["delillerle alakal\u0131 ayr\u0131nt\u0131l\u0131 bilgilere ula\u015fmak i\u00e7in bkz.: H\u00fcsameddin Erdem, Ahlak Felsefesi, 2. B., Konya, H\u00fc-Er Yay\u0131nlar\u0131, 2003, ss. 46-48. 337 \u0130zzetbegovi\u00e7, \u00d6zg\u00fcrl\u00fc\u011fe Ka\u00e7\u0131\u015f\u0131m, s. 264. 338 \u0130zzetbegovi\u00e7, Do\u011fu Bat\u0131 Aras\u0131nda \u0130slam, s. 168. 339 \u0130zzetbegovi\u00e7, \u00d6zg\u00fcrl\u00fc\u011fe Ka\u00e7\u0131\u015f\u0131m, s. 235. 78 onlardan hi\u00e7biri ahl\u00e2k\u0131 tan\u0131maz. Zira \u201cahl\u00e2k, iyilik lehine ve k\u00f6t\u00fcl\u00fck aleyhine \u00f6zg\u00fcr ve bilin\u00e7li bir se\u00e7im gerektirir. Hayvanlar b\u00f6yle bir se\u00e7im yapmazlar ve h\u00fcr de\u011fildirler. Onlar tamamen masumdurlar, fakat ahl\u00e2k bundan ibaret de\u011fildir. Ahl\u00e2k sadece insana aittir. Tabiat\u0131yla ahl\u00e2ks\u0131zl\u0131k da.\u201d340 \u0130zzetbegovi\u00e7 insana \u00f6zg\u00fcrce tercih yapma imk\u00e2n\u0131 veren i\u00e7 d\u00fcnyan\u0131n, nas\u0131l olu\u015ftu\u011fu, nelerden etkilendi\u011fi veya bu i\u00e7 d\u00fcnyada var olan h\u00fcrriyetin nereden kaynakland\u0131\u011f\u0131 gibi sorulara cevap vermemi\u015f, ancak neden cevap vermedi\u011fini belirtmi\u015ftir. \u0130lk olarak bu tip sorulara akl\u0131n s\u0131n\u0131rlar\u0131 i\u00e7inde cevap vermenin imk\u00e2n\u0131 yoktur. Ona g\u00f6re, ak\u0131ld\u0131\u015f\u0131 bir kategori oldu\u011fundan h\u00fcrriyet; ak\u0131l taraf\u0131ndan idrak edilemez. B\u00f6ylelikle de her hakik\u00ee ahl\u00e2k ile ak\u0131l aras\u0131ndaki ayr\u0131\u015fma ba\u015flamaktad\u0131r.341 2. Ahl\u00e2k ve Din Ahl\u00e2k\u0131n en yak\u0131n ili\u015fkide oldu\u011fu sistem olarak din olgusu ortaya \u00e7\u0131kmaktad\u0131r. Ahl\u00e2k ve din aras\u0131ndaki ili\u015fki iki \u015fekilde ele al\u0131nm\u0131\u015ft\u0131r. Birinci metodu izleyenler ahl\u00e2k\u0131n dinden \u00e7\u0131kt\u0131\u011f\u0131n\u0131, ikinci metodu izleyenler ise dinin ahl\u00e2ktan \u00e7\u0131kt\u0131\u011f\u0131n\u0131 \u00f6ne s\u00fcrm\u00fc\u015flerdir. Birinci metot; \u201cahl\u00e2k\u0131n dinden ortaya \u00e7\u0131kt\u0131\u011f\u0131n\u0131 \u00f6ne s\u00fcrerek, dini y\u00f6n\u00fc belirginlik kazanan teolojik ahl\u00e2k\u0131 savunmu\u015ftur.\u201d \u0130kinci metot; \u201cinsanlar\u0131n ahl\u00e2k\u00ee deneyiminden hareketle ilahiyat\u0131 temellendirmeye ve bu \u015fekil\u00ee y\u00f6n\u00fc a\u011f\u0131r basan bir ahl\u00e2k teolojisine imk\u00e2n kazand\u0131rmaktad\u0131r.\u201d342 \u0130zzetbegovi\u00e7\u2019in d\u00fc\u015f\u00fcncesine g\u00f6re, ahl\u00e2k ve din, ayn\u0131 \u015fey olmad\u0131\u011f\u0131ndan, ahl\u00e2k e\u015fittir din de\u011fildir. Ancak, din olmadan ahl\u00e2k da var olamaz. Buna ra\u011fmen, ferd\u00ee davran\u0131\u015f, do\u011frudan do\u011fruya dindarl\u0131\u011fa ba\u011fl\u0131 de\u011fildir. Ahl\u00e2kla dini birbirine ba\u011flayan \u015fey, daha \u00fcst\u00fcn ba\u015fka D\u00fcnya\u2019d\u0131r. \u201c\u2018Ba\u015fka\u2019 olmas\u0131na g\u00f6re bu d\u00fcnya din\u00eedir; \u2018daha \u00fcst\u00fcn\u2019 olmas\u0131na g\u00f6re ahl\u00e2k\u00eedir.\u201d343 \u0130zzetbegovi\u00e7, ahl\u00e2k\u0131, istekli davran\u0131\u015f ya da Allah\u2019\u0131n varl\u0131\u011f\u0131 ger\u00e7e\u011fine uygun bir \u015fekilde, bir insan\u0131n di\u011fer insanlara kar\u015f\u0131 bir tavr\u0131 olarak de\u011ferlendirmi\u015ftir. Buna g\u00f6re, ateizm eninde sonunda ahl\u00e2k\u0131 ink\u00e2r etti\u011finden, her ahlaki dirili\u015f din\u00ee bir yenilenme ile ba\u015flamaktad\u0131r. G\u00f6r\u00fclebildi\u011fi gibi, \u00e7\u0131kar ve faydalardan 340 \u0130zzetbegovi\u00e7, \u00d6zg\u00fcrl\u00fc\u011fe Ka\u00e7\u0131\u015f\u0131m, s. 176. 341 \u0130zzetbegovi\u00e7, Do\u011fu Bat\u0131 Aras\u0131nda \u0130slam, ss. 168-169; Karaaslan, a.g.t., s. 65. 342 Hayrani Alt\u0131nta\u015f v.d., Din ve Ahl\u00e2k Felsefesi, (ed.) Recep K\u0131l\u0131\u00e7, Ankara, Ankuzem, 2006, s. 239. 343 \u0130zzetbegovi\u00e7, Do\u011fu Bat\u0131 Aras\u0131nda \u0130slam, s. 176. 79 tamamen ba\u011f\u0131ms\u0131z olan ahl\u00e2k, sadece vazife prensibine dayand\u0131rabilir diye d\u00fc\u015f\u00fcnen \u0130zzetbegovi\u00e7, bu prensibin de dinden kaynakland\u0131\u011f\u0131 kanaatindedir.344 Ayr\u0131 bir ilim haline gelmi\u015f olmas\u0131na ra\u011fmen dayand\u0131\u011f\u0131 kutsall\u0131k kavram\u0131 arac\u0131\u011f\u0131yla ahl\u00e2k\u0131n, dine s\u0131k\u0131 bir \u015fekilde ba\u011fl\u0131 oldu\u011funu N. Top\u00e7u da belirtmektedir. Ona g\u00f6re ahl\u00e2k ve din, insan ruhunda ayn\u0131 kaynaktan beslendi\u011finden niyete ve i\u00e7tenli\u011fe de\u011fer verirler. Buna g\u00f6re, ahl\u00e2k\u0131n iyi olarak kabul etti\u011fi \u015fey, din taraf\u0131ndan da iyi olarak kabul edilmektedir. Tersini de d\u00fc\u015f\u00fcnmek m\u00fcmk\u00fcnd\u00fcr. N. Top\u00e7u ayn\u0131 zamanda ahl\u00e2k ve din ili\u015fkisinde ince bir noktaya dikkatleri \u00e7eker; din insan\u0131n Tanr\u0131 ve insanlarla ili\u015fkisini d\u00fczenlerken, ahl\u00e2k ise insan\u0131n insanlarla olan ili\u015fkilerini d\u00fczenlemektedir.345 \u0130zzetbegovi\u00e7\u2019e g\u00f6re, samimi fakat ahl\u00e2ks\u0131z bir dindar ve ahl\u00e2k sahibi fakat dinsiz birisini d\u00fc\u015f\u00fcnmek m\u00fcmk\u00fcnd\u00fcr. Bunun sebebi, bilgi ve tatbikat aras\u0131nda ayr\u0131l\u0131k ve tutars\u0131zl\u0131kta yatmaktad\u0131r. \u00c7\u00fcnk\u00fc din; bilgi ve tasdik oldu\u011fundan insan nas\u0131l d\u00fc\u015f\u00fcnmeli ve inanmal\u0131 sorusuna cevap verir.","Ahl\u00e2k ise; bilgi ile ahenk i\u00e7inde bulunan hayat oldu\u011fundan, insan neye meyletmeli, nas\u0131l ya\u015famal\u0131, nas\u0131l hareket etmeli sorular\u0131na cevap vermektedir.346 Ahl\u00e2k, insan tabiat\u0131n\u0131n hayvan\u00ee i\u00e7g\u00fcd\u00fclerine kar\u015f\u0131, s\u0131n\u0131rland\u0131r\u0131c\u0131 ve menedici bir ilke olarak, din\u00ee yasaktan do\u011fmu\u015f ve bug\u00fcne kadar yasak olarak kalm\u0131\u015ft\u0131r. Bir (din\u00ee) yasa\u011f\u0131n, ahl\u00e2ka uygunlu\u011fu gibi, akla da uygun bir manas\u0131 olabilir; fakat faydal\u0131 olmak ahl\u00e2k\u0131n hi\u00e7bir zaman esas gayesi de\u011fildir. \u00c7\u00fcnk\u00fc \u201c(...) ahl\u00e2k da, insan gibi ak\u0131ld\u0131\u015f\u0131, gayr\u0131 tabi\u00ee, tabiat\u00fcst\u00fcd\u00fcr (...).\u201d347 E\u011fer \u201cahlakilik faydal\u0131 olsayd\u0131, hayat\u0131n manas\u0131n\u0131 anlamak i\u00e7in Allah zorunlu olmazd\u0131\u201d diyen \u0130zzetbegovi\u00e7, ahlakili\u011fin anlam\u0131n\u0131 bulmaya \u00e7al\u0131\u015f\u0131rken, \u201cAllah ahl\u00e2k\u00ee davran\u0131\u015f\u0131n anlam\u0131n\u0131n garantisidir\u201d348 sonuca ula\u015fmaktad\u0131r. \u201cG\u00fc\u00e7s\u00fczlerin ve kabiliyeti az olanlar\u0131n ya\u015fat\u0131lmas\u0131n\u0131 istedi\u011finden\u201d ahl\u00e2k, her zaman tabiat kar\u015f\u0131s\u0131nda yer alm\u0131\u015ft\u0131r.349 \u0130zzetbegovi\u00e7\u2019e g\u00f6re, Darwin\u2019in egoizm kanunundan350 etkilenerek, Nietzsche, \u2018\u00fcst\u00fcn insan\u2019 tezini ortaya koymu\u015ftur. 344 \u0130zzetbegovi\u00e7, \u00d6zg\u00fcrl\u00fc\u011fe Ka\u00e7\u0131\u015f\u0131m, s. 224. 345 Alt\u0131nta\u015f, a.g.e., s. 240. 346 \u0130zzetbegovi\u00e7, Do\u011fu Bat\u0131 Aras\u0131nda \u0130slam, s. 181. 347 \u0130zzetbegovi\u00e7, Do\u011fu Bat\u0131 Aras\u0131nda \u0130slam, s. 177. 348 \u0130zzetbegovi\u00e7, \u00d6zg\u00fcrl\u00fc\u011fe Ka\u00e7\u0131\u015f\u0131m, s. 49. 349 Konunun daha iyi anla\u015f\u0131lmas\u0131 i\u00e7in, tezin \u201c\u0130nsan ve hayvan aras\u0131ndaki farkl\u0131l\u0131klar\u201d ba\u015fl\u0131\u011f\u0131na bkz.: ss. 57-60. 350 \u0130zzetbegovi\u00e7\u2019in d\u00fc\u015f\u00fcncesine g\u00f6re, Darwin, insanlar\u0131n hayatta kalabilmeleri i\u00e7in ac\u0131mas\u0131z m\u00fccadeleyi zorunlu g\u00f6rd\u00fc\u011f\u00fc i\u00e7in, insanlara tabiat\u0131 kalpsiz olarak tasvir etmi\u015ftir. Darwine g\u00f6re, egoizm kanunu, 80 Nietzsche\u2019nin \u201cvicdandan, merhametten, ba\u011f\u0131\u015flamadan, insanlar\u0131n bu dahil\u00ee zalimlerinden kurtulunuz; g\u00fc\u00e7s\u00fczleri bask\u0131 alt\u0131na al\u0131n\u0131z, cesetleri \u00fczerinden yukar\u0131ya t\u0131rman\u0131n\u0131z (...)\u201d \u015feklindeki \u2018\u00fcst\u00fcn insan\u2019 tezinden etkilenmi\u015f \u015fah\u0131slar da, ahl\u00e2k\u0131n kar\u015f\u0131s\u0131nda yer alm\u0131\u015flard\u0131r. \u0130zzetbegovi\u00e7\u2019e g\u00f6re, sadece kendisi i\u00e7in ya\u015famak istedi\u011finden ve kendi i\u00e7g\u00fcd\u00fclerinin pe\u015finden gitmesi y\u00fcz\u00fcnden, Nietzsche\u2019nin \u2018\u00fcst\u00fcn insan\u2019\u0131 zay\u0131ft\u0131r. Bu ba\u011flamda, \u201c(...) Ba\u015fkalar\u0131 i\u00e7in ve kendi i\u00e7g\u00fcd\u00fclerine kar\u015f\u0131 ya\u015famak g\u00fc\u00e7t\u00fcr. Misillemede bulunmak kolayd\u0131r, affetmek g\u00fc\u00e7t\u00fcr (...)\u201d351 diyerek, onu ele\u015ftirmi\u015ftir. \u0130nsanlar\u0131n m\u00fckemmel ve yetenekli olmalar\u0131, \u0130zzetbegovi\u00e7\u2019e g\u00f6re, g\u00fczel bir \u015feydir. As\u0131l \u00f6nemli olan \u015fey ise, insanlar\u0131n kimin i\u00e7in \u00e7al\u0131\u015ft\u0131klar\u0131d\u0131r? (kendileri i\u00e7in mi yoksa ba\u015fka insanlar i\u00e7in mi?).352 \u0130zzetbegovi\u00e7\u2019e g\u00f6re, \u2018Ba\u015fkalar\u0131n\u0131 sev\u2019 gibi, \u0130ncil ayetlerinden, H\u0131ristiyan ahl\u00e2k\u0131n\u0131n sevgi \u00fczerine yo\u011funla\u015ft\u0131\u011f\u0131 sonucuna var\u0131labilir. Kur\u2019an-\u0131 Kerim\u2019in bir\u00e7ok yerinde, \u2018Ba\u015fkalar\u0131na iyilik et\u2019 buyurulmas\u0131ndan ise \u0130slam ahl\u00e2k\u0131n\u0131n amel \u00fczerine yo\u011funla\u015ft\u0131\u011f\u0131 s\u00f6ylenebilir. Buna ba\u011fl\u0131 olarak, denilebilir ki, H\u0131ristiyan ahl\u00e2k\u0131 bir duygu, \u0130slam ahl\u00e2k\u0131 ise bir fiildir.353 Kur\u2019an-\u0131 Kerim\u2019de, s\u0131k s\u0131k tekrarlanan \u201c\u0130man edin ve iyi amellerde bulunun\u201d354 talebiyle, \u0130zzetbegovi\u00e7\u2019e g\u00f6re, din (iman edin) ile ahl\u00e2k (iyi amellerde bulunun) aras\u0131nda tefrik yap\u0131lmakta ve bu ikisinin beraber olmas\u0131 istenmektedir. Bununla birlikte, Kur\u2019an\u2019\u0131n \u201cSevdi\u011finiz \u015feylerden infak etmeden iman etmi\u015f olamazs\u0131n\u0131z\u201d355 ayetiyle, \u0130zzetbegovi\u00e7, dinin, ahl\u00e2kta kuvvetli te\u015fvik bulabilece\u011fine i\u015faret etmi\u015ftir. Kur\u2019an\u2019da, \u201cimana gel ki iyi insan olas\u0131n\u201d de\u011fil de, tam tersine; \u201ciyi insan ol ki iman etmi\u015f olas\u0131n\u201d buyrulmaktad\u0131r. Peki, insan nas\u0131l imana gelsin ya da imanl\u0131 olan iman\u0131n\u0131 nas\u0131l kuvvetlendirsin? Bununla ilgili \u0130zzetbegovi\u00e7 \u015f\u00f6yle bir tavsiye sunmaktad\u0131r: \u201c\u0130yilik yap. Allah\u2019\u0131 tefekk\u00fcr ederek bulmaktansa, iyilik yapmakla bulmak daha kolayd\u0131r.\u201d356 sadece do\u011fru olmakla kalmay\u0131p en y\u00fcksek tabiat kanunu hatta ayn\u0131 zamanda her ferdin vazifesidir de. Bkz.: \u0130zzetbegovi\u00e7, \u00d6zg\u00fcrl\u00fc\u011fe Ka\u00e7\u0131\u015f\u0131m, s. 223. 351 \u0130zzetbegovi\u00e7, \u00d6zg\u00fcrl\u00fc\u011fe Ka\u00e7\u0131\u015f\u0131m, s. 18. 352 H\u00fcseyin Yorulmaz, Bilge Lider Aliya \u0130zzetbegovi\u00e7, \u0130stanbul, Hat Yay\u0131nevi, 2015, s. 192. 353 \u0130zzetbegovi\u00e7, \u00d6zg\u00fcrl\u00fc\u011fe Ka\u00e7\u0131\u015f\u0131m, s. 235. 354 Kur\u2019an-\u0131 Kerim\u2019de: \u201c\u0130man edin ve iyi amellerde bulunun\u201d talebi tahminen 114 defa ge\u00e7mekte. Sebe\u2019, 34\/37, Bakara, 2\/25, 62, 82, 139, 277. gibi ayetler","bunlardan sadece baz\u0131lar\u0131. 355 \u00c2l-i \u0130mr\u00e2n, 3\/92. 356 \u0130zzetbegovi\u00e7, Do\u011fu Bat\u0131 Aras\u0131nda \u0130slam, s. 181. 81 3. Tanr\u0131s\u0131z Ahl\u00e2k \u0130zzetbegovi\u00e7, insanlar\u0131n inan\u00e7lar\u0131 ile davran\u0131\u015flar\u0131 aras\u0131nda otomatizm olmad\u0131\u011f\u0131 tezinin savunucusu olmu\u015ftur. Ona g\u00f6re, insanlar\u0131n davran\u0131\u015flar\u0131 ve ahl\u00e2k\u0131, bilin\u00e7li bir tercihin ya da hayat felsefesinin bir fonksiyonu de\u011fildir. Felsef\u00ee veya siyas\u00ee tercihlerin bir eseri olmaktan ziyade, insanlar\u0131n davran\u0131\u015flar\u0131 ve ahl\u00e2k\u0131,\u201c\u00e7ocukluktaki terbiyenin ve kabul edilmi\u015f anlay\u0131\u015flar\u0131n bir neticesidir.\u201d357 Bir insan\u0131n, hayat\u0131 boyunca \u015fahsiyeti olarak kalacak \u00f6zellikleri, \u00e7ocuklu\u011funda alm\u0131\u015f oldu\u011fu terbiyeye dayanmaktad\u0131r. Bu evrede, kendi dini de\u011filse bile, insan\u0131n ahl\u00e2k\u0131n\u0131 bi\u00e7imlendiren \u015fey, ona aktar\u0131lm\u0131\u015f olan, dindir. \u0130zzetbegovi\u00e7\u2019e g\u00f6re, terbiye her ne kadar esasen baz\u0131 din\u00ee anlay\u0131\u015flar\u0131 iletmeyi becerebilse de, ahl\u00e2k\u0131 esas\u0131 olan dini anlay\u0131\u015flar\u0131n aktar\u0131lmas\u0131nda ya da yeterli derecede takviyesinde ba\u015far\u0131l\u0131 olmam\u0131\u015ft\u0131r.358 Peki, \u2018insan, Tanr\u0131\u2019ya inanmadan, ahl\u00e2k\u00ee g\u00f6revini yapmas\u0131 gerekti\u011fini e\u011fitimle kazanabilir mi?\u2019 sorusuna P. Geach: \u201cTanr\u0131\u2019ya inanmayan bir insan, inanan bir insan gibi, yalan s\u00f6ylemenin (...) k\u00f6t\u00fcl\u00fck oldu\u011funa inanabilir. \u0130yi ve k\u00f6t\u00fc hakk\u0131ndaki bilgimizin sadece ve yaln\u0131zca Tanr\u0131\u2019n\u0131n varl\u0131\u011f\u0131na inanmaya dayand\u0131\u011f\u0131n\u0131 s\u00f6ylemek eksik oldu\u011fu gibi, Tanr\u0131\u2019ya inanman\u0131n ahl\u00e2kla hi\u00e7bir ilgisi olmad\u0131\u011f\u0131n\u0131 s\u00f6ylemek de daha b\u00fcy\u00fck bir yanl\u0131\u015f olarak ortaya \u00e7\u0131kar,\u201d359 cevab\u0131n\u0131 vermi\u015ftir. \u0130zzetbegovi\u00e7 ise her ne kadar, \u2018ahl\u00e2kl\u0131 ateist olabilir\u2019 d\u00fc\u015f\u00fcncesini kabul etse de, o, ahl\u00e2kl\u0131 ateizmin m\u00fcmk\u00fcnl\u00fc\u011f\u00fcn\u00fc reddetmi\u015ftir. \u0130zzetbegovi\u00e7 bu g\u00f6r\u00fc\u015f\u00fcn\u00fc kayda de\u011fer bir \u00f6rnekle izah etmektedir: \u201cG\u00fcne\u015fin \u00e7oktan batt\u0131\u011f\u0131 yerde, gecenin b\u00fct\u00fcn s\u0131cakl\u0131\u011f\u0131 yine g\u00fcne\u015ften geldi\u011fi gibi, dindar veya dindar olmayan insanlar\u0131n\u0131n ahl\u00e2k\u0131n\u0131n kayna\u011f\u0131 da, onlar\u0131n haberi olmasa bile, ge\u00e7mi\u015fteki bir dindir.\u201d360 Bundan dolay\u0131, yirmi bin sene aral\u0131ks\u0131z dinin tesiri alt\u0131nda ya\u015fayan insanl\u0131k do\u011fal bir \u015fekilde ondan da etkilenmi\u015ftir. Bu ba\u011flamda, \u0130zzetbegovi\u00e7\u2019e g\u00f6re, din; \u201cahl\u00e2k, kanunlar, anlay\u0131\u015f ve hatta lisan dahil olmak \u00fczere, hayat\u0131n b\u00fct\u00fcn tezah\u00fcrlerine girmi\u015f bulunmaktad\u0131r.\u201d361 \u0130zzetbegovi\u00e7\u2019e g\u00f6re, insanl\u0131\u011f\u0131n b\u00fct\u00fcn ge\u00e7mi\u015fi ele al\u0131nd\u0131\u011f\u0131nda, yery\u00fcz\u00fcnde bug\u00fcnk\u00fc \u015fartlar alt\u0131nda tamamen ateist bir nesil yeti\u015ftirmek m\u00fcmk\u00fcn de\u011fildir. Bu 357 \u0130zzetbegovi\u00e7, Do\u011fu Bat\u0131 Aras\u0131nda \u0130slam, s. 191. 358 \u0130zzetbegovi\u00e7, Do\u011fu Bat\u0131 Aras\u0131nda \u0130slam, s. 191. 359 Alt\u0131nta\u015f, a.g.e., s. 244. 360 \u0130zzetbegovi\u00e7, Do\u011fu Bat\u0131 Aras\u0131nda \u0130slam, s. 193. 361 \u0130zzetbegovi\u00e7, Do\u011fu Bat\u0131 Aras\u0131nda \u0130slam, s. 193. 82 g\u00f6r\u00fc\u015f\u00fcn\u00fc \u0130zzetbegovi\u00e7 \u015f\u00f6yle a\u00e7\u0131klamaktad\u0131r: \u201cB\u00f6yle bir te\u015febb\u00fcs\u00fcn tam bir psikolojik tecrit i\u00e7inde yap\u0131lmas\u0131 icap ederdi. Kitab\u0131 Mukaddes\u2019i veya Kur\u2019an-\u0131 Kerim\u2019i bir tarafa b\u0131rakal\u0131m, b\u00f6yle bir nesli herhangi bir sanat eseri g\u00f6rmek, herhangi bir senfoni dinlemek, Sofokles\u2019ten ba\u015flayarak Beckett\u2019e kadar herhangi bir dram seyretmek imk\u00e2n\u0131ndan mahrum b\u0131rakmak l\u00e2z\u0131m olacakt\u0131; insanl\u0131\u011f\u0131n \u015fimdiye kadar meydana getirdi\u011fi, ehemmiyeti haiz b\u00fct\u00fcn mimar\u00ee yap\u0131lar\u0131 ve hemen hemen b\u00fct\u00fcn b\u00fcy\u00fck edeb\u00ee eserleri bu nesilden uzak tutmak gerekecekti ve bu insanlar k\u00fclt\u00fcr\u00fcn meyveleri veya ifadesi olarak vas\u0131fland\u0131rd\u0131\u011f\u0131m\u0131z hemen hemen her \u015fey hakk\u0131nda tam bir bilgisizlik i\u00e7inde olacaklard\u0131 (...).\u201d362 B\u00fct\u00fcn bunlar\u0131n hepsi dikkate al\u0131nd\u0131\u011f\u0131nda, \u0130zzetbegovi\u00e7\u2019in de izah etti\u011fi gibi, bug\u00fcnk\u00fc nesil363 resmen ateist olsa da, din bak\u0131m\u0131ndan tamamen bilgisizlik i\u00e7inde de\u011fildir. Daha do\u011frusu bu nesil; siyaset, bilim ve edebiyat alanlar\u0131nda dine kar\u015f\u0131 y\u00fcr\u00fct\u00fclen sert tart\u0131\u015fmalar atmosferi i\u00e7inde b\u00fcy\u00fcm\u00fc\u015ft\u00fcr.364 \u0130zzetbegovi\u00e7, materyalistlerin \u2018ahl\u00e2k diye bir \u015fey yoktur\u2019 tezini reddetmi\u015f ve \u015fu ifadelerle ele\u015ftirmi\u015ftir: \u201cB\u00f6yle bir toplum meydana getirmek ve daha ziyade onu muhafaza etmek \u00fczere onlar","\u00e7ok defa insanlardan, herhangi bir peygamberin, din ad\u0131na istedi\u011finden \u00e7ok daha b\u00fcy\u00fck bir idealizm ve fedak\u00e2rl\u0131k istemektedirler.\u201d365 \u0130zzetbegovi\u00e7\u2019e g\u00f6re, \u00e7al\u0131\u015fma masas\u0131nda veya \u0130ngiliz K\u00fct\u00fcphanesi\u2019nden, K. Marks\u2019\u0131n b\u00f6yle bir tezi ortaya koymas\u0131 kolay olmu\u015f olabilir. Ancak, bu fikirleri tatbik etmeye ve buna uygun bir toplum meydana getirmeye te\u015febb\u00fcs eden materyalistler, Marks gibi ayn\u0131 kolayl\u0131kla, materyalist fikirlerini a\u00e7\u0131klayamam\u0131\u015flard\u0131r. \u2018Tanr\u0131s\u0131z ahl\u00e2k\u2019 konusunun incelenmesinin sonucunda \u0130zzetbegovi\u00e7, iki neticeyi m\u00fcmk\u00fcn g\u00f6rmektedir. Birinci neticeye g\u00f6re: \u201cDin olmadan, prensip ve fikir olarak ahl\u00e2k olamaz; tatbikatta ise, \u2018ahl\u00e2kl\u0131l\u0131k\u201d m\u00fcmk\u00fcnd\u00fcr\u2019.\u201d \u0130kincisine g\u00f6re ise; \u201cAteizm esas\u0131 \u00fczerine herhangi bir ahl\u00e2k d\u00fczeni kurulamaz, fakat ateizm, ahl\u00e2kl\u0131l\u0131\u011f\u0131 ve bilhassa onun daha basit bir \u015fekli olan sosyal disiplini do\u011frudan do\u011fruya bertaraf etmez.\u201d366 \u0130zzetbegovi\u00e7\u2019e g\u00f6re ateizm, ahlakl\u0131l\u0131\u011f\u0131 prensip olarak yok etmez, ortadan kald\u0131rmaz ama ahl\u00e2k\u00ee bir d\u00fczeni de korumaya g\u00fc\u00e7 yetiremez, \u00e7\u00fcnk\u00fc koruyacak mekanizmalara sahip 362 \u0130zzetbegovi\u00e7, Do\u011fu Bat\u0131 Aras\u0131nda \u0130slam, s. 193. 363 Buradaki \u2018bug\u00fcnk\u00fc nesil\u2019 terimiyle b\u00fcy\u00fck ihtimalle, 1965-1980 y\u0131llar\u0131 aras\u0131ndaki nesilden bahsedilmekte. 364 \u0130zzetbegovi\u00e7, Do\u011fu Bat\u0131 Aras\u0131nda \u0130slam, s. 195. 365 \u0130zzetbegovi\u00e7, Do\u011fu Bat\u0131 Aras\u0131nda \u0130slam, s. 198. 366 \u0130zzetbegovi\u00e7, Do\u011fu Bat\u0131 Aras\u0131nda \u0130slam, s. 199. 83 de\u011fildir. Yani bir ateist, ahlakl\u0131l\u0131\u011f\u0131 daha makul g\u00f6rebilir, ahl\u00e2kl\u0131 olmak isteyebilir ama nereye kadar? Zora gelince hangi iman ona sebat verecek ya da k\u00f6t\u00fcl\u00fc\u011fe sapmas\u0131na engel olacak? \u0130zzetbegovi\u00e7 \u015funu \u015f\u00f6yle ifade eder: \u201c(...) Mamafih, bir g\u00fcn ahl\u00e2kl\u0131l\u0131k prensibinden \u015f\u00fcphe edilmeye ba\u015flan\u0131rsa, onu korumak \u00fczere ateizmin elinde hi\u00e7bir vas\u0131tan\u0131n bulunmad\u0131\u011f\u0131 ger\u00e7e\u011fi de ortadad\u0131r. S\u0131rf yararc\u0131, egoist, gayr\u0131 ahl\u00e2k\u00ee veya ahl\u00e2kd\u0131\u015f\u0131 taleplerin h\u00fccumu kar\u015f\u0131s\u0131nda ateizm tamamen g\u00fc\u00e7s\u00fczd\u00fcr. B\u00f6yle isteklere ancak kuvvetle kar\u015f\u0131 koyabilir, fikirle de\u011fil (...).\u201d367 367 \u0130zzetbegovi\u00e7, Do\u011fu Bat\u0131 Aras\u0131nda \u0130slam, s. 199. 84 \u00dc\u00c7\u00dcNC\u00dc B\u00d6L\u00dcM: AL\u0130YA \u0130ZZETBEGOV\u0130\u00c7\u2019TE D\u0130N S\u0130YASET \u0130L\u0130\u015eK\u0130S\u0130 85","446815AL\u0130YA \u0130ZZETBEGOV\u0130\u00c7\u2019TE D\u0130N-S\u0130YASET \u0130L\u0130\u015eK\u0130S\u0130 (Y\u00dcKSEK L\u0130SANS) Dzemil PA\u015e\u0130\u00c7 pubhtml5.com\/hrft\/zrbc\/basic\/101-144 ademcelik032 Demokrasiden daha yararl\u0131 yeni y\u00f6netim bi\u00e7imlerinin bulunmas\u0131 imk\u00e2ns\u0131z de\u011fildir. Ancak bug\u00fcnk\u00fc d\u00fcnyada en fazla benimsenmi\u015f ve kabul g\u00f6ren siyas\u00ee sistem ve y\u00f6netim bi\u00e7imi demokrasidir. Bug\u00fcnk\u00fc ko\u015fullarda M\u00fcsl\u00fcman halklar\u0131n yapacaklar\u0131 \u015fey demokratik sistemi kendi toplumlar\u0131na uyarlamak, yeni bir y\u00f6netim tarz\u0131 v\u00fccuda getirmek, bunu s\u00fcrekli geli\u015ftirmek ve demokrasiyi esas alan bir devlet gelene\u011fi kurmak olmal\u0131d\u0131r. S\u00fcleyman Uluda\u011f da \u00f6zg\u00fcrl\u00fck\u00e7\u00fc, \u00e7o\u011fulcu, temel insan haklar\u0131na ba\u011fl\u0131, \u00e7a\u011fda\u015f demokrasinin demokrasi olmas\u0131 bak\u0131m\u0131ndan \u0130slam\u2019a ayk\u0131r\u0131 olmad\u0131\u011f\u0131n\u0131 s\u00f6yler. Zira demokrasi M\u00fcsl\u00fcman halk\u0131n ortak karar\u0131na ba\u011fl\u0131 olarak \u00e7al\u0131\u015f\u0131r. Daha \u00f6nce d\u00fc\u015f\u00fcncelerine yer verilen M. \u0130kbal ve Fazlurrahman gibi \u00e7a\u011fda\u015f \u0130slam d\u00fc\u015f\u00fcn\u00fcrleri, bu ortak karar\u0131n \u0130slam hukukundaki icma oldu\u011funu dile getirmi\u015flerdir. \u0130cma ise \u0130slam\u2019\u0131n temel ilkelerindendir. Buradan hareketle \u015funu ifade etmek m\u00fcmk\u00fcnd\u00fcr ki, halk\u0131n ortak karar\u0131 ve toplum iradesini esas alan bir y\u00f6netim me\u015frudur. Me\u015fruiyetinin kayna\u011f\u0131 icma denilen ortak karar ve sosyal iradedir. Bunun \u0130slam tarihinde en a\u00e7\u0131k \u00f6rne\u011fi bizzat Hz. Peygamberin uygulad\u0131\u011f\u0131 Medine s\u00f6zle\u015fmesinde g\u00f6r\u00fclm\u00fc\u015ft\u00fcr. M\u00fcsl\u00fcmanlar, toplumda var olan gayr\u0131 M\u00fcslim unsuru dikkate alm\u0131\u015f ve egemenli\u011fi onlarla payla\u015fm\u0131\u015ft\u0131r.412 \u0130zzetbegovi\u00e7\u2019in d\u00fc\u015f\u00fcnsel olarak in\u015fa etti\u011fi demokratik toplum idealinin, pratikte uygulamaya koydu\u011fu demokrasiyle \u00f6rt\u00fc\u015ft\u00fc\u011f\u00fc g\u00f6r\u00fclmektedir. Nitekim siyasete y\u00f6nelik d\u00fc\u015f\u00fcncelerinin ya\u015fad\u0131\u011f\u0131 toplum ve ge\u00e7irmi\u015f oldu\u011fu evreler dikkate al\u0131nd\u0131\u011f\u0131nda olduk\u00e7a isabetli oldu\u011fu ve her kesimine e\u015fit derecede f\u0131rsat tan\u0131yan fikirler olduklar\u0131 g\u00f6r\u00fclmektedir. III.D\u0130N S\u0130YASET \u0130L\u0130\u015eK\u0130S\u0130 Din, insan\u0131n kendini varl\u0131k hiyerar\u015fisinde konumland\u0131rmas\u0131; siyaset ise bu konumun evrende fenomenolojik bir ifadesi olarak ele al\u0131n\u0131rsa din ve siyaset kurumlar\u0131n\u0131n, tarihin ilk \u00e7a\u011flar\u0131na dayanan kuvvetli bir ili\u015fki i\u00e7inde olduklar\u0131 g\u00f6r\u00fcl\u00fcr. Bu birlikteli\u011fin, zamanla yerini kabaca bir ayr\u0131\u015fmaya terk etti\u011fi s\u00f6ylenebilir. Di\u011fer taraftan pek \u00e7ok toplumda ve de\u011fi\u015fik olgularda siyasal olan ve dinsel olan birbirlerinden ayr\u0131lmam\u0131\u015flard\u0131r. Ancak laiklik ve sek\u00fclerle\u015fme paradigmas\u0131 nedeniyle, ekseriyetle 412 S\u00fcleyman Uluda\u011f, a.g.e., s. 162. 96 modern toplumlarda ayn\u0131 olgu \u00fczerinde kesi\u015fen yasaklar, siyasette su\u00e7, dinde ise g\u00fcnah olarak kar\u015f\u0131l\u0131k bulmu\u015ftur. Ama mutlak bir ayr\u0131\u015fman\u0131n sosyolojik olarak m\u00fcmk\u00fcn olmad\u0131\u011f\u0131 da pek \u00e7ok noktada g\u00f6r\u00fclmektedir, \u00f6rne\u011fin; vergi kutsald\u0131r, vatan\u0131 i\u00e7in \u00f6len \u015fehittir vb. gibi.413 Din ile siyaset ili\u015fkisinin iki farkl\u0131 boyutu vard\u0131r; a) Siyasetin genelde din ile ili\u015fkisi b) Siyasal bir kurum olarak devletin din ile olan ili\u015fkisi.414 Kurumsal ili\u015fkileri kar\u015f\u0131l\u0131kl\u0131 olarak geli\u015fen din ve toplum g\u00fcn\u00fcm\u00fcze kadar birbirlerini etkilemi\u015ftir. Bu etkile\u015fim a\u011f\u0131, siyasetin dinin me\u015frula\u015ft\u0131r\u0131c\u0131 g\u00fcc\u00fcnden, dinin de siyasetin otoriteryenlik g\u00fcc\u00fcnden yarar sa\u011flama y\u00f6nelimi i\u00e7inde oldu\u011fu g\u00f6r\u00fclmektedir. Bilhassa siyasal otoriteler, kendilerini me\u015frula\u015ft\u0131rman\u0131n en etkili ve kestirme yolunu dinde","bulmu\u015flard\u0131r. Nitekim modern d\u00f6nemlerde siyaset, toplum baz\u0131nda yeni kabul yollar\u0131 bulmu\u015f olsa da din\u00ee k\u00f6kenli unsurlar etkilerini daima muhafaza etmi\u015ftir. Belirtmek gerekir ki, din\u00ee gruplar\u0131n da eskiden beri devlete\/otoriteye yak\u0131n olma e\u011filimleri halen mevcut olan bir durumdur, yani din\u00ee olan da bir bak\u0131ma g\u00fcc\u00fcne g\u00fc\u00e7 katma anlam\u0131nda siyasetten faydalanma yoluna gitmi\u015ftir. Din ve siyaset kurumlar\u0131 aras\u0131ndaki bu k\u00f6kl\u00fc ve kadim ili\u015fki, dinin toplumsal alanda olduk\u00e7a etkili bir unsur oldu\u011funu ve sosyolojik ba\u011flamda \u00e7ok farkl\u0131 bi\u00e7imlerde fiziki kar\u015f\u0131l\u0131k buldu\u011funu g\u00f6sterir. Toplumda olduk\u00e7a etkili olan bu iki kurum, \u0130zzetbegovi\u00e7\u2019in d\u00fc\u015f\u00fcnsel d\u00fcnyas\u0131nda da ayn\u0131 \u00f6l\u00e7\u00fcde yer bulmu\u015ftur. \u0130zzetbegovi\u00e7\u2019in genel olarak siyasete, \u00f6zelde ise demokratik yap\u0131lara derinlemesine ilgili bir yakla\u015f\u0131m sergiledi\u011fi g\u00f6r\u00fclmektedir. O, daha \u00f6nce de ifade edildi\u011fi gibi, semavi dinlerin d\u00fcnyada kal\u0131c\u0131 izler b\u0131rakan de\u011fi\u015fiklikler getirdi\u011fini belirtmektedir. \u00d6te yandan ortaya koydu\u011fu \u00f6zg\u00fcn demokratik yap\u0131 ya da y\u00f6netim bi\u00e7imi, bir semavi din olan \u0130sl\u00e2m\u2019dan ba\u011f\u0131ms\u0131z da de\u011fildir ve olamaz. \u0130slam, detaylar\u0131 tamamen belirlenmi\u015f bir y\u00f6netim bi\u00e7imi sunmad\u0131\u011f\u0131, genel ilkeler sundu\u011fu i\u00e7in \u2018Demokrasi\u2019yi \u0130slam\u2019a ayk\u0131r\u0131 bulmaz ama \u0130slam kar\u015f\u0131s\u0131nda tamamen \u201cla y\u00fcs\u2019el\u201d\/hesap sorulamaz bir erk\/g\u00fc\u00e7 olarak da kabul etmez. Referans\u0131 ve \u00f6nceli\u011fi her zaman \u0130slam\u2019d\u0131r. 413 Ayd\u0131n, a.g.e., s. 139. 414 Ayd\u0131n, a.g.e., s. 140. 97 \u015eayet semavi dinler, siyaset\/y\u00f6netim olgusunu bu \u00f6l\u00e7\u00fcde etkiliyorsa, semavi dinler a\u00e7\u0131s\u0131ndan siyasetin konumunu da ayr\u0131ca ele almak gerekecektir. Her dinin karakteristi\u011fi, yay\u0131ld\u0131\u011f\u0131 toplumlar\u0131n tarihi ve sosyal dinamikleri b\u00fcy\u00fck farkl\u0131l\u0131k arz etmektedir. \u0130zzetbegovi\u00e7, tezini bu tarihi roller \u00fczerine kurmakta oldu\u011fundan, farkl\u0131 dinamiklerin farkl\u0131 medeniyetlere nas\u0131l d\u00f6n\u00fc\u015ft\u00fc\u011f\u00fcn\u00fc ortaya koymaya \u00e7al\u0131\u015fal\u0131m. A. CENNET\u0130 YERY\u00dcZ\u00dcNDE ARAYAN YAHUD\u0130L\u0130K Her ne kadar din olarak bilinse de, \u0130zzetbegovi\u00e7\u2019e g\u00f6re, daha \u00f6nce bahsedildi\u011fi gibi, Yahudilik materyalizmi temsil etmektedir. Buna ba\u011fl\u0131 olarak, dinler aras\u0131nda \u201csol temay\u00fcl\u00fc\u201d415 te\u015fkil eden din, Yahudiliktir. \u0130zzetbegovi\u00e7\u2019e g\u00f6re, \u201cd\u00fcnyevi cennet perspektifi va\u2019d eden ve ortaya at\u0131lan b\u00fct\u00fcn yahud\u00ee teorileri bu temay\u00fclden ileri gelmi\u015ftir.\u201d416 \u0130zzetbegovi\u00e7\u2019e g\u00f6re \u201cd\u00fcnyada cennet aray\u0131\u015f\u0131\u201d fikri, sadece mahiyeti itibariyle de\u011fil men\u015fei itibariyle de Yahudi k\u00f6kenlidir. Dolay\u0131s\u0131yla \u0130zzetbegovi\u00e7, yery\u00fcz\u00fcnde cennet isteyen b\u00fct\u00fcn ihtilaller, \u00fctopyalar ve di\u011fer cereyanlar\u0131n Yahudi k\u00f6kenli oldu\u011funu d\u00fc\u015f\u00fcnmektedir.417 Bir \u00fctopya olarak tan\u0131mlanan bu d\u00fcnyadaki cennet aray\u0131\u015flar\u0131, \u0130zzetbegovi\u00e7\u2019e g\u00f6re \u00f6l\u00fcms\u00fczl\u00fck \u00f6\u011fretisinin Yahudiler taraf\u0131ndan hi\u00e7bir zaman tamamen kabul edilmemesinden kaynaklanmaktad\u0131r. Mesela, Yahudi filozofu B. Spinoza (1632-1677), Ahd-i Atik\u2019in418 \u00f6l\u00fcms\u00fczl\u00fckten hi\u00e7 bahsetmedi\u011fini iddia etmektedir. N. Berdyayev ise \u00f6l\u00fcms\u00fczl\u00fck fikrinin Yahudilerin bu d\u00fcnya fikriyle birle\u015ftirilmesi m\u00fcmk\u00fcn olmad\u0131\u011f\u0131ndan Yahudilik taraf\u0131ndan kabul edilemedi\u011fini d\u00fc\u015f\u00fcnmektedir. N. Berdyayev\u2019in bu g\u00f6r\u00fc\u015f\u00fcn\u00fc \u0130zzetbegovi\u00e7 isabetli olarak 415 Sa\u011f-sol b\u00f6l\u00fcnmesinin bir\u00e7ok anlamlar\u0131 varsa da, birine g\u00f6re bu isimlerinin k\u00f6keni, 1789 y\u0131l\u0131nda Frans\u0131z Meclisi\u2019ndeki Anayasa tart\u0131\u015fmalar\u0131yla ba\u011flant\u0131l\u0131. Kral\u0131n daha fazla g\u00fc\u00e7lendirilmesini savunanlar ba\u015fkan\u0131n sa\u011f taraf\u0131na, meclisin daha fazla g\u00fc\u00e7lendirilmesini savunanlar ise onun soluna oturmu\u015flard\u0131r. Bu b\u00f6l\u00fcnme daha sonra genel bir anlam kazand\u0131 ve solda olanlar de\u011fi\u015fimi isteyenleri, sa\u011fda olanlar da stat\u00fckoyu ifade eder hale geldi. Bkz.: \u0130zzetbegovi\u00e7, \u00d6zg\u00fcrl\u00fc\u011fe Ka\u00e7\u0131\u015f\u0131m, s. 139. 416 \u0130zzetbegovi\u00e7, Do\u011fu Bat\u0131 aras\u0131nda \u0130slam, s. 249. 417 \u0130zzetbegovi\u00e7, Do\u011fu Bat\u0131 aras\u0131nda \u0130slam, s. 251. 418 Yahudi kutsal kitab\u0131n\u0131n al\u0131\u015f\u0131lm\u0131\u015f ismi Tanah\u2019t\u0131r. Tanah \u00fc\u00e7 b\u00f6l\u00fcmden Tora, Neviim ve Ketuvim\u2019den olu\u015fur. Bat\u0131 dillerinde Tanah\u2019a Ancien Testament (Fr.), Old Testament (\u0130ng.) ve Alten Testamentum (Alm.) denilmektedir. Arap\u00e7a kar\u015f\u0131l\u0131\u011f\u0131 el-Ahd\u00fc\u2019l-kad\u00eem, T\u00fcrk\u00e7e kar\u015f\u0131l\u0131\u011f\u0131 Ahd-i At\u00eek veya Eski","Ahid\u2019dir. Ancak h\u0131ristiyanlara ait olan bu adland\u0131rma yahudilerce kullan\u0131lmamakta, yahudi kutsal kitab\u0131n\u0131n tamam\u0131 i\u00e7indeki en \u00f6nemli b\u00f6l\u00fcm olan Tevrat\u2019tan dolay\u0131 Tevrat diye adland\u0131r\u0131lmaktad\u0131r; bkz.: \u00d6mer Faruk Harman, \u201cYahudilik\u201d, T.D.V. \u0130slam Ansiklopedisi, C. XLIII, \u0130stanbul, 2013, s. 197- 201. 98 nitelendirmektedir.419 \u0130zzetbegovi\u00e7, Ahd-i Atik okumalar\u0131nda, Ey\u00fcp Kitab\u0131n\u2019da (7. ve 14. Bablar) Ey\u00fcp\u2019\u00fcn \u00f6l\u00fcmden sonra hayat olmad\u0131\u011f\u0131n\u0131, o\u011flu \u00f6ld\u00fc\u011f\u00fcnde Davud\u2019un da ayn\u0131 \u015feyi s\u00f6yledi\u011fi neticesine ula\u015fm\u0131\u015fsa da, bunlar\u0131 kabul edilemez bulur. Nitekim ger\u00e7ekte ne Hz. Ey\u00fcp ne de Hz. Davud b\u00f6yle bir \u015fey buyurmam\u0131\u015flard\u0131r. Dolay\u0131s\u0131yla bu ink\u00e2r, bu d\u00fcnyaya y\u00f6nelen Yahudi ruhunun sonradan icat etti\u011fi bir anlay\u0131\u015ft\u0131r.420 Avrupa medeniyetinin gidi\u015fat\u0131 ve geli\u015fimi \u00fczerinde \u0130zzetbegovi\u00e7, se\u00e7ilmi\u015f Yahudi halk\u0131n\u0131n Arz-\u0131 Mev\u2019ud\u2019a do\u011fru yapt\u0131\u011f\u0131 zahmetli yolculu\u011funun ve H\u0131ristiyanlar\u0131n etkisinin \u00e7ok b\u00fcy\u00fck oldu\u011funu d\u00fc\u015f\u00fcnmektedir. Se\u00e7ilmi\u015f halk\u0131n Arz\u2019\u0131 Mev\u2019\u00fbd\u2019a do\u011fru yolculu\u011fu, bir halk\u0131n \u00f6zg\u00fcrl\u00fc\u011fe do\u011fru, insan\u0131n k\u00f6le olmaktan \u00e7\u0131k\u0131p kendi hayat\u0131n\u0131n ve kaderinin efendisi olaca\u011f\u0131 fikrini temsil ederken, H\u0131ristiyan \u00f6\u011freti ise insan\u0131n bir fert, bir ki\u015fi olarak salt anlamda de\u011fer ta\u015f\u0131mas\u0131n\u0131 sahip temsil etmektedir. \u0130lk \u00fctopya olarak \u0130zzetbegovi\u00e7, Arz-\u0131 Mev\u2019\u00fbd\u2019u g\u00f6rmektedir. Ona g\u00f6re, \u201cher \u00fctopya, Yahudi k\u00f6kenlidir ve Arz-\u0131 Mev\u2019\u00fbd, asl\u00ee sureti ve asli misali olarak onun arka plan\u0131nda yatmaktad\u0131r. Bat\u0131 medeniyetinin bir Yahudi-H\u0131ristiyan medeniyeti olu\u015funun sebebi budur.\u201d421 \u0130zzetbegovi\u00e7\u2019e g\u00f6re, Yahudi etkisi, sadece Bat\u0131 medeniyetinin gidi\u015fat\u0131 ve geli\u015fimi \u00fczerinde g\u00f6stermemi\u015ftir kendini. Tam tersine, Yahudilik tarihi ayn\u0131 zamanda d\u00fcnyan\u0131n iktisad\u00ee (ticar\u00ee) geli\u015fme tarihi oldu\u011fundan t\u00fcm d\u00fcnyay\u0131 da etkilemi\u015ftir.422 Bu ba\u011flamda C. \u00d6zyurt\u2019un ifadesiyle ilgin\u00e7tir ki, \u0130zzetbegovi\u00e7\u2019in g\u00f6r\u00fc\u015flerini, pratik ihtiya\u00e7lar\u0131n ve bencil \u00e7\u0131karlar\u0131n g\u00fcd\u00fcledi\u011fi Yahudi\u2019nin bu d\u00fcnyadaki ibadetinin bezirg\u00e2nl\u0131k oldu\u011fu, bu \u00f6zellikleri nedeniyle Yahudilerin modern burjuvazinin prototipini olu\u015fturdu\u011fu ifadeleriyle K. Marks da do\u011frulamaktad\u0131r.423 Peki, \u2018Yahudilik, ni\u00e7in tarih boyunca hep ateist ve materyalist felsefelerin do\u011fu\u015funa neden olmu\u015ftur?\u2019 \u0130zzetbegovi\u00e7\u2019e g\u00f6re, bunun nedeni \u201cTanr\u0131\u2019n\u0131n Krall\u0131\u011f\u0131 r\u00fcyas\u0131 veya miti yerine, m\u00fcnhas\u0131ran bu d\u00fcnyaya, Arz-\u0131 Mev\u2019\u00fbd\u2019a y\u00f6neli\u015fte\u201d424 aranmal\u0131d\u0131r. Yani, \u201chakiki ya da ahl\u00e2k\u00ee davran\u0131\u015f\u0131n \u00f6teki d\u00fcnyadaki kar\u015f\u0131l\u0131\u011f\u0131n\u0131 beklemek yerine, aceleci davran\u0131p mutlulu\u011fu bu d\u00fcnyada aramaya y\u00f6nelmeleri ve y\u00f6neldikleri 419 \u0130zzetbegovi\u00e7, Do\u011fu Bat\u0131 aras\u0131nda \u0130slam, s. 250. 420 \u0130zzetbegovi\u00e7, \u00d6zg\u00fcrl\u00fc\u011fe Ka\u00e7\u0131\u015f\u0131m, s. 184. 421 \u0130zzetbegovi\u00e7, \u00d6zg\u00fcrl\u00fc\u011fe Ka\u00e7\u0131\u015f\u0131m, ss. 247-248. 422 \u0130zzetbegovi\u00e7, Do\u011fu Bat\u0131 aras\u0131nda \u0130slam, s. 251. 423 Cevat \u00d6zyurt, \u201c\u0130ki D\u00fcnya Aras\u0131nda \u0130nsan: Aliya \u0130zzetbegovi\u00e7\u2019in Din Kuram\u0131 ve \u0130slam Yorumu\u201d, Hece, S. 229, Y\u0131l 20, Ankara, Hece Yay\u0131nlar\u0131, 2016, s. 210. 424 \u0130zzetbegovi\u00e7, \u00d6zg\u00fcrl\u00fc\u011fe Ka\u00e7\u0131\u015f\u0131m, s. 190. 99 \u015feye kavu\u015famad\u0131klar\u0131nda s\u0131k\u00e7a hayal k\u0131r\u0131kl\u0131\u011f\u0131 ya\u015famalar\u0131 Yahudileri Tanr\u0131\u2019dan ve ahl\u00e2ktan uzakla\u015ft\u0131rm\u0131\u015ft\u0131r.\u201d425 Yahudi halk\u0131n\u0131n tarih boyunca s\u00fcregelen \u0131st\u0131rab\u0131, Tanr\u0131 ve ahl\u00e2k kanunlar\u0131 konusunda daimi bir hayal k\u0131r\u0131kl\u0131\u011f\u0131 kayna\u011f\u0131 olmu\u015ftur. Adaletin bu d\u00fcnyada ger\u00e7ekle\u015fece\u011fi \u015feklindeki yanl\u0131\u015f Yahudi varsay\u0131m\u0131 ve ger\u00e7ekle\u015fmemi\u015f \u00fcmit ve beklentiler, isyan ve \u015f\u00fcphe ruhu do\u011furmu\u015ftur. Unutulmamal\u0131d\u0131r ki Yahudiler, Hz. \u0130sa\u2019n\u0131n ortaya \u00e7\u0131k\u0131\u015f\u0131ndan evvel, Mesih\u2019in d\u00fcnyaya gelece\u011fini bekliyorlard\u0131 ancak \u0131st\u0131rap \u00e7eken bir peygamber olarak de\u011fil, \u2018se\u00e7ilmi\u015f halk\u2019\u0131n iktidar\u0131n\u0131 kuracak mill\u00ee kahraman ve d\u00fcnyev\u00ee kral olarak bekliyorlard\u0131. \u0130\u015fte ger\u00e7ekle\u015fmemi\u015f bu \u00fcmit ve beklentiler \u0130zzetbegovi\u00e7\u2019e g\u00f6re, Yahudilerde hayal k\u0131r\u0131kl\u0131\u011f\u0131 ve bunal\u0131ma neden olmu\u015ftur ki bu psikoloji, tam da ateizmden bir \u00f6nceki istasyondur.426 Yahudi ateizminin ortaya \u00e7\u0131k\u0131\u015f","sebepleri; \u00f6l\u00fcms\u00fczl\u00fck doktrininin benimsenmeyi\u015fi ve garip Tanr\u0131 inanc\u0131d\u0131r. Yahudiler Tanr\u0131\u2019y\u0131 ink\u00e2r etmez, ama O\u2019nu tan\u0131may\u0131 ve kutsamay\u0131 reddederler. Bu nedenle \u0130zzetbegovi\u00e7 Yahudi Tanr\u0131 inanc\u0131n\u0131 garip bulmaktad\u0131r.427 K. Marks\u2019\u0131n, Yahudilerin Tanr\u0131 inanc\u0131 hakk\u0131nda yapt\u0131\u011f\u0131 tespiti de kayda de\u011ferdir: \u201c\u0130srail\u2019in Tanr\u0131\u2019s\u0131 parad\u0131r; bu mutaass\u0131p Tanr\u0131\u2019n\u0131n yan\u0131nda ba\u015fka hi\u00e7bir Tanr\u0131 tutunamaz. Para, insanl\u0131\u011f\u0131n b\u00fct\u00fcn tanr\u0131lar\u0131n\u0131n tanr\u0131l\u0131klar\u0131n\u0131 yok eder, hepsini bir matah (meta) h\u00e2line getirir. Para her \u015feyin \u00fcst\u00fcnde, kendi kendini yapan (mutlak) bir de\u011ferdir. Bundan \u00f6t\u00fcr\u00fc, b\u00fct\u00fcn d\u00fcnyay\u0131, t\u00fcm tabiat\u0131, hem de insan\u0131 orijinal de\u011ferinden yoksunla\u015ft\u0131r\u0131r. Para insan\u0131n hayat\u0131n\u0131n ve \u00e7al\u0131\u015fmas\u0131n\u0131n \u00f6z\u00fc olmu\u015ftur. Para, hayat\u0131 ve i\u015fi insana yabanc\u0131la\u015ft\u0131rm\u0131\u015ft\u0131r. \u0130nsana h\u00fckmeden, insan\u0131n tapt\u0131\u011f\u0131 bu yabanc\u0131 canavard\u0131r.\u201d428 Ayr\u0131ca \u0130zzetbegovi\u00e7, H\u0131ristiyan gelene\u011finin aksine milli, siyas\u00ee ve d\u00fcnyevi muhtevaya a\u00e7\u0131s\u0131ndan Yahudi gelene\u011finde din\u00ee \u00f6z\u00fcn \u00e7ok zay\u0131f ve s\u0131\u011f kalmas\u0131na dikkat \u00e7ekmektedir. Ona g\u00f6re, \u201c(...) Her din, bu d\u00fcnyan\u0131n bir m\u00fck\u00e2fat de\u011fil bir ayartma, bir fitne oldu\u011funa inan\u0131r. Oysa Yahudiler, b\u00f6yle d\u00fc\u015f\u00fcnmezler ve onlar\u0131n ateizmi budur (...).\u201d429 \u0130nsan\u0131n bilincini\/y\u00fcz\u00fcn\u00fc d\u00fcnyaya do\u011fru y\u00f6neltti\u011finden ve \u0130zzetbegovi\u00e7\u2019in ifadesiyle, \u2018b\u00fct\u00fcn tarih boyunca haric\u00ee ger\u00e7eklere olan alakas\u0131n\u0131 tahrik etti\u011finden\u2019 Yahudi materyalizmi (\u00e7a\u011fda\u015f d\u00fcnya pozitivizmi) d\u00fcnya tarihinde bir tak\u0131m sonu\u00e7lara 425 \u00d6zyurt, a.g.m., s. 210. 426 \u0130zzetbegovi\u00e7, \u00d6zg\u00fcrl\u00fc\u011fe Ka\u00e7\u0131\u015f\u0131m, s. 190; \u0130zzetbegovi\u00e7, Do\u011fu Bat\u0131 aras\u0131nda \u0130slam, ss. 250-251. 427 \u0130zzetbegovi\u00e7, \u00d6zg\u00fcrl\u00fc\u011fe Ka\u00e7\u0131\u015f\u0131m, s. 191; \u0130zzetbegovi\u00e7, Do\u011fu Bat\u0131 aras\u0131nda \u0130slam, s. 250. 428 \u00d6zyurt, a.g.m., s. 210. 429 \u0130zzetbegovi\u00e7, \u00d6zg\u00fcrl\u00fc\u011fe Ka\u00e7\u0131\u015f\u0131m, s. 191. 100 neden olmu\u015ftur. Bunlardan birincisi, her zaman maddi ilerlemenin ta\u015f\u0131y\u0131c\u0131 olduklar\u0131ndan d\u00fcnyan\u0131n \u2018iktisad\u00ee geli\u015fme tarihine\u2019 \u00f6nc\u00fcl\u00fck etmeleri, di\u011feri ise tabiata h\u00e2kim olma arzular\u0131 olarak de\u011ferlendirilebilir. Yahudilerin tabiata h\u00e2kim olma arzusu \u0130zzetbegovi\u00e7\u2019e g\u00f6re, a\u00e7\u0131k\u00e7a Kitab-\u0131 Mukkades\u2019ten kaynaklanmaktad\u0131r.430 Nitekim Tevrat\u2019\u0131n Tekv\u00een b\u00f6l\u00fcm\u00fcnde \u015f\u00f6yle bir ifade ge\u00e7mektedir: \u201c\u00dcre ve \u00e7o\u011fal, yery\u00fcz\u00fcne yerle\u015f ve onu boyunduru\u011fun alt\u0131na al! Denizdeki bal\u0131\u011fa, havadaki ku\u015flara ve yery\u00fcz\u00fcnde sakin olan t\u00fcm mahl\u00fbkata h\u00e2kim ol.\u201d431 \u0130zzetbegovi\u00e7\u2019in Yahudilikle ilgili \u00f6nemli tespitlerinden biri de Yahudilerin hi\u00e7bir zaman k\u00fclt\u00fcre i\u015ftirak etmemelerine ra\u011fmen her zaman uygarl\u0131\u011fa i\u015ftirak etmi\u015f olmalar\u0131d\u0131r. \u0130fade etmekte fayda var ki \u0130zzetbegovi\u00e7, k\u00fclt\u00fcr ile sanat ve din gibi manevi kurumlar\u0131, medeniyet ile de maddi uygarl\u0131\u011f\u0131 kastetmektedir. Nitekim bir k\u00fclt\u00fcr bir \u015fehir \u00fczerinde h\u00e2kimiyetini kurar kurmaz Yahudiler ortaya \u00e7\u0131karlar. Bundan dolay\u0131 \u0130zzetbegovi\u00e7, Yahudilerin ancak \u015fehir mefhumlar\u0131 \u00e7er\u00e7evesi i\u00e7inde ya\u015fay\u0131p d\u00fc\u015f\u00fcnebilece\u011fi sonucuna varm\u0131\u015ft\u0131r. Bu ba\u011flamda, \u0130zzetbegovi\u00e7, ilk \u00e7a\u011flardan itibaren Roma ba\u015fta olmak \u00fczere, M\u00fcsl\u00fcman \u0130spanya\u2019da Kurtuba, G\u0131rnata ve b\u00fct\u00fcn d\u00fcnya merkezlerinde Yahudi kolonilerin varl\u0131\u011f\u0131na dikkat \u00e7eker.432 Kolayca g\u00f6r\u00fclece\u011fi \u00fczere \u0130zzetbegovi\u00e7, Yahudilerin \u015fehir halk\u0131 olmakla beraber, d\u00fcnya medeniyetine b\u00fcy\u00fck katk\u0131lar\u0131 oldu\u011funu, onu geli\u015ftirdiklerini de ink\u00e2r etmez. Ancak Bat\u0131daki kapitalizm ve ticaretin geli\u015fmesinde Protestan mezhebinin de b\u00fcy\u00fck etkisi oldu\u011fu \u015feklindeki M. Weber\u2019in tezleri ile ilgili \u0130zzetbegovi\u00e7, bilinmeyen nedenlerden dolay\u0131, bunlardan hi\u00e7 bahsetmemekte ya da \u00fczerinden sessizce ge\u00e7mektedir. Buna ra\u011fmen, \u0130zzetbegovi\u00e7\u2019in eserlerinde: \u201cAvrupa\u2019da \u00e7al\u0131\u015fma k\u00fclt\u00fc aslen protestan kaynakl\u0131d\u0131r, umumiyetle san\u0131ld\u0131\u011f\u0131 gibi sosyalist kaynakl\u0131 de\u011fildir\u201d433 gibi ifadelere de rastlanabilmektedir. Burada M. Weber\u2019in, Protestanl\u0131\u011f\u0131n kapitalizm \u00fczerindeki etkisini inceleyen Protestan Ahlak\u0131 ve Kapitalizm Ruhu adl\u0131 eserini ve tezlerini hat\u0131rlamakta fayda vard\u0131r. Bu tezler, Protestan ahl\u00e2k\u0131n\u0131n (\u00f6zellikle de Calvinist bi\u00e7imiyle), Bat\u0131 d\u00fcnyas\u0131nda kapitalizme ge\u00e7i\u015fi m\u00fcmk\u00fcn k\u0131lan bir k\u00fclt\u00fcrel \u00f6\u011fe olarak g\u00f6r\u00fclmesine yol a\u00e7m\u0131\u015ft\u0131r. Hatta Weber\u2019in kapitalizm ile","Protestan ahl\u00e2k\u0131 aras\u0131nda bir 430 \u0130zzetbegovi\u00e7, Do\u011fu Bat\u0131 aras\u0131nda \u0130slam, s. 252; \u0130zzetbegovi\u00e7, \u00d6zg\u00fcrl\u00fc\u011fe Ka\u00e7\u0131\u015f\u0131m, s. 229. 431 Yarat\u0131l\u0131\u015f 1\/28. 432 \u0130zzetbegovi\u00e7, Do\u011fu Bat\u0131 aras\u0131nda \u0130slam, ss. 251-252. 433 \u0130zzetbegovi\u00e7, Do\u011fu Bat\u0131 aras\u0131nda \u0130slam, s. 291. 101 neden-sonu\u00e7 ili\u015fkisi kurdu\u011fu olduk\u00e7a iddial\u0131 ve etkili tezlerdir.434 Ama maalesef g\u00f6rebildi\u011fimiz kadar\u0131yla \u0130zzetbegovi\u00e7 taraf\u0131ndan de\u011ferlendirmeye al\u0131nmam\u0131\u015f g\u00f6z\u00fckmektedir. \u0130zzetbegovi\u00e7\u2019in tezi ile Weber\u2019in tezlerini k\u0131yaslayacak olursak; belki ayn\u0131 \u015feyi farkl\u0131 a\u00e7\u0131dan s\u00f6yl\u00fcyor olabilecek paralellikler ta\u015f\u0131d\u0131\u011f\u0131n\u0131 ifade etmek zor olmayacakt\u0131r. P\u00fcritenlerin Katolik kilisesini ve otoritesini b\u0131rak\u0131p radikal bi\u00e7imde Ahd-i Atik\u2019e y\u00f6nelmeleri belki de Yahudilerdeki d\u00fcnyevile\u015fmeyi, d\u00fcnya cenneti d\u00fc\u015f\u00fcncesini tetiklemi\u015f olabilir. S\u00f6z konusu Yahudi ateizminin daha iyi anla\u015f\u0131labilmesi i\u00e7in, kanaatimizce bir hususun belirtilmesinde daha fayda var. \u201c(...) \u015fehir ne kadar b\u00fcy\u00fcrse, \u00fczerindeki g\u00f6k de o kadar ufal\u0131r. Tabiat, \u00e7i\u00e7ek ve ayd\u0131nl\u0131k o kadar az; duman, beton, teknik ise o kadar \u00e7ok olur. Biz de o kadar az \u015fahsiyet, o kadar da \u00e7ok kitle oluruz (...)\u201d435 ifadeleriyle \u0130zzetbegovi\u00e7, \u015fehrin b\u00fcy\u00fcmesiyle \u015fehir sakinlerinin dindarl\u0131\u011f\u0131n\u0131n azalaca\u011f\u0131n\u0131 d\u00fc\u015f\u00fcnmektedir. K\u00f6yde ya\u015fayan k\u00f6yl\u00fcler ise her g\u00fcn tabiat ve tezah\u00fcrleriyle do\u011frudan do\u011fruya temasta olma f\u0131rsat\u0131 bulduklar\u0131ndan, b\u00fcy\u00fck \u00f6l\u00e7\u00fcde k\u00fclt\u00fcrel ve estetik ya\u015fant\u0131ya kavu\u015fabilmektedir. Dolay\u0131s\u0131yla k\u00f6yde ya\u015fayan insanlar, dindarl\u0131\u011f\u0131n\u0131 do\u011fal bir \u015fekilde koruyabilmektedirler. \u015eehir insan\u0131 ise \u0130zzetbegovi\u00e7\u2019e g\u00f6re, bu \u015fanstan neredeyse tamamen yoksundur. Peki, \u2018\u00e7a\u011f\u0131m\u0131zdaki sanatsal faaliyetler ve umum\u00ee olarak estetik ya\u015fant\u0131 i\u00e7in \u015fehirlilerin k\u00f6yl\u00fclerden daha fazla f\u0131rsat bulduklar\u0131 kanaati\u2019 nas\u0131l de\u011ferlendirilebilir? \u0130zzetbegovi\u00e7, bu kanaati, \u201c\u00e7a\u011f\u0131m\u0131z\u0131n en acayip yan\u0131lg\u0131lar\u0131ndan biri olarak g\u00f6rd\u00fc\u011f\u00fcn\u00fc\u201d ifade eder ve g\u00f6r\u00fc\u015f\u00fcn\u00fc \u015f\u00f6yle a\u00e7\u0131klar: \u201c(...) \u015fehir n\u00fcfusunun ancak \u00e7ok c\u00fcz\u2019i bir k\u0131sm\u0131n\u0131n ziyaret etti\u011fi konser, m\u00fcze ve sergiler, k\u00f6yl\u00fclerin her g\u00fcn muazzam g\u00fcne\u015f do\u011fu\u015fu veya ilkbaharda tabiat\u0131n uyan\u0131\u015f\u0131 manzaras\u0131 kar\u015f\u0131s\u0131nda, belki gayr\u0131 ihtiyar\u00ee, ya\u015fad\u0131klar\u0131 pek kuvvetli estetik heyecan\u0131n yerini takriben bile dolduramaz (...).\u201d436 \u0130zzetbegovi\u00e7\u2019e g\u00f6re, k\u00f6yl\u00fclerin dindarl\u0131\u011f\u0131 ile i\u015f\u00e7ilerin ateizminin a\u00e7\u0131klamas\u0131 farkl\u0131 hayat \u015fartlar\u0131ndan veya tahsil derecelerinden de\u011fil de, farkl\u0131 manev\u00ee havada ve d\u0131\u015f 434 Mehmet A\u011fao\u011fullar\u0131, Levent K\u00f6ker, Tanr\u0131 Devletinden Kral-Devlete, 3.B., Ankara, \u0130mge Kitabevi, 2001, s. 95. 435 \u0130zzetbegovi\u00e7, Do\u011fu Bat\u0131 aras\u0131nda \u0130slam, s. 100. 436 \u0130zzetbegovi\u00e7, Do\u011fu Bat\u0131 aras\u0131nda \u0130slam, s. 100. 102 d\u00fcnyay\u0131 farkl\u0131 tarzda g\u00f6rmelerinde aranmal\u0131d\u0131r. \u00c7\u00fcnk\u00fc \u201cdin hayata, sanata, k\u00fclt\u00fcre; ateizm ise tekni\u011fe, uygarl\u0131\u011fa aittir.\u201d437 B. SAF D\u0130N OLARAK HIR\u0130ST\u0130YANLIK \u0130zzetbegovi\u00e7\u2019in d\u00fc\u015f\u00fcncesine g\u00f6re, tarih boyunca Yahudi materyalizmi, insan\u0131n bilincini d\u00fcnyaya do\u011fru y\u00f6neltip, dikkatini d\u0131\u015f ger\u00e7ekliklere \u00e7ekerken, insan\u0131n maneviyat ihtiyac\u0131n\u0131 ink\u00e2r etmi\u015ftir. H\u0131ristiyanl\u0131k ise; \u00e2lemin ikili\u011fini tan\u0131m\u0131\u015f olsa da, insan\u0131n bedensel boyutunun ihtiya\u00e7lar\u0131n\u0131 yok sayarak; \u201cinsan ruhunu kendi kendine do\u011fru y\u00f6neltmi\u015ftir.\u201d438 Bu nedenle, bu d\u00fcnyan\u0131n reddi ve z\u00fcht anlay\u0131\u015f\u0131n\u0131n egemen oldu\u011fu din \u0130zzetbegovi\u00e7\u2019e g\u00f6re, H\u0131ristiyanl\u0131kt\u0131r.439 \u0130ncil\u2019in: \u201cHi\u00e7 kimse iki efendiye kulluk edemez. Ya birinden nefret edip \u00f6b\u00fcr\u00fcn\u00fc sever, ya da birine ba\u011flan\u0131p \u00f6b\u00fcr\u00fcn\u00fc hor g\u00f6r\u00fcr. Siz hem Tanr\u0131\u2019ya, hem de paraya kulluk edemezsiniz,\u201d440 \u015feklindeki \u00e7a\u011fr\u0131s\u0131n\u0131 \u0130zzetbegovi\u00e7, insan\u0131n birbirine ters iki istikamete, yani Sema\u2019ya ve Arz\u2019a do\u011fru y\u00f6nelemeyece\u011finin bir i\u015fareti olarak yorumlam\u0131\u015ft\u0131r. Bu yorumunu \u0130zzetbegovi\u00e7, Tolstoy\u2019un \u201c\u0130nsan ayn\u0131 zamanda hem kendi ruhuyla hem de d\u00fcnyev\u00ee i\u015flerle u\u011fra\u015famaz.","E\u011fer d\u00fcnyev\u00ee menfaat istiyorsan, ruhunla u\u011fra\u015fmaktan vazge\u00e7; fakat e\u011fer ruhunu korumak istiyorsan, o zaman d\u00fcnya i\u015flerini b\u0131rak. Yoksa kendini mahvedecek ne buna ne de \u015funa sahip olacaks\u0131n,\u201d441 ifadesiyle desteklemektedir. Hz. \u0130sa\u2019n\u0131n; \u201cBenim devletim bu d\u00fcnyada de\u011fildir,\u201d ifadelerinden ve \u201c(...) \u2018Ne yiyece\u011fiz?\u2019 diye can\u0131n\u0131z i\u00e7in, \u2018Ne giyece\u011fiz?\u2019 diye bedeniniz i\u00e7in kayg\u0131lanmay\u0131n\u201d442 \u015feklindeki \u0130ncil\u2019den yapt\u0131\u011f\u0131 al\u0131nt\u0131lardan yola \u00e7\u0131kan \u0130zzetbegovi\u00e7, \u2018insan yarad\u0131l\u0131\u015f\u0131na uygun olmayan saf din\u2019 olarak niteledi\u011fi H\u0131ristiyanl\u0131\u011f\u0131n d\u0131\u015f d\u00fcnyay\u0131 d\u00fczenlemek veya m\u00fckemmelle\u015ftirmek iste\u011finden pe\u015finen vazge\u00e7ti\u011fi sonucuna varmaktad\u0131r. \u0130zzetbegovi\u00e7\u2019e g\u00f6re, saf din (H\u0131ristiyanl\u0131k): \u201cDa\u011f\u0131n doru\u011funda bir mabettir, bir s\u0131\u011f\u0131nakt\u0131r. Ona ula\u015fmak i\u00e7in t\u0131rmanmak l\u00e2z\u0131m; \u0130blis\u2019in h\u00fck\u00fcm s\u00fcrd\u00fc\u011f\u00fc, \u0131slah\u0131 kabil 437 \u0130zzetbegovi\u00e7, Do\u011fu Bat\u0131 aras\u0131nda \u0130slam, s. 101. 438 \u0130zzetbegovi\u00e7, Do\u011fu Bat\u0131 aras\u0131nda \u0130slam, s. 252. 439 \u0130zzetbegovi\u00e7, \u00d6zg\u00fcrl\u00fc\u011fe Ka\u00e7\u0131\u015f\u0131m, s. 238. 440 Matta 6\/24. 441 \u0130zzetbegovi\u00e7, Do\u011fu Bat\u0131 aras\u0131nda \u0130slam, ss. 252- 253. 442 Luka 12\/22. 103 olmayan bir d\u00fcnyan\u0131n b\u00fct\u00fcn bo\u015flu\u011funu arkada b\u0131rakarak, yukar\u0131ya t\u0131rmanmak gerekir (...).\u201d443 Dolay\u0131s\u0131yla, hayat\u0131n maddi boyutuna gereken \u00f6nemi vermeyen H\u0131ristiyanl\u0131k, ki\u015finin d\u00fcnyada ve insanlar\u0131n kar\u015f\u0131s\u0131nda nas\u0131l ya\u015fayaca\u011f\u0131 sorusuna de\u011fil, kendi i\u00e7inde ve kendine kar\u015f\u0131 nas\u0131l ya\u015fayaca\u011f\u0131 sorusuna cevap vermektedir. \u201c(...) \u0130ki mintan\u0131 olan birini mintan\u0131 olmayana versin; yiyece\u011fi olan yiyece\u011fi olmayanla payla\u015fs\u0131n (...),\u201d444 ilkesini vurgulayan H\u0131ristiyan \u00f6\u011fretisi, sosyalist prensiplerle baz\u0131 benzerlikler g\u00f6sterse de \u0130zzetbegovi\u00e7\u2019e g\u00f6re, bunlar sadece g\u00f6r\u00fcn\u00fc\u015ftedir. \u00c7\u00fcnk\u00fc sosyalist prensiplerde s\u00f6z konusu olan \u015fey toplum ve onun i\u00e7indeki ili\u015fkilerdir; saf dinde ise, insan ve onun ruhudur. \u0130zzetbegovi\u00e7: \u201cDin vermek i\u00e7in, ihtil\u00e2l ise almak i\u00e7in \u00e7a\u011fr\u0131da bulunuyor. Haric\u00ee netice ayn\u0131 olabilir, dahil\u00ee netice ise bamba\u015fkad\u0131r,\u201d445 diyerek, bu ikisinin aras\u0131ndaki farkl\u0131l\u0131klara dikkat \u00e7ekmi\u015ftir. \u0130zzetbegovi\u00e7\u2019e g\u00f6re H\u0131ristiyanl\u0131k vb. saf dinler hayat\u0131n d\u0131\u015f boyutuna \u00f6nem vermeyerek dini, m\u00fcnzevi hayat olarak tan\u0131mlam\u0131\u015flard\u0131r. Fakat tatbikatta bir\u00e7ok g\u00fc\u00e7l\u00fckle kar\u015f\u0131la\u015ft\u0131\u011f\u0131ndan; se\u00e7kinler ve halk i\u00e7in iki farkl\u0131 istikameti ya da iki farkl\u0131 program\u0131 tan\u0131mak durumunda kalm\u0131\u015flard\u0131r. Bunun sonucu olarak H\u0131ristiyanl\u0131k, iki se\u00e7enek sunmu\u015ftur; se\u00e7kinler i\u00e7in ruhbanl\u0131k (bek\u00e2rl\u0131k i\u00e7erdi\u011fi zor ve \u00e7etin yol) ve halk i\u00e7in tarikatler (evlilik i\u00e7erdi\u011fi daha kolay yol). Ancak bu iki se\u00e7ene\u011fin her ikisi de sosyal (ya\u015fanabilir) de\u011fildir, ahlaki d\u00fczenin mefhumlar\u0131d\u0131r. \u0130zzetbegovi\u00e7\u2019in vurgulad\u0131\u011f\u0131 \u015fekliyle burada s\u00f6z konusu olan, imtiyazlar de\u011fil, m\u00fckellefiyetlerdir.446 \u015e\u00f6yle ki, \u0130zzetbegovi\u00e7\u2019e g\u00f6re Mesih\u2019in; \u201c(\u2026) \u2018Zina etmeyeceksin\u2019 dendi\u011fini duydunuz. Ama ben size diyorum ki, bir kad\u0131na \u015fehvetle bakan her adam, y\u00fcre\u011finde o kad\u0131nla zina etmi\u015f olur\u201d447 ifadelerinden H\u0131ristiyanl\u0131\u011f\u0131n tam iffet istedi\u011fi anla\u015f\u0131lmaktad\u0131r. Kilisenin ba\u015f\u0131 olan Pavlus ise: \u201cKayg\u0131s\u0131z olman\u0131z\u0131 istiyorum. Evli olmayan erkek, Rab\u2019bi nas\u0131l ho\u015fnut edece\u011fini d\u00fc\u015f\u00fcnerek Rab\u2019bin i\u015fleri i\u00e7in kayg\u0131lan\u0131r. Evli erkekse kar\u0131s\u0131n\u0131 nas\u0131l ho\u015fnut edece\u011fini d\u00fc\u015f\u00fcnerek d\u00fcnya i\u015fleri i\u00e7in kayg\u0131lan\u0131r,\u201d448 ifadeleriyle tam iffeti korumak amac\u0131yla bek\u00e2rl\u0131\u011f\u0131 daha do\u011fru bulup \u00f6\u011f\u00fctlemektedir. Ancak nazariye ile tatbikat hususunda halk bir\u00e7ok zorluklarla kar\u015f\u0131la\u015ft\u0131\u011f\u0131ndan, bir 443 \u0130zzetbegovi\u00e7, Do\u011fu Bat\u0131 aras\u0131nda \u0130slam, ss. 253-254. 444 Luka 3\/11. 445 \u0130zzetbegovi\u00e7, Do\u011fu Bat\u0131 aras\u0131nda \u0130slam, s. 254. 446 \u0130zzetbegovi\u00e7, Do\u011fu Bat\u0131 aras\u0131nda \u0130slam, s. 254. 447 Matta 5\/27-28. 448 1. Korintliler 7\/32-33. 104 \u00e7\u00f6z\u00fcm olarak H\u0131ristiyan \u00d6\u011freti evlilik m\u00fcessesesine yol a\u00e7mak zorunda kalm\u0131\u015ft\u0131r. Pavlus\u2019un son mektubunda: \u201cErke\u011fin kad\u0131na dokunmamas\u0131 iyidir\u201d(...) Ama fuhu\u015ftan","\u00f6t\u00fcr\u00fc her erkek kar\u0131s\u0131yla, her kad\u0131n da kocas\u0131yla ya\u015fas\u0131n\u201d449 pratik ve tatbikat\u0131n ger\u00e7ekli\u011fine do\u011fru bir y\u00f6nelim hissedilmeye ba\u015fl\u0131yor. \u0130zzetbegovi\u00e7\u2019e g\u00f6re, Pavlus\u2019un da vurgulad\u0131\u011f\u0131 gibi, H\u0131ristiyanl\u0131k a\u00e7\u0131s\u0131ndan evlilik, zinadan ka\u00e7\u0131nmak i\u00e7in prati\u011fin dayatt\u0131\u011f\u0131 bir \u00e7\u00f6z\u00fcmd\u00fcr. Bu nedenle evlilik, \u201csaf din\u201d H\u0131ristiyan \u00f6\u011fretisinin halka verdi\u011fi apa\u00e7\u0131k bir tavizdir.450 Ancak, dinin saf \u00f6\u011fretilerinden verilmi\u015f her taviz, C. \u00d6zyurt\u2019un ifadesiyle; \u201csadece dindarl\u0131k seviyesindeki farkl\u0131l\u0131klar\u0131 kabul etmekle kalmaz, ba\u015fka dinlerin etkisine a\u00e7\u0131k bir duruma gelerek dindarl\u0131k renklerinin de\u011fi\u015fimine de a\u00e7\u0131k hale gelir.\u201d451 Buna ba\u011fl\u0131 olarak denilebilir ki, se\u00e7kinler taraf\u0131ndan ya\u015fanan din; saf dindir. Halk dindarl\u0131\u011f\u0131 ise, halk k\u00fclt\u00fcr\u00fc ve paganizm unsurlar\u0131ndan etkilenen dindarl\u0131k bi\u00e7imidir. \u0130zzetbegovi\u00e7 de: \u201cOrta\u00e7a\u011f halk k\u00fclt\u00fcr\u00fc, halk ananelerinin ve resm\u00ee kilise \u00f6\u011fretisinin bir kar\u0131\u015f\u0131m\u0131d\u0131r\u201d452 diyerek bu ger\u00e7e\u011fe dikkat \u00e7ekmektedir. S\u00f6z konusu b\u00fcy\u00fck feragat ve i\u00e7 dinamizm ile ya\u015fayan bireylerin din\u00ee tecr\u00fcbesi, tamamen \u015fahs\u00eedir ve bir sosyal faaliyetle asla ili\u015fkisi yoktur. \u0130zzetbegovi\u00e7, sosyal de\u011fi\u015fimlerin dua ve ahl\u00e2kla de\u011fil, ancak bir ideal ya da menfaat u\u011fruna kuvvete ba\u015fvurmakla ger\u00e7ekle\u015febilece\u011fini d\u00fc\u015f\u00fcnmektedir. H\u0131ristiyanl\u0131k, kuvvete ba\u015fvurmaya kar\u015f\u0131 oldu\u011fundan,453 herhangi bir sosyal de\u011fi\u015fimi ger\u00e7ekle\u015ftirmek \u00fczere bir \u015fey yapmaktan acizdir. Bu nedenle \u0130zzetbegovi\u00e7; \u201cHristiyanl\u0131k, kelimenin as\u0131l m\u00e2n\u00e2s\u0131nda, tatbikat de\u011fildir\u201d454 diyerek, onun bu a\u00e7\u0131dan de\u011ferlendirilmesinin s\u00f6z konusu olamayaca\u011f\u0131n\u0131 ifade etmektedir. \u0130zzetbegovi\u00e7\u2019e g\u00f6re, insan hayat\u0131n\u0131n en derin hakikatlerinin \u2018habercisi\u2019 olan H\u0131ristiyanl\u0131k; tarihte bir d\u00f6n\u00fcm noktas\u0131 olmu\u015ftur. Onun sayesinde insanl\u0131k, ilk defa insan de\u011ferinin \u015fuuruna varm\u0131\u015f ve her \u015feyden evvel \u2018nitelik\u2019 bak\u0131m\u0131ndan b\u00fcy\u00fck bir 449 1. Korintliler 7\/1-2. 450 \u0130zzetbegovi\u00e7, Do\u011fu Bat\u0131 aras\u0131nda \u0130slam, s. 254; \u0130zzetbegovi\u00e7, Do\u011fu Bat\u0131 aras\u0131nda \u0130slam, ss. 331-333. 451 \u00d6zyurt, a.g.m., s. 204. 452 \u0130zzetbegovi\u00e7, \u00d6zg\u00fcrl\u00fc\u011fe Ka\u00e7\u0131\u015f\u0131m, s. 204. 453 \u201cD\u00fc\u015fman\u0131n\u0131 sev ve sana kin besleyene iyilik et\u201d, \u201cBel\u00e2lara tahamm\u00fcl et\u201d, \u201cKendi kendini sevdi\u011fin kadar yak\u0131n\u0131n\u0131 da sev\u201d gibi H\u0131ristiyan \u00f6\u011fretisinin vecizeleri \u0130zzetbegovi\u00e7\u2019e g\u00f6re, insan hayat\u0131n\u0131n pratik mant\u0131\u011f\u0131na \u00e7ok ayk\u0131r\u0131 olsalar da, bunlar sayesinde insan hayat\u0131n\u0131n hakik\u00ee m\u00e2n\u00e2s\u0131n\u0131 aramaya sevk ediliyor. \u0130zzetbegovi\u00e7, bu vecizelerin ger\u00e7ekten ba\u015fka bir d\u00fcnyan\u0131n habercisi oldu\u011funu d\u00fc\u015f\u00fcn\u00fcyordu. Bkz.: \u0130zzetbegovi\u00e7, Do\u011fu Bat\u0131 aras\u0131nda \u0130slam, s. 255. 454 \u0130zzetbegovi\u00e7, Do\u011fu Bat\u0131 aras\u0131nda \u0130slam, s. 255. 105 ilerleme sa\u011flam\u0131\u015ft\u0131r. \u0130zzetbegovi\u00e7; \u201cHz. \u0130sa\u2019n\u0131n zuhuru d\u00fcnya tarihinin s\u0131n\u0131r ta\u015f\u0131n\u0131 te\u015fkil etmektedir\u201d diyerek \u201cvizyon ve \u00fcmitlerinin, insanlar\u0131n sonraki b\u00fct\u00fcn \u00e7abalar\u0131na girdi\u011fini\u201d,455 vurgulamaktad\u0131r. \u0130zzetbegovi\u00e7\u2019e g\u00f6re, Bat\u0131 uygarl\u0131\u011f\u0131, tarihi boyunca t\u00fcm bozulmalar\u0131na ra\u011fmen Hz. \u0130sa \u00f6\u011fretisinden etkilenmi\u015f ve hatta onu merkeze alarak kendi varl\u0131\u011f\u0131n\u0131 olu\u015fturmu\u015ftur. \u0130ki kutbun ezel\u00ee \u00e7at\u0131\u015fmas\u0131nda, Bat\u0131\u2019n\u0131n toplum, ekmek ve uygarl\u0131k yerine her zaman insan, h\u00fcrriyet ve k\u00fclt\u00fcr kutbuna ba\u011fl\u0131 kalmas\u0131, onun H\u0131ristiyan gelene\u011finden kaynakland\u0131\u011f\u0131 gibi, Avrupa k\u00fclt\u00fcr\u00fcnde h\u00e2kim olan insan\u0131n sayg\u0131nl\u0131\u011f\u0131 prensibinin de kayna\u011f\u0131n\u0131 H\u0131ristiyanl\u0131\u011fa bor\u00e7lu oldu\u011fu ink\u00e2r\u0131 m\u00fcmk\u00fcn olmayan bir hakikattir.456 H\u0131ristiyanl\u0131k, evrenin ikili\u011finden hareketle insan\u0131n da iki kutuplulu\u011fu kabul etmi\u015ftir. Ancak insan\u0131n sadece maneviyat ihtiyac\u0131na odaklanarak, insan\u0131n di\u011fer yani maddi boyutunu, bedensel ihtiya\u00e7lar\u0131n\u0131, tabiatla ili\u015fkisini, toplum ve medeniyet i\u00e7in verdi\u011fi \u00e7abay\u0131 yok saym\u0131\u015ft\u0131r. Reddetti\u011fi esaslar taraf\u0131ndan ku\u015fat\u0131lm\u0131\u015f olan H\u0131ristiyan \u00f6\u011freti uygulanmaya ge\u00e7ildi\u011finde s\u0131k\u0131nt\u0131ya u\u011fray\u0131p deforme olmaya ba\u015flam\u0131\u015ft\u0131r. H\u0131ristiyan de\u011ferlerinin deformasyonu, \u00f6zellikle kilise kurumunun ortaya \u00e7\u0131kmas\u0131yla h\u0131zlanm\u0131\u015ft\u0131r. Kilise kurumunun ortaya \u00e7\u0131k\u0131\u015f\u0131yla birlikte papan\u0131n bin y\u0131l sonra Ha\u00e7l\u0131larla birlikte bir imparator gibi d\u00fcnyev\u00ee iktidar\u0131n ba\u015f\u0131 olarak hareket etmeye ba\u015flayaca\u011f\u0131 s\u00fcrecin yap\u0131ta\u015flar\u0131n\u0131n \u00f6r\u00fclmeye ba\u015flad\u0131\u011f\u0131 rahatl\u0131kla g\u00f6r\u00fclebilir. Bu","ba\u011flamda unutulmamal\u0131d\u0131r ki, Kilise\u2019nin ortaya \u00e7\u0131kmas\u0131na sebep te\u015fkil eden H\u0131ristiyan \u00f6\u011fretileri de\u011fil; Yunan ve Roma\u2019n\u0131n d\u00fcnyevi felsefeleridir. Kilise olarak kurumsalla\u015fana kadar H\u0131ristiyanl\u0131k, siyas\u00ee alanda d\u00fczenleyici olma iddias\u0131nda de\u011fildi. Ba\u015flang\u0131\u00e7ta yaln\u0131zca \u00f6b\u00fcr d\u00fcnyayla ilgili mesajlar\u0131 olan H\u0131ristiyanl\u0131k, art\u0131k Kilise arac\u0131l\u0131\u011f\u0131yla siyas\u00ee alanda faaliyet g\u00f6stermeye ba\u015flam\u0131\u015f, ancak yol g\u00f6sterici dinsel prensiplerden yoksun oldu\u011fundan Roma siyaset gelene\u011finin kal\u0131plar\u0131ndan faydalanmaya \u00e7al\u0131\u015fm\u0131\u015ft\u0131r. Kilise\u2019nin ortaya \u00e7\u0131kmas\u0131n\u0131n ard\u0131ndan me\u015fhur; \u201c(...) Sezar\u2019\u0131n hakk\u0131n\u0131 Sezar\u2019a, Tanr\u0131\u2019n\u0131n hakk\u0131n\u0131 Tanr\u0131\u2019ya verin (...)\u201d457 parolas\u0131yla Bat\u0131l\u0131 insana, \u00f6zel hayat\u0131nda Hristiyan, resm\u00ee ya da i\u015f adam\u0131 olarak ise Makyavelist olabilece\u011fi \u00f6\u011fretilmi\u015ftir. Bunun sonucunda sevgi 455 \u0130zzetbegovi\u00e7, Do\u011fu Bat\u0131 aras\u0131nda \u0130slam, s. 255. 456 \u0130zzetbegovi\u00e7, \u00d6zg\u00fcrl\u00fc\u011fe Ka\u00e7\u0131\u015f\u0131m, s. 227. 457 Matta 20:25 106 dini olarak bilinen H\u0131ristiyanl\u0131k insani de\u011ferlerden g\u00fcn ge\u00e7tik\u00e7e uzakla\u015farak, kendisinden asla beklenilmeyen zul\u00fcm, i\u015fkence ve \u015fiddet \u00f6rnekleri sergiler olmu\u015ftur.458 H\u0131ristiyanl\u0131\u011f\u0131n Hz. \u0130sa\u2019n\u0131n \u00f6\u011fretisinden yani saf dinden uzakla\u015farak ideolojiye\/kiliseye d\u00f6n\u00fc\u015ft\u00fc\u011f\u00fc s\u00fcre\u00e7, insanl\u0131k tarihindeki en dramatik hadiselerden biridir. \u0130zzetbegovi\u00e7, IV. y\u00fczy\u0131lda \u0130mparator I. Konstantin\u2019in H\u0131ristiyanl\u0131\u011f\u0131 resmen tan\u0131mas\u0131yla manev\u00ee bir cemaati kuvvetli bir te\u015fkilata ve kiliseyi siyas\u00ee bir g\u00fcce d\u00f6n\u00fc\u015ft\u00fcrmekle, H\u0131ristiyanl\u0131\u011f\u0131n tarihi deformasyonunda geri d\u00f6n\u00fclmez bir ad\u0131m att\u0131\u011f\u0131 kanaatini ifade etmektedir.459 Kilise taraf\u0131ndan sistemle\u015ftirilmi\u015f bir \u00f6\u011fretiye d\u00f6n\u00fc\u015ft\u00fcr\u00fclmesiyle birlikte H\u0131ristiyanl\u0131k, manev\u00ee y\u00f6nden yolunu \u015fa\u015f\u0131rm\u0131\u015ft\u0131r. Bunun ard\u0131ndan dogmalarla mukaddes s\u0131rlar hakk\u0131ndaki bitmez t\u00fckenmez tart\u0131\u015fmalar, H\u0131ristiyanl\u0131\u011f\u0131n a\u011f\u0131rl\u0131k merkezini, Hz. \u0130sa\u2019n\u0131n \u00f6\u011fretisinin ahl\u00e2k\u00ee \u00e7ekirde\u011finden skolastik tarafa kayd\u0131rm\u0131\u015ft\u0131r. H\u0131ristiyan Orta\u00e7a\u011f skolasti\u011fi, mant\u0131k\u00ee muhakeme yoluyla Allah\u2019\u0131n varl\u0131\u011f\u0131n\u0131 ispatlamaya \u00e7al\u0131\u015f\u0131p Tanr\u0131\u2019ya dolayl\u0131 yoldan ula\u015f\u0131labilece\u011fini sistematize etmeye \u00e7al\u0131\u015fsalar da \u0130zzetbegovi\u00e7\u2019e g\u00f6re b\u00fct\u00fcn b\u00fcy\u00fck ve hakik\u00ee H\u0131ristiyanlar, Tanr\u0131\u2019ya ancak mistisizm\/dini tecr\u00fcbe yoluyla do\u011frudan ula\u015f\u0131labilece\u011fini savunmu\u015flard\u0131r. Bu nedenle hakik\u00ee H\u0131ristiyanlar, Hz. \u0130sa\u2019n\u0131n \u00f6\u011fretisinin ger\u00e7ek manada ilim olamayaca\u011f\u0131n\u0131, teolojiye d\u00f6n\u00fc\u015ft\u00fcr\u00fclemeyece\u011fini savunmu\u015flard\u0131r. B. Russell da \u201c(...) \u015fahs\u00ee inan\u00e7 vecd\u2019den; teoloji ise matematikten ileri gelir (...)\u201d460 diyerek bunu desteklemektedir. Benzer d\u00fc\u015f\u00fcnceler, \u0130slam d\u00fc\u015f\u00fcn\u00fcr\u00fc \u0130bn-i Sina\u2019da da g\u00f6r\u00fcl\u00fcr. O, hakikate mant\u0131k kanunlar\u0131 yoluyla de\u011fil sadece mistik haller\/dini tecr\u00fcbe yoluyla ula\u015f\u0131labilece\u011fini ileri s\u00fcrm\u00fc\u015ft\u00fcr. Tanr\u0131\u2019ya ula\u015fman\u0131n skolastik metodu tamamen ak\u0131lc\u0131 oldu\u011fundan \u0130zzetbegovi\u00e7, bu rasyonalist y\u00f6ntemin Avrupa ateizmine yol a\u00e7t\u0131\u011f\u0131n\u0131 ileri s\u00fcrmektedir.461 \u0130zzetbegovi\u00e7\u2019e g\u00f6re, \u201cKiliseye ait te\u015fkilatlar ilim olarak teolojinin esas\u0131 \u00fczerinde b\u00fcy\u00fck vukuflar\u0131yla, t\u00fcrl\u00fc \u015fekilleriyle, hiyerar\u015fi ve zenginlikleriyle ve b\u00fct\u00fcn o trajik yan\u0131lma ve hatalar\u0131yla meydana \u00e7\u0131kt\u0131lar\u201d fakat H\u0131ristiyanl\u0131kta \u201c(...) hakik\u00ee din\u00ee ilham\u0131n bir ifadesi olarak ke\u015fi\u015flik hareketi, her yerde Kilise te\u015fkilat\u0131n\u0131n d\u0131\u015f\u0131nda 458 \u00d6zyurt, a.g.m., ss. 203-204; \u0130zzetbegovi\u00e7, \u00d6zg\u00fcrl\u00fc\u011fe Ka\u00e7\u0131\u015f\u0131m, s. 173; \u0130zzetbegovi\u00e7, \u00d6zg\u00fcrl\u00fc\u011fe Ka\u00e7\u0131\u015f\u0131m, s. 235. 459 \u0130zzetbegovi\u00e7, Do\u011fu Bat\u0131 aras\u0131nda \u0130slam, s. 320. 460 \u0130zzetbegovi\u00e7, Do\u011fu Bat\u0131 aras\u0131nda \u0130slam, s. 321. 461 \u0130zzetbegovi\u00e7, \u00d6zg\u00fcrl\u00fc\u011fe Ka\u00e7\u0131\u015f\u0131m, s. 51; \u0130zzetbegovi\u00e7, \u00d6zg\u00fcrl\u00fc\u011fe Ka\u00e7\u0131\u015f\u0131m, s. 54; \u0130zzetbegovi\u00e7, \u00d6zg\u00fcrl\u00fc\u011fe Ka\u00e7\u0131\u015f\u0131m,s. 68. 107 olu\u015ftu\u011fu\u201d462 kayda de\u011fer bir husustur. \u00d6rne\u011fin, Orta\u00e7a\u011f \u015f\u00f6valyeleri, \u201csilahs\u0131z hakikatin (Kilise) hizmetindeki silahl\u0131 g\u00fc\u00e7\u201d konumunda, dine ba\u011fl\u0131 asker\u00ee tarikatlar","halinde \u00f6rg\u00fctlenmi\u015flerdir. Ancak H\u0131ristiyan \u00f6\u011fretilerinin ruhuna uygun d\u00fc\u015fen manast\u0131r tarikatlar\u0131 hayatta kal\u0131p daha da g\u00fc\u00e7lenirken, H\u0131ristiyanl\u0131\u011f\u0131n ruhuna ve tabiat\u0131na ayk\u0131r\u0131 olan asker\u00ee tarikatlar devam etmediler.463 Teolojiye kar\u015f\u0131 \u00e7\u0131kanlar\u0131n aras\u0131nda \u0130zzettbegovi\u00e7\u2019in de yer ald\u0131\u011f\u0131 unutulmamal\u0131d\u0131r. Sanat\u0131n tenkidini kabul etmedi\u011fi gibi dinde teolojinin m\u00fcmk\u00fcn olmad\u0131\u011f\u0131n\u0131 da d\u00fc\u015f\u00fcnmektedir. A\u015fa\u011f\u0131daki s\u00f6zleri \u0130zzetbegovi\u00e7\u2019in teolojiye\/din bilimine kar\u015f\u0131 nas\u0131l tav\u0131r ald\u0131\u011f\u0131n\u0131n bir \u00f6rne\u011fidir: \u201c(...) Din ilmi olamaz. Hakik\u00ee din\u00ee ve ahl\u00e2k\u00ee meseleleri uygun bir \u015fekilde dram, tiyatro ve roman ifade edebilir. (...) Hristiyanl\u0131k, hakik\u00ee manada teoloji olarak de\u011fil; olsa olsa \u0130s\u00e2 hakk\u0131nda tarih olarak var olabilir. \u0130sa ile \u0130ncil bir yanda, Pavlus ile kilise di\u011fer yandad\u0131r.\u201d464 Unutulmamal\u0131d\u0131r ki, H\u0131ristiyanl\u0131\u011f\u0131n ba\u015f\u0131 Hz. \u0130sa\u2019d\u0131r ve H\u0131ristiyan eti\u011fi kendisine aittir. Kilise\u2019nin ba\u015f\u0131 ise Pavlus\u2019tur; b\u00f6ylece de Hristiyan teolojisi ona aittir. \u0130zzetbegovi\u00e7: \u201c\u0130sa ile ilgili y\u00fcce ve sade tarih Pavlus\u2019la son bulmakta; rahiplik dini ve kilisenin tarihi ise onunla ba\u015flamaktad\u0131r\u201d465 ifadeleriyle bunlar\u0131n ayr\u0131\u015ft\u0131\u011f\u0131 temel noktalardan birine dikkat \u00e7ekmi\u015ftir. Ortaya \u00e7\u0131k\u0131\u015f\u0131ndan itibaren \u00fc\u00e7 as\u0131r boyunca Roma \u0130mparatorlu\u011fundan g\u00f6rd\u00fc\u011f\u00fc bask\u0131lara ra\u011fmen Kilise, H\u0131ristiyan cemaatlerin d\u00fcnyev\u00ee i\u015fleriyle ilgilenerek hayat\u0131n her alan\u0131nda etkisini g\u00f6stermi\u015ftir. MS 313 y\u0131l\u0131nda \u0130mparator Constantinus\u2019un H\u0131ristiyan olmas\u0131 ve 392\u2019de I. Theodosius taraf\u0131ndan H\u0131ristiyanl\u0131\u011f\u0131n Roma \u0130mparatorlu\u011fun resmi dini haline getirilmesiyle Kilise resmen toplumsal hayata kat\u0131lm\u0131\u015ft\u0131r. Ayn\u0131 zamanda H\u0131ristiyanl\u0131\u011f\u0131n \u00f6\u011fretileri \u0130znik Konsili\u2019nden466 ba\u015flayarak, tarih boyunca yap\u0131lacak konsillerle tespit edilmi\u015ftir. K\u0131smen de olsa ibadetler, putperestlikten devral\u0131nan t\u00f6ren ve k\u00fcltlerle zenginle\u015ftirilmi\u015ftir.467 1054 y\u0131l\u0131nda konsillerde meydana gelen anla\u015fmazl\u0131klardan dolay\u0131, Kilise\u2019nin Katolik ile Ortodoks Kilisesi olarak ikiye 462 \u0130zzetbegovi\u00e7, Do\u011fu Bat\u0131 aras\u0131nda \u0130slam, ss. 319-321. 463 \u0130zzetbegovi\u00e7, \u00d6zg\u00fcrl\u00fc\u011fe Ka\u00e7\u0131\u015f\u0131m, s. 217. 464 \u0130zzetbegovi\u00e7, Do\u011fu Bat\u0131 aras\u0131nda \u0130slam, s. 157. 465 \u0130zzetbegovi\u00e7, Do\u011fu Bat\u0131 aras\u0131nda \u0130slam, s. 322. 466 Konsil; Katolik Hristiyan literat\u00fcr\u00fcnde din\u00ee meseleleri tart\u0131\u015f\u0131p \u00e7\u00f6zmek \u00fczere bir araya gelen y\u00fcksek d\u00fczeydeki din adamlar\u0131 kuruluna verilen ad. Daha ayr\u0131nt\u0131l\u0131 bilgiler i\u00e7in bkz.: \u00d6mer Faruk Harman, \u201cKonsil\u201d, T.D.V. \u0130slam Ansiklopedisi, C. XXVI, \u0130stanbul, 2002, ss. 175-178. 467 \u0130zzetbegovi\u00e7, Do\u011fu Bat\u0131 aras\u0131nda \u0130slam, ss. 319-320. 108 ayr\u0131lmas\u0131n\u0131n ger\u00e7ekle\u015fti\u011fi unutulmamal\u0131d\u0131r. Be\u015finci y\u00fczy\u0131lda Roma \u0130mparatorlu\u011funun y\u0131k\u0131lmas\u0131n\u0131n ard\u0131ndan ise Avrupa\u2019da siyasal\/iktidar alan\u0131nda bir bo\u015fluk ortaya \u00e7\u0131km\u0131\u015ft\u0131r. Bu yeni durumdan istifade ederek h\u00fck\u00fcmdar yerine hiyerar\u015fik bir d\u00fczene sahip olan Roma Kilisesi ge\u00e7mi\u015ftir. Kilise h\u00e2kimiyeti, V. y\u00fczy\u0131ldaki Aziz Augustine468 \u00f6\u011fretisini temel alarak ba\u015flay\u0131p XIII. y\u00fczy\u0131ldaki Skolastik \u00e7a\u011f\u0131n en b\u00fcy\u00fck d\u00fc\u015f\u00fcn\u00fcr\u00fc olan Aziz Thomas \u00f6\u011fretisiyle zirveye ula\u015fm\u0131\u015ft\u0131r. Aziz Thomas\u2019\u0131n \u00f6\u011fretisi Katolik Kilisesi\u2019nin resmi felsefesi haline gelmekle birlikte, Bat\u0131 Avrupa\u2019da meydana gelecek siyas\u00ee d\u00f6n\u00fc\u015f\u00fcmlere de \u00f6nc\u00fcll\u00fck etmi\u015ftir.469 On be\u015finci y\u00fczy\u0131la gelindi\u011finde, Avrupa\u2019da h\u00fcmanizm ak\u0131m\u0131yla birlikte R\u00f6nesans hareketleri do\u011fmu\u015ftur. \u0130talya\u2019da ba\u015flayan R\u00f6nesans hareketi k\u0131sa zamanda farkl\u0131 alanlarda etkisini g\u00f6stererek b\u00fct\u00fcn Avrupa\u2019ya yay\u0131lm\u0131\u015ft\u0131r. Almanya\u2019da daha \u00e7ok din alan\u0131nda yeni aray\u0131\u015flara neden olan R\u00f6nesans hareketi, Katolik Kilisesi\u2019ni sarsarak reform hareketlerine zemin haz\u0131rlam\u0131\u015f oldu. Reform Hareketi, XVI. y\u00fczy\u0131lda Almanya\u2019da, Martin Luther \u00f6nc\u00fcll\u00fc\u011f\u00fcnde H\u0131ristiyanl\u0131\u011f\u0131n \u00fc\u00e7 ana mezhebinden olan Protestanl\u0131\u011f\u0131n\u0131n ortaya \u00e7\u0131kmas\u0131na neden olmu\u015ftur. Protestanl\u0131\u011f\u0131n ortaya \u00e7\u0131kmas\u0131 ve yay\u0131lmas\u0131 ise Kilise\u2019nin otoritesinin zay\u0131flamas\u0131n\u0131 sa\u011flam\u0131\u015ft\u0131r.470 \u0130zzetbegovi\u00e7, Reformlar ve \u00f6zellikle M. Luther\u2019in \u00f6\u011fretileri ile insan\u0131n \u201cdin\u00ee meselelerde ba\u011f\u0131ms\u0131zl\u0131\u011f\u0131 elde etti\u011fi\u201d \u015feklinde de\u011ferlendirmektedir. Ayr\u0131ca: \u201cLuther, Kilise\u2019yi sahip oldu\u011fu otoriteden mahrum b\u0131rakm\u0131\u015f ve bu otoriteyi fertlere nakletmi\u015ftir\u201d diyerek, bu","yeni durumu \u201csiyas\u00ee ve ruh\u00ee \u00f6zg\u00fcrl\u00fc\u011f\u00fcn geli\u015fimine \u00f6nemli bir katk\u0131\u201d471 ve devrimsel bir s\u00fcre\u00e7 olarak g\u00f6rmektedir. Bahsedilen bu yeni din\u00ee \u00f6\u011fretiler, idealist a\u00e7\u0131klama tarz\u0131n\u0131n iyi bir misali olan \u2018resm\u00ee Kilise i\u00e7indeki ahl\u00e2k\u00ee sapmaya verilmi\u015f bir cevap\u2019 olarak de\u011ferlendirilebilirse de, bunlar\u0131n fikir ve inan\u00e7lar hususunda maddeci a\u00e7\u0131klama tarz\u0131nda yorumlanmas\u0131 da m\u00fcmk\u00fcnd\u00fcr. \u0130zzetbegovi\u00e7\u2019e g\u00f6re, yeni din\u00ee \u00f6\u011fretileri bu \u015fekilde de\u011ferlendirenlerden 468 \u0130zzetbegovi\u00e7\u2019e g\u00f6re, devlet konusunda H\u0131ristiyan bak\u0131\u015f a\u00e7\u0131s\u0131 en tutarl\u0131 \u015fekilde Aziz Augustine taraf\u0131ndan ortaya konulmu\u015ftur. Ona g\u00f6re, d\u00fcnyev\u00ee devlet g\u00fcnahtan, yani ezeli kanunlara ayk\u0131r\u0131 olan be\u015fer\u00ee fiil, s\u00f6z ve arzudan ne\u015fet etmi\u015ftir. D\u00fcnyev\u00ee devlet, b\u00fcy\u00fck bir g\u00fcnahk\u00e2rlar birli\u011fidir. O, karde\u015f katili \u00fczerine kurulmu\u015ftur: Romolus\u2019un Kabil\u2019in su\u00e7unu tekrarlad\u0131\u011f\u0131 fikri. Bkz.: \u0130zzetbegovi\u00e7, \u00d6zg\u00fcrl\u00fc\u011fe Ka\u00e7\u0131\u015f\u0131m, s. 241. 469 Daha detayl\u0131 bilgiler i\u00e7in bkz.: Mehmet A\u011fao\u011fullar\u0131, Levent K\u00f6ker, \u0130mparatorluktan Tanr\u0131 Devletine, 4.B., Ankara, \u0130mge Kitabevi, 2001. 470 A\u011fao\u011fullar\u0131, K\u00f6ker, Tanr\u0131 Devletinden Kral-Devlete, ss. 94-127. 471 \u0130zzetbegovi\u00e7, \u00d6zg\u00fcrl\u00fc\u011fe Ka\u00e7\u0131\u015f\u0131m, s. 205. 109 biri E. Fromm\u2019dur. S\u00f6z konusu olan yeni din\u00ee \u00f6\u011fretileri, \u201cOrta\u00e7a\u011f sosyal sisteminin \u00e7\u00f6k\u00fc\u015f\u00fc ve kapitalizmin ba\u015flang\u0131c\u0131n\u0131n yol a\u00e7t\u0131\u011f\u0131 psikolojik ihtiya\u00e7lara verilmi\u015f bir cevap\u201d472 olarak de\u011ferlendirmektedir. Dolay\u0131s\u0131yla Fromm\u2019a g\u00f6re yeni din\u00ee \u00f6\u011fretiler, sanayi sisteminde oynayaca\u011f\u0131 rol i\u00e7in insan\u0131 haz\u0131rlamak amac\u0131yla yola \u00e7\u0131km\u0131\u015flard\u0131r.473 Bu m\u00fccadele sonras\u0131nda, XVIII. y\u00fczy\u0131la gelindi\u011finde, Frans\u0131z Devrimi ile birlikte Kilise g\u00fcc\u00fcn\u00fc kaybetmi\u015f ve adeta devlet emrine girmek zorunda kalm\u0131\u015ft\u0131r. XX. y\u00fczy\u0131lda, \u0130kinci Vatikan Konseyi (1962-1965)\u2019nde ise Katolik Kilisesi, kilise ve devlet aras\u0131ndaki ili\u015fkiyi tamamen yeniden tan\u0131mlayarak \u00e7o\u011fulculu\u011fu ve vicdan \u00f6zg\u00fcrl\u00fc\u011f\u00fcn\u00fc kabul etmi\u015ftir. Sonu\u00e7 olarak denilebilir ki; bir saf din olarak H\u0131ristiyanl\u0131k, \u00f6z\u00fc itibariyle bu d\u00fcnyaya h\u00fckmetmeye ilgi g\u00f6stermemi\u015f d\u0131\u015f d\u00fcnyay\u0131 d\u00fczenlemek ya da m\u00fckemmelle\u015ftirmek iddias\u0131nda bulunmam\u0131\u015ft\u0131r. Fakat H\u0131ristiyanl\u0131\u011f\u0131n tarihi, ortaya tamamen farkl\u0131 bir tablo sunmaktad\u0131r. H\u0131ristiyanl\u0131\u011f\u0131n, \u00f6zellikle kilisenin ortaya \u00e7\u0131k\u0131\u015f\u0131ndan bu yana, kendi \u00f6\u011fretilerine g\u00f6re d\u00fcnyay\u0131 d\u00fczenlemek ve \u00fczerinde h\u00e2kimiyetini s\u00fcrd\u00fcrmek i\u00e7in \u00e7al\u0131\u015ft\u0131\u011f\u0131 a\u00e7\u0131k bir \u015fekilde ortadad\u0131r. C. D\u0130N VE S\u0130YASET B\u0130RL\u0130\u011e\u0130 OLARAK \u0130SLAM \u0130zzetbegovi\u00e7, insanl\u0131\u011f\u0131n ya\u015fam felsefesi ya da d\u00fcnya bak\u0131\u015f\u0131 aray\u0131\u015f\u0131n\u0131 maddi, manevi ve \u0130slam\u00ee olmak \u00fczere \u00fc\u00e7 temel perspektif alt\u0131nda tasnif etmektedir. Maddi\/materyalist d\u00fcnya g\u00f6r\u00fc\u015f\u00fc, varl\u0131\u011f\u0131 sadece fizik d\u00fcnya olarak de\u011ferlendirir. Manevi\/din\u00ee d\u00fcnya g\u00f6r\u00fc\u015f\u00fc varl\u0131\u011f\u0131 yaln\u0131zca bilin\u00e7 d\u00fcnyas\u0131 olarak ele al\u0131r. \u0130zzetbegovi\u00e7, bilin\u00e7 ve varl\u0131k birli\u011finin neticesi olarak insan\u0131n ortaya \u00e7\u0131kt\u0131\u011f\u0131n\u0131 d\u00fc\u015f\u00fcnd\u00fc\u011f\u00fcnden her iki yakla\u015f\u0131m\u0131 da eksik bulmakta ve bir \u201c\u00fc\u00e7\u00fcnc\u00fc yol\u201d \u00f6nermektedir. \u0130nsan, bir birlik oldu\u011funa g\u00f6re, di\u011fer bir ifadeyle, bilin\u00e7 ve fizi\u011fin bir sentezi oldu\u011funa g\u00f6re, insan\u0131n realitesine sadece \u0130slam\u00ee g\u00f6r\u00fc\u015f yakla\u015fmaktad\u0131r. \u00c7\u00fcnk\u00fc, \u0130slam\u00ee d\u00fcnya g\u00f6r\u00fc\u015f\u00fc, fizik ve bilin\u00e7 kutuplar\u0131n\u0131n birle\u015ftirilmesinden do\u011fan bir b\u00fct\u00fcn olarak ortaya \u00e7\u0131kmaktad\u0131r.474 Dolay\u0131s\u0131yla \u0130zzetbegovi\u00e7\u2019e g\u00f6re do\u011fru yol, ne sadece bilin\u00e7 ne de sadece fiziktir, ne 472 \u0130zzetbegovi\u00e7, \u00d6zg\u00fcrl\u00fc\u011fe Ka\u00e7\u0131\u015f\u0131m, s. 206. 473 Erich Fromm, \u00d6zg\u00fcrl\u00fckten Ka\u00e7\u0131\u015f, \u00e7ev. Sel\u00e7uk Budak, \u0130stanbul, Payel Yay\u0131nevi, t.y., s. 74. 474 Enes Karic, \u201cIslam in Islam Between East and West\u201d, Journal of Intercultural and Religious Studies, S. 4, 2013, ss. 36-37. 110 do\u011fu ne de bat\u0131d\u0131r. En \u00f6nemli kitab\u0131na isim olarak se\u00e7ti\u011fi, adeta bir manifesto tarz\u0131yla ifade etti\u011fi \u015fekliyle \u201c\u00c7\u00f6z\u00fcm; \u2018Do\u011fu ve bat\u0131 aras\u0131nda \u0130slam\u2019dad\u0131r.\u201d Do\u011fu ve Bat\u0131 diye","sembolize etti\u011fi iki kutup aras\u0131ndaki \u0130slam\u2019\u0131n temel karakteristi\u011fi, asl\u0131nda her konuda \u2018orta yol\u2019 aray\u0131\u015f\u0131 olmas\u0131nda gizlidir. Yahudi materyalizmi ve onun modern d\u00fcnyadaki t\u00fcrevi olan \u00e7a\u011fda\u015f pozitivizm, insan bilincini d\u00fcnyaya do\u011fru \u00e7evirip tarih boyunca onu d\u0131\u015f ger\u00e7e\u011fin menfaatine y\u00f6nlendirirken, H\u0131ristiyanl\u0131k da insan ruhunu kendisine do\u011fru, i\u00e7 ger\u00e7ekli\u011fe do\u011fru y\u00f6nlendirmi\u015ftir. \u0130zzetbegovi\u00e7\u2019e g\u00f6re, Yahudilerin a\u015f\u0131r\u0131 Ahd-i Kadim realizminin \u00fcstesinden ayn\u0131 derecede a\u015f\u0131r\u0131 bir Ahd-i Ced\u00eed idealizmi ile gelinebilirdi. Yahudi realizmi ve H\u0131ristiyanl\u0131k idealizmi, Yahudi materyalizmi ve H\u0131ristiyanlar\u0131n ke\u015fi\u015fli\u011fi, Yahudilerin d\u00fcnyaya y\u00f6nelmesi ve Hristiyanl\u0131ktaki ruhun insan\u0131n kendisine y\u00f6nelmi\u015f olmas\u0131 gibi t\u00fcm bu ikilik, t\u00fcm bu dualizm i\u00e7inde bir b\u00f6l\u00fcnme, bir d\u00fcnya kutupla\u015fmas\u0131 i\u00e7erilmekteydi. D\u00fcnyan\u0131n bu ikili\u011finin \u00fcstesinden gelebilmesi i\u00e7in yeni bir sentez gerekmektedir. Bu birle\u015ftirme ve sentez rol\u00fcn\u00fc ise \u0130zzetbegovi\u00e7, Hz. Peygamber\u2019e yani \u0130slam\u2019a atfetmektedir.475 \u0130zzetbegovi\u00e7, Yahudili\u011fin Arz-\u0131 Mev\u2019\u00fbdu ve H\u0131ristiyanl\u0131\u011f\u0131n \u0130l\u00e2h\u00ee \u0130mparatorlu\u011fu olarak iki z\u0131t yani iki farkl\u0131 idealin \u0130slam\u2019da uzla\u015ft\u0131r\u0131ld\u0131\u011f\u0131n\u0131 \u00f6ne s\u00fcrmektedir. \u00c7\u00fcnk\u00fc \u0130slam, bu iki ideali bir araya getirebilen g\u00fc\u00e7l\u00fc bir terkiptir. Yani \u0130slam, \u201cinsan\u00ee olan her \u015feye damgas\u0131n\u0131 vuran iki kutup aras\u0131ndaki \u2018\u00fc\u00e7\u00fcnc\u00fc yol\u2019dur.\u201d476 \u0130slam, H\u0131ristiyanl\u0131\u011f\u0131n ve Yahudili\u011fin tersine, y\u00fcz\u00fcn\u00fc hem d\u00fcnya hem de maneviyata \u00e7evirmi\u015f bir dindir. Nitekim d\u00fcnyaya ve ahirete \u00f6nem verirken \u0130slam, di\u011fer semavi dinler gibi, yolundan \u00e7\u0131k\u0131p kaybolmam\u0131\u015f ve unutkanl\u0131\u011fa d\u00fc\u015fmemi\u015ftir.477 Ne sadece d\u00fcnyay\u0131 ne de sadece ahireti se\u00e7erek di\u011ferinden vazge\u00e7memi\u015ftir. Ahiretten asla taviz vermeyen \u0130slam, Kur\u2019an-\u0131 Kerim\u2019in veciz bir \u015fekilde ifade etti\u011fi \u00fczere, \u201c(...) D\u00fcnyadan da nasibini unutma (...)\u201d478 ilkesi ile dengelemeyi ihmal etmemi\u015ftir. Dolay\u0131s\u0131yla \u0130sl\u00e2m, her iki kutup aras\u0131nda \u2018orta \u00fcmmet\/\u00fcmmeten vesaten\u2019 dengesini kuran bir din ya da ya\u015fam tarz\u0131 olarak tan\u0131mlanabilecek yeg\u00e2ne dindir. Bir dinin d\u00fcnya \u00fczerindeki tesiri ancak d\u00fcnyev\u00ee taraf\u0131 oldu\u011funda m\u00fcmk\u00fcnd\u00fcr. Bir di\u011fer ifadeyle \u0130zzetbegovi\u00e7, dinin d\u00fcnya \u00fczerindeki tesirinin ancak \u00f6\u011fretilerinin bir 475 Karic, \u201cIslam in Islam Between East and West\u201d, s. 40. 476 \u0130zzetbegovi\u00e7, \u00d6zg\u00fcrl\u00fc\u011fe Ka\u00e7\u0131\u015f\u0131m, s. 168. 477 \u0130zzetbegovi\u00e7, \u00d6zg\u00fcrl\u00fc\u011fe Ka\u00e7\u0131\u015f\u0131m, s. 191. 478 Kasas, 28\/77. 111 siyas\u00ee taraf\u0131 oldu\u011fu takdirde, m\u00fcmk\u00fcn olaca\u011f\u0131n\u0131 ileri s\u00fcrmektedir. \u0130slam ve di\u011fer semav\u00ee dinler (Hristiyanl\u0131k ve Yahudilik) aras\u0131ndaki benzerlik ve farkl\u0131l\u0131klar\u0131n\u0131n da i\u015fte buradan kaynakland\u0131\u011f\u0131n\u0131 d\u00fc\u015f\u00fcnmektedir.479 Daha \u00f6ncede bahsedildi\u011fi \u00fczere, \u0130zzetbegovi\u00e7, \u0130slam\u2019\u0131n bir dinden daha fazla oldu\u011funu vurgulamaktad\u0131r. \u0130slam\u2019\u0131, din ve siyaset birli\u011fi olarak tan\u0131mlamaktad\u0131r. Bu iddias\u0131n\u0131 de\u011fi\u015fik a\u00e7\u0131lardan do\u011frulamak ya da savunmak i\u00e7in de farkl\u0131 arg\u00fcmanlar geli\u015ftirmektedir. Tezini ispatlamak i\u00e7in \u0130zzetbegovi\u00e7 ilk olarak, Hir\u00e2 ma\u011faras\u0131na \u00e7ekilen ama her seferinde vazifesini devam ettirmek i\u00e7in putperest Mekke\u2019ye d\u00f6nen Hz. Peygamber ve toplumsal hayattan uzak durup mukaddes kitaplarla u\u011fra\u015fan, inanmayanlarla ve m\u00fcnaf\u0131k insanlarla dolu Kud\u00fcs \u015fehrinden geri duran Hz. \u0130sa\u2019ya dikkat \u00e7ekmektedir.480 Dikkat edildi\u011finde, her iki peygamber aras\u0131ndaki fark kolayl\u0131kla g\u00f6r\u00fclecektir. Hz. Peygamber\u2019in Hir\u00e2 ma\u011faras\u0131nda isti\u011frak ve kendi i\u00e7 geli\u015fiminden sonra anar\u015fik Mekke toplumuna ini\u015fini, \u0130zzetbegovi\u00e7, tevhit temelleri \u00fczerinde insanl\u0131\u011f\u0131 geli\u015ftirme s\u00fcrecine giren \u0130sl\u00e2m yolunu sembolize etti\u011fi \u015feklinde yorumlamaktad\u0131r. Bu \u015fekilde Hz. Peygamber, mistisizm, tevazu ve bireyin i\u00e7 \u00f6zg\u00fcrl\u00fc\u011f\u00fc ile s\u00fcregelen Hz. \u0130sa yolu ile toplumun organizasyonu ve adalet m\u00fccadelesi i\u00e7inde ge\u00e7en Hz. Musa yolunu birle\u015ftirmektedir. \u0130zzetbegovi\u00e7, halktan uzakla\u015farak s\u00fcrekli Hir\u00e2 ma\u011faras\u0131na \u00e7ekilen ve d\u00fc\u015f\u00fcnmeye odaklanan Hz. Peygamber\u2019in, o d\u00f6nemde, zahit bir hanif oldu\u011funu ileri s\u00fcrmektedir. Daha ileriye gidip Hz. Peygamber\u2019in, Mekke\u2019de sadece din\u00ee d\u00fc\u015f\u00fcncenin habercisi oldu\u011funu iddia etmi\u015ftir.","Yani, Mekke\u2019de ya\u015fanmakta olan s\u00fcrecin hen\u00fcz \u0130slami olmad\u0131\u011f\u0131n\u0131 d\u00fc\u015f\u00fcnen \u0130zzetbegovi\u00e7, daha sonra Medine\u2019de nazil olan; \u201c(...) Bug\u00fcn sizin i\u00e7in dininizi kemale erdirdim. Size nimetimi tamamlad\u0131m ve sizin i\u00e7in din olarak \u0130slam'\u0131 se\u00e7tim (...)\u201d481 ayetiyle, \u0130slam\u2019\u0131n ba\u015flad\u0131\u011f\u0131n\u0131 ileri s\u00fcrmektedir. \u00c7\u00fcnk\u00fc bahsi ge\u00e7en Kur\u2019an-\u0131 Kerim ayetiyle birlikte, Hz. Peygamber\u2019in ve \u0130slam\u2019\u0131n mesaj\u0131 tamamlanarak insan bilincine haz\u0131r hale gelebilmi\u015ftir. Ayr\u0131ca Medine, \u0130slamiyet\u2019in ba\u015flad\u0131\u011f\u0131 bir merkez olmas\u0131 yan\u0131 s\u0131ra, \u0130slam\u2019\u0131n sosyal ve hukuk\u00ee d\u00fczenin de ba\u015flang\u0131\u00e7 ve kayna\u011f\u0131d\u0131r.482 479 \u0130zzetbegovi\u00e7, Do\u011fu Bat\u0131 aras\u0131nda \u0130slam, s. 256. 480 \u0130zzetbegovi\u00e7, Do\u011fu Bat\u0131 aras\u0131nda \u0130slam, s. 256. 481 Maide, 5\/3. 482 \u0130zzetbegovi\u00e7, Do\u011fu Bat\u0131 aras\u0131nda \u0130slam, s. 257. 112 \u0130zzetbegovi\u00e7, \u0130slam\u2019\u0131n amac\u0131n\u0131 tamamen insanla ili\u015fkilendirmektedir. \u0130slam\u2019\u0131n temeli olan Kur\u2019an-Kerim\u2019in oda\u011f\u0131 da insand\u0131r. Yahudi ve H\u0131ristiyanl\u0131ktaki gibi benzer bir sapmaya neden olacaklar\u0131 endi\u015fesiyle \u0130zzetbegovi\u00e7, ezoterik teoriler, teozofi ve bunlara paralel \u0130slami tasavvuf okullar\u0131n\u0131n manevi doktrinlerine kar\u015f\u0131d\u0131r. Ona g\u00f6re, Kur\u2019an-\u0131 Kerim\u2019in \u015fairler ve romantik ki\u015filer taraf\u0131ndan be\u011fenilmemesi m\u00fcmk\u00fcn olan tezah\u00fcrleri varsa da, \u201cKur\u2019an, realist, hemen hemen anti heroik bir kitapt\u0131r. Onu tatbik edecek insan olmadan, \u0130slam anla\u015f\u0131lmaz, hatta kelimenin hakik\u00ee m\u00e2n\u00e2s\u0131nda mevcut da olmaz.\u201d483 ifadeleriyle, \u0130slam\u2019\u0131n esasen insanlara can damar\u0131ndan ba\u011fl\u0131 oldu\u011fu g\u00f6r\u00fc\u015f\u00fcn\u00fc ortaya koymaktad\u0131r. Belki de beslendi\u011fi literat\u00fcr sebebiyle Kur\u2019an-\u0131 Kerim\u2019i ideolojik bir \u015fekilde okumaya yatk\u0131n olan \u0130zzetbegovi\u00e7, \u0130sl\u00e2m\u2019da bu d\u00fcnyay\u0131 d\u00fczene sokacak etkili bir \u00f6\u011freti g\u00f6rmektedir. Fakat \u201c\u0130slam bu d\u00fcnyay\u0131 fazla idealize etmez\u201d484 ifadeleriyle de bu d\u00fcnyay\u0131 nizama koyarken di\u011fer varl\u0131k katmanlar\u0131n\u0131 ihmal etmeme ve orta yoldan ayr\u0131lmamaya gayret etmeleri gere\u011fini yinelemektedir.485 B\u00f6ylelikle bir dinden daha fazlas\u0131 olan \u0130slam, bir siyas\u00ee ve sosyal teori olarak kar\u015f\u0131m\u0131za \u00e7\u0131kmaktad\u0131r. Belirtilmek gerekir ki Aliya \u0130zzetbegovi\u00e7\u2019in \u2018\u0130sl\u00e2m bir dinden daha fazlas\u0131d\u0131r\u2018 yakla\u015f\u0131m\u0131, kendine \u00f6zg\u00fc yeni bir g\u00f6r\u00fc\u015f de\u011fildir. Yenilik\u00e7i M\u00fcsl\u00fcmanlar ve reformcular aras\u0131nda yayg\u0131n bir d\u00fc\u015f\u00fcncedir. Ayr\u0131ca klasik M\u00fcsl\u00fcman otoriteler de \u0130slam\u2019\u0131n mesajlar\u0131n\u0131 sosyal devlet ve imparatorluk perspektifi do\u011frultusunda yorumlam\u0131\u015flard\u0131r. Fakat klasik yakla\u015f\u0131m, \u2018politika\u2019 denince \u00e7o\u011fu zaman \u201ctotal politika\u201d yani \u201cinsan kaderi\u201d ya da insanlar\u0131n birbirini y\u00f6netmesi yerine \u201ckutsal siyaset\u201d, insan topluluklar\u0131n\u0131n genel i\u015flerini ahl\u00e2k ve adalet \u00e7er\u00e7evesinde y\u00f6netme olarak kavram\u0131\u015flard\u0131r. Yine \u0130sl\u00e2m bir t\u00fcr siyaset teorisi olarak yorumlanabilse de, siyaset \u0130sl\u00e2m\u2019\u0131n birincil ve ebedi ilkesi olarak de\u011fil, \u0130sl\u00e2m\u2019\u0131n ikincil ve tarihsel bir bi\u00e7imidir. Unutulmamal\u0131d\u0131r ki, tarihi boyunca \u00f6ncelikle bir din olarak var olan \u0130sl\u00e2m dini, \u00e7e\u015fitli \u0130slami ve \u0130slami olmayan y\u00f6netimler alt\u0131nda ya\u015farken din\u00ee ger\u00e7ekli\u011fini ve dirili\u011fini daima koruyabilmi\u015ftir.486 483 \u0130zzetbegovi\u00e7, Do\u011fu Bat\u0131 aras\u0131nda \u0130slam, s. 257; Kari\u00e7, \u201cDo\u011fu ve Bat\u0131 aras\u0131nda \u0130slam\u2019\u0131n \u0130\u00e7indeki \u0130slam\u201d, s. 751. 484 Izetbegovi\u0107, Islam izme\u0111u Istoka i Zapada, Sarajevo, Svjetlost-El Kalem, 1995, s. 189. 485 Kari\u00e7, \u201cDo\u011fu ve Bat\u0131 aras\u0131nda \u0130slam\u2019\u0131n \u0130\u00e7indeki \u0130slam\u201d, s. 751. 486 Karic, \u201cIslam in Islam Between East and West\u201d, ss. 48-50. 113 \u0130zzetbegovi\u00e7\u2019e g\u00f6re, Hir\u00e2 ma\u011faras\u0131nda derin d\u00fc\u015f\u00fcnceye odaklan\u0131p vahiy ald\u0131ktan sonra Hz. Peygamber ma\u011faradan d\u00f6nmeye mecbur idi. \u00c7\u00fcnk\u00fc e\u011fer halk\u0131na d\u00f6nm\u00fc\u015f olmasayd\u0131 Hanif olarak kalabilirdi belki ama \u0130slam\u2019\u0131n resul\u00fc olamayacakt\u0131. Hz. Peygamer\u2019in halk\u0131n aras\u0131na d\u00f6n\u00fc\u015f\u00fc, d\u00e2hil\u00ee ile haric\u00ee d\u00fcnyan\u0131n, mistik ile akl\u0131n, isti\u011frak ile eylemin kar\u015f\u0131la\u015fmas\u0131yd\u0131. \u0130zzetbegovi\u00e7, \u201c\u0130slam mistik olarak ba\u015flam\u0131\u015ft\u0131, siyas\u00ee ve devlet fikri olarak devam etti. Din, ger\u00e7ekler d\u00fcnyas\u0131na girerek \u0130slam olmu\u015ftur\u201d487","ifadeleriyle, vahyin ba\u015flang\u0131c\u0131n\u0131 g\u00f6z \u00f6n\u00fcnde tutarak siyas\u00ee ve sosyal boyutunun \u0130slam\u2019\u0131n en y\u00fcksek ifade \u015fekli oldu\u011funu ileri s\u00fcrmektedir. \u0130zzetbegovi\u00e7\u2019e g\u00f6re, \u0130sl\u00e2m\u2019\u0131n din ve siyaset birli\u011fi oldu\u011fu hususunun daha iyi anla\u015f\u0131labilmesi i\u00e7in zuhur etti\u011fi \u015fartlar\u0131n ele al\u0131nmas\u0131nda fayda vard\u0131r. Bilindi\u011fi gibi, o d\u00f6nemde Arabistan, Hristiyanl\u0131\u011f\u0131n be\u015fi\u011fi olan ve insan\u0131n az \u00e7al\u0131\u015fmakla da ge\u00e7inebildi\u011fi Celile b\u00f6lgesinin488 aksine, pek de zengin de\u011fildi. Di\u011fer bir ifadeyle Arabistan\u2019da ge\u00e7im, ancak ve ancak b\u00fcy\u00fck \u00e7abalar sonucu temin edilebilmekteydi. \u0130zzetbegovi\u00e7\u2019in d\u00fc\u015f\u00fcncesine g\u00f6re, bu zor ya\u015fam ko\u015fullar\u0131 alt\u0131nda ya\u015famalar\u0131, Araplar\u0131 her y\u00f6nden etkileyip onlar\u0131 \u0130slam i\u00e7in adeta haz\u0131rlam\u0131\u015f bulunuyordu. Onun bu tespitine g\u00f6re, H\u0131ristiyanl\u0131\u011f\u0131n ve \u0130slam\u2019\u0131n zuhur etti\u011fi b\u00f6lgedeki insanlar\u0131n ya\u015fam \u015fartlar\u0131 g\u00f6z \u00f6n\u00fcne al\u0131nd\u0131\u011f\u0131nda \u0130ncil, \u201ck\u0131rlarda zambaklar gibi ya\u015fay\u0131n\u0131z\u201d,489 diyebilmi\u015fti. Fakat Kur\u2019an-\u0131 Kerim, \u201cAllah nafakan\u0131z\u0131 ve Onun nimetlerini aramak \u00fczere da\u011f\u0131lman\u0131z i\u00e7in sizlere g\u00fcnd\u00fcz\u00fc verdi\u201d490 gibi ayetleriyle insanlara hitap etmektedir.491 \u0130slam\u2019\u0131n din-siyaset birli\u011fi oldu\u011funu g\u00f6steren \u00f6nemli etkenlerden biri de Kur\u2019an- \u0131 Kerim ile \u0130ncil aras\u0131ndaki farklard\u0131r. Mesela, \u0130ncil\u2019in tersine Kur\u2019an-\u0131 Kerim\u2019de, insan\u0131n yery\u00fcz\u00fcnde h\u00fckmetmesi i\u00e7in Allah taraf\u0131ndan yarat\u0131ld\u0131\u011f\u0131ndan bahseden ayetler bulunmaktad\u0131r.492 O halde \u2018insan, tabiat ve d\u00fcnya \u00fczerindeki h\u00e2kimiyetini nas\u0131l ger\u00e7ekle\u015ftirebilir?\u2019 sorusuna gelince \u0130zzetbegovi\u00e7, bunun ancak bilgi ve emekle, ba\u015fka bir deyi\u015fle ilim ve amelle m\u00fcmk\u00fcn olabilece\u011fi \u015feklinde cevaplamaktad\u0131r. Bu ger\u00e7eklere ilaveten hukuka ve kanunlara dikkat \u00e7eken \u0130slam, yaln\u0131z k\u00fclt\u00fcr\u00fc de\u011fil, medeniyeti de 487 \u0130zzetbegovi\u00e7, Do\u011fu Bat\u0131 aras\u0131nda \u0130slam, s. 257. 488 Celile, Antik Filistin\u2019in kuzey b\u00f6lgesi. \u015eeria (\u00dcrd\u00fcn) Nehri\u2019nin bat\u0131s\u0131nda kal\u0131r. Modern \u0130srail\u2019in kuzeyindedir. \u0130srail topraklar\u0131n\u0131n \u00fc\u00e7te birine tekab\u00fcl eder. 489 Matta 6\/28-34. 490 Kasas, 28\/73; Furkan, 25\/47. 491 \u0130zzetbegovi\u00e7, Do\u011fu Bat\u0131 aras\u0131nda \u0130slam, s. 261. 492 Bekara, 2\/30 114 istedi\u011fini ifade etmektedir.493 Fakat ilimle ya da okumakla ilgili talep, Allah\u2019a kar\u015f\u0131 de\u011fil, aksine Kur\u2019an-\u0131 Kerim\u2019de vurguland\u0131\u011f\u0131 gibi Allah\u2019\u0131n ad\u0131na494 olmal\u0131d\u0131r. Kur\u2019an- Kerim\u2019in bir\u00e7ok ayetinde Allah, tabiattaki pek \u00e7ok ger\u00e7e\u011fe dikkat \u00e7ekerken insanlara haz\u0131r ilm\u00ee hakikatler sunmaz, aksine insan\u0131n cevaplamas\u0131 gereken sorulara y\u00f6nlendirmektedir. Yani Allah, insanlar\u0131 \u015faheseri olan tabiat\u0131 m\u00fc\u015fahede etmeye, ara\u015ft\u0131rmaya, soru\u015fturmaya ve d\u00fc\u015f\u00fcnmeye s\u00fcrekli te\u015fvik etmektedir.495 Dolay\u0131s\u0131yla \u0130zzetbegovi\u00e7, ilkel bir bilin\u00e7 d\u00fczeyinde \u0130slam\u2019\u0131n hakk\u0131yla uygulanmas\u0131n\u0131n m\u00fcmk\u00fcn olmayaca\u011f\u0131 g\u00f6r\u00fc\u015f\u00fcndedir. Nitekim en temel \u0130slam \u015fartlar\u0131 da bunun bir g\u00f6stergesidir. \u0130sl\u00e2m\u2019\u0131n en az\u0131ndan d\u00f6rt temel \u015fart\u0131 yerine getirildi\u011fi takdirde medeniyetin asgari derecesine ula\u015f\u0131lm\u0131\u015f olaca\u011f\u0131n\u0131 ifade eden \u0130zzetbegovi\u00e7, M\u00fcsl\u00fcmanlar\u0131n ayn\u0131 zamanda hem M\u00fcsl\u00fcman hem de cahil olmalar\u0131n\u0131n m\u00fcmk\u00fcn olamayaca\u011f\u0131n\u0131 d\u00fc\u015f\u00fcnmektedir.496 Bilindi\u011fi \u00fczere, medeniyetin ana g\u00f6stergelerinden biri yaz\u0131d\u0131r. \u0130sl\u00e2m\u2019\u0131n esas\u0131 olan Kur\u2019an-\u0131 Kerim\u2019in ilk vahyedilen ayetlerinde497 \u0130sl\u00e2m\u2019\u0131n yaz\u0131yla ya da di\u011fer bir ifadeyle medeniyetle olan ili\u015fkisi a\u00e7\u0131k\u00e7a ifade edilmektedir. Hz. Peygamber\u2019in, Hz. \u0130sa\u2019n\u0131n aksine yaz\u0131ya ne kadar \u00f6nem verdi\u011fi a\u00e7\u0131kt\u0131r. \u0130ncil\u2019in, Hz. \u0130sa\u2019dan bir as\u0131r kadar sonra yaz\u0131ld\u0131\u011f\u0131 halde, Kur\u2019an-\u0131 Kerim\u2019in her bir ayeti vahyin hemen akabinde bizzat Hz. Peygamber taraf\u0131ndan vahiy k\u00e2tipleri arac\u0131l\u0131\u011f\u0131 ile derhal kayda ge\u00e7irilmi\u015ftir.498 Bu ba\u011flamda, Bedir Sava\u015f\u0131 sonras\u0131nda Hz. Peygamber\u2019in serbest b\u0131rak\u0131lmalar\u0131 kar\u015f\u0131l\u0131\u011f\u0131 olarak esirlerden okuma yazma bilmeyen M\u00fcsl\u00fcmanlara okuma-yazma \u00f6\u011fretmesi \u015fart\u0131 da bu hususta kayda de\u011fer ba\u015fka bir \u00f6rnektir. S\u00f6z konusu iddialar\u0131n\u0131n kan\u0131tlanmas\u0131na yard\u0131mc\u0131 olaca\u011f\u0131 d\u00fc\u015f\u00fcncesiyle \u0130zzetbegovi\u00e7, Kur\u2019an-\u0131 Kerim ile \u0130ncil aras\u0131ndaki \u00f6nemli bir ba\u015fka farka daha dikkat \u00e7ekmektedir. \u0130ncil\u2019in kuvvet kullanmaktan ka\u00e7\u0131nma ve zulme kar\u015f\u0131 durmama prensiplerinin tam aksine Kur\u2019an-\u0131 Kerim, k\u00f6t\u00fcl\u00fc\u011fe kar\u015f\u0131","m\u00fccadeleyi, zulme ve eziyete kar\u015f\u0131 ise direni\u015fi emretmektedir. Tahamm\u00fcl etme ve boyun e\u011fme yerine Kur\u2019an, sava\u015fa 493 \u0130zzetbegovi\u00e7, Do\u011fu Bat\u0131 aras\u0131nda \u0130slam, s. 261. 494 Alak, 96\/1. 495 \u0130zzetbegovi\u00e7, Do\u011fu Bat\u0131 aras\u0131nda \u0130slam, s. 278. 496 \u0130zzetbegovi\u00e7, Do\u011fu Bat\u0131 aras\u0131nda \u0130slam, s. 280. 497 Alak, 96\/1-5. 498 \u0130zzetbegovi\u00e7, Do\u011fu Bat\u0131 aras\u0131nda \u0130slam, ss. 261-262. 115 izin verdi\u011fi hatta sava\u015f\u0131 emretti\u011fi499 zaman, b\u00f6yle yapmakla Kur\u2019an\u2019\u0131n dini-ahlaki y\u00f6n\u00fc de\u011fil, sosyo-politik y\u00f6n\u00fcn\u00fcn bir kanun mecmuas\u0131 olarak ortaya \u00e7\u0131kt\u0131\u011f\u0131n\u0131 d\u00fc\u015f\u00fcnmektedir. Bu ba\u011flamda tezini do\u011frulamak i\u00e7in \u0130zzetbegovi\u00e7, Hz. Peygamber\u2019in resul olmas\u0131n\u0131n yan\u0131 s\u0131ra bir devlet ba\u015fkan\u0131 ve ordu komutan\u0131 vazifelerini de \u00fcstlendi\u011fine dikkat \u00e7ekmektedir. Bundan dolay\u0131 Hz. Peygamber, keza sava\u015f\u00e7\u0131 bir peygamber olan Hz. Musa\u2019ya \u00e7ok benzemekte oldu\u011fu gibi, H\u0131ristiyanl\u0131\u011f\u0131n aksine Yahudilik de \u0130slam\u2019a daha \u00e7ok benzemekte, aralar\u0131nda pek \u00e7ok paralellik vard\u0131r.500 Kur\u2019an-\u0131 Kerim\u2019i sosyo-politik bir teori \u015feklinde okumaya tabi tuttu\u011fundan dolay\u0131 \u0130zzetbegovi\u00e7, Tasavvufu gev\u015femi\u015f bir \u0130slam t\u00fcr\u00fc, ba\u015fka bir ifadeyle \u0130slam\u2019\u0131n bozulmu\u015f bir \u015fekli olarak g\u00f6rmektedir. Yukar\u0131da \u00fczerinde duruldu\u011fu \u00fczere \u0130zzetbegovi\u00e7, \u0130slam\u2019\u0131 Hz. \u0130sa\u2019dan Hz. Peygamber\u2019e do\u011fru bir ilerleme olarak de\u011ferlendirmektedir. Tasavvufu ise aksine Hz. Peygamber\u2019den Hz. \u0130sa\u2019ya do\u011fru bir geri d\u00f6n\u00fc\u015f olarak de\u011ferlendirmektedir. \u201c(...) \u0130slam\u2019\u0131n i\u00e7indeki din unsurunun vurgulanmas\u0131nda i\u00e7te bir par\u00e7alanma tehlikesi yatmaktad\u0131r: \u015euur ve faaliyet azal\u0131r azalmaz, Kur\u2019an\u2019\u0131n emrine ayk\u0131r\u0131 olarak \u201cd\u00fcnyadan nasibini\u201d unutup, bu emre g\u00f6re hareket etmeyi b\u0131rak\u0131r b\u0131rakmaz \u0130slam\u00ee devlet, herhangi ba\u015fka bir devlet gibi olur; din unsuru ise, herhangi ba\u015fka bir din gibi i\u015flemeye ba\u015flar. Devlet kendi kendine hizmet eden iktidar halini al\u0131r; din ise toplumu hareketsizlik ve geri kalm\u0131\u015fl\u0131\u011fa do\u011fru \u00e7eker (...)\u201d501 ifadeleriyle \u0130zzetbegovi\u00e7, kimi tarikatleri ve onlar\u0131n esas\u0131nda yatan tasavvuf felsefesini, \u0130slam\u2019\u0131n bir t\u00fcr H\u0131ristiyanla\u015fmas\u0131 olarak g\u00f6rmektedir. Hz. Peygamber\u2019den Hz. \u0130sa\u2019ya do\u011fru bir gerileme olarak nitelemektedir. E. Kari\u00e7\u2019e g\u00f6re, \u0130zzetbegovi\u00e7\u2019e mistisizm ve tasavvuf \u00e7ekici gelmedi\u011fi gibi di\u011fer klasik \u0130slam okullar\u0131n\u0131n miras\u0131ndan da \u00e7ok \u00fcmitvar de\u011fildir. \u0130\u015fte bu nedenle \u0130zzetbegovi\u00e7\u2019e g\u00f6re dervi\u015f ya\u015fam tarz\u0131 ve mistik felsefesi ger\u00e7ek \u0130sl\u00e2m\u2019dan karakteristik bir sapma bi\u00e7imi hatta \u0130sl\u00e2m\u2019\u0131n Hristiyanla\u015fmas\u0131d\u0131r.502 \u0130sl\u00e2m\u2019a \u201cdin-siyaset birli\u011fi\u201d odakl\u0131 yakla\u015f\u0131m\u0131 ve Kur\u2019an\u2019\u0131 Kerim-i ideolojik bir okumaya tabii tutmas\u0131 nedeniyle adeta b\u00fcy\u00fclenen \u0130zzetbegovi\u00e7, \u0130sl\u00e2m\u2019\u0131n temel prensiplerini yorumlarken de kimi zaman siyasi indirgemelere d\u00fc\u015febilmektedir. Mesela, 499 Bakara 2\/16; Hac 22\/39; M\u00fcmtehine 60\/2, 8-9; Saf 61\/10-11 500 \u0130zzetbegovi\u00e7, Do\u011fu Bat\u0131 aras\u0131nda \u0130slam, s. 262. 501 \u0130zzetbegovi\u00e7, Do\u011fu Bat\u0131 aras\u0131nda \u0130slam, s. 263. 502 Karic, \u201cIslam in Islam Between East and West\u201d, s. 55. 116 \u0130slam\u2019\u0131n din siyaset birli\u011fi oldu\u011fu iddias\u0131n\u0131 teyit etmek i\u00e7in \u0130zzetbegovi\u00e7, \u0130slam\u2019daki \u00fcmmet kavram\u0131na i\u015faret etmektedir. Ahd-i Kadim\u2019in milliyet\u00e7ili\u011finin tersine \u0130ncil ve Kur\u2019an-\u0131 Kerim\u2019in baz\u0131 ayetlerinden503 hareketle \u0130zzetbegovi\u00e7, bu ikisinin manevi cemaat prensibini il\u00e2n etti\u011fine dikkat \u00e7eker. Fakat \u0130ncil bu hususta olduk\u00e7a kat\u0131 olmas\u0131na kar\u015f\u0131l\u0131k504 \u0130slam, milliyetleri tan\u0131makta ve daha ileriye giderek onlar\u0131n \u00fcst\u00fcnde yeni bir boyut yani milliyetler \u00fcst\u00fc bir M\u00fcsl\u00fcman cemaat (\u00fcmmet) fikri ortaya koymaktad\u0131r.505 Dolay\u0131s\u0131yla \u0130zzetbegovi\u00e7, \u0130slam\u2019\u0131n saf manevi birlik olan \u00fcmmetten din\u00ee-siyas\u00ee birlik modelini yaratt\u0131\u011f\u0131n\u0131 iddia etmi\u015ftir. Yani \u0130zzetbegovi\u00e7\u2019e g\u00f6re \u00fcmmet, yaln\u0131zca siyaset vas\u0131tas\u0131yla, kendini uygun ve do\u011fru bir \u015fekilde ifade","edebilmektedir.506 \u0130slam\u2019\u0131 din ve siyaset birli\u011fi olarak tan\u0131mlayan \u0130zzetbegovi\u00e7, bu tezini peki\u015ftirmek amac\u0131yla temel \u0130slam m\u00fcesseselerinden istifade etmeye \u00e7al\u0131\u015f\u0131r. Namaz, zek\u00e2t, hac gibi temel \u0130slam kurumlar\u0131n\u0131 inceledi\u011finde, onun g\u00f6r\u00fc\u015flerinin daima din- toplum-siyaset y\u00f6n\u00fcne kayd\u0131\u011f\u0131 g\u00f6r\u00fclmektedir.507 Bu ba\u011flamda namazdan bahsederken \u0130zzetbegovi\u00e7 namaz\u0131, \u201ciki kutuplu birlik\u201d olarak anlamland\u0131rd\u0131\u011f\u0131 \u0130slam\u2019\u0131n en m\u00fckemmel ifade \u015fekli olarak de\u011ferlendirmektedir. Onun d\u00fc\u015f\u00fcncesinde, namaz; \u201cbir de\u011fil, iki ezel\u00ee insan\u00ee meyil\u201din, mant\u0131ken birbirinden ayr\u0131 olsalar da, bu ikisinin insan hayat\u0131nda birle\u015febilirli\u011fine bir i\u015faret ta\u015f\u0131maktad\u0131r. Di\u011fer bir ifadeyle, namazda dua ile eylem\/hareket birle\u015fmektedir. Yani \u0130zzetbegovi\u00e7, namazdaki dua ve eylem birli\u011finden yola \u00e7\u0131karak dualar\u0131n fiziki ve sosyal \u00e7abalar ile desteklenmedik\u00e7e manev\u00ee de\u011ferine ula\u015famayaca\u011f\u0131 d\u00fc\u015f\u00fcncesindedir. Buna g\u00f6re namaz, \u0130slam\u00ee d\u00fcnya g\u00f6r\u00fc\u015f\u00fcn\u00fcn bir ifadesi oldu\u011fu kadar, \u0130slam\u2019\u0131n d\u00fcnyay\u0131 da nas\u0131l d\u00fczenlemek istedi\u011fini g\u00f6steren bir yoldur. \u0130zzetbegovi\u00e7, namaz\u0131n bir disiplin oldu\u011funu; rahatl\u0131k ve gev\u015fekli\u011fe kar\u015f\u0131 bir tedbir oldu\u011funu; s\u0131hh\u00ee bir\u00e7ok muhtevay\u0131 i\u00e7ermekle birlikte, sosyal boyut kazand\u0131rma potansiyeline de sahip oldu\u011funu d\u00fc\u015f\u00fcnmektedir. Namaz, bu boyutunu, ancak cemaatle k\u0131l\u0131nd\u0131\u011f\u0131nda ger\u00e7ekle\u015ftirebilmektedir. \u0130badet maksad\u0131 yan\u0131 s\u0131ra \u015fahs\u00ee ba\u011flar\u0131n arac\u0131s\u0131z olarak kurulmas\u0131 i\u00e7in inananlar\u0131 bir araya getiren cemaatle namaz, ayn\u0131 zamanda negatif 503 Tevbe, 9\/10; Matta 12\/47-49. 504 \u0130zzetbegovi\u00e7 baz\u0131lar\u0131n\u0131n H\u0131ristiyanl\u0131\u011f\u0131 \u201ca\u015f\u0131r\u0131 beyaz\u201d olmakla su\u00e7lad\u0131\u011f\u0131na dikkat \u00e7eker. \u0130slam\u2019la ilgili ise b\u00f6yle bir su\u00e7laman\u0131n m\u00fcmk\u00fcnat\u0131 yoktur. \u00c7\u00fcnk\u00fc Hz. Peygamber, beyazlar\u0131n aras\u0131nda en siyah, siyahlar aras\u0131nda en beyaz \u00f6zelli\u011fine sahip bir halk\u0131n mensubuydu. \u0130slam rengi de\u011fil insan\u0131 g\u00f6r\u00fcr. Bkz.: \u0130zzetbegovi\u00e7, \u00d6zg\u00fcrl\u00fc\u011fe Ka\u00e7\u0131\u015f\u0131m, s. 311; \u0130zzetbegovi\u00e7, \u00d6zg\u00fcrl\u00fc\u011fe Ka\u00e7\u0131\u015f\u0131m, s. 314; \u0130zzetbegovi\u00e7, \u00d6zg\u00fcrl\u00fc\u011fe Ka\u00e7\u0131\u015f\u0131m, s. 334. 505 \u0130zzetbegovi\u00e7, Do\u011fu Bat\u0131 aras\u0131nda \u0130slam, ss. 260-262. 506 Kari\u00e7, \u201cDo\u011fu ve Bat\u0131 aras\u0131nda \u0130slam\u2019\u0131n \u0130\u00e7indeki \u0130slam\u201d, s. 753. 507 Karic, \u201cIslam in Islam Between East and West\u201d, s. 55. 117 ferdiyet\u00e7ilik ve ayr\u0131l\u0131k\u00e7\u0131l\u0131\u011fa da a\u00e7\u0131k\u00e7a kar\u015f\u0131d\u0131r. Namaz\u0131n sosyal boyutu yani toplumsalla\u015ft\u0131rma s\u00fcreci, cuma namaz\u0131 ile tamamlanmaktad\u0131r. Cuma namaz\u0131, \u015fehre mahsus olup haftan\u0131n tatil g\u00fcn\u00fcnde, merkez camiinde ve bir devlet g\u00f6revlisi idaresinde olmal\u0131d\u0131r. Esas k\u0131sm\u0131n\u0131, umumiyetle siyas\u00ee mesaj mahiyetinde olan hutbe te\u015fkil etmektedir. T\u00fcm bu nedenlerden dolay\u0131 \u0130zzetbegovi\u00e7, cuma namaz\u0131n\u0131n dini bir ibadet olmas\u0131 yan\u0131 s\u0131ra \u201csiyas\u00ee\u201d stat\u00fcs\u00fcne de \u00f6nemle vurgu yapmaktad\u0131r.508 \u0130zzetbegovi\u00e7\u2019e g\u00f6re, \u0130slam toplumda mevcut ise, faaliyet g\u00f6steriyorsa ger\u00e7ek \u0130slam say\u0131lmaktad\u0131r. Bu y\u00fczden, \u0130slam\u2019\u0131n t\u00fcm m\u00fcesseselerinin kendilerine has ge\u00e7ici, fakat ayn\u0131 zamanda s\u00fcrekli, sosyal veya siyas\u00ee anlamlar\u0131n\u0131n varl\u0131\u011f\u0131na dikkat \u00e7ekmektedir. Bu ba\u011flamda \u0130zzetbegovi\u00e7, zek\u00e2t\u0131n, Medine toplulu\u011fu kurulduktan sonra, yani sadakadan vergiye d\u00f6n\u00fc\u015ft\u00fc\u011f\u00fc zaman, as\u0131l amac\u0131na ula\u015ft\u0131\u011f\u0131n\u0131 d\u00fc\u015f\u00fcn\u00fclmektedir. Ayr\u0131ca namaz, siyas\u00ee namaz olmaya ba\u015flad\u0131\u011f\u0131nda hakik\u00ee anlam\u0131na kavu\u015ftu\u011fu gibi, \u00fcmmet de devlete d\u00f6n\u00fc\u015ft\u00fc\u011f\u00fcnde as\u0131l anlam\u0131na ula\u015fmaktad\u0131r. Bu \u015fekilde \u0130zzetbegovi\u00e7, \u0130sl\u00e2m m\u00fcesseselerinin dini y\u00f6n\u00fc kadar sosyal ve siyas\u00ee y\u00f6nlerini de a\u00e7\u0131klamaya \u00e7al\u0131\u015fmaktad\u0131r.509 \u0130slam kurumlar\u0131n\u0131n sosyal-siyas\u00ee alanlardaki vurgular\u0131 nedeniyle \u0130zzetbegovi\u00e7, hepsinin toplumsal\u2019a y\u00f6nelik olduklar\u0131n\u0131 ileri s\u00fcrmektedir. \u00d6rne\u011fin, \u0130slam\u2019\u0131n \u015fartlar\u0131ndan olan hac, ayn\u0131 zamanda din\u00ee merasim, ticari fuar, siyas\u00ee toplant\u0131 yani sosyal\/siyasi boyutu i\u00e7erdi\u011fi gibi, oru\u00e7 da bir t\u00fcr sosyal boyutu olan birli\u011fin tezah\u00fcr\u00fcn\u00fc ihtiva etmektedir.510 \u0130zzetbegovi\u00e7, t\u00fcm \u0130slam\u2019\u0131n \u201ciki kutuplu\u201d birli\u011fin i\u015faretlerini ta\u015f\u0131d\u0131\u011f\u0131n\u0131 \u00f6ne s\u00fcrmektedir. Ona g\u00f6re, \u0130slam dualizmi say\u0131s\u0131z yerlerde kendini g\u00f6sterse de, en a\u00e7\u0131k \u015fekilde \u0130slam\u2019\u0131n ana kaynaklar\u0131nda yani Kur\u2019an ve Hadis\u2019te tezah\u00fcr etmektedir. Bunlardan her biri \u0130zzetbegovi\u00e7\u2019in vurgulad\u0131\u011f\u0131 gibi; kendi ba\u015f\u0131na","ilham ile tecr\u00fcbe, ebediyet ile zaman, d\u00fc\u015f\u00fcnce ile tatbikat veya fikir ile hayat\u0131 temsil etmektedir. Hadis\u2019e yani hayata ba\u015fvurulmadan Kur\u2019an-\u0131 Kerim\u2019in anla\u015f\u0131lmaz oldu\u011funu ileri s\u00fcren 508 \u0130zzetbegovi\u00e7, Do\u011fu Bat\u0131 aras\u0131nda \u0130slam, ss. 265-267. 509 Kari\u00e7, \u201cDo\u011fu ve Bat\u0131 aras\u0131nda \u0130slam\u2019\u0131n \u0130\u00e7indeki \u0130slam\u201d, s. 753. 510 Karic, \u201cIslam in Islam Between East and West\u201d, ss. 57-58. 118 \u0130zzetbegovi\u00e7, sadece Hz. Peygamber\u2019in hayat\u0131n\u0131n izah\u0131nda \u0130sl\u00e2m\u2019\u0131n pratik bir \u00f6\u011freti, kapsaml\u0131 bir hayat tarz\u0131 olarak ortaya \u00e7\u0131kabilece\u011fini belirtmektedir.511 \u0130slam\u2019\u0131n din ve siyaset birli\u011fi olarak tan\u0131mlanmas\u0131, ona kar\u015f\u0131 bir te\u015febb\u00fcs olarak anla\u015f\u0131lmamal\u0131d\u0131r. Tam tersine b\u00f6yle bir tan\u0131m \u0130slam\u2019\u0131n lehine i\u015flemektedir. \u00c7\u00fcnk\u00fc \u0130sl\u00e2m bu \u015fekilde tan\u0131mland\u0131\u011f\u0131nda, o, insan hayat\u0131n\u0131n tamam\u0131n\u0131 kucaklamaktad\u0131r. \u0130zzetbegovi\u00e7, di\u011fer b\u00fct\u00fcn din, doktrin ve hayat felsefelerinden farkl\u0131 olarak, b\u00fct\u00fcn\u00fcyle orijinal kendi felsefesine sahip olan \u0130slam\u2019\u0131n d\u0131\u015f ve i\u00e7, ahlaki ve toplumsal, maddi ve manevi hayat\u0131n ayn\u0131 anda ya\u015fanmas\u0131n\u0131 talep etti\u011fini vurgulamaktad\u0131r. Di\u011fer bir ifadeyle \u0130slam d\u00fc\u015f\u00fcncesinin iskeleti; insanl\u0131k kaderi ve insan\u0131n yery\u00fcz\u00fcndeki hayat\u0131n\u0131n \u00f6z\u00fc\/anlam\u0131 olarak zikredilen hayat\u0131n iki y\u00f6n\u00fcn\u00fcn g\u00f6n\u00fcll\u00fc ve bilin\u00e7li bir \u015fekilde kabul edilmesinden olu\u015fmaktad\u0131r. \u0130zzetbegovi\u00e7; hayat\u0131n sadece din ve dua ile de\u011fil de, ayn\u0131 zamanda emek ve bilimle d\u00fczenlenmesinin gerekti\u011fine inanan, d\u00fcnya tasavvurunda ibadethane ile fabrikan\u0131n yan yana olmas\u0131 gerekti\u011fine izin vermekle kalmay\u0131p bunu talep eder. \u0130nsanlar\u0131 sadece terbiye etmek de\u011fil ayn\u0131 zamanda onlar\u0131n d\u00fcnya hayat\u0131n\u0131 da kolayla\u015ft\u0131rmak gerekir. Bu iki hedefin birbirine kurban edilmesi i\u00e7in hi\u00e7bir sebep bulunmamaktad\u0131r. Bu talep, tamamen insanidir ve \u0130slamidir. \u0130slam\u2019\u0131n d\u00fcnya g\u00f6r\u00fc\u015f\u00fc bizatihi bundan ibarettir.512 D\u00fcnyaya sahip olmamak ile ona sahip olmay\u0131 istememek farkl\u0131 iki \u015fey oldu\u011fu gibi d\u00fcnyay\u0131 y\u00f6netmemek ile onu y\u00f6netmeyi istememek; d\u00fcnyay\u0131 bilmemek ile onu bilmeyi istememek de farkl\u0131 iki \u015feydir diye d\u00fc\u015f\u00fcnen \u0130zzetbegovi\u00e7, bu ikisi aras\u0131nda ay\u0131r\u0131m\u0131 yaparken ikincisinin dinle \u00f6rt\u00fc\u015ft\u00fc\u011f\u00fc ancak bu dinin \u0130sl\u00e2m olmad\u0131\u011f\u0131n\u0131 iddia etmektedir.513 \u0130zzetbegovi\u00e7\u2019e g\u00f6re, itikat, ahl\u00e2k ve ibadetin organik bi\u00e7imde birle\u015fmesini talep eden \u0130slam dini, toplamda hi\u00e7bir zaman d\u00fcnya hayat\u0131 ile iman\u0131n ayr\u0131m\u0131n\u0131 savunmam\u0131\u015ft\u0131r. Bilakis Hz. Peygamber hicret sonras\u0131 Medine\u2019sinde bir \u0130slam devleti kurdu\u011funda, in\u015fa edilmesi emri verdi\u011fi mescidi hem bir cami, ibadethane hem ilim tahsil edilen bir okul ve\/hem de \u00e7\u0131kaca\u011f\u0131 seferleri m\u00fc\u015favere etmek niyetiyle bir kararg\u00e2h olarak kullan\u0131yordu. \u0130slam, inanc\u0131n ve d\u00fcnyan\u0131n birli\u011fidir fakat bu diyalektik sistem \u0130zzetbegovi\u00e7\u2019e g\u00f6re, insandan kaynaklanan \u201cistikrars\u0131z bir bile\u015fim\u201ddir. \u0130slam ile devlet aras\u0131ndaki ayr\u0131l\u0131k nispeten erken d\u00f6nemde ba\u015flam\u0131\u015ft\u0131r. \u00c7\u00fcnk\u00fc hen\u00fcz \u0130slam devletleri 511 \u0130zzetbegovi\u00e7, Do\u011fu Bat\u0131 aras\u0131nda \u0130slam, s. 277. 512 \u0130zzetbegovi\u00e7, \u0130slam Deklarasyonu, s. 47. 513 \u0130zzetbegovi\u00e7, \u00d6zg\u00fcrl\u00fc\u011fe Ka\u00e7\u0131\u015f\u0131m, s. 214. 119 tarihinin ilk d\u00f6nemlerine tekab\u00fcl eden Emev\u00ee Devleti, neredeyse tamamen sek\u00fcler bir devletti. Ama bununla birlikte y\u0131k\u0131l\u0131\u015f\u0131n\u0131n zemininde asabiyet514 gibi bir unsur bar\u0131nd\u0131r\u0131yordu. Her ne kadar lineer \u00e7izgide karakteristik bir husus gibi g\u00f6r\u00fcnse de ba\u015fka bir s\u00fcrece i\u015faret etmekteydi: N\u00fcfusu olu\u015fturan gruplar\u0131n belli ama\u00e7lar etraf\u0131nda halkala\u015farak gerek taassup ve gerek \u0131rk men\u015feli ayr\u0131mlar olu\u015fturmas\u0131. Bu ayr\u0131m\u0131n derinle\u015fmesiyle beraber \u0130slam\u2019\u0131 bir \u00fcslup olarak temsil etme iddias\u0131nda bulunan y\u00f6netim ile tasavvuf\u00ee hayat\u0131n ne\u015fet edip geli\u015fmesiyle birlikte kabu\u011funa \u00e7ekilip pasifize edilen halk olmak \u00fczere Devlet-Din iki ba\u015fl\u0131l\u0131\u011f\u0131 s\u00f6z konusu olmu\u015ftur. \u0130nsanl\u0131k tarihinde bu d\u00fcalizm daha \u00f6nce yukar\u0131da bahsedilen Hristiyanl\u0131\u011f\u0131n \u2018Tanr\u0131\u2019n\u0131n hakk\u0131 Tanr\u0131\u2019ya,","Sezar\u2019\u0131n hakk\u0131 Sezar\u2019a ver\u2019 \u015feklinde bir c\u00fcmle ile kar\u015f\u0131m\u0131za \u00e7\u0131kmaktad\u0131r. Binaenaleyh \u0130slam\u2019\u0131n hangi kesimlerce do\u011fru anla\u015f\u0131ld\u0131\u011f\u0131 ve uyguland\u0131\u011f\u0131 M\u00fcsl\u00fcmanlar\u0131n temel g\u00fcndemlerinden biri olagelmi\u015ftir.515 Sufili\u011fin, M\u00fcsl\u00fcmanlar\u0131n hayat\u0131nda b\u00fcy\u00fck \u00f6nem kazan\u0131p geni\u015f mecralara yay\u0131lmas\u0131 XI. ile XIX. y\u00fczy\u0131llar aras\u0131nda yakla\u015f\u0131k bin y\u0131l\u0131 bulan bir s\u00fcrece kar\u015f\u0131l\u0131k gelir. \u0130zzetbegovi\u00e7\u2019e g\u00f6re, tasavvufun insanlar\u0131 d\u00fcnya i\u015flerinden el etek \u00e7ekmeye ve daha ziyade \u015fahs\u00ee ahl\u00e2k\u00ee prensipler edinmeleri ve kurduklar\u0131 bu ak\u0131\u015f i\u00e7erisinde devaml\u0131l\u0131k sa\u011flamaya y\u00f6nlendirip te\u015fvik etmesi beraberinde devletlerin siyasi, ekonomik ve teknolojik anlamda taleplerine cevap vermemesi \u015feklinde bir cereyan\u0131 getirmi\u015ftir. H\u00e2lbuki ona g\u00f6re \u0130slam, daima dinamik olmay\u0131, yery\u00fcz\u00fcn\u00fc ke\u015ffe \u00e7\u0131kmay\u0131516 ve g\u00f6zlemleyip bir sonuca ba\u011flamay\u0131 emretmektedir. Gayri M\u00fcslim devletler ile siyasi m\u00fcnasebetlerin olumsuz bask\u0131 ve etkilerinden korunmay\u0131 ama\u00e7larken tarihi d\u00fczlem beraberinde tasavvuf\u00ee at\u0131ll\u0131\u011f\u0131 getirmi\u015ftir. \u0130zzetbegovi\u00e7, Kur\u2019an-\u0131 Kerim\u2019in emretti\u011fi bu \u2018d\u00fcnya ar\u0131zalar\u0131 ile ve d\u00fcnya i\u00e7inde olmakl\u0131\u011f\u0131\u2019 ger\u00e7ek hayat\u0131n bir par\u00e7as\u0131 olarak de\u011ferlendirir. Zira yeti\u015fti\u011fi co\u011frafya M\u00fcsl\u00fcmanl\u0131\u011f\u0131n istinat duvar\u0131 ve kaleleri h\u00fckm\u00fcndendir. Ona g\u00f6re, Sufilerin d\u00e2hil\u00ee idrakine \u2013cognition- kar\u015f\u0131l\u0131k gelen \u015fey her ne ise, Allahu Te\u00e2l\u00e2\u2019n\u0131n bak dedi\u011fi de\u011fildir. Bilakis insan\u0131n d\u0131\u015f d\u00fcnya ile ili\u015fkisi onun herkes i\u00e7in tutarl\u0131, ispatlanabilir ve uygulanabilir y\u00f6ntemlerle m\u00fc\u015fahede etmesi \u015feklinde ortaya \u00e7\u0131kar. \u0130\u015fte bu da haric\u00ee idrak\u2019tir. \u0130zzetbegovi\u00e7, Farab\u00ee ve \u0130bn-i Sina gibi b\u00fcy\u00fck \u0130slam filozoflar\u0131n\u0131n d\u00fc\u015f\u00fcnce sistemlerinde dahi mistik esintilerin bulundu\u011funu ileri 514 \u0130slam tarihinde asabiyetle ilgili daha detayl\u0131 bilgilere ula\u015fmak i\u00e7in bkz.: Adem Apak, Erken D\u00f6nem \u0130slam Tarihinde Asabiyet, \u0130stanbul, Ensar Ne\u015friyat, 2016. 515 \u0130zzetbegovi\u00e7, \u00d6zg\u00fcrl\u00fc\u011fe Ka\u00e7\u0131\u015f\u0131m, s. 174. 516 Ankebut, 29\/20; R\u00fbm, 30\/42, vd. 120 s\u00fcrer. \u00d6zellikle \u0130bn Arab\u00ee, Anadolu\u2019da ba\u015flamak \u00fczere tasavvuf ile kelam ve felsefenin bulu\u015ftu\u011fu ve kar\u0131\u015ft\u0131\u011f\u0131 mecra olarak kar\u015f\u0131m\u0131za \u00e7\u0131kmaktad\u0131r. Onun vahdet-i v\u00fccut d\u00fc\u015f\u00fcncesi tamamen monist panteist daire i\u00e7indedir. Fazlurrahman, \u0130bn Arab\u00ee i\u00e7in \u2018\u0130slam\u2019\u0131n \u00f6\u011fretilerine tamamen z\u0131tt\u0131r\u2019 diyerek onun kurdu\u011fu teosofinin \u0130slam\u2019\u0131n temel dayanaklar\u0131ndan biri olan d\u00fcnya hayat\u0131n\u0131 tamamen g\u00f6z ard\u0131 etti\u011fini ifade etmektedir.517 Burada \u0130zzetbegovi\u00e7\u2019e Osmanl\u0131\u2019n\u0131n ba\u015far\u0131s\u0131n\u0131n s\u0131rr\u0131 sorulabilir. Tasavvuf ve vahdet-i v\u00fccut Osmanl\u0131 \u0130slam tasavvurunun \u00f6z\u00fcd\u00fcr. Lakin cihattan ve ilimden uzak kalmam\u0131\u015ft\u0131r. Bilakis Osmanl\u0131, Ahilik te\u015fkilat\u0131 ile tasavvuf ve esnafl\u0131\u011f\u0131 harmanlayarak beylikten imparatorlu\u011fa kadar y\u00fckselebilecek bir medeniyet kurabilmeyi ba\u015farabilmi\u015ftir. \u0130zzetbegovi\u00e7, \u0130sl\u00e2m d\u00fc\u015f\u00fcncesinin duraklamas\u0131n\u0131n \u00e7e\u015fitli nedenlerinden bahseder. Bunlar\u0131n en bariz \u00f6rneklerinden biri, \u2018ha\u015fiye\u2019 yazma \u00e2detidir. \u00d6yle ki orijinal n\u00fcsha bir zaman sonra neredeyse unutulmaya y\u00fcz tutmu\u015ftur. Medreselerde e\u011fitim d\u00f6rt temel alana indirgemi\u015f; f\u0131kh, kelam, tefsir ve hadis ile s\u0131n\u0131rl\u0131 kalmaya ba\u015flam\u0131\u015ft\u0131r. \u015eerhlerin \u00e7o\u011fu zaman \u015fekli bir \u00fcst\u00fcnl\u00fck gayreti laf\u0131z-gramer u\u011fra\u015flar\u0131 etraf\u0131nda yaz\u0131ld\u0131klar\u0131 g\u00f6r\u00fclmektedir. \u00d6te yandan ara\u015ft\u0131rmaya dayal\u0131 bilgi ve kayna\u011f\u0131ndan yeniden \u00fcretmeye dayal\u0131 d\u00fc\u015f\u00fcnce faaliyetleri yerine; ezberlemeye dayal\u0131 bir e\u011fitim metodolojisi benimsenmi\u015ftir. \u0130slam d\u00fc\u015f\u00fcncesinde ve ilm\u00ee haf\u0131zada meydana gelen bu geli\u015fmeler akla \u015fu soruyu getiriyordu; \u0130slam bu girdaptan nas\u0131l kurtulur? H\u0131ristiyanl\u0131k tarihi, Reform hareketleri neticesinde yeni bir d\u00fcnyaya kap\u0131 aralanm\u0131\u015f, var olan skolastik d\u00fczen yerini ilmi \u00e7al\u0131\u015fmalar\u0131n yap\u0131ld\u0131\u011f\u0131, geli\u015ftirilebilir, ele\u015ftirilebilir bir bilgi a\u011f\u0131na b\u0131rakm\u0131\u015ft\u0131. Peki, \u0130slam i\u00e7in bir reform s\u00f6z konusu olabilir miydi? \u0130zzetbegovi\u00e7, \u0130slam anlay\u0131\u015f\u0131m\u0131zda olmas\u0131 gereken ihya ve \u0131slah \u015f\u00f6yle a\u00e7\u0131klamaktad\u0131r; XIII. y\u00fczy\u0131ldan sonra tenkit\u00e7i d\u00fc\u015f\u00fcncenin terkedilmesi, her alanda nakilcili\u011fin ba\u015flamas\u0131na neden olmu\u015ftur. Tekrarlanan ve aktar\u0131mdan \u00f6teye ge\u00e7meyen ilim \u00e7al\u0131\u015fmalar\u0131 \u0130sl\u00e2m\u2019da","skolastik d\u00fc\u015f\u00fcncenin ortaya \u00e7\u0131k\u0131\u015f\u0131na neden olmu\u015ftur. Dinamik ve aktif ilim meydan\u0131 art\u0131k yerini dura\u011fan ve statik bir zemine terk etmi\u015ftir. \u0130nsanlar\u0131n d\u00fcnyaya dair h\u00fcz\u00fcnlerden, sosyal b\u00f6l\u00fcnmelerden, siyas\u00ee belirsizliklerden bir ka\u00e7\u0131\u015f yolu olarak suf\u00ee h\u0131rkay\u0131 giymeye \u00e7al\u0131\u015fmas\u0131 da bu s\u00fcreci h\u0131zland\u0131rm\u0131\u015ft\u0131r. Zira \u0130zzetbegovi\u00e7\u2019in ele ald\u0131\u011f\u0131 ve esasen \u0130sl\u00e2m dini, hakikati evine 517 \u0130zzetbegovi\u00e7, \u00d6zg\u00fcrl\u00fc\u011fe Ka\u00e7\u0131\u015f\u0131m, s. 306. 121 kapan\u0131p ibadetle bulmaya \u00e7al\u0131\u015fmak de\u011fildir. T\u0131pk\u0131 Hz. Peygamber gibi Hir\u00e2\u2019dan d\u00f6n\u00fcp halkla ve halk i\u00e7inde, d\u00fcnyan\u0131n her yerinde hak ve hakikati sa\u011flamaya \u00e7al\u0131\u015fmakt\u0131r. Sadece \u201ckendine M\u00fcsl\u00fcmanl\u0131k\u201d de\u011fil, hem kendini hem de d\u00fcnyay\u0131 M\u00fcsl\u00fcmanla\u015ft\u0131ran bir M\u00fcsl\u00fcmanl\u0131kt\u0131r. Bunu sa\u011flayacak Kur\u2019an ise M\u00fcsl\u00fcmanlar i\u00e7in \u00f6ylesine de\u011ferli ve gerekli bir mi\u011fferdir ki, tek ba\u015f\u0131na hocalara asla b\u0131rak\u0131lamayacak kadar vazge\u00e7ilmez bir ihtiya\u00e7t\u0131r. Arap-\u0130sl\u00e2m k\u00fclt\u00fcr\u00fcn\u00fcn sadece k\u00fc\u00e7\u00fck bir k\u0131sm\u0131n\u0131n modern nesillerce bilindi\u011fini belirten \u0130zzetbegovi\u00e7, \u0130sl\u00e2m\u00ee kaynaklar\u0131n -Kur\u2019an ve Hadis- yak\u0131n ve do\u011frudan etkisiyle olu\u015fmu\u015f ve unutulmu\u015f olan bu k\u00fclt\u00fcr\u00fcn \u00fczerindeki \u00f6rt\u00fc kald\u0131r\u0131lmad\u0131k\u00e7a M\u00fcsl\u00fcmanlar i\u00e7in bir R\u00f6nesans\u2019\u0131n olamayaca\u011f\u0131n\u0131 s\u00f6ylemektedir. Zira kaynaklara ve k\u00f6kene dair bir ara\u015ft\u0131rma olmaks\u0131z\u0131n, yeniden bir dirili\u015f yapmak m\u00fcmk\u00fcn olmayacakt\u0131r. Asl\u0131n\u0131 bilmeyen bir dima\u011fdan asli olan bir unsur ta\u015fmayacakt\u0131r. \u015eunu da belirtmek gerekir ki, \u0130slam\u2019\u0131n ihtiya\u00e7 duydu\u011fu R\u00f6nesans, bat\u0131 k\u00fclt\u00fcr\u00fcn\u00fcn gelene\u011fine a\u00e7t\u0131\u011f\u0131 sava\u015f ile benzer g\u00f6r\u00fclmemelidir. \u0130slam var olan bir aynay\u0131 kaybetmi\u015f bir insan gibi, aynas\u0131n\u0131 bulacak, \u00f6z\u00fcn\u00fc tan\u0131yacak ve kendisini bilerek Rabbini bulacak bir R\u00f6nesans\u2019a gereksinim duymaktad\u0131r. 122 SONU\u00c7 Gen\u00e7lik \u00e7a\u011f\u0131ndan itibaren \u0130zzetbegovi\u00e7 insanl\u0131k tarihi boyunca filozoflar\u0131n, d\u00fc\u015f\u00fcn\u00fcrlerin, din ve bilim adamlar\u0131n\u0131n tart\u0131\u015fmalar sonucu ortaya koydu\u011fu ileri seviye konular\u0131n iyi bir okuyucusu, \u00f6\u011frencisi olmu\u015f, daha sonra da bu b\u00fcy\u00fck meselelerin a\u00e7\u0131klanmas\u0131 i\u00e7in kendine \u00f6zg\u00fc bir \u00e7\u00f6z\u00fcm sunmaya \u00e7al\u0131\u015fm\u0131\u015ft\u0131r. \u0130zzetbegovi\u00e7\u2019in \u00fczerinde durdu\u011fu en \u00f6nemli konulardan biri insand\u0131r. Bu d\u00fcnyadaki en b\u00fcy\u00fck mucize olan insan\u0131n var olu\u015fu, iki boyutlu yap\u0131s\u0131, d\u00fcnyadaki rol\u00fc, mahiyeti, hedefi, \u00f6zg\u00fcrl\u00fc\u011f\u00fc ve ahl\u00e2k\u0131 gibi meseleler, \u0130zzetbegovi\u00e7\u2019in d\u00fc\u015f\u00fcnce d\u00fcnyas\u0131nda \u00f6nemli bir yere sahiptir. O, bu \u00f6nemli meselelerde bir \u00e7\u00f6z\u00fcm ya da kendi perspektifini sunmaya \u00e7al\u0131\u015f\u0131rken ortaya koydu\u011fu iddialar\u0131n, mensubu oldu\u011fu \u0130slam dininin ulvi ilke ve prensiplerine ayk\u0131r\u0131 olmad\u0131\u011f\u0131 g\u00f6r\u00fclmektedir. Bu ba\u011flamda \u00f6ncelikle onun d\u00fc\u015f\u00fcnce d\u00fcnyas\u0131n\u0131n \u0130slam d\u00fc\u015f\u00fcnce ve felsefesinden uzak olmad\u0131\u011f\u0131 rahat\u00e7a s\u00f6ylenebilir. Aksini iddia eden kimse olmam\u0131\u015ft\u0131r dersek pek de yanl\u0131\u015f olmaz. Bilakis \u0130slam d\u00fcnyas\u0131 akademisyenlerinin ve entelekt\u00fcellerinin her zaman sayg\u0131 ve takdir ile y\u00e2d etti\u011fi bir d\u00fc\u015f\u00fcnce i\u015f\u00e7isidir. \u0130zzetbegovi\u00e7\u2019in geleneksel \u0130slam d\u00fc\u015f\u00fcncesinin ezberci, dura\u011fan ve nakilci yorumundan farkl\u0131, yeni bir anlay\u0131\u015f perspektifi benimsedi\u011fi ve kendine \u00f6zg\u00fcn bir yorum ortaya koymaya \u00e7al\u0131\u015ft\u0131\u011f\u0131 a\u00e7\u0131k\u00e7a g\u00f6r\u00fclmektedir. Kanaatimizce \u0130zzetbegovi\u00e7\u2019in sergilemekte oldu\u011fu kendine \u00f6zg\u00fc \u0130sl\u00e2m anlay\u0131\u015f\u0131n\u0131n etkenlerinden biri, ya\u015fad\u0131\u011f\u0131 d\u00f6nemde d\u00fcnyan\u0131n iki kutuplulu\u011fundan kaynaklanmaktad\u0131r. XX. y\u00fczy\u0131ldaki \u00e7ift kutuplu d\u00fcnyadan \u00f6nemli \u00f6l\u00e7\u00fcde etkilenmi\u015f olmas\u0131 ve b\u00f6ylesi bir atmosferde edindi\u011fi tecr\u00fcbelerin de kendisini dualist bir perspektife s\u00fcr\u00fcklemi\u015f olabilece\u011fi \u015feklinde bir de\u011ferlendirme akla \u00e7ok uzak gelmemektedir. K\u0131smen ya\u015fad\u0131\u011f\u0131 \u015fartlar\u0131n etkisi olsa da bir \u00f6m\u00fcr boyu s\u00fcren entelekt\u00fcel aray\u0131\u015f\u0131n\u0131 elbette ki bu noktaya indirgemek do\u011fru olmaz. D\u00fcnya M\u00fcsl\u00fcmanlar\u0131n\u0131n pasifliklerinden ve i\u00e7inde bulunduklar\u0131 k\u00f6t\u00fc gidi\u015fattan endi\u015felenmekte olan \u0130zzetbegovi\u00e7, t\u00fcm bu meselelerin haric\u00ee nedenlerinin yan\u0131nda d\u00e2hil\u00ee nedenlerinin","de oldu\u011funa ve b\u00fct\u00fcn bunlar\u0131n \u0130sl\u00e2m\u2019\u0131n yanl\u0131\u015f yorumlanmas\u0131ndan kaynakland\u0131\u011f\u0131na inanmaktad\u0131r. \u00c7\u00f6z\u00fcm olarak da hayat\u0131n her alan\u0131nda mevcut olan, daha dinamik ve aktif bir \u0130sl\u00e2m anlay\u0131\u015f\u0131n\u0131 sistematize etmeye gayret g\u00f6stermektedir. Onun anlay\u0131\u015f\u0131na g\u00f6re \u0130sl\u00e2m; idealist-materyalist, sosyalist-liberal, sa\u011f-sol, ruh-beden, H\u0131ristiyanl\u0131k- Yahudilik, yaratma-tek\u00e2m\u00fcl gibi kar\u015f\u0131tl\u0131klar\u0131 birle\u015ftirme rol\u00fcne sahiptir. Yani bu \u0130slam anlay\u0131\u015f\u0131, d\u00fcnyadaki hayatlar\u0131n\u0131 kolayla\u015ft\u0131rmak ve d\u00fcnyay\u0131 123 m\u00fckemmelle\u015ftirmek i\u00e7in M\u00fcsl\u00fcmanlardan \u00e7al\u0131\u015fmalar\u0131n\u0131, bunun yan\u0131 s\u0131ra \u00e7al\u0131\u015f\u0131rken de Allah\u2019\u0131n r\u0131zas\u0131n\u0131 unutmamalar\u0131n\u0131 ve s\u00fcrekli Allah\u2019a kar\u015f\u0131 sorumluluklar\u0131n\u0131n bilincinde olmalar\u0131n\u0131 istemektedir. \u201cG\u00f6ky\u00fcz\u00fcn\u00fcn \u00f6\u011frencisi olmadan asla yery\u00fcz\u00fcn\u00fcn \u00f6\u011fretmeni olunamayaca\u011f\u0131\u201d ger\u00e7e\u011finin alt\u0131n\u0131 da her f\u0131rsatta \u00e7izmeyi ihmal etmemektedir. \u0130zzetbegovi\u00e7\u2019in sistematik bir ilahiyat e\u011fitimi g\u00f6rmedi\u011fini, yani medrese veya \u0130slam\u00ee ilimler fak\u00fcltesinin mezunu olmad\u0131\u011f\u0131n\u0131 zikretmekte fayda vard\u0131r. Bu y\u00fczden \u0130slam hakk\u0131nda ortaya koydu\u011fu, \u00f6zellikle \u2018M\u00fcsl\u00fcmanlar\u0131n kendilerini ifade etme ve \u00f6rg\u00fctlenme bi\u00e7imlerini en iyi \u015fekilde siyaset i\u00e7erisinde yapabilecekleri\u2019 g\u00f6r\u00fc\u015f\u00fc, ilahiyat\u00e7\u0131lar taraf\u0131ndan ele\u015ftiriye a\u00e7\u0131k bir g\u00f6r\u00fc\u015ft\u00fcr. Ancak \u0130zzetbegovi\u00e7, ilahiyat\u00e7\u0131 olmad\u0131\u011f\u0131n\u0131 a\u00e7\u0131k\u00e7a belirterek ortaya koydu\u011fu g\u00f6r\u00fc\u015flerinin M\u00fcsl\u00fcmanlar\u0131n \u0130slam\u2019\u0131 daha iyi anlamalar\u0131 i\u00e7in bir te\u015febb\u00fcs\u00fcnden ibaret oldu\u011funu kendisi de ifade etmektedir. Her alanda yo\u011fun dalgalanmalar\u0131n ya\u015fand\u0131\u011f\u0131 XX. y\u00fczy\u0131lda M\u00fcsl\u00fcmanlar\u0131 pasiflikten kurtarmak ve durumlar\u0131n\u0131 d\u00fczeltmek i\u00e7in Aliya \u0130zzetbegovi\u00e7\u2019in az\u0131msanmayacak gayret ve te\u015febb\u00fcsleri olmu\u015ftur. Hayat\u0131 boyunca \u0130sl\u00e2m\u2019a g\u00f6sterdi\u011fi ba\u011fl\u0131l\u0131ktan ve M\u00fcsl\u00fcmanlar i\u00e7in yapt\u0131\u011f\u0131 fedak\u00e2rl\u0131klardan \u00f6t\u00fcr\u00fc, kendisinin yeri kolay kolay doldurulamaz bir de\u011fer oldu\u011funu rahatl\u0131kla s\u00f6yleyebiliriz. \u0130zzetbegovi\u00e7, eserleriyle de d\u00fcnya M\u00fcsl\u00fcmanlar\u0131n\u0131n g\u00f6n\u00fcl ve zihin d\u00fcnyas\u0131nda \u201cbilge kral\u201d \u00fcnvan\u0131n\u0131 hak edecek kadar g\u00fczide bir yer edinmi\u015ftir. Ama bug\u00fcn art\u0131k d\u00fcnyan\u0131n \u0130zzetbegovi\u00e7\u2019in ya\u015fad\u0131\u011f\u0131 ve eserlerinde \u00fczerinde durdu\u011fu sorunlarla kar\u015f\u0131 kar\u015f\u0131ya olmad\u0131\u011f\u0131 \u015feklindeki yorumlarla, eser ve fikirlerini de\u011fersiz k\u0131lmaya \u00e7al\u0131\u015fan de\u011ferlendirmeler de s\u00f6z konusudur. Di\u011fer bir ifadeyle, d\u00fcnyan\u0131n art\u0131k yeni problemlerle kar\u015f\u0131 kar\u015f\u0131ya oldu\u011funu ileri s\u00fcren yorumlarla \u0130zzetbegovi\u00e7\u2019in tez ve fikirlerini etkisiz k\u0131lmak isteyen odaklar s\u00f6z konusudur. Kanaatimizce bu k\u0131smen do\u011fru olsa da, yine de eserlerinde ele al\u0131p tart\u0131\u015ft\u0131\u011f\u0131 bir\u00e7ok konu \u00f6zg\u00fcnl\u00fc\u011f\u00fcn\u00fc ve g\u00fcncelli\u011fini korumaktad\u0131r. O g\u00fcnden bu g\u00fcne d\u00fcnya genelinde bir\u00e7ok M\u00fcsl\u00fcman devlet, ba\u011f\u0131ms\u0131zl\u0131klar\u0131n\u0131 ilan etmi\u015f olsalar da, s\u00f6z konusu d\u00f6nemde bulunduklar\u0131 noktadan ileri gitme hususunda pek de \u00f6nemli bir mesafe kat edebildikleri s\u00f6ylenemez. Hatta daha da do\u011frusu, problemlerin azalt\u0131lmas\u0131 \u015f\u00f6yle dursun, s\u00fcregelen problemlere bir\u00e7ok yenileri de eklenmi\u015ftir. Ortaya koydu\u011fu eserleri, \u00f6l\u00fcms\u00fcz idealleri, tutarl\u0131 siyas\u00ee duru\u015fu ve inan\u00e7lar\u0131 u\u011fruna y\u0131lmaz m\u00fccadelesi ile \u0130zzetbegovi\u00e7, ad\u0131n\u0131 tarihin alt\u0131n sayfalar\u0131na yazd\u0131rm\u0131\u015f ve 124 ebedile\u015ftirmi\u015ftir. O, Bosna Hersek halk\u0131n\u0131n haf\u0131zas\u0131nda unutulmas\u0131 m\u00fcmk\u00fcn olmayan \u015fahsiyetler listesinde yerini almay\u0131 ba\u015farm\u0131\u015f bir efsanedir. N\u00fcb\u00fcvvetten \u00f6nce Hz. Peygamber, ilahi vahyin getirece\u011fi mesajlar\u0131 do\u011fru anlay\u0131p onlar\u0131 do\u011fru bir \u015fekilde beyan ve tebli\u011f edebilsin diye Allah Te\u00e2la taraf\u0131ndan adeta bir haz\u0131rl\u0131k evresinden ge\u00e7irilmi\u015ftir. Ya\u015fad\u0131\u011f\u0131 zorlu ve \u00e7etin hayat merhalelerine bak\u0131l\u0131rsa, adeta ayn\u0131 durumun \u0130zzetbegovi\u00e7\u2019in hayat\u0131 i\u00e7in de s\u00f6z konusu oldu\u011funu s\u00f6ylemek m\u00fcmk\u00fcn g\u00f6z\u00fckmektedir. \u0130zzetbegovi\u00e7\u2019in siyas\u00ee, fikr\u00ee ve din\u00ee m\u00fccadelelerle ge\u00e7en hayat\u0131n\u0131n amac\u0131 asl\u0131nda neydi diye bir soru sorulabilir. \u015e\u00fcphe yok ki bunun cevab\u0131, sadece do\u011fup b\u00fcy\u00fcd\u00fc\u011f\u00fc yer olan","Bosna Hersek i\u00e7in de\u011fil, d\u00fcnyan\u0131n d\u00f6rt bir taraf\u0131ndaki farkl\u0131 din, dil ve \u0131rktan insanlar\u0131n hep birlikte \u00f6zg\u00fcrl\u00fck, adalet ve bar\u0131\u015f atmosferinde ya\u015fayabilmesi ideali ve ufkudur. Onun amac\u0131 di\u011fer bir ifadeyle, sadece Avrupa\u2019n\u0131n g\u00f6be\u011finde bir avu\u00e7 M\u00fcsl\u00fcman\u0131n t\u00fcm s\u0131k\u0131nt\u0131lara ve korkun\u00e7 sava\u015flara ra\u011fmen hayatta kalabilme m\u00fccadelesinden ibaret de\u011fil, d\u00fcnyan\u0131n \u00f6tekile\u015ftirilen b\u00fct\u00fcn M\u00fcsl\u00fcmanlar\u0131ndan yana, empati yerine d\u00fc\u015fmanl\u0131\u011f\u0131 se\u00e7en b\u00fct\u00fcn milletlere ve farkl\u0131 din mensuplar\u0131na kar\u015f\u0131, onurlu ve ahlaki duru\u015fuyla \u00f6rnek olabilecek evrensel bir siyasi m\u00fccadele olarak da de\u011ferlendirilebilir. Nitekim t\u00fcm d\u00fcnya M\u00fcsl\u00fcmanlar\u0131n Aliya \u0130zzetbegovi\u00e7 ve m\u00fccadelesine olan bu derece y\u00fcksek ilgisi, b\u00f6yle alg\u0131land\u0131\u011f\u0131n\u0131n da apa\u00e7\u0131k g\u00f6stergesidir. \u0130zzetbegovi\u00e7, bir i\u015fgal hareketinden bir devrim \u00e7\u0131karan muazzam yetenekte yerli, milli ve organik bir liderdir. Kendisinin de dedi\u011fi gibi bir kral de\u011fil, se\u00e7ilmi\u015f, me\u015fruiyeti y\u00fczde 80\u2019lere ula\u015fm\u0131\u015f demokratik bir liderdir. Yerli ve milli konsepti \u00fcst kimlik olarak kurumsalla\u015ft\u0131r\u0131p, yeniden dizayn edilen devleti liyakat ve \u00e7o\u011fulculuk esas\u0131na g\u00f6re in\u015fa ederek evrensel de\u011ferleri yakalamaya \u00e7al\u0131\u015fan bir siyaset ideali ve ya\u015fayan canl\u0131 bir eser olarak Bosna Hersek devletini miras b\u0131rakm\u0131\u015f \u00f6l\u00fcms\u00fcz bir bilgedir. Ruhu \u015ead olsun. 125","Meryem S\u00fcmeyye MAL\u0130K B\u0130N NEB\u0130 ve AL\u0130YA \u0130ZZETBEGOV\u0130\u00c7\u2019TE MEDEN\u0130YET F\u0130KR\u0130 Meryem S\u00fcmeyye \u00d6ZBAYRA pubhtml5.com\/hrft\/ybzf\/basic T.C. NECMETT\u0130N ERBAKAN \u00dcN\u0130VERS\u0130TES\u0130 SOSYAL B\u0130L\u0130MLER ENST\u0130T\u00dcS\u00dc SOSYOLOJ\u0130 ANAB\u0130L\u0130M DALI SOSYOLOJ\u0130 B\u0130L\u0130M DALI MAL\u0130K B\u0130N NEB\u0130 ve AL\u0130YA \u0130ZZETBEGOV\u0130\u00c7\u2019TE MEDEN\u0130YET F\u0130KR\u0130 Meryem S\u00fcmeyye \u00d6ZBAYRAK Y\u00dcKSEK L\u0130SANS DANI\u015eMAN: Do\u00e7. Dr. Faruk KARAARSLAN KONYA-2022 T.C. NECMETT\u0130N ERBAKAN \u00dcN\u0130VERS\u0130TES\u0130 Sosyal Bilimler Enstit\u00fcs\u00fc Bilimsel Etik Sayfas\u0131 Ad\u0131 Soyad\u0131 Meryem S\u00fcmeyye \u00d6ZBAYRAK Numaras\u0131 18810301011 \u00d6\u011frencinin Ana Bilim \/ Bilim Dal\u0131 Sosyoloji\/ Sosyoloji Program\u0131 Tezli Y\u00fcksek Lisans X Tezin Ad\u0131 Doktora Malik Bin Nebi ve Aliya \u0130zzetbegovi\u00e7\u2019te K\u00fclt\u00fcr ve Medeniyet Fikri Bu tezin haz\u0131rlanmas\u0131nda bilimsel eti\u011fe ve akademik kurallara \u00f6zenle riayet edildi\u011fini, tez i\u00e7indeki b\u00fct\u00fcn bilgilerin etik davran\u0131\u015f ve akademik kurallar \u00e7er\u00e7evesinde elde edilerek sunuldu\u011funu, ayr\u0131ca tez yaz\u0131m kurallar\u0131na uygun olarak haz\u0131rlanan bu \u00e7al\u0131\u015fmada ba\u015fkalar\u0131n\u0131n eserlerinden yararlan\u0131lmas\u0131 durumunda bilimsel kurallara uygun olarak at\u0131f yap\u0131ld\u0131\u011f\u0131n\u0131 bildiririm. Meryem S\u00fcmeyye \u00d6ZBAYRAK i T.C. NECMETT\u0130N ERBAKAN \u00dcN\u0130VERS\u0130TES\u0130 Sosyal Bilimler Enstit\u00fcs\u00fc \u00d6ZET Ad\u0131 Soyad\u0131 Meryem S\u00fcmeyye \u00d6ZBAYRAK \u00d6\u011frencinin Numaras\u0131 18810301011 X Ana Bilim \/ Bilim Dal\u0131 Sosyoloji\/ Sosyoloji Program\u0131 Tezli Y\u00fcksek Lisans Doktora Tez Dan\u0131\u015fman\u0131 Do\u00e7. Dr. Faruk KARAARSLAN Malik Bin Nebi ve Aliya \u0130zzetbegovi\u00e7\u2019te K\u00fclt\u00fcr ve Medeniyet Fikri Tezin Ad\u0131 19. y\u00fczy\u0131lda askeri ve siyasi a\u00e7\u0131dan g\u00fcc\u00fcn\u00fc kaybetmi\u015f konumda bulunan M\u00fcsl\u00fcman toplumlar\u0131n ya\u015fad\u0131klar\u0131 bu durum \u0130slam d\u00fcnyas\u0131nda bir yenilenme ihtiyac\u0131n\u0131 beraberinde getirmi\u015ftir. Bir taraftan kendi kimliklerini muhafaza etme di\u011fer taraftan moderniteyle ve Bat\u0131yla kurulmas\u0131 gereken ili\u015fkiyi belirleme \u00e7abalar\u0131 modern M\u00fcsl\u00fcman d\u00fc\u015f\u00fcncenin \u00fczerine oturdu\u011fu zemini olu\u015fturmaktad\u0131r. Bu d\u00fc\u015f\u00fcnce d\u00fcnyas\u0131n\u0131n i\u00e7erisinden \u00e7\u0131km\u0131\u015f Malik Bin Nebi ve Aliya \u0130zzetbegovi\u00e7 modern d\u00fcnyada M\u00fcsl\u00fcmanca ya\u015fayabilmenin imkan\u0131n\u0131 arayan iki \u00f6nemli isimdir. Bu imk\u00e2n\u0131 kendi olu\u015fturduklar\u0131 d\u00fc\u015f\u00fcnce sistemati\u011fi temelinde tart\u0131\u015fan her iki d\u00fc\u015f\u00fcn\u00fcr bu \u00e7abalar\u0131n\u0131n merkezine k\u00fclt\u00fcr ve medeniyet mefhumlar\u0131n\u0131 yerle\u015ftirmi\u015ftir. Bin Nebi ve \u0130zzetbegovi\u00e7\u2019in bu problemi analiz etmek \u00fczere temel ald\u0131klar\u0131 k\u00fclt\u00fcr ve medeniyeti tan\u0131mlama bi\u00e7imleri ise farkl\u0131l\u0131k g\u00f6stermektedir. Bu \u00e7al\u0131\u015fman\u0131n temel konusunu bu farkl\u0131l\u0131klar olu\u015fturmaktad\u0131r. \u00c7al\u0131\u015fma Malik bin Nebi\u2019nin medeniyet kavramsalla\u015ft\u0131rmas\u0131 ile Aliya \u0130zzetbegovi\u00e7\u2019in medeniyet tan\u0131mlamas\u0131 aras\u0131ndaki ili\u015fki;","benzerlikler ve farkl\u0131l\u0131klara odaklanmaktad\u0131r. Bu farkl\u0131l\u0131klar iki m\u00fctefekkirin insan, toplum, teknik, ahlak ve sanat\u0131 tan\u0131mlama bi\u00e7imlerinde ortaya \u00e7\u0131kmaktad\u0131r. Bin Nebi t\u00fcm bu unsurlar\u0131 bir arada medeniyetin i\u00e7erisinde birbirini besleyici bir ili\u015fki bi\u00e7imi \u00fczerinden a\u00e7\u0131klarken; \u0130zzetbegovi\u00e7 bu unsurlar\u0131 birbirine z\u0131t ba\u011flamlarda k\u00fclt\u00fcr ve medeniyetin d\u00fcalist ili\u015fkisine ba\u011fl\u0131 olarak incelemektedir. Bin Nebi medeniyeti t\u00fcm ger\u00e7eklikleri i\u00e7erisine alan ku\u015fat\u0131c\u0131 bir kavram olarak kulland\u0131\u011f\u0131 i\u00e7in toplumsal bir d\u00fczen in\u015fas\u0131n\u0131 medeniyet in\u015fas\u0131 a\u00e7\u0131klamaktad\u0131r. Buna kar\u015f\u0131n \u0130zzetbegovi\u00e7, medeniyeti insan\u0131n maddi ihtiya\u00e7lar\u0131 neticesinde ortaya \u00e7\u0131kan bir aletler ve teknik tarihi olarak de\u011ferlendirdi\u011fi i\u00e7in onu insan\u0131 kendi ger\u00e7ekli\u011finden uzakla\u015ft\u0131rmas\u0131 nedeniyle ele\u015ftirmektedir. Bin Nebi\u2019de medeniyetle \u015fekillenmesi gereken bir alan olan k\u00fclt\u00fcr; \u0130zzetbegovi\u00e7\u2019te medeniyeti \u015fekillendirmesi gereken bir ger\u00e7eklik olarak kar\u015f\u0131l\u0131k bulmaktad\u0131r. Anahtar Kavramlar: Malik Bin Nebi, Aliya \u0130zzetbegovi\u00e7, Toplumsal De\u011fi\u015fim, Medeniyet, K\u00fclt\u00fcr. ii T.C. NECMETT\u0130N ERBAKAN \u00dcN\u0130VERS\u0130TES\u0130 Sosyal Bilimler Enstit\u00fcs\u00fc ABSTRACT Author\u2019 s Name and Surname Meryem S\u00fcmeyye \u00d6ZBAYRAK Student Number Department 18810301011 Sociology\/Sociology Study Programme Master\u2019s Degree (M.A.) X Doctoral Degree (Ph.D.) Supervisor Associate Professor Faruk KARAARSLAN The Idea of Culture and Civilization in Malik Bin Nebi and Aliya Izzetbegovi\u00e7 Title of the Thesis\/Dissertation This situation experienced by Muslim societies, which lost their military and political power in the 19th century, brought along the need for a renewal in the Islamic world. Efforts to preserve their own identity on the one hand, and to determine the relationship to be established with modernity and the West on the other, form the basis of modern Muslim thought. Malik Bin Nebi and Alija Izetbegovi\u0107, who came out of this world of thought, are two important names who seek the possibility of living as a Muslim in the modern world. Discussing this possibility on the basis of the thought system they created, both thinkers placed the notions of culture and civilization at the center of their efforts. The ways in which Bin Nebi and Izetbegovi\u0107 define the culture and civilization on which they base their analysis of this problem differ. These differences constitute the main subject of this study. The relationship between Malik Bin Nebi's conceptualization of civilization and Alija Izetbegovi\u0107's definition of civilization; focuses on similarities and differences. These differences emerge in the way the two thinkers define human, society, technique, morality and art. While Bin Nebi explains all these elements together in civilization through a form of nourishing relationship; Izetbegovi\u0107 examines these elements in contrasting contexts, depending on the dualist relationship of culture and civilization. Since Bin Nebi uses civilization as an encompassing concept that includes all realities, the construction of a civilization explains the construction of a social order. On the other hand, Izetbegovi\u0107 criticizes civilization as it is a tool and technical history that emerged as a result of man's material needs, and because it alienates man from his own reality. Culture, which is an area that needs to be shaped by civilization in Bin Nebi; In Izetbegovi\u0107, it finds a response as a reality that should shape civilization. Keywords: Malek Ben Nabi, Alija Izetbegovi\u0107, Civilization, Culture, Social Change. iii \u0130\u00c7\u0130NDEK\u0130LER \u00d6ZET ..................................................................................................................................... i","ABSTRACT ......................................................................................................................... ii \u0130\u00c7\u0130NDEK\u0130LER .................................................................................................................... iii \u00d6NS\u00d6Z ..................................................................................................................................v G\u0130R\u0130\u015e .....................................................................................................................................1 B\u0130R\u0130NC\u0130 B\u00d6L\u00dcM MAL\u0130K B\u0130N NEB\u0130'DE MEDEN\u0130YET 1.1. Malik Bin Nebi\u2019nin Hayat\u0131 ve D\u00fc\u015f\u00fcnce D\u00fcnyas\u0131n\u0131n Olu\u015fumu................................. 5 1.2. Malik Bin Nebi\u2019nin D\u00fc\u015f\u00fcncelerinin Genel \u00c7er\u00e7evesi ............................................. 12 1.2.1. Malik Bin Nebi\u2019nin K\u00fclt\u00fcr Anlay\u0131\u015f\u0131................................................................. 12 1.2.1.1. Toplumsal Bir \u00c7evre Olarak K\u00fclt\u00fcr .......................................................... 14 1.2.1.2. Tarihsel Bir Unsur Olarak K\u00fclt\u00fcr .............................................................. 17 1.2.1.3 K\u00fclt\u00fcr\u00fcn Pedagojik \u0130\u00e7eri\u011fi.......................................................................... 21 1.2.1.3.1 Ahlak.................................................................................................... 22 1.2.1.3.2 Estetik ve Sanat.................................................................................... 25 1.2.1.3.3. Pratik Mant\u0131k ...................................................................................... 27 1.2.1.3.4 Bilim ve Teknik ................................................................................... 28 1.3. Malik Bin Nebi\u2019de Medeniyet Fikri ........................................................................ 30 1.3.2. Malik Bin Nebi\u2019nin Medeniyet Kavramsalla\u015ft\u0131rmas\u0131....................................... 33 1.3.3. Malik Bin Nebi\u2019ye G\u00f6re Medeniyetin Temel Unsurlar\u0131................................... 36 1.3.3.1 \u0130nsan Meselesi ............................................................................................ 37 1.3.3.2. Toprak Meselesi......................................................................................... 41 1.3.3.3. Zaman Meselesi ......................................................................................... 43 1.3.3.4. Dini D\u00fc\u015f\u00fcnce ............................................................................................. 46 1.3.4. Medeniyetin \u00dc\u00e7 Evreni..................................................................................... 49 1.3.4.1. Fikirler Evreni (D\u00fc\u015f\u00fcnceler D\u00fcnyas\u0131)........................................................ 50 1.3.4.2. \u015eah\u0131slar Evreni (Ki\u015filer D\u00fcnyas\u0131) .............................................................. 53 1.3.4.3. \u015eeyler Evreni (Nesneler D\u00fcnyas\u0131) ............................................................. 55 1.3.4.4. Toplumsal \u0130li\u015fkiler A\u011f\u0131.............................................................................. 57 1.3.5. Malik Bin Nebi\u2019de Toplumsal De\u011fi\u015fim ve Medeniyet S\u00fcreci ......................... 61 1.3.5.1. Medeniyetin D\u00f6nemleri ............................................................................. 63 1.3.5.1.1. Medeniyet \u00d6ncesi D\u00f6nem .................................................................. 65 1.3.5.1.2. Medenile\u015fme D\u00f6nemi ......................................................................... 66 1.3.5.1.2.1 Ruhi Evre (Medeniyetin Do\u011fu\u015f ve Ruhi Y\u00fckseli\u015f Evresi) ........... 66 1.3.5.1.2.2 Akli Evre (Yay\u0131lma ve Geni\u015fleme A\u015famas\u0131)................................ 70 1.3.5.1.2.3 \u0130\u00e7g\u00fcd\u00fcsel Evre (Gerileme ve \u00c7\u00f6k\u00fc\u015f)............................................ 71 1.3.5.1.3. Medenile\u015fme Sonras\u0131 D\u00f6nem ............................................................. 72 1.3.6. S\u00f6m\u00fcrgecilik ve S\u00f6m\u00fcr\u00fcye M\u00fcsait Olma Durumu .......................................... 74 iv \u0130K\u0130NC\u0130 B\u00d6L\u00dcM AL\u0130YA \u0130ZZETBEGOV\u0130\u00c7'TE MEDEN\u0130YET 2.1. Aliya \u0130zzetbegovi\u00e7\u2019in Hayat\u0131 ve D\u00fc\u015f\u00fcnce D\u00fcnyas\u0131n\u0131n Olu\u015fumu ............................ 79 2.2. Aliya \u0130zzetbegovi\u00e7\u2019in D\u00fc\u015f\u00fcncesinin Genel \u00c7er\u00e7evesi............................................. 87 2.2.1. \u0130nsan Meselesi .................................................................................................. 87 2.2.2. K\u00fclt\u00fcr ve Medeniyet D\u00fcalizmi ......................................................................... 91 2.2.2.1. Sanat ve Teknik ......................................................................................... 98 2.2.2.2. Dram ve \u00dctopya....................................................................................... 107 2.2.2.3. Ahlak ve Siyaset ...................................................................................... 111","2.2.2.4. Topluluk ve Toplum ................................................................................ 121 2.2.2.5. Meditasyon ve E\u011fitim.............................................................................. 123 2.3. \u0130slam ve \u00dc\u00e7\u00fcnc\u00fc Yol Aray\u0131\u015f\u0131................................................................................. 127 2.3.1. Orta Yol Olarak \u0130slam..................................................................................... 127 2.3.2 \u0130slam R\u00f6nesans\u0131: \u0130slam K\u00fclt\u00fcr\u00fcne Ba\u011fl\u0131 \u0130slam Medeniyeti ............................ 133 2.3.2.1 K\u00fclt\u00fcrel Yenilenme................................................................................... 136 2.3.2.2 Medeniyetin Geli\u015fimi ............................................................................... 140 \u00dc\u00c7\u00dcNC\u00dc B\u00d6L\u00dcM MAL\u0130K B\u0130N NEB\u0130 ve AL\u0130YA \u0130ZZETBEGOV\u0130\u00c7'TE MEDEN\u0130YET KAR\u015eILA\u015eTIRMASI 3.1. Mukayeseli Bir Analiz: Malik Bin Nebi ve Aliya \u0130zzetbegovi\u00e7\u2019te Medeniyet ..... 148 3.1.1. Toplumsal De\u011fi\u015fimin ve Tarihin Y\u00f6n\u00fc .......................................................... 150 3.1.2. Toplumsal De\u011fi\u015fimin Temel Unsuru: \u0130nsan................................................... 153 3.1.2.1. Toplumsal Bir Varl\u0131k Olarak \u0130nsan ve Ahlaki Bir Varl\u0131k Olarak \u0130nsan.. 155 3.1.3. Toplum Meselesi: Sosyal \u0130li\u015fkiler A\u011f\u0131 ve Kitle Toplumu.............................. 159 3.1.4. \u0130ki Farkl\u0131 Ahlak Tan\u0131m\u0131: Sosyal Ya\u015fam Temelinde Ahlak ve Ontolojik Bir Tecr\u00fcbe Olarak Ahlak............................................................................................... 166 3.1.5. Tekni\u011fe Dair G\u00f6r\u00fc\u015fleri ................................................................................... 172 3.1.6. D\u00fc\u015f\u00fcnceyi ve Eylemi Etkileyen Bir Unsur Olarak Estetik ve Varl\u0131kla Hakiki Bir \u0130li\u015fki Bi\u00e7imi Olu\u015fturan Sanat ............................................................................. 177 3.1.7. Modern Medeniyet Analizi ve Ele\u015ftirisi......................................................... 182 3.1.8. \u0130slami Yenilenme \u00dczerine D\u00fc\u015f\u00fcnceler ........................................................... 187 3.1.8.1 M\u00fcsl\u00fcmanlar\u0131n Bat\u0131 Medeniyeti Kar\u015f\u0131s\u0131ndaki Pozisyonu: Geri Kalm\u0131\u015fl\u0131k ve S\u00f6m\u00fcr\u00fclebilirlik .................................................................................................... 187 3.1.8.2 Hareketsizli\u011fin Temel Nedeni: \u0130nan\u00e7 ve Pratikte B\u00f6l\u00fcnm\u00fc\u015f \u0130nsan Sorunu .............................................................................................................................. 192 3.1.8.3 \u0130slami Yeniden Do\u011fu\u015f .............................................................................. 196 3.1.8.3.1. \u00d6ze D\u00f6n\u00fc\u015f Fikri................................................................................ 198 3.1.8.3.2. D\u00fc\u015f\u00fcncesini Hareketine Ula\u015ft\u0131rabilen \u0130nsan Meselesi...................... 202 3.1.8.3.2 \u0130nsan Meselesinin \u00c7\u00f6z\u00fcm\u00fc Olarak \u0130nsan\u0131n Yeti\u015ftirilmesi ve E\u011fitim 207 3.1.8.4 \u0130slami Yenilenme: Bir K\u00fclt\u00fcr \u0130n\u015fas\u0131 m\u0131 Bir Medeniyet \u0130hyas\u0131 m\u0131?.......... 212 SONU\u00c7........................................................................................................................... ...217 KAYNAK\u00c7A ....................................................................................................................222 v \u00d6NS\u00d6Z Malik Bin Nebi ve Aliya \u0130zzetbegovi\u00e7 toplum, tarih, ahlak, teknik, siyaset gibi pek \u00e7ok alanda \u00f6nemli ve \u00f6zg\u00fcn d\u00fc\u015f\u00fcnceler \u00fcretmi\u015f iki \u00f6nemli fikir adam\u0131d\u0131r. \u0130ki m\u00fctefekkirin d\u00fc\u015f\u00fcncelerinin ortaya koyulmas\u0131 d\u00fc\u015f\u00fcnce d\u00fcnyam\u0131z i\u00e7in olduk\u00e7a \u00f6nemlidir. Bu \u00e7al\u0131\u015fma iki d\u00fc\u015f\u00fcn\u00fcr\u00fcn g\u00f6r\u00fc\u015flerinin d\u00fc\u015f\u00fcnce d\u00fcnyam\u0131zda tart\u0131\u015f\u0131lmas\u0131na m\u00fctevazi bir katk\u0131 sa\u011flama d\u00fc\u015f\u00fcncesiyle ortaya \u00e7\u0131km\u0131\u015ft\u0131r. Bu \u00e7al\u0131\u015fma boyunca \u00f6nerileri ve g\u00f6r\u00fc\u015fleriyle beni y\u00f6nlendiren, bana destek olan, bilgilerini ve tecr\u00fcbelerini esirgemeyen ve akademik alanda yeti\u015fmemde b\u00fcy\u00fck eme\u011fi olan dan\u0131\u015fman\u0131m Do\u00e7. Dr. Faruk KARAARSLAN\u2019a te\u015fekk\u00fcr\u00fc bir bor\u00e7 bilirim. Yan\u0131 s\u0131ra \u00e7al\u0131\u015fman\u0131n ba\u015f\u0131ndan sonuna kadar bana yol g\u00f6steren, tak\u0131ld\u0131\u011f\u0131m t\u00fcm zamanlarda fikirlerini esirgemeyen, g\u00f6r\u00fc\u015fleriyle beni bu yolda cesaretlendiren ve akademik alanda yeti\u015fmemde bir ba\u015fka b\u00fcy\u00fck eme\u011fi olan Prof. Dr. Mahmut Hakk\u0131 AKIN\u2019a m\u00fcte\u015fekkirim. T\u00fcm e\u011fitim hayat\u0131m boyunca beni her zaman destekleyen ve yan\u0131mda olan aileme ne kadar te\u015fekk\u00fcr etsem az olacakt\u0131r. Desteklerini her zaman hissetti\u011fim annem, babam, ablalar\u0131m ve karde\u015fime sonsuz te\u015fekk\u00fcr ederim. Bu s\u00fcre\u00e7te manevi desteklerini her zaman","hissetti\u011fim \u00e7al\u0131\u015fma arkada\u015flar\u0131m Ar\u015f. G\u00f6r. Behiye TA\u015eER, Ar\u015f. G\u00f6r. Deniz ER\u00c7AVU\u015e, \u00d6\u011fr. G\u00f6r. Dr. Dilek ERKMEN ve Dr. \u00d6\u011fr. \u00dcyesi Fehminaz \u00c7ABUK\u2019a minnettar\u0131m. Ayn\u0131 zamanda bu s\u00fcre\u00e7te benimle s\u0131k\u0131nt\u0131lar\u0131m\u0131 payla\u015fan, birlikte yol ald\u0131\u011f\u0131m dostlar\u0131m Fatma AYTEK\u0130N, Merve \u015eEN, Gizem Ay\u015fe AK\u00c7AY, Naciye BAKIRTA\u015e\u2019a ve di\u011fer arkada\u015flar\u0131ma destekleri i\u00e7in te\u015fekk\u00fcr ederim. 1 G\u0130R\u0130\u015e Medeniyet, kullan\u0131lmaya ba\u015fland\u0131\u011f\u0131 tarihten itibaren pek \u00e7ok alanda tart\u0131\u015f\u0131lan \u00f6nemli kavramlardan birisidir. Tart\u0131\u015fmalar\u0131n merkezinde yer almas\u0131na ra\u011fmen medeniyetin herkes i\u00e7in kabul edilen ortak bir tan\u0131m\u0131na ula\u015fmak m\u00fcmk\u00fcn de\u011fildir. Onun bu \u00e7e\u015fitlili\u011fi ve belirsizli\u011fi kavram\u0131n tarihsel s\u00fcre\u00e7te de\u011fi\u015fen anlam\u0131 ve i\u00e7eri\u011fiyle ilgilidir. Bununla birlikte kavram\u0131n k\u00fclt\u00fcrle olan yak\u0131n ili\u015fkisi hemen herkes taraf\u0131ndan kabul edilmektedir. Medeniyet ve k\u00fclt\u00fcr aras\u0131nda kurulan bu yak\u0131n ili\u015fkinin temel sebebi- aralar\u0131nda bir fark olsa bile- iki kavram\u0131n da genel olarak insan topluluklar\u0131n\u0131n sosyal alanda yap\u0131p etmelerini, olu\u015fturduklar\u0131 t\u00fcm sosyal unsurlar\u0131 kar\u015f\u0131layan ger\u00e7eklikler olmalar\u0131d\u0131r. \u00c7a\u011fda\u015f \u0130slami d\u00fc\u015f\u00fcnce i\u00e7erisinde de medeniyet kavram\u0131 olduk\u00e7a \u00f6nemli bir yerde bulunmaktad\u0131r. Kavram\u0131n \u0130slam d\u00fc\u015f\u00fcncesi a\u00e7\u0131s\u0131ndan \u00f6nemi M\u00fcsl\u00fcman toplumlarda medeniyet kavram\u0131n\u0131n ve onunla birlikte k\u00fclt\u00fcr tart\u0131\u015fmalar\u0131n\u0131n ortaya \u00e7\u0131k\u0131\u015f hikayesiyle ve kavram\u0131n sosyo tarihsel durumuyla ili\u015fkilidir. Toplumsal bir d\u00fczeni ifade etmek \u00fczere daha \u00f6nce M\u00fcsl\u00fcman d\u00fcnyada farkl\u0131 kavramlarla ifade edilmekle birlikte medeniyet kelimesi ilk defa M\u00fcsl\u00fcman d\u00fcnyaya 19. Y\u00fczy\u0131lda Bat\u0131l\u0131la\u015fma tart\u0131\u015fmalar\u0131yla girmi\u015ftir. Medeniyet bu tart\u0131\u015fmalarda bir yandan M\u00fcsl\u00fcmanlar\u0131n mevcut kimli\u011fini koruyup di\u011fer taraftan Bat\u0131dan al\u0131nmas\u0131 gerekenin ne oldu\u011funu belirlemek \u00fczere k\u00fclt\u00fcr kavram\u0131yla birlikte Bat\u0131l\u0131la\u015fma meselesinin merkezinde yer almaktad\u0131r. Bu nedenle bu kavramlar M\u00fcsl\u00fcman d\u00fc\u015f\u00fcncenin \u00f6nemli kavramlar\u0131ndand\u0131r. Medeniyet ve k\u00fclt\u00fcr kavramlar\u0131 M\u00fcsl\u00fcman d\u00fc\u015f\u00fcncede \u00e7e\u015fitli ba\u011flamlarda tan\u0131mlanan; kullanan hemen herkesin kendi d\u00fc\u015f\u00fcncesine ba\u011fl\u0131 olarak farkl\u0131 tan\u0131mlad\u0131\u011f\u0131 bir i\u00e7eri\u011fe sahiptir. Bu durum ilk bak\u0131\u015fta olumsuz bir durum gibi g\u00f6r\u00fcnse de asl\u0131nda toplumsal bir analizi m\u00fcmk\u00fcn k\u0131lan bu kavramlar\u0131n farkl\u0131 \u015fekilde kullan\u0131lmas\u0131 farkl\u0131 toplumsal analizlere imk\u00e2n sa\u011flamaktad\u0131r. Bu nedenle k\u00fclt\u00fcr ve medeniyet tart\u0131\u015fmalar\u0131 M\u00fcsl\u00fcman toplumlar\u0131n analizi ve toplumsal yap\u0131s\u0131n\u0131n \u00e7\u00f6z\u00fcmlenmesi i\u00e7in olduk\u00e7a \u00f6nemli iki kavram olarak kar\u015f\u0131m\u0131za \u00e7\u0131kmaktad\u0131r. Yan\u0131 s\u0131ra teknik geli\u015fmi\u015fli\u011fi ve ilerlemeyi i\u00e7eren medeniyet kavram\u0131n\u0131n modern d\u00f6nemde teknik ve insan ili\u015fkisine, insan\u0131n konumuna ve toplumsal de\u011fi\u015fim meselelerine y\u00f6nelik tart\u0131\u015fmalar\u0131 i\u00e7ermesi medeniyet kavram\u0131yla modern d\u00f6neme ili\u015fkin farkl\u0131 analizlere de imk\u00e2n sa\u011flamaktad\u0131r. 2 Var olan medeniyet ve k\u00fclt\u00fcr tan\u0131mlamalar\u0131 ve bu tan\u0131mlamalara ba\u011fl\u0131 olarak iki ger\u00e7eklik aras\u0131nda kurulan ili\u015fki modern d\u00fcnyada mevcut bunal\u0131ml\u0131 durum i\u00e7in yeni bir \u015fey \u00fcretememektedir. Genellikle geli\u015fmi\u015fli\u011fin maddi ilerleme oldu\u011fu fikri \u00fczerine kurulu olan medeniyet ve k\u00fclt\u00fcr anlamland\u0131rmalar\u0131 bir toplumun geli\u015fmi\u015f olmas\u0131n\u0131n \u00f6l\u00e7\u00fct\u00fcn\u00fcn o toplumun maddi \u00fcr\u00fcnlerinin, unsurlar\u0131n\u0131n geli\u015fmi\u015f olmas\u0131 oldu\u011fu fikrine dayan\u0131r. Maddi ve manevi olanla ili\u015fkinin yeniden kurgulanmas\u0131 ve modern d\u00fcnyadaki bunal\u0131ml\u0131 duruma bir \u00e7\u00f6z\u00fcm yolu sunmak i\u00e7in bu kavramlar\u0131n tart\u0131\u015f\u0131lmas\u0131 gerekmektedir. K\u00fclt\u00fcr ve medeniyet tart\u0131\u015fmalar\u0131na iki farkl\u0131 co\u011frafyadan ortak bir gayeyle katk\u0131 sa\u011flayan ve kendi ya\u015fad\u0131klar\u0131 toplumlar\u0131n tecr\u00fcbelerini bu tart\u0131\u015fmalara dahil eden Malik Bin Nebi ve Aliya \u0130zzetbegovi\u00e7 bu tart\u0131\u015fmalarda \u00f6nemli bir yerde bulunmaktad\u0131r. Bin Nebi ve","\u0130zzetbegovi\u00e7 var olan medeniyet ve k\u00fclt\u00fcr ili\u015fkisinin d\u00fcnyaya ve insanl\u0131\u011fa art\u0131k hi\u00e7bir \u015fey sunmad\u0131\u011f\u0131na vurgu yaparak k\u00fclt\u00fcr ve medeniyet ili\u015fkisini yeni bir ba\u011flama ta\u015f\u0131m\u0131\u015f ve k\u00fclt\u00fcr ve medeniyeti farkl\u0131 olarak tan\u0131mlayarak insanl\u0131\u011fa yeni \u015feyler sunabilmenin imkan\u0131n\u0131 aram\u0131\u015ft\u0131r. K\u00fclt\u00fcr ve medeniyeti iki farkl\u0131 zeminden tan\u0131mlayan bu isimler bu kavramlarla M\u00fcsl\u00fcman d\u00fcnyaya ve modern d\u00f6neme ili\u015fkin analizlerde \u00f6zg\u00fcn d\u00fc\u015f\u00fcnceler \u00fcretmi\u015flerdir. M\u00fcsl\u00fcman toplumlar\u0131 analiz etmek ve modern d\u00f6nemde M\u00fcsl\u00fcman d\u00fcnyada ya\u015fanan problemlere \u00e7\u00f6z\u00fcmler \u00fcretebilmek iki m\u00fctefekkirin de kavramlar\u0131 kullanma zeminini olu\u015fturmaktad\u0131r. Bin Nebi ve \u0130zzetbegovi\u00e7\u2019in toplumsal sorunlara kay\u0131ts\u0131z kalmamas\u0131 ve hayat\u0131 anlamland\u0131rma \u00e7abalar\u0131 onlar\u0131n sosyolojik ve felsefi ilgilerini artt\u0131rm\u0131\u015ft\u0131r. \u0130nsan\u0131n ne oldu\u011fu, hayat\u0131n amac\u0131n\u0131n ne oldu\u011fu gibi sorular temelinde d\u00fc\u015f\u00fcncelerini olu\u015fturan \u0130zzetbegovi\u00e7 ve tarihsel de\u011fi\u015fimin temel karakteristiklerine odaklanan Bin Nebi d\u00fc\u015f\u00fcncelerini bu meraklar temelinde \u015fekillendirmi\u015ftir. Do\u011fu ve Bat\u0131 d\u00fc\u015f\u00fcncesinin \u00f6nemli pek \u00e7ok ismine ili\u015fkin yapt\u0131klar\u0131 okumalarla kendi d\u00f6nemlerinde M\u00fcsl\u00fcmanlar\u0131n ya\u015fad\u0131klar\u0131 tecr\u00fcbeleri harmanlama becerileri iki m\u00fctefekkirin sosyolojik ve felsefi birikimlerinin derinliklerini g\u00f6stermektedir. Bin Nebi ve \u0130zzetbegovi\u00e7\u2019in M\u00fcsl\u00fcman toplumlar\u0131n kendi toplumsal yap\u0131lanmas\u0131na, sosyal ili\u015fkilerine ve mevcut durumlar\u0131na y\u00f6nelik analizleri M\u00fcsl\u00fcmanlar\u0131n kendi toplumlar\u0131na y\u00f6nelik olu\u015fturabilecekleri bir sosyolojinin imkan\u0131na zemin olu\u015fturmas\u0131 a\u00e7\u0131s\u0131ndan da olduk\u00e7a \u00f6nemlidir. Sadece Bat\u0131 d\u00fc\u015f\u00fcncesinin \u00f6nemsendi\u011fi modern d\u00f6nemde M\u00fcsl\u00fcman toplumlar\u0131n durumlar\u0131 ve sorunlar\u0131 \u00fczerine kendi 3 toplumlar\u0131ndan yap\u0131lan \u00e7\u00f6z\u00fcmlemeler bu toplumlar i\u00e7in sa\u011fl\u0131kl\u0131 bir analize imk\u00e2n sa\u011flamaktad\u0131r. \u0130ki m\u00fctefekkirin ya\u015fad\u0131klar\u0131 \u00e7a\u011f\u0131n sorunlar\u0131n\u0131 ve M\u00fcsl\u00fcman toplumlar\u0131n problemlerini ele al\u0131rken toplumsal bir analiz ger\u00e7ekle\u015ftirmektedir. Onlar\u0131n t\u00fcm meseleleri \u0130slami yeniden do\u011fu\u015f \u00e7er\u00e7evesinde ele almalar\u0131 ve toplumsal bir de\u011fi\u015fim fikri ortaya koyma \u00e7abalar\u0131 toplumsal alana dair \u00f6nemli d\u00fc\u015f\u00fcnceler ortaya koymalar\u0131n\u0131 m\u00fcmk\u00fcn k\u0131lm\u0131\u015ft\u0131r. Modern d\u00f6nemde insana, tekni\u011fe, ahlaka dair g\u00f6r\u00fc\u015fler ortaya koyarken M\u00fcsl\u00fcmanlar\u0131n bunlarla olan ili\u015fkilerini a\u00e7\u0131klamak esas\u0131nda toplumsal bir analiz yapmak demektir. Bu nedenle toplumsal alana ili\u015fkin bu d\u00fc\u015f\u00fcnceleri onlar\u0131n sosyoloji alan\u0131nda \u00e7al\u0131\u015f\u0131lmas\u0131n\u0131 \u00f6nemli k\u0131lmaktad\u0131r. Bin Nebi ve \u0130zzetbegovi\u00e7 akademik alana dahil edilip d\u00fc\u015f\u00fcnceleri tart\u0131\u015f\u0131lmas\u0131 gereken iki \u00f6nemli d\u00fc\u015f\u00fcn\u00fcrd\u00fcr. K\u00fclt\u00fcr ve medeniyet kavramlar\u0131yla M\u00fcsl\u00fcman toplumlar\u0131n\u0131n analizini yapan ve toplumsal alana ili\u015fkin \u00f6zg\u00fcn analizler ortaya koyan Bin Nebi ve \u0130zzetbegovi\u00e7\u2019in bu analizlerini ele almak ve ikisi aras\u0131nda bu kavramlar\u0131 kullanma bi\u00e7imine ba\u011fl\u0131 benzerlikleri ve farkl\u0131l\u0131klar\u0131 ortaya koymak bu \u00e7al\u0131\u015fman\u0131n konusunu olu\u015fturmaktad\u0131r. \u00c7al\u0131\u015fma Bin Nebi ve \u0130zzetbegovi\u00e7\u2019in medeniyeti tan\u0131mlama bi\u00e7imlerini analiz etmeye ve iki m\u00fctefekkirin bu kavramlar\u0131 kullan\u0131rken temel ald\u0131\u011f\u0131 ger\u00e7eklikleri kar\u015f\u0131la\u015ft\u0131rmaya odaklanmaktad\u0131r. Bu ba\u011flamda \u00fc\u00e7 b\u00f6l\u00fcmden olu\u015fan \u00e7al\u0131\u015fman\u0131n Malik bin Nebi\u2019de Medeniyet ba\u015fl\u0131\u011f\u0131 ta\u015f\u0131yan ilk b\u00f6l\u00fcm\u00fcnde, Bin Nebi\u2019nin kurucu bir kavram olarak kurgulad\u0131\u011f\u0131 medeniyeti tan\u0131mlama bi\u00e7imine odaklan\u0131lmaktad\u0131r. Bu ba\u011flamda \u00f6ncelikle Bin Nebi\u2019nin ya\u015fam hikayesine yer verilerek onun d\u00fc\u015f\u00fcnce d\u00fcnyas\u0131n\u0131n olu\u015fumu \u00fczerine etki eden hususlar ele al\u0131nm\u0131\u015ft\u0131r. Sonras\u0131nda Bin Nebi\u2019nin d\u00fc\u015f\u00fcncelerinde medeniyeti anlamland\u0131rma bi\u00e7imini a\u00e7\u0131klamak \u00fczere m\u00fctefekkirin medeniyetle ili\u015fki kurdu\u011fu ger\u00e7eklikler ve kendi teorisinin \u00f6zg\u00fcn kavramsalla\u015ft\u0131rmalar\u0131na odaklan\u0131lm\u0131\u015ft\u0131r. M\u00fctefekkir medeniyet denklemi, \u00fczerine \u015fekillendi\u011fi insan, toprak ve zaman denklemi, medeniyet ve toplumsal de\u011fi\u015fim aras\u0131nda kurulan ili\u015fki bu b\u00f6l\u00fcmde ele al\u0131nm\u0131\u015ft\u0131r. \u00c7al\u0131\u015fman\u0131n Aliya \u0130zzetbegovi\u00e7\u2019te Medeniyet isimli ikinci b\u00f6l\u00fcm\u00fcnde \u00e7al\u0131\u015fman\u0131n konusunu olu\u015fturan bir di\u011fer d\u00fc\u015f\u00fcn\u00fcr Aliya \u0130zzetbegovi\u00e7\u2019in medeniyete dair d\u00fc\u015f\u00fcnceleri incelenmi\u015ftir.","D\u00fc\u015f\u00fcnce d\u00fcnyas\u0131n\u0131n olu\u015fumunu anlamak \u00fczere \u00f6ncelikle m\u00fctefekkirin hayat hikayesine yer verilmi\u015ftir. Sonras\u0131nda \u0130zzetbegovi\u00e7\u2019in medeniyeti tan\u0131mlama bi\u00e7imine odaklan\u0131lm\u0131\u015f ve medeniyet ve k\u00fclt\u00fcr aras\u0131nda \u00f6ng\u00f6rd\u00fc\u011f\u00fc ili\u015fki a\u00e7\u0131\u011fa \u00e7\u0131kar\u0131lmaya 4 \u00e7al\u0131\u015f\u0131lm\u0131\u015ft\u0131r. Bu ba\u011flamda dram ve \u00fctopya, ahlak ve siyaset, sanat ve teknik gibi ba\u015fl\u0131klarla onun d\u00fc\u015f\u00fcncesinin k\u00fclt\u00fcr ve medeniyet tan\u0131m\u0131na ba\u011fl\u0131 olarak olu\u015fan d\u00fcalist ger\u00e7eklikler a\u00e7\u0131klanm\u0131\u015ft\u0131r. \u00dc\u00e7\u00fcnc\u00fc yol ba\u015fl\u0131kl\u0131 k\u0131s\u0131mda bu mefhumlar temelinde \u0130slam anlay\u0131\u015f\u0131na ve M\u00fcsl\u00fcman toplumlara y\u00f6nelik analizlerine yer verilerek toplumsal de\u011fi\u015fim i\u00e7in m\u00fctefekkirin \u00f6ng\u00f6rd\u00fc\u011f\u00fc yol belirlenmeye \u00e7al\u0131\u015f\u0131lm\u0131\u015ft\u0131r. Tezin Malik Bin Nebi ve Aliya \u0130zzetbegovi\u00e7\u2019te Medeniyet Kar\u015f\u0131la\u015ft\u0131rmas\u0131 isimli son b\u00f6l\u00fcm\u00fcnde iki m\u00fctefekkirin medeniyeti tan\u0131mlama \u015fekilleri aras\u0131nda kar\u015f\u0131la\u015ft\u0131r\u0131lmal\u0131 bir analiz yap\u0131lmaya \u00e7al\u0131\u015f\u0131lm\u0131\u015ft\u0131r. Bu ba\u011flamda bin Nebi ve \u0130zzetbegovi\u00e7\u2019in d\u00fc\u015f\u00fcncelerinde medeniyetin kar\u015f\u0131la\u015ft\u0131r\u0131lmas\u0131n\u0131 ger\u00e7ekle\u015ftirmek \u00fczere iki m\u00fctefekkirin de medeniyet temelinde ele ald\u0131klar\u0131 benzer temalar belirlenmi\u015ftir. Toplumsal ve tarihsel de\u011fi\u015fimi inceleme \u015fekilleri ve bu ba\u011flamda toplum ve tarih anlay\u0131\u015flar\u0131, teknik meselesini ele alma ve Bat\u0131y\u0131 de\u011ferlendirme \u015fekilleri, ahlak ve dine bak\u0131\u015f a\u00e7\u0131lar\u0131, sanat\u0131 de\u011ferlendirme bi\u00e7imleri ve \u0130slam d\u00fcnyas\u0131na y\u00f6nelik analizleri bu temalar\u0131 olu\u015fturmaktad\u0131r. Bu meseleler \u00fczerinden iki m\u00fctefekkirin medeniyeti ve k\u00fclt\u00fcr\u00fc anlama ve tan\u0131mlama bi\u00e7imleri aras\u0131ndaki benzerlikler, farkl\u0131l\u0131klar belirlenmeye ve analiz edilmeye \u00e7al\u0131\u015f\u0131lm\u0131\u015ft\u0131r. Meryem S\u00fcmeyye MAL\u0130K B\u0130N NEB\u0130 ve AL\u0130YA \u0130ZZETBEGOV\u0130\u00c7\u2019TE MEDEN\u0130YET F\u0130KR\u0130 Meryem S\u00fcmeyye \u00d6ZBAYRA pubhtml5.com\/hrft\/ybzf\/basic\/51-100 ademcelik032 79 \u0130K\u0130NC\u0130 B\u00d6L\u00dcM AL\u0130YA \u0130ZZETBEGOV\u0130\u00c7\u2019TE MEDEN\u0130YET 2.1. Aliya \u0130zzetbegovi\u00e7\u2019in Hayat\u0131 ve D\u00fc\u015f\u00fcnce D\u00fcnyas\u0131n\u0131n Olu\u015fumu Aliya \u0130zzetbegovi\u00e7 1925 y\u0131l\u0131nda Yugoslavya Krall\u0131\u011f\u0131na ba\u011fl\u0131 Bosna Hersek\u2019in Bosanski Samats \u015fehrinde d\u00fcnyaya gelmi\u015ftir. \u0130ki y\u0131l sonra annesi, babas\u0131 ve alt\u0131 karde\u015fiyle Saraybosna\u2019ya ta\u015f\u0131nm\u0131\u015f ve ilkokul e\u011fitimini Saraybosna\u2019da tamamlam\u0131\u015ft\u0131r. Lise e\u011fitimini de Saraybosna\u2019da devam etmi\u015f ve kom\u00fcnist hareketin g\u00fc\u00e7l\u00fc oldu\u011fu Birinci Erkek Lisesinde tamamlam\u0131\u015ft\u0131r. Bu y\u0131llarda kom\u00fcnist ve ateist kitaplar okudu\u011fundan bahseden \u0130zzetbegovi\u00e7 (2020c: 24) lise y\u0131llar\u0131nda inanc\u0131yla ilgili teredd\u00fctler ya\u015fad\u0131\u011f\u0131n\u0131 da ifade etmektedir. Okudu\u011fu kitaplarla Tanr\u0131n\u0131n varl\u0131\u011f\u0131yla ilgili \u015f\u00fcpheye d\u00fc\u015fm\u00fc\u015f fakat bu sorgulamalar\u0131 neticesinde dinin anlam\u0131n\u0131 yeniden ke\u015ffederek, \u0130slami inanca geri d\u00f6nm\u00fc\u015ft\u00fcr. \u201c\u2026 Tanr\u0131n\u0131n olmad\u0131\u011f\u0131 bir kainat bana manas\u0131z geliyordu\u201d diyen \u0130zzetbegovi\u00e7 bilin\u00e7li bir sorgulamayla ve daha g\u00fc\u00e7l\u00fc bir inan\u00e7la \u0130slam anlay\u0131\u015f\u0131n\u0131 yeniden olu\u015fturmu\u015ftur. B\u00f6ylelikle k\u00fc\u00e7\u00fck ya\u015flar\u0131nda ailesinin etkisiyle benimsedi\u011fi dini inanc\u0131 bilin\u00e7li bir boyut kazanm\u0131\u015ft\u0131r. Ayn\u0131 zamanda","bu sorgulamalar\u0131nda dinin ana mesaj\u0131n\u0131 sorumluluk oldu\u011funa dikkat \u00e7ekmesi \u0130zzetbegovi\u00e7\u2019in o y\u0131llardan itibaren \u0130slami d\u00fc\u015f\u00fcncede ahlaki mesaja yapt\u0131\u011f\u0131 vurgunun temelini olu\u015fturmaktad\u0131r. 1940\u2019l\u0131 y\u0131llarda, lise d\u00f6neminde \u0130zzetbegovi\u00e7\u2019in bir tak\u0131m gen\u00e7lik birliklerine kat\u0131lmaya ba\u015flad\u0131\u011f\u0131 g\u00f6r\u00fclmektedir. 1941 y\u0131l\u0131nda \u00fcniversite ve lise \u00f6\u011frencilerinin fikirsel faaliyetler y\u00fcr\u00fctt\u00fc\u011f\u00fc Gen\u00e7 M\u00fcsl\u00fcmanlar (Mladi Muslimani) isimli bir birli\u011fe kat\u0131lm\u0131\u015ft\u0131r. Burada \u0130slam hakk\u0131nda yeni fikirlerle ve mevcut \u0130slam anlay\u0131\u015f\u0131n\u0131n sadece \u015fekilcili\u011fe verdi\u011fi \u00f6nemi anlamas\u0131n\u0131 m\u00fcmk\u00fcn k\u0131lan d\u00fc\u015f\u00fcncelerle tan\u0131\u015fm\u0131\u015ft\u0131r. Bu birlikte fa\u015fizm ve kom\u00fcnizme kar\u015f\u0131 m\u00fccadele veren \u0130zzetbegovi\u00e7 ve arkada\u015flar\u0131 ayn\u0131 zamanda M\u00fcsl\u00fcman d\u00fcnyan\u0131n mevcut durumuyla ilgili tart\u0131\u015fmalar da ger\u00e7ekle\u015ftirmi\u015flerdir. Kat\u0131ld\u0131\u011f\u0131 birliklerde d\u00fc\u015f\u00fcnsel faaliyetler y\u00fcr\u00fcten \u0130zzetbegovi\u00e7, Bin Nebi gibi birlik faaliyetlerini \u00f6nemsemi\u015ftir. \u0130ki d\u00fc\u015f\u00fcn\u00fcr\u00fcn fikir d\u00fcnyalar\u0131 \u00fczerinde etkide bulunan ortak tecr\u00fcbelerinden birisi d\u00fcnyan\u0131n kom\u00fcnizm ve fa\u015fizm temelinde \u015fekillendi\u011fi y\u0131llarda bu fikirlere kar\u015f\u0131 \u0130slami anlay\u0131\u015f\u0131 \u00f6nemseyen birliklere kat\u0131lmalar\u0131d\u0131r. Birliklerde y\u00fcr\u00fctt\u00fckleri d\u00fc\u015f\u00fcnsel ve siyasi faaliyetler onlar\u0131n d\u00fc\u015f\u00fcncelerinde \u0130slami anlay\u0131\u015f\u0131n olu\u015fmas\u0131 i\u00e7in \u00f6nemli bir zemin haz\u0131rlam\u0131\u015ft\u0131r. 80 K\u00fc\u00e7\u00fck ya\u015flar\u0131nda her iki m\u00fctefekkirin birliklere kat\u0131lmalar\u0131 ya\u015fad\u0131klar\u0131 d\u00fcnyaya ili\u015fkin sorgulay\u0131c\u0131 bak\u0131\u015f a\u00e7\u0131lar\u0131n\u0131n bir neticesidir. Onlar\u0131n birliklere kat\u0131lmas\u0131 d\u00fcnyada ve kendi toplumlar\u0131nda ya\u015fanan olaylar kar\u015f\u0131s\u0131nda duyduklar\u0131 rahats\u0131zl\u0131kla ve toplumsal bir de\u011fi\u015fime ihtiyac\u0131n oldu\u011fu d\u00fc\u015f\u00fcnceleriyle ili\u015fkilidir. Bu birlikler ayn\u0131 zamanda her iki ismin bir te\u015fkilat k\u00fclt\u00fcr\u00fcn\u00fc tecr\u00fcbe etmelerine imk\u00e2n sa\u011flamas\u0131 a\u00e7\u0131s\u0131ndan da olduk\u00e7a \u00f6nemlidir. Bir yandan birliklerde d\u00fc\u015f\u00fcnsel ve eylemsel faaliyetlerde bulunan \u0130zzetbegovi\u00e7 di\u011fer taraftan da okumalar ger\u00e7ekle\u015ftirmektedir. 18 ve 19 ya\u015flar\u0131nda Avrupa felsefesinin t\u00fcm eserlerini okumu\u015ftur. Henri Bergson\u2019un Yarat\u0131c\u0131 Tek\u00e2m\u00fcl, Imanuel Kant\u2019\u0131n Saf Akl\u0131n Ele\u015ftirisi ve Oswald Spengler\u2019in Bat\u0131n\u0131n \u00c7\u00f6k\u00fc\u015f\u00fc isimli eserleri okudu\u011fu kitaplar aras\u0131nda yer almaktad\u0131r. D\u00fc\u015f\u00fcncelerinde olduk\u00e7a b\u00fcy\u00fck etkiler b\u0131rakan bu eserlerle olan irtibat\u0131 \u0130zzetbegovi\u00e7\u2019in yaz\u0131lar\u0131nda yo\u011fun olarak hissedilmektedir. Di\u011fer taraftan Mostar\u2019da \u0130slami eserler basan yay\u0131nevinden \u00e7\u0131kan \u0130slami eserleri de takip etmi\u015ftir (2019: 31). \u0130zzetbegovi\u00e7 ile Bin Nebi\u2019nin hayat hikayelerinde bir ba\u015fka benzerlik burada ortaya \u00e7\u0131kmaktad\u0131r. \u0130ki d\u00fc\u015f\u00fcn\u00fcr de d\u00fc\u015f\u00fcnce d\u00fcnyalar\u0131n\u0131 \u015fekillendiren Do\u011fu ve Bat\u0131 fikir d\u00fcnyas\u0131n\u0131n \u00f6nemli eserleriyle gen\u00e7lik y\u0131llar\u0131nda tan\u0131\u015fm\u0131\u015ft\u0131r. Onlar\u0131n hem Do\u011fulu isimlerin d\u00fc\u015f\u00fcnceleriyle hem de Bat\u0131l\u0131 isimlerin fikirleriyle kurduklar\u0131 bu d\u00fc\u015f\u00fcnsel irtibat ileride olu\u015fturacaklar\u0131 d\u00fc\u015f\u00fcnceleri i\u00e7in \u00f6nemli bir zemin olu\u015fturmaktad\u0131r. Bu mukayeseli okuma bi\u00e7imleri ele\u015ftirel d\u00fc\u015f\u00fcnceyi geli\u015ftirmelerine de imk\u00e2n tan\u0131m\u0131\u015ft\u0131r. \u0130zzetbegovi\u00e7\u2019in ele\u015ftirel bak\u0131\u015f a\u00e7\u0131s\u0131 Gen\u00e7 M\u00fcsl\u00fcmanlar Te\u015fkilat\u0131\u2019n\u0131n 1942 y\u0131l\u0131nda El- Hidaye isimli bir birli\u011fin \u00e7at\u0131s\u0131 alt\u0131na girme karar\u0131n\u0131 sorgulamas\u0131nda da a\u00e7\u0131k\u00e7a g\u00f6z\u00fckmektedir. \u201c\u2026 din adamlar\u0131 ile ayn\u0131 yerde bulunmak istemiyordum. \u00d6yle ki grubumuz aras\u0131nda b\u00fcy\u00fck bir ayr\u0131l\u0131\u011fa kadar bu fikir uyu\u015fmazl\u0131\u011f\u0131 gelmi\u015fti. El Hidaye himayesine girenler ve bunu savunanlar bunun sadece bir formalite oldu\u011funu savunuyordu. Ancak ben kesinlikle bunun dahi bizim hareket serbestimizi ortadan kald\u0131raca\u011f\u0131n\u0131 savunuyordum.\u201d diyen \u0130zzetbegovi\u00e7 (2019: 33) ayn\u0131 g\u00f6r\u00fc\u015f\u00fc payla\u015ft\u0131\u011f\u0131 arkada\u015flar\u0131 aras\u0131nda kendi g\u00f6r\u00fc\u015flerini ifade etmekten ve yanl\u0131\u015f g\u00f6rd\u00fc\u011f\u00fc \u015feyleri ele\u015ftirmekten \u00e7ekinmemi\u015ftir. 1943 y\u0131l\u0131nda t\u00fcm d\u00fcnyada sava\u015flar\u0131n ya\u015fand\u0131\u011f\u0131 bir d\u00f6nemde liseden mezun olmu\u015ftur. Bu y\u0131llarda askere yaz\u0131lmas\u0131 gerekti\u011fi halde Saraybosna y\u00f6netimindeki Nazi yanl\u0131s\u0131 bir rejim idaresinde askere gitmek istemedi\u011fi i\u00e7in 1944 y\u0131l\u0131n\u0131 evde gizlenerek","81 ge\u00e7irmi\u015ftir. Bu tavr\u0131 \u0130zzetbegovi\u00e7\u2019in gen\u00e7 ya\u015flar\u0131nda ele\u015ftirel bir d\u00fc\u015f\u00fcnce kabiliyetine sahip olmas\u0131n\u0131n ve eylemlerini toplumun beklentileri temelinde de\u011fil kendi d\u00fc\u015f\u00fcnceleri ve idealleri temelinde \u015fekillendirmesine bir \u00f6rnektir. 1945 y\u0131l\u0131nda kom\u00fcnistlerin Saraybosna\u2019ya girmesiyle Gen\u00e7 M\u00fcsl\u00fcmanlar Derne\u011fi\u2019nde kom\u00fcnizm hakk\u0131nda sert konu\u015fmalar ger\u00e7ekle\u015ftiren \u0130zzetbegovi\u00e7 ve arkada\u015flar\u0131 g\u00f6zalt\u0131na al\u0131n\u0131p bir gece tutuklu kald\u0131ktan sonra serbest b\u0131rak\u0131lm\u0131\u015flard\u0131r. Fakat 1946 y\u0131l\u0131nda kom\u00fcnist idarenin derne\u011fin faaliyetlerini engellemeye \u00e7al\u0131\u015f\u0131p ba\u015faramamas\u0131 \u0130zzetbegovi\u00e7 ve 14 arkada\u015f\u0131n\u0131n \u00fc\u00e7 y\u0131l hapsedilmesine neden olmu\u015ftur. B\u00f6ylelikle \u0130zzetbegovi\u00e7 o y\u0131llarda Bin Nebi gibi d\u00fc\u015f\u00fcnmenin ve sorgulaman\u0131n bir bedeli oldu\u011fu ger\u00e7e\u011fiyle kar\u015f\u0131la\u015fm\u0131\u015ft\u0131r. Fakat buna ra\u011fmen her iki d\u00fc\u015f\u00fcn\u00fcr\u00fcn d\u00fcnyaya ve mevcut toplumsal yap\u0131ya ili\u015fkin sorgulay\u0131c\u0131 ve ele\u015ftirel d\u00fc\u015f\u00fcnceler \u00fcretmekten asla geri durmad\u0131\u011f\u0131 g\u00f6r\u00fclmektedir. \u0130zzetbegovi\u00e7 ilk hapishane deneyimini Bosna Hersek\u2019in farkl\u0131 \u015fehirlerindeki ceza evlerinde, toplama kamplar\u0131nda ve in\u015faat sahalar\u0131nda \u00e7al\u0131\u015farak ge\u00e7irmi\u015ftir. 1949 y\u0131l\u0131nda hapisten \u00e7\u0131kt\u0131ktan sonra 25 ya\u015f\u0131nda, 18 ya\u015f\u0131ndan beri tan\u0131d\u0131\u011f\u0131 Halida\u2019yla evlenmi\u015ftir. Ayn\u0131 y\u0131llarda ziraat fak\u00fcltesine kaydolan \u0130zzetbegovi\u00e7 \u00fc\u00e7 sene burada e\u011fitim ald\u0131ktan sonra 1954 y\u0131l\u0131nda \u00e7ocuklu\u011fundan beri hayali olan hukuk fak\u00fcltesine ge\u00e7i\u015f yapm\u0131\u015f ve 2 y\u0131l sonra buradan da mezun olmu\u015ftur. \u0130zzetbegovi\u00e7\u2019in hayalini kurdu\u011fu hukuk e\u011fitimi esas\u0131nda onun k\u00fc\u00e7\u00fckl\u00fckten beri adalete ve adil olmaya verdi\u011fi \u00f6nemi g\u00f6stermesi a\u00e7\u0131s\u0131ndan olduk\u00e7a \u00f6nemlidir. Ona g\u00f6re hukuk hakkaniyet ve ahlak gibi bu d\u00fcnyaya ait olmayan unsurlar\u0131 bu d\u00fcnyaya dahil eden bir aland\u0131r (\u0130zzetbegovi\u00e7, 2004: 320). Onun \u00fc\u00e7\u00fcnc\u00fc yol fikrinin olu\u015fmas\u0131nda mesle\u011fini hukuk alan\u0131nda icra etmesi olduk\u00e7a \u00f6nemli etken olarak kar\u015f\u0131m\u0131za \u00e7\u0131kmaktad\u0131r. Serbest b\u0131rak\u0131ld\u0131ktan sonra 1968 y\u0131l\u0131nda Do\u011fu Bat\u0131 Aras\u0131nda \u0130slam kitab\u0131yla ilgili \u00e7al\u0131\u015fmalar\u0131n\u0131 ba\u015flatan \u0130zzetbegovi\u00e7 bu y\u0131llarda \u0130slam\u2019a ili\u015fkin yaz\u0131lar ve makaleler kaleme alm\u0131\u015ft\u0131r. 1970 y\u0131l\u0131nda \u0130slam Deklarasyonu kitab\u0131 yay\u0131nlam\u0131\u015ft\u0131r. 1979 y\u0131l\u0131nda Yugoslavya Devlet Ba\u015fkan\u0131 Josip Broz Tito\u2019nun Bosna Hersek\u2019in kom\u00fcnist liderlerini ziyareti sonucunda onlara Panislamizm\u2019in ve dini milliyet\u00e7ilik te\u015febb\u00fcslerine m\u00fcdahale yetkisi vermesi Bosna Hersek\u2019teki k\u0131smen rahat olan havay\u0131 sertle\u015ftirmeye ba\u015flam\u0131\u015ft\u0131r (\u0130zzetbegovi\u00e7, 2020c: 46). Bu yetki neticesinde 1983 y\u0131l\u0131nda \u0130zzetbegovi\u00e7 ve onunla beraber 13 ki\u015fi \u00e7e\u015fitli fikir su\u00e7lar\u0131yla ve \u00f6rg\u00fct \u00fcyesi olmakla su\u00e7lanarak tutuklanm\u0131\u015ft\u0131r. M\u00fctefekkire y\u00f6nelik su\u00e7lamalar kamu d\u00fczenini bozma eylemi, 82 ifade su\u00e7u ve \u00f6rg\u00fct liderli\u011fidir. \u0130zzetbegovi\u00e7\u2019e y\u00f6neltilen su\u00e7lara mahkeme taraf\u0131ndan \u0130slam Deklarasyonu kan\u0131t g\u00f6sterilmi\u015ftir. D\u00fc\u015f\u00fcn\u00fcr\u00fcn yazd\u0131\u011f\u0131 bu eser \u201cdeklarasyonda ortaya koyulan usul ve hedefler do\u011frultusunda YSFC\u2019de5 sosyal d\u00fczeni devrim aleyhtar\u0131 surette bozmak gayesi\u201d ta\u015f\u0131yan bir metin olarak tan\u0131mlanm\u0131\u015ft\u0131r. Bir ay boyunca devam eden mahkeme s\u00fcrecinde mahkeme taraf\u0131ndan hukuka ayk\u0131r\u0131 bir bi\u00e7imde yarg\u0131lanan \u0130zzetbegovi\u00e7 ve di\u011fer san\u0131klar su\u00e7lamalar\u0131 kabul etmemi\u015ftir. Mahkemede \u0130slam Deklarasyonu metninin bir d\u00fczen aleyhtarl\u0131\u011f\u0131 olmad\u0131\u011f\u0131n\u0131 belirten \u0130zzetbegovi\u00e7 davan\u0131n gidi\u015fat\u0131na ili\u015fkin itirazlarda bulunmu\u015ftur. Yap\u0131lan yarg\u0131lanman\u0131n me\u015frulu\u011funu kabul etmemi\u015f, kanunlar temelinde kamuoyuna a\u00e7\u0131k bir dava talebini dile getirmi\u015ftir. \u0130zzetbegovi\u00e7 d\u0131\u015f\u0131nda di\u011fer san\u0131klar da kendilerini hakl\u0131 gerek\u00e7elerle savunmu\u015ftur. Fakat bu savunmalar\u0131n hi\u00e7biri dikkate al\u0131nmam\u0131\u015f ve mahkeme taraf\u0131ndan hepsi su\u00e7lu g\u00f6r\u00fclm\u00fc\u015ft\u00fcr. En y\u00fckse\u011fi 14 y\u0131l olan ve \u0130zzetbegovi\u00e7\u2019e verilen hapis cezas\u0131yla birlikte di\u011fer 13 ki\u015fi de y\u00fcksek hapis cezalar\u0131na \u00e7arpt\u0131r\u0131lm\u0131\u015ft\u0131r. Mahkeme karar\u0131na d\u00fcnyan\u0131n farkl\u0131 yerlerinden itirazlar yap\u0131lm\u0131\u015f olsa da bu itirazlar","dikkate al\u0131nmam\u0131\u015f ve \u0130zzetbegovi\u00e7 ve arkada\u015flar\u0131 hapse mahk\u00fbm edilmi\u015ftir. \u0130zzetbegovi\u00e7\u2019in Fo\u00e7a hapishanesindeki y\u0131llar\u0131 bir yandan ba\u015f\u0131na gelenlerle sabredebilme cesaretini sorgulad\u0131\u011f\u0131 di\u011fer taraftan ya\u015fanan her \u015feyi Allah\u2019\u0131n taktiri olarak g\u00f6rmeye dair bilincini g\u00fc\u00e7lendirdi\u011fi y\u0131llar olmu\u015ftur. Bu y\u0131llarda tek tesellisinin ailesiyle mektupla\u015fmas\u0131 oldu\u011funu belirten m\u00fctefekkir \u00f6zg\u00fcrl\u00fckle imtihan olman\u0131n zorlu\u011funun da fark\u0131ndad\u0131r. Hapishanede d\u00fc\u015f\u00fcncelerini kaleme ald\u0131\u011f\u0131 ve daha sonra d\u00fczenleyip \u00d6zg\u00fcrl\u00fc\u011fe Ka\u00e7\u0131\u015f\u0131m ismiyle yay\u0131nlayaca\u011f\u0131 eserini bu d\u00f6nemde yazmaya ba\u015flam\u0131\u015ft\u0131r. \u00d6zg\u00fcrl\u00fc\u011f\u00fc haks\u0131z yere elinden al\u0131nan \u0130zzetbegovi\u00e7\u2019in bu deneyimi onun ileriki y\u0131llarda siyaset anlay\u0131\u015f\u0131n\u0131 d\u00fc\u015f\u00fcnce ve fikir su\u00e7lamalar\u0131 hususunda hassas bir anlay\u0131\u015f temeline oturtmas\u0131n\u0131 sa\u011flam\u0131\u015ft\u0131r. Hapishanede tek hukuk\u00e7u olmas\u0131 nedeniyle di\u011fer tutuklular\u0131n ba\u015fvuru ve \u015fik\u00e2yet dilek\u00e7elerine yard\u0131mc\u0131 olan \u0130zzetbegovi\u00e7 di\u011fer taraftan kendi su\u00e7uyla ilgili hukuki itirazlar\u0131na devam etmi\u015ftir. \u00d6nce Bosna Hersek Y\u00fcksek Mahkemesine daha sonra Belgrad Federal Mahkemesine ba\u015fvurmu\u015ftur. Ba\u015fvurular\u0131n\u0131n konusunu yarg\u0131laman\u0131n ve iddianamesinin hukuka ayk\u0131r\u0131l\u0131\u011f\u0131 olu\u015fturmaktad\u0131r. Nihayetinde \u00fc\u00e7 y\u0131l sonra 5 Yugoslavya Sosyalist Federal Cumhuriyeti 83 ba\u015fvurular\u0131ndan netice elde etmi\u015f; mahkemenin karar\u0131yla su\u00e7unun kategorisi de\u011fi\u015fmi\u015f ve cezas\u0131 9 y\u0131la d\u00fc\u015f\u00fcr\u00fclm\u00fc\u015ft\u00fcr. Ailesi de bu s\u00fcre\u00e7te \u0130zzetbegovi\u00e7\u2019in hapisten \u00e7\u0131kmas\u0131 i\u00e7in farkl\u0131 itiraz yollar\u0131na ba\u015fvurmu\u015ftur. 1987 y\u0131l\u0131nda Izzetbegovi\u00e7\u2019i ziyarete gelen k\u0131zlar\u0131 affedilme dilek\u00e7esi imzalamas\u0131 durumunda serbest kalabilece\u011fini s\u00f6ylemi\u015flerdir. O ise pi\u015fmanl\u0131\u011f\u0131na ve rejim hakk\u0131nda iyi s\u00f6zlere yer veren bu dilek\u00e7eyi imzalamay\u0131 kabul etmemi\u015ftir. \u0130zzetbegovi\u00e7\u2019in bu durum kar\u015f\u0131s\u0131ndaki tutumu onun \u00f6zg\u00fcrl\u00fc\u011f\u00fc pahas\u0131na d\u00fc\u015f\u00fcncelerinden \u00f6d\u00fcn vermeyen bir insan olmas\u0131n\u0131 g\u00f6stermesi a\u00e7\u0131s\u0131ndan olduk\u00e7a \u00f6nemlidir. Bu olaydan 4 ay kadar sonra bir sabah hapishane idaresine \u00e7a\u011fr\u0131lan \u0130zzetbegovi\u00e7\u2019e cezas\u0131n\u0131n geri kalan\u0131ndan azat edildi\u011fi a\u00e7\u0131klanm\u0131\u015ft\u0131r. Toplamda 5 y\u0131l 8 ay hapiste kalan m\u00fctefekkir 1988 y\u0131l\u0131nda hapisten \u00e7\u0131km\u0131\u015ft\u0131r. \u0130zzetbegovi\u00e7\u2019in hapishaneden \u00e7\u0131kt\u0131\u011f\u0131 y\u0131llar Avrupa\u2019n\u0131n karma\u015fal\u0131 bir d\u00f6neme girdi\u011fi y\u0131llard\u0131r. Kom\u00fcnizmin ve iki kutuplu d\u00fcnya d\u00fczeninin \u00e7\u00f6kmesinin habercisi olarak g\u00f6r\u00fclebilecek Berlin Duvar\u0131\u2019n\u0131n y\u0131k\u0131l\u0131\u015f\u0131 bu y\u0131llarda ya\u015fanm\u0131\u015ft\u0131r. 1989 y\u0131l\u0131nda duvar\u0131n y\u0131k\u0131lmas\u0131 kom\u00fcnist ve totaliter bir rejimle y\u00f6netilen Yugoslavya\u2019da \u00f6nemli etkiler meydana getirmi\u015ftir. Kom\u00fcnist sistemin d\u00fcnya genelindeki durumu ve Yugoslavya\u2019n\u0131n kendi i\u00e7erisinde ya\u015fad\u0131\u011f\u0131 ekonomik s\u0131k\u0131nt\u0131lar ve \u00fclkedeki S\u0131rp \u00fcst\u00fcnl\u00fc\u011f\u00fc gibi hususlar Yugoslavya\u2019n\u0131n par\u00e7alanmas\u0131na zemin haz\u0131rlam\u0131\u015ft\u0131r. Yugoslavya\u2019n\u0131n ya\u015fad\u0131\u011f\u0131 s\u0131k\u0131nt\u0131lar\u0131 g\u00f6zlemleyen \u0130zzetbegovi\u00e7 Bosnal\u0131 M\u00fcsl\u00fcmanlar ve Bosna Hersek\u2019in durumuyla ilgili endi\u015feler ta\u015f\u0131maktad\u0131r. Yugoslavya\u2019da M\u00fcsl\u00fcmanlar\u0131n \u00f6zg\u00fcrl\u00fc\u011f\u00fcn\u00fc elinden alacak bir durumun olu\u015fmas\u0131n\u0131 engellemek amac\u0131yla Bosnal\u0131lar\u0131 s\u00f6z sahibi k\u0131lmak i\u00e7in bir parti kurma s\u00fcrecine girmi\u015ftir. Yapt\u0131\u011f\u0131 g\u00f6r\u00fc\u015fmeler neticesinde 1990 y\u0131l\u0131nda 40 ki\u015fiyle birlikte Demokratik Eylem Partisini (SDA) kurmu\u015ftur. Bu y\u0131llarda Yugoslavya Cumhuriyetinin Kom\u00fcnist birli\u011fi haricindeki siyasi faaliyetleri yasaklayan bir kanun y\u00fcr\u00fcrl\u00fckte bulunmas\u0131na ra\u011fmen \u0130zzetbegovi\u00e7 ve partideki di\u011fer isimler bu tehlikeyi g\u00f6ze alarak bir bas\u0131n toplant\u0131s\u0131yla partiyi ilan etmi\u015ftir. \u0130zzetbegovi\u00e7\u2019in riski g\u00f6ze alarak d\u00fc\u015f\u00fcncelerini ifade etme ve ama\u00e7lar\u0131n\u0131 ger\u00e7ekle\u015ftirme konusundaki tutumunu Bin Nebi\u2019nin hayat hikayesinde de bulmak m\u00fcmk\u00fcnd\u00fcr. Pek \u00e7ok kere tehdit edilmesine ra\u011fmen Bin Nebi de \u0130zzetbegovi\u00e7 gibi kendi d\u00fc\u015f\u00fcncelerini ifade etmekten ve ama\u00e7lar\u0131n\u0131 ger\u00e7ekle\u015ftirmekten \u00e7ekinmemi\u015ftir. Fakat bu","84 benzerliklerine ra\u011fmen burada iki d\u00fc\u015f\u00fcn\u00fcr aras\u0131nda \u00f6nemli bir fark\u0131n bulundu\u011funa da belirtmek gerekmektedir. Bin Nebi, \u0130zzetbegovi\u00e7\u2019ten farkl\u0131 olarak siyasete kat\u0131lmay\u0131 hi\u00e7bir zaman d\u00fc\u015f\u00fcnmemi\u015ftir. O, ger\u00e7ekleri gizleyen ve insanlara sorumluluklar\u0131n\u0131 unutturup haklar\u0131n\u0131 almay\u0131 telkin eden bir alan olarak de\u011ferlendirdi\u011fi siyasete mesafeli durmu\u015ftur. Bununla birlikte Bin Nebi\u2019nin kar\u015f\u0131 oldu\u011fu siyaset anlay\u0131\u015f\u0131n\u0131n \u0130zzetbegovi\u00e7\u2019in ahlak\u0131 temele yerle\u015ftirerek sorumluluklara ve insan\u0131 de\u011fi\u015ftirmeye odaklanan siyaset anlay\u0131\u015f\u0131na z\u0131t bir anlay\u0131\u015f oldu\u011funu da belirtmek gerekmektedir. Nitekim \u00fc\u00e7\u00fcnc\u00fc b\u00f6l\u00fcmde de ele al\u0131naca\u011f\u0131 \u00fczere iki d\u00fc\u015f\u00fcn\u00fcr\u00fcn yenilenme g\u00f6r\u00fc\u015flerini ortak bir zemine oturtmas\u0131 onlar\u0131n farkl\u0131 yol izleseler de ayn\u0131 amac\u0131 ta\u015f\u0131d\u0131\u011f\u0131n\u0131 g\u00f6stermektedir. SDA\u2019n\u0131n temel gayesi Yugoslavya\u2019n\u0131n birlik olarak korunmas\u0131, \u00fclke i\u00e7erisinde M\u00fcsl\u00fcmanlar\u0131n menfaatlerinin m\u00fcdafaa edilmesi ve Bosna Hersek\u2019in b\u00f6l\u00fcnmesinin engellenmesi olarak belirlenmi\u015ftir. Halk SDA\u2019y\u0131 yo\u011fun bir ilgiyle kar\u015f\u0131lam\u0131\u015f ve parti zamanla Bosna Hersek\u2019in pek \u00e7ok \u015fehrine yay\u0131larak olduk\u00e7a b\u00fcy\u00fcm\u00fc\u015ft\u00fcr. 1990 y\u0131l\u0131n\u0131n Kas\u0131m ay\u0131nda se\u00e7imlere girmi\u015ftir. Yap\u0131lan se\u00e7imlerde \u0130zzetbegovi\u00e7 cumhurba\u015fkan\u0131 se\u00e7ilmi\u015ftir. 1991 y\u0131l\u0131n\u0131n haziran ay\u0131nda Slovenya ve H\u0131rvatistan aras\u0131nda bir sava\u015f\u0131n ba\u015flamas\u0131yla Yugoslavya da\u011f\u0131lma s\u00fcrecine girmi\u015ftir. 1992 y\u0131l\u0131nda biten sava\u015f neticesinde H\u0131rvatistan, Slovenya ve S\u0131rp Halk Cumhuriyeti ba\u011f\u0131ms\u0131zl\u0131klar\u0131n\u0131 ilan etmi\u015ftir. Bosna Hersek Meclisi ise Bosna Hersek\u2019in ba\u011f\u0131ms\u0131zl\u0131\u011f\u0131na ili\u015fkin halk\u0131n g\u00f6r\u00fc\u015f\u00fcn\u00fc almak \u00fczere bir referandum d\u00fczenlemi\u015ftir. Referanduma kat\u0131lanlar\u0131n y\u00fczde 99\u2019undan fazlas\u0131 bu soruya evet oyu kullanm\u0131\u015f ve Bosna Hersek ba\u011f\u0131ms\u0131zl\u0131\u011f\u0131n\u0131 ilan etmi\u015ftir. Bunun neticesinde pek \u00e7ok Avrupa \u00fclkesi ve ABD Bosna Hersek\u2019in ba\u011f\u0131ms\u0131zl\u0131\u011f\u0131n\u0131 tan\u0131m\u0131\u015ft\u0131r. Fakat S\u0131rplar ve H\u0131rvatlar Bosna Hersek\u2019in ba\u011f\u0131ms\u0131zl\u0131\u011f\u0131n\u0131 kabul etmemi\u015ftir. S\u0131rp ve H\u0131rvat g\u00fc\u00e7ler bu durumu bir f\u0131rsata \u00e7evirerek Bosna\u2019ya sald\u0131r\u0131lara ba\u015flam\u0131\u015ft\u0131r. B\u00f6ylelikle insani a\u00e7\u0131dan pek \u00e7ok dram\u0131n ya\u015fanaca\u011f\u0131 Bosna Hersek sava\u015f\u0131 ba\u015flam\u0131\u015f olur. \u0130zzetbegovi\u00e7\u2019in ve Bin Nebi\u2019nin hayat hikayelerinde bir ba\u015fka benzer nokta onlar\u0131n sava\u015f ve s\u00f6m\u00fcr\u00fc gibi M\u00fcsl\u00fcman kimli\u011fine kar\u015f\u0131 yap\u0131lan sald\u0131r\u0131lar\u0131 tecr\u00fcbe etmeleridir. Kanl\u0131 bir sava\u015f tecr\u00fcbesi ya\u015fayan \u0130zzetbegovi\u00e7 ve s\u00f6m\u00fcr\u00fclen bir Cezayir\u2019de yeti\u015fen Bin Nebi zor \u015fartlar alt\u0131nda kendi M\u00fcsl\u00fcman kimliklerini muhafaza etme gayretlerini hi\u00e7bir zaman kaybetmemi\u015ftir. Yan\u0131 s\u0131ra iki m\u00fctefekkirin di\u011fer M\u00fcsl\u00fcmanlar\u0131 da kimliklerinin muhafaza etme konusunda bir \u00e7a\u011fr\u0131 yapm\u0131\u015flard\u0131r. 85 Sava\u015f\u0131n ba\u015flamas\u0131yla birlikte Birle\u015fmi\u015f Milletler Yugoslavya\u2019daki t\u00fcm birliklere silah ambargosu koymu\u015ftur. Fakat bu durum sadece Bosna ordusunu etkilemi\u015ftir. S\u0131rp, H\u0131rvat ve Yugoslavya ordular\u0131 y\u0131llarca silah stoklar\u0131 olu\u015ftururken uzun bir s\u00fcre Bosna\u2019n\u0131n sistemli bir ordusu mevcut bile de\u011fildir. Sava\u015f ba\u015flad\u0131\u011f\u0131nda sistemli bir ordusu bulunmayan Bosna Hersek\u2019te ancak sava\u015f s\u0131ras\u0131nda \u0130zzetbegovi\u00e7\u2019in \u00f6nderli\u011finde askeri bir ordu olu\u015fturulmu\u015ftur. Bosna ordusu b\u00fcy\u00fck \u00e7apl\u0131 askeri operasyonlar d\u00fczenleyebilecek bir konuma ise ancak sava\u015f bitimine yak\u0131n bir zamanda ula\u015fm\u0131\u015ft\u0131r (\u0130zzetbegovi\u00e7, 2020c: 166). Saraybosna, Fo\u00e7a, Zvornik, Priyedor, Kozarats, Keraterm, Omarsko gibi Bosna\u2019n\u0131n pek \u00e7ok \u015fehri S\u0131rplar ve H\u0131rvatlar taraf\u0131ndan sald\u0131r\u0131ya u\u011fram\u0131\u015ft\u0131r. Bu s\u00fcre\u00e7te \u0130zzetbegovi\u00e7 t\u00fcm gayretiyle Bosna\u2019y\u0131 hem askeri alanda hem de siyasi arenada savunmaya \u00e7al\u0131\u015fm\u0131\u015ft\u0131r. Sava\u015f alan\u0131nda ordulara komutanl\u0131k yapan d\u00fc\u015f\u00fcn\u00fcr di\u011fer taraftan da uluslararas\u0131 ili\u015fkilerle Bosna\u2019y\u0131 m\u00fcdafaa etme ve ya\u015fananlar\u0131 duyurma gayretindedir. \u0130zzetbegovi\u00e7 bu s\u00fcre\u00e7te say\u0131s\u0131z \u00fclke lideriyle g\u00f6r\u00fc\u015fmeler yapm\u0131\u015f ve t\u00fcm d\u00fcnyaya bu sava\u015fta insani olana taraf olmalar\u0131 \u00e7a\u011fr\u0131s\u0131nda bulunmu\u015ftur. Onun Bosna sava\u015f\u0131yla ilgili \u015fu s\u00f6zleri olduk\u00e7a \u00f6nemlidir: \u201c\u2026 Bosna bana inan\u0131lmaz bir z\u0131tl\u0131klar arenas\u0131 gibi g\u00f6r\u00fcn\u00fcyor: Burada iyi ile k\u00f6t\u00fc, en a\u00e7\u0131k","ve yo\u011funla\u015ft\u0131r\u0131lm\u0131\u015f bi\u00e7imi ile kar\u015f\u0131 kar\u015f\u0131yalar. Bosna\u2019n\u0131n ahlaki bir meseleye, belki de g\u00fcn\u00fcm\u00fcz d\u00fcnyas\u0131n\u0131n can al\u0131c\u0131 ahlaki bir ikilemine d\u00f6n\u00fc\u015fmesinin nedeni budur.\u201d (\u0130zzetbegovi\u00e7, 2018: 70). \u0130zzetbegovi\u00e7\u2019in sava\u015f \u00f6ncesi d\u00f6nemde de sava\u015f s\u0131ras\u0131nda da odakland\u0131\u011f\u0131 temel husus \u00f6zg\u00fcr ve ahlakl\u0131 insanlar\u0131n yeti\u015fmesine imk\u00e2n sa\u011flayacak bir Bosna Hersek in\u015fa etmektir. Bu nedenle onun siyaset anlay\u0131\u015f\u0131 Bosna Hersek\u2019in b\u00f6l\u00fcnmemesi ideali \u00fczerine oturmu\u015ftur. M\u00fcsl\u00fcman halk\u0131n \u00f6zg\u00fcrce dinini ya\u015fayabilmesi ve ahlakl\u0131 insanlar\u0131n yeti\u015febilmesi ona g\u00f6re ancak Bosna Hersek\u2019in b\u00f6l\u00fcnmeden, \u00f6zg\u00fcr bir \u015fekilde var olabilmesiyle m\u00fcmk\u00fcnd\u00fcr. Bu gayeyle siyasi anlay\u0131\u015f\u0131n\u0131 olu\u015fturan \u0130zzetbegovi\u00e7 di\u011fer taraftan da askeri alanda ahlakl\u0131 olmay\u0131 her zaman eylemlerinin temeline yerle\u015ftirmi\u015ftir. Onun askerlerine yapt\u0131\u011f\u0131 konu\u015fmalar\u0131n\u0131n \u00f6z\u00fcn\u00fc ahlakl\u0131 olmaya \u00e7a\u011fr\u0131 olu\u015fturmaktad\u0131r. D\u00fc\u015f\u00fcn\u00fcr\u00fcn sava\u015f s\u0131ras\u0131ndayken bile askerlere ahlakl\u0131 davranmalar\u0131 \u00e7a\u011fr\u0131s\u0131nda bulunmas\u0131 onun bilge lider lakab\u0131n\u0131 almas\u0131n\u0131n \u00f6nemli nedenlerinden birisidir. Eylemlerini duygular\u0131 temelinde de\u011fil idealleri temelinde \u015fekillendiren \u0130zzetbegovi\u00e7 ahlakl\u0131 olmay\u0131 her \u015feyin temeline yerle\u015ftirmi\u015ftir. Onun bu tavr\u0131 ve duru\u015fu 1994 y\u0131l\u0131nda sava\u015f\u0131n en yo\u011fun olarak hissedildi\u011fi bir s\u00fcre\u00e7te i\u015fgal at\u0131ndaki Saraybosnal\u0131lara yapt\u0131\u011f\u0131 \u015fu \u00e7a\u011fr\u0131da a\u00e7\u0131\u011fa \u00e7\u0131kmaktad\u0131r: 86 \u201c\u2026 insan olarak yapmak zorunda oldu\u011funuzu yap\u0131n. \u2026 \u00fclkemizin s\u00fcrg\u00fcne u\u011fram\u0131\u015f ge\u00e7ici i\u015fgal alt\u0131ndaki \u00f6teki yerlerinde kalan o az say\u0131daki Bo\u015fnak, H\u0131rvat ve di\u011fer kom\u015fular\u0131n\u0131z i\u00e7in siper olun\u201d (\u0130zzetbegovi\u00e7, 2018: 102). Bosna Hersek \u0130zzetbegovi\u00e7\u2019in t\u00fcm bar\u0131\u015f \u00e7abalar\u0131na ra\u011fmen 1991- 1995 y\u0131llar\u0131 aras\u0131nda k\u0131rk \u00fc\u00e7 ay s\u00fcrm\u00fc\u015ft\u00fcr. Sava\u015f boyunca S\u0131rp g\u00fc\u00e7ler taraf\u0131ndan Bosna\u2019da b\u00fcy\u00fck katliamlar ger\u00e7ekle\u015ftirilmi\u015f, kad\u0131nlara tecav\u00fcz edilmi\u015f, siviller evlerini terk etmeye zorlanm\u0131\u015ft\u0131r. Bir etnik temizlik ve soyk\u0131r\u0131m politikas\u0131 y\u00fcr\u00fcten S\u0131rplar \u00e7ok say\u0131da Bosnal\u0131 M\u00fcsl\u00fcman\u0131 katletmi\u015ftir. O d\u00f6neme dair Bosna Hersek\u2019in kay\u0131tlar\u0131na 94 toplama kamp\u0131 ge\u00e7mi\u015ftir (\u0130zzetbegovi\u00e7, 2020c: 171). 1995 y\u0131l\u0131n\u0131n temmuz ay\u0131nda BM taraf\u0131ndan g\u00fcvenli b\u00f6lge olarak ilan edilen Srebrenitsa\u2019ya yap\u0131lan sald\u0131r\u0131 tarihe Srebrenitsa katliam\u0131 olarak ge\u00e7ecektir. O d\u00f6nemden kalan toplu mezarlar halen bulunmaya devam etmektedir. Sava\u015f s\u0131ras\u0131nda yak\u0131nlar\u0131n\u0131 kaybeden pek \u00e7ok ki\u015fi yak\u0131nlar\u0131na dair bir iz bulma \u00e7abas\u0131ndad\u0131r. Bosna ordusunun askeri ba\u015far\u0131lar\u0131 ve 1995 y\u0131l\u0131nda Nato\u2019nun S\u0131rp kuvvetlerine yapm\u0131\u015f oldu\u011fu m\u00fcdahale neticesinde sava\u015f M\u00fcsl\u00fcmanlar\u0131n lehine d\u00f6nm\u00fc\u015ft\u00fcr. Bu s\u00fcre\u00e7te Bat\u0131 devletlerinin g\u00f6zetiminde ate\u015fkes g\u00f6r\u00fc\u015fmeleri ba\u015flam\u0131\u015ft\u0131r. \u0130zzetbegovi\u00e7, Tucman ve Milosevi\u00e7 aras\u0131nda pek \u00e7ok m\u00fczakere ger\u00e7ekle\u015ftirilmi\u015ftir. 1995 y\u0131l\u0131n\u0131n aral\u0131k ay\u0131nda ise Dayton Antla\u015fmas\u0131 imzalanm\u0131\u015ft\u0131r. Dayton Antla\u015fmas\u0131n\u0131 imzalama konusunda olduk\u00e7a karars\u0131zl\u0131k ya\u015fayan antla\u015fman\u0131n \u015fartlar\u0131 adil olmamas\u0131na ra\u011fmen sava\u015f\u0131n devam etmesinin Bosna halk\u0131n\u0131 zor durumda b\u0131rakaca\u011f\u0131 sebebiyle antla\u015fmay\u0131 imzalam\u0131\u015ft\u0131r. \u0130zzetbegovi\u00e7 bu antla\u015fmay\u0131 imzalama konusunda ya\u015fad\u0131\u011f\u0131 karars\u0131zl\u0131\u011f\u0131 ve bu anla\u015fmaya ili\u015fkin d\u00fc\u015f\u00fcncelerini \u015fu s\u00f6zlerle a\u00e7\u0131klamaktad\u0131r: \u201c\u2026 M\u00fczakereler \u015fantaj \u015fartlar\u0131 alt\u0131nda ve Bosna\u2019n\u0131n ba\u015f\u0131 \u00fcst\u00fcnde bekleyen bir k\u0131l\u0131\u00e7la y\u00fcr\u00fct\u00fcld\u00fc. Kendisinden kat kat g\u00fc\u00e7l\u00fc ve \u00e7ok daha iyi donat\u0131lm\u0131\u015f bir d\u00fc\u015fman taraf\u0131ndan sald\u0131r\u0131ya u\u011fram\u0131\u015f halk, a\u011f\u0131r bir \u0131zd\u0131raba maruz b\u0131rak\u0131lm\u0131\u015ft\u0131r. Teklif edilen bar\u0131\u015f \u015fartlar\u0131 ise saedece benim prensiplerime de\u011fil en temel adalet \u00f6l\u00e7\u00fclerine dahi ayk\u0131r\u0131yd\u0131. Bu t\u00fcrden bir bar\u0131\u015f\u0131 kabul etmek zor olurdu fakat sava\u015f\u0131n devam edece\u011fi mesaj\u0131yla eve d\u00f6nmek daha zr olacakt\u0131. A\u011f\u0131r bir ikilemde kalm\u0131\u015ft\u0131m ve \u00e7arm\u0131ha gerilmi\u015f gibi hissediyordum.\u201d (\u0130zzetbegovi\u00e7, 2020c: 359). Sava\u015ftan sonra 1998 y\u0131l\u0131nda yap\u0131lan se\u00e7imlerde cumhurba\u015fkan\u0131 g\u00f6revine devam etmi\u015ftir. Zaman zaman istifade etme d\u00fc\u015f\u00fcncesinde olan \u0130zzetbegovi\u00e7 2000 y\u0131l\u0131nda sa\u011fl\u0131k s\u0131k\u0131nt\u0131lar\u0131 sebebiyle istifa etmi\u015ftir. \u0130zzetbegovi\u00e7 istifas\u0131n\u0131n yabanc\u0131lar taraf\u0131ndan sevin\u00e7le kar\u015f\u0131land\u0131\u011f\u0131n\u0131 belirtmektedir. \u0130stifa sebebi soruldu\u011funda kendisinin","cumhurba\u015fkan\u0131 olarak \u00f6lmekten korktu\u011funu; \u00f6m\u00fcr boyu ba\u015fkan olan liderleri sevmedi\u011fini s\u00f6ylemi\u015ftir (\u0130zzetbegovi\u00e7, 2020c: 551). Hayat\u0131n\u0131n son \u00fc\u00e7 y\u0131l\u0131n\u0131 m\u00fctevazi bir dairede ge\u00e7iren 87 \u0130zzetbegovi\u00e7 19 Ekim 2003 tarihinde vefat etmi\u015ftir. Pek \u00e7ok insan\u0131n kat\u0131ld\u0131\u011f\u0131 cenaze t\u00f6reniyle Saraybosna Kova\u00e7i \u015eehitlik Mezarl\u0131\u011f\u0131na defnedilmi\u015ftir. 2.2. Aliya \u0130zzetbegovi\u00e7\u2019in D\u00fc\u015f\u00fcncesinin Genel \u00c7er\u00e7evesi 2.2.1. \u0130nsan Meselesi \u0130nsan\u0131n \u00f6z\u00fcn\u00fc kavramaya, onun anlam\u0131n\u0131 yorumlamaya \u00e7al\u0131\u015fan \u00e7abalar ve insan\u0131n do\u011fas\u0131na ve onun nas\u0131l bir varl\u0131k oldu\u011funa ili\u015fkin tart\u0131\u015fmalar ge\u00e7mi\u015ften g\u00fcn\u00fcm\u00fcze d\u00fc\u015f\u00fcnce tarihini olduk\u00e7a me\u015fgul etmi\u015ftir. Bu tart\u0131\u015fmalar genellikle insan\u0131n nas\u0131l bir varl\u0131k oldu\u011fu, onun do\u011fas\u0131n\u0131n olup olmad\u0131\u011f\u0131, varsa bu do\u011fan\u0131n iyi mi k\u00f6t\u00fc m\u00fc oldu\u011fu sorular\u0131 \u00fczerine odaklanmaktad\u0131r. \u0130zzetbegovi\u00e7 de bu konulara katk\u0131 sunmu\u015f ve insan meselesini kendi d\u00fc\u015f\u00fcncelerine \u00e7\u0131k\u0131\u015f noktas\u0131 yapm\u0131\u015f bir isimdir. D\u00fc\u015f\u00fcncelerinde odakland\u0131\u011f\u0131 temel mesele insan ve onun ne oldu\u011fu meselesi olan \u201c\u0130zzetbegovi\u00e7 d\u00fc\u015f\u00fcnce sistemati\u011fini insan\u0131n varl\u0131k i\u00e7indeki konumunu tespit ederek ortaya koymaya \u00e7al\u0131\u015fm\u0131\u015f\u201d (Ak\u0131n, 2018a: 37) ve d\u00fc\u015f\u00fcnme \u00e7abas\u0131n\u0131n merkezine bir varl\u0131k olarak insan\u0131n kendini anlamas\u0131 ve kendine ula\u015fmas\u0131 meselesini yerle\u015ftirmi\u015ftir (G\u00f6rg\u00fcn, 2010: 60). Bu nedenle m\u00fctefekkirin t\u00fcm d\u00fc\u015f\u00fcncelerinde genel olarak insani \u00f6z\u00fc ve insan\u0131 ger\u00e7ek anlamda insan yapan \u00f6zellikleri ortaya \u00e7\u0131karma \u00e7abas\u0131 bulunmaktad\u0131r. \u0130nsan\u0131n ne oldu\u011fu varl\u0131\u011f\u0131n ne oldu\u011funu ya da varl\u0131\u011f\u0131n ne oldu\u011fu insan\u0131n ne oldu\u011funu i\u00e7ermesi sebebiyle insan meselesi en genel \u015fekliyle bir varl\u0131k meselesi; varl\u0131\u011fa bak\u0131\u015f ve onu anlama meselesi olarak ele al\u0131nmaktad\u0131r (Ovac\u0131k, 2015: 189). D\u00fc\u015f\u00fcnce tarihi ge\u00e7mi\u015ften modern d\u00f6neme kadar varl\u0131\u011f\u0131 bir d\u00fcalizm olu\u015fturarak ele al\u0131rken ayn\u0131 zamanda varl\u0131k olmas\u0131 bak\u0131m\u0131ndan insan\u0131n ne oldu\u011funu anlamay\u0131 da bu ikilikler \u00fczerinden ger\u00e7ekle\u015ftirmi\u015ftir. \u0130nsan\u0131n \u00f6z\u00fcn\u00fc anlamaya \u00e7al\u0131\u015fan d\u00fc\u015f\u00fcnceler i\u00e7erisinde varl\u0131\u011f\u0131n maddi ve duyusal oldu\u011funu bu nedenle insan\u0131n da sadece maddi ve fiziksel bir varl\u0131k oldu\u011funu belirten d\u00fc\u015f\u00fcnceler oldu\u011fu gibi varl\u0131\u011f\u0131n duyusal olmayan zihinsel ve ruhsal olmas\u0131 sebebiyle insan\u0131n da maddi olarak a\u00e7\u0131klanamayan, zihinsel ve ruhsal bir varl\u0131k oldu\u011funu belirtenler de mevcuttur. D\u00fc\u015f\u00fcncelerinin merkezine insan\u0131 koyan \u0130zzetbegovi\u00e7 insan\u0131 ruh ve beden \u00fczerinden de\u011ferlendiren bu yakla\u015f\u0131mlar\u0131 en geni\u015f bi\u00e7imiyle din ve bilimin insan anlay\u0131\u015f\u0131 olarak g\u00f6rmektedir. Ona g\u00f6re bilim, insan\u0131 maddi yap\u0131s\u0131 \u00fczerinden a\u00e7\u0131klayarak onu beden olarak g\u00f6ren bir yakla\u015f\u0131m ortaya koyarken din ise insan\u0131 fiziksel olman\u0131n \u00f6tesinde ruh sahibi ve 88 ruhsal bir varl\u0131k olarak de\u011ferlendirmektedir (\u0130zzetbegovi\u00e7, 2004: 31). \u0130zzetbegovi\u00e7 hayatta birbirine kar\u015f\u0131t olan bir d\u00fcalizmin bulundu\u011funu kabul etmekle ve hatta t\u00fcm d\u00fc\u015f\u00fcncelerini bu d\u00fcalist yap\u0131y\u0131 ortaya koyarak ula\u015fmakla birlikte insan\u0131n bu d\u00fcalizmi a\u015fan bir varl\u0131k oldu\u011funa i\u015faret etmektedir. M\u00fctefekkir kendi insan anlay\u0131\u015f\u0131n\u0131 da hayatta var oldu\u011funu belirtti\u011fi bu d\u00fcalizm \u00fczerinden ortaya koymaya \u00e7al\u0131\u015fmaktad\u0131r. \u0130zzetbegovi\u00e7\u2019te insan\u0131n ne oldu\u011fu sorusuna onun t\u00fcm varl\u0131\u011f\u0131 birbirine kar\u015f\u0131t iki s\u00fctuna yerle\u015ftirdi\u011fi, ortada ikisini de a\u015fan bir ger\u00e7eklik alan\u0131n\u0131n bulundu\u011fu \u2018z\u0131ddiyetler cetveli\u2019 ismini verdi\u011fi bir \u015fema ortaya koyarak ula\u015f\u0131lmaktad\u0131r. M\u00fctefekkirin d\u00fc\u015f\u00fcnceleri i\u00e7in de bir \u00e7er\u00e7eve sunacak olan bu cetvelde birbirini z\u0131tl\u0131kla var eden \u2018din\u2019 ve \u2018materyalist\u2019 olmak \u00fczere iki s\u00fct\u00fcn ve bunlar\u0131n ortas\u0131nda hem ruhu hem de maddeyi a\u015fan bir ger\u00e7eklik olarak \u2018\u0130slam\u2019 yer almaktad\u0131r. \u0130zzetbegovi\u00e7\u2019e g\u00f6re din s\u00fctunu insan\u0131n i\u00e7 d\u00fczeniyle u\u011fra\u015fan onu de\u011fi\u015ftirmeyi, d\u00fczenlemeyi temel alan sanat, ahlak, \u015fahsiyet","gibi ruhi ger\u00e7eklikleri i\u00e7erirken, materyalist s\u00fctunu ise teknik, bilim, siyaset gibi d\u0131\u015f d\u00fcnyay\u0131 ve d\u0131\u015f ger\u00e7ekli\u011fi temel alan maddi ger\u00e7ekli\u011fe tekab\u00fcl etmektedir. \u0130zzetbegovi\u00e7\u2019e g\u00f6re insan\u0131 ger\u00e7ek anlamda tahlil etmek onun z\u0131ddiyetler cetvelinde \u00e7o\u011funlukla g\u00f6rmezden gelinen konumunu ve iki boyutlu yap\u0131ya sahip bir varl\u0131k oldu\u011funu kabul etmekle i\u015fe ba\u015flamal\u0131d\u0131r. \u0130nsan hem din s\u00fctunundaki ruha hem de madde s\u00fctunundaki bedene kar\u015f\u0131l\u0131k gelen ve ruh ve bedenden, kalp ve beyinden, maneviyat ve maddiyattan olu\u015fan iki boyutlu bir yap\u0131ya sahiptir (\u0130zzetbegovi\u00e7, 2019: 298). \u0130nsan\u0131n ihtiya\u00e7lar\u0131, istekleri, zevke meyledip ac\u0131dan ka\u00e7ma tavr\u0131 beden boyutuna ve bedeninin istedi\u011fi maddi isteklere kar\u015f\u0131l\u0131k gelirken duygular\u0131, hayreti, hayranl\u0131\u011f\u0131, merak\u0131, inan\u00e7lar\u0131, de\u011ferleri ve kalbi ise ruhuna kar\u015f\u0131l\u0131k gelmektedir. \u0130zzetbegovi\u00e7\u2019e g\u00f6re genellikle insan \u00fczerine d\u00fc\u015f\u00fcnceler insan\u0131n iki boyutlu do\u011fas\u0131n\u0131 g\u00f6rmezden gelmi\u015f ve insan\u0131 ya sadece ruha ya da sadece bedene ve bedeni arzulara indirgemi\u015ftir. \u0130nsan\u0131 sadece bedeni arzulara indirgeyen bak\u0131\u015f onu kendi varl\u0131\u011f\u0131n\u0131 devam ettirecek ve kendisi i\u00e7in en iyisini se\u00e7ebilecek bir zekaya sahip olan, ihtiya\u00e7lar\u0131n\u0131n tatmini daha ak\u0131ll\u0131 ve daha iyi organize olarak ger\u00e7ekle\u015ftiren bir varl\u0131k olarak de\u011ferlendirmi\u015ftir. Di\u011fer taraftan insan\u0131 sadece ruhi bir varl\u0131k olarak g\u00f6ren yakla\u015f\u0131m ise onu bedeninden kopararak d\u00fcnyayla hi\u00e7bir ili\u015fkisi bulunmayan ruhi bir varl\u0131k olarak tan\u0131mlam\u0131\u015ft\u0131r. Halbuki \u0130zzetbegovi\u00e7\u2019e g\u00f6re bunlardan hi\u00e7birisi insan\u0131n \u00f6z\u00fcne ili\u015fkin ger\u00e7e\u011fi tam olarak vermemektedir. \u0130nsan\u0131 sadece bedene indirgemek onu di\u011fer canl\u0131larla 89 yak\u0131nla\u015ft\u0131ran bir konuma iterken insan\u0131 sadece ruha indirgemek ise onu maddi olmayan uhrevi bir varl\u0131k konumuna yerle\u015ftirmektedir. Bu nedenle iki tan\u0131mlama \u015fekli de \u0130zzetbegovi\u00e7\u2019e g\u00f6re insan\u0131 insan olmaktan uzak farkl\u0131 bir konuma yerle\u015ftirmi\u015ftir. \u0130nsan sadece ruh ve sadece beden \u00fczerinden de\u011ferlendiren bu yakla\u015f\u0131mlar\u0131n \u00f6tesinde ruh ve bedenin ortas\u0131nda bulunan hem ruhu hem bedeni ve hem ruhsal geli\u015fimi hem de bedensel arzular\u0131 i\u00e7inde ta\u015f\u0131yan bir varl\u0131kt\u0131r. \u0130nsan\u0131 hem ruh hem de beden olmas\u0131 \u00fczerinden tan\u0131mlayan \u0130zzetbegovi\u00e7 onu di\u011fer canl\u0131lardan ay\u0131ran \u00f6zelliklerine de insan\u0131n iki boyutlu olmas\u0131 \u00fczerinden ula\u015fmaktad\u0131r. \u0130zzetbegovi\u00e7\u2019e g\u00f6re insan\u0131 varl\u0131klar alemi i\u00e7erisinde farkl\u0131 k\u0131lan \u00f6zelli\u011fi onun hem ruha hem de bedene sahip olan \u2018\u00e7eli\u015fkili bir sentez\u2019 olma durumudur (Ovac\u0131k, 2015: 211). \u0130nsan manevi bir geli\u015fime ihtiya\u00e7 duyarken ayn\u0131 zamanda zaman zaman onun i\u00e7 geli\u015fiminin \u00f6n\u00fcne ge\u00e7ecek bedeni isteklerin \u00e7eli\u015fkisini i\u00e7inde bar\u0131nd\u0131ran bir varl\u0131kt\u0131r. Fakat bununla birlikte \u0130zzetbegovi\u00e7 (2004:41) insan\u0131 insan k\u0131lan \u00f6zellikleri daha \u00e7ok ruhi boyutuyla ili\u015fkili olarak a\u00e7\u0131klamaktad\u0131r. Ona g\u00f6re insan\u0131 sadece beden ve ak\u0131l sahibi bir varl\u0131k olarak tan\u0131mlamak onu hayvanlardan farkl\u0131 bir konuma yerle\u015ftirmenin tam tersine insan\u0131 hayvanlar\u0131n konumuna yak\u0131nla\u015fmaktad\u0131r. Pek \u00e7ok hayvan\u0131n kendi ya\u015fam\u0131n\u0131 devam ettirmek i\u00e7in alet kullanmay\u0131, organize olmay\u0131 sa\u011flayan bir zekaya ve \u015fuura sahip oldu\u011funu belirten \u0130zzetbegovi\u00e7 zekan\u0131n ve akl\u0131n insan\u0131 di\u011fer canl\u0131lardan ay\u0131ran bir \u00f6zellik olmad\u0131\u011f\u0131n\u0131 belirtmektedir. \u0130nsan ruhunun onun etraf\u0131ndaki \u015feylere, varl\u0131klara ve nesnelere anlam vermesi ve anlamlar \u00fczerinden de\u011ferler olu\u015fturmas\u0131n\u0131 sa\u011flad\u0131\u011f\u0131n\u0131 belirten \u0130zzetbegovi\u00e7 insan\u0131n bu \u00f6zellikleriyle hayvanlardan ayr\u0131ld\u0131\u011f\u0131n\u0131 ifade etmektedir. \u0130nsan\u0131n maddi bir ihtiyac\u0131n\u0131 kar\u015f\u0131lamas\u0131 i\u00e7in bile bir eylemde bulunurken dua etmesi veya bir rit\u00fcel ger\u00e7ekle\u015ftirerek bir \u015feylere yasak, do\u011fru, ceza, iyi, k\u00f6t\u00fc, pis, y\u00fcce gibi anlamlar vermesi \u0130zzetbegovi\u00e7\u2019e g\u00f6re insan\u0131 insan k\u0131lan \u00f6zelliklerdir. Maddi d\u00fcnya ile \u00f6teki d\u00fcnyan\u0131n mefhumlar\u0131 \u00fczerinden kurulan bu ili\u015fki b\u00f6ylelikle insan\u0131, d\u00fcnyayla \u00e7\u0131kar ili\u015fkisi kuran di\u011fer canl\u0131lardan ayr\u0131 k\u0131lmaktad\u0131r. Bu \u00f6zellikler bir de\u011fer \u00fcreterek dini, ahlaki ve sanatsal alanlar\u0131 olu\u015fturmakta ve ruha ve maneviyata dayand\u0131\u011f\u0131 i\u00e7in de hi\u00e7bir hayvanda bulunmamaktad\u0131r. Akla dayanmad\u0131\u011f\u0131 i\u00e7in mant\u0131ki bir izah kabul etmeyen bu","\u00f6zellikler hayvanlar\u0131n ya\u015famlar\u0131ndaki gibi hi\u00e7bir fonksiyonel i\u00e7erik de ta\u015f\u0131mamaktad\u0131r. Dolay\u0131s\u0131yla insan\u0131n maddi boyutu onun 90 zoolojik yan\u0131na denk d\u00fc\u015ferken; insan\u0131 canl\u0131lar alemi i\u00e7erisinde farkl\u0131la\u015ft\u0131ran ve ona insani bir \u00f6zellik veren boyutu ruhi ve manevi yan\u0131d\u0131r. \u0130zzetbegovi\u00e7\u2019in ifadesiyle: \u201c\u2026 insan ile hayvan aras\u0131ndaki kesin fark, buna g\u00f6re fizik ve zekai de\u011fil, her\u015feyden evvel manevidir ve az\u00e7ok a\u00e7\u0131k olan dini, ahlaki ve estetik \u015fuurun varl\u0131\u011f\u0131nda kendini g\u00f6sterir.\u201d (\u0130zzetbegovi\u00e7, 2004: 46). \u0130nsan\u0131n \u00f6z\u00fcn\u00fc olu\u015fturan \u015feyleri genellikle ruh s\u00fctunu alt\u0131nda toplayan \u0130zzetbegovi\u00e7\u2019in bu unsurlara insan\u0131 insan yapan \u00f6zellikle olmas\u0131 sebebiyle \u00f6nem vermekle birlikte insan\u0131n maddi bir boyutunun olmas\u0131n\u0131n da ihmal edilemeyece\u011fini belirtmektedir. \u0130nsan, onu di\u011fer canl\u0131lardan ay\u0131ran \u00f6zellikleri itibariyle d\u00fcnyaya anlamland\u0131rma \u00e7abas\u0131 ve anlam d\u00fcnyas\u0131 olu\u015fturma, de\u011ferler \u00fcretme, ahlak ve sanat olu\u015fturma gibi hususlara sahip olmakla birlikte onun fiziki isteklere sahip de bir varl\u0131kt\u0131r. \u0130nsan\u0131n anla\u015f\u0131lmas\u0131 i\u00e7in onun ruhunun anla\u015f\u0131lmas\u0131 gibi maddi boyutunun da anla\u015f\u0131lmas\u0131 gerekmektedir. \u0130zzetbegovi\u00e7\u2019in d\u00fc\u015f\u00fcncelerinde insan\u0131n \u00f6z\u00fcne ili\u015fkin yap\u0131lan bu tart\u0131\u015fma insan\u0131n nereden geldi\u011fi sorusunu da i\u00e7ermektedir. \u0130nsan\u0131n k\u00f6kenine dair d\u00fc\u015f\u00fcncelerin insan\u0131n kim oldu\u011funa ili\u015fkin aray\u0131\u015flar i\u00e7in \u00f6nemli bir mesele oldu\u011funa vurgu yapan \u0130zzetbegovi\u00e7 (2014: 31) bu konuda Darwin\u2019in insan tan\u0131m\u0131 ile Michelangelo\u2019nun insan\u0131 ele alma \u015feklini incelemektedir. Darwin insan\u0131 basitten karma\u015f\u0131\u011fa do\u011fru geli\u015fen bir organizma olarak tekam\u00fcl ve evrim s\u00fcreci \u00fczerinden tan\u0131mlamaktad\u0131r. \u0130nsan\u0131n tek\u00e2m\u00fcl s\u00fcrecinin bir \u00fcr\u00fcn\u00fc olarak g\u00f6rmek ise onun hem biyolojik hem ruhi \u00f6zelliklerini kendili\u011finden olu\u015fan bir tesad\u00fcfe indirgenmesi anlam\u0131na gelmektedir. Dolay\u0131s\u0131yla evrim d\u00fc\u015f\u00fcncesi insan\u0131 mekanik bir d\u00fczen i\u00e7erisinde kurallar \u00e7er\u00e7evesinde determine edilmi\u015f zorunlu bir varl\u0131\u011fa ve t\u00fcm d\u00fczeni ve insan\u0131 da bir tesad\u00fcfli\u011fe indirgemektedir. \u0130nsan\u0131 bir zorunlulu\u011fa indirgemek ise \u0130zzetbegovi\u00e7\u2019e g\u00f6re hayvan ve insan fark\u0131n\u0131 azaltmak ve insani \u00f6zden uzakla\u015fmak anlam\u0131na gelmektedir. \u0130nsan\u0131n zorunlu bir varl\u0131k olmas\u0131 demek onun kendi istekleri ve se\u00e7imleri olmayan, hayvanlar gibi belirli g\u00fcd\u00fclerle hareket eden bir varl\u0131k olmas\u0131 demektir. Kendi g\u00fcd\u00fclerini ger\u00e7ekle\u015ftirmek isteyen insan\u0131n evrimle\u015ferek bunu daha iyi organize olarak ve daha zeki yollardan ger\u00e7ekle\u015ftirmesi ise onun hayvan\u0131n sadece \u00fcst derecesinde bulunan bir varl\u0131k anlam\u0131na gelmesine neden olmaktad\u0131r. Di\u011fer taraftan Michelangelo ise insan\u0131 yarat\u0131lma \u00fczerinden tan\u0131mlamaktad\u0131r. Yarat\u0131lma m\u00fctefekkirin d\u00fc\u015f\u00fcncelerinde insan\u0131n h\u00fcrriyeti meselesini i\u00e7erir. \u0130nsan\u0131 ve onun 91 eylemlerini mekanik neden sonu\u00e7 ili\u015fkisi \u00fczerinden de\u011fil se\u00e7imlerinden sorumlu k\u0131lan bir yarat\u0131c\u0131n\u0131n varl\u0131\u011f\u0131 \u00fczerinden tan\u0131mlamak insan\u0131n h\u00fcr olmas\u0131n\u0131 kabul etmek anlam\u0131na gelmektedir. \u201cAllah yoksa insan yoktur ya da Allah varsa insan da vard\u0131r\u201d (2019b: 25) ifadesine \u00f6nem veren \u0130zzetbegovi\u00e7 yarat\u0131c\u0131n\u0131n varl\u0131\u011f\u0131yla insan\u0131 insan k\u0131lan \u00f6zg\u00fcrl\u00fc\u011f\u00fcn\u00fcn var olmas\u0131yla insan\u0131n varl\u0131k kazanmas\u0131na vurgu yapmaktad\u0131r. B\u00f6ylelikle ona g\u00f6re insan\u0131 \u00f6zg\u00fcr k\u0131lmak insani yan\u0131na yak\u0131nla\u015ft\u0131rmak anlam\u0131na gelmektedir. Dolay\u0131s\u0131yla din ve Tanr\u0131 insan\u0131n varl\u0131\u011f\u0131n\u0131n da garanti alt\u0131na al\u0131nmas\u0131 demektir. 2.2.2. K\u00fclt\u00fcr ve Medeniyet D\u00fcalizmi T\u00fcm d\u00fc\u015f\u00fcncelerini insan ger\u00e7ekli\u011finden ve insan\u0131n iki boyutlu bir varl\u0131k olmas\u0131 fikrinden ula\u015fan Aliya \u0130zzetbegovi\u00e7\u2019in d\u00fc\u015f\u00fcnce d\u00fcnyas\u0131nda k\u00fclt\u00fcr ve medeniyet kar\u015f\u0131tl\u0131\u011f\u0131 da insan\u0131n d\u00fcalistik yap\u0131s\u0131na ba\u011fl\u0131 olarak ortaya \u00e7\u0131kmaktad\u0131r. M\u00fctefekkir insan\u0131n iki kutuplu yap\u0131s\u0131na ba\u011fl\u0131 olarak k\u00fclt\u00fcr ve medeniyeti iki z\u0131t unsur olarak ele almaktad\u0131r. Ona g\u00f6re ruh ve maddeden olu\u015fan iki boyutlu bir","varl\u0131k olan insan\u0131n ruhu k\u00fclt\u00fcre; maddi yan\u0131 ise medeniyete tekab\u00fcl etmekte (\u0130zzetbegovi\u00e7, 2019: 272) ve bu ikili yap\u0131s\u0131 \u00fczerinden insan\u0131n ortaya koydu\u011fu eylemler, \u00fcr\u00fcnler ve tav\u0131rlar bir kar\u015f\u0131tl\u0131k alan\u0131 olarak medeniyet ve k\u00fclt\u00fcr\u00fc olu\u015fturmaktad\u0131r. M\u00fctefekkir medeniyet ve k\u00fclt\u00fcr aras\u0131ndaki kar\u015f\u0131t ili\u015fkiyi de\u011ferlendirirken insan\u0131n medeniyet olu\u015fturan boyutuna ve k\u00fclt\u00fcr \u00fcreten yan\u0131na odaklanmaktad\u0131r. \u0130nsan\u0131n medeniyeti \u00fcreten boyutunun maddi bir boyut olmas\u0131yla onun akl\u0131 ve zihnini temel alan bir varl\u0131k olmas\u0131na i\u015faret eden \u0130zzetbegovi\u00e7 k\u00fclt\u00fcr\u00fc olu\u015fturan insani boyutun manevi olmas\u0131yla ise insan\u0131n ruh ve manevi duygusunu \u00f6n planda tutan bir varl\u0131k olmas\u0131na vurgu yapmaktad\u0131r. M\u00fctefekkire g\u00f6re insan\u0131n t\u00fcm maddi istekleri, \u00e7abalar\u0131, eylemleri, d\u00fc\u015f\u00fcnceleri onun bedenine ve medeniyete, insan\u0131n t\u00fcm manevi hissiyatlar\u0131, istekleri, \u00e7abalar\u0131, eylemleri, d\u00fc\u015f\u00fcnceleri ruhuna ve k\u00fclt\u00fcre kar\u015f\u0131l\u0131k gelmektedir. \u0130zzetbegovi\u00e7\u2019in k\u00fclt\u00fcr ve medeniyete dair a\u00e7\u0131klamalar\u0131 ve iki olguyu tan\u0131mlama bi\u00e7imi k\u00fclt\u00fcr ve medeniyet tart\u0131\u015fmalar\u0131 i\u00e7erisinde olduk\u00e7a farkl\u0131 bir yerde konumlanmaktad\u0131r. Ayd\u0131n\u2019\u0131n (2013: 109) da belirtti\u011fi gibi genellikle birbirlerini kapsay\u0131c\u0131 kavramlar olarak tan\u0131mlanan k\u00fclt\u00fcr ve medeniyet m\u00fctefekkirin d\u00fc\u015f\u00fcncelerinde insan\u0131n ikili\u011fi temelinde bir z\u0131tl\u0131k \u00fczerinden ele al\u0131nmakta ve birbirlerine kar\u015f\u0131t olarak konumland\u0131r\u0131lmaktad\u0131r. Bu nedenle m\u00fctefekkirin d\u00fc\u015f\u00fcncelerinde k\u00fclt\u00fcr ve medeniyet 92 aras\u0131nda birbirini besleyici bir ili\u015fkiden ziyade birbiriyle \u00e7at\u0131\u015fan ve birbirini d\u0131\u015flayan bir ili\u015fki bulunmaktad\u0131r (Ko\u00e7, 2016: 524). \u0130ki ger\u00e7eklik alan\u0131n\u0131 birbirine z\u0131t olarak konumland\u0131ran \u0130zzetbegovi\u00e7\u2019in bu tan\u0131mlamalar\u0131nda Alman d\u00fc\u015f\u00fcncesinden ve \u00f6zellikle Alman d\u00fc\u015f\u00fcn\u00fcr Oswald Spengler6\u2019den etkilendi\u011fi g\u00f6r\u00fclmektedir. Bat\u0131n\u0131n bunal\u0131ml\u0131 bir d\u00f6neminde d\u00fc\u015f\u00fcncelerini tarih, medeniyet ve k\u00fclt\u00fcr gibi kavramlar \u00fczerinden ortaya koyan Spengler k\u00fclt\u00fcr ve medeniyet olgular\u0131n\u0131 birbirine z\u0131t iki ger\u00e7eklik olarak ele almaktad\u0131r. Spengler k\u00fclt\u00fcr\u00fc bir toplumun kendi geleneklerine ba\u011fl\u0131, canl\u0131 ve ruha sahip bir a\u015famas\u0131 olarak tan\u0131mlarken medeniyeti \u201ck\u00fclt\u00fcr\u00fcn \u00f6nlenemez kaderi\u201d ve \u201cgeli\u015fmi\u015f bir insanl\u0131k t\u00fcr\u00fcn\u00fcn varabilece\u011fi en d\u0131\u015f ve suni durum\u201d (Spengler, 1997: 45) olarak g\u00f6rerek k\u00fclt\u00fcr\u00fcn bozulmu\u015f ve \u00e7\u00f6k\u00fc\u015f a\u015famas\u0131na ge\u00e7mi\u015f tarihsel bir a\u015famas\u0131 olarak de\u011ferlendirmektedir. Ona g\u00f6re k\u00fclt\u00fcr\u00fcn mecburi olarak ula\u015faca\u011f\u0131 medeniyet noktas\u0131 maddi bir ruha sahip olan, sanat\u0131n \u00e7\u00f6kt\u00fc\u011f\u00fc, b\u00fcy\u00fck \u015fehirlerin do\u011fdu\u011fu, iktisadi ve siyasi olarak d\u00fcnyevi ili\u015fkilerin artt\u0131\u011f\u0131, yery\u00fcz\u00fcne yay\u0131lma e\u011filimi ta\u015f\u0131yan ve her \u015feyde zekaya ba\u011fl\u0131 olarak sebep sonu\u00e7 ili\u015fkisi arayan maddi bir d\u00f6nemdir. Spengler k\u00fclt\u00fcr ve medeniyet aras\u0131ndaki bu z\u0131tl\u0131\u011f\u0131 Bat\u0131n\u0131n ya\u015fad\u0131\u011f\u0131 de\u011fi\u015fim \u00fczerinden ele al\u0131rken Bat\u0131\u2019da k\u00fclt\u00fcrden medeniyete ge\u00e7i\u015fin s\u0131n\u0131rlar\u0131n\u0131 \u015fu \u015fekilde ortaya koymaktad\u0131r: \u201c\u2026 s\u0131n\u0131r\u0131n bir taraf\u0131nda b\u00fct\u00fcn kendine g\u00fcvenli\u011fi ve co\u015fkunlu\u011fuyla i\u00e7ten bir geli\u015fmeyle .. kesintisizce evrimle\u015fen bir hayat di\u011fer taraf\u0131nda ise zekan\u0131n bi\u00e7imlendirdi\u011fi \u015fekillerin tesiri alt\u0131nda b\u00fcy\u00fck \u015fehirlerimizin sonbahar\u0131ms\u0131, suni k\u00f6ks\u00fcz hayat\u0131. K\u00fclt\u00fcr insan\u0131 i\u00e7e d\u00f6n\u00fck, medeniyet insan\u0131 uzayda, cisimler ve olaylar aras\u0131nda d\u0131\u015fa d\u00f6n\u00fck olarak ya\u015far. Birinin kader olarak duydu\u011funu, di\u011feri bir sebep ve netice ba\u011flant\u0131s\u0131 diye anlar ve dolay\u0131s\u0131yla biri maddecidir, kelimenin medeniyet ve sadece medeniyet i\u00e7in ge\u00e7erli olan manas\u0131yla.\u201d (Spengler, 1997: 252) Dolay\u0131s\u0131yla Spengler\u2019a g\u00f6re i\u00e7e d\u00f6n\u00fckl\u00fck, k\u00f6y ya\u015fam\u0131, olaylar\u0131n kadere ba\u011fl\u0131 a\u00e7\u0131klanmas\u0131, manevilik ve ruh k\u00fclt\u00fcre tekab\u00fcl ederken; d\u0131\u015fa ba\u011fl\u0131l\u0131k, kent, sebep sonu\u00e7, maddilik ve zeka da medeniyete aittir. K\u00fclt\u00fcr ve medeniyet birbirine z\u0131t unsurlar \u00fczerinden \u015fekillenmektedir. Spengler gibi k\u00fclt\u00fcr ve medeniyeti bir kar\u015f\u0131tl\u0131k \u00fczerinden ele alan \u0130zzetbegovi\u00e7 de bu iki mefhumu birbirine z\u0131t unsurlar \u00fczerinden varl\u0131\u011f\u0131 iki ana b\u00f6l\u00fcme ay\u0131rarak incelemektedir. \u0130zzetbegovi\u00e7 insan\u0131n i\u00e7sel bir talep \u00fczerinden olu\u015fturdu\u011fu bir ya\u015fam tarz\u0131 olarak k\u00fclt\u00fcr\u00fcn manevili\u011fi, ruhu, duygular\u0131, dini, ahlak\u0131, sanat\u0131 i\u00e7erdi\u011fini 6 Oswald Spengler 1880-1936 y\u0131llar\u0131 aras\u0131nda","ya\u015fam\u0131\u015f Alman bir d\u00fc\u015f\u00fcn\u00fcrd\u00fcr. Spengler tarihin ak\u0131\u015f\u0131n\u0131 de\u011fi\u015ftiren pek \u00e7ok olay\u0131n ya\u015fand\u0131\u011f\u0131 bir d\u00f6nemde ve Bat\u0131n\u0131n da tarihsel karga\u015fa i\u00e7erisinde bulundu\u011fu bir y\u00fczy\u0131lda tarih, medeniyet ve k\u00fclt\u00fcre ili\u015fkin \u00f6nemli d\u00fc\u015f\u00fcnceler ortaya koymu\u015ftur. Bat\u0131n\u0131n \u00c7\u00f6k\u00fc\u015f\u00fc isimli eserinde tarihsel bir morfoloji \u00fcretme \u00e7abas\u0131nda olan Spengler i\u00e7inde ya\u015fad\u0131\u011f\u0131 Bat\u0131 toplumunun bunal\u0131m\u0131na ve gelece\u011fine y\u00f6nelik bir analiz olu\u015fturma \u00e7abas\u0131ndad\u0131r. Daha fazla bilgi i\u00e7in bknz Bat\u0131n\u0131n \u00c7\u00f6k\u00fc\u015f\u00fc. Meryem S\u00fcmeyye MAL\u0130K B\u0130N NEB\u0130 ve AL\u0130YA \u0130ZZETBEGOV\u0130\u00c7\u2019TE MEDEN\u0130YET F\u0130KR\u0130 Meryem S\u00fcmeyye \u00d6ZBAYRA pubhtml5.com\/hrft\/ybzf\/basic\/101-150 ademcelik032 93 belirtirken, insan\u0131n d\u00fcnyevili\u011fi \u00fczerinden olu\u015fan medeniyetin zekaya, fonksiyona, neden- sonuca, tekni\u011fe ve maddili\u011fe dayand\u0131\u011f\u0131n\u0131 ifade etmektedir. Bu nedenle Spengler\u2019da oldu\u011fu gibi ruh, duygu, k\u00f6y gibi unsurlar k\u00fclt\u00fcre; madde, zeka, kent gibi unsurlar da medeniyete aittir. \u0130zzetbegovi\u00e7 ayn\u0131 zamanda Spengler\u2019\u0131n k\u00fclt\u00fcr ve medeniyet aras\u0131ndaki ili\u015fkinin niteli\u011fine ili\u015fkin de\u011ferlendirmelerinden de etkilenmi\u015ftir. Tarihi bir d\u00f6ng\u00fc \u00fczerinden a\u00e7\u0131klayan Spengler\u2019\u0131n tarihsel s\u00fcre\u00e7 i\u00e7erisinde her k\u00fclt\u00fcr\u00fcn medeniyete do\u011fru evrilen bir yap\u0131ya sahip oldu\u011funu ifade etmesi gibi \u0130zzetbegovi\u00e7 de uygarl\u0131\u011f\u0131n ilerlemesi ve geli\u015fmi\u015fli\u011fin artmas\u0131n\u0131n k\u00fclt\u00fcr\u00fcn gerilemesine neden olan do\u011fas\u0131na vurgu yapmaktad\u0131r. Tarihteki t\u00fcm k\u00fclt\u00fcrlerin do\u011fal bir s\u00fcre\u00e7 i\u00e7erisinde ya\u015fl\u0131l\u0131k, hayat ritimlerinin yava\u015flamas\u0131 sonucu ad\u0131m ad\u0131m \u00f6l\u00fcme gitti\u011fini belirten \u0130zzetbegovi\u00e7 (2019: 450) Spengler\u2019\u0131n organizmac\u0131 tarih anlay\u0131\u015f\u0131na benzer bir tarih g\u00f6r\u00fc\u015f\u00fc savunmaktad\u0131r. Tarihin de canl\u0131 bir organizmaya benzer s\u00fcre\u00e7lerden ge\u00e7erek de\u011fi\u015fti\u011fini savunan \u0130zzetbegovi\u00e7 bunun sebebini ise maddi geli\u015fmi\u015flik olarak medeniyetin insani \u00f6z\u00fc, ruhu ve dolay\u0131s\u0131yla k\u00fclt\u00fcr\u00fc tahrip eden bir \u00f6ze sahip olmas\u0131nda g\u00f6rmektedir. D\u00fc\u015f\u00fcncelerini insan ger\u00e7ekli\u011fi ve onun iki boyutlu bir yap\u0131ya sahip olmas\u0131 fikrinden hareketle olu\u015fturan \u0130zzetbegovi\u00e7 geli\u015fmi\u015flik ve ilerleme olarak medeniyeti, ruhi geli\u015fmi\u015flik olan k\u00fclt\u00fcre kar\u015f\u0131 y\u00fcr\u00fcyen bir ilerleme olarak de\u011ferlendirir. Tarihteki t\u00fcm k\u00fclt\u00fcrlerin yava\u015f yava\u015f \u00f6l\u00fcme gitti\u011fini belirten \u0130zzetbegovi\u00e7 di\u011fer taraftan medeniyetin ise s\u00fcrekli olarak ilerledi\u011fini belirtmektedir. \u0130ki farkl\u0131 tarihin olmas\u0131","\u00fczerinden medeniyet ve k\u00fclt\u00fcr analizlerini ortaya koyan \u0130zzetbegovi\u00e7 iki farkl\u0131 tarih oldu\u011fu g\u00f6r\u00fc\u015fleri nedeniyle de k\u00fclt\u00fcr ve medeniyetin her ikisinin de\u011fi\u015fiminin de farkl\u0131 bir seyirde oldu\u011funu ifade etmektedir. Ona g\u00f6re medeniyet ilerleme bi\u00e7iminde k\u00fclt\u00fcr ise d\u00f6ng\u00fcsel bir \u015fekilde de\u011fi\u015fime u\u011framaktad\u0131r. Bilim, teknik, gibi medeniyet unsurlar\u0131n\u0131n ilerleyerek bir de\u011fi\u015fime u\u011frarken; ahlak ve sanat gibi k\u00fclt\u00fcrel unsurlar ise d\u00f6ng\u00fcsel olarak de\u011fi\u015fmektedir. Dolay\u0131s\u0131yla \u0130zzetbegovi\u00e7 Spengler gibi d\u00f6ng\u00fcsel bir tarih anlay\u0131\u015f\u0131n\u0131 kabul etmekle birlikte geli\u015fen bir teknik olarak medeniyetin ilerleme \u00fczerinden devam etti\u011fini belirtmektedir. Tarihin de\u011fi\u015fimine ili\u015fkin g\u00f6r\u00fc\u015flerini iki farkl\u0131 tarihin olmas\u0131 \u00fczerinden ortaya koyan \u0130zzetbegovi\u00e7\u2019in bu g\u00f6r\u00fc\u015flerinde olduk\u00e7a \u00f6zg\u00fcn oldu\u011fu g\u00f6r\u00fclmektedir. \u0130zzetbegovi\u00e7\u2019in d\u00fc\u015f\u00fcncelerinde O. Spengler\u2019\u0131n etkisini bulmakla ve iki ismin birbirlerine benzeyen g\u00f6r\u00fc\u015flerinin varl\u0131\u011f\u0131n\u0131 ifade etmekle birlikte ikisi aras\u0131nda bir ba\u015fka 94 farkl\u0131l\u0131\u011fa da dikkat \u00e7ekmek gerekmektedir. Fikirlerini birbirine z\u0131t unsurlardan \u00fczerinden ortaya koyan ve iki farkl\u0131 d\u00fcnya ayr\u0131m\u0131n\u0131 da bu iki d\u00fcnyan\u0131n bilgisine ula\u015fma faaliyeti temelinde ele alan Spengler iki farkl\u0131 d\u00fcnyay\u0131 bilme \u00e7abalar\u0131 \u00fczerinden bilimleri de\u011ferlendiren Hegel, Windelband ve Rickert gibi isimlerin g\u00f6r\u00fc\u015flerine benzer g\u00f6r\u00fc\u015fler sunmu\u015ftur (Sorokin, 2008: 105). Bu nedenle Spengler\u2019da varl\u0131\u011fa ili\u015fkin bu ikilik daha \u00e7ok epistemolojik bir ba\u011flamda ele al\u0131n\u0131rken ve bu iki d\u00fcnyan\u0131n \u00f6zelliklerini bilme y\u00f6nteminin hangisi olmas\u0131 gerekti\u011fi \u00fczerinden de\u011ferlendirilirken \u0130zzetbegovi\u00e7\u2019in d\u00fc\u015f\u00fcnce d\u00fcnyas\u0131nda insan\u0131n ikili\u011fi temelinde t\u00fcm olgularda ve durumlarda ortaya \u00e7\u0131kan temel bir varl\u0131k meselesi olarak ele al\u0131nmaktad\u0131r. \u0130nsan ger\u00e7ekli\u011finin tarihe ruhi ve manevi yans\u0131mas\u0131n\u0131n k\u00fclt\u00fcr\u00fc; maddi ve biyolojik yans\u0131mas\u0131n\u0131n ise medeniyeti do\u011furdu\u011funu ifade eden \u0130zzetbegovi\u00e7 bu nedenle t\u00fcm tarihi, insan varolu\u015funun iki y\u00f6n\u00fcn\u00fcn yans\u0131mas\u0131 olarak de\u011ferlendirmektedir (\u0130zzetbegovi\u00e7, 2019: 353, 259). \u0130nsan\u0131n tarihe ruhi ve maddi olarak yans\u0131mas\u0131 ve dolay\u0131s\u0131yla k\u00fclt\u00fcr\u00fc ve medeniyeti ortaya \u00e7\u0131karmas\u0131, \u0130zzetbegovi\u00e7\u2019in d\u00fc\u015f\u00fcnce d\u00fcnyas\u0131nda insan\u0131n varl\u0131kla ve \u00e7evresiyle kurdu\u011fu ili\u015fkinin niteli\u011fi neticesinde ve bu ili\u015fki temelinde ger\u00e7ekliklere, olaylara, nesnelere bir anlam vermesi sonucunda ortaya \u00e7\u0131kmaktad\u0131r. \u0130nsan \u00e7evresiyle kurdu\u011fu ili\u015fkide temel ama\u00e7 olarak kendine h\u00e2kim olmay\u0131 benimsiyorsa k\u00fclt\u00fcr, d\u0131\u015f d\u00fcnyaya h\u00e2kim olmay\u0131 \u00f6nceliyorsa medeniyet ortaya \u00e7\u0131kmaktad\u0131r. \u0130zzetbegovi\u00e7 k\u00fclt\u00fcr ve medeniyete dair bu d\u00fc\u015f\u00fcncelerini \u015fu \u015fekilde ifade etmektedir. \u201cT\u00fcm k\u00fclt\u00fcr dinin insan \u00fczerindeki veya insan\u0131n kendi \u00fczerindeki tesirinden ibarettir; b\u00fct\u00fcn medeniyet7 zekan\u0131n tabiat ve d\u0131\u015f d\u00fcnya \u00fczerindeki tesiri demektir.\u201d (\u0130zzetbegovi\u00e7, 2004: 87). \u0130nsan\u0131n kendine h\u00e2kim olmas\u0131 d\u0131\u015f d\u00fcnyaya ili\u015fkin isteklerini, arzular\u0131n\u0131 dizginleyip d\u00fczenlemesi ve bu d\u00fcnyay\u0131 kendini metafizik bir ba\u011flama ta\u015f\u0131yacak bir alan olarak g\u00f6rmesiyken, d\u0131\u015f d\u00fcnyaya h\u00e2kim olmas\u0131 onun kendini \u00fcst bir ilke olarak g\u00f6rerek d\u0131\u015f d\u00fcnyay\u0131 kontrol edilmesi gereken bir nesneye d\u00f6n\u00fc\u015ft\u00fcrmeye \u00e7al\u0131\u015farak (\u00d6zdemir, 2014: 29) onu istekleri do\u011frultusunda d\u00fczenlemesi anlam\u0131na gelmektedir. Dolay\u0131s\u0131yla insan kendi isteklerini ve arzular\u0131n\u0131 dizginleyerek manevi varl\u0131\u011f\u0131na at\u0131f yaparken k\u00fclt\u00fcr\u00fc; d\u0131\u015f d\u00fcnyay\u0131 isteklerine g\u00f6re \u015fekillendirmesi ve ondan en y\u00fcksek verimi alma \u00e7abas\u0131yla maddi varl\u0131\u011f\u0131na at\u0131f yaparak medeniyeti olu\u015fturmaktad\u0131r. 7 \u0130zzetbegovi\u00e7\u2019in Do\u011fu ve Bat\u0131 Aras\u0131ndaki \u0130slam isimli kitab\u0131n\u0131n Salih \u015eaban \u00e7evirisinde medeniyet yerine uygarl\u0131k kelimesi kullan\u0131lm\u0131\u015ft\u0131r. \u0130zzetbegovi\u00e7 uygarl\u0131k ve medeniyet ayr\u0131m\u0131 yapmad\u0131\u011f\u0131 ve bu \u00e7al\u0131\u015fma medeniyet meselesine odakland\u0131\u011f\u0131 i\u00e7in bu \u00e7al\u0131\u015fmada uygarl\u0131k yerine medeniyet kelimesi tercih edilmi\u015ftir.","95 Ayn\u0131 zamanda insan\u0131n i\u00e7ine ve i\u00e7 d\u00fcnyas\u0131na d\u00f6n\u00fck olmas\u0131 insan\u0131n neden ya\u015f\u0131yorum?, nereden geldim? gibi kendi varl\u0131\u011f\u0131na ili\u015fkin anlam aray\u0131\u015flar\u0131n\u0131n i\u00e7inde olmas\u0131 demektir. \u0130nsan\u0131n d\u0131\u015fa d\u00f6n\u00fck olmas\u0131 ise nas\u0131l ya\u015f\u0131yorum?, daha iyi nas\u0131l ya\u015far\u0131m? gibi insan\u0131n ihtiya\u00e7lar\u0131na ili\u015fkin cevap aray\u0131\u015flar\u0131 i\u00e7inde bulunmas\u0131d\u0131r (\u0130zzetbegovi\u00e7, 2019: 259). Dolay\u0131s\u0131yla k\u00fclt\u00fcr ve medeniyet aras\u0131ndaki temel farklardan birisi k\u00fclt\u00fcr\u00fcn insan\u0131n kendine dair ontolojik bir anlam \u00e7abas\u0131 i\u00e7erisinde olmas\u0131 ve insan\u0131n kendini ke\u015ffetmesinin bir yolu olmas\u0131na (Co\u015fkun, 2016: 558) kar\u015f\u0131l\u0131k medeniyetin insan\u0131n sadece maddi ihtiya\u00e7lar\u0131na cevap verme \u00e7abas\u0131 i\u00e7erisinde olu\u015funda ortaya \u00e7\u0131kmaktad\u0131r. \u0130nsan\u0131n kendini ke\u015ffetmesini \u00f6nceleyen ve kendine olan hakimiyetini artt\u0131rmas\u0131n\u0131 bekleyen k\u00fclt\u00fcr bu nedenle bu ke\u015ffin ve hakimiyetin \u00f6n\u00fcnde engel olabilecek maddi ba\u011f\u0131ml\u0131l\u0131klar\u0131n ve ihtiya\u00e7lar\u0131n say\u0131s\u0131n\u0131 en aza indirerek insan\u0131n i\u00e7 h\u00fcrriyetini geli\u015ftirmeye y\u00f6nelik bir \u00e7a\u011fr\u0131da bulunmaktad\u0131r. Bunun aksine medeniyette ise insan\u0131n maddi ihtiya\u00e7lar\u0131n\u0131 her ge\u00e7en g\u00fcn daha da artt\u0131rmas\u0131 y\u00f6n\u00fcnde bir \u00e7a\u011fr\u0131 mevcuttur. K\u00fclt\u00fcr\u00fcn arzular\u0131 yok edin iste\u011fine kar\u015f\u0131n medeniyetin durmadan yeni arzular \u00fcretin \u015feklindeki iste\u011fi medeniyet ve k\u00fclt\u00fcr\u00fcn temel karakterleridir (\u0130zzetbegovi\u00e7, 2004: 86-87). Anlam \u00e7abas\u0131 i\u00e7erisinde bulunan insan\u0131n bu s\u00fcre\u00e7te d\u0131\u015f d\u00fcnyaya ait olmayan mefhumlar\u0131 bu alana dahil ederek varl\u0131\u011f\u0131 anlamland\u0131rma \u00e7abas\u0131 onun k\u00fclt\u00fcr \u00fcreten boyutunun en \u00f6nemli \u00f6zelliklerinden biri olarak kar\u015f\u0131m\u0131za \u00e7\u0131kmaktad\u0131r. K\u00fclt\u00fcrel insan ili\u015fki kurdu\u011fu nesneyi veya varl\u0131\u011f\u0131 k\u00f6t\u00fc, iyi, pis, lanetli gibi mefhumlar\u0131 olu\u015fturarak anlamaya \u00e7al\u0131\u015f\u0131rken hem bir anlam d\u00fcnyas\u0131 olu\u015fturma hem de de\u011fer \u00fcretme faaliyeti i\u00e7erisindedir (Ovac\u0131k, 2015: 200). Dolay\u0131s\u0131yla varl\u0131ksal bir anlam \u00fcretme s\u00fcreci bir de\u011fer \u00fcretmeyi de beraberinde getirdi\u011fi i\u00e7in k\u00fclt\u00fcr insan\u0131n hayata dair anlam \u00fcreten boyutunun yan\u0131 s\u0131ra de\u011fer veren boyutuna da tekab\u00fcl etmektedir. Nitekim \u0130zzetbegovi\u00e7\u2019e (2004: 83- 84) g\u00f6re insan\u0131n k\u00fclt\u00fcr boyutu s\u0131rlarla dolu olan d\u00fcnyay\u0131 anlamland\u0131rmak i\u00e7in ilk resmi \u00e7izmesiyle ve onun cans\u0131z varl\u0131klara ruhi ve manevi anlamlar y\u00fckleyerek onlara de\u011fer vermesiyle ortaya \u00e7\u0131km\u0131\u015ft\u0131r. \u0130nsan\u0131n d\u00fcnyay\u0131 anlamland\u0131rma ve dolay\u0131s\u0131yla kendi varl\u0131\u011f\u0131na ili\u015fkin bir anlama ula\u015fma s\u00fcrecinde onu y\u00f6nlendiren \u015fey ise insan\u0131n ruhu ve varolu\u015f\u00e7u hissiyat\u0131d\u0131r. \u0130nsan ruhu temelinde olu\u015fan k\u00fclt\u00fcr de bu ba\u011flamda varolu\u015f\u00e7u hissiyatlar\u0131 temelinde ortaya \u00e7\u0131kmaktad\u0131r. Temel varolu\u015f\u00e7uluk hislerinin darl\u0131k, korku, kayg\u0131 gibi ruhi hisler oldu\u011funu belirten \u0130zzetbegovi\u00e7 (\u0130zzetbegovi\u00e7, 2019: 328) k\u00fclt\u00fcr alan\u0131n\u0131 ortaya \u00e7\u0131karan duygunun bu 96 hissiyatlar i\u00e7erisinde en \u00f6nemlilerinden birisini manevi korku olarak belirlemi\u015ftir. \u0130zzetbegovi\u00e7\u2019e g\u00f6re varl\u0131\u011f\u0131n s\u0131r ve belirsizlikleriyle ilgili manevi korku k\u00fclt\u00fcr\u00fcn olu\u015fmas\u0131n\u0131n temelinde yatan hissiyatt\u0131r. \u0130nsanlar\u0131n bu manevi korku \u00fczerinden d\u00fcnyayla ili\u015fki kurmalar\u0131 ve \u015feylere anlamlar y\u00fckleyerek baz\u0131lar\u0131n\u0131 g\u00fcnah, lanetli baz\u0131lar\u0131n\u0131 y\u00fcce, temiz saymalar\u0131 neticesinde k\u00fclt\u00fcr meydana gelmektedir (\u0130zzetbegovi\u00e7, 2004: 47). Bu nedenle insanlar\u0131n manevi olarak kendilerinden daha y\u00fcce bir varl\u0131ktan duyduklar\u0131 korkuyla kendili\u011finden bir anlama sahip olmayan bir ta\u015fa ruhun sembol\u00fc olarak bir anlam y\u00fcklemesi ve onu kendini metafizik bir ba\u011flama ta\u015f\u0131yan bir ara\u00e7 olarak g\u00f6rmesi k\u00fclt\u00fcr\u00fcn do\u011fmas\u0131n\u0131 sa\u011flayan en \u00f6nemli ve iptidai hissiyatt\u0131r. K\u00fclt\u00fcr\u00fc varl\u0131\u011fa ili\u015fkin anlam vererek ya\u015fanan bir hayat s\u00fcreci olarak ele alan m\u00fctefekkir medeniyeti ise manas\u0131z ya\u015fam bi\u00e7imi \u00fcreten bir alan olarak de\u011ferlendirmektedir. Bu nedenle uygarl\u0131\u011f\u0131n geli\u015fmesi \u0130zzetbegovi\u00e7\u2019e g\u00f6re insan\u0131n ya\u015fam\u0131n\u0131n daha da anlams\u0131z bir hale gelmesine sebep olmaktad\u0131r. Nitekim uygarl\u0131\u011f\u0131n \u00f6z\u00fcnde yer alan ilerlemenin artmas\u0131yla alkol kullan\u0131m\u0131n\u0131n, cinayet, kumar, pornografi","oranlar\u0131n\u0131n artmas\u0131 da m\u00fctefekkire g\u00f6re medeniyetin insanlar i\u00e7in herhangi bir anlam sunmaktan uzak bir ya\u015fam bi\u00e7imi olmas\u0131yla ili\u015fkilidir (\u0130zzetbegovi\u00e7, 2004: 112-116). \u0130nsan\u0131n varl\u0131\u011fa ili\u015fkin anlam aray\u0131\u015f\u0131n\u0131 yitirdi\u011fi manas\u0131z bir d\u00fczende insan ruhi boyutunu ihmal ederek maddi arzular\u0131n\u0131n pe\u015finde gitmektedir. Manas\u0131z bu hayatta insan sadece maddi isteklerinin pe\u015finde gidip ya\u015fam\u0131n\u0131 daha iyi idame ettirebilmek i\u00e7in ise konfora b\u00fcy\u00fck bir \u00f6nem vermektedir. \u0130zzetbegovi\u00e7\u2019in bu ba\u011flamda medeniyetle ili\u015fki kurdu\u011fu bir ba\u015fka kavram da konfordur. Ona g\u00f6re \u201cUygar hayat\u0131n d\u0131\u015f g\u00f6r\u00fcnt\u00fcs\u00fc konfor, i\u00e7 g\u00f6r\u00fcnt\u00fcs\u00fc ise manas\u0131zl\u0131kt\u0131r.\u201d (\u0130zzetbegovi\u00e7, 2004: 123). \u0130nsan\u0131n maddi isteklerini \u00f6nceledi\u011fi konformist bir ya\u015famda hayat\u0131n temel amac\u0131 rahat\u0131 ve ac\u0131s\u0131z bir ya\u015fam s\u00fcrmesi oldu\u011fu i\u00e7in bunu engelleyen ilkeler ve de\u011ferlere ili\u015fkin ba\u011fl\u0131l\u0131\u011f\u0131n da zay\u0131flamas\u0131 s\u00f6z konusudur. De\u011fersiz bir d\u00fcnya ayn\u0131 zamanda anlams\u0131z bir d\u00fcnya demek oldu\u011fu i\u00e7in de konfor artt\u0131k\u00e7a manas\u0131zl\u0131k artmakta; medeniyet seviyesi artt\u0131k\u00e7a insan\u0131n kendini, d\u0131\u015f d\u00fcnyay\u0131 zengin bir hissiyatla anlamland\u0131rmas\u0131 ve ruhi bir temel \u00fczerinden bu d\u00fcnyay\u0131 de\u011ferlendirmesi zay\u0131flamaktad\u0131r. \u0130zzetbegovi\u00e7 k\u00fclt\u00fcr ve medeniyete dair d\u00fc\u015f\u00fcncelerini insan\u0131n iki boyutlu bir yap\u0131ya sahip olmas\u0131 fikrinden hareketle olu\u015fturmakla birlikte bu olgular\u0131 insan\u0131n \u00f6z\u00fcn\u00fcn ne oldu\u011fu ve onu di\u011fer canl\u0131lardan ay\u0131ran \u00f6zelliklerinin neler oldu\u011fu sorular\u0131ndan hareketle 97 de olu\u015fturdu\u011fu g\u00f6r\u00fclmektedir. M\u00fctefekkire g\u00f6re insan\u0131n fiziki ihtiya\u00e7lar\u0131na odaklanan medeni hayat akl\u0131 temel alan ve iyi organize edilmi\u015f bir hayat (\u0130zzetbegovi\u00e7, 2004: 39) olmas\u0131 sebebiyle bu hayat insan\u0131n zoolojik yan\u0131n\u0131 hesaba katan ve insan\u0131n zoolojik boyutunu temel alarak geli\u015fen bir hayatt\u0131r. Dolay\u0131s\u0131yla medeniyet insan\u0131 di\u011fer canl\u0131lardan ay\u0131ran bir \u00f6zellik olarak de\u011fil insan\u0131 di\u011fer canl\u0131larla yakla\u015ft\u0131ran insan\u0131n hayvani yan\u0131na denk d\u00fc\u015fmektedir. \u0130nsan\u0131 zoolojik yap\u0131dan farkl\u0131la\u015ft\u0131ran ve onu varl\u0131klar i\u00e7erisinde di\u011fer canl\u0131lardan farkl\u0131 bir konuma yerle\u015ftiren ise insan\u0131n k\u00fclt boyutu ve bu boyutu neticesinde olu\u015fturulan k\u00fclt\u00fcrel ya\u015famd\u0131r. \u0130zzetbegovi\u00e7 bunu \u015fu s\u00f6zlerle dile getirmektedir: \u201c\u2026 insan ve hayvan aras\u0131ndaki kesin fark, \u2026 fiziki ve zekai de\u011fil, her\u015feyden evvel manevidir ve az\u00e7ok a\u00e7\u0131k olan dini, ahlaki ve estetik \u015fuurun varl\u0131\u011f\u0131nda kendini g\u00f6sterir. Bu a\u00e7\u0131da bakarak insan\u0131n ortaya \u00e7\u0131kmas\u0131nda, kat\u2019i tarihler ilmin \u00f6ng\u00f6rd\u00fc\u011f\u00fc gibi, dik y\u00fcr\u00fcmek, elin geli\u015fmi\u015f olmas\u0131, ses \u00e7\u0131karmak sayesinde konu\u015fmak de\u011fil; ilk k\u00fclt\u00fcn, resmin, yasa\u011f\u0131n zuhur etmesidir.\u201d (\u0130zzetbegovi\u00e7, 2004: 46). \u0130zzetbegovi\u00e7\u2019e g\u00f6re insan\u0131 varl\u0131k alemi i\u00e7erisinde farkl\u0131 bir konuma yerle\u015ftiren boyutu onun bir nesneye, e\u015fyaya anlam veren yan\u0131 olmakla birlikte hayat\u0131n zevklerine s\u0131rt \u00e7eviren, kendisi zarar g\u00f6rse bile do\u011fruyu s\u00f6ylemekten \u00e7ekinmeyen ve arzular\u0131na ket vuran \u00f6zelliklerinde de a\u00e7\u0131\u011fa \u00e7\u0131kmaktad\u0131r. Hayat\u0131n\u0131 anlam \u00fczerine kurgulayan insan\u0131n yapt\u0131\u011f\u0131 eylemlere bir de\u011fer bi\u00e7mesi ve bu de\u011fere g\u00f6re hareket etmesi de onu di\u011fer canl\u0131lardan ay\u0131rmaktad\u0131r. \u0130nsan\u0131n k\u00fclt taraf\u0131 insan\u0131 hayvanlar\u0131n i\u00e7g\u00fcd\u00fcleri do\u011frultusunda s\u00fcrd\u00fcrd\u00fckleri ya\u015famdan farkl\u0131 bir ya\u015fama; daha ahlaki, daha ilkeli bir ya\u015fama g\u00f6t\u00fcrmektedir. Bu nedenle insan\u0131 varl\u0131k alemi i\u00e7erisinde di\u011fer canl\u0131lardan ay\u0131ran \u00f6zelli\u011fi onun k\u00fclt \u00fcreten bir boyuta sahip olmas\u0131d\u0131r. \u0130nsan\u0131 ger\u00e7ek anlamda insan yapan hususlar\u0131 ve onun \u00f6z\u00fcn\u00fc olu\u015fturan \u00f6zellikleri b\u00fcy\u00fck \u00f6l\u00e7\u00fcde k\u00fclt\u00fcre ait olarak g\u00f6ren \u0130zzetbegovi\u00e7\u2019in d\u00fc\u015f\u00fcncelerinde k\u00fclt\u00fcr bu nedenle \u00f6nemli bir yerde bulunmaktad\u0131r. K\u00fclt\u00fcr\u00fcn insan\u0131n ruhundan beslenen bir yap\u0131 olarak ele al\u0131nmas\u0131na ve insani \u00f6ze daha yak\u0131n bir yerde konumland\u0131r\u0131lmas\u0131na kar\u015f\u0131n medeniyet ise m\u00fctefekkirin d\u00fc\u015f\u00fcncelerinde insan\u0131 \u00f6z\u00fcnden uzakla\u015ft\u0131ran \u00f6zellikler i\u00e7ermektedir. M\u00fctefekkirin medeniyeti ele\u015ftirme sebebinin temeli de tam bu noktada; onun insan\u0131 ilkeli ve ahlakl\u0131 bir ya\u015famdan uzakla\u015ft\u0131ran bir yap\u0131ya sahip olmas\u0131nda ve hayvani taraf\u0131na daha \u00e7ok yak\u0131nla\u015ft\u0131rarak onu kendine yabanc\u0131la\u015ft\u0131rmas\u0131nda ortaya","\u00e7\u0131kmaktad\u0131r. Medeniyet insan\u0131 di\u011fer canl\u0131larla \u00f6zde\u015fle\u015ftiren dolay\u0131s\u0131yla ona bir \u00f6zl\u00fck alan\u0131 tan\u0131mlamayan bir ger\u00e7eklik alan\u0131 olarak bir ilke ve ahlak \u00fcretememektedir. Medeniyet kendi ba\u015f\u0131na olgular\u0131, durumlar\u0131 manevi ve ahlaki bir muhtevaya ula\u015ft\u0131rmaktan uzakt\u0131r. Fakat bununla birlikte 98 m\u00fctefekkir insan\u0131n iki boyuta sahip bir varl\u0131k olmas\u0131na ba\u011fl\u0131 olarak medeni \u00f6zelliklerinin de insani \u00f6zle ili\u015fkili oldu\u011funa i\u015faret etmektedir. Her ne kadar maddi \u00f6zellikler insan\u0131 \u00f6z\u00fcnden uzakla\u015ft\u0131ran bir \u00f6z\u00fc i\u00e7erisinde ta\u015f\u0131sa da bunlar da insan ger\u00e7ekli\u011finin bir par\u00e7as\u0131d\u0131r ve insan meselesinde ihmal edilemeyecek bir konumda bulunmaktad\u0131r. \u0130nsan\u0131n k\u00fclt\u00fcrel boyutu \u0130zzetbegovi\u00e7 taraf\u0131ndan onu di\u011fer canl\u0131lardan ay\u0131ran bir \u00f6zellik olarak g\u00f6r\u00fclmekle birlikte m\u00fctefekkirin insan\u0131n bu yan\u0131n\u0131 ve k\u00fclt\u00fcr\u00fc tamamen olumlu olarak ifade etti\u011fini belirtmek de yanl\u0131\u015f olacakt\u0131r. M\u00fctefekkire g\u00f6re insan\u0131n k\u00fclt\u00fcr \u00fcreten boyutu her zaman ilkeli ve ahlakl\u0131 bir tav\u0131r \u00fcretmemektedir. Bu durumun m\u00fctefekkirin d\u00fc\u015f\u00fcncelerinde a\u00e7\u0131k \u015fekilde ortaya koyuldu\u011fu eylem kurban eylemidir. Kurban eyleminin baz\u0131 d\u00f6nemlerde insanlar \u00fczerinden ger\u00e7ekle\u015ftirilmesi ve kurban edilenlerin insanlar olmas\u0131 da insan\u0131n k\u00fclt boyutuna ve insani taraf\u0131na denk d\u00fc\u015fen bir eylemdir. Fakat bu eylem \u0130zzetbegovi\u00e7 taraf\u0131ndan insanlar\u0131n yan\u0131lmalar\u0131n\u0131n bir neticesi olarak sapk\u0131n bir eylem olarak de\u011ferlendirilmi\u015ftir. Dolay\u0131s\u0131yla insan\u0131n insani yan\u0131 ve k\u00fclt taraf\u0131 ahlakl\u0131 ve ilkeli bir ya\u015fam \u00fcretebilen bir insan boyutu olmakla birlikte her zaman bu ilkeli ya\u015fam\u0131 \u00fcretemez. Fakat ilkeli ya\u015fam \u00fcreten insan boyutu zoolojik boyutundan ziyade onun k\u00fclt \u00fcreten yap\u0131s\u0131d\u0131r. \u0130zzetbegovi\u00e7 insan\u0131n iki boyutlu yap\u0131s\u0131 \u00fczerinden ele ald\u0131\u011f\u0131 k\u00fclt\u00fcr ve medeniyet kar\u015f\u0131tl\u0131\u011f\u0131na ili\u015fkin g\u00f6r\u00fc\u015flerini iki ger\u00e7eklik alan\u0131n\u0131n t\u00fcrevleri olarak g\u00f6rd\u00fc\u011f\u00fc kar\u015f\u0131tl\u0131klar \u00fczerinden daha da a\u00e7\u0131klamaya \u00e7al\u0131\u015fmaktad\u0131r. M\u00fctefekkirin d\u00fc\u015f\u00fcncelerinde k\u00fclt\u00fcr\u00fcn t\u00fcrevleri din, dram, sanat, \u015fahsiyet gibi unsurlarken medeniyetin yans\u0131malar\u0131 ise \u00fctopya, siyaset, teknik gibi unsurlard\u0131r. Bu nedenle \u0130zzetbegovi\u00e7\u2019in k\u00fclt\u00fcr ve medeniyetin t\u00fcrevleri ve yans\u0131malar\u0131 olarak g\u00f6rd\u00fc\u011f\u00fc bu unsurlar\u0131n her birini birbirleriyle ili\u015fkisi \u00fczerinden ele almak onun k\u00fclt\u00fcr ve medeniyete dair g\u00f6r\u00fc\u015flerinin anla\u015f\u0131lmas\u0131 a\u00e7\u0131s\u0131ndan \u00f6nem ta\u015f\u0131maktad\u0131r. 2.2.2.1. Sanat ve Teknik \u0130zzetbegovi\u00e7\u2019in d\u00fc\u015f\u00fcnce d\u00fcnyas\u0131nda medeniyet ve k\u00fclt\u00fcr kar\u015f\u0131tl\u0131\u011f\u0131n\u0131n en a\u00e7\u0131k g\u00f6z\u00fckt\u00fc\u011f\u00fc alanlardan birisi teknik ve sanat z\u0131tl\u0131\u011f\u0131d\u0131r. \u0130zzetbegovi\u00e7 medeniyeti teknik ve teknik ilerlemeye dayal\u0131 bir ya\u015fam tarz\u0131 olarak ele al\u0131rken k\u00fclt\u00fcr\u00fc ki\u015finin ruhi k\u00f6kenine ula\u015fmas\u0131n\u0131 sa\u011flayan bir alan olarak sanat \u00fczerinden incelemektedir. Ona g\u00f6re \u201ck\u00fclt\u00fcr sanata, medeniyet ise bilime \u2026 sahiptir.\u201d (\u0130zzetbegovi\u00e7, 2004: 151). M\u00fctefekkirin 99 d\u00fc\u015f\u00fcncelerinde medeniyet ve k\u00fclt\u00fcr kar\u015f\u0131tl\u0131\u011f\u0131n\u0131n daha iyi analiz edilebilmesi i\u00e7in \u00f6ncelikle onun tekni\u011fe ve sanata ili\u015fkin g\u00f6r\u00fc\u015flerinin ve bu ikisi aras\u0131ndaki kurdu\u011fu ili\u015fkinin anla\u015f\u0131lmas\u0131 gerekmektedir. \u0130zzetbegovi\u00e7\u2019in d\u00fc\u015f\u00fcncelerinde teknik insan\u0131n ya\u015fam\u0131n\u0131 daha iyi idame ettirebilmesini sa\u011flamak \u00fczere \u00fcretti\u011fi aletlere ve teknolojilere kar\u015f\u0131l\u0131k gelmektedir. Bu nedenle tekni\u011fin ilgilendi\u011fi d\u00fcnya insan\u0131n ya\u015fam\u0131n\u0131 devam ettirdi\u011fi matematik ve mant\u0131kla uyum halinde bulunan ve niceliksel \u00f6zelliklere sahip maddi d\u00fcnyad\u0131r (\u0130zzetbegovi\u00e7, 2004: 129). Bu d\u00fcnyada t\u00fcm olaylar ve varl\u0131klar bir d\u00fczenlilik i\u00e7inde ve sabittir. Bu d\u00fcnyayla ili\u015fki i\u00e7erisinde olan teknik buraya h\u00e2kim olan d\u00fczenlilikleri ve sabiteleri bilerek hareket etmektedir. Maddi bir d\u00fcnyayla ili\u015fki i\u00e7erisinde ortaya \u00e7\u0131kan teknik m\u00fctefekkirin d\u00fc\u015f\u00fcncelerinde bu nedenle sadece aletler toplam\u0131na kar\u015f\u0131l\u0131k gelmez. Bunun yan\u0131 s\u0131ra teknik \u00fcr\u00fcnler \u00fcretilirken temel al\u0131nan maddi d\u00fcnya","hakk\u0131ndaki bilgi olarak kar\u015f\u0131m\u0131za \u00e7\u0131kan bilime de vurgu yapmaktad\u0131r. M\u00fctefekkir teknikten bahsederken bir aletler tarihinden bahsetmekle birlikte aletler tarihinin olu\u015fmas\u0131n\u0131 sa\u011flayan tabiat hakk\u0131nda bilgi sunan bilimden de s\u00f6z eder. Bu nedenle \u0130zzetbegovi\u00e7 tekni\u011fi insan\u0131n ya\u015fam\u0131n\u0131 kolayla\u015ft\u0131ran aletlerin yan\u0131 s\u0131ra bir bilim olarak da ele almaktad\u0131r. Tekni\u011fin bu \u015fekilde ele al\u0131nmas\u0131yla ise sanat ve teknik z\u0131tl\u0131\u011f\u0131 bir bilim ve sanat kar\u015f\u0131tl\u0131\u011f\u0131 olarak da kar\u015f\u0131m\u0131za \u00e7\u0131kmaktad\u0131r. Bir aletler tarihi ve tabiat hakk\u0131nda bilgi sunan bilim olarak teknik \u0130zzetbegovi\u00e7\u2019e g\u00f6re medeniyetin temel unsurlar\u0131ndan birisidir. \u0130zzetbegovi\u00e7 tekni\u011fi zaman zaman medeniyet kelimesi yerine kullanmakta ve medeniyeti teknik bir ilerleme s\u00fcreci olarak ele almaktad\u0131r. Manevi unsurlarla hi\u00e7bir ili\u015fkisi bulunmayan medeniyetin maddi unsurlarla ve teknikle yo\u011fun bir ili\u015fkisi mevcuttur. Medeniyet insan\u0131n maddi boyutunda bulunan kuvvetlerin geli\u015fmesi, varl\u0131\u011f\u0131n mekanik, \u015fuur d\u0131\u015f\u0131 ve manas\u0131z unsurlar\u0131n\u0131n ortaya \u00e7\u0131kmas\u0131 (\u0130zzetbegovi\u00e7, 2004: 86) ve maddile\u015ftirilmi\u015f bilgi olarak maddi bir ilerleme s\u00fcrecidir (\u0130zzetbegovi\u00e7, 2019: 119). \u0130nsan\u0131n maddi boyutunda bulunan kuvvetlerin geli\u015fmesi olarak medeniyet, insan\u0131n isteklerini kar\u015f\u0131lama temelinde ba\u015fvurdu\u011fu zekas\u0131na ve bu zekas\u0131 temelinde olu\u015fturdu\u011fu tekni\u011fe tekab\u00fcl etmektedir. Dolay\u0131s\u0131yla medeniyet m\u00fctefekkirin d\u00fc\u015f\u00fcncelerinde b\u00fcy\u00fck \u00f6l\u00e7\u00fcde teknik geli\u015fmeye kar\u015f\u0131l\u0131k gelmektedir. Medeniyeti teknik ilerleme s\u00fcreci olarak de\u011ferlendiren m\u00fctefekkir medeniyet tarihinin de bu nedenle ilk aletle ba\u015flad\u0131\u011f\u0131n\u0131 belirtmektedir. Ona g\u00f6re medeniyet insan\u0131n biyolojik y\u00f6n\u00fcyle 100 yery\u00fcz\u00fcnde zuhur ederek ilk aleti yapmas\u0131 ve onu kullanmas\u0131yla ba\u015flam\u0131\u015ft\u0131r. Medeniyet ilk aleti \u00fcreten ve onu kullanan biyolojik insandan itibaren ortaya \u00e7\u0131kan bir aletler tarihidir (Ayd\u0131n, 2013: 107). \u0130nsan\u0131n maddi ya\u015fam\u0131n\u0131 daha iyi idame ettirebilmesi gayesiyle ortaya \u00e7\u0131kan tekni\u011fin aksine \u0130zzetbegovi\u00e7\u2019in d\u00fc\u015f\u00fcncelerinde sanat ise insan\u0131n manevi d\u00fcnyayla ili\u015fki kurmas\u0131n\u0131 sa\u011flayan ruhi bir faaliyettir. M\u00fctefekkir sanat\u0131 estetik bir \u00e7aba temelinde \u00fcretilen \u00fcr\u00fcnler olarak tan\u0131mlayanlardan farkl\u0131 olarak insan\u0131n manevi boyutu temelinde \u00fcretti\u011fi maneviyata ula\u015ft\u0131ran bir yaratma faaliyeti, hakikate ula\u015fmak i\u00e7in insan\u0131n bir eseri ortaya koyarken ve koyduktan sonra ona bakarken hissetti\u011fi ruhi deneyim olarak tan\u0131mlam\u0131\u015ft\u0131r (Y\u0131lmaz, G\u00f6k\u00e7ek, 2013: 91). Sanat insan\u0131n i\u00e7inde bulundu\u011fu ancak ona ait olmad\u0131\u011f\u0131 bir d\u00fcnyada insan\u0131n di\u011fer d\u00fcnyayla ve d\u00fczenle olan ili\u015fkisini hat\u0131rlamas\u0131 ve bir vatan \u00f6zlemidir (\u0130zzetbegovi\u00e7, 2004: 129). Dolay\u0131s\u0131yla sanat, tekni\u011fin bu d\u00fcnyay\u0131 temel almas\u0131n\u0131n aksine sadece g\u00f6r\u00fcn\u00fcrdeki d\u00fcnyan\u0131n var olmad\u0131\u011f\u0131n\u0131, farkl\u0131 bir d\u00fcnyan\u0131n varl\u0131\u011f\u0131n\u0131 s\u00fcrekli olarak hat\u0131rlatmaktad\u0131r. Sanat\u0131n ilgilendi\u011fi d\u00fcnya da tekni\u011fin ilgilendi\u011fi mekanik ve mant\u0131ksal olan d\u00fcnyan\u0131n aksine akl\u0131n eri\u015femeyece\u011fi ancak ruhun ula\u015fabilece\u011fi, insan\u0131n k\u00f6klerini i\u00e7inde bulunduran ve ona insan\u0131n \u00f6z\u00fcn\u00fc ve ger\u00e7ek varl\u0131\u011f\u0131n\u0131 hat\u0131rlatan d\u00fcnyad\u0131r. Sanat m\u00fctefekkirin d\u00fc\u015f\u00fcncelerinde bu nedenle insana varl\u0131\u011f\u0131n\u0131n manevi y\u00f6nlerini ve k\u00f6kenini hat\u0131rlatan ve duyusal alem i\u00e7erisinde di\u011fer alemin izlerini ke\u015ffettiren bir aland\u0131r. Sanat i\u00e7inde bulundu\u011fu d\u00fcnyada kendi varl\u0131\u011f\u0131na ili\u015fkin bir anlam aray\u0131\u015f\u0131 i\u00e7inde olan insan\u0131n yarat\u0131c\u0131 bir etkinlik i\u00e7inde bulunmas\u0131d\u0131r. Sanat\u0131n yarat\u0131c\u0131 bu vasf\u0131 alemin ve varl\u0131\u011f\u0131n bilinemezli\u011finden kaynaklanmaktad\u0131r. Sanat\u00e7\u0131 d\u00fcnyay\u0131 anlama ve kendi k\u00f6k\u00fcne ili\u015fkin bir anlam aray\u0131\u015f\u0131ndayken bir bilinemezli\u011fin ve s\u0131rlarla dolu olan bir alemin i\u00e7erisinde hareket etmektedir. Bu bilenemezlik ve gizlilik anlam aray\u0131\u015f\u0131 i\u00e7erisinde her defas\u0131nda varl\u0131\u011fa ve kendine ili\u015fkin farkl\u0131 bir anlama ula\u015fmas\u0131n\u0131 sa\u011flayarak onun yarat\u0131c\u0131l\u0131\u011f\u0131n\u0131 devam ettirmektedir (\u0130zzetbegovi\u00e7, 2019: 321). Sanat\u0131n her insan taraf\u0131ndan yeniden yarat\u0131lan bir anlam alan\u0131 olmas\u0131 sanatla ili\u015fki kuran dinleyici ve izleyici de sanat eserinin yarat\u0131m\u0131na fark\u0131nda olmadan dahil olarak bu yarat\u0131c\u0131l\u0131\u011f\u0131 s\u00fcrd\u00fcrmesinde de ortaya","\u00e7\u0131kmaktad\u0131r. \u0130zzetbegovi\u00e7 insanlar\u0131n m\u00fczik veya \u015fiir dinlerken ondan manevi zevk almas\u0131n\u0131n sebebinin bu eserlerin ruh kula\u011f\u0131yla dinlenmesinden ve ki\u015finin metafizik anlam aray\u0131\u015f\u0131n\u0131 i\u00e7inde olan sanat\u00e7\u0131n\u0131n bu aray\u0131\u015f\u0131na kendi ruhunu da dahil etmesinden kaynakland\u0131\u011f\u0131n\u0131 belirtmektedir (\u0130zzetbegovi\u00e7, 2019: 287). 101 \u0130zzetbegovi\u00e7\u2019in d\u00fc\u015f\u00fcncelerinde aletler toplam\u0131na kar\u015f\u0131l\u0131k gelen teknik ile ruhi bir tecr\u00fcbe olarak tan\u0131mlanan sanat aras\u0131ndaki z\u0131tl\u0131\u011f\u0131n en \u00f6nemli g\u00f6r\u00fcn\u00fcmlerinden birisi bu ikisinin do\u011fayla ve varl\u0131kla kurdu\u011fu ili\u015fkinin niteli\u011fi neticesinde ortaya \u00e7\u0131kmaktad\u0131r. \u0130zzetbegovi\u00e7 tekni\u011fi insan\u0131n ya\u015fam\u0131n\u0131 daha iyi idame ettirebilmesi i\u00e7in \u00fcretti\u011fi ara\u00e7lar ve sanat\u0131 da insan\u0131n kendi anlam aray\u0131\u015f\u0131 i\u00e7inde olmas\u0131 temelinde yarat\u0131c\u0131 bir faaliyette bulunmas\u0131 olarak ele al\u0131rken asl\u0131nda bu ikisini do\u011fayla kurulan bir ili\u015fki \u00fczerinden de de\u011ferlendirmektedir. Do\u011fayla iki farkl\u0131 ili\u015fki bi\u00e7iminin ve do\u011fa kar\u015f\u0131s\u0131nda iki farkl\u0131 tutumun oldu\u011funa dikkat \u00e7eken \u0130zzetbegovi\u00e7 (2019: 333) insan\u0131n do\u011fayla girdi\u011fi ili\u015fkide do\u011faya ya h\u00e2kim olmay\u0131 ama\u00e7lad\u0131\u011f\u0131n\u0131; ya da do\u011faya uyum sa\u011flamay\u0131 temel ald\u0131\u011f\u0131n\u0131 belirtmektedir. M\u00fctefekkire g\u00f6re insan\u0131n ya\u015fam\u0131n\u0131 daha iyi devam ettirebilmesi i\u00e7in do\u011faya h\u00e2kim olmay\u0131 ama\u00e7layarak eylemlerini ona g\u00f6re olu\u015fturmas\u0131 insan\u0131n teknik \u00fcreten yan\u0131na denk d\u00fc\u015fmektedir. Buna kar\u015f\u0131l\u0131k insan\u0131n kendi varl\u0131\u011f\u0131n\u0131 anlama \u00e7abas\u0131na ba\u011fl\u0131 olarak do\u011faya uyum g\u00f6sterme tavr\u0131 sanat \u00fcreten boyutuna tekab\u00fcl etmektedir. Do\u011fayla kurulan ili\u015fkinin ona h\u00e2kim olma bi\u00e7iminde veya ona uyum sa\u011flama tarz\u0131nda olmas\u0131 m\u00fctefekkirin d\u00fc\u015f\u00fcncelerinde sanat\u0131n hakikatle; teknik ve bilimin ise do\u011fruyla ili\u015fkili olmas\u0131yla ilgilidir (\u0130zzetbegovi\u00e7, 2004: 133). Do\u011fayla ili\u015fkisini ona h\u00e2kim olmak \u00fczere kurgulayan teknik ve bilim onunla sadece do\u011fru saptamalara ula\u015fmak i\u00e7in ilgilenmektedir. Buna kar\u015f\u0131n sanat ise do\u011fay\u0131 varl\u0131\u011fa ula\u015ft\u0131ran bir varolu\u015f alan\u0131 olarak g\u00f6rerek ve onunla uyum i\u00e7inde kalarak hakikate ula\u015fmak i\u00e7in bir ili\u015fki kurmaktad\u0131r. \u0130zzetbegovi\u00e7\u2019in teknik ve sanat kar\u015f\u0131tl\u0131\u011f\u0131n\u0131 tabiatla kurulan do\u011fru veya hakiki ili\u015fki \u00fczerinden ontolojik bir ba\u011flamda ele alan bu d\u00fc\u015f\u00fcncelerini daha da a\u00e7\u0131klamak i\u00e7in benzer g\u00f6r\u00fc\u015fler ortaya koyan d\u00fc\u015f\u00fcn\u00fcr Heidegger\u2019in d\u00fc\u015f\u00fcncelerine ba\u015fvurmak \u00f6nemlidir. Heidegger de hakikat ve do\u011fruluk ayr\u0131m\u0131 yaparak sanat ve tekni\u011fi varl\u0131ksal bir temelde ele almaktad\u0131r. Hatta \u0130zzetbegovi\u00e7in\u2019in bu d\u00fc\u015f\u00fcncelerinde bir Heidegger etkisinden s\u00f6z etmek de m\u00fcmk\u00fcnd\u00fcr. \u0130zzetbegovi\u00e7\u2019in kendi eserlerinde Heidegger\u2019e at\u0131flar yapmas\u0131 d\u00fc\u015f\u00fcnceleri \u00fczerinde bir Heidegger\u2019in etkisi oldu\u011funu g\u00f6stermektedir. Felsefesinde tekni\u011fi ve sanat\u0131 varl\u0131\u011f\u0131n kendini iki farkl\u0131 a\u00e7\u0131\u011fa \u00e7\u0131karma tarz\u0131 olarak ele alan Heidegger, modern d\u00fcnyada tekni\u011fin sanattan koparak, varl\u0131kla insan aras\u0131ndaki ili\u015fkiyi engellemesine d\u00f6n\u00fc\u015fen bir a\u00e7\u0131\u011fa \u00e7\u0131kma bi\u00e7imi olmas\u0131na odaklanmaktad\u0131r. Heidegger modern d\u00f6nem ve antik d\u00f6nem ay\u0131rmas\u0131yla ortaya koydu\u011fu tekni\u011fe dair bu g\u00f6r\u00fc\u015flerini tekni\u011fe ili\u015fkin bir soru\u015fturma \u00fczerinden ele almaktad\u0131r. Bu sorgulamas\u0131nda 102 Heidegger (1998: 54-55) antik d\u00f6nemde tekni\u011fin sanata benzer bir \u015fekilde varl\u0131\u011f\u0131n kendisinin de dahil oldu\u011fu bir yaratma faaliyeti oldu\u011funu belirtir. Bu nedenle modern d\u00f6neme kadar d\u00fc\u015f\u00fcnce kar\u015f\u0131s\u0131na \u00e7\u0131kan her \u015feyi varl\u0131\u011f\u0131n a\u00e7\u0131\u011fa \u00e7\u0131kmas\u0131; dolay\u0131s\u0131yla da bir varl\u0131k olarak insan\u0131n kendisinin a\u00e7\u0131\u011fa \u00e7\u0131kmas\u0131 olarak de\u011ferlendirmektedir. Yani bu d\u00fc\u015f\u00fcnceye g\u00f6re kar\u015f\u0131da duran \u015feyler ki\u015finin kendisini i\u00e7inde buldu\u011fu bir \u00f6znedir ve insan kendini bu \u015feylerle dolay\u0131ms\u0131z bir ili\u015fkiye girerek anlamland\u0131rmaya \u00e7al\u0131\u015fmaktad\u0131r (\u00d6zlem, 1998: 16-20). Bu ba\u011flamda bu d\u00f6nemde teknik de varl\u0131\u011f\u0131n d\u0131\u015far\u0131dan bilinme bi\u00e7imi de\u011fil kendisinin de dahil oldu\u011fu sanatsal yaratmaya at\u0131f yapan bir gizini a\u00e7ma","tarz\u0131d\u0131r. Teknik bu d\u00f6nemde varl\u0131\u011f\u0131n bilgisine ula\u015fma \u015feklinde do\u011faya ili\u015fkin do\u011fru- yanl\u0131\u015f \u015feklinde \u00e7\u0131kar\u0131mlar yapman\u0131n \u00f6tesinde varl\u0131\u011f\u0131n da dahil oldu\u011fu bir ortaya \u00e7\u0131kma \u015feklidir. Heidegger tekni\u011fin sanatsal bir anlam ta\u015f\u0131mas\u0131n\u0131n ve varl\u0131\u011f\u0131n a\u00e7\u0131\u011f\u0131 \u00e7\u0131kma bi\u00e7iminin makineye dayal\u0131 modern teknik i\u00e7in uygun olmad\u0131\u011f\u0131n\u0131 ifade eder. Ona g\u00f6re modern teknik sanatsal bir yarat\u0131m olma bi\u00e7iminden farkl\u0131d\u0131r. Modern teknikte \u201cgizini a\u00e7ma poises anlam\u0131nda \u00f6ne-\u00e7\u0131kmaya do\u011fru bir anlam kazanmaz. Burada gizini a\u00e7ma, do\u011faya onun s\u00f6k\u00fcp al\u0131nabilecek ve depolanabilecek enerjiyi tedarik etmesi \u015feklinde makul olmayan bir talebi dayatan bir meydan okuma\u201d olarak g\u00f6r\u00fcl\u00fcr (Heidegger, 1998: 55). Dolay\u0131s\u0131yla modern d\u00f6nemde teknik varl\u0131\u011f\u0131n dahil oldu\u011fu bir yaratma s\u00fcreci ve sanatsal bir anlam\u0131n d\u0131\u015f\u0131nda, insan\u0131n do\u011faya meydan okuyarak onu hakimiyeti alt\u0131na almas\u0131na imk\u00e2n veren bir ara\u00e7 olarak g\u00f6r\u00fclmektedir. Fakat bununla birlikte Heidegger modern teknikte varl\u0131\u011f\u0131n gizini a\u00e7mas\u0131 ve ona meydan okunmas\u0131n\u0131n insan taraf\u0131ndan ger\u00e7ekle\u015fmi\u015f olsa da bunun insan eliyle denetlenemeyece\u011fini belirterek insan\u0131n burada g\u00f6r\u00fcld\u00fc\u011f\u00fcn\u00fcn tersine ara\u00e7sal bir konumda bulundu\u011funu ifade eder. Varl\u0131\u011f\u0131n gizini a\u00e7ma tarz\u0131yla insan\u0131n kurdu\u011fu meydan okuyucu ili\u015fkide bir ara\u00e7 olsa da insan kendini yery\u00fcz\u00fcndeki her \u015feyin yarat\u0131c\u0131s\u0131 ve efendisi olarak g\u00f6rmektedir (Heidegger, 1998: 67). Halbuki modern teknikte insan t\u00fcm g\u00fcc\u00fcn\u00fc tekni\u011fi geli\u015ftirmek i\u00e7in \u201cvar- olanlar\u0131n hesaplanmas\u0131na, planlanmas\u0131na, \u015fekillendirilmesine\u201d (Delice, 2017: 320) harcarken sadece varl\u0131\u011f\u0131n a\u00e7\u0131\u011fa \u00e7\u0131kmas\u0131na arac\u0131l\u0131k etmektedir. Heidegger\u2019e g\u00f6re insan\u0131n fark\u0131nda olmay\u0131p tekni\u011fe ba\u011fland\u0131\u011f\u0131 modern d\u00f6nemde bu k\u00f6leli\u011fi efendilik olarak g\u00f6rmesi \u00f6zne ve nesnenin yerlerinin de\u011fi\u015fmesine sebep olmu\u015ftur. Modern \u00f6ncesi d\u00f6nemde insan\u0131n kar\u015f\u0131s\u0131ndaki varl\u0131klarda kendini bulma \u00e7abas\u0131n\u0131n yerini modern d\u00f6nemde insan\u0131n kendi bilincine y\u00f6nelmesi alm\u0131\u015ft\u0131r. Kar\u015f\u0131s\u0131nda duran her \u015feyin 103 kendi \u00fcr\u00fcn\u00fc oldu\u011funu d\u00fc\u015f\u00fcnen insan her yerde kendiyle kar\u015f\u0131la\u015ft\u0131\u011f\u0131n\u0131 d\u00fc\u015f\u00fcn\u00fcrken bunun bir yan\u0131lsama oldu\u011funu fark edemez. \u0130nsan kar\u015f\u0131la\u015ft\u0131\u011f\u0131 her \u015feyde asl\u0131nda tekni\u011fin kendini mahkum edici \u00f6z\u00fcyle kar\u015f\u0131la\u015fmaktad\u0131r; bu nedenle kendi \u00f6z\u00fcyle hi\u00e7bir zaman kar\u015f\u0131lamamaktad\u0131r. O b\u00f6yle bir d\u00fczlemde do\u011fru saptamalara ula\u015fabilse de hakikat olana ula\u015famamaktad\u0131r. Di\u011fer bir ifadeyle varl\u0131\u011f\u0131n a\u00e7\u0131\u011fa \u00e7\u0131kma \u015feklinin teknik \u00fczerinden ger\u00e7ekle\u015fmesi insan\u0131n yery\u00fcz\u00fcne ve do\u011faya dair nedensel do\u011fru \u00e7\u0131kar\u0131mlara ula\u015fmas\u0131na imk\u00e2n verse de hakikat ile hi\u00e7bir ili\u015fkiye izin vermemektedir. Teknik insan\u0131 hakikatin \u00e7a\u011fr\u0131s\u0131n\u0131 deneyimlemesinden men ederek insan\u0131 \u00f6z\u00fcne ula\u015fmas\u0131na imk\u00e2n vermeyen \u00f6z\u00fcyle tehdit etmektedir (Heidegger, 1998: 71-72). Heidegger\u2019in tekni\u011fi varl\u0131kla kurulan ili\u015fki bak\u0131m\u0131ndan de\u011ferlendirmesine ili\u015fkin bu d\u00fc\u015f\u00fcnceleri \u0130zzetbegovi\u00e7\u2019in tekni\u011fe ili\u015fkin d\u00fc\u015f\u00fcnceleriyle olduk\u00e7a benzerlik g\u00f6stermektedir. Heidegger\u2019in teknik analizini modern ve antik d\u00f6nem ayr\u0131m\u0131 \u00fczerinden ger\u00e7ekle\u015ftirilmesine kar\u015f\u0131n \u0130zzetbegovi\u00e7 d\u00f6nemsel bir ayr\u0131ma gitmeyerek tekni\u011fin t\u00fcm zamanlar boyunca de\u011fi\u015fmeyen \u00f6z\u00fcn\u00fc incelese de tekni\u011fin bu \u00f6z\u00fcne ili\u015fkin de\u011ferlendirmeleri Heidegger\u2019in modern tekni\u011fe ili\u015fkin incelemeleriyle olduk\u00e7a benzerdir. Heidegger\u2019den farkl\u0131 olarak \u0130zzetbegovi\u00e7\u2019e g\u00f6re teknik sanatla hi\u00e7bir ili\u015fkisi olmay\u0131p medeniyetin bir unsuru olarak z\u0131tt\u0131yetler cetvelinde madde s\u00fctununa denk d\u00fc\u015fmekte ve zaman de\u011fi\u015fse de teknik arac\u0131l\u0131\u011f\u0131yla insan\u0131n varl\u0131kla kurdu\u011fu ili\u015fki de\u011fi\u015fmemektedir. Bununla birlikte \u0130zzetbegovi\u00e7 de Heidegger gibi insan\u0131n do\u011faya h\u00e2kim olunmas\u0131 gereken bir alan olarak y\u00f6nelmesi \u00fczerinden olu\u015fan tekni\u011fin insan\u0131n kendi varl\u0131\u011f\u0131na y\u00f6nelik hakiki bir ili\u015fkiye imk\u00e2n vermeyip sadece do\u011fru \u00e7\u0131kar\u0131mlar sa\u011flayan bir ili\u015fki olu\u015fturmas\u0131na dikkat \u00e7ekmektedir. M\u00fctefekkire g\u00f6re bilim ve teknik sadece do\u011fruyla ilgilenmekte ve bu ili\u015fki ruhu ve hayat\u0131 ihmal etti\u011fi i\u00e7in hakiki bir","ili\u015fkiden ziyade sadece do\u011fru olabilmektedir. Bu y\u00fczden \u0130zzetbegovi\u00e7\u2019in d\u00fc\u015f\u00fcncelerinde de Heidegger\u2019in d\u00fc\u015f\u00fcncelerinde oldu\u011fu gibi teknik insan\u0131n do\u011fayla kurdu\u011fu do\u011fruluk ili\u015fkisidir (\u0130zzetbegovi\u00e7, 2004: 133). \u0130nsan do\u011fayla ona dair belirli nedensellikler kurarak ve \u00e7\u0131kar\u0131mlar yaparak bunlar\u0131n do\u011frulu\u011funu bulmaya y\u00f6nelik bir ili\u015fkiye girmektedir. O bu ili\u015fkisinde do\u011fay\u0131 kendi hayat\u0131n\u0131 daha iyi s\u00fcrd\u00fcrmek i\u00e7in h\u00e2kim olunmas\u0131 gereken bir nesne olarak g\u00f6rd\u00fc\u011f\u00fc i\u00e7in onu kendisini varl\u0131\u011fa yakla\u015ft\u0131ran bir alan olarak hakiki bir alan olarak tan\u0131mlamas\u0131n\u0131n aksine sadece kendi \u00e7\u0131kar\u0131mlar\u0131n\u0131n do\u011frulu\u011funu g\u00f6rebilece\u011fi bir alan olarak de\u011ferlendirmektedir. 104 Do\u011fayla teknik \u00fczerinden kurulan ili\u015fkinin do\u011fru bir ili\u015fki olmas\u0131na kar\u015f\u0131n \u0130zzetbegovi\u00e7\u2019e g\u00f6re sanat hakiki bir ili\u015fkiyle ilgilenmektedir. Sanat ruhu anlama s\u00fcrecine dahil ederek hakikate odaklan\u0131r ve kasti olarak d\u0131\u015f ger\u00e7ekli\u011fi ve d\u0131\u015f d\u00fcnyayla benzerli\u011fi ihmal ederek ona manevi bir mana vermeye \u00e7al\u0131\u015f\u0131r (\u0130zzetbegovi\u00e7, 2004: 133). \u0130zzetbegovi\u00e7\u2019e g\u00f6re bilmek ve hissetmek iki farkl\u0131 \u015feydir. Bir bilgiye ula\u015fmak onu hissedilmesini sa\u011flamayarak sadece do\u011frulu\u011fa dair bir \u00e7\u0131kar\u0131m yap\u0131lmas\u0131na izin verir. Ancak bir sanat eseri g\u00f6sterdiklerini hissetmenin imkan\u0131n\u0131 da sa\u011flayarak hakikatle bir ili\u015fkinin \u00f6n\u00fcn\u00fc a\u00e7maktad\u0131r. Dolay\u0131s\u0131yla \u0130zzetbegovi\u00e7\u2019in d\u00fc\u015f\u00fcncelerinde sanat eseriyle ilgilenirken insan varl\u0131\u011fa dahil oldu\u011fu i\u00e7in hakikati hissetmektedir. Bilimsel bir bilgi ve teknikle ilgilendi\u011fi zaman o varl\u0131kla ara\u00e7sal olarak bir ili\u015fkiye ge\u00e7en insan onu sadece bildiklerinin do\u011frulu\u011funu ke\u015ffetmek i\u00e7in ele al\u0131rken sanat insan\u0131n do\u011fayla kurdu\u011fu arac\u0131s\u0131z ve dolays\u0131z bir ili\u015fkisine kar\u015f\u0131l\u0131k gelmektedir. \u0130nsan\u0131n teknik \u00fczerinden do\u011fayla kurdu\u011fu ili\u015fkinin sadece do\u011frulara ula\u015fmaya imk\u00e2n sa\u011flayan bir ili\u015fki olmas\u0131 nedeniyle \u0130zzetbegovi\u00e7 teknik ilerleme anlam\u0131na gelen medeniyeti ele\u015ftirmektedir. Hi\u00e7bir zaman kendi varl\u0131\u011f\u0131na ve \u00f6z\u00fcne ili\u015fkin bir anlama ula\u015ft\u0131rmayan bu ili\u015fki insan\u0131 d\u00fcnyada kendi varl\u0131\u011f\u0131ndan uzakla\u015ft\u0131rarak bir yabanc\u0131la\u015fma \u00fcretilmesine sebep olmaktad\u0131r. \u0130zzetbegovi\u00e7\u2019in d\u00fc\u015f\u00fcncelerinde medeniyetin insan \u00fczerinde olu\u015fturdu\u011fu en \u00f6nemli tahribat insan\u0131 kendine yabanc\u0131la\u015ft\u0131rmas\u0131d\u0131r. Yabanc\u0131la\u015fmay\u0131 insan\u0131n i\u00e7inde bulundu\u011fu d\u00fcnyada kendinden uzakla\u015fmas\u0131 ve kendine ili\u015fkin bir anlam ve de\u011fer \u00fcretememesi anlam\u0131nda kullanan \u0130zzetbegovi\u00e7 t\u00fcm d\u00fc\u015f\u00fcncelerinde oldu\u011fu gibi yabanc\u0131la\u015fma meselesinde de insan\u0131 temel almaktad\u0131r. \u0130zzetbegovi\u00e7 bir teknik ve sanayi ilerleme olarak medeniyetin insan\u0131 \u00f6z\u00fcnden uzakla\u015ft\u0131ran do\u011fas\u0131n\u0131 ba\u015fvurdu\u011fu istatistiki bilgiler \u00fczerinden daha da somutla\u015ft\u0131rmaya \u00e7al\u0131\u015fmaktad\u0131r. Bat\u0131 toplumlar\u0131n\u0131n teknik olarak ilerleyen bir medeniyetin i\u00e7erisinde bulunmalar\u0131na ra\u011fmen bu toplumlarda intihar, su\u00e7, cinayet ve \u015fiddet oranlar\u0131ndaki art\u0131\u015fa dikkat \u00e7eken \u0130zzetbegovi\u00e7 (2004: 117) su\u00e7 ile medeniyet seviyesinin orant\u0131l\u0131 olmas\u0131n\u0131 ili\u015fkili olarak ele al\u0131r. Artan makine kullan\u0131m\u0131 ve bunun neticesinde ortaya \u00e7\u0131kan nesnele\u015fme insan\u0131n ruhundan giderek uzakla\u015fmas\u0131na ve kendi \u00f6z\u00fcyle kar\u015f\u0131la\u015fabilecek durumlar\u0131n azalmas\u0131na neden oldu\u011fu i\u00e7in ruhundan uzakla\u015fan insan\u0131n ruhuyla aras\u0131ndaki bu mesafe onu ruhsal bunal\u0131mlara ve birtak\u0131m su\u00e7lara y\u00f6neltmektedir. Bu nedenle insanlar 105 teknikte ve medeniyette ne kadar \u00e7ok geli\u015firlerse o kadar kendilerine yabanc\u0131la\u015f\u0131rlar ve kendine yabanc\u0131la\u015fan insan\u0131n ruhi olarak hasta olmas\u0131 ka\u00e7\u0131n\u0131lmazd\u0131r. \u0130nsan\u0131n teknik \u00fczerinden do\u011fayla kurdu\u011fu ili\u015fkinin ara\u00e7sal bir ili\u015fki olmas\u0131 ve do\u011fan\u0131n sadece bilmenin bir konusu olmas\u0131 ayn\u0131 zamanda onun insan hayat\u0131 i\u00e7in fonksiyonel k\u0131l\u0131nma \u00e7abas\u0131n\u0131n da bir neticesidir. Medeniyetin \u0130zzetbegovi\u00e7\u2019in d\u00fc\u015f\u00fcncelerinde hayat i\u00e7in i\u015flevsellik sa\u011flayan yan\u0131 burada; onun teknik boyutunda","anlam kazanmaktad\u0131r. Hayat\u0131n fonksiyonel ve i\u015flevsel olmas\u0131 ise hayattaki her \u015feyin insan\u0131n hayat\u0131n\u0131 daha iyi devam ettirebilmesi amac\u0131na hizmet etmesi demektir. Bu nedenle hayat\u0131n daha iyi ve daha kolay ya\u015fanmas\u0131 iste\u011fi d\u00fc\u015f\u00fcncesi \u00fczerinden olu\u015fan teknik do\u011fay\u0131 insan ya\u015fam\u0131na hizmet etmesi ve hakim olunmas\u0131 gereken bir alan olarak ara\u00e7sal ve i\u015flevsel bir ba\u011flamda ele al\u0131r. Teknik ilerleme ve hayat\u0131n fonksiyonel k\u0131l\u0131nma \u00e7abas\u0131na ba\u011fl\u0131 olarak da medeni bir ya\u015fam tarz\u0131 olu\u015fmaktad\u0131r. Medeniyeti \u00fcreten insani boyut tabiat\u0131 ve do\u011fay\u0131 kontrol edilmesi gereken bir nesneye d\u00f6n\u00fc\u015ft\u00fcrmeye \u00e7al\u0131\u015fmas\u0131 da (\u00d6zdemir, 2014: 29) tekni\u011fin medeniyetle olan yak\u0131n ili\u015fkisinden kaynaklanmaktad\u0131r. \u0130zzetbegovi\u00e7 bu nedenle medeniyeti teknik arac\u0131l\u0131\u011f\u0131yla insan\u0131n do\u011fa ile kurdu\u011fu ili\u015fki olarak tan\u0131mlamaktad\u0131r (Ak\u0131n, 2018a: 102). \u0130nsan\u0131n d\u00fcnyadaki ya\u015fam\u0131n\u0131 daha iyi bir bi\u00e7imde devam ettirebilmesi amac\u0131na hizmet eden fonksiyonel bir ya\u015fam bi\u00e7imi anlam\u0131na gelen medeniyet insan\u0131n konforunu temel almaktad\u0131r. G\u00fcnl\u00fck ya\u015fam\u0131 kolayla\u015ft\u0131ran maddi kolayl\u0131k olarak konfor medeniyetin temel ama\u00e7lar\u0131ndan birisidir. Tekni\u011fin do\u011fayla kurulan bir \u00e7\u0131kar ili\u015fkisi olmas\u0131na kar\u015f\u0131n sanat ise m\u00fctefekkirin d\u00fc\u015f\u00fcncelerinde insan\u0131n tabiatla kurdu\u011fu ontolojik bir ili\u015fkiye kar\u015f\u0131l\u0131k geldi\u011fi i\u00e7in fonksiyonel de\u011fildir ve onun menfaatle de hi\u00e7bir ili\u015fkisi yoktur. Sanat maddi d\u00fcnyayla toplumun veya ki\u015finin \u00e7\u0131karlar\u0131 i\u00e7in bir ili\u015fki kurmaz ve o \u201czaman\u0131n bir resmi ve belgesi de\u011fildir\u201d (\u0130zzetbegovi\u00e7, 2019: 329). Bu nedenle m\u00fctefekkir ruha at\u0131f yapmayan, siyasi \u00e7\u0131karlar, ideolojik beklentiler ve fonksiyonellik \u00fczere \u00fcretilmi\u015f sanat eserlerini de ger\u00e7ek sanat olarak de\u011ferlendirmez.8 \u0130zzetbegovi\u00e7\u2019e g\u00f6re sanat insan\u0131n ger\u00e7ek varl\u0131\u011f\u0131na bir \u00f6zlemi, kendi varl\u0131\u011f\u0131n\u0131 anlama \u00e7abas\u0131 ve buna ba\u011fl\u0131 olarak ki\u015fiyi bu d\u00fczenden ziyade \u00f6teki 8 \u0130zzetbegovi\u00e7\u2019e g\u00f6re bu sanat k\u00fclt\u00fcr\u00fcn de\u011fil, sahte k\u00fclt\u00fcr\u00fcn \u00fcr\u00fcnleridir. \u0130zzetbegovi\u00e7 ruhtan ve insandan ba\u011f\u0131ms\u0131z ideolojik \u00e7\u0131kar ve fonksiyonellik ta\u015f\u0131yan sahte k\u00fclt\u00fcr\u00fcn bir \u00fcr\u00fcn\u00fc olan sahte sanata Sovyet Birli\u011finin devlet eliyle \u00fcretilen sanat\u0131n\u0131 \u00f6rnek vermektedir. Daha fazla bilgi i\u00e7in bkn. (\u0130zzetbegovi\u00e7, 2004: 146- 150). 106 d\u00fczene ba\u011flayan bir ili\u015fki \u015feklidir. Bu nedenle onun bir varl\u0131k alan\u0131 olarak do\u011fayla girdi\u011fi ili\u015fki ona hakim olmaya de\u011fil ona uyum sa\u011flamaya y\u00f6neliktir. Tekni\u011fin do\u011fan\u0131n insan\u0131n ya\u015fam\u0131nda etkisini en aza indirgemek ve kendi isteklerini en y\u00fcksek \u015fekilde ger\u00e7ekle\u015ftirmek ve konforunu sa\u011flamak i\u00e7in do\u011faya hakim olma \u00e7abas\u0131na kar\u015f\u0131 sanat, do\u011fay\u0131 kendini as\u0131l varl\u0131\u011fa ula\u015ft\u0131ran bir varl\u0131k alan\u0131 olarak g\u00f6rmesi sebebiyle onunla uyum i\u00e7inde kalarak ona kendi terbiyesini ve ruhunu g\u00fc\u00e7lendirmek i\u00e7in y\u00f6nelmektedir. Tekni\u011fin temelinde yer alan konfor sanat i\u00e7in hi\u00e7bir anlam ifade etmemekte ve sanat kendini insan\u0131 konfora g\u00f6t\u00fcren bir alan olarak de\u011fil bunun tam tersine varolu\u015fsal ac\u0131ya g\u00f6t\u00fcren bir alan olarak kurgulamaktad\u0131r. Tekni\u011fe dayal\u0131 medeniyet bu nedenle d\u00fcnyay\u0131 de\u011fi\u015ftirme temay\u00fcl\u00fcnde; sanata dayal\u0131 k\u00fclt\u00fcr ise d\u00fcnyay\u0131 anlama ve bu anlama s\u00fcrecinde kendi varl\u0131\u011f\u0131na ili\u015fkin bir anlam \u00e7abas\u0131ndad\u0131r (\u0130zzetbegovi\u00e7, 2019: 337). Sanat maddi d\u00fcnyayla kendi manevi k\u00f6kenine ula\u015fmak \u00fczere bir ili\u015fki kurarken di\u011fer taraftan onunla bir \u00e7at\u0131\u015fma i\u00e7ine de girmektedir. O d\u00fcnyaya kar\u015f\u0131 bir muhalefet i\u00e7indedir (\u0130zzetbegovi\u00e7, 2004: 129). Sanat d\u0131\u015f d\u00fcnyayla ve t\u00fcm varl\u0131klarla olan ili\u015fkisini onu varolu\u015fa g\u00f6t\u00fcren bir ili\u015fki \u015feklinde kurgulam\u0131\u015f olsa da onun kendini k\u00f6ks\u00fcz, yabanc\u0131 hissetmesine sebep olan bu d\u00fcnyan\u0131n maddili\u011fine kar\u015f\u0131 sava\u015f a\u00e7m\u0131\u015ft\u0131r. Bu nedenle de sanat maddi d\u00fcnya ile \u00e7at\u0131\u015fma i\u00e7indeki bir ruhun ser\u00fcvenidir (\u0130zzetbegovi\u00e7, 2019: 293). Asl\u0131nda bu muhalefet insan\u0131n kendi i\u00e7indeki bir sava\u015ft\u0131r. Ayn\u0131 zamanda sanat\u0131n bu muhalefeti sadece d\u00fcnyan\u0131n maddili\u011fine de\u011fil onunla maddi olarak ili\u015fki kuran teknik ve bilimin manevi insan\u0131 ve onun yarat\u0131lm\u0131\u015f olmas\u0131n\u0131 ortadan kald\u0131ran bak\u0131\u015f a\u00e7\u0131s\u0131nad\u0131r. Sanat\u00e7\u0131 insan\u0131n gizemle dolu olan yarat\u0131l\u0131\u015f hikayesine ve onun"]
Search
Read the Text Version
- 1
- 2
- 3
- 4
- 5
- 6
- 7
- 8
- 9
- 10
- 11
- 12
- 13
- 14
- 15
- 16
- 17
- 18
- 19
- 20
- 21
- 22
- 23
- 24
- 25
- 26
- 27
- 28
- 29
- 30
- 31
- 32
- 33
- 34
- 35
- 36
- 37
- 38
- 39
- 40
- 41
- 42
- 43
- 44
- 45
- 46
- 47
- 48
- 49
- 50
- 51
- 52
- 53
- 54
- 55
- 56
- 57
- 58
- 59
- 60
- 61
- 62
- 63
- 64
- 65
- 66
- 67
- 68
- 69
- 70
- 71
- 72
- 73
- 74
- 75
- 76
- 77
- 78
- 79
- 80
- 81
- 82
- 83
- 84
- 85
- 86
- 87
- 88
- 89
- 90
- 91
- 92
- 93
- 94
- 95
- 96
- 97
- 98
- 99
- 100
- 101
- 102
- 103
- 104
- 105
- 106
- 107
- 108
- 109
- 110
- 111
- 112
- 113
- 114
- 115
- 116
- 117
- 118
- 119
- 120
- 121
- 122
- 123
- 124
- 125
- 126
- 127
- 128
- 129
- 130
- 131
- 132
- 133
- 134
- 135
- 136
- 137
- 138
- 139
- 140
- 141
- 142
- 143
- 144
- 145
- 146
- 147
- 148
- 149
- 150
- 151
- 152
- 153
- 154
- 155
- 156
- 157
- 158
- 159
- 160
- 161
- 162
- 163
- 164
- 165
- 166
- 167
- 168
- 169
- 170
- 171
- 172
- 173
- 174
- 175
- 176
- 177
- 178
- 179
- 180
- 181
- 182
- 183
- 184
- 185
- 186
- 187
- 188
- 189
- 190
- 191
- 192
- 193
- 194
- 195
- 196