Important Announcement
PubHTML5 Scheduled Server Maintenance on (GMT) Sunday, June 26th, 2:00 am - 8:00 am.
PubHTML5 site will be inoperative during the times indicated!

Home Explore Haber Bülteni 18. Sayı

Haber Bülteni 18. Sayı

Published by Adaleti Savunanlar Derneği, 2020-07-12 01:25:14

Description: HaberBulteni_18

Search

Read the Text Version

AKSAJANS mustafa nazif 0212-665 31 52 MAKALE Dediler ki; ALLAHIM; Dediler ki; eşine neden çağdaş kıya- sen Atatürk fet giydirmiyorsun? Çağdaş olmadığını ilkelerini,hele la- Ben bir garip astsubay idim TSK’da. zannettiğiniz kıyafeti ben zorla mı giydi- iklik ilkesini bilir riyorum sanıyorsunuz, dedim. misin?Başka ne Hâlbuki bunu en iyi bilenin SEN oldu- öğrettiniz ki bil- ğuna, inanarak bildiğim halde niye böy- Dediler ki; sen Atatürk ilkelerini,hele meyeyim, hatta le yazdığımı bilmiyorum, ancak gönlü- laiklik ilkesini bilir misin?Başka ne öğ- laikliği bana öğ- me ilham ettiğini düşünerek halimi arz, rettiniz ki bilmeyeyim,hatta laikliği bana rettiğiniz şekil- derdimden niyaz edeceğim, Allahım... öğrettiğiniz şekilde uygulasanız,eşimin de uygulasanız, kıyafetiyle uğraşır mıydınız.!? Dedim. eşimin kıyafetiyle Görevimi eksiksiz yapmaya çalışır, uğraşır mıydınız.!? disiplinimi bozmazdım. Emirlere itaat Dediler ki; sen de eşin gibi gerici- eder işimde en iyi olmaya çalışırdım. sin herhalde, böyle gidersen sonuçları- Dedim. Saygıda kusurum görülmese de, yala- na katlanır mısın? İnanç birliği olmadan kalıkta kusurlu görenler lekelediler mes- nasıl ki aile uzun ömürlü olamazsa, top- leki açıdan. lumda da inanç birliği yoksa korkarım akıbet şer olmaz mı? dedim. 20 yıllık hiç cezası olmayan dosyam- da onlarca takdir olmasına rağmen, beni Sivil hayatta önceleri heyecanla ku- SANA daha fazla bağlı olmak niyetinde cak açıldı samimi çevremden ve birkaç olmakla suçlayıp ordudan attılar. Hem sene devam etti, her ne kadar birçokları de atabilecekleri en yakın Y.A.Ş döne- vaziyeti kavrayamadığı için “illaki bir su- mine 15-20 gün varken, alelacele... çu vardır, yoksa adamı ordudan atarlar 50 ASDER | nisan 2011 asder18.indd 50 4/9/2011 4:28:06 PM

AKSAJANS mustafa nazif 0212-665 31 52 mı?”deseler de... haya ediyorum Allahım. İşte benim ban- ka kredilerim kopya çekmeye benziyor, İlerleyen senelerde hayat şart- n’olur affet Allahım. ları çocuklarımla birlikte büyüdük- çe ihtiyaçlarım,kazançlarımla karşı- SEN ki; kulunun yakarışını gurur- lanamaz oldu,bütçem açık vermeye lanmasına yeğ tutarsın, kabul etmeye- başladı,borçlanarak idare etmeye ça- cek olsan elbette dua bile ettirmezsin. lıştık.Fakat gün geldi ki;samimi dostla- Bana, SANA olan inancım nispetinde rımı arayamaz oldum borç isteyeceğimi “karz-ı hasen” hükmünde ucu açık va- düşünürler diye..! İşte tam bu duygular- deli borç veren sevgili kullarının inancını la boğuşurken, ahir zaman fitnesi olan boşa çıkarmamak, senin şanına yakışır banka kredilerine, denize düşenin yı- Allahım. Bankaların geciken borcunu lana sarılması gibi tutunduk. En bü- ödemek zoruna hep ertelediğim bu dost yük günahımın bu olduğunu biliyorum borçları bana çok ağır gelmeye başladı Allahım. Hâlbuki o zamanlarda maddi Allahım. imkânları çok müsait olan dindar tanış- larım “karz-ı hasen” düsturunu inanarak Bütün bu yaşadığım sıkıntıların or- bilseler ve darda kalan Müslüman ra- dudan inancım uğruna atılmaktan son- hatladığı zaman ödeyecek şekilde ihti- ra olduğunu düşündükçe Allahım; yacı kadar borç verebilselerdi de, faiz batağına batmasaydık. Olmadı, ne biz Son günlerde memleketimizin makûs kendimizi ifade edebildik, ne de onlar çehresinde doğmaya başlayan gün bizim hep etrafımızda(bazıları işveren, ışıklarının ortalığı ağartmasıyla görülen bazıları akraba, bazıları da gönüldaş) ihanet çemberinin kırılması çalışmala- olsalar da birbirimize bakışıp durduk ve rı arasında bize de “yargısız infaz”ların kader tecelli etti. telafisi ve tazmini ümidi doğdu Allahım. Benim gibi inanç mağduru binlerin hak- İlk on sene işsizliği tanımazken, ya- kını “Adaletle Savunan” bir derneğimiz şım 50’ye yaklaşırken dönem dönem iş- var ve on senedir bu uğurda SENİN rı- sizlikler yaşadım, üç ay işsizliğin açığı en zanı gözeterek, mazlumun hakkını za- az bir sene kesintisiz devam edebilece- limden almayı düstur edinmişti. Her tür- ğim vasat ücretli çalışma sonrası tamir lü sebebe tevessül ederek bu günlere edilebiliyordu. Bu arada hesapsız zaruri getirdiler. Sen onların samimi çalışma- ve gücüme göre zorlayıcı bir masraf ka- larını akim bırakma Allahım. Geçen Pa- pısı da açılınca, artık hükümetin ek büt- zar günü son gelişmeleri bize bildirmek çe çalışması gibi ek gelir daha doğrusu için toplantıya çağırdılar, gittik. Anlattılar ek borçlanmalar(tabii uzun vadede geri hep müspet gelişmeleri, amma öyle bir ödenecek şekilde)arar oluyorduk. yere gelindi ki, ancak Rabbimizin açık yardımı olmadan ilerleyemiyoruz, ”n’olur Borçlarım boyumu aşınca son çare arkadaşlar dua edelim, bize bu günle- olmak üzere evimizi de sattık ve borç- ri gösteren Rabbimiz illaki hayırlı sona larımızı ancak ödedik, sonrasında bir- kavuşturacaktır” dediler. Allahım benim iki sene idare edebileceğimiz bir fazlalık kendim için yapacağım yakarışlarıma da eridikten sonra, artık SEN’den başka günahlarım engel olur, amma N’olur Al- kapımızın olmadığını aynelyakiyn tek- lahım diğer inanç mağduru kardeşleri- rar öğrendik Allahım. min ümitlerini gerçekleştiriver, zahirde bu işe “OLUR” verecek makamdakilerin Benim durumumda binlerce garip kalplerini bizden yana çeviriver Allahım. asker vardı, amma hepsi benim gibi ha- SEN HERŞEYE KADİRSİN... taya düşmemiştir inanıyorum. Belki on- ların imtihanı da başka derslerden (sağ- .ÂMİN. lık, gasp, haset... vs) olmuştur. İllaki bu dünya imtihan sahasıdır. Süremizi iyi Osman Kaçmaz, kulun... kullanmama ya da kopya çekmek gi- bi çalıntı bilgilerle huzuruna çıkmaktan nisan 2011 | ASDER 51 asder18.indd 51 4/9/2011 4:28:20 PM

AKSAJANS mustafa nazif 0212-665 31 52 MAKALE Türk Jeti Uçar mı? Yakup EVİRGEN - Savunma Ekonomisi Uzmanı 20 Aralık 2010 günü ajanslara düşen ye dua etmekten kendimi alamıyorum. bir haber. ‘’2020’li yıllardan sonraki jet Çünkü, uçak üretmeye başlayan her gi- eğitim uçağı ve muharip uçak ihtiyacının rişimimiz, ne hikmetse bir müddet sonra karşılanması amacıyla, ilk Türk savaş akamete uğramıştır. İşte size Cumhuri- uçağının kavramsal tasarım yapılması yet döneminde havacılık alanındaki bel- ve bu çerçevede, Tusaş-Türk Havacı- li başlı çalışmaların başlıkları. lık ve Uzay Sanayii AŞ ile sözleşme gö- rüşmelerine başlanması kararlaştırıldı.’’ • 1925’te uçak ve motorlarını imal Artık kendi savaş uçağımızı yapmaya etmek amacıyla Tayyare ve Motor Türk karar vermiş olmanın memnuniyeti ve A.Ş. kuruldu ve Eskişehir’de faaliyete heyecanı gönüllerdeki yerini aldı. Ancak geçti.( Alman Junkers Flugzeugwerke 1. Dünya savaşından bugüne havacılık A.G.) alanındaki serüvenimiz hatırlandığında, ‘’bu da aynı akibete maruz kalmaz’’ di- • 1926`da Kayseri’de açılan fabri- ka, 1928 tarihinde kapatıldı. • 1935 yılında Etimesgut’taki te- siste 3 ayrı tipte toplam 50 adet planör imal edildi. • 1936 yılında Türkiye`nin ilk uçak fabrikası faaliyetine başladı. • 1937 den itibaren 45 adet Got- ha 145 uçağı imal edildi. (Alman Gothe- ar Waggoi Fabrik A.G.) 52 ASDER | nisan 2011 asder18.indd 52 4/9/2011 4:28:38 PM

AKSAJANS mustafa nazif 0212-665 31 52 • Yine 1937 yılından itibaren 24 Bir de havacılık tarihimizin unu- adet PZL- 24A ve 24C uçağı üretildi. tulmaz efsane ismi Nuri Demirağ’ın ça- (Polonya Panstwowe Zaklady I.onicze) lışmalarına göz atalım. • 1940 - 1950 arasında 10 yıl içe- • 1936 yılında 10 yıllık devreyi risinde 5 farklı tipte toplam 134 uçak kapsayan bir plan-program hazırlattı ve üretildi. (ingiliz Philhips And Powis Airc- Beşiktaş’ta Tayyare Etüd Atölyesini kur- raft Ltd.) du. • 1942 yılında Etimesgut’taki atöl- • Kısa süre içinde atölyeyi fabri- yeler 1200 kişinin çalıştığı bir fabrika ha- kaya dönüştürdü. line geldi. • Bugün Atatürk havalimanı- • 1945 yılında, uçak fabrikasına nın bulunduğu çiftlik arazisini alarak paralel olarak uçak motor fabrikası da 1000X1300 m açıklıkta pist ve alan mey- projelendirildi. dana getirdi. (O sıralar Avrupa’nın en modern havaalanı olan Amsterdam’daki • 1950 yılından itibaren havaalanı ancak bu büyüklükte idi.) Eskişehir’deki Tayyare Fabrikası Hava ikmal Merkezine dönüştürülerek perva- • 1937-1938 yılı içinde Türk Hava neli uçakların, onarım ve revizyonlarını Kurumu, 10 okul uçağı ve 65 planör si- yapmaya başladı. parişinde bulundu. • THK, 1950`li yıllarda eğitim • İlk yerli uçağımız 1941 yılında amaçlı bir jet tasarımını (Mehmetçik İstanbul’dan Divriği’ye uçarak gidip gel- THK-16) yapıyordu. di. asder18.indd 53 Devletin en üst kurumlarında çöreklenmiş, hukuku hiç sayan şebekenin verdiği ideolojik kararlar, Bağımsız (!) olması gereken mahkemelerin, millet adına (!) verdiği ucube kararlar..! nisan 2011 | ASDER 53 4/9/2011 4:28:54 PM

AKSAJANS mustafa nazif 0212-665 31 52 MAKALE Dünyada askeri • Bu fabrikada yapılan ve 12 havacılık firmalarından biri haline gelen teknoloji ve teçhi- uçaktan oluşan ilk yerli savaş uçağı filo- Embraer, bugüne kadar 5 binden fazla zat üreticisi konu- su, Bursa, Kütahya, Eskişehir, Ankara, uçak üretmiş durumda. Kuruluş aşama- mundaki ülkelerin Konya, Adana, Elazığ ve Malatya rota- sında, Türkiye dâhil bir çok ülkenin uçak Türkiye’nin kendi sında uçuş gerçekleştirdi. üretim tecrübesini inceleyen Embraer, ürün yelpazesini her geçen gün artırı- uçağını yapma • Yine burada imal edilen ilk yer- yor. Buna benzer örnekleri çoğaltmak kararına sevinme- li yolcu uçağımız (Nu.D.38 ) saatte 325 da mümkün. Bizim ise 1975’lerden son- kilometre hıza ve 1000 KM uçuş menzi- ra yeniden başlattığımız havacılık ala- yeceklerini her- line de sahip bir uçaktı. nındaki çalışmalarımız ve bu kapsamda kes tahmin eder. kurulan TAİ ve TEİ’nin geldiği noktanın • Nuri Demirağ’ın fabrikalarına si- tatmin edecek bir seviyede olmadığı bi- Burada önemli pariş edilen uçakların, almaktan (THK) linmektedir. (Bu konu ayrı bir yazıya ko- olanın başkaları- vazgeçilmesi üzerine üretimler durdu. nu edilecektir.) nın ne düşündüğü ve neler yapabile- • 1952 yılında uçak fabrikası ve Türkiye’nin kendi savaş uçağını yap- ceğini de dikkate 1954 yılında da uçak motoru fabrikası, ma kararı, İsrail’de büyük yankı uyan- alarak kararlı ve Makine ve Kimya Endüstrisi Kurumuna dırmış. İsrail gazetelerinden Jerusalem tedbirli bir şekil- devredildi. MKEK bir süre eski tasarım- Post, ‘’Türkiye’nin yerli jet hedefinin, son de bu yolda yürü- ları geliştirerek uçak üretimine devam zamanlarda izlediği Batı’dan uzaklaş- etti. ma politikasının bir uzantısı olduğunu, mektir. Türkiye’nin böyle büyük bir projeyi ha- • 1955’te Uçak Motor fabrikasın- yata geçirecek teknolojik birikime sahip da traktör imalatına geçildi. ( Türk Trak- olmadığını iddia ederek, ama tek sorun tör Fabrikası) teknoloji değil. Bunun için milyarlarca dolar gerekir. Bu iş uçak montajı yap- • 1959’da Uçak fabrikasında üre- maya kesinlikle benzemez. Ayrıca böy- tim durduruldu ve 1963`den sonra trak- le bir teknolojiyi geliştirmek de çok uzun tör üretimine başlandı. zaman alır.’’ Dedikten sonra en önemlisi de Ankara’nın kendi uçağını üretme ka- Havacılık tarihimizde Nuri Demirağ rarını anlamsız bulduklarını ve ABD nin gibi çalışmaları olan Vecihi Hürkuş’un projeye engel olacağını ileri sürmüşler. da yaptıkları ve yapmaya çalıştıklarını da özetlemeye kalksak bu yazının hac- Kendi uçağımızı yapmak amacına mi iyice genişler. Bu çalışmaların yapıl- dönük her önemli girişimin bir süre son- dığı yıllarda sahip olduğumuz teknolo- ra sonuçsuz bırakılmasına Cumhuriyet jik seviyenin dünya ile aynı olduğu ve o tarihi boyunca tanık olmuşuz. Dolayı- tarihlerden itibaren edindiğimiz yabancı sı ile bunca yaşananlardan sonra gel uçaklar için ödediğimiz bedeller hatırla- de işkillenme ve endişelenme. Dünya- nırsa, girişte belirttiğim endişenin haklı- da askeri teknoloji ve teçhizat üreticisi lığı kendiliğinden ortaya çıkacaktır. konumundaki ülkelerin Türkiye’nin ken- di uçağını yapma kararına sevinmeye- İşte size havacılığa bizden sonra ceklerini herkes tahmin eder. Burada başlayan bir ülkeden başarılı bir örnek. önemli olanın başkalarının ne düşün- Brezilya’da 1970’lerde kurulan Embra- düğü ve neler yapabileceğini de dikka- er isimli şirketi ise; 40 yıldır uçak üret- te alarak kararlı ve tedbirli bir şekilde meye devam ediyor. Dünyanın en karlı bu yolda yürümektir. Bu hükümetin pek çok alandaki kararlı tutumu, milli uçağı- mızı yapma girişiminin engellenmesine en azından şimdilik izin vermeyeceği yönünde beklentilerimizi kuvvetlendir- mektedir. Cumhuriyetin 100.yılında se- malarımızda kendi jetimizi görmemize katkısı olanları ve olacakları bugünden tebrik etmek geliyor içimden. 22.12.2010 54 ASDER | nisan 2011 asder18.indd 54 4/9/2011 4:29:09 PM

AKSAJANS mustafa nazif 0212-665 31 52 Cüzdandaki Yargı! Mustafa HACIMUSTAFAOĞULLARI Adalet mülkün (devletin) temelidir. kararı al!’’ Devletin en üst Bu ifadeyi üzüntülü ve öz eleştiri duy- kurumlarında Adaletin olmadığı kanaatinin yaygın çöreklenmiş, olduğu bir ülkenin geleceği karanlık de- gularıyla, tiksinerek dillendirmişti. hukuku hiç sayan mektir. Şaşkınlığım şoka dönüşmüştü. şebekenin verdiği Adaletin en üst kademesinde; karar- ideolojik kararlar, Adalet sistemi, kendisine güvenile- Bağımsız (!) meyeceğini adeta ispatlama telaşında. ların hukuk ölçülerine göre değil, para- olması gereken ya göre verildiğini duymak... mahkemelerin, Danıştay’ın aldığı başörtüsü kararı millet adına (!) bunun en son örneği. Parayla, rüşvetle verilen kararlar, verdiği ucube Sipariş ve talimatla verilen kararlar, kararlar..! Ben şahsen, bu ülkede adalet oldu- Devletin en üst kurumlarında çörek- ğuna inanmıyorum. lenmiş, hukuku hiçe sayan şebekenin verdiği ideolojik kararlar, Adalet adamlarına, onların sözde Bağımsız (!) olması gereken mah- idare ettiği mahkemelere güvenmiyo- kemelerin, millet adına (!) verdiği ucu- rum. be kararlar..! Kararlarında ‘’Türk Milleti Adına’’ Türkiye’nin en temel asli sorunu bu. yazsa da, zerre kadar millet adına karar Bu sorun çözülmeden hiç bir sorun verme dertleri olduğunu sanmıyorum. çö-zü-le-mez ! Önce adalet. Bir de geciken adalet, adalet değildir Önce adam gibi yargı reformu... düsturu gereğince; raflarda tozlanmış yüz binlerce dosya, sistemin çökmüş ol- Adalet mülkün temelidir. duğunun bariz işareti. Adalet dağıtan bir sistem değil, Mo- ğoltay çetesi! Ergenekon’un yargı uzantısı! Yıllar önce, 1990’larda, cinayet da- vasından bir tanıdığım yargılanmıştı. Yerel mahkeme hükmü verdi, karşı taraf dosyayı temyize gönderdi. Konuyla ilgili yapılabilecek bir şey olabilir mi diyerek Yargıtay’a gittim. Bazı dostlar vasıtasıyla bir yüksek yargıçla görüştüm. O günü ve o dehşet veren tecrübeyi hiç unutamıyorum. Yargıcı dürüst bir insan olarak gör- düm. Konuyu kendisine anlattım. Bana ‘’Komutan, ne istiyorsun?’’ biçi- minde, sanki istediğim her şeyi alabile- cekmişim gibi bir ifadeyle sordu. Ben ‘’Nasıl!?’’ diye cevaplayabilmiş- tim. Şaşkınlığım üzerine,’’Burada her ka- rarın bir bedeli var. Parayı bas istediğin nisan 2011 | ASDER 55 asder18.indd 55 4/9/2011 4:29:28 PM

AKSAJANS mustafa nazif 0212-665 31 52 MAKALE Şubat Soğuğundan Bir Hatıra... Zübeyir TUFAN Sayın Genel 1988 Şubat ayı ortalarıydı. 15 inci suçladıklarını ve istedikleri ifadeyi ver- Kurmay Başkanı. Füze Üs Komutanı emriyle hakkımda meyince de işkence yaptıklarını söyledi. bazı iddiaların olduğunu bununla ilgili Ben de bu endişe ile dönemin Cumhur- Lütfen bunları ifademin alınması için Etimesgut /Anka- başkanı Kenan Evren’e, Yüksek Aske- araştırın. ra Hv. İkmal Bakım Komutanlığına git- ri Şuraya, Başbakan Turgut Özal’ a ve mem gerektiği emredildi. Milli Savunma Bakanlığına bir mektup Bu zulüm belki yazdım. durmuş gibi Yazılı emir verilmedi. Endişelerimi belirttim. görünebilir. Ama Ne giderken ne de döndüğümde failleri hala TSK harç ve yol parası da verilmedi. Çünkü Emir gereği Etimesgut/Ankara İkmal bu durum gayri nizami bir uygulama idi. Bakım Komutanlığı’na gittim. Nizamiye içindedir. kapısındaki nöbetçi astsubaya müraca- Bulun onları. Endişelenmiştim. Neden çağırıldı- at ettiğimde, nöbetçi astsubayı telefon- Adalete yardım ğıma dair etrafımda bir araştırma yap- da ‘’sizin kuşlardan biri daha geldi’’ dedi. tım. Daha önce giden birilerini buldum. Sonra bir araba geldi o arada bir ast- edin. Giden arkadaş orada irticai faaliyetlerle subay daha benim gibi durumdan oraya Bu hikâye tarafıma elektronik posta yolu ile ulaşmıştır. Hüzünlerimle birlikte değerli okuyucularımla paylaşmak istedim. 56 ASDER | nisan 2011 asder18.indd 56 4/9/2011 4:29:38 PM

AKSAJANS mustafa nazif 0212-665 31 52 gelmişti. İkimizi de alıp içeri götürdüler. da daha önce(12 Eylül zamanını ifade Bir hafta Misafirhane bozması bir binanın önün- ederek) suçlunun karısını getiriyorlardı boyuna hücrede de durduk ve binadan içeri girdik. Girer ve gözü önünde tecavüz ediliyordu suç- bekledim. girmez bir teğmen beni karşıladı ve be- luyu konuşturmak için” dediler. Getirdikleri ni hücre odası gibi bir odaya kilitlediler. yemek bir tabakta Bir süre sonra tekrar gelip ‘’irticai faa- Ben gerçekten çok korkuyordum toplam iki kaşığı liyet yapmakla suçlandınız gerekli sa- ama yapacak ta bir şeyim yoktu. Çün- geçmiyordu vunmanızı yapınız ‘’ dedi. Önce sözlü kü sordukları kişileri bilmiyordum. Ta- yanında da konuştum iddialarınızla ilgim olmadığını nıyorum diye uyduramazdım ki. O gün çeyrek ekmek. neden bahsettiğinizi bilmiyorum dedim. için sorgulama bittiğinde tekrar aynı la- İki kaşıkta pilav o Sonra da yazılı olaraktan yazdım. Son- birentli fakat farklı labirentler den geçe- kadar. Askerden ra şapkamı, ayakkabı bağcıklarımı, ke- rek odama götürdüler. biraz fazla merimi ve kravatımı gelen askerler aldı- ekmek veremez lar ve palyaço gibi bir askere döndüm. Dışarıdan gelen sesleri işittiğimde misin diyorum. Bunu erlere yaptırdılar. Bir hafta boyuna öğle yemeği dağıtıyorlardı, sorgulama- Olmaz yasak hücrede bekledim. Getirdikleri yemek daki kişilerden sesini tanıdığım bir kişi diyordu. Bir hafta bir tabakta toplam iki kaşığı geçmiyordu yemek benim kapımın önüne geldiğin- sonra iki asker yanında da çeyrek ekmek. İki kaşıkta pi- de ‘’bu köpeğe yemek vermeyin’’ dedi. geldi gözlerimi lav o kadar. Askerden biraz fazla ekmek bağladılar ve veremez misin diyorum. Olmaz yasak Yemek dağıtanlar kapımın önünden koluma girerek diyordu. Bir hafta sonra iki asker geldi uzaklaştılar. Sonra yatağımı da aldılar. kapıdan dışarı gözlerimi bağladılar ve koluma girerek Zaten bir hafta boyunca da gece 03.00 çıkardılar. kapıdan dışarı çıkardılar. Sanki çok la- da yatak veriliyor, sabah 06.00 gibi alı- birentli yoldan gidiyormuşum gibi, dik- yorlardı. Bu sorgudan sonra buna da kat et düşeceksin, sağa döndürüyorlar, müsaade etmediler. Ben ayakkabımın sola döndürüyorlar, biraz gittikten sonra birini altıma diğerini de ayak uçlarımın tekrar sağa veya sola büyük bir titizlik- altına koyarak duvara yaslanıp o şekilde le dönüyoruz. Sanki düşecekmişim gibi. uyumaya çalışıyordum. Tuvalete gitmek Nihayet sorgulama odasına getiriyorlar, istediğinde dışarıdan bir ses bekle lan bir sandalyeye oturtuyorlar, tepemde bir diye bağırıyordu. Keyifleri geldiğinde de ışık var. gözlerimi bağlayarak tuvalete götürü- yorlardı. Sadece tuvaletin içinde gözle- Karşımda gelen seslerden tahmini 6 rimi açıyordum. Bir gün kulaklarım çok veya 7 kişi var olduğunu hissediyorum. fena ağrımıştı. Doktor istedim. Üç gün Kendimi tanıtmamı ve hayatımı anlat- sonra gelen doktor bir hap verdi al bunu mamı istiyorlar. Anlatmaya başlıyorum, iç geçer dedi, geçmedi ve günlerce san- araya girip bazı isimler soruyorlar tanı- cısını çektim. Bundan sonraki her sor- yor musun diye, çoğu tanımadığım in- gulamada istenilen cevapları vermeyin- sanlar. Benim garnizonumda olanların ce küfür ediyorlar ve tokatlıyorlar. Daha bir kaçını hatırlıyorum. İşte tamam sen sonra da duvar nöbeti tutturuyorlar. Ba- bunlarla beraber organize hareket edi- caklar geriye doğru açık ve eller de du- yorsun onun için tanıyorsun diyorlar. vara gerilmiş vaziyette parmak uçlarıyla Ben hayır garnizonda gördüğüm için ta- yaslayarak saatlerce bekletiyorlar, or- nıyorum diyorum, kabul etmiyorlar. dudan atmakla tehdit ediyorlar, ama bi- lemediğim içinde istedikleri cevabı ve- Sonra içlerinden biri; remiyordum. - ‘’Astsubayım bu sorgulama Hava Bir başka günkü sorgulamada Kuvvetleri ile personelinin düellosudur bunu böyle bil. Eğer şu anda Erdal İnö- - ‘’Oğlunuzun ismi neden Hüzeyfe?’’ nü Başbakan olsaydı senin gibilerini çok diye sordular. rahat ipe gönderirdik’’ diyorlar. - Ben de babamın ismi dedim. Sordukları kişileri tanıyamadığım için bana küfretmeye başladılar. - Karşımdaki ‘’ hayır babanın ismi ol- duğundan dolayı değil sahabe ismi diye - ‘’Sen Mamak’ ı biliyor musun ora- koydunuz’’ diyordu. - Ben inanmıyorsanız nüfus cüzda- nisan 2011 | ASDER 57 asder18.indd 57 4/9/2011 4:29:45 PM

AKSAJANS mustafa nazif 0212-665 31 52 MAKALE - ‘’Orduevinde nıma bakın dedim. Yine de ısrarla sen nızı götürür müsünüz? bir toplantı olsa sahabe ismi olduğu için bu adı oğluna verdin dediler. - Şu ana kadar rast gelmedim ama gider misin? ‘’ olursa götürürüm dedim. dediler. Giderim Yine bir sorguda: dedim. Hatta şu - Ama eşinizin başı kapalı? ana kadar da çok - ‘’Orduevinde bir toplantı olsa gider misin? ‘’ dediler. Giderim dedim. Hatta - Olsun, önemli olan sosyal yaşantı- gittim. Emekli şu ana kadar da çok gittim. Emekli ar- da arkadaşlarımızla beraber olmak, kı- arkadaşların veda kadaşların veda toplantısı veya başka yafet önemli değil dedim. benzeri toplantılar olurdu gittim dedim. toplantısı veya Peki, orada ne içiyordun? Meyve suyu, - Hayır, olmaz başını açmanız lazım başka benzeri cola gibi alkolsüz içecekler dedim. ve baskı uzayıp gitti. toplantılar olurdu gittim dedim. - Neden alkol almıyorsun? 28 gün boyunca aynı sorular aynı iş- Peki, orada ne kenceler. Sorgulamanın sonuna doğru içiyordun? Meyve - Sevmiyorum, ayrıca spor yapıyo- yalan makinesi dedikleri bir cihaza bağ- suyu, cola gibi rum, iyi bir defans oyuncusuyum, sağlı- ladılar kalp ritmini ölçerek, bazı soruları- alkolsüz içecekler ğıma düşkünüm dedim. mıza yalan cevap verdin dediler. Yarım gün boyuna yalan makinesinde sorgu- dedim. - Olmaz alkol alman lazım bütün ar- lama yapıldı. kadaşların alıyor senin de alman lazım, onlardan ayrı hareket edemezsin dedi- 28 günün sonunda beni bir arabayla ler. Ayrıca aileli bir toplantı olsa hanımı- otobanın kenarına bırakıp gittiler. Ben şimdi soruyorum? 58 ASDER | nisan 2011 asder18.indd 58 4/9/2011 4:29:56 PM

AKSAJANS mustafa nazif 0212-665 31 52 - Eğer suçlu isem neden beni yük- kadar düşmanla savaşırım. çünkü bu Sorgulamada sek askeri mahkemede yargılamadınız? vatan sizin olduğu kadar benimdir!.. ‘’ yemekli Hakkımda bir iddia varsa mahkemede dedim. toplantılarda yargılardınız suçum sabit görülürse su- alkol alman lazım çun karşılığı neyse o cezayı verirdiniz. Allah aşkına soruyorum vatanımı ve deniyor. Alkol devletimi koruma terbiyesini bize hangi alışkanlığım Resmi üniforma ile alkol alıp sar- ahlaki yapı verecek. Ben dinimden aldı- olursa sarhoş hoş vaziyette ceketinin düğmeleri açık ğım terbiye ile vatanım için ölmeyi şehit- bir zihniyetle pejmürde bir şekilde silahlı kuvvetlerin lik, hizmet edip sağ kalmayı da gazilik nasıl vatanı haysiyetini ayaklar altına alan birine sa- olarak öğrendim. Bunun mükâfatını da koruyacağım. dece bir hafta göz hapsi verildi. Allah(c.c.) ahirette vereceğini vaat edi- yor. Bulunduğum garnizonda; garnizo- nun akaryakıtını satan bir subaya veri- Peki, ben Allah’ın razı olmayacağı len ceza ordudan atılmayacak şekilde bir kul olursam bu mükâfatı kim vere- bir hapis cezası oldu. bilecek. Haramın helalin şuuruna var- mazsam devletin malını çalıp çırpmak- Görevde iken yılbaşı geceleri nöbet- tan beni kim alıkoyacak. leri hep ben tutardım. Vicdanımda duyduğum bu hislerimi Neden? bana ancak İslam dini verir. Buna da ir- tica derseniz ben hangi duyguyla vata- Çünkü ben içki içmiyordum, fakat fi- nıma hizmet edeyim. loyu gezmeye çıktığımda nöbetçi ami- ri askerleri de başına toplamış revirde Şahsıma ve benim gibi başkaları- içki içiyordu. Kimse ona ceza verme- na yapılan bu haksızlıkların bir an ev- di. Diğer muvazzaflar da görüyordu bir vel giderilmesi ve haklarımızın tekrar şey demiyorlardı. Kendileri de sarhoş- geri verilmesi için adalette ve demok- tu çünkü. Eğer şikâyet etseydim beni de raside bir çığır açan, mağdurların ümidi harcarlardı. olan başta Sayın Cumhurbaşkan’ıma, Başbakan’ıma ve ekibine ve Yüce Mec- Bir insan sarhoş halde iken Allah lisimizdeki vicdani duyarlılığı yüksek göstermesin bir saldırı olsaydı nasıl sa- olan kıymetli Millet Vekillerime istirham vunma yapabilirdi? ediyorum. Bu konunun mahkemelere bı- rakılmadan uyum yasalarıyla meclisten Sorgulamada yemekli toplantılarda geçirilerek haklarımızın geri verilmesi- alkol alman lazım deniyor. Alkol alışkan- ni ve devletin bizden helallik istemesini lığım olursa sarhoş bir zihniyetle nasıl ben ve benimle beraber mağdur olan ai- vatanı koruyacağım. lem, akrabam ve duygularımı paylaşan tüm dostlarım ümitle beklemektedir. Memleketime izine gittiğimde kom- şularım ve yaşlılarımız bana ‘’evladım benim sevabıma bir gece nöbet tutar mısın? ‘’ diyorlardı. Çünkü biliyorlar ki, Allah için ağlayan göz ile vatanı için düşman gözleyen göz cehennem ateşi görmez. Beni bu duygu ile ailem ve etrafım yetiştirdi. Aile terbiyemle kıldığım na- mazımı bile irtica olarak nitelediler. Ço- cuğumun ismini bile irtica sebebi say- dılar. Eşimin başörtüsünü irtica sebebi saydılar. Ben ordudan ayrılırken de Destek Kıtaları Komutanım Yarbaya, - ’’Komutanım beni yanlışlıkla ordu- dan ihraç ediyorlar ama Allah gösterme- sin bir savaş durumu olursa hiç kırgınlık göstermeden kanımın son damlasına nisan 2011 | ASDER 59 asder18.indd 59 4/9/2011 4:30:04 PM

AKSAJANS mustafa nazif 0212-665 31 52 N O S TA L J İ Harp Okulunda Ahmet Doğan eften püften sebeplerle bazen da yalan namaz kılanlar ve iftiralarla cezalar alıyorduk. Aylarca Yaşzede… hafta sonunu oda hapislerinde geçirip olarak baskı izin yüzü görmediğimiz oldu. İçerde ve altına alınmıştık. İlk ve orta öğrenimimi Gaziantep dışarıda izleniyor devamlı baskı altında Namaz haricinde merkezde yaptıktan sonra 1988-92 tutuluyor, değişime zorlanıyorduk. Bir Bursa-Işıklar Askeri Lisesi’ni, 1992-96 kısmımız namazı terk etti. Terk etmeyen hiçbir şey Ankara-Kara Harp Okulu’nu bitirdik- bizler de okuldan itibaren atılmaya baş- yapmamamıza ten sonra evlendim. 14 Ay Eğirdir Ko- landık. Mezun olmayı başarabilenler her rağmen kaşının mando Temel Kursu ve Tuzla Piyade altı ayda bir YAŞ’larda atılmaya devam üstünde gözün var Okulu’nda Subay Temel Kursunu başa- edildi. Hayatımız altı aylık depresyonel kabilinden eften rıyla bitirdim ve kur’a ile Doğubeyazıt/ dilimlere bölünmüştü. Antidepresanlarla püften sebeplerle Ağrı’ya tayin edildim. İki yıllık görev sü- o zamandan beri tanışıyoruz. bazen da yalan ve remde yazları Ağrı ve Tendürek Dağla- iftiralarla cezalar rında, kışları Erzurum, Bingöl-Genç ve Bazı arkadaşlar atılmamak için uzun alıyorduk. Aylarca Kiğı, Diyarbakır-Lice ilçelerinde tim ko- yıllar evlenmedi. Ben mezun olur olmaz mutanı ve vekâleten bölük komutanı evlendim. Kapalı bir bayanla, severek. hafta sonunu olarak yaz ve kış operasyonlarına ka- Çilemiz de katmerlendi. oda hapislerinde tıldım. Sayısız çatışmalarda bulundum. geçirip izin yüzü Bu kısa süredeki tüm görevlerde üstle- Tuzla Piyade Okulu’ndayken ilk oğ- rim tarafından tercih ve takdir edildim. lum dünyaya geldi. İçmelerde kiralık bir görmediğimiz Dosyamdaki takdir ve başarı belgele- evde oturuyorduk. Birliğime bildiremedi- oldu. ri bunlardan kâğıda dökülmüş olan sa- ğimden izin alamadım, eşimle yeteri ka- dece birkaçı... Görev süremin tamamını dar ilgilenemedim. Hastaneye komşu- arazide geçirdim, ilk iki çocuğumun do- muz götürüp getirdi. ğumunda ve eşimin yanında bulunama- dım. 1999 Ağustos unda YAŞ’nı n ayır- Doğubayazıt’taki ilk yılımda yine kor- ma kararı geldiğinde yine Ağrı Dağı’nda kumdan eşimi gösteremedim, evli oldu- operasyondaydım. Kaderin garip bir cil- ğumu söyleyemedim, Kışladan uzakta vesi olarak ilişik keserek ayrılışım 17 kiralık ev tuttum. Eşimi yeni doğmuş ço- Ağustos 1999’a tevafuk etti. cuğumuzla bıraktım bir başına, yabancı bir halk içine, terör bölgesinde. Harp Okulunda namaz kılanlar ola- rak baskı altına alınmıştık. Namaz hari- Anamızdan emdiğimiz sütü fitil fitil cinde hiçbir şey yapmamamıza rağmen getirdiler burnumuzdan. Bölük, Tabur kaşının üstünde gözün var kabilinden ve Tugay Komutanlarım markaja aldılar beni. Değiştirme ve dönüştürme seans- larına başladılar. İnanç ve hayatımızla, en çok da hanımımın başörtüsüyle alay ettiler, dalga geçtiler, aşağıladılar, geri- ci, yobaz, mürteci, sıkmabaş… dediler. Başörtülü diye eşimle beraber gittiği- miz askeri piknik yerlerinden kovulduk; yanımızda misafirimiz vardı, hanımı da açıktı. Eşim de ordu evind,e başı açık arkadaşının yanında çay bahçesinden kovuldu göz yaşları içerisinde. Bizim başı açık olanlarla bir problemimiz yok- tu ama vicdanı kapalıların bizimle vardı demek ki. En nihayet “ya işin ya eşin” dediler. Bu süreçte tüm zor ve uzak operasyon görevlerine beni gönderdiler. Dinlendir- meden abartısız diğerlerinden 2-3 kat fazla görevlendirdiler. Başkasının yeri- ne defalarca ölüme sundular beni, ölüm tehlikeli bölgelere… 60 ASDER | nisan 2011 asder18.indd 60 4/9/2011 4:30:15 PM

AKSAJANS mustafa nazif 0212-665 31 52 Yazları Ağrı dağından on beş günde komutanımın gözünde. Şimdi de onlar Lojmana bir iner orduevinde elbisemi değişir gizli bir yana ben başka bir yana... “ER” ol- gireceksiniz diye giderdim evime, en fazla bir geceliğine. ma yolunda, olabilirsem eğer, Mevla’m emir verdiler, nasib ederse… girdik. Bu arada Kışları Bingöl, Diyarbakır arazile- kızım dünyaya rinde kış operasyonlarında geçirirdim. İkinci yılın başında öğrendiler evli ve geldi. Ya eşini Yağmur ve kar, bazen şimşekler bazen bir çocuğum olduğunu ve kirada oturdu- açıp baloya, da çığlar düşerdi etrafımıza. Bazen da ğunu. Öğrenmişlerdi ben Kiğı arazilerin- kokteyle getir, ya kendi helikopterlerimiz bombalardı yan- de ölüm gezerken de kışla dışına içme da boşan dediler. lışlıkla. Pusuya düştük, çatışmalara gir- suyu servisi yapmışlardı kiradaki uz- Yapmadık. dik, günlerce aç susuz kaldık, ıslak el- man çavuşların evlerine varıncaya ka- Çilemiz katlandı. biselerle titredik soğuk gecelerde. Nice dar, kapısını çalıp bir ihtiyacınız var mı Lojmanı boşaltıp arkadaşları şehit verdik. diye soran olmamıştı evimin, bir subay eşyayı ve ailemi evi olarak. memlekete Aylar sonra birlik değişiminde gelir gönderdim. hazır dinlenmiş birlikle geri giderdim. Yı- Lojmana gireceksiniz diye emir ver- Yalnız baskılara kanan çorabım kurumazdı “hazırlan yi- diler, girdik. Bu arada kızım dünyaya dayanamayıp ne gidiyorsun” haberi gelene kadar. De- geldi. Ya eşini açıp baloya, kokteyle ge- depresyona ğil dinlenmek, başkasının yerine ölüme tir, ya da boşan dediler. Yapmadık. Çile- girdim. Geri gidip gönderilmenin haberini bile çok görür- miz katlandı. sadece ailemi lerdi bize, ona göre hazırlanalım diye; getirdim, gece eşim memleketteyse dönüşe geçtiği- Lojmanı boşaltıp eşyayı ve ailemi yolda aracımla mizde, gel dediysem eğer, birkaç gün memlekete gönderdim. Yalnız baskı- takla attık, sonra yeni gidişimle yine kalakalırdı bir lara dayanamayıp depresyona girdim. ölmedik. Her başına. Geri gidip sadece ailemi getirdim, gece gün binlerce kez yolda aracımla takla attık, ölmedik. Her ölürken bir kere Biiznillah başarısızlık yüzü görme- gün binlerce kez ölürken bir kere öle- ölemedik. dim. Atışta, sporda, eğitimde, operas- medik. Ailemi orduevi otel odasına yer- yonlarda... Gözümde korku gören de ol- leştirdim gizlice, hapis hayatına. Hafta- madı elhamdülillah. da bir gizli dışarı çıkar yiyecek bir şeyler alır girerdi hapse. Ben de 20 gün hapis Doğubeyazıt kışlada tüm tugay su- yattım Tugay Tutuk Evinde. Pencerele- bay astsubayın koşu denetlemesinde, rimiz birbirine bakardı. en önde paşanın makam aracı, hemen arkasında bir teğmen, askerlerin binası- Altı ay sonra bir YAŞ kararıyla çıkar- nı geçerken geride başka gözüken yok, dılar bizi hapisten. Daha doğrusu öyle “bir teğmen mersedesi kovalıyor” deni- sandık, hapisten kurtuluyoruz zannettik. liyordu. Meğer başka bir hapse nakilmiş bizim- Ağrı Dağı’nda timimle pusuya düş- tük, zayiatsız çıktık. 2-3 gün aç ve su- suz kaldık. Çantamda ton balığı vardı da yiyememiştim susuzluktan. Bulunca da deliler gibi içmiştik kokan kuyudan. Bir kurban bayramı günü gece sila- hıyla nöbetten kaçan ve hainlerle buluş- maya çalışan terör yanlısı askeri, Ten- dürek Dağlarında tüm tugay birlikleri içinden timimle biz yakaladık. Kiğı arazilerinde en tehlikeli yerlerde görevlendirildim. Askerlerimin cevapsız kalan sorularıydı “niye hep biz”. Bölge- deki timlerden 1 üsteğmen 12 asker çığ altında şehit oldu. Bir askerin şehit olup bir üsteğmenin yaralandığı yerde timim- le ben de vardım; bölüğümün en ilerisin- de. 6 sağ 30 ölü. İki üsteğmen bir yana ben teğmen olarak bir yanaydım bölük nisan 2011 | ASDER 61 asder18.indd 61 4/9/2011 4:30:24 PM

AKSAJANS mustafa nazif 0212-665 31 52 MAKALE Yıllar böyle kisi, sahipsizlik, yalnızlık hapsine… beraber başladığımız lisans mezunla- geçti, ailemi rı belli bir seviyeden başlarken, ben as- ihmal ederek, Karar geldiğinde Yine Ağrı Dağı’nda gari ücretten başlatıldım ve hep geriler- operasyondaydım, Mehmetçikle nöbet- den takip ettim onları. Farkı kapatmak çocuklarım te, gözler hedefte, iman yürekte. Bek- için de hep gayret, performans yükselt- sevmeye fırsatım lerken vatanı ayırdetmedik kapalı olanla tim, fazla mesai yaptım, İngilizce bilgi- olmadan büyüdü. olmayanı. Ama bizi ayırdılar, nöbetten, sayar... çalıştım, tüm boş vakitlerimde. Bazen geçimimiz Mehmet’ten. Evimin hastane alışveriş dâhil tüm genişledi bazen Araziden indirdiler, beylik silahımı, işleri 2 çocukla hanımın üstüneydi yıl- daraldı. Bir ev kimliğimi, sağlık karnelerimizi alıp ka- larca. Hastane yollarında, ssk ilaç kuy- ve bir araba pı önüne koydular. Birkaç gün sonra ruklarında yalnızdı, defalarca ameli- üsteğmen rütbesi takacağım Ağustos yat oldu yalnızdı. Ben denenmedeydim sahibi olduk ama ayında elime “Er olarak terhis edilmiş- çünkü, rızkımızı kazanmak için kendimi aylarca evimizin tir” diye bir belge tutuşturdular. “Er”liğin ispat etmem gerekiyordu. Askeri diplo- et görmediği, 2,5 manasından bihaber. ma, başarı ve kurs belgelerim bir anlam tl spor parasını ifade etmiyordu özel sektörde. Refe- veremediği için Oyak kesintilerimi 3 yıl dolmamış di- rans, torpil de olmadı. ye vermediler. (15 gün kalmıştı) utancından İlk ayrıldığımız sıralarda hanım bi- kızımın 2 ay Dedeme anlatamadım Peygamber leklerinden “carpal tunnel” denilen sinir beden dersine Ocağının namaz ve başörtüsünden do- sıkışmasına yakalanmıştı. Önce sağlık giremediği, layı ihraç edebileceğini, öz babam sof- güvencemiz yoktu, olduğunda da mas- işsiz günlerde rasından ve evinden kovdu… Vebalıy- rafları karşılayana kadar ameliyat ola- eve gidemeyip mışız gibi herkes uzaklaştı… madı aylarca. Geceleri ellerini oğuştu- geceyi sokaklarda rup ağlarken uyanırdım, için için. geçirdiğim günler Asgari ücretle çalışırken öğrenim masraflarımı icraya verip faiziyle bera- Bu veballeri yüklenenler hesabını oldu. ber tahsil ettiler. verebilirler mi hiç! Çektirdikleri ıstıraplar neyle, nasıl tazmin edilebilir! Büyük çocuğu annemlere bırakmış- tık geri dönerken, bakkala gönderip Ey sevgili silahım, beylik taban- kandırarak. Geri döndüğümüzde bizi ta- cam, belimdeki kılıcım, 16’lı Barettam; nımadı. Yılların iyi edemeyeceği yaralar mecbur kalmasaydım satmazdım seni. açıldı onda da bizde de. G36438Z geri aldıktan sonra, bir sürü masraf ederek, Konya-İstanbul’ a gide- İstanbul’da Antep’te firma firma iş rek, hanımın üstüne devredek; terörden ararken bilmiyorduk form doldurup cv daha tehlikeliyim diye bana vermedikle- verdiğimizde “biz sizi ararız” cevabının ri için. anlamını. Nihayet bir fabrika işe aldı; Bazen başarılı bazen başarısız şu ana kadar 1999-2011 13 yılda toplam 13 işyeri fakat 15-20 iş, meslek veya pozisyonda çalıştım, denendim, bazıla- rında başarılı, bazılarında başarısız ol- dum, her birinde belirsiz maaş ve dene- me süreciyle “SIFIR”dan başlatılarak. Yeni bir patron, yeni iş, yeni ortam, belir- siz şartlar, arada işsiz, maaşsız ve sağ- lık güvencesiz aylar, takla atan ev eko- nomisi, yeni kemer sıkma politikaları. Elektrik işçiliği, inşaat (telsim baz is- tasyon montajı), işletme müdürü, kablo pazarlama, sevkiyat şefi, el terminali ile ürün sevki, depo sorumlusu, stok takip, logo unity irsaliye girişi, İSO, iade sorum- lusu, kalite kontrol muhasebe, m.axess depo programı muhasebe ve personel 62 ASDER | nisan 2011 asder18.indd 62 4/9/2011 4:30:35 PM

AKSAJANS mustafa nazif 0212-665 31 52 müdürü, logo iks-2 implementasyon, el de hemen yeni dal ve ortamda belirsiz Ey sevgili mille- terminali ile girdi kontrol, şube merke- maaş ve akıbetle “sıfır”dan denenmeye tim ve onun yüce zi yönetim otomasyonu, vegawin imple- alınıyorum, emsallerim Kd. Yzb –Bnb meclisi! Ne olur mentasyon, bilgi donanım&vegawin tek- rütbelerinde makam odaları, makam karar verin artık, nik servis,bilgisayar satış&teknik servis, arabalarında gelecek kaygısı çekmez- ne olduğumuza, züccaciye dükkanı, şoförlük , hisse/dö- ken… notumuza, hakkı- nem pazarlama, girdi kontrol, logo-go, mıza... Sınavdan büfe/tost, çiftçilik, muhasebe vVe per- 11 yıl Silahlı Kuvvetlerde her türlü çıkarın da bizi bi- sonel müdürü denediğim/denendiğim/ atış, eğitim, sporda komutanlarım dene- riken hastalıkları- yaptığım iş-meslek çeşitleri. medi mi? Bu kadar dosyamdaki diplo- mızla ilgilenelim, ma, kurs, başarı belgelerim neyin nesi? hâlâ çekmekte Yıllar böyle geçti, ailemi ihmal ede- Kıtada zor ve zorlaştırılmış görevlerde olduğumuz kış ve rek, çocuklarım sevmeye fırsatım olma- yeteri kadar denenmedik mi? Yaz ve yaz operasyonla- dan büyüdü. Bazen geçimimiz genişledi kış şartları, hain terör ve pusu, patlayan rından kalan, so- bazen daraldı. Bir ev ve bir araba sahibi mermiler, açlık, susuzluk ve uykusuzluk ğuk ve mikrobik olduk ama aylarca evimizin et görmedi- yeteri kadar denemedi mi bizi? Sivilde ortamlardan kap- ği, 2,5 tl spor parasını veremediği için 12 yılda 13 işyeri, yirmiye yakın meslek, tığımız. utancından kızımın 2 ay beden dersine dal ve branşta yeteri kadar denemedi giremediği, işsiz günlerde eve gideme- mi bizi patronlarımız? yip geceyi sokaklarda geçirdiğim günler oldu. Ve özel sektöre uyum sağlayama- Ey sevgili milletim ve onun yüce ma başarısızlığımla ben hala “SIFIR”ım. meclisi! Ne olur karar verin artık, ne ol- “Her bilim dalından biraz bilsin” mantı- duğumuza, notumuza, hakkımıza... Sı- ğıyla verilen Harp Okulu’nun genel yö- navdan çıkarın da bizi biriken hasta- netici yetiştirme programı olan “sistem lıklarımızla ilgilenelim, hâlâ çekmekte mühendisliği” lisansıma uygun hareket olduğumuz kış ve yaz operasyonların- ettim; her işten biraz yaptım, hiçbir işte dan kalan, soğuk ve mikrobik ortamlar- yıllanmış mütehassıs olamadım ve ha- dan kaptığımız. la mesleğimin adı yok, çocuğum forma yazmak için sorduğunda verecek cevap Hep antidepresan ilaçlar mı tedavi bulamıyorum. Her yeni iş teşebbüsüm- edecek stresimizi, sine-i milletin merhe- mi kanayan yaramıza ne zaman sürü- lecek. nisan 2011 | ASDER 63 asder18.indd 63 4/9/2011 4:30:45 PM

AKSAJANS mustafa nazif 0212-665 31 52 BASINDAN 1996 YAŞ’ında 14 ‘üncü Yıldönümünde, 28 nan Tanrıverdi, bir askeri tatbikat öncesin- kadrosuzluk Şubat’ın Hatırlattıkları (28 Şubat 2011) de adet üzere kurban kesmesinin irticai faaliyet olarak görüldüğünü söylüyor. Tan- nedeniyle emekli TSK 28 ŞUBAT’A GİDERKEN, ZIRHLI rıverdi, 28 Şubat sürecinde Silahlı Kuvvet- edilen Tanrıverdi, TUGAY KOMUTANIYDIM ler mensuplarının şehitlerin cenaze namaz- larını kılmalarına izin verilmediğine dikkat “Normal -Tatbikata giderken kurban kesmem irti- çekiyor. Söz konusu dönemin önde gelen şartlarda terfi cai faaliyet olarak değerlendirilmiş isimlerinden 1. Ordu eski Komutanları’ndan için birliğimizin emekli Orgeneral Çevik Bir’in bile bundan -Şehit cenazelerinde namaz kılmamız rahatsız olduğunu ve üniforma ile cena- durumu da kabul edilememiş. ze namazlarına iştirak edilmesini istediğini uygundu. ifade eden Tanrıverdi, dönemin Kara Kuv- -İnancını yaşamaya çalışan subay ve vetleri Kurmay Başkanı emekli Orgeneral Zannederim astsubaylar sakıncalı görüldü. Merhum Doğu Aktulga’nın karşı çıktığını inançlarım anlatıyor. Yüksek Askeri Şura (YAŞ) karar- o zaman ki -Üst komutanlar, subay ve astsubayları, larıyla Silahlı Kuvvetlerden re’sen emekli toplantılarda uyarıyorlardı. edilen subay ve astsubaylar tarafından ku- konjonktüre rulan ASDER’in Onursal Başkanı Tanrıver- uymadığı için -Liyakatli Personelime müspet kanaat di, muvazzaf görevi sırasında dini inançları- emekliye sevk vermem infial uyandırmış. nı yaşaması nedeniyle karşılaştığı zorlukları ZAMAN’A anlattı. edildim. -Kışla camiine yapılan hizmet yadırgan- mış Türkiye’nin en önemli birliklerinden biri olan 2. Zırhlı Tugay’da komutanlık yapmış İSTANBUL-Zaman olan Tanrıverdi Paşa, devre arkadaşları içe- ERKAN ACAR risinde erken terfi etmiş bir isim. Seksene ÖZEL HABER yakın kurmay devre arkadaşı içinde ilk ge- 28 ŞUBAT 2011 neral olan üç isim arasında yer almış. Ka- ra Kuvvetleri Komutanlığı Sağlık Daire Baş- Adaleti Savunanlar Derneği (ASDER) kanlığı görevini yürütürken 1996 YAŞ’ında Onursal Başkanı emekli Tuğgeneral Ad- kadrosuzluk nedeniyle emekli edilen Tanrı- verdi, “Normal şartlarda terfi için birliğimizin durumu da uygundu. Zannederim inançla- rım o zaman ki konjonktüre uymadığı için emekliye sevk edildim. Bunu, yani terfi için liyakatli olup olmadığım hususunu, başka- ları değerlendirse daha iyi olur. Terfi edip et- meme hususunda daha fazla konuşmak is- temiyorum” diyerek, emekli edildiği için bir kırgınlık duymadığını anlatan Paşa, emekli olduğunda 53 yaşında olduğunu, belki mil- lete ve devlete daha fazla hizmet verme im- kanının elinden alındığı için üzüntü duymuş olabileceğini kaydediyor. Yaşamı boyunca inançları doğrultusunda hareket ettiğini de belirten Adnan Tanrıverdi, şöyle konuşuyor: “Makam mevki peşinde olsaydık zaten tu- tum ve davranışlarımızı oraları kazanacak yöntemlere kaydıracak zeka ve yeteneğe sahiptik. İnançlarımız doğrultusunda hare- ket ettik. Ben Kara Kuvvetleri Sağlık Daire Başkanlığı’na tayin olduktan sonra o zaman 15. Kolordu Komutanı olan rahmetli Orge- neral Nahit Şenoğul, Ege Ordusu’ndaki bir toplantıda, benim teslim ettiğim Tugayı kas- tederek ‘Bizim 2. Zırhlı Tugay ile herhangi bir konuda ölçüşecek varsa hodri meydan’ demiş. Orada bulunan arkadaşlarım bana anlattı bunu. Tugay’ım ile Türkiye içinde ve dışında her türlü görevi başarı ile yapmaya hazırdık. Bunu da, gereken ortamda ifade etmekten çekinmezdik.” 64 ASDER | nisan 2011 asder18.indd 64 4/9/2011 4:30:54 PM

AKSAJANS mustafa nazif 0212-665 31 52 TATBİKATA ÇIKMADAN ÖNCE KESİ- Bir Paşa’nın ilginç bir teklifine de şahitlik Kara Kuvvetleri LEN KURBAN, İRTİCAİ DELİL SAYILMIŞ yapan Tanrıverdi, bu olayı şöyle anlatıyor: eski Komutanı “Çevik Bir Paşa o zaman orgeneral olmuş- emekli Orgeneral 28 Şubat sürecinin etkisini yavaş yavaş tu. Biz de, Kara Kuvvetleri’nden, Merhum Hikmet Köksal gösterdiği dönemlerde inancını bildiği gibi Orgeneral Doğu Aktulga başkanlığında bir ile bir vesile yaşayan Tanrıverdi Paşa kendisi hakkın- heyet olarak, kendisini makamında tebrik ile görüşmesi da Yüksek Askeri Şura’da delil toplandığı- için gitmiştik. Ne maksatla söyledi bilmiyo- sırasında ‘Adnan nın farkında olmamış. Bunu daha sonradan rum ama, ziyaretimiz sırasında, subay ve Paşa’yı niye öğrenmiş. Emekli olunca Paşa, albaylıktan astsubayların şehitlerin cenaze namazları- emekli ettiniz?’ emekli olmuş bir devre arkadaşı ile Üsküdar nı kılmayıp uzaktan seyretmelerinin toplum diye sormuş. Şemsi Paşa Orduevi’nde karşılaşmış: “Ba- üzerinde menfi etki yaptığına, Silahlı Kuv- Köksal Paşa da na ‘Adnan Paşa, Sen Tugay’da kurban kes- vetlerin dine karşıymış gibi algılanmasına bir tatbikata mişsin, kurbanı keserken de bir din görevli- neden olduğuna dair ortaya bir mevzu at- giderken adet sine sarık sardırıp dua ettirmişsin.’ dedi. Bu tı. ‘Subay ve astsubaylar cenaze namazına olarak kestiğimiz arkadaşım o dönemde 1. Ordu Komutanı durması daha iyi olmaz mı?’ dedi. Bu öneri- Kurban fotoğrafını olan Kara Kuvvetleri eski Komutanı emek- yi, zamanın Genelkurmay Başkanlığı Genel göstermiş. O li Orgeneral Hikmet Köksal ile bir vesile ile sekreteri Emekli Tümgeneral Erol Özkas- fotoğrafı ben görüşmesi sırasında ‘Adnan Paşa’yı niye nak da destekledi. O dönemde resmi ola- çektirdim hatıra emekli ettiniz?’ diye sormuş. Köksal Paşa rak namaz kılmanın uygun olmadığı şeklin- olarak. O resmi da bir tatbikata giderken adet olarak kes- de bir düşünce hakimdi Silahlı Kuvvetlerde. bulmuşlar.” tiğimiz Kurban fotoğrafını göstermiş. O fo- Zamanın Kara Kuvvetleri Kurmay Başkanı toğrafı ben çektirdim hatıra olarak. O resmi Merhum Orgeneral Doğu Aktulga öneriye bulmuşlar.” Yapılanlara “Bundan daha do- karşı çıktı ve bunun, yani askerlerin cenaze ğal bir şey olabilir mi?” diye sitem eden Tan- namazı kılmalarının doğru bir şey olmaya- rıverdi, Silahlı Kuvvetlerde önemli, büyük cağını söyledi. Askerlerin oraya namaz için tatbikatlara çıkılırken kaza bela olmaması değil, cenaze töreni için gittiğini belirterek için kurban kesildiğini, bunun bir gelenek mevzuyu sonuçlandırdı. Bu gün, televiz- olduğunu hatırlatıyor. Bu ananeyi kendisin- yonlardan izlediğimiz kadarıyla, vazgeçilen den önceki komutanların da yerine getirdi- bu yanlış uygulama, yani cenaze namazı ğini anlatan Tanrıverdi Paşa, “Ben sadece kılmama uygulamasından da uzunca bir sü- farklı olarak ilgim nedeniyle kurbanı kendim re devam ettirildikten sonra vazgeçildi.” kesmiştim. Tugay’daki caminin asker ima- mını da dua yapması için çağırmıştım. O da dini kıyafetini giyip gelmiş. O kıyafet de kıyafet kararnamesinde imamın kıyafetidir, kararnameye aykırı değildir. Buna aşırı fa- aliyet demişler.” BİR SİYASİ PARTİYE GENEL BAŞ- KAN OLACAKMIŞIM “Kendi personelim arasında 1. Ordu Komutanı’na atfedilen, ‘Öyle generallerimiz var ki sansasyonel şekilde emekli olup bel- li bir siyasi partinin başına geçecekler’ di- ye bir söz de yayılmıştı. Yanlış ifadeler bun- lar. Bakın emekli olalı on beş yıl oldu. Ama cazip teklifler gelmesine rağmen, her han- gi bir partinin, üyesi ve aktif mensubu de- ğilim.” Tanrıverdi, 28 Şubat Süreci’nin Kara Kuvvetleri Komutanı Hikmet Köksal Pa- şa ile daha önce de birlikte çalışmış. Harp Akademisi’nde Tanrıverdi öğretim üyesi iken Köksal Kara Akademisi komutanlığı görevinde bulunmuş.” ÇEVİK BİR SUBAYLARIN CENAZE ÜNİFORMALI OLARAK CENAZE NA- NAMAZI KILMASINI İSTEDİ MAZI KILMAK SAKINCALI BULUNDU 1996’da Kara Kuvvetleri Komutanlığı Bölücü terör örgütü PKK ile yoğun mü- Sağlık Daire Başkanlığı sırasında bir top- cadelenin yaşandığı dönemlerde, İstanbul’a lantıda Genelkurmay İkinci Başkanı Çevik gelen şehit cenazelerine 2. Zırhlı Tugay Ko- nisan 2011 | ASDER 65 asder18.indd 65 4/9/2011 4:31:04 PM

AKSAJANS mustafa nazif 0212-665 31 52 BASINDAN Biz camiye mutanı olarak kendisinin de katıldığını belir- yince, ‘ Ordu komutanımızın ikazıdır bu’ de- cenaze töreni için ten Tanrıverdi, bu törenlerde namaz kıldığı di. Ben de ‘Ordu Komutanının inançla ilgi- için zaman zaman uyarılara maruz kalmış: li meselelere karışmaması gerekir’ diyerek gidiyoruz. Adnan “Yaşantımı düzeltmem konusunda ikazlar yanından ayrıldım.” Paşa da cenaze oluyordu. İstanbullu şehitlerin cenaze me- rasimleri genellikle Selimiye veya Levent “Aradan bir kaç hafta geçti. Gençliğimiz- namazlarına Camii’nde yapılıyordu. İstanbul’daki gene- de aynı birlikte görev yaptığımız, o sırada katılmasa iyi raller de bu cenaze törenlerine katılmak du- da Ordu Kurmay Başkanı olan Tümg. Ay- olur diyor.’ dedi. rumundaydı. Ben gittiğim zaman vakit na- dın Şen Tugay’da benim ziyaretime geldi. Bu iki ikaz beni mazlarını da camide kılıyor, daha sonra Kısa hatır sormanın arkasından ‘Adnan Pa- cenaze namazına katılıyordum. Böyle yap- şa, sen cenaze namazlarında cemaate ka- şaşırtmıştı. mamam gerektiği hususunda uyarılar ol- tılıyorsun. Ordu Komutanımız bunu mah- Cenazeye gidip du.” zurlu görüyor. Fotoğraflanıp basına intikal de namazlarımı ederse iyi olmaz. Biz camiye cenaze töre- “1995 yılının baharındaydı. Levent Ca- ni için gidiyoruz. Adnan Paşa da cenaze kılmadığım miinde namazı kılınacak bir şehidimiz var- namazlarına katılmasa iyi olur diyor.’ dedi. zaman, samimi dı. Cenazesine katılmıştım. Vakit namazımı Bu iki ikaz beni şaşırtmıştı. Cenazeye gidip olarak huzursuz camide cemaatle kılmıştım. Namazdan çı- de namazlarımı kılmadığım zaman, sami- oluyordum. İlk karken cemaat ortada yol açarak ve iki ta- mi olarak huzursuz oluyordum. İlk ikazdan ikazdan sonra, raftaki insanlar bana dönerek caminin or- sonra, biraz geç gideyim. Namazlar kılın- biraz geç gideyim. tasından beni camiden, namazımı tebrik mış olsun, ben de törene iştirak ederim diye Namazlar kılınmış ederek ve sevgi tezahürü ile uğurladı. Cami düşündüm ve bir sefer uyguladım. Ama, bu avlusuna çıktığımda, askerî zevat, general- hareketi kendime izah edemedim. Uykula- olsun, ben de ler, üst rütbeli subaylar, subaylar ve astsu- rım kaçtı. Dini vecibelerim mi, yoksa terfi te- törene iştirak baylar kalabalık bir şekilde, cenaze töreni feyyüz mü önde olacaktı? Bunu kendi içim- için tertiplenmişti. Camiye benden başka de çözmem gerekti ve dini vecibelerimden ederim diye girebilen olmamıştı. Cenaze namazını da taviz veremeyeceğim sonucuna varmıştım. düşündüm ve bir benden başka kılabilen olmamıştı. Cenaze Aydın Paşa da, Ordu Komutanının mesajı- sefer uyguladım. namazı kılınırken askerî zevat, caminin dı- nı tekrar getirince, kendisine ‘ Komutanım şında cemaatin uzağında safta bekliyordu. ben böyle bir generalim. Benim gibi bir in- Cenaze namazı bittikten sonra, Şehit cena- san bu Orduya lazımsa buradayım. Lazım zesi konulacağı top arabasına götürülürken değilsem bildikleri gibi yapsınlar’ cevabını ben de cenazeyi takiben törendeki yerimi verdim. Sonunda da bildikleri gibi yaptılar.” almak üzere yürüyordum. İNANCINI YAŞAMAYA ÇALIŞAN SU- Yanıma devre arkadaşım olan Beşiktaş BAY VE ASTSUBAYLAR SAKINCALI GÖ- İnzibat subayı Albay yaklaştı ve ‘Paşam, RÜLDÜ resmi elbise ile namaza durmasan iyi olur’ dedi. Ben de bunun bir mahzur olduğunu Tanrıverdi Paşa, kendisine bağlı per- zannetmiyorum şeklinde bir şeyler söyle- soneli arasında ayırım yapmadığı için de uyarılmış: “Kendi birliğim içerisinde su- bay ve astsubaylardan kurs veya Harp Akademileri’ne giriş için müracaatlar oldu- ğunda bu tür arkadaşları eşi başörtülü veya dini inançlarını yerine getiriyor diye ayırma- dım. Ben onları vatanına milletine çok fay- dalı kişiler olarak gördüm ve öyle olduğuna inanıyorum. Onlara bu gibi yerlere katıla- bilmesi için nitelik belgesi verdiğim için de uyarıldım.” “Bu olaya biraz değinmek istiyorum. Tugayların sıhhiye bölükleri vardır. Birli- ğe barışta ve savaşta sağlık hizmeti verir. Komutanları da tabiptir. Doktor olan bölük komutanları mesai boyunca vizite ve benze- ri sağlık hizmetleri ile meşgul olduklarından, bölüğün idarî işleri, yani komutanlık görev- leri geri planda kalır. Halbuki, bünyesinde 30 yataklı seyyar cerrahi hastane, ayrıca tahliye ve tedavi kısımları vardır ki, seferde gelecek mütehassıs doktorlarla, muharebe sırasında tugaya önemli sağlık hizmeti ver- 66 ASDER | nisan 2011 asder18.indd 66 4/9/2011 4:31:13 PM

AKSAJANS mustafa nazif 0212-665 31 52 mesi gerekmektedir. Kadrosunda, ameliyat- görevlendirdiğim Yzb. Ahmet Kubilay Özçe- Bu arada, laiklik haneler, hastane çadırları, ambulanslar, tıb- lik de listedeydi.” vurgulu, kılık bi cihazlar ve araçlar bulunan bu birliklerin kıyafete yönelik, hem bakımlı olması hem de eğitimli olma- “Birkaç hafta sonra, irticai faaliyette bu- izlenmesi sı gerekmektedir. Bu ihtiyaç tarafımdan bi- lundukları bildirilen personelin sıralı sicil sakıncalı olan lindiğinden; 1994 tayin döneminde Tugay’a amirlerinden, bu personel hakkında kanaat basın yayın ile katılan topçu sınıfından başka göreve atan- raporu istendi. Çoğunun üçüncü sicil amiri ilgili yazışma mış olan Yüzbaşı Ahmet Kubilay Özçelik’i idim. Bu arada bu personelin şahsi dosya- toplantı ve Sıhhiye Bölük Komutanlığına geçici görevle larını inceledim. Bir kısmını eşleri ile birlik- faaliyetlerde görevlendirmiştim. Bu arkadaşımız, bu bö- te evime davet ettim. Bu şekilde yoğunlaş- artış başladı. lüğü çok kısa zamanda muharebe görevle- mam sonucunda, bu gençlerin pırıl pırıl ve Silâhlı Kuvvetler rini de başaracak düzeye ulaştırdı. Bütün tertemiz, vatan, millet ve hizmet aşkı ile içinde mevcut araçlar boyandı. Tenteleri yenilendi. Arıza- dopdolu insanlar olduğunu, sadece inanç- olan dayanışma ları giderildi. Tıbbi malzeme ve teçhizat el- larını yaşamaya çalıştıklarını, ibadetlerini ruhunun, bu den geçirildi ve bu faaliyet, Yüzbaşının gö- yaptıklarını, çoğunun da eşlerinin başları- uygulamalar revlendirildiği haziran ayından eylül ayına nın kapalı olduğunu gördüm ve öğrendim. sonucunda kadar geçen süre içinde tamamlandı. Eylül- Şahsi dosyaları da takdirlerle doluydu. Bu ayrışmaya, de sonbahar tatbikatına çıktık. Sıhhiye Bö- insanlardan devlete faydadan başka bir şey kutuplaşmaya lüğüne bütün ünitelerini arazide faaliyete gelemezdi. Sonuçta; kanaatimi, ‘bu perso- doğru gittiğini geçirme görevi verdim. Fevkalade başarılı nel inançlarını yaşama gayreti içinde olan, müşahede oldu. Tugayın çok hareketli ve göz doldu- çalışkan, dürüst ve örnek niteliklere sahip ettiğimi üzülerek racak, gösterişli birlikleri vardır. Buna rağ- kişiler olduklarını, üzerlerindeki şüpheli ve- ifade etmek men, arazide Tugayı denetlemeye gelen 1. ya sakıncalı raporlarının kaldırılması gerek- Ordu komutanını (Org. Hikmet Köksal) bu tiği’ şeklinde bildirdim. birliğe götürdüm. O da çok etkilendi. Son- ra bir raporla, bu tür görevlendirmenin fay- Bu arada, laiklik vurgulu, kılık kıyafete dalarını KKK’lığına bildirdim ve Yüzbaşının yönelik, izlenmesi sakıncalı olan basın ya- asaleten bu Bölüğe Komutan olarak atan- yın ile ilgili yazışma toplantı ve faaliyetlerde masını teklif ettim. Kabul edildi. Hatta zan- artış başladı. Silâhlı Kuvvetler içinde mev- nediyorum uygulama bütün Kara Kuvvetleri cut olan dayanışma ruhunun, bu uygulama- için geçerli hale getirildi.” lar sonucunda ayrışmaya, kutuplaşmaya doğru gittiğini müşahede ettiğimi üzülerek “Aradan zaman geçti. 1995 yılının, zan- ifade etmek istiyorum” nederim ocak veya şubat ayıydı. Kolordu Komutanımız (Korg.Nahit Şenoğul), biz tu- ÜST KOMUTANLAR, SUBAY VE AST- gay komutanları ile bir toplantı yaptı. SUBAYLARI TOPLU OLARAK UYARI- YORDU Toplantıda her birimize başlıksız, imza- sız birer belge verdi. Belgeler, 1994 Aralık Silahlı Kuvvetler de eşlerinin kılık kıya- Şurasında alınmış kararlardan tugaylarımı- feti ve kendileri inançlarını yaşamak iste- za düşen hisse idi. Belgeyi incelediğimde, yen personele yapılan haksız uygulamalara Tugayıma ait 4 subay ile 12 astsubayın ismi son verilmesi için Tanrıverdi, Harp Akade- vardı. Bu personelin irticai faaliyette bulun- mileri eski Komutanı merhum Orgeneral dukları belirtiliyordu. Personelin uyarılma- Nahit Şenoğul ile de görüşmüş: “Şenoğul sı isteniyor. Durumlarını uyarılara rağmen düzeltmeyenler hakkında silahlı kuvvetler- den ayırma işlemi yapılacağı belirtiliyor, bu personel hakkında işlem yapmayan amirler hakkında da işlem yapılacağı bildiriliyordu. Şaşırmıştım. Tugayın en gayretli, çalışkan, bir nevi lokomotifi durumundaki subay ve astsubayların isimleri vardı listede. İnanç- ları ve yaşantıları nedir diye, bu gözle bu arkadaşlara hiç bakmamıştım. İnanç dün- yalarını bilmiyordum. Araştırılması gerektiği konusunda da bir düşüncem hiç olmamış- tı. Bu arkadaşları kim tespit edip bildirmiş- ti. Ne gibi faaliyetlerde bulunmuşlardı. Bil- gim yoktu. Bildiğim tek şey en güvendiğim, çeşitli denemelerle takip-kontrolsüz iş yap- tıklarına şahit olduğum personelin başında gelmeleri idi. Sıhhiye Bölük Komutanlığına nisan 2011 | ASDER 67 asder18.indd 67 4/9/2011 4:31:21 PM

AKSAJANS mustafa nazif 0212-665 31 52 BASINDAN Nahit Şengül o zaman benim Kolordu Komutanımdı. Tu- ri gelmeye başladı. 12 kişi idiler. İçlerinde Paşa’ya; Silahlı gayın Sinema salonunda, birliğin bütün su- Yzb. A.K.Ö.’nün dilekçesi de vardı. Perso- bay ve astsubaylarının hazır bulunduğu bir nelin her biri için nitelik belgesi doldurmam Kuvvetler toplantıda (bu toplantıyı kendisi istemişti.), gerekiyordu. Nitelik belgesinin bir madde- mensuplarından personele hitaben, inancını yaşayan asker- sinde eşlerinin temsil kabiliyeti , sonucun- lerin davranışlarını eleştiren ve laik düşün- da da subayın Harp akademileri Öğrenimini dini icaplarını ce ağırlıklı bir konuşma yaptıktan sonra be- yapmaya liyakatli olup olmadığı soruluyor- yerine nim makam odama gitmiştik. Konuşmasını du. Bu arkadaşımızın eşi üniversite mezu- tasdik etmemi bekler bir tarzda ‘subay ve nu ve inançları nedeniyle örtünen bir hanı- getirenlerin tehdit astsubayların eşlerinin örtünmeleri kabul mefendi idi. Önümde iki seçenek vardı. Ya olarak görülmesi edilemez, değil mi Adnan Paşa’ dedi. Ben gerçek olanı yani, olumlu nitelik verecektim. hususunun doğru de İnsanların inançlarına müdahale ede- Ya da kendimi kurtarmak için olumsuz nite- olmayacağını cek tarzda giyim kuşamı ile mücadele et- lik verecektim. A.Kubilay Özçelik için iki du- kendisine menin Silahlı Kuvvetler için uygun hareket rumda da sonuç aynı olacaktı. Önünde sı- anlattım. İnanç tarzı olmadığını; Silahlı Kuvvetler mensup- ralı rütbe ve makamlar bekleyen bir insan ve giyim kuşama larından dini icaplarını yerine getirenlerin için geleceğini riske atacak bir karar verme- karışmanın tehdit olarak görülmesi hususunun doğru si kolay değildir. Ama ben inandığım şekilde Silahlı Kuvvetler olmayacağını kendisine anlattım. İnanç ve kanaat vermediğim takdirde üzerime yükle- içerisinde giyim kuşama karışmanın Silahlı Kuvvetler necek ilâhî mesuliyeti kaldıramayacağım bir kısım içerisinde bir kısım değerlerin yok olmasına sonucuna vardım. A.Kubilay Özçelik’nün değerlerin yok sebep olabileceğini ifade ettim. Tasdik ede- hakkı olan müspet kanaatli bir nitelik belge- olmasına sebep ceğimi zannetmişti. Yine de makul insandı. si tanzim edip gönderdim.” olabileceğini Sözlerimi sukutla karşıladı. Nahit Şenoğul ifade ettim. Paşa, ‘Hira Dağı kadar Müslümanım, Tan- “Aradan birkaç hafta daha geçmişti. Tasdik edeceğimi rı Dağı kadar Türk’üm’ derdi. Konjonktürün Kara Kuvvetlerinden Tayin Daire Başkanı, zannetmişti. Yine gereği olarak inancını yaşayanlara şüphe Tuğgeneral bir devre arkadaşım (1. Or. Ko- de makul insandı. ile bakıyordu. Kendisini rahmetle anıyorum. mutanlığından emekli, E. Org. Hasan Iğsız) Sözlerimi sukutla Tabii o zaman ki üst kademe ile bu konuda telefonla aradı. Konu Yzb. A.K.Ö.’nün Harp karşıladı. anlaşmamız mümkün olmadı.” Akademilerine girişi için verdiğim müspet kanaatli nitelik belgesi idi. Bana naklettiğine LİYAKATLİ SUBAYLAR, EŞİ BAŞÖR- göre, Komutanlar ona ‘bu Yüzbaşı birliğine TÜLÜ OLDUĞU İÇİN, NİTELİKLERİ HARP yeni atandı. Adnan Paşa belki çok iyi tanı- AKADEMİLERİNE GİRMEYE UYGUN DE- mıyordur. Eşi kapalı bir subay. Nitelik bel- ĞİLDİR DENİLDİ; gesini tugaya iade edin. Adnan Paşa, menfi kanaatli olarak yeniden tanzim edip gönder- “1995 yılının zannederin Nisan veya ma- sin’ demişler. General arkadaşım da bana yıs ayı idi. Harp Akademileri imtihanına gir- belgeyi yeniden düzenlermisin diye sordu. mek isteyen subayların müracaat dilekçele- Çok yadırgadım. Böyle bir durum başıma hiç gelmemişti. Cevaben; Söz konusu su- bayı da eşini de çok iyi tanıdığımı, Tugayın en çalışkan ve kurmaylığa liyakatli persone- lin başında yer aldığını, en yakın amiri oldu- ğum için de, üst kademedeki komutanların benden daha iyi tanımalarının mümkün ol- madığını, bu durumda komutanların kana- atlerini değiştirmeleri gerektiğini, bu ifade- lerimin komutanlara iletilmesini, ama bütün bunlara rağmen bu subay akademi imti- hanlarına çağırılmayacaksa, o zaman mü- racaat dilekçesinin iade edilmesini, ben de bu sene kendini müracaat etmemiş say di- ye, dilekçesinin iade edebileceğimi bildir- dim. Ancak bir hafta on gün geçmedi, Yzb. Özçelik’in müracaatının, ‘nitelikleri Harp Akademileri Kanun ve Yönetmeliğinin ilgili maddelerine uygun olmadığı’ gerekçe gös- terilerek, kabul edilmediği bildirildi.” “1995 yılı Haziran ayının sonlarına yak- laşmıştık. Kara Kuvvetleri Komutanımızın Tugayımızı denetlemek üzere geleceği bil- dirildi. Ağustos şurasına az kalmıştı. Mutat olan, bu mevsimde terfi durumunda olan 68 ASDER | nisan 2011 asder18.indd 68 4/9/2011 4:31:29 PM

AKSAJANS mustafa nazif 0212-665 31 52 generaller ile, generallik sırasındaki Albay- reye nasıl sığdırdığımı, devir teslim sırasın- Silahlı ların birlikleri Kuvvet komutanlıklarınca de- da hayretle bana sordu.) camiye bazı hiz- Kuvvetlerde netlenirdi. Benim Terfime henüz bir yıl var- metler nasip oldu. İçinin tefrişinin yanı sıra, inancını yaşamak dı. Denetlenmem hayra alamet değildi.” avlusunun zeminini mermer, çevresine du- isteyen insanlara var, abdest bozmak ve almak için şadırvan karşı büyük “Temmuz başında Kuvvet Komutanı- ve caminin nişanı olarak da bir minare yap- bir mücadele mız birliğimize geldi. Tabii ki yanında Or- tırmak kısmet olmuştu. Görev sürem için- başlatılmıştı. Bu du ve Kolordu Komutanlarımız da vardı. de, camide göreceğim personel hakkında mücadelede ben Ben uygun bir denetleme programı yapmış- farklı davranırım endişesi ile kışla camiinde de taraftım. tım. Ordu Kurmay Başkanımız, geliş ama- personelimle birlikte namaz kılmadım. Cu- cı konusunda beni uyarmıştı. Önce makam ma namazlarımı, kışla dışındaki bir camide odamda özet bir brifing takdim ettim. Brifin- kılmaya gayret ettim. Kışla camimizin de- gin sonunda, Tugay’dan 16 subay ve ast- vamlı görevli imamı, askere gelmeden ön- subayın irticai faaliyette bulunduğuna dair ce de bu görevi ifa etmiş bir askerdi. Ancak makamlarından bilgi aldığımı, yaptığım tet- Tugayda ilâhiyat mezunu yedek subaylar kik sonucunda. bu personelin sakınılacak vardı. İçlerinden birini cuma günleri hutbe- bir durumunun olmadığını söyledim.” yi okuması ve namazı kıldırması için görev- lendirmiştim. Cuma hutbelerini bir kaç gün “Kuvvet Komutanımız, fevkalade na- önceden mutlaka görürdüm. Konularının zik, sakin, itidalli ve insanları herhangi bir askerlik hizmetlerinin daha iyi yapılmasını şekilde incitmemek için gayret içerisinde teşvik edecek şekilde belirlenmesine özen olan yapıya sahip, herkes tarafından sevi- gösterirdim. Kuvvet Komutanı tarafından len şahsen benim de saygı ve sevgi ile bağ- tenkit edilen konulardan biri buydu. Cami, lı olduğum bir şahsiyetti. Yarbaylığımda, al- gündüz sürekli açık bulunduruluyordu. Gö- baylığımda ve generalliğimde, birer ikişer revden fırsat bulduğu anlarda isteyenin na- yıl amirim durumumda bulunmuş, benim mazlarını camide kılabilmesi amaçlanmıştı. general olmamda da birinci derecede etkili Bu da hoş görülmemişti. Camide de Kur’an- olmuş muhterem bir komutanımdı.” ı Kerîm dışında, tefsirler, hadis kitapları ve ilmihaller vardı. Dini kitapların camide bu- “Bu itidalli Komutanım yumruğunu lunmasında da bir sakınca görmemiştik. önündeki sehpaya vurarak, ‘ Adnan Paşa, Sonuçta Kara Kuvvetleri Komutanımızın hanımının başı örtülü subayı ben kurmay emirleri uygulanmaya başladı.” yapmam. Bu durumda olanların nitelik bel- gelerini değiştirmeleri için gönderdim. De- “Brifingden sonra denetleme devam et- ğiştirmeyen birkaç kişiden biri de sensin. ti. Gördükleri her şeyden memnun oldular. Kars’taki Tugay Komutanı üç personelden Daha doğrusu beni tenkit edecek bir nok- birisinin başını açtırmış diğer ikisi de tayin sanlık bulamadılar. Bu kanaate ulaştıran durumunda oldukları için gittikleri birlikler- olaylar cereyan etti. Ancak burada bunun de açacaklarına dair söz almış’ dedi ve de- detayına girmek istemiyorum.” vamla; KKK SAĞLIK DAİRE BAŞKANLIĞINA KIŞLA CAMİİNDE YAPILAN HİZMET- ATANDIM LER İRTİCAİ FAALİYET OLARAK DE- ĞERLENDİRİLDİ: “1995 yılı Ağustos Şûrasından sonra, Kara Kuvvetleri Sağlık Daire Başkanlığı gibi ‘Kışla camiinde imam olarak er ve er- başlardan başkası görevlendirilmeyecek, erbaş ve erlerin arkasında subay/astsu- baylar namaz kılmayacak. Camide Kur’an-ı Kerim’den başka kitap bulunmayacak. Ca- mi namaz vakitleri dışında kapalı bulunacak . Cami dışında namaz kılınmayacak.’ diye sözümü kesti ve emirler verdi. Vaziyet bü- tün çıplaklığı ile anlaşılmıştı. Silahlı Kuvvet- lerde inancını yaşamak isteyen insanlara karşı büyük bir mücadele başlatılmıştı. Bu mücadelede ben de taraftım.” “Kuvvet Komutanının, Brifingde verdi- ği emirlerde geçen birkaç konuya değinme- den edemeyeceğim. Tugayda üç sene kal- dım. Bu süre içinde, her tarafa el attığım gibi (ki benim panzehirim gibi gönderilen Doğu Silahçıoğlu bile bütün bu işleri bu sü- nisan 2011 | ASDER 69 asder18.indd 69 4/9/2011 4:31:38 PM

AKSAJANS mustafa nazif 0212-665 31 52 BASINDAN benim için pasif sayılan bir göreve atandım. di de onların çoğu ile Dernekte beraberiz. Tugayda üçüncü yılımı tamamlamıştım. Geriye dönüp baktığımda, yanlışımı bula- Normal şartlarda bir yıl daha kalmam gere- mıyorum. Tekrar o günlere dönmek müm- kirdi. Biz ayrıldıktan sonra Ordu Komutanı, kün olsa, başka türlü davranmamın müm- Orduya mensup generallerle yaptığı bir top- kün olmadığını düşünüyorum.” lantıda benim, Tugayı kurtarılmış tugay ha- line getirdiğimi söylemiş. Halbuki yaptığım “Bu gün için, kendilerinin ve ailelerinin sadece camiye biraz çeki düzen vermek, inançlarından dolayı 1637 subay ve astsu- bir de imkanlar ölçüsünde ibadetlerimi yap- bay YAŞ kararları ile Silahlı Kuvvetlerin dı- ma gayreti içinde olmaktı. Ama bu kadarcı- şına çıkarıldı. Çıkarılma tehdidi altında ol- ğına dahi tahammül edilemiyordu. Arkam- duğu için bekleme sürelerini doldurmadan dan, habercilerime varıncaya kadar, yakın ayrılanların sayısı ise bilinmiyor. Ordumuz çevremde bulunan, çalışmalarından dolayı büyük bir tasfiyeye tabi tutulmuştur. Cum- takdir duygularımı belirttiğim personel ile, huriyet tarihinin en büyük tasfiyesi denile- irticai faaliyette bulundukları üst kademe- bilir. Milletin temel değerlerine yabancı hale den bildirilen subay ve astsubaylara sıkın- getirilmeye çalışılıyor. Bir ordunun milletinin tılı günler yaşatıldığını duydum. Yakınımda çoğunluğuna yabancı hale getirilmesi hay- kim varsa hepsine zarar verilmiş.” ra alâmet değildir. Bu kararların altına imza atanların sorumlulukları ve veballeri büyük- ARALIK 1995 ŞURASINDA RE’SEN tür. Tarih bunu böyle kaydedecektir.” EMEKLİ EDİLEN 44 ASKERDEN 20’Sİ BENİM TUGAYIMDANDI 30 AĞUSTOS 1996 TARİHİNDE KAD- ROSUZLUKTAN EMEKLİ EDİLDİM “Sonunda, 1995 Aralık Yüksek Askerî Şûrasında, Türk Silahlı Kuvvetlerinden 44 “Sonuçta, 30 Ağustos 1996 tarihin- subay ve astsubay, ‘disiplinsizlik’ kisvesi de kadrosuzluktan ben de emekli edildim. altında re’sen emekli edildi. Bunlardan 20 Şimdi, mağduriyetlerin giderilmesi için Hü- tanesi benimle birlikte çalışmış olan arka- kümetin yasa çıkarma girişimi başlattığı bir daşlardı. Tabii ki Yzb. A.Kubilay Özçelik de zamanda, geçmişte büyük haksızlığa uğ- içlerindeydi. Yzb. Özçelik beraber bulundu- ratılmış olsalar da, Türk Silahlı Kuvvetle- ğumuz arkadaşlardan sadece çarpıcı bir rinden ‘disiplinsizlik’ kisvesi altında emekli örnektir. Her birinin niteliklerini ve layık gö- edilenlerden daha çok, inançlarını yaşama rüldükleri işlemleri anlatmaya kalksam zan- ortamı bulamadıkları için geride kalanlar ile nederim kitap oluşur. Başka bir arkadaşım- Milletimiz ve Devletimizin geleceği için üzü- la ilgili olayları da İnternet sitemde ‘Ona lüyorum.” Madalyasını Ben Takmıştım’1 başlığı altın- da anlatmıştım. Bu arkadaşlarım için o za- Adnan Tanrıverdi man duyduğum üzüntüyü anlatamam. Şim- Emekli Tuğgeneral DOĞAN GÜREŞ’İN ‘ASTSUBAY MÜRİDİ’ DEDİĞİ YÜZBAŞI HAKKINDA SAHTE RAPOR HAZIRLANMIŞ Mehmet İnkaya Cihan Haber Ajansı, Fatih Karakılıç - ordudan ayrıldı. (53), hayallerini 08.03.2011 (Zaman Online) süsleyen subaylık Benden de yaptıkları için özür diledi. Bu 28 Şubat sürecinde, ‘namaz kılıyor’ ‘eşi düzmece rapor sebebiyle yıllarca sürgün için ilk adımı başörtülü’ gibi sebeplerle yüzlerce subay ve hayatı yaşadım.” dedi. 1979’da attı. astsubayın orduyla ilişiği kesildi. TSK üniformasını Mehmet İnkaya (53), hayallerini süsle- giydiği 17 yılda Yüksek Askeri Şura (YAŞ) kararıyla or- yen subaylık için ilk adımı 1979’da attı. TSK meslek hayatında dudan atılanlardan birisi de Yüzbaşı Meh- üniformasını giydiği 17 yılda meslek haya- 23 takdir ve met İnkaya olmuştu. Yüzbaşı İnkaya, döne- tında 23 takdir ve teşekkür belgesi alan İn- teşekkür belgesi min Genelkurmay Başkanı Doğan Güreş’in kaya, 1990’lı yılların ortalarında eşinin ba- alan İnkaya, ‘Astsubaya mürit olduğu için attık’ dediği ki- şörtülü olması sebebiyle komutanlarından 1990’lı yılların şinin kendisi olduğunu söyledi. baskı görmeye başladı. ortalarında Mehmet İnkaya, bu durumu yıllar sonra 2 Ocak 1996’da TSK ile ilişiği kesilen İn- eşinin başörtülü kendisi hakkında rapor tutan astsubaydan kaya, çalıştığı özel kurumlarda da Batı Ça- olması sebebiyle öğrendiğini belirterek, “Astsubay arkadaş lışma Gurubu elamanlarınca takip edildiğini komutanlarından vicdan azabı sebebiyle emekliliğini isteyip söylüyor. baskı görmeye başladı. 70 ASDER | nisan 2011 asder18.indd 70 4/9/2011 4:31:46 PM

AKSAJANS mustafa nazif 0212-665 31 52 “Ailemle birlikte büyük acılar yaşadım.” Emekli yüzbaşı İnkaya, ailesiyle Bursa’ya diyen Mehmet İnkaya, yüzbaşı rütbesinde yerleştikten sonra bir takım kişiler tarafın- birçok ile sürgün edildiğini dile getiriyor. dan takip edildiğini ifade etti. Telefonları- nın dinlendiğini, evine giren çıkanların da “DÜZMECE RAPORLA HAYALLERİMİ fişlendiğini dile getirdi. İnkaya, şunları kay- YIKTILAR” detti: “Oturduğum sitenin kapıcısına evime girenleri, çıkanları, eve kaçta girip çıktığımı Kırıkkale 9. Zırhlı Tugayı’nda yüzbaşı sormuşlar. Polis karakolunda yıllarca form olarak görev yaptığı sırada hakkında hazır- doldurttular. Formlarda ‘ahlaklı mısınız?’ gi- lanan raporla ordudan atıldığını kaydeden bi sorular yöneltildi. 6 ayda bir doldurulan İnkaya yaşadıklarını şöyle anlattı: “O dönem formlar BÇG’na gönderilmiş. Suçum sade- de Tugay komutanı olan tuğgeneral, aske- ce namaz kılmaktı. Tugay’ın bahçesindeki ri birlikte görev yapan 4 personeli çağırarak camiye gidiyordum, ‘gitme’ dediler.” Yaşadı- hakkımda bir rapor hazırlatacağını ve onla- ğı sürgünler sebebiyle çocuklarının eğitimi- rın da bu raporu imzalamalarını istemiş. Bu nin aksadığını anlatan İnkaya, çocuklarının raporda benim bir astsubaya bağlı mürit ola- ‘baba hiçbir yerde aynı arkadaşlarla okulu rak gösterileceğimi ifade etmiş. Hazırlanan bitiremedik’ dediğini gözyaşları içerisinde düzmece rapor o kişilerce imzalanıp Yük- anlattı. sek Askeri Şura’ya (YAŞ) gönderilmiş. TSK ile ilişiğim bu rapor üzerine kesildi. O dö- Ergenekon ve Balyoz darbe planları- nemde Genelkurmay Başkanı olan Doğan nın 28 Şubat döneminde hangi görevde Güreş, ‘Astsubaya mürit olan bir yüzbaşıyı olduklarının da araştırılmasını isteyen İn- atmayacaktık da ne yapacaktık’ demişti. Bir kaya, TBMM’deki tasarının bir an önce ya- süre sonra bahse konu rapora imza koyan- salaşmasını istedi. Halen bir dershanede lardan Hüseyin isimli astsubay bana gele- yönetici olarak görev yapan İnkaya, söz- rek ‘Komutanım genelkurmay başkanımızın lerini şöyle tamamladı: “28 Şubat, hak ve ifade ettiği o yüzbaşı sizsiniz, bunu biliyor özgürlüklerin ihlal edildiği, keyfi tutumlarla musunuz? O düzmece rapora ben de imza insanların mağduriyet yaşadığı bir dönem- koydum, dayanamadım, onun için TSK’dan dir. Bugün TSK’da çeşitli darbe teşebbüs- emekliliğimi istedim, emekli olacağım, hak- leriyle tutuklananlar acaba o günlerde han- kını helal edin’ dedi. Bu da gösteriyor ki, o gi görevleri yapıyorlardı, bizim atılmamızda dönem TSK ile ilişiği kesilen bin 630 kişi bu acaba nasıl roller aldılar. Bunların da açık- tür düzmece raporlarla liyakate bakılmadan lanması bundan sonraki Türkiye’nin gelece- mağdur edilmiştir.” ğinde huzur ve mutluluğunda önemli olduğu kanaatindeyim.” “BİZİ FİŞLEDİLER, KİMSENİN SESİ ÇIKMADI” ALEVİ’YİM, NAMAZ İÇİN ORDUDAN ATILDIĞIMA 1991 yılında gö- KİMSEYİ İNANDIRAMADIM revinden uzaklaş- tırılan Aynacı’nın Ömer Sarı, Cihan HBA, Adana dır ki atılmışsın’ diyorlar. Akrabalarım, arka- hikâyesi diğerle- 14.03.2011 daşlarım bile kapımı çalmaz oldu.” diyor. rinden biraz farklı. Alevi olduklarını Salim Aynacı, Yüksek Askerî Şûra ka- Hava Kuvvetleri Komutanlığı, 1987 yı- söyleyen Ayna- rarlarıyla ordudan atılan yüzlerce TSK men- lında astsubay olan Aynacı’yı görevlen- cı, namaz kıldı- subundan biri. dirme yazısı ile Malatya’dan Ankara’ya ğı için mesleği- çağırır. Farklı illerden gelen 25 askerle ne son verildiğini 1991 yılında görevinden uzaklaştırı- Etimesgut’taki misafirhaneye götürülen Ay- belirtiyor. Ailesi lan Aynacı’nın hikâyesi diğerlerinden biraz nacı, manzara karşısında şoke olur. Pence- başta olmak üze- farklı. Alevi olduklarını söyleyen Aynacı, releri tahta ile kapatılmış, hapishaneye dö- re durumu kim- namaz kıldığı için mesleğine son verildiği- nüştürülen misafirhanede, “İrticai faaliyette seye anlatamadı- ni belirtiyor. Ailesi başta olmak üzere duru- bulunduğunuz tespit edilmiştir.” denilerek ğından yakınan mu kimseye anlatamadığından yakınan Ay- savunmaları alınır. 28 gün hücre cezasına Aynacı, “Dinine nacı, “Dinine bağlı bir Alevi’yiz. ‘Peygamber çarptırılırlar. 1991’de de TSK ile ilişikleri ke- bağlı bir Alevi’yiz. ocağı’ndan namaz için atıldığınızı kimseye silir. Yıllarca tuhafiyecilik yapan Aynacı şim- ‘Peygamber anlatamıyorsunuz. ‘Mutlaka bir suçun var- di haklarını iade eden tasarının Meclis’ten ocağı’ndan na- geçmesinin sevincini yaşıyor. maz için atıldığı- nızı kimseye anla- tamıyorsunuz. nisan 2011 | ASDER 71 asder18.indd 71 4/9/2011 4:31:55 PM

AKSAJANS mustafa nazif 0212-665 31 52 MAKALE KANDIRA PAZARI’NDAKİ SEYYAR ‘VARDİYA’ Herkesin Sibel ERASLAN larla tutunmuştur oysa hayata. Vatani göre- bir vardiyası vini ifa ederken tezkere bırakıp önce uzman var! “Keşan Hayatın vardiyası çoktur. Tunuslu genç çavuş olmuş, görev yaparken girip de ka- 4. Mekanize seyyar satıcı Muhammed’in vardiyası ateş- zandığı Astsubaylık sınavlarıyla meslekte Piyade Tugay tendi misal... Onun el arabasından çıkan ilerlemiş, hayli disiplinli bir devlet çocuğu- Komutanlığı’nda itiraz ateşi, bugün Ortadoğu başta olmak dur kendisi... Ta ki Kandıra Jandarma İlçe hiçbir tutanak üzere tüm diktatörlüklerin vardiyalarını tu- Karakol Komutanlığı’na vekâlet ettiği sıra- tutulmadan imha tuşturmuş, bitirmiş durumda... Halkı yok larda, kendisine takdim edilen disiplinsizlik edilen belgelerin farz ederek birer sömürge valisi edasıyla mazbatasını alıncaya kadar... Nöbetçi oldu- kopyası ele yabancılaştıkları kendi toplumları, “vardiya ğu sırada eline tutuşturulan disiplinsizlik ve geçti” şeklinde bitecek, diktatör gidecek” dercesine mey- ardından gelen ihraç kararına bir türlü ina- bir haber... İrtica danları doldurdular... Libya’da kendi halkına namaz önceleri... Sicil notu 94 olduğu hal- ile mücadele kiralık katiller tutarak savaş açan gözü dön- de, eline tutuşturulan ateşten bir siccil’dir, o konusunda müş adamın da vardiyası bitti... Artık yeter! kadar... Kimliğini, silahını, rütbesini, üzerin- ordu personeli den çıkarırlar. Eşi ve dört çocuğuyla, hayat hakkında tutulan Halkı kendisine baş düşman ve müca- vardiyasının dımdızlak ortasındadır şimdi... “müsamaha dele edilmesi gerekli birinci tehlike olarak YAŞ kararları derler, başvuru ve itiraz hak- gösterilmeyecek” gören zihniyetin vardiyasıyla yüzleşme bi- kın yok derler. Ona da el arabasını iterek kaşeli güvenlik zim ülkemizde de sürüyor. Gazete manşet- pazarlarda helal lokma aramak vardiyası leri aracılığıyla “TOPYEKUN SAVAŞ” ilan düşer... fişleri... edilmiş, EMASYA Protokolleri ve tatbikatla- rıyla “Birinci Tehlike” adı konulmuş halkın, Herkesin bir vardiyası var! “Keşan 4. Me- ensesinde sille kötek icra edilen bu olağa- kanize Piyade Tugay Komutanlığı’nda hiç- nüstü hal “vardiya”sı, artık miadını doldur- bir tutanak tutulmadan imha edilen belge- muştur... lerin kopyası ele geçti” şeklinde bir haber... İrtica ile mücadele konusunda ordu perso- SadeceEFENDİ’lerindeğil SEYYAR’ların neli hakkında tutulan “müsamaha gösteril- da bir vardiyası var... meyecek” kaşeli güvenlik fişleri... EMASYA üzerinden gerçekleştirilecek güvenlik plan- Yukarı katlarda ve belgeler üzerinden ları... Subay ve astsubay eşleri, çocukla- devam eden, gerçek miydi yalan mıydı, ıs- rı, ev yaşamları, gündüz ve gece hayatları lak mıydı kuru muydu cinsinden süren kâğıt hakkında tutulan kapsamlı gözlem raporla- savaşını boşverin... Siz, yaşadıklarımı- rı... Belgeler kopya mıdır, gerçek mi, belge- za, milletçe bize yaşatılan vardiyalara ba- ler yakılmış mı, saklanmış mı, imzalar yaş kın... Kimsenin AH’ıyla eğlenecek değiliz, mı kuru mu? Elbette bu sorulara verilecek Allah Kurtarsın. Lakin mümkünse mesela , cevaplar da bir vardiya ister... “Anıtkabir’deki vardiya”nın yanı sıra bir kez de olsun Kandıra Pazarı’na uğrasın acıklı Ama siz belgeleri ve kâğıtları bırakın he- vardiya haberleri yazan medyatörler... Mi- le derim... Muhsin Astsubay’a ve “Topyekûn sal, meşhur ve her daim kalender Kandıra Savaş İlan Edilmiş” hepimize yaşatılan, o Pazarı’nda “Gözlemeci Muhsin Astsubay”ın karanlık vardiyaya bakın. Muhsin Astsubay, el arabasından tezgâhına uğrayıp, eşiyle helal lokmayı, el arabasından, alın teriyle birlikte pişirip sattıkları peynirli gözleme ile koşturuyor da... Allah kimseyi bu duruma köpüklü Kandıra ayranından içsinler... düşürmesin dediğimiz “EFENDİ”ler, hangi vardiyayı koşturuyor... “Komutann...” diye seslensinler, üzerin- deki bolarmış, eprimiş orlon kazağa rağ- men, büyük bir ciddiyet ve sinek kaydı tra- şıyla madeni tezgâhının başında maşa şaklatan Muhsin Astsubay’a... “Komutann... Çek bir ayran köpüklü olsun”... Ondaki di- sipline hayret edecekledir. Kandıra Jandar- ma İlçe Karakol Komutanlığı’ndayken de böyleydi, pazarda el arabası içinde helal rı- zık koştururken de... Bu vardiya, başka var- diya “EFENDİ”ler! Hayata hükmen mağlup başlamış her yetim gibi, Muhsin Astsubay da nice zorluk- 72 ASDER | nisan 2011 asder18.indd 72 4/9/2011 4:32:01 PM

AKSAJANS mustafa nazif 0212-665 31 52 28 ŞUBAT’TA NELER GÖRDÜK, NELER YAŞADIK? Aydoğan VATANDAŞ du. Çevik Bir yeni Gazeteci-Yazar O denli bir korku havası. 1.Ordu Komutanı Geçenlerde, Timaş’ın Genel Yayın Mü- Ben Aksiyon Dergisi’ndeki masamda ka- olmuştu. Bunun dürü Osman Okçu, sosyal paylaşım sitesi bana etkisi uzun Face Book’ta ilginç bir gazete kupürü pay- ra kara düşünürken, bir telefon geldi. sürmedi. Bir kaç laştı. Küpür benim ve Timaş Genel Müdürü Arayan Emekli Deniz Hâkim Albay Ah- gün sonra, Kuzey Osman Okçu’nun 1996 yılında yayınlanan Deniz Saha Askeri Armagedon adlı kitabımın yargı aşamasıy- met Cengiz Tangören’di. Kitabı ve yargı sü- Mahkemesi la ilgili bir haber metnini ve bir de mahkeme recini duyduğunu ve bu davada benim avu- tarafından salonundaki fotoğrafımızı içeriyordu. katım olmak istediğini söyledi. tutuklandım. Fotoğraftan da anlaşılacağı gibi arkamız Sivil bomboş. O zamanlar ne basın özgürlüğü Çok sevindiğimi ama davanın masrafla- mahkemelerde gündeminde meslek örgütlerinin ne de ifa- rını karşılayabilecek imkânlarım olmadığını ve DGM’de de özgürlüğü. Öyle bir dönemdi o dönem. O söyledim nazikçe kendisine. Davaya gönül- yargılanıyor zamanlar Aksiyon dergisinde henüz 22 ya- lü olarak bakmak istediğini söyledi sonra. olmamıza şında genç bir muhabirdim. rağmen bizi Osman Okçu ile mahkeme koridorların- Sonradan öğrendim ki, Ahmet Bey, Çe- içeri almaktan da beklerken, yanımıza tanımadığımız kim- vik Bir’in girişimleriyle TSK’dan uzaklaştırı- çekinmemişti seler yaklaşır, sonra da içimize korku sal- lan şerefli hâkim subaylarımızdan biriydi ve Askeri Mahkeme. mak için, ‘bu kitabı yazanı da basanı da’ Çevik Bir’le en azından bu dava vesilesiyle yaşatmazlar derler ve davaları baştan son- hesaplaşmak istiyordu. ra izlerlerdi. O dönem çok iyi hatırlıyorum. Aksiyon dergisinde genç bir muhabir- O dönemde dostluğunu unutmadığım dim. Zaman zaman çeşitli kesimlerden oku- isimlerden biri de Tuncay Opçin’di. O sıra- yucularımız ziyaretimize gelir, ‘sizi isterse- da Aksiyon Dergisi’nde çalışan, daha son- niz, yurt dışına çıkaralım’ derlerdi. ra Aktüel’e transfer olan Tuncay Opçin’in bir Öyle bir korku hali vardı toplumda. çırpıda mahkeme gelip savcıyla konuşma Nitekim benzeri davalara muhatap olan çabasını unutamam. kimi yazarlar arasında yurt dışına çıkanlar da oldu. Davaları açan ve takibini yapan da Zaman içinde elbette, herkes özeleştiri- dönemin kudretli komutanı Çevik Bir’di. sini yapmıştır. Kuşkusuz ben de yaptım. Yargılandığım davaların bir kısmı devle- tin gizli belgelerini açıklamak suçlamalarını, Şimdi olsa, suç teşkil ‘etmediğini’ bilme- bir kısmı da kurumsal ve kişisel hakaret da- me rağmen kullandığım kimi ifadelere daha valarını içeriyordu. dikkat ederdim. Çok şükür kısa sürede beraat ettim ve aklandım. Çevik Bir Paşa ile bir kaç sene önce, O dönemde yaşananların uluslararası New York’ta bir yılbaşı gecesi öncesi sanı- hukuk açısından ne denli skandallar içerdi- rım Braynt Park’ta karşılaştık. Tümüyle te- ğini de yaşayarak öğrendim. sadüftü. Çevik Bir yeni 1.Ordu Komutanı olmuş- tu. Bunun bana etkisi uzun sürmedi. Bir kaç Hiç konuşmadık. gün sonra, Kuzey Deniz Saha Askeri Mah- Çevik Bir de kuşkusuz o dönemde yaptı- kemesi tarafından tutuklandım. ğı anti demokratik çıkışları ile ilgili özeleştiri- Sivil mahkemelerde ve DGM’de yargıla- sini yapmıştır diye tahmin ediyorum. nıyor olmamıza rağmen bizi içeri almaktan Hatta bir keresinde basına yansıyan bir çekinmemişti Askeri Mahkeme. açıklamasında, ‘Şimdiki aklım olsaydı, o za- Ne enteresandır ki, beni yargılayan mah- man yaptığım birçok şeyi yapmazdım’ de- kemenin savcısı da hâkimi de bir süre son- mişti. ra meslekten yüz kızartıcı suçlardan ötürü Sonradan öğrendim ki, karşılaşmamız- rütbeleri sökülerek atıldılar. Üstelik de uzun dan kısa süre sonra da benim de zaman za- süre cezaevinde yatmak zorunda kalarak. man çeşitli programlar düzenleyerek katkı- Belki inanmayacaksınız ama o dönem da bulunduğum Manhattan’daki Türk Kültür davamı üstlenecek avukat bile bulunmuyor- Merkezi’ne oğluyla birlikte ziyarette buluna- rak faaliyetlerle ilgili bilgi almış. Dönemin Başbakanı Erbakan’ın vefatı ile ilgili de çok üzgün olduğunu söylemiş. O dönemde Erbakan’a en sert çıkanlar- dan biri de Çevik Bir’di. Erbakan kuşkusuz Türk siyasetinde de- rin izler bıraktı. Allah gani gani rahmet eylesin. nisan 2011 | ASDER 73 asder18.indd 73 4/9/2011 4:32:08 PM

AKSAJANS mustafa nazif 0212-665 31 52 TARİHE NOT Tarihe Not... Hepinizin bildiği üzere, teröristin en büyük avantajı, o arazi şartlarında doğup büyümüş ol- 6191 SAYILI KANUN ması, o arazi koşullarını çok iyi tanıyor olması (633 SIRA SAYILI KANUN TASARISI GÖ- ve o arazide ve iklimde yaşayabilme olanakla- RÜŞME TUTANAKLARI) rının üstün olması. Bu avantajları kullanarak te- rörist, bir düzenli orduya karşı silahlı eylem ya- 08.03.2011 günü görüşmeleri par, mücadele eder. BAŞKAN - Sayın milletvekilleri, Türkiye Bü- yük Millet Meclisinin 74’üncü Birleşiminin Be- Buna karşılık, Türk Silahlı Kuvvetleri de te- şinci Oturumunu açıyorum. rörizmle mücadelede bugüne kadar değişik za- 2’nci sırada yer alan, Sözleşmeli Erbaş ve manlarda uzman erbaş, jandarma uzman er- Er Kanunu Tasarısı ile Türk Silahlı Kuvvetleri baş, astsubay gibi değişik uzman kadroları Personel Kanununda Değişiklik Yapılmasına istihdam etmiş olmasına karşılık, hâlâ terörle Dair Kanun Tasarısı ve Millî Savunma Komis- mücadelede belki de ömründe eline hiç silah yonu Raporu’nun görüşmelerine başlıyoruz. almamış evlatlarımızı üç aylık acemi eğitimin 2. Sözleşmeli Erbaş ve Er Kanunu Tasarı- sonunda Hakkâri’nin dağlarına göndermek- sı ile Türk Silahlı Kuvvetleri Personel Kanunun- te ve bu noktada bir terörle mücadele yapma da Değişiklik Yapılmasına Dair Kanun Tasarı- gayreti içerisinde olmaktadır. Dolayısıyla bu, çı- sı ve Milli Savunma Komisyonu Raporu (1/997, kan çatışmalarda daha fazla zayiat verilmesi ve 1/1003) (S.Sayısı: 633) -----(x) daha fazla şehit verilmesi gibi somut sonuçlar BAŞKAN - Komisyon ve Hükûmet? Yerin- da doğurmaktadır. Bu anlamda özellikle OHAL de. bölgesindeki terörle mücadelede görev yapan Komisyon raporu 633 sıra sayısıyla bastırı- birliklerimizin artık tamamının uzmanlaşmış lıp dağıtılmıştır. kadrolar tarafından yapılmak istenmesini Tür- Sayın milletvekilleri, alınan karar gereğin- kiye Büyük Millet Meclisi olarak ve Cumhuriyet ce bu tasarı İç Tüzük’ün 91’inci maddesi kap- Halk Partisi Grubu olarak olumlu karşılıyoruz samında temel kanun olarak görüşülecektir. ama tabii, burada bunu söylerken gerçekten bu Bu nedenle, tasarı tümü üzerindeki görüşmeler kanun teklifi gelecekle ilgili birtakım sıkıntıları tamamlanıp maddelerine geçilmesi kabul edil- da önümüze koyuyor. dikten sonra bölümler hâlinde görüşülecek ve bölümlerde yer alan maddeler ayrı ayrı oylana- Yani şöyle ifade edeyim: Bir tarafta üç yıl, caktır. yedi yıl sözleşme yapacak, gelecek, yedi yıl bo- Tasarının tümü üzerinde Cumhuriyet Halk yunca terörle mücadele edecek, uzman kadro Partisi Grubu adına söz isteyen Rasim Çakır, olarak iyi bir eğitim alacak ama bunun sonun- Edirne Milletvekili. da belirli bir ikramiye ve maaş tutarıyla yeniden Buyurun Sayın Çakır. (CHP sıralarından al- toplumun içerisine girecek. Yani şimdi savaşan kışlar) bir insanın bir sivil toplum içerisine geri döndü- Süreniz yirmi dakikadır. ğünde ona adapte olması, onunla uyum sağ- CHP GRUBU ADINA RASİM ÇAKIR (Edir- layabilmesi önümüzdeki süreçte ciddi sıkıntılar ne) - Sayın Başkan, değerli milletvekili arka- yaratacaktır diye düşünüyoruz. Dolayısıyla bel- daşlarım; askere almayla ilgili, Sözleşmeli Er- ki de yedi yıl sonraki, on yıl sonraki Parlamen- baş ve Er Kanunu Tasarısı’yla ilgili Cumhuriyet to bu anlamda zorlamalardan kaynaklanan bir Halk Partisi Grubu adına söz almış bulunuyo- biçimde önünde biriken bu devasa sorunu çöz- rum. Bu vesileyle yüce heyetinizi saygıyla se- meye yönelik adımlar atmak zorunda kalacaktır lamlıyorum. diye düşünüyoruz. O bakımdan bu teklif hazır- Değerli arkadaşlarım, gelişmiş bütün ülke- lanırken geleceği çok iyi organize etmemiş, çok lerde silahlı kuvvetler, giderek teknolojilerini ye- iyi öngörmemiş bir teklif olarak ifade edersek nilemekte, giderek kadrolarını, ekiplerini daha yanılmamış olduğumuzu da söyleyebiliriz. uzman kişilerden oluşturmaya gayret etmekte- dirler. Bu, dünyanın bugün geldiği konjonktürde Değerli arkadaşlarım, bu teklifin yanı sıra zorunlu, gerekli olan bir uygulama. yine, Bakanlar Kurulu teklifi olarak Millî Savun- Türkiye’nin de tehdit unsurlarında zaman ma Komisyonuna geçici 32’nci madde biçimiyle zaman değişiklikler ile karşı karşıya oluyoruz. Yüksek Askerî Şûra kararlarıyla silahlı kuvvet- Bu anlamda, bugün, Türkiye’nin yaşamış ol- lerden resen emekli edilen subay, astsubayın duğu terör belası ile ilgili olarak da silahlı kuv- özlük haklarını düzenlemeye yönelik bir teklif vetlerde, terörle mücadelede daha aktif rol geldi. Bu teklif, Komisyonun da kararıyla kırk alabilmek adına, daha fazla uzman personel sekiz saat süresini beklemeden, Komisyonda çalıştırma ihtiyacı söz konusu olmuştur. Sözleşmeli Erbaş ve Er Kanunu’yla birleştirildi ve ek 32’nci madde olarak da önümüze geldi. Bu yapılırken, hepinizin bildiği gibi benim ve Cumhuriyet Halk Partisi Grubunun daha önce verilmiş 12 Mart 1971, 12 Eylül 1980 ve Yüksek Askerî Şûra kararlarıyla silahlı kuvvetlerden re- sen emekli edilmiş subay, astsubay ve perso- nel, sivil personelle ilgili, onların özlük haklarını düzenlemeye yönelik bir teklifim vardı, kanun teklifim vardı. Komisyonda bu teklifin de birleş- 74 ASDER | nisan 2011 asder18.indd 74 4/9/2011 4:32:15 PM

AKSAJANS mustafa nazif 0212-665 31 52 tirilmesini talep ettik Cumhuriyet Halk Partisi Aynı şekilde, 12 Eylül’de üçlü kararnamey- milletvekilleri olarak, ama maalesef kabul edil- le mağdur olan arkadaşlarımız da müracaat medi. Daha sonra Genel Kurulda bir önergeyle ettiler. Dediler ki: “Anayasa’nın geçici 15’inci bu teklifin içerisine konulabileceği düşünüldü, maddesi bizim yargıya gitmemize engel oldu. bu anlamda birtakım çalışmalar yapıldı, ama Biz, resen emekli edildik. Günahsız yere Silah- bugün hayretle ve büyük bir üzüntüyle görüyo- lı Kuvvetlerden atıldık. Çoluğumuzla çocuğu- rum ki sadece Yüksek Askerî Şûra kararlarıyla muzla, ailemizle cezalandırıldık ama bir mah- silahlı kuvvetlerden resen emekli edilen arka- keme kapısı bulup da hakkımızı arayamadık. daşlarımızın özlük haklarının düzenlenmesine Ama şimdi, Anayasa’nın geçici 15’inci madde- iktidar partisi grubu “evet” diyor, ama onun dı- si kaldırılmıştır. O zaman, bizim de hak arama şında 12 Eylül 1980 ve 12 Mart 1971 darbe dö- noktasında, hakkımızın verilmesi noktasında neminde yine üçlü kararname ve ikili kararna- gereğini yapınız.” diye müracaat ettiler. Ama me şeklinde silahlı kuvvetlerden resen emekli onlar da otuz yıllık zaman aşımı süresinin dol- edilen subay, astsubay ve sivil personelin özlük duğu noktasında bir cevapla mağduriyetinin gi- haklarına AKP Grubu “hayır” diyor. derilemeyeceğini cevap olarak aldılar. Şimdi, değerli arkadaşlarım, bu hem bir si- Şimdi, o zaman ne yapmak gerekiyor? Da- yasi sorun hem de bir vicdani sorun. Yani “Be- ha önce, 60’ta “EMİNSU” diye bilenen, yine nim mağdurumsan sen mağdursun, sen Yük- topluca o dönemde Silahlı Kuvvetlerden atılan sek Askerî Şûra kararıyla dinî düşüncelerin ve subaylar için 4 tane kanun çıkmış bu Parlamen- siyasi düşüncelerin noktasında atıldın, sen be- todan. Değişik zamanlarda 4 tane kanun çık- nim mağdurumsun ama 12 Eylülde üçlü ka- mış ve mağduriyetlerin giderilmesi noktasında rarnameyle atılanlar benim mağdurum değil, birtakım açılımlar yapılmış. 12 Eylül’den sonra 71’de, 12 Martta ikili kararnameyle atılanlar be- 1402’liklerle ilgili, polislerle ilgili, öğretmenlerle nim mağdurum değil.” diyerek, Anayasa’ya ta- ilgili, sivil memurlarla ilgili birtakım açılımlar ya- mamen aykırı, Anayasa’nın eşitlik ilkesine ta- pılmış az veya çok ama yapılmış. Ama burada mamen aykırı bir teklif önümüze geldi. Biz, askerî personelle ilgili hem 71 döneminde hem Cumhuriyet Halk Partisi Grubu olarak başı- 80 döneminde hiçbir girişim, hiçbir açılım ya- mız dik, göğsümüz dik, 71’de de 12 Eylül’de de pılmamış. “O zaman, mademki bir mağduriyet Yüksek var, mademki darbeler bu ülkede yaşayan ba- zı insanların yüreğini kanatmış, gelin, o zaman, Askerî Şûra kararıyla da ayrılanların tama- bu kanayan yürekleri, bu kırılan kolları şu Par- mının özlük haklarının giderilmesi gerektiğini lamentodan alacağımız bir kararla saralım. On- ifade ettik, söyledik ve söylüyoruz. Neden söy- ların bu mağduriyetlerini giderelim hangi siya- lüyoruz? Çünkü geçtiğimiz günlerde Anayasa si düşüncede olursa olsun. İster Yüksek Askerî değişikliğiyle ilgili referandum yaşadık. O refe- Şûra kararıyla atılsın, ister üçlü kararnameyle randumda, buradaki görüşmeler esnasında ve atılsın ama bu insanların hepsi bizim insanla- Sayın Başbakanın bütün Türkiye’ye hitap eder- rımızdır. Gelin, Türkiye Büyük Millet Meclisi ken verdiği taahhütler noktasında, bu referan- olarak bu insanlara sahip çıkalım, bu kanayan dumun bir demokratik açılım olduğu, Türkiye’yi kalplerin kanamasını durduralım.” dedik ve bir daha ileri bir demokrasiye götürdüğü, bu refe- teklif verdik. Arkadaşlar, yapılması gereken bu. randumun darbelerden hesap soracağı, bu re- Burası Türkiye Büyük Millet Meclisi. Bu Meclis ferandumun darbelere karşı olduğu ve bu re- millet adına görev yapıyor ve yaptığı görevde ferandumda “Evet” geçerse bu ülkede artık de bu milletin içerisindeki mağdur olan insan- darbe olmayacağı şeklinde taahhütlerde bulu- ların ırkına, diline, dinine, rengine, kafatasına nuldu. Ama referandum bitti, 12 Eylül darbesini bakmaksızın, Türkiye Cumhuriyeti vatanda- yapanlardan hesap sorma noktasında şu ana şı ise eğer, bu vatandaşların hepsini eşit yurt- kadar atılmış en küçük bir adım yok. taşlar olarak görüp mağduriyetlerin giderilmesi noktasında bu Meclisin karar alması gerekiyor. K. KEMAL ANADOL (İzmir) - Var, Evren’in maaşı arttı. Ben, zannediyorum ki, tarihi boyunca, Tür- kiye Büyük Millet Meclisi, hiç, böyle bir yan- RASİM ÇAKIR (Devamla) - Ha, bir adım lış karar almamıştır yani “Benim düşüncemde var, o da Kenan Evren’in maaşı artırıldı yani olan mağdurlar mağdurdur, benim düşüncem- hesap sorulacağına mükâfat verildi. de olmayan mağdurlar mağdur değildir.” an- layışıyla bu Meclis bugüne kadar bir tane ka- Referandumdan sonra Yüksek Askerî Şûra rar almamıştır diye düşünüyorum. Anayasa’nın kararıyla atılan arkadaşlarımız Askerî Yük- eşitlik ilkesine göre, Anayasa’nın bu ülkede ya- sek İdare Mahkemesine başvurdular, dediler şayan bütün vatandaşları eşit kabul eden temel ki: “Anayasa geçici 15’inci madde kaldırılmış- anlayışına göre, mağdurların bu şekilde farklı- tır, artık şûra kararlarına yargı yolu açılmıştır. laştırılması, bu şekilde bir ayrıma tabi tutulma- Biz de geçmişte bu şûra kararlarından dola- sı… Ben, bu işin altından bu siyasi iktidarın si- yı mağdur olduk ve yargıya gidemedik. Bizim yaseten kalkabileceğine inanmıyorum değerli de önümüzü açın ve mağduriyetimizi giderin.” arkadaşlarım. Ama Askerî Yüksek İdare Mahkemesi dedi ki: “Hayır, bu geçmişte olan bir işlemdir. Ben bu Benim için sayıları önemli değil ama bu in- Anayasa değişikliğiyle senin mağduriyetini gi- sanlar, bu ülkede, hâlâ yürekleri buruk bir bi- deremem.” nisan 2011 | ASDER 75 asder18.indd 75 4/9/2011 4:32:22 PM

AKSAJANS mustafa nazif 0212-665 31 52 TARİHE NOT çimde yaşıyorlar, bu insanlar, hâlâ bulundukları mından devlet bir özür dileme ihtiyacını ve gö- toplumda, çoluğuna çocuğuna, ordudan neden revini yerine getirebilsin. atıldığının hesabını vermekte zorlanıyorlar. Bi- zim istediğimiz para pul değil. Bizim istediği- Biz bu acıyla otuz senedir yaşıyoruz arka- miz, şu yüce Meclisin bu sorunu tespit edip “Şu daşlar, biz bu ıstırapla otuz senedir yaşıyoruz Meclisin, şu devletin de bu insanlara bir özür bu ülkede. Bizim bir tek arzumuz var: Bu acının borcu vardır.” diyebilmesidir. Önümüze getirdi- dindirilmesi. Benim şahsım için değil, benimle ğiniz “Bunlar kaç kişidir, bu iş kaç para yapar.” beraber aynı şekilde mağdur olmuş yüzlerce gerekçesi kesinlikle haklı bir gerekçe değildir. arkadaşım için… Bu talep doğru bir taleptir, bu Biz ne maaş istiyoruz ne emekli ikramiyesi isti- talep haklı bir taleptir, bu talep demokratik bir yoruz ne madalya istiyoruz ama biz sadece ve taleptir ve yüce Meclisin de bu talebe kulak ve- sadece şu Meclisin, şu devletin bizden bir özür receğini ümit ediyorum. borcu olduğuna inanıyoruz ve bu özrü istiyoruz arkadaşlar. Hangimizin hakkı var bu insanlara Yüce heyetinizi sevgiyle, saygıyla selamlı- bir özür dilemenin lüks olduğunu, çok olduğunu yorum. Teşekkür ederim. (CHP sıralarından al- söylemeye değerli arkadaşlarım? Hangimizin kışlar) vicdanı böyle bir olayı kabul edebilir sevgili ar- kadaşlarım? Bugün varız, yarın yokuz. İşte, se- BAŞKAN - Teşekkür ediyorum Sayın Çakır. çime gidiyoruz sevgili arkadaşlarım. Seçimde Tasarının tümü üzerinde Barış ve Demok- kim gider, kim kalır belli değil. Ama bir görev ya- rasi Partisi Grubu adına Hasip Kaplan, Şırnak pıyorsak eğer şurada, bu ülkenin vatandaşları- Milletvekili. nın seçtiği milletvekilleri olarak bu görevi de ge- Buyurun Sayın Kaplan. lin, hep beraber layıkıyla yapalım, ayırmayalım, BDP GRUBU ADINA HASİP KAPLAN (Şır- ötekileştirmeyelim, birbirine düşürmeyelim. nak) - Sayın Başkan, değerli milletvekilleri; 633 sıra sayılı Sözleşmeli Erbaş ve Er Kanunu Ta- Ben inanıyorum ki Yüksek Askerî Şûra ka- sarısı ile Türk Silahlı Kuvvetleri Personel Ka- rarlarıyla silahlı kuvvetlerden atılan değerli ar- nununda Değişiklik Yapılmasına Dair Kanun kadaşlarım, subaylar, astsubaylar bu çıkan Tasarısı hakkında Barış ve Demokrasi Partisi kanundan memnun olmayacaklar. Ben buna Grubu adına söz aldım. Hepinizi saygıyla se- inanıyorum. Çünkü biz onları ne kadar düşün- lamlıyorum. düysek onların da bizi en az bizim kadar dü- Öncelikle şunu çok açık bir şekilde ifade et- şündüğünü de biliyorum. Ama bizim elimizi tu- mek istiyorum: Bu kanun tasarısının gerekçesi- tan mı var arkadaşlar? Bizi bağlayan mı var? O ne baktığımız zaman deniliyor ki: Terörle müca- zaman, sizin bu Anayasa değişikliğindeki anla- dele adı altında profesyonel orduya geçiş ve ne yışınız sakattı. O zaman, siz, bu Anayasa de- yazık ki bu gerekçe ve bahane olduğu zaman, ğişikliğini yaparken “Bu ülkeye ileri demokra- AK PARTİ de bunu getirdiği zaman ana muha- si getireceğiz.” dediniz, Avrupa’ya da bunu bu lefet CHP de, MHP de sazan gibi atlıyor, he- şekilde anlattınız, “Bu Anayasa değişikliği bir men AKP’nin yanında yer alıyor. demokratikleşmedir” dediniz. Avrupa’nın sos- HÜSEYİN YILDIZ (Antalya) - Öyle değil Ha- yalistleri, sosyal demokratları, Türkiye’nin sos- sip Bey. yalistleri, “Yetmez ama evet.” dediler. Şimdi KAMİL ERDAL SİPAHİ (İzmir) - Öyle değil. onlara sesleniyorum, o “Yetmez ama evet.” di- HASİP KAPLAN (Devamla) - Bakın, dinle- yenlere sesleniyorum: Bu mudur yapılan Ana- yin, nasıl olmadığını, olduğunu anlatacağım si- yasa değişikliğinin demokratik yönü? Bu mudur ze, dinleyin. ileri demokrasi? Hangimiz böyle bir demokra- Şimdi, burada sadece bu değil, bakın, iyi si içerisinde kendimizi hür, özgür ve emin bir dinleyin, paralı askerlik, lejyoner sistemi pro- yurttaş olarak yaşayabileceğimizi varsayabili- fesyonel ordu değildir. Bir kere bunun adının riz sevgili arkadaşlarım? O zaman göstermiştir altını çizin. İlkokul mezunu on sekiz ay askerlik ki, yaşadıklarımız bize göstermiştir ki referan- yapan kişiden profesyonel ordu olmaz. Bir kere dumda her ne vesileyle olursa olsun “Evet” di- bunun adı bu, bu bir. yen vatandaşlarımız, ne kadar doğru olmayan, RASİM ÇAKIR (Edirne) - Zaten profesyonel ne kadar haksız bir eylem içerisinde olduklarını öyle olmaz, profesyonel başka bir şey. bugün bir kez daha görmüş olmalılar. HASİP KAPLAN (Devamla) - İkincisi şu, çok açık şunu ifade edeceğiz: Millî Savunma Baka- Şimdi, ben, bu kanun teklifiyle ilgili Cum- nı, Komisyonda görüşmelerde konuştuğumuz huriyet Halk Partisi milletvekili arkadaşlarımın zaman “Evet sınıra, bu sınır için düşünülen söz- desteğiyle önerge hazırladım. Kendimi bir ana leşmeli er, profesyonel ordu, sadece sınırlar için muhalefet partisi milletvekili olarak değil, hepi- değil -bakın dikkatinizi çekiyorum- Türkiye’nin nizden ayrı tutarak değil hepinizin bir arkadaşı her yerinde görev yapacaklar.” dedi. Evet, ger- olarak, hepinizden biri olarak şu kürsüye çık- çek budur. Bu paralı askerler Türkiye’nin her tım ve ifade ettim ve bir önerge hazırladım. Ben yanında görev yapacaklar, İstanbul’da da işçi inanıyorum ki, şu yüce Meclis var ya şu yüce hareketlerinin üstüne, sendikaların üstüne, mu- Meclis elini vicdanına koyarak bu işi burada çö- halefetin üstüne sürülecektir, Şırnak’ta da sınır zecektir. Korkmayın, ne maliyeye yük gelir ne boylarında da sürülecektir. bilmem neye yük gelir. Eğer istiyorsanız her türlü maaşını, bilmem nesini de kaldırın. Ama ne olur ayrım yapmadan bu insanların tama- 76 ASDER | nisan 2011 asder18.indd 76 4/9/2011 4:32:29 PM

AKSAJANS mustafa nazif 0212-665 31 52 Şimdi burada, adını, tanımını da tam koya- rakam hesaplarını, kâr çıkarlarını yapıyor. Pe- lım, çok açık koyalım ama. Dünyada kaç sis- ki, Türkiye, kutsal askerlik görevini, Mehmet- tem var, ordular açısından baktığımız zaman? çik ile ifade bulan bu görevi parasallandırarak Birincisi, Napolyon’un geliştirdiği ve tüm dün- geçmişte ne yaptı? Biraz gerçeklere dönelim. yaya yayılan, Türkiye’nin de kullandığı mecburi Uzatmalı erbaş olayı yok muydu? Uzatmalı er- askerlik yani ulusal ordu yani şu an “vatan gö- baş bir model değil miydi profesyonel orduya revi” denilen, Mehmetçiğin on sekiz ay yaptığı, geçişte? Aldınız uzatmalı erbaşları, getirdiniz, Mehmet Beyin dört ay yaptığı, Mehmet Efendi- belli bir yaştan sonra suyunu limon gibi sıktınız; nin de yirmi sekiz gün yaptığı mecburi askerlik uzatmalı erbaşları kırk beşinde hem emekli et- ordu görevinde; bir de arada bir çıkan bedel- tiniz, hem sosyal güvenlik hakkını vermediniz li, dövizli askerlik var. Şimdi, Türkiye bu mode- hem de dağda, taşta, bayırda en önde sürdü- li benimsemiş, Türkiye’nin benimsediği model nüz. Bir korucular en öndeydi, onların sosyal bu. güvenliği yok, bir uzatmalı erbaşların. Onları li- mon gibi sıkıp attıktan sonra, bu sistemden bir Şimdi, burada soruyorum: Kırk yaşını geç- hayır görmedikten sonra şimdi kalkmış “50 bin miş 400 bini aşkın insan bedelli askerlik bek- sözleşmeli er” modelini getiriyorsunuz. Şimdi, liyor, niye getirmiyorsunuz? Madem üç parti uzatmalı erbaşlar askerin içinde tankını, topu- çok iyisiniz, çok kahramansınız, vatanı, milleti nu, aracını, zırhlısını koruyan, yürüten teknik çok seviyorsunuz. 400 bin bedelli askerlik bek- düzeyi yüksek olan personeldi, bu niye fayda leyen insan var; yaşı geçmiş, başı geçmiş, ne etmedi de şimdi ilkokul tahsilini bitirmiş, yirmi yapacağını bilmiyor, iş kuramıyor, evlenemiyor, altı yaşını doldurmamış insanları getireceksiniz Türkiye’ye gelemiyor, belirsizlik içinde. Bunla- vatan boylarına dizeceksiniz? Bak açık söyle- rın durumu sizi hiç mi ilgilendirmiyor? Niye uz- yeyim, çok açık söyleyeceğim, bunu kulağınıza laşamıyorsunuz, bu konuda bir şey getirmiyor- küpe edin: Biz, Şırnak’a gelen, Hakkâri’ye ge- sunuz? Hangi konuda uzlaştınız da biz çomak len, kutsal vatani görev diye gelen Mehmetçik’i soktuk? Türk Ticaret Kanunu, Borçlar Kanunu, başımızın, gözümüzün üstünde tutarız, halkı- Hukuk Usulü, işte yarın sporla ilgili uzlaşma mız da tutar ama oraya para için gelene, geç- komisyonu kurulacak. Hepsinde Barış ve De- mişte özel timlerin orada uyguladığı vahşeti mokrasi Partisi, vicdani, doğru, demokrat bir ta- dikkate aldığınızda, halkımızın oraya para için vır koyarak desteklenmesi gerekeni destekle- gelenlere aynı gözle bakacağını beklemek ha- di, ama biz bunu desteklemeyeceğiz. Tezkere yaldir, beklemeyiniz. Bakın, çok açık söylüyo- arkadaşlarının yanında biz parti olarak yer al- rum: Para için gelen kişi lejyonerdir, lejyoner mayacağız. Niye almayacağız? Bakın, birincisi gözüyle bakacağız, halkımız da öyle bakacak. saydık, Napolyon’un getirdiği mecburi askerlik Bu tehlikeyi görmüyorsanız, benden uyarması, sistemi, Türkiye’de bu vardı. bizden uyarması. Barış ve Demokrasi Partisi bunu ciddi ciddi uyarıyor. İkinci sisteme bakıyoruz, Avrupa ülkelerin- de ve Amerika’da kullanılan para karşılığında Diğer bir şey söyleyeyim: Siz zannediyor yapılan askerlik. Yani, profesyonel ordu. Bakın, musunuz ki 50 bin paralı asker, 10 bin tane de dikkatinizi çekerim, Amerika ve Avrupa’da kul- sözleşmeli sınır güvenliği asker, 60 bin asker lanılan bir yeni modelden bahsediyorum. alınacak? İktidarlar bunları hangi statüye ko- yacaklar? Baktığınız zaman, Türk Silahlı Kuv- Üçüncüsüyse, kimi Avrupa ülkelerinde uy- vetlerinin statüsünde gözüküyor; değil. Baktığı- gulanan gönüllü askerlik hizmeti. Şimdi bu üç nız zaman, Askerî Yüksek İdare Mahkemesine sistem var. Ama, bu profesyonel ordu ismini ne- tabi; değil. Baktığınız zaman, bu sözleşmeli den tercih ediyorlar? Neden bu isim üzerinde er, paralı asker, lejyoner sistem direkt iktidara bir yoğunlaşma var diye baktığımız zaman, şu bağlıdır, iktidara bağlıdır arkadaşlar. Bu iktidara tartışmalar geliyor: Amerika, İngiltere ve Fran- bağlı olmasını… Bu tehlikeyi şurada görüyoruz: sa, birçok ülkede neredeyse kuruldukları gün- Bakın, 50 bin tane kadroyu, 50 bin tane para- den bugüne mecburi askerliği kaldırmışlar. Sö- lı askeri, Hükûmet, kendi inançları, kendi parti- mürgelerine lejyonları göndermişler. Çok açık si gibi düşünenlerin, kendi gibi partizan olanla- söylüyorum, net tarih yazıyor bunu, lejyoner rın içinden seçecektir. Siz zannediyor musunuz göndermişler. Bugün Kaddafi’nin Afrikalılardan ki her vatan evladının -her ailenin- askerlik şu- oluşturup getirdiği, Libya’da kendi halkının üze- besine gittiği gibi gidip, bağımsız, objektif ola- rine sürdüğü lejyoner sistemin, 80’den bu yana rak gelip sözleşmeli er olacaklarını mı sanı- kullandığı paralı asker sisteminin aynısı. Aynı- yorsunuz? Bakacaksınız, polis teşkilatında, sı… Bunu halkımıza dobra dobra açıklama gibi emniyet teşkilatında nasıl tarikat örgütlenmesi- bir tarihî sorumluluğumuz var. Burada çelik ço- ne gidildiyse sözleşmeli er olayında da kendi mak oynamıyoruz. Bu boş sıraların ötesinde de kafasındakini, kendi düşüncesindekini getire- bizi dinleyen 74 milyon var ve bu yasayla ilgili cek yerleştirecek oraya. Muhalefet de direndi- beklentisi olanlar var. ği zaman, en demokratik hakkını kullanmaya çalıştığı zaman, totaliter ve tekli rejimlerde ol- Nelerdir, şimdi bakıyoruz. Geliyoruz, bu ül- duğu gibi, aynen Kaddafi’nin, halkının üstüne kelerde profesyonel orduya geçişte… Irak’taki sürdüğü gibi acımasızca bu 50 bin paralı as- işgal kuvvetlerinin üçte 1’i paralı askerdir. Hep- keri demokratik muhalefetin üstüne sürecektir. si, maaşlı, paralı, ücretli askerdir. Şimdi, Ame- Bu tehlikeyi görmüyor olabilirsiniz. Bu tehlike- rika bunu kullanıyor, İngiltere bunu kullanıyor ama paralı askeri kullanırken petrol çıkarlarını, nisan 2011 | ASDER 77 asder18.indd 77 4/9/2011 4:32:37 PM

AKSAJANS mustafa nazif 0212-665 31 52 TARİHE NOT yi görmeyebilirsiniz şimdi; 12 Haziranda seçim ordudan atılanları, üçlü kararname, okul vesai- var, bu iktidar el değiştirebilir. El değiştirdiği za- re, disiplin, neyse, bir defaya mahsus ki sayıla- man yerinize gelecek olan iktidarın da size kar- rı çok değil… Vicdansa eşitlikte ve adalette vic- şı aynı tehlikeyi, riski taşımayacağını görmez- danlı olmak gerekir. likten gelebilir misiniz? Bu bir gerçek. Yani şunu hatırlatmak gereğini duyuyoruz: Yani Robespi- Şimdi, bu konuda biz parti olarak zaman erre giyotin kanununu çıkardı. Peki, Robespier- zaman dile getiriyoruz, evet, arkadaşlarımız re giyotin kanununu çıkarırken kendisi o giyoti- soru önergeleri vermiş, Sayın Akın Birdal verdi. ne kurban gitmedi mi Sayın İyimaya? Yani bazı En son 9 Aralık 2010 arkadaşlar. 60, 12 Mart yasalar bumerang gibi döner kendini vurur. Bu 1971, 12 Eylül 80 darbesi, 28 Şubat 97 süre- yasa da dönüp dönüp AKP’yi vuracaktır. Çok cinde, yani bu hep kesilen süreçlerde mağdur açık söylüyorum. olanlarla ilgili hem soru önergesi hem Mecliste araştırma önergesi. Sözleşmeli er. On yıllığına alacaksınız. Gencecik vatan evlatları. İlkokul mezunu, 1.90 Bize ordudan atılanların bu tür mağduriyet- boyunda, boylu poslu, fiziği güçlü. Başka bir leriyle ilgili klasörler dolusu başvurular geldi. eğitim, tahsil imkânı aramıyorsunuz. “Al sana Evet, 81 tarihinde 13 kursiyer subay üçlü karar- 2 bin lira” diyeceksiniz. 82 bin korucuya da “Al nameyle resmen emekli edildi. Tek tek hepsi- size 595 lira” diyorsunuz. Eğer sizde vicdan ol- ni okumayacağım. “Üçlü kararnameyle atıldık.” saydı yirmi beş senedir 595 liraya talim eden YAŞ konumunda değil bizim konumuz diye koruculara sosyal güvenlik hakkını verirdiniz söylüyorlar. Şu şekilde biraz daha örgütlü gön- bu yasadan önce, sözleşmeli erden önce. Siz- derenler var. Kara Harp Okulu dördüncü sınıf- de vicdan yok. Bakın, size oy da veriyor koru- tan final imtihanlarından bir hafta önce, aileden cuların çoğu, bize de yeri geliyor veriyorlar ama birinin örgüt üyesi olması nedeniyle atılmış. Ta- eğer vicdan olsa onların hukukunu düzeltirdi- bii biz aşiret devleti… Veya Orta Çağ feodal niz. Hiç olmazsa böyle bir durum, bu yasa çık- derebeylik döneminde kolektif ceza hukuku var ması durumunda. ya, hani aşiretten biri suç işlerse hepsi suçlu olur, bu mantıkla okulun son sınıfından atılmış Şimdi bir diğer konuya geçeceğim ve bu ge- insan. Şimdi bunlara bir mağduriyeti gidermeyi çeceğim diğer konu daha enteresan. Şimdi bu- çok görürseniz paralı askerliğin üzerine bir de rada, yine üç partinin uzlaştığı, bizim de karşı bu mağduriyeti eklemiş olursunuz. çıkmadığımız aslında bir konu var. YAŞ karar- ları nedeniyle ordudan atılanlar oldu. Kesin ka- Yine, bakın, bu konuda geçici 32’nci mad- rar, gitmediler yargıya, gidemediler. Mağduriyet de var. Onunla ilgili bir önerge verdik. Evet, tam hissedenler oldu. Onlara bir yol açıldı. Ama 12 mağduriyeti karşılamıyor ama vakit var, iktidar Eylül mağdurları var, 12 Mart mağdurları var, partisinin bunu alıp biraz daha düşünmesi ge- ondan başka mağdurlar var, üçlü kararname rekir. Seçime gidiyoruz, kimse hesap yapma- mağdurları var. Kimisi düşüncesinden, kimi- sın. Madem üç parti bu yasanın çıkmasında si etnik kimliğinden, kimisi mezhebinden dola- uzlaşıyor, bu konuda niye uzlaşamıyor? Bu yı atılmış ordudan. Bunlar ve aileleri bir mağ- konunun bir kısmında uzlaşıyorsunuz, bunun duriyet hissi yaşıyorlar. Bunları da kapsayacak eşitlikli ve adaletli olması, tamamını kapsaması şekilde bir af -ki sayıları da çok fazla değil- bir konusunda niye uzlaşamıyorsunuz? Bu da ay- vicdan muhasebesi için bu Meclisin bir görevi- rı bir kusur. dir. Meclisin bunu ayrımsız ve eşit yapması ge- rekir. Şimdi bütün bunları tek tek açmamın bir gereği yok. Size şunu söylemek istiyorum ar- Astsubay okulunda son sınıfta, başarılı ve kadaşlar: Bu bizim bir tarihî sorumluluğumuz. tayini çıkmış bir askerî öğrencinin üniformasını Eğer terörlü mücadele etmek istiyorsanız, eğer giymesine yirmi gün kala bir gün iki satırlık bir ülkede barışın gelmesini istiyorsanız, eğer ül- tebligatla, “Okuldan atıldınız.” tebligatıyla ha- kede gerçekten bu konuda samimiyseniz bu- yatını, geleceğini karartmaktan öte, ailesini zan nun yolu paralı askerlik, lejyonerlik, sözleşme- altında bırakıp, bütün etrafına karşı şüpheli bir ler modeli değil. kişi durumuna sokup, mağduriyet yaşatılan bu olayda açılan idari yargı davası sonucu ne çık- Bu kürsüden defalarca söyledik, yirmi yedi tı biliyor musunuz? Babası 12 Eylülden önce yıldır bir çatışma var. Şu an ateşkes var tek ta- TSİP adlı yasal bir partiye iki ay üye olmuş, 12 raflı olarak. Tek taraflı ateşkes var diye Hükûmet Eylülden sonra da tam dokuz sene Doğru Yol bir tek adımı atmadı; seçim barajında atmadı, Partisinden muhtarlık yapmış. Bu gerekçeyle o hazine yardımında atmadı, düşünce, ifade hür- öğrenci okuldan atıldı. riyeti nedeniyle 200 bin soruşturma açılmış, 54 bin dava sonuçlanmış, 32 bin tanesi Yargıtay- Şimdi, bunun gibi mağduriyetler var. Belki da bekliyor. Belediye başkanlarımız bir düşün- de hayrına oldu o çocuğun, sonra moral ver- ce açıklamasından dolayı yedi buçuk- on beş dik, gitti üniversite okudu mühendis oldu. Ama sene arasında ceza alıyor. Dedik ki “Bu konuda o mağduriyeti, o ailenin mağduriyetini, onun gi- adım atın.” O konuda da adım atılmadı. bi yaşanan mağduriyetleri gidermek için öner- ge veriyoruz, AK PARTİ’nin onu da değiştirece- “Hakikatleri araştırma komisyonu kuralım.” ğini sanmıyorum ben. Açık söylüyorum: Verdik dedik, kanun teklifi verdik, Mecliste bekliyor. önergeyi, şu veya bu nedenle 1960’tan bu yana Ana muhalefet de bu konuda “Olabilir.” dedi. AK PARTİ İktidarı buna da “Hayır” dedi. 78 ASDER | nisan 2011 asder18.indd 78 4/9/2011 4:32:44 PM

AKSAJANS mustafa nazif 0212-665 31 52 Şimdi, burada Kürt sorununun ekonomik, verilmesi hususu; üçüncü diğer bağlantısız ko- sosyal, tarihsel, kültürel bütün boyutlarını red- nu ise geçici madde 32’yle de Yüksek Askerî dedeceksiniz, ana dil boyutunu reddedecek- Şûra kararlarıyla Türk Silahlı Kuvvetlerinden ili- siniz ve bütün boyutlarıyla değerlendirmeden şiği kesilenlere veya müracaat etmeleri hâlinde sadece sözleşmeli er ve askerlikten lejyonerlik kurulacak bir komisyon tarafından uygun görü- sistemiyle bunu çözeceğinizi zannediyorsanız lenlere emeklilik hakkı sağlanması olayıdır. hâlâ hata içindesiniz, hâlâ yanlış yoldasınız, hâlâ analara acı çektirmek ve bu paralı askerlik Tasarının önemli kısmı olan sözleşmeli er- sistemleriyle totaliter bir rejimi güçlendirmekten baş ve er uygulamasına geçmeden önce, Türk öte bir şey yapmıyorsunuz demektir. Silahlı Kuvvetlerinin personel yapısıyla ilgi- li önemli bazı hususlara değinmek istiyorum. Biz bu duygularla, partimiz olarak… Bunların bir bölümüne daha önceki muhtelif (Mikrofon otomatik cihaz tarafından kapa- konuşmalarda, soru önergeleriyle veya komis- tıldı) yon toplantılarında da değinmiştim, Sayın Ba- HASİP KAPLAN (Devamla) - … böyle bir kan da muhtemelen hatırlarlar. sisteme oy vermeyeceğimizi, paralı askerliğe “Ret” dediğimizi ve ayrıca içindeki adaletsizlik Türk Silahlı Kuvvetleri dâhil her kurum ve nedeniyle de adaletsizliği barındırdığı için de kuruluş sağlam temellere dayanan, gelenekleş- o önergelerimizin de sıcak görülmemesi nede- miş kural ve kaidelere bağlı bir personel politi- niyle bunu artık seçimlerde, meydanlarda halka kası ve yapısıyla hayat bulur. AKP döneminde şikâyet edeceğimizi ifade ediyorum. bütün kurum ve kuruluşların personel yapısıy- Saygılarımla. (BDP sıralarından alkışlar) la gündelik fikirler, önü arkası düşünülmeyen BAŞKAN - Teşekkür ediyorum Sayın Kap- sözde değişim, dönüşüm gerekçeleriyle öylesi- lan. ne oynanmıştır ki, amirinden memuruna, işçi- Sayın milletvekilleri, birleşime on dakika sine, insicam bozulmuş, geleneğini bu kurum ara veriyorum. ve kuruluşlar kaybetmiş ve yozlaşmış bir yapı Kapanma Saati: 18.15 ortaya çıkmıştır. Türk Silahlı Kuvvetleri de bu öngörüsüz müdahalelerden nasibini alan ku- ALTINCI OTURUM rum ve kuruluşlarımızın en önemlilerinden bir Açılma Saati: 18.28 tanesidir. Millî Savunma Bakanlığınca Meclis BAŞKAN: Başkan Vekili Sadık YAKUT gündemine getirilen tasarıları sayın milletvekil- KÂTİP ÜYELER: Harun TÜFEKCİ (Konya), leri eğer incelerlerse hemen tamamına yakını- Yaşar TÜZÜN (Bilecik) nın Türk Silahlı Kuvvetleri 926 sayılı Personel -----0----- Kanunu’ndaki birtakım değişiklikleri öngördük- BAŞKAN - Sayın milletvekilleri, Türkiye Bü- lerini tespit ederler. Milattan önce 209’da kurul- yük Millet Meclisinin 74’üncü Birleşiminin Altın- muş dünyanın en eski ve köklü ordusunun per- cı Oturumunu açıyorum. sonel yapısıyla bu kadar oynanmaz. Her aklına 633 sıra sayılı tasarının görüşmelerine kal- gelen, geçmişte yaşanan tecrübeleri ve gele- dığımız yerden devam edeceğiz. cekte yaşanacak sorunları düşünmeden, günü Komisyon ve Hükûmet yerinde. kurtarmak için, siyasi rant için, seçim yatırımı Şimdi söz sırası, Milliyetçi Hareket Parti- için, Silahlı Kuvvetleri yıpratmak için veya ka- si Grubu adına söz isteyen Erdal Sipahi, İzmir falarının arkasındaki alternatif ordu saçmalıkla- Milletvekili. rına zemin hazırlamak için personel yapısıyla Buyurun Sayın Sipahi. (MHP sıralarından böylesiyle oynayamaz. alkışlar) MHP GRUBU ADINA KAMİL ERDAL SİPA- Türk Silahlı Kuvvetleri, Anayasa’nın eşitlik Hİ (İzmir) - Sayın Başkan, size ve yüce Meclise ilkesine uygun bir yapılanma ve kamu vicdanı- saygılar sunuyorum. na uygunluk için yıllarca emek verip “Eşit Sü- 633 sayılı Kanun Tasarısı’nın bütünü hak- reli Askerlik Projesi” diye bir projeyi ortaya ko- kında Milliyetçi Hareket Partisi adına söz almış yar. Bakanlar Kuruluna bu proje sunulur. Kaldı bulunuyorum. ki böyle bir çalışmanın Millî Savunma Bakanlı- Tasarı asıl amaç olarak sözleşmeli erbaş ve ğının bilgisi dışında yapılması mümkün de de- er istihdamını esas almakla birlikte, konu olarak ğildir ama bu çalışmanın hemen ardından bir birbirleriyle direkt ilgisi olmayan üç ana konuyu AKP’li milletvekili çıkıp “Bu, bizim partinin pro- kapsamaktadır: Büyük bölümüyle tasarıya adı- jesi değil, katılmıyoruz.” diye aklına ilk geleni nı veren sözleşmeli erbaş ve er istihdamı ko- söyler. Aklına gelen, anlar anlamaz zırvalara nusu, onunla ilgili bölüm ve maddeler; ikincisi, devam edince Sayın Başbakan bile rahatsızlık dördüncü bölüm madde 10’da yer alan bir fık- duyup bunları susturmak zorunda kalır. Devlet rayla, astsubay üst karargâh hizmetleri eğitimi- geleneği ve devlet terbiyesi olan hiçbir ülkede, ni tamamlayan astsubaylarımıza bir yıl kıdem o işin sahipleri ve uzmanları dışında kimse ak- lının ermediği işlere böylesine karışmaz, böyle- sine burnunu sokmaya kalkmaz. Efendim, kısa dönem, uzun dönem, bedel- siz, sözleşmeli, uzman, her neyse, şu askerlik işini esasından, Hükûmetin işi olarak ne geti- rilecekse getirilsin ama bir bütünlük içerisinde getirilsin, siyasi rant olarak getirilmesin. Man- nisan 2011 | ASDER 79 asder18.indd 79 4/9/2011 4:32:50 PM

AKSAJANS mustafa nazif 0212-665 31 52 TARİHE NOT tıklı hiçbir şeye karşı değiliz. Ama asker oca- lan Fransız lejyonerlerinden ya da Kaddafi’nin ğındaki gençler, askere gitmek üzere sırada kendi halkına karşı kullandığı paralı askerler- bekleyen delikanlılarımız ve onların 100 bin- den, Saddam’ın daha savaş başlamadan kaçı- lerce ailesinin kafalarını karmakarışık etmeye, rılıp dağılan özel muhafızlarından ders alınmı- değişik askerlik uygulamaları yapılacağı vaat- yor mu? Gördüğünüz gibi -biraz önce bir söz leriyle kafalarının karmakarışık edilmesine kim- atılmıştı- kimin ne söyleyeceğini bilmeden, din- senin hakkı ve salahiyeti yok. lemeden, sazan gibi her konuya balıklama at- layıp peşin hükümlü olmanın da bir alemi yok. Diğer bir konu... İçişleri bakanları kendi iş- Evet, lütfen, Türk ordusundan elinizi de çekin. lerini bile becermekten acizken Millî Savunma Garip özentilerle Mehmetçiğin yapısıyla, doku- Bakanlığının görev ve yetki alanlarına müda- suyla oynamayın. haleye sahiplenmeye hiçbir ülkede kalkmazlar; kalkarlarsa da millî savunma bakanları bu garip Diğer bir konu: Çok değişik ve her birisi ayrı müdahaleleri görmezden, duymazdan gelmez, yasal mevzuata, uygulamalara tabii bir yapılan- susmaz, kendi bakanlığının yetki ve sorumluluk mayla Türk Silahlı Kuvvetlerinin personel insi- alanlarına sahip çıkar. Kaldı ki İçişleri bakanları camı bozulmuştur. Evet, subay deyince, Harp önce kendi işlerine, kendi bağlarına sahip çık- Okulu mezunu subay, fakülte ve yüksekokulu mak zorundadır. mezunu subay, sözleşmeli subay, astsubaylık- tan geçen subay, yedek subay. Benim sayabil- İki tane örnek vereceğim. Tarih 2 Mart 2011. diğim beş çeşit subay var. Astsubay deyince, “Yüksekova’da polise linç girişimi.” 3 polis canı- meslek yüksekokul mezunları, uzman erbaşlık- nı zor kurtarıyor. Polis Aziz İba linç ediliyor, ko- tan geçen astsubaylar ve sözleşmeli astsubay- ma hâlinde hastaneye kaldırılıyor. Geçmiş ol- lar olmak üzere üç çeşit astsubay var. Bir de sun diyorum bu kardeşime. Jandarma Genel Komutanlığında bulunan ve devlet memuru statüsündeki uzman jandarma- Evet, Sayın İçişleri Bakanı, neredesin? Sen ları bunlara lütfen ekleyin. kendi işlerinle uğraşsana! Erbaş ve er deyince, biraz daha dikkatini- Bir başka konu... Haber tarihî 21 Ekim 2010. zi çekerim. Uzman erbaş, yeni getirdiğiniz söz- “Mersin’de terör örgütü yandaşlarının bıçak leşmeli erbaş ve er, kısa dönem erbaş, uzun saldırısı sonucu ağır yaralanan Mersin Emniyet dönem normal er ve erbaş, dövizli askerlik, za- Müdür Yardımcısı Hikmet Bulak hayati tehlikeyi man zaman gündeme getirilen bedelli asker. atlattı. Ölümden dönen Bulak’ın göğsüne gelen Anlayacağınız yedi çeşit, sekiz çeşit asker. Ta- bıçağın kalbinin 2 santimetre aşağısından geç- bii uzun dönem askerde eri, onbaşı, çavuşuyla tiği bildirildi” -şimdi, daha enteresanı- MOBESE beraber dikkate almak lazım. kamerasının önünde gerçekleşen olayda bıça- ğı kullanan ‘UB’ isimli saldırganın eylül ayında Silahlı Kuvvetlerin teşkilatlanmasında temel meydana gelen olaylar nedeniyle tutuklandığı birim bölüktür. Askerliğini yapan saygıdeğer ancak taş atan çocuklar yasasındaki değişiklik milletvekilleri bilirler. Şimdi, lütfen, sayın millet- nedeniyle salıverildiği belirtildi.” vekilleri, kendinizi bölük komutanı olarak bir an için onların yerine koyun. Böyle garip, karma- Evet, Sayın İçişleri Bakanı, neredesin? karışık, her biri ayrı statüde, ayrı yasal mevzua- Şimdi şerefli Türk polisinin yüzüne nasıl ba- ta tabii bölüğünüzü kalkın da siz idare edin. kacaksın? Sen kendi işinle neden meşgul ol- muyorsun da Millî Savunma Bakanlığının yetki Sonuç olarak, bu kargaşayı, bu karmaşayı alanlarına karışmaya kalkıyorsun? sona erdirmek, önünü, arkasını düşünmeden, mevcut yapının sorunları giderilmeden yeni uy- Anlar anlamaz, en çok konuşulan konular- gulamalarla sorun ve kargaşayı daha da arttır- dan birisi de profesyonel ordu konusu. Bakın, mak yerine Türk Silahlı Kuvvetlerinin personel emir komuta kademesi, tecrübe, özel eğitim ve yapısı yeni baştan, kapsamlı ve akıllı bir çalış- devamlılık gerektiren, terörle mücadele gibi, mayla yeniden düzenlenmeli ve mutlaka sade- belli silah ve sistem operatörlükleri gibi görev- leştirilmelidir. Bakanlar Kurulunun görevi, Türk ler gayet tabii profesyonel olur, buna kimsenin Silahlı Kuvvetlerini savaşa hazırlamaktır, yoksa itirazı da olmaz ama Anayasa’nın 72’nci mad- garip özentiler ve siyasi rant hesaplarıyla Türk desinde “vatan hizmeti” adı altında her Türk’ün Silahlı Kuvvetlerinin yapısını, dokusunu boz- hakkı ve ödevi olan yükümlülük sistemi de ana mak, karmakarışık etmek değildir. yapı olarak kalır. Aksi hâlde “asker millet”, “her Türk asker doğar” ve “peygamber ocağı” gibi Sözleşmeli erbaş ve er uygulaması, 3369 bu millete has ana doku, tarihten gelen millî sayılı Yasa’yla başlatılan uzman erbaş uygu- yapı zedelenir, tahrip olur. İşte, buna kimse- lamasının bir benzeridir. Yani Amerika yeniden nin hakkı ve salahiyeti yoktur. Kaldı ki yapılan keşfedilmektedir. Uzman erbaş uygulaması da araştırmalarda yükümlü sistemi uygulayan or- 1986 yılından itibaren başladığında, şimdiki dular tamamı profesyonel ordulara göre daha sözleşmeli erbaş ve er konusunda olduğu gibi, genç, daha zeki ve araştırıcı, daha demokra- kısa süreli bir uygulama olarak planlanmıştı. Ar- tik ve daha disiplinli oldukları tespit edilmiş bir dından, sözleşme süreleri giderek uzatılmaya gerçektir. Etrafınıza bakın sayın milletvekille- başlandı. Ardından, emeklilik hakkı tanınıncaya ri. Irak’ta, Afganistan’da en vahşi cinayetle- kadar iş haklı olarak gitti ve başlangıçta düşü- rin, ırza geçmelerin, işkencelerin uygulayıcısı nülmeyen konular daha sonra sorunlar olarak, profesyonel Amerikan ordusuna çok mu hay- sorunlar yumağı hâline gelerek hem iktidarın ransınız? Cezayir’de vahşet ve katliamla anı- 80 ASDER | nisan 2011 asder18.indd 80 4/9/2011 4:32:57 PM

AKSAJANS mustafa nazif 0212-665 31 52 hem de Parlamentonun karşısına dikildi. Diğer bir konu: Miktarları 60 bine ulaşmış Şimdi soruyorum: Bu süreçten hiç ders alın- uzman erbaşların uygulamada ortada duran ve ciddi çözüm bekleyen sorunlarının benzerleri- madı mı? Onların hangi sorunlarla karşılaştığı, nin sözleşmeli erbaş ve er uygulamasında tek- aradan yirmi beş yıl geçtiği hâlde onlarca so- rar karşımıza geleceğini bilmek için müneccim runlarının henüz halledilemediği unutuldu mu? olmaya da gerek yok. Ki sözleşmeli askerlik konusu ona bir benzer olarak, şimdi tekrar yeni baştan getiriliyor. Daha önce belirttiğim gibi, Milliyetçi Hareket Partisi olarak, Türk Silahlı Kuvvetlerinin ana ya- Uzman erbaşların en büyük sorunları, kırk pısı ile fazla oynanmadan belirli görevlerin pro- beş yaşına geldiklerinde sözleşmelerinin fes- fesyonelleşmesine, yeni istihdam imkânları ya- hedilip çoluk çocuk sosyal güvencesiz sokağa ratılmasına karşı değiliz, ancak geçmişten ve atılmalarıydı. Bu konuda Milliyetçi Hareket Par- tecrübelerden ders alınmadan yeni sorun alan- tisi olarak yıllarca mücadele ettik. Sonunda, 19 ları yaratılmasına, Türk Silahlı Kuvvetlerinin za- Haziran 2010’da bu sorun Mecliste, tüm parti- ten yeterince insicamı bozulmuş personel yapı- lerin katılımıyla güya halledildi. Neden “güya” sının daha da bozulmasına karşıyız. diyorum? Bir kanun ne zaman yürürlüğe girer? Genelde, teamül olarak, yayımlandığı tarihte. Bu arada statüleri farklı olmakla birlikte uz- Peki, uzman erbaşların emeklilik konusu için 19 man jandarma konusuna da değinmek istiyo- Haziran 2010’daki tarih yerine neden 1 Ağustos rum. Yaklaşık 25 bin mevcudu olan uzman jan- tarihi esas alınıyor? Hadi “Hazırlık yapılacak.” darmalar uzman erbaş ve sözleşmeli erbaş ve dendi, ses çıkartmadık. Ardından, 1 Ağustos- erlerden farklı olarak devlet memurları, ama li- tan itibaren, kırk beş yaşını dolduran uzman er- se ve dengi okul mezunu olarak işe alınıyor- başlar müracaatlara başladılar emeklilik hakkı- lar, ortaokul mezunu gibi ücret alıyorlar ve öy- nı doldurmak için. Cevap yok yahut da verilen lece de emekli ediliyorlar. Defalarca gündeme cevaplar şöyle: “Henüz çalışmalar tamamlana- getirdik, yasa teklifi verdik. Yanlışlığı herkes madı, yönetmelik çıkartılamadı. Bugün git yarın kabul ediyor ama sıra çözüme geldiği zaman, gel veya yarın bir daha ara.” Ardından, Kasım yok. Üstelik bu çocukların bırakın lise mezun- 2010 ortalarında güya uygulama başlatıldı, gö- luğunu büyük çoğunluğu yüksek tahsil yapmış rev yerleri taksim edildi, bu uzmanlar emekli- durumda ama hâlâ ortaokul mezunu gibi işle- lik hakkı kazanıncaya kadar birtakım görevle- me tabiler. Hiçbir meslek grubu için, her türlü re verildi. eşitlik ve vicdan duygusuna aykırı uzman jan- darmada olduğu gibi başka bir örnek de Türki- Uzman erbaş terörle mücadele eder, sınır- ye Cumhuriyeti’nde mevcut değil. Lise mezunu dan, dağdan gelmiş. Bir kısmına papyon takılıp olarak işe alıyorsunuz, ortaokul mezunu gibi üc- garson yapılmaya çalışıldı, bir kısmından ise ret verip emekli ediyorsunuz, böyle bir adalet- tam teşekküllü hastanelerden “sağlam raporu” sizlik başka hiçbir meslek grubunda yok. Artık istendi. Güler misiniz, ağlar mısınız? Adam yıl- biz söylemekten utanmaya başladık, herhâlde lardır Hakkâri’nin dağlarında mücadele eder- birileri üzerlerine düşeni alıyor. ken sağlam mı hasta mı, soran yok ya da be- lirli bir süre hastalanıp rapor alırsa sözleşmesi Diğer taraftan, subay ve astsubayların feshediliyor ama emeklilik hakkı için bir büroda askerî eğitimde geçen süreleri emeklilik hesa- görev verilince “Sağlam raporu alıp öyle gel.” bına dâhil ediliyor ama uzman jandarmalar da deniyor. Daha önce de sormuştum, bu yiğit devlet memuru, birlikte görev yapıyorlar fakat Anadolu çocuklarıyla alıp veremediğiniz nedir? onların eğitim süreleri emeklilikten sayılmıyor. Uzman erbaşın ağır hasta olmaya hakkı yok, Yıllardır bilinen bu sorunlar ortadayken, çö- ailesine lojman yok, yirmi yıl hizmet veriyor sa- zümsüz beklerken yeni uygulamanın yarataca- bit ücretle, derecesi kademesi yok. ğı sorunları bir başka örnek olarak yüce Mecli- sin takdirlerine sunuyorum. En az iki yıl görev yapanlara kendi istekle- riyle ayrılırlarsa kamu kurum ve kuruluşlarında Yeni istihdam edilecek sözleşmeli erbaş ve görev alma imkânı güya tanınmış. 28 Temmuz erlerin daha çok terörle mücadele ve sınır bir- 2009 tarihli Resmî Gazete’yle yürürlüğe giren liklerinde istihdam edileceği anlaşılıyor, buna Kamu Personeli Genel Tebliği’ne göre ayrılan- da karşı değiliz ancak İçişleri Bakanının orta- lara kamu kuruluşlarında görev verilecek ama ya attığı ve Avrupa Birliği müktesebatının yani Devlet Personel Başkanlığı, devlet içinde dev- 24’üncü faslın açılmasını bahane olarak gös- let, onlara göre böyle bir hak yok. Daha bir sürü terdiği bir sınır ve sahil güvenlik yapılanması sorun, hepsi biliniyor ama tedbir yok. Oyalama, konusundaki proje kafamızı kurcalıyor. Bunun duymazdan gelme ya da “İnşallah seçimden adı sınır ve sahilleri Türk Silahlı Kuvvetlerinden sonra…” masalları. yani Mehmetçikten arındırma planıdır. Talimat güya Avrupa Birliği kaynaklı. Bu konuyu basına Şimdi sormazlar mı “Siz uzman erbaşların yansıdığı şekilde kimse aklına getirmesin, sınır hemen hiçbir önemli sorununu yirmi beş yıldır ve sahil güvenliği cumhuriyetin kuruluşundan halletmeden, onun bir benzeri olan sözleşmeli bu yana Mehmetçiğe ve deniz kuvvetlerinin Le- er ve erbaş uygulamasına nasıl başlıyorsunuz, ventlerine aittir. İçişleri Bakanı, ihanet açılımın- onların umutlarıyla neden oynayıp seçim yatırı- da olduğu gibi bu konudaki garabet çalışmayı mı yapıyorsunuz?” diye? Benzer sorunlara kar- da Polis Akademisinden başlatmıştır. Kafası- şı hangi öngörünüz var? nın arkasında İran’da gördüğü devrim muha- nisan 2011 | ASDER 81 asder18.indd 81 4/9/2011 4:33:04 PM

AKSAJANS mustafa nazif 0212-665 31 52 TARİHE NOT fızları ile İran sınırındaki herhâlde pastarlar var kandırıldılar. “Onlar için iyileştirme yaptık.” di- anlaşılan. Türk sınır ve sahilleri İran ve Suriye ye gece elbisesi yani “mess dress” verilmesi- özentisi ve güya Avrupa Birliği bahaneli saçma nin yazılması ise muvazzafıyla, emeklisiyle tüm kuruluşlara emanet edilemeyecek kadar biz- astsubay camiası acı acı güldüler. İki haftadır ler için kıymetlidir. Sınır ve sahiller bu milletin aralarındaydım, kızgınlık, küskünlük ve öfkele- namusudur, hudut millî şeref ve namusun ko- rini iktidar partisine iletmeyi bir borç biliyorum. runduğu yerdir, Avrupa Birliği özentisi, garabet kuruluşların yetkisi ve sorumluluğu, haddi ve Gelen tasarının son konusu ise Yüksek hukuku hiç değildir. Askerî Şûranın kararlarıyla Türk Silahlı Kuvvet- leriyle ili-şiği kesilenlere veya kanuni mirasçı- Sayın Başbakan daha birkaç gün önce Av- larına emeklilik hakkı tanınmasıdır. İnsani ne- rupa Birliğinin ikiyüzlülüğüne karşı çıkarken, denlerle bu desteklenir, hatta kapsamı 12 Mart onun İçişleri Bakanının bir fasıl açılması baha- mağdurlarına ve 12 Eylül 1980 sonrasına ka- nesiyle hudut ve sahillerimizin güvenliğine Av- dar genişletilebilir; buna da karşı deği-liz, des- rupa Birliğini bulaştırmaya kalkması en hafifin- tekliyoruz. Ancak bu konuda yapılan müracaat- den abesle iştigaldir, cehalettir ya da kafasının larda ileride kapsamın aşırı genişletilerek terör altındaki garip ve tehlikeli senaryolardır. Evet, gibi, yüz kızartıcı gibi hususların dâhil edilebile- İçişleri Bakanının ağzına yüzüne bulaştırdığı ceği konusunda endişeliyiz. terörle müzakere ve açılımla yangın yerine dö- nen kentlerimizle, isyan provaları yapan gös- Sözlerime burada son verir, yüce Meclise terilerle uğraşsın, linç edilen şerefli Türk poli- saygılar sunarım. (MHP sıralarından alkışlar) siyle uğraşsın, kendi işini beceremezken sınır ve sahillere bulaşmaya kalkmasın. Eğer gün- BAŞKAN - Teşekkür ediyorum Sayın Sipa- deme getirilen sözleşmeli erbaş ve er uygula- hi. masını ileride İçişleri Bakanının kafasındaki sınır güvenliği birimlerine transfer etme niyeti Tasarının tümü üzerinde AK PARTİ Grubu varsa hemen vazgeçin ve Sayın Bakan, siz de adına söz isteyen Eyüp Fatsa, Ordu milletveki- Millî Savunma Bakanı olarak sınır ve sahillerin li. (AK PARTİ sıralarından alkışlar) Mehmetçik’ten başka, leventlerden başka ga- rip, zırva kuruluşlara emanet edilemeyeceğini Buyurun Sayın Fatsa. lütfen birilerine söyleyin. Türk sınırları kanla çi- AK PARTİ GRUBU ADINA EYÜP FAT- zilmiştir, bizim yeniden çizilecek ve Avrupa Bir- SA (Ordu) - Sayın Başkan, değerli milletveki- liği tavsiyesine emanet edilecek sınırımız yok- li arkadaşla-rım; görüşülmekte olan 633 sıra tur. sayılı Sözleşmeli Erbaş ve Er Kanunu Tasarısı ile Türk Silahlı Kuvvetleri Personel Kanununda Tasarıdaki ikinci konuya geçiyorum. Geti- Değişiklik Yapan Kanun Tasarısı’nın tümü üze- rilen yasa tasarısının dördüncü bölüm madde rinde grubumuz adına söz almış bulunu-yorum. 10’daki bir fıkrasında astsubay üst karargâh Bu vesileyle Başkanlık Divanı ve Genel Kurulu hizmeti kursunu bitiren astsubaylarımıza bir yıl saygıyla selamlıyorum. kıdem verilmesi öngörülmektedir. Buna katılı- Değerli arkadaşlar, görüşülmekte olan ta- yoruz ancak sürekli olarak, şu kursu bitirene, şu sarıda öncelikli olarak sözleşmeli erbaş ve er- tahsili yapanlara birtakım ilave haklar tanınma- lerle ilgili hususu sizlerle beraber konuşmak is- sı doğru bir düşünce tarzı değildir. Atatürk’ün tiyorum. Bilindiği gibi, 1984 tarihinden itibaren tarifiyle mektebi asli kıtadır yani bir orduda asıl Türk Silahlı Kuvvetle-rine sözleşmeli profesyo- mektep kıta görevleridir. Bu nedenle karargâh nel personel alınmaya başlanmıştır. Bu süre görevleri değil, kıta hizmetinde başarılar taltif içerisinde de önemli ölçüde personel alınmış, edilmeli, takdir edilmeli, terfi, derece ve kade- istihdam edilmiş, hizmetlerinden faydalanılmış, me almada öncelik almalıdır. ayrıca da zamanı gelenler de, isteyen, emekli- liğini tamamlayanlar emekli olmuş, emekliliğini Bu arada, Türk Silahlı Kuvvetlerinin mağ- tamamlamayanlar da müktesep hak elde ettik- dur kesimi olan şerefli astsubay camiası için ler için başka kamu kurum ve kuruluşlarında da -emeklileri dâhil- yıllardır AKP İktidarınca sü- görev yapma, başka kamu kurum ve kuruluş- rekli söz verilip de yerine getirilmeyen hususları larına da geçiş yapma imkânı kendilerine sağ- tekrar hatırlatırım. Şerefli astsubay camiasının lanmıştır. sorunlarını Milliyetçi Hareket Partisi olarak tam Önümüzdeki beş yıl için toplam 50 bin söz- dört yıldır dile getiriyoruz. Komisyon ve Mec- leşmeli er ve erbaş alımı hedeflenmektedir. lis konuşmaları, soru önergeleri, kanun teklifleri Bu süre içerisinde, sözleşmeli er ve erbaşla- verdik. Son olarak 9 Şubat 2011’de astsubayla- rın hangi şartlarda ve hangi statüde alınacağı, rımızın sorunları için Meclis araştırması açılma- hangi şartlarda görev yapacağı veya ne zaman sını teklif ettik. Sorunlarının önem ve aciliyetini görevinin sonlandırılacağı kanun tasarısının dile getirdik ama onları sekiz yıldır oyalayan, genel gerekçesinde uzun uzun anlatılmaktadır her seferinde “İnşallah seçimden sonra.” diye ama ben, hafızalarda kalması ve dinleyenlerin istismar eden AKP’nin oylarıyla bu önergemiz de takip edenlerin de sağlıklı bilgi edinebilme- reddedildi. İnşallah bu seçim öncesinde ben- leri için veya en azından, bundan faydalanmak zer vaatlerle kimse astsubaylarımızın karşısı- isteyen arkadaşlarımızın, vatandaşlarımızın, na çıkmaz, TEMAD’lara ziyarete gitmez. Dere- gençlerimizin sağlıklı bilgi edinebilmeleri için ce, kademe ilerlemesinden emekli maaşlarına, kısaca bunları ana hatlarıyla ifade etmek isti- seyyanen zamma kadar hep oyalandılar, hep yorum. Ayrıca, bundan sonra da özellikle söz- 82 ASDER | nisan 2011 asder18.indd 82 4/9/2011 4:33:12 PM

AKSAJANS mustafa nazif 0212-665 31 52 leşmeli er, erbaşla alakalı yapılan eleştirilere de la bozulmaktadır, istismar edilmektedir, askerin kısaca cevap vermek istiyorum. hiyerarşisi bozulmaktadır, askerî personel ya- sası sık sık değiştirilmek suretiyle…” Hazırlanan tasarıyla -silahlı kuvvetlerin- Ge- nelkurmay Başkanlığınca lüzum görülen erbaş KAMİL ERDAL SİPAHİ (İzmir) - Hiç öyle bir ve er kadrolarında istihdam edilecek sözleşme- şey söylemedim. li erbaş ve erlerin temini, yetiştirilmeleri, hizmet şartları, hak ve yükümlülükleriyle ilgili usul ve EYÜP FATSA (Devamla) - Hayır, siz de… esaslar düzenlenmektedir. KAMİL ERDAL SİPAHİ (İzmir) - Sadece “kargaşa” dedim. Sözleşmeli erbaş ve erlerin kaynakları: En EYÜP FATSA (Devamla) - “Kargaşa mey- az ilköğretim mezunu olanlardan, askerlik hiz- dana getirir.” diye ifade edildi, düzeltiyorum, öy- metlerini erbaş ve er olarak tamamlamış ve ter- le dediğinizi kabul ediyorum. Sonuç itibarıyla, hislerinin üzerinden üç yıldan fazla süre geç- kaos ve kargaşa aslında bir yerde aynı mana- memiş ve düzeltilmemiş nüfus kaydına göre ya gelir. yirmi altı yaşından gün almamış olanlardan te- Değerli arkadaşlar, yani siyasi irade oturu- min edilecektir. yor bir yerde, şöyle mi yaptığını zannediyorsu- nuz: “Biz Türk Silahlı Kuvvetlerinde şöyle bir Sözleşmeli er adayları öncelikle ön sözleş- uygulama yapalım. Şöyle personel alalım. Per- me yapılmak suretiyle askerî eğitime alınacak- sonel Kanunu’nda şu şu değişiklikleri yapalım.” lardır, eğitimi başarıyla tamamlayanlara en az diye böyle bir karar aldığını mı düşünüyorsu- üç yıllık sözleşme yapma imkânı verilmektedir. nuz? Bakın, Türk Silahlı Kuvvetlerinin bu ko- Müteakip sözleşmeler, bir yıldan az, üç yıldan nularla ilgili bütün yetkilileri de, sorumluları da fazla olmamak şartıyla, azami yirmi dokuz yaşı- buradadır, rütbeli askerler de buradadır. Türk nın bitirildiği yılın aralık ayı sonuna kadar uza- Silahlı Kuvvetlerinin ve Savunma Bakanlığımı- tılabilecektir. zın her kademesinde görüşülerek, tartışılarak, istişare edilerek ve birlikte bir mutabakata va- Erbaş ve erler için belirlenmiş olan kadro rılarak buraya, Türkiye Büyük Millet Meclisinin görev yerlerinde istihdam edilecek sözleşmeli gündemine getirilmektedir. Aksi takdirde, siyasi erbaş ve erler 211 sayılı Türk Silahlı Kuvvet- irade, AK PARTİ Hükûmeti Türk Silahlı Kuvvet- leri İç Hizmet Kanunu’nda erbaş ve erler için lerinin personel yapısında birtakım keyfî uygu- öngörülen görevleri yapacaklardır. Sözleşmeli lamalar yapıyor gibi iddiaları ve ithamları kabul erbaş ve erler kışlada iskân edilecek, her türlü etmek mümkün değildir. Bu ithamlar en hafifiy- ihtiyaçları devlet tarafından karşılanacaktır. Ay- le, biraz önce de söylediğim gibi, burada onu- nı birlik ve bölgede görev yapacak sözleşmeli ruyla, şerefiyle görev yapan insanlara karşı da erbaş ve erler, sağlık durumu ve birliğin yer de- bir haksızlıktır, bir saygısızlıktır diye düşünüyo- ğiştirmesi hâlleri hariç atama görmeyeceklerdir. rum. Sözleşmeli erlikte en az iki yılını tamamlayanlar Yine sözleşmeli er ve erbaşları, personeli kadro görev yerleri uygunsa liyakat durumu da “lejyoner” olarak ifade edenler oldu. Bizim bil- dikkate alınarak sözleşmeli onbaşılığa, sözleş- diğimiz kadarıyla, lejyonerler başka uluslar- meli onbaşılıktan en az iki yılını tamamlayanlar dan kiralanmış, ücretli olarak silahlı kuvvetler da sözleşmeli çavuşluğa yükseltilecektir. Söz- bünyesine dâhil edilmiş insanlardır, unsurlar- leşmeli erbaş ve erlere otuz gün kanuni, on beş dır. Dolayısıyla, Türk Silahlı Kuvvetlerinde söz- gün mazeret olmak üzere kırk beş gün izin ve- leşmeli olarak da görev yapan er, erbaş, statü- rilecektir. Sözleşmeli erbaş ve erler ile bakmak- sü ne olursa olsun hepsi bu milletin şerefli ve la yükümlü olduğu kişilere 5510 sayılı Kanun onurlu bir mensubudur. Dolayısıyla, başka ül- uyarınca sağlık güvencesi sağlanacaktır. Söz- kelerden ithal edilmiş, başka ülkelerde birtakım leşmeli er adayları kendilerine ön sözleşme ya- operasyonlar için kullanılan lejyonerler için ifa- pılmasıyla birlikte ücrete hak kazanacak olup de edilen isim ve yaklaşımlar, doğrusunu ister- 5510 sayılı Kanun uyarınca sigortalı sayıla- seniz, kabul edilebilir bir yaklaşım değildir. Türk caklardır. Başlangıç maaşları asgari ücret brüt Silahlı Kuvvetlerinde lejyoner yoktur, olmamış- tutarının 1,90 katı yani 1.301 TL olacaktır. Ön tır, hiçbir zaman da olmayacaktır. Türk Silahlı sözleşme döneminde başlangıç maaşının üçte Kuvvetleri, bünyesindeki bütün mensuplarıyla 2’si oranında da ücret alacaklardır diyor. beraber bu ülkenin, bu ulusun, bu milletin ihti- yaç duyduğu bütün hizmetleri ve faaliyetleri ya- Değerli arkadaşlar, burada parti grupları pabilecek güçte ve yetkidedir. adına konuşan arkadaşlarımız özellikle sözleş- Yine, Afganistan’daki, Irak’taki, Lübnan’daki meli erlerle alakalı, er ve erbaşlarla alakalı bir- birtakım paralı unsurlarla sözleşmeli persone- takım ifade ve ithamlarda bulundular. Doğrusu- lin mukayese ediliyor olması da doğrusunu is- nu isterseniz bu itham ve ifadeleri Türk Silahlı terseniz, çok şık olmamıştır. Bunu da kabul et- Kuvvetlerinin hangi kademesinde görev yapı- memiz mümkün değildir biraz önce söylediğim yor olursa olsun -er olur, erbaş olur, uzman olur gerekçelerle. Bunların çok fazla ayrıntılarına da veya astsubay, subay, yüksek rütbeli general girmek istemiyorum. olur- hiçbir mensubuna karşı ifade edebilme- Değerli arkadaşlar, şu yaklaşım da doğru miz, en azından bu kurumda görev yapan in- değildir: Bir arkadaşımız dedi ki: “Elbette ki biz sanlara karşı bir haksızlık, bir saygısızlıktır. Bir sözcü şöyle dedi: “926 sayılı Türk Silah- lı Kuvvetleri Personel Kanunu bu uygulamalar- nisan 2011 | ASDER 83 asder18.indd 83 4/9/2011 4:33:18 PM

AKSAJANS mustafa nazif 0212-665 31 52 TARİHE NOT buna inanıyoruz, ordusuna bizim kadar samimi- uğramış olanlarla alakalı yapılan yasal düzen- yetle, içtenlikle sevgi duyan, saygı duyan, ken- lemeyi saygıyla karşılıyoruz. Elbette ki bu ar- di bağrından yetiştirdiği Türk Silahlı Kuvvetleri- kadaşlarımız da haklarını elde etmelidir ancak, nin bütün mensuplarıyla, bütün hizmetlerinden, sadece bunlarla sınırlı değil, Türk Silahlı Kuv- başarılı hizmetlerinden gurur duyan milletimiz, vetlerinden farklı gerekçelerle ve farklı tarihler- eğer bu söz konusu asker sözleşmeli olursa ve de ilişiği kesilmiş Silahlı Kuvvetler personelleri ülkenin, Sayın Kaplan “Şırnak” diye ifade etti, var. Bunlar da mutlaka bu yasal düzenlemenin oraya sözleşmeli statüyle gelirse biz buna iyi içerisinde olmalıydı. Bizim de böyle bir teklifi- gözle bakmayız.” En hafif ifadesiyle söylüyo- miz vardı.” diye de ifade etti. rum, doğrusunu isterseniz, bu, Türkiye Büyük Millet Meclisi çatısı altında milletvekilliği sorum- Bundan önce üç zaman diliminde aynı uy- luluğu taşıyan bir milletvekiline yakışmayan bir gulamaya tabi olmuş Türk Silahlı Kuvvetleri per- ifadedir diye düşünüyorum. Yani, Türk Silahlı soneli vardır. Bunlardan bir tanesi 60 ihtilalinde Kuvvetlerinin bünyesinde sadece er ve erbaş bu tür bir uygulamaya maruz kalmış ve Türk Si- yok, uzmanından astsubayına, subayına, yük- lahlı Kuvvetlerinden ilişiği kesilmiş Türk Silah- sek rütbeli generallerine kadar ki bunlar, Türk lı Kuvvetleri personeliyle ilgili yasal düzenleme Silahlı Kuvvetleri bünyesindeki profesyonel as- yapılmış, “EMİNSU’lar” diye veya Türkçesi, da- kerlerdir aynı zamanda, profesyonel askerlerdir ha açılımıyla “emekli subaylar” diye bilinen bir yani sadece bu anlayışın uzman er, erbaşlar- düzenleme yapılmış ve onlara hakları iade edil- la ilgili değil, anladığım kadarıyla, biraz böyle, miştir. Hatta onunla ilgili birden çok düzenleme ajandalarında veya kafalarının arkasında öyle yapıldığı noktasında da bilgiler var elimizde. Bir bir anlayış olduğunu hissettim veya en azından diğeri de 12 Mart 1971’de Türk Silahlı Kuvvet- öyle anladım, bu yaklaşım doğru değildir. Yani, lerinden ilişiği kesilen personelle alakalı da bu- sonuç itibarıyla, astsubaylarımız da subayları- rada bir yasal düzenleme yapılmalıydı ve yine, mız da ordumuzun yüksek rütbeli mensupları 12 Eylül 1980’den sonra Türk Silahlı Kuvvetle- da ülkemizin doğusunda da batısında da gü- rinden ilişiği kesilmiş personelle alakalı da bir neyinde de kuzeyinde de her tarafında hizmet yasal düzenleme yapılmalıydı diye ifade etti. ediyorlar. Dolayısıyla, bunun sözleşmeli olmuş olması, ona karşı bir ön yargıyla, art niyetle, Doğrusunu isterseniz, buna katılmamak yanlış bir yaklaşımla algılanmasına sebebiyet mümkün değildir. Bu şu manaya gelmiyor tabii: vermemelidir, sebep de teşkil etmemelidir. Bu Türk Silahlı Kuvvetlerinden ilişiği kesilmiş olan yaklaşımı da çok yanlış bulduğumu ifade et- bütün personel, ara dönemlerde veya demok- mek istiyorum. rasinin sıkıntı yaşadığı, askıya alındığı dönem- lerde… Sadece o gerekçelerle ilişiği kesilmiş Değerli arkadaşlar, bu yasanın ikinci bölü- subaylar değil, farklı gerekçelerle de elbette ki münde de Yüksek Askerî Şûra kararlarıyla Türk burada ilişiği kesilmiş subaylar ve astsubaylar Silahlı Kuvvetlerinden ilişiği kesilmiş personelle vardır, yani içlerinde Yüksek Askerî Şûra ka- alakalı bir düzenleme vardır. Bu düzenleme as- rarlarıyla da ordudan ilişiği kesilmiş, belki talep lında, Anayasa’da yapılan, Anayasa’nın 125’inci ettiği hakları işlediği suç ve sorumluluk gerek- maddesinde yapılan değişikliğe uygun olarak çesiyle elde edemeyecek subay ve astsubay- bir uyum yasasıdır. Biliyorsunuz, Anayasa’nın lar da vardır ve bunlar mutlaka tasnif edilecek, 125’inci maddesinin ikinci fıkrasında, yapılan sınıflandırılacaktır. referandumla bir değişiklik yaptık. Bundan fay- dalanan subay ve astsubaylar, Askerî Yüksek Bununla ilgili de, doğrusunu isterseniz, Sa- İdare Mahkemesine başvurdular, Anayasa’nın yın Çakır -ben kamuoyunun da bilmesi adına ilgili amir hükmünün ortadan kalktığını, dola- söylüyorum- gerek Millî Savunma Bakanlığın- yısıyla kendilerine haklarının iadesiyle alaka- da oradaki uzman ve konuya duyarlı sorumlu- lı müracaatta bulundular. Askerî Yüksek İdare lar tarafından yapılan çalışmalar gerekse parti Mahkemesinin vermiş olduğu karar doğrultu- grubumuz ve Başbakanlık Müsteşarlığı nez- sunda “Bununla ilgili mutlaka bir yasal düzen- dinde yapılan çalışmalar oldu ve bu çalışma- leme yapılması gerekir.” ifadesine istinaden lar da devam ediyor ancak -belki kabul edilir, de şimdi burada bir düzenlemeyi hep beraber reddedilir ama- gerek sayısal değerlendirme- yapıyoruz. Bu düzenlemeyle ilgili de Yüksek lerin yapılması için gerekse her birisinin hangi Askerî Şûra kararlarıyla Türk Silahlı Kuvvetle- gerekçelerle ilişiğinin kesildiğiyle alakalı doğru rinden ilişiği kesilmiş yaklaşık 1.600 personele ve sağlıklı bilgiler elde edilemediği için bu yasa yeniden yargı önünde haklarını arama imkânı içerisinde değerlendirme zorluğu olduğu kana- veya hak elde etme imkânı verilmektedir. Biraz atine varıldı. Ama çalışmalar devam ediyor. sonra, zaman kalırsa, bunun ayrıntılarını, han- gi usullerle ve hangi prosedürle bu işlem takip RASİM ÇAKIR (Edirne) - İnanmadığın şe- edilecek ve nasıl faydalanacak, bunu ifade et- yi söyleme. mek, anlatmak istiyorum. EYÜP FATSA (Devamla) - Sayın Çakır, siz Ancak, Sayın Rasim Çakır Cumhuriyet Halk o dönemi yaşayan birisiniz, elbette ki inanacak- Partisi Grubu adına konuşan Edirne Milletveki- sınız. limiz -burada, bizi de izliyor- haklı olarak şunu söyledi, dedi ki: “Yüksek Askerî Şûra kararlarıy- RASİM ÇAKIR (Edirne) - İnanmadığın şeyi la özellikle 1984’ten sonra hak mahrumiyetine söyleme, inanıyorsan söyle. EYÜP FATSA (Devamla) - Siz bu çalışmala- ra da bilginizle, sizde olan tecrübelerle elbette 84 ASDER | nisan 2011 asder18.indd 84 4/9/2011 4:33:25 PM

AKSAJANS mustafa nazif 0212-665 31 52 ki destek de vereceksiniz, yardımcı da olacak- yük Millet Meclisinin 74’üncü Birleşiminin Ye- sınız. Ben inanıyorum ki yine -belki bu 23’üncü dinci Oturumunu açıyorum. Dönemde olmaz ama- mutlaka yeni şekillene- cek Parlamentoda da… 633 sıra sayılı Tasarı’nın görüşmelerine kal- dığımız yerden devam edeceğiz. RASİM ÇAKIR (Edirne) - Niye şimdi olma- sın? Şimdi niye olmasın? Komisyon? Yok. Ertelenmiştir. K. KEMAL ANADOL (İzmir) - Niye şimdi de- Gündemin 3’üncü sırasında yer alan, Ta- ğil? şınır Donanım Üzerindeki Uluslararası Temi- natlar Hakkında Sözleşme ve Bu Sözleşmeye EYÜP FATSA (Devamla) - Özellikle 12 Mart İlişkin Hava Aracı Donanımına Özgü Konulara ve 12 Eylülde değişik gerekçelerle Türk Silah- Dair Protokolün Onaylanmasının Uygun Bulun- lı Kuvvetleriyle ilişiği kesilmiş personelle alaka- duğuna Dair Kanun Tasarısı ile Dışişleri Komis- lı da bir yasal düzenleme yapılacağını ve bu- yonu Raporu’nun görüşmelerine başlıyoruz. nunla ilgili de ciddi bir çalışmanın Başbakanlık 3. (S.Sayısı: 622) Taşınır Donanım Üze- Müsteşarlığı nezdinde devam ettiğini ifade et- rindeki Uluslararası Teminatlar Hakkında Söz- mek… leşme ve Bu Sözleşmeye İlişkin Hava Aracı Donanımına Özgü Konulara Dair Protokolün OKTAY VURAL (İzmir) - Yok öyle bir şey. Onaylanmasının Uygun Bulunduğuna Dair Ka- KADİR URAL (Mersin) - Sayın Fatsa, niye nun Tasarısı ile Dışişleri Komisyonu Raporu şimdi değil? (1/904)) (X) EYÜP FATSA (Devamla) - Tabii buna ina- BAŞKAN - Komisyon? Yok. nırsınız inanmazsınız yani bu tamamen size Ertelenmiştir. ait. Ben şahit olduğum, tanığı olduğum, bilgi Gündemin 4’üncü sırasına alınan Türkiye sahibi olduğum bir konuyu sizinle ve kamuo- Cumhuriyeti Hükümeti ve Kuveyt Devleti Hü- yuyla beraber paylaşmak istedim. kümeti Arasında Sürdürülebilir Kalkınma İçin OKTAY VURAL (İzmir) - Doğrusunu söyle- Doğal Kaynakların ve Çevrenin Korunması yin mertçe! Alanında İşbirliği Mutabakat Zaptının Onaylan- EYÜP FATSA (Devamla) - Değerli arkadaş- masının Uygun Bulunduğuna Dair Kanun Tasa- lar, Yüksek Askerî Şûra kararlarıyla Türk Silah- rısı ile Çevre ve Dışişleri Komisyonu Raporları- lı Kuvvetlerinden ilişiği kesilen subay ve astsu- nın görüşmelerine başlıyoruz. baylarla ilgili, kendi dönemleriyle alakalı yani 143. Türkiye Cumhuriyeti Hükümeti ve Ku- birlikte okuldan mezun olduğu, harp okulundan veyt Devleti Hükümeti Arasında Sürdürülebilir ve astsubay okulundan mezun olduğu dönem- Kalkınma İçin Doğal Kaynakların ve Çevre-nin deki arkadaşları, bugün -kısaca söylüyorum- Korunması Alanında İşbirliği Mutabakat Zaptı- hangi statüde ve haklarda görev yapıyor veya nın Onaylanmasının Uygun Bulunduğuna Da- emekli olmuşsa aynı hak ve görevler belki tek- ir Kanun Tasarısı ile Çevre ve Dışişleri Ko- rar göreve dönme imkânı şeklinde değil ama… misyonları Raporları (1/927) (S. Sayısı: 652) (Mikrofon otomatik cihaz tarafından kapa- (X) tıldı) BAŞKAN - Komisyon? Yok. EYÜP FATSA (Devamla) - Bitiriyorum Sa- Ertelenmiştir. yın Başkan. Komisyonların bundan sonra da bulunama- BAŞKAN - Teşekkür ediyorum Sayın Fat- yacağı anlaşıldığından, alınan karar gereğince, sa. kanun tasarı ve teklifleri ile komisyonlardan ge- Bunun biliyorsunuz istisnası yok, sadece len diğer işleri sırasıyla görüşmek için 9 Mart Dünya Kadınlar Günü nedeniyle hanımefendi- 2011 Çarşamba günü saat 14.00’de toplanmak lere uyguladık. üzere birleşimi kapatıyorum. Teşekkür ediyorum. Kapanma Saati: 19.13 EYÜP FATSA (Devamla) - Ben teşekkür ediyor, hayırlı olmasını diliyorum. (AK PARTİ 09.03.2011 günü görüşmeleri sıralarından alkışlar) Saygıdeğer milletvekili arkadaşlarım, alınan BAŞKAN - Sayın milletvekilleri, birleşime karar gereğince sözlü soru önergelerini görüş- beş dakika ara veriyorum. müyor ve gündemin “Kanun Tasarı ve Teklifleri Kapanma Saati : 19.09 ile Komisyonlardan Gelen Diğer İşler” kısmına geçiyoruz. YEDİNCİ OTURUM 1’inci sırada yer alan, Sözleşmeli Erbaş ve Açılma Saati: 19.11 Er Kanunu Tasarısı ile Türk Silahlı Kuvvetle- BAŞKAN: Başkan Vekili Sadık YAKUT ri Personel Kanununda Değişiklik Yapılması- KÂTİP ÜYELER: Harun TÜFEKCİ (Konya), na Dair Kanun Tasarısı ve Milli Savunma Ko- Yaşar TÜZÜN (Bilecik) misyonu Raporu’nun görüşmelerine kaldığımız -----0----- yerden devam edeceğiz. BAŞKAN - Sayın milletvekilleri, Türkiye Bü- nisan 2011 | ASDER 85 asder18.indd 85 4/9/2011 4:33:33 PM

AKSAJANS mustafa nazif 0212-665 31 52 TARİHE NOT Sözleşmeli Erbaş ve Er Kanunu Tasarısı konuda bir yanlış anlaşılmanın olmasının özel- ile Türk Silahlı Kuvvetleri Personel Kanunun- likle belirtmek istiyorum. da Değişiklik Yapılmasına Dair Kanun Tasarı- sı ve Milli Savunma Komisyonu Raporu (1/997, Ayrıca, tabii ki bu alımların bir amacı da, 1/1003) (S.Sayısı: 633) (x) profesyonel ordunun daha yaygın, daha ku- rumsal bir noktaya taşınması açısından bu da BAŞKAN - Komisyon ve Hükûmet yerinde. son derece önemli bir bölüm teşkil etmektedir, Dünkü birleşimde İç Tüzük’ün 91’inci mad- bunu da belirtiyorum. desine göre temel kanun olarak görüşülen ta- sarının tümü üzerinde gruplar adına yapılan Bedelli askerlik sorusu da vardı bu soru- konuşmalar tamamlanmıştı. nuzda. Böyle bir konunun gündemimizde olma- dığını da belirtiyorum. Şimdi, şahsı adına Adıyaman Milletvekili Ahmet Aydın… Yok. Teşekkür ediyorum. BAŞKAN - Teşekkür ederim Sayın Baka- Ankara Milletvekili Sayın Faruk Koca... nım. Yok. Saygıdeğer milletvekilleri, tasarının tümü üzerindeki görüşmeler tamamlanmıştır. Başka söz talebi yok. Maddelerine geçilmesini oylarınıza sunuyo- Dün, soru-cevap için sisteme giren arka- rum: daşlarımızın isimlerini okuyorum: Sayın Ka- HASİP KAPLAN (Şırnak) - Karar yeter sa- dir Ural, Sayın Yaşar Tüzün, Sayın Alim Işık… yısı istiyorum. Yoklar. BAŞKAN - Karar yeter sayısı istiyorsunuz. HASİP KAPLAN (Şırnak) - Sayın Baş- HASİP KAPLAN (Şırnak) - Tek muhalefet kan… biziz. BAŞKAN - Siz soru mu soracaksınız efen- BAŞKAN - Peki, karar yeter sayısını araya- dim? cağım. HASİP KAPLAN (Şırnak) - Evet. Kabul edenler… Kabul etmeyenler… Karar BAŞKAN - Peki. yeter sayısı yoktur. Sayın Kaplan, buyurun. Birleşime beş dakika ara veriyorum. HASİP KAPLAN (Şırnak) - Sayın Bakan, Kapanma Saati: 14.47 sözleşmeli er, paralı askerlik veya bir lejyoner İKİNCİ OTURUM sistem olarak da tabir ediliyor, profesyonel, ulu- Açılma Saati: 14.59 sal ordunun dışında; özellikle Fransa’da, Al- BAŞKAN: Başkan Vekili Sadık YAKUT manya, İngiltere ve Amerika’da. KÂTİP ÜYELER: Harun TÜFEKCİ (Konya), Şimdi, bunların statüsüne baktığımız za- Yaşar TÜZÜN (Bilecik) man, her ne kadar askerî yargı açısından -----0----- askerî yargı idareye bağlı iseler de bunların se- BAŞKAN - Sayın milletvekilleri, Türkiye Bü- çilmesi, tespiti ve yönlendirilmesi hükûmet ta- yük Millet Meclisinin 75’inci Birleşiminin İkinci rafından mı yapılacak, Millî Savunma Bakanlığı Oturumunu açıyorum. tarafından mı? Millî Savunma Bakanlığının di- 633 sıra sayılı Tasarı’nın maddelerine ge- rekt tasarrufunda mı olacak? Hükümete, İçişleri çilmesinin oylamasında karar yeter sayısı bu- Bakanlığına mı bağlı olacaklar? lunamamıştı. Bir de sadece sınırda mı görevlendirme ya- Şimdi maddelere geçilmesini yeniden oyla- pacaksınız? İstanbul’da, büyük kentlerde de yacağım ve karar yeter sayısını arayacağım. görevlendirme yapmayı düşünüyor musunuz? Tasarının maddelerine geçilmesini kabul Bu sistemin esin kaynağı nedir? Neden edenler... Kabul etmeyenler... Kabul edilmiştir, böyle bir sisteme geçiş düşünüldü? Bunun ye- karar yeter sayısı vardır. Görüşmelere kaldığı- rine, ordunun profesyonelleşmesi, küçültülme- mız yerden devam edeceğiz. si, askerlik süresinin kısaltılmasıyla ilgili, bedelli Komisyon ve Hükûmet yerinde. askerlikle ilgili bir çalışmanız var mı? Şimdi, birinci bölümün görüşmelerine baş- Teşekkür ederim. lıyoruz. BAŞKAN - Teşekkür ediyorum Sayın Kap- Birinci bölüm 1 ila 9’uncu maddeleri kapsa- lan. maktadır. Sayın Bakanım, başka bir soru yok. Birinci bölüm üzerinde ilk söz, Cumhuriyet Buyurun. Halk Partisi Grubu adına Ankara Milletvekili Ze- DEVLET BAKANI FARUK ÇELİK (Bursa) keriya Akıncı’ya aittir. - Sayın Başkan, bu almayı düşündüğümüz ve Sayın Akıncı, buyurun efendim. tasarının öngördüğü sözleşmeli erbaş ve erler- le ilgili alımlar Türk Silahlı Kuvvetleri tarafından CHP GRUBU ADINA ZEKERİYA AKINCI gerçekleştirilecek ve bunların istihdamı da böl- gesel amaçlı değil, Türkiye’nin bütün coğrafya- sı çerçevesinde istihdamları söz konusudur. Bu 86 ASDER | nisan 2011 asder18.indd 86 4/9/2011 4:33:42 PM

AKSAJANS mustafa nazif 0212-665 31 52 (Ankara) - Sayın Başkan, değerli milletvekilleri; Önce Ankara’yı borç batağına sokmuştur, son- hepinizi sevgiyle, saygıyla selamlıyorum. ra o borcun bir kısmını Hükûmete yıkmıştır yani milletin sırtına yıkmıştır. Terörle mücadele açısından önemli bir dö- nüşüm getirecek olan bir yasa tasarısını tartış- Şimdi huzurunuzda Sayın Belediye Başka- maktayız, ama izin verirseniz bir Ankara mil- nına bir çağrı yapmak istiyorum: Özellikle dün letvekili olarak dün Ankara’nın karşı karşıya akşam Ankaralıların yaşadığı felaketten sonra, kaldığı felaketle ilgili bazı düşüncelerimi, sade- lütfen Sayın Gökçek, aldığınız o çakma Avrupa ce benim değil sizlerin ve bütün Ankaralıların kenti ödüllerini alın götürün ve aldığınız yerle- karşı karşıya kaldığı kar felaketiyle ilgili düşün- re iade edin. celerimi de paylaşmak isterim. İki çift lafım da Sayın Ankara Valisine: Ha- Öncelikle şunu ifade etmek isterim arka- tırlarsınız, bileceksiniz, 27 Aralık Ankara için daşlar… önemlidir, Ankara’da o tarihte çeşitli törenler yapılır, koşular düzenlenir, seymen alayları ku- Sayın Başkan, herkes yolda kaldı ama kim- rulur ve benzeri. Bu yıl ilk kez yıllardır düzen- se bu kar felaketini dinlemek istemiyor galiba. lenen Ankara Seymen Yürüyüşü iptal edildi. Gerekçe vatandaşın ulaşımında, huzurunda BAŞKAN - Anladım, anladım. aksama olmaması idi. Arkadaşlar, lütfen... Siz devam ediniz, buyurunuz. Şimdi bu kürsüden Sayın Valime de seslen- ALİ TEMÜR (Giresun) - Dinliyoruz, dinliyo- mek istiyorum: Merak ediyorum Sayın Ankara ruz. Valisi, siz ki Ankaralıların bu kadar huzurunu ZEKERİYA AKINCI (Devamla) - Dinliyor ve refahını düşünüyor iseniz dün akşam Anka- musunuz, peki. ralıların çektiği çileden sonra kaçan huzurları- Önce şunu ifade etmek isterim, bizler bütün na tanık olduktan sonra acaba bu gece rahat felaketlerle, doğal felaketlerle baş etmeyi bece- uyuyabildiniz mi? Huzuru, refahı temin edebil- ririz, Tanrı bizi bu beceriksiz yöneticilerin fela- mek için koşuyu yasakladınız, seymen alayı- ketinden korusun. nı yasakladınız, anladık ama elinizde kar ya- Dün gece binlerce, on binlerce Ankaralı yol- ğışını yasaklama gibi bir şansınız yok. Lütfen, larda kaldı, araçlarını terk etti, kar altında sa- Ankara’ya hep birlikte sahip çıkınız, hep birlikte atlerce yürüyerek ancak evlerine ulaşabildiler. sahip çıkalım. Deyim yerindeyse dün Van Bahçesaray’ın yol- ları açıktı, ama Ankara Bahçelievler’in yolla- Değerli arkadaşlarım, görüşmekte olduğu- rı kapalıydı. Bu kaçıncıdır bilinmez. Kimi ülke- muz yasa tasarısı aslında, başta da söylediğim lerde altı ay kar yağar hiçbir şey olmaz, ama gibi son derece önemli bir dönüşümü içeriyor. Ankara’ya bir yılda topu topu iki üç kere kar ya- Terörle mücadelede bunca yıl yaşanan dene- ğar şiddetli ve Ankara felç olur. Üstelik meteo- yimlerden, bunca yıl yaşanan zorluklardan ha- roloji, televizyon kanalları günler önceden ha- reketle yeni bir örgütlenme modeli öngörülü- ber verirler ve uyarı yaparlar, ama bu Ankara’yı yor. Daha kalıcı, daha etkili sonuç alabilecek, yönetenler bir türlü bu uyarılara kulak vermez- terörle mücadelede ülkemizin daha başarılı ol- ler, hatta bazen yüzlerce pankart asarlar sağa masını sağlayabilecek bir yapılanma öngörülü- sola “Avrupa başkenti ödülü aldık.” diye. yor. Bunu komisyonda hep birlikte tartıştık, de- Şimdi, hepinize sormak istiyorum değerli ğerlendirdik, Cumhuriyet Halk Partisi olarak biz arkadaşlarım, bu büyük ödülleri toplayan An- de destek verdik. Ancak bu tasarıya alelacele, kara, nasıl olur iki gün yağan karla baş ede- yeterince konuşulmayan ve tek yanlı düşünüle- mez? Ankara milletvekillerine özellikle sormak rek hazırlanmış bir ekleme yapıldı ve bu ekle- istiyorum, seçimler öncesinde Başbakanın gö- me üzerine yapılan tartışmalar ne yazık ki ko- züne girmek için çeşitli illerin milletvekilleri çı- nuşmakta olduğumuz yasa tasarısının özünü, kıyor burada, istinat duvarlarından bilmem su esasını geride bıraktı. Amaç da mağduriyetlerin borusuna kadar yapılan, açılan tesisleri anlatı- giderilmesiydi. yorlar. Ankara milletvekili AKP’li arkadaşlarım, sizler de şu kürsüye çıkın Allah rızası için, bu Sevgili arkadaşlarım, hepinizin bilmesini is- Hükûmet Ankara için neler yaptı bir anlatın da terim ki, eğer bu ülkede mağduriyetlerin gideril- bu millet bir dinlesin. Ama hiçbir şey yapılmadı- mesi öngörülüyor ise, biliniz ki bunun daima en ğını biz de biliyoruz, Ankara’nın ihmal edildiğini içten destekçisi biz Cumhuriyet Halk Partililer biliyoruz, en temel sorunlarına, başta su ve ula- olacağız ama “mağduriyeti giderme” adına, tek şım olmak üzere çözüm getirilemediğini, kök- yanlı, sadece bir kesimi gözeten, diğer mağ- lü bir çare getirilemediğini bizler biliyoruz. Niye durları unutup görmezlikten gelen bir anlayış bulunamıyor ulaşıma çare? Çünkü, öncelikle adil değildir, doğru değildir, haklı değildir. Eğer, Ankara’da metro unutuldu değerli arkadaşlarım, YAŞ kararlarıyla yaşanan mağduriyeti sadece diğer ekipmanlar zaten yok. Yirmi yıldır iş ba- 28 Şubat süreciyle sınırlı tutup… Şimdi, yeni bir şında olan Sayın Belediye Başkanı Ankara’da önergeyle bunu diğer YAŞ kararlarına da yaya- 20 santimetre metroyu açmamıştır. Batar çı- cak mısınız bilmiyoruz ama sadece onlarla sı- karlarla, alt, üst geçitlerle Ankara’yı oyalamış- nırlı tutmak yeterli değildir. Siz, bu yaz yaşadı- tır, Ankaralıları batar çıkarlara mahkûm etmiştir. ğımız Anayasa değişikliği referandumunda en büyük yutturmacıyı “Darbecilerden hesap sor- mak.” diye anlattınız ama zaman içinde görüldü ki, bırakın darbecilerden hesap sormayı, o dar- nisan 2011 | ASDER 87 asder18.indd 87 4/9/2011 4:33:50 PM

AKSAJANS mustafa nazif 0212-665 31 52 TARİHE NOT becilerin mağdur ettiği insanların tümüne sahip Sayın Öztürk başta olmak üzere arkadaşları- çıkma, onlara haklarını ve onurlarını, itibarlarını mızın vermiş olduğu bu teklifi niçin Adalet Ko- iade etme konusunda bile yeteri kadar gayret misyonunun raflarından indirme cesaretini gös- sarf etmiyorsunuz. termiyorsunuz? Buyurun bunları getirin, bunları düzenleyin, biz de sonuna kadar destek olalım. Bakınız, bir grup konuşmasında Sayın Baş- Biz de sahiplenelim. İşte o zaman insanlara bakan 12 Eylül idamlarını anlatırken ağlamak- hem haklarını hem de belki kendimizce itibarla- lı oldu, boğazı düğümlendi, gözünden yaşlar rını iade etmiş oluruz. Buna var mısınız? süzüldü, biz bunu unutmadık. Sayın Başbaka- nı öyle görünce sizler de ağlamaya başladınız, K. KEMAL ANADOL (İzmir) - Yok… Yok… biz onu da unutmadık. Şimdi, hepinizin yüre- ZEKERİYA AKINCI (Devamla) - Mektupları ğine, vicdanına seslenmek istiyorum: Eğer, siz okuyup ağlamak yetmez. Eğer bunu yaparsa- bu kadar duyarlı iseniz, o 12 Eylül’de üçlü ka- nız, bunu yapabilirseniz o zaman o göz yaşları- rarnameyle mağdur edilen, topu topu sayıları nın bir anlamı olur. da 500’e bile ulaşmayan insanlar söz konusu Hepinizi sevgiyle, saygıyla selamlıyorum. olunca niye ipe un seriyorsunuz? Dün Sayın (CHP sıralarından alkışlar) Fatsa’nın buradaki konuşmasını izledim, üzül- BAŞKAN - Teşekkür ederim. düm. Bunu savunabilmek için o kadar kıvran- Sayın Enöz yok burada galiba. Evet. maya gerek yok ki, biraz cesaret, biraz yürek- Milliyetçi Hareket Partisi Grubu adına ko- lilik, biraz adalet, biraz eşitlik, biraz hak, biraz nuşma yok o zaman. hakkaniyet; hepsi bu, bunu yapacaksınız. YAŞ KÜRŞAT ATILGAN (Adana) - Yok. kararları tamam, anladık. Peki, 12 Mart’ın, 12 BAŞKAN - Sayın Kaplan da yok. Dolayısıy- Eylül’ün diğer mağdurları ne olacak? Onla- la soru-cevap işlemini de gerçekleştiremeyece- rı niye umursamıyorsunuz? Siz hep kendinize ğiz. Müslüman olmak zorunda mısınız? Dün kulis- Birinci bölüm üzerindeki görüşmeler ta- te kimi arkadaşlarla konuştum, diyorlar ki: Ya mamlanmıştır. kardeşim, YAŞ kararlarında hiç olmazsa dos- Şimdi, birinci bölümde yer alan maddele- ya vardır, suç isnadı vardır, sayfalarca yazılmış ri, varsa o madde üzerindeki önerge işlemle- raporlar vardır. Biz üçlü kararnameyle atıldık, rini yaptıktan sonra ayrı ayrı oylarınıza suna- hakkımızda şu kadar bir kâğıt parçası yok, bı- cağım. rakın dosyayı bir kâğıt parçası yok ve siz eğer 1’inci maddeyi oylarınıza sunuyorum: Ka- gerçekten insanların darbe dönemlerinde ya- bul edenler… Kabul etmeyenler… Kabul edil- şadıkları mağduriyetin önüne geçmek istiyor- miştir. sanız, işte bu kararnamelerle uzaklaştırılmış 2’nci maddeyi oylarınıza sunuyorum: Ka- insanları da lütfen sahipleniniz. Onların çoğun- bul edenler… Kabul etmeyenler… Kabul edil- luğunun solcu, demokrat, ilerici, Atatürkçü ol- miştir. ması suç değildir, kabahat değildir. İktidarın da 3’üncü madde üzerinde bir adet önerge var- bizlerin de onların sahiplenmesinin önünde en- dır, önergeyi okutuyorum. gel hiç değildir. Onlar da bu ülkenin yurttaşları- Buyurun. dır, hepsine aynı gözle bakabilmeliyiz. Türkiye Büyük Millet Meclisi Başkanlığına Görüşülmekte olan 633 sıra sayılı sözleş- Ve bir kez daha sesleniyorum: Eğer siz, meli erbaş ve er kanun tasarısı ile Türk Silahlı gerçekten 12 Eylülle hesaplaşmak istiyor iseniz Kuvvetleri Personel Kanununda değişiklik ya- lütfen şu iki soruma samimi bir biçimde yanıt pılmasına dair kanun tasarısının 3 üncü mad- veriniz: 12 Eylülün mağdurlarının haklarının ve desi (4)’üncü fıkrasına aşağıdaki cümlenin ek- -kendinizce- itibarlarının iadesi için Sayın Ra- lenmesini arz ve teklif ederiz. sim Çakır’ın vermiş olduğu kanun tekliflerini ni- Muharrem Varlı Zeki Ertugay Kamil Erdal ye dikkate almadınız? Bu yasada Komisyonda Sipahi ve burada vermiş olacağımız, Komisyonda geç Adana Erzurum İzmir kaldık, burada vermiş olduğumuz önergeyi ni- Oktay Vural Kürşat Atılgan çin dikkate almıyorsunuz? Eğer siz, gerçekten, İzmir Adana içtenlikle 12 Eylül mağduriyetinin giderilmesin- İl Jandarma komutanları tarafından “söz- den yana iseniz Rasim Çakır’ın dün bu kürsü- leşmeli erbaş ve er olur” belgesi düzenlenen den ortaya koyduğu feryatları ve iddiaları niye Geçici köy korucuları ile bunların çocuklarına umursamıyorsunuz? ait müracaatlar öncelikle kabul edilir. BAŞKAN - Komisyon önergeye katılıyor İki: Eğer siz, gerçekten, 12 Eylülle hesap- mu? laşmak konusunda samimi iseniz, Mersin Mil- MİLLİ SAVUNMA KOMİSYONU BAŞKANI letvekilimiz Sayın Ali Rıza Öztürk başta olmak HASAN KEMAL YARDIMCI (İstanbul) - Katıl- üzere, 12 Eylülde “siyasi idamlar” diye tanım- mıyoruz. lanan ve sağcı, solcu ayrımı yapmadan idam edilmiş insanlarla, yurttaşlarla ilgili olarak veril- miş olan bir teklif var, diyor ki: Gelin, 12 Eylülde gerçekleştirilmiş olan siyasi idamların yürürlü- ğünü kaldıralım. Yani bir anlamda idam edilmiş o insanlara itibarlarını kendimizce, Meclis ola- rak iade edelim. Peki, şu soruyu sormak istiyo- rum: Siz 12 Eylülle hesaplaşmak istiyorsanız, 88 ASDER | nisan 2011 asder18.indd 88 4/9/2011 4:33:59 PM

AKSAJANS mustafa nazif 0212-665 31 52 BAŞKAN - Hükûmet? lerinde ayrıca tazmin ediliyor. Şimdi bizim an- lamadığımız şu: Bir erbaş da paraşütle atlasa DEVLET BAKANI FARUK ÇELİK (Bursa) - aynı can tehdidini yaşıyor, bir astsubay da at- Katılmıyoruz. lasa aynı riski alıyor, bir subay da atlasa aynı riski alıyor ama subay alıyor 10 lira, astsubay KÜRŞAT ATILGAN (Adana) - Gerekçe… alıyor 5 lira, erbaş alıyor 2,5 lira. Yani aynı riski BAŞKAN - Gerekçeyi okutuyorum: taşıyan insanları kademelendirmenin bir anla- Gerekçe: mı yok. Mademki onlar bu riski alıyorlar, hiç ol- 1. Başarılı Geçici Köy Korucularını teşvik mazsa yüzde 25’i kadar değil de yüzde 50’sini etmek. artıralım ki o insanların almış olduğu riske de 2. Geçici Köy Korucularının terörle müca- bir parça değsin diye bu önergeyi verdik. Ben deledeki tecrübelerinden istifade etmek. önergeye desteklerinizi bekliyorum. 3. Geçici Köy korucularının bir kısmına is- tihdam yaratmak. Bu önergemizin yanında, yine dünkü ko- BAŞKAN - Önergeyi oylarınıza sunuyorum: nuyla ilgili birkaç cümle söylemek istiyorum. Kabul edenler… Kabul etmeyenler… Kabul Arkadaşlar, dün burada arkadaşlarımız dedi- edilmemiştir. ler ki: “Biz, 12 Mart ve 12 Eylülde atılan subay, Maddeyi oylarınıza sunuyorum: Kabul astsubay sayısını bilemiyoruz.” Arkadaşlar, bu, edenler… Kabul etmeyenler… Kabul edilmiştir. doğru değil. Millî Savunma Bakanlığına ve- 4’üncü maddeyi oylarınıza sunuyorum: Ka- rilmiş bir önerge var, bu önergeye verilmiş bir bul edenler… Kabul etmeyenler… Kabul edil- cevap var. Yani 12 Mart ve 12 Eylülde ikili ve miştir. üçlü kararnamelerle atılan subay, astsubay sa- 5’inci maddeyi oylarınıza sunuyorum: Ka- yısı 600-700’ü geçmez yani bu o kadar büyük bul edenler… Kabul etmeyenler… Kabul edil- rakamlar değil, YAŞ’la atılanlar da biliyorsunuz miştir. 1.900’lerde. Onun için bu gerekçe haklı ve doğ- 6’ncı maddeyi oylarınıza sunuyorum: Ka- ru bir gerekçe değildir. bul edenler… Kabul etmeyenler… Kabul edil- miştir. Ayrıca, bir de şu gerekçe sunuldu: Maliye, 7’nci madde üzerinde bir adet önerge var- bu konuda çok büyük bir yük geleceğini gerek- dır. çe göstermiş. Arkadaşlar, bu da doğru değil. 12 Önergeyi okutuyorum: Mart ve 12 Eylülde atılan arkadaşlarımızın ta- Türkiye Büyük Millet Meclisi Başkanlığına mamı bir sosyal güvenlik kurumundan emekli- Görüşülmekte olan tasarının Madde 7’deki dir, ama SSK’dan ama BAĞ-KUR’dan emekli- 4. Fıkranın yüzde yirmi beşi ibaresinin yüzde dir. Onlara Meclisimizin yapacağı çok fazla bir ellisi olarak değiştirilmesini arz ve teklif ede- maddi katkı yoktur ve bu arkadaşlarımız emek- rim. lilik statüsüne gelmiş oldukları için bu arkadaş- Gökhan Durgun Zekeriya Akıncı Rasim Ça- larımızın o sizin YAŞ mağdurlarına ihdas etti- kır ğiniz uzman kadrolarda da çalışabilme imkânı Hatay Ankara Edirne yoktur. Yani bu, iddia edildiği gibi Maliyeye bir Tayfun İçli Ahmet Tan yük getirecek teklif değildir arkadaşlar. Bu, sa- Eskişehir İstanbul dece bir siyasi iradedir. Ben, dünden beri bunu BAŞKAN - Komisyon önergeye katılıyor kimin istemediğini inanın bulamadım. mu? MİLLÎ SAVUNMA KOMİSYONU BAŞKANI K. KEMAL ANADOL (İzmir) - Niyetleri yok. HASAN KEMAL YARDIMCI (İstanbul) - Katıl- RASİM ÇAKIR (Devamla) - Yani kim istemi- mıyoruz Sayın Başkan. yor, Millî Savunma Bakanlığı mı, Genelkurmay BAŞKAN - Hükûmet? mı, Maliye Bakanlığı mı, AKP Grubu mu, Baş- DEVLET BAKANI FARUK ÇELİK (Bursa) - bakan mı? Arıyorum, herkes “Benim için sorun Katılmıyoruz efendim. yok.” diyor. Peki, istemeyen kim? İstemeyeni BAŞKAN - Sayın Çakır, buyurun efendim. bulamadım arkadaşlar. (CHP sıralarından alkışlar) Şimdi, çok açık ve net sizin yüreğinize, vic- danınıza sesleniyorum: Sayın Başbakan çıkıp RASİM ÇAKIR (Edirne) - Teşekkür ederim Erdal Eren için, Mustafa Pehlivanoğlu için göz- Sayın Başkan. yaşı dökmedi mi arkadaşlar grupta? Bu gözyaşı referandumdan önce dökülmüş bir timsah göz- Sayın Başkan, değerli arkadaşlarım; verdi- yaşı mıydı, bir sahte gözyaşı mıydı? Biz o göz- ğimiz önergenin temel gerekçesi şu: Kurbağa yaşından şimdi bunu mu anlayalım, bunu mu adam, paraşütle atlayan, dalgıç, yani riskli olan algılayayım? O gözyaşını dökerek Türkiye’de görevleri yapan personele Türk Silahlı Kuvvet- bütün vatandaşlara Anayasa değişikliğinin, re- ferandumun ileri bir demokratik adım olduğu- nu anlatmadı mı? Onların siyasi düşüncesine bakmadan, ayırmadan hepsini bu ülkenin ço- cukları, bu ülkenin yurttaşları olarak yâd etmedi mi sevgili arkadaşlarım? Peki, o zaman hangisi doğru? O günkü mü doğru, bugünkü mü doğ- ru? Biz hangisini doğru olarak milletimize anla- talım sevgili arkadaşlarım? Onun için, çok ciddi nisan 2011 | ASDER 89 asder18.indd 89 4/9/2011 4:34:11 PM

AKSAJANS mustafa nazif 0212-665 31 52 TARİHE NOT bir yanlıştan dönün lütfen. Bu yanlışı yarın Türk HASİP KAPLAN (Şırnak) - Sayın Başkan, milletine anlatamazsınız; YAŞ mağdurlarına da burada ne Komisyon var ne Hükûmet var, siz anlatamazsınız, millete de anlatamazsınız. nasıl oylama başlatıyorsunuz? 13 BAŞKAN - Sayın Kaplan… HASİP KAPLAN (Şırnak) - İç Tüzük hüküm- Önerime olumlu oy kullanmanızı diliyor, he- lerine davet ediyorum. pinizi saygıyla selamlıyorum. (CHP sıraların- BAŞKAN - Efendim, tamam, ben itirazınızı dan alkışlar) inceliyorum, müsaade buyurun. HASİP KAPLAN (Şırnak) - Burada Bakan BAŞKAN - Teşekkür ederim. yok, Komisyon yok. Önergeyi oylarınıza sunuyorum: Kabul BAŞKAN - Saygıdeğer arkadaşlarım, bakı- edenler… nız… HASİP KAPLAN (Şırnak) - Efendim, aynı Sayın Kaplan, burada biz bir maddeyi oy- mahiyette önergemiz vardı. Bu kadar da olmaz ladık. Şu anda görüşmelere devam etmek için ki! Komisyonu ve Hükûmeti arayacağım, ona göre BAŞKAN - Burada önerge yok Sayın Kap- davranacağım efendim. lan. HASİP KAPLAN (Şırnak) - 633’ü görüşüyo- HASİP KAPLAN (Şırnak) -Aynı mahiyet- ruz. İç Tüzük çok açık. te… BAŞKAN - Efendim, bakınız, şimdi madde- BAŞKAN - Üç madde sonra. nin oylamasını yaptım, şimdi bulursak devam Kabul edenler… Kabul etmeyenler… edeceğiz, bulmazsak başka bir yöne yönelece- K. KEMAL ANADOL (İzmir) - Aferin! Aferin! ğiz. BAŞKAN - Önerge kabul edilmemiştir. Birinci bölüm üzerinde yer alan maddeler Maddeyi oylarınıza sunuyorum: Kabul üzerindeki oylamalar tamamlanmıştır. edenler… Kabul etmeyenler… Kabul edilmiştir. Tasarının görüşmelerine kaldığımız yerden 8’inci maddeyi oylarınıza sunuyorum: Ka- devam edeceğiz. bul edenler… Sayın Komisyon? Yok. HASİP KAPLAN (Şırnak) - Karar yeter sa- Ertelenmiştir. yısı… Saygıdeğer milletvekilleri, 2’nci sırada yer BAŞKAN - Kabul etmeyenler… Kabul edil- alan Taşınır Donanım Üzerindeki Uluslararası miştir. Teminatlar Hakkında Sözleşme ve Bu Sözleş- Ben oylamaya sundum Hasip Bey. meye İlişkin Hava Aracı Donanımına Özgü Ko- HASİP KAPLAN (Şırnak) - 9’u atlamayın nulara Dair Protokolün Onaylanmasının Uygun ama! 9’da karar yeter sayısı istiyorum. Bulunduğuna Dair Kanun Tasarısı ile Dışişle- BAŞKAN - 9’uncu maddede… ri Komisyonu Raporu’nun görüşmelerine baş- Evet, 9’uncu maddeyi oylarınıza sunup ka- layacağız. rar yeter sayısını arayacağım. Sayın Hasip 2. Taşınır Donanım Üzerindeki Uluslararası Kaplan Bey karar yeter sayısı istiyor. Teminatlar Hakkında Sözleşme ve Bu Sözleş- 9’uncu maddeyi kabul edenler… Kabul et- meye İlişkin Hava Aracı Donanımına Özgü Ko- meyenler… Karar yeter sayısı yoktur. nulara Dair Protokolün Onaylanmasının Uygun Birleşime beş dakika ara veriyorum. Bulunduğuna Dair Kanun Tasarısı ile Dışişleri Kapanma Saati: 15.19 Komisyonu Raporu (1/904) (S.Sayısı: 622) ÜÇÜNCÜ OTURUM BAŞKAN - Komisyon? Yok. Açılma Saati: 15.41 Ertelenmiştir. BAŞKAN: Başkan Vekili Nevzat PAKDİL 3’üncü sırada yer alan, Türkiye Cumhuriyeti KÂTİP ÜYELER: Harun TÜFEKCİ (Konya), Hükümeti ve Kuveyt Devleti Hükümeti Arasın- Bayram ÖZÇELİK (Burdur) da Sürdürülebilir Kalkınma İçin Doğal Kaynak- -----0----- ların ve Çevrenin Korunması Alanında İşbirliği BAŞKAN - Sayın milletvekilleri, Türkiye Bü- Mutabakat yük Millet Meclisinin 75’inci Birleşiminin Üçün- cü Oturumunu açıyorum. 10.03.2011 günü tutanakları 633 sıra sayılı Tasarı’nın 9’uncu maddesi- nin oylanmasında karar yeter sayısı bulunama- BAŞKAN- Şimdi Adalet Bakanı Sayın Ah- mıştı. met Kahraman’ı ant içmek üzere kürsüye da- Şimdi, maddeyi yeniden oylayacağım ve vet ediyorum. karar yeter sayısını arayacağım: Maddeyi ka- bul edenler… Kabul etmeyenler… Madde ka- Buyurun Sayın Kahraman. (AK PARTİ sıra- bul edilmiştir, karar yeter sayısı vardır. larından alkışlar) (Adalet Bakanı Ahmet Kahraman ant içti) (Alkışlar) 90 ASDER | nisan 2011 asder18.indd 90 4/9/2011 4:34:18 PM

AKSAJANS mustafa nazif 0212-665 31 52 BAŞKAN - Sayın Bakana biz de görevlerin- bir konunun toplumda tepki alma durumunda de başarılar diliyoruz. AKP’nin değişik yöneticileri o konuda çok deği- şik açıklamalarda bulunmaktadırlar. Bu hapse- Gündemin “Kanun Tasarı ve Teklifleri ile dilen basın mensuplarından, hapsedilen bilim Komisyonlardan Gelen Diğer İşler” kısmına ge- adamlarına kadar geçen ve bu tutuklamaların çiyoruz. artık bir cezalandırma noktasına geldiğinde Başbakan Yardımcısından Cumhurbaşkanına 1’inci sırada yer alan, Sözleşmeli Erbaş ve kadar birtakım kaygıları dile getiren açıklama- Er Kanunu Tasarısı ile Türk Silahlı Kuvvetle- larla toplumda oluşan kaygıları giderme veya- ri Personel Kanununda Değişiklik Yapılması- hut da zamana bırakma yöntemi yani bir AKP na Dair Kanun Tasarısı ve Milli Savunma Ko- klasiği ama zamanla da kendi gizli gündemle- misyonu Raporu’nun görüşmelerine kaldığımız rinde olan konuları da hayata geçirme modeli yerden devam edeceğiz. olarak Türk siyasi tarihine geçmiştir. Sözleşmeli Erbaş ve Er Kanunu Tasarısı Değerli arkadaşlarım, bedelli askerlik konu- ile Türk Silahlı Kuvvetleri Personel Kanunun- su, toplumda bir karşılığı varsa, mutlaka bunun da Değişiklik Yapılmasına Dair Kanun Tasarı- yetkilileriyle konuşup, bir Hükûmet projesi ola- sı ve Milli Savunma Komisyonu Raporu (1/997, rak topluma sunulması veya topluma tamamen 1/1003) (S.Sayısı: 633)(x) bu konunun gündemden kalktığının açıklanma- sı gerekirdi. Ancak bu konular konuşulurken, BAŞKAN - Komisyon ve Hükûmet yerinde. Millî Savunma Bakanı “Bedelli askerlik konusu- Dünkü birleşimde İç Tüzük’ün 91’inci mad- nun gündemlerinde olmadığını, tek tip askerlik desine göre temel kanun olarak görüşülen ta- konusu üzerinde çalıştıklarını” dile getirmiştir. sarının birinci bölüm üzerindeki görüşmeler ta- mamlanmıştı. Bunun daha öncesinde diğer bir konu vardı: Şimdi ikinci bölümün görüşmelerine başlı- Aslında Türkiye’de askerlik sistemiyle ilgili ka- yoruz. nunla ve Anayasa’yla yetki verilmiş olan Genel- İkinci bölüm, 10’uncu maddeye bağlı 1’inci kurmay Başkanlığı devir teslim töreninde yani ve 2’nci fıkralar, 3’üncü fıkranın (a) ve (b) bent- Ağustosun ortasından sonra -26 Ağustosta sa- leri, 4, 5 ve 6’ncı fıkralar, 7’nci fıkranın (a), (b), nıyorum- devir teslim töreninde görevi devre- (c) ve (ç) bentleri ile 8, 9, 10, 11, 12 ve 13’üncü den eski Genelkurmay Başkanı, bir önceki Ge- fıkralar dâhil, 10 ila 12’nci maddeleri kapsa- nelkurmay Başkanı Sayın Başbuğ, Türkiye’de maktadır. eğitimli insan kaynağından daha fazla yarar- İkinci bölüm üzerinde Milliyetçi Hareket lanmak için tek tip askerlik modelini gündeme Partisi Grubu adına söz isteyen Kürşat Atılgan, getirmişti. Yani kanunla ve Anayasa’yla görev Adana Milletvekili. kendisine tevcih edilen kurum diyor ki: “Ba- Buyurun Sayın Atılgan. (MHP sıralarından na verdiğiniz görevi yerine getirmek için ben alkışlar) Türkiye’deki askerlik modelimi tek tip askerlik MHP GRUBU ADINA KÜRŞAT ATILGAN modeline çevirmek istiyorum.” Bu konu günde- (Adana) - Sayın Başkan, değerli milletvekille- me geldiğinde Hükûmet yetkilileri bu konu hak- ri; Sözleşmeli Erbaş ve Er Kanunu Tasarısı’yla kında yine çok değişik açıklamalarda bulundu- Türk Silahlı Kuvvetleri Personel Kanunu’nda De- lar; bir kısmı, işte incelediklerini söylediler, bir ğişiklik Yapılmasına İlişkin Kanun Tasarısı’nın kısmı Genelkurmayın bu yapmış olduğu açıkla- ikinci bölümü üzerine Milliyetçi Hareket Partisi ma konusunda “Haberimiz yok.” dediler veya- adına söz almış bulunuyorum. Bu vesileyle yü- hut da “Daha önce bizimle koordine kurulma- ce heyetinizi saygıyla selamlıyorum. dı.” dediler. İşte, bunların tamamı Türkiye’deki Değerli milletvekilleri, Sözleşmeli Erbaş ve askerlik sistemine ve askerliğe ve bu işten so- Er Kanunu Tasarısı’na geçmeden önce, bu ko- rumlu olanlarla siyasetin veyahut da Hükûmetin nunun Meclise geliş aşamasına kadar geçirdiği arasındaki ilişkilerdeki kopukluğun en bariz ör- evrelere şöyle bir göz atmak istiyorum. nekleridir. Tabii, tam bunlar yoğun olarak kamu- Hepinizin de bildiği gibi, bu kanun gelme- oyunda tartışılırken Sayın Millî Savunma Baka- den önce Türkiye’de kamuoyunu meşgul eden nının açıklaması gelmişti: Sözleşmeli askerlik -askerlik sistemi üzerinde- son derece geniş konusu. tartışmalar olmuştur. Bu tartışmaların birincisi, bildiğiniz gibi, bedelli askerlik çıkacak mı, çık- Evet, değerli milletvekilleri, Türkiye’de çok mayacak mı konusuydu. Bedelli askerlik konu- değişik askerlik modelleri var yani bildiğiniz gibi su gündeme geldiğinde AKP yöneticilerinden dört yıllık üniversiteyi bitirenler altı aylık erbaş ve Hükûmet yetkililerinden çok değişik miktar- veyahut da asteğmen olarak görev yapıyorlar, da açıklamalar geldi. Bir kısmı bedelli asker- ortaöğretim ve lise mezunu olanlar da on beş lik konusunun lehinde konuşurken bir kısım aylık askerlik hizmetini yerine getiriyorlar. Bun- Hükûmet yetkilileri ve parti yöneticileri bedelli ların tamamen fayda ve mahzurları tartışılmak askerlik konusunun aleyhinde bir kısmı ise za- zorundadır. Aslında, üzerinde tartışmamız ge- mana bırakıldığı konusunda açıklamalar yap- reken hususlardan bir tanesi: Türkiye’de çıkarı- tı. Bu, aslında, bir AKP klasiğiydi. Herhangi lan bu yasayla adım adım belki de profesyonel askerliğe geçiş noktasındaki tartışmaların fay- dalı mı, mahzurlu mu olduğu noktasında konu- nun tartışılması gerekir. Yani Türkiye, zorunlu nisan 2011 | ASDER 91 asder18.indd 91 4/9/2011 4:34:24 PM

AKSAJANS mustafa nazif 0212-665 31 52 TARİHE NOT askerlik sistemini terk edip profesyonel askerli- kanuna bakışı, bu kanunun doğurabileceği bir- ğe geçmeli mi, geçmemeli mi, belki de Meclisin takım hususların nasıl giderileceği konusunda üzerinde tartışması gereken en önemli konula- bu Meclisi aydınlatırsa memnun olurum çünkü rın başında bu gelmektedir. bu konunun doğuracağı büyük problemleri gi- derme görevi yine Genelkurmay Başkanlığının Avrupa’daki birçok ülke zorunlu askerliği olacaktır. Dolayısıyla, onların zorluklarını ve bu terk etmiş bulunuyor. Amerika Birleşik Devlet- kanunun getireceği birtakım müşkülatları göz leri, biliyorsunuz, çok uzun sürelerden beri pro- ardı etmemiz mümkün değildir. Dolayısıyla bu fesyonel askerliği uygulamakta. Vietnam harbi konunun mutlaka açıklığa kavuşturulması ge- zamanında şartlar gerektirdiği için tekrar zorun- rekir. lu askerlik sistemini uyguladı ama daha sonra tekrar profesyonel askerliği uygulamakta. Ama Diğer bir konu ise kanundaki hedeflenen bugün baktığımız zaman Türkiye Cumhuriyeti- kaynağın çok limitli olarak tutulmasıdır. Yani nin mevcut Savunma Bakanlığı bütçesiyle pro- askerlik hizmeti genelde yirmi iki yaşında biter. fesyonel askerlik sistemine geçmesi mümkün Yirmi iki ile yirmi altı yaş arasındaki dört yıllık değildir. Yani bu ordu büyüklüğüyle ve bu sa- -”Yirmi- yirmi altı” diyor ama bunun pratik olarak vunma bütçesiyle profesyonel askerliğe ge- yirmi iki yaşına kadar olan bölümü geçerli değil- çemeyiz. Bu mevcut bütçenin en az iki buçuk dir- bir hizmete sınırlı kalması kaynağı… misli bir bütçeyle Türkiye profesyonel askerliğe geçebilir. Dolayısıyla, Türkiye’nin ekonomik ya- (Mikrofon otomatik cihaz tarafından kapa- pısı ve gayrisafi millî hasılası bugün için buna tıldı) müsait değildir. KÜRŞAT ATILGAN (Devamla) - Evet, hayır- Ayrıca, zorunlu askerliğin birtakım fonksi- lı olması dileğiyle, yüce Meclisi saygıyla selam- yonları da vardır. Bütün erkek nüfusunun mes- lıyorum. (MHP sıralarından alkışlar) leki durumu, geliri, statüsü, makamı ne olursa olsun, askerlik ocağından geçmek üzere, yaşa- BAŞKAN - Teşekkür ediyorum Sayın Atıl- dığımız toprakların vatan olduğunu hissetmesi- gan. ni de sağlayan bir okul gibidir. Yani askerlik hiz- metinin toplumumuzdaki millî kimliği pekiştirici Bölüm üzerinde Cumhuriyet Halk Partisi bir özelliği vardır. Bunu da gözden uzak tutma- Grubu adına söz isteyen Rasim Çakır, Edirne mak gerekir. Çünkü ülkelerin askerlik modelini Milletvekili. ülkelerin şartları belirler. Örnek olarak vermek istersem, mesela İsrail’de on sekiz yaşını bitir- Buyurun Sayın Çakır. (CHP sıralarından al- miş her erkek ve kız askerlik sistemine alınır. kışlar) Kızlar yirmi dört ay, erkekler otuz altı ay asker- lik yaparlar. Dolayısıyla, yükseköğretim öncesi, CHP GRUBU ADINA RASİM ÇAKIR (Edir- kanının en deli olduğu, en isyankâr olduğu bu ne) - Teşekkür ederim Sayın Başkan. İsrail gençliği askerlik ocağında İsrail’in şartla- rı, İsrail’in tehdit algılaması ve İsrail vatanının Sayın Başkan, değerli milletvekili arkadaş- ilelebet o bölgede yaşayabilmesi için bir şuu- larım; aralıklarla da olsa üç gündür bir kanun ra eriştirilir ve ondan sonra yükseköğretime de- teklifini daha kapsamını genişletmeye yönelik vam ederler. Bu, ülkelerin şartlarından doğan ve mağduriyetleri daha fazla gidermeye yöne- askerlik modelidir. Dolayısıyla, Türkiye’deki as- lik aramızda yaptığımız görüşmeler neticesin- kerlik modeli bu kadar katı olmasa da, bana gö- de yoğun ve verimli bir çalışma içerisinde ol- re, zorunlu askerliğin, mecburi askerliğin Türk duk. İnşallah neticelendiğinde daha çok insanı insanına vermiş olduğu çok büyük katkılar var- memnun eden, mutlu eden ve mağduriyet- dır. Kısa, uzun, asteğmen veya asker olarak leri daha aza indiren bir sonuca hep beraber hepimiz, hepiniz, bu Meclisteki insanlar asker- ulaşmaya gayret edeceğiz. Bu anlamda Türki- likle ilgili vatan hizmetini yerine getirmişlerdir ye Büyük Millet Meclisinin çok değerli üyeleri, ve hayatı boyunca bu ocakta geçirmiş oldukları değerli milletvekili arkadaşlarımın bu konuya anılar anlatılır. Genelde de kötü anılar şuur al- yapmış oldukları katkılara ben mağdur olan in- tına itilir ve hep hayatı boyunca anlattığı anılar sanlar adına şükran borçlu olduğumu da ifade askerlik hizmetiyle, güzel anılardır. etmek durumundayım. Hepinize katkınızdan dolayı teşekkür ediyorum. Şimdi, şu dakikada Dolayısıyla, benim burada tereddüt ettiğim eksik gördüğüm, düzeltilmesini istediğim veya konulardan biri, az önce söylediğim Türk Ge- tutanaklara geçmesinde yarar gördüğüm birta- nelkurmayının ağustos ayında Türkiye’nin sa- kım şeyleri dikkatinize sunmak istiyorum önü- vunmasına dönük daha eğitimli kişilerin, daha müzde hazır biraz daha zaman varken. uzun süreli silah altına alınmasıyla ilgili tekli- fini bir kenara iterek, bu sözleşmeli er, erbaş Değerli arkadaşlarım, öncelikle bu kanun kanununun getirilmiş olması. Acaba, getirilen teklifi görüşülürken yıllardan beri Parlamento- bu kanunda Türk Genelkurmayı neresinde- nun kapılarını aşındıran astsubaylar, emekli dir? Gerçekten onlar bu kanunu kendi anaya- astsubaylar, uzman jandarma çavuşların özlük sal görevleri için lüzumlu mu hissediyorlar yok- haklarına yönelik bizim de müteaddit defalar sa sessiz bir karşı mı duruşları var, o konuda vermiş olduğumuz kanun tekliflerinde ifade et- merakım var. Eğer Sayın Millî Savunma Baka- meye çalıştığımız olayların bu kanun teklifi içe- nı bu konuda, Genelkurmay Başkanlığının bu risinde gösterilip onların da mağduriyetlerinin giderilmesi yönünde bir netice alabilmiş olsay- dık Cumhuriyet Halk Partisi Grubu olarak ger- çekten çok mutlu olacaktık ama bu teklif içe- 92 ASDER | nisan 2011 asder18.indd 92 4/9/2011 4:34:31 PM

AKSAJANS mustafa nazif 0212-665 31 52 risinde böyle bir değerlendirmeyi maalesef me kararı ile ceza almadan idari olarak “Ben göremedik. görevine son verdim.” olursa o zaman bu keyfi- yetlere sebep olabilir, subjektif ön yargılara se- Bunun yanında, geçici 32’nci madde ile bep olabilir. Dolayısıyla bu karşılıklı, idareyle uzun zamandan beri tartıştığımız, darbe dö- personel arasındaki ilişkiyi daha hukuki, sağ- nemlerinde idari kararlarla görevlerinden re- lam bir alt zemine oturtmak mecburiyetindeyiz sen emekli edilen subay-astsubaylar için ge- diye düşünüyoruz. rek Yüksek Askerî Şûra kararlarıyla gerekse 12 Mart ve 12 Eylül döneminde ikili, üçlü karar- Bir de değerli arkadaşlarım, bu noktada yi- namelerle bir yargıya gitme hakkı olmadan ya- ne bir eksiklik olarak ifade etmeden geçeme- pılan atılmaların, resen emekliliklerin mağduri- yeceğim. Askerî öğrenciyken yine aynı mağdu- yetlerinin telafisi için hep birlikte gayret ettik. riyetlere uğramış olan arkadaşlarımız var. Bu arkadaşlarımızın bu teklifin içerisinde isimleri- Yalnız, geldiğimiz son noktada, 12 Mart nin zikredilmesi ve onların da mağduriyetleri- 1971 tarihinden bugüne kadar, yani kanun yü- nin belirli bir ölçüde giderilmesi noktasında biz- rürlüğe girdiği tarihe kadar “yargı denetimine ler elimizden gelen gayretleri gösterdik ama bu kapalı idari işlemler” diyerek bir çerçeve çizdik. teklifin içerisine onları koyabilmek mümkün ol- Burada şöyle bir tereddüdümüz var; iyi niyetle, madı ama olmalıydı çünkü harp okulunda oku- samimi bir biçimde, hem kayıtlara girsin hem lunu tamamlamış, sınıflarını geçmiş, dersleri- Genel Kurulun bilgisi olsun diye söylüyorum: ni başarıyla bitirmiş, teğmen rütbesi takmaya Örneğin, 1971 12 Martta Silahlı Kuvvetlerden beş gün kalmış, idari bir kararla görevine son resen emekli edilen personel daha sonra, sıkı- verilmiş. Neden? Siyasi görüşlerinden dolayı. yönetim kalktıktan sonra, 1973’ten sonra yar- Şimdi, bu arkadaşlarımız yargıya gitme hakla- gıya gitme hakkı bulabildi. Yani o zaman bu rı varmış, yargıya gitmişler ama tabii ki gittikleri kanunu yorumlarken, “Siz üç yıl sonra da olsa Askerî Yüksek İdare Mahkemesinden de olum- yargıya gitmişsiniz, siz bundan yararlanamaz- suz bir netice elde etmişler. Ama mağduriyet yi- sınız.” gibi bir sonuç çıkarmak mümkün olabi- ne aynı mağduriyet. lir mi acaba diye bir tereddüdümüz var. Mese- la aynı şekilde, 12 Eylül 1980’den sonra yine Dolayısıyla bu teklifteki gelişmeyi çok olum- üçlü kararnamelerle Silahlı Kuvvetlerden resen lu bir biçimde karşılamakla beraber bir kanadı- emekli edilen personelin bir kısmı yargıdan ge- nın eksik olduğunu, bir tarafının eksik olduğunu riye döndü Anayasa’nın geçici 15’inci madde- ve belki bugün olmasa bile gelecekte muhak- sinden dolayı ama bazı arkadaşlarımız da bir kak telafi edilmesi gerektiğini ben düşünüyo- açık nokta bularak, Avrupa İnsan Hakları Mah- rum. Çünkü sonuç aynı sonuçtur, hak kaybı ay- kemesine kadar gidebildi. Olumsuz neticeler nı hak kaybıdır, mağduriyet aynı mağduriyettir. aldılar ama sonuçta gittiler. Dolayısıyla bura- da, bu yazılan ibarenin başına “eylemin oluş- Burada, şimdi “Subay veya astsubayken tuğu tarihte” diye bir ilave yaparsak, yani resen görevlerinden atılanların öğrenim giderleri bor- emeklilik işleminin yapıldığı tarihte yargıya git- cu varsa tahsil edilmez.” diye bir madde koyu- me hakkı bulamamış personel, bundan anlaşı- yoruz. Çok güzel, çok doğru ama öbür tarafta lır ki daha yarın tereddütlere yer vermeyecek kendi irademizle harp okulundan attığımız ar- bir netice olur diye düşünüyorum. Ayrıca, yar- kadaşa “Sen gel bakalım, şu kadar da devlete gı denetimine kapalı idari işlemlerin yanına pa- tazminat ver, borçlusun.” diyoruz. Bu tazminat- rantez içerisinde “İkili ve üçlü kararnameler ile” ları o çocuğun annesi ve babasının mülkiyeti- diye bir ibare konulursa durum daha net tanım- ne varıncaya kadar icralarla tahsil ediyoruz ve lanır, daha net tarif edilir bir hâle gelecektir diye bu kişilerin, aynı statüye tabi olmamıza rağmen düşünüyoruz. Ek geçici 32’nci madde günde- okul döneminde Emekli Sandığına yapılan in- me geldiğinde bunu dikkatlerinize yeniden sun- tibaklarını sanki yokmuş gibi kabul ediyoruz, maya gayret edeceğim. hiç Emekli Sandığıyla ilişkilendirilmemiş gibi kabul ediyoruz ve dolayısıyla onların talep et- Şimdi, bunun yanında, tabii değerli arka- tiği, mağduriyetlerin giderilmesi noktasında ta- daşlarım, aslında gönül isterdi ki bu ibare şöyle lep ettiği... olsun: “Yargıya gitme hakkı olmayan” değil de “Bir yargı kararı olmaksızın idari bir kararla gö- (Mikrofon otomatik cihaz tarafından kapa- revinden atılan” Şimdi, tabii ki biz de takdir edi- tıldı) yoruz, herkes de takdir eder, bir kurum, Silahlı Kuvvetler olsun, bir özel fabrika olsun, ne olur- RASİM ÇAKIR (Devamla) ...aslında küçü- sa olsun, eğer personeli kendi işini görebilecek cük bir işlemi gerçekleştirememiş oluyoruz. niteliklerden uzaklaşmışsa tabii ki o personelle olan bağını ve ilişkisini sona erdirme hakkına Bu vesileyle yüce heyetinizi saygıyla se- sahip olabilmelidir. Bir subay subaylık vasfını lamlıyorum. (CHP sıralarından alkışlar) kaybettiyse tabii ki o kurum o subayın subay- lık dönemini sona erdirebilir ama bunun idari BAŞKAN - Teşekkür ediyorum Sayın Çakır. bir karar değil bir yargısal denetim sonucunda Bölüm üzerinde Barış ve Demokrasi Partisi yapılması gerekir diye düşünüyoruz. Eğer öyle Grubu adına söz isteyen Sırrı Sakık, Muş Mil- olmazsa, bir yargı kararıyla suç işlediği tespit letvekili. edilmeden veya bir yargı kararıyla, bir mahke- Buyurun Sayın Sakık. (BDP sıralarından al- kışlar) BDP GRUBU ADINA SIRRI SAKIK (Muş) - nisan 2011 | ASDER 93 asder18.indd 93 4/9/2011 4:34:40 PM

AKSAJANS mustafa nazif 0212-665 31 52 TARİHE NOT Sayın Başkan, değerli arkadaşlar; ben de hepi- nında askerler vardı. Mahkeme Başkanı sordu, nizi saygıyla selamlıyorum. dedi ki: ‘Adın ne?’ Bu, Türkçe bilmediği için ce- vap veremedi. Mahkeme Başkanı ‘Alın götürün, Görüşülmekte olan bu yasa, aslında, ye- bunu asın çünkü Türkçe bilmiyor.’ dedi ve götü- niden şiddete davetiye çıkararak sorunlarımı- rüp bunu astılar. Ben gece gittim, Diyar Otelin- zı çözmek istediğimizin bir göstergesidir. Bizim de kaldım -Savcı Süreyya anılarında anlatıyor- dışımızda üç siyasi parti bu konuda bir uzlaşı başımı yastığa koydum, gözlerim kapanmıştı, sağladı. Oysaki cumhuriyetin kuruluşundan bu- o Kürt delikanlısı geldi yakama yapıştı, dedi ki: güne kadar bir konsensüs var, Kürt sorununu ‘Benim günahım neydi? Adalet dağıtmak üzere şiddete ve silaha hep havale ettiniz ama so- buradaydınız ve beni idam ettiniz. Neydi güna- run, bu yöntemlerle çözülmedi. Bakın, cum- hım?’ Uyandım, tekrar cebelleştim yorganım ve huriyet kurulurken ve bugüne kadar, sürek- yastığımla, uyuyamadım. Sonra gözüm kapan- li, Kürt coğrafyası olağanüstü hâl uygulaması, dı, ikinci kez aynı delikanlı geldi yakama yapıştı, şark İstiklal Mahkemelerinden ta olağanüstü dedi ki: ‘Benim günahım değil, sizin günahınız- ve sıkıyönetimlerle idare edildi ama sorun çö- dır. Bu dili bana Allah verdi, siz yok edemezsi- zülmedi. Aslında, bugün, burada konuşulma- niz.’ Ve sabah uyuyamadım, kalktım, dönemin sı gereken, yeniden silaha ve şiddete daveti- Başbakanı İsmet Paşa’ya -bu Cumhuriyet Halk ye çıkarmak değil. Bugün, burada, yasalar ve Partisinin çok övündüğü İsmet Paşa’ya- telgraf Anayasa düzeyinde bu halkın diline, kimliğine, çektim, dedim ki: ‘Eğer bu ülkede, bu bölgede kültürüne vurulan gemlerin kaldırılması gerekir- Kürtçe bilmeyenleri assak tek insan bulama- di ve yasalar ve Anayasa düzeyinde güvence yız.’ Cevap aynen şu: ‘Memleketin selameti için altına alınması gerekirdi ama yapılmadı. Yeni- yanı başındaki arkadaşlarına uy.’ Talimat geldi den paralı askerlerle bölgede çatışmaya dave- ve uymak zorunda kaldım.” tiye çıkarılıyor. Geçmişte bu uygulanmadı mı? En katı bir şekilde uygulandı. Yani özel timler Şimdi, Kürtler o günden bugüne kadar bu gidiyordu o dönemde köylere, panzerlere bay- politikalarla yüzleştiler ve bu politikaların acı- raklar asılıyordu, silahlarla gidiyorlardı, şidde- masız kurbanı oldular. Şimdi, dil, kimlik, kültür tin en daniskası uygulandı ve bu sorun çözül- üzerindeki baskıların kaldırılması için paralı as- medi. Şimdi, buradan hiç ders çıkarmadık mı? kerlere ihtiyaç yok, demokrasiye ihtiyaç vardır, Dünyada değişime, dönüşüme tabi olmayan iki yasalara ihtiyaç vardır, Anayasa’ya ihtiyaç var- kesim vardır, ölüler ve delilerdir. Ölüler değiş- dır. Yani bütün yasalar üzerinde en önemli yasa mez, deliler değişmez ama ne yazık ki bu ülke- vicdan yasasıdır, o vicdan yasasına hepinizin mizi idare eden siyasi irade de ölüler ve deliler sahip çıkması lazım. Yeniden, Anadolu çocuk- sınıfındandır. Sürekli aynı argümanlarla, aynı larını ölümün üzerine göndererek sorunu çöze- yöntemlerle bu sorunu çözmeye çalışıyor. Bu mezsiniz. Geçmişte uzman çavuşları aynı şe- sorun bu şekilde çözülmez, bu sorun silaha da- kilde gönderdiniz ama uzman çavuşlar bu üst vetiye çıkarılarak çözülmez. düzey subaylarla eş değerde değildi ve bugün de yoksul Anadolu çocukları gidecek -hiçbiri- Bakın, iktidarınızın yaptırdığı bir araştırma- nizin çocuğu gitmeyecek, buradakilerin de ço- ya göre, 500 milyar dolar bu sorun için harcan- cukları gitmeyecek- para uğruna ölecek. Kimi dı, yani TL’yle 700 katrilyon. Her katledilen 1 öldürecek? Yoksul Kürt çocuğunu. İşte bu, so- PKK militanı için 20 trilyon para harcanmıştır. runu çözmüyor. Bunları ölümün üzerine sürer- Sorun bitmiş midir? Hayır, sorun yerli yerinde ken vicdanlarımızda sanık sandalyesine otur- duruyor. Peki, bir taraftan Güvenlik Kamu Müs- malıyız. Bu yasaların çözmediğini bildiğiniz teşarlığı, bir taraftan paralı askerlik, bir taraftan hâlde bu yasaları niye zorluyorsunuz? Niye, ni- da demokratik açılımdan bahsediyor iktidar, ye geçmişle yüzleşmiyorsunuz? bunları nasıl yan yana koyacaksınız? Bura- dan demokratik açılım çıkmaz. Buradan yeni- Bakın, bugün çok önemli bir şey oldu, Van’ın den “ret ve inkâr” politikaları çıkar. Ret ve inkâr Özalp ilçesinde, geçmişte eli kanlı ve kirli olan politikaları bu sorunları çözmedi ve bu sorunla- Mustafa Muğlalı’nın kışlaya adı yazılmıştı; bu- rı yaşayan ülkeler geçmişiyle yüzleşerek gele- gün, o tabelalar indirildi. Bakın ne kadar önemli ceğini birlikte inşa ettiler. Ama bizim ülkemizin bir şey. İşte bunları yapın. Buna uygun adımlar yöneticileri geçmişleriyle yüzleşmek değil, asla, atarsanız Kürt sorununu çözebilirsiniz, yaraları- geçmişin üzerine sünger çekmeye çalışıyorlar. mızı sarabilirsiniz ama bir realiteyi kabul etmek başka ve bu realitenin karşısında silah ve şid- Bakın, 50 bin insan yaşamını yitirdi. Hepi- detle durmak farklı bir şey. miz buradayız, 50 bine kadar sayın bakalım, ne kadar zamanınızı alır? Bu kadar mağduriye- Buradan CHP’ye de sesleniyorum: Bakın, tin olduğu bir coğrafyada yaşıyoruz ama hâlen, bugün, eğer Van’ın Özalp ilçesinde bu oluyor- geçmişin argümanlarıyla bu sorunu çözmeye sa Muğla’da sizin Belediye Başkanlığınız var. çalışıyoruz. Muğla’da Muğlalı Caddesi var. Bir jest yapın, onu da siz değiştirin. Orada Muğlalı İş Hanı var, Sevgili arkadaşlar, 1925’te şark istiklal mah- onu da siz değiştirirseniz, bir miktar hiç olmaz- kemeleri kurulurken, Savcı Süreyya Bey anıla- sa karşılıklı jestlerle bu ülkede iç barışa ve kar- rında aynen şöyle anlatır: “Beni görevlendirdi- deşliğe katkılarımız olur ama ne yazık ki bunla- ler, ben gittim. Diyarbakır’da mahkemedeydik. rın hiçbiri olmuyor. İçerideydik, bir Kürt delikanlısını getirdiler. Ka- ra yağız, uzun boylu biriydi. İçeri getirdiler, ya- Biz bütçe görüşmelerinde burada seslenir- 94 ASDER | nisan 2011 asder18.indd 94 4/9/2011 4:34:50 PM

AKSAJANS mustafa nazif 0212-665 31 52 ken “Bu bütçe bir savaş bütçesidir.” dediğimiz- duğu hâlde 1’inci derecenin 4’üncü kademesin- de kıyametler kopuyordu. Oysaki dönün bakın den emekli olamayan tek grubun astsubaylar bu savaş bütçesi, nasıl 10 milyar dolar yeniden grubu olduğu iddiaları doğru mudur? Doğru ise savaş uçakları için harcanıyor. Bu 10 milyar bunun çözümü için bir çalışmanız var mıdır? doları gelin bu ülkenin geleceği için harcaya- lım çünkü bu ülkede farklı talepler yok, birlikte Teşekkür ederim. yaşama ruhu var, onun gereğini yapalım ama BAŞKAN - Teşekkür ediyorum. siz savaşa bütçe ayırırsanız sorunlarımızı çö- Sayın Atılgan. zemezsiniz. KÜRŞAT ATILGAN (Adana) - Evet, konuş- mam esnasında söylemiştim, ben tekrar Sayın Adil ve adaletli olun. Bakın, Hollanda’da Bakana soruyorum, her ne kadar Sayın Bakan bir genelkurmay başkanının oğlu gidiyor, savunma konularına uzak olsa da, herhâlde Pakistan’da askerlik görevini yaparken yaşamı- oraya oturduğuna göre mutlaka bir fikri vardır: nı yitiriyor. Hep de buradan söylüyoruz: Hiçbir Bu getirdiğiniz kanunun askerlik mesleğiyle ilgi- üst düzey askerin, sivil ve siyaset dünyasının li her türlü sorunu çözmek ve uygulamakla so- çocukları oraya gitmedi. Bugün hazırlanan bu rumlu olan Türk Genelkurmayı neresindedir? yasada da yoksul Anadolu çocukları gidecek. Kanunun hazırlanmasından teklifin gelmesi- Onun için, bu çocukların ölümü değil, tam tersi- ne kadar askerlikle ilgili her türlü teklif Genel- ne bunların hayatta daha bir arada yaşayabile- kurmay Başkanlığından ve kuvvet komutanlı- cek bir hayat köprüsünü hep birlikte oluşturma- ğından başlayarak Millî Savunma Bakanlığına lıyız. Eğer bunu oluşturabilirsek sorunlarımızın gelir. Acaba aynı prosedür mü uygulanmıştır, çözümüne katkı sunabiliriz. yoksa Millî Savunma Bakanlığından aşağı doğ- ru mu uygulanmıştır? Bunu öğrenmek istiyo- Yani acıyı sonlandırmanın, acıyı yok etme- rum. nin yolu iktidardan da… Eğer iktidar için bunu BAŞKAN - Teşekkür ediyorum. yapıyorsanız, gerçekten, bakın, iktidarlar gelip Sayın Şandır… geçicidir; iktidarlar, mevkiler, bakanlar hepsi- MEHMET ŞANDIR (Mersin) - Teşekkür ni söylüyoruz. Bunun yolu yöntemi acıyı son- ederim Sayın Başkanım. landırmaktır, acı için yeni bir reçete sunmak- Sayın Bakan, bu kanunun 10’uncu mad- tır. Bu yeni reçete de 2011 yılında gerçekten desi, geçici maddesi, (c) fıkrası… Zaten ka- halkın iradesiyle oluşacak Parlamentoda her- nun yapılması tekniğine aykırı bir kanun tan- kesin onay verdiği bir anayasayla olur. Yoksa zim edilmiş, düzeltmek için verilen önerge bu bu askerî yöntemlerle, yoksa bu geçmişin ar- aykırılığı daha da artırmış ancak ben yine de gümanlarıyla bu sorunun çözülmediğini, hayat soruyorum: Geçici madde 32’yle tanzim edilen hepinize gösterdi, hepimize de gösterdi ama düzenlemenin muhatabı asker kişiler kaç kişidir sizler, üç parti, savaş konusunda birlik oluştu- ve bu düzenlemeyle getirilen mali yükümlülük ruyorsunuz. Kime karşı? Mazlum Kürt halkına ne kadar öngörülmüştür? karşı ama Kürt halkı da size karşı bir demokrasi Teşekkür ederim. cephesi oluşturacak, bunun cevabını 2011 12 BAŞKAN - Teşekkür ediyorum. Haziranında size bu dersi verecektir. Sayın Kaplan… HASİP KAPLAN (Şırnak) - Teşekkür ediyo- Hepinize bu duygularla saygılar sunuyo- rum Sayın Başkan. rum. (BDP sıralarından alkışlar) Sayın Bakan, bu sözleşmeli er modeli, pa- ralı askerlik veya lejyoner sistem ihtiyacı Ge- BAŞKAN - Teşekkür ediyorum. nelkurmay tespiti mi? Genelkurmay mı böyle Bölüm üzerinde şahsı adına söz isteyen bir şey istedi, yoksa Hükûmet mi istedi? Evet, Ahmet Aydın… (AK PARTİ sıralarından “Yok” bu konuda… sesleri) Faruk Koca, Ankara milletvekili… (AK Bir de bu paralı askerlerin üniforması hâkî PARTİ sıralarından “Yok” sesleri) mi olacak, bordo mu olacak, mavi mi olacak, ne Şimdi, on beş dakika süreyle soru-cevap iş- renk olacak? Şapkalar nasıl olacak? Yani kılık lemi yapılacaktır. kıyafet olacak mı? Sayın Işık, buyurun. Peki, 10’uncu maddede, atılan öğrenciler ALİM IŞIK (Kütahya) - Teşekkür ediyorum neden yok? Harp okullarından atılan öğrenciler Sayın Başkan. neden yok? Mağdur değil mi onlar? Sayın Bakan, iki sorum olacak, birisi uzman Teşekkür ederim. jandarmaların emeklilik sorunuyla ilgili, bir diğeri BAŞKAN - Teşekkür ediyorum. de emekli astsubaylarla ilgili. Uzman jandarma- Sayın Sakık… lığa giriş şartı lise olmasına rağmen, meslek- SIRRI SAKIK (Muş) - Sayın Başkan, teşek- te fakülte veya yüksek okul bitirmeleri hâlinde kür ediyorum. orta okul mezunu düzeyinde emekli muamele- Bugün, biraz önce de söyledim: Muğlalı si görmelerine neden bir çare bulunamıyor? Bu Kışlasının adı değiştiriliyor ama “Kenan Evren”, yasaya Genelkurmay Başkanlığı uygun görüş verdiği hâlde Bakanlıkça ya da Hükûmetçe bu- nun yasadan çıkarılmış olması yerinde midir? Bu konuda bir açıklama yapabilir misiniz? İkincisi de, dört yıllık üniversite mezunu ol- nisan 2011 | ASDER 95 asder18.indd 95 4/9/2011 4:35:00 PM

AKSAJANS mustafa nazif 0212-665 31 52 TARİHE NOT ona benzer birçok bu noktada sabıkası olan- Mali yükümlülük ise tabii bu yargılama so- ların da ismi ne zaman değiştirilecek? Bu, bir. nucunda, yeniden değerlendirme sonucunda İkincisi de hep merak ettiğimiz bu uzman ça- hak kazananlarca şekillenecektir. Yani şimdi- vuşlarla ilgili ne noktadayız? Bunlarla diğer su- den kesin bir rakam söylemek mümkün değil. baylar arasındaki o uçurum nasıl kapanacak? Bunlardan kaç tanesi uygun görülecek, nihai Bu konuda bilgi sahibi olursak sevinirim. karar nasıl olacak şimdiden tabii, onu söyleme- miz mümkün değil. Teşekkürler. BAŞKAN - Teşekkür ediyorum. Sayın Kaplan’ın sorusu: Sözleşmeli Erbaş Sayın Bakan, buyurun. ve Er Tasarısı Genelkurmay Başkanlığınca ha- zırlandı. DEVLET BAKANI CEVDET YILMAZ (Bin- göl) - Teşekkür ediyorum Sayın Başkan. Üniforma, mensup olunacak kuvvete göre şekillenecek. Sayın Işık’ın sorusu tabii bu kanunun di- rekt konusu değil belki ama uzman jandarma- HASİP KAPLAN (Şırnak) - Özel bir şey ol- ların emeklilik sorununa ilişkin bir tasarımız var mayacak mı? Başbakanlıkta, inşallah en kısa sürede Meclise sevk edilir. Tabii Meclisimizin… DEVLET BAKANI CEVDET YILMAZ (Bin- göl) - Ayrıca, Anayasa’nın 125’inci maddesine ALİM IŞIK (Kütahya) - Buna ilave edilmiş, uyum sağlamak amacıyla YAŞ kararları yargı sonradan çıkarılmış. O doğru mu, değil mi? denetimine açıldığı için bu tasarı hazırlandı. Onu öğrenmek istiyorum. Tabii, bir taraftan da uzun zamandır profesyo- nel orduya geçiş gündeminde ülkemizin, bunun BAŞKAN - Sayın Bakan, siz sorulara cevap için de önemli bir ilk adım olarak değerlendir- verin lütfen. mek mümkün. DEVLET BAKANI CEVDET YILMAZ (Bin- Uzman çavuşların özlük haklarını sordu Sa- göl) - Şu anki durumu aktarıyorum ben. Şu an- yın Sakık. O konuda cevap verildi zaten. ki durum bu şekildedir. Başbakanlıkta bir tasa- rımız var, inşallah en kısa sürede Meclisimize Teşekkür ediyorum. sevk edilir. BAŞKAN - Teşekkür ediyorum. Başka soru yok. İkincisi, bu astsubaylarımızın emekliliği. Bu Soru-cevap işlemi tamamlanmıştır. konuda da teknik düzeyde, kurumsal düzeyde İkinci bölüm üzerindeki görüşmeler tamam- çalışmalar devam ediyor, henüz nihai bir tas- lanmıştır. lak yok. Şimdi ikinci bölümde yer alan maddele- ri, varsa o madde üzerindeki önerge işlemle- Sayın Atılgan’ın “Genelkurmay Başkanlığı- rini yaptıktan sonra ayrı ayrı oylarınıza suna- mız bu işin neresinde?” diye sorusu vardı. Ta- cağım. bii ki Genelkurmay Başkanlığımız bu konularda Madde 10’a bağlı (1)’inci fıkrayı oylarınıza uzman kurum olarak tasarının hazırlanmasın- sunuyorum: Kabul edenler… Kabul etmeyen- da birinci rol oynamıştır ve bu tasarıyı esas iti- ler… Kabul edilmiştir. barıyla Genelkurmay Başkanlığımız yapmış- Madde 10’a bağlı (2)’nci fıkrayı oylarınıza tır ama tüm tasarılarda olduğu gibi, elbette ki sunuyorum: Kabul edenler… Kabul etmeyen- Hükûmet tasarıya son şeklini vermiş ve niha- ler… Kabul edilmiştir. i olarak da Meclisimizin iradesiyle kanunlaşa- Madde 10’a bağlı (3)’üncü fıkranın (a) ben- caktır ama… dini oylarınıza sunuyorum: HASİP KAPLAN (Şırnak) - Karar yeter sayı- KÜRŞAT ATILGAN (Adana) - Aşağıdan yu- sı, Sayın Başkan. karıya doğru mu, yoksa aşağıya doğru mu Sa- BAŞKAN - Kabul edenler… Kabul etme- yın Bakan. yenler… Kabul edilmiştir. Şimdi arayacağım çünkü oylamaya başla- DEVLET BAKANI CEVDET YILMAZ (Bin- dıktan sonra aradınız. göl) - Yani aşağıdan yukarıya doğru elbette, Madde 10’a bağlı (3)’üncü fıkranın (b) ben- başka türlü düşünülemez. dini oylarınıza sunuyorum, karar yeter sayısı arayacağım: Kabul edenler… KÜRŞAT ATILGAN (Adana) - Bu sözünüzü Sayın milletvekilleri, karar yeter sayısı yok- unutmayın. tur. Birleşime on dakika ara veriyorum. DEVLET BAKANI CEVDET YILMAZ (Bin- Kapanma saati: 15.27 göl) - Sayın Şandır’ın bir sorusu vardı. 1.543 kişi, arkadaşlarımızın hesabına göre, Yüksek İKİNCİ OTURUM Askerî Şûra mağduru. Bunların 1.193 kişisi 12 Açılma Saati: 15.39 Mart ve 12 Eylül dönemindeki mağdurlar. Bun- lar içinde 1.193’ü o şekilde. KÜRŞAT ATILGAN (Adana) - İlave mi bu 1.190? İlave… DEVLET BAKANI CEVDET YILMAZ (Bin- göl) - İlave, pardon… İlave, doğru. Teşekkür ediyorum. Bu ikisini toplamamız gerekiyor do- layısıyla. 96 ASDER | nisan 2011 asder18.indd 96 4/9/2011 4:35:09 PM

AKSAJANS mustafa nazif 0212-665 31 52 BAŞKAN: Başkan Vekili Sadık YAKUT Kürşad Tüzmen KÂTİP ÜYELER: Harun TÜFEKCİ (Konya), Mersin Yaşar TÜZÜN (Bilecik) “Geçici Madde 32- 12 Mart 1971 tarihinden ------ 0 ------ bu kanunun yayımı tarihine kadar, yargı dene- timine kapalı idari işlemler veya Yüksek Askeri BAŞKAN - Sayın milletvekilleri, Türkiye Bü- Şûra Kararları ile Türk Silâhlı Kuvvetlerinden ili- yük Millet Meclisinin 76’ncı Birleşiminin İkinci şiği kesilenler veya vefatları halinde hak sahip- Oturumunu açıyorum. leri, bu madde hükümlerinden yararlanabilmek için altmış gün içinde Milli Savunma Bakanlığı- 633 sıra sayılı Tasarı’nın 10’uncu madde- na başvururlar. sine bağlı (3)’üncü fıkranın (b) bendinin oylan- Milli Savunma Bakanı, başvurunun kabu- masında karar yeter sayısı bulunamamıştı. lüne veya reddine en geç altı ay içinde karar verir. Milli Savunma Bakanı, hazırlık amacıyla Şimdi, bu bendi yeniden oylayacağım ve sadece gerekli yazışmaların yapılması husu- karar yeter sayısı arayacağım: Kabul edenler… sunda yardımcı olmak üzere gerektiğinde ko- Kabul etmeyenler… Karar yeter sayısı vardır misyonlar kurabilir ve bu komisyonlara, ilgili ve kabul edilmiştir. bakanlıklar ile kamu kurum ve kuruluşlarından temsilci çağırabilir. İlgililerin, Türk Silâhlı Kuv- Tasarının görüşmelerine kaldığımız yerden vetlerinden ilişiklerinin kesilmesine esas bil- devam edeceğiz. gi ve belgeler Genelkurmay Başkanlığınca en geç altmış gün içinde Milli Savunma Bakanlı- Komisyon ve Hükûmet yerinde. ğına gönderilir. Başvurunun kabulü halinde aşağıdaki hü- Madde 10’a bağlı (4)’üncü fıkrayı oylarınıza kümler uygulanır: sunuyorum: Kabul edenler… Kabul etmeyen- a) Bu kişilerin ilişiklerinin kesildiği tarihten ler… Kabul edilmiştir. bu maddenin yürürlüğe girdiği tarihe kadar ge- çen süreleri Türk Silâhlı Kuvvetlerinde geçmiş Madde 10’a bağlı (5)’inci fıkrayı oylarınıza kabul edilir. Bu süreler karşılığında 5434 sayı- sunuyorum: Kabul edenler… Kabul etmeyen- lı Türkiye Cumhuriyeti Emekli Sandığı Kanu- ler… Kabul edilmiştir. nunun mülga 32 nci maddesi ile 5510 sayılı Sosyal Sigortalar ve Genel Sağlık Sigortası Ka- Madde 10’a bağlı (6)’ncı fıkrayı oylarınıza nununun 40 ıncı maddesi uyarınca fiili hizmet sunuyorum: Kabul edenler… Kabul etmeyen- süresi zammı ve 5434 sayılı Kanunun mülga ler… Kabul edilmiştir. 36 ncı ve mülga 37 nci maddeleri ile 5510 sa- yılı Kanunun 49 uncu maddesi hükümleri dik- Madde 10’a bağlı (7)’nci fıkranın (a) bendini kate alınarak itibari hizmet süresi zammı verilir. oylarınıza sunuyorum: Kabul edenler… Kabul Türk Silâhlı Kuvvetlerinden ilişiklerinin kesildi- etmeyenler… Kabul edilmiştir. ği tarih ile bu maddenin yürürlüğe girdiği tarih arasındaki dönem içinde uzun vadeli sigorta Madde 10’a bağlı (7)’nci fıkranın (b) bendini kollarına tabi olarak sigorta primi ödenmemiş oylarınıza sunuyorum: Kabul edenler… Kabul veya emekli keseneği yatırılmamış olan süre- etmeyenler… Kabul edilmiştir. lerine ilişkin kesenek ve kurum karşılıkları ile fiili hizmet süresi zammı ve itibari hizmet süre- Madde 10’a bağlı (7)’nci fıkranın (c) bendini sine ait kurum karşılıkları, statülerine göre Türk oylarınıza sunuyorum: Kabul edenler… Kabul Silâhlı Kuvvetlerinden ilişiklerinin kesildiği tarih- etmeyenler… Kabul edilmiştir. ten aynı neşetli emsali subay (general olanlar hariç) veya astsubayın (subay olanlar hariç) sı- Madde 10’a bağlı (7)’nci fıkranın (ç) bendi nıf, rütbe ve kıdemi üzerinden Milli Savunma üzerinde iki adet önerge vardır. Bakanlığına müracaat ettikleri tarihteki katsayı esas alınmak suretiyle ilgili kuvvet komutanlık- Önergeleri okuttuktan sonra aykırılık sırası- ları, Jandarma Genel Komutanlığı veya Sahil na göre işleme alacağım. Ancak, ilk okutaca- Güvenlik Komutanlığınca hesaplanarak Sosyal ğım önerge beş yüz kelimeden fazla olduğun- Güvenlik Kurumuna def’aten ödenir. Bu fıkra- dan özet eklenmiştir. Bu nedenle, bu önergeyi nın (c) bendinin (2) numaralı alt bendi ile (ç) birinci kez okuttuktan sonra ikinci kez sadece bendine göre araştırmacı kadrolarına atananlar özetini okutup işleme alacağım. için bu maddenin yürürlüğe girdiği tarih ile gö- reve başlama tarihleri arasındaki süreye ilişkin Önergeleri okutuyorum: kesenek ve kurum karşılıkları ile fiili hizmet sü- resi zammı ve itibari hizmet süresine ait kurum Türkiye Büyük Millet Meclisi Başkanlığı’na karşılıkları, emeklilik keseneğine esas aylık de- rece ve kademeleri ile ek gösterge rakamları il- Görüşülmekte olan 633 Sıra Sayılı Kanun gili kuvvet komutanlıkları, Jandarma Genel Ko- Tasarısı’nın 10’uncu maddesinin 7’inci fıkra- mutanlığı veya Sahil sının (ç) bendi ile 926 Sayılı Kanuna eklenen “Geçici Madde 32”nin aşağıdaki şekilde değiş- tirilmesini arz ve teklif ederiz. Bekir Bozdağ Nurettin Canikli İrfan Gündüz Yozgat Giresun İstanbul Hayrettin Çakmak A. Kerim Aydemir Cevdet Erdöl Bursa Ağrı Trabzon nisan 2011 | ASDER 97 asder18.indd 97 4/9/2011 4:35:16 PM

AKSAJANS mustafa nazif 0212-665 31 52 TARİHE NOT Güvenlik Komutanlığınca tespit edilir ve gö- mülga 24/5/1983 tarihli ve 2829 sayılı Sosyal reve başladığı kamu kurum ve kuruluşları ta- Güvenlik Kurumlarına Tabi Olarak Geçen Hiz- rafından Sosyal Güvenlik Kurumuna def’aten metlerin Birleştirilmesi Hakkında Kanunun 8 in- ödenir. ci maddesi hükmü uygulanmaksızın 5510 sayı- lı Kanunla yürürlükten kaldırılan hükümleri dahil b) Bu kişilerden statüsüne göre aynı neşetli 5434 sayılı Türkiye Cumhuriyeti Emekli Sandı- emsali subay (general olanlar hariç) veya ast- ğı Kanunu hükümlerine göre aylık bağlanma- subayın (subay olanlar hariç) tamamı emek- sı şartlarını haiz olanlara Milli Savunma Bakanı li olanların kendilerine, bunlardan vefat etmiş tarafından verilen karar tarihini takip eden ay- olanların hak sahiplerine, statüsüne göre aynı başından itibaren, aylık bağlanması şartlarını neşetli en son emekli olan emsali subay (gene- haiz olmayanlara ise bu şartları haiz oldukları ral olanlar hariç) veya astsubayın (subay olan- tarihten itibaren emekli veya dul ve yetim ay- lar hariç) emekli olduğu tarihteki sınıf, rütbe lığı bağlanır. Bunlara Türk Silahlı Kuvvetleri ile ve kıdemi üzerinden, 5510 sayılı Kanunla yü- ilişiklerinin kesildiği tarih ile bu maddenin yürür- rürlükten kaldırılan hükümleri dahil 5434 sayı- lüğe girdiği tarihe kadar geçen sürelere karşılık lı Türkiye Cumhuriyeti Emekli Sandığı Kanunu emekli ikramiyesi ödenir. Ancak bunlardan, da- hükümlerine göre yapılmış olan toptan ödeme ha önceden herhangi bir sosyal güvenlik kuru- tutarlarının toptan ödeme aldıkları tarihte bırak- mundan aylık veya gelir alanlara, yüksek olan tıkları derece, kademe ve ek gösterge tutarları aylık veya gelir bağlanır. dikkate alınmak suretiyle Milli Savunma Bakan- lığına başvuruda bulundukları tarihteki katsayı 2) İsteyenler, 657 sayılı Devlet Memurları ve emekli keseneğine esas aylığın hesabına ait Kanununun 48 inci maddesindeki genel şart- diğer unsurlar üzerinden ve faizsiz hesaplana- ları taşımaları kaydıyla, kamu kurum ve kuru- rak bulunan tutar, kendileri veya hak sahiple- luşlarının araştırmacı unvanlı kadrolarına atan- rine ödenecek emekli ikramiyesinden mahsup mak üzere Milli Savunma Bakanlığı tarafından edilir. Emekli ikramiyesinin ihya tutarını karşı- mali ve sosyal haklarına esas olacak derece, lamaması halinde eksik kalan tutar kırksekiz kademe ve rütbeleri belirtilmek suretiyle Devlet eşit taksit halinde aylıklarından tahsil edilmek Personel Başkanlığına bildirilir. Anılan Başkan- ve mülga 24/5/1983 tarihli ve 2829 sayılı Sos- lık tarafından kırkbeş gün içinde kamu kurum yal Güvenlik Kurumlarına Tabi Olarak Geçen ve kuruluşlarına bunların atamaları teklif edilir. Hizmetlerin Birleştirilmesi Hakkında Kanunun Söz konusu teklife ilişkin yazının atamayı ya- 8 inci maddesi hükmü uygulanmaksızın 5510 pacak kamu kurum ve kuruluşuna intikalinden sayılı Kanunla yürürlükten kaldırılan hükümle- itibaren otuz gün içinde ilgili kamu kurum ve ku- ri dahil 5434 sayılı Türkiye Cumhuriyeti Emek- ruluşu tarafından atama işlemlerinin yapılması li Sandığı Kanunu hükümlerine göre aylık bağ- zorunludur. Atama emri ilgiliye atamayı yapan lanması şartlarını haiz olanlara Milli Savunma kamu kurum ve kuruluşu tarafından 7201 sayılı Bakanı tarafından verilen karar tarihini takip Tebligat Kanunu hükümlerine göre tebliğ edilir. eden aybaşından itibaren, aylık bağlanması İlgililerin işe başlama sürelerine ve işe başla- şartlarını haiz olmayanlara ise bu şartları ha- mama halinde yapılacak işlemlere ilişkin olarak iz oldukları tarihten itibaren emekli veya dul ve 657 sayılı Kanunun 62 nci ve 63 üncü madde- yetim aylığı bağlanır. Bunlara Türk Silahlı Kuv- lerinin hükümlerinin uygulanmasından atama- vetleri ile ilişiklerinin kesildiği tarih ile bu mad- yı yapan kamu kurum ve kuruluşu sorumludur. denin yürürlüğe girdiği tarihe kadar geçen süre- Kamu kurum ve kuruluşları atama ve göreve lerine karşılık emekli ikramiyesi ödenir. Ancak başlatma işlemlerinin sonucunu en geç onbeş bunlardan, daha önceden herhangi bir sosyal gün içinde Devlet Personel Başkanlığına bildi- güvenlik kurumundan aylık veya gelir alanlara, rir. Bunlara statüsüne göre bu Kanun hükümleri yüksek olan aylık veya gelir bağlanır. uyarınca karargâhta görevli emsali sınıf, rütbe ve kıdemdeki subay veya astsubaya ödenmek- c) Statüsüne göre aynı neşetli emsali subay te olan aylık ve diğer mali haklar (tayın bede- (general olanlar hariç) veya astsubayın (subay li ve fiilen çalışma karşılığı yapılan ödemeler olanlar hariç) tamamı emekli olmayanlardan; hariç) ödenir. Aylıklar, emsalleri esas alınarak her yıl kademe ilerlemesi, her üç yılda bir dere- 1) İsteyenlere veya vefat etmiş olanların ce yükselmesi işlemine tabi tutulur. Bu şekilde hak sahiplerine, statüsüne göre aynı neşetli yükseltilen aylıklarda, azami rütbe tavanı su- emsali subay veya astsubayın sınıf, rütbe ve baylarda kıdemli albay, astsubaylarda iki kade- kıdemi üzerinden, 5434 sayılı Kanun hükümle- meli kıdemli başçavuştur. Bunlar bu fıkranın (b) rine göre yapılmış olan toptan ödeme tutarla- bendi veya (c) bendinin (1) numaralı alt bendi rının toptan ödeme aldıkları tarihte bıraktıkları hükümleri çerçevesinde emekliye ayrılabilirler. derece, kademe ve ek gösterge tutarları dikka- te alınmak suretiyle Milli Savunma Bakanlığı- ç) Statüsüne göre emsalleri emeklilik hak- na başvuruda bulundukları tarihteki katsayı ve kı kazanamamış olanlardan isteyenler hakkın- emekli keseneğine esas aylığın hesabına ait da da üçüncü fıkranın (c) bendinin (2) numaralı diğer unsurlar üzerinden ve faizsiz hesaplana- alt bendi hükümleri uygulanır. Üçüncü fıkranın rak bulunan tutar, kendileri veya hak sahiple- (b) ve (c) bentleri kapsamında ihya talebinde rine ödenecek emekli ikramiyesinden mahsup bulunanlardan, bu bentlerin hükümlerine gö- edilir. Emekli ikramiyesinin ihya tutarını karşıla- re yapmış olduğu ihya ile birlikte emekli aylı- maması halinde eksik kalan tutar kırksekiz eşit ğı bağlanmasına yeterli hizmetlerinin olmaması taksit halinde aylıklarından tahsil edilmek ve 98 ASDER | nisan 2011 asder18.indd 98 4/9/2011 4:35:23 PM

AKSAJANS mustafa nazif 0212-665 31 52 durumunda, ihya tutarları tebliğ tarihinden itiba- nıfından 5 inci dereceli ikibin adet araştırma- ren kırksekiz eşit taksit halinde Sosyal Güven- cı kadrosu ihdas edilmiştir. Bu kadroları dere- lik Kurumuna ödenir. ce değişikliği yapmak suretiyle kamu kurum ve kuruluşlarına tahsis etmeye, Devlet Personel d) Bu fıkranın (c) ve (ç) bentleri kapsamında Başkanlığının teklifi üzerine Bakanlar Kurulu olanlardan halen herhangi bir kamu kurum ve yetkilidir. Tahsis edilen kadrolar, Bakanlar Ku- kuruluşunda çalışanlardan isteyenler, bu mad- rulu kararında belirtilen kurumlara ait 190 sayılı de uyarınca ihdas edilen araştırmacı kadrosu- Kanun Hükmünde Kararnameye ekli cetvellerin na kurumlarınca atanırlar ve bunlara statüsüne ilgili bölümüne eklenmiş sayılır. İhdas edilen bu göre bu Kanun hükümleri uyarınca karargâhta kadrolardan kullanılmayanlar ile herhangi bir görevli emsali sınıf, rütbe ve kıdemdeki subay nedenle boşalanlar, başka bir işlem yapılması- veya astsubaya ödenmekte olan aylık ve diğer na gerek kalmaksızın iptal edilmiş sayılır. Buna mali haklar (tayın bedeli ve fiilen çalışma kar- ilişkin bilgiler ilgili kurumlarca Devlet Personel şılığı yapılan ödemeler hariç) ödenir. Aylıklar, Başkanlığına bildirilir. emsalleri esas alınarak her yıl kademe ilerle- mesi, her üç yılda bir derece yükselmesi işle- Türkiye Büyük Millet Meclisi Başkanlığına mine tabi tutulur. Bu şekilde yükseltilen aylık- larda, azami rütbe tavanı subaylarda kıdemli 633 s. sayılı Türk Silahlı Kuvvetleri Per- albay, astsubaylarda iki kademeli kıdemli baş- sonel Kanununda değişiklik yapılmasına dair çavuştur. Bunlar bu fıkranın (b) bendi veya (c) Kanun Tasarısının 10. Maddesine bağlı 7 nci bendinin (1) numaralı alt bendi hükümleri çer- fıkranın (ç) bendinde düzenlenen Geçici 32. çevesinde emekliye ayrılabilirler. Kamu kurum maddesinin aşağıdaki şekilde değiştirilmesini ve kuruluşları bu durumdaki personele ilişkin arz ve teklif ederiz bilgileri bu maddenin yürürlüğe girdiği tarihten itibaren onbeş gün içinde Devlet Personel Baş- Hasip Kaplan Sırrı Sakık İbrahim Binici kanlığına bildirirler. Şırnak Muş Şanlıurfa e) Bu maddenin yürürlüğe girdiği tarihten önce, ilgili mevzuatına göre her ne suretle olur- Bengi Yıldız M. Nezir Karabaş sa olsun evvelce iş sonu tazminatı veya bu ma- hiyette olmakla birlikte başka bir adla tazminat Batman Bitlis ödenen süreler ile kıdem tazminatı ya da emek- li ikramiyesi ödenmiş olan süreler, bu madde GEÇİCİ MADDE 32: Bu Kanunun yürürlüğe uyarınca yapılacak emekli ikramiyesi ödeme- girdiği tarihten önce 12 Mart 1971 tarihinden iti- sinde esas alınacak sürelerden mahsup edilir. baren 5434 sayılı kanunun 39. maddesinin (e) fıkrası uyarınca 12 Eylül 1980 darbesinden f) Bu madde gereği yapılacak her türlü öde- sonra üçlü kararname ile ve oluşturulduğu ta- melerle ilgili zamanaşımı süresi, bu maddenin rihte yargı denetimine kapalı idari işlemler neti- yürürlüğe girdiği tarihten itibaren işlemeye baş- cesinde ve ayrıca Yüksek Askeri Şura kararı ile lar. 50. maddenin 1. Fıkrasının (c ) bendi veya 94. maddenin 1. fıkrasının (b) bendi uyarınca Türk g) Bu kişilerin varsa öğrenim giderleri borcu Silahlı Kuvvetlerinden ilişiği kesilenlerin veya tahsil edilmez. vefatları halinde hak sahiplerinin, bu madde hükümlerinden yararlanabilmeleri için 60 gün ğ) Bu kişilere, ilişkilerinin kesildiği tarihteki içinde Milli Savunma Bakanlığına başvurmala- rütbe ve kıdemleri üzerinden emekli kimlik kartı rı zorunludur. verilir ve bu kişiler emekli Türk Silahlı Kuvvet- leri mensuplarına tanınan sosyal haklardan ge- Bu kişilerin varsa öğrenim giderleri borcu nel hükümlere göre yararlanırlar. Ayrıca bu ki- tahsil edilmez askeri öğrenciyken ilişiği kesi- şilere, emsali subay ve astsubaylar gibi silah, lenlere, tahsil edilmiş öğrenim giderleri, mua- silah taşıma ruhsatı ve pasaport verilir. dili askeri öğrenci emsal alınarak güncel tutar- lar üzerinden iade edilir; Okulda geçmiş, primi h) Bu kişiler, emsallerinin ödemiş olduğu ai- ödenmiş süre emekliliğine sayılır; Sigorta baş- dat ve aidatlara isabet eden kâr paylarını gün- langıç tarihi öğrenciyken on sekiz yaşını dol- cel tutarlar üzerinden ödemek şartıyla OYAK durduğu tarihe çekilir. üyeliğinden doğan haklardan, intibaklarının ya- pıldığı rütbe ve kıdem üzerinden aynı şartlar al- BAŞKAN - Komisyon önergeye katılıyor tında yararlanır. mu? ı) Bu kişilerin sicil dosyalarında yer alan, MİLLÎ SAVUNMA KOMİSYONU BAŞKANI Türk Silahlı Kuvvetlerinden ilişiklerinin kesil- HASAN KEMAL YARDIMCI (İstanbul) - Katıl- mesine esas tüm bilgi ve belgeler, herhangi bir mıyoruz Sayın Başkan. müracaat aranmaksızın hükümsüz sayılarak dosyalarından çıkarılır ve herhangi bir işleme BAŞKAN - Hükûmet katılıyor mu? esas alınmazlar. DEVLET BAKANI CEVDET YILMAZ (Bin- göl) - Katılmıyoruz Sayın Başkan. Başvurunun reddi halinde, bu ret işlemine BAŞKAN - Önerge üzerinde söz isteyen karşı ilgililer altmış gün içinde Askeri Yüksek Hasip Kaplan, Şırnak Milletvekili. İdare Mahkemesinde dava açabilirler. Buyurun. Bu madde uyarınca yapılacak atamalarda kullanılmak üzere, genel idare hizmetleri sı- nisan 2011 | ASDER 99 asder18.indd 99 4/9/2011 4:35:30 PM