MERSİN GEZİ REHBERİ Bu gezi rehberi Toroslar Yarışıyor eTwinning Projesi kapsamında öğrencilerimiz tarafından hazırlanmıştır.
MERSİN VE İLÇELERİ
YUMUKTEPE HÖYÜĞÜ Yumuktepe Höyüğü, Mersin şehir merkezinde RESİM BURAYA GELECEK bulunan en eski antik yerleşim yeridir. Bölge Neolitik dönemden günümüze kadar sürekli bir şekilde insanlar tarafından yerleşim yeri olarak değerlendirilmiştir. Bölgedeki ilk araştırmalar 1937 senesinde başlamış ve bundan sonra belirli aralıkla incelemeler devam etmiştir. Yumuktepe Höyüğü, incir ve zeytin yetiştiriciliği konusunda bölgenin ilk yetiştirilen yerlerden biri olduğu ortaya çıkmıştır. Bu bağlamda oldukça önemli olan Yumuktepe Höyüğü, ziyaretçilerin ilgisini çekmektedir. (Kadir T*) H.A.A.L.
NAMRUN KALESİ Geçmişi Hitit ve Asur medeniyetlerine uzanan, Orta Çağ dönemindeki birçok imparatorluk ve devletin savunma amaçlı kullandığı Mersin'in Çamlıyayla ilçesindeki tarihi Namrun Kalesi, restorasyon çalışmalarının ardından ziyarete açıldı. Toros Dağları'nın eteklerindeki ilçenin 1600 rakımdaki Namrun Kalesi, Adana Kültür Varlıklarını Koruma Bölge Kurulu gözetiminde Mersin Valiliği Yatırım İzleme ve Koordinasyon Başkanlığınca (YİKOB) gerçekleştirilen bakım ve onarım çalışmalarıyla turizme kazandırıldı. Yürüyüş alanları ve seyir terasıyla restore edilen tarihi kaleye, 400 merdivenin çıkıldığı zorlu yolculuğun ardından ulaşılabiliyor. Üzerinde yığma taş duvar izleri bulunan, 40 metre yüksekliğindeki sarp uçuruma sahip kale, 3 ile 10 metreye ulaşan doğal kayalardan oluşuyor. Tepesinde Türk bayrağının bulunduğu ve Gazi Mustafa Kemal Atatürk'ün Kocatepe'de çekilen fotoğrafının maketinin de yer aldığı kale, fotoğraf tutkunlarına eşsiz görüntü imkanı sağlıyor. Orta Çağ döneminde üç dağlık vadinin kesişme noktasındaki stratejik bir konumda inşa edildiği resmi kaynaklara geçen tarihi kalenin, Hititler, Asurlar tarafından \"İllibru\" olarak bilindiği, daha sonra Bizans, Kilikya Ermeni Krallığı, Karamanoğulları Beyliği, Anadolu Selçuk Devleti ve Osmanlı Devleti yönetiminde savunma amacıyla kullandığı biliniyor.
KIRKKAŞIK BEDESTENİ Tarsus’un en önemli tarihi yapılarından biri de Kırkkaşık Bedesteni'dir. Ramazanoğulları Beyliği'nde İbrahim Bey tarafından 1579’da yaptırılmış olan Kırkkaşık Bedesteni, ilk dönemlerde imarethane (aşevi) ve medrese olarak kullanılmışsa da, Cumhuriyet'ten sonra kapalı çarşı olarak işlev görmüştür. Kırkkaşık Bedesteni geçmişte Beyaz Çarşı olarak bilinirdi. Bedesten, adını yapının dış cephesinde bulunan kaşık süslemelerinden almaktadır. Mülkiyeti, Vakıflar Bölge Müdürlüğü'ne ait olan Kırkkaşık Bedesteni, Tarsus Belediyesi tarafından kiralanarak 2004 yılında restore ettirilmiştir. Kırkkaşık Bedesteni, 2005 yılında Tarihi Kentler Birliği “Proje Yarışma Ödülü” almıştır. Tarsus Belediyesi, 2006 yılında, turizm alanında gelişme çabası içinde olan kentin hem tanıtımında hem de sosyo-ekonomik ve kültürel alanlarda katkı sağlaması hedefi doğrultusunda bedestenin dükkanlarını işletmecilere kiralamıştır. Bedesten 7 Mart 2007’de yapılan açılış töreni ile yeniden faaliyete geçmiştir.
ÜÇ KIZLAR ROMA HAMAMI Roma Kral Kızı Hamamı diye bilinen Sarıkaya Kaplıcaları'nın efsanesi halk arasında şöyle anlatılır: Kayseri'de oturan Roma krallarından birinin kızı amansız bir hastalığa yakalanır. Kral kızını birçok hekime götürür, tedavisi için her şeyi yapar. Ama güzelliği dillere destan bu kızın derdine çare bulunamaz. Kızın hastalığı gün geçtikçe ilerlemiş ve kız artık yürüyemez bir hale gelmiştir. Ayakları tutmamaktadır, dizleri küt olmuştur. Bugünkü adıyla kızın hastalığı romatizmadır. O günlerde Sarıkaya sazlık ve bataklıktır. Sıcak suyun olduğu yerde küçük bir gölet oluşmuştur, balçık halinde çamurlu bir hamamdır burası. Kral küçük kızını son çare olarak bu sıcak suyun bulunduğu yere gezsin diye gönderir. Artık ömrünün sayılı günlerini yaşayan zavallı kız avunmak için bu çamurlu gölet kenarında dolaşmakta, zaman zaman da arkadaşlarıyla çamurlara girmektedir. Gezmek ve avunmak için girdiği çamurlar ve sıcak su kıza iyi gelir. Bir müddet burada kalır, gün geçtikçe kızın hastalığı iyi olmaya başlar. Küt dizleri açılır; yavaş yavaş adım atmaya ve yürümeye başlar. Sonunda tamamen iyileşen güzel kızın buradaki sıcak sudan iyi olduğu anlaşılır. Bunun üzerine kızın babası kral, buraya mermerden bir havuz yaptırır, etrafını kesme büyük taşlarla çevrilir, önceleri kimsenin olmadığı bu havuz çevresinde bir şehir oluşur. Kralın kızının adı bu yeni şehre verilir. Yetmiş bin nüfuslu bu şehrin adı \"Öper\" veya \"Hoperi\"dir.
Olba Antik Kenti RESİM BURAYA GELECEK Hellenistik Dönem’de Olba Krallığı’nın merkezi ve önemli bir ticaret şehridir. Olba aynı zamanda önemli bir dinsel merkez olmuştur. Özellikle Hıristiyanlık döneminde bu durum yazılı kaynaklar dışında dinsel mimari kalıntılarda da kendini göstermektedir. Bunlar Olba akropolisinin batısında bulunan büyük kilise kalıntısı, akropolis üzerinde yer alan bir çok küçük kilise kalıntıları ve su kemerinin bulunduğu akropolisin doğusundaki vadide geniş bir alana yayılan manastır kalıntıları sayılabilir. Olba piskoposluk merkezi olarak Erken Hıristiyanlık Dönemi'nde önemini sürdürmüştür. Olba’da bulunan, Septimus Severus zamanında yaptırılmış olan çeşme binasının yanı sıra diğer bir önemli eser ise nekropolün bulunduğu vadi üzerinde kurulmuş, 150 metre uzunluğunda, 25 metre yüksekliğindeki iki katlı su kemeridir. Bu su kemerinin korunması ve çevrenin gözetlenmesi için kuleler inşa edilmiş olması yapının önemini göstermektedir. İ.S. 199 Septimus Severus dönemine tarihlenen su kemerinin üzerindeki yazıtta “Olbalılar’ın Kenti” yazmaktadır. Şilan A. (Atatürk MTAL)
Soğucak Yaylası Soğucak, Mersin'in merkez ilçelerinden Toroslar'a bağlı bir beldedir. Mersin'in 24 kilometre kuzeyinde, Toros Dağları güney yamaçlarında, 825 metre rakımlı bir beldedir. Kuzeyinde Bekiralan köyü vardır. 2019 rakamlarına göre nüfusu 742 dir. Fakat yayla olarak kullanıldığı için yazın nüfus çok daha yüksektir. Belde genellikle eski adı olan Belenkeşlik adıyla bilinir. Beldenin doğusunda bir tepenin yamacında 12. veya 13 yüzyılda Kilikya Ermeni Krallığı döneminde inşa edilmiş olan bir kale yer almaktadır. Bu kale kuzeyde yer alan Çandır Kalesi'ne bağlı olarak görev yapan bir karakol kalesiydi. Belenkeşlik 1997 yılında belediyelik olmuşsa da, daha sonra Büyükşehir yasası uyarınca belediyesi kaldırılmıştır. Şu anda belediye hizmetleri Mersin Büyükşehir Belediyesi ve Toroslar belediyesi tarafından karşılanmaktadır.
BİLAL-İ HABEŞİ MESCİDİ Bilal-i Habeşi Makamı ve Mescidi, Ulu Cami'nin güneybatı tarafında bulunmaktadır. Peygamberimiz Hz. Muhammed'in müezzini olan Bilal-i Habeşi'nin Hz. Ömer zamanında fethedilen yerleri ziyareti esnasında Tarsus'a geldiği, Kırkkaşık denilen yerde, yani şimdiki makamı ve mescidi bulunan yerde ezan okuyup, namaz kıldırdığı için 7'nci yüzyılda makamı, 16'ncı yüzyılda da mescidi inşa edilmiştir. Mescid kara planlı olup, üstü büyük bir kubbeyle örtülüdür. Üç bölümlü, üç kubbeli son cemaat mahalli mevcuttur. İçeride Bilal-i Habeşi'ye ait makam kısmı vardır. Ayrıca mescidin yanına bir de kuyu inşa ettirilmiştir. Osmanlı arşiv belgelerinde, 1519 tarihinde Bilal-i Habeşi makamı adına bir vakfın kurulduğu anlaşılmaktadır. 2013 yılında restore edilmiştir.
SASON KANYONU Doğu Toroslar’da, Mersin’in Mut ilçesinde mucizevi RESİM BURAYA GELECEK doğa oluşumu halinde iki kanyon yer alır: Sason ve Göğden. Sason Kanyonu 12 kilometre uzunluğunda ve en yüksek noktası 300 metreye ulaşan dev bir kaya kent gibi. Duvarlarına gizlenmiş mağaralar, vadinin en derinlerine kadar inen taş merdivenler, su sarnıçları, kaya mezarlarına sıkça rastlanıyor. Bu da kanyonun, tarihin eski dönemlerinde farklı yerleşimlere tanık olduğunu kanıtlıyor. Kanyonların içinde ve çevresindeki köylerde ise, göçerliği bir kuşak evvel terk edip yerleşik düzene geçmiş Yörükler yaşıyor. Göçebe geçmişin yaşam tarzı, alışkanlıkları, gelenekleri halen canlı bir şekilde sürdürülüyor. (Bilal k ATATÜRK MTAL)
FINDIKLI PĪNAR YAYLASI Fındıkpınarı Yaylası - Mersin Mersin-Antalya karayolunun 12'nci kilometresinde bulunan Mezitli İlçesi'nden kuzeye dönülerek Toros dağları içlerine doğru 32 kilometrelik asfalt yolla ulaşılmaktadır. Yaylada Belediye, elekrik, su, PTT, sağlık ocağı gibi hizmetleri mevcuttur. Bakir doğası, bol oksijenli havası olan bu güzel yayla beldesinin çevresi, çok yüksek olmayan tepelerle çevrilidir. Yaylanın yaz nüfusu 45-50 bine ulaşmaktadır. Çevresinde çam, ardıç ve maki bitki dokuları yer almakta olup, yerleşmenin içinde elma, armut, kiraz ve bazı meyvalar yetiştirilmektedir. Alt yapısı tamamlanan sağlık ocağı ve jandarma hizmet vermektedir. Yaylada bakkal, fırın, lokanta ve kır kahveleri bulunmaktadır. Şerife Nur k*** Hafsa Sultan MTAL
1199 senesinde, kıyıdan 600 metre uzaklıkta I. Leon tarafından inşa KIZ KALESİ edilmiş olan Kız Kalesi, 1361 yılında Kıbrıs Krallığı tarafından ele geçirilmiştir. Roma zamanında kalenin korsanlar tarafından RESİM BURAYA GELECEK kullanıldığı edinilen bilgiler arasındadır. Keleye kuzey yönündeki kapıdan giriş yapılmaktadır. Kalenin yapımında tek bir malzemeye bağlı kalınmamış ve yoğunluklu olarak moloz taşı olmak üzere farklı malzemeler kullanılmıştır. Adanın yapısına uygun bir şekilde inşa edilen kaleye farklı şekillerde toplamda 8 burç eklenmiştir. Kız Kalesi, Mersin tarihi yerler listemizin en ikonik tarihi yerlerinin başında geldiği için, şehre gelenlerin mutlaka görmesi gereken noktalardan biridir. Geçiş yolu üzerinde olması da sahil şeridinden gidenler için kaleyi görme noktasında kolaylık sunmaktadır. Kaleye ulaşmak için tekneler kullanılmaktadır. Tekneler götürüp getirmek için ücret almaktadır. Mersin Kızkalesi efsanesi: Efsaneye göre vakti zamanında bir kral ve onun çok sevdiği bir kızı yaşıyormuş. Bir gün bir falcı krala kızının bir yılan tarafından sokularak öleceğini söylemiş. Kral da bunun üzerine denizin ortasında bu kaleyi yaparak kızını da bu kaleye yerleştirmiş ve böylece kızının yılanlardan korunacağını düşünmüş. Kral bir gün kızına yemesi için sepet dolusu üzüm göndermiş. Sepetin içinde, üzümler arasında gelen yılan prensesi sokarak öldürmüş. (Meryemsu K***) H.A.A.L.
Mersin’in Tarsus ilçesinde bulunan Kleopatra Kapısı, KLEOPATRA KAPISI Mersin tarihi yerler listemizin ilk sırasındaki yerini alıyor. Evliya Çelebi’nin “İskele Kapısı” olarak adlandırdığı bu RESİM BURAYA GELECEK kapının Doğu Roma İmparatorluğu’nun son dönemlerinde inşa edildiği düşünülmektedir. Geçmişte kente girişte Dağ, Adana ve Deniz isimlerinde 3 kapı bulunurken, 1835 senesinde Mısırlı İbrahim Paşa iki kapıyı yıktırmış, Deniz Kapısı sağlam kalmayı başarmıştır. Mısır Kraliçesi Kleopatra’nın Romalı olan sevgilisi General Antonius ile Tarsus’ta buluşmaya geldiğinde bu kapıdan geçtikleri ve kapını bu nedenle “Kleopatra Kapısı” olarak anılmaktadır. Kapı at nalı şeklinde inşa edilmiştir. Derinliği 5,60 metre olan kapının yüksekliği ise 8,5 metredir. Kleopatra Kapısı, Tarsus’un ve Mersin’in en önemli ve ihtişamlı tarihi noktalarının başında gelmektedir. Geçmişi çok eski bir tarihe dayanan kapı, heybetiyle de ziyaretçilerin en fazla fotoğraf çektirdiği yerler arasında bulunuyor. (Ali Osman S*****) H.A.A.L.
MEZGİT KALESİ Bölgede “Korkusuz Kral Mezarı” olarak RESİM BURAYA GELECEK bilinen Mezgit Kale’nin MS 2. veya 3. yüzyılda inşa edildiği tahmin edilmektedir. Kesme taşlarla inşa edilmiş olan bu anıt mezar, 6 katlı bir apartmanın yüksekliğinde bulunuyor ve sessiz bir şekilde tam anlamıyla değer göreceği günü bekliyor. Hala ihtişamını korumaya devam eden bu anıt mezar, gidenlerin gördüğüne ve harcadığı zamana pişman olmayacağı önemli tarihi eserler arasında bulunmaktadır. (Hatice Ç****) H.A.A.L.
Anamur ilçesine yaklaşık 7 km mesafede bulunan Anamurim ANAMURİUM Antik Kenti’nin MÖ 4. yüzyıla tarihlendiği düşünülmektedir ancak ANTİK KENTİ ilk olarak bölgedeki yerleşimin ne zaman gerçekleştiği konusunda bir bilgiye ulaşılamamıştır. Kent, 19. yüzyılda İngiliz Albay Francis RESİM BURAYA GELECEK Beaufor tarafından keşfedilmiştir. Ardından 1960’lı yıllarda başlayan araştırmalar sürekli bir hal almıştır. Kazı çalışmaları neticesinde başta balıkçı malzemeleri olmak üzere çeşitli takılar, sikkeler, inşaat malzemeleri gibi nesneler bulunmuştur. Şehir, Roma döneminde, Kıbrıs’a yakın olmasının da avantajıyla önemli bir üs ve geçiş bölgesi olarak kullanılmış, ticari faaliyetlerin merkezi bir noktası olarak değerlendirilmiştir. Daha sonra Persler tarafından ele geçirilmiş ve MS 6. yüzyıla kadar bölgenin çok önemli bir şehri olarak kabul görmüştür. 7. Yüzyılda bölgeye düzenlenen Arap akınları ise kentin zarar görmesine neden olmuş ve bu tarihten itibaren kent, kaderine terk edilmiştir. Anemurium Antik Kenti, hemen sahil şeridinde bulunuyor ve çetrefilli yollara girmeden yol üzerinde görebileceğiniz, geçmişe ışık tutan yerlerden biri olarak görülmeyi kesinlikle hak ediyor. (Selin E***) H.A.A.L.
UZUNCABURÇ Uzuncaburç, Helenistik dönemde Olba Territoriumu’nun ibadet yeri olarak kullanılmış bir antik bölge. Kent, Roma döneminde, MS 72 senesinde İmparator Vespesianus döneminde bağımsızlığını kazanmış ve kendi adına RESİM BURAYA GELECEK bastırmış bir kent haline gelmiştir ve Bizans döneminde Türkler tarafından “Uzuncaburç” ismiyle anılmaya başlanmıştır. Kentte bulunan sütunlu cadde, tören kapısı, Zeus Tapınağı, Tyche Tapınağı, Zafer Kapısı, tiyatro ve Helenistik anıt mezar bölgeyi, Mersin’deki görülmeye değer tarihi yerler arasında saymamızı sağlamaktadır. (Rumeysa İ***) H.A.A.L
TARSUS ULU CAMİ Cami-i Nur adıyla anılan ve bulunduğu semte de Cami-Nur ismini veren bu cami, Tarsus merkezinde yer alan Türk-İslam sanatının önde gelen eseridir. 1579 yılında Ramazanoğulları'ndan Piri Paşanın oğlu İbrahim Bey tarafından yaptırılmıştır. Selçuk-Osmanlı üslubunda tek şerefeli minaresi olan camii yapımında tümüyle kesme taş kullanılmıştır. 47X13 metre boyutlarında dikdörtgen plana sahip caminin iç avlusuna 10 metre yüksekliğinde, 7.20 metre genişliğinde olup, doğu, kuzey ve batı bölümlerini kapsayan 14 mermer sütunun taşıdığı revak vardır. Avlu taş levhalarla kaplı olup, ortada (H.1323) tarihli onarım kitabesi bulunan bir şadırvanı mevcuttur. Camiye kuzey yönünden abidevi portalla girilir. Bu portal Memlük mimarı özelliklerini taşıyan siyah beyaz mermerlerle süslüdür. Son cemaat yeri, doğu- batı doğrultusunda 14 adet baklava dilimli sütunların taşıdığı orijinal kiremitlerle örtülü 16 kubbeden revaklı ve 5 kapılı avlu yer alır. Caminin iç mekan sütunları \"İran Kemeri\" adı verilen yarı sivri kemerlerle birbirine bağlanmıştır. Caminin minber, mihrap ve müezzin mahfili mermerden yapılmıştır. Caminin doğu bölümünde ayrı mekanda Hazreti Şit ve Lokman peygamberlerin makamları ve Abbasi Halifesi olan ve Pozantı'da 833 (H.218) yılında ölen Me'mun'un kabri bulunmaktadır. Cami Adana Kültür ve Tabiat Varlıklarını Koruma Kurulunun 01.11.1990 gün ve 696 sayılı kararı ile tescil edilmiştir. 2008 yılında da Vakıflar Genel Müdürlüğü Yusuf Oktay O. (Atatürk MTAL) tarafından yeniden restore edilmiştir.
Onur (Özgürlük) Yazıtı (Tarsus Kitabesi) Yeni Hamamın RESİM BURAYA GELECEK duvarında bulunmakta olan bu yazıt, 1982 yılında Kleopatra Kapısı'nın hemen kuzeyine yerleştirilmiştir. Roma İmparatoru Severus Alexander (M.S. 222-235) Dönemi'ne tarihlendirilmektedir. Romalılar zamanında bir heykelin kaidesi olarak kullanılmıştır. Ahmet Ç (Atatürk MTAL)
ROMA KÖPRÜSÜ RESİM BURAYA GELECEK Vespasianus isimli Roma imparatoru ve onun oğulları tarafından yaptırıldığı için Roma Köprüsü olarak da isimlendirilmektedir. Köprünün yapım zamanı MS 77-78 yıllarına tarihlenmektedir. 120 metre uzunluğa sahip olan köprü, 5,40 metre enindedir. Göksu Irmağı üzerinde bulunan Taş Köprü, 19. Yüzyılın sonlarına kadar onarım görmeden gelebilmiştir. Son olarak 1972 senesinde köprü genişletilmiştir. Günümüzde köprünün aslından temelleri ve ayak kısımları kalabilmiştir. Neden gitmeliyim? Her ne kadar köprünün yol kısmı aslından uzaklaşmış olsa da ayakları ve temelleri hala durduğu için köprünün ziyaret edilmesi gerektiğini Düşünüyoruz. (Enver Y***) H.A.A.L.
CENNET CEHENNEM OBRUĞU Cennet-Cehennem Obrukları, Silifke ilçesi sınırlarında, ilçe merkezine 25 km mesafede bulunuyor. Yapılar, erozyon neticesinde tavanın çökmesiyle oluşmuş iki çukurdan meydana gelmektedir. Yer altındaki su kaynaklarının zamanla boşalması ile ortaya çıkan boşluk göçükler neticesinde bu hale Gelmiştir. Cennet Obruğu, 250×110 metre genişliğinde bulunmaktadır. Derinliği ise 70 metredir. Obruğun su RESİM BURAYA GELECEK kaynağına ulaşabilmek için 450 basamaklık zorlu bir yolu göze almak gerekiyor ancak son dönemde obruğa iniş için asansör yapma çalışmaları sürdürülmekteydi. Cennet Obruğu’nun alt kısmında ise dikdörtgen formda, MÖ 5. Yy da inşa edilmiş bir Zeus Tapınağı bulunmaktadır. Tapınak günümüze oldukça sağlam bir şekilde ulaşabilmiştir. Cehennem Obruğu ise Cennet’in 75 metre kuzey tarafında yer almaktadır. Obruğun çapı 75×50 ebatlarındadır. Obruğun şeklinden dolayı içine inmek mümkün değildir ancak obruğun içini daha rahat görmek için seyir terası çalışmaları gerçekleştirilmiştir. Obruğun derinliği 128 metredir. Cehennem Obruğu efsanesi: Cehennem Obruğu, Yunan Mitolojisinde de kendisine yer bulmuştur. Efsaneye göre Zeus, ağzından alevler saçan Typhon’u savaşta yenmiş ve bu çukurda bir süre hapsetmiştir. (Onur E****) H.A.A.L.
ST.PAUL KUYUSU Eski Tarsus evlerinin yoğun olduğu bölgede St. Paul'un evi olarak kabul edilen yerin avlusunda bulunan kuyu St. Paul Kuyusu olarak bilinir. Evin bahçesinde yakın zamana kadar yapılan kazı çalışmalarında bazı duvarlar ortaya çıkarılmıştır. St. Paulus'un Hıristyanlık için önemine bağlı olarak bu kalıntıların ve kuyunun çok eskiden beri kutsal sayılması, kentte yakın zamana kadar yaşayan Hıristiyan cemaatinin inancının izleri olarak yorumlanmaktadır. Çevre düzenlemesi ve çevre istimlakleri yapılmış olan kuyunun çapı 1.15 metredir. Ağız taşının silindir biçiminde olmasına karşın, asıl kuyu gövdesi kare biçimindedir ve dörtgen kesme taşlarla yapılmıştır. Derinliği 38 metre olan kuyunun suyu yaz-kış hiç eksilmez. Kudüs'e hacı olmak giderken yöreden geçen Hristiyanlar, kutsal sayılan bu kuyu suyundan içmektedir. Bunun yanı sıra yapılan kazı çalışmalarında St. Paulus'un doğduğu ev olarak tahmin edilen evin taş duvarları St. Paul Kuyusu'nun hemen yanında gün ışığına çıkarılmıştır. MUSTAFA B***-MEHMET SERTTAŞ AL
ADAM KAYALAR Adamkayalar, Şeytan Vadisi Deresi’nde bulunan geçmişten günümüze miras çok önemli kaya oymalarından biridir. Kabartmaların MÖ 2. ile 3. Yüzyıllar arasında yapılmış olacağı tahmin edilmektedir. Kayalar üzerine 11 erkek, 4 kadın, 2 çocuk, 1 dağ keçisi ve 1 kartal figürü işlenmiş. Kabartmaların yapımının 250 seneyi bulduğu RESİM BURAYA GELECEK düşünülmektedir. Dik bir yamaçta olması Adamkayalar’a ulaşmayı zorlu kılmaktadır. Adamkayalar ve çevresindeki antik yerleşim alanı, oldukça kritik bir konumda bulunduğu için geçmişte vadi yollarının kontrolü için yapıldığı düşünülmektedir. Kabartmaların, bundan yüzyıllar önce muhteşem bir kompozisyon şeklinde yapılmış olması gerçekten hayret verici… (Furkan B*) H.A.A.L.
Erdemli’de Ayaşlı Beldesi içinde bulunan Kanlıdivane Antik Kenti, KANLIDİVANE MÖ 2. Veya 3. yüzyılda kurulmuş olan Olba Krallığı’nın dini açıdan önemli noktalarından biri olmuştur. Devasa bir obruk, bölgenin en ilgi çekici noktası oluyor ve obruk içinde bulunan Armaronxas ailesine ait kabartma da pek çok ziyaretçinin ilgi duyduğu yerler arasında bulunuyor. Obruğun derinliği 30 metreyi bulmaktadır. Kanlıdivane Antik Kenti, 19. yüzyılda bölgede gezen bir Fransız gezgin tarafından tesadüfen keşfedilmiştir. 1970’li yıllarda ise bölgedeki çalışmalar yoğunluk kazanmış ve bölgeden pek çok tarihi eser RESİM BURAYA GELECEK çıkarılmıştır. Bu eserler arasında zeytinyağı üretimine dair çok çeşitli malzemenin çıkarılmış olması, Kanlıdivane’nin zeytinyağı üretimi konusunda da geçmişte bir merkez olduğunu bizlere göstermektedir. Kanlıdivane Antik Kenti, Mersin gezilecek yerler listenize mutlaka dahil etmeniz gereken, ziyaret süresi ortalama yarım saat olan çok önemli antik noktalardan biridir.Burası aynı zamanda, sahip olduğu muhteşem akustik ile zaman zaman çeşitli konserlere ev sahipliği yapmaktadır. Eğer böyle bir konsere de denk gelirseniz kaçırmayın deriz Kanlıdivane Efsanesi; Geçmişte bölgede bulunan obrukta vahşi hayvanların beslendiği ve krala ihanet edenlerin bu obruğa atılarak cezalandırıldığı ve vahşi hayvanlar tarafından öldürülerek yenildiği efsanesi anlatılmaktadır. Antik kentin “Kanlıdivane” ismiyle anılmasının sebebinin de bu olduğu rivayet Edilmektedir. (Sıla S*****) H.A.A.L.
SOLİ ANTİK KENTİ MÖ 7. yüzyılda yerleşim yeri olarak kullanılmaya başlanan şehirde RESİM BURAYA GELECEK MÖ 5. yüzyıla kadar Pers hakimiyeti sürmüştür. Bu tarihten itibaren ise Büyük İskender’in bölgedeki hakimiyeti ile Soli özgürlüğüne kavuşmuş ve şehirde özgürlüğün ibarelerinden olan sikke başım işlemi gerçekleşmiştir. Soli Liman Kenti’nin en parlak dönemleri ise Helenistik dönemde Seleukos hakimiyetinde gerçekleşmiştir. Bu dönemden sonra yavaş yavaş parlaklığını kaybeden şehir MÖ 1. yüzyıldan sonra dağdaki korsanların yerleştirildiği bir yere dönüşür. MS 1. yüzyılda Roma hakimiyetine giren şehir eski parlak günlerine dönmeye başlar. 6. yüzyılda büyük bir depremde ciddi zarar gören şehir, 7. yüzyılda Arap akınlarından nasibini alarak sessizliğe gömülür. 33 sütunun ayakta olduğu Sütunlu Cadde, 300 metre çapındaki höyük, antik liman gibi önemli antik kalıntılara ev sahipliği yapması, Soli Antik Kenti’ni Mersin’in antik kentleri arasında önemli bir yere koymamızı sağlamaktadır. Burası aynı zamanda Atatürk’ün ziyaret etmiş olduğu son antik kent olması nedeniyle de ayrı bir öneme sahiptir. (Hasan B.) H.A.A.L.
AYNALIGÖL (GİLİNDİRE) MAĞARASI Gilindire veya Aynalıgöl Mağarası, Mersin’e bağlı Aydıncık RESİM BURAYA GELECEK ilçesinin 7,5 km güneydoğusunda, Sancak Burnu ile Kurtini Deresi arasında yer alan mağara. Bir çoban tarafından tesadüf eseri bulunmuştur.Giriş ağzı denize bakan ve hemen önünde küçük bir köy bulunan mağaraya denizden ve karadan gidilebilmektedir. Toplam 555 m uzunluğu, girişe göre – 46 m derinliği girişe göre 22 m yüksekliği bulunan mağara, her türden damlataş oluşumları ile kaplıdır. Ayrıca mağarada genişliği 18-30, uzunluğu 140, derinliği 5- 47 metre olan büyük göl bulunmaktadır. Mağaranın girişi deniz seviyesinden 50m. yüksekliktedir. Bir hidrolojik rejim değişikliğiyle, mağarada bulunan sarkıt-dikit gibi oluşumların, su altında kalarak, atmosferik değişimlerden etkilenmeden günümüze kadar ulaşmıştır. Su altında kalan oluşumların, küresel iklim değişikliği öncesinde oluştuğu, bünyelerinde önceki Buzul Çağı’ na ilişkin bütün hidrolojik ve atmosferik verileri saklı tuttuğu anlaşıldı. Gilindire Mağarası, bu özellikleriyle yaşanmış son iklim değişikliğine ilişkin, Doğu Akdeniz’ de bulunan tek kayıt noktasıdır. (ALİCAN S.) MEHMET SERTTAŞ ANADOLU LİSESİ
MUT KALESİ RESİM BURAYA GELECEK Mut Kalesi. Şehrin ortasında olan kalenin ilk inşa tarihi bilinmemektedir. Küçük bir garnizonu anımsatan kalenin temel taşları rektoponel düzgün kesme taşlarla örülmüştür. Karamanoğulları ve Bizans döneminde tamir gören kalenin dört adet burcu bulunmaktadır. Kalenin içinde bir de iç kale diye adlandırılan kule vardır. Dijle E****Çağdaşkent Anadolu Lisesi
BEZM-İ ALEM VALİDE SULTAN ÇEŞMESİ Bezm-i Alem Valide Sultan Çeşmesi RESİM BURAYA GELECEK Mersin kentinin en eski İslami yapısıdır. Eski Cami'nin güney batı köşesindedir. Üzerinde Sultan Abdulaziz'in tuğrası bulunan mermer kitabesine göre, Sultan Abdulaziz tarafından Sultan Abdulmecit'in annesi Bezm-i Alem Valide Sultan adına 1861 yılında deniz kenarında yapılmıştır. Üçgen alınlığı ve payeleri ile antik görünümde yöreye özgü ilginç bir mimari sentezdir. 1964 ve 2009 yıllarında onarım görmüştür. Doğukan E**** Çağdaşkent Anadolu Lisesi
TARSUS ŞELALESİ Akdeniz'e dökülmeden önce Tarsus ovasında geniş RESİM BURAYA GELECEK yaylar çizen Berdan, (antik Kydnos) aynı zamanda Tarsus'un kurulmasında önemli tercih sebebidir. Soğuk su anlamına gelen Berdan, aynı zamanda kentin 4 kilometre kuzeyinde doğal bir güzelliği de barındırmaktadır. Bizans imparatoru Justinyen (M.S. 527-565) tarafından yatağı değiştirilirken, aslında Roma Dönemi sonlarına dek kullanılmış nekropol alanında geniş ve yüksek bir çağlayana dönüşmüştür. Kenti su taşkınlarından korumak için yapılan bu çalışma sonunda bugün yaklaşık 15 metre yükseklikteki konglomera kayalıklardan dökülen su, özellikle kış ve bahar aylarında karların erimesiyle en yoğun debisine ulaşmaktadır. Bugün aynı noktada yer alan nekropoldeki basamaklı ya da rampalı (dromos) oda mezarlar, oyuldukları konglomera kayaların zayıf oluşuyla güçlü akıntılara karşı koyamayarak büyük ölçüde tahrip olmuştur. Günümüzde Şelale ve çevresi, Tarsusluların özellikle sıcak yaz günlerinde ilgi gösterdikleri yerlerin başında gelmektedir. İlay Su E**** Çağdaşkent Anadolu Lisesi
KIBRIS ŞEHİTLERİ HATIRA ORMANI Kıbrıs Barış Harekatında şehit düşen 454 subay, astsubay, erbaş ve er'imizin anısına Silifke - Gülnar yolunun 5. km Çamdüzü mevkiinde bir hatıra ormanı oluşturulmuştur.1976 yılında tamamlanan ve 9 hektarlık bir alanı kaplayan şehitlikte, Atatürk Anıtı ve RESİM BURAYA GELECEK tören alanı ile çevresinde şehitlerimizin sembolik mezarları vardır. Her mezar yanına bir de ağaç dikilmiştir.Şehitlikte ayrıca 220 Kıbrıs Türk Mücahidi Şehitleri anısına bir de abide bulunmaktadır. 1974 Kıbrıs Barış Harekatında ele geçen Rum tank, top, zırhlı araç ve silahların bir kısmı burada sergilenmektedir. Gamze H**** Çağdaşkent Anadolu Lisesi
MERSİN FİLTRE SU MÜZESİ Türk-Alman işbirliği ile 1938 yılında Mersin’de hayata geçirilen “İçme Suyu Arıtma Tesisi” 1984 yılına kadar Mersinlilere hizmet vermeyi sürdürdü. Yeni tesislerin açılmasıyla birlikte atıl duruma düşen bu yapı, iki yıl süren restorasyonun ardından “Filtre Su Müzesi” ismiyle müze olarak kapılarını 2016 yılında Toroslar ilçesinde ziyaretçilerine açtı. Türkiye’de kurulan ilk arıtma tesislerinden biri olma özelliğini taşıyan “Filtre Su Müzesi” döneminin en modern tesislerinden biri konumunda. Tesis, Mersin’de halkın içme ve kullanma suyunu karşılamak, yolların sulanması ve şehrin yangın hidratlarının beslemesi amacıyla, kapasitesi yaklaşık 8.500 m3/gün olarak projelendirildi, 80.000-100.000 eşdeğer nüfusa yetecek şekilde inşa edilmişti. Müze, 21 Nisan 2016 tarihinde yapılan törenle açıldı. Mersin Büyükşehir Belediye Başkanı ve MESKİ Yönetim Kurulu Başkanı Burhanettin Kocamaz’ın katılımıyla gerçekleşen açılış sonrası müze faaliyetlerine başladı. Tesisin teknik özellikleri: İçme Suyu Filtre Sistemi; Durultucular (depo), Havalandırma (Fıskiye), Filtre Havuzları (Filtre Nozul ve Filtre Kumları), Temiz Su Deposu ve Alüminyum Sülfat Dozlama Ünitesi’nden oluşuyordu. Efrenk deresinden gelen ham su, içme suyu filtre sistemine girmekte, öncelikle ham su havalandırma ünitesinde havalandırılmakta, havalandırılmış su durultucu tankına gönderiliyordu. Berfin/ Mehmet Serttaş Anadolu Lisesi
RESİM BURAYA GELECEK
BOĞSAK ADASI VE KOYU Boğsak Adası, Mersin'in Silifke ilçesine bağlı Yeşilovacık mahallesinin kıyısında yer alan bir adacık. Antalya-Mersin karayolu üzerinde yer alan Yeşilovacık'ın Boğsak Koyu'nun karşısında yer alan ada üzerinde yerleşim yoktur. Gamze H**** ÇAL RESİM BURAYA GELECEK
AZİZE THEKLA MANASTIRI Meryemlik'in tarihi Azize Thekla’nın buraya gelişi ile başlamaktadır. İsa Peygamber’in havarilerinden St. Paul’ün vaazlarından etkilenen 17 yaşındaki Thekla kendini Hıristiyanlık dinine adamıştır. St. Paul’ün bu değErli öğrencisi Konya ve Yalvaç’ta Hıristiyanlığı yaymak için propaganda yaparken paganların baskılarına maruz kalıp, öldürüleceğini öğrenince kaçıp Seleucia’ya gelir ve sonradan kiliseye çevrilen bir mağarada saklanır. Sığındığı mağaradan yöredeki insanlara çok tanrılı dine karşı Hıristiyanlık inancını yayarken, mucizeler yaratarak hastaları da iyileştirir. Yine öldürüleceği bir sırada bu mağarada kaybolduğuna inanılır.Aya Thekla’nın içinde yaşadığı mağara onun kayboluşundan sonra Hıristiyanlarca kutsal sayılmış, bu din İS 312 yılında serbest bırakılıncaya kadar gizli bir ibadet yeri olarak kullanılmıştır. Mağara daha sonra IV. yüzyılda kiliseye dönüştürülmüştür. Hıristiyanlığın resmen kabulünden sonraki dönemlerde birçok yapı ile bezenen Meryemlik’te, Mağara Kilisesi'nden başka bugün sadece apsisinin bir bölümü ayakta kalan Azize Thekla Kilisesi, İmparator Zenon tarafından Aya Thekla’ya itafen yaptırılan kilise ile kuzey kilise, hamam, birçok sarnıç, mezarlıklar ve şehir suru kalıntıları günümüze kadar gelmiştir. Gamze H**** ÇAL
YERKÖPRÜ ŞELALESİ Yerköprü Şelalesi, Tarım ve Orman Bakanlığı RESİM BURAYA GELECEK Doğa koruma ve Milli Parklar Genel Müdürlüğü tarafından Türkiye’de koruma altına alınan 94 tabiat anıtı ağacın yanı sıra tabii ve tabiat olaylarının meydana getirdiği özelliklere sahip 8 ayrı tabiat parçasından biridir. Şelale, 03 Mayıs 2011 tarihinde Tabiat Anıtı olarak tescillenmiştir. Ermenek Çayı üzerinde bulunan Yerköprü Şelalesi’ni görenler hayran kalmaktadır. Gamze H*** ÇAL
MERSİN DENİZ MÜZESİ Mersin Deniz Müzesi, Mersin'in Yenişehir ilçesinde bulunan bir müze. 16 Eylül 2009 tarihinde inşaatına başlanan müze 15 Ekim 2010 tarihinde geçici kabul ile ziyaretçilere açılmış, 14 Temmuz 2011 tarihinde ise resmî açılış töreni yapılmıştır. Mersin Deniz Müzesi, Türk deniz harp tarihinin RESİM BURAYA GELECEK geçmişini gözler önüne seren 500'den fazla KADRİ ŞAMAN MTSO MTAL obje ve araştırmacılara hizmet veren 800 kitaplı kütüphanesi ile ziyarete açıktır. 450 metrekarelik ana sergi salonunda deniz harp tarihi konusunda kronolojik bilgi verilmekte; sergi salonunda dönemlere ilişkin gemi modelleri, sancak, arma, askeri kıyafetler, kesici, delici ve ateşli silahlar ile yağlı boya tablolar sergilenmektedir. EVİN A****
ASHABI KEHF(YEDİ UYURLAR) Ashâb-ı Kehf veya Yedi Uyurlar, dünyanın RESİM BURAYA GELECEK değişik kültürlerinde anlatılan, halkını terk eden bir topluluğun hikâyesidir. Anlatıların ortak yanı ise kendi halkına yüz çeviren ve onları terk eden bir grup olmalarıdır. Hikâyelerin en eski örneğine Mahabharata destanı içerisinde, 17. Kitap olan Mahaprasthanika Parva'da rastlanır. Destana göre yedi kişi, peşlerinde bir köpek olduğu hâlde riyâzet için krallığa ve dünyaya yüz çevirirler. Hristiyanlığın ilk devirlerinde önemli bir hikâye olan Ashâb-ı Kehf, daha sonra Hristiyan dünyâsında önemini yitirdi. İslâm'da ise Kehf Sûresi'nde kıssaları anlatılılmakta ve İslâm kültüründe önemli bir yer tutmaya devâm etmektedir. Hristiyanlıkta yedi kişi olarak tasvir edilmekte olup bu yüzden Yedi Uyurlar olarak bilinirler. İlay Su E***** ÇAL
ALAHAN MANASTIRI Evliya Çelebi'nin \"Ustasının elinden yeni çıkmış RESİM BURAYA GELECEK gibi duruyor.\" diye anlattığı Alahan Manastırı, Mersin-Karaman karayolu üzerinde Geçimli Köyü civarındadır. 1300 metre yükseklikte ve Göksu Vadisi'ne bakan dik bir yamaca oturtulmuştur. Hıristiyanlığın Kapadokya ve Likonya'da (Konya) yayılması sırasında bu yeni dini kabul edenlerin takibe uğraması ve inanmayanlar tarafından öldürülme korkusu, Hz. İsa'ya inananları dağlık bölgelerdeki mağara kaya oyuklarında ibadete zorlamıştır. St. Paul ve yine Tarsus'ta yaşamış Hıristiyanlık öncülerinden Barnabas ile birlikte Hıristiyanlığı yaymak için Konya-Kapadokya ve Antalya-Antakya'ya kadar maceralı yolculuklar yapmıştır. İşte bu iki Hıristiyan Aziz'in gezileri sırasında konakladıkları her yerde anılarına mabetler yapılmıştır. Alahan Manastırı da bunlardan biridir. İlay Su E**** ÇAL
HZ. DANYAL AS KABRİ VE CAMİİ Danyal Peygamber, 2. Babil Kralı RESİM BURAYA GELECEK Nebukadnesar (MÖ 605-562) zamanında yaşamış, Yahudileri Babil esaretinden ilmi ve kehanetleriyle kurtarmış bir peygamberdir. Rivayete göre; Babil Kralı rüyasında İsrailoğullarından gelecek bir erkek çocuğun kendi tahtını sarsacağını görmesi üzerine İsrailoğulları'ndan doğan erkek çocukların öldürülmesini emretmiştir. Bu nedenle Danyal Peygamber doğunca, ölümden kurtulması için dağ başında bir mağaraya bırakılmıştır.. Mağarada bir erkek ve bir dişi aslan himayesinde büyüyen Danyal, delikanlı olunca kavmi arasına karışmıştır. Bir kıtlık senesinde Tarsus'a davet edilen Danyal Peygamber'in Tarsus'a gelmesiyle birlikte bolluk olmuştur. Bu nedenle Danyal Peygamber Babil'e geri gönderilmemiş, ölünce de Tarsus'ta şimdiki Makam Camisi olarak anılan yere gömülmüştür. İlay Su E*** ÇAL
GÖKSUN DELTASI KUŞ CENNETİ Genel Özellikleri: Göksu Deltası aynı zamanda RESİM BURAYA GELECEK bir Ramsar alanıdır ve bir çok göçmen kuş açısından önemli bir sulak alandır. Göksu Deltası deniz kaplumbağaları “Caretta caretta” ve “Chelonia mydas” ın yumurtalarını bıraktığı, Akdeniz’deki en önemli ana yuvalama bölgelerinden birisini oluşturur. Ayrıca yumuşak kabuklu Nil Kaplumbağası (Trionyx triunguis)’nın da yuvalama alanlarından birisidir. Göksu Deltası Özel Çevre Koruma Bölgesinde 507 bitki taksonu bulunmakta olup bunlardan 10 tanesi endemik taksondur. İlay Su E*** ÇAL
HALİFE ME’MUN’UN KABRİ Miladi 633, hicri 218 yılında Halife Memun RESİM BURAYA GELECEK Bizanslılarla Savaşmak için Tarsus'a geldiğinde, bu gün Şeker Pınarı diye bilinen yerde yemiş olduğu yemekten zehirlenerek Vefat edince Ulu Caminin doğu kısmında bulunan Babası Halife Harun Reşit'in sadık hizmetkârı olan Hakan'ın evine defni yapılmıştı. Bu gün Halife Memun'un Kabri, Şit ve Lokman a.s Makamları Ulu Cami de bulunmaktadır. Bilâli Habeşi'nin de Makamı var, ayrıca adına bir de küçük mescit yaptırılmıştır. Küçük Minare Cami Avlusunda ise Tarsusta 18 yıl Kadılık Yapan Kasım bin Selam'ın, A.Kadir Geylani'nin Torunu, ve Tolunoğulları Devleti hükümdarı Ahmet b. Tolun'un Kabri bulunmaktadır. İlay Su E***** ÇAL
Atatürk Evi RESİM BURAYA GELECEK Mersin’in en önemli ve işlek caddelerinden biri olan “Atatürk Caddesi” üzerinde kentin odak noktasında yer alan bu yapı 1897'de dönemin Almanya Konsolosu Bay Christman’ın Mersin’li Mavromati ailesinden bir bayanla evliliği nedeniyle konut olarak kullanılmak üzere yaptırılmıştır. Mimari bilinmemektedir. Halk zamanla, bu yapıyı Krisman (Krizman Konağı) demiştir. Daha sonralarda Mavromati ailesinin konağı olarak tanınmıştır.1270 m2lik bir alan üzerinde yer alan yapı 1972 yılına kadar Tahinci ailesinin mülkiyetine kalmıştır. l972 yılında ise Nebil Hayfavi tarafından satın alınmıştır ve 1976 yılına kadar Toros Koleji olarak hizmet vermiştir. 1976 dan sonra boş tutulan bu yapının adı aynı yıl belediye encümeninin aldığı bir kararla \"Atatürk Evi'' olmuştur. 1980 yılında yapının kamulaştırılması kararlaştırılarak restorasyon çalışmaları başlatılmıştır. 1982 yılından itibaren de Kültür Bakanlığı'nın mülkiyetindedir. 1992 yılına kadar süren restorasyon çalışmalarında bir milyar liraya yakın harcama yapılmış ve bunun sonucu 12 Ekim 1992 tarihinde “Atatürk Evi ve Müzesi” olarak resmi açılışı yapılmıştır.Mersin Atatürk Evi ve Müzesi'nin alt katı \"Fotoğrafları ve Belgelerle Atatürk Müzesi\" olarak hazırlanmıştır. Ayrıca Ankara, Anıtkabir Müzesi'nden getirilen 22 adet kişisel eşyası da sergilenmektedir. Etnoğrafik eserlerin sergilendiği üst katta salona açılan yedi odanın ikisi yatak odası, biri çalışma odası, dördü ise oturma odası olarak değerlendirilmiştir. Elif KŞMTSO
Arkeoloji müzesi KÜBRA/KŞMTSO ● Çağdaş müzecilik faaliyetlerinin yürütülmesine imkân veren fiziki şartların sağlandığı Mersin Arkeoloji Müzesi’nde eserlerin sergileneceği salonların yanı sıra geçici sergi salonları, çocuklar için arkeopark uygulama alanları, kütüphane, hediyelik eşya satış yeri, kafeterya gibi sosyal alanlar da yer almaktadır. Müzede toplam 1435 adet eser sergilenmektedir. Ziyaretçiler, giriş katında bulunan zaman tünelinde tarihe bir yolculuk yapma, kronolojik sergi salonunda uygarlıkların her alanda nasıl geliştiği ve neler yapabildiklerini izleme, ölü kültü alanında farklı kültürlerde ölü gömme geleneklerini öğrenme, etnografik salonda insanların geçmişten günümüze kullandığı etnografik eserlerin yanında Yumuktepe Höyüğü yakınında bulunan Huğ Evi’nin replikasını görme fırsatı bulmaktadır.
MAMURE KALESİ Kale 3. yüzyılda Romalılar tarafından Akdeniz ve Kilikya ticaret yollarını gözetlemek ve ticaret gemilerini korsanlardan korumak amacıyla inşa edilmiştir. Zaman içerisinde tahriplere ve yıkılıma uğrayan kale 12. yüzyıl'da Kilikya Ermeni Krallığı döneminde tekrar onarılmıştır. Kale 1450 yılında aBeyliği döneminde bölge beyi Karamanoğlu Mahmut Bey tarafından onarılmış ve kaleye Mamure(müreffeh) ismi verilmiştir. Ayrıca Mahmut Bey kale içinde 1300-1308 yılları arasında bir camii inşa ettirmiştir. Kale 1469 yılında Osmanlı Devleti'nin eline geçmiştir. Ayrıca Kale 15, 16 ve 18. yüzyıllarda onarıma tabi tutulmuştur. Mamure Kalesi, şu an da restorasyondadır. Dijle E****ÇAL
SİLİFKE TAŞKÖPRÜ Milattan sonra 77-78 yıllarında Kilikya valisi L. Octavius Memor tarafından dönemin imparatoru Vespasian ile oğulları Titus ve Domitian için yaptırılmıştır. 19. yüzyıl sonlarına dek orijinal halini koruyan Taşköprü birçok kez tamir edilmiştir. Bilinen en büyük onarımı 1875 yılında Silifke Mutasarrıfı Mehmet Ali Paşa tarafından yaptırılan köprü 1922 yılında bir tamir daha görmüştür. 1972'deki son restorasyon ise köprüyü genişletme amacıyla yapılmıştır. Dijle E****ÇAL
NUSRET MAYIN GEMİSİ MÜZESİ Müze Mersin ili Tarsus ilçesinde ilçe merkezini RESİM BURAYA GELECEK Mersin’e bağlayan ana cadde üzerindedir. Çanakkale Deniz Zaferinde önemli rolü olan Nusret Mayın gemisi 40 metre uzunluğunda ve 7.5 metre genişliğinde bir gemiydi.Türk Deniz Kuvvetlerindeki görevi 1955 yılında sona ermiş ve 1962 yılında özel bir gemicilik şirketine satılmıştı. Gemi kuru yük gemisi olarak hizmet görürken, 1989 yılında Mersin Limanında batmıştı.1999 yılında Mersin’deki bir gönüllü grubu batık gemiyi çıkarmış ve gemi 2002 yılında Tarsus Belediyesince satın alınmıştır. Mersin Tarsus arası sadece 27 kilometre olduğu halde üç parçaya ayrılan gemi tır kamyonlarıyla ancak 4.5 saatte Tarsus’a getirilebilmiştir. Berat TMSMTAL
ASTIM DİLEK MAĞARASI Narlıkuyu Kasabası’nda bulunan bu mağara, RESİM BURAYA GELECEK Cennet-Cehennem Mağaraları’nın 600 metre kuzeybatısında yer alıyor. Bölgenin coğrafi koşullarını en iyi yansıtan yerlerden biri olmakla kalmıyor, bir tabiat harikası olarak da biliniyor.Astım hastalarına iyi geldiğine inanılan ve efsanelere konu olan havası nedeniyle özellikle nefesini açmak isteyenler tarafından ziyaret ediliyor.Derinliği yaklaşık 15 metreyi bulan mağaranın oluşumu, üçüncü jeolojik döneme kadar uzanıyor. Çevresindeki ağaç ve çalılara, ziyaretçiler tarafından dilek için bez parçaları bağlandığı için, yerli halk tarafından “Dilek Mağarası” olarak da adlandırılıyor. Ezel TMSMTAL
TİSAN ADASI VE ÖREN YERİ Tisan adası Mersin ilinde bulunan küçük bir RESİM BURAYA GELECEK adadır. Silifke ilçesindeki Tisan Yarımadasında yarımadanın doğusunda yer alan ve Kleopatra koyu adını alan bir koyun ortasındadır. Sahile olan uzaklığı 1 kilometre kadardır. Ana karada adanın güney batısındaki tomboladaki Tisan Afrodisyas adını alan antik örenler bulunur. Adada da bu örenlerle aynı döneme ait bazi kalıntılar vardır. Sinem TMSMTAL
SENT ANTUAN LATİN KATOLİK KİLİSESİ Mersin'de tarihî Roma Katolik kilisesidir. 1840 RESİM BURAYA GELECEK senelerdeki Lübnanlı Hristiyanların Dürzüler tarafından katledilmelerinden dolayı Osmanlı dönemindeki Mersin kentine Maruniler yerleşti. 18 Eylül 1855'deki Osmanlı padişahın fermanı ile Mersin Katolik kilisesi inşa edildi. Yanında bir Kapusenler manastır okulu da inşa edilmiştir. Hepsi 1898 yılında tamamlandı fakat okula 1923 senesinde devlet tarafından el konuldu ve 1944 senesinde Mersin 3 ocak İlkokulu'na çevirildi. Eskiden Levantenler'dende ibadethane olarak kullanılan Latin Katolik kilisesi'nin çan kulesi bugün Mersin Saat Kulesi olarak kullanılmaktadır. Merve TMSMTAL
SUNTURAS ŞELALESİ Toroslar ilçesine bağlı Çağlarca Mahallesi’nden doğan suyun saniyede 400 metreküp debiyle 40 metrelik bir uçurumdan düştüğü Sunturas Şelalesi, yılın her döneminde doğaseverleri ağırlıyor. Temiz havası ve sakinliğiyle dikkati çeken RESİM BURAYA GELECEK bölge, günün stresinden kurtulmak, piknik yapmak, doğada zaman geçirmek isteyenlerin tercih ettiği yerler arasında yer alıyor.\"Torosların doğa harikası\" olarak nitelendirilen şelaleye gelenler, eşsiz manzarada fotoğraf çekerek anı ölümsüzleştiriyor. Remziye TMSMTAL
ABANOZ YAYLASI Anamur- Ermenek karayolunun 50'nci RESİM BURAYA GELECEK kilometresindedir. İki tepe yamacında ve dere yatağında kurulan yaylada, ahşap ve taş yayla evlerinin yanında, yazlık evler de bulunmaktadır. Anamur halkının yoğun olarak kullandığı yaylada yaz aylarında bakkallar, kır kahveleri ve et yemekleri sunan kır lokantaları hizmet vermektedir. Doğukan EÇAL
Search