BİBİ ve NANİ Günlerden bir gün gizemli mağaranın önündeki derede çok iyi iki arkadaş varmış. Birinin adı Nani diğerinin adı ise bibiymiş. Nani attığı her adımı düşünerek dikkatli bir şekilde atarmış ama Bibi ise düşüncesiz ve dikkatsiz bir şekilde adımlarını atarmış. Bir gün Nani ve Bibi derede yüzüyorlarmış. Her zamanki gibi Nani oradaki balıkları incitmeyecek şekilde dikkatli yüzüyormuş, çünkü oradaki balıkların sıradan bir balık olmadığını, muhteşem güzellikte sihirli olduğunu biliyormuş ama arkadaşı bilmiyormuş. Bu sihirli derenin en büyük özelliği deredeki balıklar suda yürüyorlarmış ve balıklar yürüdükleri yerlerden ölü bir şekilde suyun yüzeyine tekrar çıkarmış. Nani’in aksine Bibi dikkatsiz keyifle yüzüyormuş. Birgün Bibinin ayağına sert bir şekilde bir balık çarpmış. Bu duruma Bibi çok sinirlenmiş. Balığı yakalamış ve başını ezmiş. Zavallı Nani, arkadaşının bu korkunç davranışına engel olamamış, gözyaşlarını tutamayıp Bibi’ye haykırmış” Bunu nasıl yaparsın, o zavallı balığa böyle nasıl acımasız olabildin arkadaşım! Bu davranışın beni çok üzdü.” diyerek dereden çıkmış. Derenin kenara oturmuş, uzun süre ağlamış. Bibi’nin bu davranışına bir türlü anlam verememiş. Bibi’nin yaptığının doğru olmadığını bilmesini ve ona ders vermek istemiş. Nani’nin aklına birden bir fikir gelmiş, kendi kendine mırıldanmış, “aaa evet doğru ya, bu dere sihirli balıkların deresiydi, sihirli balıkların yaşadığı göl mağarada tanıdığım bir dostum Tati ‘den mutlaka yardım almalıyım, Bibi güzel bir dersi hak etti. Demiş. Oradaki sihirli balıklardan hızlıca haber yollamış. . Çok geçmeden Bibi bir de ne görsün? Arkasında yüzlerce sihirli balıklar hızlıca onlara doğru yaklaşmış, Nani ve Bibi’yi kendi içlerine doğru çekerek alıp götürmüşler. Bibi şaşkınlıktan neye uğradığını anlayamamış bile. Hem de ölmüş balıklarla birlikte imişler. Götürüldükleri yer çok gizemli devasa bir mağara gölü imiş. Burada güçlü sihirbazı timsah Tati’nin yanına getirilmişler. Nani güzel çok mu çok güzel ağırlanmış, Bibi ise mağaranın karanlık bir köşesine götürülmüş. Nani Tati’den bir sihir yapmasını istemiş. Tati de dostunun bu isteklerini kırmayıp “Tamam yaparım, sen üzülme.” demiş. Sonra Nani ölmüş balıkları göstererek “Bibi’ yi de deredeki ölü balıklar gibi balık haline getirebilir misin?” diye merakla sormuş. Tati ise hiç tereddütsüz, “Tabiki, benim sihirlerim sonsuz güçte. İsteğin benim için çok basit! demiş.
Hemen bir sihir yapmış ve Nani’nin isteği yerine gelmiş. Nani Bibi’nin diğer balıklar gibi derede yüzmeye başladığını görmüş ve teşekkür ederek oradan ayrılmış. Bibi artık bir balık imiş. Bibi bir gün yüzerken ters yönde akıntıya kapılmış. Akıntı o kadar güçlü imiş ki Bibi oradan oraya savrulmuş. Birden büyük bir köpek balığına çarpmış. Köpek balığı ise bu duruma çok öfkelenmiş. Ve onu ezerek onu oracıkta öldürüvermiş. Etraftaki sihirli balıklar ve Nani de Bibinin üzüntülü haberini almışlar. Haberi duyan herkes şunu çok iyi anlamış: “Nasıl davranırsak öyle karşılık buluruz.”
Search
Read the Text Version
- 1 - 2
Pages: