Important Announcement
PubHTML5 Scheduled Server Maintenance on (GMT) Sunday, June 26th, 2:00 am - 8:00 am.
PubHTML5 site will be inoperative during the times indicated!

Home Explore Haber Bülteni 17. Sayı

Haber Bülteni 17. Sayı

Published by Adaleti Savunanlar Derneği, 2020-07-11 01:20:25

Description: HaberBulteni_17

Search

Read the Text Version

AKSAJANS mustafa nazif 0212-665 31 52 yorlardı. sofya ya da Sultanahmet camiine gidi- yorum sürekli ağlamaklı bir ihtiyar ora- İşte Rahmetli Özal Askerin ülke ve da kimsin neden ağlarsın diye sordum? halk üzerinde ki etkinliğini zamanla kı- Ben Osmanlı Padişahı Sultan Abdulha- rarak bu tür müdahalelere engel olabi- mit Han döneminde bir Binbaşıydım. lecek tarzda güçlü bir ordu hedeflemişti. Ama maalesef ömrü yetmedi. Annem babam vefat edince istifa et- mek istedim kabul edilmedi, ısrar ettim Onun ömrü yetmedi ama Özalları yine edilmedi. Bizzat padişah efendimi- yaratan Allah’tı ve bir Özal’ı alan, diğer ze çıktım. İstifa etmemi istemedi. Israr- Özal’ı gönderemez miydi? Hem de ba- larım üzerine elinin tersiyle çık, istifanı sireti açık komutanları ile beraber. kabul ettik diyerek zoraki rıza gösterdi. Nihayet, bir gün bu gerçekleşti ve Bir gün sonra rüyamda Resulul- bugün gelinen nokta gösterdi ki; Özal’ın lah Efendimizi gördüm. Ordumuzu tef- attığı tohummudur bilinmez bir tohum tiş ediyordu. Tüm Osmanlı ordusu kar- yeşerdi ve; Cumhur top ve tüfeğe rağ- şısında duruyordu. Sultan Abdulhamit men ben kendimi yöneteceğim diyerek Resulullah efendimizin arkasındaydı. Referandumla noktayı koydu. Sıra benim birliğime gelmişti. Başında ben yoktum ve dağınık bir haldeydiler. Halk özüne ve kendi kültürüne dön- Nerede Abdulhamit bu birliğin kuman- me iradesini gösterdi. Demokratik orta- danı diye sordu. İstifa etmek istedi, biz- ma doğru bir adım attı. Peki Cumhurun de istifa ettirdik dedi. Resulullah efendi- ve Cumhurun Başının emrindeki ordu mizde senin istifa ettirdiğini bizde istifa ne yaptı? ettirdik. Dedi. İşte bakınız, Genel Kurmay Başkanı- İşte ben ağlamayayımda kim ağla- mız 29 Ekim kutlamalarında başkomu- sın…” diyerek kendini tanıtan bu Os- tanına itaatsizlik ederek “kendince basi- manlı Binbaşısının size ve hepimize ör- reti kapalı olarak cumhur elden gidecek nek olması lazım gelmez mi? korkusuyla” köşkteki kutlamalara katıl- mamıştır. Halkına rağmen halkına karşı hare- ket eden hiçbir girişim ebedi olmamış- Genel Kurmay Başkanımıza sesleni- tır. Ülkenin başbakanını asanları bugün yorum; Bu yaptığınız davranış ne size, kim hatırlıyor. Ama o gün onlar güçlüy- ne TSK’ ne ve ne de cumhuriyete hiçbir dü. Bugün başbakana Fatihalar gidiyor. şey kazandıramaz. Bilakis korkunuzun artmasına ve korkularınızın sizi yok et- Türk Ordusunun komuta kademesi- mesine sebep olur. ne sesleniyorum, gönlümüzde ebedi bir komutan olarak kalmak sizlerin elinde. Fırtına, sessizliğin arkasından ko- Mantıklı ve yapıcı düşünerek, ülkeyi hu- par. Ülkeyi ve milleti iyi okuyun. Şu an- zur dolu bir ortama taşıyanlar kervanına da müthiş bir sessizlik hakim. Çok değil katılmak sizlerin elinde. on sene öncesinde üniforma toplumda baş tacı değilmiydi? Bu halk kendisine hizmet edenleri Türk Ordusunun asla yüz üstü bırakmamıştır. Unutmayın komuta Lütfen genç subaylarınıza sorun ba- ki mezarlıklar kudretli generallerle dolu. kademesine kayım üniforma ile sokağa çıkmak isti- Gönüller ise gönül sultanları ile… sesleniyorum, yorlar mı? Ben subayım ya da astsuba- gönlümüzde yım diyebiliyorlar mı? Kalın sağlıcakla sevgili dostlar… ebedi bir komutan olarak kalmak Bu toplumdan, bu halktan kopuk ola- 20.11.2010 sizlerin elinde. rak daha ne kadar yaşayacaksınız. Hem Mantıklı ve yapıcı davete katılmadınız, nereniz kıymetlen- düşünerek, ülkeyi di. Kim sizi tebrik etti. Kim alkışladı. huzur dolu bir ortama taşıyanlar Cumhurbaşkanı ne kaybetti. Asla kervanına kaybeden taraf olmadı. Bilakis kazandı. katılmak sizlerin Bakın size Osmanlıdan bir anektot an- elinde. latayım. Gerçi zaten bilirsiniz ya, hatır- latmış olmak istedim. Üstad Mehmet Akif anlatıyor; “Aya- kasım-aralık 2010 | ASDER 49 asder11.indd 49 12/23/2010 9:15:18 PM

AKSAJANS mustafa nazif 0212-665 31 52 MAKALE Bir Allah’tan korkan daha doğrusu iman Müslümanda etmiş, imanına teslim olmuş bir müslü- Olması manın vasıfları nelerdir diye kendi ken- Gereken dimize sorduğumuzda, sorduğumuz so- Vasıflar Ve ruya cevaben eminim ki bir Müslüman İslamafobi olarak dudaklarımızdan şu cümleler Müslümanları peşpeşe duraksamaksızın dökülürdü: Ekrem KARAKAŞ ‘’Allah’tan korkan bir kimse, O’nun emirlerini yapmaya, yasaklarından sa- kınmaya titizlikle çalışır. Kimseye kötü- lük yapmaz. Kendisine yapılan kötülük- lere sabreder. Yaptığı kusurlara tövbe eder. Sözünün eri olur. Her iyiliği Allah için yapar. Kimsenin malına, canına, namusu- na göz dikmez. Çalışırken, alışveriş ya- parken kimsenin hakkını yemez. Herke- se iyilik eder. Şüpheli şeylerden kaçınır. Makam sahiplerine, zalimlere yaltak- lanmaz. İlim ve ahlak sahiplerine say- gı gösterir. Arkadaşlarını sever ve kendini sevdi- rir. Kötü kimselere nasihat verir. Onlara uymaz. Küçüklerine merhametli ve şef- katli olur. Misafirlerine ikram eder. Kim- seyi çekiştirmez. Keyfi peşinde koşmaz. Zararlı ve hatta faydasız bir şey söyle- mez. Kimseye sert davranmaz. Cömert olur. Malı ve mevkii herkese iyilik etmek için ister. 50 ASDER | kasım-aralık 2010 asder11.indd 50 12/23/2010 9:15:20 PM

AKSAJANS mustafa nazif 0212-665 31 52 Riyakârlık, iki yüzlülük yapmaz. Ken- kınlar düzenlerken; hükümranlığınızın Cehennem azabı dini beğenmez. Allahü Teâlânın her an devamı için PKK ile işbirliği içinde va- devamlıdır ve çok gördüğünü ve bildiğini düşünerek hiç tan savunmasındaki ana kuzusu nice fi- şiddetlidir. Orası kötülük yapmaz. Onun emirlerine sarı- danları katlederken, yukarıda en başta şüphesiz kötü bir lır, yasaklarından kaçar. Allah’tan kor- saydığım sana ‘’ben de Müslümanım’’ yer ve kötü bir kanlar milletine, ülkesine faydalı olur.’’ dedirten hangi özellikleri kendinde ta- duraktır” derler. şıyordun veya hangi özellikler sana bu Bir şey verdikleri Çocukluğumdan beri rahmetli Kemal şekilde davranma hakkını veriyordu. zaman, israf SUNAL’ın filmlerini denk geldikçe izle- Sorulduğunda ‘’Biz de Müslümanız’’ di- etmez, cimrilik rim. ‘’Ben bu filmi daha önce izlemiştim’’ yorsunuz ya, bak bir de Müslümanda ol- de yapmazlar, demem, izlerim ve her defasında ilk kez ması gerekenleri Allahü Teâlâ senin de ikisi ortası bir izliyormuşum gibi güler, zevk alırım. Yi- inandığını kabul ettiğini söylediğin kita- yol tutarlar. ne her defasında dikkat çektiği sosyal bında nasıl tarif etmiş: Kimsenin hakkını yaralardan da payıma düşen dersi alı- yemez, Allah’a rım. (Rahim olan Allahü Teâlânın kulları, şerik koşmaz, yeryüzünde gönül alçaklığı ile vakar ve Ondan başkasına Yönetmeni, senaristi, oyuncuları ve tevazu ile yürürler. Cahiller, onlara sata- yalvarmazlar. figüranları zamana ve zemine göre deği- şacak olursa, bunlara [sağlık ve selamet Allah’ın şen filmler de var. Toplum mühendisleri sizin üzerinize olsun gibi] güzel söz söy- dokunulmasını ihtiyaç duydukları dönemlerde vizyona ler, [büyük bir yumuşaklık gösterirler.] haram ettiği sokuyorlar, bizlere zorla seyrettirmek- Onlar geceleri secde yapar ve kıyam- cana kıyıp, haksız le kalmıyor, filmin gerçekliğine inandır- da dururlar [namaz kılarlar.] Onlar, “yâ olarak kimseyi maya çalışıyorlar. Cumhuriyet tarihi bo- Rabbi, Cehennem azabını bizden uzak- öldürmez, zina yunca izlettirilen bu filmler artık kabak laştır. Cehennem azabı devamlıdır ve etmezler. tadı vermeye başladı. Bu, özellikle ül- çok şiddetlidir. Orası şüphesiz kötü bir kemizin gelişmişliği ve milletimizin refa- yer ve kötü bir duraktır” derler. Bir şey hı adına güzellikler yapıldığında, olumlu verdikleri zaman, israf etmez, cimrilik çalışmaların arifesinde ya da sonrasın- de yapmazlar, ikisi ortası bir yol tutarlar. da ortaya konan film. LAİKLİK adı al- Kimsenin hakkını yemez, Allah’a şerik tında tüm kanallara servis edilen Türk- koşmaz, O’ndan başkasına yalvarmaz- çe ismi İSLAM, gavurcası İRTİCA olan lar. Allah’ın dokunulmasını haram ettiği yerli ve yabancı yapımcıların ortaklaşa cana kıyıp, haksız olarak kimseyi öldür- çektikleri bir islamifobi filmi. mez, zina etmezler. Bunlardan birini ya- panın kıyamette azabı kat kat olur, ora- İlk fırsatta kendilerinin, eşi ve ço- da zelil ve hakir olarak ebedi bırakılır. cuklarının değil de babaannelerinin Ancak, Allah, tövbe eden ve doğru iman veya diğer büyüklerinin başörtülü, de- eden ve ibadet ve faydalı iş yapanların delerinin hacı olduğundan dem vu- kötülüklerini iyiliğe çevirir. Allah, af ve ran (askeriyle-bürokratıyla-siviliyle) merhamet sahibidir. Tövbe edip, amel- VATANSEVERLER nasıl olur da baba- i salih işleyen, Allahü Teâlâya [tövbe- annelerini ve dedelerini rejim düşma- si makbul ve Onun rızasına kavuşmuş nı olarak görür, rejimi-ülkeyi kurtarmak olarak] döner. Onlar yalan yere şahitlik adına Müslümanların değerlerine kar- yapmaz, faydasız ve zararlı işlerden ka- şı sayısız eylem planlarının hazırlayıcı- çınırlar. Kendilerine ayetler okunduğu sı olurlar. Vatanı dış düşmanlara karşı zaman, kör ve sağır davranmazlar, [dik- koruması için eline silah verilen asker, kat ile dinleyip bu ayetlerle kendilerine toplumsal yaşamda huzurun sağlanma- yapılması emredilen şeyleri yaparlar.]) sı için millet adına eline adaletin terazi- [Furkan 63-73] si verilen hâkim, kendisini temsil etmesi için meclise gönderilen milletvekili, bil- 12 Eylül 2010 Referandumu son- gileriyle milletine aydınlık yolun açılma- rası tekrar vizyona servis edilen İSLA- sında öncülük etmesi gereken eğitimci, MİFOBİ filminin yerli yapımcı ve oyun- sendikacı, işadamı, gazeteci, televiz- cuları, Evet şimdi bu özellikleri dikkate yoncu, yazar-çizer, partililer soruyorum alarak cevap verin. MÜSLÜMAN MI- sizlere. Başörtülü öğrencileri okulların- SINIZ? Değilseniz yine cevap verin. dan uzaklaştırırken, İmam-Hatipleri ka- (Siz) Kimsin(iz)? Ya da inandığın(ız) ne- patırken, inançlı subay ve astsubayla- dir??? rı ve diğer inançlı çalışanları işlerinden tasfiye ederken, Kur’an kurslarına bas- 30/10/2010 kasım-aralık 2010 | ASDER 51 asder11.indd 51 12/23/2010 9:15:23 PM

AKSAJANS mustafa nazif 0212-665 31 52 MAKALE İki Darbe Arasında... Vehbi HORASANLI Değerli yazar İskender Pala’nın “İki “bak ordudan atılacaksın, iyisi mi istifa Darbe Arasında” adlı kitabını gemiden et, kurtul” baskısı ile ayrılanlar var. gelir gelmez aldım ve okudum. Çok da istifade ettim. Kitap ile ilgili düşünceleri- Bu kitaplar sayesinde olayların iç- mi okuyucularıma aktarmak istiyorum. yüzünü ve gerçek nedenlerini anlamak isteyenlere bulunmaz bir fırsat sunul- Aynı dönemde görev yapmış benzer muştur. Birinci ağızdan dinleyebilir, ger- sıkıntıları yaşamış birisi olarak “yahu bu çekleri daha yakından takip edebilirsi- Deniz Kuvvetlerinde yaşanan olayların niz. aslı astarı nedir? Kafes, Balyoz olayları, Ergenekon Çetesi ne ola ki?” diye so- Pala’nın kitabında bir bölüm çok il- ru soranlara “Bahriye’de 15 Yıl” ve “İki gimi çekti. “ Mimar Sinimmar’a Verilen Darbe Arasında” kitaplarını okumaları- Ödül” isimli bu bölümde tarihi bir olay nı tavsiye ederim. Çok az yapılmış ve anlatılarak inançlı subaylara yapılan yayınlanmış olsa da kara ve havacı ar- eziyetler güzel bir örnek ile gösterilme- kadaşların da benzer çalışmalarını bek- ye çalışılmış. Ödül yerine ceza alan in- liyorum. Bizler bu kitapları yazarak ka- sanlar için kullanılan bir deyim gerçek- muoyunu aydınlatmış oluyoruz. Ancak ten de YAŞ kararı ile ordudan atılan bu sayede yapılan haksızlıklar ve yan- subayları ifade ediyor. İsterseniz çok kı- lışlıkların önlenmesi mümkün olacaktır. sa olarak anlatayım. Ordudan yaklaşık 10 bin insan ay- “Bir zamanlar Babil’de, Münzir isimli rılmak zorunda aldı. Bunların bir kıs- bir kral yaşarmış. Bir saray yapmak is- mı benim ve Sayın Pala’nın olduğu gibi temiş ve dünyanın her yerinden mimar- re’sen. Yani resmi işlemler sonucu ilişiği lar çağırarak bir yarışma düzenlemiş. kesilenler. Bir de sayısı daha fazla olan Nihayet Sinimmar isimli bir mimarın pro- jesi beğenilmiş ve inşaata başlanmış. 52 ASDER | kasım-aralık 2010 asder11.indd 52 12/23/2010 9:15:29 PM

AKSAJANS mustafa nazif 0212-665 31 52 Dicle’ye bakan yüksekçe bir tepeye bırakılmışlardır. Fakat bu onurlu ve va- Evet, haksızlıklara 4 katlı muhteşem bir saray inşa edilmiş. tansever insanlar kendilerine yapılan uğrayanlar Münzir ve adamları sarayı görünce de- haksızlık ve zulümlere karşı dik duruş susmamalı, mişler ki “bundan daha güzel bir saray göstermişler, yapılanlara isyan ederek yapılan hiçbir krala nasip olmamıştır”. Münzir, millet ve memleket zararına hiçbir hare- yanlışlıkların böyle bir saraya sahip olduğu için adı- ketin içine girmemişlerdir. önlenmesi ve bir nın her yerde duyulacağını düşünerek son verilebilmesi çok memnun olmuş ve bir şölen tertip- Dernek kurmuşlar, arkadaşlarının için gayret lemiş. yardımına koşmuşlar, dergi ve gaze- göstermelidirler. telerde makaleler yazarak doğru yolu Bunun en Şeytan kılıklı bir adam hükümdarın göstermişler, seminer ve toplantılar dü- güzel yolu da yanına gelerek “ Ya Mimar Sinimmar zenleyerek hataları düzeltmeye çalış- kitap yazarak aynı sarayı veya daha güzelini bir baş- mışlardır. Bu hareket Bediüzzaman’ın kamuoyunu kası için de yaparsa” diye içine kurt dü- “müsbet hareket” prensibi ile birebir ör- aydınlatmaktır. şürmüş. Geceyi uykusuz geçiren Mün- tüşmektedir. Asayişin aleyhine hiçbir ha- İşte biz bunu zir, sabahleyin mimarı terasa çıkarmış reket içinde bulunmayarak bütün maz- yapmaya ve muhafızları yardımı ile onu kaleden lumlara örnek olan bu insanlar dosta ve çalışıyoruz. aşağı atmış. İşte o günden itibaren ödül düşmana güzel bir örnek olmuşlardır. alması gerekirken ceza verilen insan- lara “ceza-yı Sinimmar” diye bir deyim Evet, haksızlıklara uğrayanlar sus- kullanılmaya başlanmış.” mamalı, yapılan yanlışlıkların önlenmesi ve bir son verilebilmesi için gayret gös- Evet, Mimar Sinimmar’ın benzerle- termelidirler. Bunun en güzel yolu da ki- ri günümüzde de yaşıyor. Elinden gel- tap yazarak kamuoyunu aydınlatmaktır. diği kadar canla başla çalışan vatanına İşte biz bunu yapmaya çalışıyoruz. Bu hizmet eden on binlerce asker sırf din- vesile ile Rabbimden bütün haksızlığa dar olduğu için ordudan ayrılmak zorun- uğramış kardeşlerime rahmet etmesini da kalmıştır. Onlara mükâfat verilme- niyaz eder, ordumuzda yaşanan zulüm si gerekirken kolu kanadı kırılıp ortada ve haksızlıkların son bulmasını dilerim. kasım-aralık 2010 | ASDER 53 asder11.indd 53 12/23/2010 9:15:35 PM

AKSAJANS mustafa nazif 0212-665 31 52 N O S TA L J İ Adım Mehmet Şükrü Batur ocağı” olarak görüyordum. O inançla sı- navlara girdim. Bir yıl ara vermeme rağ- 1968 Siirt / Eruh’ta doğdum. 10 kar- men Temmuz 1987 tarihinde Siirt’ten ilk deşim var. Kardeşlerimin en büyüğü be- ben kazandım. nim. İlk, orta ve liseyi Siirt’te okudum. Babam memur… Gurbette yalnız başıma İzmit Karamürsel’deki Deniz Astsubaylığı sı- Çok büyük özveriyle ÖSS ‘ye hazır- navlarına girdim. Sınav üç aşamalı idi. landım. Girdim de… 7 yaşımdan itiba- En başta koşu, mekik sınav gibi spor ren hem okuyor hem de çalışıyordum. elemlerini geçtim. Daha sonra genel Kazanırsam babam okutmaz diye dü- kültür ve mülakat olacaktı. Mülakat için şünerek sınavı tamamlamadan çıktım. dört kişilik bir subay grubu tarafından Doğal olarak kazanamadım. soru yağmuruna tutuldum. Bu arada Deniz ve Hava Kuvvetleri İlk soru Kur’an okuyor musun? dedi- ‘nin açtığı subay ve astsubaylık sınav- ler… larına müracaat ettim. Edebiyat mezu- nu olduğum için subaylık sınavlarına Bugüne kadar öğrenemedim dedim. giremedim. Astsubaylığa başvurdum. Başvuru esnasında bile zorluk çektim. İkinci olarak annemin başının örtülü Çünkü annem ve babam asker olma- olup olmadığını sordular. Çok şaşırmış- mı istemiyorlardı. Çünkü askerler büyük tım. Bazen örter dedim. dedemi bir hiç uğruna Başvekil İsmet İnönü ve ekibi işkence ederek şehit et- Daha sonra yazılı sınav ve sağlık mişler… O acı ile asker olmamı isteme- muayenesine girdik. diler. Ben farklı düşünüyordum. Aldığım kültür nedeniyle askeriyeyi “peygamber Sınava ilk katılırken 15 bin kişi baş- vurmuştu. Sadece 300 kişi alacaklardı. Oradaki subay senin hiç şansın yok de- mişti. 54 ASDER | kasım-aralık 2010 asder11.indd 54 12/23/2010 9:15:40 PM

AKSAJANS mustafa nazif 0212-665 31 52 Azmettim ve başardım. Hemen iş bularak çalışmaya başladım. Okula 201. olarak girdim. Muhabere, Bir ay sonra ailem evlenmem gerekti- telsizci seçtiler. ğini söyledi. Mecbur bırakıldım, aile bas- kısı ile evlendim. Üçüncü ayın sonunda Okula teslim olduktan sonra çok şa- mahkeme kararı geldiğinde bir aylık ev- şırtıcı olaylarla karşılaştım. li idim. Mahkemeyi kazanmıştım. Hiç beklemeden okula geri geldim. Mahke- Okulda namaz, oruç yasaktı. Çok me kararı okula gelmediği için bekledim. şaşırmıştım. Peygamber Ocağı böyle Mahkeme kararı geldi bu sefer de se- mi oluyor diye kendi kendime düşün- ni mezun edemeyiz yeniden okuyacak- meye başladım. Okul döneminde hiçbir sın dediler. Çok şaşırmıştım. Sabrettim zaman namazlarımı kaçırmadım. Ders- mücadele ettim. Okul yönetimine bir di- lerimde başarılı oldum. Keskin nişancı lekçe vererek mezun olmam gerektiğini olduğum için atış takımına seçtiler. Atış bildirdim. Adeta çırpındım ama kabul et- müsabakalarında birçok defa derece mediler. Ben de büyük hırsla tekrar oku- yaptım. maya başladım. 27 Mayıs 1988 tarihinde bir tebligat Bir yıl sonra 30 Ağustos 1989 tarihin- aldım. Sabah içtimasında verildi. Gü- de mezun oldum. Kura çektik. Kurada venlik soruşturması yapılmış MİT olum- Ankara Sahil Güvenlik Komutanlığı’nı suz rapor verdi dediler ve beni okuldan çektim. Tayin işlemleri yapıldı. Bu ara- atmak istediler. da kripto kursuna gönderildim. Kurs bit- tikten sonra tayin yerime gelerek büyük Askeri soruşturma olumlu, polis so- özveriyle çalışmaya başladım. Çok iyi ruşturması olumlu, MİT soruşturması gidiyordum. Tam ev buldum döşemeye OLUMSUZ… başladım, çocuklarım gelecekken üçün- cü ayın sonunda 23 Aralık’ta acil tayi- Okuldan ayrılabilmem için babamın nim çıktı. Olup bitene bir anlam verme- gelmesi gerekiyormuş. 10 gün son- dim. Ayrılış yapmadan avukat tuttum. ra babam yol parasını borç alarak gel- Boşuna kaybettirilen bir yıl ve tayin edil- di. O güne kadar okulda bana yapılan diğim için dava açtım. masrafları benden geri istediler. Toplam 1699 TL idi. O zamanlar astsubay ma- Evimi tutmuş eşimi getirecekken aşı 48-50 lira olduğuna göre ödenecek oradan ikinci sürgün tayin yeri olarak miktarı siz düşünün… bilinen Amasra Deniz Komutanlığı’na atandım. 1699 TL’yi ödersem ayrılabileceğimi söylediler. Amasra’da bekârlığa devam diyerek üç ay bekledim. Sonra ev tutarak eşimi Ben de bu parayı ödememin müm- getirdim. Kısa zamanda işyerindeki ça- kün olmadığını zaten haksız olarak atıl- lışma arkadaşlarımın sevgisini kazan- dığımı söyledim. Gözümün yaşına bak- dım. Çok ciddi özveriyle çalışıyordum. mayarak beni beş parasız sokağa attılar. Okulda kaldığım sürece babam bir kez Burada Deniz Kıdemli Binbaşı vardı para gönderebilmişti. Ben İstanbul’daki bana çok çektirdi. Benim dışımda ora- akrabalarımızın yanına evci iznine çı- da görev yapan personele subay ve kıyor orada inşaatlarda çalışarak okul astsubaylara ben yeni olduğum için en harçlığımı çıkarıyordum. çok da bana kötü davrandı. Şimdi adına Mobing diyorlar. Tam anlamıyla bu du- Okuldan atıldıktan sonra Ankara’ya rumu yaşadım. geldim. Yüksek İdare Mahkemesi’ne dava açmam gerekiyordu. Bana ceza vermek için elinden gelen her şeyi yaptı. Bir nöbetimde bir albayın Bunun için avukat tutmam lazım ama yeğeni içki içti diye iki gün hapis cezası cebimde hiç param yoktu. Ne yapacağı- verdi. Benimle beraber dört tane kıdem- mı bilemedim. En sonunda bir avukat- li astsubay da geldi. Hapiste yalnız kal- la karşılaştım durumumu anlatınca ben- mayınca sevindim. den para istemedi. Dilekçemi yazdı ben de o dilekçe ile müracaat ettim. Son- Daha mesleğimin başında sürgün ra Siirt’e giderek beklemeye başladım. kasım-aralık 2010 | ASDER 55 asder11.indd 55 12/23/2010 9:15:45 PM

AKSAJANS mustafa nazif 0212-665 31 52 N O S TA L J İ edildim, sicilim bozuldu. Başımızdaki personel vardı ona veriyorlardı. Küçük komutan kötü sicil vererek tayin edilme- gemi olduğu için iki kişi idik. Bana ver- mi istemiş. Sonradan öğrendim. Üstelik miyor yeni astsubaya veriyorlardı. Bir eşim hamile tayin istemiyorum dediğim şeyler dönüyor ama ben ne olup bittiğini halde dokuz aylık hamileyken yine gö- anlamıyordum. zümüzün yaşına bakmadan ikinci sür- gün tayinim Karadeniz Ereğli’ye çıktı. Özel görev nedeniyle İskenderun 23 Aralık 1990 tarihinde tam bir yıl son- üzerinden Kıbrıs’a gidiyorduk İskende- ra… run limanında beni geçici görevle Narlı- dere Sosyal Tesislerine tayin ettiler. Karadeniz Bölge Komutanlığı’nda göreve iyi başladım. Kısa zamanda iş Buna da bir anlam vermedim… arkadaşlarımın ve komutanımın güveni- ni kazandım. Sicilimi düzelttim. Bir yandan da sevindim. Çocukları- mı uzun zamandır göremiyordum artık 15 Temmuz 1992 tarihinde ilk de- akşamları çocuklarımı görebilecektim. fa normal olarak Gölcük Donanma Geçici görevle Sosyal Tesisler Yüzme Komutanlığı’na bağlı Savaştepe gemi- havuzunda göreve başladım. Beni ha- sine tayin edildim. vuz sorumlusu yaptılar. Havuzun bakım ve tamiratı yapılırken 8 Haziran gecesi Burada çok güzel günlerim oldu. Fa- Ankara’da Deniz Kuvvetleri’nde çalışan ka sicilim bozulmaya devam etti. O sı- bir arkadaşım aradı. rada subaylık sınavları oluyordu. Sade- ce durumumu öğrenmek için müracaat Beni sorguya alabileceklerini ve ettim. TSK’den atacaklarını söyledi. O gece- nin sabahını beklemeden bir arkada- Tabi ki kabul etmediler… Çünkü sici- şımın yazlığı vardı anahtarını aldım ve limi yine bozmuşlar… çocukları da alarak oraya gittim. Askeri Lojman’da kalıyordum ve yanımıza hiç- Kıdemli olmadığım için çok eziliyor- bir şey alamamıştım. Her an kapımız dum. Eve gelmeyi unutmuştum. Gemide çalınabilir ve işkenceye alabilirlerdi. Bu üç vardiya sistemi uygulanıyordu. Nöbet tür olaylar olduğunu duyuyorduk. Ertesi Cuma’dan başlıyor pazartesi akşam dı- gün beni aramışlar. şarı çıkabiliyorduk. Her gün normal me- sai de devam ediyor üçüncü günde yine Tam bir ay ayrı kaldım. Para yok, eş- nöbet geliyordu. Bazen gemide nöbetçi ya yok, her şeyimiz evde ama gidemi- iken görev de çıkıyordu. Üç aylık rotas- yorum. O kadar acı bir durum ki anla- yon görevi alırsak üç ay eve hiç gele- tamam… miyorduk. Ben Donanma Atış Takımına seçildiğim için biraz rahatlamıştım. Da- Sonradan öğrendim. Çok aramışlar. ha sonra TCG Savaştepe hurdaya ayrıl- Bulamayınca direk ayrılış işlemi uygu- dı. TCG Yücetepe’ye tayin oldum. lanacağını öğrendim. Narlıdere Sosyal Tesislerine gittim. Geçici görevden tek- 15 Temmuz 1996 tarihine kadar Yü- rar sosyal tesislere gönderilmiştim. cetepe gemisinde görev yaptım. Bu ta- rihte Ege Deniz Bölge Komutanlığı’na Ben olmadan ilişiğim kesilmiş. Gemi bağlı TCG Akhisar’a tayin edildim. Bu bana tebligat yapmak için limana gel- gemide de üç aylık rotasyon görevle- miş. Gittim evrakları imzalayarak tebli- ri vardı. Üç vardiya devam ediyordu. gatı aldım. Bu sefer yalnız değildim. Eski gemiden Harekât Subayı bir üsteğmen daha ta- 8 Temmuz 1997 tarihinde Askeri Şu- yin olmuştu. Sonradan öğrendiğime gö- ra kararları ile bu kadar mücadelelerle re Üsteğmen sadece benim için özel girdiğim ve sabırla devam ettiğim mes- görevli gelmiş. Batı Çalışma Grubu’nda leğimden atıldım. görevliymiş. YAŞ kararları yargı denetimi dışında O zamana kadar iki kez kripto kur- olduğu için hakkımı arayamadım. su gördüğüm halde üstelik görevimi çok iyi yaptığım halde beni kriptoya sok- Para yok, maaş yok ne yapayım di- madılar. Yeni astsubay naspedilmiş bir ye düşünürken işlemler için Ankara’ya gittim. Gerekli müracaatları yaptım. Bu arada beylik tabanca verilecekti, onu 56 ASDER | kasım-aralık 2010 asder11.indd 56 12/23/2010 9:15:49 PM

AKSAJANS mustafa nazif 0212-665 31 52 bana vermediler. Geri aldılar… Devletimize bir zarar gelmesin di- ye yıllarca alnımın akıyla görev yaptım. Hiçbir hak iddia edemedim. Tüm öz- Üstelik akrabalarımın birçoğunu da kar- lük haklarıma el konuldu. Tamamen ilişi- şıma aldım. Çünkü geneli PKK sempati- ğimi keserek İzmir’e geldim. zanı idi. Memlekette kalmak istememe- min nedeni buydu… Çocuklarımı da alarak memleketim olan Siirt’e gittim. Orada çok zorlandım. Mahkemeler olumsuz sonuçlandı. İş bulamadım. Herkes şartlı bakıyordu. “Bunlar suçlu, bunlar ordudan atılmış” Geçim sıkıntısı dayanılmaz hale ge- diyorlardı. Buna akrabalarım da dâhil… lince İstanbul’dan ayrıldım. Çocuklarımı memlekete Siirt’e bıraktım. Bu acıya daha fazla dayanamaya- rak İstanbul’a geldim. Birçok iş görüş- İngiltere vizesi alarak İngiltere’ye ilti- mem oldu. Hiç birinde kabul edilmedim. ca ettim. İngiltere’de çok zorluklar çek- Geçici işler yaptım. Bir müddet sonra tim. 2,5 yıl sonra oturma izni alarak ço- ev tuttum çocukları yanıma getirdim. cuklarımı yanıma aldım. İstanbul’a yerleştim. İzmir’den eşyala- rı aldım. Bu arada Başbakan’ı ve sicil Sekiz yıl ülkeme, memleketime has- amirlerimi dava ettim. ret kaldım, gelemedim. Sekiz yıl sonra İngiltere vatandaşlığı aldım. Çifte vatan- Bu arada yine birçok iş görüşmem daş olmuştum. oldu. TSK’den atıldığım için iş bulama- dım. Küçük işlere devam etmek zorunda Ülkeme memleketime geldim. Göz- kaldım. İyi bir iş bulmuştum, bir de bak- yaşları içinde büyük hasret acıları ile tım ki insanlar bizi kullanıp üzerimizden şükür duaları ile sokaklarda deli gibi do- para kazanıyor, bize hiç yansıtmıyorlar. laştım. Çaresiz böyle devam ettim. Zar zor da olsa kimseye muhtaç olmadan yaşama- Amcam ve yengem vefat etmiş. An- ya, geçinmeye devam ettim. Bir ara eve nem iki kez kalp krizi geçirmiş. İkincisin- bir telefon geldi ve kapandı. Merak ettim de ameliyat olmuş. Kendime olan inan- ve geri aradım. Karşıma Genelkurmay cım sarsıldı. Büyük Allah’ım bu nasıl Başkanlığı santrali çıktı. Çok üzüldüm. imtihan, ben buna nasıl katlanırım diye- Meğersem bizi sürekli gözetim altında rek hıçkıra hıçkıra ağladım. tutuyor, dinliyorlarmış. Çektiğim ve hâlâ çekmeye devam ettiğim acıları bu kadar yazabildim. Ben bir KÜRT genciyim. İlk ayrıldı- kasım-aralık 2010 | ASDER 57 asder11.indd 57 12/23/2010 9:15:54 PM

AKSAJANS mustafa nazif 0212-665 31 52 N O S TA L J İ ğımda bana dağa çıkarak hakkını ara Avrupa’daki PKK’lılarla mücadele edi- dediler... Çok şükür inançlı olmam ne- yorum. Oradaki Kürt’lere PKK’nın içyü- deniyle bu tekliflere kanmadım. Baskı- zünü yanlışlarını anlatıyorum… lara boyun eğmedim. Ülkemi ve insanlarımızı seviyorum. Onlara karşı cephe aldım. Avrupa’ya Daha güzel günlerin geleceğini bizim gelince PKK’nın esas amacını daha iyi insanlarımızın da gerçekleri görecekle- anladım. Kimlere, neye hizmet ettikleri- rini biliyorum. ni yerinde görerek nefret ettim. Yeni çıkan yasa için ülkemin aydınlık Ama bizim halkımıza ve akrabaları- insanlarına teşekkür ediyorum. Bana ve ma bir türlü anlatamadım. Anlatıyorum benim gibi içinde bir ateş alnında kara ama anlamıyorlar. Farklı sanıyorlar. leke olarak duran YAŞ kararlarını SİL- Oradaki politikaları dil üzerine. Anane- ME fırsatı verdikleri için onlara minnet- vi duygu kültür üzerine yoğunlaşıyorlar. tarım… Halk da esas planlarını bilmiyor. Bilen- ler de korku ve baskıdan ses çıkaramı- Vatan Sağ Olsun... yor… Her şey vatan için… TSK’den attılar, ben şimdi de 58 ASDER | kasım-aralık 2010 asder11.indd 58 12/23/2010 9:16:00 PM

AKSAJANS mustafa nazif 0212-665 31 52 MEKTUP Tümgenerala Cevap Sümeyra AY Alayını satmayacak kadar tecrübe ben! Sizin çok yönlü, ileri görüşlü dün- ve vatan sevgisiyle dolu olan, namazı, yanızdan baktığımızda, ben de top- abdesti, orucu bilen, sülalesi hacı olan lumda aynı acayip havayı estiriyorum. Emekli Tümgeneral; Müslümanlığını insanın içine yakıştır- manız, dışa vurulduğunda “acayip hava Ailesine ve çocuklarına gelecek va- estirmek” kavramıyla bütünleşiyor ol- detmeye çalıştığınız o askerin kızıyım sa gerek sizin için… ve bu havanın sizi ben. Ayıpladığınız şeye bakarak, bunca ürpertmesi, bu ürpertiyle askerlerinize yıllık hayat tecrübenizden “ayıp” kavra- karşı içinizde bir gelecek kaygısı taşı- mını öğrenememiş olmanız çok üzücü. manız, açıkçası beni derinden etkiledi. 19 yaşındayım ve örtülüyüm ve o aske- rin kızı olarak bana vadettiğiniz istikbal- Eğlencelerinize katılıp, komutanları- den, şefaatinize (!) mazhar olamadığım- nın itibarını kazanamayan o askerin ve dan olsa gerek, daha parlak ve sağlam bu itibarla modernleşemeyen (!) o aske- bir geleceğim var! Pişmanlığınız için iç- rin hanımının kızıyım ben… ve sizden ten bir hüzün duyduğumu belirtmeliyim gelecek bir onurlandırma ile hayatta sa- ve keşke o an, benim kimliğimi değişti- hip olacağım konumdan çok uzakta ol- remeyecek olan o defteri dürmenizi di- duğum için çok mutluyum! Sizi hayat lerdim. tecrübelerinizle ve pişmanlıklarınızla baş başa bırakıyorum… O acayip giyinen hanımın kızıyım kasım-aralık 2010 | ASDER 59 asder11.indd 59 12/23/2010 9:16:05 PM

AKSAJANS mustafa nazif 0212-665 31 52 BASINDAN Yaş Mağdurlarına muameleye maruz bırakıldı. Bir De Siz Vurmayın Abdullah Abdulkadiroğlu İşte belki de en dramatik örnekler- den biri. Anayasa değişikliği; toplumun büyük kesiminin geçmişte yaşadığı zorluklar- Yaklaşık 1700 kişiden biri olan Yüz- la ve çilelerle hesaplaşması adına çok başı Güray Balatekin mide kanseri olan önemli bir adım oldu. eşinin tedavisi GATA’da devam ederken ordudan ihraç edildi. Şimdi bu değişikliklerin hayata geç- mesi için uyum yasaları çıkarılıyor. Bütün sosyal güvencesi elinden alı- narak kapının önüne konuldu. Bu süreçte kaş yapayım derken göz çıkarmamak gerek. O askeriyeden atılınca artık asker vasfı taşımadığından eşi de GATA’dan Ya da diğer bir tabirle çıkan uyum çıkmak zorunda kaldı. yasaları “yaptın bir hayır tut bacağından ayır” gibisinden olmamalı. Eşinin başörtülü olmasından dolayı zaten görevdeyken sayısız zorluklarla Bu konuda özellikle 28 Şubat süre- karşılaşan Yüzbaşı Balatekin’e, maale- cinde büyük sıkıntılar yaşatılan YAŞ sef TSK, teröriste yapmadığı muamele- mağdurlarının dramları var. yi yaptı. Yüksek Askeri Şura’da, askeriye- Niçin teröriste yapılmayan muame- nin en disiplinli, en çalışkan, en başarı- le? lı personelleri bir anda sorgusuz sualsiz kapının önüne konuldu. Bunun cevabı da bizzat TSK’nın eşi vefat ettikten sonra Balatekin ile ilgili TSK birkaç ay önce takdirname ver- yaptığı açıklamada. diği subaylarını, birkaç ay sonra tu-ka- ka ilan ediverdi. TSK o zaman “teröriste bile bakıyo- ruz bir yüzbaşının eşine niçin bakmaya- Orduda inançlı insan avına çıkan 28 lım” diye yaptığı açıklamayla kendisine Şubat zihniyeti, yüzlerce aileyi perişan yönelen eleştirilere cevap vermiş. etti. Atıldıktan sonra askeri kimliği ve sağ- Eşinin başı örtülü olması, namaz kıl- lık karnesi hükümsüz olan eski Yüzbaşı, ması, oruç tutması bir subayın ihracı eşine “tedavini biraz ertelediler” demek için yetti de arttı. zorunda kalmış. Şimdi güzel bir gelişme yaşandı ve Şimdi kendinizi onun yerine koyun YAŞ ihraçlarına yargı yolu açıldı. Üste- ve bunun ne kadar zor bir duygu oldu- lik geçmişte ihraç edilenler de bu hak- ğunu düşünün. tan yararlanabilecek. 20 gün sonra eşi vefat etmiş Güray Fakat bu haktan yararlanmanın şek- Balatekin’in. li, yapılacak yasayla belli olacak. Vicdan azabı mı çeksin, kendisine Hükümetin üzerinde çalıştığı uyum bunu yaşatanlara lanet mi etsin ? yasasına göre; YAŞ’ta atılanların du- rumlarına yine YAŞ’ta karar verilecek. Aslında sırf kendi başörtüsü sebebiy- le kocası askeriyeden atılan Balatekin’in Eşi başörtülü diye, kendisi namaz kı- eşi, inancının bedelini canıyla ödemiş. lıyor diye, başörtülü akrabaları var diye hatta ve hatta eşinin başı açık ama ka- YAŞ mağdurlarının belki de birçoğu- patmaya meyilli diye onca başarılı per- nun yaşadıkları dramları bilmiyoruz. sonel, yerine göre teröriste yapılmayan Çünkü onlar başlarına geleni sessiz sedasız karşıladılar, tevekkül edip kat- landılar, çilemizmiş deyip çektiler. 60 ASDER | kasım-aralık 2010 asder11.indd 60 12/23/2010 9:16:10 PM

AKSAJANS mustafa nazif 0212-665 31 52 Türk ordusunun subayıyken, emirle- mış” dese onları ihraç eden komutanla- rinde onlarca asker varken, vatan için rın yanlış yaptığını kabul etmiş olacak. çarpışırken, operasyonlar yönetirken bir günde bir mendil gibi sokağa atılmışlığı YAŞ bu insanları haklı bulsa onları hissettiler. ordudan atan komutanlar haksız olmuş olacak. Üstelik sadece kendileri değil bütün aileleriyle birlikte. Bu durumda bu insanlar kendilerinin ihraç kararına imza atan komutanlar- Hem de sanki ordusuna ve vatanına dan, yaşadıkları acı dolu yılların hesa- ihanet etmiş gibi yaftalanarak. bını sormaya kalksalar ne olacak? Yoklayın kendinizi; bu insanların Yüksek Askeri Şura’dan kendi ge- hangisinin yaşadıkları dramdan haberi- nerallerinin aleyhinde karar vermelerini niz var. beklemek ne kadar mantıklı? İnançlarından başka suçları olmayan Sizce bugünkü komutanlar 10 yıl ön- yüzlerce aileye bu acılar yaşatıldı. ceki komutanları suçlu ilan edebilir mi? Haklarında tek bir soruşturma açıl- Sizce bugün toplanacak Yüksek As- madığı, tek bir disiplinsizlikleri bulun- keri Şura, o dönemin komutanları için madığı, tek bir başarısızlığa imza at- yanlış yapmışlar diyebilir mi? madıkları halde bu insanlar ordudan uzaklaştırıldı. Sizce bugünkü Yüksek Askeri Şura, 28 Şubat’ın komutanları için yalancı di- TSK’nın namusuna halel getirecek yebilir mi? tek bir fiilleri yoktu hiçbirinin. Emekli komutanların hala çok etkili Yüksek Askeri Şura adeta inançlı in- olduğu bir TSK yönetiminden, bu bek- san öğütme merkezi gibi çalıştı. lenebilir mi? Şimdi bu insanlar kendilerine yaşatı- O halde zaten yıllarca bin bir zorlu- lan bütün bu onur kırıklığına karşı hak- ğa göğüs gererek yaşamak zorunda larını arayacaklar. kalmış YAŞ mağdurları niçin yeniden YAŞ’ın önüne atılıyor? Onların aslında maddi bir beklentile- ri de yok. İhraç edilen hâkim ve savcıların du- rumlarının HSYK’da karara bağlanacak Onurları üzerine yemin ettikleri Türk olması örnek gösterilebilir. ordusundan, onursuzca atılmalarını iç- lerine sindiremediler. Fakat HSYK’da bir zihniyet değişimi yaşandı. Tek istekleri bu onuru geri almak. YAŞ’ta ne değişti ki bu insanlar bu Onları bir kez daha onur kırıcı bir riski yaşamaya mecbur bırakılıyor? muameleyle karşı karşıya bırakmamak gerekiyor. Onlar hükümetin direkt devreye gire- rek, kendileriyle ilgili özlük haklarının ia- YAŞ mağdurlarının iade-i itibarlarını de edilmesini istiyor. yeni baştan YAŞ’a bırakmak çok adil ol- masa gerek. Özlük hakları iade edildikten sonra da dosyalarının incelenmesini istiyorlar. Ne değişti? Eğer bir disiplinsizlikleri, TSK’ya za- Şimdi YAŞ ne karar verecek? rar vermiş bir hareketleri, bir suçları var- sa “mahkeme hakkımızda işlem yapsın” Bu insanlara “siz haklısınız” dese 11- diyorlar. 12 yıl önce onları ordudan ihraç eden komutanları suçlamış olacak. Ya da kendi dosyalarının TBMM’de hukukçulardan oluşan bir komisyon- Bu insanlara “size karşı yanlış yapıl- kasım-aralık 2010 | ASDER 61 asder11.indd 61 12/23/2010 9:16:15 PM

AKSAJANS mustafa nazif 0212-665 31 52 BASINDAN ca incelenmesini, uyduruk ve düzmece lerin gerisinde yatan “insan” portrelerini belgelerin iptal edilmesini teklif ediyor- görmezden geldiler. lar. İşin doğrusunu söylemek gerekirse; İktidar; hiçbir savunma hakkı veril- onlar bizim “gözden çıkardıklarımız” ol- meksizin TSK’dan ihraç edilen ve yıl- du. larca sayısız mağduriyetler yaşayan bu insanları, şimdi daha fazla rencide et- Demokrasimiz öyle çok yerinden de- meden bir çözüm bulmak zorunda değil lik deşik edilmişti ki, hangi deliği önce mi sizce de? tıkayacağımızı düşünmek, öncelikler sıralaması yapmak zorunda kaldık ve Madem insanlara bir bayram yaşatı- haksız da değildik. Çünkü bütün delik- lacak tam yaşatılmalı değil mi? lere birden koşuşturmaya ne gücümüz yetiyordu, ne cesaretimiz... “Şimdi ki- İyi bayramlar. lit sorun, ülkenin bir an önce seçime gidip 28 Şubat sürecinin sona ermesi- [email protected] dir” diyorduk kendi kendimize. “Parla- twitter.com/aabdulkadiroglu mentoyu devre dışı bırakma formülleri- ni püskürtmek şimdi daha hayati” diye Onlar bizim tavizimiz oldu düşünüyorduk. Binlerce öğrenci türban Gülay Göktürk yasağı yüzünden okuldan atılma tehli- kesi yaşarken, “onlar”ın sorununu ihmal Onlar sadece birer sayı olarak geldi edebiliriz, diye avutuyorduk kendimizi... karşımıza. Ülkenin sivil kurumlarında, örneğin üni- versitelerde yargısız kıyım yönetmelik- Adı sanı, huyu suyu olmayan birer leri söz konusuyken, ordunun işine ka- sayı... Her Yüksek Askeri Şura toplan- rışmanın sırası mı, hesabı yapıyorduk. tısının ardından çoktan kanıksadığımız soğuk bir başlık olup karşımıza dikil- Kısacası, onlar bizim tavizimiz oldu. diler: “YAŞ’ta irtica temizliği: 86 subay atıldı” Oysa ateş düştüğü yeri yakıyor ve bu “öncelik” hesapları onlar için hiçbir Bir müddet sonra sayılarının büyü- şey ifade etmiyordu. Dıştan bakıldığın- mesi de yetmedi gazete başlıklarının da, bir trafik kazasında yirmi kişi ölün- puntosunu büyütmeye. Zaman içinde ce facia, bir kişi ölünce acı bir haberdir. sütün sayıları küçülüp sayfa diplerine Oysa ölen bir kişinin yakınları için, o ka- doğru sürüldüler. Muhafazakâr basın bi- zanın yirmi ölümlü olmasıyla, bir ölümlü le eskisi kadar “büyütmez” oldu sorunu. olması arasında fark yoktur. Onun acısı İslami duyarlılığı yüksek partiler sustu. aynıdır. Demokrat kalemler namus kurtarma ka- bilinden değinip geçti konuya. Yüzlerce Bu acıyı topluma aktarmak için gelip ailenin dramını, “YAŞ kararları yargıya görüşmek istiyordu bazıları. Gelip bana açılmalıdır” gibi ruhsuz bir cümle içine irticacı olmadıklarını kanıtlamak istiyor- sıkıştırıp geçiştirmekten başka yapabi- lardı. Karşıma geçip konuşurlarsa, ses- leceğimiz bir şey yoktu... Sosyal yarala- lerini duyarsam, gözlerinin içine bakar- ra pek meraklı televizyonlarımız, “insan sam ikna olacağıma inanıyorlardı. hikayeleri”ni hiç kaçırmayan dergileri- miz, gittikçe küçülen bu soğuk haber- Bir bahane bulup “gelmeyin” diyor- dum. Ben ikna olsam ne olacaktı ki... Ama yılmıyorlar, telefonda, mektupla anlatıyorlardı: Bütün bir hayat projeleri- nin nasıl bir anda çöktüğünü, yemeden içmeden kesilip depresyona girdiklerini, 62 ASDER | kasım-aralık 2010 asder11.indd 62 12/23/2010 9:16:20 PM

AKSAJANS mustafa nazif 0212-665 31 52 hatta intiharı düşündüklerini anlatıyor- Sivil otorite ve askeri yargı lardı. Hele içlerinden bazıları, karısının Taha Akyol başını bile örtmediğine, hayatında na- maz kılmadığına yemin billah edenler HÜKÜMET bakan imzasıyla üç ge- var ya, işte o zaman iyice utanıyordum. nerali (biri amiral) açığa aldı. Şüphesiz Yerin dibine batıyordum. Bir insanın buna yetkisi var ama, bu üç generalin toplumun karşısına geçip inançlarının sırf yargıya gittikleri için açığa alındıkla- hesabını vermek için dil dökmesini kal- rı söylenerek sert eleştiriler yapılıyor. dıramıyordum. Bu üç generalin ismi 5 ay önce açık- Xxx lanan Balyoz iddianamesinde geçi- yor. Buna rağmen ağustostaki Askeri 1998 yılı aralık ayında “Gözden çı- Şûra’da asker üyelerin oylarıyla terfile- kardıklarımız” başlıklı bir yazı yazmışım. rine karar verilmişti. Hükümet ise buna Yukarıda okuduğunuz satırlar o yazının uymayarak terfi kararnamesine bu üç güncellenmiş, zaman kipi değiştirilmiş ismi koymayarak terfilerini engellemişti. halinden başka bir şey değil. Üç general bunun üzerine Askeri Evet, bugün o yazının zaman kipini Yüksek İdare Mahkemesi’ne (AYİM) git- değiştirip yeniden yayınlamanın yararlı mişler, mahkeme yürütmeyi durdurma olacağını düşündüm. kararı vermişti. Bu kararın iki ay içinde uygulanması, yani hükümetin bu üç ge- Çünkü bizim yıllar önce sahip çıka- nerali terfi ettirecek bir kararnameyi çı- madığımız, çaresizlik içinde gözden çı- karması gerekiyordu. kardığımız, taviz olarak darbecilerin karşısında tek başına bıraktığımız o in- İki ay dolmak üzereyken hükümet sanlar; resmi adlarıyla YAŞ mağdurla- bakan imzasıyla üç generali “açığa al- rı için hesaplaşma vakti geldi. Yapılan dı”, böylece terfilerini yine önledi... anayasa değişikliği sayesinde (YAŞ ka- rarlarını yargıya açan değişiklik) artık Bu özete bakarak “hükümet yargı- yargıya gitme hakları var ve zaten onlar ya gidişi cezalandırdı” demek mümkün. da şimdi bunu yapıyorlar. Halbuki... O karanlık yıllarda neyle suçlandık- Sorun YAŞ’ta başladı larını bile bilmeden, savunmaları bile alınmadan meslekleri ellerinden alınan Temel hukuki mesele şudur: Yüksek ve hayatlarının geri kalanını boyunların- Askeri Şûra’da alınan kararlar, hüküme- da “Şeriatçı-irticacı” yaftasıyla yaşama- ti bağlayıcı mıdır? Hükümetin işi “noter” ya mahkûm edilenler bu davalarda sa- gibi onaylamak mıdır? dece haklarını değil, onurlarını da geri almaya çalışacaklar. Eğer böyle ise, komutanların terfi- lerinde hükümetin hiçbir “takdir” yetkisi Bu onur mücadelesini hep beraber yoktur! izleyeceğiz. AYİM böyle düşünmüş, YAŞ’ı “karar organı”, hükümeti ise “noter” gibi gör- müştür. YAŞ’ta terfi ettirilen generallerin hükümet tarafından kararname ile terfi ettirilmemesini yanlış bulmuş, yürütme- yi durdurma kararı vermiştir. Rejimle ilgili tarafı kasım-aralık 2010 | ASDER 63 asder11.indd 63 12/23/2010 9:16:26 PM

AKSAJANS mustafa nazif 0212-665 31 52 BASINDAN Halbuki YAŞ kararları otomatikman Son söz yetkisi uygulanabilir kararlar değildir. YAŞ ka- Özü şudur: YAŞ hükümetin üstünde rarları ancak hükümetin hazırlayacağı bir karar organı mıdır?! Siyaseten so- kararname ile “tekemmül” eder ve “icra” rumlu hükümet ise “noter” gibi bir onay kabiliyetini kazanır. makamı mıdır?! O zaman buna sivil re- jim denilebilir mi?! “Sivil otoritenin üstünlüğü” şeklinde- Halbuki hukukta ve siyaset teorisin- ki temel anayasal kural bunu gerektirir. de “ordunun göreceli özerkliği” kuralı Meselenin “rejim”le ilgili tarafı burada- gereğince, evet, ordu iç düzenini ken- dır! di yönetir ama sivil otorite “noter” değil- dir, son sözü söyleyecek “takdir” maka- Fakat AYİM, hükümetin kararname mı hükümettir! hazırlama yetkisini noterlik işlemi gibi Obama, Afganistan’daki Amerikan görerek yürütmeyi durdurma kararı ver- birliklerinin komutanı Org. McChrystal’i, diği için, hükümetin iki ay içinde bu üç sırf Afganistan politikası hakkında bir- generali terfi ettirmesi gereği ortaya çık- kaç eleştirel laf etti diye görevden alma- mıştır. dı mı? Dahası, Obama bir “iddianame” ha- Buna karşılık, iki ay dolmadan, hükü- zırlanmasını bile beklememişti. met diğer bir yetkisini kullanarak üç ge- Demokrasi diyorsak, kural budur. Bu nerali “açığa” almıştır. “Açığa alınmış” anlayışın yerleşmesi, hükümet-asker bir general yasaya göre terfi ettirilemez. ilişkilerini daha sağlıklı hale getirir. Böylece başa dönülmüş, YAŞ’ta alınan “terfi” kararı, hükümet tarafından bu de- Kaynak : http://www.mil- fa da “açığa alma” yoluyla etkisiz hale liyet.com.tr/sivil-otorite-ve- getirilmiştir. askeri-yargi/taha-akyol/siyaset/ yazardetay/26.11.2010/1318574/defa- Hükümet YAŞ’ın noteri olmadığı için ult.htm işlem hukuka uygundur, hükümet “tak- dir yetkisi”ni kullanmıştır. “Keşke daha önce defterini dürseydim” Balyoz’daki diğer isimler Millî Güvenlik ve Silahlı Kuvvetler Balyoz iddianamesinde ismi geçen 9 Akademisi Eski Komutanı Emekli Tüm- muvazzaf generalden hükümetin sade- general İlhan Akoğuz, Yüksek Aske- ce üçünü açığa alması da eleştiriliyor. ri Şura (YAŞ) kararı ile TSK’dan ihraç edilen Binbaşı M. Yavuz Ay’ın kendisi Halbuki bunun sebebi, bu 9 general- hakkında Yeni Akit Gazetesi’ne yaptığı den sadece üçünün YAŞ’ta terfi ettiril- açıklamaları doğruladı. miş, diğer 6’sının YAŞ’ta terfi ettirilme- miş olmasıdır. KOMUTANDAN BAŞÖRTÜLÜ EŞ SORGUSU Bir ‘ayırım’ sorunu varsa, bu YAŞ’ta yapılmıştı. “PİŞMAN OLDUM, DEFTERİNİ DÜRMEDİĞİME…” Hükümet YAŞ’ta üç generalin terfi et- tirilmesini önlemek için önce onları ka- rarname dışında bırakmış, mahkeme “yürütmeyi durdurma” kararı verince de “açığa alma” işlemiyle yine terfilerini en- gellemiştir. Mesele eşitlikse, hiçbiri terfi ettirilme- yerek eşitlik sağlanmıştır. 64 ASDER | kasım-aralık 2010 asder11.indd 64 12/23/2010 9:16:32 PM

AKSAJANS mustafa nazif 0212-665 31 52 1990 yılında Edirne’de Tümen ko- den bahsediyorlar? Ispartalıyız, hacı mutanı iken M. Yavuz Ay’ın, eşinin ba- hafızlardır bizim sülalemiz. Babam da- şını açmasını, kendisiyle rakı içmesini hil tümü hacıdır. Bine yakın subay ve ve eşi ve çocuklarıyla eğlence mekan- astsubay olan tümende, bir üsteğmenin larına gelmesini istediğini doğrulayan adı olur mu? Gazetedeki haberi okudu- Emekli Tümgeneral İlhan Akoğuz, “Piş- ğunuzda aklıma geldi. Düşündüm. Böy- man oldum, defterini dürmediğime… le bir şey oldu mu, olmadı mı? Aradan Benim dönemimde üsteğmendi, binba- yirmi sene geçmiş. şılığa kadar yükselmiş. Onun yaptığı çok ayıptır..” dedi. “MÜSLÜMANLIK İNSANIN İÇİNDE OLUR” “KARISI ACAYİP GİYİNİYORDU” - M. Yavuz Ay’a, “Başarılı subay na- Akoğuz, “Karısı acayip giyiniyor- sıl namaz kılar” demişsiniz? du. O arkadaşın hanımı toplumda aca- yip bir hava estirmişti. Eşi örtülüydü… - Ben, Kars’ta tugay komutanlığı yap- Acayip giyiniyordu. Çıkarıversin başör- tım. Er hocanın arkasında ben bayram tüsünü (…) Efendi gibi çağırmışım, ‘bi- namazı kılmış insanım. Müslümanlık zim eve eşinle gel’ demişim. Çoluk ço- bunların keyfine göre değil. Müslüman- cuğunu kurtarmak ve istikbalini açmak/ lık insanın içinde olur. Evime davet et- istemek kötü mü? Müslümanlık insanın mişim. Karısı acayip giyiniyordu. Gaze- içinde olur” diye konuştu. tede okuduktan sonra aklıma geldi. 1977 senesinde Kara Harp Okulu’na “KARI OYNATACAK HALİMİZ YOK giren M. Yavuz Ay, eşinin başörtülü ol- YA?” ması, kendisinin namaz kılması ve iç- ki içmemesi gerekçesiyle 1996 yılın- - M. Yavuz Ay’ı neden eğlenceye ça- da Yüksek Askeri Şura (YAŞ) kararı ile ğırdınız? TSK’dan ihraç edilmişti. - Sen hudut birliğini bilir misin? As- Emekli Tümgeneral İlhan Akoğuz, M. kerlik yaptın mı? Nerede yaptın? Yavuz Ay’ın gazetemize yaptığı açıkla- maları değerlendirdi: - Aydın’da… “BENİM SÜLALEM HACI” - Oooo. Kaymak yerler… - Edirne’de görev yaparken tümen - Ağabeyim de Kars’ta yaptı… komutanı olduğunuz dönemde, üsteğ- men M. Yavuz Ay’ı tehdit etmişsiniz ve - Çok güzel… Onlara sorsaydın hu- kendisine; “Eşin başını açacak.. Be- dut birliklerinde psikoloji nedir? Çok nimle rakı içeceksin.. Eşinle birlikte or- önemli… Hudutta beklemek, kurt kö- duevine eğlenceye geleceksin.. Çoluk peğiyle anarşist kovalamak kolay de- çocuk evime ziyarete geleceksin… Bu- ğil. Tümende er alay geceleri yapılırdı. güne kadar hiç eğlenceye gelmemişsin. Bu geceler 5-6’yı bulurdu. Bu gecelerde Evime gelmezsen merkez komutanını general ve albay ayrımı yapılmaz. As- gönderir, zorla getirtirim. Seni modern kerlere moral vermek için yapılırdı. Karı olmaya davet ediyorum” demişsiniz... oynatacak halimiz yok ya? Bugüne ka- Neden böyle bir teklifte bulundunuz? dar hayatımız komutanlıkta geçti. “EŞİ ÖRTÜLÜYDÜ, ACAYİP GİYİNİ- - Benim sülalem hacı… Bunlar ne- YORDU…” kasım-aralık 2010 | ASDER 65 asder11.indd 65 12/23/2010 9:16:40 PM

AKSAJANS mustafa nazif 0212-665 31 52 BASINDAN - Moral gecelerine katılmayan er, “PİŞMAN OLDUM DEFTERİNİ DÜR- sorgulanır mı? MEDİĞİME…” - Bine yakın personelim var. Gazino - Başını açmak inancına aykırı bir zaten almaz. Alay komutanları ayarlar, durum olabilir… Saygı duymak gerek- kaç kişinin geleceğini bildirir. O arkada- mez mi? şın, M. Yavuz Ay, toplumda hanımı aca- yip bir hava estirmişti. Eşi örtülüydü… - Pişman oldum, defterini dürmediği- Acayip giyiniyordu. Subay, astsubay ve me… Yaptığı çok ayıptır.. Ben onu koru- general ayırımı yapmazdım. Benim fel- yup kollamak için gayret sarf etmiştim. sefemde erden mareşale herkes asker- dir. “ÇIKARIVERSİN BAŞÖRTÜSÜ- NÜ…” “BİNBAŞILIĞA KADAR YÜKSEL- MİŞ” - Eşlerin başörtülü olması ihraç se- bebi sayılıyor… - Subay-astsubay yada generalin eş- lerinin başörtülü olması sakıncalı mı? - Çıkarıversin (başörtüsünü kastedi- yor) o da…Çıkarıversin… Diyanet İşle- - Ben ona (M. Yavuz Ay) iyilik etmi- ri Başkanlığı’nda çalışırsa, başörtüsünü şim. O anda atabilirdim onu. O anda çıkarmasını beklemek abes… kaydını silebilirdim. Bak binbaşılığa ka- dar yükselmiş. Benim dönemimde üs- - Diyanet İşleri Başkanlığı da, TSK teğmendi. Onura etmişim. ‘Çok iyi bölük gibi devlet kurumu değil mi? komutanısın’ demişim. ‘Gel oğlum’ de- mişim, milletin içerisinde… Ben tümen- - Ben namazı, abdesti ve orucu bilen den sorumluyum. Eğlenceye gelsin, ne insanım. olacak? Komutanların karşısında itiba- rını kazanır. O kadar düşkün olsaydım, “ASKERİ LOJMANLARDA ANAR- defterini dürerdim. Böyle bir şey yapma- ŞİSTLİK OLMAZ” dım. Efendi gibi çağırmışım, ‘bizim eve eşinle gel’ demişim. Daha ne diyeyim… - Başörtüsü takılması, inanç özgür- lüğü olarak görülmez mi? Saygı göster- “İSTİKBALİNİ AÇMAK KÖTÜ MÜ?” mek gerekmez mi? - General olabilmenin prosedürü bu - Kendi başına seçimini yapabilir mu? ama kalkıp da subay ve astsubayların lojmanlarının bulunduğu bölgede top- - Bu evrelerden ben de geçtim. Bu lantılar yapıp, anarşist gibi memleket ve evrelerden geçerken dikkatli olması la- millet aleyhine hareket etmek hiç yakış- zım. M. Yavuz Ay’a ne demişim? Dört madı. şart neydi? “GAZETE OLARAK DOĞRU YOL- - “Eşin başını açacak.. Benimle rakı DASINIZ” içeceksin.. Eşinle birlikte orduevine eğ- lenceye geleceksin.. Çoluk çocuk evi- (…) Siz, (Yeni Akit Gazetesi) gerçek- me ziyarete geleceksin…” ten ufak tefek sapmalarla doğru yoldası- nız. Doğru yoldasınız. Müslümanlık suç - Daha ne… Çoluk çoğunu kurtar- değil. Başörtüsü diye tutturuldu, sene- mak ve istikbalini açmak/istemek kötü lerdir uyutuluyor millet… Milleti bölmek mü? ve karşı karşıya getirmek anarşizmdir. Anarşist sadece eline tüfek almayla ol- maz. Fikren ve zikren olur, her şeyle olur. Millî Güvenlik ve Silahlı Kuvvetler Aka- 66 ASDER | kasım-aralık 2010 asder11.indd 66 12/23/2010 9:16:49 PM

AKSAJANS mustafa nazif 0212-665 31 52 demisi komutanlığı yapmışım. Millî Gü- rinin kurbanlarından olan emekli Tabip venlik Akademisi’nde genel müdür sevi- Albay Alper, şimdi özel bir hastanede yesinde sivil bürokratları eğittim. Onlara meslek yaşamına devam ediyor. da aynı şeyleri söyledim. (…) ‘Bunu Yu- nan Paşası yapmaz’ demişsiniz… Ben CİHAN muhabirine konuşan Alper, ne yapmışım ki… Alayı mı sattım? Türk Silahlı Kuvvetleri (TSK)’nde 100 bin civarında subay ve astsubayın YAŞ ka- KENAN KIRAN rarları sebebiyle mağdur olduğunu be- YENİAKİT GAZETESİ lirterek, “Anayasanın kabulünden tam 9 ay sonra TSK Personel Kanunu’na ilave ‘Ergenekon cuntasının egemenliği, edilen bir kanun yüzünden, 100 bin ci- YAŞ kararlarının uygulanması de- varında subay ve astsubay şu anki hu- mektir’ kuk düzeninden çıkarılmıştır. Bu yüzden orgenerale esir edilmiştir. 15 tane orge- YAŞ mağduru emekli Tabip Kıdemli narelin dudağından çıkacak kelimele- Albay Prof. Dr. Ahmet Alper, Ergenekon re kalmıştır. Bu durum 100 bin subay cuntasının egemenliğinin YAŞ kararla- ve astsubay tarafından benimsenme- rının uygulanması anlamına geldiğini diği gibi, generaller içinde de bu duru- söyledi. mu benimsemeyenler vardır. Bir örnek vereyim; 28 Şubat döneminin önde ge- Emekli Tabip Kıdemli Albay Ahmet len isimlerinden biri Orgeneral Teoman Alper, Gülhane Askeri Tıp Akademisi Kovan, iki yıllık Jandarma Genel Komu- (GATA)’nin sayılı doktorları arasınday- tanlığı sürecinde sadece bir kişiyi yaş dı. 7 yıl Gastroenteroloji bilimdalı baş- kararları ile görevinden uzaklaştırmış- kanlığı yaptı. 12 Eylül darbesinin mima- tır. Tek bir kişi ordudan uzaklaşmıştır. rı Kenan Evren, eski Jandarma Genel Bu da onun hukuk anlayışı ile ilgili, on- Komutanı Fevzi Türkeri ve eski Deniz dan sonra gelenler belirli bir klip içinde Kuvvetleri Komutanı Vural Beyazıt, te- yürütmüşlerdir. Bu da maalesef orduda davi ettiği komutanlardan sadece birka- cuntalaşmanın bir etkisidir. Çünkü bir çıydı. cunta, içinde hakim olması için başka fikirlerin orduda olmaması gerekmekte- Türk siyaset tarihine postmodern dir. İşte Ergenekon cuntasının egemen- darbe olarak geçen 28 Şubat süreci- liği, YAŞ kararlarının uygulanması de- nin en sert rüzgârlarının estiği dönem- mektir.” dedi. de, Ahmet Alper’in bu kez iyileştirmek için uğraştığı isim dönemin Deniz Kuv- YAŞ kararı ile ordudan uzaklaştırıl- vetleri Komutanı Güven Erkaya’ydı. manın hukuk devleti ve insanlıkla bağ- Erkaya’ya, kanser teşhisini ilk o koydu. daşmadığını vurgulayan Alper, 15 ki- Fakat Erkaya’nın başında olduğu Ba- şilik bir grubun, “Davacı benim, yargıç tı Çalışma Grubu’nun yaptığı fişlemeler benim, karar veriyorum. Senin hakkın- arasında Albay’ın da ismi vardı. 27 yıl daki bilgiler gizlidir, kimseye vermiyo- canından çok severek taşıdığı üniforma- rum. Bununla ilgili de hiç bir yere baş- sına, 1997’nin Ağustos şûrasında veda vuramazsın.” dediğini aktardı. İnsanın etti. Alper, ‘irticai tutum ve davranışlarla en önemli haklarından birinin savun- irticayı desteklemek’ gerekçesiyle ordu- ma hakkı olduğuna dikkat çeken Alper, dan ihraç edilmişti. 28 Şubat fişlemele- “Savunma hakkı yok. Sadece bu değil, bilgilendirme hakkımız da yok. Her şey gizli kapaklı yapılıyor. Kimi uzaklaştırı- yorsunuz; 33 yıl hizmet etmiş, profesör- kasım-aralık 2010 | ASDER 67 asder11.indd 67 12/23/2010 9:16:58 PM

AKSAJANS mustafa nazif 0212-665 31 52 BASINDAN lük makamına gelmiş, Gülhane’ye pek YAŞ mağduru astsubay, çok şeyler kazandırmış bir insanı silahlı kuvvetlerden uzaklaştırıyorsunuz.” diye Balyoz sanıklarında şikayetçi oldu konuştu. Yüksek Askeri Şura (YAŞ) kararıyla “GÜNEYDOĞU’DA HİZMET EDEN 2005 yılında TSK ile ilişiği kesilen es- 300 İLE 500 ARASINDAKİ KİŞİ, YAŞ ki Astsubay Mesut Göğebakan, Balyoz İLE ORDUDAN UZAKLAŞTIRILDI” sanıkları tarafından hazırlandığı belirti- len ‘ordudan atılacaklar’ listesinde ismi- Geçtiğimiz aylarda, Genelkurmay nin geçmesi üzerine ordudan atılması- Başkanı Orgeneral İlker Başbuğ’un na neden oldukları gerekçesiyle Balyoz bir televizyon kanalına verdiği röporta- sanıklarından şikayetçi oldu. jı hatırlatan Alper, burada Albay Cemal Temizöz’ün şarkta önemli işler yaptığı- Görevde bulunduğu dönemde ba- nı, hakkındaki davalardan vazgeçildi- zı komutanların darbe planının içeriği- ğini söyleyerek, Temizözü savunmaya ni benimsetmek amacıyla konuşmalar kalktığını anımsattı. yaptığını ve talimatlar verdiğini belir- ten Mesut Göğebakan, kendisiyle birlik- Sadece Temizöz’ü değil, Mehmet te ordudan atılan eski meslektaşlarına Haberal’ı da savunmaya kalktığını dile ulaşıp birlikte davaya müdahil olma ta- getiren Alper, şöyle devam etti: “Savun- lebinde bulunacaklarını söyledi. maya kalktığı kişiler, kendilerini savuna- biliyorlar. Avukatı var, hakimle savcıyla Eski Astsubay Mesut Göğebakan, görüşebiliyor. Biz bunlarla görüşemi- 2005 yılında disiplinsizlik gerekçe gös- yoruz, orgeneraller kararı vermiş diyor. terilerek ordu ile ilişiği kesilen askerler- Cemal Temizöz’ün Güneydoğu’da bu den biri. Balyoz soruşturması kapsa- kadar görev yaptığını söyleyen Genel- mında ele geçirilen ‘ordudan atılacak kurmay Başkanı, maalesef ama ma- 832 subay listesi’ adlı belgede adı ge- alesef en az 300-500 arasındaki kişi- çen Göğebakan’ın isminin yanına ‘ta- yi, Güneydoğu’da bu vatana en temiz kipte’ notu düşülmüş. Bu belgenin orta- şekilde hizmet eden vatan evlatları- ya çıkması üzerine Göğebakan, Balyoz nı, YAŞ kararı ile ordudan uzaklaştırdı- sanıkları ve komutanı hakkında şikayet- lar. Bunları niye düşünmüyorlar, onla- çi oldu. Göğebakan’ın şikayet dilekçesi rın insan olduklarını niye düşünmüyor? Balyoz davasının ek klasörleri arasında Haberal’ın 15 ayda güçlükle bir kez sa- yer aldı. vunması alındı. 15 aydır tutuklu, hapis- hanede yatması gerekirken hastanede Göğebakan, dilekçesind,e suçlular yatıyor. Ben onu suçlamıyorum, suçlu arasında Çetin Doğan, görevde oldu- olup olmadığına mahkeme karar vere- ğu dönemdeki komutanı emekli Albay cek. 15 aydır tutuklu bir kimsenin ifade- Turgut Atasoy ve arkadaşlarını göster- sini almak bile bir merasim. Bizde ifade di. Davaya müdahil olarak katılma iste- almak yok. Bakın benim ifadem yok, be- ğinde bulunan ve şikayetçi de olan Gö- ni savunan kimse yok. Benim hakimim, ğebakan, ordudan atılacaklar listesinde savcım hepsi 15 kişilik TSK’nın orgene- isminin yanına takipte notunun düşüldü- ral kadrosu.” ğünü belirtti. (CİHAN) 17 Ağustos 2010, Salı Göğebakan, dilekçesinde, “Soruştur- ma konusu darbe planlarının yapıldığı zaman dilimi içerisinde 3. Kolordu Mu- habere Alay Komutanı olan emekli Mu- habere Albay Turgut Atasoy tarafından 68 ASDER | kasım-aralık 2010 asder11.indd 68 12/23/2010 9:17:07 PM

AKSAJANS mustafa nazif 0212-665 31 52 komuta ettiği muhabere alayında darbe menin doğurduğu ekonomik sıkıntılar planı içeriğinin benimsetilmesi amacıyla kemiğe dayanınca böbreğimi satışa çı- her hafta tüm personele karşı yapılmak- kartmak zorunda kaldım.” 28 Şubat sü- ta olan pazartesi konuşmalarında ve recinde sorgusuz sualsiz ordudan atılan subay-astsubay toplantılarında konuş- takdirname sahibi bir YAŞ mağduruna malar yapıyordu ve talimatlar veriyordu. ait bir cümle bu. Hava Astsubay Osman Adımın bahsi geçen listeye eklenmesi- Kaçmaz, şimdilerde pazarlama işiyle nin müsebbibi olan ve darbe planlarının uğraşıyor. YAŞ kararlarına yargı yolu- uygulanmasında görev alan emekli Mu- nu açan referandum tarihini ‘iade-i itibar habere Albay Turgut Atasoy’dan ve di- günü’ olarak gören Kaçmaz, 12 Eylül’ü ğer arkadaşlarından şikayetçiyim.” de- sabırsızlıkla bekleyen yüzlerce mağdur- di. dan sadece biri. Şu an avukatlık yapan Göğebakan, Meslek hayatı başarılarla dolu kendisiyle birlikte ordudan atılan eski Kaçmaz’ın yürek burkan hikâyesi 13 yıl meslektaşlarına ulaşarak davaya mü- önce, emekliliğine 6 ay kala meslekten dahil olmalarını isteyeceğini söyledi. ihraç edilmesiyle başladı. Lojmandan Göğebakan, “Çetin Doğan’ın etkili oldu- atıldığı için kirada oturmak zorunda ka- ğu 2003-2006 döneminde ordudan atı- lan Kaçmaz, bir babaydı ve ondan ek- lan arkadaşlara ulaşmaya çalışıyorum. mek bekleyenler vardı. Arabasını sa- Bu arkadaşlarla birlikte 16 Aralık’taki tıp bir süre evini geçindirdi. Askerlikten duruşmaya topluca katılmayı ve müda- başka mesleği olmayan Kaçmaz, bugü- hillik talebinde bulunmayı planlıyoruz.” ne kadar çok sayıda iş değiştirdi. Ekono- diye konuştu. mik sıkıntılarla başa çıkamayınca psiko- lojik bunalıma girer ve çareyi böbreğini (CİHAN) satmakta bulur. Bu kararından yakın ar- 04 Ağustos 2010, Çarşamba kadaşlarının desteğiyle dönen Kaçmaz, “Referandumda, yaşadığım sıkıntıların YAŞ’ta ihraç edildim diye kimse iş ver- kaynağı olan şûra kararlarının hesabını medi, böbreğimi satışa çıkardım sormak için ‘evet’ diyeceğim.” diyor. 12 Eylül referandumu, YAŞ’ta ordu- 1998 yılı YAŞ kararları ile ordudan dan atılarak hayatları karartılan subay ihraç edilen Kıdemli Yüzbaşı Cengiz ve astsubaylar için bir başka anlam taşı- Kömürcü’nün çektikleri de Kaçmaz’ın yor. Kimi pazarcılık, kimi benzin istasyo- yaşadıklarından farklı değil. Hikâyeleri nunda pompacılık yapan eski askerler, farklı olmasa da haksızlığın yol açtığı YAŞ kararlarına yargı yolunun açılaca- çile aynı. Ordudan atıldıktan sonra bü- ğı referandumu iple çekiyor. Astsubay tün özlük haklarını kaybeden Yüzbaşı Osman Kaçmaz, iş başvurusu yaptı- Kömürcü, geçimini sağlamak için yurt- ğı kapılar yüzüne kapanınca, böbreği- dışına çıkıp kaçak işçi olarak pompacı- ni satmayı bile düşünmüş. Lojmandan lık ve kasiyerlik yapmış. Ordudan ihraç çıkarılan Harp Okulu birincisi Yüzbaşı edildiği için güvenlik şirketlerine alınma- Cengiz Kömürcü ise ‘hayır’ isteyenlere yan Kömürcü, yaklaşık 10 aydır kirasını soruyor: “Haksızlık devam mı etsin?” ödeyemiyor. “Mesleksizlik ve ordudan ihraç edil- Yüksek Askerî Şûra’nın (YAŞ) ka- rarttığı öyle hayatlar var ki, ‘irtica gerek- çesi’ ile ihraç edilen 1700 askerin, adeta 1700 ayrı dramı var. Zaman dün emek- liliğine üç ay kala YAŞ kararıyla ordu- kasım-aralık 2010 | ASDER 69 asder11.indd 69 12/23/2010 9:17:16 PM

AKSAJANS mustafa nazif 0212-665 31 52 BASINDAN dan atılan usta edebiyatçı İskender Pa- pazarlama elemanı olarak çalışır. Çalış- la, Tabip Albay Mustafa Kahramanyol tığı işyerinde ordudan ihraç edilen as- ve Mustafa Hacımustafaoğulları’nın ker kökenli biri olması nedeniyle uyum 12 Eylül referandumuyla ilgili görüş- problemi yaşar ve işyerinden ayrılmak lerini manşetine taşımıştı. Fakat Pa- zorunda kalır. Bakkal dükkânı işletmeye la ve Kahramanyol’dan daha şanssız başlayan Kaçmaz, esnaflığı bir yıl kadar olanlar var. Çünkü onların askerlik dı- yaptıktan sonra dükkanı zararına devre- şında başka meslekleri yoktu. Çoğu- der. Kirada oturan Kaçmaz’ı ekonomik nun 28 Şubat’ta başlayan çileli hayat- sıkıntılar psikolojik bunalıma iter. Evi- ları hâlâ sürüyor. Sırf dindar oldukları ne ekmek götürmek için böbreklerinden için ya da eşleri başörtülü olduğu için birini bile satmayı düşünür. En son ev yaşadıkları zulmü, “Bir biz bir de Allah aletleri pazarlamacılığı yapmaya başla- bilir.” diye anlatıyorlar. Kara Harp Oku- yan Kaçmaz kapı kapı dolaşarak sattığı lu Piyade Bölümü’nü 1982 döneminde ürünlerle ailesinin geçimini temin etme- birincilikle bitiren Kıdemli Yüzbaşı Cen- ye çalışıyor. YAŞ mağduru astsubayı en giz Kömürcü’nün (46) dramı da bunlar- çok TSK’dan ihraç sebebi üzüyor. Bilgi dan biri. YAŞ’ta ihraç edildiği haberini, edinme yasasından faydalanarak ne- bir aylık operasyondan geldikten son- den TSK’dan ihraç edildiğini öğrenmek ra almış. Gerekçe ise eşinin başörtülü isteyen Kaçmaz’a gelen cevap çok il- olması. Fakat kayıtlara, tıpkı İskender ginç, “Nizamı Alem isimli dini bir örgüte Pala’da olduğu gibi ‘disiplinsizlik’ diye üye olmaktan dolayı ihraç edildiniz”. Bu- geçmiş. 17 yıl görev yaptığı ordudan ih- güne kadar bu dini örgütün ismini duy- raç edildikten sonra geçim sıkıntısı da madığını söyleyen Kaçmaz, “Çektiğim başlamış. Yurtdışındaki kaçak işçilik, sıkıntıların kaynağı hak ihlalleri içeren pompacılık ve kasiyerlik maceralarından şûra kararları, 12 Eylül gününü nefes sonra iş için başvurduğu her kapı ordu- alma günü ilan edeceğim.” diyor. dan atıldığı gerekçesiyle yüzüne kapa- tılmış. Atıldığı günden beri maddi sıkın- Zaman Online tıları devam eden ve şu an işsiz olan Kömürcü, İstanbul Büyükçekmece’de oturduğu evin kirasını 10 aydır ödeye- miyor. Kredi kartı borcunu çevresinden ödünç alarak kapatıyor. “Piyasa alanın- da mesleğim olmadığı için ithalat ihra- cat kursuna bile gittim.” diyen Kömür- cü, profesyonel askerlik yaptıktan sonra sivil hayatta meslek edinme sıkıntısını fazlasıyla çektiğini anlatıyor. 1997 Aralık YAŞ’ında, emekliliğine 6 ay kala disiplinsizlik gerekçesiyle ordu- dan ihraç edilen Hava Astsubay Osman Kaçmaz’ın hikâyesi de benzer. Emeklilik hesapları yaptığı ve yeni bir hayat kur- mayı planladığı bir dönemde ihraç kara- rıyla şoka uğrar. Birçok üstün başarısı- na rağmen “disiplinsizlik” kararıyla ihraç edilmesi onu derinden yaralar. Kaçmaz geçimini sağlamak için çeşitli firmalarda 70 ASDER | kasım-aralık 2010 asder11.indd 70 12/23/2010 9:17:25 PM

AKSAJANS mustafa nazif 0212-665 31 52 Çocukları Terbiye Hakkı Adalete Başvurma Hakkı Hayat Hakkı Eşitlik Hakkı Azınlık Hakları Sığınma Hakkı Özgürlük Hakkı Aile Kurma Hakkı Çalışanların Hakları Seyahat, İkamet Özgürlüğü ve Hakkı Otoritenin Zulmünden Korunma Hakkı İşkenceden Korunma Hakkı İktisadi Haklar Din Özgürlüğü Mülkiyet Hakkı ve Korunması Fikir, İnanç Özgürlüğü Hakkı Irz ve Namusu Koruma Hakkı Ferdin Sırlarını Koruma Hakkı Zaruri İhtiyaçları Elde Etme Hakkı Kamu Hizmetlerine Katılma Hakkı Fikir Açıklama Hakkı Adil Yargılanma Hakkı ADALETİ SAVUNANLAR DERNEĞİ asder11.indd 71 12/23/2010 9:17:34 PM

AKSAJANS mustafa nazif 0212-665 31 52 asder11.indd 72 12/23/2010 9:17:40 PM




Like this book? You can publish your book online for free in a few minutes!
Create your own flipbook