Important Announcement
PubHTML5 Scheduled Server Maintenance on (GMT) Sunday, June 26th, 2:00 am - 8:00 am.
PubHTML5 site will be inoperative during the times indicated!

Home Explore E-DERGİ 2022 HAZİRAN REMZİ DOĞAN ORTAOKULU

E-DERGİ 2022 HAZİRAN REMZİ DOĞAN ORTAOKULU

Published by remzidoganoo, 2022-07-01 13:07:47

Description: REMZİ DOĞAN ORTAOKULU'NUN 2021-2022 EĞİTİM ÖĞRETİM YILI ETKİNLİKLERİNİ DE İÇEREN E-DERGİ

Keywords: REMZİ DOĞAN,REMZİ DOĞAN ORTAOKULU

Search

Read the Text Version

Pi Sayı Nedir? (π) Arşimet sabiti olarak da anılan pi sayısı dairenin çevresinin çapına bölünmesiyle elde edilen bir sayıdır. Ancak bu sayı sonu olan bir sayı değildir. Bu sebeple de irrasyonel sayı olarak anılır. Pi sayısının diğer ismi ise ludolp sayısıdır. Pi sayısının işareti ise π’dir. Simgesi, Eski Yunanca çevre manasına gelen \"περίμετρον\" (çevre) sözcüğünün baş harfinden gelmektedir. Şaşırtıcı biçimde uzun süre bu oran için hiçbir sembol kullanılmamıştır. İlk olarak π sembolü 1652'de Willam Oughtred tarafından kullanılsa da yaygınlaşması 1737 yılında, Leonard Euler'in de bu sembolü kullanması ile olmuştur. Pİ TARİHİ Pi sayısı hakkında yapılan araştırmalar bu sayının tarihinin milattan önceki dönemlere dayandığını ortaya çıkarmıştır. Yapılan araştırmalarda pi sayısına dair kanıtlar Babiller zamanını gösterir. Aynı dönemde yaşayan Mısırlıların da pi sayısını kullandığına dair bilgiler vardır. Babillerin ve Mısırlıların pi sayısının değeri hakkında net bir fikirleri olmadığını kanıtlar. Babillerin sayıyı 3,125 olarak kabul ederken Mısırlılar ise 3,16 olarak kabul etmiştir. Babiller ve Mısırlıların dönemi M.Ö 1900’lü yıllarda yaşadıkları için pi sayısının tarihçesi de o dönemlere dayanmaktadır. Pi Sayısını Kim Buldu? Pi sayısını bulan ve en yakın hesaplamayı yapan kişi Arşimet kabul edilir. Arşimet M.Ö 287 yıllarında pi sayısı üzerinde çalışmalar π yapmıştır. Bu çalışmalar sonucunda da pi sayısının 3,142 ve 3,1408 değerleri arasında bir değer olduğunu ifade etmiştir. Bu değer işlemlerde pi sayısının kabul edildiği 3,14 değerine yakın en değerdir. Pi sayısının sembolü ise Yunan alfabesinden bulunmuştur. Bu sembolü ilk kullanan kişi ise Yunanlı matematikçi Leonhard Euer’dir. 49

Pi Sayısı Kaç Basamaklıdır? Pi sayısı irrasyonel bir sayıdır. Sayının bilinen kısmı 3,14 şeklindedir ve dört sonrasındaki rakamlar sonsuza kadar devam eder. Bu sebeple pi sayısının sonsuz basamağa sahip olduğu kabul edilir. Ancak bilim insanları tarafından pi sayısının basamaklarının bulunması için çalışmalar yapılmıştır. Bu çalışmalarda son olarak 2019 yılında pi sayısının 31,4 trilyon basamaklı hali hesaplanmıştır ve bu hesaplama dünya rekorlar kitabına girmiştir. Pİ GÜNÜ NE ZAMAN KUTLANIR ? Matematik ve geometri hesaplamalarında kullanılan bu sayının kutlanan bir günü vardır. Her yıl Mart ayının 14.günü pi sayısı günü olarak kutlanır. Bunun sebebi ise Amerikan tarih formatında bu günün 3/14 olarak geçmesidir. Pi Günü'nün bilinen ilk resmi ya da büyük ölçekli kutlanması Larry Shaw ve diğer çalışanlar ile birlikte tarafından 1988'de, Shaw'ın fizikçi olarak çalıştığı, San Francisco Exploratorium'da gerçekleşmiştir. 12 Mart 2009'da ABD Temsilciler Meclisi, 14 Mart 2009 tarihini Ulusal Pi Günü ilan etti. Biz de matematikte önemli bir yere sahip pi sayımızla ilgili pi sembolünün geçtiği tasarımlar yaptık ve pi ile ilgili şarkılar söyledik.. π 50

Kızılay Kan Bağışı Kampanyamız Gerçekleşti Okulumuz ve Sarnıç Şehit Uzman Çavuş Egemen Yıldız Ortaokulu velilerince 53 ünite kan bağışında bulunulmuştur. Katkıda bulunan tüm velilerimize teşekkür ederiz. Kitabımız Yayımlandı İzmir İl Milli Eğitim Müdürlüğü’nün “Geleceğin Yazarları Projesi” kapsamında öğrencilerimizin eserlerini içeren “Mavi Mürekkep” isimli kitabımız 23 Nisan hediyesi olarak öğrencilerimize dağıtılmıştır. 51

23 Nisan Ulusal Egemenlik ve Çocuk Bayramı Okul Programımız Düzenlenen Etkinlik ve Yarışmalar ile Şenlik Havasında Geçti Yarışmalarda dereceye giren öğrencilerimize ödülleri okul müdürümüz Fikri SERTEL tarafından verilmiştir. 52

53

Bilgi Yarışmalarımız Gerçekleştirildi Sınıflarını temsil ederek 1. olan öğrencilerimize ödülleri okul müdürümüz Fikri SERTEL tarafından verilmiştir. 54

55

Geleneksel Bahar Şenliğimiz Gerçekleşti Katılımlarından dolayı İlçe Milli Eğitim Müdürümüz Sayın Ogün DERSE, Şube Müdürümüz Ümit TÜRKAN ve tüm okul müdürlerimize teşekkür ederiz. Şenlikte tüm öğrencilerimize sucuk ekmek ve lokma ikramında bulunan eski mezunlarımızdan Sedef Chef ve CANTÜRK ailesine teşekkür ederiz. 56

57

Remzi Doğan Ortaokulu'nun genç yazarları \"Mavi Mürekkep\" adlı kitaplarını \"Geleceğin Yazarları Kitap Fuarı\" etkinliğinde Konak Meydanı'ndaki sergi alanında sergiledi. 58

Remzi Doğan Ortaokulu Ailesi Olarak Bir Eğitim-Öğretim Yılının Daha Sonuna Geldik. Okulumuzdan Mezun Olan Öğrencilerimize Başarılar Dileriz. Tüm Öğrencilerimiz, Öğretmenlerimiz ve Velilerimiz Fazlasıyla Yoruldu. Artık Dinlenme Zamanı. Herkese İyi Tatiller Dileriz. 59

60

61

62

63

64

65

İSLAM'DA EMPATİNİN ÖNEMİ DEĞERLERİMİZE DEĞER KATALIM Son zamanlarda unuttuğumuz ya da unutturulmaya çalışılan değerlerimizden biri de empatidir. Gerek salgın hastalıkta yaşanan aşı ve maske savaşlarını, gerek İzmir de yaşanan deprem sonrası evsiz kalan insanlara uygulanan kira zamlarını, gerekse ekonomiyi bahane edip haksız fiyat artışı yapanları gördükçe, insana değer katan onu değerli kılan değerlerimize ne oldu diye düşünmeden edemiyorum. Bütün bu olup bitenler, toplumumuzda hâkim algı ve davranış biçiminin “kişinin kendisini başkalarının yerine koyması” şeklinde değil, “kendi duygu ve düşüncelerini başkalarına baskı ve zorla kabul ettirmesi” şeklinde olduğunu gösterdiği aşikar. Özellikle bananecilerin ve kıyıda köşede kalıp ''bana dokunmayan yılan bin yıl yaşasın'' diyen kıyıcıların çoğaldığı günümüzde, unutulan değerlerimizi hatırlamanın vakti gelmedi mi? Empati, diğer adı ile duygudaşlık, karşındakini anlayabilmek ve onun ihtiyacına uygun cevap verebilmek, sağlam bir iletişim kurmak için kendini onun yerine koymak, onun duygu ve düşüncelerini kendi duyguların ve düşüncelerin gibi düşünüp o kişiyi kendi içinde bulunduğu konumuyla değerlendirmeye çalışmaktır. Empati bir süreliğine karşındakinin yerine geçmek, bir süreliğine onun bakışı ile olayları değerlendirebilmektir. Empati içgörüyü içeren bir eylemdir; diğer bir ifade ile karşıdakinin ruh dünyasına nüfuz etme ve duygularını okuyabilme çabasıdır. Buna feraset ya da altıncı his kuvveti de denebilir. Birine empati duyulabilirse, o insanın niye öyle davrandığı daha iyi.anlaşılabilir. Peki yüce dinimiz İslam empati kurmak hakkında neler söylüyor bu konudaki ayet ve hadisleri birlikte değerlendirelim. Kavram olarak yeni olmakla beraber, empati olgusal olarak İslamî değerler algılamasında ahlâkî ve sosyal bir değer olarak yer alır. Merhamet gibi değerlerin hayata dönüştürülmesinde etkin rol oynar ve bütün hayatı kuşatan bir algılama biçimi olarak İslamî anlayışın temelini oluşturur. Bunun temel ilkesini de Hz. Peygamber’in \"Sizden biri, kendisi için sevdiğini (istediğini, arzu ettiğini, din) kardeşi için de sevmedikçe (istemedikçe, arzu etmedikçe) gerçek îmâna eremez.\" [Buhârî, Îmân 6; Müslim, Îmân 71 (45); Tirmizî, Sıfatu'l-Kıyâme 60 (3517); Nesâî, Îmân 19 (3, 115); İbn-i Mâce, Mukaddime 9 (66).]sözü oluşturmaktadır. Bu ifade herhangi bir birey veya bireylere karşı sergilenecek davranışın, karşı taraftan bakarak belirlenip sergilemesini ön görmektedir. Bu da bugünkü deyimiyle empati kurmaktan başka bir şey değildir. Her sene bir ay tutulan Ramazan orucunun, fakirlerin durumunu bizatihi yaşayarak anlamak ve onların dertleriyle daha yakından ilgilenmek için bir empati eğitimi olduğunu söylemek yanlış olmaz. Çünkü bazı duygu ve değerler, sözle değil, bizatihi yaşanarak kazanılır. Aç insanların hâlini tok olanlar, isteseler de tam olarak anlayamazlar; anlayamadıkları için de üzerlerine düşen dînî, ahlâkî ve vicdanî görevlerini eksiksiz olarak yerine getiremezler. Bu gerçeklerin sonucunda İslamiyette ibadet yoluyla empati eğitiminin yapıldığını söylemek isabetli olur. Yüce Allah, insanlara yalnız kendisine tapmalarını ve ana-babaya da iyi ve güzel davranmalarını, onlardan biri veya her ikisi evlâtları yanında iken ihtiyarlayacak olurlarsa, onlara karşı “öf” bile dememelerini, onları azarlamamalarını, ikisine de hep tatlı söz söylemelerini emretmektedir.[İsra/23] Görüldüğü gibi burada ana-babaya karşı sözlü veya fiilî olarak sergilenecek 66

olumsuz davranışların en alt düzeyi “‘öf’ bile dememek” olarak ifade edilmektedir. Âyete göre, evlât-ana-baba ilişkilerinde, özellikle yaşlı, bakıma muhtaç olanlara karşı bu kadar hassas davranılması gerekmektedir. Ancak insan psikolojisini en iyi bilen Yüce Allah, kişilerin, bu hassasiyetleri başarılı bir şekilde ortaya koyabilmeleri için empati yapmalarını önermektedir. Öncelikle onları acıyarak merhamet duygularını harekete geçirmelerini ve “Rabbim! Küçüklüğümde onlar beni nasıl yetiştirmişlerse sen de onları esirge!”[İsra /24] diyerek, kendisini onların yerine koyup onları anlamaya çalışmalarını, davranışlarını ona göre belirleyip sergilemelerini, bir gün kendilerinin de aynı konuma düşebileceklerini hiç unutmamaları gerektiğini hatırlatmaktadır. Bu dönemde ana-babadan maddî olarak yararlanmak söz konusu olmadığı için erdemli duyguların harekete geçirilerek olumlu davranışların sergilenmesine katkı sağlanmalıdır. Bunun da en iyi yolu empati kurmaktır. “Şu an onlara ihtiyacım yok, aynı zamanda da güçlüyüm.” diyerek, onları ihmal etmek, bütün aşkın değerlerden yoksun olmak demektir. Basit bir empati ile ahlâkî ve aşkın değerler etkin hâle getirilebilir. Zaten birey, Allah’a ve ahirete inanıyor ve yaptıklarının hesabını verme inancı taşıyorsa, bu inanç, evlât konumunda olanların davranışlarına olumlu olarak yansıyacaktır. Ancak bu yansıma her zaman mümkün olmakla beraber, inanç gücünün derecesine göre davranışlara yansıması ve hassasiyetin tezahürü farklı olabilir. İşte bu noktada empati ile daha verimli bir sonuç almak mümkündür. Nitekim Allah Teala burada kişilerin iç duygularını da gözden geçirmelerini önermekte ve içlerindeki niyet, duygu ve düşüncelerini en iyi bilen Allah Teala olduğunu hatırlatmaktadır.[Nahl/19] Zaten empati kurabilmek için duygusal bir iletişim kurmak vaz geçilmez bir unsurdur. Çünkü bu noktada başarılı olabilmek için önce onların duygularına nüfûz etmek, sonra da ona göre davranış belirlemek gerekir. Hiçbir anne bebeğinin mamasını ya da banyo suyunu hazırlarken eliyle kontrol etmez. Ya bileğiyle ya da dirseğiyle yapar ısı kontrolünü. Çünkü bilir ki bebeğinin teni çok hassastır ve canı yansın istemez. Kendini bebeğinin yerine koyar ve onun gibi hisseder. Her ebeveyn çocuğu için en iyiyi ve en güzeli ister. Peki biz ebeveynler çocuklarımızın sağlıklarına, beslenmelerine, eğitimlerine gösterdiğimiz bu en iyi ve güzeli ahlaki değerlerine de gösterebildik mi? Yıllarca ''kendine yapılmasından hoşlanmadığın bir şeyi başkasına yapma'' nasihatiyle büyüyen bizler bu nasihati çocuklarımıza verebildik mi acaba? Çoğumuzun yaşadığı çocuklarımız nasıl bir dünyaya geliyor kaygısını, bu dünyaya nasıl bir çocuk bırakacağız kaygısına dönüştürdük mü hiç? Öyleyse şu soruyu kendimize soralım. Çocuklarımızın ahlaki değer eğitimini kendimiz mi üstleneceğiz yoksa tik tok, youtube vb. ahlak yok edici sosyal medyaya mı teslim edeceğiz? Karar sizin. Güneşin doğuşundadır, doğanın sana verdiği değer Ve karşındakine değer verdiğin kadar insansın Bir gün yalan söyleyeceksen eğer Bırak karşındaki sana güvendiği kadar inansın CAN YÜCEL 67

2021-2022 Eğitim Öğretim Yılı Sene Sonu Öğretmenler Kurulu’nda alınan karar gereği oluşturulan okulumuzun yeni logosu.


Like this book? You can publish your book online for free in a few minutes!
Create your own flipbook