Important Announcement
PubHTML5 Scheduled Server Maintenance on (GMT) Sunday, June 26th, 2:00 am - 8:00 am.
PubHTML5 site will be inoperative during the times indicated!

Home Explore Güzel Yazı Defteri_Sayi1_V09

Güzel Yazı Defteri_Sayi1_V09

Published by mcsametbey, 2017-05-16 07:55:09

Description: Güzel Yazı Defteri_Sayi1_V09

Search

Read the Text Version

Çorlu Mimar Sinan Anadolu Lisesi Resimli Edebiyat Dergisi Mayıs 2017 No1 Edebiyat öğretmez, ama edebiyatın öğrettiğini de hiçbir şey öğretemez.....



Çorlu Mimar Sinan Anadolu Lisesi Resimli Edebiyat Dergisi Mayıs 2017 No1

ISSN:130B-996X Çorlu Mimar Sinan Anadolu Lisesi Edebiyat Dergisi / Mayıs 2017/ Sayı 1 Okul Adına Sahibi Günay ŞAHİN (Okul Müdürü) Genel Yayın Yönetmeni ve Yazı İşleri Deniz Gönüllü Editörler Buse Dağlı (12. Sınıf ), Merve Tutar (10. Sınıf ) Yayın Kurulu Asude Onbaşı (11. Sınıf ), Aslı Kont (11. Sınıf ), Ceyda Kahraman (11. Sınıf ) ve Ders Sonu Sanat Yazı Ekibi Yayın İnceleme Kurulu Zeynep Filiz Fidan, Kayhan Daştan, Işıl Altan Halkla İlişkiler Mine Çiçek Gönüllü Kapak Resimleri Ön Kapak: Hazal Konuk(10/B); Arka Kapak: Sibel Arslan(11/F) Kapak Sözü: Adnan Binyazar Düzelti Funda Öztürk Dizgi Rahim Can Ayaz (12. Sınıf ), Damla Tataroğlu (12. Sınıf ) Grafik Tasarım: Deniz Gönüllü / denizgonullu@ gmail.com Yönetim ve Yazışma Çorlu Mimar Sinan Anadolu Lisesi Zafer Mahallesi, 59850 Çorlu/Tekirdağ Telefon ve Belgegeçer: 0282 692 29 02 / 0282 692 29 04 /e-posta: 972998 @ meb.k12.tr web: www.corlumimarsinan.meb.k12.tr >Ga>zGeötenmdeizr,ilenŞubyaaztYıöl2an0ret0my5aeytlıiamğrilinahensv(ıenMa2yd5ad6yeı9m2sla4an)y”mılıuayTsıegnbulniiğaldheearzıeDrdleairlngmmiseiıznş.tdı>er.Y1ayya3ıy.m0ım1la.l2nan0ana0n5yat“azİırllikahörığnvreesto2imr5u6mv9el9ulOusarğtyuaılöıeğsRree.rGti.ms)ahSiopsleyrailneEtakiitntliirk.ler

Konuşmaktan vazgeçmiş insanların dilidir, edebiyat.Lise öğrencilerinin kalemlerini dillendirdiği parmaklarının arasından bir uzantı ile kağıtla buluşup yüreklere dokunan o güzelim satırlar, mısralar... Hepsi ayrı bir tutku, bir kaçış, bir şey edebiyata dair. Güneş vurmayan bir köşede açan çiçeğin fark edilmesidir gördükleriniz. İnce duygular, yüreklerin satırlarla buluşmasıdır.Hiç kimsenin bilmediği yaşanmışlıkları, hayalleri, umutları, sırları gözler önününe serdik. Birbirinden kaçanlar, korkular ve keşkeler... Hepsiyle yüzleştik. Biliyoruz ki yüreğine bir satır bile değmeyen insanlardan olmayacağız. Çünkü dünyayı yine edebiyat kurtaracak. Şiir, öykü, deneme, resim, fotoğrafla bir adım attık bile. İyi okumalar...

ŞİİRLERBuse Dağlı 10 / H. Burak Paklacı 11 / Ahmet Fındık 13 / Damla Tataroğlu 13 /Feride B. Bektaş 14 / Büşra Gündem 14 / Elif Elbaşı 15 / Safiye Baş 15 / MücahitH. Yağsağan 15 / Safa Göktaş 17 / Fatma Kaplan 17 / Hasret Keser 18 /Sinem Küçükkara 18 / Sümeyye Suna 19 / Fahriye Açar 19 / Nida Nur Tatlısu 19 /Tuğçe Nur Atay 19 RESİMLERBuse Çapkın 12 / Aytuğ Koçak 16 / Büşra Doğru 20 / Elif Özdemir 24 / Gülse Kara 27 / Edanur Açıl 28 / Şura Yıldız 35 / Atılay Sargın 36 / Başak Özülk 43 /Merve Betül Temiz 53 / Damla İleri 55 / Sudenur Turgut 66 / Şule Çalışkan 72 / Beste Yeliz Şahintaş 81 / Beste Eroğluer 85 / Feyza Kapkaç 86 FOTOĞRAFLAR Minel Bahtiyar 47 / İbrahim Can Yurttaş 54 / İbrahim Can Yurttaş 63 KÜÇÜREK ÖYKÜ Gökmen Çetin 22 / Aslı Kont 22 / Ceyda Kahraman 23 / Ece Acar 23 / MehmetPek 23 / Ahmet Fındık 23 / Leyla Karadeniz 23 / Miray Güney 25 / Büşra Gündem 25 / Yasemin Keleş 25 / Elif Bircan 25 / Hasret Keser 25 / Emrah Baykın 25 /Eray Furkan Aslan 25 / Ayşe Çiftlik 25 / Yudum Arslan 26 / Ayşe Süsoy 26 / İlaydaBuyural 26 / Doğukan Bayar 26 / Şule Yalçın 26 / Ali Ercan 26 / Buket Boran 26 / Merve Tutar 26H A Y A L S Ö Z L Ü Ğ Ü 30 DENEMELER Ceyda Kahraman 38 / Aslı Kont 39 / Atakan Şeber 39 / Hilal İrem Şeker 40 /Gökmen Çetin 40 / Ekin Aydın 41 / Gül Deniz Kök 42 / Yaren Bozbıyık 44 / Buket Özkan 45 / Melek Özkan 46 / Aygün Aşık 47 / Buğra Deryal 47 / Hilmi Akan 48 DİVAN EDEBİ YATI

GAZELLER İrem Sena Keleş 50 / Edanur Demir 50 / Kardelen Ercan 51 / Merve Tutar 51 /Özgen Sezen 52 / Serhat Orman 52 / Soner Atanoğlu 52 / Ayşe Süsoy 52 / SudeMelis Ceylan 52 / Zülbiye Altun 52 / Hüsne Mazı 52 / Mert Can Ese 52 / Emircan Özvatan 54 / Emre Şahin 54 / Ayşe Yıldırım 54 / Cansu Deniz 54 / Muharrem Gerçek 54 / Ozan Akpınar 54 / Gülçin Koçoğlu 54 / Hilal Gökalp 54 / Ahmet Batuhan Baygül 54 / Emrecan Dönmez 54 / Şevval Zor 54 / Perihan Altın 54 / Burak Zeybek 54 RUBAİLER Ceren Yaşar 56 / Serhat Orman 56 / Ayşen Çankaya 56 / Egemen Tunç 56 / Hüsne Mazı 57 / Emre Şahin 57 / Serenay Akdoğan 57 / Hakan Şahin 57 / Ömer Yılmaz 57 / Enes Durmaz 58 / Asya Uykay 58 / Edanur Demir 58 / Emrecan Dönmez 58 / Harika Bilgi 58 / Miray Güney 59 / Zeynep Gökçe 59 / İrem Sena Keleş 59 / Ozan Akpınar 59 / Şevval Zor 59 KASİDELER Ceyda Nur Alperoğlu 60 / Şule Yalçın 61 / Zülbiye Altun 61 / Hüsne Mazı 61 / Ayşe Süsoy 62 / Merve Tutar 62 / Büşra Beydoğan 62 / Edanur Demir 63 / İrem Sena Keleş 63 MANİLER Eray Furkan Aslan 64 / Serhat Şencan 64 / Muharrem Gerçek 64 / Zeynep Gökçe Göktan 64 / Çisem Nur Tural 64 / Emrecan Dönmez 64 / Gülçin Koçoğlu 64 / Perihan Altın 64 / Ömer Bozkurt 64 / Emircan Özvatan 64 / Emre Şahin 64 /Egemen Filiz 65 / Melike Güneş 65 / Sezer Erdoğan 65 / Atahan Par 65 / Mert Can Ese 65 / Serenay Akdoğan 65 / Şevval Zor 65 / Ceren Yaşar 65 / Ayşe Süsoy & Merve Tutar 65 ÖYKÜLER Buse Dağlı 68 / Ece Acar 69 / Kerem Erol 70 / Gamze Atasoy 71 M EKT U P L A R/GÜ NLÜ KL ER Merve Tutar 74 / Hilal Gökalp 74 / Şeyma Ünsoy 75 / Mert Can Ese 76 / DilaraÜlküseven 76 / Sümeyye Suna 77 / Çağla Doğan 78 / İrem İmren 79 / Merve Tutar 80 / Aslı Kont 82 / Gökmen Çetin 83 / İlayda Buyural 84 / Merve Keskin 84

ZEYNEP NUR GÜNEŞ 10. sınıf



şiir BUSE DAĞLI 12. sınıf KAZ mavi gecelerin ardından yorgun sabahlara uyandım gözlerim bağlı uyudum kör edici ışıklara bir bebeğin emekleyemediği yoldan koştum geldim geldim de, sana mı geldim saçlarım dolanmış koynuma yükü omuzlarımı eskitti timsahın kollarında yürüdüm tırnak ucumda tüy naifliği ile kör edici ışığa süzülerek geldim de, sana mı geldim ışık mı yaktı, kör mü oldum yanık kaz kokusu nehirden mi anakondaya sarıldım Ganj boyunca geldim de, sana mı geldimKIRMIZIdağlı ovalardan koşuyorumkayaların suratıma vurduğu ovalarellerimi cebime sokuyorumsoğuk soluğu davet edenipsiz deliğekırmızı kayayı arıyorumsuratımı kızartacak kayayabir cesaret ki koşuyorumsoğuk arsız bir köpekkırbaçlıyor suratımıkayayı değilkırmızıyı arıyorum10 SAYI 01

şiir anahtar kimde? H. BURAK PAKLACI MAYIS 2017 11 9. sınıfAralıyorum kalbimin kapısınıGiren çıkan belli olmasınAnahtarını saklıyorum benAnahtar kimsede kalmasınBir yabancı dil sorusu gibiyimOkuyanım çok, anlayan yokDeniz misaliyim hırçınBiraz dinlerim, sonra sonsuz.Barakuda gibiyim bir başımaKalmışım, sonbaharın son ayındaDenizin ortasında tek başımaNe bir avım var ne de bir avcımKelebek misaliKozamdan yeni çıkmışımNe uçabiliyorum, ne de koşuyorumSadece bekliyorum, güçlenmeyi.Yalnız kalmışımSen yokken, senle dolu bu şehirdeOdamda başka kokular, girmeye utanırımSensizken gülmeye korkarım...ÇORLU MİMAR SİNAN ANADOLU LİSESİ

12 SAYI 01 BUSE ÇAPKIN 9. sınıf

DEPREMLİ şiirDEPRESAN AHMET FINDIKyorgunum ve sırtım bir dağı aralıyor,kucağımda enkazı tabiatın, 12. sınıftemkinle eğiliyorum mevsimeve tanrı, şiiröksürürken ikaz ediyor yaramı.onlar görmüyorlar nelerin geldiğini, DAMLA TATAROĞLUbunca dağ yan yana neden duruyor? 12. sınıf‘’ben daha delirmedim,fakat onlar bilmiyor.’’ MAYIS 2017 13PUSUDAvekaranlıkBir ay düştü içime vakt-i seherVarlığı fecr-i sabaha benzerOnu da pusuda bir karanlık beklerKaranlık mıdır böylesine hüzn-ü cevherSabah çekilir sinesine mâh-ı mukedderGündüz olur bakarım semâyaVarlığın gökteki aya benzerYalnız kalmayanlar göremezlerAydınlık mıdır böylesine hüzn-ü cevherKaranlığımın güneşi batmadan gülümserÇORLU MİMAR SİNAN ANADOLU LİSESİ

KARANLIK şiirBÜSBÜTÜN FERİDE B. BEKTAŞSessizliğin tonlamalarıyla yürüyordumÇehrem acı bir telaşla sarılmıştı 12. sınıfSarsılmıştı bedenim, ansızın duyunca sesiniO gece tüm karanlıklar bize parlamıştı. şiirBüyük kahkahalarını dinliyordum BÜŞRA GÜNDEMÖyle uzaktan, dokunmak imkansız.Ay ışığı , çekti pılını pırtısını 12. sınıfKırmızıya büründü gecem büsbütün.Pervane, ateşten hiç sakınır mı kendini?Her gün çoğalan bir yangınımHeba olmanın eşiğinde ikenYangınıma bir rüzgar da sen kattın.Yaprak yaprak sökülüyorum sankiGeçen zamandır, geçmiş geçmez aslaHer mevsim bir kez daha soluyorumGözlerinin düştüğü her yerdeyim aslındaBir daha, daha bir dikkatli bak!Kalem puslu, nefesim düğüm düğümBeni bilirsin, sevemedim keşkeleri, amaKeşke öğrenmeseydim gerçekleri,Siyaha büründü gecem büsbütün.DELİCESİNESıcak öpücüklerleısınan kış gecesindeEllerin ellerimdeLiteratüre aykırı birkalpleSevmek seniÖyle güzelÖyle delicesine...14 SAYI 01

öznesiz şiirTitreyen avuçlarımın arasına alıyorum kalemi ELİF ELBAŞIKavuşmuyor dudaklarımÖznesi yitik cümleler saçılıyor kağıda 12. sınıfBaşım ellerimin arasındaYeniden not düşüyorum yalnızlığımı şiirBoğuluyorum iki satır arasında. SAFİYE BAŞKIYISIZ ŞİİR 12. sınıfGözlerinde yeniden kulaç atmak istiyorumMavilerinde yüzemeyecek kadar bitkinim.Kalbim kanatlanıp göğsünde can atmak istiyor,Semalarında süzülemeyecek kadar yalnızım artık.Kalbim sarıl diyor, aklımsa bırak,Gönlüm hep seninle, ellerim uzak,Sen yolun başında, ben ise son durak,Sona gelemeyecek kadar sensizim artık.SESSİZCE şiirKaranlık bir gece, MÜCAHİT H. YAĞSAĞANSaçların ellerimde,Gecenin güzelliği yansırken 12. sınıfKirpiklerinden, yüzüneVe sokaklar,sokaklarYalnızlığa çıkar;Üşüdüğünü sanırsın aniden,Düştüğünü sanırsın birinin içinden,Yeryüzüne.ÇORLU MİMAR SİNAN ANADOLU LİSESİ MAYIS 2017 15

AYTUĞ KOÇAK 11. sınıf16 SAYI 01

hayat şiirşarkısı SAFA GÖKTAŞSüzülen ışıkla merhaba dersin hayataHerkes sevinir gelince şu yorgun dünyaya 12. sınıfUzanır bir yol, sabırlı olmalıDüşe kalka aşarsın, bazen zoru, bazen rahatlığı şiirHer ışıkla başlar bir öykü daha FATMA KAPLANÖmür mü dayanır bu acı sonaAğlar analar, evlatlar, var mıdır kaçarı 12. sınıfDevrilir bir bir ağaçlar, yoktur yılların hatrı MAYIS 2017 17Su dökülür son kez serin toprağa,Sanki sıcakmışçasınaBaşında bir taş, beklemektedir gitmeyiİki farklı katmana.Bir kapı olsaAlsa uzanan bir el beni serin çukurumdanNe acınasıdır dünya.Ne gitmek.Ne de kalmak.KAYIP ÇOCUKUfak bir çocuk olmak isterdim,Yağmur yağınca pencereye koşan,Akşam ezanından önce evde olan,Ağlamalarım dakikalık,Sevinçlerim ömürlük olsun isterdim.Hayat değişiyor, korkular arttı,Sevgileri salıverdik, mutluluk azaldı.Çocukken karanlıktan korkarken,Şimdi esiri olduk hayatın siyahının.Hani nerede benim çocukluğum,Tahta oyuncaklarım, demir bilyelerim,Beş dakika küslük yaşadığım dostlarım,Nerede benim hayallerim güzel umutlarım?ÇORLU MİMAR SİNAN ANADOLU LİSESİ

BAHÇEMDE şiirSONBAHAR HASRET KESERDurdu mu şu hep sallanan salıncak?Ben büyüdüm, babam artık kime kızacak? 12. sınıfSöyle anne, yine renkli ninnilerAcı gerçekler değil, masallar anlat.Anlat, anlat ki uyuyabileyim!Gece çöktü, kedim Boncuk öldüBahçedeki ağaç meyve vermez oldu.Sonbahar geldi, gitmiyorAnne, kahrım bitmek bilmez oldu.Sobayı da mı kaldırdılar?Yok mu artık odamda mandalina kokusu?Yorgun bahçemde kalmadı yaprak.Baba elimi bırakma, dizlerim kanayacak.Korkmuyorum lakin,Sonbahar çok uzun sürdü.ZARİF ve ZAYIF şiirYENİLGİLER SİNEM KÜÇÜKKARA 12. sınıfŞu bomboş hayatımın içine bir tek seni aldım.Sonu kötü bitecek bir hikayeyi bir umutla yaşadım.Gece karanlıktı, umuduma sarılıp sana inandım..Gelip geçici baharlarda zarif yenilgiler kokladım.Ellerimi uzattığımda dokunabilecekken sanaHer gün ayacak gecenin inceliğinde sevdim.Ellerimle itip mutluluğu, karanlığa koştum.Gelip geçici baharlarda zarif yenilgiler kokladım.Önümdeki şansları yok saydım, hem güldüm hem ağladımÜzüldüm seninle mutluluğa da vardım.Her seferinde gece oldu, ben karanlığa ve sana inandım.Gelip geçici baharlarda zayıf yenilgiler kokladım.18 SAYI 01

BOŞLUK şiirBir perde inmiş gözlerine SÜMEYYE SUNASuskun bakıyorsun yollaraSolmuş çiçekler avucunda 12. sınıfNe var baktığın o yollardaSanki boşlukta gözlerinSallanıp duruyor uçurumlar kirpiklerindegece duruşu şiirGecenin sessizliğinin yankısı FAHRİYE AÇARDoluyor içime hüzünler geçidiKelimelerle savaşıyorum 12. sınıfBen böylece anlıyorum varlığımı şiirmavi NİDA NUR TATLISUKüçüğüm, maviyimSonsuzluğun mavisiyim 12. sınıfYürüyorum ve yürüyorumYolumun üstü karanfilYürüyorumYolumun sonu şiir.YALNIZ şiirYALNIZLIK TUĞÇENUR ATAY 12. sınıfHer baktığım göz suskunHer girdiğim yol tenhaBir uçurum kıyısında gece oluyorBir başıma açmış bir çiçeğim.ÇORLU MİMAR SİNAN ANADOLU LİSESİ MAYIS 2017 19

BÜŞRA DOĞRU 10. sınıf

ÇORLU MİMAR SİNAN ANADOLU LİSESİ MAYIS 2017 21

Küçürek Öykü (Minimal Öykü)Çok kısa öykü, minimal öykü olarak da anılan küçürek öykü çok kısa ama bir o kadaryoğun bir öykü türüdür. Günümüzde birçok alanda sadeleştirmenin yanı sıra o alanıniçinin boşaltılması, kolay tüketilir hale gelmesine sık rastlar olduk. Ama küçürek öyküöyle değil. Birkaç sözcükle sizi derinliklere sürükleyecek bir kuvvete sahip.İlk bakışta “ben de yazarım ne var ki” demeyin çünkü bu öyküler yazarın dile hakimiyetini,sözcük dağarcığını, kurgu kabiliyetini, duygu ve düşünce dünyasının derinliğini gösterir.Ünlü bir örnek verelim:“Satılık: bebek ayakkabıları, hiç giyilmemiş.” (For Sale: baby shoes, never worn.)Ernest HemingwayDünyadaDünyada küçürek öykülerin birçok örneği mevcut. Yukarıda Ernest Heminway’denörnek vermiştik. Ama küçürek öykünün tarihi fabllarından tanıdığımız Ezop’a kadaruzanır. Asıl adı H. H. Munro olan Saki, duygusal öyküleriyle yürek parçalayan O. Henry,Fahrenheit 451 ile tanınan ama müthiş öykülere sahip Ray Bradbury’yi de usta kısaöykü yazarları arasında sayabiliriz.Türkiye’deTürkiye’de incelikli küçürek öykü örnekleri elbette bulunuyor. En başta Ferit Edgü veHulki Aktunç bu alanda eser vermiş usta yazarlarımızdan. Gün geçtikçe küçürek öyküdalında yepyeni eserler veren yazarlarımızın sayısı artıyor.Kurallar?Küçürek öykülerin kuralları var mı? Kesin bir tanımı olmasa gerek. New York Timesyayın editörü 55 kelime sınırı koyarken başka bir kaynak başlık dahil yedi kelimedenfazla olmamalı diyor. Bu kurallar elbette dilden dile değişir. Kelime uzunlukları veimla kuralları dillerde farklılık göstereceği için dünya çapında bir kural belirlemek pekmümkün görünmüyor. Bu arada küçürek öyküler yabancı dergilerde kelime sayısınagöre değişik isimler almaya, küçürek öykü kendi içinde türlere ayrılmaya başladı bile.Sağır KuşGökmen Çetin Aslı Kont Avuçlarım terlerdi hep, sesim de biraz titrek.Küçüktüm daha duyduklarımı, duymamış Tesadüf değildi. Karanlığın içinde beyaz birgibi yapmayı öğrendiğimde. ışık yandı ve beyaz bir kuş göçtü yüreğinden*11. sınıf yüreğime. *11. sınıf22 SAYI 01

Çocukluk Yoksul Kokulu Kar TanesiCeyda KahramanHer haftasonu parka götürürdü annesi. O Ece Acargün babasıyla gitmek zorundaydı. Annesi Elleri eski paltosunun delik cebinde evinehastaydı. Babasının telefonu çaldı. Adam doğru yürüdü adam.yutkunarak çocuğa yaklaştı. Babasına baktı. Eski evinin, araları açılmış kırık tahtalardanAnladı. Elma şekeriyle beraber çocukluğunu oluşan kapısını açıp girdi içeri. Sobayada yavaşça bıraktı. doğru uzattı ellerini, ısınamadı. Eğilip*11. sınıf karısına seslendi: -Soba niçin yanmıyor? Çayı daTravma koymamışsın... -Kömür de bitti, çay da! diye çıkıştı kadın.Mehmet Pek Daha az önce çıkartmasına rağmen, bir umutla delik cebine soktu elini adam.Kardeşimle, babamı bekliyoruz. Kapı Eğildi başı, doldu gözleri. Dışarı çıkıp eskiçalıyor, içeri hiç tanımadığım bir adam iskemlesine oturdu. Derin derin içine çekti,giriyor. Kardeşim, “Hoş geldin baba!” diyor. yoksulluk kokan kar havasını...Adam bana bakıyor, “Merhaba oğlum!” *12. sınıfdiyor.*11. sınıf Yalnızlığa Doğru LeylaAyrılık Gözlerimi kapadığımda etrafımda koşuşturan insanların kaybolmasını diledim.Ahmet Fındık Her kafadan başka bir ses çıkıyor, herkesBir yaşlı ağaç kökünden baltalanmıştı. farklı farklı kelimeler sarf ediyordu. EtrafımaDevrilmiş yatıyordu. Yan balta dikey olarak ördüğüm kelimeden oluşan kalkanlarsaplanmıştı kökle kalan kısma. Akıyordu öz dayanamayacak dereceye gelmişti. Dayanmasuyu için için. Toprak çatlak, kurak, her yer sınırıma yavaş yavaş yaklaşırken seslerinsarı. Sarı sonbahar... yükselmesi gerilen sinirlerimi kopardı.Bir kız vardı yalın ayak ağacın dibinde. Hızlıca ayağa kalkıp ilerlemeye başladım,Uzun saçları uçuşuyordu rüzgârla. boş koridorda ayak seslerim yankılanırkenOturuyordu. Dizlerine koymuş başını, beyaz duvarlar üzerime üzerime geliyordu.bağlamıştı avuç içleri kıpkırmızı ellerini. Satırları yırtarcasına kamçılanmış darBacaklardan ağlıyordu, gözyaşları harfler kurtulmak istercesine koşmayadamlıyordu için için toprağa. çalışıyordu, gözlerim dolu gözyaşlarımı* 12. Sınıf geriye iterken olduğum yere çöktüm. * 12. SınıfÇORLU MİMAR SİNAN ANADOLU LİSESİ MAYIS 2017 23

24 SAYI 01

Hiç SESSİZLİĞİN FISILTISIMiray Güney Büşra GündemMartı ve dalgaların çığlıkları Sessiz bir sokakta yürüyordum.kadar anlamsızdı. Farklı duygular Her yer sessizdi. Kafamın içi hariç.barındırıyordu. Ölüm neydi ki bu Aklımdaki düşünceler susmuyordu.duyguların yanında? Bir hiç ya da Kafamı kaldırıp gökyüzüne baktım.saçmalık. Hangisi? İşte bunu şimdi Kuşların uçuşunu kıskandım.öğrenecekti.. *12. sınıf*10. sınıf İzPencereli Elif BircanYasemin Keleş Kurşun kalem ile yazılmış hikaye gibisin,Yine bulutlu bir güne uyandım bu dedi kadın. Hikaye silinse bile sayfalardasabah.  Kuşlar ötmüyordu. Sahi o kalmış izler gibisin. Yeni hikayeler yazılsagitmişti değil mi?  Gitmem demişti bile altlarda hep görünüyorsun.oysaki. Zaten hep gitmem diyenler *12. sınıfgitmez mi? Peki onsuzluk soğuk muolacak bu kadar?  Nasıl ısınacağım, Dut Ağacıyüreğimdeki küller tekrar yanar mı?Böylece gitmek insanlığa sığar mı?  Emrah BaykınKalktım ve bütün pencereleri ardınakadar açtım.  İçimden bir dilek tuttum.*12. sınıf Dallarına son kez bağladım. Ardından rüzgar şarkı çalıyordu ıslıkla.GİDECEĞİM Gerçekleşmesi en büyük umudum. *10. sınıfHasret KeserGideceğim, dedi. “Gidip annemin öcünü Hayali Sevgilialacağım onlardan.” Gitme dedik, ayaklarınakapandık. Dinlemedi. Gitti. Bekledik, Eray Furkan Aslanbekledik, geri gelmedi. Vakti zamanında birbirine çok aşık olan*12. sınıf bir çift vardı. Zamanla kavgalarla ayrıldılar. Kız çok mutsuzdu. Onu bu bunalımİĞNE İPLİK bataklığından bir genç çıkardı. Eli yüzü düzgün, yakışıklı bir genç. Ama aralarındaAyşe Çiftlik bir sorun vardı. Bu genci sadece kız görüyordu. Fakat dünya?Evinden yemek kokuları eksildi adamın. *10. sınıfÇocuklarının yastıkları ıslaktı. *10. sınıfÇORLU MİMAR SİNAN ANADOLU LİSESİ MAYIS 2017 25

Küçük Kız Çocuğu Ayşe Süsoy Köyün en güzel kızı, aşık olmuştu.Yudum Arslan Sevdalanmıştı. Ama babası engel oldu bu işe.“Yalnızlık’’ dedi kız. “Yalnızlık insanı Düğün günü gelmiş çatmıştı. İşte ağlamayabüyütür.’’ Sağ taraftan cevap gelince başlamıştı. Ha gökyüzü, ha gözleri.oraya baktı oysaki o içinden söylediğini *10. sınıfdüşünüyordu. Tekrardan dinledi sağdangelen sesi, içinden tekrar etti ve sordu ‘“Ben YARAMAZgerçekten yalnızlığı büyümeyle karıştıracakkadar küçük müyüm?’’ Aldığı cevap koca bir Doğukan Bayarsessizlikten ibaretti. Kız başını yastığa koydu Küçüklüğünden beri yaramazdı, büyüyorve mırıldandı: “Küçük bir kız çocuğu.” muydu ki? Attı yine bir şeyleri yerlere,*11. sınıf kızdı ona, onu büyüten. Ama akıllandı mı ki çocuk? Devam etti yine her zaman kiAşkın Sonu gibi. Ağlıyor, “Babam duymasın.” diyordu. “Korkma en fazla yine ağlarsın, yaramazlığaİlayda Buyural devam. Sabredeceksin. Seni büyütenlerBu bir veda değil aslında, ben seni nereye ancak avucunu yalayacak.”götürsem sen oradasın. Aslında hep *10. sınıfkalbimdesin. Buraya çok uzaklardan geldinsen. Şimdi yine gitmeye çalışıyorsun. Bu SENİ BULMAKcennet mi? Yoksa cehennem mi oluyor?*11. sınıf Şule Yalçın Senin için hep burada olacağımı sandın, amaKorku meşguldüm... Seni başkasında bulmakla meşguldüm.Ali Ercan *10. sınıfYorganın altına saklanmıştı. Gözlerinisımsıkı kapatmıştı. Yan odada savaş LEKEvardı sanki. Ama o, yorganın kendinikoruyacağını sanıyordu. Merve Tutar*11. sınıf Ellerine baktı. Kalbi hızla çarpıyordu. Sildi gelişigüzel üstüne başına. Tekrar baktıSESSİZLİK avuçlarına. Geçmiyordu, yıkasa da silse de geçmiyordu lekeler. Onu çıldırtan lekelereBuket Boran gün geçtikçe istemeye istemeye alışmıştı.Sahil kenarında kirlenmiş bir banka oturdu Bakmayınca unutuyordu, hissetmiyorduadı kadar güzel kız Hevin. Hayat devam bile, ama avucunu her açtığında sızlıyorduediyordu ama o sessizliğinde çoktan elleri.boğulmuştu. Acıları avucunda mı biriktirir insan?*10. sınıf *10. sınıfAĞLAMA GÖKYÜZÜ26 SAYI 01

ÇORLU MİMAR SİNAN ANADOLU LİSESİ GÜLMSAYEIS 2K01A79.R2sınA7ıf

EDANUR AÇIL 10. sınıf28 SAYI 01

ÇORLU MİMAR SİNAN ANADOLU LİSESİ MAYIS 2017 29

hayal sözlüğü“Kelimeler, kelimeler albayım, bazı anlamlara gelmiyor.” Oğuz Atay - Tehlikeli OyunlarDuvar: Hayallerimin önünü kesen nesne. (Halil İbrahim Kurnaz)Duvar: Eldeki resimlerin boydan boya çerçevelettirilmesi. Duman: Sisli bir günde eleleydik. (Ceyda Nur Alperoğlu)Sessizlik: İçimdeki çığlık. Yüz: Kişiye özel, eşsiz hediye. (Serenay Akdoğan)Gökkuşağı: Gökyüzünün neşesi. Kış: Soğuk bir kış günü, ben yine ellerini arıyorum.Sessizlik: Duyabilene en güzel ses. (Ayşen Çankaya)Uçurum: Seninle aramda bulunan şey.(Emircan Özyatan)Kış: Baharımı kışa çevirmiştin, seni bir daha nasıl sevebilirim ki? (Mert Can Ese)Duman: Eski bir haberleşme yolu, ateşin öfkesi. (Alper Meral)Duman: Senden daha güzel. (Ayşegül Olgun)Siyah: Ben ki o sayfada küçücük beyaz bir noktaydım. (Ayşe Süsoy)Mürekkep: Mürekkebimin bittiği yerde kal. (Özgen Sezen)Mürekkep: Sonu olmayan damla. (Elif Puluçna)Alev: İçimde söndüremediğim. (Hüsnü Mazı)İstanbul: Bir yalancı bahar. (Melike Bahar)İstanbul: Tek gerçek şehir. (Ayşe Yıldırım)İstanbul: Yalan cennet. (Soner Atanoğlu)Gözlük: Büyüdükçe yalanları öğrenmek. (Halil Eren Ünal)Rüya: İmkansızların yaşandığı dünya. (İrem Sena Keleş)Yol: Sahi yolun hiç düşmüyor mu buraya? (Cansu Deniz)Bulut: Gökyüzü perdesi. (Emrah Baykın)Nefes: Vergisiz tek şey. (Muharrem Gerçek)Pencere: Düşünce camı. (Ozan Akpınar)Dünya: Kuyu üzerine kurulmuş yaşam yeri. (Ece Develi)Cep telefonu: Eklenmiş organ. (Yıldırım Can)Para: Hayattaki ikinci planım. Gece: Örtü. (Musa Başal)Gece: Karanlık havada aydınlık düşünce.(Meral Beytullah Altan)Müzik: Hayale giden yoldur. Matematik: İmkansız aşktır. (Aycan Hatipoğlu)Hayal: Düşünce özgürlüğü.(Mücahit Öztürk)Yağmur: Gökyüzünün sesi.(Neslihan Sarıgül)Silgi: Yanlışı sildiği düşünülen ancak arkasında iz bırakan. Kapı: Seçenek.(Oğulcan Aydın)30 SAYI 01

İlayda Ahretlikoğlu Aslı KontYaprak: Ağacın her sıkıldığında döktüğü. Ayna: Kırdıklarını ve kıydıklarınıAşk: İlkokulda montunu hoşlandığın gördüğün tek yer.çocuğun montunun üzerine koymak. Dağ: Umutsuzluğun biriktiği tek yer. Karanlık: Kalabalıklaştıkça yalnızlaşmak.Edanur Demir Koridor: Gerçekleri arasında sıkışmışKapı: Çalanı da çarpanı da çok olan. yalanların buluştuğu yer.Kış: İnsanın aklına yorgandır. Yaprak: Yavaş bir ölüm.Duman: İç yangının dili. Kadın: Bir eylül akşamının susuzluğudur. Siyah: Gökyaşının yastıkla buluşması.Şevval Zor Ceyda KahramanOkul: Sıkıcı dersler, eğlenceli arkadaşlar. Ayna: Benliğin süslü kapağı.Yüz: Matematik. Kapı: Somut ayrım. Aşk: Kalbin akla ayaklanmasıdır.Harika Bilgi Kalp: Limon ağacı.Okyanus: Gökyüzünün gölgesi.İstanbul: Ölüler kenti. Asude OnbaşıKirpik: Koruyamama korkusu. Aşk: Körü körüne sevmek, uçan balonİnsan: Nesli tükenen canlı. olmak.Kitap: Fısıltılı bağırış. İstanbul: Bütün karşıt duyguların arkadaş olduğu bir şehir.Fahriye Acar Fotoğraf: Hayat şarkısı.Gece: Gökyüzünün siyah kazağını giymesi.Hayal: Düşünce bulutları. Yaren SevenRüya: Uykunun meyvesi. Kalp: Kilitli kapı. Kalp: Yaramaz, şımarık çocuk.Elif Elbaşı Bahçe: Çocuk seslerine karışan yaprakHüzün: Kırık kanatlı kuş. hışırtısı.Cep telefonu: Yalnızın umudu. Pamuk şeker: Yapış yapış aşk.Rüya: İçime sakladığım sinema kutusu. Kardan adam: Her mutluluğun enindeDünya: Yorulmak bilmeyen atlı karınca. sonunda eriyip gitmesi. Kuru üzüm: Yaşlanmak ve her zaman tatlıSafiye Baş olmak.Bahçe: Çocukluğun en güzel günleri.Kuyu: İçimizdeki karanlık. Gökmen ÇetinCep Telefonu: Ruh emici. Duvar: Grafiti duvarı.Rüya: Yüreğe giden bilet. Kuş: Özgürlüğün can bulmuş hali. Defter: Sözlerin kilidi. Yaprak: Ağaç örtüsü.ÇORLU MİMAR SİNAN ANADOLU LİSESİ MAYIS 2017 31

Talha Bahçıvan Kedi: Yürüyen pamuk. Dağ: Koltuktaki yastık. Koridor: Ev vadisi. Sınav: Canlı ayıklama. Çağla Doğan Koridor: İki gerçek arasındaki koca yalan. Yastık: Güvenilir sırdaş. Mehmet Pek Dağ: Sonsuzluğun şekil almış hali. Kalp: Ön yargının şekli. Gece: Duyguların “somut” hali. Aleyna Yavuz Ayna: Baktığımızda kendimizi, parçalara ayrıldığında ruhumuza batan acıları görebiliriz. Duvar: Terapist. Koridor: Bir duvardan, diğerine çaptığımız, içinin düşünceler ile dolu olduğu soğuk, ıssız yer. Fotoğraf: Hatıralar mezarlığı. Şarkı: Sığınılan bir liman. Kulaklık: Dış dünya ile bağlantıyı kesme kablosu. Dil: En keskin bıçak. Koridor: Bekleyiş gibidir, sessiz ve uzun. Sude Melis Ceylan Kapı: Bir gün çalacak diye her gün beklemek. Nefes: Adım adım ölmek. Kendim: Ona az kendine fazla olmak. Ülke: Onun olduğu her yer. Merve Tutar Duvar: Beni görmemek için yüzüne indirdiğin perde. Kış: Tuttuğun elin sana hiçbir şey hissettirmemesidir. Zülbiye Altun Balık: Koca bir denizde yalnızlığım. Siyah: Sen yokkenki karanlığım.32 SAYI 01

Emre Şahin kafesinde ıslık öttüren boşluk.Balık: Denizler balıkların gözyaşıdır. Merve TutarGökkuşağı: Sekizinci rengi gördüm. Kuş: Sevdanın gökyüzüne kanatlanmışKoku: Kokun hangi rengi mutluluğun? hali.Pencere: Kalbindeki cam saydam değildi. Rüya: Bilinçdışına açılan kral kapısı.Kardelen Kahveci Pencere: Sana bakıp seni görememek.İstanbul: Türkiyenin gelişmiş ülkesi Kapı: Aşkımı sızdıran yol.Koku: Gittiği halde bırakılan iz. Miray GüneyAyşe Çiftlik Ayrılık: Suyun altında nefes almak.Mürekkep: Dilindeki zehrin hayat bulmuş Alev: “Saçlarım tutuştu önce gözlerimhali. yandı kavruldu.”Kendim: Çözülmeyi bekleyen defolu bir Mürekkep: Kuruduğu yerde kan akıyor.bulmaca. Kapı: Korku filminde gıcırdayan tek şey.Ayrılık: İki dolu bakışın med ceziri. Aşk: Bir muma ateş olmak ya da yananRüya: Bilinçaltının karanlık çukurlarında ateşe dokunmak.yürüyorsun ve bir kutu takılıyor ayağına. Gökçen SağlamKilitli bir kutu ama parlayan yerinde Rüzgar: Kötü şeylerin süpürgesi.yüreğinde anahtar. Ayrılık: Bir hikaye sonu.Sayfa: Sözcüklerin cinayet alanı. Kirpik: Sana çıkan bütün yollar.Yüz: Aynalarla kaplı bir oda. Melis MederÇığlık: Acının yeşerdiği bir sarmaşık ses Gökkuşağı: Eşit olmak.tellerimi tehdit ediyor. Mektup: Akıl sanatı.Melis Aslan Nilsu KesmanKuş: Tüyleri arasında nice şairlerin İstanbul: Bir sürü hayat bir sürü hikaye.cesetlerini taşıyan kanadı buram buram Balık: Ağlasa kimsenin haberi olmaz.özgürlük kokan mezarlık. Ülke: Karışık.İstanbul: Her zaman bir parçanın ona ait Yüz: Çok seversen ezberlenir.olduğu bir şehir. Kirpik: Kimi zaman kalbe saplananGökkuşağı: Sadece bir yansıma tıpkı mızrak ucudur.insanlar gibi. Hilal GökalpNefes: Hayatta beni en çok zorlayan şey. Kuş: İpi olmayan bir uçurtma.Balık: Bir balık korkabilir mi sudan? Balık: Denizin büyüklüğüne ve kendiSudan korktuğu halde sevebilir mi küçüklüğüne bakmadan cesurca yüzmesi,okyanusu? kesinlikle özgüven.Kendim: İçimdeki dağınıklığın arasında Duman: Tedirginliğin verdiği karın ağrısı.kaybettiğim.Kirpik: Hapsolduğum yerden, tükenişimiseyrettiğim pencerenin perdelerininucundaki defolu çıkık ip.Duman: Zihnimdeki kaosa eşlik eden sis.Eksik: Zamanın iz bıraktığı göğüsÇORLU MİMAR SİNAN ANADOLU LİSESİ MAYIS 2017 33

Kardelen Ercan Okyanus: Gökyüzüne benzemeye çalışanEv: Kalbin attığı yer. bir yalancı.Gece: Sessizliğin ışığı kovalaması. Siyah: Gökkuşağının sevilmeyen dışlanmışFatma Çalışkan üyesi.Sayfa: Yazdıkça çoğalan. Yüz: Her gün üşenmeden değiştirilenSessizlik: Kırık bir kalpten artakalan kıyafet.Balık: O büyük okyanusta güçlü kalmaya Çisem Nurçalışan ben. Pencere: Boğulu hayaller çerçevesi.Gülçin Koçoğlu Rüzgar: Anıların bir bir yüzüne çarpıpAğaç: Yaşken eğrilen bir şeymiş haberiniz yokluğunun üşütmesi.olsun. Sayfa: Hisler birikintisi.Toprak: Böyle şiir gibi ama düz yazı gibi Siyah: Gökkuşağımdaki tek renk.de... Ağaç: Kırılan dalları aynı hayalim.Mürekkep: Ruhun ve düşüncenin kanı. Baba: Dünyanın en yüksek dağıdır kalbi veBüşra Beydoğan benim yükseklik korkum var.Kuş: Ruhum içine sıkışmış kanadı kırık bir Safa Göktaşkuş misali. Kapı: Dünya işi güvenlik sistemiBalık: Balık asmış kendini oltaya, intiharın Hüzün: Zayıf noktaya vurulan hançer.böylesi. Duman: Ateşin yok ettiklerinin ruhu.Perihan Altın Anne: Karnımızdaki imzanın sahibi.Kuş: Bir bebeğin kahkahası gibi özgür. Cep Telefonu: En başarılı hırsız.34 SAYI 01

ÇORLU MİMAR SİNAN ANADOLU LİSESİ MAYIS 2017 35 ŞURA YILDIZ 9. sınıf

36 SAYI 01 ATILAY SARGIN 10. sınıf KÜBRA ARSLAN 9. sınıf

ÇORLU MİMAR SİNAN ANADOLU LİSESİ MAYIS 2017 37

KUŞLAR GÖÇTÜ denemeİÇİMDEN CEYDA KAHRAMAN 11. sınıfNice kuşlar besler insan içinde. Çırptıkları her bir kanattır umut. Evet, umuttan söz edeceğim, insanoğlunun tükenmeyen arsız umutlarından, sonsuzluğun nasıl içimizde bir yerlere kuyukazdığından.Şimdiden yılmışken bunca umuttan, yanılmalardan, içimde kalmış güzel kırıntıları da silipsüpüren pişkin insanlardan, daha ne kadar umut ederim? Yüklenebilir miyim? Omuzlar korkak.İnsanoğlu hatalı.Direniştir bazen umut. Tüm olmazlara, ümitsizliklere, asla gelmeyeceklere, hiç olmayacaklara,acı ve solgun bakanlara. Vasat hayatların, vasat kahramanlarının bile umutları vardır. Umutlar,avuntular bedava. Böyle böyle ayaktadırlar. Dünyanın derdi bitmez yoksa.Kırıldığım yerden söküp atıyorum umudu. İçimde farklı yere tohum atar gibi atıyorum. İstemedenyeni umutları yeşertiyorum. Acı acı gülümsüyorum, olduğum yerde sayıklıyorum. Sonsuzluğunsonuna vardığımda atlayacağım kuyuya. Son kanat çırpışlarını dinleyeceğim, özgürleşeceğim.Mutsuz ve dalgın geçerken zaman, çürüyeceğim. Yıkılan dünüme, bugünüme ait değilim. Kuşlargöçtü içimden...BANA DAİRKendime defalarca sorduğum soruyu öğretmenim soruyor şimdi bana. Öncelikle benliğimin adlandıramadığım parçalarından başlayayım o zaman.İyi biri miyim dersiniz dostlar? Eh... Şöyle böyle diyebilirim herhalde. Şimdi diyeceğim ki benfedakâr, anlayışlı biriyim fakat nasıl derim? Utanıyorum dostlarım. İnsan kendini nasıl övebilir?Ben yapamadım hiç. Aslında ben fena biri değilimdir. Kendi halimde dertlerim, sevinçlerim var.İçinde koca bir delik olan on altısında bir kızım ben. Bir nefes daha versem tadına bakacak gibio derinliğin. Bakın ben mütevazı istekleri olan bir kızım. Anlaşılmak gibi. Dürüstlük, gerçeklikgibi... Ne yazık ki ya hayat ya da içindekiler, birileri pek mühim görmüyor beni ve mütevazılığımı.Olsun, kimseye değil kırgınlığım. Beş kişilik bir ailenin üç kızından ortancasıyım ben. Babamınbeyazı, annemin papatyasıyım. Düş sokağı sakinlerindenim. Hayallerle dolu, gerçeklerleyaşayanlardanım. Her duygunun sonuna kadar tadına varan bir kızım ben. Coşkulu olsam neçıkar dostlar? Demiştim ya kendi halimde benim sevinçlerim. Böyle kirletilmiyorlar. Benimlegüvendeler. İnsanlara karşı tek bir bakış açısına sahibim ki o da sevdiğim bir şarkıdan geliyor.“İnsan denen varlığa vicdan koyan Allah’a bir sözüm yok ama tek sözüm insana.” Hoyratlığımbundandır. Alınmıyorlar dostlarım. Öyle patavatsızlar ki şaşakalıyorum. Ben insanların yerine utanan birkızım. Patavatsızlık ve vefasızlık “aslalarımdandır.” Bunları boş verin dostlarım. Ben talihsiz birkızım. Varoluşunun nedenini yakalamaya çalışan, her şeye rağmen nefes alan bir kızım. Hem,hayatın güzelliklerine kafa yoruyorum bu aralar. Yağmur sonrası toprak kokusu gibi, fırındanyeni çıkmış ekmek gibi, müzik, kitap, resim,zambak gibi. Gökyüzü ve limon gibi. Aslında ben“Kalbin limon hali.”38 SAYI 01

deneme “göğe bakma durağı”ASLI KONT11. sınıf“Sessiz bir geceden kalma gündüze dökelim içimizi.”Kendimden kaçarken yakalandığım tek yerdir gökyüzü. Göğe baktıkça hatırladığım,ellerimle gömdüğüm, kazımaktan asla yorulmadığım gecelerin açığa kavuşturduğuduygularım.Şimdi sessiz bir gecede göğe bakalım. Tüm insanların kendileriyle büyük kavgaları vardır.Ağır sözleri ve keşkeleri, pişmanlıkları ve nefretleri. Hep nedenlerinde takılı kaldığımızsorularımız. Neden böyle yaptı, niye söylendi. Peki biz niye kaçtık, gerçeklerden. Unutmayaçalıştık. Kendimizi karanlıklara esir bıraktık. Kimimiz insanlığı unuttu. Kimimiz insanolmayı ve insanca davranmayı. Sakladık ya da saklandık. Gerçekleri önümüze dağ yapıpkoyduk. Sonra da o koskoca dağı geçmeye çalıştık. Eee, haliyle yorulduk. Birileri hep çelmetaktı ve düştük, düştüm.İnsanlık işte. Tuttuğumuz kinlerden kirlenmeden kaçalım. Sanırım nasıl yıldızları yalnızgece görüyorsak, insanları da gece tanıyoruz. Şimdi sessiz bir geceden kalma gündüzedökelim içimizi. Ve göğe bakalım...deneme BEHÇEMDE BİRİ VARATAKAN ŞEBER11. sınıfHer insanın gönlü bir bahçedir. Benim de içimde bir bahçe var.Bahçeme ansızın, habersiz, sessiz sedasız biri girdi. Çiceklerimi koparıyor, “koparma”diyemiyorum. Ağaçlarımın dallarını kırıyor, kırma diyemiyorum. Bahçemi yakıp yıkarkenben sadece evin penceresinden izliyorum. Kapıyı açıp çıkıp yanına gitmek istiyorum,gidemiyorum.Bahçeme çok insan girdi, hepsi de çıkıp gitti. Şimdi onun gitmemesini, canımıyakmasından zevk alırcasına istiyorum. Durmuşum bir umutla bekliyorum; kapınınaçılmasını ve onun içeri girmesini...ÇORLU MİMAR SİNAN ANADOLU LİSESİ MAYIS 2017 39

AKŞAMI SONSUZ denemeETMEK HİLAL İREM ŞEKER 11. sınıf Şu aşka bakın! İnsan sevdikçe iyileşiyor... Hep yeniden, ilk günkü gibi olmalı aşk.Sevgi, ne kadar küçülmüş bir duygu olmuş böyle. Ne kadar da hafife alınmış. Benliğini kaybetmiş şiirlerle, kısa ömürlü ilişkiler sürdürülüyor. Bir insanın bir insana duyduğu aşkböyle mi olmalıydı? Kolay mı bu kadar? Aşık olmayanların dilinde “Göğe Bakalım” şiiriniduymak zorunda mıyız(!)Oysaki Turgut Uyar’ın Tomris Uyar’a olan aşkı, günümüzde gönül eğlendirmek için,duygularla oynanmak için yazılmamıştı! Paylaşılamayan kadın Tomris... Şu aşka bakın! İnsansevdikçe iyileşiyor... Hep yeniden, ilk günkü gibi olmalı aşk.Küçük bir engelde vazgeçmemeliyiz. Edip, Cemal, Turgut gibi olmalı. Şiir yazdırtan birtaraf var: İşte bu aşktır. “Sevgililik zamanla biter, bitmeyen tek şey sevginin, aşkın gerçek birdostluk olduğudur.” demiş pek sevgili Tomris.Hadi o halde, hep beraber göğe bakalım!erik ağacına denemeasılmak GÖKMEN ÇETİN 11. sınıfÇoğu insanın çocukluğu öldü aslında. Yaşatabildiğimiz kadar yaşatmalıyız. İnsanın merhametidir çocukluğu. İnsanlığımızı yitirmek de engeldir.Bazen haykırıyor içimden. Oyun oynamak istiyor. Şen kahkahalar atıyor. Tüm kötü niyetliinsanlar bile umutla bakarken ben de acı acı gülümsüyorum. Yitirmek istemiyorum onu.Asfaltta çıkan bir çicektir çocukluk, yağmurdan sonra çıkan gökkuşağıdır. Renkleriyle sararinsanı. Geçmişte kalmaz asla, gelecektir aynı zamanda. Temizliğine, saflığına sığınıyorumara sıra.Hüznüm de sevincim de sürekli benimle. Değerli taş mirasımdır. Hâlâ terli terli soğuk suiçerim. Ve hâlâ gördüğüm erik ağaçlarına asılırım. Bahçemde biri var, asla kaybetmeyeceğim.40 SAYI 01

anı BİR FOTOĞRAFIN HİKAYESİEKİN AYDIN11. sınıfİlk defa bulunduğum şehirden ağlıyorsun?” diye sorunca beni kaçıracağınıuzaklaşıyordum, taşımış olduğum minicik düşünerek ona vurmaya başladım. Yumrukkalbim heyecanla dolmuştu, hatta kalbimden yapınca yerdeki küçük taşlara benzeyentaşıp mideme kadar akmıştı. Oradan da elimi ve kendime göre çok güçlü olduğunukelebek olup uçmuştu. Yaşımın küçük hissettiğim vuruşlarımı kullanıyordum. “Gitolmasından çıkamadığım uzun yolculukların burdan!” diye bağırıyordum sadece. O iseacısını çıkartacaktım. Şehrimden bu kadar telefonunu çıkarmış biriyle konuşuyordu.uzaklaşmamın elbette bir sebebi vardı: Teyzem “Evet evet burda... Merdivenlerin oradayız...üniversiteden mezun oluyordu. Üniversite, Tamam bekliyorum... Merak etme ayırmammezun gibi terimler bana çok uzak ve yabancı yanımdan.” Eyvah! Diye geçirdim içimden.gelmişti ilk duyduğumda. Neyse ki beni sadece İkinci bir adam gelecekti ve beni kesinişin eğlenceli kısmı ilgilendiriyordu. O sabah kaçıracaklardı. Oradan uzaklaşmak çok iyiannem beni hazırladı, anneannem ile Samsun’a bir fikirdi fakat beni kolumdan tutmuştu.teyzemin yanına gitmek üzere yola koyulduk. Daha çok ağlamaya başladım. Birkaç dakikaMezuniyetten bir gün önce Samsun’da sonra teyzem ve anneannem beni kucakladı.olacaktık. Havanın şansımıza güzel olduğunu Öyle mutlu oldum ki tarif edemem. İkisineöğrendim ve denize de girebilecektim bu de kocaman sarıldım. Daha sonra benisayede.  bırakmayan adamı şikayet ettim: “Bu adamSamsun’a vardığımızda ne kadar büyük ve beni kaçıracaktı. Az önce de bir adamla konuştugüzel olduğunu fark ettim. Bu koca şehrin telefonda, o da gelir birazdan hadi kaçalımiçinde küçücük kaldığımı düşündüm durdum. teyze.” dediğimde sadece bana güldükleriniYemekler yenildi ve herkes yorgun olduğu gördüm. Meğer o adam teyzemin arkadaşıymışiçin uyumak üzere odalarına çekildi. Adeta ve telefonda konuştuğu kişi teyzemmiş, benihayal kırıklığı yaşıyordum. Hayal ettiğim gibi teyzemin yanında görmüş ve öyle tanımış,olmamıştı. Pencereden izlediğim deniz bana ağlayınca da kaybolduğumu anlamış. Çokçok uzak görünüyordu. Anlaşılan bugün bana utanmıştım ama adını bilmediğim adam bunudeniz yoktu ve sanırım tek çarem uyumaktı. hiç sorun etmemişti. Hatta törenden sonraSabah uyandığımızda teyzem hazırlanmak için bana cübbesini ve şapkasını bile vermişti.tüm işlerini halletti. Okuluna vardığımızda Fotoğrafın en sağında duran kişi yani beniağzımın “O” şekli alışını asla unutamam. kurtaran kişiyi görmektesiniz.Kocamandı. Uzunca bir süre kendimi büyüyüpbu okulda okuduğumu düşündüm. Alan çokkalabalıktı. Ben ise kendimi üniversiteninakıbetinde kaybetmiştim. Anneannem veteyzemin içinde oldukları heyecan ve telaşüzerine beni bir hayli unuttuklarını fark ettimçünkü yanımda yoklardı. Kalbim hızla çarpıyor,göz pınarlarımın yaşarmasından dolayı heryeri bulanık görüyor, anneannem ve teyzemiasla seçemiyordum. Bir adam yaklaştı yanıma.Kaşlarımı çatarak onu izledim. “Noldu, nedenÇORLU MİMAR SİNAN ANADOLU LİSESİ MAYIS 2017 41

şiire sığmak denemeşiire sığınmak GÜL DENİZ KÖK 10. sınıf“Ağlasam sesimi duyar mısınızmısralarımda/Dokunabilir misiniz,gözyaşlarıma ellerinizle? Göğebakalım. Sen elmayı seviyorsun diyeelmanın da sevmesi şart mı? Bütüniş Tahir’le Zühre olabilmekte yaniyürekte. Seni düşünmek güzel şeyümitli şey, dünyanın en güzel sesindenen güzel şarkıyı söylemek gibi birşey. Her mihnet kabulümdür yeterki gün eksilmesin penceremden. Biryere gidiyorum delice aklımda sen.Yanındaki adam mutlaka kardeşindir.İstanbul öyle ağırbaşlı bir kent değildir.Bir gün gelirde unuturmuş insan ensevdiği hatıraları bile. Sen oluncazaman yetmiyor sen olmayınca dageçmiyor. Sana bir şiirler olmuş sevgili, yüzün gözün söz içinde hangi imla kılavuzunabaksam benden ayrı yazılıyorsun. Yeniden başlamak yorar insanı ama sonunda kavuşmakmutlu olmak var. Seni düşünürken kucağımdan çiçek kokusu yükselir. Sen kara gözlügözümden uzak olunca ben hasta olurum. Azı karar, olmadı hiç sevmelerim. Hep çoğuzarar dedikleri kadar sevdim. Şimdi bir tren penceresinden başka dünyalara bakargibiyim. ’’Yukarıdaki okuduğunuz metnin cümleleri arasında bir anlam kurmaya çalışmayın. Farklışiirlerin insanlarından topladığım sadece birkaç dize ile oluşmuş bir metin bu.İşte şiir öyle derin bir denizdir ki, içinde binlerce duygu, içinde binlerce anı, içinde binlerceinsan taşır… Kimisi mutlu, kimisi mutsuz… Kimi özlüyor, kimisi özleniyor… Hepsinin birhayali olduğu kadar hepsinin bir derdi var. Söz gelimi hepsi farklı dünyaların insanları,hepsinin acısı en büyük, oysa hepsi şiire sığınıyor.42 SAYI 01

ÇORLU MİMAR SİNAN ANADOLU LİSESİ MAYIS 2017 43 BAŞAK ÖZÜLK 10. sınıf

Kendi kendine denemeçiçek YAREN BOZBIYIK 11. sınıfKendimi çok seviyorum. Narsist bir bakış açısıyla değil. İnsan olduğum için seviyorum. Hatalarımla, eksikliklerimle, başardıklarım ve başaramadıklarımla seviyorum. Zamanzaman kızıyorum da, anlaşamadığımız noktalar var ama birlikte daha çok yolumuz var,ulaşacağız. Genellikle olur öyle şeyler, deyip geçiyorum.Kendime karşı gösterdiğim ciddi de bir anlayışım var yani. Harcamıyorum hemen kendimi.Önemsiyorum, hediyeler alıyorum, gönlümü alıyorum, bazen kendi elimi tutuyorum,sarılıyorum. Destekliyorum kendimi, kendi kendime “Aferin diyorum, aferin bana’’. Bazenküsüyorum kendime, sonra hemen barışıyorum, insan önce kendisiyle barışacak, öncekendini sevecek ki sonra başkalarına dağıtabilsin sevgisini...Ama biz genel olarak buna pek meyilli değiliz. Kendimizde bitmek bilmeyen bir mücadelemizvar. Sevmiyoruz, sevsek de gerekli önemi ve hassasiyeti göstermiyoruz. Sevginin dıştan içegelen bir şey olduğunu düşünüyor, hep birilerinin bizi sevmesini bekliyoruz. Oysa sevgi,önce içten içe olacak. Kalbinde kendine de geniş bir yer ayıracaksın. Sonra içten dışayayılacak. Biz bunu fark edip yerine başkalarının bizim için bir şeyler yapmasını bekliyoruz.Başkaları sevsin bizi. Başkaları bizi düşünsün, başkaları hatırlasın hep, başkaları desteklesin,kutlasın, önemsesin. Bekliyorum gelsinler ve beklentilerimizi yerine getirsinler diye ömürboyu bekliyoruz.Eğer sen de bekliyorsan, hadi kalk artık. Kimse sana çiçek almıyor, hediye almıyor, güzelbir şey söylemiyor diye bekleme. Git kendine çiçek al, hafif bir şarkı mırıldanarak bir kahveyap kendine. Sadece kendin için bir demlik çay demle. Geç aynanın karşısına “gözlerimgüzelmiş’’ de. Uzun zamandır almak istediğin hediyeyi al. Ne çıkar?Önce sen mutlu et kendini. Göreceksin, bunu başardığında beklediklerin de gelecek... Fotoğraf: İbrahim Can Yurttaş44 SAYI 01

deneme SENİ GÖREMİYORUMBUKET ÖZKAN11. sınıf Yazdıkça, yazdıkça doğruyu buluyorum.Artık senin değil, mavinin bana hüzün verdiğini farkediyorum.Bazen deniz kenarına oturup bomboş baktığımı, ucu gözükmeyen bu sokakta kaybolduğumuhissediyorum. Yalnızlığıma çare bulacakmış gibiuğuldayan rüzgarın sesi, bana arkadaş olan oncamartının arasında gözüme ilişen sadece mavi...Tonlarca insan arasında bu kadar yalnız hissetmekdoğru olmasa gerek. Peki ben ne yapıyorum? Hernokta dediğimin sonuna devam edecekmiş gibineden iki nokta daha ekliyorum. Doğru mu? Değil.Fakat karşı koyamıyorum. Bu amansız duyguya engelolamıyorum. Bana neden gökyüzünü sevdiğimisoruyorlar. Onlara seni orada gördüğümü söylemelimiyim? Bir daha asla göremeyeceğim maviliklerini, sinirlendiğinde ağlayan, intikamınıgözyaşlarıyla boşaltan gökyüzünü, benden uzaklaştığın o anki halin olduğunu anlatmalımıyım? Yoksa bir daha bakamayacağım, maviden arkamı dönüp kaçmalı mıyım? Deniz Hocakonuları sırasıyla yazmaya başladığında “maviyi” görmeyi hiç beklemiyordum. Gördüm ya oan, yalnızca bunlar geldi aklıma, yalnız sana ait olan mavi...Neyi fark ediyorum biliyor musun? Elime her kalem kağıt aldığımda bir seni bir de maviyianlatıyorum. Peki sonuç ne biliyor musun? Koca bir hiç. Yazdıkça, yazdıkça doğruyubuluyorum. Artık senin değil, mavinin bana hüzün verdiğini farkediyorum. Geçen her sihrinson bulacağını bir türlü anlamıyorum. Sonunda en çok acıyı yine ben hissediyorum. EdipCansever’in dizelerini şimdi kalbine ve aklına sarıyorum: “Maviyi soruyordun,gözlerimden yüzüme yayılan maviyi mi Bir renk değildir mavi huydur bende Ve benim yetinmezliğimdir Ve herkesin yetinmezliğidir belki Denecektir ki bir süre Ve denecektir Bir akşam üstünü düşünmek bir akşam üstünü düşünmekten Başka nedir ki”Şimdi ise tek bir cümle kaldı artık dilimde, nasıl olsa devam edecek olan benim küçükdünyam. Şimdi senin için anlam bulan mavi, yıllar sonra ne kağıtların en sevdiği, ne de güzelsözlerin tahtası olacak. Bilemiyorum...ÇORLU MİMAR SİNAN ANADOLU LİSESİ MAYIS 2017 45

46 SAYI 01 MELEK ÖZKAN 11. sınıf

deneme KUYUDAKİ BALIKAYGÜN AŞIK11. sınıfMahallenin kuyusunda balık varmış, dediler. Canlı fakat ölü bir balık. Kuyunun duvarındaki taşlara çarpan küçük bedeni sanki daha çok kaçıyor insan sesinden.İnsanlık kirli sularda, karanlık yollarda, yer altında öldü. Biri onu salındığı yerden geri alsada, ölümün çaresi yok. Küçük bir kız çocuğu, saçını saldığında belki çırpınanları kurtarabilirancak minik kalpleri kaç saat dayanabilir beraberliğe? Bir yudum sevgi koskoca bir okyanusabedeldir. Balıkların gözyaşları akmaz ama dolaştığı okyanusun her köşesinde gözyaşı yuvalarıvardır.Bir şeyi çok sevdiğinizde, o şeye körü körüne bağlanırsınız. Bir balığa bağlanmıştım ben de.Onu ne kadar üzsem de her zaman kuyuların denize dökülen soğuk sularında boğulurcasıncakoştum peşinden. Benim boğulmam, yüreğimdeki insanlığı çekip koparan insanlık balığınınbeni bulmasıdır. Beni bulduğu yerde insana dair çığlıklar atabilir. Ancak balık yaşadığıkuyudaki hüzün sularına bir daha geri dönemez. Fotoğraf: Minel Bahtiyardeneme kırık kapıBUĞRA DERYAL11. sınıfBizim kapımız kırıktı hayata, içinde kuş seslerinin çalmadığı bir sessizliği andırıyorduadeta. Umutla başlayan bir günde küçük bir çocuğun gözyaşları ile boyandığı fakat sabahgüneşinin ışıklarını yansıtan aydığınlığı taşıyordu. Tüm olumsuzluklara rağmen heybetligörüntüsünde bir güveni, bir umudu, aydınlık yarınları simgeliyordu adeta. Evden dışarıçıktığımda, huzurun dünyaya açılan en güzel kahkalarını duyuyordum. Sevgiyle bakıyordumyarınlara. Gezdiğim yerler, yaşadığım anılar, hissettiğim mutluluk, gözlerimden çıkankahkahalarımdan, umutsuzluklarım hayal kırıklıklarımın limanıydı. Her tarafı kırık da olsa,dayandığım heybetiyle yarınlarımı simgeleyen benim dünyamdı.ÇORLU MİMAR SİNAN ANADOLU LİSESİ MAYIS 2017 47

FARKLILIK İÇİN denemeDÜŞÜN HİLMİ AKAN 12. sınıf Kurduğum hayaller benim hayallerim mi yoksa izlediğim dizideki karakterin hayalleri mi, tam olarak kestiremiyorum.Önceden herkesin çektiği acının aynı olduğunu düşünürdüm. İnsanların farklı olabileceğini hiç düşünmezdim. İnsanların tuttuğu takım bile aynı değilken, bunudüşünmem aptallıkmış. Renkleri bile aynı olmayan insanlar aynı acıyı nasıl çekebilirler ki?Aynı hayatı yaşamasak da aynı gökyüzünü paylaşıyoruz. Aynı sona yaklaşıyoruz. Pekibunları neden fark edemiyoruz? Çünkü düşünmeyi, karar vermeyi bıraktık, kendi yerimizedüşünecek insanları seçtik, yönetmek yerine yönetilmeyi tercih ettik.İnsanlar artık düşünmekten yoruldu. Bir şey yapacağı zaman “Acaba bunu yaparsam insanlarne der?’’ Yahut “Etik kurallarına uygun mu?’’ gibi sorulara yöneldiler. İnsan kendi vicdanına“Ben bunu yapacak insan mıyım?” diye sorsa bütün mesele hallolacak oysaki.Biz nasıl bir insanız? Doğruyu doğru olduğu için mi yoksa gösteriş için mi yapıyoruz? Birazda iğneyi kendime batırayım. Kurduğum hayaller benim hayallerim mi yoksa izlediğimdizideki karakterin hayalleri mi, tam olarak kestiremiyorum.Ya da hayattakigerçeklikten zevkalmayı mı bıraktık?O zaman hayatsosyal ağlardanibaret. Galiba azönce hepimizinortak sorununadeğindim. Pekineden böyle? Artıkberaber iki kelimekonuşmak, fikirayrılıklarına düştüğümüz konuları tartışmak bize zevk vermez hale geldi. Birçoğumuz klavyedelikanlısı olduk. En ufak tartışmayı kavgaya dönüştürecek hale geldik.Peki insanlık nereye gidiyor? “Komşusu aç iken kendisi tok yatan bizden değildir” diyenpeygamberin, kardeşlerinden dahi haberi olmayan ümmeti... Neden bu hale getirildik yada getirmelerine izin verdik? Neden buna destek olmayı seçtik. ‘’Hiç akıl etmez misiniz?’’ayetini insanoğlu ilk yıllardan beri az düşünmese Rabbimiz bunu bize söyler miydi? Düşün.Düşünmek farklılıktır. Farklılık kendi cevherimizi ortaya çıkartmaktır.48 SAYI 01

ÇORLU MİMAR SİNAN ANADOLU LİSESİ MAYIS 2017 49

ÇİÇEKLİ GAZELBir tek yaprağını koparmaya kıyamadığımSen güldüğünde açılırdı papatyalarO umutla bakan gözler kaybolduKoklamaya korktuğumu çekip aldın yârGöz göze geldiğinde canın yanarDerdimi anlatsam çiçek solarSiyaha çaldı kalbim beyazdanBir çaresiz bekleyiş içinde rüzgârBeklerim ben seni belki gelirsin diyeKıyamadığım papatyayı soldurma, ağlar.İREM SENA KELEŞ, 10. sınıf***SENİN İÇİN gazelBenim ah edişim senin güzel yüzün içindir.Kapından her gelip geçişim, sana varmak içindir.Ey güzel, hiç sormaz mısın halin nicedir diyeBenim hallere bürünüşüm senin görmen içindir.Sevgili, gelir güzel yüzün rüyamaBenim uyumak isteyişim sana varmak içindir.Bu aşk pek acı, yakıyor içimiDoktor randevum ayrılığa merhem bulmak içindir.Nedir sevgili bu kavuran sıcak ya bu çorak toprak.Benim çöllere düşüşüm Leyla olmak içindir.Edanur DEMİR, 10. sınıf50 SAYI 01


Like this book? You can publish your book online for free in a few minutes!
Create your own flipbook