Important Announcement
PubHTML5 Scheduled Server Maintenance on (GMT) Sunday, June 26th, 2:00 am - 8:00 am.
PubHTML5 site will be inoperative during the times indicated!

Home Explore Yahyalı'nın Tarihçesi

Yahyalı'nın Tarihçesi

Published by Yahyalı Kayseri, 2014-11-15 11:58:32

Description: Yahyalı'nın Tarihçesi

Keywords: yahyalı,yahyali,yahyalı tarihçe,yahyalı adının tarihçesi,yahyalının tarihçesi,yahyali38.com,türk kültürü açısından yahyalı,sami köşker

Search

Read the Text Version

[www.yahyali38.com] ''YAHYALI'ya dair her şey...'' [email protected] 1

YAHYALI'NIN TARİHÇESİYAHYALI ADININ TARİHÇESİYahyalı Ulu Camii bahçesinde türbesi bulunan Yahya Gazi, günümüze kadargelen söylenti ve rivayetlere göre Yahyalı’nın kurucusu ve ilçeye adını veren kişidir.1075 yılında kurulan Danişmendoğulları beyliği Sivas, Tokat, Niksar, Kayseri,Zamantı, Develi ve çevresine hakimdir. Yine bazı Avrupalı tarihçilerleberaber Doğulu tarihçiler, Kayseri ile bütün o yörenin fethinin Danişmendliler’e nasipolduğunu bildirirler. Dev Ali (Devlibey) türbesinin kitabe tarihi 1094 olupYahyalıoğullarıyla birlikte bölgeye gelen Develioğullarının bu tarihten önceyerleştikleri kesindir. Yahya Gazi, Seyid Ali, Benli Gazi gibi alp-eren önderlerdensonra Abdal İlyas, Dede Sultan, Akkoca Sultan, Hoca Ahmed gibi din büyükleriYahyalı’nın temelinde harcı olan mübarek şahsiyetlerdendir.1954 yılında ilçe olan Yahyalı halen Kayseri ili içinde Kayseri ve Develi’den sonra enbüyük yerleşim merkezidir.35-36 doğu meridyenleri, 38-59 kuzey paralelleri arasında yer alan Yahyalı’nıngüneydoğusu Feke(Adana), kuzeydoğusu Develi(Kayseri), batısı Dündarlı ileSulucaova (Niğde), kuzeyi Develi, kuzeybatısı Yeşilhisar(Kayseri) ve güneyi Aladağ(Adana) ile çevrilidir. Yahyalı, Kayseri iline 107 km uzaklıkta olup, 11 mahalle, 27 köyve kasabası bulunan ilçenin merkez alanı 1604 km2, denizden yüksekliği 1210 m’dir.A) Türk Fethi Öncesi Yahyalı :Yahyalı, ilkçağ (M.Ö.3500-M.S.375)’ın iki önemli merkezi olan Kapadokya ileÇukurova arasında oldukça stratejik bir bölgede bulunmaktadır. Geçirdiği jeolojiksafhalar sonunda, Orta Anadolu’yu kaplayan bir denizin ortasında yükselen Erciyes,etrafına lavlar fışkırtmış, zamanla çevresindeki sular çekilmiş ve 3916 metrelikyüksekliği ile Orta Anadolu’nun en yüksek, münferit dağı olarak günümüze kadargelmiştir.Taşeli Yaylası ile Aladağlar arasında uzanan ve Orta Toroslar denilen sıradağların içkıvrımı üzerinde, yani Çukurova’nın kuzeyinde yer alan Yahyalı, M.Ö. 2000-1200yıllarında Hititler, M.Ö.1200-700 yılları arasında Frigler sınırına dahildir.M.Ö. 500’lü yıllarda Persler, M.Ö. 300’lü yıllarda Büyük İskender’in hakimiyetsahasına dahil olan Yahyalı ve civarını M.Ö. 1. yüzyılda Roma İmparatorluğu içindegörürüz. Bu İmparatorluğun M.S. 395’de ikiye ayrılmasıyla Doğu Roma hakimiyeti,yaklaşık yedi asır devam edecektir. 2

Jeopolitik yapı itibariyle önemini hala muhafaza eden bölge daha çok askeri amaçlakullanılan tarihi bir geçit üzerinde bulunmaktadır. Ortaçağda yollar üç amaç içinkullanılırdı. Ticaret, orduların geçtiği sefer yolları, kutsal yerlere gitme yolları. OrtaAnadolu’yu Çukurova’ya bağlayan dört önemli yol bugün de mevcuttur.Ortaçağ’da Yahyalı henüz yerleşim merkezi değilken Faraşa önemli bir sanayi vemaden kentidir. Tarihi vesikalarda Faraşa demir madeninin asırlarca işletildiğini hattaKayseri’de bulunan tarihi eserlerin demir malzemelerinin bundan temin edilmişolduğunu öğreniyoruz. Cumhuriyet’in ilk yıllarında bile saban demiri, kazma, balta,dahra vs. demir aletler Faraşalı Rumlar tarafından yapılıyor, Yahyalı ile birlikteKapadokya bölgesinin de ihtiyacı karşılanıyordu.Sekidağı, Belen, Ayvan, Akbaş, Tahrana ve Dömbere mevkiilerinde bulunankösürelikleri günümüzde, Türkiye’nin en büyük demir rezervlerine sahip olup halenişletilmekte olan Attepesi ve Kızıl maden ocakları tamamlamaktadır.Kavak ve Dutlu Musluk’ta rastlanan yer altı seramik künkleri (pağ) ile kalelerarasındaki su şebekeleri, ayrıca İnbaşı’ndaki Zebil tapınak sütunları, Köşkderesindeki su teknesi, Kavak ve Göğoluk’ta bulunan Sunaklar, Kale’de ortayaçıkarılan mermer lahit ve talan edilmiş yüzlerce maşatlık, höyük ve tapınak kalıntılarıbölgenin, İlkçağ - Ortaçağ boyunca devamlı uygarlıklara sahne olduğunugöstermektedir.1080 - 1375 yılları arasında, Ermenistan krallığı önceleri Bizans ile doğudan gelenTürkler arasında bir tampon görevi yaparken, sonraları tamamen Türk devlet vebeyliklerinin arasında sıkışıp kalacak ve ancak onlara vergi vermek suretiyle ayaktadurabilecektir.B) Türk Fethi Sonrası Yahyalı :1) Selçuklular Dönemi : Çok kalabalık bir Oğuz(Türkmen) kitlesi 1047 senesindeTürkistan’dan Nişapur’a geldi. O’nlar, orada Büyük Selçuklu beylerinden İbrahimYinal bu Türkmenlere ‘memleketim sizin oturmanıza imkan verecek kadar genişdeğildir. Bu sebeple doğrusu şudur ki Anadolu gazasına girdiniz, Allah yolunda cihadyapınız ve ganimet alınız. Ben de arkanızdan gelip size yardım edeceğim’ diyordu.Nitekim bu suretle Doğu Anadolu vilayetleri Türkmenlerle doldu. Selçuklu ordusununhimayesi sayesinde Türkmenler Anadolu’da çok ilerlediler.1040 Dandanakan Savaşı’ndan sonra Türkler batıya doğru akmaya başlarlar.Selçuklu Sultanı Tuğrul Bey’in emriyle 1059’da Selçuklu ordusu Anadolu’ya girer.İkiye ayrılan Türk ordusundan Savuk’un kumanda ettiği birinci kol Kayseri’ye gelir veSivas üzerine yürür. Selçuklu ordusunun yaklaştığını duyan Vaspurakan hanedanınınprensleri Develi’ye kaçarlar. 3

Oğuz boylarından Develi-oğulları aşireti de Malazgirt Zaferi'nden sonraDanişmendliler’le birlikte gelerek bugünkü Yukarı Develi’ye yerleşmişlerdir. Dev Alitürbesinin kitabe tarihi 1094 olup bu da yerleşmenin 1071’den sonra olduğu görüşünükuvvetlendirmektedir. Yahyalı ve Develi’ye yerleşen her iki aşiretinde(Yahyalıoğulları-Develioğulları) Danişmendli Melik Ahmat Gazi’nin maiyetindegeldiklerini söyleyebiliriz. Büyük İslam mücahidi Battal Gazi’ye izafe edilen bazıkerametler, ilçemize adını veren Yahya Gazi için de söylenmektedir. Şöyle ki; küffarlamücadele ederken şehid düşen Yahya Gazi, kellesini koltuğuna alarak bir süre dahakılıç sallar, nihayet bugünkü türbesinin bulunduğu yere yıkılır.Yahyalı’nın halen mevcut üç mahallesinde (Camiikebir, Yenice, Gazibeyli)Cumhuriyet dönemine kadar birer medrese olduğu bilinmektedir. İslam ve Türkdevletlerinde dini ve sosyal müesseseler genellikle vakıf arsaları üzerine kurulurdu.Bu arsaların devri ve satışı, hele amacı dışında veya şahıslar tarafından kullanılmasıhemen hemen imkansızdı. O halde Yahyalı’da kurulmuş olan bu medreselerinzamanla yıkılıp yeniden yapılsa bile ilk kuruldukları yerleri muhafaza ettikleri kuvvetlemuhtemeldir. Günümüze ulaşan rivayetlere göre Gözbaşı suyu etrafında kurulanGazibeyli Mahallesine adını veren zat Gazi Bey olup, Yahyalı’nın kurucularındandır.Zaten Yahyalı’nın bir diğer adı da Gazibeyli’dir.11. yüzyıl sonlarında Türkiye Devleti’nin idari bölünüşüne göre Kayseri bölgesindeoluşturulan Kayseri Beyliği; Kayseri, Kırşehir, Yozgat, Nevşehir ve Niğde’yi içinealıyordu. Daha sonraları Selçuklu Devleti yedi ana bölgeye ayrılmıştır. Bunlardanbirisi de Kayseri bölgesi idi ve buraya gelen dört belde mevcuttu. Bu beldeler;Kayseri, Niğde, Ereğli ve Ermenek idi. Yahyalı’ya yerleşen küçük Türkmen grubudaima Niğde etki sahasına dahil olmuş, ikinci derecede Kayseri bölgesi içinde yeralmıştır.Anadolu’da Bizans - Selçuklu mücadelesi başladığında Ermeniler’in çoğuSelçuklular’a vergi ödeyen, Bizans’la da iyi geçinen küçük prenslikler kurmayabaşlamıştır. 1083 yılından sonra Antakya, Maraş, Adana, Niğde, Kayseri yörelerindeBizans etkisi tamamen kalkmıştır. Kilikya Ermeni Krallığı’nın geçici hakimiyetinin isebugünkü Habib Köprüsü’ne kadar ulaştığını görüyoruz. Zebil adını taşıyan mağara -mezar da bunları doğrulamaktadır.Yahya Gazi, Seyid Ali, Benli Gazi gibi büyüklerin önderliğinde bölgeyi yurt edinenTürkmenler, Danişmendliler ile birlikte Aanadolu’ya gelmelerine rağmen kısa süredeAnadolu Selçuklu Devleti'ne tabi olmuşlar, bölge de kendilerine verilmiştir. ÇünküSüleyman Şah ve halefleri eski Türk göçebe hukukuna göre toprakları köylüleredağıtıyor ve devlet mülkiyeti altında herkesin tasarrufuna imkan veren bir mir’i toprakrejimi kuruyorlardı. 4

2) Beylikler ve Osmanlılar Dönemi :Anadolu Selçuklu Devleti’nin dağılmasından sonra Develi, Karahisar önceEratnaoğulları’nın eline geçer. Develi Karahisar’daki bir cami kapısında bulunan 1346tarihli kitabede Eratna’ya ‘Sultan’ ünvanı verildiğini görüyoruz. Kadı BurhanettinAhmed’in insiyatifi ele geçirmesiyle kendi adına, aynı sınırlarda devam ettirmesiüzerine Yahyalı ve civarı, Kadı Burhanettin devleti hakimiyetine girmiştir. Niğde, 1398yılına kadar Karamanoğulları elindeyken Kayseri Develi Karahisar henüz KadıBurhanettin ülkesine dahildirler.1397 kış ortalarında Kadı Burhanettin, ordusunun dağılmasından istifade etmekisteyen Türkmenler’den bir bölüğün Develi’ye geldiğini öğrendi. Bunları yola getimeyekarar vererek has askeri ile onlara karşı harekete geçti. Göçebe Türkmenler afdileyerek bağlılıklarını arz ettiler. Hükümdar da emniyet düşüncesi ile bunları sürgünederek Kayseri dolaylarına yerleştirdi. Daha sora istila korkusuyla dağlık bölgeyeçekildiler. Karamanoğlu İbrahim Bey, Kayseri ve Develi havalisini ele geçirdi. Sivas’ıda tehtide başladı. 1436 - 1437 kışında Karaman kuvvetleri Amasya BeylerbeyiYörgüç Paşa’yı sıkıştırdılar. Bundan sonra Niğde, Develi-Karahisar, Develi bölgeleriKaramanoğulları ile Osmanlılar arasında çeşitli mücadelelere sahne olacak, zamanzaman bu iki Türk Devleti arasında el değiştireceklerdir..1471’den itibaren Osmanlılar, yalnız Konya Ovası’nı değil Toros dağlık bölgelerini veİçel’i de alarak Akdeniz’e kadar bütün Karaman ilini inkiyat ettirmek için esaslıseferlerine giriştiler. Kayseri ise daha evvel I.Beyazıt’ın oğlu Süleyman Çelebi’nin,Akkoyunlu Kara Yülük Osman Bey’i mağlup etmesinden sonra 1398’de Osmanlıhakimiyetine girmiştir.Osmanlı döneminde Yahyalı ve civarının, isyan ve ayaklanmalarda ön planda yeralmıştır. 1603 yılında ünlü eşkıya Tavil Mehmed’in Kırşehir, Aksaray, Kayseri veNiğde yörelerinde büyük tahribat yaptığı buralardaki köylerde esaslı boşalmalarolduğu görülmektedir. 1691-1696 yıllarında Rakka, Halep bölgesine nahledilenTürkmen aşiret oymaklarından Musacalu, Hacılar, Akbaş gibi oymakların devamıhalen Yahyalı’da meskundurlar. Bunlardan Lekvanik mukataasına bağlı Akbaşoymağı, Rakka bölgesinin Mağaracık Köyü’ne yerleştirilmiştir.İçel ve Alaiye sancaklarına iskanları kararlaştırılan bölük taifesinden Karahacılucemaatine bağlı oymaklar, 1701 yılı baharında Yahyalı bölgesine gelerek Köşk,Numa, Özbek, Süleymanfakılı ve Saruca Köyleri ahalilerine çeşitli zulüm ve teaddileriyüzünden, köy halkının yerlerini terk etmelerine yol açmışlardır. Ayrıca Keskinmukataası emini Bektaş, Cami Pazarı adlı mevkiide üçyüz kadar eşkiyanınhücumuna uğrayıp malları yağmalanmış, adamlarından bazıları yaralanıp bazıları daöldürülmüştür. Bunun üzerine Yahyalı nahiyesi, ahalisi kadıya şikayette bulunarakmeskur oymakların iskan mahalleleri olan İçel ve Alaiye’ye nakledilmeleriniistemişlerdir. 5

1699 yıllarında Rakka’ya iskanları emredilen ancak iskan yerlerine gitmeyerek 2-3yıldan beri Develi Ovası’nda sakin bulunan Güngördü, Delili ve Kırıntılıcemaatlerinden dörtyüz kadar eşkıya Niğde, Bor, Ürgüp, Ulukışla, Kaymaklı, Kayı veEreğli kazaları etrafında gezerek harman zamanı ahalilerin mallarını yağmalıyorlar,yol kesiyorlar ve insanları öldürüyorlardı. Zulüm, teaddi ve tacavüzlerinin nihayetiolmadığı hakkında Karaman ile Niğde mutasarrıfları, Karaman Ereğli’si, Ulukışla, Bor,Kaymaklı, Yahyalı, Niğde ve Kayı kadılarının arzları üzerine 1702 Ocak ayında MaraşBeylerbeyi Rışvan oğlu Halil Beye gönderilen bir emirle, adı geçen cemaatlerin,bulundukları yerden kaldırılarak Ayas İskalasinden gemilerle Kıbrıs’a nakledilip boşve harabe yerlere iskanları istenmiştir.Göçler taifesinden ifraza tabi Alcı ve Çakal Demircilü cemaatlerinden 60 kadar hane,iskan bölgeleri olan Ayas, Berendi ve Kınık caniklerini terk ederekYahyalı nahiyesindeki köylere gelip ahalinin meralarına, ekinlerine zara vermişler,hayvanlarını yağmalayarak insanları katletmişlerdir. 1703 tarihinde Adana valisine,Kayseri mütesellimi ve ifraz voyvodası gönderilen emirle meskür cemaatlerin iskanmahalleleri olan Ayas, Berendi ve Kınık’a yerleştirilmeleri istenmiştir.18. yüzyılda devlet otoritesinin zayıflmasıyla, artık salyane ve çeşitli vergi toplamaişlerine, devletin dışında kişilerin de el atığını görüyoruz. Kayseri kazasındaYahyalı sakinlerinden Bektaşoğullarıyla, Madazlıoğullarına çeşitli tarihlerde (reayanınsalyane işlerine karışmamaları) uyarıları hiçbir işe yaramamıştır. Konya ve Adanacihetlerinde meskun Danişmedli aşireti, Erciyes yaylasına gelerek bu yöredeki diğeraşiret ve oymakları da şekavete teşvik etmiştir. Bunlardan Yahyalı ve Göstere’debulunan Recepli aşireti, 1731 tarihli fermanı aliler mukavimce Rakka’ya sürgünedilmişlerdir.Adana’dan, Kayseri ve Sivas’a kadar zaman zaman etkili olan ünlü Kozanoğulları1865’te sürgün ve zorunlu iskan yolu ile itaat altına alınmışlardır. Osmanlı'ya meydanokuyacak kadar bölgesel güce sahip olan bu derebeyliğin batı kolu Yahyalı Kayserihavalisini de kaplıyordu. Aileden olmamakla birlikte Kozanoğllarının güveniliradamlarından Solak Ağa, Yahyalı ve civarına Kozanoğulları adına adetahükmetmekteydi. Son Kozanoğlu Ahmet Bey, Solak Ağa’nın kızını almıştı. AncakKütahya’ya sürgüne gönderilirken boşadı. Ahmet Bey, daha sora İstanbul veTrablusgarp’a sürgün edildi. Hatta Trablusgarp’da genç yaşta ilim tahsil eden HocaZühtü Efendi ile tanışan Ahmet Bey, Hoca’ya son derece saygı duymuş, ardındanamaz kılmış ve kendisinin dönemeyeceğini söyleyerek Yahyalı’da bulunanmülklerini Hoca’ya bağlamıştır. Yahya Efendi medresesinde uzun süre müderrislikyapan Kayseri’li Mustafa Efendi’nin kardeşi olan Hoca Zühtü Efendi, YularıKöyündeki harımla birlikte günümüz Madazı Camii güneyinde ve batısında bulunanarsaları satarak Kayseri’ye gitmiştir. Kozanoğullarından intikal eden bu arsalardanKocaçay’ın batı kıyısında bulunanı Karadervişler adlı sülale satın almış olup halenoturmaktadır. Diğeri ise Solak Ağa soyundan Mecmuttun Solak’ın oğullarınageçmiştir. Buraya halk arasında ‘Derebey Köşkleri’ denmektedir. 6

3) Cumhuriyet Dönemi :İdari Teşkilatlanma : Kayseri; merkezi Konya olan Karaman eyaletine bağlı bir livaiken 1846’da yapılan idari düzenleme ile Bozok eyaletine bağlanmıştır. TuncerBaykara bu bağlanışın 1856’da olduğunu bildirmekte, Kayseri’ye bağlı altı nahiyeyide şöyle sıralamaktadır. Develi, Karahisar-ı Develü, Kozanlu, Zamantı, Kustere veSarıoğlan. 1864’te başlayan çalışmalar sonucu 1867’de yürürlüğe giren VilayetNizamnamesi ile Sancak yapılan Kayseri, 1876’da Ankara vilayetine dahil edilmiştir.Bu tarihte Nefs(Merkez ilçe), İncesu ve Develi 3 kaza, Kustere(Tomarza) veKarahisar(Yeşilhisar)’dan ibaret 2 nahiye ve 181 köyü bulunmaktadır. 1923’deCumhuriyet ile birlikte il olan şehrin adı da Kayseri olrak kabul edilmiştir. Osmanlıdöneminde uzun süre Develi Karahisar’a bağlı bir kaza olarak varlığınısürdüren Yahyalı, 19. Yüzyılda zaman zaman Niğde ile Kayseri arasında yerdeğiştiren bir kaza durumundadır. 1870’de Niğde Vilayeti’ne bağlı bir belde iken 1913yılında belediyeliğe dönüştürülür. 1927’de Develi ilçesine bağlı bir bucakmerkezi(nahiye) olarak gördüğümüz Yahyalı, 1954 yılında, 6324 Sayılı Kanun ile ilçeyapılarak Kayseri’ye bağlanmıştır.Milli Mücadele’de Yahyalı : Mondros Mütarekesi (30 Ekim 1918)’nden sonraFransızlar tarafından işgale girişilen Çukurova bölgesinde, Mustafa Kemal Paşa’nınemriyle bir Kuva-i Milliye oluşturulmuştu. Komutanlığına Kemal Doğan, komutanyardımcılığına da Osman Tufan’ın getirildiği bu milli kuvvetlerin amacı, işgalcidüşmanı bölgeden atmaktı. Ermenilerden de destek alan Fransızlar, yalnızÇukurova’yı işgalle kalmayarak Orta Anadolu Bölgesine de sarkmak niyetinde idiler.Bu amaçla Kozan’dan sonra ikinci hedef olarak Develi’yi seçmişlerdi. Hedefleridoğrultusunda Gezbel yolu ile, Zamantı-Yahyalı hattında iki koldan ilerlemeyebaşladılar. 6 Kasım 1919 günü Develi’ye gelen Kemal Doğan ve Osman TufanBey’ler, bölge halkını teşkilatlandırmaya girişiler. Buna göre Yahyalı’da, atlı ve yayaolarak 50 mevcutlu bir müfreze vücuda getirirler. Bu müfreze; öncelikle Kozan’ınvaziyeti hakkında bilgi toplayacak, Kozan-Adana şosesini gözetleyecek, Tümükkalemevkiinde bulunan Aydınlı aşireti ile bağlantı kurarak düşmanın Kozan-Adanaulaşımına engel olacaktı. Tomarza ve Niğde’nin yardımı da sağlanarak 80 atımcephanesi ile birlikte iki toplu dağ bataryası, 8 Mart 1920 günü Develi emrineverildi. Yahyalı’dan ayrıca 100 mevcutlu bir gönüllü müfrezesi kuruldu. Anadolu veRumeli Müdafa-i Hukuk Cemiyeti Reisi Mustafa Kemal’in 3 Mart 1920 tarihliemirleri doğrultusunda 20 Kolordu Komutanı Ali Fuat Paşa (Cebesoy)’nın, BinbaşıKemal Doğan’a gönderdiği talimatnamenin 3. ve 4. maddeleri şöyledir:Madde 3 : Niğde böldesinde tertip edilen müfrezeler, şimdiye kadar karalaştırıldığıgibi Karaisalı bölgesine geçeceklerdir. Yahyalı’da bir nizamiye bölüğü ile millimüfrezeler, Binbaşı Kemal Bey’in tertipleri gibi Sis dolaylarına hareket edeceklerdir.Develi ve Tomarza’daki nizamiye bölüğü ile milli müfrezeler ve Develi’ye gelecek olancebel takımı, doğrudan doğruya Kemal Bey kumandasında Haçın (Saimbeyli)bölgesine hareket edecektir.Madde 4 : İşgal bölgesi içindeki harekat, Binbaşı Kemal Bey’in tertibatına özellikletarafımdan umumi talimat arasında fark, Feke’nin muhasaradan kurtarılması üzerine,Develihisar’daki iki nizamiye bölüğünün Yahyalı’ya gelerek Yahyalı’da kalmasıdanibarettir. Harekatın en son talimatla yapılması ve Feke, Haçın, Sis civarında yapılandurum hakkında sık sık malumat verilmelidir. 7

Faraşa(Çamlıca)’da bulunan Ermenilerin jandarmalık ve mihmandarlık yaptıklarıFransızlar, Habib Köprüsü yanına karakol kurmuşlar, daha beriye geçememişlerdir.Bir diğer düşman kolu da Barazama (Ulupınar) Köyü yakınındaki 7 odadan oluşan vebüyük bir kaya içerisine oyulmuş vaziyette bulunan çok katlı mağaraları karakololarak kullanmışlardır. Yahyalı’daki milis kuvvetlerinin başında Emin Bey (Develioğlu)bulunmaktadır. Ayrıca Niğde 41. Fırkasına bağlı bir tabur Şükrü Efendikomutasında Yahyalı’ya gönderilmiştir. Şimdiki Ulu Camii yanındaki medreseyeyerleştirilen tabur askerleri, geldiği gün havaya ateş açarak geldiklerini, Ermeni veFransız’lara ilan etmişlerdir. Fırka komutan yardımcısı Yarbay Mümtaz Bey’in teşvikve çalışması ile başta Hacı Kamil Hoca, Klavuzoğlu Hasan Hüseyin Ağa olmaküzere, ayrıca bir milis teşkilatı kurulmuştur.Dikme, Karaköy, Avlağa, Çamlıca, Ulupınar köyleri halkıyla birlikte Aydınlı aşireti vediğer aşiretlerinde yardımlarını alan Yahyalı halkı, düşmanın büyük bir kısmını imhaettiği gibi Develi’ye ulaşmalarını da engellemişlerdir. Dikme, Çamlıca köylerindebulunan yerli Ermeniler’den hayatta kalanlar apar topar bölgeyi terk etmişler bazıErmeni kızları ise evlenerek bu köylerde kalmışlardır.* Sami Köşker / Türk Kültürü Açısından Yahyalı 8

9

[www.yahyali38.com] ''YAHYALI'ya dair her şey...'' [email protected] 10


Like this book? You can publish your book online for free in a few minutes!
Create your own flipbook