Important Announcement
PubHTML5 Scheduled Server Maintenance on (GMT) Sunday, June 26th, 2:00 am - 8:00 am.
PubHTML5 site will be inoperative during the times indicated!

Home Explore Haber Bülteni 15. Sayı

Haber Bülteni 15. Sayı

Published by Adaleti Savunanlar Derneği, 2020-07-11 01:19:32

Description: HaberBulteni_15

Search

Read the Text Version

AKSAJANS mustafa nazif 0212-665 31 52 MAKALE Neden Çünkü Körfez krizinden sonraki yak- dığı ifadelerin gerçek manalarını açık- Genelkurmay laşık 12 yıllık süreçte sürekli Arap mi- lamalıdır. katsayı ile uğraşır litanlar ve El Kaide senaryoları yapıl- da kendi işine mıştı. O dönemim Hollywood ameleleri Aslında yukarıda baştan beri açık- bakmaz? Niçin sürekli bu politika için senaryolar geliş- lamaya çalıştığımız oyunun levelleri tü- İsrail’e sipariş tirmişlerdi. Sonunda plan tuttu ve ABD kendi yani “GAME OWER” oldu. edilen ve 28 Irak’a girdi. Şubat sürecinden Yani “OYUN BİTTİ” Oyuncular tüm beri kayıplara Gelinen netice 1,5 milyon ölü, sayı- haklarını kullandılar. karışan tankların sız yaralı, iffetleri ayaklar altına alınıp peşine düşülmez tecavüz edilen binlerce kadın ve kız. Şimdi puanların hesaplanma zama- de hiçbir suça nıdır. karışmamış, Balyoz Darbe Planı vergisini ödeyen, 28 Şubat darbesinin alt figüranları işi Oyuncular ellerinde kalanları bir bir postmodern darbe ile değil post katli- ortaya koysunlar bakalım. vatandaşlık am darbe ile halletmek istiyorlardı ki bu görevinde kusur vahşi senaryoyu hazırlamışlar. Kaç cami vurulacaktı, Eskiden minareyi çalan kılıf hazırlar Kaç kişi stadlarda toplanacaktı, yapmayan idi. Kaç uçağımız vurulacaktı. insanlar için Yeni moda minareyi yıkacak adam Bunlardan alınacak bonuslar neydi. balyozu hazırlar. Bir de yargının değerlendirmesi ola- inanılmaz Balyoz Darbe Planları Taraf Gazete- cak. tuzaklar kurulur? sinde yayınlandığı günden beri Genel Genel Kurmay Başkanı “sonuna ka- Kurmay Başkanı böyle bir şey yok, as- dar yargının yanındayım ve güveniyo- ker Allah Allah diyerek camilere saldır- rum” demeli. maz diyordu. Oyuncuları, taraftarlarını, oyuna pa- Askeri Savcılığın görevlendirdiği bi- ra yatıran kumarbazları değerlendire- lirkişi, raporunda “Balyoz Darbe planı- cek, mağdur edilenlerin haklarını vere- dır” dedi. cekler, vermelidirler. Yani Asker planı kabul etti. Bu yolda fişlenen masumlardan özür Şimdi ne olacak. dilenmeli ve devlet namına, kanun na- Sayın Genel Kurmay Başkanı OR’ları mına diyerek faillerinden hesaplar so- tekrar toplamalı. rulmalı. Kamu vicdanını rahatlatacak mesaj- Neden 11 Eylül ile Balyoz Darbe pla- ları OR’lar ile birlikte vermeli. nını kıyasladım. Islak imza, boru, çiçek, balyoz, sa- Çünkü her iki planda da hedefe git- kal, çarşaf, suga gibi halkın anlayama- mek için oynanan kirli oyunlar var. Her iki planda da oyunun kuralı ola- rak ölmesinden endişe edilmeyen in- sanlar, yıkılmasına seyirlik tablo gözü ile bakılan mekânlar ile birlikte yuvalar var. Hepsinden önemlisi zedelenen, hiçe sayılan insan onuru var. Haydi adalet yerini bulsun. Devlet namına, kanun namına. 50 ASDER | mayıs-haziran 2010 asder14.indd 50 01.04.2010 15:18:58

AKSAJANS mustafa nazif 0212-665 31 52 MAKALE Rejim Tehlikede… Ersan ERGÜR Osmanlı İmparatorluğu çocukluğum- bu getirmişti iktidara. Rejim tehlikedey- Bugün gelinen dan beri gönlümde yıkılamaz bir taht di. Ama endişeye gerek yoktu çünkü nokta İttihat ve kurmuştu. Aslında şaşılacak bir durum. ordu vazifesinin başındaydı. Sonra ne Terakkiye kadar Çünkü hiç kimse bana Osmanlıyı an- olduysa YAŞ kararlarıyla ordu devamlı- dayanır. Yeni latmamıştı. Aksine İngiliz’in kucağına lığını garanti görmek istedi. Peygamber Dünyanın yönetim ihanet ederek kaçan bir Osmanlı hane- ümmeti olan halk ordunun peygamber tarzını belirleyen danının anlatımlarıyla büyümüştüm. El- ocağı olduğundan endişeliydi artık. Ki- Cumhuriyet bette Samsuna çıkan; küçük, yandan milerinin sevindiği, kimilerinin üzüldüğü devamlılığını dumanlar saçan takayı da unutmamak YAŞ kararları başta olmak üzere son- 3 temel esas lazım. rasında yaşananlar kendi geleceğini üzerine kurmuştu. hazırlamaktan aciz olan halkı uyandır- Yasama, yürütme Bugün gelinen nokta İttihat ve Te- maya başlamıştı. Hani kader yine oyna- ve Yargı. Bu üçü rakkiye kadar dayanır. Yeni Dünyanın mıştı oyununu. Taarruza kalkarken “Al- de birbirinden yönetim tarzını belirleyen Cumhuriyet lah Allah” diyen ordunun nasıl olurda bağımsız ama devamlılığını 3 temel esas üzerine kur- yemek öncesinde ve sonrasında “Tan- kopuk değil. muştu. Yasama, yürütme ve Yargı. Bu rımıza Hamd Olsun” dediğini anlamaya Yetkileri tamamen üçü de birbirinden bağımsız ama kopuk başlamıştı. mevcut yapısal değil. Yetkileri tamamen mevcut yapısal durumu korumaya durumu korumaya ve kollamaya yöne- Sonra bir gün her şeye rağmen ken- ve kollamaya lik… di kendini yönetmekten aciz cumhur bir- yönelik den yürütmeyi vermişti ehline… Yürütme başlangıçta CHP’nin elin- deydi. Yani sorun yoktu. Sonra ne ol- Ve Cumhurun başını da… du ise kendini yönetmekten aciz olan Hesap sorulmalıydı. İşte tam o sıra- halk, birden Demokratlar denen bir gru- da, Yargı girdi devreye, son bir can hav- liyle… mayıs-haziran 2010 | ASDER 51 asder14.indd 51 01.04.2010 15:19:03

AKSAJANS mustafa nazif 0212-665 31 52 MAKALE Bugüne kadar “Burada ilginç olanı neydi biliyor mu- le inançlı kesimin üzerinde oynanan halkın ve özellikle sunuz? Adalet Bakanlığı Müsteşarı top- oyunlar açığa çıkacak. Arşivler açıla- lantıya girmeden HSYK dan o tarihi ka- cak ve masumların üzerinden uygula- inançlı kesimin rar çıkamayacaktı. Geçmişte öylede nan planlar, o planları hazırlayanların üzerinde oynanan yapmışlardı. Ama bu kez geleceği, hat- mahkûmiyet fermanı olacak. ta halkın beklentisini iyi gördüler. İktidar oyunlar açığa olanı biteceği iyi süzmüş ve HSYK dan Hatırlayın; Musa (A.S) ile Firavun çıkacak. Arşivler o kararın çıkmasını sağlamıştı. Krizi sözleşiyorlar. Nil nehrine emir verecek- mükemmel yönetmişti adeta. Anayasa ler. Firavun gece boyunca yalvarıyor; açılacak ve değişikliği zaruretti. Öyle olmadı mı 27 “Ben senin Rab olduğuna inanıyorum. masumların Nisan ve öncesinde yaşananlara halk Ancak isteğim beni bu dünyada mu- müthiş bir cevap vermişti. Bu süreçte zaffer kılmandır.” Yaradan kabul ediyor üzerinden öyle olacak. duasını. Cebrail (A.S) hemen köylü gi- uygulanan bi geliyor. Firavuna; “Benim bir kölem planlar, o planları Sanki manevi bir el bu iktidarın yolu- var ve bana itaat etmiyor. Ne ceza ve- hazırlayanların nu açıyor..!” reyim” diyor. Firavun Musa (A.S) ile kar- mahkûmiyet şılaşma arifesinde, “boğarak öldürün” fermanı olacak. Yargı devreye girmişti ama geç ka- diyor. Cebrail öldürmek için ferman isti- lınmıştı. Gedik açılmıştı ve gemi açık yor. “Sahibine itaat etmeyen kölenin ce- denizdeydi. Geriye dönülemezdi. zası boğularak öldürülmektir.” diye im- zalıyor fermanı. Ve o ferman bir sonraki Artık farkındalar, her şey bitti. Cum- gün kendi fermanı olarak Kızıldeniz’in hur kendini yönetmeyi başaracak. Ordu ortasında gösteriliyor kendisine. Sayın İlker Başbuğun dediği gibi pey- gamber ocağı olacak. Orduya uzanan Bugün güçleri elinde tutanlar oyu- eller kırılacak. nu istediği gibi oynadılar ve oynuyorlar. Ama bir gün hesabın kendilerine döne- Bugüne kadar halkın ve özellik- bileceğini hiç hesap edemediler. 2 yaşındaki Hatice Kübra ile 6 aylık Nurullah Yusuf’un rızkının kefili Allah’a (C.C) savaş açtıklarını, onu gücendir- diklerini anlayamadılar. O ve onlar gibi masum, günahsız yavruların sahibinin Allah (C.C) olduğunu unuttular. Çaresiz hastalıktan (kanser) şehit olan eş Balatekin’i anlayamadılar. Her şeyden korkunç olanı zulmün baki olmadığını hiç anlayamadılar… Ne demişler; “Zalimin zulmü varsa, mazlumun da Allah’ı var Bugün halka cevretmek kolay, yarın Hakk’ın divanı var.” Sevgili dostlar unutmayalım ki “Allah kuldan öcünü yine kul ile alır. Bunu bil- meyen kul, bunu kul yaptı sanır.” Kalın sağlıcakla… 06.03.2010 52 ASDER | mayıs-haziran 2010 asder14.indd 52 01.04.2010 15:19:06

AKSAJANS mustafa nazif 0212-665 31 52 MAKALE MİLLİ GÜVENLİK SİYASETİ BELGESİ MİLLETİ BÖLDÜ Mustafa MAHTOĞLU Bakanlar Kurulu sorumluluğunda yazılardan, bu güne ışık tutacağını de- Öncelikle: “Milli Milli Güvenlik Kurulu Genel Sekreterli- ğerlendirdiğim bölümleri aşağıya çıkar- Güvenlik Siyaseti ğince hazırlanması gereken Son “Milli dım. Belgesi” ne Güvenlik Siyaseti Belgesi” (MGSB), Ba- uygun olarak kanlar Kurulu tarafından 20 Mart 2006 Yazıların tamamına ve süreçte cere- hazırlanmış tarihinde onaylanmıştı. yan eden olaylara da aşağıdaki linkler- olan direktif, den ulaşmak mümkündür.[i] planlama emirleri Onaylanma safhası sancılı geçmişti. ve planlar, 21 Haziran 2005 tarihinde toplanan *** üstten aşağıya Milli Güvenlik Kurulu (MGK)’ na sunu- “24 Ekim 2005 tarihinde MGK’da gö- doğru indikçe; lan Belge, bu toplantıda görüşülemedi. rüşülüp, Bakanlar Kuruluna gönderilen bürokratik 24 Ekim 2005 tarihinde toplanan MGSB’ nin içeriği hakkında bir bilgimiz kadrolar içinde MGK, hazırlanan MGSB’ ni uygun bu- yok. Basına sızan haberlerden, aşırı fişleme, bölünme larak, Bakanlar Kuruluna tavsiye kara- sağın ve ılımlı solun bir tehdit olarak ve ayrışma rı aldı. görülmediği, irtica, bölücülük ve aşırı başlayacaktır. Sancılı bir süreçten sonra Bakanlar solun ise belgede iç tehdit olarak yer al- Kurulu belgeyi, sanki kerhen, 20 Mart dığı anlaşılmaktadır...... 2006 tarihinde onayladı. İç tehdit saptaması uygulamaya na- MGSB’ nin imzalanması sürecinde- sıl yansır, önce bunu anlamaya çalışa- ki düşüncelerimizi, o tarihte kaleme al- lım. dığımız üç yazı ile okuyucularımla pay- Öncelikle: “Milli Güvenlik Siyase- laşmıştım. ti Belgesi” ne uygun olarak hazırlan- O zamanki düşüncelerimizde ne mış olan direktif, planlama emirleri ve denli haklı olduğumuzu hatırlatmak planlar, üstten aşağıya doğru indikçe; için, Belgenin, gerek Bakanlar Kuru- bürokratik kadrolar içinde fişleme, bö- luna tavsiyesi safhasında ve gerekse lünme ve ayrışma başlayacaktır. Son- onaylanmasının arkasından yazdığım ra, aşırı sağcı, milliyetçi ve ılımlı solcu olarak görünenler ile İslâmî dini duyarlı- asder14.indd 53 01.04.2010 15:19:10

AKSAJANS mustafa nazif 0212-665 31 52 MAKALE Devlet ğı az olan ve İslam’dan başka bir inan- kadrolarındaki ca sahip olanlar kendilerini göstermeye tasfiye devam başlayacaklar ve kritik görevlere bunlar ederken, en uç getirileceklerdir. Aşırı solcu, mürteci ve bölücü damgasını yiyenler de kritik gö- garnizonlara rev ve kadrolardan uzaklaştırılacaklar kadar ulaşan ve bir uydurma kulp takılarak Devletten EMASYA Planları tasfiye sürecine girecekler. Devlet çar- kına bu uygulamanın getireceği zararı vasıtasıyla; tahmin güç olmasa gerek. Liyakate kim- Devletin se bakmayacak ve kimliğe önem veri- lecektir. istihbarat birimleri ve Bu belge Bakanlar kurulu tarafından güvenlik güçleri, onaylanarak yürürlüğe girerse; geçmiş- sorumluluk teki ile birlikte bir on sene daha devam bölgelerinde, edecek uygulama ile, 20 senelik bir dö- nemde Devlet kadrolarındaki Kamu gö- insanları revlilerinin fotoğrafını bu günden çe- fişlemeye kersek karşımıza, İslâm dışı inançlara devam etmek sahip, milliyetçi soldan aşırı sağa kadar mecburiyetinde uzanan bir yelpaze içerisine girebilen olacaklar. kişilerin hakim olduğu bir BÜROKRAT Kadrosu çıkacak demektir...... 54 ASDER | mayıs-haziran 2010 Devlet kadrolarındaki tasfiye devam asder14.indd 54 ederken, en uç garnizonlara kadar ula- şan EMASYA Planları vasıtasıyla; Dev- letin istihbarat birimleri ve güvenlik güç- leri, sorumluluk bölgelerinde, insanları fişlemeye devam etmek mecburiyetin- de olacaklar. Zaten bu görevi seve seve yapacak kadrolar da oluşmuş olacak. Artık isteseniz de, bu bölme çarkının önüne geçmeniz zor olacak. Yeni dönemde, İslâmı, yaşam tar- zı olarak hayatlarına uygulayanlar ile, etnik kimliklerini öne çıkaranlar sıkın- tı çekecekler; Devletten ve Devletin fa- aliyet alanlarından tecrit edileceklerdir. Devletin gücü, tehdit olarak değerlen- dirilen Milletin geniş bir kitlesi üzerin- de bir baskı unsuru olarak kullanılacak- tır. Dış tehdide yönelmesi gereken güç ve imkânlar heba edilecektir. Özellikle Alevi-Sünni ve Türk-Kürt bölünmeleri, bu dönemde Devletin uygulamaları ne- deniyle artacaktır. Vatan’ın bütünlüğü ve üniter yapı tartışılır hale gelecektir. Yeni dönemde milliyetçi sol ile mil- liyetçi sağ, devlet tarafından himaye görecek ve bu yelpaze içinde yer alan siyasi partiler, iktidar yapılmaya çalışı- 01.04.2010 15:19:13

AKSAJANS mustafa nazif 0212-665 31 52 MAKALE lacak, özellikle manevi değerlere sa- bir güvenlik meselesi olduğunun; Dev- hip olan partiler tasfiye sürecini yaşaya- let Bürokrasisine görev olarak verildiği- caklardır. Muhtemelen milliyetçi sağ bir nin kabulüdür. parti iktidara, milliyetçi sol bir parti de ana muhalefete getirilmeye çalışılacak- İmzalayanların ayrıca, mevcut Siyasî tır. ‘08 Kasım 2005’”[ii] İktidarın tasfiyesi için bu belge ile Bü- rokratik Otoriteye, meşru zemin hazır- *********** ladıklarının bilincinde olup olmadıkları “...Basından öğreniyoruz ki “Milli hususu da merak konusudur. ‘20 Mart Güvenlik Siyaset Belgesi” (MGSB) 24 2006’”[iii] Ekim 2005 tarihli Milli Güvenlik Kurulun- da teklif edildiği şekliyle Bakanlar kurulu **** tarafından onaylanmış. İrtica, Bölücülük Yukarıdaki değerlendirmeler, beş yıl ve Aşırı sol Devlete tehditmiş.! önce yapılmış değerlendirmelerdir. Geriye tehdit olmayan kaç kişi kaldı 1990’ lı yıllardan itibaren hazırlanan ki?.... MGSB’lerindeki iç tehdit değerlendir- MGSB’nin onayı: Başını TSK’nin meleri, bu gün Devletin tepesinden ta- çektiği Bürokratik Otorite ile, Siyasî Oto- banına kadar, bölünmeye ve cepheleş- rite arasında mevcut olan iktidar mü- meye sebep olmuştur. cadelesinin; bu dönemde de Bürokratik İç tehdit olarak gösterilen eğilimler, Otorite tarafından kazanıldığının ve 28 belgede kalması için değil, tedbir alın- Şubat Kararlarının uygulanmasının de- ması için belgeye konulmaktadır. vam ettiğinin; Siyasî iktidar tarafından Bu belgeler hazırlandıktan sonra, iç da ilanı anlamına gelmektedir...... tehditler ve bunlara karşı alınacak ted- Belgenin Onayı ile: Devletin Bürok- birler, planlara sokularak, başta TSK ol- ratik Kadrolarının kapılarının, irtica ile mak üzere, Kamu Kurumlarının en uç mücadele etmeyi prensip edinen, milli- unsurlarına kadar yayımlanır. yetçi soldan- aşırı sağa kadar uzanan Kurumların amirlerine de iç tehditle bir yelpaze içine girebilen kişilere açı- aktif mücadele görevleri verilir. lacağının (Çünkü, belgeye göre; dev- lete tehdit olarak görülmeyen inanç ve İç Tehdit Değerlendirmesi, Kamu düşünce sahipleri sadece bunlardır.) , Personelinde (bürokraside) Cepheleş- bunun dışında kalanların da tasfiyesinin meye Sebep Olmuştur; Son belgede, İRTİCA, BÖLÜCÜLÜK VE AŞIRI SOL iç tehdit olarak gösteri- asder14.indd 55 İç tehdit olarak gösterilen eğilimler, belgede kalması için değil, tedbir alınması için belgeye konulmaktadır. Bu belgeler hazırlandıktan sonra, iç tehditler ve bunlara karşı alınacak tedbirler, planlara sokularak, başta TSK olmak üzere, Kamu Kurumlarının en uç unsurlarına kadar yayımlanır. mayıs-haziran 2010 | ASDER 55 01.04.2010 15:19:16

AKSAJANS mustafa nazif 0212-665 31 52 MAKALE Son belgede, lirken, AŞIRI SAĞ ve IRKÇILIK tehdit Resmi ideoloji, cuntacı organizas- İRTİCA, olarak gösterilmemiştir. yonlar oluşturarak, tehdit olarak göste- rilen ideoloji mensupları ile, hukuk dışı, BÖLÜCÜLÜK Bunun anlamı, içinde irticai ve bö- gayri meşru mücadele yöntemleri uygu- VE AŞIRI SOL lücü (kürtçü) unsur barındırmayan aşı- lama gayreti içine girmiştir. iç tehdit olarak rı sağ ve ırkçılık Devletin RESMİ İDEO- gösterilirken, LOJİSİ olarak kabul edilmiştir. Bunun sonucunda, silahlı terör örgü- tü olmakla itham edilen “Ergenekon Te- AŞIRI SAĞ Yani resmi ideoloji (seküler, kavmi- rör Örgütü” yargı önüne getirilmiştir. ve IRKÇILIK yetçi, devletçi, ılımlı sol yelpaze), TSK tehdit olarak başta olmak üzere Devletin bütün gücü Bu gün pek çok açık delillere rağ- gösterilmemiştir. ile desteklenirken, tehdit kapsamına gi- men, başta TSK olmak üzere, resmi Bunun anlamı, ren ideoloji, inanç ve etnik kimlik baskı ideoloji temsilcileri iddiaları kabul et- içinde irticai altına alınıyor demektir. memekte ve gayri ciddi olarak nitelen- dirmektedir. ve bölücü Bu baskı ve ayrışma önce kamu per- (kürtçü) unsur sonelinde başlamıştır. İç Tehdit Değerlendirmesi TBMM’de barındırmayan de zıtlaşmaya sebep olmuştur; Tehdit görülenler tasfiye edilinceye aşırı sağ kadar cepheleşme olmuş; tasfiye ta- Resmi ideoloji, TBMM’ de de hem ve ırkçılık mamlanınca da Devlet Kurumlarında, kendisine taraftar siyasi partileri hem Devletin RESMİ Resmi İdeoloji kadrolaşmıştır. İDEOLOJİSİ olarak kabul edilmiştir. 56 ASDER | mayıs-haziran 2010 asder14.indd 56 01.04.2010 15:19:20

AKSAJANS mustafa nazif 0212-665 31 52 MAKALE de tehdit kapsamında gösterilen siyasi ri, alış veriş yerleri, hatta mekanları bile İç barışın sağlan- partileri bulmuştur. ayrılır hale gelmiştir. ması için; ön yargı ile, suç olmayan Özellikle, seçimle iktidara gelme Bu ayrışma hayra alamet değildir. fiillerinden dolayı ümidi olmayan partiler ya resmi ideolo- Tek sebebi, 28 Şubat 1997 sürecin- Milleti kamplara jiye sahip devlet kurumlarına sahip çık- de Silahlı Kuvvetler tarafından başlatı- ayırmaya sebep ma gayreti içine girmiş, ya da terörün lan, Milletin bir bölümünü diğer bölümü- olacak iç tehdit gölgesinde kalmıştır. ne karşı tehdit olarak gösteren devlet değerlendirmele- politikasıdır. rinden vazgeçil- Zıtlaşma o dereceye varmış ki, ka- Bu politika, MGSB’ ne birinci derece melidir. mu kurumlarını arkasında bulan parti- iç tehdit olarak İRTİCANIN, ikinci önce- MGSB, 2010 yılın- ler, iktidar projelerinin Ülkemiz için ge- likli iç tehdit olarak da BÖLÜCÜLÜĞÜN da yeniden hazır- rekli olanlarını dahi engellemeyi vazife yerleştirilmesi ile başlamıştır. lanacaktır. bilmiş, toplumsal barışın bozulmasın- Devlette kadrolaşmanın, Millette ku- Milletin bir kısmı- dan medet umar hale gelmişlerdir. tuplaşmanın ve darbelere dayanak ya- nın hassasiyetle- pılmasının önüne geçmenin en önemli ri, tehdit olarak 11. Cumhurbaşkanının seçimi en- şartı, MGSB’ den iç tehdit değerlendir- değerlendirilerek, gellenmiş ve Cumhurbaşkanlığı seçimi mesinin kaldırılmasıdır. bölücü 28 Şubat krize dönüştürülmüştür. Bir fiil ceza kanunlarında suç kabul zihniyetinin değir- ediliyorsa, bu fiilleri işleyenler tasnif edi- menine su taşın- Ergenekon Soruşturması ile yargı lip devletin en üst güvenlik belgesinde mamalıdır. tarafından ortaya dökülen delilleri ye- tehdit olarak gösterilmese de, güvenlik terli bulmayarak, Örgütün avukatlığına güçleri, failleri tespit ederek yargıya tes- soyunan partilerle, davanın yargıda so- lim etmek durumundadır. nuçlanması için gayret eden iktidar par- Darbecilik iç tehdit olarak gösteril- tisi arasında cepheleşme oluşmuştur. mediği halde, bu gün yargı önünde he- sap verilebiliyorsa, ceza kanunlarında Temel hak ve özgürlüklerin, hakka- tanımlanan diğer suçların failleri de yar- niyetle kullanılması önündeki engellerin gı önüne getirilebilir. kaldırılmasında bile zıtlaşma yaşanmış- İç barışın sağlanması için; ön yargı tır. ile, suç olmayan fiillerinden dolayı Mil- leti kamplara ayırmaya sebep olacak iç İç barışın sağlanması için, etnik kim- tehdit değerlendirmelerinden vazgeçil- liğe ve dini hayata sağlanması gereken melidir. serbestî dahi siyasi bölünmeye sebep MGSB, 2010 yılında yeniden hazır- olmuştur. lanacaktır. Milletin bir kısmının hassasiyetleri, TBMM resmi ideoloji ve karşıtları tehdit olarak değerlendirilerek, bölücü şeklinde bölünmüştür. 28 Şubat zihniyetinin değirmenine su taşınmamalıdır. Çünkü, MGSB de dindarlık ve etnik Geçmişteki hatalar tekrar edilmeme- kimlik iç tehdit olarak gösterilmiştir. lidir. 27 Şubat 2010 İç Tehdit Değerlendirmesi Milleti de Cephelere Bölmüştür; Kamuda başlayan kutuplaşma, tas- fiye getirmiş, Milletin önünde cereyan eden tasfiye de, sokaktaki vatandaşı kamplara bölerken, aile ve akrabalar arasında bile kopmalara sebep olmuş- tur. Bir taraftan bölücü olarak nitelendi- rilen Kürt Vatandaşlarımız devlete küs- türülürken, diğer taraftan da dindar in- sanların devletten soğuması için azami gayret gösterilmiştir. Dini simge taşıyan vatandaşlarımı- zın, eğitim kurumlarına, Üniversitelere ve bir kısım kamu kurumlarına girişleri yasaklanmıştır. İnsanların, televizyonları, gazetele- mayıs-haziran 2010 | ASDER 57 asder14.indd 57 01.04.2010 15:19:23

AKSAJANS mustafa nazif 0212-665 31 52 MAKALE 28 Şubatçılar bu mektuba cevap versin Komutan Silahlarla yakalanan Ergenekon sa- sicil, başındaki örtü dolayısıyla bu kez Ayşe Tufan nıklarına ağıt yakanlar, 28 Şubat süre- ayağına bağ olarak gösterildi. Subaşı’ndan cinde, eşi başörtülü olduğu gerekçesiy- başını açmasını le ordudan atılan subayların ardından Sorun bununla da sınırlı kalmadı. aksi takdirde teneke çaldılar. Binbaşı Hasan’ın eşinin Komutan Ayşe Tufan Subaşı’ndan ba- ordudan atılmak feryadını iyi okuyun. şını açmasını aksi takdirde ordudan durumunda atılmak durumunda kalacağını söyledi. kalacağını Ayşe Tufan, evlendiğinde Bayram İşte silahlı Ergenekon sanıklarına ağıt söyledi. İşte Subaşı üsteğmen idi. Ordunun en ba- düzenlere ithaf olunacak yürek sızlatan silahlı Ergenekon şarılı isimleri arasında gösteriliyordu. bir mektup. sanıklarına ağıt NATO’ya görevli olarak defalarca gön- düzenlere ithaf derildi. “Saygıdeğer Türk Milleti olunacak yürek Türkiye’de şu anda gelişen olaylarla sızlatan bir Sonra sicili başarılarla dolu Bay- gerçekleşen demokrasiye inanarak ve ram Subaşı, birileri için tehlikeli olarak bir asker eşi olarak yıllarca kutsal pey- mektup. gösterilmeye başlandı. Gösterilen tek gamber ocağına küçük yaşlardan beri sebep eşinin başörtülü olması idi. Bir hayatını; vatanına, milletine adamış bir dönem, Ayşe Subaşı için “eşini yurt dı- subayın eşi olarak askeriyede geçirdiği- şında temsil edebilir” denilerek verilen miz yıllarda yaşamış olduğumuz sıkın- 58 ASDER | mayıs-haziran 2010 asder14.indd 58 01.04.2010 15:19:26

AKSAJANS mustafa nazif 0212-665 31 52 MAKALE tı ve üzüntüleri sizlerle paylaşmak iste- Daha sonra orduevlerine başörtülü ola- İki çocuğumu da dim. rak girmemize izin verilmedi. GATA Haydarpaşa Askeri 1986 yılında üsteğmen olan eşim- TEDAVİ İÇİN HASTANEYE ALMA- Hastanesi’nde le evlendiğimde her şey normaldi. İçkili DILAR dünyaya getirdim. gecelere katılmamız konusunda yapılan Fakat 1994 ısrarları saymazsak sıkıntı oluşturacak Sonrasında hastanelere girmemize yılında atamalar büyük problemler yaşamıyorduk. Or- izin verilmedi. Bir arkadaşımın Çorlu As- için personel duevlerine girebiliyor, Askeri hastane keri Hastanesi’nin kapısından gözyaş- eşlerinin ve imkânlarından başörtülü olarak yararla- ları içinde dönüp olayı bana anlatması çocuklarının nabiliyorduk. beni çok üzmüştü. fotoğraflarının toplanmasıyla İki çocuğumu da GATA Haydarpaşa Bu olayların öncesinde komutan eş- başlayan bir Askeri Hastanesi’nde dünyaya getirdim. leriyle diyaloglarımız çok iyiydi. Fakat bunalım sürecine Fakat 1994 yılında atamalar için perso- kafalarında kalıplaşmış bir başörtülü ka- girdik. nel eşlerinin ve çocuklarının fotoğrafla- dın imajı vardı. “Anneannem veya ba- rının toplanmasıyla başlayan bir buna- baannem de başörtülü ama nasıl olurda lım sürecine girdik. senin gibi genç bir hanım bu kıyafette olabilir anlayamıyoruz” diyorlardı. Başörtülü eşi olan subay ve astsu- baylar bu şekilde resmen tespit edilmiş Çünkü onlara göre başörtülü bir ka- oluyordu. Bunu takip eden dönemde zi- dın kültürsüz, eğitimsiz, cahil kadındı. yaretimize gelen başörtülü yakınlarımız Öyle şartlanmışlardı. ve misafirlerimiz lojman nizamiyelerin- de sorunlarla karşılaşmaya başladılar. İhraç edilmemize yakın bir zaman- da komutanımızın eşi başörtümü çıkar- mam konusunda ikna etmek düşünce- siyle telefonla arayıp konuşma isteğini belirtti. Komutanınızın eşiyle görüştüğümde kulaklarımdan hiç silinmeyen sözleriyle şaşırıp kaldım: “Nasıl olurda senin gibi kültürlü, eği- timli, toplumda eşini temsil edebilecek bir bayan örtülü olabilir Ayşeciğim? Ben sizi seviyorum ve bu meslekte kalmanı- zı istiyorum.” Başörtünüzü çıkarmadığınız takdir- de bu diyardan gideceğimizi söyledi. Cevabım “Ben özgür bir bire- yim. Başımı eşim örttürmedi. Ne eşim ne de başka bir şey için başımı asla açmayacağım.,Açtığım takdirde inancı- ma ve kendime saygımın sona erece- ğini, bunu da kabullenebilecek bir yapı- ya sahip olmadığımı söylediğimde içim çok rahattı. Meslekten ayrılacağımızı da bilsem değil mi ki Allah için, inancım için başör- tümden vazgeçmemiştim. Çünkü Yara- danın doğrularla birlikte olduğu inancın- daydım. Bu dünyada örtüm, inancım için birçok imkânlardan mahrum kaldım. SİCİLLERİ DE HAYATLARI DA KA- mayıs-haziran 2010 | ASDER 59 asder14.indd 59 01.04.2010 15:19:29

AKSAJANS mustafa nazif 0212-665 31 52 MAKALE Sorarım size ey RARTILDI yenlerle cezalandırmayı hangi vicdan, paşalar, bu in- Yapmak isteyip de yapamadığım hangi yürek, nasıl kabul eder? sanların suçları eşlerinin örtülü şeylerin sıkıntılarını derinden yaşama- ÖNCE “EŞİNİ TEMSİL EDEBİLİR” olmaları mı, na- nın zorluklarını çektim ama biliyorum ki DENİLDİM, SONRA EŞİMİN İHRACI- maz kılmaları mı, bunun mükâfatını baki olan ahiret ha- NA GEREKÇE OLDUM inançları gereği yatında alacağım. Bunun içinde vicda- Kur-an’ı Kerimi ve nen çok rahat ve huzurluyum. Ahireti, Binlerce insanın yargısız infaza ma- tefsirlerini oku- mahşer gününü bekliyorum. Biliyorum ruz kalmasını hangi yürekler kabullene- maları mı? Bizler ki mazlumların ahı yerde kalmayacak. biliyor? Oysa ihraç edilen askerlerimizin de tüm halkımız birçoğunun sicilleri takdir belgeleriyle da biliyoruz ki Eşimin görev yerleri büyük dolu. inanan, İslam’ın karargâhlarda geçiyordu. 1 nci Ordu, şartlarını yerine 2nci Ordu gibi. Birçok zorluklara bera- Sorarım size ey paşalar, bu insanla- getiren insanlar- ber katlandık. Kutsal ve şerefli görevle- rın suçları eşlerinin örtülü olmaları mı, dan ne orduya, ne rin ağırlığı, sorumluluğu ailece hepimi- namaz kılmaları mı, inançları gereği millete zarar gel- zin omuzlarındaydı. Kur-an’ı Kerimi ve tefsirlerini okumaları mı? Bizler de tüm halkımız da biliyoruz mez. Ne oldu da bizler bu sorumluluğun ki inanan, İslam’ın şartlarını yerine ge- bilincine vakıfken, ordumuzun her tür- tiren insanlardan ne orduya, ne millete lü menfaatini her şeyin üstünde tutar- zarar gelmez. ken bir ayrımcılığa maruz kalarak yıl- larca vatana hizmet etmiş, temiz vatan Böyle insanlar neden ordumuza hiz- evlatlarını ordudan ihraç edilerek sicille- met etmesinler? Neden engellesinler? ri de hayatları da karartıldı. Oysa eşim, Şu cennet misal ülkemizde çözmemiz orduda komutanları tarafından dürüst- gereken birçok sorunlar varken neden lüğü ve çalışkanlığıyla takdir gören bir bizler birbirimizi incitip acıtıyoruz? Binbaşıydı. Siyasetçilerimize soruyorum, paşa- Yurtdışında NATO tatbikatlarına ka- larımıza soruyorum, neden neden? tılmış, vatanı aşkına zor olmasına rağ- men bizlerin hasretine katlanıp çocuk- Yapılan bu ayrımcılık yüzünden mes- larını gözyaşları içerisinde bırakarak, leğinden ihraç edildiği için canına kıyan vatanını müdafaa için Tunceli’ye de git- sağlığı bozulan askerlerin hesabını kim miştir. verecek? Senelerce her sıkıntıya göğüs ge- Vicdanınız hiç mi rahatsız olmadı? rip sonunda bu vatanın üvey evlatları Bizler bu vatanın evlatlarıyız, düş- gibi muamele görmeyi, hak edilenlerle manları değil. Hepimiz bu ülkede kar- mükâfatlandırılmak yerine, hak edilme- deşiz. Tek yürek olmak neden bu kadar zor anlayamıyorum. Şimdi soruyorum, or- dudan ihraç edilen eşimin yurtdışı gö- revi için komutanların hazırlamış oldu- ğu nitelik belgelerinde “eşini yurtdışında temsil edebilir” denilen ben, nasıl oluyor da eşimin ihraç edilmesine de sebep oluyorum? Yorumu saygıdeğer Türk halkına bı- rakıyorum. Yüreği acıyan, kanayan başörtülü kardeşiniz, Ayşe Tufan Subaşı Haber 7 60 ASDER | mayıs-haziran 2010 asder14.indd 60 01.04.2010 15:19:31

AKSAJANS mustafa nazif 0212-665 31 52 MAKALE “İskender Pala”ya Bir Şükran Hikâyesi asder14.indd 61 01.04.2010 15:19:34

AKSAJANS mustafa nazif 0212-665 31 52 Mehmet ERDİL fotograf:www.mustafanazif.com En güzel zama- Mahalle arasında lalettayin bir nal- liğinden her nedense sarfı nazar eyle- nım, kendisiyle burdu... miş, iyi bir edebiyatçı idi. birlikte bulundu- ğum ve kelimele- Mütevazı dükkanının rafları ne do- Hırpani bir görüntü sergilemesi, aca- rimizin, hararet- luydu ne boştu... ba yapamadığı öğretmenliğine duydu- li kelâmlarımızın ğu özleme karşı bir protesto muydu. havalarda uçuştu- Girişte çivi kasaları, yanındaki du- ğu o sıcak yazıha- varda asılı hortumlar vardı. Ön tarafta O, bunu hiçbir zaman söylemiyordu. birkaç evye, yerde uzatılmış pimaş hor- Hafıza ve hatıralarında yüklü, dünya ne ortamıydı. tumlar bulunuyordu. kadar şiirler, olaylar, yorumlar vardı... O beni tanıyor, Çok güzel konuşuyor, çok güzel de- ben onu biliyor- Yazıhane masası üzerinde her defa- ğerlendirmeler yapıyordu. dum. Ellerini iki sında farklı bir kitap olur, dükkana gir- Bulunduğu mekân itibariyle çamura yana açarak beni diğinizde kitabı açık fakat yüzükoyun düşmüş altın gibi cümlesi onun için tam karşılaması be- masaya çevirili, duruyor görürdünüz. da yerine oturacak, kendisi için hiç de il- nim de aynı şe- Bundaki hikmet, galiba tek tük de olsa tifat sayılmayacak bir tabir olurdu... kilde mukabele gelen müşterisiyle ilgilenirken sahife- En güzel zamanım, kendisiyle birlik- edişim, samimiye- den ve olaydan kopmamış olmaktı... te bulunduğum ve kelimelerimizin, ha- timizin ilk elden raretli kelâmlarımızın havalarda uçuştu- en büyük delili idi. Kirli sakallı hali, taranmamış saçları ğu o sıcak yazıhane ortamıydı. ve üzerinde kış boyunca aynı olan so- O beni tanıyor, ben onu biliyordum. luk renkli kabanıyla müflis bir tüccar gö- Ellerini iki yana açarak beni karşılama- rüntüsü veriyordu... sı benim de aynı şekilde mukabele edi- şim, samimiyetimizin ilk elden en büyük Zaten malzeme alıp “yarın getiririm” delili idi. diyenlerin aylardır dükkanın önünden Bütün bunlara rağmen her defasın- geçmediklerini söylüyordu. da ona hep söylemek isteyip de söy- leyemediğim önemli bir hususu bu kez O, Ömer Bey’di... 15 yıl önce bir okulda sadece yarım gün görev yapmış, sonra babasının bu mütevazı dükkanını tercihle öğretmen- asder14.indd 62 01.04.2010 15:19:38

AKSAJANS mustafa nazif 0212-665 31 52 anlatmaya karar vermiştim. di ak sayfalara? YAŞ kararlarının Bu sohbet, benim anlatımımla birçok Sabahları mesaiye gider gibi kalktı- tebliğiyle baş- layacaktım işe, “YAŞZEDE”yi de anlatmış olabilece- ğımı ve kapıya her yöneldiğimde “ha- sonra devamın- ği bir roman vücuda getirme hakkında, nım ben gidiyorum” deyip gidemediğimi da yaşadıklarımı, “beraberce ne yapabiliriz?” muhabbe- yazabilir miydi? hissettiklerimi, ti olacaktı... Acaba bir şeyler yapabilir çaresizliklerimi, miydik birlikte? Cigaramın dumanını satırlarında özlemlerimi, duy- dondurabilir miydi? duklarımı, tanık Nihayet o gün geldi... olduklarımı anla- “Seni dinliyorum” dedi; çaylar peşpe- Telefonlarımın neden sustuğunu, tacaktım... şe bardaklarda dibini buluyordu. Zaten kapıma kimselerin neden gelmediği- O ise, bütün bu gelen müşteri de yoktu. ni, dostlarımın beni ne kadar da çabuk anlattıklarımı O, ne söyleyeceğimin merakıyla, unuttuklarını anlatabilir miydi? kalıba dökecek, ben de “nasıl başlayayım”ın hesabıyla ham madde ma- cigaralarımızdan derin nefesler çekiyor, Akrabalarımın, kardeşlerimin neden mul madde haline efkârla üflüyorduk sonra... böyle bir günde yanımda olmadıklarını, gelecek, okuyu- Aslında, ben ona “beni” anlatacak- ablamın; “yapmasaydı da dincilik... atıl- culara sunulacak tım uzun uzun… masaydı” türündeki sözlerinin yüreğim- profesyonel tarz- Eğer başlasaydık gece boyu süre- de açtığı derin yaranın al rengini tonla- da bir eser vücut cekti bu. yabilir miydi kağıtlara? bulmuş olacaktı! YAŞ kararlarının tebliğiyle başlaya- caktım işe, sonra devamında yaşadık- Tıpkı koca şairin dediği gibi; larımı, hissettiklerimi, çaresizliklerimi, Ağlarım ağlatamam; hissederim, özlemlerimi, duyduklarımı, tanık olduk- söyleyemem, larımı anlatacaktım... Dili yok kalbimin, ondan ne kadar O ise, bütün bu anlattıklarımı kalı- bîzarım! ba dökecek, ham madde mamul madde Bu mısradaki kalbimin dili olabilir haline gelecek, okuyuculara sunulacak miydi? Bunları o yaşamadı ki! profesyonel tarzda bir eser vücut bul- Bu yüzden olamazdı. O akşam ka- muş olacaktı! naatim böyle olmuştu. Nisyanla malul olan hafıza-i beşerin, Ben ve benim gibilerin 19 yıldır biri- bu vakayı unutmaması lazımdı. ken o kadar çok hikâyelerimiz vardı ki; Yapabilir miydi? Anlatabilir miydi? Hepsi yüreklerde kilitli ve saklı kal- Yazabilir miydi? dı... Kendi kendime hep bunları soruyor- Benim her defasında “konuşmak dum... paylaşmak istediğim önemli bir husus” Meselâ; son kez kapı eşiğinde eğilip dediğim bunlardı... Anlatamadım. Yine botlarımın bağını nasıl çözdüğümü res- başka muhabbetlere dalmıştık. medebilir miydi sayfalara? Bir gün “İki Darbe Arasında” kitabını Teyzesinin kucağında üç yaşında- duydum. Allah 19 yılın hülasasını yaşa- ki çocuğumu yolcu ederken, otobüsün yarak anlatacak birini, meğer bizim için penceresinden bana bakamadığını, bu ihraç ettirmiş... yüzden yüzünü avuçlarına alıp nasıl da Yani en azından ben böyle düşün- kapattığını ve ağlatarak ağladığını anla- düm... tabilir miydi? Ve “İki Darbe Arasında” isimli bu his- Otobüsün hareket anında, onlara el lerimize, hatıralarımıza tercüman olan sallayan mecalsiz kolumun havada bir güzel kitabın sayfalarında, kendimi ve o yana bir bu yana mekaniki olarak her her “YAŞZEDE”nin ayrı bir yanını gör- eğilişinde, yüreğimin aynı uyumla nasıl düm. eğilip ağrıdığını, o ağrıyla bütün hücre- Teşekkürler İskender PALA. Allah ra- lerimin nasıl acıdığını resmedebilir miy- zı olsun. Allah senin de, şu buhranlı günlerde savrulan yürekleriyle hepimizin de yâr ve yardımcısı olsun. 19 Mart 2010 mayıs-haziran 2010 | ASDER 63 asder14.indd 63 01.04.2010 15:19:41

AKSAJANS mustafa nazif 0212-665 31 52 N O S TA L J İ Kayhan TOMAÇ Emekli edildiğim Sizi tanıyabilir miyiz? tarafından; biri benim bölüğümde görev kararını çok Ben Kayhan Tomaç; 1963 Bandır- yapmakta olan 4 Astsubayın; Komutan- ma doğumluyum. Babam Hava Astsu- lıktan gelen emirlere göre; eşlerinin ba- ilginç bir şekilde bayı olarak görev yapmıştı. 1977-1981 şörtüleri olmasından dolayı ilişiklerinin öğrendim. Emekli yıllarında Bursa Işıklar Askeri Lisesin- kesileceği bildirilmişti. Benim bölükte edilmemin birkaç de okudum; 1981-1985 yıllarında Ka- Ordudonatım Kademe Komutanı olarak ra Harp Okulunda okudum; Ağustos görev yapmakta olan Astsubayın ilişiği- ay öncesinden 1985’te Jandarma Ulaştırma Subayı nin kesilmesi için sicil doldurmak üzere aynı gemide olarak mezun oldum. bir 7 ya da 14 Mayıs Perşembe günü 1985-86 yıllarında İzmir Gaziemir’de akşamı beni makamına çağırmıştı. Bu- görev yaptığım Sınıf Okulu; rada kendisiyle uzun süre konu hakkın- altı arkadaşımız 1986-1993 Söğüt Jandarma Ulaş- da görüştük. Bu arada benim için de tırma Er Eğitim Tabur Komutanlığında aynı şeyin sözkonusu olacağını, ancak hakkında ilişik Bölük Komutanlığı; bir sonraki döneme kalacağını kendisi kesme ile ilgili 1993-97 yıllarında Ankara Jandarma orada belirtti. Şayet eşim başını açar- Genel Komutanlığında Karargâh Suba- sa sıkıntı kalmayacağını söyledi. Tabii işlemlerin yı; ben hem kendi Astsubayım için “SİLAH- başlatıldığını tüm 1997-98 yıllarında Söğüt’te tekrar LI KUVVETLERDE KALMASI UYGUN Bölük Komutanlığı görevi; en son Tabur DEĞİLDİR KANAATİNE KATILMIYO- gemi personeli S3 (Tabur Harekât ve Eğitim Subayı) RUM. DISIPLINLI VE ÇALIŞKAN BIR olarak biliyor idik. olarak görev yapmaktayken; 6 Ağustos ASTSUBAYDIR” kanaatiyle sicile imza 1998 tarihinde YAŞ Kararı ile ilişiğimin attım; kendi durumumla ilgili olarak da kesilmesine karar verilmiş; ertesi gün zaten beni tanıyordu; olmayacağını bi- de ilişiğim kesilmiştir. liyordu. O şekilde konuşup anlaştık. Bu şekilde ilk olarak Ağustos 1998 şurasın- Emekli edildiğinizin kararı size ne da ilişiğimin kesileceğini öğrendim. şekilde tebliğ edildi, o anki duygula- rınızı anlatabilir misiniz? Duygu olarak Tabii hem Astsubayın sicilini imzalamamış olmam önemliydi Mayıs 1998 tarihinde Tabur Komutanı benim için; hem de buna bağlı olarak kendi durumum. Aslında sonrasında ili- şikleri kesilene kadar 4 Astsubayın du- rumu benim için kendi durumumu ikinci plana itmişti gerçekten. Çünkü hepsi de gerçekten çok çalışkan insanlardı. İrticai faaliyetle falan işleri olmayan kişilerdi; bırakalım irticai faaliyetleri; bunlar köy- den gelmiş, hayat standartları buna gö- re düzenlenmiş, ekmek parası derdinde olan kişilerdi. Aile yapıları da doğal ola- rak Anadolu yapısında olan kişilerdi. Ta- bur Komutanı da aynı kanaatteydi; ama emir yukarıdan ve kesin olarak gelmişti, yapacak pek fazla bir şey de yoktu. İşin ilginci, bu personel için yaşanmış bir sü- reç olmadı; yani takip, tebligat, vs falan. Kısaca emir verdiler, oldubittiye gittiler. Belki de istense ikna edilebilecek kişi- lerdi; ama olmadı, ekmek paralarından oldular. 64 ASDER | mayıs-haziran 2010 asder14.indd 64 01.04.2010 15:19:45

AKSAJANS mustafa nazif 0212-665 31 52 N O S TA L J İ Başınıza bu şekilde bir hadise ge- Son sene görevimde Söğüt’te çalış- Sekiz yıllık leceğini hissetmiş miydiniz, neden? ma ortamımız çok iyi olmuştu. 2 Mayıs meslek hayatım 1998 tarihi itibariyle Tabur Komutanı boyunca en O yıllarda devam eden bir süreç ol- Cahit Yılmaz ve Tugay Komutanı Tuğg. ufak bir baskı duğundan; Ankara’dan Söğüt’e tayini- İsmet YEDİYILDIZ tarafından verilen ve uyarıyla miz çıktığında eşimle konuyu değerlen- sicillerim tam sicil olan 100’er puandı. karşılaşmadım. dirdik; muhtemelen bu durum başımıza Ayrıca her ikisinin de kanaatlerinde “KI- Aksine son gelir diye değerlendirdik. Her şeyi göze TA KOMUTANLIĞI YAPABİLİR” ibaresi derece el üstünde alarak, herhangi bir tedbire gerek gör- mevcuttu. Yani 2-3 sene içinde Söğüt tutuldum. meden gittik; ayıp ya da kusurlu ya da Ulaştırma Tabur Komutanı olabilmem Yanılmışım. kanunsuz bir şey yapmıyorduk netice- söz konusuydu; zaten planlama da bu Çünkü beni el de; ama başımıza gelebileceğini tahmin şekildeydi. Bu siciller dosyamda aynen üstünde tutmakla ettik. Fakat olmayacakmış gibi her za- bu şekilde, her iki komutanımın da ça- sağ gösterip man şerefimizle çalıştık Tabii ki. lışma, ahlak ve disiplin hakkında methi- sol bir darbe yeleri ile görülebilir. vurmuşlardı. Son görev yeriniz neresiydi, göre- viniz neydi? Takdir ya da cezalarınız var mıy- dı? Söğüt Jandarma Ulaştırma Er Eğitim Tabur Komutanlığında Tabur Komuta- 1997 Aralık ayında, Karargâhtaki ça- nından sonra en kıdemli subaydım; Ta- lışmalarımdan ötürü; batı garnizonları bur Harekât-Eğitim Subaylığına tayinim personeline verilen “ÜSTÜN ÇALIŞMA” çıkmıştı. En son bu görevdeydim. nedeniyle para ödülünü aldım. O dö- nemde OHAL bölgesindeki personele Amirleriniz ve çalışma arkadaşla- madalya verilmesi birinci ödül idi; batı rınızın bu olaya tepkisi nasıl oldu? birliklerinde de ilk sırada bu ödül verili- yordu. Ceza olarak özel bir cezam yok- Tabur Komutanı J. Kd. Binbaşı Ca- tu. hit Yılmaz idi; lojmanda da komşu idik; kendisi iyi bir insandı; emir gelene ka- Ne ile suçlandınız? dar birlikte bir sıkıntı yaşanmadı. Ancak Herhangi bir suçlama yapılmadı; be- emir geldikten sonra yapacağı pek fazla lirttiğim gibi Tabur Komutanı ile bir ak- bir şey kalmamıştı. Eşi en son verdikleri şam konuştuk; süreç başladı; “DİSİP- yemekte gerçekten ağladı; üzüldüklerini LİNSİZLİK” gerekçesiyle “YAŞ” kararı biliyorum, çünkü ailecek çok iyi bir diya- ile ayırdılar. logumuz vardı. Ekteki resimde görüldü- ğü gibi; benim nöbetlerimde bizim hanı- Suçlanmış olduğunuz özellikler mı ve çocukları alıp tabura beni ziyarete gerçekten sizde var mı? Silahlı Kuv- gelirlerdi. Dağ evi dediğimiz bir yer var- vetlere ilk nasbınızdan itibaren hiç dı, burada mangal, köfte, vs tarzında eğlencemiz olurdu. Sağ olsun beraber- ce gelirlerdi, hafta sonu nöbetlerinde fa- lan. Diğer mesai arkadaşları da üzüldü- ler doğal olarak. Zaten Söğüt’te toplam 8 sene görev yaptığımdan ve benimle beraber başka bir binbaşımın da aynı şekilde ilişiği kesildiğinden; hem perso- nelde, hem de Söğüt halkında ciddi bir üzüntü yaşandı o günlerde. Amirlerinizle aranızdaki diyalog nasıldı? mayıs-haziran 2010 | ASDER 65 asder14.indd 65 01.04.2010 15:19:49

AKSAJANS mustafa nazif 0212-665 31 52 N O S TA L J İ Amirlerim sorun yaşadınız mı? İnsan haklarına takip ettiler, acaba babam üzülür mü arasında aykırı herhangi bir muameleye maruz diye; biraz kendilerini üzdüler, sanırım sevildiğimi çok kaldınız mı? artık önemsemiyorlar. iyi biliyorum. Bunlar aldığım Ben Jandarma Teşkilatında görev Ailelerimize tepki göstermelerine fır- takdirnameler yaptığım sürece, 28 Şubat sürecine ka- sat vermedik; özellikle kayınpederim bi- ve mükâfat dar görev yaptığım birliklerde bu tip sı- ze her yönden sahip çıktı; bu bakımdan izinlerinden kıntılar yaşamadım. Gerek Söğüt Garni- biraz daha az hasarlı geçti sıkıntılı ilk belli oluyordu. zonunda; gerek Ankara’da bir problem günlerimiz. Onun dışında zaman zaten Sadece makine yaşamadık. Ancak 1995 sonrasında bizim haklılığımızı; bunarı bize yapan- bölümü değil Lojman, Orduevi gibi yerlere eşimle ların ne olduğunu çok net bir şekilde gemi bünyesinde beraber girememeye başladık. Zaten ortaya koydu. çalışmalarıyla gazino ve benzeri yerlerden istifade takdir edilen ihtiyacımız olmadı Ankara’da, Söğüt’te Bu mesleğe girerken başınıza övünmek de en son sıkıntı olmadı. Sıkıntı olacağı böyle bir hadise geleceği hiç aklınıza anlamında değil döneme girildiğinde de ilişiğimiz kesildi. geldi mi, ya da hangi duygularla bu gerçek anlamda Bunların dışında çok özel bir davranışla mesleği tercih ettiniz, ne umdunuz, itibar gören sayılı karşılaşmadım. ne buldunuz? Tüm olaylardan sonra personelden birisi mesleğinize, amirlerinize bakış açı- idim. Öyle ki içki Başınızdan geçen bu hadiseler nız değişti mi, ya da çağırsalar döner içmediğim halde ruhsal durumunuzu nasıl etkiledi, misiniz? dış limanlarda hiç psikolojik tedavi gördünüz mü? beraber Yukarıda bahsettiğim gibi; bize ya- dolaştığımız Ben psikolojik tedavi görmedim. Ta- pılanların yanlışlığını zamana bırak- subaylar vardı. biidir ki; 21 yıllık bir alışkanlığımdan vaz- mıştım; zaman bizi haklı çıkarır, bu geçmek durumundaydım, mesleğimi de adamların yanlışı günün birinde anlaşı- seviyordum. Halen de sevmekteyim. lır diyorduk. Ancak gelişmeler beklediği- Hatta bazen arkadaşlarla konuşurken, mizden de hızlı oldu, çok erken HAKLI- iyi maddi imkânım olmasına rağmen ça- LIĞIMIZ anlaşıldı. Bize yapılanlar hiçbir ğırsalar giderim gibi geliyor bana. Kıta zaman vicdanlarda yer bulamadı. As- hayatı, askerler, oradaki o kutsal hava; kerlik mesleği iyi bir meslek, ben mes- çok çalıştım, çok sevdim. Bu nedenle leğimi seviyorum. Dön deseler, sanırım bir bağ sanırım devam edecek dönerim. Eş ve çocuklarınız ile birinci dere- Bugün gerçekçi bir bakışla değer- ce yakınlarınız ne şekilde etkilendi? lendirdiğinizde size haksızlık yapıldı- ğını düşünüyor musunuz? Eşim rahatsız oldu elbette; ancak hiçbir zaman ona suçluluk psikolojisini Bana yapılanlar her yönden haksız- yaşatmadım; bu dava ikimizin davasıy- lıktı. Birlikte bir Yüzbaşı, erlerin maaş- dı; haksızlık yapan onlardı çünkü. İki larını, bankamatik kartlarından paraları- kızım var. İlk günlerde onlar beni çok nı götürdü; ortaya çıkarıp mahkemeye verdik, adamın aldığı kesin belgeli. Şu anda hala görevine devam ediyor. Kaldı ki, bu olayda muhakkik bendim. İlk ola- rak açığa alındı bu yüzbaşı, sonrasında benimle ilgili olarak eşimin başörtülü ol- ması, kendisinin laik bir hayat tarzı sür- düğünü belirtir bir dilekçe vermiş. Eski- şehir Askeri Mahkemesinde bu durum sıkıntı çıkarmış sanırım. Yüzbaşının önce açık hali kalktı, sonrasında devam 66 ASDER | mayıs-haziran 2010 asder14.indd 66 01.04.2010 15:19:53

AKSAJANS mustafa nazif 0212-665 31 52 N O S TA L J İ eden süreçte görevine dönmüş sanırım. Buna benzer her birlikte olması muhte- mel yolsuzluklara karışan insanlar gö- revlerine devam ederlerken benim bu şekilde mağdur edilmem kabul edilebilir bir şey olamaz Tabii ki. Bana yapılanlar HAKSIZLIK’tır elbette. Amirleriniz sizi niçin korumadı? Aslında neticesinde kaybetmiş olma- Yapacakları bir şey yoktu bana gö- ma rağmen; davayı kaybettiğime değil; re, bir de olaylar Amir korumasını aş- açtığıma üzüldüm desem doğrudur. mış, o yılların ideolojisi haline gelmişti. Yapılan haksızlığa bir tepkiydi sanırım Yapmamak zor, hatta imkânsız gibiydi. benimkisi. Çünkü Tabur Komutanı bunu Özellikle küçük garnizonlarda yapabile- hak etmemişti. ceğiniz pek fazla bir şey olamaz zaten. Standart basit, hanımı başörtülüyse atı- Sizin emekli edilmenizde etkisi lacak. Ne yapılabilir? olan herkese neler söylemek istersi- niz? Avrupa İnsan Hakları Ülkemin şu anda bu hale gelmesin- Mahkemesi’ne başvurdunuz mu, so- de, bu süreci bizlere ve ülkemin tüm insanlara yaşatan bu insanların sebep nuç ne oldu, neden? olduğuna inanıyorum. Halkımız zaten onların hepsine söylenmesi gerekeni Başvurdum, olumsuz sonuç çıktı, bir söylemiştir. Umarım bundan sonra bu ülke bu tip gereksiz süreçleri yaşamak şey olmadı. Fazla da üstelemedim. zorunda kalmaz ve bu durumlara düş- mez. Emekli edildikten sonra ne yaptı- nız, aile, akraba vb. çevrenizde nasıl karşılandınız? Ufak maddi sıkıntılar hariç; ciddi bir sıkıntım olmadı. Şu anki durumunuz nedir, aileni- Yüksek Askeri Şura Kararları hak- rütbeli olarak zin geçimini karşılayabiliyor musu- kındaki düşünceleriniz? çalıştığım sekiz nuz? yıl boyunca hiçbir Mutlaka değiştirilmeli ve bu keyfilik şekilde üstlerim Şu anda; maddi olarak rahatım ol- bitirilmelidir. Bu süreç, sadece Silahlı tarafından dukça iyi. Kuvvetler için değil; tüm kurumlar için ne rahatsız incelenmeli ve bu tip çağdışı ve haksız edildim ne de Emekli olduktan sonra amirleri- uygulamalara son verilmelidir. cezalandırıldım. nizle hiç karşılaştınız mı, nasıl oldu? Üstelik son Okuyucularımıza vermek istediği- derece sevildim. Benim terhis belgemi er olarak hazır- niz son mesajınız nedir? Takdir edildim, lamışlardı. Bu nedenle Asliye Hukukta mükâfatlar Tabur Komutanı aleyhinde beni küçük Ben DİSİPLİNSİZ değilim; ben İR- aldım, hediye düşürdüğü gerekçesiyle tazminat dava- TİCACI değilim. Ben ÜLKEMİ SEVİ- mükâfatı almaya sı açmıştım; bu esnada tabur komutanı YORUM, Ben ASKERLİK MESLEĞİNİ layık görüldüm. değişti; yeni komutan kanalından yedek seviyorum. Ben ve ailem; herkes gibi Burada tek subay olarak yeni terhis belgesi veril- bu ülkeyi seven ve bu topraklarda ya- çektiğim sıkıntı di. Tabur Komutanı ile bu vesileyle za- şamak isteyen; Müslüman bir Türk ai- çok çalışan bir man zaman görüşme imkânımız oldu, lesiyiz. Başka bir şey aramaya gerek personel olarak bir problem yaşamadım. Kendisi dava yoktur. diğer personel açmamdan dolayı üzüldüğünü belirtti. gibi kanuni iznimi Saygılarımla. bile rahatlıkla kullanamıyordum. mayıs-haziran 2010 | ASDER 67 asder14.indd 67 01.04.2010 15:19:57

AKSAJANS mustafa nazif 0212-665 31 52 BASINDAN Bir ülkede, bir Başörtüsü Ne olmuş, askerlerle bazı yargıçlar başbakanın eşi, bundan hoşlanmıyorlarmış. Ahmet Altan sadece giyim Bu ülkede insanların nasıl giyinece- biçiminden dolayı Ne anlamı var, ne zarafeti var, ne ğine askerlerle yargıçlar mı karar vere- zekâsı var, tümüyle anlamsız, kaba, cek? o ülkedeki bir zekâdan yoksun bir yasak. askerî hastanede Askerlerle yargıçlar, bu ülkede yaşa- Askerî hastanelere başörtüsünü yan insanların “efendileri” mi? yatan bir “türban” biçiminde bağlayan kadınları sanatçıyı ziyaret almıyorlarmış. Yaşama biçimlerimizi onların emirle- rine ya da zevklerine göre mi ayarlaya- edemiyorsa Hastanelerin girişlerinde “iğne kutu- cağız? o ülkede bir ları” bulunuyormuş, “türbanlı” kadınların “hastalık” var türbanlarını tutturmak için kullandıkları Bir insan “inancından” dolayı böyle “iğneler” burada çıkartılıyor, örtüleri as- giyiniyorsa kimse onun inancına ya da demektir. kerlerin istediği biçimde çene altından giyimine müdahale edemez. bağlanıyormuş. Askerî hastaneleri ziyaret edenler Bir kadının saçlarını hangi biçimde “asker” değil, oraya “orduya yazılmaya” örteceğinden askerlere ne? gitmiyorlar, bir hastayı ziyarete geliyor- lar, neden “askerî talimatnamelere” uy- “Çağdaş, modern” olduklarını sanan gun giyinmek zorunda kalacaklar? birçok insanın bu manasız yasağı des- teklediğini de görüyoruz, bir de tam ter- Asker mi onlar? sini düşünsünler; belediyelere ait kuru- Bizim generallere bakarsanız bu luşlara kadınların başının açık girmesi ülkede “herkes asker”, herkes onların yasaklansa ne diyecekler? emirlerine uymak zorunda. Bir ülkede, bir başbakanın eşi, sade- Bir kadının “saçlarıyla” ilişkisi resmî ce giyim biçiminden dolayı o ülkedeki otoritelerce belirlenebilirse, bunu “man- bir askerî hastanede yatan bir sanatçıyı tıklı” bulursanız, bir başka “resmî” otori- ziyaret edemiyorsa o ülkede bir “hasta- tenin de “saçlarla” ilgili bir başka yasak lık” var demektir. koymasını da mantıklı bulmak zorunda- Üstelik çok da kaba bir davranış bu. sınız. Başbakan, “eşinin gözyaşlarını” gör- mek zorunda kalmış. “Açarsa haklı, kapatırsa haksız” di- Nasıl acı çektiğini tahmin etmek zor yemezsiniz. değil. Eşinin başı bağlı olan birçok erkeğin Bir kadının saçlarını ne yapacağına aynı şekilde “eşinin gözyaşlarına” şahit karar verecek resmî bir merci yoktur. olup kahrolduğunu tahmin edebiliyo- rum. Bir kadının saçlarını açmasını ya Kimin böyle bir hakkı var, kim ne hak- da kapamasını emretmek aynı şekilde la bu insanlara ıstırap çektirebiliyor? mantıksız ve manasızdır. Bu zorbalığı bu ülkede sona erdir- mek gerekiyor artık. İkisi de zorbalıktır. Eski moda bir diktatörlüğü bu çağda İster açar, ister kapar, isterse başör- hâlâ sürdürme çabasından başka bir tüsünü çenesinin altından bağlar, ister- şey değil bunlar. se türban biçimine sokar, kime ne? Bu zihniyet, “insanların Batılı gibi gi- Bir hastane ziyareti, nasıl olur da bir yindiği Doğulu bir diktatörlük” peşinde, örtü nedeniyle yasaklanabilir? “Türbanlı” kızları üniversitelere sok- muyorlar, “türbanlı” hanımları askerî hastanelere almıyorlar. 68 ASDER | mayıs-haziran 2010 asder14.indd 68 01.04.2010 15:20:00

AKSAJANS mustafa nazif 0212-665 31 52 BASINDAN bunu da çağdaşlık sanıyorlar; çağdaşlık Taraf Gazetesi web sayfası, İnancı sebebiyle giyimle olmuyor, fikirle, yaratıcılıkla, öz- 04.02.2010 yaşadığı gürlükle oluyor. haksızlıkları “Ya eşin başını açacak gözler önüne Dindar kardeşlerimizin de bu yaşa- ya da...” seren Budak, nanlardan bir sonuç çıkarmaları gereki- YAŞ kararlarının yor, onlara inançlarından dolayı yapılan- YAŞ kararıyla ordudan atılan Niyazi yargıya lardan daha beteri Kürtlere ırklarından Budak, “Eşin Allah rızası için başını ör- açılmasıyla ötürü yapılıyor, aynı tür acılara Aleviler tüyor, ama emir var: Ya açacak, ya da mağduriyetlerin de hedef oluyor. atılacaksın” diye uyarıldıktan sonra ih- son bulacağına raç edilmiş. olan ümidini dile Bu gizli diktatörlüğe sadece “kendi getirdi. özgürlüğünü” sağlamak için karşı çık- 1997’de yeni yüzbaşı olmuşken YAŞ mak bir sonuç getirmez, her türlü bas- kararıyla ordudan atılan Budak, atılma kının ortadan kalkması gerekir; Kürtler, öncesi tabur komutanının kendisini “Se- Aleviler, solcular, emekçiler, dindarlar ni bir yıldır takip ettiriyorum. Eşinin ba- hep birlikte “özgürlük” için dövüşürlerse şörtüsünü Allah rızası için taktığına ben bir sonuç alınır. inandım. Çünkü astların arasında ayrım yapmadın, işini düzgün yaptın. Ama yu- MHP’nin ikiyüzlülüğü son “hastane” karıdan kesin emir var; ya eşin başını tartışmasında ortaya çıktı, bir anda “as- açacak ya da ordudan atılacaksın” diye kerleri” destekleyiverdiler, eğer başör- uyardığını anlattı. tüsü için dövüşen dindarlar, Kürtlerin, Alevilerin, emekçilerin hakları için dö- “BAŞÖRTÜSÜ ATATÜRK İLKELE- vüşmezlerse MHP gibi olurlar. RİNE TERS” MHP gibi olmak ister misiniz? “Yüzbaşı oluyordum. Rütbe törenine Beğendiniz mi onların yaptıklarını? eşimle gelmem istendi. Tesettürlü alma- Dürüst bir insan, herkesin hakkı için dıkları için götürmedim ve savunmamda mücadele eder. o şekilde ifade ettim. ‘Başörtüsü Atatürk “Eşinin ağladığını” gören Erdoğan’ın ilke ve inkılâplarına aykırı, çağdaş ya- nasıl içinin acıdığını anlayabiliyorum, şama ters, subay eşine yakışmaz’ diye benim varlığımla yokluğumun hiçbir bir yazı verip, daha sonra ihraç ettiler.” fark yaratmayacağını bilsem de sonuna kadar başbakanın ve eşinin yanında- Ya eşin başını açacak, ya ordudan yım bu meselede ama başbakan da bu- atılacaksın na benzer acıların Kürtlerin, Alevilerin, işçilerin evlerinde nasıl yaşandığını bilip NAMAZ kıldığı ve eşi başörtülü oldu- sonuna kadar onların yanında olmalı. ğu gerekçesiyle yüzbaşılık rütbesindey- Zorbalığa bir bütün olarak karşı çık- ken Yüksek Askerî Şûrâ (YAŞ) kararıyla malıyız. Türk Silâhlı Kuvvetleri’nden (TSK) atı- Kimsenin zorbalıklardan dolayı ağla- lan Niyazi Budak, Yeni Asya’ya konuştu. madığı bir ülke yaratmak bizim elimiz- İnancı sebebiyle yaşadığı haksızlıkları de; kararlı bir şekilde zorbalığa karşı gözler önüne seren Budak, YAŞ karar- çıkar, sadece bize benzeyenleri değil larının yargıya açılmasıyla mağduriyet- bize benzemeyenleri de savunursak lerin son bulacağına olan ümidini dile zorbalık da biter, gözyaşları da. getirdi. Hepimiz aynı zorbalığın kurbanıyız çünkü. Hangi tarihteki YAŞ kararı ile ordu- dan ayrıldınız? mayıs-haziran 2010 | ASDER 69 asder14.indd 69 01.04.2010 15:20:03

AKSAJANS mustafa nazif 0212-665 31 52 BASINDAN Bizim esas 1997 Aralık Şurası’nda. Yani 28 Şu- kestirip attı. sıkıntımız, bat sürecinin olanca hızıyla devam etti- Ben odamda—çok şükür —namaz tayinimizin ği zamanlar. Ağustos 1996 kılmaya devam ettim. Belki namaz kıl- tarihinde İzmir’e Size isnad edilen suç ve suçlar ne- mamı kimse görmüyor diye bu konuyu çıkmasıyla lerdi? böyle kapattık. Başörtüsü meselesine başladı. İzmir Ege gelince; bu da uzun bir süreç ama ben Ordu’da göreve YAŞ kararı bana tebliğ edilirken, di- kısaca anlatmaya çalışacağım. Başör- başladıktan siplinsizlik olarak tebliğ edildi. Tabiî ki tüsü ile ilgili de sıralı komutanlardan sonra Tabur disiplinsizliğin altında yatan neden, na- çeşitli ikazlar aldım. Ben de eşimin ba- Komutanı namaz maz kılmam ve eşimin başörtülü olma- şörtüsünün tamamen bizim inancımız- kıldığımı öğrendi. sıydı. dan kaynaklandığını ve maksadımızın Bana mescide Allah’ın rızasını kazanmak olduğunu gidemeyeceğimi Namaz kılmanız ve eşinizin başörtü- izah etmeye çalıştımsa da nafile tabii şifaî olarak tebliğ süyle ilgili yaşadıklarınızdan bahsede- ki. Yaklaşık bir yıl sonra bu tür sıkıntılar bilir misiniz? Bu konuda size yapılan bir devam ederken, Tabur Komutanın tayi- etti. tebligat var mı? ni çıktı ve gitmeden önce beni odasına çağırarak şöyle dedi: Ben, 1994-96 yıllarında Hakkâri’de görev yaparken, bölgenin ve görevi- ‘‘Bak Niyazi, ben seni bir yıldır takip min hassasiyetinden dolayı bu konuda ettiriyorum. Eşinin başörtüsünü, Allah fazla sıkıntı çekmedim. Ama orada bile rızası için taktığına ben inandım. Çün- eşimin karşılaştığı bir olayı anlatmadan kü, astların arasında ayrım yapmadın, geçemeyeceğim: Hakkâri’de jandarma onlara dinî propagandada bulunmadın, lojmanlarında oturuyorum. Lojmanlar işini düzgün yaptın. Ama yukarıdan ke- orduevi ile komşu. Eşim birgün lojmana sin emir var. Ya eşin başını açacak ya gelirken kestirme olsun diye orduevinin da ordudan atılacaksın.’’ bahçesinden geçmek istiyor. Nizamiye- deki asker eşim başörtülü diye onu içe- Ben de kararımızın kesin olduğunu riye sokmuyor. Tabiî ben de o esnada ve gerekli işlemleri yapabileceğini söy- dağlarda terörist peşinde koşuyorum. lemekle yetindim. Bizim esas sıkıntımız, tayinimizin O yıl yani 30 Ağustos 1997’de yüz- Ağustos 1996 tarihinde İzmir’e çıkma- başı oluyordum. Yeni tabur komutanı sıyla başladı. İzmir Ege Ordu’da göreve gelmişti. O da rütbe törenine eşli gel- başladıktan sonra Tabur Komutanı na- mem konusunda emir yazmıştı. Tabiî ki maz kıldığımı öğrendi. Bana mescide tören alanına tesettürlü kimseyi alma- gidemeyeceğimi şifaî olarak tebliğ etti. dıkları için eşimi getirmem mümkün de- Ben de Hakkâri’den yeni geldiğimi, ora- ğildi. Bunun için de yani eşimi rütbe tö- da birçok şehidim ve yaralım olduğunu, renine getirmediğimden dolayı bir yazılı dolayısıyla namaza gerçekten ihtiya- savunma verdiler. Ben de eşimin tören cım olduğunu söyledim. Herkesin öğle alanına gelse bile kıyafetinden dolayı tatili olmasına rağmen bana sadece oraya alınmayacağı için gelmesinin an- 15 dakika müsaade edeceğini söyledi. lamsız olduğunu yazdım. Bunun cevabı Fakat bu müsaadesi de bir hafta sürdü olarak da işte başörtüsünün Atatürk ilke ve ayrıca ‘‘odanda, depoda, kademede, ve inkılâplarına aykırı olduğu, çağdaş kalorifer dairesinde veya herhangi bir yaşama ters düştüğü, bir subayın eşine yerde namaz kılmayacaksın’’ dedi. “Pe- yakışmadığı ve irticanın sembolü oldu- ki nerde kılayım komutanım “sorusuna da, akşam olunca evinde kılarsın deyip 70 ASDER | mayıs-haziran 2010 asder14.indd 70 01.04.2010 15:20:06

AKSAJANS mustafa nazif 0212-665 31 52 BASINDAN ğunu içeren bir yazı verdiler. mı? Bu son ikaz gibi bir şeydi ve çok geç- Ben ordudan irticai sebeplerden do- meden de gereğini yaptılar. layı atılan insanların büyük çoğunluğu- Bu süreçte görev esnasında herhan- nun, dinî vecibelerini yerine getirmek istemelerinden başka bir taleplerinin gi bir ceza aldınız mı? olmadığına inanıyorum. Eğer YAŞ ka- Hayır. Subaylık hayatım boyunca rarları yargıya açılırsa bu durumun çok net bir şekilde ortaya çıkacağından kesinlikle ceza almadım. Hatta namaz eminim. ve başörtüsü sıkıntıları devam ederken bile takdir yazıları almaya devam ettim. Ordumuzun da bir an önce bu duru- Fakat bunların çok anlamı olmayacağını mu görüp, bu tür insanlardan korkmak düşündüğümden ayrıntıya girmiyorum. yerine en temel insan hakkı olan inanç özgürlüğüne saygı duymasını talep “SUÇSUZUM, AMA HAKKIMI ARA- ediyorum. Hatta bir askerin en önemli YAMIYORUM” silâhının, sağlam bir inanca sahip ol- ması olduğunu düşünüyorum. Tarih bo- Ordudan ayrıldıktan sonra hakkınızı yunca kazanılan savaşların en önemli aramadınız mı? etkenlerinden biri de ölürsem şehit, ka- lırsam gazi olurum inancıydı. Gelecek Tabiî ki işin en acı yönü de o. “Suç- günlerin ordumuz ve milletimiz için ha- lusunuz!” diyorlar ama bir hukuk devle- yırlara vesile olmasını Cenâb-ı Hak’tan tinde mahkeme önüne çıkıp kendinizi niyaz ediyorum. savunamıyorsunuz. Anayasanın 125. maddesinin 2. fıkrasına göre YAŞ ka- Kaynak: Yeni Asya Gazetesi rarları yargı denetimi dışında biliyorsu- 17.02.2010 nuz. Kanunlarda namaz kılmak veya başörtüsü takmak (hem de eşinize ait) TSK’ya karşı gibi bir suç olamayacağına göre ben kıyım yapıldığını kendimi suçlu görmüyorum, ama şu an- söyleyenler, asıl da hakkımı arayabileceğim bir merci de kıyımı kendileri yok ne yazık ki. yapmışlar.. Bugün tutuklu Ordudan ayrıldıktan sonra çevreniz- ve gözaltındaki den nasıl tepkiler aldınız? asker sayısının tam on katı Bunu çevremize anlatmaktan ger- insanı ordudan çekten çok zorlandık. Çünkü ordumuz, sorgusuz sualsiz Peygamber ocağıydı, askerlik Peygam- ihraç etmişler.. ber mesleğiydi. Nasıl olur da insanlar Bir o kadarını inançlarından dolayı ordudan atılabilir- da ihraç etmeyi di? İşte, çevrem bunu anlamakta ger- planlamışlar.. çekten zorlandı. Ama beni tanıdıkları için de çok fazla bir şey diyemediler bel- ki. Ben işin iç yüzünü bildiğim için rahat- tım, ama ailem için bunu çevreye izah etmek çok daha güçtü. Zannediyorum esas sıkıntıyı onlar çekti ve çekmeye de devam ediyorlar. ORDU, İNANÇ ÖZGÜRLÜĞÜNE SAYGI DUYMALI Söylemek istediğiniz son bir şey var mayıs-haziran 2010 | ASDER 71 asder14.indd 71 01.04.2010 15:20:09

AKSAJANS mustafa nazif 0212-665 31 52 Çocukları Terbiye Hakkı Adalete Başvurma Hakkı Hayat Hakkı Eşitlik Hakkı Azınlık Hakları Sığınma Hakkı Özgürlük Hakkı Aile Kurma Hakkı Çalışanların Hakları Seyahat, İkamet Özgürlüğü ve Hakkı Otoritenin Zulmünden Korunma Hakkı İşkenceden Korunma Hakkı İktisadi Haklar Din Özgürlüğü Mülkiyet Hakkı ve Korunması Fikir, İnanç Özgürlüğü Hakkı Irz ve Namusu Koruma Hakkı Ferdin Sırlarını Koruma Hakkı Zaruri İhtiyaçları Elde Etme Hakkı Kamu Hizmetlerine Katılma Hakkı Fikir Açıklama Hakkı Adil Yargılanma Hakkı ADALETİ SAVUNANLAR DERNEĞİ asder14.indd 72 01.04.2010 15:20:11


Like this book? You can publish your book online for free in a few minutes!
Create your own flipbook