Important Announcement
PubHTML5 Scheduled Server Maintenance on (GMT) Sunday, June 26th, 2:00 am - 8:00 am.
PubHTML5 site will be inoperative during the times indicated!

Home Explore GAZETE ROTA 14

GAZETE ROTA 14

Published by erenayildirim, 2021-01-21 15:13:37

Description: GAZETE ROTA 14

Search

Read the Text Version

Rota Gazetesi 14. Sayı 13 Ocak 2021 1

Rota Gazetesi 14. Sayı 13 Ocak 2021 Değerli Rota Kolejliler, “Bir şeyler kırılıyordu, bir şeyler kırıldı. Kendini - nasıl demeli? - dayanıklı hissetmiyorsun artık: Sana bugüne kadar güç veren - öyle sanıyordun, öyle sanıyorsun -yüreğini ısıtan şey, varoluş duygun, neredeyse önemli olduğun duygusu, dünyaya bağlanma, dünyada kalma duygusu eksikliğini hissettirmeye başlıyor.” diyor Georges Perec, “Uyuyan Adam” adlı kitabında. Yaşadığımız hayatın keşmekeşliğini, zamanla sıradanlaşmasını, sessizliğini yapayalnız bir adamın zihninden anlatır. Hayatımız boyunca birçok kez düşündüğümüz var olma sebebimizin sonuçlarını sorgularken “tek başına değilsin” cümlesini kurabilmek güç verir bizlere. İşte gazete dediğimiz ve insanoğlunun haber alma merakından doğan bu araç kocaman dünyada yalnız olmadığımızı hissettirir bizlere. Dünyanın sahip olduğu sayısız kültür hepimizin renklerinden meydana gelir ve bu kültür farklılıklarıyla yetişsek de aslında hepimizin aynı duygulardan, yollardan geçtiğini bilmek yalnızlığımızda çoğalmanın en güzel yoludur belki de. İşte gazetelerde bizlere bu duyguları yaşatan önemli bir unsurdur. Perec’in dediği gibi varoluş duygumuzun yoksunluğunu hissettiğimiz zamanlarda gazetede okuduğumuz bir haber belki de hayata tutunmamızı ya da kendimiz olma yolundaki mücadelemizi gözden geçirmemizi sağlar. İnsanoğlunun varoluş mücadelesinde gazeteler öncelikle demokratik toplumların vazgeçilmezidir çünkü gazetecilik toplumların demokratikleşmesinde, bireylerin olgunlaşmasında, bilgi sahibi olmasında en önemli araçtır. Toplumu bilgilendiren, halkı aydınlatan, insanlara yaşadıkları dünya hakkında bilgi veren gazeteciler gibi siz değerli öğrencilerimiz de Rota Eğitim Kurumları çatısı altında yaşanan önemli gelişmeleri takip ederken sanat, bilim vb. konularda da bizleri aydınlatıyorsunuz. Sevgili Öğrencilerimiz, “Gazete Rota”nın öneminin bilincinde olarak yazmanın, sanatın güzelliğini yaşamanın, hayat dediğimiz bu zorlu yolda onurla yürümenin ne büyük bir erdem olduğunun farkında olarak yazdığınız her satır, çizdiğiniz her çizgi, ürettiğiniz her düşünce bizler için çok kıymetli. Bu kıymetli çalışmada emeği geçen öğretmen ve öğrencilerimizi tebrik ediyorum ve her birine ayrı ayrı teşekkür ediyorum. İyi okumalar diliyorum. Serkan GÖZDER Rota Eğitim Kurumları Bornova Kampüsü Anadolu ve Fen Lisesi Müdürü 2

Rota Gazetesi 14. Sayı 13 Ocak 2021 24 KASIM ÖĞRETMENLER GÜNÜ 24 Kasım 1928, Türkiye Cumhuriyeti devletinin kurucusu Mustafa Kemal Atatürk’ün \"Millet Mektepleri’nin Başöğretmenliği\"ni kabul ettiği gündür. Atatürk'ün 100. doğum yıl dönümü olan 1981 yılında onun \"başöğretmen\" oluşunun yıldönümlerinde ülke çapında Öğretmenler Günü kutlanmasına karar verildi. 24 KASIM ÖĞRETMENLER GÜNÜ ŞİİR VE KOMPOZİSYON YARIŞMASI 24 Kasım Öğretmenler Günü etkinlikleri kapsamında Rota Koleji lise öğrencilerine yönelik salgın döneminde “Mesafeyi Umuda Dönüştüren Öğretmen” konulu şiir ve kompozisyon yarışması düzenlenmiştir. Okulumuz lise öğrencilerimizin yazmış olduğu eserler sonucunda dereceye giren öğrencilerimiz şu biçimdedir: Şiir Alanında 1-GAMZE DURAN-11.SINIF GAZİEMİR 2-DOĞA KARİN AYAN-10.SINIF GAZİEMİR 3-ILGIN ASARKAYA-10.SINIF BORNOVA Kompozisyon Alanında 1-MERVE TOKSÖZ-11.SINIF GAZİEMİR 2-RÜYA YATKIN-11.SINIF BORNOVA 3-EDA GÜMÜŞ-10.SINIF BORNOVA 3

Rota Gazetesi 14. Sayı 13 Ocak 2021 MÜTEŞEKKİR Bilhassa neyin öz olduğunu anlamakmış derdim, O’nun derdi ise neyin özgür olduğunu anlatmak… Kapısız evi, bacasız dumanı, yürüyen adamı özgür sanarken ben, Farklıymış anlatmak ve anlatılmak istenen… Meğer ne bacadaymış sorun ne kapıda. Aslolan, var olan şey akıldaymış. İki çift ayak çekermiş cezasını, Akılsız başın. Yolu da yordamı da varmış hayatın. Lakin yolcusu gerekmiş. Affınıza sığınırım. Yanlış anlamayın beni. Benim matemim kendimedir. Ne kuş misali çırpınışları Ne de anlatmak isteyeni göremeyen biz Derya deniz kelimelerde kaybolmak değil. Kaybolanı bulmakmış edebiyat dediğimiz. Yere göğe sığdıramadığım hayallerimi, Dört duvar arasına sığdırmışken ben, O imiş mesafeyi umuda çeviren. Dilimde dolanan iki satır Tarancı: Bereket versin, gökyüzünün tapusu yok, herkes bakabilir. Bulutlara kimse el koyamaz. Hayal kurma hürriyetim var. Hayalime ortak olan onlar İlmini bizimle paylaşan, Son düşen yaprağa ilk düşen cemre zarifliği ile Arz-ı şükran…. Gamze DURAN 11-A 4

Rota Gazetesi 14. Sayı 13 Ocak 2021 AYDINLIĞIN CAN DAMARI Bilseydim 13 Mart’tan sonra kopacağımı bu hayattan Koşarak çıkar mıydım yine sınıftan Ya da sayar mıydım saniyeleri saatten kopamadan? Bilseydim kaldırmaz mıydım elimi soru daha sorulmadan, Dinlemez miydim ki dersi gözlerimi kaçırmadan? Yoksa kış sabahı sohbetlerinin sıcaklığı Ya da o sıcak kantin tostumun tadı Yarı ıslak çimlerin yoksa kahkahası Nasıl sığsın ki okulum kapkara bir ekrana? Kalmışken mahkûm gibi, çaresiz odamda Düşünürüm nasıl mücadele etmeli dört duvar arasında. O an sıcak bir el uzanır bu çökmüş omuzlara Dokunmadan sarılır, ışıl ışıl parlarken o karanlıkta Yeter ki bir sözü bile İçimdeki yalnızlıktan beni kurtarmaya. O güldüğü an sımsıcak o ekranın ardında Mesafeler bırakır yerini aydınlık yarınlara. Göğüs gerdik birlikte onların gücüyle, Umudumuza umut kattık onların her sözüyle, Adım attık istikbale onların güveniyle, Dur demedik hayata yakınarak mesafelere. Öğretmenimin sevgisiydi sınırlarımızı kaldıran. Öğretmenimdir bir kıvılcım için mum gibi yanan. Öğretmenimdi bu sonu görünmez bataklıkta. Bir neslin can damarı olan Doğa Karin AYAN 10-F1 5

Rota Gazetesi 14. Sayı 13 Ocak 2021 BİR UMUTTUR ÖĞRETMEN Öğretmen hem eğiten hem öğreten. Kendinden önce öğrencisini düşünen. Yollar uzun olsa da gelen. Öğretme aşkı hiç bitmeyen Okulu ev yapan anne kucağı, Teker teker çözer sorunları, Eğitimin temelidir onun varlığı. Geleceğe açılan kapıdır öğretmen! Uzakta olsa da hep yanında, Mesafeleri aşar hastalıkta sağlıkta. Hazineler bırakır gelecek kuşaklara. Dünyayı anlamlandırandır öğretmen! Öğretendir bize doğruyu, yanlışı. Sayesinde geçer hayatın zorlukları. İşte budur öğretmen kelimelerin anlatamadığı. Bir umuttur öğretmen! Ilgın ASARKAYA 10-A 6

Rota Gazetesi 14. Sayı 13 Ocak 2021 MÜZİK ÇALIŞMALARIMIZDAN HABERLER LİSE MÜZİK GRUBUMUZ “THE MAGNETS” YARIŞMA HAZIRLIKLARINA BAŞLADI Gaziemir Yerleşkesi Rota Anadolu Lisesi öğrencileriyle 2019 yılında kurulan okul müzik grubumuz “The Magnets” salgın dönemi sebebiyle ara verdiği çalışmalarına kaldığı yerden devam ediyor. Bu yıl online olarak yapılacağı duyurulan İpana Liseler Arası Müzik Yarışması’na bir rock efsanesi olan “Aerosmith” grubunun “Dream On” şarkısıyla hazırlanan müzik grubumuza başarılar diliyor, nice konserlerde tekrar bir araya gelmeyi umut ediyoruz. 7

Rota Gazetesi 14. Sayı 13 Ocak 2021 SINIF GRUPLARIMIZ ÇALIŞMALARINA DEVAM EDİYOR Lise öğrencilerimiz halk müziğinden tangoya, rock müzikten klasik müziğe kadar ulaşan geniş bir yelpazede hazırladıkları sınıf repertuvarlarını çalışmaya devam ediyorlar. Keyifle geçen grup çalışmalarını yüz yüze eğitime geçildiğinde düzenlenecek olan konserde sunacak olan öğrencilerimiz, heyecanla bir araya geleceğimiz günü bekliyorlar. Konserde sahne alacak öğrencilerimize iyi çalışmalar diliyor, hep birlikte eğleneceğimiz etkinliğimizi iple çekiyoruz. 8

Rota Gazetesi 14. Sayı 13 Ocak 2021 9

Rota Gazetesi 14. Sayı 13 Ocak 2021 IŞIK SAÇAN ÖĞRETMENLER Mesafeler engel olur muydu bazı şeylere? Mesela bir öğretmenle öğrenci ne kadar uzak olursa olsun yine de bir arada olamaz mıydı? Bu yıl hepimiz öğretmenliğin ne kadar kutsal bir meslek olduğunu bir kez daha görmüş olduk. Alçakgönüllü öğretmenlerimiz uzaklığı hiçe sayarak, bize belli etmek istemeseler de çok zorlu bir mücadeleyi kazandılar. Öğretmen... Sınıfa gelir, tahtaya yazı yazar, yoklama alır ve gider. Değil mi? Belki de birçoğumuz öğretmenliği bundan ibaret sanıyorduk ta ki bu yıla kadar. Bir zorunluluk sayesinde hepimiz öğretmen olmanın, öğretmenliğin aslında ne demek olduğunu anladık, hissettik. Aramızda belki kilometreler var, belki evinde onunla oynamak için can atan küçük bir çocuğu var. Ama öğretmenlerimiz hiçbir zaman hiçbir olumsuzluğa rağmen bizi çocuklarından ayırmadı, ekran başından şartlar el verdiği müddetçe bizlere yakınlığını hissettirdi. Gençler olarak eğitim için hâlâ umudumuz var. Neden mi? Çünkü bizi yetiştirebilmek için çabalayan öğretmenlerimiz var. Evi nerede olursa olsun, İnternet ne kadar çekerse çeksin onlar ellerinden gelenin en iyisini yaparak bize umut oldular. Atatürk'ün dediği gibi yeni neslin onların eseri olacağını bilen öğretmenler sabrederek, azmederek tüm zorluklara rağmen bize bilgilerini, sevgilerini aktarmaya devam etti. Çünkü biliyorlar ki geleceğin emanet olduğu çocuklar, onların çabalarıyla insan olacak. Her sabah ekran başında bizleri heyecanla bekleyen öğretmenlerimiz olduğunu bilmek, içimizin umutla dolmasına sebep oluyor. Onların bağlantısı kopsa da görüntü kalitesi düşük olsa da, bazen ders donsa da biz onların gözlerindeki parıltıyı görüyor, içindeki umudu hissetmemizi sağlayan seslerini duyuyoruz. Mesafemiz ne kadar uzak olursa olsun bizlere bir bilgi kırıntısı bile öğretebilmek için evindeki imkanları sonuna kadar kullanan öğretmenlerimiz sayesinde geleceğe ışıkla bakabiliyoruz. Öğretmenlerimizin yaktığı ışıkla, her gün bize saçtığı ışıkla... Onlara minnettarız, teşekkür ediyoruz. Merve TOKSÖZ 11-F1 10

Rota Gazetesi 14. Sayı 13 Ocak 2021 ÖĞRETMENLİK HER ZAMAN Tüm dünyayı etkileyen pandemi döneminde pek tabi en etkilenen faktörlerden biri de eğitim sistemi oldu. İşte bu dönemde öğretmenin desteği ve eğitim şartlarını mümkün olduğunca çeşitlendirebilmesi çok önemli bir hal aldı. Ve aslında öğretmenin yalnızca kendi branşının eğitimcisi olmadığını, esasında bundan çok daha fazla ve büyük sorumluluklara sahip olduğunu gözlemlemiş olduk. Çocuğun eğitim hayatının başlamasıyla birlikte en büyük rol modeli öğretmenidir. Öğrenci küçük yaşlardan itibaren aldığı eğitimde öğretmenin yorumlarını, hal ve tavırlarını, bilgi düzeyini kendisiyle kıyaslar. Ve öğretmeni gibi olmak, onun doğrularını doğru kabul etmek ister. Bunun günlük vaktinin çoğunluğunu okulda geçirmesi, sorularının cevabını öğretmeninden alması ve en önemli sebeplerden biri olarak da öğretmeninin eğitimi ile ilgili kendisi adına bir çözüm yolu bulabilmesi fazlasıyla etkilidir. Öğretmenler çocukların hayatlarında hem fiziki hem de psikolojik olarak eğiten ve geliştiren ilk bireylerdendir. Böylesine zorlu bir dönemde de bunun önemini daha çok anlıyoruz. Öğretmenin süreç içerisindeki güncel olayları takip edebilmesini sağlarken çocuğun belirsizliğe karşı tahammülsüzlüğünü anlayabilmesi ve yine bu tahammülsüzlük sebebiyle yaşanabilecek kaygı ve stres problemlerini öğrencisiyle doğru bir rehberlik sayesinde en zararsız düzeyde tutabilmesi çok önemlidir. Tüm bunların yanında aile içerisindeki kaygı durumu ve velilerdeki çocuk adına yaşanan stres de çocuk üzerinde baskıya ve aileye karşı kendini daha iyi gösterebilme çabasına neden olabilir. Bunların önüne geçebilmek için velinin öğretmene güvenmesi gerekir. Ailenin duyduğu bu güven çocuğa da yansıyacaktır. Bu şekilde çocuk öğretmenine kendini daha iyi ifade edebilecek ve kendisini yeni bir eğitim düzenine alıştırabileceğini düşünecektir. Öğretmen ve velilerin eğitim sürecinde öğrenci adına doğru ve ılımlı bir diyaloğa sahip olması gerekir. Teknoloji aracılığıyla eğitimin devam ettirildiği bu dönemde veli ve öğretmen arasında da önceki iletişimlerine kıyasla daha çok şeffaflaşan bir mesafe vardır. Öğretmen artık evdedir. Veli öğretmeni görebilmek adına öğrenciyle aynı imkanlara sahiptir. Bu da aslında öğretmenin tekrardan öğrenci olmasında büyük rol oynar. Dijital dünyanın çocuğu olumsuz yönde etkilememesi adına yüz yüze bir eğitimdeymişcesine dersini sürdürmeye çalışan bir öğretmeni zorlayan tek şey bu da değildir. Yetersiz materyal gibi sorunlarla karşılaşıldığında evdeki sıradan nesneleri sınıf eşyası adına kullanabilmek gibi durumlar da öğretmenlerin yaratıcı yönlerini görmemizi sağlar. Bu gibi durumlarda öğretmenler arası iletişim çocukları nasıl daha iyi geliştirebilmek adına olmalıdır. Birbirlerine sundukları öğrenciyi derse teşvik edebilecek unsurlar sayesinde fikir çeşitliliğini arttırabilmelilerdir. Herkes gibi öğretmenlerin de günlük yaşamlarındaki pandemi stresi eğitimi etkileyebilir. Böylece stres düzeyinin korunması adına meslektaşlarıyla kurdukları doğru iletişim günlük yaşamlarındaki büyük streslerini öğrenciye yansıtmamak adına iyi bir yol gösterici olabilir. En az meslektaşları kadar velilerle de düzenli ve sağlıklı bir irtibat sayesinde öğrencinin sürece adaptasyonunu iyi bir şekilde idare edebilir ayrıca ailenin de çocuklarının bir sonraki eğitim adımının ne olacağı konusunda duydukları merakı ve endişeyi kontrollü bir hale getirebilirler. Çocuklara karşı fazla korumacı tavır sergilemek, kaygı duyması anında çok fazla ilgiyle yaklaşmak doğru değildir. Gereğinden fazla ilgi çocuktaki kaygının pekişmesine sebep olur. Bu gibi durumlarda veliler öğretmenlerin daha profesyonel, gerekli mesafeyi koruyarak, sakin ve samimi şekilde öğrencideki yeni düzene ve ortama uyumunu sağlama becerisine güvenmelilerdir. Öğrencinin kalması gerektiği kadar veliler de sakin kalmalı ve çocuğun yeniliğe uyumunu, başarı elde edebilesini sabırla beklemelilerdir. Sonuç olarak, içinde olduğumuz bu durumda öğretmen, hem öğrencilere hem velilere rehberdir. Öğrencilerin hem psikolojik hem akademik durumlarıyla ilgilenerek bizlere ışık olurlar. Rüya YATKIN 11-B 11

Rota Gazetesi 14. Sayı 13 Ocak 2021 DİJİTAL DÜNYA ÖĞRETMENLİĞİ Öğretmek; insanlık için yüce bir kavramdır, bunu gururla omuzlarına alacak kişiler öğretmenlerdir. Öğretmenler kendilerini sevgi ile harmanlayıp bilgi eşliğinde bu öğreti aşkını etrafına hatta tüm dünyaya yayarlar. Zorluklara göğüs geren öğretmenler eğitim aşkıyla kalmazlar bize aile olurlar; sevgiyi, eşitliği, aile sıcaklığını en önemlisi doğru ve yanlışın etkisi altında kalmadan gerçeklerle tanıştırırlar bizi. Yazdıkları yazılardan hissedebiliriz sıcaklıklarını, seslerinden de ve zamanın getirdiği şartlar altında kameralar ardından da hissedebiliriz. Mesafeyi yıkmak için çaba vermelerine gerek kalmaz, içimizde tüten özlemle öğretmenin ve öğrenimin gerçekliğini yanımızda hissedebiliriz. Öğretmek zorlu bir iştir, bu işi mesafe tanımadan devam ettiren, sıcaklığını eksik etmeyen, bize ve kendisine yansıyan acı noktaları sararak ilerleyebilen öğretmenlere çok şey borçluyuz. Nice değerli öğretmenlerin sözlerine kitaplar sayesinde ulaşabiliriz, okunan her satırda bilincimiz bize sınırların olmadığını gösterir; bilgi veren satırlar zihnimizde gelişerek yeni bilgilerle dallanarak bize bilginin de sınırı olmadığını gösterir. Bu dönem içerisinde bulunduğumuz canlı eğitimlerde de görüyoruz ki öğretmenler öğretim şevkinden ödün vermiyor, şefkat ve iyi yüreklilikle bizi eğitmeye ve geliştirmeye devam ediyorlar. Öğrencilerini geliştirmek, kendilerine ve ülkesine yetecek çocuklar yetiştirenlerin başında gelen değerli öğretmenler hiçbir zorluktan kaçmazlar; eğitimi yaymak için kilometrelerce öteye giden, ailesini ve sevdiklerini farklı çocuklara umut olmak için bırakan öğretmenlerin hakları ödenmez. Dağ, şehir ayırt etmeden internet ve ulaşım problemini çözen, eğitim için kendilerinden feda eden yüce gönüllü öğretmenlerin hakları hiçbir zaman ödenmez; bizi aydınlığa ulaştırmak için emek veren başöğretmenimiz başta olmak üzere tüm öğretmenlerin verdiği bilgiler ışığında ilk amacı öğrencilerini aydınlığa ulaştırmaktır. Eda GÜMÜŞ 10-A 12

Rota Gazetesi 14. Sayı 13 Ocak 2021 KİTAP SÖYLEŞİSİ: “DON KİŞOT” Bornova İlçe Milli Eğitim Müdürlüğü Ar-Ge biriminin başlattığı çevrim içi kitap/dergi buluşmaları çalışmasına Rota Bornova Kampüsü 10.sınıf öğrencilerimiz dünya klasiklerinden Miguel de Cervantes tarafından yazılan \"Don Kişot\" romanını inceleyerek katıldılar. Belli bir sürede okudukları romanı, çevrim içi katıldıkları edebiyat dersinde bireysel olarak değerlendiren öğrencilerimiz hem bir söyleşide konuşmacı olma deneyimini yaşadı hem de bir romanı inceleyerek analiz-sentez çalışması gerçekleştirdi. Romandaki olayları ayrı değerlendirerek çıkarım yaptılar ve bir tip olarak Don Kişot’un özelliklerini inceleyerek metinler arası geçiş tekniğiyle bu isimle karşılaştırdıkları diğer çalışmaları araştırdılar ve söyleşi içinde paylaşımda bulundular. 13

Rota Gazetesi 14. Sayı 13 Ocak 2021 HANDAN GÖKÇEK İLE SÖYLEŞİ Değerli Yazar Handan Gökçek \"Agatha Christie\" romanıyla 9.sınıf öğrencilerimizle canlı söyleşide bir araya geldi. Okumaya, yazmaya, kitap sevgisine, biyografik kurgulara dair pek çok düşüncesini paylaşan kıymetli yazarımıza çok teşekkür ediyoruz. 14

Rota Gazetesi 14. Sayı 13 Ocak 2021 ÖĞRENCİLERİMİZDEN KÖŞE YAZILARI SANAT VE TOPLUM Ülkemizde sanatı kendi elleriyle iten bir nesil yetiştiğinin hemen hemen hepimiz farkındayız. Ayrıca toplumumuzda da sanat anlayışı günden güne sıradanlaşıyor ve toplum herkesin kolay bir biçimde sanatçı olabilme algısına kapılmış durumda. Farkında mısınız bilmiyorum ama son zamanlarda bu içinde bulunduğumuz salgın nedeniyle sanat daha da arka plana düştü ne yazık ki konserler, sinemalar, resim galerileri, kültür merkezleri ve daha birçok yer kapatılırken spor salonları açılıp spor müsabakaları seyircisiz bir biçimde oynanmaya devam ettirildi. İnsanlar futbol ve virüs dışındaki konuları konuşamaz oldu şu günlerde. Ülkemizdeki ünlü sanatçıların başarıları çok da önemsenmezken özellikle futbol alanında pek bir başarı sergilemesek de nedense hiçbir zaman gündemden düşmüyor. Her yıl konservatuar mezunu sayısı giderek azalmakta çünkü sanatı seven ve sanat alanında bir mesleğinin olmasını isteyen insanlar da artık ülkede sanatın para kazandıramayacağı düşüncesiyle başka alanlara ve mesleklere yöneliyor. Gazetelerde bile sanat alanında doğru dürüst bir haber veya yazı yer almazken gazetenin neredeyse yarısını spor haberleri oluşturuyor. Sporun arka plana atılması gerektiği hakkında bir düşünceden bahsetmiyorum fakat spora verilen değer kadar sanata da değer verilmesi gerektiği görüşünden yanayım. Bu verdiğim örnekler ve daha birçok durum sanatın arka plana atılmasının bir göstergesidir ve sanat arka plana atıldıkça toplumun edebi gücü azalacak, insanlar sıradanlaşıp bakış açıları daralacaktır. Bu durumların daha fazla yaşanmaması için sanat alanında da olan etkinlikleri arttırmalı, insanları sanatla tanıştırmalıyız ki sanatın kendilerine ve topluma ne kattığını anlayabilsinler. Ilgaz YILDIRIM 11-A 15

Rota Gazetesi 14. Sayı 13 Ocak 2021 TARİHİN DERİNLİĞİNDEKİ GÜNCEL SIR: TIRNOVA OLAYI Osmanlı zamanındaki cadı efsaneleri kulaktan kulağa yayılmaya devam ederken yazılı kaynaklarda ise karşımıza “Tırnova olayı” çıkmaktadır. Gizemini hâlâ koruyan bu olay; günümüzde haberlere, şarkılara, kitaplara konu olmaktadır. Osmanlıdaki ilk Türkçe gazete olan Takvim-i Vekayi gazetesinde de değinilen bu olay hakkındaki en güvenilir kaynak, gazetede de yer alan Tırnova bölgesi yöneticisi Ahmet Şükrü Efendi’nin mektubudur. Ahmet Şükrü Efendi’nin mektubuna göre; 1833 yılında, şu anda Bulgaristan sınırlarında olan ancak o zamanlarda Osmanlı sınırları içerisinde yer alan Tırnova bölgesindeki halk birtakım garip olaylarla karşılaşmıştır. Gün batımından sonra evlerdeki çuvallar dağıtılıyor, sokaktaki insanlar üzerlerinde ağırlık hissediyordu. Halk bölgeye bir cadı dadandığını düşünmüştür, ki bu cadı olayı o dönemde oldukça meşhurdur, bu sebeple cadı ustası olan Nikola adında bir efendiyle 800 kuruş karşılığında anlaşmıştır. Cadıcı Nikola, bölgeye geldiğinde halkla beraber elinde bir tahta ile mezarlığa gitmiştir. Tahta ne tarafa bükülüyorsa o mezarın içinde olduğunu düşünerek iki mezar açmışlardır. İçinde iki yeniçeri kardeşin olduğu mezarlardaki cesetler büyümüş, tırnaklar ve saçlar uzamıştır. Bu görüntü sonrasında Nikola’nın tavsiyesi üzerine karınlarına tahta kazık çakıp kalplerini haşlamıştır. Halkın bu olay ardından şikayetlerinin devam etmesi üzerine Nikola cesetleri yaktırır ve böylece halk huzura kavuşmuş olur. Yeniçeri kardeşler hayattayken de ocak kapatıldıktan sonra eşkıyalık yapmış, halk öldükten sonra da buna devam ettikleri düşüncesiyle cesetleri kül etmiştir. Olay pek inanılası durmasa da Evliya Çelebi’nin ünlü eseri Seyahatname’de de buna benzer bir olay yer almaktadır. Kimine göre bu yalnızca yeniçeri ocağının kapatılmasından sonra halkın yeniçerilere nefretinin artması için uydurulan bir efsane gibi gelse de bu olayın doğruluğuna inananlar da bulunmaktadır. Merve TOKSÖZ 11-F1 16

Rota Gazetesi 14. Sayı 13 Ocak 2021 KUMARBAZ Dünya edebiyatına gençlik yıllarında adımını atan, psikolojik realizmin zamanına göre öncülerinden biri olmaya yetecek, Dostoyevski'nin en önemli eserlerinden biri olan Kumarbaz etrafında farklı bir bakış açısı çizeceğim size. Kumarbaz'da bize yakılan ışıkla insanlığın gerçek yüzünün açığa çıkmasına ve bastırılmış hislerini gün yüzüne çıkarmasına tanık oluruz. Dostoyevski’nin diğer eserlerinden de aşina olduğumuz bu dil, zamanla kendisini geliştirerek katlanacaktır. Biyografik veya otobiyografik olarak sınıflandırılamayacak bu eser, bizi yazarın hayatının yansımalarını görmeye davet eder. Yaşamın zorluklarını bize öğretecek düzeyde gösterir, yazar bu zorluklar arasında takılıp kaldığında devam etmesi için olanak sunan Stellovski bizim için önemli isimlerdendir; Stellovski'nin amacı kendi çıkarları uğruna düzenlenmiştir. Stellovski, Dostoyevski ’ye ait tüm borçları ödemeye karşılık para teklifinde bulunur. Dostoyevski devam eden sorunlarının yanı sıra büyük bir borç batağının içine de düşmüştür. Dostoyevski’nin bu maddi borcu normal yollarla ödemesi neredeyse imkansızdır. Stellovski, kendi yayın evinde yayımlamak üzere bir novella yazmasını ve bunu iki yıl içerisinde kendisine teslim etmesini ister fakat asıl önemli nokta eğer Dostoyevski teslim gününü bir gün bile geciktirirse yazdığı ve yazacağı tüm eserlerin hakları Stellovski'ye geçecektir. Dostoyeski ise düşünmeden bu sözleşmeye imza atar. 23 ay geçmiştir, bunca sürenin içerisinde yaşadığı zorluklar ve kişiliğinin ona kattığı umursamazlık eşliğinde hiçbir işe girişmemiştir. Süre daralırken o zamanlarda Rusya'da duyulan stenografi sığınabileceği bir kaçıştır, yazarlar romanlarını dikte ettirerek yazdırma yoluna giderlerdi bu da eserin oluşum sürecini kısaltırdı. Stenografi eğitimi veren öğretim kurumlarından işlerinden dolayı ün kazanmış İsveç asıllı genç kadının yardımıyla dikte ettirmeyi başarmıştır. Dostoyevski boş geçirdiği zamanlarda Stellovski tarafından gözleniyordur, son günde her şeyi tamamlayan yazarımız teslim için kurnaz yayıncının ofisine gitmiştir fakat ofis çoktan kapanmıştır; bunun üzerine sözleşmenin üzerinde geçmişini ve geleceğini kaybetmek istemediği için noter görevi gören polis karakoluna gidip kitabı zamanında tamamladığını onaylatmıştır. Bu sayede sözleşme üzerinde devam eden süreç son bulmuştur, eserin zamanında teslim edildiğine karar verilmiştir. EDA GÜMÜŞ 10-A 17

Rota Gazetesi 14. Sayı 13 Ocak 2021 DÖRT DUVARA SIĞAN YAŞAM Hepimizin de bildiği gibi yaklaşık bir yıldır hayat eskisinden çok ama çok farklı. Sınırların günden güne kalktığı ulaşım ağlarının bütün dünyayı sardığı bir çağda adeta yaşam durdu. Çocukların cıvıl cıvıl koşturduğu insanların kahkahalarla yürüdüğü meydanlar bir matem rüzgarıyla bomboş bir yalnızlığa büründü. Belki de aylardır sevdiklerimize bir kez olsun sarılmanın hasreti içerisindeyiz. Her gün ayrı bir korku ve endişeyle vaka sayılarını bekliyor, bu kötü günlerin geçmesini yeniden eskisi gibi özgürce kalabalık sokaklarda gezebilmeyi umut ediyoruz. Sokaklar ıssız kalsa da evlerde hayat her daim var oldu. Çünkü biz insanoğlu ne kadar karanlığa batsak da yine de bir aydınlık buluyoruz. Ve ona sımsıkı bağlanıyoruz. İşte burada sanat ortaya çıkıyor. En boğucu günde bile uzaklardan gelen bir keman tınısı, tüm mahallenin dudaklarından dökülen o güzel şarkı sözleri ekran başında salgını izleyen bizlerin de gününü güzelleştirdi. O karanlık günlerde herkes coşkuyla balkonlarından tek yürek oldu. Yüzlerce binlerce kez alkışladık bu salgınla mücadele eden tüm kahramanlarımızı. Bütün farklılıklarımız bu savaşta önemini yitirdi, “bir” olmayı bu salgın bize öğretti. Tabi ki de karantina en çok da biz gençleri etkiledi. Hayatımızda en güzel anıları biriktirebileceğimiz eğitim yılımız ekran başında sıkışıp kalarak geçiyor. Hiçbir şey yüz yüze olduğu kadar güzel olmasa da teknoloji bu günlerde imdadımıza koştu. Özlediğimiz insanlarla sesli ve görüntülü konuşabiliyor en azıdan hasretimizi bir nebze olsun giderebiliyoruz. Hatta her ülkeden, her dilden, her kültürden istediğimiz kadar arkadaş edinebiliyoruz. Müzeler ve birçok kütüphane internet sitesinde bütün eserlerini dünyanın her yerinden ziyaretçilerine açtı hatta artık en seçkin üniversitelerin ders kayıtlarına bile kolaylıkla ulaşabiliyoruz. İstediğimiz bütün konularda binlerce belgesele teknolojiyle kavuşabiliyoruz. Tiyatrolar konserlere bile artık ekran başından katılabiliyoruz. Sanatçılarımıza da moral olması açısından katılım çok önemli. Bunların hepsini tek tıkla oturduğumuz yerden yapabiliriz. Elbette bütün bunlar teknolojinin bize kazandırdıkları bir de asırlardır insanlığın en kanlı, en karanlık günlerinde bile bir sığınak, bir liman olmuş olan kadim dostlarımız var: KİTAPLAR Teknoloji ne kadar değişirse değişsin hiçbir zaman değişmiyor satırların arasından sızan büyülü sözcükler. Dünyamızın bu karanlık günlerinde ancak ve ancak kitaplar götürebilir bizleri aydınlık başka diyarlara başka dünyalara. Ne kadar şaşırtıcıdır ki salgının bizi evlerimize hapsettiği bu korkunç zamanda evlerini istila ettiğimiz hayvanlar bir süre de olsa hür olabildiler. Yıllar sonra yunuslar yeniden Boğazın serin sularında görüldüler. Venedik’te de balıklar kendilerine ait olan yuvalarına geri dönebildiler. Bu zararsız canlılara neden bu düşmanlığımız? Bizler birkaç ay dayanamazken dört duvar arasında yaşama, yıllardır yaşama hakkı tanımadığımız günahsız canlıların suçu neydi? Havai fişek patlarken ki birkaç saniyelik mutluluğumuz için yüzlerce kuşun ölümüne değdi mi? Peki katlettiğimiz doğanın ağaçların suçu neydi? “Bir nefes alayım” diye gittiğimiz yerler beton yığınları değil günden güne yok olan ormanlar oldu yine. Bu salgında yarının bize ve sevdiklerimize ne getireceğini bilmeden ürkerek yaşadığımız günler artık bize bir ders olmalı. 18

Rota Gazetesi 14. Sayı 13 Ocak 2021 Bizler koca evreni dizginledik, kontrolümüz altına aldık derken bir hastalık çok güvendiğimiz bu düzeni yerle bir edebiliyormuş. Gördük ki asıl tüm dünyanın sahibi doğa yine de çiçek açabiliyor baharı müjdeleyebiliyor. Ve hatırlamamız gereken bir diğer şey her ne kadar kültür, dil, din, renk farklarımız olsa da bir hastalık acının tamamen aynı olduğunu gösterebiliyor bizlere. Biliyoruz ki elimizdeki imkanlara rağmen çok zor geçiyor bugünler ama bitecek. 4 milyar yaşındaki bu evimiz yüzbinlerce badire atlattı. Savaşlar, hastalıklar, acılar hepsi bir biçimde geçti gitti yeniden güneş açtı; bahar geldi. Bu sefer de öyle olacak yeter ki unutmayalım yaşadığımız acıları, yeter ki tüm nefeslere, tüm canlara şefkatli davranalım. İşte o zaman daha da güçlü oluruz, işte o zaman çimenlere uzanıp gökyüzünde süzülen uçurtmaları doyasıya seyredebiliriz, işte o zaman hayatın bizler için sevdiklerimizle paylaşacağımız bir hediye olduğunu biliriz. Sizler de bugünlerde önce ailenize ve kendinize değer verin, güzel yarınları umutla bekleyin. Duru DOĞAN 11-A SPORUN ÖNEMİ Küçüklüğümden beri profesyonel bir biçimde spor ile uğraşan insanları süper kahraman gibi gördüm. Sahalara, kortlara, pistlere vb. yerlere çıkarlar ve hiç korkmadan tabiri caizse savaşırlar. Yenilmekten ve düşmekten asla korkmayan insanlardır onlar. Durum böyle olunca sporculara örnek insan gözüyle bakmamız çok yanlış olmaz. Çünkü spor tam bir disiplin işidir. Bu iki şeyi başarmak ise göründüğü kadar kolay değildir. Bu yüzden sporcuları her zaman bir kahraman olarak görürüm. Aslında her gün 30 dakika yürüyen insan bile bir disiplin sağlamıştır benim gözümde. Bu bile belli bir zaman içerisinde kendini bir işi yapmaya zorlamak ve başarmak değil de nedir? Ancak spor öyle göstermelik olsun diye yapılmamalıdır. Kendinizi bütünleştirmelisiniz ancak öyle keyif alıp daha çok yapasınız gelir. Bir yerde motivasyon gibi bir şey. Ve günü gelir spor asla bırakamayacağınız bir alışkanlık haline gelir. Kötü alışkanlıklarınızın da üstüne çıkar. Böylelikle ne bir akciğer ne de bir karaciğer sıkıntısı geçirmeden güzel ve yavaşça yaşlanırsınız. Çünkü spor yaşlanmayı da erteler. Yani demem o ki 90 ve üstü yaşlara kadar yaşamak istiyorsanız biraz harekete geçme vakti. Belkıs ERGÜDEN 11-D 19

Rota Gazetesi 14. Sayı 13 Ocak 2021 DERTLEŞMELERDEN DERLEME Bazı zamanlar kendimi hafi sesime dönüp “neden böyle yapıyorsun” diye sorarken buluyorum. Ve biliyorum ki bu baylan dünyada bu soruyu soran tek kişi ben değilim. Peki neden bunu yapıyoruz kendimize? İşte bugün bu satırlarda bu sorunun cevabını arıyorum. Kapatıyorum gözlerimi. Ben susuyorum ve içimdeki hafi ses başlıyor konuşmaya: Her insanın bir umudu vardır içerisinde. Umutlar beklentiye dönüşür. Ama kimseden değildir beklentisi. Sadece kendisindendir. Gelecekte olacak kişiyi bürünecek ruhu seçer ve benimser. Açar kapısını çıkar dışarı. İlk dümdüz gider yollar. Yemyeşil ağaçlar, çiçekler… Ve hep böyle devam edecek zanneder. Ta ki karşısına örülmüş koskoca bir duvar çıkana kadar… Karşısındaki duvar insanın karanlık yüzüdür aslında. Ve bu koskoca duvarı insanlar yaratır. Sözleri bir duvar misali büyür gider. Ve büyük umutlara yer verdiğin hafi dünyan kırılır. Kendinden nefret eder. Çünkü artık basmakalıp yaşayan dünyada kendinden vazgeçip giydirilen kalıplara sığmaya çalışırsın. Hataların ve kusurların hiç olmadığı kadar göz önüne serilmiştir. Kendini çıplak hissedersin. Açıp kapıyı çıktığın adımlar değildir. Sağlam adım atmayı unutursun. Çünkü sen ne bu dünyanın güzellik algısına ne de düzenine uyan birisindir. Özgüvenin paramparça olur. Kitaplardan öğrendiğin sevgiyi, gerçek dünyada göremezsin hiçbir zaman. Ve kırgın bir biçimde kendinle baş başa kalırsın. Peki hiç mi düşünmez bir insan karşısındakinin üzülüp üzülmeyeceğini. En çok da hafi sesime bunu soruyorum. Lakin kifayetsiz… Ve sen, bu satırları okuyan, bir daha gelemeyeceğimiz bu fani dünyada kendimizi bu kadar üzmeye gerek var mı? Evren farklılıklarıyla var olandır ve ben kendimi sevmeye dair bir söz verdim yeni yılda. Sen de bağnaz düşüncelerden sıyrılıp, mutlu olduğun biçimde mutlu olduğun yerde olmaya ne dersin? Kimse gibi olmak zorunda değilsin ve hep kendini sevmelisin. Gamze DURAN 11-A 20


Like this book? You can publish your book online for free in a few minutes!
Create your own flipbook