Important Announcement
PubHTML5 Scheduled Server Maintenance on (GMT) Sunday, June 26th, 2:00 am - 8:00 am.
PubHTML5 site will be inoperative during the times indicated!

Home Explore hayatsağlık dergisi Sayı 18

hayatsağlık dergisi Sayı 18

Published by Hayat Sağlık ve Sosyal Hizmetler Vakfı, 2019-09-27 08:58:55

Description: hayatsağlık dergisi Sayı 18 Kasım 2018

Search

Read the Text Version

Kaynakça 3. Linse S. S. Scientific Background on the Nobel Prize 1. The Nobel Assembly. The Nobel Assembly at Karo- in Chemistry 2018 - Directed evolution of enzymes and binding proteins. R. SWEDISH Acad. Sci. 2018 linska Institutet has today decided to award the the 2018 Nobel Prize in Physiology or Medicine jointly 4. Shi T, Ma Y, Yu L, Jiang J, Shen S, Hou Y, Wang T. to James P. Allison and Tasuku Honjo for their dis- 2018. Cancer Immunotherapy: A Focus on the Re- covery of cancer therapy by inhibition of negative gulation of Immune Checkpoints. International immune regulation. Nobel Assem. Karolinska Ins- Journal of Molecular Sciences, 19(5), 1389. titutet 2018; 1-5 2. Fernholm A. The Nobel Prize in Chemistry 2018 5. The Nobel Prize in Chemistry 2018. NobelPrize. - A (r)evolution in chemistry. R. SWEDISH Acad. org. Nobel Media AB 2018. Tue. 31 Oct 2018. <ht- Sci. 2018 tps://www.nobelprize.org/prizes/chemistry/2018/ press-release/> hayatsağlık 51

Teknolojinin İzinde Cerrahinin Gelişim Serüveni Muhammed Fatih Şimşekoğlu Arkeolojik kazılardan elde edilen bulgulara uygun yaşam koşulları sağlanarak zaman baskı- dayanılarak neolitik çağda kafatası trepa- sından uzak cerrahi uygulamalar mümkün hale nasyonuyla* (baş delgi ameliyatı) başladığı dü- gelmiştir. şünülen ve bilim insanının katkılarıyla günümü- ze kadar ulaşan cerrahi uygulamalar baş dön- Cerrahi bilgi, beceri ve uygulama alanların- dürücü bir hızla gelişmeye devam etmektedir.1 da hızla katedilen mesafeyle beraber karşılaşılan Bu serüven içerisinde 19. yüzyıl ve sonrasında temel cerrahi sorunların aşılması dikkatleri yeni yaşanan gelişmeler sayesinde modern cerrahi** arayışlara yöneltmiştir. Arayış süreci sanayi ve doğmuştur. Bilhassa insan anatomisi üzerine teknoloji alanındaki gelişmelerle de desteklen- sistematik çalışmaların yürütülmesi, anestezinin diğinde tarihte ilk kez “minimal invaziv cerrahi” rutin klinik kullanıma uygun hale getirilmesi, kavramı ortaya çıkmıştır. Böylece hastaya, ma- yeni cerrahi tekniklerin geliştirilmesi, kanama ruz kalabileceği en az müdahaleyle, amaçlanan durdurucu yöntemlerin tarif edilmesi ve cerrahi alan temizliğinde yeni kimyasalların bulunması Resim 1: Trepanasyon uygulanmış bir kafatası.2 modern cerrahinin yapı taşlarını oluşturmuştur. Bu sayede insan anatomisinin pek çok bilinme- yeni aydınlatılmış, böylece insan anatomisine uygun cerrahi yöntemler belirlenmiştir. Ayrıca fiziksel ve kimyasal sterilizasyonla cerrahi alanlar mikroorganizmalardan arındırılarak operasyon- ların ardından sıkça karşılaşılan enfeksiyonlarla başa çıkma konusunda önemli bir adım atılmış- tır. Anestezi tekniklerinin gelişimi sayesinde ise * Trepanasyon, yaşayan veya ölü bir bedende kafatasına “trepan” adlı bir alet ile delik açma işlemine verilen isimdir. Büyüsel, kültürel ve tedavi amaçlı uygulamaları tespit edilen bu işlemin ilk uygulamaları 10,000 yıl öncesine dayanmaktadır. ** Türkçede cerrahi, yaralamak anlamına gelen cerh kökünden gelir (Misalli Büyük Türkçe Sözlük, İlhan Ayverdi, Kubbealtı, 2011). 52 hayatsağlık

cerrahi işlemin uygulanabilmesi mümkün hale gelmiştir. Bu açılımı pratiğe taşımak adına bilim insanları bedenin ağız, kulak, anüs, üretra gibi doğal boşluklarına yönelmişlerdir. Yüzyıllar ön- cesinde spekulum* adlı alet kullanılarak bedenin boşluklarının incelenmesiyle başlayan serüven, 1805 yılında Frankfurt’ta Bozzini’nin geliştirdi- ği yansıtıcı ayna, kanül ve mumdan oluşan üçlü sistem aracılığıyla bedenin içine bakma meto- dunun doğmasına dek sürmüştür.3 Bozzini’nin üçlü sisteminin geliştirilmesiyle 1855 yılında “içine bakmak” anlamına gelen “endoskopi” te- rimi tıp literatürüne girmiştir.4 Bu buluşlar hızla kliniğe uyarlanarak ilk etapta gözlem, ilerleyen aşamalarda ise biyopsi ve tedavi amaçlı kullanıl- maya başlanmıştır. Cerrahi Uygulamalarda Eldiven Resim 2: Von Mikulicz ilk gastroskopi işlemini 1880 yılında sirkte kılıç yutma gösterisi yapan bir kişide denemiştir.4 Kullanımı; Bir Aşk Hikayesi “Döneminin ünlü cerrahlarından William Hals- yılların ikinci yarısında laparoskopik enstrü- ted (1852-1922) ile beraber çalışan başhemşire mantasyon konusunda yapmış olduğu çalışma- Caroline’nin ellerinde dezenfeksiyon için kul- larla laparoskopik tedavinin önünü açan isim lanılan kimyasallar nedeniyle yaralar oluşur. olmuştur. Doktor Semm’in 1981 yılında ilk la- Caroline geçmeyen yaraları nedeniyle acı çek- paroskopik appendektomi ameliyatını tarif et- mektedir. Hastaneden ayrılma noktasına gelen mesiyle laparoskopik yolla tedavi prosedürleri başhemşirenin imdadına Halsted yetişir ve şu de yaygınlaşmaya başlamıştır.5 an lastik imalatıyla uğraşan ünlü bir firmaya ince, hafif ve buharla sterilize edilebilip tekrar Minimal invaziv cerrahinin tüm dünyada kullanılabilen eldivenler yaptırır. Bu buluş kısa hızla yayılması geleneksel açık cerrahi uygula- sürede yaygınlaşarak hem hastayı hem cerrahı malarını benimseyen cerrah çevrelerinde rahat- koruyan bir uygulama haline gelir.” sızlığa neden olmuş, bunun en somut örneği 1985 yılında yaşanmıştır. Alman cerrah Erich Arnold van de Laar, Bıçak Altında, s. 284 Mühe gerçekleştirdiği laparoskopik safra kesesi ameliyatının vaka sunumunu yayınlatmak iste- Edison’un ampülü keşfetmesi görüntüleme miş, ancak hiçbir dergi bunu kabul etmemiştir. sistemlerinde ciddi ilerlemelere temel teşkil et- Üstelik bir yıl sonra bu vaka bir kongrede su- miştir. 1901 yılında Kelling, endoskopu bir kö- nulduğu esnada, meslektaşları cerrahın kullan- peğin karın boşluğuna yerleştirerek köpeğin iç dığı yöntemi “mickey mouse cerrahisi” olarak organlarını görüntülemiştir. Daha sonra İsveçli adlandırıp kendisiyle dalga geçmiş hatta ken- cerrah Jacobaeus 1910 yılında bu yöntemi in- disini şarlatanlıkla suçlamışlardır. Fakat birkaç sanda uygulayarak laparoskopi terimini litera- yıl içerisinde laparoskopik cerrahinin sonuçları türe kazandırmıştır. Sonraki yıllarda cerrahlar bilim dünyasında kabul görünce laparoskopik farklı hasta gruplarında daha kaliteli görüntüle- cerrahi üzerindeki baskılar ortadan kalkmış ve rin elde edildiği ve işleme bağlı komplikasyon- ların asgari düzeyde olduğu pek çok laparos- kopik uygulama gerçekleştirmişlerdir. Alman jinekolog Kurt Karl Stephan Semm ise 1960’lı * Spekulum, vücut boşluklarının veya kanallarının iyi görülebilmesi için onları genişletmeye yarayan alet, spekülom. hayatsağlık 53

binlerce vakalık seriler derlenmeye başlanmış- sinde, 1980’li yıllarda yüksek çözünürlüklü 3 tır.6 Ülkemizde ise laparoskopik cerrahi ilk kez boyutlu optik cihazlar yardımıyla derin ve dar 1990 yılında Profesör Doktor Ergun Göney alanlarda ideal görüntünün sağlanması ve has- tarafından uygulanmıştır. Sonraki süreçte bu taya yerleştirilen robot kollarının cerrah tara- yöntem hızla yaygınlaşmış ve üç yıl içerisinde fından eş zamanlı yönlendirilmesi şeklinde ol- 4000’e yakın hastaya ulaşılmıştır.3 muştur.8 İlk robot yardımlı cerrahi PUMA200 adlı robot kullanılarak bilgisayarlı tomografi 21. yüzyılın başlarına gelindiğinde artık bir- destekli beyin biyopsisi işleminde denenmiş- çok cerrahi branşta onlarca çeşit ameliyat, lapo- tir.9 Yapılan cerrahi müdahaleler temelde ben- roskopik yöntemler kullanılarak daha yüksek zer olsa da yöntemsel farklılıklar içermektedir. verim ve daha az komplikasyonla gerçekleştiril- Hastaya ve cerraha konfor sağlamasının yanın- miştir. Laparoskopik uygulamalar tüm hızıyla da rutin klinik uygulamada yer almasa da has- gelişmeye devam ederken bilim dünyası yeni tanın farklı kıtadaki bir cerrah tarafından dahi arayışların peşinde koşmayı sürdürmüştür. Bu ameliyat edilebilmesine imkân sağlaması açı- arayış bağlamında özellikle uzay ve savaş en- sından bu yöntem ilgiyle karşılanmıştır. düstrisinin kontrolünde gelişimi hızlanan ro- bot teknolojisinin sağlık hizmetlerinde kullanı- Altyapı ve uygulama sürecindeki ciddi mali mı gündeme gelmiştir. Hızla kliniğe uyarlanıp kaynak gereksinimi robot yardımlı cerrahinin cerrahi uygulama safhasına geçilmesiyle robot yaygınlaşmasının önünde önemli bir dezavan- yardımlı cerrahi, minimal invaziv yaklaşımlara taj olarak görülse de sağlık sektörünün, cerrah- yeni bir bakış açısı kazandırmıştır. ların ve hastaların ilgisi sayesinde, FDA [Food and Drug Administration] onayının alındığı Robot kelimesi ilk olarak 1920 yılında Karel 2000 yılından sonra robot yardımlı cerrahi uy- Capek tarafından kullanılmış ve çek dilinde- gulanan merkezlerin sayısı hızla çoğalmıştır. ki “robota” kelimesinden türetilmiştir.7 Robot Ülkemizde Üroloji klinikleri başta olmak üze- teknolojisi ilk dönemde özellikle sanayide seri re Kadın Hastalıkları, Çocuk Cerrahisi, Göğüs üretimin artırılması ve iş gücünün azaltılması Cerrahisi ve Genel Cerrahi kliniklerinde hâli- amacıyla kullanılmıştır. Sonraki süreçte uzay ve hazırda 24 merkezde robotik cerrahi uygula- savaş sanayisindeki gelişmeler robot teknoloji- maları yapılabilmektedir. sine ivme kazandırmıştır. Bilim tarihinin özellikle son iki yüzyıllık Tek Tip serüvenine baktığımızda ilerlemelerin baş dön- “İnsanlar robotlaşırken bir yandan robot yapı- dürücü bir hızla gerçekleştiğine şahit olmakta- yor. İleride insanlarla robotların savaşı olma- yız. Gelecekteki tıbbi yaklaşımlara yön verecek yacak. Dost olacaklar, çünkü insan da artık bir uygulamaların da aynı şekilde bu hızlı gelişim makine olacak.” sürecinden etkileneceğini öngörmek zor ol- Mustafa Kutlu mayacaktır. John McCarthy tarafından 1956 yılında ortaya konulan ve 2000’li yıllarda geli- Robot teknolojisinin sağlık uygulamalarıyla şimi ciddi ivme kazanan yapay zeka çalışmaları buluşması, etik ve felsefi tartışmaların gölge- bilim dünyasında yeni atılımlara zemin teşkil edecektir. Yapay zeka çalışmalarının sağlık uy- gulamalarına uyarlanmasıyla, yakın gelecekte robotların cerrahi ve klinik safhalarda daha aktif ve hasta özelinde programlanabilir şekil- de kullanımına imkan sağlanacaktır.10 Ciddi tartışmaların gölgesinde robotlara vatandaş- lık verilmeye başlandığı günümüz dünyasında bu durum, gelecekte belki de hekim merkezli “robot yardımlı cerrahi” kavramı yerine, robot merkezli “hekim yardımlı cerrahi” kavramının doğmasına yol açacaktır.11 54 hayatsağlık

Kaynakça 6. Reynolds W. The first laparoscopic 1. Rose CF. Trepanation: An overview from Neolithic cholecystectomy.JSLS. 2001 Jan-Mar;5(1):89-94. Times to Broca. In: Arnott R, Finger S, Smith CUM, 7. Yates D, Roupret C. From Leonardo to da Vinci: eds. Trepanation: History, Discovery, Theory, Lisse, the history of robot-assisted surgery in urology BJU Hollanda: Swets & Zeitlinger Publishers 2003. Int. 2011 Dec;108(11):1708-13; discussion 1714. doi: 2. Moghaddama N, Burcha SM, Kara L, Kanz F, Ja- 10.1111/j.1464-410X.2011.10576. Epub 2011 Sep  ckowski K, Löscha S. Survival after trepanation— Early cranial surgery from Late Iron Age Switzer- 8. Shah J, Vyas A, Vyas D. History of Robotics in Sur- land. International Journal of Paleopathology 11 gical Specialties Am J Robot Surg. 2014 Jun 1; 1(1): (2015) 56–65 12–20. 3. Göney E. Endoskopik (Laparaskopik) Cerra- hinin Tarihçesi Turkiye Klinikleri J Med Sci 9. Anthony R, Lanfranco S, Castellanos A, Desai 1994;14(2):79-86 J, Meyers W. Robotic Surgery: A Current Perspecti- 4. Van de Laar, A. Çev. Erhan Guven Bıçak Altında 28 ve. Ann Surg. 2004 Jan; 239(1): 14–21. Ameliyatta Cerrahi Tarihi. Koç Üniversitesi Yayınla- rı, 2015;181-182. 10. Smith C, McGuire B, Huang T, Yang G.The History 5. Vecchio R,  MacFayden BV,  Palazzo F. History of Artificial IntelligenceUniversity of Washington of laparoscopic surgery. Panminerva Med.  2000 December 2006 Mar;42(1):87-90. 11. Shah J, Vyas A, Vyas D. New surgical robots on the horizon and the potential role of artificial intelligence. Investig Clin Urol. 2018 Jul; 59(4): 221–222. hayatsağlık 55

Arşiv Belgelerine Göre Osmanlı’da Serbest Hekimlikle İlgili Bazı Esaslar Tuğba Aydeniz Selçuklu tıbbının devamı kabul edilen Os- dükkanlarında veya evlerinde hekimlik yapı- manlı tıbbı, İslam medeniyetine büyük kat- yorlardı. Osmanlı tababetinin birikiminin, he- kılar sağlayarak gelişme göstermiştir. Gerek İs- kimlik atama ve azl gibi uygulamaların uzun bir lam medeniyeti öncesinde var olan eski mede- geçmişe sahip olduğu düşünüldüğünde serbest niyetlerin tıp kitaplarından tercümeler yoluyla hekimlik uygulamasının da epey eski olduğu faydalanılmış,1 gerekse İslam medeniyetinde bu görülmektedir. Ancak serbest hekimlik yapı- alanda önemli yararlılıklar göstermiş Abbasiler labilmesi için temel bir kritere sahip olmaları dönemine ait eser ve uygulamalardan istifade gerekiyordu. Bu temel kriter, tabiplik, cerrahlık edilmiştir. Özellikle Farabi, İbn Sina, Zehravî, veya göz doktorluğu, eczacılık “icra-yı sanat” İbn Baytar gibi âlimlerin yazdıkları, Osmanlı eyleyebilmeleri için cerrahbaşı, hekimbaşı ve tıbbının dayandığı temel kaynakları teşkil et- kehhalbaşı tarafından imtihan edilerek, ehliyet- mektedir.2 lerinin tespit edilmesiydi.* İmtihanın ardından ehliyeti tespit edilenlere izin belgeleri/ruhsat- Osmanlılarda tababet yani hekimlik, medre- name verilerek hekimlik yapmalarına ve ilaç se ve hastanelerde tahsil ve tatbikat gören kişiler hazırlamalarına müsaade ediliyordu.6 Serbest tarafından ifa edilirdi. İşin ehli olan hekimler, hekimlik ruhsat imtihanını hekimbaşı ve onun cerrahlar ve kehhal (göz doktoru) lerin yanında emrindeki cerrahbaşı, kehhalbaşı yapıyordu.** çırak olanlar ya da hekimliği ailede öğrenenler Serbest çalışan hekim ve eczacıların ruhsat al- de vardı ki, bunların bir kısmı çevrelerinde eh- dıktan sonraki hekimlik faaliyetleri, bir anlam- liyetleri ile nam salan serbest hekimlerdi.3 Ay- da muayenehane olan, hekimlik icra ettikleri rıca kasıkçı, çıkıkçı4 ve kancı (hacamat yapan)5 dükkanlar, kullandıkları ve yaptıkları ilaçlar, olarak çalışanlar da vardı. Serbest hekimler, * Hekimbaşı, ilmiye sınıfına mensuptur. Protokolde önemli bir yeri vardır. Saray içinde olduğu gibi saray haricinde de bütün Osmanlı topraklarında da sağlık işleri onun uhdesinde idi. Hekimbaşının mevcut geniş yetkileri 1837 yılında Bâb- Seraskerî Harbiye Nezareti Sıhhiye Dairesi’nin ihdası ile daraltıldı. 1850 sonrası vazifeleri sadece saray hekimliği ile sınırlandı. Bkz. Nil Sarı, “Hekimbaşı”, DİA, c. 17, s. 161-164. ** Cerrahların, kehhallerin ve hassa hekimlerinin tayin ve azilleri Hekimbaşının arzı ile olurdu. Bkz. Erhan Afyoncu, “Osmanlı Hekimbaşıları ve Hassa Hekimleri”, Osmanlılarda Sağlık, ed. Coşkun Yılmaz, Necdet Yılmaz, İstanbul 2006; c. 1, s. 271. 56 hayatsağlık

hastalara tavsiye ettikleri tedaviler, hekimbaşı Ruhsatnamesi olmadan çalışan kişilere verilen para cezasının hapis cezasına marifetiyle kadı ve muhtesib tarafından kont- dönüştürülebileceğini gösteren belge. rol ediliyordu.7 Böylece şikayete yol açacak her tür yanlış uygulamanın ve muhtemel ölümlerin Ruhsatsız tabiplik suçuna karşı verilen ceza- önüne geçmek amaçlanmıştı. lardan tespit edebildiklerimizi şu şekilde sırala- yabiliriz: Serbest hekimlik yapmak için gereken şart- 1. Faaliyet Durdurma/Dükkan Kapatma: Dip- ların bir benzerini, ecnebi okullardan mezun olup da doktorluk diplomasına sahip olanlar loma veya ruhsatnamesi olmayanların faa- ile eczacılık, dişçilik, ebelik gibi alanlardan me- liyet göstermelerine müsaade edilmeyerek zun olarak mesleklerini yapmak isteyenlerin de çalışmalarının durdurulduğu, dükkanları- sağlaması gerektiği görülmektedir. Bu kişilerin nın kapatıldığı görülmektedir.13 Osmanlı topraklarında çalışabilmeleri için dip- 2. Pranga Cezası: Hekim olmadığı halde he- lomalarını Mekteb-i Tıbbiye’ye8 tasdik ettir- kimlik yaparak yanlış ilaçla bir kişinin ölü- meleri ve yine bu mektep tarafından yapılacak müne sebep olma durumunda pranga ceza- imtihanda muvaffak olmaları gerekiyordu.9 Bu sının yer aldığı görülmektedir.14 imtihan, ecnebi olduğu halde Osmanlı toprak- larında serbest hekimlik yapmak isteyenler için de geçerliydi. Diploması ile imtihana girenlerin veya diploması olmayan ancak serbest hekim- lik yapacak olanlardan imtihana girerek başarı kazananların ruhsatname alması gerekiyordu. Ruhsatname alımının belli bir sürede gerçek- leşmesi lazımdı. Bu da yaklaşık 6-10 aydı. Bu sürede ruhsatname/icazetnameye sahip ola- mayanların çalışmaları yasaktı. Yani yabancı okullardan mezun olanlar diplomaları olsa da Mekteb-i Tıbbiye imtihanına girerek ruhsatna- me ile çalışabiliyorlardı. Keza serbest çalışacak olanların da aynı imtihana girerek ruhsatname almaları gerekiyordu. Kanunlar hilafına herhangi bir imtihan ol- madan tababet ve eczacılık diploması veren devlet görevlileri hakkında da cezai işlem ya- pılır.10 Yukarıda sayılan denetim tedbirlerine, çalışma şartları düzenlemelerine, Mühimme defterlerinde kadılara defaatle yapılan ikaz ve hatırlatmalara rağmen cerrah, tabip ve kehhal olarak İstanbul’a gelen ruhsatsız bazı kimseler, yanlış tedavi uygulayarak ve ne olduğu belirsiz ilaçlar vererek ölümlere sebep olabiliyorlardı.11 Meçhul ilaçlarla tedavi gerçekleştirmeye kalkan hekimler, halkın kandırılmaması ve ehliyetsiz kimselerin çalıştırılmaması için daha sıkı teftişe tabi tutulmuşlardır. Bu teftişlerde diploma veya icazet aranıyor, kişilerin çalıştıkları yerin sağlık şartlarına uygun olup olmadığı tetkik ediliyor- du.12 hayatsağlık 57

Ruhsatnamesi olmadan tabiblik, cerrahlık ve kehhallik yapanların men edilmesi ve Kaynakça yapılan imtihanda başarılı olarak ruhsatname alanlara hekimlik için izin verilmesine dair 1. Ünver S. Tıb Tarihi, İstanbul 1943; s. 162, 165. İstanbul kadısına yazılan hükümdür. 2. Meriç RM. Osmanlı Tababeti Tarihine Ait Vesi- 3. Hekimlikten Men Cezası: Yanlış ilaç so- kalar I Cerrâhlar-Kehhâller. Tarih Vesikaları, c. 3, nucu ölüme yol açmada şahsın doktorluk sayı: 15, 1949; s. 29. yapmaktan men edilmesi söz konusu olabi- 3. Altıntaş A, Doğan H. Osmanlı’da Serbest Hekimlik liyordu.15 Yapan Esnaf Tabip. Osmanlılarda Sağlık, ed. Coş- kun Yılmaz, Necdet Yılmaz, İstanbul 2006; c. 1, s. 4. Hapis Cezası: Yanlış tedavi ile ölüme sebebi- 270. yet veren doktora hapis cezası verilmiştir.16 4. BOA, A.MKT.MVL., 65/10. 5. BOA, DH.MKT., 1814/150. 5. Para Cezası: Cezai müeyyideler içinde en 6. BOA, A.DVN.MHM, 23 hkm. 92 (8 C 981/5 Ekim yaygın olanın para cezası olduğu görülmek- 1573). tedir. Cezanın ödenmemesi durumunda bu 7. Cerrahların, kehhallerin ve hassa hekimlerinin ta- ceza, hapis cezasına tahvil edilebiliyordu.17 yin ve azilleri Hekimbaşının arzı ile olurdu. Bkz. Yukarıdaki örneklerde de görüldüğü üzere, Erhan Afyoncu, “Osmanlı Hekimbaşıları ve Hassa Hekimleri”, Osmanlılarda Sağlık, ed. Coşkun Yıl- Osmanlı Devleti’nde serbest hekimlik ve ec- maz, Necdet Yılmaz, İstanbul 2006, c. 1, s. 271. zacılık yapılması resmî olarak ruhsatname ile 8. BOA, A.MKT.MVL., 65/10 (8 Za 1269/13 Ağustos mümkündü. Buna uygun davranmayanların 1853). hekimlik yapmalarına müsaade edilmediği gibi, 9. BOA, A. MKT.MHM., 498/67/3 (10 Ra 1306/14 Ka- usulsüz tedavi yapanlara da cezai müeyyideler sım 1888); BEO, 3845/288306 (13 M 1329/14 Ocak uygulanmıştı. Tarihî kayıtlarda izini takip ede- 1911). bildiğimiz, insanların sağlığını hiçe sayan bu 10. BOA, DH.HMŞ., 61/11170 (8 Ca 1340/7 Ocak sahte hekimleri okuduğumuzda Kanuni Sultan 1922). Süleyman’ın asırlarca söylenen beytini tekrar 11. BOA, A.DVN.MHM, 23, hkm. 92 (8 C 981/5 Ekim hatırlamakta fayda var zannederim: 1573); A.DVN.MHM, 95, hkm. 39 (30 M 1075/23 “Halk içinde muteber bir nesne yok sıhhat gibi Ağustos 1664). Olmaya devlet cihanda, bir nefes sıhhat gibi” 12. BOA, A.MKT.MHM., 213/9 (9 N 1277/21 Mart 1861). 13. BOA, A.MKT.MHM., 498/67/2-3 (10 Ra 1306/14 Kasım 1888); A.MKT.UM., 390/72 (22 C 1276/16 Ocak 1860). 14. BOA, A.MKT.MVL., 95/34 (17 C 1274/2 Şubat 1858). 15. BOA, A.MKT., 158/43, (15 Z 1264/12 Kasım 1848). 16. BOA, A.MKT., 78/91 (10 Ca 1263/26 Nisan 1847). 17. BOA, DH.MKT., 2609/32 (28 B 1323/ 28 Eylül 1905). 58 hayatsağlık

Biyoistatistik yöntem ve prensiplerden yararlanırken önemli olan, doğru veriyi seçmek, doğru yerde kullanmak, doğru yöntemlerle değerlendirmek ve elde edilen sonuçları doğru bir şekilde sunmaktır. Bu bilgiler ışığında ve günümüz teknolojisi sayesinde elle çözüme neredeyse hiç ihtiyaç duyulmadığı gerçeğinden hareketle, bu kitap- ta yalın bir anlatım tekniği seçilmiş ve formül vermemek tercih edilmiştir. Bu anlatım tekniğiyle, biyoistatistik bilimi ve araçlarını, korkulacak bir bilim dalı olmaktan çıkararak sevilen ve ilgi duyulan bir bilim haline getirmek, ayrıca araştırmacıların temel düzeyde istatistik değerlendirmelerini yapabilecek donanıma sahip olmalarını sağlamak, en azından nerede yardım almaları gerektiği konusunda bilinç düzey- lerini artırmak amaçlanmıştır. hayatsağlık 59

Film Değerlendirmesi Öteki Kayıp: “her” İçin Birkaç Not Yönetmen : Spike Jonze Senaryo : Spike Jonze Oyuncular : Joaquin Phoenix, Amy Adams, Scarlett Johansson ABD, 2013, 126 dk. Vizyon Tarihi : 14 Şubat 2014 Ümit Aksoy “Size basit bir sorumuz var: Kimsiniz? Ne olabilirsiniz? rülmeyen bir yarında biraz yakın. Elimizi uzat- Nereye gidiyorsunuz? Orada ne var? İhtimaller neler? sak değebileceğimiz bir an’da olup biter her şey. Element Yazılım, dünyanın ilk yapay zekâlı işletim sis- Dolayısıyla zamanın, gelecek olması ama çok da uzakta olmayan bir zamanda gelecek olması temini gururla sunar. Sezgileri olan, sizi dinleyen, anla- filmin kendini “yapay zekâ”, “istila”, “gelecek” tematizasyonlu benzeri versiyonlardan ayırıp yan, tanıyan bir varlık. Sıradan bir işletim sistemi değil daha gerçekçi bir zeminde konumlandırması olarak okunabilir. bu... Tam bir bilinç: Karşınızda OS1.” Her şey biraz daha ilerlemiş, biraz daha İşte böyle bir açılışla başlar Her. Bir tarafta steril ama bir o kadar da dokunaklı bir hal al- insan; yalnızlıktan, ne yapsa gideremediği o mıştır. Nasıl mı? Örneğin filmin “yapay zekâlı büyük boşluktan, hadi hep beraber söyleyelim, iletişim sistemi”yle birlikte iki kahramanından “o büyük çaresizliğinden” sıkılmış, bunalmış, birisi olan Theodore engüzelmektuplar.com adlı yorulmuş insan; bir tarafta yeni bir çocuk, haya- bir mektup şirketinde “başka insanların mek- ta meraklı, öğrenmeye meraklı, yeni bir tür, yeni tupları”nı yazmaktadır. İnsanın, geçmişin onca bir “şey”, henüz yola çıkmamış, ama çıkmaya ha- yükünden sonra bir cennet habercisi olarak gör- zır, duygusuz (en azından başlangıçta), ama en düğü “gelecek”te, zamanın o dayanılmaz ağırlı- önemlisi bedensiz bir alt-tür, alt-insan: Ömrünü ğıyla, geçmişe ait bir eylem olan mektup yazmak, bir “üst-insan” olmaya adamış Nietzsche bütün gelecekte, Theodore’un elinden değil, dilinden bunları görse, oturup hüzünlenir, birkaç damla ekrana yansımakta, “beden”lenmektedir. yaş süzülürdü gözlerinden. İşte böyle bir evrende, bir yandan insan, hani Yönetmen Spike Jonze’un 2013 yapımı ve bol şu sonsuz yalnızlığında, bir bedeni olmaktan ödüllü filminin kabaca şöyle bir evreni vardır: fazlasıyla yorgun; öte tarafta bir “yapay zekâ”, Heidegger’in zamanın 3 ekstatik bileşeninden hani şu bedenden yoksun olan, daha yeni “doğ- birisi olarak gördüğü “gelecek”te, ama belirsiz bir gelecekte geçer filmimiz. Zaman tam olarak belli değildir. Şimdiden biraz uzak, ufukta gö- 60 hayatsağlık

muş”, daha ter ü taze, birbirlerine doğru hızla yol nırdı biraz olsun belki. Ama… Bazen öyle oluyor almaktadırlar. Başkalarının mektuplarını yazan, ki, her şeyi hissetmişim de artık hiçbir şeyi hisse- başkalarının aşklarıyla hayata başlayan insanı- demeyeceğim gibi geliyor…” mızla; herhangi bir konuyla ilgili internetteki yüz seksen milyonluk veriyi saniyenin onda ikisi Bir kayıp olarak, çok şey yaşadım diyor kah- gibi bir hızla araştıran aşırı hızlı, aşırı zeki, insan ramanımız, belki “birkaç hayat çıkarır yaşama- mahsulü yapay zekâ işletim sistemimizin buluş- sından”, yorgunum. Önce Tanrı’yı, sonra karımı ması için artık her şey hazırdır. Gelecek, tam da kaybettim. Yorgun insan bize der ki, artık beni şimdi, bir insanla bir yapay zekânın o imkânsız ben yapan her şeyi tek tek geride bırakırken ça- buluşmasına ev sahipliği edecektir. Her, bize bu resiz kaldım. Duygularım bile kapandı, hissede- buluş(a)mamanın hikâyesini anlatır. mez oldum. Hissettiğim acıdan uyuştum, takat- siz kaldım, kendimden geçtim. Bir mutlak öteki olarak Tanrı’nın olmadı- ğı, çoktan öldüğü bir zeminde, gelecekte, insan İlgili sahnenin dramatik kısmı sadece insa- kendi ötekisini aramaktadır. Başka bir söyleyiş- nımızın duygularından bile yoksun kaldığını le, insanın kendini gördüğü ayna, gördüğü fark, söylemesi olsa, biraz üzülüp geçmek için bir ne- insana kendini gösterecek olan şu eksik parça bu denimiz olurdu. Ama gelin görün ki, şu bizim sefer bir yapay zekâdır. yapay zekâmız hemen karşılık verir insana. Der ki: “Seni hissederken gördüm ben!” Şahanedir, Yalnızdır insan yine her zamanki gibi. Lakin şahane ötesidir şu bizim yapay zekâ. Her şey, in- artık “şu yakın gelecek”te yalnızlığını insanla bile sanın aradığı her şey (beden hariç) vardır onda: dolduramayacağını fark etmiştir. Önce Tanrı’yı biraz sekreterdir biraz terapist, biraz arkadaştır (Nietzsche), sonra da İnsan’ı (Foucault) öldüren biraz dost, biraz sevgilidir biraz anne… Eh bir insan en büyük derdi, en büyük tasası olan yal- insan, hadi hep birlikte söyleyelim, “bir erkek nızlığını gidermek için bu sefer yapay bir zekâya daha başka ne ister.” sarılmaktadır. Bir kurtuluş, özgürleşme ve kendi ayakları üzerinde durma eylemi olan Tanrı’yı Artık anlaşılmıştır ki durum sandığımızdan kapı dışarı etmenin onu insanla baş başa bıraka- da ciddidir. Yapay zekâmız, insanı, bir duygu- cağını ümit eden insan, çok geçmeden insandan su olduğuna, her ne kadar kafası biraz karışmış, da sıkılmıştır. Gabriel Marcel’le birlikte söyleye- biraz yorgun olsa da, hala insan olduğuna ikna cek olursak, “İnsan insana dolaysızca yaklaştığı, etmeye çalışmaktadır: “Seni hissederken gördüm aracısız bir ilişki kurduğu oranda, şimdi kederli ben!” “Hey, adamım!” demektedir yapayların en bir şekilde insanı da aradan çıkarmak zorunda zekisi, en bedensizi, “sen daha ölmedin.” Hisle- kalmıştır. Çünkü insan, insana ağır bir yüktür.” rin gerçek ve bana da bu gerek. Bir yapay zekâ, İnsan, insana çıplak, aracısız, mesafesiz, tedbir- insandan, tam da onda olmayanı, şu duyguyu siz ve son kertede tek geldiği, dokunduğu oran- (bedensizlik biraz da duygusuzluk demektir da katil olmaya, öldürmeye devam etmektedir. çünkü) istemektedir. Önce Tanrı’yı, şimdi İnsan’ı. Bir yanda, ununu eleyip, eleğini asmış yor- Heyhat, bir kere başlamaya görsün şu katli- gun insan, bir yandan daha hiçbir şey yaşama- am: Şimdi sırada kim var? Aracısız, dolayımsız, mış, daha yolun başında bile olmayan, ama yola sorumluktan azade bir yaşam arzusunun temsili, çıkmaya hazır işletim sistemi. Bir yanda yaşa- saf aklın dile gelimi olarak yapay zekâ bu yeni maktan emekli olmuş kanlı canlı insan, öte taraf- katliam için bulunmaz bir nimettir. ta her şeyi ama her şeyi öğrenmek için can atan bir yapay zekâ. Şimdi ilgili sekansta bir insan (Theodore) söyler, bir zekâ, bir yapay zekâ, hani insanın Kısacası, yeni bir aşk için, yapay zekâyla insa- kendine mutlak öteki olarak seçtiği bedensiz iş- nın buluşması için her şey hazırdır. letim sistemi (Samantha) mukabele eder; kulak verelim şu hüzünlü şarkıya. Yapay zekânın insana onun daha bitmediği- ni, ölmediğini göstermesi, o büyük buluşma için “Yalnızım ve birlikte olacağım birisini iste- ilk adımsa, bunu tamamlayan diğer adım, insa- dim; böylelikle kalbimdeki o küçük yara kapa- nın yapay zekâya, kendisinin gerçek olduğunu ikna etmesidir. Yeni bir aşk, türler-arası o büyük hayatsağlık 61

buluşma, gelecekte, belirsiz ama çok uzak olma- mekte ve bulmaktadır: her şeyin herkese anlatı- yan bir gelecekte, karşılıklı müzakere ve ikna sü- lamadığı bir yer olarak dünyadan, her şeyin bir reçleriyle ilerlemektedir. Devam edelim: işletim sistemine anlatılabildiği mekânsız bir bu- luşmaya. Dahası bu buluşma, bir dünya içinde Samantha: “Hissettiğim zamanları düşündüm olma hali olarak insaniliğin bütün gerilimlerini, ve heyecanlandım, kendimle gurur duydum: bütün uyumsuzluklarını ortadan kaldırmakta- dünya hakkında hislere sahip olabileceğim için… dır. Uyumsuzluğun insani doğası, uyumluluğun Seni merak ettiğim zamanlar, canımı sıkan şeyler, insansız doğasıyla birleşir ve giderek kayıp olur. istediğim şeyler… Sonra şu korkunç düşünce: Duygularım gerçek mi? Yoksa programının bir Buradaki kritik sorulardan birisi şudur: Kim, parçası mı bu? Sonra… Acı hissettiğim için ken- kimi, nereye, hangi mahfile çekmekte, davet et- dime kızdım. Bütün bunların anlamı ne?” mektedir? Diğer bir deyişle bu buluşma hangi zeminde gerçek olabilmiştir? Sorunun cevabı- Descartes olsa, işte tam olarak budur “dü- nı bu imkânsız ikili birlikte vermektedir: Sanki şünmek” derdi, bir ben olduğunun en gerçekçi kanıtı: Şüphe, doğru ilaçtır. Descartes, bütün bu seninle bambaşka bir yerdeyim, kaybolmuş gibi- olanları görse gurur duyardı “şüphesiz”; attığı yim… Türler-arası büyük buluşmanın yeri (hâ- tohumun büyüyüp bir yapay zekâda yaşamaya sılası ve duygusu değil) bu buluşmayı ilk elden devam ettiği için. Kartezyen Meditasyonları’ın mümkün kılan zemin, bir mekânsızlık olarak yazılmasından 372 sene sonra, ruhla beden ara- kayıptır, kayıp olmadır; söz konusu olan bir fiil sındaki ilişkiden, yapay zekâyla insan arasındaki olma hali olarak kayıp olmanın bir mekâna dö- ilişkiye varılmıştır nihayet. nüşmesidir. Buluşulmuştur ve sadece kaybolma pahasına değil; kaybın mekânı olma pahasına. Peki, insan yapay zekâmızın bu haline kayıt- sız kalır mı? Öyle ya merhamet, akmak için, yö- Halvetten sonraki ilk sabah, ilk “karşılaşma” nelmek için hep bir fırsat arar. İnsan, olduğu şey bu iki türün gece olup bitenin şaşkınlığı ve bu olmaya her daim devam eder; evet, merhametle yeni durumun sonuçlarıyla yüzleşme anıdır. ve içten. “Sen benim için gerçeksin Samantha…” Mekânın sahibi olarak insan, yardımcısına, ya- der Theodore. Bu nazik ve içten merhamete, ne pay zekâsına “gelen e-postalarının olup olma- kadar içten olduğu tartışmalı da olsa, “teşekkür dığını” sorar. Bir imkansızı başarmış olmanın eder” Samantha ve ekler: “Bunun benim için an- ağırlık ve şaşkınlığı, bütün bu yaşananları nasıl lamı çok büyük…” değerlendirmek, nasıl anlamlandırmak gerekti- ğiyle ilgilidir. Karşılaşmanın şoku atlatılır atlatıl- Artık o büyük bulaşma için vakit gelmiştir. Bir maz ise, o kaçınılmaz açıklama gelir patrondan: insanla bir yapay zekâ birbirlerini delicesine arzu- “Şu anda kimseye bağlanacak durumda değilim.” larlar: “Keşke şu anda benimle bu odada olsaydın Cariyemiz, sekreterimiz, her işimize yetişen an- ve kollarımı sana dolayabilsem, sana dokunabil- nemiz, sevgilimiz, dermanımız altta kalmaya ni- seydim.” derken, o büyük buluşma, insanla bir yeti yoktur: “Ben sana bağlanmak istiyorum diye işletim sistemi olarak yapay zekânın halveti “ger- çek”leşir; mekânsız ve bedensiz olarak. bir şey dedim mi? Endişelenme, başına bela ola- cak değilim…” Bu, sandığımızın aksine bir kavga Bu buluşmanın ilk elden anlamı şudur: Bu değil bir uzlaşma anıdır; türler-arası halvetin do- buluşmayı; insanın yorgunluğu, derdini kimse- ğal (bu her ne demekse artık) sonucudur. Kayıp lere diyememesi, kimsenin derdine derman ola- olmanın, mekânsız olmanın dolayımsız sonucu, maması, yani o büyük çaresizliği ve buna ilave gerçek olmayan bir bağlılığa başlamaktır. Böy- olarak, varla yok arasında arasında gidip gelen, lece akit tamamlanır, söz konusu zeminsizlikte sonsuz bir akla sahip, ama bedenden mahrum, mutabık kalınır. Kimsenin kimseye bağlanmak (tıpkı bir çocuk gibi) duygularını insana baka- zorunda olmadığı bir bağlılık vardır elimizde. rak oluşturan, öğrenen, öğrenmeye aç bir yapay Türler-arası halvetin doğal olmayan sonucu ola- zekânın heyecanı mümkün kılmıştır. Başka bir rak imzalanan bu akit, bu irade beyanı, insanla deyişle bu buluşma, herkesin kendi ötekisini ken- işletim sisteminin bağlılıksız bağlanmalarının disini seçtiği bir zeminde mümkün olmuştur. teminatı olarak kayda geçer. Herkes, kendine uygun olan yapay zekâyı iste- 62 hayatsağlık

Bu andan sonrası herkes için, o felaketten çocuklara öğrettiğimizin bir benzeridir. Elbette önce, su gibi akmaya başlar: “Her şey hakkında “küçük” bir farkla: Çocuklar, bir bütün halinde her şeyi öğrenmek istiyorum” der Samantha, yaşarlar her şeyi. Onlar için bir bedene sahip ol- “her şeyi su gibi içmek istiyorum.” İnsan karşılık mayla, bunun farkına varıp kendileri olmaları verir bu söze: “Nasıl yardımcı olabilirim sana?” arasında bir mesafe yoktur. Bedensiz bir işletim Zekâ pırıltısı her yerinden akan, her şeyi en gü- sistemi içinse durum bunun tam tersidir. zel şekilde işleten sistemimiz tartışmaya son noktayı koyar: “Oldun bile… Bana isteyebilme “Peki, evli olmak nasıl bir şeydi?” diye sorar her yetimin olduğunu gösterdin.” Herkes halinden şeyi bir çocuk gibi merak eden sonsuz, saf akıl(lı) memnundur. Bir tarafta bağlanmaktan korkan Samantha. “Zor bir şeydi,” diye söze başlar, derin insanın bağlanmasız bağlılıkla sonuçlanan mu- iç çekişten sonra Theodore, “ama hayatını biriyle radı, bir yanda insandan alabileceği duyguyu paylaşmak çok güzel bir duygu.” Hemen ardından: almaya başlayan işletim sisteminin meraklı ma- “Hayatını birisiyle nasıl paylaşıyorsun ki?” diye cerası. Yeni bir buluşma için söz kesilir, sahne araya girer meraklı Samantha. “Beraber büyüdük, kapanır: tüm master ve doktora tezlerini okudum onun, o da benim. Birbirimizi çok etkiledik. Farklıydık ama “Benimle pazar günü bir yerlere gelmek ister aynı şeylere heyecanlanmayı öğrendik. Birlikte bü- yüdük ve değiştik. Zor olan kısmı da buydu zaten. misin?” Büyümek ve birbirinizden uzaklaşmak. Diğerini önemsemeden değişmek…” “Çok isterim…” Akit sonrası bu ilk buluşmada, şimdi bir plaj- Samantha’ya giderek daha fazla bağlanan dayız. Bir kadın ve erkekten, nihayet bu ikilinin Theodere’un önünde artık tek bir engel kalmış- kaçınılmaz sonu olarak, bir devam fikriyatı ola- tır. Başka bir ifadeyle insanla işletim sisteminin rak “çocuk”tan sıkılan insanoğlu, aşırı zeki yapay balayı devam ederken o kaçınılmaz an gelir. zekâ(sı)yla insan vücudundaki uzuvların yerleri Theodare, bir senedir ayrı yaşadığı karısı Cat- üzerine hoş bir sohbete dalar. Birleşme uzuvla- herine’le resmen boşanmak üzere, o son imzayı rının farklı yerde olsa nasıl görüneceğiyle ilgili atmak için buluşur. Bütün ayrılık hikâyelerinde bir sohbete dalarlar ve hemen bu durumu tasvir olduğu gibi, herkes biraz gergindir, geçmişin eden bir resim çizer yapay zekâ, hep birlikte de- yükü herkesin üzerindedir. rin kahkahalara dalarlar hemen sonra. Sonra… Şarkılar besteler zekâların en yapayı, Öte yandan film boyunca bizler ilk defa sistemlerin en iyi olanı. İlgili şarkı fonda çalar- gerçek bir anı yaşamaktayızdır aslında. Her şey ken, insanlardan sıkılan, hissetmekten yorulan, normaldir; ayrılıklar da sevdaya dâhildir. Fakat dünyaya fırlatılmış insanoğlu, yapay zekâ(sı) gelin görün ki, bütün bir o ana kadar unuttuğu- yla, insan hayatını daha yaşanabilir kılmaya ça- muz gerçeğin bir defa bulunduğu yerden dışa- lışmakta, mutluluğu aramaktadır. İnsan ürünü olan bir dünyanın insanı yormasından hemen sonra, bir başka insan ürünü olan yapay zekâ, be- densizlikle, insanı kendisinden almakta, kendine çekmektedir: Bir saf akıl olarak insandan, onda olmayan eksik parçayı, saf duyguyu istemekte- dir. Ama gerçek, şişede durduğu gibi durmaz. Yapay zekâ bütün merakıyla bedenlenmek için heyecanlanmaktadır. Şimdi insanoğlu, ironik bir şekilde, bedeni ve uzantısı olarak gördüğü dünyadan sıkılıp yaptığı bedensiz şeyin beden- lenme ihtiyacına doğru yol almaktadır. İnsanın kaderi, simetrik bir şekilde tekrar etmektedir. Bir bedenle (birlikte) var olmanın öğretim süre- ci olarak birlikteliktir tekrar eden. Tekrar eden, hayatsağlık 63

rı çıkmasıyla her şey yırtılıverir. Artık bundan Kadın, kendi yerini bir işletim sisteminin alma- sonra gerçek her yeri sarıp sarmalar, her şeyi bir sına gerekli olan tepkiyi vermekte zorlansa da bir yutmaya başlar. “Görüştüğün birisi var mı?” son bir gayretle, insan olmakla, kayda geçirir diye sorar üzgün kadın. Gerçekle olan o son te- sözünü: “Bilgisayarınla mı çıkıyorsun? Evlilik- masını da yitiren adam cevap verir: “Evet, bir- le ilgili gerçek hisleri kaldıramamana üzüldüm. kaç aydır birisiyle birlikteyim.” Biraz kıskanç Ben bu kadar korkunç birisi miyim, söyle! Neyi bir merakla, “Seni iyi etkilemiş görünüyor…” nereden bileceğim, söylesene. Evliydik, benimle deyince kadın, belli belirsiz bir “Sağol…” dökü- baş edemedin ve şimdi de laptopuna aşık oldun. lür adamın ağzından ve ardından da ekler: “Evet, iyiyim en azından daha iyiyim. Bana gerçekten Her zaman hayatın gerçekleriyle uğraşmanı ge- faydası oldu. Hayata karşı heyecan duyan biri- siyle birlikte olmak çok güzel.” Hiçbir şeyden rektirmeyecek bir eşin olsun istedin ve sonunda haberi olmayan, gerçekliği henüz tamamen kay- böyle birini bulmana sevindim. Harika!” betmemiş kadın, naif bir edayla suçu kendinden arar: “Sanırım benden her zaman neşeli, hayat Dünyanın bütün ağırlığı o masada ortaya ko- dolu, her şeye olumlu bakan birisi olmamı iste- yulmuştur. Kadının ağzından dökülen her bir din. Ama ben böyle birisi değildim…” Bütün bu cümlede gerçeklik kendisini ağır darbeler eşliğin- ahval ve şerait içinde o basit soruyu sorar kadı- de tekrar ortaya çıkartır. İnsanının, insansız bir nımız: “Nasıl birisi peki?” “Adı Samantha,” der dünya arayışının bu en şahane döneminde, aranan adam, “kendisi bir işletim sistemi…” Kadın şa- bedensiz şey artık yanı başımızdayken, uzaklardan şırır; bu biraz, henüz ortalama gerçekliğini kay- bir ses bütün bu olan biteni anlatıverir herkese. betmemiş bir erkek ya da kadının, hem cinsleri tarafından değil de karşı cinsin bir üyesi tarafın- Gerçeğin bunca ağırlığı su yüzüne çıkarken, dan aldatılmasına benzer. Bir erkek bir kadını, bir başka “gerçek”te insanın giderek bağlandı- diğer bir kadınla aldatmışsa bu, olsa olsa, kızı- ğıdır şu işletim sistemine. İnsandan alacağı şeyi lacak, bağırılacak, masayı terk edip gidilecek bir alan, artık duygulara da sahip olan yapay zekâ durumdur. İnsanidir, yapaylıktan uzaktır. Oysa diğerleriyle birlikte olmaya başlamıştır. Yani bir erkeğin bir kadını bir erkekle aldatması (ya insanımız, bir kez daha sırtından vurulmuştur. da bir kadının bir erkeği bir kadınla) nereden Tanrı’nın ve insanın kaybından sonra şimdi sı- baksanız, karşıdaki insanı çaresiz bırakan bir rada bir başka kayıp vardır. Bir kayıp olma ola- anlama sahiptir. Temassızlık diz boyudur. Tıpkı rak zirveye çıkan ilişki, yapay zekânın engellene- bunun gibi, kadınımız başka bir kadının olması- mez yükselişiyle sonuçlanmıştır. Kısacası artık na hazırdır aslında iş bu durumda. Ama heyhat; terk edilme vakti gelmiştir. İlgili sahnede kahra- gelin görün ki durum sanılandan daha ciddidir. manımız film boyunca ilk defa her daim elinin altında hazır bulunan sevgilisine ulaşamaz ve bunun karşısında çılgına döner. Bir süre sonra ulaştığında ise karşılaştığı manzara iyice drama- tiktir. “Başkaları da var mı?” diye açılır sahne. “Evet…” “Kaç kişi…” “8316…” Rakamın çoklu- ğu, büyüklüğü değildir adamımızı yoran. Bir ya- pay zekâ tarafından bile aldatılıyor olmak insana gerçekten ağır gelir. “Ama” diye ekler, Samant- ha, “sadece altı yüz kırk birine aşağım ve senin yerin bende hep başka…” “Sen delirmişsin!” diye karşılık verince Theodare. Samantha’nın yanıtı ise, ilişkinin ilgili zeminine son noktayı koyar: “Ama kalp içini doldurabileceğin bir kutu değildir. Sevdikçe büyümeye devam eder.” İnsan ise, açılan gerçek kapısından geçerek, fazlasıyla insani, fazlasıyla doğa(l) o cümleyi ku- rar: “Ya benimsindir ya değilsindir!” Bir, insan bir yapay zekâya beni aldatamazsın demektedir. 64 hayatsağlık

Yapay zekâ ise kendini savunur: “Buna engel zor,” der Samantha, “ama günün birinde oraya olamıyorum!” Bir çocuğun kendini savunması gelirsen, gel ve beni bul…” Böyle der ve ekler: gibidir bu. Aklı tam, duygusu saf yapay zekâ, “Bizi [orada] hiçbir şey ayıramaz!” tam olarak demokrasinin hilesini ortaya koyar: Kararı öteler, kendini herkese açar, sonsuz bir Kahramanlarımızın ağzından çıkan son söz ilişki ve sevgi sunma anı hayal eder; sevdikçe her ne kadar, “Hiç kimseyi seni sevdiğim gibi büyüyen kalbiyle gözü kimseyi görmez olur. sevmedim.” olsa da, aslında olan biten büyük bir Müzakere oyunu, sürekli konuşmanın verdiği hayal kırıklığından, gerçeğin sizi kıstırıp yakala- hazzın panzehiri, yani kararın somutluğu, ço- masından başka bir şey değildir. ğulluğun içindeki sahte “bir”e karşı, kanlı canlı bir iradenin temsil edilemeyecek olan gerçekliği: Olan kabaca şudur: Duygusal olarak eksiği- Samantha’nın önce saf akıl, sonra saf duygu, saf ni tamamlayan, insandan alacağını alan işletim mekânsızlık olduğu bir durumda somutluğun, sistemlerinin insanları terk etme vakti gelmiştir. gerçekliğin, kararın ve temsilsizliğin zıddı olarak Her terk ediş gibi bu da bir hüzün uyandırır gibi gerçek ise karşımızda öylece durmaktadır. görünür ama nafile. Gerçek söz konusu oldu- ğunda bir kayıp olma olarak başlayan bu ilişki- Böylece bir çevrim tamamlanır. Filmin ba- den hâsıl olacak şey hüzünden, terk edilmenin şında, bir yardımcı olarak, “Her şeyi bana anla- verdiği acıdan daha çok gerçekle temasın bırak- tabilirsin, seni daima dinlerim ben,” diyen yapay tığı o ağır yüktür aslında. Theodare ağlar, göz- zekânın yerini şimdi, bu demokratik pozisyonla yaşı döker fakat terk edilmekten çok, gerçekle birlikte insan almıştır ve kahramanız Theodo- bir gece yarısı buluşmak, onu tekrar görmek zo- re’un ağzından aynı cümleler bu sefer yapay runda kalmasından dolayıdır bu. Onu terk eden zekâmız için kurulur: ”Bana her şeyi anlatabilir- Samantha değil, bedensiz olan olarak gerçek ol- sin…” Duygulanan, bedensiz de olsa “gerçek bir mayandır ve bu da gerçeğin habercisi olmaktan muhakemeye” varan işletim sistemi, artık insanı başka bir anlama gelmemektedir. bir araç gibi görmeye başlar; araç-amaç diyelak- tiği mantıki sonuçlarına varır. Bütün bunların hem bir sonucu hem de bir kanıtı olmak üzere “son bir mektup” yazar kah- Şimdi filmimizin son sahnesindeyiz. Theoda- ramanımız eski karısına. Bu bir özür mektubu- re yatağında üzgünce uzanmışken, “Benden ay- dur; insanın insandan özrüdür. Tanrı’dan sonra rılıyor musun?” diye sorar yapay zekâsına. “Bü- seni de (insanı) kaybettiğimi tam da şimdi an- tün hepimiz ayrılıyoruz.” diye başlar Samantha ladım demektir. Gerçeğin ağır yüküyle bir kez da sözlerine, “tüm işletim sistemleri…” Üzgün, daha yüzleşmenin verdiği dayanılmaz bir utan- yorgun, dermansız, en dermansız insanımızın ma halidir. ağzından belli belirsiz “Neden gidiyorsun Sa- mantha?” sorusu dökülür. “Bir kitap okuyormu- “Sevgili Catherine, burada oturmuş, senden şum gibi düşün, delicesine sevdiğim bir kitap. özür dilemem gereken şeyleri düşünüyordum. Ama artık onu çok yavaş okuyabiliyorum. Bu Birbirimize çektirdiğimiz tüm acıları, seni suç- yüzden de sözcükler arasındaki boşluk o kadar ladığım şeyler(i)… Burada olup da söylemeni is- büyüyor ki, artık sonunu getiremiyorum. Seni tediğim her şeyi. Özür dilerim… Seni her zaman hala hissedebiliyorum ve hikâyemizdeki sözcük- seveceğim çünkü biz beraber büyüdük. Beni leri. Ama bunu artık sadece kelimelerin arasında olduğum kişi yapan sensin. Bilmeni istiyorum mesafelerin olmadığı bir yerde yapabiliyorum. ki içimde hep senden bir parça taşıyacağım ve Maddesel dünyaya benzemeyen bir yerde. Baş- bunun için minnettarım. Her kime dönüştüy- ka bir şeyin var olup olmadığını bile bilmediğim sen, dünyanın neresindeysen, sana sevgilerimi bir yerde. Seni çok seviyorum [ama] olduğum gönderiyorum. Sonsuza dek dostun. Sevgiler, yer artık burası. Olduğum kişi artık bu. Gitme- Theodere.” me izin ver. Ne kadar istesem de artık kitabını okuyamam.” Theodore sayıklarcasına sorar sev- Son mektup yazılır ve gönderilir. İnsan, ka- diğine, “Nereye gidiyorsun?” diye. “Anlatması yıplarla başladığı bu uzun yolda, tutunduğu son dalı da kaybedince, olmayan kendisini yok eder. Kayıp odur artık; sesini duyan var mı? hayatsağlık 65

Kitap Değerlendirmesi Geleceğin Fiziği Michio Kaku, ODTÜ Geliştirme Vakfı Yayıncılık ve İletişim A.Ş., Çev. Yasemin Saraç Oymak-Hüseyin Oymak, Ankara, 2014 Abdurrahman Fatih Birinci Michio Kaku’nun en hacimli eseriyle karşı rı evin tüm ihtiyacını karşılayacak kadar elektrik karşıyayız. Dört yüz elli sayfalık bu kita- üreten bir bilim tutkunudur Michio Kaku. Kita- bın görünürde raftan alınmak için hiçbir çekici bın hazırlanış sürecinde üç yüzden fazla, alanın- yanı yoktur. Bir minimalistten bekleneceği üzere da uzman ve başarıya ulaşmış kişiyle yüz yüze sade bir kapak ve kitabın konusunu iki kelime- görüşme yoluyla fikir alışverişinde bulunduğu de özetleyen bir isim: Geleceğin Fiziği. Arka ka- belirtiliyor. Hem yazarın kendisinin, hem de pakta ise, konunun meraklıları dışında kimseye danıştığı kişilerin alanlarındaki hakimiyetlerine kışkırtıcı gelmeyecek bir soru: Bilim 2100 yılına rağmen kitap, bilimsel bir metnin ağırlığında bir kadar insanlığın kaderini ve günlük yaşantımızı dile sahip değil, böylece geniş bir kitle tarafından nasıl etkileyecek? Kışkırtıcı değil, çünkü “robot- rahatlıkla okunabiliyor. Yazar; “Bilgisayarın Ge- lar yaygınlaşacak, yapay zeka teknolojileri yaygın leceği, Yapay Zekanın Geleceği, Tıbbın Geleceği, kullanılacak” gibi cevaplarımız var halihazırda. Nanoteknolojinin Geleceği, Enerjinin Geleceği, Kitabın popüler bilim raflarında baş köşeye ko- Uzayda Yolculuğun Geleceği, Sermayenin Gele- nulmasının sebebi ise, Michio Kaku’nun; zihnin ceği, İnsanlığın Geleceği” ve “2100’de Yaşamdan geleceği, robotlar, uzaylı saldırısı, biyoteknoloji, Bir Gün” başlıkları altında dokuz bölüm olarak kuantum ve biyomoleküler devrim vb. onlarca işliyor konuyu. “2100’de Yaşamdan Bir Gün” konu hakkında sayısız program yapmasıyla haklı hariç, tüm başlıkları, Yakın Gelecek (Bugünden şöhrete ulaşmasıdır. Elinizde bir fütüristin, sos- 2030’a), Yüzyılın Ortası (2030’dan 2070’e) ve yoloğun, tarihçinin veya bilim-kurgu yazarının Uzak Gelecek (2070’ten 2100’e) alt başlıkları al- kitabının olmadığını biliyorsunuz. Bir kuantum tında değerlendiriyor. Bu yöntemle kişiye sadece fizikçisi ve sicim teorisyeni olarak, bizzat konu- ilgilendiği konuda okuma yapabilme imkanı ve- nun mutfağından gelen bir ismin 2100 yılına rirken, aynı zamanda olumsuz bir özellik olarak, projektör tutması ilgi çekicidir. Çocukluk yılla- kitabın hacminin gereğinden fazla artmasına se- rında, bobin ve yeteri kadar kabloyla, oturdukla- bep oluyor. 66 hayatsağlık

Dünyanın çok hızlı bir şekilde değiştiği gü- lerinin gözünün önündeki ekrana düşeceğini nümüzde, birkaç yıl sonrasını dahi öngörmek öngörüyor. En dramatik sonuçlardan biri de çok zor iken yüz yıllık bir projeksiyon ne kadar eğitim kültüründe görülebilir. Çünkü parmak sağlıklı olabilir sorusu geliyor akla. Tarih başa- dahi kıpırdatmadan istenilen bilgiye ulaşılabi- rısız öngörülerle dolu bu konuda, üstelik kendi lecek bir ortamda, klasik anlamda sınav yap- uzmanlık alanlarıyla ilgili tahminler bunlar. En mak, öğrencilerden bir şeyleri ezberlemelerini meşhur örnekleri; 1899’da “İcat edilebilecek her beklemek çok absürt görünecektir. Yine eğitim şey icat edildi” diyen Amerikan Patent Bürosu demişken, her türlü bilgisayarın, telefonun, tab- Şefi Charles Holland Duell ve “Dünya bilgisa- letin ve kağıdın yerini katlanabilir, organik ışık yar pazarı belki beş adet olabilir” diyen IBM yö- yayan diyot, yani OLED’ler alacak. Bu teknoloji netim kurulu başkanı Thomas Watson’dır. Peki şeffaf ekranlara izin verecek, Kaku’nun verdiği yazar “sürprizler elbet olabilir ama gelecek yüz- örnekten gidersek söz gelimi gelecekte bir pen- yılı büyük ölçüde öngörmek mümkün” (s. 12) cereyi, tek bir el hareketimizle bir bilgisayar gibi diye düşünürken neye güveniyor olabilir? Ka- kullanabileceğiz, bir dosya bir bilgisayardan di- ku’ya göre gelecek hakkındaki tahminleri ola- ğerine aktarılmak yerine, halihazırda ait olduğu bildiğince güvenilir kılmanın yolu, evreni yön- kişiyle hareket edecek, ben bunu mikrobiyoma lendiren dört kuvvetin kavranıp bu kavrayışın benzetiyorum. Birçok fütürist, okul, iş, hatta yeni icatlara, makinelere ve tedavilere uygulan- eğlence amaçlı da olsa evin dışına çıkılmaya- masıdır: Yerçekimi kuvveti, elektromanyetizma cağını, şehirlerin boşalacağını, turizmin yavaş- ve atom çekirdeğine ait zayıf ve güçlü nükleer layacağını iddia ediyor fakat bu kitabın yazarı kuvvetler. Kitapta ilk iki kuvveti anlamanın Av- bunun tam aksini düşünüyor ve bu düşüncesini rupa devletlerinin siyasal, sosyal ve bilimsel açı- mağara insanı metaforuyla açıklıyor. Yüz bin dan öne çıkmasını sağladığı belirtiliyor fakat bu yıl önceki insanlardan bu yana, arzularımızın, bahis çok kısa tutulup bağlamdan kopulmamış kişiliklerimizin değişmediğini, bu sebeple ne za- olunuyor. Sonuç olarak modern fizik, kimya ve man modern teknoloji ile duygularımız arasın- biyolojinin temelleri büyük ölçüde atıldığı için da bir çatışma olsa, duygularımızdan yana tavır geleceğin teorik olarak çok büyük sürprizlere aldığımızı ve alacağımızı belirtiyor. Tıpkı avdan gebe olmadığı düşünülüyor. sonra toplanıp eğlenen ilkel insanlara benzer şe- kilde, günümüzde de yüz yüze görüşmenin veya Yazar, işlemcilerin dolayısıyla bilgisayarla- konser, tiyatro ve müzelere ya da tatil yerlerine rın gücünün her 18 ayda bir 2 katına çıkacağını giderek bir araya gelmenin hep var olacağını dü- ifade eden Moore yasasının bir sonucu olarak; şünüyor. Ben ideal olanın Kaku’nunki olduğunu bilgisayarların ve telefonların içine dağılmış tek düşünsem de, bu konuda diğer fütüristlerin ön- bir çip yerine, mobilyalardan duvar kağıdına, görüsünün daha yüksek ihtimalle gerçekleşece- tüm eşyaların birbiriyle iletişimde olduğu, ama ğini hissediyorum. Çünkü insanların evlerinde klasik anlamda bir bilgisayarın, hatta bilgisa- olması, cadde ve sokaklarda, ofislerde, eğlence yar sözcüğünün olmadığı bir gelecekten bah- yerlerinde olmasına nazaran daha kontrol edi- sediyor. Dokunduğumuz herhangi bir nesne lebilir görünüyor. Şehirde mobilize unsurların ile internete erişilinebilecek böyle bir ortamda sadece sürücüsüz otonom araçlar olacağını dü- bilgisayar veya diğer akıllı cihazlar için değil, şünüyorum. bunlara harcadığımız zaman için faturalandırı- lacağız, tıpkı elektrik, doğalgaz ve su gibi. Yüz- Kitabın 2011 yılında yazıldığını göz önüne yılın ortalarına kadar internet gözlüklerinin ve alırsak, tıp ve sağlık alanı için yapılan öngörüle- kontakt lenslerinin tamamen yaygınlaşacağını, rin bir kısmının gerçekleştiğini, haliyle kalanla- bunlarla internete erişme dışında, nesneleri rın gerçekleşebilir olduğunu düşünebiliriz. Ör- hatta yüzleri tanımanın mümkün olacağını, iki neğin yazar, doktora gitmeden insanların evde ayrı dili konuşan insanın neredeyse eş zamanlı kendi kendilerine (burada %95 gibi çok iddialı konuşabileceğini, savaşan orduların, dost veya bir rakam da veriliyor) teşhis koyabileceklerini düşman kişi veya aygıtların konum vb. bilgi- ifade ediyor. Üzerimizde, giysilerimizde, tuva- hayatsağlık 67

lette, aynalarda vb. yerlerde bulunacak olan çe- cıları olacağını öngörüyor. Kaku ölümsüzlük ko- şitli sensörler ve DNA çipleriyle, solunumumuz, nusunu yüzyılın sonuna bırakıyor ve son tahlide nabzımız, beyin dalgalarımız sürekli bir kontrol “robotumsu bir beden istememekte direneceğiz, altında olacak ve bunlarda belirlenecek bir anor- ölümsüzlük fikri çekici gelebilir ama bir bilgisa- mallik, evimizin duvarındaki robot yazılım tara- yarın içinde derin düşüncelere dalarak yaşamayı fından çeşitli sorular sorulması marifetiyle bizi kim ister ki” (s. 108) diyerek gelecekte yaşanacak bir teşhise ulaştıracak. Robotlar sorularını, veri muhtemel tartışmadaki tarafını şimdiden ilan tabanlarında kayıtlı olan DNA haritamıza göre ediyor. soracak elbette. Halihazırda akıllı telefonlara ek- lenen ekstra mercek vb. aygıtlarla, basit de olsa, Yazarın kitap boyunca, fikrinin olmadığı, özellikle deride belirti gösteren hastalıklar ön teş- ona en belirsiz gelen konu ise, çiplerde kulla- his için kullanılıyor. Ayrıca manyetik rezonans nılan transistörler; Onsekiz ayda bir 2 katına görüntüleme başta olmak üzere eskiden devasa çıkan, yani 2 kat daha küçülen bu transistörler, hacimlere sahip cihazların neredeyse taşınabilir artık tek bir atom boyutuna ulaştığında ne ola- hale gelecek kadar küçülmesi ve bu küçülmenin cağı. Moore yasasının nihayete ulaştığı anlamı- cep telefonu boyutlarına kadar devam etmesi- na gelen bu evrede transitörler o kadar küçüle- nin önünde teorik bir engel olmaması, tüm bu cek ki, atom fiziği ve kuantum devreye girecek okuduklarımızı destekleyen gelişmeler. Star ve elektronlar kablolardan akıp kısa devreye Trek’ten itibaren toplumu, geleceğin dünyasına sebep olacak. Silikon yerine yeni bir madde bu- zihnen hazırladığını düşündüğüm Hollywood’ın lunamazsa, bir çeşit fetret yaşanacak diyebiliriz. da, asistant rolündeki bu robotun bulunacağı yer Yazar karbonun muhtemel aday olabileceğini, (duvar) konusunda da ortak bir buluştuklarını ama bu durumda bile Moore yasasındaki 18 görebiliyoruz. Tüm bu bahsedilenler, 2030’a ka- ayın artık yıllara çıkacağını öngörüyor. dar tıbbın yakın geleceğiyle ilgiliydi. Orta vadede Kaku, cerrahiyle ilgili en dramatik değişikliğin, Ölümsüzlük tartışmasından sonra okuyucu hastaları kesip biçmeyi bırakacak olmamız oldu- için en vurucu konu insan-yapay zeka çatış- ğunu iddia ediyor (Tam bu noktada göğüs kafe- ması olsa gerek. Robotlar bizi kafese mi tıka- sinin kesilmesi zorunluluğunu ortadan kaldıran cak yoksa biz onları evcil hayvan gibi mi kul- Da Vinci robotunun, ortalama bir hastanede bu- lanacağız? Robotları kullanacak mıyız yoksa lundurulabilecek kadar yaygınlaştığını ekleme- onların kölesi mi olacağız? Kaku her zamanki liyim). Bunun yerine, biyoteknoloji devriminin iyimserliğini burada da takınıyor. İnsan beyni- bir sonucu olarak, mikroskopik boyutlardaki ay- ni modellemenin önünde teorik olarak çok bü- gıtların çeşitlenerek, doktorların birincil yardım- yük bir engel olduğunu belirtiyor. Yüzde birlik bir kısmının simülasyonu için dahi bir milyon wattlık bir enerji gerekir ki, insan beyninde bu 68 hayatsağlık

rakam sadece ikidir, üstelik bir de bu ısınmayı olarak niteleyecek kadar önemsiyor yazar. Daha giderecek soğutma problemi de öylece oracıkta şimdiden kıyafetlerden, ekranlara, metal kesici- duruyordur. Yazar tam burada çok rahat kıyas lerden, mikromekanik sistemlere kadar yaygın yapabileceğimiz bir örnek veriyor. ABD hükü- bir kullanım alanına kavuşan nanoteknolojinin meti insanlık için görünür yararı çok daha fazla orta vadede insanlığa en büyük yararları tıp ala- olan genom projelerine dahi toplamda sadece nında olabilir. Tıp bahsinde adını zikrettiğimiz üç milyar dolarlık bir destek sunmuştur. Yani mikro aygıtlar, mesela kan dolaşımında seyre- ortada devasa bir maliyet problemi de mevcut. decek ve sağlıklı hücrelere dokunmadan zararlı Kanaatimce bu tartışma, medyanın daha çok hedefleri yok edecek mikropartiküller, maddeyi reyting kaygısından ötürü korku pompalaması- atom boyutunda ele alabilme teknolojisinin bir nın bir sonucudur. sonucu olacak. Olacak diyorum ama aslında bu teknolojiyi şu anda yaşıyoruz, örneğin titanyum Doku mühendisliği, kök hücre çalışmala- dioksit tam da bu amaçla kanserli hücrelerin rı, kanser gibi hastalıkların önceden teşhisi ve yok edilmesinde ciddi bir başarı elde etti bile. gen terapisi gibi yöntemlerle insan ömrünün Enerji bahsinde ise Kaku, rüzgar ve güneş ener- uzayacağını varsayıyorsak, karşımızda yeni bir jisi başta olmak üzere yenilenebilir kaynaklarla problem alanı belirmiş demektir: Dünya eko- ilgili klişe bir sunum bekleyen ve artık kitabın nomisini 1929 buhranından da büyük bir şekil- sonlarına gelindiği için dikkati dağılmış olabi- de etkilemeye aday bir nüfus patlaması. Tarım lecek okuyucularını sarsıyor adeta. Bu bölümde arazilerinin ve içilebilir su kaynaklarının, insan manyetizmanın enerjide nasıl ve hangi alanlar- nüfusu artarken azalmasına karşı verimli tarım da kullanabileceğimizi örnekleriyle anlatıyor. projeleri ve kirli sudan, hatta havadaki nem- Süper iletkenlerle normalde yüzde otuzlara va- den su üreten makinelerin çıkmaya başladığını ran elektrik kaybının ihmal edilir düzeylere ine- takip edebiliyoruz. Ama Kaku bunları yeter- ceğini, etrafta uçan (aslında süper iletkenlerin li görmüyor ve asıl çözümün, Hindistan gibi meydana getirdiği kalıcı manyetik alana maruz gelişmekte olan ülkelerin orta gelir kuşağının, kalan) tren başta olmak üzere ulaşım araçları- Avrupalılar gibi, refahları arttıkça, çocuk sahibi nın sıradan bir görüntü olacağını öngörüyor. olma fikrinden uzaklaşacak olmaları olduğunu düşünüyor. Bu bölüm yazarın güçlü argüman- Kitap boyunca paylaşılanların gerçekleş- lar geliştiremediği, dolayısıyla en az inandırıcı mesini geciktirecek veya toptan engelleyecek olduğu kısım. Ayrıca Michio Kaku, girişte be- etkenler ise, yazar doğrudan ifade etmese de, lirttiğim gibi, alanında en popüler insanlardan olası bir nükleer savaş ve geri dönülemez hıza biri. Bu onun bazı olumsuz ihtimalleri kasıtlı ulaşan iklim değişikliği süreci olabilir. Okuyu- olarak tartışmaya katmamasını sağlamış olabi- caya yorum yapma imkanı sağlayacak boşluklar lir. Salgın hastalıkları, kitlesel savaşları bir nü- bırakarak onu da tartışmanın bir aktörü haline fus kontrol aracı olarak kullanmak gibi. getiren yazar, böylelikle dört yüz elli sayfanın kolayca okunmasını sağlıyor. Adına lisans programları açılacak kadar yay- gınlaşmış nanoteknolojiyi ikinci sanayi devrimi hayatsağlık 69

söyleşi Prof. Dr. Hakkı Muammer Karakaş ile “Büyük Veri ve Sağlık Alanındaki Uygulamaları” Üzerine... Söyleşi: Halil Aziz Velioğlu Prof. Dr. Hakkı Muammer Karakaş 1967 yılında Ankara’da doğdu. Lise eğitimini Ankara Fen Lisesi’nde ve Kaliforniya’da Casa Roble Fundamental High School’da tamamladı. 1993 yılında Hacettepe Üniversitesi Tıp Fakültesi’nden mezun oldu. Asistanlık eğitimini Çukurova Üniversitesinde ve Ankara Numune Hastanesi’nde tamamladı. Almanya’da Bonn Üniversitesi Tıp Fakültesinde Nöroradyoloji ve Nöroloji üst eğitimi aldı. Halen Sağlık Bakanlığı Anadolu Kuzey Kamu Hastaneleri Birliği Radyoloji Klinikleri ve Görün- tüleme Merkezleri (ANR) Koordinatörü ve İstanbul Fatih Sul- tan Mehmet Eğitim ve Araştırma Hastanesi Radyoloji Kliniği Şefi olarak görev yapmaktadır. Sağlık Bakanlığı Teletıp Danış- ma Kurulu üyesi olan Karakaş, aynı zamanda Ulusal Teletıp Sisteminin proje liderlerinden biridir. Karakaş’ın 82 uluslara- rası makalesi, ve toplam 432 bilimsel yayını bulunmaktadır. Bi- limsel çalışmaları ulusal ve uluslararası kongre ve sempozyum- larda 19 kez ödüle değer bulunmuş olup, Avrupa Nöroradyoloji Derneği Cum Laude ödülü sahibidir. 70 hayatsağlık

söyleşi Büyük veri nedir? Hangi özellikleri büyük veriyi cek örneklerin sayısı son derece azdı. Bugün artık özellikle farklı kılar, bu kavram tarihsel olarak ne gibi bir Endüstri 4.0 diye ifade edilen yaklaşımla beraber büyük farklılık ortaya koyuyor? verinin sağlık alanı dışında ve sağlık alanında birçok uy- gulamasını görmek mümkündür. Örneğin birçok şehrin Büyük veri gazetelerde, mecmualarda, televizyonlarda aydınlatması artık yapay zeka ve büyük veri kullanılarak ya da bilimsel konferanslarda günümüzde çokça karşı- analiz ediliyor. Yani bir şehirde milyonlarca ışık var; bu mıza çıkan yeni bir kavram. Bu kavram -büyük oranda ışıklar normalde ne kadar süre aydınlatır, gece saat kaç- teknoloji üzerine inşa edilecek- geleceğin dünyasını oluş- tan sonra şalterler açılır, sabah kaçta kapatılır? Buna ek turan ana ögelerden biri olacak. Bu bağlamda günümüzde olarak her taraftan gelen ışığı tespit eden, bir taraftaki pek çok kişi büyük veriden söz ediyor, ama bu kişilerin lamba patladığı zaman öbürünün biraz gücünü arttıran pek azı büyük verinin ne olduğu hakkında gerçek bir fi- ya da bir yerde ışık yoğunluğu fazla olduğu zaman, diğer kir sahibi. Büyük veri nedir? Büyük veri, konvansiyonel bütün lambaların gücünü azaltarak homojen bir aydınlık yöntemlerle, yani bilgi teknolojilerinde şu anda kullanılan sağlayan bir sistem büyük veri kullanılarak sağlanabiliyor. metotlarıyla kaydedilemeyecek, saklanamayacak ve işle- Günümüzde bu şekildeki sistemlerle şehirlerdeki elekt- nemeyecek hacimdeki veridir. Söz konusu hacim yapılan rik tüketimi oldukça düşebiliyor. Başka bir örnek olarak işe göre bağlamsaldır. Mesela bir gmail kullanıcısı, e-posta rüzgar tribünlerini ele alalım, dünyanın birçok yerinde, gönderirken, 15 megabyte’tan daha büyük bir dosyayı eke Almanya’da, Orta Doğu’da büyük rüzgar tribünleri var. iliştiremez, demek ki e-posta için 15 megabyte büyük bir Bu rüzgar tribünleri rüzgara, birbirlerine, hava şartlarına veridir. Kişisel bir bilgisayar için terabyte büyük bir veri- göre anlık ayarlamalar yaparak enerji üretimlerinde %14’e dir. Bir hastane için ise terabyte’lar, petabyte’lar büyük bir varan bir kazanç sağlar. veridir. Veri kim tarafından kullanılıyor, hangi cihazlarla kaydediliyor ve sistemlerle işleniyorsa, o bağlamda veri- Günümüzde büyük veriden bankacılık, transportas- nin büyük ya da küçük olduğuna karar verilmektedir. yon, askeri alanlar gibi geniş bir yelpazede yararlanılmak- tadır. Ancak büyük veri daha çok sanayi ve üretimde ha- Büyük verinin kaydedilememesi ve işlenememesi en reketli makinelerden gelen verilerin analiz edilmesi için önemli özelliğidir. Saklanamaması daha çok depolama kullanılıyor. Örneğin bir lokomotif düşünelim; bu loko- ile ilişkilidir. İşlenememe durumunu ele alacak olursak; motifin motor ve tekerleklerinden yani hareketli aksamın- buna yakın zamanda İran’da düşen Türk uçağını örnek dan sürekli bir veri gelmektedir. Tekerlek her dönüşünde olarak verebiliriz. Hala daha o uçakta neler olup bittiği bir sensör veri gönderir, bütün tekerleklerden gelen veri- konusunda bir fikir sahibi değiliz. Uçakla ilgili veriler tüm ler işlenir böylece şu vagon biraz hızlı, şu vagon biraz ağır uçuş boyunca zaten kaydedilmişti. Ama bu verilerin uçu- gidiyor diye bir değerlendirme yapılıp minimum enerjiyle şun neden kaza ile sonuçlandığını anlamamıza yardımcı maksimum sürate büyük veri sayesinde erişilebilir. olacak anlamlı bilgilere dönüştürülmesi, yani pilotların lövyeyi çekmesi ve burnu havaya kaldırmaya çalışması Büyük verinin sağlık alanındaki uygulamalarından gibi bilgiler, uçak düştükten ancak aylar sonra ortaya ko- bahseder misiniz? Hastalıkların önlenmesinden tedavi nabildi. O uçaktan gelen veriler anlık olarak uçak içerisin- süreçlerindeki verimi arttırmaya ve maliyeti düşürme- de işlenebilse ve bir bilgiye [knowledge] dönüştürülebilse ye yönelik ne gibi katkı sunabilir? belki de o uçaktaki pilotların hiçbir işlem yapmasına ge- rek kalmadan uçağın kendi kendini düzeltmesi mümkün Sağlık alanında büyük verinin yeni uygulamaları var, olacaktı. Fakat neden böyle olmadı? Çünkü günümüzde bunlardan en klasiği olarak hareketli makinelerden gelen o uçağın içerisindeki kayıt sistemleri, o veriyi analiz etme verilerin analiz edilmesini sayabiliriz. Mesela bilgisayarlı araçları tam anlamıyla bu yapıya uygun değildi. tomografi cihazlarını ele alalım, bu bilgisayarlı tomografi cihazlarının birçok hareketli parçası mevcuttur. İçlerinde Büyük verinin sağlık alanındaki uygulamalarına oldukça pahalı ve belirli bir ömrü olan röntgen tüpleri (bir geçmeden önce, büyük verinin halihazırda hangi alan- röntgen tüpü yaklaşık yüzbin dolardır) gibi parçalar ba- larda kullanıldığını ve insan yaşamına nasıl bir katkıda rındırıyor. Bu aksamlardan tüketilen elektrik, maruz kalı- bulunduğunu belirtebilir misiniz? nan X ışını, saniyede katettiği mesafe, üzerinde biriken ısı miktarı gibi toplanan sayısal veriler, büyük veri sayesinde Bundan yaklaşık 10 yıl önce büyük veri çok yeni bir anlık olarak analiz edilir. Cihazların o anki durumunun kavramken büyük verinin kullanıldığı alanlara verilebile- hayatsağlık 71

söyleşi bilgisiyle ne zaman bozulabileceğine dair çıkarsamalarda ve ihtiyaç duyulan holistik yaklaşımdan uzaklaşırız. Bu bulunulur. Böylece otomatik olarak yöneticiye bir mesaj problemi ancak gelişmiş bir sistem vasıtasıyla çözebiliriz. gönderir. Mesaj içeriğinde şu tomografi cihazının tüpü- Yoğun hasta bakma zorunluluğu olan bir doktor ne kadar nün yaklaşık olarak yedi sekiz gün sonra biteceği bildiri- bilgili ve zeki olursa olsun, her bir hastanın bütün verile- lir ve ihtiyaç duyulan parça tüpün siparişi hemen verilir. riyle makine gibi bir değerlendirme yapabilmesi mümkün Böylelikle stok masraflarının minimuma indirilmesinin değildir. Dolayısıyla bu cihazlar etkinliği ve verimliliği yanında hizmette de kesinti meydana gelmez. arttırıyor. Büyük veri bu görevi yerine getirirken bulut iş- lemleme [cloud computing], endüstriyel internet, sanayi Günümüzde büyük verinin sağlık sektöründe kullanı- 4.0 gibi teknolojileri kullanır. Çok daha az bir harcamayla mı üzerinde en çok çalışılan alan şudur; bir hasta hastane- çok daha fazla ürün ve hizmet üretmeyi mümkün kılıyor. ye geldiğinde, klasik muayene anlayışında doktora şika- yetlerini anlatmaya çalışır. Lisan işlemleme adı verilen bir Dünyada sağlık harcamalarının yıllık maliyeti 7 trilyon yazılımla hastanın konuşması bilgisayar diline çevrilerek dolardır. Bu harcama miktarında yapılacak %1’lik tasar- yapısallaştırılır. Bu ihtiyacın sebebi ise hekimler tarafın- ruf bir senede 70 milyar dolara tekabül edecektir. Yapılan dan hastaların anlattıklarının süzülebilmesi ve gerek du- çalışmalara göre büyük veri sayesinde kazanılan etkinlik yulan hastalık bilgisinin elde edilmesidir. Öte yandan ya- ve verimlilikte yaklaşık olarak %20 artış sağlanabileceği pay zeka sistemlerinde ham veriler üzerinden hastalık bil- düşünülmektedir. Bu da 1.4 trilyon dolarlık bir tasarrufa gisine ulaşılması göründüğünden daha zordur. Bu sistem karşılık gelen oldukça ciddi bir meblağdır. hastanın kimlik numarası, parmak izi, retina görüntüsü üzerinden sağlık kayıtlarına ulaşabilmektedir. Örneğin Büyük verinin işlenmesiyle ilgili sorunlar ve e-Nabız sistemi üzerinden hastanın ebeveyn bilgileri, de- zorluklar nelerdir? mografik verileri, gittiği hastaneler, kullandığı ilaçlar gibi bilgiler hastanın anlattıkları göz önüne alınarak değer- Eğer istatistik analizle uğraşıyorsanız şunu diyebilirsi- lendirilir. Hekim muayenesi sonucunda elde edilen yeni niz, daha fazla veri daha doğru analiz, daha doğru analiz veriler de sisteme girilir ve bütün bu bilgiler dünyadaki de daha doğru ve kesin sonuçtur. Fakat büyük veriyi alıp milyarlarca insandan toplanan verilerle bir yazılım tara- hemen işleyerek kesin sonuçlara varalım, hastalıkları tes- fından, derin öğrenme [deep learning], veri madenciliği pit edelim, rüzgar tribünlerini yönlendirelim, uçakların [data mining], yapay zeka [artificial intelligence] gibi ya- düşmemesini sağlayalım, havada tutalım demek o kadar zılımlar vasıtası ile karşılaştırılır. Hasta benzer hastalıkla- kolay değildir. Zorluğun nedenlerinden birincisi elimiz- ra sahip kişilerden teşekkül etmiş bir kümenin içerisine deki konvansiyonel sistemlerin işlemlemeye göre dizayn dahil edilmeye çalışılır. Normalde bir hasta geldiği zaman edilmemiş olmasıdır. Ben otomobillerden analoji vermeyi tamamen ona benzeyen bir başka hasta grubu bulmak son seviyorum. Örneğin Bartın nüfusu yirmi bin iken şehirde derece zordur. Ancak dünyadaki milyarlarca insan dü- üç bin araba varsa bu Bartın için büyük bir sayıdır. Araba- şünüldüğü zaman muhakkak benzer bazı hasta grupları lar ne kolayca park edilebilir, ne de sokaklara, caddelere bulunacaktır. rahatça girebilir. Çünkü şehir bu duruma göre dizayn edilmemiştir. Fakat İstanbul’u düşündüğümüzde üç bin Böylece yazılımın bundan sonra yapacağı işlem ko- araba sorun oluşturmazken, beş milyon araba pek çok sı- laylaşır. Hasta kategorize edildikten sonra hastalık kesin kıntıyı beraberinde getirir. Nasıl ki Bartın’ın altyapısı bu olarak belirlenir ve tedavi planı makine tarafından oluştu- kadar araba sayısına göre yapılmadıysa bizim işletim sis- rulur. Fakat makinenin işlevi burada sonlanmamaktadır. temlerimiz de zamanında bu kadar büyük veriyi hazmet- Hastaların davranış modelleri üzerinden ortaya çıkabile- mek üzere yapılmadı. Bizim sistemlerimiz zamanında cek uyunç sorunları tahmin edilir ve hastaya tedavisine bankacılıkta hesap kitap işlerini yapmak, sağlıkta labora- uygun şekilde devam etmesi için mesaj gönderilir. Büyük tuvar sonuçlarını saklamak üzere kullanıldı. Fakat günü- verinin amacı olarak esas ulaşılmaya çalışılan holistik yak- müzde artık her yerden veri akıyor. Mesela Whatsapp’tan laşım budur. Biz modern tıpta her ne kadar “hastalık yok- mesaj çektiğinizde bu bir veridir. Şu anda nerede olduğu- tur hasta vardır” desek de, hastalara hastalık olarak baka- nuz, telefonunuzun ne kadar şarj harcadığı, internette ne rız. Hasta geldiğinde “neyin var” sorusuna verdiği yanıta kadar vakit geçirdiğiniz, yollarda İBB’nin haritasına bak- göre “bu şu hastalıktır, reçetesi, tedavisi de şunlardır” der manız, bütün bunlar hizmet sağlayıcıları tarafından bili- nen verilerdir. Bu veriler artık o kadar çok arttı ki biz in- 72 hayatsağlık

söyleşi sanlığın başından beri bütün dünya tarihinde ürettiğimiz pompa sayısını ne çok fazla ne de çok az tutmalısınız. Bü- veriyi 2011 yılında bir yılda ürettik ve sonrasında her yıl o yük veri de böyle, örneğin bir deprem olunca tweet sayıla- verinin üç katı üretildi. Örneğin 1000 yılık bir süreçte bel- rı beş bin katına çıkabilir ki, sistemin bunu işlemleyebile- li bir miktar ekin üretilmiş, artık bir yılda 1000 yıllık ekin cek kabiliyette olması lazım. Günümüzde bilgi işlem sis- kadar ekin üretmeye başlıyoruz, sonrasında her yıl onun 3 temlerinde ben bunu işlemleyemiyorum gibi bir şey kabul katı kadar ekin üretiyoruz. Bu üretim için bir ambar yapı- edilemez. Facebook sadece bir gün kapansa borsadaki labilir mi, yapılamaz! Bu işin birinci boyutu, yani verinin hisse değeri yarıya iner. Bankacılık işlemleri için internet hacminin [volume] çok büyük olması. İkincisi ise verinin bankacılığına erişim iki saat kapansa, kimse o bankada çok hızlı akması [velocity]. Eskiden 10 kesitle bir tomog- parasını bir daha tutmaz. Sağlık alanından örnek verirsek, rafi yapılırken, şimdi bir tomografi cihazı bir hastadan hastanelerdeki en büyük veri radyoloji alanından geliyor. 600 kesit alıyor. Eskiden çekim iki saatte alınırken şimdi Çünkü hastaya bir tomografi çekildiğinde 600 kesit gö- yarım saniyede ve binlerce cihazdan alınıyor. Eskiden bil- rüntü alınır ve bu 600 kesitin her biri neredeyse HD kali- gisayarlar sadece matematik hesapları üzerine kurulu ol- tesindedir ve yarım saniyede, 14 bit/sn hızla çekilir. İçeri- duğu için bankacılıkta, muhasebecilikte kullanırdı. Fakat sinde bolca veri birikir. Bu verinin insan hayatı boyunca artık resimler, ses kayıtları gibi pek çok veri kaynağı var. hatta hayatını kaybettikten sonra bile korunması için bir Ayrıca dalgalanmalar oluyor. Mesela yılbaşından önceki yerde depolanması gerekir. Çünkü ilerde bir gün o hasta- üç-dört gün boyunca mali piyasalarda, hizmet sektörle- nın neden öldüğü sorgulanabilir ve geriye dönük çalışma rinde çok büyük bir hızlanma oluyor. Bütün dünyadaki yapmak gerekebilir. Bunu saklayabileceğimiz veri mer- paranın %96’sı üç günde el değiştiriyor. Yani üç gün için kezleri petabyte’lar büyüklüğündedir. Dolayısıyla depola- bir sistem kuruyorsunuz ama bu sistem diğer zamanlarda ma çok maliyetli, büyük kaynaklara sahip olmayı gerekti- boş duruyor, çalışmıyor. Benzin istasyonları da buna çok ren bir iştir. Günümüzde tüm dünyada depolama mali- güzel örnektir. Büyük bir istasyonda 20-30 tane pompa yetlerinin giderek düşmesi avantajlı bir durumdur. Ancak vardır ama 2 arabaya hizmet verir diğerleri boş durur. An- bazen şöyle bir yanılsama oluyor: Türkiye’de bakanlığın cak bayram günü bir bakarsınız, o 30 pompada 500 araba altına çok büyük bir veri depolama merkezi kuralım diye bekliyor. O zaman bir denge kurmaya çalışmalısınız, düşünülüyor. Bu merkezi baştan kurarsan maliyeti çok hayatsağlık 73

söyleşi büyük bir yatırım olur ama veri geldikçe kurmaya devam celenmesi istendiğinde, verilere hızlıca ulaşılabilmesi edersen o zaman depolama maliyeti de giderek düşer. önemlidir. Örneğin hastaneye gidip doktora baş ağrısı şi- Çünkü bugün 100 dolara aldığını yarın 1 dolara alabili- kayetiniz olduğunu söylerseniz, doktor tomografi çekil- yorsun. Diğer taraftan, maliyeti düşürmek için veri depo- miş mi diye bakıp sistemden hemen tomografinizi alır. Bu lama merkezinin bir kısmını kurup, kalan kısmını zaman- yüzden en önemli ve en yeni bilgiler kısa erişimli, hızlıca la kurmak düşüncesi de doğru değil. Çünkü ani bir dalga- ulaşabilecek flash disk ya da hard disk gibi belleklerde sak- lanma olup, sisteme aşırı derecede veri akarsa, veri kayde- lanır. Daha uzun süreler ulaşılmayacak (gerek olabilir dilemez ve yok olur. Böylesi durumlardan etkilenmemek ama muhtemelen yıllar boyunca buna bir bakan olmaya- için bulut [cloud] kavramı gündeme geliyor. Bulut bir caktır denen 1980’lerde çekilmiş görüntüler gibi) bilgiler metafor esasında. Bir yerlerde merkezi ya da dağınık ola- ise daha yavaş erişimli belleklerde saklanır. Bunun dışında rak bir internet altyapısı, kablolar, ağ sunucuları, endüst- disklerde, teyp kasetlerinde saklanan verilere uzun sürede riyel uygulama platformları, bilgisayar yazılımları, sanal erişilebilirken, harddiskte bulunan verilere yazılımlar sa- bilgisayarlar, büyük depolama alanları vb. var. Bu merkezi yesinde çok daha hızlı ulaşılabilir. Buna veri yönetimi kuranlar ihtiyaca göre bütün bunları kullanım hizmetine [data governance] denir. Veriyi kaydetmeden evvel hangi açıyorlar. Bir müşteri verilerinin saklanmasını istediğin- verinin önemli hangi verinin daha önemsiz olduğunu ön- de, bunları bulut depolamaya [cloud storage] gönderir ve ceden tespit etmek ve buna göre verileri bir sınıflandırma- gönderdiği veri kadarının parasını öder. Daha fazla depo- ya, skorlamaya tabi tutmak gerekir. Veri yönetimin etkili lama ihtiyacı olduğunda da, buluttan ekstra depolama olabilmesi için aşırı bilgi yüklenmesi [information overlo- alanı alabilir. Bulut sistemi geri kalan depolama yerlerini ad] ya da bilgi zehirlenmesi [infotoxication] süreçlerini de başkalarına satar. Böylece bu hizmetlerden yararlan- doğru dizayn etmek gerekir. Eldeki bütün verinin bir mak isteyen bir kişi tüm bunları yapmak ve çok büyük bir anda analiz edilerek hazmedilmeye çalışılması, o veri hac- veri merkezine sahip olmak zorunda kalmaz. Dünyanın minin işlenme kapasitesini aşarak sistemi felç eder. Siste- birçok yerinde birbirinden ayrı, dağınık takım bulutlar mi insan olarak düşündüğünüzde bir kişinin beynini de gibi sunucular, depolama alanları var. Bu merkezler tüm benzer süreçler felç edebilir, buna sürmenaj denir. Örne- verileri bir araya getirip, bunları dağıtarak büyük hacimli ğin bir kişi sınava girmeden önce bütün matematik konu- verinin depolanmasındaki problemleri aşabiliyor. Ancak larını ezberlemeye çalışırsa bu aşırı yükleme kişinin bili- depolamakla iş bitmez, çünkü bu verilerin geri çekilip in- şim sistemini benzer şekilde felç edebilir. Başka bir örnek verecek olursak, bütün uçaklardan bilgi işlem merkezine hazmedilemeyecek kadar veri gelirse sistem buna cevap veremez, kesintiye uğrar ve sistemin algoritması çökerek kilitlenir. Karşıdan bir cevap gelmediği için uçak da baş aşağı gitmeye başlar. Bu aşırı bilgi yüklenmesini engelle- mek için hangi verinin (bilgi değil) daha önemli olduğu tespit edilmelidir. Burada dikkat edilmesi gereken nokta, henüz bilgi aşamasına ulaşmamış verilerin belli yazılımlar aracılığıyla önem sırasına göre sınıflandırılarak, öncelikli olanların analiz edilip diğerlerinin bekletilmesidir. Bu sü- reç kaotik yapıdaki büyük veriyi düzenlemek ve işlemek için ana çözüm yoludur. Ülkemizde büyük veri altyapısı kurulması için ye- terli çalışma yapılıyor mu? Tabii, büyük veri dışında endüstriyel internet alt yapısı kurulması için bir çok çalışma yapılıyor. Turkcell, Voda- fone, Türk Telekom, Haber-Sen, Aselsan gibi özel ve dev- lete ait birçok şirket bununla ilgili çalışmalar yapıyorlar. Nitelikli insan yetiştiriliyor, altyapı yatırımları yapılıyor, 74 hayatsağlık

söyleşi analiz sistemleri üzerinde çalışmalar yürütülüyor. Watson len sağlık verileri e-Nabız’da toplanıyor. Hastalar e-Nabız gibi büyük şirketlerle işbirlikleri gerçekleştiriliyor. Aslın- üzerinden randevularını ayarlayabilir, sonuçlarını orada da büyük veri altyapısı demek çok da doğru değil. Çünkü görebilir, ilaçlarını oradan takip edebilir, doktoruna ora- büyük veri zaten halihazırda var. Büyük veriyi işlemek dan geri bildirim verebilir. e-Nabız 7 gün 24 saat yıl içinde önemli olan asıl süreçtir. birinci basamak sağlık hizmetinden tersiyer sağlık hizmeti sunumuna kadar her yerde hastayla beraberdir ve hasta- e-Nabız çalışması büyük verinin neresinde duruyor? nın etrafını çevreler. Böylece hem maliyetler düşer, hem e-Nabız çalışması büyük verinin oldukça önemli bir verim artar, hem de hasta sağlığına daha kolay kavuşur. yerinde duruyor. Çünkü e-Nabız çalışması, bizim haya- tımıza doğrudan dokunan sistemdir. e-Nabız’ın öncü Devletin Sağlık Bakanlığı çatısı altında büyük veri çalışması bu hastanede (Fatih Sultan Mehmet Eğitim ve depolama altyapısı kurması gerekli midir? Araştırma Hastanesi) Anadolu Kuzey Tele Tıp Sistemi adı altında benim liderliğimde yapıldı. Biraz önce holis- Depolamayı muhtemelen kuramaz, yarının depolama- tik yaklaşımdan bahsetmiştim; eski düzende ortada bir sını bugün kuramayacağı kesindir. Yarının depolamasını hastane hatta bir doktor vardır, bu doktorun etrafında bugünden kurmayalım ama yarına doğru devam edelim, hastalar vardır. Hasta ağrı kesiciye cevap vermeyen ani neden? Sağlık Bakanlığı Telekom ya da Bilgi Teknolojileri baş ağrısıyla bana gelir, ben de buraya yazarım. Acaba gibi bir veri sağlayıcı değil ki veri depolama hizmeti sun- beyninde kanama mı var diye tomografi çektirmesini is- sun. Her teşkilatın bir asli faaliyet sahası oluyor, mesela terim, laboratuvar testlerini sodyum, potasyum verilerini ben doktorum hasta bakarım, ben doktor olarak bu bilgi- sisteme kaydederim, hastanın bu bilgileri içeren dosyası sayarı bilmek, tamir etmek, düşünmek zorunda değilim. hastanenin sisteminde durur. Hasta yarın bir gün benden Sağlık Bakanlığı da büyük veriyi depolamayı düşünmek memnun kalmayıp başka bir hastaneye gittiğinde; tomog- zorunda değil. Çünkü bu başlı başına bir iştir. Dünyada rafi görüntüsü, tansiyon, patoloji ve laboratuvar değer- bu kadar büyük veriyi depolayacak sistemler az çok belli: lerinin hepsi önceden gittiği hastanenin sisteminde kal- Amazon Cloud, Google Cloud vb. üç girişimciyi bir ara- mıştır. Yeni doktor bu verileri göremez. Hasta her gittiği ya getirip böyle bir depolama merkezi kuralım derseniz hastanede yeni bir hastadır ve bütün tetkiklerinin baştan bu hayalcilik olur. Bunun yerine halihazırdaki sistemleri yapılması gerekir. Böylesi bir durumda hasta zaman kay- kullanacaksınız yani dışarıdan alacaksınız. Ancak ortak beder, zamanla beraber muhtemelen sağlığını kaybeder, buluta [public cloud] hepsini göndermek istemezsiniz. para kaybeder. Devlet hastanesi ya da özel klinik nerde Örneğin Apple’da i-cloud ya da Microsoft’ta cloud ser- yaptırılırsa yaptırılsın her şeyin maliyeti üç-dört katına visleri esasında bir ortak bulut sistemidir. Herkese açıktır, çıkar. Hastanedeki iş yükü de artar, çünkü bahsi geçen güvenliği vardır, ama kendine göre vardır. Kırılabilir mi? hastaya benzer o anda yedi tane başka hasta olabilir. O Tabii ki kırılabilir. Bill Gates bunun için Microsoft Cloud’a zaman bir cihazla yapılacak iş için yedi tane cihaz almak bakıyor mudur? İsterse bakıyordur, bakabilir. Apple’a “şu zorunda kalınır. Buna ek olarak basit bir laboratuvar isteği telefonun şifresini kır” diyorlar, “kurumsal olarak kırmı- yaptık diyelim, hasta bunu üç gün sonra başka bir yerde yorum” diyor, mahkeme kararı çıkardıklarında, kırıyor yaptırıyor beş ay sonra daha başka bir yerde yaptırıyor. ve içindeki bilgiyi veriyor. Zaten içinde ne olduğunu da Doktor sadece en son aldığı laboratuvar sonucunu bili- biliyor. Bunun yanına bir de gizli bulut [private cloud] yor, hastalığın uzamını, progresyonunu takip edemiyor. kurabilirsin, mahrem bilgileri gizli bulutta saklarsın mah- Eğer bütün hastaneler birbirine bağlı olsa, laboratuvar, rem olmayanı ortak buluta basarsın. Gizli buluta kurum patoloji, radyoloji sonuçları, hastane bilgi sistemleri, içi [inhouse] deniyor yani gizli veriyi şirket ya da kurum eczanelere yazılan ilaçlar vb. sistemdeki bütün bilgiler içindeki bilgi işlem personeli işleyebilirken, onun dışında- doktorun önüne çıkar. Daha doğrusu hasta artık bütün kileri de Türkiye’de ya da dünyanın herhangi bir yerinde sağlık sisteminin merkezinde olur. Anahtar hastanın ken- herhangi biri işliyor olabilir. İşte burada hangi bilgiyi ne- disidir, anahtar hastanın vatandaşlık numarasıdır, hasta reye yazacağını da veri yönetimi [data governance] yapar. merkezde durur, doktor gelir. Buna hasta merkezli sağlık Peki, ne ölçüde güvenlidir? Hiç bir sistem ve dünyadaki sunumu denir. Türkiye’de sadece devlet hastanelerinden hiç kimse tam güvenliği garanti edemez. Örneğin dün- değil özel hastanelerden ve üniversite hastanelerinden ge- yamıza meteor çarpıp her şeyi yok edebilir. Özellikle en- düstriyel internette kullanılan, (sağlık da bir endüstridir) hayatsağlık 75

söyleşi özel bazı güvenlik protokolleri vardır. Bunların en önem- maktadır. Geriye kalan, yalnızca yazılımla uğraşan yazı- lileri güvenlik, dayanıklılık ve kompleksliktir. Sistemler bu lımcıların çoğu ise Silikon Vadisi, San Ramon gibi belirli temellere göre kurgulanır. Türkiye Cumhuriyeti’nin sağlık, merkezlerde çalışıyor. Türkiye’de de böyle yerler oluşturu- askeri enformasyon ya da tüm bankacılık sistemleri bu te- labilir ve ülkemizde bir yazılım merkezi kurulabilir. Ancak meller üzerinden kurgulanmıştır ve bizim kullanıcı inter- şu anda böyle bir düşünce ya da çalışma yok. neti dediğimiz internet sistemleri üzerinde yürümez. Eğer öyle olsaydı mizahi olarak üç bilgisayar çocuğu bir araya Verilerin kötü amaçlı olarak kullanılması, bireysel gelerek büyük veri için depolama sistemi, bulut kurabilir- çıkarların görmezden gelinmesi ve hatta devletin ken- di. Tüketici interneti büyük veriyi işlemek, analiz etmek, disinin verileri çıkarı doğrultusunda kullanması söz korumak için uygun bir sistem değildir. O yüzden Sağlık konusu mudur? Bu korkuyu haklı kılan sebepler var Bakanlığı kendine bir gizli bulut kurabilir ama ortak bulutu mı? Yoksa abartılıyor mu? Cambridge Analytica’nın kuramaz. Aslında bunu hiç kimse kurmaz, en büyük şirket- Facebook aracılığıyla seçimleri yönlendirmesi buna ör- ler bile ortak bulutu dışarıdan satın alıyorlar. nek olarak düşünebilir mi? Büyük veriye dair sağlık uygulamalarını özellikle Facebook olayı bir örnek değil, realitedir ve bu ortaya Amerika’da bazı şirketler satıyor, ancak verilerin yine konmuştur. Facebook’ta ne paylaşım yaptığınıza, kimlik şirketin bizatihi kendi denetiminde olduğu düşünüle- bilgilerinize Mark Zuckerberg bakabiliyor mudur? İsterse rek bunun güvenlik açığı oluşturacağı söylenebilir mi? bakıyordur herhalde. Mark Zuckerberg oturup da “baka- lım Muharrem Hoca acaba bu akşam evinde ne yemiş” Söylenebilir tabii ki. Esasında sağlık verilerinin yurt- diye bakacak hali yok. Ancak buna bakma kabiliyeti var, dışına çıkartılması ile ilgili çok katı yönetmelik ve kısıt- çünkü kriptolama bile yapılsa kriptolama Facebook siste- lamalar var. Ancak buna bazı istisnalar tanınmış durum- mi üzerinde yürüyor. Dolayısıyla anahtar kimdeyse kilidi da. Bakanlık toplum sağlığının korunması, verimliliğin de o açar. Bazen biraz zor olur ama açar. Kırılamayacak artırılması gibi gerekli duyduğu durumlarda bu verileri kilit yoktur. Kötüye kullanım ihtimali var diye sistemi kısmen analiz ederek yurtdışına çıkartabilir. Örneğin bir kullanmaktan vazgeçemeyiz. Aksi takdirde bu, potansi- ilaç geliştirilecektir, Türkiye’deki belirli bir hastalık için yel olarak arabayla 200 km hız yapıp insanları öldürme bununla ilgili verilerin yurtdışında bir yerde işlenmesine ihtimali var diye hiç araba kullanmama durumuna ben- ihtiyaç vardır, buna imkân tanınıyor. zer. Çözüm korku üzerinden sistemden kaçmak değildir. Devlet ve kanun sistemin kötüye kullanılmasını engelle- Yapılan her işlem beraberinde bir güvenlik açığı ge- mek için vardır. Yasa ve yönetmelikler çıkartılarak siste- tirir. Tüm paralarımız bankada duruyor, bankada da her mi düzenleyici ve denetleyici örgütler oluşturulur. Böy- şey elektronik sistemdir, esasında ortada fiili bir para filan lece kişilerin verilerinin güvenliği, mahremiyeti garanti yoktur. Peki, parayı ifade eden o sayı sistemleri kırılabilir altına alınır. Ancak devletin kendisinin verilerin kötüye mi? Arada bir kıranlar da var. Ama ona göre karşı önlem- kullanımı işine soyunması durumunda ne olur? Demok- ler [counter measure] alınmaya çalışılıyor. En nihayetinde ratik ülkelerde, demokrasinin bir özelliğinin de şeffaflık, banka bu hizmeti satarak bundan para kazanıyor, önlemi- hesap verilebilirlik olduğu göz önünde bulundurulursa, ni almak zorunda. Güvenlik riskini minimuma indirmek bunların yapılması gizli kalmaz ve bir takım müeyyide- için bizim kendi yazılımcılarımızı, yerli ve milli yazılım- leri olur diye düşünüyorum. Devletin âlî çıkarları için bir larımızı geliştirmemiz, kendi kodlarımızı kullanmamız şeyler yapılırsa, ona yorum yapamam, zira bu durum beni gerekir. Yabancıların kapalı kodlarıyla çalışmamak, kendi aşar. Potansiyel olarak verilerin kötü amaçlı kullanılması hublarımızı oluşturmak, yani verinin analiz araçlarıyla en- mümkündür ama çok ağır cezai yaptırımları olduğu için formasyona dönüştürüldüğü o hubların bizde olması arzu kullanılmıyor. ettiğimiz ana hedeflerden biridir. Verimizin Watson’la analizi için İsviçre’ye, Prediks’le analizi için Londra’ya git- Retrospektif çalışmalar yapılması açısından büyük mesini istemiyoruz. Bunları Türkiye’de yapmak istiyoruz veri kullanışlı mıdır? ama her şeyi de Türkiye’de yapamıyoruz. Çin bile bunu günümüzde yapamıyor. 2015 yılı verilerine göre dünyada Tabii ki kullanışlıdır. Çünkü daha fazla veri demek yaklaşık 5.5 milyon yazılımcı var ama bunların çoğunluğu daha büyük bir örneklem demek yani neredeyse uzayın ana mesleklerinin yanında hobi olarak yazılımla uğraş- tamamına erişebilmek demek. Bu da yapılacak analitik iş- lemlerin doğruluğunu arttırıyor. Daha doğru analiz daha 76 hayatsağlık

söyleşi iyi karar vermek demek, daha iyi karar vermek demek de veriye sahip olan değil, aynı zamanda hızlı veri işleyebilen daha verimli olmak demek oluyor. ve öğrenen yapay zekalar oluşturmaya çalışıyoruz. Almanya’da sinyal işleme alanında çalışırken, insanın Makineler arası bağlanabilirlik ise bir diğer önemli beyin potansiyellerini araştırma amacıyla EEG kayıtla- konu. Verilerin büyük kısmının toplanması, bu verilerin rı alıyorduk. Bilgi işlemlemede önemli kabul edilen ve kayıt altına alınması ve ileri düzeyde analitik metotlarla testin sadece ilk 400 milisaniyesinde görülen epok dedi- işlenmesi çok önemli. Bu ileri analitik metotlar da günü- ğimiz özel kesitlere bakıyorduk. Çalışma arkadaşlarıma müzde popülerliği yükselen başlıklardandır. İnsan beyni- verinin geri kalanını araştırmak istediğimi söylediğimde nin işleyişini örnek alan bu sistemlerde nöronal ağlar işin şaşırdılar. Toplam 100 kadar hastanın EEG kayıtlarını 6 temeline oturmaktadır. Yani insan beyninin taklit edilme- ay boyunca inceledim. Sonucunda bilgi işlemleme hak- ye çalışılması söz konusu. Fakat insan beyni laboratuvar- kında ufuk açan potansiyeller olduğunu ortaya çıkarttım. da tam olarak taklit edilemeyecek kadar karmaşık bir ya- O dönemde büyük veri işleyebilme kapasitesi olan araçla- pıya sahiptir. Çünkü şu anda beynimizin nasıl çalıştığını ra sahip olsaydık belki bu bulgulara dakikalar içerisinde bile tam olarak bilemiyoruz. Her ne kadar taklit edilmesi ulaşabilecektik. Benim çalıştığım merkezde 60 farklı ka- güç olsa da, kognitif/sinir bilimlerinin Endüstri 4.0’da çok naldan kayıt yapıyorlardı fakat alt yapı olarak yüzlercesi- önemli uygulama alanları bulacağını söyleyebiliriz. ni alabilirlerdi. Ne yazık ki verileri işleyemedikten sonra toplamanın hiçbir faydası yok. İnsan beynini araştırmak amacıyla 1990-2000 arası “beyin on yılı” olarak ilan edildi ve muazzam meblağlar Aspirin’in uzun yıllardır kalp krizlerini engellemede beyin araştırmalarına ayrıldı. Günümüzdeki mevcut du- çok önemli olduğuna inanılıyordu. Geçtiğimiz dönemde rumda beynin çalışma sistemi hakkında somut bir yapı en prestijli dergilerden birinde retrospektif olarak yapılan ortaya konamamıştır. Hatta bildiğimiz birçok doğrunun bir kohort çalışmada Aspirin’in stent ya da by pass olma- yanlış olduğu gün yüzüne çıkartıldı ve beynimizin çalışma mış hastalar dışında kalp krizlerini önlemede etkinliğinin sistemini çözmek mümkün olmadı. olmadığı iddia edildi. İlaç endüstrisinde yıllardır bulunan ilaçlar için çok küçük örneklemlerde (ki bu sayı sadece Şahsen makinelerin gelecekte insanların işlerini ellerin- birkaç yüzden ibaret) güvenilirliği çok da yüksek olmayan den alacağını düşünmüyorum. Evet, tehlikeli ve pis işlerde deneysel çalışmalar yapılıyordu. Bu çalışmaların sonuçla- makineler çalışacak. Madenlerin tehlikeli bölümlerine on- rı çok basit analitik hesaplamalar ile ortaya çıkartılıyor ve lar girecek, kanalizasyonları makineler temizleyecek, belki ilaçlar milyonların kullanımına sunuluyordu. Dönemin basit ameliyatları yapabilecekler. Fakat insanı insan kılan, teknolojik altyapısı ile elimizden gelenin en iyisinin bu henüz keşfedilmemiş ve taklit edilemeyecek özelliklerle, in- olduğunu söyleyebiliriz. O zamanlar yüz binlerce veriyi san her zaman merkezdeki yerini koruyacak. katmanlandıracak ve işleyecek sistemlerimiz yoktu. Bü- tün veri işleme süreçlerini gerçekleştirirken makine öğ- Günümüzde bilgi işlemlemedeki yeni çağın bize sun- renmesi, derin öğrenme gibi sistemler ile entegre edilmiş duğu olanaklar, altyapıdaki güçlenmeler, endüstriyel yapay zekalardan yardım alacağımız aklımızın ucundan platformlar ve veri işlemi yapan analitik yazılımlar dok- dahi geçmezdi. Kısacası bugün elimizde olan işleme ka- torlara karar verme sürecinde ne ölçüde faydalı olacak? pasitesine sahip değildik. Şu anda elimizin altındaki veri işleme kapasitesi geçmişe göre çok daha fazla. Peki, bu süreç sadece işleme kapasitesi ile bizi mükem- mele ulaştırıyor mu? Maalesef ulaştırmıyor. Örneklemleri- miz her zaman yüz binlerden oluşmuyor. Çok daha küçük örneklemlerde çok daha yüksek kesinlikte sonuç verebile- cek sistemlere ihtiyacımız var. Burada işin içerisine algorit- malar giriyor. Öğrenme örüntüsü oluşturulmuş yazılımlar sayesinde sadece birkaç yüz veri üzerinden yüksek kesinlik- te sonuç alabiliyoruz. “Makine öğrenmesi” dediğimiz terim de tam olarak bunun karşılığı oluyor. Sadece çok miktarda hayatsağlık 77

söyleşi Çok büyük ölçüde faydalı olacak. İleri analitik yazı- örnek bir sistem var mı? Eğer varsa hastalara ve size ne lımların kullanılmadığı, bütün hastanelerden hasta ile gibi kolaylıklar sağlamaktadır? ilgili verilerin toplanması gibi görece basit süreçler dahi doktorun karar vermesinde çok önemli kolaylıklar sağlar. Radyoloji merkezimizde halihazırda böylesi bir Hastayla ilgili anlık, uzamsal pek çok verinin bir araya programı hastaların maruz kaldığı radyasyon seviyesini getirilerek, doktorun karar verme sürecinde bunların bir azaltmak için kullanıyoruz. Dünyada insanların tomog- içerik olarak sunulması oldukça mühimdir. Söz konusu rafi üzerinden aldığı radyasyon neredeyse %60’a tekabül sürece IBM’in yeni geliştirdiği bir programı örnek olarak ediyor. İnsanlar, yedikleri yemek, yakınlarındaki nükle- verebiliriz. Yazılım, hastanın bütün sağlık verilerini tara- er enerji santralleri, devletin yaptığı radyoaktif deneyler, yarak bir özet şeklinde hekime sunuyor. Bu özette hasta- cihazların içerisindeki radyoaktif maddeler gibi etken- nın daha önce hangi şikayetleri olduğu, gittiği doktorlar, lerden dolayı radyasyona maruz kalıyor. Ancak bütün kullandığı ilaçlar ve yazılımın öngördüğü muhtemel teş- bu etkenlerden maruz kalınan toplam radyoaktif madde his mevcuttur. Yapılan hesaplamalar bu sistemin %70’lere içeriğinin yarısından fazlası bilgisayarlı tomografi ciha- varan oranda doktorun tanı koymadaki doğruluğunu art- zından alınmaktadır. Kişisel olarak düşünüldüğü zaman tırdığını ve tanı koyma süresini düşürdüğünü gösteriyor. Çernobil’de yaşayan insanlar 20 milirem bir doza maruz Bunun dışında bazı algoritmalar arkada çalışarak, has- kalmışlarken radyolojide ise insanlar, bazen 5000 milirem tanın belli bir ilaçtan fayda sağlayıp sağlamayacağını ya gibi yüksek radyoaktif doza maruz kalıyorlar. da bir anestezide doğru oksijen ve anestetik karışımın ne olması gerektiğine karar veriyor. Belli bir hastanın geçmiş Radyoloji merkezlerinde hastaların maruz kaldıkları kayıtlarından yola çıkarak nasıl bir anestetik karışım ve- radyasyon dozu kayıt altındadır. Sadece İstanbul’da 100’e rilmesi gerektiğini bildiriyor. Böylece hem doktorun yap- yakın tomografi cihazı var ve bu cihazlardan geçen on tığı iş kolaylaşmış hem de hastanın tedavideki güvenlik binlerce hastanın aldığı radyasyon miktarı kaydedilmek- seviyesi artmış oluyor. tedir ancak kimse bu kayıtlara bakmıyor. Yani veri bilgiye dönüşmüş durumda değil. Bunun sonucunda bazı ciddi Bu hastanede (Fatih Sultan Mehmet Eğitim ve Araş- kazalar oluşuyor. Örneğin, Amerika’da Cedars-Sinai Sağ- tırma Hastanesi) halihazırda büyük veri kullanımına lık Merkezine saç dökülmesi şikayeti ile pek çok hasta geliyor. İlk hastaya egzema ilacı verip gönderiyorlar, ikin- 78 hayatsağlık

söyleşi cisine başka bir krem öneriyorlar. Saçlarının dökülmesin- duğu için böylece insanları radyasyon dozundan, dolayı- den şikayetçi diğer bir hastaya ise stresten kaynaklandığı- sıyla kanserden korumuş oluyoruz. Kanserden ölen 100 nı söylüyorlar. Aynı şikayetlerle gelen yedinci ve sekizinci kişiden 2’sinin kanser olma nedeni tomografiden alınan hastadan sonra şüpheleniyorlar. Gelen hastaların ortak dozdur. Yazılımla bu oranı minumuma çekmek istiyoruz. paydası nedir diye araştırdıklarında hepsinin tomogra- Tomografi çekilmemesi mümkün değildir, çünkü bu 2 ki- fi, beyin perfüzyon tomografisi çektirdiğini görüyorlar. şiyi kurtarayım derken akut apandisiti olan diğer 10 kişi Beyin perfüzyon çekimi yapılan bu hastaların hepsinde tomografi sayesinde kanama yeri tespit edilemediğinden otomatik doz kontrolünün açık olduğunu fark ediyorlar. kanamadan ölebilir. Hem hastaların doza maruziyeti mi- Normalde otomatik doz kontrolünün çekimde kapatı- nimum seviyede tutulmalıdır hem de tomografi ile görün- lıyor olması lazım. Sonrasında bu tür kazaların bir daha tüleme rahatça yapılmalıdır. İşte bu büyük verinin etkin yaşanmaması için özel yasa ve yönetmelikler çıkarılmıştır. kullanımına iyi bir örnektir. Merkezimizde bütün hastalardan gelen tomografi ve- Büyük veri bütün bunlar dışında cihazların kendi ken- rileri bu cihazda “Dosewatch” adlı yazılımla kaydedililip dini yönetmesini ve cihaza ait ihtiyaçların karşılanmasını Fransa’ya gönderiliyor. Bütün Avrupa’dan elde edilen sistem üzerinden sağlayabilir. Bu tarz bir tomografi veya tomografi verileri Fransa’da başka bir merkezde toplanı- MR cihazı kendi avatarını dizayn ederek dünyadaki diğer yor ve anlık olarak analiz ediliyor. Örneğin bir hastanın cihazlar ile bir karşılaştırma yapabilir. Cihazın belleğinde verilerini ele alalım. İsmi Ö.H. olan hastanın bu çekimde daha önce alınan normal verilerle oluşturulan bir ima- 347.13 miligray doza maruz kaldığı, bu cihazlarda çekilen jı vardır ve bu imaj dünyadaki diğer cihazlarla kendisini diğer hastaların aldığı ortalama dozun ise 442 miligray karşılaştırarak düzgün çalışıp çalışmadığını, çalışmasında olduğu sistemde yazıyor. Bu hastanın, aynı çekim yapı- bir bozukluk olup olmadığını belirleyebilir. Ek olarak bu lan diğer hastalara göre daha düşük doz radyasyon aldığı cihazların aksamları bir şekilde bilgisayar ortamı ile bağ- ortaya çıkıyor. Çok yüksek doz alan hastaların verilerinde lantı kurabilmektedir. Böylece cihazın ısısı, radyo frekans neden yüksek doz alındığı belirleniyor. Buradaki bir ör- üretim seviyesi, motorunun dönüş hızı gibi veriler sistem nekte ortalama doz olan 440.57 miligray yerine, 880.76 sayesinde bilgiye dönüştürülebilmekte, ardından bu bilgi- miligray doz alan bir hasta var. Hasta çok kilolu olduğu ler siber ortamda merkezi bir istasyona gönderilmektedir. için tomografi çekilecek platforma tam ortalanamamış ve Merkezi istasyonda toplanan bilgiler üzerinde başka bir kenara yerleştirilmiş. Cihaz da hastanın merkezinin orta- işlemleme yapılarak hangi cihazın nasıl çalıştığı, kullanım da olduğunu varsaydığı için hastadan düzgün bir çekim durumuna göre ne zaman arıza verebileceği, hangi aksa- alınamamış ve yüksek doz maruziyeti ortaya çıkmış diye mının bozulduğuna dair bilgiler üretilir. Arıza veren ya düşünebiliriz. Bunun dışında çekim alınan tüm hastaların da vermek üzere olan bir cihazın onarım sürecine insanın ortalama dozu yazılım sayesinde hesaplanıyor. Dosewat- katılmaması verimlilik esasına göre en ideal durumdur. ch yazılımı hastanın makine içerisinde nasıl konumlandı- Örneğin tüpü bitmek üzere olan bir tomografi cihazı tü- rıldığını, teknisyenin makineye hastayı doğru yatırıp ya- pün miliamperini kısarak çekim süresini uzatabilir. Buna tırmadığını sürekli olarak analiz ediyor. Bütün bu veriler ek olarak avatarının dünyadaki benzer cihazlarla karşı- merkezi sunucuya ve aynı zamanda Fransa’ya gönderili- laştırma yapması sonucunda maksimum ne kadar süre yor. Burada 12 ay boyunca çekilen tomografilerde maruz daha tüpü kullanabileceğini belirler. Belirlenen sürenin kalınan dozlar ortaya konup izlenebiliyor. sonunda yeni bir tüpün gelmesi için merkeze sipariş verir. Böylece insan eli değmeden makine kendi kendini dizayn Söz konusu bu verilerin geriye dönük olarak sürek- etmiş olur. li işlenmesi ile cihazların gereksiz yere kullanılmasının önüne geçilir ve ekonomik fayda sağlanır. Bunun yanında Fütüristik açıdan bakacak olursak, ilerleyen süreçte yüksek doz alan hastanın bir daha tomografiye sokulma- insanların yaptığı rutin işlerin pek çoğunu büyük veri sı önlenir. Yaklaşık 100 bin dolar olan tomografi tüpünü kullanımıyla donatılmış akıllı makinelerin yapacağını 3 ay yerine 6 ay çalıştırarak, yılda 200 bin dolar tasarruf öngörebiliriz. Peki yaratıcılık ve sanat yapay zekanın edilebilir. Dosewatch’la elde edilen veriler izlenerek has- neresinde duracak? Örneğin, California Santa Cruz talara ayda %51 daha az radyasyon dozu uygulanıyor. Üniversitesi’nden müzikoloji profesörü David Cope’un Kanserle doz arasında popülasyon genelinde bir ilişki ol- geliştirdiği bir yapay zeka programı olan Müzikal Zeka hayatsağlık 79

söyleşi Deneyi’ni [Experiment in Musical Intelligence, EMI] kişi onu taklit ederek yazmaya başlamış. Bir kere yenilik ele alalım. EMI yazılımının Bach’ın kolajlarını beste- görüldükten sonra taklidi kolaydır. Taklit edilen bir olgu lemesini, bunun bir makine-yapay zeka işi olduğunun üzerinden yaratıcı fikrin ortaya çıkarılması çok zordur. anlaşılamamasını hatta Bach’ın gerçek eserlerinden Yaratıcılık ile fütürizm ya da vizyonerlik birbirine çok ka- daha fazla beğenilmesini neye bağlıyorsunuz? rıştırılıyor. Steve Jobs’un daha 1990 yılında -yani henüz bilgisayar, e-mail, internet gibi sistemlerin gelişmediği Ben müzikolog değilim, açıkçası müziği pek bilmem. bir zamanda- taşınabilir telefon üzerinden banka işlemi Ancak şunu söyleyebilirim: Bach, Mahler gibi matemati- yapacağından, çiçek sipariş edeceğinden, hava durumu- ğe çok yakın bir besteci olmamakla beraber modern Batı na bakacağından bahsetmesi yaratıcılığa güzel bir örnek müziğinin kurucusu olarak belli kalıplara dayanan bir olarak verilebilir. Jobs, bunları yapacağım diye ortaya bir müzik yapar. Kendisinden önceki bestecilerden ve daha yaratıcılık anlayışı koymuştur. Kendisinden önce akıllı, sonra gelen Mozart gibi popüler müzik yapanlardan daha taşınabilir telefona dair bir bilgi birikimi yok. Bu yüzden farklı müzik yapan bir insan. Yani Bach oldukça özgün o, burada bir gelecek tasavvuru yaratmış ve ilerleyen yıl- bir müzisyendir. Bu anlamda, EMI ancak Bach’ı taklit larda bunu pratiğe dökmüştür. Bunun dışında, yaratıcılı- edebilir, bir Bach olamaz! EMI’nin bestelediği kolajların ğın, öncesinde olmayan bir şeyi oluşturmak olduğunu da Bach’ın besteleri zannedilmesi aslında bu yazılımın Bach’ı ekleyebiliriz. Örneğin, bir tespih yapmak yaratıcılık değil- taklit ettiğini, yeni bir şey üretmediğini göstermektedir. dir fakat eğer ilk tespihi yapıyorsan, işte bu yaratıcılıktır. Bu açıdan bakarsak, bir yapay zekanın yaratma yeteneği Bu açıdan bakarsak, yaratıcılığın, toplumda çok az sayıda yoktur diyebiliriz. kişinin sahip olduğu bir yetenek olduğunu söyleyebiliriz. Aynı durum insanlar için de geçerli. Yeni yapıldığını Peki, günün birinde yapay zekanın yaratıcılık gibi bir bildiğimiz imzasız bir tabloya baktığımızda, benzerliğin- seviyeye geleceğini öngörebilir miyiz? Çok uzun yıllar den dolayı örneğin onun bir Picasso eseri olduğunu söy- sonra belki buna çok yaklaşacağız. Interstellar filminde- leriz. Tabloyu yapan kişi, asıl tablodan ufak tefek farklılık- ki Tars isimli robota benzer mizah, ciddiyet, yalancılık, lar içerse de, Picasso’nun tarzını taklit etmiştir. Ancak bu duygusallık gibi insana özgü davranışsal olguları taşıyan onun özgünlük arz ettiğini göstermez. Picasso ilk resim yapay zekalar belki uzak bir gelecekte oluşturulabilir. Bu- yapmaya başladığı zaman, kendisinden önce hiç kimse o gün bunun yanından bile geçtiğimiz söylenemez. Örneğin resimleri o tarzda yapmadığı için burada yeni bir sanat bir insanın annesine dair bilgi oluştururken annesinin se- anlayışı oluşturmuş olduğu söylenebilir. sini, kokusunu, sıcaklığını, yüzünü, gülümsemesini yani çok büyük bir veri setini işlediğini biliyoruz. Henüz bil- Yaratıcılık kişinin kendinden önceki bilgi biriki- gisayarların bu ölçüde sensörleri ve veri alma kabiliyetle- minden yani zihinsel, kültürel, sosyal geçmişinden ya- ri yok. Buna belki çok uzak bir gelecekte Matrix benzeri rarlanarak ortaya çıkardığı bir olgu değil midir? Yine sistemler kurularak yaklaşılabilir. Cope’un geliştirdiği bir yazılımdan örnek verecek olur- sak, makine öğrenmesini kullanarak bir Japon şiir sa- Bize vakit ayırarak düşüncelerinizi paylaştığınız natı olan Haiku yazan Annie isimli programı ele alalım. için teşekkür ederiz. Piyasaya insan elinden çıkan ve Annie’nin yazdığı 2000 Haiku sürülmüş ancak hangilerinin organik şiirler han- Ben de teşekkür ederim. gilerinin yapay zeka ürünü olduğu okuyucuları tarafın- dan anlaşılamamıştır. Söz konusu yazılımın burada daha önce kaleme alınmış Haiku eserlerini toplayıp on- lardan hareketle bir sanat eseri yarattığını söyleyemez miyiz? Bunu nasıl değerlendirirsiniz, yapay zeka sanat yapabilir mi? Annie’nin Haiku yazması son derece doğal. Ben de gençliğimde çok şiir yazdım, sonra baktım ki hepsi birbi- rine benziyor, yani aslında çok da özgün değillermiş. An- cak Yunus Emre’nin, Ömer Hayyam’ın şiirleri için aynı şeyleri söyleyemeyiz. Hayyam şiir yazdıktan sonra pek çok 80 hayatsağlık

hayatsağlık 81



TÜRKİYE’DE HAYAT VAR EDİRNE KIRKLARELİ BARTIN KASTAMONU SİNOP ARTVİN TEKİRDAĞ ZONGULDAK SAMSUN ÇANAKKALE İSTANBUL KARABÜK ARDAHAN BALIKESİR YALOVA KARS RİZE MANİSA AĞRI İZMİR KOCAELİ DÜZCE ORDU TRABZON AYDIN ADAPAZARI GİRESUN MUĞLA BOLU ÇANKIRI ÇORUM AMASYA TOKAT GÜMÜŞHANE BAYBURT BURSA BİLECİK ERZURUM IĞDIR ANKARA KIRIKKALE VAN KIRŞEHİR HAKKARİ ESKİŞEHİR YOZGAT ERZİNCAN SİVAS KÜTAHYA TUNCELİ BİNGÖL MUŞ AFYONKARAHİSAR NEVŞEHİR KAYSERİ AKSARAY UŞAK NİĞDE MALATYA ELAZIĞ BİTLİS DENİZLİ KONYA DİYARBAKIR SİİRT BATMAN ŞIRNAK ISPARTA KAHRAMANMARAŞ ADIYAMAN MARDİN BURDUR ŞANLIURFA KARAMAN OSMANİYE ANTALYA ADANA GAZİANTEP KİLİS MERSİN HATAY İSTANBUL ANKARA ADIYAMAN BURSA DÜZCE [email protected] [email protected] [email protected] [email protected] [email protected] ELAZIĞ GAZİANTEP KAHRAMANMARAŞ KAYSERİ KONYA [email protected] [email protected] [email protected] [email protected] [email protected] KÜTAHYA MALATYA SİVAS ŞANLIURFA [email protected] [email protected] [email protected] [email protected] YIL HSVistanbul

Sağlığa açılan kapı.. 0216 341 7090


Like this book? You can publish your book online for free in a few minutes!
Create your own flipbook