Important Announcement
PubHTML5 Scheduled Server Maintenance on (GMT) Sunday, June 26th, 2:00 am - 8:00 am.
PubHTML5 site will be inoperative during the times indicated!

Home Explore Kaybolan Cocukluk ve Hiçe Sayılan Hukuk

Kaybolan Cocukluk ve Hiçe Sayılan Hukuk

Published by zinebzenzait1, 2015-06-22 12:17:57

Description: Rapor: İşgal Altındaki Kudüs’te Tutuklu Çocuklar
Copyright @UAHDER

Keywords: Kudüs, İsrail, Çocuk tutuklamaları

Search

Read the Text Version

Kaybolan Çocukluk ve Hiçe Sayılan Hukuk Kaybolan Çocukluk ve Hiçe Sayılan Hukuk Rapor: İşgal Altındaki Kudüs’te Tutuklu ÇocuklarMisak İnsan Hakları Derneği & Uluslararası Adalet ve Hürriyet Derneği Ocak 2015

Kaybolan Çocukluk ve Hiçe Sayılan Hukuk Rapor: İşgal Altındaki Kudüs’te Tutuklu ÇocuklarMisak İnsan Hakları Derneği & Uluslararası Adalet ve Hürriyet Derneği (UAHDER) Ocak 2015 Video: Kaybolan Çocukluk ve Hiçe Sayılan HukukKapak Fotoğrafı: İsrail işgal askerleri bir evin yıkılışı sırasında küçük bir çocuğu tutuklarken. Beyt Hanina 2013. Fotoğraf: Halit Zağari UAHDERHürriyet Mah. Mahmutbey Cad. Tekin Sk. No:6 D:1 Şirinevler – İSTANBUL +90 212 452 56 61-62 / +90 545 548 77 71 www.uahder.org [email protected]

Kaybolan Çocukluk ve Hiçe Sayılan Hukuk İÇİNDEKİLERSUNUŞ ...................................................................................................................4ÖNSÖZ ...................................................................................................................6ULUSLARARASI ÇOCUK HAKLARINI KORUMA SÖZLEŞMESİ ............................ 7BİRİNCİ BÖLÜM: İSTATİSTİKİ VERİLER.................................................................... 9İKİNCİ BÖLÜM: KUDÜS’TE FİLİSTİNLİ ÇOCUKLARIN TUTUKLAMALARESNASINDA MARUZ KALDIKLARI HAK İHLALLERİ............................................ 12ÜÇÜNCÜ BÖLÜM: 12 YAŞ ALTINDAKİ ÇOCUKLARIN TUTUKLANMASIVE KEYFİ GÖZALTILAR .............................................................................................. 23DÖRDÜNCÜ BÖLÜM: EV HAPSİ UYGULAMASI ..................................................... 25ÖZET VE ÖNERİLER .........................................................................................34

Kaybolan Çocukluk ve Hiçe Sayılan Hukuk SUNUŞ Misak Derneği (Kudüs) ve Uluslararası Adalet ve Hürriyet Derneği(İstanbul)’nin ortak çalışması ile hazırlanan bu rapor; Kudüs’teki Filistinliçocuklara karşı İsrail işgal kuvvetleri tarafından işlenen suçların bir kısmınıbelgeler niteliktedir. Rapor, mağdur çocukların ifadeleri, kendileriyleyapılan röportajlar, çocukların yakınlarından ve konunun uzmanlarındanalınan bilgiler kaynak alınarak hazırlanmıştır. Bu belgenin ortaya çıkmasındaki amaç; özellikle 2014 yılında farklı yaşgrubundan çocukların haksız yere tutuklanması ve mağdur edilmesihususundaki ciddi artış, uygulamanın şehrin her tarafına yayılmış olması vetutuklular hakkındaki zorlaştırılmış kanunlar ile ilgili olarak toplumsal vehukuksal bilinci artırmaktır. Raporun hazırlanmasında emeği geçen Misak İnsan Hakları Derneği,Filistin’in tüm sivil toplum kuruluşlarına güç birliği tavsiye ederek tutukluçocuklar ve aileleri için kanuni ve psikolojik destek sağlamayı amaçlayanbir müessesedir. Ev hapsine alınan çocuklar için hemen avukatları hareketegeçirip, tutukluluk şartlarının hafifletilmesini sağlamak; tutuklu çocuklarınokullarına gidemediği günlerin telafisi için çalışma yapmak; eğitimci verehber öğretmenlerin nezaretinde ev hapsinin çocuklar üzerindeki etkisini enaza indirilebilmek için gayret sarf etmek derneğin belli başlıçalışmalarındandır. Dernek, çocuk tutuklamalarındaki tek meselenin sadecebir avukat ile tutukluyu kanun nezdinde temize çıkarmak olmadığının bilinciile hareket etmektedir. Bu rapor, giriş ve dört bölümden oluşmaktadır. Giriş bölümünde çocukhakları, çocuğun himayesini garanti altına alan anlaşmaları ve bazı kanunibilgileri sunduk. Birinci bölümde ise, Kudüs’teki çocuk tutuklamalarınınyıllık bilançosunu verdik. İkinci bölümün konusu, tutuklu 4

Kaybolan Çocukluk ve Hiçe Sayılan Hukukçocukların karşılaşmış oldukları sıkıntılar ve çocuk haklarının gasp edilmesi(hukuki ihlaller) hususunu kapsamaktadır. Üçüncü bölüm, on iki yaşaltındaki çocukların sebepsiz yere tutuklanmalarından bahsediyor.Dördüncü bölümü, ev hapsine ve çocuklar üzerindeki zararlarına ayırdık.Sonra da bazı öneri ve tavsiyelerle raporu sonlandırdık. 5

Kaybolan Çocukluk ve Hiçe Sayılan Hukuk ÖNSÖZ Kudüs şehri, İsrail işgaline girdiğinden beri halkı çok zor anlar yaşıyor.İsrail’in farklı uygulamaları ile insanların yaşamları çok açık bir şekildezorlaştırılıyor, halk dolaylı olarak göçe zorlanıyor. Böylece Kudüs’üyahudileştirme ve bölgede tam bir İsrail hâkimiyeti sağlama hedefine doğruyavaş yavaş gidiliyor. İsrail, Kudüs halkına insan muamelesi yapmadığı gibiUluslararası Hukuk’u da hiçe sayıyor. Hâlbuki, Kudüs halkının küçük büyükayırt edilmeksizin haklarının gasp edilmesi Uluslararası Hukuk’un en temelkanunlarına ters olduğu gibi, İsrail’in kendi kanunlarına da aykırıdır. İşgalden ve düşmanlıktan en çok zarar gören ve etkilenen yine çocuklarolmaktadır. İsrail, 1989 Uluslararası Çocuk Haklarını KorumaAnlaşması’nın altına imza attığı halde, sözleşmeye bağlı kalmamıştır. İşgalkuvvetleri, hala çocukları tutuklamakta ısrar etmekte; onlara karşı darp veişkencede bulunarak planlı bir şekilde kalplerine İsrail korkusuyerleştirmeye ve psikolojik yıkıma sebep olmaya çalışmaktadır. Çocuklarİsrail’in izlediği bu siyaset ile sadece tutuklama esnasında değil, hayatlarınınher merhalesinde karşı karşıya kalmaktadır. Gözaltı ve tutuklamalar,çocukların eğitimden mahrum kalmalarına, böylece erken yaşlarda işsahalarına zorunlu olarak yönelmelerine sebep olmaktadır. Çocuklar yavaşyavaş içe kapanmakta, kimseyle konuşmak istememekte ve grupçalışmalarından uzaklaşmaktadırlar. Burada, kısaca belirttiğimiz bu hususlar ile ilgili gerekli açıklamayı ilerikibölümlerde yapacağız; ancak öncesinde Uluslararası Hukuk’ta ÇocukHakları konusuna değinmek istiyoruz. 6

Kaybolan Çocukluk ve Hiçe Sayılan Hukuk Uluslararası Çocuk Haklarını Koruma Sözleşmesi Uluslararası Çocuk Haklarını Koruma Sözleşmesi, Birleşmiş Milletler’in20 Kasım 1989 tarihinde aldığı 25/44 kararlarına dayanmaktadır. Bu tarihtenitibaren geçen 25 yıllık zaman zarfında yaklaşık 200 devlet, kararların altınaimzalarını atmıştır. O ülkelerden biri de 1991 yılında kararları onaylayanişgalci İsrail Devleti’dir.Gerçekten bu kararlar çocuklar için uluslararası hukukta köşe taşlarısayılacak nitelikte hükümler içeriyordu. Anlaşma, üye ülkeleri, çocuklarıkorumak; onları her türlü işkence, şiddet ve insanlık dışı kötü muameledenuzak tutmak için gerekli tüm tedbirleri almaya mecbur bırakıyordu.Çocuklar için sadece başka bir çözüm olmaması halinde hapis cezası sözkonusu olabilirdi. Anlaşma aynı zamanda çocuğun adil yargılanma ve ailesiile iletişim halinde olma hakkını da muhafaza ediyordu1. 39. madde 40. madde Taraf Devletler, her türlü ihmal, Taraf Devletler, hakkında cezasömürü ya da suistimal, işkence ya da yasasını ihlâl ettiği iddia edilen ve buher türlü zalimce, insanlık dışı veya nedenle itham edilen ya da ihlâl ettiğiaşağılayıcı muamele ya da ceza kabul edilen her çocuğun; çocuğun yaşıuygulaması ya da silahlı çatışma ve yeniden topluma kazandırılmasınınmağduru olan bir çocuğun, bedensel ve ve toplumda yapıcı rol üstlenmesininruhsal bakımdan sağlığına yeniden arzu edilir olduğu hususları göz önündekavuşması ve yeniden toplumla bulundurularak, taşıdığı saygınlık vebütünleşebilmesini temin için uygun değer duygusunu geliştirecek veolan tüm önlemleri alırlar. Bu tür başkalarının da insan haklarına ve temelsağlığa kavuşturma ve toplumla özgürlüklerine saygı duymasınıbütünleştirme, çocuğun sağlığını, pekiştirecek nitelikte muamele görmeözgüvenini ve saygınlığını geliştirici hakkını kabul ederler.bir ortamda gerçekleştirilir. 1 Çocuk Hakları Sözleşmesi 1989, UNICEF sitesi :http://www.unicef.org/arabic/crc/files/crc_arabic.pdf (23 Aralık 2014 tarihinde erişildi). 7

Kaybolan Çocukluk ve Hiçe Sayılan Hukuk Sözleşmenin 2. maddesinde üye ülkelerin sorumlulukları içerisinde,istisnasız olarak her çocuğun hakkının korunması ve garanti altına alınmasıgerekiyorken ve İsrail anayasasının da çocuklarla ilgili maddeleri görünürdebu sözleşmeye mutabık iken; ne yazık ki işgalci İsrail sahadakiuygulamalarında çocuklara şiddet, işkence, darp ve aşağılayıcımuamelelerde bulunmakta ve kanunları hiçe sayarak bildiğini okumaktadır.Çocuklar tutuklanmakta, işgalci askerler tarafından haklarına tecavüzedilmekte ve her türlü insanlık dışı uygulamaya maruz kalmaktadırlar. Buinsanlık suçunun2durdurulması için güç birliği yapmalı ve işgalci yönetimhesaba çekilmelidir. BM, Mayıs 2002’de çocuk hakları hususunda özel bir toplantı yaparakmeseleyi yeniden mütalaa etmiş; devletlerin çocuk haklarını muhafaza etmeve alınan kararlara bağlı kalmaları gereği teyit ve tekit edilmiştir. (Çocuğunmaslahatı, yaşamı, gelişmesi, hayatta kalması ve üretime katkısı3). Yinetoplantı sonunda, yabancı işgalin sebep olabileceği silahlı çatışmalarınetkisinden çocukları korumak için her türlü tedbiri alma kararı çıkmış olsada, işgalci güçlerin Filistinli çocuklara olan zalimce uygulamalarına karşıuluslararası çapta herhangi bir baskı oluşturulamamış, ne yazık ki bu durumgünümüze kadar böylece devam edegelmiştir. 2 Uluslararası Ceza Mahkemesi’ne ( I.C.C.) göre (İnsanlık Suçlar) aşağıdaki fiillerden herhangibirini sivil halka karşı işlemek olarak tarif edilir: cinayet, imha, köleleştirme, sürgün, hapis, işkence,tecavüz, siyasi etnik veya dini sebeplerle zulüm etmek, kaçırmak, fiziksel ya da zihinselyaralanmalara neden olabilecek her türlü insanlık dışı eylemler. Kaynak: http://www.icccpi.int/en_menus/icc/about%20the%20court/frequently%20asked%20questions/Pages/12.aspx (29 Aralık 2014 tarihinde erişildi) 3 - Birlesmiş Milletler Genel Kurulu’nun 27. Özel Oturumu Geçici Komitesi Raporu.http://www.un.org/arabic/ga/children docs/A_S27_19_REV1.pdf (29 Aralık 2014 tarihinde erişildi) 8

Kaybolan Çocukluk ve Hiçe Sayılan Hukuk BİRİNCİ BÖLÜM: İSTATİSTİKİ VERİLER İşgal altında bulunan Kudüs’teki çocukların tutuklanmasındanbahsederken şu soru akla gelir: Kudüs’te hangi mahalleden, hangi ayda kaçtane çocuk tutuklanmıştır? Tabi ki bu soruya verilecek cevap az da olsa çokda olsa hukuksal ve toplumsal öneminin gerçekliğini etkilemez. Eğer ortadahakkı çiğnenmiş veya bir hak ihlaline maruz kalma ihtimali olan bir tekkişi/çocuk varsa, hukukçular aktivistler ve çocukların aileleri bu durumuengellemek için harekete geçmelidir. Daha önce bazı Filistinli ve İsrailli hukuk çevreleri, geçmiş senelere aitKudüs’teki Filistinli tutuklu çocuklar ile ilgili istatistik bilgileryayınlamışlardı. İsrailli Bitislim Müessesesi’nin raporuna göre; 01 Kasım2009’dan, 26 Ekim 2010’a kadar Kudüs’teki Filistinli çocuklar hakkında taşatma şüphesi üzerine 1267 suç dosyası açılmıştı. Aynı müessesenin 2010 yılısonundaki raporunda deniliyor ki; bu rakam çocuklardan, sadece ifade içintoplanarak götürülenleri, dosya açılmadan serbest bırakılanları kapsamıyor.Bu da gösteriyor ki, gözaltına alınıp korkutulan, ürkütülen çocuklar busayıdan(1267) çok daha fazladır4. Ne yazık ki, 2014 yılında İsrail işgalkuvvetleri tarafından tutuklanan Filistinli çocukların sayısı, özellikle aynıyılın Temmuz ayında Muhammed Hüseyin Ebu Hudeyr isimli çocuğunkaçırılıp öldürülmesinden sonra çok daha yüksek rakamlara ulaştı. İsrailbasın kaynaklarına göre 2014 Temmuz ayının başından Eylül ayının sonunakadar 260’a yakın çocuk tutuklanmıştır5. 14 Ağustos 2014’te işgalci 4 “Dur! Önünüzde Çocuklar Var – Taş atmakla suçlanan Silvanlı çocuklara karşı, polisin yasadışımuameleleri”, B'Tselem Teşkilatı raporu, Aralık 2010, s13.http://www.btselem.org/sites/default/files/publication/201012_caution_children_ahead_heb.pdf(17 Aralık 2014 tarihinde erişildi) 5 - “Çocuk Ayaklanması: İki ayda 250’den fazla çocuğun tutuklanması”, Nir Hasson, Haaretz,19Eylül2014. http://www.haaretz.co.il/news/politics/.premium-1.2438514 (17 Aralık 2014tarihinde erişildi). 9

Kaybolan Çocukluk ve Hiçe Sayılan Hukukgüvenlik kuvvetlerinin açıklamasına göre Temmuz ayının başından 14Ağustos kadar olan tarihte 190 çocuk Kudüs’te yakalandı. Bu süre bir buçukayı geçmiyor6. Misak müessesesi, bilgi edinme hürriyeti hakkından yola çıkarak İsrailpolisinden 2013 yılı ve 2014’ün ilk 9 ayında güvenlik tehdidi sebebi iletutuklanan Kudüs’teki Filistinli çocukların istatistik bilgilerini talep etti.Alınan sonuçlar şöyle: İsrail polisi, 2013 yılında 173 çocuğu gözaltına almıştır. Bunların içinden8 tanesi 12-13 yaşlarında, 165 tanesi ise 14-17 yaşlarındadır. Tutuklanançocuk sayısı ise (bir tanesi 12-13 yaş arasında) 49’dur. (Yani göz altınaalınan çocukların %28.3 civarı.) 01 Kasım 2014’den Eylül(2014) ayının sonuna kadar 255 çocuktutuklanmış. Bunların 6 tanesinin yaşları 12-13, 249 tanesinin yaşı ise 14-17arasındadır. Bu çocukların arasından 62 tanesi (bir tanesi 12-13 yaş arasında)suçlu bulunmuştur. (Yani %24.3civarı.) Bilgiler, İsrail polisinin sıkça çocuk tutukladığını ve tutuklanan çocuklarhakkında açık bir suç tespitinde dahi bulunamadığını gösteriyor. İsrail,kanunlarda belirtildiği gibi yapacak hiçbir şey kalmadığında son çare olarakçocuğun gözaltına alınabilmesi hususunu, Filistinli çocuklar hakkında ilkseçenek olarak kullanıyor. Misak Müessesesi’nin talebi üzerine verilen bu istatistikler, İsrail işgalgüçlerinin birkaç saatliğine tutuklayıp sonra haklarında bir suç dosyasıoluşturmadan serbest bıraktığı çocukları kapsamamaktadır. Bu durum, 6 - “Kudüs: Kamu düzenini bozan olaylara karıştığı gerekçesiyle tutuklanan onlarca insan”, İsrailPolis Sitesi, 14Ağustos2014, http://www.police.gov.il/articlePage.aspx?aid=2948&mid=3, (17 Aralık2014 tarihinde erişildi). 10

Kaybolan Çocukluk ve Hiçe Sayılan HukukFilistinli müesseselerin ve aktivistlerin kayıtlarıyla, İsrail güvenlikgüçlerinin kayıtları arasındaki çelişkinin sebebini açıklar niteliktedir.Filistinli Tutuklular Komitesi Heyeti’nin, 2014 yılının sonu itibariyleverdiği verilere göre İsrail tarafından bir yıl içinde tutuklanan Kudüslüçocukların sayısı 700’e yakındır7. Misak Müessesesi’nin Ekim 2014 ‘te elde ettiği bilgilere göre 45 Kudüslüçocuğun MECDU ve HİŞARUN8 cezaevlerindeki tutukluluk halleri haladevam etmektedir. 7 “İşgalciler, 2014 yılında 1266 çocuk tutukladı”, Burası Kudüs, 30-12-2014,http://www.honaalquds.net/ar/article/8395/#.VKvHhiuUfJc (31 Aralık 2014 tarihinde erişildi). 8 Rakamlar, Mejdo ve Haşerun Cezaevi idaresinden çocukların avukatı tarafından bizeulaşmıştır. 11

Kaybolan Çocukluk ve Hiçe Sayılan Hukuk İKİNCİ BÖLÜM:KUDÜS’TE FİLİSTİNLİ ÇOCUKLARIN TUTUKLAMALARESNASINDA MARUZ KALDIKLARI HAK İHLALLERİ İlk bakışta, Kudüs’teki zorba yönetimin (İsrail) kanunlarının,Uluslararası Çocuk Hakları Sözleşmesi ve İnsan Hakları Bildirgesi’ne gayetuyumlu olduğu görülür9. Ancak birbirinden farklı müesseselerden ve insanhakları kuruluşlarından alınan bilgi ve belgeler gösteriyor ki, Kudüs’tekiuygulamalar bunların tam tersi yönündedir. İşgal kuvvetleri çocukların haklarını kendi kanunlarını da çiğneyerek,kanunlardaki istisnaî durumları gerekçe göstererek ihlal etmektedir. Böyledurumlarda, İSTİSNALAR kanun haline dönüşmekte, kural olmaktadır.Yaygınlaştıkça da asıl kanundan daha çok benimsenmektedir. Böyle olunca,yeni hak ihlallerine kapılar açılmaktadır. Çocukların karşılaştıkları haksızlıklar, evlerinden veya caddelerdenalınmalarıyla başlıyor; sorgulanmalarına ve aleyhlerinde bir suç uyduruluphüküm verilmesine kadar devam ediyor. Biz, burada en çok yapılan hukukihlallerini zikretmeye çalışacağız. Bunları, çocukların şahitlikleri, ailelerininçektikleri eziyetler ve Misak Derneğinin topladığı deliller ile kanıtlayacağız. 9 Şunu da hatırlatmakta fayda var: Uluslararası hukuk esasları, işgal devletinin işgal ettiğibölgelerde kanunlar koymasını yasaklar. İşgalciler ancak halkın hayatını kolaylaştırmak ve emniyetisağlamak gibi çok zaruri durumlarda kanun çıkarabilir. 12

Kaybolan Çocukluk ve Hiçe Sayılan Hukuk Son Çare Olarak Tutuklama Kudüs’teki çocukların son senelerde programlı bir siyaset izlenerektutuklanmaları gün geçtikçe artmakta, geniş çaplı operasyonlar halindetutuklamalar gerçekleşmektedir. Kudüs’teki durumu takip edenler şu manzarayı rahatlıkla görecektir:Çocukların pek çoğunun tutuklanmasında İsrail işgal polisinin tahrik payıbüyüktür. Kudüs sokaklarında ve mahalle aralarında İsrail polisi ile çocuklarkarşı karşıya getirilmekte, sonra durumla hiç alakası olmayan yoldangeçenler dahi tutuklanabilmektedir İsrail kanunlarında çocuk tutuklamak, bir kanuna muhalefet etmiş şüpheliçocuğa ailesi aracılığıyla yapılan uyarıdan sonra artık hiçbir çözümünkalmaması durumunda son çare olarak uygulanabiliyorken; İsrail kendikanunlarına da karşı gelerek oldukça sıklıkta çocuk tutukluyor. İsrailpolisindeki bu kanun tanımazlık İŞGALCİNİN ellerini daha çok suçsuzauzatmasını sağlayıp, daha çok çocuğun tutuklanma tehlikesiyle karşı karşıyakalmasını kolaylaştırıyor. Gece Gerçekleştirilen Tutuklamalar İsrail kanunlarına göre, Kudüs’te çocukları gece saatlerinde tutuklamakyasaktır. Bu yasa, gece saatlerini şöyle beyan eder: Akşam saat sekizdensabah yediye kadar 12-14 yaş arası, gece ondan sabah yediye kadar ise 14-18 yaş arası çocukların tutuklanması yasaktır. Kanunların bu sınırlamasınarağmen işgalci (siyonist) emniyet güçleri, tutuklamaları genelde geceyarısından fecrin ilk saatlerine kadar gerçekleştirmektedirler. Güvenlikgüçleri, söz konusu kanunî yasakların, istisnai hallerini gerekçe göstererektutuklamalarda bulunmaktadır. Kudüs’te tutuklanan çocukların MisakMüessesesine verdikleri ifadelere göre, maruz kalınan gözaltı vetutuklamalar hep akşam 8 ile sabah 5 arasında olmuştur. 13

Kaybolan Çocukluk ve Hiçe Sayılan Hukuk Ellerin Kelepçelenmesi (iki elin bağlanması) İsrail Anayasası’nın 9/a maddesi; İsrail’deki olaylarda tutuklanançocukların özel durumlar haricinde (Çocuğun kaçmasından ve etrafı yakıpyıkmasından korkulan hallerde ya da delilleri gizlemeye teşebbüsdurumlarında) halka açık yerlerde ellerinin kelepçelenmesini yasaklar. Fakatmaalesef Kudüs’te çocukların elleri henüz ortada hiçbir suç unsuru yok ikenkelepçelenmektedir. Ayrıca, bu kanun içeriği kelepçelemenin istisnahallerinde bile ön taraftan yapılmasını söylemesine rağmen güvenlik güçleriçocukların ellerini arka taraftan kelepçelemektedir. Bu da çocukların acıçekmesine sebebiyet vermektedir. Bazı çocuklar plastik kelepçelerlebağlanıyorken, diğer bir kısmı demir kelepçelerle kelepçelenmektedirler.Bazen iki saati aşan sürelerde kelepçeli bırakılan çocuklar sonra ifadeyesürüklenir. 2014’ün Şubat ayında tutuklanan 14 yaşındaki R.R., ellerinin veayaklarının kelepçelendiğini; sonra ellerindeki kelepçelerin ayağındakilerekısa bir zincirle bağlandığını; bu zincir çok kısa olduğundan yürürkeneğilmek zorunda bırakıldığını ve acılar çektiğini anlatmaktadır. Gözlerin Bağlanması Anayasada gözlerin bağlanması ile ilgili bir bent bile bulunmamaktadır.Oysa uygulamada çocukları küçük düşürmek ve büyük suç işlemiş gibigöstermek artık insanlık dışı muamelelerinin bir parçasıdır. Şüphesiz ki buuygulama uluslararası çocuk hakları ve adaletle çelişmektedir. Bu üzücüdurum, Kudüs’teki çocuk tutuklamalarından oldukça yaygınlaştırılmıştır.Elleri kelepçeli, gözleri bandajla kapalı bir görüntü ile; çocuk değil deyetişkin suçlu görüntüsü verilmek istenmektedir. 17 yaşındaki A.M.A.Misak Müessesine vermiş olduğu bilgide şöyle der: “Evimden alındığımdagözlerim bağlandı. Saat sabahın beşiydi. Bana böyle davranmakla direnişgöstermemi, böylece kendilerini haklı çıkarmaları için ellerine bir fırsatvermemi bekliyorlardı.” Bandajlar genellikle, tahkik odasının kapısınakadar çıkarılmamaktadır. 14

Kaybolan Çocukluk ve Hiçe Sayılan HukukFiziksel Şiddetİsrail’in kanunları işkenceyi açık ve net yasaklamaktadır. GerekUluslararası Çocuk Haklarını Koruma Kanunu, gerekse İsrail Anayasası,kim olursa olsun işkenceyi yasaklar. Bu yasak, çocuk suçlu veya bir yasağıçiğnemiş olsa bile geçerlidir. Anayasanın 37. Maddesinde ve UluslararasıHukuk’ta çocukların himayesi güvence altına alınmıştır. “İlgili devletlerhiçbir çocuğun işkence görmesine, sert ve insanlık dışı muamelelere İsrail Yüksek Mahkemesi, yapılan uğramasına izin vermez.” Böyleceişkencelerin önünü kesmek için bir çocuğun bedenine yapılacak işkence,girişimde bulunmayı denemişse de, insanlığa yapılmış büyük suç\"zorunlu soruşturma\" olarak isimlendirdiği sayılmaktadır. Bu suçu işleyeninbir çeşit soruşturma sırasında bazı sert yanması gerekir10.yöntemlerin de kullanılabileceğini beyan 15 yıl önce İsrail Yüksekederek, işgal devletinin önünü dolaylı Mahkemesi’nin karara11 bağlamışolarak açmıştır. Böylece, soruşturmacılar olduğu işkence yasağına rağmen\"zorunlu soruşturma\" kapsamında savcı uygulana gelenler bu kanun veiznini de aldıktan sonra, artık yaptıklarından sözleşmelerin tam tersidir. Çünküdolayı herhangi bir ceza almamaktadır. çocuklar, tutuklanmalarından sorguya çekilmelerine kadar birçokkere şiddete maruz bırakılmaktadır. Bazen çocuklar yüzlerine tokatlaryerken, bazen de tekmelerle saldırıya uğruyorlar. Bazı durumlarda da farklı 10 Bakınız: not 5 11 11İsrail Yüksek Mahkemesi'nin, cezaevlerindeki işkenceler üzerine İsrail Hükümeti aleyhineaçılmış davanın karar metni, Karar tarihi: 6Eylül1999, http://www.hamoked.org.il/items/260.pdf (19 Aralık 2014 tarihinde erişildi). 15

Kaybolan Çocukluk ve Hiçe Sayılan Hukukyerlerinden darp edilerek İsrail polisi tarafından aşağılanıp incitiliyorlar.Yine bazı polisler de silah ya da cop kullanarak bu çocukları incitmektedir.Bütün bu olanların kayıt altına alınmaması, çekim yapılarak aleyhlerindedelil olarak kullanılmaması için özel amaçlı sorgu odaları bulunmaktadır.Tuvaletler bölgesinde kameralar bulunmamaktadır. Eski Belde’den 17yaşındaki A.E, Misak Müessesesine verdiği ifadede: “Ellerim bağlı olaraktuvalete gönderildim. Bana dediler ki; seni karşılama merasimi yapacağız.Ve istisnasız her yerime vurmaya başladılar. Onlar üç kişiydi. Beş-on dakikaarası tokatlarla ve galiz hakaretlerle beni dövmeyi sürdürdüler.” Bazen de, İsrail polisi işkence edip eğleniyor. Buna en iyi örneklerdenbirisi; tahkikten önce çocuktan duvara dönmesini talep ediyorlar. Bu durumiki üç saat sürebiliyor. Bu sürede çocuk, oradan geçen her polisten şiddetgörüyor. (Böylece çocuk, halk dilindeki tabir ile şamar oğlanına dönüşüyor).Herkesin iyi bildiği gibi, çocukların uzun süreli bir yerde bekletilmelerionlara şiddetli yorgunluk hissettirir. Bu da tahkikat esnasında onlarıistemedikleri ifadeyi vermeye itmektedir. Çocuklar, yaşadıkları kâbustankurtulmak için istenilen her türlü ifadeyi verebilmekteler. İşgalciler nasılsakimse onları gözetmiyor düşüncesiyle, bu süreci tamamen çocuklarınaleyhinde kullanıyor. Bu konuda, 17 yaşındaki A.M.A. Misak Müessesesi’ne şöyle ifadevermiştir:- “Beni polis arabasına oturttular. Sonra anneme küfretmeye başladılar.Daha sonra boynumu bükerek kafama, mideme ve ayaklarıma vurdular.Bana eldivenli elleriyle vuruyorlardı. Ben ise, yüksek sesle bağırıyordum.Çünkü canımı çok acıtıyorlardı.” Bir başka çocuk olan 17 yaşındaki N.H.A. ise şunları anlattı: 16

Kaybolan Çocukluk ve Hiçe Sayılan Hukuk - “Tahkikat sırasında polis benden rükû halinde durmamı istedi. Ayaklarımda ağrı hissetmeye başlayınca onların birisinden ayakta durmak için izin istedim. O esnada başka biri hiddetle yerinden kalktı ve beni odanın bir köşesine sıkıştırarak tokatladı.” N.H.A. ayrıca şunları anlattı: - “İstihbarattan iki kişi bana saldırdı. Yüzüme tokat atıyorlar, mideme yumruklar indiriyorlardı. Ben de acılar içinde inliyordum.” İseviye’den 14 yaşındaki T.M. Misak Müessesesi’ne yaşadığı durumu şöyle anlattı: -“Ellerimiz kelepçeli olduğu halde bize rükûda kalmamızı söylediler. Sonra kafamıza, sırtımıza ve karnımıza vurdular. Tekme tokat girişmişlerdi. Bu böyle beş dakika sürdü. Daha sonra beni polis arabasına bindirerek Mesqubiye’deki tutuklama yerine götürdüler.” İFADE: Sewri’den, 15 yaşında Ş.Ğ. Eylül 2014’te okuldan dönerken tutuklandı.Arkadaşları ile yolda eve doğru yürürken işgal kuvvetleri, kendisine hücumedip, Selahaddin Eyyübî Caddesi’ne kadar sürüklediler ve sonra polismerkezine götürdüler. Ş.Ğ. Misak Müessesesi’ne verdiği ifadesinde şöylediyordu: - “Beni tuvaletlerin bulunduğu bölgeye sürüklediler. Orada yere yatırdılar.Vücudumu, iğnelerle delik deşik ederlerken gülüşüyorlardı. Zevk çığlıklarıatıyorlardı. Özellikle sağ tarafıma üst üste vurdular. Bu durum on dakika kadarsürdü.” 17

Kaybolan Çocukluk ve Hiçe Sayılan Hukuk Aynı gün, polis merkezinden çıktığı gibi Ş.Ğ. muayene olmak içinhastaneye yöneldi. Hastanede sağ elinin bilek yerinde ve sağ ayağında kırıktespit edildi. Bu durum, bayılmasına neden oldu: - “Okuduğum okula durumumu anlattım. Safa ismindeki mürebbiye banaimkânları dâhilinde yardım etti. Teori derslerini evde okuyorum ancakuygulamayı kendi başıma beceremiyorum. Çünkü ben meslek lisesindeyim.” Cinsel Taciz Cinsel taciz; bilindiği üzere bir kişinin şahsına ya da bedenine yönelik cinsel içerikli söz ya da eylemlerde bulunmak, böylece kişiye korku yaşatmaktır. Bu durum farklı şekillerde meydana gelebilir. Kötü bakış, kulağa sessizce bir şeyler fısıldamak ya da nefsi kabartan her hangi bir ses çıkarmak gibi. Farklı derecelerde olsa da, çocukların bazıları değişik cinsi tacizlere maruz kalabiliyorlar. Çocukların ifadelerine göre, polislerin çoğunluğu onlara bağırıyor, cinsel içerikli küfürler savuruyor. 16 yaşındaki E.S’ye bu şekilde bir duruma maruz kaldın mı? diye sorduğumuzda cevabı: -“Küfür her zaman oluyor.” Bu cevap, sövmenin tutuklamanın her merhalesinde meydana geldiğini gösteriyor. Ayrıca bazı çocuklar, İsrail askerleri tarafından anneleri ve kız kardeşlerine ulaşılarak o kötü fiili yapmakla tehdit edilmektedir. Eski beldeden 17 yaşındaki A.E. bu durumla ilgili şöyle diyor: -Tahkikatı yapanlardan birisi anneni tutuklayacağız demişti. Sen annenin böyle bağlı olmasını görmek ister misin? Ayrıca, aynı çocuk İsrail askerlerinin kendisine ve yanındaki çocuklara arkalarından yanaşma girişiminde bulunduklarını ve bunu da onlara duvara dönün dedikleri esnada yaptıklarını anlattı. 18

Kaybolan Çocukluk ve Hiçe Sayılan Hukuk A.E. Misak’a verdiği ifadesinde; -14 yaşındaki kardeşimi getirerek gözlerimin önünde tokatladılar. (Buşekilde davranarak çocuğun itirafta bulunmasını sağlamaya çalışıyorlar.) -“Beni tehdit ederek zenci birisini getirtip küçük kardeşime kötülükyaptıracaklarını söylediler, kötü kelimeler kullanarak beni tehdit ettiler.” Yeme ve İçmeden Mahrum Bırakma Bazı çocukların ifadelerine göre, tutuklama aşamasında Meksube veKışla Cezaevlerinde alıkonulan çocuklar, sorgulanmayı beklerken saatlerceaç ve susuz bırakılmışlardır. Bundan daha feci olanı ise yetkililerin;çocuklara, bu ihtiyaçlarını şartlı gidermelerine izin verebileceklerinisöylemeleridir. Geçen Nisan ayında tutuklanmış olan 17 yaşındaki M.N.Misak Müessesesi’ne şöyle beyanda bulundu: Birinci gün, hiçbir şey yedirip içirmediler. İkinci gün, sorguyaçektiklerinde, sorgulamadaki kişi yiyip içiyor ve; “Eğer taşla vurduğunuitiraf edersen, molotof kokteyli attığını söylersen sana yemek ve içecekgetirtirim.” diyordu. 17 yaşındaki M.E.T. ise, sorgunun 12 saat devam ettiğini, kendisineyiyecek ve içeceğin yasaklandığını, su içmek istediğinde de talebininreddedildiğini, onu sorgulayan kişinin suçları itiraf etmemesi halindekendisini aç bırakmakla tehdit ettiğini beyan etti. Sorgulamada Ailenin de Bulunmasının Engellenmesi Ceza Usul Kanunu’nun 9H (A) bendi: “Sorguya alınan kişi, reşit değilse;ifadesi sırasında ebeveyninden birisinin ya da herhangi bir yakınının hazırbulunması” hakkını verir. Aynı zamanda zanlının ifadeden önce ailedenherhangi birisi ile istişare etme hakkı vardır. 9H(B) bendi: Bazı istisnaidurumlar hariç, şüphelinin ailesinden veya akrabalarından biri gelene kadar 19

Kaybolan Çocukluk ve Hiçe Sayılan Hukuksorgulamanın ertelenmesini öngörür. Yalnız zanlının aksi doğrultuda birtalebi olursa, mahkeme (örneğin) ebeveynden birinin sorgulama sırasındaortamda bulunmasını engelleyebilir. Bu yasak oradaki yetkilinin yazılı emriile, zanlının beden ve ruh sağlığını koruma amaçlıdır. Ne yazık kiuygulamada yapılanlar, bu yasada yazılı olanların tam tersinegerçekleşmektedir. Sor-Bahir’den 17 yaşındaki M.E.T. mahkemebaşlamadan önce velisinin gelmesini istemiş, ancak sorgulayan kişi bu isteğiyasak olduğu (yalan) gerekçesiyle kabul etmemiştir. Psikolojik Baskı Bazı soruşturma memurları, psikolojik baskı yoluyla çocukları stresesokarak suçu üstlenmeye zorlamakta, kendilerinden suçu işlediklerini itirafetmelerini talep etmektedirler. Bu uygulamalardan bir tanesi, çocuğayanıldığını ve geleceğinin mahvolduğunu hissettirme amaçlı sorularınsürekli tekrar edilmesidir. Sorgulamada bulunan memurlardan birisi 17 yaşındaki M.E. ye: “İtiraf etmemen halinde burada küf tutacaksın.” “İtiraf etmezsen anneni getirip ifadesini alacağız ve ona baskıuygulayacağız.” demiştir. Bir başkası ise: “ Buradan mezara gideceksin.” şeklinde tehditte bulunmuştur. İbranice Yazılmış Evrakları İmzalamaya Zorlama Misak Müessesesi’nin toplamış olduğu bilgiler, çocuklardan alınanifadelerin çoğunda, İbranice evraklar imzalatıldığı ve bu çocuklarınevraklarda tam olarak neyin yazıldığını bilmediklerini gösteriyor. 20

Kaybolan Çocukluk ve Hiçe Sayılan Hukuk 16 yaşındaki E.Y.’nin müesseseye verdiği bilgi, kendisinin İbranice bir yazıya imza attığı, ancak burada yazılı olanların ifadesini alan adamın yanında söylediklerinden farklı şeyler olduğunu bildiriyor. R.R. İSİMLİ ÇOCUĞUN HİKÂYESİ Dövülerek Ve Elektrikle İşkence: Kudüs’teki Eski Belde’den olan 15 yaşındaki R.R. şu anda tutuklu bulunuyor. R.R., Misak Müessesesi’nin avukatına 2014 yılının Kasım ayında, korkunçişkencelere maruz kaldığını anlattı. Babussahire’ye ulaştığı andan itibarenşiddetli dayak yemeye başladığını, İsrail polisi tarafından tartaklandığını, polisarabasındayken her hareket ettiğinde suratına tokatlar, göğsüne yumruklarsavrulduğunu söyledi. Polis merkezinde ise, saatlerce ayaküstünde kalmayazorlandığını ve her dinlenme talep edişinde polisten dayak yediğini belirtti.R.R.’nin sorgusunda üç kişi bulunuyordu. Bunlardan biri: -“Bizde iki tür muamele var. Darp ve elektrikli işkence… Hangisindenbaşlamamızı istersin? Elektriği mi, darbı mı, itirafı mı seversin?” diye sordu.Çocuk hiçbir şey yapmadığını söylediğinde de üçü birden dövmeye başladılar: - “Bir tanesi ellerimi ve ayaklarımı kelepçeledi, yüzüstü yere yatmamı söyledi.Ayağındaki askeri botlarla yüzüme ve sırtıma tekmeler savuruyordu. Bu durum15 dakika sürdü.” Bir diğer memur da çocuğu sandalyeye oturttu. Ellerini arkadan sandalyeyekelepçeledikten sonra sağ ve sol gözüne şiddetli birer yumruk indirdi. Çocuğunşişen gözlerinin etrafı morardı. Sürekli olarak “İtiraf edecek misin? diyesoruyorlardı. Çocuk suçlamaları reddettikçe de daha şiddetli dövüyorlar, göğsünetekmelerle vuruyorlardı. 21

Kaybolan Çocukluk ve Hiçe Sayılan Hukuk -“Bu kadar dayak yedikten sonra kendimi çok yorgun hissediyordum. Benizindana geri gönderdiler. Dinlenebileceğimi sandım. Ancak gardiyanlardan biriüzerime soğuk tazyikli su püskürttü ve herhangi bir örtü veya elbise vermedenbeni o soğukta terk etti. Hava o zaman çok soğuktu.” İkinci gün de R.R. işkence ve dayak silsilesinden kurtulamadı. Başka bir memur gelip: “Şimdi senin için başka bir yol deneyeceğiz.” dedi veel-ayak parmaklarının hepsine, elektrik kabloları bağladı. Yarım dakika tümvücuda elektrik verdiler. - “Ben artık dayanamaz halde bağırdım ve “İtiraf edeceğim” dedim. Kendisine atılan suçların bir kısmını kabullenmesine rağmen R.R. işkence vedarbelerden kurtulamadı. Kendisine isnat edilen suçlardan herhangi birinireddettikçe yüzüne ve bedeninin değişik yerlerine darbeler indiriyorlardı. Bazende sopalarla ayaklarına vuruyorlardı. 22

Kaybolan Çocukluk ve Hiçe Sayılan Hukuk ÜÇÜNCÜ BÖLÜM: 12 YAŞ ALTINDAKİ ÇOCUKLARINTUTUKLANMASI VE KEYFİ GÖZALTILAR Kudüs’te gerek işgalcilerle olan çatışmalar sırasında; gerekse ortamınsakinleştiği anlarda Siyonist güçler çocukları rastgele12 tutuklamaktan geridurmuyorlar. Bunu yaparken de güvenliği sağlama sloganı ile yapıyorlar.Örnek vermek gerekirse, çocuklar tarafından sınır polisine taş atıldığındaişgalci polisler kimin taş attığını bulamamaktadır. Fakat önlerine geleni, oanda bölgede kim varsa onu alıp götürebilmektedirler. MisakMüessesesi’nin topladığı ifadelerde çocuklar, okuldan eve dönerken ya daevin bir ihtiyacını satın almaktan dönerken çatışma bölgesinden tesadüfengeçtikleri için tutuklandıklarını söylemektedirler. Çocuklar, isimlerine ve yaşlarına ya da olaylarla bağlantılarının olupolmadığına bakılmaksızın tutuklanmaktalar. Birinci bölümde anlattığımızgibi çok az sayıda çocuğun suçu belgelenmiştir. Genel olarak işgalkuvvetlerinin hedefinde tutuklamaların sürdürülmesi vardır. Ceviz vadisinden, 14 yaşındaki B.A. evin ihtiyaçlarını almak için yoldayürürken mahallede çatışma olduğunu fark ettiğini, sivil arabadan inen Arapgörünümlü kişiler kendisini tutmak istediğinde kaçmaya çalıştığını ancakyakalandığını anlatıyor. Sonra gözlerinden ve ellerinden bağlayıp polisarabasına götürdüklerini, kafasına ve dizlerine vurmaya başladıklarını oanda kaçırılmış gibi hissettiğini belirtiyor. B.A. ertesi gün hakkında herhangibir suç bulunamadığından serbest kalmış ancak Ceviz Vadisi’nden 10 günuzaklaştırma cezası almıştır. Bu da gösteriyor ki, çocuklar kesinlikle keyfiyere, delilsiz, alakasız, sağlık durumları dahi dikkate alınmadan sadece obölgede bulundukları için tutuklanabilmektedirler. 12 Tutuklamalar, çocukların tarafından bakıldığında rastgele uygulamalar gibi gözükse de,aslında bu gibi uygulamalar siyasi açıdan kesinlikle rastgele değildir. Bunlar, açıkça işgal devletinin,çocukların özgürlüklerini ve istikballerini hedef alan sistematik muameleleridir. 23

Kaybolan Çocukluk ve Hiçe Sayılan Hukuk Keyfi tutuklamalar, İsrail kanunlarının da belirttiği gibi ceza sorumlulukyaşının altındaki yani 12 yaşını daha doldurmamış çocuklara dauygulanabilmektedir. İsrail kanununun 3B(1) bendinin içeriği; 12 yaşaltındaki çocuğun şahitliğinin kabulünü, ancak tutuklanmaması ve hakkındadosya açılmamasını öngörmektedir. Fakat işgal kuvvetleri bu kanunudefalarca çiğnemiş, Kudüs’te birçok çocuk henüz reşit olmamasına rağmensuçlanarak umuma açık yerlerde herkesin gözü önünde tutuklanmıştır. 12 yaşındaki E.H. ismindeki çocuğun babası, çocuğunun İsrailaskerlerinin olduğu tarafa atılan bir taş sonrası Sütun Kapısı’nın oradayakalandığını anlatıyor. Tutuklamayı taş atan çocuğun mavi kazaklı olduğugerekçesiyle yapıyorlar. Yalnız baba, çocuk tutuklandığı sırada okul vaktiolduğunu ve bilindiği gibi öğrencilerin aynı renkte elbiseler giydiğinibelirtti. Yani atılan taşla çocuğun hiçbir alakası yoktu. Ve tutuklanmasındanbirkaç saat sonra tekrar serbest bırakıldı. Misak Müessesesine ulaşan bir başka ifade de, Selwan’dan 11 yaşındakiY.A. ve amcaoğlu 10 yaşındaki E.A.’nın okuldan eve dönerken yoldatutuklandıklarını, kargaşayı gördüklerinde yollarını değiştirmelerine rağmenpolisin onları yakalayıp Selahaddin Caddesi’ndeki polis merkezinegötürdüklerini belirtiyor. Altı saat sonra da serbest bırakılmışlar. Kudüs şehrinde görülen bu olaylar günlük hayatın bir parçası olmuştur.Polis, kanunları takmıyor, çocukların yaşına bakmadan, onlara nasıldavranması gerektiği önemsemeden, her fırsatı kullanarak çocuklarınemdiği sütü burunlarından getirmeyi hedefliyor. Bu tutuklamalar çocuklarınpsikolojilerini tabi olarak etkilemektedir. Çocuğun zihninde okuldan evegidiş yolu asla güvenilir değil, mesajı oluşmaktadır. Aynı zamanda hiçbirsaldırıya karışmasa bile her an tutuklanma ihtimali ile karşı karşıya olmaları,yaşadıkları yerin güvenliği ve hürriyetlerinin tehdit altında olduğunuhissettirmektedir. 24

Kaybolan Çocukluk ve Hiçe Sayılan Hukuk DÖRDÜNCÜ BÖLÜM: EV HAPSİ UYGULAMASI Kudüs’teki Filistinli çocukların çoğu haklarındaki suçlamalarsonuçlanıncaya kadar ev hapsinde tutulmaktadırlar. Bazen bu ev hapisleribir seneyi bulmaktadır. Çocuğun evden çıkması yasaklanır. Burada, İsrail kanunlarında zikredildiği şekilde ev hapsi ile ilgili bazıkanunları açıklamak durumundayız. Daha sonra çocukların bu husustaedindikleri tecrübeden ve üzerlerindeki etkisinden bahsedeceğiz. Ev Hapsi İle İlgili Bazı Kanuni Bilgiler Ceza Kanunu’nun 13B maddesine ve 10E maddesinin İsrail olayları ileilgili bendine göre asıl olan insanın suçsuz olmasıdır. Bu yüzdendir ki;insanın hürriyetinin hapsedilerek engellenmesine gidilmemelidir. İsrailkanunu çocuğun tutuklanma meselesini en son merhale olarakuygulanabilirliğini söyler. Bu da demektir ki hâkim, tutuklamanın yerinebaşka çareler bulmak zorundadır. Bunlardan bir tanesi, paralı kefalet diğerişahsi kefalet ve bir diğeri ise seyahat etmekten alıkoymadır. Ve bir de evhapsi… Bazen birden fazla seçenek aynı kararda bir araya gelebilir. Ev hapsi, cezaevi hapislerine bir alternatif olarak uygulanır. Zanlınınkişisel hakları ile toplumsal maslahat arasındaki dengeyi sağlamak amacıylavar olduğu iddia edilir. Ev hapsi, çocuk hakkında mahkemenin vereceğikarardan bir parça olarak sayılmaz. Bu yüzden mesela; bir çocuk 4 ay evhapsinde tutulsa sonra mahkeme hakkında 4 ay cezaevi kararı verse, evhapsinde geçirilen süre hiçbir şeyden sayılmaz. Çocuk yeniden 4 aycezaevinde kalmak zorundadır. Burada ev hapsi ile ilgili iki farklı yetkili taraf var: Polis ve Mahkeme.Kanun, işgalci polise tahkikat süresince çocuğu, henüz suçu belli olmadığıiçin 5 günü aşmaması şartıyla ev hapsinde tutma fırsatı veriyor. Eğer polisev hapsini artırmak isterse mahkemeden izin talebinde bulunması gerekiyor. 25

Kaybolan Çocukluk ve Hiçe Sayılan HukukYukarıda da belirtildiği gibi, polis ev hapsini zanlının kişisel hakları iletoplum menfaatlerini dengede tutma amacıyla uyguluyor (!). Ev hapsi hususunda ikinci yetkili taraf da mahkemeler demiştik.Mahkemeler, suç dosyasının takdiminden sonra adli işlemlerintamamlanması ve zanlı hakkında kararın çıkması için zaman kazanmakmaksadıyla 9 aya kadar (temdit edilebilir) zanlıyı ev hapsinde tutmayetkisine sahiptir. Cezaevi Hapsine Karşı Ev Hapsi Birçok kişi “Çocuk için hangisi daha iyi: ev hapsine geçmesi mi,hakkında karar çıkana kadar işgalcilerin elinde kalması mı?” diye soruyor.Bu soruya iki taraflı bakmak mümkündür. A- Teorik manada ev hapsi; B-Konu hakkında tecrübesi olan aileler ve çocuklar üzerinden vakıadaki evhapsi. Birinci açıdan baktığımızda; işgal altında bulunan Kudüs topraklarındakisiyasi sıkıntıları bir kenara bırakıp, çocuklar için ev hapsini değerlendirecekolursak, ev hapsinin cezaevinden daha hafif olduğunu söyleyebiliriz. Enazından çocuk aile fertlerine yakın kalacaktır ve belki de okula gitmesineizin verilecektir. Fiili tutuklamalarda olduğu gibi, çocuğun bedenine veyamanevi baskılar sonucu psikolojisine zarar verme durumu söz konusudeğildir. Hem fiziki işkencelerle de işlemediği suçları kabullenmek zorundabırakılmayacaktır. Aynı zamanda ev hapsi, mahkeme tarafından çocuğuntopluma daha tehlikeli zararlar vermeyeceğinin garantisidir. Böylece,hakkında çıkacak olan mahkeme kararının da daha hafif olması beklenir. Diğer açıdan; ev hapsi, mahkemelerin davayı ne kadar uzattığıyladoğrudan ilişkilidir. Kanunlar, hakkında çıkacak hükmü cezaevindebekleyen çocukların adli işlemlerinin 6 ayda bitirilmesini mecbur kılar. Bu 26

Kaybolan Çocukluk ve Hiçe Sayılan Hukuksüre, ihtiyaç halinde 45 gün daha uzatılabilmektedir13. Buna karşılık; evhapsindeki çocukların adli işlemlerinin 9 ayda bitirilmesi zorunludur ve eğerihtiyaç duyuluyorsa bu süre her defasında 90’ar gün uzatılabilir14. Bu dagösteriyor ki; fiili hapiste tutulan çocuk hakkındaki nihai karar, evhapsindeki çocuktan daha az bir sürede çıkacaktır. Her ne kadar; ev hapsi, kanuni tanımı gereğince ceza sayılmasa da, evhapsine eşlik eden bazı şartlar, kefaletler ve kısıtlamalar çocuk üzerindezaman zaman cezaevi hapsinden daha çok baskı oluşturabiliyor. Bir de; eğerev hapsindeki çocuk hakkında mahkeme ayrıca cezaevi hapsi de verirse, bukarar aile ve çocuk nezdinde çocuğun iki kez cezalandırılması gibialgılanıyor. Hâlbuki kanunlar böyle görmüyor. Böylece, yaşananlar ve daha önce yukarıda anlatılanları tecrübe edinmişçocukların ifadeleri dikkate alındığında, ebeveynlerin çoğu çocuklarının fiilihapiste kalıp bir an önce suçsuzluklarının ispatlanıp evlerine dönmelerinitercih etmektedirler. Ev hapsinin önceden kesin süresinin belirlenmemesivelileri bu tercihe sürüklemektedir.13 1971 Çocuk Yasası Değişiklikleri, Madde 10 b 114 1971 Çocuk Yasası Değişiklikleri, Madde 10 b A 27

Kaybolan Çocukluk ve Hiçe Sayılan Hukuk Çocukların Dilinden: Umm Tubâ bölgesinden 17 yaşındaki M.İ.E. : -“3,5 aydan beri evimden ve ailemden uzak Ra’y el-Amud mahallesindebir tanıdığımızın yanında ev hapsindeyim. Okula gitmem bile yasaklandı.Bu yüzden, eğer ev hapsiyle kurtulursam gelecek yıl lisedeki bir yıl kaybımıtelafi etmem gerekecek. Babamın arkadaşının evinde zorunlu ikamet beni çok utandırıyor. Buradahanımlar var ve ben bu yüzden sıradan normal ihtiyaçlarımı bile giderirkençekiniyorum. Annem-babam ve kardeşlerim iki haftada bir beni ziyaretediyorlar. Anne- babamla günlük telefon görüşmesi yapabiliyorum. Köyüm(Umm Tubâ), uzak olduğu için arkadaşlarım beni ziyaret edemiyor. Kendimigergin hissediyorum, ancak bunu kimseye belli etmemeye çalışıyorum.Çünkü ben burada misafirim. Evin içinde çoğu zaman nasıl davranacağımı,ne söyleyeceğimi nasıl hareket edeceğimi bilemiyorum. Bu da bana acıveriyor. Gündüzlerim telefonla oynamakla, Facebook’ta oyalanmaklageçiyor. Ev hapsinde her şey yasak. Kardeşlerimi, Umm Tubâmahallesindeki arkadaşlarımı düşünüyorum. Okula giderkenşakalaşmalarımızı ve hayallerimizi gözden geçiriyorum. İnşaat mühendisiolmak istiyorum. Arkadaşlarım sürekli beni arayıp sağlık durumumdan eminolmak istiyorlar. Ben çok sıkılıyorum. Eğer ev hapsim kendi evimizde olmuşolsaydı daha iyi durumda olurdum. Avukatımın bilgilendirmesine bakılırsabeni tekrar 3 ay daha normal hapse geri yatıracaklar. Ve ev hapsi günlerimibu cezadan düşmeyecekler. Keşke, ev hapsi yerine cezaevinde kalsaydımdaha iyi olacaktı.” 28

Kaybolan Çocukluk ve Hiçe Sayılan Hukuk Ev Hapsinin Etkileri Misak Müessesesinin, çocuklardan ve ailelerinden aldığı bilgilerdoğrultusunda ev hapsinin olumsuz etkilerini şöyle özetlemek mümkündür: 1.Kişisel Kontrol ve Şiddetli Baskı: Ev hapsinde tutulan bazı çocuklar,evden çıkamamaları ve hareketlerinin kısıtlanması neticesinde, üzerlerindekorkunç bir baskı hissetmektedirler. Öyle ki; zaman zaman çocuklar kendikendilerini kontrol eden mekanizmalara dönüşebilmektedir. Mahkemekararıyla, velilerinin refakat etmesi şartı gözetilerek okula gitmelerinemüsamaha gösterilen çocuklar bile, üzerlerindeki baskıdan kurtulamayıp,zamanında eve dönebilmek için gereksiz yere acele edebiliyorlar.Kendilerine müsaade edilen vakitten gereği gibi istifade edemeyip vaktindenönce evde oluyorlar. 7 aydır ev hapsinde tutulan 15 yaşındaki E.S.’nin annesi diyor ki:“Oğlumun saat 14:00’e kadar okulu sebebiyle dışarıda kalma izni olmasınarağmen, o saatten çok önce hep evde oluyor.” E.S ise “hissettiğim bubaskıdan dolayı çoğu zaman cezaevinde yatmayı temenni ettiğim oluyor.”diye üzüntüsünü dile getiriyor. Bazen de devriye gezen polis aracının kapıya yanaştığını gören evhapsindeki çocuk “acaba biri beni şikayet mi etti” diye yersiz şüpheyekapılabilmektedir. Her olayda ve her konuda birilerinden şüphelenmedurumu çocuklara böylece yerleşmektedir. 2. Evlerin Adeta Bir Hapishaneye Dönüşmesi: Evlerimiz güven,rahatlık ve huzur vermesi gereken yerler iken; çocukların çoğu evlerininadeta cezaevine, anne–babalarının da birer gardiyana dönüştüğünühissetmektedir. Çünkü ebeveyn çocuğun kendini kontrol etmesi noktasındasorumsuz davrandığında, çocuğu sürekli takip altına alıyor ve ev hapsiyasaklarını çiğnemesini engellemeye çalışıyor. Özellikle de herhangi bir 29

Kaybolan Çocukluk ve Hiçe Sayılan Hukukkuralın-yasağın ev hapsinde aşılması durumunda aileden yüksek miktardapara cezası/kefalet talep edilecekse ebeveynin titizliği daha da artıyor. 5 aydan beri ev hapsinde olan 16 yaşındaki M.A. diyor ki:-“Bazen evin dış kapısında durup insanları izliyorum. Sonra annem gelipbeni içeri çağırıyor. Sinirleniyorum. Kapıda durmak bile yasak. Ne kadarkahredici! Babam evden çıkmam halinde 10.000 Şekel ödeyeceğine dairbelge imzaladı.” Ev hapsi, bazen ailenin tamamını olumsuz etkilemektedir. 15 yaşındakiE.S.nin annesi:- “ Kardeşleri dışarıya çıkmayı veya arkadaşları ile oyun oynamayıplanlıyorlarsa bunu ev hapsindeki kardeşlerinden saklanıyorlar ki ona sıkıntıolmasın!” diyor. Anne devamla şöyle diyor:- “Sadece oğlum değil, hepimiz ev hapsindeyiz. Birçok işimizi iptal ediyoruzki, onsuz bir yere veya işe gitmiş olmayalım.” 3. Boş Zamanın Çok Olması: 15 yaşındaki E.S.’nin annesi: “Evhapsinde en zor şey rutinlik. Her gün aynı şeyler; yeni bir şey yok...”, diyor.Ev hapsinde tutuklu olan çocukların bazıları evlerinde ne yapacaklarınıbilemiyorlar. Günlük rutin tekrarlardan sıkılıyorlar. Bu durum bazılarındada kötü alışkanlıklara sebep oluyor. İnternet bağımlısı olabiliyorlar. Sadece4 gün ev hapsinde kalan bir çocuk Misak Derneğine verdiği ifadede şöyledemişti: “Çok sıkılıyordum. Okulda gidemeyişimden daha büyük bir engelne olabilirdi benim için!? Stresimi kardeşlerime ve anneme kızarakçıkarıyordum. En basit şeylere bile sinirleniyordum.” 4.Ekonomik ve Sosyal Baskı: Bazı ev hapsi şartları normalinden dahazor olabiliyor. Mesela; asli ikamet yerinden uzaklaştırılmak gibi. Yaniçocuk, ailesinin dışında başka birinin evinde hapsediliyor. Bu durumda 30

Kaybolan Çocukluk ve Hiçe Sayılan Hukukanne-baba, yakın ve tanıdık bir ev arayıp çocuklarının misafir edinilmesinisağlamaları gerekiyor. Ev hapsinin bu şekli, genelde birtakım sosyalsorunlara sebep olmaktadır. Özellikle de hapis süresi çok uzamışsa… 7 aydır ev hapsinde olan 15 yaşındaki E.S., ilk iki ayını başka birmahallede oturan akrabalarından birinin evinde geçirdi. E.S. MisakMüessesesi ile olan söyleşisinde:- “Onlara yük olduğumu hissediyordum. Çok utanıyordum. Kendilerindenhiçbir olumsuz davranış görmediğim halde onlardan hep uzak duruyordum.” Bazı durumlarda da; anne ve baba, çocuğun başında durma, okulagötürüp-getirme zorunluluğu sebebiyle işten çıkmak mecburiyetindekalabiliyorlar. Bu da, aile için yeni bazı ekonomik sorunları beraberindegetiriyor. 5. Çocuğun Akademik Gelişimi Üzerindeki Etkisi: Avukatlar,mahkemelerden uzun süre ev hapsinde kalacak çocuklar için en azındanokula gitme izni isteseler de, bu talepleri bazen geri çevrilmekte, çocuğuneğitimine devam etmesi yasaklanmaktadır. Uzun süre okuldan ayrı kalançocuklar, okuldan soğumakta, hapis süreleri dolsa da bir daha okula gitmekistemeyebilmektedirler. Ev hapsinde 7 gün geçirmiş olan 17 yaşındaki R.D. bu konuda şöylediyor:- “ Lisede olduğum için derslerim açısından çok şey kaybettim. Bir dönemdebeş (5) sınav kaçırdım. Bu benim not ortalamamı çok etkileyecek…” Kudüs’teki bazı okul idareleri ev hapsindeki öğrencilerin durumlarınıönemsediğinden, eve kadar ders notları ve öğretmen gönderip öğrencilerinitakip ettirmektedir. Ancak bu, çok az okulda uygulanabilen ve her okulukapsamayan bir uygulamadır. 31

Kaybolan Çocukluk ve Hiçe Sayılan Hukuk Ev Hapsinde veya Cezaevinde Olan Çocuklarda Meydana GelenPsikolojik Etkiler: Psikolojik danışman Hasan FEREC, Kudüs’te siyasi baskılara maruzkalan ve çıkan olaylar neticesinde tutuklanan çocuklarla ilgilenmektedir.Kendisine, böyle durumlarla karşı karşıya kalan çocuklara verilen psikolojikdanışmanlık çalışmalarının durumu hakkında sorulduğunda: “Yok denecekkadar az sayıda müessese bu çocukların psikolojik durumu ile ilgileniyor.”diyor ve çocuklara sunulan psikolojik desteğin ferdi değil toplumsal olmasıgerektiğinin altını çiziyor. Yani sadece danışmanların çocuklarlagörüştürülmesinin yeterli olmadığını, toplumun da bu çocuklara gereklidesteği vermesi, özen ve ilgiyi göstermesi gerektiğini belirtiyor. Sonra şöyledevam ediyor Ferec: “Bilinçlendirme çözümün yarısıdır.” Üniversiteler,okullar ve aileler aracılığıyla çocukların olası tutuklanma anındayaşayacakları şoktan onları korumak için çalışmalar yapmak, tedbir almak,konuyla ilgili farkındalıklarını artırmak ve onları duruma hazır etmekzaruridir. Tutuklu bir çocuğun başına gelebilecek çeşitli psikolojik problemlerinbelirtilerini iki kısma ayırabiliriz. “Kaçma/Çekinme/Sakınma/Tecennübetme” ve “Geçmişe Takılma”. “Tecennüb etme” problemi yaşayan çocuklar kendilerine yaşadıklarıolayı hatırlatacak her şeyden kaçma çabası içerisine girerler. Örneğin;çocuk, bir polis aracının yakınından geçmesinden rahatsız olabilir ya datoplumdan kaçma veya az konuşma gibi temayüller gösterir. Her şeydenkorkmasının yanı sıra, sürekli endişe içinde yaşamaya, sanki her an her şeyolacakmış gibi davranmaya, sıkça kapıyı gözetlemeye başlar. “Geçmişe takılma” problemine gelince; çocuk yaşadığı şoktankurtulamamakta başından geçenleri bir film şeridi gibi hafızasında süreklicanlı tutmaktadır. 32

Kaybolan Çocukluk ve Hiçe Sayılan Hukuk Hasan FEREC, ev hapsindeki çocukları ziyaret ederek araştırmalarınısürdüren bir danışman. Edindiği tecrübelerle şunları belirtiyor: - “Ev hapsindeki çocuklarla çalışmak, bana göre, cezaevindeki çocuklarla çalışmaktan daha zor. Ev hapsi müddeti uzadıkça çocuğun psikolojisi üzerindeki olumsuz etkiler artmakta. Çocuk her gün, kaldığı evin sakinlerinin rahatça dışarıya çıktıklarını görüyor, ancak kendisi tek başına kalıyor. Bu durumla başa çıkabilmek için kendine baskı uyguluyor. Sanki çocuk kendi kendisinin gardiyanıymış gibi hissediyor ve öyle davranıyor. Bazen de, aile fertlerinden biri çocuğun zihninde bu göreve soyunuyor ve çocuğun gardiyanıymış gibi onun evden çıkmasını yasaklıyor(!). Hasan FEREC, tutuklu çocukların dar bir alanda hiçbir şey yapmazvaziyette tutulmaması gerektiğini söylüyor. Bazı çocuklar, sosyalçevrelerinin genişliğinden, ev hapsinin etkisini daha az hissediyorlar.Arkadaşları, çocukları sık sık ziyaret ettiğinden, zihinleri dağılıyor ve evhapsinde oldukları hissinden biraz uzaklaşıyorlar. 33

Kaybolan Çocukluk ve Hiçe Sayılan HukukÖZET VE ÖNERİLER Bu çalışmamızda; Kudüs’te özellikle 2014 yılında çocuktutuklamalarının zirveye ulaşması sebebiyle, tutuklanan çocukların ihlaledilen haklarının en önemlilerini tespit ederek delilleri ile birlikte bir raporhalinde sizlere sunmaya çalıştık. Dört ana bölüme ayırdığımız raporda,çiğnenen yasaları açıkladık ve bunları tutuklamalara maruz kalmış mağdurçocukların ifadeleriyle destekledik. Ev hapsi ile ilgili kanunların bilgisinisunduk ve özellikle ev hapsinin tutuklanan çocuklara ve ailelerine olanolumsuz etkilerini zikretmeye çalıştık. Raporun sonunda da bazı tavsiyelerikonu ile ilgilenen müesseselere ve araştırmacılara vermeye çalışacağız. Birincisi: Biz, işgalci yönetimin haksız tutuklamalarıyla ilgili hukukibilinçlenmenin ve bu konudaki çalışmaların artırılmasının bir zorunlulukolduğuna inanıyoruz. Çocuklara, tutuklanma süresince karşılaşacaklarıhaksızlıklara karşı nasıl bir tavır sergilemeleri gerektiği ve durumunüzerlerinde oluşturabilecek etkilerini nasıl en aza indirebilecekleri bilincininönceden verilmesi son derece önem arz etmektedir. Çünkü mağdurçocukların ve ailelerin yaşadığı tecrübelere binaen; bazı temel-hukukibilgilere sahip olan çocukların, bilmeyenlere göre daha az zarar gördüklerigörülmüştür. Bu sebeple; konuyla ilgili halka yönelik aydınlatıcı konferansve derslerin planlanması; basın ve yayında mevzunun gündemde tutulmasıgerekmektedir. İkincisi: Kudüslü çocukların haksız yere tutuklanıyor olması, sadece hukukçularıilgilendiren bir mesele değildir. Bu mevzu, eğitimcileri, rehber öğretmenleri,psikologları ve aktivistleri de aynı oranda ilgilendirmektedir. Bu nedenle;Kudüs’te farklı alanlarda çalışan tüm müesseselerin, çocukların durumlarını 34

Kaybolan Çocukluk ve Hiçe Sayılan Hukukdaha da düzeltmek için ortak çalışmalar düzenlemeleri ve güçlerinibirleştirmeleri gerekmektedir. Çünkü tutuklanan çocuk sadece onu savunanbir avukata muhtaç değil, okulundan da sürekli kendisini takip edenbirilerinin olduğunu hissetmelidir ki eğitimden soğumasın ve okulla irtibatıkesilmesin. Aynı zamanda hem çocuğa hem de ailesine, ihtiyaç olduğundagerekli psikolojik destek sağlanabilmelidir. Üçüncüsü: Filistin müesseseleri tarafından, ev hapsinin sorunlarını çözecek ilgili birbirim oluşturmalı; kanuni icraatları takip ederek tutuklu çocukların sorunlarıazaltılmalıdır. Buna ilave olarak; ev hapsindeki çocuklara eğitici vedinlendirici programlar sunulmalıdır. Böylece boş zamanları ve rutinhayatları daha faydalı hale getirilmelidir. Dördüncüsü: Uluslararası kurum ve hukuk örgütleri, işgalci devletin de altına imzasınıattığı Uluslararası Çocuk Haklarını Koruma Sözleşmesi’ndeki kanunlarariayet etmesi hususunda İsrail’e baskı uygulamalıdır. Bununla birlikte;ulusal hukuk cemiyetleri de, işgal askerlerine ve sorgu memurlarına,özellikle 4. Oda olarak da bilinen çocukların sorgulandığı odada olupbitenler hakkında şikâyette bulunmalıdır. Yalnız, konu hakkında insanhakları cemiyetlerine verdikleri ifadelerde dikkatli ve net olmalarıhususunda halkın bilgilendirilmesi gerekmektedir ki yapılacak şikayetlerdenbir sonuç alınabilsin. 35


Like this book? You can publish your book online for free in a few minutes!
Create your own flipbook