Genç Rota Gazetesi 6. Sayı 21 Ocak 2021 GENÇ ROTA Hoş geldin 2021
Genç Rota Gazetesi 6. Sayı 21 Ocak 2021 Sevgili Öğrencilerim, “Birkaç iyi gazetenin okuyucusu, bir yılda birçok bilginin kitaplardan öğrendiklerinden daha çok şey öğrenebilir.” diyen F. S. Sanborn’a kulak vermek gerekir belki de gazete yayın hayatına başlamadan önce. Çünkü hayatın sözcüklerle kâğıda yansımasıdır gazete ve bu yansımaya hayat veren gazeteciler de toplumun deniz fenerleri görevini üstlenirler. İnsanoğlu; çevresinde olanları bilme, olanlardan haberdar olma gibi bir dürtüye sahiptir. Kendi başına göremediği yaşanmışlıklardan başkaları aracılığıyla haberdar olur. Bu haberdar oluş insanın güvende olduğunu; dünyanın bir yerinde aynı acıları, olayları yaşayan başkalarının da olduğunu bilmesi gelecek adına umutlu bir bekleyiş sunar insana. Gazeteler sayesinde yeryüzünde yalnız olmadığımızı öğrenir, başkalarının deneyimlerinden faydalanırız. Bu nedenle de Sanborn’a kulak vermemek mümkün değil çünkü bazen birkaç satıra sığdırılan bir haber, sayfalar dolusu sözcükten çok daha fazlasını öğretir bizlere. Tüm dünyanın hayatını derinden etkileyen; yoklukların, hiçliklerin, dört duvar arasında geçmek zorunda kalan hayatların olduğu bir dönem de gazetelerin önemi bir kez daha anlaşılmıştır. Ülkemizden kilometrelerce uzakta olan insanların da pandemi sürecini bizler gibi geçirdiğini bilmek hayatımızı biraz olsun kolaylaştırmıştır. Dünya “Sadece benim için zor değilmiş.” düşüncesi belki de bu zorlu süreci atlatmak için yürüdüğümüz yolların ışığı olmuştur aslında. İşte bu nedenle gazetelerin sağladığı haber alma özgürlüğü özgüvenimizin de temellerini atıyor. Sevgili Öğrencilerimiz, Küçük bedenlerinize sığdırdığınız kocaman yüreklerinizle okul gazetemizin altıncı sayısında da kalemlerinizi cesaretle kullanıyorsunuz. Yazmanın, üretmenin, yeniliklere “Merhaba” demenin ne denli önemli olduğunun farkındalığıyla “Genç Rota”nın sayfalarında okulumuza hayat veriyorsunuz. Bizler sizleri her zaman selamlıyor, kaleminizden dökülen her sözcüğün, her çizginin önemini bilerek yarınlara gülümsüyoruz. Bu güzel çalışmanın hayat bulmasında emeği geçen tüm öğretmenlerimize ve “Genç Rota”nın güzel düşünceli kahramanlarına teşekkür ediyorum. İyi okumalar diliyorum. Serkan GÖZDER Rota Eğitim Kurumları Bornova Kampüsü Ortaokul Müdürü
Genç Rota Gazetesi 6. Sayı 21 Ocak 2021 24 KASIM ÖĞRETMENLER GÜNÜ Atatürk: “Bir kitle millet olabilmek için mutlaka öğretmenlere muhtaçtır. Çünkü toplumu hakiki bir millet haline getiren onlardır.” 24 Kasım 1928 Millet mekteplerinin açıldığı, okuma yazma seferberliğinin başladığı ve Atatürk’ün Başöğretmen kabul edildiği gündür. Bu tarihten itibaren Kasım ayının 24’ü “Öğretmenler Günü” olarak kutlanır. Öğretmenlik, en kutsal mesleklerden biridir. Ürünü insandır, mayası insandır, gıdası insandır. Bizlerin elinden tutup aydınlığa ulaştıracak olan öğretmenlerdir. Öğretmenin vazifesi erdemli, çalışkan, dürüst bireyler yetiştirmektir. Bizler de Rota Koleji olarak bütün öğretmenlerimizin Öğretmenler Günü’nü kutluyor, hepsini saygı, sevgi ve minnetle anıyoruz. Biliyoruz ki bu karanlık yolu ancak onların inançlarıyla yaktığı meşaleler aydınlatabilir. 24 Kasım Öğretmenler Günü kapsamında düzenlenen “Pandemi Döneminde Mesafeyi Umuda Dönüştüren Öğretmen” konulu şiir ve kompozisyon yarışmasında dereceye giren öğrencilerimizi kutluyor, başarılarının devamını diliyoruz.
Genç Rota Gazetesi 6. Sayı 21 Ocak 2021 UYANACAĞIZ UMUT DOLU SEVİNÇLİ SABAHLARA Öğretmenim karanlığa kutup yıldızıdır ellerin Çocukların gülüşüne armağandır yüreğin Uzanacağımız yarınlarda vazgeçilmez emeğin Mesafeyi umuda dönüştürür kıymetli bilgilerin Kendimi bilim adamı olarak görürüm sayende İçimdeki bilgiler tomurcuklanır, dallanır özünde Başarımda gururlanırsın güller açar yüzünde Mesafeyi umuda dönüştürürsün şefkatli sözünde Cahillikten kurtuluruz uyanırız seninle Geleceğe gülümseyip dokunuruz senin sevgine Yeşertirsin bilgileri o sihirli elinle Mesafeyi umuda dönüştürürsün kendinle Senin yağmurlarınla karışacağız topraklara Uyanacağız umut dolu sevinçli sabahlara Başöğretmen kalbimizde ulaşacağız aydınlıklara Mesafeyi umuda dönüştüreceğiz el ele yarınlara Veli Sarp TURAN 8.Sınıf
Genç Rota Gazetesi 6. Sayı 21 Ocak 2021 MUZAFFER İZGÜ İLE RÖPORTAJ Sık sık anlattığınız bir anınız var. Çocukluğunuzda yağmurlu bir günde gittiğiniz Halkevi Kütüphanesi için, “Orası benim hayatımı değiştirdi.” demişsiniz. Öncelikle biraz bundan söz edelim mi? Evet, kesinlikle öyle. Büyüdüğüm ev öyle bir evdi ki şubatta odunumuz kömürümüz biterdi. Geceleri hadi yine kolay, yatağa girip yatıyoruz. Nedim adında bir arkadaşım vardı, yağmurlu günlerde onun evine giderdim ben. Oturur dersimizi yapardık, konuşurduk. Bir gün Nedim, “Bugün ablamın nişanı var Muzaffer, seni bize götüremeyeceğim. Sana bir yer söyleyeceğim, oraya git. Orada nar gibi kocaman bir soba yanıyor.” dedi. Arkadaşımın önerdiği yer Adana Halkevi Kütüphanesi’ymiş. Hiç unutmuyorum, oranın kapısından içeri sırılsıklam girdim. Müdürü Zihni Amca geldi, ceketimi çıkardı, sandalyeye geçirdi, onu da sobanın önüne koydu. “Yavrum, bu burada ısınsın, sen de ne istersen yap.” dedi. Orada oturdum, ısındım, dersimi yaptım. Sonra baktım, çocuklar oradan kitap alıyorlar. Oradakine sordum “Parayla mı?” diye. “Yok, ödünç veriyorlar.” dedi. Çoğu yazar ilk okuduğu kitabı hatırlamaz. Benimki Define Adası’ydı. O güne kadar kitap nedir bildiğim yok benim. İkinci sınıftayım o zaman, sekiz yaşındayım. İnanır mısınız, o günden sonra benim yuvam oldu orası.
Genç Rota Gazetesi 6. Sayı 21 Ocak 2021 İkinci sınıfla beşinci sınıf arasında en az 350-400 kitap okudum ben orada. Sonunda okuyacak kitap bitti. 1942 yılında Milli Eğitim Bakanlığı klasiklerin tercümesine başlamıştı, onları okudum. Hepsini daha sonradan tekrar okudum tabii. Hiçbirini anlamamışım o zaman. O kütüphanede okuduğunuz kitaplardan sizi en çok etkileyenler, en sevdikleriniz hangileri olmuştu? Beni en çok etkileyen Jules Verne olmuştu. O günlerde çocuklar için yazan Türk yazar pek yoktu. Birkaç dergi vardı. Onlardan da aklımda kalan pek bir şey olmadı. Ömer Seyfettin şimdiki gibi sadeleştirilmemişti. Okuyabileceğimiz Türk yazar yoktu diyebilirim. Hep yabancıların tercümelerini okuduk. Zaten bir Türk yazarın kitabı varsa elden ele dolaşırdı. O zamanlar kapaklar kötü, baskılar kötü, bir çocuğa göre değil. Ama biz sevdalı gibi okurduk, sevdalıydık da. Okumak düş kurduruyordu. Yoksul evinde o düşler öyle güzeldi ki! Ben çıkar giderdim o evden düşlerin ardı sıra. Evde otururken o düşleri görürdüm, yatarken o düşleri görürdüm. Dalar giderdim hep, annem arada dürterdi beni. İşte bu yüzden yazarlık doğuştan diyorum ben. Yazmaya nasıl karar verdiniz? Yazmaya dördüncü sınıfta karar verdim. Yusuf Gülen adlı bir öğretmenim vardı. İlk üç sınıfı başka başka öğretmenler okuttu. O öğretmenlerim beni hiç anlamamış. İkinci sınıftan beri yazıyordum ben hâlbuki. Öğretmenlerime gösteriyordum ama Yusuf Gülen benim yazılarımın elinden tuttu. Onları okudu, değerlendirdi. “Daha iyisini yazabilirsin Muzaffer.” dedi. Yusuf Gülen Öğretmen geldiğinde bize bir kompozisyon yazdırdı. “Yaprak” adlı yazıyı yazdım ben de. Öğretmenim bir sevdi bu yazıyı, sınıfta okuttu, alkışlattı. Yazımı duvar gazetesine koydu. Öğretmenden izin aldım, sınıfa girmedim. Orada duruyorum, duvar gazetesine bakıyorum, altındaki imza “Muzaffer İzgü”. Önce müdür odasına gittim, müdürü aşağı indirdim. Sonra öğretmenler odasına gittim, öğretmenleri de çağırdım. “Bakın bunu ben yazdım.” dedim. En son eve gittim. Babacım da Adana sokaklarında ıspanak satıyor; seyyar arabasının üzerinde ıspa- nak yaprakları. “Baba benim gazete de yazım çıktı.” dedim. “Hangi gazete oğlum?” diye sordu. “Duvar gazetesi baba.” dedim. Babam durdu, anladı. Koşa koşa okula gittik. Babacım yazıyı okudu, güldü. Böyle
Genç Rota Gazetesi 6. Sayı 21 Ocak 2021 bir buğuluyuz babamla. Sağ gözünde de iki damla yaş, hiç unutmuyorum “Sen yazar mı olacaksın Muzaffer?” dedi. Ben orda babama “Evet.” dedim. Sonra da babama verdiğim sözü tuttum; yazar oldum. Öğretmenlikte nasıl karar kıldınız? Öğretmen olmayı istemenizde Yusuf Gülen’in de payı var mıdır acaba? Çok yoksulduk biz. Babam ilk gecekonduyu yapanlardandır. Başkasının arsasına yapmış evimizi, yıktılar tabii. Sonra biz başka bir mahalleye taşındık. Çamurlar içinde, çok yoksul, kokan bir mahalle. “Ben bu hayatı yaşamak istemiyorum.” dedim kendi kendime. Yaşamımı değiştireceğim, kendimi değiştireceğim. “Ne olabilirsin Muzaffer?” dedim. “Öğretmen olabilirim.” diye düşündüm kendi kendime. Yusuf Gülen’in etkisidir bu. “Ben öğretmen olacağım, çocuklarla ilgileneceğim; belki de okuttuğum, yetiştirdiğim çocukların içinden bir yazar çıkaracağım.” dedim. Çocukları çok seviyorum ben. Öğretmenliğim hiçbir zaman okulla sınırlı kalmadı, hayatım oldu. Çocuklara ve gençlere tutku derecesinde sevgi ve saygım var. “MUZAFFER İZGÜ DÜNYAYA GELDİ, OKUDU, DÜŞLER KURDU VE GİTTİ” DİYECEKLER ARKAMDAN. 147 kitabınız yayımlanmış bugüne kadar. Bir ömürde bu kadar kitap kaleme almak hiç kolay değilken, siz yenilerini de yazmaya devam ediyorsunuz. Muzaffer İzgü nasıl yaşar ki bu kadar üretken bir yazardır? “Muzaffer İzgü dünyaya geldi, okudu, düşler kurdu ve gitti.” diyecekler arkamdan. Hiçbir özel yaşantım olmadı benim. Avrupa’da pek çok yere gittik eşimle, pek çok yer gezdik. Ama hep bir görev vardı. Hollanda’ya gidiyorum diyelim ki oranın Kültür Bakanı çağırmış, onlara Nasreddin Hoca’yı anlatacağım. Başka bir yere gidiyorum, orada Türk gülmecesini anlatacağım. Yoksa eşimi yanıma alıp da “Yahu hanımcığım, gel seninle on beş günlüğüne Moskova’ya yahut Berlin’e gidelim.” dediğim hiç olmadı. “Şikâyetçi misin?” derseniz; hayır, hiç şikâyetçi değilim. Öyle mutluyum ki. Öyle rahat öleceğim ki başımı yastığa koyup öylece gideceğim.
Genç Rota Gazetesi 6. Sayı 21 Ocak 2021 Muzaffer İzgü; çocuk ve gençlik edebiyatının genç yazarlarından kimleri okur, kimleri izler? “O günlerde okuyabileceğimiz Türk yazar yoktu.” dediniz. Bugün yazılanları nasıl buluyorsunuz? Hepsini okuyorum, hepsini izliyorum. Ad vermeyeyim ama birkaç yıl önceydi, bir mektup aldım. Şöyle diyordu mektupta: “Ben emekli oldum. Çocuk kitabı yazacağım. Ne olur bana çocuk kitabı nasıl yazılır, madde madde anlatın.” Ben de hemen bir mektup yazdım: “Sen emekliliğin tadını çıkar kardeşim, otur keyfine bak, uğraşma hiç.” dedim ona. Bir buçuk yıl sonra bu adamın kitabını vitrinlerde gördüm. Okunamayacak kadar kötü, sırtını edebiyata yaslamamış, dili Türkçe olmayan kitaplar; çocuk kitabı adı altında satılıyor ve ne yazık ki çocukların eline veriliyor. Biz bunları kitap diye çocuğun eline veriyoruz. Bunun cinayetten farkı yok. Bu çocuğa bir yere kadar kitap okutursun, sonra kitaptan nefret eder. Siz nesillerdir okunan bir yazarsınız. Kâh öğretmenlik vesilesiyle kâh yazar olarak çocuklarla bir aradasınız yıllardır. Bu nesiller boyunca çocuk okur nasıl değişti sizce? Bir gün Ankara’da bir söyleşiye gittim. Orada anneanne, anne, çocuk; üç okurum ile karşılaştım. Anneannene okumuş, anne okumuş kitaplarımı, çocuk üçüncü sınıfta, o da okuyor. Konuştukça fark ettim, dilleri de aynı, konuştukları şeyler de aynı. Ama son kuşağın hayatında internet var şimdi. Onlar nasıl olacak bilemiyorum. “Acaba duyguyu mu yok ediyor.” diyorum. Okulda hep bilgi verilir insana. Sen hiç “Dört kere dört on altı eder.” dedikten sonra duygulanan çocuk gördün mü? “Seyhan, Ceyhan, Akdeniz’e akar.” dedikten sonra duygulanır mısın? Duyguyu edebiyat yaratır, müzik yaratır yani güzel sanatlar yaratır. Bunu da çocuğa ne verir? Çocuk her an bir resim sergisine gidemez, her an bir tiyatro oyununa gidemez. Ama her an yanında bir kitap bulundurabilir, açar okur. Onunla duygulanır, onunla etkilenir.
Genç Rota Gazetesi 6. Sayı 21 Ocak 2021 İyi kitapla kötü kitabı birbirinden ayırmaktan söz ettiniz. Sizin için “iyi kitap” nedir? Bir kez dili iyi olmalı. Dil benim için çok önemli. Ben bir gülmece yapıtıyla Türk Dil Kurumu ödülü aldım. O güne kadar gülmeceyi edebiyattan sayıyorlar mıydı, bilmiyorum. Ama o gün saydılar. Her şeyden önce dil önemli benim için. Öz Türkçe meselesinden söz etmiyorum bakın. Ama o dili iyi kullanmak, o dilin kıvraklığına sahip çıkmak, her şeyi yerli yerinde kullanabilmek çok önemli. Sonra sırtını edebiyata yaslamak. Ne yazık ki gençlik romanlarımızın çoğunda bu yok. Gençlik romanlarımızın çoğu bugün iyi değil kötü kitap. Çocuklarımıza, gençlerimize edebiyat vermeliyiz ki onlar da düş kursunlar biraz, hayal etsinler. Kaynakça için:(https://www.edebiyathaber.net/melisa-ceren- hasmadenin-muzaffer-izgu-ile-gerceklestirdigi-soylesi/)
Genç Rota Gazetesi 6. Sayı 21 Ocak 2021 FİLM ÖNERİMİZ “YERDEKİ YILDIZLAR: HER ÇOCUK ÖZELDİR” “Keşfet kendini, öğren kim olduğunu. Sen güneşsin, ışık saç. Sen nehirsin bilmiyor musun? Nehir gibi ak, yükseklere uç. Mutluluğu bulduğun yerde gayeni de bulacaksın.” Hindistan yapımı sevilen film “Yerdeki Yıldızlar”da algı problemi yaşayan 8 yaşında bir çocuk olan Ishaan bu problemi yüzünden sayı ve harfleri tam olarak algılayamamaktadır. Harflere her baktığında onları dans ediyor gibi görür. Bu yüzden hayal dünyası çok güçlü olmasına rağmen dersleri çok kötüdür. Ailesi ve okulunda herkes onun tembel bir çocuk olduğunu düşünür. Oysa Ishaan'da disleksi vardır. Etrafındaki herkesin –zaman zaman babası dâhil– aşağılayıcı tavırları onu derin bir yalnızlığa iter. Sonunda Ishaan’ın bütün karşı çıkışlarına rağmen ailesi onu bir yatılı okula yazdırır. Bu okulda ona diğer herkesten daha anlayışlı yaklaşan Shankar adlı bir resim öğretmeni küçük çocuğun gerçek sorununu anlar ve ondaki resim yeteneğini de keşfeder. Bundan sonra hem Ishaan’ın hem de öğretmenin hayatında büyük değişiklikler olur.
Genç Rota Gazetesi 6. Sayı 21 Ocak 2021 ÇOCUK HAKLARI SÖZLEŞMESİ Çocuk hakları, dünya üzerindeki tüm çocukların doğuştan sahip olduğu: eğitim, sağlık, barınma, sevgi ihtiyacı, oyun oynama gibi hakların hepsini koruyan evrensel bir kavramdır. Birleşmiş Milletler Genel Kurulu tarafından 20 Kasım 1989 tarihinde benimsenen sözleşme, 2 Eylül 1990 tarihinde yürürlüğe girmiştir. En fazla ülkenin onayladığı insan hakları belgesidir. Çocukların haklarının korunması amaçlanmış ve imzalayan devletlerin yükümlülüklere uyması hükme bağlanmıştır. Çocuk Hakları Sözleşmesine göre: • Çocukları ilgilendiren her konuda alınan kararlar, koyulan kanunlar ve devlet tarafından yapılan uygulamalar öncelikle çocukların yararları göz önünde tutularak yapılmalıdır. • Dünya üzerindeki her çocuk ve ailesi; din, dil, ırk, ten rengi, politik düşünce, doğup büyüdüğü coğrafyaya bakılmaksızın sözü edilen haklara eşit olarak sahiptirler. • Çocuklar kendileri ile ilgili her düşünceyi, görüşü özgürce açıklama hakkına sahiptirler. Çocuk Hakları Sözleşmesinin en doğru ve en iyi şekilde uygulanabilmesi adına Birleşmiş Milletler tarafından Çocuk Hakları Komitesi kurulmuş, ilgili gelişmeler takip edilmiştir. Çocuk Hakları “Çocuklar eski dönemlerden beri birçok sorunla yüz yüze gelmiştir. Şiddet, eziyet, istismar gibi işkenceler yasal olarak büyük bir suçtur. Birleşmiş Milletler çözüm için Çocuk Hakları Sözleşmesi’ni ortaya koymuştur. Her çocuk bir bireydir ve fazlaca hakları vardır. Yaşama hakkı ve eğitim- öğretim hakkı en başta gelen haklardandır. Din, dil, ırk, renk ayrımı yapmadan tüm çocuklar kanunlarla korunmaktadır. Bugünün çocukları yarının büyükleridir. Çocuklar geleceğimizi şekillendirir. Çocukların haklarına önem ve saygı göstermeliyiz.” Hande BAYRAK 5/B
Genç Rota Gazetesi 6. Sayı 21 Ocak 2021 10 ARALIK İNSAN HAKLARI GÜNÜ “EN BÜYÜK SEVGİ İNSAN SEVGİSİDİR” 10 Aralık, dünyada olduğu gibi ülkemizde de İnsan Hakları Günü olarak kutlanmaktadır. 1948 yılında Birleşmiş Milletler tarafından kabul edilen evrensel beyannamede; din, dil, ırk ayrımı yapılmaksızın her insanın eşit şartlarda yaşaması gerektiği vurgulanmaktadır. Peki, Dünya İnsan Hakları Günü nasıl ortaya çıktı? 2. Dünya Savaşı’nın ardından kitlesel olarak verilen kayıplar çok büyüktü. Savaşlar, salgın hastalıklar ile ağır yaralar alınmıştı. Milyonlarca insan hayatını kaybetti, çok sayıda vatandaş evsiz kaldı. Bütün bunların ardından devletler, kişilere sunulan hak ve özgürlükleri güvence altına almaya karar verdi. Her şey olup bittikten üç yıl sonra sivil halkın haklarını korumak amacıyla İnsan Hakları Evrensel Bildirgesi, İnsan Hakları Komisyonu tarafından 10 Aralık 1948 yılında kabul edildi. Bu bildirge yalnızca belli bir kesimi değil bütün insanları kapsadığı, dünyadaki her insanın haklarını savunduğu için oldukça önemlidir. 10 Aralık İnsan Hakları Günü’nde cinsiyet, sosyal statü, doğum, köken ve diğer şartlara bakılmaksızın herkesin doğal olan tüm şartlara sahip olduğunu bir kez daha vurguluyoruz. En büyük sevgi, insan sevgisidir.
Genç Rota Gazetesi 6. Sayı 21 Ocak 2021 ÖLÜMSÜZ AİLE- NATALİE BABBITT “Eğer size ölümsüz olma şansı verilseydi ister miydiniz ölümsüzlüğü? Yoksa hayatın akışını bozmadan doğmak, yaşamak ve ölmek mi isterdiniz?” Issız bir ormanın ortasında, suyundan içene ölümsüzlük vaat eden bir pınar... Bu pınarın suyundan içerek ölümsüzlüğe kavuşan ama nedense ölümsüz olmaktan pek hoşnut olmayan bir aile... Gün gelir pınarın başına bir genç kız gelir. Ölümsüz Aile, yani Tuck'lar, bu güzel kızın pınarın suyundan içmesine engel olmak; akıp giden dünyanın, sürekli değişen bir doğanın parçası olmanın ne kadar güzel bir şey olduğunu kanıtlamak zorundadır. Ölümsüz Aile geçtiğimiz yirmi yıl içinde milyonlarca çocuğa ulaştı; birçok dile çevrildi, hem Amerika'da hem de Avrupa'da okullarda okutuldu. Çocuk edebiyatının bu unutulmaz klasiği, nihayet Türk çocuklarının beğenisine sunuluyor. “Ölmek de çarkın bir parçasıdır, doğmak da. Bir parçayı alıp geri kalanını görmezden gelemezsin. Bütünün bir parçası olmak Tanrı’nın bir lütfudur.”
Genç Rota Gazetesi 6. Sayı 21 Ocak 2021 ŞEKER PORTAKALI- JOSE MAURO DE VASCONCELOS Yoksul bir ailenin oğlu olan Zeze, yaramazlıkları ile tüm mahalleye yaka silktiren bir çocuktur ve herkes onun “şeytanın vaftiz oğlu” olduğunu söyler. Zeze, yaramaz olmasının yanında hayal gücü geniş, okumayı tek başına sökecek kadar akıllı ve öğretmenini mutlu etmek için her gün ona bir çiçek götürecek kadar duygulu bir çocuktur. Çok küçük yaşta okula başlayan Zeze, okulda uslu ve çalışkan bir öğrenci olur; sokakta ise yaramazlıklarını sürdürür. Yalnızca ablası ve öğretmeni onun yaramazlıklarına anlayışla yaklaşır. Ailesi yeni bir mahalleye taşınmak zorunda kalınca mutsuz olan Zeze, yeni evlerinin bahçesindeki bir şeker portakalı fidanını arkadaş edinir. Minguinho adını verdiği (keyifli olduğu günler Xururuca dediği) şeker portakalı fidanı ile konuşmaktadır. Zeze, fidana gün boyu yaptıklarını ve hayallerini anlatır. Zeze, sokak şarkıcısı Bay Arivaldo ile tanışınca onun yanında sokaklarda şarkı söylemeye başlar. Babası, şarkı sözlerinin müstehcen olduğunu düşündüğü için onun Bay Arivaldo ile görüşmesini yasaklar. Zeze, bir gün babası için şarkı söylemeye karar verip Bay Arivaldo’dan öğrendiği bir şarkıyı söyleyince babası onu kemerle döver. Zeze, bu dayaktan sonra artık babasının değil Portekizlinin oğlu olmak istediğini söyler. Zeze bir gün okuldayken Portekizlinin kaza yaptığı haberini alır ve kendini sokağa atar. Bu kaza haberi, Zeze’nin bütün yaşam sevincini yok eder. Portekizli ölmüştür. Bu arada bahçedeki şeker portakalı fidanının yol yapım çalışması nedeniyle kesileceği söylentisi çıkar. Zeze, üst üste gelen bu acılara dayanamaz, hasta olur. Kasabalılar bir türlü iyileşemeyen Zeze’yi ziyarete gelirler. Fakat o yalnızca şeker portakalı fidanı ile konuşur. Zamanla Zeze iyileşir, babası iş bulur ancak Zeze’nin çocukluğu ölmüştür; kalbi hiç iyileşmez.
Genç Rota Gazetesi 6. Sayı 21 Ocak 2021 3 ARALIK DÜNYA ENGELLİLER GÜNÜ “ ENGELLİ OLMAK BİR SEÇİM DEĞİLDİR. DOĞUSTAN YA DA SONRADAN GELİR O YÜZDEN HER BİREY BİR ENGELLİ ADAYIDIR. ENGEL OLMA, DESTEK OL.” Doğuştan, bir kaza sonucunda ya da bir hastalık nedeniyle oluşan bedensel ya da ruhsal rahatsızlıklara engel; bu duruma maruz kalmış, hayatını idare ettirmekte güçlük çeken insanlara da engelli denir. Engellilik durumu doğuştan olduğu gibi, sağlıklı bir yaşam sürerken beklenmedik bir anda da oluşabilir. Ülkemizde bedensel, zihinsel ve psikolojik engeli bulunan 4 milyondan fazla insan vardır. Birleşmiş Milletler tarafından 1992 yılında alınan bir kararla 3 Aralık, Dünya Engelliler Günü olarak belirlenmiştir. Engel değil destek olmanın önemini bir kez daha hatırladığımız bu günde şunu unutmamalıyız: Hepimiz bir engelli adayıyız. Üstümüze düşen görev onlara engel olmak değil destek olmaktır. Devlet, hayatın her alanında engelli vatandaşlarına kolaylık sağlamıştır fakat yalnızca devletin yaptıkları yeterli olmayabilir. Görme engelli birini karşıdan karşıya geçirmek, asansörde önceliği onlara vermek kısacası hayata karışmalarında onlara destek olmak bizim için küçük bir şey gibi gözükse de onlar için büyük bir iyilik olabilir. Seslerini çıkaramadıkları yerde sesleri olmak, hakkını arayamadığı yerde onlar için bir adım atmak, onlar için tünelin ucundaki ışık olmak bizim en birinci görevimizdir. Yardımlaşarak tek parça olabildiğimizi, ayrıştırırsak parçalanacağımızı unutmayalım. Yalnızca bir gün değil her gün hatırlayalım. Engel olma, destek ol.
Genç Rota Gazetesi 6. Sayı 21 Ocak 2021 H OŞ GELDİN 2021 Bu yılın anahtar sözcüklerini veriyorum. Pandemi, maske, sosyal mesafe, uzaktan eğitim. Ne kadar hoş olmasa da bu yıl hep bu sözcükleri duyduk. Sen de sıkıldın biliyorum. Merak etme yalnız değilsin ama sonunda 2020’yi geride bırakıyoruz. 2021 hepimize öncelikle sağlık, bol mutluluk, şans ve başarı getirsin diyoruz. Peki, senin yeni yıl için dileklerin neler? Mesela bu yeni yılda okulundan, arkadaşlarından bu kadar uzak kalmamayı dileyebilirsin. Okul bahçesini yine sesinle doldurduğun günleri merakla bekliyoruz çünkü. Maske takmak zorunda kalmayalım diyebilirsin 10’dan geriye sayarken. Ailene, arkadaşlarına doyasıya sarıldığın bir yıl hayal et. Sence de çok güzel değil mi? İyisiyle kötüsüyle bir yılı geride bıraktık. Yeni, yepyeni şeyler öğretti bize bu yıl. Sana evde kal dedik ama okulu da sana getirdik bu arada. Sana sosyal mesafe dedik ama sana ekrandan yakın olmaya çalıştık. Maske tak dedik ama gelecek güzel günleri gözlerindeki o sönmez ışıkta gördük. Her şeyi senin için yaptık, sen de bizim için bir şey yap. Mesela bu yıl bol bol kitap oku, hayal gücünü geliştir ki gücünün yetmediği yerde elinden hayallerin tutsun. Derslerine odaklan mesela çünkü senin geleceğin hepimizin geleceği. Arkadaşlarına, sevdiklerine sarıldığını hayal et ama önce kendine sarıl çünkü sen kendine sarılırsan her şeyi başarırsın. Biliyorum, güzel günler çok yakın, yan yana olduğumuz günler çok yakın ve sen o güzel günlere kadar biraz daha sabret. 2021 hepimize çok güzel şeyler getirsin. Sen de dileklerini yaz bir kâğıda ve sakla. 2021 biterken aç bak bakalım sana hangi dileklerini vermiş. Umuyorum ki hepsi hatta fazlası senin olur. Bu yeni senede yan yana olduğumuz harika günlerimiz olsun. Mutlu seneler, seni seviyoruz.
Genç Rota Gazetesi 6. Sayı 21 Ocak 2021 “DEYİM” DEYİP GEÇME “Saman altından su yürütmek” deyimini daha önce duymuşsunuzdur. Gizli iş çeviren insanlar için kullanılır. Peki, bu deyimin bir hikâyesi var desek? Bakalım, bu deyimin hikâyesi neymiş. “Vaktiyle köyün birinde insanların tarlalarını, sebze ve meyvelerini sulamak için kullandıkları bir su kaynağı bulunurmuş. Köyün etrafında başka su kaynağı bulunmadığı için köylü halk bu suyu idareli olarak kullanmak zorundaymış. Kimin hangi zamanda ne kadar su kullanacağı belliymiş. Herkes kendi sırasını takip eder, başkasının sırasını çalmazmış. Ancak bu köyde açıkgözlü bir adam varmış. Tarlası, su kaynağının hemen yanında bulunduğu için gizlice bir su yolu açmış ve tarlasına kimseye haber vermeden gizlice su götürmeye başlamış. Kimsenin fark etmemesi için de su yolunun üstünü taş, toprak ve samanlarla kapatmış. Su; taşların, toprakların ve saman balyalarının arasından gizlice adamın bahçesine gitmekteymiş. Yaz gelmiş, köylülerin bahçesi susuzluktan kavrulmaya ve mahsul vermemeye başlamış ama açıkgöz adamın ektikleri boy boy olmuş, büyümüş. Köylüler bu işten işkillenmiş ve araştırmaya başlamışlar. Araya araya bu gizli su yolunu bulmuşlar. Fark etmişler ki bu adam samanların altından su yürütmekteymiş.” Bu deyim de böylece ortaya çıkmış. Sen de gizli kapaklı iş çeviren birini gördüğünde bu deyimi ve bu açıkgözlü köylüyü düşün ve haksızca yapılan her işin bir gün sahibine geri döneceğini bil.
Genç Rota Gazetesi 6. Sayı 21 Ocak 2021 “ATASÖZÜ” DEYİP GEÇME “Son gülen iyi güler.” yıllardır kullandığımız anlamlı bir atasözü. Gelin hikâyesine beraber bakalım. “Yirmi yaşında Makedonya kralı olan Büyük İskender, Yunanistan’ı fethettikten sonra gözünü diğer ülkelere dikmiş. Dünya haritasına bir göz gezdirmiş ve rastgele en beğendiği yere fetih düzenlemek istemiş. Haritayı iyice kurcaladıktan sonra Hindistan’da karar kılmış. Sefere çıktıktan bir süre sonra Pars Kralı ve onun 66 bin kişilik ordusuyla kıran kırana bir savaşa girmiş. Savaş boyunca kimi zaman İskender galip gelirken kimi zaman da Pers Kralı galip gelirmiş. Böyle böyle uzun bir zaman savaşmışlar. Kral galip geleceğini düşündüğü, Büyük İskender’i yendiğini düşündüğü bir zaman bu haber İskender’in kulağına gitmiş. İskender’in başı dik ve kendinden eminmiş. Ağzından şu cümleler çıkmış: “Hiç belli olmaz, son gülen iyi güler.” Bu atasözünün buradan geldiği söylenir ama bu hikâye, bu kendinden emin tavır bize bir yerden tanıdık geliyor olmalı değil mi? Mesela “Geldikleri gibi giderler!” diyen bir komutandan.
Genç Rota Gazetesi 6. Sayı 21 Ocak 2021 Geçen sayıdaki beyin jimnastiği cevapları: 1. Her sözlükte “yanlış” sözcüğü “yanlış” olarak yazılır ve okunur. 2. Y harfi gelecek. (Salise, saniye, dakika, saat, gün, hafta, ay, yıl terimlerinin baş harfleri) 3. Bir (rakamlar yazılışları itibariyle alfabetik sırada) 4. DOKUZHARF’İ çıkarırsanız geriye “ANLAMLI” kalır. Geçen sayıdaki bulmaca cevapları: 1. İÇGÜDÜ 2. SAKSAĞAN 3. PREFABRİK 4. LOJMAN 5. İTİLAF 6. DONANMA 7. İSTİHBARAT 8. KOĞUŞ 9. RÜTBE 10. PERİSKOP 11. ADLİYE 12. CEMİYET 13. İDEAL 14. BAHTİYAR 15. YAYVAN 16. KLİŞE 17. KESİK 18. ENDÜSTRİ 19. MİTOLOJİ 20. KITA 21. İM 22. NARİN 23. İÇTENLİK 24. HEVES 25. İSYAN 26. TEMBİH
Genç Rota Gazetesi 6. Sayı 21 Ocak 2021
Search
Read the Text Version
- 1 - 20
Pages: