Bisse

STİL Metin Şentürk Ses sanatçısı ‘Moda, bana yakışandır’ Görme engelli olmasına rağmen her zaman şık bir şekilde karşımıza çıkan ünlü sanatçı Metin Şentürk giyim tercihini nasıl yapıyor? Merak ediyorsanız birlikte okuyalım: “İyi giyinmek önce insanın kendine saygısını gösterir, benim için ikinci en önemli şey de bana bakan gözlerin hiçbir konuda rahatsız olmamasıdır. Kıyafetlerimde renk seçimlerini ben yapmak isterim ancak bazı renklerin tonları arasındaki uyumları da ekibimin dizayn etmesi gerekiyor. Onlar da bu konuda çok profesyonel; çok iyi gören ve iyi takip eden insanlardır. En sevdiğim renkler ise lila, siyah ve kırmızıdır. Genelde klasik giyinirim ancak işimin olmadığı boş zamanlarımda spor giyinmeyi tercih ederim. Benim için moda olan güzel değildir, bana yakışan modadır. Modayı özellikle takip etmem ancak işime yarayan bir şey olur diye ekibim takip eder. Kemer, kaşkol gibi kıyafet tamamlayıcı unsurları saymazsak aksesuar kullanmam, kullanmayı da sevmem.”50

AY 17203 51

STİL Özcan Ata Bretz Mobilya Yönetim Kurulu Başkanı ‘Giyimim imzamdır’ Bretz Mobilya’nın Yönetim Kurulu Olmazsa olmaz renklerim siyah Başkanı Özcan Ata, iş dünyasının ve beyaz antrasit. Yaşadığım ev, en şık giyinen isimlerinden biridir. gardırobum tamamı makulen siyah Bisse’den Size Dergisi için moda ve beyaz. Yaptığım mobilya tasarımları, giyim tarzını bakın nasıl anlattı: kıyafetlerim, bütün seçimlerim benim “Özcan Ata için giyimi imzasıdır, imzam ve çizgim. Bordo fes rengi, gücüdür, görüntüsü ve topluma genelde vazgeçilmezim. yansımasıdır. Her zaman kalıcı ve Mutlaka her zaman saatimin yanında etkileyeceğim bir tipik akrep imzası deri bilekliklerim vardır. Kıyafetlerimin taşırım. Bu konuda iddialıyımdır. Ben birbirleriyle kombin tonlamalarda güne rahat bir eşofman ve spor kıyafet mutlaka bir takısı ve metal taşlı deri giyerek fabrikada başlarım, öğleden aksesuarı olur. sonra ise spor bir suit giymeyi tercih Vazgeçemediğim mendil ve kravatlarım ederim. vardır. Mesleğim mobilya dizayn Pazar günü standart üç kıyafetim olduğundan ahşap bağcıklı kravat ve vardır; sabah spor, gündüz öğle sonrası papyonlarım var, bunları da kendim klasik spor ve kravatlı, akşam klasik tasarlarım. tango kıyafetleri ve ayakkabım her Amacım farklı olmak, fark yaratmak, zaman yedi gün arabamda askıdadır. sakin, sessiz aynı zamanda hızlı Kıyafetlerimin çoğu kendi tasarımlarım hareket eden ve lider ruhlu, yöneten, ve evde dikilir. Stilim tango yaptığım güçlü imajı vermek, kopyalanamayan için özgün ve farklıdır. ve özgün bir tarzda olmak.”52

KB 17202 TR 17203 GM 75193PNS 17207BAY 17502 53

STİL İrfan Karakaş Square Group Eş Başkanı ‘Marka takıntım yoktur’ Açıkhava reklam sektörünün önde gelen firmalarından biri olan Square Group’un kurucusu ve Eş Başkanı olan İrfan Karakaş, kişisel giyim ve moda konusunda fikirlerini Bisse’den Size ile paylaştı. “Moda benim için kişinin kendisine yakışanı giymesidir. Marka takıntım ise yoktur. Giyimin insan kişiliğinin bir yansıması olduğu kanaatindeyim. İnsanlar tanımadıkları bir kişiyle karşılaştıklarında bilgi eksikliklerini gidermek için kolay bir ipucu olan dış görünüşten yararlanırlar. Ben şahsen özel günler ve geceler haricinde spor giyinmeyi tercih ediyorum. Renk olarak genellikle siyah giyinmeyi seviyorum, siyah renk benim vazgeçilmezimdir. Giyim konusunda ayakkabılara karşı ayrı bir ilgim vardır, aksesuar olarak ise sadece saat kullanıyorum.54

B76 BSW 17504 BPNJ 17502 BTR 17502 BCK 17505 BAY 17503 55

STİL Sertaç Taşdelen Teknoloji girişimcisi, Binnaz ve Faladdin Uygulamaları Kurucu ve CEO’su ‘İnsanın karakteri hiç geçmeyen bir modadır’ Sertaç Taşdelen, Dubai’de büyük şirketlere finansal ve kurumsal danışmanlık yaptığı dönemde ilginç bir olay ile tanındı. Bir haftada açtığı beş fotoğraf sergisinin gelirini bağışlaması sonunda Ayşe Arman ile tanışan Taşdelen, “Ortadoğu ve Balkanların en yakışıklı Türk’ü” başlığı ile gündeme geldi. Bu yakışıklı giyimde nelere dikkat eder Bisse’den Size için açıkladı: “Giyim kişiliğimizin bir uzantısı, bir dışa vurumu, tamamlayıcı bir unsuru. Görsel duyularımızın bu kadar ön planda olduğu günümüzde, maalesef - insanları ilk ne giydikleri ile yargılıyoruz. En önemlisi kişinin kendi duruşuna uygun giyinmesi. Marka takıntısı olmaksızın kendi duruşumu sergilemeye çalışıyorum: Minimal, modern ve farklı. Modayı takip etmekten ziyade, bir stil sahibi olmanın daha önemli olduğunu düşünüyorum. İnsanın karakteri hiç geçmeyen bir modadır. Renk tercihim ise bir Sertaç Taşdelen klasiği; siyah ve beyaz. Desen olaraksa sadece kamuflaj. Aksesuar olarak saati çok severim, Gözlük ve şapka da son yıllarda gardırobuma girdi. Olmazsa olmazım temiz olsun, ölçülerime uysun. Bir de lütfen birbiriyle uyumlu olsun. Ben görsel sanatlarla da uğraştığım için estetik kaygısı olan biriyim, materyallerin, formların ve renklerin birbiriyle uyumuna önem veriyorum.”56

BCK 17202 TR 17201BPNJ 17201 GM 75149 AY 17203 57

STİL Raşit Bağzıbağlı Modacı ‘Hayatım moda’ Hanımlara şık kıyafetler diken ünlü modacı Raşit Bağzıbağlı acaba kendisi giyim konusunda nelere dikkat ediyor, gelin birlikte okuyalım: “Benim için giyim her şeyden önce motivasyon. İyi giyindiğimi hissettiğim gün kesinlikle günüm daha iyi geçiyor. Tabii doğru yerde, doğru giyim. Kışın takım elbise, balıkçı yaka kazak vazgeçilmezim. Yazın renkli koton pantolonlar, beyaz ya da kendinden desenli gömlekler. Şort giydiğimi çok nadir görebilirsiniz. Genelde rahat olmak istersem jean ve polo tişört ya da kışın kalın örgülü kazaklar giyiyorum. Tarzımı spor şık olarak tanımlayabilirim. Ayrıca modayı takip ederim çünkü hayatım moda. Profesyonel hayatımda tasarımlarımda bir sarı takıntım var. Kendi giyimimde ise lacivert kendime en çok yakıştırdığım renk. Aksesuar olarak saat ve nazar boncuklu bileklik kullanırım. Arada çok nadir de olsa dönemsel bileklikler kullanıyorum. Saçım çok iyi olmalı. Biraz takıntılıyım. Saç, kıyafetin en önemli tamamlayıcısı ve tabii ki doğru çorap ve ayakkabı. Komik gelecek ama çorap takıntım var. Çorapsız çok nadir ayakkabı giyerim.”58

59

STİL Fuat Sami LabX Girişimcilik ve Yatırım Danışmanlığı Yönetim Kurulu Başkanı ‘Ortamına göre giyinmeye özen gösteririm’ 10yıldır devam eden Türkiye’nin en büyük girişimcilik yarışması ve markası “Bir Fikrin mi Var”ın yaratıcısı ve yapımcısı Fuat Sami’nin moda ve giyim konusundaki fikirleri nasıl acaba diye merak edip, sorduk. Bakın neler söyledi: “Modayı takip etmeyi severim ama her sezon gardırobumu sil baştan yenilemek yerine özel parçalar alarak tazelemek beni tatmin eder. Özellikle aksesuar tarafında modayı sıkı takip ederek bu açığımı tamamladığımı söyleyebilirim. Bu konuda eşimden de destek alırım. ‘Kıyafetlerinizle karşılanır, düşüncelerinizle uğurlanırsınız’ benim kendime misyon aldığım bir düşünce o yüzden buna özellikle girişimcilerin uyması çok kritik bence. Hepsinin iyi bir fikri vardır ama daha giydiğiniz kıyafete özen göstermezseniz bence bu iş yapış şeklinize de bir ipucu olur. O yüzden projeleri değerlendirirken bile girişimcinin genel görünüşü ve duruşu çok önemli. Her zaman şık olup,  güncel modanın öğelerini üstümde taşımayı severim ama işim gereği yapımcı, yatırım danışmanı, girişimci gibi birçok şapka taşıdığımdan ortamına göre giyinmeye özen gösteririm. O yüzden ofisimde mutlaka bir formal takımım, kravatım hazırda bekler, bir anda bir değişim yaşayabilmek için!”60

GM 75076 61

STİL Mesut Yar Gazeteci, televizyon programcısı, yazar ‘Giyinme sanatı incelikli bir iş’ Dergimizin stil sayfaları için ünlü gazeteci ve televizyon programcısı Mesut Yar’ın da bu konudaki fikirlerini sorduk. Gelin birlikte okuyalım: “Giyinmek denen şeyin, insanın fikri ve vicdani vitrini olduğunu düşünüyorum. Ben aslında çok sonraları kendi tarzını yaratma çabasına girmiş bir adamım. Sümerbank’tan bile giyindiğimi hatırlıyorum. Sonraları, üniversitede Arkeoloji eğitimi sırasında inceden bir fark yaratma çabasına girdim. Ama sonuçta ortaya çıkan fotoğraf tipik bir Indiana Jones fotoğrafı oldu. Gazetecilik yıllarıyla birlikte daha resmi giyinme faslı başladı ama çok takılmadım oraya. Genel müdürlük yaptığım dönemlerde bile gömlek ve jean ile geçiştiriyordum günleri. Şimdi ise meftunu olduğum birkaç marka var. Onlar da takıntı oldu bende, dışına çıkamıyorum bu çemberin! Spor ve Casual denilen tarzın adamıyım. Hafta içi hafta sonu fark etmiyor bana. Yaş elli olsa da insan kimi genç işi tarzları üstüne oturtabiliyor. Giyinme sanatı incelikli bir iş. Benim rengim tuttuğum takımın rengi gibi siyah ve beyaz. Gençliğimden beri siyah takıntım oldu. Mesela Bisse’nin bir dönem inanılmaz bir siyah gömlek kreasyonu vardı. Meftunuydum diyebilirim! Çok ciddi bir aksesuar koleksiyoneriyim. Özellikle yüzük konusunda hem araştırmacı hem de kendi tarzını belirleyen bir adamım. Ismarlama çok sayıda yüzüğüm var. Bir de bana en çok yakışan aksesuar biraz havalıdır. Parfümden bahsediyorum. 1000 şişeye yakın bir parfüm koleksiyonum var ve özel bir yerde biriktiriyorum. Giydiğiniz şeyle dikkat çekmek, eğer içinde abartı ya da ironi barındırmıyorsa çok lezzetli bir şey. Hayatta keyif veren duyguların önde geleni hatta!”62

GM 75180 63

STİL Sebahattin Gürel Nolte Türkiye Genel Müdürü-CEO ‘Giyim bizim için çok önemli’ Dünyanın en büyük hazır mutfak markalarından Nolte’nin Türkiye Genel Müdürü ve CEO’su olan Sebahattin Gürel, giyim anlayışını ve modaya bakışını BİSSE’den Size’ye bakın nasıl anlattı: “İnsanın giyimine özen göstermesi karşısındaki insanlara özen göstermektir. Hem şahsım olarak hem de şirket olarak her zaman şık, düzgün, temiz ve kaliteli görünmek bizim için çok önemlidir. Bu kendinize ve başkalarına verdiğiniz değeri anlatmaktadır. Hafta içi genel olarak klasik tarz giyimi tercih ediyorum. Hafta sonu daha çok spor tarzda giyinirim. Siyah, beyaz ve lacivert gardırobumdaki vazgeçilmez renklerin başında gelir. Saat, özellikle de otomatik saatler benim için olmazsa olmaz aksesuardır. Bunun yanı sıra kol düğmesi ve bileklik de kullanıyorum.”64

GM 75047 65

STİL Murat Akdoğan MYC Partners Yönetim Kurulu Başkanı ‘Konservatif bir tarzım yok’ Sağlık, sigorta, inşaat, gayrimenkul, gri, lacivert, siyah renkleri tercih ederim. turizm ve asistans alanında faaliyet Konservatif bir tarzım yok. Düz renklerin gösteren MYC Partners’ın Yönetim kendi içlerindeki farklı tonları geniş çaplı Kurulu Başkanı, sanayici iş adamı Murat şekilde kullanırım. Bir de mutlaka benim Akdoğan bakın kişisel giyim ve moda için slim tarz önemli. anlayışını nasıl açıklıyor: Kravatla mendili aynı anda kullanmam. “İnsanlar iş ilişkilerinde, görüşmelerinde Aksesuarda, kıyafete göre seçilmiş ön yargıda bulunuyorlar. Vücut dili, giyim yaka iğnesini, kravatla ya da mendille kuşam ilk on saniye içinde oluşacak kullanıyorum. Bu, rahatlığı sağlamakla ön yargı için son derece önemlidir. Bu beraber aynı zamanda estetik duruşu da nedenle pozitif ön yargı oluşturmak çok sağlıyor. Takım elbisenin official olmasına önemlidir. Vücut diliyle, giyimiyle, tarzıyla rağmen bu rahatlığı şıklıkla, resmiyetin yapılan görüşmelerin atmosferi mutlaka dışına çıkartmadan tamamlamış çok daha pozitif başlayacaktır. oluyorsunuz. Takı olarak saat ile birlikte Hafta içi mutlaka takım elbise giyerim, özel tasarım bileklikler ve kol düğmesi cumartesi smart casual, pazar daha kullanırım. spor ve rahat bir tarzım var. Buğday tenli Bu konuda olmazsa olmazım, kıyafetim ve olduğum için kesinlikle kahverengi renkleri kullandığım aksesuarların kendi içindeki tercih etmem. Ten rengime uygun füme, uyumu ve dengesidir.66

GM 75081 67

STİL Gökçe Meriçten Ferko Yönetim Kurulu Başkan Yardımcısı ‘Giyimim kişiliğimin ve ruh halimin bir yansıması’ Ferko’nun Yönetim Kurulu Başkan Yardımcısı Gökçe Meriçten, iş dünyasının en iyi giyinen genç temsilcilerinden biri. Dolayısıyla giyim-kuşam ve modaya bakışı ile ilgili değerlendirmeleri de merak ediliyor. Bakın neler söylüyor: “Yaşantımız boyunca tüm ilişkilerimizde ilk izlenimlerimizi dış görünüşümüz üzerinden oluşturuyoruz. Bu nedenle giyimi önemsiyorum, hayati bir önem atfetmemekle beraber, kişiliğimin ve ruh halimin bir yansıması olarak da görüyorum. Hafta içi iş düzenimin gerektirdiği şekilde giyinmeye özen gösteriyorum. Tercihimi mevsime göre değişen kumaşlardan özel dikilmiş ceket ve pantolonlardan yana kullanıyorum. Özellikle kışın takım elbise yerine, uyumlu doku ve renklerde ceket, pantolon, yelek kombinlerini tercih ediyorum. Dört mevsim kumaşlar kullanmaktan pek hoşlanmıyorum. Mevsimine göre kışın yünlü, yazın ise keten ve merserize gibi hafif dokuları tercih etmek hem daha sağlıklı hem de rahat diye düşünüyorum. Giydiklerimin benim zevkimi yansıtmasını ve bana özel olmasını önemsiyorum, iş hayatındaki tercihlerimde kendime ait bir “klasik” tanımlamam olduğu söylenebilir. Hafta sonları ise aileme ve çocuklarıma mümkün olduğunca vakit ayırmaya gayret ettiğim için rahatlığı ön planda tutan daha spor bir çizgim var. Ancak hafta içi giyim tercihlerimin çizgi olarak hafta sonu ile çok ayrışmadığını söyleyebilirim. Mavi ve lacivert benim için vazgeçilmez. Kravat iğnesi ve ceketlerimle mendil kullanmaktan vazgeçemiyorum. Saat dışında özel bir takı tercihim ise yok.”68

69

STİL Vatan Şaşmaz Master ceremony, oyuncu, yazar ‘Olmazsa olmazım saattir’ Türkiye’nin en başarılı sunucu ve oyuncularından Vatan Şaşmaz, giyim ve moda üzerine düşüncelerini “Bisse’den Size” ile şöyle paylaştı: “Benim için giyimin iki ayrı önemi var, birincisi günlük kıyafetler, ikincisi kostüm kıyafetlerim. Gün içerisinde toplantılarımda rahatça kullanabileceğim şık ve dömi-klasik kıyafetleri tercih ediyorum. Kostüm olarak da ekranda, sahnede canlı yayınlarda kullandığım hem şık hem moda hem de klasik sayılabilecek kıyafetler giyerim. Hafta içinde hem rahat, casual dediğimiz hem de şık olan kıyafetleri tercih ediyorum. Bir toplantıdan akşam ani çıkan bir yemeğe oradan arkadaşlarımla sosyalleşeceğim bir partiye katıldığımda hiçbir zaman beni mahcup etmeyecek bir kıyafet olmalı. Kot, blazer ceket, şık bir gömlek gibi. Hafta sonu da mevsime uygun kullanılabilecek en rahat kıyafetleri tercih ederim. Kışın boğazlı kazak olur, yazın ise polo tişört tarzındadır genellikle. Kesin bir renk favorim yoktur, döneme ve yaşa göre bu hep değişiyor. Mesela eskiden siyahtı şimdilerde Navy Blue, bir dönem vizon rengiydi mesela. Yani ruh halime, yaşa, mevsime göre renk tercihim değişiyor. Benim üç temel aksesuarım var; saat, kemer ve ayakkabı. Olmazsa olmazım ise saattir. İş kıyafetlerimde ise mutlaka kravat veya papyon kullanırım. Son dönemde ince örme kravatları tercih etmeye çalışıyorum. Hiç alışamadığım bir şey varsa o da son dönemde çok kısa ve çok dar olan erkek pantolon paçaları.”70

AY 17203 71

HABER Satrancın Tarihçesi Satranç Çin’de, Mezopotamya’da ve Anadolu’da oynanmaktaydı. Oyunun bugünkü adını alması, MS Yavuz Sultan Selim padişah olmadan önce Tebriz şehrine III. - IV. yüzyıllarda Hindistan’da, oyuna ÇATURANGA gitmiş. Safevi Hükümdarı Şah İsmail ile satranç oynamıştır. denmesi ile başlar. Satranç ile ilgili ilk yazılı belgeler Onu yenerek 1000 altın kazanmış, bu altınları bir taşın altına Hindistan’dan kalmadır. Daha sonra satranç İran’a, onlardan saklamıştır. Yavuz Sultan Selim Osmanlı Padişahı olduktan Araplara, Endülüslüler sayesinde de İspanya üzerinden sonra Şah İsmail’i Çaldıran Savaşı’nda mağlup etmiş ve Avrupa’ya yayılmıştır. Arap ve Avrupa el yazması kitaplardan Tebriz’e giderek sakladığı altınları bulmuştur. sonra, İspanyol Lucena’nın ilk basılı satranç kitabında (1497) satrancın o zamanki yeni kuralları açıklandı. TÜRKIYE’DE SATRANÇ O zamandan bugüne kadar, satranç oyununun kuralları Cumhuriyetin kurulması ile birlikte satranç sporuna verilen değişmeden gelmiştir. önem artmıştır. Askeri okullarda ders olarak okutulmuştur. Cumhuriyetimizin kurucusu Atatürk, iyi bir satranç Türkler de çok eski dönemlerden beri satranca ilgi oyuncusuydu. İkinci Cumhurbaşkanımız İsmet İnönü ve duymuşlardır. Ayrıca satrancın yayılmasında önemli dönemin diğer devlet büyüklerinin de satranç oynadıklarını rol oynamışlardır. Satranç tarihimiz oldukça eskidir. biliyoruz. Satranç ile ilgili 1500 yıllarına ait el yazması kitaplar vardır. Bunların  en önemlisi Seferhisarlı Türkiye’de 1930’lu yıllarda başlayan ilk organize satranç İsmail Şaban’ın el yazması kitabıdır. Büyük Türk faaliyetleri sonunda 1938 yılında Ankara Satranç Derneği düşünürü Mevlana’nın satranç oynadığına dair ve 1943 yılında İstanbul Satranç Derneği (İSD) kurulmuştur. bilgiler vardır. Anadolu Selçuklu Devletinde, halkın en fazla ilgi gösterdiği oyunlardan İSD, günümüzde faaliyetini sürdüren en eski geçmişe bir tanesi de satranç oyunuydu. sahip satranç kurumudur. 1954 yılında ise Satranç Sadece Anadolu’da değil Orta Asya Federasyonu kurularak ilk faaliyetlerini İSD’nin Türk topluluklarında da satranç yaygın lokalinde gerçekleştirmiştir. Türkiye’nin FIDE’ye olarak oynanan bir oyundu. üyeliği ise 1962 yılında gerçekleşmiştir.   Osmanlı döneminde de satranç önemini 1962 yılında Türkiye ilk kez Bulgaristan’da korumuştur. Özellikle devletlerarası düzenlenen Satranç Olimpiyatlarına katılmıştır. ilişkilerde, önemli kişilere satranç takımı 1975 yılında ilk uluslararası satranç ustalarımız İlhan hediye edilirdi. Tarihi kaynaklara göre, Onat ve Nevzat Süer olmuştur. Onat ve Süer’i 1986 yılında Turhan Yılmaz ve 1988 yılında Suat Atalık takip etmiştir.72

Satrancın, zamanımızdan en az 4000 yıl önceMısır’da oynandığına dair bulgular, piramitlerdekikabartmalarda yeralmaktadır. Satranç Federasyonu, 1991 yılında Gençlik ile yapılan protokol sonucunda satrançve Spor Genel Müdürlüğü’ne bağlanarak okullarda seçmeli ders olarak verilmeyedevletin desteğini almaya başlamıştır. başlanmıştır. Aynı yıl, İş Bankası TürkiyeDevlete bağlanan federasyonun ilk Satranç Federasyonunun sponsoru olmuştur.başkanı Kahraman Olgaç oldu ve Olgaç’ın  döneminde satranç dar bir çevreden çıkıp 2006 yılında Kuşadası’nda düzenlenenyaygınlaşmaya başlamıştır. Avrupa Kadınlar Bireysel Şampiyonası’nda  Ekaterina Atalık birinci olmuştur. 2006Türkiye’nin ilk Büyük Ustası 1994 yılında Suat ve 2007 yılında Kübra Öztürk 16 yaş altıAtalık olmuştur. 2000 yılında İstanbul’da Avrupa Şampiyonu olmuştur. 2009 yılında,Satranç Olimpiyatları düzenlenmiştir. Aynı Türkiye’nin ikinci Büyük Ustası Kıvançyıl yapılan seçimlerle Ali Nihat Yazıcı ve Haznedaroğlu olmuştur. Türkiye’nin üçüncüekibi federasyonun yönetimine gelmiştir. Bu Büyük Ustası ise 2010 yılında, 23 yaşındakidönemde Türkiye’de çok sayıda uluslararası Barış Esen olmuştur. Aynı yıl, 20 yaşındakisatranç organizasyonları düzenlenmiştir. Emre Can Türkiye’nin en genç Büyük Ustası2005 yılından itibaren Milli Eğitim Bakanlığı olma unvanını elde etmiştir. 73

RÖPORTAJ Bülent Akarcalı’nın Bülent Akarcalı Avrupa’da uzun yıllara dayanan siyasi “Sanayicimiz, ve sosyal alanda devletin verdiği saygın bir ismi var. desteği hak Öyle ki Belçika’nın ediyor” Büyük Liyakat Şeref Madalyası’nın da sahibi. Yanı sıra Honduras’ın da Fahri Konsolosu.74

Bülent Akarcalı, son derece bilinçli ve titiz bir müşteri. O gün BİSSE’deki ürünleri yakından inceledi ve tam not verdi.“Aynı kalitede ve güzellikte daha ucuza Türk Malı dururken, daha iyisi olmayanama daha pahalı bir yabancı markaya para vermek bence rüküşlüktür.”Türkiye’nin en değerli siyasetçilerinden Bülent Akarcalı ile BİSSE’nin Şimdi o heyecan artık yok. İstediğin her şeye sahip olabiliyorsun. Levent Özdilek AVM’deki mağazasında buluştuk, siyasetten Ekonomi bakanlığı tekstil sektörü ile ilgili olarak Turquality’yi kurdu. modaya geniş bir yelpazede samimi bir söyleşi yaptık. Emin olun, bugün; Türk devletinin tekstilciye, sanayiciye verdiği desteğin çeşitliliğini veren ikinci ülke yok. Sanayici de bunu hak ediyor, bütünBaşarılı bir eğitim ve siyasi kariyer süreci krizlere rağmen sanayi üretimi, ihracat artıyor. Batıda yalnızca batı ülkelerinin kendi yapılarından kaynaklanan kolaylıklar var, enerjinin veBülent Akarcalı, 17 Kasım 1943 İzmir doğumlu. 45 yıllık evli ve iki çocuk, kredi faizinin daha ucuz olması gibi.”iki torun sahibi. İzmir Saint Joseph mezunu. Üniversite eğitimine OrtaDoğu Teknik Üniversitesi’nde başlayan ve Brüksel Üniversitesi Ekonomik Anlamsız batı hayranlığıİlimler Fakültesi’nde tamamlayan Akarcalı, aynı üniversitede Siyasi veİktisadi Analiz Master’ı yapmış. Brüksel Üniversitesinde Araştırmacı- “Tekstil sektöründe dünyanın birçok markasının üretimi Türkiye’deUzman olarak bir süre çalıştıktan sonra Türkiye’ye dönerek büyük yapılıyor, kendi ürettiğimiz malın büyük bir kısmı yurt dışına ihraçkuruluşlarda yöneticilik yapmış. Akarcalı’nın siyasi porföyü ise çok zengin: ediliyorken, yabancı marka almak bana göre gösterişten, kültürsüzlükten,ANAP İstanbul Milletvekili, Avrupa Konseyi Üyesi, Anap Genel Başkan anlamsız batı hayranlığından başka bir şey değil. Aynı kalitede çok dahaYardımcısı, Sağlık Bakanı, Avrupa Parlamentosu Karma Parlamenterler ucuza, aynı güzellikte Türk Malı dururken, daha iyisi olmayan ama dahaKomisyonu Başkanı, Turizm Bakanı, Cezaevlerini İnceleme Komisyonu pahalı bir yabancı markaya para vermek bence rüküşlüktür. Kişiliği,Kurucusu ve Üyesi, Dışişleri, Adalet, Anayasa, Milli Eğitim, Bosna-Hersek, karakteri olmayan insanlar, yabancı marka giymekle kişilik kazanacağınıPartilerarası Uzlaşma gibi Komisyonlarda üyelik, TBMM’de İnsan Hakları sanıyor. Kimisi kişi olduğu için ne giyse yakıştırır, kimisi de ancak giysi ileKomisyonu’nun Kurucusu… kimlik kazanmaya çalışır.”Dünden bugüne Mustafa Kemal Atatürk örneğiBülent Akarcalı, “Benim neslim Türkiye’de hiçbir şeyin olmadığı bir “Ben buna Mustafa Kemal’i örnek veririm. Bundan 12 yıl önce Anıtkabir’indönemde yetişti. Ben ortaokuldayken, satın alacak palto yoktu İzmir’de. o geniş meydanında, o zamanki hava kuvvetleri komutanının himayesindeO dönemlerde gömleklerin yakaları ters-yüz edilerek, elbiseler boyanarak Faruk Saraç’ın Atatürk giysileri defilesi yapılmıştı. Ben de o zaman akşamdagiyilirdi. Aşınıp, eskidiği için… Gömlekçilik de öyle gelişti.” diyerek sözlerine köşe yazarıydım. Bu defilede sergilenen elbiseler, o zamanın Türkiye’sindebaşlıyor ve Türkiye’de giyim sektörünün dünden bugüne geldiği noktaya dünyanın en büyük uçağını yapmaktan daha zordu. Mustafa Kemal, hiçbirdikkat çekiyor: “1964’te Belçika’ya gittim, oradan aldığım ucuz bir mont şeyin olmadığı bir ülkede, en fazla bir askeri okuldan çıkmış, biraz yurtvardı, Türkiye’ye döndüğümde gören her arkadaşım o montu kendisine dışında yaşamış bir adam olarak hangi zevkle o kumaşları bulduruyor,bırakmamı istedi. Şimdi tam tersi. O zaman dışarıdan ne getirirsen getirtiyor, diktiriyor, ondan sonra o giysileri giyiyor ve hepsini kendinekıymetliydi. Almanya’daki işçilerimiz oradan Türkiye’ye getirdikleri ile yakıştırıyor? O giysileri giydiği için Mustafa Kemal olmuyor, Mustafa Kemalzengin oldular. Olmayan bir şeye sahip olmanın heyecanı vardı o zaman. olduğu için yakıştırıyor. Bu son derece önemlidir.” 75

RÖPORTAJ “Kendimizi “Her ülkenin kendi kültürüne göre bir işleyişi var” gereksiz yere çok eleştiriyor, batıyı Bülent Akarcalı batı dünyasına ilişkin şöyle de bir değerlendirme aşırı idealize yapıyor: “Batı dünyasının içerisinden geldim. Belçika’nın resmi ediyoruz.” ekonomik danışmanıyım. Biz kendimizi gereksiz yere çok eleştiriyoruz, batıyı aşırı idealize ediyoruz. Her ülkenin kendi kültürüne göre bir76 işleyişi var. Atatürk ne demiş, ‘Çağdaş medeniyet’ demiş. Avrupa 50’lerden sonra demokratik oldu. 60’larda sömürgeciliği bıraktı. O zaman batıyı müspet anlamda kullanır olduk. Bizim kadar şükretmesini bilmeyen her şeye vefasız bir millet yok.” Yeniden politika? Bülent Akarcalı, politikada yeniden aktif olarak yer almayı düşünmediğini ancak zaten bir yerde siyaset yapmaya da şu şekilde devam ettiğini belirtiyor: “Ben siyasete kendimi ilkokuldan beri hazırladım. Hayata attığım her adımda hedefim siyasetti. 83’te siyasete Anavatan Partisi ile girdim. İlk günden beri yeni kurulmuş bir partide 20 yıl siyaseti kural koyarak yaptım. Siyaset, içinden kopamayacağınız bir dünyadır. Ben şu anda aslında bir yerde siyaset de yapıyor sayılırım. Özellikle yurt dışında Türkiye’ye karşı olan algı ile çok ciddi bir mücadelem var. Bunların reklamını yapmıyorum çünkü reklamını yapınca bana itibarla yaklaşan dış dünyanın, ‘Bülent Akarcalı iç piyasaya oynuyor’ demesini istemem. Avrupa’da 40 yıllık bir ismim var benim.”

“Kimisi kişilik sahibi olduğuiçin ne giyse yakıştırır, kimiside ancak giysi ile kimlikkazanmaya çalışır.”“Vakıf kurmak istiyorum” taşırım. İtinalı olmak giyim kuşam konusunda benim olmazsa olmazımdır. Benim için giyimin önemi, birincisi kendimden memnun olmaktır. Giydiğimi önceDarüşşafaka İstişare Kurulu’nda bulunan Bülent kendim beğenmeliyim. İkincisi de hangi çevrede isem o insanları rahatsız etmeyecekAkarcalı; Bilgi Üniversitesi, Altınbaş Üniversitesi ve şekilde olmalı. ‘Ben buyum’ deyip çıkamazsınız işin içinden. Sanat dünyasında olmuşKüçük Prens Okulu’nun da kurucusu. “Galatasaray olsaydım tercihlerim daha başka olabilirdi. Her dünyanın kendine göre bir yaşam şekliÜniversitesi’nin a’dan z’ye kuruluş fikri bana aittir. var. Bir sanatçının çok klasik giyinmesi de onu daraltabilir.Saint Joseph mezunuyum, St. Joseph Vakfı’nın da Bugün Türkiye’de hanımlar giyim konusunda Avrupalı’dan daha üstün amakurucusuyum. İleriye yönelik olarak ise yeni bir vakıf erkeklerimize çok kötü not veriyorum. Erkeklerimizin büyük kısmı ‘Nasıl olsa benkurmak istiyorum: Türkiye’nin hak ve çıkarlarını korumak, erkeğim’ anlayışında, hele bir de kız arkadaşı olmuşsa artık kendine bakmayı bırakıyor.dünya kamuoyunu Türkiye hakkında aydınlatmak Bunun para ile de ilgisi yok.”ve bilgilendirmek üzere. Bunun deneyimini siyasalhayatımda yaptım. Ayrıca çeşitli konferanslar veriyorum.Birçok farklı konu ile yakından ilgileniyorum.” diyor.“Muhataplarıma saygı uyandıracak şekildegiyinmeyi ilke edinmişimdir”Bülent Akarcalı, kendi giyim anlayışı ve modaya bakışınailişkin ise şunları söylüyor:“Benim moda anlayışım, zevkime uyandır, modayıtakip etmem. İçinde olduğum dünyadan dolayımuhataplarıma saygı uyandıracak şekilde giyinmeyi ilkeedinmişimdir. Belirli konuma gelmiş insanların kendisinisevenlere, ilgi gösterenlere, saygı gösterecek şekildegiyinip, davranması gerek. Bunu sporcularımız için, artistolduklarını söyleyenler için, Türkiye’de bulunduklarımeslekte kazandıkları başarıdan dolayı ödül törenlerineüzerinde özensiz bir tişörtle gelenler için söylüyorum.Bunlar aslında kültür fakiri insanlar. Giyim kuşam tabii kiinsanın kendi zevkini yansıtmalı ama içinde bulunduğuortamdaki, muhatabındaki, çevresindeki insanlara dabir saygı unsuru olmalı.Ben mesai saatleri içinde takım elbise-kravatıtercih ederim. Mesai saatleri dışında ise geneldespor giyinirim. Ancak spor giyineceksem bile karşıtarafı önemsiz kılmıyormuşum gibi giyinmem gerek.Abartmadan her rengi tercih edebilirim. Mavinin çeşitlitonları ile kahverengiyi bağdaştıran biriyim. Koyurenkleri mecbur olmadıkça giymeyi tercih etmiyorum.Aksesuvar söz konusu olduğunda ise saati bile zor 77

RÖPORTAJ Orlando Carlo Calumeno Net Holding Yönetim Kurulu Murahhas Üyesi, Grup Finans Bölüm Başkanı Merit International Hotels &Casino CEO “Bir yanlış varsa benimdir, başarı varsa takımındır”78

Orlando Carlo Calumeno, iş dünyasının en başarılı ve önemli profesyonellerinden biri. İş yaşamı boyunca birçok başarılı operasyona imza atan Calumeno, Net Holding YönetimKurulu Murahhas Üyesi, Grup Finans Bölüm Başkanı ve MeritInternational Hotels &Casino CEO’su.Orlando Carlo Calumeno 47 yaşında, 400 yıldır İstanbul’dayaşayan en eski Levanten ailelerden birinin oğlu. Baba tarafıİtalyan, annesinin yarı tarafı Trabzonlu Ermeni yarı tarafıFransız. Kanada’da, finans eğitimi alan Calumeno, Türkiye’yedöndükten sonra yatırım bankacılığı, aracı kurum ve portföyyönetim şirketlerinde çalışmış. Global Menkul Değerler, ardındanFinansbank’ta çalıştıktan sonra 2007 yılında ekip olarak NetHolding’e geçtiklerini belirtiyor.Önce Duty Free işletmeciliği sonraKıbrıs’a büyük yatırımOrlando Carlo Calumeno, Net Holding bünyesinde uzun zaman çokbaşarılı Duty Free işletmeciliği operasyonları gerçekleştirdiklerini veardından turizm yatırımlarına başladıklarını belirtiyor: “Şu anda Duty Free işletmemiz yok ancak ortaklarımız, dünyanınbir numaralı Duty Free firması Dufry ile Türkiye dâhil 24 ülkeyikapsayan bir anlaşmamız var. Tekrar anlaşmamız ve ortakçalışmamız söz konusu olabilir.“Bu başarı hikâyesini, Kıbrıs dışına dataşımaya karar verdik. Karadağ, Hırvatistan,Makedonya ve Bulgaristan’dan başladık.” 79

RÖPORTAJ“KKTC’nin en büyük özel sektör firmasıyız. Altı otel, beş casino ile hizmetveriyoruz. Beş bin yatak kapasitemiz var, altı bin kişi bize çalışıyor.”Duty Free’den elde ettiğimiz geliri Kıbrıs’a yatırdık. Bugün Hafta içi iş ortamında genel olarak takım elbiseler kullanırken hafta sonuKıbrıs’ta altı otel (Esasında sekiz otelimiz var, çünkü iki ceket pantolon kombinasyonlarını tercih ederim. Genel olarak tarzım Kuzeydört yıldızlı otelimiz daha var satın aldığımız, bu otelleri İtalyan klasik tarz olmakla birlikte özellikle hafta sonları giyilebilecek her renkpersonelimiz kullanıyor. Bizim için personelimizin spektrumunu kullanmayı tercih ederim. Mavi renk yelpazesinin tüm tonlarınamemnuniyeti de önemli.) beş casino’muz var: Gazi çok geniş yer vermeyi tercih ederim. Vazgeçilmez rengim lacivert ve vazgeçilmezMagosa’da Merit Cyprus Gardens Resort&Casino, Merit kombinasyonum ise koyu lacivert - koyu sarıdır. Giyimde de Fenerbahçe’mdenLefkoşa Hotel&Casino, Girne’de Merit Park Hotel&Casino vazgeçmem söz konusu değildir.(Akfen Holding’ten kiraladığımız), Girne’nin 7 km. dışındaki Aksesuarlar konusunda belki de fazla takıntılıyım, özellikle mendil, kemer, çorapAlsancak Belediyesi’nde yer alan Merit Crystal Cove ve ayakkabı benim için kritik önem arz ederken kol düğmeleri konusunda daHotel&Casino, Merit Royal ve Merit Royal Premium Hotel ekstra titizimdir. Ayrıca kışın kullandığım kombinasyona uygun kaşkol ve şapkaile iki otelin ortak kullandığı en büyük casino’muz, amiral takmayı severim, yazın ise kullandığım saat, takılarımı (bileklik ve kolye) ve güneşgemimiz olan Merit Royal’in Casino’su yer alıyor.” gözlüklerimi yaptığım kombinasyona uygun olarak değiştirmeyi severim. Ceket veya takımlarımın iç astarları konusunda çok titizimdir ve renkli desenli çarpıcı“Kıbrıs’ta ciddi bir ekonomik güç” ipek iç astarlar kullanmayı tercih ederim.”“Kıbrıs”taki otellerimiz beş yıldızlı açık yatak kapasitesininyüzde 36’sını temsil ediyor neredeyse. Ada’da 5 bin yatakkapasitesine sahibiz. 6 bin kişi bize çalışıyor direkt veendirekt olarak. Merit Grubu, KKTC’nin en büyük özel sektörfirmasıdır.”Sınırları aşan başarıBu başarı hikâyesini, Kıbrıs dışına da taşımaya kararverdiklerini söyleyen Orlando Carlo Calumeno, Türkiyedışındaki operasyonlarına Karadağ, Hırvatistan, Makedonyave Bulgaristan’da start verdiklerini belirterek, “Büyükhedefimiz, Londra’da bir casino açtıktan sonra Las Vegas’tabir Türk bayrağı yani bir Merit bayrağı dalgalanmasıdır.Dünyanın en önemli 10 casino işletmecisinden biri olacağız.Olamamamız için bir sebep yok.” diyor.“Ben olmadığımda sistemkitleniyorsa yanlıştır”Orlando Carlo Calumeno, “Bu başarının odağında olduğumudüşünmüyorum. Bizim sistemimizde ben olmasam damakinenin çarklarının aynen dönmesi gerekiyor. Eğer benbugün olmadığımda sistem kitleniyorsa yanlıştır. Bizim tümyaklaşımımız bu şekildedir. Benim en önemli prensibimşudur: Eğer bir yanlış varsa, ben yapmışımdır. Başarı varsada takımındır. Ben de o takımın gururlu bir parçasıyım.Arkadaşlarımın hepsi çok özverilidir. 24 saatlerini işe verirler.Benimle çalışmak zordur. 24 saatte üç ülke, dört şehirdeğiştirebilirim.”“Giyim, hayatımın en önemliunsurlarından biri”Orlando Carlo Calumeno, giyim anlayışını ve modayabakışını ise şöyle özetliyor: “Giyim simgedir, semboldür,insanın iç dünyasını dışa vurduğu ve kimliğini beyan ettiğiortamdır. Ayrıca sizi hedefinize götürecek tamamlayıcıunsurdur. Benim açımdan giyim aynı zamanda 400 yıldırİstanbul’da yaşayan Levanten bir ailenin parçası olarakLevanten geleneklerini, kültürünü, sosyal yaşam biçimini derenklerin dengesinde yansıtması gereken ve aynı zamandada günümüzün trendlerini takip ederek gelenekselliği adapteedilebilen hayatımın en önemli unsurlarından biridir.80

PNS 17215 GM 75016 AY 17203 TR 17201 81

RÖPORTAJ Prof. Dr. Ümit Özekici Maltepe Üniversitesi Tıp Fakültesi Kadın Hastalıkları ve Doğum Ana Bilim Dalı Başkanı “Kendinize çok zaman ayırarak iyi bir doktor olamazsınız!” Kadın Hastalıkları ve Doğum Uzmanı Prof. Dr. Ümit Özekici, Türkiye’de özellikle tüp bebek alanında öncü isimlerden biri. Birçok tüp bebek merkezine kurucu olarak imza atan Prof. Özekici ile halen Kadın Hastalıkları ve Doğum Ana Bilim Dalı Başkanı olduğu Maltepe Üniversitesi Tıp Fakültesi Hastanesi’nde bir röportaj yaptık. “Hizmet paraya endekslendi. Onu aşmak zorundayız.”82

Başarılı bir eğitim ve kariyer süreci “Bence insanlar yeniden hem çocuk hem de kariyer yapmayı öğrenmeli.”Prof. Dr. Ümit Özekici, kendisi gibi profesördoktor olan bir babanın oğlu. İlk ve ortaokuluSiirt’te tamamlıyor, ardından Robert Kolej veİstanbul Tıp Fakültesi’nden mezun oluyor.Üniversitenin yönlendirmesi ile kadın-doğumbranşını seçiyor. Zorunlu hizmetini ElazığFırat Üniversitesi’nde yapıyor. Üniversitenintıp fakültesi kuruluş aşamasında olduğuiçin, kurucu grup arasında yer alıyor; kadındoğum bölümünü kuruyor. 1985’te ihtisasınıalıyor. 88’de doçent, 93’te profesör oluyor.Daha sonra rektör yardımcılığı, kurul üyeliği,komisyon başkanlıkları yapıyor.1991 ve 1992 yıllarında yardımcı üreme eğitimiiçin Nottingham Üniversitesi Queen’s MedicalCenter’de konuk öğretim üyesi olarak IVF/ICSI, endoskopik ve mikrocerrahi konularındaçalışıyor. Sonra Türkiye’ye dönüyor. Sırasıyla,Dr, Pakize Tarzi Kliniği Tüp Bebek Merkezi,Kuzey Kıbrıs Tüp Bebek Merkezleri’ni, JFKHospital, 29 Mayıs Hastanesi ve ÇevreHastanesi Tüp Bebek Merkezleri’ni kuruyor.Bir süre özel çalışıyor. Ardından MaltepeÜniversitesi Tıp Fakültesi’nden teklif alıyor veüniversite bünyesinde Kadın Hastalıkları veDoğum Ana Bilim Dalı’nı kurup, geliştiriyor.Prof. Dr. Ümit Özekici, Prof. Dr. Meral Özekiciile 17 yıllık evli ve çiftin Mustafa Veysel adındabir oğulları var.“Tıbbın birçok konusunda Türkiyediğer ülkelerle yarışacak durumda”Bugüne kadar 12 bin civarında tüp bebekteemeği olduğunu belirten Prof. Özekici, “Şuanda yalnızca tüp bebek değil, tıbbın birçokkonusunda Türkiye diğer ülkelerle yarışacakdurumda. Ancak yine de hatırlatmak isterim:İdeal gebe kalma yaşı 35’in altındadır. 18-25 arası en güzel yaşlardır. Bence insanlaryeniden; hiçbir şeyi ötelemeden; hem çocukyapmayı hem de kariyer yapmayı öğrenmeli.Çiftler, evlenmeden önce ya da en azındanevlendikten kısa bir süre sonra, özellikle deüreme sağlıkları yönünden bir incelemedengeçmeliler. Ama ne kadar sağlıklı olurlarsaolsunlar 35 yaşı çok aşmamak gerek. 35 yaştansonra mutlaka yardımla üremeye gereksinimduyuyorlar.”“Doktor olmak için insansevmeniz lazım”Prof. Dr. Ümit Özekici, başarılı bir hekiminöncelikle yaptığı işi çok sevmesi gerektiğinibelirterek, şunları söylüyor: “Doktor olmak içinzaten mutlak surette insan sevmeniz lazım. Birde çok çalışmanız. Yani kendiniz çok zamanayırarak, dinlenmenizi, gezmenizi, hobileriniziyaparak iyi bir doktor olamazsınız.”Bundan sonraki en büyük hayalini “Yalnızcatüp bebek değil, tüm yardımcı üreme tedavilerive kanser tedavilerinin ücretsiz olması.” sözleriile açıklayan Prof. Özekici, “Çünkü ücretin sonuyok. Hizmet paraya endekslendi. Onu aşmakzorundayız. Ama tabii bir hekimden hizmetbekleyebilmeniz için karnı tok olmalı, gelecekkaygısı duymamalı. Bilimsel gelişmesinive yenilik takibini de yasal olarak teminedebilecek durumda olmalı.” diyor. 83

RÖPORTAJ “Giyim bir yaşam biçimidir” Prof. Dr. Ümit Özekici, giyim anlayışını ve moda ile ilgili düşüncelerini ise şöyle özetliyor: “Benim için giyim çok önemlidir. Her zaman temiz, düzgün ve uyumlu giyinmeye özen gösteririm. Çünkü giyimin bir insanın kişiliğini, vizyonunu, tarzını ve yaşam tarzını gösterdiğine inanırım. Kısaca bir yaşam biçimidir. Klasik giyinirim. Hafta içi takım elbise ve blazer, hafta sonu klasik pantolon gömlek, bazen kanvas, jean ve tişört kombinasyonunu seçerim. Ayakkabıda hafta içi bağcıklı, hafta sonu ve spor giysilerde bağcıksız ve laofer tarzı giyerim gömleklerde İtalyan yaka düz veya çizgili (hafta içi takım elbise/blazer), hafta sonu rahat ama yine az desenli gömlek ve tişörtler tercihimdir. Ayakkabı ve kemerde uyumlu, sade renkler; hafta sonu ve sporda hafif kontrast renkler seçerim. Vazgeçilmez renklerim takım elbisede gri ve lacivert. Gömlekte beyaz ve mavidir. Ayakkabı ve kemerde siyah ve kahverengi tonları tercih ederim. Aksesuar olarak yaka mendilleri; kışın paltoyla uygun fötr şapka kullanmayı severim. Kol düğmesi ve kravat iğnesi de zaman zaman kullandığım aksesuarlardır. Saat, gözlük, dolmakalem, kravat vazgeçemediğim aksesuarlardır. Genellikle sade ve uyumlu olması ayakkabı/kemer/gömlek ile zıt görünmemesi, çok dikkat ettiğim bir konudur. “Hayalim tüp bebek ve kanser tedavilerinin ücretsiz olması.”84

AY NOS 013 85

HABER“Engelli Olmak Şık Olmaya Engel Değil!”Erkek giyimin öncüsü Bisse, “Engelli Olmak Şık Olmaya Engel Değil!” projesi kapsamında, engellilere yönelik özel dikim tasarımlarını, Türkiye Omurilik Felçlileri Derneği iş birliği ile hizmete sundu. Bu özel koleksiyon, Özdilek Park AVM Bisse mağazasının önünde gerçekleştirilen bir defile ile tanıtıldı. Defilede TOFD Başkanı Ramazan Baş, “Toplumumuzda engelli konusundaki ‘yardıma muhtaç, acınacak insan’ algısını kırmamız gerekiyor” derken, Bisse Yönetim Kurulu Başkan Vekili Asiye Kefeli, “Engelli giyimi konusunda biz ilk adımı atıyoruz, diğer tüm markaların da bu projeye destek olmasını bekliyoruz.” çağrısında bulundu. Bisse’den alışveriş yapan Bisse müşterileri aynı zamanda Türkiye Omurilik Felçlileri Derneği’ne de bağışta bulunmuş olacak. 86

Sosyal sorumluluk projelerine verdiğiönem ile tanınan Bisse, engelliler içinözel olarak bir koleksiyon hazırladı. 87

HABER Bisse bu özel tasarım koleksiyonlarını TOFD iş birliği ile düzenlediği anlamlı bir defile ile tanıttı. Semra Çetinkaya, Asiye Kefeli, Ramazan Baş88

B76 BYL 17502 BPNJ 17501 BPNJ 17508 BSW 17506 BAY 17503 89

HABERBu anlamlı defile, Özdilek Park AVM Bissemağazasının önünde gerçekleştirildi.90

GM 75074 91

BİSSE SONBAHAR BİSSE’nin Sonbahar-Kış 2017 Koleksiyonu, bu sezon tamamen hissedilen, nefes aldıran, en temel ama en önemli; soyut olarak hissettiren, somut olarak yaşatan unsurlarla kapsanmıştır. Bisse Koleksiyonu 2 ana temadan oluşmaktadır: İlk tema olan Essentials (esas olan özellik) teması ile erkek giyimin esaslarını, olmazsa olmazlarını ele alıyor. İnsanoğlunun varoluşundan nefes alabilmesine kadar asıl gerekli olan olmazsa olmazlardan; hava, su, güneş gibi yaşamını en kaliteli şekilde sürdürmesini sağlayan esas temel unsurlarından aldığımız ilhamla hazırladığımız bu koleksiyon, hayatımızdaki en temel şeylerin, kaliteli bir yaşam için en değerli olduğunu gösteriyor. Temiz bir hava, tamamen saf bir su, radyasyondan uzak bir güneş, eşittir sağlıklı insan. Kaliteli bir yaşamın bu unsurlarından alınan ilham ile bütünleştirdiğimiz koleksiyonda kullandığımız tüm malzeme ve materyaller, tamamen doğal, en üst kalite ve kalıplarındaki işçilik ile insanoğlunun kaliteli ve sağlıklı bir giyinme standartlarını oluşturup, sofistike şıklığından da vazgeçmeyen Bisse erkeklerine hitap ediyor.92

KIŞKOLEKSİYONUİkinci tema olan Realistic Esthetics (gerçekçi estetik) ile estetikgiyim sanatı ile Bisse’nin rafine tarzını bir araya getirmeyiamaçladık. Giyimin sanata dönüştüğünü, sanatın da ürünedönüştüğünü gözler önüne seriyoruz.Her zaman zirvedekilerin markası olan Bisse, özel mısıripliğinden örülmüş ve dokunmuş en üst kalite ipliklerden trikogömlek koleksiyonunun yanında, tamamen doğal yün, ipek,cashmere gibi materyallerle hazırlanmış, ithal kumaşlarladesteklenmiş süit koleksiyonu ile centilmen erkeklerin şıklığınısağlıyor. Bu sene Bisse erkeklerinin ayakkabı koleksiyonundatamamen el yapımı özel işçilikle üretilmiş ayakkabı koleksiyonuraflarda yerlerini alıyor. 93

94

TK 17201GM 75070 95

PCK 17204TR 17201PN 17202AY 1720196

97

PCK 17201TR 17202PN 1720298

GM 75069 TR 17203PNS 17207 99