ATATÜRK İLKOKULU BENİM HİKAYEM
Önsöz Değerli Okurlarım, Okulumuzda 1. Sınıf öğrencilerimizin okuma yazma ve matematik temellerinin oluşması için dersler müfredata uygun olarak verilmekte olup, bu öğrencilerimizin yoğun programları nedeniyle projelerimize dahil etmiyoruz. 2. Sınıflarımızda öğrencilerin okumalarını geliştirmek ve kitap okumayı alışkanlık haline getirmeleri için; “Kitabımı Okuyorum, Haritamı Boyuyorum.” Projesi yürütülmektedir. 3. Sınıflarımızda yazarlık ve yazma konusunda bilgilendirmek, okumanın yanında yazmayı da sevdirmek için; “Benim Hikâyem” Projesi yürütülmektedir. 4. Sınıflarımızda ise “Bize Işık Tut” projesi ile öğrencilerimizin merak ettikleri, ilgi duydukları meslekleri tanımaları, gelecekte kendilerine bir yol çizmeleri için çeşitli meslek kollarından velilerimizi okulumuza davet ederek mesleklerini tanıtmalarını, öğrencilerimizin sorularını cevaplamalarını sağlamaktayız. Türk Milli Eğitiminin genel amaç ve temel ilkelerine uygun olarak, öğrencilerimize hem güzel Türkçemizi sevdirmek hem de 21. Yüzyılda Türkçemizi hak ettiği yere ulaştırmak hedefiyle okulumuz bazında 2017-2018-2019 yıllarında 1. Sınıflar hariç tüm sınıflarda, 2021-2022 Eğitim Öğretim yılında ise 3. Sınıflarımızda “Benim Hikâyem” projesi kapsamında hikâye yazma yarışması düzenlenmiştir. Dereceye giren öğrencilerimiz ödüllendirilmiştir. Ancak Salgın döneminde projeye ara verilmiştir. 2017 yılından beri öğrencilerimizin heves ve istekle yazdıkları hikâyelerini kalıcı kılmak, geniş okur kitlelerine ulaştırmak amacıyla e bülten olarak yayınlamaya karar verdik. Öğrencilerimize 6 objenin resmini vererek onlardan hikâyeler, yazmalarını istedik, öğretmenleri gözetiminde Türkçe ders saatinde hikâyelerini sınıfta tamamladılar. Böylece belirlenmiş çeşitli resimler eşliğinde kendi hikâyelerini oluşturdular. Bu vesile ile üretmeye, düşünmeye başladılar ve belki de ilk defa kendi öykülerini yazdılar. Resimler ortak ancak aynı resimlerden hesrınçoıcfuk haberleri / ağu farklı bir perspektif sundu, kendi iç dünyasını ve hayal güçlerini yansıttı. Ortaya çıkan güzel hikâyeleri de yayınlamamak olmazdı. Bu günün küçükleri yarının büyükleri olacak minik öğrencilerimiz arasından geleceğin şairleri, yazarları çıkması yegâne ümidimizdir. Bültenin hazırlanmasında, tasarımında, düzenlenmesinde canla başla çalışan, kıymetli zamanlarını ayıran değerli öğretmenlerimize, öğrencilerimize ve velilerimize katkı ve destekleri için teşekkürlerimi sunarım. Ali RızaYILMAZ Atatürk İlkokulu Müdürü
HAYALGÜCÜNÜ KULLAN, KENDİ HİKAYENİ YAZ! BENİM HİKAYEM RESİMLER 2017
ŞEHİTLİK GEZİSİ MİRAÇ KUTLU 4/A Benim adım Leyla, on yaşındayım. Okulumuzca düzenlenecek olan Şehitlik Gezisi’ne gideceğim için çok heyecanlıydım. Çünkü Şehitlik Gezisi’ne üç gün kalmıştı. Sonunda beklediğim gün gelmişti. Sabah kalkıp elimi yüzümü yıkayıp kahvaltımı yaptım. Cüzdanımı ve fotoğraf makinemi gezi çantasına koydum. Annemin hazırladığı piknik sepetimi de alıp okula gittim. Sırayla otobüse bindik. Otobüste farklı sınıftan öğrenciler vardı. İçlerinden biri dikkatimi çekti. Elinde kocaman bir çanta vardı. Çantanın içinde bir şey hareket ediyordu. Çocuğa adını sordum. ‘’Adım Ahmet’’ dedi. ‘’Senin adın ne ?’’ dedi. ‘’Leyla’’ dedim. Bana ‘’gel bak sana ne göstereceğim’’ dedi. Yavaşça çantanın fermuarını açtı. Gözlerime inanamadım. ‘’Bu benim kedim Mıncır’’ dedi, ‘’Sakın kimseye söyleme’’. ‘’Peki ama öğretmenine söylemelisin’’ dedim. ‘’Hayır olmaz, daha çok küçük, evde annem bakmak istemiyor onunda haberi yok, yalnız bırakamazdım’’ dedi. ‘’Tamam’’ dedim. İskeleye geldik. Vapurla karşıya geçtik. Sonunda Şehitlik Abideleri’ni gördüm. Buranın havası bile başka kokuyordu. Öğretmenimiz bu toprakların ne kadar zor kazanıldığını anlatıyor, anlattıkça hepimizin gözünden yaşlar akıyordu. OKUL BİRİNCİSİ 2017
Anladım ki böyle rahat dolaşıp özgür olmamızı dedelerimize, ninelerimize, şehitlerimize ve gazilerimize borçluyuz. Burayı unutmamak için bol bol resim çektim. Çok acıktım derken yemek molası verdik. Hep birlikte yemeklerimizi paylaşıp yedik. Oyunlar oynadık. Sonra Ahmet yanıma geldi. Kedisinin kaçtığını söyledi. ‘’Onu arayacağım sende benimle gel’’ dedi. ‘’Gelemem sende gitme’’ dedim. Ama beni dinlemedi gitti. Kendimi kötü hissetmeye başladım. Hemen öğretmenime gidip olanları anlattım. Birkaç öğretmen Ahmet’i aramaya gitti. Hava kararmaya başlamıştı. Uzaktan ağlama sesi geliyordu. Bu Ahmet’in sesiydi. Mert öğretmenin kucağındaydı. Hemen ambulansa bindirdiler. Bizde otobüslerimize binip tekrar iskeleden vapura bindik. Öğretmenim telefonla konuşup yanıma geldi. Ahmet’in ormanda düşüp kolunun kırıldığını söyledi. Çok üzüldüm. Çokta utandım. Özür diledim. Keşke öğretmenime her şeyi zamanında söyleseydim, bunlar yaşanmazdı belki de. Öğretmenim saçımı okşadı ve dedi ki: ‘’Başkasının yanlışını örtmek sizin de yanlış yaptığınızı gösterir’’. Evet doğruydu. Bu bana ve Ahmet’e ders olmuştu. Sonunda evlerimize dağıldık. Eve geldiğimde çantamda anahtarımın olmadığını fark ettim. Sanırım gezide düşürdüm. Kapıyı çaldım. Babam kapıyı açtı. ‘’Hoşgeldin kızım’’ dedi. Babam gezimin nasıl geçtiğini sordu. ‘’Çok iyi geçti, çok eğlendik ve yeni şeyler öğrendik’’ dedim. Tabi olanları da anlattım. Babam gülümsedi. ‘’Eminim bir daha yanlış olan bir şeyi büyüklerinden saklamazsın’’ dedi. Resim çekip çekmediğimi sordu. Fotoğraf makinemi babama verdim. Resimleri çıkartmasını istedim. Çünkü babam fotoğrafçı. Hemen filmleri yıkayıp mandalla karanlık odaya astı. Sabah çıkan resimleri gördüğümde neden okuldaki tüm çocukların eksiksiz bu geziye katıldığını bir kez daha anladım. OKUL BİRİNCİSİ 2017
EĞLENCELİ BİR HAFTA ARDA AKDOĞAN 4/C Bir pazartesi sabahı annem bize seslendi : ‘’Çocuklar kahvaltı hazır!’’. Hemen koştuk. Annem gülümsüyordu. Ağabeyim : ‘’Anne ne oldu?’’. ‘’Size çok güzel bir sürprizim var’’ dedi. Çok merak ve heyecan içindeydik. ‘’Lütfen anneciğim çabuk söyle’’. ‘’Bu sürprizi babanız söyleyecek’’. O sırada babam içeriye girdi. Konuşmaya başladı: ‘’Çocuklar bir haftalığına tatile gideceğiz. Amcanın elma bahçesinde vakit geçireceğiz. Hem de akrabalara ziyafet vereceğiz.’’ dedi. Ablam sevinçle zıpladı kuzenlerimiz Özgün ve Nurgül de geleceğini söylüyordu. Birlikte güzel vakit geçiririz. Babam konuşmasına devam etti: ‘’Üstelik çocuklar amcanız bir yarışma yapacak.’’ Hepimizin mutluluğu daha da artmıştı. Ertesi gün ailecek yola koyulduk. Gemiye bindik, gemi yolculuğumuz bir saat sürdü. Arabamızla yarım saat gittik ve sonunda amcamlara ulaştık. Kapının önünde Özgün, Nurgül amcam ve yengem bizi karşıladı. Kucaklaştık sohbet ettik. Amcam bizi çağırdı ve sözlerine başladı: ‘’Size bir yarışma hazırladım. Kim en çok elmayı toplarsa ona cüzdan hediye edeceğim.’’ Hemen yarışmaya başladık. Özgün, Nurgül ve ablam bir takım oldu. Ben ve ağabeyim ikinci takım olduk. Elmaları toplarken ayağıma bir şey takılıverdi. Baktığımda birde ne göreyim sevimli bir kedi. Galiba acıkmıştı, miyavlayıp duruyordu. Kediye Ponçik adını verdim. Karnını doyurdum. Ben ve Ponçik birbirimizi çok sevdik. Yarışmada abim ile ben iki kişi, diğer grup üç kişi olmalarına rağmen biz daha çok çalışıyorduk çünkü o cüzdanı çok istiyorduk. Evin arkasına gittik arada çok elma vardı. Yengem çamaşır asıyordu. Mandalları aradı ama bulamadı. Ama oda ne Ponçik bütün mandalları kırmıştı. Yengem kızmadı. ‘’Yaramaz kedicik’’ diye söylendi. Ponçik’te artık ailemizin bir bireyiydi. Yarışma süreci bitmişti amcam bizi çağırdı ve elmaları saydık. Ablamların ikiyüz seksen iki, bizim ise ikiyüz seksen üç elmamız vardı. Amcam çok şaşırdı ve: ‘’Bir elma ile kaçırdınız kızlar. Ne yapalım bu bir yarışma, kazanmakta var kaybetmekte.’’ Cüzdan artık bizimdi, çok mutlu olduk. Tatilimiz bitmişti, vedalaştık aynı yolu izleyerek evimize geri döndük. Kapıda babam elini cebine attığında anahtar yoktu. ‘’Aman Allahım amcanlarda unuttum’’ Dedi. Annem: ‘’Telaşlanma bey, yedek anahtarımızı unuttun mu yoksa?’’ Diye güldü. Anahtarı ayaklarının içinden alarak açtı. Galiba bu tatilin en büyük ödülü ailemizle beraber vakit geçirmekti. OKUL İKİNCİSİ 2017
MERAKLI SEVİL EYLÜL KAYA 3/C Bir pazartesi sabahı annem bize seslendi : ‘’Çocuklar kahvaltı hazır!’’. Hemen koştuk. Annem gülümsüyordu. Ağabeyim : ‘’Anne ne oldu?’’. ‘’Size çok güzel bir sürprizim var’’ dedi. Çok merak ve heyecan içindeydik. ‘’Lütfen anneciğim çabuk söyle’’. ‘’Bu sürprizi babanız söyleyecek’’. O sırada babam içeriye girdi. Konuşmaya başladı: ‘’Çocuklar bir haftalığına tatile gideceğiz. Amcanın elma bahçesinde vakit geçireceğiz. Hem de akrabalara ziyafet vereceğiz.’’ dedi. Ablam sevinçle zıpladı kuzenlerimiz Özgün ve Nurgül de geleceğini söylüyordu. Birlikte güzel vakit geçiririz. Babam konuşmasına devam etti: ‘’Üstelik çocuklar amcanız bir yarışma yapacak.’’ Hepimizin mutluluğu daha da artmıştı. Ertesi gün ailecek yola koyulduk. Gemiye bindik, gemi yolculuğumuz bir saat sürdü. Arabamızla yarım saat gittik ve sonunda amcamlara ulaştık. Kapının önünde Özgün, Nurgül amcam ve yengem bizi karşıladı. Kucaklaştık sohbet ettik. Amcam bizi çağırdı ve sözlerine başladı: ‘’Size bir yarışma hazırladım. Kim en çok elmayı toplarsa ona cüzdan hediye edeceğim.’’ Hemen yarışmaya başladık. Özgün, Nurgül ve ablam bir takım oldu. Ben ve ağabeyim ikinci takım olduk. Elmaları toplarken ayağıma bir şey takılıverdi. Baktığımda birde ne göreyim sevimli bir kedi. Galiba acıkmıştı, miyavlayıp duruyordu. Kediye Ponçik adını verdim. Karnını doyurdum. Ben ve Ponçik birbirimizi çok sevdik. Yarışmada abim ile ben iki kişi, diğer grup üç kişi olmalarına rağmen biz daha çok çalışıyorduk çünkü o cüzdanı çok istiyorduk. Evin arkasına gittik arada çok elma vardı. Yengem çamaşır asıyordu. Mandalları aradı ama bulamadı. Ama oda ne Ponçik bütün mandalları kırmıştı. Yengem kızmadı. ‘’Yaramaz kedicik’’ diye söylendi. Ponçik’te artık ailemizin bir bireyiydi. Yarışma süreci bitmişti amcam bizi çağırdı ve elmaları saydık. Ablamların ikiyüz seksen iki, bizim ise ikiyüz seksen üç elmamız vardı. Amcam çok şaşırdı ve: ‘’Bir elma ile kaçırdınız kızlar. Ne yapalım bu bir yarışma, kazanmakta var kaybetmekte.’’ Cüzdan artık bizimdi, çok mutlu olduk. Tatilimiz bitmişti, vedalaştık aynı yolu izleyerek evimize geri döndük. Kapıda babam elini cebine attığında anahtar yoktu. ‘’Aman Allahım amcanlarda unuttum’’ Dedi. Annem: ‘’Telaşlanma bey, yedek anahtarımızı unuttun mu yoksa?’’ Diye güldü. Anahtarı ayaklarının içinden alarak açtı. Galiba bu tatilin en büyük ödülü ailemizle beraber vakit geçirmekti. OKUL ÜÇÜNCÜSÜ 2017
KAYIP EŞYALAR BİHTER SU GÜNDOĞDU 2/A Sabah uyandım. Kahvaltı yaptım. Anneme şöyle dedim: ‘’Anneciğim Sevim ve Ceydayı çağırabilir miyim?’’ ‘’Tabi ki kızım. Ben pazara gideceğim senin anahtarını al da çık.’’ Arkadaşlarımla buluştum. Birlikte oyunlar oynadık. Birden bir çanta gördük. Çantanın içinde bir cüzdan vardı. Onu kordondaki karakola teslim ettik. Polis abi: ‘’Sizler dürüst çocuklarsınız. Teşekkür ederim. Bende sizlere izin verirseniz bir hediye vereceğim.’’ Başka bir odaya girdi ve bir kedi ile geldi. ‘’Bu kedi sizin olsun.’’ Dedi. ‘’Teşekkürler polis abi ama onun doğaya ve özgür olmaya ihtiyacı var’’ dedim. Polis abi: ‘’Haklısınız çocuklar. Ama bu kedinin sahibi yok, zaten küçük. Bakmamız lazım.’’ Dedi. Kediyi aldık. Adını ŞıpŞıp koyduk. Birlikte gemilerin kalkışını seyrettik. Sonra eve döndüm. Bir de ne göreyim evin anahtarını unutmuşum.İçimden inşallah annem evin anahtarını almıştır dedim. Uzaktan annemi gördüm. ‘’Anahtarı unutmuşum sen aldın mı?’’ diye sordum. Annem: ‘’Merak etme kızım aldım.’’ Dedi. İçeriye girdik. Annem: ‘’Üstünü değiştir çamaşırları as kızım.’’ dedi. Balkona çıktım. Mandalları göremedim. Sonra; ‘’A aaa anne mandallar…’’ diye bağırdım. MANSİYON 2017
Search
Read the Text Version
- 1 - 8
Pages: