Grafik 1 Tasarım Savas Çekiç
YAN ETKİ Grafik Tasarım ve Yan Etkileri Bu kitap, MSGSÜ Grafik Tasarım Bölümü Sanatta Yeterlik Programı, Grafik Tasarım Dersi Projesi dahilinde tasarlanmıştır. Proje Danışmanı Umut Südüak 2 Derleyen/Tasarlayan Hande Akgün Yazı Karakteri - Kağıt Tipi Enzo Mayıs, 2016
YAN ETKİ 3 “Tasarımcı olmanın getirdiği bakış açısının tasarımcının hayatına başka alanlarda yansıma biçimleri, ve etkileri” konusunu araştıran bir projedir. Projenin ilk kitabında Savaş Çekiç’in grafik tasarım alanı dışındaki üretimlerinden örneklere ve röportajına yer verilmiştir.
4
)01- Fotograf s : 6-7, 12-13, 18-19 5 02- Heykel s : 36-39 03- Resim s : 34-35 04- Haiku s : 40-47 05- Röportaj Grafik Tasarım ve Yan Etkileri Üzerine Sohbetler (1) Savas Çekiç M. Ali Müstecaplıoglu s : 8-11, 14-17
6
Grafik Tasarım ve Yan Etkileri Üzerine S o h b e t l e r7 (1)
Cevaplar 1: Savaş Çekiç Cevaplar 2: M. Ali Müstecaplıoğlu Sorular: Hande Akgün 1 Nisan 2016 8 S: Çocukluğumda tuğla fabrikası vardı evin yakı- nında oradan kil alırdık, ağaç parçaları ve tellerle birleştirerek oyuncaklar yapardım kendime. Grafik tasarım olarak ilk yaptığım iş üniversitede sol örgüt- lere yaptığım siyasi afiş. A: Odamın duvarına çizgi karakterler çizerdim küçük- ken. Grafik tasarıma en yakını ise lisede yaptığım bir cenaze afişiydi. S: Tesadüfen oldu, bilinçli bir karar değildi. Aslında heykel bölümüne girmek istiyordum ama son anda ailemin durumu müsait olmadığı için grafik tasarımı seçtim. Beni finanse edemeyeceklerini düşündüm sanatçı olarak. Ticari anlamda hayatımı kazanabile- ceğim için seçtim. İyi ki de seçmişim, severek yaptım. A: Çamur, tel, heykel, grafik tasarım, çocuk bağlantıyı kurmuş. Benim babam Mimar Sinan’da mimarlık oku- duğu için, seçim şansım yoktu. Yoksa ortaokulda balet olmak istiyordum. Sonra da gazeteci olmak istemiştim.
9 S: Turizm ve otelcilikten mezun olup büyük gemi- lerde çalışmayı düşlemiştim hep. Bu düş Love Bo- at’u izleyip etkilenmemden kaynaklandı aslında. Bu sebeple iki yıl turizm okuyup bıraktım. Yine de filmdeki gibi evinin, her şeyinin deniz olması çok maceraperest bir şey. Maceraperest bir yanım v a r. S: Maceraperestliği savrulma, keşfetme tutkusu ve hiçbir yere ait hissetmemek olarak tanımlarım. Nerede akşam orada sabah. Çingene ruhu, bence çingeneler çok maceraperest insanlar. Ruhumda bir çingenelik var ama hiç tezahür etmedi. Beni allah kahretsin. İşin aslı kendimi bildim bileli müzisyen olmak istemişimdir. ama olmadı. Bir daha dünyaya gelsem müzisyen olurum. A: Biz kuşak olarak çoklu meslek seçeneği edinecek bir dönemde değildik.Yine de yazarlık hep ilgimi çekmiştir, ya da resim yapmak. Onun dışında zaten grafik tasarım yeterince maceraya sevk ediyor insanı. S: Haydi canım sende.
10
S: Sanat, doğa, fizik, merak; dünyayı anlama, varlığın ne- denini sorgulama, yaşamı anlamlandırma. Ben bağımlılığa negatif bir noktadan bakmıyorum. Beni rahatsız eden takıntılarım yoktur. Eğer ki zaafımı soruyorsan; mantık ve duygusallığı birbi- rine karıştırmak benim için büyük bir zaaf. Nerede nasıl davranmam gerektiğini bilemiyorum. Neyin ağır bastığını kestiremediğim zamanlar oluyor o yüzden hatalar yapıyo- rum. Mantık başka, duygu başka konuşuyor. Yani zaafım duygusallığım A: İnsan’ı anlamak üzerine bir bağımlılığım var. Zaafım olarak da tanımlayabiliriz. 11
1 2 Savaş Çekiç, Asos, DSLR Nikon, 2015
13 S: Boş konuşmalar. Milliyetçilik, faşizm, her türlü yaptırım, k u r a l l a r, cehalet, adaletsizlik, vicdansızlık, duygusuzluk.
S: İşe göre, duyguma göre, müşterisine göre değişir. Tek bir tanım olamaz. Talebin kendisi belirler, kendi düşüncem o kadar önemli değil o noktada. A: Kaotik ve sistematik. Tek başına bir şey olma ihtimali yok. 14 S: Ürün noktasında değil de yaparken yüreğini ortaya koymak, zevk duyma, keyif alma noktasında aynı düzlemden bakabiliriz. İki süreç de kendini katma, sevgi katma gerektirir. Biri sevdiğin insan ve insanlara özel bir anı paylaşmak adına üretilir, diğeri de hedef kitlenin akıllarını açıcı bir tasarım gerçekleştirmek. ikisi de içerisinde hem lezzet hem estetik barındır. Yemeklerimde çok fazla baharat kullanmam, mini- malist bir tavrım vardır, aynı afişlerimde olduğu gibi.. Hangi malzemeyi tattırmak istiyorsam onun tadına fazla müdahalede bulunmam. Çok yalın, me- saj kalabalığı yok. Ne yeniyorsa o.
“Yemeklerimde 15 çok fazla baharat kullanmam, minimalist bir tavrım vardır ”aynı afişlerimde olduğu gibi. Bir tek “S avaş’ın Pilavı”, “Savaş’ın Dolması” olması- na dikkat ederim. Yani kardeşim, bende yediğin pilav başka hiçbir yerde yediğin pilava benzemez. Yoksa ne anlamı var ki yemek yapmanın. Bazen annem bile şaşırır A: Benim için ikisi arasında süreç ve sonuç olarak ben- zerlikler var. Ama yemek yaparken klasik tatları seviyo- rum, mesela annemin yaptığı gibi fasulye yapmak hedefim oluyor. Geleneksek tatlar yakalamayı seviyorum. Tasarımda talep belli, ben arzı gerçekleştiririm, yemekteyse talep ve arzı yan yana getirmeyi tercih ederim. Alışkanlıklar ve klişeler.. Yemek alanında bunlardan vaz- geçmek kolay değil. Tasarımda bunlardan vazgeçebiliyoruz. Aradaki fark bu. Yemek konusunda el ayarıyla yapılan yemek daha iyi ola- bilirken tasarımda böyle hesapsız bir yaklaşım söz konusu değildir. Yine de sunum sade olmalı.
16
Savaş Çekiç, Asos, DSLR Nikon, 2015 17
Aslında bunların tümü gerek tasarım18 olsun gerek yemek gerekse heykel, hepsi de benim için kendimi sağalt- Ta ş l a rd a n ve t a h t a p a rç a l a r ı n d a n y a p t ı - maya yönelik birer ifade biçimi. ğınız heykellerin ortaya çıkış sürecini anlatabilir misiniz? Doğadan materyal- ler kullanmak ve dijital öğeler kullan- mak arasında ne gibi benzerlikler ve farklar var sizin için? S: Aslında bunların tümü gerek tasarım olsun gerek yemek gerekse heykel, hepsi de benim için kendimi sağaltmaya yönelik birer ifade biçimi. Terapi gibi, daha huzurlu olma, yaşamla bağ kurma, yaşamı anlamlandırma noktasında kullandığım yollar. Yaptığım tasarımlarda da do - ğayı içerme meselesi benim için önemli, o sebep- le doğadan bir şeyler biriktirmeyi severim. En büyük tasarımcı doğadır. Sürekli olarak kendini yeniler. Doğal olarak, yaptığım işe özdeş bulu- rum. A: Ben daha fütürist daha konstrüktivist bir şeyler düşünüyorum. Rehabilitasyon.
En büyük 19 tasarımcı doğadır. Sürekli olarak kendini yeniler. Doğal olarak, yaptığım işe özdeş bulurum.
20 Fotoğraf çekmek sizin için ne ifade ediyor, fotoğraflarınızdan bahsedebilir misiniz? S: Fotoğraf biriktiriyorum, ben iletişim tasarımcısıyım. Karşıma çıkabilecek herhangi bir iş için biriktiriyorum. Bazen kelimeyle anlatamadığımı fotoğrafla anlattığım oluyor. Benim için merkezde tasarım var her şey onun etrafında şekilleniyor. Profesyonel fotoğrafçılarla da çalışıyorum tabi ki ama yine de grafik tasarım daha çok tüm gereklilikleriyle, tek başıma çözdüğüm bir süreç. A: Fotoğraftansa sözel ve direkt anlatımlar bana daha çeki- ci geliyor. Bu müdahaleci olmamakla ilgili. S: Yaşamsal anlamda duruşumu temsile den her şeyi yapmaya çalışıyorum. anlamlandırmaya çalışıyorum. Bu ben her şeyi yaparım noktasında değil, kendini somut anlamda gösterdiğim tek nokta grafik tasarım, diğerle- ri onu zenginleştiriyor. Bizler yaratıcılığımızı tetikleyecek her şeyi biriktiriyo- ruz. Evet savruluyoruz, nehir bizim için akmıyor ama inatla akıntıya karşı gidiyoruz. Bir dalgaya baktığınızda o anı yaşamak için mi çekiyorsunuz yoksa daha sonra kullanmak için mi? S: Bu çok girift bir soru. İkisi birliktedir.
21 Savaş Çekiç, Asos, DSLR Nikon, 2015
22 Grafik tasarımcı diye bir şey yok, Grafik tasarımcı tanımını bir kaç kez “ile- ben iletişim tasarımcısıyım. tişim tasarımcısı” olarak düzelttiniz. Bu tanım size daha mı yakın geliyor? Bu meslek var olduğu zamandan beri iletişim tasarımcılığıydı, S: Grafik tasarımcı diye bir şey yok, ben iletişim şu anda da öyle. tasarımcısıyım. Bu meslek var olduğu zamandan beri iletişim tasarımcılığıydı, şu anda da öyle. Yap - tığımız her ürün üzerinden iletişim tasarladığımız görülebilir. İletişim kelimesi grafik kelimesinden çok daha nettir benim için. Grafik tam karşılığını vermez. Her türlü şekil bir iletişim için tasarlanır. Bir şey söylemek için tasarlanır. Söz söyleme ve anlamlandırma. Mağarada da böyleydi, şimdi de böyle, onlar gelecek nesillere aktarmak için tasarlı- yorlardı, aynı kaygı şu anda da var. Reklama girme- dim, iletişim tasarımı reklamı kapsar ama reklam iletişimi içine almaz. A: İletişim grafiği kapsamaz. S: İletişim sanatı bile kapsar.
“Her türlü şekil 23 bir iletişim için t a s a r l a n ı r.” A: İletişim tasarımı grafik sanatlardan sonra üretilmiş bir tanımdır. Ben grafik sanat olarak bakıp, kapsar diyorum. İletişmeyen sanatlar olabilir. S: Sonuçta bir ressam bile yaptığı şeyin anlaşılma- sını ister. Üretim noktasından bakıyorum. Ta s a r ı m s a l ö ğ e l e r i ç e re n i n c e u z u n f o rm a t - ta resimler yapıyorsunuz. Her bir resimde kullandığınız ögeler birbirleriyle ilişkileri açısından bir hikaye anlatıyor izlenimi ve- riyorlar, alışılmışın dışında bir ifade biçi- mi sunan bu projenizi anlatabilir misiniz? S: Özellikle bu kitaptaki örnek üzerinden konu- şursak, o bir mektup olduğu için öyle bir format gelişti, ama biçimi çok da önemli değil. Edgar Allan Poe’ya benim belirlediğim, ona kendini anlattığım, onun öğeleriyle, ona yazdığım bir mektup. Resim ya da grafik tasarım diye ayırmıyorum umurumda da değil. Onu izleyicisi belirler. Belli bir kaygıyla yaptığım bir mesele değil. Adlandırmıyorum.
24
25
Michael Beirut; sanatçıların yoktan bir şey icat etmeleri gerektiği için yaratıcı olduklarını, tasarımcılarınsa yoktan bir şey icat edemedikleri için tasarım yaptık- larını düşündüğünü söyler. Siz bu konuda n e d ü ş ü n ü yo r s u n u z ? Ta s a r ı m ve y a r a t ı c ı - lık arasında nasıl bir ilişki vardır? S: Bence saçma, bir takım şeyleri kategorize edemezsin. Tasarım tamamen yaratıcılıktır. Bir buluş yapıyormuş kadar yaratıcı olmak zorunda- dır. Bu bir zorunluluktur. Tasarım eşittir yaratıcı- lık. Fonksiyonellik tasarımın vazgeçilmezidir ve fonksiyonelliğin en büyük kriteri de yaratıcılıktır zaten. A: Sanatçılarla tasarımcılar bu tür tanımlamalarla 2 6 ayrılmaz. Tasarımcı problem çözücüdür. ihtiyaçtan doğan bir meslek. Ben grafik tasarıma ihtiyaçla- rı karşılaması anlamında bakıyorum. Leonardo da Vinçi mesela zamanında ihtiyaç olduğu belli olmayan şeyler bile tasarlamıştır. S: Örneğin bir kepçeyi daha fonksiyonel yapmak için yaratıcılık gerekir. Biçimi değiştirmeye gerek olmadan fonksiyonellik kazandırmak. A: İşlevi belli bir aracı daha fonksiyonel yapmak, yaratıcılıkla ilgilidir. Ta s a r l a d ı ğ ı n ı z b i r ş e y i n g e rç e k t e n i y i b i r tasarım olduğunu nasıl anlarsınız? S: Bunu hedef kitle belirler. Geri dönüşe göre be- lirlenir. Yalınlık önemli, mesajın karşı tarafa ula- şıyor olması ve estetik olması, çağdaş ve modern olması belli kriterlerdir.
“Hangi malzemeyi 27 tattırmak istiyorsam onun tadına fazla müdahalede bulunmam. Çok yalın, mesaj kalabalığı yok. Ne yeniyorsa o”
28 Mesela şimdiye kadar yaptığım tüm afişler duvarlarda kalmadı çalındı.
Savaş Çekiç, Asos, DSLR Nikon, 2015 29 İşlevini gerçekleştirmesi için duvarda kalması lazım ama ç a l ı n ı y o r. Bu bir anlamda bir başarıdır ama bir anlamda da afiş işlevini yerine getirmediği için bir başarısızlıktır, yani paradokstur. Ölçemiyoruz, biçemiyoruz.
30 A: Tasarımcılar genelde önceki işlerine bakıp beğenmezler, bence zaten beğenmemeleri de gerekir. S: Geri dönüşe göre şekillenir. A: Geri dönüşün nereden olduğu da önemlidir. Örneğin Suriyeli mülteciler için sosyal bir afiş yaptın mesela, bu tasarıma grafik tasarımcılar, profesyonellerce yapılan geri dönüş farklı olacak, ortaya bir şey çıkacaktır, fakat bu tasarım sosyal olarak bir çözüme hizmet ediyor mu diye baktığımızda aldığımız cevap da başka bir başarı işaretine götürecektir. Hedef kitleye ulaşıp ulaşmaması ve tasarım bakış açısıyla işlevsel görünmesi bazen farklı olabiliyor. Afişe bakıp çok güzel diyebiliyorsunuz ama bazen sergi ne- rede göstermeyebiliyor. Vada’nın işe yaramaması da farklı bir örnektir. S. Hedef kitle noktasından geri dönüşüm var mı der- ken, benim için tasarımlarım Savaş Çekiç’in tasarımı olarak algılanıyorsa, başarılıdır. Mesela şimdiye kadar yaptığım tüm afişler duvarlarda kalmadı çalındı. İşlevini gerçekleştirmesi için duvarda kalması lazım ama çalınıyor. Bu bir anlamda bir başarı- dır ama bir anlamda da afiş işlevini yerine getirmediği için bir başarısızlıktır, yani paradokstur. Ölçemiyoruz, biçemiyoruz. Bir şeyler yaratma, yapma, üretme, ortaya çıkarma hissinin hayatınızda nasıl bir yeri vardır? S: Hayatın özeti bu. Tasarım ve yaşam arasında sınır yok. Doğa feyz aldığımız önemli bir alan. A: Zaten tasarım insanın doğaya şekil vermeye başlamasıy- la oluşmuştur. Hayatımızın merkezinde bu hissiyat var.
gömleğim: beyaz kefen giyiyorum kıyı-dan- kıyı-dan- 31 Savaş Çekiç, Haiku, 2015
32 Savaş Çekiç, Haiku, 2015
33
zaman: deli zaman- deli zaman- içindeyim her zaman! 34 Savaş Çekiç, Haiku, 2015
İşinizle ilişkiniz hayatınıza nasıl yansır? 35 S: Rutin bir hal. O olmadığı zaman bir gariplik vardır, mesela bir tasarımcı evine girerken evin apartmanın adının yazılış biçimine dikkat edip, acaba başka nasıl olabilir diye düşünmeye başlar. Alan Fletcher’ın eskiz- leri bu konuya iyi bir örnek teşkil eder. Ben mi tasarı- mın içindeyim, o mu benim içimde belli değil. Ama bu bizim idealizmimizden kaynaklı olabilir, her tasarımcı öyle değil tabi ki. Aldığınız tasarım eğitiminiz kariyerinizde derin etkileri olduğunu düşünüyor musunuz? Yoksa daha çok kendi kendinize mi öğrendiği- niz söylenebilir? S: Aldığım eğitimin mesleği tanımak anlamında bir ya- rarı oldu. ‘Bir grafik tasarımcı neler üretir neler yapar’ı anladım. Asıl öğrenmem piyasa deneyimiyle başladı. Ben okulda okurken bile bir çok hocamdan daha iyi bili- yordum mesleğimi. A: Mesleği tanımak anlamında tabi ki etkisi var ama 4 senelik eğitimle tasarımcı olunmuyor. Dışarıdan beslenmek gerekiyor. İdeal güzel sanatlar eğitimi diye bir şey olduğu- nu düşünmüyorum, sürekli yenilenmesi gerekiyor.
36 S: Değişmeyen tek şey problem çözme, yaratıcı çözüm- ler üretme. A: Eğitimden çok karşılaştığın rol modelleriyle ilgili. Onlara bakarak yönünü belirliyorsun, bir de dünya görüşü süzgeci var. Sadece üniversite eğitimi insanı tasarımcı yapmaz. S: Yapamaz da zaten. Aynı eğitimi 30 kişi alıyorsun, kaç kişi grafik tasarımcı oluyor? A: Profesyonel olmak karar vermeyi gerektiren bir şey. Doğru karar verebiliyorsa, eğitimi nereden aldığı önemli değil. Ama eğitimi reddettiğim çıkmasın buradan. S: Tasarım eğitimi elma ile armutu birbirinden ayırt etme noktasında önemli, ama bu kadar basit bir nokta- dan bakmak durumundayız. Ta s a r ı m s ü re c i n i b a ş l a t m a k i ç i n u y g u l a d ı ğ ı n ı z ritüeller var mıdır? S: Takıntılarım yoktur. Tasarım bana mutluluk verdiği için herhangi bir ritüele gerek duymam. Tasarım süreci başlı başına bir ritüeldir. A: Din gibi bir şey. O süreci her şey etkiler, bir çok alan besler, iyi bir sanat yapıtıyla karşı karşıya kalmak her şeyi değiştirebilir. Hatta tasarım yaparken getirilen kötü bir çay huşu anına bozabilirken, iyi bir çay başka kapılar açabilir. Ta s a r ı m c ı l a r ı n s o s y a l d e ğ i ş i m y a r a t m a k a d ı n a tasarım yapmak gibi bir sorumlulukları oldu- ğunu düşünüyor musunuz? S: Tasarımın kapitalizmin yapıtaşı olduğunu düşün- düğüm için tasarımcılar olarak zaten suçluyuz. Bir tasarımcı insanı seviyorsa, hayvanı seviyorsa, gelecek kuşaklara doğru düzgün bir dünya istiyorsa, üretmek zorunda. Kaşık tasarlanmış, yeni bir şey katmadan çeşitlemek adına tekrar tekrar bir kaşık tasarlamaya gerek yok.
78. karbeyazım seni kimse ellemesin. sakın kirlenme- 79. örtüyor saçlarını gelin duvağı kar- istanbul’un 80. ağaç dallarını çiziyor beyaz bir ışık gibi- k a r. 37 Savaş Çekiç, Haiku, 2015
38
39
40 Savaş Çekiç, Haiku, 2015
A: Konuma göre değişir. Kapitalizm dışında bir çalışma 41 alanı yok. S: Hindistan’da evsiz olan insanlara minimum nok- tada ev yapmak için tasarım yapan bir mimar ödül aldı. Maliyeti 2 bin lira ve hiçbir şekilde bozulmu- yor. Başka bir mimar da bizim köydeki evi yaptığı için ödül aldı. Yani kapitalizm dışında tasarım yap - mak için alan var. A: Kapitalist dünya da da sosyalist dünyada da aynı şekilde üretim yapılıyor. S: Sendika üretimi açısından bakarsan, aydınlanma, işçi hakları, ticari bir nokta değil. tasarımcı karnımı doyurayım yeter derse kendini adayabilir. Bu tercih meselesi. A: İki tarafın da kullandığı grafik üretim araçları, ma- teryalleri aynı. S: Biri ürün satıyor diğeri bilgi ve kültür. Arz olma- dan talep oluşturuyor. Kirletiyor. Tasarım dünya- ya nasıl yansıyor, yaşam alanımız nasıl kirleniyor. Sevgililer günü meselesi örneğin; tek taş üzerine reklamlar yapılıyor. Tek taş yüzük için 4 ton toprak kazılıyor, bırakılan kimyasallara girmiyorum bile. Önemli olan materyal değil, neyin üretimini tasarla- dığın önemli. A: Üretilen her şey karşıtı olmadığı için sistemin içinde kalıyor. Sen ütopyadan bahsediyorsun. S: Bugün eve gider gitmez tasarlayacağım kitap kapağı, bir tasarımcının ‘başka bir dünya yapmak mümkün’ manifestosu kitabının kapağı. Bu önemli bir konu. A: Peki sen o kitabı nerede pazarlayacaksın?
42 S: Maliyeti noktasında satılacak. A: Bir ürünün kaça satıldığı önemli değil. Sen buradan kazandığın para ile ne yapıyorsun? Ben reklam ajansında çalışıyor olsam mesela hain miyim? Hayır değilim, çün- kü hepimiz kapitalizmin içinde yaşıyoruz. S: Ben bir cümle kurdum, bir saptama yaptım, tercih meselesi. Koşullar var mı, var. Neden var; sistemin dışında kalabilirsin. Sokakta yatan meczup sistemin içinde mi, dışında mı? Bir bedel ödüyor. Mutlu mu, değil mi, bir sor bakalım. A: Muhalif olması sistemin dışında olduğunu belirmez. S: Ben de böyle insanlar var diyorum. A: Özelde nereye harcadığın önemli o parayı. Ben o nok- tayı önemserim. S: Ben bu anlamda suçluyuz diyorum. Tasarımcı bu anlamda vicdan geliştirmek istiyorsa, geliştirir.
Ben bu anlamda 43 suçluyuz diyorum. Tasarımcı bu anlamda vicdan geliştirmek istiyorsa, geliştirir.
44
Mayıs, 2016 45
Search
Read the Text Version
- 1 - 46
Pages: