ÖMERİYE BÜLTEN AYLIK OKUL DERGİSİ CİLT:1 NO:2 OCAK 2022 İÇİNDEKİLER 2. Son ay neler yaşandı? 4. Anaokulu günlükleri 6. Cep telefonu ile zihin egzersizi 7. Resim galerisi 9. Es-Sıddık olmak kolay mı? 10. Müzik hayatımız 11. Halil-Ür Rahman ve Aynzeliha Gölü Efsânesi 12. Öğrenci katkısı(şiir) www.omeriyeiho.meb.k12.tr
SON AY NELER YAŞANDI? PİYANO DERSİ BİLİŞİM ETKİNLİĞİ Okulumuz müzik öğretmeni Azize Dağ'ın Bilişim teknolojileri dersi 'iletişim araçları' gayretleri ile kurulan müzik sınıfında birçok konusu kapsamında öğrencilerimiz müzik aleti kursları başladı. hayallerindeki iletişim araçlarını kendi elleri ile yaptılar. Umarız her şeyin en güzeli onların olur. YERLİ MALI HAFTASI GENÇ MUHAFIZLAR YARIŞMASI Halkımız için çok özel bir gün olan ve Genç Muhafızlar yarışmasına katılan özelliklerde okullarda öğrencilerin çok sevdiği okulumuz öğrencilerinden Bekir El Deleti 2. oldu, Hüseyin Çakır 3. oldu. Kendilerini ve bir hafta olan yerli malı haftasında öğrencilerimiz kendi hazırladıkları ile bu danışman öğretmenimizi kutlarız. haftayı kutladılar. 2
SON AY NELER YAŞANDI? ANAOKULU İLE GEZİ SIFIR ATIK Rehberlik ve Psikolojik Danışma servisi olarak Sıfır atık geri dönüşüm yarışmasında Anaokulu öğrencilerimiz ile Balıklıgöl ve dereceye giren ilk 10 öğrencimize başarı Şanlıurfa Müzesi'ne gezi düzenledik. belgeleri verildi. Ayrıca Şanlıurfa müze gezisi ve Balıklıgöl gezisi ile ödüllendirildi. GENÇ BİLALLER KARATE TURNUVASI İmam Hatip Ortaokulları Arası Genç Bilaller Muhammed Seyyid akgöbek 44 kğ komite Ezan Okuma Yarışması okulumuz de 1. koordinatörlüğünde gerçekleşti. Yarışma Akadir Doğan 52 yıldızlar komite de 1. öncesi ve suresince maddi, manevi ve fiili Mustafa akgöbek katada 2. desteklerini esirgemeyen Cafer Akdal, Ömer Mehmet Emin Doğan katada 2. Oldu. Coşkun, ve Gökhan Doğan hocalarımıza Öğrencilerimizi ve emeği geçen teşekkür ederiz hocalarımızı yürekten kutlarız. 3
Anaokulu Günlükleri Dünya Engelliler Günü Madenciler Günü Türk Malları Haftası 4
Anaokulu Günlükleri Mevlana Haftası Mehmet Akif Ersoy'u Anma Yeni Yıl Kartları 5
BİLİŞİM TEKNOLOJİLERİ Cep telefonu ile zihin egzersizi İnsanlar sahip olduklarını kaybetmemek ve daha ileriye taşımak için çalışmak zorundadır. Bir sporcu şampiyon olmak için gece gündüz vücudunu çalıştırmak ve eğitmek için antrenman yapar. Hafızlar ezber yapmak için sürekli olarak okuma ve tekrar yapar. Günümüz teknolojileri bizleri tembelliğe alıştırdığı kadar kendimizi geliştirmek için de fırsatlar sunar. Önemli olan teknolojiyi nasıl kullandığımızdır. Cep telefonlarında kullanılabilen bazı uygulamalar bizlerin beyin jimnastiği yapmasına olanak tanır. Bunlardan birisi MEB tarafından da onaylanan ve tüm öğretmen ve öğrencilere ücretsiz olarak kullanma imkanı sunduğu 'GriCeviz' uygulaması. PlayStoreya da AppStore üzerinden uygulama indirilebilir. https://www.griceviz.com adresinden detaylı bilgiye ulaşabilirsiniz. Uygulama içerisinde birçok farklı kategoride kendinizi deneyebilirsiniz. Teknolojiyi faydalı şeyler için kullanmak ce yaygınlaştırmak zorundayız. Bakanlığın bize sunduğu bu ve benzeri birçok uygulamadan da faydalanmalıyız. Emrah Yetgin 4 6
Resim Galerisi 7
Resim Galerisi 8
ES-SIDDÎK OLMAK KOLAY MI? İslamiyet gelmiş ve Hz. Ebû Bekir orada da ilk olmayı tercih etmişti. İslam’a giren hür erkeklerin ilki Hz. Ebû Bekir oldu. Her türlü hayrın öncüsü de yine o idi. Mescid-i Nebevi’nin arazisini alan kişi de hayrın öncüsü Hz. Ebû Bekir sevap bakımından geçilebilir mi? Her gün binlerce insanın secde ettiği o topraklarda Hz. Ebû Bekir’in sevap hanesine de Allah Teala lütufta bulunuyor hiç şüphesiz. Hz. Ebû Bekir’in adı anıldığında ilk akla gelen kavram ise sadakattir. Çünkü o Hz. Ebû Bekir es- Sıddîk’tir. Allah Resulü (sas), amcasının kızı Ümmü Hani validemizin evinde istirahat ederken Rabbimizin bir armağanı olarak önce İsra ile Mescid-i Aksa’ya ulaşmış, oradan da Mirac’a yükselmiş ve orada sayısız mucizeye muhatap olmuştu. Sabah günün ilk ışıkları ile Efendimiz (sas) başından geçenleri önce Ümmü Hani’ye anlatmış o da hayranlıkla dinlemişti. Ama bir ricası vardı Ümmü Hani’nin Allah Resulü’nden (sas). O rica da kendisine anlattıklarını hiç kimseye anlatmamasıydı. Nebiler Serveri evden çıkar ve Kabe’ye doğru yol alır. Kabe’ye varmadan evvel karşısında EbûCehil’i görür. Efendimiz’in (sas) düşünceli ve coşkun halini gören Ebû Cehil halini sorar, miracın muhabbetiyle yanan Resûlullah (sas) da başından geçenleri birbir anlatır. Ebû Cehil anlatılanları dinler dinlemesine ama mühürlenmiş kalbinde ve şeytanî düşüncelerin esir aldığı beyninde sinsi planlar kurar. Efendimiz’den (sas) bu anlattıklarını tüm Mekke’ye de anlatmasını ister. Allah Resulü (sas) de tereddüt etmeden kabul eder. Ebû Cehil herkesi bir alana toplamış ve Efendimiz’in (sas) miracı anlatmasını beklemektedir. Efendimiz (sas) oraya gelir ve olup biten her şeyi orada bulunanlara anlatır. Mekke halkı sorular sorar, Efendimiz (sas) cevap verir. Kudüs ile ilgili bilgiler aktaran Efendimiz’i (sas) o yöreyi bilenlerden bazıları tasdik ederler.[5] Ama Mekke müşriklerinin düşündüğü birisi vardır. Eğer o, bu anlatılanlara inanmaz ise her şey bitmiş demektir diye düşündüler. O kişi Allah Resulü’nün (sas) sağının adamı Hz. Ebû Bekir idi. O SÖYLÜYORSA DOĞRUDUR Ebû Cehil ve diğer müşrikler büyük bir heyecan ve hırsla Hz. Ebû Bekir’in evine gitmişti. Kapıyı açan Hz. Ebû Bekir’in hiçbir şeyden haberi yoktu. Onun haberinin olmadığını anlayan Mekke müşrikleri Allah Resulü’nün (sas) anlattıklarını Hz. Ebû Bekir’e aktarmışlardı ve ondan ‘olur mu böyle şey, buna kim inanır’ gibi cümleler bekliyorlarken Hz. Ebû Bekir onlara: “Bunları O (sas) mu söylüyor?” deyince müşrikler biraz da sevinerek ‘evet’ cevabını verdiler. Bunun üzerine Hz. Ebû Bekir (ra) onlara bakarak: “O (sas) söylüyorsa doğrudur” diyerek sadakatini tüm âleme göstermişti. Ardından ise şu sözler ile müşriklerin sevincini kursaklarında bıraktı: “Siz onun bir gece Kudüs’e, oradan semalara gittiğine mi inanmıyorsunuz? Ben ona her gün semadan vahiy geldiğine inanıyorum da onun semalara çıktığına mı inanmayacağım. Vallahi o ne diyorsa ben hepsini kabul ediyor, hepsine inanıyorum.”[6] İşte bu sözlerden sonra o artık Allah Resulü’nün ve ümmetin dilinde Hz. Ebû Bekir es-Sıddîk olmuştu. Kaynakça:https://islamansiklopedisi.org.tr/ Mustafa Kürşat Ateş 9
MÜZİK HAYATIMIZ Kendi imkanlarımızla oluşturduğumuz müzik sınıfı bizim küçük dünyamız oldu ve biz burda çok büyük keyifle ders işliyoruz,güzel etkinlikler çıkartıyoruz fakat enstrüman konusunda ihtiyaçlarımız var .Müzik derslerinin daha da verimli geçmesi, yetenekli öğrencilerin farklı enstrümanlar öğrenmesi için keman, bağlama, gitar, bendir gibi enstrümanların elimizde olması bizi asıl hedefimize ulaştıracak, daha güzel çalışmalar, korolar yapmamızı sağlayacaktır. Her çocuk bir fidandır bu fidanları birlikte yeşertmek dileğiyle.(Azize Dağ)
Halil-Ür Rahman ve Aynzeliha Gölü Efsânesi Nemrut, zulmü ile çevresine korku ve dehşet saçan bir hükümdârdır. Bir gece gördüğü rüyayı yorumlatır. Doğacak çocuklardan birinin kendisini öldüreceğini öğrenir. Hemen o yıl doğacak bütün çocukların öldürülmesini emreder. Nemrut’un askerleri emri uygulamaya başlar. İbrahim peygamberin annesi Sara, kaçarak bir mağaraya gizlenir. Çocuğunu bu mağarada doğurur ve çocuğunu burada bırakıp evine döner. Çocuğu bir dişi ceylan emzirir. Aradan zaman geçer, askerler İbrahim’i mağarada bulurlar. Nemrut huzuruna getirirler. Hiç çocuğu olmayan Nemrut ondan hoşlanır ve İbrahim’i yanına alıp büyütür. Nemrut’un zulmü, haksızlığı ve putlara tapışını, halkın da putlara tapmaya zorlanılışını gören İbrahim, insanların kendi elleriyle yaptıkları bu putların tanrı olamayacağını söyler. Halka bu düşüncesini anlatır. Halk korkudan ağzını açamaz. Bir tören günü herkesin törene gittiği bir zamanda İbrahim sarayın putlar bölümüne girer, bir balta ile bütün putları parçalar, baltayı da en büyük putun üstüne bırakır. Törenden dönenler endişeye kapılıp Nemrut’a haber verirler. Görevliler Hz. İbrahim’e kızdıklarından bunu onun yapabileceğini öne sürerler. Hz. İbrahim yargılanır, kendisine sorular sorulur ve cevabı “görüyorsunuz ya işte balta büyük putun ellerinde, her halde bu işi o yapmıştır” der. Öfkelenen Nemrut, “bir taş parçası baltayı eline alıp bu işi nasıl yapar” diye haykırınca; Hz. İbrahim “işte benim anlatmak istediğim de budur. Siz kendi ellerinizle yaptığınız bu taş parçalarından medet umuyor, sizi kötülüklerden korumasını bekliyorsunuz. Tanrı diye ona tapıyor, adak adıyor, başınız daralınca ona koşuyorsunuz. Bu gerçekten tanrı ise neden böyle bir işi yapamaz” deyince şaşkınlık geçiren Nemrut, İbrahim’in ateşe atılarak cezalandırılmasını emreder. Her taraftan toplanan odunlar, bugünkü Halil-ür Rahman Gölü’nün bulunduğu yere yığılır, ateş yakılır ve bugünkü kalenin bulunduğu tepenin üzerinden İbrahim Aleyhisselam mancınıklarla ateşe fırlatılır. Nemrut’un kızı, Zeliha, yalvarmasına rağmen babasının yüreği yumuşamaz. İbrahim Aleyhisselam ateşe düştüğünde burası bir göl ve gül bahçesine dönüşür. Yakılan odunlar ise balık olur. Bu göle daha sonra Halil-ür Rahman Gölü adı verilir. Hz. İbrahim’in ardından kendisini ateşe atan Nemrut’un kızı Zeliha’nın ise düştüğü yerde bugünkü Aynzeliha Gölü oluşur. Halkın inanışına göre, bu göller ve içindeki balıklar kutsal sayılmaktadır. Bu balıklara dokunanların başına bela geleceğine inanılır. 11
BİR BAK DÜNYAYA Ne güzel dünya Hayat dolu. Sanki bir armağan Bak bir dünyaya. Dünyanın kokusu Doğanın kokusu. Hayat verir bize Bir bak dünyaya. Dolaş, gez Hayatını yaşa. Neler var dünyada öğren Bir bak dünyaya. Ömrün var, daha Merak ettiğini yap. Hayatını yaşa Bir bak dünyaya. Şair: YUSUF KILIÇ SINIF: 5/E
Search
Read the Text Version
- 1 - 12
Pages: