10 Kitap 32 sayfa Değerlendirme Soruları
örnek masal
Bu kitabın bütün hakları Mavi Deniz Yayıncılık’a aittir. Yazarın yazılı izni olmaksızın kısmen veya tamamen alıntı yapılamaz ve çoğaltılamaz. Copyright@ YAZAR : Kahraman ÖZKUL RESSAM : Serkan AVCI DİZGİ : Resul KÖSE MAVİ DENİZ YAYINCILIK İLETİŞİM +90 553 382 47 72 - +90 538 944 34 09 [email protected] www.mavidenizyayinlari.com BASIM YERİ NY MATBAACILIK LTD. ŞTİ. - ANKARA SERTİFİKA NO: 50732 ISBN 978-605-74430-5-2
GÜZEL KALPLİ KELOĞLAN Bir varmış, bir yokmuş. Anadolu’nun ücra bir köyünde, anası ile birlikte yaşayan bir Keloğlan varmış. Aslında adı Keloğlan değilmiş ama; saçla- rı ve kirpikleri olmadığı için herkes ona Keloğlan dermiş. O da Keloğlan ismini çok severmiş. Köyde ve kasabada Keloğlan’ı tanımayan yokmuş. Ke- loğlan biraz saf, biraz da sakarmış ama, çok da iyi niyetli biriymiş. İyi niyetli olduğu için herkes onu çok sever, biraz saf olduğu için de onunla eğlenir ve gülerlermiş. 3
Keloğlan ve anası oldukça yoksulmuş. Yazla- rı tarladaki ekin ile kışları da ormandan topladıkları odunlarla geçimlerini sağlarlarmış. Ana, oğul birlikte azıcık aşım, kaygısız başım yaşayıp giderlermiş. Keloğlan bir yaz sabahı anasının feryadı ile uyanmış: 4
- Kel oğlum, keleş oğlum, benim tembel oğlum! Uyan, çık yatağından, çabuk bahçeye gel! Gel de gör başımıza neler geldiğini! - Anam! Geliyom! Keloğlan yatağından fırladığı gibi anasının ya- nına tarlaya gitmiş. Tarladaki ekinlerin hali perişan- mış. Anası: 5
- Gel oğlum, keleş oğlum. Gece köstebekler girip patateslerimizi perişan etmişler. Kala kala bir çuval patatesimiz kalmış. Gel de bak şu tarlanın haline! - Üzülme anacığım. Köstebeklerinki de can. Onlar da patates yemek istemiştir. Ben de bir şey oldu sandım. Keloğlan’ın bu rahatlığı üzerine anası daha da sinirlenmiş: 6
- Vay benim saf oğlum! Ben seninle ne yapa- cağım! Giden patateslere mi yansam, yoksa senin bu saflığına mı? - Tamam ana, gel otur, bir soluklan! Kel oğlun, bir yolunu bulur. Seni bu dertten kurtarır. Keloğlan patates çuvalını sırtına yüklendiği gibi kasabanın yolunu tutmuş. Anası arkasından bağırı- yormuş: 7
- Oğlum! O patatesleri nereye götürüyorsun? Elimizde avucumuzda sadece onlar kaldı. Bari on- lara sahip çıkalım. - Sen merak etme ana! Ben akşama sana bir kese altın getireyim de, kel oğlunun ne kadar mari- fetli olduğunu gör. Keloğlan kasabaya doğru yola çıkmış çıkmasına, ama patatesleri nereye götüreceğini de bilmiyor- 8
muş. Kasabaya gidene kadar bir çaresini bulacağını düşünüyormuş. Yolda biraz soluklanmak için durmuş. Bir ağacın altına oturmuş. Patatesleri nasıl etsem, kime satsam diye düşünmeye başlamış. Düşünürken de kendi kendine konuşuyormuş. - Patatesleri tüccara satsam en fazla 2 altın eder. Pazarda satsam 4 altın eder. Ben anama 1 kese altın sözü verdim. Hay benim saf kafam, ne diye anama 1 kese altın dedim ki! 9
Keloğlan’ın kendi kendine konuştuğunu duyan kurnaz bir köylü Keloğlan’a yanaşmış. Bu adam ol- dukça kurnazmış: - Keloğlan! Kara kara düşünmenin nedeni ne- dir? Söyle derdini de dermanın olayım. - Benim dermanımı değil sen, yedi düvelin sul- tanı gelse çözemez. - Allah Allah! Bu kadar mı zor durumdasın! An- lat bana derdini, bak derman oluyor muyum, olmu- yor muyum gör! 10
- Tarlamıza köstebekler girdi. Bütün patatesle- rimizi yedi. Elimde kala kala bu çuval kaldı. Anama dedim ki, bu patatesi götürüp 1 kese altınla geri döneceğim. Bir çuval patatese kim 1 kese altın ve- rir ki! Vay benim kel kafam! - Aaa Keloğlan! Senin de düşündüğün şeye bak! Senin dermanın bende demiştim değil mi? Bir çuval patates 1 kese altın etmez, ama bende 1 kese altın edecek bir şey var. Eğer istersen o şeyi bir çuval pa- tatesin ile değişir, seni bu dertten kurtarırım. 11
- Sahi mi söylüyorsun? Bana bu iyiliği yapar mısın? - Neden yapmayayım Keloğlan! Allah’ın sev- diği kuluymuşsun. Ben de kasabaya patates almaya gidiyordum. Şansıma karşıma sen çıktın. Ben de ka- sabaya kadar yorulmamış olurum. Sana bir çuval patates karşılığında çok değerli bir şey vereceğim. 1 kese altın edebilecek kadar değerli! Keloğlan heyecanla: 12
- Neymiş ki o değerli şey? Hem bir çuval pata- tes için o kadar değerli bir şey verilir mi? - Sus Keloğlan! Sessiz ol! Yerin kulağı var. Bak sana bir ayna vereceğim. Bu ayna sihirli bir ayna- dır. Aynanın kapağını ilk defa açıp, aynaya bakan kişi kendisini hem çok genç, hem de kusursuz görür. Ama bu aynanın kapağını sakın ola açma! Bu aynayı kime satarsan, kapağını onun açması gerekir. 13
- Peki ben bu aynayı kime satacağım? Kim al- mak ister ki böyle bir aynayı? - Bak sana bir iyiliğim daha dokunsun. Karşı köyde zengin mi zengin, ama çok çirkin bir dev var. O dev çirkin olduğu için kendisini bir odaya kilit- lemiş ve odasından hiç çıkmıyormuş. Bu aynayı o deve götürürsen değil 1 kese altın, sana 10 kese altın bile verebilir. 14
Keloğlan, bu kurnaz adamın bahsettiği devi bili- yormuş. Gerçekten de çok zengin ve çok çirkinmiş. Devin kocaman bir şatosu varmış. Bugüne dek o şatoya giren, şatodan çıkamamış. Devin çirkinliğini görenler, bayılıyor ve derin bir uykuya dalıyormuş. Keloğlan bunları bildiği için: - Aman beyim, bilirim o devi. O devin şatosu- na girebilecek bir yiğit henüz anasının karnından doğmadı! Sen benimle eğleniyorsun, bırak beni de kendi derdime yanayım. 15
- Ahh Keloğlan, ah. Ben sana yardım etmek istedim. Ama sen başına konan talih kuşunu kovu- yorsun. Haydi, var git kasabaya! Git bakalım bir çuval patatesi kime satacaksın. Kasabaya gittiğine bile değmez. Haydi yolun açık ola! Keloğlan, biraz daha düşünmüş ve kararını vermiş: - Tamam beyim! Ver o sihirli aynayı bana, al patatesler senin olsun. Ben o devin şatosuna da gi- rerim, ona bu aynayı da satarım! 16
- Haa şöyle! Al bakalım aynayı! Aman dediğimi unutma! Aynanın kapağını sen açarsan ayna sade- ce seni istediğin gibi gösterir. Bir başkasına sata- mazsın. Sakın kapağı açayım deme! Aslında ayna sihirli bir ayna değilmiş. Kurnaz adam Keloğlan’ın patateslerini almak için Keloğ- lan’a öyle bir oyun oynamış. Keloğlan aynayı aldığı gibi devin şatosunun yolunu tutmuş. Aynayı deve sa- tacak ve aldığı parayı anasına götürecekmiş. Türkü 17
söyleyerek yolu yarılamış. Biraz soluklanmak için oturmuş. Oturduğu yerde düşünmeye koyulmuş. Yine kendi kendine konuşuyormuş: - Şimdi, deve dışarıdan seslensem. Beyim, ben sana bir hediye getirdim desem. Elimde bir ayna var. Bu ayna sen kendini nasıl görmek istiyorsan, seni öyle gösteren bir aynadır, desem. Beni içeriye alırsan bu aynayı sana vermek istiyorum, desem. Acaba beni içeriye alır mı? 18
Keloğlan kendi kendine konuşurken, yakınında- ki bir adam onun söylediklerine kulak vermiş. Ke- loğlan’ın elinde sihirli bir ayna olduğunu ve bu ay- nayı zengin deve götürdüğünü duyunca Keloğlan’ı kandırarak ondan sihirli aynayı nasıl alabileceğini düşünmüş: - Oooo Keloğlan! Hangi rüzgar attı seni buraya? 19
- Sorma bey, hiç sorma! Sabah uyandım, tar- laya köstebek girmiş. Koca tarladan kala kala bir çuval patates kalmış. Anam söylendi de söylendi. Söylenmesini bir kenara bırak beyim, çok üzüldü. Üzülme ana, dedim. Ben bu çuval patatesi götü- rür, 1 kese altınla geri dönerim dedim. Sonra yola koyuldum. Yolda bir adamla karşılaştım. Bana si- hirli bir ayna verdi. Aynanın kapağını açan ilk kişi 20
aynanın sahibi olurmuş. Aynaya baktığında kendi- sini nasıl görmek isterse öyle görürmüş. Bu aynaya zengin devin kese kese altın vereceğini söyledi. Ben de devin yanına nasıl gideceğimi kara kara düşünür dururum. - Ahh Keloğlan! Ben de devin yanına gidecek- tim. Ona bir hediye götürecektim. Ama senin ha- 21
lin benden daha kötüymüş. Aslında söylenildiği gibi dev çirkin olduğu için kendisini şatoya kilitlememiş. Dev içeride kilitli kaldığı ve anahtarını kaybettiği için şatodan çıkamıyormuş. O anahtar da bende! Madem senin halin benden daha perişan, ben bu anahtarı sana vereyim. Sen al anahtarı deve götür. Devin vereceği hediyeler de senin derdine derman olsun. 22
- Sahi mi diyorsun beyim? Ben de yoldaki ada- ma inanmıştım. Demek ki işin aslı öyle değilmiş. Anahtarı bana verirsen, sen ne yapacaksın? - Aman Keloğlan, tek düşündüğün bu olsun. Sen de bana aynayı verirsin. Yaşlı bir anam var. Gençliğini özler durur. Aynaya bakar bakar mutlu olur. 23
Keloğlan bu adamın teklifini kabul etmiş. Ay- nayı adama vererek, ondan bir anahtar almış. Sonra yola koyulmuş. Aynanın sihirli olduğunu sa- nan adam da aynayı aldığı gibi oradan uzaklaşmış. Keloğlan devin yaşadığı şatonun kapısına gel- miş. Kapı kilitliymiş. Cebindeki anahtarla kapıyı açıp devi kurtaracakmış. Cebindeki anahtarı çıkarmış, 24
anahtar kapının deliğine uymamış. Biraz zorlamış, ama nafile! Adamın kendisini kandırdığını anlamış. Başlamış ağlayıp sızlanmaya: - Ah benim saf kafam, ah benim kel kafam! Tanımadığın kişiye aynanın sihirli olduğunu ne diye söylersin! Ah benim saf başım, çileli başım! 25
Keloğlan’ın feryadını duyan dev neler olup bit- tiğini anlamak için dışarı çıkmış. Keloğlan karşısında yakışıklı mı yakışıklı bir dev ile karşılaşınca şaşkın bir şekilde: - Amanııın! Sen de kimsin bey? - Ben bu şatonun sahibiyim. Asıl sen kimsin? - Eee bu şatonun sahibi olan dev çirkin dedi- lerdi. Ama sen çok yakışıklısın beyim. Benim adım Keloğlan! Sana bir hediye getiriyordum, ama yolda kaybettim. 26
- Hoş geldin Keloğlan. Ben senin gördüğün gibi yakışıklı biri değilim. Her insan yüreğinin saf- lığına ve temizliğine göre görür beni. Sen o kadar temiz yüreklisin ki o yüzden beni yakışıklı görüyor- sun. Şimdi anlat bakalım başından geçenleri! Nedir bu hediye meselesi, nerede kaybettin? Keloğlan o gün yaşadığı bütün olayları dev ile paylaşmış. Dev, Keloğlan’ı dinlerken gülmekten kendini alıkoyamamış: 27
- Ah Keloğlan. Aynayı kaybettiğine değil, pa- tateslerini kaptırdığına yan! O ayna sihirli değildi. O adam senin patateslerini almak için seni kandı- rıp, sana o aynayı verdi. - Sahi mi beyim! Vay benim kel başım, çileli başım! Ben şimdi anama ne derim. Tarlaya sahip çıkamadım, patateslere sahip çıkamadım! Vay be- nim akılsız başım! 28
- Üzülme Keloğlan! Al şu patates çuvalını! Anacığına götür. Ben patatesleri satamadım, baş- ka bir yolunu buluruz de. Ama sakın yolda kimseyle konuşma ve çuvalı kimseye verme. - Allah senden razı olsun beyim! Benim akılsız başıma akıl, derdime derman oldun. Ben bu pa- tatesleri artık kimseye vermem, diyerek Keloğlan evine geri dönmüş. 29
Keloğlan başından geçenleri anasına da an- latmış. Anası kızmış, söylenmiş ama devin Keloğ- lan’a bir çuval patates vermesine de çok sevinmiş. Yemek yapmak için devin verdiği patates çuvalını açmış. Bir de ne görsün! Çuvalın içinde patates de- ğil, bir sürü altın varmış. Dev, iyi yürekli Keloğlan’ın üzüntüsüne dayanamadığı için ona bir çuval altın vermiş. 30
Adı - Soyadı: ................................... Doğru: ....... Yanlış: ....... GÜZEL KALPLİ KELOĞLAN 1 Keloğlan’a niçin Keloğlan 4 Keloğlan bir çuval patate- derlermiş? si nereye götürmeye karar A. Saf ve temiz kalpli oldu- verdi? ğu için. A. Kasabaya B. Şakacı ve güleryüzlü ol- B. Lokantaya duğu için. C. Manava C. Saçları ve kirpikleri olma- dığı için. 2 Keloğlan ve ailesi için aşağı- 5 Yolda Keloğlan’ın karşısına dakilerden hangisi doğrudur? çıkan adamın özelliği hangi- A. Keloğlan ve ailesi oldukça sidir? zenginmiş. A. Çalışkan B. Keloğlan anası ile birlikte B. Akıllı yaşarmış. C. Kurnaz C. Keloğlan’ın iki kardeşi var- mış. 3 Aşağıdaki hayvanlardan han- 6 Yolda karşılaştığı ilk adam gileri tarlanın altını üstüne bir çuval patates karşılığın- getirmiş? da ne teklif etti? A. Sincaplar A. Tarak B. Köstebekler B. Ayna C. Kunduzlar C. Şapka 31
7 Adamın bahsettiği dev için 10 Keloğlan’ın yolda karşılaştı- hangisi doğrudur? ğı ikinci adam Keloğlan’a ne verdi? A. Çok fakirmiş. A. Sandık B. Misafirpervermiş. C. Kocaman bir şatosu var- B. Anahtar mış. C. Çanta 8 Adam, Keloğlan’a ayna için 11 Keloğlan, adamın kendini ne söylemiş? kandırdığını anlayınca ne A. Ayna insanları çok kuv- yaptı? vetli gösteriyormuş. A. Evine geri döndü. B. Ayna insanları genç ve B. Kendisini kandıran adamı güzel gösteriyormuş. aramaya başladı. C. Ayna insanları oldukça C. Ağlayıp sızlanmaya başladı. uzun gösteriyormuş. 12 Keloğlan, devi niçin çirkin 9 Keloğlan’ın yolda karşılaştı- değil de, yakışıklı görmüş? ğı ikinci adamın anlattığına göre dev şatodan niçin çı- A. Çünkü dev çok yakışıklıy- kamıyormuş? mış. A. Çünkü şatonun kapısı ki- B. Çünkü Keloğlan temiz litliymiş. kalpliymiş. B. Çünkü ailesi izin vermi- C. Çünkü devden korktuğu yormuş. için ona “çok yakışıklısın” demiş. C. Çünkü çıkmak istemiyor- muş. Not: Cevap Anahtarı “Keçi Çobanı 32 Keloğlan” masalının arkasındadır.
Search
Read the Text Version
- 1 - 44
Pages: