Important Announcement
PubHTML5 Scheduled Server Maintenance on (GMT) Sunday, June 26th, 2:00 am - 8:00 am.
PubHTML5 site will be inoperative during the times indicated!

Home Explore BENİM HİKAYEM

BENİM HİKAYEM

Published by Gizem Moran, 2022-06-24 19:03:21

Description: Yazarlık ve yazma konusunda bilgilendirmek, okumanın yanında yazmayı da sevdirmek için ; "Benim Hikayem" projesi yürütülmektedir.

Keywords: Hikayeler

Search

Read the Text Version

ATATÜRK İLKOKULU -ÇANAKKALE- BENİM HİKAYEM e-dergi Haziran-2022 SAYI 1 https//canakkaleataturkilkokulu.meb.k12.tr

Küçük hanımlar, küçük beyler! Sizler hepiniz geleceğin bir gülü, yıldızı, geleceğin ışığısınız. Memleketi asıl ışığa boğacak sizsiniz. Kendinizin ne kadar önemli, değerli olduğunuzu düşünerek ona göre çalışınız. Sizlerden çok şeyler bekliyoruz https//canakkaleataturkilkokulu.meb.k12.tr

Önsöz Değerli Okurlarım, Okulumuzda 1. Sınıf öğrencilerimizin okuma yazma ve matematik temellerinin oluşması için dersler müfredata uygun olarak verilmekte olup, bu öğrencilerimizin yoğun programları nedeniyle projelerimize dahil etmiyoruz. 2. Sınıflarımızda öğrencilerin okumalarını geliştirmek ve kitap okumayı alışkanlık haline getirmeleri için; “Kitabımı Okuyorum, Haritamı Boyuyorum.” Projesi yürütülmektedir. 3. Sınıflarımızda yazarlık ve yazma konusunda bilgilendirmek, okumanın yanında yazmayı da sevdirmek için; “Benim Hikâyem” Projesi yürütülmektedir. 4. Sınıflarımızda ise “Bize Işık Tut” projesi ile öğrencilerimizin merak ettikleri, ilgi duydukları meslekleri tanımaları, gelecekte kendilerine bir yol çizmeleri için çeşitli meslek kollarından velilerimizi okulumuza davet ederek mesleklerini tanıtmalarını, öğrencilerimizin sorularını cevaplamalarını sağlamaktayız. Türk Milli Eğitiminin genel amaç ve temel ilkelerine uygun olarak, öğrencilerimize hem güzel Türkçemizi sevdirmek hem de 21. Yüzyılda Türkçemizi hak ettiği yere ulaştırmak hedefiyle okulumuz bazında 2017-2018-2019 yıllarında 1. Sınıflar hariç tüm sınıflarda, 2021-2022 Eğitim Öğretim yılında ise 3. Sınıflarımızda “Benim Hikâyem” projesi kapsamında hikâye yazma yarışması düzenlenmiştir. Dereceye giren öğrencilerimiz ödüllendirilmiştir. Ancak Salgın döneminde projeye ara verilmiştir. 2017 yılından beri öğrencilerimizin heves ve istekle yazdıkları hikâyelerini kalıcı kılmak, geniş okur kitlelerine ulaştırmak amacıyla e bülten olarak yayınlamaya karar verdik. Öğrencilerimize 6 objenin resmini vererek onlardan hikâyeler, yazmalarını istedik, öğretmenleri gözetiminde Türkçe ders saatinde hikâyelerini sınıfta tamamladılar. Böylece belirlenmiş çeşitli resimler eşliğinde kendi hikâyelerini oluşturdular. Bu vesile ile üretmeye, düşünmeye başladılar ve belki de ilk defa kendi öykülerini yazdılar. Resimler ortak ancak aynı resimlerden her çocuk farklı bir perspektif sundu, kendi iç dünyasını ve hayal güçlerini yansıttı. Ortaya çıkan güzel hikâyeleri de yayınlamamak olmazdı. Bu günün küçükleri yarının büyükleri olacak minik öğrencilerimiz arasından geleceğin şairleri, yazarları çıkması yegâne ümidimizdir. Bültenin hazırlanmasında, tasarımında, düzenlenmesinde canla başla çalışan, kıymetli zamanlarını ayıran değerli öğretmenlerimize, öğrencilerimize ve velilerimize katkı ve destekleri için teşekkürlerimi sunarım. Ali Rıza YILMAZ Atatürk İlkokulu Müdürü https//canakkaleataturkilkokulu.meb.k12.tr

ÇANAKKALE ATATÜRK İLKOKULU MÜDÜRLÜĞÜ ADINA İMTİYAZ SAHİBİ Ali Rıza YILMAZ Okul Müdürü Koordinatör Mine ÖZÇELİK Ali YURTSEVEN Tasarım Funda ALKIN Gizem MORAN İçerik Hazırlama ve Yazım Kurulu sınıf haberleri / ağu 2021-2022 Hikayeleri Filiz AKBAY Aytül AKAN Zeynep TAYYAR Selma KARA Ezgi YILMAZ https//canakkaleataturkilkokulu.meb.k12.tr

İÇİNDEKİLER sınıf haberleri / ağu https//canakkaleataturkilkokulu.meb.k12.tr

HAYALGÜCÜNÜ KULLAN, KENDİ HİKAYENİ YAZ! BENİM HİKAYEM RESİMLER 2017

ŞEHİTLİK GEZİSİ MİRAÇ KUTLU 4/A Benim adım Leyla, on yaşındayım. Okulumuzca düzenlenecek olan Şehitlik Gezisi’ne gideceğim için çok heyecanlıydım. Çünkü Şehitlik Gezisi’ne üç gün kalmıştı. Sonunda beklediğim gün gelmişti. Sabah kalkıp elimi yüzümü yıkayıp kahvaltımı yaptım. Cüzdanımı ve fotoğraf makinemi gezi çantasına koydum. Annemin hazırladığı piknik sepetimi de alıp okula gittim. Sırayla otobüse bindik. Otobüste farklı sınıftan öğrenciler vardı. İçlerinden biri dikkatimi çekti. Elinde kocaman bir çanta vardı. Çantanın içinde bir şey hareket ediyordu. Çocuğa adını sordum. ‘’Adım Ahmet’’ dedi. ‘’Senin adın ne ?’’ dedi. ‘’Leyla’’ dedim. Bana ‘’gel bak sana ne göstereceğim’’ dedi. Yavaşça çantanın fermuarını açtı. Gözlerime inanamadım. ‘’Bu benim kedim Mıncır’’ dedi, ‘’Sakın kimseye söyleme’’. ‘’Peki ama öğretmenine söylemelisin’’ dedim. ‘’Hayır olmaz, daha çok küçük, evde annem bakmak istemiyor onunda haberi yok, yalnız bırakamazdım’’ dedi. ‘’Tamam’’ dedim. İskeleye geldik. Vapurla karşıya geçtik. Sonunda Şehitlik Abideleri’ni gördüm. Buranın havası bile başka kokuyordu. Öğretmenimiz bu toprakların ne kadar zor kazanıldığını anlatıyor, anlattıkça hepimizin gözünden yaşlar akıyordu. OKUL BİRİNCİSİ 2017

Anladım ki böyle rahat dolaşıp özgür olmamızı dedelerimize, ninelerimize, şehitlerimize ve gazilerimize borçluyuz. Burayı unutmamak için bol bol resim çektim. Çok acıktım derken yemek molası verdik. Hep birlikte yemeklerimizi paylaşıp yedik. Oyunlar oynadık. Sonra Ahmet yanıma geldi. Kedisinin kaçtığını söyledi. ‘’Onu arayacağım sende benimle gel’’ dedi. ‘’Gelemem sende gitme’’ dedim. Ama beni dinlemedi gitti. Kendimi kötü hissetmeye başladım. Hemen öğretmenime gidip olanları anlattım. Birkaç öğretmen Ahmet’i aramaya gitti. Hava kararmaya başlamıştı. Uzaktan ağlama sesi geliyordu. Bu Ahmet’in sesiydi. Mert öğretmenin kucağındaydı. Hemen ambulansa bindirdiler. Bizde otobüslerimize binip tekrar iskeleden vapura bindik. Öğretmenim telefonla konuşup yanıma geldi. Ahmet’in ormanda düşüp kolunun kırıldığını söyledi. Çok üzüldüm. Çokta utandım. Özür diledim. Keşke öğretmenime her şeyi zamanında söyleseydim, bunlar yaşanmazdı belki de. Öğretmenim saçımı okşadı ve dedi ki: ‘’Başkasının yanlışını örtmek sizin de yanlış yaptığınızı gösterir’’. Evet doğruydu. Bu bana ve Ahmet’e ders olmuştu. Sonunda evlerimize dağıldık. Eve geldiğimde çantamda anahtarımın olmadığını fark ettim. Sanırım gezide düşürdüm. Kapıyı çaldım. Babam kapıyı açtı. ‘’Hoşgeldin kızım’’ dedi. Babam gezimin nasıl geçtiğini sordu. ‘’Çok iyi geçti, çok eğlendik ve yeni şeyler öğrendik’’ dedim. Tabi olanları da anlattım. Babam gülümsedi. ‘’Eminim bir daha yanlış olan bir şeyi büyüklerinden saklamazsın’’ dedi. Resim çekip çekmediğimi sordu. Fotoğraf makinemi babama verdim. Resimleri çıkartmasını istedim. Çünkü babam fotoğrafçı. Hemen filmleri yıkayıp mandalla karanlık odaya astı. Sabah çıkan resimleri gördüğümde neden okuldaki tüm çocukların eksiksiz bu geziye katıldığını bir kez daha anladım. OKUL BİRİNCİSİ 2017

EĞLENCELİ BİR HAFTA ARDA AKDOĞAN 4/C Bir pazartesi sabahı annem bize seslendi : ‘’Çocuklar kahvaltı hazır!’’. Hemen koştuk. Annem gülümsüyordu. Ağabeyim : ‘’Anne ne oldu?’’. ‘’Size çok güzel bir sürprizim var’’ dedi. Çok merak ve heyecan içindeydik. ‘’Lütfen anneciğim çabuk söyle’’. ‘’Bu sürprizi babanız söyleyecek’’. O sırada babam içeriye girdi. Konuşmaya başladı: ‘’Çocuklar bir haftalığına tatile gideceğiz. Amcanın elma bahçesinde vakit geçireceğiz. Hem de akrabalara ziyafet vereceğiz.’’ dedi. Ablam sevinçle zıpladı kuzenlerimiz Özgün ve Nurgül de geleceğini söylüyordu. Birlikte güzel vakit geçiririz. Babam konuşmasına devam etti: ‘’Üstelik çocuklar amcanız bir yarışma yapacak.’’ Hepimizin mutluluğu daha da artmıştı. Ertesi gün ailecek yola koyulduk. Gemiye bindik, gemi yolculuğumuz bir saat sürdü. Arabamızla yarım saat gittik ve sonunda amcamlara ulaştık. Kapının önünde Özgün, Nurgül amcam ve yengem bizi karşıladı. Kucaklaştık sohbet ettik. Amcam bizi çağırdı ve sözlerine başladı: ‘’Size bir yarışma hazırladım. Kim en çok elmayı toplarsa ona cüzdan hediye edeceğim.’’ Hemen yarışmaya başladık. Özgün, Nurgül ve ablam bir takım oldu. Ben ve ağabeyim ikinci takım olduk. Elmaları toplarken ayağıma bir şey takılıverdi. Baktığımda birde ne göreyim sevimli bir kedi. Galiba acıkmıştı, miyavlayıp duruyordu. Kediye Ponçik adını verdim. Karnını doyurdum. Ben ve Ponçik birbirimizi çok sevdik. Yarışmada abim ile ben iki kişi, diğer grup üç kişi olmalarına rağmen biz daha çok çalışıyorduk çünkü o cüzdanı çok istiyorduk. Evin arkasına gittik arada çok elma vardı. Yengem çamaşır asıyordu. Mandalları aradı ama bulamadı. Ama oda ne Ponçik bütün mandalları kırmıştı. Yengem kızmadı. ‘’Yaramaz kedicik’’ diye söylendi. Ponçik’te artık ailemizin bir bireyiydi. Yarışma süreci bitmişti amcam bizi çağırdı ve elmaları saydık. Ablamların ikiyüz seksen iki, bizim ise ikiyüz seksen üç elmamız vardı. Amcam çok şaşırdı ve: ‘’Bir elma ile kaçırdınız kızlar. Ne yapalım bu bir yarışma, kazanmakta var kaybetmekte.’’ Cüzdan artık bizimdi, çok mutlu olduk. Tatilimiz bitmişti, vedalaştık aynı yolu izleyerek evimize geri döndük. Kapıda babam elini cebine attığında anahtar yoktu. ‘’Aman Allahım amcanlarda unuttum’’ Dedi. Annem: ‘’Telaşlanma bey, yedek anahtarımızı unuttun mu yoksa?’’ Diye güldü. Anahtarı ayaklarının içinden alarak açtı. Galiba bu tatilin en büyük ödülü ailemizle beraber vakit geçirmekti. OKUL İKİNCİSİ 2017

MERAKLI SEVİL EYLÜL KAYA 3/C Bir pazartesi sabahı annem bize seslendi : ‘’Çocuklar kahvaltı hazır!’’. Hemen koştuk. Annem gülümsüyordu. Ağabeyim : ‘’Anne ne oldu?’’. ‘’Size çok güzel bir sürprizim var’’ dedi. Çok merak ve heyecan içindeydik. ‘’Lütfen anneciğim çabuk söyle’’. ‘’Bu sürprizi babanız söyleyecek’’. O sırada babam içeriye girdi. Konuşmaya başladı: ‘’Çocuklar bir haftalığına tatile gideceğiz. Amcanın elma bahçesinde vakit geçireceğiz. Hem de akrabalara ziyafet vereceğiz.’’ dedi. Ablam sevinçle zıpladı kuzenlerimiz Özgün ve Nurgül de geleceğini söylüyordu. Birlikte güzel vakit geçiririz. Babam konuşmasına devam etti: ‘’Üstelik çocuklar amcanız bir yarışma yapacak.’’ Hepimizin mutluluğu daha da artmıştı. Ertesi gün ailecek yola koyulduk. Gemiye bindik, gemi yolculuğumuz bir saat sürdü. Arabamızla yarım saat gittik ve sonunda amcamlara ulaştık. Kapının önünde Özgün, Nurgül amcam ve yengem bizi karşıladı. Kucaklaştık sohbet ettik. Amcam bizi çağırdı ve sözlerine başladı: ‘’Size bir yarışma hazırladım. Kim en çok elmayı toplarsa ona cüzdan hediye edeceğim.’’ Hemen yarışmaya başladık. Özgün, Nurgül ve ablam bir takım oldu. Ben ve ağabeyim ikinci takım olduk. Elmaları toplarken ayağıma bir şey takılıverdi. Baktığımda birde ne göreyim sevimli bir kedi. Galiba acıkmıştı, miyavlayıp duruyordu. Kediye Ponçik adını verdim. Karnını doyurdum. Ben ve Ponçik birbirimizi çok sevdik. Yarışmada abim ile ben iki kişi, diğer grup üç kişi olmalarına rağmen biz daha çok çalışıyorduk çünkü o cüzdanı çok istiyorduk. Evin arkasına gittik arada çok elma vardı. Yengem çamaşır asıyordu. Mandalları aradı ama bulamadı. Ama oda ne Ponçik bütün mandalları kırmıştı. Yengem kızmadı. ‘’Yaramaz kedicik’’ diye söylendi. Ponçik’te artık ailemizin bir bireyiydi. Yarışma süreci bitmişti amcam bizi çağırdı ve elmaları saydık. Ablamların ikiyüz seksen iki, bizim ise ikiyüz seksen üç elmamız vardı. Amcam çok şaşırdı ve: ‘’Bir elma ile kaçırdınız kızlar. Ne yapalım bu bir yarışma, kazanmakta var kaybetmekte.’’ Cüzdan artık bizimdi, çok mutlu olduk. Tatilimiz bitmişti, vedalaştık aynı yolu izleyerek evimize geri döndük. Kapıda babam elini cebine attığında anahtar yoktu. ‘’Aman Allahım amcanlarda unuttum’’ Dedi. Annem: ‘’Telaşlanma bey, yedek anahtarımızı unuttun mu yoksa?’’ Diye güldü. Anahtarı ayaklarının içinden alarak açtı. Galiba bu tatilin en büyük ödülü ailemizle beraber vakit geçirmekti. OKUL ÜÇÜNCÜSÜ 2017

KAYIP EŞYALAR BİHTER SU GÜNDOĞDU 2/A Sabah uyandım. Kahvaltı yaptım. Anneme şöyle dedim: ‘’Anneciğim Sevim ve Ceydayı çağırabilir miyim?’’ ‘’Tabi ki kızım. Ben pazara gideceğim senin anahtarını al da çık.’’ Arkadaşlarımla buluştum. Birlikte oyunlar oynadık. Birden bir çanta gördük. Çantanın içinde bir cüzdan vardı. Onu kordondaki karakola teslim ettik. Polis abi: ‘’Sizler dürüst çocuklarsınız. Teşekkür ederim. Bende sizlere izin verirseniz bir hediye vereceğim.’’ Başka bir odaya girdi ve bir kedi ile geldi. ‘’Bu kedi sizin olsun.’’ Dedi. ‘’Teşekkürler polis abi ama onun doğaya ve özgür olmaya ihtiyacı var’’ dedim. Polis abi: ‘’Haklısınız çocuklar. Ama bu kedinin sahibi yok, zaten küçük. Bakmamız lazım.’’ Dedi. Kediyi aldık. Adını ŞıpŞıp koyduk. Birlikte gemilerin kalkışını seyrettik. Sonra eve döndüm. Bir de ne göreyim evin anahtarını unutmuşum.İçimden inşallah annem evin anahtarını almıştır dedim. Uzaktan annemi gördüm. ‘’Anahtarı unutmuşum sen aldın mı?’’ diye sordum. Annem: ‘’Merak etme kızım aldım.’’ Dedi. İçeriye girdik. Annem: ‘’Üstünü değiştir çamaşırları as kızım.’’ dedi. Balkona çıktım. Mandalları göremedim. Sonra; ‘’A aaa anne mandallar…’’ diye bağırdım. MANSİYON 2017

HAYAL GÜCÜNÜ KULLAN, KENDİ HİKAYENİ YAZ! BENİM HİKAYEM RESİMLERİ 2018

KAYIP TAVŞAN YAVRUSUNUN EVE DÖNÜŞ MÜCADELESİ ERTUĞRUL KABAKÇIOĞLU 4/D Bir zamanlar bir çiftlik evinde bir aile yaşarmış.Bu ailenin üç kardeşi,anne ve babası yaşarmış. En büyük çocuğun adı Zeynep,ortanca çocuğun adı Ahmet ve en küçük çocuğun adı Bora’ imiş. Bu aile geçimlerini tarımla sağlıyormuş. Bir gün evin annesi camdan dışarıyı seyrediyormuş. Birden bir ses gelmiş. Küçük bora yanlışlıkla çaydanlığı kırmış. Üzüntüyle annesinden özür dilemiş. Anne önemli değil demiş ve süpürgeyle yerleri süpürmüş. Çocuklarıda dikkatli olmaları konusunda uyarmayıda ihmal etmemiş. Bir kaç saat sonra evin babası onları traktörle gezmeye götürmüş. Çocuklar traktörden indikten sonra etrafı gezmeye başlamışlar. Zeynep otların arasında bir tavşan yavrusu görmüş. Yavru çok korkmuş,şaşkın bir şekilde bakıyormuş. Zeynep yavruyu kucağına aldığı gibi babasının ve kardeşlerinin yanına gitmiş. Babasına olanları anlatmış. Babası : -‘’ Hıım,sanırım bu tavşan yavrusu ailesini kaybetmiş, çok üzgün görünüyor’’dedi. Tavşan yavrusunun ailesini aramaya başlamışlar. Bir, iki saat sonra mecburen tavşan yavrusunu da alıp eve geri dönmüşler. Ancak Zeynep yavrunun ailesinin bulunmasında çok ısrarcıymış. Bu nedenle buldukları yere tekrar geri dönmüşler ve beş, altı saat aramışlar. Ama yinede bir sonuç çıkmamış. Arama sonunda tekrar eve gelen Ahmet’in aklına bir soru takılmış. ‘’Ya birimiz tavşan ailesini bulursa,birbirimize nasıl haber veririz?’’ diye düşünmeye başlamış. Bir saat kadar düşündükten sonra aklına telsiz fikri gelmiş.Bu seferde ‘’ Ama biz köyde yaşıyoruz,telsizler ise şehirde satılıyor. Biz telsizleri nasıl alacağız?’’ fikri aklını kurcalamaya başladı. Biraz düşündükten sonra: -‘’ Bunun cevabını en iyi babam verir.’’diyerek babasının yanına gitti. Babası: ‘’ Telsizler pahalı değilmi Ahmet nasıl alacağız? Üstelik şehirde çok uzak.’’ Ahmet bunu çoktan düşünmüştü. -‘’ Baba , ilçemizde oyuncak telsizler satılıyor. Pilleri var onlarda işimize yarayabilir.’’ Ahmet ‘in babası bu fikri çok beğendi. –‘’ Tamam o zaman traktörle alır gelirim dedi.’’ Aradan kısa bir zaman geçti,baba oyuncak telsizlerle geldi. Bunu gören Bora ile Zeynep aynı anda sordu: ‘’ Bu telsizleri ne yapacağız? ‘’ Ahmet; -‘’ Yavru tavşanımızın ailesini bulurken birbirimizle haberleşeceğiz.’’ Ahmet kardeşlerine bir uyarıda bulundu. –‘’ Telsizlerinizi hep açık tutun sakın kapatmayın’’dedi. Aramalar başladı ancak sonuç vermiyordu. Üstelik havada kararıyordu. Herkes önceden yanlarına aldıkları el fenerlerini de açtı. Birden Bora bağırdı: -‘’ Yaşasın buradalar galiba.’’ Evet sonunda bulmuştu. Telsizle babasına ve kardeşlerine haber verdi. Hepsi toplandı. Sonunda yavru tavşan ailesini bulmuştu. Anne tavşanda bu iyiliği onlar gibi onlara yuvadan dört tane havuç çıkardı. Üç kardeş ve babası çok mutlu olarak evlerine geri döndüler. OKUL BİRİNCİSİ 2018

KAYIP TAVŞANIM ZEYNEP ELA KARDAŞ 3/B Merhaba benim adım Selim ablamın adı Ceren. Bir gün ev telsiziyle arka-daşımı aradım. Dedimki:- ‘’ Bugün hava çok güzel ,beraber piknik yapalımmı?’’ Arkadaşım heyecanla:- ‘’Çok iyi bir fikir yapalım’’ dedi. Ertesi gün hazırlıklara başladım. Annemden çay yapmasını istedim. Oda hemen mavi çaydanlığımı-zın altını yaktı. Çayı demledik ve termosa koyduk. Bende meyve, börek gibi şeyler aldım. Dışarıya çıktım. Babam çalı süpürgesiyle traktörümüzün kasasını süpürüyordu. Babama sordum:-‘’ Baba nereye?’’ -‘’Yandaki tarlaya komşumuza yardıma gidiyorum. İstersen senide gideceğin yere götürebilirim.’’ Annem, babam ve ben eşyaları traktöre koyduk. Yola çık-tık. Geçerken arkadaşımı aldık. Yemyeşil bir yere gittik. Örtüyü sermiştik tam yemeğe başlarken vik vik diye bir ses geldi ağacın arkasından. Bir baktık ki bembeyaz bir yavru tavşanmış. Kucağıma aldım ve anneme gösterdim. -‘’ Anne lütfen bu tavşan bizim olabilir mi?’’ Annem : -‘’ Olmaz oğlum çünkü o doğaya ait.’’ Ben yinede annemden gizlice onu çantama koydum. Hiç kimseye gösterme-den eve götürdüm. Oyuncak sepetimin içine koydum. Annem yemek hazırlar-ken bende tavşanımı seviyordum. Ablam birden kapıyı açtı ve tavşanımı gör-dü. Hemen ablamı durdurdum ve dedimki: -‘’Abla ben yavru tavşanı arkadaşsız kimsesiz görünce eve getirdim.’’ Ablam tamam dedi ve anneme hiçbir şey söylemedi. Tavşanı yanıma aldım ve yaşa- dıklarımı günlüğüme yazdım. Annemden duyduğum söz beni çok etkilemişti. Onuda en alt satıra yazdım. ‘’Hayvanlar doğaya aittir.’’ Yatıp uyudum. Ertesi gün oldu. Ablamla beraber tavşanı piknik yaptığımız yere götürdük, yani doğaya salıverdik. Çok mutluydum çünkü doğru bir karar vermiştim. Ayrıca yavru tavşanda çok mutluydu. Annemin söylediği söz aklımdan hiç çıkmadı. Hiçbir hayvan yuvasından ve ailesinden ayrılmamalı. OKUL İKİNCİSİ 2018

KÖYDE OLANLAR RANA YAĞMUR İBİLİ 4/C Merhaba ben Zeynep. Bu yaz neler yaşadığımı size anlatacağım. Doğum günüm yaklaşmıştı. Babam beni ve kardeşim Çınar’ı köye götürecekti. Annemin yapacak işleri olduğu içingelemeyecekti. Pazar günü yola çıktık ve bir süre sonra köye vardık. Babaannemler, geldiğimiz Ulu köy de oturuyorlardı. En son çok küçükken gördüğüm için onları çok özlemiştim. Geleceğimizden haberleri varmış ki,bizi bekliyorlardı. Ertesi gün doğum günümdü.Çok yorgun olduğumuz için uyumuştuk. Uyandığımda nihayet doğum günüm olduğu için mutluydum. Odadan çıktım. Babaannemin etrafı süpürdüğünü gördüm. Ama bu elektrikli süpürge değildi. Fırça gibiydi. Adını sorduğumda bunun bir ot süpürgesi olduğunu öğrendim. Saat daha çok erkendi. Babaannem bu saatte çocukların dışarıda oynadığını söyledi,ben de dışarıya çıktım. Oyun oynayan çocukların yanına gittim. Arkadaş olmak istediğimi söyleyince çok mutlu oldular. Artık üç tane arkadaşım vardı. Eve döndüm. Babaannem çay demliyordu. Ama çaydanlık çok eskiydi. Babaanneme sordum: - Babaanneciğim bu çaydanlık kaç yıllık? -Kızım, bu çaydanlık en az 25 yıllık. Ama bence hiç eskimedi. Yaşanmışlıkları var. Kahvaltımızı etmiştik. Arkadaşlarımın yanına gittim. Akşama kadar oynadık. Eve dönünce neyle karşılaştığımı anlayamadım. Evdeki herkes ben gelir gelmez ‘’İyi ki doğdun’’diye bağırdı. Her yerde hediyeler vardı. Hepsinden, benim için önemli olan hediyeler çıktı. Babam kardeşim üzülmesin diye, ona bir oyuncak traktör almış. Tabi kardeşim buna çok sevindi. Bu evde salon ile mutfak arasında kapı değil perde vardı. Oradan bir anda annem çıktı. Çok mutlu olmuştum. Bana bir tavşan almış. Yanımdan hiç ayırmadım. Saat geç olmuştu. Uyudum. Ertesi gün yanıma biraz yiyecek, bir top ve hediyelerimi alarak arkadaşlarımın yanına gittim. Piknik yapmayı teklif ettim. Ormana gittik ve orada piknik yaptık. Topla oynuyorduk. Oyuna dalmışız. Akşam olmuş. Top kaçınca topun olduğu yere giderek uzaklaştığımızı anladık ve kaybolmuştuk. Çok korkmuştuk. Gitmeye çalıştık ama gidemedik. Bir süre sonra telsiz sesleri duyduk. Bağırdık. Sesimizi duyurmaya çalıştık. Yardım istedik. Polisler geldi. Bizleri evlerimize götürdü. Sabah olunca köyden ayrıldık. Köyden ayrılırken hiç unutmayacağım bir doğum günü geçirdiğimi düşündüm. OKUL ÜÇÜNCÜSÜ 2018

KÖYE MUTLULUK GELSİN HÜSEYİN EFE YAVAŞ 3/C Bir zamanlar üç kardeş varmış ve adları, Nusrettin,Mustafa ve Cerenmiş. Bu kardeşler köyde doğup köyde büyümüşler. Ama bu köyde hep asık suratlı in- sanlar yaşarmış. Ve bu üç neşeli kardeş bu insanlara çok farklı geliyorlarmış. Çocuklar bu sebeple her yerde böyle insanlar olduğunu ve dünyanın mutsuz olduğunu düşünüyorlarmış. Ve güneşli bir gün üç kardeş kırlarda dolaşırken bir tavşan görmüşler. Nusrettin : ‘’Aaaa bakın bir tavşan!!’’ diye bağırmış. -‘’Hemen peşinden gidelim’’diye bağırmış ceren. Hemen tavşanın arkasından gitmiş ve bir ormana dalmışlar. Sonra bir kulübeye varmışlar. Hava kararmaya ve soğumaya başlamış. Yaşlı bir adam süpürgeyle kulübenin önünü temizliyormuş. Adam onlara gel işareti yapmış ve onlar hemen gitmiş. Köylüler çocukları çok merak etmiş. Adam onlara sobanın üstündeki çaydanlıktan çay ikram etmiş. Sonra traktörüyle onları köylerine götürmüş. Giderken yolda polislere rastlamışlar. Polisler telsizle çocukların bulunduğunu köye haber vermişler. Çocuklar gelince köyde davullar zurnalar çalmış. İnsanlar gülmeye başlamış. Sonra annesi: -‘’ Çocuklar bir daha sakın böyle bir şey yapmayın. Bizden ha-bersiz köyden ayrılmayın’’demiş. Ondan sonra köye mutluluk gelmiş. MANSİYON 2018

HAYAL GÜCÜNÜ KULLAN, KENDİ HİKAYENİ YAZ! BENİM HİKAYEM RESİMLERİ 2019

BALOO VE ÇOCUKLAR SELİM ŞENER 3/C Ormanda Baloo diye küçük bir ayıcık varmış. Evini çok seviyormuş. Baloo’nun babası yıllar önce vefat etmişti.O da annesi ve kardeşleri ile yaşıyordu.Ormanın aşağısında bir köy vardı.Baloo ara sıra köyü gözetler,orada olanları annesine anlatırdı.Gene köye gitmek için hazırlandı,annesinden izin aldı.Annesi: -Oğlum bak gidebilirsin ama dikkatli ol. Oraya bir avcı taşınmış. Eline geçirdiği hayvanların gözünün yaşına bakmıyor ve kafese koyuyormuş. -Tamam anneciğim. Köyün yakınlarında üç çocuk gördüm. Onlarla dostluk kurarsam beni korurlar. Hem de arkadaş olurum. Baloo koşa koşa köye gitmiş. Çocuklarla karşılaşmış. Onları korkutmamak için sesini yumuşatmış ve -Merhaba çocuklar sizinle arkadaş olabilir miyim? Galiba aynı yaştayız. Benden korkmanıza gerek yok. Çocuklar: - Hayır korkmadık. Sen iyi bir ayıcığa benziyorsun. Adın ne ? Baloo adını söyledi. Çocukların adlarının Muhammet, Kaan ve Kemal olduğunu öğrendi. Muhammet Baloo’ya şöyle dedi: -Sana bir uyarımız var. Buralarda fazla dolaşma. Burada bir avcı var.Yeni taşındı.Hep çizme giydiği için lakabı Çizmeli Avcı.Gerçek adını biz de bilmiyoruz. Baloo uzaklara baktı. İp yumağı ile oynayan kedileri, toprağa yuva yapan karıncaları, musluktan su içen hayvanları gördü. Birden bağırdı: -Gördüm! Çizmeli bir avcı var. Buraya doğru geliyor. Ben saklanıyorum. Lütfen yerimi söylemeyin. Avcı çocukların yanına geldi. Onlarla sohbet etti ve bir bavul dolusu oyuncak hediye etti.Sonra gitti. Baloo – Dostlarım teşekkür ederim yerimi söylemediniz. Çocuklar güldüler: - Haydi seni karınca dostumuz Mustafa ile tanıştıralım dediler. Baloo: - Sizlere bir sürpriz yapacağım.Şu orman benim yuvam.Sizi alıp ormanın en yüksek ağacına çıkarayım mı ? Hepside çok sevindiler Çocuklar,karınca Mustafa ve Baloo kısa bir süre içinde en yüksek ağaca çıktılar. Muhammet: - Vay vay vay … Köy çok küçük gözüküyor. Yani her yer karınca gibi.Aaaa şurada bir yılan var. - Sakın korkmayın! Hayvanlara zarar vermezseniz size hiçbir şey yapmazlar.Hem o benim arkadaşım. Yılan onları gördü ve Baloo’ya seslendi: -Dostum bu çocukları köyüne götür. Annesi, babası merak eder. Baloo köye giderken avcı ile karşılaştı. Çizmeli avcı öfke ile bağırdı: -Çocuklara ne yapıyorsun! Seni bir daha buralarda görmeyeyim. Seni kafese koyarım. Git buradan! Baloo arkadaşları ile vedalaşıp eve gitti.Bir daha onlarla görüşmeyecekti.Oysa çocuklar ve hayvanlar her zaman iyi dost olabilirler.Bu güzel gün güzel bir anı olarak kaldı. OKUL BİRİNCİSİ 2019

DAMLATAN ÇEŞME HASAN KONMAZ 3/B Bir gün arkadaşım Mert bize geldi. Sonra dışarı çıktık. Çeşmeden su içmek istedik. Çeşme konuştu: -Benim adım Damlatan Çeşme, siz geçen gün etrafımdaki karıncaları öldürdünüz. Sizi hep izledim. Şimdi ceza olarak karınca olacaksınız dedi. Çok korktuk. Olayı Ayşe ve Sinem ablalarımıza anlattık. Sabah kalktığımızda iki küçük karınca olmuştuk. Artık köşedeki bavulu, sarı çizmelerimi hatta ipleri bile kaldıramıyorduk. Ayşe ve Sinem abla ile beraber Damlatan Çeşmeye gittik. Özür diledik. O da bize şöyle dedi: -Bir daha çevreye duyarlı olacağınıza söz verin. Hayvanlara zarar vermeyin. Hayvanları öldürmeyin. Yararlı işler yapın. Bizler mesajı aldık. Etrafa ağaçlar diktik. Köydeki herkesi avcılık yapmaması için ikna ettik. Hayvanlı sirkleri kapattık. Onları doğaya bıraktık. Artık hayvanlar özgürdü. Damlatan çeşme yaptıklarımızdan çok mutluydu. Artık damlatmıyordu. Çünkü rahattı. Bize şöyle dedi: -HER CANLININ YAŞAMA HAKKI VARDIR !!! OKUL BİRİNCİSİ 2019

İSRAF ETMEYELİM PETEK KUTLU 4/B Merhaba, benim adım Hayat. Dört kardeşiz; Ece, Halil, Emre ve ben. Örgü örmek, yüzmek ve kitap okumak hobilerim arasındayken, karıncalarda fobilerim arasındadır. Ayrıca örgü örmeyi sevdiğim için yün koleksiyonum da var. Tatilde Ankara’da Anıtkabire gideceğiz. Tam dışarı çıkacakken çizmelerim aklıma geldi. Neredeyse havanın yağmurlu olduğunu unutuyordum. Çizmelerimi bavula koydum ve arabaya bindim. Herkes beni bekliyordu. Kemerimi taktım ve sessizce gideceğimiz yere varmamızı bekledim. Yolculuğumda ara sıra ‘Nutuk’ kitabımı okuyup manzarayı seyrediyordum. Bir saat sonra yemek yemek için yolculuğumuza mola verdik. Restaurantın bahçesinde kediler ve park vardı. Emre kaydıraktan kayarken Halil de salıncakta sallanıyordu. Yemeklerimizi yedik ve yolculuğumuza devam ettik. Beş-altı saat sonra Ankara’ya vardık. İkinci durağımız otel oldu. Sabah olunca kahvaltı edip Anıtkabir’e gittik. Çok değişik bir duyguydu. Sonuçta karşımda cesur, sabırlı, açık sözlü, zeki, vatansever ve kahraman bir asker duruyordu. Atatürk’ün vatanı için yaptığı fedakârlıklar bir daha aklıma geldi. Üç gün süren tatilimiz bittiğinde eve döndük. Ellerimi yıkamak için tuvalete gittiğimde musluğun açık olduğunu gördüm. Üç gün boyunca musluk boşuna akmıştı. Bu durumu anneme anlatırken bir yandan da küçük kardeşim ‘ Durmayan Musluk! Durmayan Musluk ‘ diye bağırıyordu. Kardeşime: - Suyu boşuna israf etmemeliyiz, dedim. Neden diye sorunca:- Suyu israf edersek su kaynaklarımız tükenebilir. Kurşun kalem gibi düşün, boşuna kalemi açarsak bitiyor değil mi? dedim. Kardeşimde bana:- Evet abla doğru söylüyorsun.Susuz kalmak çok kötü.Suyumuzu dikkatli kullanmalıyız dedi. Arkadaşlar, siz siz olun suyu israf etmeyin. Aynı şekilde elektrik, enerji, ekmek ve giysiyi de israf etmeyin. Evden çıkarken, tatile giderken ışıkları ve muslukları kapatın. OKUL İKİNCİSİ 2019

ÇOK MERAK İYİ DEĞİL ELİF NUR BÖCEK 3/B Merhaba, biz dört arkadaşız. Grubumuzun adı Meraklı Dörtlüdür. Yine bir gün dışarı çıktığımızda kapının önünde bulunan sarı naylon çizmeler çok hoşumuza gitmişti. Tunç çizmeleri giydi ve giyer giymez:- Ayağımda bir şeylerin kıpır kıpır dolaştığını hissediyorum, dedi. Ayağını çıkardı ve çizmelerde zehirli karıncaların olduğunu gördük. Tunç’un ayağı top top şişiyordu. Verandadaki musluğu açıp Tunç’un ayağına su tuttuk. Sonra annemi ve ninemi çağırdık. Ninem örgüsünü bırakıp geldi. Annem ambulansı aradı ve ninem de içeriden buz getirdi. Havanın çok sıcak olmasıyla buz on-on beş dakika da eridi. Bizde hiç zaman kaybetmeden Tunçlara gittik. Tunç’un annesine durumu kısaca anlattık. Tunç’un annesine durumu kısaca anlattık. Annesi o kadar telaşlandı ki bir bavul dolusu eşya hazırladı. Tunç’un annesi: - Ambulans çoktan gelmiş ve Tunç’u götürmüştür. Gelin biz arabayla gidelim dedi Herkes çok endişeliydi. Yol boyunca birbirimize ‘ Acaba ne oldu? ’, ‘ Tunç iyi midir ki?’ ‘İnşallah bir şey olmaz değil mi? ‘ diye sorular sorduk durduk. Birden aklıma bir şey takıldı heyecanla paylaştım:- Aaaaa! Bakın aklıma ne geldi biliyor musunuz? Kedimiz Tırmık evde tek başına kaldı, hem de ninemin örgü yumağı ile birlikte… Hastaneye ulaştık. Bora ‘ Hemen içeri girelim’ dedi telaşla. İçeri girdik ve Tunç’un kaçıncı katta olduğunu sorduk.4.katta 439 nolu odada diye cevap verdi yetkili abla. Hemen asansöre binip yukarı çıktık. Orada yarım saate yakın bekledikten sonra birden kapı açıldı. Doktor yanımıza geldi ve bilgi verdi.– Tunç’a kullanması için ilaç vereceğim. Şişlik devam ederse gelin, tekrar muayene ederiz. Tunç’un annesi biraz olsun rahatladı.– Doktor bey oğlumun durumu iyi mi dedi. – Durumu gayet iyi, birazdan odaya alacağız dedi doktor.Aynen de öyle oldu. Tunç kısa zamanda çıktı son kontrolden sonra eve döndük. Yolda Tunç’un annesi,annem ve ninem hep bir ağızdan:- Demek ki neymiş? Çok merak iyi değilmiş dediler ve biz biraz utandık.Eve varıp içeri girince her yer yumak olmuştu.Annem de: -Demek ki neymiş? Kedileri evde tek başına bırakmamalıymışız, dedi ve herkes güldü. OKUL ÜÇÜNCÜSÜ 2019

HAYAL GÜCÜNÜ KULLAN, KENDİ HİKAYENİ YAZ! BENİM HİKAYEM RESİMLERİ 2021

AFACAN KARDEŞLER EVİN ARASAN 3/A Erdem, Meryem ve Berk üç kardeşlermiş, Meryem’in kardeşleri çok afacanlarmış. Meryem’in eşyalarını kurcalıyor, karıştırıyorlarmış. Bu yüzden Meryem dolabını hep kilitlemek zorunda kalıyormuş. Meryem saçını tararken Erdem ve Berk ablalarının odasına gizlice girmişler. Erdem ve Berk ablasının süs balıklarını çok merak ediyormuş. Ama Meryem onlara izin vermiyormuş. Erdem odayı gezinirken Berk akvaryumun yanında yem bulmuş. Hemen Erdem’i çağırmış ‘‘Erdem Erdem bak ne buldum’’ demiş. Erdem hızlıca Berk’in yanına koşmuş. Berk: ’Bak ablamın balıklarının yemini buldum. Erdem ‘’Ne yapacağız balık yemini?’’ hani ablamın balıkları var ya onlara verelim. ’’ Erdem ‘’Böylece ablam onlara bakmamıza ve ilgilenmemize izin verir.’’ Berk ‘ Balıklara çok yem verirsek ölürler. Erdem ‘’bunu bilmiyordum teşekkür ederim Berk.’’ O sırada Meryem saçlarını tarakla harika bir model yapmış keyfi çok yerindeymiş. Odasına girdiğinde bir de ne görsün? Berk ve Erdem balıklarının başında ve ellerinde yem kutusu var. Bağırmaya başlamış. Erdem, Berk ne yaptınız? Meryem’in annesi Meryem’in yanına koşmuş, ne oldu kızım neden bağırıyorsun? demiş. Meryem sinirli bir şekilde anne ‘’Erdem ve Berk balıklarıma fazladan yem vereceklerdi. Yakaladım onları.’’ demiş. Annesi ‘’Tamam kızım ben Erdem ve Berk’le de konuşacağım. O sırada Erdem ve Berk kapının dışında yanlış bir şey yapmadıkları söylemeye çalışmışlar. Ama Meryem çok sinirliymiş ve onları dinlememiş. Erdem ve Berk’in en sevdiği helikopterini balkondan aşağıya atmış. Meryem, Erdem ve Berk’in kavgasını anneleri zor da olsa onları ayırabilmiş. Anneleri ‘’Birbirimizi dinlemezsek çok yanlış anlamalar olabilir demiş. Meryem sakinleşmek için balkonda şemsiyenin altına güneşlenmeye gitmiş. Erdem ve Berk de televizyon izlemeye gitmişler. Akşam yemeğinden sonra hadi yatağa demiş anneleri yarın Avm’ye gideceğiz. Erdem, Meryem ve Berk yatağa çıkmışlar. Meryem kardeşlerinden özür dilemek istiyormuş. Kardeşlerinin odasının kapısını çalmış gir demişler. Meryem ‘’Merhaba ben sizden özür dilemek istiyorum’’ demiş biz de özür dileriz abla odana izinsiz girmemeliydik, bu gece bizimle yatar mısın? demişler oda tabii ki demiş. Birlikte uyumuşlar. Sabah olunca Meryem harçlıklarından kardeşlerine helikopter almış. Bir daha asla kavga etmemişler. 3/A SINIF BİRİNCİSİ KASIM-2021

ÜÇ KARDEŞİN MACERASI MERYEM ZÜMRA ASLAN 3/A Günlerden bir cuma günü üç kardeş dolaşmaya çıkacaklarmış. Çıktıktan sonra evlerini kilitlemişler annelerine tam görüşürüz derken gök gürültüsü duyulmuş. Sonra içeri girmek zorunda kalmışlar. Ece, Murat ve Selim içeri girmişler babaları gelmiş. Üç kardeş yemeğe oturmuşlar babaları bakın size ne aldım demiş ve elindeki bir kilo elmayı göstermiş. Üç kardeş elmaları görünce yüzleri düşmüş daha sonra Selim’in üzgün baktığını görmüşler. Ne olduğunu sormuşlar.‘’Ben elma değil, oyuncak bir helikopter istiyorum ’’ demiş. Babası ve kardeşleri bu duruma şaşırmış ama babaları ‘’Moralinizi bozmayın en yakın zamanda istedikleriniz olur merak etmeyin’’ demiş. Üstelik doğum günlerine bir hafta kalmış. Babaları zaten onlara hediye almış ama haber vermemiş Selim’in istediği o helikopter, Ece ile Murat’ın istediği süs balıkları. Babaları elmayı beğenmedikleri için biraz üzülmüş, sonra aklına bir fikir gelmiş. Ertesi gün çocukları okuldan almış. Ailece tanıdıkları bir teyzeye misafir olmuşlar. Bu teyzenin maddi durumu pek iyi değilmiş. Babaları marketten meyve, süt, çorba vb. şeyler almış. Yaşlı teyzenin evine varmışlar. Girdiklerinde babalarına karşı biraz utanmışlar çünkü marketten alınanları saymazsak teyzenin evinde bir kilo elma değil bir tane elma bile yokmuş. Derslerini almışlar, teyze çok sevinmiş teşekkür etmiş. Eve dönme vakti geldiğinde teyze yağmurun başladığını söyleyerek çocuklara şemsiye vermiş. Ayrıca hatıra olsun demiş ve onlara tarak hediye etmiş. ‘’Bu sizin ziyaretinizin yanında az kalır ama’’demiş. O gece rahat rahat yatmışlar. Doğum günleri gelmiş akşam olmuş tam mumu üflerken sürprizleri gelmiş, oyuncak helikopter ve balıklar.O akşam doğum günlerini mutlulukla kutlamışlar. 3/A SINIF İKİNCİSİ KASIM-2021

HOTEL FURKAN UZUNOĞLU 3/A Güzel bir pazar günü hikâye başlamış. Furkan, Yağmur, Eren ve anne babaları hotele gitmeye karar vermişler. İki gün sonra yola çıkmışlar ama hava yağmurluymuş. O yüzden yanlarına şemsiye almışlar. Bayağı gittikten sonra hotele varmışlar. Oradaki bir görevli hotel kapısının kilidini açmış. Odalarında içinde balık olan bir akvaryum varmış. İçeri girdikleri an yağmur durmuş, eşyalarını bırakıp hemen havuza girmek istemiş çocuklar. Anneleri onları kapının önünde durdurmuş Saçlarınızı tarakla taramadan nereye gidiyorsunuz demiş. Saçlarını taradıktan sonra hemen havuza girmişler. Havadan tııırrrr diye bir ses duymuşlar hemen havaya bakmışlar, bir helikopter görmüşler. Sonra yüzmelerine devam etmişler. Akşam olduğunda yemeklerini yemişler. Yemek salonunda bir anons duymuşlar. Çocuklar için dans yarışması varmış. Hemen isimlerini yazdırmışlar ve katılmışlar. Yarışma bitmiş ama sonuçlar ve hediye sonra açıklanacakmış. Böylece altı gün geçmiş ve artık ayrılık vakti gelmiş ama yapacak bir şey yokmuş. Evlerine döndükten bir hafta sonra kaldıkları hotelden bir mektup gelmiş. Dans yarışmasını çocuklar kazanmış. Bir hafta daha tatil hakkı kazanmışlar.Yaşasın!!! diye sevinçle bağırmışlar. 3/A SINIF ÜÇÜNCÜSÜ KASIM-2021

LİYA'NIN HAYATI EYLÜL LİYA DURAN 3/B Liya adında bir kız varmış. Bu kız her gün saçını en sevdiği tarağı ile tarar, dişlerini fırçalar ve kıyafetlerini giyermiş. Sonra da en çok oynadığı kırmızı helikopteri ile oynarmış. Daha sonra annesi ile evlerinin kapısını kilitler ve okulun yolunu tutarmış. Bir gün yine okula giderken bir bakmış ki yağmur yağıyor. Yanında şemsiyesi de yok. Okula gidene kadar sırılsıklam olmuş. Aynı akvaryumdaki Alev ve Boncuk adındaki balıklar gibi olmuş. Sonra sınıfına girmiş. Bir de ne görsün sınıfta hiç kimse yok. Liya çok şaşırmış ‘’Acaba sınıfta niye hiç kimse yok’’ demiş. Meğer sınıflarına akıllı tahta takılacağı için bugün tatilmiş. Evine gitmek için merdivenlerden inerken yakın arkadaşları Elif Nur ve Doruk’u görmüş. Onlara ‘’Hiç sınıfa çıkmayın bugün okul tatilmiş’’ demiş. Onlar da ‘’hep birlikte evlerimize gidelim’’ demişler. Eve doğru giderken bir de bakmışlar ki Elif Nur ve Liya’nın tenis saatleri gelmiş. Koşa koşa giderken Liya’nın ayağı burkulmuş. Canı çok acımış. Eve kadar tek ayak üstünde seke seke gitmiş. Eve gidince Elif Nur hemen Liya’nın annesini çağırmış. Annesi Liya’yı Mehmet Akif Ersoy Devlet Hastanesi’ne götürmüş. Liya’nın ayağını alçıya almışlar. Eve dönünce annesi Liya mutlu olsun diye alçısına renk renk çiçekler, kelebekler ve bir çocuk resmi çizmiş. Etrafına sevdiklerinin adlarını yazmış. Arkadaşı doruk ertesi gün Liya’yı ziyarete gelmiş. Gelirken bir de hediye almış. Paketi açan Liya pelüş bir oyuncak görünce alçısını çoktan unutmuş bile. Bir iki hafta sonra ayağı tamamen iyileşen Liya o kadar mutlu olmuş ki sanki mutluluktan uçacakmış. Merak eden herkese iyileştiği haberini vermiş. Balıkları Alev ve Boncuk ile ilgilenemediği için saatlerce onlarla konuşmuş. Akvaryumu temizleyip, yemlerini vermiş. Liya ise o gün sağlıklı olmanın ne kadar önemli olduğunu anlamış ve hayatına mutlu bir şekilde devam etmiş. 3/B SINIF BİRİNCİSİ KASIM-2021

GELECEĞE BİR MUTLULUK NİSA YAĞMUR İNAN 3/B Çok güzel bir gündü çünkü bugün teyzemin kızı Ela ve teyzemler gelecekti. Gerçekten çok mutluydum. Onları beklerken balığımı besledim. Kapı çaldı hemen kapıya baktım. Teyzemler içeri girdi, konuştuk teyzeme eniştemin neden gelmediğini sordum. O da bana bugün yine bir orman yangını olmuş. O yüzden helikopter ile yangını söndürmeye gitti. İşi erken biterse gelecek dedi. Gerçekten çok üzülmüştüm. Bazı insanlar ormanları yakıyor. Canlılar evsiz kalıyor dedim. Konuşmamız böyle devam ederken kapı çaldı gelen eniştemdi, çok üzgündü. Onu öyle görünce biz de çok üzüldük. Bir yandan ambulanslar ve helikopterler yangını söndürmek için itfaiyeciler ise ormanda kilitli olan arı kovanlarının kilitlerini kırıyor. Tuzağa takılan hayvanların tuzaklarını bozuyor o canlıları oradan kurtarmak için büyük bir mücadele içinde olduğunu anlatıyordu. Eniştem ormanlara verilen zararın aslında insanları da, geleceğimizi de etkilediğini anlattı. Çok şaşırmıştım. Bir ağacın yok olması nasıl yağmuru, doğanın dengesinin bozulmasına etkili olduğunu öğrenince ve bunu yapan insanlar bunları bilmiyor olması ya da bilinçli yapması beni çok korkutmuştu. Ama biz yeniden ağaçlar dikerek yanlışı düzeltmeliydik. Okulda öğretmenin bizim için verdiği 21 Mart Orman Haftası projesi aklıma geldi. Bu yangının olduğu bölgeyi ağaçlandırabiliriz diye eniştemle konuştuk. Eniştem Orman müdürlüğü ile ben ise öğretmenimle konuşup fidanlarımızı yanan o bölgeye dikerek orayı yeşerttik. Bizim okulumuzun adını taşıyan bu orman yüzlerce nesil sonra bile devam edecekti. Kendi adıma gurur duydum Büyüdüğümde çocuklarımı oraya götürüp bir neslin devamı güzelliği için yapılan her mücadelenin, iyiliğin karşılığını aldığını anlatmak, yaşamak tarif edilemez bir mutluluk olacaktı. O gün işimiz bittiğinde yağmur yağmaya başladı. Şemsiyemi açıp emeğimin karşılığını sanki hemen aldım diye düşünüp çok mutlu oldum. 3/B SINIF İKİNCİSİ KASIM-2021

ARKADAŞIMIN DOĞUM GÜNÜ FEYZA NUR YILDIRIM 3/B Arkadaşlarımla gezerken Ela’nın annesi mesaj attı mesajda bugün kızımın doğum günüm sen de gelmek ister misin yazıyordu duyunca arkadaşıma ne alacağını düşündüm. Aklıma sürekli balık istediği gelmişti onun ne kadar hayvansever olduğunu biliyordum Elaya balık almak için çarşıya gittim.Ela’ya iki tane akvaryum balığı aldım biri mavi biri turuncu. Evime gittim, elbisemi giydim ve saçımı mavi tarağımla taradım. Tam evden çıkıyordum havanın yağmurlu olduğunu gördüm şemsiyemi aldım ve kapıyı kilitledim. Arkadaşımın evine gitmek için yola koyuldum. Arkadaşımla aynı gün doğan erkek kardeşini de unutmadım bir oyuncakçı gördüm ve içeri girdim oyuncak helikopter aldım. Daha sonra aklıma geldi. Hediyeleri açık açık götürmeyim. Paketleyelim ki daha heyecanlı olsun dedim hediyeleri paket ettirip arkadaşımın evine hızlı adımlarla gitmeye başladım. Ela’nın annesine mesaj attım şunu yazmıştım Ela ve kardeşi evde mi? Ela’nın annesi: Hayır, evde yoklar markete yolladım ama sen gene de çabuk ol her an gelebilirler yazmıştı. Onu duyunca daha hızlı yürümeye başladım Ela’nın evine geldim hemen zillerine basıp yukarı çıktım annesi hoş geldin hemen içeri geç dedi. Hemen içeri geçtim diğer arkadaşları da gelmişti annesi kafası camdan görünmeyecek bir yerden baktı. Sonra heyecanlı bir şekilde: ‘’Çabuk saklanın geldiler’’ dedi. Koltukların arkasına saklandık arkadaşımın anahtarı varmış. Annesine kısık bir sesle.‘‘Ya ayakkabılarımızı görürse!’’ Annesi: Ben ayakkabılarınızı sakladım dedi. Ela:Anneciğim biz geldik dedi annesi ses vermedi Ela aldıkları yiyecekleri mutfağa bıraktı ve tekrar seslendi anneciğim banyoda mısın? Annesi: oturma odasındayız kızım diye seslendi Ela ve kardeşi oturma odasının kapısını açtı ve hep bir ağızdan iyi ki doğdun Ela! diye bağırdık. Ela ve kardeşi çok mutlu görünüyorlardı hepimiz Ela'ya ve kardeşine sarıldık, pastaları ve tatlıları yedik. Sıra hediyeleri açmaya gelmişti. Ela hediyesini açıp balıkları görünce bu hediyeyi kim aldı diye sevinçle bağırdı Ela’ya ben aldım deyince beni öpmekten duramadı. Sıra erkek kardeşinin hediyesini açmaya geldi hediyesini görür görmez ayağa kalkıp zıplamaya başladı ve çok mutlu olmuşlardı. 3/B SINIF ÜÇÜNCÜSÜ KASIM-2021

İKİ BALIK, ÜÇ KUZEN MELİKE CEREN AYDIN 3/C Nihayet yaz gelmişti. Yorucu bir okul dönemi sonunda üç kuzen birbirine kavuşmuştu. O kadar çok yapacak işleri vardı ki nereden başlayacaklarına bir türlü karar verememişlerdi. Ali ve Ahmet denize gitmek için ısrar ediyorlardı Ela ise parka gitmekte kararlıydı aralarında kura çektiler kurayı Ahmet ve Ali kazandı. Denize gitmeye karar verdiler Ali ve Ahmet iki kardeşti ve balıkları çok seviyorlardı evlerinde akvaryumlarında iki balık vardı. Ela hemen annesinin aldığı yeni tarakla saçlarını taradı iki erkek bir kız kuzen olarak yola çıktılar. Annesi de onlara eşlik etti, yolun yarısına geldiklerinde annesi anahtarı kilidin üzerinde unuttuğunu fark etti. Hemen geri dönüp anahtarı aldılar güzel olan hava bozulmaya başlamıştı. Denize vardıklarında yağmur yağmaya başlamıştı yanlarında şemsiye olmadığı için ıslanmışlardı. Yağmur durduktan sonra denize girdiler. Bol bol yüzdüler, kumdan kale yaptılar. Denizde iki küçük balık da onlara eşlik etti, balıklarla yarış yaptılar. Çocuklar yarışı kaybetti, balıklar kazandı. Hep birlikte çok eğlendiler. Eve dönmek için yola çıktıklarında üzerlerinden siren çalan bir helikopter geçti rengi kırmızı, beyazdı Ali Ela’ya bu helikopterin neden siren çaldığını sordu Ela da onun ambulans helikopter olduğunu söyledi. Galiba bir yaralı var acil hastaneye gitmesi gerekiyor dedi. Üç kuzen yolda eğlenerek mutlu bir şekilde eve döndüler banyolarını yapıp yemeklerini yedikten sonra biraz oyun oynadılar.Sonra kitap okudular hep birlikte yarın için plan yaptılar, hayaller kurdular. Helikopterdeki hastayı düşündüler inşallah her şey yolunda gitmiştir, iyileşir diye konuştular. Uykuya daldılar, balıklar da uymuştu herkes mutluydu. 3/C SINIF BİRİNCİSİ KASIM-2021

BİR SİNEMA GÜNÜ BERRA YILMAZ 3/C Ela Mehmet ve Selim okuldan arkadaşlardı. Hafta sonu sinemaya gitmek için sözleşmişlerdi Ela’nın evi sinemaya yakın olduğu için orada buluşmaya karar vermişlerdi. Ela çoktan hazırdı sadece saçını yapması gerekiyordu. Tarağını alıp banyoda saçını taradı ellerini yıkadı. Suyu görünce akvaryumda beslendiği iki balığına yem vermediği aklına geldi. Hemen balıklarına yem verdi. Bu arada kapı çaldı arkadaşları gelmişti. Kapıyı açtı Mehmet ve Selim kapıdaydı. Selim in elinde renkli bir şemsiye vardı. Ela Selim’e neden şemsiye aldın diye sordu.Selim de gökyüzünü göstererek bulutlar kararmış önlem almak için aldım dedi Hepsi birlikte gökyüzüne bakarken o anda mavi bir helikopter geçtiğini gördüler. Ela kapıyı kilitleyip anahtarını çantasına koydu. Mehmet bisikleti ile gelmişti. Bisikletini Ela’ların bodrumuna kilitlediler üç arkadaş yola koyuldular sinemaya gidip güzel bir film izlediler. Dışarı çıktıklarında çok yağmur vardı. Üçü birlikte şemsiyenin altına girdiler ama epey ıslandılar. Ayakkabıları çamur olmuştu. Ancak bunların hiçbirini sorun etmediler. Çünkü güzel bir gün geçirmişler ve beraber olmuşlardı. Bu duygu ve düşüncelerin verdiği mutluluk ile evlerine döndüler. 3/C SINIF İKİNCİSİ KASIM-2021

YAĞMURUN GÜZELLİĞİ AZRA ÖZÇELİK 3/C Bir gün kardeşim Mira ve Karan oyuncak helikopterleri ile oynuyordu. Bende oyuncak bebeğimin saçlarını yeni tarağımla tarıyordum. Balıklarım Boncuk ve Gümüş çok keyifli bir şekilde yüzüyordu. Onlara yem vermek için yerimden kalktığımda cama tıpır tıpır vuran yağmur damlalarını gördüm. Rengarenk şemsiyemi dolaptan aldığım gibi bahçeye fırladım o kadar hızlıydım ki annemin: ‘’Azra! Islanacaksın.’’ dediğini bile duymamıştım yağmur altında dolaşırken çok mutluydum. Havanın karardığını fark etmemiştim eve döndüğümde kapının kilitlendiğini ve anahtarının da cebimde olmadığını anladım. Çok üşümüştüm kapıya hızla vurdum. Bu dikkatsizliğime biraz da kızdım. Nihayet annem sonunda sesimi duydu beni havluya sardı ve bana sıcacık bir bardak süt getirdi. Çok ıslanmıştım ama yağmurun güzelliğini düşünerek uyuya kalmıştım. Sabah uyanıp okula gittiğimde bu güzel anımı Zeynep öğretmenimle paylaştım. 3/C SINIF ÜÇÜNCÜSÜ KASIM-2021

ÜÇ KARDEŞ RÜZGAR BARIŞ YANAR 3/D İstanbul'da üç kardeş yaşarmış bunların isimleri ise Mete Fatma ve Sadi imiş. Bunların İstanbul’un en güzel yerinde bir malikâneleri varmış. Her şeyleri varmış en büyük eksiklikleri bir anne ve babalarının olmasıymış. Anne ve babaları onlar çok küçükken ölmüş. Kardeşlerin çok paraları varmış. Ancak paralarını oyuna ve oyuncağa harcıyorlarmış. Çok gereksiz şeyler alıyorlarmış. Fatma kardeşlerine paralarının bu yüzden azaldığını söylemiş. Amacı onları biraz korkutmakmış. Fatma diğer iki kardeşine göre daha tutumluymuş parasını oyuna oyunca harcamak yerine ihtiyaçlarına harcamayı tercih ediyormuş. Bu üç kardeşin malikâneleri içinde kilitli gizli bir kapı varmış. Bu gizli odayı sadece Fatma biliyormuş. Gizli odanın anahtarı sadece ondaymış. Odanın içi para ile doluymuş. Fatma parayı helikopter ve özel şoförü olan araç kiralamak için kullanıyormuş. Bir gün evde üç kardeşin canı çok sıkılmış Sadi kardeşlerine bir teklifte bulunmuş bir balık almaya ne dersiniz? Bu teklif diğerlerinin de hoşuna gitmiş. Böylece eve Cimbo ve Cambaz adında iki balık almışlar. İki kardeş alışverişte, balıklar dışında gene gereksiz bir sürü şey almışlar. Fatma artık paramız kalmadı. Belki evimize yiyecek bile alamayacağız demiş. Çocuklar bu sözden etkilenmişler ve bir daha paralarını dikkatli harcayacaklarına söz vermişler. Fatma kendine bakmayı çok severmiş. Gene bir gün saçlarını tarak ile taramış, temiz elbiselerini giymiş ve şemsiyesini almış. Tam o sırada yağmur başlamış. Fatma şoföre saat ikide gelmesini söylemiş şoför bir türlü gelmemiş. Fatma şoförün gelmeyeceğini anlayınca yeni aldığı şemsiyeyi açıp evin yolunu tutmuş. Eve gelince kardeşlerine para konusunda haksızlık yaptığını anlamış. Onlara odayı göstermiş. Üç kardeş birbirlerine özellikle eğitimleri ve meslek sahibi olabilmek için bu parayı daha dikkatli harcayacaklarına söz vermişler 3/D SINIF BİRİNCİSİ KASIM-2021

SÜRPRİZ YUSUF ASIM ACAR 3/D Ablam ben ve kardeşim okuldan eve doğru yürüyorduk. Üzerimizden helikopterler geçiyordu ablama nereye gittiklerini sordum. O da ormanda yangın çıktığını ve onların yangın söndürme helikopterleri olduğunu söyledi. Çok üzülmüştüm ormanlarımızın ve içindeki canlıların yanmasına. Eve geldik haberlerde de hep yangın haberleri vardı. Kardeşim ve ablam odalarından hiç çıkmamıştı. Odalarına gidip kapıyı çaldım, açmaya çalıştım ama faydası olmadı. Kapıyı kilitlemişlerdi. Mutfağa annemin yanına gittim elindeki tarif defterini karıştırıyordu. Beni görünce heyecanlandı ve defteri hemen çekmeceye koydu. Annemin böyle heyecanlanmasına anlam veremedim. Ablamın kapıyı neden kilitlediğini soracaktım ama belki özel bir şey vardır diye vazgeçtim. Akşam oldu. Babam geldi, herkes odasından çıktı. Beni yanlarına almadıkları için hepsine küsmüştüm. Sonra annem ‘’Sürpriz!!!‘’diye bağırarak mutfaktan pastayı getirdi. Hay Allah!! Nasıl da unutmuşum. Bugün benim doğum günümdü. Herkes odasında benim için sürpriz hazırlamış pastamı üfledikten sonra hediyelerimi verdiler. Hepsi çok güzeldi çok ama çok mutlu oldum. Sonra babam cebinden bir kart çıkardı ‘’Canım oğlum bu da benim hediyem’’ dedi. Kartın üzerinde bütün iyi dileklerin simgesi olarak senin adına Çanakkale hatıra ormanına üç adet fidan bağışlandı ‘’Bütün umutların yeşerdiği sağlıklı yılların olsun’’ yazıyordu. Babacığım Tema vakfına üç kardeş adına üç fidan bağışlamıştı. Bu çok anlamlı ve güzel bir hediyeydi. Annem bir çift süs balığı, ablam mavi bir şemsiye, kardeşim de tarak almıştı. Benim için en güzel doğum günü hediyeleri oldu. O sırada televizyondan bir ses duydum ‘’Yanan ormanlarımız yakılan geleceğimizdir’’. 3/D SINIF İKİNCİSİ KASIM-2021

HELİKOPTERDEKİ İKİ BALIK AHMET YİĞİT UYAR 3/D Büyük bir şehirde bir abla ve iki kardeş yaşarmış. Kardeşlerin iki süs balığı varmış. Birisinin ismi Pakize, diğerini ismi Raziye imiş. Bu balıklar çok mu çok yaramazmış. Hep kaçmaya çalışıyorlarmış bir gün yine kaçmaya karar verip bir alışveriş merkezine girmişler gezinirken bir de ne görsünler gerçek bir helikopter. Helikoptere binip denize gitmeye karar vermişler. Bu sırada ablaları iki balığında akvaryumda olmadığını fark etmiş ve kardeşlere seslenmiş Ali ve Umut ablalarının yanına gitmişler balıkların yerinde olmadığını görünce çok üzülmüşler. Bu sırada Pakize ve Raziye ne yapıyor biliyor musunuz? Denize gelmişlerdi. Tam da denize atlayacaklardı ki helikopter pilotu onları yakalayıp akvaryuma kilitlemiş. Birkaç gün geçtikten sonra pilot ve kızı bahçeye çıkmışlar, onlar çıkınca Pakize'nin aklına bir fikir gelmiş; Raziye ile birlikte akvaryumu hareket ettirmeye çalışmışlar. İçinde bir oraya bir buraya hızlı yüzmüşler. Pilot kızının saçlarını tarayıp, şemsiyeli tokasını takmış. Bahçede sohbete daldıkları için olanları fark etmemişler. Nihayet balıkların istediği olmuş. Veee havuza düşmüşler cumburlop! O da ne kilit kırılmış ve akvaryumdan kurtulmuşlar. O sırada havuzdan bir ses gelmiş; sussisss! Pakize ve Raziye; Aaaaaaaaaaaaaaa hiyaaaaa! Pakize bu boru denize gidiyor kurtulduk diye sevinmiş. Boru onları hızlıca çekmiş ve denize varmışlar. Pakize ve Raziye sevinçten ne yapacaklarını şaşırmışlar. Artık özgürlüklerine kavuşmuşlar. Yeni dünyalar, yeni arkadaşlar ve maceralar onları bekliyormuş. Çok mutlu yaşamışlar. 3/D SINIF ÜÇÜNCÜSÜ KASIM-2021

HARİKALAR DİYARINA YOLCULUK SENA GÜREŞ 3/E Üç arkadaş bagajda bir şeyler ararken bir anahtar buldular Oradaki bir kapıyı açtılar ve odada bir akvaryum vardı içinde iki tane balık vardı. Birisi kırmızı diğeri ise sarı renkteydi. Akvaryumun yanında bir not vardı. Nokta balıklara yem ver yazıyordu. Üç Arkadaş balıklara yemi verdiler. Birden duvar ortadan kalktı ve açılıverdi. Hızla içeri geçtiler. Harikalar Diyarı'na gelmişlerdi. Orada kocaman kulakları olan bir tavşan gördüler. Tavşan onlara fırça verdi ve dedi ki Burası sihirli bir dünya. Fırça ile bir kapı çiz ve görevine başla dedi. Üç Arkadaş tavşana uyup bir kapı çizdiler. Kapı kendiliğinden açıldı. Bir öğretmen içeri girdi ve yapacakları görevi söyledi. Sonra öğretmen onlara sihirli bir şemsiye verdi. Bu şemsiye ile uçabiliyordu. Böylece görevlerini daha hızlı tamamlayabilirlerdi. Yola koyuldular. Büyük bir dağın arkasında dev bir kedi vardı. Onun vücuduna girdiler ve kedinin vücudunda bir helikopter vardı. Bu helikopterde bir denizkızı vardı. Onu dev kedi hapsetmişti. Öğretmenin verdiği görev bu denizkızını kurtarmaktı. Büyük bir uğraştan sonra denizkızını kurtardılar. Denizkızı benim kolyem helikopteri çalıştırır dedi. Dev kedi uyuyunca hemen helikopter ile ağzından çıkıp uçtular. Okyanusun üzerine gelince denizkızı atladı ve özgürlüğüne kavuştu. Çocuklara çok teşekkür etti. Görevlerini tamamladıkları için öğretmen onlara bir ödül verdi. Üç arkadaş çok mutlu oldular. 3/E SINIF BİRİNCİSİ KASIM-2021

KARDEŞLERİM MUSTAFA EYMEN 3/E Merhaba benim adım Eflin. Biz üç kardeşiz kardeşlerimin adı Selim ve Eymen. Bugün ailemle birlikte balık ve akvaryum alacağız. Ama dışarıda çok yağmur yağıyordu hepimiz şemsiyelerimizi aldık Annem babama kapıyı kilitlemesi söyledi babam kapıyı kilitledi ve anahtarı aldı. Annem çantanda tarak var mı diye sordu biz sonra mağazadan balıkları ve akvaryuma aldık bir süre sonra eve geldik annem ile birlikte yemeğe hazırladık yemeği yedik. Sonra ben ve kardeşlerim Üstümüzü değiştirip derslerimizi yaptık. Sonra pijamalarını giyip dişlerimi fırçalayıp yattık. Ama Eymen yatmamış yatağında oyuncak helikopteri ile oynuyordu. Annem onu uyarıp yatmasını söyledi. Gece su içmeye kalkmıştım. Sesler duydum. Salona girdim bir de ne göreyim. Eymen gene uyanmış ve helikopteri ile oynuyor. Üstelik akvaryumdaki balıklara:-Sizi de helikopterime bindirip gezdireyim mi? Hızlıca yanına gittim. Ona balıkların sudan çıkıca yaşamadıklarını anlattım. Hatta fazla yem vermekte yok çünkü ölürler bizde çok üzülürüz dedim. Ayrıca çocukların geç vakitlere kadar oyun oynamasının doğru olmadığını söyledim. Uyku bizler için önemli. Kardeşime faydalı bilgiler vermiştim. İkimiz birlikte yatağımıza yattık. 3/E SINIF İKİNCİSİ KASIM-2021

BUGÜN Ceylin'in YAŞADIKLARIM anı defteri CEYLİN OLGUN 3/E Yarın ailemle denize gitmeye karar verdik. Gece konuştuk ve yataklarımıza yattık. Çok heyecanlıydık. Sabah denize gitmek için hazırlandık. Tam çıkarken babam evin anahtarını unuttu. Çilingir çağırdık, kapıyı çok zor açtık. Günümüz aksilikler ile başlamıştı. Yola çıktık. Giderken bir dükkân da oyuncak kırmızı bir helikopter gördük. Ali onu almak biraz ağladı. Ama ben daha sonra alırız şimdi başka planlarımız var dedim. Ablam mavi tarağını çıkardı saçlarını taramak istedi. Ama tarağı kırılıverdi. Çok üzüldü. Bir aksilik daha olmuştu. Neyse sonunda varmıştık, güzel bir plajın yanındaydık. Plajda dalgıç gördüm hemen yanına gittim. Ne iş yaptıkları hakkında sohbet ettik. Üç kardeş deniz kenarında gezinirken su kaplumbağası, küçük balıklar, yosunlar, midyeler gördük. Deniz ve doğa harika görünüyordu. Epey güzel vakit geçirdik. Annem bizi yanına çağırdı. Giderken bir çocuğun akvaryum içine deniz balığı koyduğunu gördüm. Acaba yaşar mı diye düşündüm. Annem haydi gidelim artık dedi. O sırada kara bulutlar toplandı ve yağmur başladı. Neyse ki yanımda en sevdiğim renkli şemsiyem vardı. Her şeyi toplamaya başladık. Arabaya bindik yola çıktık eve vardıktan Sonra yaşadıklarımı günlüğüme yazdım. Birkaç küçük aksilik dışında ailemle birlikte çok güzel bir gün geçirmiştim. 3/E SINIF ÜÇÜNCÜSÜ KASIM-2021

HAYAL GÜCÜNÜ KULLAN, SınKıEfNDİ HHİKaAYbENeİ YrAZle! ri BENİM HİKAYEM RESİMLERİ 2022

YARIŞMA FURKAN UZUNOĞLU 3/A Bir varmış bir yokmuş evvel zaman içinde kalbur zaman içinde bir Pazar gününde, Eren, Aslı, Furkan ve Fatma adında dört çocuk varmış. Bunlar dört kardeşmiş. Bir gün çocuklar oyun oynarken anneleri onları çağırmış ve şöyle demiş: -Hey! Çocuklarım, gözlüğümü kaybettim bana aramamda yardım eder misiniz? Demiş. Çocuklar aramaya başlamışlar. Anneleri gözlük olmadan hiçbir şey okuyamıyormuş.O yüzden herkes evin içine dağılmış.Fatma yatak odasına,Furkan banyoya,Eren oturma odasına,Aslı da mutfağa bakmış.Eren koltuğun altında bir şey görmüş.Sanki eli gözlük sapı gibi bir şeye değmiş.Yaşasın! Buldum diye bağırmış. Annesi ve kardeşleri çok sevinmişler. Çocukların anneleri gözlüklerini takmış ve instagrama bakmaya başlamış. AVM de bir yarışma görmüş.Gülerek konuşmuş: -Çocuklar bakın! instagrama bakarken bir yarışma gördüm. Sizde katılmak ister misiniz? -Evettt isteriz hem de eğlenceli olur. Hemen evden çıkmışlar, yarışma için kayıt yaptırmışlar. Yarışmada tam olarak 8 kişi varmış. Hemen ilk tura girmişler. İlk tur satranç müsabakası. Yarışma bittiğinde Eren, Aslı, Ayşe ve Gökhan turu tamamlamış ve kazanmışlar. İkinci tur karton bardakları devirme yarışması. Kazananlar açıklanmış. Gökhan ve Eren finale kalmışlar. Final maçı ise halat çekme yarışması.Vee kazanan Eren olmuş.Herkes onu tebrik etmiş.Erene ödül ve bir buket çiçek vermişler.Çiçeği sevimli bir palyaço getirmiş. Eren’in kardeşleri ve annesi de çok mutlu olmuş.Böylece eğlenceli güzel bir gün geçirmişler. 3/A SINIF BİRİNCİSİ NİSAN-2022

MUTLU SONLA BİTEN ÜZÜCÜ ANI ELİF GÖDEK 3/A Esra,Mete,Eylül ve Emir çok yakın arkadaştır.Mete sabah kalkar elini yüzünü yıkar ve neşeyle kahvaltıya iner.O sırada annesi telefonla konuşuyordu.Annesini sabırla masada bekler.Annesi:-Günaydın yavrum! Esra’nın annesi ile konuşuyordum.Bugün Esra,Eylül ve Emir ile birlikte sizi lunaparka götüreceğiz.Birlikte güzel vakit geçirirsiniz.Mete o kadar çok sevindi ki -olleyyy! Diye bağırdı. Annesi :- Haydi bakalım komşular rahatsız olacak hem de kahvaltını çabuk bitir de çıkalım dedi Arkadaşlar ve aileleri otobüste buluştular.Çocuklar çok heyecanlıydı.Eylül otobüse binmeden çeşmeden su içmek istedi.Gözlüklerine bir şey olmasın diye annesine verdi.Herkes sabırsızlıkla bekledi hatta çabuk ol diye Eylüle seslendi! Lunaparka vardıklarında onları kırmızı peruklu bir palyaço karşıladı. Ve çocuklara şeker verdi.Hep birlikte dönme dolaba bindiler.Esra biraz korktu.Hatta annesine istemediğini söyledi.Ama arkadaşları onu motive etti.Esra sonunda bindi herkes hem şekerlerini yedi hem de dönme dolaba bindi.Esra da yükseklik korkusunu yendi.Emir:-Arkadaşlar karton bardak yıkma oyunu oynayalım diye bir teklifte bulundu.Herkes kabul etti. Oyunu Eylül kazandı. Ödülü dört yapraklı bir yonca kolye idi. Arkadaşları çok sevindi ve kolyeyi hepsi boyunlarına takarak denediler. Aradan 10 yıl geçti.Bu dört arkadaş tekrar buluştular.Birlikte gezerken bir drone Eylüle çarptı.Telaşla hastaneye götürdüler.Eylül yoğun bakıma girdi.Arkadaşları endişe ile beklediler.Dört saat sonra doktor geldi: -Gözünüz aydın hastanızın durumu iyi. Hayati tehlikesi kalmadı. Birkaç gün sonra çıkabilir dedi. Herkes sevinçle birbirine sarıldı. Hatta mutluluk gözyaşları döktüler. Birkaç gün sonra Eylül’ü hastaneden çıkarmak için geldiler. Ellerinde kocaman çiçek buketleri vardı. Mete’de iyileşme döneminde vakit geçirsin diye bir satranç takımı getirmişti. Eylül arkadaşlarını görünce çok sevindi. Onlara sarıldı. Sağlıklı olmak çok güzel dedi. Esra,Mete,Eylül ve Emir birlikte on yıl önce gittikleri lunaparka gitmeye karar verdiler.Hem Eylül’ün iyileşmesini kutladılar hem de eski anıları anlatarak güzel vakit geçirdiler.Güzel ve sağlam dostluklar kurmak,iyi ve kötü günlerde birbirinin yanında durmak çok önemlidir.Bunu da yaşayarak öğrenmiş oldular. 3/A SINIFI İKİNCİSİ NİSAN-2022

DÖRT KARDEŞ EGE KURTLUTEPE 3/A Ali, Ahmet, Ayşe ve Zeynep dört kardeşmiş. Hafta sonu anneler günü geliyormuş ve kardeşler çok eğlenceli bir hafta sonu planlamışlar. Önce çiçek toplamışlar ve kocaman bir çiçek demeti yapmışlar ve annelerine vermişler. Anneleri hepsini tek tek öpmüş ve teşekkür etmiş. Tabii çok ta mutlu olmuş. Babaları:- Çocuklar planladığımız gibi eğlenceli şeyler yapacağız demiş.Evet simdi hep birlikte tiyatroya gidiyoruz.Yarında piknik yapalım demiş.Çocuklar heyecanla hazırlanmış. Gösteri başlamak üzere iken yetişmişler. Anneleri de birlikte olmaktan çok mutluymuş. Palyaçolar, gözlüklü sihir yapan bir adam ve daha bir sürü güzel etkinlik izlemişler. Gösteri çok etkileyici geçmiş. Maalesef birkaç saate bitmiş ve eve dönmüşler. Babaları:-Eğlencemize devam edeceğiz merak etmeyin demiş. Çocuklar hemen uykuya dalmış. Ertesi gün heyecanla kalkmışlar ve öğlen piknik için hazırlanmışlar. Ancak dışarıda çok kötü bir fırtına çıkmış. Böylece çocukların piknik hayali sadece bir hayal olarak kalmış. Çocuklar çok sıkılmış. Ahmet ile Zeynep satranç oynayarak vakit geçirmeye çalışmışlar. Ali ve Ayşe de karton bardaklara su doldurarak çiçekleri sulamışlar. Anneleri onları böyle görünce:- Çocuklar evimizde de eğlenceli şeyler yapabiliriz demiş. Film seyretmişler, sohbet etmişler hep birlikte yağmuru izlemişler güzel bir hafta sonu geçirmişler. Birlikte olmak herkesi çok mutlu etmiş. 3/A SINIFI ÜÇÜNCÜSÜ NİSAN-2022

KAHRAMANLIK SIRASI BİZDE ESLEM ÜNAL 3/B Feyza,Doruk ve Cemal Eren süper güçleri olan üç arkadaşmış.Ülkede kahramanlar yurdu olduğu için orada kalıyorlarmış.Bu yurtta kalanlar,ailelerini ve gelişmeleri,olayları Süper TV den izliyorlarmış.Feyza ve Doruk kardeşmiş.Feyza zamanı ileri,Doruk ise geri alabiliyormuş.Üstelik havalı olmak için de renk renk gözlükler takıyormuş. Bu üç arkadaş satranç oynarken bir anons duymuşlar ve dikkatlice dinlemişler. -Dikkat dikkat! Yurdumuza yeni bir arkadaş katılacak. Tanışıp yurda alışmasını sağlayalım. Gelişmeleri Süper TV den izleyebilirsiniz. Ertesi gün sabahın ilk saatlerinde yurdun temsilcisi Aytül Hanım geldi ve çocuklara seslendi.–Haydi, çocuklar herkes kalksın. Yeni arkadaşınız geldi. Adı Eslem. Çocuklar Esleme baktılar çok fazla sevmediler.Onlara yabancı geldi.Ancak Eslem çantasından güzel bir çiçek buketi çıkardı.-Arkadaşlar merhaba.Sizinle dost olmak,güzel vakit geçirmek istiyorum .Bu çiçeği de kabul ederseniz çok sevinirim dedi.Herkes bu hareketi çok beğendi.İki hafta sonra artık herkes Esleme alıştı ve sevdi.Eslem de bir süper kahramandı.Şarkı söyleyerek kapıları açıyor,eşyaların yerlerini değiştirebiliyordu. Akşam Süper TV haberlerinde tehlikeli palyaçoların geldiğini ve aileleri ile savaştığını duydular çok endişe ettiler. Ailelerinin yanına gitmek istediler. Birazda korktular.Ancak kapılar kapalı idi. Eslem:- Ben şarkı söyleyerek kapıları açarım dedi.Herkes çok sevindi.Ancak aniden bir anons duydular.Aytül Hanım: Hiç kimse bir yere gitmiyor dedi.Çocukların pes etmeye niyetleri yoktu..Kapıya doğru ilerlerken Aytül Hanımın yardımcıları buna izin vermedi.Cemal Eren uçarak anahtarı almayı başardı.Ancak tam kapıyı açarken yardımcı tekrar kilitledi.Feyza ve Doruk zamanı ileri ve geri alarak kapıyı açtılar.Koşarak dışarı çıktılar.Havalandırmaya girdiklerinde Eslem sandalyeleri merdiven haline getirdi. Bahçeye inip minibüsü buldular. Eslemin süper gücü ile minibüs hareket etti. Nihayet evlerine ulaştılar.Aileleri onlara sarıldı ve karton bardakta limonata verdiler.Dinlenmelerini söylediler. Bir müddet sonra tehlikeli palyaçolar geldiler ve çocukları alıp götürdüler.Çocuklar kendilerini bir köprünün üstünde buldular.Altlarında bir havuz vardı.Eslem havuzun içindeki saati gördü ve şarkı söyleyerek onu yukarı çekti.Saati köprünün kenarındaki boş alana taktılar. Sonra şaşırdılar. Tehlikeli palyaçolar yok oldu ve kendilerini tekrar ailelerinin yanında buldular. Ailelerine kavuştular. ‘ÖZGÜR OLMAK ÇOK GÜZEL’ diye birlikte bağırdılar. 3/B SINIFI BİRİNCİSİ NİSAN-2022

ANNELER GÜNÜ FESTİVALİ ELİF NUR YILDIRIM 3/B Merhaba benim adım Elif.Çok samimi olduğum arkadaşlarım var.Sizlere onları tanıtacağım.Karşınızda arkadaşlarım!!! -Merhaba ben İnci. Genellikle bilimsel deneylerle uğraşırım. –Ben de Mehmet. Enerjik bir yapım var. Çok yardımsever bir insanım. –Adım Ali. Spor yapmaya bayılırım. Her türlü sporu severim. Şimdi de kendimi tanıtayım. Sıra bende. Resim yapmayı, oyun oynamayı, bebeklerime kıyafet giydirmeyi çok severim.Neyse asıl konuya geçelim. Anneler günü yaklaşıyor. Hazırlık yapalım diye konuştuk. Herkes kendi fikrini söyledi.İnci:-Karton bardaklarda meyve suyu ve limonata verelim. Bu anneler günü festivali gibi olsun. Ali:-Evet çok güzel olur. Buket buket rengârenk çiçekler verelim.Mehmet:-Hatta palyaço çağıralım. Neşeli ortam olsun. Satranç turnuvası düzenleyelim. Eğlenceli olur.Elif:-Arkadaşlar bunlar için paraya ihtiyacımız var.Herkes kumbarasını getirsin Bende 300tl var.Mehmet 270 tl,İnci 250tl, ve Aliden de 200tl çıktı.Paramız çok fazla 1020tl oldu.Bence bunların hepsini yapabiliriz.Yaşasın!!!Mehmet:- Ama bunlar sürpriz olacak. Annelerimizin haberi olmasın. Nasıl yapalım?Elif:-Babalarımızdan ve kardeşlerimizden abi ve ablalarımızdan yardım alabiliriz.Hatta herkes ailesinden izin alsın.Bu akşam bizde kalın.Güzel bir plan yaparız.Herkes bu öneriyi kabul etti.O sırada babamı gördük.Her şeyi anlattık ona planımızı çok beğendi.Hatta şöyle dedi: Başka şeylere ihtiyaç duyarsanız ya da paranız yetmezse ben veririm merak etmeyin. –Baba gözlüklerin masa da kalmış. Unutma takmayı. Sonra kaybolabilir. -Tamam, kızım Hepimiz arabaya bindik ve ihtiyaçlarımızı alacağımız mağazaya geldik. Harika bir yerdi.İnci:-Tüm ihtiyacımız burada var.Meyve suyu sıkacağı,şişme oyuncaklar,satranç takımları, çiçekler,cam ve karton bardaklar hatta anneler gününe özel hediyeler.Mehmet şişme oyuncakları,İnci meyve suyu tezgahı,Elif çiçekleri aldı.Ali’de palyaçoyu çağırmaya gitti.Yani herkes işbirliği içinde çalıştı.Yarın büyük gün.Sabah oldu.Babamın sesi ile uyandım: - Elif kızım!Haydi kalk.İşimiz çok .–Baba! biraz daha uyusam diyecektim, ama hazırlıklar var.–Evet, kızım arkadaşların bahçede. Festival başlayacak birazdan.Hemen bahçeye indim. Bütün düzenlemeleri beraber yaptık. Her şey hazırdı. Arkadaşlar ben annelerimizi çağıracağım dedim. Anneler oda da sohbet ediyordu.- Sizlere bir sürprizim var! Gözlerini kapayıp bahçeye getirdim. Evet hazır mısınız gözlerinizi açıyoruz. Hep birlikte bağırdık: - Anneler gününüz kutlu olsun.Çiçeklerimizi verdik.Çok mutlu oldular.Güzel bir gün geçirdik.Annelerimizi muylu ettiğimiz için biz de çok mutlu olduk. 3/B SINIFI İKİNCİSİ NİSAN-2022

LİYA'NIN GÜNLÜĞÜ YÜSRA ÜNER 3/B Merhaba ben Liya. Arkadaşım Yüsra, Mehmet ve Ali ile çok çılgın deneyler yapıyoruz. Ancak Mehmet her şeyi hızlı ve özensiz yaptığı için başaramadığımız zamanlar oluyor. Mehmet bu yüzden bazı oyunları kaybediyor. Hatta satranç oynarken hiç düşünmeden hamle yaptığı için çoğu zaman yeniliyor. Arkadaşım Ali’nin gözlüğü var. Sınıfta iki tane Ali olduğu için ona ‘Gözlüklü Ali’ diyorlar. Yani isimleri karışmasın diye.Ali Mehmet’in tam tersidir.Her şeyi düzenli ve özenlidir.Aramızda kalsın ama içlerinden en çok Yüsra’yı severim.Çok iyi anlaşırız.İkizim Eslem’de aynı sınıfta.Onunla hiç kavga etmeyiz.Belki oda deneylerimize katılır. Bir gün gene arkadaşlarımla deney yapmaya çalışıyorduk.Mehmet aynı huyuna devam etti.Uyardım ama galiba sesim fazla çıktı.O yüzden Mehmet küstü ve uzaklaştı.Özür dilerim diye bağırdım ama affetmedi.Ertesi gün tekrar denedim bir daha yapmayacağıma söz verince tamam dedi.Birbirimize sarıldık. Ertesi gün okulda dolaşırken bir kapı gördük.Ali girmeyelim dedi.Ama Mehmet:Ne olabilir ki girelim diye ısrar edince girdik.Ortada bir masa vardı.Bir sürü kağıtlar,deney projeleri vardı.Mehmet üzerinde SAKIN BUNU YAPMAYIN!DENEMEYİN! diye yazan projeyi aldı. Biz Mehmet’i sakın o projeyi yapma diye uyardık. Ama bize:- Siz rahat olun bir şey olmaz dedi. Oradaki projeyi aldık. Okuldan sonra yaptık. Bir makine ortaya çıktı. Geçmişe götüren bir makine. İlk olarak annemin masada duran çiçek buketinde denedik. Buketlerdeki çiçek bir anda tohum oldu.Mehmet gururla:- Bakın o kadar korktunuz.Hiç bir şey yok ki dedi. Ertesi gün bir sürü kişinin bebeğe dönüştüğünü gördük.Makine geçmişe götürüyordu Hemen arkadaşlarımı aradım.Diğerleri de durumun farkındaydı.Her şeyi düzeltmeliydik. Hemen okula gittik. Gizli kapıdan geçtik. Projeyi eski haline getirmeliydik. Otuz dakika içinde bitiremezsek herkes sonsuza kadar bebek kalacaktı. Çok çalıştık ve vaktinde bitirdik. Her şey eski haline döndü. Mehmet:- Özür dilerim arkadaşlar bir daha sonunu düşünmeden böyle şeyler yapmayacağım dedi. Biz de bu olayın sonu mutlu bittiği için sirke gittik. Palyaçolar gördük çok komikti.Karton bardaklarla en hızlı dizme yarışı yaptık ve ben kazandım.Çok güzel vakit geçirdik.Mehmet’te iyi bir ders almıştı.Artık her şeyini daha dikkatli,özenli ve düşünerek yapıyor. 3/B SINIFI ÜÇÜNCÜSÜ NİSAN-2022

ZEYNEP'İN DÜNYASI ELİF ECRİN KAYA 3/C Mert, Zeynep, Emre ve Ayşe parka gitmeye karar verdiler. Birlikte zaman geçirmek istedikleri için erkenden evden çıktılar. Parka giderken Zeynep yerde bir kağıt buldu. Gözlüğünü almayı unuttuğu için kağıdı Emre’ye verdi. Bu bir haritaya benziyor dedi Emre. Hepsi çok heyecanlandılar. Ayşe haritayı takip edelim, bakalım bizi nereye götürecek dedi. O sırada yanlarına palyaço kıyafeti giymiş bir çocuk geldi. Eğer beni de yanınıza alırsanız sizi oraya götürürüm dedi. Bu fikir hepsinin çok hoşuna gitti. Hep birlikte palyaço çocuğu takip ettiler. Karşılarına kocaman bir kapı çıktı. Kapıdan içeri girdiklerinde kanatlarıyla uçan insanlar, sarı bulutlar, renk renk çiçeklerin olduğu bir yer gördüler. Önce çok şaşırdılar ve korktular. Az ileride satranç oynayan iki çocuk vardı. Hemen yanlarına gittiler. Çocuklar onlara kağıt bardaklarda çay ikram ettiler.Meğer bu çay büyülüymüş.Birden hayretle kanatlarının çıktığını fark ettiler.Artık hepsinin çok güzel kanatları vardı.Hemen kanat çırparak bulutlara çıktılar,tavşanlarla konuştular,gökkuşağından kaydılar.Bu durum ve farklı eğlence onları çok mutlu etti.Ama artık zaman ilerliyordu ve eve dönme vakti gelmişti.Sonra palyaço çocuktan onları götürmelerini istediler.El ele tutuştular ve sihirli sözleri söylediler.Bir anda kendilerini parkta buldular.Bu güzel gün için teşekkür ettiler.Ellerinde sihirli bahçeden topladıkları bir demet çiçekle evlerinin yolunu tuttular. Zeynep çok yorgundu. Hemen yatağa uzandı. Gözlerini kapattı. Zeynep annesinin sesini duydu. Sürekli bir şeyler söylüyordu. Oysa yeni yatmıştı. - -Haydi, Zeynep kalk artık parka geç kalacaksın. Arkadaşların seni bekliyor. Zeynep yataktan kalktı.Ne yani dedi her şey bir rüyamıydı. Sonra gülümsedi.Ama yine de çok güzel bir rüyaydı.Bunları arkadaşlarıma anlatmalıyım dedi. 3/C SINIFI BİRİNCİSİ NİSAN-2022

SİHİRLİ YATAK ZEREN NUR TUNÇALTAN 3/C Zeynep bugün 10 yaşına girecekti. Doğum gününe Ömer, Ali ve Elif'i de çağırmıştı. Babası ona sürpriz yapmak için eve palyaço getirmişti. Annesi ise güzel bir pasta yapmış ve evi çiçeklerle süslemişti. Çocuklar pastalarını yedikten sonra kağıt bardaklara koydukları meyve sularını da alarak, Zeynep'in odasına geçtiler. Zeynep bir an dikkatsizlik yapıp kağıt bardaktaki meyve suyunu yatağına döktü. Bir anda yataktan portakallı şekerler çıkmaya başladı. Şekerleri almak için yatağa çıktıklarında, birden yanlarında bir kral belirdi. Yanında sürekli satranç oynayan sincapları vardı. Kral gözlüğün arkasından çocuklar bizi neden çağırdınız diye sordu. Zeynep olanları anlattı. Kral: ''Madem senin doğum günün, o zaman ben de sana bir hediye vereyim.'' dedi. Ona bir dolap dolusu birbirinden güzel kitaplar hediye etti. Zeynep: ''Bu doğum gününü hiç unutmayacağım hepinize çok teşekkür ederim.'' dedi. Belki kral, sihirli şekerler gerçek değildi ama gerçek olan bir şey varsa o da kitapların içindeki büyülü dünyayı tanımış olmasıydı. 3/C SINIFI İKİNCİSİ NİSAN-2022

DÖRT ARKADAŞ MELİKE CEREN AYDIN 3/C Bir 23 nisan sabahıydı. Dört arkadaş buluşmak için çok heyecanlıydı. Hemen yemeklerini yiyip buluştular. Konuşup parka gitmeye karar verdiler. Koşarak parka gittiler. Parka gittiklerinde çok şaşırdılar. Çünkü karşılarında bir palyaço gördüler. Murat hemen palyaçonun yanına gitti. Murat, ilk defa bu kadar yakından bir palyaço görmüştü. Çok şaşırmıştı. Mustafa, Ecrin ve Esila hala şaşkınlıktan çıkamamıştı. Palyaço çocukları çok sevmişti. Arabasından hemen bir masa ve kağıt bardak çıkardı. Çocuklarla oyun oynadı. Dört arkadaş ilk defa böyle bir oyun görmüştü. Oyun çocukların çok hoşuna gitmişti. Palyaço Ecrin'e bir çiçek, Esila'ya satranç, hediye etmişti. Mustafa'nın gözleri çok iyi görmediği için Mustafa'ya gözlük hediye etmişti. Dört arkadaş palyaçoya oyun ve hediyeler için teşekkür etti. Akşam olmuştu çocuklar evlerinin yolunu tuttu. Hoşçakal palyaço diyerek, evlerine gittiler. Çocuklar yataklarına yatarak uyudular. Sabah olunca Mustafa, Murat, Esila, Ecrin'in evinin yolunu tuttular. Sabah kahvaltılarını Ecrin'in evinde yapacaklardı. Esila satranç takımını getirmişti. Dört arkadaş kahvaltısını yaptıktan sonra Esila'nın getirdiği satrançla oynadılar. Ecrin'e karşı Esila, Mustafa'ya karşı Murat vardı. Kazananlar, Ecrin ve Mustafa'ydı. Esila ve Murat, Ecrin ve Mustafa'yı tebrik etti. Ecrin ve Mustafa ''Biz satranç kursuna gidiyoruz.'' dedi. Esila ve Murat şaşırmıştı Esila ve Murat da artık satranç kursuna gidecekti. Çünkü Esila ile Murat'ın da anneleri aynı satranç kursuna yazdırmıştı. Artık dört arkadaş hiç ayrılmayacaktı. Dört arkadaşta çok mutluydu. Çocuklar dışarıya çıkmaya karar verdi. Ecrin hemen annesinin yanına gidip, ''Anne dışarı çıkabilir miyiz ?'' dedi. Annesi izin verdi. Çocuklar hemen aşağıya indiler. Ebelemece oynadılar, saklambaç oynadılar, seksek ve daha birçok oyun oynadılar. Dört arkadaş akşama kadar oynadı. Ama hala oynamak istiyordu. Oynamaya devam ettiler. Ama saat çok geç olmuştu. Çocukları anneleri çağırmıştı. Çocuklar hemen evin yolunu tuttu. Güzel bir akşam yemeği yedikten sonra sütünü içtiler. Yatmadan önce de dişlerini fırçaladılar. Annelerine iyi geceler dedikten sonra yattılar. Uyumadan önce keşke tekrar palyaço gelse demişlerdi. O gün çok güzel rüyalar görmüşlerdi. Sonraki gün anneleri: ''Arkadaşlarınızla denize gideceğiz.'' demişti. Çok sevinmişlerdi. Hemen hazırlanıp, denize gittiler. Deniz çok güzel görünüyordu. Havada çok sıcaktı. Dört arkadaş su savaşı yaparak eğlendiler. Denizde top oynayıp, yarış yaptılar. Akşam oldu. Annesi çadır getirmişti. Gece deniz kenarında çadırda kalacaklardı. Mustafa'nın yanında marşmelov vardı. Ecrin ise uzun çubuklar getirmişti. Marşmelov yapıp, mutlu mesut yemişlerdi. Marşmelovu yiyip hemen uyudular. Sabah olmuştu. Kahvaltılarını yapıp, tekrar denize girdiler. Bu sefer çok güzel bir oyun buldular. Adı ''Köpek Balığı Kaç Kaçtı''. Murat köpekbalığıydı. Ecrin, Esila ve Mustafa kaçacaktı. Oyun başlamıştı. Murat çok hızlı yüzüyordu. Murat hemen Mustafa'yı yakaladı. Mustafa çok şaşırmıştı. Murat Esila'yı da yakaladı. Kazanan ise Ecrin idi. Ecrin'in paletleri olduğu için çok hızlı yüzüyordu. Akşama kadar oyun oynamışlardı. Artık eve gitme vakitleri gelmişti. Herkes evine dağılmıştı. Dört arkadaş akşam yemeklerini yediler. Dişlerini fırçaladılar ve uyudular. Tekrar sabah olmuştu. Herkes kahvaltısını yapmıştı. Çocuklar tekrar buluşmaya karar verdi. Hava çok sıcak olduğu için çocuklar dondurma almıştı. Dört arkadaş dondurmalarını bitirip oyuna başladılar. Dört arkadaş kovalamaca oynadı. Saklambaç ve seksek oynadı. Dört arkadaşta çok yorulmuştu. Herkes birbirine ''Hoşçakal'' dedikten sonra herkes evinin yolunu tuttu. Dört arkadaş da dişlerini fırçalayıp yatıp uyudular. Sabah olmuştu. O gün Esila'nın doğum günüydü. Ecrin, Murat ve Mustafahemen koştura koştura Esila'nın evine gittiler. Esila uyandığında çok şaşırdı. Çünkü karşısında Ecrin, Mustafa ve Murat vardı. Ecrin, Murat ve Mustafa, ''İyi ki doğdun Esila.''dedi. Esila şoktan çıkamamıştı. Arkadaşları Esila'ya sarıldı. Esila herkese geldikleri için teşekkür etti. Herkes çok mutluydu. Akşam olmuştu. Annesi Esila'nın pastasını getirdi. Herkes ''İyi ki doğdun Esila.'' dedi. Esila çok mutluydu. Esila mumları üfledi. Annesi hemen pastayı kesti. Pastanın tadı çok güzeldi. Esila çileği çok sevdiği için pasta çilekliydi. Pastayı yedikten sonra oyun oynadılar. Oyun oynadıktan sonra herkes evine gidip yatıp uyudu.. 3/C SINIFI ÜÇÜNCÜSÜ NİSAN-2022

DÖRT ARKADAŞIN MACERALARI MERVE CEYLAN 3/D Bir zamanlar iki kız iki erkekten oluşan dört arkadaş varmış. Adları ise Ahmet, Mehmet, Eda ve Elif'miş. Bunlar yine bir gün oyun oynarken, Eda birden durmuş. ''Arkadaşlar bu ses de ne böyle.'' demiş. Diğerleri de: ''Biz ses duymuyoruz.'' demiş. Sonra Eda sesin geldiği yöne doğru gitmiş. Diğerleri de onu takip etmiş. Bir de ne görsünler bir palyaço karton bardakları çeviriyormuş. Dört arkadaş palyaçoya bakarken dev bir kuş gelmiş. Ahmet'in gözlüğünü çalmış. Sonra Ahmet kuşun arkasından koşup yakalamaya çalışmış. Diğerleri de ona yardım etmiş. Daha sonra zar zor gözlüğü almışlar. Palyaçonun yanına döndüklerinde palyaço onlara; ''Satranç turnuvası var. Katılmak ister misiniz?'' diye, sormuş. Dört arkadaş hep bir ağızdan, ''Evet.'' demiş ve katılmışlar. Ama ödülü öğrendiklerinde Ahmet ve Eda katılmak istememiş. Çünkü ödül bir buket çiçekmiş. Ahmet: ''Bir çiçeğe değmez ben ve Eda sizi izleyeceğiz.'' demiş. Eda: ''Evet sizi izleyeceğiz.'' demiş. Turnuva başlamış. Uzun bir süreden sonra bitmiş. Kazananlar ise Mehmet ve Elif olmuş. Ama ödül bir tane çiçekmiş. Bu yüzden Mehmet de Elif'e''Bu çiçek senin olsun.'' demiş. Elif de Mehmet'e çok teşekkür etmiş. Elif tam çiçeği eline alacakken çiçek havalanmaya başlamış Dört arkadaş çok şaşırmış. Sonra çiçeğin sihirli bir çiçek olduğunu öğrenmişler alıp eve götürmüşler.Burada da masal bitmi 3/D SINIFI BİRİNCİSİ NİSAN-2022

DÖRT ÇOCUK VE KAÇAK PALYAÇO POYRAZ KOŞAR 3/D Çok eskiden bir köyde dört çocuk varmış. Köyün yanında bir sirk varmış. Çocuklar sirke gitmek istemişler ve hemen yola koyulmuşlar. Sirkte bir palyaço çiçek gösterisi yapmaktaymış. Çocuklar onu izlerken içlerinden birisi çok korkmuş. Palyaçolar ona korku veriyormuş. Sonunda çocuk dayanamayıp çığlık atmış. Palyaço zaten orada zorla kalıyormuş.O karışıklıkta kaçıvermiş. Çocuklar palyaço kaçtı diye, onun peşinden gitmişler. Palyaço bir kafenin önünde durmuş. Masada duran gözlüğü takmış onu tanımasınlar diye. Bir kağıt bardakta kahve içmeye başlamış. O sırada bir adam palyaçonun karşısına oturup satranç teklifi sunmuş. Bugüne kadar beni kimse yenemedi diye havalı bir şekilde oturmuş. Maç başlamış.Ancak yarım saat sonra maç sona ermiş. Galip çıkan palyaço olmuş. Adam sinirli bir şekilde masayı terk etmiş. Palyaço içinden konuşmuş: ''Acaba sirklerde çalışmayı bıraksam mı?'' demiş. Mesleğine son vermiş. Artık çocukları ve gençleri satranç çalıştırmaya başlamış. SİRK 3/D SINIFI İKİNCİSİ NİSAN-2022

AYŞE'NİN DOĞUM GÜNÜ ÖZGE SADIÇ 3/D Bir varmış bir yokmuş dört çocuk varmış. Bu çocukların isimleri Ayşe,Fatma, Ali ve Ata’ymış. Ayşe'nin bugün doğum günüymüş. Ayşe bir doğum günü partisi yapmaya karar vermiş. Arkadaşlarını davet etmiş. Partiye neredeyse bütün arkadaşları gelmiş. Arkadaşları Ayşe'ye hediyeler almışlar. Fatma satranç takımı, Ali çiçek Ata ise Ayşe'ye bir bebek almış. Sonra Ayşe'nin annesi doğum günü pastasını getirmiş. Ayşe ve arkadaşları pastanın başına toplanmış. Ayşe doğum günü pastasını üflemiş. Daha sonra annesi herkese karton bardakta limonata getirmiş. Limonatalarını içip pastalarını yemişler. Daha sonra kapıdan içeriye birisi girmiş. Ayşe gözlerine inanamamış. Bir palyaço görmüş. İşte bu babasının sürpriziymiş. Ayşe çok sevinmiş. Babasına teşekkür etmiş. Sonra palyaço çocukları eğlendirmiş. Komiklik yapmak için komik gözlüğünü de takmış. Herkes gülmüş. Daha sonra doğum günü partisi sona ermiş. Bu Ayşe'nin en mutlu günüymüş. Bugünü asla unutmayacakmış. 3/D SINIFI ÜÇÜNCÜSÜ NİSAN-2022


Like this book? You can publish your book online for free in a few minutes!
Create your own flipbook