Important Announcement
PubHTML5 Scheduled Server Maintenance on (GMT) Sunday, June 26th, 2:00 am - 8:00 am.
PubHTML5 site will be inoperative during the times indicated!

Home Explore Araştırma 1

Araştırma 1

Published by Dulkadiroğlu RAM, 2021-11-08 07:17:22

Description: Araştırma 1

Search

Read the Text Version

3.2.1.Tam Zamanlı Kaynaştırma Özel eğitime ihtiyacı olan öğrencinin kaydı normal sınıftadır; öğrenci tam gün boyunca normal sınıfta eğitim almaktadır. Özel eğitim gerektiren öğrencilerin, akranları ile birlikte okul öncesi, ilköğretim, ortaöğretim ve yaygın eğitim kurumlarında aynı sınıfta eğitim görmesi ve sosyal açıdan bütünleştirilmesi için; özel eğitim destek hizmetleri (destek eğitim odası), özel araç-gereç ve eğitim materyalleri sağlanır. Eğitim programı bireyselleştirilerek uygulanır ve gerekli fiziksel düzenlemeler yapılır(MEB, 2010:18). Özel Eğitim Hizmetleri Yönetmeliğinde (2006) 23. Maddesinde kaynaştırma yoluyla eğitimi “özel eğitime ihtiyacı olan bireylerin eğitimlerini, destek eğitim hizmetleri de sağlanarak yetersizliği olmayan akranları ile birlikte resmî ve özel; okul öncesi, ilköğretim, orta öğretim ve yaygın eğitim kurumlarında sürdürmeleri esasına dayanan özel eğitim uygulamalarıdır” şeklinde tanımlanır. Devamında ise “Özel eğitime ihtiyacı olan bireylerin, eğitimlerini öncelikle yetersizliği olmayan akranları ile birlikte aynı kurumda sürdürmeleri sağlanır” denilerek kaynaştırma öğrencilerinin destek hizmetlerin sağlanması yoluyla en az kısıtlayıcı eğitim ortamı olarak normal akranlarıyla beraber aynı sınıfta eğitim öğretime devamlarını öngörmektedir. Tam zamanlı kaynaştırma eğitimine yönlendirilen kaynaştırma öğrencileri kayıtlı oldukları okulun eğitim programını takip ederler ayrıca bu okullarda BEP birimi kurularak kaynaştırma öğrencileri için bireysel eğitim planı hazırlanarak resmi tedbirler alınır. “Okul ve kurumlarda, kaynaştırma yoluyla eğitim alacak bireylerin bir sınıfa en fazla iki birey olacak şekilde eşit olarak dağılımı sağlanır”(ÖEHY; ‘2006:14). Kaynaştırma yoluyla eğitimlerine devam eden bireylerin bulunduğu sınıflarda sınıf mevcutları; okul öncesi eğitim kurumlarında özel eğitime ihtiyacı olan iki bireyin bulunduğu sınıflarda 10, bir bireyin bulunduğu sınıflarda 20 öğrenciyi geçmeyecek şekilde düzenlenir. Diğer kademelerdeki eğitim kurumlarında ise sınıf mevcutları; özel eğitime ihtiyacı olan iki bireyin bulunduğu sınıflarda 25, bir bireyin bulunduğu sınıflarda 35 öğrenciyi geçmeyecek şekilde düzenlenir”(ÖEHY; 2006:14). İlköğretim yönetmeliği(2003) ün 6. Maddesinde “Özel eğitime ihtiyacı olan bireylerin akranları ile birlikte kaynaştırma uygulamaları yoluyla eğitimlerini sürdürmeleri esastır. Bu öğrenciler eğitimlerini akranları ile birlikte aynı sınıfta sürdürebilecekleri gibi okulların bünyesinde açılacak özel eğitim sınıflarında da sürdürebilirler. Kaynaştırma yoluyla eğitim uygulamalarında özel eğitim ile ilgili mevzuat hükümleri uygulanır” hükmü yer almıştır. 3.2.2. Yarı Zamanlı Kaynaştırma Özel eğitime ihtiyacı olan bireyler için ortaöğretim ve yaygın eğitim kurumları bünyesinde özel eğitim sınıfları açılabilir. Bu sınıflarda; okul veya kurumun eğitim programı, okulun fizikî şartları ve personel durumu, özel eğitime ihtiyacı olan bireylerin yetersizliği ve gelişim özellikleri ile bireysel yeterlilikleri dikkate alınarak gerekli düzenlemeler yapılır(ÖEHY, 2006). Özel Eğitim Hizmetleri Yönetmeliğinin (2006) 23. maddesinde \"Özel eğitime ihtiyacı olan bireyler kaynaştırma yoluyla eğitimlerini, yetersizliği olmayan akranları ile birlikte aynı sınıfta tam zamanlı sürdürebilecekleri gibi özel eğitim sınıflarında yarı zamanlı olarak da sürdürebilirler. Yarı zamanlı kaynaştırma uygulamaları, öğrencilerin bazı derslere yetersizliği olmayan akranlarıyla birlikte aynı sınıfta ya da ders dışı etkinliklere birlikte katılmaları yoluyla yapılır.\" denilmektedir. 43

3.3.Kaynaştırma Uygulamalarında Destek Eğitim Hizmetleri 3.3.1. Destek Eğitim Odası Kaynaştırma öğrencisinin eğitim ihtiyaçlarının tümünün normal sınıfta karşılanamadığı durumlarda, öğrenci belli derslerde normal sınıftan çıkarılarak kaynak odada eğitim görebilir. Kaynak odadaki eğitim, özel eğitim öğretmeni tarafından bireysel ya da küçük grup eğitimi olarak yürütülür ve genellikle öğrencinin genel eğitim sınıfında gördüğü eğitime paralel bir eğitim sürdürülmeye çalışılır(EARGED, 2010:15) 3.3.2. Sınıf İçi Yardım Sınıf içi destek eğitim hizmetleri danışman yardımlı genel eğitim sınıfı, özel eğitim öğretmeni yardımı ile genel eğitim sınıfı ve yardımcı öğretmenle genel eğitim sınıfı şeklinde sınıflanabilir(Kargın,2004:5). Gerektiğinde, kaynaştırma uygulamasının yürütüldüğü sınıfta, özel eğitim öğretmeni ya da yardımcı öğretmen tarafından sınıf-içi yardım sağlanabilir. Sınıf-içi yardım, kaynaştırma öğrencisine yönelik olduğunda, sınıf öğretmeni sınıfın geri kalanıyla öğretim yaparken, yardım sağlayan öğretmen kaynaştırma öğrencisiyle bireysel çalışır. Bunun tersi de olabilir(Kırcaali-İftar, 1998:22). 3.3.3. Özel Eğitim Danışmanlığı Özel eğitim danışmanlığı, sınıfında kaynaştırma öğrencisi bulunan normal sınıf öğretmeninin, kaynaştırma öğrencisine ilişkin olarak aldığı danışma hizmetidir. Özel eğitim danışmanlığı, bu konuda uzmanlaşmış özel eğitim öğretmenleri tarafından sağlanabilir.(Kırcaali-İftar, 1998:23). Özel Eğitim Hizmetleri Yönetmeliğine göre (2006) 64. maddesinde gezici özel eğitim öğretmeninin görevleri arasında “Sosyal kabul çalışmaları, eğitim ortamının düzenlenmesi, eğitim materyalleri, araç-gereçler, öğretim yöntem ve teknikleri gibi konularda öğretmenlere, okul/kurum yönetimine, bireye ve aileye rehberlik ve danışmanlık yapmak” sayılmaktadır. Hangi destek hizmet türünün uygulanacağı, öğrencinin ve öğretmenin gereksinimleri ile sınıfın ve okulun genel yapısına göre belirlenmelidir. Ancak uygulanacak destek hizmetin yararlı olabilmesi için destek hizmeti verenle sınıf öğretmeni işbirliği içinde olmalı ve öğrencinin nerede, ne kadar süreyle, hangi alanlarda destekleneceğine birlikte karar verilmelidir(Kargın,2004:13–14). 3.4. Destek Eğitim Odası Nedir? “Destek Eğitim Odası”, okul ve kurumlarda, kaynaştırma/bütünleştirme yoluyla eğitim uygulamaları kapsamında yetersizliği olmayan akranlarıyla birlikte aynı sınıfta eğitimlerine devam eden özel eğitim ihtiyacı olan öğrencilerin sunulan eğitim hizmetlerinden en üst düzeyde yararlanmaları amacıyla özel araç- gereçler ile eğitim materyalleri sağlanarak oluşturulmuş eğitim ortamlarıdır(MEB,2016:3) 3.5. Destek Eğitim Odası Nasıl Açılır? (MEB,2016) e göre “Destek eğitim odası, il/ilçe özel eğitim hizmetleri kurulunun önerisi doğrultusunda il/ilçe millî eğitim müdürlükleri tarafından açılır. Bu kapsamda izlenmesi gereken işlem basamakları aşağıda yer almaktadır: 44

• İl/ilçe özel eğitim hizmetleri kurulu tarafından kaynaştırma/bütünleştirme yoluyla eğitim uygulaması kapsamında okul/kuruma yerleştirilen özel eğitim ihtiyacı olan öğrenciler için her tür ve kademedeki okul/kurumlar bünyesinde il/ilçe millî eğitim müdürlüklerince destek eğitim odası açılır. • Destek eğitim odasında eğitim alacak öğrenci sayısına göre okulda veya kurumda birden fazla destek eğitim odası açılabilir. • Açılış onayları, açılacak her bir destek eğitim odası için ayrı ayrı olacak şekilde bir defa alınır. • Özel eğitim ihtiyacı olan öğrencilere yönelik okulun fizikî şartları, öğrenci sayıları, yetersizlik türleri ve yetenek alanları göz önünde bulundurularak ayrı destek eğitim odaları açılabilir. • Fizikî şartları nedeniyle destek eğitim odası açılamayan okullarda il/ilçe millî eğitim müdürlüklerinin onayı doğrultusunda fen laboratuvarları, resim atölyeleri, müzik odaları vb. uygun alanlar destek eğitim odası olarak kullanılabilir. 3.6. Destek Eğitim Odasında Kimler Eğitim Görebilir? Destek eğitim odasında, okul ve kurumlarda, kaynaştırma/bütünleştirme yoluyla eğitim uygulaması kapsamında yetersizliği olmayan akranlarıyla birlikte aynı sınıfta eğitimlerine devam eden özel eğitim ihtiyacı olan öğrenciler ile özel yetenekli öğrenciler eğitim görebilir(MEB,2016:3) 3.7. Destek Eğitim Odası Çalışma Esasları (MEB,2016) e göre destek eğitim odası çalışma esasları şu şekilde sıralanmaktadır:  Destek eğitim odasında eğitim alacak öğrenciler ile destek eğitim alacağı dersler, bireyselleştirilmiş eğitim programı (BEP) geliştirme biriminin önerileri doğrultusunda rehberlik ve danışma hizmetleri yürütme komisyonunca eğitim öğretim yılı başında belirlenir. Ancak; ihtiyaç halinde söz konusu planlama eğitim öğretim yılı içerisinde revize edilebilir. Özel eğitim ihtiyacı olan her öğrencinin ihtiyacı doğrultusunda bu eğitimden yararlanması sağlanır.  Destek eğitim odasında sunulacak hizmetler öğrencinin yararı gözetilerek uygun öğretmen sağlanması ve velinin onayı ile okulun çalışma saatlerinde (öğrencinin ders saati içinde veya dışında) planlanır. Destek eğitimi öğrencinin ders saati içinde veriliyor ise öğrencinin kayıtlı olduğu sınıfta o ders saatinde okutulan derse ilişkin eğitim verilir.  Öğrencinin destek eğitim odasında alacağı haftalık ders saati, haftalık toplam ders saatinin %40’ını aşmayacak şekilde planlanır.  Destek eğitim odasında öğrencilerin eğitim performansları dikkate alınarak birebir eğitim yapılır. Ancak; BEP geliştirme birimi gerektiğinde eğitim performansı aynı seviyede olan öğrencilerle birebir eğitimin yanında en fazla 3 öğrencinin bir arada eğitim alacağı grup eğitimi yapılması için de karar verebilir.  Destek eğitim odasında öğrencilerin eğitim ihtiyaçlarına göre öncelikle okulun öğretmenlerinden olmak üzere özel eğitim öğretmenleri, sınıf öğretmeni ve alan öğretmenleri ile RAM’da görevli özel eğitim öğretmenleri ya da diğer okul ve kurumlardaki öğretmenler görevlendirilir.  Yönetici ve Öğretmenlerin Ders ve Ek Ders Saatlerine İlişkin Karar kapsamında yönetici ve öğretmenler dışındaki resmî görevliler ile sınıf öğretmenlerine ilköğretim, orta öğretim ve yaygın eğitim kurumlarında haftada 8 saate kadar ek ders görevi verilebilir.  Aylık karşılığı ders saatini dolduramayan branş öğretmenlerine, dolduramadıkları saat kadar destek eğitim odasında görev verilebilir.  Destek eğitim odasında verilen derslerin ek ders ücreti %25 artırımlı ödenir.  BEP geliştirme biriminde özel eğitim ihtiyacı olan öğrencinin eğitim sürecinde görev alan tüm öğretmenler yer alır ve öğrencinin genel başarı değerlendirmesinde sınıfta yapılan değerlendirmenin yanı sıra destek eğitim odasında yapılan değerlendirme sonuçları da dikkate alınır. 45

 Destek eğitim odasında eğitim alacak öğrenciler ile eğitim hizmeti sunacak öğretmenlerin hangi gün ve saatlerde destek eğitim odasında olacaklarına ilişkin planlama okul yönetimince yapılır. Öğrencilerin devam takip vb. durumları okul yönetimince sınıf defteri tutulması yoluyla kayıt altına alınır.  Destek eğitim odasında öğrencilerin eğitim performansı ve ihtiyaçları, yetersizlik türü ve yetenek alanlarına uygun araç-gereç ve eğitim materyalleri bulunur. İl/ilçe millî eğitim müdürlükleri, kaynaştırma/bütünleştirme yoluyla eğitim yapılan okul ve kurumlardaki özel eğitim hizmetlerine yönelik derslik, araç- gereç gibi ihtiyaçların sağlanması için tedbir almakla yükümlüdür. 4.YÖNTEM 4.1. Araştırmanın Modeli Bu çalışma nitel bir araştırmadır. Nitel araştırma gözlem, görüşme, doküman analizi gibi nitel veri toplama yöntemlerinin kullanıldığı, algıların ve olayların doğal ortamda gerçekçi ve bütüncül bir biçimde ortaya konmasına yönelik nitel bir sürecin izlendiği araştırma’ türü olarak tanımlanmaktadır(Yıldırım ve Şimşek, 2011:39). Çalışmada desen olarak olgubilim deseni kullanılmıştır. Olgubilim deseni farkında olduğumuz ancak derinlemesine ve ayrıntılı bir anlayışa sahip olmadığımız olgulara odaklanmaktadır. Olgular yaşadığımız dünyada olaylar algılar yönelimler kavramlar ve durumlar gibi çeşitli biçimlerde karşımıza çıkabilmektedir(Yıldırım ve Şimşek, 2011:72). Kaynaştırma eğitimine devam eden özel gereksinimli bireylerin kaynaştırma eğitiminden daha fazla yararlanması ve kaynaştırma eğitimini başarıya ulaştıran etkenlerden birisi de destek eğitim odası uygulaması olması dolayısıyla Olgubilim deseni özel eğitim öğrencilerine yönelik destek eğitim odası uygulamasının verimliliğini, ilgili kişilere değerlendirme olanağını sağlayan bir yöntem olarak kabul edilmiş ve araştırma bu desenle gerçekleştirilmiştir. 4.2. Evren ve Örneklem Çalışma gurubu, Kahramanmaraş il merkezinde bulunan 8 okulda 32 sınıf öğretmeninden oluşmaktadır. Araştırmada amaçlı örnekleme yöntemlerinden maksimum çeşitlilik örneklemesi kullanılmıştır. Amaç göreli olarak küçük bir örneklem oluşturmak ve bu örneklemde çalışılan probleme taraf olabilecek bireylerin çeşitliliğini maksimum derecede yansıtmaktır. Dolayısıyla maksimum çeşitliliğe dayalı bir örneklem oluşturmada amaç genelleme yapmak için bu çeşitliliği sağlamak değildir. Tam tersine çeşitlilik gösteren durumlar arasında her hangi ortak ve ya paylaşılan olguların olup olmadığını bulmaya çalışmak ve bu çeşitliliğe göre problemin farklı boyutlarını ortaya koymaktır(Yıldırım ve Şimşek, 2011:108-109). Bu araştırmada maksimum çeşitlilik örnekleme yönteminin kullanılmasının amacı ise özel eğitim hizmetlerinin uygulanmasında farklı görüşlerin çeşitliliği olmasıdır. 4.3. Veri Toplama Araçları Araştırmada veriler açık uçlu sorulardan oluşan yarı yapılandırılmış bir formla elde edilmiştir. Formda açık uçlu sorular kullanılarak araştırmaya katılanlara daha fazla kendilerini ifade etmeleri sağlanmıştır. Bu şekilde daha objektif olarak sorunların kaynağı tespit edilmeye çalışılmıştır. Formda şu sorular yer almıştır: 1. Destek eğitim odası uygulaması ile ilgili herhangi bir eğitim aldınız mı? Aldınız ise içeriği hakkında bilgi veriniz. Almadınız ise hangi konularda eğitim almak istersiniz? 2. Destek eğitim odası olarak kullanılan dersliğin uygunluğuna ilişkin görüşleriniz nelerdir? 3. Destek eğitim odasında yapacağınız uygulama öncesi 1 ders saatini nasıl planladığınızı açıklayınız?(Ön hazırlık, yöntem ve teknik) 46

4. Destek eğitim odasında kullandığınız materyaller nelerdir? Yeterli buluyor musunuz? 5. Destek eğitim odası uygulamalarının ölçme ve değerlendirme işlemlerini nasıl yaptığınızı açıklayınız? 6. Destek eğitim odası uygulamasını faydalı buluyor musunuz? Açıklayınız. 7. Özel eğitim öğrencilerine yönelik destek eğitim odasında uygulama yaparken karşılaştığınız sorunlar nelerdir? 8. Özel eğitim öğrencilerine yönelik destek eğitim odasında uygulama yaparken karşılaştığınız sorunların çözümüne yönelik görüşleriniz nelerdir? Bu sorular uzman görüşleri ve alan yazın taramasıyla belirlenmeye çalışılmıştır. Çalışmada açık uçlu sorular sorularak araştırmaya katılanlarla devamlı ve aynı ortamda araştırma konusuna ilişkin görüşmelerin yapılması araştırmanın geçerliliği için önemli bir ölçüttür. Araştırmaya katılanların ve araştırma çevresinin tanımlanması araştırma konusuna ilişkin kavramların açıklanması veri analizine ilişkin bilgilerin verilmesi araştırmanın dış güvenilirliğinin ölçüsüdür. Verilerin doğrudan verilmesi sonuçların uzman kişilerce teyit edilmesi veri analizlerinin kavramsal çerçeveye bağlı olarak yapılması ise iç güvenilirliğini sağlamıştır(Yıldırım ve Şimşek,2011:262). 4.4. Verilerin Analizi ve Yorumu Veriler içerik analizi yoluyla çözümlenip yorumlanmaya çalışılmıştır. Bu amaçla toplanan verilerin önce kavramsallaştırılması daha sonra da ortaya çıkan kavramlara göre mantıklı bir biçimde düzenlenmesi ve buna göre veriyi açıklayan temaların saptanması gerekmektedir(Yıldırım ve Şimşek,2011:227). Veriler açık uçlu görüşme sorularından oluşan bir formla alınmıştır. Veriler sorular boyutunda ele alınmış ve her soruya ilişkin elde edilen veriler kodlanmıştır. Ortaya çıkan verilerin anlamlı bir bütün oluşturması için danışman akademisyenden görüş alınmıştır. Bilgilere ulaşmak ve daha açıklayıcı bir sonuç elde edebilmek için katılımcı görüşlerinde doğrudan alıntılara da yer verilmiştir. Çalışmada yer alan öğretmenlere Ö1,Ö2… şeklinde, numaralar verilmiştir. 5.BULGULAR Araştırmaya katılan öğretmenlerin genel bilgilerine ilişkin bulgular şu şekildedir; Tablo 5.1 Mezun olunan bölüm/alan Kodlar Frekans Sınıf öğretmenliği 30 Okul öncesi eğitimi öğretmenliği 1 Almanca öğretmenliği 1 Tablo 5.1 incelendiğinde destek eğitim uygulamasına giren öğretmenlerin mezun olunan bölüm/alan ile ilgili en fazla frekansa sahip olan kodun (30/32) ile sınıf öğretmenliği olduğu görülmektedir. Tablo 5.2 Meslekteki çalışma süresi Kodlar Frekans (1-3) 1 (4-6) 1 (7-9) 1 (10+) 29 47

Tablo 5.2 incelendiğinde destek eğitim uygulamasına giren öğretmenlerin meslekteki çalışma süreleri ile ilgili en fazla frekansa sahip olan kodun (29/32) ile 10 yıldan fazla olduğu görülmektedir. Dolayısıyla destek eğitim odası uygulaması içinde yer alan öğretmenlerin mesleki deneyimlerinin yüksek olduğunu söyleyebiliriz. Tablo 5.3 Özel eğitim öğrencileri ile çalışma süresi Kodlar Frekans (1-3) 25 (4-6) 3 (7-9) 2 (10+) 2 Tablo 5.3 incelendiğinde destek eğitim uygulamasına giren öğretmenlerin özel eğitim öğrencileriyle çalışma süreleri ile ilgili en fazla frekansa sahip olan kodun (25/32) ile (1-3 yıl) olduğu görülmektedir. Destek eğitim odası uygulamasının ülkemizde yakın zamanda yaygınlaşan bir uygulama olması dolayısıyla sınıf öğretmenlerinin bu çocuklarla çalışma süresinin kısa olduğunu söyleyebiliriz. 5.1 Öğretmenlerin Destek Eğitim Odası Uygulaması İle İlgili Eğitim Alma Durumu Özel Eğitim Öğrencilerine Yönelik Destek Eğitim Odası Uygulaması yapan öğretmenlere sorulan “Destek eğitim odası uygulaması ile ilgili herhangi bir eğitim aldınız mı? Aldınız ise içeriği hakkında bilgi veriniz. Almadınız ise hangi konularda eğitim almak istersiniz?”sorusuna ilişkin alınan yanıtların kod ve frekansları aşağıda verilmiştir. Tablo 5.4 Öğretmenlerin destek eğitim odası uygulaması ile ilgili eğitim durumu Eğitim Alma Durumu Kodlar Frekans Eğitim aldım 13 Aldıkları Eğitimin İçeriği Eğitim almadım 12 7 Almak İstedikleri Eğitimin Yetersiz İçeriği 17 Özel eğitim uygulamaları 2 Kaynaştırma eğitimi uygulamaları 2 Destek eğitim uygulamaları 2 Zihinsel engelliler öğretmenliği 1 Öğretim yöntem ve teknikleri 3 Öğretim yöntem ve teknikleri 2 Program hazırlama 2 İletişim 1 Otistik öğrencilerin eğitimi 1 Eğitim alınması faydalı olacaktır Tablo 5.4 incelendiğinde öğretmenlerin destek eğitim odası uygulaması ile ilgili eğitim durumlarının “eğitim alma durumuna göre, aldıkları eğitimin içeriğine göre ve almak istedikleri eğitimin içeriğine göre” üç bölüme ayrıldığı görülmektedir. Eğitim alma durumuyla ilgili bölüme bakıldığı zaman en fazla tekrarlanan kodun tüm kodların yaklaşık beşte ikisi ile (13/32) “Eğitim aldım” olduğu görülebilir. İkinci en fazla tekrar eden kodun ise 48

tüm kodların yaklaşık beşte ikisi ile (12/32) “eğitim almadım” kodunun olduğu, en az tekrarlanan kodun ise tüm kodların yaklaşık beşte biri ile “yetersiz” olduğu görülmektedir. Öğretmenlerden destek eğitim odası uygulaması ile ilgili eğitim aldığını ifade eden Ö-3 “kısmen aldım fakat yararını görmedim. Otistik ve down sendromlu bireyler ile ilgili birkaç saatlik bir uygulamaydı. Faydasının olduğunu düşünmüyorum” demiştir. Ö-18 “özel eğitim ile ilgili yüzeysel kısa bir eğitimdi” Ö-27 “özel eğitim seminerine katıldım. Daha etkili, içerikli bir eğitim almak isterim” Ö-12 ise “evet eğitim aldım. Sınırlı sürede eğitim verildiği için birçok konuda yetersiz oldu.” şeklinde görüşlerini ifade etmişlerdir. Öğretmenlerin özel eğitim ile ilgili eğitim aldıkları ama destek eğitim uygulaması için bu eğitimin yeterli olmadığı vurgulanmaktadır. Öğretmenlerden destek eğitim odası uygulaması ile ilgili eğitim almadığını ifade eden Ö-4 “herhangi bir eğitim almadım. Diğer öğretmenlerinde bu konuda eğitim aldığını düşünmüyorum. Ancak öğrencilere, gerekli ilgi ve zaman ayrıldığı zaman başarılı olduklarını görüyorum” demiştir. Ö-28 “herhangi bir eğitim almadım. Okulumuzdaki öğrenciler resim-iş, beden eğitimi ve müzik derslerinde sınıflarımıza geldikleri zaman onlarla konuşarak çıkarımlar yapmaya çalışıyordum” demiştir. Ö-32 ise “eğitim almadım ancak benzer öğrenciler olduğu için özel ilgi duydum ve araştırma yaptım.” diyerek görüşlerini dile getirmiştir. Destek eğitim uygulaması ile ilgili herhangi bir eğitim almayan öğretmenlerin kendi kişisel çabaları ile özel eğitim ihtiyacı olan çocuklara yönelik bilgi sahibi olmaya çalıştıkları anlaşılmaktadır. Aldıkları eğitimin içeriği ile ilgili bölüme bakıldığı zaman en çok tekrar eden frekansa sahip olan kodun (17/24) “özel eğitim uygulamaları” olduğu görülmektedir. Destek eğitim odası uygulaması ile ilgili öğretmenlerin doğrudan bir eğitim almadıkları anlaşılmaktadır. Almak istedikleri eğitimin içeriği bölümü ile ilgili en fazla tekrar eden kodun tüm kodların üçte biriyle (3/9) “öğretim yöntem ve teknikleri” olduğu görülmektedir. 32 öğretmenle yapılan bu araştırmada Öğretmenlerin almak istedikleri eğitimin içeriği ile ilgili kodlara karşılık gelen frekansların yoğunluğu düşük bulunmuştur. 5.2 Öğretmenlerin Destek Eğitim Odası Olarak Kullanılan Dersliğin Uygunluğuna İlişkin Görüşleri Özel Eğitim Öğrencilerine Yönelik Destek Eğitim Odası Uygulaması yapan öğretmenlere sorulan “Destek eğitim odası olarak kullanılan dersliğin uygunluğuna ilişkin görüşleriniz nelerdir?” sorusuna ilişkin alınan yanıtların kod ve frekansları aşağıda verilmiştir. Tablo 5.5 Öğretmenlerin Destek eğitim odası olarak kullanılan dersliğin uygunluğuna ilişkin görüşleri Kodlar Frekans Uygun 22 Sınıf ortamı 15 Uygun değil 2 Değişken bir destek eğitim odası 2 Tablo 5.5 incelendiğinde destek eğitim odası olarak kullanılan dersliğin uygunluğuna ilişkin en fazla tekrar eden kodun tüm kodların yaklaşık yarısı ile (22/41) “uygun” olduğu görülmektedir. Aynı zamanda destek eğitim odası olarak kullanılan dersliğin “sınıf ortamı” olduğu sık tekrar eden bir kodlama (15/41) olarak görülmektedir. Destek eğitim odası olarak kullanılan dersliğin uygunluğuna ilişkin Ö-3”sınıflarımız boş olduğu için uygun buluyorum. Ama otistik ve down sendromlu çocukların normal dersliklerde eğitim 49

göremeyeceklerini düşünüyorum.”demiştir. Ö-10 “öğretmen öğrencisinin durumunu göz önünde bulundurarak sınıfı(destek odasını)düzenlemelidir. Benim kullandığım destek odası öğrencinin durumu düşünüldüğünde uygundur.” Ö-14 “destek eğitim odası olarak kullanılan yer eğitim ve öğretim açısından uygun olan okulumuzun dersliğidir. Kendi dersliğimizi kullanıyoruz” Ö-16 “destek eğitim odası olarak kullanılan sınıflarımız öğrencinin bireysel ihtiyaçlarına göre düzenlenmiştir.” Ö-17 ise “sınıflar kullanıldığı için herhangi bir eksiklik olduğunu düşünmüyorum.” Şeklinde düşüncelerini ifade etmiştir. Bakıldığı zaman öğretmenler; çoğunlukla sınıf ortamında yapılan destek eğitim uygulamasını uygun olarak değerlendirmektedirler. 5.3 Öğretmenlerin Destek Eğitim Odasında Uygulama Öncesi 1 Ders Saatini Nasıl Planladıklarına İlişkin Görüşleri Özel eğitim öğrencilerine yönelik destek eğitim odası uygulaması yapan öğretmenlere sorulan “Destek eğitim odasında yapacağınız uygulama öncesi 1 ders saatini nasıl planladığınızı açıklayınız?(Ön hazırlık, yöntem ve teknik)” sorusuna ilişkin alınan yanıtların kod ve frekansları aşağıda verilmiştir. Tablo 5.6 Öğretmenlerin Destek eğitim odasında uygulama öncesi 1 ders saatini nasıl planladıklarına ilişkin görüşleri Kodlar Frekans Materyal hazırlığı 8 Ders planı hazırlığı 8 Hazır bulunuşluk düzeyini belirleme 5 Öğretimi yapılandırma 5 Yöntem ve teknik seçimi 3 Okuma parçası hazırlama 2 Tablo 5.6 incelendiğinde öğretmenlerin destek eğitim uygulamasında 1 ders saatini nasıl planladıklarına ilişkin en fazla tekrar eden kodların eşit frekansa sahip olan ve tüm kodların yaklaşık dörtte biri(8/31) ile “materyal hazırlığı ile ders planı hazırlığı” olduğu görülebilir. Materyal hazırlığı ile ilgili Ö-12 “BEP’ de hazırlamış olduğum uzun dönemli ve kısa dönemli hedefler doğrultusunda ve öğrencinin gereksinimi, kabiliyetine göre etkinlik hazırlıyorum. Örneğin sanat etkinliği dersiyle ilgili materyalleri önceden hazırlıyorum (çizim, kağıt, yapıştırıcı, makas, artık materyaller…)gerekli malzemeleri ders öncesi hazırlarım.” demiştir. Materyal hazırlığı ve ders planı hazırlığı kodlarıyla ilgili Ö-8 “destek eğitim odasında yapacağım uygulama öncesinde konu ile ilgili materyal hazırlarım. Bunun yanında BÖP(bireyselleştirilmiş öğretim planı) hazırlar, bu planda yer alan öğretim yöntem ve tekniklerini uygularım (balık kılçığı, soru cevap, konu ile ilgili oyunlar gibi)” demiştir. Ö-19 ise materyal hazırlığı kodlamasıyla ilgili olarak” BEP deki kazanımlara uygun olarak internet üzerinden etkinlik ve materyal örnekleri bakıyorum” demiştir. Bakıldığı zaman öğretmenlerin destek eğitim odası etkinliklerini planlarken yaptıkları hazırlıkların “materyal ve ders planı” hazırlıkları üzerinde yoğunlaştığını söyleyebiliriz. Tablo 5.6 incelendiğinde öğretmenlerin destek eğitim uygulamasında 1 ders saatini nasıl planladıklarına ilişkin ikinci en fazla tekrar eden kodların, eşit frekansa sahip olan ve tüm kodların yaklaşık altıda biri(5/31) ile “hazır bulunuşluk düzeyini belirleme ile öğretimi yapılandırma” olduğu görülebilir. Hazır bulunuşluk düzeyini belirleme koduyla ilgili öğretmenlerden Ö-27 “öğrencinin sınıf öğretmeniyle ders öncesi fikir alışverişinde bulunuyorum. Öğrencinin eksiklerini ve geri kaldığı konuları tespit etmeye çalışıyorum. Çalışmalarımı bu doğrultuda gerçekleştiriyorum.” demiştir. 50

Öğretimi yapılandırma kodlarıyla ilgili Ö-13 “verilecek kazanıma dikkat çekecek bir etkinlikle oyun benzeri bir araç kullanıyorum. Öğrencinin dokunup hissedebileceği birden fazla duyusuna hitap eden bir yöntemle kazanımı vermeye çalışıyorum(harfleri oyun hamuruyla yapmak gibi)” hem hazır bulunuşluk düzeyini belirleme hem de öğretimi yapılandırma koduyla ilgili olarak Ö-21 “öğrencinin hazır bulunuşluk düzeyi önceden belirlenerek yapacağım çalışmaları ona göre planlamaktayım. Yöntem ve teknik olarak kalıcıcığı sağlamak için hazırladığım materyallerle birlikte öğrenciyi merkeze alan yapılandırmacı yaklaşımı kullanarak derslerimi işliyorum” demiştir. Materyal ve ders planı hazırlığından sonra öğretmenler tarafından en fazla üzerinde durulan durumların öğrencilerin neyi ne kadar bildikleri veya yaptıkları hem de öğrenciyi merkeze alan yapılandırmacı bir yaklaşımla dersi planlamaya çalıştıkları görülmektedir. 5.4 Öğretmenlerin Destek Eğitim Odasında Kullandıkları Materyallere İlişkin Görüşleri Özel Eğitim Öğrencilerine Yönelik Destek Eğitim Odası Uygulaması yapan öğretmenlere sorulan “Destek eğitim odasında kullandığınız materyaller nelerdir? Yeterli buluyor musunuz?” sorusuna ilişkin alınan yanıtların kod ve frekansları aşağıda verilmiştir. Tablo 5.7 Öğretmenlerin Destek eğitim odasında kullandıkları materyallere ilişkin görüşleri Yeterlilik Durumuna Göre Kodlar Frekans Okul Araç-Gereçleri 14 Yetersiz 8 Ders Araç-Gereçleri Yeterli 8 3 Akıllı tahta 2 Yazı tahtası 10 Bilgisayar 7 7 Ders kitapları 5 Hikâye kitapları 4 Harf-hece tabloları 3 Matematik tabloları 3 3 Defter 3 3 Cetvel 3 2 Metre 1 Fotokopiler Legolar Renkli kâğıtlar Bloklar Boyama kitapları Çalışma kâğıtları Tablo 5.7 incelendiğinde öğretmenlerin destek eğitim odası uygulaması ile ilgili kullandıkları materyal durumlarının “yeterlilik durumuna göre, okul araç-gereçleri, ders araç-gereçleri” üç bölüme ayrıldığı görülmektedir. Öğretmenlerin destek eğitim odasında kullandıkları materyallerin yeterlik durumu ile ilgili bölüme bakıldığı zaman en fazla tekrarlanan kodun tüm kodların yaklaşık üçte ikisi ile (14/22) “yetersiz” olduğu görülebilir. İkinci en fazla tekrar eden kodun ise tüm kodların yaklaşık üçte biri ile (8/22) “yeterli” kodunun olduğu, görülmektedir. Destek eğitim odasında kullanılan materyallerin yeterlilik durumu bölümünde yer alan “yetersiz” kodlamasıyla ilgili Ö-21 “ destek eğitim odasında akıllı tahtadan başka kullanabileceğimiz materyal yok. Kendim temin ettiğim materyalleri sınıfa getirerek dersi işliyoru. Bazen konuya uygun 51

materyal bulmakta güçlük yaşıyorum” demiştir. Ö-2 i “okuma ve anlamayı pekiştirici kitaplar çok işimize yarıyor. Fakat dikkat çekici ve eğitici-öğretici materyaller öğrencilerimize çok faydalı olacaktır. Bu açıdan daha donanımlı olmasını isterim” demiştir. Ö-12 ise “ kesinlikle yeterli değil. Okullarda ders vermek için tam donanımlı odalar olmalı ama yok. Öğretmenler olarak kendi imkânlarımızla materyal hazırlıyoruz” demiştir. Destek eğitim odası uygulamasında görevli öğretmenler burada kullanılan materyalleri yetersiz buldukları görülmektedir. Tablo 5.7 incelendiğinde öğretmenlerin destek eğitim odası uygulaması ile ilgili kullandıkları materyallerin okul araç-gereçleri ile ders araç gereçlerinden oluştuğu görülmektedir. Okul araç – gereçleri bölümünde en sık tekrar eden kodun tüm kodların yarısından fazlası ile (8/13) “akıllı tahta” olduğu görülebilir. Ders araç-gereçleri bölümünde en fazla tekrar eden kodların tüm kodların yarıya yakınını (24/54) oluşturan ve bu kodların sırasıyla “ders kitaplar, hikâye kitapları, harf-hece tabloları” olduğu görülmektedir. 5.5 Öğretmenlerin Destek Eğitim Odası Uygulamalarının Ölçme Ve Değerlendirme İşlemlerini Nasıl Yaptığına İlişkin Görüşleri Özel Eğitim Öğrencilerine Yönelik Destek Eğitim Odası Uygulaması yapan öğretmenlere sorulan “Destek eğitim odası uygulamalarının ölçme ve değerlendirme işlemlerini nasıl yaptığınızı açıklayınız?” sorusuna ilişkin alınan yanıtların kod ve frekansları aşağıda verilmiştir. Tablo 5.8 Öğretmenlerin Destek eğitim odasında kullandıkları ölçme ve değerlendirme işlemlerine ilişkin görüşleri Kodlar Frekans Ders sonu ve konu sonu değerlendirme Gözlem 10 Açık uçlu soru 10 Çoktan seçmeli test 5 4 Soru-cevap 3 Çalışma kâğıtları 1 1 Defter Tablo 5.7 incelendiğinde öğretmenlerin destek eğitim odasında kullandıkları ölçme ve değerlendirme işlemlerine ilişkin en fazla tekrar eden kodların eşit frekansa sahip olan ve tüm kodların yaklaşık üçte biri(10/34) ile “Ders sonu ve konu sonu değerlendirme” ve “gözlem” olduğu görülebilir. Ders sonu ve konu sonu değerlendirme koduyla ilgili olarak Ö-10 “destek eğitim odası eğitimi birebir bir süreç olduğu için ders anında değerlendirmeler yapılmaktadır. Ayrıca aylık ve dönemlik değerlendirmeler de yapılmaktadır” demiştir. Ö-9 “okuma, yazma becerilerini, okuduğunu anlama ve matematik becerilerini her ders sonunda kontrol ediyoruz” demiştir. Ö-25 ise “öğrenilen konular ile ilgili ara ve konu sonu değerlendirme soruları hazırlıyorum” demiştir. Ö-32 gözlem koduyla ilgili olarak “öğrencinin başlangıçtan şu anki durumu ile bu arada aldığı mesafeyi değerlendiriyorum. Plana göre eksik gördüğüm noktalara geri dönüyorum” demiştir. Ö-28 ise “ilk derste eksikliklerini tespit ediyorum. Okuma ve yazmada nereden nereye geldik, anlatmada ne kadar mesafe kat ettik bunlara göre kıyaslayarak kazanımlarımı ölçüyorum” demiştir. Destek eğitim odasında çoğunlukla kullanılan ölçme ve değerlendirme yöntemlerinin bireyin ders sonu ve konu sonu ölçme araçları kullanılarak yapıldığı aynı zamanda bireydeki değişikliğin gözlemlenmesi yoluyla ölçüldüğü gözleme dayalı yaklaşımlar çoğunlukla tercih edilmektedir. 52

5.6 Öğretmenlerin Destek Eğitim Odası Uygulamasının Faydalı Olup-Olmadığına İlişkin Görüşleri Özel Eğitim Öğrencilerine Yönelik Destek Eğitim Odası Uygulaması yapan öğretmenlere sorulan “Destek eğitim odası uygulamasını faydalı buluyor musunuz? Açıklayınız.” sorusuna ilişkin alınan yanıtların kod ve frekansları aşağıda verilmiştir. Tablo 5.9 Öğretmenlerin Destek Eğitim Odası Uygulamasının Faydalı Olup-Olmadığına İlişkin Görüşleri Kodlar Frekans 32 Faydalı - Faydasız Tablo 5.9 incelendiğinde öğretmenlerin destek eğitim odası uygulamasının faydalı olup olmadığına ilişkin görüşlerine bakıldığı zaman en fazla tekrar eden kodun (32/32) ”faydalı” olduğu görülmektedir. Faydalı koduyla ilgili Ö-21 “destek eğitim odası çok faydalı ve yerinde bir uygulama. Sınıf içerisinde öğrenciye kazandıramadığımız çoğu kazanımları destek eğitim odasında kazandırabiliyoruz. Bireysel eğitim olduğu için öğrenciyle daha aktif ilgilenme ve yakından tanıma fırsatı buluyoruz. Böylece öğrenciye hangi kazanımları nasıl kazandıracağımız hakkında bilgimiz oluyor” demiştir. Ö-27 “bire bir ilgi isteyen, sınıf içerisinde öğrenme olayının gerçekleşmediği kaynaştırma öğrencileri için çok faydalı olduğunu düşünüyorum. Çünkü bu öğrencilerle sınıf ortamında çok fazla ilgilenemiyoruz” demiştir. Ö-12 “çok faydalı olduğunu düşünüyorum. Öğrencim sürekli gezinen, bağıran, sınıf içinde uyumsuz, arkadaşlarına vuran, küfür eden bir öğrenciydi. Hiçbir etkinliğe katılmıyordu. Destek eğitime başladıktan sonra öğrencide çok olumlu değişiklikler oldu” demiştir. Ö-28 ise “destek eğitim odasını çok faydalı buluyorum. Çocuklar Türkçe, matematik ve fen bilimleri dersinde bayağı ilerleme sağladılar” demiştir. Destek eğitim odası uygulaması içinde yer alan öğretmenlerin tamamı bu uygulamayı faydalı bulmakta ve çocuklarda hem ders hem de davranış yönünden ciddi düzelmeler olduğunu ifade etmektedirler. 5.7 Öğretmenlerin Özel Eğitim Öğrencilerine Yönelik Destek Eğitim Odasında Uygulama Yaparken Karşılaştıkları Sorunlara İlişkin Görüşleri Özel Eğitim Öğrencilerine Yönelik Destek Eğitim Odası Uygulaması yapan öğretmenlere sorulan “Özel eğitim öğrencilerine yönelik destek eğitim odasında uygulama yaparken karşılaştığınız sorunlar nelerdir? ” sorusuna ilişkin alınan yanıtların kod ve frekansları aşağıda verilmiştir. Tablo 5.10 Öğretmenlerin Özel Eğitim Öğrencilerine Yönelik Destek Eğitim Odasında Uygulama Yaparken Karşılaştıkları Sorunlara İlişkin Görüşleri Kodlar Frekans 16 Bireyden kaynaklanan nedenler(dikkat, algı, ilgi, iletişim, utangaçlık, yorgunluk vs.) 14 Materyal eksikliği 5 4 Herhangi bir sorun yok 3 Aile desteği Bireyin yoğun eğitimle yorgun düşmesi 53

Tablo 5.10 incelendiğinde öğretmenlerin destek eğitim odasında uygulama yaparken karşılaştıkları sorunlara yönelik en fazla tekrar eden kodun tüm kodların yaklaşık üçte biri ile(16/42) “bireyden kaynaklanan nedenler” olduğu görülmektedir. İkinci en fazla tekrar eden kodun ise tüm kodların üçte biri ile (14/42) “materyal eksikli” olduğu görülmektedir. “Bireyden kaynaklanan nedenler” kodlamasıyla ilgili Ö-24 “iletişim kurmakta zorlanıyorum. Öğrenciye kendimizi kabullendirmek biraz zaman alıyor. Öğrencinin durumuna göre belirli sürelerde destek eğitim odasında kalmak zor oluyor. Okul çıkışı olduğu için öğrenci çok yorgun oluyor” demiştir. Ö-15 “öğrenci çabuk sıkılıyor ve tek başına olduğu için kendisini baskı altında hissediyor” demiştir. Ö- 32 “öğrencinin ruhsal durumu her zaman uygun olmuyor. Uzun süre dikkatini toplayamama veya çabuk sıkılma gibi” Ö-10 ise “ destek eğitim odasında öğrenciyle birebir olunduğu için öğrencide utangaçlık ve çekingenlik görülmektedir. Bu sorun belli bir zaman içinde aşılabilmektedir” demiştir. “Materyal eksikliği” koduyla ilgili Ö-2 “ destek eğitim odasında araç-gereç eksikliği haricinde önemli bir sorun yaşamıyorum” demiştir. Ö-4 ise “ bireylerin dikkatini toplayacak aynı zamanda ilgisini çekebilecek materyallere ihtiyacımız var” demiştir. Öğretmenlerin destek eğitim uygulaması içinde karşılaştıkları problemler yoğunlukla çalışılan bireylerin, bireysel farklılıklarından kaynaklı nedenler ile destek eğitim odası materyallerinin yetersiz oluşundan kaynaklandığı anlaşılmaktadır. 5.8 Öğretmenlerin Özel Eğitim Öğrencilerine Yönelik Destek Eğitim Odasında Uygulama Yaparken Karşılaştıkları Sorunların çözümüne İlişkin Görüşleri Özel Eğitim Öğrencilerine Yönelik Destek Eğitim Odası Uygulaması yapan öğretmenlere sorulan “Özel eğitim öğrencilerine yönelik destek eğitim odasında uygulama yaparken karşılaştığınız sorunların çözümüne yönelik görüşleriniz nelerdir?” sorusuna ilişkin alınan yanıtların kod ve frekansları aşağıda verilmiştir. Tablo 5.11 Öğretmenlerin Özel Eğitim Öğrencilerine Yönelik Destek Eğitim Odasında Uygulama Yaparken Karşılaştıkları Sorunların çözümüne İlişkin Görüşleri Kodlar Frekans Materyallerin artırılması 20 Hizmet içi eğitim 3 Aile desteği 3 Odaların fiziki yapısının güçlendirilmesi 3 Tablo 5.11 incelendiğinde öğretmenlerin destek eğitim odasında uygulama yaparken karşılaştıkları sorunların çözümüne yönelik en fazla tekrar eden kodun tüm kodların yaklaşık üçte ikisi (20/29) ile “materyallerin artırılması” olduğu görülebilir. “Materyallerin artırılması” koduyla ilgili olarak Ö-4 “çocukların ilgisini çekebilecek aynı zamanda konuları tekrar edebilecekleri materyallerin çoğaltılarak okullara dağıtılması gerekmektedir “ demiştir. Ö-27 “ bireylerin dikkatlerini geliştirici setler ile okuma yazma güçlüğü olan bireylere yönelik hazırlanmış kitaplara ihtiyaç duyuyoruz” demiştir. Ö-2 ise “öğrencilerin konuları bol miktarda tekrar etmesi için alıştırmaların olduğu kitapların hazırlanmasının faydalı olacağını düşünüyorum” demiştir. Öğretmenler destek eğitim odasında daha çok; ilgisi zayıf öğrencilerin dikkatini toplayacak, konu eksiği olan ve çabuk unutan öğrenciler için sık tekrar yapma imkânı sunacak materyal ihtiyacı olduğu görülmektedir. 54

6. SONUÇ Bu çalışmada; ilkokullardaki sınıf öğretmenlerinin, Kaynaştırma uygulamalarına devam eden özel eğitim gereksinimi olan öğrencilere yönelik destek eğitim odası uygulamasının verimlilik düzeyinin hangi ölçüde olduğu incelenmeye çalışılmıştır. Araştırma bulgularına göre; destek eğitim odası uygulaması ile ilgili öğretmenlerin doğrudan bir eğitim almadıkları anlaşılmaktadır. Öğretmenlerin özel eğitim ile ilgili eğitim aldıkları ama destek eğitim uygulaması için bu eğitimin yeterli olmadığı görülmektedir. Destek eğitim uygulaması ile ilgili herhangi bir eğitim almayan öğretmenlerin kendi kişisel çabaları ile özel eğitim ihtiyacı olan çocuklara yönelik bilgi sahibi olmaya çalıştıkları anlaşılmaktadır. Öğretmen görüşlerine göre; çoğunlukla sınıf ortamında yapılan destek eğitim uygulaması uygun olarak değerlendirilmektedir. Öğretmenler tarafından destek eğitim odası etkinlikleri planlanırken; yaptıkları hazırlıkların “materyal ve ders planı” hazırlıkları üzerinde yoğunlaştığını görülmektedir. Materyal ve ders planı hazırlığından sonra öğretmenler tarafından en fazla üzerinde durulan durumların öğrencinin hazır bulunuşluk düzeyinin belirlenmesi ile öğrenciyi merkeze alan yapılandırmacı bir yaklaşımla dersi planlamaya çalıştıkları anlaşılmaktadır. Destek eğitim odası uygulamasında görevli öğretmenler burada kullanılan materyalleri yetersiz buldukları görülmektedir. En çok kullanılan okul araç-gerecinin akıllı tahta en çok kullanılan ders araç- gereçlerinin ise ders kitapları, hikâye kitapları, harf-hece tabloları olduğu görülmektedir. Araştırmaya göre; Öğretmenlerin Destek eğitim odasında kullandıkları ölçme ve değerlendirme işlemlerine ilişkin; Destek eğitim odasında çoğunlukla kullanılan ölçme ve değerlendirme yöntemlerinin bireyin ders sonu ve konu sonu ölçme araçları kullanılarak yapıldığı aynı zamanda bireydeki değişikliğin gözlemlenmesi yoluyla ölçüldüğü gözleme dayalı yaklaşımlar çoğunlukla tercih edilmektedir. Destek Eğitim Odası Uygulamasının Faydalı Olup-Olmadığına İlişkin; Destek eğitim odası uygulaması içinde yer alan öğretmenlerin tamamı bu uygulamayı faydalı bulmakta ve çocuklarda hem ders hem de davranış yönünden ciddi düzelmeler olduğu görülmektedir. (AKAY E. Vd.-2014) Destek eğitim odası, alanyazında önerilen program ilkelerine göre sınıftaki derse paralel ve öğrencideki eksikleri giderecek nitelikte, işitme engelli öğrenciyi dil ve akademik beceriler yönünden geliştirici çeşitli etkinlikler ve öğretim stratejileri kullanılarak düzenlenmiştir. Uygulamalar Türkçe, Fen ve Teknoloji, Sosyal Bilgiler ve Matematik alanlarını içermiştir. Uygulama sırasında ve öncesinde oluşan sorunlar olsa da eylem araştırması yöntemiyle yapılan uygulama, öğrencilerde olumlu gelişmeler yaratmıştır. Öğrencilerin akademik, sosyal ve iletişimsel becerilerinde gelişme gösterdikleri gözlenmiştir.İki araştırmanın sonuçlarına bakıldığı zaman destek eğitim odası uygulamasının özel gereksinimli bireyler için faydalı olduğu görülebilir. Öğretmenlerin destek eğitim uygulaması içinde karşılaştıkları problemler; çoğunlukla, çalışılan bireylerin, bireysel farklılıklarından kaynaklı nedenler (dikkat, algı, ilgi, iletişim, utangaçlık, yorgunluk vs.) ile destek eğitim odası materyallerinin yetersiz oluşundan kaynaklandığı anlaşılmaktadır. Öğretmenlerin destek eğitim uygulaması içinde karşılaştıkları problemlerin çözümüne yönelik; daha çok, ilgisi zayıf öğrencilerin dikkatini toplayacak, konu eksiği olan ve çabuk unutan öğrenciler için sık tekrar yapma imkânı sunacak materyal ihtiyacı olduğu görülmektedir. GÜRGÜR H., vd. (2012) Öğretmen adayları bireysel özel eğitim destek hizmetleri uygulaması sırasında yaşadıkları Çeşitli sorunları da dile getirmişlerdir. Öğretmen adayları uygulama sürecinde ulaşım, deneyimsizlik, eğitim araç-gereçlerdeki yetersizlik ve bireysel çalışma mekânlarının uygun olmayışından kaynaklanan sorunlar yaşadıklarını belirtmişlerdir. Nar ve Tortop yaptığı (2017) fiziki ortamın iyileştirilmesi gerektiği, öğrencilerin potansiyellerini arttırabilmeleri ve becerilerini ortaya koyabilmeleri için gerekli donanım ve eğitim materyallerinin teknolojik gelişmelere uygun karşılandığı bir destek eğitimi odası beklentisi içerisinde 55

oldukları belirlenmiştir. Her üç araştırma sonuçlarına beraber bakıldığında benzer sonuçların olduğu görülmektedir. 7. ÖNERİLER  Okullarda destek eğitim odası uygulaması içerisinde olan sınıf öğretmenlerine milli eğitim müdürlüklerince doğrudan destek eğitim odası uygulamaları ile ilgili hizmet içi eğitim verilmelidir.  Okullarda destek eğitim odası olarak kullanılacak ayrı bir derslik ayrılarak bu dersliğin milli eğitim müdürlüklerince donanım ve materyal ihtiyaçlarının karşılanması gereklidir.  Destek eğitim odası için kullanılacak materyallerin bireyin öğrenme ihtiyaçları göz önünde bulundurularak evrensel tasarım ilkelerine uygun olarak tasarlanmalı ve öğretmen kullanımına sunulmalıdır.  Destek eğitim odasında kullanılacak ölçme araçları çeşitlendirilerek gözlem haricinde bireyin performansının ölçülmesine olanak sağlayacak performans değerlendirme ölçekleri hazırlanmalıdır. 56

8. KAYNAKLAR AKAY E., UZUNER Y. , GİRGİN Ü., “Kaynaştırmadaki İşitme Engelli Öğrencilerle Gerçekleştirilen Destek Eğitim Odası Uygulamasındaki Sorunlar ve Çözüm Gayretleri” Eğitimde Nitel Araştırmalar Dergisi, 2014, pp. 43-68(26) BATU, E.S., 2000. “Kaynaştırma, Destek Hizmetler ve Kaynaştırmaya Hazırlık Etkinlikleri”, Özel Eğitim Dergisi, 2 (4),ss. 35 -45. BATU S., TOPSAKAL M. 2003. “Özel Eğitim Danışmanlığı Süreci ve Bir Danışmanlık Örneği” Özel Eğitim Dergisi,4(1),ss. 19-29. EARGED “Milli Eğitim Bakanlığı Eğitimi Araştırma ve Geliştirme Dairesi Başkanlığı” İlköğretim Okullarındaki Kaynaştırma Uygulamalarının Değerlendirilmesi. https://www.meb.gov.tr/earged/earged/ilk_kaynas_eg_uyg_deg.pdf (03.03.2018). GÜRGÜR H., KIŞ A., AKÇAMETE G., 2012 “Kaynaştırma Öğrencilerine Sunulan Bireysel Destek Hizmetlere İlişkin Öğretmen Adaylarının Görüşlerinin İncelenmesi” İlköğretim Online, 11(3), 689-701 KARGIN, T.,2004. “Kaynaştırma: Tanımı, Gelişimi ve İlkeleri” Ankara Üniversitesi Eğitim Bilimleri Fakültesi, Özel Eğitim Dergisi, 5 (2),ss.1-13. MEB, 2018. Strateji Geliştirme Başkanlığı “2014–2015 Milli Eğitim İstatistikleri”, Örgün Eğitim, http://sgb.meb.gov.tr/istatistik/meb_istatistikleri_orgun_egitim _2014_2015.pdf (03.02.2018). MEB, 2018. Strateji Geliştirme Başkanlığı “2015–2016 Milli Eğitim İstatistikleri”, Örgün Eğitim, http://sgb.meb.gov.tr/istatistik/meb_istatistikleri_orgun_egitim _2015_2016.pdf (03.02.2018). MEB, 1997.573 Sayılı özel Eğitim Hakkında Kanun Hükmünde Kararname. MEB,1973,1739 Milli Eğitim Kanunu. MEB, 2006 http://orgm.meb.gov.tr/meb_iys_dosyalar/2012_10/10111226_ozel_egitim_ hizmetleri_yonetmeligi_son.pdf. MEB, 2018 http://orgm.meb.gov.tr/meb_iys_dosyalar/2016_08/03045051_destek_egitim_odasi kilavuz.pdf(03.02.2018). NAR B, TORTOP H. S. 2017 “Üstün/Özel Yetenekli Öğrencilere Yönelik Destek Eğitim Odası Uygulaması: Sınıf Öğretmenlerinin Öz Yeterlikleri Ve Görüşleri” Üstün Zekâlılar Eğitimi ve Yaratıcılık Dergisi, 4(1),ss. 1-24. OKTA, D.A., 2008. “Kaynaştırma Sınıflarına Devam Eden İşitme Engeli Olan Öğrencilere ve Sınıf Öğretmenlerine Sağlanan Özel Eğitim Hizmetlerinin Belirlenmesi”, Yüksek Lisans Tezi,(Yayınlanmamış), Anadolu Üniversitesi Eğitim Bilimleri Enstitüsü, , Eskişehir. YILDIRIM A,ŞİMŞEK H.2011,Sosyal Bilimlerde Nitel Araştırma Yöntemleri, Seçkin, Ankara,366s. 57

T.C KAHRAMANMARAŞ VALİLİĞİ DULKADİROĞLU REHBERLİK VE ARAŞTIRMA MERKEZİ MÜDÜRLÜĞÜ REHBERLİK ÖĞRETMENLERİ ARASINDA TEKNOLOJİ KULLANIMININ MESLEKİ MOTİVASYON ÜZERİNE ETKİSİ ARAŞTIRMA ÇALIŞMASI İBRAHİM DAŞKIRAN ESRA AKCA CAFER TELCİ 2018 KAHRAMANMARAŞ 58

1. I. BÖLÜM 1.1. ARAŞTIRMANIN KONUSU: Rehberlik Öğretmenleri Arasında Teknoloji Kullanımının Mesleki Motivasyon Üzerine Etkisi 1.2. ARAŞTIRMANIN YAPILIŞ AMACI: Her mesleğin kendine ait bir sistemi vardır. Meslek çalışanları bir çarkın dişlilerine benzer. Nasıl ki dişlilerden biri eksik olduğunda ya da bozulduğunda çarktan gürültü geliyor ve sistem duruyor ya da bozuluyorsa, bir kurumda/okulda çalışanlardan biri işini eksik yaptığında kurumun düzeni bozulur, verimi düşer ve işler aksamaya başlar. Bu araştırma bir rehber öğretmenin çalıştığı okul/ kurumda kendisini sistemin en önemli parçası olarak görmesi, “Ben olmazsam burası eksik kalır” diyerek kendini işine ve mesleğine adaması için gerekli ve önemlidir. Bu araştırmanın, rehberlik öğretmenlerinin yalnızca salt günümüz teknolojilerinin araç- gereçlerini (bilgisayar, laptop, tablet, akıllı tahta vb.) değil bu teknolojilere bağlı olarak geliştirilen uygulamaları ne denli kullandıkları ve bu durumun kendi mesleki gelişimlerine ne derece katkıda bulunduğunu tespit etmek amacıyla yapılması planlanmaktadır. 1.3. ARAŞTIRMA YÖNTEMİ VE VERİ TOPLAMA Bu amaçlar çerçevesinde yapılan çalışmada alan araştırması yöntemi uygulanmış, literatür taraması yapılmış verilerin elde edilmesinde ise “Atölye Çalışması” yöntemi kullanılmıştır. Katılımcılardan hiçbir ön çalışma istenmediği atölye çalışmalarında, araştırma ekibi tarafından önceden hazırlanan ve katılımcılara her oturum öncesinde duyurulan konu başlıklarının dört oturum boyunca katılımcılarla tartışılması planlanmıştır. İki bölümden oluşan araştırmanın birinci bölümünde literatür taraması ve alanla ilgili bilgiler, ikinci bölümde ise atölye çalışmalarından elde edilecek veriler yer alacaktır. Araştırmada veriler, yüz yüze görüşme ve atölye çalışması tekniği uygulanarak elde edilecektir. Atölye çalışmaları 15 kişilik bir rehber öğretmen grubu ile yapılacaktır. 1.4. ARAŞTIRMANIN ÖNEMİ Bilindiği üzere son 10 yılda tüm dünyada olduğu gibi ülkemizde de teknoloji kullanımı hızla büyük bir artış göstermiştir. Özellikle internetin yaygınlaşması ve erişim ağlarını güçlendirmesi, internet teknolojisine uygun araç gereçlerin üretilmesi ve kullanılmaya başlanması yaşamın her safhasında olduğu gibi eğitim ortamlarında ve eğitimcilerinde vazgeçilmez bir unsuru haline gelmiştir. Öyle ki kağıt üzerinde olan bütün işlemler artık bu teknolojik yenilikler ile birlikte online olarak işlem görmeye başlamıştır. Örneğin yapılacak bir faaliyet, istenilen bir rapor vb. gibi durumlar artık tek tuşla bakanlıktan ya da müdürlüklerden ilgili alıcılara ulaşmakta, elektronik imzanın ortaya çıkmasıyla bir evrakın imzalanması ya da kurumsal takiplerinin yapılması daha da kolaylaşmıştır. Bilhassa Tepegözün yerini projeksiyonun alması, projeksiyona paralel akıllı tahta kullanımının sınıflarda/okullarda yaygınlaşmaya başlaması teknolojide gelinen son noktayı gözler önüne sermektedir. Meseleye rehberlik branşı açısından bakıldığında, bir rehberlik öğretmeni herhangi bir konuda öğrencilere ya da velilere sunum yaparken 10 yıl öncesine kadar tepegözden yararlanmakta ve işler yavaş ilerlemekteydi. Ancak projeksiyonun yaygınlaşması ve bunu müteakiben akıllı tahtaların çıkması tüm öğretmenlerin olduğu gibi rehberlik öğretmenlerinin de işini daha pratik hale getirmiş ve kalıcı öğrenmeyi arttırıcı bir durum ortaya koymuştur. Ayrıca internet teknolojilerinin gelişmesiyle bilgi paylaşımında müthiş bir artış gözlenmiştir. Çağın son icatları akıllı cep telefonları, tabletler, notebookların hayatımıza girmesiyle kitlesel iletişim daha çok artmış, görüntülü konuşmadan tutun anlık fotoğraf ve doküman paylaşımı gibi birçok yeniliği insanlarla buluşturmuştur. 59

Bu araştırmanın önemi de tam bu noktada ortaya çıkmaktadır. Rehberlik öğretmenlerinin bu teknolojik aygıtları ne derece kullandıklarını, kendi mesleki alanıyla ne derece ilintilendirdikleri, mesleki yenilik ve gelişmeleri, alandaki farklı uygulamaları takip etmede, kendi meslektaşları ile daha hızlı iletişim kurma ve bilgi paylaşımında bulunabilmede bu teknolojik uygulamalardan ne kadar faydalanabildiklerini tespit ederek mesleğin gelecek vizyonuna katkı sağlayabileceği kanaatindeyiz. Ayrıca Kahramanmaraş Rehberlik ve Araştırma Merkezi olarak ilk defa kurum tarihinde rehber öğretmenler toplantısı, rehber öğretmenlere yönelik seminerler dışında beyin fırtınasına dayalı birden fazla oturumdan oluşan “ Atölye Çalışması Tekniği” nin kullanılıyor olması ve alınacak sonuçların kurumumuzun bir sonraki eğitim-öğretim yılı çalışma stratejilerini geliştirmesinde önemli bir rol oynayacağı kanaatindeyiz. 1.5. ARAŞTIRMA FAALİYETLERİ 1- Literatür taraması 2- Görüşme/röportaj 3- Mesleki Motivasyon Atölye Çalışmaları (4 oturum ) 1.6. ANAHTAR CÜMLE: “Bu meslek gerçekten de bensiz olmaz, ben bu okulun/kurumun en önemli çalışanıyım’’ 1.7. ANAHTAR KAVRAMLAR: Motivasyon, Mesleki Motivasyon, Teknoloji, İnternet, Sosyal Medya 2. II: BÖLÜM: TEMEL KAVRAMLAR 2.1. Motivasyon nedir? Motivasyon davranışın nedenselliğidir ve davranışın açıklanması anlamına gelir. Sosyal ve kültürel bir ortam içinde ve öğrenme yaşantılarıyla ilişkili şekilde gelişir. Bu nedenle kültürel farklılıkların, hatta aynı kültür içindeki değişimlerin de motivasyon üzerinde etkileri vardır. Öğrenme yaşantıları yanında, farklı kişilik özellikleri, çevresel etkenler, önceki yaşantılar, benlik kavramı, fiziksel iyi olma durumları motivasyonla ilişkilidir. Motivasyonun dışsal ve içsel kaynakları vardır. Davranışın nedenselliği bireyin dışında, çevredeyse, bu dışsal motivasyon olur. Bu kapsamda öğretmenlere verilen ödül ve cezalar, yönetici, öğrenci ve ailelerden aldıkları sosyal destek ve cesaretlendirmeler dışsal motivasyon kaynaklarıdır. İçsel motivasyonda davranışın nedenselliği bireyin içindedir. Bu tür motivasyon bireylerin ihtiyaçlarından kaynaklanır. İlgi, yetenek ve merak bu kaynakların en önemlileridir. Yüksek düzeydeki içsel motivas- yon başarı ile doğru orantılıdır. İçsel ve dışsal motivasyon arasındaki temel farklılık, davranış nedenselliğinin odağıyla (locus of causality) ilişkilidir. İçsel motivasyonda kontrol bireyin kendinde, dışsal motivasyonda ise çevrededir. Öğretmenlik mesleğinde her iki motivasyon kaynağı da önemlidir. Bireysel gelişim ve durumsal koşullara bağlı olarak, bunların etkisi artar ya da azalır. İdeal olan öğretmenlerin içsel olarak motive olmalarıdır. Araştırmalar içsel motivasyonu yüksek olanların, diğerlerine oranla daha başarılı olduklarını ortaya çıkarmıştır. Ancak dışsal kaynaklar birey tarafından kendi davranışlarını kontrol eden birer araç olarak algılanırsa, bu durumda motivasyon azalır. Dışsal motivasyon kaynaklarına sahip olan öğretmenler amaç odaklı etkinliklere yönelirken, içsel motivasyona sahip olanlar davranışlarını iç dinamikleriyle yönlendirirler. İçsel motivasyon kaynağı, özerk motivasyona karşılık gelmektedir. Özerk motivasyon bireylerin otantik yönlerini fark etmelerine ve aynı zamanda içsel ya da dışsal baskılara karşı kendi davranışlarını kontrol etmelerine yardım eder. Motivasyon konusunda farklı yaklaşımlar geliştirilmiştir. Davranışçı yaklaşımlar motivasyonu ödül ve uyaranlarla açıklar. Ödül davranış sonunda verilen pekiştireçleri, uyaran ise davranışı 60

destekleyen ya da engelleyen durumları ifade eder. Davranışçılara göre motivasyon dışsal bir süreçtir ve birey sürekli olarak dışsal uyaranların etkisi altındadır. Ancak bu anlayış içsel kaynakların tamamen ret edildiği anlamına gelmez. Davranışçılar kendini değerlendirme, beklenti, tahmin ve niyetlerin motivasyonu etkileyen önemli içsel unsurlar olduğunu kabul ederler. Davranışçı yaklaşıma göre pekiştireçlerin etkili şekilde kullanılması ile motivasyon arasında ilişki vardır. Pekiştireçlerin nerede ve hangi sıklıkla kullanılacağı önemlidir. Kullanılan pekiştireçler olumlu ya da olumsuz olabilir. Örneğin yüksek başarı, ödül, takdir etme olumlu, düşük gelir düzeyi, düşük sicil notu, özlük haklarının yetersizliği ve ceza olumsuz pekiştireçlerdir. Kullanılan ödüller benlik kavramını olumsuz yönde etki- liyorsa işlevsel olmayan bir motivasyon kaynağı haline gelir. Bu nedenle kullanılan ödülün kişinin gelişimine ve performansına yarar sağlaması gerekir. Bilişsel motivasyon kuramına göre, davranışlar, plan, amaç, şema ve yüklemelerle başlatılır ve kontrol edilir. Bireyler dışsal etkilerle değil, bu etkileri değerlendirme bi çimleriyle davranış geliştirirler. Bu değerlendirme süreci aynı zamanda motivasyonun da kaynağıdır. Bu kaynak içseldir ve merak, öğrenme isteği, ilgi gibi kavramlarla ilişkilidir. Bilişsel yaklaşım düşünceye önem verir ve düşünce sürecinin, içgüdü ve ihtiyaçlardan daha önemli olduğunu kabul eder. Bu yaklaşım insan davranışları için aktif bir süreci savunur. Buna göre bireyler aktif olarak davranışları açıklama, manipüle etme ve sonuçlarını değerlendirebilme becerisine sahiptirler. Bu yaklaşıma göre bilişsel uyumsuzluğu (reducing dissonance) azaltmak önemli bir motivasyonel kavramdır. Uyumsuzluğu azaltmak için tutum ve davranışların değişmesi gerekir. Bilişsel uyumsuzluk düşünce ve davranışlar arasında ortaya çıkan bir çatışmadır. Bu uyumsuzluk, sergilenen davranış ile ideal davranış arasındaki fark ortaya çıkınca gözlenir. Böyle bir farkın varlığı, bireyi davranış değiştirmeye motive eder . İdeal olarak başarılı olmaya dönük bir anlayışa sahip olan öğretmen, içinde bulunduğu durumda başarısızlık sergiliyorsa, bu durum bilişsel bir uyumsuzluğu beraberinde getirir. Bu durumda öğretmenin ideal davranışına ulaşma çabası içine girmesi, motivasyonel bir sürecin başladığı anlamına gelir. Cüceloğlu, “duygu-niyet-hedeflenen sonuç-motivasyon-bilgi-eylem-elde edilen sonuç” şeklinde düzenlediği ve yaşam döngüsü adını verdiği modelde, motivasyonun ortaya çıkacak sonuç üzerinde etkili olduğunu vurgular. Niyet, hedeflenen sonuç ve bilgi bu modelin en önemli bilişsel boyutlarıdır ve bunlar motivasyonla güçlü bir ilişki içindedir. Bilişsel yaklaşım gibi, insancıl yaklaşım da içsel motivasyon kaynaklarına vurgu yapar. Bu yaklaşıma göre, bireyin kendini gerçekleştirme eğilimi temel motivasyon kaynağıdır. Birey dünyaya bu eğilimle gelir. Kendini gerçekleştirme eğilimi insan türünün kalıtımsal özelliğidir. Birey doğuştan motive edilmiştir. Motivasyon bireyin gelişmesine, büyümesine ve tüm potansiyellerini en etkili şekilde kullanmasına yol açan süreçtir. İnsancıl yaklaşım, seçim, yaratıcılık, özerklik, öz-saygı ve ihtiyaçlar üzerinde durur. Sosyal-bilişsel motivasyon kuramına göre, geleceğe ilişkin beklentiler temel motivasyon kaynaklarından biridir. Bunun yanında sosyal amaçlar ve kendini pekiştirme sistemi de motivasyonun gelişimi üzerinde etkilidir. Öğretmenin yapacağı işle ilgili beklentileri, bu beklentilere ulaşmayla ilgili yetenek ve başarıları hakkındaki inançları (öz yeterlik) motivasyonunu etkiler. 2.2. Mesleki Motivasyon Mesleki tutum ve motivasyon denilince aklımıza kişinin mesleğine karşı hissettiği tutum ve onu en iyi şekilde yapmak için duyduğu ihtiyaç gelmektedir. Kişinin mesleğine bakışı, ona karşı olumlu ya da olumsuz tutumu, bu tutumun şiddeti gibi konular onun mesleki tutumunu yansıtır. Aynı şekilde kendisini mesleğinin gerektirdiği faaliyetleri yapma konusunda ne kadar hazır ve istekli hissettiği de onun mesleki motivasyonunu gösterir. Mesleki tutum ve motivasyonun geliştirilmesi, performansı yüksek verimli çalışanlar yetiştirilmesine katkı sağlar ve verimlilik artar. Zira biliyoruz ki performans, yetenek ve motivasyonun toplamından meydana gelir. Bir kişinin mesleki yeterliğe sahip olması, bir işin inceliklerini bilmesi tek başına o işi en iyi şekilde yapması için yeterli değildir. Yetenek ve bilginin yanında o işe dönük olumlu bir tutum ve yüksek bir motivasyonun olması gerekir. Motive olmuş bir çalışanın daha dinamik ve daha canlı olacağı bir gerçektir. Ayrıca olumlu bir tutum içinde motive olmuş bir kişi, motivasyonu düşük birine göre daha verimli olacaktır. 61

2.3. Motivasyonu Etkileyen Faktörler Fizyolojik, bilişsel ve duygusal nitelikteki ihtiyaçlar karmaşık bir yapıdadır. İhtiyaçların karşılanması ile bireyin motive olması arasında ilişki vardır. Maslow, kuramında insan ihtiyaçlarını hiyerarşik bir yapıda incelemiştir. Bu yapıda ihtiyaçları iki temel kategoriye ayırmıştır. Bunlardan ilki fizyolojik ve güvenlik ihtiyaçlarını kapsayan temel ihtiyaçlar, ikincisi ise tam birey olmayı ve kendini gerçekleştirmeyi kapsayan gelişme ihtiyaçlarıdır. Bütün bireylerde olduğu gibi öğretmenlerde de motivasyon bu ihtiyaçların karşılanmasına dayalı olarak ortaya çıkar. 2.4. Dışsal Faktörler Davranışın nedenselliği bireyin dışında, çevredeyse, bu dışsal motivasyon olur. Bir çalışanının performansından dolayı ücret alması, ikramiyeler, terfi etmesi ve yöneticisi tarafından takdir edilmesi gibi dışsal ödüller çalışanın motivasyonunu artırır. Dışsal etkenlerin motivasyonu arttırmadaki rolü önemli olmakla birlikte, içsel etkenler olmadan dışsal etkenler çoğu zaman gerekli motivasyonu sağlayamaz. Dışsal motivasyon araçlarının iki boyutu vardır. Bunlar sosyal motivasyon araçları ve örgütsel araçlarla ilgilidir. Sosyal motivasyon boyutu, arkadaşlık, yardımseverlik, iş arkadaşlarının ve yöneticilerinin desteği gibi faktörleri içermekte ve kişiler arası ilişkilerin niteliğine dayanmaktadır. Dışsal motivasyon araçlarının diğer boyutu olan örgütsel boyut ise iş performansını artırmak için örgüt tarafından sunulan olanaklarla ilgilidir. Bu araçlar somuttur ve çalışma ortamındaki kaynakların yeterliliği, çalışma ortamındaki fiziksel şartların uygunluğu, ücret eşitliği, ikramiyeler, ödüller, yükselme fırsatı ve iş güvencesi gibi faktörleri içermektedir. Dıştan güdülenme, etkinliğin kendisi ile ilgili değildir. Dıştan güdülenmede sadece ne kazanılacağına dikkat edilir. Dışsal güdü dışardan gelen ödül, ceza, baskı, rica gibi etkilerle ortaya çıkar, örneğin, annesinin \"yemeğini yemezsen oyun oynayamazsın\" demesi üzerine yemeğini yemeye başlayan çocuk dışsal olarak güdülenmiştir. Örneğin, matematiğe ilgi duyan bir çocuk ona \"yap\" denmeden, kendisi istediği için matematik çalışıyorsa içsel olarak güdülenmiştir. Dışsal güdülenme dışardan verilen pekiştireçlerin etkisi sonucu ortaya çıkar. Bir öğrencinin öğretmeninin tepkisiyle karşılaşmaması için ya da öğretmeninin övgü ve beğenisini kazanması için ders çalışması, verilen görevi yerine getirmesi buna örnek olabilir. Bu tür güdülenmede, motivasyonu yükselten uyarıcı, dışarıdan verilmektedir. Örneğin, öğrencinin başarısızlık durumu yaşamamak ve düşük not almaktan kaçınmak için çalışması gibi. Başarılı bir akademik geçmişi olan öğrenciler takdir, teşekkür, gibi ödülleri yüksek oranda kazanma şansına sahip olduklarını düşünürler. Bu sebeple, bu öğrencilerin güdülenme ihtiyacı dıştan motive edilemez. Fakat dış motivasyon öğeleri bireyin bir işi yapma konusundaki iç motivasyonunu etkiler. Okullardaki not sisteminin zararlı etkilerinden biride, onları not arsızı yapmasıdır. Bu tutum\" not için çalışmak\" olarak bilinir. Öğrenci, öğrenmenin verdiği zevk ve doyumu(içsel ödül) almak yerine, dış ödülleri almak için çalışır. Övgü, not, özel ayrıcalıklar gibi ödüllerle öğrencileri motive etmek ve denetim altında tutmak onların içten gelen kendi motivasyonlarını zayıflatır ve etkinliklerden vazgeçmesine neden olur. 2.5. İçsel Faktörler 2.5.1. Başarı İhtiyacı Başarı ihtiyacı, bir davranışı en üst düzeyde yapma isteğidir. Başarı ihtiyacına sahip olanlar, yaptıkları işe önem vererek, o işi kusursuz şekilde tamamlamak isterler. Başarısızlık korkusu ve başarma şevki bu isteğin altındaki gerekçelerdir. Bireyler doğuştan başarı güdüsüne ve başarısızlık korkusuna sahiptirler. Başarma şevkine sahip olan öğretmenler, yeni etkinliklere girmekten ve risk almaktan çekinmezler. Başarı şevki öğretmenlerin sınıfa daha kolay alışmasını sağlar, başarısızlığı ve kaçmayı azaltır. Bireyler bilişsel motivasyonlarından kaynaklanan, başarı beklentilerine uygun, genel ve özel bir benlik kavramı geliştirirler. 2.5.2. Kontrol ve Özerklik İhtiyacı Kontrol ve özerklik davranışları düzenlemeyle ilgili bilişsel süreçlerdir. Daha önce de vurgulandığı gibi davranışların içsel ve dışsal kontrol odakları vardır. İçsel odaklı bireyler özerktirler ve 62

kendi davranışlarını seçme-kontrol etme kapasitesine sahiptirler. Özerk olamayanlar ise diğerlerine- çevreye uyarlar ve bu bireylerin davranışları dışardan kontrol edilir. Özerklik öğretmenlerin kişisel başarı performanslarını arttırır ve öğretme sürecinde olumsuz duygusal tepkiler geliştirmelerini engeller. İçsel ve özerk motivasyon kaynakları güçlü olanların doyum düzeyleri yüksek olurken, depresyon gibi olumsuz duygusal tepkilerinde azalma gözlenir . 2.5.3. Yükleme Biçimleri Yükleme biçimleri motivasyonun bilişsel açıklamalarıdır. Yükleme kuramları “Niye” sorusu üzerinde odaklanarak, bireylerin başarı ve başarısızlıklarının altındaki varsayımları anlamaya çalışır. Yükleme kavramının üç boyutu vardır; kontrol (control), değişmezlik (stability) ve sorumluluk (responsibility). Kontrol, davranış nedenlerinin içsel ve dışsal kaynaklarını, değişmezlik, nedenlerin değişip değişmediğini, sorumluluk ise bireylerin nedenleri kontrol edip edemediklerini ifade eder. Davranışın kontrolü içselse, bu durum bireyin motivasyonunu ve öz saygısını arttırır. İçsel oryantasyonlu bireyler, başarı ve başarısızlıklarını kendi performanslarıyla ilişkilendirirken, dışsal oryantasyonlu bireyler başarı ya da başarısızlıklarını görevlerinin zorluk ve kolaylığıyla açıklarlar. Tecrübeli öğretmenler, öğretmenlik mesleğinin yüksek düzeyde sorumluluk gerektirdiğini, buna karşın diğer mesleklerin daha kolay yapılabileceğini belirttiler. Yeteri kadar hazırlığı olmadığı için başarısız olan bir öğretmen, başarısızlığın nedenlerini öğrencilere atfederse, dışsal odaklı bir oryantasyona sahip olduğu anlaşılır. Öğretmenin gelecekle ilgili beklentileri değişirse bu durum da motivasyonu etkiler. Örneğin başarısız olan bir öğretmen gelecekte de hep başarısız olacağını düşünürse başarmaya dönük motivasyon geliştiremez. Öğretmen davranışlarının sorumluluğunu alırsa, kızgınlık, utangaçlık ve memnuniyetsizlik gibi olumsuz duygusal durumları daha az yaşar. Kendisini zorunluluk içeren yüklemelerle (yapmalıyım, etmeliyim, vb) motive eden bireylerde de kızgınlık, korku ve kaygı daha çok gözlenir. 2.5.4. Değer Görme ve Yeterlik İnançları Değer görme, temel psikolojik ihtiyaçlardan biridir. Bireyler herhangi bir içsel ya da dışsal tehdit edici duruma karşı, kendi değer ve bütünlüklerini koruma çabası içine girerler. Yeterli düzeyde değer gören öğretmenler, kendi beceri ve kapasiteleri için yeterlik inançları geliştirirler. Geliştirilen inançlar aynı zamanda motivasyonlarını da etkiler. Bir öğretmenin değer görmesi, okulda nasıl bir yere sahip olduğuyla ilişkilidir. Okulun bir parçası olabilmesi, aidiyet duygularını en üst düzeyde yaşaması, yerinin doldurulamaz olduğuna inanması, değer görmenin önemli ölçütlerindedir. 2.5.5. Öz Yeterlik İnançları Öz yeterlik inançları davranışların kazanımında, değiştirilmesinde ya da ortadan kaldırılmasında etkili olan psikolojik işlemleri kapsar. Psikolojik işlemler, kişisel yeterlik beklentileri üzerinde etkilidir. Öğretmenlerin yaşantılarıyla ilgili yeterlik ve sonuç beklentileri arasında farklılıklar vardır. Yeterlik beklentisi, öğretmenin bir davranışı gerçekleştirerek sonuçlara ulaşabilmesi ile ilgili kanılarını kapsar. Bu anlamda öz yeterlik bireyin kişisel etkililiğine ilişkin inancının gücünü vurgular. Bu inanç güçlü olursa, birey zor durumlarla başa çıkabilir. Genel olarak bakıldığında öğretmenlerin öz yeterlik inançları, eğitim uygulamalarıyla, eğitim uygulamalarını öğrenci ihtiyaçlarına uygun hale getirebilme çabalarıyla, öğrencileri motive edebilmeyle, disiplini uygun düzeyde sürdürebilmeyle, meslektaşlarıyla ve ailelerle işbirliği yapmayla ve değişime uyum sağlamayla ilişkilidir. Geçmiş yaşantıların sonuçlarıyla da ilişkili olan öz yeterlik inançları, gelecekle ilgili başarı ya da başarısızlık durumlarını ve dolayısıyla akademik motivasyonu etkiler. Yüksek öz yeterlik inançları güçlü amaçların belirlenmesine yol açar. 2.6. Motivasyon ve Öz Düzenleme Sistemi Öz düzenleme, yaşantıları kendine özgü bir şekilde düzenlemedir. Öğretmenler, öz düzenleme sistemi ile düşünce ve eylemlerini kontrol edebilirler. Bu şekilde akademik amaçlarına ulaşabilmek için gerekli olan düşünce ve eylemleri planlayarak işletebilirler. Öz düzenleme kavramı, etkili öğrenme ve motivasyon arasında ilişki vardır. Bu ilişki üç boyutta dikkate alınır. 1. Bilgi. Öz düzenleme sistemi gelişmiş olan öğretmenler, gelişimlerine katkı sağlayacağı için bilgiye, öğrenme içeriklerine ve stratejilerine daha çok önem veririler. 2. Motivasyon. Öz düzenleme sistemi etkili olan öğretmenler, öğrenmeye değer verirler ve motive olurlar. 63

3. Kişisel disiplin. Belli çalışma planları olan öğretmenler, kendilerini olumsuz durumlardan nasıl koruyacaklarının farkındadırlar. Aynı zamanda stresle başa çıkma konusunda etkili becerilere sahiptirler. 2.6. Teknoloji Ve İnternet Teknoloji, bilimin gelişmesi ile beraber yapılan çalışmalar vasıtası ile teknik anlamda ilerlemeye ve gelişmeye verilen addır. Bilim, insanın var oluşundan bu yana bilgi birikimleri vasıtası ile sürekli gelişmiş ve ilerlemiştir. Bilgilerinin üzerine yeni bilgiler koyan bilim, her alanda ve her zaman ilerlemeye devam etmektedir. Bilimin ilerlemesinde ve buna bağlı olarak teknik bilgiler yardımı ile teknolojinin ilerleyip gelişmesinde insan ihtiyaçlarının da etkisi olmuştur. Internet, birçok bilgisayar sisteminin birbirine bağlı olduğu, dünya çapında yaygın olan ve sürekli büyüyen bir iletişim ağıdır. Internet, insanların her geçen gün gittikçe artan \"üretilen bilgiyi saklama/paylaşma ve ona kolayca ulaşma\" istekleri sonrasında ortaya çıkmış bir teknolojidir. Bu teknoloji yardımıyla pek çok alandaki bilgilere insanlar kolay, ucuz, hızlı ve güvenli bir şekilde erişebilmektedir. İnterneti bu haliyle bir bilgi denizine, ya da büyükçe bir kütüphaneye benzetebiliriz. İnternete, bakış açımıza bağlı olarak farklı tanımlamalar da getirebiliriz Internet: • 1997 sonu itibarıyla 100.000.000’u aşkın insanın kendi arasında etkileştiği, bilgi değiş-tokuşu yapabildiği ve kendi yazısız kuralları olan büyük bir topluluktur. Bu, internetin sosyal yönüdür. • Pek çok yararlı bilginin bir tuşa basmak kadar yakın olduğu dev bir kütüphanedir. • 1997 sonu itibarıyla, 20.000.000’u aşkın bilgisayarın bağlı olduğu çok büyük bir bilgisayar ve iletişim ağıdır. • Kişilerin değişik konularda fikirlerini serbestçe söyleyebilecekleri ortamlar barındıran bir demokrasi platformudur. • Evden alış-veriş, bankacılık hizmetleri, radyo-televizyon yayınları, günlük gazete servisleri vb. gibi uygulamaları ile aslında Internet aynı zamanda bir hayat kolaylaştırıcıdır. Tüm bu tanımların arakesitinde yer alan ise \"Bilgiye Ulaşım ve Onu Paylaşım, sonrasında da elde edilen bilgiyi kullanım\" dır. Sonuç olarak, Internet, önümüzdeki yıllarda üretilecek bilgilerin dolaşım sistemidir. Ticari boyutunun da ortaya çıkmasıyla yaşamla daha çok iç içe geçmeye başlamıştır. Internet farklı bir ortam, farklı bir uzay. Kendi, yazılı olmayan, kuralları olan; kendi toplumu olan bambaşka bir uzay. Klasik yaşama biçimlerini, değer yargılarını değiştiren; hayatımıza yeni kavramlar, yeni uğraşlar getiren bir şeydir. Internet'i bir \"iletişim ağı\" olarak tanımladıktan ve bu ağ üzerinde bilgi dolaştığını belirttikten sonra, Internet’in bu altyapı üzerinde neler sunduğunu tahmin etmek aslında o kadar da güç değil. Bu \"iletişim ağı\"nın içinde bulunan her hangi iki bilgisayar arasındaki en temel işlem çift yönlü bilgi aktarımıdır. Burada bilgiden kasıt, bilgisayarlardan birinde bulunan bir dosya, bir bilgisayar programı ya da bir mesaj olabilir. Internet, teknik olarak, TCP/IP protokolü ile desteklenen pek çok servis sunar. Örnek olarak, Internet erişimi olan bir kullanıcı, eğer kendisine yetki verilmişse, Internet’e bağlı diğer herhangi bir bilgisayardaki bilgilere erişebilir, onları kendi bilgisayarına alabilir, kendi bilgisayarından da Internet erişimi olan başka bir bilgisayara dosya/bilgi gönderebilir. Bu özellik, dosya transfer protokolü olarak bilinir. Benzer şekilde, Internet üzerindeki kullanıcılar birbirlerine elektronik posta gönderebilmektedir. Internet, değişik protokoller aracılığı ile insanlara \"bilgiye erişim\" olanakları sunar. Yani, Internet yardımıyla \"her çeşit\" bilgiye erişebilirsiniz. İçerik bakımından, Internet’in sundukları bazen insan hayal gücünü zorlayacak boyutlara varmaktadır. Vizyondaki filmlerin kısa tanıtımlarını kolayca evimizdeki ekrana taşıyabilir ya da Amerikan Kongre Kütüphanesi'nde tarama yapabiliriz. TÜBİTAK arşivine bağlanıp Bilim ve Teknik dergilerinin yeni ve eski sayılarını tarayabilir, yazıları okuyabiliriz. Başka bir örnek olarak, katılmak istediğimiz bir bilimsel toplantıya bildirimizi Internet üzerinden 64

gönderebiliriz. Örnekleri arttırmak mümkün; NASA servislerine bağlanıp, son uydu fotoğraflarını tarayabiliriz; ya da şiir arşivlerine bağlanıp şiirler okuyabiliriz. Internet’in sundukları; onu kullananların istekleri, hayal güçleri ve gelişen Internet teknolojisi ile hep çoğalmaktadır. İnternet, birçok bilgisayar sistemini birbirine bağlayan, dünya çapına yayılmış olan bir iletişim ağıdır. Sürekli büyüyen bu ağ, bilgiyi saklama ve paylaşma ve kolayca ulaşma ihtiyacı sonucunda ortaya çıkmıştır. İnternet hakkında birçok tanım bulunmaktadır. Bu tanımlardan bazılarına göre internet; birçok bilgisayar sisteminin birbirine bağlı olduğu, dünya çapında yaygın olan ve sürekli büyüyen bir iletişim ağıdır. Bir başka tanıma göre ise; İnternet, toplumsal ve teknolojik alanda her türlü değişikliklerden etkilenerek bu değişime kendisini kısa sürede uydurabilen ve önemli olanaklar sunabilen bir iletişim aracıdır. Radyo dinlemek, yayındaki programları izlemek, e-postaları okumak, reklamları görmek gibi bilgi ve eğlenceye yönelik tüm iletişim fırsatlarını kullanıcısına sunan internet, bu yönüyle televizyon, radyo, gazete, dergi, billboard gibi geleneksel araçların melezidir. Hayatımızın vazgeçilmezlerinden olan internet teknolojisinin özellikleri şöyle özetlenebilir; - İnternet, iletişim teknolojilerinin bir koleksiyonudur. - Yazılı iletişim araçları, telefon, iletişim uyduları, yazılı, sesli ve görüntülü kitle iletişim araçları, kitap, fotoğraf, bilgi kaydetme/ depolama teknikleri gibi tüm iletişim tekniklerini kullanır. - İnternet tün medya fonksiyonlarını yerine getirir. - İnternet ticari fırsatlar yaratır. - İnternet etkileşimli(interaktif) olarak iletişim sağlar. Kısacası iki yönlü ve eş zamanlı iletişime imkân sağlaması, hızlı olması, düşük maliyet gerektirmesi başlıca avantajları arasında gösterilebilir. İnternetin en önemli farklarından biri de, diğer iletişim araçları gibi tek bir kişi, kurum ya da ülkenin tekelinde bulunmamasıdır. İnternet, bu teknolojiyi kullanan milyonlarca kişi, firma ve kuruluşun ortak sahipliğindedir. 2.7. Sosyal Medya Ve Özellikleri Sosyal Medya, kullanıcılara enformasyon, düşünce, ilgi ve bilgi paylaşım imkânı tanıyarak karşılıklı etkileşim yaratan çevrimiçi araçlar ve web siteleri için ortak kullanılan bir terimdir. Sosyal medya, bilginin, farklı bakışların/düşüncelerin ve deneyimlerin kamu oluşumlu web sitelerince paylaşımına olanak sağlayan ve internet dünyasını hızla hayatımıza yerleştiren bir uygulama İnternet ve Sosyal Medya Kullanımı Üzerine Bir Uygulama alanıdır. Sosyal medya, isminde medya olmasına rağmen geleneksel medyadan farklı özelliklere sahiptir. Özgünlüğünü yaratan en önemli farklılığı, herhangi bir kişinin sosyal medyanın içeriğini yaratabilmesi, yorumda bulunabilmesi ve katkı sağlayabilmesidir. Sosyal medya en yüksek derecede paylaşımın gerçekleştiği, online medyanın yeni bir türü olarak fırsatlar sunduğu en yeni fikirlerden biridir ve aşağıdaki özellikleri içerir. Sosyal ağ siteleri insanların kullanıcılar tarafından hazırlanan içerikleri interaktif bir şekilde birbirlerine iletebildikleri internet siteleri olarak tanımlanabilir. Bu içerikler, arkadaşlar arasında oluşan ağ içinde kişisel bilgiler (profil), bloglar ve tartışma listeleri aracılığıyla iletilmektedir. Facebook ve Twitter ise en çok bilinen ve kullanıcı sayısı diğer sosyal paylaşım ağlarına göre en fazla olan ortamlar olarak karşımıza çıkmaktadır. 2.7.1. Facebook Facebook, 2004 yılında Harvard Üniversitesi öğrencileri için kurulmuştur. Daha sonra Boston civarındaki okulları da içine alan Facebook, iki ay içerisinde Ivy Ligi okullarının tamamını, ilk sene içerisinde de Amerika Birleşik Devletleri’ndeki tüm okulları kapsamıştır”. Bugün Facebook’un 500 milyondan fazla kullanıcısı bulunmaktadır. Kullanıcıların %50’si her gün Facebook’a girmektedir. Her 65

bir kullanıcının ise ortalama 130 arkadaşı vardır. Kullanıcılar ayda 700 milyar dakikayı Facebook’ta geçirirken yine ayda 30 milyar paylaşım yapılmakta, 200 milyon kullanıcı Facebook’u cep telefonundan takip etmektedir. Site, kullanıcılara yeni arkadaşlıklar edinebilme, fotoğraflarını ve düşüncelerini paylaşabilme, kişisel bilgilerini paylaşabilme olanaklarını sağlamaktadır. Kullanıcılara ücretsiz olan site gelirini reklamlardan ve sponsorlardan karşılamaktadır. 2.7.2. Twıtter Twitter 2006 yılında hizmete giren, 140 harflik bir söz edimi olanağı tanıyan, bu söz edimlerinin “tweet”olarak tanımlandığı bir yazılımdır. Twitter’in kullanım nedenleri; - Sohbet ve diyalog özelliği (telefonda kısa konuşma gibi ama tek kişiye ya da web sayfası ara yüzüne bağlı değil) - Dayanışma ve değişimi mümkün kılması (belli kullanıcılarla) - Öz-ifade ve öz-iletişimi mümkün kılması (blogging benzeri) - Statü güncelleme ve kontrol etme - Bilgi ve haber paylaşımı - Pazarlama ve reklam (konum, ilgi alanları ve bağlantılara bağlı olarak) olarak ifade edilmektedir. 2.7.3. İnstagram Ücretsiz bir fotoğraf paylaşma programı olan Instagram, Ekim 2010 tarihinde kurulmuş ve kullanıcılarına çekilen fotoğraflar üzerinde dijital filtre kullanma, efekt ekleme ve Instagram dahil olmak üzere çeşitli sosyal medya platformlarda paylaşma imkânı sunmaktadır. Instagram fotoğraflar üzerinde filtre ve efekt uygulamalarına izin veren bir fotoğraf paylaşma ve düzenleme uygulamasıdır. Gençler arasında sıklıkla kullanılmakta olan bir uygulama olan Instagram ile profesyonel fotoğraflar elde etmek mümkün olmaktadır. Çok kısa bir sürede filtre uygulamaları ve efektlerle birlikte oldukça farklı görünümlerde fotoğraflar elde edilebilmektedir. 2.7.4. Youtube Videoların e-mail üzerinden yollanamaması sebebiyle PayPal çalışanları tarafından 15 Şubat 2005’te kurulmuş olan YouTube, maddi sorunlar sebebiyle ilk video yüklemesini 23 Nisan 2005’te kurucularından olan Jawed Karim tarafından yapmıştır. YouTube isimli platform üzerinde kullanıcılar var olan video klipleri izleyebildiği gibi bununla birlikte istenildiğinde kendi video kliplerini YouTube’ye ekleyebilme imkânına sahiptir. Platform üzerinde yer alan kategorilerde kullanıcının geliştirmiş olduğu içerikler, kişisel amatör video klipler, film ve TV programları parçaları ve müzik videoları yer almaktadır. 3. III. BÖLÜM: ATÖLYE ÇALIŞMALARININ DEĞERLENDİRİLMESİ Bilindiği üzere günümüz teknolojilerinin hızla ilerlemesi ve hayatımızın birçok aşamasından yer alması insanoğlunun işlerini daha da kolaylaştırmıştır. Ekonomiden sağlığa, mühendislikten eğitime kadar birçok sektör ileri teknolojinin ürünlerini kullanmaktadır. İnternetin yaygınlaşmasıyla birlikte küreselleşen dünya artık cebimize girmiştir. Özellikle eğitim ortamlarında bilgiye ulaşmak için eskiden kütüphanelerin tozlu raflarında ansiklopediler kitaplar karıştırılırken artık internet teknolojileri aracılığıyla bilgiye ulaşmak tek bir parmak hareketine bağlı hale gelmiştir. Rehberlik öğretmenleri 66

olarak bütün bu gelişmelerin meslek hayatımıza nasıl yansıdığını değerlendirmek amacıyla bu atölye çalışmaları düzenlenmiştir. Peki, niçin atölye çalışmaları? Klasik araştırma yöntemlerinin dışında farklı bir çalışma yöntemiyle veri elde etme amaçlanmıştır. Aslında büyük bir tedirginlikle yola çıkılmıştır. Çünkü bir anket uygulayıp elde edilen verilerin analizini yapmak her zaman için daha kolay olmuştur. Ancak biz kurum tarihinde ilk kez böyle bir çalışma yapmaya karar vererek bir risk faktörünü “Ya bir sonuç alamazsak” ortaya koymuş olduk. Bu araştırmamızda “Atölye Çalışması” tekniğini kullanarak katılımcılardan yaparak yaşayarak veri elde edilmesini amaçladık. Araştırmamızda yaşanmışlık hissini ön planda tuttuk. Katılımcılar 3 farklı okul kategorisinde, şehrin sosyo ekonomik durumu farklı mahallerindeki okullarda görev yapan rehberlik öğretmenlerinden seçilmiştir. Ayrıca okul seçimleri yapılırken okulların akademik başarıları (yüksek/düşük) göz önünde bulundurulmuştur. “Teknoloji ve internet teknolojileri uygulamalarının kullanımının mesleki motivasyona etkisini” konu edindiğimiz araştırmada düzenlenen 4 Oturum sonunda aşağıdaki bilgilere ulaşılmıştır. 1. OTURUM ( 9 Mart 2018 ) Tema: Keskin bıçak Temanın Anlamı: Olmazsa olmazlarımız Katılımcılardan masa üzerine bırakılan bir bıçak hakkındaki düşüncelerini, bıçağı neye benzettiklerini söylemeleri istendi. Katılımcılardan elde edilen veriler:  Madde: hayatımı kolaylaştıran maddeler motivasyonumu artırır.  Dışsal motivasyon faktörü  Enerji: İnsanın içindeki enerji  İçsel motivasyon  İyi his: Bıçağın renginin iyi hissettirmesi  Dışsal motivasyon faktörü  Esaret: saklama kutusu içindeki bıçak boğucu bir his uyandırır.  İçsel motivasyon  Merak: Bıçağın ne işe yarayacağı merakı  İçsel motivasyon  Aşırı motivasyon: Tıpkı heyecan gibi aşırı motivasyonda insanın hata yapmasına sebep olabilir.  İçsel motivasyon 67

 Keskinlik: bıçak gibi keskin düşünceler  İçsel motivasyon  Faydalı nesne: insanın fayda duyduğu nesneler motivasyon artırır.  Dışsal faktör  Kör bıçak: Motivasyon düşürür  Dışsal faktör Birinci oturum, tema üzerine yapılan yorumlar ile devam etmiştir. Motivasyon konusuna giriş yapılarak katılımcılar ile mesleki motivasyonun tanımı üzerinde beyin fırtınası yapılmıştır. Katılımcılar çalışma ortamının fiziki koşullarının, çalışma ortamındaki aktörlerin (öğrenci, öğretmen, idareci, veli), günlük ruh hallerinin mesleki motivasyonları üzerinde büyük bir rol oynadığını ifade etmişlerdir. Mesleki motivasyonlarının yüksek olduğu durumlarda daha verimli çalışmalar (öğrenci görüşmeleri, seminerler, öğretmenler arası diyalog vb.) gerçekleştirdiklerini aksi durumda yalnızca rehberlik servisinde oturan evrak işleri ile uğraşan düz bir memur mantığı ile çalıştıklarını söylemişlerdir. 2. OTURUM (16 Mart 2018 ) Atölye çalışmalarının ikincisinde katılımcılar 5 er kişilik 3 gruba ayrılmış ve mesleki motivasyonu etkileyen içsel ve dışsal faktörler konuşulmuştur. Gruplar katılımcıların geldiği okullara göre (ilk-orta-lise) kategorilendirilmiştir. İlkokul grubu: Her iki faktör birlikte değerlendirilmiştir. Buna göre; - İlkokuldaki öğretmenlerin çözüm odaklı olması, öğrencilerin yaşlarının daha küçük olmasından dolayı saf, temiz ve masum olmaları, idare, öğretmenler ve rehberlik personeli arasındaki uyum işbirliği, ödüllendirme, takdir görme, motivasyon artırıcı faktörler olarak görülmüştür. Dışsal faktörler olarak; - Mülteci öğrencilerin Türk öğrencilerle problem yaşamaları, parçalanmış, boşanmış ailelerden gelen çocuklar, yeni-eski öğretmen anlaşmazlıkları, aşırı koruyucu veli tutumları, velilerin okul 68

işleyişine karışması, okul idaresinin problemleri görmezden gelmesi, geçiştirilmesi veya problemleri aşırı büyütmesi, öğretmenler arası sosyal etkinliklerin az olması gibi durumlar dışsal faktörler olarak değerlendirilmiştir. Ortaokul grubu: Daha çok içsel faktörler üzerinde yoğunlaşmışlardır. Meslek elemanının, kendisini mesleğe ait hissedip/hissetmemesini değerlendirmişlerdir. Özellikle ortaokullarda karşılaşılan “ergenlik dönemi sorunları” konusunda, meslek elemanının tutum davranış ve direnci üzerine konuşulmuştur. Bu süreci yaşayan çocuklar üzerinde etkilerini değerlendirip “işe yararlılık” “kendini faydalı görme” gibi durumlar ele alınmıştır. “işe yarar olmak ya da fayda sağlayıcı olmanın” bireyin mesleki motivasyonuna olumlu katkı sağladığı belirtilmiştir. Ancak, diğer öğretmenlerinde ya da idarede rehberlik anlayışının tam oturmaması ya da rehberlik servisinin yeterince önemsenmemesi, dışsala Bağlı içsel motivasyonu olumsuz etkileyen bir durum olarak gözler önüne sermiştir. Lise grubu: bu grup mesleki motivasyonu etkileyen dışsal faktörler üzerine yoğunlaşmıştır. Ekip çalışmasının mesleki motivasyonu artıracağını, diğer branş öğretmenleri ve okul idaresi ile işbirliği içinde olmanın, sorunların çözümünde daha kolay yol alınabileceğini ve buradan çıkan sorunların çözümünün daha kolay yol alınabileceğini ve buradan çıkan sorunlardan mesleki motivasyon üzerinde olumlu etki bırakabileceği konuşulmuştur. Öğrenci ve veli üzerinde oluşturulacak güvenin, meslek elemanında olumlu yönde güdüleyecektir. Mesleki yeterliliklerin kullanılmasına olanak sağlayacak okul atmosferlerinin oluşturulması, yine meslek elemanının motive etmede dışsal bir faktör olarak karşımıza çıkmaktadır. Ayrıca, öğrenci ve veliye istenilen zamanda ulaşılması, öğrenci sayısının fazla olması, meslek eleman sayısının az olması, sınıf rehber öğretmenlerinin, rehberlik etkinliklerini yeterince önemsememesi, geçiştirerek yapması, rehberlik etkinliklerinin içerik yönünden güncel olmaması, okul idaresinin tutum ve davranışlarda, mesleki motivasyonu olumsuz etkileyen dışsal kaynaklar olarak ifade edilmiştir. 2. Oturum “ Teknolojinin Hayatımızdaki Yeri” konusunun katılımcılara görev olarak verilmesiyle sonlanmıştır. 3. OTURUM ( 23 Mart 2018 ) Tema: Eski tip telefon: Temanın anlamı: Gelişim, değişim Katılımcılara masa üzerinde bırakılan akıllı olmayan, eski tip bir telefon hakkında ne düşündükleri ve bu telefonun kendileri için nasıl bir anlam ifade ettiği sorulmuştur. Teknolojinin hayatımızdaki yeri 21. yy. da teknoloji ve bileşenlerinin hızla gelişmesi ilerlemesi insanoğlunun bu hıza yetişmesini güçleştirmiştir ama bir o kadar da işlerin kolaylaşmasına neden olmuştur. Daha düne kadar her okulda kasalı bilgisayarlar, eski tip vurmalı yazıcılar varken, gelişen teknolojiyle birlikte dizüstü bilgisayarlar, tablet, notebook gibi aygıtlar kullanmaya başlamıştır. Katılımcılardan elde edilen bilgiler: En kıdemli rehberlik öğretmenin ifadesiyle; 69

“İlk göreve başladığımızda bırakın bilgisayarı, yazıcıyı. Rehberlik faaliyetlerini yürütebileceğimiz bir oda bile yoktu. Müdür yardımcısı odası, öğretmenler odası, harita odası gibi mekânlar rehberlik faaliyetlerini kıt kanaat yürüttüğümüz yerlerdi. Bir seminer etkinliği yapılacağı zaman kullanımı bir o kadar zor ve yavaş olan “tepegöz” kullanılırdı. Tepegözlerde yalnızca durağan görseller, dinleyiciye gösterilebiliyordu ve her görseli değiştirmek için manuel güç kullanılıyordu. Bu durum dinleyicinin sıkılmasına, sunumu yapan rehberlik öğretmeninde işinin yavaşlamasına sebep oluyordu. Projeksiyon cihazlarının okullarda yer almaya başlamasıyla birlikte “tepegözler” rafa kaldırılmış ve sunum yapılırken artık yalnızca görsel değil, haraketli görseller, sesli yayınlarda dinleyicilere aktarılmaya başlamıştır. Ayrıca bilgi taşıması ve aktarılması için disketten, CD’ ye CD’ den de flash belleklere geçilmesi rehberlik öğretmenlerinin işlerini de bir o kadar kolaylaştırmıştır. Öğrencileri tanımaya yönelik uygulanan testler ve envanterler 2000’ li yılların ilk başlarına kadar rehberlik öğretmeni tarafından fotokopi çekmek yoluyla elden uygulanıp, elden değerlendiriliyordu. Ancak optik form ve optik okuyucu makinaların geliştirilmesiyle öğrencilerin test sonuçları daha kısa sürede daha objektif bir şekilde değerlendirilmeye başlamıştır. Katılımcılardan meslekte daha 3-5 yıllık olan rehberlik öğretmenlerinin ifadesiyle; göreve başladıkları okullardaki teknolojik yetersizlikler ya da eski teknolojilerinin kullanılıyor olması motivasyonlarını olumsuz etkilediği yönündedir. 3.Oturum teması olan “ eski tip telefon” doğrultusunda katılımcılarla teknolojinin bugün ki geldiği nokta değerlendirilip görüşler ileri sürülmüştür. Daha önceleri metin yazma, grafik oluşturma, sunum hazırlama, bilgisayara depolama şeklinde kullanılan bilgisayarlar, internetin ve internet uygulamaların hayatımıza girmesiyle, bilginin yalnızca depolaması değil farklı yerlere ve kişilere aktarılması, transfer edilmesi işlerini ortaya çıkarmıştır. Özellikle akıllı telefonların yaygınlaşmasıyla birlikte bilgiye erişim daha hızlı ve kolay bir hal almıştır. Tüm bu yaşananların meslek elemanlarını ve mesleki motivasyonlarını nasıl etkilediğini belirtmek amacıyla katılımcılar 5 kişilik 3 farklı gruba ayrılmış ve her bir gruba farklı internet uygulamaları (sosyal medya uygulamaları) konu başlığı olarak verilerek değerlendirme yapmaları istenmiştir. 1. GRUP: (Facebook- Twitter): Meslek elemanlarının bu iki sosyal medya uygulamasını ne kadar sıklıkta ve hangi amaçla kullandıkları konuşulmuştur. Facebook için; - Pdr gruplarının çalışmalarını takip etmek, - Mesleki gelişim ve değişimleri izlemek, - Mesleki duyurular, - Eğitici videolar, - Doküman- dosya elde etmek - Okul çalışmalarını paylaşmak - Bireysel çalışmalarını paylaşmak için bu uygulamayı her gün kullandıklarını ifade etmişlerdir. 70

Twitter için; Eğitim gündemi, eğitimci yazarların, psikiyatrist ve psikologların paylaşımlarını takip etmek için bu uygulamayı kullandıklarını söylemişlerdir. Grup üyeleri, Facebook’ un daha çok bireysel takipler ve paylaşımlar için Twitter’ in ise ünlü yazar/eğitimci/kurumsal takip gibi faaliyetler için kullandığını, meslek elemanları arasında Facebook kullanımının Twitter’ e göre daha çok yaygın olduğunu belirtmişlerdir. Çünkü Facebook, geçmiş zaman, şimdiki zaman ve gelecek zamanla ilgili bütün paylaşımları içermekte iken Twitter yalnızca anlık paylaşımlara yer vermektedir. Ayrıca Facebook’un arkadaş bulma, arkadaş ekleme özelliği sayesinde, meslek elemanları eski arkadaşlarını bulup iletişim kurmak amacıyla Facebook’u Twitter’ e göre daha çok tercih ettiklerini ifade etmişlerdir. 2. GRUP : (Mail-İnstagram) Elektronik mektup anlamına gelen “Mail”, Hotmail, Gmail, Mynet gibi isimlerle karşımıza çıkmaktadır. Katılımcılar mail uygulamalarını; - Bireysel ve kurumsal yazışmalar - Eğitim haberleri - Dosya-bilgi paylaşımı - Bilgi aktarımı ve depolama gibi amaçlarla kullandıklarını söylemişlerdir. Özellikle meslektaşları arasında belge, doküman, form, sunum vb. gibi şeyleri paylaşılmasında, çoğunlukla bu uygulamanın tercih edildiği söylenmiştir. İnstagram; fotoğraf ve videolar çekip düzenlemenin, bunları arkadaşlarla paylaşmanın en basit, eğlenceli ve yaratıcı yolu olan bir akıllı telefon uygulamasıdır. 2010 yılından sonra ortaya çıkan sosyal medyanın en çok kullanılan uygulamalarından birisidir İnstagram. Grup üyeleri İnstagram kullanımının, daha çok genç rehberlik öğretmenleri arasında (23-35) daha yaygın olduğunu, 35 yaş üstü rehberlik öğretmenlerinde İnstagram hesabı olduğunu ancak etkin olarak kullanmadıklarını ifade etmişlerdir. İnstagram kullanımı ile ilgili olarak aşağıdaki ifadeler belirtilmiştir: - Anı paylaşmak (fotoğraf- video) - Eğlenceli video takibi - Hobi takibi - Güzel sözler takibi - Eğitim sayfaları takibi - Arkadaş takibi - Gündeme yönelik olayların takibi 71

- 3. GRUP: (Youtube – Whatsapp) Her türlü videoya erişebilme imkânı olan Youtube, 2005 yılında kurulmuş, bir video barındırma web sitesi olarak tasarlanmıştır. Hemen her gün, Youtube ‘ ziyaret etmeyenimiz yoktur. En yeni video klipleri izleyebileceğimiz, ya da eski zamanlardan bir esinti yaşamak istediğimizde, komik videolara günün stresimden arınmamızı sağlayan, kaçırdığımız programların tekrarını izleyebileceğimiz bir kanaldır Youtube. Katılımcılar Youtube kullanımı ile ilgili; - Eğitici animasyonların izlenmesi ve öğrencilere izletilmesi - Video – Klip izleme - Film – Dizi izleme - Seminer sunumlarında kullanmak üzere kısa film, kamu spotu vb. gibi şeyleri indirip kaydetme özelliği olduğu için kaydedilen bu kısa filmler ve animasyonlar durağan giden bir powerpoint sunum daha hareketli bir hale dönüştürerek dinleyicilerin (öğrenci, öğretmen, veli) sıkılmalarına engel olarak daha ilgi çekici bir hale geldiğini belirtmişlerdir. Whatsapp için; Bir mesajlaşma uygulaması olarak hayatımıza giren Whatsapp, internet teknolojilerinin ilerleme ve yeni geliştirilen yazılımlarla birlikte dosya, belge, fotoğraf, ses, konum gönderme, sesli ve görüntülü arama yapma gibi özellikleri içeriğinde barındırmaktadır. Grup üyeleri, Whatsapp’ ın “grup” özelliği aracılığıyla hem kendi meslektaşlarıyla bilgi-belge paylaşımının hem de okullarındaki diğer öğretmenlere duyuru yapmanın daha kolay, daha hızlı, zamandan tasarruf edici olduğunu ifade etmişlerdir. 3. Oturum sonunda bütün katılımcılarda oluşan genel kanaat; özellikle teknolojinin bileşenlerinden olan sosyal medya uygulamaları kullanımının rehber öğretmenler arasında meslek dinamizminin sağlanması, 72

mesleki gelişim ve paylaşımların artırılması, bilginin nasıl daha doğru ve etkili kullanabileceğinin öğrenilmesi gibi durumlara olumlu katkı sağladığı, rehber öğretmenliği mesleğinin durağanlıktan kurtularak yenilikleri ve modern gelişmeleri takip etmelerine olanak verdiği bu durumunda doğal olarak mesleki motivasyonlarını arttırdığı yönündedir. Ayrıca teknoloji ve bileşenlerinin kullanılmasının rehberlik öğretmenlerinin sınırlarının dışına çıkmalarına neden olduğu, bilgiye ulaşmanın ve bilgi paylaşmanın hızlı-güvenli ve pratik olması nedeniyle teknolojinin motivasyon arttırıcı vazgeçilmez bir unsur olduğu vurgulanmıştır. Bu ifadeyi de aşağıda yazdıkları notlar ile pekiştirmişlerdir: KATILIMCI 1: Teknolojinin hayatımızdaki yeri ne diye düşününce günlük yaşantımı düşündüm. Sabah uyanmak için alarm kuruyorum, ne ile eski çalar saatle mi? Tabi ki telefon ile. Evden çıkıp bilmediğim bir yere gideceğim ama nasıl? Sora sora Bağdat bulunur ama gerek yok. Navigasyon bu işi hallediyor. Okuldaki işlerimin büyük çoğunluğunu bilgisayar sayesinde hallediyorum. Yine aynı şekilde seminerlerimi de. Teknolojinin günlük yaşantımızdaki yeri ile ilgili örnekler saymakla bitmez gibi. Her geçen gün gelişen ve daha çok hayatımıza yerleşen bir teknoloji var. Biz de bu yararları inkâr edemeyiz. Ancak dikkat etmemiz gereken ince bir çizgi var. Her şeyin fazlası zarar. Bunu her zaman kullanırız ve duyarız. Bu kadar kolaylık sağlayan ve hayatımıza bu kadar yerleşen bir unsuru söküp atamayız. O zaman yapmamız gereken en önemli şey bilinçli olmak. Kontrolü kaptırmamak. Kendimiz ve arkadan gelen neslin bağımlı olmaması için elimizden geleni yapmak şart. Bilinçli kullanıcılar olursak teknoloji bizim için hayatı kolaylaştıracaktır. Kontrol bizde olsun yeter. KATILIMCI 2: Gün geçtikçe daha da ilerleyen, takip edilmesi neredeyse imkansız hale gelen teknolojik gelişmelerin hayatımızı kolaylaştırıcı özellikleri çok olduğu gibi bir takım olumsuz sonuçları da bulunmaktadır. Teknolojinin gelişmesiyle birlikte insan yaşamını daha kolay hale getiren bir çok alet üretilmektedir. Bu üretilen aletler bir işi çok daha kolay yapmamızı sağlamasının yanında aynı süre 73

içinde çok daha fazla iş yapabilme imkanı sunmaktadır. Sağlık, haberleşme, giyim, gıda, spor, ulaşım ve daha aklımıza gelebilecek pek çok alanda teknolojiden alabildiğine yararlanmaktayız. Teknolojik gelişmeler sayesinde insanlar daha uzak mesafelere daha kolay, daha rahat ve daha hızlı seyahat edebilme imkânı yakalamışlardır. Teknolojik gelişmeler sayesinde uzak mesafedeki kişilerle iletişim anlık sağlanabilmektedir. Teknolojik gelişmeler sayesinde gelişmiş binalar, gelişmiş araçlar yapılmaktadır. Tıp gelişmiş, hastalıklara çareler üretilmiştir. Yine teknolojik gelişmeler sayesinde zamandan tasarruf sağlanmıştır. Teknoloji ile birlikte evet hayatımız çok kolaylaşmıştır ancak teknoloji ile hayatımıza bazı olumsuzluklar da girmiştir. Öncelikle teknolojik gelişmelerin gereği teknolojik aletlerin yaymış olduğu radyasyonlarla insan sağlığı olumsuz yönde etkilenmekte, radyasyon çevreye ve doğal kaynaklara olumsuz etkilerde bulunmaktadır. Teknolojinin yanlış kullanımının da bizlere olumsuz etkileri çoktur. Telefon ve bilgisayar gibi teknolojik aletler bilinçsiz kullanıldığında bağımlılık yaparak kişileri günlük aktivitelerinden geri bırakmaktadırlar. Teknolojinin gelişimi insan ilişkilerinde de etkisini göstermektedir. Önceden insanlar birbirleriyle bir şeyler konuşabilmek için bir yerlerde buluşur, yüz yüze sohbet ederlerdi. Şimdi ise cep telefonu, sosyal medya aracılığıyla birbirlerini görebiliyor ve yazışabiliyorlar. Böylelikle insanlar artık daha kolay iletişim kurabilmektedir. Ancak bu bir bakıma da iyi değildir. Çünkü insanlar telefon ya da sosyal medya aracılığıyla sıkıntılarını karşı tarafa iletebildiği için, yüz yüze konuşmalar azalmakta, yan yana olabilmenin verdiği samimiyet azalmaktadır. Bu da insan ilişkilerinin olumsuz etkilemektedir. Sonuç olarak, teknolojide yaşanan gelişmeler neticesinde insan hayatı hem daha kolay bir hale gelmekte hem de insani vasıflar bir o kadar da anlamını yitirmektedir. Tam da bu noktada önemli olan teknolojiyi doğru bir biçimde kullanabilmek, teknolojinin insanlığımızı köreltmesine izin vermeden hem insanlığı hem de insan yaşamını kolaylaştırıcı bir araç olarak görüp faydalanabilmektir. KATILIMCI 3: Teknoloji tanımı itibariyle hayatı kolaylaştırmak, zaman kazanımı ve yapılan işte etkinliğin artırımı amaçlarıyla var edilen ve hayatımıza giren her türlü araç ve yöntemi içeren gelişimleri ifade etmektedir. Gelişmeye başladığı ilk zamanlarda teknoloji insan işgücüne dayalı işlerin daha etkili ve hızlı yapılarak insan hayatını kolaylaştırmaya yönelik makineleşme şeklinde ilerlemiştir. Son zamanların teknolojik gelişmeleri düşünüldüğünde ise özellikle bilgiye ulaşım ve iletişimin arttırılmasına yönelik adımları içeren teknolojik gelişmeler olduğunu görmekteyiz. Bunun içerisinde en önemli faktörlerden bir tanesi hayatlarıma internetin dahil olması ve buna bağlı teknolojinin gelişmesi olmuştur. Bu teknoloji günümüzde hemen herkesin ulaşım alanında olarak günlük hayatlarımızı olduğu kadar eğitim ve mesleki yaşantılarımıza da doğru kullanılması durumunda büyük katkılar sunabilecek özelliktedir. Mesleki yaşantıyla birlikte düşünüldüğünde, teknoloji kişilerin angarya iş yükünü azaltan, iletişim, bilgiye ulaşımı ve sonuca etkileri arttıran, kişisel gelişimi gerekli ve mümkün kılan bir araç haline gelmiştir. Teknolojinin yardımıyla her şeyden önce zamandan tasarruf sağlanabilir, işler çok daha hızlı sonuçlandırılabilir. Örneğin bir dosyaya bir bilgi kaydetmeniz gerekse ve bunu sanal bilgisayar üzerinde yapmasanız, dosyayı bulmak, bilgiyi eklemek, bunu başka bir kişiyle paylaşırken dosyayı taşımak zaman ve emek kaybıyken, sanal ortamda hem bu işlemleri gerçekleştirmek çok daha hızlı ve etkilidir. Diğer yandan teknoloji aynı emek ile daha kalıcı ve etkili sonuçlar doğurabilir. Örneğin bir öğretmen teknolojiyi dahil ederek dersini verir ise görseller açısından daha etkili bir sunum yaparak dersin daha öğretici ve akılda kalıcı olmasını sağlayabilir. Dolayısıyla teknoloji zaman ve emek anlamında çalışana olumlu katkı sunarak, emeğin karşılığında daha etkin sonuçlar doğurarak, kişileri teknoloji kullanımı konusunda motive edebilir. Ayrıca kişisel ve mesleki gelişim alanında da teknoloji kişilerin bilgiye ulaşımını kolaylaştırmaktadır. Kişi mesleki yönde kendisini geliştirmeye ihtiyaç duyduğunda bilgiye çok 74

kaynaktan ve doğrudan ulaşarak, kendi kişisel motivasyonunu öğrenme alanında pekiştirerek mesleğinde ilerleyebilir. Böylece özellikle meslek yaşamının başında olan çalışanlar eksiklerini kapamaya yarayacak bilgiye ulaşım anlamında daha kendilerini güvende hisseder. Bunun yanı sıra teknoloji kişinin yaşadığı sınırlı ortamın dışına çıkarak kendi iş alanı ile ilgili farklı yerlerde ne gibi adımlar atıldığından haberdar olabilir. Böylece kendisi de vizyonunu geliştirip, başka kurum ve kişilerden ilham alarak işini daha iyi yapma yönünde motive olarak adımlar atabilir. Eğitimciler gibi daha çok çocuklarla ve gençlerle yani yeni jenerasyon ile çalışan meslek gruplarında ise teknolojiyi kullanıyor olmak, genç jenerasyonu anlamak, onların teknolojiyle birlikte gelişen dünyalarına ve iletişim dillerine yabancı kalmamak ve iletişimlerini güçlendirmek yönünde katkılar sunacağından da çalışanları motive edecektir. Sonuç olarak teknoloji doğru kullanıldığında, kişinin hayatını hem zaman ve emek anlamında kolaylaştıran, hem de bilgi, çağın gerisinde kalmamak, iletişimi arttırmak yönlerinden kişilere olumlu katkılar sunabilen güçlü ve gerekli bir motivasyon kaynağı olarak düşünülmektedir. KATILIMCI 4: Teknolojinin motivasyona etkisinin ne olduğu sorusunu cevaplamadan önce, teknolojinin ne olduğu sorusunu kısaca cevaplayalım. Teknoloji: Kısaca alet üretme ve kullanma bilgisi olarak ifade edilebilir. İnsan; işlerini kolaylaştırmak, çabuklaştırmak, kendi fiziksel gücü ile yapılması mümkün olmayan işlerin yapılmasını mümkün kılabilmek için çeşitli aletler geliştirmiş, bu zamanla teknoloji haline gelmiştir. İnsan hayatında her zaman basit veya karmaşık bir alet, makine, bir teçhizat olmuştur. Bu nedenle teknolojinin olmadığı bir hayat hiçbir zaman olmamıştır. Bu mümkün de değildir. Günümüzden 5000 yıl önce de olsa mutlaka bir teknoloji vardır. Toplumların hayatında yaşadıkları dönem ve şartlara uygun bir teknoloji hep olmuştur. Teknolojinin hayatımızda vazgeçilmez bir yeri vardır. Teknolojisiz hayat olmaz. Gelelim teknolojinin motivasyona etki konusuna: Teknoloji bize zaman kazandırır, enerji tasarrufu sağlar, işlerimizi hem kolaylaştırır, hem de mümkün hale getirir. Kendi gücümüz ve niteliklerimizle yapamayacağımız işleri yapabilmemizi sağlar. Şayet bir teleskop olmasaydı yıldızları, bir mikroskop olmasaydı gözle görülemeyen varlıkları göremezdik. Bunun yanında haberleşme araçları olmasaydı yanımızdan biraz uzakta olan insanlarla haberleşemezdik. Uçaklara binip çok uzak mesafelere çok kısa sürelerde gidemez, asma köprüler yapamazdık. Teknoloji bütün bunları mümkün hale getirmektedir. İnsan bir iş yapmaya karar vermeden önce bu işi yapmaya yetecek imkân olup olmadığını düşünmeye başlar. Eğer gerekli malzeme araç –gereç yoksa önce onu tamamlamaya çalışır. Ondan sonra işe başlar. Şayet işi yapmak için gerekli malzemeleri bulamaz ise bu durum onda moral bozukluğuna ve motivasyon kaybına neden olur. Bu durum her insanın, hepimizin başına gelmiştir. Bir iş yapmak istediğimizde bize lazım olan bir nesneyi bulamadığımızda canımız sıkılıyor neşemiz kaçıyor. Kendimizi iyi hissetmiyoruz. Bu demektir ki teknolojinin insan motivasyonuna önemli ve olumlu katkısı tartışılmaz. Yeterli alet araç-gereç insanın kendine güvenini arttırır, onu mutlu kendini iyi hissettirir. Kendine güvenen insanın başaracağına olan inancı her zaman daha yüksektir. İnancı güçlü olan insanın motivasyonu da elbette ki yüksektir. Ancak şunu belirtmemiz lazım; hayatımızda kullandığımız her alet ve araç bir iş bir amaç için tasarlanmış ve geliştirilmiştir. Bu nedenle bir araç hangi amaç için geliştirilmiş ise o amaçla kullanılmalıdır. Bazı araçlar amacı dışında kullanıldığı zaman yarar yerine zarar verebilir. Örnek olarak haberleşme amaçlı geliştirilmiş olan cep telefonunu çocuklara oyun aracı olarak verirseniz bu onlarda bağımlılığa neden olur. Öğrencilerin ders motivasyonunu ve başarısını olumsuz etkileyebilir. 4. OTURUM ( 30 Mart 2018) Atölye çalışmalarımızın 4. ve sonuncu oturumunda ilk üç oturumun genel bir değerlendirilmesi yapılmıştır. Katılımcılara görüşme tekniği kullanılarak “Sorun Bakalım bir Kendinize” başlığı altında 75

mesleki motivasyon durumlarını tespit etmeye yönelik açık uçlu dokuz soru sorularak bireysel cevap yazmaları istenmiştir. Katılımcıların sorulara verdikleri cevaplar: “Sorun Bakalım Bir Kendinize” 1- Yaptığım işi seviyor muyum? 13 katılımcının 13’ü de “kesinlikle seviyorum” cevabını vermiştir. İnsanlarla iletişim kurmanın, onları tanımaya çalışmanın, onlara yardım edip psiko-sosyal destek olmanın, insanların, öğrencilerin hayatlarına dokunabiliyor olmanın kendilerini mutlu hissettirdiğini ifade etmişlerdir. 2- Bazen “Bu meslek çekilmez” diye düşünüp motivasyonumu düşürüyor muyum? 13 katılımcının 10’u “ evet düşünüyorum ve motivasyonum düşüyor” cevabını vermişlerdir. Özellikle okulda insanların aşırı beklenti içerisine girmesi, rehberlik öğretmenlerinin bir sihirli değneği varmış gibi davranılması, okul idaresi, diğer branş öğretmenleri ve velilerin rehberlik servisine karşı olan olumsuz tutumları gibi durumlarda mesleki motivasyonlarının olumsuz etkilendiği, mesleğe karşı tükenmişlik hissettiklerini ancak mesleği, öğrencileri, insanların problemlerini çözmeyi sevdikleri için bu duygu durumunun süreklilik göstermediğini belirtmişlerdir. 3 katılımcı hiçbir zaman bu şekilde düşünüp de motivasyonunu düşürmediğini ancak bazı karşılaşılan durumların mesleki motivasyonunu olumsuz yönde etkilediği kanaatindedir. 3- İşimle kişiliğim uyuşuyor mu? Katılımcıların 13’üde “Evet uyuşuyor “ cevabını vermiştir. Genel olarak insanlara yardımcı olmayı ve sorun çözmeyi sevdiklerini, dinlemeyi sevdikleri ve yardımseverlik özelliğinin de kendilerine uygun olması nedeniyle iş-kişilik uyumunun yüksek olduğunu belirtmişlerdir. 4- Mesleğimdeki diğer arkadaşlarımla sağlıklı bir iletişimim var mı? Katılımcıların hepsi (13 rehber öğretmen) hem kendi meslektaşları ile hem de diğer öğretmenlerle sağlıklı bir iletişimlerinin olduğunu ancak bazı noktalarda diğer branş öğretmenleri ile özellikle rehberlik etkinliklerinin yapılması hususunda iletişim sıkıntısı yaşayabildiklerini ifade etmişlerdir. 5- İletişim çatışmalarını nasıl yok edebilirim? Cevaplar 10 7 3 2 1 5 kırmızı dilim yeşil dilim mor dilim 0 mavi dilim 76

Mavi dilim: Çatışma yaşanan kişi ya da kişilerle soruna yönelik konuşarak Kırmızı dilim: Anlayış gösterip karşı tarafı dinleyerek Yeşil dilim: Çatışmalar yok edilmez, ancak farkındalık arttırılıp kontrol altına alınabilir Mor dilim: Çatışma yaşanan kişi / kişilerden uzak durarak 6- İşimdeki motivasyonumu nasıl en üst düzeye çıkarabilirim? Katılımcıların hepsi daha çok üreterek, üzerlerine düşen sorumlulukları en iyi şekilde yerine getirerek, çalışma ortamını kendilerini iyi ve mutlu hissedecek düzenlemeleri yaparak ve meslektaşlarıyla beyin fırtınaları yaparak mesleki motivasyonlarını arttırabileceklerini ifade etmişlerdir. 7- Çalıştığım kuruma gelenleri memnun bir şekilde nasıl gönderebilirim? Bu soruya cevap aranırken katılımcılar arasında açık tartışma başlatılmıştır. Tartışma sonucunda; güler yüz, samimiyet, hoşgörü, bilgilendirici açıklamalar ve iyi bir dinleyici olmak kişilerin beklentilerini karşılayacağından özellikle rehberlik servisine gelen öğrenci, veli ve diğer öğretmenlerin memnuniyetlerini olumlu yönde etkileyeceği ortak fikrine ulaşılmıştır. 8- İşyerimi nasıl cennete çevirebilirim? - Öncelikle kendi baktığım noktayı olumlu hale getirim, basit meseleler ile boğulmam - Cennete çevirme çabam olmaz, olanla mutlu olmaya çalışırım. - Diğer öğretmenlerin mesleğime olan olumsuz bakış açılarını değiştirerek. - Olumlu düşünüp gülümseyerek. - Benim için özel, küçük joker nesneler ile, - Mevcut durumu kabullenip, bu şartlar altında neler yapabileceğimi değerlendirerek. - İyi bir dinleyici olarak, - Rehberlik servisini ferah bir hale getirip iş arkadaşlarımla iyi bir iletişimde bulunarak - Öncelikle kendime olumlu şeyler söyleyip, diğer insanlarla güzel iletişimler gerçekleştirerek. - Rehberlik servisini renklendirerek, birkaç oyuncak yada nesne ile çocukları rehberlik servisine çekmeye çalışarak, - Rehberlik servisine öncelikle beni mutlu edecek küçük dokunuşlar yaparak, - Yöneticilerimden başlayarak, onlarla olumlu bir iletişim kurduğumda gerisi çorap söküğü gibi gelecektir. 9- İşimde nasıl mutlu ve başarılı olabilirim? - İşe yaradığımı ve önemli olduğumu hissettiğimde, - Yeni şeyler öğrenip kendimi geliştirdiğimde, - Sorumluluklarımı yerine getirip kendimi verimli hissettikçe, - Kendimi iyi anlatmaya çalışarak, - Pozitif düşünerek - Planlı, programlı ve düzenli bir şekilde işlerimi yaparak, - Olumsuz düşünceleri ortadan kaldırarak, - İnsanlara, öğrencilere yararlı olarak, - Yeni şeyler üretip bunları paylaşarak. 77

4. IV. BÖLÜM SONUÇ Geçmişten günümüze yapılan her buluşun temelinde insanların ihtiyaç hissettikleri şeyler yatmaktadır. Bu ihtiyaçların giderilmesi için uğraşan bilim insanları da sürekli bilimsel çalışmalar yapıp teknolojik yenilikler oluşturarak ileriye gitmektedirler. Yani teknolojik gelişmelerin ve ilerlemelerin altında insan kaynaklı ihtiyaçlar bulunmaktadır. İnsanlar ihtiyaçlarını karşılamak için çalıştıklarından dolayı bilimde ve teknolojide attıkları her adım biraz daha ileriye gitme kaygısı taşımaktadır. Teknoloji her geçen gün kendini yenilemekte ve ilerlemektedir. Bu nedenle de her an yeni bir teknolojik gelişme ile karşılaşmak mümkündür. Bu gelişmeler herhangi bir şekilde kişilerin hayatını etkilemektedir. İnsanların hayatında hiçbir artısı ya da eksisi olmayan teknolojik araç gereçten bahsedilemez. Teknolojik gelişmeler de araç gereçler gibi kişilerin hayatına artı ve eksi olarak yansımaktadır. Teknolojik ilerleme ve iyileştirmeler gündelik yaşamın bir parçası olan ve her insanın da ihtiyaç duyduğu eğitim, bilim, sanayi, ticaret ve buna benzer pek çok alanda kişilere katkı sağlamıştır. Teknolojinin en büyük artılarından biri sağladığı imkanlar sayesinde bilgiye daha kolay ve daha hızlı ulaşabilmektir. Daha önceden bilgiye ulaşmak hem maddi hem de manevi açıdan yorucuyken günümüzde teknoloji sayesinde pek çok haktan ve bilgiden kesintisiz şekilde yararlanılabilmektedir. Bilgiye ulaşmak için eskiye oranla daha az para, daha az zaman ve daha az enerjiye gereksinim duyulmaktadır. Bu da teknolojiyi cazip hale getirmektedir. Teknolojinin bu cazibesi ile birlikte eğitim- öğretim faaliyetleri daha da kolaylaşmış, dersler/konular teknolojik araç-gereçler kullanılarak anlatılmaya başlanmıştır. Ayrıca teknoloji sayesinde eğitimde geleneksel yöntemlerin dışına çıkılarak daha modern yenilikçi pek çok model ve yöntem benimsenmeye başlamış, çeşitli değişimler meydana gelmiştir. Rehberlik öğretmenleri de teknolojik buluşlardan yararlanarak hızla küreselleşen dünyada eğitim ortamındaki rollerini sürdürmeye devam ettirmektedirler. Atölye çalışmalarına katılan rehber öğretmenlerinde belirttiği üzere teknolojinin insanlar tarafından bu kadar kolay kabul edilmesi ve tutulmasının en önemli nedeni insanların işlerini kolaylaştırıyor olmasıdır. İnsanlar işlerine yarayan teknik bir bilgiyi çabuk kabullenip hayatlarına adapte ettikleri için teknolojiyi de çabuk kabullenmişlerdir. Teknolojinin kişilerin gündelik yaşamına katılması bazı buluşlar gibi uzun yıllar almamıştır. İnsanların hayatını her yönü ile kolaylaştırdığı için kısa bir zaman diliminde tutulmuş ve benimsenmiştir. Teknoloji, kişilerin hayatlarına farklı şekillerde faydalı olabilmektedir. Kimileri teknoloji sayesinde işlerini daha hızlı yapıp pratiğe gitmekte kimileri de teknoloji sayesinde hızlanmakla birlikte teknoloji ile gününü programlamaktadır. Her iki durum da kişilerin hayatlarını kolaylaştırmakta ve pek çok kişinin de hayat standartlarını yükseltmektedir. Bu nedenle rehberlik öğretmenleri de mesleki faaliyetlerini yürütürken teknolojinin her buluşunu benimsenmekte ve kullanmaktadır. Özellikle atölye çalışmalarının 3. oturumunda internet teknolojilerinin bir bileşeni olan sosyal medya uygulamalarını ne derece kullandıkları sözlü ve yazılı olarak ifade etmişlerdir. Teknoloji en genel tanımı ile bilim ışığında teknik bilgilerin sistematik şekilde işlenmesi ve bu işlenme sonrasında da teknik bir kavram olan teknolojinin meydana çıkmasından oluşmaktadır. Bu nedenle de teknoloji bir gelişmişlik göstergesidir. Pek çok ülke gelişmişlikleri ile övünebilmektedirler. Teknoloji için ülkelerde kıyaslama yapılabilmekte ve teknolojinin gelişmişlik düzeyine göre ülkeler belli bir sınıflandırmanın içerisine sokulabilmektedir. Bu nedenle her ülke için teknolojik alanda 78

gelişmeler yapmak ve var olan teknolojiyi daha ileri düzeye taşıyıp iyileştirmek önemli bir ulusal politika olarak görülmektedir. Teknoloji bilimin ilerlemesi ile insanların karşısına çıkmıştır. Bu nedenle de bilim ile beraber sürekli ilerlemektedir. Teknolojide bulunan bulgular değişebilir ya da daha iyisi ile takas edilebilmekte yani iyileştirilebilmektedir. Bu nedenle de teknolojinin durağan olmadığı, sürekli kendi üzerine bir şeyler koyarak yol kat ettiği bilinmektedir. Teknolojinin gerilemesi ya da teknolojik gelişmelerin durması öngörülemez bir durumdur. Şöyle ki iki yıl önce kullandığımız cep telefonu ile şu an kullanmakta olduğumuz telefon aynı özellikleri göstermemektedir. İlerleyen teknoloji yeni işletim sistemleri ve daha üs versiyonlar üreterek piyasaya sunmuştur. İnsanoğlunun ihtiyaçları ile insan beyni var olduğu sürece teknolojik gelişmeler de devam edecektir. Çünkü teknolojide ekonomik faaliyetler gibi arz-talep döngüsü çerçevesinde ilerlemektedir. Bugün Kahramanmaraş’ta bir köy okulunda görev yapan rehberlik öğretmeni teknolojinin sunduğu imkanlar doğrultusunda Milli Eğitim Bakanlığı’nın yada herhangi bir eğitim kurumunun düzenlediği online uzaktan eğitim programına katılarak yeni bilgiler edinebilmekte ve sertifika sahibi olabilmektedir. Teknolojinin insan hayatındaki yerine tekrar dönülüp bakıldığında; teknoloji insan hayatı için son derece önemli bir yer tutmaktadır. Uzun zamandır insanlar ile iç içe olan teknoloji artık insan hayatının vazgeçilmez unsurlarından biri haline gelmiştir. Teknolojinin kişiler için bu denli olmazsa olmaz haline gelmesinin ilk sebebini insanların hayat kalitesini artırması yani standartlarını yükseltmesi oluşturmaktadır. Atölye çalışmalarına katılan rehberlik öğretmenlerinin de belirttiği üzere; uyanmak için çalar saat yerine farklı programlarda hazırlanan akıllı telefon alarmları tüm diğer insanlarda olduğu gibi rehberlik öğretmenlerinin de zamanında okula yetişebilmelerine, yine bu akıllı telefonlardaki not alma ve hatırlatma özelliğinin rehberlik öğretmenlerinin birçok faaliyetini not etmesine, öğrenci görüşmelerini planlamasına olanak tanımakta ve tüm bu kolaylıklardan dolayı da teknoloji pek çok kişinin hayatını tamamlayan bir unsur haline gelmiştir. İnsanlar fark etmese de teknolojiyi pek çok yerde kullanmaktadırlar. Neredeyse her gün çeşitli sebepler ile kullanılan internet en büyük teknolojik gelişmelerden bir tanesidir. İnternetin hayatımızdan çıkarıldığını hayal edin; pek çok kişi bu durumdan muzdarip olacaktır. Elektronik postalarınızı okuyamayacak, üyesi olduğunuz sosyal medya kanallarındaki gelişmeleri takip edemeyecek, ülke ve dünya gündemini takip edemeyecek olup biten şeylerden haberdar olamayacaksınız. Özellikle bağımlılık derecesinde internet kullanıcısı olanlar internet gibi büyük bir teknolojik buluşun eksikliğinde büyük bir yoksunluk hissi yaşayacaklardır. Sadece teknoloji ve internet bağımlıları değil hemen hemen herkes bu işten muzdarip olacaktır. Katılımcılarda özellikle atölye çalışmalarının 3. ve 4. Oturumunda bu durumun önemini dile getirmişledir. İnterneti olmayan bir okul rehberlik servisinde çalışmanın kağnı ile tarla sürmeye benzediği, internetsiz bir bilgisayarın, akıllı telefonun tek başına hiçbir fonksiyonu olmadığı ifade edilmiştir. İnternet, teknolojik gelişmelerin sadece bir tanesine örnektir. Akıllı ev sistemleri, arabalar, telefonlar, tabletler ve içerisinde teknolojik bir sistem bulunan tüm aletler teknolojinin nimetleri olarak kabul edilmektedir. İnsan hayatında büyük bir yer kaplayan teknolojinin hayattan atılması durumunda ilkel bir yaşam ortamı oluşacaktır. Bu da yaşam kalitesini düşürecek ve kişiler için pek çok olumsuzluğu da beraberinde getirecektir. Sonuç olarak; teknoloji insanların hayatları için oldukça yararlı olabilmektedir. Bu nedenle 4 oturum şeklinde yaptığımız atölye çalışmaları da bize gösterdi ki; teknoloji insan hayatında motivasyonu arttırıcı oldukça büyük bir yere sahiptir. Ancak teknolojinin dozunu ayarlamak oldukça önemlidir. Ne çok fazla ne de çok az teknoloji kullanımı kişiler için yeterli olacaktır. Daha fazlasının yaşandığı ya da kişilerin teknoloji bağımlılıklarının önüne geçemedikleri noktada gerçek dünyadan uzaklaştıkları, sanal arkadaşlıklar edindikleri, günlük rutinlerini aksatabilecekleri, psiko-sosyal anlamda sorunlarla karşılaşabilecekleri göz önünde bulundurulması gereken bir husustur. Duruma rehberlik ve psikolojik danışmanlık mesleği açısından bakıldığında; her ne kadar bireyin ruh sağlığını ilgilendiren bir meslek alanında çalışıyor olsak da teknolojik araç gereçler gibi resetleme düğmemiz bulunmamaktadır. 79

İlaçların, içeceklerin, yiyeceklerin aşırı ve yanlış kullanımı nasıl insan metabolizmasına zarar veriyorsa teknolojinin aşırı kullanımı da her insan da olduğu gibi rehberlik öğretmenlerini de olumsuz etkileyecek, gerçeklikten sapmalarına ve mesleki demoralizasyon, tükenmişlik, yalnızlaşma ve başarısızlık gibi ruh hallerine kapılmalarına sebep olabilecektir. Atölye çalışmaları sonucunda; oturumlara katılan rehber öğretmenlerin teknoloji ürünlerini bilhassa akıllı telefonlardaki internet temelli uygulama ve programları sıklıkla hem kendi kişisel işlerinde hem de mesleki alanda kullanarak gelişmelerden haberdar oldukları, rehberlik ve psikolojik danışmanlık alanındaki iyi örnekleri takip ederek edindikleri bu yeni bilgileri kendi okullarındaki rehberlik çalışmalarında kullanabildikleri ve bu durumun kendilerini motive ederek çalışma performanslarını arttırdığı ortaya çıkmıştır. 80

5. KAYNAKLAR 1. İnternet Ve Sosyal Medya Kullanımı Üzerine Bir Uygulama- Başak Solmaz, Gökhan Tekin, Züleyha Herzem, Muhammed Demir (Makale) 2. Özel Ve Devlet Okullarında Ögretmenlerin Beklentilerinin İş Doyumu Ve Motivasyon Üzerine Etkileri-Turgut Karaköse, İbrahim Kocabaş (Makale) 3. Din Görevlilerinin Mesleki Tutum ve Motivasyon Düzeylerini Etkileyen Bazı Faktörler- Mevlüt Kaya, Bayramali Nazıroğlu (Makale) 4. Öğretmenlik Mesleği, Motivasyon Kaynakları Ve Temel Tutumlar: Kuramsal Bir Bakış- Hikmet Yazıcı (Makale) 5. Yeni Bir İletişim Ortamı Olarak Sosyal Medya- Z.Beril Akıncı Vural, Mikail Bat (Makale) 6. Sosyal Medya İletişimi-Erdem Taşdemir, Emre Şen Aslan (Kitap) 7. Sosyal Medyanın İş Yaşamındaki Yeri-Harun Yıldız (Kitap) 8. Sosyal Medya Araştırmaları 2: Sosyalleşen Olgular-Ali Büyükaslan, Ali Murat Kırık (Kitap) 9. Teknoloji Benim Neyim Oluyor? Ahmet İnam (Kitap) 10. Temel Kavramlarla – Teknoloji Kolektif (Kitap) 81


Like this book? You can publish your book online for free in a few minutes!
Create your own flipbook