Important Announcement
PubHTML5 Scheduled Server Maintenance on (GMT) Sunday, June 26th, 2:00 am - 8:00 am.
PubHTML5 site will be inoperative during the times indicated!

Home Explore Okuma Seferberliği etwinning projesi için İstasyon Tekniğiyle oluşturduğumuz ortak ürün hikayemiz

Okuma Seferberliği etwinning projesi için İstasyon Tekniğiyle oluşturduğumuz ortak ürün hikayemiz

Published by Sibel Alper, 2021-05-27 08:32:24

Description: 1. BÖLÜM

Search

Read the Text Version

1. BÖLÜM Bir yaz akşamı Gizem, her gün ki yaptığı gibi pencereden gökyüzünü izliyordu. Hep hayali, astronot olup uzayı keşfetmekti. Gökyüzünü izlerken yavaş yavaş uykuya daldı. Şimdi uzayın derinliklerindeydi. Bu kadar güzel olacağını düşünmemişti. Uzayın hayran bırakan görünüşüne bakakaldı. Ta ki arkasındaki kara deliği fark edene kadar. Çok güçlü bir çekim kuvvetine sahip olan bu karadelik her şeyi içine çekiyordu. Gizem ne kadar kaçmaya çalışsa da bunu başaramıyordu. Artık dayanacak gücü kalmamıştı. Karadelik onu içine çoktan çekmişti. Başta çok korkuyordu fakat sonra o korkuyu yendi çünkü etrafa baktığında cennet gibi bir yerdeydi. Ama Gizem’ in aklında tek bir soru vardı, o da buraya nasıl geldiği idi. Düşündü ama aklına bir şey gelmedi. Tam o sırada annesinin odasına girmesiyle uyandı. Annesi Gizemi kahvaltıya çağırdı. Gizem kahvaltı sofrasına gittiğinde mutsuzdu. Annesi neden mutsuz olduğunu sordu. Gizem çok güzel bir rüya gördüğünü fakat gerçek olmadığı için üzgün olduğunu söyledi. Annesi Gizemi nasıl mutlu edeceğini biliyordu. İçerden, sabah posta kutusunda bulduğu, uzaya yolculuk broşürünü getirdi. Gizem bu broşürü görünce çok heyecanlandı. Fakat bu broşürde tarih yazmıyordu. Gizem hemen kahvaltısını bitirip bilgisayarın başına koştu. Bu gezinin ücretini ve tarihini araştırdı. Fakat bu konu hakkında hiçbir bilgi bulamadı. Gizem çok üzülmüştü. Bu geziye katılmayı, uzayı görmeyi, uzayı keşfetmeyi çok istiyordu. Akşam yemeğinden sonra bilgisayarını açıp biraz daha araştırma yaptı. Birde ne görsün gezinin ne zaman yapılacağı açıklanmıştı. Hemen koşup annesine haber verdi. Annesi Gizem adına çok sevinmişti. Hemen geziye nasıl katılabileceklerini araştırmaya başladı. Geziyi düzenleyen Turizm şirketine gitti. Şartları öğrendi bir takım evrak işlemlerini halledip izin belgesiyle birlikte şirkete geri döndü ve kayıt işlemlerini bitirdi. Bu müjdeyi Gizeme vermek için sabırsızlanıyordu. Gizem annesini pencerede bekliyordu. Annesinin geldiğini görünce hemen koşup kapıyı açtı. Gidebiliyor muyum? anne diye heyecanla sordu. Evet, kızım yanıtını alınca sevincinden ne yapacağını şaşırdı. Annesine kocaman sarıldıktan sonra hemen en yakın arkadaşı Betül’ü aradı. Betül olup bitene inanamamıştı, ben de gelmek istiyorum ben de başvuracağım deyip telefonu kapattı. Gizem artık uzaya gidip, uzayı görebilecekti, gece heyecandan uyuyamamıştı. Gizem günlerdir hayalini kurduğu uzaya gidecekti sonunda. Oraya ne götüreceğini bilemiyordu ama. Orda hava nasıldır diye düşündü. Hemen bilgisayarı açıp ufak bir araştırma yaptı. Oraya giderken özel bir kıyafet giyildiğini okudu. Ama o kıyafeti nerden alacaklardı. Arkadaşı Betül de geziye geliyordu. Ona mı sorsaydı. Ama o da bilemezdi. En iyisi bir kışlık bir yazlık kıyafet almaktı. O gün geldi çattı. Uzay aracına binecekleri yere gitmek için yola çıktılar. Gizemin annesi de Gizem ve arkadaşı Betül'ü yolcu etmek için gelmişti. Uzaya gitmelerine dakikalar kalan Gizem ve Betül çok heyecanlıydılar. Bakalım bu ikilinin tahmin ettikleri gibi, uzay güzel, büyük ve büyüleyici miydi? Uzay aracının yanına geldiklerinde gözlerine inanamadılar bu araç çok büyüktü. Etrafta kendi yaşlarında bir sürü kişi ve onları yolcu etmeye gelen anne ve babaları vardı. Anons sesiyle irkilen Gizem ve Betül’ün kalpleri yerinden fırlayacak gibiydi. Anonsta ismi okunanların sıraya geçmesi söylenmişti. Gizem annesiyle vedalaşıp ismi okununca Betül’le birlikte araca bindi. Araçta onlara özel bir kıyafet giydirdiler ve talimatları söylediler. Bu araç çok değişikti. Çok fazla kablo vardı ve her yer düğmelerle doluydu. Uzun bir yolculuğun ardından gidecekleri Plüton gezegenine gelmişlerdi. Bütün ekipmanlarını hazırlayıp tamamladıktan sonra Plüton yani cüce gezegene ayak bastılar. Burası muhteşem büyüleyici bir yerdi o kadar sevdiler ki hiç Dünya’ya dönmemeyi dilediler. Ama sağ taraflarına döndükleri zaman Gizem ve Betül şok içinde kaldılar. Bir baktılar ki koca bir göktaşı onlara yaklaşıyor. Hem de çok hızlı bir şekilde. Gizem ve Betül korku içinde birbirlerine baktılar ve ikisi de aynı şeyi düşündü. Plüton’un

atmosferi çok inceydi göktaşı eğer Plüton’a çarparsa yaralanabilirlerdi. Göktaşı çok yaklaşmıştı göktaşı yanlarından mı geçecekti yoksa çarpacak mıydı? Artık göktaşı çarpmak üzerdi ki Plüton' un yanından geçti gitti. Gizem ve Betül çok korkmuşlardı, ama neyse ki artık geçmişti. Etraflarına biraz daha baktılar. Plüton’u çok sevmişlerdi, ama karşılarına bu seferde insan dışı bir varlık çıktı. Korkuyla diğerlerinin yanına koştular ve bunu herkese söylediler. Bu gördükleri şey 2.50 metre boylarında ve zayıf bir vücuda sahipti ve kocaman gözleri vardı. Hep birlikte gidip tekrar bakmaya karar verdiler. 23 NİSAN OO.


Like this book? You can publish your book online for free in a few minutes!
Create your own flipbook