7 Haziran’da Neden Çuvalladık Ersan ERGÜR Risale-i Nur talebeleri 7 Haziran seçimlerinden sonra her- emek verenlerin bir kenara atıldığını, yola son on yılda yaşananları kes birbirini suçladı. Kürtlerin ihanetinden çıktıklarını yolda bulduklarına değiştiği ve tutun da ablaların ev ev gezmesinden bu durumdan mutlak ders çıkarılması ge- Risale-i Nurların şikâyet edildi. Milli İttifak adı altında kirli rektiği yazılmaya başlandı. vazifesinin bir sonucu ittifaktan bahsedildi. Şarkta CHP, MHP ve Kirli İttifakın HDP’ye oy vererek barajı aş- Üstelik bunları hakiki manada şuurlu olarak görüyordu. malarının sağlandığı iddia edildi. bir iman ile İslam’a hizmet edenler de dil- Seyyid Abdulbaki lendirdi. Herkes problemin, kendisinden Efendinin talebeleri Hatta Erdoğan ve ekibinin çok gurur- başka karşısındaki insanın hatasından ol- hizmetlerinin bir landığı ve tek adam olma yolunda haksız duğunu iddia etti. Halbuki bilmiyorlar mıy- bir güvene kavuştuğu dillendirildi. AK Par- dı ki bütün şer güçler birleşse hak yolda tasarrufu olarak ti iktidarının gücü ile her kurumda küme- ilerleyenlere kimse mani olamazdı. Ku- değerlendiriyorlardı. lenme ve haksız kazanca başlandığı ses- rulan tuzaklar Allah istemediği müddetçe lendirilmeye başlandı. tesir etmezdi. Mahmut Efendinin kahramanları kendi Daha uzatmayacağım birçok olumsuz- O nefis yok mu nefis. O benlik. Ben- cesaretlerine ve sünnete luğun sonucunda Allah’ın da bir ders ver- liğini terk etmeyenin hakkı görmesi asla sahip çıkmalarının diğini, özellikle AK Partinin ve Erdoğan’ın mümkün olmaz. Bir tek bunu gözden ka- bir sonucu olduğunu silkelenerek kendisine gelmesi lazım gel- çırdı bizim Müslümanlarımız ve müminle- düşünüyordu. Sair diği seslendirilmeye başlandı. AK Parti’ye rimiz. cemaatleri ve grupları varın siz değerlendirin. Risale-i Nur talebeleri son on yılda yaşananları Risale-i Nurların vazifesinin bir sonucu olarak görüyordu. Seyyid Ab- dulbaki Efendinin talebeleri hizmetlerinin bir tasarrufu olarak değerlendiriyorlardı. Mahmut Efendinin kahramanları kendi cesaretlerine ve sünnete sahip çıkmala- rının bir sonucu olduğunu düşünüyordu. Sair cemaatleri ve grupları varın siz de- ğerlendirin. Yalnız bir şeyi unutuyorlardı. Tüm bu sonuçları demokrasinin gereği olarak gör- mekten asla geri durmuyorlardı. Herkes, her kesim bir anda İslam’a demokrasi ile hizmet edileceğini, en doğru demokrasi- nin İslam’ın içerisinde olduğunu iddia edi- yordu. Kimse İslam’ın yönetim özüne dön- meyi seslendirmiyordu. Demokrasi ha- varisi kesilmişti herkes. Bir zafer vardı, doğru. İyiye gidiş vardı, doğru. Müslü- manlar Cumhuriyetin kuruluşundan beri elde etmedikleri kazanımları almışlardı, doğru. Cemaatler görmedikleri kadar ilgi görmekteydiler, doğru. Her tarafta küçük birere dergâhlar, eğitim evleri açılmaya başlamıştı, doğru. Hatta başbakan ken- 50 ASDER | temmuz 2015
dilerini ziyaret ediyordu her şey tersine Ömer Muhtarlar gibi olmalı. İdam edile- İşte İslam düşmanlarına dönmüştü, doğru. ceğini bile bile hâkimin suallerine bakın karşı bir Uhud daha nasıl cevap vermiş; yaşanıyor. Demokrasiye Tüm bunları demokrasiyle gelinen ka- İslam’da yer yoktur. zanımlar neticesinde elde edildiğini zan- - İtalyan Devleti’ne karşı savaştınız Bu dine gerçek hizmet nediyorlardı. Sayıca küçük, fikirce büyük mı? Ömer; - Evet ancak Kur’an ahkâmı bir gurup ve cemaat tüm bunlara rağmen ile olur demeyen zafer ısrarla demokrasinin Müslümanları uyu- - İnsanları İtalyan Devleti’ne karşı sa- sarhoşu Müslümanlar tan bir uyuşturucu olduğunu haykırıyordu. vaşmaya teşvik ettiniz mi? Ömer; - Evet olarak neden Kimse duymak istemese duymasa da bu- kendimizde olabilecek nu dillendiriyordu. - İtalya’ya karşı kaç yıl savaştınız? hataları değil de hep Ömer; - Yaklaşık 20 yıl başkasının hatalarını O cemaatin ismini yazının vermek is- görüyoruz? tediği sonuç farklı yorumlanmasın diye - Yaptıklarından dolayı pişman mısı- burada ifade etmeyeceğim. Ancak böyle nız? Ömer; - Hayır bir gurubun olduğunun bilinmesi ve araş- tırılması lazım geldiğini de söylemeden - İdam edileceğinizi biliyor musunuz? geçmeyeceğim. Ömer; - Evet Uhud’da Müslümanlar Kâinatın Efen- Hâkim şaşırdı; disi (sav) yanlarında olduğu halde zafer kazanmışlarken dünyaya biraz meyil ve - Sizin gibi birisi için böyle bir son, çok olayı yanlış yorumlamaları karşısında üzücü. hezimete uğramadılar mı? Onların ya- şadıklarını aynen ya da benzeriyle bizler Bunu duyan Ömer Muhtar şöyle dedi; yaşamadan bu dünyadan gideceğimizi mi sanıyoruz? - Tam tersi! Bu, hayatımın sonu için en güzel yol. İşte İslam düşmanlarına karşı bir Uhud daha yaşanıyor. Demokrasiye İslam’da Hâkim daha sonra, mücahitlere ciha- yer yoktur. Bu dine gerçek hizmet ancak dı durdurmalarını emreden bir emirname Kur’an ahkâmı ile olur demeyen zafer yazması halinde O’nu beraat ettirmek ve sarhoşu Müslümanlar olarak neden ken- ülke dışına sürgüne göndermek istedi. dimizde olabilecek hataları değil de hep Bunun üzerine Ömer Muhtar, o meşhur başkasının hatalarını görüyoruz? sözlerini söyler; Allah-ü Teâlâ Kitab-ı Mukaddesesinde - “Her namazda Allah’tan başka ilah ol- “hak ettiğiniz gibi yönetilirsiniz” demiyor madığına, Muhammed (sav)’in de O’nun mu? Engin Kur’an ve Sünnet bilginizle resulü olduğuna şehadet eden parmakla- bunu görün artık. Zafere doğru koştukça rım, asla yanlış bir şey yazamaz! Bizler Kur’anın ahkâmından uzaklaşıp dünyanın teslim olamayız. Ya kazanırız ya da ölü- ahkamına yöneldiğimizi kabul edelim. Ve rüz!” bundan ders çıkaralım. Buradan ilan ediyorum; Demokrasi ve Müslüman ancak Müslüman’ın Kitabı- havarileri Müslümanları uyutmak için bir na ahkâmına göre yönetilir. Beşerin ka- projedir. Bir çocuğun elindeki oyuncak nunları asla ona hitap edemez. Beşerin arabanın kıymeti ne ise demokrasi de kanunları belki trafik ışıklarını, imar kanu- Müslümanın elinde o olmalıdır. nunu ortaya koyabilir. Ama temel hüküm- leri ortaya koyamaz. Müslümanım deyip İşte bugün bizlerin de duruşu böyle hırsızı Kur’ana göre cezalandırmamak ol- olmalı ve her ne sebep olursa olsun doğ- maz; katili idam etmiyoruz diyemez. Bel- rudan taviz vermemeliyiz. Sakın elması ki bunlar mevcut sistemde var ama bunu kömüre tercih etmeyiniz, elmas da karbon demokrasi ile savunamaz. kömürde karbon derseniz, şimdi uğradığı- nız gibi hezimete uğrarsınız. Müslüman hizmet için çıktığı yolda Unutmayın; “Eğer inanıyorsanız zafer sizindir.” temmuz 2015 | ASDER 51
Serhıldan Osman KAÇMAZ - Araştırmacı Yazar Yıllardır elindeki Çözüm sürecinin başladığı iki yıl için- sindeki yükseliş, cesur yatırımlar ve de- silahlarla birlikte Kürt de güneydoğu Anadolu’da yaşanan ça- vasa projelerle daha yüksek hedefleri zor- halkını temsil ettiğini tışmasızlık ortamı bölge halkında çok luyordu. Komşu ülkelerde yıllardır süren olumlu beklentiler doğurmuş,“bu defa savaşa bir türlü bulaştıramamışlar, iç-dış iddia eden terör barış gelecek inşallah” diye umutlanan onlarca ortak saldırıyla devleti çökerte- örgütü, derin devletin insanlar huzur ortamına da hemen he- memişlerdi. Birinci dünya savaşının yü- men alışmıştı. Yaşanan çatışmasızlık, züncü yılı olan 2014’te iki önemli seçimde ısrar ettirdiği etnik akmayan kan-gözyaşı ve halkların dev- de milli iradenin yansımasıyla başkanlık kimliğin yok sayılması letle barışması Türkiye’ye; bölge coğraf- sistemine doğru adım adım ilerleyen is- yasında halkları müslüman olan ülkelere tikrar adası ülkemiz, hukuk sistemindeki inadıyla bezdirilen liderlik yapacak bir barış limanı olmak çürümeyi de büyük ölçüde tedavi ettikten halkın kerhen de olsa avantajını sunuyordu. Ekonomik alanda sonra “Yeni Türkiye” olarak sahil-i sela- desteğini alabiliyordu. parlayan yıldızımız, milletler arası ticaret- mete ulaşmak üzereydi. Ta ki; Kobani Ancak örgütün islamı te yine güvenilebilecek bir emniyet adası bahanesiyle “serhildan/ayaklanma” olay- konumunu güçlendiriyordu ülkemizin. İç larına kadar. reddeden ideolojisi, barışın sağlanmasıyla da, artık dışarıya Müslüman halkın her odaklanan gücümüz, eski parlak sömürü Yıllardır elindeki silahlarla birlikte Kürt türlü ötekileştirmeye düzenini kaybetme riskini ciddi şekilde halkını temsil ettiğini iddia eden terör ör- rağmen devlete olan hisseden batı ülkelerini elbette rahatsız gütü, derin devletin ısrar ettirdiği etnik kim- bağlarını koparmamıştı. ediyordu. Ta ki; Kobani bahanesiyle “ser- liğin yok sayılması inadıyla bezdirilen hal- hıldan/ayaklanma” olaylarına kadar. kın kerhen de olsa desteğini alabiliyordu. Ancak örgütün islamı reddeden ideolojisi, Ülkemiz terörle mücadelede otuz yıldır Müslüman halkın her türlü ötekileştirmeye heba edilen enerjimizin artık milli servete rağmen devlete olan bağlarını koparma- katkısıyla kendini gösteren refah seviye- mıştı. Hatta son iki yıllık “Çözüm Süreci” 52 ASDER | temmuz 2015
huzur döneminde örgüte karşı direniş ve sığınmacı olarak Türkiye’ye alındığını yok Maalesef sessiz örgütlenme emareleri göstermeye baş- sayıp, aynı zamanda kısa süre önce aynı çoğunluğun lamıştı. Devletin Kürt halkıyla barışması bölgeden Irak yönüne sürülen Müslüman teşkilatsızlığı ve “devlet anlamına gelecek tabii haklarının verilme- Kürtlerin mezalimini ise unuttuğumuzu başımız bitmez aşımız” sinin, samimi başlangıçlardan anlaşıldığı zannedecek kadar da çifte standart uygu- inancıyla genlerine yer üzere ancak bu hükümet döneminde ger- lanıyordu. eden algı ve devlete çekleşebileceğini görmüştü sağduyu sa- baş kaldırılmaz ön hibi Kürt vatandaşlarımız. Böylece Türk- Kürt halkımızın çoğunluğu Sünni Müs- kabulüyle meydanın Kürt ayrımının ortadan kalkması ve zaten lüman olduğu bir gerçektir. Fakat ne ha- boş bırakılması buna diğer etnik kökenden olan (Laz, Çerkes, zindir ki, Marksist-Leninist ideolojiyle yola sebep olmuştur. Boşnak vd.) halklar arasında çatışma or- çıkan azınlık bir grup olan PKK, Kürt hal- Ancak sivil toplum tamı olmamasıyla, tüm Türkiye halkları kına yaşatılan zulümleri ve kimlik inkârını kuruluşları etrafında arasında devletle barışık bir millet haya- çok iyi kullanarak başlattığı silahlı direni- birleşme gayreti, bu limizin gerçekleşmesi bekleniyordu. Ta ki; şine (gönüllü-gönülsüz) bölgedeki çoğun- ataletten silkinmeye Kobani bahanesiyle “serhıldan/ayaklan- luğun desteğini alabilmiştir. Dış güçlerin başlandığının ma” olaylarına kadar. de desteğiyle sahip olduğu medya kabili- göstergesidir. yetini kullanarak da tüm dünyaya ezilmiş Neydi serhıldan/ayaklanma ve 6-8 Kürt halklarının temsilcisi olduğunu işle- Ekim kalkışması? Güneydoğu’da kadim yebilmiştir. Terör örgütleri listesinde bu- halkların tarihin derinliklerinden gelen lunmasına rağmen, yıllarca sürdürdüğü kardeşlik ve din bağlarıyla örülmüş barışı- gerilla savaşı dönemindeki liderine ulus- nın, Cumhuriyet dönemiyle başlayan ulus lararası çapta ün kazandırarak, koalis- devlet projesi ve geçen elli yıl boyunca yonlara mahkum edilen ülkemiz dönem- her on yılda tekrarlanan darbelerin etki- lerinde adeta çok özel statüyle başlayan sinden kurtulduğumuz son istikrar yılları, eşzamanlı siyasi temsil yoluyla da TC artık Türkiye’nin önü alınamaz bir konu- devletiyle pazarlıklar yapabilecek şartlara ma yerleşeceği gerçeğini gün gibi ortaya zemin hazırlanmıştır. çıkarıyordu. Bunun engellenmesi için en önemli bahane idi Kobane ve serhildan. Maalesef sessiz çoğunluğun teşkilat- Arap Baharı namıyla başlatılan Ortadoğu sızlığı ve “devlet başımız bitmez aşımız” ve bölge İslam beldelerindeki “serhildan” inancıyla genlerine yer eden algı ve dev- bir şekilde Türkiye’de de hayata geçiril- lete baş kaldırılmaz ön kabulüyle meyda- meliydi! Kobani bahanesi, sınır ötesinden nın boş bırakılması buna sebep olmuştur. sığınmak için can havliyle sınırlarımıza Ancak sivil toplum kuruluşları etrafında dayanan insanlara, dili-dini-milliyeti ayırt birleşme gayreti, bu ataletten silkinme- edilmeden açılan kapılarla hamiyet ve ye başlandığının göstergesidir. Bunda şefkat gösterisine dönüşen bölge huzur belki PKK’nın negatif etkisi olmuştur. Acı adası oluşumuna da gölge düşürülmek ilaç etkisiyle şifa bulmuş hasta gibi olan isteniyordu. Çözüm sürecinin daha ba- bu sessiz çoğunluk, serhıldan kalkış- şında ön şart olarak beyan edilen silah masında gördüğü acı gerçekler sonrası bırakmak, dağdan inmek ve sınır dışına adeta UYANMIŞTIR! Bu gelinen aşama, çekilmek adımları çoğunlukla gerçekleş- PKK’nın da gördüğü bu direniş ve kendi memişken, hatta soğuk savaş taktik ve taban kayması gerçeği bölge halkı lehine karşı propaganda hamleleriyle hükümeti değerlendirilebilir. yıpratma ve her an çözümü sonlandırma tehditleri savrulmaktayken, Türkmenler Devlet-Millet barışması gereği, ülke- için gösterilen sahiplenme söylemlerinin, nin dört bir yanında aynı ideolojik – laik Kobani’deki Kürtler için niye gündeme baskının mağduru olan tüm halkları kap- alınmadığı(!), Filistin’deki baskılar için sayacak ve YENİ TÜRKİYE’ye yakışacak dünya ayağa kaldırılmaya çalışılırken ni- şekilde Cumhuriyet dönemiyle başlayan ye aynı duyarlılığın Kobani’deki Kürtler ve tek tipçi ulus devlet dayatmasının son- için gösterilmediği… bahaneleri vardı. landırılması, demokratik ve fıtri haklar kapsamında TOPLUMSAL BARIŞ’ın ya- Halbuki Ezidilerin 180 bin kadarının rından tezi yok hayata geçirilmesi gerekir. temmuz 2015 | ASDER 53
Ordular Dindar Olmalıdır Adnan TANRIVERDİ - Emekli Tuğgeneral / ASSAMYnt. Krl. Bşk. ASDER On.Bşk. Bir komutanın taarruz Meslekler arasında askerlik mesle- Yüklendiği sorumluluklar bakımından kararına ulaşabilmesi ğinden başka canı pahasına da olsa va- askerlik mesleğinin, mensuplarının dindar için düşmanından en az zifenin yapılmasını isteyen başka meslek olması gereken mesleklerin başında gel- bir misli üstün olması yoktur. diğini söyleyebiliriz. gerekmektedir. Şehitliği bilip inanmayan, ölüm ötesini Savaşın olağan dışı şartlarında vazife- düşünmeyen, vatanı, devletinin maddi ve sini yerine getirmek için ihtiyaç duyduğu Müslüman Türk manevi değerlerini, dini ve milleti için feda manevî güce sahip olabilmesi için, hangi orduları kazandıkları edeceği canının karşılığında ebedi hayatı dine mensup olursa olsun ülkelerin asker- ve cenneti kazanacağına inanmayan in- lerinin DİNDAR OLMASI gerekir. savaşların hiç sanlar savaştaki vazifesini yapmak için birinde sayısal olarak hayatını ortaya koyabilir mi? GEÇMİŞ SAVAŞLARDA MANEVİ düşmanına üstünlük DEĞERLERİN ETKİSİ sağlayamamıştır. Onları İslâmî duyarlılığı olmayan, şehitliğin hükümlerini bilmeyen ve ahirete iman şu- Stratejik/operatif veya taktik seviyede- manevi değerleri ve uru oluşmamış insanlara, seve seve ca- ki komutanlıklar, savaş halinde uygulaya- sahip oldukları İslâmî nını feda edebilmesi için ne vaat edilebilir cağı muharebe şeklini tespit etmek için inançları düşmanına ki? kendi kuvvetleri ile hasmının gücü arasın- nazaran nisbi üstünlüğe da bir mukayese yapmak durumundadır. ve zafere ulaştırmıştır. Ölümü göze alamayan insanların ha- Komutanlar, maddi olarak asker sayısı, yatlarını tehlikeye sokacak riskler kar- teşkilâtı, ana muharebe araç ve silahları- şısında maddi gücünü kat kat arttıracak nı vb sayısal ve etkinlik bakımından nisbi manevi kuvvetten mahrum kalacakları durumunu ortaya koyduktan sonra, ta- şüphesizdir. 54 ASDER | temmuz 2015
rafların moral gücünü de muhakemesine bulunmaktadır. Bir ucu Hint’e ve Çin’e, dâhil ederek karara ulaşırlar. bir ucu Avustralya ve Türk Ordusunun dindarlık derecesini İspanya’ya uzanan Bir komutanın taarruz kararına ulaşa- ölçmede; ordu yönetim kadrolarının dini Türk-İslam dünyasının bilmesi için düşmanından en az bir misli değerlere bakış açısı, kışla-ibadethane bu genişlemesini sırf üstün olması gerekmektedir. ilişkisi ve din eğitimi verebilecek ehliyetli askeri üstünlüğe ve kadroların durumu, bir mihenk taşı olarak iktisadi bir gayeye Müslüman Türk orduları kazandıkları kullanılabilir. Özellikle de Osmanlı döne- bağlamak tarihi yanlış savaşların hiç birinde sayısal olarak düş- mi ile Cumhuriyet döneminin bu kıstas- ve eksik anlamaktır. manına üstünlük sağlayamamıştır. Onları lara göre mukayese edilmesi ve modern Bu genişlemede manevi değerleri ve sahip oldukları İslâmî dünya ordularının uygulamalarının ince- ve bu hayret verici inançları düşmanına nazaran nisbi üstün- lenmesi durumu bütün açıklığı ile ortaya muvaffakiyetlerde “dinin lüğe ve zafere ulaştırmıştır. koyabilecektir. yayılması” idealinin birinci derecede rol Selçuklu İmparatorluğu’nun kuruluşu- OSMANLI DÖNEMİNDE DİN İŞLERİ oynadığı muhakkaktır. na önayak olan 1040 yılındaki Dandana- kan Savaşı, Türklere Anadolu’nun kapısı- Yönetim kadrolarının Dini Duyarlığı nı açan 1071 yılındaki Malazgirt Savaşı, Yeni Çağ’ın başlangıcı sayılan 1453 yı- Bir ucu Hint’e ve Çin’e, bir ucu Avust- lındaki İstanbul’un Fethi, İstanbul’un bu- ralya ve İspanya’ya uzanan Türk-İslam gün elimizde kalmasını sağlayan I. Dünya dünyasının bu genişlemesini sırf askeri Savaşı’ndaki Çanakkale Savaşları, Os- üstünlüğe ve iktisadi bir gayeye bağlamak manlı İmparatorluğu’nun üzerine Türkiye tarihi yanlış ve eksik anlamaktır. Bu ge- Cumhuriyeti’nin kurulmasını sağlayan nişlemede ve bu hayret verici muvaffaki- Kurtuluş Savaşı, hep sayısal olarak bir- yetlerde “dinin yayılması” idealinin birinci kaç misli fazla ordulara karşı kazanılan derecede rol oynadığı muhakkaktır. zaferlerdir. Osmanlı Devletinin kuruluşunda, Os- Selçukluların Bizans’a karşı kazandığı man Gazi’nin dehasıyla kayınpederi Şeyh Pasinler, Haçlılara karşı Harran, Miryake- Edebâlî’nin manevi desteği mezc olmuş- falon Savaşları; Osmanlı Devletinin Haçlı tur. Ordularına karşı Sırp Sındığı, I. Kosova, Niğbolu, Varna, II. Kosova ve Mohaç za- Orhan Gazi, zamanında Hacı Bektaşi ferleri, sayısal üstünlük sağlanamadığı Veli’nin duasına mazhar olmuştur. Ocağın halde İslâmî değerlerin verdiği manevi maddi tarafını bir padişah inşa etmişse, güç ile kazanılmış zaferlerdir. Hacı Bektaşi Veli de bu ocağa ruh vermiş, dinamizm aşılamıştır. Diğer taraftan tarihimizde bir kara leke gibi duran Balkan Bozgunu ise tepeden Fatih Sultan Mehmet’in İstanbul’u fet- tırnağa siyasete bulaşan zabitler elinde hinde Akşemseddin Hazretlerinin payı bü- inançlarını askerlik görevleri ile birleştire- yüktür. meyen ordumuzun başına gelmiştir. Yıldırım’la, Emir Sultan; Yavuz’la Molla TÜRK SİLAHLI KUVVETLERİNDE Güranî ve diğerleri bu bütünlüğü hep sağ- DİN İŞLERİ lamışlar ve bu ruhu sürdürmüşlerdir Ordumuz, mevcut profesyonel kadro- Kışlalarda İbadethanelerin Durumu ları ile askeri eğitimin yanısıra fikri ve fiziki kişisel gelişimi de sağlayarak sağlıklı ne- Osmanlı ordusunda Yeniçeri Ocağının sillerin yetişmesine önemli katkıda bulun- imamına “İmam-ı Hazreti Ağa” veya “Ocak maktadır. Dindar kuşakların yetişmesi için İmamı” denirdi. Bu makama Ocak’tan ye- de benzer katkının olduğunu söylemek tişen, Orta Cami’deki müderristen ders mümkün değildir. alan, “Ağa Kapısı Camii”nin beş müez- zininden en yetkilisi tayin edilirdi. Tayin Ordumuzun manevî durumunu tespit edildiği “Orta”nın komutanı sayılırdı. Beş için; ümmet şuuru ve İslâm medeniye- vakit namazda Yeniçeri Ağasına imamlık ti ile yoğrulmuş Osmanlı dönemi ile laik eder, sefere Yeniçeri Ağasıyla beraber ka- düşünceyi öne çıkaran ve batı medeni- tılırdı. Teşrifatta daima Yeniçeri Ağasının yetinin seviyesine çıkmayı hedefleyen yanında yer alırdı. Cumhuriyet döneminde din işlerine veri- len önemin mukayese edilmesinde yarar Yeniçerilerde müezzinler, hafızlar da vardı. Bütün bunlar Yeniçeri Ocağının Ca- temmuz 2015 | ASDER 55
Yeniçeri Ocağının II. miinde yine yeniçeri olan müderrislerden kıldırır, cenaze işleriyle ilgilenirdi. Özel Mahmut tarafından ders görürdü. Böylece hepsi Ocaktan ye- üniformalı askeri memurlardı ve görev tiştirilmiş olurdu. yaptıkları birliğin her türlü dini işlerinden 1826 yılında sorumluydular. Protokolde yüzbaşıdan kaldırılmasından sonra Tersane-i Amire Camii’nde 1665–1693 önce, kolağasından sonra gelen alay yılları arasında vaiz, imam-hatip, ikinci imamları terfi ederek “alay müftüsü” olur- onun yerine kurulan imam, cüzhan, müezzin başı, müezzin ve lardı. Alay müftülerinin protokoldeki yerle- “Asakir-i Mansure-i ferraşlar olmak üzere toplam on beş kişi ri “Alay Emini”nin altında ve kolağasının Muhammediyye” adlı görev yapıyordu. üstünde idi. teşkilatta; her saf Din Eğitimi verebilecek Ehliyetli Bahriye teşkilatına ait harp gemilerin- (bölük) için bir mektep kadroların Durumu de de “ Gemi İmamları” görev yaparlardı. Harp gemilerinde namaz kıldırmak, aske- açılarak, buralarda Selçuklu ordusunda “Müzekkerler” re dini ve ahlaki bilgiler vermek ve mane- her gün Kur’an-ı Kerim vardı. Askere dini bilgiler verir nasihatte viyatlarını yükseltmekle görevliydiler. Alay bulunurlar; harplere teşvik ederlerdi. imamları gibi ulemadan seçilen Gemi ve ilmihal dersleri İmamları da cübbe giyer, sarık sararlar, okutulmaya başlanmıştı. Osmanlı Ordusunda Yeniçeri Ocağı- kollarında sınıflarını gösteren sırma şerit- nın “İmam-ı Hazreti Ağa”sından başka ler bulunurdu. Neferlerin beş vakit bir de “Ordu Şeyhliği” vardı. Tanzimat’tan namazı cemaatle sonra kadroları lağvedilen Ordu Şeyhleri CUMHURİYET DÖNEMİNDE DİN İŞ- özellikle savaş zamanında askerin mora- LERİ kılmaları için her safa lini yükseltmekle görevli idiler. (bölüğe) birer imam Yönetim Kadrolarının Dini Duyarlığı tayin edilmişti. Bu Yeniçeri Teşkilatında tabur yerinde kullanılan “Orta”ların da birer imamı var- Kurtuluş Savaşı sırasında, Ankara imamların kendilerini dı. Tabur İmamları”nın vazifeleri askerlere Müftüsü Mehmet Rıfat Efendi’nin fahri geliştirmeleri için ayrıca dinî ahkâmı öğretmek, namaz kıldırmak, komutanlığında milli bir alay kurulmuş ve dini tören ve merasimleri tertip ve idare Hacı Atıf Efendi müftülüğüne, Hacı Bay- hafız-ı kütüb’den ders etmek, teçhiz ve tekfin işlerliyle meşgul ram Veli Camii hatibi Hafız Mehmet Efen- okumaları gerekliydi. olmaktı. İmam muharebelerde de tabu- di de imamlığa getirilmişti. rundan ayrılmazdı. Cumhuriyet döneminin ilk Genelkur- III. Selim’in kurduğu Nizam-ı Cedit or- may Başkanı Mareşal Fevzi Çakmak 26 dusunda uygulanmak üzere hazırlanan Mart 1925 tarihinde Diyanet İşleri Baş- Levent Çiftliği Kanunnamesi’nde her bö- kanlığına gönderdiği bir yazı ile asker- lüğe birer imam tayin edilmesi, askerle- lerin okuyup anlayabilecekleri bir “Asker rin cemaatle namaz kılmaları ve “Birgivi İlmihali” hazırlanması için yardım iste- Risalesi”ni( ) okumaları hükme bağlan- mişti. Bunun üzerine Diyanet işleri Reis- mıştı. liği Hey’et-i Müşavere üyelerinden Ahmet Hamdi Akseki “Askere Din Dersleri” isimli Yeniçeri Ocağının II. Mahmut tarafın- bir kitap kaleme almış ve bu eserin günü- dan 1826 yılında kaldırılmasından sonra müze kadar dört baskısı yapılmıştır. onun yerine kurulan “Asakir-i Mansure-i Muhammediyye” adlı teşkilatta; her saf 1960 İhtilalindan sonra, dini vecibe- (bölük) için bir mektep açılarak, buralarda lerini yerine getiren askerler ve dini sim- her gün Kur’an-ı Kerim ve ilmihal dersleri geler, Türk Silahlı Kuvvetleri üst yönetimi okutulmaya başlanmıştı. Neferlerin beş tarafından dışlanmış, gerici ve irtica sim- vakit namazı cemaatle kılmaları için her gesi olarak tanınmış, 28 Şubat süreci ile safa (bölüğe) birer imam tayin edilmişti. birlikte de inançlı insanlar ordudan ihraç Bu imamların kendilerini geliştirmeleri için edilmiş, tesettürlü eşler ve aileler kışlala- ayrıca hafız-ı kütüb’den ders okumaları ra, lojmanlara, askeri gazinolara ve ordu- gerekliydi. evlerine alınmamıştır Bütün bu hizmetlerin yürütülmesine Kışlalarda İbadethanelerin Durumu zabitlerin özellikle dikkat göstermeleri ni- zamnamede ayrıca belirtiliyordu. Cumhuriyetin başından itibaren mev- cut olan ve bazı duyarlı kışla ve garnizon Alaylarda “Alay Müftüsü”, taburlarda komutanları tarafından yapılan kışla mes- “Tabur imamları” bulunurdu. cit ve camileri halen muhafaza edilmek- Alay imamları din hizmetlerini yürütüp ahlaki bilgiler verirdi. Cemaate namaz 56 ASDER | temmuz 2015
tedir. bir muvazzaf ilahiyatçı öğretmen subay İlahiyat Fakültesinin “Din İşleri Subayı” olarak görev yapmıştır. açıldığı ilk yıllar ordu 28 Şubat sürecine kadar duyarlı askeri hesabına okutulan personel tarafından kullanılabilen aske- Bugün Türk Silahlı Kuvvetlerinin seferi öğrencilerin din işleri ri kışlalardaki mescitler, süreç ile birlikte kadrolarında tabur seviyesindeki birlik- subayı olarak istihdamı kullanılmaması için düzenlemelere hedef lerde “Din İşleri Subayı” olarak bir kadro düşünülmüş ise de olmuştur. mevcut bulunmaktadır. görevlerine ilişkin bir teşkilat ve talimname Halen kışla mescitlerinde cemaatle Barış şartlarında ise, orta dereceli as- olmadığı için bunlar namaz kılınması, namaz vakitleri dışında keri okullarda din ve kültür derslerini ver- idari faaliyetlerde açık bulunmaları ve mesai içinde namaz mek üzere istihdam edilen 10 adet ilahi- görevlendirilmiştir. kılınması yasaklanmış durumda bulun- yat mezunu din işleri subayı dışında hiçbir maktadır. komutanlık, kışla ve birlikte din görevlisi bulunmamaktadır. Din Eğitimi verebilecek Ehliyetli kadroların Durumu DÜNYA ORDULARINDA DİN İŞLERİ Cumhuriyet döneminin ilk Genelkur- GENEL may Başkanı Mareşal Fevzi Çakmak dö- neminde ordumuzda mevcut alay müftü- Bugün ABD ve gelişmiş Avrupa ülkele- leri ve tabur imamları görevlerini devam rinin silahlı kuvvetleri başta olmak üzere ettirildiler. dünya ülkelerine mensup orduların büyük ekseriyetinde dini bir müesseseleşme ve Atatürk’ten sonra Alay Müftü- din işleri subaylıkları mevcut bulunmakta- lüğü ve Tabur İmamlığı kadroları dır. lağvedilmiştir.1948’de zorunlu olarak Tabur İmamlığı tekrar ikame ettirilmiştir. Özellikle Batı’da acı ve felaketli tec- Ama bu statüde istihdam için görevlendi- rübelerden sonra sistemli ve sabırlı bir rilme yapılmamıştır. şekilde dine dönüş hareketi başlayınca ülkelerin kurumları, özellikle de ordu teş- Birleşmiş Milletler Güvenlik Konseyi- kilatlarında bu etki kendini göstermiştir. nin Güney Kore’ye asker gönderme kara- rına istinaden Türkiye tugay düzeyinde bir ABD’de 18. yüzyılın son çeyreğinden birlik ile bu oluşuma katılmıştır. 25 Eylül itibaren, Avrupa’nın gelişmiş ülkelerinde 1950 tarihinde İskenderun’dan yola çıka- ise 19. yüzyıldan itibaren orduda dini ku- rılan ilk kafilede Alay Baş İmamı olarak bir rumsallaşma resmi olarak başlamıştır. din adamı görevlendirilmiştir. Doğu Avrupa ve Balkan ülkelerinin or- İlahiyat Fakültesinin açıldığı ilk yıllar dularında ise Varşova Paktının dağılması- ordu hesabına okutulan öğrencilerin din nı müteakip dini yapılanma başlamış olup işleri subayı olarak istihdamı düşünülmüş hızlı bir şekilde kurumsallaşma süreci de- ise de görevlerine ilişkin bir teşkilat ve vam etmektedir. talimname olmadığı için bunlar idari faa- liyetlerde görevlendirilmiştir. Bugün gelişmiş dünya ülkeleri din işleri subaylıklarını; ordularını ahlaki ve manevi Ordumuzun manevi eğitimi Genel- yönden daha da güçlendirmek için tercih kurmay personel dairesi moral şubesi ile etmektedirler. kara, deniz ve hava kuvvetlerinin moral şubeleri tarafından yürütülmesi amaçlan- Din işleri subaylarının ordu içinde hiye- mıştır. rarşik yükselmeleri de ülkelere göre farklı- lıklar göstermektedir. Örneğin; Fransa’da Orta dereceli okullarda Din Kültürü ve rütbe almazken, Avustralya’da yüzbaşılı- Ahlak Bilgisi dersleri zorunlu hale gelince ğa; İtalya, Belçika, Arjantin ve Avusturya askeri lise ve astsubay hazırlama okulları gibi ülkelerde Generalliğe kadar yüksel- için ilahiyat fakültesinde tekrar ordu adına mektedirler. Hatta öyle ki ABD’de din işleri askeri öğrenci okutulmaya başlanmıştır. başkanlıkları Tümgeneral, Brezilya’da ise Mezun olan öğretmen subaylar din kültü- Korgeneral rütbesindedir. rü ve ahlak bilgisi öğretmeni olarak askeri okullarda görev almışlardır. Gelişmiş ülkelerin modern orduların- da, diğer dini inançlara mensup askerler Kıbrıs’ta görev yapan birliklerimizde için de, sayılarına uyacak şekilde bir as- seferi kadro uygulandığı için Kıbrıs Türk keri din müessesesi teşkil edilmektedir. Barış Kuvvetleri Komutanlık Karargâhında İngiltere Kraliyet Askeri Kuvvetlerin- deki Katolik, Protestan ve Yahudilerden temmuz 2015 | ASDER 57
Birinci Dünya Harbi oluşan din subayları arasında Müslüman latı tesis olunmuştur. başladığında ABD’nin subaylar da bulunmaktadır. muvazzaf ordusunda 74, Günümüzde milli muhafız birliğinde Moderne dünya orduları için önemi 72 “Din İşleri Subayı” her gün daha da artan “Din İşleri Subay- Bugün Amerikan askeri kuvvetlerin- vazife görmüştür. Harp lıkları” müessesesine sahip olmayan 21 de din, hukuksal temele sahip bir şekilde esnasında din hizmetleri ülke mevcuttur. Çin, Hindistan, Japonya, kurumsallaşmıştır. Ordunun teşkilatı, ça- görenlerin sayısı 2363’e Tunus, Cezayir, Küba gibi Türkiye’de din lışma sistemindeki hususiyeti ve hizme- işleri birimi bulunmayan ülkeler arasında tin kutsiyeti göz önünde bulundurularak yükselmiştir. zikredilmektedir. ‘‘Din İşleri Subaylığı” yetiştirme cihetine gidilmiştir. Halen Amerika ordusunda teğ- ABD ORDUSUNDA DİN İŞLERİ menden tümgenerale kadar muhtelif rüt- be ve kademelerde vazife gören din işleri Tarihçesi subayları vardır. 13 koloni devletin teşkil ettiği Kıt’a Savunma Bakanlığı bünyesinde dini Kongresi’nin 29 Haziran 1775 tarihindeki işleri sevk ve idare etmek ve müşavirlik kararıyla orduda dini hizmet kanunî ola- yapmak üzere tümgeneral rütbesinde bir rak başlamıştır. 20 Eylül 1776 tarihinden papazın başkanlık ettiği “Din İşleri Baş- itibaren de alaylara, birliklere ve garnizon- kanlığı” bulunmaktadır. Ayrıca bakanlık lara teşmil edilmiştir. 12 Nisan 1808’de bünyesinde “Silahlı Kuvvetler Din İşle- Tugay Din İşleri Subaylığı ihdas edilmiştir. ri Subayları Kurulu” adı ile bir alt merci oluşturularak faaliyetlerin daha düzenli bir Birinci Dünya Harbi başladığında denetim altında yapılması ve gerektiğinde ABD’nin muvazzaf ordusunda 74, milli işbirliği sağlanması kolaylaştırılmıştır. muhafız birliğinde 72 “Din İşleri Subayı” vazife görmüştür. Harp esnasında din hiz- Dini ve ahlaki problemlerde, kuvvet ko- metleri görenlerin sayısı 2363’e yüksel- mutanlarına müşavir olarak hizmet etmek miştir. üzere kara, deniz ve hava kuvvetlerinde de dini işleri sevk ve idare ile vazifeli Sa- 1918’de kabul edilen bir kanunla her vunma Bakanlığı Din İşleri Başkanlığına 1200 kişiye bir din işleri subayı düşecek bağlı birer “Kuvvet Din İşleri Başkanlığı” şekilde kadrolama yapılmıştır. bulunmaktadır. 1920’de Ordu Din İşleri Başkanlığı Amerikan donanmasının her gemi- ihdas edilmiştir. Din işleri Subaylarına al- sinde en az bir din işleri subayı bulunur. baylığa kadar terfi hakkı tanınmıştır. Gemilerde ibadet yeri de ayrılmış ve ona göre döşenmiştir. İkinci Dünya Harbinde ABD ordusunda 8896 din işleri subayı vazife almıştır. Amerikan ordusu web sitesindeki gi- riş kısmı “ülkenize hizmet ederken inan- 1944 de Ordu Din İşleri Başkanının cınıza da hizmet edin” cümlesiyle başlar rütbesi tümgeneral olmuş üç kuvvetin din ve “Amerikan Ordusu Din İşleri Teşkilatı işleri subayları bu başkanlığa bağlanmış- Tanrıyı askere, askeri de Tanrıya yaklaş- tır. 11 Haziran 1948’de her üç kuvvet için tırır” ifadesi ile son bulur. K.K. Din İşleri ayrı ayrı Din İşleri Başkanlığı ihdas edil- Sb talimnamesinin (FM 16-5 The Chap- miş ve zamanla her birinin müstakil teşki- lain ) 3. maddesinde “Ordu, dini esaslar üzerine kurulmuştur. Din işleri subayı, bu temeli sağlamlaştırmak suretiyle orduyu dini prensiplerin bir kal’ası yapar. Böyle- likle askeri, morali sağlam, memleketine sadık olur” ifadesi bulunmaktadır. Yine aynı talimnamenin 109. madde- si de “Tanrıyı askere, askeri de Tanrıya yaklaştırmak; muharebede garnizonda- kinden daha fazla gereklidir. Bir muharibi, Allah’ından başka hiç bir şey takviye ede- mez.” ifadesi savaşta dinin ve din işleri subayının önemini açık bir şekilde vurgu- lamak için kullanılmaktadır. 58 ASDER | temmuz 2015
FRANSA ORDUSUNDA DİN İŞLERİ şıtı hiyerarşik baskılar kaldırılmalı, dini Ordumuzun profesyonel vecibelerin hür iradeler ile serbestçe ya- kadrolarının milletimizin Fransız Silahlı Kuvvetlerinde dini hiz- şanması için imkânlar sunulmalıdır. kalbinde tekrar taht metler “Maiyet Rahipleri” denen Din İşleri kurması, itaat kültürü, Subayları tarafından yerine getirilmekte- Ordumuzun profesyonel kadrolarının sarsılmaz disiplini ve dir. Laisizmin beşiği olarak kabul edilen milletimizin kalbinde tekrar taht kurması, yüksek manevi değerleri Fransa’da 1905 yılında devlet ve kilise itaat kültürü, sarsılmaz disiplini ve yüksek ile dünyada huzur ve ayrılmış olmasına rağmen Silahlı Kuv- manevi değerleri ile dünyada huzur ve adaletin kalesi olması vetlerde dini yapılanma ve faaliyet hep adaletin kalesi olması için ecdadından te- için ecdadından tevarüs mevcut olmuştur. Fransız Kara Kuvvetleri varüs eden kisvesine tekrar bürünmelidir. eden kisvesine tekrar Teşkilatı’nın ordu, kolordu, tümen kuruluş Milletine ve değerlerine yabancı bir me- bürünmelidir. Milletine şemalarında ve hizmet müdürlüklerine deniyetin değil milletinin mensup olduğu ve değerlerine yabancı bağlı olarak din işleri subayları mevcuttur. medeniyetin temsilcisi olmalıdır. bir medeniyetin değil milletinin mensup Fransız ordusundaki dini yapılanma; Bunun için olduğu medeniyetin Katolik, Protestan ve Yahudilerden oluş- temsilcisi olmalıdır. maktadır. 459 bin kişilik Fransız ordusun- Silahlı Kuvvetler mensupları üzerinde- da 431 din işleri subayı görev yapmakta- ki, ibadetten uzaklaşmalarına sebep olan dır. Bunların 283’ü Katolik, 91’i Protestan baskılar kaldırılmalı, camide ve cemaatte ve 45’i Yahudi, 12’si ise Müslüman’dır. milletin arasında olma imkânı sağlanma- lıdır. Fransa ordusunda yaklaşık bin kişiye bir din işleri subayı düşecek şekilde kad- Kıyafet yönetmeliğinde gerekli deği- ro oluşturulmuştur. Ordudaki dini eğilimin şiklikler yapılarak, erkek mensupları sa- durumuna göre din işleri subay istihda- kal bırakabilmeli, bayanlar tesettürlü ola- mı sağlanmaktadır. Fransız ordusunda bilmelidir. Müslüman sayısının 40 bine ulaştığından 2010 yılında Müslüman din işleri subay Barış kadrolarında Kara Kuvvetlerinde sayısı 40 olmuştur. tabur seviyesinde, diğer kuvvetlerde den- gi birliklerde din görevlileri yer almalıdır. TÜRK SİLAHLI KUVVETLERİNDE ALINMASI GEREKEN TEDBİRLER Kışlalarda mescitler aktif hale getiril- meli, Silahlı Kuvvetlerde din görevlileri Türk Silahlı Kuvvetleri, Cumhuriyetin istihdam edilinceye kadar, Diyanet İşleri son 50 yıllık döneminde, tarihindeki ba- Başkanlığınca atanacak imamlar kışla şarılarının kaynağı olmasına rağmen, dini mescitlerinde ve savaş gemilerinde gö- müesseselerden ve dini duyarlıktan mah- revlendirilmelidir. rum bırakılmıştır. Modern dünyanın kendi ordularının bünyesinde hassasiyetle yer YARARLANILAN KAYNAKLAR verdiği dini teşkilâtlanmayı da görmezden gelmiştir. (1) A. Çelenk, Panel Tebliği, Adaleti Savu- nanlar Derneği Dergisi Sayı 8, Mart 2008, Eki- Bu yanlış tutum, Türk Silahlı Kuvvet- Asker ve Dini Değerler, s.87 lerini milletin ordusu olmaktan çıkarıp devletin ordusu konumuna getirmiş; bu (2) A. Çelenk, Panel Tebliği, Adaleti Savu- haliyle de dış düşmandan önce milletinin nanlar Derneği Dergisi Sayı 8, Mart 2008, Eki- manevi yapısını tehdit olarak görmesine Asker ve Dini Değerler, s.88 sebep olmuştur. (3) A. Çelenk, Panel Tebliği, Adaleti Savu- Bu saikle dini simge, değer ve uygu- nanlar Derneği Dergisi Sayı 8, Mart 2008, Eki- lamaların bünyesine ulaşıp barınmaması Asker ve Dini Değerler, s.88-89 için mevzuatında engeller oluşturmuştur. (4) İmam Birgivi 16. Yüzyılda yaşamış, Milletimize tekrar baş tacı olabilmesi Balıkesir’in Kepsut Nahiyesi Bektaşlar Köyün- için ordumuzda iki ana konuda köklü zih- de doğmuş, soyu İsfendiyaroğlu Beylerine da- niyet değişikliğine ihtiyaç bulunmaktadır. yanan Türk İslâm âlimidir. Birincisi; milletin oyları ile seçilip iş ba- (5)A. Çelenk, Panel Tebliği, Adaleti Savu- şına gelen sivil iradenin emrine girmeyi, nanlar Derneği Dergisi Sayı 8, Mart 2008, Eki- devletin bütün kurumları gibi, bütün men- Asker ve Dini Değerler, s.60-62 suplarının içine sindirmesi sağlanmalıdır. (6) A. Çelenk, Panel Tebliği, Adaleti Savu- İkincisi; mensupları üzerindeki din kar- nanlar Derneği Dergisi Sayı 8, Mart 2008, Eki- Asker ve Dini Değerler, s.82 (7) ABD Hava Kuvvetleri Komutanlığı Din İşleri Subayı Talimatnamesi (AFM 165-3)] (8) A. Çelenk, Panel Tebliği, Adaleti Savu- nanlar Derneği Dergisi Sayı 8, Mart 2008, Eki- Asker ve Dini Değerler, s.85 temmuz 2015 | ASDER 59
Bediüzzaman Said Nursi ve Adem-i Merkeziyetçilik (Eyalet Sistemi) Vehbi KARA Bitlis’te dünyaya gelmiş Bediüzzaman, adem-i merkeziyetçilik tur. Bakın Osmanlı aydınlarından Prens eğitimini, çocukluğunu yani eyalet sistemi hakkında; birlik rabı- Sabahattin’e yazmış olduğu mektupta talarını ve yollarını ortadan kaldıracak, neler söylemiş: ve gençliğini bu keşmekeşi doğuracak, Anadolu Beylikle- topraklarda geçirmiş rinin birbirleri ile savaşmasını ifade eden “Prens Sabahaddin Bey’in su-i telakki “tavaif-i mülük” kavgası olacak şekilde olunan güzel fikrine cevab: bir insan olarak değerlendirmiştir. Eyalet sistemini Müna- Bediüzzaman’ın zarat isimli eserinde eleştirirken “beylik ve Hayat ittihaddadır. Benim gibi bir be- muhtariyetin ammizadesi (kardeş çocu- devinin fikri, fıtrat-ı asliyeye daha yakın ülkemizin Kürt ğu)” olarak gördüğünü ifade etmiştir. olduğu için muhakemesi de tabii olduğun- coğrafyası hakkındaki dan, sun’iden daha mükemmel olacaktır. görüşleri elbette çok Bitlis’te dünyaya gelmiş eğitimini, ço- Şöyle ki: cukluğunu ve gençliğini bu topraklarda önemlidir. geçirmiş bir insan olarak Bediüzzaman’ın Efrad mabeyninde muhabbet-i millî, ülkemizin Kürt coğrafyası hakkındaki gö- zerrat mabeynindeki (atomlar arasındaki) rüşleri elbette çok önemlidir. Zamanın cazibe-i cüz’iyeleri (küçük çekim kuvveti) gördüğü en büyük İslam âlimlerinden biri gibi, bir muhassal (biraraya getirilmesiyle) olması yanında sosyal ve siyasi olaylara teşkiliyle.. cihet-ül vahdetimiz (birlik yönü- bakış açısı ile insanlık âlemine büyük kat- müz) olan usul-ü merkeziyeyi intac ede- kılarda bulunmuş Bediüzzaman’ın eyalet ceğinden, ittihad ve muhabbet-i millî reva- sistemi hakkındaki görüşleri de dikkat çe- bıtını tahkim eylemekle zülal-i medeniyet kicidir. Onun eserlerinden istifade etmek o mecrada seyelan ederek şu anasır-ı her vatan evladının boynuna bir borç- muhtelifeyi (farklı unsurları) bir seviyeye getirdiğinden aheng-i terakki hoş bir nağ- 60 ASDER | temmuz 2015
me ile ecnebilerin sımah-ı hassasında mükellef olduğumuz gibi, ittihadı te’sis Arapçada meşhur (kulaklarında) tanin-endaz edecektir. edecek muhabbet-i milliye ile de muvaz- bir söz vardır; “Men zafız. Eğer unsur lâzım ise, unsur için bi- talebeş’ şey’e min Hem de her kavmin mabih-il beka- ze İslâmiyet kâfidir”. gayri evanihi ukibe sı olan âdât-ı milliye ve lisan-ı kavmiye- bihirmanihi” yani ye ve istidad-ı efkâra muvafık, hükümet Bu yazı o günün lisanı ile yazılmış ol- kim olgunlaşmadan teşebbüsata başlamalı.. tâ ki makine-i sa da dört başlıkta şu hususları anlamak bir maksudu talep terakkiyat-ı medeniyetin buharı hükmün- mümkündür: ederse mahrumiyetle de olan müsabakayı intac edecek bir cezalandırılır. İşte aynen hiss-i rekabet peyda olabilsin. 1. Merkezden nefret eden unsur ve bunun gibi zamanı milletlerde ayrılık fikirleri bütün bütün gelmeden iyi bir şeye Yoksa bu revabıt ve mecariyi fekke- alevlenir; onları tatbike dökme imkânı bu- dahi teşebbüs etseniz decek (rabıtaları ve yolları ortadan kal- lurlar. muvaffak olamazsınız. dıracak) adem-i merkeziyet fikri, veyahut onun ammizadesi unsura mahsus siyasi 2. Bu ayrılık fikirlerinin tatbike dökül- kulübler - zaten merkezden nefret var- is- mesi sonunda, öyle bir vahşet doğar ki, tibdad ciheti ile ve şiddet-i ihtilaf-ı unsur “adem-i merkeziyet” ve “tevsi-i mezuni- ve mezheb sebebiyle birden bire kuvve- yet” fikri kabına sığmayıp patlar. i anilmerkeziyeye inkılab edeceğinden, tevsi-i me’zuniyet kabına vahşetin gale- 3. Oluşan bu vahşet, Osmanlılığın yaniyle sığmayacağından Osmanlılık ve ümit bağladığı meşrutiyet perdesi üzerine meşrutiyet perdesini birden feveran ile öylesine bir baskı yapacak ki, bu perde yırtacak; bir muhtariyete ve sonra istik- tazyike dayanamayıp yıkılacaktır. Bunun laliyete ve sonra tevaif-i mülûk suretini sonucu olarak da muhtariyete kapı açıla- giydiğinden hiss-i rekabet daiyesiyle vah- cak, sonra da istiklaliyete dönüşecektir. şetin ve adem-i müsavatın mahsulü olan fikr-i istila yardımıyla bir mücadele-i keş- 4. Daha sonra da krallıklar halinde sa- mekeş intac edeceğinden öyle bir zenb-i yısız küçük devletçikler oluşacaktır. Bu azîm olur ki, hürriyetteki hasene-i uzmaya devletçikler arasında bir rekabet hissi ve menafi-i umumi mizaniyle tartılsa müvazi, eşitsizliğin sonucu istila fikriyle keşmekeş belki ağır gelecektir. bir mücadele başlayacaktır. Seviye-i irfanı bir mütemeddin devlet, Arapçada meşhur bir söz vardır; “Men -Alman gibi- libas-ı siyaseti kâmet-i is- talebeş’ şey’e min gayri evanihi ukibe bi- tidadımıza ya kısa veya uzun olacaktır. hirmanihi” yani kim olgunlaşmadan bir Zira seviyemiz bir değildir. Tıbbın eski bir maksudu talep ederse mahrumiyetle ce- düsturudur ki; her illet, zıdd-ı tabiatiyle te- zalandırılır. İşte aynen bunun gibi zamanı davi olunur. Binaenaleyh mizac-ı ittihad-ı gelmeden iyi bir şeye dahi teşebbüs etse- millete ârız sümun-u istibdad ile istidad ve niz muvaffak olamazsınız. meyl-i iftirak marazı izale veya tevkif lâzım iken, adem-i merkeziyet veyahut onun Eğer Alman devleti gibi seviyemiz bir kardeşioğlu gayr-ı mahlut siyasi kulübler olursa o vakit “eyalet sistemi” veya “adem- sirayetine yardım ve önüne menfezler, i merkeziyet” uygulanabilir ve faydalı olur. kapılar açmak, muhalif-i kaide-i hikmet Yoksa elbisesi kısa gelmiş bir biçare in- ve tıb olduğun- dan bir deha-yı müces- san gibi âleme maskara oluruz. Özellikle semin ki, fatiha-i zaferi istihsal, hasene-i hürriyet kavramının doğru dürüst telakki uzma-yı hür- riyet ve ittihad-ı millî iken.. edilmediği ve ırkçılığın son derece kuv- böyle bir iftirakın zenb-i azîmiyle hatime vetli olduğu bir zamanda eyalet sistemini çekmek, onüç asır evvel ölmüş asabiyet- kabul etmek parçalanmaya ve bölünmeye i cahiliyeyi ihya ile fitneyi ikaz etmek ve sebep olacaktır. Asya’nın mahall-i saadetimiz olan sema-i müstakbeldeki cinanı, cehenneme dön- Biz ki çoğunluk olan Müslümanlar dürmek, hamiyet ve ulüvv-ü cenablarına Allah’ın birliğine inanırız, muvahhidiz. yakıştıramıyorum. Tevhidle, birlikle mükellef olduğumuz gibi, ittihadı tesis edecek muhabbet ve sevgi Onun te’vili güzel, fikren taakkul edebi- ile vazifeliyiz. Eğer ırk, kavim lâzım ise, liyoruz. Amma istidadımızla amelen tatbik unsur için bize İslâmiyet kâfidir, vesse- edemeyiz. Tatbikine çok zaman lâzım... lam… Biz ki ekseriz, muvahhidiz. Tevhidle temmuz 2015 | ASDER 61
Yakın Doğu Ülkeleri Arasındaki Sorunlar Kemal Mete - Emekli Diş Tabibi Albay (ASSAM Kayseri Şube Başkanı) Ayrılıkçı Belucistan ASSAM çalışmaları çerçevesinde so- lıkçı talepleri ve hareketlenmeleri canlan- Kurtuluş Ordusu birçok rumlu olduğumuz Yakın Doğu ülkeleri, dırmaktadır. İran Belucistan’ı ise, İran yö- kez Pakistan Ordusu’na yani İran, Pakistan, Afganistan ve Beng- netiminin akıllı hamleleri ile şimdiye kadar ladeş üzerinde yapmış olduğumuz çalış- ciddi ayrılıkçı talepler ileri sürmemiştir. Bu karşı savaşmıştır. malarda bu ülkeler arasındaki sosyo-kül- konuda iki devlet arasındaki tecrübe ve Beluciler, Pakistan türel ilişkiler karmaşası dikkatimizi çekti. güç farkının önemi açığa çıkmaktadır. Yönetimi’ne karşı 4 kez Türk kamuoyunca kardeş ülkeler olarak isyan ederek tepkilerini tanınan ve bilinen Pakistan, Bengladeş ve Ayrılıkçı Belucistan Kurtuluş Ordusu göstermişlerdir. Bu Afganistan’ın gerçekte birbiriyle siyasi ve birçok kez Pakistan Ordusu’na karşı sa- bölgede, Belucistan kültürel çekişme içerisinde olmaları; ülke- vaşmıştır. Beluciler, Pakistan Yönetimi’ne lerindeki olumsuz gelişmelerden birbirle- karşı 4 kez isyan ederek tepkilerini göster- Kurtuluş Ordusu rini sorumlu tutmaları; hatta diğer ülkeleri mişlerdir. Bu bölgede, Belucistan Kurtuluş dışında, milliyetçi dost kabul eden vatandaşlarını “vatan ha- Ordusu dışında, milliyetçi unsurlardan çok unsurlardan çok dini inliği” ile suçlamaları İslam ülkeleri arasın- dini unsurlarla ilgilenen terörist gruplar da unsurlarla ilgilenen da birlik ve beraberliği arzulayan ASSAM mevcuttur. Bunlardan biri olan “Cundul- terörist gruplar da gönüllüsü olarak bizleri üzüntüye sevketti. lah”, Pakistan tarafında örgütlenmiştir ve Bu kardeş ülkeler arasındaki sorunlara ek zaman zaman İran sınırını geçip bu ül- mevcuttur. olarak İran’ın mezhep eksenli politikası da kede de eylemler düzenlemektedir. İran, eklenince bölge tam bir “cadı kazanı” duru- Sünni kökenli Cundullah Örgütü’nü ABD mu görüntüsü vermekte. Bu sorunları ge- ve İngiltere’nin kendisine karşı kullandığı- nel hatlarıyla gözden geçirmek istiyoruz. na inanmaktadır. BELUCİSTAN SORUNU UYUŞTURUCU SORUNU Türkiye’nin Güneydoğu’da yaşadığına Pakistan-Afganistan sınırı kontrolü güç, benzer bir etnik sorun Pakistan ve İran’da dağlık bir bölge olması nedeniyle uyuştu- yaşanıyor; bu sorunun adı da Belucistan rucu üretimi ve kaçakçılığı için uygun bir Sorunu. Hem Pakistanlılardan hem de ortam sağlamaktadır. Afganistan’dan ge- Farslardan farklı bir etnik kimliğe ve kül- len Hint kenevirleri burada işlenip dünyaya türe sahip olan Beluciler, 1970’lerin başın- pazarlanır. Bu bölge, dünyada insan ka- dan beri kendi haklarını elde edebilmek ve çakçılığının en yoğun olduğu bölgelerden- bağımsız devletlerini kurabilmek için mü- dir. Otorite eksikliği nedeniyle son yıllarda cadele ediyorlar. Ancak, İran’ın Beluciler tam bir kara para aklama merkezi olmuş- üzerinde uyguladığı sıkı kontrol nedeniyle tur. Bu durum Pakistan’ı oldukça rahatsız Belucistan’ın bağımsızlık mücadelesi da- etmekte ve sorundan gerekli önlemleri ha çok Pakistan üzerinden yürütülüyor. almadığı gerekçesi ile Afganistan’ı mesul tutmaktadır. Bu da iki ülke arasında ger- Jeostratejik açıdan çok önemli olan Be- ginliğe yol açmaktadır. lucistan, Hint Okyanusu’na kıyısı olması ve Hürmüz Boğazı’na yakınlığı nedeniyle RADİKAL SAVAŞÇILAR SORUNU hem İran, hem de Pakistan açısından vaz- geçilmez bir öneme sahiptir. Bu bölgenin Uyuşturucu sorununda olduğu gibi Af- ekonomik açıdan oldukça geri kalmış ol- ganistan-Pakistan sınırında yeterli kont- duğu söylenebilir. Özellikle Pakistan tara- rolün sağlanamaması; radikal savaşçı fı, ülkenin en geniş kısmını oluşturmasına unsurların bölgede barınması ve eylemler- rağmen oldukça geri kalmıştır ve insanlar de bulunması için elverişli ortam temin et- yönetime karşı oldukça tepkilidirler. Tabii mektedir. Ülkelerindeki siyasi karmaşa ve ki bu ekonomik sıkıntılar etnik farklılık ile terörist eylemlerden Afganistan’ı sorumlu birleşince ülkemizde de olduğu gibi ayrı- tutan Pakistan, bu ülkeyi gerekli önlemleri almamakla suçlamaktadır. 62 ASDER | temmuz 2015
PAKİSTAN-BENGLADEŞ SORUNU yük bir düşmanlık mevcuttur. Bangladeşlilerin ülkesine sığınmasını 1947’de Pakistan’ın Hindistan’dan Gerek Pakistan’da gerekse Afganis- bahane eden Hindistan, bağımsızlığının ardından nüfusunun ço- tan ve Bangladeş’te mevcut değişik etnik Doğu Pakistan’ın ğunluğunun Müslüman olması nedeniyle gruplar arasında Sünniler çoğunluğu teş- yanında savaşa girdi. Bangladeş bölgesi Doğu Pakistan adıy- kil etmekte ise de İran, her üç ülkede de Savaş boyut değiştirerek la Pakistan’a bağlanmıştı. Asıl Pakis- mevcut Şii nüfus üzerinden mezhep temel- Hindistan ile Pakistan tan ise Batı Pakistan adıyla anılıyordu. li yaklaşımıyla bölge ülkeleri arasındaki arasında sınır Hindistan’ın elinde kalan topraklar bu iki ayrımcılığı körüklemektedir. İran’ın kendi çatışmalarına dönüştü. Pakistan’ı birbirinden ayırıyor ve bağlantı- resmi mezhebi lehine bölge düzenini de- Pakistan uçaklarının yı kesiyordu. ğiştirmeyi hedefleyen, yakın komşuları Batı Hindistan’ı üzerinde hakimiyet sağlamayı amaçlayan bombalaması üzerine Ayrıca Doğu Pakistan’ın elinde kalan oportünist/fırsatçı bir devlet politikası izle- çatışma açık savaş topraklar İngilizlerin sömürge döneminde diği bilinmektedir. haline geldi ve özellikle ihmal ettiği topraklardı. Doğu Pa- Hindistan ordusu Doğu kistan, İslamabad tarafından sömürüldü- Bölgedeki siyasi istikrarsızlık ve karma- Pakistan’a girdi. ğünü ileri sürüyordu. Ayrıca iki bölge halkı şayı kendi lehine çevirmek isteyen İran’ın da Müslüman olmalarına rağmen çok farklı bu fırsatçı tutumu bölge ülkeleri arasında kültürlere sahiplerdi. Doğu Pakistan’da si- huzursuzluk kaynağı teşkil etmektedir. yasi hoşnutsuzluk giderek artmış ve kültü- rel milliyetçilik hareketleri son derece sert- Sonuç olarak, bölgenin dünya leşmişti. Bu ve benzeri problemler 1971’de hâkimiyeti için çekişen ABD-İngiltere, Rus- Doğu Pakistan’da büyük bir isyana sebep ya ve Çin gibi ülkeler için taşıdığı jeo-stra- oldu. İsyanı bastırmak isteyen Pakistan tejik önem, bu ülkelerin bölgede kurmaya bölgede askeri operasyonlara başladı ve çalıştıkları hâkim düzen için zaten din- dil- bu operasyonlar sonucunda yaklaşık 10 kültür ve etnik çeşitlilik açısından sosyo- milyon Bangladeşli Hindistan topraklarına kültürel farklılıklar içerisinde olan bölge- sığındı. deki her türlü sorunu ve etnik ayrımcılığı körüklemeleri; engebeli coğrafi yapının sı- Bangladeşlilerin ülkesine sığınmasını nırlar arasındaki kontrolü zaman-zaman bahane eden Hindistan, Doğu Pakistan’ın imkânsız kılmasıyla ülke dışında üslenen yanında savaşa girdi. Savaş boyut değişti- gayri nizami unsurların komşu ülkelerde rerek Hindistan ile Pakistan arasında sınır eylem yapabilmeleri; milliyetçi, etnik, mez- çatışmalarına dönüştü. Pakistan uçakları- hebi taassubun mevcudiyeti bölge ülkeleri nın Batı Hindistan’ı bombalaması üzerine arasında sorunların çözümünü son derece çatışma açık savaş haline geldi ve Hin- güçleştirmektedir. distan ordusu Doğu Pakistan’a girdi. İki haftalık yoğun mücadele sonucunda Do- Bölgedeki hâkim devletler arasındaki ğu Pakistan’daki Pakistan kuvvetleri Hint -gayrimüslim Hindistan dışında- bölge ül- kuvvetleri karşısında fazla dayanamadı ve kelerinin yegâne ortak unsurun “İslam di- 90,000’den fazla Pakistanlı asker ve sivil ni” olduğu gerçeğiyle sorunların çözümü, teslim oldu. Pakistan birliklerinin Hindis- barış ve huzurun temini Rabbimizin emri tan kuvvetlerine teslim olduğu 15 Aralık gereği ancak ve ancak “İslam kardeşliğin- 1971 günü Bangladeş’in kuruluşu Bangla- de” görülmektedir. deş darbelerin sıkça yaşandığı bir ülkedir. Müslüman halkın seçtiği idareler darbeler- “Müminler ancak kardeştirler. Öyleyse le iktidardan indirilmekte ve darbeci iktida- kardeşlerinizin arasını düzeltin ve Allah’tan rın görüşünce politika izlenmektedir. Gü- korkun ki, size merhamet edilsin.” (Hucu- nümüzde laik-seküler bir idare altında olan rat/10) ülkede 28 Şubat benzeri İslam düşmanı operasyonlar uygulanmakta ve bağımsız- “Dine bağlı kalın ve dinde ayrılığa düş- lık mücadelesi yıllarında Pakistan’la birliği meyin.” (Şura/13) savunan ve savunmuş Müslüman toplum liderlerine vatana ihanet gerekçesiyle ida- “Kendisine apaçık deliller geldikten ma kadar uzanan, zalimane cezalar veril- sonra, parçalanıp ayrılığa düşenler gibi mektedir. olmayın. Onlar için kıyamet günü büyük azap vardır.” (Al-i İmran/105) Bütün bu politikalar sonucunda iki ülke arasındaki gerilim had safhadadır ve Pa- Allah, mü’minlerin kalplerini uzlaştırdı. kistan- Bangladeş idarecileri arasında bü- Eğer sen dünyadaki her şeyi harcasan yi- ne onların kalplerini uzlaştıramazdın. Fa- kat Allah onları uzlaştırdı. Hiç kuşkusuz O, üstün iradeli ve hikmet sahibidir. (Enfal/63) temmuz 2015 | ASDER 63
Müslüman, Vefa ve Söz Halil MERT Biz her anlamda geri bırakılmışız. Bu doğru. Ama parasal anlamda güçlenince, maalesef insanlık değerlerimizi kaybettik en başta. Vefa yok. Kullan at. Bilgiye ve emeğe hürmet yok. Çünkü biz zaten her şeyin en iyisiyiz. Bize adam lazım değil. Paramızla adam da satın alabiliyoruz artık. 64 ASDER | temmuz 2015
Allah, insanlığın yekûnuna, Müslüman, istismar edeceğimiz yeni birisini buluyo- Tabii vefasızlığın, münafık, kâfir… yaratırken kendisinden ruz. Gönül kırmak kolay. Ama unutmayın istismarın bir de hususiyetler vermiş. İnsanı kâmil bir varlık ki kabalık insanın kendisine yakışmadığı karşı tarafı var. O’na olarak yaratmış. Eşref-i mahlûk. İnsanın gibi, gelecekte eğer insanlıktan biraz nasip da hep izzetli olmak yaradılıştaki ulviyetini kavrayamadığını da aldıysanız vicdanınızı kemirecektir. Eğer düşüyor. İnsana gerçek ayet-i kerimelerle apaçık beyan etmiş. vicdanımız varsa tabii… rızık verici Allah’tır. Dışında herkes ve her Gülümüz (SAV), Cahiliye devrinde, ka- Tabii vefasızlığın, istismarın bir de karşı şey vesiledir. Âlimler ranlıklar ve vahşet içindeki Mekke’de bile tarafı var. O’na da hep izzetli olmak düşü- kedileri severmiş. ışıktı. Emin Muhammed diyorlardı O’na. O yor. İnsana gerçek rızık verici Allah’tır. Dı- Cahiller de köpekleri. bize önce insan, sonra İslam olmayı öğret- şında herkes ve her şey vesiledir. Âlimler Farkları nerede? Bizim ti. kedileri severmiş. Cahiller de köpekleri. nankör dediğimiz kedi, Farkları nerede? Bizim nankör dediğimiz rızkın sahibinin Allah Sosyal psikoloji kitaplarında evrensel kedi, rızkın sahibinin Allah olduğunu bilir, olduğunu bilir. insanlık değerlerinden söz edilir. Vefa gös- haddi aşanı tırmalarmış. Köpek ise, ekmek termek, kul hakkından kaçınmak, yalan verenin rızık verici olduğunu zannettiği için söylememek, zalim olmamak, zulümle mü- sürekli kuyruk sallarmış. İnsana yakışan cadele etmek, yaşlı, fakir ve yardıma muh- da en az kedi kadar rızkın gerçek sahibini taç insanlara ve diğer canlılara yardım et- idrak etmek olmalıdır. mek, tabiatı ve yaratılanı korumak… daha birçok şey barbar kabilelerde bile, medeni- Yukarıda söz ettiğim insanlık, vefa, yetle tanışmamış ilkel toplumlarda bile aile ilave feraset ve erdem hepimizi yücelte- eğitiminin, toplum eğitiminin bir parçasıdır. cek değerlerdir. Siyasi hayatta vefa çok değerlidir. Kanımca Cumhurbaşkanımı- Bir zamanlar çocuktuk, köylerimizde in- zı bu günlere getiren ekip arkadaşlarına sanları rejim ve okumuşlar cahil ve geri gö- gösterdiği vefadır. Karşılığını onlardan rürdü. Ama insanlığın bu yüce değerlerinin tam alamasa da. Başka liderler de gördük. tamamını öğretirlerdi. İnsanlar kendi arala- Müzminleşen... Fedakâr yol arkadaşlarını rında da bu değerleri yaşardı. İmeceyi dü- hatırlamayan... Seçim sonucu ne olursa ol- şünün. İnsanlar yardımlaşır ama ince he- sun dilerim bu günlere ve makamlara gel- sap yapmazdı. Beş köy ileriye yürüyerek melerine vesile olduğu Abdullah Gül dâhil düğüne, cenazeye, aile ve akraba ziyaret- kimse yolda bırakmaz R. Tayyip Erdoğan’ı. lerine giderlerdi. Biz de böyle büyütüldük. Dilerim milletim oy verirken yapılan işleri, gösterilen fedakârlıkları bir daha düşünür. Peki ya şimdi? Şimdi, dinimizi bizi ye- Ülkenin geleceğini düşünür. tiştirenlerden çok daha iyi biliyoruz. Onla- rın yanında allame ve müftüyüz. Ya yaşan- Sonradan gören, sistemi ve değerle- tımız? ri istismar ederek büyüyen görgüsüzlere bakmayın. Onların ayıpları kendilerine ait- Biz her anlamda geri bırakılmışız. Bu tir. Ancak varlığınızla bu görgüsüz, kaba, doğru. Ama parasal anlamda güçlenince, vefasız ve sözün değerini bilmeyen insan- maalesef insanlık değerlerimizi kaybettik lara da destek olunmamalıdır diye düşünü- en başta. Vefa yok. Kullan at. Bilgiye ve yorum. emeğe hürmet yok. Çünkü biz zaten her şeyin en iyisiyiz. Bize adam lazım değil. Söylediklerimi en başta kendime söy- Paramızla adam da satın alabiliyoruz ar- ledim, sonra düşünene!.. Söyleyecek çok tık. İnsani ve sosyal ilişkiler mi? Paran ve söz var ama… M. Akif misali; gücün varsa kimse senin ilkeli ya da ilkesiz olmana bakmıyor ki! “Ağlarım, ağlatamam; hissederim, söy- leyemem; Aldatıyoruz... Önce kendimizi, sonra ai- lemizi ve sosyal çevremizi. Kirletmediğimiz Dili yok kalbimin, ondan ne kadar hiçbir şey kalmadı. Bu bizi üzüyor mu peki? bizârım! Bence aldırmıyoruz. Çocuklarımıza, gele- ceğimize yazık oluyor. Bize emek veren, Oku, şayed sana bir hisli yürek lâzımsa; sevgi besleyen, saygı duyan insanlara ya- zık oluyor. Birileri emek veriyor. Sormuyo- Oku, zirâ onu yazdım iki söz yazdım- ruz bile biz sana ne verelim diye. Ya da bir sa.” küçük hediye ile sevindirmeyi bile düşün- müyoruz. Kullanıyoruz sadece. O gitti mi, Allah, adildir, lütuf ve kerem sahibidir. kullanacak duygularını, imkânsızlıklarını Gerçek dost olanlara, vefa gösterenlere, sözünde duranlara, ayıpları örtenlere, ne- zaketle muamele edenlere selam olsun... temmuz 2015 | ASDER 65
Kürt Siyasetinin Dinamikleri Mehmet KANMAZ İçeride farklı siyaset Kürtlerin Türkiye millî siyaseti çok uzun patlamak için eylemler yapılıyordu. Kendi güdüldüğü intibaı zamana dayanır, çok karmaşık ve çetrefilli içlerinde kim kime hükmedecek esas be- bir siyasettir. Sadece Türkiye’nin iç siyase- lirleyici hangi alan olacak. Bunların iç he- verilmek isteniyor. Bir tiyle sınırlı değildir. Uluslararası ilişkileri ve saplaşması vardı, son olaylar artık silahlı yandan PKK ve yan bağlantıları, beynelmilel uyuşturucu trafi- savaş verenlerin son sözü söyleyeceği ği, silah kaçakçılığı vb. ilave etmek müm- açığa çıkmış oldu. Daha önce vur-kaç tak- kuruluşlar ile yürütülen kündür. Türkiye Kürtlerinin politikası artık tiği uygulayan örgüt saha hakimiyetine yö- silahlı mücadele. dünya meselesi haline gelmiş durumdadır. neldi ve bunu dünyaya ilan etti. Artık belli Kürtler, tarihlerinde bu kadar güçlü deste- bölgeler benimdir diyor, bunun alt yapısı Bunun merhaleleri ğe sahip olamamışlardır, buna paralel ola- paralel devlet yapılanması olarak adlan- var, gerilla ve özgürlük rak Türkiye de -Cumhuriyet tarihi boyunca- dırılan KCK ile önceden sağlanmıştır. Bir savaşının tüm taktik ve bu denli güçlü olamamıştı/olmamıştır. devlet için gerekli unsurları kendi içlerinde tesis etmişler ve bunu ilan da ettiler. stratejik merhaleleri Her iki zinde güç kendi siyasetini uygu- uyguluyorlar. İlk lamaya, birbirlerine bazı şeyleri dayatma- Tunceli’de kaçırılan Milletvekili Hüseyin ya çalışıyor. Aygün ile bu resmen ilan edildi. Kullandık- ları dil tam bir devlet dili; “gözaltına alma”. Türkiye’de Kürtlük siyasetini güdenler; “misafir edilme”, ”hukuki ve adli işlem”, “ iti- razı varsa bir üst mahkemeye götürme” gi- a) Türkiye içinde uyguladıkları siyaset bi kullanımlar bir örgütün kullanacağı dil ve kavramlar değil. En son çadır tiyatrosuyla b) Diasporada uyguladıkları siyaset yolları kesilen BDP milletvekilleriyle geril- lanın kucaklaşması da artık gerçek gücün c) Komşu ülkelerde uyguladıkları siya- silahlı kanadın elinde olduğu gerçeği giz- set. lenemez oldu. BDP kendisini kapattırarak siyasetin, yani Kürtlerin siyaset yapmanın, Kürtlük Davası Güdenlerin Türkiye yolunun kapandığını ve bunu da AKP hü- İç Siyasetleri kümetine fatura etmek istedikleri politikası- nı güdüyor. Bu siyaset tek başına BDP’nin İçeride farklı siyaset güdüldüğü intibaı parti içi siyaseti olmadığı açıktır. BDP, içe- verilmek isteniyor. Bir yandan PKK ve yan rideki eski Marksistler de dahil meydan kuruluşlar ile yürütülen silahlı mücadele. okuyorlar, tarihi bir hesaplaşmanın hesap- Bunun merhaleleri var, gerilla ve özgürlük savaşının tüm taktik ve stratejik merhale- leri uyguluyorlar. İlk başlangıçta varlığı is- 66 ASDER | temmuz 2015
larını yapıyorlar. Bu siyaset normal Kürt devletin yanlışlarını bayraklaştırdılar, bu Bugünkü Kürtçülük/ halkının kabul edeceği siyaset değildir. siyaset dolayısıyla Türkiye’deki liberal, de- Kürtlük davasını mokrat ve İslamcıların büyük bir kısmının güdenler, sadece Tarihte halkın kabul etmediği siyasetin bazen doğrudan bazen dolaylı desteğini Türkiye’den koparak tarihin kritik anlarında halka çabuk kabul elde ettiler. Bu merhalede eğer devlet in- ayrı bir devlet kurma ettirildiği çokça uygulanagelmiştir. Dünya kar ve asimilasyon politikasından vazge- veya içeride kalarak tarihi bunun örnekleriyle doludur ve de bir çerse demokratik bir ortamda anlaşabile- Kürt Özerk Bölgesi milletin, kavmin ne olduğunu da bu aktörler cekleri intibaını verdiler. elde etmek için belirler, o yüzden milletleri leylekler getirir mücadele etmiyorlar. denilmiş. Şimdi de Kürt milletinin nasıl bir Yerel seçimlerde elde ettikleri başarı, Modern dünyada yeni millet olması lazım gelir kararını bu dağda- halkın kendi yanlarında olduğu propagan- ulus kurma daha ki leylekler/kartallar belirleyecek. dasını yaptılar, AK Parti karşıtları da bu oy öncelikleridir. potansiyelini abarttı, Ak Parti’nin aldığı oyu Kürt tarihi yeniden yazılacak, Kürt hal- ve PKK baskısından dolayı korkunun üret- kının kökenleri yeniden tayin ve tesbit edi- tiği ortam vesilesiyle BDP’ye verilen des- lecek, tarihin derinliklerine inilerek İslam’ın teği yok saydılar. AK parti kaybetsin ülke Kürt tarihindeki yeri küçümsenecek ve ye- nerelere sürüklenirse sürüklensin dediler. ni bir “Kürt Milli Kimliği” inşa edilecek. Za- ten ari olan bu yüce kavim bağlı bulundu- Türkiye’de normal şartlarda iktidar ola- ğu batı dünyasında hak ettiği yerini alacak. mayan bazı mihraklar bu Kürtlük siyasetini Bu yol-yöntem daha önce Türk halkı için kullanarak iktidarı devirmeye ve anormal de uygulanmış ve başarıya ulaşmıştı. şartlarla hükümet olmaya yeltendiler. Adı geçen siyaset BDP’yi cesaretlendirdi ve Türk halkının yapısı eski Türk destanla- Türkiye’de rahatlıkla siyaset yoluyla “De- rıyla belirlenmeye çalışılmıştı. Hatta Akde- mokratik Özerklik” kurabileceklerine inan- niz medeniyet havzasına mensubiyetleri dılar veya inandırıldılar. iddia edilmişti. Kürtler için bunun sağlan- ması daha rahat ve şartlar daha uygun, BDP alana/halka inince arkasını PKK/ hazır PKK gibi din karşıtı yapılanmalar silahlı güce dayandırdı. Çünkü böyle si- varken bu işler daha kolay kotarılacak. yaset cumhuriyetin kuruluşundan iki binli yıllara kadar Türkiye’de geçerli bir siyaset- Bugünkü Kürtçülük/Kürtlük davasını ti ve öyle bir yolla da iktidar olunuyordu. güdenler, sadece Türkiye’den koparak ayrı Siyasi Kürtlük davasını güdenler de buna bir devlet kurma veya içeride kalarak Kürt özendiler ve zahirde siyasal bir parti ve fa- Özerk Bölgesi elde etmek için mücadele kat hakikatte ise silahlı Kürt gücünün em- etmiyorlar. Modern dünyada yeni ulus kur- riyle hareket eder halde idiler. ma daha öncelikleridir. Bu siyaset Türkiye’de asker sivil ilişki- İslam inanç ve anlayışından batı değer si normalleşince işe yaramaz oldu ve ay- ve anlayışa, Müslüman Kürt geleneğinden nı siyaseti güden Kürt siyasası böyle bir batılı modern insan tipi yaşayışa, İslam normalleşmeyi kendi içinde gerçekleştire- medeniyetinden batı medeniyet dairesine medi. TSK’nın kanuna boyun eğmesi gibi girmeyi esas kabul ediyorlar. Bu yönüyle PKK, Kürt siyasetine boyun eğmedi ve si- savaştıkları T.C. ile aynı yolu takip edi- yasilerle olan gizli ilişki de açığa çıktı. yorlar, Osmanlının yıkılmasından, birinci Cihan Harbinden sonraki kendinden kopu- Kürtlük siyasetinde Türkiye’de olanın şun kötü taklidiyi yapıyorlar. tersi oldu silahlı militarist güç siyasete el koydu. Kürt siyaseti 27 Mayıs İhtilaliniı, 12 Diğer taraftan BDP aracılığıyla sanki Mart muhtırasını, 12 Eylül İhtilalini ve 28 silahlı mücadeleye karşı ve terör üreten Şubat Muhtırasını beraber yaşıyor. örgütle alakası yokmuş gibi siyasî ve de- mokratik bir mücadele yürütüyorlar. BDP Kürt siyasetinde; siyasete yer bırakma- halkın oyuyla ve halkın desteğiyle Kürtle- dı, askerî kanat işe el koydu. rin kavmi ve insanî haklarını savunma va- zifesini yerine getirmeye çalışırken mevcut Şu anda sivil ve normal bir siyaset gü- kanunî sınırları zorlayarak Türkiye’yi Kürt- den Türkiye ile askerî vesayet altında siya- lerin asimilasyon ve inkar politikasını kabul set yürüten bir Kürt mücadelesi yaşanıyor, etmeye ve yerel yönetimleri güçlendirme- BEN İNANIYORUM Kİ 07 HAZİRAN SE- ye çalışıyor. ÇİM SONUÇLARI, Kürtlerin kendilerinin vesayetten kurtulma tarihi olacaktır. Türkiye devleti ve hükümet arasındaki farklılıkları, önce hükümeti destekleyerek temmuz 2015 | ASDER 67
FOTOĞRAF: MUSTAFA NAZİF DURAN Gidin İsrail’e Söyleyin; “Bu Ümmet Geri Döndü” Ersan ERGÜR kesinlikle gasp etmiş ve Fatih’in vakfiye bedduasına namzet olmuştur. Ayasofya Peygamber (sav) Efendimi- zin övdüğü İstanbul’un fethinin simgesi. 1934’te tafsilatına girmeyeceğim Bal- İslam bir beldeye işgal için değil adaletin kan Paktına girmek maksadı ile Avrupalıla- ve huzurun temini için gelir. Bunun adı da ra şirin görünmek adına müzeye çevrilmiş fetihtir. Fethettiği beldelerde halka İslam’a ve cami olmaktan çıkarılmıştır. Cumhuri- gir baskısı yapılamaz. Teklif edilir. Girer- yetin ilanından sonra Avrupalıların Müs- lerse ne ala. Ancak savaş ganimeti ola- lümanlardan intikam alma duygusu açığa rak elde edilen mallar tartışmasız helaldir. çıkmıştır. Ayasofya’nın yeniden kilise ya- Ganimet o beldeyi fetheden asker ve ku- pılması hayali bu dönemde açığa çıkmış mandanları arasında pay edilir ve tasarruf ve sinsi bir planla önce müzeye sonrasın- hakkı ganimetin sahibine aittir. Ayasofya da da kiliseye çevrilmesini hedeflemişler- Camii de fethin övülen kumandanı Fatih dir. Ancak bu milletin içinde var olan iman Sultan Mehmed’e taksim edilmiş bir fetih aşkı her geçen gün kaynamış ve adım ganimetidir ve cami olarak kendisi tara- adım İslam’ın hâkimiyetine çaba harcayan fından vakfedilmiştir. Bu nedenledir ki bu bir enerjiye dönüşmüştür. Çok bedeller cami hakkında tasarruf hakkını alan devlet 68 ASDER | temmuz 2015
ödenmiş nice ilim adamları asılmış, nice nın heybetle şahlanışı son bir gayret ola- 1934’te tafsilatına devlet adamları zindanlarda hakaretlere rak orduyu zafere taşıyabilir. İşte Ayasofya girmeyeceğim Balkan uğramışlardır. Ancak onlar yılmamışlar ve merkezi hilafetin yere düşmüş sancağı ko- Paktına girmek maksadı mükâfatlarını baki olan Rablerinden bekle- numundadır. Bu millet bunun farkına vardı. ile Avrupalılara şirin mişlerdir. Bugün Türkiye’de yaşananlar si- Tüm şahlanışı ile açılması yönünde ihtiya- görünmek adına müzeye yasi bir kavga değil iman ve küfür kavgası- rını kullanıyor. Ancak burada dikkat edil- çevrilmiş ve cami nın şekil değiştirmiş bir yansımasıdır. Halk mesi gereken bu planı bozmak için yola olmaktan çıkarılmıştır. artık ilim adamlarının ödediği bedellerle çıkarken şer odaklarının oynayabilecekleri Cumhuriyetin ilanından değil kendisi bedel ödeyerek bu kavgadan oyunlara provokatif eylemlere düşmemek- sonra Avrupalıların galip çıkmayı arzulamaktadır. tir.Bugüne kadar asgari yaşam mücadele- Müslümanlardan si veren Müslümanlar kamu alanında bir intikam alma duygusu Ayasofya’nın cami olarak açılmasına nefes hakkı alır almaz soluğu Ayasofya da açığa çıkmıştır. bir mekân olarak ihtiyaç yok aslında. Onun aldı. Artık nefes alacağı alanı genişletmek yerine bedel daha nice ibadethaneler ya- istiyor. Müslümanların başsızlığının sonu- pılabilir. Burada önemli olan iman ve kü- cudur ki küfrün ayakları altında ezilen na- für mücadelesinde simge olan ve manevi mus ve şerefini kurtarmak istiyor. kuvveti olan motivasyon vesilesi olan sim- ge bir caminin ibadethane olarak yeniden Ümmet ilk defa 24 Mayıs 2015 tarihin- faaliyete geçirilmesidir. Bugün yeryüzünde de kendi ideolojisiyle değil ümmet bilinci ile Kudüs yani Mescidi Aksa ve Ayasofya’dan Ayasofya meydanında haykırdı; “Zincirler başka işgal altında olan bir simge yok. Son kırılsın Ayasofya açılsın.” Hiçbir cemaat, virajı dönmek üzereyiz. Ayasofya Mescidi grup ve sivil toplum kuruluşu kendini öne Aksadan önceki son kale. Burasının ibade- çıkarmadı. Önde olan sadece ümmet idi, te açılması rakiplerimizin planlarının suya İslam şuuru idi. Bu demektir ki gerçekten düştüğünün göstergesi olacak. Yenilmek Ayasofya ibadete açılacak. Zaman yak- üzere olan ordunun yere düşen sancağı- laştı bize düşen daha samimi ve ihlaslı bu düşüncede sebat etmek. Bedeli ne olursa olsun geriye bakmamak. Hep ileri atılmak. Artık Siyonizm’in, İngiliz’in planı tutmuyor. Küfrün başını ezecek siyah Sancaklıların ümmetin gözünden düşürülmesi için sah- neye çıkarılan DEAŞ bile bu ümmeti uyu- tamadı. Çünkü ümmet artık uyandı. Küfür te- laş içerisinde tek millet haline geldi. Ama korkmayın endişe etmeyin ve gidin İsrail’e söyleyin; “Bu Ümmet geri döndü.” temmuz 2015 | ASDER 69
ASDER Ne Yapmalı? Osman KAÇMAZ Yaşadığımız sıkıntılı 28 Şubat döneminde YAŞ kararlarıyla linli çalışma edebimi suistimal ederek, hak on dört yılın sonuna TSK’dan re’sen emekli edildiğimiz yıllarda edeceğimin altında bedellerle çalıştıran benimle aynı kaderi paylaşan birkaç arka- patronların, iki dudağından çıkacak söze doğru iki yıl içinde daşımdan başkasıyla görüşemiyordum. ve menfaatine ters düşmemeye bağlı iş bir arkadaşımın Öyle ki; sosyal çevrem de çoğunlukla ay- sürekliliği dönemleri… nı meslek grubuna sahip olduğum “asker” tavsiyesi ile ASDER’i arkadaşlardan oluştuğu için, birden bire Denize düşüp yılana sarılmak kabilin- tanımıştım 2009’da. kendilerine zarar vermek endişesiyle ço- den yaşanan acılı yıllarımın her birini en İki ayda bir Anadolu ğundan irtibatımı kesmiştim. Ancak ben- az beşle çarpacak kadar ruhen yaşlandığı- den önce aynı zulmü yaşamış birkaç ar- mı hissediyordum. Aile hayatımızda esas yakasında yapılan kadaşımın, bu yeni acımasız sivil hayatta olan imani ölçülerimize ve Mevla’mızın konuklu toplantıları neler yapmaya çalıştığını izlemek suretiyle bizi görüp gözettiğine ve asla hiçbir kulu- geçim yollarını araştırma sebebiyle görü- na zulüm etmeyeceğine, başımıza gelen kaçırmamaya şüyordum. Hani ödü patlayanın artık kork- dünyevi sıkıntıların ya kusurlarımızdan ve- gayret ederken bazı masına gerek olmadığı gerçeğiyle ve dost ya ulaşmamız gereken makamın bedeline arkadaşlarla ve asıl kıtlığında normalden daha yüksek derece- matuf kaderimiz olması icap ettiği inancı- kurucu olan gayretkeş de ve fütursuzca samimiyet kurarak… mıza rağmen, yokluk veya varlık içre yok- Adalet savunucularıyla luğun acılarını unutamıyorum. Hem çalış- tanışmaya başlamıştım. O yıllarda kaderimin sürüklediği İs- maya ve hem de çocuklarımı yetiştirmeye tanbul hayatımda, meğer aynı kaderi çalışırken, gönül âlemimde aileme sıkıntı Yapılan iş ilanları paylaştığımız veya benzer kategorilerde göstermemesi için Rabbime niyazlarımı nedeniyle mail mağduriyetler yaşamış nice “asker” arka- sürdürüyordum, hala niyaz ediyorum… daşlarımız varmış. Fakat nasıl bilecektim gruplarına üye olan veya nasıl bulacaktım ki onları? Ancak bir Yaşadığımız sıkıntılı on dört yılın so- emekli bir asker buluşma adresi olmalıydı ve var idi, fakat nuna doğru iki yıl içinde bir arkadaşımın ne aramaya fırsatım ve ne de bir çare ola- tavsiyesi ile ASDER’i tanımıştım 2009’da. arkadaşımın bana bileceğine ümidim vardı. Görüşebildiğim İki ayda bir Anadolu yakasında yapılan yardımcı olmak üzere arkadaşlar ve o vesilelerle zahiren yardım- konuklu toplantıları kaçırmamaya gayret yönlendirmesi vesile cı olmaya çalışanların gönderdiği işlerde; ederken bazı arkadaşlarla ve asıl kurucu olmuştu bu tanışıklığa. benim çaresiz (!) ve sivilleşememiş disip- olan gayretkeş Adalet savunucularıyla ta- nışmaya başlamıştım. Yapılan iş ilanları Fakat kader sadece tanımakla iktifa etmeyeceğim şekilde ağlarını örmeye başlamıştı daha o zamanlar.. 70 ASDER | temmuz 2015
nedeniyle mail gruplarına üye olan emekli hazretlerinin azizliğiyle belirginleşen eksik ASDER yönetiminde bir asker arkadaşımın bana yardımcı ol- ve kapsam dışı hakların telafisi için AS- geçen iki buçuk mak üzere yönlendirmesi vesile olmuştu DER aynı gayret ve kararlılıkla çalışmala- yılımda, hem STK’ların bu tanışıklığa. Fakat kader sadece tanı- rına devam etti. Benim de artık “geçmişte işlevini ve hem de makla iktifa etmeyeceğim şekilde ağlarını kaldı” diyebildiğim yüksek dozlu acı reçe- yakinen tanıma fırsatı örmeye başlamıştı daha o zamanlar.. telerimin azalmaya başlamasıyla, üyeliği- bulduğum nice değerli min gereklerini yerine getirmeye ve müsait insanları gördüm. Bu Derken 12 Eylül 2010 referandumuy- olan yeni çalışma hayatımda daha fazla faaliyet dönemimizin la başlayan süreçte, hayallerimizden bile zaman ayırmaya ve önceden izlemeye ça- bereketli olduğu silinmekte olan ümitlerimiz yeşermeye lıştığım programların hazırlık safhasında kanaatindeyken, onca başlamıştı. Emeğini sarf eden ASDER mesai harcamaya başlamıştım ASDER’de. gayret ve samimiyete fedailerine ancak dualar edebiliyordum o Öyle samimi şükran duyguları yüklüydüm rağmen maalesef zamanlarda. MSB’ye ve sırasıyla AYİM’e ki emeği geçenlere, imkânlarım ölçüsünde takdirden vazgeçtik, yaptığımız YAŞ kararlarına açılan yargı elimden gelenin en üst seviyesinde katkı hakarete varan iftira ve yolunu kullanarak, henüz çıkarılamayan sağlamak istiyordum. Hele atandığım ku- hezeyanlarla dolu haksız uyum yasaları sebebiyle, mevcut teamül rumun Dernek merkezine yakın olması da, eleştiriler oldu. Tabii ki; ve mevzuat hazretleri engelini, siyasi ikti- yine kaderin 2012 yılındaki genel kurulda, abdestinden şüphesi dara “YAŞ kararlarına yargı yolunun hala artan üye sayısıyla birlikte artırılan yöne- olmayanlar namazlarını kapalı olduğunu!” göstererek yaklaşan tim kadrosuna benim de girişimi oylamıştı bozarlar mıydı? genel seçimler öncesi yasal düzenleme ASDER gönüldaşları. Tabii iş seçilmek- gerekliliği talepli görüşme trafiği sürdürü- le bitmiyor, önceden yapılmalı dediğimiz yordu ASDER. beklentileri, artık “yapmalıyız” şeklinde te- laffuzu gerçekleşiyordu dilimizden. Bu dö- Nihayet kaderin üstünde bir kader nemde vakıf olabildiğim prosedür çarkları- vardı ve çekilen çilelerin biteceği dönem- nı gördükçe, sükut-u hayal değil ANCAK ler gelmişti. 23 Mart 2011’de, bir ay önce SABIR gerekiyordu. Zira yapılması gere- gerçekleşen Dolmabahçe görüşmesinde kenlerde hiçbir kusur olmadığı gibi, usulün verilen talimat gereği hızlanan yasalaşma devlet geleneğine uygun yapıldığını ve kaş çalışmasına nokta konulmuştu TBMM’de. yaparken göz çıkarmamak adabına göre Yargısız infazın adaletsizlik olduğunun yol alınması gerektiğini görüyordum. Aksi devlet tarafından tescili anlamı taşıyan bu halde birilerinin devireceği çamları kaldır- yasa daha bir başlangıçtı. Mevcut haliyle, maktan yol almaya fırsat kalmayabilirdi..! ASDER’in yoğun emekle hazırlattığı hu- kuk komisyonunun taslağı olarak aynen ASDER yönetiminde geçen iki buçuk çıkmasa da, kapı aralanmış ve itibari hak- yılımda, hem STK’ların işlevini ve hem de larımız verilmişti. 6191 sk. ile müracaatı yakinen tanıma fırsatı bulduğum nice de- kabul edilen yaklaşık bin altı yüz kişiden ğerli insanları gördüm. Bu faaliyet döne- birisi olarak memuriyete dönebilme hakkı- mimizin bereketli olduğu kanaatindeyken, nı tercih ile Araştırmacı-6191’li olmuştum. onca gayret ve samimiyete rağmen maa- lesef takdirden vazgeçtik, hakarete varan Yakaladığımız bu sosyal statünün sar- iftira ve hezeyanlarla dolu haksız eleştiriler hoşluğunu yaşamaya başlamıştım. Et- oldu. Tabii ki; abdestinden şüphesi olma- rafımda eskiden belki acıyarak, belki de yanlar namazlarını bozarlar mıydı? küçümseyerek uzaktan seyreden nice ta- nıdık görünür olmaya başlamıştı. Hatta ba- ASDER doğru yoldan emin adımlarla, zıları çektiklerimi unutmamam (!) gerektiği adabına uygun ADALETİ SAVUNMAYA tavsiyesini bile ihmal etmemişlerdi… Sos- devam ediyor ve çalışmalarına gönül ve- yal statümüzde gerçekleşen sınıf atlama- ren camiasına, SABIRLA ve İNANÇLA nın ve kavuştuğumuz ferahlamanın karşılı- haklı olduğumuz için er ya da geç ADALE- ğını eski minnet borçlarının tahsilatını ima TİN YERİNİ BULACAĞINA olan inancımı- eden yaklaşımlarda yok değildi veya ben zı kaybetmemeyi tavsiye ediyor. Gönül ile, öyle hissediyordum. Hani yayan yapıldak emek ile kayıt olmak ile veya en azından arkalardan yetişmeye çalıştığın yol arka- DUA ile… daşlarına, geriden gelip seni arabasına alarak ilerilere ulaştıran arabanın sahibine 27 Mart 2015 mi? yoksa sana mı? hasetlenildiği belirsiz durum gibi… Daha sonra devam eden dönemlerde; ilk uygulamalarda görülen yine mevzuat temmuz 2015 | ASDER 71
Search