Important Announcement
PubHTML5 Scheduled Server Maintenance on (GMT) Sunday, June 26th, 2:00 am - 8:00 am.
PubHTML5 site will be inoperative during the times indicated!

Home Explore ÖĞRENME PSİKOLOJİSİ DERS NOTLARI

ÖĞRENME PSİKOLOJİSİ DERS NOTLARI

Published by AHMET TARAK, 2022-07-07 14:03:54

Description: ÖĞRENME PSİKOLOJİSİ DERS NOTLARI

Search

Read the Text Version

Geri (Dilimin ucunda, tanıyorum ama nereden – Kitabın içinde herhangi bir bilginin Bildirim yazdığı yeri hatırlayıp bilginin ne olduğunu hatırlayamama) **Geri getirmenin temel ilkesi etkili kodlamadır. Etkili Ģekilde kodlanmayan bilgi Hatırlama geri getirilemez. **Ġçinde bulunulan çevre koĢulları geri getirmede rol oynayan bir diğer faktördür. ÖRNEK: Bir kiĢiyi iĢ ortamında tanımıĢsak, bir eğlence yerinde gördüğümüzde adını hatırlamayabiliriz. – Öğrencinin adını sınıftaki oturma yerine göre kodlarsak dıĢarıda unutabiliriz. BaĢlıca geri getirme yolları 1. Bilginin öğrenildiği çevreyi ve kapsamı zihinsel olarak yeniden oluĢturma 2. Olayı zihinsel olarak aĢamalı bir Ģekilde yeniden yapılandırma (Kalemi bulmak için en son kullandığı anı hatırlamaya çalıĢmak) 3. Alfabeyi kullanma 4. Alt sorulara bölme. **Ön sıralarda ve son sıralarda öğrenilenler daha koyla hatırlanır ÖNCELĠK ETKĠSĠ: Ön sıralardakilerin daha kolay hatırlanması SONRALIK ETKĠSĠ: Son sıralarda öğrenilenlerin daha kolay hatırlanması Geri ** Unutma (Geri getirme baĢarısızlığı):Geri getirmeyi zorlaĢtıran bazı Bildirim özellikler vardır. Ġleriye ve geriye ket vurma dıĢında ayrıca: Hatırlama .** Bozulma; Ģemalar içindeki bilgi birimleri birbirleriyle ve Ģemayla bağlantılar kurularak depolanır. Geri getirmede de bu bağlantılar önemli rol oynarlar. Ancak bilgi kullanılmadığı zaman bu bağlantılar zayıflar ve istenilen bilgiye ulaĢmak güçleĢir. KarıĢma; öğrenilen bir bilgi biriminden önce veya sonra öğrenilen benzer bilgiler, bu bilgi birimi ile karıĢır ve geri getirmede zorluk yaĢanır. Örneğin; olgunlaĢma olgunlaĢma ile hazırbulunuĢluk kavramları tanımlanırken aralarındaki farklılıklar açıkça ortaya konulmadığı zaman karıĢma veya birbirlerinin yerine kullanılmaları söz konusu olabilir. YanlıĢ yerleĢtirme; Bir diğer unutma Ģekli ise bilginin yanlıĢ bir Ģemanın içine yerleĢtirilmesidir. YanlıĢ algılanan bir bilgi birimi zayıf iliĢkili bir Ģema ile bağlantı kurularak bu Ģema içerisinde depolanır. YanlıĢ Ģema içinde depolandığı için, içinde bulunduğu Ģema ile bağlantı kurma ve geri getirme zorlaĢır. Bilgiyi değiĢtirme; bilgi kısa süreli bellekte iĢlenirken sürekli olarak uzun süreli bellekten gelen bilgiyle karĢılaĢtırılarak depolanmaya gönderilir. Bu durum mevcut bilgi üzerinde değiĢiklikler meydana gelmesine yol açabilir. Bu bilgi depolanırken, değiĢtirilmiĢ hali eski bilginin yerine geçer. Bir süre her iki yapıyı koruyan bellek, yeni yapının sıklıkla kullanılması sonucu eski yapının yerine geçmesine ve eski yapının bağlantılarının zayıflayarak geri getirme zorluğu yaĢamasına yol açar. Bu durum da eski yapının unutulmasına neden olur. Öğrenmeyi sağlayan süreçler 1. Çevredeki uyarıcıların alıcılar (duyu organları) yoluyla alınması. 2. Duyusal kayıt yoluyla bilginin kaydedilmesi. (Duyusal kayıt) 3. Dikkat ve seçici algı süreçleri harekete geçirilerek, duyusal kayda gelen bilginin seçilerek kısa süreli belleğe geçirilmesi. 4. Kısa süreli bellekte kısa bir süre zihinsel tekrarın yapılması. 5. Uzun süreli belleğe aktarılabilmesi için kodlamanın yapılması. 6. Kodlanan bilginin uzun süreli bellekte depolanması. 7. Depolanan bilginin uzun süreli bellekten iĢleyen belleğe geri getirilmesi. 8. Kısa süreli bellekten tepki (Hareket) üreticiye gönderilmesi. 9. Tepki üreticinin bilgiyi vericilere (Kaslar) göndermesi. 10. Performansın gösterilmesi. SAYFA 101

Öğrencinin Dikkatini Arttırma Yolları 1. Öğrencilere dersin hedefleri açıklanmalı, derste öğrenilecek olan Ģeylerin kendileri için yararlı olduğu benimsetilmelidir. 2. Öğrencilere sorular sorarak merak uyandırılmalıdır. ÖR: Yerçekimi olmasaydı insanlar nasıl yaĢardı? gibi. 3. Beklenmeyen olaylar yaĢatarak öğrencilerin dikkat kesilmesini sağlamak. 4. Sınıfın oturuĢ düzeni değiĢtirilmeli ve fiziksel uyarıcılar kullanılmalıdır. 5. DeğiĢik araç – gereç ve döküm kullanılmalıdır. 6. Öğrencinin dokunmasını, tatmasını, koklamasını, duymasını, görmesini gerektiren uyarıcılar kullanılmalıdır. 7. Hareket dilmeli, jest ve mimikler kullanılmalı, ses tonu alçaltılıp yükseltilmeli, yumuĢak ses tonu kullanılmalıdır. 8. Kalemin baĢıyla oynama, gözü bir noktaya odaklama, hızla sınıfta dolaĢma gibi dikkat dağıtıcı davranıĢlardan kaçınılmalıdır. BĠLĠġSEL YAKLAġIM • BiliĢ; duygusal girdinin dönüĢtürüldüğü, azaltıldığı, iĢlendiği, kaydedildiği, yeniden ele alındığı ve kullanıldığı süreçlerdir. • BiliĢsel Süreç; algı, dikkat etme, yorumlama, anlama ve hatırlama gibi zihinsel süreçlerdir. • Hafıza; Daha önce öğrenilmiĢ bilgiyi hatırlama yeteneğidir. • Saklama; Yeni bilginin hafızaya yerleĢtirilmesi sürecidir. • Geri Getirme; Hafızadaki bilgilerin kiĢinin kullanımına yeniden sokulmasıdır. • Kodlama; Bilginin hafızaya yerleĢtirilmeden önce düzenlenmesidir. GĠZĠL ÖĞRENME 1) BiliĢsel Harita: Canlı organizmaların fiziksel çevreyle ilgili olarak zihninde harita oluĢturmasıdır. 2) BiliĢsel Senaryo: Bireyin uzun süreli hafızasında oluĢan olayın nasıl gerçekleĢtiğiyle ilgili senaryolardır. DEKLERATĠF VE ĠġLEMSEL BĠLGĠ **Tanımsal (dekleratif) bilgi; obje ve olayların tanımlanmasıyla ilgili, açıklayıcı bilgilerdir. **ĠĢlemsel bilgi; biliĢsel iĢlemlerle elde edinilen (karĢılaĢtırma sebep bulma, sonuç çıkarma, karar verme- değerlendirme ve problem çözme gibi Bir baĢka ifadeyle tanımsal (dekleratif) bilgi; deklere edilen yani söylenen, gerçekler, kavramlar ve prensipler hakkındaki bilgidir. Çoğunlukla baĢkalarına aktarılır. ĠĢlemsel bilgi ise; fiziksel ve entelektüel görevlerimizi nasıl yaptığımızı gösteren bilgilerdir Bu iki bilgi türüne fen bilimlerinden örnek vermeye çalıĢalım. Merceklerle ilgili özellikleri söyleme ( ıĢığı kırması, bir noktada toplayabilmesi, ıĢığı dağıtması v.b.) dekleratif bilgi olarak kabul edilebilir. Bu özellikleri kavrayarak çeĢitli mercek sistemleri (örneğin büyüteç, dürbün) kurup bunlar hakkında sonuç çıkarma, değerlendirme yapma yani biliĢsel iĢlemlerle edinilen bilgiler ise iĢlemsel bilgi olarak ifade edilebilir. SORU: Bu bilgiler genellikle \"ne\" sorusunun cevabını veren bilgilerdir. bu bilgiler yeni bilgilerin kazanılmasında ve ve bellekte örgütlenmelerinde iĢlev görmektedir. Bu tür bilgiler Piaget'in bilginin yapılandırılmasıyla ilgili görüĢlerinden olan ĢemalaĢtırma sürecinde de söz konusudur. Yukarıda sözü edilen bilgi aĢağıdakilerden hangisidir? A-Prosedürsel bilgi B-MetabiliĢsel bilgi C-Dekleratif bilgi D-Asimile edilmiĢ bilgi E-Animistik bilgi YÜRÜTÜCÜ KONTROL-Bireylerin tüm biliĢ süreçlerini denetler Birçok biliĢsel psikolog bazı bireylerin neden diğerlerinden daha fazla öğrendiği ve öğrendiklerini anımsadığı sorusunu yanıtlamaya çalıĢmaktadır. Sorunun yanıtı yürütücü kontrol sürecinde yatmaktadır. Yürütücü kontrol sistemi bireyin kendi öğrenmesinin iki temel yönünü denetlemektedir. 1-Güdüsel süreçler: Güdüsel süreçler bireyin bir Ģeyi elde etmeye niyet etmesi, onu elde etmeyi amaçlaması gibi birey tarafından bilinçli olarak denetlenebilen durumlardır. SAYFA 102

2-Yürütücü biliĢ: Yürütücü biliĢ öğrenenlerin benimsedikleri belli öğrenme stratejilerini kullanma yetenekleri ve kendi düĢüncelerine iliĢkin düĢünmeleridir. Bireyin kendi biliĢ yapısı ve öğrenme özelliklerinin ayırtında olmasıdır. Bireyin nasıl öğrendiğinin farkındalığıdır. McCrow ve Roop (1992) yürütücü biliĢin iki iĢlevi olduğunu öne sürmektedirler. Birincisi koĢullu bilginin uygulanmasıdır. ÖRNEK: Okulda öğrenilenlerin evde uygulanması. Ġkincisi ise, düĢünme sürecini değerlendirme ve yönetmektir. Yürütücü biliĢli bir öğrenci, düĢünme biçiminin ayırtındadır, nasıl çalıĢacağına karar verirken yalnızca materyali öğrenmeye odaklanmaz, aynı zamanda biliĢsel güç ve zayıflıklarının da farkındadır. Yürütücü biliĢ, bireylere öğrenme durumlarında öğrenip öğrenmediklerini sınamalarına yardımcı olur. Eğer öğrenme gerçekleĢmezse yürütücü biliĢ, duruma uygun doğru süreçleri iĢe koĢar. Özetleme, eklemleme, Ģematize etme, düzenleme gibi. Yürütücü biliĢ, öğrenmenin gerçekleĢip gerçekleĢmediğini sürekli izler. DĠKKAT: MetabiliĢsel bilgi: Bilgiyi işleme kuramcılarına göre bireyin kendi bildikleri hakkındaki bilgiler. Değerlendirme-Sonuçları hakkında bilgi sahibi olma yorumlama Dekleratif bilgi: Gelişim çağlarının başlangıcında bir bebeğin “bu ne?” Sorusunu çok sık sorduğu bilinmektedir. bebekler “bu ne?” Sorusuna karşı aldıkları cevapla dekleratif bilgileri yapılandırmıştır. Prosedürel bilgi: “Nasıl?” Sorusunun cevapları ile edinilen bilgiler. Duyusal Bellek Kısa Süreli Bellek Uzun Süreli Bellek Sınırsızdır Sınırlı Sınırsızdır Kapasite (5-9 birim) Kapasite Duyu organlarının aldığı Kapasite Ģekilde Görsel ve çoğu zaman iĢitsel Açıklayıcı bilgi ve iĢlemsel bilgi Depolama ġekli olarak depolanır Ģeklinde depolanır, olaylar anısal bellekte, bilgiler Görsel bilgi, 0.5-1 sn, Depolama ġekli anlamsal bellekte saklanır iĢitsel bilgi 2-4 sn Depolama Süresi Depolama ġekli ĠĢlem yapılmadığında 15-20sn Sınırsızdır Depolama Süresi Depolama Süresi Orijinal ġekil SadeleĢtirilir SadeleĢtirilmiĢ bilgi Aktarılmayan bilgi yok Aktarılmayan bilgi yok Yok olmaz-sadece geri olur-Geri gelmez olur-Geri gelmez getirmek zor olur. Bilinçsizdir Bilinçlidir Bilinçlidir SAYFA 103

KPSS SORULARI 1- Bir öğretmen öğrencilerine, sayıların gruplandırılarak daha kolay ve çabuk öğrenilebileceğini söylüyor ve bir örnek gösteriyor 6, 2, 3, 8, 2, 7 sayılarının 623-827 biçiminde gruplanabileceğini belirtiyor. Öğretmenin bu davranıĢı, öğrencilere hangi konuda yardımcı olmaya çalıĢtığını göstermektedir? (KMS 2001) CEVAP: Hatırda Tutmayı KolaylaĢtırma 2- AĢağıdakilerden hangisi, öğrenilenin akılda tutulmasını zorlaĢtırır? (KMS 2001) A) Ġlgi çekici olması. B) Sık kullanılması C) KarmaĢık olması. D) Anlamlı olması E) Birden çok duyuya hitap etmesi 3- Sözel bir malzemenin öğrenilmesinde kullanılabilecek öğrenme yöntemlerinden biri olmayan seçenek aĢağıdakilerden hangisidir? (KPSS 2005) A) Önceden bilinenlerle bağlantılandırılması B) Bütün olarak ya da parçalara bölerek öğrenme C) Okuma ve anlatma D) Olumlu transfer E) Aralıklı ya da toplu öğrenme 4- Ġlköğretim dördüncü sınıf öğretmeni, birkaç öğrencinin dikkatlerini yoğunlaĢtırmada zorlandıklarını belirlemiĢtir. BiliĢsel psikoloji ilkelerine göre, aĢağıdakilerden hangisi bu öğrenciler için öğretmenin uygulayabileceği yardım stratejilerinden biri değildir? (KMS 2001) A) Dersi iĢlerken öğrencilerin ihtiyaçlarını karĢılayacak önlemler almak B) Dikkat dağılmasını önlemek için fiziksel çevrede düzenlemeler yapmak C) Derste öğrenilmesi gereken önemli bilgileri daha açık bir biçimde vurgulamak D) Bu öğrencilere, bu durumları nedeniyle bazı konuları öğrenemeyeceklerini söylemek E) Dikkat dağınıklığı ile baĢ edebilmeleri için bu öğrencilere, kendilerini gözleme ve denetleme tekniklerini öğretmek 6- Annenize yeni aldığınız telefon numaranızı verirken rakamları gruplar halinde söylemeniz aĢağıdaki süreçlerden hangisini kolaylaĢtırır? (KPSS 2005) A) Kavrayarak öğrenme. B) Anlamlı öğrenme C) içgörü kazanma. D) Hatırda tutma E) Anlam geliĢtirme 7- AĢağıdaki seçeneklerden hangisi bilgi iĢleme kuramının ilkelerinden biri değildir? (KPSS 2005) A) Öğrenme, daha önce öğrenilen bilgilerin yeni öğrenilen bilgilerle iliĢkilendirilmesi sürecidir. B) Uyarıcı ile davranıĢ arasında bağ kurulması sonucunda gerçekleĢmesi C) Bilgi iĢleme tarzında bir değiĢmeyi içermesi D) Zihinsel olayları odak noktası olarak kabul etmesi E) Bilginin örgütlendiğini söylemesi 8- AĢağıdaki öğrenme model veya görüĢlerinin hangisinde bilginin algılanması, iĢlenmesi, kodlanması ve gerekli olduğu zaman geri getirilerek kullanılması üzerinde durulur? (KPSS 2006) CEVAP: Bilgi iĢlem modeli 9- Gagne‘nin öğrenme yaklaĢımında öngörülen bilgi iĢleme sürecinin basamakları aĢağıdakilerin hangisinde doğru sırada verilmiĢtir? (KPSS 2006) A) Dikkat – geri bildirim – depolama – kodlama B) Geri getirme – depolama – kodlama – devir C) Kodlama – devir – dikkat – depolama D) Dikkat – kodlama – depolama – geri bildirim E) DavranıĢ düzenleme – kodlama – depolama – geribildirim BİLİŞSELCİLER Bruner-------------------------Bilişsel alan Kuramı Gagne-------------------------BiliĢsel alan Kuramı Wertheimer------------------Gestalt Koffka----------------------- Gestalt Köhler----------------------- Gestalt Lewin-------------------------Alan(Gestalt) DĠĞER KURAMLAR-BiliĢsel Bilgiyi iĢleme kuramı- Miller- Neisser Sosyal öğrenme kuramı(John Dewey, Rotter, A.Bandura) Tam öğrenme Kuramı(Benjamin S. Bloom) Çoklu Zekâ Kuramı(Gardner) SAYFA 104

ROTTER VE SOSYAL ÖĞRENME Sosyal öğrenme kavramını ilk kez kullanan kiĢidir. **Rotter insan davranıĢlarının nedenlerinin hayvanlarınkinden çok daha karmaĢık olduğunu ve bu karmaĢık davranıĢları açıklamada davranıĢçı yaklaĢımı yararlı fakat sığ bulur. Ġnsanların belli bir ortamda nasıl tepki göstereceğini kestirmek için algılar, beklentiler, değerler gibi değiĢkenleri de göz önünde bulundurmalıyız. Rotter insan kiĢiliğini açıklamak için davranıĢ potansiyeli, beklenti, pekiĢtirme gibi kavramlar kullanmıĢtır. BiliĢsel Süreçler **DavranıĢımızın sonucu hakkında, o davranıĢı izlemesi muhtemel pekiĢtirmenin türü ve miktarı açısından öznel bir beklentimiz vardır. Belirli bir Ģekilde davranmanın belli bir pekiĢtirmeye sebep olacağı ihtimalini hesaplarız ve davranıĢımızı o doğrultuda ayarlarız. **Farklı pekiĢtireçlere farklı değerler veririz ve bunların farklı ortamdaki göreli değerini göz önüne alırız. **Birey olarak bize has farklı psikolojik çevrelerde yaĢamamız sebebiyle, aynı pekiĢtireç farklı insanlar için farklı anlamlar ifade edebilir. Rotter‘ın Sosyal Öğrenme Kuramındaki üç temel kavram Ģöyledir: DavranıĢ Potansiyeli **DavranıĢ potansiyeli belirli bir ortamda belirli bir davranıĢın ortaya çıkma olasılığıdır. Bir eyleme girmeden önce bu eylemin belirli bir pekiĢtirme ile sonuçlanma olasılığının ve pekiĢtirmenin bizim için taĢıdığı değeri hesaplarız. Eğer belirli bir eylemin pekiĢtirilme olasılığı düĢükse ya da elde edilecek pekiĢtirmenin ödülü fazla değilse davranıĢ potansiyeli zayıftır. Ancak bir davranıĢ karĢısında değerli bir Ģey elde edeceksek büyük olasılıkla o davranıĢı gösteririz. Beklenti **Beklentilerimizi büyük oranda daha önce aynı durumda yaĢadığımız olaylara göre Ģekillendiriyoruz. Rotter insanların belirli bir davranıĢı ne kadar sık pekiĢtirilirse o davranıĢın gelecekte pekiĢtirileceğine dair beklentileri o kadar güçlü olacağını söyler. Öte yandan davranıĢlar pekiĢtirilmediğinde ödüllendirme beklentisi düĢecektir. Aynı durumda çok sayıda pekiĢtirme yaĢadıktan sonra beklentilerimizin ödül getireceğine dönük güveniniz artar. Ancak beklentilerimiz ilk defa karĢılaĢtığımız durumlarda göstereceğimiz davranıĢı nasıl açıklar? Rotter bu tip durumlarda yaĢamıĢ olduğumuz benzer durumlar tarafından beklentilerimizin belirlendiğini söyler. **Bunun ötesinde Rotter yeni durumlarda genellenmiĢ beklentilere baĢvurduğumuzu söyler. Bunlar, eylemlerimizin genel olarak ne sıklıkla pekiĢtirmeye ve cezalandırmaya yol açacağına dair inançlarımızdır. Bu kavram üzerinde yapılan araĢtırmalar insanların kontrol odağı adı verilen bir süreklilik içerisinde belirli noktalara düĢtüklerini gösterir. Bu boyutun bir ucunda aĢırı derecede içsel yönlendirme yaĢayan insanlar vardır, bunlar genelde baĢlarına gelen her Ģeyin kendi eylemlerinin ve özelliklerinin bir sonucu olduğuna inanır. Diğer uçta ise aĢırı derecede dıĢsal yönlendirmeye sahip insanlar vardır bunlarda genellikle baĢlarına gelen her Ģeyin Ģans ya da baĢka insanlar gibi kendi kontrolleri dıĢındaki güçlerin bir sonucu olduğuna inanır. **Eğer yeni bir durum karĢısında genelde ‗sanırım yapabilirim‘ diyen bir insansanız Rotter, bir Ģeyler yapabilme becerinize dair beklediğiniz genellenmiĢ inancınızın olduğunu söylemektedir. Eğer bu yeni duruma Ģüphe ile bakıyorsanız kontrol odağı boyutunda büyük olasılıkla diğer uca daha akın yerde duruyorsunuzdur. PekiĢtirme Değeri: PekiĢtirmelerin eĢit değerde olduğu taktirde, herhangi bir pekiĢtirecin tercih edilmesidir. Rotter pekiĢtirme değerini bir pekiĢtirmeyi diğerine tercih etme derecemiz olarak tanımlamaktadır. Doğal olarak belirli bir sonuca vereceğimiz pekiĢtirme değeri, zaman ve duruma göre değiĢiklik gösterebilir. DavranıĢı kestirmek için, davranıĢ seçeneklerinin beklentisini ve pekiĢtirme değerini bilmemiz gerekir. SAYFA 105

Rotter‘a Göre Denetim Odağı : **KiĢinin, iyi ya da kötü, kendisini etkileyen olayları kendi yetenek, özellik ve davranıĢlarının sonuçları ya da Ģans, kader, talih ve güçlü baĢkaları gibi kendisi dıĢındaki güçlerin iĢi olarak algılaması eğilimidir. Ġçten Denetim Odağı: KiĢinin kendisini etkileyen olayların daha çok, kendi denetiminde olduğu inancını taĢıma eğilimidir. DıĢtan Denetim Odağı: Kendilerine olanların daha çok kendileri dıĢındaki güçlerin denetiminde olduğu inancı taĢıma eğilimidir. Denetim Odağına Göre Ġçten Denetimli KiĢilerde Görülen Özellikler: • Ġçten denetimliler entelektüeldirler ve akademik etkinliklere daha fazla zaman ayırırlar, • Ġçten denetimliler daha etkili, güvenli ve bağımsızdırlar. • Ġçten denetimliler olumlu benlik kavramına sahiptirler. • Ġçten denetimlilerin okul baĢarıları daha yüksektir. • Ġçten denetimliler aktif ve giriĢimcidirler. • Ġçten denetimliler daha objektiftirler. • Ġçten denetimliler daha uyumludurlar. • Ġçten denetimliler savunma mekanizmalarını daha az kullanırlar. • Ġçten denetimliler daha iyi iletiĢim kurarlar. Denetim Odağına Göre DıĢtan Denetimli KiĢilerde Görülen Özellikler: • DıĢtan denetimliler kendilerini dıĢ güçlerin kurbanı olarak görürler. • DıĢtan denetimlilerin beklenti düzeyleri daha düĢüktür. • DıĢtan denetimliler daha kaygılıdırlar. • DıĢtan denetimliler kuĢkucudurlar. • DıĢtan denetimliler daha depresiftirler. • DıĢtan denetimliler daha saldırgandırlar. • DıĢtan denetimliler savunma mekanizmalarını daha fazla kullanırlar. • DıĢtan denetimlilerin kendileri ile kimlik kargaĢaları vardır. HÜMANĠSTĠK YAKLAġIM (ĠNSANCIL) PSĠKOLOJĠ VE ÖĞRENME Hümanistik Psikoloji’nin Ana Temaları **Bilinç deneyimleri üzerinde durmak **İnsan doğasının bütünlüğüne inanmak **Özgür irade, spontanlık ve bireyin yaratıcı gücü üzerinde odaklanmak. **İnsan koşullarına ilişkin tüm faktörleri araştırmaktır **Hümanisttik Psikolojiye göre, insan kendisinden, davranıĢlarından ve oluĢturacağı kimliğinden kendisi sorumludur. Hayatı kendisi için yaĢamaya değer ve anlamlı bir hale getirmek kiĢinin kendisine düĢer. GeçmiĢ ya da gelecek değil, içinde yaĢanılan an önemlidir. Ġnsan davranıĢlarını denetim altına almak yerine, daha çok özgürlüğe yer verilmelidir. Ġnsanı anlamak için onun içyapısını bilmek gerekir. Bunun için terapist iç gözleme baĢ vurmak zorundadır. Ġnsan cansız bir nesne olmadığından, dıĢtan bakılarak davranıĢları yorumlanamaz. Bu akım insanı inceleme yöntemini getirmiĢtir. Psikolojiyi bir bakıma yeniden felsefeye yaklaĢtırmıĢtır. MASLOW ĠLE HÜMANĠSTĠK YAKLAġIM VE ÖĞRENME. 1. Fizyolojik ihtiyaçlar: Yeme, içme, barınma vs. 2. Güvenlik ihtiyaçları: Kendini güven ve emniyet içinde ve tehlikeden uzak hissetmek. 3. Ait olma ve sevgi ihtiyaçları: BaĢkaları ile iliĢki kurmak, kabul edilmek ve bir yere ait olmak. 4. Değer ihtiyaçları: Prestij, baĢarı, yeterli olmak ve baĢkalarınca benimsenip tanınmak 5. Kendini gerçekleĢtirme ihtiyaçları: KiĢinin amacını gerçekleĢtirmesi ve potansiyelini ortaya çıkarması, kiĢisel tatmin, kiĢisel baĢarı, bilimsel buluĢlar SAYFA 106

AÇIKLAMALI ÖRNEK-MASLOW **Robinson Crusoe adaya ilk düĢtüğünde parçalanan gemiden sahile savrulmuĢ birkaç yiyecek paketini topladı, daha sonra da birkaç parça eĢyadan açıktan ve yağmurdan kurtulmak için korunacak kapalı bir yer yaptı. Önce yiyeceklerini(fizyolojik ihtiyaç),sonra da güvenli bir yeri düĢündü(Güvenlik ihtiyacı).Daha sonra, Cuma ile iliĢkilerinde öğretmen rolü üstlenerek(dil öğreterek, araç kullanmayı öğreterek)saygınlık ihtiyacını giderdi. Crusoe, sonra düĢtüğü adayı keĢfe çıktı ve bütün adayı tanıdı. Bir takvim yaptı. Rahatladığı anda Ģarkı söylemeye baĢladı. Bir kutudan çıkan kitapları okumaya baĢladı. En son aĢamada da kendisini adadan kurtarmaya yarayacak bir araç yapıp kendilerini gerçekleĢtirmeye çalıĢtılar. ** ĠĢ yaĢamı açısından bakacak olursak da çalıĢanlar açısından motivasyonun önemi bugün artık tartıĢmasız bir biçimde kabul edilmiĢtir. Maslow‘un bu kuramına göre Ģöyle bir tablo oluĢturmak mümkündür. Basamaklar Örnekler Fizyolojik ihtiyaçlar Yemek ve barınma için yeterli maaş Güvenlik ihtiyaçları Uzun süreli iş sözleşmesi, güvenli bir çalışma ortamı, eşit fırsatlar Ait olma ve sevgi iht. Çalışma arkadaşları tarafından kabul görme. Dostluklar Değer ihtiyaçları Etkileyici unvan, büyük ofis, şirket arabası Kendini gerçekleştirme iht. Otonomi ve kendini geliştirmesini sağlayacak bir iş imkâni Maslow‘un Ġhtiyaçlar HiyerarĢisinin Sonuçları **Bireyin aç, susuz, uykusuz, yorgun olmaması ortamdaki ısı, hava sorununun, rahatsız olunan durumların olmadığı ortamların yaratılması. **Bireyin tehdit, alay, acımasızca eleĢtiriye maruz kalmaması, görüĢlerini aktaramayacağı ortamların olmaması Korku ve kaygının olduğu, motivasyonun olmadığı ortamların olmaması. Açık ve net kuralların olması **Bireyin ortamdaki diğer kiĢiler tarafından benimsenmesi, sevildiğini hissetmesi, kiĢilerin birbirleri ile etkileĢimin olması. **Bireyin yeteneklerinin bilinmemesi, olumlu yönlerinin ve davranıĢlarının ödüllendirilmesi, diğer arkadaĢları tarafından takdir edilmesi, statü ve saygınlık gereksinimlerinin karĢılanması, **Bireyin kendilerini gerçekleĢtirmeleri yönünde motive oldukları ortamların yaratılması. Bireyin yeteneklerini sonuna kadar kullanarak istedikleri yere gelmelerini ve hedeflerini geliĢtirmelerini sağlayacak ortamların oluĢturulması. Kendini GerçekleĢtirme Ġhtiyacını Tatmin EtmiĢ, Maslow’a Göre Kendini GerçekleĢtirmeye Psikolojik Açıdan Sağlıklı Ġnsanların Özellikleri Götüren DavranıĢlar **Nesnel bir gerçeklik algısı. **YaĢamı bir çocuk gibi tam bir özümleme ve **Kendi yaratılışlarını olduğu gibi kabullenme. **Kendini bir tür işe adama ve sorumluluk. yoğunlaĢmayla yaĢamak. **Davranışlarda sadelik ve doğallık. **Bağımsızlık, özerklik ve mahremiyet ihtiyacı. **Güvenli tarzlara takılıp kalmaktansa yeni bir Ģeyler denemek. **Yoğun mistik veya doğa üstü deneyimler. **Tüm insanlığa yönelik empati ve sevgi. **Deneyimleri yorumlarken, geleneğin, otoritenin ya da **Konformist bir yaşam tarzına direnç. **Demokratik karakter yapısı. çoğunluğun sesinden çok, kendi duygularını dinlemek. **Yaratıcılık tutumu. **Yüksek derecede sosyal ilgi. **Dürüst olmak; ―oyunculuktan‖ ya da rol yapmaktan kaçınmak. **GörüĢleri çoğu insanın görüĢleriyle çakıĢmıyorsa, gözden düĢmeyi göze almak. **Sorumluluk sahibi olmak. **Karar verdiği Ģey ne olursa olsun o konuda çok çalıĢmak. SAYFA 107

MASLOW‘UN ĠHTAYAÇLAR TABLOSU Maslow, gereksinimleri Ģu Ģekilde kategorize etmektedir. 1. Fizyolojik gereksinimler (nefes, besin, su, cinsellik, uyku, denge, boĢaltım) 2. Güvenlik gereksinimi (vücut, iĢ, kaynak, etik, aile, sağlık, mülkiyet güvenliği) 3. Ait olma, sevgi, sevecenlik gereksinimi (arkadaĢlık, aile, cinsel yakınlık) 4. Saygınlık gereksinimi (kendine saygı, güven, baĢarı, diğerlerinin saygısı, baĢkalarına saygı) 5. Kendini gerçekleĢtirme gereksinimi (erdem, yaratıcılık, doğallık, problem çözme, önyargısız olma, gerçeklerin kabulü) ROGERS ĠLE HÜMANĠSTĠK YAKLAġIM VE ÖĞRENME Rogers ve Benlik Kavramı Ben Neyim? (Gerçek Benliğe Ait - Özben) Ben Ne Yapabilirim? (Gerçek Benliğe Ait - Özben) Benim Ġçin Neler Değerlidir? (Ġdeal Benliğe Ait - Benlik Tasarımı) Hayatta Ne Ġstiyorum? (Ġdeal Benliğe Ait - Benlik Tasarımı ROGERS ĠLE HÜMANĠSTĠK YAKLAġIM VE ÖĞRENME Rogers‘a Göre Psikolojik Olarak Sağlıklı (Kendini Tam Olarak Ortaya Koyan) Ġnsanların Özellikleri: **Tüm yaşantılara açıklık. Her anı dolu dolu yaşama eğilimi. **Kişinin başkalarının düşünceleri ve mantığı yerine kendi içgüdüleriyle davranabilmesi yeteneği. **Düşünce ve davranışta özgürlük duygusu. **Yüksek düzeyde yaratıcılık. Rogers’ın Hümanistik YaklaĢımı’nın Eğitim Açısından Sonuçları **Ġnsanda doğal bir öğrenme isteği vardır. Öğrenci merkezli bir eğitim yapılmalıdır. **Öğrenilen konu öğrencilerin gereksinme ve amaçlarına uygun olarak algılandığında, anlamlı öğrenme gerçekleĢir. **Öğrenme tehditin ve hata yapma korkusunun olmadığı özgür ve demokratik bir ortamda gerçekleĢir. **Öğrenme, öğrencinin kendisi tarafından baĢlatıldığı ve öğrencinin hem biliĢsel hem duyuĢsal yönlerini içerdiğinde anlamlı ve kapsamlı olur. **Toplumsal olarak yararlı öğrenmenin, öğrenme süreci hakkında öğrenmedir. Birey için değiĢen dünyada gereksinmelerini karĢılayacak öğrenmeleri gerçekleĢtirmek önemlidir. Öğrenmeyi öğrenmek amaçlanmalıdır. Rogers’ın Hümanistik YaklaĢımı’nın Eğitimdeki Ġlkeleri **İnsanın tek ve temel güdüsü kendini gerçekleştirme gereksinmesinden kaynaklanmaktadır. **Davranış bozuklukları, güvensizlik sonucunda ortaya çıkmaktadır. **İnsan hem reaktif, hem de aktif bir yaratıktır. **İnsanın davranışlarını kendi öznel gerçeği tayin etmektedir. **İnsanın davranışlarını tayin eden en önemli gerçek, onun kendini algılayış biçimidir. **İnsan davranışlarını değiştirmek için önce onun öznel gerçeğini değiştirmek gerekmektedir. KPSS 2003-2004-2009 DA SORU SORULMUġTUR. 1-2003-Rogers‘ın Hümanistik yaklaĢımı en çok aĢağıdakilerden hangisi üzerinde durur? CEVAP: Öğrenci merkezli eğitim 2-2004-AĢağıdakilerden hangisi özsaygısı yüksek olan bireylerin özelliklerinden olamaz? CEVAP: Savunma mekanizmalarını sık sık kullanma 3-2009- Fakir bir ailede dünyaya gelen Cahit Bey, ekonomik sıkıntılar yüzünden çocuk yaĢta çalıĢmaya baĢlar. Bugün büyük bir servete sahip olmasına karĢın Cahit Bey çocukluğundaki yoksul günlere dönmekten korkar. Bu yüzden ilerleyen yaĢına rağmen iĢiyle ilgili ekonomik geliĢmeleri anlamaya ve mesleki bilgilerini artırmaya çalıĢır. Maslow'un Ġhtiyaçlar HiyerarĢisine göre, Cahit Bey‘in yaĢam biçimi öncelikle hangi ihtiyacını doyurmaya yöneliktir? CEVAP: Güvenlik SAYFA 108

GENEL BĠR DEĞERLENDĠRME VE KAVRAMLAR DUYUSAL-HÜMANĠSTĠK (ĠNSANCIL) ÖĞRENME KURAMLARI (MASLOW – ROGERS – KOHLBERG) **Gestaltı merkez alır. Ġnsanın doğuĢtan iyi olduğu ve ve yaĢam boyu kendini geliĢtirme amacına yönelik hareket etmesi gerekliliğinden bahsederler. Ġnsanın doğasına iyimser bir bakıĢ vardır. Benlik kavramı Kendimizle ilgili tüm düĢünceler, algılamalar, duyular ve değerlendirmelerdir. Özben: Bireyin gerçek benliğidir. Yeme, içme, cinsel gereksinimlerden oluĢur. Benlik tasarımı: Bireyin ulaĢmak istediği ideal benliktir. Fenomenal benlik: Ġyi, kötü, güzel ve çirkin gibi değerler bu benliğe aittir. (Kız, erkek, sarıĢın, esmer vs.) Ayna teorisi: Bireyin kendisini algılayıĢı baĢkalarının kendini nasıl algıladığına bağlıdır. Birey benlik algısını oluĢtururken etrafı gözler ve bireylerin kendisi hakkındaki düĢüncelerine bakarak benlik algısını oluĢturur. Bu nedenle çocuklara kötü ifadeler kullanılmamalıdır. (geri zekâlı gibi) Eğitim Açısından değerlendirilmesi (Öğretim Ġlkeleri) ● Eğitim benlik tasarımı oluĢturmada öğrenciye destek olmalıdır. ● Öğrencilerin kendilerini değerli hissetmeleri ve kendilerine güvenmeleri için baĢarılı oldukları alanlarda sorumluluk verilmelidir. ● Ne öğreneceğine kendi karar vermelidir. (Tercihleri kendi yapmalıdır) ● Öğrenmede tehdit ve hata yapma korkusu bulunmamalıdır. ● Öğrenciler ilgi alanlarına ve yeteneklerine göre eğitilmelidirler. ● Ahlaki değerler tek bir derste değil tüm derslerin hedef davranıĢları arasında yer almalı, derslere serpiĢtirilmelidir. ● Eğitim öğrenci merkezli olarak düzenlenmelidir. ● Eğitim – öğretimin hedefi, bireyin kendini gerçekleĢtirmesini sağlamaktır. ● Bireyler olduğu gibi kabul edilmelidir. (KoĢulsuz kabul) ● Öğrenciye değerli olduğu hissettirilmelidir. ● Sık sık empati ve sempati kullanılmalıdır. ● Eğitimde saygı, empati ve dürüstlük ilkelerine dikkat edilmelidir. BĠLĠġSEL ÇELĠġKĠ: Bireylerde birbirleriyle çatıĢan tutumların rahatsızlığı **1950'li yıllarda Festinger (1957) tarafından geliĢtirilen bu teori, biliĢsel harmoniyi konu almaktadır ve insanların, biliĢsel planda çeliĢki yaratan biliĢ, duygu ve davranıĢlardan kaçındıklarını, biliĢ öğeleri arasında bir tutarlılık oluĢturmaya ve mevcut tutarlılığı korumaya çaba harcadıklarını ön görmektedir. Güçlü çeliĢkiler tutumlarında değiĢmesine sebep olur. **BiliĢsel çeliĢki, günlük hayatımızda oldukça sık karĢılaĢtığımız bir olgudur. DavranıĢlarımız, çoğu kez bir Ģekilde davranmamızı ve bir baĢka Ģekilde davranmamamızı gerektiren bir takım dıĢ talep, emir veya zorlamalara bağlıdır. Oysa genelde düĢünce ve kanaatlerimize göre davrandığımıza, kendimizle tutarlı olduğumuza inanırız. ÇeliĢki ortaya çıktığında ise çeliĢkiyi azaltma yönünde giriĢimlerde bulunuruz **DavranıĢlarımız, hareketlerimiz, eylemlerimiz ile tutumlarımız, görüĢlerimiz, ideolojimiz arasında bir tutarlılık ararız. Bu nedenledir ki, genellikle bir mesleği seçenler, meslekleri hakkında olumlu görüĢ taĢırlar; bir kurum veya iĢ yerindeki mevkiimiz ile iĢ yerimiz hakkındaki görüĢümüz arasında bir iliĢki vardır, örneğin hiyerarĢik konumumuz yükseldikçe, nispeten daha olumlu düĢünürüz (\"Taç giyen baĢ akıllanır\" sözü, bu çerçevede değerlendirilebilir). **Tutarlılık teorisyenlerine göre biliĢsel öğelerin çeliĢkisi, insanların kaçındığı, istemediği bir durumdur. Dolayısıyla, insanın temel eğilimi biliĢsel tutarlılığı olabildiğince sağlamak ve korumaktır. Tutarsızlık, biliĢsel öğelerin birinde veya diğerinde değiĢimi güdüleyen bir nitelik taĢımaktadır. **ÇeliĢkinin azaltılması çeĢitli yollardan sağlanmaktadır. Bunun için ilk yol, çeliĢen öğe sayısını azaltmak veya uyuĢan öğe sayısını artırmaktır. Ġkinci yol, uyuĢan öğelerin önemini artırırken çeliĢen öğelerinkini azaltmaktır. Üçüncü yol, bu iki yolu birlikte kullanmak olabilir. SAYFA 109

TEMEL YÜKLEME-ATIF HATASI:- Festinger (1957) Temel Atıf Etkisi ya da Hatası: Sosyal psikolojide, bir insanda gözlemlediğimiz davranıĢı, dıĢ faktörleri gözardı ederek, o insanın kiĢiliğine bağlama eğilimine verilen ad. Özellikle çok iyi tanımadığımız bir insana bir espri yaptık ve o da bizi çok pis tersledi. Burada temel atıf hatasına düĢülerek, ulan ne alıngan herif diye düĢünülmesi **Hâlbuki durum incelenirse farklı sonuçlar ortaya çıkabilir, o kiĢi az önce çok büyük problem yaĢamıĢ olabilir, kafasında önemli bir takım sorunlar olabilir veya espri yaptığımız konu ile ilgili çok acı bir anısı olabilir. **Sosyal psikolojiye göre insanlar kendi olumsuz davranıĢları için durumları ve çevreyi suçlamasına rağmen, baĢkalarının olumsuz davranıĢlarında derhal onun kiĢiliğine yüklerler bunu. ** Genellikle insanların davranıĢlarının nedenlerini davranıĢın gerçekleĢtiği duruma değil, insanların özelliklerine yükleme eğilimindeyizdir. **Biz bir dersten yüksek not alınca hakkımızla almıĢızdır, sevmediğimiz biri alırsa kopya çekmiĢ ya da atmıĢ tutturmuĢtur çalıĢarak almamıĢtır ya da o kadar zeki değildir. BEYĠN TEMELLĠ ÖĞRENME-DONALD OLDĠNG HEBB **Beyin temelli öğrenme insan beyninin iĢlev ve yapısına dayanan, nörobilim, nörodilbilim ve biliĢsel psikoloji ile bağlantı kuran bir öğrenme yaklaĢımıdır. Geleneksel öğretim yöntemleri beynin doğal öğrenme sürecini göz ardı ettiği için öğrenciyi bilgiyi ezberlemeye yöneltmektedir. Beyin temelli öğrenme stratejilerini kullanarak bireyler tam öğrenme düzeyinde anlamlı öğrenir ve kendi bilgilerini yapılandırırlar. Caine ve Caine tarafından ileri sürülen beyin temelli öğrenmenin on iki ilkesi aĢağıda verilmiĢtir. BEYĠN TEMELLĠ ÖĞRENMENĠN ĠLKELERĠ-Çoklu zekâ kuramına yakın içerikler 1. Beyin paralel işlemcidir: Ġnsan beyni bir defada birçok iĢlem yapmaktadır. DüĢünceler, duygular, hayal gücü ve eğilimler kendiliğinden iĢleme geçerler, diğer bilgi süreci modelleri ile kültürel ve sosyal bilgi ağı ile etkileĢimde bulunurlar. Birey karĢıdan karĢıya geçerken beynin beĢ farklı alanı kullanılır: görsel örüntü hareketi, biçim, hız, ses ve duygular. .2. Öğrenme fizyoloji ile ilişkilidir: Beyin karmaĢık ve fizyolojik bir organdır. Öğrenme nefes almak kadar doğaldır; onu engellemek ya da kolaylaĢtırmak mümkündür. Stres, mutsuzluk, alkol, beslenme, egzersiz ve uykusuzluk öğrenmeyi etkiler. 3. Anlamı araştırma doğuştandır: Anlamı arama insan beyni için yaĢamsal bir yönelim ve temeldir. Beyin yeni uyarıcılara yanıt vermek için kendiliğinden araĢtırırken bilinenlere ihtiyaç duyar ve bunları otomatik olarak kaydeder. Bu ikili süreç beyin uyarıldığında meydana gelir. Ġlgi çekici, anlamlı ve zengin seçenekler sunma. 4. Anlamı Araştırma; Örüntüleme Yoluyla Oluşur: Örüntü anlamlı organizasyon ve bilgilerin sınıflandırılması anlamına gelir. Bireyin ön öğrenmeleri ile yeni öğrenilenler arasında anlamlı bir örüntü oluĢturulduğunda öğrenmenin niteliği artar ve anlamlı öğrenme gerçekleĢir. 5. Örüntü oluşturmada duygular önemlidir: Örüntü yeni bilgiyi var olan bilgiyle iliĢkilendirmeye ve organize etmeye fırsat verir. Duygusal ve biliĢsel süreçler birbirinden ayrılmaz. Duygular bellek için çok önemlidir, çünkü bilginin depolanmasında ve geri getirilmesinde kolaylık sağlar. Duygular süreklidir, özel bir durumdan sonra bir dersin ya da yaĢam deneyiminin duygusal etkisi uzun süre devam eder. 6. Beyin parça ve bütünleri eş zamanlı olarak işlemler ve kendiliğinden yapar: Beynin sol ve sağ yarı- küreleri arasında önemli farklar vardır. Sözcükler matematik, müzik ya da resimle ilgilenen sağlıklı bireyin iki yarı- küresi birbiriyle etkileĢim içindedir. Sol beyin parça bilgileri, sağ beyin bütün bilgileri organize eder. 7. Öğrenme hem odaklanmış dikkati hem de çevresel algılamayı içerir: Beyin bilgileri dikkat ederek ve bilinçli olarak alır. Öğrenme ortamının öğrencinin dikkatini çekecek Ģekilde düzenlenmesi gerekmektedir. 8.Öğrenme bilinçli ve bilinçsiz süreçleri içerir: Bilinçli öğrenmelerin yanı sıra, öğrenenin çevreden gelen uyarıcılarla farkına varmadan etkileĢmesi sonucu bilinçsiz öğrenmeler de oluĢur. 9.İki tür bellek vardır sistemi vardır: Uzamsal (üç boyutlu) bellek sistemi ve ezberleyerek öğrenme sistemi. Uzamsal bellek sistemi günlük deneyimlerle, ezberleyerek öğrenme sistemi ise olgu ve becerilerle ilgilenir. Olgu ve beceriler beyin tarafından farklı bir Ģekilde organize edilir ve daha fazla uygulama ve tekrara gereksinim duyulur. 10.Olgu ve beceriler doğal, uzamsal bellekte yer aldığında en iyi şekilde anlaşılır ve hatırlanır: Beyin bilgiyi bağlamda ya da içerikte yer almasına dayalı olarak sınıflandırır ve depolar. 11. Öğrenme teşvikle artar ve korkuyla azalır. 12.Her beyin tektir.: Temel duygular ve duyuları kapsayan aynı sisteme sahip olmamıza rağmen bu sistem her beyinde farklı bütünleĢtirilmiĢtir. Öğrenme beynin yapısına göre değiĢir. Her bireyin beyni kendine özgüdür ve yaĢantısı birbirinden farklıdır. Öğrenmeler arası kurulan iliĢkiler bireyden bireye farklılık gösterir. SAYFA 110


Like this book? You can publish your book online for free in a few minutes!
Create your own flipbook