GAZETE ROTA 15

15. SAYI 30 MART 2021 1

15. SAYI 30 MART 2021 RÖPRODÜKSİYON ÇALIŞMALARIMIZ Gaziemir ve Bornova kampüsü lise öğrencilerimiz, sanat tarihinde yer edinmiş ressamları tanıyarak, ressamların öncüsü oldukları klasik sanatlardan modern sanat tarihine kadar çeşitli sanat akımlarını öğrenerek, kendi desen ve teknik bilgileri ile görsel sanatlar dersinde röprodüksiyon çalışmaları gerçekleştirmişlerdir. Ceren BIYIK 11-F1 Selena AKKOYUN 9-A 2

15. SAYI 30 MART 2021 Defne Günce KILIÇ 10-B 3

15. SAYI 30 MART 2021 Eylül ÖKTEM 11-F1 4

15. SAYI 30 MART 2021 12 MART İSTİKLAL MARŞI’NIN KABULÜ VE MEHMET AKİF ERSOY’U ANMA GÜNÜ 12 Mart İstiklal Marşı’nın Kabulü kapsamında kurumumuzda düzenlediğimiz “Yüz Yıllık Bağımsızlık Türküsü: İstiklal Marşı” konulu lise şiir-kompozisyon yarışmasında dereceye giren öğrencilerimiz aşağıdaki gibidir. Şiir Alanında 1-DOĞA KARİN AYAN-10.SINIF GAZİEMİR Kompozisyon Alanında 1-REYHAN ALEYNA DADAK- 11.SINIF BORNOVA 2-DURU DOĞAN-11.SINIF GAZİEMİR 3-SENANUR KÖKER-10.SINIF BORNOVA YÜREĞİN EZGİSİ Sazı elinde gider durur, Divane ozan yollara koyulur. Kolu kalmış kanlı kemik, Kara gözleri faciadan bitik… Sağda üç Mehmetçik yükselir arşa, Al beyaz kefende anasının kuzusu solda. Dökmüş yegâne dişini canavar, Son kez o koca yürek “Allah!” diye atar. Divane ozan yasladı kendini duvara. Şehadet dudağında haykırdı dünyaya: “Akmalı yürekten bu acı kanaya kanaya, Almalı kalemi eline bir usta.” Ozan haykırdı, Allah kabul eyledi. Mehmet Âkif’i milletine şair eyledi. Duvarına gecenin birinde işledi dizeleri, Yüz yıl da gelse tek harfi silemedi. Gün geldi silah sustu, Doğa Karin AYAN 10-F1 Ozan yerini yurdunu buldu. Asırlık nişan sığmadı göğsüne, Çaldı bu türküyü kalbindeki saz ile. 5

15. SAYI 30 MART 2021 TÜRK’ÜN YÜZ YILLIK TÜRKÜSÜ Milletimin hikayesi dökülür her şanlı bayrağım gökyüzüne yükselirken. Okunur yüreklerden türküsü. İstiklal Marşı sadece bir şiir sanırsanız çok yanılırsınız. O bir tarih kitabıdır sayfa sayfa değil ama kelime kelime işlenmiş göğsümüze. O bir bağımsızlık türküsüdür yüz yıldan beri dillerden düşmeyen ve düşmeyecek olan. Bağımsızlık mücadelesinin gizli kahramanları…Vatanın her karış toprağına karışmış kanlarıyla yazılmış bir tarihin emanetidir Türkiye Cumhuriyeti. Peki Mehmet Âkif’in yüreğinden kalemine akmasaydı o on kıta, bu kadar anlar mıydı Türk genci bu emanetin değerini? Göğe yükselen al bayrağın her dalgalanışında kalpten gelen bir sesle okunmasaydı İstiklal Marşı bugünkü bağımsızlık gibisini yaşar mıydık bilmem fakat bugün bildiğim şey üzerinden yüz yıl geçmiş bu destansı eserin bize hala çok şey söylediğidir. Türk milletinin kadim kültüründen yaşadığına güne, gelecek umudundan ulaşacağı hedeflere kadar dirhem dirhem işlemiştir Mehmet Âkif dünü, bugünü ve yarını kâğıda. Tek isteği cephede bağımsızlık için mücadele eden milletine bir yudum su gibi ilaç etmektir sözü. Milletine güvendiğini, onu çok sevdiğini ve mücadelesini anlayıp sahip çıkacağını anlatmaktır yedi düvele. Yedi anakaranın en gözü kara milletinin bağımsızlık türküsüdür işte İstiklal Marşı. Bağımsızlığını cebren ve hileyle kaybetmiş bir milletin, kurtuluş ilacını besleyen ve mücadele için milletin manevi ruhunu yükselten on kıtayı, halkına armağan eden Mehmet Âkif biliyordu ki bu mücadele yüz yıllar boyu konuşulacak. Bağımsızlık neferi olarak kalemle inançla milli birlik ve beraberlikle gelecek nesillere güneş gibi doğacak. Bağımsızlığı istemek kadar onu elde etmek için varını yoğunu ortaya koymak her milletin harcı olmamıştır dünya tarihinde ve niceleri yok olup giderken benliklerini kaybederken Türk milleti adeta bir kalk borusuyla yeniden uyanışı bu on kıtayla tecrübe etmiştir. Mehmet Âkif o kadar yürekten hissediyordu ki milletinin acısını ve azmini, kana karışan gözyaşıyla göğe doluşan yangın dumanı gibi ve bastığı yeri medeniyet adı altında çekip almaya çalışan eli, öyle güzel anlatmıştır dizelerinde. Biz o destansı günleri yaşamadık ama on kıtayla hissettik. Bağımsızlık mücadelesinde yer almadık ama mirasında koruyucu olmaya on kıtayla ant içtik. Öyle ki her hafta eğitime başlarken ve hafta bitip eğitime ara verirken iki kıtayı canı yürekten yıllarca okuduk. Yine okuyacağız ve okudukça bir kez daha anlayacağız yüz yıllık bağımsızlık türküsünü bir milletin nasıl yazdığını. Mehmet Âkif Ersoy’un da dediği gibi: “Bin bir fecayi karşısında bunalan ruhların ıstıraplar içinde halas dakikalarını beklediği bir zamanda yazılan o marş, o günlerin kıymetli bir hatırasıdır. O şiir bir daha yazılmaz. Onu kimse yazamaz. Onu ben de yazamam. Onu yazmak için o günleri yaşamak lazım. O şiir artık benim değildir. O, milletin malıdır. Benim millete karşı en kıymetli hediyem budur. Allah bir daha bu millete bir İstiklal Marşı yazdırmasın!\" Reyhan Aleyna DADAK 11-C 6

15. SAYI 30 MART 2021 Rota Koleji, 2020-2021 Eğitim-Öğretim Yılı’nda Türkiye geneli lise ve dengi okullara yönelik “Düş Günlüğü” adıyla “öykü-şiir” alanlarında edebiyat ödülleri verecektir. 7

15. SAYI 30 MART 2021 18 MART ÇANAKKALE ZAFERİ VE ŞEHİTLERİ ANMA GÜNÜ 18 Mart Çanakkale Zaferi ve Şehitlerini Anma Günü kapsamında kurumumuzda düzenlediğimiz “Truva’nın Yeniden Dirilişi Çanakkale Zaferi” konulu ortaokul ve lise şiir-kompozisyon yarışmasında dereceye giren öğrencilerimiz aşağıdaki gibidir. Şiir Alanında Kompozisyon Alanına 1-DOĞA KARİN AYAN-10.SINIF GAZİEMİR 1- REYHAN ALEYNA DADAK- 11.SINIF BORNOVA 2-BERKAY AKSOY-10.SINIF BORNOVA YENİDEN YAŞAMA Bereket dolunca toprağının her yanına Açıldı kapılar her yönden düşmana. Üç kıtaya birden kucak açınca Eder tarih tekerrür bir daha. Bir kılıçtan dahi mahrum kalmamış toprağın, İçinden oluk oluk kan geçen boğazın, Gözünden yaş eksik olmamış toprağın, Kanı, yaşı kurutup silen gün ışığın Yalanlarda mahsur kalmış sahici misali Boğulmuş hançerler arasında. Tam da onmuş yaraları ki Açmış bağrını 57.000 aslana. Alevleri, kıyametleri atarlar bir atın sırtına Yasını dizeler tutar ki İlyada’da Sen de koşar durur musun nice destanlara? Kan bürümüş gözlerin kurbanı Troya Sen verecekken denizinde son nefesini Çıkageldi Mustafa Kemal’in askeri. Koca Seyit’i, Onbaşı Nezahat’i, Çavuş Mehmet’i Üstündeki ölü toprağı atıverdi. Yenilgi artık silinmişti kaderinden. Doğa Karin AYAN 10-F1 Düşman eli çekilmişti üzerinden. Tebessüm silinmeyecekti gül yüzünden. Sana armağandır bu Mustafa Kemal’in elinden 8

15. SAYI 30 MART 2021 ÇANAKKALE YOLCUSU Dur yolcu! Bilmeden gelip bastığın bu toprak bir devrin battığı yerdir. O devir ki İstanbul’un fethiyle başlayıp Çanakkale’yi yitirerek bitecek zannettikleri bir devirdi. Oysaki Atatürk ve ona inanan yüce Türk milleti dünya tarihinin akışını değiştirdi. Birinci Dünya Savaşı’ndaki Çanakkale savunması Millî Mücadele’yi doğurdu, Millî Mücadele ise tam bağımsız Türkiye Cumhuriyeti’nin kurulmasını sağladı yoksa şimdi kim bilir hangi dili konuşuyor hangi bayrağın marşını okuyor olurduk. Türk tarihinde Çanakkale Zaferi’nin yeri bu yüzden çok büyük ve bu zafer; dilinde dualarla elinde süngüyle yanında hareketsiz yatan silah arkadaşının vicdan yüküyle, şehit olma yolunda gözünü sakınmadan ilerleyerek kendisi ölene kadar attığı kurşunla yerine gelecek başka bir askerin bu milletin kurtuluşu olacağını bilmeden toprağa düşen şehitlerimizin eseridir. Eğil de kulak ver; bu sessiz yığın, bir vatan kalbinin attığı yerdir. Şimdi Çanakkale yüz altı yıl sonra derin bir sessizlikte, toprak çoktan sindirmiş üstüne akan kanları fakat Türk evladı unutmamalı kefensiz yatan yüz binlerce atasını. Her yıl andığımız bu eşi benzeri olmayan mücadeleyi, tarihin sayfalarından sadece okuyarak ve dinleyerek değil adeta hissederek ve yaşayarak öğrendik. Türkler Anadolu’nun kapılarını 1071’de Malazgirt’te açarak anayurda ışığı Doğu’dan getirdi.1453 İstanbul’u fetheden Fatih’in soyundan ilerleyerek 1915’e kadar geldi ve Batı, Anadolu’nun anahtarının Boğazlar olduğunu bilerek Çanakkale’ye gelip Boğaz’ın sularına demir attığında bir gerçeği tekrar anladı. Anadolu Türklerindi ve Türklerin kalacaktı. Bu toprağı yüz yıllardır yaşayan ve yaşatan Türk ecdadı imanıyla insanlığıyla dirayetiyle bu kavgayı da yenecek tüm dünyaya bu vatanın kimin olduğunu haykıracaktı. Eğer bu mücadele kazanıldıysa da böyle bir vatan sevgisinden kaynaklıdır. Bu ıssız, gölgesiz yolun sonunda, gördüğün bu tümsek Anadolu'nda; İstiklal uğrunda, namus yolunda can veren Mehmet'in yattığı yerdir! Gelibolu Yarımadası Anadolu’nun en Batı noktalarından birisi. Bu vatan Türk milletinin anasıysa başucunda yatan ölü bir evlat gibi uzanmıştır Gelibolu. Her metrekaresinde avuç avuç mermiyle, her tümseğin altında omuz omza çarpışan askerle, anasını mezardan çıkarıp kendi mezara giren evlattır Mehmetçik. Adını unutup kendini artık vatan evladı sayan, bağımsızlık uğruna al kanlara boyanan, aç susuz yalın ayak savaşan her bir ecdada minnet borcumuz ne kelimelerle ödenir ne de sözlerle. Anadolu’nun kapılarını bizim için sıkı sıkıya tutan atalarımızın bu birlik mücadelesinin hakkını verebilmek için öncelikle tarihimizi unutmamalı, kanla yazılan bu destanı bize anlatan her cümleyi soyadımız kadar sindirmeliyiz. Çünkü bu destan yaşanmasaydı şimdiki soyadımız bizim adımız olmayacaktı. Mehmet'in düşmanı boğduğu sele, mübarek kanını kattığı yer… Bir harbin sonunda bütün milletin, hürriyet zevkini tattığı yer... Düşmanların ayak bastığı her bir toprak parçası Mehmetçiğin kanıyla yıkanmıştır. Mehmetçik adını bu savaşta cesur bir askerin isminden almıştır. Bigalı Mehmet Çavuş komutasındaki yirmi Türk askerinin elinde sadece el bombası ve tüfekleri varken kendilerine doğru çıkarma yapan İngiliz askerlerine karşı savunma yapmak için taburuna: “Üzerinde durduğumuz, ayağımızı bastığımız her yer ata yadigârıdır, vatanımızdır. Ha anamızın ırzı ha vatanın ırzı!” diyen Mehmet Çavuş, kendi tüfeği yetersiz kaldığında kürekle düşman askerine saldırıp İngilizleri bozguna uğratarak gösterdiği kahramanlık neticesinde savaş sonrası onun adından ve cesaretinden esinlenilmiş ve Türk askerine Mehmetçik adı verilmiştir. Türk askerinin kanı da adı da Çanakkale’de arşa yükselmiştir. Ey yolcu! İşte Çanakkale için anlatılan her hikâye, söylenen her türkü, yazılan her şiir; bu destanı anlatmaya yetmez. Eğer bu vatan toprağında hürsen, bayrağının altında damarlarındaki kanda asil ruhu hissederek okuyorsan İstiklal Marşı’nı bunu Çanakkale’de bıraktığın atana borçlusun. Çünkü sen şehit oğlusun. Reyhan Aleyna DADAK 11-C 9

15. SAYI 30 MART 2021 ÇOCUKLARIN ELLERİNDE KALEM OLMALIDIR ALETLER DEĞİL* Bugün 16 Nisan 2021, İqbal MASİH, çocukların özgürlüğü için konferans vermeye devam ediyor ve artık tüm dünya onu tanıyor. Alınan önlemler, uygulanan cezalarla birlikte dünyanın hiçbir yerinde çocuklar zorla çalıştırılmıyor. Yaşar Kemal’in “İnsan, evrende gövdesi kadar değil, yüreği kadar yer kaplar.” sözü İqbal’in mücadelesini başlattığı çocuk yaşlarında o kadar karşılık bulmuş ki onun küçücük bedenindeki kocaman yüreği dünyayı sardı. Armağan Eren YILDIRIM Türk Dili ve Yazını Öğretmeni *ÇOCUKLARIN ELLERİNDE KALEM OLMALIDIR ALETLER DEĞİL İqbal Masih’in zorla çalıştırılan tüm dünya çocuklarının özgürlüğü için konferanslar verdiği konuşmalarındaki cümlesi. 10

15. SAYI 30 MART 2021 Rota Koleji Voleybol Takımımız, Türkiye Voleybol 1. Ligi’ne çıkmaya hak kazanmıştır. Oyuncularımızı ve emeği geçen herkesi tebrik ediyoruz. Takımımızın yolu açık olsun. TÜBİTAK’ın düzenlediği 52. Lise Öğrencileri Araştırma Projeleri Yarışması’nda Özel Rota Anadolu Lisesi 9-A sınıfı öğrencimiz Aleyna Mutlu, “Yaşamı Yunus Emre’de Görmek” adlı projesiyle “Değerler Eğitimi” tematik alanında yarışmaya katılmış ve bölge sergisine çağrılmıştır. Öğrencimizi ve danışman öğretmenimiz Derya ADALI’yı tebrik ediyoruz. 11

15. SAYI 30 MART 2021 ŞİİR DİNLETİMİZ Gaziemir ve Bornova Kampüsü Özel Rota Anadolu ve Fen Lisesi öğrencilerimizin ve Türk Dili ve Edebiyatı Zümresinin hazırladığı “Yolu Aşktan Geçen 11 Usta Şair 12 Şiir” adlı şiir dinletisi, Uygulamalı Dersler ve Bilişim Teknolojileri bölümlerinin desteğiyle Rota Koleji Youtube Kanalında yayınlanmıştır. 12