MUTLULUĞA BİR ADIM Üzgünüm, mutsuzum, kaygılıyım Bütün geleceğim beş şık arasında Sıkışıp kalmış durumda Herkes benden bir şey bekliyor Bir saniye olsun nefes almama, Zihnimi boşaltıp rahatlamama İzin vermiyorlar Bu haksızlık değil mi? Hayatımın en güzel zamanlarında Kendimi test kitapları ve özetler Arasında çürütüyorum Sanki bir denizde boğuluyormuş Gibi hissediyorum ama su yok Sanki uçmak isteyen kuş gibiyim Ama kanatlarım yok Sanki demir parmaklıklar ardındayım Ama suçum yok Sanki nefes almıyorum Ama yaşamaya devam ediyorum. Hobilerimi yapmak istiyorum Çimlerde koşmak, çiçek toplamak, Şarkı söylemek istiyorum Ancak yapabildiğim Tek şey önüme konan Sorularla dolu sayfayı karalamak Bütün geleceğimi beş şıktan Birine bağlanmış durumda “Peki hangi şıkkın ardında geleceğimiz?”diye düşüncelere dalıp giderken öğretmenimizin ortak bir projede çalışma önerisiyle aydınlandım. Uzaktan Eğitimde Sürecinde Dönüşüm Başlasın adlı eTwinning projemizle farklı şehirlerden arkadaşlarla tanıştım, onların değerli öğretmenlerini tanıyıp onlarla etkinlik yapma fırsatı buldum. İletişim engellerini aşarak empati kurdum, çalışmanın ve sabırlı olmanın başarıyı yakalamak olduğunu öğrendim. Dört duvar arasına sıkışıp kaldığım duygusunu yaşarken ne kadar özgür olduğumu fark ettim, aslında ben kendimi fark ettim. Kullandığımız web 2.0 araçlarıyla dünyaya açılmayı, hayallerin sınırı olmadığını; eleştirel düşünmeyi, yaratıcı yazmayı, özgüvenli olmayı öğrendim. Mutluluğa bir adım atıp ben sevmeyi ve sevilmeyi kısaca mutlu olmayı öğrendim. Zehra Çakıcı
BEN BANA YETERİM Kendimi bir balon olarak düşünmek… Aslında daha önce kendimi hiç özgürlüğüne uçmaya çalışan bir balon olarak hayal etmemiştim. Ama bazen hayal de olsa kendimizi, duygularımızı, serbest bırakmalıyız.. Bunun için benliğimizi bir balon olarak düşlememiz yeterliymiş. Kapattım gözlerimi, hemen süzülmedim tabi mavi bulutlara doğru. Yeri gelince kımıldamadan evreni dinlemeyi bilmeli insan.. Kuşlar, dalgalar, insanlar, arabalar fark etmez. Sonra özgür bırakman mı gerekti kendini? Ağır ağır çıkıyorum gökyüzüne, bir akşamüstü ve ben o kızıllıktan gözlerimi alamıyorum sanırım. Bilime göre basınçtan dolayı şişerek patlamam lazım değil mi? Ama tam tersineymiş; hafiflediğini, rahatladığını hissediyorsun bir noktada. İnsanlar aşağıda ve giderek küçülüyorlar, ben ise önce hayatımın bir film şeridi gibi gözlerimin önünden geçtiğini görüyorum. Ardından ise geçmiş ve şimdinin yerini hayallerim süslemeye başlıyor. Onlar için çırpınıyorum çoğu zaman, çünkü sonunda kazananın ben olacağımı biliyorum. Tebessüm edip geri dönmem gerektiği gerçeği ile karşılaşıyorum. Yükselirken tek başımaydım. İnerken de tökezlemeden yerime dönebiliyorum. Ve bunun verdiği gururla sönmeye başlıyorum. Çünkü bir şeyleri başarabilmek, en iyi yerlere gelebilmek için kimseye veya herhangi bir figüre bürünmeme gerek olmadığını biliyorum. Ben, bana yeterim. Kendinize bunu diyebilmeniz ve hiçbir hayalinizin peşini bırakmamanız dileğiyle.. Zeynep B.P. Çetin Şen Bilsem Her Şeyi Yapabilirim Kırmızı, sönük bir balondum. Büyüdüm, geliştim, kocaman oldum. Artık sığamam bu sandalyeye. Bir sandalyede durarak bekleyemem. Daha görecek yerlerim var, gezecek gezegenlerim... Haydi artık çıkayım odadan. Vay, şimdiden, ne güzelmiş buralar. Ağaçlar, ne büyük engel, hem de her yerdeler. Ama olsun. Patlatamaz ki hiçbir ağaç beni. Çünkü bu 'ben' im. Hem büyüdüm, daha sağlamım. Her ağaç gördüğümde yere süzülmem artık. Yok, buralara da sığamam ben. Şimdi de şehir... O kadar güzel ki. Herkes kendi balonu içinde bir hayat sürüp gidiyor öylesine. Bir de yanıma bakayım. İşte, arkadaşlarım buradalar. Yanımda, yükseliyorlar sonsuzluğa benimle birlikte. Üstümde de balonlar var. Vay be, ne kadar da yüksekteler. Nasıl çıkılır ki oraya? Gerçi, benim altımdaki balonlar da beni öyle görüyordur. Neyse lafa daldık, bu arada hala çıkıyorum. İşte, Türkiye. Ne de çok balon varmış! Rengarenk, her tondan var. Ben ise maviyim. Gökyüzü mavisi. Çıkıyorum. Artık sık ağaçlar yok, sıcaklık var hem de her yerimde. Ama dedim ya, bu 'ben' im, patlamam, patlatmam kendimi. Sağımda güneş belirdi bile. Ben hala durmuyorum. İşte dünya, her balon orada doğar, buraya çıkar, oraya döner. Artık dünya da küçük kaldı gözüme. Artık her şey elimde. Her şeyi yapabilirim. Küçümsemeyin sakın bir balonu. Diğerlerine tutunur, bir olurlar, dünyayı yerinden oynatırlar. Ama sanırım artık geri dönme vakti geldi. İşte yeniden
orası, geldim. Sandalyemde oturarak diğer balonları izliyorum. Rana Çetin Şen Bilsem BEN, BEN OLUYORUM Simsiyah bir balonum odanın içinde duran. İpim kopunca pencereden dışarı süzüldüm. Gökyüzüne doğru özgürce, mavi oldu rengim. Sonsuz mutluluk doldu içime her şeyi, herkesi yukarıdan izliyordum. Minik mandallara benziyorlardı. Biraz daha yukarı çıkınca artık sadece dağlar, denizler görünüyordu. Uçsuz bucaksız okyanuslar beni kendine hayran bırakıyordu. Suyun üzerine yansıyan bir renk cümbüşü gördüm. Etrafıma baktım fakat bu şahane renklerin kaynağını bulamadım. Yansımaya daha dikkatli bakınca bu renklerin bana ait olduğunu anladım. Ufkum genişledikçe başka başka renklere bürünüyordum. Daha da yükseldim ve uzaya kadar çıktım. Dünya'nın güzelliği beni büyülüyordu. Kayan yıldızlar parlıyor, diğer gezegenler dönüyorlardı. Daha sonra yavaş yavaş dünyaya yaklaşmaya başladım. Sanki bir el beni eski dünyama çekiyordu. Sağa sola yalpalanarak, karanlık dünyama yani odama girdim. Rengim yine siyaha döndü. Odaya güneş ışığı dahi girmedi. Ben ise anladım ki her şey benim elimde. İstemsiz bir tebessüm yayıldı yüzüme. Birden güneş ışınları odayı aydınlatmaya başladı. Rengim o rengarenk haline döndü. İşte bu bendim, ne kadar çok hayal o kadar ben. \"İnsan deniz olmadığı yerde umut adına martı olmalı.-Nazım Hikmet-\" Huriye S.Ş. PENCEREM Bir balonum. Sönmüş, ruhsuz bir balon. Şimdi de umutla doluyor. Bembeyaz, kocaman bir balon. Havalanmaya başlıyor. Tıpkı özgürleşen ruhum gibi... Artık ruhum özgür, havalanıyor. Gökyüzüne tırmanıp, havalanırken turuncuya bürünüyorum. Yaşama sevinciyle doluyorum. Yükseldikçe seviniyor, eğleniyorum. Zirveye ulaştım ve artık sadece merak ediyorum, acaba yeryüzüne ulaşabilecek miyim? Ruhumu, kelepçelerinden sıyırdığım bu uzun yolculuktan, tekrar sönmeye başlayarak, o muhteşem gökyüzünde seyre dalarken buluyorum. Huzur, beni rahatlatıyor. Mavi, masmavi oluyorum. Tekrar geldiğim yere dönüyorum, ruhumun bittiği yere. O ufacık dünyama; sönük bedenimin yaşadığı ahşap sandalyeme... ''Hayata bakmaya başladığım o pencere, şimdi bana küçük geliyor.'' Nadide A. Gelecekte şu anki halimi düşünüp ''Keşke daha çok emek verseydim'' demek istemiyorum. Diğer insanlardan önce, ben kendimle gurur duymak istiyorum. Emeklerimin karşılığını almak ve hayalimdeki hayatı yaşamak istiyorum. Yaşamak için birden fazla hakkımız yok ve tek hakkımı en güzel şekilde yaşamalıyım. Her zaman korktuğum şey yaşlandığımda hayatımda hiçbir şey yapmadığımı fark etmek. Ama hayır, bunun yaşanmasına izin vermeyeceğim. Önüme ne kadar engel çıksa da, ne kadar sorun yaşasam da...
Sude G.
Search
Read the Text Version
- 1 - 4
Pages: