["tamamlanamam\u0131\u015ft\u0131. K\u0131z\u0131m \u00e7ok \u00fczg\u00fcnd\u00fc. Derhal onun da Amerika'ya, beni b\u0131rak\u0131p gitmesi icap ediyordu. K\u0131z\u0131m benimle izdivac\u0131 aras\u0131nda \u00e7\u0131rp\u0131n\u0131yor. Beni tercih etmeyi ve Amerika'ya gitmemeyi d\u00fc\u015f\u00fcn\u00fcyordu. Bense hem izdivac\u0131n\u0131 ve hem de k\u0131z\u0131m\u0131, ikisini birden istiyordum. Bu da onlarla birlikte Amerika'ya gitmeme ba\u011fl\u0131 idi. Mutabakat has\u0131l oldu. Yaln\u0131z benim Amerika'ya, k\u0131z\u0131m\u0131n yan\u0131nda gir\u00ad mem i\u00e7in, sefaretle yapt\u0131\u011f\u0131m\u0131z temaslarda, her g\u00fcn bir yeni engelle kar\u015f\u0131la\u015f\u0131yorduk. Ak\u0131bet ne olursa olsun, k\u0131z\u0131m\u0131n ar\u00ad d\u0131ndan Paris'i terke karar vermi\u015ftim. Yaln\u0131z kalmaya taham\u00ad m\u00fcl edemezdim. Birle\u015fik devletler olmasa bile, Atlantik'in \u00f6tesinde o k\u0131t'an\u0131n \u00fczerinde k\u0131z\u0131ma yak\u0131n mesafede bulunan ba\u015fka bir memlekete gitmeye niyet ettim. Venezuella en iyi \u015fartlar\u0131 ar\u00ac zediyordu. Paris'teki evimi kiraya verdim. E\u015fyalar\u0131m\u0131 satt\u0131m. K\u0131z\u0131m beni yolcu etti ve Colombie vapuru ile Le Havre'dan Venezuella'ya hareket ettim. \\\"Colombie\\\" \u00fc\u00e7 g\u00fcn devaml\u0131 olarak s\u00fcren bir f\u0131rt\u0131nay\u0131 g\u00f6\u00ad \u011f\u00fcsleyerek Atlantik'i ge\u00e7ti. Frans\u0131z m\u00fcstemleke adalar\u0131ndan Gouadeloupe ilk u\u011fra\u011f\u0131m\u0131z oldu. Martinique ve \u0130ngiliz m\u00fcs\u00ad temlekelerinden \\\"Barbados\\\" ile \\\"Trinidade\\\" adalar\u0131nda yol\u00ad cu al\u0131\u015f-veri\u015fi yapt\u0131k. K\u0131z\u0131m da Atlantik \u00fczerinde ba\u015fka bir gemide seyahat edi\u00ad yordu. Ben bir g\u00fcn evvel yola \u00e7\u0131km\u0131\u015ft\u0131m. Gemilerimizin te\u00ad lefon ve telgraflar\u0131yla s\u0131k s\u0131k yola \u00e7\u0131km\u0131\u015ft\u0131m. Gemilerimizin telefon ve telgraflar\u0131yla s\u0131k s\u0131k aram\u0131zda haberler te\u00e2ti edi\u00ad yorduk. O New York'a, ben ise Caracas'a m\u00fctebait istika\u00ad metler \u00fczerinde seyrediyorduk. La Havre'dan, k\u00fcrklerimizle, titreye titreye ayr\u0131lm\u0131\u015ft\u0131k. Tropical sahaya girince, en ince elbiselerle, g\u00fcvertede dahi oturam\u0131yorduk. Yolcular\u0131n \u00e7o\u011fu \u015fort giyiyordu. Gouadeloupe'\u0131, s\u0131ca\u011f\u0131 ta\u00ad hamm\u00fcl\u00fcm\u00fcz nisbetinde gezdik, insanlar\u0131 \u00e7ok siyah, \u015fehir sokaklar\u0131 kirli idi. Muz ve portakal \u00e7ok mebzul ve ucuzdu.","Suyu ek\u015fi ve rengi ye\u015fil portakala ilk olarak, burada \u015fart\u00ad lad\u0131m. Martinique'e inen yolcular\u0131m\u0131z daha fazla idi. Buras\u0131 daha temiz, insanlar\u0131n\u0131n rengi daha a\u00e7\u0131kt\u0131. Ekim ay\u0131nda idik. M\u00fcthi\u015f bir g\u00fcne\u015f, hararetiyle her yeri kavuruyordu. G\u00f6ky\u00fc\u00ad z\u00fc boz bir dumanla kapl\u0131 idi. G\u00fcne\u015f b\u00f6yle bir bulut tabaka\u00ad s\u0131n\u0131n \u00f6tesinde pe\u00e7elenmi\u015f g\u00f6r\u00fcn\u00fcyordu. Hava \u00e7ok a\u011f\u0131rd\u0131. Hatta insan burada, ba\u015fa de\u011fecek kadar, seman\u0131n al\u00e7ald\u0131\u011f\u0131\u00ad n\u0131 hissediyordu. Sonradan g\u00f6rd\u00fc\u011f\u00fcm, Kaliforniya'n\u0131n mavi semas\u0131 ve parlak g\u00fcne\u015fi; burayla hi\u00e7bir s\u00fbretle k\u0131yaslanam\u0131\u00ac yacak bir cazibe ta\u015f\u0131yordu. Martinique'de y\u00fcksek da\u011flar var. Adan\u0131n iklimine, bun\u00ad lar\u0131n tatl\u0131la\u015ft\u0131r\u0131c\u0131 bir tesir icra etmesi laz\u0131m. R\u0131ht\u0131mda f\u0131\u00e7\u0131lar gemilere bindirilmek \u00fczere istif edilmi\u015f bekliyordu. G\u00f6lge alt\u0131nda, ellerinde kadehler, herkes bu f\u0131\u00e7\u0131lardaki i\u00e7kilerden i\u00e7iyordu. Bilindi\u011fi gibi Martinique'nin \\\"Rhume\\\"u d\u00fcnyaca me\u015fhur bir lik\u00f6rd\u00fcr. Ben yine bu s\u0131cakta, o y\u0131kanmam\u0131\u015f ka\u00ad dehlerle, bu i\u00e7kinin nas\u0131l i\u00e7ildi\u011fine hayret ediyordum. \\\"Trinidad\\\" ve \\\"Barbados\\\"da gemimiz a\u00e7\u0131kta durdu. Sahil hakk\u0131nda, bir fikrimiz olmad\u0131. Yolculardan ba\u015fkas\u0131n\u0131n, ziyaret maksad\u0131yla, adaya \u00e7\u0131k\u00ad mas\u0131na da m\u00fcsaade edilmiyiyordu. Sandallar\u0131yla gemimize yana\u015fan halk, zenci gibi simsiyah ve \u00e7\u0131plak insanlard\u0131. Deni\u00ad ze dalmakta maharet g\u00f6steriyorlar. At\u0131lan paralar\u0131 a\u011f\u0131zlar\u0131y\u00ad la sudan \u00e7\u0131kar\u0131yorlard\u0131. Buras\u0131 bir denizden ziyade g\u00f6l hissini veriyordu. Sular s\u0131\u011fla\u015f\u0131yordu. Antil denizini Atlantik'ten ay\u0131ran, orta Amerika adalar\u0131 ku\u015fa\u011f\u0131 \u00fczerinde yapt\u0131\u011f\u0131m\u0131z bu seyahat, Venezuella sular\u0131na girdi\u011fimiz vakit sona erdi. K\u0131z\u0131m\u0131n, New York'da, Kuzey Amerika'ya ayak bast\u0131\u011f\u0131n\u00ad dan oniki g\u00fcn sonra, ben de Caracas'da G\u00fcney Amerika'ya \u00e7\u0131kt\u0131m. Buras\u0131 me\u015fhur tropical ticaret merkezlerinden biriydi. Colombia'da yerle\u015fmi\u015f bir ahbab\u0131mla yolda \u00e7ok g\u00fczel vakit","ge\u00e7irmi\u015ftik. Venezuella'ya girerken de, pasaport muamele\u00ad lerimin yap\u0131lmas\u0131nda, bana \u00e7ok b\u00fcy\u00fck iyili\u011fi dokunmu\u015ftur. Kendisine olan \u015f\u00fckran borcumu hi\u00e7 unutamam. Caracas'da Majestik Oteline indim. \u015eili sefirininkine biti\u00ad \u015fik bir odaya yerle\u015ftim. Kordiplomatik umumiyetle burada oturuyordu. Bir Avrupal\u0131 havas\u0131 vard\u0131. \u00c7ok l\u00fcks ve konforlu idi. Ancak \u00e7ok evvelden haber verilmek s\u00fbretiyle yer bulu\u00ad nabiliyordu. Muvasalat\u0131mla beraber k\u0131z\u0131m\u0131 ziyaret imk\u00e2n\u0131 aramak i\u00e7in, Birle\u015fik Devletler konsoloslu\u011funa m\u00fcracaat ettim, \\\"Meksika\\\" ya gitmek istiyordum. K\u00e2\u011f\u0131tlar\u0131m\u0131 tetkik ettiler. Paris'ten bilgi almadan vize ve\u00ad rilemeyece\u011fini s\u00f6ylediler. Beklemek icap ediyordu. Caracas'a girerken emniyet'i ziyaret etti\u011fim vakit, vesi\u00ad kalar\u0131m\u0131 tektik eden zat, \\\"Vay siz Sultan Abd\u00fclhamid'in k\u0131z\u0131 m\u0131s\u0131n\u0131z?\\\" diye aya\u011fa kalkm\u0131\u015ft\u0131. \\\"O muhterem z\u00e2t\u0131n k\u0131z\u0131yla kar\u015f\u0131la\u015faca\u011f\u0131m akl\u0131ma gel\u00ad mezdi. Ben pederinizin zaman-\u0131 saltanat\u0131nda, \u0130stanbul mektebi sultaniyesinde tahsilimi ikmal etmi\u015ftim. Uzun se\u00ad neler \u0130stanbul'da kald\u0131m. Sizin g\u00fczel vatan\u0131n\u0131zda unutul\u00ad maz, \u00e7ok iyi hat\u0131ralar\u0131m vard\u0131r,\\\" diyerek ellerimin birini b\u0131\u00ad rak\u0131p di\u011ferini \u00f6p\u00fcyordu. Bu zat, bana Caracas'ta istedi\u011fim kadar, ikamet etmek ruhsat\u0131 \u00e7\u0131kartaca\u011f\u0131n\u0131 temin etmi\u015fti. Altm\u0131\u015f ya\u015f\u0131nda \u00e7ok sempatik olan bu muhterem insan\u0131n, ga\u00ad yet fasih ve kitab\u00ee bir T\u00fcrk\u00e7e ile konu\u015fmas\u0131na hayran kal\u00ad m\u0131\u015ft\u0131m. Ayr\u0131ca on d\u00f6rt lisan bildi\u011fini \u00f6\u011frenince b\u00fcsb\u00fct\u00fcn \u015fa\u015f\u0131rm\u0131\u015ft\u0131m. Hariciye ve Riyaseti cumhur terc\u00fcmanl\u0131klar\u0131n\u0131 yap\u0131yormu\u015f. Venezuella'ya ait hik\u00e2yemi bitirmek i\u00e7in kaydedecek bir iki noktam daha var. \u00c7\u00fcnk\u00fc vizem yap\u0131lm\u0131\u015f, k\u0131z\u0131m\u0131n yan\u0131na, Kuzey Amerika'ya u\u00e7mak i\u00e7in haz\u0131r bulunuyordum. Memleketin her taraf\u0131 ormanlarla kapl\u0131d\u0131r. Petrol, elmas ve alt\u0131n istihsali Venezuella'ya b\u00fcy\u00fck servet getiriyor. \u015e\u00fcp\u00ad hesiz zenginlerin yan\u0131nda fakir ve tembel bir halk kitlesi var.","Biri kom\u00fcnist, di\u011feri antikom\u00fcnist iki parti devaml\u0131 ola\u00ad rak m\u00fccadele ediyorlar. Kanl\u0131 n\u00fcmayi\u015fler cereyan ediyor. Sivil halktan s\u0131k s\u0131k \u00f6lenler oluyor. \u0130\u015f hayat\u0131 yabanc\u0131lar\u0131n elinde. Hatta f\u0131r\u0131nlar bile yabanc\u0131lar\u0131n marifetiyle i\u015fletiliyor. Kad\u0131nlar\u0131n tenleri esmer, fakat v\u00fccutlar\u0131 ince, y\u00fczleri g\u00fc\u00ad zeldi. Hepsi sevimliydi. Otelde hizmet edenler onbe\u015f, onalt\u0131 ya\u015f\u0131nda m\u00fccevher gibi k\u0131zlard\u0131.O ya\u015fta birka\u00e7 \u00e7ocukla koca\u00ad lar\u0131ndan ayr\u0131lanlar, \u00e7oklukla g\u00f6ze \u00e7arp\u0131yordu. Bah\u015fi\u015f husu\u00ad sunda \u00e7ok kanaatk\u00e2r idiler. Aksine, erkekleri \u00e7irkindi. Mem\u00ad leketin bu g\u00fczel kad\u0131nlar\u0131n\u0131 bu bi\u00e7imsiz erkeklerin yan\u0131nda \u00e7ok zavall\u0131 buldum. Korkular i\u00e7inde \u00e7ok g\u00fczel villalar var. Kad\u0131nlar evde, er\u00ad kekler i\u015fte \u00e7al\u0131\u015f\u0131yorlar. Caracas'\u0131n 6-7 km. uza\u011f\u0131nda bir yer\u00ad den topraktan ham elmas \u00e7\u0131kar\u0131ld\u0131\u011f\u0131n\u0131, dostlar\u0131m bana an\u00ad lat\u0131rlard\u0131. Rus muhacirlere \u00e7ok rastlan\u0131yor. Bir \u00e7ukulata fab\u00ad rikas\u0131 kurmu\u015flar. Yine dostlar\u0131m burada \u00e7\u0131kar\u0131lan elmaslar\u0131n gizlice \u00e7ukulata mam\u00fblleri i\u00e7ine konarak Fransa'ya g\u00f6nde\u00ad rildi\u011fini bu y\u00fczden b\u00fcy\u00fck servetler kazan\u0131ld\u0131\u011f\u0131n\u0131, hik\u00e2ye et\u00ad mi\u015flerdi. \u00c7al\u0131\u015fanlar i\u00e7in, kazanma\u011fa \u00e7ok elveri\u015fli bir mem\u00ad leket... Bir Alman dostum villas\u0131na beni davet etmi\u015fti. Yirmi se\u00ad ne evvel fakir bir vaziyette gelmi\u015f, \u00e7al\u0131\u015farak zengin olmu\u015ftu. Birbirlerine kom\u015fu \u00fc\u00e7 zarif villalar\u0131 vard\u0131. Bizi kabul ettikle\u00ad ri villada Amerikal\u0131 han\u0131m\u0131 ile kendisi, di\u011ferlerinde de k\u0131zla\u00ad r\u0131 oturuyordu. Pencereler kafeslerle kapat\u0131lm\u0131\u015ft\u0131. Vah\u015fi hayvanlara kar\u00ad \u015f\u0131 evlerini korumaya l\u00fczum g\u00f6r\u00fcyorlard\u0131. Bir aral\u0131k salona ayaklar\u0131nda deri pantolon ve \u00e7izmeler, belinde b\u00fcy\u00fck bir han\u00e7er, omzunda silah, bir adam girdi. Ev sahibesi beni takdim etti. Adamca\u011f\u0131z g\u00fcler y\u00fcz\u00fc ile cevaben, \\\"Bu k\u0131yafetle huzurunuza \u00e7\u0131kt\u0131\u011f\u0131m i\u00e7in aff\u0131n\u0131z\u0131 di\u00ad lerim. Bilseydim giyinir gelirdim. Pederinizin zaman\u0131 salta\u00ad nat\u0131nda, \u0130talyan sefareti ikinci k\u00e2tibi idim. \u015eimdi burada se\u00ad firim. Avlanmaktan geliyorum,\\\" dedi.","\\\"\u0130nsan v\u00fccudu kal\u0131nl\u0131\u011f\u0131nda iki y\u0131lan vurmu\u015ftu. E\u011fer haf\u00ad tada b\u00f6yle iki-\u00fc\u00e7 tane vurabilirsem memleketime bir milyo\u00ad ner olarak d\u00f6nece\u011fim,\\\" dedi. \u0130talya sefareti k\u00e2tibi, babam\u0131 son derece methetti. Politi\u00ad kas\u0131n\u0131 g\u00f6klere \u00e7\u0131kard\u0131. Babam\u0131n \u0130ngiliz sefiri ile olan me\u015fhur bir m\u00fcl\u00e2kat\u0131n\u0131 \\\"incili k\u0131ravat i\u011fnesi\\\" hik\u00e2yesini anlatt\u0131. E\u011fer saltanat\u0131 devam etseydi, harb-i umum\u00ee bel\u00e2s\u0131 ba\u015f\u0131m\u0131za gel\u00ad mezdi, dedi. Y\u00fcz\u00fcndeki teess\u00fcr\u00fcn\u00fc gizlemek i\u00e7in, ba\u015f\u0131n\u0131 \u00f6ne e\u011ferek konu\u015fuyordu. \\\"Ah bug\u00fcn sizinle m\u00fcl\u00e2kat\u0131mdan ne kadar mesutum\\\" diyerek ellerimi \u00f6pt\u00fc. \u00c7ok g\u00fczel T\u00fcrk\u00e7e konu\u015fuyordu. Devlet sahibi nefis ve zengin bir b\u00fcfe haz\u0131rlam\u0131\u015ft\u0131. Ba\u015fka bir davetli yan\u0131ma so\u00ad kuldu. Kendisini bana me\u015fhur bir petrol kumpanyas\u0131n\u0131n birin\u00ad ci avukat\u0131 olarak takdim etti. Antika e\u015fyalara \u00e7ok merakl\u0131 ol\u00ad du\u011funu s\u00f6yledi. Zengin koleksiyonlar\u0131ndan bahsetti. Beni bir Pazar g\u00fcn\u00fc arabas\u0131yla gelip almak ve antika e\u015fyalar\u0131n\u0131 g\u00f6stermek \u00fczere, evine \u00e7a\u011f\u0131rd\u0131. Benim bir saray mensubu oldu\u011fumu d\u00fc\u015f\u00fcne\u00ad rek, evine \u00e7a\u011f\u0131rd\u0131. Benim bir saray mensubu oldu\u011fumu d\u00fc\u00ad \u015f\u00fcnerek, toplad\u0131\u011f\u0131 \u015feylerin ger\u00e7ek k\u0131ymetleri hakk\u0131nda bilgi\u00ad mi almak, bir kanaat sahibi olmak istiyordu. Tabi\u00ee muvafa\u00ad kat ettim. Kibar bir insand\u0131. Randevu g\u00fcn\u00fc ak\u015fam \u00fczeri ara\u00ad bas\u0131yla geldi. Beni ald\u0131. \u015eehir d\u0131\u015f\u0131nda, ormanlar\u0131n i\u00e7inde bir bah\u00e7enin demir parmakl\u0131kl\u0131 kap\u0131s\u0131ndan i\u00e7eri girdik. Bu has bah\u00e7ede takriben bir \u00e7eyrek araba ile mesafe ald\u0131ktan sonra \u015f\u00e2h\u00e2ne villas\u0131n\u0131n \u00f6n\u00fcnde durduk. Bu villalar benim Paris'te g\u00f6rd\u00fcklerime benzemiyordu. Kap\u0131da, han\u0131m\u0131 kar\u015f\u0131lad\u0131. 45 ya\u015f\u0131nda, \u00e7ok g\u00fczel bir \u0130spanyol kad\u0131n\u0131 idi. Frans\u0131zca konu\u015fu\u00ad yorduk, iyi d\u00f6\u015fenmi\u015f bir salona beni kabul ettiler. \u00c7ay i\u00e7tik. Hasb\u0131halimizi bitirdikten sonra; birer birer odalar\u0131 gezdirdi\u00ad ler. Duvarlar ba\u015ftan a\u015fa\u011f\u0131 goblen hal\u0131lar ile kapl\u0131 idi. \u00c7ok \u00e7e\u00ad \u015fitli ve \u00e7ok k\u0131ymetli e\u015fyalar, b\u00fcy\u00fck bir zevk ile tertip ve tan-","zim edilmi\u015f, ayn\u0131 zamanda cazip bir te\u015fhir durumuna kon\u00ad mu\u015ftu. Babam\u0131n ve benim \u0130stanbul'daki saray ve evimizin nas\u0131l oldu\u011funu sordular. Bizim de misafirhanelerimiz, mi\u00ad safir kabul salonlar\u0131m\u0131z, k\u0131ymetli e\u015fyalarla tezyin edilmi\u015fti. Fakat babam\u0131n kendi husus\u00ee dairesi, izdivac\u0131m\u0131za kadar biz\u00ad lerin ikamet etti\u011fimiz daireler, gayet sade idi. \u0130zdivac\u0131 takiben bize verilen evler de, ancak l\u00fczumlu ka\u00ad dar tezyin edilirdi. Babam\u0131n sadeli\u011fi b\u00fct\u00fcn saray hayat\u0131na h\u00e2kim olmu\u015ftu. Venezuella'l\u0131 bu avukat dostumun e\u015fyalar\u0131na verdi\u011fi de\u011feri ve onlardan duydu\u011fu gururu g\u00f6r\u00fcnce, i\u00e7imden g\u00fcl\u00fcyor\u00ad dum. Bu adam bir kral de\u011fil, normal bir avukat idi. Versay ile yar\u0131\u015f edercesine, ondan daha s\u00fcsl\u00fc, daha k\u0131y\u00ad metli bir k\u00e2\u015f\u00e2ne meydana getirme ve kendini yaln\u0131z buna ba\u011flama gayreti bence olgunluk de\u011fildi. Bizim Y\u0131ld\u0131z Sara\u00ad y\u0131nda ne vard\u0131? Zannederim bu avukat\u0131n evindeki e\u015fyalar kadar m\u00fcbal\u00e2\u011fal\u0131 bir \u015fey yoktu. Venezuella'da en m\u00fchim s\u0131k\u0131nt\u0131m, sular\u0131n\u0131n s\u0131hhate za\u00ad rarl\u0131 olu\u015fu idi. Otellerde odalara, ak\u015fam sabah, filtre edilmi\u015f ve termuslar i\u00e7inde so\u011futulmu\u015f sular konurdu. Bunlar\u0131 i\u00e7er\u00ad dik. Ayr\u0131ca evlerde filtre bulundurmak \u00e2det idi. Cenub\u00ee Amerika'da d\u00f6rt bu\u00e7uk ay kald\u0131m. Uzun ikameti, i\u015fte bu su\u00ad lar\u0131n elveri\u015fsizli\u011fi y\u00fcz\u00fcnden hi\u00e7 d\u00fc\u015f\u00fcnmedim, \u0130talya ve is\u00ad panya hari\u00e7 b\u00fct\u00fcn Avrupa memleketlerini, hatta baz\u0131lar\u0131n\u0131 m\u00fckerrer olarak ziyaret etmi\u015ftim. Ama, Cenub\u00ee Amerika'ya seyahat, hi\u00e7bir vakit akl\u0131mdan ge\u00e7memi\u015fti. Venezuella'ya ait hat\u0131ra olarak, Ekvator'u harap eden b\u00fc\u00ad y\u00fck zelzeleden de bahsetmek istiyorum. 1949 y\u0131l\u0131nda vuku bulan bu fel\u00e2kette 6.500 ki\u015fi telef olmu\u015f, Ekvator'daki bina\u00ad lar da hemen hemen k\u00e2milen y\u0131k\u0131lm\u0131\u015ft\u0131. Kaderin bir l\u00fbtfu ile bu fel\u00e2ketten, iki ay \u00f6nce Paris'ten ayr\u0131laca\u011f\u0131m s\u0131rada yapt\u0131\u00ad \u011f\u0131m \u00e2ni bir karar de\u011fi\u015fikli\u011fi neticesinde kurtulmu\u015ftum. \u00c7\u00fcnk\u00fc ben \u00f6nce Ekvator'a gelmek i\u00e7in haz\u0131rl\u0131k yapm\u0131\u015ft\u0131m. Hareketime tekadd\u00fcm eden hafta i\u00e7inde dostlar\u0131ma veda zi\u00ad","yareti yap\u0131yordum. Courcelles'de al\u0131\u015f-veri\u015f yapt\u0131\u011f\u0131m bakka\u00ad la da u\u011frad\u0131m, hesab\u0131m\u0131 kesip vedala\u015ft\u0131m. Fakat bakkal \\\"Ek\u00ad vator'da ne yapacaks\u0131n\u0131z? Venezuella'ya neye gitmiyorsu\u00ad nuz? Oras\u0131 cennettir,\\\" demesi \u00fczerine seyahat plan\u0131m\u0131 bir\u00ad den de\u011fi\u015ftirmi\u015ftim. Zelzele haberini duyunca \u00f6nce Al\u00ad lah'\u0131ma, sonra, bana bu k\u0131ymetli tavsiyeyi yapan soka\u011f\u0131m\u0131\u00ad z\u0131n bakkal\u0131na dua etmi\u015ftim. Damad\u0131ma, u\u00e7akla, Florida'ya (Miami) gelece\u011fimi bil\u00ad dirmi\u015ftim. En yak\u0131n yol oras\u0131yd\u0131. Oteldeki ahbaplar\u0131mdan, \u0130svi\u00e7re sefirinin han\u0131m\u0131 ile Miami'ye ayn\u0131 u\u00e7akta seyahat ettik. Onsekiz saat u\u00e7u\u015ftan sonra gece mahalli maksudumuza ula\u015ft\u0131k. Cennet gibi g\u00fczel, her taraf\u0131 ba\u015fka bir letafet arzeden Florida'da, d\u00f6rt g\u00fcn, damad\u0131m beni gezdirdi. Be\u015finci g\u00fcn\u00fc Meksika'ya u\u00e7tuk. Meydanda k\u0131z\u0131m ve kay\u0131nbiraderi, beni kar\u015f\u0131lad\u0131lar. Hayatta yavrumdan hi\u00e7 ayr\u0131lmam\u0131\u015ft\u0131m. O g\u00fcn birbirimizi o kadar hasret ve muhabbetle kucaklam\u0131\u015ft\u0131k ki, bu her ikimiz i\u00e7in de unutulmaz bir an olmu\u015ftur. Meksika'y\u0131 sevdim. Fevkal\u00e2de sa\u011flam bir havas\u0131 vard\u0131. Rutubet yoktu. Her mevsim yaz ve s\u0131cakt\u0131. Fakat k\u0131z\u0131m beni Kaliforniya'ya g\u00f6t\u00fcrmek, bir m\u00fcddet orada ikamet ettirmek istedi. Damad\u0131m\u0131n otomobili ile yol a\u00e7 \u00e7\u0131kt\u0131k. \u00dc\u00e7 g\u00fcn s\u00fcren bir yolculuk yapt\u0131k. Motelleri ilk olarak orada g\u00f6rm\u00fc\u015ft\u00fcm. Otolar\u0131yla birlikte seyahat edenlerin gecelemesi i\u00e7in tek kat\u00ad l\u0131 ve garajl\u0131, gayet konforlu misafirhaneler, bir oda i\u00e7inde banyo, telefon, radyo, rahat yatak ve koltuklar, \u00e7ekici bin manzara arzediyordu. Motellerde birka\u00e7 geceden fazla ka\u00ad l\u0131nm\u0131yordu. Kaliforniya'ya yakla\u015ft\u0131\u011f\u0131m\u0131z vakit yollar\u0131n her iki taraf\u0131n\u0131 s\u00fcsleyen portakal ve muz a\u011fa\u00e7lar\u0131n\u0131n g\u00fczel koku\u00ad lar\u0131n\u0131 teneff\u00fcs ve renklerini seyrettik. Daha sonra manolya a\u011fa\u00e7lar\u0131 g\u00f6r\u00fcnd\u00fc. Yeni bir rahiya denizi i\u00e7inde saatlerce sey\u00ad rettik. Bu kokular\u0131n insana nas\u0131l bir tazelik ve hayat verdi\u011fi\u00ad ni tarif edemem, Hollyvvood'da bir otele indik. Her yer tek veya \u00e7ift katl\u0131 sayfiye evleriyle s\u00fcsl\u00fc idi. Otelleri de bu \u015fekil\u00ad de k\u00fc\u00e7\u00fck yapm\u0131\u015flar.","K\u0131z\u0131m, damad\u0131m ve ben otelin bah\u00e7eye bakan g\u00fczel bir dairesini i\u015fgal ettik. Bah\u00e7eler ye\u015fil hal\u0131 gibi yap\u0131lm\u0131\u015f, \u00c7i\u00e7ek\u00ad ler portakal a\u011fa\u00e7lar\u0131 ve palmiyeler, her yerin m\u00fc\u015fterek s\u00fcs\u00fc\u00ad n\u00fc te\u015fkil ediyordu. Hollyvvood'da, i\u015ften \u00e7ekilmi\u015f adamlar, zenginler ve ar\u00ad tistler ikamet etmektedir. K\u0131\u015f\u0131 hi\u00e7 yoktur. Burada birbu\u00e7uk y\u0131l kald\u0131m. Ancak iki defa ya\u011fmur g\u00f6rd\u00fcm. Biri tabi\u00ee, di\u011feri sun'i idi. Bu sonuncusu bir \u00e7eyrek saat s\u00fcrd\u00fc ve elektrikle ya\u011fd\u0131r\u0131lm\u0131\u015ft\u0131. New York'a hareket ettik. Alt\u0131 y\u0131l burada kald\u0131m. Ziyaret\u00ad \u00e7i pasaportuna ancak bir y\u0131l ikamet vizesi verilir. Vize yeni\u00ad lemesi i\u00e7in d\u0131\u015far\u0131 \u00e7\u0131k\u0131p tekrar girmek laz\u0131m geliyordu. Ben de her y\u0131l k\u00fc\u00e7\u00fck bir d\u0131\u015f seyahat ile bu formaliteyi yerine ge\u00ad tirirdim. B\u00f6yle kolay giri\u015f-\u00e7\u0131k\u0131\u015f formalitesi i\u00e7in, en son ola\u00ad rak, Kanada'y\u0131 tavsiye etmi\u015flerdi. Fakat ben Paris'i tercih et\u00ad tim. Ayr\u0131ca orada yap\u0131lacak baz\u0131 i\u015flerim de vard\u0131. Avrupa'ya geldi\u011fim zaman k\u0131z\u0131m Amerika'da daim\u00ee ika\u00ad metimi temin i\u00e7in u\u011fra\u015f\u0131yordu. Nihayet muvaffak oldu. Bir\u00ad le\u015fik Devletlerin Paris el\u00e7ili\u011fiyle temas ettim. K\u0131z\u0131m\u0131n yolla\u00ad d\u0131\u011f\u0131 d\u00f6k\u00fcmanlar\u0131 g\u00f6sterdim. T\u0131bb\u00ee muayeneye t\u00e2bi oldum. R\u00f6ntgenimi de ald\u0131lar. Netice hep m\u00fcsbet \u00e7\u0131kt\u0131. Vizemin ar\u00ad zu etti\u011fim zaman yap\u0131labilece\u011fini s\u00f6ylediler. Seviniyordum. \u00d6mr\u00fcm\u00fc k\u0131z\u0131m\u0131n yan\u0131nda Amerika'da ge\u00e7irmekten daha b\u00fcy\u00fck bir tesell\u00ee benim i\u00e7in tasavvur edilemezdi. Yol haz\u0131rl\u0131klar\u0131ma ba\u015flad\u0131\u011f\u0131m s\u0131rada k\u0131z\u0131mdan bir mek\u00ad tup ald\u0131m. Damad\u0131m\u0131n Kuzey'de karl\u0131 bir sahaya k\u0131\u015f tatbika\u00ad t\u0131na g\u00f6nderildi\u011fini, manevradan avdetini m\u00fcteakip Avru\u00ad pa'ya ge\u00e7eceklerini yaz\u0131yordu. Fakat nerede bulunacaklar\u0131 a\u00e7\u0131klanm\u0131yordu. K\u0131z\u0131m ikinci parti, aileler grupu i\u00e7inde gelecekti. Sulh devresine girmi\u015f ol\u00ad mam\u0131z dolay\u0131s\u0131yla bu deniz a\u015f\u0131r\u0131 tayinden endi\u015fe etmedim. Garnizonu, muvasalatlar\u0131nda belli olacakt\u0131. Nereye giderler\u00ad se; beni de beraberlerinde g\u00f6t\u00fcreceklerdi. Bavullar\u0131m\u0131 \u00e7\u00f6z\u00ad d\u00fcm. Otelime yeniden yerle\u015ftim. Vakitler s\u00fcr'atle ge\u00e7iyordu.","Ahbaplar\u0131m beni yaln\u0131z b\u0131rakm\u0131yorlard\u0131. Otelin misafir odas\u0131, bizim g\u00fcnl\u00fck misafirlerimizle \u00e7ay i\u00e7ip, sohbet etti\u011fi\u00ad miz bir aile k\u00f6\u015fesi olmu\u015ftu. Yine b\u00f6yle bir \u00e7ay saatinde, oda\u00ad ya birden k\u0131z\u0131m ve damad\u0131m\u0131n girdi\u011fini g\u00f6rd\u00fcm. O kadar s\u00fcrpriz oldu ki, tarif edemem. Otomobilleriyle, Almanya'n\u0131n Frankfurt \u015fehrinden geliyorlard\u0131. D\u00f6rt g\u00fcn izin alm\u0131\u015flar beni al\u0131p g\u00f6t\u00fcreceklerdi. Hemen haz\u0131rland\u0131m. Hareket g\u00fcn\u00fc sabahleyin, araba\u00ad m\u0131zla yola \u00e7\u0131kt\u0131k. Ren nehrinin g\u00fczel k\u00f6pr\u00fclerinin birisin\u00ad den ge\u00e7tik. Muntazam yollardan, \u00e7ok zevkli bir seyahat ya\u00ad parak ak\u015fam vakti Frankfurt'a vas\u0131l olduk. Amerika'l\u0131lar \u015feh\u00ad rin bir b\u00f6l\u00fcm\u00fcnde ne kadar apartman varsa kiralam\u0131\u015flar; b\u00fct\u00fcn asker ve subay ailelerine birer kat tahsis etmi\u015flerdi. Modern mobilyalar ile d\u00f6\u015fenmi\u015f odalar\u0131, kristal ve porselen tak\u0131mlar\u0131yla donanm\u0131\u015f yemek salonlar\u0131 ilgimi \u00e7ekti. Apartmanlar umumiyetle iki-\u00fc\u00e7 katl\u0131 ve her kat 3-5 oda\u00ad dan ibaret bulunuyordu. Sokaklarda ve apartman bah\u00e7elerinde, erik ve elma a\u011fa\u00e7lar\u0131 mabzul bir \u015fekilde bulunuyordu. Meyvalar yerlerde s\u00fcr\u00fcn\u00fcyordu. Amerikan milletinin zenginli\u011fi, askerlerine g\u00f6sterdi\u011fi bu bak\u0131m ve ihtimamla belli oluyordu. B\u00fct\u00fcn g\u0131dalar\u0131, ihtiya\u00e7 maddeleri anavatanlar\u0131ndan geliyordu. Asker\u00ee mahallenin v\u00e2si bir k\u0131sm\u0131na iki b\u00fcy\u00fck ma\u011faza, bir lokanta ve bir sinema yapm\u0131\u015flard\u0131. Sat\u0131\u015f ma\u011fazalar\u0131nda, g\u0131da maddeleri, kuma\u015f, deri ma\u00ac m\u00fbl\u00e2t\u0131, parf\u00fcmeri, bar, kad\u0131n ve erkek berber salonlar\u0131, ayr\u0131 birer b\u00f6l\u00fcm i\u015fgal ediyordu. \u0130simlerini s\u00f6yledi\u011fim bu yerlere, yaln\u0131z m\u00fcsaade kart\u0131n\u0131 haiz Amerika'l\u0131lar girebiliyorlard\u0131. Her subay ailesine bir Alman hizmet\u00e7i tahsis edilmi\u015fti. Bizimki \u00e7ok iyi bir kad\u0131nd\u0131. O da bizi severdi. Esasen Alman milleti temiz ve b\u00fcy\u00fck bir millettir. Frankfurt, harpte en \u00e7ok bombalanan Alman \u015fehirlerinden biridir.","Harabeler, yollar\u0131n boyunca saatlerce devam ediyor. Fa\u00ad kat, yeni in\u015faat da yer yer y\u00fckseliyordu. Amerikan subay ko\u00ad lonisi i\u00e7inde, benden ba\u015fka ecneb\u00ee yoktu. Tan\u0131d\u0131\u011f\u0131m b\u00fcy\u00fck r\u00fctbeli subaylar, generaller beni daima davet ederlerdi. Samimiyet, muhabbet g\u00f6sterirlerdi. Deniz a\u015f\u0131r\u0131 g\u00f6revler, iki y\u0131l olarak, herkes i\u00e7in tahdit edilmi\u015fti. Da\u00ad mad\u0131m\u0131n s\u00fcresi de, vaktin nas\u0131l ge\u00e7ti\u011fini bilemeden, niha\u00ac yetlendi. Hareket g\u00fcnleri takarr\u00fcr etti. Fakat bu sefer ben onlar ile New York'a gitmek istemedim. Paris'e gitmemi icap ettiren yeni \u015fahs\u00ee meselelerim zuhur etmi\u015fti. \u0130stanbul'a d\u00f6nmek i\u00e7in de baz\u0131 imk\u00e2n ve sebepler h\u00e2s\u0131l olmu\u015ftu. Uzun senelerdir hasretini \u00e7ekti\u011fim vatan\u0131ma kavu\u015fmak, sevdiklerimi g\u00f6rmek, babam\u0131n ve ceddimin mezarlar\u0131n\u0131 zi\u00ad yaret etmek sevinciyle k\u0131z\u0131m ve damad\u0131mla vedala\u015f\u0131p Pa\u00ad ris'e geldim. Buradan do\u011fruca Beyrut'a ge\u00e7tim. B\u00fcy\u00fck hem\u015firem ora\u00ad da oturuyordu. T\u00fcrkiye'ye d\u00f6nmeden \u00f6nce muhakkak kendilerini g\u00f6r\u00ad memi emir buyurmu\u015flard\u0131. Sabah\u0131n erken saatlerinde, akrabalar\u0131m\u0131n hepsi beni kar\u015f\u0131lamak i\u00e7in, Beyrut havaalan\u0131na gelmi\u015flerdi. Hep beraber hem\u015firemin ikametg\u00e2h\u0131na gittik. O dakika buras\u0131 bir d\u00fc\u011f\u00fcn evi gibi olmu\u015ftu. Hasretimizi dindirmek i\u00e7in g\u00fcl\u00fcyor ve konu\u015fuyorduk. Hem\u015firem, kendi eliyle bana g\u00fczel ve nefis yemekler ha\u00ad z\u0131rlam\u0131\u015ft\u0131. Arada ge\u00e7en uzun gurbet y\u0131llar\u0131ndan sonra, ilk defa ken\u00ad di soframda, kendi ailemle, kendi yemeklerimi yiyordum. Pek bo\u011faz\u0131ma d\u00fc\u015fk\u00fcn bir insan de\u011filim. Fakat, o g\u00fcnk\u00fc yemekleri b\u00fcy\u00fck bir i\u015ftiha ve lezzetle yedim. Her g\u00fcn geziyorduk. Cebel'e \u00e7\u0131k\u0131yorduk. Me\u015fhur Sedr ormanlar\u0131ndan Akdeniz'in mavi sular\u0131n\u0131 seyrediyorduk. Bu\u00ad ras\u0131 Avrupa gibi yabanc\u0131 yerler de\u011fildi.","Babam\u0131n, zaman-\u0131 saltanat\u0131nda, sahibi bulundu\u011fu top\u00ad raklard\u0131. Bir ay onlar\u0131n yan\u0131nda kald\u0131m. Sokaklar\u0131n\u0131, ma\u011fa\u00ad zalar\u0131n\u0131 gezdim. Sevememekle beraber, bir saniye olsun s\u0131\u00ad k\u0131lmad\u0131m. Ho\u015flanmad\u0131\u011f\u0131m manzaralarla kar\u015f\u0131la\u015ft\u0131\u011f\u0131m vakit ba\u015f\u0131m\u0131 \u00e7eviriyordum. Sokakta berberlerin insanlar\u0131n di\u015flerini \u00e7ek\u00ad meleri bunlar\u0131n aras\u0131nda idi. Ayr\u0131laca\u011f\u0131m g\u00fcn hem\u015firem bir veda ziyafeti verdi. Amcaz\u00e2delerim, hem\u015firez\u00e2delerim hepsi yemekte bu\u00ad lundular ve ertesi g\u00fcn\u00fc de, alana kadar gelip, beni u\u00e7a\u011fa bindirdiler. \u00dc\u00e7 saatlik bir u\u00e7u\u015ftan sonra, \u0130stanbul'un \u00fczerine geldik. Bo\u011faz\u0131, onun mavi sular\u0131n\u0131 alt\u0131mda serili bulunca, g\u00f6zlerim hasret ve sevin\u00e7 ya\u015flar\u0131yla doldu. \u015eehre bak\u0131yordum. Saray\u00ad lar\u0131 g\u00f6rd\u00fcm. Fakat, ben g\u00f6zlerimle Ni\u015fanta\u015f\u0131'ndaki mesut yuvam\u0131 ve tam kar\u015f\u0131m\u0131zdaki karakolu ar\u0131yordum. Meydana indik. Garda beni sevenlerden sadece birka\u00e7 ki\u015fiyi bulmu\u015ftum. K\u0131z\u0131m h\u00e2nedan mensubu olarak d\u00fcnyaya gelmi\u015fti; fakat kader, onu da bizler gibi vatandan ayr\u0131 d\u00fc\u015fmeye icbar et\u00ad mi\u015fti. Kendi hayat\u0131n\u0131 kendisi temin eden m\u00fctev\u00e2zi bir kim\u00ad se yapm\u0131\u015ft\u0131. K\u0131z\u0131m\u0131n, m\u00e2zisini hat\u0131rlay\u0131p bo\u015f bir gururun te\u00ad siriyle, kar\u015f\u0131la\u015faca\u011f\u0131 hakikatler ve engeller \u00f6n\u00fcnde sars\u0131lma\u00ad mas\u0131, onlar\u0131 kolayl\u0131kla anlay\u0131p iktiham etmesi m\u00fchim bir mesele idi. Bir halk \u00e7ocu\u011fu gibi terbiye g\u00f6rmesine \u015fahsen b\u00fcy\u00fck dikkat sarfettim. Maddeci olmamas\u0131n\u0131, elindeki ile kanaat etmesini, ihtiya\u00e7lar\u0131n t\u00fckenmeyece\u011fini, birisini te\u00ad min eder etmez, arkas\u0131ndan yenisinin zuhur edece\u011fini s\u00f6y\u00ad lerdim. Kanaatk\u00e2r olan\u0131n her zaman bahtiyar ve her zaman zengin ya\u015fayaca\u011f\u0131n\u0131 telkin ederdim. Allah'a b\u00fcy\u00fck bir \u00eemanla ba\u011flanmas\u0131n\u0131 temin etmek ve \u0130sl\u00e2m dininin ululu\u011funu ruhunun derinliklerine sindirmek, benim i\u00e7in b\u00fcy\u00fck bir vazife oldu. Onu yabanc\u0131 iklimlere kendi kaderi ile ba\u015f ba\u015fa b\u0131rakmaya mecbur oldu\u011fum an,","kalbine a\u015f\u0131lad\u0131\u011f\u0131m Allah sevgisi, Allah korkusu ve Allah'a g\u00fc\u00ad ven, ona verebildi\u011fim en k\u0131ymetli \u015feyler olmu\u015ftu. Bedbahtl\u0131klar\u0131n sebebi korkakl\u0131k, k\u0131skan\u00e7l\u0131k, irtik\u00e2b ve ri\u00ad y\u00e2n\u0131n, \u0130sl\u00e2m dininin Allah duygusu ile bertaraf edilece\u011fine ait inanc\u0131 onda tesis etmeye muktedir oldu\u011fumdan dolay\u0131 gurur ve s\u00fcr\u00fcr duyar\u0131m. Hayat hik\u00e2yemin ayd\u0131nl\u0131k ve karan\u00ad l\u0131k g\u00fcnlerini ona anlat\u0131rken, bu telkinat\u0131m\u0131 do\u011frulayacak k\u0131ymetli \u00f6rnekler veriyordum. Cen\u00e2b-\u0131 Hakk'\u0131n insanlara bah\u015fetti\u011fi mevahibin en y\u00fck\u00ad se\u011fi, hakikat severlik, hemcinsine yard\u0131m ve iyilik etmektir. Muzdarip ve m\u00fckedder olanlara daima yard\u0131m, tesell\u00ee ve ce\u00ad saret verilmelidir. Duygusuz insanlar bu b\u00fcy\u00fck istidat-\u0131 f\u0131t\u00ad r\u00eeden mahrum demektir. Me\u015fhur Baron Sallot'ya iz\u00e2fe edi\u00ad len bir hik\u00e2yeyi k\u0131saca anlatmak isterim: Baron Sallot bir yaz gecesi yan\u0131nda bir gazeteci arkada\u015f\u0131 ve u\u015fa\u011f\u0131 ile gezintiye \u00e7\u0131kar. Avdetlerinde, bir k\u00f6\u015feyi d\u00f6ner\u00ad lerken, kar\u015f\u0131lar\u0131na silahl\u0131 bir adam dikilir. \u00dczerlerindeki tek\u00ad mil paralar\u0131n teslimini ister. Sallot, cebindeki \u00fc\u00e7 alt\u0131n\u0131 h\u00fcsn- i r\u0131za ile me\u00e7h\u00fbl adama verir, daha fazla verecek paras\u0131 ol\u00ad mad\u0131\u011f\u0131n\u0131 da s\u00f6yler. H\u0131rs\u0131z uzakla\u015f\u0131r, fakat Baron bu me\u00e7h\u00fbl adam\u0131 u\u015fa\u011f\u0131na takip ettirir. H\u0131rs\u0131z\u0131n f\u0131r\u0131na gidip ekmek ald\u0131\u00ad \u011f\u0131n\u0131, sonra evine gidip zevcesi ve \u00e7ocuklar\u0131na: \\\"\u0130\u015fte size bir ekmek ki, bin bel\u00e2 ile ele ge\u00e7irdim. Bunun\u00ad la a\u00e7l\u0131\u011f\u0131n\u0131z\u0131 defediniz ve bilmi\u015f olunuz ki, bug\u00fcnlerde jan\u00ad darmalar beni yakalayacak ve kanun beni asacakt\u0131r. Sebebi ise sizsiniz,\\\" dedi\u011fini \u00f6\u011frenir. Ertesi g\u00fcn Baron, h\u0131rs\u0131z\u0131n evine gider. H\u00e2ne sahibinden tahkikat yaparak bu adam\u0131n fakir bir terzi oldu\u011funu \u00f6\u011frenir. Kap\u0131s\u0131n\u0131 \u00e7alar. Bir g\u00fcn \u00f6nce soydu\u011fu adam\u0131 kar\u015f\u0131s\u0131nda g\u00f6\u00ad ren terzi \u015fa\u015f\u0131r\u0131r ve korkar. Baronun ayaklar\u0131na kapan\u0131r. Ba\u00ad ron: \\\"Korkma, seni mahvetmeye gelmedim. Biliyorum ki, bir terzisin, i\u015fte sana otuz ald\u0131n! Bunu sermaye yap, \u00e7al\u0131\u015f ev\u00ad l\u00e2tlar\u0131n\u0131 ve zevceni besle! E\u011fer gayret etti\u011fini g\u00f6r\u00fcrsem, seni himaye edece\u011fimi vaad ederim,\\\" der.","G\u00f6r\u00fcl\u00fcyor ki, af ve \u00e2t\u0131fet tatl\u0131 ve g\u00fczel bir harekettir, fazi\u00ad lettir, insan\u0131 y\u00fcceltir. Baz\u0131 insanlar kazanmak gayesiyle her t\u00fcrl\u00fc riy\u00e2y\u0131 irtik\u00e2b ederler, has\u0131mlar\u0131na hakaret dolu s\u00f6zler sarfederler. Bu t\u00fcr\u00ad l\u00fc davran\u0131\u015flar, davalar\u0131 isbat ve m\u00fcdafaaya yaramad\u0131\u011f\u0131 gibi, has\u0131mlar\u0131n husumetlerini de tezyid ve te\u015fdit ederler. \u00d6\u011frenmek, ilim tahsil etmek insan\u0131n temel faaliyeti ol\u00ad mal\u0131d\u0131r. Vakitler, l\u00fczumsuz e\u011flenceler ile israf edilmemeli\u00ad dir. Kendi dilinden ba\u015fka m\u00fcteaddit dillere v\u00e2k\u0131f olmak, biz\u00ad lere yeni d\u00fcnyalar kazand\u0131r\u0131r. Art\u0131k, roman\u0131m\u0131n bu safhas\u0131 bitmi\u015fti. Kendimden ve va\u00ad tan\u0131mdan ne kalm\u0131\u015fsa, ac\u0131 veya tatl\u0131, onlar\u0131 ba\u011fr\u0131ma basmak vazifemdi... \u0130STANBUL\/Cihangir 1 \u015eubat l961","6. BABAMIN S\u0130YASET\u0130 HAKKINDA b\u00f6l\u00fcm' BANA ANLATILANLAR","Babam\u0131n devlet idaresi hakk\u0131nda, lehte ve aleyhte bir \u00e7ok \u015feyler s\u00f6ylenmi\u015ftir; fakat onun, cedlerimin i\u00e7inde, en ziy\u00e2\u00ad de, siyas\u00ee bir h\u00fck\u00fcmdar oldu\u011funa dair ittifak mevcuttur. Has\u0131mlar\u0131 ve taraftarlar\u0131 bu kanaat \u00fczerinde mutabakat ha\u00ad lindedirler. Hat\u0131ralar\u0131m\u0131n gayesi, evvelce de belirtti\u011fim gibi, babama olan sevgimi ve hayatta kalm\u0131\u015f tek k\u0131z\u0131 olarak, v\u00fcs'at\u0131m\u0131n hudutlar\u0131 i\u00e7inde, onu izaha \u00e7al\u0131\u015fmakt\u0131r. Siyas\u00ee muvaffakiyet\u00ad lerini ara\u015ft\u0131r\u0131p bulmaya gayret edi\u015fim de \u015f\u00fcphesiz b\u00f6yle bir evl\u00e2tl\u0131k duygusundan ileri gelmektedir. Osmanl\u0131 idaresi sona erdikten sonra, Avrupa'da vatan hasreti i\u00e7inde ge\u00e7irdi\u011fim uzun s\u00fcrg\u00fcn y\u0131llar\u0131nda, tarihimize ve bilhassa babam\u0131n devrine ait mubahaselere ve m\u00fctal\u00e2\u00ad alara b\u00fcy\u00fck ehemmiyet verirdim. Esasen gurbet hayat\u0131m\u0131n, kendi zaviyemden en cazip taraf\u0131, daha evvelki bahiste te\u00ad ferruat\u0131yla izah\u0131na \u00e7al\u0131\u015ft\u0131\u011f\u0131m husus\u00ee dostluklar\u0131m\u0131n i\u00e7ine gi\u00ad ren m\u00fchim \u015fahsiyetlerin babam hakk\u0131ndaki intibalar\u0131 ve onun siyas\u00ee cephesine ait bana a\u00e7\u0131klad\u0131klar\u0131, al\u00e2ka \u00e7ekici d\u00fc\u00ad \u015f\u00fcnceleridir.","Bunlar o kadar \u00e7oktur ki, burada hepsinin benim kale\u00ad mimle hem derlenmesi, hem de te\u015fhiri \u00e7ok g\u00fc\u00e7t\u00fcr. Tarihi\u00ad mizin buhranl\u0131 bir devresini te\u015fkil eden babam\u0131n saltanat y\u0131llar\u0131, ancak tarih\u00e7ilerin m\u00fctehass\u0131s politikac\u0131 ve devlet adamlar\u0131n\u0131n ele alacaklar\u0131 bir tetkik mevzudur. \u00c7\u00fcnk\u00fc h\u00e2di\u00ad seler, herkesin m\u00e2l\u00fbmu oldu\u011fu kadar basit de\u011fildir. Buna ra\u011fmen, tan\u0131ma f\u0131rsat\u0131n\u0131 buldu\u011fum m\u00fchim \u015fahsiyetlerin a\u011fz\u0131ndan dinledi\u011fim, babam\u0131n devlet idaresine ait tarih\u00ee fi\u00ad kirlerini h\u00fcl\u00e2sa etmeyi denemekten kendimi alamad\u0131m. Paris'e yerle\u015fti\u011fim zaman, \u015fahs\u00ee davalar\u0131m\u0131 \u00fczerine alan eski Frans\u0131z Cumhurba\u015fkan\u0131 Millerand'\u0131 bilhassa kaydet\u00ad mek isterim. Kendisi 23 Eyl\u00fcl 1920 ve Haziran 1924 tarihleri aras\u0131nda bu makamda vazife if\u00e2 etmi\u015ftir. \u00c7ekilince, eski mesle\u011fi avukatl\u0131\u011fa avdet etmi\u015fti. Ailesini \u00e7ok severdi. S\u0131rf bir me\u015fgale olmas\u0131 i\u00e7in avukatl\u0131k yapard\u0131, fakat \\\"Ne yapay\u0131m! Han\u0131m\u0131m\u0131n masraflar\u0131n\u0131 kar\u015f\u0131lamaya mevcut gelirlerim k\u00e2fi gelmiyor, yine \u00e7al\u0131\u015f\u0131p kazanmam icab ediyor,\\\" diyerek han\u0131\u00ad m\u0131na olan muhabbetini izhar etmek isterdi. M\u00fclerand'dan ba\u015fka babam hakk\u0131nda m\u00fctal\u00e2alar\u0131n\u0131 ba\u00ad na nakleden di\u011fer bir \u015fahsiyet de Venezuella'da bir Alman dostumun villas\u0131nda av k\u0131yafetiyle tan\u0131\u015ft\u0131\u011f\u0131m\u0131 kaydetti\u011fim \u0130talyan sefiri olmu\u015ftur. Babam\u0131n zaman\u0131nda \u0130talya'n\u0131n T\u00fcr\u00ad kiye sefareti ikinci k\u00e2tipli\u011fi yapm\u0131\u015ft\u0131. Millerand'\u0131n hususiyeti, babam\u0131 bilhassa \u00e2lim\u00e2ne bir \u015fe\u00ad kilde m\u00fctal\u00e2a etmi\u015f olmas\u0131d\u0131r. Bana kar\u015f\u0131 al\u00e2kas\u0131n\u0131n as\u0131l se\u00ad bebi; babam hakk\u0131nda sahip oldu\u011fu k\u0131ymetli fikirleri ve ka\u00ad naatleri idi. Bunu, konu\u015fmalar\u0131m\u0131zda tevcih etti\u011fi sualler\u00ad den anlard\u0131m. Rahmetli ikinci e\u015fim ile izdivac\u0131mdan sonra da davalar\u0131mla yine bir m\u00fcddet Mr. Millerand me\u015fg\u00fbl ol\u00ad mu\u015ftu. Yazmaya pek merakl\u0131 olan zevcim Halis Bey, Mille\u00ad rand'\u0131n babam hakk\u0131ndaki konu\u015fmalar\u0131n\u0131 k\u0131sa notlar halin\u00ad de kaydederdi. Bu da\u011f\u0131n\u0131k hat\u0131ralardan da geni\u015f \u00f6l\u00e7\u00fcde isti\u00ad fade edilmi\u015ftir.","Babam\u0131n idaresi, bizim neslin \\\"93 Harbi\/1877-1878\\\" di\u00ad ye adland\u0131rd\u0131klar\u0131 bir tarih\u00ee hez\u00eemet ile, h\u00e2l'ini t\u00e2kibeden Balkan Harbi gibi di\u011fer bir fel\u00e2ketin s\u0131n\u0131rlad\u0131\u011f\u0131 devreye rast\u00ad lamaktad\u0131r. Balkan Harbi, h\u00e2l'inden sonra vukua gelmekle beraber, onu taht\u0131ndan uzakla\u015ft\u0131ran h\u00e2diselere do\u011frudan do\u011fruya ba\u011fl\u0131d\u0131r. Babam, \u0130mparatorlu\u011fun y\u0131k\u0131l\u0131\u015f\u0131na ait Mondros M\u00fctarekesinin imzaland\u0131\u011f\u0131 1918 y\u0131l\u0131nda g\u00f6zlerini hayata kapam\u0131\u015ft\u0131r. Babam\u0131n idaresi, bir deniz dalgas\u0131n\u0131n s\u0131rt\u0131 gibi, bu iki tarih\u00ee \u00e7\u00f6k\u00fcnt\u00fcn\u00fcn aras\u0131nda olduk\u00e7a y\u00fcksek bir mevki al\u0131r ve kendi hayat\u0131, imparatorlu\u011funun hayat\u0131 ile ayn\u0131 zamanda sona erer. \u0130mparatorlu\u011fun inkiraz\u0131 safhas\u0131nda, devlet idaresini de\u00ad ruhte eden cedlerim ve amcalar\u0131m buhranlar\u0131 durdurmak i\u00e7in ellerinden gelen gayreti safretmi\u015flerdir. Ben, bu safha\u00ad da m\u00fchim mes'uliyetler y\u00fcklenen sadr\u00e2zam ve kumandan\u00ad lar\u0131n da ellerinden geldi\u011fi kadar iyi niyetle hareket ettikleri\u00ad ne kaniim. M\u00fcteaddid siyas\u00ee m\u00fcnaka\u015falar ve muhakemeler olmu\u015ftur, hiyanet iddialar\u0131 ortaya at\u0131lm\u0131\u015ft\u0131r, kanl\u0131 cezalar tatbik edilmi\u015ftir, y\u0131k\u0131l\u0131\u015f\u0131n mes'ulleri ve su\u00e7lular\u0131 olarak bir \u00e7ok isimler ortaya at\u0131lm\u0131\u015ft\u0131r. B\u00fct\u00fcn bunlara ra\u011fmen, kana\u00ad atimi de\u011fi\u015ftirmedim. Avrupa'da ge\u00e7en m\u00fc\u015fahede y\u0131llar\u0131m esn\u00e2s\u0131nda, daha ta\u00ad rafs\u0131z ve daha m\u00fccerret bir hava i\u00e7inde tetkike ve d\u00fc\u015f\u00fcnme\u00ad ye \u00e7al\u0131\u015ft\u0131m. Osmanl\u0131 \u0130mparatorlu\u011fu ile birlikte y\u0131k\u0131lan di\u011fer \u0130mparatorluklar\u0131n da hayat hik\u00e2yelerini, elimden geldi\u011fi ka\u00ad dar tetkik ettim. Kar\u015f\u0131la\u015ft\u0131\u011f\u0131m hak\u00eekat, kendi kanunlar\u0131n\u0131n h\u00fckm\u00fcne uyarak, d\u00fcnyan\u0131n de\u011fi\u015fmekte olmas\u0131 idi. Fransa ihtil\u00e2li de\u011fi\u015fme temposunu daha h\u0131zland\u0131rm\u0131\u015ft\u0131. Her \u0130mparatorlukta, yerine g\u00f6re, h m\u00fcc\u00e2deleleri zuhur ediyordu. Krall\u0131k idareleri yerlerini cumhuriyetlere terk ediyorlard\u0131. D\u00fcnyay\u0131 bir tufan gibi kap\u00ad layan bu denizin ortas\u0131nda, Osmanl\u0131 padi\u015fahl\u0131k idaresinin bir ada gibi mevcudiyetini ilelebet muhafaza etmesi m\u00fcm\u00ad k\u00fcn de\u011fildi. Osmanl\u0131 padi\u015fahl\u0131k idaresi de er-ge\u00e7 bu kanu\u00ad nun tesiri alt\u0131nda bir cumhuriyete ink\u0131l\u00e2p edecekti. Tarihin ak\u0131\u015f\u0131 bu idi.","Babam, karde\u015fi Sultan Murad V. Han'\u0131n h\u00e2l'i \u00fczerine, 31 A\u011fustos 1876 tarihinde tahta \u00e7\u0131kt\u0131\u011f\u0131 vakit, esasen devletler aras\u0131 bir taahh\u00fct haline gelmi\u015f olan b\u00f6yle bir ink\u0131l\u00e2b\u0131 ger\u00e7ek\u00ad le\u015ftirmek mes'uliyet-i tarihiyesini taahh\u00fct etmi\u015f bulunuyor\u00ad du. Kendi h\u00fck\u00fcmranl\u0131\u011f\u0131n\u0131, bir nisbet dahilinde, millet ile payla\u015fmaktan ib\u00e2ret olan bu me\u015frut\u00ee idareyi vaad ve taah\u00fct etmi\u015fti. Tarih\u00ee t\u00e2biri ile siyas\u00ee ink\u0131l\u00e2p ad\u0131n\u0131 alan bu umum\u00ee de\u011fi\u015fikli\u011fin mesut hedeflerine ula\u015fmas\u0131 halinde, \u015f\u00fcphesiz i\u00e7 ve d\u0131\u015f siyas\u00ee m\u00fc\u015fk\u00fcllerden kurtulunulaca\u011f\u0131 san\u0131l\u0131yordu. Bu netice bize, yani o devrin Osmanl\u0131 ad\u0131n\u0131 ta\u015f\u0131yan ve haric\u00ee te\u00ad sirler ile mill\u00ee k\u00fclt\u00fcrleri te\u015fvik edilen \u00e7e\u015fitli anas\u0131rdan m\u00fcrek\u00ad kep halk\u0131na saadet ve refah getirecekti; fakat di\u011fer cihetten topraklar\u0131m\u0131zda menfaatleri olan di\u011fer devletlerin yani d\u00fc\u00ac vel-i muazzaman\u0131n uzak emelleri engellenecekti. Y\u0131k\u0131l\u0131\u015f\u0131m\u0131z\u0131n su\u00e7luluklar\u0131n\u0131 birbirimize, daha do\u011frusu kendimize y\u00fcklemek hususunda elimizden gelen yap\u0131lm\u0131\u015f\u00ad t\u0131r, fakat bizi as\u0131l y\u0131kan yabanc\u0131 menfaatleri, onlar\u0131n aman\u00ad s\u0131z m\u00fcc\u00e2delelerini bir t\u00fcrl\u00fc g\u00f6rmeye muvaffak olamay\u0131\u015f\u0131\u00ac m\u0131zd\u0131r. Elbirli\u011fi ile kar\u015f\u0131 koyaca\u011f\u0131m\u0131z yerde, aksine onlar ile te\u015frik-i mesai ettik. Kendi kendimizi onlar\u0131n arzular\u0131na g\u00f6re par\u00e7alamak i\u00e7in, a\u00e7\u0131k veya kapal\u0131, birbirimizi bo\u011fazlad\u0131k. Babam\u0131 siyas\u00ee bir h\u00fck\u00fcmdar olarak temay\u00fcz ettiren dev\u00ad let idaresinin, dikkate en ziy\u00e2de \u015f\u00e2yan taraf\u0131, bizi y\u0131kan bu yabanc\u0131 menfaatler ile dahildeki mill\u00ee cereyanlar \u00fczerine ic\u00ad raat\u0131n\u0131 bilhassa teksif etmesi keyfiyetidir. Babam, dahildeki her t\u00fcrl\u00fc menf\u00ee hareketleri, yabanc\u0131 menfaatlerin elinden kurtar\u0131p, terbiye ve m\u00fcsbet bir hareket haline getirmeye sa\u00ad b\u0131rla ve b\u00fcy\u00fck bir irade kuvvetiyle \u00e7al\u0131\u015fm\u0131\u015ft\u0131r. Bid\u00e2yette Osmanl\u0131 devletinin kar\u015f\u0131s\u0131nda Rusya ve \u0130ngilte\u00ad re bulunuyordu. Bunlar y\u00fcz\u00fcnden iki b\u00fcy\u00fck cihan devleti idi. Rusya Asya'da, \u0130ngiltere ise, denizlerde tevess\u00fc ediyordu. Geni\u015flemek i\u00e7in tuttuklar\u0131 yol \u00fczerinde birbirlerinin kar\u015f\u0131s\u0131\u00ad na \u00e7\u0131k\u0131yorlar, aralar\u0131nda bir d\u00fcnya ihtil\u00e2f\u0131n\u0131 haz\u0131rl\u0131yorlard\u0131. B\u00fcy\u00fck Petro, Balt\u0131k havzas\u0131na \u00c7arl\u0131k merkezini nakletti\u00ad rince (Petersburg), Rusya ile \u0130ngiltere \u0130skandinavya sahas\u0131n-","da birbirlerini elleriyle tutacak yak\u0131nl\u0131\u011fa gelmi\u015flerdi; fakat Balt\u0131k'taki Alman Duvar\u0131 bil\u00e2hare bu ihtil\u00e2f\u0131 Akdeniz sahas\u0131\u00ad na kayd\u0131rm\u0131\u015ft\u0131r. O zamanki Osmanl\u0131 \u0130mparatorlu\u011funun bu iki b\u00fcy\u00fck ra\u00ad kip aras\u0131nda nas\u0131l hayat\u00ee ehemmiyette bir menfaat sahas\u0131 oldu\u011fu, K\u0131r\u0131m Harbindeki (1854-1856) vaziyetle ortaya \u00e7\u0131k\u00ad m\u0131\u015ft\u0131r. Paris Muahedesi (1856), Osmanl\u0131 \u0130mparatorlu\u011funun tamamiyeti m\u00fclkiyesini garanti etmi\u015f, fakat di\u011fer cihetten devlet \u00fclkesini ba\u015fta Rus ve \u0130ngiliz olmak \u00fczere Avrupa dev\u00ad letlerinin m\u00fc\u015fterek menfaat sahas\u0131 olarak dolay\u0131s\u0131yla teyit etmi\u015fti. Devlet, ancak bu garantiyi verenlerin arzular\u0131 dahi\u00ad linde, kendi mill\u00ee siyasetini tanzim ve idare edecekti. K\u0131r\u0131m Harbinden, babam\u0131n zaman\u0131na ait olan \\\"93 Har\u00ad bi\/1877-1878\\\" ne kadar, \u0130ngiliz-Rus rekabeti, Osmanl\u0131 top\u00ad raklar\u0131 \u00fczerinde -bilhassa Hindistan yolu meselesi y\u00fcz\u00fcn\u00ad den- \u00e7at\u0131\u015fm\u0131\u015ft\u0131r. Her iki devletin, ayr\u0131 ayr\u0131, T\u00fcrkiye topraklan \u00fczerinde hayat\u00ee iki ge\u00e7ite sahip olma gayeleri vard\u0131, \u0130ngiltere S\u00fcvey\u015f sahas\u0131n\u0131, Rusya Bo\u011fazlar\u0131 ile ge\u00e7irmek istiyordu. 93 Harbinden sonra, Osmanl\u0131 \u00fclkesinde, s\u00f6z\u00fc ge\u00e7en ge\u00e7itlerin aras\u0131n\u0131 ay\u0131ran sahada, menfaat siyaseti takip eden yeni bir \u00fc\u00e7\u00fcnc\u00fc devlet Avrupa sahnesinde peyda olmu\u015ftu: Almanya. Babam\u0131n b\u00fct\u00fcn mahareti, bu \u00fc\u00e7 kuvvetten hangisi tehli\u00ad keli olmaya ba\u015flam\u0131\u015f ise, \u00f6nce bunu tayin etmek ve kar\u015f\u0131s\u0131\u00ad na di\u011ferlerini \u00e7\u0131karmaktan ibaretti. Bu devri iyi bilen m\u00fc\u00ad him bir \u015fahsiyet, s\u00f6z\u00fc ge\u00e7en siyas\u00ee d\u00fcsturun, babam taraf\u0131n\u00ad dan bir defas\u0131nda, \\\"Rus'lar\u0131 dar\u0131ltmamak, \u0130ngiliz'leri ku\u015fku\u00ad land\u0131rmamak, Almanlar\u0131 da koz olarak kullanmak\\\" tarz\u0131nda yak\u0131nlar\u0131na n\u00fckteli bir tarzda izah etti\u011fini bana s\u00f6ylemi\u015fti. Babam bu oyunda \u00e7ok ta\u015flar\u0131n\u0131 k\u0131rd\u0131rm\u0131\u015ft\u0131r. Fakat taht\u0131ndan indirildi\u011fi g\u00fcn, hudutlar\u0131, yine Adriyatik'ten Hint Denizine ve A\u011fr\u0131'dan Tunus'a kadar uzanan bir \u00fclke b\u0131rakm\u0131\u015ft\u0131r. Ayr\u0131\u00ad ca, tarih\u00ee kaderin di\u011fer h\u00fck\u00fcmdarl\u0131klara inen darbesi, er ge\u00e7 Osmanl\u0131 Devletine de \u00e7arpt\u0131\u011f\u0131 vakit, topraklar\u0131nda padi\u015fah\u00ad lar\u0131n h\u00e2kimiyetini bizzat temsil ve idame edecek bir T\u00fcrk milletini de yeti\u015ftirmeye muvaffak olmu\u015ftur. I. Cihan Har-","binde, devlet gemisi yaralan\u0131p, kaptanlar\u0131 terk-i sefine ettik\u00ad leri zaman, bu halktan te\u015fkil edilen ordular, siyas\u00ee cemiyet\u00ad ler, asker, sivil b\u00fcy\u00fck devlet adamlar\u0131, bat\u0131k sefineyi yeniden y\u00fczd\u00fcrm\u00fc\u015ft\u00fcr. Babam\u0131n devrinde Gen\u00e7 Osmanl\u0131lar, Gen\u00e7 T\u00fcrkler, \u0130tti\u00ad hat ve Terakki Cemiyeti, bil\u00e2hare siyas\u00ee f\u0131rkas\u0131, T\u00fcrk Derne\u00ad \u011fi (7-1-1909) -T\u00fcrk Ocaklar\u0131n\u0131n \u00e7ekirde\u011fi- gibi k\u00fclt\u00fcr ve si\u00ad yaset m\u00fcesseseleri do\u011fmu\u015ftur. Bir \u00e7ok vahim hatalar irtik\u00e2b ettikleri de iddia edilmi\u015ftir. Hatta babama da isy\u00e2n edip tah\u00ad t\u0131ndan indirmi\u015flerdir; fakat babam onlara daima m\u00fcsama\u00ad ha g\u00f6stermi\u015ftir. Onlar\u0131 ortadan kald\u0131rmak i\u00e7in elinde im\u00ad k\u00e2nlar oldu\u011fu halde, harekete kafiyen ge\u00e7memi\u015ftir. Osmanl\u0131 idaresi i\u00e7inde Gayr-i M\u00fcslim anas\u0131ra ve ruhan\u00ee m\u00fcmessillerine kar\u015f\u0131 da, b\u00fct\u00fcn \u0130sl\u00e2m \u00e2leminin hal\u00eefesi ola\u00ad rak, adaletle ve d\u00fcr\u00fcstl\u00fckle muamele etmi\u015ftir. Bunlardan, devletin idaresinde, imparatorlu\u011fun idame ve bekas\u0131 i\u00e7in b\u00fcy\u00fck hizmetler istihsal etmi\u015ftir. Babam, b\u00fcy\u00fck devletlerin, T\u00fcrkiye \u00fczerindeki ihtil\u00e2flar\u0131\u00ad n\u0131 gayet iyi bilirdi, kendine tehlike arzeden tarafa di\u011ferlerini tevcih etmek siyas\u00ee stratejisi, 93 Harbinde ve onu takip eden h\u00e2diselerde dikkati \u00e7eker. Bilhassa Tuna Nehrinden ge\u00e7en serhad\u0131 y\u0131karak, Balkanlara n\u00fcfuz etmek isteyen Rusya ve Avusturya'y\u0131 Tuna'n\u0131n \u015fimaline \u00e7ekip orada tutmaya mu\u00ad vaffak olmas\u0131, yolunun emniyeti i\u00e7in Girit, K\u0131br\u0131s ve Arap ya\u00ad r\u0131madas\u0131 gibi, hayat\u00ee noktalar\u0131 \u0130ngiliz i\u015fgaline, yahut daha do\u011frusu m\u00fcstemleke imparatorlu\u011funa vermemek, bu mev\u00ad kilerden Osmanl\u0131 Devletinin menfaatleri i\u00e7in faydalar temin etmek gayretleri de ayn\u0131 siyas\u00ee stratejinin \u015fumul\u00fcne girer. \u0130ngiltere'nin eline ge\u00e7me tehlikesini arzeden Girit hakk\u0131n\u00ad da, Yunan'l\u0131lar\u0131n ilhak isteklerini silahla reddetmeyi -yani Yunan harbini (1897)- g\u00f6ze alm\u0131\u015ft\u0131r. Neticede bu aday\u0131 siya\u00ac seten m\u00fcdafaaya muvaffak olmu\u015ftur. \u0130ngiltere'nin eline ge\u00e7mesini \u00f6nlemi\u015ftir. Babam, \u0130ngiltere'nin, Hindistan siyasetini Akdeniz ve Hint Denizi sahalar\u0131 \u00fczerindeki Osmanl\u0131 \u0130mparatorlu\u011fu i\u00e7in","tehlikeli emellerini vaktinde kavram\u0131\u015f ve kar\u015f\u0131 koymak i\u00e7in Alman n\u00fcfuzuna m\u00fcracaat etmi\u015fti. (Alman asker\u00ee m\u00fctehas\u00ad s\u0131slar\u0131, Anadolu, Ba\u011fdat ve Hicaz demiryollar\u0131 imtiyazlar\u0131). K\u0131saca, Orta \u015earkta Almanya'n\u0131n kuvvetini \u0130ngiltere'nin kar\u00ad \u015f\u0131s\u0131na \u00e7\u0131karabilmi\u015fti. Alman Kayseri II. Wilhelm'i \u0130stanbul'a daveti ve g\u00f6sterdi\u011fi m\u00fcstesn\u00e2 misafirperverlik, en nihayet Yayser'in Kud\u00fcs-i \u015eerifi ziyareti, orada kendisini 300 milyon m\u00fcsl\u00fcman\u0131n hal\u00eefesinin \\\"dost\\\"u olarak il\u00e2n etmesi, gerek \u0130ngiliz ve gerekse Rus'lar\u0131n \u00fczerinde frenleyici tesirler icra etmekten hali kalmam\u0131\u015f ve bu iki devletin h\u00fck\u00fcmdar\u0131n\u0131 Re\u00ac val'de bulu\u015fmaya sevketmi\u015ftir. Fakat Reval m\u00fcl\u00e2kat\u0131, Alman propagandas\u0131 taraf\u0131ndan Rusya ile \u0130ngiltere'nin Osmanl\u0131 \u0130mparatorlu\u011funu taksime k me \u015feklinde yorumlan\u0131p, yay\u0131nlanm\u0131\u015ft\u0131r. Bu telkin maalesef \u00e7ok m\u00fcessir olmu\u015f ve T\u00fcrk umum\u00ee efk\u00e2r\u0131, Alman n\u00fcfuzu al\u00ad t\u0131na s\u00fcr'atle ve umum\u00ee heyetiyle kaym\u0131\u015ft\u0131r. E\u011fer, II. Wil- helm'in I. Cihan Harbinden \u00f6nce Londra, Viyana, Roma, Vatikan, Atina, \u0130stanbul, Filistin, Tunca ziyaretleri, panger\u00ac manizm ideolojisi, \\\"Almanya'n\u0131n istikb\u00e2li denizlerdedir\\\" \u015feklindeki tehditk\u00e2r nutuklar\u0131 toplu bir halde Reval m\u00fcl\u00e2kat\u0131 ile beraber m\u00fctal\u00e2a ed Konferans\u0131n\u0131n gayesi, Almanya ile hesapla\u015fmak es\u00e2s\u0131na da\u00ad yanan bir anla\u015fma oldu\u011fu, bizim de ancak b\u00f6yle bir Alman meselesi i\u00e7in m\u00fczakere edilmemiz icap etti\u011fi anla\u015f\u0131l\u0131rd\u0131. Ba\u00ad bam, Alman propagandas\u0131na tamamiyle teslimiyet g\u00f6steren \u0130ttihat ve Terakki komitesi kar\u015f\u0131s\u0131nda kendi g\u00f6r\u00fc\u015f\u00fcn\u00fc h\u00e2kim k\u0131lamam\u0131\u015ft\u0131r. E\u011fer bunda muvaffak olsayd\u0131, belki Reval'daki konu\u015fmay\u0131 yapan h\u00fck\u00fcmdarlar, \u0130stanbul'da babamla birlik\u00ad te bir \u00fc\u00e7l\u00fc konferans akdederek do\u011frudan do\u011fruya Alman meselesini g\u00f6r\u00fc\u015feceklerdi. Osmanl\u0131 \u0130mparatorlu\u011funu, ken\u00ad di tecav\u00fcz planlar\u0131 i\u00e7in bir vas\u0131ta halinde kullanmay\u0131 tasar\u00ad layan Almanya'n\u0131n kar\u015f\u0131s\u0131nda, bu sefer \u0130ngiltere ve Rusya ile birlikte bulunacakt\u0131. \u00c7\u00fcnk\u00fc, bu safhada, Osmanl\u0131 devleti\u00ad nin, m\u00fcdafaa gayretlerini teksif etti\u011fi Avrupa topraklar\u0131n\u0131 Rus'larla payla\u015fan \u0130ngilizler de\u011fil, Almanlar (Avusturya)d\u0131r.","Almanlar, taksimin Reval'de \u0130ngiliz'ler ile Rus'lar\u0131n yapt\u0131\u011f\u0131 hakk\u0131ndaki kesif propaganda perdesi arkas\u0131nda, \u00f6nce ikinci me\u015frutiyeti \u0130ttihat ve Terakki eliyle il\u00e2n ettirmi\u015fler, babam\u0131n elindeki h\u00fck\u00fbmet sel\u00e2hiyetlerini azaltm\u0131\u015flar, \u0130ttihat ve Terakkiyi devlet siyasetine kanlar\u0131 Buchlau anla\u015fmas\u0131** ile (15 Eyl\u00fcl 1908) derhal Rusya ile taksim etmi\u015flerdir. Onlara, Bulgaristan'\u0131 istikl\u00e2liyetini ilan yolu ile terk etmi\u015fler, kendileri de (Avusturya) Bosna, Hersek'i ayn\u0131 g\u00fcn ilhak etmi\u015flerdir. (5 Ekim 1908) Bu taksimde ise Almanlar aslan pay\u0131n\u0131 alm\u0131\u015flard\u0131r. Kendi\u00ad leri Tuna cenubunda fiilen bir k\u00f6pr\u00fcba\u015f\u0131 tesis etmi\u015fler, Rus'lar\u0131n \u00f6n\u00fcne, Romanya'dan sonra bir Bulgaristan tanpo\u00ac nu tesis ederek onlar\u0131 Bulgaristan'daki gayelerinden yeniden ve fiilen uzakla\u015ft\u0131rm\u0131\u015flard\u0131r. Basarabya'ya hapsetmi\u015flerdir. S\u00f6zde Rus'lar\u0131n n\u00fcfuzu alt\u0131na giren bu Bulgaristan, Bal\u00ad kan Harbinde Tuna g\u00fcneyindeki yani Alman n\u00fcfuz sahas\u0131n\u00ad daki T\u00fcrk'leri temizlemi\u015f ve Birinci Cihan Harbinde de gene Almanlar ile i\u015fbirli\u011fi yaparak onlar\u0131n Balkanlardan Osmanl\u0131 harek\u00e2t sahas\u0131na irtibatlar\u0131n\u0131 S\u0131rbistan \u00fczerinden a\u00e7maya silahla yard\u0131m etmi\u015flerdir. Ne \u00e7are ki, \u0130ngiltere ve Rusya ile i\u015fbirli\u011fi yapmas\u0131 ihtimal dahilinde g\u00f6r\u00fclen babam\u0131, Almanlar, dediklerine kay\u0131ts\u0131z \u015farts\u0131z itaat g\u00f6steren \u0130ttihat ve Terakki komitesi vas\u0131tas\u0131yla taht\u0131n\u0131 terke mecbur etmi\u015fler ve onu Selanik'te \u0130ttihat ve Terakki kamp\u0131nda tam b ** 1908 y\u0131l\u0131 9-10 Haziran g\u00fcnlerinde Reval m\u00fcl\u00e2kat\u0131ndan sonra (15 Eyl\u00fcl 1908) tarihinde Avusturya ve Rusya Hariciye N\u00e2z\u0131rlar\u0131 \\\"Buchlau\\\"da Balkanlar'daki Osmanl\u0131 arazisini taksim edi\u015fleri ve bundan 15 g\u00fcn sonra bu taksim plan\u0131n\u0131n Bulgaristan'\u0131n is\u00ad tikl\u00e2li ve Bosna, Hersek'in de Avusturya taraf\u0131ndan ilhak\u0131 h\u00e2di\u00ad sesi tarihlerimizde silik ge\u00e7mektedir. Buchlau'da Slav ve Ger\u00ac men'lerin yapt\u0131klar\u0131 taksim pl\u00e2n\u0131 ve tatbikat\u0131 Germen'ler tara\u00ad f\u0131ndan Reval'de Slav ve Anglsaxon hayal\u00ee taksim pl\u00e2nlan yan\u0131n\u00ad da tarih bak\u0131m\u0131ndan hakik\u00ee mevkiini hen\u00fcz alamam\u0131\u015ft\u0131r.","Neticede Almanlar\u0131n Balkanlar\u0131 par\u00e7alanma ve kendi h\u00e2\u00ad kimiyeti alt\u0131na ge\u00e7irme siyaseti ve tatbikat\u0131, m\u00fccadeleyi I. D\u00fcnya Harbi \u015fekline sokmu\u015f, Osmanl\u0131 \u0130mparatorlu\u011fu da onunla beraber bu ihtil\u00e2fta Rus ve \u0130ngiliz silahlar\u0131n\u0131n kar\u015f\u0131\u00ad s\u0131na \u00e7\u0131km\u0131\u015ft\u0131r, \u0130ngiltere, Hindistan yolu ile stratejik ve iktisa\u00ee ilgisi dolay\u0131s\u0131yle Arabistan'\u0131 bizzat m\u00fcttefiki Fransa ile m\u00fc\u015f\u00ad tereken i\u015fgal mecburiyetinde kalm\u0131\u015ft\u0131r. Fakat, bu yeni i\u015fgal m\u0131ntakalar\u0131, \u0130ngiltere'yi harb sonras\u0131 y\u0131llar\u0131nda m\u00fchim siya\u00ad s\u00ee meseleler ile kar\u015f\u0131 kar\u015f\u0131ya b\u0131rakm\u0131\u015ft\u0131r. \u00d6nce Osmanl\u0131 \u0130mparatorlu\u011funun bu k\u0131s\u0131m ram\u0131\u015f daha sonra da, d\u00fcnya h\u00e2kimiyetini ve Orta \u015eark'\u0131 va\u00ad him bir \u015fekilde kaybetmesine sebep olan II. D\u00fcnya Harbini \u00e7ok elveri\u015fsiz zamanda ve gayr\u0131 m\u00fcsait \u015fartlar i\u00e7inde kabule mecbur olmu\u015ftur. Onun rakibi Rusya ise, I. D\u00fcnya Harbini kaybetmesine ra\u011fmen, tekrar dirilmi\u015f, d\u00fcnya h\u00e2kimiyetini Amerika ile payla\u015facak seviyeye gelmi\u015ftir. Binaenaleyh Os\u00ad manl\u0131 devleti, \u0130ngiltere taraf\u0131ndan bekas\u0131 \u015f\u00e2yan-\u0131 arzu bir si\u00ad yas\u00ee kuvvet idi. Kendi istemeseydi, Almanya'n\u0131n kuca\u011f\u0131na \u0130ngiltere taraf\u0131ndan terk edilmeyecekti. Babam\u0131n \u00e7a\u011f\u0131nda, yaln\u0131z Hint ve Hint yolunu kontrol\u00fc alt\u0131nda tutmak i\u00e7in, faaliyetlerini bu i\u015fe teksif eden \u0130ngiltere'nin, bu m\u00fchim menfa kadar tabi\u00ee bir \u015fey olamazd\u0131. Hayat damar\u0131 Hint ve Hint yo\u00ad lu siyasetine b\u00fct\u00fcn g\u00fcc\u00fc ile ba\u011flanm\u0131\u015f bir \u0130ngiltere'nin, Or\u00ad ta Avrupa'da, adas\u0131n\u0131n kar\u015f\u0131s\u0131nda, bir Alman tehlikesi \u00e7\u0131\u011f gi\u00ad bi b\u00fcy\u00fcrken, Osmanl\u0131 \u0130mparatorlu\u011funu Rus'lar ile payla\u015f\u00ad maya kalkmas\u0131 hi\u00e7 de ger\u00e7eklere uygun g\u00f6r\u00fclmemi\u015ftir. Bil\u00e2\u00ad kis, Almanya Avrupa'da m\u00fctec\u00e2viz\u00e2ne hareketleriyle, mer\u00ad kezi kendi \u00fczerine bir tehlike girdab\u0131 do\u011fururken, buna kar\u00ad \u015f\u0131 Rusya ve \u0130ngiltere'nin bir \u00e7emberleme faaliyetine ba\u015fla\u00ad m\u0131\u015f olduklar\u0131 g\u00f6r\u00fclmektedir. Fakat Osmanl\u0131 idaresi, bu \u00e7emberde, Almanlar\u0131n lehine \u00e7ok b\u00fcy\u00fck bir gedik v\u00fccuda getirmi\u015ftir. Neticede \u00c7arl\u0131k y\u0131k\u0131lm\u0131\u015f, \u0130ngiltere de, yukar\u0131da i\u015faret etti\u011fim gibi, arzuya \u015f\u00e2yan olmayan kazan\u00e7lar ile m\u00fc-","him buhranlara s\u00fcr\u00fcklenmi\u015f, Osmanl\u0131 idaresi de yanl\u0131\u015f si\u00ad yasetinin cezas\u0131n\u0131 g\u00f6rm\u00fc\u015ft\u00fcr. 93 fel\u00e2keti \u00fczerine tekrar avdet etmek istiyorum. Bunu \u00f6nlemek i\u00e7in toplanm\u0131\u015f olan \u0130stanbul konferans\u0131n\u0131n idare\u00ad sine, babam b\u00fcy\u00fck ehemmiyet vermi\u015ftir. \u0130ngilizlerin de deste\u011fi g\u00f6r\u00fclen m\u00fczakerelerden istihsali m\u00fcmk\u00fcn neticele\u00ad ri, 93 Harbinin getirece\u011fi f\u00e2cialarla, devrin di\u011fer zimamdar\u00ad lar\u0131 mukayese edebilseydi, her halde konferans\u0131 baltalaya\u00ad cak hareketlerden sak\u0131n\u0131rlard\u0131. Hudut kap\u0131lar\u0131nda Rus ordular\u0131n\u0131n tecav\u00fcz i\u00e7in f\u0131rsat bekledi\u011fi ve Balkanlar'daki Slav unsurlar\u0131n da bu m\u00fctec\u00e2viz Rus ordular\u0131n\u0131 kendilerini gelip kurtarmas\u0131 i\u00e7in, Osmanl\u0131 idaresini y\u0131kmaya m\u00e2tuf her t\u00fcrl\u00fc faaliyetleri irtik\u00e2b ettikle\u00ad ri bir s\u0131rada, bir Te\u015fkil\u00e2t-\u0131 Es\u00e2siye rejimi il\u00e2n\u0131na, babam\u0131n ic\u00ad bar edilmesi, tel\u00e2fisi imk\u00e2ns\u0131z bir hata olmu\u015ftur. Bu ilk Te\u015f\u00ac kil\u00e2t-\u0131 Es\u00e2siyeyi, kendi g\u00f6r\u00fc\u015flerine g\u00f6re haz\u0131rlayanlar ve bu\u00ad nun il\u00e2n\u0131 i\u00e7in b\u00f6yle bir \u00e2n\u0131 se\u00e7enler ve babam\u0131n da bunu il\u00e2n etmesine emr-i v\u00e2k\u00eeler ile sebep olanlar\u0131n iyi niyetlerin\u00ad den \u015f\u00fcphe etmek m\u00fcmk\u00fcn de\u011fildir. Ancak, onlar\u0131n Osman\u00ad l\u0131 hudutlar\u0131 \u00f6tesinde, Avrupa \u00e2leminde olan bitenleri kavra\u00ad yacak politik bir anlay\u0131\u015fa sahip olmad\u0131klar\u0131 sonradan anla\u00ad \u015f\u0131lm\u0131\u015ft\u0131r. Ger\u00e7i bu zimamdarlar hat\u0131ralar\u0131nda hatalar\u0131n\u0131 k\u0131s\u00ad men veya z\u0131mnen olsun itiraf etmi\u015flerse de vaziyeti de\u011fi\u015ftir\u00ad mek m\u00fcmk\u00fcn olmam\u0131\u015ft\u0131r. Selanik'te, Al\u00e2tini k\u00f6\u015fk\u00fcndeki s\u00fcrg\u00fcn ikameti s\u0131ras\u0131nda, babam; \\\"93 Harbi i\u00e7in Karada\u011f'a bir kar\u0131\u015f toprak terk etmekten sak\u0131nd\u0131k, fakat sonra bunun yerine az kald\u0131 Osmanl\u0131 \u0130mparatorlu\u011funu, \u0130stanbul kap\u0131lar\u0131\u00ad na y\u00fcr\u00fcyen Rus ordular\u0131na teslim edecektik,\\\" demi\u015fti. 93 fel\u00e2ketinin yaralan, Berlin Kongresi ile olduk\u00e7a tedavi edilmi\u015ftir, fakat bunun da bedeli, K\u0131br\u0131s adas\u0131n\u0131 \u0130ngiltere'ye -donanmas\u0131na \u00fcs olarak kullanmas\u0131 i\u00e7in- verilmesi olmu\u015f\u00ad tur. Berlin Kongresinde babam, Rusya'n\u0131n kar\u015f\u0131s\u0131na bir \u0130ngi\u00ad liz ittifak\u0131yla \u00e7\u0131kmak \u00fcst\u00fcnl\u00fc\u011f\u00fcn\u00fc g\u00f6stermi\u015ftir. Fakat ma\u00ad alesef Rus'lar\u0131n, istikb\u00e2lde T\u00fcrk'lere tekrar tecav\u00fcz bahane\u00ad si olmaya yarayacak, \u015eark'taki ve Balkanlar'daki Gayr-i","M\u00fcslim unsurlar\u0131n istikl\u00e2l davalar\u0131na hizmet edecek re\u00ad formlar icras\u0131 da taahh\u00fct edilmi\u015fti. Babam bu reformlar\u0131, \u0130mparatorlu\u011fun b\u00fct\u00fcnl\u00fc\u011f\u00fcn\u00fc bozmayacak \u015fekilde ve Avru\u00ad pa'dan getirece\u011fi m\u00fctehass\u0131slar marifetiyle ger\u00e7ekle\u015ftirmeye tevess\u00fcl etmi\u015ftir. Yaln\u0131z bu s\u0131rada \u0130ngiltere bo\u015f durmam\u0131\u015f, M\u0131s\u0131r'\u0131, yani ka\u00ad nal\u0131 i\u015fgal etmi\u015ftir. Napoleon'un da ilk f\u0131rsatta el att\u0131\u011f\u0131 M\u0131s\u0131r b\u00f6lgesi, Osmanl\u0131 \u0130mparatorlu\u011funun inki\u015faf\u0131nda m\u00fchim bir istikamet haz\u0131rlamakta idi. Osmanl\u0131 \u0130mparatorlu\u011fu, M\u0131s\u0131r'a h\u00e2kimiyeti sayesinde denizden emin irtibatlara sahip, Adri\u00ad yatik'ten Bengal k\u00f6rfezine kadar uzanan bir \u0130sl\u00e2m impara\u00ad torlu\u011funa, a\u00e7\u0131k denizlerde harekete muktedir bir bahr\u00ee g\u00fcce sahip devlet olmaya namzet g\u00f6r\u00fcl\u00fcyordu. M\u0131s\u0131r'\u0131n b\u00f6yle en zay\u0131f bir \u00e2n\u0131m\u0131zda en kuvvetli m\u00fcttefikimiz taraf\u0131ndan zabt\u0131, denizlere s\u0131rt\u0131m\u0131z\u0131 \u00e7evirmeye, art\u0131k sadece Asya'n\u0131n stepleri \u00fczerinde hayaller kurmaya bizleri mecbur etmi\u015ftir. \u015e\u00fcphesiz 93 fel\u00e2keti, \u0130stanbul Konferans\u0131nda \u00f6nlenebil\u00ac seydi ve bil\u00e2her onun tamiri i\u00e7in \u0130ngiltere'nin kuca\u011f\u0131na acz i\u00e7inde d\u00fc\u015f\u00fclmeseydi, \u0130ngiltere'ye M\u0131s\u0131r'\u0131 kapt\u0131rmamak, Bengal k\u00f6rfezinden \u015fark\u00ee Akdeniz sahas\u0131na kadar olan hil\u00e2\u00ad fet sahas\u0131nda, Rusya'ya kar\u015f\u0131 koymak i\u00e7in denizlerde di\u011fer bahr\u00ee g\u00fc\u00e7ler ile bir i\u015fbirli\u011fi siyaseti geli\u015ftirmek m\u00fcmk\u00fcn ola\u00ad bilirdi. Ve gene M\u0131s\u0131r, \u0130ngilizlere kapt\u0131r\u0131lmasayd\u0131, babam\u0131n \\\"Panislamizm\\\" siyaseti muvaffakiyetle geli\u015febilirdi. Panisla\u00ad mizm bizim i\u00e7in bir deniz, panturanizm ise bir step siyaseti a\u00e7\u0131yordu. \u015e\u00fcphesiz, birincisi \u0130ngiltere'yi, ikincisi Rusya'y\u0131 tehdit ediyordu. Fakat, Osmanl\u0131 Devleti, denizler ile stepler aras\u0131n\u0131 ay\u0131ran bir istinat duvar\u0131 olmaya namzet idi. Almanya ile hakik\u00ee yak\u0131nla\u015fma, K\u0131br\u0131s ve M\u0131s\u0131r'dan sonra Girit \u00fczerinde, Yunanistan lehine \u0130ngiltere'nin bask\u0131lar\u0131 g\u00f6\u00ad r\u00fclme\u011fe ba\u015flad\u0131\u011f\u0131 vakit vuku buldu. Girit'in m\u00fcdafaas\u0131 ile il\u00ad gili Yunan muharebesini takiben, art\u0131k, \u0130ngiltere'nin kar\u015f\u0131s\u0131\u00ad na \u00e7\u0131kmak icap ediyordu. Almanya ile i\u015fbirli\u011fi siyaseti, bu gaye ile artan bir h\u0131zla inki\u015faf kaydetti.","\u0130\u015fte bu tekarrup, Makedonya meselesini davet etti. Bal\u00ac kanlar'da komitac\u0131 ad\u0131 verilen silahl\u0131 siyas\u00ee \u00e7etelerin faaliye\u00ad ti ba\u015flad\u0131. Selanik, Manast\u0131r, \u00fcsk\u00fcb vil\u00e2yetlerini ihtiva eden havalide, Avusturya ile Rusya'n\u0131n beraber haz\u0131rlad\u0131klar\u0131 bir milletler aras\u0131 asayi\u015f rejimi ihdas edildi. H\u00fcseyin Hilmi Pa\u00ad \u015fan\u0131n (umum\u00ee m\u00fcfetti\u015flik) idaresinde, fakat Rus ve Avustur\u00ad yal\u0131 siyas\u00ee memurlar\u0131n kontrol ve nezareti alt\u0131nda bir nevi, i\u00e7inde Rus, Avusturya, \u0130ngiliz, Frans\u0131z subaylar\u0131 bulunan mahall\u00ee jandarma idaresi tesis edildi. Silahl\u0131 \u00e7etelerin tenkili faaliyeti, merkezi Selanik'te bulu\u00ad nan \u0130ttihat ve Terakki gizli cemiyeti i\u00e7indeki \u00e7e\u015fitli unsurla\u00ad r\u0131n te\u015fkil\u00e2tlanmalar\u0131na ve bir siyas\u00ee f\u0131rka h\u00e2linde geli\u015fmele\u00ad rine sebep oldu. Almanya, yukar\u0131da izah etti\u011fim gibi, Reval m\u00fcl\u00e2kat\u0131 propagandas\u0131 ile, bu cemiyeti eline ge\u00e7irdi. Cemi\u00ad yet, Makedonya'daki ordusu ile \u0130stanbul'a y\u00fcr\u00fcd\u00fc ve baba\u00ad m\u0131 taht\u0131ndan indirdi. M\u00fcteakiben ortaya \u00e7\u0131kan \u0130ttihat ve Terakki f\u0131rkas\u0131 iktidar\u0131, Bo\u011f m\u0131\u015ft\u0131. Bu ge\u00e7itlerde Alman toplar\u0131 \u0130ngiltere ile Rusya'y\u0131 bir\u00ad birinden ay\u0131rm\u0131\u015ft\u0131. Osmanl\u0131 \u0130mparatorlu\u011funun Viyana bozgunundan itiba\u00ad ren, Avusturya ile Rusya'n\u0131n m\u00fc\u015fterek siyasetleri, ancak Tu\u00ac na'n\u0131n \u015fimalinde uygulanabilmi\u015ftir. Tuna'n\u0131n cenubunda ise birbirleriyle daima \u00e7at\u0131\u015ft\u0131klar\u0131 g\u00f6r\u00fclm\u00fc\u015ft\u00fcr. Rusya'n\u0131n 93'teki kazan\u00e7lar\u0131n\u0131, Berlin Kongresinde Osmanl\u0131lara iade ettiren Avusturya'n\u0131n muhalefeti ve Rus'lar\u0131n Balkanlardan ge\u00e7en ric'at hatlar\u0131n\u0131n, Avusturya taraf\u0131ndan tehdit edilme\u00ad si keyfiyetidir. Balkanlar\u0131n serhad\u0131 Tuna nehri, Osmanl\u0131 kaleleri terk edildikten sonra Rusya ile Avusturya beynindeki bu d\u00e2im\u00ee Balkan ihtil\u00e2f\u0131 ile de m\u00fcdafaa ediliyordu. Babama ra\u011fmen, Almanya'n\u0131n ve dolay\u0131s\u0131yla Avusturya'n\u0131n kat'i bir \u015fekilde il\u00ad tizam edilmesi, \u00f6nce Balkan Harbini, daha sonra B\u00fcy\u00fck Harbi te\u015fvik etmi\u015ftir, \u0130ttihat ve Terakki f\u0131rkas\u0131n\u0131n Alman\u00ad ya'ya kay\u0131ts\u0131z \u015farts\u0131z ba\u011fl\u0131l\u0131\u011f\u0131, Rusya'y\u0131 \u0130ngiltere ile birlikte aleyhimize \u00e7evirmi\u015ftir. Bu, Osmanl\u0131 \u0130mparatorlu\u011funu da ni\u00ac hayetlendiren en m\u00fchim bir sebep olmu\u015ftur.","\u0130mparatorluk c\u00e2mias\u0131 i\u00e7inde, H\u0131ristiyan ve M\u00fcsl\u00fcman olmak \u00fczere iki esas dine mensup \u00e7ok say\u0131da etnik gruplar\u0131n as\u0131rlarca beraber ve dost\u00e7a ya\u015fad\u0131klar\u0131 bir hakikattir. Fakat Avrupa'daki milliyet\u00e7ilik cereyanlar\u0131 Osmanl\u0131 topraklar\u0131na sirayet etti\u011fi vakit, istikl\u00e2l iddias\u0131nda bulunan b\u00fct\u00fcn az\u0131nl\u0131k\u00ad lar\u0131, Osmanl\u0131 idaresi m\u00fcmk\u00fcn oldu\u011fu kadar idare ve telife \u00e7al\u0131\u015fm\u0131\u015ft\u0131r. Fakat onlar\u0131n, bidayetten itibaren, sayg\u0131 g\u00f6steri\u00ad len mill\u00ee an'ane ve duygular\u0131n\u0131 ortadan kald\u0131rmamaya, bil\u00e2\u00ad kis sayg\u0131 g\u00f6sterilmeye ehemmiyet verilmi\u015ftir, 93 fel\u00e2keti ve onu takip eden i\u00e7 sars\u0131nt\u0131lar s\u0131ras\u0131nda, ma\u00ad hall\u00ee istikl\u00e2l hareketleri, onlar\u0131 Rusya ve \u0130ngiltere'nin, yahut Almanya'n\u0131n (Avusturya) bir vil\u00e2yeti haline getirmek i\u00e7in, \u015fiddetle bast\u0131r\u0131lm\u0131\u015ft\u0131r. Ancak, m\u00fcstakil bir devlet h\u00e2linde devam edebilecek olgunlu\u011fu kan d\u00f6kerek ispat edebilen ve istikl\u00e2l imtihanlar\u0131n\u0131 bu \u015fekilde vermeye muvaffak olanla\u00ad r\u0131n, \u0130mparatorluktan ifrazlar\u0131 yap\u0131lm\u0131\u015ft\u0131r. Harpler ve i\u015fgaller ile ileri geri dalgalanan uzun bir tarih devresi, eski Osmanl\u0131 topraklan \u00fczerinden gelip ge\u00e7mi\u015ftir. Osmanl\u0131 birli\u011finden istikl\u00e2llerini kazanarak ayr\u0131lan eski Os\u00ad manl\u0131lar, M\u00fcslim, Gayr-i M\u00fcslim, Osmanl\u0131lar\u0131n can d\u00fc\u015fman\u0131 olan ve onu donanmalar\u0131 ile ordular\u0131 ile y\u0131kan b\u00fcy\u00fck m\u00fcstev\u00ad lilerin esaretine ge\u00e7ici olarak girmi\u015flerdir. Bu eski par\u00e7alar muhtelif isimde ve \u015fekildeki mill\u00ee devletler kurma hareketle\u00ad riyle ayni kuvvetli kom\u015fulara kar\u015f\u0131 birbirlerini kurtarmaya ve korumaya d\u00e2im\u00ee gayret sarfetmi\u015flerdir ve etmektedirler. Babam\u0131n devrinde ortaya \u00e7\u0131kan silahl\u0131 siyas\u00ee istikl\u00e2l ko\u00ad mitecileri, \u0130mparatorluktan ayr\u0131lan par\u00e7alara benlik, \u015fahsi\u00ad yet ve mill\u00ee \u015fuur kazand\u0131rm\u0131\u015ft\u0131r. II. Cihan Harbinden sonra uygulanan \\\"\u0130ngiliz Commomvealth\\\" siyaseti, belki d\u00fcnyada ilk olarak babam taraf\u0131ndan Osmanl\u0131 idaresinde muvaffaki\u00ad yetle tatbik edilebilmi\u015ftir. B\u00f6ylece babam, yaln\u0131z T\u00fcrk un\u00ad surlar\u0131n\u0131n de\u011fil, di\u011fer unsurlar\u0131n da bir c\u00e2mian\u0131n m\u00fc\u015fterek menfaatleri \u00e7er\u00e7evesi i\u00e7inde, siyas\u00ee bir r\u00fc\u015fte ula\u015fmalar\u0131n\u0131, belki \u00e7ok kanl\u0131 tedbirler ile temine \u00e7al\u0131\u015fm\u0131\u015ft\u0131r. Babam, ken\u00ad","\u0130ttihat\u00e7\u0131lar\u0131n toplant\u0131s\u0131ndan bir g\u00f6r\u00fcnt\u00fc. Sa\u011fdan: Cemal Pa\u015fa, S\u00fcleyman Numan Pa\u015fa, ?, Talat Pa\u015fa, Enver Pa\u015fa, H\u00fcseyin Cahit Bey, Y\u00e2ver Kaz\u0131m Bey. Sol tarafta oturanlar: Said Halim Bey, Midhat \u015e\u00fckr\u00fc Bey, Ahmed R\u0131za Bey. di devrinde de\u011fil, \u00fclkesinin istikb\u00e2line hizmet etmeyi g\u00f6ze alabilmi\u015f bir h\u00fck\u00fcmdar olmu\u015ftur. Diyebilirim ki, babam, \u0130mparatorlu\u011fun inkiraz\u0131n\u0131 dur\u00ac duramam\u0131\u015f, fakat hi\u00e7 olmazsa d\u00fcmenini sahile k\u0131rm\u0131\u015f ve bir kumsala oturtmaya muvaffak olmu\u015ftur. Enkaz\u0131ndan da bi\u00ac l\u00e2here semereli bir \u015fekilde faydalan\u0131lmas\u0131 m\u00fcmk\u00fcn olmu\u015f\u00ad tur, \u0130mparatorluk, daha fena bir idare ile, denizin a\u00e7\u0131klar\u0131n\u00ad da da bat\u0131r\u0131l\u0131p izi bulunam\u0131yacak \u015fekilde, sulara g\u00f6m\u00fcl\u00fcp gidebilirdi. \u0130ttihat ve Terakki partisi \u00fczerinde bir defa daha durmak l\u00fczumunu hissediyorum. \u00c7\u00fcnk\u00fc babam\u0131, saltanat\u0131 devre\u00ad sinde en ziy\u00e2de, bu siyas\u00ee te\u015fkil\u00e2t me\u015fg\u00fbl etmi\u015ftir. Partinin ilk \u00e7ekirde\u011fi, sel\u00e2hiyetli kaynaklara g\u00f6re, 1890 y\u0131l\u0131nda bir gizli cemiyet h\u00e2linde kurulmu\u015ftur. \u015eark\u00ee Rumeli vil\u00e2yetinin, Bulgaristan Prensli\u011fi ile birle\u015f\u00ad mesi ve Bo\u011fazlara \u00e7ok yak\u0131n bir mesafede bir Rus vil\u00e2yetinin meydana gelmesiyle h\u00e2s\u0131l olan, endi\u015fenin aks\u00fcl\u00e2meli \u00e7ok b\u00fcy\u00fck olmu\u015ftur. Bu yeni m\u00fcstakil Bulgaristan, Balkanlar'da mevcut Osmanl\u0131 topraklar\u0131n\u0131n \u0130stanbul ile irtibat\u0131n\u0131 tehdit ediyor, Garb\u00ee Rumeli'nin T\u00fcrk halk\u0131n\u0131 ac\u0131 bir yaln\u0131zl\u0131k duy-","Osmanl\u0131 \u0130htilal F\u0131rkas\u0131 'n\u0131n \\\"Ya hak, ya \u00f6l\u00fcm\\\" ibareli beyannamesi gusu i\u00e7inde b\u0131rak\u0131yordu. Balkanlar'daki T\u00fcrk halk\u0131n\u0131n bir \u0130s\u00ad l\u00e2v \u00e7emberi ile anavatandan tecrit ve tefrik edilip Rus esare\u00ad ti alt\u0131na girmeleri korkusu, bedbin halk ve ordu mensuplar\u0131\u00ad n\u0131 b\u00fcy\u00fck bir sadakat ve feragatla \u0130ttihat ve Terakki te\u015fkil\u00e2t\u0131 i\u00e7inde toplad\u0131. Cemiyetin merkezi Selanik, hedefi Bulgaris\u00ad tan'dan beklenen Rus tehlikesi oldu. \u0130ttihat ve Terakki, T\u00fcrk'lerin \u0130sl\u00e2v tehlikesine kar\u015f\u0131 te\u015fki\u00ad l\u00e2tland\u0131rd\u0131\u011f\u0131 gibi, ayn\u0131 zamanda, Bulgaristan'\u0131 ve Tuna ce\u00ad nubuna Ruslar\u0131n sarkmas\u0131n\u0131 tehdit etti\u011fi cihetle de Avustur\u00ad ya'n\u0131n dolay\u0131s\u0131yla Almanya'n\u0131n Balkan siyasetine m\u00fchim faydalar temin ediyordu. \u0130ttihat ve Terakki'nin gizli \u00e7al\u0131\u015ft\u0131\u011f\u0131 s\u0131ralarda Avusturya ve Almanya'dan m\u00fchim yard\u0131mlar g\u00f6r\u00ad m\u00fc\u015f olmas\u0131na muhakkak nazar\u0131yla bak\u0131labilir. Nitekim \u0130tti\u00ad hat ve Terakki, Avusturya ve Almanya taraf\u0131ndan Bulgaris\u00ad tan'a ve Rus'lara o kadar kat'i bir \u015fekilde tevcih edilmi\u015f idi ki, Bosna-Hersek'in i\u015fgali i\u00e7in h\u0131rs\u0131ndan feslerini yemekten ba\u015fka hi\u00e7bir aks\u00fcl\u00e2mel g\u00f6steremedi***, bil\u00e2kis gerek Rus- *** Bu fes yemek esprisi, tan\u0131d\u0131\u011f\u0131m bir diplomat\u0131n Osmanl\u0131lar\u0131n, Avusturya'dan gelen fesleri boykot ederek giymemeleri h\u00e2dise\u00ad sini ifade eden s\u00f6z\u00fcd\u00fcr.","ya'ya ve gerekse Bab-\u0131 \u00c2liye kar\u015f\u0131 bu i\u015fgalin bir paravanas\u0131 olarak hareket etti. Babam, H\u0131ristiyan anas\u0131r\u0131n \u0130mparatorluktan ayr\u0131l\u0131p, muhtar idareler ve ayr\u0131 h\u00fck\u00fcmetler h\u00e2linde ya\u015famas\u0131n\u0131 in\u00ad ta\u00e7 eden h\u00e2diselerin, \u00f6n\u00fcne ge\u00e7ilmez ak\u0131\u015f\u0131n\u0131 istemiye iste\u00ad miye kabul etmi\u015fti. Buna kar\u015f\u0131 M\u00fcsl\u00fcman ahalinin, Osman\u00ad l\u0131 c\u00e2mias\u0131 i\u00e7inde h\u00e2kim bir vaziyete gelmelerini istemi\u015ftir. \u0130ttihat ve Terakki, hem p\u00e2yitahtta ve hem de yabanc\u0131 merkezlerde tesis ettikleri \u015fubelerle, d\u00fcvel-i muazzaman\u0131n himayesine de mazhar olmu\u015ftu. Fakat cemiyet, daha ziy\u00e2\u00ad de, o devrin Berlin, Moskova ve \u0130stanbul m\u00fcnasebetleri i\u00e7inde ehemmiyetli bir mevki ihraz etmi\u015fti. Osmanl\u0131 \u0130mparatorlu\u011funda T\u00fcrk ve \u0130sl\u00e2m verilen bu komitenin etraf\u0131nda birle\u015fmesi hem babam\u0131n, hem de Alman Kayser'in tasvibini g\u00f6rmesi, Almanlar ile ara\u00ad m\u0131zda, i\u00e7inden \u00e7\u0131k\u0131lmaz bir k\u00f6r d\u00fc\u011f\u00fcm meydana getirmi\u015f olmas\u0131 dikkate \u015f\u00e2yan bir hakikattir. \u00d6nce babam, Pant\u00fcrkizm'in geli\u015fmesi i\u00e7in, bu cemiyetin faaliyetlerini kanalize etmi\u015f, himaye etmi\u015f, kendi aleyhin\u00ad deki faaliyetlerini dahi teskin ve yat\u0131\u015ft\u0131rma yolu ile bertaraf etmeye u\u011fra\u015fm\u0131\u015ft\u0131r. Cemiyeti daima ya\u015fatmaya \u00e7al\u0131\u015fm\u0131\u015ft\u0131r. G\u00fcn\u00fcn birinde, \\\"hasta adam\\\" \u00fczerinde menfaat sahibi olan Rusya ve \u0130ngiltere'nin muhtemel \u00f6ld\u00fcr\u00fcc\u00fc darbelerine kar\u00ad \u015f\u0131 \u0130mparatorlu\u011fa bu cemiyetin faydal\u0131 olaca\u011f\u0131 \u00fcmidini - onun vahin yanl\u0131\u015fl\u0131klar\u0131na ra\u011fmen- beslemi\u015ftir. Osmanl\u0131 \u0130mparatorlu\u011funun sahas\u0131, \u00fc\u00e7 yar\u0131mada \u00fczerine m\u00fcesses bulunuyordu: Balkan, Anadolu, Arabistan yar\u0131m adalar\u0131. Rusya -Bo\u011fazlar hedef olmak \u00fczere- Anadolu ve Balkanlar'da faaliyet g\u00f6steriyordu, \u0130ngiltere ise, S\u00fcvey\u015f he\u00ad def olmak \u00fczere Arabistan'da h\u00e2kimiyet tesisine \u00e7al\u0131\u015f\u0131yor\u00ad du. Rusya, n\u00fcfuz siyaseti i\u00e7in Islav ve Ermeni unsurlar\u0131, \u0130n\u00ad giltere ise, Arap unsurlar\u0131n\u0131 ele ge\u00e7irmek ve bunlar\u0131 padi\u015fa\u00ad h\u0131n idaresine kar\u015f\u0131 muhalefete ve b\u00f6lgelerinde m\u00fcstakil, fa\u00ad kat kendilerine t\u00e2bi bir h\u00fck\u00fcmet kurmaya te\u015fvik ediyorlar-","d\u0131. Bu \\\"i\u00e7erden par\u00e7alanma\\\"ya kar\u015f\u0131 mukavemet i\u00e7in, ba\u00ad bam, hal\u00eefesi bulundu\u011fu \u00fc\u00e7 m\u00fcsl\u00fcman\u0131n etnik unsurunu T\u00fcrk, K\u00fcrt, Arap tab'as\u0131n\u0131n esas h\u00e2kim gruplar\u0131 h\u00e2line getir\u00ad meye ehemmiyet vermi\u015ftir. Saray taraf\u0131ndan milliyet\u00e7e davran\u0131\u015flara te\u015fvik edilen T\u00fcrk Etnik Grupu Balkanlar'da \u0130sl\u00e2v ekalliyetlerin, K\u00fcrt Et\u00ad nik Grupu Anadolu'da vil\u00e2yat-\u0131 sitte'de Ermeni ekalliyetle\u00ad rin, Arap Etnik Grupu da, \u00e7\u00f6l sahas\u0131nda do\u011frudan do\u011fruya \u0130ngiltere'nin kar\u015f\u0131s\u0131na \u00e7\u0131kar\u0131lm\u0131\u015ft\u0131. Mesel\u00e2 Makedonya'da kurulan \u0130ttihat ve Terakki Komitesi T\u00fcrklerin, Hamidiye ta\u00ad burlar\u0131 K\u00fcrtlerin, Ar\u00e2b\u00ee Pa\u015fa hareketi Arab'lar\u0131n, milliyet\u00e7i\u00ad lik gayeleri etraf\u0131ndan m\u00fccadele i\u00e7in te\u015fkil\u00e2tlanmalar\u0131yd\u0131. Bu \u00fc\u00e7 M\u00fcsl\u00fcman etnik grupla, \u00fc\u00e7 ayr\u0131 yar\u0131mada \u00fczerinde, gayr-\u0131 M\u00fcslim gruplar\u0131n, d\u00fcvel-i aliyetlerini durdurmaya \u00e7a\u00ad l\u0131\u015fm\u0131\u015ft\u0131.**** \u00dc\u00e7 yar\u0131madan\u0131n kap\u0131lar\u0131 ayr\u0131 ayr\u0131 idi. Balkanlar\u0131n kap\u0131s\u0131 Tuna idi, Anadolu'nunki Kafkasya, Arabistan'\u0131nki ise Nil idi. Isl\u00e2vlar Tuna'da, Ermeniler Kafkasya'da (\u015eark\u00ee Anado\u00ad lu), \u0130ngilizler Nil'de devletin giri\u015f kap\u0131lar\u0131n\u0131 a\u00e7\u0131k tutmaya \u00e7al\u0131\u015f\u0131yorlard\u0131. Rusya ile \u0130ngiltere'nin Tuna, Kafkas ve Nil kap\u0131lar\u0131na yapt\u0131klar\u0131 tazyiklere, babam T\u00fcrk, K\u00fcrd ve Arab milliyet\u00e7ile\u00ac riyle \u015fiddetle kar\u015f\u0131 koyarken, Kayser Wilhelm II. de kendini hal\u00eefenin dostu il\u00e2n ederek babam\u0131n m\u00fcdafaa silahlar\u0131n\u0131 te\u015fkil eden M\u00fcsl\u00fcman etnik gruplar\u0131 eline ge\u00e7irmekte kolay\u00ad l\u0131k g\u00f6rm\u00fc\u015ft\u00fcr. Bunlardan \u0130ttihat ve Terakki'yi maalesef ba\u00ad bam\u0131n elinden almaya ve \u0130mparatorluk y\u0131k\u0131l\u0131ncaya kadar da bu \u0130ttihat ve Terakki vas\u0131tas\u0131yla da b\u00fct\u00fcn Osmanl\u0131 \u0130mparatorlu\u011funu, \\\"Drang Nach Os ya muvaffak olmu\u015ftur. \u0130talyanlar\u0131n da Balkanlar'daki n\u00fcfuz sahas\u0131 Arnavutluk ve Yunanistan idi. **** Babam\u0131n Y\u0131ld\u0131z Saray\u0131ndaki muhaf\u0131z k\u0131t'alar\u0131, ayr\u0131 mill\u00ee \u00fcnifor\u00ad malar giyen Arnavut, T\u00fcrk ve Arab taburlar\u0131ndan m\u00fcrekkepti.","Babam, Osmanl\u0131 taht\u0131na, mutlak bir h\u00fck\u00fcmdar olarak \u00e7\u0131km\u0131\u015ft\u0131. Fakat me\u015frut\u00ee bir idare tesis edece\u011fine dair de ta\u00ad ahh\u00fcd\u00fc vard\u0131. Mutlakiyet \u015fekline g\u00f6re, devletin idaresi ve korunmas\u0131na ait mes'uliyet babam\u0131n omuzlar\u0131nda olacakt\u0131. Me\u015frutiyet \u015fekline g\u00f6re ise, bu mes'uliyet millet m\u00fcmessil\u00ad leri ile payla\u015f\u0131lacakt\u0131. Babam, h\u00fck\u00fcmdarl\u0131k sel\u00e2hiyetlerinin bir k\u0131sm\u0131n\u0131 devret\u00ad mi\u015f olsa bile, d\u0131\u015f tehlikelerin ve tecav\u00fczlerin kar\u015f\u0131s\u0131nda im\u00ad paratorlu\u011fu koruma ve d\u0131\u015f tehlikeleri bertaraf i\u00e7in her t\u00fcrl\u00fc tedbirleri alma mes'uliyetini, me\u015frut\u00ee idarede dahi elinde tutmas\u0131 laz\u0131md\u0131, bunun devredilmemesi icap ediyordu. Devletin teess\u00fcs ve inki\u015faf\u0131nda esas\u0131 te\u015fkil eden bu gelenek kanununu, babam\u0131n \u015fahsen ihl\u00e2l etmesi imk\u00e2ns\u0131zd\u0131. 93 Harbi mukaddimesini te\u015fkil eden Rus tazyikinin i\u015fle\u00ad di\u011fi ve Gayr-i M\u00fcslim anas\u0131r\u0131n da buna m\u00fcvaz\u00ee olarak istik\u00ad l\u00e2l hareketlerini isy\u00e2nlarla kuvveden fiile \u00e7\u0131karmaya sava\u015f\u00ad t\u0131klar\u0131 bir s\u0131rada, devlet idaresinin b\u00fct\u00fcn dizginlerini elinde toplamas\u0131, bu an'anev\u00ee h\u00fck\u00fcmdarl\u0131k mes'uliyetinin icab\u0131 idi. Harp tehlikesi atlat\u0131ld\u0131ktan sonra, me\u015frut\u00ee rejimin tees\u00ad s\u00fcs\u00fcne gidilmesi iktiza ederdi. Fakat bu tehlikenin tam orta\u00ad s\u0131ndayken, Osmanl\u0131 devletinin hususiyetleri m\u00fcl\u00e2haza edil\u00ad meksizin kaleme al\u0131nm\u0131\u015f bir \\\"Constitution\\\"un emri v\u00e2ki \u015feklinde il\u00e2n\u0131na, sadr\u00e2zam\u0131 taraf\u0131ndan mecbur edilmesi, sa\u00ad k\u0131n\u0131lmak istenen harbin i\u00e7inde devleti atm\u0131\u015ft\u0131r. Rus ordula\u00ad r\u0131 bu y\u00fczden \u0130stanbul'un kap\u0131lar\u0131na dayanm\u0131\u015ft\u0131r. Babam, me\u015frutiyeti ilga etmemekle beraber, Kanun-\u0131 Es\u00e2siyi tatbik\u00ad ten sarf\u0131nazar etmesi, ilk yap\u0131lan yanl\u0131\u015fl\u0131\u011f\u0131n sebep oldu\u011fu fel\u00e2ketleri, yine mutlakiyet usul\u00fc ile tamire mecbur kalma\u00ad s\u0131ndan ileri gelmi\u015ftir. 1908 y\u0131l\u0131 22 Temmuz'unda babam, Makedonya'dan \u0130tti\u00ad hat ve Terakki komitesinin yapt\u0131\u011f\u0131 m\u00fchlik tehditler ile me\u015f\u00ad rutiyet idaresinin tekrar il\u00e2n\u0131na cebredildi. Bu yeni me\u015fruti\u00ad yet, otuz y\u0131ll\u0131k gayretler ile tel\u00e2fi edilen 93 Harbi kay\u0131plar\u0131n\u0131 yeniden geri getirdi. Bulgaristan'\u0131n istikl\u00e2li, Bosna-Her\u00ad","sek'in Avusturya taraf\u0131ndan ilhak\u0131, Girit'in Yunanistan'a il\u00ad hak\u0131n\u0131n istenmesi ve olgunla\u015ft\u0131r\u0131lmas\u0131 ve en nihayet baba\u00ad m\u0131n hal'ini m\u00fcteakiben daha da vahim vukuat\u0131n hudusuna bir mukaddime te\u015fkil etti. Netice \u015fudur: Me\u015frutiyet idarelerini mevsimsiz il\u00e2na ba\u00ad bam\u0131n mecbur b\u0131rak\u0131lmas\u0131, bu y\u00fczden h\u00e2dis olan kay\u0131plar\u0131 tel\u00e2fi i\u00e7in, onu otuz \u00fc\u00e7 y\u0131l mutlakiyetle h\u00fck\u00fcmet etmesi ta\u00ad lihsizli\u011fine sevketmi\u015ftir. Babam, \u0130mparatorlu\u011fun en hayat\u00ee hudutu olan Tuna'y\u0131, ancak bu otuz \u00fc\u00e7 y\u0131ll\u0131k otoriter idaresi ile siyaseten kontrol\u00fcnde tutabilmi\u015ftir. Yaln\u0131z Almanya'n\u0131n (Avusturya) silahlar\u0131yla Bosna-Hersek kesiminde Berlin Kongresinden beri a\u00e7\u0131k bulundurdu\u011fu Tuna gedi\u011fini kapa\u00ac yamam\u0131\u015ft\u0131r. Gerek birinci, gerekse ikinci me\u015frutiyet, bu Tu\u00ad na duvar\u0131n\u0131 en tehlikeli \u015fekilde her defas\u0131nda y\u0131km\u0131\u015ft\u0131r.","Sonu\u00e7 Olarak... Osmanl\u0131 devletinin yaz\u0131l\u0131 olmayan bir esas kanunu vard\u0131. H\u00fck\u00fcmdar\u0131n devleti korumak i\u00e7in, miras yolu ile devrald\u0131\u011f\u0131 bir mes'uliyeti vard\u0131. Bu mes'uliyetin me\u015frut\u00ee bir idare ile halk\u0131n m\u00fcmessillerine devri, yahut onlarla tesirli bir \u015fekilde payla\u015f\u0131lmas\u0131 yine babama ait bir i\u015fti. Zaman ve \u015fekli onun taraf\u0131ndan se\u00e7ilmeliydi. * Osmanl\u0131 devletinin tehdit eden tehlikeleri \u00f6nlemek i\u00e7in siyasetin silahtan daha m\u00fcessir oldu\u011funu babam, siyas\u00ee ta\u00ad rihimize en b\u00fcy\u00fck bir ders olarak b\u0131rakm\u0131\u015ft\u0131r. * Me\u015frut\u00ee idare ile h\u00fck\u00fcmranl\u0131k sel\u00e2hiyetlerini devredece\u00ad \u011fi bir halk grupunun, T\u00fcrk milliyet\u00e7ili\u011finin, siyaseten ol\u00ad gunla\u015fmas\u0131n\u0131 sab\u0131rla beklemi\u015ftir. * \u0130mparatorluktan ifraz olunan M\u00fcslim ve Gayr-i M\u00fcslim unsurlar\u0131n \u0130ngiltere, Rusya ve Almanya'n\u0131n pen\u00e7esine d\u00fc\u00ad \u015f\u00fcp yok olmamalar\u0131 i\u00e7in, bir siyas\u00ee \u015fuur ve \u015fahsiyeti iktisab","etmelerine kadar, onlar\u0131 t\u00fcrl\u00fc imtihanlar vermeye mecbur etmi\u015ftir. \u0130mtihan\u0131 kazananlar\u0131 azad etmi\u015ftir. B\u00f6ylece, h\u00fc\u00ad k\u00fcmdara t\u00e2bi bir Osmanl\u0131 rejimi yerini, Orta Do\u011fu ve Bal\u00ac kanlar'da b\u00f6lgeye ba\u011fl\u0131, birbiriyle g\u00f6r\u00fcnmeyen k\u00fclt\u00fcr ve menfaat ba\u011flar\u0131yla s\u0131k\u0131 s\u0131k\u0131ya merbut, h\u00fck\u00fcmranl\u0131\u011f\u0131 millet\u00ad leri taraf\u0131ndan temsil edilen bir m\u00fcstakil Orta Do\u011fu ve Bal\u00ad kan devletleri ailesi b\u0131rakm\u0131\u015ft\u0131r.","Sultan Abd\u00fclhamid'in \u00c7ocuklar\u0131 Ulviye Sultan Selim Efendi Zekiye Sultan","Naime Sultan Nu\u0131eddin Efendi Abd\u00fclkadir Efendi","Naile Osmano\u011flu Bedreddin Efendi Ay\u015fe Osmano\u011flu","Burhaneddin Efendi Refia Sultan \u00c2bid Efendi","Sarah Bernhardt","Oyuncu Bertrand","","","Sultan Abd\u00fclhamid'in tu\u011fras\u0131. (Osmanl\u0131-Yunan Harbi'nden sonra \\\"gazi\\\" \u00fcnvan\u0131 alan Abd\u00fclhamid'in tu\u011fras\u0131n\u0131n yan\u0131na bu \u00fcnvan \\\"el-gazi\\\" olarak eklenmi\u015ftir.)","\\\"Ben, babam\u0131, hi\u00e7bir zaman padi\u015fah oldu\u011fu i\u00e7in sevmedim. Hayat\u0131m\u0131n bahar\u0131nda, kalbimin b\u00fct\u00fcn mevcudiyeti ile ve derin bir a\u015fkla babam\u0131 sevdim. O sevgidir ki, i\u015fte bana bunlar\u0131 yazmak hissini veriyor.\\\" \u015eadiye Osmano\u011flu Tanzimat'tan II. Me\u015frutiyet'e, \u0130mparatorlu\u011fun en \u00e7alkant\u0131l\u0131 y\u0131llar\u0131nda tahtta bir padi\u015fah; II.Abd\u00fclhamid... \u0130ftiralar, yalanlar ve bir padi\u015fah\u0131 tahttan indiren olaylar... Ard\u0131ndan ba\u015flayan ac\u0131, g\u00f6zya\u015f\u0131 ve hasretle dolu s\u00fcrg\u00fcn y\u0131llar\u0131... Osmanl\u0131'n\u0131n tarihine babas\u0131 Abd\u00fclhamid'in yan\u0131nda bizzat tan\u0131kl\u0131k eden, merak edilen y\u0131llar\u0131 ve padi\u015fah\u0131 an\u0131lar\u0131na ta\u015f\u0131yan bir sultan\u0131n; \u015eadiye Sultanin hat\u0131rat\u0131ndan..."]
Search
Read the Text Version
- 1
- 2
- 3
- 4
- 5
- 6
- 7
- 8
- 9
- 10
- 11
- 12
- 13
- 14
- 15
- 16
- 17
- 18
- 19
- 20
- 21
- 22
- 23
- 24
- 25
- 26
- 27
- 28
- 29
- 30
- 31
- 32
- 33
- 34
- 35
- 36
- 37
- 38
- 39
- 40
- 41
- 42
- 43
- 44
- 45
- 46
- 47
- 48
- 49
- 50
- 51
- 52
- 53
- 54
- 55
- 56
- 57
- 58
- 59
- 60
- 61
- 62
- 63
- 64
- 65
- 66
- 67
- 68
- 69
- 70
- 71
- 72
- 73
- 74
- 75
- 76
- 77
- 78
- 79
- 80
- 81
- 82
- 83
- 84
- 85
- 86
- 87
- 88
- 89
- 90
- 91
- 92
- 93
- 94
- 95
- 96
- 97
- 98
- 99
- 100
- 101
- 102
- 103
- 104
- 105
- 106
- 107
- 108
- 109
- 110
- 111
- 112
- 113
- 114
- 115
- 116
- 117
- 118
- 119
- 120
- 121
- 122
- 123
- 124
- 125
- 126
- 127
- 128
- 129
- 130
- 131
- 132
- 133
- 134
- 135
- 136
- 137
- 138
- 139
- 140
- 141
- 142
- 143
- 144
- 145