Alsancak Bulten 1840

Ron D. Burton Kuruluş : 1977 Charter : 1980 2013 – 2014 UR Başkanı Alsancak Rotary Kulübünün Değerli Üyeleri ve Sevgili Eşleri, Kulübümüzde Esat Kardıçalı Bu Hafta 2440 . Bölge Başkanı Geçen hafta toplantımızı Eşli Akşam Yemeği şeklinde gerçekleştirdik. Güzel müzik ve lezzetli yemekler eşliğinde 1840. Toplantı Yeşim Akçiçek eğlendik. Bu geceden elde ettiğimiz gelir ile bir adet Afet 26 Aralık2013 Guvernör Yardımcısı Barınak Paketi alacağız. Başkanlar Günü Özden Ertöz Yönetim Kurulu Rotaryen Sevgi ve Saygılarımla, Swissotel Büyük Efes Amaç Aksoy 12:30 Rtn. Amaç Aksoy “Ülkemizde bir yöneticiyle görüşmek için telefonla ararsınız, Mutlu Günlerimiz Başkan sekreteri açar, isminizi sorar, daha sonra ‘Bir dakikanızı rica ediyorum’ diyerek diğer hatta geçer; beş-on saniye sonra size dönüp Doğum Günleri Rtn. Levent Veryeri ‘Müdür Bey toplantıda’ der. Aslında müdür toplantıya gidecek olsa 29 Rtn.Özden Ertöz’ün oğlu As Başkan sekreterinin odasından geçip gidecektir, bu yüzden sekreteri her an Levent onun odasında olup olmadığını bilmektedir, ancak müdürüne sizinle 1 Ocak Rtn.Mustafa Delen Rtn. Sinan Can görüşüp görüşmeyeceğini sorduktan sonra – iş icabı! – yalan Sekreter söylemiştir. Burada, harcında yalan ve cesaretsizlik bulunan katı bir Kutluyoruz duvar söz konusudur.” şeklindeki ülkemiz insanının yetişme tarzı ve Rtn. Levent Uşkay kültürel olgusunu vurgulayan Prof. Dr. Üstün Dökmen’in, Birinci Geçen Hafta Sayman Basımı Kasım 2010’da yapılan, “İnsanın Korunakları-1: Deriden Kültüre” adlı 222 sayfalık eserini bazı bölümleri aktarmak istiyorum: 1839. Toplantı Rtn. Çağ Çal 19 Aralık 2013 G. D. Başkanı *Aslında, cinsiyet kaynaklı olarak kadının aleyhine ciddi bir fark Taverna Gecesi yoktur; eşit fırsat verildiğinde iki cinsiyet arasında fark olmadığı Eşli Akşam Yemeği Komiteler görülür. Bu konuda ilginç araştırmalar vardır. Örneğin 1960’lı yıllarda Aktif / Katılan: 34 / 13 dünya çapında yapılan araştırmalarda, erkek ve kız çocukların Devam Muaf / Katılan: 17 / 7 Rtn. Sinan Can zekâları (IQ’ları) karşılaştırıldığında, erkeklerinki kızlarınkinden Katılım Oranı: %38 Kulüp Yönetimi Komitesi manidar düzeyde yüksekti. Ancak bu araştırmalar yaklaşık kırk yıl Konuklarımız sonra tekrarlandığında, genelde (özellikle bazı ülkelerde) kızların Rtn.Ragıp Taranç’ın kızı Gizem Rtn. Berrin Ertürk zekâ düzeyi erkeklerinkine yaklaşmıştı. Bu durum, farkmış gibi Rtn.Aylin Çamkıran’ın misafiri Vakıf Komitesi görünen şeylerin aslında fırsat eşitsizliğinden kaynaklandığı anlamına Sn.Münir Mercan gelir. Rtn.Hüseyin Hıdır Mazeretliler Üyelik Komitesi Erkeğin üstünlüğüne samimi olarak inananlardan sıklıkla “İyi de, Abdullah Çorbacıoğlu,Alper niçin kadınlardan Tolstoy, Mozart, Mimar Sinan çıkmıyor?” sorusunu Veryeri, Arda Işık, Aytül Rtn. Bülent Şenocak duyarsınız. Bu sorunun basit cevabı şudur: “Çünkü kadına toplum Büyüksaraç, Berrin Ertürk, Bülent Halkla İlişkiler Komitesi yeterince izin vermez”. Sözgelişi Bayan Tolstoy çocuklarla, Şenocak, Engin Erbesler, Gündüz malikânelerle, günlük işlerle ilgilenmiş. Bay Tolstoy yıllarca odasına Gürsoy, Gürsel Hancı, Hüseyin Rtn. Hakan Soysal kapanıp çalışmış, elinde haritayla at sırtında savaş alanlarını dolaşmış Hıdır, Kemal Aktuğlu, Kemal Hizmet Projeleri Komitesi ve sonuçta eserlerini üretmiştir. Zorlu, Korhan Atat Uşkay, Levent Veryeri, Mine Karacasulu, Özden Rtn. Çağ Çal *Eski İstanbul’da hem tahtadan yapılan kâgir yapılar, hem de Ertöz, Öner Akgerman, Rami Kulüp Eğitim Lideri taştan yapılan yapılar vardı. Bunun ilk anlamı, o zamanlar İstanbul’da Berki, Temel Şen, Yaşar Yüksek, taşa da ahşap malzemeye de erişilebildiğidir. Ancak ilginçtir taşa, Yıldız Gürgün Gönlümüzdekiler daha çok gayrimüslim, yani Yahudi, Rum, Ermeni vatandaşlarımız erişmişler, evlerini taştan yapmayı tercih etmişlerdir. Ahşap İhsan Balioğlu malzemeye ise Türkler erişmişlerdir. Türk insanı genelde, hayatın Uğur Kırbeyi gelip geçici olduğuna, hatta bu dünyanın gerçek olmadığına inanır. Bence Dologh Gerçek olan öteki dünyadır. Yaygın ifadeyle “Bugün varız, yokuz” Şükrü Baran deriz, “Yalan dünya, fani dünya” deriz, tedbirli olanları, hayatlarını Abdurrahman Özener uzatmaya çalışanları, “Bu dünyaya kazık mı kakacaksın?” diye Mehmet Köstepen uyarırız; ayrıca bu dünyada sürekli imtihanda olduğumuzu Muzaffer Kayabaşı düşünürüz. Eğer bir insan dünyayı bu şekilde algılıyorsa, her şeyin Ersin Faralyalı geçici olduğu görüşünü sık sık tekrarlıyorsa, taştan ev yapması Adnan Ulaşan gerekli midir? Ozan Talu *Bizde geleneksel kültüre ait ürünleri, özellikle biraz yıpranan Kemal Tatari mimari eserleri yok etme aymazlığı da var. Birkaç yüz yaşındaki camileri restore etmek yerine eskidi diye yıkıp yerlerine mağaza veya mağazalı yeni camiler yapıyoruz. Sultanahmet Cezaevi’ni renove edip otel yaptık. Geçmişin anıları, avluda volta atan Nazım’ın ayak izleri hapishanenin her yanından silindi şimdi. Kuleli Askeri Lisesi’ni de otel yapmayı düşündük bir zamanlar. Bu ülke yarınlarda üç yüz yıllık bir askeri liseye layık değil mi? *Hemen her rolün, unvanın, toplum içinde değeri vardır; ancak galiba bazı roller özel bir öneme sahip. Avukatlar, öğretmenler, biriyle tanışırken, bazen mesleklerinin ne olduğunu söyler, bazen söylemez. Ancak hekimler mutlaka söyler. Çavuşlar ve hacılar için de böyle. Askerliğini çavuş olarak yapanların ve hacdan dönenlerin isimlerinin başına “çavuş” veya “hacı” kelimeleri mutlaka eklenir. Hatta bazılarının kendi isimleri zamanla unutulsa da, çavuş veya hacı olarak hitap edilmeleri sürer. Hacca gidenler, eğer ticarethane sahibi iseler, daha hacdan dönmeden, dostları tarafından tabelaları değiştirilir, isimlerinin başına hacı kelimesi eklenir. *Eğer bir evin dış kapısının önünde bir paspas varsa, bu paspas, o evin kurallarıyla ilgili bir sınırdır; ayakkabılarınızı silmeden geçerseniz, sizi yine de içeriye alırlar ama o eve ait yazılı olmayan bir kuralı ihlal etmiş, bir sınırın dışına çıkmış olursunuz. İşte bu yüzden paspaslı bir eve girerken, ayaklarımız temiz bile olsa sileriz. Bu davranışımız “Kuralınıza saygılıyım” anlamına gelir. Kimi evlerde de holde sizi terlikler karşılar. Terlikler de paspaslar gibi birer sözsüz iletişim aracıdır, o eve nasıl girilmesi gerektiği konusundaki kuralı anlatır size. Eğer terliklere aldırmadan ayakkabınızla girerseniz, evin bu konudaki kuralını ihlal etmiş, terliklerle ifade edilmiş soyut sınırı aşmış olursunuz. Düşündükleriniz, Söyledikleriniz ve Yaptıklarınız; • Gerçeğe uygun mu? İlgililerin tümü için adil mi? İyi niyet ve daha iyi dostluklar sağlayacak mı? İlgililerin tümü için yararlı mı?