018 / 2017
HalimizM ice’dir acaba ?Kasım ayı tadında geçen bir Haziran’dan sonra nihayet Temmuz geldi.Temmuz’un yaza yakışır bir mevsim olmasını diler; yaza yakışır, işlerden güçlerden kısılmış,eğlenceliği daha bol olan bu Micelook’u okumalarınıza sunarız.
İşler GüçlerUefa Şampiyonlar Ligi Final MaçıGeçtiğimiz ayın başında gerçekleşen UEFAŞampiyonlar Ligi final maçını Etsmice yerindeseyretti. Haribo’nun 26 kişilik ekibinin katıldığıseyahat için Toplantı & Incentive Yurt dışı ekibiCardiff’teydi. Hayat Deniz’de, İftar Etsmice’ta Güzel Denizbank ile ilk etkinlik geçtiğimiz ay Toplantı & Incentive Yurt İçi ekibi ile gerçekleştirildi. Denizbank ekibinin iftar daveti, Etsmice ile yapılan ilk organizasyon olmasına rağmen oldukça başarılı geçti. Denizbank, yemek sonrasında ekibe bu güzel organizasyonları için teşekkür etti.Etsmice Karne HediyesiAlışverişindeEtsmice & TOÇEV iş birliği ile maddi durumuyeterli olmayan çocuklara diledikleri karnehediyelerini vermek için kolları sıvadı. Geçtiğimizay boyunca karne alışverişine çıkan gönüllülerdenoluşan ekip, çocukların başarısına ortak oldu.Emeği geçen herkese teşekkürler! Severek Ayrılanlar Uzun senelerdir Kurumsal Seyahat Hizmetleri’nin önemli iş ortaklarından olan Yıldız Holding’in 2014 yılında Pladis adı ile global bir şirket olarak yapılanmasının ardından şirketin tüm satın alımlarının global firmalar ile yapılmasına karar verildi. Seyahat satın almalarının da bu karar doğrultusunda global bir acente ile yapılacağı bilgisi, Etsmice ile paylaşıldı. Bu karara göre iki eski dost geçtiğimiz ay içerisinde yollarını ayırdı.
Mice MutfakBu ayın aşçısı Sefa Akyüz!Tarifi için kendisine teşekkür ediyoruz!Tariflerinizi [email protected]’ye göndermeyi unutmayın…
Mantarlı Tavuk Sote (4 kişilik)Malzemeler600 gram kuşbaşı tavuk göğsü500 gram kültür mantarı3 yemek kaşığı zeytinyağı1 adet domates2 adet yeşil biber2 adet kırmızı biber1 çay kaşığı taze çekilmiş renkli tane karabiber1 tatlı kaşığı kekik1 çay kaşığı tuzPüf NoktasıMantarları beyazlaması için limonlu suda bekletebilir, kuruladıktan sonra kullanabilirsiniz.Pişirme ÖnerisiTavuklu mantar soteye arzuya göre soğan ve sarımsak da ekleyebilirsiniz.Yapılışı1.Kabuğunu soyduğunuz domatesi küçük küpler halinde doğrayın. Ortadan ikiye kesip,çekirdeklerini çıkardığınız yeşil ve kırmızı biberleri doğrayın.2.Mantarları isteğinize göre ince dilimler halinde ya da iri parçalar halinde doğrayın.3.Zeytinyağını tavada kızdırın. Kuşbaşı doğranmış fileto tavuk göğüslerini, suyunu salmaması içinyüksek ateşte soteleyin.4.Ardından; doğranmış yeşil ve kırmızı biberleri, mantarı ekleyip, soteleme işlemini 10 dakikakadar sürdürün. Son olarak; doğranmış domates, tuz, çekilmiş tane karabiber ve kekik ekleyin.5.Domatesler suyunu çekene kadar pişirme işlemini sürdürün. Arzuya göre; ince kıyılmışmaydanoz ilavesiyle sıcak olarak servis edin.
1 Kitap 1 FilmHüseyin Demirci’nin önerisi ile yeni birköşe temmuz sayısı ile birlikte huzurlaraçıktı. Tüm Etsmice ekibinin kullanımınaaçık olan bu sayfada her ay dilediğiniz birkitap ya da bir film üzerine yorumlarınızıpaylaşabiliriz.Bu ayın ilk yorumları, köşenin fikir babasıHüseyin’den geldi. Sizin de yorumlarınızvarsa [email protected] ’yemail atmanız yeterli!Bu ay ilk yazımı yazıyorum. Bilenlerinizvardır haftada birkaç kez sinemayagidiyorum ve bu yüzden de geçtiğimizaylarda üyelik kartım çok filme gitmemdendolayı iptal edildi. Konuyu Tüketici HakemHeyeti ile kalan aylarımın parasını gerialarak çözdük. 6,5 ayda 142 filme giderekbiraz abartmış olabilirim ancak neticede hergün bir sinema filmine gitme hakkı tanımışlardı.Neyse gelelim önereceğim filme (:Her ay sizlere bir film bir kitap köşesinde önereceğim film ve kitaplar olacak.Bu ay önereceğim film gerçek bir hikayeden uyarlanan Saroo diğer adıyla “Lion” filmiBaşrolünü ise geçtiğimiz yıllarda Slumdog Millionaire filminden hatırlayacağınız Dev Patelbulunmakta. Bu filme eğer izlemeyeniniz var ise şiddetle önerebilirim. Kışın o güzel filmlerarasında sinemada izlediğim ve bende etkiler bırakan en güzel filmlerin başında yer aldığınısöylebilirim ki bunu da zaten 6 dalda Oscar’ a aday gösterildiğinden de hakkını veriyor.Ayrıca filmde Nicole Kidman olduğunu unutmadan söyleyeyim bu filmle en iyi yardımcı kadınoyuncuya da aday gösterildi.Konusu ise 5 yaşında iken uyumak için bindiği trenin 2 gün süren yolculuktan sonraHindistan’ın bir ucundan diğer ucuna gitmesiyle sonuçlanıyor ve dilini bile bilmediği buyerde tekrar evine dönemiyor. Evlatlık olarak Avustralyalı bir aileye verilip Tazmanya’yakadar uzanan macera dolu bir o kadar da içinde derin dram barındıran çok etkileyici bir film.Özellikle 5 yaşındaki Saroo ‘nun o Bengal’daki kalabalık içindeki hareketleri mimikleri yalnızlığıçaresizliği o kadar güzel hissettirilmiş ki o samimiyeti filmi izlerken hissedebiliyorsunuz.25 yıl sonra ise gerçek ailesini bulmak için aramaya başlıyor. Ailenin önemi de filmdeaçıkça vurgulanmakla birlikte eğer hassas biriyseniz yoğun dram sahnelerinde gözlerinizindolacağına eminim. Hepimizin içinde aslında köklerimizi arama duygusu hep vardır. Saroofilmde hatıralarını takip ederek geçmişin izleriyle birlikte gerçek ailesini bulma çabasına giriyor.Bizi biz yapanları bilmek hep bir dürtü olarak içimizde bulunur.
Hayatlarımız bir anda nasıl da yön değiştiriyor filmde bunu çok iyi görüyoruz. Kurgu çok iyiyapılmış, geçişler ise çok yerindeydi. Gerçek bir olaydan yola çıkıldığı için sizi etkisi altına almasızaten kaçınılmaz.Unutmadan dipnot olarak şunu da ekleyeyim iki evlatlığı bulunan Nicole Kidman’ın sinemadaki ilkevlatlık edindiği film de diyebiliriz. Bu arada filmdeki küçük Saroo filmin ABD deki galasına vizesiçıkmadıgı için gidememiş. Ufacık çocuktan nasıl çekindilerse.ADAYLIKLARI... En İyi Film En İyi Yardımcı Kadın Oyuncu (Nicole Kidman) En İyi Yardımcı Erkek Oyuncu (Dev Patel) En İyi Uyarlama Senaryo En İyi Görüntü Yönetmeni En İyi Film Müziği (Dustin O’Halloran, Volker Bertelmann)Film BAFTA’da Dev Patel ile En İyi Yardımcı Erkek Oyuncu ve senaristleriyle En İyi UyarlamaSenaryo ödüllerini kazandı.LIONYönetmen: Garth DavisOyuncular: Dev Patel, Sunny Pawar, Nicole Kidman, Rooney Mara, Abhishek Bratara, DavidWenham, Divian Ladwa, Deepti NavalAvustralya, ABD, İngiltere ortak yapımıkadınsı olduğuna ikna etmek zorundadır.Bu çabaların başarılı olması da kesin değildir. Özellikle erkekler erkeksilikle ilgili iddialarının boşçıkmasından ödleri koparak yaşarlar. Tarih boyunca erkekler hayatlarını riske atarak hatta fedaederek erkekliklerini kanıtlamaya çalıştılar, insanlar “tam bir erkek!” desinler diye.
1 Kitap 1 Film“Hayvanlardan TanrılaraSpiens”İlk basım yılı 2011 olup İsrailli yazar YuvalNoah Harari’nin ilk kitabıdır. Dili o kadarsade ve anlaşılır ki hepimiz çok rahatlıklaokuyabiliriz. Konu bakımından ise insanoğlununbaşlangıcından günümüze kadar olan gelişiminiele alıyor. Eğer ön yargılarınızı ve bağlılıklarınızıbir kenara bırakıp kitaba öyle başlarsanızki bunu tavsiye ederim. Dil ,din, ırk ve milletkavramları sizler için çok çok önemli ise kitaptakibazı noktalar rahatsız edici olabilir.Eleştirel bir anlatım tarzı bulunmadığınıdüşünüyorum bu yüzden Harari kendi kişiselgörüşünü de katmadan, okuyanları kırmadanve incitmeden hassas bir şekilde yani sadecegerçekleri göstermeye çalıştığı görüşündeyim.Kitabı okudukça kendimizi ne kadar çokönemsediğimizi düşündürüyor. Kocaman bir evren ve bu evrende ufacık bir noktada dünyadayaşayıp, kendimizi de bu koca evrende tek sanıyoruz.Daha önceden hep içimizde büyüttüğümüz şeylerin nasıl da önemsiz olduğunu ve kafamızdaoluşan tüm sorulara açık açık yanıt vermesi kitapta en beğendiğim şeylerden biriydi. Ama aslakitapta inandığınızı bırakın ve buna inanın demiyor, bize kanıtları sunuyor. Tabi burada sizindüşüncelerinize ne derece etki edeceği tatmin olup olmadığınıza bağlı.Aslında bazı şeylerin de farkında olmadan yaşamak bizleri mutlu da edebilir diye dedüşünmüyor değilim. Daha önce bilmediğimiz şeyleri bilmek kafamızda hiç oluşmayan sorularıoluşturabilir ve bu da zihinimizde bir boşluk yaratabilir. Ufkumuzu kesinlikle açacak bir kitapgerçeği var ortada.Kitap geniş bir tarih aralığını ele aldığı için nereden geldik ve nereye gidiyoruz sorusunabilimsel olarak yanıtlar veriyor. Kendi türümüzü yaşadığımız dönemi, geçmişimizi vegeleceğimizi hiçbir zaman sorgulamadan edemiyoruz. Harari de kitapta birçok farklı teorileribilimsel olarak gerçek olma olasılıklarını değerlendiriyor.Aslında geçmişimizle ilgili birçok eksiklikler varken ve hergün yeni bilgiler ve teoriler türerkenasla bir şeyler tam anlamıyla yerine oturmuyor, hep parçalarda bir eksikliler kalıyor. Ancak,“homo sapiens” in beyni sayesinde eksik parçaları tamamlayıp zihnimizde bazı sonuçlar eldeedebiliyoruz. Yine de birçok şeyi bildiğimizi sanıyoruz, ama geriye baktığımızda bildiklerimizbilmediklerimizin yanında çok azınlıkta kalıyor.Kitabın bendeki etkisi pozitif anlamda oldu ve çok beğendiğimi tekrar söylemek istiyorum.Yani bir bakıma kitabı okuduktan sonra yaşadığımız evrende kültürel farklılılarımızı hep birduvar aşılamayacak engeller olarak görüyoruz. Ancak geriye doğru gittiğimizde ortak bir atayayaşamımızı borçluyuz. Hayatın anlamı nedir ? diye sorarken asıl soru Hayatın bir anlamı var
mı ? olmalı aslında. Bence hayatın bir anlamı yok ve ona yüklediğimiz anlamlar var. Kendimizihep üstün görüyoruz ve bizden zeki olmayanları da hep kullanmaya çalıştık. Eğer bizden zekideğillerse mutsuz olmalarının üzülmelerinin bir anlamı yok diye düşündük, hep kullandık veönemsemeden de kullanmaya devam ettik. Peki ya gelecekte ne olacak ? Yapay zeka bizdenüstün olduğu zaman aynı şeyleri kendimize uygulanmasına nasıl katlanacağız ?Para için ise neden herkesin güvendiği ve saygı duyduğu bir şey haline geldiğini anlatıyor. ElKaide, Amerika yı düşman görse bile Abd dolarını nasıl sevdiği bir gerçeği olduğunu belirtiyor.Kitapta geçen çok güzel bir diyaloğu bulabildim ve alıntı olarak paylaşıyorum. Ayrıca kitaptakisevdiğim bazı kısımları da paylaşıyorum.“Apollo 11 astronotlari Ay’a seyahat etmeden önceki aylarda ABD’nin batısında Ay’ a benzeyenıssız bir çölde eğitim gördüler. Bu alan pek çok Kızılderili topluluğa ev sahipliği yapıyordu. Biryerliyle astronotlar arasında geçen bir diyaloğa dair şöyle bir hikaye vardır:Birgün eğitim esnasında astronotlar yaşlı bir Kızılderili ile karşılaşırlar. Adam orada ne yaptıklarınısorar. Astronotlar kısa süre içinde Ay’a yapılacak bir araştırma seyahatinin parçası olduklarınısöylerler. Yaşlı adam bunu duyunca bir an sessiz kalır,sonra astronotlarin kendisine bir iyilikyapmasını ister.Astronotlar “Ne istiyorsunuz” diye sorar.Yaşlı adam, “Kabilemdeki insanlar Ay’da kutsal ruhların yaşadığına inanır. Onlara halkımdanönemli bir mesaj iletmenizi isteyecektim.”Astronotlar “Mesaj nedir?” diye sorar.Adam kendi dilinde bişeyler mırıldanir ve sonra da astronotlara bunu ezberleyene kadar tekraretmelerini söyler.Astronotlar “Bu ne demek?” diye sorar.Adam “bunu size söyleyemem. Sadece kabilem ile ay ruhlarının bileceği bir sır,” der.Üsse geri döndükten sonra astronotlar uzun uğraşlardan sonra yerel dili konuşabilen birini bulurve ondan mesajı tecrübe etmelerini isterler. Ezberledikleri şeyi söyleyince çevirmen kahkahalar ilegülmeye başlar. Nihayet sakinleşince, astronotlarin dikkatle ezberledikleri sözlerin “Bu adamlarınsize söylediği hiçbir şeye inanmayın. Topraklarınizi çalmaya geldiler.” olduğunu söyler. “........................Atalarımızın yaşadığı savanlarda ve ormanlarda yüksek kalorili tatlılar nadiren bulunurdu ve gıdada çok bol sayılmazdı. 30 bin yıl önce yaşayan sıradan bir avcı toplayıcının tek bir tatlı yiyeceğeerişimi vardı: Olgunlaşmış meyve. Bir Taş Devri kadınının incirlerle dolu bir ağaç gördüğündeyapacağı en akıllıca şey, bunlardan olabildiğince fazla yemekti, ta ki o yöredeki bir babun grubuağacı ele geçirene kadar. Yüksek kalorili yiyeceklerle tıkınmak bu yüzden genlerimize kazınmıştır.Bugün çok katlı apartmanlarda ağzına kadar dolu buzdolaplarıyla yaşıyor olabiliriz, ama DNA’mızhala savanda yaşadığımızı zannediyor. İşte bugün bizim koca bir kap dondurmayı kaşıklamamızıve bunun yanında da jumbo boy kolayı hüpletmemizi sağlayan şey budur. ( Sayfa 53 ).........................Her yıl ABD nüfusu diyetlere, dünyanın geri kalanının tamamındaki aç insanları beslemeyeyetecek miktardan daha fazla para harcıyor...........................Mutluluk; aslında bir insanın hayatını anlamlı ve değerli görüp görmediğiyle ilgilidir. (Sayfa 328)..........................“insanlığın çözülemez görülen tüm problemleri içinde özellikle biri hem en ilginç, hem en önemli,hem de en can sıkıcı olanıdır: ölüm. (Sayfa 265)
BigBoi Diyor KiKahvaltının önemini anlatmaya gerek yok, artık herkesbiliyor. Şimdi size elinize alıp evden fırlayabileceğiniz,tarifi güzeller güzeli Youtube şefi İdil Tatari’ye ait olan,Amerikalıların deyimiyle ‘’on the go‘’ bir kahvaltı tavsiyeedeceğim: Ev yapımı granola bar.Öncelikle yağlı kağıt serilmiş bir tepsinin üzerine 2,5bardak yulaf ve 1,5 bardak ufalanmış cevizi (Bademveya fındık da olur.) iyice yayıp önceden 200 derecedeısıtılmış fırında 10 dakika pişiriyoruz. (Renklerinin hafifdönmesi yeterli, çok uzun tutarsanız cevizler yanabilir. ) Derin bir kasenin içine çeyrek bardak Hindistan cevizi yağı, çeyrek bardak fıstık ezmesi ve yine çeyrek bardak bal koyup iyice karıştırıyoruz. (Mikrodalgada 30 saniye tutarsanız daha kolay karışır. Hindistan cevizi yoksa tereyağı da olur. Doymuş yağ olmalı, aksi takdirde soğuyunca donmaz ve malzemeler dağılır.) Şimdi daha büyük bir kasenin içine yulafı, cevizi, yukarıdaki yapıştırıcı vazifesi görecek üçlüyü, çeyrek bardak chia tohumunu ve yarım bardak doğranmış istediğimiz bir kuru meyveyi atıp iyice karıştırıyoruz. Son olarak tüm karışımı yine yağlı kağıt serilmiş derin bir tepsiye koyuyoruz ve iyice bastırıyoruz. (Pişirme olmayacağı için tüm malzemelerin sıkı sıkı olması lazım, bu yüzden bir kasenin altıyla bastırmak işe yarayacaktır. ) Sonrasında buzdolabına koyup 2-2,5 saat kadar bekletiyoruz. Evet, granola barlarımız hazır. Şimdi bıçakla istediğimiz büyüklükte parçalara ayırıyoruz ve artık ‘’ Ay kahvaltı edecek vaktim olmuyor ki vallahi! ‘’ şeklindeki bahaneleri bir kenara bırakıyoruz. Afiyet olsun.
Nasıl Geçti Habersiz Zaman su gibi akıp giderken, temmuz ayında kimler Etsmice çatısında kaçıncı yıllarını geride bırakıyorlar acaba? Hep beraber nice başarılı yıllar dileriz. Arzu Şala, 21.07.2015 başlangıç tarihi ile 2.yılını, İnci Savaryego, 01.07.2014 ile 3.yılını, Sertaç Yüksel, 18.07.2013 ile 4.yılını, Handan Ertüz, 12.07.2002 ile 15.yılını, geride bırakıyor. Hep beraber nice başarılı yıllar dileriz.
Search
Read the Text Version
- 1 - 12
Pages: