Important Announcement
PubHTML5 Scheduled Server Maintenance on (GMT) Sunday, June 26th, 2:00 am - 8:00 am.
PubHTML5 site will be inoperative during the times indicated!

Home Explore Rollo R. May ve Varoluşçuluk

Rollo R. May ve Varoluşçuluk

Published by ŞÜHEDA SÜREKLİ, 2021-06-02 18:41:54

Description: Rollo R. May ve Varoluşçuluk

Search

Read the Text Version

Rollo May ve Varoluşçuluk

1 TEMEL KAVRAMLAR VE İLKELER

• Çağdaş varoluşçu psikolojinin kökleri ünlü Danimarkalı teolog ve düşünür Søren Kierkegaard’ın görüşlerine dayanır. Kierkegaard’a göre varoluş insanın gerçekleşememiş iç varlığıdır. • Hem Kierkegaard hem de daha sonraki varoluşçular özgürlük ve sorumluluk arasındaki dengeden söz etmişlerdir.

• Nietzsche ve Heidegger de XX.yüzyılda varoluşçuluğun yaygınlaşmasında etkili olan iki Alman düşünürdür. • Sözünü ettiğimiz düşünürlerin görüşlerinden ve öncü psikologların çalışmalarından etkilenen Rollo May, ABD’de varoluşçu perspektifin psikoloji ve psikoterapi alanına taşınmasında öncü olmuş ve varoluşçu bir kişilik kuramı geliştirmiştir

Dasein • Dasein, Almanca varoluş anlamına gelen ve Martin Heidegger tarafından Varlık ve Zaman adlı eserinde kullanılan bir terimdir. • İnsan dünyaya fırlatılmış olması bakımından, henüz temel sorulara cevap veremez, ama o, “burada olan” bir varlıktır. • Fırlatılıp atılmış Dasein dünyayı anlamak için çeşitli uğraşılar edinir; o bir şeyler öğrenebilir veya bir şeyler üretmeye karar verebilir. Fakat tüm bu planların bir sınırı ve sonu olduğunu ölümle farkına varır ve ölümden sonrasını öngöremez. • Kişinin ‘dasein’ı ne kadar güçlü ise kişilik de o denli sağlıklıdır.

• Dasein büyük ölçüde kişiye özgü bir konu olduğu için hiç kimse bir diğerine dünyada olmanın ne olduğunu ve nasıl olduğunu tam olarak anlatamaz. • Aslında cinsellik ve saldırganlık gibi temel dürtüler dahi ‘dasein’a göre ikincil derecede önemlidir. • Birçok insan kendilerine ve içinde yaşadıkları dünyaya yabancılaştıkları için kaygı ve umutsuzluktan şikayetçidir. Bu kişiler kendilerine ilişkin açık ve net bir imaja sahip olmamanın yanı sıra, kendilerine uzak ve yabancı görünen bir dünyada yalıtılmışlık duygusu da yaşarlar. Dolayısıyla kendileri ve içinde yaşadıkları dünyaya ilişkin bir bütünlük duygusuna yani ‘dasein’a sahip değildirler.

• Dünyaya yabancılaşmak aynı zamanda kişinin kendi bedenine de yabancılaşmasına yol açmıştır. May’e göre bu uzaklaşma ve yabancılaşma duygusu yalnızca psikolojik sorunları olan insanlarda değil, çağdaş toplumlardaki her insanda görülmektedir. • Yabancılaşma çağımızın sorunudur ve kendini; doğadan uzaklaşma, anlamlı kişiler arası ilişkilerden yoksun olma ve kişinin kendi otantik gerçekliğine yabancılaşması gibi üç şekilde göstermektedir.

2 DAİSEN TARZLARI

EİGENWELT Dasein birbiriyle ilişkili ve eş zamanlı gerçekleşen üç boyuttan oluşmaktadır. MİTWELT 1) UMWELT: Fizyolojik ve fiziksel çevremizi oluşturan UMWELT içsel ve dışsal objelerin dünyası 2) MİTWELT: Diğer insanlardan oluşan sosyal dünya 3) EİGENWELT: Kişinin kendisi ile potansiyelleri ve değerleri arasındaki ilişkinin oluşturduğu psikolojik dünya

1 UMWELT • Kişi onların farkında olmasa da varlığını sürdürecek olan nesnelerin dünyasıdır. • Doğum, ölüm gibi olguların yanında yaşam için gerekli olan açlık, susuzluk ve uyku gibi biyolojik dürtüleri içeren doğa yasalarının geçerli olduğu dünyadır. • İnsan bu dünyadan ayrı yaşayamaz. Bu nedenle insan umweltle uyumlu yaşamanın yollarını aramalıdır. • May, insan hayatında umwelti önemsemiş ancak insan varoluşunu açıklamada tek başına yetersiz bulmuştur. Bu nedenle May, insanı güdü merkezli açıklayan psikanalizi, insanı hayvanla aynı kefeye koyan biyolojik yaklaşımı ve insanın davranışlarını anlamak için çevresel uyarıcıları temel alan davranışçıları eleştirmektedir.

2 MİTWELT • Bireyin ilişki kurma ihtiyacını karşılayan sosyal dünyasıdır. • May’e göre hiç kimse diğer insanlardan uzak kalarak anlamlı bir hayat yaşayamaz. • Mitwelt insana özgüdür. İnsanı hayvanlardan ayırır. • Bireyin bu boyutta oluşturduğu karmaşık iletişim ağı onun anlam dünyasına yansır. Bu nedenle insanın anlam dünyası için varoluşun mitwelt boyutu önemlidir.

• İnsanın mitweltle bağı ilişki üzerine kurulmaktadır. • İlişkinin özünde ise etkileşime bağlı değişim vardır. • İlişkiyle gerçekleşen etkileşim sonrası insanın bilincinde karşısındakinden etkilenmeye bağlı değişim gerçekleşmektedir.

3 EİGENWELT • Bireyin iç dünyasından oluşmaktadır. • İnsanın kendine özgü potansiyellerinin farkında olması, varoluşunun merkezini bilmesi, doğal dünyaya uyum sağlayarak sosyal dünya ile ilişki kurarken kendinin farkında olmasıdır. • İnsanın ilgi, istek ve ihtiyaçlarını doğru belirlemesini sağlar. • Eigenwelt işlevini yerine getiremezse insanda boşluk duygusu ve kendine yabancılaşma görülür. • İnsanın umwelte uyumu ve mitweltle olan ilişkisinin temelinde eigenwelt bulunmaktadır.

• Sağlıklı insanlar bu 3 tarzı bir bütün halinde eş zamanlı olarak yaşamaktadır. • Bu 3 boyutun anlamlı bir bütün oluşturmadığı durumlarda dasein gerçekleşmez.

UMWELT MİTWELT EİGENWELT



3 VAROLMAMA (NONBEİNG) VE KAYGI

Varolmama (Nonbeing) • May varolmanın ne anlama geldiğini anlayabilmek için kişinin varolmayabileceğini (yok olabileceğini) kavraması gerektiğini belirtmiştir. • Kişiliğin öznel ve nesnel bölümleri iç içe geçmiş olsa da dünyada varolma ile ilgili kesin olan tek gerçek vardır ki o da ölümdür. • Her ne kadar ölüm varolmamanın tek yolu değilse de en açık ve belirgin olanıdır. • Ölümü düşünerek kendi varolmayışımızla cesaretle yüzleşmediğimiz zaman, varolmama deneyimini alkol ya da uyuşturucu bağımlılığı, ayrımsız cinsel ilişki arayışı ya da diğer zorlantılı davranışlar biçiminde yaşarız.

• Kişi öz-farkındalığını azaltarak ve kendi bireyselliğini inkar ederek var olmama korkusundan kaçınmaya çalışır. • Sağlıklı olan ise ölümün kaçınılmazlığı ile yüzleşmek ve ölümün, var olmanın ayrılmaz bir parçası olduğunu kabul ederek daha anlamlı bir varoluş sürdürmektir.

Kaygı • Yaklaşan ölüm gerçeği, reddedilme ve küçük görülmelerin yarattığı psikolojik zedelenmeler acı veren bir duygu olan kaygının ortaya çıkmasına yol açabilir. • Rollo May’e göre kaygı; bireyin kişiliğinin varolması için zorunlu olduğuna inandığı değerlerinin ya da doğrudan varlığının tehdit altında olduğu durumlarda ortaya çıkan bir duygudur.

• Kaygı ontolojik olduğu için korkudan farklıdır. • Kaygı ontolojik özellik taşırken korku taşımaz, kaygı daima ‘dasein’a bir tehdit olarak algılanır. • May’e göre özgürlük beraberinde kaygıyı da getirmektedir ve kaygı olmaksızın özgürlük, özgürlük olmaksızında kaygı olmaz. • May kaygıyı (anksiyete) normal ve nevrotik kaygı olmak üzere iki başlık altında incelemiştir.

Normal Kaygı • May’e göre her insan kaygının etkilerine maruz kalır. • May normal kaygıyı; tehditle orantılı olan, bastırma içermeyen ve bilinç düzeyinde yapıcı bir biçimde yüzleşilebilen kaygı olarak tanımlamıştır. • Tehditle orantılı olduğu sürece de yapıcı ve sağlıklı olabilir.

Nevrotik Kaygı • May’a göre nevrotik kaygı, tehditle orantılı olmayan bir tepkidir ve bastırma ve diğer intrapsişik çatışmaları içerir. • Nevrotik kaygıyla ancak birçok faaliyet ve farkındalığın engellenmesi yoluyla baş edilebilir.

4 SUÇLULUK DUYGUSU

• Varoluşçulukta suçluluk duygusu temel bir duygudur. • May, suçluluk duygusunu nevrotik ve ontolojik olarak ikiye ayırır. Nevrotik suçluluk, bireyin ontolojik suçlulukla yüzleşmesi, bastırması veya inkâr etmesi durumunda ortaya çıkan suçluluktur. Ontolojik suçluluk duygusu ise kişinin potansiyellerini gerçekleştirememesine veya yadsımasına bağlı olarak ortaya çıkan bir duygudur. May’e göre ontolojik suçluluk kişiyi tevazuya, diğer insanlarla ilişkilerinde duyarlı olmaya ve kendi potansiyellerini kullanırken kişiyi daha yaratıcı olmaya götürebilir ve götürmelidir.

• Kaygı gibi ontolojik suçluluk duygusu da yapıcı ve yıkıcı biçimler alabilir. • İnsan dünyada var olmanın (daisen) üç tarzını da mükemmel bir biçimde yaşayamaz bu nedenle insanlar “Ontolojik bir suçluluk duygusu” yaşarlar. • May üç farklı ontolojik suçluluk duygusu üzerinde durur.

1 Umweltte Suçluluk Duygusu • Teknolojik gelişmeler sonucu insanoğlunun doğadan ayrılmasıyla ve doğaya yabancılaşmasıyla ortaya çıkan bir suçluluk duygusudur. • Bu durum özellikle gelişmiş toplumlardaki bireylerde daha çok görülmektedir. İnsanlar ısıtılmış ya da serinletilmiş mekânlarda yaşayıp, çoğu zaman her yere motorlu araçlar aracılığıyla ulaşım sağlayarak, başkaları tarafından üretilen ve hazırlanan yiyecekleri yemektedir.

2 Mitweltte Suçluluk Duygusu • Bu suçluluk duygusu May’e göre diğer insanların ihtiyaçlarını ve onların dünyalarını doğru bir biçimde anlayamadığımızdan dolayı kendimizi yetersiz gördüğümüz durumlarda ortaya çıkar.

3 Eigenweltte Suçluluk Duygusu • Bu suçluluk duygusunun temel nedeni kendimizle aramızdaki iç ilişkide ortaya çıkmaktadır. Burada kişi kendi potansiyellerini yeterli/ doyurucu biçimde ortaya çıkarıp kullanamamaktadır ve kendini geliştirme konusunda yaptığı değerlendirme sonucunda gördüğü yetersizliklerden dolayı suçluluk duygusu duyar.

• İdeal olan suçluluk duygusunu kabul etmek ve bu duyguyu diğer insanlarla ilişkilerimizi geliştirmek, potansiyellerimi daha yaratıcı bir biçimde kullanmak ve doğayla bağımızı günlendirmek gibi yapıcı amaçlar için kullanmaktır. Ancak bu duyguyu yadsımayı tercih edersek nevrotik bir suçluluk duygusu haline gelir ve cinsel yetersizlik, çökkünlük, diğerlerine karşı kötü davranma ya da karar verememe gibi üretken olmayan nevrotik belirtilere yol açar.

5 AMAÇLILIK

• Geçmiş yaşantılara ek olarak; ➢ Çabalama özgürlüğü ➢ Sorumluluk • Davranış: Niyet ve tercih; gelecek ve bugün

• Gelecekteki arzunun kaynağı geçmiş ise; • Gelecek, geçmiş tarafından biçimlendirilir. • Psişik determinizm. • Amaçlılık nedir? • Bilinçli • Bilinçsiz

6 SEVGİ

Seks Filia • Sevgi; diğer bir insanın varlığından hoşlanmak ve onun değerini ve gelişimini SEVGİ kendimizinki kadar onaylamak anlamına gelir. TÜRLERİ • May, dört tür sevgi tanımlamıştır; Eros Agape

1 Seks • Seks cinsel birleşme ya da cinsel gerilimin boşaltılabildiği diğer yollarla doyurulabilen biyolojik bir işlevdir. • May’e göre eski çağlarda yemek içmek ya da uyumak gibi sıradan bir eylem olarak kabul edilen seks modern çağda bir problem haline gelmiştir.

2 Eros • Bizim için önemli olan kişilerle birlikte olmak yönünde duyduğumuz arzu ve o kişiyi düşününce veya özleyince hissettiğimiz hoş gerilim duygusudur.

3 Filia • Dostça ya da arkadaşça sevgi anlamına gelen filia iki insan arasındaki, cinsel içerik taşımayan, hoşlanma duygusudur. • Filia için karşımızdaki kişiyi olduğu gibi kabul edip, onunla birlikte olmamız ve onunla birlikte olmaktan hoşlanmamız yeterlidir.

4 Agape • Karşıdaki kişiye sahip olma isteği taşımadan o kişiye duyulan adanmışlık duygusudur.

• Sevgi biyolojik dürtüleri (umwelt), diğerleriyle ilişkiyi (mitwelt) ve kişinin benliğini ve değerlerini onaylamaşını (eigenwelt) içerir. • Ancak sevgi her zaman hoş yaşantılara yol açmaz. Aynı zamanda yüksek bir kaygıya da yol açabilir. • Sağlıklı yetişkin ilişkileri bu dört tür sevginin karışımından oluşur.

Şeytansı (Diomonic) • Her ne kadar saldırganlık 'dasein' kaybı nedeniyle ortaya çıkan güçsüzlük duygularına dayalı ise de May insanların doğuştan getirdikleri hem iyi hem de kötü yönü olan güdülerce yönetildiklerini belirtmektedir. • İyi yönlerini cinsellik, eros, tutku ve üreme oluştururken; kötü yönlerini kabalık, düşmanlık, öfke ve güç peşinde koşma oluşturmaktadır. Bunlar bizim şeytansı yönlerimizdir. • Psikolojik sağlığımıza kavuşmak için şeytansı yönümüzü kabul edip kontrol altına almaya çalışmamız gerekir.

7 KİŞİLİĞİN YAPISI

• Ontolojik özelliklerimizi soyut yapılara dayandırmak insanı mekanikleştireceği için May, kişiliğin yapısı ile ilgili soyut kavramlar öne sürmemiştir. • May’e göre kişilik insanın varoluşu, kaygısı, suçluluk duygusu, sevgisi ve buna benzer şeylerdir. • May diğer varoluşçu kişilik kuramcılarından farklı olarak bilinçdışı süreçlerin önemini vurgulamıştır. ➢ Bastırma, yansıtma, karşıt tepki geliştirme, entelektüelleştirme vb.

Rollo May Din ve Kişilik İlişkisi • May, dinin kişilik üzerindeki etkisini kendisinden önceki kuramcılardan çok daha farklı işlemiştir. Sağlıklı ve sağlıksız (nevrotik) din kavramlarını kullanan ilk psikologdur. Dini 3 başlıkta incelemiştir. Sağlıklı Din, sağlıksız din ve ateizm. ➢ Kişilik için sağlıklı olan din, dini sorgulayan ,tanrıdan bencil isteklerde bulunmayan, varoluşunu gerçekleştiren, aktif bir araştırma ve sorgulama içeren, bastırma gereksinimi duymayan, dini ayrıcalıkların ve önceliklere karşı çıkan özgür iradeye sahip bir din anlayışıdır. ➢ Kişilik için sağlıksız (nevrotik) olan din ise hayatın anlamını keşfedemeyen, varoluşunu gerçekleştiremeyen, dini inançları ve gelenekleri sorgulamadan kabul eden, dini telafi aracı olarak kullanan, tanrıdan bencil isteklerde bulunan, mutluluğu yakalayamamış bir din anlayışıdır.

• May’in kişilik için sağlıksız olduğunu düşündüğü bir diğer dini görüş ise ateizmdir. May ateizmi hayatın anlamını yitirme olarak tanımlamakta ve psikolojik bir problem olarak ele almaktadır. • May’ e göre ateist insanlar kendini onaylamadığı için içsel sıkıntıları; aşırı içki kullanma, karşı cinse gereğinden fazla ilgi duyma gibi olumsuz davranışlara yönelerek atlatmaya çalıştığını söyler. • May’e göre ateist insanlar toplumla uyum sağlayamadığı için çevresine düşmanca duygular beslemekte ve varoluşu anlamını yitirdiği için yaşamı sıkıcı bulmaktadır.

Kişiliğin Gelişimi • Kişiliğin gelişimi çeşitli patojenik ebeveyn davranışlarından dolayı engellenebilir. ➢ Reddedilme çocuğun ‘’mitwelt’’i yadsımasına ve diğer insanlardan uzaklaşmasına yol açar ➢ Çocuğun irade gösterimleri bastırılırsa güven duygusu için nevrotik bir arayış ortaya çıkar ve ileri yaşantısında ‘’dasein’’i feda ederek itaatkar biri olma çabasına girebilir. ➢ Çocuğun her isteğinin yerine getirilmesi ise bireyselliğini geliştirmesini engeller. Bu durum tek çocuk için önemli bir tehlikedir.

Eleştiriler ve Değerlendirme • Varoluşçulara ve May’e genel olarak yöneltilen temel eleştiri öne sürülen fikirlerin kuramsal bir yapıda şekillendirmemiş olmalarıdır. • May’in kuramının bilimsel olarak sınanabilir belirgin hipotezler içermemesi ve bu nedenle kurama dayalı olarak ampirik çalışmaların yapılamıyor oluşu yapılan eleştriler arasındadır. • Kuram bilimsel bulgulardan çok felsefi spekülasyonlar içermektedir. • May sayesinde Din psikolojisi daha popüler olup önem kazanmıştır. Ayrıca psikoloji literatürüne sağlıklı, sağlıksız din kavramlarını getirmiştir.

KAYNAKÇA • Ashcraft, D. (2014). Kişilik: Vaka İncelemeleri, İstanbul: Kaknüs Yayınevi • Badillo, M. (2018,2Nisan). Rollo may: existential psychology. https://sites.google.com/site/ubmichellebadillo/theorie s-of-personality/rollo-may-existential-psychology adresinden edinilmiştir. • Çetin, Ö. (2019). Rollo May Psikolojisinde Din ve Kişilik. İz Yayıncılık: İstanbul • Dasein. (2021, 24 Şubat). Wikipedia. https://tr.wikipedia.org/wiki/Dasein adresinden edinilmiştir. • İnanç, Y.B.& Yerlikaya, E.E. (2019). Kişilik Kuramları. Pegem Akademi: Ankara • Kenarlı, Ö. (2013, Eylül). Varoluşçu terapi. https://www.tavsiyeediyorum.com/makale_11350.htm adresinden edinilmiştir. • Tezcan, S. (2019). Dasein ve kendisi için varlıkta olma sorunu (Yüksek lisans tezi). Yükseköğretim Kurulu Tez Merkezi'nden edinilmiştir. (Tez no: 572476)



HAZIRLAYANLAR; AYSU APAYDIN 18020313 B.ŞÜHEDA SÜREKLİ 18020260 CİHANGİR ARKAÇ 18020253 ECEM NAZ UYAR 18020285 FATMA NUR ATICI 18020324 SİNEM GAYRETLİ 17020206 SÜMEYYE YANIK 18020299 ŞEYMA ELİF DOKUZ 18020274 UĞUR BEĞTAŞ 18020315


Like this book? You can publish your book online for free in a few minutes!
Create your own flipbook