Important Announcement
PubHTML5 Scheduled Server Maintenance on (GMT) Sunday, June 26th, 2:00 am - 8:00 am.
PubHTML5 site will be inoperative during the times indicated!

Home Explore Meta-Fen

Meta-Fen

Published by Hayriye Ayse Oluk, 2022-01-20 16:11:46

Description: Meta-Fen Taşköprü Fen Lisesi Okul Dergisi

Search

Read the Text Version

META-FEN BİLİM VE KÜLTÜR DERGİSİ SIR KÜPÜ OKYANUSLAR KUYRUKLU KASTAMONU YILDIZIN TEKNOKENT YIKTIĞI KÜRESEL RASATHANE ISINMA TAŞKÖPRÜ FEN LİSESİ OCAK 2022 • SAYI 1 (Eğitim - Öğretim amaçlı çıkarılan süreli yayındır.)

META-FEN İletişim Bilgileri Fikirler anlamsız mantıksız boş sözlerle dolu olursa o fikirler hastalıklıdır Aynı şekilde sosyal hayat akıl ve mantıktan uzak faydasız zararlı ve birtakım inançlar ve geleneklerle dolu olursa felce uğrar. Mustafa Kemal Atatürk 0366 417 40 60 [email protected] taskopru_fen_lisesi taskoprufen.meb.k12.tr/ Harmancık Mah. Mustafa Sıtkı Erkek Cad. No 25 Taşköprü/Kastamonu İmtiyaz sahibi: Taşköprü Fen Lisesi adına: Kenan DEMİR Okul Müdürü OCAK 2022 • SAYI 1

EDİTÖRLERİMİZDEN.. META-FEN Büyük bir sevinç ve heyecanla hazırladığımız Meta-fen’in ilk sayısına Editörlerimiz: hoş geldiniz, Bilim ve kültür dijital dergisi olarak Akif KARAMEŞE başladığımız bu serüvende siz değerli Türk Dili ve Edebiyatı Öğretmeni okuyucularımız ile buluşmanın mutlu- luğunu yaşıyoruz. İlk sayımızı pek kıymetli okuyu- Beyza GÖKMEN cularımız olan sizler için dolgun bir Nisa Nur PARÇAOĞLU muhtevayla hazırlamaya çalıştık. Halime KARA Bilimden tarihe, edebiyattan spora, farklı alanlarda düşüncelerimizi kaleme Tasarım ve Mizanpaj: döktük. Birbirinden güzel, anlam ve mazi dolu yazılarımızı okurken harika bir haz duyacağınızı düşünüyoruz. Hayriye Ayşe OLUK Bilişim Teknolojileri Öğretmeni Dergimizi hazırlarken siz değerli okuyucularımızın ilgilerini göz önünde Dergide yayımlanan tüm yazıların bulundurmaya çalıştık. sorumluluğu yazarlarına aittir. Meta-Fen Dergisinin içeriği, Her çiçekten bal aldık. Umuyoruz ki sizler yazılarımızı okuduğunuzda içiniz- tamamen ya da bölümler halinde deki cevher parıldamaya başlar. dergi yönetiminden izin almaksızın Unutmayınız ki nice büyük fikirler kullanılamaz. minik kıvılcımlarla meydana çıkar… Birer hatıra olarak bizi bekleyecek olan sayfaların, size, aydınlık fikirlerin kıvılcımları olarak geri dönmesi dileğiyle. Keyifli okumalar. OCAK 2022 • SAYI 1

ÖNSÖZ CONTENTS “Çalışmak demek boşuna yorulmak, terlemek değildir. Zamanın gereklerine göre bilim ve teknik ve her türlü uygar buluşlardan azamî derecede istifade etmek zorunludur” sözü ile Ulu Önder Mustafa Kemal Atatürk sadece çalışmayı değil çağımızın gereklerine sahip bireyler olmayı da öğütlemektedir. Taşköprü Fen Lisesi olarak öğrencilerimizi, Milli ve Manevi değerleri içselleştirebilen, bilimsel ve teknolojik gelişmeleri yakından takip eden; akademik, bilimsel, sosyal ve kültürel alanlarda donanımlı bireyler olarak yetiştirebilme çabasındayız. Azim ve kararlıkla çalışmanızın sizi başarıya götüreceğini unutmayınız. Bizler de bu gaye ile her zaman yanınızdayız. Öznesi olduğunuz eğitim yolculuğunuzda imza atacağınız başarılar hepimizi gururlandıracaktır. Bilimsel çalışmalarda, projelerde, yarışmalarda, bugününüzü bir adım ileriye taşımanızı ve her alanda kendinizi göstermenizi bekliyoruz. Sizlerle paylaşmaktan mutluluk duyduğumuz bu dergide yazma, kendini ifade etme, bildiğini aktarma cesaretini gösteren öğrencilerimizi ve derginin hazırlanmasında emeği geçen herkesi en içten duygularımla kutluyorum. Bugününüzü yarına taşıyacak kaleminiz güçlü olsun. Sevgilerimle... Kenan DEMİR Okul Müdürü

İÇİNDEKİLER CONTENTS KASTAMONU TEKNOKENT 1 SİMYADAN KİMYAYA GELİŞİM 3 KARINCALARIN HAYATLARINDA FEROMONLARIN ETKİSİ 4 SIR KÜPÜ OKYANUSLAR 5 CARETTA CARETTALAR YOK OLUYOR!!! 8 KÜRESEL ISINMA 9 MARS YENİ DÜNYA OLABİLİR Mİ 13 PROGRAMCI OLACAĞIM BEN 15 KUYRUKLU YILDIZIN YIKTIĞI RASATHANE 17 LATİNCE'NİN TARİHİ 20 GÜL DENİR Mİ DAĞLARA 23 KİTAP SEÇKİSİ 24 KAYALIKLAR 25 OĞUZ ATAY 27 RENKLERİN ÖTESİNDE 29 BELKİ BİR GÜN 31 100 ÖĞRENCİYE SORDUK 32 YAPAY ZEKA MÜHENDİSLİĞİ 33 VOLEYBOL TAKIMI İLE SÖYLEŞİ 36 OKULUMUZDAN HABERLER 40 PROJELERİMİZ 41 KAYNAKÇA 42

KASTAMONU TEKNOKENT Kastamonu Üniversitesi Ülkemizin ihtiyaç duy- Teknokentimiz ile Kasta- Teknokent AŞ ve Teknoloji duğu nitelikli insan gücü- monu’da bölgenin potansiyeli Transfer Ofisi AŞ Genel Müdü- nün yetişmesine ve yol al- ile ilgili çalışmalar yapılarak rü Kastamonu Üniversitesi masına katkı sağlayan Kas- girişim ekosisteminin ihtiyaç Rektör Yardımcısı Prof. Dr. tamonu Teknokent, akade- duyduğu altyapıyı ve destek- Kasım YENİGÜN’ ü Taşköprü misyenlerin bilgilerini ak- leri sunmaya hazırız. Fen Lisesi olarak makamında tardığı, danışmanlık ver- ziyaret ettik. diği, gelişim atölyeleri, Türkiye’de açılan yeni Ar-Ge hizmeti ve kuluçka girişim firmalarının % 92’si Prof. Dr. Kasım YENİGÜN’ programları ile üretme ve ilk 3 yılda kapanıyor. İş ha- ün, Kastamonu Teknokentin markalaşma adımlarında yatlarında, genç girişimci kuruluşundan günümüze geli- nitelikli bir proje yürütül- kardeşlerimizin, ticari reka- şimi ve hedefleri hakkında mesi için iş fikirlerini bet sırasında, yaşarken öğ- ekibimiz ile gerçekleştirdiği geliştirmek üzere 2019 renmenin getirebileceği kötü söyleşiyi siz okuyucularımıza yılında prefabrik bina- tecrübeler edinmesi, doğru sunuyoruz. sında faaliyetlerine başla- mekanizmalar ile önleniyor. mıştır. Bu mekanizmalardan biri “İnsan yetiştirmek maliyetli olan girişim geliştirme prog- bir iş, alınan eğitimin karşılı- İnşaatı halen devam ramları ile yeteri kadar ğında bilginin üretime katkısı eden İdare Binası ve Ku- maddi güce, bilgi birikimine, olmalı, bilgi değere dönüştü- luçka Merkezi binası ile tecrübeye sahip olmayan rülmeli. Ülke ekonomisine hizmetlerini kesintisiz sür- girişimci fikirlerinin ve katkı sunarak gelirin ülkemize dürmeye devam edecektir. bilginin, ürüne ve değere kalmasının sağlanması için dönüşmesi sağlanıyor. yetişmiş insan gücünün geliştirilmesi sağlanmalıdır. 1

KASTAMONU TEKNOKENT Teknokent bulunduğu bölgenin Yeni kuşağa hitap edecek güvenilir, sağlıklı potansiyeline göre çalışmalar yapar. ürünlerin ortaya çıkarılması ve bilginin Gerçek sektörün bölgesel potansiyelin ekonomik değere dönüştürülmesinde ülke- dışarı çıkarılmasına çok ciddi ihtiyacı mizin söz sahibi olması önemlidir. var. Yalnızca teknolojik anlamda değil Bütün bu alanlarda ve potansiyel girişim- pek çok alanda gelişime açık bir yapıdır. cilerin ilgi duydukları çok daha fazla alan Örneğin Şanlıurfa’da tarım ön planda üzerine yeni iş fikirleri ile Ar-ge faaliyetleri olduğundan yerli tohum için ya da yürütülebilir, kalkınma modeline göre proje- tekstil hammaddesi pamuğa yönelik ler geliştirilebilir. Ar-Ge yapılması, Kastamonu’da alter- natif gıda tarımsal ürünleri araştırılması Kastamonu Teknokent bünyesinde yer alan gibi. Yine ormandaki kestanenin yalnız- Kastamonu Üniversitesi Teknoloji Transfer ca %10’u toplanabiliyor. Kestane şekeri Ofisinin çatısı altında kurulan; Teknokent gibi katma değerli bir değere dönüş- Akademi, Patent Destek Ofisi, Proje Destek türülmesi örneğinde olduğu gibi parla- Ofisi, Girişim Vadisi Kuluçka Merkezi, Üniver- yamayan firmaların e-ticaret ile strateji site Sanayi İşbirliği Merkezi ve İnovatif geliştirmesinin önü bölgede bulunan Teknolojiler Ofisi ve Kariyer Merkezi ile teknokentlerle açılıyor. akademisyenleri, öğrencileri, sivil toplum kuruluşlarını, şirketleri ve iş sektörünü bir Farklı işlemlerden geçen maddenin araya getiriyoruz. Projeleri destekliyor ve maddi değeri daha yüksek olur. Kekiği laboratuvarlarımızda çalışma olanağı sunu- kekik olarak satmak yerine kekik yağı yoruz. İleri teknoloji alanlarında araştırma, olarak satmak katma değer açısından çok geliştirme ve inovasyon odaklı projelerin ya- daha değerlidir. Turizm deyince artık pılmasını, böylelikle firmaların yüksek katma yalnızca tatil turizmi gelmiyor aklımıza. değerli ve yenilikçi ürünler üreterek, ulus- Sağlık turizmi, spor turizmi, gastronomi lararası ölçekte rekabet edebilir hale gelme- turizmi, tarih turizmi, kültür turizmi, lerini hedefliyoruz.” agro turizm, dini turizm akla gelirken turizm rotaları üzerine de farklı fikirler, Girişimcilik, Inovasyon, Fikri Sınai markalaşmanın desteklenebileceği çok Mülkiyet Hakları ve Kastamonu Teknokentin sayıda alternatif düşünülebilir. Sözgelimi hedefleri ile ilgili bize çok kıymetli bilgiler birçok spor malzemesi Türkiye’de veren Prof. Dr. Kasım YENİGÜN’e teşekkür üretilmiyor. Ürünü dışarıdan ithal etmek ediyoruz. yerine istihdam sağlayarak % 30’u % 40’ı değil, % 100’ünün ülke içerisinde kalması sağlanabilir. Nisa Nur PARÇAOĞLU Muhammet BERBEROĞLU Hayrunnisa ULUÇAY Beyza GÖKMEN 2

KİMYA SİMYADAN KİMYAYA GELİŞİM Simya:“Alşimi” olarakta bilinen simya; değersiz maddeleri altına çevirme, çaresiz hastalıklara tedavi geliştirme ve ölümsüzlüğü elde etmek için yapılan iksir çalışmalarını kapsamaktadır. Bilinen kaynaklara göre 18.yy sonlarına kadar simya ile ilgili çalışmalar 2500 senedir devam etmekteydi. Simya ile Mezopotamya, Eski Mısır, Hindistan ve Çin gibi uygarlıkların ilgilendikleri ve üzerinde çalışmalar yaptıkları bilinmektedir. Eski Yunan’da, Roma İmparatorluğu’nun hüküm sürdüğü coğrafya üzerinde, önemli İslam başkentlerinde, Mezapotamya’da kurulmuş eski uygarlıklarda ve çoğunlukla Eski Mısır’da simyaya ilgi duyulmuştur. Avrupa’da ise 19.yy’a kadar simya üzerine çalışmalar devam ettirilmiştir. Fikri ÖZTÜRK 3

KİMYA KARINCALARIN HAYATLARINDA FEROMONLARIN ETKİSİ Bir karınca önündeki karıncanın bıraktığı feromonları (hormon taşıyan kokular) takip eder. Karıncaların tek sıra halinde yürümelerinin sebebi de budur. Bu özellikleri kaybolmamalarını ve yuvaya daha hızlı dönmelerini sağlar. Yönünü kaybetmiş bir karıncanın feromonizleri dış etkiler ile çember şeklini alırsa yönünü kaybettiğini bilmeyen karıncalar çoğunlukla bu çemberin etrafında dolanmaya başlarlar ve yorgunluktan ölene kadar dönmeye devam ederler. Karıncaların sayısı arttıkça bölgedeki koku oranı da artacaktır ve daha fazla karınca çembere doğru gelmeye başlayacağından bir ölüm çemberinin içine girdiklerini fark etmeden dolandıkları ve yorgunluktan öldükleri gözlemlenecektir. Zeynep GÜLERYÜZ 4

KEŞİF OKYANUSLAR SIR KÜPÜ OKYANUSLAR Uzay araştırmalarına bakıldığında uzayın derinliklerini görüntülemek ve keşfedebilmek için mercekler ve uzay araçları kullanarak uzayı görülebilir hale getirebiliyoruz. Fakat durum okyanuslar için hiç de kolay değil. Su altına inildikçe ışık etkisini kaybediyor ve güneş ışıkları gelemediği için su soğumaya başlıyor. Aynı zamanda okyanuslarda derinliklere inildikçe artan basıncın yapılacak çalışmalar için ciddi sorunlar oluşturduğu söylenebilir. Fakat tüm bu zorluklara rağmen teknolojinin gelişmesi ve bilim insanlarının okyanusların derinliğini araştırma isteği bizlere yeni bilgiler vermeye devam ediyor. Ekosistemin temelini oluşturan okyanuslar, deniz bilimcilerin su altı robotları kullanarak pasifik okyanusunda görüntülediği “Cam Tavanlı” şeffaf kafası olan Barrelye balığından, bilim kurgu film karakterine benzeyen fırfırlı köpek balığına benzerliğinden dolayı lakabı E.T olan deniz süngerlerine, uzay araştırmalarının yol göstericisi su ayılarına (Tardigrad), dünyanın oksijen kaynağı planktonlara ve daha pek çok esrarengiz canlıya ev sahipliği yapıyor. Canlılığın özünü borçlu olduğumuz okyanusların henüz daha neleri sakladığını bilmiyoruz. Yapılan yeni çalışmaların ışığında sırların aydınlanmasını bekliyoruz. İnsanlar milyarlarca yıl boyunca dünya üzerinde yaşıyor. Sular ise insanlık tarihinden daha öncesinde dünyamıza kuyruklu yıldız ve asteroitler çarpması ile dünyanın üzerini su bakımından zengin hale getirdi. 5

OKYANUSLAR Her ne kadar uzay, bir okyanusa göre daha uzak olsa da bize Dünya’nın en derin noktası olarak adlandırılan Marina Çukuru'na inmeyi başaran insan sayısı Ay'a ayak basan insan sayısından azdır. Şaşırdınız mı? Ay'a şimdiye kadar 12 kişi ayak basmış olmasına rağmen Marina Çukuru'na sadece 4 kişi inmeyi başarabilmiştir. KEŞİF Dünya'nın en derin noktası kabul Uzay araştırmalarına bakıldığında edilen Marina Çukuru’na inebilmeyi uzayın derinliklerini görüntülemek başaran ilk insanlar olarak tarihe ve keşfedebilmek için mercekler ve geçen isimler şu şekilde: uzay araçları kullanarak görülebilir hale getirebiliyoruz. Fakat durum ok- • 23 Ocak 1960'ta, İsviçreli bilim insanı yanuslar için hiç de kolay değil. Su Jacgues Piccard ile Amerika Birleşik altına inildikçe ışık etkisini kay- Devletleri Donanması’ndan Teğmen bediyor ve güneş ışıkları gelemediği Donald Walsh, Trieste Batiskapı için su soğumaya başlıyor. Aynı za- manda suyun derinliklerine inildikçe • 25 Mart 2012'de, Kanadalı yönetmen basınç artar, dolayısıyla derin sular James Cameron “Dikey Torpil (Deepsea çoğu canlı için elverişli değildir. Bu Challenger)” adlı özel denizaltısıyla da yapılacak çalışmalar için büyük Mariana Çukuru’na tek başına inmeyi sorun oluşturduğu söylenebilir. başarmıştır. Fakat tüm bu zorluklara rağmen teknolojinin gelişmesi ve bilim in- • 13 Mayıs 2019'da Amerikalı denizaltı sanlarının okyanusların derinliğini kaşifi Victor Vescovo Mariana araştırma isteği bizlere yeni bilgiler Çukuru'na daldı. Rekor olarak 10 927 vermeye devam ediyor. metre derine indi ve çukurun dibinde 4 saat kalmıştır. 6

OKYANUSLAR KEŞİF Okyanusların derinliklerinde Hakkında bu kadar az bilgiye sa- yapılan araştırmaların amacı sadece hip olmamıza rağmen her türlü imka- yeni canlılar keşfetmek değildir. Öte nından faydalandığımız okyanuslara yandan, okyanusların dünyanın en ne yazık ki biz insanoğlu hiç nazik büyük tarihi eser koleksiyonuna sahip davrandığımız söylenemez. oldukları söylenebilir. RAJA isimli bir ambalaj şirketi ta- Üstelik kıtalar arasında yer alan rafından yapılan araştırmaya göre binlerce km su altı boru hatlarının, 2020 yılında okyanusa en çok atık okyanus tabanlarındaki petrol kuyu- bırakan ülke, Hindistan oldu. Hindis- larının, dünyayı örümcek ağı gibi tan, toplam 126,5 milyon kilogram saran okyanus altı iletişim kablola- plastik atığı okyanuslara bıraktı. Bu rının yeni bir teknoloji olmamasına miktar yaklaşık 250 bin adet yunusun rağmen okyanuslar hakkında sahip ağırlığına eşit... olduğumuz bilgi oldukça kısıtlı. Ya- pılan bilimsel çalışmalara rağmen Zaten keşfedilmesi zor olan su dünya yüzeyinin %71’den fazlasını ol- derinliklerini keşfetmek gün geçtikçe uşturan su altının %80’den fazlasının kirletilen sular ve artan su seviyesi haritalandırılmamasının nedeni okya- yüzünden daha da zor olmaya devam nusların keşfinin zor olmasında. edecek gibi görünüyor. Zeynep GÜLERYÜZ 7

DÜNYA SORUNLARI NESLİ TÜKENEN HAYVANLAR CARETTA CARETTALAR YOK OLUYOR!!! 100 milyon yıldan fazla süredir kıtalar arasında varlıklarını sürdüren deniz kaplumbağaları Caretta carettaların sırt tarafları kırmızımsı kahverengi, alt tarafları ise beyazımsı açık sarı renklidir. Yumurtlamak haricinde karaya çıkmayan Caretta carettalar dünyanın sadece belirli yerlerinde yumurtlayabiliyorlar. Çok ince kuma sahip Akdeniz Kıyılarını da yumurtlamak için seçmişlerdir. Yalnızca denizde yaşamasıyla bilinen Caretta caretta nesli, insanların neden olduğu birçok sebepten dolayı tükenme tehlikesi altındadır. İnsanların yerleşme ve çoğalma kapasitesi yüzünden oluşan ışık kirliliğinin, çevre kirliliğinin, kaçak avlanmanın, yaşam alanlarının tahrip edilmesinin sonucunda sayıları giderek azalan Caretta carettalar yok olma tehlikesi ile karşı karşıya kalıyor. Ekosistemlerinin sağlığı açısından vazgeçilmez role sahip olan Caretta carettalar nesillerinin tükenmemesi için koruma altına alındılar. Bir canlının yok olması ekolojik dengenin bozulmasına neden oluyor. Doğa dengesinin alt-üst olması yine doğrudan insanlara zarar veriyor. İnsanların kendi çıkarları için yaptığı davranışlar sonucunda yine insanlar zararlı çıkıyor. Zeynep DURNA 8

DÜNYA SORUNLARI DÜNYADAN KÜRESEL ISINMA İnsanlar tarafından atmosfere salınan gazların sera etkisi yaratması sonucunda Dünya yüzeyinde sıcaklığın artmasına \"Küresel Isınma\" denir. KÜRESEL ISINMA NEDİR ? Daha ayrıntılı açıklamak gerekirse Dünya , üzerine düşen güneş ışınlarından çok , dünyadan yansıyan Güneş ışınlarıyla ısınır. Bu yansıyan ışınlar başta karbondioksit , metan ve su buharı olmak üzere atmosferde bulunan gazlar tarafından oluşturulan doğal bir örtü ile tutulur. Böylece Dünya ısınır. Işınların bu gazlar tarafından tutulmasına \"Sera Etkisi\" denir. Sera etkisinin sonucunda Dünya üzerinde yıl boyunca kara , deniz ve havada ölçülen ortalama sıcaklıkların artması nedeniyle Dünya‘nın iklimi değişir. Küresel iklim değişikliği çoğunlukla insan kaynaklıdır. Orman yangınları, yoğun tarım ve hayvancılık faaliyetleri fosil yakıtların kullanılması sonucu atmosferdeki sera gazı oranının artması iklim değişikliklerinin başlıca nedenleri arasında yer alıyor. Bu iklim değişiklikleri kuraklık, çölleşme, yağışlarda dengesizlik, su baskınları, buzullarda erime, bazı canlı türlerinin yok olması, mevsimlerde anormal sıcaklık artışlarına neden oluyor. Mercan resifleri ile ilgili araştırmada 30 yıl içinde bu resiflerin en az üçte birinin yok olacağı düşünülmektedir. Burada da en önemli neden küresel ısınmadır. Nedeni ise tabi ki insanoğludur. Küresel ısınma sonucunda denizlerdeki asit oranı değişiyor ve buna adapte olamayan başta mercanlar olmak üzere birçok canlı yok oluyor. İnsan etkisi ile artık ortalama 1.2 derece daha sıcak olan gezegenimiz iklim krizinin pençesinde. Mevsim normallerinin üzerinde sıcaklık, nemin düşük olması, olağanüstü hava koşulları küresel ısınmanın sonucu olarak karşımıza çıkıyor. En ufak bir tetikleyici, önü alınamaz yangın fırtınaların neden olabiliyor. Avustralya‘da, Amerika’da ve Akdeniz kıyılarında meydana gelen devasa yangınlar yaşam kaynaklarını kül ediyor. 9

DÜNYA SORUNLARI DÜNYADAN Yaklaşık 50 yıl sonra, 3.5 milyar insanı etkileyecek olan aşırı sıcaklar yaşanabilir ve serin yerlere göçü zorunlu hale getirebilir. Bu olay ülkemizde insanların batıdan doğuya göç etmesiyle; Dünyada ise serin yerlerden Rusya ve Kanada gibi ülkelere olan göçle sonuçlanabilir. Bu nedenlerden dolayı hepimizin üstüne bazı görevler düşüyor. Hepimiz tüketimi seviyoruz fakat küresel ısınmayı önlemek için birçok şekilde yardımda bulunabiliriz. Öncelikle küresel ısınmaya ne kadar katkıda bulunduğumuzu belirlemeliyiz. Karbon ayak izi bu katkıyı nasıl en aza indirebileceğimizi ve gelecekte nasıl doğru ürün tercihlerinde bulunabileceğimizi gösterecektir. KARBON AYAK İZİ NEDİR? Karbon ayak izi, Kyoto Protokolü tarafından belirlenmiş bir kişinin ,kurumun ya da herhangi bir ürünün doğaya saldığı sera gazlarının kişi başına düşen yüzdesidir. Karbon ayak izimizi azaltmadan önce karbon ayak izimizi hesaplamalıyız. Ve sonuca göre önlemler almalıyız. 10

DÜNYA SORUNLARI DÜNYADAN Dünya genelinde de karbon salınımlarının minimize edilmesi için dünyada yaşayan insanların bir bütün halinde sorumluluk almasını sağlamak gerekir. KYOTO PROTOKOLÜ NEDİR? Kyoto Protokolü, Sera etkisine neden olan gazların kullanımını azaltmak ve küresel ısınma, iklim değişikliği konusunda da mücadeleyi sağlamaya yönelik hazırlanmış bir anlaşmadır. Protokolün temel amaçlarından biri çevre kirliliğini en aza indirmek ve iklim krizini ortadan kaldırmaktır. Anlaşmaya göre her ülke; hava, su, toprak kirliliğini azaltmak için bazı adımlar atmalıdır. Protokolü resmen imzalamayan tek ülke ise ABD'dir. Çin ve Hindistan anlaşmaya imza atmış olsalar bile karbon salınımlarını azaltmak zorunda değiller. İlginç olan araştırma sonuçlarına göre dünyayı en çok kirleten ülkelerde ABD, Çin ve Hindistan.. 11

DÜNYADAN DÜNYA SORUNLARI PARİS İKLİM ANLAŞMASI'NIN İŞLEVİ 197 ülke tarafından imzalanmış olan Paris İklim Anlaşması, iklim değişikliğinin azaltılması hakkında 2015 yılında imzalanan bir anlaşmadır. Dünyanın ilk kapsamlı iklim anlaşması olarak biliniyor.Türkiye 2016 yılında New York’ta düzenlenen imza töreninde anlaşmayı imzalamıştır. Fakat 9 ülke tarafından hala onaylanmamıştır. Bu ülkeler İran, Irak, Kırgızistan, Lübnan, Libya, Güney Sudan, Yemen, Angola ve Eritredir. Paris iklim anlaşması uyarınca, her ülke küresel ısınmayı azaltmak için üstlendiği katkıyı belirlemeli, planlamalı ve düzenli olarak raporlamalıdır. KARBON AYAK İZİ AZALTMA YOLLARI • Kağıt, metal ,cam ve plastikler geri dönüşüm kutularına atılmalı. Senanur EFTEKİN • Bulaşık ve çamaşır makineleri tam yükle çalıştırılmalı. • Kullanılmayan cihazlar tamamen kapatılmalı. • Yenilenebilir enerji kaynaklarından yararlanılmalı. • Geri dönüştürebilir ürünler kullanılmalı. • Enerji tasarruflu ampuller kullanılmalı. • Fosil yakıtlardan uzak durulmalı. • Gıda israfından kaçınılmalı. • Atık yağlar dönüştürülmeli. • Su israfından kaçınılmalı. 12

GALAKSİDEN MARS YENİ DÜNYA OLABİLİR Mİ? Mars Güneş dahil olmak üzere Güneş sistemimizdeki 4. Gezegen kırmızı renkteki görünümünden dolayı “Kızıl Gezegen” diye de adlandırılıyor. NEDEN KIZIL GEZEGEN ? Mars “Kızıl Gezegen” olarak adlandırılır çünkü Mars'ta çok yüksek oranda demir oksit bileşiği bulunur. PEKİ NEDİR BU KIZIL GEZEGEN? Yarıçapı yaklaşık olarak Dünya'nınkinin yarısı kadardır ve Dünya'nın uydusuna benzeyen 2 adet uyduya sahiptir. Mars güneş sistemi üzerinde bilinen en büyük dağ olan Olimpos Dağı'na sahiptir. Olimpos Dağı yaklaşık olarak 3 km’dir aynı zamanda üzerinde çok büyük bir krater vardır. Mars’ın, Güneş etrafında bir turunu tamamlaması Dünya’nın iki katı kadar zaman almaktadır. Ayrıca Mars çok soğuk bir gezegendir. Mars'ta ortalama sıcaklık - 27 derece civarında, yani donma noktasının altındadır. Güneş sisteminde en şiddetli rüzgarlar Mars’ta esmektedir. Mars'taki yer çekimi yeryüzündeki yerkürenin ağırlık yüzdesinin sadece %38'i kadardır, bu yüzden Dünya'da 100 kilo ağırlığındaysanız, Mars'ta sadece 38 kilo ağırlığında olacaksınız. 13

GALAKSİDEN Mars çoğu insanlarında dikkatini çekmiştir. Örneğin SpaceX şirketinin sahibi Elon Musk Mars'ta bir koloni kurulacağını söylemiştir. Bu durum da şu meşhur soruyu akıllara getiriyor “Mars'tan Dünya Olabilir mi?” Bana kalırsa Mars'tan yeni bir dünya kurulabilir çünkü NASA’nın Phoenix kutup sondası 2008 de Marsa indi ve indiğinde toprağın hemen altında su buzu olduğunu tespit etti ve 2003 yılından itibaren buldukları kurumuş okyanus ve deniz yatakları burada eskiden bir yaşam olduğunu düşün- dürüyor. Bu da gelecek yıllarda marsta kolonileşme olabilme ihtimalini arttırıyor. 2021 Şubat ayında Mars Jezero Kraterine iniş yapan keşif aracı “Perseverance” Mars’ta kaya ve toprak örnekleri toplayarak yaşam belirtileri arıyor. Ayrıca dünyaya gönderdiği panoromik görüntüler ile Mars hak- kında daha detaylı bilgiler sunuyor. Nasa keşif fotoğrafları ile etkileşimli haritalar oluşturarak önemli ilgi nok- talarını paylaşıyor. Mars hakkında bunlara benzer nice bilgiler bulunmaktadır. İkinci sayıda başka bir konuda görüşmek üzere sağlıcakla kalın. Tuğhan Halil CANBOLAT 14

YAZILIM PROGRAMCI OLACAĞIM BEN Bilgisayar teknolojilerindeki baş döndürücü gelişmeler gençlerin de meslek seçimini etkilemeye devam etmektedir. Günümüzde meslek arayışında yazılım sektörü ön plana çıkıyor. Fakat bu işe başlamadan önce cevap vermeleri gereken birçok soru bulunduğunu unutmamak gerek. Programlama öğrenmeye öncelikle algoritma geliştirmeyi iyi derecede öğrenmekle başlamak gerekiyor. Algoritma mantığını iyi derecede anlayan, artık projelerini hayata geçirmek isteyen kişiler için bir başka soru çıkıyor karşımıza : \"Hangi programlama dilini kullanmalıyım?\" Bu soruya cevap verebilmek için nasıl bir proje yapacağınıza karar vermeniz gerekiyor. Eğer yapacağınız proje bir web sitesi ise her ne kadar programlama dili olmasa da HTML, CSS, PHP ya da JavaScript hakkında bilgi sahibi olmanız önemlidir. Yapacağınız sitenin içeriğine göre kullanacağınız dil ve teknolojide değişecektir. Peki, siz bilgisayar programı yazmak istiyor ve daha farklı bir alana yönelmek istiyorsanız ne öğrenmeniz gerektiğini merak ediyor musunuz? Bu soru için de birçok cevap verilebilir. Fakat programlama ile ilgilenen kişilerce geleceğin yazılım dili adayı olarak adlandırılan ve yeni başlayanlar için önerilen Python programlama diline göz atabilirsiniz. Bilişim sektörü içerisinde Google, Facebook ve Netflix gibi büyük firmalar tarafından da kullanılan bir programlama dilindeki iş potansiyeli ülkemizde de fark edilmiş ve lise müfredatlarında yer alan Bilgisayar Bilimi dersinde Python öğrenmeye yönelik etkinlikler yer almaktadır. Hatta bu programla dili için Milli Eğitim Bakanlığının çıkardığı \"Herkes İçin Python\" adlı bir kitap bile bulunuyor. 15

YAZILIM NEDİR BU PYTHON? İlk çıktığı yıllarda gereksiz programla için tamamlayıcı bir programlama dili Guido van Rossum tarafından 1990 olarak adlandırılsa da son yıllarda modern yılında geliştirilmeye başlanmıştır. Python yazılım geliştirme ve veri analizi işlemleri 1.0 sürümü 1994 Ocak’ta piyasaya sürülmüş ile dikkatleri üzerine çekmektedir. Veri ve 16 Ekim 2000’de ise 2.0 sürümü analizleri ve makine öğrenmesi gibi yayınlanmıştır. 3 Aralık 2008 tarihi itibari kavramların önem kazanması ile birlikte ile yayınlanmaya başlayan 3.x sürümleri ile Python programlama dili daha da önemli 2.x sürümleri birbiri ile uyumlu değildir. hale gelmeye başlamıştır. 2020 yılı Stack Python 2 versiyonu 1 Ocak 2020 itibari ile Overflow anketine bakıldığında da dünyada geliştirilmesine son verilmiştir. en çok kullanılan dördüncü dil olduğu Günümüzde Python Yazılım Vakfı gönülleri görülmektedir. desteği ile geliştirilmeye devam etmektedir. Phyton.Org sitesine bakıldığında şu an 3.10.1 sürümünün indirilebilir olduğu görülmektedir. HERKES İÇİN PYTHON KİTABI PYTHON.ORG Python, kullanım alanları ile ön plana çıksa da kullanması ve öğrenmesi kolay bir programlama dili olduğu için de fazla tercih edildiği söylenebilir. Diğer programla dillerine göre daha basit bir söz dizimi vardır. Bu özelliği ile yeni başlayanlar için ideal bir programlama dili olarak ön plana çıkmaktadır. Kısacası programlama dünyasına yeni başlayanlar için Python programlama dili basit ve hızlı ilerleme kaydedebilirler. Python programlama dilinin öğrenmesi kolay ve basit olarak adlandırılmasının önemli nedenlerinin biri de çerçeve ve kitaplık kavramlarıdır. Python için daha önceden hazırlanmış kitaplıkların kullanımı yazılım geliştiriciler için kolaylıklar sağlamaktadır. Bu sayede her çalışmada aynı işlemlerin tekrar tekrar yapılması gerekmez. Genel olarak bakıldığında söz dizimini basit olması ve çok sayıda kitaplığı ile Python geliştiriciler ve yeni başlayanlar için hızlı ve üretken çalışmayı sağlayan bir programlama dilidir. Birçok işletim sisteminde çalışması, gömülü sistemlerin kodlanması ve web uygulamaları geliştirmede yardımcı olması sebebiyle kullanıcı sayısı her geçen gün artmaktadır. Eğer siz de programla öğrenmeye bir adım daha fazla yaklaşmak isterseniz yukarıdaki karekodları okutarak Python dünyasına adım atabilirsiniz. Hayriye Ayşe OLUK 16

TARİH KUYRUKLU YILDIZIN YIKTIĞI RASATHANE Osmanlı ve dünya bilim tarihinde önemli bir yer tutması kuvvetle muhtemelken, bazı hadiseler neticesinde yıkılan Takıyyüddin Mehmet’e ait rasathanenin hikayesini sizlerle paylaşacağım. 1570’li yıllarda eski ziclerin (uzayla ilgili gözlem ve tespitlerin yer aldığı cetvel) ihtiyaçlara cevap vermemesi nedeniyle Müneccimbaşı (astronomi ile ilgilenenleri yöneten kişi başı) Takıyyüddin tarafından (yeri tam olarak bilinmese de İstanbul’da Tophane semtinde olduğu düşünülmektedir) yeni bir rasathane (gözlemevi) kurma fikri ortaya atılmıştır. Hoca Sadeddin Efendi ile Vezir Sokullu Mehmed Paşa’nın destekleriyle III. Murad’a sunulmuş ve padişahın da kabul etmesiyle hayata geçirilmiştir. Takıyyüddin derhal çalışmalarına başlayarak eski ziclerde kullanılan gözlem araçlarını incelemiş ve bu aletlerdeki eksik yönleri bularak yeni gözlem araçları inşa etmiştir. Güneş parametrelerinin hesaplanmasında ve sabit yıldızların boylamlarının tespitinde yeni bir yöntem uygulamış, dakik vesaniye gösteren saatler üzerinde çalışmıştır. Matematikte sinüs, kosinüs ve tanjantı kullanarak trigonometrinin gelişmesini sağlamış ve bunların neticesinde bilim tarihinde adından söz ettirmiştir. 17

TARİH Bilimsel açıdan başarılı olmasına rağmen meydana gelen birtakım olaylar neticesinde rasathanenin varlığı sorgulanmaya başlanmıştır. Bu olaylar silsilesinin ilkini 11 Eylül 1577 gecesi İstanbul semalarında ortaya çıkan ve kırk gün boyunca da varlığını sürdüren Kuyruklu yıldız hadisesi oluşturmuştur. III. Murad şehnamesinde detaylı bir şekilde tasvir edilen bu olay, zamanın bilginlerince gece gündüz araştırıldığı ve sonucunda Osmanlılar için olumlu şekilde yorumlanarak İran’a karşı başarılı olunacağı kehanet edilmiş ve Sultan III. Murad İran seferine karar vermiştir. Çağdaş kaynaklardan Alaaddin Mansur’un Şehinşahnamesi’nde ise Takıyyüddin’in bu olay neticesinde bizzat Sultan III. Murad’a Acem diyarının fethini müjdelediği ve bunun sonucunda fetih kararı alındığını belirtmiştir. Nitekim İran ile gerçekleşen mücadelede Osmanlılar birtakım başarılar elde etmiştir. 18

TARİH Takıyyüddin’in çalışmaları ve kehanetinin gerçekleşmesi olumlu bir hava doğurmuştur. Ancak bu durum çok uzun sürmemiş ve 1578 yılında İstanbul’da ortaya çıkan ve neticesinde birçok insanın hayatını kaybetmesine neden olan veba hadisesinin kaynağı olarak rasathane hedef olarak gösterilmiştir. Geç dönem Osmanlı kaynaklarından Târîh-i Ebü’l Fârûk’ta veba salgını neticesinde, Osmanlı sarayının her nerede böyle bir rasathane inşa olundu ise felaketlerin birbirini kovaladığını, güya örnekleriyle ile ispat etmeye kalkıştıklarını belirtmektedir. Kadızade Ahmed Şemseddin Efendi’nin Hoca Sadeddin’e karşı nüfuz mücadelesi içerisinde olduğu ve bu nedenle de Takıyyüddin’in kurmuş olduğu rasathane hakkında olumsuz bir fetva verdiği belirtilmiştir. Bu fetvada gökyüzünü incelemenin ve feleklerin sırlarını araştırmanın çok kötü sonuçlar doğuracağı, imar olmuş devletin harap olacağı ve deprem ile yıkılacağı daha önce yapılan ziclere atıf yapılarak belirtilmiştir. Rasathanenin yıkılışıyla ilgili bir diğer neden ise Alaaddin Mansur’un Şehinşahnamesi’nde ifade edilmektedir. Kaynağa göre, Takıyyüddin, artık rasathanenin görevini tamamladığını, kötü düşünceli ve kıskanç insanlara nispet olması için rasathanenin kapatılmasını padişahtan istemektedir ve bunun sonucunda da isteği yerine getirilerek rasathane kapatılmıştır. Sonuç olarak Takıyyüddin’in rasathanesinin yıkılmasında tek bir nedenden ziyade belli bir süreç içerisinde meydana gelen olaylar silsilesinin sonucu olarak gerçekleştiğini belirtmek daha doğru olur. Bu sürecin ilk adımını kuyruklu yıldızın kırk gün boyunca gözlenmesi oluşturmuş, akabinde meydana gelen veba hadisesi ki daha öncesinde birçok defa yaşanmış olmasına rağmen birbiriyle ilişkilendirilmiş ve rasathanenin çalışmalarının sonucunda kehanette bulunulmasının buna neden olduğu düşünülmüştür. Halk içerisinde bu söylentilerin yayılması neticesinde veba salgınından iki yıl sonra Şeyhülislam tarafından kehanette bulunmanın İslamiyet ile bağdaşmadığı ve bunun felaketlere neden olacağı şeklinde fetva çıkarılmıştır. Tüm bu olaylar neticesinde bilim tarihi açısından çok önemli bir yeri olan rasathanenin, kehanette bulunulması sebebiyle 22 Ocak 1580 gecesi, Kaptanı Derya Kılıç Ali Paşaya verilen bir emirle yıkılmıştır. Murat SEZGİN 19

FİLOLOJİ LATİNCENİN TARİHİ Latince, günümüzde Avrupa’da konuşulan çoğu dilin temelini oluşturur ve neredeyse her Avrupa ülkesinin alfabesi Latincedir. Yine günümüzde bilim, felsefe, hukuk ve daha bir çok alanda terimlerde kullanılır. Gelin bu dilin tarihçesine kısaca bir göz atalım. Latince Hint-Avrupa Dil Ailesinin İtalik diller koluna ait bir dildir. Latince, Orta İtalya’da bulunan Latium bölgesinde (Roma İmparatorluğu’nun bir şehir devleti olarak kurulduğu bölge, Roma ve çevresi) konuşulmaya başlanmıştır. Orijinal adı “Lingua Latina”dır. Latina sıfatı bölgenin de ismi olan Latium’dan türemiştir. İlk başta sadece bir köy veya şehir devleti olan Roma’da konuşulan dil, Roma’nın İtalya yarımadasında gelişmesi ve büyümesi Latinceyi o çağın en önemli dili yapmıştır. Bu gelişme sırasında yarımadadaki uygarlıkların dillerindeki(Bkz. Keltçe, Grekçe ve Etruria) kelimeleri bünyesine katmıştır. Roma daha da gelişip bir imparatorluk halini alınca Latince de gelişmiş ve imparatorluğun resmi dili olmuştur. Sonra da Avrupa’da eğitiminin dili olmuştur. Roma’nın Avrupa fetihleri sırasında Romalı askerler, tüccarlar ve göçmenler aracılığıyla bölgelere taşınmış, ağızdan ağıza yayılmıştır. Bu sırada o bölgede konuşulan diğer dillerle etkileşime girmiş ve bu etkileşimden Roma dilleri denen (İtalyanca, İspanyolca, Portekizce, Fransızca) diller ortaya türemiştir. 20

FİLOLOJİ LATİNCENİN KISACA TARİHİ GELİŞİMİ • MÖ ~2000-240: 7.yüzyıla kadar Latince sadece Latium bölgesinde yaşayan halkça konuşulan bir dildi. Ama 7.yüzyıldan sonra Grekçe ile etkileşime girerek Ertrüsk alfabesi bulunmuştur. • MÖ 240-100: Bu dönemde Roma ile beraber Latince de gelişir. Bu dönemde Grekçenin de etkisiyle edebi eserler çıkmaya başlamıştır. • MÖ 100- MS 14: Bu dönemde Roma bütün Akdeniz kıyılarını fethetmiş ve Latince dil ve edebi eserler açısından bir çok tarihçiye göre altın çağını yaşamıştır. (Edebi eserler olarak Cicero ve Ceasar’ın eserleri büyük önem taşır.) Bu dönemlerden sonra Latince uzun bir süre edebi eserlerde kullanılmaya devam etmiştir. Ama Latince bozulmaya başlamıştır. Bunun sonucunda Latincenin yazılı dili dil konusunda daha muhafazakar bir tutum sergilemiştir. Latince Orta Çağ’da Avrupa’nın resmi dili olmasına karşın genellikle bilginler ve düşünürler tarafından kullanılmıştır. Bu durum 18. yüzyıla kadar devam etmiştir. 18. yüzyıla kadar Latince üniversitelerde eğitim dili olarak kullanılmış ve bazı düşünür ve bilim adamları tarafından eserlerde kullanılmıştır. Ancak 18. yüzyıldan sonra Latince; bilim, felsefe, hukuk vb. alanlarda terimler ve kavramlar için kullanılmaktadır. 21

FİLOLOJİ Günümüzde ise aktif bir dil olmayıp halk içinde kullanılmaması nedeniyle öğrenilmesi ve konuşup pratik yapılması zor bir dildir. Eski Latince kaynaklara ulaşmada sıkıntı çekildiği söylenemez ama eserlerin yoğun olduğu dönemlerde yazıtlarda ve metinlerde bozulmalar gözlenmektedir. Bu bozulmanın başlıca nedenleri; Ortaçağ'a kadar antik Yunanca ve Latince metinler, sözcükler arasında boşluk bırakılmadan yazılmış ve kopya edilmiştir. Bunun yanı sıra Hellenistik Döneme kadar Yunanca metinlerde vurgu sistemi diye bir şey yoktu. Vurgu işaretlerinin yazılması için bir sistem bulunduktan sonra bile bu sistem, Ortaçağ'ın ilk yarısına kadar fazla uygulanamamıştır. Bahsettiğimiz bu iki neden yazıyı yazanların veya kopya edenlerin dikkatlerinin çabucak dağılmasına ve kopya ettikleri antik yazıtların bozulmasına sebep olmuştu. Bütün bu bozulmalara ve unutulmalara rağmen Latince Avrupa’da çoğu dilin içinde ve bilimde izlerini taşımaya devam etmektedir (her ne kadar eskisi gibi olmasa da). Yani Latince değişti veya bozuldu ve dillere dağıldı yorumu yapılabilir. Ancak Latince şu an halk arasında konuşulmayan nispeten ölü bir dildir. Mehmet Efe GÜMÜŞ 22

ŞİİR GÜL DENİR Mİ DAĞLARA? Pusulardan akan kan bend imiş Çehrelerine gül lüks imiş Günlere ışık hüz'n ile Düşkünlere gül düş imiş Yükseklere gün gelir mi? Gül denir mi dağlara Çiçek açmazken etekleri. Yükselir ya dalgalar Susuz kalınca gözleri Dönenceye say söv Yukarılara bağır çağır Yanıklarına su tut dağların Yağmurlar alır kahrı Yalın bir asır boyu Koşuştur torba dolu Yokuşlardan aşağı koş Düşmek için yorul Düşme düşün asır boyu Yüreğine yük bilir mi? Yüklenir mi dalgalar? Yalan mıdır sözleri? Gül denir mi dağlara? Kubilay Güneş 23

KİTAP SEÇKİSİ Hayvan Çiftliği Sema Betül ÇETİNKAYA George Orwell Dokuzuncu Hariciye Koğuşu Peyami Sefa Çalıkuşu Reşat Nuri Güntekin Pia Mater Serkan Karaismailoğlu Yüzüklerin Efendisi J.R.R Tolkien 24

BİR HİKAYE KAYALIKLAR Bosna Savaşı patlak vermişti. Boşnak halk zor durumda kalmış ve göç yollarına düşmüştü. Halk, göç yollarında bombardıman ve Sırp askeri baskısıyla karşı karşıya kalıp birçok kayıp veriyordu. Çimlerin renginin kırmızı olduğu, yaşayanların ölü koktuğu bu coğrafyada yaşayan(!) çocuklar olup biteni anlamaya çalışıyordu. Edin de onlarda birisi... Göç yolunda verilen aralarda arkadaşlarıyla toplanıp oyun oynamaya çalışıyordu. Bir gün arkadaşları onu oyun oynamak için çağırmış fakat annesi gitmesine izin vermemiş ve gidememişti. Birkaç saat sonra arkadaşlarının oyun oynadığı bölgeye bombardıman isabet etmiş, çoğu arkadaşı şehit olmuştu. Çocuklar tüm bu olaylara rağmen oyun oynamaya devam ediyorlardı. Çünkü bu olaylar artık onlara normal gelmeye başlamıştı. Hayatlarının bir parçası gibiydi. İlk zamanlarda tuhaf gelen fakat zamanla normalleşen bir durum olmuştu çocuklar için. Bir gün çocuklar saklambaç oynamaya karar vermişti. Edin saklanacağı yeri belirlemeye çalışıyordu. Bir kayalık gözüne çarptı. Kesinlikle bulunması imkansız ve mükemmel bir yerdi. Daha ebe yumulmadan oraya gitti. Kayalığın arkasına geçti, saklanmaya başladı. Bir yandan da çevresini kontrol ediyordu ve bir kayalık daha gözüne çarptı. Edin kayalığa giderken yolun yarısında bir çukura denk geldi ve çukura düştü. Kendine gelince etrafına bakındı. Sürekli gördüğü füzeleri gördü. Bir an gözlerine inanamamıştı. Arkadaşlarını ve babasını bu dünyadan götüren füzeler tam karşısında duruyordu! Füzeleri incelemeye başladı. Bir süre sonra silah sesleri duyuldu. Arada bir görülen Sırp askerleri baskını olmalıydı. Korkmaya başladı ve geriye doğru irkildiği sırada yanlışlıkla füzelerden birini fırlattı. Sonra annesi aklına geldi. Bu füzeler kendisinden olduğu kadar annesinden de çok şey almıştı. O da Sırplardan acısını çıkartmaya karar verdi. Füzeleri seslerin geldiği yöne doğru çevirdi ve uzun uğraşlar sonucu füzeleri ateşlemeyi başardı. Silah sesleri kesilmişti fakat bir sorun vardı Edin düştüğü bu çukurdan nasıl çıkacaktı? 25

BİR HİKAYE Çukur derin ve çıkılması zordu. Bağırmaya başladı fakat onu kimse duymuyordu. Günün büyük bölümünü çukurda geçirdi. Bir süre sonra bir adam beliriverdi. Bu adam Sırp askeriydi ve Edin'in fırlattığı füzeler sonucu yaralanmıştı. Çantasındaki halatı çıkardı ve Edin'i çukurdan çıkardı. Çukurdan çıkan Edin Sırp askerinin yanından ayrılıp kaldıkları mağaraya doğru koşmaya başlamıştı. Fakat sanki başka bir yerdeydi. Ne mağara vardı ne de insanlar. Acaba onu bırakıp gitmişler miydi? Annesinin yazgısını buldu fakat annesi yoktu. Sırpça biliyordu ve yaralı Sırp askerinin yanına gitti. Olanları öğrenince adete şok geçirdi. Yanlışlıkla fırlattığı ilk füze annesinin ve komşularının saklandıkları mağaraya isabet etmişti. Edin'in dünyası kararmıştı sağlıklı düşünemiyor ve kendini katil olarak görüyordu. Sonra dayanamayıp kayalıklara gitti ve intihar etti. Uygar TEK 26

YAZAR TANITIMI OĞUZ ATAY Oğuz Atay 12 Ekim 1934'te Kastamonu'nun İnebolu ilçesinde dünyaya gelmiştir. İlk ve ortaokulu Ankara'da okuduktan sonra 1951'de bugünki adı TED Anakara Koleji olan Ankara Maarif Koleji'nden, 1957'de İstanbul Teknik Üniversitesi İnşaat Fakültesi'nden mezun oldu. Askerliğini 1957-59 yılları arasında yaptıktan sonra tamir ve kontrol elemanı olarak Kadıköy vapur iskelesinin yapımında çalıştı. Bu görevinden istifa ettikten sonra İstanbul Devlet Mühendislik ve Mimarlık Akademisi (şimdiki Yıldız Teknik Üniversitesi) İnşaat Bölümü'nde öğretim üyesi oldu. 1975'te doçent olan Atay, “Topografya”adlı bir de mesleki kitap yazdı. Çeşitli dergi ve gazetelerde makale ve söyleşileri yayımlandı. '' Ben iç dünyama dönüyorum. Orada hayal kırıklıklarına yer yok.'' Tutunamayanlar 1971-72'de ise “Tutunamayanlar” kitabını yayımladı. Bu kitap sonrası önemli bir tartışmada odak nokta haline geldi. Ayrıca bu roman, Oğuz Atay'ın 20. ölüm yıldönümü olan 1997 yılında UNESCO tarafından 20. yüzyıl Türk edebiyatının en seçkin eseri olarak seçilmiştir. Çıktıktan sonra büyük ses getiren Tutunamayanlar'dan sonra 1973'te “Tehlikeli Oyunlar” adlı ikinci romanını çıkarmıştır. Yazdığı hikayelerini ise üçüncü kitabı olan “Korkuyu Beklerken” kitabında bir araya getirmiştir. Bunun sonrasında “Bir Bilim Adamının Romanı “adlı kitabında hocası olan Mustafa İnan'ın hayatını konu almıştır. Ayrıca 1973 yılında yayımlanan” Oyunlarla Yaşayanlar” adlı oyunu, Devlet Tiyatrosu'nda sahnelenmiştir. Fakat büyük projesi \"Türkiye'nin Ruhu’nu“ yazamadan 13 Aralık 1977'de beyninde çıkan bir tümör yüzünden arkadaşı Altay Gündüz'ün evinde hayatını kaybetmiştir. Vefatından sonra Atay, Edirnekapı Mezarlığı'na defnedilmiştir. '' İnsanlarımız , bazı madenler gibi çabuk ısınır ve çabuk soğurlar. '' Bir Bilim Adamının Romanı 27

YAZAR TANITIMI '' İlk yalanı söyledikten sonra bir daha konuşmamalı insan'' Tutunamayanlar Öldükten sonra 1987'de Günlük, 1998'de Eserlerinde düş ve gerçeğin birbirine ise Eylem Bilim adlı kitapları yayımlanmış- karışması, üst kurmacanın kurgunun ana tır. Sağlığında hiçbir kitabı ikinci baskı ilkesi olması Oğuz Atay’ı post modernist bile yapılamazken, vefatından sonra yoğun roman kategorisinde eser veren ilk Türk ilgi görerek defalarca basılmıştır. Korkuyu yazar yapmıştır. Yapıtları ise eleştiri, mizah Beklerken, Bir Bilim Adamının Romanı ve ve ironi barındırır. Tehlikeli Oyunlar isimli eserleri sahneye Okurlar tarafından yoğun ilgi gören Oğuz uyarlanarak sahnelenmiştir. Hatta Tehlike- Atay anısına Kastamonu Valiliği 2007 li Oyunlar adlı eseri Seyyah Sahne adıyla yılından beri Oğuz Atay Edebiyat Ödülleri hala sahnelenmektedir. kapsamında etkinlikler düzenlemektedir. ESERLERİ •Tutunamayanlar (1972) •Tehlikeli Oyunlar (1973) •Bir Bilim Adamının Romanı (1975) Nisa Nur PARÇAOĞLU •Oyunlarla Yaşayanlar (1975) •Günlük (1987) ( vefatından sonra) •Eylembilim (1998) (vefatından sonra) '' BU HAYATTAN İSTİFA EDEREK BAŞKA BİR HAYATI BAŞKA TÜRLÜ YAŞAMAK İSTİYORUM.'' TUTUNAMAYANLAR 28

RENKLERİN ÖTESİNDE Elif İrem ERDAL 29

RENKLERİN ÖTESİNDE Elif İrem ERDAL 30

ŞİİR BELKİ BİR GÜN Zamanı farz etmeden arz ettiğime varırım. Zarara sabr etmeden yaz mevsimine uyanıp Aslı sarıp sarmalarız gün batımına bakakalıp. Ne zar verir kararı ne ben, farz eden kalır. Ne yar serin kalır ne yer, pas ve bend alır. Belki bir gün açar çiçekler, belki kapar baharı. Kubilay Güneş Demirhan SAYDUR 31

ANKET Okulumuzdaki 100 Öğrenciye Sorduk Kahvaltı yapar mısınız? Kendinizi başarılı buluyor musunuz? Okul üniformasını beğeniyor musunuz? Kendinizi çalışkan olarak nitelendirir misiniz? Okul logomuzu beğeniyor musunuz? \"Kahvaltı yapar mısınız? \" sorusuna %70 evet cevabı aldık. Öğrencilerimizden %58’i kendisini başarılı buluyor. % 48’nin okul üniformasını beğendiğini öğrendik. %54’ü kendisini çalışkan olarak nitelendiriyor. \"Okul logomuzu beğeniyor musunuz? \" sorusu %60 evet cevabı aldı. Meryem KİRİŞOĞLU Fadim ŞERMET Sudenaz AŞKAROĞLU 32

MESLEK TANITIMI YAPAY ZEKA MÜHENDİSLİĞİ YAPAY ZEKA MÜHENDİSİ NE DEMEK ? Makineleri insan beyniymiş gibi çalışacak şekilde programlayan, makine öğrenme algoritmalarını tasarlayan kişilere \"yapay zeka mühendisi\" denir. Makineleri mantıklı ve verimli bir şekilde hareketler gerçekleştirmek amacıyla programlayan yapay zeka mühendisleri yazılım firmalarında çalışabilir. NEDEN YAPAY ZEKA VE VERİ MÜHENDİSLİĞİ? Ekonomi, endüstri ve bilimin geleceğini veri ve yapay zeka yapılandırıyor. Yapay Zeka Devrimi teknoloji, ekonomi ve toplum alanlarında köklü değişimlere sebep oluyor. Bir diğer yandan veri; sağlıktan finansa, otomotivden eğlenceye kadar pek çok sektörü birbirine bağlayan ve bu sektörlerin verimli büyümesini sağlayan temel unsur. YAPAY ZEKA VE VERİ MÜHENDİSLİĞİ HANGİ DİSİPLİNLERDEN BESLENİR? Yapay Zeka ve Veri Mühendisliği bilimsel alanı özellikle Bilgisayar Mühendisliği, Bilgisayar Bilimi, Matematik ve İstatistik temel mühendislik ve bilim dallarına dayanmaktadır. Örneğin yapay zeka bilimi disiplinler arası uygulama alanları Sağlık ve Tıp, Hesaplamalı Biyoloji ve Biyoinformatik, Hesaplamalı Kimya ve Fizik, İşletme, Endüstri, Enerji, Elektrik-Elektronik, Kontrol ve Otomasyon, Makina, İmalat, Uçak-Uzay, Atmosfer ve Yer Bilimleri gibi geniş bir yelpazeyi kapsamaktadır. HANGİ ALANLARDA ÇALIŞMALARIMIZ VAR? Bilgisayar ve Bilişim Fakültesi mensuplarımız yapay zeka ile bağlantılı olarak bilgisayar ağları, bilgisayarla görü, deprem tahmini, doğa-esinli hesaplama, doğal dil işleme, makine öğrenmesi, paralel ve dağıtık bilgi işleme, veri madenciliği, yapay zeka ve robotik, tarımsal izleme ve bilgi sistemleri, biyo-informatik, yazılım modellemesi ve analizi alanlarında eğitim ve araştırmalar yapmaktadır. Yapay Zeka Mühendisliği bölümünde eğitim gören tüm öğrenciler temel matematik, bilgisayar programlama, veri yapıları, algoritmalar ve veritabanı sistemleri eğitimlerini Bilgisayar Mühendisliği öğrencileriyle; yöneylem araştırmaları eğitimlerini ise Endüstri Mühendisliği öğrencileriyle beraber alacaktır. 33

MESLEK TANITIMI PROGRAMIN AMACI Yapay zekâ, insanlara ait olan düşünme, yorumlama ve çıkarım yapma yetilerini bilgisayarlara kazandırmayı hedefleyen çalışmalara verilen ortak addır. Bu bağlamda yapay zekâ mühendisliği; verileri analiz edebilme, ilgili problemleri algılayıp en doğru çözüm yolunu saptayabilme ve bu çözümü yapay zekâ teknolojilerinin sunduğu olanakları kullanarak en uygun şekilde çözebilme becerileri üzerine kurulu bir disiplindir. Programın temel amacı problemlerin analizi ve çözümü için gerekli olan veri toplama ve yorumlama yetisine sahip; yapay zeka tekniklerini ve araçlarını geliştirme, seçme ve kullanma becerisine doğrudan sahip olan bireyleri topluma kazandırmaktır. Program içeriği birinci sene temel mühendislik derslerinden oluşmaktadır. Bu temel mühendislik dersleri arasında Fizik, Matematik gibi dersler bulunmaktadır. Yapay Zekâ Mühendisliği programı öğrencileri Bilgisayar Mühendisliği programı öğrencileri ile ilk yıl ortak bir müfredat izleyerek programlama, algoritmik düşünme ve problem çözme konularında dersleri alırlar. İkinci yıl veri yapıları ve algoritmalar dersleri Bilgisayar Mühendisliği ile ortak olarak işlenmekle birlikte Yapay Zekâ Mühendisliği programına kayıtlı öğrenciler ek olarak bilgisayarlar ve etik, yapay zekâ, veri bilimi ve yapay öğrenme konularında temel alan dersleri alırlar. İkinci yıl dersleri arasında öğrencilerin sistem bakış açısı da kazanmaları için özelleştirilmiş bir bilgisayar sistemleri dersi yer almaktadır. Üçüncü ve dördüncü yıllarda Yapay Zekâ Mühendisliği programının müfredatı Bilgisayar Mühendisliği programının müfredatından farklılaşmaktadır ve program öğrencileri özel olarak tanımlanan “Algı ve Dil”, “Büyük Veri ve Yapay Öğrenme”, “Medikal Yapay Zekâ” ve “Karar Verme ve Robotbilim” gibi ders kümeleri içerisinden dersler alarak yapay zekâ alanında uzmanlaşacaklardır. Eğitim hayatlarının son yılında ise öğrencilerimiz, bu seçmeli derslerin yanı sıra endüstri ve araştırma odaklı, bilgi ve birikimlerini karmaşık bir mühendislik problemini çözmede kullandıkları bir bitirme projesi gerçekleştirecekler ve son yıllarının bitiminde artık yapay zekâ üzerine uzmanlaşmış olarak mezun olacaklardır. 34

MESLEK TANITIMI Aşağıda verilen tablo devlet üniversitelerini kapsamaktadır. Aşağıda verilen tablo vakıf üniversitelerini kapsamaktadır. Nurcan İLTER 35

SPOR ACACİA MADEN TAŞKÖPRÜ SPOR KADIN VOLEYBOL TAKIMI OYUNCULARI İLE SÖYLEŞİ Acecia Maden İşletmeleri AŞ, 2. Lig Taşköprü Kadınlar Voleybol Takımı'nın isim sponsorudur. Acacia Maden Taşköprü Spor Kadın Voleybol Takımı 2. Lig de Play-Off mücadelesi veriyor. Takım oyuncuları ile yaptığımız söyleşide bizlere başarılı olmanın anahtarının yeteneği keşfetmek ve bunu çok çalışarak geliştirebilmek olduğunu söylediler. Söyleşinin içeriği; 1.Kendinizi kısaca tanıtır mısınız? Şükriye Bircan: Adım Şükriye Bircan Kılıç, 2004 doğumluyum. Takımın en genç oyuncusuyum. Lise öğrencisiyim. Kader: 17 yaşındayım ve 7 senedir voleybol oynuyorum. Şu an 12. Sınıfım. Hem derslerime çalışmam hem de voleybola devam etmem gerekiyor. İkisini bir arada yürütmek çok zor ama bu zorluklara değiyor. Öznur: Merhaba, ismim Öznur, 1992 doğumluyum, Aslen Kastamonuluyum. Voleybolcuyum, aynı zamanda Spor Bilimleri Fakültesinde akademisyenim. Maral: İsmim Maral Aktaş. 1986 doğumluyum, İstanbul’dan geldim. 2.Voleybola nasıl başladınız? Şükriye Bircan : Kuzenlerim de voleybolcu bana öncü oldular. Okul takımı sayesinde başladım ve başarı ile sonuna kadar devam etmek istiyorum. Öznur: İlkokulda Beden Eğitimi öğretmenim sayesinde başladım. Tekrar o günlere dönsem yine tereddütsüz voleybolu seçerdim. Maral: Voleybola şans eseri başladım. Balerindim, boyum uzayınca balerinliğe devam edemedim. Spor kulübünde tesadüfen antrenör ile tanıştım. Sonrasında hayatım voleybol oldu. 36

SPOR 3.Türkiye’de kadın voleybolu özel bir yerde. Ülke olarak size verilen değer çok fazla. Fakat bununla birlikte sporcu olmak isteyen birinin karşısına sporu bırakmak için birçok neden çıkıyor. Sporcu adaylarına destek amaçlı tavsiyeleriniz nelerdir? Şükriye Bircan: Yetenek tek başına eksik kalıyor, kesinlikle çok fazla çabalamak gerekiyor. Öznur: Engellerin en zorlusu ailelerin ön yargıları diyebiliriz. Aileler özellikle okul başarısının düşeceğinden endişe ediyorlar. Ben de bir eğitimci olduğum için bu perspektiften de bakabiliyorum. Sporun akademik başarıya engel olmadığı bilimsel çalışmalar ile kanıtlanmış bir gerçek. Okul idarecileri ve velilerin sporun akademik başarıya engel olmadığını kabullenmeleri gerekiyor. Maral: Başladığınızda kararlı olmalısınız. Sizleri çok zorluk bekliyor. Sürdürebilmek için güçlü kalmak zorundasınız. Kendi adıma çok zor şartlarda sürdürdüm. Parasız kaldığım zamanlar oldu. Fazlasıyla idman yapmam gerekti. Özellikle bir kadın kendi ayakları üzerinde durabilmeli. 13 yaşından beri ev geçimini de sağlayarak devam ediyorum. Zorluklardan yılmasınlar. 4.Tecrübeli oyunculardan neler öğrendiniz? Şükriye Bircan : Sahadaki duruşları, yılmadan her düştüklerinde kalkıp devam etmelerini örnek alıyorum. Bizi motive etmeleri, hatalarımızda destek olmaları bize değer katıyor. Kader: Takım içerisinde iletişimi çok önemsiyorlar, yeni başlayanlara olan anlayışları ve karşılıklı saygı ile voleybolun nasıl oynandığını öğreniyoruz. Maral: Eski A milli takım oyuncuları ile ve birçok yabancı oyuncular ile tanışma fırsatı buldum. Her birimiz farklı insanlarız. Ne onlar ben olurlar ne de ben onlar olabilirim. Önemli olan yeteneklerimizden daha çok karakterlerimiz, davranışlarımız. İyi örneklerini almaya çalıştım. 37

SPOR 5.Rol modeliniz var mı? Varsa onu seçmenizdeki sebep nedir? Öznur: Kendi jenerasyonumun rol modeli olarak Neslihan Demir diyebilirim. Maral: Esin Aşıkoğlu ve Tuba Mete, pasör oyunculardı. Oldukça sert oynuyorlardı. Bana çok çektirdiler diyebilirim. Onların karakterlerinden etkilendim. Hırslarını örnek aldım. 6.Takım değiştirme oyuncular arasında sorun oluşturuyor mu? Takım olarak uyumu nasıl sağlıyorsunuz? Öznur: Genellikle küçük yaşlarda başladığımız için takım sporcusu olma kültürü ile yetişiyoruz. Birlikte çok vakit geçiriyoruz, bir arada hareket etmede çok etkisi oluyor. Şu an takımda hem Y kuşağı hem Z kuşağı bir aradayız. Farklı bakış açılarından bakmayı öğreniyoruz ve karşılıklı anlayış ile uyumu sağlamak zor olmuyor. Maral: Etrafındaki oyuncuları tanıdığınızda başarı daha fazla oluyor. Birbirine bağlılık açısından uzun süre aynı takımda oynamak bunu daha kolaylaştırıyor. Ancak profesyonel açıdan bakıldığında önemli olan takımda bütünlük ve bağlılığı kısa zamanda yakalamak. Çünkü devre arası transferleri olabiliyor ya da anlaşamadığında takım değiştirmek zorunda kalabiliyorsun. Karşılıklı saygı ve sevgi takım uyumunu sağlıyor. 38

SPOR 7.İlçemizi nasıl buldunuz? Öznur: Karabük’ten geldim, Ankara ‘da okudum, Düzce’de yaşıyorum. Hayatım boyunca büyükşehirde de küçük şehirlerde de bulundum. İlçe küçük, sıcakkanlı bir ilçe. Maral: Küçük bir ilçe olması nedeni ile akşam saatlerinden sonra acıktığımızda bir şey bulamıyoruz. Dingin sakin bir ilçe. Güzel bir yer. Burada olmaktan mutluyum. 8.Büyük takımlarda oynamakla ilçe takımında oynamak arasındaki farklar neler? Öznur: İlçe takımında oynadığınız zaman çok daha fazla benimseniyorsunuz. Tribünler daha dolu oluyor, takım daha çok ilgi görüyor. Protokolden ve halktan inanılmaz destek görüyorsunuz. Büyükşehirde bunları yakalamak daha zor. Maral: Büyük takımlarda oynadığınızda seçenekleriniz ve imkanlarınız daha fazla oluyor. Ulaşılabilirlik açısından, malzeme bulabilme gibi. Mesela şu an ilçede bizim kullandığımız flasterler bulunmayabilir. İlçe takımında oynamanın da voleybola verilen desteğin, halkın yanınızda olduğunu görmeniz gibi artıları oluyor. 9.Alanınızda başarıyı nasıl sağlıyorsunuz? Öznur: Çok çalışmak, vazgeçmemek, antrenmanlara devamlılık, özveriyle spora voleybola vakit ayırmak. Maral: Kesinlikle zorluklardan yılmamak. Çok ağladım, çok düştüm, çok sakatlandım. Çok acı çekerek oynadım. Ama o kupayı aldığınız zaman o mutluluğu yaşadığınızda acının bir önemi kalmıyor. Hiçbir zaman olmayacak demedim. 10.Bundan sonraki süreçte beklentiniz nedir? Öznur: Yaşım ve şartlar müsaade ettiği sürece voleybola devam etmek istiyorum. Maral: Oynadığım takımlarda öğretebileceğim ne varsa elimden geldiğince aktarmayı, benden sonra devam edecek oyunculara yol göstermeyi düşünüyorum. Sorularımızı içtenlikle yanıtlayan Şükriye Bircan Kılıç, Kader Erkek, Öznur Karadağ ve Maral Aktaş’a bizlere zaman ayırdıkları için teşekkürlerimizi sunuyoruz. Acacia Maden Taşköprüspor Kadın Voleybol Takımımıza başarılar dileriz. Beden eğitimi öğretmenimiz Serkan AKKAYA'ya desteklerinden dolayı teşekkür ederiz. Nisa Nur PARÇAOĞLU Muhammet BERBEROĞLU Esin ÇETİN 39

OKULUMUZDAN HABERLER Türk Patent ve Marka Kurumundan Tasarım Tescil Belgemizi aldık. Taşköprü Fen Lisesi, Türk Patent ve Marka Kurumuna 26.06.2021 tarihinde yaptığımız \"Ahşaptan Yapılma Şifreli Kilit Açma Oyuncağı\" ile Türk Patent ve Marka Kurumundan Tasarım Tescil Belgesini almaya hak kazanmıştır. Emeği geçen öğretmenimiz İbrahim USTABAŞ ile okul idarecilerimizi, öğretmenlerimizi ve öğrencilerimizi tebrik ederiz. 24 Kasım Öğretmenler Günü Kutlama Programı Okulumuz Taşköprü Fen Lisesi ve Taşköprü Anadolu İmam Hatip Lisesi tarafından hazırlanan 24 Kasım Öğretmenler Günü İlçe Programı Taşköprü Belediyesi Kültür ve Sanat Merkezinde gerçekleştirildi. Programının hazırlanmasında ve sunulmasında emeği geçen öğretmenlerimize ve öğrencilerimize teşekkür ederiz. Model Uçak Yapım Kursumuz Almanca öğretmenimiz İbrahim USTABAŞ' ın girişimleri ile okulumuzda \"Model Uçak Yapım Kursu\" açılmıştır. 40

PROJELERİMİZ CEVİZ KABUĞUNDAN GEMİLER YAPMAK T.C. Gençlik ve Spor Bakanlığı tarafından yürütülen Gençlik Projeleri Desteleme Programı 2019-1 Özel Çağrı kapsamında okulumuz Taşköprü Fen Lisesi Gençlik Topluluğu adına gerçekleştirdiği \"Ceviz Kabuğundan Gemiler Yapmak\" projemiz ile gençlerin hayallerini destekleyerek, ülkemiz ve insanlık için yenilikçi fikirlere ve girişimlere imkân tanımak, kültürel etkinliklere ve sanata katılımı teşvik etmek hedeflenmektedir. CİRCUİTS EXPLORER Proje kapsamında farklı okullarda eğitim öğretim gören öğrencilerin ortak bir platformda proje geliştirmeleri ve geliştirdikleri projeler hakkında yorumlar yapabilmeleri planlanmaktadır. Bu nedenle proje ortamı olarak online olarak Arduino kodlama imkanı veren Tinkercad Cirsuits simülasyonu kullanılarak STEM etkinlikleri tasarlayacaklardır. EXPRESS YOURSELF …..IN VERSE “EXPRESS YOURSELF …..IN VERSE” adlı projemiz Hırvatistan, Yunanistan, Romanya, Sırbistan, İspanya ve Türkiye’nin dahil olduğu toplam 14 ortakla kurulmuş uluslararası bir E-twinning projesidir. Farklı kültürlerle buluşan öğrenciler Web2 araçlarını da kullanarak yabancı dillerini geliştirme imkânı bulurken hem eğlenip hem de kazandığı deneyimleri uygulama fırsatı bulabilecektir. SHOP TILL YOU DROP/ OR NOT “SHOP TILL YOU DROP/ OR NOT” adlı E-twinning projemiz, Slovakya ve Türkiye’nin dahil olduğu toplam 3 ortakla faaliyetlerine devam etmektedir. Bu proje ile öğrenciler dil yeteneklerinin geliştirirken işbirlikçi çalışma metodunu kullanabilecek, Web2 araçlarını kullanırken yabancı dillerini geliştirebilecek ve uygulayabileceklerdir. Storytelling Europe: guiding students across Europe Öğrencilerimizi kendi şehirle rinde bir değişim turunda, farklılıkları ve benzerlikleri keşfettiklerini, gençlerin her zaman uzakta olanlarla ilgili binlerce merakına cevap verdiklerini hayal edin. Diğer bir deyişle, öğrenciler gezi programlarını hazırladıktan sonra diğer okullardan diğer öğrencilere gezilerini sunacaklardır. 41

KAYNAKÇA OCAK - 2022 https://i.redd.it/nw1bi7artlg51.jpg https://static.nationalgeographic.es/files/styles/image_3200/public/6270.600x450.webp?w=1190&h=894 https://i1.wp.com/wegotthiscovered.com/wp-content/uploads/2020/07/159425671325881963-31.jpeg?w=696&ssl=1 https://www.mgm.gov.tr/FILES/genel/arsiv/23mart/2010/sunu/ilk10/14.pdf https://www.karbonayakizi.com/climateChange.html https://kontekenerji.com.tr/karbon-ayak-izi-nedir https://boattripturkey.com/tr/caretta-caretta-kaplumbagasi/ https://www.wwf.org.tr/?5020/caretta-carettalardan-guzel-haber-var https://www.nasa.gov/specials/ocean-worlds/ https://www.epa.gov/climate-indicators/climate-change-indicators-sea-level https://oceanservice.noaa.gov/welcome.html https://www.python.org/ www.matematiksel.org www.fizikolog.net www.yuroktribe.org www.tudav.org www.acarindex.com www.climatechange.boun.edu.tr www.yapayzeka.itu.edu.tr www.yasamatlas.blogspot.com Adnan Adıvar, “Osmanlı Türklerinde İlim” İstanbul: Remzi Kitabevi, Aydın Sayılı, “Alâuddin Mansur’un İstanbul Rasathanesi Hakkındaki Şiirleri” Belleten, Süheyl Ünver, “İstanbul Rasathanesi”, Ankara: TTK Topdemir, H.G. (2010)“Takıyyüddin er-Râsid” Türkiye Diyanet Vakfı İslam Ansiklobedisi İsmet Miroğlu,“İstanbul Rasathanesine Ait Bilgiler” İÜEFD,1973, Sayı:3

TAŞKÖPRÜ FEN LİSESİ META-FEN BİLİM VE KÜLTÜR DERGİSİ


Like this book? You can publish your book online for free in a few minutes!
Create your own flipbook