5- Gelişim genelden özele doğrudur. 6- Gelişimde kritik dönemler vardır. 7- Gelişim bir bütündür. 8- Gelişimde bireysel farklar vardır. ı
GELİŞİMİ ETKİLEYEN FAKTÖRLER 1- Kalıtım; 23 çift kromozom, 20. 000 gen, genler, DNA, RNA adı verilen amino asitten meydana gelir. 2- Çevre; kalıtımla getirilen özelliklerin gelişmesini etkileyen çevre faktörüdür. 3- Hormonlar; iç salgı bezlerinin salgılarına hormon denir. İç salgı bezlerinin salgıları organizmanın dengeli bir şekilde büyüme, gelişme ve çalışmasını sağlar. Hipofiz, troid, paratroid, pankreas bezi, böbrek üstü bezleri, cinsiyet salgı bezleri vb... ı
GELİŞİM ALANLARI A- BEDEN GELİŞİMİ Doğum öncesi, Röntgen ışınları, hiv virüsü, kan uyuşmazlığı, , down sendromu, otozom kromozomlarındaki bozukluktan doğan hastalık hemofili, fenulketonüri olabilir. Zihin ve bedensel gerilik yapar. Hamilelik dönemi, Bebeklik dönemi, Çocukluk dönemi, Ergenlik dönemi, ı
B- BİLİŞSEL GELİŞİM Bilişsel gelişim nedir? Bireyin çevresindeki dünyayı anlama ve öğrenmesini sağlayan aktif zihinsel faaliyetlerdeki gelişimine bilişsel gelişim adı verilmektedir. Düşünme ve kavrama sistemindeki ortaya çıkan gelişmelerdir. Olgunlaşma ve yaşantı kazanma arasındaki sürekli etkileşimin bir ürünüdür ı
BİLİŞSEL GELİŞİMLE İLGİLİ KAVRAMLAR 1- Bilişsel yapı; bireyde o anda var olan zihinsel organizasyon ya da zihinsel yetilerdir. 2- Şema; kendileri de değişerek farklı alanlara uyarlanabilen biyolojik kökenli eylemlerdir. 3- Uyum- adaptasyon; bireyin çevresiyle etkileşerek çevreye ve çevresindeki değişikliklere uyum sağlayabilmesi, 4- Örgütleme; organizma örgütleme eğilimindedir. Örgütleme, sistemin düzenini koruyucu ve geliştiricidir. Tüm etkinlikler koordinelidir. ı
5- Dengeleme ; özümleme ve uyumsama süreçlerinin sonucu ortaya çıkar. 6- Özümleme ( asimilasyon), bireyin, kendisinde var olan bilişsel yapılarla çevresine uyumunu sağlayan bilişsel bir süreçtir. Birey, nesneleri, kendisinde önceden var olan bilişsel yapının içine değiştirmeden yerleştirmesidir. Kuzuya- köpek, ineğe aslan, acı çekmek acı biber vb. 7- Uyumsama-düzenleme; organizmanın özümlediği yeni bilgiler ile eski yapılar arasında bir denge kurmak amacıyla mevcut yapılarını değiştirme ya da ayarlama işlevidir. 8- Korunum; her hangi bir nesnenin biçimi ya da mekandaki konumu değiştiğinde miktar, ağırlık ve hacminde değişiklik olmayacağı ilkesidir. ı
PİAGET’İN ZİHİNSEL- BİLİŞSEL GELİŞİM DÖNEMLERİ 1- Duyusal-Motor dönemi, 0-2 yaş;dünyayı keşfetmek için, duyu ve motor hareketlerini kullanır. Refleksif hark., nesnelerin sürekl.kavrar. Döngüsel tepkiler ortaya koyar, deneme yanılma öğrenmesi vardır. 2- İşlem ( mantıksal düşünme ) öncesi dönem 2-6 yaş, korunum yoktur, ben merkezli düşünce hakimdir. Tersine dönerlik yoktur. 6+2=8, 8-2=6 işlemini yapamazlar.odaklaşma vardır. Koşullara değil, olayların sonucuna bakarak karar verirler, soyut kavramları anlayamazlar. ı
3- Somut işlemler dönemi 7-11 yaş, Odaklaşma, korunum ve tersine dönerlilik ile sınırlılıklar giderilir. Mantıksal düşünce başlamıştır. Sıralama, sınıflama yapabilir. Ben merkezliliğin yerini sosyal davranış almıştır. Sosyal ve kişisel konulara ilgi artar. Bazı işlemleri zihinsel olarak yapabilir. Soyut işlemlere geçebilmesi için, çevresiyle zengin etkileşim geçirmeli, ı
4- Soyut işlemler dönemi 12 Yaş ve üzeri; soyut düşünebilir, hipotezler vasıtasıyla düşünebilir, tümevarım, tümdengelim, analiz, sentez, değerlendirme düzeyinde soyutlamalar yapabilirler. Hipotetik koşullara göre düşünebilirler, düşünce ile oynayabilirler. Ergenlik egosantrizmi, ı
Bruner’in bilişsel gelişim dönemleri 1- Eylemsel dönem( 0-3 Yaş) 2- İmgesel dönem( 3- 7 yaş) 3- Sembolik dönem( 7 yaş ve üzeri) ı
Vygotsky’nin bilişsel gelişim kuramı Çocuklar, çevresindeki kişilerden ve onların sosyal dünyalarından öğrenmeye başlamaktadır. Çocukların kazandıkları kavramların, fikirlerin, olguların, becerilerin, tutumların kaynağı sosyal çevreleridir. Çocuğun içinde yaşadığı çevre, kültür ona sağlanan uyarıcıların türünü ve niteliğini belirler. Gelişmeye açık alan…-yakınsak gelişim alanı- ı
Dil gelişimi Davranışcı görüş; bebekler kendilerini istendik sonuçlara götürdüğünü keşfettikleri tekrar etmeleri ile, konuşulan dili öğrenmeye başlar. Bebek, söylediği zaman pekiştirilen sesleridaha sık kullanmaya başlar, pekiştirilmeyen seslerin kullanım sıklığı azalır. Psiko- lenguistik, biyolojik temellere bağlayan görüş; dil gelişimini biyolojik ve psikolojik temellere bağlı olarak açıklayan kuramdır. Bu kurama göre; insanlar, doğuştan dil öğrenebilmek için özel bir mekanizmaya sahiptir. ‘ Dil Kazanma Aygıtı’ olarak isimlendirilir. ı
C- AHLAK GELİŞİMİ PİAGET’in ahlak gelişim kuramı 1- Dışsal kurallara bağlılık dönemi ( 6-12 yaş ), Kayıtsız şartsız otoriteye uyarlar. Kurallara uymayan cezalandırılır. Davranışın gerisindeki nedenler dikkate alınmaz. 2- Ahlaki özerklik dönemi ( 12 yaş ve üstü ), davranışın gerisindeki nedenler dikkate alınmaya başlar. Kendi yargıları, kendi değerleri başkalarının değerlendirmelerinin önüne geçer.çocuk, soyut işlemler dönemine doğru ilerledikçe, ahlaki gelişimde de özerk döneme doğru geçtikleri ifade edilmektedir. ı
KOHLBERG’İN AHLAK GELİŞİM KURAMI 1- GELENEK ÖNCESİ DÖNEM-otoriteye bağlılık 1. Evre- Otoriteye itaat ve ceza 2. Evre- Karşılıklı çıkara dayalı alışveriş 2- GELENEKSEL DÖNEM - kişilerarası ilişkiler, 3. Evre- Karşılıklı kişiler arası beklentiler, bağlılık ve kişilerarası uyum 4- Evre- Sosyal sistemi sürdürme, Kanun ve Düzen eğilimi 3- GELENEK SONRASI DÖNEM-evrensel ahlak ilkeleri, 5- Sosyal anlaşma, Yararlılık ve Bireysel haklar 6- Evrensel ahlak ilkeleri eğilimi ı
D- KİŞİLİK GELİŞİMİ FREUD’ÜN KİŞİLİK GELİŞİM KURAMLARI 1- YAPISAL KİŞİLİK KURAMI 1- İd 2- Ego 3- Süper ego 2- TOPOĞRAFİK KURAMI 1- Bilinç 2- Bilinç altı 3- Bilinç dışı ı
3- PİSİKOSEKSÜEL- PSİKO ANALİTİK- KURAMI 1- Oral dönem( 0-1 Yaş)- ya bağımlılık ya da güven duygusu kazanır. 2- Anal dönem ( 1- 3 Yaş )- aşırı düzenlilik ya da aşırı dağınıklık, 3- Fallik dönem ( 3- 7 Yaş )- cinsel kimlikle ilgili sorunlar yaratabilir. Aşırı kıskançlıklar görülür. 4- Latans dönem ( 7- 12 Yaş)- tedirgin, içe dönük ve güvensiz bir kişilik yapısı geliştirerek, enerjisini öğrenmeye yöneltemez. 5- Genital dönem (12- 18 Yaş)- aşırı bağımlı ya da aşırı bağımsız kişilik geliştirirler. ı
ERİKSON’UN PSİKO SOSYAL GELİŞİM DÖNEMLERİ 1- Güvene karşı – güvensizlik ( 0-1 Yaş 2- Bağımsızlığa karşı utanma –Şüphecilik ( 2-3 Yaş 3- Girişkenliğe karşı - suçluluk duygusu (3-6 Yaş) 4- Başarıya karşı - aşağılık duygusu(7-11 Yaş) 5- Kimlik kazanmaya karşı - rol karmaşası(12- 18 Yaş ) 6- Dostluk kazanmaya karşı - yalnız kalma(18- 26 Yaş) 7- Üretkenliğe karşı - durakalama ( 27- 65 Yaş) 8- Benlik bütünlüğün karşı - umutsuzluk (66 Yaş ve üstü ) ı
ROGERS VE BENLİK YAPISININ GELİŞİMİ İnsan doğasını temelde olumlu ve yapıcı kabul eden, insanın tek başına değerliliğini ve gücünü esas alan “insancıl yaklaşımın” başlatıcısı ve temsilcilerindendir. 1- Özben- gerçek benlik, ben neyim? ben ne yapabilirim? Sorularına verilen cevapla bulunur. 2- Benlik Tasarımı- ideal benlik, benim için neler değerlidir?, hayatta ne istiyorum sorularına verilen cevaplar. 3- Benlik yapısı- öz ben ve benlik tasarımı bir arada benlik yapısını oluşturmaktadır. Kötü tutum ve düşünce, davranışlar, temel gereksinimlerin doyurulmaması ve engellenmesi sonucu oluşur. ı
MASLOW’ın kendini gerçekleştirme gereksinmesi- İhtiyaçlar Hiyerarşisi Pramidi Recep Tayyip Erdoğan Üniversitesi Pedagojik Formasyon Eğitimi Sertifika Programı Eğitim Fakültesi ……Ders Notları ı
Ünite 4: Eğitimin Psikolojik Temelleri II. Öğrenme Psikolojisi ı
Klasik koşullanma formülü Et ( koşulsuz uyarıcı)salya ( koşulsuz tepki) Zil ( nötr uyarıcı) --->tepki yok Zil sesi(koşullu u) +Et (koşulsuz u) salya ( koşulsuz tepki) birçok tekrardan sonra Zil ( koşullu uyarıcı )salya ( koşullu tepki) ı
1- KILASİK KOŞULLANMA • KOŞULLANMA İLKELERİ; • Bitişiklik, • Habercilik, • Pekiştirme, • Sönme, • Genelleme, • Ayırt Etme, • Birden Fazla Uyarıcıya Koşullama, • Gölgeleme, Engelleme • Öğrenilmiş Çaresizlik ı
Klasik koşullanmanın eğitim- öğretimde kullanılması • Sevecen öğretmen • Cezalandırıcı öğretmen ı
Bu gün toplumda kullanımı Üniversite sınavını kazanan öğrencinin kalemini kardeşine vermesi, Hacca atlet götürüp, dönüşte bu atletleri sınava girecek çocuğuna, torununa giydirmesi, Kordon bağının okul kapısına gömülmesi, Matematik öğretmenini sevmeyen öğrenci, öğretmeni değişse bile bu dersi sevmez, Güven veren kişinin otomobil reklamına çıkması, ı
Ceza olarak elli cümle yazdırmak, söz dinlemeyen çocuğa iğneciye götürmekle korkutmak, okuma-yazmaktan hoşlanmayan ve iğneciden korkan çocuk yetiştirmiş oluruz. Okulda arkadaşı ile kavga eden çocuk, okulu da sevmemeye başlar, Öğrenci okula aç gönderilmemelidir. Yoksa, açlık duygusunun yarattığı olumsuz duygu, okul ve dersler tarafından da paylaşılmaktadır. Bir müddet sonra tek başına okul ve dersler açlığın yarattığı olumsuz duyguları yaratmaktadır ı
Bitişik kuramlar Watson; psikolojinin bilimsel olabilmesi için; güvenilir bir şekilde ölçülebilen, gözlenebilen bir birim üstünde çalışılması gerektiğini savunmuştur. Bu, üzerinde herkesin konuşabileceği, güvenilir olarak ölçülebilecek gözlenebilecek birimin ise davranış olduğunu belirtmiştir. Sloganı; ‘davran’, ‘bırak kasların hareket etsin’ SİSTEMATİK DUYARSIZLAŞTIRMA, ı
E. R. GUTRİE ALIŞKANLIKLARI YOK ETME YÖNTEMLERİ 1- Eşik yöntemi 2- Bıktırma yöntemi 3- Zıt tepki yöntemi ı
EĞİTİMDE TRANSFER; öğrencilerin en üst düzeyde başarı gösterebilmeleri için, öğrendikleri ve test edildikleri koşulların birbirinin aynı olması gerektiğine inanır. Gerçek koşullarda öğrendiğimiz taktirde transfer en yüksek düzeydedir. Hangi tepkileri kazandıracağımızı belirlememiz gerekir ki bu tepkileri doğuracak uyarıcıları düzenleyebilelim. Öğretimin düzenlenmesinde, öğrencinin öğrenmeye karşı ihtiyaç duymasını sağlamak önemlidir. “Öğrenci yaptığı şeyi öğrenir.” o halde, öğretme öğrenme ortamında, yaparak yaşayarak öğrenme önem taşımaktadır. Cezaların, cezalandırılan davranışa alternatif bir davranış meydana getirmesine özen gösterilmelidir. Alışkanlıkları yok etme yöntemleri etkili olarak kullanılmalıdır. ı
Bağlaşımcılık • E. L. THORNDİKE;öğrenmenin temelinin, duyusal uyarıcılar ile harekete geçiriciler arasında kurulan bir bağ olduğunu kabul etmektedir. Alışkanlıkların meydana gelmesini ya da yok olmasını bu duyusal uyarıcılar ile tepkiler arasındaki bağların güçlenmesine ya da zayıflamasına bağladığından Thorndike’nin kuramı bağ psikolojisi ya da bağlaşımcılık olarak adlandırılmıştır. • Uyarıcı ve tepki arasındaki sinirsel bağ, amaca ulaştıran, haz veren tepkilerle kurulur., amaca ulaştırmayan tepkiler elenir. ı
Transferde benzer ögeler teorisi; karşılaşılan iki durum arasındaki benzerlik büyük ise tepkilerdeki benzerlik de büyük olacaktır. Çağrışımsal geçiş, BALIK-KEDİ- AYAKTA DUR, Etkinin yayılması, pekiştirmenin etkisi,doğru davranışla yan yana yer alan yanlış davranışa da yayılmaktadır. Ait olma, iki öge birbirine ait olmalıdır. Zeynep öğretmendir, Ahmet iyi bir öğrencidir, Ayşe ev hanımıdır. ı
• İyi öğretim, ne öğretmek istediğini bilmekle başlar. Kazandırılacak hedef davranışlar önceden belirlenmelidir. • Hedef davranışlar belirlenirken, öğrencinin özellikleri, hazır bulunuşluk düzeyi dikkate alınmalıdır. • Davranışlar, öğrencide haz yaratmalıdır. • Öğrenme adım adım ve kolaydan zora doğru sağlanmalıdır. ı
Öğrenme konuları birbiri ile ilişkili, ait olmalı, Doğru davranışlar pekiştirilmeli, yanlış davranışlar hemen düzeltilmeli, Okulda öğrenilenler okul dışına transfer edilebilir olmalıdır. Öğretmen öğrencileriyle birebir ilgilenerek öğrenmelerini sağlamaya çalışmalıdır. ı
Edimsel ( operant ) koşullanma, F. Skınner Edim-davranış sonunu belirler. Yaşlı insanı- trafikte karşıya geçirme örneği, Biçimlendirme- şekillendirme, kademeli yaklaşım Güvercine bowling oynatmayı öğretme, Batıl davranış, organizma tesadüfen bir davranış yaptığı sırada, o davranışla ilgisi olmamasına rağmen olumlu bir pekiştireç alırsa, zamanla aldığı bu pekiştireci davranışla ilişkilendirir ve o davranışı yapma eğilimi gösterir. Aynı kalemle sınava girme, maymun –baş kaşıma- yiyecek, sağ ayakla dışarı çıkma vb. ı
Koşullu anlaşma, Premack ilkesi Programlı öğretim; Küçük Adımlar, Etkin Katılım, Başarı, Anında düzeltme, Bireysel Hız, ı
Öğretmenin görevi davranışları biçimlendirmektir. Dışsal pekiştirecin çok önemli olduğu, içsel pekiştirecin etkisinin az olduğu görüşündedir. İkincil pekştireçlerin de etkili olduğu düşüncesindedir. Öğrencinin doğru davranışları anında pekiştirilmelidir. Öğretimde bireysel farklılıklar dikkate alınmalıdır. Programlı öğretim kullanılmalıdır. ı
İşaret- Gestalt kuramı, Edvard Tolman • Yöntem bakımından davranışçı, metafizik yönünden bilişsel bir kuramdır. Ona göre davranış AMACA yöneliktir. Davranış aynı zamanda organizmayı amaca ulaştıracak şekilde değişen koşullara göre değişir, uyum sağlar. • Bilişsel harita; organizmanın çevreye ilişkin organize edilmiş bilgi türüne denir. ı
Örtük öğrenme; performansa dönüştürülmeyen öğrenmedir. Öğrenme, performansa dönüştürülünceye kadar bellekte saklı kalır. Kateksis- kalıp öğrenme; belli dürtü durumlarıyla belli nesneleri ilişkilendirme eğiliminin öğrenilmesine işaret etmektedir. Karadenizli-açlık dürtüsü- hamsi örn. ı
Eğitim- öğretim ortamındaki uyarıcılar, nesneler, olaylar öğrencinin gerek fizyolojik gerekse sosyal ihtiyaçlarını gidermelidir. Öğrenme temel olarak çevreyi keşfetme sürecidir. Okulda öğrencilere denece kurması ve bu denenceleri test etme süreci onun biliş haritasının gelişiminde önemli bir yere sahiptir. ı
Sosyal bilişsel öğrenme kuramı, (modelden -gözlem yoluyla öğrenme) A. Bandura • Modelden öğrenme deneyleri, Thorndike, Watson, Miller, Dollard vb bilim adamlarınca çalışılmış, ancak kesin bir sonuca ulaşılamamıştır. • Miller ve Dollard, pekiştirilmek için başkalarının davranışlarını taklit etme eğilimine genellenmiş taklit adını vermiştir. ı
Model özellikleri 1- Çizgi film kahramanı 2- Film kahramanı 3- Gerçek yaşamdaki kişi 4- Modelsiz kontrol grubu 5- Saldırgan olmayan model ı
Öğrenmeyi sağlayan dolaylı yaşantılar; Dolaylı pekiştirme, Dolaylı ceza, Dolaylı güdüleme, Dolaylı duygu, Model özellikleri, ı
Sosyal bilişsel kuramın dayandığı ilkeler, 1- Karşılıklı belirleyicilik, birey-çevre-davranış 2- Sembolleştirme kapasitesi, 3- Öngörü kapasitesi, 4- Dolaylı öğrenme kapasitesi 5- Öz düzenleme kapasitesi, ( içselleştirilmiş performans standartları) 6- Öz yargılama kapasitesi, ı
EĞİTİM AÇISINDAN DOĞURGULARI • Birey, gözlediği modellerin pekiştirilen davranışlarını kendi de göstermekte, cezalandırılan davranışlarını ise; yapmamaktadır. • Anne- baba ve öğretmenler iyi model olmalıdır. • Anne-baba ve öğretmenler, çocukların model almasını istedikleri davranışlarını dikkat çekici hale getirmelidir. ı
• Öğretmenler, eğitim- öğretim ortamında, çizgi film tekniğinden etkili bir şekilde yararlanmalıdır. • Öğretmenler,model alınacak etkinlikleri düzenlerken, öğrencilerin sözel yeteneklerini, dili anlama ve kullanma becerilerini dikkate almak durumundadırlar. • Çocuklar, modelin davranışlarının sonuçlarını gözlemelidir. • Öğrenciyi, davranışı yapmaya istek ve ihtiyaç duyar hale getirmelidir. ı
• Pekiştirme türü dışsal değil, içsel olmalıdır. • Çocuğun kendi performans standartlarını geliştirmesi gerekir. • Çocuğun belirlediği standartlar ya da hedefler açık, belirgin ve ulaşılabilecek yakınlıkta olmalıdır. • Çocuklarda öz yeterlik ve öz düzenlemenin geliştirilebilmesi için öğretmenlerin grupla öğretimde, öğretimin bireyselleştirilmesini sağlayacak önlemleri alması gerekir. ı
Gelecek dersimizde; Gestalt kuramı, Bilgiyi işleme kuramı Nörofizyolojik öğrenme kuramını işleyeceğiz. Şimdiden başarılar dilerim. Katıldığınız için teşekkür ederim. Gönlünüzce bir gelecek dileğiyle, Allaha emanet olun. ı
Ünite 5: Eğitimin Hukuksal Temelleri ı
Hukuk Nedir? Türk Dil Kurumu hukuk tanımını; hukuk, 1. Toplumu düzenleyen ve devletin yaptırım gücünü belirleyen yasaların tümü, 2- Bu yasaları konu alan bilim, 3- Yasaların ceza ile ilgili olmayıp alacak verecek gibi davaları ilgilendiren bölümü, 4- Haklar, 5- Ahbaplık, dostluk, Hukuk; toplumsal yaşam içinde kişilerin birbiriyle ve toplumla ve devletle olan ilişkilerini düzenleyen ve uyulması kamu gücü ile yaptırımlara bağlanmış bulunan toplumsal düzen kurallarının bütünü ( Gözübüyük 1993).İki çeşit hukuktan söz edilmektedir. Bunlar ideal hukuk ve pozitif hukuk olmak üzere iki çeşittir ı
İdeal Hukuk; Doğal hukuk veya olması gereken hukuk ile eş anlamlı olarak görülmekte olup, insanların zihinlerinde ve vicdanlarında yaşayan hukuka denir. Pozitif hukuk; belli bir ülkede , o andaki yürürlükte olan hukuk anlamına gelmektedir. ı
Birlikte yaşanılan ortamlarda uyulması gereken birtakım kurallar vardır. Başlangıçta ahlak, görgü, töre ve din kuralları şeklinde iken, genişleyen toplum, soy , kılan, kabile, şehir devleti, devlet hatta imparatorluklar oluşunca toplumda düzeni sağlamak için köklü hukuk kuralları ortaya çıkmıştır. ı
Search
Read the Text Version
- 1
- 2
- 3
- 4
- 5
- 6
- 7
- 8
- 9
- 10
- 11
- 12
- 13
- 14
- 15
- 16
- 17
- 18
- 19
- 20
- 21
- 22
- 23
- 24
- 25
- 26
- 27
- 28
- 29
- 30
- 31
- 32
- 33
- 34
- 35
- 36
- 37
- 38
- 39
- 40
- 41
- 42
- 43
- 44
- 45
- 46
- 47
- 48
- 49
- 50
- 51
- 52
- 53
- 54
- 55
- 56
- 57
- 58
- 59
- 60
- 61
- 62
- 63
- 64
- 65
- 66
- 67
- 68
- 69
- 70
- 71
- 72
- 73
- 74
- 75
- 76
- 77
- 78
- 79
- 80
- 81
- 82
- 83
- 84
- 85
- 86
- 87
- 88
- 89
- 90
- 91
- 92
- 93
- 94
- 95
- 96
- 97
- 98
- 99
- 100
- 101
- 102
- 103
- 104
- 105
- 106
- 107
- 108
- 109
- 110
- 111
- 112
- 113
- 114
- 115
- 116
- 117
- 118
- 119
- 120
- 121
- 122
- 123
- 124
- 125
- 126
- 127
- 128
- 129
- 130
- 131
- 132
- 133
- 134
- 135
- 136
- 137
- 138
- 139
- 140
- 141
- 142
- 143
- 144
- 145
- 146
- 147
- 148
- 149
- 150
- 151
- 152
- 153
- 154
- 155
- 156
- 157
- 158
- 159
- 160
- 161
- 162
- 163
- 164
- 165
- 166
- 167
- 168
- 169
- 170
- 171
- 172
- 173
- 174
- 175
- 176
- 177
- 178
- 179
- 180
- 181
- 182
- 183
- 184
- 185
- 186
- 187
- 188
- 189
- 190
- 191
- 192
- 193
- 194
- 195
- 196
- 197
- 198
- 199
- 200
- 201
- 202
- 203
- 204
- 205
- 206
- 207
- 208
- 209
- 210
- 211
- 212
- 213
- 214
- 215
- 216
- 217
- 218
- 219
- 220
- 221
- 222
- 223
- 224
- 225
- 226
- 227
- 228
- 229
- 230
- 231
- 232
- 233
- 234
- 235
- 236
- 237
- 238
- 239
- 240
- 241
- 242
- 243
- 244
- 245
- 246
- 247
- 248
- 249
- 250
- 251
- 252
- 253
- 254
- 255
- 256
- 257
- 258
- 259
- 260
- 261
- 262
- 263
- 264
- 265
- 266
- 267
- 268
- 269
- 270
- 271
- 272
- 273
- 274
- 275
- 276
- 277
- 278
- 279
- 280
- 281
- 282
- 283
- 284
- 285
- 286
- 287
- 288
- 289
- 290