Haziran 2022 E-Dergi
İÇİNDEKİLER MAVİ MÜREKKEP 1-Okul Müdürümüz Fikri SERTEL REMZİ DOĞAN ORTAOKULU 2-3-Yaz Tatilini Verimli Geçirmenin Yolları ADINA SAHİP VE SORUMLUSU 4-9-Geleceğin Yazarları 10-11-Etkinlik Köşesi FİKRİ SERTEL 12-13-Hikaye Vakti OKUL MÜDÜRÜ 14-Yazar Nevin ŞENKAYA EDİTÖRLER 15-19-Mimari Tasarım Çalışmalarımız Cemile YALÇIN DAĞTEKİN 20-Teknoloji ve Tasarım Sergimiz Sabri ŞEN 21-28-Fen Bilimleri Köşemiz 29-31-Gezilerimiz Duygu ERENAY 32-Günümüzde Müzik Terapisi Özlem ATALAY 33-34-Yabancı Dil Dersi “İngilizce” Deniz BİLGİN 35-46-Başarılarımız Rabia TEKCAN GÜLTEKİN 47-48-15 Temmuz Demokrasi Zaferi Murat ERTAÇ 49-50-Pi Sayısı Leyla BAYKAL 51-Kızılay kan Bağışı Kampanyası 51-52-“Mavi Mürekkep” İsimli Kitabımız Yayımlandı Dilay SÜTÇÜ 52-53-23 Nisan Ulusal Egemenlik ve Çocuk Bayramı Müge TÜRKOĞLU Okul Programımız 54-55-Bilgi Yarışmalarımız YAYIN KURULU 56-57-Geleneksel Yıl Sonu Şenliğimiz 58- Geleceğin Yazarları Kitap Fuarı Fikri SERTEL 59-61-Karne Günümüz Duygu ERENAY 62-63-Spor Köşesi 64-65-Lise Tanıtım Gezilerimiz GRAFİK VE TASARIM 66-67-İslam’da Empatinin Önemi (Değerlerimize Değer Katalım) Sabri ŞEN YAYIM TARİHİ Temmuz 2022 HABERLEŞME Yazıların içeriğinden yazarlar sorumludur. Yazılarda e-posta: [email protected] özüne uygun değişiklikler yapılabilir. 2021-2022 web: http://remzidoganortaokulu.meb.k12.tr Eğitim Öğretim Yılı Sene Sonu Öğretmenler Kurulu facebook: Kararı ile 2569 sayılı Tebliğler Dergisi’nde https://www.facebook.com/remzi.dogan.oo/ yayımlanan M. E. B. Talim Terbiye Kurulu’nun 21. 12. 2004 ve 159 sayılı kararı uyarınca İlköğretim ve twitter: @ROrtaokulu Ortaöğretim Kurumları Yönetmeliği’ne göre instagram: @remzi_dogan_ortaokulu yayımlanmıştır.
Değerli meslektaşlarım, kıymetli velilerimiz ve sevgili öğrencilerimiz, Remzi Doğan Ortaokulumuzun e- dergisi olan “Mavi Mürekkep”in ikincisini sizlerle paylaşmaktan mutluluk duyuyoruz. Önde ve öncü, bir okul olan Remzi Doğan Ortaokulunda her günümüz bir önceki günden daha verimli geçmektedir. Okulumuzda hepimiz, önde ve öncü gençlik için her gün daha ileriye amacı yla çalışmaya devam ediyoruz. İlerlediğimiz yol, başarı ve çağdaşlık yoludur. Bu yolda idarecilerimizden öğretmenlerimize, bütün kadromuzla geleceğin nesillerine geleceğin eğitimini verebileceğimiz ; sosyal, akademik ve manevi alanlarda gelişimlerini sağlayabileceğimiz çalışmalar yürütüyoruz. Öğrencilerimizin her birinin ayrı ayrı şahsiyetler olduğu bilinciyle, kendilerine özgü becerileri ortaya çıkarıp onların yetenek ve idealleri doğrultusunda en iyi şekilde eğitim alabilmeleri için uğraş veriyoruz. Sevgili öğrencilerimiz sizlerden sahip olmanızı istediğim üç şey, sağlığınız, mutluluğunuz, ahlaklı ve başarılı olmanızdır.Hızla değişen bu dünyada değişime ayak uydurunuz.Ayak uydurunuz ki çağdaş medeniyetler seviyesine hızla ilerleyelim.Değerli gençler,bütün ulusların en büyük umudu ve güvencesi genç nesillerdir.Elbette bizim geleceğimiz de sizlersiniz.Bu gerçeği her daim izinde olduğumuz Ulu Önder Mustafa Kemal ATATÜRK “Bütün Ümidim Gençliktedir!” diyerek ortaya koymuştur.İnanıyorum ki sizler de bu umutları ve güveni boşa çıkarmayacaksınız. Tüm bu söylediklerimizin ışığında Mavi Mürekkep dergimizin 2. sayısını sizlerle buluşturuyoruz. Mavi Mürekkep yine dopdolu, yine doyurucu, yine öğretmenlerimizin, öğrencilerimizin kaleminden, yine öğretmenlerimizin,öğrencilerimizin gönüllerinden... Değerli okurlarımız, Aylar boyu süren yoğun, yorucu, özverili ve fedakarca yaptığımız çalışmaların bir ürünü olan Mavi Mürekkep dergisini sizlerle buluşturmanın mutluluğu içerisindeyiz. Her sayfada ayrı bir emeğin yer aldığı düşünmenin ve çalışmanın ürünü olan dergimiz, tamamıyla öğrencilerimizin ve değerli öğretmenlerimizin ortaya koymuş olduğu bir çalışmadır. Özellikle öğrencilerimizin girişimci istekli ve çalışkan tutumlarla ortaya koydukları bu emeğin karşılığı hiç şüphesiz siz değerli okurlarımızın ilgi ve takdirleri olacaktır. Bizler Yol göstericimiz olan misyonumuz doğrultusunda hayallerimizi gerçeğe dönüştürmek vizyonumuzu yerine getirmek için var gücümüzle çalışıyoruz. Bu amacımıza uygun olarak yayımlanan e-dergimiz “Mavi Mürekkep”in hazırlanmasında emeği geçen öğretmen ve öğrencilerimize teşekkür ederim. Hepinize saygı ve sevgilerimi sunarım. Fikri SERTEL Okul Müdürü 1
YAZ TATİLİNİ VERİMLİ GEÇİRMENİN YOLLARI Bir eğitim ve öğretim döneminin daha sonuna geldiğimiz bu günlerde, öğrencilerimiz büyük bir heyecanla uzun bir yaz tatiline girmek üzereler. Yaz tatili, çocukların çok daha uzun saatlerini evde geçirmeye başladıkları, çocuklar için her ne kadar eğlenceli ve rahat olsa da anne ve babaların çeşitli sıkıntılar yaşadığı ve cevap arayan çeşitli sorular taşıdıkları bir dönem olabilir. Tatilin çocuklar için anlamı; eğlenmek, dinlenmek, rahatlamak, anne-baba ile daha bol ve keyifli zaman geçirmektir. Yaz tatili gibi uzun bir tatil döneminde çocukların eğlenerek, dinlenerek, hem psikolojik gelişimlerini hem de zihinsel gelişimlerini olumlu etkileyecek bir şekilde geçirmeleri önemlidir. Bunun için tatil aktivitelerinin de bu amaca hizmet etmesi gerekmektedir. Okul dönemi boyunca çocuklar zamanlarının büyük bir bölümünü okulda geçirirler ve bu nedenle anne-babalarıyla ve diğer aile bireyleriyle geçirdikleri zaman çok sınırlıdır. Oysa çocuğun okul yaşantısı kadar ailesiyle birlikte zaman geçirmesi de önemlidir. Yaz tatili dönemi, aile içindeki iletişimin düzenlenmesinde de önemli bir fırsattır. Çocukların günlük hayatta yaşadıkları problemlerin çözümü aşamasında anne-babalarından psikolojik destek almaya, değer gördüğü, sevildiği bir aileye ait olduğunu hissetmeye ihtiyaçları vardır. Özellikle de zorluklarla karşılaştığında yaşadığı olumsuz duyguları paylaşması ve kendine uygun çözümler bulabilmesi açısından anne ve babasıyla özel zaman geçirmesinin önemi büyüktür. Bu nedenle de tatil planı yaparken çocuğun ailesiyle ortak aktiviteler yapabileceği, birlikte keyifli vakit geçirebileceği programlar yapılması önemlidir. Çocuğa tatil programı yapılırken de onun istek ve ihtiyaçları göz önüne alınmalıdır. Çocuğun spora mı, sanatsal faaliyetlere mi yoksa bilimsel konulara mı ilgisi olduğu saptanıp kendisine de danışılarak ortaklaşa uygun bir aktivite planı yapılmalıdır. Bu planlar yapılırken, çocukların, grupların içinde yer alabilecekleri, takım halinde hareket etmenin önemini anlayabilecekleri aktivitelere öncelik tanınmalıdır. Çocuğun bulunduğu yaş grubuna göre tatil programının şekillendirilmesi de önemlidir: Örneğin ilkokul birinci sınıftaki bir çocuk, tatili yalnızca dinlenerek ve oyun oynayarak geçirdiği zaman, ertesi yıl okumayı unutmuş olarak okula gelebilmektedir. Oysa bu çocuklar şayet günün en çok bir saatini hoşlanabilecekleri bir kitabı okumaya çalışarak ya da basit problemler yaparak geçirebilseler, ikinci sınıfın programına uyum sağlamakta güçlük çekmeyeceklerdir. Bu nedenle çocuklar tatili ne kadar verimli ve dinlenerek geçirirlerse, bir sonraki okul dönemine o kadar dinamik ve dinlenmiş olarak başlayacaklardır. Çocuklarımızın Karnesi, gündemden düşmeli: Eğer çocuğumuzun karnesi zayıf ise zayıf ağırlıklı karne için, objektif ve yapıcı bir değerlendirme yapılıp önlemler alınmalı. Artık geleceğe bakıp çocuğa sevgi, şefkat ve güvenle yaklaşmalı. Hele karne sonucuna göre, çocukları başkalarıyla kıyaslamaktan kaçınmalıyız. Çocuklarımız Sanal dünyanın esiri olmasınlar: Yaz tatili için planları, hedefleri ve çok iyi değerlendirme derdi olmayan, bu konuda anne-baba desteğinden de mahrum kalan çocukları, televizyon, internet, bilgisayar oyunları ve cep telefonları esir alacaktır. Bu esaret, çocukları pasifleştirecek, gerçek hayattan koparacaktır. Zamanla fiziksel, zihinsel ve ruhsal rahatsızlıklar da baş gösterecektir. Bu nedenle çocuklara ilgi ve yetenekleri, yaş ve cinsiyetlerine uygun iş ve sorumluluklar verilmeli. Çocuklarımıza örnek olalım; Anne-baba eline kitap almalı: Anne-babaların eline kitap alması, zaman zaman yolunu kitapçılara, kütüphanelere düşürmesi, çocukların kitap okumasına yardımcı 2
olmada bir başlangıç olabilir. Kitap okuyan insanlarla tanıştırmak, yine ailecek bir kitabın müzakeresini yapmak da işe yarayacaktır. Kitap okuma yorucu bir faaliyet değildir. Bu nedenle, tatile girsek bile okumaya ara vermemeliyiz. Aksi halde zaten zor kazanılan okuma alışkanlığımızı kaybedebiliriz. Buradan yola çıkarak tatil zamanlarında aile içerisinde kitap okuma saatleri koyulması son derece önemlidir. Çocuğunuzun okul döneminde yaşadığı öğrenme ve ders sorunları varsa bunları hafifletmeye yönelik düzenli bir program hazırlayın. Örneğin her gün kısa da olsa okuma-yazma ve akademik konulara yönelik bir çalışma saati olsun. Ancak bu programı yeniden bir baskıya ve sıkıntıya dönüştürmeyin. Günün kalan diğer kısmının birlikte keyifle geçmesine özen gösterin. Keyifli aktiviteleri çalışmanın sonrasına koyarsanız çalışmak için motive edici bir unsur olabilir. Olabildiğince az televizyon izleyin. Bunun yerine kişisel gelişim adına, çocukları tiyatro, sinema gibi etkinliklere yönlendirin, zamanını yaz okulları vb. sportif ve sosyal aktivitelerle değerlendirmesine imkan verilmesi gelişimleri için yararlı olur. Tatile çıktıktan sonra, derslere 10 – 15 gün ara verilebilir. Bu genel bir zihin dinlenmesi sağlayacaktır. Birlikte sosyal programlar planlayın. Sevdiğiniz dostlarınızla, arkadaşlarınızla bir araya gelin ve çocuğunuzun da sevdiği kişilerle ve arkadaşlarıyla vakit geçirmesi için olanak yaratın. Çocuğunuzun oyunlarını dikkatle gözlemleyin: oyun ortamı çocukların kendilerini en iyi ifade ettikleri ortamdır. Onların kaygılarını, sevinçlerini, üzüntülerini, korkularını; oyunlarını gözlemleyerek anlayabilirsiniz. Fark ettiğiniz duygularını daha rahat ifade etmeleri için ortam hazırlayın. Olumsuz duyguları için onları yargılamayın, eleştirmeyin. Özellikle kışın çocuklarıyla fazla vakit geçiremeyen babaların yazın bunu telafi etmeleri mümkün olabilir. Çocuğunuzla bol zaman geçirin, onu dinleyin, kendi duygularınızı anlatın. Sizi etkin, problem çözen, gerektiğinde övmeyi bilen, kendisini destekleyen ve zorluklar karşısında yüreklendiren bir baba olarak model alma fırsatı verin. Unutulmamalıdır ki, iyi değerlendirilmiş bir yaz tatili, iyi geçirilecek bir eğitim öğretim yılı demektir. Tatiller “dinlenme” zamanıdır ancak bu, zamanın boş geçirilmesi demek değildir. İYİ TATİLLER 3
CANIM ÖĞRETMENLERİM Hanginizi anlatsam bilemedim Ama hepinize teşekkür ederim, Kıymetli öğretmenlerim. Hepinizden ilk öğrendiğim, En değerli bilgi “Başöğretmen Mustafa Kemal’dir.” oldu. Yüreğim sevgiyle doldu. Tüm öğretmenlerimden başka bilgiler edindim, Hepinizi çok sevdim. Her öğretmen alanının en iyisidir, dedim, Her dersimi eksiksiz dinledim. Türkçede Türk dilinin özelliklerini, Matematikte kümeleri, Fende vücudun sistemlerini, Sosyalde ilk Türk devletlerini Sizlerden en iyi şekilde öğrendim. İngilizcede kahvaltılık yiyecekleri, Dinde peygamberlerin isimlerini, Zeka oyunlarında sihirli piramitleri Sizlerden en iyi şekilde öğrendim. Her zaman öğretmenlerime değer verdim. Farklılıklara hoşgörüyle yaklaşmayı, Empati yapmayı, sevgi ve saygıyı Sizlerden öğrendim. Ödevlerimi eksiksiz yaptım, Eksilerle boğuşmadım. Öğretmenlerimi üzmeden Derslerime çalıştım. Bu saydıklarımın tek sebebi var, Tabii ki de siz öğretmenlerim. Hepinize teşekkür ederim. İyi bir insan olmayı, Topluma yararlı olmayı Bana sizler öğrettiniz; Minnettarım hepinize Sevgili öğretmenlerim. 4
Yanlış yapmaktan korkmadan Cevap verdim her soruya. Kızmadınız hiçbiriniz, Teşekkürler yol göstericilerim. Haklı olduğumda yanımda oldunuz, Elimden tuttunuz Bana yoldaş oldunuz İyi ki varsınız öğretmenlerim. Hiçbirinizi unutmayacağım Hep hatırlayacağım. Sizleri başarımla gururlandıracağım, Söz veriyorum öğretmenlerim. Hepinizin şefkatine, sevgisine, merhametine Çok teşekkür ederim. Sizler Ata’nın izinden Ben sizlerin izinden yürüyeceğim, Canım öğretmenlerim. Beyza ÇALIŞKAN 6/B GAZİEMİR İLÇE İKİNCİSİ 5
ÇANAKKALE GEÇİLMEZ Yıl 1915’ti, kahramanlar “Çanakkale Geçilmez!” dedi. Arıburnu’nda, Conkbayrı’nda, Askerler siperlere indi, Komutanlar emir verdi. Gelibolu sırtlarından, Silah sesleri yükseldi. Bu harp çok çetin geçecekti, Tarihin akışı değişecekti. Türk tarihinin en büyük Boğaz cenkiydi. İtilaf devletleri Boğaz’ı geçmeyi çok denedi, Destan yazan kahramanların gazabına uğradı, Geri dönmek için feryat etti. Seyit Onbaşı gayretiyle hayran etti, “Anafartalar Kahramanı” zekasıyla büyüledi. Çanakkale Zaferi, Nice Türk yiğidinin; mertliğinin, cesaretinin eseriydi. Çanakkale’de erler, Sevdiklerinden, evlatlarından vazgeçti. On beşlik gençler, hayallerini, Vatan sevgisiyle arkalarında bırakmayı seçti. Analar bebekleri sırtlarında, Kağnılarla mermi çekti. Halk birlik, beraberlik içinde, Düşmana boyun eğdirdi. Şehitlerin ardından ağıtlar, yaslar, En nihayetinde yerlerinde sevinç yüklü nidalar. Çanakkale geçilmez ey yenilen düşman! Bilmez misin? Türk’ün toprağında, Türk’ün kahramanı destan yazar. Beyza ÇALIŞKAN 6/B GAZİEMİR İLÇE İKİNCİSİ 6
Gül Yüzlü Öğretmenime; Küçük bir kız çocuğu düşünün. Korku dolu, heyecan dolu ve endişe dolu duygularla evinden çıkıp okulun yolunu tutan. Gitmek istemediğini dile getirip zorluklar çıkaran. Tek başıma ne yaparım, diye karamsar duygular içinde olan. Ta ki okul kapısında beni karşılayan o güler yüzü, o parlayan gözleri ve anne şefkati gibi o sıcacık gülümsemeyi görene kadar. Evet, o küçük kız çocuğu benim ve o sıcacık gülümsemenizle tüm endişelerimi yok eden de sizsiniz öğretmenim. Öğretmen sadece bir kelimeden ibaret değildir. Sadece bir eğitimci de değildir. Ne çok şey saklıdır bu kelimenin içinde. Yeri gelir anne, yeri gelir öğretmen, yeri gelir arkadaş yeri gelir en iyi dost ve sırdaş olur bize. İşte bu yüzden sizi ilk gördüğüm andan itibaren korkularımın ne kadar yersiz olduğunu anladım. Bana o güveni ve o sevgiyi tüm kalbinizle verdiniz. Zor zamanlarımda sığındığım liman, en iyi yol göstericim oldunuz. Bir de bize sunduğunuz öyle güzel bir hazine var ki bunun için size ne kadar teşekkür etsek azdır. Bu hazineyi bulmamız için tüm gücünüzle ve tüm sevginizle emek verip, çaba gösterip yolumuza ışık tuttunuz. Ne mi bu hazine! Tabii ki okumak ve yazmak. Ne demiş atalarımız bana bir harf öğretenin kırk yıl kölesi olurum. Şu an bu mektubu size yazabiliyor ve okuyabiliyor isem bu sizin sayenizde öğretmenim. Bizi sevgiyle büyüten, bilgiyle yükselten ve varlığıyla bize can veren hayatımızdaki en büyük çınarlar iyi ki varsınız. Geleceğe açılan en büyük kapı sizsiniz. Doktoru, mimarı, mühendisi hep sizin elinizde şekillenir. Bize yıllar boyunca nice değerler öğreten, atamın çizdiği yolda yürümemizi sağlayan, toplumun yükselmesine öncülük eden en büyük yol göstericilersiniz. Evet, ben her gün biraz daha büyüyorum. Kararlı ve emin adımlarla bilgi merdivenlerini tırmanmaya devam ediyorum. O endişe dolu küçük kızın korkularını yok ettiğiniz, geleceğe dair emin adımlar atmasına vesile olduğunuz, bilgi hazinelerini önüne serdiğiniz için size çok teşekkür ederim öğretmenim. Bugün 24 Kasım senin günün öğretmenim. Öğretmen kelimesinin tüm saygısını ve övgüsünü sonuna kadar hak eden, başta kendim ve hayatına dokunduğunuz tüm öğrenciler adına size sonsuz teşekkür ediyor ve gününüzü kutluyorum canım öğretmenim. Yeni nesiller sizin sayenizde yükselecek, var olacak ve toplumda sağlam temeller atılmasına öncülük edeceklerdir. Günün kutlu, ömrün hep mutlu olsun gül yüzlü öğretmenim. Şimdilerde büyümüş ama sizi hiçbir zaman unutmamış olan o küçük kız. İpek MUTLU 6/A Gaziemir İlçe İkincisi 7
KALEMİMDEN DÖKÜLEN İSTİKLAL Bir şair tanıyorum. Cesur, üretken ve vatan sevgisiyle yanıp tutuşan. Vatanı için kalemini konuşturan, yüreğindekini satırlara döken, Türk milletine milli mücadele döneminde sonsuz destek veren ve ayakta durmasını sağlayan. Evet, bir şair tanıyorum yazdığı şiirin her satırında her kelimesinde vatan aşkını anlatan. Ankara’da coşkuyla okunup kabul edilen, bugün tam yüz yaşında olan milli marşımızı altın belge olarak bize sunan. Her insan bir gün mutlaka ebediyete gider. Fakat kimi toprağa, kimi kalplere gömülür. Yaptıklarıyla ve geride bıraktıklarıyla kalplere kazınır, yüreklerde yer edinir ve sonsuza dek anılır. İşte bu nadir insanlardan biridir Mehmet Akif Ersoy. Bağımsızlığımızın sembolü olan milli marşımızı kelimelere döken, Türk milletine korkma diye seslenerek başlayan, bayrağımıza rengini veren Türk milletinin kahramanlıklarını en güzel şekilde anlatan. Biliyor musunuz küçücüktüm bu marşı ilk duyduğumda. Nerede olursam olayım saygı ile durur söylemeye çalışırdım. O zamanlar pek anlam veremesem de sadece durup söylemem gerektiğini düşünürdüm. Zaman geçtikçe ve büyüdükçe anlamlandırmaya ve o eşsiz insanı tanımaya başladım. Şimdi ise her dinlediğimde ve her duyduğumda içimdeki duygular çıkıyor gökyüzüne. Hissediyorum dalgalanan ay yıldızlı bayrağı, bastığımızın sadece toprak olmadığını, altında binlerce şehidin yattığını, uğruna dökülen kanları ve bize emanet edilen vatanı. Evet, bu benim ülkem, benim marşım, benim bayrağım hepsi bir bütünün ayrılmaz bir parçası. Bu bütünü yok etmeye ve parçalamaya çalışanlara karşı verilen mücadelenin en büyük kanıtıdır milli marşım. 12 Mart 1921 tarihinde diğer şiirleri okumaya bile gerek duymadan bağımsızlığı ve milli mücadeleyi en güzel şekilde anlatan Mehmet Akif Ersoy'un şiiri tüm şiirlerin arasından sıyrılıp milli marş olarak kabul edilmiştir. Mehmet Akif Ersoy bu marşı kaleme alırken halktan biriydi. Bizim gibi gördü, bizim gibi duydu, bizim gibi düşündü ve bizim yaşadıklarımızı yaşadı. Milli marş parayla yazılmaz diyerek ne kadar vatan sevgisiyle dolu ve alçak gönüllü bir insan olduğunu ortaya koydu. Türk milletinin pes etmemesi ve ayakta durması için en büyük gücü ve 8
desteği verdi. Yıllar önce yazılmış olup, bizi, bağımsızlığımızı, Türklüğümüzü ve kahramanlığımızı bu kadar güzel anlatan bir marşımız olduğu için gurur duymalıyız. Duyuyorum, göklerden korkma diye seslenen Mehmet Akif'in sesini. Görüyorum göklerde dalgalanan bayrağımın arasından iki çift mavi gözü. Evet, onlar benim atalarım, var oluş nedenlerim, güç ve kuvvet aldıklarım. Her zaman yanımda hissettiklerim. Ben ulu önder Mustafa Kemal Atatürk'ün ve milli marşımızı altın harflerle bize sunan Mehmet Akif Ersoy'un torunuyum. Bugün günlerden 12 Mart milli marşımızın doğduğu gün. Korkma seslerinin tüm dünyaya yayıldığı gün. Evet, korkmadık ve bu bağımsızlık meşalesini hiçbir zaman söndürmedik. Bağımsızlık meşalesi her daim elimizde Mehmet Akif Ersoy sonsuza dek kalbimizde. İpek MUTLU Gaziemir İlçe İkincisi BENİM ADIM CUMHURİYET Benim adım Cumhuriyet. 29 Ekim 1923'te Ankara'da coşkulu bir kalabalığın içinde bir güneş gibi doğdum. Benimle birlikte bir millet bir ulus yeniden doğdu. Beni tanımak isterseniz eğer; Cumhuriyet demek halkın kendi kendini yönetmesi, kendi kararlarını vermesi, haksızlıklara karşı dimdik ayakta durabilmesi demektir. Bir köşeye çekilip kendi adına verilen kararları izlemek yerine çıkıp dilediği düşünceyi özgürce söyleyebilmesi söz sahibi olması demektir. Evet, benim adım Cumhuriyet doğduğum günden beri dokunduğum her yere eşitlik, adalet ve özgürlük getirdim. Kadın ile erkeği eşit saydım. Kadın dilediği gibi giyindi, dilediği işi yaptı. Kadın ile erkek aynı statüde yer aldı. Hak sahibi oldu. Yenilikler getirdim dağa taşa. Sen bir kız çocuğusun okuyamazsın yargılarını söküp attım. Nice Ayşeler nice Fatmalar doktor oldu, avukat oldu, mühendis oldu. En önemlisi de bir kafesin içine hapsolmuş gibi özgürlüğü kısıtlanmış olan bir millet yeniden doğdu. O kafesin kilitleri Cumhuriyet ilkesiyle bir bir kırıldı. Türk milleti adım adım özgürleşti çağdaşlaştı. Fakat bizler bu Cumhuriyeti kolay kazanmadık. Uğruna ne canlar ne kanlar döktük. Yürüdüğümüz bu yolda en büyük yol göstericimiz Mustafa Kemal Atatürk'tü. Sarı saçları mavi gözleriyle bir ışık gibi doğdu hayatımıza. \"Ya İstiklal Ya Ölüm\" diyerek Türk milletine en büyük cesareti ve gücü verdi. Türk milleti de Mustafa Kemal Atatürk'ten aldığı bu güçle asla tutsaklığı kabul etmedi. Bizler bu vatan uğruna bu topraklar uğruna birçok savaş verdik. Nice canlar kaybettik. Kadın erkek demeden cepheye koştuk. Yine de bir karış toprağımızı düşmana teslim etmedik. Atatürk'ün kararlılığı, zekiliği ve asla pes etmeyişi ile Türk milletinin birlik ve beraberliği sayesinde düşmanı tek tek yurdumuzdan attık. Bu vatan uğruna hiç düşünmeden canını veren şehitlerimize ve en büyük yol göstericimiz olan Mustafa Kemal Atatürk'e bir kez daha teşekkürü borç bilirim. Evet, benim adım Cumhuriyet çok uzun yollar aşarak geldim.29 Ekim 1923'te doğdum. Bugün tam 98 yaşındayım. Sizlerden en büyük dileğim Atamın çizdiği bu yolda, Atamın bekçileri olarak beni sonsuza kadar yaşatmanız. Bu istiklal ışığını hiçbir zaman söndürmemeniz. Aynı Mehmet Akif Ersoy'un dediği gibi \"Verme Dünyaları Alsan da bu Cennet Vatanı. Unutmayınız ki muhtaç olduğunuz kudret damarlarınızdaki asil kanda mevcuttur. İpek MUTLU 6/A Gaziemir İlçe Üçüncüsü 9
ETKİNLİK KÖŞESİ: 12 Mart İstiklal Marşı’nın Kabulü ve Mehmet Akif Ersoy’u anma programı okulumuzda yapılan çeşitli etkinliklerle gerçekleştirildi. 10
19 Mayıs Atatürk’ü Anma Gençlik ve Spor Bayramımız da çeşitli etkinlik ve yarışmalarla coşkuyla kutlandı. 11
KAÇIŞ Antalya’nın küçük bir köyünde yaşayan sıradan bir kızdı o. On bir yaşında sarı saçlı, deniz gözlü, elma yanaklı bir kızdı Yeşim. Yeşim’in iki arkadaşı daha vardı: Zeynep ile Ayşe. Serin bir sonbahar akşamıydı. Günlerden cumaydı. Ağaçlar sahnedeki utanmış çocuk gibi sallanıp yapraklarını döküyordu. Yeşim okuldan çıkmış önden giden Zeynep ile Ayşe’ye yetişmek için hızlı adımlarla yürüyordu. Daha sonra onlara yetişemeyeceğini anlayıp bağırdı: -Zeynep, Ayşe beni de bekleyin! Ardından bunu duyan Zeynep Ayşe’ye: -Ayşe dur Yeşim sesleniyor, dedi. Ayşe bunu duymasına rağmen hızlanıp Zeynep’i de arkasında bıraktı. Zeynep yavaşladı ve Yeşim ile beraber yürümeye başladı. Yeşim: -Neyi var bunun? Zeynep: -Bilmiyorum ki Yeşim birine darıldı herhalde benimle de hiç konuşmadı. Bu sırada Ayşe köşeyi dönmüş gözden kaybolmuştu. İkisi de şaşkındı Ayşe hiç böyle davranmazdı sonuçta en iyi arkadaşlarıydı. Sonunda evlerine gelmişlerdi ama ikisi de hala Ayşe’yi düşünüyorlardı. Ertesi sabah Yeşim erkenden kalkıp komşusu olan Ayşe’ye gitti. Zile bastı, kapıyı tıklattı ama evde kimse yoktu. Tam bahçeden çıkarken evin camındaki “ SATILIK” ilanını gördü. Bu ne demekti şimdi. Yoksa Ayşeler taşınmış mıydı? Aklı almıyordu bir türlü. Niye böyle bir şey yapsınlar ki! Ardından koşarak Zeyneplere gitti onlar da evde değildi. Büyük ihtimalle komşu köydeki dedesini ziyarete gitmişlerdi. Hemen koşarak eve gitti. Ne annesinin ne de babasının haberi vardı. O sırada kafasında bir şimşek çaktı. İlanın altında bir telefon numarası vardı. Belki de Ayşe’nin babasının telefon numarasıydı. Bir umut gitti ve numarayı aradı. -Evet, buyrun.Kimsiniz? Bu oydu. Bu Ayşe’nin babasıydı. -Merhaba ben Yeşim. Ayşe’nin mahalleden arkadaşı. Bu cümleyi söylemesiyle telefonun yüzüne kapanması bir oldu. Bu da neydi böyle! Aniden ortadan kaybolmalar, yüzüne telefon kapatmalar sanki bir şey saklıyorlardı. O 12
anda aklına gelen tek şey, muhtara gitmek oldu. Muhtar çok uzakta değildi, iki sokak ötedeydi. Beş dakika içinde muhtara vardı. -Kolay gelsin Muhtar Amca! Ayşeleri merak ettim, bir bilginiz var mı? - Hayır, maalesef sadece gecenin bir yarısında gittiklerini biliyorum. Hem sen de kimsin bakalım? -Ben Ertan’ın kızı Yeşim. - Tamam, tamam bildim. -53. Sokakta oturuyorsunuz değil mi? - Evet, Muhtar Amca no: 46 -Ben bir numara buldum aradım ama babası benim olduğumu anlayınca yüzüme kapattı. - Sen bir de bana söyle bakalım numarayı. -Buyurun Muhtar Amca. Burada yazıyor. -Alo, ben Gemlik köyü Muhtarı Murat Sert. -… -Yeşim kızım, maalesef benim de yüzüme kapattı. -Anladım Muhtar Amca, teşekkür ederim. -Ne demek rica ederim Yeşim o gün çok yorulmuştu eve gittiğinde saat dokuzu on beş geçiyordu. Yatağa yattığı gibi uykuya daldı. Ertesi gün kalktığında hemen camdan dışarı baktı ve Ayşelerin evininde birilerinin dolaştığını gördü. Acaba bunlar kimdi? Yoksa Ayşeler geri mi dönmüştü? Geri döneceklerse neden gitmişlerdi. Çok saçmaydı. Gidip onların kim olduklarını öğrenmeliydi. Hızlıca hazırlandı ve sokağa çıktı. Eve yaklaştığında onların Ayşeler olmadığını anlamıştı fakat bunlar da kimdi, Ayşeler nerdeydi? Gitti ve kapıyı tıklattı kapıyı Ayşe yaşlarında bir kız açtı. Yeşim merakla sordu: -Siz de kimsiniz? Kız: -Ben Merve, buraya yeni taşındık ve hiç arkadaşım yok. Benimle arkadaş olur musun? Yeşim şaşırmıştı tanımadığı bir kız onunla arkadaş olmak istiyordu. Koşarak Zeyneplere gitti. Merve ise arkasından bakıyordu. Yeşim Zeynep’e söylediğinde Zeynep: -O zaman Merve ile arkadaş olmayı kabul edelim, dedi. Yeşim buna çok şaşırmıştı. Zeynep, Ayşe’yi unutmuş muydu yoksa? Yeşim de kısa sürede bu duygulardan kurtulmuş ve Merve ile çok iyi arkadaş olmuştu. Sonradan öğrendiklerine göre Ayşe’nin babasının çok borcu olduğu için ailece kimseye haber vermeden kaçmışlardı. Ayşe’nin nerede olduğunu bilmeseler de çok iyi bildikleri bir şey vardı: Her gidenin yeri bir şekilde doluyordu. MELİH TÜRKSEVER 5/C 13
Velimiz olan Yazar Nevin Şenkaya ile 5/C sınıfı öğrencilerimizle Türkçe dersinde okumanın önemi ve yazarlık konusunda güzel bir söyleşi gerçekleştirdik. Kitap yazmaya nasıl karar verdiği ve nasıl başladığı, bu konudaki hedefleri, okuma ve yazmanın birbirine olan etkisi gibi konulardaki görüşlerini kendisinden dinledik. Öğrencilerimizi okuma ve yazma konusunda aydınlattığı ve onların ön yargılarını yıktığı için çok teşekkür ederiz. Kendisinin de dediği gibi “Yazmak önce hayal etmekle başlar. Yazmaktan korkmayın çocuklar!” 14
15
16
17
18
19
20
ELEKTRİK DEVRE MODELLERİMİZ 21
AYIN EVRELERİ MODELİMİZ MAYALANMA DENEYİMİZ 22
Uzaydaki dev ayna ; James webb uzay teleskobu Gök bilimi araştırmalarında önemli aşamalardan birine şahit olmak için gün sayıyoruz. Bizlere uzaydan gözlemin en üst seviyesini gösteren Hubble’ın varisi olan James Webb Uzay Teleskobu (JWUT), gözlemlerini gerçekleştireceği bölgeye ulaştı. Başta gök bilimciler olmak üzere, tabii ki tüm gökyüzü okulu öğrencileri ve meraklıları çok heyecanlı çünkü uzaydan evrene hiç bu kadar büyük ve hassas bir aynayla bakmamıştık! Gök bilimi dünyasında uzay teleskopları çağı yaşanıyor. Yaklaşık 50 yıllık geçmişi olan uzay teleskoplarıyla gözlemler, Amerika Birleşik Devletleri’nin 1968’de, Rusya’nın ise 1971’de uzaya gönderdiği morötesi dalga boylarında gözlem yapan teleskoplarla başladı. Ancak evrenin sırlarını araştırmada uzaydan gözlem yapmak fikri çok daha öncesine dayanıyor. Bu fikir, ilk olarak 1946 yılında kuramsal astrofizikçi Lyman Spitzer tarafından ortaya atıldı. Spitzer, Dünya’nın atmosferinden kaynaklanan etkiler olmadan gözlem yapabilecek uzay teleskobu kullanılmasını önerdi. Bu önerinin karşılığı, her ne kadar öncesinde başka teleskoplar gönderilse de 24 Nisan 1990’da Hubble Uzay Teleskobu (HUT) ile hayat buldu. 23
Işık kirliliği, yapay uyduların gökyüzünde oluşturduğu ışık izleri ve atmosfer kirliliği gibi faktörleri de eklediğimizde atmosfer dışından gözlem yapmanın önemi ve gerekliliği ortaya çıkıyor. Bugüne kadar uzaydan yapılan gözlemlerden (örneğin HUT, Kepler Uzay Teleskobu gözlemleri) elde edilen bilimsel sonuçlar ve keşifler de bunu gösteriyor. Uzay teleskoplarıyla elde edilen verilerin analiz edilmesiyle önemli sonuçlara ulaşılmış olmasına karşın gök bilimciler bugünlerde başka bir heyecan içindeler. Uzaya gönderilen en büyük ve en hassas aynaya sahip JWUT, görev yerine ulaştı. 30 yılı aşkın süredir görev yapan HUT’nun yaptığı gözlemlerle ulaşılan bilimsel çıktılar dikkate alındığında, bu heyecan çok anlamlı görülüyor. HUT’u takiben, bu misyonu geliştirerek devam ettirecek bir uzay teleskobunun yapılmasına ilişkin fikirler, NASA içinde, yaklaşık 30 yıl önce ortaya atıldı ve tartışıldı. 2000’li yılların başında JWUT ve bağlı ekipmanlarını üretecek ekip belirlendikten sonra çalışmalar başladı. 20 yılı aşkın sürede binlerce bilim insanı 40 milyon saati aşan çalışmalar sonunda uzaya konumlandırılacak bu dev aynayı (aslında optik sistemi) ve evreni görmemizi sağlayacak alıcıları hazırladılar. JWUT; Amerikan Uzay Dairesi (NASA), Avrupa Uzay Ajansı (ESA) ve Kanada Uzay Ajansı (CSA) ortaklığında, 14’ten fazla ülkeden katılan bilim insanları bir araya gelerek kabuğundan çıktığında tenis kortu büyüklüğüne ulaşan bu devasa ve bir o kadar da hassas mühendislik uygulamaları ve yeni teknolojiler içeren çalışmalarını geçtiğimiz yıl tamamladılar. Son birkaç yılı testlerle geçen JWUT’un uzaya fırlatılması birkaç kez ertelense de insanlık 25 Aralık 2021 tarihinde Ariane 5 roketine yüklenmiş bu devi uzaya çıkarken seyretme şansını yakaladı. Yüksek teknoloji harikası gözlemevi, uzayda aşama aşama açılarak Dünya’ya yaklaşık 1,5 milyon km uzaklıktaki gözlem yapacağı yörünge noktasına ulaştı. Yaklaşık bir ay süren yörüngeye ulaşma yolculuğu, hedeflenen GüneşDünya ikilisinin ikinci Lagrange noktasında (L2) son buldu. Güneş ve Dünya’nın çekim kuvvetinin dengelendiği L2 noktasındaki bu dev aynalı gözlemevi, test ve hazırlıkların ardından, bu noktanın özelliği nedeniyle konumunu koruyarak ve düşük yakıt kullanarak en az 5 yıl olarak planlanan ancak çok daha uzun süre devam etmesi beklenen görevine başlayacak. JWUT, yörüngesinde Dünya ile birlikte Güneş etrafında da dolanacak ve L2 etrafında Dünya’nın gölgesinde kalmak için, küçük bir halo yörüngesi çizecek. Bugünlerde teleskobun optik ayarları yapılıyor, test görüntüleri elde edilerek işleniyor ve uzay gözlemevi 2022 yılının yaz ortalarında başlayacağı tahmin edilen bilimsel gözlemlere hazırlanıyor. Bu 24
yazıda JWUT için çizilen bilimsel misyon üzerinde daha fazla duracağız ancak önce bu teknoloji harikasının bazı teknik özelliklerinden bahsedelim. James Webb Nasıl Bir Teleskop? JWUT’u tanıtırken insanlığın uzaya gönderdiği en büyük ve en karmaşık teleskop diyerek söze başlamak gerekiyor. Aslında bugüne kadar uzaya taşıyabildiğimiz en hassas gözlemevi. JWUT o kadar hassastır ki teorik olarak Ay’la aynı mesafede bir arının bırakacağı ısı izini tespit edebilir. Toplamda 6,5 ton kütleye sahip gözlemevi, üç ana bölümden oluşuyor: Optik ve bilimsel aygıtlar (kameralar, tayfölçerler vb.), Güneş kalkanı, taşıyıcı uzay aracı ve destek sistemleri. JWUT, bir kızılötesi teleskoptur ve bu nedenle mühendislerin optik teleskoplara göre çok daha fazla dikkat etmesi gereken iki nokta vardır. Bir yandan teleskobun yeterince ışık toplaması için büyük ana ayna yüzeyine ihtiyaç duyulurken bir yandan da istenmeyen kızılötesi dalga boylarındaki ışığı toplamaması için optik sistem ve alıcılar optik teleskoplara göre çok daha soğuk tutulmalıdır. James Webb ile Bilim İnsanlık uzaya gönderdiği bu teknoloji harikası dev gözlemevinin aynı zamanda bir kozmik zaman makinesi olması nedeniyle çok önemli keşiflere yol açacağını öngörüyor. 25
JWUT’un bilimsel misyonunu, “evrenin erken dönemlerini araştırmak; gezegenlerin, yıldızların ve gök adaların oluşma süreçlerine ve doğalarına ışık tutmak” diyerek özetleyebiliriz JWUT’un yapacağı kızılötesi gözlemler, Güneş sistemimizdeki nesnelerin (gezegenler, uydular, kuyruklu yıldızlar, asteroitler ve Kuiper Kuşağı nesneleri) atmosferlerinin ve yüzey yapılarının karakterize edilmesi için de kullanılacak. Bu başlık altında cevap aranacak soruların bir bölümü de hazır: Dünya benzeri başka gezegenler var mı? Farklı tür ötegezegenler nasıl oluşuyor? Güneş sistemindeki kayaç ve gaz zengini yapılar nasıl oluşuyor ve değişiyor? Güneş sistemi, yeni keşfedilen yıldızgezegen sistemlerinden nasıl farklı olabiliyor veya onlara nasıl benziyor? Sonuç olarak, James Webb Uzay Teleskobu, en yaşlı yıldızları ve en uzak gök adaları tespit etme arayışındadır. NASA, farkı vurgulamak içi gökyüzünün hem Spitzer hem de James Webb Uzay Teleskobundan alınan görüntülerini yayınladı. Uzaydaki yeni gözümüz bizi daha çok şaşırtacağa benziyor… YOĞUNLUK DENEYLERİMİZ 26
DEĞERLER EĞİTİMİ PANOLARIMIZ 27
GEZEGEN MODELİMİZ BİTKİLERDE İLETİM DENEYİ 28
2021 – 2022 EĞİTİM ÖĞRETİM YILINDA DÜZENLENEN GEZİLER 2021 – 2022 Eğitim-öğretim yılında toplam 5 gezi gerçekleştirdik. Öğretmenlerimiz Murat ERTAÇ ve Ümmühan K. UYGUR sorumluluğunda oldukça verimli ve eğitici geziler yapıldı. Öğrencilerin hem kültürel hem de eğitsel olarak bilgi sahibi olmaları , ülkesi ve yaşadığı yer hakkında yeterli bilgi doyumuna ulaşmaları hedeflendi. Yapılan geri dönütlere göre hedeflenen amaçların öğrencilerde gerçekleştiği görüldü. Şimdi bu gezilerimizde nereler görülmüş ve kısa bilgilendirmeleri inceleyelim. EFES ANTİK KENT - ŞİRİNCE GEZİSİ Okulumuz olarak 2021/20022 eğitim öğretim yılının ilk gezisini 17.01.2022 tarihinde Efes Antik Kenti ve Şirince’ye gerçekleştirdik. Öğrencilerin , ülkesinin tarihi , kültürel ve doğal güzelliklerini yerinde görmek , fark etmek ve sosyal alanlarda davranışlarının geliştirilmesi için güzel bir planlama olmuştur. Efes Antik Kentini yerinde görürken günümüzden yaklaşık 6000 yıl önce yaşamış insanların yaşam şartlarını yerinde incelemek ve doğal güzellikleri görmek amaçlanmıştır. Şirince’nin doğal güzelliklerini yerinde görerek öğrencilerin bunları yerinde görüp yaşaması sağlandı. Toplam 82 öğrenci , 1 idareci ve 5 öğretmen eşliğinde toplam 88 katılımcı oldu. İZMİR ŞEHİR TURU Okulumuz olarak 16.03.2022 ile 22.03.2022 tarihlerinde iki kez İzmir Şehir Turu gerçekleştirdik. Agora Antik Kentini , Arkeoloji Müzesi’ni yerinde görürken geçmişte yaşamış insanların yaşam şartlarını yerinde incelemek ,Cumhuriyet Müzesi’ni gezerken tarihi yaşamak ve eğitici etkinliklere katılmak , Asansör ile İzmir şehrinin doğal güzelliklerini görüp yaşamak ve Evrensel Çocuk Müzesi ile kültürel bilgi edinmek amaçlandı. 16.03.2022 tarihli gezide toplam 60 öğrenci ve 5 öğretmen eşliğinde toplam 65 katılımcı oldu. 22.03.2022 tarihli gezide toplam 60 öğrenci 1 idareci ve 4 öğretmen eşliğinde toplam 65 katılımcı oldu. 29
DOĞADA BİR GÜN GEZİSİ 01.04.2022 tarihinde Doğada Bir Gün gezimizi gerçekleştirdik. Doğada vakit geçirmek , değişik aktivitelerle sporun faydasını yaşama , mantık oyunlarıyla zihinsel gelişim sağlama , takım ve bireysel olarak sorumluluk alma , takım bilinci , sosyalleşme ve doğanın güzelliklerini yaşama gibi hedefler gerçekleştirildi. Öğrenciler kendi yaş gruplarına göre ayrılarak doğanın içinde birbirinden farklı eğitici ve eğlendirici etkinliklere katılarak güzel bir gün geçirdiler. Toplam 96 öğrenci , 1 idareci ve 2 öğretmen eşliğinde toplam 99 katılımcı oldu. ESKİŞEHİR GEZİSİ 29.04.2022 tarihinde Eskişehir Gezimizi gerçekleştirdik. Balmumu Müzesi’nde gerçeklerinden farksız olan balmumu heykellerini yerinde görmek, Kentpark’ta şehir içinde yoktan var edilmiş yeşil alanı ve yapay deniz sahilini deneyimlemek , Devrim arabası’nı yerinde görüp ilk arabamızı yaşamak , Sazova Parkı’nda Masal Şatosu ve Korsan Gemisini incelemek , ayrıca Akvaryum ve Hayvanat Bahçesinde eşsiz canlıları görmek , Eskişehir Miniatürk’te ülkemizin mimari şaheserlerini görmek , Odunpazarı evlerinin tarihi büyüsünü hissetmek ve Porsuk nehrinde Gondol keyfi gibi tarihi , kültürel ve doğal güzellikleri yerinde görmek , fark etmek ve sosyal alanlarda öğrenci davranışlarının geliştirilmesi amaçlanmıştır. Toplam 36 öğrenci , 4 veli , 1 idareci ve 5 öğretmen eşliğinde toplam 46 katılımcı oldu. 30
İSTANBUL GEZİSİ 11.06.2022 ile 12.06.2022 tarihlerinde 1 gece 2 gündüz son turumuzu İstanbul’a gerçekleştirdik. 1 gün yatılı olan turumuz ile 2021-2022 eğitim öğretim yılını bitirdik. Topkapı Sarayı – Şerefiye Sarnıçı – Ayasofya Camii – Sultanahmet Camii – Dikilitaş - 1453 Fetih Müzesi – Pier Lotti – Teleferik – Boğazda Tekne Turu – İstiklal Caddesi – Galata Kulesi gibi tarihi , kültürel ve doğal güzellikleri yerinde görmek ve fark etmek ve sosyal alanlarda öğrenci davranışlarının geliştirilmesi amaçlanmıştır. İlk gün Topkapı Sarayı’nda Osmanlı mimarisi , yaşamı ve gelenekleri yerinde görüldü. Şerefiye Sarnıçı’nda eşsiz bir lazer şovla mimarinin etkisinde kaldık. Ardından Ayasofya Camii ve Sultanahmet Camii ziyaret edildi. Dikilitaş’ın tarihi hakkında bilgi edinildi. Ardından Boğazda 1 saatlik mükemmel bir Boğaz Turu yapıldı. 2. Gün ise 1453 Fetih Müzesi’ni ziyaret ederek panoramik İstanbul’un Fethini resmen yerinde yaşadık. Teleferik ile Pier Lotti tepesine çıkarak Haliç ve Boğaz’ın eşsiz manzarasına kendimiz kaptırdık. Miniatürk’te eşsiz maket yapıları inceleyerek Türkiye’mizi tamamen gezmiş kadar olduk. Son olarak Taksim Meydanı’na ulaşarak İstiklal Caddesi’nde yürüyerek Galata Kulesi’ne ulaştık. Toplam 25 öğrenci , 15 veli ve 6 öğretmen eşliğinde toplam 46 katılımcı oldu. 31
Günümüzde Müzik Terapisi Artan sayıda birey zihinsel sorunlar yaşamaktadır. Sosyal hayat karmaşıklaştıkça, zihinsel sorunlar da farklılaşmaktadır. Tedavi protokolleri de bu çerçevede yeni boyutlar kazanmaktadır. Müzik terapisi, günümüzde birçok hastalığın tedavi sürecinde hastaların psikolojik durumlarının iyileştirilmesinde kullanılmaktadır. Ucuz ve yan etkisi olmayan bir yöntem olmakla birlikte, hastaların fiziksel, psikolojik, sosyal, duygusal ve manevi olarak iyileşmesinde olumlu etkisi vardır. Müzik, dinleyen bireyde hem fizyolojik hem de psikolojik cevaplara neden olduğu için eşsiz bir uyarandır. Ortodoks tıbbının gelişimi ile unutulan ve binlerce yıldır kullanılmış olan müzikle tedavi, Batı tıbbı tarafından yeniden fark edilmeye başlanmıştır. Artık, müzik ve müzikoterapinin nörobilimi çalışılmaktadır. Müzik terapisi; müziği ve onun fiziksel, duygusal, mental, sosyal, estetik ve spiritüel olmak üzere tüm yüzlerini, kişinin sağlığını düzeltmek veya geliştirmek için kullanan, eğitimli bir müzik terapisti ile hasta ilişkisine dayanan, yardımcı bir sağlık uzmanlığıdır. Müzik terapisti, temelde hastanın sağlığının düzelmesine kognitif fonksiyonlar, motor beceriler, duygusal ve affektif gelişim, davranış ve sosyal yetenekler ve yaşam kalitesi gibi çeşitli alanlarda müzik deneyimlerini (doğaçlama, şarkı söyleme, şarkı yazma, müziği dinleme ve tartışma, müzikle hareket etme) kullanarak tedavi yöntem ve hedeflerine ulaşarak yardımcı olur. Müzik terapi, fizyolojik fonksiyonlara daha holistik yaklaşır. Yani, ritm, melodi, tını, dinamikler, harmoni ve formdan oluşan altı unsurla, sistemi düzenlemek, daha doğru bilgiyi alıp işlemesini sağlamak için beden ve ruha yönelir. Literatürdeki pek çok nitelik ve niceliksel araştırmalarla hem bir sanat, hem de bir bilim olarak kabul edilmektedir. Uygulama, birebir kişiyle veya grup ile birlikte, aktif katılımcı veya pasif dinleyici şeklinde, doğaçlama veya belli bir müzik üzerinden yapılabilir. Müziğin, gelecekte, tedavide hak etiği ölçüde daha yaygın kullanılması dileğiyle.. Doç. Dr. Oğuzhan ZAHMACIOĞLU Yeditepe Üniversitesi Koşuyolu Hastanesi Çocuk ve Ergen Psikiyatrisi Anabilim Dalı 32
YABANCI DİL DERSİ “İNGİLİZCE” 2021-2022 Eğitim Öğretim yılı İngilizce derslerimiz için oldukça etkin , verimli ve interaktif geçti. Öncelikle 5. Sınıfların yabancı dil ağırlıklı olması dolayısı ile 11 saatlik İngilizce dersinin öğrenciler açısından faydası üst seviyede oldu. Öğrencilerin , İngilizceye daha yoğun maruz kalmaları , önümüzdeki senelerde yabancı dil açısından zorluk yaşamayacakları ve ayrıca öğretmenler için de öğrencilerin hazır bulunuşluluk olarak pekiştirme ve Lgs’de kolaylık olacağı kesindir. 11 saatlik yoğunlaştırılmış dil eğitimi öğrencilerin yabancı dile olan bakış açısını ve yaklaşımını olumlu yönde etkilemiştir. Öğrencilerin derste aktif olmaları sağlanarak maksimum performans ve verim elde edilmiştir. Üniteler ile ilgili zevkli etkinlikler ile derse olan ilgi arttırılmış ve öğrencinin kendini göstermesi hedeflenmiştir. FAMILY TREE ETKİNLİĞİ 6. ve 7. Sınıflarda hem İngilizce dersi PHYSICAL APPEARANCE hem de seçmeli İngilizce dersleri ile öğrencilerin ETKİNLİĞİ işlenen konuların farklı beceri yöntemleri ile eğlenceli ve öğretici bir şekilde anlaşılması sağlandı. Öğrencilerin derslerde aktif katılımlarını amaçlayan etkinlikler teknolojik cihazlar yardımı ile uygulandı. Birkaç farklı öğretim metodu yardımıyla ünitelerdeki konuların anlaşılması kolaylaştırıldı. 33
WORD SEARCH ETKİNLİĞİ 8. sınıflar genel olarak Lgs maratonu içerisinde oldukları için , dersimize ilgileri sınav odaklı olmuştur. Konular müfredata uygun bir şekilde işlenerek genelde kelime odaklı çalışmalar yapıldı. İngilizce için kelime bilgisinin olmazsa olmazlar içinde olması , o yöne odaklanılmaya gerek duyulmuştur. Gerekli test teknikleri ile öğrencilerin sınava hazır bulunuşlulukları sağlandı. Öğrencilerden gelen geri dönütlere göre yıl içerisinde yapılan çalışmaların oldukça faydalı ve yol gösterici olduğu gözlemlenmiştir. PARTY TIME ETKİNLİĞİ 34
Şanlıurfa'da yapılan 14. Uluslararası MEB Robot Yarışmasında 6. olduk. Remzi Doğan Ortaokulu; Bilişim Teknolojileri Öğretmenimiz Seda SÖZERİ danışmanlığında katıldığı 14. Uluslararası MEB Robot Yarışmasında sanal ön elemede 1000 robot arasında ilk 200’e girdi ve Urfa finallerine gitmeye hak kazandı. 35
Bütün robotlarımız öğrencilerimiz çok güzel yarıştılar ve hepsi de güzel skorlar aldılar ama en iyi skorumuz temel seviye çizgi izleyen kategorisinde oldu. 200 robot arasından ilk defa katılmamıza rağmen büyük bir başarı göstererek 6. olduk. Önümüzdeki sene için hedeflerimizi şimdiden büyüttük. Yarışmaya katılım için büyük çaba sarf eden Okul Müdürümüz Fikri SERTEL’e ve emeği geçen tüm öğretmen ve öğrencilerimize teşekkür ederiz. 36
İzmir İl Milli Eğitim Müdürlüğü tarafından Çevre Dostu 1000 Okul Projesi kapsamında düzenlenen 'Enerji Verimliliği ve Enerji Tasarrufu' konulu afiş ve tasarım yarışması sonucunda Gaziemir Remzi Doğan Ortaokulu'ndan Eylül ÖZBEK 2.liğe değer bulundu. Öğrencimizi tebrik eder, başarılarının devamını dileriz. 37
23 Nisan Ulusal Egemenlik ve Çocuk Bayramı nedeniyle ilçemizde düzenlenen yarışmalarda; Şiir dalında Yiğit AKTAN, Kompozisyon dalında İpek MUTLU, Resim dalında Zeynep İclal KIR Gaziemir 2.'si Olmuşlardır. Öğrencilerimizi ve emeği geçen öğretmenlerimizi tebrik ederiz. 38
Öğrencimiz Atakan KORKMAZ Karate Türkiye 3.'sü olmuştur. Kendisini, ailesini ve antrenörlerini tebrik ederiz. 39
Anadolu Yıldızlar Ligi Taekwondo Müsabakalarında öğrencilerimiz Nisanur AYDIN 2., Eda YILMAZ 3. olmuştur. 40
18 Mart Çanakkale Deniz Zaferi ve Şehitleri Anma Günü nedeniyle İlçe Milli Eğitim Müdürlüğümüzce düzenlenen yarışmalarda; Kompozisyon dalında İpek MUTLU 1., Şiir dalında Beyza ÇALIŞKAN 2. olmuştur. Öğrencilerimiz ödüllerini düzenlenen törende almışlardır. Tebrik eder, başarılarının devamını dileriz. 41
12 Mart İstiklal Marşı'nın Kabulü ve Mehmet Akif Ersoy'u Anma Programımız gerçekleşti. Şiir dalında İlçe 1.'si ve İstiklal Marşı'nı Güzel Okuma yarışmasında İlçe 2.'si olan Gülay DEREKÖY'e, Kompozisyon dalında ilçe 2.'si olan İpek MUTLU'ya ve Karate İl 1.'si Atakan KORKMAZ'a ödülleri okul müdürümüz Fikri SERTEL tarafından verilmiştir. 42
Okulumuz Bocce Takımı, Türkiye Bocce Bowling ve Dart Federasyonu tarafından düzenlenen Bocce Turnuvasına ilk defa katılmasına rağmen İl 4.'sü olmuştur. Bizleri gururlandıran öğrencilerimize ve antrenörümüz Aygül Özcan'a teşekkür ederiz. 43
Öğrencimiz Atakan KORKMAZ Küçükler Karate İzmir 1.'si olmuştur. Tebrik eder başarılarının devamını dileriz. İlimizde düzenlenen Taekwondo müsabakalarında okulumuz öğrencilerinden Efe YILMAZ 57 kg.'da ve Emir Kaan KURTULDU 50 kg.'da İl 3.'sü olmuştur. Öğrencilerimizi tebrik ederiz. 44
Gaziemir İlçe Milli Eğitim Müdürlüğümüzce 24 Kasım Öğretmenler Günü nedeniyle düzenlenen yarışmalarda dereceye giren öğrencilerimiz törende ödüllerini aldı. Beyza ÇALIŞKAN - Şiir Dalında - İlçe 2.'si İpek MUTLU - Kompozisyon Dalında - İlçe 3.'sü İrem ÇAKIR - Resim Dalında - İlçe 3.'sü Öğrencilerimizi tebrik eder başarılarının devamını dileriz. 45
Cumhuriyet Bayramı nedeniyle düzenlenen yarışmalarda kompozisyon dalında Gaziemir 2.'si olan 6/A sınıfı öğrencimiz İpek MUTLU törende ödülünü aldı. 46
15 TEMMUZ DEMOKRASİ ZAFERİ Hatırlanacağı üzere, okulumuz kapalıyken ve bizler yaz tatilindeyken, 15 Temmuz gecesi, ülkemizi, milletimizi, demokrasimizi, Cumhuriyetimizi, aydınlık geleceğimizi yok etmek isteyen vatan hainleri harekete geçmiş, milletin silahlarını yine bu aziz ve fedakar millete doğrultarak kanlı bir darbe girişiminde bulunmuşlardı. Ancak, milletimiz darbe girişimini, sokakları ve meydanları doldurarak, ölümü göze alarak başarısızlığa uğrattı. Şehitlerimiz ve gazilerimiz, 15 Temmuz gecesi, cesaretleriyle, dirayetleriyle, kararlı ve dik duruşlarıyla tarih yazdılar. Hiç şüphesiz ki, şehitlerimiz, kalplerimizdeki mümtaz yerlerini daima muhafaza edeceklerdir. Artık her yıl, 15 Temmuz Demokrasi Zaferi ve Şehitleri Anma Günü’nde kendilerini gönülden yâd edecek, hatıralarını gelecek nesillere aktaracağız. 15 Temmuz’da, meydanlarda, tıpkı Çanakkale’de, İstiklal Savaşımızda olduğu gibi, tüm fertleriyle tek yürek olmuş, iradesini bir avuç darbeciye çiğnetmeyen büyük Türkiye vardı, büyük Türk milleti vardı. Bu darbe girişiminde, milletimiz, tıpkı bin yıl önce Malazgirt’te olduğu gibi, bu coğrafyayı vatan olarak sahiplenme konusundaki kararlılığını ortaya koymuştur. 47
Milletimiz, o gece, tıpkı 717 yıl önce Söğüt’te, 563 yıl önce İstanbul’da olduğu gibi, Anadolu topraklarını istikbali olarak gördüğünü tüm dünyaya haykırmıştır. Milletimiz, bu ülkeyi bölmek isteyen saldırganlara karşı Çanakkale’de, Dumlupınar’da ne cevap vermişse, 15 Temmuz’da da aynı cevabı vermiştir. Türkiye’yi parçalayacaklarını, devleti teslim alabileceklerini sanarak, 15 Temmuz gecesi harekete geçen hainler, ertesi gün akşam olmadan milletimiz tarafından hüsrana uğratılmışlardır. Bu darbe girişimi milletimize, Meclisimize, demokrasimize, Cumhuriyetimize, aydınlık yarınlarımıza ve şanlı ordumuza karşı yapılmıştır. Ordumuz ve Mehmetçiğimiz bizim gözbebeğimizdir. Bu silahlı darbe girişiminin başarısızlığa uğratılmasıyla, Türkiye, artık yeni bir döneme girmiştir. Bu güzel ülke, artık, 15 Temmuz öncesinden daha güçlüdür. Şairin dediği gibi: “Tasalanma yiğidim, zaman bizden yanadır. Külümüzden yükselen duman bizden yanadır. Son durak, son ilahi ferman bizden yanadır. Dünya düşman olsa da iman bizden yanadır.” 15 Temmuz Şehitlerimizi rahmet ve minnetle anıyoruz. Gazilerimize acil şifalar diliyoruz. 15 Temmuz Demokrasi Zaferimiz kutlu olsun! 48
Search