EDİTÖR : ELİF AVCI
YAZAR : ELİF AVCI ” * Aşının tanımı * Aşıların uygulamaya girdiği yıllar * Türkiye’de aşı tarihçesi * Türkiye’de aşı uygulamaları * Aşı reddi kavramı * Aşı tereddütü kavramı *Aşı tereddütünün nedenleri *Aşı üzerine suçlamalar * Klinik Faz Çalışmaları * Sosyal medyanın aşı reddine katkıları * Sonuç
AŞI aşılanmaya başlamadan önce, farklı coğrafyalarda “variolasyon” yöntemi Kavram olarak; “ ‘insan ve göz önünde bulundurulmuştur. hayvanlarda hastalık yapma ( 18. yy’dan önce Afrika, Hindistan yeteneğindeolan virüs, bakteri vb. ve Çin’de`;17.yy’da Osmanlı’da mikropların hastalık yapma uygulandığı düşünülüyor.) karakterlerinden arındırılarak ya da bazı mikropların salgıladığı VARİOLASYON zehirlerin ( toksinlerin) etkilerinin Bu yöntemde, hastalığı hafif geçiren ortadan kaldırılarak, geliştirilen kişiler ile hasta olmamış kişiler aynı biyolojik maddelere aşı denir.” alanda tutularak hasta olmayanların şeklinde açıklanır. bağışıklık kazanması ( Aşılama, zayıflatılmış virüs ya da hedeflenmektedir. bakterilerin ya da bunların antijenik parçalarının vücuda verilerek yapay Aşılamada ise variolasyondan bağışıklık elde etmesidir.) tamamen farklı olarak, virüsün bireyin vücuduna tam temasla Aşı bireysel bağışıklığın yanında, iletmek amaçlanmıştır. Sığırlarda aşılanmamış kişilerin aşılanan bulunan çiçek hastalığı, hastalığı kişiler nedeniyle, hastalıkla geçirmemiş ve bağışıklığı olmayan temasının azalması sayesinde, kişilerin koluna kesik atılarak toplumdaki hastalıklı birey sayısının { inokülasyon } zerk edilmektedir. düşmesi gözlemlenir buna da toplumsal bağışıklık denir. Çeşitli yönlerde kalıcı hasara yol açan çiçek hastalığından korunma Aşılanma, toplumun sağlıksal yolunda Edward Jenner’in ortaya gelişimi için maliyeti etkin en iyi attığı yöntemin (aşılanmanın) yöntemdir. yaygın bir şekilde kullanımı 1800’li yılların başlarına doğru Edward Jenner’in 1789 yılında sığır gerçekleşmiştir. çiçeği ile ilgili yaptığı deneyler ve Ardından Louis Pasteur 1885 araştımalar, aşı tarihinin başlangıcı yılında kuduz aşısını bulmuştur. olarak görülür. Edward Jenner toplam 13 kişi üzerinde gerçekleştirdiği, ve başariya ulaşan uygulamaları üzerine makale yazmıştır. Bu makaleyi Londra’daki Ryal Society’de sunmuştur. Edward : sığır çiçeği hastalığından elde ettiği materyaleLatince’de inek anlamına gelen “vacca” kelimesinden gelen “vaccine” (AŞI ) adını vermiştir. Sığır çiçeği hastalığının mikrobunun insanlar üzerinde
! BİLGİ NOTU ! ” Aşı kullanımına dair ilk yazılı kayıtlar Çinlilerin 15. yüzyılda uyguladığı variolasyon tekniğine ait. Variola, Çiçek hastalığına neden olan virüsün adıdır. İlkel bir aşılama tekniği olan variolasyonun bir kaç farklı yöntemi vardır. vardır. Hastaların yaralarından kabuklar alınır, toz haline getirilir ve sağlıklı kişinin burnuna ince bir çubukla verilirdi. Başka bir vaiolasyon tekniğinde ise hastalardan döküntüler alınır, sağlıklı kişilerin derisi çizilerek sürülür ve bağışıklık oluşması beklenirdi. Variolasyon, Edward Jenner’in 1789 yılında modern çiçek aşısını geliştimesine kadar bilinen tek aşı uygulaması olur.
AŞILAR VE UYGULAMAYA GİRDİĞİ YILLAR Çiçek 1796 Pnömokok 1976 kuduz 1885 aBoğmaca Kolera 1896 Hepatis B 1981 tifo 1896 Su çiçeği 1984 veba 1896 rDNaHepB 1986 difteri 1923 H.influenza 1988 boğmaca 1926 Hepatis A 1991 tetanus 1927 BwDt-IPV-hib 1993 tüberkuloz 1927 BaDt 1994 sarıhumma 1935 BwDT-HB 1996 ınfluenza 1936 HBHA 1996 Polio(IPV) 1955 BaDT-hib 1997 BwDT 1957 BaDT-IPV-hib 1997 Polio(OPV) 1958 Lyme 1998 DT-IPV 1961 Rotavirüs 1998 Kızamık 1963 Dtpa 1999 BDT-IPV 1966 BaDT-HB-IPV 2000 Kabakulak 1967 BaDT-HB-IPV-hib 2000 Kızamıkçık 1969 MCCV 2000 KKK 1971 PCV 2000 Meningokok 1972 HPV 2006
TÜRKİYE’DE AŞI TARİHÇESİ 2. Abdülhamid döneminde 1886’da “Mekteb-i Tıbbiye-i Askeriye-i Şahane”nin (Askeri Tıp Mektebi) kurulması Öğrencilerden üç kişinin Louis PASTEUR’ün yanına gönderilmesi, Yaklaşık 7 aylık eğitimden sonra 1887’de Darsı-Kelb Ameliyathanesi’nin (Kuduz Tedavi Müessesesi) kurulması Çİçek aşısı üretim merkezinin (Telkihhane) 1890 yılında kurulması Çiçek aşısı üretim merkezinin (Bakteriyolojihane-i Şahane) 1893 yılında kurulması Buradaki çalışmalar sayesinde bulunduktan bir yıl sonra difteri serumu üretilmesi Osmanlı padişahı II. Mahmut'un 14 Mart 1827'de açtığı Tıphane'ye uzanan Türkiye tarihindeki ilk tıp fakültesidir.
TÜRKİYEDE AŞI WHO 2002’de etkin aşılama UYGULAMALARI programı sayesinde ülkemizin poliodan, 2009’da ise maternal ve Türkiyede ilk yoğun aşılama meonatal tetanozdan programı 1981’de 5 hastalığa karşı arındırıldığını duyurmuştur. genişletilmiş bağışıklanma Kızamık ile ilgili aşılama oranı programıdır. Bu program 2005 artmasına rağmen 2013 yılında, yılında 7, 2013 yılında 13 hastalığa hastalıklı bireyler oranında nir karşı toplam 18 doz aşı olacak miktar artış görülse de ek aşılama şekilde güncellenmiştir. ile bu oran tekrar düşürülmüştür. Ülkemizdeki aşı takvimine göre difteri, boğmaca, tetanoz, kızamık, tüberkuloz, potiomiyelet, hepatit B, kızamıkçık, kabakulak, pnömokok ve heamophilus influenza, tip B enfeksiyonları, Hepatit A ve su çiçeği hastalıklarına karşı ücretsiz olarak tüm çocukların aşılanması hedeflenmekteydi.
AŞI REDDİ KAVRAMI Zamanla bilinçlenmenin artması ve doğru politikalarla aşılara karşı Ülkemizde 2007 yılı itibaren her oluşan tepki direnci zayıfladı. bir antijen için aşılama oranları yüzde 95in üzerine çıkmışıtır.2007’den önceki dönemlerde ise zorunlu aşıma uygulamasına rağmen aşılama oranları yüzde 75 civarındaydı. Bunun nedenleri arasında coğrafi konum ve iklim şartları, kayıt tuma sistemindeki yetersizlikler gibi olumsuzluklar sayılabilir. Daha doğru kelimeleri kullanırsak aşı reddi değil aşıya ulaşımda güçlükler vardı. Aşıya ulaşımda ve aşılanma oranlarının artmasında çeşitli devlet politikalarının etkisi büyüktü. Ancak dünya genelinde 1990’lı yıllarda, Türkiye’de de 2010 yılından itibaren ‘aşı reddi’ kavramı ortaya çıkmıştır. Aslında bu kavramın temeli 1850’li Kolera pandemi süresince resmedilen bazı yıllara, İngiltere’ye dayanmaktadır. resimler. 1853’te İngiltere’de gerçekleşen çiçek salgını esnasında devlet bulunduğu çağın da getirisiyle halkı yeterli derecede bilgilendirmeden aşıyı zorunlu tutmuş. Hatta ki karşı çıkanlara yersiz hapis cezaları ve çeşitli ağır cezalar uygulamıştır. Yapılan bu zoraki aşılama girişimi insan doğası gereğiyle tepki ile karşılanmıştır.
AŞI REDDİNİ ARAŞTIRMAK İÇİN KURULAN ÖRGÜT Son 20 yılda özellikle son 8 yılda aşı karşıtlığı-aşı kaygıları tekrar artmaya başladı. Bunun sonucunda DSÖ ( Dünya Sağlık Örgütü) 2012 yılında ‘aşı tereddütleri çalışma grubu’ (Vaccine Hesitancy Working Group) adı ile aşı reddini araştırmak için bir grup kurdu. Bu grubun çalışmaları sonucu DSÖ-Unicef’in hazırladığı rapora göre aşı tereddütü ile aşı reddi farklı tanımlandı. AŞI REDDİ, AŞI TEREDDÜTÜ Aşı teredütü aşıyı kabullenmekte gecikme veya aşıya ulaşılmış olmasına rağmen reddetme durumu olup, bir ya da daha fazla aşı için söz konusudur. Aşı reddi ise tüm aşıları reddetme iradesi ile yaptırmama durumudur. AŞILAR NEDEN SUÇLANDI ? DSÖ aşı reddi nedenlerini bireysel, toplumsal, bağlamsal, ve örgütsel,ana başlıkları altında toplamıştır. AŞI reddine neden olan iddialar`; Aşılar civa, aliminyum, eter, antibiyotik ve bir çok kimyasal içerir ve bunlar otizm ve benzeri hastalıklara neden olur. Aşı üreten firmalar çok büyük gelirler elde ettiği için art niyetli bir pazar vardır. aşılanma yerine hastalık geçirerek daha iyi bağışıklık sağlanır. Tamamlayıcı ve alternatif tıp daha etkin ve yanetkisi daha azdır. Çocukların bağışıklık sistemi daha tam gelişmemiştir ve aşılar bağışıklık sistemine zarar verebilir. Aşıların etkinliğini ve güvenilirliğini kanıtlayan çalışmalar yoktur. Aşıların yan etkilerini bildiren çalışmalar vardır. Bazı ‘dini,felsefi etkinlik kazanmış kişiler ve bazı doktorlar aşıların zararlı olduğunu anlatmakta ve çocuklarına yaptırmamaktadır.
AŞI TEREDDÜTÜNÜN NEDENLERİ (2017) 2017 yılında Denizli’de yapılmış ‘Sağlık Çalışanlarının İnfluenza Aşısına Yaklaşımları’ nı araştıran çalışmada aşı olmak istemeyenlerin en önemli nedenleri , Aşının gereksiz olduğuna inanılması(64,5) Aşıdan farklı korunma yöntemleri seçme (40,9) Yan etkilere karşı duyulan korku ve çekingenlik(39,1) olarak tescillendi. Ülkemizde bu tür erişkinler üzerine aşının kabulü hakkında çalışmalar olsa da, ebeveynlerin çocukları için verdikleri kararlarla çocukları için aşı olduğunu kötü düşünerek çoçukluk çağındaki aşıların reddinde bulunmaları hakkında bir çalışma yapılmamıştır. Ama bu konu hakkında anayasada maddeler bulunmaktadır. Çocuk hakları sözleşmesi, “ çocuğu ilgilendiren bütün faaliyetlerde çocuğun üstün yararı temel düşüncedir.(md.3)” ifadesini bulundurmaaktadır. Ayrıca sözleşmede, bütün devletin her çocuğun temel yaşam hakkına sahip olduğunu kabul etmesi ve çocuğun hayatta kalması ve gelişmesi için olabilecek en fazla çabayı sarf etmesi(md.6) ve çocukların tıbbi bakımdan yoksun bırakılmaması, koruyucu sağlık
hizmetlerinin sunulması(md.24) gerektiği ifade edilerek devlete görev verilmiştir. Bugüne kadar çocuğuna aşı yaoılmasını reddeden ebeveynlerle ilgili olayın yargıya yansıdığı durumlarda alınan kararlara bakıldığında: Ebeveynin çocuğun üstün yararını gözettiği, o sebepten ötürü dde çocupuna aşı yaptırmama hakkı olduğu; T.C. Anayasaaı’nın 17. maddesinde “tıbbi zorunluluklar ve kanunda yazılı haller dışında vücut bütünlüğüne dokunulamaz” ifadesi yer aldığı, aşının tıbbi zorunluluk kapsamında olmadığı; Hasta hakları yönetmenliğinde yer alan “ Tıbbi zorunluluklar ve kanunlarda yazan haller dışında, rızası olmaksızın kişinin vücut bütünlüğüne ve diğer kişilik haklarına dokunulamaz” (5.md) ve “kanunda gösterilen istisnalar hariç olmak üzere kimse,rızası olmaksızın... tıbbi ameliyeye tabi tutulamaz”(22.md) maddelerine göre (ebeveynin rızası olmaksızın aşı uygulanamayacağı; Aşılama ile ilgili mevzuata göre (1930 tarihli Umumi Hıfzısıhha Kanunu), sadece çiçek aşısının zorunlu olduğu,diğer aşılar için böyle bir zorunluk olmadığı Yönünde kararlar alındığı görülmektedir. Bu durum çocukluk aşılarının yapılması zorunlu ise bu konuda yasal bir düzenlemeye ihtiyaç olduğunu, bu olmadıkça mahkemelerin ailelerin çocuklarına varamayacağı görülmektedir.
AŞI ÜZERİNE SUÇLAMALAR VE YETERSİZLİKLERİ Aşının tarihine bakıldığğında günümüze kadar geçen süre zarfı içerisinde aşılar bir çok kez bir çok çeşitli iddialarla karşı çıkılmış, rededilmiş, suçlanmıştır. Ancak suçlamaların çoğunluğu mitolojik temellidir. Tubbien daha kabul edilebilir olanlar ise kanıtlanabilirlik açısından bir nesnellik gösterememiş ve klinşk olarak kanıtlanamamıştı. Örneğin; aşıların içeriğinde bulunan azami miktardaki civanın otizme yol açtığı ile ilgili iddialarla Ilgili çalışmalar yapılmıştır. Ancak hiçbir çalışma iddiaları kanıtlayan nesnel bilgiler koyamamıştı. Yine de Amerika Hükümeti aşılanma oranları düşer endişesiyle 2001 yılında aşılarından civayı çıkardığını açıklamıştır. [7]e 2009 yılından itibarencivasız aşıya geçildiği Sağlık Bakanlığı tarafından bildirilmiştir. Thimerosal; Bu iddialara karşı “Medipol Mega Üniversite Tiyomersal Hastanesi Çocuk Doktoru Prof. Dr. Nalan ya da Karabayır’ ın bir röportajından kesit” sodyum etilcıva “ Thimerosal’ın, otizmin gelişimi de dahil olmak üzere tiyosalisilat, cıva ile ilişkili nörolojik etkilere yol açtığı iddia ediliyor. ağırlığının Oysa hale çok az sayıda aşıda bulunan thiomersal yaklaşık içindeki civa bileşiği suda eriyen, vücutta birikmeyen bir yüzde maddedir. Ayrıca çok çalışma aşıların içindeki 49’unu thiomersalıin otizme neden olmadığını ortaya koyuyor. cıvanın oluşturduğu, antibakterie yl ve antifungal etkili bir organik cıba bileşiğidir.
Benzer şekilde aliminyum ve diğer kimyasalların vücıtta biriktiğine ve ileride kronik hastalıklara yol açacağına inanmaktadır. Aliminyumun nörotoksin olduğunu, beyin gelişimi henüz tamamlanmayan süt çocuklarına aliminyum içeren aşıların yapılmasının nörogelişimsel ve otoimmün hastalıklara yol açabilecceğini içeren iddialar vardır. Yapılan labaratuvar çalışmalarında aliminyum ve civanın beraber nöron hücre kültürlerindeki toksik etkilerinden söz edilmiştir. Başka bir çalışmada ise bazı koyunlarda aşılanma sonrası ensefalit geliştiği iddia edilmiştir. Yine Prof. Dr Nalan Karabayır ın röportajında şöyle söylemişti: Aliminyum adjuvanlar, nadir görülen geçici lokal yan etkilere neden olmakla birlikte hem güvenli hem de etkili olarak kabul edilir. Çocukluk çağı aşılarından elde edilen kümülatif aliminyum dozunun güvenli seviyeleri aştığına dair endişeler vardı. Tüm çocukluk çağı aşılarıyla alınabilecek aliminyum miktarı 0,5-0,8 mg iken, içilen sulardan ve yiyeceklerden günde en az 10 mg aliminyum alınıyor. Ayrıca yaşamın ilk yılında, diyet ve aşılardan kaynaklanan toplam miktar minimum risk seviyesinden daha düşüktür.
Nalan Hanımın yapılan röportajından bahsetmişken bu konuşmadaki önemi yüksek konulardan bazıları Iyi beslenme, hijyen, sağlıklı yaşam koşulları ve bağişikliğin güçlenmesi hastalıkların önlenmesi için yeterli değil. Sağlıklı toplum ve sağlıklı nesiller için aşı şarttır. Toplum sağlığının korunmasında aşıların en güvenilir biyolojik aşılar olduğunu belirten Karabayır, aşı geliştirme süreçlerinde kullanılan laboratuvarda üretilen embriyonik hücrelerin klonlanmasıyla oluşturulduğunu kayıt etti. Karabayır, 1960’larda geliştirilen bu teknikte’bebeklerin 3 aylıkken kürtajla alınıp aşı çalışmalarında kullanılması ya da aşıların içinde maymun, domuz hücresi bulunması gibi durumların söz konusu olmadığını ifade ederek “ Aşı karşıtlarının bilimsel dayanaktan yoksun spekülasyonları nedeniyle her gün daha fazla çocuk aşıladan yoksun salgın hastalıklara açık hale geliyor. Ilaçlardan daha sıkı yan etki sistemi var? Tüm dünyada çok titiz çalışan aşı yan etkisi takip sistemlerinin bulunduğunu belirten Karabayır ‘Aşılar yan etki açısından ilaçlardan daha yakın takip ediliyor. En ufak bir şüphe oluştuğunda bağımsız bilim insanlarından oluşan komisyonlar kurularak araştırılıp bilimsel ortaamlarda şeffaf bir şekilde paylaşılır,
tartışılır ve sonuçlar tüm hekimlere sağlık çalışanlarına bildirilir’ bilgilerini verdi. Aşıların kendiliğinden geçen hafif yan etkilere neden olabileceğini aktardı. Karabayır, ‘Faz-3 aşamasına gelen bir aşının ruhsat alabilmesi için ciddi yan etkilerini olmaması gerekir. Bu nedenle faz-3 düzeyine gelmiş ve ruhsat olmuş tüm aşıların gönül rahatlığıyla güvenli olduğu söylenebilir.’ bilgisini verdi. Klinik faz çalışmaları FAZ-1 Az sayıda gönüllüde uygulanan farklı dozlarda aşı sonrası antikor yanıtına bakılır. Bu fazda doğru dozu belirlemek amaçlanır ve güvenlik araştırılır. Faz 1’i başarıyla tamamlayan aşının Faz 2 çalışmalarına geçilir. FAZ-2 Bu aşamaya yüzlerce gönüllü katılır. Gönüllüler yan etkiler açısından yakından izlenir. Aşının bağışıklık yanıtı oluşturma düzeyi ve güvenliliği konusunda daha fazla veri elde edilir. Faz 2’yi başarıyla tamamlayan aşının faz 3 çalışmalarına geçilir. FAZ-3 Bu aşamada binlerce gönüllü yer alır. Faz 3 aşamasında çalışmaya katılan gönüllüler iki gruba ayrılır. Bir grup gönüllüye aşı verilirken diğer grup gönüllüye içerisinde aşı bulunmayan çözelti enjekte edilir. Bu çözeltiye plasebo adı verilir. Aşı uygulanan ve uygulanmayan kişilere hangi grupta olduğu bilgisi verilmez. Plasebo kullanılması, aşının
etkinliği konusunda karşılaştırma yapabilmesine olanak sağlar. Aşı ve plasebo verilen gruplardan elde edilen veriler, aşının etkinliği ve güvenliği açısından karşılaştırılır. Bu fazda etkinliğin kanıtlanması ve yan etkilerin izlenmesi esastır. Fazz 3’te binlerce gönüllüden elde edilen veriler değerlendirilerek toplumda kullanım kararı ve ruhsat verilir. FAZ-4 Bu aşamada ruhsat almış aşının toplumda uygulanmaya başlanması sonrasında aşıyla ilgili güvenlik ve etkinlik bilgileri ile uzun dönem etki sonuçları toplanmaya devam edilir.
Bir diğer konu aşı naturoterapi, aktarlar, karşıtı iddia ise hacamar, sülük tedavisi yöntemleri, fitoterapi ) alternatif ve tamamlayıcı tıbbi tedaviye yardımcı tıp ile hastalıklardan aşıya olabilirler ancak tıbbi göre daha iyi tedavinin yerini alamazlar. korunulacağını Bu yöntemleri uygulayan düşünülmesidir. ve destekleyen kişilerin Avusturalya’da bununla eğitimsiz, sertifikasız ve ilgili yapılan bir devlet kontrolünden araştırmada aşı olmayı tamamıyla habersiz reddedenlerin alternatif olması toplum için yöntemlerine daha sık derinden bir tehdit başvurdukları görülmüş. oluşturmaktadır. Yapılan çalışmalarda tamamlayıcı tıp Venezuella’da aşı yöntemleri daha doğal, reddinde bulunan kimyasal olmayan, yan ebeveynlerle ilgili etkisi olmayan, büyük ilaç çalışmada aşıların yan şirketlerinin para etkilerinin nulunması kaygısını barındırmayan ve bir aşının birden güvenilir yöntemler fazla yapılmasının olarak görülmektedir. gereksiz olduğu fikri öne çıkmıştır. Ama unutulmaması gereken çok önemli bir Aşıların yan etkilerini noktayı unutmuş gibi artırmak ve bozulmasını gözüküyorlar. önlemek için içerisine Aslında alternatif ve konan diğer maddelerin tammalayıcı tıp adı basit ağrılardan verilen bu yöntemler anafilaksiye kadar bir çok ( akupunktu, aromaterapi, yan etkisi olabilir. homeoterapi,
Ancak aşıların yan etkileri hastalığın kendisiyle kııyaslığında çok daha seyrek ve çok daha hafif formda bulun yan etkilerden bahsediyoruz. Ayrıca tıbbi bütün müdahelelerin risk taşıdığını bilinmelidir. Bilimsel olarak hasta birey sağlık personelleri tarafından bilgilendirmek bu konudaki kaygıları azaltabilir. SOSYAL Internet ortamında MEDYANIN AŞI oluşturulan ağlara dahil REDDİNE olan kişiler, kendileri, KATKILARI birbiirleri ve dünya hakkında üretilen devasa Internet teknolojisi bir büyüklükteki bilgi iletişim aracı olarak yığınını ortaklaşa bir toplumsal ilişkileri şekide oluşturmaktadır. derinden etkileyebilme Web2.0 yeni bir ‘paylaşım’ becerisine sahiptir. Şu kültürü ortaya çağdan kısa bir tarihe çıkarmaktaydı dönüş yaparsak eğer : Web1.0, okuma(read) Web 2..0’ da sosyal medya webi olarak olarak adlandırılan aadlandırılırken, Facebook, Twitter ve ardından gelişen Web2.0 benzeri uygulamalar okuma ve yazma (read and yoluyla da içerik write) ile kullanıcılara oluşturulmaktadır içerik üretme imkanı sağlanmıştır. Öyle ki bu hak herkese verilmiştir.
. Bu internet teknolojisinde sosyal paylaşım siteleri, bloglar ve benzeri platformlar yoluyla karmaşık sosyal ilişkiler ağı ortaya çıkmaktadır. Birbirine tamamen yabancı olan ve farklı yerlerde bulunan bireyler arasında etkileşim ve yeni ilişkiler oluşmaktadır. Bu yeni teknoloji yoluyla ortaya çıkan sosyal ilişkiler ağında tek bir doğru yanıtın kabul görmediği, çoksesliliğin dominant olduğu bir ilişkiler karmaşası oluşmmuş oldu. Günümüzde internet aracılığıyla milyınlarca bilgiye saniyeker içerisinde ulaşabiliyoruz. Lakin bu bilgilerden kaç tanesinin doğruluğundan yüzde yüz eminiz ? Öyle ki artık toplumumuzda yaygınlaşmış olan ortak bir düşünce bulunuyor. ‘her internetten okuduğuna inanma !’ Lakin bazen bireyler inanmak istiyor. Ya da bu yaygın lafa kulak vermiyorlar. Günümüzde internet, sağlık bilgisine ulaşmanının temel mecralarından biri haline gelmektedir. Neredeyse insanlar internetten okuduklarına dayanarak tıbbi ilaç kullanmaya karar verebileceği seviyeye gelmiş bulunmaktayız. ABD ve KANADA’daki internet kullanıcılarının yaklaşık %75-80’inin interneti sağlık bilgisine ulaşmak için kullandıklarını ve kullanıcıların yaklaşık %52’sinin sağlıkla alakalı sitelerdeki bilgilerin “hemen hemen hepsi” ya da “çoğunluğuna” inandıkları ortaya çıkmıştır. Yapılan araştımalar, aşılama konusunda tereddüt yaşayan ya da aşılamayı reddeden kişilerin diğer kişilere kıyasla internet youyla aşı hakkında bilgi edinmeye çalıştıklarını göstermektedir.
Günümüzde aşı karşıtı bireyler internet aracılığıyla bir araya gelmektedir. Ve aşu karşıtı bir çok argüman sunmaktadırlar. Bu çerçevede aşı karşıtı harketin internet sayesinde yaygınlaşması hız kazanmış oluyor. Örneğin; Facebook sosyal paylaşım sitesinde Prof. DR. Ali Kırşan isimli doktorun 8.735 kişi tarafından takip edilen profilinde, doktorun aşı gerçekleri isimli videoları paylaşmaktadır. Doktorun Türkiye’de aşı karşıtı iddiaların tıp temsilcilerinden olduğu görülmektedir. Ve sosyal medyayı kullanarak düşüncelerini çok rahat bir şekilde insanlarla paylaşabiliyor. Toplumları etkileyen bir başka içerik de dini ve felsefi etkin kişilerin veya grupların yönlendirmeleridir. Nijerya’da yapılan bir çalışmada polio eradikasyon programınıda polio aşısına karşı duyulan kaygıları gidermede dini ve geleneksel liderlerin üzerinde durmak gerektiği vurgulanmıştır. Yapılan çalışmalarda Afrika, Afganistan, Hindistan’da dini inançların ve dini liderlerin aşı retlerinde etkin olduğunu göstermiştir. toplumun aşılanma yüzdesi ile devlet ppolitikaları arasında net bir ilişki yoktur. Gönüllü aşılama politikası izleyen devletlerin aşılama politikası izleyen devletlerden geride değildir. Türkiye’de zorunlu aşılama olmamakla birlikte aşı redlerine karşı hukuki bir düzenleme yoktur.
SONUÇ Tüm dünyada özellikle gelişmiş ülkelerde aşı ile önlenebilir hastalıklar rutin aşılama yoluyla büyük ölçüde azalmıştır. Bu başarıya rağmen günümüzde nirçok ebeveynin aşı hakkında tereddütleri giderilememekte ve aşı yaptırmayı reddeden aile sayısı artmaktadır. Gözden geçirilem çalışmalar göstermektedir ki, ebeveynlerin aşılama hakkında daha fazla bilgilendirmeye ihtiyaçları vardır. Bu ihtiyaçların karşılanması ile toplum bireyleri ve anne , babaların bilinçlenmesine yardım edilebilir. Toplum olarak sağlanan bağışıklık , bireysel bağışıklıktan kat ve kat daha güçlüdür. Bu yüzden insanların bireysellikten uzaklaşıp toplum olarak harekete geçmesi gerekmektedir.
YAZAR : ELİF AVCI * Estüdam Halk Sağlığı dergisi 2019;4(2):224- 58 [ aşı redlerinin artması ve aşı karşıtlığını etkileyen faktörler] { Gülsüm Hatice Yüksel, Ahmet Topuzoğlu} *Aşı Reddine Genel bri bakış ve literatürün gözden geçirilmesi {Hayrunnisa Bekis Bozkurt * Sosyolojik Bakış Açısından Aşı KArşıtlığı va Halk Sağlığı{ Selin Atalay} *Medipol Mega Hastanesi Çocuk Doktoru Prof. DR. NAlan Karabayır.
* Aşı Karşıtlığı Olmazsa Olmaz (Acıduman G, Aslan D, Akın L Aşı Karşıtlığı(!)-Aşı Olmazsa Olmaz. HÜTF Sağlığı AD. Toplum Eğitim Sunumları İnternet * Hukuk Defterleri .vom ( Yükselen bir toplum sağlığı sorunu: Aşı reddi) * https://www.e- psikiyatri.com/images/p ost- images/2020/08/20/3 a43f458bdcb7ac3f6e65 e76e22c07a0.png * https://www.trthaber.c om/dosyalar/images/I MG-20201222- WA0008.jpg
*https://cleanroomnew s.org/multimedia/Asi_ Gelisim.jpg * https://www.sciencemu seum.org.uk/sites/defau lt/files/styles/social_fac ebook/public/2019- 07/cholera- hero.jpg?h=c4133be5&i tok=MNcqsYwP * https://www.sciencemu seum.org.uk/sites/defau lt/files/styles/social_fac ebook/public/2019- 07/cholera- hero.jpg?h=c4133be5&i tok=MNcqsYwP
*https://www.turkcebil gi.org/media/images/ki sa-kisa/2020/ilk-tip- fakultesi-mekteb-i- tibbiye--1584196322- 84.jpg * https://icdn.turkiyegaze tesi.com.tr/images/ckfil es/images/Ekran%20Re smi%202017-09- 11%2007_32_07.png * images from google gallery
*https://ekmekvegul.ne t/storage/images/WW4 OF4wPHGGDf9UYom btb82nJ7XGcguvPV4I wsSV.jpeg * https://encrypted- tbn0.gstatic.com/image s?q=tbn:ANd9GcSf0j3F AXgQru_Wn8dvAE87E G8bNT0OXQ5v9g&us qp=CAU * https://www.trthaber.c om/dosyalar/images/I MG-20201222- WA0010.jpg * https://www.trthaber.c om/dosyalar/images/I MG-20201222- WA0009(2).jpg
Search
Read the Text Version
- 1 - 27
Pages: