Peki bütün bunlar oyuncuların hayatını nasıl değiştirecek? En basitinden monitörlerin de buna komple adapte olması gerekecek. Nasıl televizyon dünyasında artık Full HD diye bir şey kalmadıysa, 4K standart hale geldiyse, yakın zamanda aynı şey PC monitörleri için de gerçekleşecek. Üstelik 4K monitöre olan talep arttıkça fi- yatları da düşecek, 2.000TL altında orta üst seviye 4K monitörler göreceğiz. Bunun diğer bir etkisi GTX ile RTX arasındaki performans farkının çünkü Kojima ne yapsa bütün geliştiriciler kulak kabartır. Üstelik iyice açılması olacak. GTX 1660 Ti popülerliğini yitirmeye başlaya- Cyberpunk 2077, Watch Dogs: Legion, Vampire: TM Bloodlines cağı için NVIDIA’nın RTX 3000 serisiyle birlikte RTRX 2060’ı daha da 2 gibi yılın önemli hitlerinin yanı sıra PUBG ve ARK gibi popüler alt seviyeye doğru konumlamasını bekleyebiliriz. Ama asıl büyük oyunlar da yakında bu desteği verecekler. Çünkü bir oyuna DLSS baskı işlemci üreticileri üzerinde olacak. Yıllardır tek çekirdek ve 2.0 desteği eklemek vakit alan zor bir iş değil. Önemli olan bu oyun performansı yerinde sayan CPU üreticilerinin artık on bin oyunlarda da bu kadar iyi performans artışı görebilecek miyiz? çekirdek işlemci üretme sevdasını bir kenara koyup oyuncuların Değişimin hızını ve etkisini belirleyen bu olacak. Ama bugün yeni ihtiyacını dikkate alması gerekecek. bir oyun bilgisayarı topluyorsanız rotayı RTX+4K’ya çevirmekte fayda var. TUĞBEK Peki ne zaman? Elbette tüm bu güzel şeylerin gerçekleşmesi ve fazladan bir kuruş harcamadan oyun performansımızın %50 artması tama- men oyun geliştiricilere bağlı. Ama ben bu konuda umutluyum XPG LEVANTE Su soğutma dediğimiz şey artık o kadar kolay ve pratik mak istediğiniz konfigürasyona hale geldi ki işlemci üzerine göre parçaları dilediğiniz gibi bir- fan takmak abes kaçıyor. Es- leştirtebiliyorsunuz. Yani dilerseniz kiden haftalarca tanklar, pompalar, kasanın altına veya üstüne monte borular resmen inşaat yapardık, edebilirsiniz, tamamen nasıl bir artık su soğutma işlemci fanı tak- hava akışı kurduğunuza bağlı. maktan kolay. Hem fanları hem de soğutma Üstelik çok daha anlamlı da. bloğu çok güzel RGB aydınlat- Çünkü çoğu işlemci fanı, özellikle maya sahip. Ben normalde yanar de kutudan çıkanlar işlemcinin döner sevmem ama kasa o kadar ısısını kasanızın doğal hava akışına güzel aydınlandı ki kapatmaya uygun olmayan şekilde üfler. Yani kıyamadım. Ayrıca soğutma bloğu kasanız havayı önden alıp arkadan çok geniş bakır yüzeye sahip ve atarken, işlemci fanınız orta yerde radyatör de geniş olunca AMD’nin bir hortum açarak kasanızın genel stok fanına kıyasla 10 dereceyi hava akışını bozar ve ısısını yük- geçen soğutma farkı sağladı. Ses seltir. Su soğutmayla bu ısıyı alıp konusundaki farksa çok daha radyatörle dışarı attığınızda hem dramatik oldu, resmen bilgisayarın işlemcinizi daha etkili soğutmuş sesini kesti. olursunuz, hem de kasadaki hava akışını mükemmel hale getirirsiniz. Eğer işlemcinizin üzerinde bir fan dönüyorsa bence su soğutma Son zamanlarda bu pratik su alternatiflerine bakın mutlaka. Tek soğutmalar çok gelişti, ben de eski dikkat etmeniz gereken önce ka- su soğutucumu yenilemeye karar sanıza sığar mı iyi hesap etmek, iki verdim. XPG Levante hem AMD fanlılar genelde uyuyor ama üçlü hem de Intel sistemlerle uyumlu, olanlar sıkıntı çıkarabiliyor. Sağlam süper sessiz çift geniş fanla des- üretim kalitesi, yüksek performans teklenen 240mm’lik büyük bir ve RGB aydınlatmasıyla XPG Le- radyatöre sahip. Kurulumu kolay vante çok iyi bir alternatif, üstelik ama biraz vakit alıyor çünkü kur- 920TL’lik fiyatıyla rakiplerinden 200TL daha da ucuz. TUĞBEK AĞUSTOS 2020 101
Cehennemlik Teknolojiler Tembel yalayıcının dönen dondurma külahı Evet, “biz insanlık olarak bunca üşenmek falan nedir, ciddi misiniz yıl geliştikten sonra anca bunu abi siz? Hani benim gibi ayran mu ürettik” sorusunu sorarken içmeyi, dondurma yemeyi bece- parmakla gösterilecek derecede remeyen insan evlatlarını hedef güzide bir ürünle daha karşınızda- alan bir reklam stratejiniz olsa hadi yız sevgili Oyungezerler. Şu isme neyse diyeceğim. bakın hele: Tembel yalayıcının dönen dondurma külahı! Sıcak bir İnsan üşengeçliğin bu denli havada sağlı sollu eriyen dondur- popi olduğunu görünce bir son- madan maksimum verim almak raki adımı merak ediyor ister iste- isteyen ama külahı döndürmek mez. Mesela tuvaletini yapmaya için el bileklerini kullanmaya üşe- üşenenler için de yeni birtakım nen arkadaşlar için geliştirilmiş bu ürünler gelecek mi (kim bilir belki ürün. Külahın üstündeki tuşa bas- çoktan gelmiştir zaten)? Son ola- manız yeterli. rak, tembel yalayıcının dönen don- durma külahı neyse ki bu köşede Tamam yeri geliyor ben de kü- daha önce konuk ettiğimiz ürünler lahın bir kenara odaklanmışken gibi tuzlu bir fiyata sahip değil. diğer kenardan akıp ziyan olan Sadece beş dolara sahip olabiliyor- dondurmalara uyuz oluyorum. sunuz kendisine. Bir beş dolar da Ama yorucu kafa hareketi şeklinde pillere verdiniz mi oldu bu iş. tanımlar, el bileğini oynatmaya İHSAN A. İniobir Giofetü* *insanın ihtiyacı olduğunu bilmem- esine rağmen, gördüğünde ihtiyacı olduğunu fark ettiği ürünler. (evet köşeye daha güzel isim bulamadık ne var?!) Diş macunu sıkacağı Diş macunu denen ürünün Antik Mı- bile geçerli bahaneniz kalmıyor! azalacak. Bir de şöyle sıkacağın yanında kul- sır’dan beridir sünger taşı, öküz toynağı, lanmalık şık bir diş fırçası tutacağı buldunuz yumurta kabuğu gibi elementlerle birlikte Dişlerini fırçalamadığı için ağzı kanali- mu, işlevselliğin yanına artık estetik de gir- bizimle birlikte olduğunu biliyoruz. Ancak zasyon gideri gibi kokan arkadaşlarınızın miş olacak. Bana soracak olursanız iki tane diş macunun modernleşmesi 1800’lü yılları kalbini kırmak istemiyorsanız (bence kalbini sipariş verip vermeme arasında çok kaldım. buluyor. 1892’de Amerikalı Doktor Was- kırabilirsiniz, o sizin burnunuzun direğini Biri bana, biri de cancazım arkadaşıma :) hington Sheffield diş macunu tüpünü icat kırmış çok mu?!?) bunu hediye olarak tercih ederken çok önemli bir şeyi atlamış olacak ki edebilirsiniz. Tabii arkadaşlığınızı gözden ge- CEVDET sorunun çözümünü anca günümüzde bu- çirmek daha iyi bir seçenek ama… Her ney- luyoruz. Eee efendim ne demişler, modern se efendim, böyle telemarket misali pazar- sorunlar modern çözümler gerektirir. larmışçasına anlattım ama bu üç senaryoyu düşününce SüngerBob misali “ihtiyacım yok, “Son bir el maç atayım da öyle yatayım” ihtiyacım yok” dedikten birkaç saniye sonra dediğiniz için saat gece 4’te yattınız, sabah “İHTİYAAACIM VAAAR!” diye bağırıyorsunuz. 7’de kalktınız. Sizi çok iyi anlıyorum, yüzünü- zü yıkamaya daha da önemlisi o diş macunu Bu neden bir ihtiyaç olsun değil mi? Yok tüpünü sıkmaya mecaliniz yok. Ya da uyku ama işte uzun vadede çok kazandırıyor. Kaç düzeniniz süper ama o tüpün dibindeki ma- diş macununu tüpünü içinde kalan macunu cun var ya o macun... Onu dışarıya çıkarmak sıkamadığınız için attınız, kim bilir? Yani bir için kol gücüyle resmen kas yaptınız. Ama diğer deyişle bu zamana kadar kullandı- artık bu dertlerin hepsine artık bir çözüm ğınız diş macun tüplerinden %100 verim var! Otomatik bir diş macunu sıkacağıyla alamadınız. Artık diş macunlarınızı daha çok birlikte dişlerinizi fırçalamamak için bir tane sıkabileceğiniz için, yenisini alma sıklığınız AĞUSTOS 2020 103
Hayalet avı bir türlü 2000 çıkmıyor, onun XBOX 360 yerine zaten bende olan 98 Sene 2001. Daha önce de ya da 99 çıkıyordu. Fakat ben Xbox’la Bağlan Oyuna anlattığım gibi The King of umudumu yitirmeden almaya Fighters serisi ile adeta kafayı devam ediyordum. Bursa’da al- Microsoft’un kısmen başarılı projesi yediğim yıllar. Elimde konsol dım, İzmir’de aldım, İstanbul’da olan Xbox’ın çıkışının üstünden fazla olarak sadece PS1 var ve ona aldım, fakat sonuç hep aynıydı. değil, 4 yıl sonrasında Microsoft yepyeni çıkan KoF 95, 96, 97, 98 ve 99’u Oyunu bir türlü bulamıyordum, bir jenerasyon için kolları sıvamıştı. 2005’te her pikseline kadar sömürmü- kafayı yiyecektim. MTV’de yayınlanan o tanıtım programı şüm. Oyunların hepsi de korsan konsolun ve sonraki jenerasyonun bizlere bu arada, o yıllarda orijinal PS1 Nihayetinde bir gün şu an neler getirebileceğini bayağı güzel bir oyununu kim kaybetmiş de biz hayatta olmayan gamewinners. şekilde göstermişti. Ve cidden de sektörü bulalım zaten? com diye bir site keşfettim. değiştiren bir konsol olmuştu Xbox 360. İnternetin daha emeklediği O zamanlar serinin en yenisi yıllar tabii, oyunculuk üzerine Her şeyden önemlisi, sektördeki ilk eli olan KoF 2000’le de ilk kez Bur- pek fazla site falan yok zaten. ayağı tutan çevrimiçi konsol servisi Xbox sa Kültür Park’taki ufak bir atari Listede başka bir oyunun hile- Live’ı tamamen özümsemişlerdi Xbox salonunda karşılaşmıştım. Her sini ararken bir de ne göreyim, 360’ta. Konsolun her yerinden sosyal ağ karakterin alternatif striker’ları, meğerse PS1’e hiç çıkmamış akıyordu. Kullanıcı profilleri olsun, Xbox akıcılığı falan derken anında ki KoF 2000! Korsan abiler re- Marketplace olsun, Achievement sistemi bayılmıştım oyuna zaten. Artık simlerini basıp basıp piyasaya olsun, kullanıcılar arası mesajlaşma olsun, bir KoF delisi olarak ne yapıp sürmüşler sadece. Aylarca bir artık bizim şu an alıştığımız ve olmazsa edip bu oyunu da bulmam ve hayaleti kovalamışım farkında “YAHU NASIL YOK?!” diyeceğimiz her şeyi diğerleri gibi PS1’imde kurut- olmadan. Microsoft, Xbox 360’la birlikte ilk defa mam gerekiyordu. Av başla- yapmıştı. Diğer firmalar da bazılarını çıkı- mıştı. şında, bazılarını sonradan ekleyerek bunları kabullenip bu özelliklerin iyice standartlaş- masını sağladı. Çıkışında yaşadığı o korkunç “3 Kırmızı Işık” hatasına rağmen, Xbox 360’ın hâlâ çıkmış en başarılı konsollardan biri olarak kabul ediliyor olması konsolun getirdiği şeylerin ne kadar bü- yük ve önemli olduğuna dair en büyük gösterge olsa gerek. Benim fazla uzun olmasa da bir geçmişim vardı Xbox 360’la ve o 3 Kırmızı Işık hatası yüzünden açılması için yarım saat havluya sarılı şekilde açık bıraktığım günleri unutamayacağım. Keş- ke tek anım bu olmasaymış. Ve bir dakika... Bu konsol çıkalı 15 yıl oldu ve Pixel’de mi yazıyoruz cidden ya? SABRİ Ne var ki bu talih bir türlü Bundan uzun yıllar sonra yüzüme gülmüyordu. Her hafta oyunun PS2’ye çıkan orijinalini gittiğim korsan abilerde oyunu alabildim. Şu an benim için deliler gibi arıyor, lakin bulamı- koleksiyonumun en değerli yordum. İşin ilginç tarafı üzerin- parçalarından biri. Baktıkça ne de KoF 2000 yazan ve resimleri kadar enayi olduğumu hatırla- olan PS1 oyunlarının içinden de tıyor bana çünkü. EMRE S. 104 I AĞUSTOS 2020
PROJECT MILO Microsoft’a da güvenemeyeceksek kime güveneceğiz? 2006 yılında çıkan Nintendo Wii, yeni darıyla sahnedeki Claire isimli bir kadın, başladı. Bana soracak olursanız da haksız Motion Controller teknolojisiyle o Kinect vasıtasıyla oyunda yer alan Milo sayılmazdı yani. Zira iddiaya göre aslında kadar büyük bir başarı yakalamıştı ki sek- adındaki çocukla etkileşime giriyordu. Fa- her şey basit bir CGI videodan ibaretti ve törde artık bildiğimiz kontrol sistemlerine kat öyle basit bir etkileşim değildi bu. Milo Claire ezbere bildiği bu videoya göre ha- veda edeceğimiz söylentileri çıkmaya baş- sahnede Claire’le birebir diyaloga giriyor, reket ederek oyuncuları kandırmıştı. Dik- ladı. Tabii normal olarak Sony ve Microsoft konuşurken onun gözlerine bakıyor, hatta katli bakılırsa Milo kadının gözlerine falan da bu akıntının yönünde ilerlemeye kadar verdiği kâğıdı kamera vasıtasıyla görüp ne bakmıyor, verdiği kâğıdı daha kamera bile verdi ve Sony’nin hamlesi kısa sürede tari- yazdığını okuyor, Claire’se oyunun dünya- görmeden alıyor, Claire’in sudaki yansıması he gömülen ve çok sonraları PSVR sayesin- sında yer alan suya bile eliyle şekil verebili- kendisinden önce hareket ediyor, hatta de mezarından çıkar gibi yapan Playstation yordu. İzleyen herkesin nutku tutulmuştu, bazen de alakasız hareketler yapıyordu. Move oldu. Microsoft’sa çıtayı biraz daha adeta bilimkurgu romanlarından fırlamış Ayrıca o zamanlar bilmesek de Claire, yükseltmek istiyor, fiziksel kontrolcüleri bir teknolojiydi bu. Kinect’in kamerasına algılanamayacağı ortadan kaldırarak tamamen hareket du- kadar yakında duruyordu. yarlı ve kamerayla çalışan bir sistem düşü- Ne var ki bir oyun olarak geliştirildiği nüyordu. iddia edilen Milo, fuarın sona ermesiyle Peki Microsoft bunu niye yapmıştı? Milo beraber ortadan kayboldu. Geçen zaman sahte olsa bile gösterinin vadettiği şeyler Nihayetinde bugün Kinect olarak bilinen zarfında Molyneux projeye ne olduğu Kinect’in reklamını fazlasıyla yapmaya (o zamanki adıyla Project Natal) teknoloji yönündeki sorulara ha bugün ha yarın yetmişti bile çünkü. Zaten bundan yıllar 2009 E3 fuarında tanıtıldı. Fakat fuarın asıl şeklinde geçiştirici cevaplar verip durdu. sonra çıkan Kinect oyunlarının bile bu can alıcı noktası Peter Molyneux’un liderli- Resmi bir iptal haberi olmasa da 10 senedir teknolojiden fersah fersah geride olması ve ğindeki Lionhead tarafından geliştirilen ve ses-seda yok zaten. Kinect’in nihayetinde büyük bir hayal kırık- bu yepyeni teknolojiyi kullanan, Milo isimli lığı olarak oyun tarihine gömülmüş olması teknoloji demosuydu. Tabii Milo’nun sırra kadem basmasıyla bazı şeyleri fazlasıyla ispatlıyor sanki. Ne bütün gösterinin aslında sadece bir kurma- dersiniz? (ben hâlâ Just Dance’i Kinect’le Fuardaki tanıtımda gördüğümüz ka- cadan ibaret olduğu dedikoduları artmaya oynuyorum valla :) - Ö) EMRE S. AĞUSTOS 2020 I 105
ene 2000. Ben o ara daha ilkokullu bir rımdan bir tanesini dijitale aktarıp internet- yazacak mıyız bir şeyler?” diye soruyorum. velet olarak başımı oyun dergilerin- teki oyun sitelerinden birine gönderiyorum. “aa, olur,bir dört sayfa yazını alırız o zaman” den kaldıramıyorum. Okuyup Beğeniyorlar ve hiç hesapta yokken bir anda diye geliyor cevap hemen. Ve böylece 20 okuyup gaza geliyorum, özeniyo- kendimi oyunlara inceleme yazarken sene sonra bir kez daha kariyerimin başına rum o dergilerde yazanlara. Sonra buluyorum. Bahsettiğim siteye incelemesini dönüyorum. Avcumun içi gibi bildiğim için attığım oyun? Diablo II tabii ki. yazmak kolay olur diye düşünmüştüm ama elime kalemi kâğıdı alıyorum; okuduklarım- böyle önemli oyunları yazmanın neden dan gelen ilhamla kendi incelemelerimi Sene 2020. Bir zamanlar yazılarını oku- daha zor olduğunu hatırlıyorum bir kez yazmaya başlıyorum. Onlarca versiyonunu duğum insanlarla birlikte çalışıyorum daha. Anlatacağım şey sadece Diablo II’nin yazıyorum, her seferinde bir öncekini artık. Dergi toplantısının sonlarına doğru değil, bir yerde benim kendi hikâyem de beğenmeyip buruşturup çöpe atıyorum. “Ya Diablo II’nin de 20. yıl dönümüymüş, aynı zamanda... Sonra nihayet cesaretimi toplayıp yazdıkla- 106 AĞUSTOS 2020
Diablo II gibisi gerçekten de bir daha gelmedi. Ha, II (N tuşu ekrandaki tüm chat mesajlarını siliyor Lord of Destruction’ın çok deneyen oldu; kimisi gerçekten yaklaştı da da). Arkadaşlarla birbirimize karakter save’lerimizi müthiş başarısının ar- Excalibur’u taştan çekmeye. Mesela Path of Exile disket üzerinden taşıyıp “bak benim karaktere ge- dından ikinci bir ek paket bugün kılıcı çekmeye en yaklaşmış isim muhteme- çen Harlequin düştü, senin Aldur setinin başlığına planlayan Blizzard North len. Ama Blizzard’ın kendisi de dâhil kimse Diablo değişirim” diye pazarlık yaptığımız günlerdi. bir yandan da yeni deniz- II’nin yerini alabilecek bir oyun tasarlayamadı hâlâ. lere doğru yelken açmak Bunlar birçoğunuza çekici ya da ilginç gelmeye- istiyordu. Bu yüzden çok Diablo II’yi bu kadar tepeye oturtan, barı en tepe- bilir ama Diablo II bundan ibaret değildi tabii ki. geçmeden açık deniz- ye tutturan özellikleri neydi peki? Herkesin buna Bunlar ve benzeri hikâyeler Diablo II’nin neden lerde geçen bir korsan vereceği cevap farklıdır muhtemelen ama benim bizim jenerasyon için daha bir özel olduğunun aksiyon/RYO oyununun için doğru zamanda gelen doğru oyun olmasıydı detayları. Ama Diablo II bundan fazlasıydı. Bir üzerinde çalışmaya sanırım. İlk orijinal oyunumdu mesela Diablo II. kere hep standart olmuş karakter kalıplarını kıran başladılar ancak yaklaşık O zamanlar Türkiye’de orijinal oyun bulmak ne- oyunlardan birisiydi. Necromancer diye sınıf var 1 senenin sonunda bu redeyse imkansızdı, hâliyle dayımın Almanya’dan oyunda; öldürdüğü düşmanları diriltip diriltip projeyi rafa kaldırdılar. bana karton kutulu Lord of Destruction getirmesi yanında savaştırıyor, lanetler saçıyor... O zamana Sonra uzaya çıkmaya ka- büyük olaydı. Girişte de bahsettiğim gibi, benim kadar “kahraman” konseptinin altını “ışıltılı zırhıyla rar verdiler ve bilimkur- ilk yazarlık deneyimimdi (İşin komiği Göker’le kötüleri döven Paladin”le dolduran oyunlardan gu türünde “Starblo” kod tanışmamızın temelini de o yazı atmıştı. “Orijinal sonra bu müthiş bir değişiklikti. Ha, Paladin de adıyla andıkları bir proje oyunun varsa bizim klana gel” diye mesaj atmıştı vardı yine oyunda; alışıldık büyücü, okçu tipleme- başladılar; ancak birkaç yazıyı okuyunca; tabii o zamanlar beni ileride leri de vardı ama çoğumuzun aklında öncelikle oynanabilir prototipin geçemediği Bloodborne boss’larını kestirmek Necromancer kalmış olmasının en büyük sebebi ardından bu proje de için yetiştirdiğinden habersizdim). O zamanlar o alışıldık arketipleri yıkmasıydı. Sonra ek paket yalan oldu. multiplayer oyun deneyimi çok acayip ve yeni bir çıktı, bu sefer Druid diye bir sınıf getirdiler. Kurda şeydi, zira sürekli bir internet bağlantısı o zaman- ayıya dönüşüp milleti lime lime etmesiyle dibimizi Diablo II’nin multiplayer lar hayaldi; internetle işimiz olduğunda modemle düşürdü bu sefer. Keza Assassin de yakın dövüş yanını geliştirmeyi plan- özel olarak bağlanırdık. Babam online oynadığımı yetenekleri, kombo mantığı ve tuzaklarıyla yeni ladıkları ikinci ek paketi anlamasın diye sürekli N tuşuna basarak oynadı- şeyler sunuyordu. Şimdilerde bunlar birçok aksi- yapmaktan da vazgeçen ğım bir deneyimdi o yüzden benim için Diablo yon/RYO ve DVO için standart sınıflar ve mekanik- North ekibinin önünde ler olsa da bunların hepsinin temellerini atan oyun artık tek bir yol kalmıştı: büyük ölçüde Diablo II’ydi. Diablo III! Bizim bildiğimiz Diablo III olmayan ve direkt North ekibi tarafından geliştirilmeye başlayan oyun DVO türüne yakın olacaktı. Statik bir dünya ve rastgele oluşturulacak zindanlarla dolu olacak, Cennet ile Cehen- nem arasındaki savaşı işleyecekti. Cennet ve Cehennem kısmını çıkar- tırsak yolunu dört gözle beklediğimiz Diablo IV adeta, değil mi? Ne yazık ki Diablo III’ün bu sürü- mü 2005’te iptal edildi ve sil baştan yapılmaya başlandı. AĞUSTOS 2020 107
Bize Diablo serisini Oynanışta mihenk taşı olan birçok özelliğinin dar olmadan başarabilmiş olmasıysa işi daha da bahşeden tesadüfler yanında bir de atmosferikti tabii. Güneşin yüzünü etkileyici hâle getiriyor (Blizzard North bölümleri zinciri gerçekten de epey göstermediği, sürekli yağmurla ıslanan kasvetli hazırlarken diğer ana Blizzard ekibinin hikâyeyi ve ilginç. O zamanlar Condor Rogue Encampment’ta başlayan macera doğuya, sinematikleri ne yaptıklarından haberi yokmuş! Games adı altında ufak bir daima doğuya doğru devam ediyordu zavallı Her şey bir araya sonradan gelmiş.). firma olan David Brevik Marius ve Kara Gezgin’in peşinden. Lut Gholein’in ve Shaefer kardeşler, çölleri, Kurast’ın bataklıkları falan derken de literal Diablo deyince akla ilk gelen şeylerden biri geliştirdikleri lisanslı oyun anlamda cehennemin dibinde buluyorduk bir olan eşya ve loot çılgınlığının detayına daha hiç Justice League: Task For- yerden sonra kendimizi. Hatırlıyorum da her Act’in girmedim bile fark ederseniz. Çünkü Diablo II ce’un bir de Chaos Studios bitişi büyük bir heyecandı o zamanlar benim için sizi en başta atmosferi ve müzikleriyle, oyna- adında başka bir firma yine; çünkü yeni bölümlere o zamanlar dibimizi nışıyla pençesine alıyordu. Ondan sonra bir tarafından geliştirilen düşüren sinematiklerin eşlik edeceğini biliyorduk. kere ele geçirdi mi devamı cevherler, rengi bir Super NES versiyonu Ve yine herkesin bildiği gibi o zamanlar sinematik altından parıldayan kıymetli silahlar, yeşil yeşil olduğunu keşfettiler. denince kimse Blizzard’ın eline kolay kolay su göz kırpan setlerle geliyordu zaten. Ne zaman dökemezdi (bugüne bugün hâlâ en nefis Bliz- bitiyordu peki? Valla 20 yıl oldu, benim için hâlâ Chaos Studios kısa süre zard sinematiği gözümde Mephisto’s Jungle’dır bitmiş değil. Şöyle bir oturup hesapladığımda sonra Blizzard Entertain- ayrıca, onu da belirteyim). Bütün bunları iki ayrı 20 seneye yayılmış en az 7 farklı sistem topla- ment adını aldı ve çok geç- ekibin birbirinin ne yaptığından çok da haber- dığımı sayabiliyorum. Hepsinde de istisnasız ilk meden buldukları finansal yüklenen ve asla silinmeyen oyun hangisiydi desteğin de yardımıyla derseniz benim cevabım gayet net. Ha, yarın Condor Games’e yanaş- öbür gün Resurrected gerçekten de umduğu- tılar. Brevik’in aklındaki muz gibi duyurulursa, işte anca o zaman belki Diablo projesini o kadar silerim; o da yenisini yüklemek için olur. Ancak tuttular ki direkt Condor’u o güne kadar ruhum Soulstone’un içinde kısılı satın almayı teklif ettiler. kalmış durumda. Böylece “Blizzard North” doğmuş oldu. Bundan sonrası tamamen iki firmanın ortaklaşa tarih yazışı: Blizzard North oynanışı ve mekanikleri oturturken diğer ana Blizzard ekibiyse hikâye ve sinematikleri halletti. PATH OF DIABLO: Özüne nispe- taşımasının yanında bir sürü modlarından birisi. O kadar çok rurken bir sürü güzel geliştirme ten sadık kalarak yeni yete- oynanışı kolaylaştıran özellik yeni şey ekliyor ki Diablo II’den yapmayı planlıyorlar. nekler, geliştirmeler, eşyalar getiriyor. farklı bir oyun oynuyormuş gibi getiriyor. hissetmeniz mümkün. Bunun dışında yakın zamanda D2MULTIRES: 800x600 üzeri bir de yapay zekâ geliştirmeleri PLUGY: Sadece tek başını- çözünürlüklerde oynamak için. PROJECT DIABLO II: Henüz kullanarak 4K ve 60 fps yapma za oynamak için. Bnet’e özel çıkmadı ancak yakında çıkması çabaları var ancak tamamlan- etkinlikleri tek kişilik tarafa MEDIAN XL: En popüler Diablo planlanıyor. Oyunun özünü ko- masına daha vakit var gibi. 108 AĞUSTOS 2020
SEÇMECE STRIKE TEAM Schaefer kardeşlere göre Diablo II’nin bu Ortaya çıkan oyun nefis olsa da yapım kadar başarılı olmasının en büyük sebeplerin- süreci aslında oldukça sancılıymış. Özellikle den birisi iki, hatta üç oyuna yetecek kadar çok içerik ikinci oyunun geliştirme süreci sırasında Blizzard üretip aralarından sadece en iyi olanlarını kullanmakta ya- North ve güneydeki ana Blizzard ekibi arasında sinirler tıyor. Aynı zamanda herkesin fikirlerine açık olmak ve ekipteki çok sık gerilmiş. Ana Blizzard ekibi “bunu yapamazsınız” herkese söz hakkı vermek de gelişim sürecini olumlu etkilemiş: diye itiraz ettiğinde North ekibinin “oyun bizim, istediğimizi “Kendi oynamak isteyecekleri oyunu yapmaya hevesli kişileri ekibe yaparız” diye rest çektiği bile olmuş zaman zaman. Neyse katmaya özen gösterdik. Bu yüzden de ortaya çıkan sonuç bütün ki işler iyice yokuşa sürülmeden Chris Metzen muazzam bir takımın aşkı ve hevesiyle yoğrulmuş oldu. Herkesin her noktada bir çözümle gelmiş: “Strike Team” diye adlandırdıkları bu çözümde parmağı vardı: Programcının biri çıkıp cevher soketli, geliştirilebilir takımdakiler oyunu yoğun bir şekilde oynayıp ayda bir ya da iki silahları tasarımcılara önerebiliyordu -ki bunun oyuncular tarafından ayda bir düzenlenen toplantılarda sundukları her probleme ne kadar sevildiğini biliyoruz. Ya da müzikleri yapan biri gelip kurba- karşılık bir de çözüm ya da öneri yapmakla yükümlüymüşler. ğa-iblislerin animasyonunu beğenmediğini söylüyorsa onu baştan Böylece iş karşıdakine istediğini dikte ettirmekten oyunu yapıyorduk. Eğer biz kendi yaptığımız oyunu iki yıl boyunca yoğun nasıl daha iyi hâle getirebileceklerini tartıştıkları müna- bir şekilde test edip oynarken sıkılmıyorsak oyuncuların kal- zaralara dönüşmeye başlamış. David Brevik’in şim- bini kazanmamız da kaçınılmazdı. Biz de buna inandık.” Eh, dilerde itiraf ettiğine göre oyunu olumlu yönde ne kadar haklı olduğu ortada herhalde? Sırf bu anlayış en çok etkileyen şeylerin başında da Strike yüzünden oyunun beta testine birkaç hafta kala Team’in bu yapıcı eleştiri ve çözüm içlerine bir türlü sinmeyen Act IV’ü sil önerileri geliyormuş. baştan yapmaya karar ver- mişler! ACIMASIZLIK Diablo 1 ve 2 atmosfer olarak oldukça çarpıcı oyunlardı. Gotik ve hatta bir tutam da korkuya eğilen temaları, tüyleri diken diken eden atmosferik müzikleri Sanctuary’nin acımasız dünya- sıyla birleştiğinde bu etki tamamlanıyordu. Diablo III’ün bence en yanlış eleştirilen noktalardan biri “fazla renkli olduğunun” iddia edilmesiydi. Burada asıl sıkıntı renkte ya da tonda değil, Diablo III karakterlerinin fazla “süper kahra- man” olmasındaydı bana soracak olursanız. Diablo 1 ve 2’de bilinmeyenin gizemi ve korkusu baskın gelirken, klostro- fobik alanlarda üzerinize fırlayan tek bir iblis bile canınıza okuyabilirken (Duriel’e selamlar), Diablo III’te yüzlerce- sini gözümüzü bile kırpmadan parlak büyü efektleriyle sağa sola savuruyorduk. Bu da oyunun o gergin ve iç karartan atmosferini büyük ölçüde baltalıyordu. Neyse ki Diablo IV bu açıdan da öncülleri olan 1 ve 2’nin izinden gidiyor gibi gözüküyor şu ana kadar. AĞUSTOS 2020 109
ALIENS INFESTATION [DS] THE UNCANNY X-MEN [NES] Metroidvania türünde bir oyun Aliens Infestation. Alien Diyelim parayı bastırıp X-Men lisansını aldınız ve bir oyununu 3’ten sonra geçen hikâyede uzayda başıboş gezen yapacaksınız. Hangi türde yapardınız? Beat ’em up? Aksi- Sulaco gemisini araştırmaya başlıyoruz. Bu macera boyun- yon? Ya da belki dövüş? En akla yatkın gelenler bunlar değil mi? ca da Xenomorph’larla savaşıyor, tipik bir Metroidvania Ne var ki NES döneminin kanseri LJN firması o akşam ne içtiyse oyunundan beklendiği şekilde daha önce gidemediğimiz akıllara ziyan şekilde “top down shooter” bir X-Men oyunu yap- yerlere yeni ekipmanlar vasıtasıyla gidiyor, bu esnada bul- maya karar vermiş. duğumuz askerleri de ekibimize katabiliyoruz. Güya oynanışı farklı 6 karakterden birini seçerek ilerlediğimiz Oyunun en ilginç özelliği de burada ortaya çıkıyor. Kul- oyunda bildiğiniz sıka sıka gidiyoruz (lazer, buz, rüzgâr). Fakat landığımız karakter öldüğü zaman temelli gidiyor ve onun işin ilginç tarafı adamlar shooter oyun yapmasına rağmen ateş yerini ekibimizdeki başka bir asker alıyor. Oyun içindeki etmeyen, düşmanlarına sadece değdiren karakterler de koy- diyaloglar da buna bağlı olarak değişiyor. O yüzden tedir- muşlar Wolverine ve Colossus gibi. Bunlarla oynamanın ateş ginlik hat safhada yani. Ayrıca oyunun filmin havasını gayet edebilenlere kıyasla başka bir artısı da yok üstelik. Zaten berbat iyi yansıttığını söyleyebilirim. Hatta filmde Bishop’un yaptığı olan oyunu daha da çekilmez hale getiriyorlar o kadar. bıçak numarası üzerine bir mini oyun bile var. Bu arada oyun sizi mutlaka iki kişilik bir ekip olmaya zorluyor Peki bu artılara rağmen neden istediği yere gelemedi ve beraber oynayabileceğiniz sizin kadar şanssız bir arkadaşınız Infestation? Birinci sebebi şu: Kullandığınız askerler arasında yoksa da ikinci karakteri yapay zekâya emanet ediyor. Asıl kıya- hiçbir oynanış farkı olmadığı için birinin ölüp yerine baş- met de burada kopuyor zaten. Yapay zekâ sürekli olarak duvar- kasının geçmesi açıkçası pek bir şey ifade etmiyor. Halbuki lara takılıyor, ölüyor, ilerlemenize mâni oluyor, hatta Cyclops gibi aralarında ufak oynanış farkları olsa (mesela birinin hızlı ateş edebilen bir karakter verirseniz adeta aklını yitirerek deli yürümesi gibi) hepsi kıymete bineceği için efsane bir sistem gibi etrafa sıkmaya başlıyor. Görmeniz lazım gerçekten. olurdu. Diğer sıkıntıysa şöyle; oyunda bir para ya da tecrübe sistemi olmadığı için Xenomorph’ları öldürmenin pek ge- Bir de bu utanç verici oyuna kopya koruması koymuş adam- reği yok. Şahsen bir noktadan sonra uğraşmaktansa sadece lar sanki çok satacakmış gibi. Son tur için gereken şifre orijinal yanlarından geçip giderken buldum kendimi. kartuşun üzerinde bir yerlerde gizlenmiş falan. Çocukluğu NES oyunlarıyla geçen biri olarak bile bu oyunu ilk kez 2006 yılında Zaten bu iki sıkıntı halledilse efsane bir oyun olur ve bu- PS1 için pek çok NES oyununu içeren bir korsan CD’de görmüş- raya konuk olmazmış Infestation. Gene de bunlara rağmen tüm zaten. Neden daha önce hiç denk gelmediğime şaşırma- kendi başına gayet iyi bir oyun bence. Alien serisinin de en mak gerek. EMRE S. iyi oyunlarından. EMRE S. 110 I AĞUSTOS 2020
A KHVOSTOV RISING [DESTINY] Zaman ne çabuk geçiyordu, Ghost’un biricik dostu Guardian’ın ölü bedene Fakat zamana yenik düşen bu yer karla doğru gitti ve Ghost başladı: can verip onu tekrardan yaşama kaplanması yetmiyormuş gibi düşmanların bağlamasının ardından 3 sene geçmişti da istilası altındaydı. Ghost “Bir macera -Her Ghost, Guardian’ını bulma bilinciyle bile. Gerçi onu canlandırdığı için mi dos- daha demek, hmm?” diye düşünmeden doğar. Guardian’larımızın neye benzedikle- tuydu yoksa dost oldukları için mi canlan- edemedi. rini, nasıl gözüktüklerini bilmeyiz gerçi. dırmıştı orası kocaman bir muammaydı. Bu 3 sene içerisinde ucunda ölüm olan sayısız Engeller düşündüklerinden de zordu. Bu sohbet Guardian’ın ilgisini çekmişti maceraya atılmış, insanlığın ve yaşamın Daha öncesinde çatıştıkları düşmanlara çünkü Ghost ilk defa geçmişinden ve doğu- son kalesini bir kere bile tereddüt etmeden benzeyen fakat gerçekten farklı olan birim- mundan bahsetmeye başlamıştı. Sohbetin korumaya devam etmişlerdi. ler görünce ikisi de şaşırdı. Ghost düşmanın uzun süreceğini tahmin eden Guardian üzerine bir sinyal gönderdi, göndermesine manzaraya doğru oturmayı tercih etmişti. Rusya’da Ghost’un, Guardian’ı canlandır- ama çatışmadan bir süre sonra sinyal ke- masından biraz sonra bulduğu dürbünü sildi. Khvostov’u istiyorlarsa o düşmanın -Ama içimde sanki seni hep tanıyor- kırık Khvostov adındaki kıytırık bir tüfekti. hakkından gelinmesi gerekliydi. muşum gibi bir his var. Bu zamana kadar Oradan çıkmalarına yardımcı olsa da ilerde- gördüklerimizi düşündüğümde doğru bir ki düşmanlar daha güçlü olacağından silahı Neyse ki zorlu bir çatışmanın ardın- seçim yapmışım gibi hissediyorum. bir kenara atmak içten bile değildi. Fakat dan bunun da üstesinden gelmişlerdi. tamamen kişiselleştirilebilir ve en önemlisi Guardian’ın yeniden doğduğu yere vardık- Ghost artık dayanamadı ve ekledi: dürbünü tamir olmuş bir Khvostov’a Ghost larında Ghost bu zamana kadar hiç isteme- da, Guardian da hayır diyemezdi. diği garip bir şey istedi: -Ve teşekkürler, bilirsin ya, benim Guardian’ım olduğun için. Bu yenilenmiş Khvostov’u almak pek -Hey, şu manzaraya da bir bak. Şurada de kolay olmayacaktı. Öncelikle her şeyin biraz takılamaz mıyız? Böylelikle “Onu canlandırdığı için mi başladığı noktaya, yani Guardian’ın cesedi- dostuydu yoksa dost oldukları için mi can- nin bulunduğu yere gitmeleri gerekecekti. Tanıştıkları yerde olmanın verdiği duygu- landırmıştı?” sorusu 3 senenin ardından sallık vardı üzerinde. Guardian manzaraya cevap bulmuştu. CEVDET AĞUSTOS 2020 I 111
SPACE JAM Daha düne kadar Space Jam’i Korkum ne kadar da yersizmiş ikinci bir kere daha izlemedim. ama! Space Jam hatırladığımdan Beden biliyor musunuz? Çünkü bile daha iyiydi. Beni kahkahalara hatırladığım kadar iyi olmama- boğan tipik Looney Tunes şakaları, sından çok korktum. İzlediğim ilk Bill Murray’in acınası bir şekilde olsa “Looney Tunes karakterleri gerçek da basketbol kariyerine bir yerden dünyada” filmi değildi, Looney başlamaya çalışması ve tabii ki ef- Tunes: Maceraya Devam’ı sinema sanelerin efsanesi Michael Jordan. salonunda izleme şansım olmuştu. Hazır ikinci film de yoldayken izleyip Ama bayılıyordum işte Bugs’ın, hafızaları tazelemekte fayda var. Tweety’nin ve dahasının “bizimle” Zaten izledikten sonra çöp atarken etkileşime geçmesine. “Ne olacaksa basket atmış gibi davranıyor, havuç olsun, güzel anılara bir sünger çeker, yiyip “n’aber cınım” diyor ve sürekli mutluluklar dileriz” diye aklımdan Let’s Get Ready to Rumble’ı dinliyor- geçirdim kendi kendime ve o gazla sunuz. Yani umarım yaparsınız yoksa oynat tuşuna bastım. bu benim akıl sağlığım için iyi bir haber değil... CEVDET ORKUN UÇAR, BURAK TURNA larına, bizzat İstanbul’a, Ankara’ya, Taksim’e, yani yaşadığımız sokaklara METAL FIRTINA taşıyarak işleyen bu kitap, hatalarına Baştan söyleyeyim, evet bu kitabın rağmen böyle bir senaryoyu gayet akıcı bir üslupla anlatmış; Yeşilköy’deki eleştirilecek sayısız noktası vardır. çatışmaları, İstanbul’daki son direnişi Bor için savaş çıkarılmaz, düzenli bir gözümüzde başarıyla canlandırmıştı. ordu o kadar kolay dağılmaz, konvansi- yonel bir saldırı bu kadar hızlı sonuçla- Yaptığı şey bugün Hollywood’da namaz, halk böyle sindirilemez, Ruslar- önemli yer tutan Amerikan kahraman- la Avrupalılar birleşemez... bu şekilde lığı temalı filmlerden veya Tom Clancy sayabileceklerinizin sınırı yoktur. romanlarından çok farklı değildi, ben- ce açtığı yol takip edilse Anadolu gibi Ancak tüm bu eksiklerine rağmen bir coğrafyadan bu konuda muhteşem Metal Fırtına, Türk edebiyatında ken- eserler de çıkarılabilirdi ama onun disine kadar hiç dikkate alınmayan yerine hataları nedeniyle eleştiri bom- konulara eğilerek yepyeni bir yol aç- bardımanına tutuldu maalesef. MUTLU mış, alternatif savaş yazımını ülkemize getirmiştir. Modern savaşı ilk kez Türk toprak- 112 I AĞUSTOS 2020
CROSS GAME IRON MAIDEN Japonya ve ABD’de çok popüler oldu- ğundan mütevellit siz de benim gibi geldiğinde böyle içimde rüzgârlar uçuşu- SOMEWHERE beyzbolla ilgili bir şeyler kesin izlemişsi- yor, bir iyi hissediyorum, nefis bir tat bıraktı IN TIME nizdir ve dile getirmek isterim ki; yalnız damağımda. 2010’ların sonlarında yapıl- Bakın size şimdi nokta atışı tarih ve- değilsiniz, ben de hâlâ en ufak bir şey an- mış olmasına rağmen 80’ler tarzını andıran lamıyorum beyzboldan. İşte biri atıyor, biri çizimler ve müzikler garip, çok tatlı bir receğim. Yıl 1987. Ben 8, kardeşim vuruyor, birileri top kovalıyor, vuran güzel nostalji hissiyle izlemenizi sağlar seriyi. Bu Erce 6 yaşında. Babamın doğum günü. vurursa koşuyor, top belli bir açıyla uzağa arada beyzbol evet önemli bir yere sahip Babam sağlam hard rockçı, metalci, biz giderse home run oluyor falan. Hayır sporu seride ama aslında Major vs. gibi diğer de haliyle çekirdekten öyle yetişiyoruz. anlamadığım gibi anlayanı da pek anlamı- beyzbon animelerinin aksine ana odak da Haliyle doğum günü hediyesi de buna yorum. Oynaması güzeldir kesin de seyret- değil. O naif karakterler, aralarındaki geyik- uygun bir şey olmalı, kaset alacağız. menin ne zevki var çözebilmiş değilim bu ler ve romantizmler ön planda daha çok. Aldığımız kaset biraz da kapağına yaşıma kadar. kanarak Iron Maiden - Somewhere in İlk bölümü özellikle bir övmem gerek. Time, geçen senenin sonlarında çık- Neyse efenim, animeler anlamadığı- Herhalde hayatta en fazla tekrar tekrar mış. Babam grubu elbette biliyor ama nız şeyleri bile etkileyici yapabilmekle izlediğim anime bölümlerindendir ki ödül biz o kaset teybe konduğunda ilk kez ünlüdürler malum, Cross Game de öyle. mödül de almıştı o ilk bölüm yanlış hatır- Iron Maiden’la tanışmış oluyoruz. Ama Beyzbol hakkında bilgim seriyi izlemeden lamıyorsam. İnanılmazdır ya, çok bir şey ne tanışmak. önce ve izledikten sonra aynıydı, hiçbir şey söylemeyeyim, kendiniz izleyin. Çocuğun anlamadım ama Cross Game her aklıma o ne yapacağını bilmemesi, o sondaki Neredeyse 30 yıldır aralıklarla din- müzik... Ah be... ÖMER lediğim, bir kez bile sıkılmadığım bir albüm Somewhere in Time. Zamanının ötesinde bir başyapıt, hani “şu şarkısı en güzel, şundaysa iş yok” demek o kadar zor ki. Caught Somewhere in Time’ının girişindeki gitarların beni her seferinde o ufacık halime döndürmeyi başardığı, Wasted Years, Sea of Mad- ness, Stranger in a Strange Land gibi manyaklarla devam eden ve Alexander the Great’le inanılmaz bir kapanış ya- pan, yıllara meydan okuyan bir albüm. Bazen düşünüyorum acaba bu sadece nostaljik bir his mi diye, ama bugüne kadar sayısız albüm dinlemiş biri olarak şunu çok net söyleyebiliyo- rum ki “hayır, değil”. Iron Maiden hâlâ taş gibi grup, canlı performansları hâlâ benim diyen genç adamı cebinden çıkarır ama özellikle 80’lerin sonu, 90’ların başında ortaya çıkardıkları işler bundan onlarca yıl sonra torunlarımız- ca da övülecek, buna eminim. ESER AĞUSTOS 2020 I 113
SAYI: 154 - 2020/08 ISSN: 1307-8933 Genel Yayın Yönetmeni (Sorumlu) C. Serpil Ulutürk, [email protected] Göksu Evleri Ihlamur Cad. No13-B15A Anadolu Hisarı / İSTANBUL İmtiyaz Sahibi Ateş Uluç, [email protected] Yayın Koordinatörü Tuğbek Ölek, [email protected] Yazı İşleri Müdürü Ömer Akdağ, [email protected] Editörler Eren Eryürekli, [email protected] Eser Güven, [email protected] Gülhis Canpolat, [email protected] Görsel Yönetmen Gizem Sedef, [email protected] Serbest Yazarlar Ali Sezgin, [email protected] Ares Aybar, [email protected] Can Arabacı, [email protected] Cevdet Emre Kızılcan, [email protected] Emre Sümer, [email protected] Engin Vural, [email protected] Erkut Altındağ, [email protected] İhsan Can Asman, [email protected] İpek Atam, [email protected] M. İhsan Tatari, [email protected] Mustafa Mutlu Şenay, [email protected] Noyan Akatlı, [email protected] Onur Kaya, [email protected] Sabri Erkan Sabancı, [email protected] Tarık Kaplan, [email protected] Yasin İlgün, [email protected] Reklam İletişim Tel: 0216 465 98 50 SETİ YAPIM VE YAYINCILIK Hizmetleri San. Tic. Ltd. Şti. Adına Sahibi: Ateş Uluç Yönetim Yeri: Göksu Evleri Ihlamur Cad. No13-B15A Anadolu Hisarı / İSTANBUL Tel: 0216 465 98 50 Fax: 0216 465 98 52 Basıldığı Yer: Turkuvaz Haberleşme ve Yay. A.Ş. Akpınar Mah. Hasan Basri Cad. No 4 SANCAKTEPE / İST VD. BOGAZİÇİ KURUMLAR V. NO 871 045 8722 Basıldığı Tarih: - Dağıtım: TURKUVAZ Dağıtım Pazarlama A.Ş. Yayın Türü: Yaygın, süreli, aylık Oyungezer, SETİ Yapım ve Yayıncılık tarafından yayınlanmaktadır ve basın-yayın kanunlarına uymaktadır. Bu dergideki yazılar ve görsel malzemeler SETİ Yapım ve Yayıncılık’tan yazılı izin alınmadan kaynak gösterilse bile kullanılamaz. Küçük bir rica... Oyungezer’lerinizi biriktirmiyorsanız çöpe atmayın. Eğer sizden sonra okuması için verebileceğiniz kimse yoksa, tekrar doğaya kazandırılmak üzere bir geri dönüşüm kutusuna bırakın.
155 STAOGTAA:LTWRAORY Unutmayın! Oyunu çıktığı gün (13 Ağustos) bedava alabileceksiniz! EYLÜL’DE OYUNGEZER’DE
Search
Read the Text Version
- 1
- 2
- 3
- 4
- 5
- 6
- 7
- 8
- 9
- 10
- 11
- 12
- 13
- 14
- 15
- 16
- 17
- 18
- 19
- 20
- 21
- 22
- 23
- 24
- 25
- 26
- 27
- 28
- 29
- 30
- 31
- 32
- 33
- 34
- 35
- 36
- 37
- 38
- 39
- 40
- 41
- 42
- 43
- 44
- 45
- 46
- 47
- 48
- 49
- 50
- 51
- 52
- 53
- 54
- 55
- 56
- 57
- 58
- 59
- 60
- 61
- 62
- 63
- 64
- 65
- 66
- 67
- 68
- 69
- 70
- 71
- 72
- 73
- 74
- 75
- 76
- 77
- 78
- 79
- 80
- 81
- 82
- 83
- 84
- 85
- 86
- 87
- 88
- 89
- 90
- 91
- 92
- 93
- 94
- 95
- 96
- 97
- 98
- 99
- 100
- 101
- 102
- 103
- 104
- 105
- 106
- 107
- 108
- 109
- 110
- 111
- 112
- 113
- 114
- 115
- 116