Z ya Paşa Terkîb- bend Or j nal Hal Günümüz Türkçes yle I I Sak get r ol badey k m mâye- candır 1. Ey sak , o şarabı get r k canın mayasıdır. Arâm-d h- akl-ı melâmet-zedegândır Ayıplanmış k mseler n aklına rahatlık, huzur Ol mey k olur saykal-ı d l ehl- kemâle verend r. Nâ-puhteler n aklına bâdî- z yandır 2. O mey k olgun k mseler n gönlüne c la olur. B r câm le yap hatırı zîrâ d l- vîrân (Lak n) acem ler n, p şmem ş k mseler n aklına Mehcûr-ı hârâbat olalı hayl zamandır z yanlık ver r. Sâkî çel m aşkına r ndân-ı huda'nın 3. B r kadeh le gönlümü yap; gönlüm R ndân-ı huda vâkıf-ı esrâr-ı n hândır meyhaneden hayl zaman uzak kaldığı ç n Sâkî çel m rağmına süf -ı har s n v randır. K m maksadı kevser emel hıır- c nândır 4. Ey sak , Allah yolunda olanların aşkına çel m! Aşk olsun o pîr-ı mey-perverde- aşka (Çünkü) Allah yolunda olanlar, g zl kalmış sırları K m bades sad-sâle vü sâkîs c vandır b lenlerd r. Pîr- meye sor mes'elede var se şüphen 5. Ey sak , açgözlü ve hırslı sofuların nadına Va zler n efsaneler hep hezeyandır çel m! Maksadı Kevser(cennet Ben anladığım çarh se bu çarh-ı çep-endâz suyu), emel cennet hur ler d r. Yahş görünür suret amma k yamandır 6. Aşk le olgunlaşmış şarap p rler ne aşk olsun! Benzer felek ol çenber- fânûs-ı hayâle K şarabı yüz yıllık, sak s taze ve gençt r. K m nakş-ı temâsîl serîü'l-cereyândır 7. Meselede şüphen varsa şarap p rler ne sor. Sâkî b ze mey sun k d l- tecr bet-âmûz (Çünkü) Vaaz verenler n efsaneler hep saçma End şe- encam le vakf-ı halecândır sapan sayıklamalardır! İç bade güzel sev var se akl u şuurun 8. Ben m anladığıma göre bu dünya h lekar b r Dünya var m ş ya k yoğ olmuş ne umurun dünyadır. Yüzü güzel görünür ama ( ç ) kötüdür. 9. Felek, hayal küres n n çember ne benzer. K res mler n n ç z l şler çok hızlıdır. 10. Ey sak b ze şarap sun! Tecrübe veren gönül, son bulma end şes ve çarpıntıların, t tremeler n durmasıdır. (Yan gönül ölümün ve son bulmanın tecrübes n ver r). Vasıta Beyt : Aklın ve b l nc n varsa şarap ç ve güzel sev. Dünya var mıymış yok muymuş umurunda olmasın!.. II II 1. Bu dünyanın zorla tuhaf g d ş yetmez m ? Yetmez m bu kasrîrev ş- ağreb- âlem Dünya yıldızı acaba b r durağa varmaz mı? B r menz le ermez m aceb kevkeb- âlem 2. Ş md uyuyanlar o zamanda uyanırlar. B r Ş md uyuyanlar ö zamanda uyanırlar sabaha ulaşır dünyanın son geces . B r subha resîde olur âhır şeb- âlem 3. K m n üstüne dönse, sonunda onu da ayakları Pâmâl eder encam k m n üstüne dönse altına alır; zamanın başlangıcından ber Agâz edel devre budur meşreb- âlem dünyanın tab atı budur. B n böyle c han zer ü sîm olsa yet şmez 4. B n c han dolusu altın ve gümüş olsa yetmez; Mümkün mü k s'af oluna matlab-ı âlem dünyanın stekler n yer ne get reb lmek mümkün Hâr çten eğer olsa temaşasına mkân mü? Müdh ş görünür heykel- müsta'ceb- âlem 5. Eğer dışarıdan zlemeye mkan olsa, Almış yükünü şöyle k seyr nde halels z dünyanın şaşkınlık uyandıran heykel müth ş B r zerre dah kaldıramaz merkeb- âlem görünürdü. Ebnâ-yı beşerde kalacak mı bu muâdât 6. Eks ks z b r şek lde yükünü almış, (bu B lmem ne zaman doğrulacak mezheb- âlem yüzden) dünyanın yük hayvanı b r zerre daha Her safhada b r şekl- hak kat eder braz kaldıramaz. Her gün çev r r b r varaka makleb- âlem 7. İnsanoğullarında bu karşılıklı düşmanlık B n ders- maâr f okunur her varakında kalacak mı? B lmem, dünyanın yolu ne zaman
Yârab ne güzel mekteb olur mekteb- âlem doğruya yönelecek. Bu c sm- kes f n neres merkez- kuvvet 8. Her aşamasında hak kat n şek ller kend n Yârab ne matıyyeyle gezer kâl b- âlem göstermekted r. Dünya değ şerek, her gün yen Subhâneke yâ men halaka'l-halka vasînâ b r sayfa çev r r. Subhâneke subhâneke subhâneke elîfâ 9. Her sayfasında b n l m ve ders okunur. Yarabb ! Dünya okulu (dünya denen okul) ne III güzel b r okul olur! 10. Bu yoğun c sm n kuvvet n n merkez Ey kudret ne olmayan âğâz u tenâhî neres d r? Yarabb ! Dünyanın vücudu hang Mümkün değ l evsâfını drâk kemâhî b nek hayvanıyla gezmekted r? Her nesne kılar varlığına hüsn- şehâdet Vasıta Beyt : Ey varlıkları yaratan ve eş tleyen, Her zerre eder vahdet ne arz-ı güvâhî sen n şanın ne yüced r! B n defa, sen n şanın ne Hükmün kılar zhâr bu âsâr le m hr yüced r, sen n şanın ne yüced r, sen n şanın ne Emr n eder braz bu envâr le mâhı yüced r!.. D l-sîr- b sât-ı n amın mürg- hevâyî Sîrâb-ı zülâl- kerem nd r suda mâhî III Eyler kerem n âteş gülzâr hal l'e 1. Ey kudret n n başlangıcı ve b t ş olmayan Mağlûb olur peşşeye nemrud-ı mübâh (Allah'ım). Sıfatlarını olduğu g b drak edeb lmek Zâl mler adl n ne zaman hâk edecekt r mümkün değ ld r. Mazlumların çıkmadadır göklere âhı 2. Her nesne varlığına tanıklık eder; her zerre B gânelere münhasır enva'-ı huzûzât sen n tekl ğ ne şah tl k eder. M hnet-zede- aşkına mahsûs devâhî 3. Hükmün, bu eserler n le güneş ortaya Sens n eden dlâl n ce ehl- tarîk çıkarır. Emr n, bu ışıklar ç nde ayı ortaya çıkarır. Sens n eden hdâ n ce gümgeşte- râhı 4. Arzu kuşu, n metler döşeğ nde gönlü tok Hükmün k ola mûc b- hayr u şer- ef âl olmuştur . Sudak balık, cömertl ğ n n tatlı Yarab ne ç nd r bu evâm r bu nevâhî suyuna doymuştur. Sendend r lâh y ne bu mekr ü bu f tne 5. Cömertl ğ n, Hal l(Hz. İbrah m) ç n ateş gül Bu mekr ü bu f tne y ne sendend r lâh bahçes yapmıştır. Çok övünen o Nemrut s neğe Güftî b kün ü bâz zenî seng- melâlet mağlup olur. Dest- men ü dâd-ı tu der rûz-ı kıyamet 6. Adalet n ne zaman zal mler yerle b r edecekt r? Mazlumların ahı göklere çıkmaktadır. IV 7. Çeş tl hazlar ve zevkler yabancılara sınırlanmıştır. Türlü cefalar, sen n aşkının B r katre çen çeşme- pür-hûn-ı fenadan ez yetler ne uğrayanlara mahsustur. Başın alamaz b r dah bârân-ı belâdan 8. Sens n n ce doğru yolda olanları yoldan Asude olam dersen eğer gelme c hâna çıkaran. Sens n n ce yolunu kaybetm şlere Meydâna düşen kurtulamaz seng- kazadan doğru yolu gösteren. Sâb t-kadem ol merkez- me'mûn-ı rızâda 9. Sen şler n, ameller n hayır ve şerre sebep Vareste olup dâ re- havf u recâdan olacağını emretm şs n. Yarabb , öyleyse Dursun kef- hükmünde terâzû-yı adalet nedend r bu em rler ve yasaklar? Havfın var se mahkeme- rûz-ı cezadan 10. Allah'ım, sendend r y ne bu f tne ve h leler. Her k m k arar bûy-ı vefa tab'-ı beşerde Bu h leler ve f tneler y ne sendend r Allah'ım. Vasıta Beyt : Hem yap ders n hem günahkar sayarsın. Kıyamet gününde eller m duada, sen n adalet ne sığınırım. IV 1. Fan l ğ n kan dolu çeşmes nden b r damla çen, b r daha bela yağmurundan kurtulamaz. 2. Eğer rahat olayım dersen dünyaya gelme. Meydana düşen, kaza taşından kurtulamaz. 3. Rızanın em n olunmuş merkez nde sözünde dur. Korku ve üm t da res nden kurtul. 4. Ceza günü mahkemes nden(ah retten) korkun varsa, adalet teraz s hükmün el nde dursun. 5. Her k m nsan yaratılışında vefa kokusu ararsa, o k ş hüma kuşunun gölges nden
Benzer ana k m devlet umar zıll-ı hümâdan devlet(tal h, baht) bekleyenlere benzer. Bî-baht olanın bağına b r katres düşmez 6. Gökten yağmur yer ne nc ve elmas yağsa, Bârân yer ne dür ü güher yağsa semâdan bahtsız olanın bahçes ne b r damlası düşmez. Erbâb-ı kemâl çekemez nakıs olanlar 7. Olgun k ş ler eks ğ olanlar, noksanlar Renc de olur dîde- huffâş z yadan çekemez. Yarasaların gözü ışıktan rahatsız olur. Her âk le b r derd bu âlemde mukarrer 8. Akıllı olan herkese b r dertt r bu alemdek Rahat yaşamış var mı gürûh-ı ukalâdan olaylar. Akıllı k mselerden rahat yaşayab lm ş Halletmed ler bu lügazın sırrını k mse olan var mıdır? B n kaf le geçt hükemâdan fuzelâdan 9. Bu b lmecen n sırrını k mse çözemed . (Oysa Kıl san'at-ı üstadı tahayürle temaşa k ) Hak mlerden, erdeml lerden b nlerce kaf le Dem vurma ger ar f sen çün ü ç radan geçt . İdrâk- meal bu küçük akla gerekmez 10. Üstadın sanatını(Allah'ın yarattıkları) Zîrâ bu terâzû o kadar sıklet çekmez hayranlıkla seyret. Eğer b lg l ve tecrübel b r ysen neden ve n ç n d ye boşuna sormazsın. V Vasıta Beyt : Bu küçük akla manayı anlamak gerekmez; çünkü bu teraz bu kadar ağırlığı Cehr n ne safa var acaba sîm ü zer nde çekmez. İnsan bırakır heps n hîn- sefer nde B r reng- vefa var mı nazar kıl şu s p hr n V Ne ley ü nehârında ne şems ü kamer nde 1. Dünyanın altınında ve gümüşünde acaba ne Seyrett hava üzre den r taht-ı süleyman güzell k, ne saadet var? İnsan heps n bırakır Ol saltanatın yeller eser ş md yer nde son sefer nde(ölünce). Hür olmak ster sen olma c hanın 2. Bak, vefadan eser var mı şu gökyüzünün Zevk nde safasında gamında keder nde geces nde gündüzünde, ne de güneş nde Cânân g de r ndân dağıla mey ola r zân ayında! Böyle gecen n hayr umulur mu seher nde 3. Den r k , Hz. Süleyman'ın tahtı gökyüzünde Hayr umma eğer sadr-ı c han olsa da b lfarz uçtu. Ş md o saltanatın yer nde yeller es yor. Her k m k hasâset ola ırk u güher nde 4. Eğer özgür olmak stersen; dünyanın Yıldız arayıp gökte n ce turfa münecc m zevk nden, sefasından, gamından ve Gaflet le görmez kuyuyu rehgüzer nde keder nden vazgeç. Anlar k ver r lâf le dünyâya n zâmât 5. Sevg l g tm ş, en y dostlar dağılmış, şarap B n türlü teseyyüb bulunur haneler nde dökülmük; böyle gecen n sabahından hayır Ayînes şt r k ş n n lâfa bakılmaz umulur mu? Şahsın görünür rütbe- aklı eser nde 6. Soyunda sopunda ve cevher nde c mr l k, Ben her re kadar gördüm se bazı mazarrat alçaklık olan k ş den, dünyanın en t barlı Sâb t-kadem m v ne bu re'v n üzer nde mevk s nde olsa b le hayır bekleme. İnsana sadakat yaraşır görse de krah 7. N ce münecc m, falcı gökte lg nç yıldızları Yardımcısıdır doğruların hazret- allah arar. Lak n gaflet yüzünden, yolunun üstündek kuyuyu b le göremez. VI 8. Onlar k boş konuşmalarla dünyaya düzen verd m sanarlar. Lak n b n türlü tembell k bulunur Gadr ede reayasına vâl - eyâlet şahıslarında. Dünyâda vü ukbâda ne z llet ne rezalet 9. Aynası şt r k ş n n, lafa bakılmaz. K ş n n Lâyık mıdır nsân olana vakt- kazada aklının büyüklüğü ancak yarattığı eserlerde görünür. 10. Ben ne kadar gördümse de bazı zararlar, z yanlar; kararlıyım y ne bu düşüncem n üzer nde: Vasıta Beyt : İnsan ğrençl k, kötülük görse de ona sadakat yakışır. Yüce Allah doğruların yardımcısıdır. VI 1. Şehr n val s , halkına ez yet ed yormuş. Bu, dünyada ve ah rette ne rez ll kt r, ne alçaklıktır! 2. İnsan olana, kaza vakt nde(Allah'ın takd r ett kler n n gerçekleşt ğ zaman) doğrusu
Hak zah r ken bâtıl ç n hükmü mâlet görünürken gerçeğ eğ p bükmek (çarpıtmak) Kadı ola davacı vü muhzır dah şah t yakışır mı? Ol mahkemen n hükmüne derler m adalet 3. Kadı davacı olup b r de mübaş r şah t olursa, Ey mürtek b- har bu ne z llet k çekers n o mahkemen n kararına adalet den r m ? B r kaç kuruşa müddet- ümrünce hacâlet 4. Ey çalıp çırpan eşekler! N ç n b rkaç kuruş Lâ'net ola ol mâle k tahsîl ne ânın uğruna ömrünüz boyunca utanç çekers n z? Yâ d n ola yâ ırz veya namus ola âlet 5. Lanet olsun o mala mülke k ; onu kullanmak dem olanın hayr olur âdemlere kasdı ç n ya d n ya ırz ve namus alet ed lmekte! İnsanlığa nsanda budur şte delâlet 6. İnsan olan, başka nsanlara y l k ç n yaklaşır. İnsan ona derler k ede kalb- rakîk İnsan olmanın gösterges şte budur. Alâm-ı ben- nev' le kesb- melâlet 7. İnsan ded ğ n n yumuşak kalb , nsanlığın dem ona derler k garazdan ola sâl m dertler yle dertlenmel , sıkıntı duymalıdır. Nefs nde dah eyleye crâ-yı adalet 8. İnsan ded ğ n hedef nden, yolundan em n Sâdık görünür k svede erbâb-ı h yânet olmalıdır. Adalet , kend v cdanında dah yer ne Mürş d sanılır vehlede ashâb-ı dalâlet get rmel d r. Ekser k ş n n suret ne sîret uymaz 9. İhanet eden k m ler , dış görünüşte sadık Yârâb bu ne h kmett r lâh bu'ne halet görüneb l r. Doğru yoldan sapmış k m ler de b r Ümmîd- vefa eyleme her şahs-ı degalde an ç n y l k yolunda zanned l r. Çok hacıların çıktı haçı z r- begalde 10. Çoğu k ş n n ruhunun yapısı, yüzüne ve dış görünüşüne uymaz. Ey Allah'ım, bu ne h kmett r! VII Bu nasıl b r durumdur!.. Vasıta Beyt : Her h lec k ş den vefa üm t etme. B r abd- habeş dehre olur baht le sultan Çok hacının, (sakladığı) haçı koltuğunun Dahhâk' n eder mülkünü b r gâve per şan altından çıkmıştır!.. İkbâl ne dbârınad l bağlama dehr n B r dâ rede devr edemez çenber- devrân VII Zâl m y ne b r zulme g r ftar olur âhır 1. B r Habeşl köle tal h sayes nde dünyaya Elbette olur ev yıkanın hanes v ran sultan olur. B r Gave gel r, Dahhak'ın mülkünü Ekser görülür çünkü ceza c ns- amelden per şan eder. Encamda âhenden ölür rahne- sühan 2. Tal h n de tal hs zl ğ n de önemseme bu Tezkîr olunur la'n le haccâc le ceng z dünyanın; çünkü dünya çember , aynı da rede Tebcîl ed l r nûş revan le süleyman sürekl dönmez (tal h devamlı değ şkend r). Kab l m d r elfaz le tagy r- hak kat 3. Zal m b le en sonunda b r zulme uğrar. Mümkün mü k tefr k oluna küfr le îmân Elbette, ev yıkanın ev v ran olur. B rhâkden nşâ olunur deyr le mesc d 4. Ne ş yaparsan, karşılık olarak aynısı başına B rd r nazar-ı hak'da mecûs le müselman gel r. Törpünün aşınması y ne dem r yüzünden Her derd n olur çares her nleyen ölmez olacaktır. Her m hnete b r âh r olur hem gama pâyan 5. Lanetle anılmaktadır Haccac le Ceng z. Geh çâk olunur damen- pâk ze- smet Yücelt l r, övülür hep Nuş revan le Süleyman. Geh ffet eder âdem ârây ş- z ndan 6. Lafla sözle hak kat n değ şmes kabul Sabr et s teme ster sen hüsn- mükâfat ed leb l r m ? İman le mansızlığı ayırt etmek F kreyle ne zulm eyled ler yusuf a hvan mümkün değ ld r. Zâl mlere b r gün ded r r kudret- mevlâ 7. Aynı topraktan nşa ed l r k l se le cam . Tallah lekad âserakellâhu aleynâ Allah'ın gözünde Mecus (ateşe tapan) le Müslüman b rd r! 8. Her derd n çares vardır; her nleyen ölmez. Her ez yet n sonu vardır; her gam, keder elbet b r gün b tecekt r. 9. Bazen parçalanır masum yet n tertem z eteğ . Bazen ffet, nsanları z ndanın süsü yapar. 10. Mükafatın güzell ğ n tatmak stersen s temlere sabret. Düşün k , Hz. Yusuf'a kardeşler ne zulümler etm şt . Vasıta Beyt : Allah'ın kudret b r gün zal mlere şöyle ded rtecek: “Vallah , Allah sen b zden üstün yarattı!” (*)
* abd- Habeş: B lal Habeşî * Dahhâk: İran hükümdarlarından b r s . İk omzunda k yılan otururmuş. Bu yılanlara her gün k çocuk beyn yed r l rm ş. Sıra Gâve'n n oğluna gel nce, dem rc der önlüğünü bayrak g b kullanarak, arkasına topladığı nsanlarla ayaklanır. Dahhak'ı tahtından nd r r ve yer ne Fer dun'u geç r r. * Gâve: D van ş r nde, Dahhak'a karşı koyması ve zulme syan etmes yle anılır. Ayaklanırken kullandığı ve bayrak yaptığı dem rc önlüğüne “Drefş- Gâveyânî” den r. * Haccâc: Emev komutanlarından. Mekke ve H caz bölgeler n ele geç rm şt r. “Zal m” lakabıyla anılmıştır. Mekke'ye g r nce burayı yakıp yıkmış, hatta Kabe b le zarar görmüştür. * Ceng z: Büyük Moğol hükümdarı. * Nûş revan: Adalet yle ün salmış Sasan hükümdarı. * Süleyman: Hz. Süleyman. (*) Yusuf Sures 91'de yer alan bu ayet n anlamı: “Vallah Allah sen b zden üstün kıldı” demekt r. Mısır'a g den Hz. Yakub'un oğullarının, Hz. Yusuf'un gerçek kardeşler olduğunu öğren nce söyled kler sözdür. VIII VIII 1. Her şahsı Allah'ın ev ne uzak, g zl m Her şahsı harîm- hakk'a mahrem m sanırsın Her tâc g yen çulsuzu edhem m sanırsın sanırsın? Her taç g yen çulsuzu Edhem(*) m Dehr araşan b nde b r âdem bulamazsın sanırsın? Adem görünen harlan âdem m sanırsın 2. Dünyayı arasan nsanlığın b nde b r n Çok mukb l gördüm k güler ç kan ağlar Handan görünen herkes hurrem m sanırsın bulamazsın. İnsan görünen eşekler nsan mı B l llet kıl sonra müdâvâta tasaddî sanırsın? Her merhem her yareye merhem m sanırsın 3. Çok mutlu görünen k ş gördüm; dışı gülerken K bre ne sebeb yoksa vez r m deyu gerçek Sen kend n düstûr-ı mükerrem m sanırsın ç kan ağlıyordu. Gülen herkes (gerçekte) Ey müfteh r- devlet- yek-rûze- dünya mutlu mu sanırsın? Dünya sana mahsûs u müsellem m sanırsın 4. Hastalığı b l, ondan sonra tedav s n aramaya Hâlî ne zaman kaldı c han ehl- tama'dan Sen zâtını bu âleme elzem m sanırsın başla. Her merhem n her yaraya y geleceğ n En ummadığın keşf eder esrâr-ı derûnun m sanırsın? Sen herkes kör âlem sersem m sanırsın 5. K bre sebep var mı? Yoksa vez r oldum d ye B r gün gelecek sen de perîşan olacaksın Ey gonca bu cem' yyet her-dem m sanırsın kend n vazgeç lmez m sanırsın? Nâmerd olayım çarha eğer m nnet edersem 6. Ey dünyanın gel p geç c n metler yle övünen Çevr nle sen n ben keder etsem m sanırsın k ş ! Dünya sana özel ve sen n ç n yaratılmış mı Allah'a tevekkül eden n yaver hak'tır Nâşâd gönül b r gün olur şâd olacaktır sanırsın? 7. Dünyada da ma açgözlü nsanlar olagelm şt r. Sen, kend n bu dünyaya çok lazım mı sanırsın? 8. En ummadığın nsan keşfedeb l r en g zl sırları. Sen herkes kör, alem de sersem m sanırsın? 9. B r gün gelecek, sen de per şan olacaksın. Ey gonca(genç ve güzel olan), sen bu dünyayı sonsuz mu sanırsın? 10. Eğer bu dünyaya m nnet edersem namert olayım! Sıkıntılar ve ez yetler yüzünden kederleneceğ m m sanırsın? Vasıta Beyt : Allah'a tevekkül eden n yardımcısı y ne Allah'tır. Mutsuz olan gönül b r gün mutlu olacaktır.
IX (*) Edhem: İbrah m Edhem d ye b l n r. Edhem, genç yaşında Belh tahtına çıkmışsa da kısa Pek reng ne aldanma felek esk felekt r zamanda saltanatı terk etm şt r. R vayete göre, Zîrâ feleğ n meşreb- nâsâzı dönekt r b r ceylan peş nde koşarken çölde b r karganın Yâ b ster- kemhada ya vîrânede can ver el ve ayağı bağlı b r adamı, ağzına y yecek Çün bây ü gedâ hâke beraber g recekt r get rerek besled ğ n görür. Adam, kervan Allah'a sığın sahs-ı hal m n gazabından soyguncuları tarafından bu hale get r lm ş; Allah Zîrâ yumuşak huylu atın ç ftes pekt r da ona kargayı yollayıp yardım etm şt r. Edhem, Yaktı n ce canlar o nezaketle tebessüm bu olaydak h kmet kavrayıp tahtından Ş r n dah kasd etmes cana gülerekt r vazgeçm ş ve derv ş olmuştur. Bed-asla necâbet m ver r h ç ün forma Zer-dûz palan vursan eşek y ne eşekt r IX Bed-mâye olan anlaşılır mecl s- meyde 1. Reng ne pek aldanma, dünya esk dünyadır. İşret güher- âdem temy ze m hekkt r Çünkü bu dünyanın uygunsuz yaratılışı dönekt r. Nush le yola gelmeyen etmel tekd r 2. Ya pekler ç nde yatakta ya v ranede can ver; Tekdîr le uslanmayanın hakkı kötekt r zeng n ve fak r toprağa beraber g recekt r. Nadanlar eder sohbet- nadanla telezzüz 3. Yumuşak huylu k ş n n gazabından Allah'a Dîvâneler n hem-dem dîvâne gerekt r sığın; çünkü yumuşak huylu atın ç ftes sert olur. Afv le mübeşşer m d r ashâb-ı merât b 4. N ce yüreğ yaktı o naz k gülümsemeler. Kânûn-ı ceza âc ze m has demekt r Aslan b le k ş n n yüzüne gülerek saldırır. M lyonla çalan mesned- zzette ser-efrâz 5. Ün forma, soyu sopu kötü olana yücel k ver r B r kaç kuruşu mürtek b n câyı kürekt r m ? Sırmalı altın semer vursan eşek y ne İman le d n akçadır erbâb-ı gınada eşekt r. Nâmûs u ham yyet sözü kaldı fukarada 6. Mayası kötü olan k ş şarap mecl s nde anlaşılır. İçk çmek, nsanın özünün y m kötü X mü olduğunu ayırt etmede ölçüdür. 7. Nas hat le yola gelmeyen azarlamak gerek r. İkbâl ç n ahbabı s âyet yen çıktı Azarlamakla yola gelmeyen n de hakkı kötekt r, B lmez d k evvel bu d rayet yen çıktı dayaktır. S rkat çoğalıp lafz-ı sadâkat modalandı 8. Cah ller, kend g b cah llerle sohbet etmekten Nâmûs tamam oldu ham yyet yen çıktı hoşlanır. Del lere de y ne del arkadaş gerekt r. Düşmanlara ahbabını zemm oldu zerafet 9. Yüksek makam sah pler n bağışlayarak mı D ldârdan agyâra ş kâyet yen çıktı müjdelemek lazım? Ceza çekmek ac zlere, Sâdıkları tahkîr le red ka de oldu fak rlere m özgüdür! Hırsızlara kram u nayet yen çıktı 10. M lyonla çalanlar yüksek makamlarda başı Hak söyleyen evvel dah menfur d gerç d k oturur; b rkaç kuruşu çalanın yer de kürek Hâ nlere amma k r âyet yen çıktı cezasıdır. Ac z olanın ketm olunur hakk-ı sarîh Vasıta Beyt : İman le d n zeng n k mseler n Mahmîler her yerde h mâyet yen çıktı akçes d r. Namus, vatanseverl k ve onur se İsnâd-ı ta'assub olunur merd- gayura fak rlerde kalmıştır. X 1. Makam mevk ç n eş n dostun ded kodusunu yapmak yen çıktı. B lmezd k önceden, bu anlayış yen çıktı. 2. Hırsızlık çoğalıp sadakat söylemler moda oldu. Namus yok oldu, vatanseverl k modası yen çıktı. 3. Düşmanlara, dostunu kötülemek zar fl k sayılır oldu. Yabancıya, elaleme sevd ğ n ş kayet etmek yen çıktı. 4. Sadık nsanlara hakaret ed p kovmak kural oldu. Hırsızları affed p kramda bulunmak yen çıktı. 5. Gerç doğru söyleyenden her zaman nefret ed l rd . Ama ha nlere saygı göstermek yen çıktı.
D ns zlere tevc h- rev yyet yen çıktı 6. Kurallar, resm belgeyle lan ed l r. (Lak n) Boş İslâm m ş devlete pâ-bend- terakk lafla halka refah vaat etmek yen çıktı. Evvel yoğ d şbu r vayet yen çıktı 7. Ac z olanın açık ve net hakları saklanır, M ll yyet n syan ederek her ş m zde g zlen r. (Yüksek makamlarca korunan), h maye Efkâr-ı frenge teba yyet yen çıktı ed lenler korumak yen çıktı. Eyvah bu bâzîçede b zler y ne yandık 8. Gayretl , çalışkan k ş lere bağnazlık Zîrâ k z yan ortada b lmem ne kazandık suçlaması yüklen rken; d ns zlere doğruyu yanlışı sormak, onlara güvenmek yen çıktı. XI 9. İslam, devlet n lerlemes ne ayak bağı oluyormuş! Önceden böyle b r söylent yoktu, Zah rde görüp b zler sanma ukalâyız yen çıktı! B z b r sürü âk l sıfatında budalayız 10. Her ş m zde m ll yet m z unutarak, nkar Ak l den l r m b ze k m hâl b l rken ederek Avrupalılara uyma modası yen çıktı. D ldâde- âlây ş- nîreng- hevâyız Vasıta Beyt : Eyvah, bu oyunda b zler y ne Yârân-ı vatandan b z özler bulunursa yandık! Zararımız ortada, b lmem k ne kazandık Düştük sefer- gurbete muhtâc-ı duayız Terkîb- acîb z k hâs yyet m z var XI Ahbabımızın devlet y z hasına belâyız Küncîde durur hırkamız altında künûzât 1. b zler görüp de akıllıyız sanma. b z, akıllı Derv şler z gerç nazarda fukarayız sıfatında b r sürü budalayız. Ukbâya yarar b r ş m z yok se bârî 2. b ze akıllı den l r m ? k b z, arzu ve heves Azâde-d l- şâ be- zerk ü r yayız büyüsünün göster ş ne gönül bağlamış Devletlülere b zler tahk r düşer m k mseler z. B z âc z sek de y ne mahlûk-ı hüdâyız 3. vatandak dostlardan b z özleyen bulunursa; B r âfet- hunhara esîr oldu gönül k m (onlara söyley n) düştük gurbet yolculuğuna, Her nâzına her lâhzada b n kerre fedayız duaya muhtacız. Hatırda durur sohbet n n lezzet hâlâ 4. acay p b r karışımız, k özell ğ m z var: Gerç o şereften n ce yıldır k cüdayız dostumuzun uğur ve şans ves les y z, Her çevr ne razılarız ey şâh-ı melâhat düşmanımızın başına belayız. B zler k kuluz mu'tasım-ı bâb-ı rızâyız 5. hırkamızın altında haz neler saklı durur. İster b ze lutf eyle d ler b zden ırağol çünkü b z derv ş z, görünüşte fak r z. Dünyada heman sen şeref ü şân le sağ ol 6. öbür dünyaya yarayacak b r ş m z yok se de, k yüzlülük ve r yakarlık kusurlarından gönlünü XII tem zlem ş k ş ler z. 7. devlet büyükler ne b zler hor görmek düşer Her m llet ç n b r düzüye adl n âm et m ? yakışır mı? b z ac z olsak da y ne allah'ın F kr- gazab-ı hazret- mabûd-ı enam et yarattığı kullarız. Bevvâl- çeh- zemzem la'netle anar halk 8. gönül, kan ç c b r afete es r oldu k ; her Sen kabe g b kend n hürmetle benâm et nazına her san yede b n kere feda oluruz. İnc nmemek stersen eğer mülk- fenada 9. sohbet n n lezzet hatırımızda durur, fakat B r k msey nc tmemeğe hasr-ı meram et n ce yıldır o şereften uzağız. B r yerde k yok nağmen takd r edecek gûş 10. her ez yet ne razıyız ey güzell k pad şahı! Tazy '- nefes eyleme tebdîl- makam et b zler, sen n rıza kapını çalan kullarınız. Avret g b mağlûb-ı hevâ olma er ol er vasıta beyt : ster b ze yardım et, ster b zden uzak ol. sen da ma dünyada şeref ve şanınla yaşa. XII 1. her m llet ç n pek çok olan adalet toparla (herkese eş t davran). bütün yaratılmışların lahı olan allah'ın gazabını düşün. 2. zemzem kuyusuna şeyen k ş y lanetle anar halk. sen, kabe g b y adınla anılmaya çalış. 3. fan dünyada nc nmek stem yorsan, k msey nc tmeyecek davranışlarda bulun. 4. bulunduğun yerde melod n takd r edecek kulak yoksa; nefes n boşa tüketme, mekanını değ şt r.
Nefs n sen râm etmeye sen nefs n râm et 5. kadın g b arzuna yen lme, erkek ol erkek! Mânend- şecernâb t olur sab t olanlar nefs ne boyun eğme; sen nefs ne boyun eğd r. Her kangı ş n ehl sen anda devam et 6. ağaç g b yere kök salar sab t olanlar. sen Noksanını b l b r şe ya başlama evvel hang şte ustaysan o şte devam et. Yâ başladığın kâr-ı pezîrâ-yı h tâm et 7. eks ğ n b l. ya b r şe başlama ya başladığın Uğrarsa saba râhın eğer semt- rak'a ş hakkıyla sona erd r. Bağdad l ne doğru dah azm ü hıram et 8. ey rüzgar! yolun eğer ırak'a düşerse, bağdat Merdân-ı suhendânı z yaret ed p andan şehr ne doğru g t, orayı da gör. Adâb le g t ravza- rûhî'ye selâm et 9. güzel söz söyleyen nsanları z yaret et. sonra Tahs n n arz eyley p evvelce z yâ'nın da saygıyla ruh 'n n mezarına(*) selam götür. Bu beyt huzurunda oku hatm- kelâm et 10. öncel kle z ya'nın beğen s n ve takd r n Meydân-ı suhende yoğ ken sen g b b r er söyle. sonra bu beyt huzurunda okuyarak lafını B r şâ r- rûm oldu sana ş md beraber sonlandır: vasıta beyt : söz meydanında sen n g b b r er yok ken, b r anadolulu şa r sana yet şt . Terc - bend Or j nal Hal Günümüz Türkçes yle -I- -İ- 1- Bu ka nat tuhaf b r ders alma yer g b d r. Bu kârgâh-ı sun' aceb dershâned r, Üzer ndek her şleme İlah k taptan b r bel rt d r. Her nakş b r k tâb-ı ledünden n şâned r. 2- Dünya felaket ver c b r değ rmend r. İnsan se Gerdûn b r âs yâb-ı felâket-medârdır, sank onun ç ne atılmış başıboş b r taned r. Gûyâ ç nde âdem- âvâre dâned r. 3- Şu köhne dünya konağı öyle tuhaf b r yuvadır Mânend- dîv beççeler n lt kâm eder, k , dev g b kend yavrularını yutar. Köhne r bât-ı dehr aceb âş yâned r. 4- Ka natta görülen şeyler n aslı araştırılsa ya Tahkîk olunsa nakş-ı temâsîl- kâ nât, uyku, ya hayal, ya da efsane olduğu anlaşılır. Ya hâb ü ya hayâl ü yâhud b r fesâned r. 5- Nasıl k yazın meyl kışa, lkbaharın meyl de Müncer olur umûr-ı c hân b r n hâyete, sonbahara se, dünya şler de b r sona ulaşır. Sayfın ş tâya meyl , bahârın hazâned r. 6- Her şey n aslını y ce kavramaya nsan ç n Kesb- yakîne âdem ç n yoktur ht mâl, mkan yoktur. Her nanç akla göre g zl d r. Her ’t kâd akla göre gâ bâned r. 7- Ey Allah’ım, nsanın ht yacı b r lokma ekmek Yârab! Ned r bu keşmekeş- derd- ht yâç? olduğu halde bu ht yaç derd ç n çek şmen n İnsanın ht yâcı k b r lokma nâned r. sebeb ned r? Yoktur s per bu kubbe- fîrûze-fâmda, 8- Bu açık mav gök kubbede her zerre kaza Zerrât cümle tîr- kazâya n şâned r. okuna hedeft r. Ondan korunmak ç n b r s per yoktur. Asl-ı murâd hükm- ezel bulmadır vücûd, Zâh rdek savâb ü hatâ hep bahâned r. 9- Ezelde takd r ed lm ş hüküm ne se o gerçekleşmekted r. Görünüştek doğru veya B r fâ l n meâs r d r cümle hâd sât, yanlış hep bahaned r. Ne kt zâ-yı çerh ü ne hükm- zamâned r. 10-Bütün olaylar ne feleğ n yüzündend r ne de Subhâne men tahayyera fî sun’ h ’l-ukûl, zamanın hükmünün gereğ d r. Heps b r Fa l- Subhâne men b kudret hî ya’c zü’l-fühûl. Mutlak’ın (Allah’ın) güzel eserler d r.
Vasıta beyt : Sanatı karşısında akılları hayrette bırakan O büyük Sanatkar’ı tesb h eder m. Kudret yle al mler ac z bırakan ulu Allah’ı tesb h eder m. - II - -II- 1- Gökyüzü sonsuz yıldızlarla doludur. Bu dünya Ecrâm-ı bî-n hâye le pürdür âsmân, evren le kıyaslansa zerre b le değ ld r. N sbet olunsa zerre değ ld r bu hâk-dân. 2- B nlerce parlak güneş ve ay, yüzb nlerce B n şems- tâbdâr ü hezârân meh- münîr, yıldız ve gözle görülen n ce gezegen. Yüz b n sevâb t ü n ce seyyâre- ıyân. 3- Her güneş kend ne tab olanlarla seyreder. Her şems eder tevâb - mahsûsas yle seyr, Her uyduya başka uydular katılır. Her tâb e tevâb - uhrâ eder kırân. 4- Her güneş etrafında seyreden gezegenlere Her şems eder levâh kına neşr- feyz- hâs, ışığını saçar. Her yıldızın doğası başka yıldızlar Her lâh kın tab atı emsâl ne n hân. ç n g zl d r. Her cümle merkez nde eder seyr- bî-vukûf, 5- Her cümle merkez nde durmaksızın seyreder. Her kıt’a m hver nde bulur feyz- câv dân. Her parça eksen nde sonsuz feyz bulur. Her cümle- vesîada mebsût b n vücûd, 6- Her gen ş cümlede b n varlık yayılmıştır. Her Her kıt’a-yı fesîhada meşhûd b n c hân. gen ş parçada b n dünya görünür. Her b r vücûd masdar olur b n vücûd ç n, 7- Her b r varlık b n varlığa kaynaktır. Her b r Her b r c hân hezâr c hândan ver r n şân. dünya b n dünyanın gösterges d r. Her zerrede tarîka- mahsûsa üzre feyz, 8- Her zerrede özel b r yol üzere feyz, her Her c smde tabîat-ı mahsûsa üzre cân. c s mde özel b r yaratılış üzere can vardır. Her âlem n s nîn ü tevârîh muhtel f, 9- Her alem n yılları, tar hler başka başkadır. Her b r zemînde başka h sâb üzered r zaman. Her b r yerde zaman başka hesap üzered r. Peyvested r sevâh l g rdâb-ı hayrete, 10-Bu, ucu bucağı olmayan öyle b r den zd r k , B r bahrdır k hâsılı bu bahr-ı bî-kerân. hayret g rdabının sah ller ne b t ş kt r. (Uzaydak kusursuz düzen nsanı hayretler çer s nde Subhâne men tahayyera fî sun’ h ’l-ukûl, bırakmaktadır.) Subhâne men b kudret hî ya’c zü’l-fühûl. Vasıta beyt : Sanatı karşısında akılları hayrette bırakan O büyük Sanatkar’ı tesb h eder m. Kudret yle al mler ac z bırakan ulu Allah’ı tesb h eder m. - III - 1. toprak(yeryüzü) öyle b r bütündür k , ondan B r zerred r k zerre- nâ-müntehâ-yı hâk, b r zerre dah dışarı çıkamaz, ayrılamaz. B r zerre hâr ce edemez andan nf kâk. 2. ç , cehennem ateş le b r ateş topu hal nded r. kabuğu, den z ve ırmakların su Lübbü lehîb- nâr le b r gûy-ı âteşîn, Kışrı mecâr - yemm ü nehr le çâk çâk. yollarıyla parça parçadır. 3. kabuğun ç ndek ateş n hacm ne n spetle; şu N sbetle kışrı hacm ne ol lübb- âteş n, kubbe, adeta asma yaprağı g b göğe Şol kubbed r k ferş oluna anda berg- tâk. yayılmıştır. Bu kışrdır k cümle- hayvâna rûz u şeb, 4. bu öyle b r kabuktur(topraktır) k bütün İhzâr-ı rızk u tûşe ç n eyler nh mâk. hayvanlara gece ve gündüz, rızık ve y yecek hazırlamak ç n çabalar. 5. yeryüzü ejderhası ara sıra nefes alacak olsa,
Gâhî teneffüs eyley cek ejder- zemîn, kıvılcımlar saçan dağlar adeta yeryüzünü t tret r. Kûh-ı şerer-feşânlar eder arzı lerze-nâk. 6. o kocaman yeryüzünü, mumun fanusu koruduğu g b (koruyarak); gök kubbe etrafı Ol zerre- cesîmey fânûs-ı şem’-vâr, yığın yığın tem z hava ve haf f rüzgarlarla Olmuş muhît tûde-be-tûde nesîm- pâk. doldurmuştur. 7. gece ve gündüz her gelen k ş o dünyayı K m rûz u şeb o sofra- âlem-şümûlden, kaplayan sofradan, rızkını eş t şek lde Her nefs rızkın almada ber-vech- şt râk. almaktadır. 8. bu noktadır k sağı ve solu (doğuyu batıyı) Bu noktadır yemîn ü ş mâl beyân eden, gösteren. akıl, dört b r tarafa bu yoldan g der. Eyler c hâta akl bu merkezden ns lâk. 9. ka nattak zerreler burada yaşama sev nc bulur. bütün nsanlar, helak eden sudan b r Zerrât-ı kevn bunda bulur neşve- hayât, yudum burada çerler. Efrâd-ı halk bunda çeker cür’â-yı helâk. 10. bu ruhlar, b r ateş topundan habers z ve korkusuz b r şek lde sen n güven veren Husbîde- f râş-ı emândır nüfûs hep, yatağında uyuyorlar. B r top-ı şû’le-nâkde bî-kayd-ı vehm ü bâk. vasıta beyt : allah bütün kusurlardan uzaktır; Subhâne men tahayyera fî sun’ h ’l-ukûl, akıllar bu yaptıklarına şaşkındır. akıllar, allah'ın Subhâne men b kudret hî ya’c zü’l-fühûl. kudret karşısında ac z kalırlar. - IV - 1. ağlayan ceylanlar, aslanın d ş ne lokma olur. b r can alıcı kurt, koyunu lokma yapar. Dendân-ı şîre lokma olur âhuvân-ı zâr, 2. s vr s nek h ç suçu yokken örümceğ n gıdası B r gûsfend tû’me kılar gurk- cân-ş kâr. olur. masum güverc n de şah n avlar. 3. kaplumbağa ac z olunca kartala avlanır. yılan, Bî-cürm ken gıdâ-yı anâk b olur meges, sebeps z yere zavallı kurbağayı yer. Mâ’sum ken kebûter şâh n eder ş kâr. 4. çaylak kuşu, günahsız c vc vler parçalar. yırtıcı kuş, suçsuz farey k parçaya böler. c z ken ukâba g r ftâr olur keşef, 5. ağlayan serçeler , uçan atmacalar helak eder. Gûk-ı zaîf kût ed n r bî-vesîle mâr. doğan se zal m pençes yle sülünü parçalar. 6. hızlı uçan kuşlar yeryüzündek yılana lokma Bî-cünha mâk yân-beçey çâk eder zagan, olur. den zlerdek balıklar se göktek kuşlara Bî-sâbıka dü pâre eder mûşu mûş-hâr. y yecek olur. 7. mücevher çıkarmak hırsıyla (suya dalan) k ş Günc şk- zâr-ı bâşe- perrân helâk eder, t msaha lokma olur. kekl ğ , ekmek üm d Eyler tezerv pençe- gadr nde bâz hâr. tuzağa(kapana) düşürür. 8. st r dye, ç ndek nc tanes ç n parçalanır. Mâr-ı zemîne lokma olur mürg- tîz-per, bülbülü kafese hapseden avazıdır(ötüşüdür). Mürg- hevâya tu’me olur mâhî- b hâr. 9. yılanlar, kunduzların helak olmasına sebept r. zavallı samurun katled lmes ne sebep postudur. Gavvâsı hırs-ı gevher eder lokma- neheng, 10. güçlünün güçsüzü yok etmes kuraldır. Kebg ümîd- dâne eder teleye ş kâr. yerde, havada ve den zde meydana gelen savaş budur. Dürdâne- derûnu ç n çâk olur sadef, vâzıdır kafesde eden bülbülü n zâr. vasıta beyt : allah bütün kusurlardan uzaktır; akıllar bu yaptıklarına şaşkındır. akıllar, allah'ın Bîdester n helâk ne hayye olur sebeb, kudret karşısında ac z kalır Katl- samûr-ı zâra olur postu medâr. Gâl b zebûnu kâ ded r eylemek telef, Yerde, hevâda, bahrde cârî bu gîrûdâr. Subhâne men tahayyera fî sun’ h ’l-ukûl, Subhâne men b kudret hî ya’c zü’l-fühûl.
-V- Gâh âf tâb u gâh kevâk b geh cemâd, 1. bazen güneş bazen yıldızlar ve bazen cansız Oldu lâh-ı mu’tekad-ı zümre- bâd. nesneler, kulların badet ett kler tanrılar yer ne geçm şt r. Geh cl ü gâh âteş ü Yezdân u Ehr men, 2. bazen dana(*) bazen ateş ve bazen yezdan Geh nûr u zulmet oldu kazâyâ-yı ’t kâd. ve ehr men(*); bazen de ışık ya da karanlık nanç meseles hal ne get r lm şt r. Akl u cemâl ü aşk lâh oldu b r zaman, 3. akıl, güzell k ve aşk b r zamanlar lah oldu. Bütlerle doldu b r n ce yıl cümle- b lâd. n ce yıl boyunca putlarla doldu ülkeler n tümü. 4. allah'ın b rl ğ ne da r nöbet sona erd (yan ; Encâm erd nevbet- tevhîd- zât-ı Hak, son peygamber de gel p âh r zaman oldu). Geld zuhûra bunda da b n f tne b n fesâd. bundan dolayı da b n f tne ve fesat ortaya çıktı. 5. kul le yaratıcıyı bazen b r sandık, bazen ayrı. Geh ayn u gâh gayr sanıp halk u hâlıkı, bu yüzden akıl, bazen b rl ğe(tevh d) bazen de Geh cem’e gâh farka ukûl ett ’t mâd. pek çok tanrıya nandı. 6. bazen aynı vasıfları b n parçaya böldük. Oldu hezâr zât den p geh sıfâta ayn, aslında gerçekler n ç nde n ce doğrular b rleş r. B r aslda gehî n ce asl ett tt hâd. 7. herkes kend nefs n n ölçütler ne uyarak; aklınca somut b r tanrı d led . Her şahs nefs unsuruna n sbet eyley p, 8. ötek ne ne derece karşıysa k ş l k ve akıl; Aklınca b r lâh-ı müşahhas eder murâd. dünyada da o kadar muhal f nanç vardır. 9. her topluluk kend yolunu doğru kabul ed p Yek-dîgere ne rütbe muhâl fse şahs u akl, d ğerler ne düşmanlık besler. şte bunda da lemde ol kadar mütehâl ft r ’t kâd. h kmet vardır: 10. ama bu karşıtlıklarla herkes n amacı; b r H kmet budur k âher ne hasm olur b l p, laha gönül tem zl ğ ç nde kulluk etmekt r. Her kavm kend mesleğ n menhec- sedâd. vasıta beyt : allah bütün kusurlardan uzaktır; akıllar bu yaptıklarına şaşkındır. akıllar, allah'ın Ammâ bu ht lâf le maksûdu cümlen n, kudret karşısında ac z kalır. B r hâlıka hulûs le etmekt r nkıyâd. (*) yezdan: zerdüşt nanışında y l k tanrısıdır. Subhâne men tahayyera fî sun’ h ’l-ukûl, (*) ehr men: zerdüşt nanışında kötülük Subhâne men b kudret hî ya’c zü’l-fühûl. tanrısıdır(şeytan). (*) dana: “ cl” erkek buzağı demekt r. burada kasted len; hz. musa tur- s na'da allah'la konuşmaya g tt ğ nde, sam r sm nde b r n n buzağı şekl nde b r put yapıp: “ şte musa'nın aradığı lah” d ye taptırmaya kalkıştığı heykeld r. - VI - 1. güller gülerken bülbülün ömrü nleyerek geçer. hasta can çek ş rken doktor ücret ster. Güller güler f gânla geçer ömr- andelîb, 2. zeng n n cenazes leş g b ç rk n(ortada Bîmâr ht zârda ücret d ler tabîb. kalmışken); var sler ve ölüyü yıkayacak olanlar Mânend- lâşe nâ’ş-ı tüvanger zelîl ü hâr, akbaba g b sabırsızdır(m ras peş nded r). Kerkes m sâl vâr s ü gassâl nâ-şekîb. 3. şehr n hocası, naz yastığına yaslanırken; Bâlîn- nâza hâce- şehr eyler tt kâ, alçalmışlık toprağında gar banlar aç sef l yatıyor. Hâk- mezellet üzre yatır aç b r garîb. 4. gülücükler saçan mum, şenl k toplantısını aydınlatırken; kırık kanatlı pervane ateş n Pertev-fürûz-ı bezm- tarab şem- hande-rîz, Pervâne- ş keste-per üftâde- lehîb. aşığıdır. 5. sarımsak ve soğan, nerg z ve lale g b açıkta Sûm ü basal çü nerg s ü lâle güşâde-leb, bekler. güzel kokular se mezarlığın ç nde Mahbûs künc- mahfaza- tengnâda tîb. hapsed lm şt r (sarımsak ve soğan, evlerde ve B ster-nevâz-ı zz ü safâ ahmak-ı hasîs, bahçelerde varken güzel kokulu ç çekler Külhan-n şîn- züll ü hevân âkıl- hasîb. mezarlara d k lm ş). 6. yücel k ve rahatlık yatağını okşamak c mr ahmakların ş d r. alçaklık ve rez ll k külhanında oturanlar se değerl akıl sah pler d r.
Geh devlet- c hândan eder cehl behre-yâb, 7. bazen cehalet, dünya n metler nden steyen Geh lokma- aşâdan eder akl bî-nasîb. payından eder. bazen de akıl, bahtsızları akşam Makbûl- bezm- sohbet olur müfs d- leîm, yemeğ n yemekten eder. Menfûr-ı tab’-ı âlem olur nâs h- musîb. 8. ded koducu ve fesatçı k mseler, sohbet Gâhî muhakkar-ı cühelâ şâ r- bel ğ, toplantılarının beğen len olurlar. y ve doğru Gâhî musahhar-ı humakâ fâzıl-ı edîb. nas hat edenler se dünyanın en nefret ed lenler olurlar. B r âc z n maîşet noksan-pezîr olur, B r zâl m n umûru eder kesb- fer ü zîb. 9. bazen cah ller n en aşağılığı, güzel söz söyleyen şa r sayılır. bazen ahmakların en Subhâne men tahayyera fî sun’ h ’l-ukûl, ahmağı ed pler n en faz letl s sayılır. Subhâne men b kudret hî ya’c zü’l-fühûl. 10. b r ac z n yaşamı ve d rl ğ eks l r; b r zal m n şler güçler se yüksekl k ve parlaklık kazanır. vasıta beyt : allah bütün kusurlardan uzaktır; akıllar bu yaptıklarına şaşkındır. akıllar, allah'ın kudret karşısında ac z kalır. * külhan: hamamları ısıtan, hamamın altında bulunan kapalı ve gen ş ocak. - VII - 1. yarabb ! neden bu dünyadak her b lge adam, akıl belası yüzünden rahat ve huzurlu olamaz? Yârab! Ned r bu dehrde her merd- zû-fünûn, Olmuş belâ-yı akl le ârâmdan masûn! 2. yarabb ! bu dünyada n ç n her b lg l k ş n n, b lg s m ktarınca çok derd vardır? Yârab! N ç n bu arsada her şahs-ı âr f n 3. huzuru olmayan k ş hang tarafa bakınsa, M kdâr-ı fazlına göre derd olur füzûn? ney hayal etse aklı ona yetmez, zayıf düşer. Her hang sûya atf-ı n gâh etse bî-huzûr, 4. zanlar (gözle görünen gerçekler) aklın Her hang şey’e sarf-ı hayâl etse aklı dûn. teraz s ne etk ett ğ sürece, nesneler n Mümkün müdür k hakîkat- eşyâyı vezn ü derk? hak katler n ölçmek ve tartmak mümkün müdür? Mîzan-ı akla d rhem- tâd l ken zunûn. 5. bu ac zl ğ m z yüzünden olayların doğruluğu ve t barı, olayların n tel ğ gönül gözüyle Güncîde- basîret olur mu bu acz le? Hays yyet- havâd s ü keyf yyet- şuûn. görüleb l r m ? 6. güya bunca zorluk ve dert az gelm şt r; b r de Gûyâ k bunca m hnet ü gam az gel p olur, cah ller n baskısıyla yürekler kan ağlamaktadır. B r de tahakküm- cühelâ le bağrı hûn. 7. b lmem dünyanın düzen n n gereğ m d r k , B lmem k muktezâ-yı n zâm-ı c hân mıdır? hayatta hep cah ller saadet ç nded r. Dâ m c hânda câh l olur mes’adet-nümûn! 8. olan olaylar ve bu kural dünya kurulduğundan Cârî c hân c hân olalıdır bu kâ de, ber d r var. gönlü açık ve erdeml k mseler, g der B r akmak-ı denîye olur ehl- d l zebûn. hep alçak ve akılsız k ş lere yen l rler. 9. bu dünyanın cah ller şeref ve mutluluk Nâdânı f râz-ı zz ü saâdette ser-f râz, Dânâ hazîz- acz ü mezellette ser-n gûn. yokuşunda hep başı d kt r. b lg l k mseler se ac zl k ve zavallılığın en aşağı noktasında Nâdânı kâm-perver eder tâl ’- bülend, tepetakla olmuşlardır. Ehl- kemâl sâ l eder baht-ı vajgûn. 10. yüce tal h, cah ller n emeller n ve arzularını besler. ters dönmüş tal h se erdeml k ş ler d lenc konumuna sokar. vasıta beyt : allah bütün kusurlardan uzaktır; akıllar bu yaptıklarına şaşkındır. akıllar, allah'ın kudret karşısında ac z kalır. Subhâne men tahayyera fî sun’ h ’l-ukûl, Subhâne men b kudret hî ya’c zü’l-fühûl. - VIII - 1. nsanların babası(hz. adem) mutluluk Düştü cüdâ naîm- safâdan Ebü’l-beşer,
Oldu Halîl’e tecrübe-geh gerden- beşer. cennet nden uzak düştü. oğulun gerdanı, hal l'e Yâkûb’u kıldı f rkat- ferzend eşk-bâr, (hz. brah m) tecrübe yer oldu. (buradak oğul; Oldu cenâb-ı Yûsuf’a çâh-ı belâ makarr. hz. brah m' n oğlu sma l'd r. hz. brah m' n oğlunu kurban ed ş telm h ed lm şt r) Eyyûb’u llet- beden nlett zâr zâr, M nşâra eyled Zeker yyâ fedâ-yı ser. 2. oğlundan ayrı kalmak hz. yakup'u çok ağlattı. bela kuyusu, hz. yusuf 'a karargah oldu. Başı kes ld gadr le Yahyâ-yı mürsel n, 3. hz. eyüp'ü beden hastalığı ağlattı, nlett . hz. Çıktı semâya zulm le İsî- bî-peder. zeker ya se hayatını testere yüzünden Tâ f’de nâ’l lâ’le dönüp oldu hem ş kest, kaybetm şt r. Yevm- Uhud’da dürre- nâb-ı Peygamber. 4. gaddarlıkla başı kes ld hz. yahya'nın. babasız Taş bağladı mecâ’ le batn-ı pâk ne, doğan hz. sa se zulüm yüzünden göğe çıktı. Dünyâya rağbet eylemed seyy dü’l-beşer. 5. hz. muhammed' n ta f 'de ayakkabısı kırmızıya döndü, yan kana bulandı. uhud Te’sîr- semm le eyled Sıddîk rt hâl, Oldu şehîd- tîg- kazâ âkıbet Ömer. savaşı'nda da peygamber efend m z n nc g b d ş kırıldı. Encâm erd câm - Kur’ân şehâdete, 6. nsanların efend s (hz. muhammed) açlık h r cenâb-ı Haydar’a da ett tîg eser. yüzünden karnına taş bağladı; y ne de dünyaya Mesmûmen ett zât-ı Hasan Adn’e nt kâl, m nnet etmed . Mazlûmen oldu Şâh-ı şehîdân bürîde-ser. 7. sıddık(hz. ebubek r) zehr n tes r yle bu Her k mde aşk gâl b se kurb-ı Hazret’e, dünyadan göçtü. hz. ömer se kaza oku Ol denl andadır elem ü derd- bîşter. yüzünden şeh t düştü. 8. kuran-ı ker m' toplayan, b raraya get ren hz. Subhâne men tahayyera fî sun’ h ’l-ukûl, Subhâne men b kudret hî ya’c zü’l-fühûl. osman da sonunda şeh t oldu. hz. al de sonunda kılıçla şeh t ed ld . 9. hz. hasan da zeh rlenerek cennete g tt . şeh tler n şahı(hz. hüsey n) da başı kes lerek şeh t ed ld . 10. k m allah'a aşkla daha da yakınlaşırsa, daha çok dert ve keder onu bulacaktır. vasıta beyt : allah bütün kusurlardan uzaktır; akıllar bu yaptıklarına şaşkındır. akıllar, allah'ın kudret karşısında ac z kalır. - IX - K md r bu acz hâss kılan nev’- âdeme? 1. nsan soyuna bu ac z yaratılışı veren k md r? K md r bu nev’ eşref eden cümle âleme? nsanoğlunu bütün alemler n en şerefl s olarak yaratan k md r? Şeytân u nefs k md r eden âlet- şürûr? K md r koyan zebûn-ı hevâyı cehenneme? 2. şeytan'ı ve nefs kötülüklere alet eden k md r? nefs ne yen lenler cehenneme koyan k md r? Mansûr’u k m düşürdü Ene’l-hak d yârına? 3. mansur'u(hallac-ı mansur) “enel-hak” d yarına K m verd hükm katl ç n şer’- erkeme? düşüren k md r? bu en büyük şer ata dam K md r şarâbı hurmet le telh-kâm eden? hükmünü, gücünü k m verd ? İ’mâl- câm ü bâdey k m öğreten Cem’e? 4. şarabı haram ederek hüzünlend ren k md r? K md r Yehûd’u münk r- ’câz-ı Hakk eden? cem'e şarap ve kadeh yapmayı öğreten k md r? K md r Mesîh’ nefh kılan zât-ı Meryem’e? 5. yahud ler'e allah'ın kahred c gücünü nkar ett ren k md r? mes h' (hz. sa) hz. meryem'e K md r veren cesâret- şerr ü fezâhat ? Süfyân’a, Ca’de’ye, Şemr’e, İbn Mülcem’e? üfleyen k md r? 6. süfyan'a, cade'ye, şemr'e ve bn- mülcem'e K md r Nasîr- Tûs’u Hülâgû’ya sevk eden? kötülük ve rez ll k yapma cesaret n veren Musta’sım’ı k m ett karîn İbn- Alkem’e? k md r? K md r veren alîle tedâvîye ht yâç? 7. nasredd n tus 'y hulagü han'a yollayan K md r koyan mez yyet- ıslâhı merheme? k md r? mustasım le bn- alkem' k m yakınlaştırdı, k m tanıştırdı? 8. hastalığın tedav s ne muhtaç eden k md r? y leşt rme özell ğ n merheme koyan k md r? 9. arı, geometr eğ t m n k mden aldı? bülbüllere ses eğ t m n veren k md r? 10. bu dünyaya g zl l k perdes çeken k md r?
Zenbûr k mden eyled tahsîl- hendese? nsanlara, araştırma ve düşünme kab l yet n k m Bülbüllere k m eyled ta’lîm- zemzeme? verd ? K md r bu kârgâha çeken perde- hafâ? vasıta beyt : allah bütün kusurlardan uzaktır; K md r veren tasavvur-ı teftîş âdeme? akıllar bu yaptıklarına şaşkındır. akıllar, allah'ın kudret karşısında ac z kalır. Subhâne men tahayyera fî sun’ h ’l-ukûl, * hallac-ı mansur: “enel-hakk” yan “allah Subhâne men b kudret hî ya’c zü’l-fühûl. bended r”, “allah ç mded r” ded ğ ç n dam ed len şa r, yazar, f lozof. * cem: ran m toloj s ne göre, şarabı ve şarap kadeh n bulan ünlü hükümdar, çemş d. * süfyân: ebu-süfyan adıyla b l n r. emev hal fes muav ye'n n babası ve yez d' n dedes d r. hz. muhammed' n peygamberl ğ ne nanmamış ve müslümanlara ez yetler çekt rm şt r. * ca'de: hz. hasan'ın eş olur. kocasını çeş tl vaatlerle kandırıp zeh rlem şt r. * şemr: hz. hüsey n' n kat ller nden b r d r. onun kes k başını yez d'e götürmüştür. * bn- mülcem: hz. al 'n n kat l d r. * bn- alkem: son abbas vez r d r. bazı dd alara göre, hülagü han'ı bağdat'a gelmeye teşv k eden odur. şehr n hülagü tarafından fethed lmes nden sonra dareye memur ed lm ş ama b rkaç ay ç nde ölmüştür. * nasredd n tûsî: tus şehr nde doğmuş, astronom, yazar ve s yaset adamıdır. hülagü han'ın bağdat'ı feth sırasında onun müşav rl ğ n yapmıştır. * hülagü han: meşhur moğol mparatoru ve ceng z han'ın torunudur. ran'da hüküm sürmüş ve lhanlılar devlet 'n kurmuştur. * musta'sım: son abbas hal fes . hülagü, bağdat'ı stem ş ama o tesl m etmem şt r. hülagü de bağdat'ı alınca onu ve tüm a les n katletm şt r. -X- 1. k m s rahatını gelecektek mutluluğu Etm ş k m s râhatın kbâl ç n fedâ, (makamı, mevk s ) ç n feda etm ş. k m s de Olmuş k m bel yye- dbâra mübtelâ. tal hs zl k felaket ne tutulmuştur. 2. k m dünyanın en zeng n yken, en aşağı Olmuş k m tüvanger- devrân ken zelîl, Olmuş k m ne servet sermâye- anâ. dereceye nm ş. k m ne se servet zahmet ve güçlük sermayes olmuştur. Toplar k m s vâr s ü hâd s ç n nukûd, 3. k m s , ardından gelecek var sler ç n para Eyler k m s servet ç n ömrünü hebâ. toplar. k m s de servet uğruna ömrünü boşuna Düşmüş k m tecessüs- k brît- ahmere, harcar. Olmuş k m ne mûc b- flâs k myâ. 4. k m düşmüş kırmızı altın(*) aramanın peş ne. Etm ş k m n harîs- kıtâl arzû-yı şân, k m ne de o çok değerl şey (mal mülk) flas Kılmış tama’ k m s n can-dâde- vegâ. sebeb olmuştur. 5. k m s şan şöhret arzusuyla savaş düşkünü Olmuş k m musahhar-ı efsûn-ı çeşm- yâr, Olmuş k m mukayyed- gîsû-yı d l-rübâ. olmuştur. k m s n de açgözlülük, savaşa candan bağlamıştır. Etm ş hevâ-yı lâle k m n dâğdâr-ı gam, 6. k m s sevg l n n gözünün büyüsüne tutulmuştur. k m sevg l n n gönül çalan saçının bağımlısı olmuştur. 7. k m n lale heves gam yaralısı yapmıştır.
Olmuş k m ne derd- gül ü yasemen belâ. k m ne de gül ve yasem n n derd bela olmuştur. Tefrîk ç n k m s okur rukye- füsûn, 8. k m s , (b r n b r nden) ayırmak ç n büyülü Teshîr ç n k m s yazar nüsha- duâ. şeyler okur. k m s , (b r s n ) elde etmek ç n dualı muska yazar. Olmuş k m safâ le r nd- p yâle-keş, Olmuş k m s hırs le üftâde- r yâ. 9. k m eğlenceyle ve sefayla çk ye düşkün b r kalender olmuştur. k m s hırs yüzünden k yüzlü Etm ş hulâsa b r emel- hâs-ı bî-lüzûm, b r olmuştur. Her şahs-ı hürü kayd-ı esâretle mübtelâ. 10. kısacası, gereks z b r stek, her hür k ş y b r Subhâne men tahayyera fî sun’ h ’l-ukûl, çeş t esaretle kend ne bağlamıştır. (yan , her Subhâne men b kudret hî ya’c zü’l-fühûl. nsan, b r sebepten ötürü emeller n n ve arzularının es r olmuştur) vasıta beyt : allah bütün kusurlardan uzaktır; akıllar bu yaptıklarına şaşkındır. akıllar, allah'ın kudret karşısında ac z kalır. * kırmızı altın: altın ayarı ver l rken, tamamlayıcı metal n bakır olmasıyla altının sah p olduğu b r renk çeş d . (sarı altın, beyaz altın, yeş l altın...) daha çok osmanlı dönem nde terc h ed l rm ş. - XI - Mazlûma zâl m eyler ken zulm ü gadr ü âl, 1. zal m, mazluma zulüm, gaddarlık ve h lekarlık Kârında âs m olduğunu eylemez hayâl. ederken; kazancında suçlu, kabahatl olduğunu Emvâl- halkı sâr k alıp sâr k m demez, düşünmez. Kât l vebâl- katle dahî vermez ht mâl. 2. hırsız, halkın mallarını çalıp da hırsızım Ber-vech- hak beyân eder elbette f ’l ne, demez. kat l, öldürmen n günah olduğunu dah Her hang s nden eyler sen ayrıca suâl. düşünmez. 3. her hang s ne sorsan, yaptığı kötü ş n B r memlekette salb olunur kâtı’-ı tarîk, B r yerde mûc b- şeref ü fahr olur bu hâl? doğruluğuna da r açıklamalar yapacaktır. 4. b r memlekette, yol kes c l k (eşk yalık) damla B r beldede h câb-ı zenân ayb olur y ne, cezalandırılırken; b r başka yerde bu durum B r şehrde bu hâlet olur bâ s- cemâl. şeref ve övünç sebeb olur. Meşreb olur şarâbı ç p hurmet n b l r, 5. b r şeh rde, kadınların örtünmes kusur Mezheb olur hukûk-ı bâdı görür helâl. sayılırken; başka b r şeh rde bu durum güzell k B r âkıl- müsellemetü’l-etvâra mahrem ol, sebeb sayılır. M şvâr u tavrını nazar-ı î’t bâra al. 6. b r yerde alışkanlıkla, haram olduğu b le b le şarap ç l r. bazı mezhep olur, kulların haklarını Seyret ne denlü vaz’-ı garîb eder zuhûr, K m her b r cünûna olur başka başka dal. (yemey ) helal görür. 7. davranışları herkes tarafından saygı gören ve Vâbested r hayâl ne ef’âl herkes n, akıllı sanılan adamın tarzını ve tavrını seyret: K mse umûruna edemez n sbet- dalâl. 8. seyret k ne çeş tl tuhaf durumları ortaya Akl ü cünûnu, bâtıl u hakkı beyân ç n, çıkacaktır. bunların her b r de del rmen n başka Yoktur c hânda hayf k mîzân-ı ’t dâl. çeş tler d r. Subhâne men tahayyera fî sun’ h ’l-ukûl, 9. herkes n ş hayal ndek ne bağlıdır. k mse Subhâne men b kudret hî ya’c zü’l-fühûl. yaptığı şlere doğru yoldan sapma ölçüsü koyamaz. 10. ne yazık! aklı ve del l ğ , hakkı ve haksızlığı ortaya çıkarmak ç n dünyada ölçülü b r teraz yoktur. vasıta beyt : allah bütün kusurlardan uzaktır; akıllar bu yaptıklarına şaşkındır. akıllar, allah'ın kudret karşısında ac z kalır. - XII - 1. akşamı sabaha çev r r ve gecey gündüz eder. Eyler sabâh şâmı vü leyl nehâr eder,
Sayfı kılar ş tâ vü hazânı bahâr eder. yazı kışa döndürür ve sonbaharı bahara çev r r. Nez’- hayât-ı hayy eder emvâta cân ver r, 2. d r olan hayatı yok eder, (sonra) ölülere can Eyler gubârı âdem ü c sm gubâr eder. ver r. tozdan nsan yaratır ve c s mler toz hal ne get r r. C sm- Halîl’e nârı eder nûr kudret , Nûru Kelîm’e h kmet hem-reng- nâr eder. 3. hz. brah m ç n ateş nura çev r r. hz. musa'ya nurunu göster r, h kmet ateş reng nded r. Leylî- hüsnü çeşm ne Şîrîn ed p müdâm, 4. güzel leyla'yı göze ş r n göstererek, ferhat'ı Ferhâd’ı derd- aşk le Mecnûn u zâr eder. aşk derd yle mecnun ve ağlamaklı eder. Demlerce b r tama’la kılar kalb bî-huzûr, (buradak ş r n ve mecnun, hem özel s m Yıllarca b r emelle d l bî-karâr eder. anlamıyla hem kel me anlamıyla kullanılmış) B r mülkü harîs- bî-s temkâr ç n yıkar, 5. n ce zaman kalb m z açgözlülükle huzursuz B r kavm b r münâfık le târumâr eder. eder; yıllarca b r emel uğruna gönlümüzü kararsız kılar. B r c sm zz ü nâz le sâd-sâl besley p, Encâm-ı kâr pençe- merge ş kâr eder. 6. b r mülkü zal m b r açgözlü ç n yıkar. b r m llet de b r münafık(arabozucu) yüzünden Yüz yılda b r vücûdu kılıp genc- ma’r fet, tarumar(yerle b r) eder. h r yer n n şîmen- hâk- mezâr eder. 7. b r vücudu kramla ve nazla yüz yıl (boyunca) r f odur k mu’ter f- acz olup Z yâ, besley p; ş n sonunda ölümün pençes ne av Bu hâd sât-ı câr yeden ’t bâr eder. yapar. Mülkünde hakk-ı tasarruf eder keyfe mâ yeşâ, 8. yüz yılda, b r vücudu( nsanı) b lg haz nes İsterse kevn yok eder sterse var eder. yapar; (lak n) en sonunda mezar toprağına yerleşt r r. Subhâne men tahayyera fî sun’ h ’l-ukûl, Subhâne men b kudret hî ya’c zü’l-fühûl. 9. ey z ya! ar f(b lge) k ş ler kabahatler n , eks kler n kabul eder. gerçekleşen tüm bu olaylardan b r ders çıkarır. 10. mülkünü kullanma hakkı vardır, keyf ne göre harcar; sterse ka natı yok eder, sterse var eder. vasıta beyt : allah bütün kusurlardan uzaktır; akıllar bu yaptıklarına şaşkındır. akıllar, allah'ın kudret karşısında ac z kalır.
Search
Read the Text Version
- 1 - 16
Pages: