Değerli ASDER Dostları, Editör
Güzel Bir Gazze Projesi 14s. Mahalle Filistinin de Baskısının Ordusu Siyasallaşması Olmalıdır 10s. 18s. ADALETİ SAVUNANLAR DERNEĞİ SAHİBİ Fax: +90 212 526 11 32 Adaleti Savunanlar Derneği Adına E-mail: [email protected] Bülteni Adnan TANRIVERDİ Web: www.as-der.org.tr EDİTÖR ANKARA ŞUBESİ M. Abdullah KAPLAN Başkan: Kemal Şahin GSM: 5324091845 Tel: 03123492190 YAYIN KURULU Adres: Meşrutiyet caddesi 42/11 Gürcan ONAT Bakanlıklar/ANKARA İbrahim TÖRE Tel: 0312 435 11 11 Fax: 0312 435 11 11 e-posta: [email protected] Peyami BAYRAM Ömer Fuat ÖZÇELEBİ BURSA ŞUBESİ Başkan: Arif ÇELENK Vehbi KARA Adres: Reyhan Mah. Kozaklı Sok. Çınar İşhanı No:1/21 OSMANGAZİ / BURSA YAZIŞMA ADRESİ Tel&Fax: 0224 223 25 26 - 0224 224 32 47 Alemdar Mah. Çatalçeşme Sok. Arif ÇELENK Cep: 0 505 500 98 90 Defne Han. 27/13 Cağaloğlu/İstanbul/Türkiye E-mail: [email protected] Tel: +90 212 526 11 31
İÇİNDEKİLER Yargı ASDER’den haberler 4 Bağımsızlığı ve Davos çıkışı yeni bir sürecin başlangıcıdır. 6 Ergenekon Davası Adnan Tanrıverdi 7 Derin Siyaset ve Obama 10 28s. Halil Mert 14 Mahalle Baskısının Siyasallaşması 18 İstiklal Savaşı Prof. Dr. Nevzat Tarhan 23 Tarihi Yeniden Güzel bir Gazze projesi 26 Yazılmalıdır Vehbi Horasanlı 29 Filistin’in de ordusu olmalıdır 30 36s. Adnan Tanrıverdi 35 TSK’nın reform ihtiyacı ve masuniyet 36 Türk-İsrail Prof. Dr. Nevzat Tarhan 39 İlişkileri Yargı bağımsızlığı ve ergenekon davası 40 Dönüm Noktasında Yusuf Çağlayan 43 Bu memleket kimin? 46 52s. Gürcan Onat 49 Ergenekon’dan sonraki yapı 52 Halil Mert 56 Milli iradeyi kısıtlayan anayasal kurumlar 58 Vehbi Horasanlı 61 İstiklal savaşı tarihi yeniden yazılmalıdır 62 Barbaros Kara 64 Gaye-i Hayal - Geniş Dünya 71 İbrahim Töre Çeteleri devlette hangi kurumlar korur? Adnan Tanrıverdi Türkiye’nin unutulan bir zenginliği Vehbi Horasanlı CHP-İslam dayanışmasında taraf olmak Ersan Ergur YAZI GELECEK Türk-İsrail ilişkileri dönüm noktasında Adnan Tanrıverdi Türkiye’nin yeraltı zenginlikleri haritası Prof. Dr. Nevzat Tarhan TSK Hukuk çizgisinde kalamıyor Adnan Tanrıverdi Ne yaman çelişki Nurettin Yavuz Hidayete eren general kim? Prof. Dr. Nevzat Tarhan Nostalji Asıl Gündem - Hadi Bismillah Çocukları Terbiye Hakkı ADALETİ SAVUNANLAR DERNEĞİ BÜLTENİ Adalete Başvurma Hakkı SAYI 11 OCAK-ŞUBAT 2009 Hayat Hakkı Eşitlik Hakkı KAYSERİ ŞUBESİ YAYINA HAZIRLIK Azınlık Hakları Başkan: Kemal METE AKS AJANS 0212 665 31 52-53-54 Sığınma Hakkı Adres: Cumhuriyet Mah. Tennuri Sok. Özgürlük Hakkı No: 9/2 KAYSERİ www.aksajans.com Aile Kurma Hakkı Tel&Fax: 0352 222 97 24 Çalışanların Hakları Kemal METE Cep: 0 532 264 29 64 E-mail: [email protected] SANAT YÖNETMENİ Seyahat, İkamet Özgürlüğü ve Hakkı Davos çıkışı, FİLİSOTİLONMR’İADNLUDISDEUIR Mustafa Nazif Otoritenin Zulmünden Korunma Hakkı yeni bir sürecin KONYA İRTİBAT başlangıcıdır. Adres: Tekbir Giyim KONYA www.mustafanazif.com İşkenceden Korunma Hakkı Tel: (Ahmet ÇAPAR) 0 332 353 51 87 İktisadi Haklar TSK’nın reform (Abdullah SELÇUK) İş: 0 332 248 20 42 Din Özgürlüğü ihtiyacı ve masuniyet Gsm: 0 505 288 94 7 Mülkiyet Hakkı ve Korunması Yargı bağımsızlığı ve Ergenekon davası KÜTAHYA İRTİBAT BASKI-CİLT Fikir, İnanç Özgürlüğü Hakkı Mustafa HACIMUSTAFAOĞULLARI İmak Ofset Irz ve Namusu Koruma Hakkı Güzel bir gazze GSM: 0535 7630500 İş: 0274 212 47071 Ferdin Sırlarını Koruma Hakkı projesi E-mail: [email protected] Basım Yayın Tic. San. Ltd. Şti. Zaruri İhtiyaçları Elde Etme Hakkı hayal değil Kamu Hizmetlerine Katılma Hakkı Atatürk Caddesi, Merkez Mahallesi, Göl Sk. No: 1Fikir Açıklama Hakkı Adil Yargılanma Hakkı Bahçelievler / İstanbul Sayı:11 l Ocak-Şubat 2009 Tel: 0212 656 49 97 Bültenimizde yayınlanan yazı, şema, şekil ve fotoğraflardan http://www.asder.com yayıncının izni olmadan, kaynak belirtilmeden tam veya özet alıntı yapılamaz. Yazıların sorumluluğu yazı sahiplerine aittir.
HABERLER n Beyazıt Meydanında İsrail’in Gazze İDSB’nin 17 Ocak 2009 Cumarte- saldırısı protesto edildi. si MÜSİAD binasında “Filistin Me- selesi” gündemi ile yapılan istişa- 09 Ocak 2009 Cuma günü Beyazıt re toplantısına Genel Başkanımız Meydanı’nda derneğimizin de ara- Sayın E. Tuğgeneral Adnan TAN- larında bulunduğu çok sayıda va- RIVERDİ ile birlikte derneğimizin kıf ve dernek İsrail’in Gazze sal- İDSB’deki İnsan Hak ve Hürriyetle- dırısını protesto eylemi düzenledi. ri Komisyonu”nda görevli temsilcileri eyleme derneğimiz Genel Başkanı Av. Ahmet Cengiz TANGÖREN, Av. E.Tuğgeneral Adnan TANRIVERDİ Ahmet TAYLAN, Av. Bülent DEMİR ile birlikte çok sayıda dernek üyemiz ve Nurettin YAVUZ, ASDER adına katıldı. n Üyelerimizle FKM”de (Fırat Kültür katıldı. Başkanımız toplantıda ko- Merkezi) toplandık. nuşma yaptı. Düzenli olarak yaptığımız konuk- n TGTV bünyesinde Filistin Dayanış- lu aylık toplantılardan birini da- ma Platformu kuruldu. ha 13 Ocak 2009 da Fırat Kültür Merkezi’nde yaptık. Toplantımızda Derneğimizin üyesi olduğu Türkiye Doç.Dr.Mustafa ŞENTOP Bey, “Res- Gönüllü Teşekküller Vakfı bünyesin- mi İdeoloji ve Milli İrade (Milli İrade- de Filistin Dayanışma Platformu ku- yi Kısıtlayan Anayasal Kurumlar ve ruldu. Platformun başkanlığına Erol Çıkış Yolları.)” konulu bir konuşma YARAR Bey getirildi. Derneğimiz yaptı. platformun yönetim kurulunda görev aldı. Platformun Gazze’ye gönde- n Derneğimizin üyesi olduğu İslam receği heyete derneğimizi temsilen Dünyası Sivil Toplum Kuruluşları Bir- E.Kur.Alb.Fethi KIRAN Bey tensip liği (İDSB) istişare toplantısı yaptı. edildi. 4 ASDER | ocak-şubat 2008
HABERLER n Mazlumder İsrailli yetkililerin kısa kısa... kısa kısa... Gazze’de katliam yapmak suçundan yargılanmaları için Sultanahmet Ad- 1 Derneğimiz üyesi Sayın Gn.Cerrah Dr.Ufuk ÖZAYDIN, liyesine suç duyurusunda bulundu Mehmet İNKAYA (Bursa) ve kadim dostlarımızdan Varol ve basın açıklaması yaptı. YÜKSEL hac farizasını yerine getirerek hacı oldular. Allah kabul etsin. Mazlumder’in düzenlediği suç duyu- rusu ve basın açıklaması eyleminde 1 Dostlarımızdan Ahmet ÜNAL geçirdiği kalp krizi sonucu derneğimizi İdari Genel Sekreter Nu- Hakkın rahmetine yürüdü. Mekânı cennet olsun. Ailesi ve rettin YAVUZ temsil etti ve şahsi suç yakınlarına Allah sabırlar versin. duyurusunda bulundu. 1 Derneğimiz Genel Sekreter Yardımcısı Önder TAPKIN Be- n 03 Şubat 2009 da Altunizade yin bir kız torunu daha oldu. Allah uzun ve hayırlı ömür Eminevim’de toplandık versin. Derneğimizin düzenli olarak yaptı- ğı konuklu aylık toplantılarından bi- rini daha 03 Şubat 2009 salı günü Eminevim Toplantı Salonunda ger- çekleştirdik. Gazeteci yazar Sayın Ahmet VAROL Filistin meselesi- nin tarih boyunca hangi safhalardan geçtiğini, neler yaşandığını, bugün- kü problemlerin tarihi geçmişinde hangi gerçeklerin bulunduğunu ay- rıntılarıyla ifade etti. n Yeni üyeleri- miz gücümü- ze güç katı- yor: Ahmet TÜR- KAN Satınal- ma Müdürü İlhan SAKAR Avukat ocak-şubat 2008 | ASDER 5
MAKALE DAVOS ÇIKIŞI YENİ BİR SÜRECİN BAŞLANGICIDIR Adnan TANRIVERDİ / Emekli Tuğgeneral - ASDER Genel Başkanı Türkiye, Başbakan Sayın Recep hangi ilişkilerden vazgeçebileceğini gö- Tayyip Erdoğan ağzından Davos’ta, za- rerek, büyük destek alacaktır. limlere karşı mazlumların koruyucusu olduğunu ve İslâm Âleminin hukukunu Mukavemeti artacaktır. korumaya hazır olduğunu açıklamıştır. İsrail’e boyun eğmeyecektir. Özlediğimiz tavır Davos’ta sergilen- miştir. İslâm’ın, Filistin’deki, şehadeti göze almış ordusu olmaya devam edecektir. Türkiye’nin gü- Verilen tepki, dünya lideri ülkelerine İsrail’in arkasındaki Haçlı Zihniye- cünü ve önemini, yaraşır bir tepki idi. ti, İsrail’in girişeceği her aktif harekette, önce kendi insanı- dönüp Türkiye’ye bakacaktır. mız anlamalıdır. Ezik insanların yorumları, bu tarihi olayı yanlış gösteremez. Türkiye batı dünyasında yeni bir yer İsrail, dünyada edinmiştir. görmediği tep- Dış temsilcilerimiz daha kişilikli ol- kiyi Sayın Baş- malıdır. Bölge lideri olduğunu göstermiştir. bakan Tayyip Türkiye’nin gücünü ve önemini, önce Türkiye’nin itibarı artmıştır. Erdoğan’dan al- kendi insanımız anlamalıdır. Batı ile daha şahsiyetli ilişkilerin baş- mıştır. İsrail, dünyada görmediği tepkiyi Sa- ladığı bir döneme girilecektir. İsrail’e karşı, as- yın Başbakan Tayyip Erdoğan’dan al- keri gücü devre- mıştır. Bu çıkış, İslâm Âlemindeki dağınıklı- ye sokmak kadar ğın giderilmesinin kıvılcımı olacaktır. önemli bir karar- İsrail’e karşı, askeri gücü devreye lılık ve ağırlık ko- sokmak kadar önemli bir kararlılık ve İslâm Ülkeri arasındaki saflar sıkla- ağırlık konulmuştur. şacaktır. nulmuştur. İsrail bundan son- İsrail bundan sonra pervasız davra- Türkiye’nin yapacağı müspet girişim- ra pervasız davra- namayacaktır. ler, hem Arap, hem de İslâm ülkeleri ta- rafından desteklenecektir. namayacaktır. Katliamlarına devam edemeyecektir. İslâm Savunma İşbirliği, İslâm Türkiye’nin ikazları daha fazla dikka- Âleminin kurtuluşu olacaktır. te alınacaktır. Davos çıkışının, bu sürecin başlan- Anladığı üslupla, Türkiye’nin kararlı- gıcı olmasını dileriz. lığı anlatılmıştır. Başbakanımıza teşekkür ediyoruz. Filistin halkı Türkiye’nin bu açık ve 29 Ocak 2009 kararlı desteğini, hak savunuculuğunda ne kadar kararlı olduğunu, kendileri için 6 ASDER | ocak-şubat 2008
MAKALE Halil Mert - Emekli Topçu Yarbay / Strateji ve Uluslararası İlişkiler Uzmanı İkinci Abdulhamid’in siyaset mirasını da reddedince, diğer kalanlarla beraber artık siyaset denen şeyi icra edeme- diğimiz gibi, birilerinin politikalarını da anlayamıyoruz. Daha önce de yazmıştım. Devlete tapınmayalım ama fıtratın icabı, kurumlaştırdı- ğımız devlet denen mekanizma- ya da sahip çıkalım. Ecdad ne diyor. “Ya devlet başa, ya kuz- gun leşe!” Bunun manası açık. Devlet yok, hayat yok. Devlet var ve güçlü. O zaman ceddin gibi, âleme nizam ver. Ya sen ol, ya da hiç kimse olmasın. Ayrıca; “Devleti yaşat ki millet yaşasın!” de- miş ecdad. Milletin varlığı da devlet- le kaim. Milli varlığı temin eden daha pek çok amil var. Tek başına devlet tabiî ki bunun için yeterli değil. Siz değerler manzumenizi, örfünüzü, törenizi, Mil- li edep ve terbiyenizi muhafaza ede- mezseniz, insanınızı bir ve bera- ber tutamazsınız ki? DERİN DEVLET, büyük devletlerin, kurucularınca en başından itibaren ortaya koyduğu yazılı olmayan ku- rallar ve ilişkiler bütününün devlet yönetimini kuşat- ması ile oluşan sonuçtur ki daha çok kökleri za- yıf topluluklarda belirgindir. ABD gibi. Neden? Derin milletin yokluğu derin devletle doldurul- muştur. Burada oluşan yapıda temel olan devlettir. ocak-şubat 2008 | ASDER 7
MAKALE Arz etmeden Tabii devlet de- rada oluşan yapıda temel olan devlettir. geçemeyeceğim. nen kurumda bel- İnsanlar ikinci, üçüncü plandadır. Bu ya- Bir de Türkiye’ye li amiller etrafın- pı halkına değer veren bir yapı değildir. da oluşturulur. Bu Halkla onları yönlendirme, adam etme, bakın büyük ve amillerin bir kısmı hizaya getirme pahasına çatışabilir. Bu- köklü bir millet zahiridir ki herkes- rada esas olan devletin bekası, devle- var. Derin millet. çe bilinir. Bu zahi- ti kuran yapıların, ilişkilerin ve menfaat- Ancak kurulan ri amillerin kontrol lerin muhafazasıdır. ABD’nde bunu net formlarının büyük ço- olarak görebilirsiniz. Özellikle de büyük yeni devletin ğunluğu ise esasında sermayenin ve ilişkilerinin korunması, derin değerleri yazılı değildir. Birçok bü- onlara kocaman devletin hizmet etme- milletin değerleri yük devlet ve millet için si, ekonomik ilişkilerinin korunması, ge- böyledir. rekirse bunun için savaş çıkartılması… ile çatışıyor. Bu gün Irak’ın işgaline gerekçe, petrol Sonucunda Düşünün; Adriyatik’ten ve gelirleri dışında nedir acaba? Bu sa- Çin Seddine ortak değerlerini vaşlarda birçok askerlerini de kaybedi- Milletle yaşatan bir toplumun böyle ne yorlar. Ama ne gam? Patronlar mutlu devlet içten çok kural, amil vb. çerçeve prensipleri ABD’de. Çünkü devlet bunun için kurul- içe mücadele vardır. Dolayısı ile bu zaviyeden konu- muş orada. halinde. Kim ya bakıldığında derin Millet ortaya çıkar. kaybediyor? Geçenlerde internette Romanya vatan- Arz etmeden geçemeyeceğim. Bir Millet. Kim daşı, Devlet-i Aliye’den orada kalmış de Türkiye’ye bakın büyük ve köklü bir kazanıyor? evlad-ı fatihan bir gençle tanıştım. Diyor millet var. Derin millet. Ancak kurulan Milletimizin ki; “- En çok Türk Devletlerini görmek is- yeni devletin derin değerleri milletin de- düşmanları tiyorum.” Peki, “-Nereler oralar?” diye ğerleri ile çatışıyor. Sonucunda Milletle sorduğumda “- Türkiye, Suriye, Arabis- devlet içten içe mücadele halinde. Kim tan, Mısır, Kazakistan, Türkmenistan fi- kaybediyor? Millet. Kim kazanıyor? Mil- lan diyor. Buradan çıkan sonuç nedir? letimizin düşmanları…. Demek ki bu Türk’ün kafasındaki Eğer derin Milletle, derin devlet Türk Ülkeleri, en geniş coğrafyası ile uyumlu ise ki derin devletin derin millete Osmanlı’nın haritası üzerine şu anda- itaati ile tezahür eder, işte o zaman de- ki bağımsız Türk devletlerinin sınırları- rin siyaset ortaya çıkar. Bu bizim tarihi- nı birleştir. Al sana Türk Devletleri…. Ne mizde vardır. Alperenler bu derin siya- enteresan değil mi? İttihad-ı İslam as- setin sonucu Anadolu’ya ve Balkanlar’a lında bu. gönderilmişlerdir zamanında. Akıncılar bu nedenle Viyana’ya dayanmıştır. Ya- Bu kadar izah neden? Toplumların vuz bu nedenle, Mukaddes beldelerin kontrol formları genel manada iki yapı hadimi yani hizmetkârı olmuştur. Abdul- ile şekillendirilir. Birincisi; DERİN MİL- hamid Han bu nedenle, Yıldız yapılan- LET, ikincisi; DERİN DEVLET…. DERİN MİLLET, büyük milletlere ait kurumsallaşmış değerler manzumesi- nin kurulan devlet yapısında yaşatılma- sı ile tezahür eder ki, İngilizlerde, Fari- silerde, Almanlarda, Yahudilerde bunu net görebilirsiniz. Örnekler tartışılabilir, çoğaltılabilir. DERİN DEVLET, büyük devletlerin, kurucularınca en başından itibaren or- taya koyduğu yazılı olmayan kurallar ve ilişkiler bütününün devlet yönetimini kuşatması ile oluşan sonuçtur ki daha çok kökleri zayıf topluluklarda belirgin- dir. ABD gibi. Neden? Derin milletin yok- luğu derin devletle doldurulmuştur. Bu- 8 ASDER | ocak-şubat 2008
masını kurmuş, nasıl Obama’nın sürecine OBAMA demir yolla- benziyor değil mi? Türk Mille- süregelen ABD rı yaptırmış, ma- ti bu senaryoyu 50 yıldır görüyor. söylemlerinden denleri millileştir- Hep halktan yana, mazlum, içimizden farklı bir şey miştir. Sultan Vahdettin han bu nedenle birini oynayanlar ABD’nin güdümünde söyledi mi? İngiltere’yi kıtasında boğmak için İRA’ya ve dışa bağımlı yönetiyor dikkat edin Hayır! İran’a yardım yapmıştır, hem de yüklü para- ülkemizi… Bu arada, mahkûm edildiği- yaptırıma devam. larla. Mustafa Kemal paşa bu nedenle miz muhalefet farklı mı? Hayır! Onlarda Ortadoğu’yu Anadolu’ya seçtiği karargahı ile, harcı- ABD’nin sol cebinde. karıştırmaya rahı ile ve özel yetkilerle gönderilmiştir. devam. İsrail’i Ayrıca, dikkat edin OBAMA sürege- himaye etmeye Şimdi geldik Burak Hüseyin len ABD söylemlerinden farklı bir şey devam. Ermeni OBAMA’ya!... birileri “Arap kökenli” di- söyledi mi? Hayır! İran’a yaptırıma de- tasarısı ile verdiği yor. Doğrudur. Birileri “Türk” diyor. Bu vam. Ortadoğu’yu karıştırmaya devam. söze devam. da doğrudur. Birileri “gizli gizli namaz İsrail’i himaye etmeye devam. Ermeni Dolayısı ile dikkat kılıyormuş, “Müslüman” diyor. Eeee bu tasarısı ile verdiği söze devam. Dolayı- buyurun değişen da doğrudur. Kabul de ne olacak? Bun- sı ile dikkat buyurun değişen ne? İmaj! ne? İmaj! ABD’nin lar doğru olsa ne olur? Zannediyor mu- ABD’nin yeni yüzü. Zalimken mazlum yeni yüzü. sunuz ki ABD derin yapılanması, bizim ABD. ne komik değil mi? Zalimken mazlum Burak’la kumar oynayacak? ABD. ne komik Ey, üç kıtada at koşturan yiğitlerin değil mi? ABD tüm dünya ile PSİKOLOJİK balaları, uşakları, kızanları, evlatları. SAVAŞ yapar. Yani oynar…. Bu oyunu Sakın rehavete kapılmayın. Birileri ba- kim bozar? Ferasetli, gücün kaynağına şınıza, coğrafyanıza, insanınıza, ka- iman etmiş, kuvveti ondan alan yapılar rındaşlarınıza, dindaşlarınıza yeni ço- bozar. raplar örme peşinde. Müteyakkız olun. Emperyalizm elma şekeri görüntülü bir Düşünün! Buş ve baba Buş, ABD’den zehirdir. Bakmayın şirin ve cazibeli gö- tüm dünyayı nefret ettirdi. Zalim, gad- rüntüsüne. O zehir de sahipleri de kul- dar, işgalci. Evanjelik yönüyle Katolik landıkları Hüseyin Burak OBAMA gibi dünyayı bile karşılarına aldılar. Peki, yeni kuklaları ve satıcıları da, üçüncü bu görüntü nasıl değişir? Kolay! Getir ülkelerin başına seçilmiş diğer manda bir kuklanı… ABD’nin başına, dramatik ve himayeciler de hep aynı yerden emir bir seçim süreciyle oturt adamı. Şişen alan kölelerdir. Sen şunu bil ki, gücün dünyanın şişkinliğini al. Adam mağdu- gerçek sahibine güven, O’ndan ümid et. ru oynasın, mazlumu oynasın, kurtarıcı- Çok çalış, ilmin, fennin, ekonominin, fi- yı oynasın. Ama sonuçta ABD’nin men- nansın, uluslararası ticaretin icaplarını faatleri sekteye uğramasın. Fiili işgalleri öğren. Yönetmeye, senaryoları yazma- ertele. İmajı düzelt. Bil Kılintın’dan son- ya ve başrolde oynamaya talip ol. Unut- ra… Şirin Amerika görüntüsü ile ekono- ma ki büyük fetihler çileye talip olmuş miyi toparla. Sonra yine fiili işgallere ve gayretlere ve o emeği gösterenlere na- katliamlara devam edersin. Bu arada sip olmuştur. Fetihler, uykusuz gecele- ABD kullanacağı sömüreceği ülkelere rin, çok çalışmanın, ilmi ve fenni kavra- seçtiği liderlerin süreç ve özellikleri de yışın ve duaların sonucudur. Kupkuru içi boş lafların değil. ocak-şubat 2008 | ASDER 9
MAKALE MAHALLE BASKISININ SİYASALLAŞMASI Prof. Dr. Nevzat TARHAN Bilimsel araştır- Prof. Şerif Mardin’in sosyolog kimli- Çalışma neden bilimsel olarak geçer- malar hipotezi ği ile söz ettiği ‘mahalle baskısı’ kavramı sizdir? Türkiye’de kolayca politize oldu. sınamak için ya- Birincisi, her ne kadar sonradan ça- pılır. Çalışmada Aslında mahalle baskısı sözü bir me- lışmayı yaptıran Açık Toplum Enstitüsü araştırma amaçlı tafordur. Grup baskısının geleneksel ifa- ve Sayın Binnaz Toprak bu çalışmadan örneklem yöntemi desi ile ilgili bir benzetmedir. Sosyolojik hareketle genelleme yapmak doğru de- kullanılırken oluş- olarak küçük grupların ortak denetimini ğildir deseler de çalışmanın içerisinde turduğu önerme tanımlamak için kullanılır idi. Ancak şim- pek çok ifade genelleme yapma iddiasını yanlış bir önerme- di siyasetin ötekileştirme argümanı ola- taşıyor. Bu sebeple genelleme yaparak dir. Din eksenli bir rak hizmet ediyor. Prof. Binnaz Toprak ‘Anadolu’da laik toplum tehlike altında- hipotez dini kay- ve ekibinin 12 Anadolu kentinde 401 kişi dır, Anadolu hoşgörüsü yoktur’ sonucu naklı olmayan ve- üzerinde yaptıkları ‘Türkiye’de farklı ol- yanlıştır. Gerçekleri ifade etmiyor. Araş- rilerden hareket- mak; din ve muhafazakârlık ekseninde tırmadan sonra verilen röportajlar da le test edilmeye ötekileştirilenler’ başlıklı çalışma konuyu yazdıkları raporu yalanlamaktadır. çalışılmıştır. Din tekrar gündeme getirdi. ekseninde öteki- Bilimsel araştırmalar hipotezi sınamak leştirme doğru bir önerme değildir. 10 ASDER | ocak-şubat 2008
MAKALE için yapılır. Çalışmada araştırma amaçlı Anadolu’daki önemli bir kitleyi yordama Çalışma raporu- örneklem yöntemi kullanılırken oluştur- özelliği olmayan bu araştırma bilimsel nun 144 üncü duğu önerme yanlış bir önermedir. Din olarak sakattır. sayfasında Kutlu eksenli bir hipotez dini kaynaklı olma- Doğum Haftası ve yan verilerden hareketle test edilmeye Üçüncüsü, mahallenin geleneksel tu- Mevlana haftasın- çalışılmıştır. Din ekseninde ötekileştirme tumları olan gözetim ve denetim alışkan- da asılan resim- doğru bir önerme değildir. lıklarını baskı olarak tanımlıyor. Kız er- lerden rahatsız kek bir arada olan evlere karşı çıkılması, olunduğunu be- Şu cümleler rapordan aynen alınan bekârlara kiralık ev verilmemesi, Rama- lirten denekler- cümlelerdir ve araştırma yapanlar ön- zanda lokantaların çoğunun kapalı olma- den söz ediliyor. yargı ve ön kabulle araştırmaya başla- sı gibi tutumları baskı olarak niteliyor. Dini semboller- mışlardır. Seçilen gruplar saldırgan laikçi den rahatsız ol- gruplardır. Diğer taraftan kendisini Türkiye’nin mak farklı inanç elitleri olarak gören toplum mühendisli- sahipleri için ka- “Gittiğimiz Anadolu kentlerinin çoğun- ğini görev gibi düşünen denek grupların bul edilebilir bir da, özellikle daha muhafazakâr kentler- sivil toplum faaliyetleri göz ardı ediliyor. duygudur. Ama bu de, farklı kimlikte olmak kamusal alanda Atatürkçü Düşünce Derneği gibi bu grup- duyguyu kendileri- tacize uğramak, dışlanmak, yalnızlaştı- lar insanları kendilerine benzetmeye ça- ne baskı yapılıyor rılmak, çaresiz bırakılmak, kamu yaşa- lışıyorlar. İnsanlar kendilerine benzeme- olarak algılamak mından tecrit edilmek, iş bulamamak, yince kendilerine baskı yapıldığı zannına tek kelime ile ticari hayatta başarısızlığa mahkum edil- kapılıyorlar. ‘İslamofobi’dir. mek anlamına geliyor. Bu farklılık doğuş- tan edinilmiş kimlik olabileceği gibi son- Yani laikliği bir yönetim biçimi ola- radan edinilen yasam tercihleriyle ilintili rak değil yaşam tarzı olarak düşünen bu de olabiliyor.” gruplar kendilerine benzemeyeni düş- man olarak algıladıkları için tehdit altın- Başka bir cümle “Hem bu araştırma- da oldukları duygusu içine düşüyorlar. dan hem de daha önce yürütülmüş çalış- malardan çıkarsadığımız sonuç, Sünni- Araştırmacılar insanların bir biri- Türk çoğunluğun diğer tüm kesimlerin ne saygılı olması ve saygısızlık yapanı hak taleplerine duyarsız kaldığı doğrul- onaylamamasını hangi gerekçe ile bas- tusunda.” kı olarak tanımladılar anlamak çok zor. Bu sebeple araştırma bilimsel dayanak- Görüldüğü gibi araştırma niyet sor- tan yoksundur. gulaması yapmamızı gerektirecek ahla- ki bir zaaf da taşımaktadır. Bir hipotezi Dördüncüsü, çalışma raporunun 144 sınamaktan çok bir tezi doğrulamak için üncü sayfasında Kutlu Doğum Haftası yapılan araştırma bilimsel olarak sakat- ve Mevlana haftasında asılan resimler- tır. den rahatsız olunduğunu belirten denek- lerden söz ediliyor. İkincisi “Din ve muhafazakârlık ekse- ni” diyerek iki kavramı eşdeğer olarak Dini sembollerden rahatsız olmak kullanmıştır. Muhafazakârlık ‘Yeniliğe farklı inanç sahipleri için kabul edilebilir kapalı olmak, değişime direnmek, fark- bir duygudur. Ama bu duyguyu kendile- lılıklara tolerans göstermemektir.’ Bu ta- rine baskı yapılıyor olarak algılamak tek nımlama ile eski iki Cumhurbaşkanından kelime ile ‘İslamofobi’dir. Sayın Turgut Özal’a baktığımızda, din- dar ama tutucu olmayan sosyallik görü- Fobi öfke, nefret, intikam hislerine rüz. Ama Sayın Ahmet Necdet Sezer’e neden olacak ‘Aşırı uyarılmışlık hali’ ya- baktığımızda dindar değil ama çok tutu- pan bir ruh halidir. Bu ruh hali aşırı oran- cu bir sosyallik görürüz. tısız tepkiler ortaya çıkarır ve algılama- ları bozar. Korkan bir insan elinde silah Dinin radikal olmayan yorumlarını varsa küçük bir sese silahını boşaltabi- savunan ve dini taassuba karşı çıkan lir. Olaylar arasında yanlış anlam bağları kurabilir. Öğrenilmiş fobisi olan bir grup ocak-şubat 2008 | ASDER 11
MAKALE Toplumsal gele- üzerinde araştırma yapılırsa verilecek tifliği giderebilmek için çift kontrollü alan neklere ve tasav- cevapların geniş örneklem evrenini yor- çalışması yapılmalıydı. Bir görüşmeyi iki vurlara siyasi ve daması mümkün değildir. araştırmacı yapmalıydı. ideolojik anlam- lar yüklemiş, belli Bu sebeple araştırma İslamofobisi Bu metodolojik gerekçelerle çalışma radikal siyasi ve olan bir guruptan hareketle Anadolu böy- bilimsel olarak değersizdir. islamofobik sivil ledir hükmünü çıkarmış hatta daha ileri giderek bu toplum ile AB’ye girilmez so- Toplumsal geleneklere ve tasavvurla- toplum örgütle- nucuna varılmıştır. ra siyasi ve ideolojik anlamlar yüklemiş, rinden hareketle belli radikal siyasi ve islamofobik sivil Şu cümle çalışma raporunun sonuç toplum örgütlerinden hareketle genel bir genel bir sonuç ve öneriler kısmının son paragraflarında sonuç çıkarılmıştır. Bu sonuçlar bilimsel çıkarılmıştır. Bu geçiyor “... Ortaya çıkan mevcut tabloy- olarak yanlıştır. sonuçlar bilimsel la Türkiye’nin ne Avrupa Birliği’ne üyeli- olarak yanlıştır. ğinin gerçekleşmesi, ne de özgürlükçü Araştırmanın adı çok iddialı bir isim- ve çoğulcu bir demokrasiye sahip olması dir. Eğer ‘Laik duyarlılığı olan bir grubun mümkün gözüküyor.” tutum araştırması’ ismi ile araştırma hi- potezlendirilse idi amaçla sonuç arasın- Beşincisi, amaçlı örneklem çalışma- da anlam bağı ve nedensellik ilişkisi ku- larında kontrol grubunun oluşturulma- rulabilirdi. Bunun için raporun başlığı ile sı yanlış sonucu önler. Eğer baskı yap- içeriği birbirine uymamaktadır. tığı söylenen 400-500 kişilik ikinci grup oluşturulsa idi sonuçlar daha inandırı- Bu çalışma Sayın Soros’un spekü- cı olurdu. Ayrıca görüşmelerde subjek- latör kimliğini güçlendirmiştir. Özellikle 12 ASDER | ocak-şubat 2008
MAKALE Gürcistan ve Ukrayna’daki kaoslardan Çalışmanın çok önemli faydalı bir so- Analitik düşün- önce Soros’un o bölgelerde de benzer nucu da ’Ombudsmanlık kurumu’ ile ilgi- ceyi bozan kor- çalışmalar içinde olması ilginç rastlantı- li önerileridir. Çalışmanın bilimsel geçer- kuların etkisin- lar olarak tarihe geçmişti. sizliklerine rağmen konunun tartışılması de kalmamalıyız. normalleşme sürecine hizmet etmiştir. Ötekileştirmeyi Uluslararası derin lobilerin ‘Güvenlik marjinal kılan ve ideolojileri’ bilinmektedir. Kuşatılmışlık, Analitik düşünceyi bozan korkuların birlikte yaşama- kıstırılmışlık duygusu uyandırılarak top- etkisinde kalmamalıyız. Ötekileştirmeyi nın adil kurallarını lumsal olayları tetiklemek evrensel yön- marjinal kılan ve birlikte yaşamanın adil oluşturan bir top- temdir. kurallarını oluşturan bir toplum olmayı lum olmayı hedef- hedeflemeliyiz. lemeliyiz. Önce laik duyarlılığı olan gruplar hu- zursuz edildi şimdi de dini duyarlılığı olan Fazilet ekseninde değil menfaat ek- gruplar huzursuz ediliyor. “AKP iktidarı seninde politika üreten Soros gibi ulus- Türkiye’yi muhafazakârlaştırıyor, laikler lararası aktörler kardeşi ötekileşti” sonucu rasyonel değildir. kardeşle çatıştıramayacaklar, çünkü Alevi kimliği, buçuk millet çingeneler, fitnecileri tanıyoruz artık. ADD dernekleri başlıkları ile incelenen gruplardan hareketle ‘Din eksenli öteki- Devletin bireyi ezmesini isteyenler is- leşmeyi test etmek’ akla ziyan ve neden- tekleri gerçekleşmeyince kendilerini bas- sellikten yoksun bir çalışmadır. Ayrıca kı altında hissediyorlarsa bu onların so- ahlaki zaafları veya operasyonel amaç- runudur. ları çağrıştırmaktadır. ocak-şubat 2008 | ASDER 13
MAKALE PROJESİ GÜZEL BİR 1970’li yıllarda petrol krizi so- nunda batının sö- mürge çarkları bir müddet durmuş onların yeni bir pozisyon almala- rına neden olmuş- tu. Bugün dahi alternatif ener- ji kaynaklarının çok pahalı olması nedeniyle petrol hala en büyük si- lahlardan biri ola- rak önemini koru- maktadır. 14 ASDER | ocak-şubat 2008
MAKALE Vehbi HORASANLI 2009 Yılına girdiğimiz şu günlerde 1997 Yılında “Uluslararası İlişkilerde büyük bir katliam yaşanıyor. Masum in- Petrolün Rolü” isimli bir mastır tezi ha- sanlar, çoluk çocuk bakılmaksızın mer- zırlamıştım. Tezimin konusu; petrolün bir milere hedef oluyor. Mimsiz medeniyetin silah olarak kullanılması ile ilgiliydi. Bu temsilcileri olaya tek taraflı bakarak ade- konu hala önemini korumaktadır. ta yapılan zulmü alkışlıyor. Petrol hala bir silah olarak kullanıla- “Zalimler için yaşasın cehennem” di- bilir. Hele hele dünyanın içine düştüğü yen Bediüzzaman ne kadar haklı. Eğer ekonomik kriz nedeni ile şu anda çok et- cehennem ateşi olmasa bunca zulüm kili bir silah olduğu şüphesizdir. Bununla varken insan nasıl ayakta kalabilir. birlikte petrolün silah olarak değil, mede- Bu zulüm bütün Müslümanlara ders niyet projesi olarak sunulabilme imkânı olmalıdır. Küçük menfaat çatışmalarını da vardır. bir kenara bırakıp birlik ve beraberliğe Birleşik Arap Emirlikleri, milyarlarca koşmak her zamankinden daha öncelikli dolar harcayarak denizi doldurup son bir hal almıştır. derce lüks evler yaptılar. Bilmiyorum Müslümanlar çoluk bunları iyi pazarlaya- çocuk boğazlanırken bildiler mi? Fakat çoğu para pulun ne önemi israftan ibaret olan bu olabilir ki? Eğer hala proje yerine daha gü- üç kuruşluk dünya me- zel şeyler yapılamaz taı için cinayetler göz- mı? den kaçırılırsa bunun hesabını Allah sorma- Mesela şu bar- yacak mı? bar İsrail’in yakıp yık- tığı Gazze bir Mona- Bundan yıllarca ön- ko Krallığı gibi olamaz ce, yine bir İsrail sal- mı? dırısından sonra Müs- lüman devletler bir Lütfen bu düşün- araya gelmiş “İslam ceye ucube bir proje Konferansı Örgütünü” diye bakmayın. Zira kurmuştu. Bir musibet, Gazze kentinin bulun- büyük bir hayra vesile duğu coğrafya çok olmuştu. Şimdi de bu Gazze Katliamı bü- stratejik ve önemli bir yük bir hayra vesile olabilir. Nasıl mı? İs- noktada bulunmaktadır. Asya-Avrupa terseniz dinleyin. ve Afrika’nın tam da kesiştiği bir nokta- da hem de Akdeniz’in kenarında bulun- Ortadoğu ve özellikle de Müslüman maktadır. Bundan yıllarca coğrafyası “siyah altın” adı verilen bü- önce, yine bir İs- yük bir hazine ile doldurulmuştur. Pet- Yaklaşık Monako Krallığı kadar bir rail saldırısından rol, özellikle Arap kardeşlerimizin elinde toprağa sahiptir. Fakat nüfusu 30 bine sonra Müslüman büyük bir silah haline gelmiştir. Nitekim bedel 1,5 milyon kişidir. devletler bir ara- 1970’li yıllarda petrol krizi sonunda batı- ya gelmiş “İslam nın sömürge çarkları bir müddet durmuş Monako, Fransa’nın güneyinde Konferansı Örgü- onların yeni bir pozisyon almalarına ne- İtalya’ya yakın bir yerde bulunmakta, ku- tünü” kurmuştu. den olmuştu. Bugün dahi alternatif ener- marhane ve sefahat özellikleri ile meş- Bir musibet, bü- ji kaynaklarının çok pahalı olması nede- hur olmuş bir devlettir. Gazze ise binler- yük bir hayra vesi- niyle petrol hala en büyük silahlardan biri ce yıldan beri en üstün medeniyetlerin le olmuştu. olarak önemini korumaktadır. kurulduğu bir coğrafyada bulunmaktadır. Çok yüksek bir nüfusu küçük de olsa bir toprağı ama hepsinden önemlisi Müslü- ocak-şubat 2008 | ASDER 15
MAKALE Lütfen man medeniyetinin tam göbeğinde bu- zı verdik. Lütfen şu ulusalcılık anlayışı- 95 yıl önce yap- lunmaktadır. nı artık bir kenara koyalım. Çağ dışı kal- mış olduğumuz mış bu düşünceye artık bir son verelim. hatayı tekrarla- Birleşik Arap Emirliklerinin harcadığı Yoksa tüm dünyanın önünde rezil olaca- paranın belki yarısı ile Monako’dan çok ğız… mayalım. Hani daha güzel bir şehir kurulabilir. Üstelik ne diyordu ulus burada sefahat ve rezilliklerin yaşandı- Evet, güzel gören güzel düşünür. Gü- devlet kurmak ğı kumarhaneler değil kültür ve medeni- zel düşünen hayatından lezzet alır. Ben isteyenler? Arap yetin buluştuğu bir toplantı merkezi olma olaylara bu bakış açısı ile bakmaya çalı- topraklarımın da şansı vardır. şıyorum. Bu sayede ümidimi kaybetme- işimiz ne? Tek bir diğim gibi geleceğe şevk ile bakabiliyo- halkı olan başka Monako benzetmesi kasıtlı olarak rum. Ama diğer kardeşlerimiz olaylara milletlere yer ver- kullanılmıştır zira bu konuda kafa yor- sanki zulüm devam edecek ve cehen- meyen ırkçı dü- mak için birçok benzetmeler yapılabilir, nem yok imiş gibi karamsarlık ve yeis şünce bizi ne hal- argümanlar geliştirilebilir. Aksi için hiçbir içinde bakıyorlar. neden ileri sürülemez. lere düşürdü. Hâlbuki Kahhar’ı Zülcelâl olan Allah’ın Ayrıca bu proje için Türkiye öncülük azabı çok şiddetlidir. Masum kardeşleri- edebilir. Zira elimizde her türlü imkân, miz belki 50–60 yıllık dünya hayatını kay- bilgi ve tecrübe mevcuttur. bediyor lakin şehit ve gazi olduklarından kolayca Cennet gibi bir hayatı kazanıyor- Lütfen 95 yıl önce yapmış olduğumuz lar. Aslında onlara acımak yerine kendi hatayı tekrarlamayalım. Hani ne diyor- halimize acıyıp iman hastalığı için deva- du ulus devlet kurmak isteyenler? Arap lar aramamız gereklidir. topraklarımın da işimiz ne? Tek bir halkı olan başka milletlere yer vermeyen ırkçı Öyle veya böyle zaman süratle akıp düşünce bizi ne hallere düşürdü. geçiyor. Bir bakmışız ki ecel cellâdı bi- zi de yakalamış. Rabbimden cümlemize En büyük zenginliğimizi ırkçılık bela- imanla ölmeyi nasip etmesini diliyorum. sı yüzünden kaybettiğimiz yetmiyormuş gibi teröre hem kanımızı hem de canımı- 16 ASDER | ocak-şubat 2008
MAKALE ocak-şubat 2008 | ASDER 17
MAKALE FİLİSTİN’İN DE ORDUSU OLMALIDIR 18 ASDER | ocak-şubat 2008
MAKALE Adnan TANRIVERDİ / Emekli Tuğgeneral - ASDER Genel Başkanı İsrail’in son Gazze saldırısının hedef- Hristiyan âleminin, Ortadoğu’ya bir Savaşların fiziki lerinin neler olabileceğini 15 Ocak 2009 truva atı olarak yerleştirdiği bu azgın hedefleri, hasmın tarihli “İsrail Savunma Savaşına Zorlan- kavmin katliamlarını engellemek gibi bir savaşma azminin malıdır” başlıklı yazımızda ifade etmeye niyetinin olmadığını, bilakis teşvik ettiği- kırılmasını sağ- çalışmıştık. ni, artık anlamamız gerekmektedir. lamaktır. Filistin halkı bu saldırı- Hatırlanırsa o yazımızda, saldırıda Batı destekli İsrail, en son teknolojinin dan, direniş azmi ulaşmak istediği hedefleri ifade ettikten ürünü silahları ile 22 gün boyunca koru- artarak çıkmış- sonra; masız Gazze’yi, gece gündüz bombala- tır. Onun için bu dı. Öldürdü, yaraladı. Harabeye çevirdi. savaşın galibi “En geç 20 Ocak 2009 tarihine kadar, Ama iradesini Filistin halkına kabul etti- FİLİSTİN’dir. yaptığı hamle ile ve daha sonraki ham- remedi. leler için elde ettiği avantajla, birlikleri de fazla yıpranmadan, sanki bir sürek avı Savaşların fiziki hedefleri, hasmın sa- zamanı kadar bir süre içinde, Filistin’e ve vaşma azminin kırılmasını sağlamaktır. tüm dünyaya şartsız olarak “ATEŞKES” Filistin halkı bu saldırıdan, direniş azmi kabul ettirmek olabilir.” demiştik. artarak çıkmıştır. Onun için bu savaşın galibi FİLİSTİN’dir. Saldırı 18 Ocak 2009 tarihinde durdu- rulmuş, 21 Ocak 2009 tarihinden itibaren Bu katliama savaş denemez. Çünkü de çekilme başlamıştır. Ama kuşatma- İsrail’in bütün imkânları karşısında Filis- nın ve ablukanın daha sıkı olarak devam tin, yok denecek kadar basit silahlara sa- edeceği kanaati devam etmektedir. hiptir. Uçağı yok, donanması yok, tankı yok, hava savunması yok. İsrail Dışişleri Bakanının beyanatla- rından, saldırının, bizim işaret ettikleri- İsrail bu saldırılar boyunca, çaresiz mize benzer amaçlarla yapıldığı anlaşıl- kalan İslâm Âleminin onurunu ve izzetini maktadır. de ayaklar altına almıştır. İsrail açıkça, “ihtiyaç duyduğumuzda Maalesef, milleti Müslüman olan hiç- askerî harekât yaparız”, “bize de kimse bir ülke, İsrail karşısına, anladığı dil olan, karışamaz ve İsrail’i kimse engelleye- silahlı kuvveti ile dikilememiştir. mez” demektedir. Filistin Halkı, son saldırılarda, ocak-şubat 2008 | ASDER 19
MAKALE Bir hafta devam “İslâm’ın Gazze’deki Ordusu” olduğunu Bir hafta devam eden ve basına ka- eden ve bası- ispat etmiştir. palı olarak yapılan toplantı sonunda, İslâm ülkeleri arasında “Savunma İşbir- na kapalı olarak Milleti Müslüman olan devletler, ya liğinin” yapılması ihtiyacının taraflarca yapılan toplantı Filistin’i kendi silahlı kuvvetleri ile ko- paylaşıldığı ve konunun teşkil edilecek sonunda, İslâm rumalıdırlar, ya da Filistin için İsrail ile “Daimi Savunma İşbirliği Komisyonu” ta- ülkeleri arasında baş edebilecek modern bir silahlı kuvvet rafından olgunlaştırılması kararının veril- “Savunma İşbirli- oluşturmalıdır. diği açıklanmıştır. ğinin” yapılması ihtiyacının taraf- Bu mümkündür. Toplantıya katılan Filistin Başbaka- larca paylaşıldığı nı, İsrail’in durdurulması ve eşit şartlarla ve konunun teşkil Önce hayal edilir, sonra fikir ortaya çı- barış görüşmelerinin yapılabilmesi için, edilecek “Daimi kar, arkasından proje ve planlama gelir, modern silahlarla donatılmış, düzenli or- Savunma İşbirliği icraat faaliyetin son safhadır. Biz henüz duya ihtiyaç duyulduğunu; ancak işgal Komisyonu” tara- hayal etme safhasındayız. devletinin bariz teknolojik üstünlüğü al- fından olgunlaştı- tında ve Filistin topraklarında düzenli bir rılması kararının İleriye dönük, hayali bir senaryo ile ordunun kurulmasının mümkün görül- verildiği açıklan- yapılabilecekleri kurgulamaya çalışalım. mediğini; hava, deniz ve kara birliklerinin teşkil, eğitim ve donatımı için İslam ül- mıştır. “Yıl 2010; kelerinin topraklarında “Askerî Üs” talep ettiklerini açıklamıştır. Yıl boyunca, Filis- İslâm Konferansı Örgütü’ne (İKÖ) tin Savunma Bakanı başkanlığındaki ko- Üye 57 devletin savunma bakanları, misyon tarafından İKÖ Üyesi bütün ülke- İsrail’in Gazze saldırısını ve benzeri sal- ler ziyaret edilmiştir. dırılara karşı alınabilecek askerî tedbirle- ri görüşmek ve ortak bir tavır belirlemek amacıyla, Türkiye tarafından toplantıya çağırılmıştır. 20 ASDER | ocak-şubat 2008
MAKALE Yıl 2015; İKÖ; İsrail’in Filistin’e saldırmasının İsrail; ABD çılgınlık olacağını, İslâm ülkelerinin ses- Ortadoğu’dan çe- ABD; İki yıl içinde, Irak’taki askeri var- siz kalmayacaklarını ve Filistin’in yanın- kilmeden, Filistin lığına son vereceğini açıklamıştır. da aktif olarak yer alacaklarını açıkla- ile kalıcı barışın mıştır. imzalanmasının İsrail; ABD Ortadoğu’dan çekilme- hayati öneme haiz den, Filistin ile kalıcı barışın imzalan- Filistin Halkı Kurban Bayramına ha- olduğunu, Gazze masının hayati öneme haiz olduğunu, zırlanırken “G” gününde, İsrail bütün Fi- Bölgesindeki mu- Gazze Bölgesindeki mukavemetin silah- listin topraklarını kapsayacak şekilde ha- kavemetin silah- tan tecrit edilmesi gerektiğini ileri süre- va taarruzlarını başlatmıştır. tan tecrit edilme- rek, Gazze etrafındaki ablukayı daralt- si gerektiğini ileri mış, her türlü yardım girişini yasaklamış, İslâm Ülkeleri, İsrail’in hava taarruzla- sürerek, Gazze et- Gazze’nin kuzeyinde, güneyinde ve batı- rını durdurmasını istemiş, büyükelçilerini rafındaki abluka- sında “Yahudi Yerleşim Yerleri” inşa ede- geri çağırmış, hava ve deniz sahalarını yı daraltmış, her ceğini açıklamıştır. İsrail uçak ve gemilerine karşı kapattık- türlü yardım giri- larını açıklamışlardır. şini yasaklamış, Filistin; El Fetih ile sorunlarını çözen Gazze’nin kuze- ve genel başkanlarının cumhurbaşkanı G+5 günü; İsrail hava taarruzlarını yinde, güneyinde seçilmesini sağlayan Hamas Hükümeti, sürdürürken, Gazze’nin ablukasında gö- ve batısında “Ya- İsrail taleplerinin kabul edilemeyeceğini, revli İsrail Donanmasına ait bir muhrip, hudi Yerleşim Yer- kalıcı barışın olabilmesi için İsrail’in işgal ülkesi belirlenemeyen bir denizaltı tara- leri” inşa edeceği- ettiği topraklardan çekilmesi gerektiğini, fından torpillenmiştir. ni açıklamıştır. bu temin edilmeden direnişin sona erdi- rilmesinin ve silahsızlanmanın kabul edi- G+6 günü; Akdeniz’de seyreden üç lemeyeceğini açıklamıştır. İsrail ticaret gemisi, denizaltılar tarafın- dan torpillenerek batırılmıştır. ocak-şubat 2008 | ASDER 21
MAKALE G+7 günü; Kızıldeniz’de seyreden iki, liklerini geri çekmiştir. Hint Denizinde seyreden bir İsrail ticaret gemisi batırılmıştır. G+20; İsrail İslâm ülkelerine birer no- ta göndererek; G+8 günü; İsrail hükümet sözcü- sü, İsrail’e askerî malzeme taşıyan ve İslâm Ülkelerinin her biri tarafından, Akdeniz’de seyreden ABD gemisinin, ro- Filistin’e birer, denizaltı, birer savaş uça- tasını değiştirmemesi halinde batırılaca- ğı, birer helikopter ve birer tank hibe edil- ğını, İsrail’in taarruzlarını durdurmaması diğini; bunları kullanacak Filistinli asker- halinde Filistin denizaltılarının İsrail’in ti- lerin bu ülkelerin bazılarında tesis edilen caret ve savaş gemilerine taarruzu sür- deniz, hava ve kara üslerinde eğitildiğini, düreceğini açıklamıştır. G gününe kadar, üs veren devletlerin de- nizaltı, uçak, helikopter ve tankları kendi G+5 gecesinden itibaren, Mısır, Ür- envanterlerinde gösterdiklerini, savaşın dün, Suudi Arabistan topraklarından, her başlaması ile Filistin Silahlı Kuvvetleri- gece, çekicilere yüklenmiş olarak sızdırı- ni fiilen oluşturduklarını öğrendiğini ve lan 60 kadar tank Gazze çevresinde ha- İsrail’e tuzak kurduklarını belirterek, bu zırlanan gizli ve korumalı mevzilere yer- tecavüzü BM’e getireceğini açıklamış- leştirilmiştir. tır......” ABD Altıncı Filosu, Akdeniz’e sevk Yukarıdaki senaryonun gerçekleşme- edilmiştir. si mümkündür. Biraz tefekkür edersek mümkün olduğunu anlarız. Biraz cesa- G+10 günü; İsrail hava taarruzlarını ret ve biraz da gayret yeterlidir. Ölümden sürdürürken kara taarruzunu başlatmış- değil, dünya ve ahiret zilletinden korka- tır. Gazze çevresinde, Filistin tanklarının lım. 22 Ocak 2009 karşı ateşleri İsrail’i baskına uğratmıştır. Farklı istikametlerden ve komşu ül- kelerden Gazze’ye sızdırılan silahlı he- likopterler, Gazze çevresinde taarruz mevzilerinde bulunun İsrail tanklarını fü- ze atışı altına almıştır. Bu gece, İsrail parlamento binası, ge- nelkurmay karargâhı, hükümet merkezi, alçak irtifadan ve ayrı yönlerden yaklaş- tıkları için tespit edilemeyen 10 ayrı uçak tarafından bombalanmış, uçaklar bom- ba yüklerini boşalttıktan sonra Gazze Şeridi’ndeki yol üzerine inmişlerdir. Filistin hükümeti, kara birliklerini çek- mediği ve hava taarruzlarını durdurma- dığı takdirde, 50 savaş uçağının bomba yükleri ile birlikte Tel Aviv üzerine şeha- det saldırısı yapacağını açıklamıştır. İslâm Ülkeleri, Filistin’in şartlarının kabul edilmemesi halinde, İsrail’e karşı Filistin’in yanında savaşa gireceklerini bildirmişlerdir. G+11 günü; BM Güvenlik Konseyi acil ateşkes çağrısı yapmış, İsrail’in kara birliklerini geri çekmesi istenmiştir. Taraflar ateşkes şarlarını yerine geti- receklerini bildirmişlerdir. İsrail kara bir- 22 ASDER | ocak-şubat 2008
MAKALE RTVSEEKFMO’NARSIMNUProf.NDIr.NHeIvzaYtTTARHEAIN TYACI ocak-şubat 2008 | ASDER 23
MAKALE Faili meçhul ile Analarımızın bir sözü vardır ‘Yaşa ki darmaya “Benim masuniyet karinem ne bir yakının kay- göresin evladım’ şeklinde. Hoyrat, ben- olacak?” diye soruyor. betmiş, kitap oku- cil ve merhametsiz güvenlik birimleri- duğu için hapse nin yaptıkları yanlarına kâr kalmamaya Faili meçhul ile bir yakının kaybet- atılmış, düşünce başladı. miş, kitap okuduğu için hapse atılmış, suçundan yargıla- düşünce suçundan yargılanan, terörle nan, terörle mü- Gandi’nin ‘Sabır ve Bilgelik’ olarak mücadele adı altında itilip kakılan Ana- cadele adı altın- özetlenecek yöntemi ile aktif sabır için- dolu çocukları “Benim masuniyet kari- da itilip kakılan de haklarını arayanlar meyvelerini top- nem ne olacak?” diye soruyorlar. Anadolu çocukları lamaya başladılar. “Benim masuni- Fakat askeri bürokrasi ilk defa ken- yet karinem ne Genelkurmay Başkanlığı’nın açıkla- dilerine dokunulduğunu görünce hukuku olacak?” diye so- ması ‘Masuniyet karinesi ve adil yargı- hatırladı. Daha önce ‘Emir demiri keser, lama hakkı’nın zedelenmesinden rahat- hukuk neymiş, ben yaparım onlar hak- ruyorlar. sız olunduğunu gösteriyor. larını arasınlar, devletin yüce menfaati için hukuk rafa kaldırılabilir’ gibi sözler Aslında gözaltına alınma ve kovuş- TSK’da görev yapanların duydukları sı- turma uygulamaları yeni değil. radan sözlerdi. TSK’dan sorgusuz, sualsiz ve sa- İzzetbegoviç savaşırken ‘Düşmanla- vunma alınmadan ihraç edilen, bir gün ra borcumuz var o da âdil olmaktır’ de- sabah sarı bir zarfla karşılaşıp elinden mişti ve dünyayı dize getirdi. ekmeği alınıp sokak ortasında bırakı- lan ve belediyelerde bile çalışmasına ‘Dostlarıma her şeyimi düşmanları- izin verilmeyen 1550 civarında subay, ma sadece hukuku veririm’ diye özetle- astsubay “Benin masuniyet karinem ne necek savaş hukukunu bile vatandaşı- olacak?” diye soruyorlar. na layık görmeyen askeri bürokrasinin iç muhasebeye ve yeniden yapılanma- Senelerdir köyünde, evinde hayvan- ya ihtiyacı vardır. ları ile ilgilenen doğulu vatandaş kapı- sını çalan, postalları ile eve giren jan- 28 Şubat hukuksuzluğunu başlatan 24 ASDER | ocak-şubat 2008
MAKALE emekli Genelkurmay Başkanımız İsmail istediği adam yerine koyulmak, değer Mesela İslamofo- Hakkı Karadayı ‘TSK yı bölmek isteyen- verilmek ve değerlerine saygı duyuldu- bin varsa İslami ler var’ diyor. Doğrudur TSK gibi güçlü ğunu görmektir. her türlü sembolü bir ordudan rahatsız olanlar olmuştur ve tehdit olarak algı- olacaktır. TSK’nın halk içindeki görünen yüzü larsın ve düşman Jandarmanın hali perişan. olarak ilan eder- Fakat Sayın Karadayı, ‘Akıllı komu- sin. Kendi halinde tan düşmanını artırmaz’, bunu bilmiyor Eski yöntemlerle çalışan, toplumu siyasi talebi olma- mu? fişleyen, masuniyet karinesini ucu ken- yan dindar insan- disine dokununca hatırlayan, darbecile- lara hukuksuzluk Bir psikoloji yasası vardır ‘Yansıtma rin çöreklendiği bir Jandarma teşkilatı yapmaya başlar- yasası’. Bu yasaya dikkat etmezsen yüz kızartıcı durumda. sın. Onlarda hak- dostunu düşmanını karıştırman müm- larını savununca kündür. Kendi içindeki temelsiz korkular Jandarma teşkilatı mutlaka çağdaş ‘Bölücülük yapı- nedeniyle tehdit algılamanı değiştirirsin. hale sokulmalıdır. İç Güvenlik Komutan- yorlar’ dersin. Zarar ve kötülük görme duygularını dı- lığı haline getirilip İçişleri Bakanlığına şarı yansıtarak şu kişiler benim düşma- bağlanması doğru olabilir. İnsan hakları nım olabilir dersin. derslerinin ve hukuk bilgisinin verildiği, halkı küçük görmeyen subay kadroları Mesela İslamofobin varsa İslami her oluşturulmalıdır. türlü sembolü tehdit olarak algılarsın ve düşman olarak ilan edersin. Kendi ha- Ortadoğu kaynayan kazan duru- linde siyasi talebi olmayan dindar insan- munda her an her türlü savaş çıkabilir. lara hukuksuzluk yapmaya başlarsın. TSK’nın asıl görevi bu konularla ilgili Onlarda haklarını savununca ‘Bölücülük etütler yapmak, güvenlik projeleri üret- yapıyorlar’ dersin. mek, plan tatbikatları geliştirmektir. Eğer çevrenden bazı kişilerin hu- Geleceğin savaşı olacak elektro- kukunu hiçe sayarsan sonra o kişiler manyetik savaş konusunda çalışma- hakkını aradığında ‘Bak işte bunlar itaat lıdır. Fosfor bombalarına karşı çözüm etmiyorlar, kamu düzenini bozuyorlar’ aramalıdır. Şu an İsrail’in ve ABD’nin diye düşünürsen kendini aldatırsın. bizim için tehdit oluşturma potansiyelini değerlendirmelidir. Eğer komutan TSK’ya toplumun gü- venini ve sevgisini azaltacak hukuksuz Asıl görevini yapmaya engel olan uygulamalar yaparsa bölücüleri besle- siyasete sürekli müdahale etmek, Jan- miş olur. Düşmanını artırarak TSK git- darmayı darbe planları içinde tutanlara tikçe yalnızlaşıyor, bölüneceğiz korkusu sessiz kalmak, askeri istihbarat arşivini mantıklı gerekçelere dayanmazsa geçi- açıp çete soruşturmalarını başlatma- ci olarak insanlar inanır gerçek ortaya mak, görevini ihmalin ötesinde görevini çıktıkça komutana güven zayıflar. kötüye kullanmaktır. Sayın Karadayı Genelkurmay Baş- Toplum ne olacak TSK’nın hali der- kanlığı döneminde askeri birliklerde se ne yapacağız? mescit kapatması ve dindar personelin fişletmesi ile ünlendi. Toplumun içini Sayın Demirel ‘Bir tane TSK’mız var acıttı. Dini siyasete alet edenlerle mü- dikkat edelim’ derken, TSK gemisini cadele edeceğim derken dinle mücade- yanlış kullanan, yolculara kötü davra- le yolunu seçti. nan, kendi işini yapmayıp başka işlerle meşgul olan TSK’nın kaptanlarına me- Bütün yapılanları unutup kendi se- saj vermişti. Bu sözü MGK’da söylemiş- bep olduğu askeri bürokrasiye olan tep- ti çarpıtmayalım lütfen. kiyi bölücülük olarak algılaması olaylar- dan hiç sonuç çıkarmadığını gösteriyor. Yaşananlardan doğru dersler almak neden bu kadar zor, çok merak ediyo- Akıllı kişi hatayı görüp kabul etme rum. erdemini gösterir. Zaten toplumun tek ocak-şubat 2008 | ASDER 25
MAKALE YARGI BAĞIMSIZLIĞI VE ERGENEKON DAVASI Yusuf Çağlayan / Emekli Hakim Binbaşı 26 ASDER | ocak-şubat 2008
MAKALE Bugün Türk yargısı, Cumhuriyet tari- genelge gönderemez; tavsiye ve telkin- Yıllarca yargı hiz- hinin en önemli ve en kapsamlı davasını de bulunamaz.” meti vermiş ve ele almış bulunmaktadır. birinci sınıfa ay- İşte, önemli olan Anayasa’nın bu rılmış bir hukuk- Soruşturmanın; kapsamı, şüphelile- maddesinde düzenlenen manada, tam çu olarak, söz ko- rin kimlikleri, resmi kurumlarda, med- bir tarafsızlık ve vukufiyetle, bağımsız nusu davayı çok yada, sanat dünyasında, halk kesimle- ve tarafsız bir hukukçu tavrı ile yargı fa- yakından takip rinde örgütlenme ve sözcülük yaparak aliyetini icra etmektir. Bu anayasal hü- etmekteyim. So- kamuoyu oluşturmaktan, silahlanma küm gereği, Türk yargısı “Türk milleti” ruşturmayı yürü- ve silahlı eylem gerçekleştirme boyutu- adına yargı yetkisini kullanan bir kurum- ten hukukçulara na kadar çok farklı kesimlerden oluşan, dur. Bu kurumu hiçbir dünya görüşü, yönelik suçlama- çok boyutlu ve çok karmaşık bir yapı ka- hiçbir ideoloji, hatta tek tek mensupları- ları haklı göstere- zanmış bir yasadışı örgütlenme eylem- nın kendi dünya görüşü dahi bağlamaz. cek hukuki geçer- lerinin tespitine yönelik olması, soruş- Yargı, yine millet iradesinin temsilcisi liliği olan hiçbir turmayı yürüten hukukçuları, birtakım olan TBMM tarafından çıkarılan yasa- sebep söz konusu kişi veya grupların yoğun karalamaları- lar, hukuk ve vicdanı ile bağlıdır. Görevi değildir. Gözaltı na ve etkileme ve yönlendirme çabaları- de, tam bir adalet ile hukuku korumaktır. ve tutukluluk iş- na da muhatap hale getirmiştir. Nitekim, Yargı ideolojik bir aygıt değildir. Yargıyı lemleri tamamen İtalya’da benzer davanın soruşturması- böyle bir aygıt olarak görenler, yargının yasal çerçevede nı yürütmüş olan savcı, en çok tepki ve bağımsız ve tarafsız bir tutum içinde iş- cereyan etmek- eleştiriyi meslektaşlarından aldığını ifa- lemesini, kendi yanlı ve ideolojik beklen- tedir. de etmiştir. tilerine cevap vermeyişini bir taraf sergi- leme gibi algılamaktadırlar. İşin gerçeği, Bu davanın soruşturmasını yürüten soruşturmayı yürüten hukukçular, taraf hukukçuların da, siyasi iktidar ile ilişki- oldukları için değil, taraf olmadıkları için si olduğu, bağımsız ve tarafsız olmadı- suçlanır hale gelmiş bulunmaktadırlar. ğı gibi birtakım iddialara hedef olmala- rı davanın tabiatı, kapsamı ve bu dava Yıllarca yargı hizmeti vermiş ve bi- etrafında oluşan kutuplaşmanın doğa- rinci sınıfa ayrılmış bir hukukçu olarak, sı gereğidir. Toplumlarda “devletin se- söz konusu davayı çok yakından ta- lameti” kavramını yıllarca kullanmaya kip etmekteyim. Soruşturmayı yürüten alışmış bazı güç ve nüfuz odaklarının, hukukçulara yönelik suçlamaları haklı bu nüfuz ve imtiyazlarını korumaya ça- gösterecek hukuki geçerliliği olan hiçbir lışmaları, er ya da geç, mevcut yapıyı, sebep söz konusu değildir. Gözaltı ve mümkün ise normal yollardan ve ted- tutukluluk işlemleri tamamen yasal çer- rici olarak, mümkün değil ise, yasadışı çevede cereyan etmektedir. Savcıların yollardan kendi çıkarları doğrultusun- yeterli seviyeye gelmiş bir soruşturmayı da yapılandırmak, kendi ideolojilerini ve düzenleyici kurallarını geçerli kılan bir hukuk anlayışı oluşturmak için her yola başvurmaları, aksi takdirde karalamaya çalışmaları her dönemde ve her toplum- da görülen bir durumdur. Yargı bağımsızlığı, Anayasa’nın 138’inci maddesinde düzenlenmiştir. Bu madde hükmüne göre: “Hâkimler gö- revlerinde bağımsızdırlar. Anayasaya, kanuna ve hukuka uygun olarak vicdani kanaatlerine göre hüküm verirler. Hiçbir organ, makam, merci ve kişi, yargı yet- kisinin kullanılmasında mahkemelere ve hâkimlere emir ve talimat veremez; ocak-şubat 2008 | ASDER 27
MAKALE Yetkili olmayan iddianameye bağlamakta gecikmesi söz kurumların görevi olduğu kadar, kişilerin birtakım kişilerin konusu değildir. Soruşturmanın zaman de bu şekilde yargıyı etkileme çabaları medyaya yansıyan alması soruşturmanın kapsamı icabıdır. ceza yasası açısından da suç teşkil et- beyanları incelen- Her soruşturmanın olgunlaşması, kap- mektedir. diğinde, davayı bir samı ve derinliği ile orantılı olarak ma- 28 Şubat rövanşı, kul bir zaman alması kaçınılmazdır. Bu Yetkili olmayan birtakım kişilerin konudaki haksız suçlamalar artık tam medyaya yansıyan beyanları incelendi- siyasi hesaplaş- bir taciz boyutu kazanmıştır. Kimin, ne ğinde, davayı bir 28 Şubat rövanşı, siya- ma gibi tanım- zaman, ne şekilde, ne süre ile gözetim si hesaplaşma gibi tanımladıkları, dava ladıkları, dava altına alınacağı, nasıl sorgulanacağı, kapsamında ele geçirilen yasadışı silah- tutuklanıp tutuklanmayacağı tamamen ları dahi, “hangi amaçla gömüldüğü belli kapsamında ele yasalarda öngörülmüştür. Tutukluların değil” nitelemeleri ile adeta meşru gös- geçirilen yasadı- durumları yasalarda öngörülen periyot- termeye çalıştıkları görülmektedir. Oysa şı silahları dahi, lar içinde bizzat soruşturmayı yürüten soruşturma konusu iddialar, tamamen savcılar ve ilgili mahkemeler tarafından Türk Ceza Yasası’nda suç olarak öngö- “hangi amaçla ve bizatihi savunma makamlarının gö- rülmüş ve tanımlanmış somut eylemle- gömüldüğü bel- zetiminde incelenmektedir. Ergenekon rin soruşturmasıdır. Soruşturma konusu li değil” nitele- soruşturmasını yürüten savcıların geniş eylemler, “devletin güvenliği” kavramı- meleri ile adeta yetkilerle donatıldığı gibi gerçek dışı id- nın arkasına saklanarak, milli iradenin dialar mevcuttur. Adli soruşturma kapsa- örgütlenmesi olan, Anayasa ve yasala- meşru göster- mında kolluk kuvvetleri bütün savcıların ra göre yapılanmış, hukukun üstünlüğü meye çalıştıkla- emir ve talimatı çerçevesinde hareket ilkesine dayalı, organları yasal çerçeve- rı görülmektedir. ederler. Soruşturmayı yürüten savcıla- de seçilmiş veya atanmış kişilerden olu- Oysa soruşturma rın sayı itibarıyla yeterli olup olmadığı, şan devlet kurumlarını ortadan kaldıra- konusu iddialar, bizatihi ilgili cumhuriyet başsavcılığı ta- rak, yerine milli iradeye dayalı olmayan rafından belirlenir ve ek görevlendirme oligarşik bir yapı kurmayı amaçlamak tamamen Türk hususu resmi olarak talep edilir. Bunun ve bu amaçla tamamen yasadışı ola- Ceza Yasası’nda dışında, hiçbir yetkisi olmayan bazı kişi- rak devletin içinde ve dışında örgütlenip lerin “savcı sayısı artırılmalıdır” gibi tav- silahlanarak vahim eylemler yapmak, suç olarak ön- siye ve telkinlerde bulunmaları soruş- planlamak gibi eylemlerdir. Şüphelilerin görülmüş ve ta- turmada tarafsızlık dengesini bozmaya bu eylemleri gerçekleştirip gerçekleştir- nımlanmış somut dönük çabalar olarak algılanmalıdır. mediği elbette bağımsız yargı tarafın- eylemlerin soruş- dan hükme bağlanacaktır. Gözlemlediğim kadarı ile soruştur- turmasıdır. maya yönelik suçlamalar, tavsiye ve telkinler, soruşturmayı yürüten hukuk- çuların bağımsızlığı ve tarafsızlığına gölge düşürmek suretiyle soruşturmayı yetersiz düzeyde tutmak, soruşturma- nın daha ileri seviyedeki boyutlara nü- fuzunu engellemek, yargıyı etkilemek ve yönlendirmek, adil yargılama hak- kının ihlali intibaı doğuracak görüntü- ler vererek, ileride Avrupa İnsan Hakla- rı Mahkemesi’ne müracaatın altyapısını oluşturmak ve benzer amaçlar taşıyan birtakım kişiler veya grupların propa- gandasından ibarettir. Samimi olmayan, art niyetli olan bu kişiler bir hukukçu kimliği ile değil ideolojik bir kimlikle ha- reket etmektedirler. Yargı bağımsızlığı- na saygı göstermek ve gözetmek bütün 28 ASDER | ocak-şubat 2008
MAKALE BU MEMLEKET KİMİN? Gürcan ONAT Dünyada eşi ve benzeri olmayan bir tidarlarını, kendilerinin dışındaki kimse- Şunu hiç kimse ülkede yaşıyoruz. Bu kadar farklı inanç lere kaptırmamak için oluşturulan kılıf unutmasın ki; bu ve düşünce yapısına sahip insanların senaryolar mı? memleket, hiçbir birlikte yaşadığı ve bu kadar provokas- şahıs, zümre ku- yonların tertiplendiği başka bir dünya ül- Madem emekli olduktan sonra, mem- rum ya da kuru- kesi var mıdır bilmiyorum. leket kurtarma sevdasına kapılacak- luşa ait değildir. tın, niye teslim ettin o kutsal görevini? Bu ülkede yaşa- Her kurum kendisini memleketin sa- Hem kime teslim ettin? Vatan hainlerine yan her vatandaş hibi ve koruyucusu addederek, diğer mi bıraktın görevini ki; bundan rahatsız hangi alt kimliğe kurumlara ve halka karşı sürekli olarak olup, tekrar bir takım derneklerde teş- sahip olursa ol- memleketi koruma ve kollama görevi kilatlanıp vatan kurtarma sevdasına ka- sun, aynı haklara üstlenmektedir. Hatta bu kurumların ba- pıldın? sahiptir. Hiçbir va- zı yöneticileri emekli olduktan sonra da tandaşın diğeri- memleketi koruma ve kollama görevini Kendimize gelelim. Hiç kimse kendi ne karşı kanunlar kendi kendilerine vererek, bu görevleri- kendine vazife telakki ederek memleket nezdinde üstün- ne devam etmek istemektedirler. kurtarma sevdasına kapılmasın. Para- lüğü yoktur. Say- noyalara ihtiyacımız yok! Bu memleke- gınlık, ancak ve Hiç şüphesiz ki memleket sevgisi gü- tin meşru devlet teşkilatı var. Muvazzaf ancak ahlaki de- zel bir duygudur. Kalplerde beslenmeli görevlileri mevcuttur. İktidarın mukte- ğerler ile kaza- ve büyütülmelidir. Her zaman şahsi çı- dir olmakta zafiyeti söz konusu değildir. nılır. karlarımızdan üstün tutulmalıdır. Ge- Farklı zihniyet yapılarının iktidara taşın- rektiğinde fedakârlıkta bulunulmalıdır. ması mücadelesi verilmek isteniyorsa, Tamam, güzel de herkes memleketi ken- bunun da yolu bellidir. disinin sanıp, sadece kendisinin koru- yacağına inanırsa ve kendisinden baş- Şunu hiç kimse unutmasın ki; bu kalarının da düşman olduğuna inanırsa memleket, hiçbir şahıs, zümre kurum ya ne olacak? Bu nasıl bir duygudur? da kuruluşa ait değildir. Bu ülkede yaşa- yan her vatandaş hangi alt kimliğe sa- Ya da gerçekten böyle midir? Haki- hip olursa olsun, aynı haklara sahiptir. katen vatanını çok sevdiği için, vatan Hiçbir vatandaşın diğerine karşı kanun- elden gitmesin diye mi bunca kurtar- lar nezdinde üstünlüğü yoktur. Saygın- ma senaryoları? Eğer böyle ise; kimden lık, ancak ve ancak ahlaki değerler ile kurtarıyorlar vatanı? Bu vatanın kendi- kazanılır. sinin dışındaki diğer sahiplerinden mi? Yoksa madalyonun asıl yüzü öyle de- Şunu hiçbir zaman unutmayalım, bu ğil de; kendi kişisel çıkarlarını ya da ik- memleket milletindir. ocak-şubat 2008 | ASDER 29
MAKALE ERGENEKONDAN SONRAKİ YAPI Halil MERT / Emekli Topçu Yarbay - Strateji ve Uluslararası İlişkiler Uzmanı Soruşturma- Ergenekon… si adına, soruşturmanın uzandığı yı sanki birileri Malum ilan edildi! her yere savcılarımızın girmesi kendi istedikle- Peki ya ilan edilme- ve SUSURLUK sürecinde, so- ri gibi yönlendiri- yenler? Yargının daha ruşturma aşamasında meclis yor. Bu anlamda somut delillerle ulaşabil- komisyonunu bile yanıltanlara Kanada’da ika- mesi için MİT, Jandarma, met eden haham TSK ve özelliklede Özel kuv- kadar yakalanıp hesap sorulabil- Tuncay GÜNEY’in vetler Komutanlığı’nın arşivle- mesi. İkinci hususta yeni Ergekonlara biyografisi çok rinde çalışılması gerekmez mi? nasıl engel olunabilir? önemli. Çorum’lu Tüm bunlar yapılırken tabiî ki “DEVLET, Mevcut soruşturma ile kamuya adi yetim, İmam Ha- EBED-MÜDDET” prensibi içinde kalın- suçları da yansımış oluşumlar başta ol- tip talebesi, tari- malı. Bu çok önemli. Ancak hangi dev- mak üzere, deşifre olmuş gruplar tasfiye katlar dolaştırılı- let? İşte bu sorunun cevabı herkeste edildi. Peki ya deşifre olmayanlar? Hani yor, halen CIA’da farklı tanımlar oluşturduğu sürece her- Emin GÜRSES’in bizimkiler “ABD yâda etkin çalışıyor. kes kendi kafasındaki Türkiye Cumhu- İsrail büyükelçiliklerine saldırı düzenle- riyeti için Ergenekon Örgütlenmeleri ku- tir.” dediği guruplar ki bunu yaptılar ve racaktır. polislerimiz şehid oldu. Kalan asıl bana göre beyin unsurlar daha sinsi yapılana- Şu an itibari ile üzerinde durulması caklar, daha acımasız olacaklar, daha gereken en önemlisi iki husustan birin- dikkatli davranacaklardır. Yakalanan gu- cisi, mevcut yapının tamamen çözülme- rupta ve soruşturmada dikkatimi çeken 30 ASDER | ocak-şubat 2008
MAKALE birkaç önemli şey var ki, bunlarda; lar, ya da böyle bir operasyon beklemi- 1. Yakalananlar aynı anda yakalan- yorlardı. Ya da daha büyük birileri “böy- le davranın” talimatını verdi. mamasına rağmen bariz bir şekilde dik- katsiz davrandılar. Şöyle ki; 4. Bu yargılamanın sonucunda Türkiye’de bir dönem bitecek ve yeni bir a. Her biri adeta arşiv yapmış ve dönem başlayacak. bunları “gelin ve alın” dercesine evlerin- de, şahsi bilgisayarlarında saklamışlar. 5. Tüm anti-emperyalist ve anti- Amerikancı hassasiyeti olan unsurlar bir b. Telefon, e-posta, mesaj trafikleri şekilde soruşturmanın içine çekildi. Bu- çok aleni. nun açık örneklerinde biri de “Milli Çö- züm” gurubunun alınıp sorgulanmasıdır c. Herkes konuştu. Konuşmalarda ki bu yönü ile de bakıldığında soruştur- adeta paralellik arz eder nitelikte. Bu- mayı yönlendirenler toplumun tüm ke- rada kapsamlı bir operasyon yapılan simlerine mesaj veriyor gibiler. örgütsel yapı var. Her şeye çok kolay ulaşılıyor. Ama yakalananlarda soğuk- 6. Muhafazakâr kesimlerin 28 Şubat- kanlılık fevkalade. la oluşan şişkinliği Ergenekon Operas- yonu ile bir nebze olsun giderildi. “Buna d. Kirli, basit menfaat ilişkilerinin her inat Gn. Kurmay Başkanının 28 Şubatla türü de ortaya döküldü. Ne kadar dü- ilgili beyanı da ciddi bir tezat ve talihsiz- şündürücü ve enteresan! Vatan ve men- liktir.” Bu yönü ile bakıldığında mevcut faat iç içe… iktidarın konumu sağlamlaştırılmakta, Aydın DOĞAN polemiği ile de birleştiril- 2. Bu halleri ile adeta her şeyi üst- diğinde sanki yerel seçimlere de bir ha- lenen bir duruşları var. Sanki birilerine zırlık var diye değerlendiriyorum. ulaşılmasına engel olmaya çalışıyor- lar. Bu yönü ile ağalarından tehdit alıyor 7. Türkiye’de özellikle, tarikat-cemaat olabilirler. eksenli yeni güç merkezleri oluşmakta- dır ki, bu manada bakıldığında Ergene- 3. Soruşturmayı sanki birileri kendi kon tarzı yapılanmaları kullanan yabancı istedikleri gibi yönlendiriyor. Bu anlam- emperyalist güç merkezleri ve uluslara- da Kanada’da ikamet eden haham Tun- rası sermaye gurupları Türkiye’de belki cay GÜNEY’in biyografisi çok önemli. de yeni aktörler ve yeni mücadele yön- Çorum’lu yetim, İmam Hatip talebesi, temleri planlıyorlar, gelecek yeniler için tarikatlar dolaştırılıyor, halen CIA’da et- meydanı boşaltıyorlar. kin çalışıyor. Mısır’da yakalanan MOS- SAD ajanını Daniel LEVİ adını taşıdığı 8. Eski yapılanmalarda yeni yapı- dönemde O işe almış. Bir dönem STV lacaklar da yerli ve milli değildir. Olma- ve cemaatin zirvesinde, bir dönem Veli sı da zor. Nedenine bakıldığında ise; KÜÇÜK Paşa’ya ulaşmak isteyen gaze- bu manadaki en son milli yapılanma, teci vb. insanlar köprübaşındaki Tuncay 2’nci Abdulhamid Han Hz.’nin “YILDIZ GÜNEY aracılığı ile ulaşıyorlar. İlginç TEŞKİLATI”dır. Yeni aday olarak görü- olan da şu ki, bu adam tüm belgeleri ilk len yapılar incelendiğinde ecdadın ya- sunan kişi. Belgelerin O’na gelişi de il- pılanması ile ciddi çelişkileri görülmek- ginç. Bu arada, belgelerin ilk ele geçip tedir. Bu ayrı bir inceleme konusudur A. Serdar SAÇAN tarafından adliye ma- ama hemen birkaç farkı vurgulamak hareti ile sümenaltı edilmesi, ama yok isterim. Aday yapılanmalar, sömürge edilmemesi, bir şekilde saklanması… Hindistan’daki Gandi Hareketi gibi pasif bir mücadeleyi yöntem olarak benimse- Kimse bu girift bilmecelere de ka- miştir ki, Türk Milleti gibi lider ve aksi- fa yormuyor. Bu kadar zaman zarfında yoner bir millet için bu yapılanma kendi ERGENEKONCULAR belgeleri de Tun- ipini elinle çekmek gibidir. Diğer bir fark cay GÜNEY’i de A. Serdar SAÇAN’ı da defalarca yok edebilirlerdi. Bu güçleri de olmalı. Ama öyle olmuyor. Bekliyor- ocak-şubat 2008 | ASDER 31
MAKALE Eski yapılanma- Yıldız Yapılanması taarruzu esas almış gibi bir general, siyasi vb. değildir. Bana larda yeni yapı- ve bu yönü ile de etkin olmuştur. Yeni göre bir işadamıdır. Uluslararası güçler, lacaklar da yerli aday yapılanmalarda, bu öncelik olma- hiç atanan, görevli iken gücü olan, bir ve milli değildir. dığı gibi küresel bir entegrasyon da söz gün emekli olacak, yasal güçleri bitecek Olması da zor. Ne- konusudur. Dolayısı ile Müslüman Türk bir generali ya da bilmem kaç kez gidip denine bakıldığın- Evladı şu süreçte çok düşünüp ken- gidip gelen, popülist kaygıları olan bir da ise; bu mana- di çözümlerini, tarihten de ders alarak siyasiyi bir numara yaparlar mı? Dola- daki en son milli üretmek zorundadır. yısı ile yeni yapılanma ile ve yeni kad- yapılanma, 2’nci rolarla bir numara daha da rahat siyasi, Abdulhamid Han Ergenekon bu kadar çözülecektir. ticari ve bürokratik operasyonlar yapa- Hz.’nin “YILDIZ Daha ileriye derinlik olarak gidilmeye- bilecektir. Para konusunda amatör dev- TEŞKİLATI”dır. cektir. Yan yapılardan varsa tasfiye edi- let memurları ile oyalanmayacak, daha Yeni aday olarak lecek birileri oralara girilebilir. Sonrasın- hızlı hareket edebilecektir. Bu arada bü- görülen yapılar in- da yeni oluşacak yapı da bazı emareler rokrasinin durumu ortadadır, Ergene- celendiğinde ec- vermektedir ki bunlar; kon Operasyonu ile askeri bürokrasi de dadın yapılanması doğal olarak hedef alınmış ve zayıflatıl- ile ciddi çelişkileri 1. Yeni yapıda asker-istihbarat- mıştır. Bu yönü ile de bakıldığında, bir görülmektedir. güvenlik kökenlilerin ağırlığından ziya- numara, finans operasyonunu yapar- de ticari/finans/para operasyonlarını ken bürokrasiden de hizmetkârlar bula- yapacak unsurlara daha çok ağırlık ve- caktır. recektir. Türkiye’ye bu kadar sıcak para- sını sokan emperyalizm, bu varlıklarını 4. Çökertilen Ergenekon’da radikal kiminle takip ve kontrol edebilir? Kime laik uygulayıcılar vardır. Bunlar emanet edebilir ki? Daha sivil, topluma nüfuz etmekte zorlan- daha işadamı, daha siyasi mışlar, nitekim bu yaklaşımla profillerle. Dolayısı ile ye- muvaffak olamayacağını gö- ni yapıda bu unsurlar ren emperyalizm yeni yapı- ön planda olacaktır. yı; a. Dindar ya da 2. Yeni yapı daha muhafazakâr görünüm- sinsi ve acımasız ola- lü. Bu manada geçmişte, caktır. (Tüccarlar, as- ABD’nin “YEŞİL KUŞAK” kerlerden daha sert- oluşturma projesinin he- tir. Karar alırken daha definde olduğumu hisse- bencil davranırlar. Bu der, Müslümanların böyle yaptıkları işin tabiatın- bir şeye alet olamayacağına da vardır.) inanır ve çok kızardım bun- 3. Gerçek bir numara, kamuoyunda tartışıldığı Sultan II. Abdülhamid Han 32 ASDER | ocak-şubat 2008
MAKALE dan söz edenlere. Ancak gelinen süreç- unsurların oyunları ile onların oyunları- Dindar ya da te görüyoruz ki; “At izi ile it izi” birbirine nı göremeyen kendi evlatlarının maha- muhafazakâr gö- karıştı. reti ile -ki Necip Fazıl ne güzel söylüyor, rünümlü. Bu ma- “ham yobaz, kaba softa” diye. Bu taas- nada geçmişte, b. Milli hassasiyeti olmayan, küresel- sup şu anda laikçi kesimlerde mevcut- ABD’nin “YEŞİL ci, milli değerleri de kolayca kullanabile- tur.- yıkılmıştır. KUŞAK” oluştur- cek, istismar edebilecek, ma projesinin he- Düşünün 28 Şubat sürecinde insanı- definde olduğumu c. Çevredeki diğer İslam ülkelerine mız kullanılmıştır. Maalesef bu ülkenin, hisseder, Müslü- de kolayca sızabilecek unsurlardan se- mütedeyyin insanları da oynanan oyu- manların böyle bir çecektir. nu tam kavrayamamış, karşı mücade- şeye alet olama- le yöntemi belirleyememiş, sadece, bir yacağına inanır ve Bu manada değerlendirildiğinde yer- şey olmamış gibi davranmakla yetinip çok kızardım bun- yüzünde Türk Milletinin etkin olması- önüne bakmayı tercih etmiştir. Milletimi- dan söz edenle- nı isteyen, İslam coğrafyasındaki kanın zin toplumsal manadaki bu dirençsizliği re. Ancak gelinen durmasını isteyen tüm fertlerin bir ara- de sorgulanmalıdır. süreçte görüyoruz ya gelebilmesi, ortak platformlarda ko- ki; “At izi ile it izi” ordineli hareket etmesi gerekmektedir. Sözün özü, Müslüman feraseti ile birbirine karıştı. Emperyalizme hizmet edecek bu yeni cesareti ile imanı ile bilinir. Bu menfi ya- yapının olumsuzluklarını Müslüman mil- pılar ve taarruzlar sırtını Allah (C.C)’a letimiz anlayamaz. Maalesef bu durum dayanıp, imanından güç alarak hareket uzun dönemde milletimizin tasfiyesi de- eden insanımızın gözünü korkutmama- mektir ki, tedbir alınamazsa durumu- lıdır. Tarihimiz alçaklığın her türünü gör- muz çok zordur. müş şanlı dedelerimizin aziz hatıraları ile doludur. Ötesinde peygamberimizin Bu tarz yapılanmaları tek başına da (S.A.V) ve diğer peygamberlerin hayat- değerlendirmemek gerekir. Topyekûn ları birer ibret vesikasıdır. yeni düzen, algılama ve milletimizin şahs-ı manevisine yapılacak tahribat ve Ders alırsak, tarih tekerrür etmez. taarruzun sadece ilgili kısmıdır bu olu- Ders alırsak, yeniden Güçlü ve bü- şumlar. Milletimiz kendisine hasım her yük Türkiye’yi birlik beraberlik içinde ih- bir yapının karşısına ancak; ya ederiz. Ders alırsak, hepimizin üzerine farz-ı 1. O yapıyı doğru analiz edip çöze- ayn olan “İttihad-ı İslam”ı ihya ederiz. rek, Ders alırsak, insanlığa ümid olur, zul- me “dur” deriz. 2. Karşısına daha etkin yapılanmala- Özetle; “İman hem nurdur, hem kuv- rı kurup koyarak, vettir. Evet, hakikî imanı elde eden adam, kâinata meydan okuyabilir ve 3. İlave alternatif yapılar oluşturarak, imanın kuvvetine göre hâdisatın tazyi- 4. Güçlü ve hızlı malzeme toplayıp katından kurtulabilir. “Tevekkeltü alal- çözüm üretecek AR-GE’ler ve DÜŞÜN- lah” der, sefine-i hayatta kemal-i em- CE KURULUŞLARI kurarak, niyetle hâdisatın dağlarvari dalgaları 5. Konusunda uzman kadroları oluş- içinde seyran eder. Bütün ağırlıklarını turarak, Kadîr-i Mutlak’ın yed-i kudretine emanet 6. Uluslararası sermayeye alternatif eder, rahatla dünyadan geçer, berzahta sermaye ve onu yönetecek finansal bil- istirahat eder. Sonra saadet-i ebediye- gi ve siyasi güce sahip olarak başa çı- ye girmek için Cennet’e uçabilir. Yoksa kabilir. tevekkül etmezse, dünyanın ağırlıkla- 7. Mevcut yapılara ise, anlayıp nüfuz rı uçmasına değil, belki esfel-i safilîne etmeli ve o yapıları Milletimizin büyük çeker. menfaatleri lehine çatlatmalı oyunlarını Demek iman tevhidi, tevhid teslimi, bozmalıdır. Yıllardır, Milli birliğimizi bo- zup yıkmayı hedef alan unsurlar bunu yapmışlardır. Kocaman Devlet-i Aliye iç- yapısına sızan gayri milli, gayri Müslim ocak-şubat 2008 | ASDER 33
MAKALE CİHAD, Çalışmak, teslim tevekkülü, tevekkül saadet-i da- zünde zorbalar, batılın ve fitnenin deva- uğraşmak, reyni iktiza eder. Fakat yanlış anlama. mını isteyenler, şirk ve müşrikler ile küfür çabalamak, Tevekkül, esbabı bütün bütün reddetmek sistemleri var oldukça, onların yeryü- gayret değildir. Belki esbabı dest-i kudretin per- zünde yayacakları kötülüklerine karşı bir desi bilip riayet ederek; esbaba teşeb- emniyet olan cihad da devam edecek- sarfetmektir. büs ise, bir nevi dua-i fiilî telakki ederek; tir. Bu bakımdan cihadın İslâm’da önem- İslâm’ın müsebbebatı yalnız Cenab-ı Hak’tan is- li bir yeri vardır. Hz. Peygamber’e, hangi temek ve neticeleri ondan bilmek ve ona amelin daha faziletli olduğu sorulduğun- yükselmesi, minnettar olmaktan ibarettir. ” da, “İman ve Allah yolunda cihad’dır. “, korunması ve buyurarak cihadın imandan hemen son- yayılması için her Konuya, ferdi ve ictimai mes’uliyetler ra geldiğine, imanın cihadla varlığını türlü çalışmada noktasında baktığımızda ise; unutma- sürdüreceğine işaret etmişlerdir. Ayrıca yalım ki, cihad farzdır. Allah Teâlâ em- Allah yolunda savaşanları, gazilik ve şe- bulunmak, ri ilahisiyle; “Hoşunuza gitmese de düş- hitlik rütbesine erenleri öven ve onlar için uğraşmak, gayret manla savaşmak üzerinize farz kılındı. büyük nimetler ve dereceler bulunduğu- “. “Herhangi bir fitne kalmayıncaya ve nu haber veren birçok ayet ve hadis var- sarfetmek ve bu din yalnız Allah’ın oluncaya kadar onlar- dır. yolda sıcak ve la çarpışın. “ “Allah’a ve ahiret gününe soğuk savaşa inanmayan kişilerle savaşınız. “; “Sizinle Müslümanlar savaş vuku bulunca sa- toptan savaştıkları gibi siz de müşrikler- bır ve metanetle savaşırlar. Zira Hz. Pey- girmektir. Daha le savaşınız. “ emretmiş, Hz. Peygamber gamber (s.a.s.): “Düşmanla karşılaşma- açık bir ifade (s.a.s.)’de “Cihad kıyamete kadar devam yı temenni etmeyiniz. Fakat düşmanla ile Allah (c.c.) edecek bir farzdır. “ buyurmuştur. karşı karşıya gelirseniz sabrediniz, dire- tarafından niniz. “ buyurmuştur. Müslümanlar savaş CİHAD, Çalışmak, uğraşmak, çaba- anında Allah’a güvenir ve Allah’ın kendi- kullarına verilmiş lamak, gayret sarfetmektir. İslâm’ın yük- leriyle beraber olduğunu bilirler. Onun şu olan bedenî, malî selmesi, korunması ve yayılması için her buyruğunu hiç akıllarından çıkarmazlar. ve zihnî kuvvetleri türlü çalışmada bulunmak, uğraşmak, “Ey peygamber; sana da sana tâbi olan gayret sarfetmek ve bu yolda sıcak ve müminlere de Allah yeter. “ Allah yolunda soğuk savaşa girmektir. Daha açık bir kullanmak, ifade ile Allah (c.c.) tarafından kullarına Hâsılı, ey münevver, ey ferasetli, o yolda feda verilmiş olan bedenî, malî ve zihnî kuv- ey samimi, ey tarih aynasından ecda- etmektir. vetleri Allah yolunda kullanmak, o yolda dını seyredip Onlar gibi sorumluluklar feda etmektir. İnsanın maddî-manevî bü- alıp âleme nizam verme davasına, Em- İnsanın maddî- tün varlığını Allah yolunda ortaya koya- re olup, O’nun izinden gitme sevdasına manevî bütün rak Hakk’ın düşmanlarını ortadan kaldır- düşmüş, azimli, gayretli, secdede gözya- varlığını Allah mak için savaşması “cihad”dır. şı dökebilecek insan… Gayri milli, gay- yolunda ortaya ri İslami, gayri ahlaki yapılacak her yapı koyarak Hakk’ın Cihadın gayesi, yeryüzünden fitneyi senin ve evladlarının kuyusunu kazmak düşmanlarını kaldırmak ve hakkı yüceltmektir. İslâm’ın gayesi ile kurulmaktadır. Yeniler muhte- gayesi toprak ele geçirmek değildir. mel ki, camiin başta olmak üzere, kah- ortadan O yalnız bir bölge ve kıta ile yetinmez. vende, sokağında, işyerinde seninle kaldırmak için İslâm bütün dünyanın saadet ve refahı- olmaya gayret edecek ve değerlerini su- nı düşünür. Bütün insanlığa, kendisinin landırarak seni ve imanını tasfiye ede- savaşması beşeri sistemlerden ve diğer dinlerden cektir. Dolayısı ile çok dikkatli davran… “cihad”dır. daha üstün âlemşumül bir din olduğunu Bu topraklar daha çok ve yeni Ergene- göstermek ister. Bu yüce maksadı ger- konlara çeşit çeşit yapılara şahitlik ede- çekleştirmek için müslümanların bütün cektir. Dolayısı ile gerçek oyun kurucu güçlerini seferber eder. İşte bu bitme- da bozucu da sen ol. yen cehd ve uğraşmaya, büyük bir enerji ile çalışma işine ve meşru bütün yollara başvurma gayretine cihad denir. Yeryü- 34 ASDER | ocak-şubat 2008
MAKALE MİLLİ İRADEYİ KISITLAYAN ANAYASAL KURUMLAR Vehbi HORASANLI 13 Ocak 2009 Tarihinde ASDER (Adaleti anda kurtulmuştur. Elbette bu durum Anayasa CİHAD, Çalışmak, Savunanlar Derneğinin) düzenlediği ve Doç. Mahkemesinin ve onun babası olan Anayasa- uğraşmak, Dr. Mustafa Şentop’un sunduğu “Milli İrade- ların tartışılmasını da beraberinde getirmiştir. çabalamak, yi Kısıtlayan Anayasa Kurumlar ve Çıkış Yol- Türklerin ilk Anayasası 1876 yılında kabul edi- gayret ları” başlıklı semineri izleme fırsatım oldu. len “Kanuni Esasi”dir. 1924 yılındaki Türkiye sarfetmektir. Türkiye’nin çok büyük bir yarasına merhem Cumhuriyetinin ilk Anayasası da büyük ölçüde İslâm’ın olabilecek önerileri sunan Sayın Şentop’un bu Kanuni Esasi’den alınmaydı. Fakat çeşitli ta- yükselmesi, güzel seminerinden tutabildiğim notları okuyu- rihlerde yapılan değişiklikler ve özellikle 1937 korunması ve cularımla paylaşmak istiyorum. yılında İsmet İnönü’nün teklifi ile Halk Fırkası- yayılması için her nın umdeleri olan “6 ok” TC Anayasasına gir- türlü çalışmada Türkiye’nin 27 Mayıs 1960 tarihinde bir ne- mişti. 1924 Yılında “TC’nin dini İslam’dır” ifa- bulunmak, vi işgal harekâtı yaşadığını iade eden Şentop, desi sonradan kaldırılmış ve uzun yıllar sonra uğraşmak, gayret halka dayanmadan yapılan her türlü darbe- laik devlet anlayışı anayasaya dâhil edilmişti. sarfetmek ve bu nin muhakkak suretle yabancı bir devlet ile iş- yolda sıcak ve birliği ile mümkün olabileceğini söyledi. Nite- İlk haliyle oldukça demokratik ve özgür- soğuk savaşa kim 1960, 1971 ve 1980 darbelerinin ABD’nin lükçü olan anayasamız 1930’lu yıllardaki fa- girmektir. Daha bilgisi ve iradesi dâhilinde gerçekleştiği ifade şist Alman ve İtalyan modası ile birlikte öz- açık bir ifade edildi. Hatta 1960 darbesi esnasında darbeci- gürlüklerden uzaklaşmış 1961 ve 1980’den ile Allah (c.c.) ler çok acemice davranmış Maliye Bakanı ve sonra darbecilerin girişimi ile iyice baskıcı ve tarafından bazı üst düzey bürokratları hapse attıkları için antidemokratik bir şekil almıştı. İşte Anaya- kullarına verilmiş 1 Haziran günü memurlar maaşlarını alama- sa Mahkemesinin almış olduğu kararların de- olan bedenî, malî mışlardı. Fakat 1980 yılında Hava Kuvvetleri mokrasiden uzak olmasının en önemli sebe- ve zihnî kuvvetleri Komutanı Şahinkaya ABD’ye gitmiş meydana bi Anayasamızın başından geçen bu olumsuz Allah yolunda çıkabilecek böyle sorunları önleyebilmek için tarihi süreçtir. kullanmak, gerekli girişimlerde bulunmuştu. Sonunda dar- o yolda feda be, Başkan Carter’in bizim çocuklar dediği he- Tarihi gelişmeleri çok daha detaylı bir şekil- etmektir. yet tarafından gerçekleştirilmiş ve bu ülkenin de izah eden Sayın Şentop, çözüm önerilerini İnsanın maddî- desteği sayesinde maaş skandalına yol açıl- de ortaya koymuş özellikle yeni bir anayasaya manevî bütün madan tereyağından kıl çeker gibi başarılı bir ülkemizin duyduğu ihtiyacı güncel olaylardan varlığını Allah şekilde gerçekleştirilmişti. yola çıkarak ifade etmeye çalışmıştır. yolunda ortaya koyarak Hakk’ın Fakat ne acıdır ki darbeden sonra 1961 Oldukça doyurucu bir seminerden sonra düşmanlarını Anayasası kaldırıldığı halde Anayasa Mahke- sorulara cevap veren Şentop, akademisyen- ortadan mesi üyeleri görevlerine devam etmiş, utanıp lerden beklenmeyecek derecede cesur ve an- kaldırmak için sıkılmadan maaşlarını almışlardı. Mahkeme lamlı cevaplar vermiştir. savaşması üyelerinin bu derece pervasız olması bu kuru- “cihad”dır. mun tartışılmasına yol açmıştır. Nitekim Ana- Bu vesile ile Türkiye Cumhuriyeti tarihini yasa Mahkemesinin verdiği kararlar gözden daha gerçekçi bir şekilde anlamamıza vesile geçirildiğinde daima özgürlüklerin kısıtlanma- olan Sayın Şentop ve Dernek yöneticilerine sı yönünde karar verdiği görülmüştür. AKP’nin teşekkürü bir borç biliyor, çağdaş dünyadan kapatılması sürecinde de çok kötü bir sınav çok geride kalan Anayasamızın değiştirilme- veren bu mahkeme, bir üyenin saf değiştir- si için milletvekilleri ve Hükümetimize gayret mesi sayesinde çok büyük bir vartadan sıy- ve izan vermesini Cenabı Allah’tan niyaz edi- rılmış vatandaşlarımız da böyle bir anayasal yorum. kuruluş nedeniyle dünyaya rezil olmaktan son ocak-şubat 2008 | ASDER 35
MAKALE İSTİKLAL SAVAŞI TARİHİ YENİDEN YAZILMALIDIR Barbaros KARA Aradan 90 yıl geçmesine rağmen ya- neferden mareşale kadar herkesin takdir kın tarihimiz hala açıklanması gereken edilmesi gerekir. Zaten galibiyet ve ba- sorularla doludur. Bunlardan sadece bir şarılar bir kişinin değil bütün bir milletin kısmına değinecek olursam konunun malıdır. Şeref ve zaferi ne kadar çok ki- önemi hemen ortaya çıkacaktır. şiye dağıtırsanız o kadar büyük olur. Ne kadar dar bir zümreye veya kişiye mal Şüphesiz İstiklal Savaşının birçok ederseniz o derece küçültmüş olursu- kahramanı vardır. Fakat ne yazık ki bun- nuz. Bu usul gelişmiş batı ülkelerinde lardan sadece belirli bir kısmını biliyoruz. yaygın olup baskı ve diktatörlüğün güçlü Örneğin Bediüzzaman, Çerkez Ethem olduğu ülkelerde ise neredeyse yok gi- gibi nice meşhur zatlar yapmış oldukları bidir. hizmetlerinden dolayı ödüllendirilmedik- leri gibi aksine iddialar sunularak gözden Tarih genellikle galip gelenlerin ve düşürülmeye çalışılmaktadır. yönetime oturanların görüşleri doğrul- tusunda yazılmaya çalışılır. Bugüne ka- Bir savaşta emeği geçen en küçük 36 ASDER | ocak-şubat 2008
MAKALE dar hep böyle oldu. Fakat artık neredey- kendi ülkemizdeki insanları kandırmak se hiçbir şeyin gizli kalmadığı bir çağda için hala geçerli olsa da globalleşen dün- yaşıyoruz. Günümüz insanı, DNA’ları in- ya da etkisini yitirmiş durumda. Çocukla- celeyerek yıllarca önce ölmüş insanla- rımız daha özgür ve bilimsel olarak olay- rın gerçek kimliklerini ortaya çıkarabili- lara yaklaşıyor. İdeolojik ve tarafgir bakış yorlar. Bu sayede “öldürdük ve yok ettik” açısı ile geçmişteki olayları gençlerimi- düşüncesiyle kendilerine göre tarih ya- ze anlatmak ve ikna etmek neredeyse zanların yalanlarını bir bir ortaya döke- imkânsız gibi. biliyorlar. O halde biz de oyunu kitabına göre Artık bizde çağa ayak uydurmak zo- oynamalıyız. Yani tarihimizi hiçbir kişi ve rundayız. “Türk’ün Türk’e olan propa- zümrenin etkisi altında kalmadan bilim- gandası” oyununa bir son verme zama- sel verilere dayalı olarak yeniden yazma- nı geldi. Unutmamak gerekir ki bu oyun, mız gerekiyor. Aksi halde çağdaş dünya- ocak-şubat 2008 | ASDER 37
MAKALE İstiklal Savaşı bir nın aşağılamalarına maruz kalacağız. zi kazandığımız bir dönemi atlamış oldu- hafta veya birkaç ğumuz ortaya çıkıyor. ay sürmüş değil- Bu önemli gerçekleri bir daha takdir- dir. Eğer başlan- lerinize sunduktan sonra konuyu tek- Çerkez Ethem İstiklal Savaşının en rar İstiklal Savaşına getirmek istiyorum. önemli Kahramanlarından biridir. Yunan- gıç tarihi olarak Evet, Osmanlı Devletinin yıkılıp yeni bir lılara karşı kazanılan birçok zaferde ve İzmir’in işgalini Cumhuriyetin doğmasına sahne olan bu Kuvayı Milliyenin çok zor durumda kal- ele alırsak 3 yıl, savaşı yeterince tartışamamış bulunu- dığı iç isyanlarda çok büyük yararlılıklar yok eğer Musul ve yoruz. Şu ana kadar yapılan çalışma- göstermiştir. Fakat kendi eserinde be- Kerkük’ün işga- lar “nutuk” ve tek parti iktidarı süresince lirttiği gibi iktidar mücadelesinde mağ- linden başlarsak yönetimde bulunanların hatıralarına da- lup olmuş yerine geçen kişiler tarafın- 4 yıl sürmüştür. yanmaktadır. Elbette bu eserler, tarihin dan “hain” olarak damgalanmıştır. İster Bu süre zarfın- gerçek bilgiler üzerine dayandırılması hain denilsin ister kahraman olsun şu bir da yüzlerce irili açısından büyük öneme sahiptirler. Bun- gerçektir ki İstiklal Savaşının en önem- ufaklı savaş ol- ların yok sayılması değil ama diğer kay- li kişilerinden bir tanesidir. Bunu ne ka- muş bunlardan bir naklara da müracaat edilmesi bir zorun- dar inkâr edersek edelim gerçekleri giz- kısmından galip luluktur. Yok, eğer “ben sadece tek bir leyemeyiz bir kısmından ise kaynağı esas alırım” diyerek tarih yazıl- masına kalkışılırsa aşağıda sadece bir Bediüzzaman Said Nursi’de bir İstik- mağlup kısmına değineceğim sorular karşısında lal Savaşı kahramanıdır. Savaş süresin- çıkmışızdır. acze düşüleceği açıktır. ce İstanbul’da büyük hizmetlerde bulun- muştur. Kuvayı Milliyenin başarısında en İstiklal Savaşı bir hafta veya birkaç önemli imza sahiplerinden birisidir. İn- ay sürmüş değildir. Eğer başlangıç ta- gilizler hakkında “vur emri” çıkarmışlar- rihi olarak İzmir’in işgalini ele alırsak 3 dır. Hatta onun bu kahramanca direnişi yıl, yok eğer Musul ve Kerkük’ün işga- sonucunda halkın Milli Kuvvetleri des- linden başlarsak 4 yıl sürmüştür. Bu sü- teklenmesi sağlanmıştır. Daha sonra re zarfında yüzlerce irili ufaklı savaş ol- Ankara’ya davet edilerek törenle karşıla- muş bunlardan bir kısmından galip bir nan büyük Gazi, savaş ganimetlerinden kısmından ise mağlup çıkmışızdır. Eğer yararlanmak yoluna gitmemiş milletine sadece galip geldiğimiz savaşları ele alır karşı en büyük hizmetin imanı güçlen- ve buna uygun tarih yazmaya kalkışır- dirmek olduğunu düşünerek eserler yaz- sak hata etmiş oluruz. Gerçekler ortaya mak yoluna gitmiştir. çıkmaz hayali kahramanlar üretmiş olu- ruz. Ayrıca mağlup olduğumuz savaşları İşte bu nedenlerle İstiklal Savaşımızı araştırarak elde edilen zaferi küçültme- yeniden yazmak zorundayız. Akla gelen yiz. Bilakis sonuçta elde edilen başarı- sorulara makul cevap verebilmek için her nın büyüklüğünü daha belirgin bir şekil- türlü kaynağa müracaat etmeli ve ideolo- de ortaya çıkarmış oluruz. jilerden arındırılmış olarak tarihimizi ye- niden yazmalıyız, vesselam… Şimdi akla gelen en basit soruları sormak istiyorum. İsmet İnönü ki 1. ve 2. İnönü Savaşlarında cephe komutanıy- dı niçin mareşal olmamıştı. Zaferle so- nuçlandığı ileri sürülen bu savaşlardan sonra neden Yunan Ordusu geriye doğ- ru atılmadı da tam tersi Ankara önlerine kadar geldi. Yoksa bu arada bazı savaş- ları kaybetmiş miydik? Değerli yazar İsmet Bozdağ, bir ki- tabında Altıntaş Muharebesinden bah- sediyor. Bu savaş sonucunda Batı Cep- hesi Komutanının hataları olduğu ifade ediliyor. Fakat bu savaşı ve daha nicele- rini tarihe meraklı olan ben bile daha ilk defa duyuyorum. Demek ki neredeyse 4 yılı bulan ve milyonlarca şehit ve ga- 38 ASDER | ocak-şubat 2008
MAKALE İbrahim TÖRE GAYE-İ HAYAL Kendime soruyorum; - Sahi benim davam ne? Gaye-i hayalim ne? Ne için, kim için yaşıyorum? Cevabım sade ve öz: - Hem kendimin, hem milletimin, hem insanlığın, hem Ümmet-i Muhammed’in s.a.s.; dünyasını da, ahiretini de cennet edecek, hakiki saadeti yani Allah’ın rızasını kazanacak, kazan- dıracak şekilde yaşamak ve yaşatmaktır. Her türlü kötülükten; kötü ahlâktan uzak olup, her türlü güzellikle bezenip, bezen- dirmektir. Yani; vahiyle peygamberlere bildirilen hakiki saadet yolunda insanlıkla beraber yürümektir. İnsanın yapısındaki maddilikten, şeytanilikten sıyrılıp; melekleşmektir. Hakiki insan olmaktır. - Peki bu ulvi dava; hayata nasıl geçirilecek? Nasıl yaşa- nacak? Pilotluğu, şoförlüğü, doktorluğu kitaplardan öğrenmek kolay. Nazariyatçılık pek de büyük bir hüner sayılmaz. Hatta sorumluluğunu hissedenlere mesuliyeti daha ağırlaştırıyor. Öyleyse iş burada düğümleniyor. Yollar çatallaşıyor. İhlaslı tatbikatçı olmak esas. Dille değil; yapılan işle konuşmak gerçek yiğitlik. “ Bildiği ile amel etmeyenin bilgisi kendisi aleyhine en büyük delildir.” Hadis-i Şerif GENİŞ DÜNYA İhtiyar adam yüz yaşını çoktan geçmişti. Kırk yaşlarındaki torunu laf olsun diye dedesine yaşını sordu. İhtiyar adam alın- mıştı. Hem kızarak, hem de sitem ederek torununa çıkıştı: “A be yavrum! Şu geniş dünyaya bir dedeni sığdıramadın mı?” ocak-şubat 2008 | ASDER 39
MAKALE ÇETELERİ DEVLETTE HANGİ KURUMLAR KORUR Adnan TANRIVERDİ - Emekli Tuğgeneral / ASDER Genel Başkanı 40 ASDER | ocak-şubat 2008
MAKALE Ülkemizde güvenlik denilince aklımı- Bazı dönemlerde, ülkeye yönelik İstisnai durumlar za ilk ağızda beş kurum gelir. Bunlar: tehditler, bir kurumu öne çıkarabilir. O için verilen zaman, tehditle mücadele bu kurumun yetki, hukuk l Milli Güvenlik Kurulu (MGK) öncülüğünde yapılandırılmaktadır. Esas nosyonundan görev ondan beklenmektedir. yoksun darbeci l Türk Silahlı Kuvvetleri (TSK) zihniyet Bir dönem, Ermeni terörü, dış tem- tarafından, hınç l Jandarma Genel Komutanlığı silciliklerimiz için öncelikli tehdit haline alırcasına, bir (JGK)’dır. gelmişti. Suikastlar ve hain saldırılar sı- inanç grubunu nırlarımızın dışında yapılıyordu. İstihba- tasfiye ve bir l Milli İstihbarat Teşkilet (MİT) rat elde etmek ve tedbir geliştirmek, dı- ideolojinin şişlerinin dış temsilcilikleri bünyesindeki kadrolaşma aracı l Emniyet Genel Müdürlüğü (EGM) MİT’nın görev alanına giriyordu. Meşru olarak kullanıldı. imkânlarla sorun ortadan kaldırılama- Bu kurumlar arasında, etkili bir koor- yınca, özellikle bünyedeki terörle müca- dinasyon ve gayretlerin birleştirilmesi- dele kökenli, şahin elemanlar vasıtası ni sağlayacak tek elden yönetim yeterli ile, bu işi becerebilecek bünye dışı gay- değildir. ri meşru teşkilatlanmaya yönelinmiştir. Abdullah Çatlı ve Alaaddin Çakıcı gibi Kurumlar, müşterek olan faaliyet isimler ortaya çıkmıştır. Görev bitince, alanlarında zaman zaman, rekabet de- bu isimler bir köşeye çekilemediklerin- recesine varan kıskançlık nedeniyle, den, kendileri ile birlikte irtibatlı bulun- bilgi ve faaliyetlerini birbirlerinden gizle- dukları devlet görevlileri de tasfiye edil- mektedirler. mişlerdir. Milli Güvenlik Kurulu kararlarını, Sonra PKK terörü öncelikli tehdit ha- MGK Genel Sekreterliği vasıtasıyla yü- line gelmiştir. Güneydoğu Anadolu’da rütür. MGK Genel Sekreterliği; genel 12 ili kapsayan alanda olağanüstü hal anlamda iç ve dış tehditleri ve bunlara uygulaması yapılmıştır. Olağanüstü Hal karşı tedbirleri içeren planlama faaliyet- Valiliği ve Jandarma Asayiş Kolordu Ko- leri ile güvenlikte görev alan kurumların mutanlığı, terörle mücadele politikala- faaliyetlerini koordine ve MGK adına ta- kip etmekle görevlidir. Milli Güvenlik Kurulu Genel Sekreter- liği, devletin bütün birimleri ile beraber, güvenlikle ilgili diğer dört kurum arasın- da da koordinasyon makamı olması ge- rekir. Bağlı bulunduğu Başbakanlığın, otoritesini tesis edemediği dönemlerde, Genel Sekreterlik etkili olamamakta ve güvenlikle ilgili kurumlarda başına buy- rukluk hali daha çok öne çıkmaktadır. Her hangi bir zamanda, Devlet adı- na iş gören, devlete dayanan, devletin kontrol ettiği ama devletin yasal unsur- larının dışında bir güç ve organizasyon oluşmuşsa, bu oluşumdan yukarıda- ki kurumların habersiz olması mümkün değildir. Güvenlik güçleri, farklı sorumluluk- lara sahiptirler. Emniyetin, jandarmanın ve Silahlı Kuvvetlerin sorumluluk alan- ları farklıdır. Bu alanlar özel kanunları ile belirlenmiştir. ocak-şubat 2008 | ASDER 41
MAKALE Milli Güvenlik Si- rının tespitinde aktif hale gelmişlerdir. sahiptir. Bu tehdide karşı gayri nizami yaset Belgesin- Meşru güçlerle yeterli sonuç alınama- olarak ve devletin resmi görevlileri dı- de, irtica birinci yınca; jandarmanın ve emrine verilen şında yapacağı örgütlenmeler de dev- TSK unsurlarının etkili olduğu OHAL letler hukukuna göre meşrudur. Burada tehdit olarak be- bölgesinde Hizbullah, Yüksekova Çe- önemli olan kendisine görev verilenler, lirlendi. Devletin tesi vb.; OHAL dışından PKK’ya mali görevleri bittikten sonra, bu ilişkiyi ken- kaynak desteği verdiği tespit edilenlere dilerine menfaat sağlamak üzere kul- meşru güçleri, karşı da Emniyet Genel Müdürlüğü böl- lanmamalıdırlar. Asimetrik oluşumlarda milletin büyük gelerinde, Susurluk Çetesi vb. oluşum- kural, görev sona erince, kullanılan ki- bölümü ile başa ların devreye sokulduğu iddia edilmiştir. şinin bir kenara çekilmeyi kabullenme- çıkamayacağını Eylemler ortaya çıkınca, hem devletin sidir. Aksi halde, devletin ajanları kişi anlayınca, yine dışındaki oluşumlar hem de bunlarla ir- üzerindeki korumasını çeker ve yalnız bildik gayri meş- tibatlı olan devletin elemanları tasfiye bırakılır. ru ilişkilere girdi. edilmiştir. Ama, resmi ide- Ancak, sınırlarımız içinde, kendi hal- oloji bu tehdidin Özellikle PKK terörü ile mücadelede, kımıza karşı, devletin resmi güçleri, öyle küçük çe- OHAL Bölgesinde jandarmanın etkinli- gayri meşru çeteleşmelere müsaade et- telerle altından ği, polisle arasındaki rekabeti arttırmış- memeli, her türlü münferit ve organize kalkılabilecek bir tır. Susurluk olayına karışanların tas- suçlara karşı hukuk içinde kalarak mü- tehdit olmadığı- fiyesinde jandarmanın, Ergenekon’un cadele vermelidirler. nın şuurunda ola- deşifre edilmesinde de emniyetin tavrı rak, örgütlenmeyi bundandır. Geçmişte, iç güvenliğin temini ama- geniş tuttu. Karşı- cıyla gayri meşru güç kullanarak kısa mızdaki Ergene- Sonra, Milli Güvenlik Siyaset Belge- yoldan ve hukuk dışı uygulamalarla so- sinde, irtica birinci tehdit olarak belirlen- nuca ulaşmak isteyen devlet görevlileri- kon budur. di. Devletin meşru güçleri, milletin bü- nin, gelecekte olmayacağını düşünmek yük bölümü ile başa çıkamayacağını tedbirsizlik olur. Ergenekon soruştur- anlayınca, yine bildik gayri meşru ilişki- ması ve yargılaması böyle bir oluşumu lere girdi. Ama, resmi ideoloji bu tehdi- caydırıcı bir etki yaparsa da, Cumhuri- din öyle küçük çetelerle altından kalkıla- yeti koruma kollama adına fiili darbele- bilecek bir tehdit olmadığının şuurunda re teşebbüs edebilecek anlayışta olan- olarak, örgütlenmeyi geniş tuttu. Karşı- ların, yasalarla korunmuş olarak, yeni mızdaki Ergenekon budur. oluşumların peşinde olabileceğini kabul edip, tedbirli ve uyanık bulunulması da Ergenekon’u İttihat Terakkiye kadar bir zarurettir. götürerek, kökü derinlerde olan ve dev- leti yöneten bir beyinmiş gibi göstermek Zira, bu yıl haziran ayı içinde basın- gerçekçi değildir. da, TSK’ne atfen, “GNH Konseptinin ta- nım ve uygulama alanındaki değişik- Her devirde, Devletin meşru güvenlik likler” ve “Bilgi Destek Faaliyeti Eylem güçleri ile baş edemediği tehditleri ber- Planı” ile ilgili ayrıntılı bilgi içeren, iki taraf etmek üzere, tehdidin çapına gö- haber yer aldı. re kullandığı gayri meşru organizasyon- lardan biridir diyebiliriz. Tabii ki organize Ayrıntıları yeteri kadar tartışılmayan edildiği zaman, devletin yukarıda say- bu iki faaliyet ile ilgili basına yansıyan dığımız güvenlik kurumlarında aktif gö- bilgiler, yargıya intikal eden ve tasfiye revde olan yöneticilerin bilgisi dışında sürecine giren “Egenekon Terör Örgü- organize olduklarını düşünmek de saf- tünün” yerini alacak ve “Postmodern lık olur. Bu bağlantılar yargılama sonu- Ergenekon” denilebilecek bir oluşumun cunda ortaya çıkacaktır. habercisi olduğu konusunda kuşkulara sebep olmuştur. Devlet sınır ötesinden gelen tehdide karşı, misli ile mukabele etme hakkına 15 Aralık 2008 42 ASDER | ocak-şubat 2008
MAKALE TÜRKİYE’NİN UNUTULAN BİR ZENGİNLİĞİ Vehbi HORASANLI Türkiye’nin sahip olduğu insan kay- özellikle de gemilerde birtakım değişik- Denizcilik nakları sadece denizcilikte değil hemen likler, gelişmeler olmuştur. Bunlar, taşı- dünyanın en ağır hemen bütün iş kollarında ülkemize bü- mada verimliliği artırmış fakat denizci- mesleklerinden yük bir avantaj sağlamaktadır. Ben sa- liğin özünü tamamen değiştirmemekle biridir. Bir dece kendi sektörüm ile ilgili olarak ya- birlikte işletmeler ve ekonomilerin pazar araştırma ni denizcilik ile ilgili bazı fırsatlardan ve kavgasındaki en önemli aracı olmuştur. kuruluşu problemlerden bahsetmek istiyorum. madencilik Öncelikle denizcilik sektörünün son yıl- Bu anlayış gemilerde hemen hemen sektöründen lardaki durumuna bakarak bir değerlen- her şeyi değiştirmiştir. Taşıma kapasite- sonra en ağır iş dirme yapalım. si büyümüş; gemilerde ve limanlarda in- kolunun denizcilik san gücü tasarrufu öncelik kazanmıştır. olduğunu öne Denizcilik dünyanın en ağır meslek- Bu arada “çok amaçlı” insan arayışları sürmüştür. lerinden biridir. Bir araştırma kuruluşu hızlanmış; diline, dinine ve uyruğuna ve madencilik sektöründen sonra en ağır hatta çalıştığı gemiye bakılmaksızın de- iş kolunun denizcilik olduğunu öne sür- nizciler “standart” olmaya itilmiştir. müştür. Rasyonel gemi çalıştırma “rasyonel Gerçektende karşı karşıya kalmış ol- insangücü” düşüncesini ortaya çıkar- dukları tehlikeler ve ölümcül yaralanma- mıştır. Gemiler rasyonel taşıma uğruna lar bakımından en zor mesleklerin ba- daha az sayıda ama çok amaçlı gemia- şında denizcilik gelmektedir. damıyla donatılır olmuşlardır. Geçmişin 40–50 kişiyle donatılan ticari gemileri Denizciliği ata mesleği olarak ka- günümüzde bu sayının yarısından da- bul eden ülkeler başta Avrupalılar insan ha az sayıda denizciyle seferlerini çe- kaynaklarının yani nüfus yoğunluğunun virmektedir. azalması nedeniyle denizcilik yerine da- ha kolay mesleklere ve belirli standart- Gemi çalıştırmada verimlilik arayı- lara yönelmişlerdir. şı gemiyi limanda az, denizde (seyirde) çok tutma yönünde olmuştur. Bu durum Bunun yanı sıra taşımacılıkta ve ise gemiadamlarının “meslek ömrü”nü ocak-şubat 2008 | ASDER 43
MAKALE kısaltmıştır. Bir araştırma kuruluşuna Verimli taşıma anlayışı rasyonel ge- göre 50’li yılların “sefer içinde limanda miyi, rasyonel gemi de “rasyonel” de- kalmaya ağırlık veren” anlayışında ge- nizciyi meydana getirmektedir. Özellikle miadamının meslek ömrü 20 yılın üze- “rasyonel gemiadamı” talebi çoğalmış- rindeyken, günümüzde bu süre 10 yılın tır. Arayışlar, uyruğu, dili, dini, gemisinin altına inmiştir. Bir anlamda bu, geminin bayrağı ne olursa olsun, gemiadamını teknik ömrü içinde (genelde 20 yıl) 2–3 globalleştirmiştir. Batılı denizci ekono- kat fazla insangücü ihtiyacı demektir. miler, eriyen ama ithal yoluyla dengelen- meye çalışılan gemiadamı potansiyelini Günümüzün “teknolojik” denizcisi “global gemiadamı” modeli oluşturarak “denize dayanıklı” kişi olmaktan artık koruma azmindedir. Bunun için de bir çıkmıştır. Ticaret denizciliğinin büyük- uluslararası konvansiyon oluşturulmuş leri, kendi insanlarının ortaya çıkardığı ve STCW 78/95 kısa adıyla bilinen bu boşluğu kısmen “gemiadamı ithalatıyla” Konvansiyon dünya denizlerinde uygu- gidermeye çalışmış; kimi zaman da in- lama alanı bulmuştur. sangücü sayısına ve kalitesine bir za- manlar önem vermeyen serbest bayrak Amaç denizlerden çekilen Batılı ge- konseptini yeşertme uğraşı vermiştir. miadamlarının yerine Batının aradığı standartta (yahut o standarda yakın) Dünya genelinde 52.000 eğitimli ge- gemiadamı yetiştirilmesini hedeflemek- miadamı (kaptan, başmühendis/ maki- tedir. Sözleşmenin “perde arkası” yani nist, güverte zabiti, vardiya mühendisi/ amacı budur. makinisti) açığı vardır. Dünya deniz ti- caret filosunun 90.000 dolayında ge- Dünyada eğitimli gemiadamı açı- miden oluştuğu düşünülürse neredey- ğı vardır. Batılı ekonomilerde gemia- se filonun %80’inde eğitimli gemiadamı damı potansiyeli erimektedir. Deniz- eksiği bulunduğu anlaşılacaktır. cinin “mesleğe hizmet” ömrü normal Milli Güvenlik Si- yaset Belgesin- de, irtica birinci tehdit olarak be- lirlendi. Devletin meşru güçleri, milletin büyük bölümü ile başa çıkamayacağını anlayınca, yine bildik gayri meş- ru ilişkilere girdi. Ama, resmi ide- oloji bu tehdidin öyle küçük çe- telerle altından kalkılabilecek bir tehdit olmadığı- nın şuurunda ola- rak, örgütlenmeyi geniş tuttu. Karşı- mızdaki Ergene- kon budur. 44 ASDER | ocak-şubat 2008
MAKALE hizmet ömrünün neredeyse üçte birine mamıştır. Kısaca gemiadamına devlet- İstisnai durumlar düşmüştür. Karaya kaçışın hızlanma- çe gereken önem verilmemiştir. için verilen sı anlamına gelen bu durum; denizde yetki, hukuk çalışmayla karada çalışma arasında ki- Denizcilik sektörünün önemli bir gü- nosyonundan şisel gelir yönünden pek fark kalmayı- cü olan gemiadamlarının Denizcilik yoksun darbeci şı, dolayısı ile de denizin cazip olmak- Müsteşarlığı bünyesinde özgün bir Ge- zihniyet tan çıkması, verimli taşıma anlayışının nel Müdürlüğü dahi yoktur. tarafından, hınç gemileri “limancı” olmaktan çok “perva- alırcasına, bir ne döndürmeye” itmesi gibi nedenlere Türkiye, Batılı ekonomilerin eriyen inanç grubunu açıklanabilir. gemiadamı portföyüne yönelerek işsiz- tasfiye ve bir lik problemine kısmi bir çözüm bulabi- ideolojinin Bazı ekonomiler gemiadamı ihtiya- lecektir. Büroların ve yaygın öğretim kadrolaşma aracı cını ithal yoluyla sağlamaktadır. Zaten kurumlarının /(kurslar, gemiadamı eğiti- olarak kullanıldı. gemiadamı standartlarının yüksek tutul- mine yönelmiş dershaneler gibi) STCW masında da bu sebep ön sırayı almak- Sözleşmesinin aradığı eğitim-öğretimi tadır. Batılı ekonomilere gemiadamı yerine getirmek ve bu konuda sorumlu- sağlayan ekonomiler vardır. Bu ekono- luk üstlenmek şartıyla yabancı gemile- miler bu amaca uygun düzeni de oluş- re gemiadamı gönderebilmeleri için ilgili turmuşlardır. Filipinler, Malezya, Çin, mevzuata değişiklikler, esneklikler geti- Hindistan, eskinin Yugoslavya’sı, bugü- rilmelidir. nün Ukrayna’sı gibi. Devlet, ikili anlaşmalar yoluyla ya- Bu ekonomilerden özellikle Filipin- bancı gemilerde çalışacak gemiadam- ler ve şimdilerde Çin bu boşluğu iyi sap- larının sosyal, kültürel ve ekonomik tayarak insangücü ihraç eden ülkelerin haklarını güvence altına almalıdır. Bu başını çekmektedirler. Önemli döviz ge- bağlamda dünya denizcilik örgütleri ile liri de sağlamaktadırlar. Hatta bunlar- ilişkiler geliştirilmeli, Türk gemiadamla- dan Filipinler dünya deniz ticaret filosu- rının da yabancı gemilerde dünya stan- nun her beş gemisinden birini donatır dartları ile çalışmaları için girişimler baş- duruma gelmiştir. latılmalıdır. Türkiye’de ise insangücü fazlalığı Ayrıca Türk gemiadamlarının yaban- vardır. Bu potansiyelin değerlendirilme- cı gemilerde çalışmaları ve böylesi ça- si ve yönlendirilmesi konusunda kurum- lışma ortamına uyumunu sağlayacak larımız yeterince organize olamamak- dil, yabancı gemide yaşam, işbaşı eğiti- tadır. Ancak, bu organizasyonun devlet mi, mesleki eğitim ve benzeri konularda müdahalesiyle değil, yönlendirmesiyle görsel ve yazılı eğitim programları ge- ve bilinçli olarak yapılması gereklidir. liştirilmelidir. Türkiye, dünya denizcilik piyasasın- Bu konuda armatörlerin bencil yak- da yaşanan bu gelişme ve değişme- laşımından özellikle uzak durulmalıdır. leri sadece izlemiş ama değerlendire- Armatörler öncelikle kendi ihtiyaçlarının memiştir. Denize insangücü ihraç eden karşılanması ve yüksek ücret ödeme- ülkeler kendilerine ticari, ticari oldu- mek için devletin bu ve benzer çalışma- ğu kadar da diplomatik katkı sağlarken lar içine girmesine engel olmaktadır- Türkiye nedense bunu yeteri kadar ba- lar. Bu maksatla kendi örgütleri vasıtası şaramamıştır. ile devlete akıl vererek denizcilerin bü- tün dünyada sahip olduğu hakları kısıt- Kişisel çabalarla yabancı gemilerde lamaya çalışan bu anlayış derhal terk iş bulabilmiş denizcilerimize devletimi- edilmelidir. Zira kaliteli denizcilere sahip zin neredeyse hiçbir katkısı olmamıştır. olunduğu takdirde bundan en fazla is- Ayrıca Türk gemiadamlarının diğer uy- tifade edecek olan yine armatörlerimiz ruklardaki gemiadamlarına denkliği ile olacaktır. ilgili olarak yeterince çalışmalar yapıl- ocak-şubat 2008 | ASDER 45
MAKALE CHP-İSLAM DAYANIŞMA Ersan ERGUR Hem büyük küçük Evet, CHP-İSLAM dayanışması baş- korkan iman dolu göğüslerde gitmişti bu günah işleyen her lığı ve imaları ile kamuoyunu günlerce olayın üzerine… insana kim olursa işgal eden esef verici bir olay bu Üzmez olsun, suçu sabit olayı... O yüzden bir hatta birkaç medya he- görüldükten sonra men yakalamıştı fırsatı ve atmıştı man- Sayın Hüseyin Üzmez benim ilk ola- şeti canlı haberlerde CHP-İSLAM daya- cezası verilmiş rak 10 Kasım 1989 yılında Ankara Ko- nışması… ve İslam toplumu catepe Camii konferans salonunda Rahmetli Osman Yüksel Serdengeçti’ yi Birçok iman ehli sahiplenmek ve fikir içerisinde hayat anma törenlerinde tanıdığım ve bende yürütmek istemedi biz taraf değiliz de- hakkı tanınmıştır. gerçekten iz bırakmış ender simalardan di… Pişkin pişkin hem de… birisidir. İşlediği suçtan Nasıl taraf değilsin kardeşim. Nasıl sonra asla İslam İlk defa o zaman duymuştum Osman tarafsız olabilirsin. Tarafsız olmak taraf-ı toprakları dışına Yüksel Serdengeçti’ yi daha doğrusu ilk muhalifi iltizamdır. Bitaraflık değildir. Ta- defa o gün anlamıştım… rafsız olduğunu iddia eden solda sıfır ol- itilmemiş ve duğunu kabul etmelidir. onun toplum Serdengeçti gerçekten serden geç- içerisine çıkışını mişti ülkemde… Neyse onu bir başka Hele hele bu olayda tarafsız olmak engelleyecek yazımızda tanımaya çalışırız, gelelim adalet anlayışına ters ve zulüm kar bir asıl meselemize… davranıştır. Zira yapılması gereken kö- derecede tüye karşı iyinin, çirkine karşı güzelin, linçe maruz Türkiye gerçekten Üzmez olayı ile batıla karşı hakkın, zulme karşı adaletin bırakılmamıştır. bir şok yaşamıştı. tarafını tutmaktır. Peki, biz ne yaptık; yanlış Çünkü pervasızca “şeriat benim ana Kaldı ki insan doğası gereği bir ta- yaptı biz onu düsturum” diyen ve cesur konuşmaları rafta dır. Nasıl mı? Hiç tanımadığımız ile hasta değil, babayiğit diye adlandırı- iki boksörü dahi ekranda izlerken ben terk ettik. lan bir simaydı Üzmez, kırmızı şortluyu ya da ben siyah şortlu Yapmışsa Allah boksörü tutuyorum gibi tarafımızı belli belasını versin, Şimdilerde ise, adı sinemalarda Te- etmemekte miyiz? Her neyse… dedik. Hem de cavüzcü Coşkun denen bir film karakte- ri ile anılmakta… Gelelim bizce en büyük delil ve ör- yargılamanın nek olacak insana… Resulullah (SAV) tamamlanmasını Bir anda yok olmuştu etrafında ki efendimize… Yüce yaradan kendisine dostları ya da dost görünümündeki ar- münafıkları bildirdiği zaman neden he- beklemeden kadaşları… men onları emredip öldürmedi? Hiç dü- şündünüz mü? Yoksa duyunca “işte Al- Bir anda ortada kalmış teslim edil- lah ona bildirmiş o Allahın bildirmesiyle mişti sol medya ve yandaşlarının eli- gaybı bilendir” mi? dediniz sadece… ne… İntikam hırsı ile yıllarca bekleyen- lerin yüreğine su serpilmişti… Hem de en olmadık bir suçlamayla Bakın bu olayla ilgili belki onlarca gö- gelmişti önlerine… Değil İslam’ ın hiçbir rüş ve sayfalarca fikir çıkarılabilir. Ama toplumun ve ferdin kabul etmeyeceği bir ben özellikle şu sonucu vurgulamak is- suçtu üstelik… tiyorum. Şayet zahirde Müslüman gö- rünümlü bu münafıklar öldürülmeye Öyle kuvvetli bir bağ ile gidildi ki bu başlansa idi; “Muhammed (SAV) arka- olayın üzerine, daha suçluluğu ispat- daşlarını öldürmeye başladı” denmeye- lanmamış, suçu sabit olmayan masum- cek miydi? Nifak tohumları ve düşman- dur denildiği halde bu düsturu unutmuş, lık ekilmeyecek miydi? gönlü bir insana iftira atmaktan ya da böyle bir olaya sebebiyet vermekten Evet, elbette öyle olacaktı. Ama ol- 46 ASDER | ocak-şubat 2008
MAKALE ASINDA TARAF OLMAK madı müşrikler ve inanmayanlar avuç- larını yaladılar. Olmadı. Şeytana imkân sunulmadı. Gizli kaldı ve hep yanında oldu o münafıklar… Ta ki ölünceye ka- dar… Sonrası malum… Hem yüce yaradan mealen demiyor mu kitabında; Bir günah işlediğinizde tövbe ediniz, tövbe ediniz ki sizleri af- fedeyim.” Demek günah işlemede hitap müslümanadır. Kâfire değil. Muhatap; var olan büyük küçük her günahı işleye- bilecek olan müslümandır. Hem büyük küçük günah işleyen her insana kim olursa olsun, suçu sabit gö- rüldükten sonra cezası verilmiş ve İslam toplumu içerisinde hayat hakkı tanın- mıştır. İşlediği suçtan sonra asla İslam toprakları dışına itilmemiş ve onun top- lum içerisine çıkışını engelleyecek de- recede linçe maruz bırakılmamış- tır. Peki, biz ne yaptık; yanlış yaptı biz onu terk ettik. Yapmışsa Allah belasını versin, dedik. Hem de yargılama- nın tamamlanmasını beklemeden… Hem de karşıt ta- rafın asıl niyetinin bir suçluyu yermekten ziyade bir olgunun ne kadar etkisiz ol- duğunu vurgula- mak olan bir dav- ranışına katkıda bulunmak yolunu tercih ettik. Böy- lece davamızı et- kisiz kılmak da- ha kolay oldu. Hem Sn. Üzmez asla İslam’ın tem- silcisi olamaz. ocak-şubat 2008 | ASDER 47
MAKALE Bize düşen Korkmaya gerek yok. Bizler nasıl İslam’ da yer alarak iyi edebiliriz. büyük bir ın içindeki bir ferdi isek o da öyle bir fer- di. Sevap işlemek doğal olduğu kadar, Sn. Üzmez’ in eşine gelince; tüm bu soğukkanlılıkla günah işlemesi de doğal olan bir ferdi. baskılara rağmen metanetini koruyarak bu olayı Allah için eşine verdiği destekten dola- Müslüman böyle olmamalı yüzümü- yı kendisini buradan kutluyorum. Ger- karşılamak, zü iki elimizin arasına alalım ve açığa çekten tüm topluma örnek olabilecek hataya düşen çıkmamış şahsi günahlarımızın açı- bir davranış sergiledi. İyi günde ve kö- ğa çıktığını varsayalım. Acaba kaçımız tü günde eşinin yanında oldu. Her tür- kardeşimize toplum içerisine çıkabilecek gücü bula- lü suçu işleyen kullarını verdiği mühlete dua etmek, cağız? kadar sabırla rızıklandıran yüce yara- İslam’ın kardeşlik danın Sn. Üzmez’in eşinin bu mahalle anlayışını burada Bize düşen büyük bir soğukkanlılıkla baskıları karşısındaki sabrını karşılık- da göstererek bu olayı karşılamak, hataya düşen kar- sız bırakmayacağına sonsuz derecede bir müslümanın deşimize dua etmek, İslam’ın kardeş- inanmaktayım. yanında olmak, lik anlayışını burada da göstererek bir müslümanın yanında olmak, onu kendi Bazıları toplumsal baskıyı da günde- onu kendi ellerimizle yargılatmak ve suçlu ise yine me getirerek ehli vicdanın kızını ya da ellerimizle kendi ellerimizle adalete teslim etmek- torununu Üzmez’le aynı evde bırakıp yargılatmak ve tir. bırakamayacaklarını düşünmelerini tav- suçlu ise yine siye etmişler. Ben değil Üzmez’le aynı kendi ellerimizle Unutmayınız ki; bugüne kadar bir evde bırakmaya, İslam’a uygun olma- adalete teslim yanlışı olmayan ve televizyonlarda yine yan bir tarzda en güvenilir bir insanla bi- bugünkü anlayışla yerli yersiz konuşan le aynı evde bırakamam… etmektir. Sn. Üzmez hasta olduğundan bu duru- ma düşmedi. Belki varsa hastalığı bu Umarım ki tüm inananlar CHP- duruma düşmesini kolaylaştırdı. Ama İSLAM dayanışmasından maksatla ne- biz bunu ve buna benzer davranışları reye varılmak istendiğini anlarlar… göstererek bir şey kazanamayız ve has- tayı iyi edemeyiz. Hastayı ancak yanın- 48 ASDER | ocak-şubat 2008
MAKALE İKİ ŞEHİT VE BİR GAZİNİN ÖYKÜSÜ Vehbi HORASANLI Yıllarca önce Bahriye’de görev ya- miye gelir sohbet ederdik. Bazen, rüt- parken çok ibretli bir olay yaşadım. bece büyük olduğum halde benim de Amerikalılar Muavenet isimli gemimizi kendisini ziyarete gittiğim de oluyordu. kalleşçe vurarak devletimize gözdağı Nitekim o elim verici olaydan önce arka- vermek istemişler ve daha sonra “kaza daşımı ziyarete gitmiş Cevşen duasının oldu” diyerek olayı örtbas etmeye çalış- da içinde bulunduğu birkaç tane dini ki- mışlardı. tabı bu arkadaşıma vermiştim. Bu olayın detaylarını öğrenmek iste- Devamını arkadaşımın ağzından an- yenler “Bahriyede 15 Yıl” isimli kitabıma müracaat edip gerekli malumatları öğ- renebilirler. Benim burada dikkati çek- mek istediğim bu olaydan ziyade sev- ginin gücü ve önemine dair ibretli bir hikâyedir. Muavenet gemisinde çalışan bir su- bay arkadaşım vardı. Sık sık benim ge- NATO tatbikatlarından birine katılıyorduk ve intikal safhasındaydık. Ben kamaramda üst ranzada yatıyordum. Birden bir gürültü işittim. Gece karanlıktı ve ranzadan inerek ne olduğunu öğrenmeye çalıştım. Bu arada birden yere kapaklandım. Ne olduğunu anlayamamıştım fakat her yer kan gölüne dönmüştü. ocak-şubat 2008 | ASDER 49
Search