Pandemi Ve Dijitalleşen Ekonomi

Kore Mucizesi Güney Kore 1960’lara kadar dünyanın en yoksul ülkelerinden biriydi özellikle 3 yıl süren Kore iç savaşı ülkenin bütün kaynaklarını tüketmişti peki bitmiş ve tükenmiş haldeki bir ülke nasıl olurda dünyanın en büyük ihracatçılarından biri haline gelir. Bu sorunun cevabını şöyle verebiliriz. Kore’nin eski başbakanı Chang döneminde çok güçlü bir sanayileşme hareketi başlatıldı. Ayrıca ülkede ithalat yasaklar ve yüksek vergiler vasıtasıyla azaltıldı bununla birlikte ihracat teşvik edildi. Bu süreçte fabrikaların sayısı oldukça arttı ve yaklaşık 40 yıl süren bu ekonomik kalkınma sonucunda bugün Güney Kore dünyanın en büyük 9. ekonomisidir. Kişi başına düşen milli gelir 25 bin doların üzerindedir. Güney Kore ihracatının dörtte birinden fazlasını teknolojik ürünler oluşturuyor. Kore mucizesi bütün dünyayı kendine hayran bırakan bir mucizedir. Çünkü bir toplumun isterse neler yapabileceğini tüm dünyaya ispatlamıştır. Bugün dünyada gelişmemiş ve gelişmekte olan bütün ülkeler Güney Kore’yi örnek almaktadırlar.



Uzaktan Çalışma Modeli Evden çalışmak veya uzaktan çalışmak her ne kadar ülkemizde pandemiden öncede uygulanan bir çalışma modeli olsa da şirketler bu modeli bir ayrıcalık, çalışanına sunduğu bir avantaj olarak görüyordu Deloitte Türkiye’nin yaptığı araştırmaya göre şirketlerin sadece dörtte üçü salgından önce uzaktan çalışma modelini uyguladıklarını söylüyorlar ve genelde çalışanlara aylık 2 veya 4 gün uzaktan çalışma hakkı veriliyormuş. Ama küresel covid-19 salgını ile birlikte işler tamamen değişti ve bu çalışma modeli beyaz yaka olarak tanımlanan çalışanlar için neredeyse bir zorunluluk haline geldi. Sadece özel sektör çalışanları değil birçok kamu çalışanı da bu sebepten uzaktan çalışma modeline geçiş yaptı. Tabi ki bu süreçte dijitalleşmeye önem veren ve teknoloji yatırımlarına ciddi pay ayıran şirketler daha rahat bir şekilde bu süreci yönettiler. Ve çalışanları da bu sürece daha kolay adapte olabildiler. Burada dikkat edilmesi gereken bir diğer noktada şirketlerin çok büyük bir kısmı salgın öncesi uzaktan çalışma modeline geçmemesine rağmen salgından sonra şirketlerin uzaktan çalışma modeline geçişleri yeteri kadar hızlı olmuştur. Bunun en büyük sebebi ülkemizdeki birçok şirketin son yıllarda dijitalleşmede önemli bir mesafe kat etmiş olmaları ve karar aksiyon almada çevik olmalarıdır. Bununla birlikte Uzaktan çalışmaya geçiş de zorlanan şirketlerin neden zorlandıklarına baktığımız zaman bunun birkaç nedeni var bunlar teknoloji alt yapısının zayıf olması, organizasyonel yapılanma, kültür ve alışkanlıklar ve müşteri beklentileri olarak karşımıza çıkmaktadır. Uzaktan çalışma modelinin birçok eksi ve artı yönü bulunmakta tabi bu durum sektörlere göre farklılık gösteriyor mesela hizmet sektöründe faaliyet gösteren şirketler uzaktan çalışma modelinin eksi yönlerinden bahsediyorlar bunun en büyük sebebi müşteri beklentileri olarak karşımıza çıkmaktadır. Ama E-ticaret sektörüne baktığımız zaman uzaktan çalışma modelinin birçok artısı olduğu gözlemlenmiştir. Şunu söyleyebiliriz ki bundan sonra bu çalışma modeli artısı ve eksisi ile hayatımızda sürekli yer alacak ve giderek dijitalleşen dünyamızda hayatımızın bir parçası olmaya devam edecek.

Haklılık payı var gibi! • Halk müreffeh, müstakil, zengin olmak istiyor. Komşuların refahını gördüğü halde, fakir olmak pek ağırdır. Gazi Mustafa Kemal Atatürk Siyasî, askerî zaferler ne kadar büyük olursa olsun, ekonomik zaferlerle taçlandırılmazlarsa kazanılacak başarılar yaşayamaz ve sürekli olamaz. Gazi Mustafa Kemal Atatürk

Dijitalleşen Ekonomi 21.yüzyıla giriş ile birlikte teknoloji hızla gelişmeye başladı ve bu bütün sektörleri etkiledi. Artık fabrikalarda insanlar yerine makinalar çalışmaya başladı. Hatta sağlık sektöründe ameliyatları makinalar yapmaya başladı. Tabi ki bu teknoloji ve dijitalleşme ekonomiyi de bir o kadar etkiledi. Mobil bankacılık kredi kartı uygulaması online satışlar ve en son olarak kripto paralar artık ekonominin çok büyük bir kısmının dijitalleştiğinin bir göstergesidir. Ekonominin giderek dijitalleşmesiyle birlikte birçok ekonomik kurum yerini sanal kurumlara bırakacak gibi duruyor. Peki kripto paralar reel paranın yerini alabilecek mi? Asıl soru burada. Bugün Türkiye de dahil milyonlarca kişinin yatırım yaptığı bitcoin reel paraya rakip haline gelmiş durumda. Ancak ekonomistlerin birçoğu bunun çok zor olduğunu söylüyor. Çünkü devlet paradan senyoraj denilen bir vergi alıyorlar. Dolayısıyla kripto para ve reel para savaşını sonucunu ileriki zamanlarda süreç dahilinde göreceğiz.

PANDEMİ GÖLGESİNDE BÜYÜME Son çeyrek verileri henüz netleşmese de Dünya Bankası ve IMF’nin 2020 sonu tahminlerine göre Pandemi etkisiyle dünya ekonomisi 2020 de Yüzde 4 oranında küçüldü. Büyüyen tek ülke Salgının ilk görüldüğü yer olan Çin. En büyük Küçülme ise yüzde 25 ile Brezilya’da yaşandı. Türkiye’nin gayri safi yurt içi hasılası ise yüzde 13 Küçüldü. Dünyanın toplam nominal hasılası 2019 da 87,7 trilyon dolar iken 2020 de 83.8 Trilyon dolara gerileyerek yaklaşık yüzde 4,5 Düşüş kaydedecek. Dünyada en büyük ilk 20 ülke İçinde en çok ekonomik daralma yaşaması Beklenen ülkeler yüzde 25 ile Brezilya yüzde 17 ile Meksika yüzde 13 ile Türkiye yüzde 11 ile Avustralya yüzde 10 ile Suudi Arabistan yüzde 5 ile ABD geliyor. Bu sürecin tek istisnası Çin yüzde 3 ile pandemi sürecinde büyüme Gösteren tek ülke oldu. Türkiye ise nominal Bazda küçülmenin en çok hissedildiği ülkelerden Biri olmasında cari döviz kurlarında yaşanan Yükselişin etkisi büyük oldu. Türkiye’nin 2020 Nominal GSYH ülkeler sıralamasında 2019’a göre Bir sıra gerileyerek 20. Sırada yer alması Beklenmekte. Satın alma gücü bazında GSYH Dünya toplamının 2019 da 135,7 trilyon dolar İken 2020 de 130,2 trilyon dolara gerilemesi ve Yüzde 4 küçülmesi beklenmekte. Bu süreçte COVİD- 19 salgınının ekonomide yarattığı negatif Etkinin en az beş yıl sürmesi bekleniyor