rındır. İman-küfür muharebe sahalarına hakkında karar, lik emri tebliğ edildikten sonra “binbaşı” yeni mücahitler sürülmeye devam edil- perde altında, bir olan rütbem, terhis belgesine “er” ola- melidir. mihrak tarafından rak yazıldı ve Albay bu duruma güldü. verilmiş ve Ben kendisine yüksek sesle; “Gülmeyin Selametle. uygulatılmıştır. komutanım, bir gün gelecek bu elbiseyi Korumaya çalışan Amirlerin de sonu iyi olmamıştır. temmuz - ağustos 2008 69
ASDER BÜLTENİ BASINDAN GENEL KURMAY BAŞKANI’NA Ahmet ALTAN / Taraf Gazetesi - 16.10.2008 Karakol baskınını Siz, böyle saygısız, nezaketsiz, tehdit- yerdir. Biz, “doğru yerde” duruyoruz. an be an kâr bir konuşma üslubunu benimseme cüretini nereden buluyorsunuz? Mesleğimizin gereğini dürüstçe yerine gösteren kamera getiriyor ve gerçekleri, yıllardır yalanlar- kayıtlarına Ağzınızdan çıkanı kulağınız duyuyor la kandırılan bu halka açıklıyoruz. mu sizin? rağmen gerekli Siz doğru yerde durmuyorsunuz. tedbirleri Siz kimi korkutmaya çalışıyorsunuz? almamak, Kendi mesleğinizin gereklerini yerine istihbarat Korkutabileceğinize inanıyor musunuz getirmiyorsunuz. gerçekten? raporlarına Sizin mesleğinizin gereği, size emanet aldırmamak, Bakın ben size dostça bir şey söyleye- edilen o genç askerleri korumaktır. yim general, vazgeçin bu kaba tehdit- çatışma lerden, öfkeli jestlerden, asabi mimikler- Karakol baskınını an be an gösteren ka- başladıktan sonra den. mera kayıtlarına rağmen gerekli tedbir- leri almamak, istihbarat raporlarına al- yeterince yardım Bunlar bizi korkutmaya yetmez. dırmamak, çatışma başladıktan sonra göndermemek ve yeterince yardım göndermemek ve o o çocukları ölüme Ha, sanmayın ki bu ülkede “derin dev- çocukları ölüme terk etmek sizin suçu- let” dendiğinde kimin kastedildiğini bil- nuzdur. terk etmek sizin miyoruz, sanmayın ki patlayan araba- suçunuzdur. lardan, ensesinden vurulan adamlardan Görevinizi yerine getirmediniz. haberimiz yok. Neden? Sadece umurumuzda değil. Niye o çocukları korumadınız? Bunu anlayabiliyor musunuz? Bunun için yargılanmanız gerektiğini bi- Bazı insanların, ülkeleri özgür ve mut- liyorsunuz değil mi? lu olsun diye her şeyi göze alabileceğini kavrayabiliyor musunuz? Tabii savcıların sizi mahkemeye çağıra- mayacağına, sizi yargılayacak bir merci Bunu kavramaya çalışın. olmadığına güveniyorsunuz. Bırakın bu korkutma çabalarını. Ama bu, yargılanmanız gerektiği gerçe- ğini değiştirmiyor. Bunlar yakışıksız işler. Tabii, bir de istifa müessesesi denilen Üstelik gerçeği ortaya çıkarma çabasın- bir şey var. dan bizi vazgeçirmeye de yetmez. Sanırım sizin o müesseseden pek ha- Siz bir şeyler söylediniz dün. beriniz bulunmuyor. “Herkesi dikkatli olmaya ve doğru yerde Başbakanın, hükümetin, parlamento- bulunmaya” davet ettiniz galiba. nun sizden hesap sormaması da sizi cesaretlendiriyor. Siz, “doğru yerin” neresi olduğunu bili- yor musunuz? Ama bir de halk var bu ülkede. “Doğru yer” neresidir biliyor musunuz? Gerçekleri duymak isteyen bir halk. Doğru yer, insanın mesleğini dürüstçe Ve, o sizin peşinizi bırakmaz. ve gereklerini yerine getirerek yaptığı 70 kasım-aralık 2008
Biz de bırakmayız. Baskını daha önceden bildiğiniz halde o Bizim ülkemizde, çocukları korumayacaksınız, bunu açık- yetmiş milyon Arkanıza kuvvet komutanlarını alıp ka- layan gazeteleri de, “ordu tepkisiyle” insanın meraların önüne geçerek asabi bir şe- korkutmaya çalışacaksınız. boğazından kesip kilde medyaya verdiğiniz “muhtıra” bu verdiği paralarla gerçeği değiştirmez. General, “doğru yerde” durun. ayakta duran bizim ordumuzla, Siz bize Aktütün’ü anlatın. Haddinizi aşmayın. bizi tehdit edemezsiniz. O çocuklar niye öldü? Bizim ülkemizde, yetmiş milyon insa- Ordu, sizin nın boğazından kesip verdiği paralarla hatalarınızı Niye baskını önlemediniz? ayakta duran bizim ordumuzla, bizi teh- kapatmak için dit edemezsiniz. kullanacağınız Bir de pek anlayamadığımız bir sözü- bir tehdit aracı nüz var. Ordu, sizin hatalarınızı kapatmak için değildir. kullanacağınız bir tehdit aracı değildir. Haa, bir de “Bu tip saldırılar karşısında her ordunun “bölücü terör vereceği cevap ve tepki bellidir.” Haa, bir de “bölücü terör örgütünün ey- örgütünün lemlerini başarılı gibi gösterenler, akan eylemlerini Ne demek bu? ve akacak olan her damla kanın sorum- başarılı gibi lusu olurlar” sözünüz var. gösterenler, Birincisi bir saldırı yok, saldırmıyoruz, akan ve akacak gerçekleri açıklıyoruz. Bakın bunu doğru söylüyorsunuz. olan her damla kanın sorumlusu İkincisi, “her ordu” böyle eleştiriler karşı- Ama “başarılı gösteren” kim? olurlar” sözünüz sında nasıl tepki veriyor? var. Baskının önlenmediğini açılayan gaze- Siz nasıl tepki verdiklerini bilmiyorsu- teler mi yoksa baskını bile bile önleme- nuz. yenler mi? Gelişmiş ülkelerde böyle bir facianın O kandan kimin sorumlu olduğunu şim- sorumlusu olanlar derhal görevlerinden di anladınız mı? alınıp yargılanırlar. Sorumluluğu hissediyor musunuz? Ama sizin aklınızdaki bu değil, açıkça anlaşılıyor. Hissetmelisiniz. O zaman, nedir o “ordunun vereceği Ve tehditleri bırakıp gerçekleri açıkla- tepki”? malısınız. Ordular, kendilerine saldıran “düşmanı” Tehditlerinizden ve üslubunuzdan hoş- yok etmek için eğitilirler. lanmadık. Bizim gerçekleri açıklamamızı bir “sal- Gerçekleri söyleyin bize. dırı” olarak nitelediğinize göre bizi de “düşman” olarak görüyorsunuz. Gerçekleri. Eee, ne yapacaksınız? Biraz cesaret yeter buna. Saldıracak mısınız, gazeteyi mi bomba- Cesaretiniz de öfkeniz kadar büyük ol- layacaksınız, F-16’ları mı gönderecek- duğunda bize gerçekleri söyleyeceğini- siniz? ze eminiz. Siz ne dediğinizin farkında mısınız? O günü bekliyoruz. kasım-aralık 2008 71
ASDER BÜLTENİ BASINDAN DOĞUDA YAPILAN “NAMAZA GİDİN” ÇAĞRISI BATIDA YAPILSA NE OLUR? Ahmet TAŞGETİREN / .... Küçük büyük şeyler şımı... Medyamız, Genelkurmay, Doğu-Güneydoğu’daki Farklı bir uygulama, söz konusu kişile- liselerde askerlere ‘Bayram namazına gidin’ çağ- ri ‘suçlu’ hâle bile getirebildiği için, bu rısı yapmış. Benzer bir tavsiye, tüm su- davranışından dolayı yalnızca müdireyi bodrumda veya baylara gönderilse, halk Cuma’da ha- suçlamak da faydasız. çatıda namaz ki renkli giysilerle yanyana durabildiğini kılan öğrenci gözlese, Türkiye’de, toplumsal iklim çok Bir yakınımı biliyorum, lisede okurken avına çıkmıştı değişecektir. Cuma vakitleri okuldan izin alamadığı için, arkadaşları ile birlikte dersten kaç- bir aralar. Böyle Küçük şeyleri çözemediğimiz için büyük mak zorunda kalıyordu. durumlarda laiklik sıkıntılar yaşıyoruz. O çocuklara ‘kaza et’ de denemezdi, fevkalade ihlal Cumhurbaşkanı Gül’ün oğlu Mehmet çünkü Cuma namazının kazası olmaz- edilmiş oluyor, Emre Gül, iki yıl kadar önce okuduğu dı. ilgili yöneticiler TED Koleji’nde müdire Melike Toklucu’ya ve iktidar, laiklik “Sizden bir ricam olabilir mi?” diye baş- Bir başka tanıdığım, dil öğrenimi için git- karşıtı eylemlerin layarak şunları söylemiş: tiği Amerika’da, hocası tarafından şöyle uyarılmıştı. odağı olma “Acaba, bana okulda ibadetimi yerine yaftasını hak getirebileceğim bir yer tahsis edebilir - ‘İçinizde Müslüman öğrenciler var, bi- misiniz?” liyorum, dilerlerse Cuma namazına gi- ediyordu. debilirler.’ Müdire Melike Hanım’ın cevabı şu ol- muş: Acaba lise öğrencisinin veya devlet me- murunun Cuma namazına gidebileceği “Bu mümkün değil. Burası okul. Okul- bir mesai düzenlemesi yapılsa laikliğin da böyle bir yer tahsis edemeyiz. Ayrıca neresine ne olurdu? senin okulda ibadet yapacak vaktin de olmaz. Okul programı yoğun. Eğer na- Ya da okulda öğrenciler için ibadet yeri maz kılmak için bir yer istiyorsan, bu ek- tahsis edilse... sikliği evde giderebilirsin, kazaları evde kılabilirsin ama okulda olmaz.” (Milliyet, Medyamız, liselerde bodrumda veya Fikret Bila, Gül’ün oğlu TED’den mescit çatıda namaz kılan öğrenci avına çık- istedi mi? 13 Ağustos 2008) mıştı bir aralar. Böyle durumlarda laiklik fevkalade ihlal edilmiş oluyor, ilgili yöne- Yani TED koleji ne Mehmet Emre’ye ne ticiler ve iktidar, laiklik karşıtı eylemlerin de onun gibi okul saatinde vakti gelen odağı olma yaftasını hak ediyordu. namazı kılmak isteyenlere bir yer tah- sis etmemiş. Oysa küçücük jestlerdi beklenen... - ‘Namazı evde kılın, vakit geçmişse ka- İşte, Genelkurmay Başkanlığı Doğu - za edin’ demiş. Güneydoğu’da yeni bir halkla ilişkiler çerçevesi oluşturup birliklere ulaştır- Müdire Melike Hanım’ın tavrı, bir Müslü- mış. manın inancını yaşama talebi konusun- da Türkiye Cumhuriyeti’nin genel yakla- Geçen hafta medyaya yansıdı. Tavsiye edilen davranış biçimleri şunlar: 72 kasım-aralık 2008
* Bölge halkıyla doğal halinizle içten ve * Şehit olmuş erleriniz için mevlit oku- İslam, laik samimi konuşunuz. tunuz ve köylüyü bu mevlide çağırmayı bir yapılanışa ihmal etmeyiniz. rağmen, Türkiye * Bölge halkını hor görmeyiniz, onurları- Cumhuriyeti’nin nı kırmayınız. * Ramazan aylarında köylünün davet özel önem verdiği edeceği iftar yemeklerine katılınız. Ay- bir dindir. Bunda * Herkesle selamlaşınız, selam verme- rıca siz de iftar yemekleri düzenleyerek da, devletin den bir yere girmeyiniz. sadece köyün ileri gelenlerini değil, fa- taa kuruluş kir, kimsesiz kişileri de davet ediniz. safhasında, ana * Yaşınız genç ise toplumun değer ver- insan kaynağına diği yaşlıların elini öpünüz. * Artan yemek ve ekmekleri çöpe dök- yönelik değerlen- meyiniz. Bölge halkına ‘hayvan yemi’ dirmelerin etkisi * Bayanlara ölçülü ve hürmetkâr davra- olarak veriniz. vardır. nınız. Kadınların elini sıkmak için elinizi Ama, devletin uzatmayınız. * Açık alanlarda içki içmeyiniz. İslam’a verdiği bu önem, * Erkekler varken kadınlarla mülakat * Teröristlerin parçalanmış cesetlerini aynı zamanda yapmaya kalkmayınız. teşhir etmeyiniz. Bu tür davranışlar bel- ona ‘İslam’ı ki halkı korkutur, ama devleti de ‘sevimli’ tanımlama’ hakkı * Bölge halkını hiçbir zaman terör örgü- göstermez, ‘şefkatli’ olduğu imajını ze- tanıyor gibi de tü sempatizanı gibi, ön yargılı değerlen- deler. algılanmıştır. dirmeyiniz. Bu davranış modellerinin özü, açıkça * Terör örgütünün bölgedeki faaliyetle- görüldüğü gibi ‘insanların gelenek, gö- rinden dolayı halkı sorumlu tutmayınız. renek ve inançlarına saygı’yı öne alı- Suç, ferdîdir. yor. * Vatandaşın malına zarar vermeyiniz. Böyle bir genelgeyi AK Parti iktidarı ya- Yanlışlıkla verilen zararı ödeyiniz. yınlasa, Başsavcılık nezdinde ‘laiklik karşıtlığı’ için gerekçe olurdu hiç kuşku- * Kadınların üstlerini siz aramayınız; bu suz. iş için hemşire, öğretmen gibi güvenilen kadınlardan yardım isteyiniz. Ama işte, Genelkurmay, bölge insanı- nın, devletle sağlıklı ilişki kurabilmesi * Çocukların yanında kesinlikle anne ve için bu hassasiyeti gerekli görüyor. babalarına sert muamele ve hakaret et- meyiniz. Aynı askeri iradenin, başörtüsü konu- sunda uzunca bir zaman toplum hassa- * Halkın ikramını kabul ediniz, ancak öl- siyeti ile çelişen tavırlar sergilediğini bi- çülü davranınız. liyoruz. * Hiçbir özel istekte bulunmayınız, şahsi Şu anda devletin yargı erkinin, halkın çıkar sağlayan hediyeleri nezaketle red- en azından yarısının siyasi - sosyal - dediniz. kültürel beklentilerini ifade eden iktidar partisi hakkında ‘laiklik karşıtı eylemle- * Halkın ikram edeceği yiyecekleri ho- rin odağı’ suçlamasını karara bağladığı- şunuza gitmese de yemeye çalışınız. nı da biliyoruz. * Bir cenazenin kaldırılmasında ve gö- İddianamedeki suçlamaları gördük, ya- mülmesinde yardımcı olunuz. Başsağlı- rın gerekçeli kararda da ortaya çıkacak, ğı ziyaretleri yapınız. Türkiye’de toplum hayatı açısından son derece normal olan davranışlar, laiklik * Bayram namazlarına gidiniz, bayram karşıtlığının tescil belgesi olarak sayılı- günleri ziyaretlerde bulununuz. yor. Ve tabii ki bu durum, Türkiye’nin en hareketli fay hattı olmaya devam edi- * Düğünlere gidiniz, hediye götürünüz. * Fakir aile çocukları için toplu sünnet düğünleri düzenleyiniz. kasım-aralık 2008 73
ASDER BÜLTENİ BASINDAN Bir devlet, yor. humu bulunanlar için az- buz bir sancı toplumun her oluşturmuyor. Türkiye Cumhuriyeti’nin İslam’ı tama- kesiminin men görmezden geldiği tabii ki söylene- Öyleyse, boşuna, sancıya davetiye çı- mutluluğunu mez. karılmamalı. sağlamaktan öte ne için vardır? Bir İslam, laik bir yapılanışa rağmen, Tür- Küçük jestlerle sorunsuz halledilecek devletin misyonu kiye Cumhuriyeti’nin özel önem verdi- şeyler, kangrene dönüştürülmemeli. neden, toplumun ği bir dindir. Bunda da, devletin taa ku- ruluş safhasında, ana insan kaynağına N’olur yani namaz kılacak öğrenciye bir her kesimi yönelik değerlendirmelerin etkisi vardır. yer tahsis edilse... ile problem Ama, devletin İslam’a verdiği bu önem, N’olur yani başörtüsü takmak isteyen çıkarmak, aynı zamanda ona ‘İslam’ı tanımlama’ öğrenciye mani olunmasa... toplumun hakkı tanıyor gibi de algılanmıştır. her kesimini N’olur yani, dileyene, daha sağlıklı bir yönetimdeki ‘İslam’ı tanımlamak’, ‘Müslümanın haya- din kültürü ve eğitimi verilse... kadroların tında İslam’ın ne kadar yer alabileceği’ni kafasına göre tanımlamaya dönüşmüştür. N’olur yani, Cuma vakti namaza göre bir yeniden tanzim ders ve mesai düzenlemesi yapılsa... etmek olsun? Bu da bir Müslüman için şablonlar belir- lemek demektir. Ya her din mensubu bunları isterse.... Mesela; İstesin, onların talepleri de uygun şart- larda karşılanmaya çalışılsın... - Cumaya gitsin ama içkisini de içsin... Bir devlet, toplumun her kesiminin mut- Mesela; luluğunu sağlamaktan öte ne için var- dır? Bir devletin misyonu neden, toplu- - Kandili önemsesin ama, dilediği gibi mun her kesimi ile problem çıkarmak, eğlenme hakkı da elinden alınmasın... toplumun her kesimini yönetimdeki kad- roların kafasına göre yeniden tanzim et- Aslında Din’in elinde sopası yok. Din mek olsun? sadece kural koyar. O kurala uyar veya uymazsınız, uymanız veya uymamanı- Genelkurmay Doğu-Güneydoğu’daki za göre ‘Din içindeki konumunuz’, yani askerlere ‘Bayram namazına gidin’ çağ- ‘Dini gönderen kudret yanındaki yeriniz’ rısı yapmış. belli olur. Ben bir generalin bir gazeteci ile mü- Özellikle laik bir ülkede, dine bağlı bir lakâtında, “General olduktan sonra bir yaptırım söz konusu olmaz. subay Cuma namazına gitmekten en- dişe eder, çünkü bunun terfisine engel Ama bizde birileri, dinin, manevi yaptı- teşkil edebileceğini düşünür.” dediğini rımından da kurtulmak istiyor ve kendi hatırlıyorum. kafasına göre din üretmeyi tercih edi- yor. Bu da, din açısından sorun oluştu- Genelkurmay, benzeri bir tavsiyeyi, ruyor. ülkenin tüm bölgelerindeki subayla- ra gönderse, toplum artık Cuma’da - Dinin dediği şu: Bayram’da, camilerde, haki renkli giy- silerle yanyana durabildiğini gözlese, İçki içebilirsin, ama bu işin Din açısın- Türkiye’de, toplumsal iklim adına çok dan günah olduğunu bil. Yaratıcı’ya ina- şey değişecektir. nıyorsan, O’nun da bundan hoşnut ol- madığını unutma. Hepsi bu. Ama bu, içinde ‘Yaratıcıya inanç’ to- 74 kasım-aralık 2008
28 ŞUBAT’TA ‘HATA’, TSK’DA ‘DOGMA’... Cengiz ÇANDAR / Radikal Gazetesi - 19 Eylül 2008 Genelkurmay Başkanı Orgeneral İlker Aynı düzmece iddialara, kirli tertibe ken- Dünyada Başbuğ, basın mensuplarıyla ‘iletişim’ disi hedef olsaydı, değişmeyen ve toplantılarının ikincisinde, “TSK 28 Şu- değişmeyecek bat düşüncesinin, nedenlerinin arkasın- öyle mi düşünürdü acaba? hiçbir şey, evet, dadır. Çünkü o düşünce ve nedenler hiçbir şey olamaz. bugün değişmedi yarın da değişmeye- Ya koskoca Genelkurmay Başkanı’nın Konuşmalarında, cek. Bunda bir tereddüt yok. 28 Şubat insanlara leke çalan ‘hatalar’ karşısında Habermas ve sürecinde bazı uygulamalarda hatalar ‘Bunlar bizi ilgilendirmiyor’ demesi üze- Max Weber olmuş mudur? O ayrı bir konu. Onu bı- rine ne düşünürdü? gibi isimlere rakın, zaman değerlendirsin. O bizi ilgi- gönderme lendirmiyor” diye konuşmuş. *** yapacak kadar ‘entelektüel Genelkurmay Başkanı’nın yukarıya al- İlker Başbuğ’un, ne ‘hukuk ne de ‘etik grado’su dığımız her cümlesi yanlış. 28 Şubat ölçüleri’ ile asla kabul edilmesi mümkün hakkında fikir sürecindeki ‘hatalar’ niçin ‘ayrı bir konu’ olmayan bu değerlendirmesinden önce vermeye çalışan oluyor? Niçin onu zamana bırakalım da, söylediklerine gelelim. ‘TSK 28 Şubat Genelkurmay o ‘hatalar’ı zaman değerlendirsin? Niçin düşüncesinin, nedenlerinin arkasında- Başkanı, öyle bir o ‘hatalar’ TSK’yı ilgilendirmiyor olsun? dır. Çünkü o düşünce ve nedenler bu- gradonun sahibi gün değişmedi yarın da değişmeyecek’ ise nasıl böyle Bizim de doğrudan hedefi haline gelmiş sözleri de yanlış. bir ‘metodoloji’ olduğumuz ‘andıç’ı ve Genelkurmay’da hatası yapar? hazırlandığı daha sonra açığa çıkmış bir Dünyada değişmeyen ve değişmeye- dizi ‘andıç’lar, bunun bir gelenek haline cek hiçbir şey, evet, hiçbir şey olamaz. gelmesi ve getirilmesi, İlker Başbuğ’un Konuşmalarında, Habermas ve Max deyişiyle ‘28 Şubat düşüncesi’nden ay- Weber gibi isimlere gönderme yapacak rılamaz. Onun ürünleri. kadar ‘entelektüel grado’su hakkında fi- kir vermeye çalışan Genelkurmay Baş- ‘Andıç’ın Genelkurmay bünyesinde ha- kanı, öyle bir gradonun sahibi ise nasıl zırlanmış kirli bir tertip, düzmece bir iş- böyle bir ‘metodoloji’ hatası yapar? lem olduğu bizzat Genelkurmay tara- fından 2000 yılının ekim ayında ima Genelkurmay Başkanı’nın adına konuş- yoluyla itiraf edilmişti. Söz konusu tuğu TSK’nın 28 Şubat düşüncesi ve ‘andıç’ı düzenleyenler ve onaylayanlar ardındaki nedenlerin bugün değişme- arasında dönemin Genelkurmay İkinci diğinden, yarın da değişmeyeceğinden Başkanı’nın ve Genelkurmay İstihbarat söz edilecekse, TSK’ya ‘dogma’nın yön Başkanı’nın ve bir dizi görevlinin imza- verdiği sonucu çıkar. ları vardı. Hiçbiri hukuka tabi olmadılar, yargı önüne çıkartılmadılar. Yani hesap ‘Bugün de, yarın da değişmeme’ hük- vermediler. mü sadece ‘dogmalar’ bakımından söz konusu olur. ‘Çağdaş’ kafa yapılı, ‘ente- Şimdi İlker Başbuğ, benden, bizzat ba- lektüel’ orgeneral, zihnini ‘dogma’lardan na kara çalan iftiraları zamana bırakma- arındırdığı ölçüde çağdaş olabilir, çağ- mı, bunun değerlendirmesini zamanın daş kalabilir. yapmasını mı istiyor? İşte bu nedenlerden ötürü İlker Başbuğ’un medya ile düzenlediği ‘ikin- ci iletişim toplantısı’nda alıntıladığımız kasım-aralık 2008 75
ASDER BÜLTENİ BASINDAN ‘Genelkurmay sözlerinin her cümlesi yanlış. Söz konusu ‘iletişim toplantıları’ Genel- Başkanlığı, kurmay Başkanı’nın kendi görev yetkisi Başbakan’a Bunların yanlış olduğunu ve neden yan- dışına çıkması mıdır? lış olduğunu, ‘iletişim toplantıları’na da- bağlı bir kamu vet ettikleri basın mensuplarından pek Evet. Bunun böyle olduğunu dün Hasan kuruluşudur. söyleyen çıkmayacaktır. Sınırları geniş- Celal Güzel, Radikal’deki yazısında ha- letilmiş de olsa, akredite basın-yayın tırlattı. Bir kez daha: Statüsü, görev mensupları genellikle ya ‘muvazzaf’tırlar ve yetkileri... ya da öyle olmaya ve davranmaya teş- ‘Genelkurmay Başkanlığı, Başbakan’a Genelkurmay ne. Zaten, İlker Başbuğ bu tür ‘iletişim bağlı bir kamu kuruluşudur. Statü- toplantıları’ aracılığıyla Türk siyaseti sü, görev ve yetkileri... Genelkurmay Başkanı’nın Görev üzerindeki ‘asker ağırlığı’nı yeni bir usul Başkanı’nın Görev ve Yetkilerine ait ve Yetkilerine ve yöntemle uygulamaya koymuş olu- Kanun’da belirlenmiştir. Kanunun, gö- ait Kanun’da yor. rev, yetki ve sorumluluk başlıklı 2. mad- belirlenmiştir. desi aynen şöyledir: “Genelkurmay Kanunun, Türkiye’de AK Parti’ye alternatif ikti- Başkanı, Silahlı Kuvvetlerin savaşa ha- görev, yetki dar adayı bir yasal muhalefet görü- zırlanmasında; personel, istihbarat, ha- ve sorumluluk nürde bulunmadığı sürece, ‘laik re- rekât, teşkilat, eğitim, öğretim ve lojistik başlıklı 2. jim’ selameti açısından gerekli görülen hizmetlerine ait ilke ve öncelikler ile ana maddesi ‘checks&balances’ın sağlanmasını ya- programlarını tespit eder.” ni ‘rejimin korunması’ namına denetim aynen şöyledir: ve kontrol işleminin yerine getirilmesini, Genelkurmay Başkanı’nın bunun dışın- “Genelkurmay asker bir de bu yolla yapmış oluyor. da herhangi bir görev ve yetkisi yoktur.’ Başkanı, Silahlı Yani? Öyle ama bu ‘demokratik ülkeler’ için Kuvvetlerin geçerlidir. Dolayısıyla şu soru da geçer- savaşa Yani, ‘TSK eşittir Genelkurmay Başka- lidir: “Dünyanın herhangi bir demokratik nı’ diye Genelkurmay Başkanı’nın med- ülkesinde, medya ile saatler süren top- hazırlanmasında; yayı kullanarak gerçekleştirdiği ‘iletişim lantılar düzenleyerek her konuda görüş personel, toplantıları’ yoluyla. bildiren bir Genelkurmay Başkanı gös- istihbarat, terebilir misiniz?” Türkiye’de gerçekten iktidar adayı olabi- harekât, teşkilat, lecek, doğru dürüst muhalefet olsa, bel- Hele bir de bu görüşlerinin önemli bir eğitim, öğretim ki de Genelkurmay Başkanı böyle ‘gö- bölümü ‘yanlış’ ise! ve lojistik rev ve yetkisi dışında’ yollara sapmak hizmetlerine zorunda kendisini hissetmezdi. Kim bi- ait ilke ve lir... öncelikler ile ana programlarını tespit eder.” Genelkurmay Başkanı’nın bunun dışında herhangi bir görev ve yetkisi yoktur.’ 76 kasım-aralık 2008
AKREDİTEYİM!.. Serdar ARSEVEN / Vakit Gazetesi - 16 Ekim 2008 Evet; nın şuurunda vatanî görevine başlayan yükümlüler, hizmetlerini, nöbetlerini ve Öyle!.. gerektiğinde muharebe görevlerini; pro- fesyoneller ise mesleklerini, ibadet gibi Genelkurmay’ın değilse de... yerine getirirler. Peygamber Ocağı ola- rak bildikleri Silahlı Kuvvetlerimiz de, Bünyeden “yargısız infaz yoluyla” atı- kendilerini Peygamberimizden tevarüs lanların... eden bu ruhun hissedarı olarak görür- ler. Yani YAŞ mağdurlarının “akredite”siyim!.. Sizin de belirttiğiniz gibi; yasal bir suç isnat edilmeden, yargılanmadan, yar- Öbür tarafın akrediteleri arasında, “Er- gı önünde aklanma hakkı da ellerinden genekon terör örgütü” sanıkları bile var- alınarak, YAŞ Kararları ile Silahlı Kuv- ken... vetlerden, re’sen emekli edilen subay ve astsubaylar, kutsal kabul ettikleri as- Benim akredite olduğum bu kesimi tem- kerlik mesleğinden ve kendilerine veri- sil eden “ASDER” adlı “hak ve özgürlük len her türlü görevden ayrılmayı katiy- hareketinin” “akrediteleri” arasında “te- yen düşünmeyen ve canları pahasına rör örgütü sanığı” bir adam dahi yok!.. da olsa görevlerini yerine getirmek is- teyen kişilerdir. Geçmişlerinde sadece Bu bakımdan... başarı ve amirlerinin takdirleri vardır. Bu akreditasyon ziyadesiyle mutluluk Geçtiğimiz yıl vuku bulan Dağlıca Bas- verici... kınından ve TSK’ya, TBMM tarafından sınır ötesi harekat yetkisi verilmesinden Efendim; sonra, milli ve manevî duyguları dep- reşen bir grup arkadaşımız, horlana- Uzatmadan; rak Silahlı Kuvvetlerden çıkarılmalarına rağmen, TSK’nin yapacağı sınır ötesi “Gazeteniz, bütün bir milletin ve tabii ki harekâtta kendilerine de görev verilme- YAŞ mağduru bütün mağdurların gönlünde çok özel si için dilekçe ile müracaat etmek için üyelerimiz, bir yere sahiptir” notuyla, “TSK üzerine müsaade istemişlerdir. Bu istek Derne- inancını faydalı düşünceler” başlıklı yazım üze- ğimizce değerlendirilmiş, uygulama im- yaşayabilmek rine kaleme alınmış o özel makaleyi bil- kanı olmadığı için müsaade edilmemiş- için dünya ginize sunmuş olayım... tir. rütbe, makam ve menfaatlerini Buyurun: Geriye dönüp baktığımda, Tugay Ko- elinin tersi mutanı iken, OHAL Bölgesindeki iç gü- ile itebilen, “Askeri meselelere General bakışı”: venlik birliklerine Tugaydan görevlen- Türkiye’de dirilen bir yüzbaşı ile bir üsteğmen, bu değil, tüm Serdar Bey, göreve gitmemek için firar etmişlerdi. dünyada nadir Yüzbaşı bir buçuk ay kadar firarda kal- rastlanabilen Anadolu’da Vakit gazetesindeki ve Ha- dıktan sonra döndü ve cezasını çeke- müstesna bervaktim internet sitesindeki 14 Ekim rek görevine devam etti. Üsteğmen ise, insanlardır. 2008 tarihli “TSK üzerine faydalı düşün- benim görevde bulunduğum bir seneyi Ordumuz, celer” başlıklı yazınızı okudum. YAŞ aşkın süre sonra dahi firarını devam et- milletimizle mağdurlarının kurduğu Adaleti Savu- tiriyordu. ordumuzun nanlar Derneği (ASDER) Genel Başka- arasında bağ nı olarak, şahsım ve Dernek mensup- Kimsenin vatan sevgisini, görev şu- olabilecek, larımız adına, hassasiyetinizden dolayı milletin çoğuna ve meselemize vukufiyetle yaklaştığınız ait olan değerlerin için teşekkür ederim. temsilcilerini bünyesinden İnanan mükellefler için askerlik kutsal söküp atmıştır. bir görev; inanan profesyoneller için Bunun sıkıntısı ise kutsal bir meslektir. İslâmî inancı- daha uzun süre hissedilecektir. kasım-aralık 2008 77
ASDER BÜLTENİ BASINDAN 1990 yılında urunu ve cesaretini sorgulamak gibi ri halde umursamaz şekilde sohbetlerini Malazgirt’e Alay bir niyetimiz ve bu değerlerin sadece sürdürüyorlardı. Onları “Selâmün aley- Komutanı olarak YAŞ’zedelere mahsus olduğu husu- küm” diyerek Allah’ın selamı ile selam- sunda bir iddiamız yoktur. Ancak firar ladığımda, hepsi sanki komut almış gibi atanmıştım. edenler, irtica ile suçlananlardan de- ayağa kalkarak selamıma cevap verdi- Kaymakama ğillerdi. Bununla ilgili bir hatıramı şah- ler. Arkamda Kaymakamlık Özel Kalem iadei ziyaret için sıma ait web sitesinde bulabilirsiniz. Müdürü vardı. Bölgenin insanıydı. Ses- Kaymakamlığa http://www.adnantanriverdi.com/index. sizce “İnsanlar bunu bekliyorlar” dediği- asp?adresi=1090 ni duydum. gitmiştim. Hükümet “Bu başarılı askerler ordudan atılma- İnsanlar kendi değerlerini, idarecilerin- Konağına saydı ‘Terörle mücadelede daha başa- de de görürlerse gönülden bağlanırlar. makam aracı rılı olmaz mıydık’” diye soruyorsunuz. YAŞ’zedeler görevde bulunsalardı, her ile vardığımda, Peşin söylüyorum. Evet, daha başarılı taburda birkaç tane olmaları bile terör- koridorlarda olurduk. le mücadeleyi bugünküne nazaran da- insanlar ha güçlü kılardı. oturuyordu. Beni Terörle mücadele, inanç ister, azim ister, ve aracımızı kararlılık ister, cesaret ister, bilgi ve be- Serdar Bey, gördükleri halde ceri ister. Bu yeteneklerin hepsi istisna- umursamaz sız YAŞ’zedelerin hepsinde mevcuttur. Bu fırsattan istifade, bir gerçeği sizinle 1995 Aralık Şûrasında YAŞ Kararları ile paylaşmak istiyorum. YAŞ Kararları ile şekilde 44 subay ve astsubay ihraç edilmişti. re’sen emekli edilen arkadaşların büyük sohbetlerini 20’si benim tugayımdandı. Her biri ça- bir çoğunluğu, inançlarına uygun yeni, sürdürüyorlardı. lışkanlığı ile temayüz etmişti. BİRLİĞİN tertemiz bir hayatı yeniden kurarak, ya- Onları “Selâmün LOKOMOTİFİ GİBİYDİLER. 28 ŞUBAT şamlarını huzurlu bir şekilde sürdürü- aleyküm” diyerek SÜRECİNDE 1612 SUBAY VE ASTSU- yorlar. Sadece kendilerine bu muame- Allah’ın selamı ile BAY İNANÇLARINDAN DOLAYI TAS- leyi reva görenlere biraz kırgınlar. Kin selamladığımda, FİYE EDİLMİŞTİR. 500’ü Derneğimizin bile duymuyorlar. Bir kapıyı kapayan Al- hepsi sanki aktif üyesidir. Arkadaşların çoğunu da lah (cc) onlara belki daha mutlu yeni bir komut almış gibi emekli olduktan sonra tanıdım. Hepsine kapı açmıştır. Ama esas kaybeden, Or- ayağa kalkarak kefil olurum. dumuz ve milletimiz olmuştur. selamıma cevap verdiler. Arkamda Terörizmle mücadele, bölge insanı ile YAŞ mağduru üyelerimiz, inancını ya- Kaymakamlık iletişim kurabilen güvenlik güçleri ile en şayabilmek için dünya rütbe, makam Özel Kalem etkin şekilde yürütülebilir. Bizimle Kürt ve menfaatlerini elinin tersi ile itebilen, Müdürü vardı. Halkı arasındaki müşterek değerlerin Türkiye’de değil, tüm dünyada nadir başında dinimiz gelir. Dini değerlerimiz, rastlanabilen müstesna insanlardır. Or- Bölgenin müşterek bütün değerlerimizin birleşti- dumuz, milletimizle ordumuzun arasın- insanıydı. ricisidir. Camide, cemaatte birlikte ola- da bağ olabilecek, milletin çoğuna ait Sessizce bilen insanlar, birbirlerine daha çok gü- olan değerlerin temsilcilerini bünyesin- “İnsanlar bunu venirler; makam, memuriyet, kızgınlık, den söküp atmıştır. Bunun sıkıntısı da- bekliyorlar” kırgınlık, mal, mülk, ırk, soy, sop orta- ha uzun süre hissedilecektir. dediğini duydum. dan kalkar, aralarında sadece kardeşlik duygusu kalır. YAŞ’zedeler, bölge insa- Umarım, Ağustos 2008 şûrasına hakim nına kardeşçe duyguları can-ı gönülden olan akl-ı selim, sonraki şûra’larda da gösterirler. Kendi doğal yaşantıları da hakim olur da, hukuk dışı tasfiyeler te- bölge insanının yanında olmasını sağ- kerrür etmez. lar. Hak ve hukuk tanır yazınız ve içeriği için 1990 yılında Malazgirt’e Alay Komuta- tekrar teşekkür eder, Kaleminize ve Yü- nı olarak atanmıştım. Kaymakama ia- reğinize kuvvet diler, sevgi ve selamla- dei ziyaret için Kaymakamlığa gitmiş- rımı sunarım. 14 Ekim 2008 tim. Hükümet Konağına makam aracı ile vardığımda, koridorlarda insanlar Adnan Tanrıverdi oturuyordu. Beni ve aracımızı gördükle- (E)Tuğgeneral - ASDER Gnl. Bşk 78 kasım-aralık 2008
TSK üzerine faydalı düşünceler Serdar ARSEVEN / Vakit Gazetesi - 14 Ekim 2008 Son günlerdeki “Sıkıntılı ve de çelişki- Onların bünyeye dair “tespitleri” çok da- Binlerce li Genelkurmay açıklamalarının” yansı- ha önemli... mensubunu malarından filan bahsedecek değilim... “disiplinsizlik” Ve tabii “özeleştiri”leri!.. gibi “ne manaya Meselelere, şöyle beş-on adım geriye geldiği meçhul” çekilip bakmayı alışkanlık haline getir- Bakın; (!) bir gerekçeyle dim... “kapı dışarı YAŞ kararlarıyla Ordu’dan uzaklaştırı- eden” TSK’nın Burada da öyle yapıyorum... lanlar, yıllardır “Yargılanma hakkı” talep bu ameliyeden ediyorlar... fena halde zararlı Bütüne bakmak gerek... çıktığını kim inkar Bugün, “Yargılanacaksın ve dönecek- edebilir... TSK’nın son birkaç ayına değil, en azın- sin” dense... dan son yirmi yılına göz attığınızda “dik- kat çekici” bir tablo ile karşılaşıyorsu- Dünyalar onların olacak... nuz... Öbür tarafta da, Binlerce mensubunu “disiplinsizlik” gibi “ne manaya geldiği meçhul” (!) bir ge- TSK’nın bünyede tutabilmek için özel rekçeyle “kapı dışarı eden” TSK’nın bu düzenlemeler çıkarttığı muvazzaflar ameliyeden fena halde zararlı çıktığını var!.. kim inkar edebilir... Bilirsiniz; Atılanların büyük bölümü, kendileri- ni yakından tanıyanlarca, “vatansever, Bir zamanlar yabancıyla evlilik yapan dürüst ve çalışkan adamlar” olarak ni- subay ve astsubay TSK’ dan atılıyor- telendiriliyor... du... Acaba; Daha doğrusu; Bu “başarılı” askerler, Ordu’dan atılma- TSK’dan atılmak isteyen yabancıyla ev- mış olsalardı... lilik yapıyordu!.. “Terörle mücadele”de daha etkili olmaz Bir subay ya da astsubay, Ordu’da 15 mıydık?.. yılı doldurmadan ayrılamadığından... Daha az “baskın” daha az “şehit”, daha Dışarıda “daha iyi iş bulma” imkanına az “yıkım”, “gözyaşı”, “feryat” vesaire!.. sahip olan... YAŞ’ın yargısız infazları PKK’yla müca- Rus, Ukraynalı ya da Yunanlı ile “göster- deleye fayda mı sağladı yoksa zarar mı melik evlilik” yapmak suretiyle TSK’dan verdi? atılmayı sağlıyordu!.. Tartışmaya değmez mi?.. Zamanla bu yöntem o kadar çok “mu- vazzaf” tarafından kullanılmaya başlan- ZORLA ATILANLARLA dı ki... ZORLA TUTULANLAR!.. TSK yönetimi, “yabancılarla evliliği” iz- ne bağlamak mecburiyetinde kaldı!... TSK’nın üzerine titrememiz gerekiyor... Şimdiii... Biz, bunu yapmaya çalışıyoruz... Manzaraya bakalım: Lâkin, bu konuda “O şerefli üniformayı üzerinde taşıyanların” bizden çok daha Bir yanda, Ordusuna canla başla hiz- gayretli olmaları gerekiyor... met veren ve ayrılmayı asla düşünme- yen askerler var; Diğer yanda ise “Yabancıyla kağıt üstü kasım-aralık 2008 79
ASDER BÜLTENİ BASINDAN Atılanların evlilik yapmak suretiyle bünyeden kop- nusu olamaz. Bu benim meslek anlayı- büyük bölümü, maya çalışan” adamlar!.. şımla çelişiyor” karşılığını verir... kendilerini Birinci grupta yer alanların binlercesi Bu cevabın hayli rahatlattığı Füsunoğlu yakından çok sevdikleri Ordularından uzaklaştırı- hemen Genelkurmay Başkanı’nı arar... lırken... tanıyanlarca, Sevinç içinde, “Pamukoğlu Albay’ın gö- “vatansever, İkinci gruptakiler, özel tedbirlerle bünye- revi büyük bir arzu ile kabul ettiğini” bil- dürüst ve çalışkan de tutulmaya çalışıldı, özetle!.. dirir!.. adamlar” olarak nitelendiriliyor... Bu meseleler üzerinde durmaya değ- • mez mi? Yarım saat sonra... GÜREŞ PAŞA’NIN TEPKİSİ!.. Pamukoğlu, Genelkurmay Başkanı’nın Biz bünyeyi bilmeyiz... karşısındadır. Lâkin bilenlerle görüşüp bilgi alırız... “Öfke ve şiddetle” şunları söylemekte- dir: PKK ile mücadelenin “efsane” isimlerin- den Emekli Tümgeneral Osman Pamu- “O ‘Güneydoğu’ya gidemem’ diyenler- koğlu ile TSK’ya ilişkin gerçekler üzerin- den hesap sorulacak, emekli yapılma- de zaman zaman laflıyoruz... ları yetmez, hiçbir haktan yararlanama- malılar. Milletin kırk yılda bir Türk Silahlı Onun kitapları ve makaleleri de, gerçek- Kuvvetlerine işi düşecek, o zaman da ten “öğretici” oluyor... sen tut, ‘Ben gidemem’ de!.. Ordu ba- rış için mi kurulmuş, savaş çıkınca ‘Biz Geçtiğimiz günlerde, kitabından bir bö- yokuz!’ deyin. Siz sulh zamanı büyük lüme “dikkat” çekince... karargahlarda zaman geçirin, risk yok, ölüm kalım yok, koltuklarının altında Açtık baktık; dosyalarla yıllarını geçiriyorlar. Yahu bu adamlar benim bulunduğum makama 22 Haziran 1993 tarihli bir “hadise”den kadar yükselirler!.. Nasıl tespit edecek- bahsedilmekte... sin ki? Günlük sıradan şeylerde, ölüm yok, savaş yok, gerçek kahraman, ger- Dönemin Genelkurmay Başkanı Orge- çek general, gerçek yurtseveri han- neral Doğan Güreş’in; “Hakkari’ye git- gi ölçüyle ortaya çıkaracaksın? Cesur memek için bin türlü mazeret üretmeye adamlar bugünlerde millete lazım, çok çalışan” bazı Ordu mensuplarına haklı müşkül durumlara düştük!..” olarak ateş püskürdüğü günlerde... • Kara Kuvvetleri Komutanı Muhittin Fü- sunoğlu o zamanlar Kurmay Albay rüt- Bunlar Pamukoğlu’nun kitabından... besinde olan Osman Pamukoğlu’nu ça- ğırır... Bir asker, emre karşı mazeret öne sü- rebilir mi?.. Ve... Ya da, Hakkari veya bir başka görev “Pamukoğlu Albayım; sana bir görev ve- bölgesi için “Gitmek istemiyorum” tavrı receğiz ama cevap vermeden önce ai- söz konusu olabilir mi?.. lenle görüş, cevabını öyle söyle” der... Pamukoğlu doğruları mı dile getiriyor... Bu teklif, hayli şaşırtır Pamukoğlu’nu... Yoksa... “Bir asker, görev için eşinden izin mi is- teyecek?” diye düşünür... Henüz 52 yaşındayken emekliye sevk edilmiş olmanın hıncıyla mı böyle şey- Füsunoğlu’na da; ler yazıyor?.. “Komutanım siz emredin, bir askeri va- Üzerinde durmaya değmez mi? zifede ailemin de kararını almam sözko- 80 kasım-aralık 2008
Search