Important Announcement
PubHTML5 Scheduled Server Maintenance on (GMT) Sunday, June 26th, 2:00 am - 8:00 am.
PubHTML5 site will be inoperative during the times indicated!

Home Explore Haber Bülteni 16. Sayı

Haber Bülteni 16. Sayı

Published by Adaleti Savunanlar Derneği, 2020-07-11 01:19:51

Description: HaberBulteni_16

Search

Read the Text Version

Değerli ASDER Dostları, Değerli Dostlar, ASDER’den haberdar etme ve düşünceleri paylaşma adına yayınlamaya başladığımız “bülten”imiz, sizlerin teveccühü ve yoğun katkıları ile ciddi, seviyeli ve ses getiren “stratejik dergi” formatında yayın hayatına devam ediyor. Katkıda bulunan herkese sonsuz teşekkürler ediyoruz. İnanıyoruz ki, sizlerin katkıları ve teveccühü ile daha önceleri duyurmaya çalıştığımız üzre, stratejik konuları uluslararası dü- zeyde ele alan ve gündem belirleyen “dergi” olarak devam edebiliriz. Uzun soluklu ve sert bir mücadele dönemini arkamızda bırakırken, düşünen bütün sağ- duyulu aydınlarla aynı paydada buluşmak geleceğe dair ümitlerimizi diri tuttu, turmaya de- vam ediyor. Geleceğe ışık tutacak ısrarımızı ifade eden kamuoyu “bülten”imizin 16. sayısı eliniz- de… *** Bugün 30 yıllık acı ve gözyaşlarının, vesayet sisteminin, gözyaşları üzerine bina edilen baskı anlayışının sorgulandığı, yasadışı uygulama ve kalkışmaların en sert karşılık görme- ye başladığı kritik bir dönemden geçiyoruz. 12 Eylül cuntasıyla ve uygulamalarıyla, temel felsefi yaklaşımlarına varıncaya kadar he- saplaşma dönemi yaşıyoruz. Tabular, önyargılara ve “devlet kutsiyeti” arkasına gizlenen keyfiliklerle mücadele ve yüzleşme zamanı. ASDER olarak kamuoyu önüne çıktığımız ilk günden buyana ısrarla savunduğumuz kavramların kamuoyu önünde olması gerektiği gibi tartışılıyor olmasından ve bir kısmının anayasal güvenceye alınıyor olmasından son derece mutluyuz. İnanıyoruz ki, 12 Eylül meş’um bir dönemin adı olmak yerine, yeni bir dünyanın inşası için dönüm noktası olacak. Birçok STK gibi bizler de “yetmez ama evet” diyoruz. *** YAŞ kararlarının yargı denetimine alınması, bütün sakıncalı taraflarına rağmen fevkala- de olumlu bir gelişme. Madde ilk taslaktaki haliyle kalmalıydı, ancak bu haliyle bile ülkemiz için önemli bir aşama. “Balyoz” davasında gelinen nokta hukuk açısından son derece önemli. Ağustos YAŞ ka- rarları öncesi 102 sanık için tutuklama kararı çıkması ve tutuklanacakların bir kısmının terfi sırasında olmaları da kayda değer. Bu vesile ile TSK’nin içindeki sıkıntıları azaltma yolunda ciddi bir mesafe alacağını düşünüyoruz. *** Katkılarınızı ve teveccühünüzü bekliyoruz. Yeni sayımızda buluşmak üzere. Editör

42Abd-İsrail (Şeytan) Ekseninde Yaşananlar s. Ve Yapılması Gerekenler! Genelkurmay Politika, Askerî Tasavvuru ve Gücü Sendroma Reçete Kullanabilmelidir 12s. 14s. 6$+ø%ø $1.$5$ù8%(6ø $GDOHWL6DYXQDQODU'HUQH÷L$GÕQD %DúNDQùDKLQ$.'2ö$1 GSM: 535.7973670 - 544.8594901 Nevzat TARHAN $GUHV0HúUXWL\\HWFDGGHVL ('ø7g5 %DNDQOÕNODU$1.$5$ M. Abdullah KAPLAN HSRVWDDQNDUD#DVGHURUJWU <$<,1.858/8 %856$ù8%(6ø *UFDQ21$7øEUDKLP7g5( %DúNDQ$ULId(/(1. 3H\\DPL%$<5$09HKEL.$5$ $GUHV5H\\KDQ0DK.R]DNOÕ6RNdÕQDU øúKDQÕ1R260$1*$=ø%856$ gPHU)XDWg=d(/(%ø 7HO )D[ $ULId(/(1.&HS <$=,ù0$$'5(6ø (PDLODULIFHOHQN#KRWPDLOFRP $OHPGDU0DKdDWDOoHúPH6RN ADALETİ SAVUNANLAR DERNEĞİ 'HIQH+DQ&D÷DOR÷OXøVWDQEXO7UNL\\H Bülteni Tel: +90 212 526 11 31 )D[ (PDLODVGHUJHQPHU#WWPDLOFRP :HEZZZDVGHURUJWU

İÇİNDEKİLER Mavi Dernek’ten Haberler 4 Marmara Üzerinden Genelkurmay Tasavvuru ve 40s. Sendroma Reçete İsrail Prof. Dr. Nevzat Tarhan 12 Hangi Dilden Anlar? Politika, Askerî Gücü 47s. Kullanabilmelidir Tunceli Sarıyayla Adnan Tanrıverdi 14 Karakol Baskını Askeri Vesayet Sisteminin 64s. Oluşumu Ve Normalleşme İçin Çözüm Önerileri Yusuf Çağlayan 18 Profesyonel Ordu Mustafa Hacımustafaoğulları 31 Kat Sayımızı Artırabiliyor Muyuz? Prof. Dr. Mustafa Nutku 34 Demokles’in Balyozu Ramazan Bitikçioğlu 36 Mavi Marmara Üzerinden Gürcan Onat 40 Abd-İsrail (Şeytan) Ekseninde Yaşananlar Ve Yapılması Gerekenler! Halil Mert 42 Yardım Sandığı mı, Holding mi? Kemal Şahin 45 İsrail Hangi Dilden Anlar? Savaşmalı mı? Prof. Dr. Nevzat Tarhan 47 Modadır Ülkemde Giderken Konuşmak Nurettin Yavuz 49 Türk-İsrail Krizinde Asker Pasif Kaldı Ali Akşehirli 51 TSK Terörü Önleyemez mi? Gürcan Onat 54 Profesyonel Ordu Askerlik Kutsal Bir Vatan Hizmetidir. Yükümlülük Olduğu Kadar, Bir Haktır Da! Adnan Tanrıverdi 57 İki Darbe Arasında Vehbi Horasanlı 63 Tunceli Sarıyayla Karakol Baskını Adnan Tanrıverdi 64 Kâinatın Anayasası İbrahim Töre 66 Nostalji / Yaşar Yalçın 68 Çocukları Terbiye Hakkı ADALETİ SAVUNANLAR DERNEĞİ BÜLTENİ Adalete Başvurma Hakkı SAYI 16  TEMMUZ-AĞUSTOS 2010 Hayat Hakkı .$<6(5øù8%(6ø <$<,1$+$=,5/,. Eşitlik Hakkı %DúNDQ.HPDO0(7( Azınlık Hakları $GUHV&XPKXUL\\HW0DK7HQQXUL6RN Sığınma Hakkı 1R.$<6(5ø 7HO )D[ 6$1$7<g1(70(1ø Özgürlük Hakkı İKİ DARBE ARASINDA... .HPDO0(7(&HS 0XVWDID1D]LI Aile Kurma Hakkı (PDLONHPDOPHWHND\\VHUL#\\DKRRFRP Çalışanların Hakları ZZZPXVWDIDQD]LIFRP Seyahat, İkamet Özgürlüğü ve Hakkı .21<$ø57ø%$7 0505. 282 6999 Otoritenin Zulmünden Korunma Hakkı $GUHV0HKPHW.$10$= İşkenceden Korunma Hakkı Tel: 0542.284 42 45 İktisadi Haklar 0332. 351 76 19 Din Özgürlüğü .h7$+<$ø57ø%$7 0XVWDID+$&,0867$)$2ö8//$5, %$6.,&ø/7 Mülkiyet Hakkı ve Korunması İsrail Hangi Dilden Anlar? Tunceli *60øú øPDN2IVHW Fikir, İnanç Özgürlüğü Hakkı SAVAŞMALI MI? Sarıyayla (PDLOPKDFLPXVWDIDRJXOODUL#KRWPDLOFRP Irz ve Namusu Koruma Hakkı Karakol Baskını %DVÕP<D\\ÕQ7LF6DQ/WGùWL Ferdin Sırlarını Koruma Hakkı $WDWUN&DGGHVL0HUNH]0DKDOOHVL*|OZK6aarmuruiNİHhitzimyaeçt1llaerrıinEeRldKeaEtıtlmmae HHaakkkkıı Mavi Genelkurmay Politika, Askerî Marmara %DKoHOLHYOHUøVWDQEXO Fikir Açıklama Hakkı Tasavvuru ve Gücü Üzerinden Tel: 0212 656 49 97 Adil Yargılanma Hakkı Sendroma Reçete Kullanabilmelidir on_arka_kapak.indd 2 7/28/2010 12:35:21 AM Sayı:16 Temmuz-Ağustos 2010l KWWSZZZDVGHURUJWU Bültenimizde yayınlanan yazı, şema, şekil ve fotoğraflardan yayıncının izni olmadan, kaynak belirtilmeden tam veya özet alıntı yapılamaz. Yazıların sorumluluğu yazı sahiplerine aittir.

HABERLER n Wall Street Journal Gazetesi’nin nakkale Savaşında Çanakkale’ye Ropörtajı gelenlerin ve Çanakkale’yi geçilmez yapan Çanakkale ruhunu 28 Şubat İstanbul Büro Şefi Marc Champi- süreci ile ilişkilerini örneklerle orta- on ASDER Onursal Başkanı Sayın ya koyarak gönüllere hitap eden ve E.Tuğgeneral Adnan TANRIVERDİ bizleri anlatan konuşmasında; ile röportaj yaptı. Çanakkale savaşında siperler ara- sı mesafenin 8 metreye indiği ve bi- Yapılan röportajın tam metnini der- rinci saftakilerin şehit olunca ikinci neğimiz sitesi http://as-der.org.tr/in- saftakilerin şehit olacaklarını bile bi- dex.php?option=com_content&task le ileri atılmalarını anlattı. Bu ruhun =view&id=1266&Itemid=64 adresin- Çanakkale ruhu olduğunu söyledi. den okuyabilirsiniz. Sonra 28 Şubat sürecinde askeri hastanede ameliyata girmek üzere n Emrulah Hatipoğlu ve Arif Çelenk olan cerrahın komutanı tarafından Semineri çağrılarak, YAŞ’la ordudan ilişiğinin kesildiğini tebliğ ettiğini, tebliği im- Üyelerimizle 19 Mart 2010 tarihin- zalayan cerrahın kafasında masa- de İBB Ali Emiri Kültür Merkezinde da onu bekleyen hastası olduğunu biraraya gelerek Sultanahmet Ca- ve cerrahın odadan çıkarak hastası- mii İmamı Emrullah HATİPOĞLU ve nı ameliyat için ameliyathaneye yö- ASDER Bursa Şube Başkanı E.Öğ. neldiğini, ameliyathaneye giderken Bnb. Arif ÇELENK’i misafir ettik. inzibatla yolunun kesildiğini ve has- taneden uzaklaştırıldığını ifade etti. Toplantının açılışında derneğimiz Sonra da Şuradan iki gün önce atı- Genel Başkan Yardımcısı Gürcan lacağını bile bile Cehennem Deresi- ONAT Bey, Mehmet Akif ERSOY’un ne pusuya giden Dargeçit ilçe jan- “Zülmü Alkışlayamam” şiirini okudu darma komutanı Aydın Yüzbaşının ve sözü ilk konuşmacıya verdi. hikâyesini anlattı ve sordu: “Bu iki ruh arasında zaman ve mekândan Sultanahmet Camii İmamı Sayın başka ne fark var?” Emrullah HATİPOĞLU zalime kar- şı hakkı söylemenin İslam dinindeki Genel Başkanımız E.Tbp.Alb.Prof. yerini ayet ve hadislerle anlattı. Dr.Nevzat TARHAN’ın değerlendir- me ve bilgilendirme konuşması ile Sayın HATİPOĞLU Allahın zalimleri toplantı sona erdi. sevmediğini, fakat hep zalimlerin ol- duğunu bizim imtihanımızın ise zali- n Ümit Kardaş’ın “Askeri Vesayet- min yanında mı yoksa karşısında mı ten Normalleşmeye ve Güncel olduğumuz olduğunu söyledi. Meseleler” Semineri Allah’ın Kuranda Kasas suresinde Konuklu aylık toplantılarından birini Peygamberlerin kısalarını anlatarak daha 16 Nisan 2010’da NP İstanbul onların zülüm önderlerine karşı ha- Hastanesi toplantı salonunda ger- reket tarzlarını bizlere örnek göster- çekleştirdik. diğini, zulme rızanın zulüm olduğu- nun altını çizdi. E.Hakim Alb. Dr. Ümit KARDAŞ’ı konuklu toplantımızda misafir ettik. Sayın HATİPOĞLU konuşmasını bi- tirdikten sonra sözü diğer konuşmacı Konuşmacı Sayın KARDAŞ, “As- ASDER Bursa Şube başkanı Sayın keri Vesayetten Normalleşmeye ve E. Öğ.Bnb.Arif ÇELENK’e bıraktı. Sayın ÇELENK Konuşmasında Ça- 4 ASDER | temmuz-ağustos

HABERLER Güncel Meseleler” hakkında 40 daki- kelerde olduğu gibi MSB’na bağlan- ka süren bir konuşma yaptı. Konuş- malı. masında askerin siyasete karışması - TSK ihaleleri şeffaf olmalı, Mecliste tarihini 1905’den başlayarak günü- görüşülmeli vergi veren vatandaş fik- müze kadar getirdi. rini söyleyebilmeli. Sayın KARDAŞ’ın konuşmasından - Askeri yargı kaldırılmalı, sadece di- satır başları; siplin mahkemeleri olmalı onun ha- -Siyasete bulaşan ordu içinde de- kimleri de sivil olmalı. vamlı cunta yapılaşması oluyor ve -MGK anayasal kurum olmaktan çı- kendi içerisinde muhalefetini doğuru- karılmalı. yor. Halaskâr Zabitan gurubu İttihat -Askeri okullardaki eğitim gözden ge- ve Terakki’ye karşı. çirilmeli, Demokratik ve özgürlükçü - Bu cunta yapılanmaları orduyu zaa- eğitim verilmeli. fa uğratıyor. - Zorunlu askerlik kaldırılmalı. - Askerin 1938-1940 arası siyasette pek görünmediğini, bunun sebebinin - Yeni Anayasa için toplumla muta- bakat sağlanması maksadı ile bir ko- de bir görüşe göre Cumhuriyet Ordu- misyon kurulup toplumun tüm kesim- nun Siyasi tavrı olduğudur. lerinde (en marjinal guruplar dahil) -1950’de demokrasiye geçilirken İs- yazılı görüşler alınmalı. Bunlar ince- met Paşanın generallerle görüştü- lenip ilkeler belirlenmeli. ğünü, onların tereddüdünü gidermek için “demokrasiye geçelim gerekirse Sayın KARDAŞ konuşmasını bitir- dikten sonra soru cevap bölümüne biz sizi çağırırız” dediğini. geçildi. - 1960 darbesinden sonra siyasetçiler orduyu emir komuta zincirine sokar- Genel başkanımız E.Tp.Alb.Prof. Dr.Nevzat TARHAN’ın değerlendir- sak cuntalar önlenir fikri ile general- me konuşması ile toplantı sona er- lere imtiyazlar veriliyor ve Genelkur- di. may MSB’den alınıp Başbakanlığa sorumlu hale getiriliyor. n “Askeri Vesayetten Normalleşme- - 1980 darbesi siyasetçileri haklı çı- ye Paneli” ve “Herkes için Adalet” karıyor darbe emir komuta zincirinde ödülleri yapılıyor. Adaleti Savunanlar Derneği (AS- - 1982 Anayasası ile askeri vesa- DER) tarafından milli iradenin devle- yetin kurumları oluşturuluyor. MGK, tin tüm kurumlarına hâkim olmasına AYİM Askeri Yargıtay vb. katkıda bulunmak maksadı ile 24 Ni- san 2010 Cumartesi günü Ankara Ri- -AYİM ve Askeri Yargıtay örneği çağ- xos Otel’de ‘’Askeri Vesayetten Nor- daş dünya ülkelerinde yok. malleşmeye’’ paneli ve ödül töreni - Ülkemizde hiçbir siyasi partinin par- yaptı. ti programında TSK ile ilgili görüşler, n Panel, ASDER’in tanıtıldığı sineviz- planlamalar yoktur. yon görüntüsü ile başladı. Sineviz- Dr.Ümit KARDAŞ konuşmasının çö- yon gösterisinden sonra açılış konuş- züm önerileri bölümünde; ması yapan ASDER Genel Başkanı - Genelkurmay Başkanlığı çağdaş ül- Emekli Albay Prof. Dr. Nevzat Tarhan temmuz-ağustos 2010 | 5

HABERLER Yüksek Askeri Şura (YAŞ) kararlarıy- ması gerektiğini söyledi. la ordudan atılan personel arasında ağır depresyona girip intihar edenle- Hâkimler ve Savcılar Yüksek rin bulunduğunu, aynı zamanda bu Kurulu’nun (HSYK) yapısını da eleş- insanların sivil yaşamda iş bulmakta tiren Can, Adalet Bakanlığının bu güçlük çektiğini söyledi. konuda üzerine düşeni yapmadığını savundu, demokratik ve sivilleştiril- Derneği bu konuda yapılabilecekle- miş bir HSYK oluşturulması gerekti- re destek olmak için kurduklarını bil- ğini kaydetti. diren Tarhan, ancak bu konuda bir iyileşme sağlanması için ilk olarak Gündemdeki anayasa değişikliğinin Türkiye’de ve özellikle Türk Silahlı Türkiye’nin sorunlarının çözülme- Kuvvetlerinde zihinsel bir dönüşüm sinde yeterli olmayacağını belirten yaşanması gerektiğini, Türk Silahlı Can, yeni bir anayasa yapılması ge- Kuvvetlerinin şu ana kadar değişime rektiğini ifade etti. ve dönüşüme direndiğini savunun- du. ASDER Onursal Başkanı Emekli Tuğgeneral Adnan TANRIVERDİ de Başkanın konuşmasını mütea- Türkiye’nin bir değişim sürecinden kip yöneticiliğini ASDER onur- geçtiğini vurgulayarak, sorunun mil- sal Başkanı E.Tuğgeneral Adnan letin iradesiyle anayasal kurumlar TANRIVERDİ’nin yönettiği panele üzerinde otorite tesis edilememe- Hasan Celal GÜZEL, Prof. Dr. Mus- sinden kaynaklandığını belirtti. tafa ERDOĞAN, Prof. Dr. Mustafa KAHRAMANYOL, Doç. Dr. Osman Türkiye’nin askeri vesayet altında CAN ve E. Hâkim Bnb. Yusuf ÇAĞ- olduğunu öne süren TANRIVERDİ, LAYAN konuşmacı olarak katıldı. Milli Güvenlik Siyaset Belgesi’ndeki iç tehdit tanımlamasının kaldırılma- Panelistlerden Sayın CAN, Osman- sının Türkiye’nin sivilleşmesi açısın- lı İmparatorluğu’ndan itibaren mi- dan faydalı olacağını kaydetti. litarizmin, kültürel bir değer olarak Türkiye’nin bulunduğu topraklarda Hacettepe Üniversitesi Öğretim inşa edildiğini söyledi. Üyesi Prof. Dr. Mustafa ERDOĞAN konuşmasında, Türkiye Cumhuriye- Türk ordusunun Prusya geleneği- ti anayasalarındaki askerlikle ilgili ne sahip olduğunu ifade eden Can, mevzuat hakkında bilgi verdi. Türkiye’de ‘’devleti kuran ordu’’ dü- şüncesinin içselleştirildiğini kaydetti. Milli Güvenlik Kurulu’nun anayasal bir kurum olmasıyla askeri yetkilile- ‘’Türkiye’de tam anlamıyla bir mil- rin yürütmenin ortağı haline geldiği- li güvenlik sistemi içinde yaşıyoruz. ni ifade eden Prof. Dr. ERDOĞAN, Yargı da bir mikro milli güvenlik sis- 1982 Anayasası’nın sivil-asker ilişki- temi’’ diyen Can, yargı olmadan milli leri konusunda 1961 Anayasası’nın güvenlik sisteminin ayakta tutulama- temel perspektiflerini koruduğunu yacağını savundu. belirtti. ‘’Vicdani reddin’’ kabul edilmesinin Erdoğan, Türk Silahlı Kuvvetleri’nin militarizmin ortadan kaldırılması açı- ayrı bir askeri hukuka tabi olmama- sından hayati olacağını öne süren sı, askeri harcamaların da mali de- Can, Türkiye’deki sorunların teme- netime açılması gerektiğini savun- linde mutlaka bir yargı kararı aran- du. 6 ASDER | temmuz-ağustos

HABERLER Türk Silahlı Kuvvetleri’nin kendisini Panelin ardından, ‘’Herkes İçin Ada- resmi ideolojinin bekçisi, hatta dev- let’’ ödülleri, ‘’Adalet ve Hukukun letin sahibi olarak gördüğünü ifade Üstünlüğü, Ayrımcılığın Giderilme- eden ERDOĞAN, ‘’resmi protokol de si’’ yolunda gösterdikleri gayretler sivil demokrasinin gereklerine göre dolayısıyla Emekli Tuğgeneral Ad- yeniden düzenlenmelidir’’ dedi. nan TANRIVERDİ, Prof. Dr. Ahmet Prof. Dr. Mustafa KAHRAMANYOL ALPER, Hasan Celal GÜZEL, Prof. ise YAŞ’ın ordudan uzaklaştırmalara Dr. Mustafa KARAMANYOL, Prof. ilişkin kararlarının gayrimeşru oldu- Dr. Mustafa ERDOĞAN, Doç. Dr. ğunu ileri sürdü. Bu kararlara ilişkin Osman CAN, Emekli Hâkim Binba- bazı örnekler veren KAHRAMAN- şı Yusuf ÇAĞLAYAN, Sağlık-İş Ge- YOL, devletin her kurumundaki ka- nel Başkanı Mustafa BAŞOĞLU, rarların yargı denetimine açılması Vakit Gazetesi adına Ankara Tem- gerektiğini kaydetti. silcisi Serdar ARSEVEN, Taraf Ga- zetesi adına Ankara Temsilcisi Lale Emekli Hâkim Binbaşı Yusuf Çağla- KEMAL, MAZLUMDER adına Üstün yan, Türkiye’de bilim ve din çatışma- BOR ve Genç Siviller İnisiyatifi adı- sının bulunmadığını, ancak askeri na ödülü Neslihan DEMİR’e dernek vesayet rejiminin sistematik hale gel- başkanı Nevzat Tarhan tarafından diğini savundu. verildi. Ödüle layık görülen Gazeteci Statükonun halk iradesi eksenine çe- Şamil TAYYAR ise son anda değişen kilmesi gerektiğini ifade eden ÇAĞ- programı sebebi ile panele katılama- LAYAN, siyasi partilerin kapatılması- dı. nın engellenmesinin de demokrasinin n Sivil Dayanışma Platformu Adana öncelikli gereklerinden olduğunu söy- Toplantısı ledi. Adana’da 30 Nisan tarihinde düzen- ‘’Yargı bir iktidar aracı olmaktan kur- lenen Sivil Dayanışma Platformu tarılmalı’’ diyen ÇAĞLAYAN, kolluk Adana Buluşması’na ASDER’i temsi- güçlerinin demokratik denetim yolla- len Kayseri Şube Başkanı Dr. Kemal rının da yaygınlaştırılması gerektiğini METE katıldı. belirtti. Kemal Mete yapmış olduğu konuş- Eski Bakanlardan Hasan Celal GÜ- mada ASDER’i kısaca tanıttıktan ZEL de kendi anılarından örnekler sonra, YAŞ kararlarıyla yapılan ih- vererek Türkiye’de sivillerin ancak raçların adaletsizliğini verdiği örnek- kendilerine müsaade edilen alanlar- lerle anlattı. da çalışabildiğini ifade etti. Sayın METE konuşmasında komu- Türkiye’de bazı değerlere kutsiyet tanlarının hukuka sığmayan emir- atfedilmesiyle istismara yol açan bir lerini yerine getirmeyen, toplumu kültür doğduğunu belirten GÜZEL, fişlemeyen, adam kayırmacılık yap- ‘’bürokrasi üzerindeki militarist vesa- mayan, görev gereği olmayan sosyal yet hep devam etmiştir’’ dedi. içerikli toplantılara katılmayan, eşi, Türkiye’de bir demilitarizasyon prog- akrabası, arkadaşı hatta ev sahibi ör- ramı uygulanması gerektiğini savu- tülü veya dinine bağlı olan , inancının nan GÜZEL, bu çerçevede anaya- gereği olarak haramdan kaçan, farz sa değişikliği yerine yeni bir anayasa görevlerinin bir kısmını olsun yerine yapmak gerektiğini söyledi. getirme gayretinde olan kişilerin irti- temmuz-ağustos 2010 | 7

HABERLER cai görüşleri benimsediği ifadesiyle toplantı sonunda da sürdü. İzleyici- “disiplinsizlikle” suçlandıklarını söy- ler anlatılan olaylardan haberleri ol- ledi. madığından bahisle bu haksızlığın toplumun tüm kesimlerine duyurul- Kanunen suç teşkil etmeyen bu du- ması gerektiğini vurguladılar. rumdaki kişileri ordudan ihraç etmek için 1982 Anayasasına hukuk hile- n Sivil Dayanışma Platformu Kay- si yoluyla yönetmelik eklenerek bu seri Buluşması gibi kişilerin ihracının mahkemeler- den kaçırılarak YAŞ yoluyla yapıldı- Buluşma, Şehir Tiyatro Salonun- ğını, YAŞ’a sunulan dosyalarda yer da 17 Mayıs 2010 Cumartesi günü alan belgelerin, asılsız ihbarlar, be- yapıldı. Toplantıda derneğimizi AS- lirsiz sahte resimler, yanlı istihbarat DER Kayseri Şube Başkanı Kemal raporları, haksız sicil düzenlenme- Mete temsil etti ve konuşma yaptı. siyle hazırlandığına dikkate çeken METE, kendisi gibi YAŞ Kararları Ayrıca diğer konuşmacılarla birlik- ile ihraç edilen arkadaşlarının sağlık te Kayseri’deki özel radyoların ortak karnelerinin ellerinden alınarak sağ- programında konuşmacı olarak yer lık güvencesinden mahrum bırakıl- alan ASDER Kayseri Şube Başkanı- dıklarını, hatta GATA’da tedavi gö- mız Mete konuşmalarında, mevcut ren kanserli eşinin tedavisinin yarım anayasadaki YAŞ kararlarının yar- bırakılarak hastaneden çıkarıldığını gıya kapalı olmasını eleştirdi. Mete, anlattı. ordudan ihraç edilme prosedürün- deki hukuksuzluğu vurguladı. Me- YAŞ kararıyla ihraç edilenlerin iş te, yeni anayasa ile getirilecek olan bulmalarına engel olunduğunu, bu değişiklik ile en azından haklarında- nedenle çaresizlikten bunalıma gi- ki suçlamaları somut olarak öğrene- rerek intihar edenlerin olduğunu, ih- rek, gerekli savunmayı yapabilecek- raç edilenlere tazminat ödenmedi- lerini belirtti. ğini aksine geçim derdine düşen bu personelden görevde 15 yılını dol- Mete konuşmasında “kol kırılır yen durmayanlardan tazminat talep edil- içinde kalır” diyerek kendilerine ya- diğini, bu arkadaşların milletin göz- pılan haksızlığı halka yansıtmadık- bebeği ordudan ihraç edilişini en larını, ancak referandumda halkın yakınlarına, eşine, anne-babasına, karar vereceği düşüncesiyle mevcut akraba ve dostlarına söyleyeme- adaletsizliği herkesin bilerek buna diklerini örneklerle anlatan METE, göre oy kullanması gerektiğini anlat- anayasa değişikliği paralelinde YAŞ tı. kararlarının yargıya açılması gerek- tiğini ve yargılanmadan ihraç edilen n Vakit Gazetesine Destek Ziyareti bu kişilerin tüm haklarının geri veril- mesi gerektiğini söyledi. Vakit Gazetesini yok etmek için 312 General davasında gazeteye 1,8 Toplantıya katılan sivil toplum kuru- trilyonluk tazminat cezası verildi. luşları temsilcileri ve Adanalı izleyici- ASDER yönetimi gazeteye destek lerin coşkun hislerle ve gözyaşlarıyla ziyareti yaptı. dinlediği METE’nin konuşması alkış- larla sona erdi. Genel Başkanımız Sayın Prof. Dr. Nevzat TARHAN başkanlığında Ge- Sayın METE’ye gösterilen teveccüh nel Sekreter Nurettin YAVUZ, Genel Başkan Yardımcısı Gürcan ONAT ve Genel Sekreter Yardımcısı Sela- 8 ASDER | temmuz-ağustos

HABERLER hattin ARSLAN’dan oluşan yönetim f. Hukukun hakimiyeti (Hukuk devleti kurulu üyeleri Vakit Gazetesine des- değil) tek ziyareti yaptı. g. İfade hürriyeti Genel Başkanımız Sayın TARHAN gazeteyi yok etme girişiminin Yargı- h. Din özgürlüğü (İnanma ve ibadeti- tay tarafından kararın bozularak dü- ni açıkça yapabilme) zeltileceğini, yoksa hâkimlerin tarihe yanlış karar veren hâkimler olarak ı. Teşkilatlanma özgürlüğü geçeceğini söyledi. i. Silahlı güçlerin sivil denetim altın- n Prof.Dr.Atilla YAYLA Semineri da olması (Koruyucu sınıfa karşı bizi kim koruyacak?) 21 Mayıs 2010’da NP İstanbul Has- tanesi toplantı salonunda Prof. Dr. Medeniyetin bu on unsurunu misal- Atilla YAYLA konuşmacı olarak mi- lerle açıklayan YAYLA konuşmasının safirimizdi. Sayın YAYLA, “İnsan Me- sonunda soruları cevapladı. deniyeti” konulu konuşmasında me- deniyet kelimesinin Arapça asıllı bir n “Rotamız Filistin Yükümüz İnsani kelime olduğunu ve medeni insanın Yardım” Konvoyunu Uğurladık şehirde yaşayan insan olduğunun al- tını çizdi. İHH’nın organize ettiği uluslar ara- sı yardım filosunun ilk gemisi Medeniyet kavramının coğrafya, et- Sarayburnu’ndan 22 Mayıs 2010 Cu- nik kimlik, dinle ilişkilendirildiğini ve martesi saat 11.00’de demir alarak medeniyetler çatışması tezinin savu- Gazze’ye doğru “Vira Bismillah” de- nulduğunu söyleyen YAYLA, bu teze di. katılmadığını, tek bir medeniyet bu- lunduğunu, bunun da “İnsan Medeni- Türkiye’den filoya katılan üç gemi- yeti” olarak isimlendirdiğini ifade etti den biri olan Mavi Marmara gemisi ve “İnsan Medeniyeti”nin unsurlarını Gazze’ye insani yardım götürmek ve 10 başlık altında topladı: İsrail’in uyguladığı ambargoyu del- mek üzere, 22 Mayıs 2010 Cumar- a. Özel mülkiyet hakkı tesi günü Sarayburnu’nda yapılan törene değişik ülkelerden ve STK b. İş bölümü temsilcilerinden binlerce insanın ka- tılımı ve duaları ile uğurlandı. c. Serbest müdahale Törende Derneğimizi Genel Sekreter d. Sözleşme serbestiyeti Nurettin YAVUZ ve Genel Sekreter Yardımcısı Selahattin ARSLAN tem- e. Sınırlı sorumlu siyasi kurumlar sil etti. temmuz-ağustos 2010 | 9

HABERLER Törende diğer ülkelerden ve rimize yapılan bir saldırı olarak de- Türkiye’den konvoya katılan STK ğerlendiriyoruz. temsilcileri ve İHH Genel Başkanı Bülent YILDIRIM konuşma yaptı. İsrail’in insani yardım gemilerine saldırısı insanlık dışıdır. İsrail sınırı İHH Genel Başkanı Bülent YILDI- bir kez daha aşmıştır. Bardak bir kez RIM konuşmasında, konvoyun insa- daha taşmıştır. ni yardım konvoyu olduğunu, gemi- de ilaç, inşaat malzemeleri ve gıda Türkiye hükümetini, İslam ülkeleri- götürdüklerini, konvoydan 24 saat ni ve uluslararası karar alma meka- canlı yayın yapılacağını, İstanbul’da nizmalarını İsrail’in saldırısına karşı kriz masası kurulduğunu söyledi. acil müdahaleye çağırıyoruz. İHH Başkanı YILDIRIM, tüm dünya İsrail Türk bayraklarının olduğu bir vatandaşlarından konvoyu devamlı gemide kan akıtmıştır. 50 ülkeden takip etmelerini ve olumsuz bir du- 600 sivile karşı saldırıda bulun- rum olduğunda kriz masasından ge- muştur. İsrail 9 masumun hayatını lecek talep doğrultusunda sokaklara kaybettiği, yüzü aşkın insanın ya- çıkarak boykot yapılmasını istedi. ralandığı bu saldırısıyla ebediyen kaybetmiştir. n İsrail’in Mavi Marmara Saldırısına Karşı Bildiri İsrail, uluslararası sularda haydut- luk yapmıştır. En sert şekilde karşı- ASDER saldırı ile ilgili basın bildirisi lık bulmalıdır. yayınladı. Bu olaydan sonra kınama kararları İsrail’in Zulmü karşılıksız kalmamalı. fayda vermemektedir. Uluslararası güçler fiili müdahale tedbirleri alma- Gazze’ye doğru farklı ülkelerden yo- lıdırlar. la çıkan gemiler bütünüyle silahsız bir insani yardım girişimidir. 1- Türkiye hükümeti vatandaşları- na ve bayrağını taşıyan gemiye kar- Gemiler Gazze halkının ambargo se- şı yapılan bu saldırı karşısında ge- bebiyle mahrum olduğu tıbbi yardım reken her türlü adımı atmalıdır. İsrail ve Gazze saldırıları sırasında evleri büyükelçisi derhal sınır dışı edilme- yıkılan Gazze halkına evler inşa edil- li, İsrail’deki Türk büyükelçisi hemen mesi için gerekli yapı malzemeleri ve geri çekilmelidir. gıda ile yüklüdür. 2- Uluslararası güçler İsrail’in yar- Bu malzemelerin Gazze’ye ulaştırıl- dım filosuna müdahalesine karşı ması sorumluluğunu, barışa ve ada- sessizliğini bozmalı ve derhal mü- lete inanan bizler adına bine yakın dahale etmelidirler. silahsız insani yardım gönüllüsü üst- lenmiştir. 3- İslam Konferansı Teşkilatı aci- len toplantı düzenleyip acil eylem Gemilerin yükü emanetlerimiz ve planı hazırlamalıdır. gemilerdeki barış gönüllüleri ise kar- deşlerimizdir. Bu gemiler ve rotası 4- Uluslararası kamuoyu yapılan bize insanlığın yönünü gösteren bir müdahaleye ve yardım filosunun pusuladır. engellenmesine karşı sessiz kalma- malı, tüm dünyada geniş çaplı ve ASDER (Adaleti Savunanlar Derne- her ölçekte protestolar düzenlenme- ği) camiası olarak gemilere yapılan lidir. saldırıyı emanetimize ve kardeşle- 10 ASDER | temmuz-ağustos

HABERLER 5- İnsanlık vicdanı tarihinin en kısa kısa... kısa kısa... önemli imtihanlarından birisini yaşa- maktadır. Tüm İslam dünyasını, in- n Sivil Dayanışma Platformu Malatya Buluşması sanlığı bu durum karşısında hareke- ASDER Bursa Şube Başkanı E.Bnb. Arif ÇELENK te geçmeye ve İsrail’e dur demeye çağırıyoruz. Malatya’da yapılan Sivil Dayanışma Platformu Buluş- masında konuşma yaptı. Basına ve kamuoyuna duyurulur. 31 21 Mayıs 2010 Cuma günü Yeni ve Demokratik bir Mayıs 2010 anayasa talebiyle yola çıkan Sivil Dayanışma Platfor- mu, “Anadolu Buluşmaları”na Malatya ile devam et- ASDER (Adaleti Savunanlar Derne- ti. Malatya Belediyesi Konferans Salonu’nda gerçekle- ği) Adına. şen etkinliğe büyük ilgi vardı. ASDER Bursa Şube Başkanı E.Bnb. Arif ÇELENK Nurettin YAVUZ toplantıda bir konuşma yaptı. Konuşmasında ASDER hakkında bilgi verdikten sonra geçmiş süreçte aslında ASDER Genel Sekreteri 1000 yıllık Türk tarihinin fişlendiğini ifade etti. Subayla- ra ya eşinin başını aç, ya boşa ya da atılacaksın denil- n ASDER üyeleri Piknikte Buluştu diğini aktardı. “Bu zamana kadar yapılan haksızlıklara son verecek olan sürece halkımızın destekleyeceğine Geleneksel hale gelen pikniklerimiz- eminim” dedi. den birini daha 13 Haziran 2010 Pa- Sivil Dayanışma Platformu Başkanı Ayhan OGAN zar günü Tuzla Aydınlı Köyünde yap- Anadolu’yu bu süreci iyi anlatabilmek için gezdikleri tık. ifade etti. “Başkaları da geziyor. Darbe zihniyetini ko- rumak için geziyorlar, halkımızı aldatmak için geziyor- ASDER üyeleri 13 Haziran 2010 Pa- lar.” dedi. zar günü Emin Beyin Tuzla Aydın- lı Köyünde bulunan arazisinde saat n Yeni Üyelerimiz Gücümüze Güç katıyor. 11.00’de buluştuk. Cengiz KÖMÜRCÜ – Ticaret Metin ÖZGÜ – E.J.Astsubay Piknikte üyeler ve aileleri birbirleri ile tanışma sohbet etme imkânı bul- n ASDER Video Sitesi du. Genel Başkanımız Sayın Prof. Derneğimizce hazırlanan videoların izlenebildiği www. Dr. Nevzat TARHAN başkanlığında gündemdeki konular değerlendirildi. as-der.org.tr/video adresi hizmete girdi. Pikniğe Onursal Başkanımız Sayın E.Tuğgeneral Adnan TANRIVERDİ de katıldı ve fikirleri ile bizleri aydın- lattı. Üyelerimizden Sayın Reşat FiDAN ve Sayın Ekrem KARAKAŞ Beyler pikniğe katılan çocuklar arasında ya- rışmalar düzenledi dereceye girenle- re kitap başta olmak üzere çeşitli he- diyeler verildi. ASDER camiası olarak pikniğin or- ganizasyonunda gayret ve emekleri- ni esirgemeyen ve yaptığı ikramlarla güzel bir gün geçirmemizi sağlayan Sayın Emin bey başta olmak üzere tüm katılımcılara teşekkür ederiz. temmuz-ağustos 2010 | 11

MAKALE Genelkurmay Tasavvuru ve Sendroma Reçete Prof. Dr. Nevzat TARHAN - ASDER Genel Başkanı TSK’nin toplumun Şu günlerde herkes askere yükleni- düşmek üzere” diyebiliriz. değerlerine karşı yor. duruşu tartışmaya Bunun için acil yeniden yapılanma Abant toplantıları yapıldı. Genelkur- için atılacak bazı adımları sıralamak is- açılmalıdır. may konuşuluyor ancak ciddi bir “Ge- tiyorum. Halkından nelkurmay tasavvuru” sunulamıyor. korkan bir ordu 1. Darbeci geleneğin değiştiğini görüntüsü çok Genelkurmay önyargılarını aşıp ça- gösterecek somut adımların atılması, inciticidir. Adil ğın girdilerine göre gelişime ayak uydu- ve evrensel ramazsa çok gülünç duruma düşece- 2. Howard’ın tanımı ile “Militarizm, değerlere uygun ğinden endişe etmeye başladım. askeri alt kültüre ait değerlerin, toplu- yasalara göre mun egemen değerleri olarak algılan- yaşayan insanları Tartışmalarda “makaraya alınan” bir masıdır” anlayışının süratle değişme- tehdit olarak general tiplemesini hazmedemedim. si için adımlar atılması, Milli Güvenlik algılayan zihin derslerinin siyaset yapılan alanlar ola- haritası böyle Değişime direnen aile büyüğünü bir rak devam etmesinin önlenmesi, normalleşir. süre sonra gençler hiç ciddiye almazlar, Güvenin esas gençler zaman zaman dalgasını da ge- 3. “Askerlik yaşam tarzıdır” anlayı- kuşkunun çerler. Tıpkı bunun gibi... şının kışla sınırları içinde tutulması hat- istisna olduğu ta ordu evlerine ve lojmanlara bile gir- çağdaş güvenlik “Genelkurmay üniversitelerde ve ge- memesinin sağlanması gerekir, politikaları lişmiş ülkelerin kamuoyunda bu duruma geliştirilmelidir. 12 ASDER | temmuz-ağustos

4. Farklı fikirleri tehdit olarak algı- ve yetki sınırını korumada o kadar ce- Generallerimiz layan, kendi fikrini zorla kabul ettirme- sur olmalıdır” düşünce kalıbı siyasetçi- artık Türkiye’nin ye çalışan, muhalefetten ve eleştiriden lere rehber olmalıdır. önünü lütfen aç- rahatsız olan, hiyerarşiyi yücelten, zor- sınlar. Hiçbir men- lama ve şiddeti yöntem olarak benimse- 14. Askerin siyasete ilgisini azaltır- faatim olmadan yen askeri uygulamaların bilimsel lider- ken dini cemaatlerin de siyasete ilgisini sırf sosyal sorum- likte olmadığının Genelkurmayca Harp azaltacak tedbirlerin alınması, luluk olarak düşü- Akademilerinde öğretilmesi, nüp yazdığım şu 15. Askeri vesayeti doğallaştıran reçeteyi incele- 5. Sorunların çözümünde aske- hukuk sisteminin ve profesyonel ordu sinler. Yanlış ön- ri ortam ile toplumsal ve siyasal ortam ihtiyacının askeri hukukçularla tartışıla- görülerim varsa farklılıklarının ve rollerinin ayrı ayrı algı- rak değiştirilmesi için çalıştay gibi bilim- gerekçeleri ile dü- lanmasının sağlanması, sel platformlar oluşturulması. zeltsinler ama kü- çümsemesinler. 6. Jandarmanın İçişleri Bakanlığı- 16. Devlet içindeki suç çetelerinin na bağlanması için yasal prosedürün iki tarafa ateş ettikten sonra kenara çe- başlatılması, kilip olayları kışkırttığını herkes görüyor. Bu yöntemin artık onursuz ve zalim bir 7. Cumhurbaşkanlığı Muhafız yöntem olduğu itiraf edilmelidir. Özür ve Alayı’nın Kamu Müsteşarlığı’na bağlan- itirafın travmayı çözücü etkisi yani kin, ması, öfke ve hıncı giderici etkisi unutulma- malıdır. 8. Her şehir ve kasabada var olan Garnizon Komutanlıkları’nın kaldırılma- Özetlemeye çalıştığım Genelkurmay sı veya sadece askeri ihtiyaçlarla sınır- tasavvurunun bu önerilerinin, kendisi ile landırılması. yetinen, hatıraları ile ve tek parti nostal- jisi ile yaşayan kurmay tipi yerine ken- 9. TSK kapalı çevrim özelliğinden disini geliştiren “Vizyonu ve çağdaş ha- kurtulup askeri harcamaları yoluyla ba- yalleri olan kurmay tipi”ni amaçladığını ğımsız dış denetçiler ve bağımsız üye- görelim. lerce üçüncü göz değerlendirmesine alınması. Askerlik bilimi sınırları içinde Siyasetçilerimizin, askerimizin ve kalite kontrol sistemlerinin oturtulması- hepimizin çağı yakalayan, insanı kavra- nın sağlanması. yan, ”Egosuna güvenme körlüğü ve olsa olsa yöntemi” yerine bilimin rehberliği- 10. Milli Savunma Bakanlığı’nın ne başvuran, millete hesap vereceğimiz Başbakan Yardımcılığı şekline çevrilip vicdani sorumluluğunu unutmayan bir Genelkurmayın MSB’ lığına bağlanma- toplum olmamız tek seçeneğimiz. sı. Bu yöntem psikolojik direnci karşılıklı düzeltecek onur zedelenmeden bağlan- Bu ilkelere uymak terör, az gelişmiş- masını sağlayacak bir yöntemdir. lik, modernleşememe gibi sorunların sebebini yok eder. 11. TSK’nin toplumun değerleri- ne karşı duruşu tartışmaya açılmalıdır. Uğraştığımız toplumsal hastalığın Halkından korkan bir ordu görüntüsü teşhisi bence “güvenlik sendromu”dur. çok inciticidir. Adil ve evrensel değerle- 16 maddelik reçete hastalığın sebebini re uygun yasalara göre yaşayan insan- düzeltecek özelliktedir. Böylece hasta- ları tehdit olarak algılayan zihin haritası lıkta yok olup gider. Bu çağdaş Genel- böyle normalleşir. Güvenin esas kuşku- kurmay tasavvurundan başka bir şey de nun istisna olduğu çağdaş güvenlik po- değildir. litikaları geliştirilmelidir. Generallerimiz artık Türkiye’nin önü- 12. Vergi verirken, nöbet tutarken, nü lütfen açsınlar. Hiçbir menfaatim ol- katma değer oluştururken kültürsüz ola- madan sırf sosyal sorumluluk olarak dü- rak görülmeyen Anadolu insanını oy ve- şünüp yazdığım şu reçeteyi incelesinler. rirken kültürsüz kitle olarak algılanma- Yanlış öngörülerim varsa gerekçeleri ile sındaki çelişki tartışılmalıdır. düzeltsinler ama küçümsemesinler. 13. Weber’in ünlü sözü “Asker sını- Özetle Genelkurmayımız artık kendi rı korumada ne kadar cesur olması ge- kendini yenilesin, toplum olarak çok sı- rekiyorsa siyasetçi de kendi sorumluluk kıldık. temmuz-ağustos 2010 | 13

MAKALE Politika, Askerî Gücü Kullanabilmelidir Adnan TANRIVERDİ - Emekli Tuğgeneral Kısaca, milli hedeflere ulaşmada milli güç unsurlarının kullanma yöntemleri olarak tanımlanabilir. Yani askerî güç milli politikada kullanılacak önemli bir unsurdur. 14 ASDER | temmuz-ağustos

Devletler, milli güç unsurlarını kulla- uygulamaları; Ülkenin işgale narak oluşturduğu politikalarla, milli dış maruz kalması politik hedeflere ulaşabilirler. Alarm ve kısmî veya genel seferber- halinde, Gayri lik ilan edilmesi; Nizami Kuvvetler Askerî güç, milli hedeflere ulaşma- dâhil bütün varlığı da, uygulanacak politikaların belirleyici Askeri birliklerin sefer görev bölgele- ile topyekûn önemli bir unsurudur. rine intikal etmeleri; savunmanın uygulanması; Coğrafi konum, ekonomik, psikosos- Sınır ötesi, önleyici taarruzî savun- faaliyetleri Silahlı yal, politik güç ve insan gücünün yanı- ma harekâtı icra edilmesi; Kuvvetlerimizin sıra askerî güç, devletlerin politik alan- yurt da, savaşa kadar giden uygulamalarla, Sınırlardan itibaren genel savunma savunmasında, başka devletler üzerinde uygulanacak planlarının uygulanması; barıştan-savaşa yaptırımları belirlerler. varan bir süreçte, Ülkenin işgale maruz kalması halin- görevleri ve Barıştan-Savaşa Askerî Gücün kul- de, Gayri Nizami Kuvvetler dâhil bütün bu görevlerin lanılması varlığı ile topyekûn savunmanın uygu- takip edeceği lanması; faaliyetleri Silahlı Kuvvetlerimi- safhalardır. Güvenlik meselesi devletlerin asli zin yurt savunmasında, barıştan-savaşa fonksiyonlarındandır. varan bir süreçte, görevleri ve bu görev- lerin takip edeceği safhalardır. Modern silahlarla donatılmış, iyi eği- tilmiş disiplinli ve yeterli büyüklükteki bir Milli Politika; ordu düşmanca davranışlar besleyen dış güçler için caydırıcı bir milli güçtür. Kısaca, milli hedeflere ulaşmada mil- li güç unsurlarının kullanma yöntemleri Ordunun barış faaliyetleri hasmı olarak tanımlanabilir. caydırıcı ve saldırıyı önleyici etkinlikle- ri içermelidir. Yani askerî güç milli politikada kulla- nılacak önemli bir unsurdur. Barışta; Milli hedefler ve uygulanacak politi- Her türlü eğitim ve özellikle basına kalar, Türkiye Büyük Millet Meclisinden açık, büyük birlik seviyesindeki her kuv- onay almış hükümet programlarında vetin münferit veya birden fazla kuvve- belirlenir. tin müşterek yaptığı kapalı salon (plan tatbikatı, plan semineri, harp oyunla- Milli Güvenlik Siyaseti Belgesinde rı) ve arazi tatbikatları (sonbahar ve kış detaylandırılır. tatbikatları); TBMM denetiminde, Bakanlar Kuru- Deniz Kuvvetlerimizin, kendi deniz- lu sorumluluğunda Dışişleri Bakanlığı lerimizde, uluslararası sularda ve uzak tarafından uygulama alanına sokulur. denizlerde bayrak göstermesi, liman zi- yaretleri, tatbikatlar ve karakol görevle- Savunma, adalet, içişleri ve dışişleri ri; İCRANIN aslî faaliyet alanlarıdır. Seferberlik deneme tatbikatları; Bu faaliyet alanlarını düzenleyeme- yen topluluklar devlet olma vasfını ka- Müttefik ülkelerle müşterek ve birle- zanamazlar. şik tatbikatlar icra edilmesi; Adalet ve içişleri, içeride hukuku Birleşmiş Milletler barış gücüne birlik hâkim kılıp, asayiş ve düzeni sağlarken; gönderilmesi; savunma ve dışişleri devletin sınır öte- si alaka ve menfaatleri ile dışa karşı gü- Sınır ötesinden yönelen sinsi tehdit- venliğini sağlayan organizasyonlardır. lere karşı, sınır ötesi örtülü harekât ic- rası; Dış Politika Milli Güç Unsurlarına Dayanmalıdır Gerginlik Dönemi ve Savaşta; Diplomatik girişimler, arkalarındaki Enterne, tecrit, ambargo ve abluka gücü tanırlarsa ve neye muktedir olun- duğunu bilirlerse, ülke menfaatlerini da- ha iyi savunabilirler. Bu bakımdan, askeri gücün ve fiili temmuz-ağustos 2010 | 15

MAKALE Büyük seviyedeki savaşın yönetilmesi dışında, yukarıda ABD’nin Irak’ı işgal krizini atlatmaya ça- askeri birliklerle sayılan askeri görev ve faaliyetler, mil- lışırken, 1. Ordu Komutanlığında, darbe li politikanın belirlenme ve uygulanma senaryolarının konuşulduğu, iç güvenlik yapılan sorumluluğu olan kurumlar tarafından plan seminerleri yapılabilir. tatbikatların yönlendirilip takip ve kontrol edilmelidir. amacı, personeli Veya, 2010 kışında olduğu gibi, dev- Yani, Kara Kuvvetlerinde Kolordu ve let Ermeni soykırım iddialarını etkisiz bı- eğitmek, Ordu seviyesinde, Deniz Kuvvetlerinde rakmak için gayret gösterirken, 3. Ordu becerisini saha komutanlıkları ve donanma komu- Komutanlığınca Ermenistan sınırında arttırmak tanlığı seviyesinde, Hava Kuvvetlerinde yapılan kış tatbikatı, basına kapalı ve ve planların kuvvet seviyesinde yapılan plan tatbika- devlet ricalini davet etmeden yapılabilir. uygunluğunu tı, plan semineri, harp oyunu, arazi tat- denemek bikatları ve manevraların, konusu, yeri Büyük seviyedeki askeri birliklerle olmanın yanında, ve zamanının Genelkurmay Başkalığı- yapılan tatbikatların amacı, persone- esas olarak nın da görüşü alınarak, Dışişleri Bakan- li eğitmek, becerisini arttırmak ve plan- caydırıcılığı lığının önerileri ve Bakanlar Kurulunun ların uygunluğunu denemek olmanın arttırmak ve kararı ile belirlenmelidir. yanında, esas olarak caydırıcılığı art- milli politikaların tırmak ve milli politikaların desteklen- desteklenmesini Bu seviyedeki tatbikatlara, Dışişleri mesini sağlamak olmalıdır. sağlamak Bakanı, Başbakan ve Cumhurbaşkanı olmalıdır. katılmalı veya gözlemci göndermelidir. Bunun için askeri tatbikatların plan- lanmasında ve icrasında siyasî otorite- Aksi takdirde; nin iradesi görülmelidir. Böyle olursa, askeri gücün, iç siyasette ve millete kar- 2003 yılında olduğu gibi, hükümet 16 ASDER | temmuz-ağustos

şı gayri meşru ve keyfi kullanımlarının dır. Coğrafi konumu, da önüne geçilmiş olur. tarihi misyonu, Savunma sanayii alanında anlaşma- temsil ettiği Dış Siyasetin Ulaştığı Ülkelere TSK lar yapılarak, harp sanayi ihtiyaçları kar- medeniyet, ‘de ulaşmalıdır şılanacak seviyeye getirilmelidir. büyük devlet olma geleneği, TSK; Savunma işbirliği anlaşmaları yapıl- TSK’nin disiplini, malıdır. köklü askeri BM Barış Gücüne ve çok uluslu as- geleneğe sahip keri oluşumlara asker vererek; Bu hedeflere ulaşabilmek için; olması, teknoloji kullanmadaki Gürcistan ve Arnavutluk ordusunun Öncelikle, İçişleri Bakanlığı terörle becerisi, yeniden kurulması ve askeri tesislerin mücadele ve iç güvenlik görevlerini üs- ÜLKEMİZİ, yeniden inşasında sorumluluk üstlene- lenecek seviyeye getirilip TSK iç güven- özellikle üçüncü rek; lik görevlerinden arındırılmalıdır. Silah- dünya ülkeleri lı Kuvvetlerimizin iç güvenliğe angaje ve İslam ülkeleri İsrail ve Suriye gibi komşu ve bölge edilmesinin en çok dış odakları mem- tarafından ülkeleri ile eğitim ve askeri işbirliği an- nun edeceği unutulmamalı. Asayiş gö- tercih edilen, laşmaları yaparak; revleri ile daha fazla hemhal olması için askerî eğitim gayret göstereceklerinden de emin ol- işbirliği yapmak Özbekistan, Türkmenistan, Kırgızis- malıyız. için can atılan tan ve Kazakistan gibi Orta Asya Ül- ülke konumuna kelerine, Gürcistan ve Azarbaycan gibi TSK tamamen dış güvenliğe yönel- sokmaktadır. Kafkas Ülkelerine, Arnavutluk, Bosna tilip, sınır ötesi için operasyonel güce Hersek, Kosova ve Makedonya gibi eriştirilmelidir. Profesyonel personelden Balkan Ülkelerine askerî hibe yardımı dış operasyon gücü vasıtasıyla, ülkemi- yaparak; zi ilgilendiren meselelerde kararlı hale sokulmalıdır. Bir kısım NATO ülkeleri ile Pakis- tan, Mısır, Sudan gibi Müslüman ülke- Eğitim ve yeniden teşkilatlanma ih- lerden, Gambiya, Burma, Burino Faso, tiyacı duyarak Türkiye’den yardım bek- Senegal, Nijerya ve Çat gibi Afrika ülke- leyen ülkelerin isteklerine cevap vere- lerinden karşılıklı askeri eğitim müesse- bilmek için, emekli askeri personelden, selerine askeri öğrenci kabul ederek ve ticari amaçlı yardım heyetlerinin oluş- göndererek; toplam 27 ülkeye giderek, ması Milli Savunma ve Dışişleri Bakan- 22 ülkeden de Türkiye’ye getirerek as- lıklarınca teşvik ve sağlanmalıdır. Bu keri eğitim vermek suretiyle uluslarara- heyetlerin ülkemizde ve talep eden dev- sı askerî ilişkilerde bulunmakta, ülkemi- letlerin vatanlarında askeri personeline zi tanıtmakta ve milli politikaya destek eğitim ve silahlı kuvvetlerinin yeniden vermektedir. organize edilmesinde görev yapmala- rı, MSB’lığının iznine ve Genelkurmay Coğrafi konumu, tarihi misyonu, tem- Başkanlığının kontrolüne tabi olmak sil ettiği medeniyet, büyük devlet olma şartıyla, desteklenmelidir. Bu heyetlerin geleneği, TSK’nin disiplini, köklü aske- faaliyetlerinde kullanılacak bilgi, belge ri geleneğe sahip olması, teknoloji kul- ve dokümanlar Genelkurmay Başkan- lanmadaki becerisi, ÜLKEMİZİ, özellikle lığınca temin edilmelidir. Askeri yardım üçüncü dünya ülkeleri ve İslam ülkele- heyetlerinden savunma sanayi ürünle- ri tarafından tercih edilen, askerî eğitim rinin ilgili ülkelere pazarlanmasında da işbirliği yapmak için can atılan ülke ko- yararlanılmalıdır. numuna sokmaktadır. Böylece, hem dost ülkelere askeri Milli alaka ve menfaatlerimizin sağ- yardım, hem de milli politikaların askeri lanması, bölge liderliğinin tesis ve ida- güç ile desteklenmesi sağlanmalıdır. mesi, dış politikanın desteklenmesi, bölgemizde ve ilgi alanımızda istikrar ve 10 Haziran 2010 barışın tesisi ve ekonomik imkânların arttırılması için Dışişleri ve Milli Savun- ma Bakanlıklarımızın onayları ile Silahlı Kuvvetlerimizin dost ülkelerle; Eğitim işbirliği faaliyetleri arttırılmalı- temmuz-ağustos 2010 | 17

MAKALE Askeri Vesayet Sisteminin Oluşumu Ve Normalleşme İçin Çözüm Önerileri* 18 ASDER | temmuz-ağustos

Yusuf ÇAĞLAYAN - Emekli Hakim Binbaşı VESAYET KAVRAMI bilim arasındaki çatışma, giderek “göz- Türk laikliği, dini lemlenebilen olaylarla, modern bilimsel inanışların güven- Vesayet, vasi kökünden gelen bir ke- metotların kavrayamadığı, ancak insan cesi olmak yerine, lime. Vasinin görevleri nedir? Bir ölünün ruhu ile izah edilebilen (ve toplumca do- dine karşı yeni vasiyetini yerine getirme, bir yetimin, kunulmaz ve tartışılmaz değeri bulu- bir inanış veya hukuken, bedenen veya aklen malul nan) inançlar arasında bir ayırım yapıl- inanmayış dikte olup medeni haklarını takibe gücü yet- mak suretiyle sona erdirildi. Bu sayede, eden bir kavra- meyen, aciz bir kimsenin işlerini, malla- Avrupa’da laiklik bir hakem kurum, bir ma dönüşmüştür. rını yönetme… Yani vasi ve vesayet şa- uzlaşma kültürü işlevi kazandı. Bizatihi kendisi hıslar hukukundan gelme bir kavram… bir inanç haline Avrupa toplumları Aydınlanma felse- gelerek toplu- SİYASAL VESAYET fesinin ürettiği referanslarla yeniden ya- mun inançları ile pılandırıldı. çatışan ve bu ça- Bu ölü ya da aciz, yetim, bedenen tışmayı devlet- veya aklen, hukuken engelli; yani bir va- Avrupa’daki bu değişimler Osmanlı- toplum ve toplu- siye muhtaç kişinin yerine toplumu koy- ya nasıl yansımıştır? Osmanlı yeni bir mun farklı inanç duğumuz zaman, vesayet ve vasi bir si- muhatap ile karşı karşıya kalmıştır. Bu kesimleri arasın- yasal kavrama dönüşüyor. yeni muhatap karşısında ilk yenilgile- daki ilişkilere da rini askeri alanda yaşamaya başlayan aktaran bir geri- Vasinin kimliğine göre de, askeri ve- Osmanlı, Batılılaşma hareketlerini or- lim mekanizması sayet veya sivil vesayet kavramları or- du ıslahı çerçevesinde başlatmış, as- işlevi kazanmıştır. taya çıkıyor. keri alanda başlayan etkileşim, giderek, yapılan askeri reformların sonuç ver- VESAYET ZİHNİYETİNİN memesinin de katkısı ile sorunun başka alanlarda olduğu yönündeki düşüncele- OLUŞUMU re dönüşmüştür. Ülkemizde askeri vesayet sisteminin Sonuç olarak, Cumhuriyet dönemin- zihniyet kökenleri Osmanlı tarihinin de- de, Avrupa aydınlanmasının rasyonalist rinliklerine kadar uzanır. ve pozitivist düşünce, laiklik, ulus devlet gibi modern kavramları referans alına- Ortaçağ Avrupa’sında Kopernik ile rak kültürel ve siyasal alanda batılılaş- başlayan yeni kâinat tasavvuru, kilise ma yoluna girilmiştir. öğretileri ile çatışmaya başlayınca, kili- se temsilcileri, bu gelişmeleri kendi oto- Avrupa’daki kilise-bilim çatışma- ritelerine yönelen tehditler olarak algıla- sı, genelde bilim-din; özelde ise bilim- maya başladı. İslam çatışması olarak aktarılmıştır. An- cak, Avrupa laikliğinin, din alanı ile bilim Kilise adamlarının bu tehdit algısı ile ve siyaset alanı arasındaki çatışmaları bilim adamlarına karşı çıkmaları, dini nötralize eden bir uzlaşı kültürü olarak de kendilerine dayanak yapmaları so- ortaya çıktığı gözardı edilmiştir. nucu, çatışma, Avrupa’da giderek kilise adamları-bilim adamları çatışmasından, Türk laikliği, dini inanışların güvence- bilim-Hıristiyanlık çatışmasına dönüştü. si olmak yerine, dine karşı yeni bir inanış Felsefi bir düşünce ve buna dayalı si- veya inanmayış dikte eden bir kavrama yasal teorilere ise genel bir yargı olarak dönüşmüştür. Bizatihi kendisi bir inanç bilim-din çatışması olarak yansıdı. Böy- haline gelerek toplumun inançları ile ça- lece Avrupa Rönesans’ı din karşıtı te- tışan ve bu çatışmayı devlet-toplum ve meller üzerinde yükselmiştir. Temelinde toplumun farklı inanç kesimleri arasın- rasyonalist ve pozitivist düşünüş olan daki ilişkilere da aktaran bir gerilim me- Avrupa aydınlanması, kilise öğretilerin- kanizması işlevi kazanmıştır. den bağımsızlaşma ve kopuş ile özdeş hale gelmiştir. Toplumda yenilenen teknolojik te- melle birlikte, sırasıyla ekonomik, sos- Avrupa’da uzun bir dönemi kapsa- yal, politik ve kültürel alanlarda değişim yan devrede, kilisenin bağnaz tutumu ile süreçleri devreye girer. Birinden diğeri- temmuz-ağustos 2010 | 19

MAKALE ne olan yansıma, bir zaman gecikme- telefonunu değiştirmeyi kolaylıkla kabul si içerdiği için toplumsal bütünde bu ettirebilirsiniz, ancak, tuttuğu futbol ta- alanların değişim esnekliği bir diğerin- kımını bile değiştirme esnekliği yok gi- den farklıdır. Burada değişim esnekliği bidir. Bu sebeple, bir toplumun değişim kavramına dikkatinizi çekmek isterim. süreci, bilim ve ekonomi alanından baş- Teknolojik yenilenme karşısında en hız- layarak gelişir. Batıda ve Japonya gibi la değişen, en yüksek değişim esnekli- gelişen toplumlarda da böyle olmuştur. ği gösteren alan ekonomik alanken; en Halbuki bizde ise, toplum değişim es- düşük değişim esnekliği kültürel alanda nekliği sıfır olan noktasından değişime ortaya çıkar. Sözü edilen değişim esnek- zorlanmış ve halen de zorlanmaktadır. liğinin sıfır olduğu alan ise inançlardır. Örneğin; bir insana demode olan cep Bir toplumu, değişim esnekliğinin sı- fır olduğu noktasından değişime zorla- Halkın değerlerini mak, o toplumda halk ile bürokratik elit- hiçe sayan, ler arasında büyük bir çatlak oluşturur. aşağılayan Bu zorlama devam ettikçe de bu çatlak giderek büyür ve artık o toplum, kendi- ve onlara her sini bu şekilde değişime zorlayan züm- fırsatta saldıran releri bünyesinden atarak, değerlerini elitlere ve onların temsil eden aydın kitleyi üretinceye ka- dar geçecek uzun bir süre kadar gerçek kontrolündeki ihtiyacı olan değişimleri erteler. yönetime karşı bir Halkın değerlerini hiçe sayan, aşa- direnç oluşması ğılayan ve onlara her fırsatta saldıran kaçınılmaz elitlere ve onların kontrolündeki yöne- time karşı bir direnç oluşması kaçınıl- olacaktır. Bu maz olacaktır. Bu ise toplumda bürokra- ise toplumda tik elitler ile halk arasında bürokratik uzun ve gerilimli bir sü- elitler ile halk reç başlaması anlamına arasında uzun gelir. Halkı ile böyle bir ve gerilimli bir gerilim başlatan bir siya- süreç başlaması si sistem, toplumun kül- anlamına gelir. tür ve inanç değerlerine, iç dinamiklerine ve do- layısıyla da kendi hal- kına karşı bir örgütlen- meyi temsil edecek ve bu iç dinamiklerden ge- lecek her türlü dayanışmadan ne kendisi yararlanacak, ne de halkta böy- le bir dayanışmaya imkan tanıyacaktır. Böylece, “toplumsal potansiyeller, insan yiyen ve harcayan çatışmacı bir ortam- da boşa harcanacaktır. Ülkemizde yüz yıla yakın bir süredir yaşanan temel sıkıntı bu noktada aran- malıdır. Ülkemizde ne bilime karşı olan bir din, ne de bir bilim-din çatışması var- dır. Eğer bir ülkede toplumu değişim es- nekliğinin sıfır olduğu bir noktadan de- ğişime zorlayan toplum mühendisleri varsa, böyle bir değişim anlayışını siya- 20 ASDER | temmuz-ağustos

si ve ideolojik bir rejim haline getirmiş- algılayan ve bu düşünce çerçevesin- Sözünü ettiğimiz, lerse, işte yaşanan gerilimlerin, sürek- de dost ve düşman kuvvetler üreten bir toplumun değişim li gündeme getirilen din-rejim çatışması resmi ideoloji telkinleri ile yüklüdür. As- esnekliğinin söylemlerinin altında bu anlayış bulun- ker devletin sahibidir. Rejimin bekçisidir. sıfır olduğu maktadır. Bu anlayışı Yalçın Küçük, “Ay- Rejimi koruma ve kollama asli vazifesi- noktadan yani dın Üzerine Tezler” adlı kitabında : “Türk dir. Üst kademeler ile alt kademeler ara- inançlarından aydın tarihi, yenilik düşmanı bir halkı sındaki ilişki kadar, ordu-millet ilişkisi de değişime yenilikçi yapmanın tarihidir” cümlesi ile bu bağlamda anlam kazanır. Eğitim sis- zorlanması, özetler. temi, askerlere bir ideolojik hâkimiyet ve uzun bir süreç üstünlük, sivil topluma ise askeri vesa- içinde yoğun bir Oysa toplum bilim ve teknoloji alanın- yete tebaiyet psikolojisi kazandırmakta- şekilde ülkemizde daki yeniliklere, hatta siyasi reformlara dır. yaşanmış ve kendi değil, bu değişim anlayışına direnmek- toplumu ile her tedir. Bu, dinin ve kültürün her varlık gi- Tek parti döneminde, devletin tüm yönden tutarsız bi kendini yıkan ve tasfiyeye yönelen bir kurumları tek partinin ideolojik aygıtla- olabilecek çok tehlikeye karşı en tabii tepkisidir. Çün- rı haline dönüştürülmüştür. Prof. Baş- ilginç bir rejim kü kendi inanç ve kültürünü inkâr etme- kaya, tek parti dönemini mutlak vesayet modeli ortaya si anlamına gelecek bir değişim önerisi dönemi olarak tanımlar. Bu dönemde çıkarılmıştır. insan tabiatına aykırıdır. Türkiye’de ideolojik bir iktidar kurulmuş- tur ve bu güne kadar da başkaca bir ik- İşte ülkemizdeki askeri vesayet sis- tidar söz konusu değildir. teminin kökü bu çarpık yenilik ve deği- şim anlayışında aranmalıdır. Çok partili dönemde ise ideolojik ik- tidar ve demokratik iktidar şeklinde ikili SİSTEMATİK VESAYET SİSTEMİ ve birbirine karşıt iki gücün varlığından bahsetmek yanlış olmaz. Çok partili dö- İKTİDAR VE VESAYET neme girildiğinde, ideolojik iktidarı tem- sil eden tek parti, ideolojik iktidarın par- Sözünü ettiğimiz, toplumun değişim lamento ayağı işlevi kazanmıştır. esnekliğinin sıfır olduğu noktadan ya- ni inançlarından değişime zorlanması, İlk seçimlerde ortaya çıkan halk ira- uzun bir süreç içinde yoğun bir şekilde desi, bu ideolojik iktidarın sadece parla- ülkemizde yaşanmış ve kendi toplumu mento ayağı olan tek partiyi muhalefe- ile her yönden tutarsız olabilecek çok il- te itebilmiştir. Modern devlet kurumları ginç bir rejim modeli ortaya çıkarılmış- görünümlü diğer ideolojik iktidar aygıtla- tır. rı vesayetçi iradesini aynen sürdürmüş- tür. Bu rejimin harcında, toplum, toplu- mun değerleri, toplumun dayanışma- Normal şartlar altında, iktidarı halk sı yoktur. Bu sebeple, tek parti dönemi, iradesi belirler. Ancak ülkemizde, halk yoğun bir ideolojik toplum üretme döne- iradesi, yani demokrasinin işlevi, ideolo- mi olmuştur. Bu dönemde halk irade- jik iktidara muhalefeti belirlemekle sınır- sine dayalı olmayan başta CHP olmak lıdır. Türkiye’de halkın iradesini temsil üzere ordu, üniversiteler, yüksek yargı ve bürokrasiden oluşan, daha sonraki süreçte medya ve iş dünyasının da ye- rini aldığı ideolojik bir iktidar konfigüras- yonu oluşturulmuştur. Tek parti döneminde başta askeri okullar olmak üzere, bütün eğitim ku- rumları, resmi ideolojiyi kitle kültürü ha- line getirmek için bir toplu şartlandırma ve hipnoz aygıtına dönüştürülmüştür. Askeri okullardaki eğitim müfredatı, sta- tükocu, değişime kapalı, her türlü de- ğişimi devrim-karşı devrim bağlamında temmuz-ağustos 2010 | 21

MAKALE eden ve parlamentoda hükümet kura- cak çoğunluğa ulaşan siyasi parti, ikti- TSK’nin toplumun darı değil, muhalefeti temsil etmektedir. değerlerine karşı İşte, “İktidar olduk, muktedir olamadık” duruşu tartışmaya veya “diklenmeyeceğiz ancak dik dura- cağız” gibi deyişler bu gerçeğin ifadesi- açılmalıdır. dir. Askeri vesayet sistemi ile hükümet- Halkından ler arasındaki gerilimler, hükümetlerin korkan bir ordu halkı temsilinde ideolojik iktidara muha- görüntüsü çok lefet ettiği oranda artmaktadır. inciticidir. Adil ve evrensel VESAYET SİSTEMİNİN değerlere uygun yasalara göre İKTİDAR ARAÇLARI yaşayan insanları tehdit olarak “Vesayet rejimi, Althusser’in “devle- algılayan zihin tin ideolojik aygıtları” dediği sistemler- haritası böyle le topluma pek çok yanlış ezberi empo- normalleşir. ze eder. Bu sayede de ideolojik iktidarın Güvenin esas meşru¬iyetini daim kılar. Vesayetini daim kuşkunun kılmak için sanal tehlikeler üretir. 1970’li istisna olduğu yıllara kadar irtica ve komünizm, bu yıl- çağdaş güvenlik lardan sonra da terör+irtica formülü ile politikaları askeri vesayet sistemi sürdürülmekte- geliştirilmelidir. dir. Aynı zamanda, bir eleme ve ayık- lama mekanizması ile devlet kurum- 22 ASDER | temmuz-ağustos larındaki hiyerarşisinin merkezi yetki noktasına doğru ideolojik iktidarı tem- sil edecek kişilerin yerleştirilmesine, en aşağısına doğru ise bu ideolojik iktida- ra itaat ve hizmet zihniyetinin kazandı- rılmasına özen gösterilir. Toplumda “stratejik kumanda mev- kilerini işgal eden ideolojik iktidar seç- kinleri kendi aralarında çok iyi ağlar kurmuşlar ve örgün bir çevre oluştur- muşlardır. Aralarında zaman zaman iç çatışmalar olsa da; sistemin devam etti- rilmesinde ve korunmasında tam bir iş- birliği içindedirler. İDEOLOJİK ARAÇLAR- RESMİ İDEOLOJİ Vesayet rejiminin en temel iktidar aracını resmi ideoloji oluşturmaktadır. 1932 yılında kurulan Kadro dergisi, res- mi ideolojinin teorisyenliğini yapmıştır. 1935 yılına kadar 36 sayı halinde çıkan bu dergi, ittihatçı kökenleri itibariyle ulu- salcıdır. Aynı zamanda pozitivist felsefe- yi, Marksist ideolojiyi temsil etmektedir. Özgün bir devrim ideolojisi geliştirmeyi amaçlayan Kadro Akımı, sınıfsal değil,

ulusal bir ideoloji yaratmaya çalışmış- sahadaki şiarlarının tahakkuku, bizi ta- Ordu ıslahı tır. Kadrocular, çözümlemelerinde ‘Ta- biat ile iç düşmanlarımızla çarpıştırdı. ile başlayan rihsel Materyalizmi’ tek ve vazgeçilmez Bu itibarla içtimaî zaferlerin korunması batılılaşma yöntem olarak kullanmışlardır. Sonuç ve kökleşmesi için iç-irticaa karşı silâhlı, süreci, giderek olarak ‘Kemalist devrimciliği Marksist hazırlıklı ve tetik bulunmamız icap eder” her alanda düşünceye dayalı’ yöntemlerle bütün- denilerek, resmi ideolojinin birinci teh- batılılaşmaya leştirip bir ulusal model oluşturmak iste- dit unsurunun irtica olduğu ve koruyucu dönüşmüş, yen Kadro’cular, “tek parti ideolojisinin, ve kollayıcı yapılanmanın da bu tehdide pozitivist felsefe Kemalizm ile Marksizm’in sentezinden göre gerçekleştirilmesi gerekliliği vurgu- ve Avrupa oluşan sol-ulusalcı bir model biçiminde lanmaktadır. aydınlanmasının ortaya çıkışında etkili olmuşlardır. ürettiği bilim- Ordu ıslahı ile başlayan batılılaşma din çatışması Bu ideolojik modelin temel karakte- süreci, giderek her alanda batılılaşma- paradigması tek ristiğini, Kadro dergisinin ilk sayısının ya dönüşmüş, pozitivist felsefe ve Av- parti diktası ile başyazısından aynen aktarıyorum: rupa aydınlanmasının ürettiği bilim-din kurumlaşmıştır. çatışması paradigması tek parti diktası “Türkiye, bir inkılâp içindedir. Bu ile kurumlaşmıştır. inkılâp durmadı. Tesviye edilmiş bir ze- min üstünde yarınki Türk cemiyetinin, Tek parti dönemi, bürokratik yapı- kendine has ve kendine uygun bina- yı ve toplumu tam anlamıyla, merkezi sı kurulabilmek için, inkılâbımız, derin- paradigması Türk laikliği olan bir resmi leşme ve genişleme istikametindedir. ideoloji kalıbına dökmüştür. Bu anlam- İnkılâp bitaraf bir nizam değildir. Onun da en kalıplaşmış kurum ise askeri bü- içinde yaşayanların, taraftar olsunlar rokrasi olmuştur. veya olmasınlar, ona intibak etmeleri lâzımdır. İnkılâp, ona taraftar olanların Modernleşme ve çağdaşlaşma iradelerine, taraftar olmayanların irade- ideolojisi, kültürel batılılaşma, do- lerinin, kayıtsız ve şartsız, bağlanma- layısıyla kendi kültürel sisteminden sı demektir. İnkılâbın irade ve menfaa- kopuşu(epistemolojik kopuş) temsil et- ti, inkılâbı duyan ve yürüten azlık, fakat mektedir. Ülkemizde bu ideolojinin tem- şuurlu bir avangardın, azlık fakat ileri bir silcileri oligarşik elitlerdir. Bu elitler, ulu- kadronun iradesinde temsil olunur. Mu- salcıdır, ama ulusun temel değerleri ile kadderatını kendi inkılâbının mukadde- savaşan ve ulusu kendi değerlerinden ratına bağlayan inkılâp neslimizin muh- gelen bir tehlikeye(!) karşı koruma, kol- taç olduğu inkılâp şevkini her zaman lama ve gerektiğinde de kurtarma mis- uyanık tutmak için, onun prensiplerini yonu üstlenen bir zihniyeti temsil etmek- hududu muayyen kriteryumlar şeklinde tedirler. bilmeye, benimsemeye ve benimset- meye mecburuz. Kadro, bunun için çı- Müesses siyasal yapı, halk tabanlı kıyor” değil, belli bir ideoloji kalıbında şekil ka- zanmış bürokratik-elit tabanlı bir yapıdır. Kadro Dergisinin, ilk sayısında Şev- Bu yapı, elit-bürokratik kesimin toplumu ket Süreyya Aydemir / İnkılâbın Psikolo- kendi modern toplum tasavvuruna gö- jisi başlıklı yazısında re biçimlendirmek amacı doğrultusun- da örgütlenmesiyle oluşmuştu. Bireyler, “İnkılâp demek, hiç şüphesiz bir süt toplum, yaşam tarzı, kimlikler, haklar limanlık demek değildir. İnkılâpta çarpı- ve özgürlükler, statüler, normlar ve ku- şan iki taraftan biri, diğerini kendi irade- rumlar bu tasavvura uymak, uymuyorsa sine ve cebr ü zor ile mahkûm kılacak, zorla uydurulmak durumundadır. bir rejim diğer rejime, bir keyfiyet diğer keyfiyete istihale edecek, hülasa cemi- Bu sebeple resmi ideoloji, ileri sürül- yetin bütün bünyesinde bir şeyler dağı- düğü gibi, “toplumsal birliğin kurucu il- lacak ve bir şeyler yeniden yapılacaktır” kesi” değildir. Oligarşik elit dayanışma- diyerek resmi ideolojinin jakoben karak- sının aracıdır. Bu sebeple, toplumun terini açıkça ortaya koyarken; değil oligarşik elitlerin tasarımıdır. Oli- garşik elitler ise, topluma yabancılaş- Aynı dergide, “İnkılâbımızın içtimaî mış, toplumun değerleri ile bütün bağı- temmuz-ağustos 2010 | 23

MAKALE Ordu içinde nı koparmış, kültürel yabancılaşmaya ideoloji bu katılımla hem kemiyet hem Marksist-Kemalist aracılık eden örgütlü bir azınlıktır. Top- de keyfiyetçe yeni bir boyut kazanmış- lumun geri kalan kısmına kendi çıkarla- tır. bir darbeci da- rını, kendi düşünme tarzını devlet diye, mar, 1930’lu yıl- hukuk diye dayatan bir sınıftır. Resmi ideoloji ile vesayet sistemi iliş- kisini şöyle açıklayabiliriz: lardan itibaren Toplumsal kimliğin dinamiklerini ide- Kadro hareketi ile olojik bir anlayışla bloke eden oligar- Her ideoloji bir karşıtlıklar siste- şik elitlerin, topluma önderlik yapması mi oluşturur. Örneğin, Marksist ideoloji filizlenmiş, YÖN bir yana, gittikçe topluma karşı zorba- emek-sermaye karşıtlığı üzerinden sis- Dergisi ile devam laşmaları kaçınılmazdır. Resmi ideolo- temini üretir. Resmi ideolojinin ürettiği etmiş, zaman za- jinin şekillendiği dönem ve toplumsal karşıtlıkların da belirlediği sistem, top- man cuntalaşarak kimliği değiştirme misyonu, en çok bu lumsal örgütlenmeden, bireylerin konu- ideolojik iktidarı kimliğin ana unsuru olan dini değerler- muna kadar geniş bir yelpazede ortaya ele geçirmek için de tahribata yol açmıştır. İslam, başlan- çıkmaktadır. Adeta dünya, resmi ideolo- Ordu’yu kullanmış gıçta, modernleşmeye, bilime karşı al- ji ile uyuşanlar ve çelişenlerden ibarettir. gısı üzerinden dışlanırken, kısa bir süre Resmi ideoloji, ideal vatandaş prototipi- ise de, 71 ve 80 içinde rejime karşı bir algıya dönüştü- nin kimlik parametrelerini belirlemekte, darbelerinde bas- rülmüştür. Bu anlayış, başından itibaren karşıt olarak kategorize ettiği insanlara tırılmıştır. Ancak, toplum-resmi ideoloji gerilimine ve gide- müdahale hakkını meşru görmektedir. bu darbeci damar, rek çatışmasına yol açtığı gibi, 1945’li Yasalarda suç olarak tanımlanan hiçbir yıllara gelindiğinde, dünyadaki demok- eylemi bulunmayan insanlar, suçlu ilan Sovyetlerin çö- ratik gelişmelerle de çatışmaya başla- edilmekte, şüpheli, sakıncalı olarak fiş- küşü ile 1990’lı mıştır. lenmektedirler. Bu fişleme, sadece bu insanlar değil, onların yakınlarını da et- yıllardan itiba- Tam da bu sırada NATO entegras- kilemektedir. Bu insanlar, bir suç işlemiş ren resmi ideoloji yonu dış dünyada meşruluk için bir can ve mahkûm olmuşçasına resmi mua- kampında konum- simidi işlevi görmüştür. Görünüşte NA- melelerle karşılaşmaktadırlar. İşte ide- TO entegrasyonu, Sovyet Bloğu’na kar- oloji, bu vesayetçi zihniyete, her durum- lanmıştır. şı bir güvenlik şemsiyesi altına girmek da ve her zaman geçerli ve kullanılabilir olarak empoze edilir. Gerçekte ise, bu bir gerekçe sağlamaktadır. entegrasyonun merkezinde toprak bü- tünlüğünün savunulmasından çok rejim İdeolojik iktidar, alt kültürleri, etnik güvenliği yer almakta ve Türkiye’de reji- farklılıkları, inançları, felsefi düşünce- mi tehdit eden tehlike Sovyetlerden çok, leri ve hatta kıyafetleri Osmanlıca tabir bizatihi Türk toplumundan gelmektedir. ile, muvafık (yandaş) ve muhalif (aykırı) Bu sebeple, Sovyetler hakkındaki korku olarak kategorize etmekte ve her kate- hikayeleri eşliğinde, güvenlik kurumları goriye karşı da muamelesi farklı olmak- bir iç güvenlik gücüne dönüştürülmüş- tadır. Muvafık olana rüşvet-i mutlaka; tür. İşte, özellikle çok partili ilk seçimler- muhalif olana istibdat-ı mutlaka… Bü- den sonra rengini belli etmeye başlayan rokrasi ve orduda yönetim kademesin- halk iradesine karşı, laiklik ve iç güven- de görev almak, resmi ideolojiye inti- lik kavramları ile meşrulaştırılan müda- sapla mümkündür. Görevin gerektirdiği haleler dönemi başlamıştır. liyakati ispatlamak yerine, resmi ide- olojiye bağlılığın ispatlanması esastır. Ordu içinde Marksist-Kemalist bir Önemli olan liyakat değil, bu ideolojik darbeci damar, 1930’lu yıllardan itiba- şebeke içinde yer almaktır. ren Kadro hareketi ile filizlenmiş, YÖN Dergisi ile devam etmiş, zaman zaman Temel referansı resmi ideoloji olan cuntalaşarak ideolojik iktidarı ele geçir- bir siyasal düzen, sosyolojik referans- mek için Ordu’yu kullanmış ise de, 71 ları göz ardı eder ve kaçınılmaz olarak ve 80 darbelerinde bastırılmıştır. Ancak, toplumun ve toplumun değerlerinin ör- bu darbeci damar, Sovyetlerin çöküşü gütlenmesi olan bir devlet değil, devle- ile 1990’lı yıllardan itibaren resmi ide- ti ele geçirmiş, devlet görüntüsü verilen oloji kampında konumlanmıştır. Resmi bir elit azınlık örgütü olarak ortaya çıkar. İdeolojik iktidarın özgürlük-güvenlik den- 24 ASDER | temmuz-ağustos

gesini kurması mümkün değildir. Aksine ra seyirci kalırlar. Hatta bu olaylar yeter- İdeolojik kendini güvenceye alabilmesi, tüm ku- siz kaldığında, ek olaylar gerçekleştirir- iktidarın merkezi rumları kendi güvenliğine dönük olarak ler ve bizzat darbe ortamı oluştururlar. kurumsal öznesi, yapılandırmaya bağlıdır. Bu yapı, top- Anayasal, yasal ve kurumsal değişim- dolayısıyla da lumun sosyolojik bağlamından kopmuş, lere, rejimi değiştirme, Cumhuriyeti yık- resmi ideolojinin toplumun hizmetinden çıkmış, topluma ma, laikliği ortadan kaldırma, kurumla- savunucusu ordu tahakküm eden bir bürokratik sınıf ikti- rı yıpratma, asimetrik psikolojik savaş, olmalıdır. Çünkü, darına yol açmıştır. İç güvenlik ile kas- karşı darbe, polis devleti, sivil dikta, sivil ideolojik iktidarın tedilen şey, toplumun ve bireylerin değil, vesayet gibi söylemlerle direnirler. Halk sürdürülmesi, işte bu iktidarın güvenliğidir. iradesini yönetim erkine taşıyan bütün dayatma düzenlemeleri, cumhuriyetten bir sap- yeteneğini Ülkemizde resmi ideolojinin tasar- ma olarak lanse ederler. gerekli kılar. layıp yürüttüğü bir kimlik siyasetine de Bu da, gücün dikkatinizi çekmek isterim. Bu kimlik si- KURUMSAL ARAÇLAR yani askerin, bu yaseti, toplumun farklı kesimlerine bir- ideolojik zihniyeti birlerini, üzerlerindeki baskı ve tahak- Ordu temsilini zorunlu kümün öznesi olarak algılatıyor. Toplum kılar. kesimleri hep karşı kesimi sorumlu tut- Ülkemizde ordunun ve bürokrasinin mak suretiyle, o derinlerdeki gücün oto- vesayet kurumlarına dönüşmesi, kökleri ritesine süreklilik kazandıran bir parça- 1839’lara uzanmakla beraber, modern lanmışlık ve gerilim halinde bulunuyor. manada Cumhuriyet’ten itibaren kurum- Böylece, Kürtler için Türklerin, Aleviler laşmaya başlamıştır. için Sünnilerin, Sünniler için ateist ve la- iklerin kontrolünde bir devlet algısı orta- İdeolojik iktidarın merkezi kurumsal ya çıkıyor. Resmi ideoloji, bu kesimlerin öznesi, dolayısıyla da resmi ideoloji- her birisinin tepkisini yekdiğerinin des- nin savunucusu ordu olmalıdır. Çünkü, teği ile bastırıyor. Aslında resmi ideolo- ideolojik iktidarın sürdürülmesi, dayat- ji bu kimliklerin hiç birisi ile barışık de- ma yeteneğini gerekli kılar. Bu da, gü- ğildir. cün yani askerin, bu ideolojik zihniyeti temsilini zorunlu kılar. Bu sebeple, res- İdeolojik devlet ortamında, kültü- mi ideolojinin şekil verdiği vesayet reji- rel kimlik, siyasi kimlik, dini kimlik, et- minin temel kurumsal dayanağını, gücü nik kimlik sürekli bir tezatlaşma işlevi temsil eden askeri bürokrasinin oluştur- kazanmakta; toplum, adeta farklı kim- ması öngörülmüştür. liklerin çarpıştığı bir arenaya dönüştü- rülmektedir. Bu çatışmacı yapının ko- Ordu merkezli bir yapılanmada, or- runması ve sürekliliği, toplumun manevi dudaki hiyerarşik sistem devlet-millet üst kimlik değerlerinin, dayanışma kül- ilişkisine de taşınmıştır. Bu ilişki, bir top- türünün devre dışı tutulması ile sağlan- lum sözleşmesi ilişkisi değil, bir kuman- maktadır. Çünkü, dayanışma kültürü da ilişkisidir. Ordu hiyerarşisinin en te- devre dışı tutulur ise, toplumun ötekini pesinde yer alan Yüksek Askeri Şura, dışlayıcı alt kimlik bilincinin devreye gi- sadece Ordu’ya değil, devletin diğer bü- receği bilinmektedir. Toplumsal yapının tün kurumlarına ve topluma da vesayet bu parçalanmışlığının üreteceği iç teh- eden, tasarruflarında hukuku askıya al- ditlere karşı, sistemin muhafazası işle- ma yetkisi olan asker ağırlıklı bir kurul- vine kodlanmış darbeci ve derin yapı- dur. Bu dokunulmazlık ve hukuk üstülük lar büyük bir vatanseverlik anlayışı(!) ile anayasal güvence altına alınmış ve “ka- kahramanca(!) vazifeye atılmaktadırlar. nunla sınırlanamayan ve kuvvete daya- nan bir hâkimiyet” mercii olarak ihraç, Askeri vesayeti sürdürmek isteyen- emeklilik ve atama kararları ile uzun yıl- ler, milli iradeye karşı suç işleyerek dar- lar ordu bu kurul tarafından biçimlendi- be yapmaktadırlar. Vatansever değil, re- rilmiştir. Aynı şekilde, Milli Güvenlik Ku- jimseverdirler. Çıkarlarına uymayan her rulu, askerlerin baskın olduğu adeta bir durumu, rejim meselesi haline getirirler. paralel hükümettir. Darbeye ortam hazırlayan bütün olayla- temmuz-ağustos 2010 | 25

MAKALE Anayasa ve Anayasalar, Yasalar ve Yargı ğin, yargı kurumunu, hukuka uygunluk yasalar, özgürlük- denetimi değil, resmi ideolojiye uygun- Ülkemizde devlet yapılanmasının te- luk denetimi yapan bir ideolojik aygıta güvenlik mel normu olan anayasaların bir toplum dönüştürmektedir. dengesini sözleşmesi olmayıp, birer toplum mü- sağlayan, hendisliği ürünü olduğu malumdur. Dar- Resmi ideolojinin merkeze alındı- tüm yönetim be anayasaları, halk iradesi ile işbaşına ğı siyasal yapılanmalarda yargının ba- etkinliklerini gelen hükümetleri sivil-asker bürokratik ğımsız ve tarafsızlığı mümkün değil- hukuka uygun elitlerin ve yüksek yargının vesayeti altı- dir. Çünkü resmi ideoloji doğrultusunda hale getiren birer na sokan hükümlerle donatılmıştır. oluşan “iç güvenlik” kültürü, yasaları da temel referans yargıyı da şekillendirmektedir. Bir ül- kaynağı olmaktan Yargı istese de, bağımsız ve tarafsız kede, brifinglere tabi tutulmuş bir yargı çok; belli bir olsa da hukuka uygunluk denetimi ya- mensubu, iç tehdit kavramı kapsamın- elit iktidarının pamaz. Çünkü, yargı vesayet sistemini da kalan tüm suçlamalarda nasıl taraf- meşruiyetini koruyucu hükümlerle donatılmış yasa- sız olabilecektir? Bu şartlar altında salt ve idamesini larla bağlıdır. kanun ve hukuk ile bağlı kalmak isteyen sağlayan ideolojik hâkimler bile, konjonktürel anlayışa uy- aygıtlardır. Anayasa ve yasalar, özgürlük- gun düşmeyecek kararlarında, makam güvenlik dengesini sağlayan, tüm yö- ve statülerine ve mesleki geleceklerine netim etkinliklerini hukuka uygun hale zarar verecek tasarruflara maruz kal- getiren birer temel referans kaynağı ol- ma riskinin baskısı altında kalacaklar- maktan çok; belli bir elit iktidarının meş- dır. “Rejim düşmanlarını himaye eden” ruiyetini ve idamesini sağlayan ideolojik hatta bunların “yargıya sızmış uzantıla- aygıtlardır. Bu ideolojik aygıtların başın- rı” suçlamasına maruz kalacaklar veya da, güç unsurunu temsil eden ordu ile böyle bir suçlamaya maruz kalmaktan yasal meşruiyet kazandırma işlevi gören sakınma psikolojisinin neden olduğu ih- yargı yer alır. İdeolojik referans, devletin tiyatlılık oranında adaletten taviz vere- bu kurumlarının işlevini bozmakta, bu bileceklerdir. kurumlara ideolojik reflekslerle hareket eden bir yapı kazandırmaktadır. Örne- 26 ASDER | temmuz-ağustos

İdeolojik iktidarın hüküm sürdüğü bir lerinin toplamıdır. Devlet, bu kaideleri Hukukun ülkede, demokrasiden ve insan hakla- hâkim sınıfın irade ve menfaatine uy- üstünlüğü rından, hukukun üstünlüğünden söz et- gun olarak, sosyal ilişki ve hallerin em- ilkesi, toplumda mek mümkün değildir. İdeolojik iktida- niyeti, güçlendirilmesi ve geliştirilmesi bireyselleşmeyi rın kaçınılmaz bir sonucu olarak, hukuk uğruna cebren tatbik eden bir işlev ka- ve iş bölümünü metinleri de, toplumun diğer üretimleri zanmıştır.” artırır. Buna gibi, sözünü ettiğimiz bu iktidarın çıkar- karşılık, hukuki larını koruyan ve bu çıkarlara yasallık FİİLİ DURUM güvencenin niteliği kazandıran işlevler kazanmakta- olmadığı dır. Çünkü, “ideolojik bir devlette kanun Her iktidar sahibi şahıs olsun, züm- toplumlarda, yapma işi teknik-hukuki bir iş olmaktan re olsun, yasaları, ideolojiyi, inançla- bireyler alt çok ideolojik bir iştir; yani yasal düzen- rı, kurumları kendi otoritesine güç ve- kimlikler lemeler teknik gereklere göre değil de, ren bir formata sokar. Bütün gücünü, etrafında daha ziyade devlet seçkinlerinin ideolo- bu formatı korumaya tahsis eder. Deği- dayanışma içine jik tercihlerine göre yapılır.” şim imkânsız hale gelir. Resmi ideoloji- girmeye başlarlar ye göreceleşmiş siyaset, hukuk, ekono- ve etnik veya dini 1924, 1960 ve 1982 Anayasaları, bü- mi, eğitim ve güvenlik kurumları ortaya cemaat kimliği rokratik iktidarı pekiştiren, halk iradesini çıkar. Normları ve kurumları ile görece- etrafında içe temsil eden yasama organını ise müm- leşmiş bir kamu gücü, toplumun hizme- kapanırlar. kün olduğunca işlevsizleştiren, böylece tinden çıkar; vesayetin, müdahalelerin halk iradesi üzerinde bürokratik bir ira- ve darbelerin aracı haline gelir. de vesayeti inşa eden totaliter bir siya- si mekanizma tasarımlarıdır. Halk irade- Darbe dönemlerinin getirdiği normlar sinin denetim ve kontrolü, bu iradenin ve kurumsal yapılar, ülkemizde, askeri yansıması olan yasama organının kapa- ve sivil bürokrasiye devletin diğer bütün tılabilmesi ile mümkündür. Yasama or- kurumları üzerinde yetkiler tanıyan bir ganının siyasi partilerden oluştuğu ma- vesayet rejimini inşa etmiştir. lumdur. Yasama organını kapatabilmek, siyasi partileri kapatabilme ile mümkün- Yüksek yargı mevcut yapısı ile ihtiya- dür. Mevcut anayasa, siyasi partilerin ca cevap vermekten uzaklaşmıştır. Da- kapatılmasına dair hükümlerle, ideolojik valar gittikçe göllenmektedir. Bu sebep- iktidar ile örtüşmeyen yasama organını le asıl işlevini yerine getirmekte gittikçe devre dışı bırakabilme imkânını sağla- işlevini kaybeden yüksek yargı, demok- maktadır. Bunu da, halk iradesini tem- ratik reformları kilitleme konusunda git- sil etmeyen, ideolojik iktidarın iradesini tikçe ağırlığı artan siyasal bir işlev ka- temsil eden atanmışlarla sağlamakta- zanmıştır. dır. Yargıtay C. Başsavcısı siyasi par- tilerin kapatılması için dava açmakta, Hukukun üstünlüğü ilkesi, toplum- Anayasa Mahkemesi de bu konuda ke- da bireyselleşmeyi ve iş bölümünü ar- sin karar vermektedir. tırır. Buna karşılık, hukuki güvencenin olmadığı toplumlarda, bireyler alt kim- Ayrıca, kapatma davası açılmasa da- likler etrafında dayanışma içine girme- hi, bürokratik iktidarın parlamento aya- ye başlarlar ve etnik veya dini cemaat ğını temsil eden siyasi partiler, yasama kimliği etrafında içe kapanırlar. Bu ise, organının çıkardığı yasaları Anayasa kimliklerin siyasallaşmasına; devlet ve- Mahkemesine götürmekle, yasama yet- ya diğer alt kimliklerle çatışmacı bir iliş- kisini de ideolojik iktidarın denetimi al- kiye yol açar. Ülkemizde yaşanan etnik tında tutmaktadır. Bu sebeple, yasama ve cemaat ayrışmaları, devlet yapısının organının ideolojik iktidara aykırı bir ya- hukuk devleti ilkesinden uzak oluşu ile sa çıkarabilmesi mümkün değildir. izah edilebilir. İdeolojik iktidarın yargıya etkisini es- Düşünce ve politik süreç resmi ide- ki bir Sovyet Başsavcısı şu çarpıcı ifade olojinin tekeli altına düşmüştür. Resmi ile dile getirmiştir: “Hukuk, hâkim sını- ideolojiye muhalefet bir iç tehdit unsuru fın iradesini ifade eden davranış kaide- haline gelmiştir. Ordu darbeciler eliyle sisteme boyun eğmeyi sağlayan silahlı siyasal bir güce dönüştürülmüştür. temmuz-ağustos 2010 | 27

MAKALE 28 Şubat Ülkemizde resmi ideoloji merkeze mun çoğunluğu açısından istibdat-ı mut- döneminde, alındığı için, resmi ideolojinin paradig- laka anlamına gelen bir bürokratik dikta malarına aykırı kültürel dinamikler dev- rejimi ortaya çıkmıştır. 1945’li yıllara toplumun re dışı tutulmaktadır. Dolayısıyla resmi kadar bütün aygıtları ile resmi ideolojiye çoğunluğunu ideoloji, halkı, halkın değerlerini, hak göre yapılandırılan rejim, çok partili ha- ve özgürlüklerini, halk iradesinin politik yata geçildikten sonra toplum, toplumun teşkil eden yansımalarını rejim açısından bir iç teh- değerleri ve halk iradesinin yansıması muhafazakâr dit olarak algılatan bir iç güvenlik kül- olan meclis ve hükümetler ile çatışma- türüne yol açmıştır. Bu yüzden devlet- ya girmiş; toplum ile bütünleşen bir dev- insanlar, toplum ve toplumun değişik kesimleri let yapılanmasına imkân tanımamıştır. başörtülü olma, arasında yabancılaşma ve ötekileştirme başörtülü yakını ortaya çıkmıştır. Toplumun iletişim ve 28 Şubat döneminde, toplumun ço- uzlaşma kanalları olan ortak değerlerin ğunluğunu teşkil eden muhafazakâr in- olma kriterleri etkisizleşmesi, toplumun değişik kesim- sanlar, başörtülü olma, başörtülü yakı- ile eğitimden, lerini yalnızlığa itmiştir. Bu da alt kim- nı olma kriterleri ile eğitimden, ordudan, ordudan, kamu lik dayanışmalarını, hatta çatışmalarını kamu görevi almaktan dışlanmışlar, görevi almaktan beslemektedir. Düzenin sağlanması için hatta zaman zaman kamu hizmeti al- dışlanmışlar, de güç kullanmak… Gücü temsil eden- maktan dahi mahrum bırakılmışlardır. lere mahkûm olmak tek seçenek hali- Sağlık karnesinde başörtülü fotoğraf hatta zaman ni almıştır… Askeri vesayet ve darbe- bulunan yaşlı bir ağır hasta tedavi hiz- zaman kamu ci zihniyet bu iç güvenlik algısı üstünde meti verilmemesi üzerine, yakını bilgi- hizmeti almaktan gelişip varlığını sürdürmektedir. Darbe- sayar programı ile başörtülü fotoğra- dahi mahrum ciler kendilerini halkın ve halka hizmet fı başörtüsüze çevirtip getirmiş, ancak bırakılmışlardır. için var olan bütün kurumların vasisi hastasının vefat ettiğini öğrenmiştir. olarak görmekte, asker ve sivil bürok- Benzer bir olay da Gülhane Askeri Tıp ratik makamlar, birer feodal unvan, bi- Akademisinde yaşanmıştır. Bir yüzbaşı rer imtiyaz olarak algılanmaktadır. Bü- eşi olan Aliye Hanım, ölümcül bir hasta- rokratik elitlerin iradesi, halk iradesinin lıktan dolayı GATA’da tedavi altındadır. ve onu temsil eden yasamanın üstünde; Ne var ki, kendisi başörtülüdür. Bu se- hatta hukukun da üstünde bir konumda beple eşi Yüksek Askeri Şura kararı ile bulunmaktadır. ordudan ihraç edilmiş, sağlık güvencesi sona ermiştir. GATA’da tedavisine son Batılı anlamda Laiklik ile hiçbir ala- verilerek çıkarılan Aliye Hanım, kısa bir kası bulunmayan bu din karşıtlığının süre sonra evinde hayatını kaybetmiştir. asıl işlevi ne olabilir? Laiklik bahane Ucu bir hasta ihtiyar kadına, yaşam sa- edilerek dine, inançlara ve dini yaşan- vaşı veren bir ağır hastaya kadar gelip tıya yapılan müdahaleler, rejim-toplum dayanan bu ideolojik iktidar, mesleklere arasında bir gerilime, bir meşruiyet kri- son vermeler, okullardan atılmalar, fiş- zine yol açmakta mıdır? Devlet-toplum; lemeler, sürgünler, katsayı uygulamala- halk-elit uyuşmazlığını beslemekte mi- rı, suçlamalar ve daha çok çeşitli hukuk dir? Ahlaki yozlaşmaya sebep olmakta dışı uygulamalarla bir şekilde toplumun mıdır? İnanç bağını yitiren etnik kesim- bütün bireylerini ve kesimlerini mağdur lerin ayrışmasını sağlamakta mıdır? Bü- eder hale gelmiştir. tün bunların yol açtığı iç çatışmalar ile toplumsal barış yok olmakta, toplumsal NORMALLEŞME kalkınma disiplini tahrip olmakta mıdır? Evet… Merkezinde dine ve dini yaşan- Ülkemizde ideolojik iktidarın tasfiye tıya saygısızlık olan bu laikçi yaklaşım, edilerek, demokratik iktidarın kurumlaş- her alanda bir iç çatışma unsuru haline ması, devlet kurumlarının asli işlevlerini gelmiş, toplumumuzun bütün dinamikle- kazanmaları için, resmi ideoloji ile he- rini devre dışı bırakmış bulunmaktadır. saplaşılması ve bir kopuş yaşanması kaçınılmazdır. Resmi ideoloji, daha baş- Toplumun büyük kitlelerini muhalif langıçtan itibaren totaliter özellikli olup, kategoride algılayan, bu algıya göre re- toplumdaki dindar kimliğin belirginlik ka- jim güvenliği için tehdit oluşturan toplu- 28 ASDER | temmuz-ağustos

zanmasına paralel olarak, giderek baskı ve tahakküm dozu artan bir öğreti hali- ne gelmiş bulunmaktadır. Normalleşme için devletin bütün kurumları ile böylesi- ne yıkıcı bir ideolojik referanstan kendi- ni kurtarması ve toplumun her kesimi- nin kimlik değerleri ile barışması şarttır. Çünkü, toplumları bir arada barış içinde tutabilmenin en etkili vesilesi, o toplu- mun değişik kesimlerinin sosyo-kültürel kimlik referansı ile barışık bir devlet ya- pılanması olacaktır. Toplumun kültürel ve manevi kimlik değerlerinden meşru- iyet almayan, bilakis bu değerlerle çatı- şan bir devlet yapılanması, devleti her- kesin devleti olmaktan çıkaracaktır. ÖNERİLER dünyası ile yakından alakalıdır. Darbe- Vesayet sistemin- ciler veya müesses düzenin savunucu- den kurtulmanın a-Toplumsal İrade ları, semptomatik çözümü savunmak- ön şartı, bu yön- tadırlar. Çünkü, hastalığın sürekliliği, de bir toplumsal Vesayet sisteminden kurtulmanın ön semptomları dolayısıyla da vesayeti sü- irade ortaya ko- şartı, bu yönde bir toplumsal irade or- rekli kılmaktadır. Bu sebeple, sempto- nulması ile müm- taya konulması ile mümkündür. Toplum, matik çözüm anlayışından kurtulmuş, kündür. Toplum, darbe-karşı darbe söylemleri veya inanç değişime ve değişimi geniş bir toplum- darbe-karşı darbe ve kültür kimlikleri etrafında kutuplaştı- sal mutabakat çerçevesinde ele alma- söylemleri veya rılarak nesneleştirilmekten kendini kur- ya açık bir siyasal irade inşa edilmelidir. inanç ve kültür tarmalıdır. Kutuplaşma yerine, asgari Muhatapları ve özü yanlış Emasya türü kimlikleri etrafın- müştereklerde, evrensel temel hak ve protokoller yerine, sivil toplum kuruluş- da kutuplaştırıla- özgürlükler bağlamında bir uzlaşma ve ları, bu siyasi irade ile bir “Değişim ve rak nesneleştiril- dayanışma üst kültürü geliştirilmelidir. mutabakat protokolü” imzalamalıdır. Si- mekten kendini Bu üst kültür, farklı kimliklerin kendileri- vil toplum bu protokolün takipçisi olma- kurtarmalıdır. ni ifade edebileceği çoğulcu, hoşgörülü, lıdır. Protokol doğrultusunda bir değişim uzlaşmacı, dayanışmacı ve katılımcı bir misyonu üstlenen siyasi iradenin arka- uzlaşı alanı olmalıdır. sında sonuna kadar durulmalıdır. b-Siyasal İrade c-Normların ve kurumların Yeni- den Yapılandırılması Bireysel ve toplumsal İlişkilerin öz- nesi kemiyet ve keyfiyetçe çeşitlendik- Statükoyu ideolojik iktidar ekseninde çe, öznelerin birbirinin çıkar ve özgür- koruyan düzenlemelerin kaldırılabilme- lük alanlarını tehdit kapasiteleri arttıkça, si, statükoyu halk iradesi ekseninde de- bunun yol açtığı tazyikler, toplumsal ba- ğiştirmenin önünün açılabilmesi için, bu- rışı sağlayıcı ahlaki ve normatif bağlam- nu yapacak iradenin, yani TBMM’sinin ları zorunlu kılar… Ayrıca, toplum haya- güvence altına alınması şarttır. Bunun tının doğurduğu ihtiyaçların tazyiklerinin yolu da, Meclisi oluşturan siyasi partile- büyüklüğü oranında toplumsal dayanış- rin kapatılmasının önlenmesidir. mayı sağlayıcı teşkilatlanma ve kurum- laşmalar gerekli hale gelir. Eğer mevcut Anayasa, yasalar ve diğer mevzuat, durum, bütün bunlara cevap veremiyor kısaca pozitif hukuk, güçler hiyerarşisi- ise, ağır semptomlar(belirtiler) baş gös- ne kapı açan sübjektif referanslardan terir. kurtarılmalı, özgürlük-güvenlik dengesi- ni garanti altına alan, temel hak ve öz- İçinde bulunduğumuz sorunlar, bi- gürlüklerin kamu gücü veya çıkar güç- ze vesayet edenlerin düşünce ve kültür temmuz-ağustos 2010 | 29

MAKALE Genelkurmay leri, ya da toplum kesimleri tarafından hukuka uygunluk denetimi(yargı dene- Başkanlığı çiğnenmesini ve istismarını önleyen bir timi değil), İdari Denetim, Mali denetim MSB’lığına koruma ve denetim sağlayıcı özelliğe altına alınmalıdır. Bütün denetim me- kavuşturulmalıdır. kanizmaları ideolojik denetim meka- bağlanmalıdır. nizması olmaktan çıkarılmalıdır. İnsan Askeri otorite, Toplumun adalet ihtiyacına cevap haklarına saygı, Hukukun üstünlüğüne yönünü millete verecek bir yargı reformu gerçekleştiril- bağlılık, Minimum ve son çare olarak ve demokratik melidir. Yeni bir yargı düzeni için yapıl- kuvvete başvurma, Siyasal tarafsızlık, ması gereken en temel değişiklik, darbe Toplum destekli kolluk (Kolluğun top- kurumlara anayasalarının yürürlükten kaldırılma- lumsal yabancılaşması), ulaşılabilirlik, döndüğünde sıdır. Toplumsal Mühendislik değil top- Hesap verebilirlik, Şeffaflık ve açıklık, hesap verici, lumsal sözleşme ürünü bir anayasa ya- Sivil denetim, Askeri güçlerden ve kül- kendi hiyerarşi pılmalıdır. türden ayrılma (demilitarizasyon), Ku- kademesine rumlar arası görev ve sorumluluk alan- ise millet adına Anayasa resmi ideoloji bağlamından larının ayrıştırılması, hesap sorucu kurtarılmalı, ideolojik iktidarı değil de- ve denetleyici mokratik iktidarı sağlayan bir anayasa Genelkurmay Başkanlığı MSB’lığına yapılmalıdır. bağlanmalıdır. Askeri otorite, yönünü bir işleve millete ve demokratik kurumlara döndü- kavuşturulmalıdır. Darbeleri müteakiben teşkil edilen ğünde hesap verici, kendi hiyerarşi ka- Milli Birlik Komitesi, Devlet Konseyi gi- demesine ise millet adına hesap sorucu bi yasama organı olmayan askeri kurul- ve denetleyici bir işleve kavuşturulma- ların çıkardıkları yasalar ve yasalarda lıdır. yaptıkları değişiklikler oluşturulacak bir kurul tarafından belirlenmeli ve gereği Askeri vesayet, İç güvenlik hizmeti- yapılmalıdır. nin temel unsurlarından olan Jandarma üzerinden iktidarını genişletme eğilimin- Cumhuriyet, demokrasi, laiklik gibi dedir. Bu sebeple Jandarma bir askeri kavramlar Anayasada tanımlanmalı ço- kurum olmaktan çıkarılmalı, İçişleri Ba- ğulcu bir hale getirilmelidir. kanlığına bağlanmalıdır. Vatani görev, askerlik ve iç güvenlik vazifesi olarak Yargıdaki çok başlılık sona erdirilme- ayrılmalı, iç güvenlik vazifesine ayrılan lidir. vatandaşlar askerlik hizmetini yapmış sayılmalıdır. Yargı bir iktidar aracı olmaktan kur- tarılmalıdır. Adaleti Savunanlar Derneği olarak, yapılacak kısa, orta ve uzun vadedeki Yargı çoğulcu bir yapıya kavuşturu- değişimlerin, bir tepki değişimi olmama- larak özellikle yüksek yargıda ideolojik sı, statükonun el değiştirmesine, bürok- çoğunluk kastlaşması ortadan kaldırıl- ratik iktidarın ele geçirilmesine yönelik malıdır. olmaması, bir toplum sözleşmesi olma- sı, halk iradesini üstün seviyeye getir- Askeri Mahkemeler askerlerin kurdu- mesi, hukuku üstün kılması, temel hak ğu mahkemeler değil, askerleri hukuki ve özgürlükleri güvence altına alması, denetim altına alan mahkemeler olmalı, devlet örgütünün tüm bu özelliklere ka- bu doğrultuda yeniden yapılandırılmalı, vuşacak şekilde yeniden yapılandırıl- yargıçları asker olmamalı, terfi ve ata- ması gerektiğine inanıyor, bu yöndeki maları Adalet Bakanlığı tarafından ya- tüm değişimleri destekliyoruz. pılmalıdır. * AS-DER’in 24 Nisan 2010 Tarihin- Evrensel hukuk ilkelerine, temel hak de Ankara Rixos Hotel’de Verdiği “As- ve özgürlüklere ve adalete uyma ilkesi- keri Vesayetten Normalleşmeye” konu- ni hakimlerin terfilerinde bir kriter haline lu Panelinde sunulan tebliğ metnidir. getirmelidir. Örneğin bir hâkimin kararı AİHM’den adil yargılama hakkının ih- lali gerekçesi ile döndüğünde, o hakim mesleki kariyeri itibariyle büyük bir sı- kıntıya düşebilmelidir. Demokratik Denetim yaygınlaştırıl- malıdır. Tüm kurumlar: bütün kurumlar, 30 ASDER | temmuz-ağustos

PROFESYONEL ORDU Mustafa HACIMUSTAFAOĞULLARI 30 yıldan beri PKK terörüyle müca- sanlar neden karşımıza terörist olarak Öncelikle PKK, dele ediyoruz. PKK’dan önceki terörist çıktı? Devletin kuruluş ideolojisini ve Kürt kökenli oluşumları da dikkate alırsak bu süre bu yönde yapılan yanlış uygulamala- vatandaşlardan daha da uzar. rı konuşmanın zamanı geldi geçiyor… dağa çıkanların Ülkenin bekası, çağdışı ideolojilere ve oluşturduğu, Bolu TC’nin kuruluşundan beri değişik bi- bunların tartışılmasını dahi engelleyen, Beyinin zulmüne çimlerde devam eden kronik bir sorun. çıkarından başka bir şey düşünemeyen, isyan den Köroğlu ülkenin geleceğini değil, önünü görmek- ve ekibi değil. Her Asırlarca birlikte yaşadığımız, ay- ten aciz zavallı kadrolara bırakılamaz... ülkedeki terörist nı kaderi ve inancı paylaştığımız, aynı PKK’nın ve terörün ortaya çıkış/çıkarı- oluşumlar, o ülke cephelerde omuz omuza savaştığımız, üzerinde hesabı kız alıp vererek akraba olduğumuz in- olan emperyalist ülkelerin iradesiyle kurulur veya onların kontrolüne girer. temmuz-ağustos 2010 | 31

MAKALE Hangi vicdan, lış (!) nedenleri de çok iyi irdelenmeli. sini istemeyen, bundan nemalananlar daha silah Fakat bu yazının konusu terörist örgütle var. Kaybeden millet ve yüreği yanan tutmayı mücadele biçimine yönelik olacak. analar, feda edilen civan gibi delikanlı- larımız... beceremeyen, Öncelikle PKK, Kürt kökenli vatan- mahalle daşlardan dağa çıkanların oluşturduğu, Hangi vicdan, daha silah tutma- Bolu Beyinin zulmüne isyan den Köroğ- yı beceremeyen, mahalle kavgasın- kavgasından lu ve ekibi değil. Her ülkedeki terörist dan başka çatışma nedir bilmeyen, ana başka çatışma oluşumlar, o ülke üzerinde hesabı olan babasının gece geç saatte sokakta bı- nedir bilmeyen, emperyalist ülkelerin iradesiyle kurulur rakmaktan korktuğu, gencecik çocukla- ana babasının veya onların kontrolüne girer. PKK içeri- rı bu canavar teröristlerin önüne atar? sinde, İran, Irak, Suriye, Lübnan köken- Bunların hayatı terör, baskın, pusu, öl- gece geç li militanlar olduğu gibi Ermeni kökenli, dürme, cinayet, vahşet. O ortamda doğ- saatte sokakta Avrupa menşeli militanlar da var. Dev- muş, büyümüş ve eğitilmiş. Ölmeye öl- lete karşı mücadelesine PKK içinde ze- dürmeye programlanmış. Bu alanda en bırakmaktan min bulan Türk kökenli hainler de mev- iyi eğitim ve tecrübeye sahip, kuruluşu korktuğu, cut. İsrail başta olmak üzere, Amerika, terörizme dayalı, kurucuları terörist ülke gencecik İngiltere, Almanya, Fransa PKK’yı des- İsrail uzmanlarınca eğitilmiş teröristlerin çocukları tekleyen ülkeler. Dış politika ve çıkarları karşısına acemi gençlerimizi sürmek, gereği zaman zaman desteklerini çeki- en hafif ifadeyle aymazlıktır..! bu canavar yor görünseler de taşeron ülkeler va- teröristlerin sıtasıyla icraatlarını yürütüyorlar. Diğer Yıllardan beri Profesyonel Ordudan önüne atar? Avrupa ülkeleri, Rusya, Çin de farklı sa- bahsediliyor. Fakat bir karınca adımı Bunların hayatı ik ve şekillerde şebeke içinde... Sonuç alınan mesafe yok. terör, baskın, olarak PKK, çokuluslu ilişkilere ve des- pusu, öldürme, teğe sahip, çoğunluğu Kürt kökenli olsa Kardeşim Hakkâri Çukurca’da, ça- cinayet, vahşet. da, farklı etnik kökendeki kişilerden olu- tışmaların ortasında, oğlum Şanlıurfa şan bir terör örgütü. Birecik’te askerlik yaptı. İkisinin de tes- keresini tüm aileler gibi endişeyle dört Şimdi sıkı durun, PKK’nın bence en gözle bekledik. Terörle mücadele onla- büyük desteği, devletin bizzat kendisi rın seçtiği bir meslek olsa, bunun gerek- veya en iyimser tahminle devlet içinde- tirdiği eğitimi almış profesyonel kişiler ki illegal derin oluşumlar..! Koskoca TC olsalardı, kendi seçimleri olduğu ve bu için üç beş çapulcu nasıl önü alınmaz konuda uzman olacaklarından yaklaşı- bela oluyor? Çünkü öyle olması isteni- mımız farklı olurdu. Bunu becermek çok yor..! Başka izahı yok... Terörün bitme- mu zor? Sanmıyorum! Becermek iste- miyorlar... Ama kendi evlatlarını cepheye gön- dermemek için gerekeni çok iyi yapıyor- lar... Ne tesadüf ki şehitler arasında hiç paşa çocuğu göremiyoruz..! Kardeşim Güneydoğuya dağıtım ihti- mali doğduğunda beni aramıştı. Yapıla- bilecek bir şey var mı diye. Ben o zaman üsteğmendim. Kendisine, bu ülkede her şey yapılabilir maalesef... Fakat biz ön- ce vicdanımıza soralım. Diyelim ki se- ni bir şekilde göndermedik, fakat senin yerin boş kalmayacak, bir ana kuzusu oraya gidecek. İş bitiren bir yakını olma- dığı için... Bu doğru olur mu? deyince, abi doğru söylüyorsun, nasibimiz neyse razı olalım diyerek Hakkari’ye gitmişti. Oğlum da bir subay çocuğu gibi değil, bir vatandaş gibi gitti askerliğini yaptı... 32 ASDER | temmuz-ağustos

Bu ülkenin evlatlarının telef olma- alt birimi. Her neyse aralarında organik Milli İstihbarat ması, kıt kaynaklarının israf edilmeme- bir bağ mevcut. PKK’nın gerçek yüzü- Teşkilatı (MİT), si için diyeceğimiz çok şey, eleştireceği- nü, devletle, MİT’le ilişkisini ortaya çı- milli olma miz çok konu var... karmak isteyen araştırmacı ve gazete- vasfından çok ciler susturuldu. Uğur Mumcu en çarpıcı uzak. İstihbaratsız Teröristler için açık, kolay hedef ko- örneği. Org.Doğan Güreş, genelkurmay harekât olmaz, numundaki sınır karakollarına yapılan başkanı iken karargâha kadar sızmayı gözü görmeyen baskınlarda 350 civarında şehit verdik. başarabilen teröristler kahvesine zehir yol alamaz. Aynı karakola defalarca baskın yapıldı. koymuştu. Org.Hılmi Özkök Genelkur- Teşkilatın kime Neden zamanında gerekli tedbirler alın- may Başkanlığı sırasında yemeklerini hizmet ettiği, madı? Neden haklı eleştirilere alelacele sefer tasıyla evinden getiriyordu... Ge- kimlerin, iş anlamsız tepki vermek adet haline gel- risini hesap edin..! Devletin en mahrem bilmediği için di? yerlerine bu teröristleri kim sızdırdı? hangi istihbarat örgütlerinin Terör örgütünün başını İmralı’da Milli İstihbarat Teşkilatı (MİT), mil- fiilen kontrolüne Amerika’nın emaneti olarak besliyoruz. li olma vasfından çok uzak. İstihbarat- girdiği, teşkilatta İmralı’dan PKK’yı yönetmesi için her sız harekât olmaz, gözü görmeyen yol kimin elinin kimin türlü kolaylığı mevcut! alamaz. Teşkilatın kime hizmet ettiği, cebinde olduğu kimlerin, iş bilmediği için hangi istihba- belli değil... Suriye’den Ermenistan’a kaçtığı ge- rat örgütlerinin fiilen kontrolüne girdiği, ce Eskişehir’de Bölge Harekât Mer- teşkilatta kimin elinin kimin cebinde ol- kezinde nöbetçi Baş kontrolördüm. 31 duğu belli değil... İnşaallah yeni müste- Aralık gecesiydi. O gecenin özellikle se- şarla bu sorunlar doğru tesbit edilir ve çildiği kanaatindeyim. Yılbaşı gecesi ol- cesaretle üzerine gidilir. Bütün faturayı duğu için zafiyet olacağını ümit ediyor- Silahlı Kuvvetlere kesip kenara çekil- lardı muhtemelen. Şam’dan Soçhi’ye mek, minderden kaçmaktır. bir uçuş planı gelince derhal operas- yon hazırlıklarını yapmıştım. Hava sa- Ülke içinde, terörle mücadele Silahlı hamızdan geçip gidecekti. Apo ve PKK Kuvvetlerin işi değildir. Tamamıyla İçiş- lider kadrosu bu uçağın içindeydi. Ben leri Bakanlığının sorumluluğunda olma- adım gibi emindim. Radarlara gereken lı, teşkilatlandırma buna göre yapılma- talimatları verdim. Ankara Akıncı üssün- lı, Jandarma ve Özel Kuvvetler başta de de F-16’lara hazır olmaları talima- olmak üzere ülke içinde terörle müca- tını verdim. Operasyon uygulansaydı delede kullanılacak birimler İçişleri Ba- Apo’nun içinde olduğu uçağı inişe zor- kanlığına bağlanmalı, hesabı da ondan layacaktık. İnişi müteakip devletin yet- sorulmalı, yönetim ve sorumlulukta kar- kilileri gerekeni yapacaktı. Durumu bağ- gaşanın önüne geçilmelidir. Silahlı Kuv- lı olduğum Hava Kuvvetleri Harekât vetler, kapsamlı sınır ötesi bir harekât Merkezi’ne (Ankara) ilettim. Fakat nö- söz konusu olduğunda görevini icra et- betçi generalden,’’dikkatle izlememiz, melidir. Çünkü terör sadece askeri bir başka işlem yapmamamız’’ talimatı gel- sorun değildir. Her yönüyle askerin so- di. Ve biz terör örgütü başının ve PKK li- rumluluğuna bırakılamaz. Aksi halde der kadrosunun hava sahamızdan geçi- bugün olduğu gibi asker siyasetin içine şini kahrederek sadece izledik. çekilerek yıpratılır. Şimdi soruyorum, acaba bu karar il- Bunları yazıp söylüyoruz, fakat ne- gisiz bir generalin kararı mıydı, yoksa dense makes bulmuyor. Duvara söyle- devletin hikmeti kendinden menkul bir sek 30 yıldır ses gelirdi..! Ama bıkma- uygulaması mıydı? Böylesine önemli dan usanmadan sabırla mücadeleye bir konuyu o kişinin yukarılara iletmemiş devam edeceğiz. Ta ki duvarlar, dağlar, olabileceğini tahmin etmiyorum. taşlar dile gelene kadar...! Artık kanaatim o ki, ‘’terör akıyor, so- rumlular bakıyor.!’’ Olan da bu ülkeye ve evlatlarına oluyor... Ergenekon PKK’nın Silahlı Kuvvet- lerdeki uzantısı veya PKK Ergenekon’un temmuz-ağustos 2010 | 33

MAKALE Kat Sayımızı Artırabiliyor Muyuz? Prof. Dr. Mustafa NUTKU Bu başlığın okuyanlarda ilk anda alâka çekiciydi. 1,5 metre kadar çapın- çağrışım yaptırabileceği manânın, sa- da büyük bir tepsinin etrafında ayakta hip olduğumuz binanın kat sayısını ve- duran üç tane adam, liflerden meydana ya maaşımızın yan ödeme katsayısını gelmiş simit şeklindeki bir hamuru elle- arttırmak vb. olabileceğini tahmin ediyo- riyle çekip uzatarak liflerini daha fazla rum. Fakat kastettiğim manâ onlardan inceltmeğe çalışıyordu. Simit şeklindeki biri değil. Camiden çıkarken rastladığım hamurun çapını, tepsinin çapına kadar bir arkadaşım, İstanbul Mecidiyeköy genişletince de, 8 rakamı şeklinde onu meydanında iç turizmle ilgili bir tanıtım burup iki halkasını üst üste gelecek şe- fuarı kurulduğunu söyleyip oraya gitme- kilde katlıyor ve kat sayısı artmış fakat mi tavsiye edince, ben de gittim. bu defa çapı yarısına kadar küçülmüş bu simidi tekrar çekip uzatarak simidi Fuardaki çeşitli vilayet ve kazalarımı- tepsinin çapına getirmeğe ve bu şekil- zın turistik tanıtımının yapıldığı reyon- de liflerini inceltmeğe çalışıyorlardı. Bu lar arasında, İzmit reyonunda pişmani- işlem tekrarlanırken hamurun yumuşak yenin yapılışının gösterilmesi, bilhassa 34 ASDER | temmuz-ağustos

kalabilmesi ve pişmesi için de, yerdeki gayretle böyle bir çalışmanın yapılma- Bence hepimiz, bir mutfak brülörüyle tepsi alttan hafifçe sı halinde, bir yıllık çalışmayla ancak elimize bir hesap ısıtılıyordu. Pişmaniyenin makinede ya- bir kişinin hakikatı anlaması, kabulü ve makinesi alıp pılışı da bunun gibi, fakat mekanik kol- yaşamasına vesile olunsa bile, yıllar bu o matematik larla oluyormuş. şekilde birbirini takip ederse katlanarak öğretmeni artışlarla ortaya çıkabilecek hesabın ne- arkadaşımın Fuarda İzmit’in pişmaniyesinin yapı- ticesinden çok etkilenmiş olduğunu ba- yıllarca önce bir lışını gösteren bu işlemi seyrederken, na anlatmıştı. Çalışmanın semeresi her tren seyahatinde matematik öğretmeni bir arkadaşımın yıl böyle ikiye katlanırsa, bunun zahmet yaptığı yukarıdaki yıllar önce bana anlattıklarını hatırla- ve meşakkatine katlanılmaz mıydı? hesabı bizzat dım ve kendi kendime; “2x fonksiyonu- kendimiz de na göre oluyor..” dedim. Yanımdaki bir “Pişmaniye ile bunun ne alâkası yapmalıyız. Bu genç bu sözlerime bir manâ veremeye- var?” diyebilirsiniz, ama aslında her iki- hesabımızın rek yüzüme baktı. İlk anda ne dediğimi sinde de 2x fonksiyonuna göre artarda neticesini anlamamakta o haklıydı; fakat ben de ikiye katlanarak, artış hali vardır. Baş- yorumlamalı ve bu sözlerimde haklıydım. langıçta tek liften ibaret simit şeklindeki bundan kendimize pişmaniye hamurunun birinci defa buru- tatbik edeceğimiz Bahsini ettiğim o arkadaşım, ben lup katlanmasında simitteki lif sayısı iki- o mühim dersi üniversiteden yeni mezun olduğum sı- ye çıkar. Simidin ikinci defa burulup kat- çıkarmalıyız. rada bir kolejde matematik öğretmeniy- lanmasında lif sayısı da ikiye katlanıp Daha sonra da, di ve beni de ısrarla aynı okulda öğret- dört, üçüncü defa burulup katlanmasın- “kat sayımızı menliğe teşvik etmişti. Memleketi olan da sekiz, dördüncü defa katlanmasında arttırabiliyor Adapazarı’na trenle sık gidiş gelişlerin- onaltı olur… Ve bu böyle devam eder. muyuz?” diye de dinî kitaplar okurken, bu dinî kitapları Pişmaniye hamurunun çekilip uzatılma- kendi kendimize okumasının cemiyetimizin içinde bulun- sı, burulup katlanmalarının sayısının art- sormalıyız. duğu içtimaî ve ahlakî problemlere na- masıyla, pişmaniye hamuru simidindeki “Evet.” cevabını sıl çözüm olabileceğini –bazılarının bu liflerin sayısı artarken hamurun kütlesi veremiyorsak, mevzudaki haksız tenkitlerinin de yanlı- ayni kaldığından, lifler gittikçe daha ince bu defa da; şını daha iyi anlamağa çalışır gibi– dü- hale gelir ve iyice incelince de, “pişma- “Niçin?” sorusunu şünmeğe başlamış. Peygamberimizin niye çekmek” işlemine son verilir. kendimize (a.s.) başlangıçta tek kişi iken, bugün sormalıyız. onun getirdiği dine bağlı olanların sayı- Bence hepimiz, elimize bir hesap larının 1,5 milyar oluşuna aklı takılmış. makinesi alıp o matematik öğretmeni Kendi kendine o tren seyahati esnasın- arkadaşımın yıllarca önce bir tren seya- da şöyle bir hesap yapmış: “Bu kitaplar- hatinde yaptığı yukarıdaki hesabı bizzat dan aldığım derslerle, hakkı ve hakikati kendimiz de yapmalıyız. Bu hesabımı- insanlara anlatmağa çalışarak bir yılda zın neticesini yorumlamalı ve bundan ancak bir kişinin hakkı ve hakikati ka- kendimize tatbik edeceğimiz o mühim bulüne ve yaşamasına vesile olabilsem, dersi çıkarmalıyız. Daha sonra da, “kat bir yıl sonra onunla ben, iki kişi oluruz. sayımızı arttırabiliyor muyuz?” diye ken- Bu çalışmamıza aynı şekilde iki kişi ola- di kendimize sormalıyız. “Evet.” cevabı- rak devam etsek ve bir yıl sonra ancak nı veremiyorsak, bu defa da; “Niçin?” birer kişinin daha hakkı ve hakikati ka- sorusunu kendimize sormalıyız. bulüne ve yaşamasına vesile olabilsek, ikinci yılın sonunda dört kişi oluruz. Bu Burada bahsini ettiğimiz pişmaniye dört kişi aynı şekilde bir yıl çalışmak- ise, liflerinin uzayıp incelmesinde mate- la ancak birer kişinin hakkı ve hakika- matik öğretmeni arkadaşımın insan sa- ti kabulüne ve yaşamasına vesile ola- yısına göre yaptığı o hesabın, pişmani- bilsek, üçüncü yılın sonunda sekiz kişi ye hamuru simidindeki lif sayısına göre oluruz.”… ayni olan “2x fonksiyonu”na uygun ya- pılışı ile belki bize o mühim dersi hatır- Tren İstanbul-Adapazarı arasında- latmakta faydalı olabilir ve ayrıca belki, ki yolu kat etmeye devam ederken ma- “fayda vermeyecek bir son pişmanlığa” tematik öğretmeni arkadaşım da bu he- düşmemek icap ettiğini de bize hatırla- sap şekli ile, halis niyet, sabır, sebat ve tabilir. temmuz-ağustos 2010 | 35

MAKALE DEMOKLESİN BALYOZU 36 ASDER | temmuz-ağustos

Ramazan Ercan BİTİKÇİOĞLU Mitolojik bir hikâyedir. Efsaneye gö- gibiler, diğer ÇYDD üyeleri ve o miting- Kimse tepesinde re M.Ö IV. yüzyılda yaşamış Sicilya’nın lerde sallanan «ORDU GÖREVE» pan- sallanan bir kılıç- Syrakusa kentinin tiranı Dionysios, ne- kartları, atılan sloganlar... la (ya da balyoz- dimlerinden olan Demokles’i ‘hükümda- la) sofraya otur- rın mutluluğunu abartarak dile getirdiği’ Netekim iktidar da tedbirini aldı. Bel- mak istemiyor.. için uyarmak, gerçeğin böyle olmadığı- ki Org. Hilmi Özkök’ün şu anki Genel- Demoklesin kılıcı nı ona unutamayacağı bir dersle öğret- kurmay Başkanı Org. İlker Başbuğ’a gibi sallanan bin- mek ister... Ve bu düşüncelerle kral Di- tavsiyeleri istikametinde TSK ile müş- lerce balyoz düşü- onysios, Demokles’i büyük bir ziyafete terek araştırmalar yapıldı... Derin Te- nün. Ülke bu hale dâvet eder. rör Örgütü’nün (erg...) asker ayağını getirildi ve uçuru- keşif çalışmaları başlatıldı... Bakmayın mun kenarından Ziyafette Demokles’i özel bir yere siz sayın Başbuğ’un yağıp gürlemesi- dönüldü. oturtur. Tavandan sarkmış bir ince si- ne; TSK bünyesinde bulunacak olan cimle asılı duran bir kılıcın altına oturtur her türlü delilin basına sızdırılması belki Demokles’i. Tabiî, Demokles ziyafete hasseten istenildi... Nereden biliyorum? geldiğine pişman olur, kılıç tam tepe- Bilmiyorum, sadece tahmin ediyorum. sinde sallanmakta, onu tavana bağla- Ama tahminlerimin oldukça kuvvetli ol- yan incecik ip, ha koptu ha kopacak bir duğunu söyler çevremdekiler.. manzara arzetmektedir... Muhterem okurlarım, Demokles’in huzuru tamamen kaç- mıştır. Korku içinde yemek yemek için İyi ki böyle yapıldı... Yoksa iş işten ne kadar uğraşsa lokmalar boğazına di- geçecek, Allah korusun bu kez (abart- zilmekte, hiçbir haz alamamakta, adeta madan söylüyorum) en az onbin kişi ilk zehir yemektedir. anda öldürülecek, bilahare çıkabilecek olan bir iç savaş ile kardeş kanı oluk Böylece tiran Dionysios, iktidarı el- oluk akacaktı... lerinde bulunduranların Demokles’in o andaki durumu kadar kritik bir hayatla- Devir 12 Eylül 1980 devri değil... rının olduğunu, görünüşteki tantana ve Böyle bir darbe sonucunda ahali ayağa mutluluğun arkasında büyük tehlikelerin kalkacak, tank ve topla da sindirilemiye- de bulunduğunu; Demokles’e ve o gör- cekti... Fakat bu iç savaş sonunda da kemli ziyafete katılan herkese göster- olanlar olacak ve ülke kaçınılmaz ola- miş olur. Hikâye, ünlü hatip Cicero’nun rak bölünecekti. İşte Org. İlker Başbuğ «Tusculanae Disputationes»inde (Tus- dahi bu nedenle fazla ileri gidemiyor, en culum Tartışmaları) yer alır. fazla hırçınlaşıp biraz konuşup susuyor, haddini biliyor. Yoksa her şey bu kadar Merhum Adnan Menderes’in de böy- kolay yürür müydü? Sayın Başbuğ dahil le ünlü bir sözü var: “İktidar ateşten bir aklı başında herkes TEHLİKENİN FAR- gömlekmiş” diyor... Merhum başba- KINA VARMIŞ durumda... Kimse tepe- kan böyle diyor ama ne hazindir ki ik- sinde sallanan bir kılıçla (ya da balyozla) tidar sarhoşluğu ile başında sallanan sofraya oturmak istemiyor.. Demoklesin Demokles Kılıcını çok geç farkediyor... kılıcı gibi sallanan binlerce balyoz düşü- Kendisini idam edecek kadro 1960 dar- nün. Ülke bu hale getirildi ve uçurumun besini yaparken o Eskişehir’de mutad kenarından dönüldü. bir seyahette imiş... Muhterem okurlarım, düşününüz; bu Bugünkü iktidar şükür ki öyle yap- halimizle AB kapısını çaldık, adamlar mıyor. Tehlikenin farkındalar. Nasıl ol- halimize acımaz da ne yapar? Dünya- masınlar ki, darbeci geleneğin gazete- nın hangi medenî, hukukun üstünlüğü si bile çarşaf çarşaf reklam veriyordu: olan ülkesinde böyle –kurumların yet- “TEHLİKENİN FARKINDA MISINIZ” di- kilerini aşarak demokrasiyi demoklesin ye... Cumhuriyet mitingleri ve o miting- kılıcı altına oturtmak– tarzında işler kal- lerde konuşan başörtüsü baş karşı- dı? Yineliyorum: Biz muz cumhuriyeti tı ikna odaları mucidi Prof. Nur Serter miyiz? temmuz-ağustos 2010 | 37

MAKALE Muhterem M. Şevket Eygi yazmıştı: “...Halkın barı diyor, neden milletin itibarını kim- efendim, değerli seçtiği en kötü sivil iktidar, en iyi askerî se telafuz etmiyor? O daha mühim değil darbeden bin kat iyidir. (...) Eygi üstadın mi? Ordu, bu milletin ordusu. Devletin, komutanım; şu sözünü de herkes bir yere not etme- milletin itibarı olursa ordunun da olur. siz o dönemin lidir: Bir Genelkurmay Başkanı İsrail’e Kimse merak etmesin... Genelkurmay gidip orada başında kippa olduğu hal- Başkanı idiniz ve de Yahudilerin Ağlama Duvarında du- Muhterem okurlarım, son olarak da şükür ki size bir a edebiliyorsa, bir başka Genelkurmay merhum Nasreddin Hoca’nın “köyün zarar veremediler, Başkanı da hacca gidebilmeli, cami- taşlarını bağlamışlar, köpeklerini sal- darbelerine mani ye gidip halkın arasında namaz kılabil- mışlar” nüktesiyle izah edilebilecek olan olduğunuz için. melidir...” Yani hacca gidecek, Ümmet-i başka bir mizahî halimizi ifade etmek is- O halde Allah’ın Muhammed’in arasında namaz kılacak tiyorum. E. Org. Çetin Doğan suçüstü sizi ve ülkemizi bir Genelkurmay Başkanı da çıkmalı yakalanmış, fakat susmuyor; bütün ka- bu ordudan diyor. İnşaallah diyebilme- nallarda konuşuyor, konuşturuluyor, ha- bu vartadan miz için önce şu YAŞ tahtaya basmak- diseyi ve suçunu gizlemeye, çarpıtmaya korumasının tan vazgeçmeli ordumuz... Maazzallah çalışıyor... Siyasetçiler çıkıp konuşuyor, şükrünü eda TSK göçerse İran’ın Şah sonrası haline medyadaki yandaşlar – karşıtlar hep ediniz ve Allah döner, Irak gibi bir devletle dahi sava- konuşuyor. Lâkin dönemin Genelkur- aşkına bildiğiniz şamayacak hale geliriz... Hatırlayınız, may Başkanı olan sayın Emekli Org. her şeyi anlatınız. salak devrimciler iktidar oldukları gün Hilmi Özkök konuşmuyor, susuyor!.. Anlatınız ki adalet ne kadar general varsa idam etmişler- Oysa asıl konuşması gereken Hilmi Pa- tecelli etsin... di... TSK’de en kıymetli askerlerinin ipini şa değil mi? Sadece savcılara konuştu YAŞ kararlarıyla çekiyor!... o da çok müphem ifadelerle. Son olarak da geçen gün medyada haber olarak da Bu ülkede şu trajikomik şartlar altında çıktı, gazeteci Şamil Tayyar’ın aktardığı yaşamak; kendini çağın Dionysios’leri birkaç cümlecik. Bu kadarı yeter mi? olarak görenlerin BALYOZ’ları altında yaşayan Demokles’ler olmak, ne acı Fatih Altaylı gibi hırçınlaşmadan sa- ve aynı zamanda ne kadar da gülünç... dece rica ediyorum: Muhterem efendim, Pekâlâ, Türkiye’yi gülünç düşürmeye ki- değerli komutanım; siz o dönemin Ge- min, ne hakkı var? Herkes ordunun iti- nelkurmay Başkanı idiniz ve şükür ki size bir zarar veremediler, darbelerine mani olduğunuz için. O halde Allah’ın sizi ve ülkemizi bu vartadan koruması- nın şükrünü eda ediniz ve Allah aşkına bildiğiniz her şeyi anlatınız. Anlatınız ki adalet tecelli etsin... Paşa bir basın toplantısı yapıp, (ve- ya istediği bir kanalda) neden herşeyi açık açık konuşmuyor? Hürriyet Gaze- tesi birinci sayfasında; “Balyoz Darbe Planı”nı hazırlamakla suçlanan Org. Çetin Doğan’ın; dönemin Genelkurmay Başkanı Hilmi Özkök’ün bu konuda mutlaka konuşması gerektiğini söyle- yen kısa bir söyleşi yayınladı... Doğan, “Dönemin Genelkurmay Başkanı emek- li Orgeneral Hilmi Özkök’ün sessiz kal- ması da soru işaretlerine neden oldu. Genelkurmay Başkanımız hafıza soru- nu olmayan, zeki bir komutandır. Bu bu- lanık suyun devam etmemesi için açık- lama yapması da yurttaşlık görevidir. Elinde bilgi-belge ne varsa söylemelidir. 38 ASDER | temmuz-ağustos

1’inci Ordu Komutanlığı tarafından ger- maya kimsenin hakkı yoktur!..” diyerek Bertolt Brecht, çekleştirilen senaryoya Genelkurmay bitiriyordu... Ne anlamlı, ne büyük bir “Mizahın Başkanlığı’ndan katılanlar oldu. Bu ça- istek... Ve muhterem okurlarım, kahro- olmadığı bir lışmanın sonuçları, orada yapılan ko- luyorum, kahroluyoruz... Dünya nere- ülkede yaşamak nuşmalarla ilgili andıç çıkartmışlardır. ye gidiyor, biz hálâ neleri konuşuyoruz. zordur ama her Konuşmanın disketini de istemiş olabi- Bunlarla uğraşırken ister istemez acı acı şeyin mizah lir. gülüyoruz öyle değil mi? Adamın içkisi- olduğu (mizaha ne göre, anasının, karısının başını açıp dönüştüğü) bir Neler konuşulduğu konusunda bilgi- açmamasına, karısını kızını alıp dansa ülkede yaşamak sinin olmaması mümkün değildir. Elbet- gidip gitmemesine göre sicil düzenleni- korkunç...” te konuşup konuşmama konusu kendi yor... Koskoca bir başbakanın karısı ün- diyordu. takdiridir. Komutanımız seminere daha lü bir tiyatrocunun ziyaretine gidemiyor. Türkiye’de önce katılacağını bildirmiş, ancak Irak GATA komutanlığı, “gelirse başı kapalı yaşamak giderek gündemde olduğu için gelişini son an- olduğu için içeri alamayız” diyor!.. Bun- korkunçlaşıyor. da iptal etmişti. Komutanımızın bu ko- lar trajikomik değil mi sizce de? Bunun vebâli nuda açıklama yapmasının bir yurttaşlık de bildiklerini görevi olduğunu sanıyorum. Bu konuda Bertolt Brecht, “Mizahın olmadığı bir söylemeyen ‘harp oyunu olmamıştır’ da diyebilir. Bu ülkede yaşamak zordur ama her şeyin Hilmi Paşa’nın ve harp oyununa, plan seminerine niçin mizah olduğu (mizaha dönüştüğü) bir hepimizindir... katılmadığını da açıklayabilir. Konunun ülkede yaşamak korkunç...” diyordu. anlaşılması için Özkök’ün konuşması- Türkiye’de yaşamak giderek korkunçla- nın yerinde olacağına inanıyorum. Ay- şıyor. Bunun vebâli de bildiklerini söy- rıca birileri konuşmalı derken kimsenin lemeyen Hilmi Paşa’nın ve hepimizin- kanadının altına girmek gibi bir niyeti- dir... Paşa çok mübarek, çok kıymetli min olmadığının da bilinmesi gerekir.” bir iş yapıp bu hainlerin darbesine mani olmuştur. Kendisine müteşekkiriz ama Emekli TSK komutanı Org. Hilmi konuşursa asıl o zaman en büyük hiz- Özkök’ün BALYOZ’cu Çetin Doğan Pa- meti yapmış olacaktır. Biz ADALETİ SA- şanın hodri meydan deyişine ne cevap VUNURUZ, ADALET MÜLKÜN TEME- vereceğini merakla bekliyoruz... Haz- LİDİR Sayın Paşam... 03/02/2010 reti Peygamber Efendimiz (s.a.v); bir Hadîs-i Şerîf’lerinde “haksızlık karşısın- da susan dilsiz Şeytan’dır” buyurmak- tadır. Türkiye halkı büyük bir haksızlık ile karşı karşıyadır. Her darbe TSK’nin itibarını kemirdi. Son ortaya çıkan Sa- rıkız, Ayışığı, Kafes, Balyoz gibi şuyuu vukuundan beter darbe planlarıyla iyice sarsılan ordumuzun itibarını kurtarmak da sayın Özkök’ün üzerine bir borçtur. Yapacağı açıklamalar bütün bu hadi- selerin ne denli gerçek olduğuna en iyi cevap olacak, yıpranan TSK prestijini kurtaracaktır. Darbeler kötüdür ama or- dunun darbelenmesi daha kötüdür. Bu nedenle konu hakkında ikiye bölünen kamuoyunun tatmin olması için de en iyisi Hilmi Paşanın bir an önce konuş- ması, torbasındakileri dökmesidir. Aksi halde “bakın hepsi yalanmış, doğru ol- sa Paşa konuşurdu” diyeceklerdir. Eygi üstad iki makale olarak ve bir kısmını maddeler halinde yazdığı söz- lerini “Benim orduya olan sevgimi yık- temmuz-ağustos 2010 | 39

MAKALE TSK’nin toplumun değerlerine karşı duruşu tartışmaya açılmalıdır. Halkından Mavi Marmara Üzerindenkorkanbirordu görüntüsü çok inciticidir. Adil ve evrensel Gürcan ONAT değerlere uygun yasalara göre yaşayan insanları tehdit olarak algılayan zihin haritası böyle normalleşir. Güvenin esas kuşkunun istisna olduğu çağdaş güvenlik politikaları geliştirilmelidir. 40 ASDER | temmuz-ağustos

Gelişmiş demokrasinin yerleşmiş ol- ve hükümetleri harekete geçirebilmeleri Soruyorum size; duğu dünya ülkelerinde olduğu gibi ül- günümüzde Sivil Toplum Kuruluşları ile binlerce STK ve kemizde de Sivil Toplum Kuruluşları yö- mümkün olabiliyor. Artık halk STK’sı ile bunların organize netimlere karşı sivil toplumun sesi ve eylemini yapacak, hükümetler arkala- ettiği milyonlarca demokrasinin olmazsa olmazı olarak rından gelerek olaylara müdahil olacak- halk tankların hak ettikleri yeri almaya başlamıştır. lar. Bugün geldiğimiz nokta budur. yürümeye niyetlendiği Bu hususta Mavi Marmara gemisi Devlet denilen dev teşkilat bir file bir anda bütün önümüzde çok güzel bir örnek olarak benzemektedir. Fil ağır vücudu ile yerin- kışlaların önünü durmaktadır. Yakın zamanda yaşadığı- den kalkıp bir iş yapıncaya kadar, bir arı doldurursa, hangi mız bu hadise ile STK’ların yönetimleri gibi olan STK vızıldayıp uçacak, gerek- tank kışlasından nasıl harekete geçirdiği müşahede edil- tiğinde iğnesini batıracak, gerektiğinde çıkabilir? miştir. Uluslararası ilişkilerde diploma- ise çiçek çiçek gezerek balını üretecek- sinin ağır ve hantal bürokrasisi adeta tir. hükümetlerin elini kolunu bağlayıp res- miyete boğarak bol fotoğraflı başkan Bunun için binlerce arıya, binler- görüşmeleri ve medya görüntülerinden ce peteğe, binlerce kovana ihtiyaç var- öteye, çözüme yönelik pek geçit ver- dır. İster dernek deyin, ister vakıf ya da memektedir. Fakat STK’lar resmiyetten platform veya oluşum, ne olursa olsun uzak, sivil, pratik ve eylem odaklı yapı- her türlü sivil toplum kuruluşu, içerisin- ları gereğince çok seri hareket edebil- de barındırdığı binlerce aktivist ve gö- me kabiliyetleriyle hadiselerde çözüm nüllüsüyle işçi arılar gibi çalışarak, in- üretebilmektedirler. san hakları adına fayda üretecekler ve daha yaşanır bir ülke ve daha yaşanır Kangren haline gelen ve dünyanın bir dünya oluşması yolunda çaba sarf gözleri önünde insanlık dramlarının ya- edeceklerdir. Sadece uluslararası değil, şandığı Filistin’de, kınamalardan ve ba- ulusal sorunları da STK’lar çözebilirler. sın açıklamalarından başka devletlerde Ülkemizin en önemli sorunu olan darbe- somut bir eylem göremediğimiz Gazze ci zihniyetten kurtulma, yüksek yargıda olayında, bir STK tüm dünyanın gün- yapılanmış olan vesayet sistematiğin- demine oturacak ve neticede devletlere den temizlenme ve terör belasından da somut adımlar attıracak eylemini orga- STK’lar aracılığıyla kurtulabiliriz. nize edebilmiştir. Soruyorum size; binlerce STK ve Tam bir sivil toplum kuruluşu mantığı bunların organize ettiği milyonlarca halk ile tamamen hükümetlerin kontrolleri dı- tankların yürümeye niyetlendiği bir an- şında, bir insani yardım ve sivil itaatsiz- da bütün kışlaların önünü doldurursa, lik sergilenmiştir. Bu şekilde tüm dünya hangi tank kışlasından çıkabilir? ülkelerine İsrail’in siyonist yönetiminin ne kadar insanlıktan uzak ve ne denli Aynı şekilde milyonlarca insan hukuk bir cani çete hükümeti olduğu ispat edil- faciası olan kararları almaya kalkan ve miştir. kendilerinin seçtiği hükümetleri çalışa- maz hale getirmeye çalışan yüksek yar- İşte STK budur. gıçların binalarını sarsa hangi kendini bilmez yargıç hukuksuz karar alabilir? STK’da diplomasinin ağır, hantal, hiç- bir işe yaramayan bürokrasisi yoktur. Türk ve Kürt kökenli vatandaşlarımı- zın oluşturduğu STK’lar el ele milyonları STK’da halk vardır. Halkın vicdanı Güneydoğu vilayetlerine götürerek, ye- vardır. İnanç vardır. Eylem vardır. Neti- ter bu kardeş kıyımı diye haykırsa hiç ce Allah’a aittir. mi etkisi olmaz? Mavi Marmara gemisi bize göster- Daha bunları yapmadık. miştir ki; artık zaman STK zamanıdır. Devletlerin diplomasi ve bürokrasi kül- Ama gerektiğinde yapabiliriz! türleriyle sorunlar çözülemiyor. Sıkıntı- lar giderilemiyor. Ama bir eylem ile bir Dedik ya; gün STK günüdür. anda tüm dünya soruna odaklanabiliyor ve vicdanlar harekete geçirilebiliyor… Halkın STK’lar ile kendi hak ve huku- kuna sahip çıkma günüdür. Halkların yönetimlere müdahaleleri Dünyayı yaşanılır kılma günüdür. temmuz-ağustos 2010 | 41

MAKALE Abd-İsrail (Şeytan) Ekseninde Yaşananlar Ve Yapılması Gerekenler! Halil MERT - (E) Topçu Yarbay - Strateji Uluslararası İlişkiler ve Yönetim Uzmanı Bir Sabah kalktık. 31 Mayıs 2010 gü- le kadar kara sularını uzatabilir. Do- nü… İki kanlı olay, şehidler… Olayların layısı ile İsrail uluslararası sularda biri Gazze’ye yardım gemisinde, diğeri saldırmıştır. Bu bir savaş ilanıdır aslıda. İskenderun’da. İç Güvenlikle ilgili hiç- Ayrıca geminin yol güzergahı İsrail ka- bir sorumluluğu olmayan bir Deniz İk- rasularından geçmemektedir. Bölgeyi mal Birliğine ağır silahlarla saldırılıyor. incelerseniz Mısır karasularından geçe- İsrail barbarlığı malum aslında ama 80 rek Gazze’ye girecekti bu sevgi gemi- mil açıkta da bir saldırı beklenmiyordu leri. Ayrıca Gazze ablukası da yasal bir açıkçası. abluka değildir. Olaylar nasıl gelişti? Uluslararası hukuk açısından bir de- Tüm İslam ülkelerinde halklar İsrail’in ğerlendirme; uygulamalarından rahatsızdır. Hükü- metlerine değişik yollarla baskı yap- Uluslararası karasular nereden baş- lar? Bir ülke kıyılarından itibaren 12 mi- 42 ASDER | temmuz-ağustos

maktadırlar ki İHH Vakfı’nın yardım or- İşbirlikçi Mısır Hükümeti Refah kapı- İsrail’le yapılan ganizasyonu hükümetin sahiplendiği bir sını açmak zorunda kalmıştır. Böylece tüm askeri iş değildir. Türkiye’de de benzeri yaşan- abluka da delinmiştir. anlaşmalar mıştır. Gemiler tamamen STK’nın orga- iptal edilmelidir. nizasyonu ile satın alınmış, yardımlar Türkiye, Mısır, S. Arabistan, Pakis- İhaleler iptal toplanmış ve yola çıkartılmıştır. İsra- tan, Ürdün gibi ABD’nin mihverinde olan edilmelidir. il gözdağı verme anlamında beyanlar İslam Ülkelerinin de söz söyleme için Türkiye’deki radar vermiştir. Ama başta İHH Vakfı Başkanı somut gerekçeleri oluşmuştur. Tabii hü- üsleri vb. tesisleri Bülent Yıldırım olmak üzere yürekli in- kümetleri bu kozu kullanabilirlerse. derhal ülkeden sanlar davalarından vazgeçmemişler- çıkartılmalıdır. dir. Sonucunda da hükümetler harekete İslam dünyasında birlik olunabilece- geçmek zorunda kalmıştır. ğinin de ayak sesidir bu olay. Baskının Sonuçları; Türkiye’de iktidar-muhalefet ilk kez TBMM’de ortak bir siyasi kararlılık or- Baskının en önemli sonucu, İsra- taya konmuştur. İsrail hep birlikte uya- il barbarlığı tekrar etmiş ancak bu kez rılmıştır. Bu destek medyada Başbakan dünya kamuoyu olaya karşı duyarsız desteklendi olarak sunulmuştur. Bu da kalmamıştır. Başta sokaklarda olmak yanlıştır. Milletin kararlılığı ortaya kon- üzere, BM nezdinde İsrail uyarılmıştır. muştur. Böyle yansıtılması fitneye se- bep olabilir. Şehit verilmiştir. Kayıplar vardır. Milletimiz de meclisimiz gibi tek yü- İsrail’in komandoları sivillere karşı rek olmuştur. saldırıda bulunmuş, ellerinden silahları alınıp, silahları denize atılmıştır. O kaba Özetle, şehidlerimizin vesile olduğu ordu komik duruma düşürülmüştür. rahmet tecelli etmektedir ki gemilerde- ki yardım malzemeleri sahiplerine veri- lene kadar STK aynı hassasiyette mü- cadele etmelidirler. Yapılması gerekenler; En başta yardımlar acilen sahipleri- ne ulaştırılmalıdır. Mağdurların mağduriyeti için ulusla- rarası mahkemeler nezdinde gereken- ler yapılmalı, geride kalanlar şehid aile- leri gibi devletçe de himaye edilmelidir. İsrail’le ilgili soruşturma başlatıp so- rumlularının adaletin önüne çıkartılması için mücadele başlatılmalıdır. İsrail’le yapılan tüm askeri anlaşma- lar iptal edilmelidir. İhaleler iptal edilme- lidir. Türkiye’deki radar üsleri vb. tesisle- ri derhal ülkeden çıkartılmalıdır. Kara/deniz/hava sahalarımızın aske- ri maksatlı kullanımı yasaklanmalıdır. İsrail-PKK-K. Irak bölgesel yöneti- mi ilişkileri mercek altına alınmalı, ola- bilecek, çıkartabilecekleri olaylara karşı uyanık olunmalıdır. Özellikle psikolojik harp faaliyetlerine karşı dikkatli olun- malıdır. Bu olaylardan iki hapta önce bu konuda bir yazı ile kamuoyunu uyar- temmuz-ağustos 2010 | 43

MAKALE Düşünün “-Siz hiç mıştım. Şöyle demiştim bu yazımda. adamlar diyorlar ki; Gazze’de ne işimiz düşmanı, derdi “ABD-İsrail destekli psikolojik saldırılara var? Düşünün “-Siz hiç düşmanı, der- olmayan büyük ve yer altı faaliyetlerine dikkat! ABD, hü- di olmayan büyük ülke/aile/insan gör- ülke/aile/insan kümetin Rusya ile yaptığı son anlaşma- dünüz mü?” Büyük olmanın, etkin, güç- gördünüz mü?” lara karşı mutlaka hükümet aleyhinde lü ve lider ülke/millet olmanın bedelini Büyük olmanın, yeraltı ve psikolojik harp faaliyetleri ile ödeyeceksiniz. Bu bazen kandır, bazen etkin, güçlü ve tedbir alma yönüne gidecektir. Apo’nun maldır, bazen de gözyaşı. Unutmayın ki “-31 Mayıs’a kadar zaman veriyorum!” mücadelesiz, emeksiz, davasız ve dert- lider ülke/millet küstahlığını, PKK-Ergenekon ilişkisi iti- siz zafer olmaz. Bu tarz mülahazalar olmanın bedelini rafları ile birleştirirseniz ciddi mesajlar hödük, korkak ve dar düşüncenin hat- içermektedir. Konuya bir de 28 Şubat ta bizim bölgede etkinleşmemizi, “Başat ödeyeceksiniz. post-modern darbesinin olmasını sağla- ve Merkez Ülke” olmamızı istemeyen yan, TSK içindeki “-TSK -ordu- peygam- emperyalist dünyanın dayatma ve zor- ber ocağı değildir!” diyen menfi cephe laması ile ya da menfaat karşılığı bora- ve mahfillerin de sinsice pusuda bekle- zanlık yapanların işidir. mesi de dikkate alınırsa Milli Cephe çok dikkatli olmalıdır.” Tabii Bediuzzaman Hz. diyor. “Mede- nilere galebe çalmak icbar (zorlama) ile Bu ikazımı yeniliyorum. Çünkü bu olmaz, ikna iledir.” Doğrudur. Bunun en milleti sadece tefrika (ayrımcılık/bölücü- iyi yollarından biri de STK aracılığı ile lük) yıkabilir. zorlamadır. Müslüman Türk Milleti İslam Âlemindeki kardeşleri başta olmak üze- Girmeden tefrika bir millete düşman re ferasetini bu olaydaki duruşu ile tüm giremez,. dünyaya da göstermiştir. Bu yönü ile de her türlü iltifata layıktır. Toplu vurdukça yürekler onu top sin- diremez. 1 http://www.dho.edu.tr/pusula/63/denizhuku- ku.html BDP Mardin Milletvekili Emine Ayna İskenderun’daki baskından sonra özetle 2 http://www.haberayna.com/haberdetay. diyor ki: “Olaylar ülkenin her yanına ya- asp?Newsid=39166 yılabilir.” Dikkat buyurun lütfen! Kimin kime maşalık yaptığını anlayınız değerli 3 Mehmet Akif okurlar… 4 http://haberayna.com/Siyaset-Aynadan- Bir kısım dar ve küçük düşünceli sığ urperten-aciklama_40101.html 44 ASDER | temmuz-ağustos

Yardım Sandığı mı, Holding mi? Kemal ŞAHİN Kimine göre Türkiye’nin ikinci veya belli değil. Mali konularda pek çok mu- Özelleştirme üçüncü veya bilmem kaçıncı holdingi afiyetleri olduğu söylenir. Serbest ticari ihalesine mi OYAK. Resmi durumu ise yardım san- rekabet şartlarının da oldukça dışında- girilecek; tabii dığı. TSK mensuplarının üyeliği mecbu- dır. Özelleştirme ihalesine mi girilecek; ki silahların ri. Maaşınızın yüzde onu tıkır tıkır kesi- tabii ki silahların gölgesinde kim reka- gölgesinde kim lir. Kanunla kurulmuştur. Güya yönetim bet edebilir ki? Güvenlik ihalesine mi gi- rekabet edebilir sistemi demokratiktir. Kanunun belirle- rilecek; sizce kamu kurumları kimi tercih ki? Güvenlik diği doğal üyeler dışında seçilmesi ge- eder. Kim bilir bu ülkede ne trajik OYAK ihalesine mi rekenler hep emirle atanır. Üyelerinin ihale hikâyeleri vardır. girilecek; sizce çoğunluğunu oluşturan astsubaylar hiç- kamu kurumları bir kurulda temsil edilmez ne hikmetse. Gelelim üyelerine neler sağladığına; kimi tercih Dünyanın hiçbir ülkesinde ticari faaliye- eder. Kim bilir tinin dışında milyonlarca lira kasasına Askerlik süreleri boyunca maaşların- bu ülkede ne akan başka bir ticari kuruluş yoktur. Za- dan yüzde beş kesilen yedek subay de- trajik OYAK ihale ten yardım sandığı mıdır, holding midir diğimiz asteğmenlere terhislerinde hiç- hikâyeleri vardır. temmuz-ağustos 2010 | 45

MAKALE Demokrasi; bir ödeme yapılmaz. Ölen, şehit olan hangi kurumda benzer bir provokasyon TSK’nin emrinde arkadaşlarına verilen yardımlara sayılır. planlanmaktadır. Hele bu kurumların kontrolsüz bir güç Üyelikte beş yılını doldurmadan ayrılma masum yetkilileri siz hangi niyetlerle bu olan OYAK’ın bü- durumunda olanlara hiçbir şey öden- işi ülkemizin artık en güvenilir olmayan tün ticari faaliyet- mez. On yılını doldurmayanlara sadece bu kurumuna emanet ettiniz. İhaleler lerden arındırılıp ödedikleri aidatlar ödenir. Ne ala ülke. serbest rekabet şartlarına uyularak mı gerçek manada Patagonya’da var mıdır böyle bir du- yapıldı yoksa silahların gölgesinde mi? bir yardım sandığı rum. On yılın üzerinde ayrılanlara ise haline getirilme- sistemin bütün haklarından yararlanır. Sayın Cumhurbaşkanımız veya Baş- den tehditten kur- Kesinlikle Anayasaya aykırı bir hüküm- bakanımız denetleme kurulları ile der- tulmuş sayılmaz. dür. Gerçi yaptığı yardımların ne kadar hal bu kurumu ve de almış olduğu bütün yeterli olup olmadığını bilmemiz zor. An- ihaleleri inceletmelidir. Mali yönden de cak birkaç kıyas yapabiliriz. incelenmelidir. Ergenekon ile bir bağ- lantısının olup olmadığına mutlaka sav- Mesela; Merkez Bankası yardım cılar bakacaktır. Unuturlarsa ben hatır- sandığı veya diğer emsallerinden iyi du- latıyorum. Burnuma pis kokular geliyor. rumda olmadığı hep söylenir. Şu çarpıcı Hatta Ergenekon’un maddi kaynakları- örneği anlatmadan geçmeyelim. OYAK nı araştıranlar OYAK’ın bu tabloda yeri kurulduğu zaman rahmetli Vehbi Koç, var mıdır iyice incelemelidirler. Üzülerek Sandığın yönetimini veya kesilen ai- söylüyorum ama bir kere güven sarsıl- datların kendisine verilmesi durumunda mıştır. İncelenmeden bu kadar şaibenin her üyeye emekliliğinde bir araba ve bir altından kalkılamaz. Dilerim konu ört- ev vereceğini vaat etmişmiş. Rivayet iş- bas edilmez. te dolaşır ortalıkta. Bir başka bağlantılı konu; ‘Kontrol- Bırakın evi, ben TSK’dan ayrılınca süz güç güç değildir’ Çağın gerektirdi- OYAK’tan aldığım parayla bilmem dört ği her türlü unsuru, milletin dişinden tır- teker ve belki arabanın birkaç parçasını nağından artırarak eline verdiğiniz güç. daha alabilirdim. Ama haklarını yeme- Nasıl bu gücü sahibine döndürülünce; yelim Oyakbank’ı devletten bedava alıp hain olur eşkıya olursa. Denetleneme- allayıp pullayıp iyi paraya satınca ve de yen mali kaynaklar idari yargı yerinde Ereğli Demir Çelik Fabrikasını silahların denetlenemeyen yetkiler hukuksuzluğu gölgesinde alıp iyi paraya satınca üye- beraberinde getirir. ler de bayram ettiler. Şimdi çıta yüksel- miş diye duyuyoruz. Egemenliğin tartışmasız kayna- ğı olan millet ve yüce meclis bilmelidir Aslında bu hamur çok su götürür. Bi- ki, mali ve idari olarak siyasi otoritenin lenleri bu konuda yazmaya davet ede- kontrolü olmayan hangi güç olursa ol- rek Danıştay’ın güvenliği ile ilgili konuya sun bir gün ülkenin başına gaileler açar. geçmek istiyorum. Bugüne kadar olduğu gibi. Danıştay saldırısından hemen sonra Demokrasi; TSK’nin emrinde kont- güvenlik kameraları ile ilgili husus orta- rolsüz bir güç olan OYAK’ın bütün ticari ya çıktığından beri bu işte bir bit yeni- faaliyetlerden arındırılıp gerçek mana- ği vardır diye bekledim durdum. Haklı da bir yardım sandığı haline getirilme- da çıktım. Meğer ilk mahkeme olayı ört- den tehditten kurtulmuş sayılmaz. bas etmiş. Ergenekon savcılarına ge- lince skandal ortaya çıktı. Hiç şaşırma- Nasıl çağdaş modern bir devlet, ti- dım. Danıştay saldırısının OYAK Özel caret yapmaz, incik boncuk şeylerle Güvenlik Sistemi bilgisi dışında yapıla- uğraşmaz, genel olarak düzenleyici ve cağını düşünmek safdillik olur. Hele de kontrol mekanizmalarını kurar ve denet- kameralarda arıza vardı numarası çekil- ler ise; modern bir ordu da ticari sayı- diği anlaşıldıktan sonra. labilecek faaliyetlerle, kantin işletmek- le, kamp kurup işletmekle, oteller kurup Acaba OYAK güvenlik başka hangi işletmekle uğraşmamalıdır. Asıl işi olan kurumların güvenlik işlerini yapmakta- milli savunma hizmet ihtiyaçlarının en dır. Acaba kargaşa çıkarmak, ülkeyi ka- ekonomik, en kaliteli nasıl sağlanacağı- os ortamına sürüklemek için şimdi sıra na odaklanmalıdır. 46 ASDER | temmuz-ağustos

İsrail Hangi Dilden Anlar? Savaşmalı mı? Prof. Dr. Nevzat TARHAN - ASDER Genel Başkan Bir karikatür görmüştüm İsrailli ço- karşı “İsrail vuruyorsa biz de vuracağız” ABD bile cukla Filistinli çocuk konuşuyor. İsrailli diyen diplomatik yaptırımları göz ardı görülmemiş bir çocuk “Benim babam senin baban için eden emekli orgeneral Necati Özgen şekilde İsrail’i şeytan diyor”. Filistinli çocuk cevap veri- herkesi şaşırttı. yalnız bırakmak yor. “Benim babam öyle söylemiyor çün- zorunda kaldı. kü senin baban benim babamı öldürdü” Sanki Türk subayının kafasına kuzey Çünkü İsrail Irak’ta çuval geçirildiğinde susan kendi- akıl almaz ve İHH İnsani Yardım Derneği ve Yar- si değildi. “Bir milyon ordumuz var mi- vahim bir hata dım gönüllüleri deniz filolarının başara- silleme yapılmalıdır diyen” emekli ge- yaptı, sivillere mayacağı bir değişime imza attı. 30’un neralimiz 1991’de Kuzey Irak’la ilgili bir ve korumasız, üzerinde Uluslararası yardım dernekleri planının bile olmadığını unutmuşa ben- savunmasız ile ortak hareket ederek gizli resmin or- ziyordu. insanlara taya çıkmasını sağladı. uluslararası O tarihlerde Güneydoğu’da görev- hukuku hiçe Yaser Arafat’ın yıllarca yapamadığı li Sayın General İsrail’e karşı hiç harp sayarak ateş açtı. İsrail’e geri adım attırma ve tecrit etme oyunu bile yapmadığını söylemiyordu. Şu an İsraillilerin poltikasının sivil toplum örgütleri ile ba- Kuzey Irak’la ilgili planı olmayan Genel- dünya kamuoyu şarılması anlamlı idi. kurmayımızın Başkanı Necip Torumtay tepkisi karşısında 1991’de istifa etmek zorunda kalmıştı. şaşırmaları ve Hamas’ın terör olaylarına karışma- öfkelenmeleri ması ve İsrail’in Sayın “Başbakan’ın ve- İsrail’e karşı plan semineri bile yap- psikolojik savaşta ciz ifadesi ile” devlet terörü uygulama- mamış ordumuz nasıl başarılı misilleme üstünlüğün el sı dünyada “İyi-kötü” dengesinde iyilerin yapabilir ki? değiştirmesi lehine ağır basmaya başladığını görü- anlamına yoruz. Fatih Altaylı’nın programında Arap geldiğini bilelim. kökenli gazetecinin Sayın Özgen’in 22 ABD bile görülmemiş bir şekilde Arap ülkesi neden birleşemiyor sorusu- İsrail’i yalnız bırakmak zorunda kaldı. na verdiği cevap çok ilginçti. “Arap dev- Çünkü İsrail akıl almaz ve vahim bir ha- letleri devlet olamadılar çünkü halkları ta yaptı, sivillere ve korumasız, savun- ile uğraşıyorlar” demişti. masız insanlara uluslararası hukuku hi- çe sayarak ateş açtı. Şu an İsraillilerin Sayın Özgen’den inci şuydu “Bizi ör- dünya kamuoyu tepkisi karşısında şa- nek alın biz laikiz siz değilsiniz... Os- şırmaları ve öfkelenmeleri psikolojik sa- manlı gibi bakamayız çünkü biz laikiz” vaşta üstünlüğün el değiştirmesi anla- sığ cevabı. Aslında Arap ülkelerinin ço- mına geldiğini bilelim. ğu laikti ama demokrat değildi, bunu göremeyen bir kurmayda ancak realite Sığ düşünceli orgeneral körlüğü veya ideolojik körlük olabilir. İsrail’in yaptığı askeri operasyona Sadece sloganik ve ideolojik düşü- temmuz-ağustos 2010 | 47

MAKALE TSK’nin toplumun nen; stratejik ve kavramsal düşünme- rihinde tamamlanan Türkiye-ABD-İsrail değerlerine karşı yen kurmaylarla iyi ki savaşa girmiyo- gemi ve uçaklarının katıldığı birleşik de- duruşu tartışmaya ruz. niz tatbikatları, Doğu Akdeniz’de her yıl tekrar edilmiştir. açılmalıdır. Genelkurmay koridorlarında özgür- Halkından ce dolaşan İsrailli subaylar resmi ant- Savunma Sanayii İşbirliği Anlaşması korkan bir ordu laşmalara dayanarak dolaşmaktadırlar. gereğince de; görüntüsü çok “İsrail dostu Çevik Bir imzalı aşağıdaki inciticidir. Adil anlaşmalar varken İsrail’e nasıl misille- • 1996 yılında 632 milyon dolar- ve evrensel me yapılacak sayın generalim?” deme- lık, 54 adet F-4 uçağının Fantom-2000 değerlere uygun liyiz. standardında modernizasyonu, (Şubat yasalara göre 2000’de teslim edilen 17’sinin 15’i arı- yaşayan insanları 23 Şubat 1996 tarihinde Askerî Eği- zalı çıkmıştır.) tehdit olarak tim ve İşbirliği Anlaşmasını, algılayan zihin • 29 Mart 2002’de 700 milyon dolar haritası böyle 14 Mart 1996 tarihinde Serbest Tica- bedelli 170 adet M60 Tank Modernizas- normalleşir. ret Anlaşmasını, yonu, (Teslimat Ekim 2009’da tamamla- Güvenin esas nacak) kuşkunun 26 Ağustos 1996 tarihinde Savunma istisna olduğu Sanayii İşbirliği Anlaşmasını, yapmıştır. • 57 milyon dolar, 300 adet Helikop- çağdaş güvenlik ter Modernizasyonu politikaları Türk-İsrail Askerî Eğitim ve İşbirliği geliştirilmelidir. Anlaşması gereğince İsrail’e; • 19 Nisan 2005 İnsansız Hava Aracı Sistemi alımı • Askeri eğitim alanında karşılıklı bil- gi ve deneyimlerin değişimi, İhaleler İsrail firmalarına verilmiştir.” • Askeri akademiler ve karargâhlar Kaynak www.adnantanriverdi.com” arası karşılıklı ziyaretlerin yapılması, İsrail açığa düştü • Savaş gemilerinin karşılıklı ziyaret- ler yapması, İsrail’in evrensel taktiği birilerine suç işletip terörist olarak damgalayıp onları • Askeri, sosyal ve kültürel alanlarda katletme yöntemi bu defa tutmadı. Çün- bilgi ve personel değişimi ile askeri ta- kü Hamas bu oyuna gelmedi, çünkü rih, müze ve arşiv konularında işbirliği, İHH yardım gönüllüleri başta Sayın Bü- lent Yıldırım, Gandi gibi davrandılar. • Ortak eğitim yapılması Olağanüstü bir sivil itaatsizlik başa- • İki ülke istihbarat birimlerinin işbirli- rısına imza attılar. Silahla karşılık ver- ği yapması, mediler. Böylece İsrailli askerler açığa düştüler. Silahsız insanlardan bile kor- • İsrail ve Türk donanmalarının kan İsrail paranoyasının çılgınlığı deşif- Akdeniz`de ortak tatbikat düzenlemele- re oldu. ri, Bu tarihten sonra en etkili yaptırım • İsrail uçaklarının eğitim amaçlı ola- İsrail’i dünyada yalnızlaştırma faaliyet- rak Türk hava sahasını kullanması, leridir. Şahsiyetli dış politikalar, maz- lumlarının hukukunu korumak için cesur imkânları sağlanmıştır. diplomatik çaba ve yaptırım gayretleri askeri seçeneklerden daha güçlüdür. Anlaşmanın içeriği vakit geçirilme- den icraata sokulmuş ve; Çünkü savaşların onda biri silah- la onda dokuzu akılla kazanılır. Özgür • Nisan 1996’da sekiz adet İsrail F-16 Filistin için ablukanın kalkması İsrail’in uçağı Konya semalarında eğitim uçuşu imajının iflası anlamına gelir. Başarı yaptı. Bu tarihten itibaren eğitime ilave olarak bu yeter. olarak her yıl Türk-ABD-İsrail uçakları- nın katıldığı birleşik hava tatbikatları ya- Evlad-ı Fatihan şehitlerimize Allah pılmıştır. rahmet eylesin. Kimse sığ ve sloganik düşünen emekli orgeneralleri de ciddi- • Haziran 1996’da 12 Türk savaş ye almasın. uçağı İsrail’e gitmiştir. • Ocak 1998’de Akdeniz’de, Türk- İsrail savaş gemileri birleşik tatbikat yap- mıştır. Sonuncusu 22 Ağustos 2008 ta- 48 ASDER | temmuz-ağustos

Modadır Ülkemde Giderken Konuşmak Nurettin YAVUZ - ASDER Genel Sekreteri TSK’nın en tepesindeki General Are- İçini boşalttı, tarafını gösterdi. Lav silahına boru, nada konuştu bu kez. belgeye kâğıt par- Bazılarına dağa gitmesini tavsiye et- çası, kendisini Canının istediği gibi. ti, bazılarına Türk kanı taşımıyorlar de- tenkit eden bası- di. na mütareke bası- Hukuku hiçe sayarak. nı demişti. Polisi suçladı. O General gene Taraf olarak konuştu. konuştu neler Onun konuştuğu günden sonra İsrail söyledi neler, Gidiyor ya daha rahat konuştu. Genelkurmay Başkanı Aşkenazi de ko- giderayak. nuştu. Erdoğan hükümeti ile ilişkilerimiz O hep konuşur. Başbakan gibi konu- kötü olsa da Türk Genelkurmayı ile irti- şur, siyasetçi gibi konuşur… batımız sürüyor dedi. Konuşurken kışladaki askere konu- TSK’nın en tepesindeki General ko- şur gibi konuşur. nuştu. Muhtıra gibi konuşur, sert konuşur, Çok şey söyledi çok başlık altında masaya vurarak konuşur, konuştu. Türkiye Cumhuriyetinin mevcut ya- Emekli asker olduğum için iki başlık salarına göre yargılanamayacağını bil- ilgimi çekti kendisine birkaç soruda ben diğinden hukuktan çekinmez konuşur- sorayım istedim. ken. Birincisi devam eden mahkemeler; Mutlak dokunulmazlık sahibidir. Bu konuda “Beni en çok üzen olayla- Önceden de defalarca konuşmuştu. rın başında şu geliyor, terörle mücade- lede görev yapmış, canını feda etmek- Lav silahına boru, belgeye kâğıt par- ten kaçınmamış, her türlü fedakârlıkta çası, kendisini tenkit eden basına müta- bulunmuş subayın, generalin, astsuba- reke basını demişti. yın, tabii yargı süreci elbette, haksız ye- O General gene konuştu neler söyle- di neler, giderayak. temmuz-ağustos 2010 | 49


Like this book? You can publish your book online for free in a few minutes!
Create your own flipbook