Medeni Hukuk 619 148. Vasiyetnamenin geri alınması ile ilgili olarak aşağıdakilerden hangi- si doğrudur? A) Vasiyetname murisin ölümüne kadar her zaman geri alınabilir. B) Geri alma sadece daha sonra yapılan bir ölüme bağlı tasarrufla yapı- labilir. C) Bir resmi vasiyetname sadece yeni bir resmi vasiyetname ile geri alı- nabilir diğer şekillerle geri alınamaz. D) Vasiyetname kısmen geri alınamaz. E) Muris vasiyeti geri alma hakkından daha önceden feragat edebilir. Cevap: Muris, yazdığı vasiyetnameyi ölünceye kadar geri alabilir. Bir vasiyet- namenin yazılıp tamamlanması onun bir daha hiç değiştirilemeyeceği veya geri alınamayacağı anlamına gelmez. Kişi ölene kadar vasiyetnamesini geri alabilir. TMK m. 542’ye göre; mirasbırakan, vasiyetname için kanunda öngörülen şekiller- den birine uymak suretiyle yeni bir vasiyetname yaparak önceki vasiyetnameden her zaman dönebilir. NOT: Vasiyet tek taraflı irade açıklamasıdır. Vasiyetin sahibi istediği zaman bu tasarruftan dönebilir. Türk Medeni Kanunu vasiyetten dönmeye ilişkin iki yol belirlemiştir. Birincisi, mirasbırakan, vasiyetname için kanunda öngörülen şe- killerden birine uymak suretiyle yeni bir vasiyetname yaparak önceki vasiyet- nameden dönebilir. Bu yolla, vasiyetnamenin tamamından veya bir kısmından dönülebilir. İkincisi, mirasbırakan daha önce yaptığı vasiyetnameyi yok etmek suretiyle de vasiyetinden dönebilir. Cevap, A seçeneğidir. 149. Miras sözleşmesine ilişkin aşağıdakilerden hangisi doğrudur? A) Miras sözleşmesi maddi anlamda ölüme bağlı tasarruftur. B) Miras sözleşmesi tarafların yazılı anlaşmasıyla her zaman ortadan kaldırılabilir. C) Miras bırakanın sınırlı ehliyetli olması dahi yeterlidir. D) Miras sözleşmesinin ortadan kaldırılması da resmi şekilde yapılmak zorundadır. E) Miras sözleşmesine kısmi olarak son verilemez. Cevap: Miras sözleşmesi ölüme bağlı tasarruftur. Miras sözleşmesi yapabil- mek için kısıtlı olmamak, ayırt etme gücüne sahip olmak ve ergin olmak gerekir. Sınırlı ehliyetliler kısıtlı kişilerdir. Mirasbırakanın sınırlı ehliyetli olması yeterli değildir. Miras sözleşmesinin ortadan kaldırılmasının resmi şekilde yapılması zo- runlu değildir. Miras sözleşmesine kısmi olarak son verilebilir. Tamamının sona
620 3Y Hukuk Soru Havuzu erdirilmesi gerekmez. Miras sözleşmesi tarafların yazılı anlaşmasıyla her zaman ortadan kaldırılabilir. Miras Sözleşmesi: Miras sözleşmesi iki taraflı bir sözleşmedir. Mirasbırakanın, başka bir kimseyle yaptığı ölüme bağlı tasarruf içeren bir sözleşmedir. Mirasbıra- kan miras sözleşmesiyle, mirasını veya belirli malını sözleşme yaptığı kim- seye ya da üçüncü bir kişiye bırakma yükümlülüğü altına girer. Buna olumlu miras sözleşmesi denir. Türleri: Eğer sözleşmenin her iki tarafı da ölüme bağlı tasarrufta bulunuyorsa iki yönlü, taraflardan sadece biri diğeri lehine tasarrufta bulunuyorsa tek yönlü miras sözleşmesidir. Ayrıca, miras sözleşmesi ivazlı (bir edim karşılığında) ola- bileceği gibi, ivazsız (bir edim karşılığı olmadan) da yapılabilir. Olumsuz miras sözleşmesine mirastan feragat sözleşmesi adı verilir. Şekil Kuralları: Miras sözleşmesi resmi yazılı şekle tabidir. Yani miras sözleşmesinin geçerli olabilmesi için resmi vasiyetname şeklinde düzenlenmiş olması gerekir. Sözleşmenin tarafları, arzularını resmi memura aynı zamanda bildirirler ve düzenlenen sözleşmeyi memurun ve iki tanığın önünde imzalarlar. Cevap, B seçeneğidir. 150. Aşağıdakilerden hangisi miras hukukunda tenkis davasına ilişkin yanlıştır? A) Tenkis davası yenilik doğurucu bir davadır. B) Ölüme bağlı tasarrufla yapılan kazandırmalar ilk sırada tenkis edilir. C) Sağlararası kazandırmalar tenkis davasına konu olamaz. D) Tenkis davası saklı paylarının karşılığını alamayan mirasçılar tarafın- dan açılır. E) Tenkis davası tasarruftan yararlanan kişiye karşı açılır. Cevap: Tenkis Davası: Mirasbırakan tereke üzerinde özgürce tasarruf edebi- leceği kısmı aşan birtakım tasarruflarda bulunursa, saklı paylı mirasçıların saklı payını ihlal etmiş/zedelemiş olur. Böyle bir durumda söz konusu tasarruf geçersiz olmaz, dolayısıyla iptali de istenemez; ancak saklı payı ihlal edilen yasal mirasçı- ların açacağı dava sonucunda tenkis edilebilir. Tenkis davası yenilik doğurucu bir davadır. Ölüme bağlı tasarruftan yararlanan kişi, dava açan saklı paylı mirasçının saklı payını elde etmesine/saklı payının tamamlanmasına yetecek oranda, kendisi- ne yapılan kazandırmada indirime gidilmesine katlanmak zorunda kalır. Türk Medeni Kanunu’na göre, tenkis davası saklı paylarının karşılığı- nı alamayan mirasçılar tarafından, mirasbırakanın tasarruf edebileceği kısmı aşan tasarruflarının oranında indirim yapılması amacıyla, tasar- ruftan yararlanan kişiye karşı açılır. Kural olarak ölüme bağlı tasarruflar
Medeni Hukuk 621 tenkise tabi tutulur; ancak istisnai olarak bazı sağlararası kazandırmalar da ten- kis davasına konu olur. Yani tasarruf edilebilir kısmı aşan tüm ölüme bağlı kazandırmalar tenkis davasına konu olabilirken, ancak kanunda sayılan sağlararası kazandırmalar tenkis edilebilir. Aşağıdaki karşılıksız kazandırmalar, ölüme bağlı tasarruflar gibi tenkise tâbidir: 1. Mirasbırakanın, mirasçılık sıfatını kaybeden yasal mirasçıya miras payına mahsuben yapmış olduğu sağlararası kazandırmalar, geri verilmemek kay- dıyla altsoyuna malvarlığı devri veya borçtan kurtarma yoluyla yaptığı ka- zandırmalar ya da alışılmışın dışında verilen çeyiz ve kuruluş sermayesi, 2. Miras haklarının ölümden önce tasfiyesi maksadıyla yapılan kazandırmalar, 3. Mirasbırakanın serbestçe dönme hakkını saklı tutarak yaptığı bağışlamalar ve ölümünden önceki bir yıl içinde âdet üzere verilen hediyeler dışında yap- mış olduğu bağışlamalar, 4. Mirasbırakanın saklı pay kurallarını etkisiz kılmak amacıyla yaptığı açık olan kazandırmalar. Açılan dava üzerine, tasarruflar üzerinde tenkis belli bir sıraya göre yapılır. Tenkis, saklı pay tamamlanıncaya kadar, önce ölüme bağlı tasarruflardan; bu yetmezse, en yeni tarihlisinden en eskisine doğru geriye gidilmek üzere sağlara- rası kazandırmalardan yapılır. Kamu tüzel kişileri ile kamuya yararlı dernek ve vakıflara yapılan ölüme bağlı tasarruflar ve sağlararası kazandırma- lar en son sırada tenkis edilir. Cevap, C seçeneğidir. 151. Miras bırakan M öldüğünde geride babası M, annesi N ve evlilik dışı doğan ve tanınmamış kızı K olduğuna göre kimler hangi oranda mi- rastan pay alırlar? A) K mirasın tamamını alır. B) M 1/2, N 1/2 C) K 3/4, M 1/8, N 1/8 D) K 1/4, M 6/8, N 6/8 E) Devlet mirasın tamamını alır. Cevap: Mirasbırakan ölmeden önce evlilik dışı doğan kızı K’yı tanımadığı için K, M’ye mirasçı olamaz. Çünkü evlilik dışında doğan çocuğun babayla olan soybağı kendiliğinden oluşmaz. Babanın çocuğunu tanıması gerekmektedir. Mirasçı ola- rak M ve N vardır. Miras bu ikisinin arasında bölüştürülür. Cevap, B seçeneğidir.
622 3Y Hukuk Soru Havuzu 152. Aşağıdakilerden hangisi miras hukukunda mirasçılıktan çıkarmaya ilişkin yanlıştır? A) Mirasçılıktan çıkarma sebeplerine kanunda yer verilmiştir. Bunların dışında sebep oluşturmak mümkün değildir. B) Mirasbırakan mirasçılıktan çıkarmaya ilişkin vasiyetnamesinde çıkar- ma sebebini belirtmek zorunda değildir. C) Mirasbırakan, hakkında borç ödemeden aciz belgesi bulunan altsoyu- nu, saklı payının yarısı için mirasçılıktan çıkarabilir. D) Mirasçının, mirasbırakana veya mirasbırakanın yakınlarından birine karşı ağır bir suç işlemesi mirasçılıktan çıkarma sebebidir. E) Mirasçı, mirasbırakana veya mirasbırakanın ailesi üyelerine karşı aile hukukundan doğan yükümlülüklerini önemli ölçüde yerine getirme- mesi mirasçılıktan çıkarma sebebidir. Cevap: Mirasçılıktan çıkarma sebeplerine kanunda yer verilmiştir. Bunların dışında sebep oluşturmak mümkün değildir. Türk Medeni Kanunu’na göre aşağıdaki gösterilen durumlarda mirasbırakan saklı paylı mirasçısını mi- rasçılıktan çıkarabilir: 1. Mirasçı, mirasbırakana veya mirasbırakanın yakınlarından birine karşı ağır bir suç işlemişse, 2. Mirasçı, mirasbırakana veya mirasbırakanın ailesi üyelerine karşı aile hu- kukundan doğan yükümlülüklerini önemli ölçüde yerine getirmemişse. Mirasbırakan mirasçılıktan çıkarmaya ilişkin vasiyetnamesinde çıkar- ma sebebini belirtmesi gerekir. Bu, zorunlu bir koşuldur. Mirasçılıktan çı- karılan kimse bu sebeplere ve çıkarılmaya itiraz ederse, belirtilen sebepler çıkar- madan yararlanan mirasçı veya varsa vasiyet alacaklısı tarafından ispat edilmek zorundadır. Ancak mirasbırakan bu işlemi, çıkarma sebebi konusunda açık bir yanılma yüzünden yapmışsa, mirasçılıktan çıkarma geçersiz olur. Mirasbırakan, hakkında borç ödemeden aciz belgesi bulunan altsoyunu, saklı payının ya- rısı için mirasçılıktan çıkarabilir. Ancak, söz konusu miktarı mirasçılıktan çıkarılanın doğmuş ve doğacak çocuklarına özgülemesi şarttır. Miras açıldığı zaman borç ödemeden aciz belgesinin hükmü kalmamışsa veya belgenin kapsadığı borç tutarı mirasçılıktan çıkarılanın miras payının yarısını aş- mıyorsa, mirasçılıktan çıkarılanın istemi üzerine çıkarma iptal olunur. Cevap, B seçeneğidir.
Medeni Hukuk 623 153. Aşağıdakilerden hangisi miras hukukunda mirastan yoksunluk se- bepleri arasında değildir? A) Mirasbırakanı kasten ve hukuka aykırı olarak öldürmek veya öldür- meye teşebbüs etmek B) Mirasbırakanı kasten ve hukuka aykırı olarak sürekli şekilde ölüme bağlı tasarruf yapamayacak duruma getirmek C) Mirasbırakanın ölüme bağlı bir tasarruf yapmasını veya böyle bir ta- sarruftan dönmesini aldatma, zorlama veya korkutma yoluyla sağla- mak ve engellemek D) Mirasbırakanın artık yeniden yapamayacağı bir durumda ve zamanda ölüme bağlı bir tasarrufu kasten ve hukuka aykırı olarak ortadan kal- dırmak veya bozmak E) Mirasbırakana veya mirasbırakanın ailesi üyelerine karşı aile huku- kundan doğan yükümlülüklerini önemli ölçüde yerine getirmemek Cevap: Mirastan yoksunluk doğrudan kanundan doğan bir durumdur. Kanun- da sayılan durumlar söz konusu ise, mirasbırakanın bir irade açıklamasına gerek kalmadan kanundan ötürü o kimse mirastan yoksun kalır. Türk Medeni Kanunu’nda aşağıda yer verilen sebeplerin varlığı halinde kişiler, mirasçı olamayacakları gibi; ölüme bağlı tasarrufla herhangi bir hak da edine- mezler: 1. Mirasbırakanı kasten ve hukuka aykırı olarak öldüren veya öldürmeye te- şebbüs edenler, 2. Mirasbırakanı kasten ve hukuka aykırı olarak sürekli şekilde ölüme bağlı tasarruf yapamayacak duruma getirenler, 3. Mirasbırakanın ölüme bağlı bir tasarruf yapmasını veya böyle bir tasarruf- tan dönmesini aldatma, zorlama veya korkutma yoluyla sağlayanlar ve en- gelleyenler, 4. Mirasbırakanın artık yeniden yapamayacağı bir durumda ve zamanda ölü- me bağlı bir tasarrufu kasten ve hukuka aykırı olarak ortadan kaldıranlar veya bozanlar. NOT: Mirastan yoksunluk ile mirasçılıktan çıkarılma birbirilerine karıştırıla- bilir. Mirasçılıktan çıkarmada mirasbırakanın iradesi belirleyici iken, mirastan yoksunluk doğrudan kanundan doğan bir durumdur. Mirastan yoksunluk mi- rasbırakanın affıyla ortadan kalkar. Mirastan yoksunluk, yalnız mirastan yok- sun olanı etkiler. Mirastan yoksun olanın altsoyu, mirasbırakandan önce ölen kimsenin altsoyu gibi mirasçı olur.
624 3Y Hukuk Soru Havuzu Mirasçılıktan Çıkarma Mirastan Yoksunluk * Saklıpaya sahip mirasçılar için ge- * Mirastan yoksun kalma sebeplerin- çerlidir. den birinin gerçekleşmesi halinde ki- şinin miras hakkı mirasbırakandan * Re’sen olmaz. Mirasbırakanın kararı önce ölmüş gibi sona erer. ile gerçekleştirir. * Yokluğun hükmü geçmişe etkilidir. * Mirasçılıktan çıkarılan kişi, miras- tan pay alamaz ve tenkis davası aça- * Yoksunluk kişiseldir. Sadece yoksun maz. olan kişiyi bağlar. * Çıkarılan kişinin alt soyu bulunmu- * Mirastan yoksunluk, miras bıraka- yorsa, miras bırakanın tasarruf ora- nın affıyla oratadan kalkar. nı artar. Cevap, E seçeneğidir.
Medeni Hukuk 625 EŞYA HUKUKU 154. Zilyetliğe ilişkin aşağıdaki ifadelerden hangisi yanlıştır? A) Eşya üzerinde kişiye fiilî hâkimiyet sağlar. B) Taşınmaz eşyada mülkiyetin nakli ancak zilyetliğin nakli ile mümkün- dür. C) Kişisel hakların üçüncü kişilere karşı da ileri sürülmesini sağlar. D) Taşınır mallarda üçüncü kişinin malik olmayan emin zilyetten iyini- yetle kazanımının korunmasını sağlar. E) Taşınmazlarda işgal yolu ile mülkiyetin kazanılmasına imkan sağlar. Cevap: Zilyetlik, bir eşyayı fiilî hâkimiyet altında bulundurma anlamına gelir. Zilyetlik taşınır malın mülkiyetinin devrinde, zilyetliğin naklinin gerekmesidir. Ta- şınmaz eşyada mülkiyetin nakli ancak tapuya tescille mümkündür. Zilyetliğin eşya hukuku bakımından önemini ise aşağıdaki durumlarda görmek mümkündür. • Zilyetlik taşınır eşya üzerinde aleniyeti sağlar. • Taşınır eşya üzerinde mülkiyetin nakli veya diğer sınırlı ayni hakların tesisi, zilyetliğin nakli ile mümkündür. • Üçüncü şahsın mala malik olmayan zilyetler, iyiniyetle mal iktisabında ayni hakkı bazı istisnalar dışında korur. • Zilyetlik, taşınır mallarda sahiplenme, taşınmazlarda işgal yolu ile mülkiyetin kazanılmasında rol oynar. • Zilyetlik, mal üzerinde kişiye fiilî hâkimiyet sağlar. • Zilyetlik, kişisel hakların kuvvetlenmesini, üçüncü kişilere karşı da ileri sü- rülmesini sağlayabilir. Görüldüğü üzere taşınmaz eşyada mülkiyetin nakli ancak zilyetliğin nakli ile mümkündür ifadesi yanlıştır çünkü taşınmaz eşyada mülkiyetin nakli tapu sici- line tescille mümkündür. Cevap, B seçeneğidir. 155. Nazım’ın Piraye’ye gönderdiği mektupların bulunduğu kutuyu taşı- yan kargocunun zilyetliği aşağıdakilerden hangisidir? A) Asli zilyet B) Vasıtalı zilyet C) Kendisi için zilyet D) Başkası için zilyet E) Zilyet yardımcısı
626 3Y Hukuk Soru Havuzu Cevap: Bir eşya üzerinde ayni veya kişisel bir hakka dayanarak zilyet olan kim- se, o mala kendisi için zilyettir. Bir malı başkası için elinde bulunduran kimse, o mala başkası için zilyettir. Buna göre vasıtasız zilyet, kendisine eşyayı veren kişi için eşyayı elinde tutuyor ve bu iradeyle fiili tasarrufta bulunuyorsa o, sadece başkası için zilyettir. Temsilcinin, kargocunun, nakliyecinin veya emanetçinin zilyetliği başkası için zilyetliktir. Cevap, D seçeneğidir. Yayınevinde dizgici olarak çalışan Hikmet, kendisine kullanması için verilen bilgisayarın yenileme nedeniyle satılacağını öğrenmiş ve 1.500 TL karşılığında bilgisayarı satın almıştır. 156. Yukarıdaki örnekte İstiklal bilgisayarın zilyetliğini ne şekilde kazan- mıştır? A) Tesisen kazanmıştır. B) Kısa elden teslim ile kazanmıştır. C) Hükmen teslimle kazanmıştır. D) Aslen kazanmıştır. E) Zilyetliğin havalesi yoluyla kazanmıştır. Cevap: Somut olayda yayınevinde dizgici olarak çalışan Hikmet’in kendisine kullanılması için verilen bilgisayarın yenileme nedeniyle satılacağını öğrenmesi üzerine bilgisayarı 1.500 TL karşılığında satın almasında zilyetliğin kısa elden teslim ile kazanılması söz konusudur. Nitekim kısa elden teslim ile kazanma, bir eşyayı o ana kadar bir sınırlı ayni veya şahsi hakka dayanarak feri zilyet sıfatıyla fiilî hâkimiyeti altında bulunduran kişinin zilyetlik türünün bir hukuki işlemle değişmesidir. Cevap, B seçeneğidir. 157. Zilyetliğin iadesi davasına ilişkin aşağıdaki ifadelerden hangisi yanlıştır? A) Davacının, eşyanın önceki zilyeti olduğunu ve zilyetliğine rızası dışın- da son verildiğini ispatlaması gerekir. B) Hırsız da derhal üstün hak iddiasını kanıtlarsa bu davayı kazanabilir. C) Paylı zilyetlikte, paydaşların bu davayı hep birlikte açması gerekir. D) Eşyanın önceki zilyeti, zilyetliğin iadesi davası ile birlikte uğradığı za- rarın tazminini de talep edebilir. E) Bu davada davalının kusurlu olması gerekmez.
Medeni Hukuk 627 Cevap: Zilyetliğin iadesi (yeddin iadesi) davası zilyetliği gasp edilmiş olan zilye- te zilyetliğinin geri verilmesini sağlayan davadır. Başkasının zilyetinde bulunan bir şeyi gasp eden kimse, o şey üzerinde üstün bir hakka sahip olduğunu iddia etse bile onu geri vermekle yükümlüdür. Davalı, o şeyi davacıdan geri almasını gerektirecek üstün bir hakka sahip olduğunu derhal ispat ederse onu geri ver- mekten kaçınabilir. Zilyetliğin iadesi davası, şeyin geri verilmesine ve zararın gi- derilmesine yöneliktir. Paylı zilyetlikte, her bir paydaşın tek başına gasp halinde iade davası açması mümkündür. Ancak el birliği halinde zilyetlikle paydaşın dava açabilmesi diğer paydaşların rızasını almasına veya bu konuda da bir temsilci tayin edilmesine bağlıdır. Cevap, C seçeneğidir. 158. Zilyetliğin iadesinde iyiniyetli zilyedin yükümlülüklerine ilişkin aşağıdaki ifadelerden hangisi yanlıştır? A) İade anında elinde kalanı vermekle yükümlüdür. B) Eşyayı elinden çıkarmış ve karşılığında bir değer elde etmişse bu tutar kendisinden talep edilebilir. C) Zilyetliğindeki eşya nedeniyle elde ettiği kazançlar için tazminat öde- mek zorundadır. D) Eşya için yaptığı zorunlu ve yararları masrafları talep edebilir. E) Belirli durumların varlığı halinde eşyayı iade etmekten kaçınma hak- kına sahiptir. Cevap: Zilyetliğinin haksız olduğunu bilmeyen ve bilebilecek durunda da olma- yan kişiler, iyiniyetli zilyet olarak tanımlanır. Yani fiilî hâkimiyeti altındaki malı sahibi olduğunu düşündüğü hakla elinde tuttuğuna inanan zilyetler iyiniyetlidir. İyiniyetin bütün zilyetlik süresince bulunması gerekir. Başlangıçta iyiniyetliyken daha sonra kötüniyetli hâle gelen (haksız olduğunu öğrenen) zilyetler , iyiniyet- le devam eden devre için iyiniyetli zilyetlik, sonrası için kötüniyetli zilyetlik hü- kümlerine tabi olurlar. İyiniyetli zilyet, iade zamanında elinde kalanı vermekle yükümlüdür Bu nedenle de zilyetliği altındaki malın yok olmasından veya zarara uğramasından sorumlu değildir. Ancak malı elinden çıkarmakla birlikte eline ika- me (karşılık) bir değer girmiş ise bu değer sebepsiz zenginleşme meydana getirdiği ölçüde kendisinden talep edilebilir. Zilyetliği altındaki mal nedeniyle elde ettiği kazançlar ve yararlar açısından tazminat ödeme yükümlülüğü yoktur. Bu kazanç ve yarar, medeni ürünlerden yararlanma şeklinde olabileceği gibi malın kullanıl- ması şeklinde de gerçekleşebilir. Zilyetin elde ettiği semereler (ürünler) yaptığı giderler sebebiyle doğan alacaklarından indirilir. İyiniyetli zilyet eşya için yaptığı zorunlu ve faydalı masrafları talep edebilir ve masraflar kendisine ödeninceye ka- dar o şeyi alıkoyma hakkına sahiptir. Lüks masrafları ise talep edemez fakat lüks masrafa konu olan eşya asıl şeye zarar vermeksizin sökülüp alınabiliyorsa onu
628 3Y Hukuk Soru Havuzu ayırıp alma hakkı vardır. Görüldüğü üzere C seçeneğindeki zilyetliğindeki eşya nedeniyle elde ettiği kazançlar için tazminat ödemek zorundadır ifadesi yanlıştır zira iyiniyetli zilyetin zilyetliği altındaki mal nedeniyle elde ettiği kazançlar ve ya- rarlar açısından tazminat ödeme yükümlülüğü yoktur. Cevap, C seçeneğidir. 159. Ön alım hakkı en çok kaç yıl için tapuya şerh verilebilir? A) 1 yıl B) 5 yıl C) 10 yıl D) 15 yıl E) 20 yıl Cevap: Şahsi (nispi) haklar, borç ilişkisinden doğan ve ancak taraflar arasında ileri sürülebilen haklardır. Kural olarak hak sahibi, şahsi hakkını üçüncü kişilere karşı ileri süremez. Ancak kanunda sınırlı olarak belirtilmiş haklar tapuya şerh verilirse üçüncü kişilere karşı da ileri sürülebilir. Medeni Kanun’da düzenlenen ve şerhi mümkün olan şahsi haklar şu şekilde sıralanabilir: • Sözleşmeden doğan alım, geri alım ve ön alım hakkı • Rehin alacaklının boşalan dereceden yararlanma hakkı • Paylı taşınmazlarda yararlanma, kullanma ve yönetime ilişkin kararlar • Paylı mülkiyetin devamına ilişkin sözleşmeler • Yasal ön alım hakkından feragat sözleşmesi Borçlar Kanunu’nda düzenlenen ve şerhi mümkün olan şahsi haklar ise şun- lardır: • Arsa payı karşılığı inşaat sözleşmesinden doğan inşaat hakkı • Kira hakkı • Hasılat kirası • Bağışlayana rücu • Taşınmaz satış vaadi Yukarıda sayılan şahsi haklar tapuya şerh verilince kuvvetlendirilmiş şahsi haklar adını alırlar ve üçüncü kişilere karşı da ileri sürülebilirler. Şerh anlaşma- sının geçerliliği esas sözleşmenin tabi olduğu şekle uygun yapılmasına bağlıdır. Şerh kural olarak malik veya temsilcisinin yazılı bir şerh beyanında bulunması ile yapılır. Şerh, şahsi hakkın veya şerh süresinin dolması durumunda sona erer. Şerh süresi; alım, ön alım ve geri alım haklarında en çok 10 yıl, taşınmaz satım vaadinde ise 5 yıldır. Süre bitiminde tapu memuru, şerhi resen terkin eder. Cevap, C seçeneğidir.
Medeni Hukuk 629 160. Aşağıdakilerden hangisi ayni haklara hâkim olan ilkelerden biri değildir? A) Belirlilik B) Hak düşürücü süreye tabi olma C) Sınırlı sayıda olma D) Kamuya açıklık E) Güvenin korunması Cevap: Ayni hak, kişiye eşya üzerinde doğrudan hâkimiyet sağlayan ve herkese karşı ileri sürülebilen haklardır. Ayni haklara hâkim olan ilkeler şunlardır: • Belirlilik (muayyenlik) ilkesi • Kamuya açıklık (aleniyet) ilkesi • Güvenin korunması ilkesi • Sınırlı sayı ve tipe bağlılık ilkesi • Hak düşünce süreye ve zaman aşımına tabi olmama ilkesi Görüldüğü üzere hak düşürücü süreye tabi olma ayni haklara hâkim olan ilke- lerden biri değildir. Aksine ayni haklara, hak düşürücü süreye ve zaman aşımına tabi olmama ilkesi hâkimdir. Cevap, B seçeneğidir. 161. Taşınmazın zaman aşımıyla kazanılmasına ilişkin aşağıdaki ifade- lerden hangisi yanlıştır? A) İyiniyetli kişi olağan zaman aşımıyla taşınmazın mülkiyetini 10 yılda kazanabilir. B) Zilyetliğin davasız ve aralıksız sürmesi gerekir. C) Tapuya kayıtlı olmayan taşınmazın olağan zaman aşımıyla kazanılma- sı söz konusu olmaz. D) Taşınmaz maliki 20 yıl önce ölmüşse adına kayıtlı taşınmaz olağanüs- tü zaman aşımıyla kazanılabilir. E) Olağanüstü zaman aşımıyla kazanmada iyiniyet aranmaz. Cevap: Taşınmazın zaman aşımıyla kazanılması olağan ve olağanüstü zaman aşımı ile kazanma olmak üzere ikiye ayrılır. Olağan zaman aşımı ile taşınmazın mülkiyetini kazanmanın şartları şunlardır. • Taşınmaz tapuya kayıtlı olmalıdır. Tapuya kayıtlı olmayan taşınmazların ola- ğan zaman aşımı ile kazanılması mümkün değlidir. • Tapu sicilinde yolsuz bir tescil bulunmalıdır.
630 3Y Hukuk Soru Havuzu • Yolsuz tescille tapuda malik gözüken kişinin taşınmaza malik sıfatıyla zilyet olması, adına yolsuz tescil olan kişinin taşınmaz üzerindeki zilyetliğini malik sıfatıyla sürdürmesi gerekir. Feri zilyetlik durumu mülkiyetin kazanılmasına yol açmaz. • Zilyetliğin iyiniyetli sürmesi gerekir. İyinetten kasıt, yolsuz tescille malik gözü- ken kişinin kendini gerçekten malik zannetmesidir. • Zilyetliğin davasız ve aralıksız sürmesi gerekir. • Zilyetliğin 10 yıl sürmesi gerekir. Olağanüstü zaman aşımı ile taşınmazın mülkiyetini kazanmanın şartları ise şunlardır: • Tapuda kayıtlı olmayan taşınmazlar ile tapuda kaytılı olup da sicilden maliki- nin kim olduğu anlaşılmayan veya hakkında 20 yıl önce gaiplik kararı verilmiş bir kişi adına kayıtlı bir taşınmazın bulunması gerekir. • Vakıf malları, ormanlar ve kamu hizmetine tahsis edilen kamu malları zaman aşımı ile kazanılamaz. • Zilyetliğin malik sıfatıyla sürmesi gerekir. • Zilyetliğin davasız ve aralıksız sürmesi gerekir. • Zilyetliğin 20 yıl sürmesi gerekir. 20 yıl boyunca yukarıdaki şartların bulun- ması ve sürmesi gerekir. Görüldüğü üzere taşınmaz maliki 20 yıl önce ölmüşse adına kayıtlı taşınmaz olağanüstü zaman aşımıyla kazanılabilir ifadesi yanlıştır çünkü tapuda kayıtlı olmayan taşınmazlar ile tapuda kayıtlı olup da sicilden malikinin kim olduğu an- laşılmayan veya 20 yıl önce hakkında gaiplik kararı verilmiş bir kişi adına kayıtlı bir taşınmaz olağanüstü zaman aşımıyla kazanılabilir. Anayasa Mahkemesi “20 yıl önce ölmüş” kişi adına kayıtlı taşınmazın olağanüstü zaman aşımıyla kazanı- labileceği hükmünü iptal etmiştir. Cevap, D seçeneğidir. Kazım, tamir edilmesi için bilgisayarını yetkili servis sahibi Davut’a bırakmıştır. 162. Buna göre Kazım’ın zilyetliğinin türü aşağıdakilerden hangisinde doğru verilmiştir? A) Asli dolaylı zilyet B) Asli dolaysız zilyet C) Feri dolaylı zilyet D) Feri dolaysız zilyet E) Başkası için zilyet Cevap: Kazım bilgisayarın maliki olduğu için asli zilyettir. Başkasının mülki- yetindeki eşyayı elinde bulunduran Davut ise feri zilyettir. Eşya Davut’un elinde
Medeni Hukuk 631 olduğundan Davut dolaysız zilyet, eşya kendisinde olmadığı için Kazım ise dolaylı zilyettir. Yani Kazım’ın zilyetliği asli dolaylı zilyetliktir. Cevap, A seçeneğidir. 163. Aşağıdakilerden hangisi taşınmaz mülkiyetinin tescilsiz kazanılması yollarından biri değildir? A) Taşınmaz satım vaadinin tapu müdürlüğünde yapılması B) İşgal C) Arazi kayması D) Yeni arazi oluşması E) Kamulaştırma Cevap: Tescil kural olarak kurucu etkiye sahiptir ancak istisnaen tescilsiz ka- zanma hallerinde bildirici etki söz konusu olur. Tescilsiz kazanma (iktisap) halleri şunlardır: • Miras • İşgal • Kamulaştırma • Mahkeme kararı • Cebri icra • Yeni arazi oluşması • Arazi kayması • Şirketlerin birleşmesi • Sona eren tüzel kişinin mallarının özgülenmesi Taşınmaz satım vaadinin tapu müdürlüğünde yapılması ise kazanma halleri arasında yer almaz. Cevap, A seçeneğidir.
632 3Y Hukuk Soru Havuzu 164. Taşınmaz mülkiyetinin komşuluk hukukundan doğan kısıtlamaları ile ilgili aşağıdakilerden hangisi yanlıştır? A) Komşunun arazisine taşarak zarar veren dal ve kökler, onun istemi üzerine uygun bir süre içinde kaldırılmazsa, komşu bu dal ve kökleri kesip kendi mülkiyetine geçirebilir. B) Taşınmazın durumuna, niteliğine ve yerel âdete göre komşular arasın- da hoş görülebilecek dereceyi aşan duman, buğu, kurum, toz, koku çıkartarak, gürültü veya sarsıntı yaparak rahatsızlık vermek yasaktır. C) Taşınmaz maliki, üst taraftaki araziden kendi arazisine doğal olarak akan suların ve özellikle yağmur, kar ve tutulmamış kaynak sularının akışına katlanmak zorundadır. D) Bir arazinin suyu öteden beri alt taraftaki araziye doğal bir şekilde ak- makta ise, alt taraftaki arazi maliki, üst taraftaki araziden fazla suyun boşaltılması sırasında tazminat talep edebilir. E) Her taşınmaz maliki, uğrayacağı zararın tamamının önceden ödenme- si koşuluyla, su yolu, kurutma kanalı, gaz ve benzerlerine ait boru- ların, elektrik hat ve kablolarının, başka yerden geçirilmesi olanaksız veya aşırı ölçüde masraflı olduğu takdirde, kendi arazisinin altından veya üstünden geçirilmesine katlanmakla yükümlüdür. Cevap: Taşınmaz mülkiyeti, sözleşmeden veya kanundan doğan sebeplerle kı- sıtlanabilir. Komşuluk hukukundan doğan kısıtlamalar da kanundan kaynakla- nır. Bir arazinin suyu öteden beri alt taraftaki araziye doğal bir şekilde akmakta ise, alt taraftaki arazi maliki, üst taraftaki araziden fazla suyun boşaltılması sı- rasında da bu suları tazminat isteme hakkı olmaksızın kabul etmek zorundadır. Cevap, D seçeneğidir. 165. Paylı mülkiyette kanuni ön alım hakkı ile ilgili aşağıdakilerden han- gisi yanlıştır? A) Ön alım hakkından feragat yazılı şekil şartına tabidir. B) Cebrî artırmayla satışlarda önalım hakkı kullanılamaz. C) Önalım hakkı, satışın hak sahibine bildirildiği tarihin üzerinden üç ay ve her hâlde satışın üzerinden iki yıl geçmekle düşer. D) Önalım hakkı, alıcıya karşı dava açılarak kullanılır. E) Yapılan satış, alıcı veya satıcı tarafından diğer paydaşlara noter aracı- lığıyla bildirilir. Cevap: Paylı mülkiyette bir paydaşın taşınmaz üzerindeki payını tamamen veya kısmen üçüncü kişiye satması hâlinde, diğer paydaşlar önalım hakkını kullana-
Medeni Hukuk 633 bilirler. Cebrî artırmayla satışlarda önalım hakkı kullanılamaz. Önalım hakkın- dan feragatin resmî şekilde yapılması ve tapu kütüğüne şerh verilmesi gerekir. Belirli bir satışta önalım hakkını kullanmaktan vazgeçme, yazılı şekle tâbidir ve satıştan önce veya sonra yapılabilir. Yapılan satış, alıcı veya satıcı tarafından diğer paydaşlara noter aracılığıyla bildirilir. Önalım hakkı, satışın hak sahibine bildirildiği tarihin üzerinden üç ay ve her hâlde satışın üzerinden iki yıl geçmekle düşer. Önalım hakkı, alıcıya karşı dava açılarak kullanılır. Önalım hakkı sahibi, adına payın tesciline karar verilmeden önce, satış bedeli ile alıcıya düşen tapu giderlerini, hâkim tarafından belirlenen süre içinde hâkimin belirleyeceği yere nakden yatırmakla yükümlüdür. Cevap, A seçeneğidir. 166. Bir taşınırın mülkiyetini nakleden kişinin özel bir hukukî ilişkiye dayanarak o şeyin zilyetliğini koruması halinde zilyetliğin kazanıl- ma şekli aşağıdakilerden hangisidir? A) Zilyetliğin tesisen kazanılması B) Kısa elden teslim C) Zilyetliğin havalesi D) Emtiayı temsil eden senetlerin devri E) Hükmen teslim Cevap: Bir taşınırın mülkiyetini nakleden kişinin özel bir hukukî ilişkiye daya- narak o şeyin zilyetliğini koruması halinde hükmen teslim söz konusudur. Örne- ğin ev sahibinin evi devretmesi ama bir süre daha oturmaya devam etmesi. Cevap, E seçeneğidir. 167. Aşağıdakilerden hangisi tapu sicilindeki malikin tasarruf yetkisini kısıtlayan şerhlerden biri değildir? A) Aile konutu şerhi B) Art mirasçı şerhi C) Çekişmeli hakların şerhi D) Haciz kararının şerhi E) Geçici tescil şerhi Cevap: Tapu sicilindeki şerhler üçe ayrılır: şahsi hakların şerhi, malikin ta- sarruf yetkisini kısıtlayan şerhler ve geçici tescil şerhi. Malikin tasarruf yetkisini kısıtlayan şerhler şunlardır: • Aile konutu şerhi • Aile yurdu şerhi
634 3Y Hukuk Soru Havuzu • Çekişmeli hakların şerhi • İflas, haciz ve konkordato mühleti şerhi • Art mirasçı şerhi Cevap, E seçeneğidir. I. Taşınmaz tapuya kayıtlı olsa da olmasa da bu yolla mülkiyet kazanı- labilir. II. Bu yolla taşınmaz mülkiyetinin kazanılmasında iyiniyet aranmaz. III. Zilyetliğin davasız ve aralıksız 10 yıl sürmesi gerekir. 168. Taşınmaz mülkiyetinin olağanüstü zamanaşımıyla kazanılması ile ilgili yukarıdakilerden hangileri doğrudur? A) Yalnız I B) Yalnız II C) I ve II D) II ve III E) I, II ve III Cevap: Tapu kütüğünde kayıtlı olmayan bir taşınmazı davasız ve aralıksız ola- rak yirmi yıl süreyle ve malik sıfatıyla zilyetliğinde bulunduran kişi, o taşınmazın tamamı, bir parçası veya bir payı üzerindeki mülkiyet hakkının tapu kütüğüne tesciline karar verilmesini isteyebilir. Aynı koşullar altında, maliki tapu kütü- ğünden anlaşılamayan veya yirmi yıl önce hakkında gaiplik kararı verilmiş bir kimse adına kayıtlı bulunan taşınmazın tamamının veya bölünmesinde sakınca olmayan bir parçasının zilyedi de, o taşınmazın tamamı, bir parçası veya bir payı üzerindeki mülkiyet hakkının tapu kütüğüne tesciline karar verilmesini isteyebi- lir. Olağanüstü zaman aşımıyla kazanmada iyiniyet aranmaz. Cevap, C seçeneğidir. 169. Aşağıdakilerden hangisi arazinin mülkiyetine tabidir? A) Taşkın yapı B) Taşınır yapı C) Mecra D) Üst hakkı E) Haksız yapı Cevap: Kural olarak arazinin maliki arazinin altına da üstüne de maliktir. An- cak bu kuralın 4 istisnası bulunmaktadır: • Taşkın yapı • Taşınır yapı • Üst hakkı • Mecra hakkı Haksız yapı yani örneğin gecekondu ise arazi mülkiyetine tabidir; arazi maliki bu yapı üzerinde mülkiyet iddia edebilir. Cevap, E seçeneğidir.
Medeni Hukuk 635 170. Taşınmaz yükü ile ilgili aşağıdakilerden hangisi doğrudur? A) Taşınmaz yükü, bir taşınmazın malikini yalnız o taşınmazla sorumlu olmak üzere diğer bir kimseye bir şey vermek veya yapmakla yükümlü kılar. B) Taşınmaz yükü, bir taşınmazın malikini yalnız o taşınmazla sorumlu olmak üzere diğer bir kimseye bir şey vermek, yapmak veya yapma- makla yükümlü kılar. C) Taşınmaz yükü, bir taşınmazın malikini yalnız o taşınmazla sorumlu olmak üzere diğer bir kimseye yalnızca bir şey vermek ile yükümlü kılabilir. D) Taşınmaz yükü, bir taşınmazın malikini yalnız o taşınmazla sorumlu olmak üzere diğer bir kimseye yalnızca bir şey yapmakla yükümlü kılabilir. E) Taşınmaz yükü, bir taşınmazın malikini tüm mal varlığıyla sorumlu olmak üzere diğer bir kimseye bir şey vermek veya yapmakla yükümlü kılar. Cevap: Taşınmaz yükü, bir taşınmazın malikini yalnız o taşınmazla sorumlu olmak üzere diğer bir kimseye bir şey vermek veya yapmakla yükümlü kılar. Hak sahibi olarak, bir başka taşınmazın maliki de gösterilebilir. Taşınmaz yükünün kurulması için tapu kütüğüne tescil şarttır. Taşınmaz yükün teminatını oluşturur. Cevap, A seçeneğidir. Adem, X Galerisinde 2018 model bir araba satın almış ancak sunroof ek- lenmesi için arabayı galeride bırakmıştır. Eşi İkbal'i arayarak kendisine araba hediye aldığını ve arabayı galeriden teslim almasını söylemiştir. 171. Buna göre Adem'in eşi İkbal'in zilyetliği kazanması aşağıdaki yollar- dan hangisi ile olmuştur? A) Zilyetliğin havalesi B) Kısa elden teslim C) Emtiayı temsil eden senetlerin devri D) Aslen kazanma E) Hükmen teslim Cevap: Bir taşınırın mülkiyetini nakleden kimse özel bir hukukî ilişkiye da- yanarak o şeyin zilyetliğini korursa, mülkiyet hükmen teslim yoluyla teslimsiz geçmiş olur. Ancak, bu işlem üçüncü kişileri zarara sokmak veya taşınır rehni kurallarından kurtulmak için yapılmışsa, mülkiyetin nakli sonuç doğurmaz. So-
636 3Y Hukuk Soru Havuzu mut olayda Adem, X Galerisinden mülkiyeti devralmış ancak tadilat nedeniyle (yani özel bir hukuki ilişkiye dayanarak) eşyanın zilyetliğini bir süre daha galeride bırakmıştır; dolayısıyla hükmen teslim söz konusu olmuştur. Ancak araba galeri- deyken arabayı eşine hediye etmesi ise eşinin zilyetliği havale yoluyla kazanması- na sebep olmuştur yani Adem sorulsa idi cevap hükmen teslim olacaktı ama eşi sorulduğu için cevap havale olacaktır. Cevap, A seçeneğidir. I. Haklar üzerinde de kurulabilir. II. Kullanılmasının devri mümkün değildir. III. Hak sahibinin ölümü üzerine malikin terkin istemesiyle sona erer. IV. İntifa hakkı sahibi, malın olağan kullanılması sonucunda meydana gelen değer azalmalarından sorumlu değildir. 172. İntifa hakkı ile yukarıdakilerden hangileri doğrudur? A) Yalnız I B) I ve II C) II ve III D) I, III ve IV E) II, III ve IV Cevap: İntifa hakkı, taşınırlar, taşınmazlar, haklar veya bir malvarlığı üzerinde kurulabilir. Aksine düzenleme olmadıkça bu hak, sahibine, konusu üzerinde tam yararlanma yetkisi sağlar. İntifa hakkı, taşınırlarda zilyetliğin devri, alacaklar- da alacağın devri, taşınmazlarda tapu kütüğüne tescil ile kurulur. İntifa hakkı, konusunun tamamen yok olması ve taşınmazlarda tescilin terkini; yasal intifa hakkı, sebebinin ortadan kalkması ile sona erer. Sürenin dolması veya hak sa- hibinin vazgeçmesi ya da ölümü gibi diğer sona erme sebepleri, taşınmazlarda malike terkini isteme yetkisi verir. İntifa hakkı, gerçek kişilerde hak sahibinin ölümü; tüzel kişilerde kararlaştırılan sürenin dolması, süre kararlaştırılmamışsa kişiliğin ortadan kalkmasıyla sona erer. Tüzel kişilerin intifa hakkı, en çok yüz yıl devam edebilir. İntifa hakkı sahibi, zararın kendi kusurundan ileri gelmediğini ispat etmedikçe, malın yok olmasından veya değerinin azalmasından sorumlu- dur. İntifa hakkı sahibi, yararlanması için gerekli olmadığı hâlde tükettiği şey- leri tazmin etmekle yükümlüdür. İntifa hakkı sahibi, malın olağan kullanılması sonucunda meydana gelen değer azalmalarından sorumlu değildir. Sözleşmede aksine hüküm yoksa veya durum ve koşullardan hak sahibince şahsen kullanıl- ması gerektiği anlaşılmıyorsa, intifa hakkının kullanılması başkasına devredile- bilir. Ancak dikkat etmek gerekir ki kullanım hakkı devredilebilir; hakkın kendisi devredilemez ve mirasçılara geçmez. Cevap, D seçeneğidir.
Medeni Hukuk 637 173. Aşağıdakilerden hangisi tapu sicilindeki yardımcı siciller arasında yer alır? A) Tapu kütüğü B) Aziller sicili C) Yevmiye defteri D) Plan E) Kat mülkiyeti kütüğü Cevap: Tapu sicilinde tutulan siciller ana siciller ve yardımcı siciller olarak ikiye ayrılır. Yardımcı siciller şunlardır: • Aziller sicili • Düzeltmeler sicili • Kamu orta malları sicili • Tapu envanter defteri Diğer seçeneklerde yer alan siciller ise ana sicillerdir. Cevap, B seçeneğidir. 174. Aşağıdakilerden hangisi eşya birliği olarak adlandırılır? A) Dizüstü bilgisayar B) Televizyon C) Fotoğraf çerçevesi D) Arabanın motoru E) Takım elbise Cevap: Eşya birliği bağımsız olarak da bir eşya niteliği taşıyan ancak bir araya geldiğinde işlevsel bir bütünlük oluşturan şeylere verilen isimdir. Takım elbise eşya birliğine örnek teşkil ederken, diğer seçeneklerde yer alan eşyalar bileşik eşyaya örnektir. Cevap, E seçeneğidir.
638 3Y Hukuk Soru Havuzu 175. Zilyetliğin korunması ile ilgili aşağıdakilerden hangisi yanlıştır? A) Başkasının zilyet bulunduğu bir şeyi gasbeden kimse, o şey üzerinde üstün bir hakka sahip olduğunu iddia etse bile onu geri vermekle yü- kümlüdür. B) Gasp ve saldırıdan dolayı dava hakkı, zilyedin fiili ve failini öğrenme- sinden başlayarak iki ay ve her hâlde fiilin üzerinden bir yıl geçmekle düşer. C) Zilyet, her türlü gasp veya saldırıyı kuvvet kullanarak defedebilir. D) Zilyet, rızası dışında kendisinden alınan şeyi taşınmazlarda el koyanı kovarak, taşınırlarda ise eylem sırasında veya kaçarken yakalananın elinden alarak zilyetliğini koruyabilir. E) Saldırıda bulunan, şey üzerinde bir hak iddia ediyorsa; zilyetliği saldı- rıya uğrayan, ona karşı dava açamaz. Cevap: Zilyet, her türlü gasp veya saldırıyı kuvvet kullanarak defedebilir. Zil- yet, rızası dışında kendisinden alınan şeyi taşınmazlarda el koyanı kovarak, taşınırlarda ise eylem sırasında veya kaçarken yakalananın elinden alarak zil- yetliğini koruyabilir. Ancak, zilyet durumun haklı göstermediği derecede kuvvet kullanmaktan kaçınmak zorundadır. Zilyet bulunduğu bir şeyi gasbeden kimse, o şey üzerinde üstün bir hakka sahip olduğunu iddia etse bile onu geri vermekle yükümlüdür. Davalı, o şeyi davacıdan geri almasını gerektirecek üstün bir hak- ka sahip olduğunu derhâl ispat ederse onu geri vermekten kaçınabilir. Dava, şeyin geri verilmesine ve zararın giderilmesine yönelik olur. Saldırıda bulunan, şey üzerinde bir hak iddia etse bile; zilyetliği saldırıya uğrayan, ona karşı dava açabilir. Dava, saldırının sona erdirilmesine, sebebinin önlenmesine ve zararın giderilmesine yönelik olur. Gasp ve saldırıdan dolayı dava hakkı, zilyedin fiili ve failini öğrenmesinden başlayarak iki ay ve her hâlde fiilin üzerinden bir yıl geç- mekle düşer. Cevap, E seçeneğidir. 176. Aşağıdaki sınırlı ayni haklardan hangisi kural olarak devredilebilir bir haktır? A) Üst hakkı B) İntifa hakkı C) Geçit hakkı D) Oturma hakkı E) Mecra hakkı Cevap: Seçeneklerde yer alan sınırlı ayni haklardan irtifaklarının çeşitleri içeri- sinde oturma ve intifa hakkı devredilemez ve mirasçılara geçmez. Geçit ve mecra
Medeni Hukuk 639 hakkı kural olarak devredilemez ancak aksine anlaşma yapılabilir. Üst hakkı ise kural olarak devredilebilir ancak aksine anlaşma mümkündür. Cevap, A seçeneğidir. 177. Zilyetliğin idari yoldan korunması ile ilgili aşağıdaki ifadelerden hangisi yanlıştır? A) Sadece taşınmazlar için başvurulabilir. B) Zilyetliği yapılan tecavüzün öğrenilmesinden itibaren 60 gün içinde başvurulması gerekir. C) Başvuru taşınmazın bulunduğu yerdeki mülki amire yapılır. D) Kamuya ait taşınmazlarda idari yoldan korumaya fiilden itibaren 1 yıl içinde başvurulabilir. E) Mülki amirin kararına itiraz edilebilir. Cevap: Zilyetliğin idari yoldan korunması, 3091 sayılı Taşınmaz Mal Zilyedli- ğine Yapılan Tecavüzlerin Önlenmesi Hakkında Kanun’da düzenlenmiştir. Do- layısıyla yalnızca taşınmaz zilyetliğinin korunmasında başvurulabilir. Zilyetliğe tecavüzün öğrenilmesinden itibaren 60 gün ve en geç fiilden itibaren 1 yıl içinde mülki amire başvurulur. Mülki amirin kararına karşı itiraz edilebilir. Kamuya ait taşınmaz malın zilyetliğinin bu yolla korunmasında süre sınırı yoktur. Cevap, D seçeneğidir. 178. Aşağıdakilerden hangisi eşyanın eklentisi olarak kabul edilir? A) Arazide dikili ağaç B) Araziden çıkan kaynak C) Ağacın üzerindeki ceviz D) Vitrindeki elbisenin üzerindeki şal E) Bisikletin kilidi Cevap: Eklenti, asıl şey malikinin anlaşılabilen arzusuna veya yerel âdetlere göre, işletilmesi, korunması veya yarar sağlaması için asıl şeye sürekli olarak özgülenen ve kullanılmasında birleştirme, takma veya başka bir biçimde asıl şeye bağlı kılınan taşınır maldır. Eklenti, asıl şeyden geçici olarak ayrılmakla bu nite- liğini kaybetmez. Asıl şeye zilyet olan kimsenin sadece geçici olarak kullanması veya tüketmesi için özgülenen ya da asıl şeyin özel niteliği ile herhangi bir ilişkisi bulunmadan sadece korunmak, satılmak veya kiraya verilmek üzere onunla bir- leştirilen şeyler eklenti sayılmaz. A, B, C seçeneklerinde yer alanlar bütünleyici parça niteliğindeyken; D seçeneğindeki şal ise eklenti sayılmayanlar arasındadır. Cevap, E seçeneğidir.
640 3Y Hukuk Soru Havuzu 179. Aşağıdakilerden hangisi tapuya şerh edilen haklardan biri değildir? A) Önalım hakkı B) Kira hakkı C) Üst hakkı D) İpotekte boşalan dereceden yararlanma hakkı E) Taşınmaz satış vaadi Cevap: Tapu sicilindeki kayıtlar; tescil, şerh ve beyan şeklinde üçe ayrılır. Üst hakkı bir ayni hak olduğu için tapu siciline tescil ile kurulur. Seçeneklerdeki di- ğer haklar ise şahsi haktır ve tapu siciline şerh edilerek kuvvetlendirilir ve üçün- cü kişilere karşı ileri sürülebilir. Cevap, C seçeneğidir. 180. Zilyetliğin iadesinde uygulanacak hükümler ile ilgili aşağıdakilerden hangisi yanlıştır? A) İyiniyetli zilyet eşyayı elinde kalan haliyle iade eder. B) İyiniyetli zilyet yaptığı zorunlu ve faydalı masrafları isteyebilir. C) Kötüniyetli zilyet elde ettiği kazancı ve ihmal ettiği kazancı da iade eder. D) Kötüniyetli zilyet zorunlu masraflarını ve faydalı masrafının meydana getirdiği değer artışını isteyebilir. E) İyiniyetli zilyet masraflar kendisine ödenene kadar eşyayı alıkoyabilir. Cevap: İyiniyetle zilyedi bulunduğu şeyi, karineyle mevcut hakkına uygun şe- kilde kullanan veya ondan yararlanan zilyet, o şeyi geri vermekle yükümlü olduğu kimseye karşı bu yüzden herhangi bir tazminat ödemek zorunda değildir. İyini- yetli zilyet, şeyin kaybedilmesinden, yok olmasından veya hasara uğramasından sorumlu olmaz. İyiniyetli zilyet, geri vermeyi isteyen kimseden şey için yapmış olduğu zorunlu ve yararlı giderleri tazmin etmesini isteyebilir ve bu tazminat öde- ninceye kadar şeyi geri vermekten kaçınabilir. İyiniyetli zilyet, diğer giderler için tazminat isteyemez. Ancak, şeyin geri verilmesinden önce kendisine bu giderler için bir tazminat önerilmezse, kendisi tarafından o şeyle birleştirilen ve zararsızca ayrılması mümkün bulunan eklemeleri o şeyi geri vermeden önce ayırıp alabilir. Zilyedin elde ettiği ürünler, yaptığı giderler sebebiyle doğan alacaklarına mahsup edilir. İyiniyetli olmayan zilyet, geri vermekle yükümlü olduğu şeyi haksız alıkoy- muş olması yüzünden hak sahibine verdiği zararlar ve elde ettiği veya elde etmeyi ihmal eylediği ürünler karşılığında tazminat ödemek zorundadır. İyiniyetli olma- yan zilyet, yaptığı giderlerden ancak hak sahibi için de zorunlu olanların tazmin edilmesini isteyebilir. İyiniyetli olmayan zilyet, şeyi kime geri vereceğini bilmediği
Medeni Hukuk 641 sürece ancak kusuruyla verdiği zararlardan sorumlu olur. Kazandırıcı zamanaşı- mından yararlanma hakkına sahip olan zilyet, zilyetliği kendisine devreden aynı yetkiye sahip idiyse onun zilyetlik süresini kendi süresine ekleyebilir. Cevap, D seçeneğidir. 181. Aşağıdakilerden hangisi taşınmaz rehnine hakim olan ilkelerden biri değildir? A) Teminat ilkesi B) Belirlilik ilkesi C) Güvencenin bölünmezliği ilkesi D) Sabit dereceler ilkesi E) Öncelik ilkesi Cevap: Taşınmaz rehnine hakim olan ilkeler şunlardır: • Belirlilik ilkesi • Teminat ilkesi • Güvencenin bölünmezliği ilkesi • Güvenin korunması ilkesi • Sabit dereceler ilkesi Öncelik ilkesi ise taşınır rehnine hakim olan ilkeler arasındadır. Cevap, E seçeneğidir. K bilgisayarını arkadaşı F’ye satmış ancak bazı donanımları eklemek şar- tıyla aldığı için F bu işlemler için bilgisayarı K’de bırakmıştır. F bilgisayarı masasının üzerinde bırakıp bankaya gittiğinde dükkana gelen T bilgisayarı çalıp kaçmıştır. 182. Buna göre T zilyetliği aşağıdaki yollardan hangisi ile kazanmıştır? A) Kısa elden teslim B) Emtiayı temsil eden senetlerin devri C) Hükmen teslim D) Zilyetliğin havalesi E) Aslen kazanma Cevap: Somut olayda T, bilgisayarı çalmak suretiyle tek taraflı fiille zilyetliği kazanmıştır dolayısıyla aslen kazanma hali söz konusudur. F’nin zilyetliği nasıl kazandığı sorulmuş olsaydı cevap hükmen teslim olurdu. Cevap, E seçeneğidir.
642 3Y Hukuk Soru Havuzu 183. Aşağıdakilerden hangisi taşınmaz mülkiyetinin olağan zamanaşımı ile kazanılmasının şartları arasında yer almaz? A) Taşınmaz mutlaka tapuya kayıtlı olmalıdır. B) Yolsuz tescil bulunmalıdır. C) Zilyetlik iyiniyetle sürmelidir. D) Zilyetlik davasız ve aralıksız malik sıfatıyla sürmelidir. E) Zilyetlik yirmi yıl sürmelidir. Cevap: Geçerli bir hukukî sebep olmaksızın tapu kütüğüne malik olarak yazı- lan kişi, taşınmaz üzerindeki zilyetliğini davasız ve aralıksız olarak on yıl süreyle ve iyiniyetle sürdürürse, onun bu yolla kazanmış olduğu mülkiyet hakkına itiraz edilemez. Cevap, E seçeneğidir. 184. Aşağıdakilerden hangisi tapu sicilindeki ana sicillerden biri değildir? A) Tapu envanter defteri B) Yevmiye defteri C) Plan D) Kat mülkiyeti kütüğü E) Resmi belgeler Cevap: Tapu sicilindeki ana siciller şunlardır: • Tapu kütüğü • Kat mülkiyeti kütüğü • Plan • Resmi belgeler • Yevmiye defteri Tapu envanter defteri ise yardımcı siciller arasında yer alır. Cevap, A seçeneğidir.
Medeni Hukuk 643 185. Paylı mülkiyette yasal ön alım hakkı ile ilgili aşağıdakilerden hangisi yanlıştır? A) Cebrî artırmayla satışlarda önalım hakkı kullanılamaz. B) Belirli bir satışta önalım hakkını kullanmaktan vazgeçme, resmi şekle tabidir ve tapu kütüğüne şerh verilmesi gerekir. C) Önalım hakkı, satışın hak sahibine bildirildiği tarihin üzerinden üç ay ve her hâlde satışın üzerinden iki yıl geçmekle düşer. D) Önalım hakkı, alıcıya karşı dava açılarak kullanılır. E) Yapılan satış, alıcı veya satıcı tarafından diğer paydaşlara noter aracı- lığıyla bildirilir. Cevap: Paylı mülkiyette bir paydaşın taşınmaz üzerindeki payını tamamen veya kısmen üçüncü kişiye satması hâlinde, diğer paydaşlar önalım hakkını kullana- bilirler. Cebrî artırmayla satışlarda önalım hakkı kullanılamaz. Önalım hakkın- dan feragatin resmî şekilde yapılması ve tapu kütüğüne şerh verilmesi gerekir. Belirli bir satışta önalım hakkını kullanmaktan vazgeçme, yazılı şekle tâbidir ve satıştan önce veya sonra yapılabilir. Yapılan satış, alıcı veya satıcı tarafından diğer paydaşlara noter aracılığıyla bildirilir. Önalım hakkı, satışın hak sahibine bildirildiği tarihin üzerinden üç ay ve her hâlde satışın üzerinden iki yıl geçmekle düşer. Önalım hakkı, alıcıya karşı dava açılarak kullanılır. Önalım hakkı sahibi, adına payın tesciline karar verilmeden önce, satış bedeli ile alıcıya düşen tapu giderlerini, hâkim tarafından belirlenen süre içinde hâkimin belirleyeceği yere nakden yatırmakla yükümlüdür. Cevap, B seçeneğidir. I. Oturma hakkı, kural olarak devredilebilir bir haktır. II. Binanın bir bölümü üzerinde oturma hakkına sahip olan kişi, ortak- laşa kullanmaya özgülenen yerlerden de yararlanabilir. III. Oturma hakkı sahibi bina veya onun bir bölümünü malik ile birlikte kullanıyorsa bakım ve onarım giderleri malike ait olur. 186. Oturma hakkı ile ilgili yukarıdaki ifadelerden hangileri doğrudur? A) Yalnız I B) Yalnız II C) I ve II D) II ve III E) I, II ve III Cevap: Oturma hakkı, bir binadan veya onun bir bölümünden konut olarak yararlanma yetkisi verir. Oturma hakkı, başkasına devredilemez ve mirasçılara geçmez. Kanunda aksine hüküm bulunmadıkça, intifa hakkına ilişkin hükümler oturma hakkına da uygulanır. Oturma hakkının kapsamı, genel olarak hak sa- hibinin kişisel ihtiyaçlarına göre belirlenir. Oturma hakkı sahibi, hakkın şahsına özgülendiği açıkça belirtilmedikçe, bina veya onun bir bölümünde ailesi ve ev halkı
644 3Y Hukuk Soru Havuzu ile birlikte oturabilir. Binanın bir bölümü üzerinde oturma hakkına sahip olan kimse, ortaklaşa kullanmaya özgülenen yerlerden de yararlanabilir. Oturma hakkı, binanın veya bir bölümünün tamamından yararlanma yetkisi veriyorsa; bina veya bölümün muhafazası ve olağan bakımı için gerekli onarım ve yenileme giderleri, oturma hakkı sahibine aittir. Oturma hakkı sahibi bina veya onun bir bölümünü malik ile birlikte kullanıyorsa, bakım ve onarım giderleri malike ait olur. Cevap, D seçeneğidir. Kamil, maliki olduğu cep telefonunu kullanması için arkadaşı Nurhan’a vermiştir. 187. Buna göre Kamil’in zilyetliğinin türü aşağıdakilerden hangisinde doğru verilmiştir? A) Dolaysız asli zilyet B) Dolaysız feri zilyet C) Dolaylı asli zilyet D) Dolaylı feri zilyet E) Başkası için zilyet Cevap: Bir şey üzerinde fiilî hâkimiyeti bulunan kimse onun zilyedidir. Taşın- maz üzerindeki irtifak haklarında ve taşınmaz yüklerinde hakkın fiilen kullanıl- ması zilyetlik sayılır. Zilyet, bir sınırlı aynî hak veya bir kişisel hakkın kurulması- nı ya da kullanılmasını sağlamak için şeyi başkasına teslim ederse, bunların ikisi de zilyet olur. Bir şeyde malik sıfatıyla zilyet olan aslî zilyet, diğeri fer’î zilyettir. Bir şeyde fiilî hâkimiyetini doğrudan doğruya sürdüren kimse dolaysız zilyet, baş- ka bir kişi aracılığı ile sürdüren kimse dolaylı zilyettir. Somut olay incelendiğinde Kamil telefonun maliki olduğu için asli; şu anda eşya kendisinde olmadığı için dolaylı zilyettir. Cevap, C seçeneğidir. 188. Aşağıdakilerden hangisi taşınır rehnine hakim olan ilkeler arasında yer almaz? A) Güvenin korunması ilkesi B) Güvencenin bölünmezliği ilkesi C) Sabit dereceler ilkesi D) Belirlilik ilkesi E) Teminat ilkesi Cevap: Kanunda öngörülen ayrık durumlar dışında taşınırlar, ancak zilyetliğin alacaklıya devri suretiyle rehnedilebilir. Rehnedende tasarrufta bulunma yetkisi
Medeni Hukuk 645 olmasa bile, rehin konusu taşınıra iyiniyetle zilyet olan kimse, zilyetlik hükümle- rine göre edinimi korunduğu ölçüde rehin hakkı kazanır. Taşınır rehnine hakim olan ilkeler şunlardır: • Belirlilik • Teminat • Güvencenin bölünmezliği • Güvenin korunması • Öncelik (tarihe göre) Sabit dereceler ilkesi ise taşınmaz rehnine hakim olan bir ilkedir. Cevap, C seçeneğidir. 189. Aşağıdakilerden hangisi nitelik olarak eklenti sayılır? A) Tavuktan ayrılmamış olan yumurta B) Ağacın üzerindeki portakal C) Sergilenen gömleğin içindeki tişört D) Erik yenmesi için verilen tabak E) Atın eyeri Cevap: Bir şeye ilişkin tasarruflar, aksi belirtilmedikçe onun eklentisini de kap- sar. Eklenti, asıl şey malikinin anlaşılabilen arzusuna veya yerel âdetlere göre, işletilmesi, korunması veya yarar sağlaması için asıl şeye sürekli olarak özgüle- nen ve kullanılmasında birleştirme, takma veya başka bir biçimde asıl şeye bağlı kılınan taşınır maldır. Eklenti, asıl şeyden geçici olarak ayrılmakla bu niteliğini kaybetmez. Asıl şeye zilyet olan kimsenin sadece geçici olarak kullanması veya tüketmesi için özgülenen ya da asıl şeyin özel niteliği ile herhangi bir ilişkisi bu- lunmadan sadece korunmak, satılmak veya kiraya verilmek üzere onunla birleş- tirilen şeyler eklenti sayılmaz. Atın eyeri eklenti niteliğindedir. Cevap, E seçeneğidir.
646 3Y Hukuk Soru Havuzu I. Başkasının zilyetinde bulunan bir şeyi gasp eden kimse, o şey üzerin- de üstün bir hakka sahip olduğunu iddia etse de onu geri vermekle yükümlüdür. II. Gasp ve saldırıdan dolayı dava hakkı, zilyedin fiili ve failini öğrenme- sinden başlayarak üç ay ve her hâlde fiilin üzerinden iki yıl geçmekle düşer. III. Davalı bu davada hiçbir suretle üstün hak iddiasında bulunamaz. 190. Zilyetliğin iadesi davasına ilişkin yukarıdakilerden hangileri doğru- dur? A) Yalnız I B) Yalnız II C) I ve II D) I ve III E) I, II ve III Cevap: Başkasının zilyet bulunduğu bir şeyi gasbeden kimse, o şey üzerinde üstün bir hakka sahip olduğunu iddia etse bile onu geri vermekle yükümlüdür. Davalı, o şeyi davacıdan geri almasını gerektirecek üstün bir hakka sahip olduğu- nu derhâl ispat ederse onu geri vermekten kaçınabilir. Dava, şeyin geri verilmesi- ne ve zararın giderilmesine yönelik olur. Saldırıda bulunan, şey üzerinde bir hak iddia etse bile; zilyetliği saldırıya uğrayan, ona karşı dava açabilir. Dava, saldırı- nın sona erdirilmesine, sebebinin önlenmesine ve zararın giderilmesine yönelik olur. Gasp ve saldırıdan dolayı dava hakkı, zilyedin fiili ve failini öğrenmesinden başlayarak iki ay ve her hâlde fiilin üzerinden bir yıl geçmekle düşer. Cevap, A seçeneğidir. 191. Aşağıdakilerden hangisi eşyanın özelliklerinden değildir? A) Kişilik dışı olmalıdır. B) Sınırlanamaz olmalıdır. C) Fiili hakimiyete elverişli olmalıdır. D) Cismani olmalıdır. E) Maddi veya manevi bir değeri olmalıdır. Cevap: Bir şeyin eşya olarak kabul edilebilmesi için sınırlanamaz değil aksine sınırlanabilir olması gerekmektedir. Eşya, üzerinde bireysel hakimiyet sağlanabilecek iktisadi bir değer taşıyan şa- hıs dışı cismani varlıklardır. İnsan vücudu hukuken eşya kavramı dışındadır. Üzerinde bireysel hakimiyet kurulabilecek, sınırlandırılmış maddi varlıklar hu- kuken eşya kavramına dahildir.
Medeni Hukuk 647 Eşyanın Özellikleri 33 Eşya hukuku anlamında eşya, kişilerin (gerçek veya tüzel kişi) üzerinde fer- dî hâkimiyet kurabildikleri, maddî varlığı olan ve belirli sınırları bulunan, kişisel olmayan varlıklardır. 33 Eşya hukukunun konusu, eşyanın maddi varlığı olan eşyadır. Bu neden- le örneğin, isim üzerindeki hak, eşya olmadığından mülkiyete konu olmaz. (İstisna: Tabii kuvvetlerin (elektrik, atom enerjisi) menkul mülkiyetine konu olabilmesidir.) 33 Cismani varlığa sahip şeyin belirli olması gerekir. Örnek, kıymetli bir taş topraktan ayrılmadıkça eşya değildir. 33 Hukuken üzerinde hâkimiyet kurulabilmesi mümkün olmayan bir şeyin ta- nımladığımız eşya kavramına girmediğine işaret etmekte yarar vardır. Ör- neğin soyut anlamda deniz, hava, uzay gibi şeyler hukuki anlamda eşya kavramının kapsamı dışındadırlar. Ancak, örneğin oksijeni bir oksijen tüpü içerisine koyarak ona hukuki anlamda bir eşya niteliği kazandırabiliriz. (Üzerinde insan hâkimiyeti kurulabilmesi) 33 Tanımda geçen “şahıs dışı” kavramı ile de eşyanın kişisel olmaması özel- liği vurgulanmak istenmiştir. İnsan vücudu ve organları kişisel oluşları nedeniyle hukukî anlamda bir eşya olarak kabul edilemezler. Bunun yanında, peruk, gözlük ve takma dişler gibi insan vücuduna sıkı sıkıya bağlı olmayan şeyler eşya niteliğindedirler. 33 Eşyanın bir diğer önemli özelliği ise sınırlandırılabilir olmasıdır. (Belli sınırla- ra sahip olma durumu) Menkul eşya, zaten doğası itibariyle sınırlandırılmış eşyadır. Ancak gayrı menkullerde bu sınırlamanın yapay olarak hukuk dü- zeninin kabul ettiği sınırlama yöntemleri ile tespit edilmesi gerekmektedir. Cevap, B seçeneğidir. 192. Aşağıdakilerden hangisi bileşik eşya niteliği taşımamaktadır? A) Kalemlik B) Elbise C) Otomobil D) Pul koleksiyonu E) Çanta Cevap: Bileşik eşya birden fazla eşyanın bağımsızlığını kaybedip yeni bir eşya meydana getirmesine bileşik eşya denir. Pul koleksiyonu eşya birliği oluşturmak- tadır. Çünkü pulların her biri kendi bağımsızlığını korumaktadır. Cevap, D seçeneğidir.
648 3Y Hukuk Soru Havuzu 193. Bir eşyaya mülkiyet dışında başka bir hakka dayanarak sahip olan kişinin zilyetliği hangi türdendir? A) Asli zilyet B) Fer’i zilyet C) Tek zilyet D) Birlikte zilyet E) Vasıtalı zilyet Cevap: Bir eşyaya mülkiyet dışında başka bir hakka dayanarak sahip olan ki- şinin zilyetliği fer’i zilyetliktir. Cevap, B seçeneğidir. Bir kasanın iki tane anahtarı vardır ve ancak bu iki anahtar bir araya geldi- ğinde kasa açılmaktadır. Anahtarlardan biri A’da diğeri B’dedir. 194. A ve B’nin kasa üzerindeki zilyetliklerinin türü aşağıdakilerden han- gisidir? A) Müşterek zilyetlik B) Elbirliği halinde zilyetlik C) Tek zilyetlik D) Zilyet yardımcılığı E) Vasıtalı zilyetlik Cevap: A ve B’nin kasa üzerinde elbirliği halinde zilyetliği bulunmaktadır. Müş- terek zilyetlik diyebilmemiz için iki anahtarın kasayı ayrı ayrı açabilmesi gerek- mektedir. Tek Zilyetlik – Birlikte Zilyetlik: Tek zilyetlik, bir eşya üzerinde bir tek kişi- nin yalnız başına zilyet olmasıdır. Tek zilyet, asli veya fer’i zilyet olabilir. Birlikte zilyetlik ise iki kısma ayrılır: A) Ortak (Müşterek) Zilyetlik: Bir şeye birlikte zilyet olanlardan her birinin o şeyi diğerlerinden bağımsız olarak tek başına kullanmaya yetkili olmasıdır. Örnek: Bir kasanın aynı anahtarı hem (A) da hem de (B) de var ise ikiside bir- birinden ayrı olarak kasayı açabilirlerse burada ortak zilyetlikten söz edilir. B) Elbirliği Halinde (İştirak Halinde) Zilyetlik: Bir şeye birlikte zilyet olanların o şeyi ancak hep birlikte kullanabilmeleridir. Örnek: Bir kasanın açılabilmesi için iki anahtara ihtiyaç vardır. Biri (A) da biri ise (B) de ve ikisi ancak birlikte kasayı açabiliyorlarsa elbirliği halinde zilyet var demektir. Cevap, B seçeneğidir.
Medeni Hukuk 649 195. Bir kişinin sokakta bulduğu bir cep telefonu üzerinde zilyetliği ka- zanması, zilyetliğin kazanılması türlerinden aşağıdakilerden hangi- sine girmektedir? A) Aslen kazanma B) Devren kazanma C) Tesisen kazanma D) Miras yoluyla kazanma E) Kısmen kazanma Cevap: Aslen Kazanma: Bir eşyanın zilyetliğini doğrudan doğruya, başkasının rızasını aranmaksızın tek taraflı fiili ile kazanan kişinin durumudur. Örnek: Bir kimse ormandan avladığı tavşan ve gölden tuttuğu balık üzerinde zilyetliği aslen kazanmış olur. Aynı şekilde bir kimse sokakta bulduğu bir çakmağı, sahibi tara- fından atılmış gazeteyi veya çaldığı bir arabayı da aslen kazanma yolu ile zilyetli- ğine geçirmiş olur. Dolayısıyla bir kişinin sokakta bulduğu cep telefonu üzerinde kurduğu zilyetlik zilyetliğin aslen kazanılmasıdır. Cevap, A seçeneğidir. 196. Zilyetlik iradesi ve fiili hakimiyet olmamasına rağmen kanun gereği zilyetliğin kazanılmasını sağlayan zilyetliğin kazanılması yolu aşağı- dakilerden hangisidir? A) Hükmen teslim B) Kısa elden teslim C) Miras yoluyla kazanma D) Zilyetliğin havalesi E) Tesisen kazanma Cevap: Miras Yoluyla Kazanma: Mirasın açılması ile terekeye dahil bulunan bütün eşyaların zilyetliği kanundan ötürü teslime gerek olmaksızın mirasçılara geçer. Bu durumda zilyetlik iradesi ve fiili hakimiyet olmamasına rağmen kanun gereği zilyetlik kazanılır. Miras taksim edilene kadar mirasçılar terekeye dahil eşyalar üzerinde elbirliği halinde zilyet olurlar. Cevap, C seçeneğidir.
650 3Y Hukuk Soru Havuzu I. Tapu Kütüğü II. Kat Mülkiyeti Kütüğü III. Yevmiye Defteri IV. Aziller sicili 197. Yukarıdakilerden hangileri tapu sicilinin ana sicilleri arasındadır? A) Yalnız I B) Yalnız II C) I ve II D) I, II ve III E) II, III ve IV Cevap: Tapu sicili, taşınmazlar ile üzerindeki ayni hakların durumlarını gös- termek üzere devletin sorumluluğu altında tutulan resmi bir sicildir. Taşınırlarda zilyetlik etkili iken taşınmazlarda da tapu sicili etkindir. Tapu sicili, ana siciller ve yardımcı siciller olmak üzere başlıca iki unsurdan oluşur. Ana sicillerden en önemli olanı tapu kütüğüdür. Özel mülkiyete konu olan bütün taşınmazlar bu kütüğe kaydedilir ve taşınmazlar üzerindeki ayni haklar da bu kütüğe yapılan tes- cille doğar. Diğer ana siciller ise; kat mülkiyeti kütüğü, yevmiye defteri, resmi bel- geler ve planlardır. Kat mülkiyetine konu olan bağımsız bölümler ise kat mülkiyeti kütüğüne kaydedilir; bu kütükte de her bağımsız bölüm için ayrı bir sayfa açılır. Yevmiye defteri, ayni hakların tescil, terkin ve bunların düzeltilmesine ilişkin istemlerin tapu kütüğüne işlenmeden önce yazıldıkları defterdir. İstemler, istem- de bulunanın kimliği ve istemin konusu belirtilerek istem sırasına göre yevmiye defterine yazılır. İşlemlerin dayanağı olan belgeler önem sırasına göre sıralanır ve saklanır. Yevmiye defteri ayni hakların sıralarını belirlediği için oldukça önemli- dir. Yevmiye defterine istemin niteliği, tarihi, saat ve dakikası, istemde bulunanın adı-soyadı ve adresi yazılır. Yevmiye defterine, tapu sicili üzerinde işlem yapılma- sını gerektiren veya reddedilen istemler kaydedilir. Tapu sicilindeki kayıtlı hakla- rın birbirine üstünlüğü bu deftere yazım tarihi ve sıra numarasına göre belirlenir. Yevmiye defterine tescil isteminin yazıldığı tarih, tapu kütüğüne tescilin dayana- ğını oluşturur. Yani tescilin hükmü, yevmiye defterine tescil isteminin yazıldığı tarihten ve saatten başlayarak sonuç doğurur. Resmi belgeler ise; resmi senet, plan, mahkeme kararı ve diğer belgeleri kapsamaktadır. Ana Siciller Yardımcı Siciller 1- Tapu Kütüğü 1- Aziller sicili 2- Kat Mülkiyeti Kütüğü 2- Düzeltmeler (Tashihler) sicili 3- Yevmiye Defteri 3- Kamu orta malları sicili 4- Resmî belgeler 4- Tapu envanter defteri 5- Plan Cevap, D seçeneğidir.
Medeni Hukuk 651 I. Gayrimenkul satış vaadi II. İpotekte boşalan dereceden yararlanma III. Vefa (geri alım) hakkı IV. İştira (alım) hakkı 198. Yukarıdakilerden hangisi veya hangileri tapu kütüğüne yapılacak şahsi hakların şerhi kapsamındaki haklardandır? A) Yalnız II B) Yalnız III C) II ve III D) III ve IV E) I, II, III ve IV Cevap: Şahsi Hakların Şerhi: Şahsi haklar (nisbi haklar) borç ilişkisinden do- ğan ve ancak tarafları arasında ileri sürülebilen haklardır. Kural olarak hak sahi- bi, şahsi hakkını 3. kişilere karşı ileri süremez. Kanunda sınırlı olarak belirtilmiş olan haklar ise tapuya şerh verilirse 3. kişilere karşı da ileri sürülebilir. Bunlar; arsa payı karşılığı inşaat sözleşmesinden doğan inşaat hakkı, sözleşme- den doğan şüf’a (ön alım) hakkı, vefa (geri alım) hakkı, iştira (alım), kira, gayrimenkul satış vaadi, ipotekte boşalan dereceden yararlanma, bağış- layana rücu, paylı taşınmazlarda yararlanma, kullanma ve yönetime iliş- kin kararlar, paylı mülkiyetin devamına ilişkin sözleşmeler, yasal önalım hakkından feragat sözleşmesi vs. Bu nisbi haklar tapuya şerh verilince kuv- vetlendirilmiş şahsi haklar adını alırlar ve 3. kişilere karşı da ileri sürülebilirler. Bunlar: • arsa payı karşılığı inşaat sözleşmesinden doğan inşaat hakkı, • sözleşmeden doğan şüf’a (ön alım) hakkı, • vefa (geri alım) hakkı, • iştira (alım), • kira, • gayrimenkul satış vaadi, • ipotekte boşalan dereceden yararlanma, • bağışlayana rücu, • paylı taşınmazlarda yararlanma, kullanma ve yönetime ilişkin kararlar, • paylı mülkiyetin devamına ilişkin sözleşmeler, • yasal önalım hakkından feragat sözleşmesi vs. Bu nisbi haklar tapuya şerh verilince kuvvetlendirilmiş şahsi haklar adını alırlar ve 3. kişilere karşı da ileri sürülebilirler. Şerh anlaşmasının geçerliliği, esas sözleşmenin tabi olduğu şekle uygun ya- pılmasına bağlıdır. Şerh kural olarak malik veya temsilcisinin yazılı bir şerh be- yanında bulunması ile yapılır. Şerh, şahsi hakkın veya şerh süresinin dolması durumunda sona erer.
652 3Y Hukuk Soru Havuzu Şerh süresi; şüf’a, vefa ve iştira haklarında en çok 10 yıl, gayrimenkul satış vaadinde ise 5 yıldır. Süre bitiminde tapu memuru şerhi re’sen terkin (Yazılmış bir şeyin silinmesi) eder. Ön alım hakkı, satışın hak sahibine bildirilmesin- den itibaren 3 ay ve herhalde satışın gerçekleşmesinden sonra 2 yıl geç- mekle düşer. Cevap, E seçeneğidir. 199. Aşağıdakilerden hangisi ayni haklara hakim olan ilkelerden değildir? A) Aleniyet B) Sınırlı sayı ve tipe bağlılık ilkesi C) Belirlilik D) Zamanaşımı ve hak düşürücü süreye tabi olmama E) Devredilemezlik Cevap: Ayni hak sahipleri kural olarak bu haklarını devredebilirler. Diğer ilke- ler ayni hakların temel ilkelerindendir. Ayni Haklara Hakim Olan İlkeler: 1) Mutlaklık İlkesi: Mutlak haklardan olan ayni hakların en temel özelliği, her- kese karşı ileri sürülebilir oluşudur. Ayni hakların mutlak hak olmasına iki önemli sonuç bağlanmıştır. a) Ayni hakların sahibine hukukî koruma sağlama ilkesi: Özellikle mül- kiyet hakkı, kişiye tam bir hukuki koruma sağlar. Mülkiyet hakkı, bilindiği üzere, konusu olan şey üzerinde malike en geniş yetkiler verir. (Türk Me- deni Kanunu/683. madde) Kişinin ayni hakkının ihlali durumunda; aa) Zilyetliğe son verme: Malikin zilyetliğine son verilmişse, malik eş- yanın kendisine verilmesini istihkak davası yoluyla isteyebilir. Çünkü ayni hak eşyayı takip eder. Davalının kusuru aranmaz. (Türk Medeni Kanunu/683-2. madde) bb) Zilyetliği başka yollarla ihlâl etme: Malikin eşya üzerindeki zilyetliği kullanması engelleniyor veya güçleştiriliyorsa, malik haksız elatmanın önlenmesini dava edebilir. (müdahalenin men’i davası) Durdurma ve önleme, eski hale getirilmesi davalarıyla bu duruma son verilebilir. Da- valının kusuru aranmaz. cc) Eşyaya zarar verme: Bu durumda haksız fiil davası açılarak açılarak tazminat istenebilir.
Medeni Hukuk 653 dd) Zilyetliğin ihlalinin kamu hukuku tüzel kişilerince yapılması: Ma- lik, idare mahkemelerinde dava açmak hakkına sahiptir. b) Ayni haklarda bölünmezlik ilkesi: Mülkiyet hakkının kendisi de, malike verdiği yetki de bölünmez. Örneğin, bir taşınır malın, meselâ bir halının yarısı (A)'ya, diğer yarısı da (B)'ye ait olamaz. Mülkiyet hakkı kişiye tam yetki verir. Bu yetki bölünmez. Yalın (basit) eşya üzerinde tek mülkiyet vardır. (at üzerindeki mülkiyet) 2) Muayyenlik İlkesi: Ayni haklar, ancak önceden mevcut belirli (muayyen) eş- yalar üzerinde kurulabilir. Bir eşya topluluğu üzerinde toptan bir ayni hak tesis edilemez. Mesela, bir kimsenin bütün malvarlığını kapsayacak bir rehin hakkı tesisi mümkün değildir. Örnek, (A) deposundaki malların yarısının mül- kiyetini (B) ye geçirmek için bir sözleşme yapmışsa, bu işlem geçerli değildir. Depodaki her eşyanın tek tek mülkiyetinin (B)’ye geçirilmesi gerekir. Özellikle sınırlı ayni haklar bakımından muayyenlik (belirlilik) ilkesi özel önem taşır. Mesela, bir kimsenin bütün malvarlığını kapsayacak bir rehin hakkı tesisi mümkün değildir. Bir şey üzerinde ayni hak, şeyin sadece bir kısmından is- tifade edilse bile tamamını kapsar. Örnek, geçit hakkı (taşınmazın tamamı üzerinde kurulur.) 3) Aleniyet (kamuya açıklık) İlkesi: Ayni hakların mutlak haklara dahil olması (herkese karşı ileri sürülebilir olması), bu hakların herkes tarafından bilinebilir olması zorunluluğunu getirmektedir. Alenilik ilkesi, menkul eşyalarda “zilyet- lik” ile gayrı menkul eşyalarda ise, “tapu sicilindeki kayıt” ile kendini gösterir. Zilyetlik ve tapu sicili, aynî hakların sahiplerinin belirlenmesinde yasal bir ka- rine yaratır. Bu itibarla kanun koyucu, taşınırlarda aynî hakkın bir başkasına devri için, malın teslimin, dolayısıyla zilyetliğin devrini de istemiştir. Taşınmaz- larda ise, taşınmazların taşıdığı ekonomik değerin yüksek olması sebebiyle zil- yetlik yerine, o taşınmazın tapuda tescilini istemiştir. Dolayısıyla aynî hakkın devrinde, tapudaki tescilde bir değişiklik yapılarak aleniyetin sağlanması amaç- lanmıştır. Kısaca, aleniyet prensibinden 3 önemli sonuç çıkmaktadır. a) Devir işleminin etkisi: Taşınırlarda malın teslimi, taşınmazlarda tescil ile ayni hakkın başkasına geçmesi b) Karinenin etkisi: Taşınırlarda zilyet olma, taşınmazlarda tapu sicilinde malik görünmesi, gerçekten bu kişilerin malik olduğunun farzedilmesi c) Güvenin korunması: Karineye güvenerek hak elde eden iyiniyetli 3. kişile- rin iktisaplarının korunması (Türk Medeni Kanunu/ 986. madde) 4) Zamanaşımı ve Hak Düşürücü Süre İşlememesi İlkesi: Ayni haklar zama- naşımına ve hak düşürücü sürelere tabi değildirler. Kişi bir ayni hakkını uzun süre kullanmasa da ayni hakkı devam eder.
654 3Y Hukuk Soru Havuzu 5) Ayni Hakların Devredilebilirliği: Şahsa bağlı irtifak hakkı gibi haklar dışın- da, ilke olarak ayni haklar her zaman başkalarına devredilebilirler. Örneğin, (A), (B)’ye mülkiyet hakkını devreder; fakat (A) kişiye bağlı irtifak hakkını (sük- na-intifa) devredemez. 6) Sınırlı Sayı ve Tipe Bağlılık İlkesi: Ayni haklar, kanunda sınırlı sayıda ön- görülmüş, tek tek sayılmıştır. Tarafların yeni bir ayni hak yaratması mümkün değildir. 7) Güvenin Korunması İlkesi: Ayni haklar, menkullerde zilyetlik, gayrimenkul- lerde tapu sicilindeki kayıtlarla kamuya açıklanmaktadır. (Tapu sicilindeki kayda güvenerek ayni hak kazananın iktisabının korunması, menkullerde bazı şartlarla korunması) Cevap, E seçeneğidir. 200. Aşağıdaki ilkelerden hangisi kanunda belirlenen ayni haklardan baş- ka bir ayni hak yaratılamayacağı prensibine dayanmaktadır? A) Belirlilik ilkesi B) Açıklık ilkesi C) Güvenin korunması ilkesi D) Sınırlı sayı ve tipe bağlılık ilkesi E) Devredilemezlik ilkesi Cevap: Ayni haklar sınırlı sayı ve tipte Medeni Kanun’da belirtilmiştir. Buna da sınırlı sayı ve tipe bağlılık ilkesi denilmektedir. Cevap, D seçeneğidir. 201. Birden fazla malik olması durumunda, maliklerden her birinin ken- di payı üzerinde serbestçe tasarrufta bulunabildiği birlikte mülkiyet hali aşağıdakilerden hangisidir? A) Tek mülkiyet B) Paylı mülkiyet C) Elbirliği halinde mülkiyet D) Yalın mülkiyet E) Toplu mülkiyet Cevap: Tek mülkiyette, tek bir malik söz konusudur. Eşya üzerinde hakimiyet kuran tek kişidir. Elbirliği halinde mülkiyet durumunda ise maliklerden hiçbiri kendi payı üzerinde serbestçe tasarrufta bulunma yetkisine sahip değildir. Paylı mülkiyette ise eşya üzerinde birden fazla malik vardır. Bu malikler payları ora- nında genel olarak eşya üzerinde serbestçe tasarrufta bulunabilir.
Medeni Hukuk 655 Mülkiyet Hakkı, hak sahibinin sayısına göre iki gruba ayrılır. Bunlar: A- Ferdi Mülkiyet: Mülkiyet hakkı, tek bir kişiye aitse buna ferdi mülkiyet denir. B- Birlikte Mülkiyet: Bir eşyanın mülkiyeti birden fazla kişiye ait ise buna bir- likte mülkiyet denir. Birlikte mülkiyetin iki türü vardır. Bunlar: paylı mülkiyet ve elbirliği mülkiyeti. Paylı Mülkiyet: Müşterek mülkiyet olarak da adlandırılır. Fiilen bölünmemiş bir eşyanın oransal paylarla farazi yüzdelerine farklı kişilerin sahip olduğu bir mülkiyet hakkıdır. Örneğin: A, gayrimenkulünün bir hissesi Ali’nin, bir hissesi Velinin, bir hissesi de Ayşe’nin olmak üzere müşterek mülkiyet kurulmuş olabi- lir. Bu durumda; -- A gayrimenkulü bir bütün olarak tek bir mülkiyet konusudur. (Mülkiyet bö- lünmez) -- Malik sayısı tek değil birden fazladır. -- Maliklerin pay oranları bellidir ve payları üzerinde diledikleri gibi tasarrufta bulunabilirler. Paylı malikler arasında kişisel bir ilişki mevcut olmadığı için, pay sahibi payı üzerinde tasarrufta bulunurken diğer pay sahiplerinin onayını almak zorunda değildir. Bu pay miras yolu ile intikal eder. Her pay sahibi kendi payını satabilir, rehnedebilir. Alacaklılar bu payı haciz ettirebilirler. Bu durumda sadece o pay satılır. Taşınmaz mallar üzerinde sınırlı ayni hak tesis edilebilir (Mesela, intifa ve irtifak hakkı gibi.) Örnek: (A), 1/3 ‹üne sahip olduğu tarlanın intifa hakkını (B)› ye devredebilir. Buna karşılık eşyanın maddi kullanımı mümkün değildir. (A), 1/3 payına sahip olduğu gayrimenkul üzerinde (B) lehine bir geçit hakkı tesis edemez. Paylı Mülkiyet Nasıl Kurulur?: Paylı mülkiyetin kurulmasının birtakım yön- temleri vardır. Bunlar: a) Hukuki işlem ile: Sağlararası tasarruflarla veya ölüme bağlı tasarruflarla (vasiyetname, miras mukavelesi) paylı mülkiyet kurulabilir. Örneğin: Ali, Veli ve Ayşe bir araya getirdikleri paraları oranında pay sahibi olmak üzere bir gayrimenkulü müştereken satın alabilirler veya bir kişi ölümünden sonra geçerli olmak kaydıyla evinin bir hissesini Ali’ye, bir hissesini de Veli’ye vasiyet edebilir. b) Kanundan dolayı: Örneğin, Türk Medeni Kanunu’nun 721. maddesine göre, iki taşınmazı birbirinden ayırmaya yarayan duvar, parmaklık, çit gibi sınırlık- lar, aksi ispat edilmedikçe, her iki komşunun paylı malı sayılır. c) İdari işlemle: Örneğin İmar Kanunu 18. maddesi veya Türk Medeni Kanu- nu’nun 76. maddesinde belirtilen karışma-birleşme durumları.
656 3Y Hukuk Soru Havuzu Paylı Mülkiyette Paylar Nasıl Belirlenir?: Paylı mülkiyette adından da anla- şılacağı gibi malikler birden fazladır ve belli paylara sahiptirler. Bu paylar paylı mülkiyeti kuran hukuki işlem, idari karar, mahkeme ilamı, ya da, kanun hükmü ile belirlenir. Üzerinde paylı mülkiyet kurulmuş bulunan gayrimenkul- lerde pay oranları (kesirli olarak) tapu kütüğünde gösterilir. Malikler, bu payları üzerinde dilediği gibi tasarrufta bulunabilirler. Bunu yaparken diğer paydaş veya paydaşların onayını almaları zorunlu değildir. Pay sahibi malik ölürse, payı mi- rasçılarına intikal eder. Pay sahibinin alacaklıları bu payı haczettirebilirler. Haciz sonunda satış yapılması gerekirse, sadece o payın satılması söz konusu olur. O pay üzerinde intifa hakkı, irtifak hakkı veya rehin hakkı gibi sınırlı ayni haklar tesis edilebilir. Ancak eşyanın (özellikle arazi üzerinde) serbestçe kullanımı mümkün değildir. Örneğin, 1/3 hissesine sahip olduğumuz bir gayrimenkul üzerinde bir başkası lehine bir geçit hakkı tesis etmemiz tek başına müm- kün değildir. Zira paydaşların payı arazinin tamamındadır, arazi üzerinde belli değildir. Paylı mülkiyette paydaşlardan birisi payını satmak isterse diğer hissedarların bu payı öncelikle satın alma hakkı (şufa hakkı) vardır. Buna kanuni şufa hakkı denir. Kanundan doğduğu için tapu siciline şerh verilmez. Ancak bu hakkın söz- leşmeden doğması halinde 3. şahıslara karşı ileri sürülebilmesi için tapu siciline şerh edilmesi gerekir. Paylı Mülkiyette Paydaşın Hakkının Korunması: Paylı mülkiyette, her malik mülkiyet hakkının verdiği aktif (olumlu) yetki ve koruyucu yetkilerinden yararla- nır. Örneğin diğer paydaşların hakları ile bağdaşmak koşuluyla payını kullana- bilir, semerlendirebilir veya eşya gasp edilmişse istihkak davası açabilir, tecavü- ze uğramışsa, tecavüzün menini isteyebilir. Payı tapuya yolsuz kayıt edilmişse, düzeltilmesini dava yolu ile isteyebilir. Ancak paylı mülkiyette eşya bölünmüş olmadığı için, eşya üzerinde tasarruf bütün paydaşların rızası ile olabilir. Paylı Mülkiyette Paydaşlar Arasındaki İlişki: a) Eşyanın İdaresi: Paylı mülkiyete konu olan eşyanın idaresi değerinin korun- ması, ya da arttırılması, kural olarak oy birliği ile yapılır. Malikler aralarında yapacakları bir sözleşme ile paylı mülkiyetin idaresinin nasıl gerçekleştirile- ceğini kararlaştırabilirler. Paydaşlardan birinin sessiz kalarak rızasını açıkla- maması durumunda bile hiç bir şey yapılamaz. Ancak bu durumda belli işler belli hükümlere tabi olmak üzere kanunda düzenlenmiştir. Buna göre; Taraflar kendi aralarında OY BİRLİĞİ ile anlaşarak, paylı mülkiyete konu eşyadan yararlanma, kullanma ve onu yönetme konusunda kanun hükümlerinden farklı bir düzenleme getirebilirler. Ancak bu düzenleme her bir paydaşın; 1) Eşyanın kullanabilirliğinin ve değerinin korunması için zorunlu olan yöne- tim işlerini yapmak veya mahkemeden buna ilişkin tedbirlerin alınmasını talep etmek,
Medeni Hukuk 657 2) Eşyayı bir zarar tehlikesinden veya zararın artmasından korumak için der- hal alınması gerekli olan önlemleri bütün paydaşlar hesabına almak hak- kını ortadan kaldırmaz. Bu tür anlaşmalar tapu kütüğüne şerh verilebilir. İmzaların noterce tasdikli olması koşuluyla paydaşlardan birinin başvurusu üzerine de şerh verilebilir. Olağan Yönetim İşleri: Paydaşlardan her biri olağan yönetim işlerini yapma- ya, özellikle küçük onarımları yaptırmaya ve tarımsal işleri yürütmeye yetkilidir. Ağaçların ilaçlandırılması budanması vs. gibi. Bunları yaptırmayanın sorumlulu- ğu yoktur. Paydaşlar olağan yönetimle ilgili işleri çoğunlukla alacakları kararlarla farklı düzenleme yapabilirler. Ancak zorunlu ve ivedi işlerin yapılması hakkında- ki kanun hükümleri saklıdır. Önemli Yönetim İşleri: Bunlar işletme usulünün değiştirilmesi, tarım türü- nün değiştirilmesi, adi kiraya veya ürün kirasına ilişkin sözleşmeler yapılması, toprağın ıslahı gibi işlerdir. Önemli yönetim işleri için pay ve paydaş çoğun- luğu kararı gereklidir. (Çift ekseriyet kuralı) Eşitlik halinde, paydaşlardan birinin istemi üzerine, kararı hakkaniyete ve tüm paydaşların menfaatine göre hakim verir veya gerekli gördüğü işlerin yapılması için paydaşlar arasından veya dışarıdan bir kayyım tayin eder. Olağanüstü Yönetim İşleri: Paylı malın özgülendiği amacın değiştirilmesi, korumanın veya olağan şekilde kullanmanın gerekli kıldığı ölçüyü aşan yapı işlerine girişilmesi veya paylı malın tamamı üzerinde tasarrufa gidilmesi ancak OY BİRLİĞİ ile olabilir. Örneğin, malın tamamının temliki veya tamamı üzerine sınırlı bir ayni hak tesisi, ya da tarım arazisi olan mülkün üzerine otel yapılması kararı ancak oy birliği ile alınabilir. Paylı Mülkiyete Konu Maldan Yararlanma: Burada temel kural, yararlan- manın diğer paydaşların hakları ve menfaatleri ile bağdaşmasıdır. Paydaşlar, di- ğer paydaşların hakları ile bağdaştığı ölçüde paylı maldan faydalanır. Bu konuda uyuşmazlık çıkarsa yararlanma ve kullanmanın şeklini hakim belirler. Gerekirse zaman veya yer olarak kullanım hakkı bölünerek gerçekleştirilir. Bölünemeyen ortak menfaatlerin korunması hususunda her paydaş diğerini temsil edebilir. Aksine bir anlaşma yoksa her paydaşın yararlanması payı oranında olur. Paylı Yararları Temsil: Her paydaş ortak menfaatler için, diğer paydaşları temsil edebilir. Ancak bu temsil, teknik anlamda bir temsil değildir. Olağan yönetim işleri dışında hiçbir paydaş, diğerini alacaklı ve borçlu durumuna so- kan bir hukukî işlem yapamaz. Burada kast olunan temsil, her paydaşın kendi hakkını korumak için başvuracağı tedbirlerin, bu tedbir ile korunan menfaatin malın tümünü kapsaması sebebiyle, mahiyeti itibariyle bölünmez olanlarından, diğer paydaşların da yararlanmasını ifade eder. Örnek, paylı bir malı hırsızın
658 3Y Hukuk Soru Havuzu çalıp kaçmakta olması halinde, bir paydaşın malı zor kullanarak hırsızın elin- den alması gibi. Paydaşların Gider ve Yükümlülüklere Katılması: Paylı mülkiyetten doğan giderler (vergi ve yönetim giderleri) aksine bir hüküm bulunmadıkça (paydaşlar aralarında bir sözleşme yapmamışlarsa) payları oranında paydaşlar tarafından karşılanır. Fazla ödeyen paydaşa az ödeyen paydaş rücu edebilir. Kararların Bağlayıcılığı: Paydaşların kendi aralarında aldıkları kararlar ve yaptıkları anlaşmalar veya bu hususa ilişkin mahkeme kararları sonradan pay- daş olanları veya pay üzerinde aynî hak kazananları da bağlar. Bu anlaşma ve kararların bağlayıcı olması, sadece onların paylı mülkiyetin kullanılmasına, on- dan yararlanmaya veya onun yöntemine ilişkin olması ile sınırlıdır. Alınan karar- ların sonradan paydaş olanları veya aynî hak kazananları bağlaması için, bunla- rın tapu kütüğüne şerh edilmesi gerekir. Paylı Mülkiyetin Sona Ermesi: a) Paylı Mülkiyetin Bir veya Birkaç Paydaş Bakımından Sona Ermesi aa) Genel Sebepler: Paydaşın payını başkasına temlik etmesi, payın icra yo- luyla satılması halinde paydaş, malik olmaktan çıkar. bb) Paydaşın mahkeme kararı ile paydaşlıktan çıkarılması: Paydaşlar- dan biri kendi tutum ve davranışları ile yükümlülüklerini ağır suretle ihlal etmiş ve paylı mülkiyet ilişkisinin düzen içinde yürümesini çekilmez hale getirmişse, hakim kararı ile paydaşlıktan çıkarılabilir. Davanın açılması için aksine bir anlaşma yoksa pay ve paydaş çoğunluğu (çift ekseriyet) ye- terlidir. Paydaşlıktan çıkarılan paydaşın payı bölünme (eşyadan ayrılma) imkânı varsa bölünerek yoksa dava tarihindeki değeri üzerinden kendileri- ne devrini isteyen paydaşlara satılır. Bunlar mümkün olmaz ise açık arttır- ma ile satışına gidileceği kendisine bildirilerek payını satması için sorumlu paydaşa süre verilir. Bu süre içinde paydaş payını temlik edemezse, pay açık artırma ile satılır. Diğer hak sahiplerinin çıkarılması: Bir paydaşın çıkarılmasına ilişkin hüküm- ler, pay üzerinde intifa veya diğer bir aynî hakka sahip veya tapuya şerh veril- miş kişisel bir hakka dayanarak pay üzerinde bir yararlanma yetkisine sahip olan kimseler için de uygulanır. Hakkın devri caiz değilse, hak sahibine uygun bir tazminat ödenerek, bu hakkına son verilir. b) Paylı Mülkiyetin Bütün Paydaşlar İçin Sona Ermesi aa) Genel Sebepler: Bütün paydaşlar paylı mülkiyeti tek bir kişiye temlik ederlerse, mal yok olursa, kamulaştırılırsa, cebri icra yoluyla satılırsa paylı mülkiyet paydaşların tamamı için sona erer.
Medeni Hukuk 659 bb) Paylaşma (Taksim): Paylı mülkiyet ilişkisinin paylaşma ile çözülmesine, paylı halin ortadan kalkmasına izale-i şüyu denir. Her pay sahibi, paylı mül- kiyetin sona erdirilmesini ve malın paylaştırılmasını isteme hakkı vardır. Paylaşmayı isteme hakkı bazı durumlarda sınırlanmıştır. aaa) Hukuki bir tasarrufun yapılmış olması: (T.M.K. m. 698/2) En fazla 10 yıl için paydaşlar paylaşma talebinden vazgeçebilirler. bbb) Malın sürekli bir amaca özgülenmesi: (İki taşınmaz arasındaki yol, kuyu, avlu gibi) ccc) Paylaşmanın uygun bir zamanda istenmemesi: (Hasat yapılmadan taksim gibi) Taksimin Çeşitleri: 1- Rızai paylaşma: Paydaşlar aralarında anlaşarak bir paylaşma sözleşmesi ile taksim şeklini kararlaştırabilirler. Bu paylaşmada iki şekilde yapılabilir: a) Aynen paylaşma: Eşyanın taksimi mümkün ise yapılabilir. b) Bedelin paylaşılması: Paylı eşya bölünemiyorsa veya bölünmesi halinde bir değer kaybına uğruyorsa bu paylaşım yöntemi kararlaştırılır. 2- Mahkeme yoluyla paylaşma: Paydaşlar aralarında paylaşmanın nasıl yapı- lacağı hususunda anlaşamazlarsa paydaşlardan biri veya hepsi birlikte mah- keme yoluyla paylaşmanın yapılmasını isterler. Görevli mahkeme sulh hukuk mahkemesidir. Cevap, B seçeneğidir. 202. Aşağıdakilerden hangisi sınırlı ayni haklardan değildir? A) İntifa hakkı B) Üst hakkı C) Kiracının eşya üzerindeki hakkı D) Taşınmaz yükü E) Rehin hakkı Cevap: Kiracının eşya üzerindeki hakkı sınırlı ayni hak değil, şahsi haklardandır. Sınırlı Ayni Haklar: Sahibine kullanma ve/veya yararlanma yetkisi tanıyan ayni haklardır. Mülkiyet hakkının dışında kalan ayni haklara doktrinde sınırlı ayni haklar denilmesinin sebebi bu hakların sahibine mülkiyet hakkının sağ- ladığı yetkilerin hepsini değil, bir kısmını vermeleridir. Bilindiği üzere mülkiyet hakkı, sahibi lehine kullanma, yararlanma ve tasarruf etme olmak üzere üç çeşit yetki sağlamaktadır. Sınırlı ayni haklar ise bu yetkilerden sahibine yalnız birisini bazende ikisini verir. Sınırlı ayni haklarda irade serbestliği ilkesi uygulanmaz. Çünkü sınırlı ayni hakların sayıları ve tipleri kanunda sınırlı olarak düzenlen-
660 3Y Hukuk Soru Havuzu miştir. Başka bir deyişle, bu hakların tipleri ve türleri kanunda belirtilmiştir. Buna “numerusclausus” (sınırlı sayı) denir. Kişiler kanunda sayılan tip ve türdeki haklardan başkasına ayni bir nitelik veremezler; kanunda belirtilenler dışında bir sınırlı ayni hak yaratamazlar. Sınırlı ayni hakların içerikleri de kanun tarafından kesin olarak çizilmiştir. Her ayni hakkın içeriğini oluşturan yetkiler kanunca belirlenmiştir. Kişiler ancak ve ancak bir sınırlı ayni hakkın verdiği yetkilerin kullanılış biçimlerini serbestçe be- lirleyebilirler. Rehin hakkında ise, hakkın verdiği yetkilerin kullanılış biçimi bile serbestçe belirlenemez. Çünkü kanun belirlemiştir. Sınırlı ayni haklar taşınır ve taşınmaz eşya üzerinde, paylı mülkiyetteki pay- lar üzerinde, bağımsız ve sürekli nitelikteki haklar üzerinde kurulabilir. Bağım- sız ve sürekli nitelikteki haklar, tapu kütüğüne taşınmaz olarak kaydedildikle- rinden, bu haklar üzerinde de sınırlı ayni hak tesis edilmesi mümkündür. Bazı sınırlı ayni haklar, sadece taşınmaz üzerinde kurulabilirken, bazıları ise sade- ce taşınırlar üzerinde kurulabilir. Örneğin, intifa hakkı dışındaki bütün irtifak hakları ile taşınmaz yükü ve ipotek sadece taşınmazlar üzerinde kurulabilir. İntifa hakkı hem taşınırlar hem de taşınmazlar üzerinde tesis edilebilir. Buna karşılık, hapis hakkının konusu sadece taşınırlar olabilir. Cevap, C seçeneğidir. 203. Aşağıdaki irtifak haklarından hangisi sahibine eşyadan tam bir ya- rarlanma yetkisi vermektedir? A) Taşınmaz yükü B) İntifa hakkı C) Sükna hakkı D) Rehin hakkı E) Kaynak hakkı Cevap: İntifa hakkı, sahibine tam bir yararlanma hakkı vermektedir. İntifa hak- kının içeriği kullanma ve yararlanma şeklindedir. Örneğin sükna hakkı yalnızca oturma hakkı vermektedir. Ancak bir taşınmaz üzerinde intifa hakkı sahibi olan kişi isterse taşınmazda kendisi oturabilir, isterse bir başkasını oturtarak bu hak- tan yararlanabilir. Örneğin kira alabilir. Kaynak hakkı yalnız su alma hakkıdır. Ta- şınmaz yükü ve rehin hakkının sağladığı yetkiler de intifa hakkına göre sınırlıdır. İrtifak hakları sınırlı ayni hakların üç çeşidinden biri olup, sahibine eşyayı doğ- rudan doğruya kullanma veya ondan yararlanma yetkisi verir. Her iki yetkiyi de birlikte de verebilir. Eşyayı yükümlülük altına sokar. İrtifak hakkının özel bir çeşidi olan intifa hakkı dışında tüm irtifak hakları taşınmazlar üzerinde kurulur. İntifa hakkı ise taşınır mallar üzerinde de kurulabilir.Yükümlülük altına sokulan taşınmaza yükümlü (hadim), bundan yararlanan taşınmaza ise yararlanan (hâ-
Medeni Hukuk 661 kim) taşınmaz denilir. Bazen yükümlü taşınmazın borcu olumsuz bir borç olabi- lir. Manzara kapatmama borcunda olduğu gibi. İrtifak hakları karşımıza değişik şekillerde ve konumlarda çıkabilir. Bunlar genel olarak şunlardır. Kanunundaki Ayrıma Göre: Taşınmaza ilişkin irtifak hakkı İntifa hakkı Sükna hakkı Diğer irtifaklar Yararlanma Yetkisinin Kapsamı Bakımından: Tam Yararlanma (İrtifa hakkı) Sınırlı yararlanma -- Sükna hakkı -- Kaynak hakkı -- Geçit hakkı Yararlanan Taşınmaz Bakımından: Olumlu irtifak Olumsuz irtifak Hak Sahibinin Tayini Açısından: Şahsa bağlı Eşyaya bağlı irtifak Cevap, B seçeneğidir. 204. İntifa hakkına ilişkin aşağıdakilerden hangisi yanlıştır? A) İrtifak haklarının en geniş kapsamlısıdır. B) Sadece taşınmazlar üzerinde kurulur. C) Başkasına devredilemez. D) İntifa hakkı sahibi, malı kullanabileceği gibi, semerelerinden de fayda- lanabilir. E) Tüzel kişiler adına en çok yüz yıl için kurulur. Cevap: İntifa Hakkı: İrtifak haklarının en geniş kapsamlısıdır. Hem taşınır hem de taşınmazlar üzerinde kurulabilen tek irtifak hakkı, intifa hakkıdır. Bir mal topluluğu üzerinde de intifa hakkı kurulabilir. Sahibine eşyadan tam ve sınırsız yararlanma hakkı verir. Mülkiyet hakkından sonra muhtevası en geniş kapsamlı ayni haktır. İntifa hakkı sahibi, malı kullanabileceği gibi, semerele- rinden de faydalanabilir. Ancak, intifa konusu üzerinde tasarruf edemez. Taşın- mazın tahsis amacını değiştiremez. İntifa hakkı belirli bir kişiye tanınır. Başkası-
662 3Y Hukuk Soru Havuzu na devredilemez. Miras yoluyla intikal etmez. Rehin hakkının konusu olamaz. Haczedilemez, iflas masasına girmez. Bu hak; Taşınırlar üzerinde, Taşınmaz- lar üzerinde, Alacak hakkı ve Eşya topluluğu üzerinde kurulabilir. Taşınmaz üze- rine kurulan intifa hakkı tapu siciline tescil ile doğar ve bütünleyici parçalarla birlikte eklentileri de kapsar. Taşınır eşya üzerinde kurulan intifa hakkı malikin zilyetliği intifa hakkı sahibine devrettiği anda kurulur. Ancak geçerli bir hukuki sebep şarttır. Alacaklılar üzerinde intifa hakkı alacağın temlikiyle olur. Mal topluluğunun aktif kısmı üzerinde (eşya ve haklar üzerinde) intifa hakkı kurulması mümkündür. Bu durumda hak sahibi mamelekin (mal topluluğu) safi gelirden yararlanır. İlke olarak mamelekin borçlarından da sorumludur. İntifa hakkı da diğer irtifak hakları gibi kurulur. Taşınır mallarda intifa hakkı kurulma- sında malın sahibinin olumlu iradesiyle birlikte zilyetliği de devretmesi gerekir. İntifa Hakkının Sona Ermesi: İntifa hakkının sona ermesi mülkiyet hakkının sona ermesi gibidir. İntifa hak- kının sona erdiği halleri; Yazılı terkin talebi sonucu terkin ile Kamulaştırma be- deli üzerinde devam etmek şartıyla kamulaştırma ile Eşyanın yok olması ile Cebri icra yolu ile taşınmaz üzerindeki rehinin paraya çevrilmesi aşamasında bedelin rehini karşılamaması halinde, Sürenin bitmesi veya intifa hakkı sahibinin ölümü ile Mahkeme kararı ile olarak sayabiliriz. İntifa Hakkı Sahibinin Hakları Şunlardır: -- Vasıtasız zilyetlik haklarını kullanabilir. Eşya üzerinde fiili hâkimiyete sahip olur. -- İntifa hakkı sahibi, o şeyin özüne zarar vermeden onu tüketmemek şartıyla maldan ve semerelerden yararlanır. -- İntifa edilen malın idaresini yapmaya yaptırmaya ve malı kiralamaya yetki- lidir. Resmi defter tutulmasını talep edebilir. Değeri tespit edilerek iktisap edilen intifa hakkı üzerinde tasarruf edebilir. İntifa Hakkı Sahibinin Yükümlülükleri Şunlardır: Eşyanın bakım ve korunması ve gerekli onarımların yapılması, Eşyanın korun- ması ve vergileri, sigorta primlerinin gibi işletme masraflarının ödenmesi Malikin Hakları: -- Eşya üzerinde tasarruf yetkisi vardır ancak bu intifa hakkını sona erdirmez. -- Haklarının tehlikede olduğunu ispat eden malik, intifa hakkı sahibinden te- minat (güvence) isteyebilir. -- İntifa hakkının hukuka uygun kullanılmasını denetleyebilir. -- Eşya, hukuka aykırı kullanılıyorsa veya istenen teminat verilmemişse malik eşyanın zilyetliğinin intifa hakkına göre kullanılması için bir kayyıma veril- mesini isteyebilir.
Medeni Hukuk 663 Malikin Yükümlülükleri: - Eşyanın öz değerini korumak için gerekli olan olağanüstü tedbirleri almak ya da intifa hakkı sahibi tarafından bu amaçla yapılan masrafları karşılamak, Cevap, B seçeneğidir. 205. Aşağıdaki irtifak haklarından hangisi eşyaya bağlı olarak kurulama- maktadır? A) Kaynak hakkı B) Üst hakkı C) Sükna hakkı D) Geçit hakkı E) Manzara kapatmama irtifakı Cevap: Sükna ve intifa hakkı yalnızca kişiye bağlı olarak kurulabilir. Burada sükna ile yararlanma ve kullanma hakkına sahip bir kişinin bulunması şarttır. Sükna Hakkı (Oturma Hakkı): Bir evde veya onun bir kısmında oturma hakkı- dır. Bir bakımdan daraltılmış bir intifa hakkı niteliğindedir. Kanunda aksine bir hüküm olmadıkça intifa hakkına ilişkin hükümler sükna hakkına da uygulanır. Sükna hakkı da, başkalarına devredilmez, miras yolu ile intikal etmez. Sük- na hakkının konusu bir taşınmaz olabileceği gibi tapuya kayıtlı olan sürekli ve bağımsız bir hak da olabilir. Sükna hakkı sahibi bir evde yalnız başına oturma hakkına sahipse münhasıran sükna hakkı, malik ile birlikte oturma hakkına sa- hipse müşterek sükna hakkı söz konusu olur. Ancak münhasıran sükna hakkı sahibi eşi ve çocukları ile oturabilir. Sükna hakkı ölüme bağlı tasarrufla da ku- rulabilir. Resmi şekle tabidir ve tapu siciline kayıt edilmesi şarttır.Sükna hakkı terkin ile ve taşınmazın yok olması ile sona erer. Cevap, C seçeneğidir. 206. Aşağıdakilerden hangisi taşınır mülkiyetinin aslen kazanılması yön- temlerinden biri değildir? A) Sahiplenme B) Bulunmuş eşya (Lükata) C) Define (Gömü) D) Karışma ve birleşme E) Zamanaşımı Cevap: Taşınır Mülkiyetinin Aslen Kazanılması: İhraz (ele geçirme), lükata (kaybolunan bir şeyi bulma), hukuki tağyir (işleme), define, iki malın birbirine karışması veya birleşmesi ile olur.
664 3Y Hukuk Soru Havuzu → Sahiplenme (İhraz): Türk Medeni Kanunu’na göre sahipsiz bir taşınırı malik olma iradesiyle zilyetliğine geçiren kimse, onun maliki olur. Sahibi tarafından kaybedilen veya rızası olmaksızın elinden çıkan eşyalar sahipsiz eşya değildir. Sahipsiz eşya, sahiplenildiği ana kadar hiç kimsenin mülkiyetinde bulunma- mış ya da sahibi tarafından mülkiyeti kaybetme kastı ve niyetiyle terk edilmiş olan taşınırlardır. Dolayısıyla, bir kimsenin (hırsızın) bir eşyayı çalarak veya gasp ederek zilyetliğine geçirmesi sahiplenme (ihraz) değildir. → Kaybolan Bir Şeyi Bulma (Lükata): Kanuna göre sahibi tarafından kaybedil- miş (zilyetliği sahibinin iradesi dışında elinden çıkan) bir şeyi bulan kimse eş- yanın sahibine, sahibini bilmiyorsa kolluk güçlerine, olay yeri köyse muhtara bildirmek, hatta araştırmak ve gerektiğinde ilan vermek zorundadır. Oturulan bir evde veya işyerinde veya kamu hizmeti görülen bir yerde eşya bulan kimse, bunu o yer sahibine veya kiracıya ya da kamu hizmeti görülen yerde denetim ve gözetim ile görevli olanlara teslim etmek zorundadır. Eşyayı bulan kimse, tüm yükümlülüklerini yerine getirmişse, buna rağmen 5 yıl içinde eşya- nın maliki ortaya çıkmazsa o eşyanın mülkiyetini kazanır. → İşleme (Hukuki Tağyir): Bir kimse başkasına ait bir eşyayı işler ve başka bir şekle sokarsa, işleyenin harcamış olduğu emeğin değerinin o şeyin değerin- den fazla olması halinde yeni şey işleyenin olur; aksi halde malikin olur. Türk Medeni Kanunu’na göre başkasına ait bir eşyayı işleyerek yeni bir eşya haline getiren kimse iyiniyetli değilse, emeğin değeri işlenen şeyin değerinden daha fazla olsa bile, hakim yeni şeyi malike bırakabilir. → Define (Gömü): Define, bulunmasından çok zaman önce gömülmüş veya saklanmış olduğu ve duruma göre artık malikinin bulunmadığı kesin olarak anlaşılan değerli şeylerdir. Define, üzerinde veya içinde bulunduğu taşın- maz veya taşınır eşyanın malikine ait olur. Bilimsel değer taşıyan eski eserler ve antikalar bu hükmün dışındadır. Bu durumda, defineyi bulan kimse bulunan şeyin değerinin yarısını aşmamak üzere uygun bir ödül isteyebilir. → Karışma ve Birleşme ile Kazanma: Birden çok kişinin taşınır malları önemli bir zarara uğratılmadan veya aşırı bir emek ve para harcanmadan ayrılmayacak şekilde birbiriyle birleşmiş veya karışmışsa o kişiler, yeni şey üzerinde kendi taşınırlarının birleşme ve karışma zamanındaki değerleri oranında paylı mül- kiyete sahip olurlar. Ancak bir taşınır diğer bir taşınırla birleşip karışınca biri diğerinin bütünleyici parçası olmuşsa eşyanın tamamı ana parçanın malikine ait olur. Tazminat ve sebepsiz zenginleşmeden doğan istem hakları saklıdır. Cevap, E seçeneğidir.
Search
Read the Text Version
- 1
- 2
- 3
- 4
- 5
- 6
- 7
- 8
- 9
- 10
- 11
- 12
- 13
- 14
- 15
- 16
- 17
- 18
- 19
- 20
- 21
- 22
- 23
- 24
- 25
- 26
- 27
- 28
- 29
- 30
- 31
- 32
- 33
- 34
- 35
- 36
- 37
- 38
- 39
- 40
- 41
- 42
- 43
- 44
- 45
- 46
- 47
- 48
- 49
- 50
- 51
- 52
- 53
- 54
- 55
- 56
- 57
- 58
- 59
- 60
- 61
- 62
- 63
- 64
- 65
- 66
- 67
- 68
- 69
- 70
- 71
- 72
- 73
- 74
- 75
- 76
- 77
- 78
- 79
- 80
- 81
- 82
- 83
- 84
- 85
- 86
- 87
- 88
- 89
- 90
- 91
- 92
- 93
- 94
- 95
- 96
- 97
- 98
- 99
- 100
- 101
- 102
- 103
- 104
- 105
- 106
- 107
- 108
- 109
- 110
- 111
- 112
- 113
- 114
- 115
- 116
- 117
- 118
- 119
- 120
- 121
- 122
- 123
- 124
- 125
- 126
- 127
- 128
- 129
- 130
- 131
- 132
- 133
- 134
- 135
- 136
- 137
- 138
- 139
- 140
- 141
- 142
- 143
- 144
- 145
- 146