Important Announcement
PubHTML5 Scheduled Server Maintenance on (GMT) Sunday, June 26th, 2:00 am - 8:00 am.
PubHTML5 site will be inoperative during the times indicated!

Home Explore Haber Bülteni 17. Sayı

Haber Bülteni 17. Sayı

Published by Adaleti Savunanlar Derneği, 2020-07-11 01:20:25

Description: HaberBulteni_17

Search

Read the Text Version

AKSAJANS mustafa nazif 0212-665 31 52 EDİTÖR YERİNE... YAŞ MAĞDURLARI ADALET İSTİYOR Olağanüstü dönemlerde hukuk devleti ve hukukun üstünlüğü ilkelerinin işletilmesin- deki kesintiler, bireylerin hukukunu da ihlal eden uygulamalara yol açmıştır. 926 Sayılı TSK Personel Kanununun 50 ve 94 ncü maddesinde sayılan ve TSK’den ilişik kesilmesini gerektiren suçlar veya 477 Sayılı Kanundaki disiplin suçlarından haklarında kesinleşmiş bir yargı kararı olmadan, irticai faaliyetlerde bulunma, irticai görüşleri benimseme ya da irticai olaylara karışma gibi niteliği ve sınırları belli olma- yan soyut ve sübjektif gerekçelerle TSK’de kalması sakıncalı addedilen çok sayıda subay ve astsubay, yasalardaki disiplin hükümleri keyfi şekilde işletilerek ihraç işle- mine maruz bırakılmıştır. Yargı yolu kapalı, yani keyfi ve hukuksuz bir şekilde tesis edilen ihraç işlemleri, kişilerin hayatında ömür boyu süre giden maddi ve manevi hak kayıplarına yol açmıştır. Hukuka uygunluk denetime kapalı tasarruflar, TSK bünyesinde subay-astsubay tüm personeli hukuki güvenceden yoksun bir duruma getirmektedir. TSK personelini yıl- larca hukuki güvenceden yoksun tasarrufların hedefi haline getiren yasal hükümler, darbe dönemlerinde çıkarılan ve bizatihi TSK personelini tahakküm altına almayı, ih- raç edilme ya da darbecilerin kanunsuz emirlerine tabi olma seçeneklerine mahkûm etmeyi amaçlamaktadır. TSK mensupları bu hukuk dışı tasarruflara karşı yeterli düzeyde bir koruma sağlaya- cak güvencelere kavuşturulamadığı müddetçe, bizatihi ordu içindeki askeri vesayetin ortadan kalkması mümkün olmayacaktır. TSK personeli ihraç edilmekle kalmayıp, ay- nı zamanda hayatının kalan kısmında da takip altına alınmakta ve kendi ve mükellef olduğu ailesinin geçimi için bir iş edinmesi dahi engellenerek, geride kalanlara “iflah etmeyiz” mesajı verilmekte ve böylece iç vesayet ayakta tutulmaktadır. Bu iç vesa- yetin kırılması ve TSK içinde normal askeri vazifeler dışında bir takım yasa dışı yapı- lanmalara karşı TSK bünyesindeki direncin artırılması için, ihraç edilmeyi ağır bir risk olmaktan çıkarmak, geride kalanlara “sizi ihraç tehdidi ile askerlik hizmetleri dışında kullanmak isteyenlere, yasa dışı yapılar içinde yer almaya zorlayanlara mecbur de- ğilsiniz” güvencesi vermek şarttır. Bu sebeple, geçmişte yargı yolu kapalı olarak ihraç edilen TSK personelinin mağduriyetinin giderilmesi, sadece bu kişilerle sınırlı maddi bir telafi olarak değerlendirilmemelidir. Aksine, maddi telafi geride kalanlar üzerinde- asder11.indd 1 12/23/2010 9:10:10 PM

AKSAJANS mustafa nazif 0212-665 31 52 EDİTÖR ki vesayeti kıracak bir etkiye de yol aça- Demokratik siyasi hayatı kesintiye uğ- caktır. ratan 27 Mayıs 1960 müdahalesinin re’sen emeklilik yoluyla mağdur ettiği Bazı basın ve medya organlarında yer ve daha sonra EMİNSU adı altında ör- alan haberlere göre, hükümetin konuya gütlenen bu personel ile ilgili olarak 3 HSYK uyum yasasında getirilen model Ağustos 1960 tarih ve 42 sayılı kanun paralelinde bir çözüm öngördüğü yö- ile emeklilik şartlarını düzenlemek su- nünde haberler yer almaktadır. Bu gibi retiyle mağduriyetler giderilmiştir. Daha haberlerde YAŞ mağdurlarının yeniden sonra da aynı kamu personelinin hakla- Yüksek Askeri Şura’ya sevk edileceği rı, 11 Temmuz 1973 tarih ve 1782 sayı- belirtilmektedir. Öncelikle HSYK mode- lı kanun; 10 Kasım 1981 tarih ve 2551 linin YAŞ mağdurları açısından bir çö- sayılı kanun ve 12 Aralık 1992 tarih ve züm getirmeyeceği tartışmasızdır. Çün- 3854 sayılı kanun ile yeniden düzenle- kü, YAŞ mağdurlarının büyük çoğunluğu nerek mağduriyetler doğrudan yasal dü- Anayasa’da yer alan “Suçların ve ceza- zenleme ile giderilmiştir. ların kanuniliği” ilkesine aykırı olarak, gerek TSK Personel Kanununda ve ge- Ayrıca, olağanüstü dönemlerin ardın- rekse Disiplin Suçlarına dair 477 Sayılı dan hukuk devleti ilkelerinin kısmen kanunda düzenlenen hiçbir suçtan ke- işletilmesi, TSK personeli dışındaki sinleşmiş hükümlülüğü bulunmaksızın mağduriyetlerin yargı yoluyla kısmen ihraç edilmişlerdir. Haklarında TSK’dan telafisini de sağlamıştır. 12 Eylül 1980 çıkarılmayı gerektirecek kesinleşmiş bir döneminde 1402’likler olarak tarihe ge- hükümlülüğü bulunmayan YAŞ mağ- çen ve mağdur edilen kamu görevlileri, durlarının haklarının telafisi konusunun yitirdikleri haklarını, sıkıyönetim dönemi tekrar Yüksek Askeri Şura’nın takdirine bitiminde açtıkları davalarda büyük öl- bırakılması son derece yanlıştır. Hak- çüde geri almışlardır. Yargı yoluyla tela- larında kesin yargı kararı bulunmadan fi edilemeyen mağduriyetler ile ilgili ola- ihraç edilen TSK personelinin hiçbir ki- rak da ayrıca 26.10.1994 tarih ve 4045 şi ve kurumun takdirine bırakılmadan sayılı yasa (03.11.1994 tarih ve 22100 doğrudan emredici bir hükümle hakla- sayılı Resmi Gazete’de yayımlanmış- rının telafisi gerekmektedir. Hakların- tır); 23.04.1999 tarihinden önce işlenen da yargı kararı bulunanların durumu ise disiplin suçlarının affına dair çıkarılan TSK’dan ilişiğinin kesilmesini gerektire- kanun ve 23.04.1999-14.02.2005 tarih- cek bir suç olup olmadığı yönünden tek- leri arasında işlenen disiplin suçlarının rar idari takdire bağlanabilir ve bu takdir affına dair 22.06.2006 tarih 5525 sayılı aleyhine de yargı yoluna gidilebilir. Ay- “Memurlar İle Diğer Kamu Görevlilerinin rıca geçmiş haklarının telafisine ilave- Bazı Disiplin Cezalarının Affı Hakkında ten TSK’ya tekrar dönmek isteyenlerin Kanun” ile kısmi olarak hak kayıplarının durumu da ilgili idari mercilerce değer- telafisi gerçekleştirilmiştir. lendirilerek bir karara bağlanabilir ve bu karar hakkında da yargı yoluna başvu- 12 Mart 1971, 12 Eylül 1980 ve 28 Şu- rulabilir. bat 1997 süreçlerinde de demokratik siyasi hayat kesintiye uğramış, bu dö- Geçmişte 27 Mayıs darbe mağdurla- nemlerde de en az 1960’daki kadar de- rının dört ayrı yasa ile haklarının telafi rin mağduriyetlere yol açılmıştır. Geç- edildiği herkesin malumudur. Şöyle ki: mişte hakları telafi edilmeyen kamu 2 ASDER | kasım-aralık 2010 asder11.indd 2 12/23/2010 9:10:15 PM

AKSAJANS mustafa nazif 0212-665 31 52 personeli olarak: 12 Mart 1971 muhtıra- kararlar da tartışmalı olacaktır. Ayrıca, sından sonra 600 dolayında subay; 12 referandum sonrası 60 günlük sürenin Eylül 1980 darbesinde 397 subay, 176 başlayacağı konusunda, AYİM’in zaten astsubay; 28 Şubat Müdahalesini müte- olumsuz içtihat oluşturma ihtimali çok akiben ise toplam 1750 civarında subay yüksektir. ve astsubay ihracı gerçekleştirilmiştir. Haklarında somut bir cürüm ya da disip- Sonuç olarak, anayasa değişikliğinden lin suçu isnadı ile verilmiş yargı kararı önce gerçekleştirilen yargı denetimine olmaksızın gerçekleştirilen bu ihraçlar, kapalı ihraç mağdurlarının dava açma- yargı denetimine kapalı olması nede- sı halinde, davalarının gerçekten huku- niyle ikinci bir mağduriyete yol açmıştır. ka uygun olarak görülmesi konusunda Dahası, başka bir kamu görevine kabul- endişeleri bulunmaktadır. lerinin engellenmesiyle bazılarında inti- hara kadar varan daha büyük acılar ya- Haklarında TSK’dan ilişik kesilmesini şamalarına yol açılmıştır. Konjonktürel gerektiren bir suçtan hükümlülüğü bu- şartların olgunlaşmaması neticesinde, lunmayanlar ile bulunanlar arasında hiç- belirttiğimiz kitlenin mağduriyeti günü- bir ayrım yapılmaksızın, YAŞ mağdur- müze kadar devam etmiş; bu mağduri- larının yeniden Yüksek Askeri Şura’ya yetleri telafi edici hiçbir yasal düzenle- sevkini öngören çözüm modeli ile yine me yapılmamıştır. böyle bir ayrım yapılmadan AYİM’e mü- racaat modeli hukuka uygun bir çözüm Anayasa değişikliğinden önceki ihraçla- üretmeyecektir. Hukuka aykırılığı aşikâr ra yargı yolu kapalı olduğu için, 60 gün- olan bu tür kararların telafisi için yeni bir lük idari dava açma süresinin değişikli- idari ve hukuki bir süreç başlatılması, ğin yürürlük tarihinden itibaren işlemeye zaten uzun yıllar bu hukuksuzluğa kat- başlayacağı yönünde kamuoyunda hu- lanan mağdurların hak kayıplarını tela- kuki yorumlar mevcut ise de, değişik- fi etmek bir yana, yeni hukuksuzluklara liğin yargı yolunu açıp açmadığı ancak yol açacaktır. yargı tarafından oluşturulacak içtihatla ortaya çıkacaktır. Dava açmak için hak YAŞ mağdurları, doğrudan yasal dü- düşürücü sürenin geçmesi karşısında, zenleme ile haklarındaki hukuksuz ida- çaresiz kalan mağdurlar, bu hakkı da ri işlemin geri alınmasını, hiç değilse, kaybetmemek için dava açmak zorunda 1960 darbesi mağdurlarının haklarını kalmışlardır. telafi eden yasaların 12 Mart, 12 Eylül ve 28 Şubat Sürecinde tasfiye edilen AYİM’in bir vesileyle yaptığı açıklama- TSK personelini de kapsayacak şekilde da, işlemlerini denetlediği idarenin bir tekrar yürürlüğe konulmasını istemekte- parçası olan Genelkurmay Başkanlığı- dir. nın, saygınlığını hukukun üstünlüğüne bağlılığından aldığını deklare etmesi Adaleti Savunanlar Derneği açıkça bir ihsas-ı reydir. Anayasanın de- ğişik 157 nci maddesi AYİM’in yargı ba- ğımsızlığı ve hâkimlik teminatı esasları- na göre yeniden yapılandırılmasını şart kılmakta olup, bu yapılandırma gerçek- leştirilmeden AYİM’in esastan vereceği kasım-aralık 2010 | ASDER 3 asder11.indd 3 12/23/2010 9:10:23 PM

AKSAJANS mustafa nazif 0212-665 31 52 Vesayet Zincirleri Kırılamadı 37s. Yaş Mağdurları Ordu Çözüm ve Bekliyor Savaş 22s. 25s. ADALETİ SAVUNANLAR DERNEĞİ SAHİBİ Fax: +90 212 526 11 32 Adaleti Savunanlar Derneği Adına E-mail: [email protected] Bülteni Adnan TANRIVERDİ Web: www.as-der.org.tr EDİTÖR ANKARA ŞUBESİ M. Abdullah KAPLAN Başkan: Kemal Şahin GSM: 5324091845 Tel: 03123492190 YAYIN KURULU Adres: Meşrutiyet caddesi 42/11 M.Abdullah Kaplan Bakanlıklar/ANKARA Tel: 0312 435 11 11 Fax: 0312 435 11 11 Gürcan Onat e-posta: [email protected] İbrahim Töre Ahmet Türkan BURSA ŞUBESİ Cebrail Yeğen - Hulusi Gülen Başkan: Arif ÇELENK Adres: Reyhan Mah. Kozaklı Sok. Çınar YAZIŞMA ADRESİ İşhanı No:1/21 OSMANGAZİ / BURSA Alemdar Mah. Çatalçeşme Sok. Tel&Fax: 0224 223 25 26 - 0224 224 32 47 Defne Han. 27/13 Cağaloğlu/İstanbul/Türkiye Arif ÇELENK Cep: 0 505 500 98 90 E-mail: [email protected] Tel: +90 212 526 11 31 12/23/2010 9:11:25 PM asder11.indd 4

AKSAJANS mustafa nazif 0212-665 31 52 İÇİNDEKİLER İnsan Kendi Yaş Mağdurları Yaş’ın ve Ordusuna Sızar Mı? Ayim’in İnsafına Bırakılabilir mi? 29s. Adnan TANRIVERDİ 14 Yaş ve Referandumdan resepsiyona Bedir Arslanları bu inat niye 39s. Prof. Dr. Nevzat TARHAN 17 Özal’dan Darbeciler! Ordumuzun Üzerinden Elinizi Çekin Sonra Nihayet Yusuf ÇAĞLAYAN 19 48s. Yaş Mağdurları Çözüm Bekliyor Prof. Dr. Ahmet ALPER 22 Ordu ve Savaş Ömer OKÇU 25 Genelkurmay Başkanına Açık Mesaj Gürcan ONAT 26 İnsan Kendi Ordusuna Sızar Mı? Vehbi KARA 29 Mağduriyetlerin Giderilmesini Sağlayacak Siyasî İrade Var Mı? Adnan TANRIVERDİ 31 Vesayet Zincirleri Kırılamadı Ahmet TÜRKAN 37 YAŞ ve Bedir Arslanları Ersan ERGÜR 39 Bir Tahlil Ya Da Tarihi Fırsatımız İbrahim TÖRE 41 Hoşçakalın Mehmet ERDİL 47 Özal’dan Sonra Nihayet Hamza EROĞLU 48 Bir Müslümanda Olması Gereken Vasıflar Ve İslamafobi Müslümanları Ekrem KARAKAŞ 50 İki Darbe Arasında Vehbi HORASANLI 52 Nostalji / Mehmet Şükrü Batur 56 Tümgenerale Cevap Sümeyra AY 59 Basından 60 KAYSERİ ŞUBESİ YAYINA HAZIRLIK Sayı:17 l Kasım-aralık 2010 Başkan: Kemal METE AKS AJANS 0212 665 31 52-53-54 Adres: Cumhuriyet Mah. Tennuri Sok. Bültenimizde yayınlanan yazı, www.aksajans.com şema, şekil ve fotoğraflardan No: 9/2 KAYSERİ yayıncının izni olmadan, kaynak Tel&Fax: 0352 222 97 24 SANAT YÖNETMENİ belirtilmeden tam veya özet alıntı Kemal METE Cep: 0 532 264 29 64 Mustafa Nazif yapılamaz. Yazıların sorumluluğu E-mail: [email protected] yazı sahiplerine aittir. www.mustafanazif.com KONYA İRTİBAT Adres: Tekbir Giyim KONYA BASKI-CİLT Tel: (Ahmet ÇAPAR) 0 332 353 51 87 İmak Ofset (Abdullah SELÇUK) İş: 0 332 248 20 42 Basım Yayın Tic. San. Ltd. Şti. Atatürk Caddesi, Merkez Mahallesi, Göl Sk. No: 1 Gsm: 0 505 288 94 7 Bahçelievler / İstanbul Tel: 0212 656 49 97 KÜTAHYA İRTİBAT Mustafa HACIMUSTAFAOĞULLARI http://www.asder.com GSM: 0535 7630500 İş: 0274 212 47071 E-mail: [email protected] asder11.indd 5 12/23/2010 9:11:29 PM

AKSAJANS mustafa nazif 0212-665 31 52 HABERLER n 28 Ağustos 2010 tarihinde Prof. n Hukuk komisyonumuzun özverili ça- Dr. Nevzat TARHAN başkanlığın- lışmaları sonucu tekemmül ettirilen da toplanan Yönetim Kurulu, Cebra- metinler, 22 EYLÜL 2010 tarihinden il YEĞEN’i ASDER Genel Sekreteri itibaren her meslek grubu için ay- olarak görevlendirmiştir. Üç seneye rı ayrı olacak şekilde web sitemizde yakın bir süredir bu görevi başarı ile yayınlandı. İletişimde santral kilitlen- yürüten Nurettin YAVUZ Bey’in yap- mesi denecek ölçekte yoğun bir te- mış olduğu değerli hizmetleri ve fev- lefon ve mail mesaisi yaşandı. Ge- kalade performansı için şükranları- rek sabit telefonlarımızdan, gerekse mızı sunar, yeni çalışma hayatında mobil telefonlardan yoğun bir bilgi- başarılar dileriz. lendirme süreci yaşadık. Arayan- lar içerisinde Türkiye’nin her köşe- n 28 Ağustos 2010 tarihindeki Yönetim sinden mağdur arkadaşlar oldu. Bu Kurulu toplantısında, 12 Eylül 2010 süreçte şuna da şahit olduk ve gu- referandumunda aziz milletimizin rurlandık: ordudan gerekçe göste- antidemokratik olan yasaları değiş- rilmeden çıkartılan bu vatan evlat- tirmek için EVET diyeceği öngörüle- ları; meğer dünyanın her tarafına rek, bu istikamette çalışma programı yayılmışlar. Kimisi ABD’de, bazıla- ve yol haritası tesbit edilmiştir. rı Avrupa’da, bir kısmı ise Asya’da önemli ülkelerde üniversitelerde un- n Referandum sonucu milletimizin vanlı öğretim elemanı olmuşlar. Ba- %58 gibi bir çoğunlukla Anayasanın zıları da iş hayatında önemli mesafe 125. maddesine yargı yoluna açma- katetmişler. Sanki kader, mazide ec- sı ile YAŞ’zedelerin önüne yeni bir dadımıza tevdi ettiği mukaddes gö- hukuki süreç açılmış oldu. ASDER, revi, bu bahadırlara yüklemiş. ülkemizin erişmiş olduğu demokra- tik olgunluğa paralel olarak; gereken n 2 EKİM 2010 tarihinde ‘’Yeni Oluşan katkıyı yapmak ve üyelerinin çoğun- Hukuki Süreç Ve Hareket Tarzımız lunu teşkil eden YAŞ’zedelerin yok- Ne Olacak’’ konu başlığı ile Ali Emi- sun bırakıldıkları haklarının iadesi ri Kültür Merkezinde Genel Başka- maksadıyla, Yönetim Kurulu üyeleri nımız Prof.Dr. Nevzat TARHAN ve ve hukuk komisyonu üyelerinin katı- Hukuk Komisyonumuzun da iştirak- lımı ile 17 Eylül 2010 tarihinden itiba- leri ile üyelerimize bilgilendirme top- ren sekiz adet toplantı yapmıştır. Bu lantısı yaptık. Katılım fevkalade yo- toplantıların çoğuna zaman mefhu- ğun oldu. İştirak edenler tereddütte mu gözetmeksizin katılarak konuyu kaldıkları meselelerde hukuk komis- sahiplenen değerli başkanımız Prof. yonu başkan ve üyelerine sorularını Dr. Nevzat TARHAN’a, engin tecrü- tevdi edip cevaplarını aldılar. besi ve fedakarane çalışmaları ile önümüzü açan Onursal Başkanımız n Derneğimiz Sivil Dayanışma Plat- Em. Tuğgeneral Adnan TANRIVER- formunun aktif bir üyesidir. Başkan Dİ Paşamıza şükranlarımızı suna- ve yönetim Kurulu Üyelerimizin et- rız. kin gayretleri sürece müsbet katkı yapmıştır. Bu çalışmalara verdiği- n Müracaat dilekçelerini hazırlamak miz destekten dolayı SDP Başkanı maksadı ile bütün toplantılarımıza Sayın Ayhan OGAN bir plaketle der- katılan hukuk komisyonu üyelerimiz, neğimizi ödüllendirmiş ve teşekkür- şahsi işlerini ihmal ederek dilekçele- lerini sunmuşlardır. rin tekemmül ettirilmesi, hukuk norm- larına uygunluk ve isteklerin bütünü- n Oluşan yeni hukuki süreçte nü havi bir metnin ortaya çıkarılması ASDER’in çalışmaları her kesimden için, karşılık beklemeksizin gayret- takdirle karşılanmıştır. Bunun sonu- lerini sürdürmüşlerdir. Bütün dernek cu olarak üye sayımızda ciddi artış- üyelerimiz ve mağdurlar adına hu- lar olmuştur. kuk komisyonu üyesi arkadaşlarımı- za saygı, hürmet ve teşekkürlerimizi sunuyoruz. 6 ASDER | kasım-aralık 2010 asder11.indd 6 12/23/2010 9:11:36 PM

AKSAJANS mustafa nazif 0212-665 31 52 HABERLER Bakanlık YAŞ başvurusunu işlem yapılamayacağı, bu konuda ka- reddetti mağdurlar uyum nunlarda herhangi bir hükmün bulun- yasalarını bekliyor madığı belirtildi. Mağdur avukatları, söz konusu belirsizliğin giderilmesi için TANJU ÖZKAYA İSTANBUL YAŞ'la ilgili anayasa değişikliğinin ge- rektirdiği uyum yasalarının bir an önce 10.12.2010 Zaman Online çıkarılmasını istiyor. Milli Savunma Bakanlığı Hukuk Mü- Edinilen bilgilere göre, Turgay Gön- şavirliği, Yüksek Askerî Şûra (YAŞ) ka- cü ile Vahit Kaya, anayasa değişikli- rarıyla ordudan ihraç edilen Kıdemli Bin- ğinden sonra özlük haklarını alabilmek başı Turgay Göncü (solda) ile Kıdemli için 8 Ekim 2010'da Askeri Yüksek İda- Başçavuş Vahit Kaya'nın itiraz dilekçe- re Mahkemesi (AYİM) ile Milli Savun- sine ret cevabı verdi. Bakanlık, anayasa ma Bakanlığı'na itiraz dilekçesi verdi. değişikliğinden önce ordudan atıldıkları Bakanlık 1 Aralık 2010'da ilgililere gön- için itirazlarıyla ilgili bir işlem yapılma- derdiği cevapta, orduyla ilişiğinin ana- yacağını savunuyor. Hukukçular ise söz yasa değişikliğinden önce kesildiği için konusu sorunun çözülebilmesi için hü- itirazıyla ilgili bir işlem yapılmayacağı kümetin acilen uyum yasalarını çıkar- notuyla birlikte ret yazısı iletti. Aynı ge- ması gerektiğini söylüyor. rekçe Vahit Kaya'ya da gönderildi. Milli Savunma Bakanlığı Hukuk Müşavirliği Yüksek Askerî Şûra (YAŞ) kararıy- Hâkim Albay Ahmet Çetindağ imzasını la ordudan ihraç edilen subaylar, öz- taşıyan cevapta şu ifadelere yer veril- lük haklarını geri almaya çalışıyor. Re- di: \"İnceleme neticesinde söz konusu ferandumla yapılan düzenlemenin değişiklikle Anayasa'nın 125. maddesi- ardından Milli Savunma Bakanlığı Hu- ne eklenen hükmün değişiklikten önce kuk Müşavirliği'ne başvuran mağdurla- ilişiği kesilenlere uygulanacağına dair ra olumsuz karşılık verildi. Eski Kıdemli gerek Anayasa'da gerekse diğer yasa- Binbaşı Turgay Göncü ile eski Kıdem- larda herhangi bir hüküm bulunmadığı li Başçavuş Vahit Kaya'nın dilekçesine görülmektedir. Bu kapsamda hakkınız- Hâkim Albay Ahmet Çetindağ imzasıy- da tesis edilen idari işlemin söz konusu la gönderilen yazıda, anayasa değişik- anayasa değişikliğinden önce tamam- liğinden önce ordudan atılanlarla ilgili lanmış olması nedeniyle dilekçenize kasım-aralık 2010 | ASDER 7 asder11.indd 7 12/23/2010 9:11:41 PM

AKSAJANS mustafa nazif 0212-665 31 52 HABERLER herhangi bir işlem yapılması mümkün bilgisi dışında hazırlanmış olabilece- görülmemektir.\" Bunu emsal göstere- ği ihtimali üzerinde duruyor. YAŞ mağ- rek, özlük haklarını alabilmek için itiraz durlarının özlük haklarının iade edilmesi eden bütün YAŞ mağdurlarına da aynı konusunda hükümete güvendiklerini be- cevabın verileceği ifade ediliyor. lirten Çelenk, \"Uyum yasalarının bir an önce çıkarılması gerekiyor. Geliştirile- YAŞ mağdurlarının avukatı emekli cek modelde YAŞ mağdurları ne AYİM'e Tetkik Hâkim Albay Hasan Tüysüzoğlu, ne de ilgili bakanlıklara bırakılsın.\" diye bakanlığın cevabının kendilerini bağla- konuşuyor. madığını belirtiyor. \"İdarenin tasarrufu- dur bu. Ne AYİM ne de bizi bağlar. Bizi Çözüm bulamazsa idare kusurlu ilgilendiren AYİM kararıdır.\" diyen Tüy- olur süzoğlu, bu tartışmalara son vermek için hükümetin bir an önce uyum yasa- Emekli Askeri Yargıç Faik Tarımcıoğ- ları çıkarması gerektiğini belirtiyor. Tüy- lu, YAŞ mağdurlarına gönderilen ceva- süzoğlu, \"YAŞ mağdurlarından endişe bi yazının izahının mümkün olmadığını ve tedirginliğe son verecek bir yasa yap- anlatıyor. Tarımcıoğlu, \"Böyle bir gerek- sınlar. Bu tartışmalara da son verilmiş çe olmaz. Bu 'ipe un serme' cevabıdır, olur.\" ifadelerini kullanıyor. Mağdur avu- zaman kazanmak için verilmiştir. İdare katlarından Mehmet Katar da AYİM'in mutlaka surette çözüm bulmalıdır. Ak- de buna benzer bir karar vermesin- si halde kusurlu olur.\" diye konuştu. Ta- den endişe duyduklarını anlatıyor. YAŞ rımcıoğlu, anayasa değişikliğinin nasıl mağdurlarının bakanlık ve AYİM'e bıra- uygulanacağına dair uyum yasalarının kılmadan geliştirilecek bir model üzerin- çıkarılması gerektiğini hatırlattı. Şu ifa- den haklarının verilmesini istiyor: \"Aksi deleri kullandı: \"Dava açmaya yasal ze- halde mağduriyet ikiye katlanacaktır. Bu min hazırlanmadan, pat diye ret ceva- belirsizliği ortadan kaldırmak için bir an bı vermek doğru değildir. 'Bu konuda bir önce uyum yasaları çıkarılmalıdır.\" kanun değişikliği yapılması bekleniyor.' şeklinde bir cevap verebilirdi. İnsanları Bursa ASDER Şube Başkanı emekli boş yere beklenti içinde tutmanın anla- Binbaşı Arif Çelenk de yazının, MSB'nin mı yok.\" TSK’dan atılan Binbaşıdan aliyetinde bulunduğu belirlendi. Döne- Şok Sözler min Kurmay Albayı olan Helvacıoğlu, çeşitli bahanelerle asker evlerine gide- Açığa alınan Balyoz sanığı 3 gene- rek subay eşleriyle ilgili ‘fişler’ hazırla- ralden Halil Helvacıoğlu’nun hasta ziya- mış. Bunlar 28 Şubat’ın YAŞ toplantıla- retine gittiği subayın eşini fişleyip ordu- rında atılan askerlerin sicil dosyalarına dan attırdığı ortaya çıktı. eklenmiş. ‘Etek boyu fişleme’nin ardından akıl BELGE DENİLEN KÂĞIT almaz bir uygulama daha. Balyoz sanı- ğı Tümgeneral Helvacıoğlu, subay evle- Helvacıoğlu’nun ‘çocuklara geçmiş rini ziyaret ederek bizzat rapor tutmuş. olsuna geleceğim’ bahanesiyle fişlediği YAŞ kararıyla atılan Binbaşı Şahin, “Be- askerlerden biri emekli Binbaşı Kemal nim evime hasta çocuğumu ziyaret et- Şahin. YAŞ mağduru Şahin, tarihe ge- me bahanesiyle geldi ancak eşimi fişle- çecek skandalı şöyle anlatıyor: “Aniden miş” dedi. hasta çocuğumu ziyaret edeceğini söy- ledi. Evimize geldikten 10 dakika sonra Son YAŞ toplantısında Balyoz sanı- kalkmak istedi. Anlamamıştık. Atılmayla ğı olduğu için terfi ettirilmeyen Tümge- ilgili sicil dosyama eklenen bir kağıdın neral Halil Helvacıoğlu’yla ilgili çarpıcı üstüne büyük harflerle ‘belgedir’ diye bilgi ortaya çıktı. Helvacıoğlu’nun28 Şu- yazıyordu. ‘Jandarma Kurmay Binbaşı bat darbesinde aktif olarak fişleme fa- 8 ASDER | kasım-aralık 2010 asder11.indd 8 12/23/2010 9:11:45 PM

AKSAJANS mustafa nazif 0212-665 31 52 Kemal Şahin’in evine yapmış olduğu- her şey not edilmiş. Hangi mahkeme, muz ziyarette eşinin başörtülü olduğu hangi vicdanlı hâkim altına belgedir de- görülmüştür’ deniliyordu. Belge dedik- nilen bu kâğıda itibar eder?” leri kağıdın altındaki imzada Kurmay Albay Halil Helvacıoğlu’nun ismi vardı. YAN YANA NASIL Yani o günkü ziyaretin amacı bizi fişle- mekmiş.” SAVAŞACAKSINIZ? EŞİMİN ETEĞİ UZUNDU Kemal Şahin o dönemde eşi Hacer Şahin’in Milli Eğitim Bakanlığı’na bağ- Jandarma Genel Komutanlığı’nda lı İmam Hatip Lisesi’nde meslek dersi Asayiş Dairesi Şube Müdürü olarak gö- öğretmeni olduğunu söyledi. 28 Şubat rev yaptığını anlatan Şahin akıl almaz darbesi öncesinde başörtüsü ile ilgili bir uygulamalara maruz bırakıldıklarını söy- sıkıntı olmadığı için eşinin okula başını ledi. Şahin, daireye atandığında Tüm- örterek gittiğini söyleyen Şahin, eşinin general Helvacıoğlu’nun, Kurmay Albay şimdi bir ilköğretim okulunda Din Kültürü rütbesinde Jandarma Genel Komutanlı- ve Ahlak Bilgisi öğretmeni olarak görev ğı Asayiş Daire Başkanı olduğunu belirt- yaptığını aktardı. Okulda eşinin başör- ti. Helvacıoğlu ile uzun zaman çalışma- tüsünü çıkartarak çalıştığını söyleyen larına rağmen ailesi ile ilgili bir soruya Şahin eşinin o gün hissettiklerini ve dü- muhatap olmadığını aktaran Şahin, din- şündüklerini şu cümlelerle aktardı: “Eşi- dar bir insan olduğunun öğrenilmesi ile me dosyadaki fişlemeyi anlattım. İnanın TSK’dan atılmasının gündeme geldiğini yıkıldı, ağladı. “Bu komutan senin silah aktardı. Çocuklarının ciddi bir rahatsız- arkadaşın yarın cephede savaş olsa sırt lık geçirdiği dönemde Helvacıoğlu’nun sırta savaşacaksınız. Birbirinize canını- aniden ‘geçmiş olsun ziyaretine gel- zı emniyet edeceksiniz ama seni arka- mek istiyorum’ dediğini söyleyen Şahin dan hançerledi. Yan yana nasıl savaşa- şöyle devam etti: “Orada olduğum sü- caksınız?” dediğini hatırlıyorum.” re boyunca, çocuklarımı hiç sormamış- ken birden aklıma gelip ‘geçmiş olsuna 3 BİN CAMİYİ RAPOR ETMİŞTİ geleyim’ diyerek evimize geldi. Eşim ba- şörtülü ve o zamanlar öğretmendi. Tabi Balyoz sanığı Helvacıoğlu daha ön- eteği de uzundu. Geldi karşıladık. Daha ce de benzer faaliyetlerle gündeme gel- çay bile ikram etmemiştik. Bir çikolata di. Helvacıoğlu’nun Jandarma Bölge Ko- ve kolonya sunduk. Zorladık tabi kalma- mutanı olduğu dönemde, İstanbul’daki sı için.” camileri; vakit ve Cuma namazlarına ce- maatin katılımı açısından takip ettirdiği O dönem ziyaretten bir anlam çıka- ve yaklaşık 3 bin camiyi fişlediği ortaya ramadığını söyleyen Şahin, 16 Haziran çıktı. Helvacıoğlu imzasını taşıyan 2004 1998’deki Haziran şurasında ordudan tarihli bir diğer fişleme notunda, Başba- atıldığında ziyaretin gerçek sebebini kan Erdoğan, Cumhurbaşkanı Abdullah öğrenmiş. İhraçla ilgili sicil dosyasına Gülve kabinenin diğer üyeleri hakkında baktığında şok bir belge ile karşılaştı- şok ifadeler yer alıyordu. ğını söyleyen Şahin, “Bir kâğıdın üstü- ne büyük harflerle ‘belgedir’ diye yazıl- Aydın Doğan’ın kiliseden yardım al- mıştı. Bu kâğıtta, ‘Jandarma Kurmay dığı ve misyonerlik faaliyetlerinde bu- Binbaşı Kemal Şahin’in evine yapmış lunduğu yönünde belgeler hazırlayan olduğumuz ziyarette eşinin başörtülü ol- Helvacıoğlu, Türkçe ibadetle ilgili Batı duğu görülmüştür’ diye yazıyordu. Bel- Çalışma Grubu’na sunulan andıça da ge dedikleri bu fişlemenin altındaki imza imza atmıştı. Helvacıoğlu’na aitti. Evimizde Arapça Bismillah, Allah ve Muhammed yazan KUR’AN KURSU VE DERSANE- tablolar vardı. Halı renginden, evin du- LER BİLE TAKİP EDİLİYOR var boyları ve perde renklerine kadar 28 Şubat sürecinden bu yana yü- kasım-aralık 2010 | ASDER 9 asder11.indd 9 12/23/2010 9:11:50 PM

AKSAJANS mustafa nazif 0212-665 31 52 HABERLER rürlükte olan fişleme yönetmeliğinde ler” başlığı altında Kur’an kursları, özel skandal hususlar yer alıyor. Buna gö- öğrenci yurtları ile vakıf öğrenci yurtları re Kur’an Kursları, yurtlar, dersaneler, tek tek fişleniyor. İkinci bölüm Milli Eği- okullar ve medya takip altında. Ordudan tim Bakanlığı’na devredilen Kur’an kurs- atılanların istihdam edilip edilmediği de ları ile öğrenci yurtlarını içeriyor. “İrticai rapor ediliyor faaliyet içinde bulunan kuruluşlar” baş- lıklı son bölümde özel okullar ile özel Türkiye, 28 Şubat sürecinde askerin dershaneler kayıt altına alınıyor. baskısıyla çıkartılan yönetmeliğin esa- reti altında. Takip formlarındaki mad- Yasalara aykırı görülen tesisler kap- deler ise dudak uçuklatacak nitelikte. samında Kur’an Kursları mercek altına Sözde ‘disiplinsizlik’ nedeniyle ordudan alınıyor. Tespit edilen Kur’an kursu mik- atılan personelin kamuda istihdam edi- tarı, idarece kapatılan miktar ile kendi- lip edilmediği bile her ay düzenli olarak liğinden kapatılan kursların bildirilmesi rapor ediliyor. Kur’an Kursları, yurtlar, isteniyor. Özel ve vakıf öğrenci yurtları; dershaneler, okullar ve medya da takip tespit edilen miktar, işlem yapılan mik- altında. tar ve kapatılan miktar olarak irdeleni- yor. MEB’e devredilenler bölümünde BUGÜN, 28 Şubat sürecinin fişleme fişlenen Kur’an kursları ile öğrenci yurt- ayıbını yansıtan takip formlarına ulaştı. larının sayısı talep ediliyor. “İrticai faali- 1998’den beri her ay mutat olarak dol- yet içinde bulunan kuruluşlar” adlı bö- durulan formlar Kaymakam imzasıyla lümde, özel okul ve özel dershaneler; Valilik ve Emniyet Müdürlüğü’ne gön- miktar, örenci kapasitesi ve işlem yapı- deriliyor. Ardından İçişleri Bakanlığı ile lan miktar olarak fişleniyor. Başbakanlığa iletiliyor. TERÖR ÖRGÜTLERİ ATILANLARA KAPSAM DIŞI 28 Şubat sürecinde çıkartılan yönet- İŞ VERİLİYOR MU? melik uyarınca hazırlanan takip formla- rında bölücü ve yıkıcı faaliyetler kapsam Takip formunun ikinci sayfası “yasa- dışında. PKK, DHKP-C, MLKP, TKPML- lara aykırı görülen fiil ve olaylar”, “İrticai TİKKO vb. terör örgütleriyle ilgili hiçbir faaliyet içinde bulunan kuruluşlar”, “Si- talep yok. lahlı Kuvvetler aleyhine yapılan yayın vb. olaylar”, “İrticai faaliyetleri, disiplin- KAYMAKAM sizlikleri veya yasadışı örgütlerle irtibat- TASDİK EDİYOR ları nedeniyle Silahlı Kuvvetlerle ilişkile- Yönetmelik uyarınca her ay düzenli ri kesilen personelin kamuda istihdamı”, olarak hazırlanan takip formlarını Kay- “aşırı dinci kesimlerden kamu kuruluşla- makamlık Yazı İşleri Müdürü tanzim rınına sızmaların önlenmesi”, “silahların ediyor. İlçe Kaymakamları tasdik edi- ruhsat işlemleri”, “özel üniforma giydiril- yor. Yönetmelik yürürlükten kaldırılma- miş korumalar” ile “Atatürk aleyhine iş- dığı için fişleme skandalı devam ediyor. lenen suçlar” başlığından oluşuyor. Formda dayanak olarak “406 sayılı Milli Güvenlik Kurulu Kararlarının uygulama İŞTE TAKİP FORMU durumu ile ilgili icracı birimlerden alınan bilgiler” gösteriliyor. A) Yasalara aykırı görülen fiil ve olay- lar: YURTLAR DA GÖZETLENİYOR Takip formunun birinci sayfasında ya- 1-Fiiller ve olaylar salara uygun Kur’an Kursu miktarı sor- gulanıyor. “Yasalara aykırı görülen tesis- a) Tespit edilen miktar b) Adliyeye sevk edilen miktar 2-Kılık kıyafete muhalefet: a) Tespit edilen miktar b) Adliyeye sevk edilen miktar 3-Kamu kurumlarında kılık kıyafete 10 ASDER | kasım-aralık 2010 asder11.indd 10 12/23/2010 9:11:55 PM

AKSAJANS mustafa nazif 0212-665 31 52 aykırılık: vb. olaylar: a)Tespit edilen miktar b) Adliyeye a) Tespit edilen miktar b) İşlem yapı- lan miktar sevk edilen miktar D) İrticai faaliyetleri, disiplinsizlikleri B) İrticai faaliyet içinde bulunan ku- ruluşlar: veya yasadışı örgütlerle irtibatları nede- niyle Silahlı Kuvvetlerle ilişkileri kesilen 1-Vakıf: personelin kamuda istihdamı: a) Miktar b) İşlem yapılan miktar a) Tespit edilen miktar b) Görevlerine son verilen miktar 2-Dernek, Tarikat, Dergah, Tekke, Zaviye, Türbe: E) Aşırı dinci kesimlerden kamu ku- ruluşlarına sızmaların önlenmesi: a) Miktar b) Kapasite c) İşlem yapı- lan miktar a) Tespit edilen miktar b) Görevlerine son verilen miktar 3-Yayınlar, radyo, TV (Basın): Bugün web sitesi a) Tespit edilen miktar b) İşlem yapılan miktar C) Silahlı Kuvvetler aleyhine yayın VESAYETTEN bih, tavsiye) Vesayeti sözlük anlamı ile NORMALLEŞMEYE açarsak; millî iradenin temsilcisi siyasi çoğunluğun ve onun çıkardığı hükümet- 24 Nisan 2010 günü ASDER Anka- lerin, kendini VASÎ, milleti de rüştünü is- ra Şubesi, Türkiye’nin geleceği açısın- pat edememiş olarak gören, bir kısım dan önemli gördüğü “VESAYET” algısı- kurumların tavsiyesi, ikazı ve emri al- nın normalleşmeye dönüşümünü konu tında görev yapmak zorunda bulunması alan panele ev sahipliği yaptı. ülkemizin temel sorunu olarak karşımı- za çıkmaktadır. “VESAYETTEN NORMALLEŞME- YE” doğru gidilecek yolda atılması ge- Vesayet sisteminin merkezinde de, reken adımlara vurgu yapıldı. asıl görevi, milletimizi, vatanımızı ve devletimizi dış tehditlere karşı koruma- Emekli Tuğgeneral Andan TANRI- sı gereken Silahlı Kuvvetlerimiz otur- VERDİ başkanlığında gerçekleşen pa- maktadır. Bu vasi, 50 yıldır, vatandaş nelde saygın konuklar ve ilginç konular olarak biz fark edemesek de, nefesini vardı. hükümetlerin ensesinde sürekli olarak hissettirmiş, bazen de, sesini de yük- Sayın Tanrıverdi’nin açılış konuşma- selterek, müdahale ve darbelerle devle- sı son derece anlamlı idi. ti, hükümetleri ve milleti derinden sars- mıştır. “Ülkemiz önemli bir değişim sürecini yaşıyor. Yaşadığımız sıkıntıların merke- İnsana hizmeti merkeze oturtan bir zinde, millet iradesinin ve onun temsil- anlayışla, devletin yeniden düzenlen- cisi olan TBMM’nin Anayasal kurumlar mesi, bu maksatla da milletin ayakların- üzerinde hâkimiyet kuramaması bulun- daki vesayet prangalarının çözülmesi maktadır. için başlatılan değişim ve normalleş- me sürecine, müsbet katkılar sağlamak Yani sorun; “milletin temsilcisi olan siyasî çoğunluğun VESAYET altında ol- masıdır” diyebiliriz. (Vesayet: emir, ten- kasım-aralık 2010 | ASDER 11 asder11.indd 11 12/23/2010 9:12:00 PM

AKSAJANS mustafa nazif 0212-665 31 52 HABERLER amacıyla bu paneli düzenliyoruz” dedi. vermesi, askerî vesayete imkân verme- si ve siyasî iradeyi kısıtlayan hükümleri Tanrıverdi devamla; “benzer çalışma- hakkında doyurucu bilgiler verdi. ları, ordumuzun yıpratılması için yapı- lan faaliyetler olarak göstermek isteyen Doç. Dr. Osman Can ise; “Yüksek bir kampanya, değişimi kavrayamayan Yargıda, TSK’da ve bağımsız anaya- ve statükonun devamında fayda gören sal kurumlarda ideolojik kadrolaşmaya çevreler tarafından sürdürülmektedir. imkân veren anayasal kurullar” hakkın- da bilgiler sundu. Bu söylemleri samimi bulmuyoruz. Can özetle; “Temel hak ve özgür- Amacımız, “görevinin sadece dış lükler kışlanın başladığı yerde biter.” düşmanla savaş olduğunu bilen, mille- Türkiye’de böyle bir kültür vardır ve bu tinin değerleri ile barışık, milletine itaat kültürün üretilmesinde de yargının çok eden, millî iradenin temsilcileri tarafın- büyük bir katkısı vardır dedi. Osman dan kontrol edilebilen ve savaşabilen Can Alman kanunlarında yer alan bir güçlü bir ordumuzun” olmasını sağla- karara yer vererek çarpıcı bir konuya maktır. dikkat çekti. (Alman Federal Mahkeme- si) “Subayın askerlik mesleğine girerken Geçmiş müdahale ve darbeleri ince- vicdani red hakkını kullanmamış olması lediğimizde, üç dayanağının olduğunu askerlik mesleğine girdiği andan itiba- görürüz. ren bütün özgürlüklerini bir kenara bıra- kacağı anlamına gelmez. Vicdan özgür- Birinci dayanak, müdahalelere ve lüğünü bir tarafa bırakacağı anlamına vesayete imkân veren yasal mevzuat, gelmez. Temel hak ve özgürlükler bütün devlet aygıtlarını, bütün idareyi, özellik- İkinci dayanak, bürokraside, müda- le orduyu bağlayan temel hukuk norm- hale ve darbe taraftarı ideolojik kadro- larıdır. Ve bir subayın da vicdan hakkı laşma, vardır. Bu da vicdan hakkına yönelik bir müdahale anlamına geldiği için bu ka- Üçüncü dayanak da; müdahale ve rarı kaldırıyorum der” ki vicdani reddin darbelere fırsat veren siyasi istikrarsız- Türkiye’de kabul edilmemiş olması mi- lıktır. litarizmin ortadan kaldırılması açısın- dan çok önemli ve hayati bir öneridir ve İlk ikisinin varlığı vesayeti oluştur- hayati bir yenilik olacaktır. Bu ifadelere muş, üçüncü ayak da gerçekleşince, ya dikkat çekmekte yarar vardır. müdahale ya da darbe olmuştur. İki mahkeme ve iki kültür arasındaki Bugün buradaki çalışmamızda, bu farklar bunlar. üç dayanağı değerli konuşmacılarımız- la masaya yatırarak, normalleşme için Üçüncü konuşmacı Prof. Dr. E. Tbp. gereken girişimlerle ilgili görüşlerimizi Alb. Mustafa KAHRAMANYOL, can alı- siz konuklarımızla paylaşmak istiyoruz. cı bir konuyu ele aldı: “TSK’de Millî İra- deye Ters Kadrolaşma ve YAŞ Kararla- Çalışmalarımızın Silahlı Kuvvetle- rı” rimiz, milletimiz, devletimiz ve insanlık âlemi için hayırlı olmasını diliyorum” de- Özetle; ordu millî iradeye tabi olma- di. Daha sonra söz değerli konuşmacı- lıdır, üstün vasıflara sahip olan ve mil- lara geldi. letine tabi olan asker, hürmete layıktır. Böyle askere de zaten hürmet edilir. Or- İlk kürsüye gelen konuşmacı Prof. dumuz maalesef, 1960, 1971, 1980 ve Dr. Mustafa Erdoğan; Cumhuriyet tari- 1997 yıllarında ihtilaller yaparak mev- himizin dört Anayasasını, “1921,1924, cut hükümetleri düşürmüş ve bu ihti- 1960 ve 1982 Anayasalarında askerî lallerden sonra masum vatandaşlara vesayete imkân veren ve millî iradeyi büyük zulümlere vasıta olmuştur. Baş- kısıtlayan hükümler” başlığı altında; komutanlığın TBMM’nin manevi varlı- ğından ayrılmayacağı ve barışta Cum- Kurtuluş Savaşını kazandıran 1921 hurbaşkanınca yürütüldüğü Anayasanın Teşkilat-ı Esasiye Kanunu, tek parti dik- tasına imkân veren 1924 Teşkilat-ı Esa- siye Kanunu, darbelerden sonra yapılan 1961 ve 1982 Anayasalarını, kişi hak ve özgürlüklerinin kullanılmasına imkân vermemesi, asker-siyaset ilişkisine yön 12 ASDER | kasım-aralık 2010 asder11.indd 12 12/23/2010 9:12:08 PM

AKSAJANS mustafa nazif 0212-665 31 52 bir hükmü olmasına rağmen, Genel- kazanmakta; toplum, adeta farklı kimlik- kurmay Başkanlığının Millî Savunma lerin çarpıştığı bir arenaya dönüştürül- Bakanlığı’na bağlanmaması hususunun mektedir. Bu çatışmacı yapının korun- da diğer bir hükmü olması; millî irade- ması ve sürekliliği, toplumun manevi üst nin her şeyin üstünde olduğu istikame- kimlik değerlerinin, dayanışma kültürü- tindeki siyasî anlayışa tamamen aykırı- nün devre dışı tutulması ile sağlanmak- dır. tadır. Çünkü dayanışma kültürü devre dışı tutulur ise, toplumun ötekini dışla- MSB, binası personeli ve bütün hiz- yıcı alt kimlik bilincinin devreye gireceği metleri Genelkurmay Başkanlığı tara- bilinmektedir. Toplumsal yapının bu par- fından sağlanan bir bakanlıktır. MSB, çalanmışlığının ürettiği gerilimler baha- sembolik olmaktan çıkarılmalı, Genel- ne edilerek, sistemin muhafazası işlevi- kurmaydan bağımsız bir Bakanlık hali- ne kodlanmış darbeci ve derin yapılar ne getirilmelidir. Askerî yargıda, hâkim büyük bir vatanseverlik anlayışı (!) ile güvencesi yoktur. Askerî yargı bağımsız kahramanca (!) vazifeye atılmaktadır- değildir. Bu nedenle, askerî mahkeme- lar” diyerek çok önemli bir konuya par- ler, Askerî yargıtay ve AYİM yargı birliği mak basmıştır. sağlanacak şekilde sivilleştirilmelidir. Gazeteci Yazar Eski Bakan Hasan TSK, mensuplarının İslami dini ha- Celal GÜZEL ise “Devlet Yönetiminde yatı yaşamaları önüne engeller koy- Askerî Vesayetin Etkileri ve Siyasi İstik- muştur. Aksini yapanları tehdit olarak rarın Önemi”ne vurgu yapmıştır. görmüştür. Personelin ihtiyacı olan din görevlilerini de istihdam etmemektedir. Özetle; “darbe Anayasalarının özel- likle son elli yıllık dönemde darbeci- Generallere, aşırı imkânlar sağlan- ler tarafından yapılan militarist bir mo- makta ve diğer askerî personel ile ara- dele göre yapılan, çerçevesinde millet larında uçurum meydana getirilmekte- iradesi sınırlanarak, yanına da yargıyı dir. alarak hazırlanan bu darbe Anayasa- ları Türkiye’de bir siyasi ve idari sistem 1612 Sayılı Yüksek Askerî Şuranın oluşturmuşlar. Bu sistem demokrasi de- Teşkili ve Görevleri Hakkında Kanunda, ğil, çok parti yönetim sistemi gibi bir sis- açık görev olmadığı halde, TSK’den di- tem. Bu sistemde siviller en fazla mü- siplinsizlik nedeniyle ilişik kesme işlemi- saade edildikleri alanda çalışabiliyorlar, nin YAŞ tarafında yapılması ve işlemin onun ötesine geçemiyorlar. Sistemi yö- yargı denetimi dışında tutulması hukuk netenler, elitist, militarist, seçkinci ve dışıdır, Anayasaya da aykırıdır. halkı küçük görüyorlar. Jakoben ulusal- cılar, milliyetçi değiller. Tek parti yöneti- ASDER adına E. Hakim Bnb. Yusuf minden sancılı çok partili yönetime ge- ÇAĞLAYAN ise “Askerî Vesayet Siste- çiş konularına vurgu yapan Güzel; CHP minin Oluşumu ve Normalleşme İçin Çö- + Ordu = İktidar. Aslında Yüksek Adalet züm Önerileri.” konusuna değinmiştir. Divanı diye ortaya çıkan fevkalade al- Vesayet kavramı, siyasi vesayet, vesa- çak bir divanın Menderes’i şehit etme yet zihniyetinin oluşumu, sistematik ve- kararından itibaren yargının da siyasal- sayet sistemi (iktidar ve vesayet) konu- laştığını ve bu militarizm gücüne takviye larına açıklık getirmiştir. Resmi vesayet güç olarak piyasaya arzı endam ettiğini ideolojisinin temellerinin Marksist felse- söyleyebiliriz” diyerek bugün darbe zih- feye dayandırıldığını hatırlatan konuş- niyetinin beslendiği ve 50 senedir de- macı, tek parti ideolojisinin ortaya çıkı- vam eden mantığın kaynaklarını bize şında Kadrocular (1942 yılında kurulan hatırlatmış oldu. ulusalcı dergi) Kemalizm ile Marksizm’in sentezinden oluşan sol-ulusalcı bir mo- Bu haberimizin tüm detayları www. del biçiminde ortaya çıkışında etkili ol- as-der.org.tr sitemizde bölümler halinde muşlardır. yer alacaktır. Çağlayan konuşmasının bir bölü- Ahmet TÜRKAN münde “ideolojik devlet ortamında, kül- ASDER YAYIN KURULU ADINA türel kimlik, siyasi kimlik, dini kimlik, et- nik kimlik sürekli bir tezatlaşma işlevi kasım-aralık 2010 | ASDER 13 asder11.indd 13 12/23/2010 9:12:13 PM

AKSAJANS mustafa nazif 0212-665 31 52 MAKALE Yaş Mağdurları Yaş’ın ve Ayim’in İnsafına Bırakılabilir mi? Adnan Tanrıverdi / Emekli Tuğgeneral Basına yansıyan 12 Eylül 1980 ihtilali ile birlikte; emeklilik işlemlerini de yargı denetimi- haberlere göre, ne açmıştır. çıkarılacak uyum Anayasanın yürürlüğe girişine kadar yasası ile mağdur 2324 Sayılı Kamu Düzenini koruma Ka- Değişiklik, yapıldığı tarihten sonraki askerlerin önce nunu ile Anayasanın kabulü ile birlikte işlemlere yargı yolunu açarken, önceki YAŞ’a müracaat geçici 15. maddenin koruması altında; işlemlerin kamu vicdanında açtığı yara- etmesi; YAŞ’ta yı saramamıştır. da, çıkarılmayı TSK Personel Kanununda disiplin- hak etmeyenler sizlik nedeniyle re’sen emeklilik işlemi Bu yaranın sarılması elzemdir. yetkisini YAŞ’a veren değişikliğin yapıl- hakkındaki dığı 1983 tarihinden itibaren de Anaya- Nasıl sarılacağı, siyasî iradenin basi- re’sen emeklilik sanın 125. maddesinin şemsiyesinde; ret ve kararlılığına bağlıdır. işlemlerinin Yüksek Askeri Şura ideolojik tasfiye YAŞ, 1980:2010 ARASINDA VERDİ- geri alınması, mekanizması olarak görev yapmıştır. Ğİ KARARLARI GERİ ALIR MI? işlemi geri Bu mekanizma, 1983 öncesinde Basına yansıyan haberlere göre, çı- alınmayanların 1020; sonrasında da yoğunluk 28 Şu- karılacak uyum yasası ile mağdur as- bat 1997 döneminde olmak üzere 1637 kerlerin önce YAŞ’a müracaat etmesi; da Askeri subay ve astsubayı savunma hakkı ver- YAŞ’ta da, çıkarılmayı hak etmeyenler Yüksek İdare meden, yargılamadan ve yargıya baş- hakkındaki re’sen emeklilik işlemlerinin Mahkemesine vurma imkânı da ellerinden alınarak geri alınması, işlemi geri alınmayanla- mağdur etmiştir. rın da Askeri Yüksek İdare Mahkemesi- (AYİM) ne (AYİM) başvurmaları sağlanacaktır. başvurmaları 12 Eylül Referandumu, 1982 Anaya- sağlanacaktır. sası ile bir kısım kurulların kararlarına Ağustos 2010 toplantısındaki ger- getirilen yargı denetimi engelini kaldır- ginlik, 2002 yılından beri Başbakan ve mış, bu meyanda Yüksek Askeri Şura MSB’nın muhalefet şerhine rağmen alı- (YAŞ)’ın disiplinsizlik nedeniyle re’sen 14 ASDER | kasım-aralık 2010 asder11.indd 14 12/23/2010 9:12:18 PM

AKSAJANS mustafa nazif 0212-665 31 52 nan kararlar ve Şûranın iki sivile karşı Mahkeme Başkanları, Daireler ge- Referandum 15 asker üyesi dikkate alındığında; YAŞ nel kurulu kararı ile seçilecek, üniforma ile son verilen üyelerinin insafa gelerek, daha önce ve- ve rütbesinden sıyrılmış, üç kişi arasın- uygulamaların rilmiş kararları kaldıracak iradeyi göste- dan Cumhurbaşkanınca atansa, ideolo- geçmişte receklerini düşünmek, gaflet olmaz ise jik kadrolaşmayı hesaba katmaz isek, mağduriyetlere saflık olur. hâkim teminatı, bu güne nazaran olduk- sebep olduğu ça iyi bir şekilde temin edilmiş olacaktır. kabul ediliyorsa Belki popüler olmuş bir kaç tanın- ve gerçekten mış kişiye ait işlemi göstermelik olarak Ancak köklü bir çözüm istendiğinde; mağduriyetlerin kaldırabilir. Ama genel haksızlığı gideri- kaldırılması ci bir tutum beklemek gerçekten saflık Sivil üyelerden oluşacak AYİM’ isteniyor ise, olur. in Danıştay’a, Askeri Yargıtay’ın da tesis edilen Yargıtay’a birer daire olarak bağlanma- haksız işlemleri Bu durumda YAŞ’ın fonksiyonu, ön- sı en ideal şekildir. ortadan kaldıran ceki re’sen emeklilik işlemlerini onayla- ve kaybedilmiş yarak, mağdurlara AYİM yolunun açıl- Adlî müşavirlerin dışında, askerî hakları teslim masını sağlamaktan ileri gitmeyecektir. mahkemelerde görevlendirilecek hâkim eden bir yasa ve savcıların sivil olması, çıkarılarak AYİM ADİL KARAR VEREBİLİR Mİ? mesele Terfi ve atamaların Adalet bakanlığı TBMM’nde Askerî Yüksek İdare Mahkemesine tarafından yapılması, ideal askeri hâkim çözülmelidir. seçilen hâkim ve subay üyelere bu gö- teminatı sağlayacaktır. revde bulundukları sürede sicil verilme- mektedir. Asgarî sayılan değişiklikler yapılma- dan, mevcut hali ile AYİM’den adil, Ge- Aynı kademede olanların arasındaki nelkurmaydan bağımsız ve tarafsız ka- kıdem, üye seçilmeden önceki sicilleri- rar vermesini beklemek de, gerçeklerle ne göre yapılmaktadır. bağdaşmayacaktır. Hâkim sınıfından olan üyeler arasın- Sonuçta; da kıyasıya bir generallik ve mahkeme başkanlığı yarışı her devre mensupları Basında yer aldığı şekli ile mağdur- için sürdürülmektedir. ları YAŞ ve AYİM’e teslim edecek bir ya- sa, görünürde eski YAŞ mağdurlarına Sicil almayan hâkim üyeler, kararla- yargıya başvurma hakkını vermiş ola- rı ile idareye yaklaşarak temeyyüz et- cak, ama mağdurların ikinci defa hüs- meye çalışmaktadırlar. Bu bakımlardan, rana uğramalarından başka bir işe ya- yüksek yargıdaki hâkimlerin rütbe taşı- ramayacaktır. Mağdurların tamamına ması hem hâkim teminatını zedelemek- yakınını ferdi olarak Anayasa Mahke- tedir, hem de yargı bağımsızlığını ihlal mesine, TBMM insan Hakları Komisyo- etmektedir. nuna ve Avrupa İnsan Hakları Mahke- mesi önüne götürecektir. Subay üyelerin azami kalış süresi- nin 4 yıl olması ve kurmay subaylar ara- En uygun çözüm; sından seçilmesi, bu üyelerin idarenin kontrolünde tutulmalarına sebep olmak- Referandum ile son verilen uygula- tadır. Mahkeme üyeliğinden sonra tek- maların geçmişte mağduriyetlere sebep rar rütbesinin gerektirdiği askeri görev- olduğu kabul ediliyorsa ve gerçekten lere dönecek bu subaylar, tayin ve terfi mağduriyetlerin kaldırılması isteniyor beklentisi içinde, idareye bağımlılıktan ise, tesis edilen haksız işlemleri orta- kurtulamamaktadırlar. dan kaldıran ve kaybedilmiş hakları tes- lim eden bir yasa çıkarılarak mesele AYİM’e üye olarak seçilenler, TBMM’nde çözülmelidir. Subay üyeler dâhil, rütbelerinden is- Eğer, re’sen emekli edilenlere uy- tifa etmiş sayılsalar, gulanan işlemin haklı olup olmadığının mutlaka idare tarafından gözden geçiri- Subay üye olarak seçilenler de yaş lip yargı denetimine tabi tutularak belir- hadlerine kadar göreve devam etseler, kasım-aralık 2010 | ASDER 15 asder11.indd 15 12/23/2010 9:12:23 PM

AKSAJANS mustafa nazif 0212-665 31 52 MAKALE MGK’unca lenmesi prensip olarak kabul ediliyorsa; lar için yargıya başvurma hakkı ve te- re’sen emeklilik o zaman, YAŞ ve AYİM dışında bir çö- sis edilen işlem hakkında yargı denetimi züm aramak gerekmektedir. yolu açılabilir. Sivil idare mahkemesinin, işlemlerinin AYİM ile mukayese edilemeyecek dere- kaldırılmasına MGK ve yetkili Sivil İdare Mahkeme- cede bağımsız ve hakkaniyetli kararlar karar verilenlerin si alternatif çözüm olabilir. vereceği kuşku götürmez bir gerçektir. özlük haklarının 28 Şubat 1997 tarihli Milli Güvenlik Bu alternatifin uygulanabilmesi için, emsallerine Kurulu (MGK) toplantısında alınan ve uyum yasası çıkarılmalı ve bu yasa ile; intibak ettirilmesi siyasete müdahale niteliği taşıyan 18 maddenin dördü, YAŞ mağdurlarının 12 Eylül 1980 tarihinden, uyum ya- ve kaybedilmiş durumu ile ilgilidir. sasının çıkarılacağı tarihe kadar, YAŞ hakların iadesi; Kararları ile TSK’nden çıkarılanların MGK bu günkü yapısı ile YAŞ’a na- dosyaları MGK Genel Sekreterliğine İşlemleri zaran daha tarafsız karar verebilecek gönderilmesi; onaylananların bir yapıya sahiptir. Beş askere karşılık ise, tefrik edilmiş Cumhurbaşkanı, Başbakan ve Bakan- Bu dosyaların, MGK Genel Sekreter- ların oluşturduğu yedi sivil üyesi bulun- liğinde, içinde sivil idare hukukçularının yetkili İdare maktadır. da bulunduğu bir komisyon tarafından Mahkemesine incelenmesi; YAŞ Mağdurlarının şahsi dosya- başvurması; ları (1.,2.,3. sicil üst ve Kuvvet Komu- İncelenen dosyaların MGK’na sevki imkanları tanlığı nezdindeki) bütün içerikleri ile ve bu kurulca incelenip karara bağlan- birlikte MGK’na getirilebilir. Asker üye- ması; sağlanmalıdır. ler, tesis edilen re’sen emeklilik işlem- lerinin kaldırılması halinde ortaya çıka- MGK’unca re’sen emeklilik işlemleri- cak olumsuzlukları ifade etme imkânına nin kaldırılmasına karar verilenlerin öz- sahip oldukları gibi, sivil üyeler de ön- lük haklarının emsallerine intibak ettiril- lerine getirilen dosyalarda hak ihlalinin mesi ve kaybedilmiş hakların iadesi; bulunup bulunmadığını inceleyebilirler. MGK’ndan, YAŞ’a nazaran daha taraf- İşlemleri onaylananların ise, tefrik sız ve adil karar çıkacaktır. edilmiş yetkili İdare Mahkemesine baş- vurması; imkanları sağlanmalıdır. MGK’nce, önüne gelen dosyalar içinde, re’sen emeklilik işleminin kaldı- Tesis edilen bütün re’sen emeklilik rılmamasına karar verilenler ise, yine işlemlerinin bir yasa ile kaldırılmasının yasa ile vaaz edilmiş ve bu maksatla bazı mahzurlar içerdiği kanaati mevcut görevlendirilmiş sivil idare mahkemesi- ise, MGK ve yetkili sivil idare mahkeme- ne sevk edilerek, işlemi kaldırılmayan- si alternatifi kullanılmalıdır. 23 Kasım 2010 16 ASDER | kasım-aralık 2010 asder11.indd 16 12/23/2010 9:12:30 PM

AKSAJANS mustafa nazif 0212-665 31 52 Referandumdan Resepsiyona Bu İnat Niye? Prof. Dr. Nevzat TARHAN Başörtüsü kelimesi yerine türban ke- amacına ulaştı. İğneli başörtüsü modeli Başörtüsü limesini ısrarla ve vurguyla kullananla- iç tehdit modeli olarak yaygınlaştı. Yani kelimesi yerine rın kozmik odalarda ikinci gizli bölümde psikolojik hareket başarıya ulaşmıştı. türban kelimesini ismi olan ve askeri harekât planlarında ısrarla ve vurgu özel emir almayı bekleyen siviller olma Başörtüsü kelimesi yerine türban ile kullananların ihtimali ne kadar? kelimesini ısrarla ve vurgu ile kullanan- kozmik odalarda ların kozmik odalarda ikinci gizli bölüm- ikinci gizli İnatçı olanlar başını örtenler mi, ba- de ismi olan ve askeri harekât planla- bölümde ismi olan şörtülüleri yok sayanlar mı? Kararı siz rında özel emir almayı bekleyen siviller ve askeri harekât veriniz ama Türkiye’ye zarar veren bir olma ihtimali çok yüksektir. Halen bu planlarında özel süreç yaşıyoruz. emrin kaldırılmadığını varsayarsak ya- emir almayı şananlar yerli yerine oturur. bekleyen siviller Türban kelimesini kullanmayaca- olma ihtimali ğım çünkü o kelimenin 1995’te 5 inci Başını örtenler inatçı değiller çünkü çok yüksektir. Kolordu’da görevliyken İstihbarat Baş- inançlarının gereğini yapıyorlar. Halen bu emrin kanının bana gösterdiği resmi yazı tec- kaldırılmadığını rübem var. O gün Genelkurmayın Psiko- Bir gün başörtülü olduğu için ecza- varsayarsak lojik Harekât kaynaklı emirde çizimlerle nede evrak imzası gerektiğinde “abla yaşananlar yerli ‘Tavşankulağı’ örtüsünü “Başörtüsü”, iğ- parmağını bas” muamelesi gören, top- yerine oturur. nelerle yapılan başörtüsünü “Türban” lum baskısı sonucu “cahiller başını ör- olarak tanımlandığını çok iyi biliyorum. ter” algısının acısını yaşayan bir hanı- O tarihlerde türban kelimesi çok bilin- mın hatırasını dinlemiştim. Üniversite miyordu. Ancak basındaki iyi çocukların mezunu bu genç hanımı bir modern gö- iyi çalışması sonucu psikolojik harekât rünümlü bayan “Siz İran’dan 300’er do- lar alıyorsunuz” diye suçluyor. kasım-aralık 2010 | ASDER 17 asder11.indd 17 12/23/2010 9:12:35 PM

AKSAJANS mustafa nazif 0212-665 31 52 MAKALE Eğer başörtüsü Onun verdiği cevap tam damardan- turmak için JİTEM ve BÇG gibi yapıla- siyasi simge dı. ”Eğer Allah’ın emri olmasaydı 300 rın emir komuta zinciri dışında harıl ha- dolar değil 10 bin dolar da verseniz ört- rıl çalıştıklarından kimsenin kuşkusu olsa idi yasaların mezdim, örttüğüm için yaşadığım sıkın- olmasın. hüküm maddesi tıyı biliyor musun?” cevabıydı. ile tanımlanırdı ve Neden, çünkü adamlar tesettürlü bi- ceza belirlenirdi. Bence Hayrünnisa Gül veya Emine risini gördüklerinde “kategorize bir nef- Erdoğan hanımefendiler de birçok bü- ret” hissediyorlar, ellerinde değil. Böyle bir rokrat eşi gibi zaman zaman “Allahın hüküm maddesi emrinin ağırlığını” hissedip eşlerini nasıl Neden, çünkü adamlar tesettürlü in- zor durumda bıraktıklarını düşünmüş- sanları iç düşman olarak görüyorlar olmadığı gibi, lerdir. menfaatleri onu gerektiriyor. Türkiye nüfusunun Fakat olaylara sadece siyasi ve ide- Neden çünkü adamların “sen kimsin çoğunu olojik önyargı gözlüğü ile bakanlar bunu ki?” dediği ve küçük gördüğü kişiler ikti- düşman olarak anlayamıyorlar. Başörtüsüne büyük si- dara geldiler her alanda kaliteyi temsil yası anlam yüklendi. “Siyasi simge” id- etmeye başladılar. tanımlayacak diası ciddi bir iddia içinde güvensizlik ve ve zan altında tehdit anlamı var. Neden, çünkü her şeye siyasi ve ide- olojik gözlükle bakıyorlar ve sosyolojik bırakacak Hukukta “suçun ve cezanın kanuni- değişimi göremiyorlar. belirsizlik ortaya liği” ve “isbat külfeti müddeiye aittir ” il- keleri var. Neden, çünkü derin komiteler saf çıktı. generallerimizi “İran tipi rejim” korkusu Eğer başörtüsü siyasi simge olsa idi ile kullanıyorlar. yasaların hüküm maddesi ile tanımlanır- dı ve ceza belirlenirdi. Böyle bir hüküm Neden, çünkü “Türkiye’de İran tipi bir maddesi olmadığı gibi, Türkiye nüfusu- rejimi kabule hazır toplum var mı?” de- nun çoğunu düşman olarak tanımlaya- diğimizde evet cevabı veremiyorlar. cak ve zan altında bırakacak belirsizlik ortaya çıktı. Neden, çünkü “AB yolundaki bir Türkiye’de İran tipi dini bir faşizm ihti- Başörtüsünün siyasi simge olduğuna mali mi daha yüksek yoksa Hitler tipi ırk- dair kanıt sadece “ben bu amaçla örtü- çı faşizm ihtimali mi yüksek?” sorusuna yorum” beyanı olabilir. Böyle bir beyan iddialarına uygun cevap veremiyorlar. varsa onlar takip altına alınabilir. Kamu düzenini bozan eylemleri varsa gereken Mamafih halk arasında “köprü yön- yapılır. Yanlış bile olsa düşüncesinden temi” ile çözülen sorun devlette de çö- ve inancından insanları mahkûm etmek zülecek. ABD‘de zenci beyaz sorunu ve ortaçağ zihniyetidir. eşcinsellere yönelik homofobi sorunu böyle çözüldü. Genelkurmay Başkanlığı referan- dum sonrası yeni duruma eski tutumla Birbirlerini tanıyan gruplar ve insan- karşılık verdi. lar önyargılarını ve varsayımlarını ya- vaş yavaş değiştiriyorlardı. Çünkü diya- Cumhurbaşkanlığı köşkünde 29 log sonrası oluşan “psikolojik köprüler” EKİM 2010 Cumhuriyet Bayramı resep- gerilimi gideriyordu. siyonuna tam kadro katılmama kararı aldı ve alternatif resepsiyon yaptı. Ayrı- Bunun için diyalogu kopartan blok- ca genelge yayınlayıp tesettürlü proto- laşmaya, devletin iki başlı olduğu ve kol durumlarında temas etmeden uzak- kamu düzeni bozuluyor algısına sebep laşma krokisi verildi. olan davranışlardan kaçmaya devam etmek gerekir. Şu anda jandarmanın herkesi fişledi- ğinden kimsenin şüphesi olmasın. Özetle formül; bilimin öngörüsüne uygun olarak ‘bedeli ne olursa olsun’ Şu anda alternatif siyasi koalisyon daha çok diyalog daha az önyargı. oluşması için neler yapılacağı ile ilgili bilgi notları yazıldığından kimsenin şüp- hesi olmasın. Şu anda kaos ve istikrarsızlık oluş- 18 ASDER | kasım-aralık 2010 asder11.indd 18 12/23/2010 9:12:40 PM

AKSAJANS mustafa nazif 0212-665 31 52 Darbeciler!... Ordumuzun Üzerinden Elinizi Çekin Yusuf ÇAĞLAYAN / Emekli Askeri Hakim Resmi İdeolojinin Kurguladığı İç Güvenlik Anlayışı “İnanç ve değerlerimiz ile gelişme/ ilerleme arasında bir çelişki varsay- ma” tezinden beslenen zihni süreç birtakım dönemsel şartlar altında politik sürece de hakim olmuştur. Siyasi ve bürokratik sisteme şe- kil veren bu zihniyet, zaman içinde toplumunun inanç ve kültür değerlerine kar- şı örgütlenmiş birer yapıya dönüşmüş- tür. Politik sürecin, modernleşme adına inanç ve gelenekleri tah- rip ve tasfiyeye yönelmesi, uzun vadede toplum- sal dayanışma kültürünü tah- rip etmiştir. İşte bugün ülkemiz- de yaşanan ge- rilimler bu ideo- lojik zihniyet ve dayanışma kül- türümüzün tah- ribinden kay- naklanıyor. 20. Yüzyılın başından itiba- ren planlı ve zor- lamalı bir şekilde sürdürülen kültürel değişim, toplumun bütününü kuşatan bir epistemolojik kasım-aralık 2010 | ASDER 19 asder11.indd 19 12/23/2010 9:12:46 PM

AKSAJANS mustafa nazif 0212-665 31 52 MAKALE Uzun yıllar kopuşa yol açamasa da, bu kopuşu ya- dı, resmi ideolojinin din politikası olarak kendi ideolojik şamış toplum kesimleri de ortaya çık- ortaya çıktı. Bu politika doğrultusunda tasavvurlarına mıştır. Bu kopuş, milletimizin ulusalcı alt şekillenen ferdi ve toplumsal yaşam tar- uygun düşmeyen kimlikler ekseninde sürekli ayrışmasını zı ile siyasal yapılanma, zaman içinde, inanç ve kültür besleyen ideolojik boyutlar kazanmıştır. birbiriyle çatışan iki tür paradigma üret- değerlerini ve ti: sivil toplumun paradigması ve resmi buna sahip bir Uzun yıllar kendi ideolojik tasavvur- ideoloji paradigması... Bu paradigma- halkı değiştirme larına uygun düşmeyen inanç ve kültür ların biri ideolojik, diğeri kültüreldir. Si- değerlerini ve buna sahip bir halkı de- vil toplumun paradigması kültürel olup, misyonu ğiştirme misyonu üstlenmiş olanlar, bu kendi manevi dinamikleri yönünde bir üstlenmiş olanlar, milletin kültür savaşında vermiş olduğu değişimi ve aynı zamanda da bütün ke- bu milletin kültür trajik bir kayıptır. Devleti rejimden iba- simlerin temel hak ve özgürlüklerine de- savaşında vermiş ret sayan bu zihniyet, toplumu ve de- mokratik bir çerçevede saygıyı içselleş- ğerlerini yok saymaktadır. Devletin kimi tirmiş milli iradeyi temsil ediyor. Resmi olduğu trajik bir kurumlarına sızan ve tahakkümü altı- ideoloji paradigması ise “inanç ve de- kayıptır. Devleti na alan bu darbeci zihniyet, halk üze- ğerlerimiz ile gelişme/ilerleme arasında rejimden ibaret rindeki iktidarını tam anlamıyla despotik bir çelişki varsayma” doğrultusunda bir sayan bu zihniyet, bir idare biçimiyle kullanmaya ve toplu- modern ve çağdaş kimlik kurgulamasını mun kimlik değerlerine karşı yasakçı bir amaçlıyor. Bu sebeple, toplumun kendi toplumu ve uygulamaya yetki veren bir iç güvenlik kimlik değerlerini tehdit olarak algılıyor değerlerini yok anlayışına saplanmış bulunmaktadır. ve bu değerlerle savaşıyor. Başörtü yasakları, fişlemeler, iç tehdit saymaktadır. algılaması, YAŞ ihraçları, e-muhtıralar, Resmi ideoloji, 1950’li yıllara kadar andıçlar, Ergenekon yapılanmaları ve bu paradigma doğrultusunda bir top- mücadele eylem planları bu zihni yapı- lumsal değişimi temsil etmiş, ancak, nın semptomlarından ibarettir. 1950’li yıllardan sonra muhatap oldu- ğu toplumsal değişime karşı çıkan bir Şiddetlenen Paradigma Çatışması statüko temsilcisi hüviyeti kazanmıştır. Resmi ideoloji, açık bir biçimde değişen 1900’lü yılların İslam ve Batı mede- sosyal realite ile çelişmekte ve bu sos- niyeti algısı üzerine inşa edilen siya- yal realiteye direnmektedir artık. Darbe- sal ve toplumsal kurgu, toplumun ma- lerle başlayan bu direniş, yeni şartlara nevi değerlerinden yalıtılmasını zorunlu göre geliştirilen taktiklerle sürdürülüyor. görüyordu. Bu sebeple, laiklik Batı’daki uygulaması gibi bir hakem kurum olma- Rasyonalite, toplumun değerler sis- 20 ASDER | kasım-aralık 2010 asder11.indd 20 12/23/2010 9:12:51 PM

AKSAJANS mustafa nazif 0212-665 31 52 temi ile barışık ve uyumlu bir paradig- rin dayattığı bu iç ve dış entegrasyon NATO ma uyarlamasını zorunlu kılmaktadır. ihtiyacına cevap vermeye elverişli değil- entegrasyonunda Aslında bu uyarlama zaruretinin sancı- dir. Çünkü bunu sağlayıcı değerlerden yer almamız larını yaşıyoruz. Ancak, resmi ideoloji- uzak olmak bir yana, bu kültür ve inanç dış güvenlik nin saplantıları, toplumun bütünlüğü ve normları ile yoğun bir çatışma halinde- ihtiyacımıza devletin bekası noktasında ağır fatura- dir. Uzun yıllardan beri kendi halkını de- cevap vermiyor lar ödememize yol açacak bir ideolojik ğişim esnekliğinin sıfır olduğu inanç ve artık. Aksine, yeni taassuba dönüşmüş bulunuyor. Res- kültür noktasından değişime zorlayan bir dış güvenlik mi ideoloji bu taassubu sebebiyle, ras- resmi ideoloji, bu özelliği itibariyle halk entegrasyonunu yonel davranma yeteneğini yitirmiş ve ile işbirliği yapmaktan uzak ve onunla acil bir ihtiyaç kaçınılmaz olan ve aynı zamanda da iç çatışan bir despotizmi temsil etmekte- haline getiriyor. bütünlüğümüzü yeniden toparlamamıza dir. Bu sebeple, resmi ideolojinin irtica Çünkü ülkemizin ve inşa etmemize temel oluşturan ortak söylemleri geçmişte olduğu gibi makes ve çevre ülkelerin dayanışma kültürümüze bir blokaj işle- bulmuyor. Aksine, bu söylemler kurum- karşı karşıya vi kazanmıştır. Böylesine bir rol kimle- ların millet nezdinde yıpranmasına yol bulundukları rin işine yarayabilir tartışmalıdır. Artık, açıyor. dış güvenlik statükonun bir takım dış kurgulara uyu- tehditleri, tek munun resmi ideoloji mekanizması ile Durum-problem-çözüm başlarına çözüm korunduğu gerçeği açık bir biçimde sı- üretmelerine rıtmaya başlamıştır. Toplumun dayanış- “İnanç ve değerlerimiz ile gelişme/ imkân ma kültürü ile çatışan, böylece içeride ilerleme arasında bir çelişki varsay- tanımayacak ve dışarıda devletin jeopolitik gücünü ma” kök düşüncesinden çıkarak gelişen kadar büyüktür. sıfırlayan bu garip resmi paradigmanın resmi ideoloji, bu paradigma ile biçim- tasallutundan kurtulmalıyız. Bu tasal- lenen bir iç güvenlik kültürü üretmiştir. lutu temsil eden darbeciler artık ordu- Toplum-devlet ve kurumlar arasındaki muzun da, milletin de üzerinden ellerini ilişki, anayasa ve yasalar; iç tehdit, hat- çekmelidirler. ta sakıncalı/sakıncasız vatandaş türleri bu iç güvenlik kültürüne göre şekil ka- Ağırlık kazanan Yeni Vazife: Dış zanmış, darbeci mantalite bu iç güvenlik Güvenlik kültüründen beslenmiştir. Bugün devlet ile toplum arasında, devletin kurumla- Öte yandan, uzun yıllar NATO’nun rı arasında ve hatta toplumun değişik oluşturduğu sanal dış güvenlik algısı kesimleri arasında sağlıklı bir ilişkiden ile sadece iç güvenliğe odaklanma dö- bahsedemeyiz. Karşılıklı bir parano- nemi de sona ermiş bulunmaktadır. Sı- ya ortamı oluşmuş bulunuyor. Toplum- nırımıza dayanan askeri müdahaleler, sal işleyişi dayanışma, bilim, araştırma Ortadoğu’yu yeniden şekillendirmeye ve adalete ustalıkla yönlendiren kurum- yönelik planlar, bu çerçevede, ülkemi- sal bir ortak akıl yokluğu ile karşı kar- zin toprak bütünlüğünün de hedef alın- şıya bulunuyoruz. O halde, tüm bunla- dığını gösteren haritalar, bu haritala- ra yol açan paradigma sorgulanmalıdır. rı doğrulayan açık ve örtülü politikalar Bunu yapabildiğimizde göreceğiz ki, söz konusu… NATO entegrasyonunda karşı karşıya bulunduğumuz hayati so- yer almamız dış güvenlik ihtiyacımıza runların çözümünde, ideolojik yaklaşım- cevap vermiyor artık. Aksine, yeni bir lardan sıyrılarak, jeokültürel dinamik- dış güvenlik entegrasyonunu acil bir ih- lerimiz ile barışabilmemiz en stratejik tiyaç haline getiriyor. Çünkü ülkemizin unsuru oluşturmaktadır. Yapılacak en ve çevre ülkelerin karşı karşıya bulun- acil açılımlar, söz konusu jeokültürel di- dukları dış güvenlik tehditleri, tek baş- namiklerimize ilişkin olmalıdır. Bu tak- larına çözüm üretmelerine imkân tanı- dirde, iç dayanışma ve entegrasyonun mayacak kadar büyüktür. Bu sebeple, da, dış güvenlik ihtiyacımıza cevap ve- aynı tehdide muhatap olan bölge ülke- ren fonksiyonel bir entegrasyonun da leri arasında yapılacak bir dış entegras- önü açılmış olacaktır. yon kaçınılmazdır. 17.07.2009 Tarihli Yenişafak Gazetesi Yorum Say- 1900 model resmi paradigma, içer- de ve dışarıda ortaya çıkan gelişmele- fasında “Artık İnanç ve Değerlerimizle Barışma Zama- nı Geldi” başlığı ile yayınlanmıştır. kasım-aralık 2010 | ASDER 21 asder11.indd 21 12/23/2010 9:12:56 PM

AKSAJANS mustafa nazif 0212-665 31 52 MAKALE Yaş Mağdurları Çözüm Bekliyor Prof. Dr. Ahmet ALPER / ASDER Kurucu Başkanı Ülkemizde darbeci kadrolaşmalara tik sivil gelişmeleri kendileri için tehlike- ve vesayet sistemine yol açan en önem- li gören darbeciler bir yandan TSK da, li unsur, 12 Eylül darbe Anayasasındaki Yüksek yargıda, Medyada kadrolaşır- yargı yoluna kapalı işlemler olmuştur. ken, diğer yandan Hizbullahçılar, Aczi- mendiler, Ali Kalkancı ve Fadime Şahin Bunu da yeterli görmeyen darbeci- gibi pek çok figüranla 28 Şubat Post- ler, 12 Eylül 1980’den Milli Güvenlik modern darbesinin alt yapısını oluştur- Konseyi denilen darbeci beşlinin muşlardır. Darbe döneminde çıkarılan TBMM Başkanlık Dîvânının top- ve bizzat darbe anayasasına bile aykırı lanmasıyla görev süresinin bit- pek çok düzenlemenin, vesayetçi yapı- tiği 7 Aralık 1983’e kadar çı- yı korumaya yetmediğini düşünerek 28 karılan kanun ve KHK’lerin Şubat Postmodern darbesi ile TSK da anayasaya aykırılığının iddia Yüksek Yargıda, Milli Eğitimde devletin edilemeyeceği hükmünü ge- diğer organlarında akla sığmaz kıyımla- çici 15 inci maddeye ilave et- ra yönelmişlerdir. Yüksek Mahkemelerin mişlerdir. Ayrıca, bu tarihler Başkan ve Üyeleri Genelkurmay karar- arasındaki konsey ihraç gahında üst düzey komutanların verdi- kararları da yargı yolu- ği brifinglere katılıp generalleri ayakta na kapalı tutulmuştur. alkışlayarak hukukun üstünlüğü ve yar- Millet iradesi doğrul- gı bağımsızlığını ayaklar altına alarak tusundaki demokra- açıkça mevcut anayasayı bile çiğne- mişlerdir. Çeşitli merasimlerde yüksek mahkeme Başkanları kulağa hoş ge- len özlediğimiz nutuklar söyledilerse de bunlar hep lafta kalmıştır. 10 ncu Cum- hurbaşkanı Ahmet Necdet Sezer Ana- yasa Mahkemesi Başkanı iken Mahke- menin her kuruluş yıldönümünde YAŞ kararlarının yargı denetimine açılması gerekliliğini vurgulamasına ve anaya- sanın geçici 15 nci maddesindeki “Milli Güvenlik Konseyi zamanında çıkarılan kanun ve kanun hükmündeki kararna- melerin Anayasaya aykırılığı iddia edi- lemez” hükmü nedeniyle 626 adet ka- nun ve KHK nın Anayasaya aykırı olup olmadığını inceleyemiyoruz” demesine rağmen, Cumhurbaşkanlığı sürecinde önceki beyanları doğrultusunda hiçbir girişimde bulunmamıştır. 3 Kasım 2002 seçimlerinde Mecli- sin % 89 unu değiştirerek 28 Şubat dö- nemi partilerini meclis dışında bırakan milli irade, o dönemde yapılan zulümle- rin sona ermesi, ekonomik krizin düzel- 22 ASDER | kasım-aralık 2010 asder11.indd 22 12/23/2010 9:13:03 PM

AKSAJANS mustafa nazif 0212-665 31 52 tilmesi, yolsuzluk ve hukuksuzlukların bul edilmesi ne derece fonksiyonel ola- Referandumla giderilmesini istemiştir. İktidara gelen bilecektir? Öncelikle, HSYK demokratik ortaya çıkan AKP kendi içinde sayın Cumhurbaşkanı ve çoğulcu bir yapıya kavuşturulmuş milli irade, artık ve Sayın Başbakan ve sayın eşleri gi- ve geçmişte yapılan yargı yolu kapalı darbeci yapıların bi pek çok darbe mağduru bulunmasına işlemleri hukuki kriterlere göre çözüm- güdümünden rağmen, darbeci bürokrasinin engelle- leyecek şekilde yeniden yapılandırıl- kurtulmak, meleri nedeniyle 12 Eylül referandumu- mıştır. Buna karşılık, YAŞ ihraçlarını ye- çağdaş ileri na kadar arzu edilen düzeyde ilerleme niden gözden geçirecek Yüksek Askeri demokratik sağlayamamışlardır. Bu engellemele- Şura ve Anayasa değişikliği ile yeniden toplumlarda ri yakından izleyen milletimiz, 2002’de yapılandırılması öngörüldüğü halde ha- cari temel hak olduğu gibi 2007 genel seçimlerinde de len önceki yapısını koruyan AYİM tara- ve özgürlüklere AKP’ ye güvenini % 46 nın üzerinde oy- fından yapılacak değerlendirmelerin salt sahip olmak la tazelemiştir. Milli iradenin değişim ta- hukuki mülahazalara dayalı olacağı çok yönünde açık leplerini iyi değerlendiren Sayın Başba- tartışmalıdır. Bu sebeple, YAŞ mağdur- ve net bir irade kanın liderliğinde referanduma taşınan larının da aynı prosedüre tabi tutulması ortaya koymuş anayasa değişiklik paketi, sadece 87 fevkalade mahzurludur. Bu mahzurları bulunmaktadır. yıllık Cumhuriyet tarihimizin değil belki şöyle sıralayabiliriz. Milletimiz, de son 300 yılda milletimize başvurula- sadece geleceğe rak yapılan en önemli demokratikleşme 1-YAŞ’nın çoğunluğu oluşturan as- dönük değil, hareketidir. ker üyelerinin bugüne kadar hukukun geçmişteki hak ve üstünlüğüne bağlılığını deklare eden hukuk ihlallerini Referandum sonuçları bir açıklaması ve uygulaması görülme- de ortadan miştir. Darbe suçlarından yargılananla- kaldırmayı iyi okunmalıdır ra alenen siyasi ve hukuki destek ver- istemektedir. mekten çekinmemektedirler. Balyoz Referandumla ortaya çıkan milli ira- davası sanıkları olan generallerin terfi de, artık darbeci yapıların güdümünden ve emeklilikleri konusundaki katı tutum- kurtulmak, çağdaş ileri demokratik top- ları ortadadır. lumlarda cari temel hak ve özgürlüklere sahip olmak yönünde açık ve net bir ira- 2- Asker YAŞ üyelerinin orduda dar- de ortaya koymuş bulunmaktadır. Mil- beci yapılanmalara karşı kesin bir ta- letimiz, sadece geleceğe dönük değil, vır koyduklarını ve milletin iradesine geçmişteki hak ve hukuk ihlallerini de ve inanç değerlerine saygılı olduklarını ortadan kaldırmayı istemektedir. Çün- gösterir samimi hiçbir açıklama ve uy- kü geçmişte yapılan bu ihlaller, toplu- gulamaları görülmemiştir. mun kanayan bir yarası haline gelmiş- tir. Bu yaraların sarılması, darbecilerin 3- Askerliğin temel disiplin ilkele- veya onların oluşturduğu bürokratik ku- rinden olan, “Komutan yanlış yapmaz, rumların insafına bırakılmadan gerçek- yanlış yapsa bile verdiği kararlar doğru leştirilmelidir. İktidar Partisi, seçim ve kabul edilir, uygulanır” ilkesinin kışla dı- referandum öncesi vaatlerinde, darbe şında, siyasi konularda, genel güvenlik mağduriyetlerinin giderileceğini dekla- konularında da uygulanması, adeta kış- re etmiştir. Bu konuda en somut adım la dışı kurumların da askeri hiyerarşinin HSYK’nın yeniden yapılandırılması ve bir alt kurumu olarak algılanmasına yol önceki HSYK mağdurlarının statülerinin açmıştır. Ülkemizde, bu alt kurum ola- hukuka uygun olarak yeniden belirlen- rak görme anlayışı kadar, alt kurum ol- mesi konusundaki düzenleme olmuştur. ma anlayışı da tamamen değişmiş de- Bu düzenlemeye göre, HSYK mağdurla- ğildir. Ortada, bu anlayışın geçmişteki rı öncelikle yeniden yapılandırılmış olan tahribatından dolayı millete karşı en HSYK’ya idari müracaat yapacak, yapı- azından bir özür borcu halen ödenme- lan inceleme sonunda verilecek olum- miştir. suz kararlar hakkında da yargı yoluna başvurulabilecektir. Ancak, Yüksek As- 4-YAŞ’da 1650 civarında dosya na- keri Şura’nın yargı yolu kapalı işlemi ile sıl ve ne sürede incelenecektir? YAŞ’a mesleklerinden çıkarılan subay ve ast- hukuki bir görev mi verilecektir? YAŞ, subaylar hakkında da aynı yöntemin ka- dosyaları emrindeki hukukçulara mı in- celetecektir? Emir komuta zinciri altın- daki Genelkurmay Adli Müşaviri ve eki- kasım-aralık 2010 | ASDER 23 asder11.indd 23 12/23/2010 9:13:09 PM

AKSAJANS mustafa nazif 0212-665 31 52 MAKALE YAŞ kararları ast- bi gerçekten bağımsız ve tarafsız, salt süresinin uzatılması beklentisine sokul- subaylar için Milli hukuk ve vicdan ile hareket edebilecek ması ile bertaraf edilmiştir. Bu beklenti Savunma Bakanı midir? Halen hakkında kovuşturma ya- Şura kararları aleyhine karşı tarafsız bir pılan bir kişinin bağımsız ve tarafsızlı- hukuki denetim yapılmasını engellemiş- onayı, subaylar ğı konusunda mağdurların güveni nasıl tir. Bu engel halen devam etmektedir. için ise üçlü ka- sağlanacaktır? rarname ile yü- 2- Esas görevi güçlü idareye karşı rürlüğe girer. Yani YAŞ tarafından idari işlemin geri alın- güçsüz fertlerin hukukunu korumak olan ihraç işleminin ması uygun görülmeyenlerin AYİM’e AYİM’in genel sekreterliği aracılığı ile 22 yürütülebilir işlem başvurması da aşağıdaki nedenlerle Eylül 2010 tarihinde yaptığı açıklamada niteliği kazanma- mağduriyetleri gidermeyecektir. “Genelkurmay Başkanlığı’nın kamuoyu sında YAŞ kararını nezdindeki güvenilirliğini özellikle hu- onay ve üçlü ka- 1-AYİM, Anayasanın 157 inci madde- kukun üstünlüğüne duyduğu saygıdan rarname makam- sinde yapılan değişiklik doğrultusunda aldığı” ifade edilmiştir. Bu ifade AYİM’in larıdır. Bu sebeple yeniden yapılandırılmamıştır. Her daire- tarafsızlığı konusundaki haklı endişeleri geri alma işlemi de hâkim sınıfından olmayan 2 kurmay tescil etmiştir. Bu durumda mağduriyet- de bu makamlar subay bulunmaktadır. Bu kurmay subay- ler yargı yolu ile nasıl giderilecektir? veya oluşturula- ların ve mahkeme bünyesinde bulunan cak bir inceleme askeri hâkim üyelerin beklentileri gene- YAŞ kararları astsubaylar için Mil- kurulu tarafından ralliktir. Çünkü, yargı bağımsızlığını te- li Savunma Bakanı onayı, subaylar için gerçekleştirilme- min için getirilen rütbe ve kıdem itiba- ise üçlü kararname ile yürürlüğe gi- riyle en önde olan askeri hâkimin daire rer. Yani ihraç işleminin yürütülebilir iş- lidir. başkanı veya AYİM başkanı, başsavcısı lem niteliği kazanmasında YAŞ kararını olmasını öngören yasal düzenleme, Şu- onay ve üçlü kararname makamlarıdır. ra tarafından rütbe ve kıdem itibariyle Bu sebeple geri alma işlemi de bu ma- düşük olan bir askeri hâkimin de gene- kamlar veya oluşturulacak bir inceleme ral yapılmak ve görev süresini uzatmak kurulu tarafından gerçekleştirilmelidir. suretiyle, bütün hâkim üyelerin general- Mesela, TBMM İnsan Hakları Komis- lik ve dolayısıyla başkanlık, ya da görev yonu bünyesinde hukukçulardan oluş- turulacak tarafsız bir alt komisyon bu dosyaları inceleyerek gerekirse dosya sahiplerini komisyona çağırıp görüşe- rek haklarında kesinleşmiş yargı kara- rı olmayan kimselerin YAŞ ihraç karar- larının iptali ve haklarında kesinleşmiş yargı kararı bulunanların ise mahkeme- ye müracaat ederek hakkını araması Milli Savunma Bakanlığına önerilebi- lir. Bu öneri doğrultusunda onay ve üçlü kararname çıkarılarak idari müracaat- lar sonuçlandırılabilir. Haklarındaki ida- ri işlem geri alınan veya yargı yolu ile iptal edilenlerin geçmişe dönük hakları, 1960 darbesinde tasfiye edilen ve daha sonra EMİNSU adı altında örgütlene- rek haklarını arayan subaylar hakkında 1960, 1973, 1981 ve 1992 yıllarında çı- karılan dört ayrı yasa esas alınarak dü- zeltilebilir. Darbe mağdurlarının hakları iade edilmediği sürece, darbelere karşı ordu içinde bünyevi bir direnç oluşturu- lamaz. Hiçbir hukuki ve ekonomik gü- vencesi olmayan TSK personeli, ordu- dan çıkarılmak veya darbeci yapılanma doğrultusundaki kanunsuz emirlere ita- at etmek zorunda kalmak gibi iki seçe- nek arasında mahkûm edilmiş olur. 24 ASDER | kasım-aralık 2010 asder11.indd 24 12/23/2010 9:13:14 PM

AKSAJANS mustafa nazif 0212-665 31 52 Ordu ve Savaş... Hekimoğlu İSMAİL Küba krizinde Rusya’nın başında da bulunuyordum. Albaya gittim. Dedim Amerikan ordu- Kruşçev vardı. Amerika’nın başında da ki, “kumandanım emrederseniz bir tan- sunda teğmenden Kennedy vardı. Rusya Küba’ya füze ka bineyim, düşmanın her hedefini tek generale kadar üssü kurmak istedi. Füze yüklü gemi- mermide kaldırırım.” Dedi ki, “sen emek- dini işler suba- ler Rusya’dan yola çıkıp Küba’ya doğru li olmuşsun tekrar alamayız. Genelkur- yı vardır. Şu anda gelirken Kennedy televizyonda emrini mayın işi bu.” Füze okulunda bana hita- Amerika’nın dini yayınladı, “45. enlem dairesini geçince ben dediler ki “sen gericisin.” “Senin işin işler subayı tüm- ateş edilecek.” Ben de o zaman Teksas gücün namaz oruç. Böyle olmaz. Se- generaldir. Bizde eyaleti Elpaso şehrinde füze kursu gö- ni Türkiye’ye iade edeceğiz.” Dedim ki de din işlerinde rüyordum. Savaş ihtimali çıkınca benim “notlarıma bakın.” Baktılar. Kumandan moral subayı kad- kısmım da savaşa hazırlandık. Amerika- dedi ki “yobaz senin notların hep yük- rosu var. Bu subay lı mürettebat “öleceğiz” diye içki içtiler. sek bu nasıl oluyor? Dedim ki “benim bu yüzbaşı binbaşı Hepsi bir yana uzandı. Komutan füze fi- silahlara bakmam kullanmam ibadettir.” olabilir. lolarını teftiş ederken benim kısma da Dedi ki “Kur’an’ın neresinde füze var? geldi. 5 mürettebatlık 4 Amerikalı, yalnız “Var” dedim. “Müslüman’ın malını canını ben Türküm. Komutan dedi ki “savaşa- dinini vatanını koruması farzdır. Dolayı- cak mısın?” “Evet” dedim. “Teksin” dedi. sıyla benim silahları öğrenmem ibadet- “Tek başına füzeyi hazırlayabilecek mi- tir. Bu silahların ham maddesini yaratan sin?” “Evet” dedim. “Öyleyse bir deney Allah’tır. Bunları öğrenmem için bizlere yapalım. Kırmızı durum!” dedi. Füze- akıl veren de Allah’tır. Allah’ın verdiği yi hazırladım. Red düğmesine bastım. imkânlarla bu noktaya geldim. Dolayı- Bu düğmeye basınca ateşe hazırım de- sıyla askerliğimi ibadet sayıyorum.” mektir. Orası radar kısmıdır. Tabi ken- di eliyle düğmeyi çevirdi. Beyaz duruma Amerikan ordusunda teğmenden ge- döndü. Dedi ki “füzeye sahip olmamız nerale kadar dini işler subayı vardır. Şu yetmiyor. Mürettebat daha önemli.” anda Amerika’nın dini işler subayı tüm- generaldir. Bizde de din işlerinde moral 2. hatıram: Kıbrıs çıkarmalarında subayı kadrosu var. Bu subay yüzbaşı Lefkoşa’daydım. Gazeteci olarak ora- binbaşı olabilir. Fakat cenaze yıkama- sını bilmez. Cenaze namazı kıldıramaz. Öyleyse imam hatip mezunları harp okuluna alınmalı, din işleri subayı yetiş- tirilmeli, dedim; boyundan büyük işlere karışma, dediler. Mademki Türkiye de- mokratik bir ülkedir, Avrupa demokra- sisini uygulamaya koyalım. Avrupa’nın her askeri birliğinde kilise vardır. Papaz subaylar bu kiliselerde vazife yapar, bu durum hala devam etmektedir. kasım-aralık 2010 | ASDER 25 asder11.indd 25 12/23/2010 9:13:19 PM

AKSAJANS mustafa nazif 0212-665 31 52 MAKALE Özellikle seksenli Genelkurmay Sayın Genelkurmay Başkanım, si- yılların ortasına Başkanına zin Silahlı Kuvvetler saflarına katıldığı- doğru, 28 Şubat Açık Mesaj nız günden bugüne kadar akla hayale post modern gelmeyecek değişimlerden geçilerek, Gürcan Onat günümüze gelindi. Değişik zamanlarda, darbe hazırlıkları (E). Hv. Per. Binbaşı (1981–159) değişik hassasiyetler ön plana çıkartıla- süreci içerisinde rak, kendi yapılanması içinde, konjonk- türe uygun hareket tarzları geliştirildi. ve sonrasında Öyle veya böyle, neticede bu günlere binlerce dindar gelinmiş oldu. Bu gün, geldiğimiz nokta- insanın bünyeden dan geçmişe insaf ile bakarak, vicdanı- mızı müsterih kılacak bir şekilde değer- kopartıldığını lendirme yaparsak, ne görürüz? gözlemledik. Şapkayı önümüze Dünyada ve buna paralel olarak ül- koyup, ciddi kemizde gelişen fikir akımları ve ideo- ciddi ve insaf lojik mücadelelerin etkisiyle Silahlı Kuv- ile düşünme vetlerde de kıpırtılar olmuş ve TSK kendini koruma refleksiyle sert tavır, zamanıdır. katı tutum içine girerek, bünyesinde te- mizlik yapmıştır. İlk anda gayet doğal ve 26 ASDER | kasım-aralık 2010 müspet bir davranış gibi görünen bu te- mizlik operasyonları işin içine girildiğin- asder11.indd 26 de, hiç de o şekilde görülmemektedir. Bir dönem komünizm, bir dönem faşizm ve son dönemde de irtica paranoyası ile binlerce re’sen veya zorunlu emek- lilik… Özellikle seksenli yılların ortasına doğru, 28 Şubat post modern darbe ha- zırlıkları süreci içerisinde ve sonrasında binlerce dindar insanın bünyeden ko- partıldığını gözlemledik. Şapkayı önümüze koyup, ciddi ciddi ve insaf ile düşünme zamanıdır. Siz de, biz de çok iyi biliyoruz ki; tür- lü türlü yaftalamalarla emekli edilen bu insanlar hiç de yaftalandıkları gibi değil- diler! Hepimiz bu insanları ve babalarını ve dedelerini çok iyi tanıyoruz. Çanakkale’de; hani Arapça bilenler ellerindeki küçük cüzleri, bilmeyenler ezberlerindeki namaz dualarını okuyor- lardı ya, son taarruzlarına başlamadan ve korkusuzca siperden atılıp şehadet şerbetini içmeden önce. Onlar dedeler- di işte… 7 Şubat 1923, Mustafa Kemal Pa- şanın Balıkesir Zağnos Paşa Camisin- deki hutbesinde “İnsanlara feyz vermiş olan dinimiz, son dindir. Ekmel dindir. Çünkü dinimiz akla, mantığa, hakika- te tamamen tevafuk ve tetabuk ediyor. Eğer akla, mantığa, hakikate tevafuk et- 12/23/2010 9:13:25 PM

AKSAJANS mustafa nazif 0212-665 31 52 memiş olsaydı, bununla diğer kavânin-i Bu hanımlar da kimseyi rahatsız etme- Ne olursa olsun, tabiiyye-i ilâhiyye beyninde tezad olma- di o dönemlerde. Hanımlar lojmanlar- sonuçta çok sı icab ederdi. Çünkü bilcümle kavanin-i da komşularıyla “gün”ler yaparlar, gayet iyi tanıdığımız, kevniyyenin menbaı Cenab-ı Haktır” di- uyumlu, huzurlu ve mutlu hayat sürer- yanı başımızdaki ye seslendiği de bunların dedeleriydi. lerdi. devremizi, ta askeri liseden Allah Allah diyen ordunun askerleriy- Ne olduysa oldu! Birileri soğuk beri ciğerini di bunlar. rüzgârlar estirmeye başladı. bildiğimiz, çocukluk Babaları kışla camilerinde Cuma na- Yurt dışı dediler, Amerika, İsrail dedi- arkadaşımızı mazlarını kılarlardı. ler, BOP dediler… sanki hiç tanımamışız Bu son nesil de; namazında niyazın- İç siyaset, dış siyaset. Arka bahçe, gibi düşman da, kimsenin etlisine sütlüsüne karış- ön bahçe… ilan ediverdik. mayan, vazifesine düşkün, disiplinli ve İrtica geliyor son derece dürüst kimselerdi. Genel- Kızıl kuşak, yeşil kuşak… dedik. Birden likle satın alma, kantin gibi akçalı işlere paranoyalar bunlar getirilirdi. Kışlalarda, herkes gü- Ne olursa olsun, sonuçta çok iyi ta- ürettik. Rüzgârlar, venirdi bu insanlara. O kadar güvenilir nıdığımız, yanı başımızdaki devremi- fırtınaya dönüştü. insanlardı ki bunlar, tatbikat, seferberlik zi, ta askeri liseden beri ciğerini bildi- Herkesin, hallerinde malını, mülkünü hatta çoluk, ğimiz, çocukluk arkadaşımızı sanki hiç özellikle çocuğunu, namusunu emanet edebile- tanımamışız gibi düşman ilan ediverdik. hanımların ceğin kim var diye düşündüğünde, istis- İrtica geliyor dedik. Birden paranoya- fotoğrafları nasız herkesin aklına ilk gelen isimlerdi lar ürettik. Rüzgârlar, fırtınaya dönüştü. istendi. Ortam bunlar. Evet, öyle insanlardı bunlar. Al- Herkesin, özellikle hanımların fotoğraf- soğudukça lah korkusu yüreklerine işlemiş. Vazife- ları istendi. Ortam soğudukça soğudu. soğudu. lerini de ibadet aşkı ve şevkiyle en gü- Hava Kuvvetleri Etimesgut’ta cezaevi zel şekilde yapmaya çalışan, eksiklik ve açtı. İşkenceler başladı. Dişler bilendi. aksaklık olmasın diye kendilerini parça- TSK kendi vücudunu dişlemeye başla- layan insanlardı bunlar. Üniformalarını dı. Derken bin yıl sürecek bir savaş ilan gururla taşırlardı. TSK’ne bir leke gel- ediliverdi. mesin diye kılı kırk yararlardı her işle- rinde… Meğer aslında birileri tarafından gizli örgütler kurulmuş. Batı Çalışma Grupla- Bizler bunları çok iyi tanıyoruz. Na- rı organize edilmiş, darbe planları sek- sıl tanımayız? Birlikte okuduk askeri teye uğramasın diye tasfiyeler yapılı- mekteplerde. Aynı koğuşta yattık. Ay- yormuş. nı yemekhanede, aynı masayı paylaş- tık. Aynı dershanede, aynı eğitimi aldık. Böylece bu, yanı başımızdaki, çok Terlerimiz ve gerektiğinde kanlarımız iyi tanıdığımız ve TSK’nin en emin in- birbirine karıştı. Beraber, yanyana dip- sanları düzmece yalan ve iftiralarla bün- loma ve rütbe terfi törenlerinde bulun- ye dışına çıkartılmaya başlandı. Fırtına duk. Bunlar bizim Kuleli’de, Işıklar’da, kasırgaya dönüşmüş, deli gibi esmeye Maltepe’de, Teknik Okullar’da ve Harp başlamıştı. Akıl, izan durmuş, kimse ne Okullarında sınıf arkadaşlarımız, devre- olduğunu, niye olduğunu anlamamış- lerimizdi. Kutsal bir mesleğin kutsal si- tı. Ama olay açıkça zulme dönüşmüş- lah arkadaşlarıydık. tü. Önce Güneydoğudaki kahramanlık- ları nedeniyle madalya veriyor, sonra Yatakhanemizde sabah erken kal- disiplinsiz diye ihraç ediyorduk. Mesai kar, akşam geç yatar, sessizce, kim- arkadaşları ve komşuları inanamıyordu seyi rahatsız etmeden, usulca namaz- yaşadıklarına. Kışla ağlıyor, lojmanlar larını kılarlardı. Sayıları da çok değildi. ağlıyordu arkalarından… Her devreden birkaç tane çıkardı. Ama devreleriyle derste, eğitimde ve savaş- Binlerce insana kıyılmış, binlercesi ta hep beraber, omuz omuza aynı vatan de kahredip küsüp gitmişti. hizmetinin sevdalılarıydılar. Sayın Genelkurmay Başkanım bun- Namazları kimseyi rahatsız etmez- ları hep beraber yaşadık. Ya sonra neler di. Sonra evlendiklerinde, kendilerine çıktı meydana? mütenasip, başı kapalı hanımlar aldılar. Gizli örgütler, gizli planlar, organize çeteler, suikastlar, ihanetler, casusluk- lar… Şimdi yargıda hesap veren yasa kasım-aralık 2010 | ASDER 27 asder11.indd 27 12/23/2010 9:13:30 PM

AKSAJANS mustafa nazif 0212-665 31 52 MAKALE Milletin dışı yapılanmalar. tıları… değerleriyle barıştığınızı Skandallar bitecek gibi değil. Halkı Tarihe altın harflerle isminizi yazdı- millete gösterin. isyana tahrik, seçilmiş hükümetleri iş- rın. lemez hale getirmek, darbe planlamak, Birlikte rüşvet, fuhuş, taciz, uyuşturucu, hatta Çok hayır dua alabileceğiniz bir ka- okuduğunuz, eşcinsellik… rarla karşı karşıyasınız. Büyük ve çetin bir sınavdasınız. birlikte Mayınlar, yenilen baskınlar, heron terlediğiniz, skandalı… Geçen geçti, giden gitti. Milletin de- ğerlerine savaş açan zalimler mahkeme birlikte Ne kaldı yaşanmadık? kapılarına gelmeye başladı. Mazlumlar savaştığınız sıra ise uğradıkları bunca zulme rağmen hiç Milletin gözbebeği Silahlı Kuvvetler küsmedi. Onlar, milletin bağrında, hal- arkadaşınızı, nasıl bu hale getirilir? Bin yıldır Anadolu kın kalplerinin en mümtaz köşesinde cephedeki insanının duvarında asılı olan Kur’an’a onurla ve gururla kurulmuş oturuyorlar. düşman olunur mu? Nasıl bu kadar iti- Onlar, her meclisin, bulundukları her or- arkadaşınızı, bar kaybettirilir? Şerefli üniformanın tamın en itibarlı şahsiyetleri olma şerefi- devrenizi yalan içini dolduran dev şahsiyetler gönderi- ni sürdürüyorlar. lip, üniformanın içine yakışmayan cüce ve iftiralarla şahsiyetlere namus teslim edilir mi? Alınları açık! Toz kondurmadıkları bünyeden ihraç Peygamber Ocağına dönecekleri günü ettiğiniz o emin Yeter artık! heyecanla bekliyorlar. Hesaplarının ahi- insanları tekrar rete, büyük mahkemeye kalmadan dün- bağrınıza basın! Millet referandumda çok açık ve çok yada halledilmesini, resmiyetteki itibar- net bir söz söylemiştir. Başınızı kumdan larının iade edilmesini istiyorlar… çıkartın. Fildişi kulenizden çıkın ve mil- letin sesine kulak verin! Milletin değerleriyle barıştığınızı mil- lete gösterin. Birlikte okuduğunuz, bir- Yeter artık! Vebali sizin boynunuz- likte terlediğiniz, birlikte savaştığınız dadır. Millet aslına dönüş istiyor. Ken- sıra arkadaşınızı, cephedeki arkadaşı- di üzerine sürülen tank değil, kendisini nızı, devrenizi yalan ve iftiralarla bünye- iç tehdit gören TSK değil, değerlerine den ihraç ettiğiniz o emin insanları tek- düşman komutanlar değil, siyasete bu- rar bağrınıza basın! Bir zamanlar; aynı laşmış generaller değil, andıçlarla, fişle- havayı soluduğunuz gibi, aynı somunu melerle uğraşan karargâh değil, okullar- paylaştığınız gibi yine aynı duyguları da jurnallik yapan Milli Güvenlik Bilgisi yakalayın. dersi öğretmenleri değil… Hiçbir şey kaybetmezsiniz, ama mil- FOK’un (Fenerbahçe Orduevi leti tekrar kazanabilirsiniz! Karargâhı) GEÇ’ine (General Emeklileri Çetesi) değil halkın sesine kulak verin! Millet bunu bekliyor. Hatta dağıtın buradaki kanserli hücreyi! Adalete teslim edin içerideki son kalın- 20.11.2010 28 ASDER | kasım-aralık 2010 asder11.indd 28 12/23/2010 9:13:35 PM

AKSAJANS mustafa nazif 0212-665 31 52 Elbette peygamber ocağı adı veri- İnsan len ve bin yıldır inanan insanları Haç- Kendi Ordusuna lı şerrinden koruyan orduya, bir Müslü- Sızar Mı? man sızmaz. Sadece şartlarını yerine getiriyorsa eğer, namusuyla girer. Sızdı Vehbi KARA veya “gizlice ele geçirdi” diyen yüzsüz ve hayâsızlara şöyle cevap vermeyi bir borç biliyorum. Ordumuza, polis teşkilatına ve diğer kamu kurumlarına sızanlar, Sabetaycı- lardır. Dönme adı verilen bu gizli Yahu- diler, gerçek isimleri başka olduğu hal- de Müslüman isimleri kullanırlar. Hatta Cuma namazlarına gidip İslam dinine mensup imişler gibi hareket ederler. Ya- kubi, Karakaşi ve Kapani gibi grupları olup sinsice devlet teşkilatına sızarak Müslümanları ortadan kaldırmaya çalı- şırlar. Şimdi, işkence yapmakla meşhur ol- muş bir polis müdürü kalkmış bir dini ce- kasım-aralık 2010 | ASDER 29 asder11.indd 29 12/23/2010 9:13:40 PM

AKSAJANS mustafa nazif 0212-665 31 52 MAKALE Eğer sancağımıza maate “devlete sızdı” diyor, dönmelere let makamına sızmış en yüksek nokta- Davut’un altı ve bir kısım dinsizlere yalakalık yapıyor. lara yükselerek dindar insanları memur- Bir de utanmadan kitap yazmış. Adama luktan uzaklaştırmaya başlamışlardır. köşeli yıldızını sormazlar mı “senin gözün kör mü? Bu Hatta utanmadan 1400 yıldan beri ana- yapıştırabilirsen, kadar dinsizi ve Sabetaycıyı görmüyor larımızın kullandıkları başörtüsünü suç musun?” diye. unsuru olarak görmüşlerdir. işte o zaman bu sözleri Şimdi bazı okuyucularımız “nedir bu Bazıları kalkmış “başörtüsü Ameri- dönmeler, Sabetay kimdir? Diye, sora- kan oyunudur” veya “Kuran’da başör- söyleyebilirsin. bilirler. Piyasada bunlar ile ilgili o kadar tüsü yoktur” gibi hezeyanlar savuruyor. Ayyıldızlı bayrak çok kitap var ki, ne diyeyim. Merak edi- Bu ahmaklar kimi kandırdıklarını sa- yorsanız alın okuyun diyebilirim. Yoksa nıyorlar. Atalarımız, dedelerimiz dinin bu semalarda bunların kim olduğunu bilmek, amaçla- emirlerini bilmiyorlar mı? Bunu yeni yet- dalgalandıkça, bir rını ve yaşayış şekillerin anlatmak için meler mi uydurdu veya başörtüsü bize Müslüman’a “sen sayfalar yetmez. Sadece gizli Yahudi rahibelerden mi geçti? olduklarını ve sinsice hareket ettikleri- devlete sızdın” ni söylemek, yeterlidir sanırım. Bir de Çok değil daha 90 yıl önce Maraş’ta veya “başını aç” herkesi kendileri gibi zannederler. Yani bir bacımızın örtüsüne Fransız aske- “gizli gizli dolaplar çeviriyorlar” diye ça- ri saldırdığı için ayağa kalkıp emperya- diyemezsin. mur atmaya çalışırlar. listlere karşı çıkmadık mı? Bütün bunla- rı görmezden gelip hala türban, mürban Her şeyden önce şu husus iyice bi- deyip dine saldırmak ne büyük soysuz- linmelidir ki; Türk Milleti yüzyıllarca luktur. İslam’a yönelen hücumlara göğüs ger- miştir. Hatta o kadar çok şehit vermiş- Eğer sancağımıza Davut’un altı kö- tir ki bayrağımızdaki kırmızı renk bunu şeli yıldızını yapıştırabilirsen, işte o za- sembolize etmektedir. Belki, bin yıldır man bu sözleri söyleyebilirsin. Ayyıldızlı bu kutsal görevi şanla şerefle yapmış, bayrak bu semalarda dalgalandıkça, bir Elhamdülillah halen de yapmaya de- Müslüman’a “sen devlete sızdın” veya vam etmektedir. “başını aç” diyemezsin. Eğer kırmızı renk ile birlikte hilalimizi, Her şeyden önce cesaretin var- bayrağımızdan söküp atabilirlerse o za- sa, önce şu gizli isimlerinle ortaya çık. man bize gelip “sen orduya sızdın” ve- Ben “gerçekten Yahudi’yim ve gerçek ya kamu görevlerini yapma diyebilirler. ismim de bu” diye söyle. Sen, ne hak- Yoksa onlara söylenecek en hafif söz la bir Müslümana “orduya sızdın” diye- Erzurumlu Şalcı Şöhret Ana’nın dediği bilirsin. Hatta Alevi kardeşlerimize dahi gibi “lan kavat, kendine gel” demektir. orduya sızdın diyemezsin. Zira ordu- muzda Bektaşi geleneği ve erdemle- Evet, son iki yüzyıldan beri özellikle ri hala geçerlidir. Alevisi, Sünnisiyle bu İzmirli ve Selanikli Dönmeler birçok dev- ordu Müslümanların ordusudur. Diğer kamu görevlileri de % 99 ‘u Müslüman olan bir toplumun memurlarıdır. Elbette gizli isimleri olanlar ve kendisini başka türlü tanıtanlar bu görevleri yapamaz- lar. Çıksınlar orta yere ben Hristiyanım, Yahudi’yim veya dinsizim desinler. Utanmadan İslam’a göre yemin et- mek yalancılık değil midir? Atalarımızın söylediği bir söz var “dinime dahleden bari Müslüman olsa” diye. Gerçekten de dinini diyanetini bilmeyen fakat devletin en yüksek makamlarına sızarak ele ge- çirmiş dinsizler veya dönmeler şimdi bi- ze kalkmış bize ahkâm kesiyorlar, iyi mi? Tükürün bu alçakların hayâsız yü- züne! 30 ASDER | kasım-aralık 2010 asder11.indd 30 12/23/2010 9:13:46 PM

AKSAJANS mustafa nazif 0212-665 31 52 Mağduriyetlerin Giderilmesini Sağlayacak Siyasî İrade Var Mı? Adnan Tanrıverdi / Emekli Tuğgeneral Darbelerin, mü- dahalelerin ve KAMUDA İDEOLOJİK KADRO- dayatmaların; mil- LAŞMANIN MEKANİZMALARI letin değerleri- ne ters ve çarpık 1982 Anayasasının: kadrolar tarafın- dan, yasal mevzu- • 125. Maddesi ile; Yüksek attaki hukuk dışı Askerî Şura (YAŞ) Kararları, hükümlerden güç alarak, siyasî is- • 159. Maddesi ile; Hâkimler ve tikrarın bozuldu- Savcılar Yüksek Kurulu (HSYK) ğu dönemlerde Kararları gerçekleştirildiği- ni anlayan siyasi • Geçici 15. Madde ile; (Geçici iradenin, özellik- 15. maddeden önce de Milli Gü- le kadrolaşmaya venlik Konseyi (MGK) tarafından imkân veren kilit çıkarılan 2324 Sayılı Kamu Düzeni maddeleri dâhil Hakkında Kanunla) 12 Eylül 1980 ederek hazırladığı tarihinden, Başkanlık Divanının Anayasa değişik- oluşturulduğu 04 Aralık 1983 tari- lik paketi, Milleti- hine kadar, Yasama yetkisini kulla- mizin çoğunluğu nan MGK’nin, Yürütme yetkisi kul- tarafından tas- lanan hükümetlerin ve Danışma vip görmüş ve 12 Meclisinin Kararları, Eylül Referandu- mu ile kanunlaş- • 128. Maddesi ile; Memurlar ve mıştır. Kamu Görevlileri ile Kamu Kurumu niteliğindeki meslek kuruluşları ve bunların üst kuruluşları mensupla- rına verilen UYARMA ve KINAMA cezaları, Yargı denetimi dışında tutul- muştur. Anayasa hükmü ile yargı dene- timi dışına çıkarılan idarî işlemler- le, TSK ve yargı başta olmak üze- re, Kamuda görevli bütün personel baskı altına alınmış; Milli Güvenlik Siyaset Belgelerinde iç tehdit ola- rak belirtilmeyen eğilimler resmi ideoloji olarak benimsenerek; bu ideoloji sahiplerince, aynı belge- kasım-aralık 2010 | ASDER 31 asder11.indd 31 12/23/2010 9:13:51 PM

AKSAJANS mustafa nazif 0212-665 31 52 MAKALE de iç tehdit olarak belirlenen eğilimler, Kamu hizmetlerinden ve Devlet memur- luğundan hukuk dışı işlemlerle tasfiye edilmiştir. Böylece, Devlet Bürokrasisinde Mil- letin manevi değerlerini tehdit olarak al- gılayan bir azgın kadrolaşma oluşturul- muştur. 12 EYLÜL 2010 REFERANDUMU- NUN GETİRDİKLERİ Darbelerin, müdahalelerin ve dayat- maların; milletin değerlerine ters ve çar- pık kadrolar tarafından, yasal mevzuat- taki hukuk dışı hükümlerden güç alarak, siyasî istikrarın bozulduğu dönemlerde gerçekleştirildiğini anlayan siyasi irade- nin, özellikle kadrolaşmaya imkân veren kilit maddeleri dâhil ederek hazırladığı Anayasa değişiklik paketi, Milletimizin çoğunluğu tarafından tasvip görmüş ve 12 Eylül Referandumu ile kanunlaşmış- tır. 12 Eylül 2010 Referandumu ile; 125., 128, ve 159. maddelerde değişik- lik yapılarak, geçici 15. madde yürürlük- ten kaldırılarak, bu maddelere dayanıla- rak yapılan işlemlerin, değişikliğin resmi gazetede yayınlandığı 23 Eylül 2010 ta- rihinden, sonrakileri, yargı denetimine açılmıştır. İntikam duygusu Değişiklik yapılıncaya kadar, bu ana- masını adaletsiz ve bu işlemlerin mu- ve mensubiyet yasal dayanaktan yararlanılarak; hataplarını mağdur olarak görmüş ve taassubu ile iradesini 12 EYLÜL 2010 Referandu- • Yüksek Askerî Şûra Kararları ile munda bu maddelerin değişmesi yö- hareket etmeyen 1983:2010 tarihleri arasında 1637 su- nünde koymuştur. devlete ve bay ve astsubay, onun ajanı HAKSIZ VE HUKUK DIŞI İŞLEMLE- • Hakimler ve Savcılar Yüksek Kuru- RİN MAĞDURLARINA HAKLARI NA- durumundaki lu Kararları ile; 110 hakim ve savcı, SIL VERİLEBİLİR? idarecilere • Milli Güvenlik Kurulu, 12 Eylül Hü- Mağduriyetlerin giderilmesi için üç yakışan tutum kümeti ve Danışma Meclisi kararları ile kanal mevcuttur. budur. destekli YAŞ Kararları ile 397 subay, 176 Astsubay ve 447 askeri öğrenci BİRİNCİSİ Ama, bizde re’ (Top.1020 Sb., Astsb. Ve As. Öğrc.), Yürütme Organı Kanalı ile mağduri- sen emeklilik yetler kaldırılabilir. • Uyarma ve kınama cezaları ile de kararı veren çok sayıda memur ve kamu görevlisi, bu kurumların, kararlarını geri mağdur edilmiştir.[1] alma basiretini TBMM ve Milletin çoğunluğu, idarî göstererek, işlemlerin yargı denetimi dışında tutul- vaktinde tesis edilmiş haksız işlemleri re’ sen geri alacaklarını düşünmek hayalden öte gidemez. 32 ASDER | kasım-aralık 2010 asder11.indd 32 12/23/2010 9:13:57 PM

AKSAJANS mustafa nazif 0212-665 31 52 İntikam duygusu ve mensubiyet ta- assubu ile hareket etmeyen devlete ve onun ajanı durumundaki idarecilere ya- kışan tutum budur. Ama, bizde re’ sen emeklilik kararı veren bu kurumların, kararlarını geri al- ma basiretini göstererek, vaktinde te- sis edilmiş haksız işlemleri re’ sen ge- ri alacaklarını düşünmek hayalden öte gidemez. Siyasî irade Anayasa değişikliğin- de sergilediği kararlılığını, geçmiş mağ- duriyetlerin kaldırılması için, söz konu- su kurulları baypas ederek göstermeye kalksa, bütün muhalif odaklar ayağa kalkar ve bürokrasideki direnmeler ne- deniyle kurumlarda farklı uygulamalar ortaya çıkabilir. En geçerli yöntem olmakla beraber, idari yapımızdaki ideolojik kadrolaş- mayı düşündüğümüzde yürütme kana- lı ile mağduriyetlerin giderilmesini dü- şünmek, aç tavuğun kendisini buğday ambarında görmesi gibi bir hayal olur. Buna rağmen mağdurlar bu yolun kul- lanılması için, bağlı oldukları Bakanlık- lara müracaat ederek, şanslarını dene- melidirler. Yani işlemleri tesis eden idarî ku- İKİNCİSİ En geçerli yöntem rumların, Anayasa değişikliğini dayanak olmakla beraber, yaparak, mağduriyete sebep olan idari Yargı organı kanalı ile de mağduri- idari yapımızdaki işlemlerini geri alması suretiyle, mağdu- yetlerin kaldırılması mümkündür. ideolojik riyetler giderilebilir. kadrolaşmayı Anayasa değişikliği dayanak yapıla- düşündüğümüzde Aslında en doğal yöntem budur. İş- rak AYİM ve İdare Mahkemelerine açı- yürütme kanalı ile lemlerin haksız ve hukuk dışı olduğunu, lacak iptal davaları ile mağduriyetler mağduriyetlerin Millet, oyları ile onayladı. giderilebilir. Ancak açılacak davaların, giderilmesini kanunların geçmişe uygulanma kabili- düşünmek, Bu işlemleri tesis eden organlar, YAŞ yeti bulunmadığı gerekçe gösterilerek, aç tavuğun ve HSYK Anayasa değişikliği günde- esastan görüşülmeden reddedilmesi ih- kendisini buğday mi ile toplanıp, daha önce alınmış ka- timali çok büyüktür. ambarında rarların yok hükmünde olduğuna karar görmesi gibi verirse, bu kararlar da siyasî otorite ta- Makable şamil olmadığı için, yapılan bir hayal olur. rafından onaylanırsa, işlemler bütün so- değişiklikler, referandumun sonuçları- Buna rağmen nuçları ile ortadan kalkar ve mağdurlar nın ilan edildiği 23 Eylül 2010 tarihinden mağdurlar gasp edilen haklarına kavuşurlar. sonraki işlemler için geçerlidir. Ancak, bu yolun bu tarihten önceki işlemlere ait başvu- kullanılması için, ruların esastan incelenme ihtimali yok bağlı oldukları gibidir. Bakanlıklara müracaat ederek, Ayrıca, özellikle hâkim teminatı ve şanslarını bağımsızlığı sağlanamamış ve mağdur- denemelidirler. lara ideolojik bakış açısı değiştirileme- miş kadroların bulunduğu yargı kurum- ları elinden, mağdurların kaybedilmiş haklarını geri alabilmeleri mümkün gö- rülmemektedir. kasım-aralık 2010 | ASDER 33 asder11.indd 33 12/23/2010 9:14:02 PM

AKSAJANS mustafa nazif 0212-665 31 52 MAKALE Yasama Organı Hâlbuki adil yargı tespit edilen hak- bilir. Kanalı ile sızlığı giderebilmelidir. Nitekim 27 Mayıs 1960 İhtilalinden mağduriyetler Adalet hakkı sahibine teslim etmek sonra emekliye sevk edilen ve sonra- giderilebilir. demektir. dan kurdukları dernekleri ile EMİNSU’lar olarak anılan 235 general 4117 subaya Yani TBMM’nde Bir zulüm var ise, bu defa hak, gasp dört ayrı kanun çıkarılarak, hakları siya- çıkarılacak bir edenden alınıp, gasp edilene teslim seten verilmiştir.[2] edilmelidir. Ama rejimi korumaya soyu- kanunla, yukarıda nan yargıdan böyle adil kararlar bekle- En kestirme, kesin, etkili ve adil yol sayılan statüdeki mek, yine abesle iştigal olur. bu kanalla mağduriyetlerin giderilmesi- dir. mağdurların, Her şeye rağmen; Avrupa İnsan Hak- mağduriyetlerinin ları Mahkemesine, TBMM insan hakları Ülke sathında, İslâm Dünyasında ve komisyonuna ve Anayasa Mahkemesi- Dünya kamuoyunda ve mağdurlar ile giderilmesi ne ferdi müracaat hakkına sahip olabil- mağdur yakınları nezdinde müspet yan- mümkündür. mek, üzerine düşen her şeyi yaptığına kılanmalara sebep olacak bir yöntem Bu mesele en kendisini inandırmak ve haksızlıkla her olarak kabul edilmelidir. köklü ve kesin bir alanda mücadele etmek için, mağdurlar, şekilde yasama idari dava yolunu da kullanmalıdırlar. Görev, Bakanlar Kurulunun ve Millet organı tarafından Vekillerimizindir. çözümlenebilir. ÜÇÜNCÜSÜ Haksızlıklara prim vermek isteme- Yasama Organı Kanalı ile mağduri- yen herkes ve her kesim, basın ve sivil yetler giderilebilir. toplum kuruluşları bu yolun benimsen- mesi için siyasi iradeye telkinde bulun- Yani TBMM’nde çıkarılacak bir ka- malıdır. nunla, yukarıda sayılan statüdeki mağ- durların, mağduriyetlerinin giderilmesi SONUÇ mümkündür. 12 EYLÜL 1980: 23 EYLÜL 2010 Bu mesele en köklü ve kesin bir şe- tarihleri arasında, YAŞ ve HSYK Ka- kilde yasama organı tarafından çözüm- rarlarından, Geçici 15. maddeden ve lenebilir. kınama-uyarma cezalarından kaynak- lanan bütün mağduriyetleri gidermeye Bu yöntemde, yukarıdaki yöntemler- matuf bir yasa taslağı hazırlanmalıdır. de sayılan mahzurlar bulunmamakta- dır. Bu tasarı; Anayasanın, bir kısım iş- lemleri yargı denetimine kapatan ve 12 Siyasî irade benimserse, mağduri- Eylül 2010 tarihindeki referandumda yetler TBMM’nde bir oturumda giderile- 34 ASDER | kasım-aralık 2010 asder11.indd 34 12/23/2010 9:14:07 PM

AKSAJANS mustafa nazif 0212-665 31 52 değiştirilen, ilgili maddelerin mağdur et- sağlanmalıdır. tiği tüm kesimleri içine alacak şekilde ol- malıdır. Ayrıca, halen görevde bulunan me- mur ve kamu görevlilerinin kınama ve Mağdurları temsil adına vücut bul- uyarma cezaları da affedilerek, bu me- muş sivil toplum kuruluşlarının da görü- murların mesleklerinde başarıları ölçü- şü alınmalıdır. sünde yükselebilme imkânı sağlanma- lıdır. 12 Mart 1971: 12 Eylül 1980 arasın- da mağdur edilmiş bir kısım Silahlı Kuv- Taslak kanunlaştığı takdirde, hem, vetler personeli de kapsama dâhil edil- 12 Eylül referandumunda milletimizin melidir. büyük çoğunluğunun Anayasa değişik- liğini tasvip etmesine sebep olan, baskı Çıkarılacak yasa ile, yüz kızartıcı ve vesayet sisteminin son bulması için suçlardan dolayı kesinleşmiş mahke- önemli bir adım atılmış, hem de bas- me kararı bulunanlar dışında ve sadece kı ve vesayet rejiminin uygulamaları ile yargıya kapalı idari işlemlerle memuri- oluşan mağduriyetler son bulmuş ola- yetten çıkarılmış ve re’sen emekli edil- caktır. miş memur ve kamu görevlilerinin: Çıkarılacak bu kanunun sadece hak- • idari işlemleri ile disiplin cezalarının sız ve hukuk dışı bir kısım mağduriyet- ortadan kaldırılması, lerin giderilmesine hizmet edeceğini dü- şünmek doğru olmaz.. • Özlük haklarının geri verilmesi, Bu girişim, Milletin inancı üzerine ko- • Emsallerinin kademe derece ve rüt- nulan baskı sistemini kaldıracak bir ma- besine intibaklarının yapılması, nivela gibi; Türk Silahlı Kuvvetlerinin 100 bini bulan muvazzaf personeli ile, milyo- • Durumu uygun bulunanlardan iste- nu bulan yükümlülerinin inançlarını ya- yenlerin göreve yeniden döndürülmele- şamasına, geleceklerinin teminat altına ri, alınmasına, inançlar üzerine yapılacak baskılara meslekten atılma kaygısı ile • Görevine dönmek istemeyenlerin, boyun eğmeden temel hak ve özgürlük- isterlerse eşiti başka bir kamu kurum ve lerin kullanılmasına; Silahlı Kuvvetleri- kuruluşuna atamalarının yapılması, mizde dini tehdit gören menfi kadrolaş- manın zaman içinde kırılmasına; hâsılı • Görev istemeyenler hakkında, em- ordunun tekrar Peygamber Ocağı ola- salleri gibi emeklilik işlemi yapılması, rak bilinip kabul edilmesine imkan sağ- layacak ve üniversiteler, kamu kurumları • Hayatta bulunmayanların kanuni ve ülkenin her kesiminde kadınlarımızın mirasçılarına emeklilik hakkı verilmesi, • Emeklilik hakkı almadan vefat edenlerin hukukunun korunması, • Geçmiş döneme ait maddi hakları- nın da verilmesi, Taslak kanunlaştığı takdirde, hem, 12 Eylül referandumunda milletimizin büyük çoğunluğunun Anayasa değişikliğini tasvip etmesine sebep olan, baskı ve vesayet sisteminin son bulması için önemli bir adım atılmış, hem de baskı ve vesayet rejiminin uygulamaları ile oluşan mağduriyetler son bulmuş olacaktır. kasım-aralık 2010 | ASDER 35 asder11.indd 35 12/23/2010 9:14:11 PM

AKSAJANS mustafa nazif 0212-665 31 52 MAKALE Bekleyip örtünmesinin sorun olmaktan çıkarılma- runlar, ancak, hükümetin ve meclisin göreceğiz. sına müspet katkı yapacak; önemli bir himmet ve desteği ile en etkili, pratik ve Siyaset bu irade- girişim olarak görülmelidir. kesin bir şekilde çözümlenebilir. yi gösterebilecek mi? Yoksa, palya- Öte yandan adaletin uygulayıcıları Bekleyip göreceğiz. tif düzenleme ile, olan hâkim ve savcılar; görevleri sırasın- kuzuyu kurdun da bu baskı ve vesayete karşı duruş se- Siyaset bu iradeyi gösterebilecek önüne atar gibi, bepleriyle, herhangi bir mahkûmiyetleri mi? Yoksa, palyatif düzenleme ile, ku- mazlumları, ba- bulunmadığı halde meslekten çıkarıl- zuyu kurdun önüne atar gibi, mazlum- ğımsızlığına ka- malarının önü kapatılacak, korkmadan, ları, bağımsızlığına kavuşturulamamış vuşturulamamış adil, vicdanlarının sesini dinleyerek ve yargıya mı havale edecek? yargıya mı havale cesur soruşturmalar yapma ve karar verme ortamına kavuşabileceklerdir. Kolay olanı herkes yapabilir. Sorum- edecek? luluğu herkes üzerinden atabilir. Ama Kolay olanı her- Darbe dönemlerindeki hukuk dışı iş- imkân varken haklar teslim edilemeye- kes yapabilir. So- lemlerin bir kanunla kaldırılma iradesi- cekse, YAŞ Kararlarına konulan şerhin rumluluğu herkes ni gösterecek TBMM’nin, Ülkemizde, ne değeri kalır? 04 Kasım 2010 üzerinden atabilir. taraflı yargı, üst bürokrasi ve özellikle Ama imkân var- TSK üzerindeki değeri ve itibarı artaca- [1] Ayrıca Yine YAŞ Kararları İle; ken haklar teslim ğı gibi, TBMM’ ne müdahale etme dü- edilemeyecekse, şüncesinin zihinlere dahi gelmesini en- • 12 Mart 1971 : 12 EYLÜL 1980 ta- YAŞ Kararlarına gelleyecektir. rihleri arasında da 600 subay ve astsu- konulan şerhin ne bay Silahlı Kuvvetlerden çıkarılmıştır. Dünya’da da, ülkemizin hukuka bağ- değeri kalır? lılığı konusunda uygun mesaj verilmiş • 1971:2010 tarihleri arasında olacağından, itibar arttırıcı bir etki yapa- TSK’den çıkarılan Toplam Mağdur Sayı- caktır. sı: 3257 Subay, astsubay ve askeri öğ- rencidir. 600’ ü 1971 : 1980 arasındadır Bu tasarı ile; Silahlı Kuvvetlerimiz dâhil her kademede işlemlerin hukuki- [2] -3 Ağustos 1960 tarih ve 42 sayılı liği ve yasal zeminde kalınması zorun- kanun; 11 Temmuz 1973 tarih ve 1782 luluğu ile, Devlet yönetiminde hukukun sayılı kanun; 10 Kasım 1981 tarih ve üstünlüğü ilkesinin pekişip perçinlen- 2551 sayılı kanun; 12 Aralık 1992 ta- mesine, önemli katkı sağlanacaktır. rih ve 3854 sayılı kanunla mağduriyetler giderilmiştir.1980 ihtilalinin sivil mağdur- Anayasa değişikliği için milletimiz- ları için 26.10.1994 tarih ve 4045 sayılı den alınan destekle, ara dönemlere has kanun çıkarılmıştır.Disiplin suç ve ceza- hukuk dışı uygulamaların yarattığı so- larının affı için de 2006 yılında bir af ka- nunu çıkarılmıştır. 36 ASDER | kasım-aralık 2010 asder11.indd 36 12/23/2010 9:14:16 PM

AKSAJANS mustafa nazif 0212-665 31 52 Vesayet Zincirleri Kırılamadı Ahmet Türkan Ne darbe planlarının ortaya çıkması, üzerine gidilerek dü- ne halkın tepkisi, ne siyasetin tavrı ne zeltmek ve artık böyle de referandum sonuçları vesayet zincir- olumsuzlukları yaşamaya- lerinin kırılmasına yetmedi. lım demek yerine “kim sızdır- dı” hesabı yapmak. Müthiş bir direnç var. Yani pislikleri halının altına Halka direnç, siyasi iradeye direnç, süpürmek. Halının pislikleri kapa- milli iradeye direnç. tacak hali kalmadı. Halı küçük geli- yor. Altı doldu, taşıyor. Ortaya çıkan olumsuzluklar kimse- nin umurunda değil. Her türlü olumsuz- Artık temizleyin bu işleri. Kaldırın altı luk kısa bir açıklama ile geçiştiriliyor. pislenmiş ve enfekte olmuş halıyı. Cumhurbaşkanı’nın Cumhuriyet Gölcük’te ortaya çıkan fuhuş operas- Resepsiyonuna katılmayarak protes- yonu sonrası basına yansıyan haberler to etmeler. Ankara dışında düzenlenen içler acısı. Devletin sırları şehvet uğru- resepsiyonlara ise gizli emirler gönderi- na peşkeş çekilmiş. Bu haberler med- lerek başörtülü birisi içeri girerse çaktır- yada yazılıp çizilirken birtakım avareler madan terk edin şeklinde gizli mesajlar yayınlamak. Basına yansıyan olumsuzlukların kasım-aralık 2010 | ASDER 37 asder11.indd 37 12/23/2010 9:14:18 PM

AKSAJANS mustafa nazif 0212-665 31 52 MAKALE İçişleri Bakanı hala TSK’yı yıpratmayın numaraları ya- yapılanı sivil darbe olarak değerlendir- Atalay, pıyor. di. Cumhuriyet TSK’yı kurtarın. Olsun. tarihinde Yıpranmış zaten. Darbe özlemlerini belki bu sayede bir ilke imza tatmin etmiş olmamalılar diye düşünü- atarak Balyoz Bırakın bu boş lafları da kurtarın ar- yorum. soruşturması tık. Yazık oluyor. ve çok sayıda Son durumdan da görülüyor ki as- fişleme olayında En son gelişme 23.11.2010. kerlere sivil ve adil yargı yolu açılmalı. “Türkiye’nin NATO nezdindeki aske- ismi geçen ri temsilcisi Hava Korgeneral Mehmet Bu şu demektir. Jandarma Veysi Ağar’ın zirve için Lizbon’a giden Tümg. Halil Cumhurbaşkanı Abdullah Gül’ü karşıla- Asker kişiler veya YAŞ kararları ile Helvacıoğlu’nu madığı belirtildi.”[1] asker kişi kimliğini kaybeden eski as- açığa aldı Bu kerler sivil mahkemelerde haklarını ara- demokrasi adına Avrupa’nın gözü önünde, NATO ‘da yabilmeli, adil yargılanma hakkından iyi bir gelişmedir. görevli general Cumhurbaşkanı’nı kar- yararlanabilmelidir. Yargılanmadan iftira Aynı hassasiyeti şılamayarak saygısızlığın uç noktasını mektuplarına ve düzmece raporlara da- Milli Savunma gösteriyor. yanılarak YAŞ’ta dayatılan ve görevden Bakanı’da uzaklaştırılan binlerce subay ve astsu- göstererek Bu rezalete söyleyecek söz bulamı- bay da bu mağduriyetten kurtulmalı ve Tümgeneral yorum. “El âlem ne der “ kaygısı bile adil yargılanma hakkına kavuşmalıdır. Gürbüz Kaya yok. Bunlar ne kadar fütursuzca tavır- ve Tuğamiral lar böyle. Emir komuta içinde karar veren bir Abdullah yargı adil olmaktan uzaktır. Nitekim İç Gavremoğlu’nu İçişleri Bakanı Atalay, Cumhuriyet ta- İşleri Bakanı ve de akabinde Milli Sa- görevden aldı. rihinde bir ilke imza atarak Balyoz so- vunma Bakanı son derece olumlu bir ruşturması ve çok sayıda fişleme ola- karar vererek vesayet zincirinin bir hal- yında ismi geçen Jandarma Tümg. Halil kasını kırmayı denemişlerdir. Helvacıoğlu’nu açığa aldı Bu demokrasi adına iyi bir gelişmedir. Aynı hassasiye- Önümüzdeki günlerde neler olacağı- ti Milli Savunma Bakanı’da göstererek nı izleyip göreceğiz. Tümgeneral Gürbüz Kaya ve Tuğami- ral Abdullah Gavremoğlu’nu görevden Emir komuta zinciri içinde, general- aldı. lik beklentileri ile bir hâkimin doğru ka- rar verebilmesi mümkün değildir. Vesayet zincirlerinin devam ettiril- mek istendiğinin kanıtları ortada dola- Değerli Hükümet üyeleri, kanun ko- şırken beklentiler boşa çıkartılıp onarıl- yucular, Yargının tarafsız olmasını isti- ması güç durumlara düşülmemeli idi ve yorsanız bu zincirden kurtarmalısınız. gereken yapıldı. Adalet tam rayına oturmalı ve taraf- Hakkında soruşturma yürütülen pa- sız karar verecek ruh sağlığını kazan- şaların sistemi delerek terfi etme girişim- malıdır. lerine müsaade ederek vesayet parano- yasına izin verilmemeli idi. Bu yapıldı. [1] http://www.timeturk.com/tr/2010/11/23/liz- Muhalefet güçlü darbe içgüdüsü ile bon-da-skandal-nato-daki-turk-komutani- cumhurbaskanini-karsilamadi.html 38 ASDER | kasım-aralık 2010 asder11.indd 38 12/23/2010 9:14:25 PM

AKSAJANS mustafa nazif 0212-665 31 52 YAŞ ve Bedir Arslanları Ersan ERGÜR Nuh A.S. 950 sene evlatlarına ve tük. Bizlerin sayesinde İslam mücahitle- Elbette dün kay- kavmine dua etti. Sabretti ve nihayetin- ri işin farkına vardı. Bir tohum toprakta betmediysek bu- de 950 yıl sonra beddua etti. Sonuç ma- çürür ama koca bir meyve ağacı neşvü günde kaybet- lum… nema bulur. meyeceğiz. Yüce Allah hidayeti ve YAŞ mağdurları tabiri almış başı- Elbette dün kaybetmediysek bugün- rızkı dilediğine nı gidiyor. Hâlbuki ben mağdur değilim. de kaybetmeyeceğiz. Yüce Allah hida- vermiyor mu? Bu Rabbimin bana biçtiği ve layık gördüğü yeti ve rızkı dilediğine vermiyor mu? Bu yasadan sonra biz rolümü oynuyorum ve cennete hazırla- yasadan sonra biz ne bekliyoruz ki ne ne bekliyoruz ki nıyorum. Ben ısrarla amel olarak ondan kaybedelim ve bu da bizi üzsün. Bu ka- ne kaybedelim ve uzaklaşsam da o ısrarla beni rızasına rarı sadece İslami şuur ve mücadele- bu da bizi üzsün. çekiyor. Ne mutlu bana ve benim gibi- mizin bir parçası görüp, öyle de algıla- Bu kararı sade- lere.. yarak hareket edersek sonuç ne olursa ce İslami şuur ve olsun bizim ve islam’ın faydasına ola- mücadelemizin Burada önemli olan kibre ve karam- caktır. Bizim vazifemiz başta şeytan, bir parçası görüp, sarlığa kapılmamak... Bir arkadaşım 25 şeytanın hadimleri ve nefsimizle müca- öyle de algılaya- Eylül 2010 da ASDER in yaptığı istişa- dele etmek, Allah rızası için onlarla sa- rak hareket eder- re toplantısın da alınan kararlar gereği vaşmaktır. Biz sonuca bakmamalıyız. sek sonuç ne olur- yapılacak işlemlerden ümitli olmadığını sa olsun bizim ve ve moralinin bozulduğunu iletti. Bir in- Hem gerek maddi ve gerekse mane- islam’ın faydasına sanın moralinin bozulması için cenne- vi sıkıntılarını zaten çekmedik mi? Çek- olacaktır. ti kaybetmesi lazım. Biz YAŞ kararları- meye de devam etmiyor muyuz? Geç- nın muhatabı olarak zaten kazandık ve mişte yarabbi günahlarımdan kurtulmak sabrederek kazanmaya devam ediyo- ve huzuruna sağlam gelebilmek için ruz. Hayatımız bu sayede anlam kazan- bana şahadeti nasip eyle diyerek dua dı. Bedrin Aslanlarının unutulmazlığı ederdim. Bir büyüğüm şehitliği bu kadar misali bizde tarihe ve kâinata not düş- ucuza mı istiyorsun. Allahın rızası için kasım-aralık 2010 | ASDER 39 asder11.indd 39 12/23/2010 9:14:30 PM

AKSAJANS mustafa nazif 0212-665 31 52 MAKALE Bir zamanlar bir şehitlik en büyük şehitliktir. Günahların- na bir şeyler yapmamızı murat eylemiş hoca efendi bir la ucuza alma demişti. O gün bu gün- olsa gerek ki bize YAŞ damgasını vur- İslami faaliyette dür imanımın ve kalbimin gücü nispetin- muş. Sanki Allah’ın İslam’ı kurtarmak bana bir görev de hep Allah rızasını talep ediyorum ve için bizim katkımıza ihtiyacı var. Hâşâ, Rabbimin her an benimle olduğunu biz- asla yok. Ama biz kullarının cennet mi- verdi; “Önden zat müşahede ediyorum. Demek Allah sal makamını yükseltmek için bahane- gidin ve trafik rızası her şeyin başıymış. ler yaratıyor. Aslında biz islam’a değil hizmet etmek, böylelikle şereflenmiş açık mı bir Bazen de çok meşakkat çektiğimiz, oluyoruz. Ne mutlu bize ki Rabbim bi- bakın.” Ben de bu sıkıntılarımızın çok olduğunu konuşur zi seçilmişler arasına almış. İnşallah so- dururuz. Bence bu bizi şeytanın ve nef- numuzda böyle olur. görevi çok basit sin tuzağına düşürür. Ağaç kovuğunda hatta gereksiz diri diri kesilen Zekeriya A.S bizden da- Tüm bunların ışığında anladığım şu- ha mı az sıkıntı çekti. Kâinatın efendisi dur ki, biz üzerimize biçilen rol gereği bulmuştum ama ve sultanı Peygamber Efendimiz (SAV) yargıya gideceğiz ve sonucunu Allaha yinede yerine taşlanırken bizden az mı sıkıntı çekti. havale edeceğiz. Sonuç ne olursa ol- Vallahi bizim sıkıntıdan bahsetmeye hiç sun. getirmiştim. Bu ama hiç hakkımız yok, haddimiz bile de- gün anlıyorum ğil. Birbirimize bunun için dua edelim. Hayır dileyelim el ele vererek mücade- ki o günkü İslam Bir zamanlar bir hoca efendi bir İsla- lemizde ayrılığa ve firaka düşürecek hu- faaliyetinden mi faaliyette bana bir görev verdi; “Ön- suslardan uzak duralım. ASDER çatısı benimde den gidin ve trafik açık mı bir bakın.” altında nice aydınlık günleri hedefleye- bir görevle Ben de bu görevi çok basit hatta gerek- lim. Unutmayalım ki hayalleriniz yoksa faydalanmamı siz bulmuştum ama yinede yerine ge- oraya asla varamazsınız. arzu etmiş ve tirmiştim. Bu gün anlıyorum ki o günkü İslam faaliyetinden benimde bir görev- Ya çaresizsiniz ya da çare SİZ si- bana en uygun le faydalanmamı arzu etmiş ve bana en niz… görev olarak onu uygun görev olarak onu bulmuş. Yüce Allah’ta işte bize cihat ederek İslam adı- Kalın sağlıcakla sevgili dostlarım… bulmuş. 06.10.2010 40 ASDER | kasım-aralık 2010 asder11.indd 40 12/23/2010 9:14:34 PM

AKSAJANS mustafa nazif 0212-665 31 52 Elimde bizim gibi asker olan Heki- Bir Tahlil Ya Da moğlu İsmail’in; “Haritalar, Şemalar ve Tarihi Fırsatımız Tarihi Yorumlarla 1421 senelik İSLAM TARİHİ” adlı ZAMAN Gazetesinin 2001 İbrahim TÖRE yılında okurlarına hediye ettiği çok önemli bir eser var. kasım-aralık 2010 | ASDER 41 Kitap piyasaya ilk çıktığında heye- 12/23/2010 9:14:36 PM canla okumuş ve çok istifade etmiştim. Âyet ve hadis mealleriyle olaylara ışık tutularak sunulan tarih felsefesine, ori- jinal bakış açısına mest olmuştum. Ye- niden bu önemli kitabı gözden geçirdim. Geçmişe bakarak; bugünü ve bu gün- lerde yaşanan olayları aynı zamanda yarını ve yarınlarda olacakları anlama- ya çalıştım. Sizlere de özellikle TÜRKİ- YE bölümündeki kronolojiyi okumanızı tavsiye ederim. O çoğumuza basit gibi gelen, yakın tarihimizde yaşanan olay- ları alt alta yazarak okumak bile, başlı başına, bu günü yaşayan bizler için çok şeyleri net olarak söylüyor, çok putları kırıyor.İsterseniz kendi kısa yorumla- rımla kısa birkaç örnek vereyim. - 1914 Birinci Dünya Savaşı baş- ladı - Ocak 1916 Çanakkale Savaşları bitti.( 200 binin üzerinde zayiat verdik. Şehit ve gazilerin toplam sayısı insa- nı dehşete düşürüyor. Düşman mağlup olup çekildi. O da çok büyük zayiatlar verdi.) - 30 Ekim 1918 Mondros Mütareke- siyle Birinci Dünya Savaşı bitti. Osmanlı Devletinin sonu ( Medar-ı iftiharımız olan Osmanlı Devletini kimler parçalayıp, yıktı? Sa- dece parçalanıp yok edilmeye çalışılan mukaddes vatan toprakları mıydı, aynı zamanda parçalanan yok edilmeye ça- lışılan ruhumuz olan mukaddes değer- lerimiz değil miydi? Biz bu en acı savaşı kimlerle yaptık, hatırlayalım? Cevabını lütfen sesli verin.) - 6 Kasım 1918 İngilizler Gelibolu’yu işgal etti - 13 Kasım 1918 Çanakkale Bo- ğazı geçilerek düşman donanması Marmara’ya girdi. İstanbul işgale baş- landı - 11 Eylül 1919 Misak-ı Milli kabul edildi - 16 Mart 1920 Düşmanlar İstanbul’u asder11.indd 41

AKSAJANS mustafa nazif 0212-665 31 52 MAKALE Fotoğrafın resmen işgal etti. Medreseler, Şer’iye ve Evkaf Vekâleti bütününü kapatıldı görebilmek - 10 Ağustos 1920 Sevr Anlaşması. önemlidir. (Sahi Sevr anlaşmasını bizi mahvetmek - 25 Kasım 1925 Şapka İnkılâbı için kimler hazırladı, hiç unutmayalım ) Doğruyu - 28 Mayıs 1928 Harf İnkılâbı doğru olarak - 24 Temmuz 1923 Lozan Anlaşma- öğrenebilmek, sı - 1926 İsviçre’den Medenî ve Borçlar doğruyu doğru Kanunu, İtalya’dan Ceza Kanunu alındı bilmek bir insan - 4 Ekim 1923 Bize Sevr Anlaşma- için en mühim sını imzalatmak isteyen Birinci Dünya - 1927 İsviçre’den Hukuk mahkeme- gerçeklerdendir. Harbinin galip Devletleri olan Can Düş- leri usûlü kanunu alındı manlarımız, tek kurşun atmadan bay- Bunun için rağımızı da selamlayarak, İstanbul gibi - 1929 Fransa’dan İdâre Hukuku, bozulmamış bir en büyük hedeflerini büyük düşmanları Almanya’dan Ceza Hukuku alındı Türklere bırakarak yurdumuzu terk etti- vicdan, insaf ler. (Acaba ne aldılar da gittiler, hiç dü- - 1935 İstanbul’un Fethinin sembo- denilen insani şündünüz mü? Yoksa şimdiye kadar dü- lü, bir zamanlar Türklerin kızıl elması şündürmediler mi?) olan ‘Ayasofya Camii’ müzeye çevrildi. bir haslet, Bu sembol camide namaz kılınması ya- kalb-i selim ve - 29 Ekim 1923 Cumhuriyetin ilânı sak oldu. müstakim bir akıl - 7 Ağustos 1923 Halk Partisinin ku- - …… gerekir. rulması. Fotoğrafın bütününü görebilmek - Bu yıllardan itibaren memlekette; önemlidir. Doğruyu doğru olarak öğre- bazen soğuk - bazen sıcak, bazen be- nebilmek, doğruyu doğru bilmek bir in- raber olarak yürütülen yeni düşmanla san için en mühim gerçeklerdendir. Bu- büyük harp başladı. En büyük düşman nun için bozulmamış bir vicdan, insaf ilan edilen, belletilen ‘ irtica ’ ile yani milli denilen insani bir haslet, kalb-i selim ve ve manevi değerlerle amansız bir harp müstakim bir akıl gerekir. başlatıldı. ) Mevlana Hazretleri’nin Mesnevi’sinde - 3 Mart 1924 Hilafet kaldırıldı geçen meşhur fil hikâyesini herkes bi- lir, tekrar etmeyeceğim ancak o mantığı Tevhid-i tedrisat kanunu kabul edildi yani, gerçeği olduğu şekilde görebilme 42 ASDER | kasım-aralık 2010 asder11.indd 42 12/23/2010 9:14:42 PM

AKSAJANS mustafa nazif 0212-665 31 52 melekesini her an yaşadığımız hayatta en irileriyle nasıl mücadele edeceksin, Mevlana kullanabilmek ciddi bir hünerdir. muzaffer olacaksın? Sadece bağırıp ça- Hazretlerinin ğırmak zafer kazanmak için yetiyor mu? şöyle güzel bir Hazreti Ali R.A.der ki; ‘ Cetveli eğri Bakıyorum kendileri bir avuç, onlara gö- sözü daha var. olanın çizgisi doğru olmaz.’ re milletin yüzde doksanı; gaflet, dalalet Der ki; ‘Güneşe hatta hıyanet içindeler. Kendilerinin ne yöneldin mi, Her insan bir aynadır. Kendisine ak- olduklarının farkında değiller gibi geliyor bütün karanlıklar sedeni tam ve olduğu gibi görüp göster- bana. Ancak herkese saldırıyorlar. geride kalır. melidir. Güneş nedir? - Heey Millet…! Tehlikedesin, ayağa Güneş bütün Tarih; basit bir şekilde hâdiseler top- kalk, diyorlar. güzelliklerdir. luluğunun kaleme alınması değildir. Dü- Hakkın ta şünsenize, hafızasını ve sentez yapa- Sonra da o en büyük düşman de- kendisidir. İlim, bilme melekesini kaybetmiş, olayları diklerinden çok daha fazla düşmanlık irfan, sevgi, doğru yorumlama kabiliyetinden yok- ederek milletin manevi değerlerine ve merhamet, sun bir insan, nasıl da zavallı bir halde- mukaddesatına hücum edip milletin ru- şefkat, kemalat, dir. Bu sefalet; tarih şuurundan, tarih ışı- hunu yok etmeğe çalışıyorlar. adalet…hepsi .... ğından mahrum milletler için de aynen hepsi…. Bütün böyledir. - Arkadaş ! Bu millet her şeye rağ- güzelliklerin men Müslümandır. Puta tapmaz he- kaynağı da Yazıma neden böyle bir giriş yaptım le putperest hiç olmaz, diyesin geliyor, Allah’tır. derseniz cevabı şöyledir. Eve geç gel- susuyorsun. Bunlar kendilerinden baş- miştim. Elime televizyonun kumanda- kalarını dinlemiyorlar. Ellerinden gelse sını alarak televizyon kanallarında ge- bütün dünyayı, putlarına taptıracaklar. zinerek dış âlemden âlemime yansıyan Birlik beraberlik diyorlar birlik ve bera- sıkıntıyı dağıtmağa çalışırken ulusalcı berliği toptan yok edecek her şeyi en geçinen TV kanallarına da şöyle bir göz vicdansızcasına yapıyorlar. Bunu da attım. hak namına yaptıklarını sanıyorlar. En iyimser bir bakışla böyle diyebilirsiniz... Konuşmacılar Lizbon’da yapılan son Elhasıl tam bir kaosu yaşıyorlar ve ya- NATO zirvesinde alınan füze kalkanı şatmaya da çalışıyorlar. konusundaki kararlar için tozu dumana katıyorlar. Neler neler söylüyorlar… Kı- Bunlarda nereden çıktı, konumuzla yametler koparılacak ithamları, çıkışları ne alakası var diyebilirsiniz. Ancak ya- pervasızca haykırıyorlar. Doğrusu söy- şadığımız âlemde bunlar da var da on- lediklerinde pek de haksız sayılmazlar. dan... Aynı gemide istikbale doğru be- Özellikle NATO, ABD ve Avrupa Birliği raber yol alıyoruz. Bunları görmezsek konusunda ahkâmlar kesip aleyhlerinde fotoğraf karesinde eksiklik, çözümleri- düşman bellediklerine aslanlar gibi sal- mizde noksanlık olur. dırıyorlar. Fotoğrafın bütününü görebilmek - ABD. NATO, Avrupa Birliği büyük önemlidir. Doğruyu doğru olarak öğre- düşman nebilmek, doğruyu doğru bilmek bir in- san için en mühim gerçeklerdendir. Bu- - Derhal NATO’dan çıkılmalı nun için bozulmamış bir vicdan, insaf denilen insani bir haslet, kalb-i selim ve - Onlar bizi bölüyorlar, parçalamaya müstakim bir akıl gerekir. çalışıyorlar. Mevlana Hazretlerinin şöyle güzel bir - Yeni kurtuluş savaşı başlatılmalı sözü daha var. Der ki; ‘Güneşe yöneldin mi, bütün karanlıklar geride kalır. Güneş - Millet derhal ayağa kalkıp bu düş- nedir? Güneş bütün güzelliklerdir. Hak- manlarla harbe başlamalı…. kın ta kendisidir. İlim, irfan, sevgi, mer- hamet, şefkat, kemalat, adalet…hepsi Daha neler neler… Bu fikirlerini ban- .... hepsi…. Bütün güzelliklerin kaynağı gır bangır dünyaya haykırıyorlar. Ey- da Allah’tır. vallah bunlara diyeceğimiz yok. Yaşa- nanları böyle yorumluyorlar. Samimi de İnsanlığı bozulmamış – sönmemiş, olabilirler. Kendilerince böylece dertleri- kalbi mühürlenmemiş her insan, iyiliği mize çözümler üretiyorlar. Ancak insanın ve güzelliği ister, kötülerden ve bütün diline hemen iyi de; bu ne perhiz bu ne kötülüklerden rahatsız olur. Yaratıcı; in- lahana turşusu diyesi geliyor. Hepsi gü- sanı böyle bir fıtratta, ahsen-i takvimde zel de sen bu düşman dediğin dünyanın kasım-aralık 2010 | ASDER 43 asder11.indd 43 12/23/2010 9:14:47 PM

AKSAJANS mustafa nazif 0212-665 31 52 MAKALE Tekrar başa yaratmıştır. Ulusalcılarımızda dâhil, bir bildiklerinin aksine, herkesi Müslüman dönersek, bütün olarak yeniden esaslı bir muha- yapma mecburiyetimiz yoktur. İman; sebe yapıp; geçmişten ve toplum ola- rıza ile kabul ile olursa imandır. Zorla kronolojik seyri rak özellikle son dönemde yaşadıkları- olan, göstermelik iman münafıklıktır. Di- takip edersek; her mızdan tam ders alarak, bir ve beraber nimizde münafıklık, kâfirlikten aşağıda- olarak - başka alternatifimiz yok - barış, dır. Kitabımız Kur’an-ı Kerim elimizde şey ortada, son özgürlük, huzur ve ahenk içinde mutlu ve güneş gibi ortada, Peygamberimizin asırda başımıza olarak yaşama yollarını bulmalıyız, bu yolu da önümüzdedir. Ayrıca dinimiz; gelenler pişmiş kutlu işi becerebilmeliyiz. Yoksa toptan her türlü düşmana teslim-i silah etme- tavuğun başına karanlığa daha fazla gömüleceğiz. İnşa yi haram kılmıştır. Müslümanın hayatı; ettikleri arenalarda vahşi boğuşma ve ilim, akıl ve özgürlük üzerine bina edil- gelmemiştir. vahşetten zevk alanlar yani vahşi batı- miştir. Rabbimiz Müslüman zilleti ya- Aklımızı başımıza lılar; çağdaş arenalarda, çağdaş boğuş- saklamıştır. maları, alçakça bir zevkle seyretmeye devşirmezsek devam edecekler. Arenalar batı mede- Hülâsa; tüm insanlık olarak en ge- pişecek niyetin simgeleridir. niş daireden, fert ve içinde yaşadığımız toplum olarak kendi dairemizde geldiği- başımızda Tekrar başa dönersek, kronolojik miz noktayı, elimizdeki imkânları, en iyi kalmaz. seyri takip edersek; her şey ortada, son şekilde değerlendirerek, bu hali herkes asırda başımıza gelenler pişmiş tavu- için büyük bir fırsat haline dönüştürebil- ğun başına gelmemiştir. Aklımızı başı- meliyiz. Allah’ımız sonsuz rahmetiyle, mıza devşirmezsek pişecek başımızda dünyamızın da ahiretimizin de cennet kalmaz. olmasını istemektedir. Bunun için 124 bin peygamber ve semavi kitaplar gön- İnananlar hem dünyalarını hem ahi- dermiştir. Akıl gibi en güzel nimeti hepi- retlerini, inanmayanlar ise, dünyalarını mize bahşetmiştir. mamur etmek adına da olsa, gelecek nesillerimiz için ne yapıp edip orta yolu Henüz ölmediğimize göre aklı başın- bulup, şu kör düğümü çözmeliyiz. Âşık da yaşayanlar olarak tarihi fırsat elimiz- Veysel’in tabiriyle; dedir. Tarihi fırsat, özellikle her fert için- dir. Yani hepimiz içindir. ‘Kim okurdu, kim yazardı Hoca Nasrettin’e sorarlar. Kıyamet Bu düğümü kim çözerdi ne zaman kopacaktır. O da hangi kıya- met, dedikten sonra cevap verir; Koyun kurt ile gezerdi - Hanım ölünce büyük kıyamet, ben Fikir başka başka olmazsa’ ölünce küçük kıyamet kopacaktır. Dün- yanın ölümü olan asıl kıyametin de ne Biz inananlar biliriz ki, dış dünyanın zaman kopacağını bilmiyorum der. Herkese; bize de, en sivri uçta olan ulusalcılara da düşen, önce samimiyet- tir. İyiliği ve güzelliği, hepimiz için is- temekte samimi olalım yeter. Çözüm bundan sonra çok kolaydır.Hayal ede- meyeceğimiz kadar kolaydır.Bir düşü- nürün şöyle bir sözü vardır. Der ki; - Büyük mesele yoktur. Değerinden fazla büyütülen mesele vardır. Bütün kalbimle söylüyor ve haykırı- yorum; - Hakkaniyet ölçüsünde çözülmeye- cek hiçbir meselemiz yoktur… Hâfız-ı Şîrazi’de asırlar arkasından şöyle seslenir; ‘ Dünya öyle bir metâ değil ki, bir nizâa değsin.’ Devam eder; ‘ İki cihanın rahat ve selametini iki 44 ASDER | kasım-aralık 2010 asder11.indd 44 12/23/2010 9:14:52 PM

AKSAJANS mustafa nazif 0212-665 31 52 harf tefsir eder, kazandırır: Dostları- - Yaşasın zalimler için Cehennem! na karşı mürüvvetkârane muaşeret ve diye bağıran mazlumların feryatları vic- düşmanlarına sulhkârâne muamele et- danlarımızı ve kalp kulaklarımızı çınlat- mektir. mıyor mu? Hainlere sözümüz yoktur. Onlar şey- Batı medeniyetinin insanlığa yaptı- tan gibi onun has askerleri kalarak kıya- ğı katkıları bir tarafa, kendi fikir adam- mete kadar o menhus işlerine devam larının da itirafıyla, ‘ batı medeniyetinin edeceklerdir. Onlarla doğrudan işimiz insanlığa artık vereceği bir şeyi kal- yoktur. Onların da bizlerle hiçbir işleri mamıştır.’ Hem batı samimi değildir ve olamaz. Işığın olduğu yerde karanlık ol- hiçbir dönemde de samimi olmamıştır. maz, karanlıklar barınamaz. Bediüzza- Ayının yüz türküsü varmış o da bal üze- man Hazretlerinin tabiriyle; rineymiş. Batının ruhu budur. Yani ben- cildir, menfaatçidir. Hedefe varabilmek ‘ Bizler muhabbet fedaileriyiz. Husu- için her şeyi mubah görür ve bu felsefe mete vaktimiz yoktur.’ onu insanlıktan çıkarıp zalim bir cana- var etmiştir. Bakın hem ülkemizde hem tüm dün- yada insanlık; büyük bir arayış içerisin- Her insan azizdir. İnsanı kötü yapan, de. İnsanlık ilim ve teknoloji açısından işlediği - yaptığı kötülüklerdir. Bu açıdan bu çağlarda çok yükseklere çıktı, ancak toptancı değiliz. Batı insanını da böyle hakiki insanlıkta ise maalesef çok aşa- değerlendiririz. İnsanlarla; rejimleri ve ğılarda. devletleri mutlaka birbirinden ayırmak gerekir. Yoksa hüküm verirken cinayet İnsanlığın yüz karası iki büyük dün- işlemiş oluruz. Bu hüküm bütün insanlık ya savaşı ve en büyük insanlık dramları için geçerlidir. son asırlarda yaşanmadı mı ? Halende yaşanmıyor mu? En yakın komşumuz Bugün dünyaya sığmayan insan- Irak’ta son beş yılda toplam bir milyon lık hakikatte karanlıktadır. Güneş ba- insan perişan edilmedi mi? En çağdaş tıdan batmıştır. Çok şükür hakikat gü- silahlarla, en çağdaş devletlerce… Filis- neşi doğudan yeniden doğmaktadır. tin, Bosna Hersek, Afganistan ve diğer- Ümitvârız… Yeni medeniyetin mimarla- leri. İsrail’in vahşeti ne ile izah edilir. Her insan azizdir. İnsanı kötü yapan, işlediği - yaptığı kötülüklerdir. Bu açıdan toptancı değiliz. Batı insanını da böyle değerlendiririz. İnsanlarla; rejimleri ve devletleri mutlaka birbirinden ayırmak gerekir. Yoksa hüküm verirken cinayet işlemiş oluruz. Bu hüküm bütün insanlık için geçerlidir. kasım-aralık 2010 | ASDER 45 asder11.indd 45 12/23/2010 9:14:58 PM

AKSAJANS mustafa nazif 0212-665 31 52 MAKALE foto: mustafanazif / www.mustafanazif.com duğunu anlayıp gerçek hayatla burun buruna gelmeye başlamıştır. Türküyle, Arabıyla rı da, elimizdekilerin kıymetini hakkıyla , Kürdüyle, bilmesek de, bizleriz. Yani Yeni Şarklılar İsviçre’nin Zürih kentinde dolaşır- Alevisiyle, buna namzettir. ken orada yaşayan vatandaşlarımız; Sünnisiyle, İsviçre’de elektriğin büyük çoğunluğu- Tabii ki bu zorlu işi başarabilmek için nun on beşe yakın atom reaktöründen askeriyle - siviliyle önce toplumsal barışı sağlamalıyız. Top- elde edilen nükleer enerjiden sağlan- hülasa bütün lumsal uzlaşıyı hayata geçirebilmeliyiz. dığını söylemişlerdi. Ancak bu reaktör- unsurlarıyla, Ülkemizde bu işi başarmada en büyük ler dünyalarını aydınlattığı gibi kabirden engel; kaba kuvvete, kaba düşünceye sonra ki dünyalarını aydınlatmıyordu. bütün insanlarıyla sahip olan ve buna dayanan darbeler- şu körler savaşını di, darbeci zihniyetti. Askeriyle siviliy- Bir rakam ne kadar büyük olursa ol- le... Asıl gerici zihniyet buydu, kendile- sun sıfırla çarpıldığında sıfırlanır. Bunun bitirerek, şu rini çook ilerici sansalar da... Çok şükür gibi batılı insan da ölüm sıfırıyla çarpıl- manasız cahiller fitne ve fesatla beslenen bu zalim da- dığında sıfırlandığını hissediyor. Bunun mar, büyük ölçüde kırıldı, kırılmakta. Kı- sonucu olarak ya intihar ediyor ya se- boğuşmalarını rılmaya mahkûm... fahet ve sarhoşlukla aklını iptal ediyor terk ederek, ya da Müslüman oluyor. Müslüman olan hepimiz Sonra bizi; bir ve beraberliğe taşıya- ve Kur’an-ı Kerim’i çok iyi bilen epey saf cak ortak değerlerimizi fark edip ortaya İsviçreli Müslümanlarla beraber oldum. bulunduğu yer ve çıkarmalı ve ana hedeften uzaklaştıra- Keşke bizi öcü gören bizdeki ulasalcı- mekanda, olduğu cak her türlü oyunu baştan fark edip tu- lar, bizi dinlemeseler de bari onları din- zağa düşmemeliyiz. leyebilseler. Sanırım ezberleri epey bo- hal ve şekille; zulur. hem bu dünyayı, Tünelin sonunda ışık görüldü mü iş kolaylaşmıştır. İnsanlık özellikle bizin SONUÇ: Allah’ın bizden istediği va- hem ahireti toplumumuz bu kudsi ışığı fark etmiştir. zifelerimizi hakkıyla yapabilsek; bizler aydınlatan birer ve yetiştireceğimiz nesillerimiz son dö- yıldız ve yıldızlar Bir âmâ vatandaş görenlere hitaben; nemde insanlığın medar-ı iftiharları ola- topluluğu olalım. caklardır. Bunda mübalağa yok. - Siz görmekten bahsetmeseniz biz görmeyi hiç düşünmeyecek, varlığından Yetmez mi bu güne kadar karanlık- dahi haberdar olmayacaktık, demiştir. larla boğuşarak karanlıkta kaldığımız. Hakiki insanlığın yaşanacağı bir dünya- Bizim toplumumuz, kaybettiklerinin yı artık elbirliğiyle inşa etmeliyiz. Bu ta- farkına varmağa başlamıştır. Batı insa- rihi fırsatı kabre girmeden en doğru şe- nı da uzun süre, sanal âlemde uyutul- kilde değerlendirmeliyiz. Türküyle, Arabıyla , Kürdüyle, Ale- visiyle, Sünnisiyle, askeriyle - siviliy- le hülasa bütün unsurlarıyla, bütün in- sanlarıyla şu körler savaşını bitirerek, şu manasız cahiller boğuşmalarını terk ederek, hepimiz bulunduğu yer ve me- kanda, olduğu hal ve şekille; hem bu dünyayı, hem ahireti aydınlatan birer yıldız ve yıldızlar topluluğu olalım. Bu imkân elimizdedir. Çözüm kalp ve aklı- mızın yerli yerinde kullanılmasındadır. Ortak kalp ve aklın çalıştırılmasındadır. Hem zaten bir yıldızlar topluluğu olan Samanyolu galaksimizde yaşadığımızı unutmayalım. Sönmez yıldızlar olmağa aday olanların, kara deliklerde işi ne ki. ‘Ağlayarak geldin dünya evine dü- şünmez misin? Gülerek girsen dost bağına sevin- mez misin?’ 46 ASDER | kasım-aralık 2010 asder11.indd 46 12/23/2010 9:15:03 PM

AKSAJANS mustafa nazif 0212-665 31 52 HOŞÇAKALIN... foto: mustafanazif / www.mustafanazif.com Dün akşam uzun uzun düşündüm... Baktım bu işin sonu yazarlığa gidiyor. Bir iki yorum canımı yaktı. Oysa yazar olsaydım katlanırdım, Hatta benim de küfürbazlarım olurdu. Korktum... Çünkü ben yazar değildim. Bu yüzden işi tadında bırakalım sevgili dostlar. 100 den fazla yazımı okudunuz sağolun. Kırık kalpten neşeli konular çıkaramadım, Huzur, kalbimi terk ettiğinden beri onu bulamadım. Çünkü ben bir YAŞ’zede idim, Ve hiç de yazılarımda YAŞ’ın dışına çıkmadım. Öfkemde kızgınlığımda sadece bu büyük adaletsizliğe idi. Söyleyin yanlış mıydı? Sizlerle paylaştığım sadece bir “hukuksuzluğun” hikâyeleri idi. Hakkınızı helal edin. Saygı ve hürmetlerimle. Mehmet ERDİL kasım-aralık 2010 | ASDER 47 asder11.indd 47 12/23/2010 9:15:08 PM

AKSAJANS mustafa nazif 0212-665 31 52 MAKALE Özal’dan Sonra Nihayet Hamza EROĞLU Genel Kurmay Rahmetli Özal Cumhur Başkanımız aslında bir Mehmetçik yuvası olan va- Başkanımız ben TSK de çiçeği burnunda bir suba- tanı için çarpışarak ölündüğünde şehit- 29 Ekim yım şortla askeri kıtayı denetliyor, ya- lik ünvanının verildiği TSK nin içerisinde nında dönemin Genel Kurmay Başkanı. çatlağa neden olan gizli emelleri olan kutlamalarında Beni oldukça rahatsız etmişti bu görün- bazı mihrakların çeteleştiğini öğrenmiş başkomutanına tü. olduk. itaatsizlik ederek Saygın ve vatanı için seve seve ha- Bu çeteler kendilerinden olmayan- “kendince yatını feda etmeye hazır bir ordunun ko- lara şucu bucu ismini takarak bertaraf basireti kapalı mutanına bu hareket yapılır mı diye içim ediyor ve önlerinde engel bırakmadan olarak cumhur içimi yemişti. hızla ilerliyorlardı. Ve maalesef basireti elden gidecek kapanmış bazı vatanperver komuta ka- Zaman geçti bizler kıta ve hayat tec- demesi de bu çetelere inanmış görünü- korkusuyla” rübesi ile kemale ermeye başladıkça köşkteki kutlamalara katılmamıştır. Genel Kurmay Başkanımıza sesleniyorum; Bu yaptığınız davranış ne size, ne TSK’ ne ve ne de cumhuriyete hiçbir şey kazandıramaz. Bilakis korkunuzun artmasına ve korkularınızın sizi yok etmesine sebep olur. 48 ASDER | kasım-aralık 2010 asder11.indd 48 12/23/2010 9:15:13 PM


Like this book? You can publish your book online for free in a few minutes!
Create your own flipbook