Important Announcement
PubHTML5 Scheduled Server Maintenance on (GMT) Sunday, June 26th, 2:00 am - 8:00 am.
PubHTML5 site will be inoperative during the times indicated!

Home Explore Haber Bülteni 18. Sayı

Haber Bülteni 18. Sayı

Published by Adaleti Savunanlar Derneği, 2020-07-12 01:25:14

Description: HaberBulteni_18

Search

Read the Text Version

AKSAJANS mustafa nazif 0212-665 31 52 EDİTÖR YERİNE... Şöyle bir geçmişe uzandım bu gece. On beş yıl önce bir Şubat ayazı tüm şiddetiyle post modern sürecini hüküm sürmeye devam ediyordu. Plan üzerinde iyi çalışılmıştı; özellikle medyasının başrolü üstlenmesi ve yüksek yar- gıç ile savcıları, rektörleri, baroları, odaları, dernekleri, provokatör, oyun, hile ve bri- fingleriyle üzerinde çok emek sarf edilmişti. Önce bünyede “temizlik!” gerekiyordu. Binlerce subay-astsubay düzmece yalan ve if- tiralarla dışarı itildi. Sonra özenle kadrolaşma ve bin yıl sürecek savaş ilanı… Kurgu başarılıydı. Nitekim iktidarın da zayıf noktaları değerlendirilerek sonuç elde edildi. Kukla hükümetler ve sipariş yönetimler… Ülke harap edilirken bir taraftan kader de hükmünü icra ediyor ve küllerden yeni bir kimlik inşası başlıyordu. Bünye dışına itilen memleket evlatları tarihi misyonlarını üstlenmek üzere adeta külli bir iradenin tecellisiyle bir araya gelmeye başlıyor ve tuğlalar teker teker diziliyordu. Yükselen yapı zahirde mütevazı, fakat maneviyat ikliminde muazzam bir şahsı ma- nevi halini alıyordu. Uğradıkları zulmü evliya sabrı ile bağırlarına basan bu Hak dostları neticedeki hayra gözlerini dikerek, donandıkları vazife ve mesuliyet şuuruyla oluşturdukları dernek ça- tısı altında flamalarını yavaş yavaş göndere çekmeye başlıyorlardı. ASDER doğuyordu! Nemrutlara bir İbrahim, Firavunlara bir Musa geliyordu. Son peygamberin yüce ahlakıyla donanmış olan bu gönül erenleri itidal ve müspet hareketi kendilerine düstur edindiler. Zor zamanda doğmuştu bebek. Şubat ayazında emekledi. Kimsenin kucağına alama- dığı zamanlarda Rahmanın yardımıyla, güçlükle ayakları üzerinde durmayı ve yürü- meyi başardı. Ama dikildiği andan itibaren hiç eğilmedi. Kimilerinin iki büklüm olduğu zamanlarda ve kimilerinin de sütre aradığı dönemlerde dik durmanın onurunu ve haysiyetini yaşaya- asder18.indd 1 4/9/2011 4:11:59 PM

AKSAJANS mustafa nazif 0212-665 31 52 EDİTÖR rak cihana gösterdi. medi. Konuşulmayan zamanda konuştu, ya- Medya kendine geldi. zılmayan zamanda yazdı. Vatansever, cesur savcılar çıktı. Dedik ya, kader hükmünü icra edecekti; Şubatın soğuk rüzgârlarına bir set, gemi Derken Ergenekon yakayı ele verdi. Ar- azıya almış, doludizgin giden atların ko- kadan balyoz darbecilerin başına iniver- şumlarına bir bilek, yolunu şaşıran tank- di. ların üstüne çıkacağını ilan eden bir yü- rek gerekiyordu. ASDER vazifesini yapmıştı. Büyüyen ASDER şanlı komutanıyla öne Rahmeti sonsuz olan yüce yaratıcı atıldı. Bir taraftan muktedirlere mektup- emekleri zayi etmedi. İktidarın yüreğini lar gönderirken, bir taraftan da halkıyla güçlendirerek, itibarları iade ettirdi. bütünleşip; yazar-çizer, düşünür ve si- vil toplum örgütleriyle toplantılar yapı- Bin yıl yaşayacak denilen iblis ise 15 yıl yordu. geçmeden toprağa gömüldü. Tohumlar saçıldıkça filizlenmeler baş Soğuk günlerde krize sokularak intihara gösterdi. Zamanla her yerden sümbül- sürüklenen arkadaşımız, askeri hasta- leşmeler başladı. Bir, üç, beş derken nede yatarken tedavisi yarıda bırakılıp her taraf çiçeklerle donandı. hastaneden çıkartılan kanser hastası bacımız göremedi ama çocukları gördü Millet gücünü sandıkta gösterdi. bu itibar günlerini. Kim bilir belki biz gö- remesek de o şehitler görüyordur ve ru- İktidar milletten aldığı desteği heba et- hanilerle paylaşıyordur şimdi, mutlulu- ğumuzu… 2 ASDER | nisan 2011 asder18.indd 2 4/9/2011 4:12:14 PM

AKSAJANS mustafa nazif 0212-665 31 52 Yüzünü gizleyerek çöp bidonlarından Hanımları her zaman inandıkları ve zor kâğıt toplamayacak artık komutan. zamanlarda yanlarında açlığa taham- mül ederek destek verdikleri kocalarının -“Komutan bir bazlama ver” diyemeye- şereflerinin ne kadar büyük olduğunun cek Kandıra pazar esnafı artık. bir kez daha teyit edilmesinin hazzını yaşayacaklar. Çocuklar da okulda gururla ve onurla -“benim babam emekli komutan” diye- Eminim gökte melekler de adaletin te- bilecek artık. cellisiyle kendilerinden geçmiş, “subha- nallah” tesbihiyle semâyı çınlatacaklar. -“Mutlaka bir şey yapmışsındır” diyen anne, baba ve akrabalar da evlatların- Bu günleri gösteren Yüce Allah’a binler- dan özür dileyerek, o pak alnından öpe- ce hamd, binlerce şükür. cek, gerçek komutanın. Gürcan ONAT 26.03.2011 nisan 2011 | ASDER 3 asder18.indd 3 4/9/2011 4:12:27 PM

AKSAJANS mustafa nazif 0212-665 31 52 İslam ülkelerinde Neler Oluyor? İslam Coğrafyasındaki Değişim Rüzgarları 46s. ASDER Adalet Nedir Başbakan’la Nasıl Görüştü Olmalıdır? 6s. 30s. ADALETİ SAVUNANLAR DERNEĞİ SAHİBİ Fax: +90 212 526 11 32 Adaleti Savunanlar Derneği Adına E-mail: [email protected] Bülteni Prof. Dr. Nevzat TARHAN Web: www.as-der.org.tr EDİTÖR ANKARA ŞUBESİ M. Abdullah KAPLAN Başkan: Şahin AKDOĞAN YAYIN KURULU GSM: 05357973670 M.Abdullah Kaplan Adres: Meşrutiyet caddesi 42/11 Gürcan Onat Bakanlıklar/ANKARA İbrahim Töre Tel-Fax: 0312 432 08 77 Ahmet Türkan e-posta: [email protected] Cebrail Yeğen - Hulusi Gülen BURSA ŞUBESİ YAZIŞMA ADRESİ Başkan: Arif ÇELENK Alemdar Mah. Çatalçeşme Sok. Adres: Reyhan Mah. Kozaklı Sok. Çınar Defne Han. 27/13 Cağaloğlu/İstanbul/Türkiye İşhanı No:1/21 OSMANGAZİ / BURSA Tel&Fax: 0224 223 25 26 - 0224 224 32 47 Tel: +90 212 526 11 31 Arif ÇELENK Cep: 0 505 500 98 90 E-mail: [email protected] asder18.indd 4 4/9/2011 4:12:46 PM

AKSAJANS mustafa nazif 0212-665 31 52 İÇİNDEKİLER Yeni Dernekten Haberler 6 Anayasa Ordudan Atılan Binbaşının 11 Nerede? Oğlundan Mektup Prof. Dr. Nevzat TARHAN 14 32s. Başbakan’a Mektup 17 Mustafa DAMAR 18 Filistin Sorunu Abdülmuttalip Yıldırım Nasıl Mustafa HACIMUSTAFAOĞULLARI 20 Çözülür? Ey Milletin Vekilleri!.. Sadık PAKSOY 24 36s. Kalkınma Disiplini Ve Kalkınmanın İktisat Dışı Aktörleri 28 Türk Yusuf ÇAĞLAYAN 30 Jeti Asder’in Misyonu; 32 Uçar mı? Buruk Sevinç-Zıt Duygular İbrahim TÖRE 34 53s. Hasdal Ziyareti ve Darbeci 36 Damarın Çalıştığının Kanıtları 40 Prof. Dr. Nevzat TARHAN 43 Adalet Nedir? Nasıl Olmalıdır? Hamza EROĞLU 45 Yeni Anayasa Nerede? Mehmet İNKAYA 46 Sayın Bahçeli Yaş Mağdurlarına da 49 Sahip Çıkacak Mı? 52 Nurettin YAVUZ 55 Filistin Sorunu Nasıl Çözülür? 56 Adnan TANRIVERDİ 60 «Domino Etkisi» mi, «Virüs» mü Demeliyiz? 64 R. Ercan BİTİKÇİOĞLU 64 Libya’yı Bu Hale Biz Getirdik Vehbi HORASANLI Büyük Ortadoğu Projesi (BOP) İle ABD Ne Amaçlamış Olabilir? Ali AKŞEHİRLİ İslam ülkelerinde Neler Oluyor? İslam Coğrafyasındaki Değişim Rüzgarları Adnan TANRIVERDİ Asder’in Misyonu; Türkiye, Ortadoğu ve Batı! Ersan ERGÜR Türk Jeti Uçar mı? Yakup EVİRGEN Cüzdandaki Yargı Mustafa HACIMUSTAFAOĞULLARI Zor Yıllar Zübeyir TUFAN Nostalji - Ahmet DOĞAN Basından Tarihe Not KAYSERİ ŞUBESİ YAYINA HAZIRLIK Sayı:18 l nisan 2011 Başkan: Kemal METE SANAT YÖNETMENİ Adres: Cumhuriyet Mah. Tennuri Sok. Bültenimizde yayınlanan yazı, Mustafa Nazif şema, şekil ve fotoğraflardan No: 9/2 KAYSERİ www.mustafanazif.com yayıncının izni olmadan, kaynak Tel&Fax: 0352 222 97 24 GSM: 0 532 264 29 64 belirtilmeden tam veya özet alıntı BASKI-CİLT yapılamaz. Yazıların sorumluluğu E-mail: [email protected] İmak Ofset yazı sahiplerine aittir. Basım Yayın Tic. San. Ltd. Şti. KONYA İRTİBAT Atatürk Caddesi, Merkez Mahallesi, Göl Sk. No: 1 Mehmet KANMAZ Bahçelievler / İstanbul İstanbul Cad. Akif Paşa Sk.No:18-A Konya Türkiye Tel: 0212 656 49 97 [email protected] Tel:0 332 351 76 19 GSM:0 542 284 42 45 www.as-der.org.tr KÜTAHYA İRTİBAT Bayram ÖZCAN Mecidiye Mh. Taşköprü Cd.No:8 Kütahya Türkiye Tel: 0274 224 06 88 GSM: 0532 671 44 10 [email protected] asder18.indd 5 4/9/2011 4:13:04 PM

AKSAJANS mustafa nazif 0212-665 31 52 HABERLER ASDER BAŞBAKAN’LA Heyetimiz, toplantı sonrasında yap- tığı değerlendirmede, faydalı bir görüş- TASARIYI GÖRÜŞTÜ me olduğu kanaatini paylaşmıştır. Başbakanımız, 20 Şubat 2011 günü Ankara grubumuza, AK Parti Grup ASDER Heyetini Dolmabahçe’deki ça- Başkan Vekili Sn. Bekir Bozdağ ile ir- lışma ofisinde kabul etti. Saat 19.00’da tibatı muhafaza ve gelişmeleri takip et- gerçekleşen kabulde, AK Parti Grup me görevi verilmiştir. Başkan Vekili Sn. Bekir Bozdağ da ha- zır bulundu. Sayın Başbakanımıza sunulan aşa- ğıdaki bilgilerle birlikte, Derneğimiz hu- ASDER Heyetinde, bizimle birlikte; kukçularınca düzeltilerek hazırlanmış yasa tasarını içeren bir dosya takdim ASDER Gnl Bşk. Prof Dr. E. Tbp. edilmiştir. 20 Şubat 2011 Alb. Nevzat Tarhan, TÜRK SİLAHLI KUVVETLERİ ASDER Gnl. Bşk. Yrd. E. Bnb. Mus- PERSONEL KANUNUNDA DEĞİŞİK- tafa Hacımustafaoğulları LİK YAPILMASINA DAİR KANUN TA- SARISI HAKKINDA ASDER Gnl. Sek. E. Bçvş. Nurettin Yavuz ASDER DEĞERLENDİRMESİ ASDER İdari Sek. E. Yb. Cebrail Ye- (20 ŞUBAT 2011) ğen, Sayın Başbakanım, ASDER Gnl. Mrk. Hukuk Danışmanı E. Hak. Bnb. Yusuf Çağlayan Bizi kabul ettiğiniz için, şahsım, he- yetimiz ve ASDER mensupları adına ASDER Gnl. Mrk. Üyesi E. Yzb. Va- şükranlarımızı arz ediyorum. rol Yüksel İnançlı insanların, Silahlı Kuvvetler- ASDER Gnl. Mrk. Üyesi E. Dz. den, yoğun bir şekilde tasfiyesinin baş- Bşçvş. Naci Efe langıcı olan 1995 tarihinden itibaren, en sıkıntılı anlarında, mağdurlara ku- ASDER Ankara Ş. Bşk. E. Bnb. Şa- cak açarak onlara en yakın ilginin tara- hin Akdoğan fınızdan gösterildiğinin bizzat şahidi ol- muşumdur. ASDER Ankara Ş. Gnl .Sek. E.Tnk. Bnb.M. Yavuz Ay Yuvasından atılmış kuş yavruları gi- bi hassas, yalnız, çaresiz ve yardıma ASDER Ankara Ş. Üyesi E. Bnb. Ke- muhtaç oldukları, en yakın arkadaşla- mal Şahin, rının bile sırtını döndükleri bir sırada, kendinizi riske atarak, gönderdiğiniz ASDER Bursa Ş. Bşk. E. Öğ. Bnb. kapalı araçlarla, Küçükyalı lojmanların- Arif Çelenk dan eşyalarını alıp, yeni yuvalarına yer- leşmelerini sağladınız ve belediyede Beyler de hazır bulunmuşlardır. çalışma imkânı verdiniz. Bir saati aşkın süre içinde, aşağıda Bu merhametli, ilkeli ve cesaretli özeti sunulan konuları kapsayacak şe- davranışınızı unutmamız mümkün de- kilde, Başbakanlık tarafından hazırlana- ğildir. rak, TBMM’ne gönderilen “Türk Silahlı Kuvvetleri Personel Kanununda Deği- Silahlı Kuvvetlerde, menfi ideolojik şiklik Yapılmasına Dair Kanun Tasarısı” kadrolaşma dayanağı olarak kullanılan hakkındaki ASDER görüşleri, Sn Baş- Anayasanın 125. maddesinin değiştiril- bakana tarafımdan arz edilmiştir. mesini Anayasaya referandumu kapsa- mına almanız ve mağduriyetleri önle- Fevkalade, olumlu ve samimi bir ha- mek için TBMM’ne gönderdiğiniz yasa va içinde geçen görüşme sonucunda, taslağı da, mensuplarımızı derecesiz Sn. Başbakan, tasarının zamanında Meclisten geçmesini engellemeyecek şekilde, önerilerin imkân ölçüsünde dik- kate alınacağını ve kapsamın genişletil- meye çalışılacağını ifade etmiştir. 6 ASDER | nisan 2011 asder18.indd 6 4/9/2011 4:13:16 PM

AKSAJANS mustafa nazif 0212-665 31 52 HABERLER memnun etmiştir. Zat-ı âlinize teşekkü- netmeliklerinin 60. maddelerinin son (f) rü borç biliyoruz. fıkrası olan “Tutum ve davranışları ile yasa dışı siyasi, yıkıcı, bölücü, irticai ve Başbakanlıkça hazırlanarak ideolojik görüşleri benimsediği, bu gibi faaliyetlerde bulunduğu veya karıştığı TBMM’ne sunulan ve Savunma Komis- anlaşılanlar” fıkrası gerekçe gösterile- rek ve yargılamadan tesis edilen idari yonunda kabul edilerek Plan ve Bütçe işlemlerle çıkarılanların tamamı kapsa- ma dâhil edilmelidir. Bu maddelerin ilk Komisyonuna gönderilen “Türk Silahlı beş fıkrasına sokulan idari işlemler ve kesinleşmiş yargı kararı ile Silahlı Kuv- Kuvvetleri Personel Kanununda Deği- vetlerden çıkarılanlar ise kapsam dışın- da bırakılmalıdır. 12 Mart ve 12 Eylül şiklik Yapılmasına Dair Kanun Tasarısı” mağdurları da kapsama alınmalıdır. titiz çalışma sonucunda ayrıntılı olarak Başvurunun kabul ve reddine MSB Komisyonunun karar vermesine dair hazırlanmış bir tasarı olarak, tarafımız- hüküm, değişikliği yok hükmüne soka- bilir: Tasarının en can alıcı ve olumsuz dan değerlendirilmektedir. sonuç doğurmaya imkân verecek hük- mü budur. Komisyonun Bakanlık men- YAŞ Mağdurları için atılan bu önem- subu asker üyelerden oluşturulacağı li adımda, azami faydanın sağlanması anlaşılmaktadır. “…gerektiğinde diğer için, bizim de görüşlerimizi almak için Bakanlık ve kamu kurumlarından..” sağladığınız bu imkân, bizim için ger- maksat,İçişleri Bakanlığı ve Jandar- çekten altın değerindedir. Bu altın fırsatı ma Genel Komutanlığı veya eski Sahil azami fayda getirecek şekilde değerlen- Güvenlik Komutanlığı kast edilmekte- dirmek istiyoruz. dir. Çünkü Jandarma Genel Komutan- lığı ve Sahil Güvenlik Komutanlığından Sayın Başbakanım, re’sen emekli edilen personel hakkında da MSB’lığı Komisyonunun karar ver- Bir bütün olarak baktığımızda tasarı, mesi ön görülmüştür. Bu komisyonun yalnızca YAŞ Mağdurlarını kapsamak- adil davranabileceğini düşünmek gaflet tadır. olur. Komisyonun kararlarının MSB’nı dahi çaresiz bırakması mümkündür. Zat-ı âlinizin ve siyasi iradenin iyi ni- MSB, eski hali ile HSYK içindeki Ada- yetli olduğundan zerrece tereddüdümüz let Bakanının durumuna düşürülecek- yoktur. Ancak, işlemlerin tesisinden so- tir. YAŞ’nın tasdikçisi bir kurul, yasa ile rumlu asker cephesi için aynı değerlen- teşkil edilmiş olunacaktır. Tabii ki müra- dirmeyi yapmak mümkün değildir. caatlar bir makama yapılacak ve kanun kapsamına girip girmediği araştırılacak- İstenmeyen durumlarla karşılaşılma- tır. Kanunda belirtilmese de ilgili Bakan- ması için, ciddi olarak mahzurlu gördü- lıklar (Milli Savunma ve İçişleri Bakan- ğümüz aşağıdaki onüç noktadaki nok- lıkları) bir inceleme komisyonu kurarak sanlıkların giderilmesinin hayati öneme dosyaları inceleteceklerdir. Ama bu ko- haiz olduğuna inanıyoruz. misyonların karar verme yetkisi olma- yacaktır. İnceledikleri dosyaları Baka- Kanaatimize göre; na arz edecekler, kabul ve red kararı da ilgili Bakan tarafından verilecektir. Mesele, Yasama Organında çözül- Bakanlıklarda sadece yukarıda belirtti- melidir. İdareye takdir yetkisi verilme- ğimiz şekliyle sicil yönetmeliğinin ilgili melidir. MSB, YAŞ ve AYİM taraftır. Çö- fıkra kapsamında mıdır, değil midir ayı- züm bu kurumların dışında aranmalıdır. rımı yapılabilmelidirler. MSB’lığı bünye- sinde yeni bir YAŞ oluşturulmamalıdır. Mahzurlu gördüğümüz hususlar ve Aksi takdirde, seçim sürecine girilen çözümleri aşağıda sıralanmıştır. Tasarının Kapsamı dardır. Genişletil- melidir. Mağduriyetler sadece YAŞ Ka- rarları ile yaratılmamıştır. Yargıya açık idari kararlarla tesis edilen işlemler, ta- rafsız davranamayan AYİM tarafından reddedilmiştir. Yargıda çözülmesi imkân dâhilinde iken, yargıdan kaçırılan her idari işlem sakat kabul edilmelidir. Si- lahlı Kuvvetlerden; Yüksek Askeri Şura (YAŞ) kararları ve yargıya kapalı işlem- lerle ve yargıya açık olsa da, Subay Si- cil Yönetmeliğinin 91, Astsubay Sicil Yö- nisan 2011 | ASDER 7 asder18.indd 7 4/9/2011 4:13:23 PM

AKSAJANS mustafa nazif 0212-665 31 52 HABERLER bu dönemde, MSB’nı seçim bölgelerin- başvurması : Mahkemenin yapısı değiş- de gezerken, yetkilendirilen komisyon, meden ve hâkim bağımsızlığı sağlan- mağdurların %90’ını kapsam dışında madan bu mahkemenin Genelkurmay bırakıp, AYİM kapısının önüne yığabilir. Başkanlığı ve YAŞ çizgisi dışında karar verebilmesi mümkün görülmemektedir. Başvurunun kabulüne ve reddine Bunun yerine özel bir idare mahkemesi karar verme süresi bir yıl olarak öngö- yetkilendirilmelidir. rülmüş: Seçimlerden önce sonuçlandı- rılmasında sayısız fayda mülahaza edil- Mağdurların ilişiklerinin kesildiği ta- mektedir. İlgililerin ilişik Kesmeye esas rih ile yasanın çıktığı tarih arasındaki “belgelerinin içeriğindeki üçüncü kişi- özlük hakları verilmiyor. Haksız işlem- lere ait bilgilerin karartılmak suretiyle” den dolayı maruz kalınmış maddi zarar gönderilmesi, kişilerin sağlıklı değerlen- ödenmiyor. İşlem haksız ise, zarar kişi- dirilmelerini engelleyecektir: Bilgi Edin- nin üzerinde bırakılmaz, bu zararı kamu me Yasasının verdiği hak ile mağdurlar paylaşır. Bu idare hukukunun temel ku- tarafından talep edilen belgeler, söz ko- ralıdır. İlişik kesilme tarihinden, kanunun nusu karartma kullanıldığı için, anlaşıl- çıktığı tarihe kadar geçen süre içinde, maz bir hale dönmüştür. Karartma işi emsaline ödenen maaş ve tazminatla- yasada yer almamalıdır. rın toplamı kişilere ödenmelidir. Devlet mağduriyetlerin tazmin edilmesi için ge- Başvuruları reddedilenlerin AYİM’e 8 ASDER | nisan 2011 asder18.indd 8 4/9/2011 4:13:31 PM

AKSAJANS mustafa nazif 0212-665 31 52 rekecek bir kaç milyon TL’yi bulmaktan lar, genç yaşta Silahlı Kuvvetlerden çı- aciz olamaz. Görevden mahrum edildiği karılıp da sonra vefat edenlerin dul ve yıllara ait maaşları kendilerine ödendiği yetimleridir. Bunların mağduriyetleri her takdirde, bu sürelere ait emekli kesenek halükârda giderilmelidir. Emekli hakkını ve karşılıkları ile OYAK Kesenek ve kâr almadan vefat edenlerin dul ve yetimle- payları da bu tazminattan mahsup edi- rine, çalışırken vefat eden emsalinin dul lebilir. ve yetimlerine bağlanacak ölüm aylığı bağlanmalıdır. Daha önce ödenmiş ikramiyelerin güncellenerek iadesi: Emekli ikramiyesi Ödenmiş öğrenim giderlerinin iade- verilmesi ve emekli maaşı bağlanması si düşünülmemiştir: İlgili kişilerin öğ- için önceden verilmiş ikramiyelerin gün- renim gideri olduğu takdirde borcunun cel değerleri ile geri ödenmesi hükme tahsil edilmeyeceği hükme bağlanırken, bağlanmıştır. Bir kısım arkadaşlara sı- ödenmişler hakkında bir düzenlemeye kıntı yaşatabilir. Önce ödenenler, verile- yer verilmemiştir. Ödenmiş öğrenim gi- cek ikramiyeden mahsup edilmelidir. derlerinin, güncel değerler üzerinden ia- de edilmesi de hükme bağlanmalıdır. Emsalleri emeklilik hakkı kazanma- dan vefat edenlerin durumu tasarıda Kişilere, ilişiklerinin kesildikleri tarih- düzenlenmemiştir: En çok mağdur olan- teki kıdemleri üzerinden emekli kimlik nisan 2011 | ASDER 9 asder18.indd 9 4/9/2011 4:13:41 PM

AKSAJANS mustafa nazif 0212-665 31 52 HABERLER kartı verilmesi öngörülmektedir: Özlük söylemlerini samimi kabul etmemek ge- hakları emsallerine getirilirken, kimlik- rektiğini de hatırlatmak isteriz. lerinin getirilmemesi, manevi zararın karşılanmaması anlamına gelir. Bu da 12 Mart 1971 ve 12 Eylül 1980 mağ- haksız işlemin bütün zararları telafi edil- durlarının da, geçmiş dönemin, asker memiş olur. Emekli edildiği rütbe ve kı- oldukları için hakları verilmeyen mağ- demine uygun kimlik kartı düzenlenme- durları olduklarına inanıyoruz. Onların lidir. olmadığı düzenlemelerin, inanç mağ- durlarını da mahzun edeceğinin bilin- Emekli Türk Silahlı Kuvvetler men- mesini istiyoruz. O dönemlerin sivil ka- suplarına tanınan sosyal hakların tanın- mu görevlilerinin mağduriyetleri, darbe ması öngörülmektedir: Bu durum, sos- dönemlerinin hemen sonrasında gide- yal tesislerden ve askeri hastanelerden rilmiştir. Farklı ideolojiye sahip olduk- yararlanma imkânı getirirken, silah taşı- ları halde mağduriyetlerinin giderilme- ma ve pasaport imkânı sağlamamakta- si, kaynaşmanın da kıvılcımı olacaktır. dır. Bu hüküm, emekli Türk Silahlı Kuv- Ayrımcılık yaygarasının önü alınacaktır. vetleri mensuplarına tanınan sosyal ve Onların da bunu hak ettiklerine inanıyo- özlük haklarından yararlanır hükmüne ruz. Bu nedenlerle o dönemlerin asker döndürülmelidir. mağdurları da unutulmamalıdır. OYAK kesintilerinin kişiler tarafın- Tespit ettiğimiz noksanlıkların gi- dan yatırılması İstenmektedir: Dışarda derilmesine imkân veren, revize edil- geçen sürelerin maaşı tazminat olarak miş bir taslağı da takdim edilen dosya verildiği takdirde, OYAK aidat ve aidat- içinde sunuyoruz. Bunların dışında, 28 lara isabet eden kâr paylarının güncel Şubat sürecinde, inançlarından dolayı, tutarları bu tazminatlardan mahsup edi- idari işlemlerle kurumu ile ilişiği kesilmiş lebilir.Tazminat ödenmediği takdirde; ki- çok sayıda uzman askeri personelin bu- şilerin ilişiklerinin kesildiği tarih ile bu lunduğu ve yine inançları nedeniyle kı- kanunun yürürlüğe girdiği tarih arasında nama ve uyarma cezası aldığı için ter- emsallerinin ödediği aidatlar ile aidatla- fi ve tefeyyüzden mahrum bırakılan sivil rın kâr paylarının kişiler tarafından yatı- kamu görevlisi olduğu da unutulmama- rılması, kişinin zararının kendine ödet- lıdır. Onlar da kendi meselelerine ada- tirilmesi anlamına gelir ki, adil değildir. letle yaklaşılarak haklarının verileceği Kişinin ilişiğinin kesildiği tarihteki kuru- günü beklemektedirler. munca ödenmelidir. Askeri öğrenciler unutulmamalıdır. Aynı gerekçelerle çı- Sayın Başbakanım, karılan askeri öğrenciler de öğrenim gi- deri borçlarını ödememeli, ödemiş ise- Bizden hatırlatması. Takdir zat-ı ler, güncel değerleri ile iade edilmelidir. âlinizindir. Ayrıca, öğrencilikleri sırasındaki emekli kesenek ve karşılıkları, SGK’a intikal et- Bizi kabul edip, sabırla dinlediğiniz tirilmelidir. için tekrar şükranlarımızı arz ederim Sayın Başbakanım, Adnan Tanrıverdi Mağduriyetlerin giderilmesi konu- Emekli Tuğgeneral sunda kararlı olduğunuzdan ve çözü- mün hakkaniyetli olmasını istediğinden ASDER Onursal Başkanı zerrece şüphemiz yoktur. Ancak, “uyuşturucu kullanan ve ah- laksızlıktan atılanlara da mı emeklilik hakkı vereceğiz” bahanesi ile alınan yetkilerin kötü niyetle kullanılabileceğini hatırlatmak istiyoruz. Bahsedilen suçları işleyenler için ceza kanunlarında, Silah- lı Kuvvetlerden çıkarmaya yetecek hü- kümler vardır. Yargılama yolunu kullan- mayıp da, idari işlemleri tercih edenlerin 10 ASDER | nisan 2011 asder18.indd 10 4/9/2011 4:13:47 PM

AKSAJANS mustafa nazif 0212-665 31 52 Ordudan Atılan Binbaşının Oğlundan Mektup Prof.Dr. Nevzat Tarhan / ASDER Genel Başkanı Savunma hakkı olmadan Yüksek As- ayrılmalı. Değerli okuyucu, keri Şura yoluyla şu anda Silivri’de yar- 28 Şubat’ın canlı gılananların ihraç ettiği bir binbaşının Birincisi, “Türkiye demokratikleşiyor tanıkları olan biz oğlunun mektubunu okuyunuz ve res- derken yıkılan askeri vesayet statüko- ‘YAŞ’ çocukları, mine bakınız, neden Türkiye’nin de- sunun yerine yeni bir sivil siyasi statü- başımıza indir- mokratikleşmesinin IRAK ve Kuzey Af- ko oluşuyor” diyen demokratik duyarlı- mek istedikleri rika gibi olmadığını anlayınız. lığı olan grup. “Balyoz”u yıllardır ufacık ellerimiz- SİLİVRİ SANIKLARI ŞANSLI ÇÜN- İkincisi, İstiklal Mahkemeleri ve Yas- le kavrayıp sırf KÜ… sıada mahkemeleri ne kadar bağım- aziz milletimizin sızsa Silivri Mahkemeleri de o kadar manevi şahsı hatı- Jandarma binbaşısı Sadık Pak- bağımsızdır diyerek yargıyı siyasallaş- rına başımıza vur- soy Ergenekoncuları utandıracak şey- tırmak isteyen grup. durmadık. Hiçbir ler söylemiş çocuğuna. Sivil dikta kor- platformda aldat- kusu olanlar boşuna korkmasınlar Türk Birinci grubun endişelerinin dağılma- madık, aldanma- muhafazakârları meşruiyetçi ve demok- sını sağlayacak bir olay yaşandı. Geç- dık. rattır. tiğimiz hafta 12 Eylül,12 Mart ve 28 Şubat dönemlerinde Türk Silahlı Kuv- 2007’den beri süren Silivri yargıla- vetlerinden yargı denetimine kapalı ola- malarına kuşku ile bakanlar iki gruba rak uzaklaştırılan 3000’inin üzerinde su- bay astsubaya gasp edilmiş haklarının nisan 2011 | ASDER 11 asder18.indd 11 4/9/2011 4:13:57 PM

AKSAJANS mustafa nazif 0212-665 31 52 MAKALE Jandarma verilmesi için yasa çıktı. Bu yasa askeri sorgulama yapabiliyor varsa yeni ka- binbaşısı bürokrasinin bütün engellerine rağmen nıtlarla birlikte tekrar mahkemeye sevk Sadık Paksoy üç dönemi kapsayacak biçimde yasa- ediyor. Mahkeme heyeti konuyu tekrar Ergenekoncuları laştı. inceliyor hukuki belgeler güçlü ise tutuk- utandıracak lama talebini kabul ediyor. Bir üst mah- şeyler söylemiş TBMM ve Hükümet sadece 28 Şubat keme en kısa zamanda itirazı inceliyor. çocuğuna. Sivil mağdurlarına değil, diğer mağdurlara da Görüldüğü gibi en az 6-8 hâkim ve sav- dikta korkusu haklarını vermeyi kabul ederek “özgür- cının süzgecinden geçen bir karar süre- olanlar boşuna lükçülükte çoğulcu” olduğunu gösterdi. ci var. Bu süreci siyasallaştırmak hukuk korkmasınlar Türk Yaşam tarzı korkusu olan endişeli mo- algısı olmamasına veya kötü niyete işa- muhafazakârları dernlerin dikkatine sunmak gerekir. Nu- rettir. Yanlış bir iddianamenin ve kararın meşruiyetçi ve ray Mert’in ‘Ergenekon Bilmecesi’ yazı- hâkimin ve savcının mesleki kariyerini demokrattır. sındaki kuşkunun temelsiz olduğuna bu bitirebileceği koşullarda olmamız yargı- bilgi bile yeter. ya güvenmemiz gerektiğini gösteriyor. İkinci grubun iddiasının temelsiz ol- Bu nedenle “Silivri sembol davadır duğuna en büyük kanıt şu anda Silivri ve siyasidir” diyenler yanılıyorlar. davalarının hâkim ve savcılarının bü- yük çoğunluğunun eski HSYK döne- Silivri sanıkları aslında çok şanslılar minde atanmasıdır. Eski HSYK üyeleri- çünkü yargılanma hakları var. Yargılan- nin açıkça askeri vesayeti doğallaştıran ma hakkı olmadan hain muamelesi gö- Ferhat Sarıkaya, Sacid Kayasu ve İlhan ren binlerce subay astsubayın trajedisi Cihaner kararlarını biliyoruz. Düşünü- yanında Silivri’de yargılanan subay ast- nüz bu dönemde atanmış hâkimler bile subaylar daha şanslılar, çünkü savun- güçlü deliller karşısında hukukun gere- ma hakları var. ğine göre davranmak zorunda kaldılar. Diğer kanıtım ise hâkim teminatının ön- Savunma hakkı olmadan Yüksek ceye göre son anayasa değişikliği ile Askeri Şura yoluyla şu anda Silivri’de daha sağlamlaşmış olmasıdır. yargılananların ihraç ettiği bir binbaşı- nın oğlunun mektubunu okuyunuz ve Bir polis veya savcı bir şüpheli hak- resmine bakınız, neden Türkiye’nin de- kında suç delili bulduğunda bir hâkimden mokratikleşmesinin IRAK ve Kuzey Af- o hâkim ikna olursa acil arama kararı çı- rika gibi olmadığını anlayınız. Çünkü kartıyor. Arama yaptıktan sonra iki gün savaş eğitimi almış bu Jandarma bin- başısı Sadık Paksoy Ergenekoncuları utandıracak şeyler söylemiş çocuğuna. Sivil dikta korkusu olanlar boşuna kork- masınlar Türk muhafazakârları meşrui- yetçi ve demokrattır. “Peki ya çocuklar? Adı: Ordu’dan atılan adamın oğlu. Soyadı: Ne önemi var ki? “O gün” ü fotoğraflayıp beynimin başköşesine koymuş kadar iyi hatırlıyo- rum. Kütahya’da bir sabah vakti. Evden simit almak için çıktığımda karşımda babamı gördüm. Her görev sonrasın- da eve dönüşü kadar heyecanlandığım başka bir duygu hatırlamıyorum. Ba- bam Diyarbakır’a göreve gitmiş, eve yi- ne sağ salim dönmüştü. Bir gariplik var- dı bu sefer ama ne...? Yüzünde yine o aynı ciddiyet. İşte siyah yol çantası; ka- lın ve gizemli. Gözlükleri de yerindey- di üstelik. Buldum... Üniforması yoktu üzerinde. Hafta sonları bile bizimle vakit 12 ASDER | nisan 2011 asder18.indd 12 4/9/2011 4:14:10 PM

AKSAJANS mustafa nazif 0212-665 31 52 geçirmek yerine, sabah erkenden giyip na kalmaya hak kazandım. Dosyamda Savunma hakkı kışlasının yolunu tuttuğu üniforması bu babamı gören Yarbay’ın bana sorduğu olmadan Yük- kez yoktu üzerinde... o ahlaksız sorular mahşer yerinde ken- sek Askeri Şura disine sorulmasın diye temenni ediyo- yoluyla şu anda Bir şeyler garipti, sezdim. Evin kapı- rum. Silivri’de yargıla- sına yaklaştığımızda henüz zili çalma- nanların ihraç et- dan açıldı kapı. Daha sabahın erken Değerli okuyucu, 28 Şubat’ın canlı tiği bir binbaşının saatleri olmasına rağmen bütün ev hal- tanıkları olan biz ‘YAŞ’ çocukları, başı- oğlunun mektubu- kı kapıda hazır kıta. Garipti bir şeyler, mıza indirmek istedikleri “Balyoz”u yıl- nu okuyunuz ve sezdim. Herkesin yüzünde aynı ifade, lardır ufacık ellerimizle kavrayıp sırf aziz resmine bakınız, şaşkın, ağlamaklı, hazırlıklı, hazırlık- milletimizin manevi şahsı hatırına başı- neden Türkiye’nin sız. Hoş geldin derken dudakları titredi mıza vurdurmadık. Hiçbir platformda al- demokratikleş- annemin, gözleri çakmak çakmak. De- datmadık, aldanmadık. mesinin IRAK ve dem, arkasında bir şeyler saklayan bir Kuzey Afrika gibi çocuk gibi ellerini arkasında kavuştur- Varımızı yoğumuzu ortaya koyarak, olmadığını anlayı- muş, huzursuz. Anneannemin gözleri büyük bir gayret ve bilinç ile babalarımı- nız. Çünkü savaş yerde, kaldırsa başını ağlayacak sanki. zın mirası olan bu davayı devraldık. Kı- eğitimi almış bu Bir şey sorsam dünya başıma yıkılacak- sa lafın kısası ey millet ’im; biz bu oyuna Jandarma binba- mış gibi hissediyorum, beynimde infilak gelenlerden olmadık!” şısı Sadık Paksoy infilak üstüne. Salon’a geçiyor herkes, Ergenekoncuları kimsede çıt ses yok. Dayanamayıp de- Bu çocuk şu anda ABD’de siyasal utandıracak şey- deme soruyorum, neler oluyor? okuyor ve babasına bu mektubu yazdı. ler söylemiş çocu- ğuna. Sus, ses etme diyordu dedem, attı- Türkiye’de bir devir değişiyor ancak lar babanı... kimse tantana yapmasın, antidemokra- tik kurumları ıslah etmek ve askeri ve- Sonra babam herkesi bir arada gö- sayetin hamiliğini yapan tabuları değiş- rünce konuşmaya başlıyor, mağdur tirmek, askerin demokratik denetimi için ama mağrur: daha yapılacak çok şey varken gerçek- çi olmak gerekir. “Biz hiç bir zaman Hakk’ın hatırından başkalarının hatırı için fedakârlık etme- dik. Bize yapılan bu zulüm karşısında da sabredeceğiz, kadere iman bunu ge- rektirir. Bu evde hiçbir fert; ne devlete, ne de TSK’ya BEDDUA ETMEYECEK. Ben onlar için her vakit namazımda dua ediyorum, sizler de öyle yapın; ne olur- sa olsun ordu bizim ordumuz.” Bak sen şu disiplinsiz adama! Artık hiçbir şey eskisi gibi olmaya- caktı, olmadı da. Maddi manevi çok zor- luklar çektik, yıllarca ufacık yürekleri- mizde çok kavgalar ettik belki, ama asla beddua etmedik. Vatan haini olmadık, isyan edip da- ğa çıkmadık. Milletin hakkına tecavüz etmedik. Çalmadık, çırpmadık. Bize ya- pılan zulüm karşılığında koyun da olma- dık serseri de! Daha çok çalıştık, azmettik, faturayı bütün bir millete kesmedik, kadere iman ettik. Ben daha sonra Askeri Lise sınav- larını dereceyle geçtim, spor seçmele- rinde ilk üçe girerek mülakat aşaması- nisan 2011 | ASDER 13 asder18.indd 13 4/9/2011 4:14:24 PM

AKSAJANS mustafa nazif 0212-665 31 52 MAKALE Başbakana Mektup Kınalı kuzuların hatırasına... Dedem bu vatan Sayın Başbakanım, Ben Mustafa Damar, için Yemen’e Size bu satırları yazarken karmaşık 1984 yılı Işıklar Askeri Lisesi duygular ve gelgitlerin içinde yazıyo- 1988 yılı Kara Harp Okulu mezunu kadar gitmiş ve rum. ve yaklaşık olarak Gözlerim dumanlı, içim hicran, duy- 1999 yılı Ağustos YAŞ’zedesiyim. 13 sene askerlik gularım ebede uzanmış… Gözümden yapıp vatanına iki damla yaş ha damladı ha damlaya- Dedem Mehmet Damar dönmüş, Kurtuluş cak. Babam Mustafa Şadi Damar Savaşında Ege dağlarında milis Sayın büyüğüm, Diyeceksiniz ki seni anladık da de- kuvveti olarak Geçen günlerde 12 yaşındaki oğlum den ile babana ne oluyor? Zübeyr ile aramızda geçen bir diyalogu bulunmuş ve size anlatmak istedim. Bunu anlatırken Dedem bu vatan için Yemen’e kadar babam 9 yaşında bir babanın çaresizliğini ve çıkmazlarını gitmiş ve yaklaşık olarak 13 sene as- iken vefat etmiş ve boğazına takılan o bir yudum duygu- kerlik yapıp vatanına dönmüş, Kurtuluş yu özümsemenizi istedim… Ne de olsa Savaşında Ege dağlarında milis kuvve- büyük bir gazi… siz de önce baba sonra Başbakansı- ti olarak bulunmuş ve babam 9 yaşında nız… iken vefat etmiş büyük bir gazi… Evet, saygıdeğer büyüğüm, Babam yine bu vatana hizmet etmiş Ben kim miyim??? ve bu hizmetini Kore’de savaşarak yeri- ne getirmiş 79 yaşında Kore gazisi piri 14 ASDER | nisan 2011 asder18.indd 14 4/9/2011 4:14:56 PM

AKSAJANS mustafa nazif 0212-665 31 52 fani ihtiyar bir gazi… de olmaz sen irticai sebeplerden dolayı Ben teğmen hüküm giymiş bir babanın oğlusun, bu rütbesini Evet, ben de bu iki neslin arkasından orduda sana yer yok diyecekler… Belki omuzlarıma gelen yaş gazisiyim. kızım bir memuriyete girmek isteyecek; taktığımda gazi ona da duuurr diyecekler… Varın gerisi- babamın gözünde Dedem ve babam gibi savaşmak ba- ni siz düşünün… o gurur ne kadar na nasip olmadı ama bizde ayrı bir cep- görülmeye hede iman ve istikamet savaşı vererek Bu satırları size yazarken bir şairin değerse, 1999 gazi olduk… şu adam benim babam ağıtını dinliyo- yılında meslekten rum. Ne de güzel söylemiş, ne de gü- ihracımda Atalarım ile aramdaki fark onlar kur- zel bizim hayatımıza özet olmuş. Evet babamın şunlara göğüslerini siper etti biz imanı- benim babam bir işçi idi, 6 çocuk değil inançlarındaki mızı… Fikriyatımızı… Yaşantımızı… ama 4 çocuk yetiştirdi. Hem de bir işçi yıkıntı o maaşıyla…. kadar sert ve Bir gün akşam vakti işten döndükten acımasız oldu ki, sonra evde ailecek otururken oğlum ba- Hiç unutmuyorum elleri öpülesi, sırtı- anlatamam. na beklenmedik bir soru yöneltti: mın ebede kadar yükü olsa taşıyacağım köylü kızı anam ben 15 yaşında aske- - Baba bugün okulda bir anket doldu- ri lise imtihanını kazanıp beni Bursa’ya rulurken babanızın mesleği diye bir bö- uğurlarken lüm vardı ve ben burayı boş bırakmak zorunda kaldım çünkü oraya ne yaza- - Ana neden beni bu çocuk ya- cağımı bilemedim dedi. şımda gurbete gönderiyorsunuz dedi- ğimde yüreğine taş bağlayarak gözün- - Neden oğlum, o bölüme her za- de iki damla yaş ile, man övünerek KKK’lığından ayrılma YAŞ’zede, re’sen emekli Ordudonatım - Oğlum baban işçidir aldığı ma- Yüzbaşı olarak yazabilirsin evladım de- aşla 4 evladını okutmakta güçlük çeki- dim… yor, sen yatılı okursan ağabeyin, ablan, kardeşin daha rahat okuyacak. Sen be- _ Baba! Olmaz o tabiri yazarsam nim Çanakkale’ye gönderilen kınalı ku- ben arkadaşlarımın yanında kendimi zulara benzersin. Ben de seni vatana ezik hissediyorum. Sanki seni vatana emanet ediyorum a yavrum, dedi. hainlik yapmış da onun için askeriyeden uzaklaştırmışlar duygusu hâkim oluyor. Ve bütün sözler orda bitti…. Kimse sizin yaptıklarınızı, annemin ba- şını açmayarak yanında duruşunu, se- Dile kolay 15 yaşında başlayan bir nin namazın için her şeyi feda edebile- gurbet ve 8 yıl yatılı hayatın ardından cek kadar kararlılığını, fedakârlığını ve 1988 yılında Ord. Tğm. olarak kıtaya ilk İslam kahramanlığını anlamıyor… Me- hareketimiz… seleyi derinlemesine bilmediklerinden psikolojik olarak kendimi de suçlu his- Ben teğmen rütbesini omuzlarıma sediyorum dedi. taktığımda gazi babamın gözünde o gu- rur ne kadar görülmeye değerse, 1999 Başımdan aşağı kaynar sular dökül- yılında meslekten ihracımda babamın dü, hanımla sadece birbirimizin gözleri- inançlarındaki yıkıntı o kadar sert ve nin içine bakakaldık. acımasız oldu ki, anlatamam. Sonra oturdum düşündüm. Bu iz Kore savaşındaki kurşun onu yı- bende olduğu sürece evlatlarımın da kamamıştı ama içerden gelen bu kah- arkasından bu damga devam edip gi- pe kurşun babamı ta kalbinden vurdu, decek. inandığı değerlerden vurdu, Oysa ben 1999 yılında görevimden O günden sonra babamın gururla iki el çektirilirken oğlum 13 aylık, kızım 2,5 gözü yaşararak anlattığı Kore hatıraları- yaşında idi ve dünyadan bihaber idi- nı artık dinleyemez olmuştuk, ler. Benim çocuklarımın ve benzer du- rumda olan diğer YAŞ’zede çocukların Çünkü babam ağır yaralanmıştı, hat- ne suçu olabilirdi. Bugün bu çocukların ta bu yara bir gün öyle kanayacaktı ki, ne suçu var ki babalarından dolayı bel- iki dizinin üstüne çökecekti… ki de hayat boyu yaftalanacaklar. Bel- ki ileride oğlum subay olmak istediğin- nisan 2011 | ASDER 15 asder18.indd 15 4/9/2011 4:15:23 PM

AKSAJANS mustafa nazif 0212-665 31 52 MAKALE 33 yaşımdan sonra vasıfsız bir çalışan oldum. Onuru kırılmış, tel örgüsünün içinden başka hayatı tanımayan bir garip. Dediler ki ne iş yaparsın, Yaz be Zübeyr’im baban için O... Yani benim babam ne iş olursa yapar, ama öncelikle vatan için canını vermekse onu en başta yapar… Çünkü atasından aldığı ilk dersi bu. Vatan için bu canlar feda olsun. İşte Zübeyr’im sen kınalı kuzuların inşaallah son temsilcisi olacaksın… Çünkü inanıyorum ve rabbimden du- a ediyorum ki bu vatan gerçek evlatları- nı bir gün anlayacak ve gerçek demok- rasi ile tanışacaktır. Sizden bir tek şey Bir gün askeri hastane kapısında Sayın büyüğüm, Başbakanım, istiyorum şu anda bir uzman çavuş kapıda bu koca çına- Sizden bir tek şey istiyorum şu an- rı durduracak ve amca sakalını kesme- da 45 yaşındayım, Türkiye içinde dönen 45 yaşındayım, den hastaneye giremezsin diyecektir… olayları daha iyi idrak ediyorum. Bel- Türkiye içinde dö- ki bu yaştan sonra gel eski mesleğini nen olayları daha Babam da ne diyorsun oğlum ben bu yap deseler de o enerjiyi artık kendim- vatan için canımı ortaya koymuşum de- de bulamıyorum ama çocuklarımız için iyi idrak ediyo- se de o gün bugündür babam bir daha tüm samimiyetimle onurumuzu ve mes- rum. Belki bu yaş- asla o kapının önünden geçmedi, geçe- lek unvanımızı geri istiyorum. Geri isti- tan sonra gel eski medi, geçmek istemedi… yorum, çünkü çocuklarımız bizim kimli- mesleğini yap de- ğimiz altında ezilmesinler… seler de o enerjiyi Ve bana bir gün telefonda şunu söy- İnanıyorum ki bu vazifeyi yapmak ledi, sen haklıymışsın be oğul, bunu ya- arzusu sizi de Allah (CC) katında ayrı- artık kendimde panlar gerçek vatan evladı olamaz… ca onurlandıracaktır. Çünkü bu iradenin bulamıyorum ama sizde olduğunu ve daima olacağını mü- çocuklarımız için Babam beni hep subay olarak hatı- şahede ediyoruz. tüm samimiyetim- ralarında yâd etsin diye İzmir’de yanla- Allah yar ve yardımcınız olsun… rına taşınmaktansa gözünden uzak ol- le onurumuzu ve mak adına İstanbul gurbetine geldim. 2011 yılının milletimiz, memleketimiz meslek unvanımı- ve İslam âlemine hayırlara vesile kılma- zı geri istiyorum. Ama ne geliş, makine mühendisi bir sını dua eder, ev hanımı, 1 yaşında oğlum Zübeyr,2,5 Geri istiyorum, yaşında kızım Zeyneb ve sudan çıkmış Saygılarımı sunarım. çünkü çocukları- balık misali bir ben. Ne elde var ne avuç- mız bizim kimliği- ta… Şu dünyada yiyeceğimiz lokmaları- Zübeyr Bahadır, Zeyneb Berranur ve miz altında ezil- mızı kıskanmış bizi o halimiz ile sokağa bir ay sonra doğacak atmış garip düşünceli insanlar… mesinler… Nesibe Zehra Damar’ın Meslek… YAŞ’zede yüzbaşı, YAŞ’zede babası O güne kadar hep arazide eğitim ala- Mustafa Damar nında, karargâhta emir almış, emri ye- 30.12.2010 rine getirmek için varını yoğunu ortaya koymuş gencecik bir subay idim, ama 16 ASDER | nisan 2011 asder18.indd 16 4/9/2011 4:15:50 PM

AKSAJANS mustafa nazif 0212-665 31 52 Abdülmuttalip Yıldırım Mustafa HACIMUSTAFAOĞULLARI Adını duyduğum her an içim ürperir, miğe dayandığı an’’ları müşahede ettim Konuşmanın zor Gözlerim dalar gider çok uzaklara, birçoğunda. olduğu, kelime- lerin boğaza dü- Zihnimde binlerce soru canlanır ye- Fakat, çok şükür O hariç intihar ede- ğümlendiği, göz- niden, ni duymadım, lerin buğulandığı bir söyleşi... Neden..? Neden..? Neden..? İnşaallah yoktur ve temennim ol- İşsiz bırakılmıştı, LÜTFEN...ACELE EDİN..! maz..! Üstelik emekli Allah’ın verdiği canı ancak Allah alır. maaşı da kestiril- İmanlı bir yürek taşıyan, nefis müda- Evet O,Yaşzede Binbaşı Abdülmut- mişti, faası dışında hiçbir cana kastetmez. talip Yıldırım’dı. Eşi ve üç çocuğu Kendi nefsine asla..! O’nun eline bakı- Şahsen tanımasam da çok iyi biliyo- Geçenlerde ağabeyi ile tanışma fır- yordu, rum, O’da iyi bir mü’mindi, satım oldu. Fakat O çaresizdi Diğer binlerce kader arkadaşı gibi. O’da dindar olduğu için ordudan ih- O da eski bir asker, hayat görüşleri raç edilmiş, farklı da olsa kardeş... Yaş’zedeler arasında yerini almıştı. İyi bir mü’min Zihnimdeki soruların cevabını ondan olduğu,Genelkurmay’dan tasdikli idi..! öğrenmeye çalıştım. Örnek bir insan, başarılı bir askerdi. Başa gelen her halin bir imtihan ol- Bir suikaste kurban gitmediğini, inti- duğuna O da inanırdı mutlaka. har öncesi terasta yalnız olduğunu ve En sıkıntılı anında bile,’’Görelim atladığını gören şahitler varmış. Mevla’m neyler, neylerse güzel eyler...’’ diyebilecek şuurda idi. Peki neden..? dedim...Neden intihar Fakat, neden canına kastetmişti..?! etmiş..? Bir suikaste kurban gitmiş olma ihti- malini de düşünmüştüm. Konuşmanın zor olduğu, kelimelerin Zira O’nu çok sevdiği mesleğinden boğaza düğümlendiği, gözlerin buğu- ve ordudan atanlar, sivil hayatta da ra- landığı bir söyleşi... hat bırakmamış, adım adım takip etmiş- lerdi. İşsiz bırakılmıştı, İbrahim diyarı, Şanlıurfa’da bin bir Üstelik emekli maaşı da kestirilmişti, zorlukla bulduğu işinden de etmişlerdi. Eşi ve üç çocuğu O’nun eline bakı- Peygamber şehri Urfa’da; Peygam- yordu, berler yolunda yürüyen, bu yolda canını Fakat O çaresizdi, feda etmekten tereddüt etmeyecek bu Sıkıntılar her gün daha bir büyüyor, güzel insan, öğretmen evinin terasın- dağ gibi üstüne üstüne geliyordu... dan kendini aşağıya bırakıp hayata ve- Yine bir gün akşam eve geldi, boynu da ediyor..! bükük, eli boş... Yüzlerce Yaş’zede arkadaşımla gö- Çocuklarından biri, bir ihtiyacını dile rüştüm. getirdi, Çok can yakıcı, iç parçalayıcı Fakat, alabilecek parası yoktu. hikâyelerini dinledim, Hanımıyla göz göze geldi, Kendi yaşadıklarımı da hatırlayarak. ‘’Keşke dedi, keşke bu günü görece- Gözyaşlarıyla birlikte ‘’ bıçağın ke- ğime ölseydim.’’ Bu, onların duyduğu son cümleleri olacaktı, nereden bilsinler. Yatsı namazını kılıp evden çıktı, ...Ve bir daha dönmedi, dönemedi... Düşünüyorum, İşsiz, aşsız bırakılmış, onuru zede- lenmiş binlerce Yaş’zede, nisan 2011 | ASDER 17 asder18.indd 17 4/9/2011 4:16:23 PM

AKSAJANS mustafa nazif 0212-665 31 52 MAKALE Ey Milletin Vekilleri!.. Yaş Mağduru Em. J. Bnb. Sadık PAKSOY Şimdi aslanlı Ekran bülbülleri adalet dalına kon- keri lojmanlarda doğup büyüyen küçük yolda yürüyenler, muş ötüşüyorlar! Adalet dalına konup, çocukları, lojmanların arkasından ge- Hak!... Hak!..diye ötüşenler, gerçek- çerken bile bir hoş olup hıçkıra hıçkıra keşke kendi te hakkın ve adaletin üzerine pisleyip, ağladıklarında da yürüselerdi. Görevde meslektaşları, mazlumun sesini ve âhını bastırmaya iken herkesin komutanım bir emrin var sırf milleti gibi çalışıyorlar. Hem de sol kanadının üze- mı deyip, ihraç edildiklerinde bir vebalı rine eğilip, ulusal kuyruğunu da kaldıra- gibi etrafından uzaklaşıldığında da yü- inandıkları rak Anıtkabir’e dönüp avazı çıktığı ka- rüselerdi. Keşke sadece 150–160 kişi- için maddi ve dar hıçkıra, hıçkıra ötüyorlar. Ne var ki nin tutuklanması sebebiyle değil, yakla- manevi lince naçiz vücudu toprak olmuş fani, duya- şık 2000 kişinin kişiliği ve hakları maddi uğradıklarında da mıyor bu çığlıkları. O fani dememiş miy- ve manevi linç edildiğinde de yürüseler- di; “Hâkimiyet kayıtsız ve şartsız mille- di. yürüselerdi. tindir.” Keşke millete dönüp millet için ötselerdi de millet de onların alınların- Aslında konu “BALYOZ” ve “POS- dan öpseydi. Şimdi aslanlı yolda yürü- TAL” ilişkisidir. Balyoz’u milletin başına yenler, keşke kendi meslektaşları, sırf indirmek için kaldırdığında, ayağı ka- milleti gibi inandıkları için maddi ve ma- yıp balyozu kendi başına düşüren Pos- nevi lince uğradıklarında da yürüseler- taldan söz ediyoruz. Onlarca emekli ve di. Keşke, Kuzey Irak ta memleketi ve muvazzaf asker, milletin ve devletin hu- milleti için savaşırken yaralanan subay kukunu ortadan kaldırmaya, umumun ve astsubayların daha yaraları bile iyi- hukukuna tecavüz etmeye teşebbüs et- leşmeden, sırf hanımı muhafazakâr ve tikleri ve vatanın en gizli sırlarını hasis ismetli olduğu için canı gibi sevdiği as- menfaatleri karşılığında satmak iddia- kerlik mesleğinden savunma hakkı dahi sıyla tutuklanarak ceza evine konulmuş. tanınmadan uzaklaştırıldığında da yü- Bunlar için hukukun, en demokratik bir rüselerdi. Ordudan ihraç edilen bu şe- şekilde, evrensel hukuk ve yargılama- refli ve izzetli insanların aile geçimini nın esaslarına uygun olarak işletildiği sağlamak için geceleri yüzünü kapata- gözlemlenmektedir. Hatta bu mezkûr rak çöp toplamaya, görev yaptığı kışla- eşhasın, masuniyet karinesiyle, son de- nın önünde kurulan semt pazarında eşi rece nazik (incitmeden) ve hiç rencide ile birlikte çalışmaya başladıklarında yü- edilmeden işlemleri sürdürülmektedir. rüselerdi. Keşke, hiçbir suçları olmaksı- Hatta ve hatta emekli olanlara bile mil- zın ordudan uzaklaştırılan babaların as- letin evlatlarının hizmetçi olarak (pos- tal silmeleri gibi) tahsislerine son veril- meden bu süreç devam ettirilmektedir. Bu süreç, emekli oldukları halde mil- letin lojmanlarından çıkartılmadan, en yüksek askeri itibarlarından ve saygın- lıklarından ve ayrıcalıklarından vazge- çilmeden, yeşil pasaportları iptal edil- meden, bellerindeki silahlar alınmadan, askeri sağlık güvenceleri ortadan kaldı- rılmadan sürdürülmektedir. Hatta askeri sağlık güvencelerini, hukuka ve yargıya karşı verilen cephe savaşında sütre ola- rak kullanma imkânları dahi ellerinden alınmadan sürdürülmektedir. Maaşları eksiltilmeden, aile ve çocukları yoksul- luğa terk edilmeden, OYAK ile ballı bö- rekli ilişkileri ve huzur hakları kesilme- den sürdürülmektedir. GATA’da kanser 18 ASDER | nisan 2011 asder18.indd 18 4/9/2011 4:16:49 PM

AKSAJANS mustafa nazif 0212-665 31 52 tedavisi gören eşini de al mezara götür hakkaktır. Balyozcu zihniyet demeden, askeri kimlik ve itibarları el- için zikrettiğimiz lerinden alınmadan sürdürülmektedir. Böyle bir yargı sürecinde elbette ki tüm imkânlardan, İnanç ve vicdan ve siyasi görüşlerine haksızlıklara maruz kalanlar olabilir. Bu- bu suçsuz ve karışılmadan, şeref ve haysiyetlerine ili- nun için de ADALET TEZ VERİLMELİ- savunmasız, özel şilmeden, herkesle görüşmelerine ma- DİR. Geciken adalet, adalet değildir. maksatla (O da ni olunmadan sürdürülmektedir. Tutuklu Bunların içerisinde masum ve samimi kirli emellerini kaldıkları yerlerde hiçbir işkence ve bas- olan milletin asil evlatları varsa, onlar da hiçbir engelle kı görmeden, aç ve susuz bırakılmadan, her türlü tehditlere aldırmadan, bildikle- karşılaşmadan aksine konfor ayrıcalığına itina gösteri- ri gerçekleri anlatacaklar ve Hakk’ın ha- rahatça lerek sürdürülmektedir. Bütün imkânları tırını hiçbir hatıra feda etmeyeceklerdir. yapabilmeleri elinden alınıp, yurt içinde resmi ve özel Sokrat’ı büyüten de bu değil midir? Ger- için) ordudan tüm kurumlara bunları işe almayacaksı- çekler karşısında ölümü bile hakir gör- ihraç edilen, nız, ta ki bunlar sefil olup, rezil olsunlar düğü için değil midir? Ölümü hakir gö- gerçek denmeden sürdürülmektedir. İnsanların renler, hakiki erenlerdir. vatansever en temel haklarından birisi olan savun- askerler mahrum ma hakları ellerinden alınmadan, dün- İşte bugün, başta Hükümet olmak edilmiş, adeta yanın gözü önünde şeffaf bir şekilde üzere Meclisteki tüm milletvekilleri, cid- kurumsal bir yargılanarak sürdürülmektedir. Hatta bu di bir imtihanla karşı karşıyadırlar. O da linçe maruz süreç, kurumuna ve milletine kafes inşa yukarda temas ettiğimiz Balyozcu darbe bırakılmışlardır. edenlere tam bir kurumsal hukuk deste- ve fuhuş çetelerinin aksine, uydurma ve ği sağlayarak sürdürülmektedir. Keşke sanal belge ve bilgilere dayanarak, YAŞ YAŞ’zedeler de bu haklardan mahrum KARARLARI ile ihraç edilen bu vatanın edilmeden yargılanabilselerdi. Keşke... tertemiz asil evlatları, subay ve astsu- Keşke... Yargılanabilselerdi… baylar ile uzman çavuşların, tüm maddi ve manevi kayıplarının iadeleridir. Millet Darbeciler için yürütülen bu yargı sü- böyle bir fırsatı önünüze koymuş, tercihi reci hayali ve sanal, farazi bir şekilde, size bırakmıştır. uydurma belge ve bilgilerle değil, aksi- ne akademik kalemlerle, sırılsıklam ıs- Yukarıda Balyozcu zihniyet için zik- lak imzalarla imzalanmış, torbalarla do- rettiğimiz tüm imkânlardan, bu suçsuz lu belge ve bilgilerle, hem de çok gizli, ve savunmasız, özel maksatla (O da kirli istihbarat ve kripto odalarında kamera- emellerini hiçbir engelle karşılaşmadan lar eşliğinde, tüm milletin gözü önünde rahatça yapabilmeleri için) ordudan ih- ortaya konulan müsbet verilerin kağıt raç edilen, gerçek vatansever askerler parçası olmadıkları ispat edile edile sür- mahrum edilmiş, adeta kurumsal bir lin- dürülmektedir. İleride millete karşı kul- çe maruz bırakılmışlardır. Darbecilerin lanılmak üzere planlı bir şekilde yerlere hayata geçirdikleri ilk icraatları ise YAŞ gömülmüş, kamyonlar dolusu silah ve kararları ile yapılan ihraçlardır. mühimmatların, boru olmadıkları ispat edile edile sürdürülmektedir. EY MİLLETİN MEBUSLARI, YAŞ MAĞDURLARI olarak bizler sadaka is- Hem de gözü kara, yiğit bir kısım si- temiyor, maddi ve manevi haklarımı- yasilerin (!), parası bolların desteğini de zın tamamının iadesini istiyoruz. Bunun arkasına alarak, hatta onları örgütlerine için de ASDER ile mutlaka görüşülmesi- üye kaydederek, hatta bu şüpheli as- ni, mağdurlardan ve yetkililerden görüş kerlerin, bir memleketi işgal etmiş düş- alınmasını istiyoruz. man orduları komutanı edasıyla gururla beyanatlar vererek sürdürülen bir yar- Son sözüm; tüm insanlık bir defa da- gı süreci işletilmektedir. Hatta bu süreç ha görmektedir ki ZULÜM EBEDİ DE- mütecavizleri, hukukuna tecavüz ettik- ĞİLDİR. EY MİLLETİN VEKİLLERİ! EL- leri millete vekil yapmak istenerek sür- LERİNİZİ VİCDANINIZA, KENDİNİZİ dürülmektedir. Milletin nefs-i emmaresi YERİMİZE KOYUN, TA Kİ BU HESAP olan siyasiler, ruhların inkişafı ve kema- AHİRETE KALMASIN VE İHMALİNİZ li için elzemdir. Bırakalım ve seyrede- GAYRETULLAHA DOKUNMASIN VES- lim onlar da vazifelerini yapsınlar. Cen- SELAM… 24.02.2011 net ucuz olmadığı gibi Cehennem dahi lüzumsuz değildir. Hesap haktır ve mu- nisan 2011 | ASDER 19 asder18.indd 19 4/9/2011 4:17:18 PM

AKSAJANS mustafa nazif 0212-665 31 52 MAKALE Kalkınma Disiplini ve Kalkınmanın İktisat Dışı Faktörleri Em.Askeri Hakim Yusuf Çağlayan Toplumumuz Kalkınma Disiplini Başka Toplum- bu tamamen kalkınmış Batılı toplumla- da dahil, birçok lardan Aktarılabilir mi? rın empoze ettiği bir şaşırtmacadır. Bu cemiyetin bugüne şaşırtmaca sonucu toplumumuz da da- kadar kalkınma Gerek toplumumuzda ve gerek- hil, birçok cemiyetin bugüne kadar kal- ve çağdaşlaşma se diğer bölge toplumlarında, teknolo- kınma ve çağdaşlaşma adına kültürel jinin temelinde bulunan müspet ilimle- batılılaşma hareketlerine yöneldikleri ve adına kültürel rin, bütün toplumlar için geçerli olması bu yolda radikal değişikliklere zemin ha- batılılaşma özelliğinin, toplum fertlerini kalkınmaya zırlamak amacıyla kendi bünyelerindeki disipline edecek kültürel disiplin değer- disiplin değerlerini tahrip ederek kalkın- hareketlerine leri açısından büyük bir yanılgıya se- ma disiplinini kaybettikleri görülmüştür. yöneldikleri ve bep olduğu görülmektedir. Bu yanılgı bu yolda radikal da, kalkınmış toplumlardan nasıl bilim Siyasî, sosyal veya “iktisadî model- değişikliklere ve teknoloji aktarılması zaruri ise, kül- ler, toplumların tarihi göstermiştir ki, bir zemin hazırlamak tür aktarılması da zaruridir” yanılgısıdır. toplumdan ötekine aktarılan kalıplar de- amacıyla kendi Hatta, bu yanılgı daha da öteye götürü- ğildir. Çünkü, bu modellerin Batı’dan ik- bünyelerindeki lerek, ayrıca, kendi kültürel kimliklerinin tibası her şeyden önce o modelleri şart- kalkınmaya engel teşkil ettiğine ve an- landıran inanç, değer sistemi ve hayat disiplin cak kalkınmış toplumların kültürlerinin tarzlarını da birlikte getirmektedir. Bu değerlerini tahrip benimsenerek bilim ve teknolojide sevi- manevî oluşumlar bu defa yerli yapıda ederek kalkınma ye kazanılabileceğine inanılır. Elbette ki kültürel şok veya kültürel boşluklar mey- dana getirmek suretiyle toplum katları- disiplinini kaybettikleri görülmüştür. 20 ASDER | nisan 2011 asder18.indd 20 4/9/2011 4:17:53 PM

AKSAJANS mustafa nazif 0212-665 31 52 nı büyük çapta etkileyebilmekte, sosyal müşterek mesaisi ile gerçekleşir. Fert- Bugün çözülme gibi radikal yapı değişmelerine lerin kalkınmaya vasıflı bir müşterek toplumumuzda, yol açabilmektedir.”(1) mesai gerçekleştirmesi, ancak müşte- gelişmenin en rek disiplin değerleri ile mümkündür. Zi- etkili vasıtası Şu halde, Batı bilim ve teknolojisinin ra, kalkınma disiplini, cemiyet fertlerinin olan eğitim, evrensel özelliği, Batı kültürünün de ev- kolektif bir biçimlenmesidir. Bu biçimlen- bütün unsurları rensel olduğu anlamına gelmez. Tek- menin temelinde ve özünde, fertler için ile tamamen noloji, insanlığın ortak malıdır; her top- inanç ve dolayısıyla disiplin değeri bulu- anlaşılmış lumda geçerlidir. Ancak Batı kültürü, her nan millî ve manevî kültür bulunabilir. ve açıklığa toplum için inanç ve disiplin değerini ha- kavuşturulmuş bir iz değildir; dolayısıyla da, kalkınmanın Bu bakımdan, toplumumuzun kendi “Toplumsal barış” talep ettiği disiplini her toplumda sağla- tarihî ve kültürel dinamiklerini, kalkın- ve “kalkınma yamaz. Aksine, kalkınmanın talep ettiği mada itici bir güç haline getirecek bir bi- disiplini” disiplinin kültürel temeli, her toplumun çimlenme yerine, Batı’nın tarihî ve kül- kavramları temel kendine özgüdür. Meselâ, bir Afrika yer- türel değer sistemlerine uygun, Batı’nın alınarak organize lisini dürüstlüğe disipline eden totem, bir sosyo-kültürel şartlarını yansıtan ve ken- edilmiş değildir. Avrupa’lı için aynı disiplin değerini haiz di kültürel dinamiklerimizi devre dışı bı- olabilir mi? rakan modellerin peşine düşülmesi bü- yük bir hatadır. Zira, Batı’dan aktarılan Görülüyor ki, kalkınma disiplini, bi- modelleri yoğuran ve biçimlendiren Batı lim ve teknoloji kadar, toplumsal barışı, kültürel dinamikleri, bizim insanımız için organizasyonu, dürüstlüğü, çalışkanlı- geçerli olmadığından, bu modeller top- ğı, fedakârlığı,dayanışmayı ve bunları lumumuzu kendi sosyo-kültürel yapısı- fertlerin şahsiyet ve karakter özelliği ha- na uygun modeller üretmekten mahrum line getiren kültürel normları da zaruri bırakmaktadır. kılmaktadır. İşte, toplumumuzun ve ge- ri kalmış diğer toplumların kalkınma ça- Kalkınmanın İktisat Dışı Faktörleri balarında içine düştükleri en büyük çık- maz, kalkınmanın talep ettiği disiplinleri, “Kalkınmayı gerçekleştiren esas un- Batı’da aramaları ve orada başarı sağ- sur, insana ait manevî kuvvetlerdir.”(2) layan şekil ve modelleri aktarırken, ken- “Toplumların kalkınmasını bir buzda- di bünyelerinin disiplin değerlerini tahrip ğına benzetirsek, iktisadî kalkınma bu etmeleridir. buzdağının su üstünde görünen kıs- mına benzer. Biz ona bakarak iktisadî Bugün toplumumuzda, gelişmenin en kalkınmayı ölçeriz. Fakat o kalkınmayı etkili vasıtası olan eğitim, bütün unsur- sağlayan suyun altında çok daha büyük ları ile tamamen anlaşılmış ve açıklığa bir kesim vardır. o kesim, toplumun kül- kavuşturulmuş bir “Toplumsal barış” ve türel ve manevî yapısıdır. Yani toplum- “kalkınma disiplini” kavramları temel alı- ların iktisadî kalkınmasında “iktisat dışı narak organize edilmiş değildir. Bu se- faktörlerin” büyük bir rolü vardır.”(3) beple, tahsil seviyesi yükseldikçe, insa- nımızda bu disiplinler yoğunlaşacağına, Bu iktisat dışı faktörler, toplumsal ba- aksine bu disiplinleri tamamen ortadan rış ve kalkınmanın talep ettiği disiplin- kaldıran siyasî ve ideolojik şartlanma- lerdir. Bu disiplinler, ahlâk, fazilet, dü- lar, her türlü zaaflar ve sosyal hastalık- rüstlük, karşılıklı güven, yardımlaşma, lar vücut bulmaktadır. Eğitim sistemin- kardeşlik, fedakârlık, birlik ve beraber- de bütün mekanizmalar, fertlerin siyasî lik, vatan ve millet sevgisi, hak ve hukuk bir hüviyet kazanmasına ve öz kültürel saygısı, memlekete ve millete hizmet kimliğini yitirmesine ayarlanmıştır. Bu idealleri ve bunlar gibi birçok kişilik özel- sebeple eğitimde, fertlere kalkınmanın likleridir. İşte, bu özellikler bir taraftan ve toplumsal barışın talep ettiği disiplin- toplumda bir barış ve dayanışma orta- leri yapacak bilgi ve nitelikler değil, ba- mı oluştururken, bir taraftan da, fertlere tılı yapacak bilgi ve değerler aktarılmak- bir mensubiyet duygusu aşılar. Fertle- tadır. ri, milletine hizmet etmekle mesul, hatta mecbur ve mükellef kılan bu duygudur. Ferdî değil, organize bir mahiyet arz eden kalkınma fiili, toplum denilen sos- yal organizmanın yapıtaşı olan fertlerin nisan 2011 | ASDER 21 asder18.indd 21 4/9/2011 4:18:19 PM

AKSAJANS mustafa nazif 0212-665 31 52 MAKALE Batı kültürü, Batı Bu duyguya sahip fertler, çok çalışmak, değerleri ile yoğrulmuş insan tipi vardır. toplumları için ne kendini yetiştirmek, başarı vasıtaları- Bilhassa Japonya’da, bu ilgi çok net bir ise, bizim için de na uzanmak ve kendini millet hizmeti- biçimde anlaşılmıştır. Bu sayede, her aynıdır demek son ne adamak gibi mesuliyet ve mükellefi- bir Japon ferdi, Japonya’nın kalkınma- yetleri yoğun bir şeklide hisseder. Bütün sı için çok çalışmak ve kendini yetiştir- derece yanlıştır. bu vasıflanmalar ise toplum çapında bir mekle mükellef bulunduğunu hissetmiş- Batı’yı gelişmeye kalkınma disiplini vücuda getirecektir. tir. Bir insanın mükellef olduğu vazife ne kadar çetin olursa olsun, o insan bu disipline eden Çağdaş iktisat tarihçilerinden R. W. mükellefiyeti hissettiği sürece kendini kültürel değerler, Rostow, bir eserinde: “Şu noktayı bil- bu vazifeyi yapmaya eğitir ve vasıflan- bizim gelişmemiz hassa belirtmek isterim ki, benim tah- dırır. İşte Japonya, kalkınmanın teme- lilim bütün toplumlardaki gelişmeleri linde bulunan iktisat dışı faktörleri kendi açısından bir iktisadî bakımdan ele almakla beraber, kültürel kimliğinden geliştirerek, iktisadî kıymet ifade bu görüş tarzı siyasetin, sosyal organi- kalkınmasını sürükleyen sistemleri, zasyonun ve kültürün sadece ekonomi- kendi kültür ve değer sistemleri ve tarihî etmez. den çıkmış ve ona dayanan bir üstyapı oluşumuna cevap verebilecek bir özel- olduğu manasına gelmez.(.....) Toplu- liğe kavuşturmuştur. Böylece Japon in- mun muhtelif sektörleri birbiriyle karşılık- sanı kalkınmayı, kendi kültürel kimliği- lı etkileşim halindedir. İktisadî değişme- nin, millî ideallerinin, değer sistemlerinin nin siyasî ve sosyal neticeleri olmakla ve tarihî oluşumunun bir zarureti olarak beraber, biz burada iktisadî değişmeyi bizzat ele almıştır. Acaba, Japonya da iktisadî kuvvetler kadar siyasî ve sosyal bizim ve bir kısım toplumların yaptığı gi- kuvvetlerin de bir neticesi olarak görü- bi, kendi kültürel kimliğini tahrip ederek, yoruz. İnsan motivasyonu bakımından kendi tarihinden dolayı kompleks duya- en derin iktisadî değişmelerin pek ço- rak ve kültürel batılılaşma suretiyle kal- ğu insana ait gayri iktisadî saiklerin ve kınmayı ele almış olsaydı, nasıl bir neti- emellerin birer neticesidir.”(4) diyerek, ce elde ederdi? kalkınmadaki iktisat dışı faktörlerin var- lığını ve rolünü belirtmektedir. İlk bakışta, göremediğimiz bu iktisat dışı faktörler, her toplumun kendine öz- Gerek toplumumuzda ve gerekse gü değerlerinden kaynaklanır. Yani en “dünyanın geri kalmış memleketlerin- modern kalkınma modellerinin başarısı, de ekonomik ilerlemeyi tahdit ve tehdit insan unsurunun disiplin ve motivasyo- eden faktörler sadece ekonomik faktör- nu, bu ise, iktisadî saiklerden bağımsız ler değildir.”(5) Yukarıda verilen buzda- olarak millî, manevî, tarihî ve kültürel ğı misalini bu açıdan tekrarlarsak, ay- idealler çerçevesinde mümkün hale gel- nı şekilde toplumların geri kalmışlığı da mektedir. bir buzdağının su üstündeki görünen kısmına benzer. Fakat, bu geri kalma- Batı kültürü, Batı toplumları için ne yı sağlayan suyun altında çok daha bü- ise, bizim için de aynıdır demek son de- yük bir kesim vardır. O kesim de, toplum rece yanlıştır. Batı’yı gelişmeye disipline fertlerinin zaafları, ihtirasları ve müptela eden kültürel değerler, bizim gelişmemiz oldukları sosyal hastalıklardan oluşur. açısından bir kıymet ifade etmez. Hat- Bunlar da kalkınmayı önleyen iktisat dı- ta, bizim için bir disiplin kıymeti olmadı- şı faktörlerdir. ğının yanında, kendi öz disiplin değer- lerimizi de tahrip ve tasfiye ettiğinden, “Ekonomi dışı faktörlerin, sosyal, bizi kalkınmaya disipline edecek hakikî kültürel faktörlerin rolü ve ekonomik ge- kültürel dinamiklerimizden de mahrum lişme ile bu faktörler arasındaki ilgi, he- bırakır. Bu itibarla, “toplumumuzun de- nüz bilim aleminde yeterince ortaya ko- ğer sistemlerine, tarihî ve kültürel olu- nabilmiş değildir.”(6) Daha doğrusu, bu şumuna cevap verebilecek bir iktisadî bizde ve geri kalmış toplumlarda idrak sistem oluşturulması gerekir.”(7) Bunun edilememektedir. Yoksa, daha 1945’li için, insanımızın, inanç ve kültüründen, yıllarda taş taş üstünde kalmamış bir millî tarih bilincinden kaynaklanan “ak- Almanya ve Japonya’nın gerçekleştir- lı selimini zedelemeden ve yabancı re- diği başarının temelinde, bu toplumla- çeteler kullanarak zehirlemeden, kendi rın kendi kültürel dinamikleri ve disiplin 22 ASDER | nisan 2011 asder18.indd 22 4/9/2011 4:18:46 PM

AKSAJANS mustafa nazif 0212-665 31 52 millî havası, millî bünyesi ve an’aneleri siyetinin bir özelliği haline getiremez- Batı kültürü içinde ona seviye ve irtifa kazandırmak ken, birçok zaaf ve ihtiraslar aşılayarak toplumumuzu, zarurîdir.”(8) da kalkınma ve gelişmeye engel teşkil sosyal barış ve eden birçok iktisat dışı faktörleri insan kalkınmanın talep Bir toplumda bilimsel zihniyet teşek- şahsiyetinde biriktirmektedir. ettiği niteliklere kül etmeden bilim ve teknolojide bir iler- disipline etmiyor, leme sağlanamayacağı gibi, bilimsel bir KAYNAKLAR : aksine ancak ilerleme olmaksızın da kalkınmaya ve millî ve manevî bunun tabiî bir sonucu olarak ortaya çı- (1)Prof. Dr. Orhan Türkdoğan, Sosyal Ha- kültürümüzün kan sosyal ve kültürel değişmelere ula- reketlerin Sosyolojisi, Kültür ve Turizm Bakan- ürünleri olan şılamaz. Bu, kalkınmış ve kalkınacak lığı yayınları No: 858, Kültür Eserleri Dizisi: bu disiplinleri her toplumun yaşadığı ve yaşayacağı 106, 1. Baskı, Ankara 1988, s. 450. çözüyorsa, bir süreçtir. Bu süreci Japon toplumu bu taktirde yaşamıştır. Ancak, bizim böyle bir süreç (2)John Nef, Sanayileşmenin Kültür Te- toplumumuz yaşadığımızı söylemek mümkün değil- melleri, Çev: Prof. Dr. Erol Güngör, Kalem Ya- Batı kültürü ile dir. Toplumumuzda bilimsel bir ilerleme yıncılık, İstanbul 1980, s. 13. kalkınma ve ve iktisadî bir kalkınma sağlanmadan, gelişme gücünü bu ilerleme ve kalkınmayı sağlamış Batı (3)Prof. Dr. Sabahaddin Zaim, İslam’ın İkti- kaybediyor toplumlarındaki refah şartları ortamında sadi Görüşü, Mülakat: Burhan Bozgeyik, yeni demektir. oluşan siyasî, sosyal ve kültürel anla- Asya Yay. İstanbul 1981, s. 8. yış ve yaşantı tarzlarını aynen aktarma yoluna gidilmiştir. Böylece onun seviye- (4) R. W. Rostow, İktisadi Gelişmenin Mer- sine erişildiği sanılmıştır. Halbuki, böy- haleleri, Çev: Erol Güngör, Kalem Yayınevi, İs- le bir yola girmek, bugüne kadar, zan- tanbul, 1980, s. 15-16. nedildiğinin aksine, bir gelişmenin, hele hele Batı’nın seviyesine ulaşmanın de- (5)Orhan Türkdoğan, Toplum Kalkınması, ğil, bir gerileme ve iktisadî başarısızlı- Dede korkut Yayınları, 2. Baskı, İstanbul 1977, ğın temel amili olmuştur. s. 81. Batı kültürü toplumumuzu, sosyal (6)Doç. Dr. Ahmet Tabakoğlu, İsmail Kurt, barış ve kalkınmanın talep ettiği nitelik- İktisadi Kalkınma ve İslam (İSAV) İslami İlim- lere disipline etmiyor, aksine ancak millî ler Araştırma Vakfı Yayınları: 10, Tartışmalı İl- ve manevî kültürümüzün ürünleri olan mi Toplantılar Dizisi-No:3 İstanbul 1987, s. 5. bu disiplinleri çözüyorsa, bu taktirde toplumumuz Batı kültürü ile kalkınma (7)Prof. Dr. Orhan Türkdoğan, Sosyal Ha- ve gelişme gücünü kaybediyor demek- reketlerin Sosyolojisi, Kültür ve Turizm Bakan- tir. Çünkü, Batı kültürü, toplumsal barış lığı Yayınları No: 858 Kültür Eserleri Dizisi: ve kalkınmaya vücut veren birçok iktisat 106, 1. Baskı, Ankara, 1988 s. 485. dışı faktörleri ve disiplinleri insan şah- (8)Sâmiha Ayverdi, Milli Kültür Meselele- ri ve Maarif Davamız, Kültür bakanlığı Kültür Eserleri: 12, 1. Baskı, İstanbul 1978, s. 35. nisan 2011 | ASDER 23 asder18.indd 23 4/9/2011 4:19:13 PM

AKSAJANS mustafa nazif 0212-665 31 52 MAKALE Asder’in Misyonu; Buruk Sevinç - Zıt Duygular ibrahim TÖRE Düşünebiliyor Büyük İslam Kahramanı Salahaddin- şüheda’ musunuz, i Eyyubî hep hüzünlüdür o günlerde... O yüzyıllarca yiğit çehrede gün doğmamaktadır. Ken- yazmaktadır da, her gün ülkesinin disine; doğrudan değil de dolaylı yol- yüzbinler minarelerinde ezanlar, cami- İslamın merkezi larla güleç yüzlü olmanın, etrafa müte- lerinde Kur’anlar okunmaktadır da buna olan, her avuç bessim bakmanın fazileti hatırlatılarak rağmen, okullarında, üniversitelerinde toprağı şehid onun da biraz gülmesini isterler. Bu ta- İlahiyat Fakültelerinde başörtüsü yasa- gazi kanıyla lebe verilen cevap; büyük insan - büyük ğı vardır o günlerde. Başörtüsü yasağı dava erliğinin de aynı zamanda bir çeşit tam olarak kalktı mı ki bu gün, diye sor- yoğrulmuş böyle göstergesidir. O devirlerde de, şimdiki mayın sakın… bir memlekette gibi mukaddes şehir Kudüs işgal altın- başörtüsü yasağı dadır, Kudüs esaret altında ağlamakta- Düşünebiliyor musunuz, yüzyıllarca vardır. Sadece dır. İslamın merkezi olan, her avuç topra- ğı şehid gazi kanıyla yoğrulmuş böyle başörtüsü - Kudüs şu haldeyken ben na- bir memlekette başörtüsü yasağı var- yasağı mı? O bir sıl gülebilirim ki…? der asil ruh sahi- dır. Sadece başörtüsü yasağı mı? O bi, şarkın medâr-ı iftiharı Salahaddin-i bir gösterge… Başörtüsünü yasaklayıp gösterge… Eyyubî. her türlü haramı serbest bırakan zihni- yet, başka hangi kutsalları yok etmek Gelelim günümüze... Sene ikibinli yıl- istememiştir ki! Cennete giden yolların ların başıdır. 28 ŞUBAT ters rüzgârının üzerine, o yollar çirkin gösterilerek aşıl- tüm yurtta bütün yeşillikleri yakıp kavur- maz barikatlar kurulmuştur, Cehennem duğu kara günlerdir o günler. İslam’a, için şeytaniyet adına her türlü mel’anet bin yıldır büyük bir şerefle bayraktar- planlanmıştır. O yol en cazip hale geti- lık yapmış olan şu necip milletin İstiklal rilmeye çalışılmıştır… Dert söyletir. Ari- Marşında; fe bir işaret yeter. ‘ Şüheda fışkıracak toprağı sıksan Nâzenin kız öğrencilerimiz; başları- 24 ASDER | nisan 2011 asder18.indd 24 4/9/2011 4:19:58 PM

AKSAJANS mustafa nazif 0212-665 31 52 nı açmamak, Rablerinin emri gereği te- şa gibi paşa… İstiklal Savaşında Birinci İşte bu Ayasofya settürlü şekilde ilim, irfan öğrenmek için, Ordu Komutanı olan sakallı Nurettin Pa- Camiinde bir İstiklâl Harbi zamanındaki nineleri, ana- şa gibi paşa! Demek isterdim, maates- zaman, görevliden ları gibi, Kahramanmaraş’ta vatanımı- süf o zaman söyleyemedim, ancak şim- gizlenerek zı, mukaddesatımızı işgal eden Fransız di söylüyorum. bir köşede iki gâvurunun askerinin çarşafına el uzattı- rek’at namaz ğında namusunu korumak için direndi- Aradan birkaç gün geçmişti ki eve kılmıştım. Namaz ği gibi bu zulme o günlerde direnmek- bir posta geldi ÜSKÜDAR Savcılığın- sonraki sevincimi tedirler. dan, hakkımızda dava açılmış ve ka- kelimelerle değil, rakola ifade vermek için çağrılıyordum. gözyaşlarımla İşte o zamanlarda ASDER’imiz (Ada- Suçum, ASDER yöneticilerinden olarak, ancak ifade leti Savunanlar Derneği), adı bile ne ka- Marmara İlahiyat Fakültesindeki başör- edebilirim. dar önemli mesajlar veriyor anlayana, tü eylemine destek vermek. Sonra… Sonra... yirmiye yakın üyesiyle birlikte bu ulvî ve Nasıl yandığımı mukaddes ruhu desteklemek, Marmara Davete kahrımdan yüreğimin ya- kavrulduğumu İlahiyat Fakültesindeki şanlı savunma- ğı eriyerek icabet ettim. Karakolda tüm da ifadede ya kuvvet vermek için oradadır. Allah’a hissiyatımla perdesiz bir şekilde görev- gözyaşlarım bile hadsiz şükürler olsun orada ben de var- lilere söylenmesi lazım olanları söyle- yetersiz kalır. dım. dim. Tesettürleriyle ve gülistanı andıran İfademi verip eve dönerken, ayrıca halleriyle aynı zamanda, fırtınada dal- daha sonra bu cürmümüzden dolayı di- galanan çiçekler gibi 28 ŞUBAT ka- ğer ASDER üyesi arkadaşlarla birlikte ilk sırgasında dalgalan bir avuç bu yav- defa sanık olarak çıktığımız mahkeme rularımıza, kırmızı güller uzatarak, sonucu aldığımız beraat sonunda yalnız gösterdikleri şerefli duruşun arkasında, kaldığımda; iç âlemimde, Japonya’da ASDER olarak bizlerin de bulunduğunu, bu günlerde meydana gelen 8.9 şid- bütün gücümüzle kendilerini destekledi- detindeki deprem sonucu oluşan tsuna- ğimizi iletmiş, Prof. Nevzat TARHAN mi dalga ve kasırgalarından çok daha Hocamız da, yasal çerçeve içinde mü- büyüğünü iç âlemimde yaşadım. Hakkı cadele ederek haklı davalarından taviz savunanlar safımda olduğuma mı sevi- vermemeleri hususunda öğütlerde bu- neyim, memleketimde en tabii hakkımız lunmuş, bizi engellemeye çalışan em- olan imanımız ve amelimizden ötürü niyet mensuplarının tüm engelleme ça- parya muamelesi görerek düştüğümüz balarına rağmen, basın bildirimizi de bu hale mi yanayım, kahredeyim? Say Adnan Paşamız okumuştu. Bu arada sayabilirsen âlemimdeki dev tsunami görevlilerle aramızda sözlü münakaşa- dalgalarını… lar da olmuştu. Bilenler iyi bilir… İstanbul feth edi- O dönemdeki Üsküdar Emniyet Mü- lene kadar Türklerin kızıl elması dürünün, bizi öğrencilerle konuşmaktan ‘AYASOFYA’dır. Yani şu necip milletin, men etmek isterken Adnan Paşamızın yüzlerce yıl bir hedef ufkudur Ayasofya. ‘emekli general’ olduğunu öğrendiğin- Fethin sembolü olan bu ulu camii şimdi deki hayretini, şaşkınlığını hiç unuta- ne haldedir? Fethin sembolü olan kos- mam. koca Allah’ın mabedinin müzeye çevril- mesi ne anlama gelmektedir? İnsaf eh- - Siz! Siz generalsiniz haa! Nasıl li olanlar; dilleriyle değil, göz ve gönül olur… Nasıl olur? Hem de sakallısı- çağlayanları ile içleri kanayarak ancak nız… size bunun cevabını verebilirler. O vakit batılılaşmayla birlikte insan- İşte bu Ayasofya Camiinde bir za- larımızın ruhlardaki özüne yabancılaş- man, görevliden gizlenerek bir köşede ma ve asimilasyonu daha derinden bin- iki rek’at namaz kılmıştım. Namaz son- ler esefle hissederek; raki sevincimi kelimelerle değil, gözyaş- larımla ancak ifade edebilirim. Sonra… - O Zât-ı Muhterem, bildiğin darbe- Sonra... Nasıl yandığımı kavrulduğu- ci generallerden değildir… Hakiki paşa- mu da ifadede gözyaşlarım bile yeter- dır paşa… Hani var ya, ecdadın Tiryakî siz kalır. Hasan Paşa, Barbaros Hayrettin Pa- şa, Plevne Kahramanı Gazi Osman Pa- Düşünebiliyor musunuz, şimdi mü- nisan 2011 | ASDER 25 asder18.indd 25 4/9/2011 4:20:24 PM

AKSAJANS mustafa nazif 0212-665 31 52 MAKALE YAŞ mağdurları ze olan (bu hal hiç akıldan çıkarılma- ler, kahramanlar çıkar inşallah. için kabul malıdır) ‘Ayasofya Camii’nde’ görevli- den gizli - saklı olarak namaz kıldığıma Hususi duamdır. Dostlar da bu du- edilen mâlum çılgınlar gibi seviniyorum. Bu duygu ve ama âmin derlerse beni mesrûr etmiş yasa (bütün his kasırgalarını, henüz TSK’den ihraç olurlar. Allah’ım bana da, Ulubatlı Ha- edilmeden kışlada gizli saklı yerlerde san gibi İman –Kur’an hizmetinde burç- eksikliklerine namaz kılarken de aynı şekilde hisse- lara bayrak dikerken lütfundan şehitlik rağmen), Mecliste derdim. Gizli gizli ağlardım kuytu yerler- nasip eder inşallah. Âmin… kabul edildiğinde de… İçime kan gibi akıttığım/döktüğüm de, yukarıda ifade gözyaşlarımı kimseye göstermek iste- Buraya kadar anlatmak istedikle- etmeğe çalıştığım mezdim, Rabbimden başka. Şehit ve rim aşağıda anlatmak istediklerime bir gazilerimizi düşünerek Türk milletinin girizgâh idi. Sadede geliyorum. aynı buruk, bir ferdi olarak kahrederdim zalimlere… karışık duyguları YAŞ mağdurları için kabul edilen Ne demişti Hz.Peygamberimiz mâlum yasa (bütün eksikliklerine rağ- ve sevinçleri S.A.V.; men), Mecliste kabul edildiğinde de, yaşadım. Ancak yukarıda ifade etmeğe çalıştığım ay- - Kostantiniyye ( İSTANBUL ) Mutla- nı buruk, karışık duyguları ve sevinçleri şunu bütün ka Fethedilecektir. Onu Fetheden Ku- yaşadım. Ancak şunu bütün samimiye- samimiyetimle mandan Ne İyi Kumandan, Onu Fethe- timle ifade etmeye çalışayım ki, benim den Asker Ne İyi Askerdir. sevincim fani şeylere değil. Ne ma- ifade etmeye kam, ne rütbe, ne de iade-i itibar. Bili- çalışayım ki, Oğlumun adını Mehmet Fatih koy- yorum ve bütün ruhumla iman ediyorum benim sevincim dum bunun için. Öyle de yetiştirme- ki, ‘asıl itibar’ Allah katındandır, asıl ha- fani şeylere değil. yi mukaddes bir vazife biliyorum. Olur yat ahiret hayatıdır ve hepimiz istisna- ya… Allah’ımız her zaman rahimdir, ke- sız oraya gidiyoruz. Yalnız orada herkes rimdir. Her şeyi hakkıyla, görendir bilen- hakkını tam olarak, itminan olmuş ola- dir, her şeyi yapmaya kadirdir. rak alacaktır. Beni asıl sevindiren, Hak tarafında ve diğer o güzel arkadaşlarım, Yüce Mevla’mız; Rahmetiyle, kere- büyüklerim gibi hakkı savunanlardan ol- miyle, mukaddes yolunda milyonlar şe- mamdı. hid ve gazi vermiş olan bu millete, tekrar öyle şerefli, Peygamber medhine lâyık Rabbim; cümlemize, ömrümüzün Fatihler, askerler, ordular nasip eder, sonuna kadar da, Hakk’a hakkıyla ita- eder de, şu feleğin terse dönen çarkını at ederek hakkı ve adaleti savunanlar- doğru yöne, olması gereken yere gene dan ve bunda da muvaffak olanlardan çevirir. Ve onlar bugün dünyada insanlı- eylesin. Âmin. Bu ihsanın hazzı, tadı ve ğın çok muhtaç olduğu sulh-ü umumiye şerefi, kelam ve kalemlerle ifade edile- vesile olurlar. Neslimizden de o bahti- mez. Âdil olmak, adaleti savunmak ne yarlar kervanına dâhil olacak nice yiğit- yüce bir şeydir. Zalim olmak ve zalim- lerin safında zulmetmek, ne kötüdür. Mevla’m bu hallere düşmekten cümle- mizi muhafaza eylesin. Âmin. 1998 yılının Haziran ayı Yüksek As- keri Şurası sonucu inançlarıma ‘di- siplinsizlik’ adı verilerek EMİRDAĞ/ AFYON’daki görev yerimden binbaşı rütbesinden ‘er’ olarak TSK’dan ihraç edildiğimde, kışladan silah arkadaşları- mın özellikle de Mehmetçiklerin göz- yaşlarıyla, ağlamaktan ve bir türlü an- lam verip de içlerine sindiremedikleri bu durumdan dolayı kanlanmış gözleriyle melûl melûl bakışlarıyla kışladan uğur- landığımda da bu çatışan duygular içe- risindeydim. Zannederim benim duru- mumdaki arkadaşlarımın çoğu da buna benzer duygular yaşamışlardır. Söz konusu yasanın hayata geçme- 26 ASDER | nisan 2011 asder18.indd 26 4/9/2011 4:20:54 PM

AKSAJANS mustafa nazif 0212-665 31 52 sinde, ta başından itibaren bu güne ge- cum ederek, tüm ruh ve kalbimizle ‘AL- Bu necip milletin lene kadar emeği geçenlerden Rabbim LAAAAH’ diyoruz... kahraman binler defa razı olsun. Âmin... Bu atılan ordusu; tekrar adımın önemine bütün arkadaşlarımı- Her şeye rağmen, her zaman oldu- Allah yolunda zın müdrik olmasını doğrusu çok arzu ğu gibi yine Cenab-ı Hakka yönelerek, Peygamber ederim. O’na tevekkül ederek bu âli hedeflere medhine mazhar doğru koşturmağa yeni bir şevkle az- olursa; yani Şu an görev yaptığım vakfımızın mediyoruz. insanlık yararına, başkanının örnek aldığım güzel bir sö- çok daha büyük zü var. Konumuzla yakından alakadar Bu necip milletin kahraman ordusu; ve yeni maddi ve olduğu için paylaşmak istiyorum. Vakıf tekrar Allah yolunda Peygamber med- manevi fetihler Başkanımız vakfımızda yapılan işleri hine mazhar olursa; yani insanlık ya- yaparak; ne tetkik ettikten sonra çoğu zaman; rarına, çok daha büyük ve yeni maddi güzel komutan, ve manevi fetihler yaparak; ne güzel ne güzel asker, - ‘Arkadaşlar, hepinizden Allah razı komutan, ne güzel asker, ne güzel or- ne güzel ordu olsun. Güzel şeyler yapılmış, yapılıyor. du iltifatına layık ve nail olursa, bizler iltifatına layık Geriye baktığımızda, çıkış noktamıza de çoluk çocuklarımızla bu askerlerden ve nail olursa, nazaran çok güzel şeyler yapılmış anla- olursak, işte gerçek bayram ve zaferi- bizler de çoluk şılıyor, seviniyoruz, ileriye/hedeflerimi- miz bu olur. Rabbim en kısa zamanda çocuklarımızla ze baktığımızda da, daha yapacak çok ve en güzel şekilde bu saadeti nasip bu askerlerden işimizin olduğunun farkına varıyor, gay- etsin. Âmin. olursak, işte rete geliyoruz. Gayret bizden muvaffa- gerçek bayram kiyet Allah’tandır’ der. Bu bakış açısı da Hem işte herkes dünyanın perişan ve zaferimiz bu biz vakıf çalışanlarında her zaman pozi- halini görüyor, İslam âlemindeki kaosu olur. Rabbim en tif etki yapar. endişeyle izliyoruz. Masum ve mazlum kısa zamanda ve Müslümanların ümit kapısı, insanlığın en güzel şekilde Ben bu hikmetli düsturu özellikle sahil-i selamete çıkış yolu burası değil bu saadeti nasip ASDER’imiz için de söylüyorum. Kuru- mi? Bayrak düştüğü yerden kalkarmış. etsin. Âmin. luşumuzdan bu güne baktığımızda; hiç hafife, basite alınmayacak güzel şeyleri “ Rahmet-i İlahiyeden ümit kesilmez. hep birlikte tüm olumsuzluklara rağmen Çünkü: Cenab- Hak, bin seneden be- karınca kararınca yapmışız, yapmaya ri Kur’anın hizmetinde istihdam ettiği çalışıyoruz. Allah’a hadsiz şükürler ol- ve ona bayraktar tayin ettiği bu vatan- sun. Ancak önümüzde adalet ve hak daşların muhteşem ordusunu ve mu- adına yapılması gereken acil işlere, ula- azzam cemâatını, muvakkat ârızalarla şılması gereken hedeflere baktığımız- İNŞÂLLAH perişan etmez. Yine o nûru da da yutkunuyoruz. Düşman elindeki ışklandırır ve vazifesini idâme ettirir…” Kudüs’e bakan Selahattin Eyyûbi gibi, MEKTUBAT İstanbul’u fethetmek için sabırsızlanan genç Fatih gibi, İstanbul burçlarına san- cağı dikmek için sabırsızlanan Ulubatlı Hasan gibi oluyoruz. Peygamber Ocağı denilen ve ecda- dımızın Muhammedî (SAS) ruhlu olsun diye askerine küçük Muhammed mana- sında ‘ Mehmetçik’ dediği ve bin sene Allah’ın ismini yüceltmek, insanlık için şefkat ve merhamet dini olan İslam’ı Allah’ın kullarına ulaştırmak için ser- hadden serhade koşturan şehit ve gazi ecdadımızın ruhunu, Çanakkale, İstik- lal Harbi, Malazgirt Zaferi ruhunu, ruhu- muzda hissederek, duyarak, yaşayarak bugün, bu Peygamber Ocağında yaşa- nanları, yaşadıklarımızı hatırlıyor; taar- ruz hattında ‘Allah Allah’ diyerek taarruz eden şanlı şerefli askerlerimiz gibi bü- tün karanlıklara bütün gücümüzle hü- nisan 2011 | ASDER 27 asder18.indd 27 4/9/2011 4:21:29 PM

AKSAJANS mustafa nazif 0212-665 31 52 MAKALE asder18.indd 28 Hasdal Ziyareti ve Darbeci Damarın Çalıştığının Kanıtları Prof.Dr.Nevzat Tarhan - Emekli Tabip Albay / ASDER Genel Başkanı Genelkurmay Başkanı Işık Koşa- ner hukuk çizgisinde kalma hassasiye- tini bozdu. Hasdal Cezaevi’nde tutuklu silah arkadaşlarını ziyaret etti. Dıştan baktığımızda bunun adı yargıya baskı- dır. Arka plan ise çok farklıdır. Balyoz davası kapsamında tutukla- narak Hasdal Cezaevi’ne konulan 24’ü general ve amiral toplam 102 muvazzaf subayın sürpriz ziyaretçileri vardı. NTV’nin haberine göre Genelkurmay Başkanı Orgeneral Işık Koşaner, Kara Kuvvetleri Komutanı Orgeneral Erdal Ceylanoğlu, Deniz Kuvvetleri Komutanı Oramiral Eşref Uğur Yiğit, Hava Kuvvet- leri Komutanı Orgeneral Hasan Aksay ile Jandarma Genel Komutanı Orgene- ral Necdet Özel Hasdal Cezaevi’ne he- likopterle gitti. Yargıya baskı yapmak isteyen siyasiler özellikle Ergenekon dostu muhalefet Silivri’ yi ziyaret ederse şaşmamak gerekir. Dış görünüşte bu- nun adı yargıyı siyasallaştırmaktır. Olaya başka açıdan bakarsak ya- ni empatik bir değerlendirme yaparsak Adalet bakanı Silivri savcılarını ziyaret etse nasıl algılarız. Böyle bir ziyaret mu- halif siyasilerin ve Genelkurmay Baş- kanının tutuklu sanıkları ziyareti ile aynı baskı değerine sahip olmaz mı? 27 Mayıs 1960 sonrası Yassıada yargısının siyasi niteliği nedeniyle ka- mu vicdanında verilen hükümler karşı- lık bulmadı. Bugün hiç kimse 27 Mayıs ı savunamıyor. Bu durumda hakimler tutuklu komu- tanları serbest bırakırsa adalet terazisi- nin saptığını görmüş olacağız. 28 Şubat 1997’de Adalet bakanı Sincan cezaevindeki parti arkadaşı- na ziyaret yapması ne kadar yanlışsa Koşaner’in bu ziyareti de o kadar sakın- calı oldu. Bu durum aslında ikinci Şemdinlidir. 28 ASDER | nisan 2011 4/9/2011 4:21:56 PM

AKSAJANS mustafa nazif 0212-665 31 52 Silivri yargısını gölgeleme çabası yenler yıllarca emek verdikleri bellekle- Darbeci damar çok dikkat çekiyor. Bence Silivri yargıla- rini saklamaları darbe niyetinin işareti- “Orduevi Ce- malarını hukuki zeminden siyasi zemi- dir. Darbe düşünüyorsanız tabiiki darbe maati” olarak ne kaydırma niyetlerini görmek gerekir. belleğini saklarsınız. çalışıyor. Hem Genelkurmay baş- Süheyl Batum’un Silivri’yi konuşur- 4-Darbe ideolojisi aynen devam et- kanına hem de ken TSK’ya kâğıttan kaplan demesi tikçe darbe geleneği sürdükçe şartlar yakın siyasetçi- böyle bir tahriki amaçlıyordu. Aslında hazır olunca açıktan silah zoru ile iktidar lere cemaat bas- Süheyl Batum darbeci damarın temsil- değiştirmek, şartlar hazır olmadığında kısı uyguluyorlar. cisi gibi konuşuyordu. gizliden(Post Modern) silahlı müdahale Olaya bu gözle ba- tehdidi ile iktidar değiştirmek darbecile- kalım. Bir Genel- Abbas Güçlü’nün programında bir rin karakterlerinin gereğidir. kurmay Başkanı hukuk öğrencisi konuyu deşifre etti. senelerce karşı- “Siz Anayasa Profesörü siyasetçi ola- 5-Soğuk savaş döneminde NATO’nun sında esas duruş- rak askeri eleştirme yasağı olan birisi- bütün orduları Gladio olarak tanımlanan ta durduğu eski niz, rahatsız olmuyor musunuz” sorusu yapılarını tasfiye ettiler “Türk Gladio” su komutanlarının alkışlanacak bir soru idi. Darbeci da- hariç. Bu bile darbeci damarın aktif ola- telefonuna çıkma- mar “Orduevi Cemaati” olarak çalışıyor. rak çalıştığını gösteriyor. mazlık yapamaz, Hem Genelkurmay başkanına hem de ricalarına hayır di- yakın siyasetçilere cemaat baskısı uy- 6-Milli Güvenlik siyaset belgesi yani yemez. guluyorlar. Olaya bu gözle bakalım. Bir Kırmızı kitap hazırlanırken 2010 yılında Genelkurmay Başkanı senelerce karşı- yapılan değişiklikte “Demokrasiyi teh- sında esas duruşta durduğu eski komu- dit eden” iç tehdidi kırmızı kitaba yazdır- tanlarının telefonuna çıkmamazlık ya- mayan güçlerin halen aktif olduklarını pamaz, ricalarına hayır diyemez. anlamamak için zeka özürlü veya kötü niyetli olmak gerekir. Hüseyin Kıvrıkoğlu, İsmail Hakkı Ka- radayı, Yaşar Büyükanıt gibi post mo- 7-Sık sık ‘rejim sorunu’ vurgusu ya- dern müdahalecilerin boş durduğunu parak Cumhuriyetimizi ‘ Korku Cum- mu zannediyorsunuz. Bu kişilerin ordu- huriyeti’ haline getirmek isteyenlerin evlerinde fildişi kulelerinde üçüncü ba- gerçekte darbe olduğunda tebrik kuyru- harlarını yaşamayacak kadar idealist ol- ğuna girecek kişiler olduğunun bilelim. duklarını bilmek gerekir. Bu kanıtlar “Şartlar hazır olduğunda Yahut Silivri iddianamelerinin bir gün ihtilal meşrudur” diyen darbe ideolojisini gelip kendilerine dayanacağından ciddi akıl gözü ile görmek için ‘makul şüphe’ kuşkuları olanlar varsa ya yurt dışına olarak kanıt değeri yüksek veriler değil kaçacaklar ya da kalan kadroyu çalış- midir? tıracaklar. Kalan darbeci kadro ile ilgili kanıtlar var mı? Silivri de yargıya baskı yapan grupla- rın oyununa gelmemek siyasi aklın ge- 1-TSK’da 27 Mayıs’tan beri darbe reği. Ancak Genelkurmay Başkanımız karşıtı subay astsubaylar hep tasfiye maalesef bu oyuna gelmiştir. edildi. Geçtiğimiz günlerde Genelkurmay’ın 2-28 Şubat bin yıl sürecek diyenler “Aksine telkinlere rağmen yargıya mü- kendilerini sağlama almadan emekli ola- dahale etmiyoruz” açıklamasından son- cak kadar saf değiller. Kendi gelecekle- ra Hasdal ziyaretini bu gözle okuyalım. rini garantilemek için darbe geleneği- nin gereği olarak önlemler alırlar. Emir Aslında ordumuz kâğıttan kaplan komuta zinciri dışında yapıyı pasif mu- değil ama darbeciler kâğıttan kaplan- hafaza ederler. JİTEM kurucusu Arif dır. Eğer 28 Şubat veya 27 Nisan döne- Doğan “Jitem şu anda vardır ve don- minde olsaydık gazete manşetleri fark- muştur” demedi mi? lı olurdu Cumhuriyet mitingleri başlardı. Darbeci damarın gücü var ama artık bu 3-Donanma Komutanlığında giz- kadarına yetiyor. li bölmelerde bulunan 10 dosya belge ve özellikle “5 Nolu hard disk” darbeci- lerin kurumsal hafızasını temsil ediyor. Şartlar hazır olunca darbe yapmak iste- nisan 2011 | ASDER 29 asder18.indd 29 4/9/2011 4:22:23 PM

AKSAJANS mustafa nazif 0212-665 31 52 MAKALE ADALET Nedir? Nasıl Olmalıdır? Hamza Eroğlu Yani düşünebiliyor Adalet, hakkın gözetilmesi ve yerine kabul görebilse de yöneticilerin ve ida- musunuz? Adaleti getirilmesi anlamına gelir. recilerin adil olmaması kabul göremez. İşte o zaman anarşi doğar ve herkes savunacaksınız Bu demektir ki; toplumda huzurun ve adaleti kendi algısına göre yerine ge- ama adil düzenin olması adalet anlayışının yay- tirmeye çalışır. Hele bu adında adalet gınlığına ve yerine getirirliğine bağlıdır. olan bir sivil toplum kuruluşunda asla olmayacaksınız. Adalet herkese durumu ve konumu ne düşünülemez. Elbette olamaz. olursa olsun eşit ve tarafsız davranmak Olmayacak da. esasına dayanır. Yani düşünebiliyor musunuz? Adale- İşte adında adalet ti savunacaksınız ama adil olmayacak- olan ASDER 22 Ancak bu olgu toplumun her kesi- sınız. Elbette olamaz. Olmayacak da. minde olmalıdır. Toplumu oluşturan bi- İşte adında adalet olan ASDER 22 Mart Mart 2011’de rey önce kendine ve çevresindekileri ne 2011’de çıkan yasa ile üyelerinin birço- çıkan yasa adaletli olmalıdır. Böyle olduğu takdirde ğunun mağduriyetlerini giderecek bir ya- ortak yaşam alanlarında huzurdan bah- saya kavuştu. Ve bu yasanın çıkmasına ile üyelerinin sedebiliriz. da yıllarca sabırla, metanetle çalıştı. Hiç birçoğunun Bireyin adil olmaması genel olarak mağduriyetlerini giderecek bir yasaya kavuştu. Ve bu yasanın çıkmasına da yıllarca sabırla, metanetle çalıştı. 30 ASDER | nisan 2011 asder18.indd 30 4/9/2011 4:22:51 PM

AKSAJANS mustafa nazif 0212-665 31 52 kimseden beklenti içerisinde olmadı. cüme etti. Kral Nuşirevan dikkatle dinle- Bu yasanın Hatta belki bir teşekkür bile beklemedi. dikten sonra her birimize birer kese al- çıkmasından Çünkü onlarda adaletin gerçek sahibi- tın verdi ve olayı inceleteceğini söyledi. sonra görüldü nin rızası vardı. Emek ucuza satılamaz- Biz tekrar hana döndük. Hancı sonucu ki yasadan dı. İnşallah karşılığı Cennet idi… öğrenince üzüldü. Gelin beraberce gi- faydalanamayan delim, dedi. Biz de gittik. Hancı durumu ve YAŞ Bu yasanın çıkmasından sonra gö- Nuşirevan’a anlattı. Nuşirevan’ın yüzü kararlarının rüldü ki yasadan faydalanamayan ve sapsarı kesildi. Bir gün önceki müter- mağdurları YAŞ kararlarının mağdurları gibi birçok cimi çağırttı. Ona sorular sordu. Sonra gibi birçok mağdur var. Üçlü kararname ile ilişiği her birimize ikişer kese altın verdi, de- mağdur var. Üçlü kesilen ve yargı denetimine açık ancak veleriniz gelecek, develeri alın biriniz kararname ile bağımsızlığının tartışılır olduğu mahke- doğu kapısından, diğeriniz de batı kapı- ilişiği kesilen ve melerce davası reddedilenler. ASDER sından çıkın, talimatını verdi. Bizler de yargı denetimine onlara da el attı. İnşallah bundan sonra bir şey anlamadan huzurundan çıktık. açık ancak devam eden mağduriyetlerin anlatılma- bağımsızlığının sı, izah edilmesi ve geri alınabilmesi için Akşamleyin 200 devemiz kapıya gel- tartışılır olduğu çaba sarf edilecek. Ancak o zaman kıs- di. Hancı; “Sizin develerinize el koyan mahkemelerce mi adalet sağlanabilecektir. kişi Nuşirevan’ın büyük oğlu ile veziri- davası dir” dedi. reddedilenler. ASDER‘in mevcut adalet anlayışı- ASDER onlara da nı şu kıssa ile anlatmaya gayret edece- Mütercim bunu anlamış, sözlerinizi el attı. ğim. Nuşirevan’a yanlış tercüme etmiş. Böy- lece kralın oğlunu ve veziri korumuş. Şöyle ki; Hz. Ömer’in halifeliği döne- Ben sizinle gidip durumu anlatınca Nu- minde Şam valisi olan ve Hz. Peygam- şirevan bu oyunu anladı. ber (s.a.v.)’in arkadaşlarından olan Sad b. Ebi Vakkas (r.a.) Şam’daki bir camiyi Ertesi gün ben doğu kapısından çık- genişletmek ister. tım. Kapının çıkışında iki kişinin dara- ğacına asılı olduğunu gördüm. Halk Bu nedenle de caminin civarındaki toplanmış seyrediyordu. Sordum kim arsaları kamulaştırır. Ancak Şam’da ya- bunlar ve suçları ne, diye. Dediler ki, şayan bir Yahudi, arsasını satmak iste- bunlardan biri Nuşirevan’ın büyük oğlu mez. Ancak vali arsaya el koyar ve be- diğeri de veziridir. Bunlar, buraya gelen delini adama gönderir. iki Arap’ı soymuşlar. Nuşirevan kendi öz oğlunu idam etmişti. Hz. Ömer’in çıktı- Yahudi, durumu Hz. Ömer’e anla- ğı kapıda ise bizim şikâyetlerimizi yanlış tır. Hz. Ömer adamı dinler. Sonra bul- tercüme eden mütercim vardı. İşte Hz. duğu bir deri üzerine “Bilesin ki, ben Ömer “bilesin ki, ben Nuşirevan’dan da- Nuşirevan’dan daha az adil değilim.” di- ha az adil değilim” sözüyle bana bunu ye yazar. hatırlatıyor. Halkına zulmedersen seni darağacına çekerim diyor. Senin göz- Yahudi bu yazıyı alıp ayrılır. Ama so- yaşlarına bakmam, tıpkı Nuşirevan’ın nuç alamayacağı kanaatindedir. Yine de öz oğlunun gözyaşına bakmadığı gibi. Valinin huzuruna çıkar ve yazıyı uzatır. Şimdi anladın mı neden benim benzim Vali bu cümleyi okuyunca, sapsarı kesi- sarardı? lir. Yahudi’nin arsasını geri verir. Yahu- di şaşırır. Merakla sorar. Bu nasıl oldu İşte ASDER bu anlayış ve tutum içe- der. risinde oldukça elde edemeyeceği so- nuç yoktur. Yolunuz ve yolumuz açık ol- Hz. Sa’d, anlatır. İslam’dan önce ben sun… 28.03.2011 ve Hz. Ömer İran taraflarına ticaret için gittik... Orada birileri zorla 200 devemi- ze el koydu. Üzgün bir şekilde, bir ha- na geldik. Hanın sahibi gidip krala duru- munuzu anlatın, o adil bir adamdır, size yardım eder, dedi. Biz de sabahleyin kralın huzuruna çıkıp durumu anlattık. Şikâyetimizi bir mütercim krala ter- nisan 2011 | ASDER 31 asder18.indd 31 4/9/2011 4:23:06 PM

AKSAJANS mustafa nazif 0212-665 31 52 MAKALE Yeni Anayasa Nerede? Mehmet İnkaya Eli sopalı “devlet Anayasa, toplum bireylerinin bir ara- ri değil, güvenliği öncelemiştir. Güvenlik baba” anlayışı da, barış ve huzur içinde yaşayabilme adına temel hakları yok saymıştır.1982 azim ve kararlılığını ifade eden “Toplum- anayasası kaşıkla verdiği hakları kep- ile hazırlanan bu sal Sözleşme”dir. 1982 Anayasası,1980 çe ile geri alan ve sürekli görev ve so- anayasa metni Askeri ihtilali sonucu yaptırılmış, toplu- rumluluk yükleyen hak ve özgürlüklerin toplum için ne mu ve bireyi tehdit ve tehlike olarak gö- göstermelik olarak serpiştirildiği metin saygın “baba” ren, toplumun hiçbir kesiminin katılımını görünümündedir. Kısaca 1982 anaya- olabilmiş, ne ihtiyaç olarak görmeyen ihtilalcilerin sı- sası toplumsal sorunları çözme, toplum de anayasanın kıyönetim döneminde topluma onaylat- bireylerinin birarada yaşama ülküsüne tığı metindir. Bu anayasanın günümüze uygun değildir. En kısa zamanda değiş- “ana” kavramının kadar 105 maddesinde gerek mecliste tirilmelidir. gerektirdiği gerekse referandumla 17 defa değişik- lik yapılmış adeta Nasrettin Hoca’nın Haziran 2011’de ülkemizde millet- adalet, özgürlük kuşuna dönmüştür. Eli sopalı “devlet vekili seçimleri yapılacaktır. Seçime gi- ve huzur getiren baba” anlayışı ile hazırlanan bu anaya- recek partiler şimdiden çeşitli vaatleri niteliklere sahip sa metni toplum için ne saygın “baba” ile toplumun desteğini almak isterken olabilmiş, ne de anayasanın “ana” kav- birbirlerine çok kırıcı ifadeler kullan- temel yasa ramının gerektirdiği adalet, özgürlük ve maktadırlar. Bu halleri ile siyasi parti- olabilmiştir. huzur getiren niteliklere sahip temel ya- ler toplumun geneline güven vermekten Bu anayasa sa olabilmiştir. Bu anayasa özgürlükle- uzaktırlar. Partiler birbirlerini suçladıkça özgürlükleri o partilere daha önce oy vermiş seçmen değil, güvenliği öncelemiştir. 32 ASDER | nisan 2011 asder18.indd 32 4/9/2011 4:23:20 PM

AKSAJANS mustafa nazif 0212-665 31 52 vatandaşları da kendilerinden uzaklaş- Beyannamesinde yer alan temel hak ve Hukukun tırıyorlar. Aynı zamanda toplumun geril- özgürlükleri içselleştiren bir yapıda ye- üstünlüğü en mesine neden oluyor ve toplumsal barı- niden hazırlanmalıdır. somut hali şı zedeliyorlar. ile ifadesini Demokrasinin vazgeçilemez unsur- demokratik Toplumun tamamını kucaklamak, ları olan siyasi partiler söz yarışına gire- anayasada bulur. kimseyi ötelememek bütün partilerimi- ceklerine hizmet yarışına girmeli; hazi- 1982 anayasası zin ilkesi olmalıdır. Toplum siyah-beyaz ran seçimleri öncesi, anayasa önerilerini hukukun ayrışımından çok çekti. Artık çok renk- halka seçim beyannamesi çerçevesin- üstünlüğünü li, çok sesli anlayışı istiyor. Siyasi yakla- de sunmalıdırlar. Bilinçli seçmen olarak değil, askeri şımlar toplumu bütün renkleri ve sesleri vatandaşlarımız yazılı anayasa önerisi gücün ile birleştirmelidir. Tıpkı bir orkestradaki olmayan hiçbir partiye oy vermemelidir. üstünlüğünü, enstüramanların farklılığı nasıl ahenkli “Ben sözümün arkasındayım”,”Benim yani üstünlerin müzik için gerekli ise toplumdaki farklı adım yapacaklarımın garantisidir”, “Ben hukukunu fikirler de hukukun üstünlüğü olan de- milletimi çok severim” gibi ifadeler 30 esas almıştır. mokrasi için gereklidir. yıldan beri aynı anayasa ile yönetilen bu Demokratik toplumun sıkıntılarını giderememiştir. İlkeler ise - halkın Hukukun üstünlüğü en somut hali egemenliği, ile ifadesini demokratik anayasada bu- “Seçime çok az bir zaman var; bu eşitlik, adalet, lur. 1982 anayasası hukukun üstünlü- sürede nasıl anayasa önerisi, taslağı özgürlük - gözardı ğünü değil, askeri gücün üstünlüğünü, hazırlayalım?”diyen siyasilere de toplu- edilmiştir. yani üstünlerin hukukunu esas almıştır. mumuz itibar etmemelidir. Çünkü 30 yıl- Demokratik İlkeler ise - halkın egemen- dan beri bu ülkenin insanlarının temel liği, eşitlik, adalet, özgürlük - gözardı hak ve özgürlüklerini kısıtlayan anaya- edilmiştir. Buna milli güvenlik kurulunun sa üzerine kafa yormamış, çözüm üre- yapısını, Askeri şura kararlarının yargı tememiş siyasi partilerin bundan sonra denetimine kapalı olmasını örnek ola- da anayasa çözümlerinin olacağını dü- rak verebiliriz. Artık Türkiye Cumhuri- şünmek çok saflık olur. Vatandaşlarımı- yeti Anayasası, İnsan Hakları Evrensel zın iyi niyetini yıllardan beri saflık olarak algılayıp istismar eden siyasiler artık derslerini almalıdırlar. Şimdi değilse, ne zaman demokratik bir anayasa yapıla- caktır? Nasıl ki mutlu olmak ertelene- mez ise temel hak ve özgürlüklerin ya- şanması da ertelenemez. Demokraside siyasilerin sınavı olan seçim, bilinçli seçmen için temel hak ve özgürlüklerin elde edilmesinde çok önemli bir fırsat sunmaktadır. Buradan bütün sivil toplum kuruluşlarına, aydın- larımıza, bilinçli vatandaşlarımıza çağ- rıda bulunuyorum. Fanatik parti anlayı- şını bir kenara bırakarak insan onuruna yakışan anayasa istiyor muyuz? Ger- çekten bunu istiyorsak sesimizi yükselt- menin tam zamanıdır. Siyasiler sesimi- zi duymak zorundadır. Sesinizi duymak hepimizi mutlu edecektir. nisan 2011 | ASDER 33 asder18.indd 33 4/9/2011 4:23:33 PM

AKSAJANS mustafa nazif 0212-665 31 52 MAKALE Sayın Bahçeli Yaş Mağdurlarına da Sahip Çıkacak Mı? Nurettin YAVUZ TSK’da “Balyoz davası kapsamında tutuk- aynı zamanda Meclis’te görmek istedik. bulunduğum lanan emekli Korgeneral Engin Alan’ı Sıradan bir davet veya propaganda ara- 20 yıl boyunca Haziran seçimlerinde milletvekili adayı cı olarak değil, TBMM’de MHP’yi birikimi dini ibadetlerimi göstereceklerini belirten Bahçeli, yıpra- ve tecrübesiyle temsil edebilecek bir ki- yapmaya gayret tılmasına izin vermeyeceklerini söyledi. şi olarak algıladığımızdan bu davet ya- pıldı. Muhtemelen de seçimlere girmesi ettim. - Engin Alan partimizin üyesi. Kendi- gerekir. (Akşam Gazetesi Haberi) Haliyle hanımım si ve ailesi önce Cenab-ı Allah’a sonra da başörtülü idi. MHP’ye emanet. Siyasi beraberliğimiz TSK’da bulunduğum 20 yıl boyunca Bundan doğal ne devam eder. Mahkeme sonuçlanınca- dini ibadetlerimi yapmaya gayret ettim. ya kadar takipçisi olacağız. Her türlü sı- olabilirdi. kıntılarında, ihtiyaçlarında yanında ola- Haliyle hanımım da başörtülü idi. Çünkü ben, cağız. Dedem Korkut Bundan doğal ne olabilirdi. hikâyeleri ile - TSK’nın bölücü terörle mücadele- sinde üstün başarı sağlamış bir şahsi- Çünkü ben, Dedem Korkut hikâyeleri büyümüş, yeti fazla yıprattırmayız. Sosyal itibar ile büyümüş, Türk-İslam yanında, sahiplenme ihtiyacı da olması sevdalısı olarak lazım. Partiye davetimiz sırasında, onu Türk-İslam sevdalısı olarak yetişmiş yetişmiş bir bir ülkücü idim. ülkücü idim. Çünkü ben, “Türk- İslam düşmanı babamda olsa vurana kurbandır bu canım benim” diyenlerdendim. 34 ASDER | nisan 2011 asder18.indd 34 4/9/2011 4:23:47 PM

AKSAJANS mustafa nazif 0212-665 31 52 Çünkü ben, “Türk-İslam düşmanı ba- O yıllarda siyasi görüşler de değişi- Milletçe bamda olsa vurana kurbandır bu canım me uğramaya başladı. göreceğiz benim” diyenlerdendim. yakındır, Türk-İslam davasından İslam’ı çı- Sayın Bahçeli Bu düşüncelerle askerlik görevimi karma gayretine girdi bazıları, dost gö- de destek yaparken, babamın da etkisi ile Astsu- rünen bazı siyasiler, gizli dinsiziler ve verecek mi acaba bay olmaya karar vermiş, Astsubay Sı- kriptolu Müslümanların yaptığı gibi… mağdurlara? nıf Okulundan ikincilikle tankçı astsubay İnancını yaşama gayretinde olanları “ir- Ülkücüleri olarak mezun olmuştum. ticacı” görmeye başladı. yargısız infazla TSK’den atanlara İlk kıt’amda 15 günlük Astsubayken O zamanlar yargısız infaz edilen o sahip çıktığı gibi? tanıştım TSK’de yapılan başörtü düş- kutlulara sahip çıkmak her babayiğidin Sahip çıkacak manlığı ile, eşime kimlik kartı almak için işi değildi. mı? yaptığım müracaatla, Yargısız infaz Balans ayarından korkmuştu çokla- kurbanı YAŞ 1995 yılında Engin generalin birliğin- rı. mağdurlarına? de sakıncalı personel kategorisine ay- rıldım. Telefonlarından bile silmişlerdi isim- lerini. Doksanlı yıllar! Yine de birileri vardı, korkmayan bi- Ah, o yıllar... rileri. O yıllarda neler olmadı ki TSK’de. “Millete çevrilen tanka selam dur- mam” diyen birileri. BÇG türü cunta örgütlenmeleri yapı- landı. Her şeyi göze alarak belediyesinde o kutlulara işveren birileri. Başörtüsü ideolojik olarak tanımlan- dı ve yasaklandı. Onlardan biri, o gün İstanbul Büyük- şehir Belediye başkanı idi, şimdi Başba- Namaz kılmak suç sayıldı, Cuma’ya kan... gidenler fişlendi. Yine sahip çıkıyor. Kışlada camilere kilit vuruldu. Diklenmeden, dik durarak. Dininin emirlerini yaşayanlar “mürte- ci” ilan edildi, Kanun çıkarıyor, TSK’den yargısız in- fazla atılanların itibarlarının iadesi için. Tarikatçı diye yaftalandı ülkücüler, hanımı başörtülü, kendisi namaz kılıyor Milletçe göreceğiz yakındır, diye ve galiba darbeye engel olurlar en- dişesi ile. Sayın Bahçeli de destek verecek mi acaba mağdurlara? Ülkücüleri yargısız Subay – astsubaylar, yargılanma- infazla TSK’den atanlara sahip çıktığı dan, yargıya müracaat hakları olmadan gibi? YAŞ kararı ile TSK’den atılmaya baş- landı, Sahip çıkacak mı? Zulümler zulümleri kovaladı. Yargısız infaz kurbanı YAŞ mağdur- larına? Bazı subaylar, kendisi terörle cep- hede mücadele ederken atıldı, atılma “Orduevi cemaatinin” istişare kara- kararını cephede aldı; hanımı da teda- rı olmadan yüksek rütbeli generallerin, vi gördüğü GATA’dan çıkarıldı o vatan dışlanma korkusu ile tek başlarına gire- sevdalılarının. cekleri partiyi seçebileceğine inanamı- yorum nedense, Milletin değerlerine ters kadrolaşma hız kazandı. Benim kanaatim “orduevi cemaati” görev verir, general kabul eder. TSK’de Sonunda istenen oldu. 28 Şubat 20 yıl görev yapmış biri olarak altıncı postmodern darbesi yapıldı. hissim bunu söylüyor. 22.02.2011 Doksanlı yıllar! Ah! O yıllar... nisan 2011 | ASDER 35 asder18.indd 35 4/9/2011 4:23:59 PM

AKSAJANS mustafa nazif 0212-665 31 52 MAKALE Filistin Sorunu Nasıl Çözülür? Adnan Tanrıverdi - Emekli Tuğgeneral / ASDER Onursal Başkanı Filistin halkına İsrail’in kullandığı yöntemle çözülür. *** haksızlık Yani Filistin’in, İsrail’in askerî gücünü dengeleyecek bir askerî gücü, İsrail’in Filistin yönetiminin birlik içinde olma- edilmemeli. karşısına koymasıyla çözülür. ması, dostları, dost gibi görünen ve gö- Karıştırıcıların rünmeyen düşmanları tarafından, yadır- eserlerine değil, Barışçı yaklaşımlar, İsrail’i hakkani- ganıyor. Filistin halkının yet çizgisine getiremez. çoğunluğunun Ama işgal altında olduğu, hem de oyunu almış olan İsrail sahip olduğu güce ve arkasın- savunmasız bırakılan her karışına ken- parlamentosu daki Batı desteğine güveniyor. di insanını yerleştirme hesabı yapan, gayri meşru bir işgal devletinin işgalin- ve içinden Bir de, Filistin’in zayıf, güçsüz ve yal- de olduğu unutuluyor. çıkan hükümeti nızlığı onu daha da saldırgan yapıyor. muhatap alınmalı Savaşta olmayan başka devletler, iç Hedeflerine ulaşıncaya kadar, askerî ve dış siyasetlerinde birlik içinde midir- ve ihtiyacı gücünü Filistin halkı üzerinde kullanma- ler? Muhalefetleri yok mu? Hem de ba- olan mali ve ya devam edecektir. askeri destek verilmelidir. Birlik ancak böyle sağlanabilir. 36 ASDER | nisan 2011 asder18.indd 36 4/9/2011 4:24:13 PM

AKSAJANS mustafa nazif 0212-665 31 52 zılarında yıkıcı derecede faaliyet gös- teren muhalefetleri yok mu ki, işgal altındaki Filistin’in yönetimindeki çatlak- lık yadırganıyor? Filistin halkına haksızlık edilmeme- li. Karıştırıcıların eserlerine değil, Filis- tin halkının çoğunluğunun oyunu almış olan parlamentosu ve içinden çıkan hü- kümeti muhatap alınmalı ve ihtiyacı olan mali ve askeri destek verilmelidir. Birlik ancak böyle sağlanabilir. *** *** Birbuçuk milyarlık nüfusu; sahip Filistin, İslâm ülkelerinin ortak soru- İslâm Konferansı Örgütü (İKÖ) daha olduğu yeraltı ve nudur. Diğer işgal altındaki Müslüman aktif hale getirilmelidir. yerüstü enerji milletler de öyledir. kaynakları; kara, Bağlı Kuruluşlar arasına “Müslüman deniz ve hava İhtiyaç duydukları destek verilmeli- Devletler Savunma Bakanları Konfe- ulaşımlarını dir. ransı”, Komiteler arasına da “Savunma kontrol edebilen İşbirliği Daimi Komitesi” ve “Savunma jeopolitik konum Öncelikle Filistin üzerindeki abluka- Sanayii İşbirliği Daimi Komitesi” dâhil ve büyüklüğü ile nın kaldırılmasına yardım edilmelidir. edilmelidir. İslam dünyasının, dünya lideri İnsanî yardımların ulaştırılabilme- İslam Ülkeleri, Jeopolitik konumları olması için si için Gazze’ye deniz, Ramallah’a da ve ırkî bağları dikkate alınarak tek eksiği, hava koridoru kurulması sağlanmalıdır. müşterek iradeyi Filistin’in dünya ile irtibatı İsrail’in insafı- • Müslüman Ortadoğu Arap Dev- sergileyecek na bırakılmamalıdır. letleri Birliği mekanizmaları kuramamış Bunun için İslam ülkelerinin açık des- • Müslüman Ortaasya Türk Dev- olmasıdır. teğine ihtiyaç vardır. letleri Birliği Birleştirici olarak İSLÂM yeterli bir Güç kullanımı dâhil her yol denen- • Müslüman Kafkasya Türk Dev- faktördür. melidir. letleri Birliği *** • Müslüman Yakın Doğu Devlet- leri Birliği Filistin üzerindeki zulüm, İslâm ülke- lerinin imtihanı olarak kabul edilmeli ve • Müslüman Uzak Doğu Devletle- birleştirici etkisinden faydalanılmalıdır. ri Birliği İslâm ülkeleri gücünü fark etmeli, • Müslüman Kuzey Afrika Devlet- içinde bulunduğu dağınıklıktan kurtul- leri Birliği malıdır. • Müslüman Okyanus Havzası Birbuçuk milyarlık nüfusu; sahip ol- Afrika Devletleri Birliği duğu yeraltı ve yerüstü enerji kaynak- ları; kara, deniz ve hava ulaşımları- • Müslüman Kızıl Deniz Havzası nı kontrol edebilen jeopolitik konum ve Afrika Devletleri Birliği büyüklüğü ile İslam dünyasının, dünya lideri olması için tek eksiği, müşterek iradeyi sergileyecek mekanizmaları ku- ramamış olmasıdır. Birleştirici olarak İSLÂM yeterli bir faktördür. Güç olarak da, birlikte hareket edil- diği takdirde, sahip olunan coğrafya ye- terlidir. nisan 2011 | ASDER 37 asder18.indd 37 4/9/2011 4:24:27 PM

AKSAJANS mustafa nazif 0212-665 31 52 MAKALE İslâm ülkelerinin • Müslüman Avrupa Devletleri Bir- ları aynı hedefe yönlendirebilmenin de, her biri ayrı ayrı, liği ekonomik, teknolojik, askerî ve siyasi savunma silahları gücün oluşturulmasını çabuklaştıracak bakımından Müs- olarak bir araya getirilmeli, öncelikle çok önemli bir etken olduğu unutulma- lüman olmayan birbirine komşu olanlar arasında saldır- malıdır. ülkelere bağımlı- mazlık anlaşmaları, sonra da savunma dırlar. Kendi harp işbirliği anlaşmaları oluşturulmalıdır. *** silah ve vasıta- Bölgesel birliklere mensup devletler, İslâm ülkelerinin her biri ayrı ayrı, sa- larının büyük bir federatif bir yapı ile; bölgesel birlikleri vunma silahları bakımından Müslüman kısmını kendileri de konfederatif bir yapı ile birleştirerek, olmayan ülkelere bağımlıdırlar. Kendi üretememektedir- İslâm birliği hedeflenmeli ve çalışmalar harp silah ve vasıtalarının büyük bir kıs- ler. Bu durum da bu hedefi elde edecek şekilde yönlendi- mını kendileri üretememektedirler. Bu savunma zafiyeti- rilmelidir. durum da savunma zafiyetine sebep ol- ne sebep olmak- maktadır. Ekonomik ve teknolojik gücün ye- tadır. terli olması, birliğe götürecek fevkalade Birleşirlerse, bu sorunu da kolayca önemli bir etken olmakla birikte; birlik- te hareket edebilmek ve mevcut imkan- 38 ASDER | nisan 2011 asder18.indd 38 4/9/2011 4:24:40 PM

AKSAJANS mustafa nazif 0212-665 31 52 alt edebilirler. RA ÜSLERİ”; İsrail’e savaş uçaklarının İslam menzili içindeki İslam ülkeleri de “HAVA ülkelerinden İlk işbirliği savunma sanayi alanın- ÜSLERİ” verseler; bütün İslam ülkele- de, İslâm da yapılırsa, İslam Ülkeleri daha ba- ri Filistin’nin seçilmiş meşru hükümeti coğrafyasındaki ğımsız hareket edebilecekler ve yapıla- ile, saldırmazlık ve savunma işbirliği an- ihtilaf cak tecavüzleri etkili bir şekilde önleme laşması yapsalar; Filistinli askerleri ül- bölgelerinde imkânına sahip olabileceklerdir. kelerindeki üslerde, hibe edilen silahlar kullanılmak üzerinde ve diğer askeri konularda eğit- üzere; zırhlı, Savunma sanayinin kurulabilmesi seler; en geç beş sene içinde, Filistin’in, hava indirme için teknoloji, mali kaynak ve yeterli pa- dost ülkelerdeki askeri üslerinde, kara, ve komando zara ihtiyaç vardır. deniz ve hava kuvvetlerinden oluşan tugaylarından modern bir ordusu olur. oluşan; kara, Müslüman devletler imkânlarını bir- deniz ve havadan leştirebilirlerse gerekli olan şartları oluş- İslam ülkelerinden de, İslâm coğ- taşınabilen, turabilirler. Kaynaklar, teknolojisi yeter- rafyasındaki ihtilaf bölgelerinde kulla- müşterek bir li olan devletlere yönlendirilebilir. Farklı nılmak üzere; zırhlı, hava indirme ve komutaya ülkelerde üretilenler birleştirilerek harp komando tugaylarından oluşan; kara, bağlı, kolordu silah ve vasıtaları üretilebilir ve savun- deniz ve havadan taşınabilen, müşte- seviyesinde ma ihtiyaçları karşılanabilir. Hiçbir dev- rek bir komutaya bağlı, kolordu seviye- bir “Ani let sadece kendi ihtiyaçları için, kendi sinde bir “Ani Müdahale Gücü” oluştu- Müdahale Gücü” kaynakları ve kendi teknolojisi ile savaş rulmalıdır. oluşturulmalıdır. sanayii kurmaz. Türkiye ana muhare- be vasıtalarının her birini yapacak tek- İşte ancak bundan sonra, Filistin ile nolojiye sahiptir. Ama ilk üretim için mali İsrail arasında ADİL, KABUL EDİLEBİ- kaynağa, üretimin devamı için de geniş LİR ve KALICI bir barış konuşulabilir. bir pazara ihtiyacı vardır. Filistin Halkı üzerine düşeni yapıyor. İmkânlar birleştirilir ise; dört-beş bin Sıra diğer Müslüman milletlerdedir. 12 tank yerine yüz bin tank, beş-altı yüz Şubat 2009 uçak yerine onbin uçak, beş yüz savaş gemisi yerine onbeşbin savaş gemisi, dört yüz helikopter yerine onbin helikop- ter üretilebilecektir. Müslüman Devletler Birliği, kendi si- lahlarını kendileri üretirlerse ve araların- da da savunma işbirliği kurulursa, kay- nakları kendilerini tehdit eden ülkelere akmayacak ve tecavüzler de kesin ola- rak önlenebilecektir. Bu seviyeye de en geç on yıl içinde ulaşılabilir. Ufkumuz böyle olursa, Müslüman milletlere bu gün yönelen tecavüzleri de aktif bir şekilde önleyebiliriz. *** Filistin’e gelince; FİLİSTİN, İsrail’in askerî gücü kar- şısında nasıl denge sağlayabilir? Alt- mış İslâm ülkesinin her biri, modern ana muharebe vasıtasının her birinden (tank, savaş uçağı, helikopter, denizaltı, vb) birer ikişer tane Filistin’e hibe etse; Akdeniz, Kızıldeniz ve Okyanuslara kı- yısı olan İslam ülkeleri “DENİZ ÜSLE- Rİ”; İsrail’e komşu İslam ülkeleri “KA- nisan 2011 | ASDER 39 asder18.indd 39 4/9/2011 4:24:54 PM

AKSAJANS mustafa nazif 0212-665 31 52 MAKALE «Domino Etkisi» mi, «Virüs» mü Demeliyiz? R.Ercan BİTİKÇİOĞLU - E.Hv.Plt.Yzb. – Gazeteci-Yazar Tunus’ta bir Tunus’ta başlayıp bütün Kuzey Afri- 6−6’ya kadar işaretlenmiştir seyyar satıcının ka ve Ortadoğu’yu etkisi altına alan halk uğradığı hakaret hareketi hâlâ sonlanmış değil. Kimileri Diklemesine dizilmiş domino taşları- fitili Tunus’ta tutuşan ve adeta bir yan- nın birini harekete geçirip diğeri üzeri- ve eziyet gın gibi, benzer yapıdaki ülkelere de si- ne devirmekle başlayan dalga şeklinde- sonrasında rayet eden bu yönetimlere isyan süreci- ki devrilme reaksiyonuna benzediği için kendini yakarak ni «DOMİNO ETKİSİ» ile izah ettiler. ekonomik yahut siyasi bazı hareketle- intihar etmesiyle re «domino etkisi» deniyor. Japonlar ve başlayan hareket, Domino, iki ya da daha çok kişi ara- Çinliler bu işi büyük bir san’at va oyun gerçekten de sında “domino” adı verilen ve 28 dik- haline de getirdiler. Türlü renklerde do- domino etkisi dörtgen − yassı taşla oynanan bir salon mino taşları yapıp bunlarla devasa bü- gibi, benzer oyunu. Her taşın bir yüzü enlemesine yüklükteki sahalarda eğlenceli domino yapıdaki ülkelere çizgiyle ikiye ayrılmış ve üzerine sayılar etkisi sergilediler. de hızla sirayet tıpkı tavla oyunundaki zarlar gibi, (yu- etti. Ancak varlak oyuklara siyah renkte) 0−0’dan Siyasî yahut sosyal hadiseler için dikkat ediniz, buradaki anahtar kelimeler; “benzer yapıdaki ülkeler” ve “sirayet”dir. 40 ASDER | nisan 2011 asder18.indd 40 4/9/2011 4:25:11 PM

AKSAJANS mustafa nazif 0212-665 31 52 «domino etkisi»nin anlamı, meydana ge- tamamen Kaddafi ve avanesine hizmet Dikta ile krallık len bir olayın başka olayların başlama- eden bozuk bir rejimdir. Cemahiriye, yahut sultanlık sına sebep olması; bir nevi zincirleme cumhuriyetler demek ama bu cumhuri- rejimlerini tepkime (reaksiyon).. Arap âlemindeki yetler Kaddafi’nin akraba va avanasine karıştırmamak hadiseler de bir bakıma böyle. taksim ettiği feodaliter zulüm sistemleri gerekir. Bazı idi. âdil sultanlar, Tunus’ta bir seyyar satıcının uğra- demokrasi dığı hakaret ve eziyet sonrasında ken- 4) Adalet müessesesi iflas etmiş, kılığındaki dini yakarak intihar etmesiyle başlayan zulüm had safhaya çıkmıştır. Diktatörle- sultanlıklardan hareket, gerçekten de domino etkisi gi- rin halkın refahı ve adaletin tesisi diye binlerce kez bi, benzer yapıdaki ülkelere de hızla si- bir derdi yoktur. ehven, hattâ rayet etti. Ancak dikkat ediniz, burada- mukayese etmek ki anahtar kelimeler; “benzer yapıdaki 5) Halklar, bu zulüm ve dikta re- dahi hatalı olan ülkeler” ve “sirayet”dir. Benzer yapıda, jimleri ile burnundan solur hale gelmiş, rejimlerdir. yani Tunus gibi tutuşmaya hazır potan- en ufak bir bahanede patlamaya hazır siyeli olan ülkelere yayıldı yangın. «Si- bombalar gibi. rayet» ise malûm; yayılma, bir bünye- den diğerine geçme, (salgın hastalıklar 6) Dikta ile krallık yahut sultanlık gibi) bulaşma demek... rejimlerini karıştırmamak gerekir. Bazı âdil sultanlar, demokrasi kılığındaki sul- Şimdi düşünelim. Bu hadiseler evet tanlıklardan binlerce kez ehven, hattâ bir birlerini tetikliyorlar ama domino ola- mukayese etmek dahi hatalı olan rejim- bilmeleri için önceden bunların ardı ar- lerdir. Meselâ Mısır’da böyle idi. Meselâ dına dizilmiş olmaları ve birinin bilinçli Libya’da Kral İdris Sünusi dindar, olgun, olarak ilk domino taşını iteklemesi la- aklı başında bir devlet reisiydi. Namuslu zım. Oysa Tunus hadiselerinde ne ar- ve şerefliydi. Adalet ve insaf sahibiydi. dı ardına dizilmiş (dünya ülkelerince Şeriata bağlı bir tarikat Müslümanıydı. malûm), tahmin edilen bir ülkeler halita- Köklü ve mücahid bir âileye mensup- sı vardı ne de ilk ülkeyi biri yahut birile- tu. Tecrübeliydi, birikimliydi. Libya’daki ri tutuşturmuştu. Komplo teorilerini he- mevcut azınlıkların liderleri olan Ahmed saba katmıyorum elbette. Sevmediğim eş-Şerif, M.İdris ve M. İbn Ali el-Sanusi için değil, zeka oyunu olarak, ufuk aç- gibi emirler, Avrupalılara karşı isyanları mak üzere komplo teorilerini de severim ama gerçekçi olmaları şartıyla... Tunus’la başlayan hadiselerde ger- çekçi değil komplo. Yani ne ABD’nin CIA’i, ne de İsrail’in MOSSAD’ı falan bu işleri başlatmadı. Bu tür ajan faaliyetleri zaten bütün İslâm dünyasında cirit atan servislerin hobi gibi icra ettikleri şeyler. Ancak burada daha öne çıkan, yapının müsait olmasıdır. İsyanların sirayet etti- ği tüm ülkelerde ortak yapılar göze çar- pıyor: 1) Hemen hepsinde diktatörler, za- lim sultan yahut yöneticiler var. 2) Halk mutsuz ve maddiyat duru- mu son derece kötü, dengesiz bir eko- nomi. 3) Halklar olarak İslâm inancında- lar fakat mevcut yönetimler bu inanca aykırı bir nizamı dayatıyorlar. Libya ör- neğinde de durum aynıdır. Kaddafi reji- minin sözde İslâm şeriati olarak dayat- tığı, sosyalist yeşil kitaplı “cemahiriye” nisan 2011 | ASDER 41 asder18.indd 41 4/9/2011 4:25:24 PM

AKSAJANS mustafa nazif 0212-665 31 52 MAKALE Sosyal virüslere başlatan liderlerdi. Ülke içinde İtalyan- sistemi kuvvetlendirilmeye çalışılarak de aynı muamele larla şiddetli çarpışmalar oldu. İtalyanlar tedaviye gayret ediliyor. birçok katliamlar yaptılar. Nihayet 1951 yapılmalı. Önce yılında yabancıların idaresi son bularak Sosyal virüslere de aynı muamele virüsü yok etmeye Libya Krallığı kuruldu. 1953 yılında Arap yapılmalı. Önce virüsü yok etmeye ça- Birliği’ne ve 1955 yılında da BM’ye üye lışmak, sonra da bağışıklık sistemini çalışmak, sonra oldular. Libya için âdil ve hayırlı olan bu kuvvetlendirmeye gayret etmek gereki- da bağışıklık düzeni birileri bozdu. yor. Yani önce tiranlar, despot diktatör- sistemini ler atılmalı, ardından da en kuvvetli an- Türkiye’de Kara Harp Okulu’ndan tivürüs (ilaç) olan İslâm hakim kılınmalı. kuvvetlendirmeye mezun olarak subay olan Muammer İslâm’ın âdil ve insanî düzeninde hiçbir gayret etmek Qaddafi, (ordu içindeki genç subaylar virüs barınamaz. grubu ile) ihtilâl hazırladı. O sıralarda gerekiyor. Yani Türkiye’yi ziyaret etmekte olan Kral İd- Osmanlı bu sayede 600 küsur sene önce tiranlar, ris devrildi. İhtilâl sırasında yüzbaşı rüt- hükümferma oldu. Ona bühtanda bulu- besiyle Silahlı Kuvvetler Komutanı olan nanların, akıbeti ise çok fena oldu. Hâlâ despot diktatörler Kaddafi (!), ihtilâlden sonra, önce başba- bunların ceremesini çekiyorlar. Osman- atılmalı, ardından kan ve sonra da diktatör bir devlet baş- lının yıkılmasını isteyen bir kısım Müs- kanı oldu, “ihtilâl lideri” olarak Libya’ya lüman Araplar, yağmurdan kaçarken da en kuvvetli Marksizmden mülhem, dinsiz imansız doluya yakalandı, Dimyat’a giderken antivürüs (ilaç) bir gayr-i âdil düzen kurdu, halkı ezdik- evdeki bulgurdan oldu. olan İslâm hakim çe ezdi, bugünkü hale gelindi... kılınmalı. İslâm’ın Ondokuzuncu asırda yaşamış büyük 7) Şark dünyasının (Doğu’nun) din âlimi, Mekke Şâfiî Reisüluleması Ah- âdil ve insanî Osmanlı’nın ihtişamlı günlerindeki özel- med Zeynî Dahlan hazretleri, Fütuhat- düzeninde hiçbir liklerini kaybederek, Batı’nın bozuk ta- i İslâmiyye adlı tarihinin Osmanlı dev- virüs barınamaz. raflarını almaları, velinimetleri duru- letine ait bölümünde, “Hülefa-i Râşidîn mundaki Osmanlı’ya hakarete varan bir devrinden sonra Kur’ân ve Sünnet’e en nankörlük içine girmeleri... Filistin Arap- uygun devlet Osmanlı devletidir” diye ları bu yüzden belâsını bulduğu gibi, bü- yazmaktadır. Böyle bir devlete bühtan- tün bu ülkeler de benzeri nankörlükleri da bulunanı, hele hele gâvurla işbirliği yüzünden İlahi plandan çarpılmışlardır. edip arkadan vurmaya kalkışanı Allah (Not: Türkiye de aynı şeyin ceremesini çarpmaz mı? Elbette çarpıldılar, virüsle- çekiyor..) re yakalandılar, kıvranıp duruyorlar. Bütün bu faktörler ışığında hadi- Ama bize düşen yine de onları se bizce dominodan ziyade, tam bir vi- gâvurun insafına (insafsızlığına) terket- rüs gibidir... Bağışıklık sistemi iflas et- memek, onlara Osmanlı torunları olarak miş bünyeler virüsleri almaya, virüsler şefkat ve merhamet elimizi uzatmak ol- bu bünyelerde etkili olmaya müsait hale malıdır. Sevindirici bulduğum şey, mev- gelir. Ve bazen havada dolaşan bir virüs cut iktidarın bu yolda ilerlemesidir. Dı- birçok insanı hiç etkilemezken, bazı in- şişleri Bakını Prof. Dr. Ahmet Davutoğlu sanlar için ölümcül olabilir... Ülkeler de Beyefendi takdir ettiğim, deha sahibi, böyledir... mürüvvetli, samimi, konusunda gerçek- ten de hazık (uzman) bir insan. Sıradan Bir ülkede siyasi ve sosyal nizam, bir fakülte hocası gibi değil o. Dersini adalet, insaf ve insana değer ölçüleri- hem tebeşirle, hem diplomasi sahasın- ne mugayir (aykırı, zıt) ise, o ülkenin fe- da veriyor. Öyle ki, sadece fakülte bina- laketi kapıda hazır bekliyor demektir. O sında değil, tüm dünyada da izleniyor ülke bağışıklık sistemini yok ediyor de- dersleri... Onun riyasetindeki Dışişleri mektir. Tunus’tan Suriye’ye kadar tüm Bakanlığı (Hariciye Nezareti) Türkiye’ye bu ülkelere öncelikle buradan bakmak itibar ve hakkaniyet ölçekli dış politika gerekir. Bu gayr-i âdil ve insanlarına de- kazandırmıştır. Umarım virüsle muzda- ğer vermeyen insafsız rejimler ülkele- rip Arap âlemi onun tavsiye ve önerile- rin koruma kalkanını (bağışıklık sistemi- rini can kulağı ile dinlerler. Aksi halde ni) yıkmış, en ufak bir virüs ile komaya Libya gibi bir akıbete uğramaları kaçı- girmişlerdir. Tıp virüslerine karşı antibi- nılmazdır. Gâvur fırsat kolluyor!.. yotikler kullanılıyor, vücudun bağışıklık 23 Mart 2011 – 42 ASDER | nisan 2011 asder18.indd 42 4/9/2011 4:25:37 PM

AKSAJANS mustafa nazif 0212-665 31 52 Libyayı Bu Hale Biz Getirdik Vehbi HORASANLI En sonunda başta ABD olmak üzere olmak üzere bize ne öğretildi? Düşünün Darbelere tek dişi kalmış canavar, Libya’ya saldır- bir kere. Anlı şanlı profesörler, medya alkış tutan, dı. Yüzlerce Tomahawk füzesi ve uçak, baronları ve generaller halka güvenile- hala darbeci yerleşim yerleri de olmak üzere her ta- meyeceğini ve bu milleti hayvan gibi ite generalleri rafa bomba yağdırıyor. En büyük suçlu kakarak yönetmek gerektiğini söyleme- savunmaya ise “Kaddafi” olarak ilan edilmiş durum- diler mi? kalkanların da. Kaddafi’nin kellesi gitmeden akan varlığını kim inkâr kan durmayacak gibi görünüyor. Darbelere alkış tutan, hala darbeci edebilir? Güya bu generalleri savunmaya kalkanların var- lanetlenmiş güruh Peki, ne oldu da yüzyıllar boyunca lığını kim inkâr edebilir? Güya bu lanet- aydın geçiniyor. Osmanlı himayesinde huzur içinde ya- lenmiş güruh aydın geçiniyor. Batı dün- Batı dünyasını şayan Libya bu hale düştü. Batılı ülke- yasını örnek aldıklarını iddia ederek örnek aldıklarını lerin en son geliştirdiği silahları acıma- dine ve dindarlara saldırmayı en büyük iddia ederek dine sızca kullandığı ve iflas bayrağı çeken amaç edinmişler. ve dindarlara silah fabrikalarına gün doğduğu bu kan- saldırmayı en lı savaşın müsebbibi, ne yazık ki biziz. İşte onların yetiştirdikleri adamların büyük amaç Sakın “mübalağa ediyor” diye düşün- hali ortada. Darbe yapabilmek için cami edinmişler. meyin, zira yıllarca bu ülkeye giden ve bombalayacak kadar seviye düşkünle- halkını çok yakından tanıyan biri olarak rini maalesef biz bu hale getirdik. Ger- bu sözleri söylüyorum. çi Türkiye’de faşist yönetimi uzun süre devam ettiremediler. Zira demokrasi- Libya’nın şu andaki kanlı diktatörü yi idrak etmiş ve kanlı diktatörlere karşı Kaddafi ve ikinci adamı Callud ne yazık müspet hareket yöntemini benimsemiş ki eğitimlerini Türkiye’de yapmış darbe- insanlar vardı. ci subaylar. 1960 Darbesinden ilham alarak Libya’daki krallık yönetimini yık- Bediüzzaman ve Nur talebeleri asa- tılar. Ülkeyi elli senedir tam bir faşist ve yişin lehinde hareket ederek bu milita- zalim bir yönetim ile yönetmeye başla- rist darbe yanlılarını yenilgiye uğratmış- dılar. Aynen bize öğretildiği gibi onlara tı. Zaten sahte irtica eylemleri yaparak da “halk cahildir, onları ancak koyun gibi halkı perişan etmeyi alışkanlık haline yöneterek ülkeyi idare edebilirsin” yala- getirmiş olan darbeci zihniyet başka tür- nı ile bugünlere gelindi. lü yenilgiye uğratılamazdı. Bu yüzden Bediüzzaman’a ve Nur Talebelerine bu Sahi, dönüp şöyle bir bakın baka- millet çok şey borçludur. lım. Düne kadar ulusalcı çeteler başta Bugün Libya’nın en üst düzey yöne- nisan 2011 | ASDER 43 asder18.indd 43 4/9/2011 4:25:56 PM

AKSAJANS mustafa nazif 0212-665 31 52 MAKALE artık bir ders ticileri benim sınıf arkadaşlarım. Onlar- Türkiyeli askeri öğrenciler de büyük almalıyız. la tam 4 yıl Bahriye Mektebinde birlik- bir zulme uğramışlardı. Yüklüce bir okul te okudum. Bazılarını çok iyi tanıyor ve tazminatı isteniyor PKK’lılara yapılma- Askeri okullar gerçekten de çok seven bir insanım. Zi- yan eziyet bu öğrencilere yapılıyordu. başta olmak ra Bahriye Mektebinde namaz kılanla- Okuma hakkı da olmak üzere türlü ka- ra öcü ile bakılırken; biri Türk biri Libyalı mu hakkından mahrum kalmışlardı. üzere her türlü öğrenci olmak üzere direnen iki kişiy- faşist eğitimi dik. Fakat Libyalılar daha beterine tu- tulmuş, hapse atıldıkları yetmiyormuş tamamen ortadan Son sınıfa kadar hiçbir Libyalı öğren- gibi bir de ağır işkencelere maruz bı- kaldırmalıyız. ci açıktan namaz kılma cesaretini gös- rakılmışlardı. Elbette Kahhar olan Rab- teremedi. Onların yöneticileri en az bi- bimiz bunun karşılığını bırakmayacak. Şükür artık darbe zimkiler kadar zalimdi çünkü. Fakat son Bu dünyada olmasa bile hesap günün- yapamıyorlar sınıfta beş öğrenci her ne pahasına de hepsini yaptıklarına pişman edecek. olursa olsun namazlarını kılmaya baş- Kuran’daki “Ya leyteni küntü turaba” ya- fakat onları bu ladılar. Fakat başlarına gelen de kalma- ni, “keşke toprak olsaydık” diye söyle- hale getiren dı. Tam 25 sene hapse atıldılar. Teğmen yecek olan bunlardır, herhalde… rütbesi ile Libya’ya döndükleri gün hap- yani halkı koyun se atılmışlardı. Türk öğrenciler ise daha Evet, sevgili okuyucular. Darbeci za- sürüsü gibi teğmen olmadan okuldan atılmışlardı. limlerin yaptığını bugün bütün Libya hal- kı ödüyor. Türkiye’dekilere bir şey yapıl- görüp başlarında Nereden biliyorum; isterseniz an- madı. Ergenekon çetesi davası devam boza pişirmeye latayım. Deniz Harp Okulundan me- ediyor, belki bunlara küçük bir ceza ve- kalkışan zun olduktan tam 18 yıl sonra Libya’nın rilecek. Fakat başta dindar insanlara ol- başkenti Trablus’a (Tripoli de denir) bir mak üzere yapılan zulümler, saymakla zihniyeti, ortadan geminin kaptanı olarak gitmiştim. Liman bitmez. Ben sadece askeriyedeki kısmı- kaldırmanın evraklarını imzalarken bir sınıf arkada- na değindim. İşte yetiştirdiğiniz ürünler şımla karşılaştım. Ertesi gün diğer sınıf bu şekilde. Türkiye’nin askeri okulların- zamanı gelmiştir arkadaşlarını da alarak gemimize beni da okuyan binlerce Libyalı askeri öğren- ve geçmektedir. ziyarete geldi. ci, demokrasi ve insan haklarını güzel bir şekilde anlatamadığımız için ülkele- Eski günlerimizi yâd etmeye başla- rini bu hale getirdiler. Libya acımasızca dık. Ben hemen namaz kılan o beş ar- bombalanıyor işte… kadaşımı sordum. Hangi birini sorduy- sam hepsi için hapiste diyorlardı. Hatta Fakat artık bir ders almalıyız. Aske- yanımda olan üçüncü kaptan şaşırmış ri okullar başta olmak üzere her türlü “Süvari bey sizin hapiste olmayan arka- faşist eğitimi tamamen ortadan kaldır- daşınız yok mu?” diye şaşkın bir şekilde malıyız. Şükür artık darbe yapamıyor- sormuştu. lar fakat onları bu hale getiren yani halkı koyun sürüsü gibi görüp başlarında bo- Dile kolay tam 18 yıldır zindandaydı- za pişirmeye kalkışan zihniyeti, ortadan lar. Hemen sordum tabi; yahu ne yap- kaldırmanın zamanı gelmiştir ve geç- tı bu çocuklar, adam mı öldürdü? Bana mektedir. hepsinde aynı cevabı verdiler “siyasiy- ye”. Yani siyasi suç işlemişler. Kaddafi Bu nedenle başta askeri reformlar rejimine tehdit olmuşlar. yapılarak her türlü darbeci oluşumun önüne geçilmelidir. Allah’tan korkup iba- Onlar hakkında tek bildiğim şey her detlerini yapmaya çalışan öğrencilere şeye rağmen namaz kılıyor olmalarıy- de özgürlük verilmesi şarttır. Bakın ha- dı. Seksenli yıllar kimsenin yeterince bi- la Deniz ve Hava Harp Okullarında bir lemeyeceği kadar zalimlerin cirit attığı cami veya mescit bulunmamaktadır. kötü yıllardı. Darbeci generaller dindar Madem Kara Harp Okulunda var, ba- insanlara karşı her türlü acımasızlığı tılı ülkelerin hepsinde ibadet etmek is- gösteriyorlardı. İrticacı adını verdikle- teyenlere fırsat veriliyor. İlk iş olarak bu ri başta namaz kılan öğrenciler olmak okullara bir cami veya mescit açılmalı, üzere yüzlerce askeri okul öğrencisini dindar insanlar üzerindeki baskı kaldı- okuldan atmışlardı. Detaylı bilgi öğren- rılmalıdır, vesselam… mek isteyen lütfen “Bahriyede 15 Yıl” isimli kitabımı okusun. 44 ASDER | nisan 2011 asder18.indd 44 4/9/2011 4:26:22 PM

AKSAJANS mustafa nazif 0212-665 31 52 Büyük Ortadoğu Projesi (BOP) İle ABD Ne Amaçlamış Olabilir? Ali AKŞEHİRLİ • NATO’nun hedefine oturttuğu Müslüman milletlerin yurtlarını ihtiva eden, elinde bulunduran güce daha ni- ce avantajlar bahşeden bir coğrafyadır. Büyük Orta Doğu veya Genişletilmiş Kısacası, dünyaya hâkim olmak için Kısacası, dünyaya Orta Doğu ve Kuzey Afrika Grubu ola- tarihin her döneminde ele geçirilme- hâkim olmak rak isimlendirilen projenin kapsamı için- si hedeflenen bir coğrafyadır. Bu gün için tarihin her deki Ülkelerin oluşturduğu coğrafya; Müslümanların elindedir. O halde İslâmı döneminde boğmak ve dünyaya hâkim olmak iste- ele geçirilmesi • Dünya adası olarak isimlendiri- yen güçlerin sahip olmayı hedefledikleri hedeflenen bir len Avrupa-Asya-Afrika Kıtalarını bir ku- dünya çapında jeostratejik bir bölgedir. coğrafyadır. şak şeklinde ortadan bölen; Bu gün Bu geniş coğrafyaya Irak, Filistin ve- Müslümanların • Elinde bulundurana en önemli ya Afganistan benzeri askeri güç ile sa- elindedir. O halde deniz geçit ve boğazlarına da egemen hip olmak mümkün değildir. İslâmı boğmak olarak dünya Adasının kuzeyini de gü- ve dünyaya neyini de hava ve deniz güçleri ile kont- O halde bu milletlere, kendi teslim hâkim olmak rol imkânı veren; fermanlarını kendilerine imzalatmaya isteyen güçlerin razı edecek bir proje bulmak gerekiyor- sahip olmayı • Birleşmeleri halinde dünya du. Onun adına BOP dediler. Maksat hedefledikleri hâkimiyet mücadelesinde gerçek söz Müslüman milletleri, SSCB döneminde dünya çapında sahibi olma imkânına sahip olan Müs- Rusya’nın, Varşova Paktına üye ettiği jeostratejik bir lüman milletleri, bu emellerini hayal bi- milletleri kontrolünde tuttuğu gibi, kont- bölgedir. le edemeyecekleri şekilde, kendi içle- rol atında tutarak, bölgeye ve dolayısıy- rinden çıkaracakları kukla iktidarlarla la dünyaya hâkim olmaktır. kontrol etme fırsatı bahşeden, Bölge ülkelerini demokratikleştirmek, • Sahip olduğu enerji kaynakla- ekonomik ve siyasi istikrar kazandırmak rı ve deniz ulaştırmasının kavşak nok- gibi söylemler gerçek maksadın gizlen- taları ile dünya ekonomisine yön verme mesi için bulunan kılıflardır. imkânını hep elinde bulunduran, Bir kere üye yaptıktan sonra bu mil- • Semavî üç büyük dinin Kutsal letlerin bağımsızlık taraftarlarını ve millî- Mekânlarını bünyesinde bulunduran, manevî değerlerini muhafaza etmek is- teyenlerini kendi devlet güçleri ile etkisiz • Aynı zamanda da güçlü ekono- hale getirmek ve bu ülkelerde bitmeyen miler için vazgeçilmez bir pazar özelliği bir kutuplaşma ve iç çatışma ortamı ya- bulunan, ratarak Müslüman milletleri kontrol al- tında tutacaktır. Eğer kontrolün elinden gitme tehli- kesi belirirse, soğuk savaş döneminde SSCB ve demirperde ülkelerinin Maca- ristan ve Çekoslovakya’ya yaptığını bu ülkelere uygulayacaktır. BOP Müslüman milletleri esirleştir- me, ülkelerini işgal etme ve devletleri- ni peykleştirme projesidir. 25 Haziran 2004 nisan 2011 | ASDER 45 asder18.indd 45 4/9/2011 4:26:41 PM

AKSAJANS mustafa nazif 0212-665 31 52 MAKALE İslam Ülkelerinde Neler Oluyor? İslam Coğrafyasındaki Değişim Rüzgârları Adnan Tanrıverdi - Emekli Tuğgeneral lerin sürmesi üzerine bu hükümet istifa etmiştir. Ocak ayı sonunda, Muhammed Gannuçi Başkanlığında geçiş hükümeti kurulmuştur. Başbakan Gannuçi, altı ay içinde seçimlerin yapılarak görevin yeni hükümete devredileceğini açıklamıştır. Tunus ve Mısır HALK AYAKLANMALARI MISIR diktatörlerini de- viren halk ayak- TUNUS Tunus’ta meydanların ateşi küllen- lanmaları, Yemen, meye başlarken, aynı gerekçelerle, İşsizlik, yoksulluk ve yolsuzluğu pro- Mısır’da da 24 Ocak 2011 tarihinden Ürdün, Suriye, testo etmek için kendisini yakarak in- itibaren Google, Youtube ve Twitter gi- Cezayir ve Suu- tihar girişiminde bulunan Muhammed bi siteler üzerinden haberleşerek Tah- di Arabistan’a Buaziz adlı gencin görüntülerinin yayıl- rir Meydanını toplanma alanı olarak da sıçramış, an- ması üzerine ülke sathına yayılan gös- seçen, başını Müslüman Kardeşler li- terilerin daha da artması ile gösteriler derleri ile Uluslararası Atom Enerjisi cak Tunus ve halk ayaklanmasına dönmüş ve Ordu Başkanı Nobel ödüllü Baradey’in çekti- Mısır’daki kadar Komutanı General Raşit Ammar’ın gös- ği ve bütün muhaliflerin ve hatta birçok etkili olamamıştır. tericilere ateş etmeyi reddetmesi üzeri- kamu kurumunun katılımı ile oluşan ka- ne, 23 yıldır iktidarda olan Zeynel Abi- labalıklar üçüncü haftasında, 30 yıldır din Ben Ali ülkesini terk ederek Suudi devlet başkanı olan Hüsnü Mübarek’i Arabistan’a kaçmıştır. Ben Ali tarafından 11 Şubat 2011 tarihinde istifa ettirmiş- feshedilen hükümetin Başbakanı Mu- tir. Öncesinde, kalabalıkların dağıtılma- hammed Gannuçi, Tunus Anayasasına sı için Mübarek’in görevlendirdiği ordu göre Devlet Başkanlığını üslenmiş; eski halkla karşı karşıya gelmek istememiş, hükümetin savunma, içişleri, dışişleri ve yardımcı olarak göreve getirdiği İsrail maliye bakanları yerlerini korumuş ve yanlısı Ömer Süleyman da halkın iste- muhalif liderlerin katılımı ile “Ulusal Bir- memesi üzerine istifa etmiştir. lik Hükümeti” ni kurulmuş; ancak tepki- Sonunda Ahmet Şefik Başkanlığın- daki hükümet iş başında kalmış, “Yük- sek Askerî Konsey” yetkileri üzerinde toplamış, parlamento feshedilmiş, Ana- yasa askıya alınmıştır. Yüksek Aske- ri Konsey geçiş döneminin 6 ay kadar süreceğini, bu süre içinde Cumhurbaş- kanlığı ve Parlamento seçimlerinin ya- pılacağını açıklamıştır. Kalabalığı dağıt- mak için Tahrir Meydanına asker sevk edilmiş, ancak muhalif gruplar dağılma- yı kabul etmemiştir. Tunus ve Mısır diktatörlerini deviren halk ayaklanmaları, Yemen, Ürdün, Su- 46 ASDER | nisan 2011 asder18.indd 46 4/9/2011 4:27:08 PM

AKSAJANS mustafa nazif 0212-665 31 52 riye, Cezayir ve Suudi Arabistan’a da liderliğinde batıda Fas, Moritanya, do- Jeo-stratejik ko- sıçramış, ancak Tunus ve Mısır’daki ka- ğuda Orta Asya ve Moğolistan, kuzey- numa sahip İslam dar etkili olamamıştır. de Kafkasya ve Türkiye, güneyde Arap devletleri henüz, Dünyası’ndan Somali’ye kadar uzanan bugünkü geliş- PROTESTOLARIN YOĞUNLAŞTI- bir coğrafyada yer alan ülkelere yöne- mişlik kategori- ĞI ÜLKELERİN ORTAK ÖZELLİKLE- lik siyasi, hukuki, bilgi/eğitim, ekonomi, sindeki batılı dev- Rİ sosyal ve güvenlik boyutlarını içeren letlerin, iki dünya kapsamlı bir “İslam Coğrafyası” dönü- harbi arasında uy- Bu ayaklanmaların, ülkelerin mil- şüm stratejisi olup, bu alanlarda uzun guladıkları totali- li muhalif grupları tarafından, kendi ini- vadeli bir değişimi hedeflemektedir. ter rejimler ile yö- siyatifleri ile mi başlatıldığı, yoksa ABD netilmektedirler. ve Batı tarafından mı organize edildiği; BOP’un üye ülkelere açıklanan ama- akabinde kurulacak sistemlerin bağım- cı özetle; “bölge ülkelerini demokratik- sızlıklarını muhafaza etmeyi başarabile- leştirmek, ekonomik ve siyasi istikrar cekler mi? Yoksa, eski tas eski hamam kazandırmak” olarak ifade edilebilir. mı olacağı hususları zihinleri kurcala- maktadır. Jeo-stratejik konuma sahip İslam devletleri henüz, bugünkü gelişmiş- Halk ayaklanmalarının etkili olduğu lik kategorisindeki batılı devletlerin, iki Arap Ülkelerinin ortak özellikleri, dikta dünya harbi arasında uyguladıkları to- ile yönetilmeleri, işsizlik, yoksulluk ve taliter rejimler ile yönetilmektedirler. yolsuzlukların geniş halk katmanlarını etkisi altında bulundurmasıdır. Özgür- Bu milletlerin elitlerinin çocukları ise, lüklerin kısıtlandığı, alt kademe devlet geniş özgürlüklerin ve adil paylaşılmış görevlilerinin bile 100-150 dolar aylıkla yüksek ekonomik imkânların hâkim ol- çalıştırıldığı, rüşvetin ve kayırmanın ge- duğu ülkelerde eğitimlerini tamamla- çim kaynağı olduğu bir sosyal ve eko- maktadırlar. nomik ortamda bulunmalarıdır. Başta ABD olmak üzere, gelişmiş batı SÜPER GÜÇLERİN devletlerinin; Ortadoğu ülkelerindeki to- taliter sistemlerin er-geç değişeceğinin ORTAK HEDEFLERİ bilinci ile, kontrolü elden kaçırmamak için, bu değişimi bizzat planlamaların- Dünya liderliği için mücadele veren dan daha doğal bir durum düşünülme- ABD, AB, RUSYA, JAPONYA, ÇİN ve melidir. HİNDİSTAN gibi süper güçlerin ortak hedefi bâkir kaynaklara, stratejik konu- BOP ‘u da bu düşüncenin tabii sonu- ma ve az gelişmişlik özelliklerine sa- cu olarak kabul etmek gerekmektedir. hip İSLAM COĞRAFYASIDIR. ABD; bu Coğrafyaya ASKERÎ GÜÇ kullanarak MÜSLÜMAN MİLLETLERİN ÇIKA- hâkim olunamayacağını, Irak ve Afga- RI NEREDEDİR? nistan seferleri sonucunda kabul etmiş (Afganistan işgali SSCB’i dağıtmış, Af- Süper güçlerin ortak hedeflerini, Bü- ganistan ve Irak Harekâtı ABD’yi krize yük Ortadoğu Projesini ve bunların ışı- sürüklemiştir); kontrolü ise yandaş hü- ğında, Tunus ve Mısır ile birlikte bütün kümetler vasıtasıyla sağlayabileceği- İslam Coğrafyasındaki protesto gösteri- ni anlamıştır. Bunun için de, silahlı güç lerini ve halk ayaklanmalarını düşündü- kullanmadan ve hedef ülke halkını da ğümüzde; bu hareketlenmelerin, ABD karşısına almadan, amaçlarına ulaştıra- ve Batı ile el-ele, diz-dize olan otoriter cak projeler geliştirmiştir. yöneticiler tarafından müştereken plan- lanmış olabileceği ihtimali ağırlık kazan- BÜYÜK ORTADOĞU PROJESİNİN maktadır. Eğer böyle ise, sırada başka AMACI ülkeler de var demektir. “Genişletilmiş Ortadoğu ve Kuzey Af- Dış güçlerin, hedef seçtikleri ülkeler- rika Girişimi” diğer adı ile “Büyük Orta- de, iktidarı açıktan destekler iken, özel- doğu Projesi” nin (BOP) amacı; ABD’nin likle meşru olmayan muhalefeti el altın- dan destekledikleri; uzun vadeli çıkarı hangisinde ise ona olan desteği arttı- nisan 2011 | ASDER 47 asder18.indd 47 4/9/2011 4:27:22 PM

AKSAJANS mustafa nazif 0212-665 31 52 MAKALE Bir diktayı rırken, menfaat görmediğinden desteği melidir. Eğer iç siyasete bir bulaştırılır- yıkmak kolay kestiği de, bilinen, bayatlamış olsa da, sa, ne ordu bundan yakasını sıyırabilir, değildir. Yıkılan çok kullanılan bir siyaset stratejisi oldu- ne de milletleri ordudan yakasını kurta- diktatörlük de ğu da malum bir gerçektir. rabilir. olsa, yerine yeni bir sistem kurup Tunus’ta ve Mısır’da halk hareketle- Halk ayaklanmasına önderlik eden işletmek çok rine karşı, totaliter liderler devrilmeden, muhalif gruplara büyük görev düşmek- daha zordur. askeri birlikler devreye sokulmamış, an- tedir. Temel meselelerde ihtilaf etmeme- cak devrildikten sonra halkın kurtarıcı- lidirler. Sistem oturmadan iktidar müca- Ülkelerinin sı rolünü üslenmişlerdir. Bu uygulama- delesi başlatmamalıdırlar. Dış güçlerle, sorunları kısa lar, halk ayaklanmasının hâkim olduğu iç politik menfaatleri için iş birliği yap- sürede çözülecek ülkelerde yeni yönetimlerin; ABD, dev- mamalıdırlar. Açıkçası, kendilerini kul- basit sorunlar rik liderler ve duruma hâkim olan silahlı landırmamalıdırlar. kuvvetler tarafından müştereken kurula- değildir. cağı kuşkusunu zihinlere getirmektedir. Bir diktayı yıkmak kolay değildir. Yı- kılan diktatörlük de olsa, yerine yeni bir Diğer yandan, İran’a saldırttırılan, sistem kurup işletmek çok daha zordur. 1990’lı yıllarda ülkesinin ve bölgenin li- Ülkelerinin sorunları kısa sürede çö- deri haline getirilen, ABD’nin sadık ada- zülecek basit sorunlar değildir. Sosyo- mı devrik Irak Devlet Başkanı Saddam kültürel, ekonomik, teknolojik, ilmi, eği- Hüseyin’in, rolünü tamamladıktan son- tim, alt yapı sorunları, gelir düzeyinin ra, bizzat kullanıcısı tarafından hayatı- arttırılması ve dağılımının düzeltilmesi, na son verdiği de düşünülür ise, İslam çağdaş ileri ülkeler hedef alındığında, coğrafyasındaki diktatörlerin kullanıldık- en erken 50 yılda çözülebilir. Adil ve hu- tan sonra bir kenara atılabilecekleri de kukun üstünlüğüne dayalı, parlamenter hesaba katılmalıdır. demokratik bir sistemin tesisi, ülkenin kaostan ve istikrarsızlıktan çıkarılması Şimdi önemli olan, direnişi organize da buna yakın bir zamana ihtiyaç göste- eden muhalif gruplar bu oyunun nere- rir. Mevcut sorunların; işsizlik, yoksulluk sindedir? Onlar da kullanılıyorlar mı? ve yolsuzlukların çözümlenmesindeki Yoksa işin farkında mı değiller? gecikmeler huzursuzlukları arttırır. Hu- zursuzluklar protestoları doğurur. Pro- Müslüman milletlerin büyük ümit testolar kaos ve istikrarsızlığın mayası- bağladığı Türkiye’nin de, mazlum millet- dır. lerin, kurtlar sofrasında ziyan olmaması için, geleceklerinin yeniden inşa edilme- Bu nedenlerle, Mısır, Tunus ve sıra- sinde, birikimlerini, sistemimizin fayda- daki ülkeleri kargaşa ve istikrarsızlığın lı ve mahzurlu taraflarını dikkate alarak, beklediği kendileri ve dostları tarafından ehil heyetlerle müslüman devletlerin si- bilinmelidir. yasi reform çalışmalarına katkıda bu- lunmalıdır. Meseleyi, hükümetimiz birer Ayaklanma rüzgârları kendi ülkeleri- proje olarak ele alabileceği gibi, İslam ne henüz ulaşmayan liderler, bu rüzgârı Konferansı Örgütü (İKÖ), üniversitele- beklemeden normalleşme sürecini baş- rimiz, araştırma merkezlerimiz ve bilim latabilirlerse, çalkantının daha az olaca- çevrelerimiz laboratuar gibi çalışarak, ğı bilinci ile hareket etmelidirler. siyasî sistemleri araştıracak enstitü ku- rarak, bu ülkelere uygun çözümler oluş- Dış güçler ve ABD, İslam ülkelerin- turmalıdırlar. de bir değişimi destekliyor ise, bu ül- kelerin kendi ayakları üzerinde durma- Tunus, Mısır ve diğer müslüman dev- ya muktedir olabilecekleri 40-50 yıllık letlerin silahlı kuvvetleri, oluşacak otori- bocalama dönemlerinde, bu ülkelerin te boşluğunu kendisi doldurarak, aske- imkânlarını kendi çıkarları için kolaylıkla ri siyasetin içine sokmamalıdır. Askerin yönlendirebileceklerini düşündüklerin- görevi sınırlar dışından gelecek tehdit- dendir. Bu durumu kavrayabilen şuurlu lere karşı ülkeyi korumak olmalıdır. İçer- liderlerin öncülüğünde olabilen ülkeler, de sert tartışmalar, cepheleşmeler, hat- kendi içlerinde birliği temin ettikten son- ta silahlı çatışmalar bile olsa, ordu dışa ra İslam birliği için gayret göstermelidir- karşı olan duruşunu değiştirmemelidir. ler. 14 Şubat 2011 İç siyasetle ve iç güvenlikle ilgilenme- 48 ASDER | nisan 2011 asder18.indd 48 4/9/2011 4:27:36 PM

AKSAJANS mustafa nazif 0212-665 31 52 Asder’in Misyonu; Türkiye, Ortadoğu ve Batı! Ersan ERGÜR Çok değil daha 10 yıl önce Türkiye me yolunu açmıştır. Silahlı Türk kendini ülkenin muhafızları kabul eden Başından beri mükemmel bir kriz yö- gemilerinin akıl yoksunu sözde akıllıların elinde ba- Libya’ ya gidişini tağa doğru sürükleniyordu. netimi içerisinde olan Türkiye gerçekten kardeşlerimize “Bedir ruhu”nun tesiri altında… sıkılacak birer Ne olduysa birden bu ülkenin temel kurşun gibi kitabını oluşturan Anayasa havada uçuş- Her şey ona faydalı, her şey ona ya- görenler inşallah tu ve çöküş başladı. rıyor. Çünkü artık İslam’ın sönmeyecek yanıldıklarını gür sedası olma yolunda son adımla- anlayacaklar. Hangi çöküş? Aslında halka gö- rını atıyor. Her şey aslına rücu ediyor. Gidişin arkasında re ve bu ülkenin gerçek sahiplerine gö- Bir yavru daha ne kadar ayrı yaşayabi- Türk şirketlerini re asıl yükseliş başladı. Ortadoğu’da lir anasından. Daha dün oralarda bizim ve ekonomik hâkimiyetini kurmak isteyen Batı, ılım- eserimiz ve bizim adalet anlayışımız yok kazanımların lı İslam adı altında Türkiye’nin desteğini muydu? Halk bugünkü diktatörlerle Os- hedeflendiğini almak ihtiyacı hissedince süreç başladı. manlı adaletinin farkını görmüyor mu? söyleyen akıl Bakın Mısır ve Tunus’ ta ayaklanmala- Elbette zulüm ebedi kalıcı olamaz. 100 elbette utanacak. ra seyirci kalan ve hatta imkânları olsa yıl önce oynanan oyunların farkında ar- Bugün Batının mevcut devlet başkanlarının kalmasını tık. Ayakta alkışlanan bir Türkiye var. saldırma cüretini sağlamaya çalışan Batı ne olduysa bir- gösterdiği o den bire Libya’da aslan kesiliverdi. Bunun isbatı değil mi ki, Suriye ile vi- toprakları daha zeler kalktı. Beşar Esat Ankara’dan ko- dün bizim silahlı Türkiye’nin İslam coğrafyasında ge- ordinesiz ve istişaresiz neredeyse adım güçlerimiz lişen etkin rolünden faydalanmayı dü- atmıyor. Batı Libya’da bunu kırmak iste- korumuyor şünmeden kendilerine bir rol biçerek di ama dedim ya su yolunu bulmuş, ne muydu? Elbette bölgenin tek hâkimi olma sevdasına ka- yaparsa yapsın her şey Türkiye’ ye ya- yine öyle olacak pıldılar. Bu süreçte adeta idol haline ge- rayacak. Her hareket Türkiye’nin itibarı- ve giden o len Türkiye’yi bertaraf edeceklerini san- nı artıracak ve kazanan elbette Türkiye gemiler inşallah dılar. Başbakan Erdoğan’ın harekâtı olacak. orada ebedi desteklememesi ve bunun aksine açık- kalacak. lamaları Arap birliğinde de karşılık gördü Silahlı Türk gemilerinin Libya’ ya gidi- ve Batı geri adım atmak zorunda kaldı. şini kardeşlerimize sıkılacak birer kurşun Bu hareket Türkiye’nin saf dışı bırakılma gibi görenler inşallah yanıldıklarını anla- harekâtı gibi olsa da aslında Arapların ve yacaklar. Gidişin arkasında Türk şirket- Ortadoğunun nezdinde Türkiye’nin öne- lerini ve ekonomik kazanımların hedef- mini ve Batı karşısında Türkiyesiz bir po- lendiğini söyleyen akıl elbette utanacak. litikanın etkin olamayacağını bir kez da- Bugün Batının saldırma cüretini göster- ha uygulamalı olarak gösterdi. diği o toprakları daha dün bizim silah- lı güçlerimiz korumuyor muydu? Elbette Batı ikiyüzlü idi. Batı riyakârdı. Ve Ba- yine öyle olacak ve giden o gemiler in- tının tek hedefi yeraltı zenginliklerinden şallah orada ebedi kalacak. pay almanın yollarını bulmaktı. Bu bir kez daha perçinlendi. Her durumda Tür- Kaddafi’ye neden meydan okumu- kiye kazandı, başta Sarkozy olmak üze- yorsun diyen muhalefet de anlayacak. re Batı kaybetti. Başlangıçta NATO’ nun İstedi ki vatandaşları oradayken bir çıkış ne işi var Libya’ da diyerek askeri bir mü- olsun. Bu tuzağa düşmediler. Vatandaş- dahaleyi önlemek isteyen Türkiye, anlık larını tek tek ülkesine emniyetle getiren değişen siyasi konjonktüre süratle uyum iktidar şimdi kendisine Yüce Yaradan’ın sağladı. Fransa’nın önderliğinde başla- biçtiği rolü tereddütsüz, mükemmelen yan saldırıları insanlığa yapılan bir sal- oynuyor. dırıdır. Bu operasyon kabul edilemez. Mevcut duruma NATO müdahil olmalıdır Ortadoğu’da ve Dünya’nın yeniden mesajı ile ustalıkla müdahil olmuş ve İs- şekillenmesinde ben de varım diyor. Ben lam topraklarının küffar bombaları altın- yoksam siz hiç olmayacaksınız diyor. da ezilmesine kısmi olsa da engel olabil- Ve Türkiye İmparatorluğu geliyor… 28.03.2011 nisan 2011 | ASDER 49 asder18.indd 49 4/9/2011 4:27:52 PM


Like this book? You can publish your book online for free in a few minutes!
Create your own flipbook