Important Announcement
PubHTML5 Scheduled Server Maintenance on (GMT) Sunday, June 26th, 2:00 am - 8:00 am.
PubHTML5 site will be inoperative during the times indicated!

Home Explore pdf_20220104_191429_0000

pdf_20220104_191429_0000

Published by tek harbi, 2022-01-05 12:21:21

Description: pdf_20220104_191429_0000

Search

Read the Text Version

Edebiyat Piramidi Usta Edebiyatçılarımız Edebiyatımızın unutulmaz Ek olkairtaakpiaseyrçaecşıitvaçre!şit isimlerinden; Halide Edip A., Ahmet Arif, Sabahattin Ali, Nazim Hikmet R., Orhan Veli K., ve Attilâ İlhan'ın hayatı ve eserleri, editörümüzün yorumlarıyla sizlerle! Piramit Yayınları

İçindekiler -Ön Söz -Edebiyatımız -Şiirlerden bestelenmiş şarkılar -Halide Edip Adıvar -Ahmet Arif -Sabahattin Ali -Nazım Hikmet Ran -Orhan Veli Kanık -Attilâ İlhan

Önsöz Sevgili Okurlarımız, Bu sayımızda sizlere edebiyatımızın en değerlilerinden olan altı Edebiyatçımızı derledik. Edebiyatımıza fikirlerini, ilhamlarını, umutlarını, izlenimlerini, izlerini bıraktıkları için onlara minnettarız. Düşünce şekillerinin ve edebiyatımızın gelişmesinde büyük etki gösterdiler. Gelecek nesillere ilham, örnek oldular. Özgür düşünceyi, yeri geldiğinde bedeller ödeyerek savundular. Yaşlıya, gence, çocuğa, kısacası her yaşa her kesime, her nesile örnek oldular, olacaklar. Korkmadan, çekinmeden baskılara karşı çıktıkları, savaştıkları için her birini saygıyla anıyoruz. Edebiyat Piramidi Editörü: Ayşe Merve Akbulut

Türk E debiyatı Dönemleri 1) İSLAMİYETTEN ÖNCEKİ TÜRK EDEBİYATI a) Sözlü Edebiyat b) Yazılı Edebiyat 2) İSLAMİYETİN KABULÜNDEN SONRAKİ TÜRK EDEBİYATI a) Divan Edebiyatı b) Halk Edebiyatı Anonim Türk Halk Edebiyatı Dini-Tasavvufi Türk Halk Edebiyatı Âşık Tarzı Türk Halk Edebiyatı 3) BATI TESİRİNDEKİ TÜRK EDEBİYATI Tanzimat Edebiyatı Servet-i Fünun Edebiyatı Fecr-i Ati Edebiyatı Milli Edebiyat Beş Hececiler Cumhuriyet Dönemi Türk Edebiyatı Yedi Meşaleciler Garipçiler (Birinci Yeniciler) İkinci Yeniciler Toplumcu Gerçekçiler Maviciler Hisarcılar

Şiirlerden Bestelenmiş Şarkılar Müzik ve edebiyat. Birbirinden çok farklıymış gibi görünen ama bir elmanın iki yarısı olan o mükemmel ikili. Bir şarkıyı oluşturmada ki ilk durak şarkının sözlerini yazmak, yani şiir yazmaktır. Usta sanatçılar ve şairlerin çalışmaları sonucu ortaya çıkan birkaç şarkıyı derledik. Keyifli okumalar... Aldırma Gönül – Sabahattin Ali Romanlarında ve şiirlerinde insan ruhunu ustalıkla yansıtan yazarlarımızdan Sabahattin Ali’nin Sinop cezaevinde tutukluyken kaleme aldığı “Aldırma Gönül” farklı müzisyenler tarafından yorumlansa da ilk yorumcusu olan Edip Akbayram ile özdeşleşmiş şarkılardan biridir. Sabahattin Ali’nin Zülfü Livaneli tarafından yorumlanan Leylim Ley isimli şiiri de akla gelen önemli eserlerden biridir. Ceviz Ağacı – Nazım Hikmet Ran Başın öne eğilmesin Aldırma gönül aldırma 20. yüzyılın en önemli şairlerinden Nazım Ağladığın duyulmasın Hikmet’in Cem Karaca’nın bestesi ve Aldırma gönül aldırma yorumuyla dinlediğimiz ünlü eseri “Ceviz (..) Ağacı”’nı bilmeyen yoktur herhalde. Arandığı günlerde büyük aşkı Piraye’yle buluşmanın hayallerini kurarken polislere yakalanma korkusuyla yazıldığı rivayet edilen şiirin yanı sıra şairin “Seni Düşünmek Güzel Şey”, “Karlı Kayın Ormanında”, “Çok Yorgunum” başta olmak üzere daha pek çok şiire farklı müzisyenlerin yorumuyla şarkıya dönüştürülmüştür. Başım köpük köpük bulut içim dışım deniz Ben bir ceviz ağacıyım Gülhane Parkı’nda Budak budak şerham şerham ihtiyar bir ceviz Ne sen bunun farkındasın ne polis farkında Ben bir ceviz ağacıyım Gülhane Parkı’nda (...)

Dedikodu – Orhan Veli Kanık Garip akımının kurucularından biri olarak edebiyatımızda ayrı bir yere sahip olan Orhan Veli’nin “Dedikodu” adlı eseri şüphesiz bu listenin en neşeli şiiri. Pop müziğinin başarılı yorumcularından biri olan Levent Yüksel’in sesiyle hayat bulan şarkının bestesi Sezen Aksu’ya ait. Kim söylemiş beni Süheylâ’ya vurulmuşum diye? Kim görmüş, ama kim, Elene’yi öptüğümü, (...) Mahur Beste – Attila İlhan Genç şair kuşağını etkileyen Attila İlhan’ın idama mahkum edilen Deniz Gezmiş, Hüseyin İnan ve Yusuf Aslan için yazdığı şiiri “Mahur Beste” Ahmet Kaya tarafından bestelenerek yorumlanmıştır. Şaiirin “Sultan-ı Yegah”, “Beni Koyup Gitme” gibi şiirleri de şarkıya dönüştürülen eserleri arasında yer alıyor. Şenlik dağıldı bir acı yel kaldı bahçede yalnız O mahur beste çalar Müjgan’la ben ağlaşırız Gitti dostlar şölen bitti ne eski heyecan ne hız Yalnız kederli yalnızlığımızda sıralı sırasız (...)

Halide Edip Adıvar Hayatı 1882'de İstanbul'da doğdu. 9 Ocak 1964'te İstanbul'da yaşamını yitirdi. 1901'de Üsküdar Amerikan Kız Koleji'nde mezun oldu. Öğretmenleri arasında Rıza Tevfik Bölükbaşı ile sonradan evlendiği ve ilk kocası olan Salih Zeki de vardı. İlk yazıları \"Halide Salih\" takma adıyla Tanin gazetesinde yayınlandı. Balkan Savaşı yıllarında hastanelerde çalıştı. Gerek bu çalışmaları, gerekse müfettişliği sırasında İstanbul semtlerini dolaşması, ona çeşitli kesimlerden insanları tanıma fırsatını verdi. Gericilerin tepkisinden çekindiği için 31 Mart Olayı'nda 1909'dan sonra öğretmenlik, müfettişlik çocuklarıyla birlikte Mısır'a gitti. yaptı. Kadınların toplumsal yaşama Ayaklanmanın bastırılmasından sonra katılması ve eğitilmesi için çalışan Teâli-i yurda döndü. Nisvan Cemiyeti'ni kurdu. 1912'de kurulan Türk Ocağı'na katıldı. 1919'da Wilson Prensipleri Cemiyeti'nin kurucuları arasında yer aldı. Aynı yıl İzmir'in Yunan ordusu tarafından işgal edilmesini protesto için Sultanahmet Meydanı'nda düzenlenen mitingde yaptığı etkili konuşma büyük yankı uyandırdı. Hakkında soruşturma açılınca, 1917'de evlendiği ikinci eşi Adnan Adıvar birlikte Anadolu'ya geçerek Kurtuluş Savaşı'na katıldı. Çeşitli cepheleri dolaştı, Mehmetçiklere moral ve destek verdi. Kendisine önce onbaşı, sonra da üstçavuş rütbesi verildi.

Eserleri Tiya tro; Rom an; •Heyula (1908) •Kenan Çobanları (1916) •Raik'in Annesi (1909) •Maske ve Ruh (1945) •Seviye Talip (1910) •Handan (1912) An ı; •Yeni Turan (1912) •Son Eseri (1913) •Mev'ud Hüküm (1918) •Türkün Ateşle İmtihanı (1962) •Ateşten Gömlek (1923) •Mor Salkımlı Ev (1963) •Vurun Kahpeye (1923) •Kalp Ağrısı (1924) •Zeyno'nun Oğlu (1928) Öyk ü; •Sinekli Bakkal (1936) •Yolpalas Cinayeti (1937) •İzmir'den Bursa'ya •Tatarcık (1939) •Sonsuz Panayır (1946) (Yakup Kadri, Falih Rıfkı ve •Döner Ayna (1954) Mehmet Asım Us ile birlikte,1922) •Akile Hanım Sokağı (1958) •Kerim Ustanın Oğlu (1958) •Harap Mabetler (1911) •Sevda Sokağı Komedyası (1959) •Dağa Çıkan Kurt (1922) •Çaresaz (1961) •Hayat Parçaları (1963)

Ahmet Arif Ahmet Arif Türk şair ve aynı zamanda gazetecidir. Doğum adı Ahmet Hamdi Önal olarak bilinmektedir. Eserlerini toplumcu gerçekçilik anlayışı ile yazan şairdir. Cumhuriyet dönemi Türk edebiyatının en önemli şairleri arasındadır. Hayatı Ahmet Arif 23 Nisan 1927'de Diyarbakır'ın Hançepek semtinde dünyaya geldi. Çocukluğunun ve gençliğinin büyük kısmı Diyarbakır'da geçti. Ahmet Arif henüz bebek iken annesi Sare hanımı kaybetti. Bu yüzden hiçbir zaman annesini tanıyamadı. Ahmet Arif toplam da 8 kardeştir. Kardeşlerinin arasında en küçüğüdür. Ahmet Arif okuma yazmayı ilkokuldan önce bir ana okulundan öğrenmiştir. Ahmet Arif ilkokul, ortaokul ve lise eğitimini Diyarbakır'da tamamladı. Diyarbakır Lisesi mezunu olan Ahmet Arif lise hayatında şiirler yazmaya başladı. Üniversite eğitimi için Ankara Üniversitesi Tarih ve Coğrafya Fakültesi'ne kaydolmuştur. Buradan Felsefe bölümünü tamamlayamamıştır. Üniversite hayatı boyunca 2 kez soruşturma açılmış ve tutuklanmıştır. Felsefe bölümünde iken yazmış olduğu çeşitli yazılar ve şiirleri kendine has lirizmi ile yazmıştır. Kendine has tarzı olan Ahmet Arif Türk edebiyatında önemli bir yer edinmeyi başarmıştır. Yazmış olduğu ilk şiir Seçme Demeti Şiirler dergisinde yayınlandı. Telif hakkı olarak dergi Ahmet Arif'e 10 lira ücret ödedi. Ahmet Arif yaşadığı coğrafyadan ötürü Zazaca, Kürtçe ve Arapça'yı kısa süre içerisinde öğrendi

Askerliğini ise İstanbul'un Eserleri Riva semtinde yapmıştır. Askerden geldikten sonra - Hasretinden Prangalar Eskittim çeşitli gazetelerde çalışmıştır. İlk kitabını 1968 yılında çıkarmıştır. - Yurdum Benim Şahdamarım Hasretinden Prangalar Eskittim adlı kitabı oldukça - Cemal Süreyya'ya Mektuplar beğenildi ve yüksek tirajlara ulaşmıştır. - Leylim Leylim Ardından yine aynı isimle bir de şiir yazmıştır. Kendi Terketmedi Sevdan Beni sesi ile seslendirmiş olduğu bu şiiri 20 binden fazla Terketmedi sevdan beni, Aç kaldım, susuz kaldım, alıcıya ulaşmıştır. Hayın, karanlıktı gece, Can garip, can suskun, Can paramparça... Ve ellerim, kelepçede, Tütünsüz uykusuz kaldım, Terketmedi sevdan beni...

Sabahattin Ali Türk Edebiyatının en önemli kalemlerinden olan Sabahattin Ali Edirne ilinin Gümülcine Sancağına bağlı Eğridere kazasında 25 Şubat 1907 yılında dünyaya gelmiştir. Piyade Yüzbaşısı olan babasının mesleğinden dolayı öğrenimini çeşitli şehirlerde tamamlamak zorunda kalmıştır. Edremit’te yaşadıkları yunan işgalinden dolayı maddi ve manevi açıdan çok zorluk çeken bir ailede büyüdü Sabahattin Ali. Daha sonra Yatılı Balıkesir Muallim Mektebine başladı. Bazı iddialara göre mutsuz bir ailede büyüyen, küçük yaşlarından itibaren huzursuz, mutsuz ve iletişim eksikliği olan bir çocuktu. Balıkesir Muallim Mektebi onun için bir kurtuluş olmuştu. Bu yıllarda usta yazar yaşadıklarını bazen şiir bazen de öykü olarak kaleme almıştır. Gazete ve dergilere şiirlerini gönderen Ali okul arkadaşları ile birlikte okul gazetesi çıkarmaya başlar. Muallim mektebi onun için büyük öneme sahiptir bu dönemlerde kendini keşfetmiştir. Zamanla Sabahattin Ali okulun yönetiminden hoşlanmaz ve bazı olaylar yaşar. Bunun üzerine okul onu İstanbul’a nakledilir ve eğitimine orada devam etmesi sağlanır. 1926 yılında İstanbul’daki yeni okulunda büyük bir şans yakalar. Bu büyük şans şudur, muallim mektebinde Ali Canip Yöntem Edebiyat öğretmenliği yapmaktadır. Sabahattin Ali’de ki cevheri yakalayan Ali Canip’in yardım etmesi ile birlikte şiir, öykü ve denemeleri önemli dergilerde yayınlanmaya başladı. 1927 yılında yazarı derinden etkileyecek olan acı olay babasının ölüm haberini alır. Bu dönemde kendisini derinden etkileyen’ Babam İçin’ adlı şiirini yazar dönemlerin en büyük dergilerinden olan Güneş Dergisinde bu şiiri yayınlanır.

BABAM İÇİN 1932 yılında Konya’da bulunduğu sırada okuduğu bir şiir yüzünden “Atatürk’e hakaret” “Allahım! .. İşte bugün, suçlamasıyla tutuklandı ve mahkûm oldu. Şu zavallı ömrümün En matemli bir günü. 1934 yılında Bakanlık Neşriyat Müdürlüğü’nde görev aldı. Elim böğrümde kaldım, Ben bugün haber aldım: 1935 yılında Aliye Hanım’la evlenen Sabahattin Babamın öldüğünü. Ali’nin 1937 yılında kızı Filiz Ali dünyaya geldi. Bitti hayatın tadı, 1938 yılında yeniden öğretmenliğe başladı. 1945 Bu haber bırakmadı, Dudağımda tebessüm. yılında görevden alındı. Aynı yıl İstanbul’da yayımlanan siyasi mizah gazetesi Markopaşa’da yazıları yayımlandı. Bu yazılardan dolayı hakkında Kalbim oyuldu yer yer, çeşitli davalar açıldı. 1948 yılında üç ay tutuklu Aman Yarabbi, meğer kaldı. Ne acıklı imiş ölüm” SABAHATTİN ALİ Kendisine pasaport verilmeyen Sabahattin Ali üzerinde bitip tükenmek bilmeyen siyasi baskıdan ve takibattan kurtulmak için Bulgaristan sınırından Avrupa’ya geçmek üzere Kırklareli civarında yoldayken, 2 Nisan 1948'de öldürüldü. Eserleri; ~Değirmen, 1935 ~Sırça Köşk, 1947 ~Kağnı, 1936 ~Kuyucaklı Yusuf, 1937 ~Ses, 1937 ~İçimizdeki Şeytan, 1940 ~Yeni Dünya, 1943 ~Kürk Mantolu Madonna, 1943

Nazım Hikmet Kimdir? 1901 yılında doğan Türk şair ve yazardır. Hapis ve sürgünlerde yaşamını devam ettirmiş, 1963 yılında Rusya'nın Moskova şehrinde hayatını kaybetmiştir. Zatülcenap hastalığına 1920 yılında yakalandı ve askerlikten muaf tutuldu. Bu yıllarda hececiler olarak bilinen şairler arasında ünlenmeye başladı. Bahriye Mektebinde olduğu sırada hocası Yahya Kemal Beyatlı idi. Ona yazdığı şiirleri gösteriyor, eleştirilerini alıyordu. 1920 yılında Alemdar Gazetesi tarafından düzenlenen şiir yarışmasına katılıp birincilik elde etti. Aldığı ödül ününün artmasına neden oldu. Hayatı; İstanbul işgal altında olduğu esnada heyecan dolu direniş şiirleri yazmaya başlayan Nazım Hikmet, 1921 yılında arkadaşı Vala Nurettin'le Ankara'ya gitti. İstanbul gençliğinin Milli Mücadele içerisinde olması için şiir yazdılar. Yazdıkları şiir beğenildiği için Bolu iline öğretmen olarak atanmışlardır. Ancak Bolu'da işler beklendiği gibi gitmedi ve bu iki arkadaş tepki görmeye başladılar. Peşlerine gizli polislerin takılması sonucunda, Moskova şehrine gitmek için yola çıktılar. Nazım hikmet Ran'ın ilk şiir kitabı Azerbaycan ülkesinde basıldı. 1924 yılında Türkiye'ye gizliden giriş yaptı. 1925 yılında Şeyh Sait ayaklanması ile başlayan soruşturmalar kendisini de etkiledi. 15 yıl hapis cezasına çarptırıldı. Sürgün ve hapis dönemleri bu süreden sonra başladı.

Eserleri •Dağların Havası (Osmanlıca baskı, 1925) Bu vatana nasıl kıydınız? •835 Satır (1929) İnsan olan vatanını satar mı? •Jokond ile Sİ-YA-U (1929) Suyun içip ekmeğini yediniz. •Varan 3 (1930) Dünyada vatandan aziz şey var mı? •1 + 1 = 1 (1930) Beyler bu vatana nasıl kıydınız? •Sesini Kaybeden Şehir (1931) •Benerci Kendini Niçin Öldürdü? (1932) Onu didik didik didiklediler, saçlarından tutup sürüklediler. •Gece Gelen Telgraf (1932) götürüp kâfire : \"Buyur...\" dediler. •Portreler (1935) Beyler bu vatana nasıl kıydınız? •Taranta Babu'ya Mektuplar (1935) •Simavne Kadısı Oğlu Şeyh Bedreddin Destanı (1936) Eli kolu zincirlere vurulmuş, vatan çırılçıplak yere serilmiş. •Şeyh Bedreddin Destanına Zeyl (1936) Oturmuş göğsüne Teksaslı çavuş. •Kuvayi Milliye (1968) Beyler bu vatana nasıl kıydınız? •Saat 21-22 Şiirleri (1965) •Dört Hapishaneden (1966) Günü gelir çarh düzüne çevrilir, •Rubailer (1966) günü gelir hesabınız görülür. •Yatar Bursa Kalesinde (1929-1951) Günü gelir sualiniz sorulur : •Memleketimden İnsan Manzaraları (1966-1967) Beyler bu vatana nasıl kıydınız? •Yeni Şiirler (1951-1959) •Son Şiirleri (1959-1963)

Orhan Veli Kanık Orhan Veli Kanık, 13 Nisan 1914'te Beykoz'a bağlı Yalıköyü'nde dünyaya geldi. Çocukluğu Beykoz, Beşiktaş ve Cihangir'de geçti. Edebiyata olan merakı ilkokulda başladı. Bu dönemde \"Çocuk Dünyası\" isimli dergide bir hikâyesi basıldı. Ortaokulun yedinci sınıfındayken Oktay Rifat ile tanıştı. Birkaç yıl sonra ise bir müsamere sırasında halk evinde Melih Cevdet Anday ile arkadaş oldu. Lisenin ilk yılında ise edebiyat öğretmeni Ahmet Hamdi Tanpınar'dı. Lise döneminde arkadaşları Oktay Rıfat ve Melih Cevdet'le birlikte \"Sesimiz\" isimli bir dergi çıkardı. Şair 1932 yılında, liseden mezun oldu. Daha sonra İstanbul Üniversitesi Edebiyat Fakültesi'nin felsefe bölümüne kaydını yaptırdı. 1933 yılında Edebiyat Fakültesi Talebe Cemiyeti başkanı seçildi. 1935 yılına kadar devam ettiği üniversiteyi bitirmeden okuldan ayrıldı. Üniversiteye giderken bir yandan sürdürdüğü Galatasaray Lisesi'ndeki öğretmen yardımcılığı görevine, okuldan ayrıldıktan sonra bir sene daha devam etti. Kanık, daha sonra, Ankara'ya giderek PTT Umum Müdürlüğü, Telgraf İşleri Reisliği, Milletlerarası Nizamlar bürosuna girdi. Melih Cevdet ve Oktay Rifat ile birlikte yenilikçi 'Garip' akımının kurucusu olan Kanık, 36 yıllık yaşamına şiirlerinin yanı sıra hikâye, deneme, makale ve çeviri alanında birçok eser sığdırdı.

Orhan Veli, 10 Kasım'da bir haftalığına geldiği Ankara'da belediyenin kazdığı bir çukura düştü ve başından hafifçe yaralandı. İki gün sonra İstanbul'a döndü. 14 Kasım günü bir arkadaşının evinde öğle yemeği yerken fenalık geçiren şair hastaneye kaldırıldı. Beyinde damar çatlaması yüzünden başlayan rahatsızlığın sebebi doktor tarafından anlaşılamadı ve Kanık'a alkol zehirlenmesi teşhisiyle tedavi uygulandı ancak beyin kanaması geçirdiği sonradan anlaşıldı. Aynı akşam sekizde komaya giren şair 1950 yılında gece 23.20'de Cerrahpaşa Hastanesi'nde hayata veda etti. Orhan Veli Kanık'ın gazetedeki ölüm haberi Eserleri •Garip (Oktay Rıfat ve Melih Cevdet'le 1941), ANLATAMIYORUM •Garip (yalnız kendi şiirleriyle, genişletilmiş 2. baskı, 1945), Ağlasam sesimi duyar mısınız, •Vazgeçemediğim (1945), Mısralarımda; •Destan Gibi (1946), •Yenisi (1947), Dokunabilir misiniz, •Karşı (1949). •Nesir Yazıları (1953), Göz yaşlarıma, ellerinizle? •Denize Doğru (1970), •La Fontaine'in Masalları (49 fabl manzum çeviri, 1943, YKY 2003), Bilmezdim şarkıların bu kadar güzel, •Nasrettin Hoca Hikayeleri (72 fıkra manzum çeviri, Kelimelerinse kifayetsiz olduğunu 1949, YKY 2003). Bu derde düşmeden önce. •Bütün Eserleri Edebiyat Dünyamız (düzyazı, konuşma, 1975), Bir yer var, biliyorum; •Bütün Yazıları (1982; 1. cilt Sanat Edebiyat Her şeyi söylemek mümkün; Dünyamız, 2. cilt Bindiğimiz Dal). Epeyce yaklaşmışım, duyuyorum; •Bütün Şiirleri (1975). Anlatamıyorum

Attila İlhan Danıştay kararı ile eğitimini sürdürme kararı ile İstanbul Işık Lisesinden Atilla İlhan 1925 yılında İzmir’in Menemen mezun oldu. Üniversite eğitimini ilçesinde dünyaya gözlerini açtı. Babası hukuktan yana kullandı fakat okulunu Bedri Bey aruzla şiir yazan bir divan bitirmeden yarıda bıraktı. şairiydi. Bu nedenle şiire düşkün ve nahif bir çocuk olarak yetişti Atilla İlhan. 6 yıl Paris’te yaşadı ve ülkeye döndü. Birçok gazete ve dergide çalıştı. Babasının ölümü ile İzmir’e döndü Ortaokuldan sonra İzmir Atatürk Lisesinde okurken Türk Ceza Kanuna aykırı burada Demokrat İzmir gazetesinin genel yayın yönetmenliği ve davrandığı gerekçesi ile tutuklandı ve okuldan uzaklaştırıldı. başyazarlığını üstlendi. Bilgi Yayınevi danışmanlığını da yapmıştır. İlk şiiri Balıkçı Türküsü Yeni Edebiyat dergisinde yayınlandı. Nevin Yıldız ve Beteroğlu takma ismi ile Yücel dergilerinde Atilla İlhan aynı zamanda sinemaya da merak sarmıştı. Bu alanda 15 adet şiirleri yayınlandı. senaryo yazdı ve senaryolarında Ali Kaptanoğlu takma adını kulandı. CHP şiir yarışmasında Cebberoğlu Mehemmed şiiriyle ikinci oldu. Bu başarısından sonra çok sevildi. Dönemin ünlü edebiyat dergilerinde şiirleri ve yazıları yayınlandı. Türk edebiyatının önemli isimleri arasına girmeyi başardı. Atilla İlhan Garip Akımı ve İkinci Yeni Şiire karşı gelen şairlerden oldu. Maviciler adı ile bilinen toplumcu gerçekçi şiir akımını başlattı. Atilla İlhan 1985 yılında kalp ameliyatı oldu. Yaşamı boyunca iki kere kalp krizi geçirdi. Sonuncusu olduğunda takvimler 10 Ekim 2005 yılını gösteriyordu. Atilla İlhan 80 yaşında vefat etti.

Eserleri; - Duvar - Sisler Bulvarı - Yağmur Kaçağı - Ben Sana Mecburum - Bela Çiçeği Ben Sana Mecburum - Tutkunun Günlüğü - Böyle Bir Sevmek ben sana mecburum bilemezsin - Elde Var Hüzün adını mıh gibi aklımda - Korkunun Krallığı tutuyorum - Ayrılık Sevdaya Dahil - Kimi Sevsem Sensin büyüdükçe büyüyor gözlerin ben sana mecburum bilemezsin içimi seninle ısıtıyorum ağaçlar sonbahara hazırlanıyor bu şehir o eski İstanbul mudur? karanlıkta bulutlar parçalanıyor sokak lambaları birden yanıyor kaldırımlarda yağmur kokusu ben sana mecburum sen yoksun

Dergimizin bu sayısında, Türk Edebiyatı'nın unutulmaz isimlerini derledik. Edebiyat Piramidi ailesi olarak, içeriklerinizi okurlarımıza daha çok hitap etmesini istiyoruz. Bu yüzden fikirleriniz, düşünceleriniz, ilgi alanlarınız bizim için çok önemli. Bize bildirip içerik konusunda destek olmak için internet sitemizden, e- postamizdan bize ulaşabilirsiniz. Sevgilerle... Edebiyat Piramidi Ekibi Edebiyatpiramidi@gmail.com Edebiyatpiramidi.com.tr Kaynakça Kidega.com evrensel.net yenicagazetesi.com.tr milliyet.com.tr