ZANAATKARIN KİRLİ ELLERİ MEDENİYETİN AYNASIDIR. MUSTAFA KEMAL ATATÜRK SAYI 01 / HAZİRAN 2023 Fuat Sezgin Mesleki ve Teknik Anadolu Lisesi Okul Dergisi
Bartın/Merkez Fuat Sezgin Mesleki ve Teknik Anadolu Lisesi Yayın Organı Sayı 01 / Haziran 2023 http://bartinfuatsezginmtal.meb.k12.tr + 0378 502 12 32 ŞİREMİRTABAKLAR KÖYÜ ISPALA MEVKİİ NO 15/1 MERKEZ/BARTIN Okul Adına İmtiyaz Sahibi Ahmet ÖKSÜZOĞLU -Okul Müdürü Yayın ve Denetleme Komisyonu Sorumlu Müdür Yardımcısı: Koray ÖZKAN Editör: Barış SEVER Tasarım: Belgin USTA - Barış Sever Vizyon Ahlaki ve kültürel değerleri benimseyen; mesleki beceri ve akademik konusunda tam donanımlı, farklı düşüncelere saygılı, ekip çalışmasına yatkın ve hedefleri olan bireyler yetiştirmektir. Misyon Türkiye’nin geleceğinde etkin rol oynayan, yenilikçi, öncü, mesleki ve teknik eğitimin endüstri ile iç içe olduğu bir eğitim kurumu olmaktır. Ayna dergisi 2569 sayılı Tebliğler Dergisi'ne göre hazırlanmıştır. Ürünün sorumluluğu ilgi ürün sahibine aittir. Eğitim, Bilim ve Kültür Dergisi Haziran 2023
Haziran 2023 | İÇİNDEKİLER 02 Editörden / Barış SEVER 03 Ön söz / Ahmet ÖKSÜZOĞLU RÖPORTAJLAR İl Milli Eğitim Müdürümüz Oğuzhan Acar’la röportaj Okul Müdürümüz Ahmet Öksüzoğlu’yla röportaj 04 06 Bilimler Tarihinin Zirvesi Fuat SEZGİN / Dr. Seher PERVAN TANITIM 08 ALANLARIMIZ 0 9 Bilişim Teknolojileri Alanı 1 0 Kimya Teknolojisi Alanı 1 1 Motorlu Araçlar Teknolojisi Alanı 1 2 Elektrik-Elektronik Teknolojisi Alanı 1 3 Yenilenebilir Enerji Teknolojileri Alanı 1 4 Mesleki ve Teknik Eğitimde Sıkça Sorulan Sorular YAZILAR 1 5 Biri Hayvanat Bahçeleri Mi? Dedi / Muhammed KAYMAKÇI 1 6 İçimdeki Yabancı Kimerizm / Belgin USTA 1 7 Sosyal Medyada Ördek Sendromu / Berna KALAYCI 1 8 Cern’den İzlenimlerle Parçacık Fiziği / Dr. Seher PERVAN 2 0 Selanik’ten Dolmabahçe’ye Bir Ömür / Murat KAYHAN 2 1 Yerde Kalmayan Meşale / Murat KAYHAN 2 2 İstiklal Şairi Mehmet Akif Ersoy / Sabahattin HIZARCI 2 3 Modern Bir Aşk Hikayesi / Yeşim KAMBUR 2 4 Şampiyonluk Yolu / Kerem BEŞLİ 2 5 Hayallerinin Peşinden Git 2 6 Geçmiş ile Geleceğin Buluşması 2 7 Bartın ve Çevresinde Bulunan Kale ve Hisarlar / Hüseyin GÜNGÖR 2 8 Türklerde Üretim ve Sanayi / Fatma BAYRAK 2 9 Yaşam Kaynağı, Bir Mucize: Anne / Yonca DEMİRPOLAT 3 0 Kafamdaki Sorular / Buse KEBAP 3 1 Sen Hangi Zamandasın? / Tulan ALANCIOĞLU 3 2 Dijital Çizim Atölyesi – Resim Serüvenim 3 3 Okul Proje Yarışması 3 4 Kitap Okuma Yarışması 3 5 Onur Kurulu Etkinliklerimiz 3 7 2022-2023 Eğitim-Öğretim Yılı Etkinlerimiz
Ayna. Neredeyse insanlık tarihi kadar eski bir geçmişe sahip olan ayna, yüzyıllar boyunca hem kullanım açısından hem de taşıdığı simgesel anlamlarla insan hayatında önemli bir yer edinmiştir. İnsanın iç dünyasını yansıttığına inanılan yüz, insanın ayna olmaksızın göremediği ve belki de bu yüzden aynaya baktığında bedeninde en çok odaklandığı kısımdır. İnsanoğlunun aynaya düşkünlüğü tam da burada yatar. Kendini tanımak isteyen insan önce suretini görmek ister. Bilhassa nasıl göründüğünü merak eder. Çünkü nasıl göründüğüyle ne olduğu arasında doğrudan bir ilişki vardır. Tıpkı Yunan mitolojisindeki bir kahraman olan Narkissos’un hikayesindeki gibi. Bir peri kızı olan Ekho’nun aşkına karşılık vermeyen Narkissos, onun kara sevdadan ölmesine sebep olur. Olimpos Dağı’nda yaşayan tanrılar da Narkissos’u cezalandırmaya karar verirler. Bir gün ava çıkan Narkissos çok susar ve bitkin bir halde nehrin kenarına ulaşır. Buradan su içmek için eğildiğinde, sudan yansıyan kendi yüzü ve vücudunun güzelliğini görür. Daha önce fark edemediği kendi güzelliği karşısında adeta büyülenir. Kendini beğenmişliği saplantı haline getiren Narkissos, tüm zamanını suda yansımasını izleyerek geçirir. Bu yansıma, Narkissos’un yalnızca kendi yüzüyle değil cezasıyla da yüzleştiği yerdir. Narkissos’un hikayesi onun bu nehirde boğulmasıyla sona erer ve onun efsanesi bugün, yüzyıllar öncesinde yaşamış Spartalı Khilon’un ölümsüz sözleriyle anılmaktadır. Delfi’deki Apollon Tapınağı’nın üzerinde yazar bu söz “GNOTHI SEAUTON: Kendini Bil”. Kendimizi bilmek neden bu kadar önemli? Yoksa sadece bir soluktan mı ibaretiz? İnsanın kendini bilmekten daha önemli bir niteliği var mıdır? Sınırlarını çizen insan neler yapıp yapamayacağını bilerek hareket eder. Başarılı hikayeler potansiyelini fark eden insanları barındırır. Bazen gerçeklerle yüzleşmekten kaçarız ama bu bizi bir yere getirmez. Kendimizi bilmenin sorumluluğuyla ve tüm bunlardan hareketle ilk tecrübemiz olan okulumuzun yeni dergisi \"Ayna\" ile karşınızdayız! Öncelikle bu ilk sayımızda sizlere hoş geldiniz demek istiyoruz. Bu dergi, farklı seslerin bir araya gelmesiyle oluşan bir aynadır. Burada, her birimizin benzersiz hikayelerini ve gördüklerini incelemek mümkün olacak. Bu ayna, sadece kendinizi görmek için değil, aynı zamanda başkalarını anlamak ve onları tanımak için de kullanabileceğiniz bir araç olacak. Bu süreçte bize destek olan Okul Müdürümüz Sayın Ahmet ÖKSÜZOĞLU’na, Müdür Yardımcımız Koray ÖZKAN’a, fikirleriyle bize yön veren Biyoloji Öğretmenimiz Belgin USTA’ya ve dergimizde yazılarıyla var olan kıymetli meslektaşlarıma teşekkürü bir borç bilirim. Barış Sever Türk Dili ve Edebiyatı Öğretmeni
Ön söz Sevgili Okuyucular, Bu dergi, siz değerli okurlarımıza okul hayatında yaşanan deneyimleri ve bilgileri paylaşmayı hedefleyen bir platformdur. Öğrenciler, öğretmenler ve eğitimciler için değerli bir kaynak olmayı amaçlayan bu dergi, okulunuzun kültürüne katkıda bulunmak, bilgi ve deneyimleri paylaşmak, farklı eğitim yaklaşımlarını keşfetmek için bir fırsat sunmaktadır. Okul hayatı, her öğrencinin hayatının önemli bir parçasıdır. Bu dönemde edinilen bilgi ve deneyimler, öğrencilerin gelecekteki başarılarını şekillendirmektedir. Bu nedenle, okulda yaşananları anlamak ve değerlendirmek, eğitim sistemimizin gelişmesi için son derece önemlidir. Bu dergi, okulunuzdaki güncel konuları ele alırken, aynı zamanda eğitim alanında yapılan araştırmaları ve yenilikleri de takip ederek size bilgiler sunmayı amaçlamaktadır. Dergimizde öğrencilerin, öğretmenlerin ve eğitimcilerin deneyimlerini paylaşacakları makaleler, öğrenme stratejileri ve yöntemleri, okul etkinlikleri ve projeleri, eğitim teknolojileri, öğrenci başarıları ve daha birçok konu yer alacaktır. Ayrıca, öğrencilerin kendilerini ifade etme ve yaratıcılıklarını gösterme imkanı bulabilecekleri şiir, hikaye ve resim gibi sanatsal çalışmalara da yer vereceğiz. Umarız bu dergi, okul hayatınıza renk katmak, sizlere yeni bakış açıları sunmak ve öğrenme sürecinizi daha ilgi çekici hale getirmek için bir kaynak olur. Siz değerli okurlarımızın desteği ve katkılarıyla bu dergiyi büyüterek, eğitim alanındaki fikirleri paylaşmaya ve geliştirmeye devam edeceğiz. Keyifli okumalar dileriz! Sevgi ve saygılarımla, Ahmet ÖKSÜZOĞLU Bartın Fuat Sezgin Mesleki ve Teknik Anadolu Lisesi Okul Müdürü
İl Milli Müdürümüz Sayın Oğuzhan ACAR ile Söyleşi Sayın Müdürüm öncelikle röportaj isteğimizi kabul Bartın için başlattığınız en önemli proje veya projeler konusunda bize bilgi verir misiniz? ettiğiniz için teşekkür ederiz. Oğuzhan ACAR kimdir? Bize biraz kendinizden bahseder misiniz? Bildiğiniz gibi tüm dünyanın ve ülkenin gündeminde iklim değişikliği, küresel ısınma, kaynakların azalması gibi sorunlarımız var. Biz Bartın’daki yönetici arkadaşlarımızla bundan 2 ay önce geliştirdiğimiz bir projeyi Karabük doğumluyum. Evliyim, üç çocuğum var. İlkokul, ortaokul ve bakanlığımıza sunduk ve dedik ki pansiyonlu okullarımızda artan yemeklerimizi acaba sokak hayvanları için liseyi Karabük’te okudum. Liseden sonra üniversiteyi kedi, köpek maması yapabilir miyiz dedik. Bu kabul gördü ve şu anda Bartın’da Hayme Ana Mesleki ve Teknik kazanamayınca biraz ticaretle uğraştım. 4 yıl ara verdikten sonra Anadolu Lisesinde son aşamaya geldi. Makinamız kurulacak ve pansiyonlu okullarımızdan almış olduğumuz ailemin isteğiyle tekrardan sınavlara hazırlanıp Gazi Üniversitesi artık yemeklerle sokak hayvanlarına kedi, köpek maması imal edebileceğiz. Eğitim Fakültesini kazandım. Sınıf Öğretmenliği bölümünü bitirdim. Onun yanında Bartın özel eğitim alanında da pilot şehirlerden biri. Mesela ülkemizdeki diğer illerimizde yaz İlk atandığım yer olan Yozgat’ta 11,5 yıl görev yaptım. Daha tatilinde özel eğitim okulları tatil ediliyor ama Bartın’da tatil edilmiyor. Bu yine Bartın’ın bir projesi. Yaz tatilinde sonrasında 2013 yılında Amasra’ya İlçe Milli Eğitim Müdürü olarak özel eğitim okullarımız açık. Hem vatandaşlarımıza hem öğrencilerimize hizmet ediyor. Onun haricinde atandım. 7 yıl Amasra’da görev yaptıktan sonra da 3 yıla yakın bir Bartın’da okul öncesi öğretmenlerinin ve yöneticilerinin geliştirdiği ve 81 ilimize materyal olarak hazırlanan süredir İl Milli Eğitim Müdürü olarak görev yapıyorum. “Arkadaşım Bami” diye bir bizim okul öncesi materyalimiz var. Tüm ülkede bu hazırlanan materyallerin dağıtımı yapılıyor. Pek çok projemiz de hayata geçmeyi bekliyor. Mesleki eğitimin yeniden yapılandırılması konusunda hangi adımlar atıldı ve bunun yarınlarımızdaki yeri ne Bartın’ın eğitimdeki durumunu nasıl değerlendiriyorsunuz? olacak? Bartın’ın eğitimdeki durumunu irdelerken Bartın’ın yapısını, coğrafi özelliklerini ve demografik yapısını Mesleki eğitim, bakanlığımızın hem bizim göğsümüzü kabartan anlatmak gerekiyor. Neden diyeceksiniz? Çünkü Bartın; Karabük’e, Zonguldak’a hatta Kastamonu’ya sınır bir hem de öğrenciye ve veliye direkt dokunan bir projesidir. Çünkü il. Onların hepsinin ortasında. Bartın nüfusunun %63’ü köylerde yaşıyor. %63’ün köylerde yaşaması demek malumunuz Türkiye’de 20 milyona yakın öğrenci var. Herkesten köy okullarının fazla olduğunu ve taşımalı eğitim öğrenci sayısının fazla olduğunu gösterir. Örneğin Bartın akademik bir başarı beklemek doğru değil. Ama herkesin kendi nüfusunu ikiye katlayan Karabük’te taşımalı eğitimden yararlanan öğrenci sayısı 350 iken, bizde bu sayı yaradılışı ve kendi karakteri, el becerisi bir şey yatkın. 7.500. Ama şükürler olsun ki, Bartın’da eğitim gören 30 bin öğrencinin hiçbirisinin dersi boş geçmiyor. Bakanlığımızın son yıllarda yapmış olduğu çalışmalar akademik Öğretmen açığımız yok, fazlamız var. Dersliklerimiz çok iyi durumda. Bütün köylerimize, beldelerimize olarak ilerlemek istemeyen ama meslek sahibi olmak isteyen kişilere ulaşabiliyoruz. Ulaşımda bir sıkıntı yaşamıyoruz. Güvenlik sorunumuz yok. Taşımada ve taşıma yemeğinde bir umut oldu. Ülkemizdeki iş sektörüne ara eleman kazandırmak ve sorunumuz yok. Dolayısıyla hem LGS’de hem de üniversite sınavlarında Türkiye’de sıralama olarak ilk 30’un bireylerin kendi ayakları üzerinde durabilmesi için mesleki eğitimde içindeyiz diyebiliriz. gerçekten bir çığır açıldı. Bunda direkt veliye ve öğrenciye dokunan çok şey yapıldı. Mesela önceden mesleki eğitim merkezi eski adıyla Amasra İlçe Milli Eğitim Müdürü olarak çıraklıkta eğitim gören çocuklarımız lise diploması alamazken artık görev yaptığınız süreçte 18 Mart şimdi mesleki eğitim merkezinde haftada bir gün eğitim gören daha Çanakkale Zaferi ve Şehitler Günü sonraki günlerde kendi alanıyla alakalı özel sektörde çalışan dolayısıyla Çanakkale’de “Çanakkale öğrencilerimize devletimiz mezun olduğunda lise diploması, kalfalık Türküsü”nü seslendirdiniz. En son ve ustalık belgesi veriyor. Ayrıca maddi olarak hem iş verene hem olarak da Aşık Veysel’i anma gecesinde de çalışan öğrencimize direkt katkısı var. Bölgemizde de bizler bir türkü seslendirdiğinizi biliyoruz. mesleki eğitim alanında yerelde hizmet veren, üretim yapan Türkülerimizin sizin için önemi nedir? fabrikalarımızın birebir işine yaramak amacıyla onların istediği sürdürülebilir tarzda alanlar açmaya gayret ediyoruz. Şöyle örnek Çanakkale 18 Mart Zaferi’nin kutlaması ve şehitlerimizi anmak için kaymakamlığımızın desteği ile verecek olursak bakanlığımız mesleki eğitimde bu projelere öğrencilerimiz, öğretmenlerimiz ve yöneticilerimizden oluşan 50 kişilik ekip Çanakkale’ye gezi düzenledik ama başlamadan önce Bartın Mesleki Eğitim Merkezinde eski adıyla bu gezinin bir önemi vardı. Oradaki sorumlu olan mülki idareden izin alarak drone eşliğinde Çanakkale çıraklık eğitim merkezinde 300 öğrencimiz varken şu anda 2000’i Şehitliği’nde bir klip çektik. Bu şekilde daha önce televizyon kanalları belgesel çekmiştir ama okul bazında geçmiş durumda. Yine merkezde sizin de öğrenim gördüğünüz bir çeken ilk ilçeyiz. Oraya gittiğimizde arkadaşlar sahilde bir türkü seslendirip klipte yer almamı istediler. Ben de proje okulumuz var. Fuat Sezgin Mesleki ve Teknik Anadolu Lisesi oranın verdiği manevi hazla birlikte kabul ettim hasbelkader söylemiş oldum. Çok hoş bir duyguydu onu Proje Okulu bizim her zaman göğsümüzü kabartan bir okulumuz. belirteyim. Aynı zamanda düzenlenen törende de spontane olarak bir türkü seslendirdim. Biliyorsunuz bu yıl İlçelerimizdeki okullarımızda bu konuda önemli bir yere sahip. UNESCO tarafından Aşık Veysel yılı ilan edildi. Bartın’da Güzel Sanatlar Lisemiz Aşık Veysel’in maneviyatına Bartın’da eğitim gören öğrencilerimizde oranına baktığımızda da hitaben bir gece yaptı. O gece Sayın Valimizle, il protokolümüzle birlikte bir türküye daha eşlik ettik. Türkiye ortalamasının üzerinde %45’lik bir orana sahip olduğunu söyleyebilirim size.
Son yıllarda yapılmaya başlanan TEKNOFEST HAVACILIK, UZAY VE Yine Amasra Turizm Otelcilik Lisesinin bünyesinde Bakanımızın talimatıyla kurulan TEKNOLOJİ Festivallerinde ilimizde bulunan okullarında projeleriyle fırınımız günde 10 bin ekmek üretti. Bu çok büyük bir rakam. Biz bunu 2 ay boyunca derece aldıklarını görüyoruz. Bu konuda önümüzdeki süreçte bu sayının ürettik. Daha sonrasında deprem bölgesine ziyarette bulunduk. Öğretmen arkadaşlarımın artması amacıyla ne gibi adımlar atmayı düşünüyorsunuz? sizin eğitim gördüğünüz sıraları birleştirip üzerine battaniye sererek orada yattıklarını gördük. Banyo yapmak yok. Yemek kazanları hazır su şişeleriyle yıkanıyor. Musluk ve Son yıllarda yapılmaya başlanan TEKNOFEST HAVACILIK, UZAY VE TEKNOLOJİ lavaboda yok. Durum çok kötüydü. Ama çok hızlı bir şekilde devletimiz orada yaraları Festivallerinde ilimizde bulunan okullarında projeleriyle derece aldıklarını görüyoruz. Bu sardı. Son olarak Bartın’daki öğretmenlerimizin ve idarecilerimizin katkısıyla Malatya konuda önümüzdeki süreçte bu sayının artması amacıyla ne gibi adımlar atmayı ilimizde 15 adet konteyner sınıftan oluşan bir eğitim kampüsü yaptık. Okul Müdürünüz düşünüyorsunuz? Ahmet Öksüzoğlu da bu konuda ön ayak oldu. Yenilenebilir Enerji bölümü, elektrik- Esasında şunu itiraf edebilirim. TEKNOFEST’e ilgi alaka var ama bizim istediğimiz elektronik bölümü öğrencileri bu projede çalıştılar. Şu anda 518 tane öğrenci sabahçı düzeyde değil. Bunun her sene artması gerekiyor. Seneye daha çok olacağına öğlenci ikili eğitimle beraber orada eğitim alıyor. Bu da Bartın’ın bir başarısıdır. inanıyorum. Okulunuzun TEKNOFEST’e katılmak için hazırladığı projesi şu an yapım aşamasında. Bu olumlu bir gelişme. Öğretmen arkadaşlarımızı biraz daha öğrencilerle beraber işin içine çekmemiz gerekiyor. Devletimizin olanağı ve teşviki çok. Fen lisemizde iki öğrencimiz kendi kategorilerinde birinci oldular. TEKNOFEST gerçekten Türkiye’nin ve öğrencilerin ufkunu açtı. Zaten önemli olan ortaya bir şey çıkarabilme. Bizim insanımıza imkan sunulduğunda güzel işler ortaya çıkardığını görüyoruz. Önümüzdeki süreçte bu sayının artması amacıyla TEKNOFEST’in yetkilileri Bartın’a davet edilebilir. Öğrencilerimize kültür merkezimizde bir gece düzenlenebilir. Yine buradan valiliğimiz, belediyemiz belki Sanayi Odamızın destekleriyle TEKNOFEST’e daha yoğun öğrenci ve öğretmen grubu götürülebilir. TEKNOFEST’te verilen ödüllerin yanı sıra biz de yerel manada ödül verebiliriz. Bu yıl yaşanan Kahramanmaraş merkezli depremlerde çok sayıda vatandaşımızı maalesef kaybettik. Onların üzüntülerine ortak olmak ve elinizden gelen yardımı yapabilmek adına deprem bölgesine giden biri olarak orada yaşadıklarınız sizde nasıl bir etki bıraktı? Bakanlığımız vatandaşla hep iç içe. Depremden önce biliyorsunuz Bartın’da sel yaşadık. Yine aynı şekilde fedakar öğretmenlerimiz, velilerimiz yardımcı oldu. Devletimiz hep yanımızdaydı. Deprem maalesef dünyada eşi benzeri görülmeyen bir büyüklükte ve geniş bir sahadaydı. İlk etapta Bakanımızın talimatıyla arkadaşlarımızla birlikte depremin 3. gününde bizim sorumlu olduğumuz Kahramanmaraş iline günde 5 kişiye hizmet edecek bir yemekhane kurduk. Buradan giden gönüllü arkadaşlarımız oldu. Sonrasında o yemekhanenin ihtiyaçlarını karşılamak için okul idarecilerimiz, öğretmenlerimiz okullarda seferber oldular, kampanyalar yaptılar. Biz her hafta yaklaşık bir kamyon malzemeyi oraya gönderdik.
Okul Müdürümüz Sayın Ahmet Öksüzoğlu ile Röportajımız Disiplinin eğitimde önemi konusunda ne düşünüyorsunuz? Merhaba Sayın Müdürüm. Öncelikle röportaj isteğimizi kabul ettiğiniz için teşekkür ederiz. Bize biraz Yönetmelik ve mevzuat çerçevesinde yaptıklarımızı görüyorsunuz. kendinizden bahseder misiniz? Disiplin anlamında biz olumlu bir disiplin kurmaya çalışıyoruz. En önemli hedefimiz de, öz disiplini yani iç disiplini sağlayabilmek. 1975 Karabük doğumluyum. İlkokul, ortaokul ve liseyi Zonguldak’ta Yukarıdan ya da herhangi bir unsur olmadan kendi iradeleriyle okudum. İşçi çocuğuyum. Babam TTK'de çalıştı. Dolayısıyla gençlik doğruyu bulmalarını sağlamak. Doğruyla yanlışı ayırt edecek vicdani dönemim Zonguldak’ta geçti. Zonguldak EML’den 1992 yılında duruma getirebilmek. mezun oldum. Gazi Üniversitesi Teknik Eğitim Fakültesinden Biz başarılı bir okul hedefliyoruz. Misyonumuz var. Makine Teknoloji Öğretmeni olarak 1996 yılında mezun oldum. İlk Öğretmenlerimizle bir gayretimiz var. Başarılı okulların en önemli atama yerim Kütahya’nın Simav ilçesi oldu. 2 yıl Simav EML'de özelliği nezaket kurallarına uyuyor olmaları. Biz de onu çok çalıştıktan sonra askerlik görevimi Hakkari’nin Üzümcü köyünde önemsiyoruz. Öğrencilerin birbirlerine saygı duymalarını, birbirlerine sınıf öğretmeni olarak yaptım. 1999 yılından 2013 yılına kadar Ulus hoşgörülü davranmalarını bekliyoruz. EML'de öğretmen ve müdür yardımcısı olarak çalıştım. 2013 yılından 2019 yılına kadar Amasra Mesleki ve Teknik Anadolu Disiplin konusunda okulumuzda da zaman zaman olaylar oluyor tabii, mücadele ederken sadece tek Lisesinde okul müdürlüğü yaptım ardından kurucu müdür olarak başımıza mücadele etmiyoruz. Aileleri velileri ikna ederek katı disiplin cezası uygulamadan, daha çok Fuat Sezgin Mesleki ve Teknik Anadolu Lisesine görevlendirildim. konuşarak çalışmalarımızı yapıyoruz. En çok bizi üzen şey nedir derseniz yalan söylemek derim. Yapılan Halen görevime devam etmekteyim. Evliyim. 2 kız çocuğum var. hatayı mertçe söyleyen öğrencilerime bayılıyorum, takdir ediyorum. Ama yaptığı halde onu gizleyen farklı yollara giren öğrencilerimiz bizi üzüyor. Okulumuzdaki öğrencilerde genelde mert çocuklar. Bu sebeple Kaç yıldır bu mesleği yapıyorsunuz? Öğretmenliği nasıl onlarla çok kolay diyalog kurabiliyoruz. Özellikle 14-18 yaş arası hata yapma yaşı. O sebeple hata yapmak tanımlarsınız? gayet doğal bir şey. Önemli olan bunları düzeltmek için uğraşmak. Bu sebeple öğrencilerimize; “Bizim kalemimiz her zaman yazar yeter ki silgimizi bitirmeyin” diyoruz. Öğretmenliğin değişik tanımları var. Meslekte hemen hemen 27.yılım. Kitabi tanımlardan farklı olarak biz öğretmenliği bir sanat Son dönemde meslek liselerine talep arttı. Bu konuda ne düşünüyorsunuz? gibi görüyoruz. Adeta bir ressamın fırçası gibi. Bir ressam değişik boyaları birbirinden farklı desenleri bir araya getiriyor ve bir Son dönemde bazı kanun ve düzenlemelerle birlikte meslek liseleri cazip hale geldi. Burada bakanlığımızın kompozisyon meydana getiriyor. Bütün eserleri bu şekilde uyguladığı stratejilerin, yaptığı çalışmaların çok büyük bir etkisi var. Özellikle işletmelere teşviklerin oluşturuyor. Biz de öğretmenlik mesleğini farklı öğrencilerin gelmesi, işletmelerin öğrencileri istihdam etmeleri en önemli etkenlerden bir tanesi oldu. Diğer bir etkende yeteneklerini keşfetmek ve onları yetenekleriyle olgun bir insan, ülkemizde meslek elemanlarına ihtiyaç duyulması oldu. Ayrıca toplum tarafından meslek liselerine karşı erdemli bir insan haline getirmek olarak görüyoruz. Öğrenciler oluşan olumsuz algıyı ortadan kaldırabilmek için hem mesleki hem de akademik anlamda başarılar öğretmenlerin sadece ders anlattığını zannediyor ancak dersten çok sağladığımızı topluma göstermemiz gerekiyor. Okulumuzun proje okulu olması ve donanımlı bir okul olması davranışları değiştirmekle uğraştığımızı söyleyebilirim. Onların dolayısıyla bu amaç doğrultusunda çalışmalarımızı sürdürüyoruz. Böylece bu algıyı tersine çevirip daha da olumlu yönlerini keşfedip bu yönleriyle birlikte onları topluma güçlendirip ilerletmek için uğraşıyoruz. kazandırmak, topluma faydalı bireyler hale getirmek için uğraş veriyoruz. Olumsuz yönlerini de olumlu yöne devşirmeye İdareci olarak zorlandığınız anlarda motive olmak için neler yapıyorsunuz? çalışıyoruz. Bir tebessüm bir sohbet bile bu davranışın değişmesine sebep olabiliyor. Öğrencilerin hayatlarına dokunduğumuz için Hepimiz insanız. Okul idareciliği gönüllülük ve idealistlikle yapılacak bir iş. İş yükü ve sorumluluğu çok olan anlamlı ve güzel bir mesleğimizin olduğunu düşünüyorum. bir meslek. Zaman zaman yorulduğumuz noktalar, anlar oluyor ama birkaç öğrenci ve öğretmenimizle sohbet ettiğimizde gözlerindeki umut ışığını gördüğümüzde evet devam edeceğiz diyoruz. Özellikle Öğretmen olmasaydınız hangi mesleği seçerdiniz? Sizde öğrenci ve öğretmenlerimizle sohbet etmek büyük bir motivasyon kaynağı oluyor bize. Bu görevimizi son iz bırakan öğretmenleriniz oldu mu? dakikasına kadar layıkıyla yapmaya çalışacağız. Herhalde mühendis olmak isterdim. Kader bizi buraya meslek Velilerden beklentileriniz nelerdir? lisesine getirdi. Ortaokulda Kamil Hoca diye bir öğretmenim vardı. Resim öğretmeni. Şu an yaşıyor mu bilmiyorum. Bizim hayatımıza Velilerden eksik olduğumuz noktalarda her zaman destek bekliyoruz. Öğrencilerin davranışlarını evde takip dokunan bir öğretmenimizdi büyük desteği oldu. Farklı bir insandı. etmelerini ve not durumuyla ilgili bizlerle irtibat halinde olmalarını yani iletişim halinde olmayı istiyoruz. Ondan etkilendiğimi söyleyebilirim. Genelde bu konuda talepkar olan taraf genellikle biz oluyoruz. Diyalog ve görüşmelerimizde her konuda müdür yardımcılarımız bize destek oluyor. Kırsal bölgedeki velilere ev ziyaretleri yapıyoruz. Her hafta 2-3 Meslek hayatınızda sizi en çok etkileyen olay nedir? veliyi ziyarete gidiyoruz. Okulumuzun ürettiği sabun ve diğer temizlik malzemelerinden hediye olarak götürüyoruz. Bu şekilde okul veli işbirliğini sağlam ve güçlü tutmaya çalışıyoruz. Okul aile birliğimiz okula Yani çok var aslında. Mesela Hakkari’nin Üzümcü köyünde sınıf destek olmaya çalışıyor. Her konuda bize yardımcı oluyor. Velilerimizden okul idaresi ve öğretmenlerle öğretmenliği yaptığım zamanları söyleyebilirim. Çok zor şartlarda sürekli iletişim halinde olmalarını, öğrenci durumları ile ilgili bizleri haberdar etmelerini, sorunları çözmede geçen 1,5 yılım oldu. Elektriği, suyu, camı, kapısı, tuvaleti olmayan de bizlere destek olmalarını bekliyoruz. bir okul bize teslim edildi o zaman. Yıllarca öğretmen gelmeyen bir okuldu. Orada bana 29 öğrenci emanet edilmişti. Nisan ayı sonunda Covid-19 salgını sonrası okul olarak dezenfektan üretimine başladık. Bu üretim öğrencilerimin büyük bir çoğunluğuna Türkçe öğretmem, hikaye faaliyetleri hakkında bize bilgi verir misiniz? kitabı okutmam herhalde en güzel başarımdı diyebilirim. Birçok başarı elde ettik ama benim için en güzel, en anlamlı süreçti ve Ticaret Sanayi Odasıyla, Teknoloji Üniversitesiyle birlikte okulumuz 2020 yılından proje okulu olarak gerçekten aklımdan çıkmıyor. Şu an belki de çok iyi yerlere geldiler. Bartın’ın gözbebeği oldu. Covid sürecinde tedariği mümkün olmayan dezenfektan üretimi noktasında 2021 Başarı aslında zor şartlar altında gerçekleşince başarı oluyor. Kötü yılında bakanlık ve İl Milli Eğitimin desteğiyle okulumuzda kimya üretim laboratuvarı kurmaya karar verdik. anım düşününce pek yok. Kötü olayların arkasından genelde iyi Bir ay içinde bu süreci tamamladık. Kimya teknoloji alanı sayesinde 100 tona yakın üretim yaptık. Özellikle şeyler oluyor. Onun dışında kazandığımız öğrencilere odaklandık. Covid sürecinde dezenfektan üretimi çok yoğun yapıldı. Tüm okullarımıza ihtiyacı olan temizlik ve Bizim için en kötü şey bir öğrencinin okuldan ayrılması, okula dezenfektan malzemelerini ürettik. Şu anda da üretmeye devam ediyoruz. Kimya bölümümüz buradaki küsmesi. Bunları da yaşamamak için uğraş veriyoruz. fabrikayı gerçekten güzel işletiyor. Şu anda üretimlerimiz devam ediyor. Ürün portföyünü önümüzdeki günlerde artırmaya devam edeceğiz. Motorlu araçlar teknolojisi alanında öğrencilerimiz hem lastik söküp Her insanın hayatının dönüm noktası olmuştur. Sizin iyi takma, yenileme işlerini, hem de sıvı bakımları, balata değişimleri gibi işlemleri öğretmenlerinin ki başıma gelmiş ve bu sayede buralara gelmişim gözetiminde yapıyorlar. Elektrik-Elektronik alanında da Bartın’da etkileşimli tahta bakımı ve onarımını bizim dediğiniz bir olay var mı? okul yapıyor. Üç alanımız da üretim hizmet alanında çalışıyor. Önümüzdeki yıllarda bunu daha da artırmayı düşünüyoruz. En önemli yaptığım şey olarak arkadaş seçimlerimi söyleyebilirim. Özellikle hep kendimden üstte olan arkadaşlar edindim lise döneminde. Sizin gibi meslek lisesi okurken yakın arkadaşlarım benden bir gömlek üstüydü. Öğretmenlerimizden çok arkadaşlarımdan etkilendim. Birazcık buralara gelmemiz onların sayesinde oldu diyebilirim. O arkadaşlarım da çok iyi yerlere geldi. Hobileriniz nelerdir? Sporla uğraşıyorum. Haftada 3 kere yüzme kursuna gidiyorum. Kitap okumayı, gezmeyi, spor aktiviteleriyle uğraşmayı seviyorum. Bir dönem hızlı okuma ve hafıza teknikleriyle uğraştım. İdareciliğin yükü olunca onları da bırakmak zorunda kaldım. Zamanımız dar, yükümüz ağır. O yüzden hobilere ayıracak çok vakit bulamıyorum açıkçası.
Hasan Sabri Çavuşoğlu Fen Lisesi ile yapılan protokolün öğrencilerimize yansıması nasıl oldu? \"Hedefimiz Teknofest'i okul Öğrencilerimizde özgüven gelişimde bir katkı sağladı. Baktığımız kültürü Samsun Teknofest 2022 ve İstanbul Teknofest 2023’e okul zaman iki farklı okul, iki farklı türde yapıdaki okulun öğrencilerini bir haline olarak öğretmen ve öğrenciler tarafından katılım sağlandı. araya getirmek oldukça riskli bir durumdu. Ancak biz bunu Fen getirmek.\" Burada gördükleriniz sizde nasıl bir izlenim bıraktı. Lisesi ile birlikte başardık. Öğrencilerimiz fen lisesinde kazanım testi Teknofest’e katılım konusunda okulumuzun yapmış olduğu denemeleri ve YKS denemelerine katılarak oradaki öğrencilerle çalışmalar var mı? yarıştılar ve özgüven sağladılar. Sadece bizim öğrencilerimiz değil, Fen lisesi öğrencileri de bazı kazanımlar sağladı. 15 kişilik bir Bir yıldır sürdürdüğümüz bir çalışmamız var. Biraz geç kalınmış bir öğrenci grubu laboratuvar ve atölyelerde deney setleri ile uygulama çalışma olarak görüyorum. Çünkü böyle çalışmalarla bir okul yapma şansı buldu. Her iki taraf da kazınım sağladı. Bu sebeple kültürünün oluşturulması sağlanır. Okulumuzun her yıl Teknofest’e önümüzdeki yıl bu protokolü yenilemeyi hedefliyoruz. katılan, proje hazırlayan, aynı zamanda da akademik başarılar ile konuşulan, sürekli üreten, sürekli yeniliğe açık bir okul olmasını Bartın Eğitim Kampüsü projesinde okul olarak destek hedefliyoruz. Dolayısıyla Teknofest bizim en önemli hedeflerimizden bir tanesi. Bu hedefe ulaşmak için ilk önce Teknofest’e gezi düzenleyip o sağladınız. Proje sonucu tamamlanan derslikler deprem atmosferi soluduk ,oradaki standları gezdik. Bizimle emsal okulların ne tür projeler sunduğunu gözlemledik. Bu sürecin sonunda yük taşıma bölgesi illerimizden biri olan Malatya’da kurulumu robotu yapmaya karar verdik. Tüm alanları da içine alan bir proje olmasına özen gösterdik. Öğrenci ve öğretmenlerimizle birlikte bir AR- tamamlanıp öğrencilerin kullanımına açıldı. Oradaki GE ekibi kurduk. Eylülde ilk toplantısını yaptık ve çalışmalara başladık. 1. Dönem bir prototip yaptık. Deneme amaçlı kaba bir örneğini öğrencilerin mutluluk ifadelerini fotoğraflarda oluşturduk. 2.dönemde Ticaret ve Sanayi Odasının desteğiyle şubat ayında ilk somut çalışmamızı gerçekleştirdik. Malzemeler alındıktan gördüğünüzde katkı sağlayan biri olarak neler sonra ekibimizin çalışmaları hız kazandı. Şu anda robotumuzun %50’si tamamlanmış durumda. Alt hareket aksamları bitti. Üst yük taşıma hissettiniz? kısmıyla ilgili mekanik bölüm çalışmamız devam ediyor. İnşallah bu yıl sonunda mesleki teknik fuarı düzenlenecek. Orada da sergileme imkanı İl Milli Eğitim Müdürlüğünün koordinesinde yapılan bir projeydi. Bu projeye destek olduk. İl Milli bulacağız. Bu çalışmalarla teknofest ve proje yarışmalarına katılmayı Eğitim Müdürümüz Sayın Oğuzhan ACAR’la konuştuğumuzda biz nasıl bu projeye destek olabiliriz kurum kültürü haline getirmeyi amaçlıyoruz. dediğimde konteynerlerin özellikle elektrikle ilgili kısımlarının bizim tarafımızdan yapılabileceğine karar verdik. Bizde bununla ilgili olarak herhangi bir elektrik kesintisinde eğitim öğretimin aksamaması adına konteynerlerin yenilenebilir enerjiyle güneş panelleriyle donatılmasına karar verdik. Bununla birlikte iç aydınlatmasıyla ilgili kısımlarının da okulumuzun öğretmenleri ve öğrencileriyle tamamlanmasını sağladık. Daha sonra Malatya’da öğretmenlerimiz oraya gittiler 2 gün içinde kurulumunu yaparak buraya geldiler. Orada özellikle şöyle bir sıkıntı var. İnsanlar depremin psikolojik etkisinden dolayı kapalı binalara çocuklarını göndermiyorlar. Konteynerlerin kurulması bu etkiyi ortadan kaldırdı. Velilerin ve öğrencilerin büyük bir heyecanla konteynerleri kullandıklarını gördük. Bu projeye destek veren bütün hayırseverlerin, bütün emek veren insanların gayretlerinin sonucunda orada öğrencilerimizin eğitim aldıklarını görmek bizi gerçekten çok mutlu etti. Emeği geçen herkese çok teşekkür ediyorum.
BİLİMLER TARİHİNİN ZİRVESİ FUAT SEZGİN 18 ciltlik Arap-İslam Cumhurbaşkanlığı Sezgin Süryanice, İbranice, Latince ve Bilim Tarihi Kültür ve Sanat Büyük Arapça gibi 27 dili çok iyi derece Ödülü (2013) okuyup yazabiliyordu. Okulumuz gibi Türkiye’de pek çok kurum “Fuat 1924 yılında Bitlis'te doğdu. 1942 yılında ise Erzurum’a giderek yine Sezgin” adını almıştır. Sizler Fuat Sezgin’i ne kadar burslu ve yatılı olarak Erzurum Lisesi Fen Bölümü’nü bitirdi. Fuat Sezgin, 1943 yılında matematik okuyup mühendis olma düşüncesiyle tanıyorsunuz? Fuat Sezgin kimdir ve neden İstanbul’a geldi. Bir yakınının tavsiyesi üzerine İstanbul Üniversitesi Türkiye’de bu kadar kuruma ismini vermiştir? Batı’nın Şarkiyat Araştırmaları Enstitüsü’nde alanında en tanınmış uzmanlardan olan Alman şarkiyatçı Hellmut Ritter (1892-1971) ilerlemesi karşısında Müslümanların karanlık çağlar tarafından verilen bir seminere katıldı. Katıldığı bu seminerden o yaşadığının söylenmesine rağmen, Prof. Dr. Fuat kadar etkilendi ki, mühendis olma sevdasından vazgeçerek Hellmut SEZGİN sayesinde “Bizim de günümüz biliminin Ritter’in talebesi olmaya karar verdi (Doğan & Erdoğan, 2019). 1961 gelişmesine büyük katkılarımız var.” mesajı yılında Frankfurt Üniversitesi’nde çalışmaya başlayan Sezgin, sonrasında Almanya’da kalacak ve tüm çalışmalarını Almanya’da verilmiştir. Ayrıca Türkiye’nin yetiştirmiş olduğu çok tamamlayacaktır (Ekici, 2013). değerli bir bilim insanı olduğu, dünya bilim tarihi açısından da çok önemli eserler ortaya koyduğu ve İslam bilim ve teknoloji tarihi alanındaki çalışmalara tüm yaşamını adayan Sezgin, ulusal ve uluslararası alanda yaptığı bilimsel örnek teşkil edecek bir bilimsel kişilik olduğu için bu faaliyetler ile birçok ödüle ve nişana hak kazanmıştır. Bunlar arasında makalede Prof. Dr. Fuat SEZGİN’in hayatını ve ilmi Kahire Arap Dili Akademisi, Şam Arap Dili Akademisi, Fas Rabat kişiliğini kısaca ele almaya çalışacağız. Kraliyet Akademisi, Bağdat Arap Dili Akademisi, Türkiye Bilimler Akademisi şeref üyeliğidir. Bununla birlikte Erzurum Atatürk Üniversitesi’nde, Isparta Süleyman Demirel Üniversitesi’nde, İstanbul Üniversitesi’nde ve Kayseri Erciyes Üniversitesi’nde Sezgin´e fahri doktora takdim edilmiştir. Bununla birlikte Kral Faysal Ödülü (1978), Frankfurt am Main Goethe Plaketi (1980), Almanya Birinci Derece Federal Hizmet Madalyası (1982), Almanya Üstün Hizmet Madalyası (2001), İran İslami Bilimler Kitap Ödülü (2004), Hessen Kültür Ödülü (2009), T.C. Cumhurbaşkanlığı Kültür ve Sanat Büyük Ödülü (2013) ve Kültür-Turizm Bakanlığı Özel Ödülü (2016) sahibi olmuştur (Sezgin, 2016). Sezgin’in on yedi ciltten oluşan Arap-İslam Bilim Tarihi isimli kitabı Brockelmann’ın beş ciltlik Arap Edebiyat/Kültür Tarihi isimli eserinin sistematiği çerçevesinde hazırlanmış özgün bir eserdir (Kenan, 2003). Alman fizikçi Eilhard Wiedemann insanların tanıması için 1900 yılında kitaplardan bulduğu İslam bilim aletlerinin modellerini yapmaya başlamış ve yaklaşık otuz yıllık bir sürede, yani 1928 yılına kadar toplamda beş aletin modelini yapmayı başarabilmiştir. Prof. Dr. Fuat Sezgin bu örnek ışığında Frankfurt´ta kurduğu İslam Bilim Tarihi müzesinde sekiz yüzden fazla aletin yapımını gerçekleştirmiştir. Ayrıca kurmuş olduğu müzenin binasında bu aletlerin dışında kendi hayatı boyunca dünyanın çeşitli yerlerinden büyük bir özenle sıkıntı ve zorluklara katlanarak topladığı kırk beş bin cilt kitap ve on bin adet mikrofilmle kurduğu Bilimler Tarihi Kütüphanesi de bulunmaktadır. Prof. Dr. Fuat Sezgin üstün çaba ve çalışmalarıyla 2008 tarihinde ikinci bir müzeyi bünyesinde yaklaşık yedi yüz eserin bulunduğu İstanbul Gülhane Parkı içerisindeki yer alan binada kurmuştur. Bu müzede bulunan eserlerin tamamına yakınını Fuat SEZGİN kendi çabasıyla bağış olarak kazandırmıştır. Bu müzeler, Müslüman bilim insanlarının asırlar boyunca insanlığa kazandırdığı icat ve keşiflerinin bilim tarihinin farklı disiplinlerdeki değişimini ayrıntılı bir şekilde sergilemekte olup; kendi alanında dünyada bir yenilik ortaya koymaktadırlar (Şen, 2019). 27 dil bilen ve son nefesine kadar gün içerisinde bir saniye dahi asla çalışmayı bırakmayan Prof. Dr. Fuat Sezgin 30 Haziran 2018 tarihinde İstanbul'da 93 yaşında yaşamını yitirdi ve İstanbul Gülhane Parkı içerisinde yer alan İslam Bilim ve Teknoloji Tarihi Müzesi önünde yer alan bölüme defnedildi. 2019 yılı ise “Fuat Sezgin” olarak belirlenerek, kendisini anmak üzere tüm ülke çapında bilimsel etkinlikler düzenlendi. Dr. Seher PERVAN
GELECEK, BİLİŞİMLE GELECEK! BİLİŞİM TEKNOLOJİLERİ ALANI BİLİŞİM TEKNOLOJİLERİ ALANI DALLARIMIZ YAZILIM GELİŞTİRME AĞ İŞLETMENLİĞİ VE SİBER GÜVENLİK BELGELENDİRME Bu programı tamamlayan öğrenci; Yeni çağ becerileri ve tasarım odaklı düşünme yaklaşımı doğrultusunda \"meslek etiği ve ahilik, •Mezun olan öğrenciye, alan ve dalını iş sağlığı ve güvenliği, teknolojik gelişmeler ve endüstriyel dönüşüm, çevre koruma, girişimci gösteren diploma ve iş yeri açma fikirler, iş kurma ve yürütme, fikrî ve sınai mülkiyet hakları\" konularında mesleki gelişim belgesi ile birlikte seçmeli meslek sağlayacak beceriler kazanma, dersleri ile ulaşabileceği ilgili mesleklere ait sertifika verilmektedir. Temel algoritma, görsel blok programlama ve programlama işlemlerini yapma, iş sağlığı ve güvenliği tedbirlerini alarak bilişim etiği, bilgi güvenliği, fikri mülkiyet, sanayi devrimleri, •Mesleki ve teknik ortaöğretim dijital dönüşüm ve endüstri 4.0 teknolojileri, bilgisayar montajı yapma ve ağ temellerini kullanma, programlarından mezun olanlardan Teknik resim kurallarına uygun çizimler yapma, bilgisayarda üç boyutlu tasarım yaparak isteyenlere, Türkiye Yeterlilikler hazırlanan tasarımların baskısını alma, gibi beceriler kazanmaktadırlar. Çerçevesi kapsamın da öğrenim EĞİTİM VE KARİYER İMKANLARI süresince kazandıkları temel •Meslek lisesinden sonra \"Yükseköğretim Kurumları Sınavı\"nda (YKS) başarılı olanlar, lisans programlarına ya da meslek yüksekokullarının ilgili bölümlerine devam edebilirler. yeterlilikler hakkında bilgiler içeren •MTOK ile 4 yıllık bölümlere geçiş avantajı vardır. •Ağ işletmenleri, bilgisayar satış ve teknik destek firmaları, bankalar, sigorta şirketleri, ticari Europass sertifika/diploma ekiyle kuruluşlar, internet servis sağlayıcıları, internet yayıncılık şirketleri, radyo televizyon şirketleri, araştırma şirketleri, borsalar, ulaştırma, lojistik firmaları ve hizmet sektöründe yer alınan ve başarılan öğrenme birimini, alan kamu kuruluşlarında geniş iş imkânlarına sahiptir. •Web programcıları ve veri tabanı programcıları, kamu kuruluşları, bankalar ile özel sektöre mesleki eğitim gördüğü veya stajını ait iş yerleri, internet üzerinden ticaret (e–ticaret) yapan firmalarda çalışabilirler. •Bilgisayar teknik servisi, bilgisayar toplama ve satış işlemi yapan firmalarda, bünyesinde yaptığı işletmenin adını gösterir belge bilgisayar bulunduran iş yerlerinde, şirketlerde ve özel sektöre ait firmalarda çalışabilirler. düzenlenir.
Kimya Teknolojisi Alanı DAİMA ÜRETİM, GELİŞİM VE DAHA İYİSİNİ YAPMA ANLAYIŞIYLA BÜYÜYEREK GELİŞİYORUZ. Kimya, yaşamın her yönüyle ilgili bir alandır. Dünyada olduğu gibi ülkemizde de kimya sanayi, ana ve yan sanayileri ile birlikte ülke ekonomisine istihdam düzeyinde önemli katkılar sağlamaktadır. Kullandığımız temizlik malzemeleri kimya laboratuvarlarındaki bir dizi işlemden geçerek üretilir ve bize ulaşır. Hastalıkların tedavisinde kullanılan ilaçlar, toprağın veriminin artırılmasını sağlayan gübreler, taşıtların yakıtları gibi birçok maddenin üretiminde kimyasal işlemler uygulanır. Gıda ürünlerinin bir kısmı da soframıza ulaşıncaya kadar bir dizi kimyasal işlemden geçer. Kimya endüstrisi, laboratuvar ölçeğinde üretilen kimyasalların ekonomik biçimde tüketime sunulması için çalışır. Bu amaç doğrultusunda gerekli üretim ve analizlerinin yapılmasını sağlayan kimya teknolojisi alanı, ülkelerin kalkınmasında önemli bir role sahiptir. Kimya teknolojisi alanının çerçeve programlarının sektör analizine dayalı olarak modüler esaslı hazırlanması, ülkemiz ekonomisi açısından çok önemli olan bu sektöre kalifiye eleman yetiştiren mesleki ve teknik eğitim sistemine yeni bir anlayış getirecektir. Fuat Sezgin Mesleki ve Teknik Anadolu Lisesi bünyesinde 2020/2021 eğitim ve öğretim yılında Kimya Teknolojisi Alanında eğitim, çevre şartları ve istihdam durumları göz önüne alınarak Kimya Laboratuvarı Dalı açılmıştır. Kimya teknolojisi alanından mezun olan öğrenciler, seçtikleri dal/meslekte kazandıkları yeterlikler doğrultusunda; cam fabrikalarında, lastik ve kauçuk fabrikalarında, çimento fabrikalarında, kâğıt fabrikalarında, şeker fabrikalarında, boya fabrikalarında, gıda sektöründe, ilaç sektöründe, gübre fabrikalarında, toprak ve su analiz laboratuvarlarında, kozmetik ve temizlik sektöründe, enerji sektöründe, petrol ve rafinerisi sektöründe, otomotiv fabrikalarında, metal sektöründe, deri sektöründe, tersanelerde, tekstil sektöründe, petrokimya sektöründe, sağlık sektöründe, maden sektöründe, inşaat sektöründe, ahşap sektöründe, kimya sektörüne ihtiyaç duyulan kamu kurum ve kuruluşlarında vb. yerlerde çalışabilirler. Bölümümüz açıldığından beri öğrencilerimizle birlikte üretime devam etmekteyiz. Özellikle pandemi döneminde yaptığımız üretimle okullarımıza ve devlet kurumlarımıza katkı sağladık. Bu yıl ülkemizde yaşanan depremden sonra ürettiğimiz ürünleri deprem bölgesine gönderip halkımızın hijyen konusunda yaşadığı sıkıntıyı gidermeye çalıştık. El dezenfektanı, sıvı sabun, genel temizlik maddesi, çamaşır suyu, kireç sökücü gibi ürünler kimya teknolojisi alanımız tarafından okulumuzda üretilmektedir. 19 Mayıs Atatürk'ü Anma Gençlik ve Spor Bayramı dolayısıyla Kimya Alanımız öğrencileri ve öğretmenleri Anıtkabir’i ziyaret ederek Ulu Önder Gazi Mustafa Kemal Atatürk’e saygı, minnet ve özlemlerini bir kez daha dile getirdiler.
MOTORLU ARAÇLAR TEKNOLOJİSİ ALANI Alanımız 2400m² kapalı alana sahip olup Mesleki Eğitim Merkezi (MESEM) içerisinde 10 adet atölye ve laboratuvar, ATÖLYEMİZDE teknoloji ve teknik resim sınıflarıyla diğer öğrencilerimiz 9.sınıftan itibaren işletmeler SUNULAN birimler bulunmaktadır. HİZMETLER Motorlu Araçlar Teknolojisi alanında Anadolu ile sözleşme imzalayıp haftanın 1 günü Meslek Lisesi Programı ve Mesleki Eğitim Lastik sökme, takma Merkezi (MESEM) Programı uygulanmaktadır. okulda 4 günü de işletmelerde meslek Lastik balans ayarı Anadolu Meslek Lisesi Programı altında Nitelikli lastik tamiri Otomotiv Elektromekanik, İş makineleri, eğitimine devam etmektedir. Bu Yağ ve filtre değişimleri Otomotiv Gövde, Otomotiv boya ve Elektrikli Fren, balata ve disk değişimleri Araçlar dalları yer almaktadır. Alanımızda bu öğrencilerimiz 11.sınıfın sonunda kalfalık ve Bilgisayarlı cihaz ile arıza tespiti dallardan şu an Otomotiv Elektromekanik Klima gazı servisi dalında eğitim verilmekte olup ihtiyaç ve talep 12.sınıfın sonunda ustalık sınavlarına alınıp durumuna göre diğer dal eğitimleri de verilmektedir. başarılı olanlara belgeleri verilmektedir. AMP 9.sınıf öğrencilerimize alan ortak dersi Ayrıca MESEM öğrencilerimiz AMP olarak 9 saatlik Araç Teknolojisi dersi verilmektedir. 9.sınıfın sonunda öğrencilerimiz öğrencilerimiz gibi fark derslerini vermek dal tercihinde bulunup 10 ve 11.sınıfta dal eğitimi derslerini almaktadır. 12.sınıfta suretiyle AML diploması almaya hak akademik eğitime katılmak isteyen öğrencilerimize üniversite hazırlık dersleriyle kazanmaktadır. ilgili eğitim verilmektedir. Akademik eğitime katılmayan öğrencilerimiz İşletmelerde Meslek Motorlu Araçlar Teknolojisi Alanı Eğitimi (İME) kapsamında haftanın 3 günü alanlarıyla ilgili iş yerlerinde eğitim görüp bünyesinde kurulu olan Bakım ve Servis haftanın 2 günü de okulda eğitimlerine devam etmektedir. Atölyesinde öğrencilerimizle birlikte döner Mezun olan öğrencilerimize hem meslek lisesi diploması hem de iş yeri açma (ustalık) belgesi sermaye çalışmaları yapılmaktadır. Bu düzenlenmektedir. kapsamda atölyemizde bazı hizmetler sunulmaktadır. Döse kapsamında görev alan öğrencilerimize yaptıkları çalışma karşılığında ücret ödenmektedir. Alanımızdan mezun olan öğrencilerimizden akademik destek eğitimine devam etmek isteyenler üniversite sınavı sonucuna göre; 2 yıllık meslek yüksek okullarının Makine ve Otomotiv bölümlerine, 4 yıllık üniversitelerin Makine Mühendisliği, Otomotiv Mühendisliği gibi bölümlerine kayıt yaptırabilirler. İş hayatına atılmak isteyenler kendi iş yerlerini kurabilirler. Servislerde ve otomotiv fabrikalarında usta olarak çalışabilirler veya kamu kuruluşlarının oto bakım atölyelerinde teknisyen olarak görev alabilirler.
Elektrik - Elektronik Türk elektrik-elektronik sanayinin Türkiye ekonomisi içerisindeki payı her geçen gün artmaktadır. Sektörün sürekli gelişiyor ve kendini yeniliyor olması, dünya teknolojilerine uyum sağlamada ve yeni teknolojileri Teknolojisi Alanı benimsemede gösterdiği çabukluk, sektörün parlak geleceğine işaret etmektedir. İhracat ve iç talepteki canlanmaya bağlı olarak üretimini hızla artıran sektörde, başta dayanıklı tüketim mallarında elektronik cihaz ve beyaz eşya olmak üzere, Elektrik-Elektronik teknolojisi alanı bugün diğer tüm alanları geliştiren, temel ve üretken bir sanayiye kablolar, bağlantı parçalı iletkenler, elektrik dağıtım ve dönüşmüş durumdadır. Alan, bugün kendi tasarım ve teknolojilerini geliştirecek güce ulaşmıştır. Elektrik- kontrol panoları gibi ürünlerde, kurulu kapasite ve Elektronik alanı birçok alanı etkilerken, ekonomiye kendi üretimi, ihracatı ve istihdamıyla yaptığı birinci kapasite kullanım oranları sürekli artmaktadır. Türk derece katkının yanında, diğer sektörlere olan etkileriyle ikinci derece katkılarda da bulunmaktadır. Bu elektrik-elektronik sanayi, yakın bir gelecekte Avrupa alandaki teknoloji değişimleri ve kalite artışlarının, sektör ürünlerini girdi olarak kullanan birçok alanda pazarını da aşarak, kaliteli Türk ürünlerini, başta kalitenin artmasına olumlu etkide bulunacağı anlamına gelmektedir. Amerika olmak üzere tüm dünya pazarlarında tüketicinin hizmetine sunabilecek yetenek, deneyim, girişkenlik ve azme sahiptir. Küresel pazarda lider olabilmek, ancak gelişmiş bir elektrik-elektronik sanayi ile mümkündür. Meslekte çalışacak kişilerin tüm duyu organları işlevlerini tam olarak yerine getirmelidir. El becerisine dayalı bir meslek alanı olduğundan, el ve parmaklarını ustalıkla kullanabilmelidir. Ayrıca titizlik ve özen isteyen bir çalışma gerektirdiğinden kişinin sabırlı, dikkatli ve tedbirli olması gerekir. Mekanik konulara ilgili ve yetenekli, teknik resim çizme ve okuma becerisi gelişmiş alet ve makinelerle uğraşmaktan hoşlanan, sesleri ayırt edebilme yeteneğine sahip, ince ayrıntıları algılayabilen, ekip çalışmasına yatkın, sorumluluk duygusu gelişmiş, fen bilimleri, matematik, bilgisayar ve yabancı dil bilgisine sahip kişiler olması gerekir. Bunların yanında tasarım yeteneği ve matematiksel konulara ilgi duyan kişiler olmaları gerekir. Elektrik tesisatları ve pano Mezunlarımızda Olması Gereken Özellikler montörlüğü, dallarını seçeceklerin kapalı yer ve • Teknik becerilere sahip olmak yükseklik fobisi olmayan, tırmanma ve uzanma gibi • Planlama ve organizasyon yeteneği sergilemek bedensel çalışmaları yapabilecek kadar güçlü ve • Takım çalışmasına yatkınlık göstermek dayanıklı, sara ve benzeri hastalıkları bulunmayan kişiler olması gerekir. • Etkili iletişim becerisi sergilemek Anadolu Meslek Lisesi Programı • Sorumluluk sahibi olmak 9.sınıf Elektrik Elektronik Teknolojisi Alanı 3 Haftalık eğitim sonrası not ortalaması ve tercihle seçilebilmektedir. 10.sınıfta dal seçimleri gerçekleşmektedir. 11.sınıfta dal dersleri derslerinde başarılı olanlar içerisinden istekli öğrenciler 12.sınıfta akademik eğitime geçebilmektedir. 12.sınıfta haftanın 2 günü okul, 3 gün işletme olarak eğitim öğretim tamamlanır. Anadolu Teknik Programı 9.sınıfta LGS sınav puanı ile 30 kontenjan ile eğitim öğretim başlamaktadır. 10.sınıfta dal seçimleri gerçekleşmektedir. 10.sınıf sonunda yaz tatilinde 15 iş günü işletmede yaz stajı yapılmaktadır. 11.sınıf dal dersleri,11.sınıf sonunda yaz tatilinde 25 iş günü işletmede yaz stajı yapılmaktadır. 12.sınıf akademik eğitim programı ile eğitim öğretim tamamlanmaktadır. Alanımız 11 Atölye, ekipmanları ve donanımlarıyla eğitim öğretim faaliyetlerini 13 öğretmenimizle sürdürmektedir. Okulumuzda teknik gezi, fuar ve etkinliklere katılım sağlanmaya çalışılmaktadır. Döner Sermaye çalışmaları kapsamında okulumuzda kullanmak üzere Elektrik Eğitim Setleri imal edilerek öğrencilerin kullanımına sunulmuştur. Ayrıca talep doğrultusunda diğer okullara imalatı da yapılabilmektedir. İlimizdeki Etkileşimli Tahtaların tamir bakım ve onarımını Etkileşimli Tahta Destek noktası olarak gerçekleştirmekteyiz.
YENİLENEBİLİR ENERJİ TEKNOLOJİLERİ ALANI Yeşil enerji, daha temiz bir dünya için bir adımdır. Yenilenebilir enerji teknolojileri; rüzgâr ve güneş enerjisinden elektrik üreten küçük ve büyük çaplı santrallerin kurulumu, işletilmesi, bakımı, onarımı ve arızalarının giderilmesi ile ilgili yeterlikleri kazandırmaya yönelik eğitim ve öğretim verilen alandır. Gücünü güneşten alan, hiç tükenmeyeceği düşünülen ve çevreye zarar vermeyen enerji kaynakları yenilenebilir enerji kaynaklarıdır. Yenilenebilir enerji, yeşil enerjidir. Güneş ve rüzgâr yenilenebilir enerji kaynağıdır. Bu teknolojiler ile günümüzde en çok ihtiyaç duyulan elektrik enerjisi üretilmektedir. Türkiye'de bu sektör hızla gelişmekte ve bu alanda ciddi miktarda kaliteli elemana ihtiyaç duyulmaktadır. Yenilenebilir enerji (kaynakları), sürekli devam eden doğal süreçlerdeki var olan enerji akışından elde edilen enerjidir. Bu kaynaklar güneş ışığı, rüzgâr, akan su (hidrogüç), biyolojik süreçler ve jeotermal olarak sıralanabilir. Yenilenebilir Enerji Teknolojileri Alanına Kurulan Güneş Enerjisi Sistemleri Laboratuvarı ile; Ögrenciler Güneş Enerjisi Sistemleri Kurulumu Dersinde; günes açısı, akü kapasitesi, AC ve DC dagıtım, AC ve DC yükleme, mono kristal, polo kristal ve ince film gibi kavramlara hakim olacaklar, güneş hücresi ve çoklu güneş hücresi eğitim setlerinde yapacakları deneylerle; güneşten elektrik üreten sistemlerin yapısını, çalışmasını, bağlantı şemalarını, hesaplamalarını ve projelendirilmesini öğreneceklerdir. MEZUN OLANLARA HANGİ BELGELER VERİLİR Diploma ile birlikte iş yeri açma belgesi, Europass diploma eki belgesi verilmektedir. Ayrıca tüm mezun olan öğrencilere teknisyen unvanı verilmektedir.
Mesleki ve Teknik Eğitimde Sıkça Sorulan Sorular 01 Anadolu teknik programı öğrencilerimizin mesleki bilgi, beceri, tutum ve davranışlarını geliştirmeleri, iş hayatını tanımaları, Meslek öğrenirken nasıl bir gerçek üretim ve hizmet ortamında yetişmeleri ve okulda eğitim verilmektedir? olmayan tesis, araç-gereci tanımaları amacıyla, 40 iş günü işletmelerde staj yapmaları gerekir. Anadolu meslek programı Öğrencilerimiz teorik ve uygulamalı eğitim alırlar. Beceri eğitimlerini öğrencilerimizden işletmede beceri eğitimini okulda yapanların işletmelerde, teorik eğitimlerini ise mesleki ve teknik eğitim okul ve da 40 gün staj yapması gerekir. kurumlarında / işletme veya kurumlarca tesis edilen birimlerinde yaparlar. Anadolu meslek programı öğrencilerimiz 12.sınıfta 3 gün; 03 mesleki eğitim merkezi programlarına kayıtlı öğrencilerimiz ise 9.sınıftan itibaren 4 veya 5 gün işletmede beceri eğitimi alırlar. Proje okullarının farkı nedir? 02 Milli Eğitim Bakanlığı ile sektör veya Bakanlık paydaşları Anadolu lisesinde 9'uncu arasında yapılan protokoller kapsamında, bazı okullarımızda sınıfta okuyorum, meslek özel program ve proje uygulanmaktadır. Bu okullarda öğretim lisesine geçebilir miyim? programları, süreleri, seçilen dersler, işletmede beceri eğitimi olanakları, öğrencilere sağlanan maddi destek ve sosyal Fen liseleri, Sosyal bilimler liseleri, Anadolu ve Anadolu olanaklar iş birliği yapılan sektörün desteğiyle diğer İmam Hatip liselerinden Mesleki ve Teknik Anadolu liseleri, okullarımıza göre farklılık gösterebilir. mesleki ve teknik eğitim merkezleri ile çok programlı 05 Anadolu liselerine; Milli Eğitim Bakanlığı Ortaöğretim Kurumları Yönetmeliği'nde belirtilen esaslara göre geçiş Meslek seçimi yaparken nelere dikkat etmeliyim? yapılabilir. Meslek seçiminde öğrencilerimizin gelecekte hayal 04 kırıklığına uğramaması için seçeceği mesleğe yeteneklerinin uygun olup olmadığını, sahip olduğu Neden meslek lisesini yeteneklerle yapacağı mesleğin gerektirdiği yeteneklerin seçmeliyim? ne kadar örtüştüğünü iyi bilmesi gerekmektedir. Öğrencilerimiz liseyi bitirdiklerinde eğitim gördükleri alan ve dalda hem diploma hem de işyeri açma belgesi alırlar. ( İş yeri açma yetkisi özel kanunlarla belirlenen sağlık meslek alanlarında iş yeri açma belgesi verilmez.)
BİRİ HAYVANAT BAHÇELERİ Mİ ? DEDİ. Gördüğünüz resimler özgür, demokratik Batı'nın 1960’lı yıllara kadar gelen siyahi hayvanat bahçeleri... 1864 Sanayi inkılabı ile başlayan sömürgecilik anlayışı devletlerin yer altı ve yer üstü kaynaklarıyla sınırlı kalmamıştır. Afrika’dan getirilen siyahiler öncelikli köle pazarlarında satılmıştır. Avrupa’nın birçok yerinde “Siyah”i satan dükkânlara yaygın bir şekilde rastlanmaktadır. (Resim1, Bkz. 1864 Amerika ) (Resim 1) Daha sonra ise siyahiler panayırlarda canlı hedef olarak kullanılacaktır.(Resim 2,Bkz. ) 1874 (Resim 2) (Resim 3) 1800’lü yılların sonunda popülerliği başlayan insan hayvanat bahçeleri zaman içinde yayılmıştır. Bunu ilk olarak 1874 yılında Hamburglu tüccar Carl Hagenback, egzotik hayvanat bahçesine farklılık eklemek için yapmıştır. ( Resim 3 ve 4 Bkz. ) Bu fikir insan hayvanat bahçelerinin ilk türü kabul edilmiştir. Sonrasında Avrupa’nın birçok merkezine bu hayvanat bahçelerinden yapılmıştır. 1899 yılında Paris’teki hayvanat bahçesinde düzenlenen özel bir etkinliği izlemeye gelen kişi sayısının 19 milyonu aştığı bilinmektedir. Orangutanlarla poz vermek zorunda kalan korkmuş siyahileri resimlerde de görmek mümkündür. 1906(Resim 4) Oto Benga Kongo’lu bir pigme (cüce) 1.49 boy, 46 kilo, 23 yaşında, evli ve bir çocuk sahibiydi. Onu Amerikalı bir din adamı olan Samuel P. Varner yakaladı. 1906 yılında New York’a binlerce soydaşı ile beraber getirdi. O, New York Bronx Hayvanat Bahçesinde maymunlarla beraber sergilenmeye başladı. Afrika’daki o vahşi doğadan daha beter olan vahşi insanın eline düşmüştü. Onun hayvanat bahçesinde sergilendiğini gösteren resimler New York Times gazetesinin başköşesinde yer aldı. Herkes onu izlemeye gitti biri dışında… Rahip James Gordon bunun insanlık suçu olduğunu kapı kapı gezerek anlattı. En sonunda Oto Benga 1916 yılında kurtuldu. Kongo’ya gidemediği için intihar etti… Ölüm onun için kurtuluş olmuştu. (Resim 5 Bkz.) Hayvanat bahçesinin sahibi bu insanlık sucunu garip bir şekilde şöyle savunacaktı, “Bunu sadece biz yapmıyoruz, dünyanın birçok yerinde var.” Haklıydı kesinlikle o dönemde Avrupa’nın Londra, Paris, Berlin, Brüksel Stutgard, Barcelona, Milano vb. şehirlerinde bu hayvanat bahçelerinden vardı. Bu hayvanat bahçelerinin sonuncusu 1956 yılında Brüksel’de kapandı. Çok değil sadece 70 yıl önceden bahsediyorum. 1948 (Resim 5) Yukarıda anlattıklarım aslında ırkçılığın boyutunu göstermektedir. Kendi siyahi vatandaşlarına bakış açıları da bu zihniyetten kalmadır. 1948 yılında Amerika’da üniversiteye kabul edilen ilk Afrika kökenli Amerikalı George MC Laurin’dir. Resim 6’ya dikkatlice bakınız beyazlar onu aralarına almıyor. Ya da Resim 7’ye bakınız. ABD’de beyazlar okuluna giden Dorothy Counts ve babası… Arkasında kendilerini taciz eden beyazlar… Bu utanç tablolarını günümüze kadar getirebilirim. Ama başka bir konuya değinmek istiyorum. Neden biz bunları duymadık? Çünkü İngilizler, Fransızlar, Amerikalılar bu utanç verici tarihin baş aktörleri olduğu için duymuyoruz. Özgürlük, demokrasi gibi kavramları dekor yapıp gerçeği örtbas ettiler. Ota Benga’nın vatanında bir söz vardır. “Dekor gerçeğe uyum göstermez, gerçeğin de dekora ihtiyacı yoktur.\" Dekoru değil gerçeği görebilmek dileğiyle… (Resim 6) Muhammed KAYMAKÇI / Tarih Öğretmeni (Resim 7)
Acaba mitolojik canavarlar olarak tanımlanan \"chimera\" gerçek hayatta olabilir mi? İçimdeki Yabancı Görsel 2. Mitolojide Kimerizm (2) Kimerizm Aslında yaygın bir genetik durumu ifade eden Ağzından alevler çıkartan aslanlar, gövdesi at başı kimerizm, birden fazla canlı türünün karışımından insan olan yaratıklar... oluşmuş ilginç mitolojik canlılara atfedilerek verilmiş bir isimdir. Görsel 1. Kimerizm ile ilgili figür (1) Pek çok canlı türünde görülebilen Kimerizm, Tek bedende çok kimlik insanlarda en çok hamilelik ile kendini göstermektedir. Çift yumurta ikizlerinde gebeliğin erken bir döneminde embriyolardan birinin ölmesi ve ölen ikizin kimi hücrelerinin öteki kardeş tarafından emilmesiyle gerçekleşmektedir. Hayatta kalan embriyoda, hem kendi hücreleri, hem de ikizinden aldığı hücreler bulunmaktadır. Yani ikizini yutmuş yeni bir birey. Bu durum farklı doku ve organlardan alınan DNA örneklerinin farklı çıkmasına, birden fazla kan grubuna sahip olmaya, yamalı deri görünümüne ,hem erkek hem dişi eşey organa sahip olma gibi sonuçları doğurmaktadır. Görsel 3. Kimera Kedi (3) Görsel 4. Kimera kuzu (4) Şekil 1: Kimerik embriyo oluşumu basitçe şekillendirilmesi(5) Birey biyolojik olarak özelliklerinin yarısını anneden, yarısını babadan alır ve Doğan dişi bireyin sağ yumurtalığı kedisine, sol böylece bireyin genetik kimliği oluşur. yumurtalığı ikizine ait olabilmekte ve bu da ikizini Ta ki kimerik olduğu bilinene kadar... içinde taşıyan kadının hamile kaldığında doğacak çocuğu ile farklı DNA profiline sahip olmasına neden olabilmektedir.Hatta bu durumun anne bebek arasında bağlanma problemi yarattığına dair bazı araştırmalar bulunmaktadır.(5) Kimerizm doğuştan gerçekleşebileceği gibi sonradan kan transfüzyonu ile ya da organ nakilleri ile de gerçekleşebilmektedir.Ancak bu durum geçici bir süreyi kapsamaktadır. Örneğin adli bir vakada biyolojik delil bırakan bir kişinin, kan nakli yapıldıktan bir süre sonra yakalanması durumunda kandan DNA analizi yapıldığında suçlu olduğunu kanıtlamak neredeyse imkansız hale gelir ve adli vakalarda suçluların tespitinin yapılamaması ya da suçsuz birinin ceza alması ile sonuçlanabilir. Dışarıdan bakıldığında kulağa hoş bir durum gibi gelse de dizilere, filmlere ,mitolojiye konu olmuş içimizdeki yabancı , oldukça tehlikeli genetik ve adli problemleri beraberinde getirebilmektedir. Belgin USTA / Biyoloji Öğretmeni Kaynakça: 1.ErişimAdresi: https://seyler.eksisozluk.com/bebekteki-genetik-materyalin-anne- kanina-karismasi-durumu-mikrokimerizm (Erişim:24/04/2023) 2.Erişim Adresi: https://www.bezelyedergi.net/post/i-kizim-benimle-kimerizm (Erişim:10/04/2023) 3.Erişim Adresi: https://onedio.com/haber/genetik-olusumu-sonucu-vucudunun-iki- yarisi-apayri-renkler-alan-guzeller-guzeli-minnos-795408 4.Erişim Adresi: https://services.tubitak.gov.tr/edergi/yazi.pdf;jsessionid=TMhmMOA+tcDtD7TmXb51 W2YH dergiKodu=4&cilt=39&sayi=550&sayfa=54&yaziid=22430 (Erişim:24/04/2023) 5. Erişim Adresi: https://www.bezelyedergi.net/post/i-kizim-benimle-kimerizm (Erişim:12/04/2023) 6.Keskin İ,Müdok T.(2016).Bir ben var benden içeri:Kimerizm. İbn-i Sina Journal of Medical Sciences,2(1):1-6.
Sosyal Medyada Ördek Sendromu Bir çift düşünün. Evden çıkıp sinemaya gidiyorlar. Adam karısına geç hazırlandığı için kızıyor. Asansörde tartışarak iniyorlar. Yolda trafik sıkışıyor. Adam bir yandan kendisini sıkıştıran araçlara bağırıp çağırıyor, bir yandan da geç kalmalarına sebep olan karısına söyleniyor. Park yeri bulamayıp bir on dakika da öyle dolanıyorlar ve tam bir sinir harbi yaşıyorlar. Film de hoşlarına gitmiyor. Çıkışta bu sefer kadın, kötü bir film seçtiği için eşini suçluyor. Tartışarak eve dönüyorlar. Şimdi gelelim sosyal medyaya; Siz bu çiftin arkadaşı olduğunuzu düşünün. Evinizde pijamalarla huzur içinde oturuyorsunuz. Bu arada İnstagram’a arkadaşınızın fotoğrafı düşüyor. İki tane gülümseyen yüz, kucakta kocaman bir patlamış mısır paketi, arka planda filmin afişi. Fotoğrafın altında şöyle yazıyor; \"Harika bir bahar akşamı, enfes bir film, patlamış mısır ve aşkım.” Cümlenin sonunda bir de kalp var. Moraliniz bozuluyor. “Ben evde atletle oturuyorum. Millet nasıl da eğleniyor!” diye canınızı sıkıyorsunuz. İşte sosyal medyanın illüzyonu bu. Herkes ucu bucağı olmayan bir podyumda ha bire poz veriyor. Seyirciler de bu büyük kıyaslama oyununa ha bire özeniyor. Sosyal medyada mutlu gözükmek için harcanan çok büyük bir gayret var. Ama ekranda bu gayret gözükmüyor. Stanford Üniversitesinde konuyla ilgili çalışmalar yapan araştırmacılar işte bu durumlar için bir kavram geliştirmişler; “Ördek Sendromu.” Ördekler gölün üzerinde hiçbir çaba sarf etmiyormuş gibi, rahat ve dingin bir şekilde süzülürler. Gölün altında kalan ayakları bir makine gibi çalışır ama dışarıdan bakınca hiç belli olmaz. Sosyal medyada suyun altında kalan kısımlar da ekranda gözükse, inanın kimse moralini falan bozmaz. Berna KALAYCI / Müdür Yardımcısı
CERN'den İzlenimlerle Parçacık Fiziği 2012 yılında Higgs parçacığının (medyada Tanrı parçacığı bulundu olarak duyuruldu) keşfi sayesinde CERN laboratuvarına ve orada gerçekleşen hızlandırıcı ve parçacık fiziğine karşı yoğun bir ilgi ve merak oluşmuştur. Bu merak yersiz değildir çünkü parçacık ve hızlandırıcı fiziği, bilimin ve teknolojinin sınırlarını zorlayan, her an yenilikçi buluşlarla beslenen çok hareketli ve renkli bir bilim dalıdır. Burada yapılan çalışmaların yeni neslin bilim insanlarına (siz öğrencilere) ilham vermesi için özellikle fizik öğretmenlerinin bilgi edinmesi kaçınılmazdır. (Fotoğraf 1) CERN deneylerinde görevli Türk fizikçilerin düzenlediği CERN Türk Öğretmenler Programı’na 2016’da katılımcı, 2018’de ise rehber olarak seçildim. Bu alandan o kadar çok etkilendim ki, parçacık fiziği eğitiminde doktora yapmaya karar verdim! Size bu deneyim ve eğitimler sonucunda edindiğim deneyimleri burada kısaca anlatmak isterim. İsviçre-Fransa sınırında yerin yaklaşık 100 metre altına kurulan bir dairesel hızlandırıcı olan CERN, 28 kilometre çapındadır. İkinci dünya savaşı sonrasında Avrupa ülkelerinin bilimde ilerleme kaydetmek adına birleştikleri bir kuruluştur. (Fotoğraf 2)
CERN’de yapılan çalışmanın amacı evrenin ilk oluşum anlarını tekrar oluşturmak, en küçük atomaltı parçacığın ne olduğu ve özellikleri hakkında araştırma yapmaktır. Bunu bir çocuğun elindeki oyuncağa karşı olan merakına benzetebiliriz: çocuk arabasını kırarak içinde ne olduğuna bakmak ister. Aynı şekilde CERN’deki tünellerde protonlar ışık hızına yakın hızlarda çarpıştırılıp, açığa çıkan atom altı parçacıklar incelenmektedir. (fotoğraf 3) Daha yüz yıl öncesinde atom parçalanamaz denildi, parçalandı. İçerisinden proton, nötron ve elektron ortaya çıktı. Bu parçacıklara da parçalanamaz denildi, parçalandı! Elektron hala temel parçacık olmasına rağmen, proton ve nötronu “kuark” adı verilen parçacıkların oluşturduğu ortaya çıktı. Eğer ileride daha güçlü bir hızlandırıcı yapılırsa belki bu bilgilerin de değişebileceğini unutmayın. Bilim birikerek ilerlemez, paradigmalar oluşur ve yıkılır. Bu süreç sonunda bilim ilerler. Şu anda etrafınızda gördüğünüz “gözlemlenebilir evreni” oluşturan temel parçacıklar halen kuark ve elektronlardır. Gözlemlenebilir evren dememizin nedeni, gördüğümüz tüm madde atomlardan oluşmuştur. Bunlar da temelde elektron ve çok sayıda kuarktan meydana gelmiştir. Bildiğimiz türde madde maalesef evrenin %5’ini oluşturmaktadır. Lisede öğrendiğiniz ya da üniversitede öğreneceğiniz tüm fizik kuralları evrenin yalnızca %5’ini açıklar! Evrenin yaklaşık %25’i karanlık madde (dark matter), kalan %70’i ise karanlık enerjidir (dark energy). Buradaki karanlık kelimesi size siyah rengi çağrıştırabilir ancak buradaki anlamı bilinmeyendir. Halen evrende bilmediğimiz bir madde ve enerji türü var. CERN’de yapılan çalışmalarda karanlık madde adayı olan bazı parçacıklar da araştırılmaktadır ancak şu ana kadar güçlü bir aday ortaya çıkmamıştır. Ancak bir gün bunların ne olduğu bulunur ve bildiğiniz tüm fizik yasalarının yanlış olduğu söylenirse hiç şaşırmayın… (Fotoğraf 4) CERN’in amacına baktığınızda bu size insanlığa çok da faydalı bir kuruluş olarak gelmeyebilir. Ancak CERN’deki çalışmalar hayatımızda oldukça pratik kullanımları sağlayan pek çok yan ürünü ortaya çıkarmıştır. Örneğin şu andaki eşsiz ve vazgeçilmez interneti kimin ve nasıl icat ettiğini hiç düşündünüz mü? CERN’de yapılan deney verilerini bir başka ülkeye gönderme sorununa çözüm olarak “World Wide Web” (www) icat edilmiştir. 1996 yılında İsviçre’deki CERN laboratuvarlarında yapılan bir uygulama ile doküman paylaşmak ve insanların kendilerine ait web sayfası oluşturabilmek için neler yapması gerektiğini anlatmak için oluşturulmuştur. Sanayiye olan katkıları; soğuk bilimi, mikro-elektronik, yüksek manyetik alanlar, malzeme bilimi, süperiletkenlik, vakum bilimi. Tıptaki uygulamalarına ise şaşırabilirsiniz; BT, NMR, PET, hadron tedavisi, gıda arındırma, gen haritalama olarak özetlenebilir. (Fotoğraf 5) Burada yalnızca sizlere ilham vermek ve parçacıkların dünyasına adım atmanız için bir yol çizilmek istenmiştir. Kolayca erişebileceğiniz dokümanlarla bu yolculuğa başlayabilir ve geleceğin bilim insanı olma yolunda ilk adımlarınızı atabilirsiniz…
10 KASIM SELANİK’TEN DOLMABAHÇE’YE BİR ÖMÜR 1938 Erbain soğukları sarmıştı Selanik’i. Ahmet Subaşı Mahallesi’ndeki iki katlı dört odalı ÖZLEMLE pembe evde o gün hem zevkli hem de endişeli bir bekleyiş hakimdi. Selanikli Hati, güneşin ışıltılarını andıran sarı saçları ve deniz mavisi gözleriyle Mustafa’yı anası Zübeyde’nin SEVGİ VE kucağına verdiğinde ileride vatanını düşmanlardan kurtaracak bir lideri teslim ettiğinden SAYGIYLA habersizdi. ANIYORUZ Tarih boyunca yaşadıkları dönemlere damga vuran büyük liderlere sahip olan Türk milletinin, yirminci yüzyılda da insanoğluna armağanı büyük lider Mustafa Kemal’dir. 57 yıllık ömür… En başından beri çetin başlayan bir hayat. Daha küçük yaşlarda babasının ölümüyle yetim büyüyen ve ailesinin geçimini üstlenecek Mustafa’yı belki de başarılı kılacak hayatı boyunca karşılaşacağı bu gibi zorluklardı. O Derne’de İtalyanlara karşı vatan topraklarını savunurken doğduğu şehir Selanik teslim olmuştu Yunan’a. Vazgeçmedi. Doğduğu yere uzak Anadolu’yu vatan belledi kendine. O Anadolu toprakları ki düşmanın iştahını kabartan. Derken Çanakkale geldi. Dönemin en güçlü devletlerine karşı göğüslerinde iman dolu Mehmetçikle büyük bir destanın parçası oldu. Şarapnel parçası isabet eden göğsündeki saat belki de bir milletin kaderini orada yeniden değiştirmişti. Ardından 1919’un 19 Mayıs’ında Samsun. Ayak bastığı topraklarda arkasından gelecek bir halk kitlesi onun sesi oluyordu Anadolu’da. Cumhuriyet’e giden yol zorluydu. Dışta olduğu kadar içteki düşmanlar da onu bu yolda ilerlerken engelliyor ama o Türk milletinden aldığı güçle yoluna devam ediyordu. Anadolu’nun en çaresiz kaldığı dönemde ülkenin ileri gelenlerinden bazıları manda ve himayeyi savunurken Mustafa Kemal’in aklında tek bir yol vardı. O yol, milli hakimiyete dayanan, kayıtsız şartsız, bağımsız yeni bir Türk devleti kurmaktı. Kolay olmadı. Yıllarca padişah yönetimine dayalı devlet anlayışını değiştirmek ve üzerine modern bir toplum olmamızı sağlayan devrimlere imza atmak kolay olmadı. Bu topraklar üzerinde emperyalist devletlere karşı verdiği mücadele tüm dünyada ezilen halkların mücadelesine dönüşmüştü. Ve Cumhuriyet… Samsun’dan İzmir’e uzanan destanın en güzel sonucu olan Cumhuriyet. 57 yıllık ömrün en değerli mirasıdır cumhuriyet. Küçük yaşlardan itibaren yakalandığı sıtma hastalığı onun cephelerde düşmana karşı verdiği mücadelede kendi içinde yaşadığı ayrı bir savaştı. Bugün imzası olduğu tüm eserlerin onda yaşattığı stresler… Uykusuz geçirdiği geceler ve art arda gelen kalp krizleri adeta sonun başlangıcıydı. 1938’in 10 Kasım’ı. Dolmabahçe o gün tarihinin en kötü gününe uyanmıştı. Yirminci yüzyılın bize armağanı olan Türk milletinin büyük önderinin, odasında yer aldığı dört mevsim tablosuna son bakışıydı. Sarı Zeybek artık çok sevdiği Türk milletinin gönüllerinde yaşayacaktı. Emaneti cumhuriyet her zaman Türk gençliğinin ileriye taşıyacağı bir değer olarak hep kalacaktı. Murat KAYHAN AMP 11/B \"ATATÜRK VE 10 KASIM\" KOMPOZİSYON YARIŞMASINDA İL BİRİNCİSİ OLDUK Bartın İl Milli Eğitim Müdürlüğü tarafından düzenlenen \"Atatürk ve 10 Kasım\" konulu kompozisyon yarışmasında birinciliği okulumuz AMP 11/B sınıfı öğrencilerinden Murat Kayhan \"Selanik'ten Dolmabahçe'ye Bir Ömür\" adlı kompozisyonuyla elde etti. 10 Kasım 2022 tarihinde Bartın Kültür Merkezi'nde düzenlenen törende öğrencimize ödülü Bartın Valisi Sayın Dr. Nurtaç ARSLAN tarafından verildi. Bizi gururlandıran öğrencimizi tebrik ediyor, başarılarının devamını diliyoruz.
YERDE KALMAYAN MEŞALE \"Işığımsın Öğretmenim\" konulu kompozisyon yarışmasında AMP 11/B Haberi öğrendiğinde sevinçle salona koştu. Babasının emek verip kendisini sınıfından öğrencimiz Murat KAYHAN zorluklarla okuttuğu yıllar geldi aklına. Atama haberini ilk paylaşacağı kişi onun için babası olmalıydı. Sadık Amca yıllarca devlete hizmet etmiş; vatanını seven, \"Yerde Kalmayan Meşale\" başlıklı bayrağına sahip çıkan bir çocuk yetiştirmişti. Şimdi bu bayrağı sabırsızlıkla kızına kompozisyonuyla il birincisi olmuştur. devredeceği günü bekliyordu. İçeriden eşinin çok isteyerek adını verdiği Aybüke’nin sevinç çığlıkları yankılandı. Sadık Amca eşinin hatrını kırmamış kendi annesinin ismini de Aybüke’nin ilk ismi olarak vermişti. Şenay Aybüke. Kızının kolları boynunu sardığında sevinç gözyaşları döküldü damla damla gözlerinden. Ataması Batman’ın Kozluk ilçesine çıkmıştı Aybüke’nin. O yıllarda artan terör olayları babasını tedirgin etmişti. “Gitme istersen.” dedi Aybüke’sine. Aybüke’nin gözlerinin önüne yıllarca ona emek veren öğretmenleri ve her zaman hayalini kurduğu bu vatan için yetiştireceği öğrencileri geldi. Sosyal medya sayfasına sevinçle “Öğretmen oldum ben.” yazmıştı. Babasının tedirginliğini anlıyordu ama bir yandan da aklı daha oraya gitmeden yapacaklarındaydı. Döndü babasına dedi ki: “Babacığım küçük yaşlardan itibaren vatan, millet ve bayrak sevgisini sizlerden öğrendik. Sizi anlıyorum ama bayrağın dalgalandığı her yer benim vatanımdır.” Yüreğiyle konuşmuştu Şenay. Babası itiraz edecek gücü kendinde bulamadı. Kaderin oyunu maalesef orada başlıyordu. Bavulunu hazırlayıp yola çıktığında yanında onu tek bırakmaya gönlü varmayan ailesi de vardı. Kozluk ilçesine ilk vardıklarında öğretmen hanımı ve ailesini yörenin halkı çok sıcak karşılamıştı. Evlerini açmış sofralarına onlar için birer tabak daha koymuşlardı. Şenay Öğretmen, okula ilk gittiğinde okul müdürünün gösterdiği müzik odası olarak kullanabileceği boş odayla karşılaştı. Şimdi o boşluğun içini dolduracak hayallerinin harekete geçme vaktiydi. İlçe kaymakamının aracılığı ve kendi maaşından arttırdıklarıyla geleceğin yıldızlarına bir şeyler katmak için donattı müzik odasını. Doğu’da doğan bir ışık oldu Şenay Öğretmen. Öğrencilerinin evlerine döndüklerinde akşam yemeğinde anne babalarına bahsettikleri birer kahraman. Onun sazından dökülen notalar her şeyden uzakta yaşayan dünyaları kısıtlı olan öğrencilerinin birer sesi olmuştu. Artık Ahmetler, Mehmetler, Ayşeler onun bir yansımasıydı sanki. En çok sevdiği türkü olan Magusa Limanı’nı söylerdi onlara sık sık. Birlikte daha bir güçlü çıkıyordu sesleri. Türkünün sözlerindeki kelimelerin onun kaderine dönüşeceğini nerden bilebilirdi ki? “Magusa Limanı limandır, liman aman amman. Beni öldürende yoktur din iman.” O sabah her şeyden habersiz uyandı Şenay Öğretmen. Kendi öğrencilik günleri geldi aklına. Karnesini aldıktan sonra öğretmenleriyle hatıra fotoğrafları çektirmek için yarışırdı arkadaşlarıyla. Etrafına ışık saçan, öğrencilerinin sesi olan Şenay Öğretmenin hayatının son gülüşüydü bir haziran sabahına bıraktığı. O gülen yüzü, tılsımlı sesi son kez öğrencilerinle beraberdi. Karnelerini dağıttı, öğrencilerini sıkı sıkıya çalışmaları için tembihledi ve onlarla haberi olmadan son fotoğraf karesine girdi. Yaz tatilinde onlardan ayrı kalacak olmasının hüznüyle ayrıldı okuldan. Meslektaşlarıyla birlikte Anadolu coğrafyasını ilim, irfan yuvası yapma hayalleri okuldan ayrılırken bindikleri arabadaki herkesin ortak hedefiydi. Ama olmadı. Şenay Öğretmen; birliğe, beraberliğe, aydınlığa kalleşçe atılan kurşunun hedefi oldu. Hikayesi yirmi iki yaşının baharında onu apar topar hastaneye yetiştiren meslektaşlarının çaresiz bakışları arasında son buldu. Arkasında gözü yaşlı bir anneyle baba, yüreği kan ağlayan öğrenciler ve yüzlerce Şenay Aybükeler bıraktı. Şehit olurken elinden düşen meşale öğrencilerinin elinde tekrardan bu ülkenin gençlerine birer ışık oldu. Ve şimdi ben de bir müzik öğretmeniyim. Ondan dinlemiştim: “Magusa Limanı limandır, liman aman amman. Beni öldürende yoktur din iman. Uyan Ali’m uyan, uyanmaz oldun. Yedi bıçak yarasına dayanmaz oldun.” sözlerini. Kendi öğrencilik yıllarında kullandığı sazı bana hediye ettiğinde dünyalar benim olmuştu. Okullar açılıp sıralarımıza geri döndüğümüzde ilk ders zili çalmıştı. Bekledik, bekledik, bekledik, gelmedi. Masasına boynu bükülmüş bir gül koymuşlardı. Gözlerimizden dökülen yaşlarla kalbimize gömdük onu. Ve o gün bir söz verdim kendime. Yere dökülen kanını yerde bırakmayacaktım. Taşıdığı birlik, beraberlik, sevgi ve aydınlık meşalesini yıllar sonra ben devraldım. Yıllar sonra öğretmen olduğumda onun yarım bıraktığı hikayeyi tamamlamak için yola çıktım. Işığımsın Şenay Öğretmenim. Murat KAYHAN AMP 11/B
İstiklal Şairi Mehmet Akif Ersoy Edebiyatımızda isminden en çok söz edilen ve Sanat, Mehmet Akif için toplumu düzeltmekte araçtır. O bunu değerlendirilmesi de son derece güç olan isimlerden birisi olan yaparken önce toplumdaki aksaklıkları teşhis eder. Bu aksaklıkların Mehmet Akif’i biraz olsun sizlere değerlendirmeye çalışacağım. nedenlerini araştırır, inceler sebeplere kızar sonra düzeltmek için çaba sarf eder. Üzerinde durduğu en belirgin sebep olarak Edebiyatımızda ondan bu denli söz edilmesinin elbette haklı tembelliği gösterir. Akif için insanlığa hizmet etmek demek sefil sebepleri vardır. O’nun 20.yy. başlarında bu memleketin bırakılan İslam milletlerini uyarmaktır. Müslümanların sefil problemlerinden samimiyetle söz etmesi, çözüm ortaya koyması, düşmelerinin sebebini Kur’an’ı anlamamış olmalarına bağlar. samimi bir Müslüman oluşu ve yaşama tarzıyla örnek bir insan İnmemiştir hele Kur’an bunu hakkıyla bilin oluşu, İstiklal Marşı’nı kaleme alışı, ifadeleriyle ve anlatımıyla Ne mezarlıkta okunmak ne de fal bakmak için Türkçeyi zenginleştirmesi bunlardan birkaçıdır. Buradan da anlaşılıyor ki Akif eseri ve şahsiyetiyle çok yönlü bir insandır. O dönemin bütün olumsuzluklarına rağmen o ümitlidir Asım’ın neslinden. Mehmet Akif’in edebi hayatının başlangıcı belli değildir. Safahat’ı yayımlamadan önce de şiirler yazdığı bilinen Akif’in “Sahipsiz olan memleketin batması haktır gençlik dönemi şiirlerinde Ziya Paşa, Muallim Naci, Abdülhak Sen sahip olursan bu vatan batmayacaktır” bir başka yerde Hamit’in tarzında çok defa da eski şiir geleneğinin Tanzimat Asım’ın nesli… Diyordum ya, nesilmiş gerçek dönemindeki devamı karakterinde olduğu anlaşılır. Bu dönemde İşte çiğnetmedi namusunu çiğnetmeyecek… diyerek Asım’ın Akif arayış içindedir. Ziya Paşa ve Hamit gibi metafizik endişeye nesline olan güvenini belirtir. Asımın nesli öyle bir nesildir ki ataları girdiği gibi Recaizade Mahmut Ekrem ve Tevfik Fikret gibi tabiat destan yazmıştır Çanakkale’de. tasvirlerine gittiğini görürüz. Bu arayışlarından sonra şiir yazıp yazmama arasında kalır. Vurulup tertemiz alnından uzanmış yatıyor, Nesirde başarısız olduğu inancı onu nazma itmiştir. Bu dönemi Bir hilal uğruna, ya Rab, ne güneşler batıyor! atlattıktan sonra o gerçek şiirine ulaşır. Onun genellikle ‘manzum öykü’ niteliğindeki yapıtlarına şiir ya da manzume denilebilir. Ey, bu topraklar için toprağa düşmüş asker! Gökten ecdat inerek öpse o pak alnı değer O, Safahat’ın başına koyduğu önsöz niteliğindeki manzumesinde kendi şiirini açıklar; Ey şehit oğlu şehit, isteme benden makber, Sana aguşunu açmış duruyor peygamber. “Bana sor sevgili kari sana ben söyleyeyim Ne hüviyette şu karşında duran eş’arım Mehmet Akif’in yedi kitaptan oluşan ve ilk kitabın adını alan Bir yığın söz ki samimiyeti ancak hüneri Safahat bütün şiirlerini kapsayan toplu yapıtıdır. Ne tasannu bilirim çünkü ne sanatkarım” 1911 yılında çıkan ilk kitap Safahat adını taşır. Burada Tevhit, Bu sözleriyle Mehmet Akif tasannu yani sanat yapma Feryat Durmayalım gibi dinsel ya da bilgece görüşlerin dile endişesinin olmadığını kendisini sanatçı görmediğini, şiirinde bir getirildiği manzumelerden başka Meyhane, Mahalle Kahvesi gibi değer veya bir güç varsa onun da samimiyeti olduğunu vurgular. manzum öyküler İstibdat, Hürriyet gibi siyasi konular yer alır. Bunu şu örneklerde açık ve net olarak görmekteyiz. 1912 yılında yazılan 2. kitap Süleymaniye Kürsüsünde adını taşır. “Şiir için gözyaşı derler onu bilmem, yalnız Burada özellikle ilim ve sanatta ilerlemeyi hedef göstererek; Aczimin giryesidir bence bütün asarım Ağlarım ağlatamam, hissederim söyleyemem “Alınız ilmini garbın, alınız san’atını Dili yok kalbimin, ondan ne kadar bizarım.” Çünkü milliyeti yok san’atın ilmin” demiştir. “Oku, şayet sana bir hisli yürek lazımsa 1912-1913 yıllarının şiirlerinden oluşan 3. kitap Hakkın Sesi’dir. Oku zira onu yazdım iki söz yazdımsa” Şair bu bölümde Kur’an ayetlerinden kimi hadislerden esinlenmekte; ayrıca balkan savaşlarından yakınarak seçeneği Mehmet Akif’in istediği gerçekleri şiirle dile getirmektir. O yine İslam birliğinde bulmaktadır. Fatih Kürsüsünde de vaiz kendini cemiyetin karşısında gördüğü için cemiyet için şiir yazar. aracılığıyla toplumsal sorunlara değinir. Hatıralar 1913- 1915 Cemiyete bütün gerçekleri samimiyetle söylemek ister. Sanat yıllarında yazdığı manzumelerden oluşan beşinci kitaptır. yapma endişesinin samimiyeti ve gerçekleri ortadan kaldırabileceği düşünen Akif bu kat’i kararını Safahat’ın 4. kitabı 1919 da yazılan ve 1. Dünya Savaşının evreleriyle ilgili olan “Süleymaniye Kürsüsü’nde” bir daha tekrar eder. Hocazade, Köse İmam, Asım ve Emin arasında yapılan manzum konuşmalarla; Çanakkale şehitleri için yazdığı ünlü şiiri içine alan “Hayır hayal ile yoktur benim alış verişim. 6. kitap Asım’dır.1918’den sonra İstanbul ve Ankara’da yazdığı İnan ki her ne demişsem görüp de söylemişim manzumeleri Gölgeler adı altında yedinci kitap olarak Şudur cihanda benim en beğendiğim meslek yayımlamıştır. Sözüm odun gibi olsun hakikat olsun tek” Sabahattin HIZARCI / TÜRK DİLİ VE EDEBİYATI ÖĞRETMENİ Ona göre hakikati söylerken güzellik kaybolacaksa kaybolur. O bu noktada realist davranır. Ondaki bu realistlik toplumu düzeltme isteğindendir. “Sözüm odun gibi olsun hakikat olsun tek” mısrası buna kanıttır. Yine Mehmet Akif “Her ne söylemişsem görüp da söylemişimdir.” sözüyle realistliğini ortaya koyar. Onun şairliğini gösteren bir şey varsa şiirlerinde hissedilen lirizmdir. Bu lirizm ise sosyal lirizmdir. Ondaki realistlik sanatındaki diline sadelik ve tabilik olarak yansır. Akif’in şiirlerinde her türden kelimeyi görebiliriz. Yansıttığı topluma göre kelime seçer ve o toplumu yansıtabilir.
MHBİİOKRDeA sEAYRsEŞNSKİ Hazin bir aşk hikayesi… Tesadüfen başlayan aşk için yapılan fedakarlıklar… Gözü kara aşık sevdiğini görmek için hiç düşünmeden kadın kılığına giren bir genç… Sonunda kadere yenilen ve ölümün ayırdığı taze aşıkların hikayesi Taaşşuk-ı Talat ve Fitnat… Türk edebiyatında Batı tarzı edebiyatın başladığı dönemde yazılan ilk Türkçe romandır. Bu nedenle biraz Leyla ile Mecnun hikayesine benzer. Gelenekten beslenerek yazılmış ilk roman örneği olarak Türk edebiyatının klasikleri arasında yerini alır. Talat’ın Hacıbaba’nın dükkanından tütün alırken tesadüfen cumbada Fitnat’ı görmesiyle romanımız başlar. Devlet memuru olan Talat, her gün işine gidip gelen sıradan bir gençtir. Bir gün hayatında bir değişiklik yapmaya karar verir. Her zaman tütün aldığı yere gitmek yerine herkesin övgüyle bahsettiği Hacıbaba’nın tütün dükkanına gitmeye karar verir. Aldığı tütün onun hayatını değiştirir. Cumbada nakış işleyen güzeller güzeli Fitnat’ı görür. İlk görüşte Fitnat’a âşık olur. Artık sıradan bir genç olan Talat yoktur. Sevdiğinin aşkından mecnun olmuştu. Fitnat Hacıbaba’nın üvey kızıdır. Kızının güzelliğini bildiği için onu eve kapatmış ve eğitimini evde almasını sağlamıştır. Kendince üvey kızını korumaya çalışmıştır. Ancak aşk engel tanımaz. Talat sevdiği kıza ulaşmak için yollar arar. Bu yolu da bulur. Bir gün aklına bir şey gelir ve kadın kılığına girerek dikiş öğretmeni Ragıbe Hanıma dönüşür. Fitnat uzun bir süre Talat’ı Ragıbe Hanım olarak tanır. Ancak Fitnat’ın üvey babası onu başka biriyle evlendirmek ister. Talat onun başkasıyla evlenmesine razı olmaz. Kendini Fitnat’a gösterir ve iki genç birbirine âşık olur. Mutlulukları kısa sürer ve üvey babası Fitnat’ı Ali Bey ile evlendirir. Tesadüf o ki Ali Bey Fitnat’ın babasıdır. Bunu açıp okuduğu muska ile öğrenir. Ancak iki aşıktan önce Fitnat yaşamına son verir. Onu öylece kanlar içinde gören Talat da yaşamına son verir. İkisi de oracıkta can verir. Ali Bey de delirir. Kısa bir süre sonra yaşamına son verir. Tesadüfler zinciri ile kurulan romanımız aslında dönemin bir sorunu olan görücü usulü evliği eleştirmek amacı ile yazılmıştır. Modern romanın tüm özelliklerini barındırmasa da yeni bir türün başlangıcı olarak karşımıza çıkar. Kendinden sonraki yazarlara yol gösterir. Konusu basittir. Dünya edebiyatında da benzer örnekleri vardır. Sevenlerin kavuşamaması bir ritüel gibi tüm edebiyatlarda karşımıza çıkar. İnsanları kitleler halinde peşinden sürükler. Döneminde belki birçok genci etkilemiş ve onların hüzünlü aşkı herkesin diline düşmüştür. Türk romanı açısından dönüm noktası olmuştur, diyebiliriz. Yeşim KAMBUR / Türk Dili ve Edebiyatı Öğretmeni
BAŞARI TABLOMUZ Gençler Hentbol İl Birincisi Olduk. Dart Yarışmasında gelenek ŞAMPİYONLUK bozulmadı. Takımımız il YOLU birincisi oldu. Kerem BEŞLİ / Beden Eğitimi ve Spor Öğretmeni Masa tenisi Burhan Hoca ve ben 3 yıldan beri faal olarak görev yapmaktayız. müsabakalarında il Tabii ki yeni bir oluşum olduğumuz için okulumuzda ilk olarak branş üçüncüsü olduk. bazında öğrencilerimizi keşfetme, bir potansiyel oluşturma, öğrencilerimizin performansına göre bir spor paylaşımı Genç Erkekler B gerçekleştirmeye çalıştık. Bunun faydalarını da çeşitli branşlarda kategorisinde il birincisi aldık. Özellikle son 2 yıldan beri futsal derecelerimiz, ikinciliklerimiz Genç Erkekler A var. Final oynadık. Hentbolde 2 yıldan beri şampiyon oluyoruz. Ayrıca kategorisinde il ikincisiyiz. okulumuz dart takımı da 2 yıldan beri şampiyon, üst üste birinciliğimiz var. Bunlar tabii ki çalışmaların paralelinde olan şeyler. Örneğin geçen sene 9. sınıflardan bir oluşum yarattık. Bu öğrencilerimizle her gün antrenman yaparak bu antrenmanların neticesinde Bartın’da birincilik elde ettik. Akabinde Kocaeli bölgesine gittik. Gruplarda beş maçın üçünü almıştık fakat gruptan çıkamamıştık. Tabii ki bu bizim için tecrübe olmuştu. Bu sene Bartın ilinde dart gençler erkek turnuvasında birinci olduk ve gruplara gittik. Edirne’de düzenlenen grup maçlarında dört maçın üçünü alarak gruptan çıktık. Çeyrek finale geldik ama burada istediğimizi alamadık ve elendik. Çeyrek finali almış olsaydık Türkiye şampiyonasına gidiyorduk. Seneye bu öğrencilere alt sınıflardan öğrenci gruplarımızı da ekleyip okulumuzu Türkiye şampiyonasında temsil etmek istiyoruz. Dediğim gibi çeşitli branşlarda derecelerimiz var. Ama tabii ki bu çalışarak, öğrencileri keşfederek öğrencilerin potansiyellerine göre bir paylaşım yaparak oluyor. Ayrıca okulumuz bünyesinde sportif müsabakalara katılmak önemli. Öğrencilerimizin sosyalleşmesine Okul Müdürümüz Ahmet Öksüzoğlu eşliğinde önem veriyoruz. Öğrencilerimizin sosyalleşebilmesi, kendini rahat ifade edebilmesi için birinci dönem ve ikinci dönem olmak üzere futsal, basketbol, voleybol ve masa tenisi turnuvaları düzenledik. Okulumuzda kapalı spor salonumuz var ama biz bununla yetinmeyip okul bahçemize voleybol sahası ve basketbol potası yaptık. Öğrencilerimize bu alanlarda boş vakitlerini değerlendirmesi, sosyalleşebilmesi, kendini ifade edebilmesi için imkanlar sağlıyoruz. Buradaki amacımız tabii ki okulumuzu çeşitli branşlarda il dışında temsil etmek ve öğrencilerimizin başarıya ulaşmasını hedeflemek. Fakat başarı sadece öğrencilerin çeşitli branşlarda il dışında başarı elde etmesiyle olmuyor. Öğrencilerin kendini iyi ifade edebilmesi için sosyal aktiviteler bizim açımızdan son derece önemli. Amacımız öğrencilerimizin dersten arta kalan zamanlarda veya kendi kendilerine kaldıkları zamanlarda onları biraz daha kendini ifade edebilen, sosyalleşebilen, çeşitli gruplarda başarı sağlayabilen öğrenci potansiyeli oluşturabilmek.
Bekle bizi TEKNOFEST ! TEKNOFEST 2023 İSTANBUL Öğrencilerimizin edinecekleri deneyimlerin kendi geleceklerini şekillendirmede yol gösterici olacağını düşünmekteyiz. Bu çerçevede ülkemizin ufkuna güç ve değer katmak için hepimiz var Teknofest bugüne kadar gezdiğim en güzel yerlerden biriydi. Teknofestte gücümüzle çalışmalıyız. İstanbul’da katıldığımız bu festivalde yer alan projeleri yerinde inceleme gerçekleştirilen yarışmalar ve gösteriler çok dikkatimi çekti. Orada yapılan şansı bulduk. Öğrencilerimizin potansiyellerini sonuna kadar ortaya koymaları için Sanayide robot yarışmaları bana çok fazla fikir verdi. Uçak gösterileri çok ilgi çekiciydi. Dijital Teknolojiler Yarışması dalında proje üreteceğiz. Okulumuz öğrencilerinin TEKNOFEST Askeri gösteriler insana gurur veriyordu. Bana teknoloji hakkında çok fazla heyecanı ve tecrübesini yaşamalarını istiyoruz. TEKNOFEST 2024 hazırlık sürecinde destek ve şey kattı. Yük kaldırma robotlarının güçleri dikkat çekiciydi. İnsansız hava imkân sağlamak için her zaman öğrencilerimiz yanındayız. Ahmet YILMAZ / Elektrik-Elektronik uçaklarının performansları büyüleyiciydi. Sessiz olmaları, hızlı gitmeleri Öğretmeni inanılmazdı. Orada yapılan drone yarışlarında dronların hızına hayran kaldım. Tekrar Teknofest’e katılmak isterim ama bu sefer gezi için değil, proje yapıp Ülke teknoloji üretimimizin ve gelişmemizin temelini oluşturan projelerden olan orada yer almak isterim. Kerem GÜNEŞ – AMP 11/B Teknofest bende çok olumlu etkiler bıraktı. Patent alan öğretmenler, sağlıkta yapay zeka kullanan öğrenciler, otonom robotlar, teknoloji üreten gençleri görmek beni çok duygulandırdı. Soner KIZILKİREN / Bilişim Öğretmeni Teknolojik gelişmelerin ve ekip çalışmalarının işlevselliğinin görülebilmesi yeni ufukların oluşturulabilmesi açısından güzel bir deneyim. Ayrıca gelecek için bu tip organizasyonlarda yer alabilmek adına bilgi birikiminin oluşturulmasına destek oldu. Teorik ve pratik eğitimin detaylandırılmasında faydalı oldu. İbrahim İNEL / Elektrik -Elektronik Öğretmeni Teknofest şu zamana kadar gördüğüm en geniş kapsamlı festival. Sadece festival Teknofest her yönüyle insana bambaşka duyguları deneyimletiyor. değil aynı zamanda çok büyük bir yarışma platformu. Bu festivalde yapılan uçak Söylemek istediğim ilk şey orada gördüğümüz her şeyin yerli ve milli oluşu. gösterilerini izleyince insan adeta büyüleniyor. Şirketlerin veya bireylerin yaptığı Bu durum içinizde barındırdığınız gururu, heyecanı, neşeyi ve bunlar gibi projeleri çok yakından inceleyip bilgiler öğrenebiliyorsunuz. Proje geliştiricilerinin birçok güzel duyguyu kabartıyor. Milletimizin bu yöndeki başarısını görmek yaptıkları şeylerin ne tür sonuçlar verdiğini ve yeni deneyimlerini görme şansınız müthişti.Teknofest elbette bu kadarıyla bitmiyor, gördüğünüz projeler mümkün. Yarışmacılar yapılan yorumlara göre projelerini geliştirme imkanı buluyor. ufkunuzu genişletirken, izlediğiniz gösteriler sizi inanılmaz derecede mutlu Meriç ALTIOK – AMP 11/B ediyor. Tabii şundan bahsetmeden geçmek istemem; Teknofest gerçekten çok kalabalık ve her şeyi görmeye vaktiniz yetmeyebiliyor. Bu yüzden tavsiyem uçak gösterilerini kaçırmamanızdır. Teknofest size yaşadığınız bu toprakların, her karışı ayrı güzel olan bu ülkenin gerçek gücünü ve teknolojide, yaratıcılıkta geldiği son noktayı canlı canlı görme şansı sunuyor. Bu şansı kaçırmamaya gayret etmenizi öneririm. Ürettiğimiz İHA, SİHA, Akıncı, Altay tankı, Kızılelma, SOLOTÜRK, gibi askeri araçlar dışında henüz yeni olan TOGG isimli yerli otomobilimizi görüp, içine binebilirsiniz. Saymış olduğum tüm bu proje ve araçlar dahil olmak üzere Teknofest Türkiye’nin muhteşem bir parçası ve gurur kaynağı. 11/B EMİR ŞANVERDİ
Geçmiş ile Geleceğin Buluşması Okulumuz Sosyal Yardımlaşma ve Dayanışma Kulübü öğrencileri toplum hizmeti çalışması kapsamında 10.05.2023 tarihinde Bartın 75.Yıl Huzurevi’ni ziyaret etti. Sosyal Yardımlaşma ve Dayanışma Kulübü danışman öğretmenleri Sayın Turaç KARAKUŞ ve Sayın Seher PERVAN öncülüğünde düzenlenen etkinlik kapsamında yaşlılarımıza ikramlarda bulunuldu ve müzik ziyafeti sunuldu. Fuat Sezgin MTAL ailesi olarak, geçmiş ile geleceğin kucaklaştığı anlara tanıklık etmenin mutluluğunu yaşıyoruz. 18 öğrenci ve 3 öğretmenin yer aldığı ziyaretimizde öğrencilerimiz ve huzurevi sakinleri bir araya geldiler. Öğrencilerimizin çaldığı şarkılarla dansların edildiği ziyaretimizde, kıymetli izleyicilerimiz nostaljik şarkılarla moral buldular. Bu ziyaret yaşlılarımızın ruhsal yönden rahatlamalarını sağladığı gibi yalnız olmadıklarını da hissettirdi. Gerçekleştirilen ziyarette büyüklerimizin ellerinden öpüp, hatırlarını soran öğrencilerimiz duygu dolu anlar yaşadılar.
Bartın ve Çevresinde Bulunan Kale ve Hisarlar Hüseyin Güngör'ün saha araştırmaları GÜZELCEHİSAR HİSARKÖY ZİNDAN TEKKEÖNÜ Binlerce yıllık bir tarihe sahip olan Bartın’ın ilk sahiplerinin MÖ 14.yy.da Gaskalar, MÖ 13.yy.da Hititler olduğu kabul edilmektedir. Daha sonraları Bitinyalılar, Paflagonyalılar, Frigler, Fenikeliler, Karyalılar, Kimmerler, Lidyalılar, Persler, Makedonlar, Pontuslar, Romalılar, Selçuklular ve Osmanlılar bölgeye hakim oldular. Bu uygarlıklar kendilerini güvene almak için kale ve hisarlar inşa ettiler. Bu kale ve hisarlardan günümüze pek azı ulaşabilmiştir. İşte bunlardan birkaçı; 1- Zindan Kalesi : Amasra Zindan Mahallesi’nde Roma-Bizans ve Ceneviz dönemi 2-Sormagir Kalesi: Amasra Boztepe Roma-Bizans ve Ceneviz dönemi 3-Güzelcehisar Kalesi: Güzelcehisar köyü Hisar Mahallesi Ceneviz dönemi 4-Fırınlı Kalesi: Fırınlı köyü 5-Şarkalesi: Kozcağız Şar Mahallesi (Hitit dönemi) 6-Feslit Kalesi: Akağaç köyü (Hitit dönemi) 7-Arfunda Kalesi: Çaybükü köyü (Hitit dönemi) 8-Eski Bartın Kalesi: Bartın Boğaz girişi 9-Tekkeönü Kalesi: Kurucaşile-Hisarköy (Ceneviz dönemi) 10-Hisarköy Kalesi: Kumluca-Hisarköy (Hitit dönemi) 11-Kuduzlar Kalesi: Kumaçorak köyü 12-Asar Kalesi: İmamlar köyü 13-Şahin Kalesi: Şahin köyü Odalar yanı mevkii 14-Dizlermezeci Kalesi (Asar Kale): Dizlermezeci köyü 15-Paşalı Kalesi: Paşalılar köyü 16-Akkonak Kalesi: Akkonak köyü 17-Kızılkilise Kalesi: Kurucaşile-Kaleköy 18-Derbent Kalesi: Derbent köyü mevkii
Fatma BAYRAK / Tarih Öğretmeni TÜRKLERDE ÜRETİM VE SANAYİ Türklerdeki üretim serüveni Asya Hun Devleti’ne kadar dayanmaktadır. İlk dünyaca ünlü üretimimiz tarımda, taşımacılıkta ve savaşta en önemli araç Cins At üretimi oldu. Türkler bu üretim sayesinde bölgede tek güç haline geldik. Hem askeri zaferler hem de ekonomik başarılar elde edildi. Savaşlarda “Kasırgalar gibi birden görünüp kuşlar gibi uzaklaşmaları” atı en iyi şekilde kullanmalarından kaynaklıdır [1]. Atın üzerinde tunç, demir, kemik, taş uca sahip ıslıklı veya zehirli oklar kullandılar. Kullandıkları yaylar, oklar, kamalar, mızraklar, zırhlar, miğferler, kalkanlar dönemin en usta zanaatkarlar tarafından yapılmış ve dönemin en usta teknolojilerine sahipti. Bu savaş aletlerini Orta Asya Türk Devletlerinde, Türk İslam Devletlerinde, Selçuklu Devletleri, Osmanlı Devleti bunları geliştirerek kullandık. Türkler daha çok Askerlik, tarımsal üretimler ve el tezgahları üzerinde gelişme gösterdiler[2]. Sanayinin kuruluşu coğrafi keşiflere kadar uzanmaktadır. Asya, Afrika ve Amerika’daki yer altı ve yer üstü kaynaklarının Avrupa’ya götürülmesi ve burada kömürün kullanımı ile fabrikaların enerji ihtiyacının karşılanması, demirin kullanımı ile makinelerin üretimi ve demiryollarının yapılması, Avrupa’da seri üretim ve dağıtımı hızlanmıştır. Bu üretim inin hammaddeye ihtiyaç duyulması ve üretilen ürünlerin satışı içinde Pazar ihtiyacı ortay çıkmıştır. Bu durumda sırasıyla sömürgecilik, emperyalizm ve kapitalizmi doğurmuştur. Toplumsal açıdan da üretim yapan yerlerde İşçi sınıfı ortay çıkmıştır. İşçi hakları içinde sendikalar kurulmuştur[3] . İlk Sanayi kuruluşu 18.yy’ da İngiltere’de ortaya çıkmıştır. 1780’li yıllarda İngiltere’de 10 yılda 54 icat gerçekleştirildi. Sanayi Devrimi buhar makinesinin bulunması ve fabrikalarda kullanımı ile el tezgahları önemini kaybetmiş ve seri üretim başlamıştır. Buharlı makinelerin yerini elektrikli araçlar almış ve üretim daha da hızlanmıştır. Avrupa’daki 3. Sanayi devrimi 1970-1990 arasında gerçekleşmiştir. 3. Dönem Sanayi Devrimi dijitalleşme, mikro bilgisayarın kullanımı idi. 3. Dönmede maliyetleri düşürmek için öncesinde daha ucuz ülkelerde üretim yapmak yerine ulaşım masraflarını azaltmak için üretim noktalarını kendi ülkelerine almaya başladılar. 4. Sanayi dönemi ise günümüzdür. Robot üretimi ve yapay zeka ürünleri ortaya koyabilmektir[4]. Osmanlı Devleti 18.yy başlarından itibaren Sanayii mektepleri ve imalata yönelik atölyeler kurmuştur. Bu dönemlerde yaşanan savaşlar, ekonomik sıkıntılar bunların kapanmasına neden olmuştur. Cumhuriyet’in ilanına kadar sanayi ilerlemesi durmuştur. Türkiye Cumhuriyeti’nde ilk sanayi atılımı 17 Şubat 1923’te İzmir’de I. İktisat Kongresi’nin yapılmasının ardından başladı. 1924’ten başlayarak; Anadolu demiryolları, Ergani bakır işletmeleri, Türkiye İş bankası, Sanayii ve Maden Bankası, Ankara Orman Çiftliği, Devlet İstatistik Kurumu, Alpullu ve Uşak’ta şeker fabrikaları, Liman işletmeleri, Bursa Dokuma Fabrikası, Ankara Çimento fabrikası, İstanbul Ford Otomobil montaj fabrikası, Merkez Bankası(1931), Kırıkkale’de Askeri Fabrikalar Genel Müdürlüğü, 12 ilde demir çelik fabrikaları, Sümer Bank, Keçiborlu kükürt Fabrikası, Diyarbakır Rakı Fabrikası, Bakırköy Bez Fabrikası, Paşabahçe Cam Fabrikası, Zonguldak Kozlu ve Çatalağzı Kömür İşletmeleri, Ankara Mamak’ta Gaz Maskesi Fabrikası, Zonguldak Türk Antrasit Fabrikası, Maden aramak için Etibank ve Maden Tetkik Arama (MTA), Ankara Çubuk Barajı, İzmit Kağıt Fabrikası, Nazilli Basma Fabrikası, Yozgat Termoelektrik Santrali, İzmir Tütün İşleme Tesisleri, Toprak Mahsülleri Ofisi (TMO), Gemlik suni İpek Fabrikası, Giresun Fiskobirlik, Bursa Merinos İşletmeleri, Karabük Demir Çelik, İstanbul İETT, 1939’da İlk denizaltısı Haliç’e indirildi. 1923 ile 1984 yılları arasında Türkiye’de yüzlerce fabrika, baraj , işletme, tesis karayolu, demiryolu, havayolu kurumları,sağlık kurumları( sanatoryumlar) kuruldu. Mesela ; 1940’da toplam sayısı 21 olan Köy Enstitüleri, 1941 Petrol Ofisi ve Türk Hava Kurumu Uçak Fabrikası, 1945’de İskenderun Limanı, 1948’de Ankara Etimesgut Uçak Motor Fabrikası, 1949 Porsuk Barajı, 1950’de Bursa İpek ve Dokuma Fabrikası,1955 Türkiye Selüloz ve Kağıt Fabrikası(SEKA= İlk Kağıt Fabrikası), 1970 Çaycuma ve Aksu Kağıt Fabrikaları, 1971-1984 arası Dalaman, Afyon, Tokat Balıkesir Sigara Fabrikaları… sayılabilenlerin içinden birkaçı… 1923-1933 arasındaüretim devlet eliyle, 1933-1939 arasında üretim hem devlethem de özel sektör eliyle gerçekleşmiştir. 1939 ile 1950 arasında II. Dünya Savaşı Dönemi dünya ekonomisinde durgunluk yaşanması sebebiyle üretimde durgunluk yaşanmıştır. 1950-1960 arasında tarımda makineleşmenin artması sebebiyle kırsal bölgelerde sorun yaşanmıştır. Tarım arazilerinin bölünmesi büyük şehirlere göçü hızlandırmıştır ve 1963’e kadar ekonomik problemler devam etmiştir. 1963-1967 arasında I. Beş Yıllık Kalkınma Planı kapsamında tarım dışında sanayiye önem verilmiş 1984’e kadar sanayi yatırımları hızlanmıştır. 12 Eylül 1980’de sivil iktidar fes edilip 1983 yılında tekrar kurulana kadar sanayi ve ticaret yatırımları bakımından teşvik olmamıştır. 1992 TUİK’in Genel Sanayi ve İşyeri Sayısı Türkiye’de 1.063.738 olduğu görülür. 1990-1994 6. Beş Yıllık Kalkınma Planı Çerçevesinde küçük işletmelerin teşvik edilmesine karar verildi. 2001 Dünya Ekonomik buhranı sonrasında ihracat yapmaya çalışan Küçük ve Orta Büyüklükteki İşletmeler( KOBİ) 2004 yılına gelindiğinde tam istedikleri kadar büyüyememişlerdir. 2005-2006 yılları arasındaki döviz kurundaki dengenin sağlanması sanayi kuruluşları için faydalı olmuştur. 2007 yılında özellikle İstanbul’da Taş, Toprak, Cam Sektörü önem kazanmış ve Demir Çelik sektörü geride kalmıştır. 2007’de Martgege olarak bilinen konut finans ekonomisinin bozulması Türkiye’yi de etkiledi. 2008-212 yılları Türkiye’de Sanayiisinde Duraklama ve Gerileme olarak bilinir. Milattan öncesi dönemlerden günümüze kadar Türkler Her zaman Üretim ve Sanayii’nin yanında olmuş ve üretimin önemli birer parçası olmuşlardır[5]. [1] Murat ÖZTÜRK. [2] İlhami DURMUŞ. [3] Mesut DOĞAN. [4] Sena BERKTAŞ. [5] Mesut DOĞAN. KAYNAKÇA: 1.DOĞAN. Mesut, “TÜRKİYE Sanayileşme sürecine genel bakış”, Marmara Coğrafya Dergisi S: 28, İstanbul Temmuz 2013, s.211- 231. 2.DURMUŞ. İlhami, “ Eski Türk Savaş Araç –Gereç ve Taktiği”, Selçuklu Medeniyeti Araştırma Dergisi (SEMA), S.4, Anakara 2019, s.49-70. 3.ÖZTÜRK. Murat, “Asya Hun Devleti’nde Atın yeri ve Önemi”, Turkishstudies Dergisi, 9/4, İstanbul 2014, s. 943-950. 4. BERKTAŞ. Sena, “Sanayi Devrimi İle Gelen Değişim: İş Bölümü Ve Yabancılaşma”, Atlas Ulusal Sosyal Bilimler Dergisi, Yıl: 5(2021) Sayı: 6, İstanbul , Yayın tarihi: 19şubat 2021, s. 1-10.
ANNE Yaşam kaynağı, bir mucize. Anne… 4 harften oluşan fakat dünyaları kalbine sığdıran en güzel varlık. Bizleri yetiştiren, bizim biz olmamız için kendinden birçok fedakarlık yapan, en zor zamanlarında bile bizi düşünen, kızsa da üzülse de hep arkamızda olan, yanlışımızda dahi kırılmamamız için çabalayan, aslında tüm yükleri omuzlamışken bize bunu hiç hissettirmeyen, saymakla bitiremeyeceğimiz iyilikleri tüm hücrelerine ilmek ilmek işlemiş canımız annelerimiz. Bizi olduğumuz gibi seven yalnızca annelerimizdir. O saf sevgileriyle güçleniriz. Bugün bulunduğumuz konum, aldığımız nefes hep onun yaptığı fedakarlıkların eseri. Sevginin simgesidir anneler, karşılıksız sevgi denildiği an akla gelen ilk kişi. Öyle güçlü bir bağdır ki anne-çocuk bağı, ona sırtımızı güvenle yaslayabilir, bu hayattan gitse bile varlığını daima hissedebiliriz. O kadar çok şey borçluyuz ki onlara, ne yapsak haklarını ödeyemeyiz. Annemiz uçsuz bucaksız okyanusta var olan bir istridye, biz ise içerisinde sakladığı kıymetli incisiyiz. Belki okyanus için çok küçüğüz ama annelerimiz için okyanusun ta kendisiyiz. Bizi böylesine seven, koruyan, saklayan ve sakınan annelerimiz, iyi ki varsınız. Işığınız hep üzerimizde olsun. Yonca DEMİRPOLAT / İngilizce Öğretmeni
Peki ama nedir felsefe? Yunanca philo-sophia sözcüklerinin birleşmesiyle oluşur. Anlamı Bilgelik Sevgisi'dir. Yani sürekli olarak doğru bilginin peşinde koşmaktır. Bu arada filozof için de doğru bilginin peşinde koşan, bilgiyi seven kişi diyebiliriz. Tanımı konusunda olmasa da felsefenin ortaya çıkış tarihi ile ilgili bir fikir birliği vardır. MÖ 6.yy civarında Anadolu ve Akdeniz kıyılarının etkileşimi ile ortaya çıktığı söylenir. Antik Yunan'da İyonya Bölgesinin Millet Kentinde ortaya çıktığı kabul edilir. Neden Yunanistan? Yunanistan'daki şehirler gittikçe gelişen ticaret merkezlerine, tarım için elverişli topraklara ve işlek limanlara sahiptiler. Denizlerin ötesinde birçok yere gittiler. Ticari ilişkileri geliştirdiler. Mısırlılardan geometriyi, Anadolu'da takvimi öğrendiler. Sonuç olarak kültürel etkileşim, yüksek refah düzeyi, demokratik toplum yapısı felsefenin burada ortaya çıkmasını sağlamıştır. Buse Kebap / Felsefe Öğretmeni
Nedir Bu Felsefe Dedikleri? Günlük hayatımızda sık sık duyduğumuz felsefe kavramı, birçok insan için gizemli ve karmaşık bir anlam taşır. Kimi insanlar için felsefe, sadece akademik bir uğraş veya derin tartışmalarla dolu bir alan olarak algılanırken, kimi insanlar için ise uzak ve anlaşılmaz bir konudur. Ancak aslında felsefe, hayatımızın içine gizlenmiş ve günlük deneyimlerimizin bir parçası olan bir düşünce sürecidir. Felsefenin temel amacı, insanın düşünce, bilgi ve anlam arayışını keşfetmek ve anlamaya çalışmaktır. Felsefe, birçok soruya yönelik cevaplar arar ve insanın dünyaya dair anlayışını genişletmeye çalışır. Felsefe, sorgulama, mantık ve eleştirel düşünme gibi araçları kullanarak gerçeği araştırır ve evrenin temel sorularına yanıtlar arar. Felsefenin günlük hayatımızla ilişkisi, felsefi düşüncelerin yaşamımızdaki etkisini anlamakla başlar. Her birimiz, bilinçli veya bilinçsiz bir şekilde felsefi düşünceleri kullanırız. Örneğin, etik konular hakkında düşünerek doğru veya yanlış eylemlerimizi değerlendirebiliriz. İnsan hakları, adalet, özgürlük gibi kavramlar da felsefenin alanına girer ve günlük yaşamımızı derinden etkiler. Felsefe aynı zamanda bizi daha derin sorular sormaya teşvik eder. Hayatın anlamı, ölüm, sevgi, mutluluk gibi konular, felsefenin merkezinde yer alır. Bu sorulara cevap ararken, kendi değerlerimizi ve inançlarımızı sorgulama cesareti buluruz. Felsefe, bizi rutin düşünce kalıplarından çıkararak yeni perspektifler keşfetmemizi sağlar. Ancak felsefe, bazen karmaşık ve soyut bir şekilde sunulduğu için uzaklaştırıcı bir etki yaratabilir. Felsefi terimler, filozofların söylemleri ve kavramlar zaman zaman anlaşılması güç hale gelebilir. Bu durumda, felsefeyi daha anlaşılır bir hale getirmek için pratik bir yaklaşım benimsemek önemlidir. Felsefi düşünceleri günlük yaşamımıza uyarlamak, onları daha erişilebilir ve değerli kılar. Sonuç olarak, felsefe hayatımızın içindedir ve günlük deneyimlerimizin bir parçasıdır. Felsefe, insanın düşünce, bilgi ve anlam arayışını keşfetmeyi amaçlar. Felsefi düşüncelerin günlük hayatımıza uygulanması, daha derin sorular sormamıza ve kendi değerlerimizi anlamamıza yardımcı olur. Bu yüzden, felsefeyi bir tabu olmaktan çıkararak yenmek, kendi düşünce yeteneğimizi geliştirmek ve hayatımızın anlamını sorgulamak için önemlidir. Sen Hangi Zamandasın? Zaman, insan varoluşunun en temel ve karmaşık kavramlarından biridir. Ancak, zamanın doğası ve bizim içinde bulunduğumuz zaman dilimi hakkında ne kadar eminiz? Bu denemede, \"Sen Hangi Zamandasın?\" sorusunu ele alacak ve zamanın gizemlerini keşfedeceğiz. Zaman, genellikle geçmiş, şimdi ve gelecek arasındaki sürekli akış olarak düşünülür. Ancak, içinde bulunduğumuz anın gerçekten şu an olduğundan emin olabilir miyiz? Duyularımızın bize aktardığı anlık deneyimler, zamanın akışını nasıl algılamamızı sağlar? Belki de zaman, sadece bir insanın zihninde var olan bir kurgudan ibarettir. Birçok filozof, zamanın gerçek varlığı üzerine derin düşüncelerde bulunmuştur. Parmenides'in \"her şey değişmez\" tezi, Zeno'nun paradoksları ve Hegel'in diyalektik zaman anlayışı gibi farklı felsefi görüşler, zamanın doğası hakkında çeşitli perspektifler sunar. Ancak, zamanın gerçekliği hala tartışmalı bir konudur. Peki, sen hangi zamandasın? İçinde bulunduğun anı deneyimlerken, gerçekten şu an mısın? Düşüncelerin geçmişte mi yoksa gelecekte mi dolaşıyor? Ya da belki de zamanın dışında, zamansız bir varlığın parçası mısın? Birçok insan, geçmişin hatıralarına takılıp kalır veya gelecek kaygılarıyla yaşar. Ancak, belki de zamanın illüzyon olduğunu ve gerçek varoluşun zamansız bir boyutta olduğunu iddia edebiliriz. Geçmiş ve gelecek, zihnimizin ürettiği kavramlar olabilir ve asıl gerçeklik, şu anın ötesinde yatar. Bazı mistik gelenekler ve meditasyon pratiği, zamanın ötesine geçmeyi ve anın içinde derin bir farkındalıkla var olmayı öğretir. Bu yaklaşım, zamanın sınırlarını aşmayı ve gerçek varoluşun zamandan bağımsız olduğunu keşfetmeyi amaçlar. Sonuç olarak, zamanın doğası ve içinde bulunduğumuz zaman dilimi hakkındaki sorular, felsefi düşüncenin derinliklerinde kaybolan sorular arasındadır. \"Sen Hangi Zamandasın?\" sorusu, zamanın sırlarını keşfetme ve varoluşun doğasını anlama yolculuğunun bir parçasıdır. Belki de zamanın illüzyon olduğunu ve gerçek varoluşun zamansız bir boyutta yattığını iddia edebiliriz. Ancak, her birimizin bu soruya kendi benzersiz cevapları vardır ve bu cevaplar, bireysel deneyimlerimize, inançlarımıza ve felsefi bakış açımıza bağlıdır. Düşün bakalım, peki sen hangi zamandasın ? Tulan Alancıoğlu / Felsefe Öğretmeni
Mücahit ERDOĞAN AMP 11/B çadiitjziötimalylesi Kaç yıldır çizim yapıyorsun? İlkokuldan beri çizim yapıyorum. 7.sınıfta bir arkadaşımın aracılığıyla dijital çizime başladım. Çizim yaparken ne hissediyorsun? Detaya girince çok uzun sürüyor. Bu süre zarfında açıkçası eğleniyorum, moralim düzeliyor ve kafamı dağıtıyorum. Çizim yapmadan önce herhangi bir referans kullanıyor musun? Evet bunu her çizer yapıyor çünkü bazen kafadan çizmeye denediğimiz zaman aşırı tuhaf eserler ile karşılaşabiliyoruz. Bu okula gelmeden önce güzel sanatları istiyor muydun? Aslında evet güzel sanatları düşünüyordum ve hatta yetenek sınavına girmiştim ama sonuçlar açıklandığında yeterli puanı alamadığımı gördüm. En çok uğraşmayı sevdiğin çizim tarzı veya konu nedir? Dürüst olmak gerekirse tam olarak bir çizim tarzım yok. Her çizimimde tarzım biraz değişebiliyor. Mesela 2020 yılında çizdiğim tarz ile 2023’teki çizimlerimde çok büyük fark var. Ayrıca konulara gelirsek paleontoloji, karakter tasarım, dizi veya oyundan karakter çizimi ve başka bir çizerin tasarladığı karakteri çizmek. Mustafa Kemal ÇELEBİ AMP 11/Y SREERSÜİMVENİM İlköğretimde resim dersi dışında neredeyse hiç resim yapmamışken 2020 yılında başlayan Covid- 19 hastalığına yakalanmam hayatımın dönüm noktalarından biri oldu. Evde ailemle beraber karantinadayken can sıkıntısını gidermek için neler yapabileceğimi düşündüm ve ortaokulda resimde elde ettiğim başarı aklıma geldi. Bunu devam ettirmek için ilk olarak suluboyayla başladım. Zamanla suluboyanın yerini akrilik, kâğıdın yerini ise tuval aldı. Yeteneğim ortaya çıktıkça çevrem tarafından güzel sanatlara gitmem önerildi. Ancak ailem buna sıcak yaklaşmadı. Şu anda ise bulunduğum okul için aileme teşekkür ediyorum çünkü hayatımda sahip olabileceğim en iyi öğretmenlerle tanışma fırsatım oldu. Okulumda sahip olduğum yeteneğimle keşfedilmiş olarak kendimi güvende hissediyorum. Resim yapmak ise benim için her zaman bir tutku olarak ömür boyu sürecek bir serüven olacak.
FUSE VELİ YARDIM Projenin amacı; Okul içerisinde bulunan velilerin yaşadığı kafa karmaşıklığını en aza indirgemek ve okuldaki karmaşıklığı azaltmak. Projede yer alan öğrenciler: AMP 11/B sınıfı öğrencilerinden Meriç ALTIOK, Seçgin ÖZKAN, Furkan GÜLTEKİN Danışman: Erkan AKBIYIK TEMİZ ENERJİ TEMİ Z ÇEVRE Okulumuz Proje Yarışmasında Bilişim Teknolojileri Projenin amacı; Okulumuzun elektrik, su, doğalgaz ve Alanı Fuse Veli Takip Sistemi mobil uygulamasıyla telekominikasyon gibi sabit giderlerini karşılayan bir birinci olmuştur. Öğrencilerimizi ve öğretmenlerimizi fotovoltaik elektrik üretim sistemi kurmak. Projede yer alan öğrenciler: tebrik ederiz. AMP 11/Y sınıfı öğrencilerinden Murat Utku Coşkun, Beytullah TOYGAR Danışman: Fevzi ARSLAN GÜNEBAKAN KUR UTMA SİSTEMİ Projen in amacı; Raf ömrünü tamamlamaya yakın ürünlerin işlenerek israfının azaltılması, Karadeniz iklimine uygun güneş takip sistemli kurutma makinası ile kurutma süresini azaltmak, yenilenebilir enerji kaynaklarını kullanarak enerjiden tasarruf sağlayarak ekonomiye katkı sağlamak. Projede yer alan öğrenciler: ATP 11/B sınıfı öğrencilerinden Bertuğ ÇEVİK, Fırat SARIKAYA, Cemal ULUSOY, İbrahim Burak KAYHAN Danışman: Ahmet YILMAZ
KK İİ TT AA PP OO KK UU MM AA YY AA RR II ŞŞ MM AA SS II Kütüphanecilik kulübünün gençlik haftası kapsamında düzenlediği ödülü kitap okuma yarışması 16 Mayıs 2023 tarihinde yirmi yedi öğrencinin katılımıyla yapılmıştır. 100 soru üzerinde yapılan yarışmada dereceye giren öğrencilerimiz; 1. öğrencimiz 82 soruya doğru cevap veren AMP 10/K sınıfından Songül KOÇ 2.öğrencimiz 74 soruya doğru cevap veren AMP 10/K sınıfından Alanur KÖKSAL 3.öğrencimiz 71 soruya doğru cevap veren AMP 10/E sınıfından Eren Baki TİRYAKİ Dereceye giremeyen diğer öğrencilerimizi çabaları ve cesaretlerinden dolayı yürekten kutluyoruz.
Okulumuzda 2022-2023 eğitim öğretim yılında her ay, ayın sınıfı ve ayın öğrencisi seçimleri yapılmaktadır. Bu kapsamda öğrencilerimiz ve sınıflarımız akademik başarı, sorumluluk düzeyleri, temizlik, örnek davranış vb. konularda değerlendirilerek, ayın öğrencisi ve ayın sınıfı seçimleri yapılmaktadır. Yapılan seçimlerde başarılı olan öğrencilerimizi ve sınıflarımızı tebrik ediyor başarılarının ve örnek davranışlarının bir ömür boyu devam etmesimi temenni ediyoruz. 25m? AYIN ÖĞRENCİLERİ KASIM ARALIK OCAK ŞUBAT AMP 9/Y ÖZGÜR KAÇMAZ AMP 10/M ARDA KARAMAN ATP 10/B MEHMET YASİN TANIŞ AMP 11/B MURAT KAYHAN MART NİSAN MAYIS AMP 11/A BİLAL AYAŞ ATP 11/A EMRE ÇİFTÇİ ATP 9/A YİĞİT RECEP KANBUR AYIN SINIFLARI KASIM ARALIK OCAK ATP 11/A AMP 10/M AMP 10/K MART ATP 10/B
Takdir belgesi alan öğrencilerimizi \"Avatar Suyun Devamsızlığı olmayan öğrencilerimizi Barış Akarsu Yolu\" adlı sinema gösterimine götürdük. \"Merhaba\" adlı sinema gösterimine götürdük. Sergiledikleri örnek davranışlardan dolayı Onur Kurulu olarak seçilen öğrencileri \"Bandırma Füze Kulübü\" adlı sinema gösterimine götürdük. 10 Kasım Atatürk Korosu ATP 9/A sınıfı öğrencilerimizden Semi Eren SARAÇ okulumuzda en çok kitap okuyan öğrenci olarak belirlenmiştir.
2022-2023 Eğitim-Öğretim Yılı MOTORLU ARAÇLAR ALANLAR ARASI BİLGİ TEKNOLOJİSİ ALANI YARIŞMASI KARİYER GÜNLERİ Okulumuzda ala nlar arası bilgi Okulumuz konferans salonunda Motorlu yarışması yapıldı. Birinci olan Araçlar Teknolojisi Alanı öğrencilerine alanımız Kimya Teknolojileri yönelik KARİYER GÜNLERİ etkinliği olmuştur. Öğrencilerimizi tebrik eder, başarılarının devamını düzenlendi. Etkinliğe konuşmacı olarak Parıldar Oto Servisi yetkilisi Cahit dileriz. PARILDAR, Hanset Çelik Mobilya Fabrikası ANKARA GEZİMİZ yetkilisi Cihan UÇA, Baştürk Oto Servisi yetkilisi Hasan BAŞOL ve Makine 19 Mayıs Atatürk'ü Anma Gençlik Mühendisi- İş Güvenlik Uzmanı Volkan ve Spor Bayramı dolayısıyla KAYA katıldı. Kimya Alanımız öğrencileri ve ÖĞRENCİLERİMİZ YURT öğretmenleri Anıtkabir’i ziyaret DIŞINDA STAJ YAPIYOR ederek Ulu Önder Gazi Mustafa Bartın İl Milli Eğitim Müdürlüğü’nün sahibi bulunduğu Kemal Atatürk’e saygı, minnet ve ve yurt dışında yapılacak olan 2022-1-TR01-KA121-VET- özlemlerini bir kez daha dile 000067534 numaralı mesleki eğitim akreditasyonu getirdiler. projesi kapsamında; Okulumuz Bilişim Teknolojileri OKULUMUZDA DÜNYA Alanından 1 öğretmen, Elektrik Elektronik Teknolojisi MATEMATİK GÜNÜ KUTLANDI. ve Motorlu Araçlar Teknolojisi Alanlarımızdan 1 er öğretmen refakatında toplam 10 öğrencimiz 22 ve 24 Milli Eğitim Bakan lığı'nın başlattığı Nisan tarihlerinde staj hareketliliği amacıyla yurt 'Herkes için Matematik' ilkesiyle İl milli dışına gitmişlerdir. Egitim Müdürlüğünden gelen öğretmenler eşliğinde öğrencilerimiz Bilişim Öğretmenimizin dahil olduğu grup İspanya’ nın Zeka oyunları oynadı. Ayrıca okulumuz Sevilla şehrine, Elektrik Elektronik Grubu İspanya’nın Granada şehrine, Motorlu Araçlar Grubu Almanya’nın Matematik öğretmenleri de günün önemine uygun duvar gazetesi hazırladı. Münih şehrine gitmişlerdir.
2022-2023 Eğitim-Öğretim Yılı HASAN SABRİ ÇAVUŞOĞLU FEN HASAN SABRİ ÇAVUŞOĞLU FEN LİSESİ İLE PROTOKOL İMZASI LİSESİ ÖĞRENCİSİNDEN Proje tabanlı çalışm a ve yarışmalara OKULUMUZDA YAP AY ZEKA SUNUMU hazırlanmada okulların sahip olduğu fiziki Hasan Sabri Çavuşoğlu Fen Lisesi ile okulumuz altyapı imkanlarının, öğretmen tecrübesinin ve arasında yapılan protokol kapsamında , Teknofest diğer olanakların ortak kullanılarak; başta 2022 'de Türkçe Doğal Dil İşleme yarışmasında 2. Akademik, Bilimsel, Sosyal, Kültürel ve Sportif çalışmalar yapılmasını kapsayan protokol; İl olan Hasan Sabri Çavuşoğlu Fen Lisesi 11.sınıf öğrencisi Enes Mahmut KULAK Bilişim Milli Eğitim Müdürümüz Sayın Oğuzhan ACAR, Bartın Fen Lisesi Müdürü Alptekin YILMAZ, Teknolojileri Alanında öğrencilerimize Teknofest deneyimi , geçmiş projeleri ve yapay zeka üzerine Fuat Sezgin Mesleki ve Teknik Anadolu Lisesi Müdürü Ahmet ÖKSÜZOĞLU'nun imzasıyla sunum gerçekleştirmiştir. Öğrencimize ve yürürlüğe girmiştir. Öğretmenlerine teşekkür ederiz. BARTIN İL HALK KÜTÜPHANESİ GEZİMİZ OKULUMUZ ÖĞRETMENLERİ İFTAR YEMEĞİNDE BULUŞTU Kütüphanecilik Kulübü olarak Bartın İl Halk Kütüphanesine gezi düzenledik. Öğrencilerimizin Müslümanlarca sabır, ibadet, rahmet, kütüphane ile ilgili güzel bilgiler mağfiret ve bereket ayı olarak bilinen Ramazan ayında düzenlenen geleneksel edindiği bir gün oldu. okul iftarımızda öğretmenlerimiz ve OKULUMUZDAN FELSEFE aileleri buluştu. GÜNÜ ETKİNLİKLERİ 2002 yılından itib aren kutlanmaya başlanan Dünya Felsefe Günü dünya problemlerine felsefe ile de bakabilme bilincinin yaygınlaştırılmasında önemli bir işlev oluşturacaktır.
2022-2023 Eğitim-Öğretim Yılı BİLİŞİM TEKNOLOJİLERİ ALANI YENİLENEBİLİR ENERJİ KARİYER GÜNLERİ ETKİNLİĞİ TEKNOLOJİLERİ ALANI KARİYER Bilişim Teknolojileri A lanı Kariyer Günleri GÜNL ERİ kavpesAakmtııpndYaönAekttiımp TKeukrnuolku eÜnyteİşslieRtemfeiksAi çKaMlıAşZan' ılnarı Yenilenebilir Enerji Teknolojileri Alanı olarak katılımlarıyla gerçekleştirildi. Kendi tasarımları gerçekleştirilen kariyer günleri kapsamında olan 3D yazıcıların sergilendiği standlarda öğrencilerimize ve öğretmenlerimize ürün Bartın'da faaliyet gösteren Tekno-Mar iş yeri tanıtımı yapılmıştır. Daha sonra Sayın Refik AKMAZ, sıfırdan bu noktaya nasıl geldiğini ve Bartın 'ı sahibi İlker KÖKLÜ ve şirkette Enerji Sistemleri teknolojik olarak geliştirerek markalaşacağına Mühendisi olarak çalışan Uygar EROĞLU inandığı 3D yazıcının yapım aşamalarından bahsetti. 3D yazıcı ile ilgili teknik detaylar için okulumuza gelerek öğrencilerimize meslek ve iş hayatıyla ilgili tecrübelerini anlattı. Mühendis Muhammet Bey bilgi verdi. VELİ ZİYARETLERİMİZ DEVAM EDİYOR BİZ BÜYÜK BİR AİLEYİZ Öğretmenlerimiz, okul ve aile arasındaki 24 Kasım Öğretmenler Günü bağlantının güçlendirilmesi amacıyla veli dolayısıyla okulumuzda kutlama ziyaretleri gerçekleştiriyor. Okul ve veli programı düzenlendi. Okul Aile iletişimin güçlenmesi adına belirli Birliğimizin katkılarıyla hazırlanan periyodlar içerisinde öğrenci ailelerini ziyaret eden öğretmenler, öğrencinin programda öğretmenlerimize eğitim durumu hakkında ailelere bilgi hazırlanan sürprizler duygusal anlar veriyor. yaşattı. HASAN SABRİ ÇAVUŞOĞLU FEN LİSESİ ÖĞRENCİLERİ OKULUMUZDA ORYANTASYON EĞİTİMİNE KATILDI Hasan Sabri Çavu şoğlu Fen Lisesi öğrencilerinden bir grup okulumuz Bilişim Teknolojileri alanımızda robotik kodlama, programlama, logo tasarım ve 3 boyutlu yazıcıların kullanımı konularında oryantasyon eğitimine katıldılar.
2022-2023 Eğitim-Öğretim Yılı BARTIN EĞİTİM KAMPÜSÜ BARTIN TİCARET VE SANAYİ ODASINDAN OKULUMUZA DESTEK YOLA ÇIKTI Deprem bölgesine gön derilmek üzere yapımı TEKNOFEST ve diğer teknolojik fuar ve etkinliklere tamamlanan eğitim mka emkapnüseülepkrtroijkeasyinddınelkaitma konteynerlerin iç ve dış katılmak için çıktığımız yolda Bartın Ticaret ve tesisatlarını, uydu anten sistemi ve güneş enerji Sanayi Odamızın maddi destekleri ile projemizde panellerinin kurulumu okulumuz Elektrik kullanılmak üzere temin ettiğimiz ekipmanlar okulumuza ulaştı. Elektronik Teknolojisi alanı ve Yenilenebilir Enerji HİJYEN MALZEMELERİMİZ Teknolojileri alanı öğrencilerimiz ve DEPREM BÖLGESİNE GÖNDERİLDİ öğretmenlerimizin el birliği ile yapıldı. Hazırlanan Milli Eğitim Müdürlüğümüz koordinesinde okulumuz öğrencileri ve konteynerler Malatya'ya gönderilerek kurulumları öğretmenleri tarafından üretilen hijyen yapıldı. malzemelerinin sevkiyatı deprem bölgesine yapıldı. SAMSUN TEKNOFEST 2022 SINIFLAR ARASI FUTSAL Okulumuz idarecileri ve alan TURNUVASINDA ŞAMPİYON ATP 11A öğretmenleri tarafından Samsun SINIFI OLDU. TEKNOFEST'e gezi düzenlendi. Sınıflar arası futsal turnuvasında final Buradaki projeler incelenerek maçı AMP 11E ve ATP 11A sınıfları arasında önümüzdeki süreçte bu oynandı. ATP 11A sınıfı final maçını organizasyona katılmak için atılacak kazanarak şampiyon oldu. adımlar konusunda öğretmenlerimiz fikir sahibi oldular.
2022-2023 Eğitim-Öğretim Yılı ÖZEL EĞİTİM ÖĞRENCİLERİMİZ MOTORLU ARAÇLAR TEKNOLOJİSİ ALANI BÜNYESİNDE EĞİTİMLERİNE DEVAM EDİYOR Motorlu Araçlar Teknoloj isi alanı bünyesinde özel eğitim gören öğrenc ilerimiz Özel Eğitim Öğretmeni Furkan YILMAZ ve Motorlu Araçlar Teknolojisi Alanı Öğretmeni Volkan KAYA eşliğinde birebir olarak 15 saat uygulamalı iş eğitimi ve 15 saat genel kültür dersleri almaktadır. BARTIN ÜNİVERSİTESİ PROJE PAZARI ETKİNLİĞİNE BİLİŞİM TEKNOLOJİLERİ ALANIMIZLA KATILIM SAĞLADIK. Bilişim Teknolojileri A tölye Şefimiz Erkan AKBIYIK ve AMP 11/B Sınıfı öğrencilerinden Meriç ALTIOK , Furkan GÜRTEKİN ve Seçgin ÖZKAN \"KODLAYARAK BARTIN 'I TANIYORUM\" projesi ile AR-GE PROJE PAZARI etkinliğine katılmışlardır. ÇANAKKALE GEÇİLMEZ 18 Mart Çanakkale Zaferi' nin 108.yıl dönümü etkinlikleri kapsamında Türk Dili ve Edebiyatı Öğretmeni Barış SEVER'in hazırlamış olduğu \"1915 Çanakkale Geçilmez\" adlı oyun okulumuzda öğrencilerimiz tarafından sergilendi. Başta Mustafa Kemal ATATÜRK ve onun silah arkadaşları olmak üzere bağımsızlığımız uğruna hayatlarını feda eden aziz şehitlerimizi, ebediyete intikal eden ve hayatta olan kahraman gazilerimizi rahmet ve şükranla anıyoruz.
Ahlaki ve kültürel değerleri benimseyen; mesleki beceri ve akademik konusunda tam donanımlı, farklı düşüncelere saygılı, ekip çalışmasına yatkın ve hedefleri olan bireyler yetiştirmektir. yenilikçi, öncü MESLEKİ VE TEKNİK
Search
Read the Text Version
- 1 - 44
Pages: