Important Announcement
PubHTML5 Scheduled Server Maintenance on (GMT) Sunday, June 26th, 2:00 am - 8:00 am.
PubHTML5 site will be inoperative during the times indicated!

Home Explore 3YHukukSoru Havuzu

3YHukukSoru Havuzu

Published by berent07koruklar, 2019-12-23 03:07:06

Description: 3YHukukSoru Havuzu

Search

Read the Text Version

Medeni Hukuk 569 73. Aşağıdakilerden hangileri arasında evlenmeye engel teşkil edecek bir hısımlık söz konusu değildir? A) Teyze ile yeğen arasında B) Boşanan eşlerden biri ile diğerinin alt soyu arasında C) Boşanan eşlerden biri ile diğerinin üst soyu arasında D) Evlat edinen ile evlatlığın üst soyu arasında E) Evlat edinen ile evlatlığın boşandığı eşi arasında Cevap: Evlenme, farklı cinsten iki kişinin iradelerinin tam ve sürekli yaşam ortaklığı kurmak üzere hukukun aradığı koşullara uygun olarak birleşmesidir. Evlenmenin gerçekleşebilmesi için evlenme yaşı, ayırt etme gücü ve yasal temsil- cinin izni gibi evlenme ehliyetinin bulunması aynı zamanda evlenme engellerinin bulunmaması gerekir. Evlenme engelleri; kesin evlenme engelleri ve kesin olma- yan evlenme engelleri olmak üzere ikiye ayrılır. Kesin evlenme engelleri hısımlık, mevcut evlilik, akıl hastalığı ve ayırt etme gücünün yokluğundan oluşur. Kesin ev- lenme engellerinden olan hısımlıkta aşağıdaki kişiler arasında evlenme yasaktır: • Üst soy ile alt soy arasında; kardeş arasında, amca, dayı, hala ve teyze ile yeğenleri arasında • Kayın hısımlığını meydana getirmiş olan evlilik sona ermiş olsa bile eşlerden biri ile diğerinin üst soyu veya alt soyu arasında • Evlat edinen ile evlatlığın veya bunlardan biri ile diğerinin alt soyu ve eşi ara- sında Görüldüğü üzere evlat edinen ile evlatlığın üst soyu arasında evlenmeye engel teşkil edecek bir hısımlık söz konusu değildir. Cevap, D seçeneğidir. 74. Evlenmenin hükümsüzlüğüne ilişkin aşağıdaki ifadelerden hangisi yanlıştır? A) Evlenmenin aynı cinsler arasında olması butlan yaptırımına tabidir. B) Yasal temsilcinin izni gerektiği hallerde izni olmadan evlenme gerçek- leşmişse nispi butlan yaptırımına tabidir. C) Eşlerden biri evlenme sırasında evli ise mutlak butlan yaptırımı söz konusu olur. D) Eşler arasında evlenmeye engel teşkil edecek bir hısımlık varsa evlilik mutlak butlana tabidir. E) Kadının bekleme süresi beklenmeden evlenilmişse evlilik sona erdiril- mez.

570 3Y Hukuk Soru Havuzu Cevap: Evlenmenin yokluğu nedenleri şunlardır: • Evlenmenin yetkili memur önünde yapılmaması • İki ayrı cinse mensup olmama • Taraflardan birinin evlenme konusundaki iradesini açıklamamış olması Evliliğin mutlak butlanı sebepleri şunlardır: • Eşlerden birinin evlenme sırasında evli bulunması • Eşlerden birinin evlenme sırasında sürekli bir sebeple ayırt etme gücünden yoksun bulunması • Eşlerden birinde evlenmeye engel olacak derecede akıl hastalığı bulunması • Eşler arasında evlenmeye engel olacak derecede hısımlığın bulunması Ayırt etme gücünün sonradan kazanılması veya akıl hastalığının iyileşmiş ol- ması durumlarında mutlak butlan davasını yalnız ayırt etme gücünü sonradan kazanan veya dul hastalığı iyileşen eş açabilir. Nispi butlan sebepleri şunlardır: • Ayırt etme gücünden geçici yoksunluk • Yanılma • Aldatma • Korkutma • Yasal temsilcinin izninin bulunmaması Görüldüğü üzere evlenmenin aynı cinsler arasında olması butlan yaptırımına tabi değil yokluk yaptırımına tabidir. Cevap, A seçeneğidir. 75. Edinilmiş mallara katılma rejimine ilişkin aşağıdaki ifadelerden han- gisi yanlıştır? A) Eşler diğer eşin evlilik birliği devam ederken bir karşılık sonucu olsun olmasın elde ettiği mal varlığı üzerinde hak sahibidir. B) Kişisel ve edinilmiş mal grupları kural olarak değişmez. C) Edinilmiş mallara katılma rejimi sona erdiğinde eşlerin birbirlerinin malları üzerinde alacak hakkı vardır. D) Aile konutu üzerinde eşlerin ayni hak sahibi olması mümkündür. E) Edinilmiş mallara katılma rejimi mal ayrılığı esasına dayanır. Cevap: Edinilmiş mallara katılma rejimi kural olarak, mal ayrılığı esasına da- yanmaktadır. Edinilmiş mallara katılma rejimi süresince eşler, kanuni sınırlama- lar saklı kalmak şartıyla mal ayrılığı rejiminde olduğu gibi sahip oldukları malları yönetme, kullanma ve onlar üzerinde serbestçe tasarruf etme hakkına sahiptir- ler. Ancak bu rejimin sona ermesinde, mal ayrılığından farklı olarak her eş diğer

Medeni Hukuk 571 eşin edinilmiş mallarının değeri üzerinden kural olarak bir para alacağına sahip olacaktır. Edinilmiş mallara katılma rejimine hâkim ilkeler: • Edinilmiş mallara katılma rejiminde her eş diğer eşin, kural olarak (emek iş) bir karşılık verilerek elde ettiği mal varlığı değeri üzerinde hak sahibi olacaktır. • Her eş diğer eşin, ancak edinilmiş mallara katılma rejimi devam ederken edin- diği mallarda hak sahibi olabilir. • Edinilmiş mallara katılma rejiminin sona ermesinde eşlerin birbirlerinin mal- ları üzerinde alacak hakkı vardır, ayni bir hakkı yoktur. Ancak, istisnai olarak aile konutu ve aile konutundaki ev eşyası üzerinde ayni bir hak sahibi olun- ması mümkündür. • Kişisel ve edinilmiş mal gruplarının değişmezliği ilkesi esastır. Görüldüğü üzere A seçeneğinde verilen eşler diğer eşin evlilik birliği devam ederken bir karşılık sonucu olsun olmasın elde ettiği mal varlığı üzerinde hak sa- hibidir ifadesi yanlıştır çünkü her eş diğer eşin, kural olarak (emek,iş) bir karşılık sonucunda elde ettiği mal varlığı değeri üzerinde hak sahibi olacaktır. Cevap, A seçeneğidir. I. Manevi tazminat alacakları II Çalışma gücünün kaybı nedeniyle ödenen tazminatlar III. Katılma rejimi sırasında miras yoluyla kazanılan mallar 76. Yukarıdakilerden hangileri edinilmiş mallara katılma rejiminde edi- nilmiş mal kabul edilmez? A) Yalnız I B) Yalnız II   C) I ve III D) II ve III E) I, II ve III Cevap: Edinilmiş mallara katılma kural olarak, mal ayrılığı esasına dayanmak- tadır. Edinilmiş mallara katılma rejimi süresince eşler, kanuni sınırlamalar saklı kalmak şartıyla mal ayrılığı rejiminde olduğu gibi sahip oldukları malları yönet- me, kullanma ve onlar üzerinde serbestçe tasarruf etme hakkına sahiptirler. Edi- nilmiş mallara katılma rejiminde her eş diğer eşin, kural olarak bir karşılık verile- rek elde ettiği mal varlığı değeri üzerinde hak sahibi olacaktır. Edinilmiş mallara katılma rejimi evlenme ile başlar. Edinilmiş mallar şunlardır: • Çalışmanın karşılığı olan edinimler • Sosyal güvenlik ve yardım kurumlarının veya personele yardım amacıyla ku- rulan sandık ve benzerlerinin yaptığı ödemeler • Çalışma gücünün kaybı sebebiyle ödenen tazminatlar • Kişisel malların gelirleri • Edinilmiş malların yerine geçen değerler • Edinilmiş malların gelirleri

572 3Y Hukuk Soru Havuzu Görüldüğü üzere manevi tazminat alacakları ile katılma rejimi sırasında miras yoluyla kazanılan mallar, edinilmiş mallara katılma rejiminde edinilmiş mal ka- bul edilemez. Cevap, C seçeneğidir. 77. Özel boşanma sebepleri ile ilgili aşağıdaki ifadelerden hangisi yan- lıştır? A) Zina affedilmişse, affeden tarafın dava hakkı ortadan kalkar. B) Onur kırıcı bir davranışta bulunulması sebebiyle, sebebin öğrenilme- sinden itibaren 6 ay içinde boşanma davası açılabilir. C) Haysiyetsiz hayat sürme sebebiyle diğer eşin o kişiyle birlikte yaşa- ması beklenemeyecek duruma geldiyse boşanma davası her zaman açılabilir. D) Terk halinde boşanma davası açılabilmesi için en az 6 ayrılığın sür- müş olması gerekir. E) Eşlerden birinin akıl hastalığı sebebiyle evlilik diğer eş için çekilmez hale gelmişse bu durumun ortaya çıkmasından itibaren 6 ay içinde boşanma davası açılabilir. Cevap: Evliliğin sona erme hâline boşanma adı verilir. Boşanma sebepleri özel ve genel boşanma sebepleri olmak üzere ayrıma tabi tutulmuştur. Özel boşanma sebepleri şunlardır: • Zina: Eşlerden biri zina ederse diğer eş boşanma davası açabilir. Davaya hak- kı olan eşin boşanma sebebini öğrenmesinden başlayarak 6 ay ve her hâlde zina eyleminin üzerinden 5 yıl geçmekle dava hakkı düşer. Affeden tarafın dava hakkı yoktur. • Hayata Kast, Pek Kötü veya Onur Kırıcı Davranış: Eşlerden her biri diğeri tarafından hayatına kastedilmesi veya kendisine pek kötü davranılması ya da ağır derecede onur kırıcı bir davranışta bulunulması sebebiyle boşanma dava- sı açabilir. Davaya hakkı olan eşin boşanma sebebini öğrenmesinden başlaya- rak 6 ay ve her hâlde bu sebebin doğumunun üzerinden 5 yıl geçmekle dava hakkı düşer. Affeden tarafın dava hakkı yoktur. • Suç İşleme ve Haysiyetsiz Hayat Sürme: Eşlerden biri küçük düşürücü bir suç işler veya haysiyetsiz bir hayat sürer ve bu sebeplerden ötürü onunla birlikte yaşaması diğer eşten beklenemezse bu eş her zaman boşanma davası açabilir. • Terk: Eşlerden biri, evlilik birliğinden doğan yükümlülükleri yerine getirme- mek maksadıyla diğerini terk ettiği veya haklı bir sebep olmadan ortak konuta dönmediği takdirde ayrılık en az 6 ay sürmüş ve bu durum devam etmekte ve istem üzerine hâkim veya noter tarafından yapılan ihtar sonuçsuz kalmış ise terk edilen eş, boşanma davası açabilir.

Medeni Hukuk 573 • Akıl Hastalığı: Eşlerden biri akıl hastası olup da bu yüzden ortak hayat diğer eş için çekilmez hâle gelirse hastalığın geçmesine olanak bulunmadığı resmi sağlık kurulu raporuyla tespit edilmek koşuluyla bu eş boşanma davası aça- bilir. Akıl hastalığı nedeniyle açılacak olan davada süre şartı aranmaz. Cevap, E seçeneğidir. 78. Anlaşmalı boşanmanın şartlarına ilişkin aşağıdaki ifadelerden han- gisi yanlıştır? A) Evlilik en az 1 yıl sürmeden anlaşmalı boşanma yoluna gidilemez. B) Hâkimin, tarafların serbest iradeleriyle bu kararı aldıklarına kanaat getirmesi gerekir. C) Eşlerin birlikte başvurması ya da açılan davayı diğer eşin kabul etme- si gerekir. D) Eşler çocukların durumu konusunda anlaşmış olmalıdır. E) Hâkim, tarafların yapmış olduğu anlaşmada herhangi bir değişiklik yapılmasına karar veremez. Cevap: Genel boşanmanın sebeplerinden biri olan anlaşmalı boşanmada; ta- raflar, aralarında anlaşarak evlilik ilişkisini sona erdirebilir. Anlaşmalı boşanma- nın şartları şunlardır: • Evlilik en az 1 yıl sürmüş olmalıdır. • Eşlerin birlikte başvurması ya da bir eşin diğerinin davasını kabul etmesi gerekir. • Boşanma kararı verilebilmesi için hâkimin tarafları bizzat dinleyerek iradele- rinin serbestçe açıklandığına kanaat getirmesi gerekir. • Taraflar boşanmanın mali sonuçları ile çocukların durumu hususunda anlaş- mış olmalıdır. Hâkim, tarafların ve çocukların menfaatlerini göz önünde tutarak bu anlaşma- da gerekli gördüğü değişiklikleri yapabilir. Bu değişikliklerin taraflarca da ka- bulü hâlinde boşanmaya hükmolunur. Bu hâlde tarafların ikrarları hâkimi bağ- lar. Görüldüğü üzere hâkim, tarafların yapmış olduğu anlaşmada herhangi bir değişiklik yapılmasına karar veremez ifadesi yanlıştır. Çünkü hâkim, tarafların ve çocukların menfaatlerini göz önünde tutarak bu anlaşmada gerekli gördüğü değişiklikleri yapabilir. Cevap, E seçeneğidir.

574 3Y Hukuk Soru Havuzu 79. Soy bağının kurulmasına ilişkin aşağıdakilerden hangisi yanlıştır? A) Evliliğin sona ermesinden başlayarak 300 gün içinde doğan çocuğun babası ananın yeniden evlenmiş olması halinde ikinci evlilikteki ko- cadır. B) Evlilik dışında doğan çocuk ana baba daha sonra birbiriyle evlense de evlilik dışında doğmuş kabul edilir. C) Evliliğin sona ermesinden 300 gün geçtikten sonra doğan çocuğun önceki evlilikteki kocaya bağlanması ananın evlilik sırasında gebe kal- dığının ispatıyla mümkündür. D) Ayırt etme gücü bulunmayanların yapmış olduğu evlilik butlan yap- tırımıyla geçersiz olduğunda bu süre içerisinde doğmuş çocuk varsa evlilik içinde doğmuş kabul edilir. E) Tanıma yoluyla soy bağı kurulmuş çocuğun ana babası birbiriyle ev- lenirse, nüfus memuru gereken işlemi resen yapar. Cevap: Evlilik devam ederken veya evliliğin sona ermesinden başlayarak 300 gün içinde doğan çocuğun babası kocadır. Bu süre geçtikten sonra doğan ço- cuğun kocaya bağlanmasını ananın evlilik sırasında gebe kaldığının ispatıyla mümkündür. Kocanın gaipliğine karar verilmesi hâlinde 300 günlük süre, ölüm tehlikesi veya son haber tarihinden itibaren işlemeye başlar. Çocuk evliliğin sona ermesinden başlayarak 300 gün içinde doğmuş ve ana da bu arada yeniden ev- lenmiş olursa ikinci evlilikteki koca baba sayılır. Bu karine çürütülürse ilk evli- likteki koca, baba sayılır. Ayırt etme gücü bulunmayanların yapmış olduğu evlilik butlan yaptırımıyla geçersiz olduğundan bu süre içerisinde doğmuş çocuk varsa evlilik içinde doğmuş kabul edilir. Cevap, B seçeneğidir. 80. Babalık davasına ilişkin aşağıdaki ifadelerden hangileri yanlıştır? A) Davalı, üçüncü bir kişinin baba olma ihtimalinin kendisinden fazla olduğunu ispatlarsa babalığına ilişkin karine çürür. B) Dava çocuğun doğumundan önce de açılabilir. C) Ana, babalık davası ile birlikte doğum giderlerini baba veya mirasçıla- rından isteyebilir. D) Ananın dava hakkı doğumdan başlayarak 1 yıl geçmekle düşer. E) Baba ölmüşse dava mirasçılarına karşı açılamaz. Cevap: Çocuğun baba ile arasındaki soy bağının mahkemece belirlenmesi iş- lemine babalık davası adı verilir. Çocuk ile baba arasındaki soy bağının mahke- mece belirlenmesini ana ve çocuk isteyebilir. Dava babaya, baba ölmüşse miras-

Medeni Hukuk 575 çılarına karşı açılır. Babalık davası, cumhuriyet savcısına ve hazineye; dava ana tarafından açılmışsa kayyıma, kayyım tarafından açılmışsa anaya ihbar edilir. Babalık davası, çocuğun doğumundan önce veya sonra açılabilir. Ananın dava hakkı doğumdan başlayarak 1 yıl geçmekle düşer. Çocuk ile başka bir erkek arasında soy bağı ilişkisi varsa 1 yıllık süre bu ilişkinin ortadan kalktığı tarihte işlemeye başlar. Cevap, E seçeneğidir. I . Evli eş 30 yaşını doldurmuşsa ve diğer eşin 2 yılı aşkın zamandır ne- rede olduğu bilinmiyorsa II. Evli eş 30 yaşını doldurmamış ancak diğer eş ayırt etme gücünden sürekli olarak yoksunsa III. Evli eş 30 yaşını doldurmuş ve diğer eş evlat edinme sırasında geçirdi- ği kaza nedeniyle geçici olarak ayırt etme gücünü kaybetmişse 81. Evlilik içerisinde yukarıdaki durumlardan hangileri söz konusu oldu- ğunda eşlerden biri tek başına evlat edinebilir? A) Yalnız I B) Yalnız II   C) I ve II D) II ve III E) I, II ve III Cevap: Evlat edinmede, evlat edinen ile evlatlık arasında hâkimin vereceği ka- rar ile bir soy bağının kurulması söz konusudur. Evlat edinen ile edinilen ara- sında en az 18 yaş farkı olması gerekir. Evli çiftler birlikte evlat edinebileceği gibi tek başına da evlat edinme mümkündür. Tek başına evlat edinmenin şartları şunlardır: • Evli olmayan kişi 30 yaşını doldurmuş olmalı • Evli eş 30 yaşını doldurmuş olmalı ve şu şartlardan biri söz konusu olmalıdır: ✤ Diğer eşin ayırt etme gücünden sürekli olarak yoksunluğu ✤ Diğer eşin 2 yılı aşkın süreden beri nerede olduğunun bilinmemesi ✤ Diğer eşin mahkeme kararıyla 2 yılı aşkın süreden beri eşinden ayrı ya- şamakta olması yüzünden birlikte evlat edinmesinin mümkün olmadığını ispat etmesi Görüldüğü üzere I. öncülde geçen evli eş 30 yaşını doldurmuşsa ve diğer eşin 2 yılı aşkın zamandır nerede olduğu bilinememesi durumunda eşlerden biri tek başına evlat edinebilir. II ve III. öncüllerde geçen ifadelerde de eşlerden biri tek başına evlat edinemez. Cevap, A seçeneğidir.

576 3Y Hukuk Soru Havuzu 82. Evlat edinmenin hukuki sonuçlarına ilişkin aşağıdakilerden hangisi yanlıştır? A) Evlatlık, evlat edinenin mirasçısı olur. B) Evlat edinen çocuğun adını değiştiremez. C) Evlatlık küçük ise evlat edinenin soyadını alır. D) Evlatlık ergin ise dilerse evlat edinenin soyadını almayabilir. E) Evlatlığın ana babasına olan mirasçılığı devam eder. Cevap: Evlat edinme ile birlikte aşağıdaki hukuki sonuçlar ortaya çıkar: • Ana ve babaya ait olan haklar ve yükümlülükler evlat edinene geçer. • Evlatlık, evlat edinenin mirasçısı olur. • Evlatlık küçük ise evlat edinenin soyadını alır. • Evlat edinen isterse çocuğa yeni bir ad verebilir. • Ergin olan evlatlık, evlat edinilme sırasında dilerse evlat edinenin soyadını alabilir. • Eşler tarafından birlikte evlat edinilen ve ayırt etme gücüne sahip olmayan küçüklerin nüfus kaydına ana ve baba adı olarak evlat edinen eşlerin adları yazılır. • Evlatlığın, miras ve başka haklarının zedelenmemesi, aile bağlarının devam etmesi için evlatlığın naklen geldiği aile kütüğü ile evlat edinenin aile kütüğü arasında her türlü bağ kurulur. Ayrıca evlatlıkla ilgili kesinleşmiş mahkeme kararı her iki nüfus kütüğüne işlenir. • Evlat edinme ile ilgili kayıtlar, belgeler ve bilgiler mahkeme kararı olmadıkça veya evlatlık istemedikçe hiçbir şekilde açıklanamaz. Görüldüğü üzere evlat edinen çocuğun adını değiştirmez ifadesi yanlıştır çünkü evlat edinen isterse çocuğa yeni bir ad verebilir. Cevap, B seçeneğidir. 83. Aşağıdakilerden hangisi ana babanın velayet hakkının kaldırılması- nın sebeplerinden biri olamaz? A) Ana babanın engelli olması B) Ana babanın deneyimsizliği C) Ana babanın çocuğa yeterli ilgiyi göstermemesi D) Ana babanın yükümlülüklerini ağır biçimde savsaklaması E) Ana babanın hastalığı nedeniyle çocuğa yeterli ilgiyi gösterememesi Cevap: Ana babanın velayet hakkı, kural olarak çocuk ergin olana kadar de- vam eder. Bununla birlikte çocuğun korunmasına ilişkin diğer önlemlerden so- nuç alınamaz ya da bu önlemlerin yetersiz olacağı önceden anlaşılırsa hâkim, aşağıdaki hâllerde velayetin kaldırılmasına karar verir:

Medeni Hukuk 577 • Ana babanın deneyimsizliği • Ana babanın hastalığı nedeniyle çocuğa yeterli ilgiyi gösterememesi • Ana babanın başka bir yerde bulunması veya benzeri sebeplerden biriyle ve- layet görevini gereği gibi yerine getirememesi • Ana babanın çocuğa yeterli ilgiyi göstermemesi • Ana babanın çocuğa karşı yükümlülüklerini ağır biçimde savsaklaması Ana babanın engelli olması ise velayetin kaldırılması nedenleri arasından çıka- rılmıştır. Cevap, A seçeneğidir. 84. Vasiliğe atanan kişi durumun kendisine tebliğinden itibaren kaç gün içinde vasilikten kaçınma hakkını kullanabilir? A) 7 gün B) 10 gün C) 15 gün D) 45 gün E) 60 gün Cevap: Vesayet; velayet altında olmayan küçüklerin ve özel bakım isteyen kişi- lerin yani kısıtlıların kişisel ve mali çıkarlarının tayin edilen kişilerce korunması ve hukuken temsil edilmesidir. Vesayet, kural olarak kısıtlılar, istisnai olarak da küçükler üzerinde söz konusu olur. Vesayet makamı (Sulh hukuk mahkeme- si) gecikmeksizin vasi atamakla yükümlüdür. Vasiliğe atanan kişi, bu durumun kendisine tebliğinden başlayarak 10 gün içinde vasilikten kaçınma hakkını kulla- nabilir. İlgili olan herkes, vasinin atandığını öğrendiği günden başlayarak 10 gün içinde atamanın kanuna aykırı olduğunu ileri sürebilir. Cevap, B seçeneğidir. 85. Aşağıdakilerden hangisi özel boşanma sebepleri arasında yer almaz? A) Zina B) Müşterek hayatın kurulamaması C) Akıl hastalığı D) Terk E) Hayata kast, pek kötü veya onur kırıcı davranış Cevap: Boşanma sebepleri genel ve özel sebepler olarak ikiye ayrılır. Özel bo- şanma sebepleri şunlardır: • Zina • Hayata kast, pek kötü veya onur kırıcı davranış • Suç işleme veya haysiyetsiz hayat sürme • Terk • Akıl hastalığı Müşterek hayatın kurulamaması ise genel boşanma sebepleri arasında yer alır. Cevap, B seçeneğidir.

578 3Y Hukuk Soru Havuzu 86. Babalık karinesi ile ilgili aşağıdakilerden hangisi yanlıştır? A) Kocanın gaipliğine karar verilmesi hâlinde babalık karinesine sebep olan üçyüz günlük süre, karar tarihinden işlemeye başlar. B) Koca, ana ve çocuğa karşı soybağının reddi davasını açarak babalık karinesini çürütebilir. C) Çocuk evliliğin sona ermesinden başlayarak üçyüz gün içinde doğmuş ve ana da bu arada yeniden evlenmiş olursa, ikinci evlilikteki koca baba sayılır. D) Evlilik dışında doğan çocuk, ana ve babasının birbiriyle evlenmesi hâ- linde kendiliğinden evlilik içinde doğan çocuklara ilişkin hükümlere tâbi olur. E) Evlenmeden başlayarak en az yüzseksen gün geçtikten sonra ve ev- liliğin sona ermesinden başlayarak en fazla üçyüz gün içinde doğan çocuk evlilik içinde ana rahmine düşmüş sayılır. Cevap: Babalık karinesi, kanun nedeniyle eldeki verilerden yola çıkarak ba- banın tespit edilmesi için kullanılan karinedir. Ancak babalık karinesi adi bir karinedir yani aksi ispatlanabilir. Evliliğin kurulmasından 180 gün sonra doğan ya da evliliğin sona ermesinden sonra 300 gün içinde doğan çocuğun babası ko- cadır. Evlilik sona erdikten sonra 300 gün içinde çocuk doğmuş ancak ana bu sürede yeniden evlenmişse ikinci evlilikteki koca baba sayılır. Kocanın gaipliğine karar verilmesi hâlinde babalık karinesine sebep olan üçyüz günlük süre, karar tarihinden değil, kaybolmadan veya son haberin alındığı tarihten işlemeye başlar. Cevap, A seçeneğidir. I. Eşlerden birinin ayırt etme gücünden geçici süreyle yoksun olması II. Eşlerden birinde evlenmeye engel olacak derecede akıl hastalığı bu- lunması III. Yasal temsilcinin izninin alınmadan evliliğin gerçekleştirilmesi IV. Eşlerden birinin evlenme sırasında evli bulunması 87. Yukarıdakilerden hangileri evliliğin mutlak butlanı sebepleri arasın- da yer alır? A) I ve II B) I ve IV   C) II ve III D) II ve IV E) I, II ve IV Cevap: Evliliğin mutlak butlan sebepleri şunlardır: • Eşlerden birinin ayırt etme gücünden sürekli yoksun olması • Eşlerden birinde evlenmeye engel olacak derecede akıl hastalığı bulunması • Eşlerden birinin evlenme sırasında evli bulunması • Evlenmeye engel derecede hısımlığın bulunması

Medeni Hukuk 579 Eşlerden birinin ayırt etme gücünden geçici süreyle yoksun olması ve yasal temsilcinin izninin alınmadan evliliğin gerçekleştirilmesi ise nispi butlan sebep- leridir. Cevap, D seçeneğidir. 88. 4721 sayılı Türk Medeni Kanunu’na göre aşağıdakilerden hangileri arasında evlenme yasağı söz konusu değildir? A) Sona eren evlilikteki eşin alt soyu ile B) Hala ile yeğen arasında C) Evlatlık ile evlat edinen arasında D) Evlat edinenin alt soyu ile evlatlığın alt soyu arasında E) Evlat edinen ile evlatlığın eşi arasında Cevap: Aşağıdaki kimseler arasında evlenme yasaktır: • Üstsoy ile altsoy arasında; kardeşler arasında; amca, dayı, hala ve teyze ile yeğenleri arasında, • Kayın hısımlığı meydana getirmiş olan evlilik sona ermiş olsa bile, eşlerden biri ile diğerinin üstsoyu veya altsoyu arasında, • Evlât edinen ile evlâtlığın veya bunlardan biri ile diğerinin altsoyu ve eşi ara- sında. Sona eren evlilikteki eşin sonradan doğan çocuğu ile bir hısımlık söz konusu olmadığından sonradan doğan alt soyu deseydi evlenilebilirdi. Bu sebeple sonra- dan doğan çocukla evlenmek yasak değildir. Evlat edinenin alt soyu ile evlatlığın alt soyu da evlenebilir. Cevap, D seçeneğidir. 89. Evlenmenin mutlak butlanı ile ilgili aşağıdakilerden hangisi yanlıştır? A) Eşlerden biri evli bulunduğu sırada yeniden evlenmişse butlan kararı verilmeden ilk evlilik sona erer ve ikinci evlilikteki eş de iyiniyetliyse butlan kararı verilmez. B) Ayırt etme gücünden sürekli yoksun kişinin evlenmesi halinde mutlak butlan kararı tespit niteliğindedir. C) Mutlak butlan davasını cumhuriyet savcısı resen açar. D) Sona ermiş bir evliliği mutlak butlanını cumhuriyet savcısı resen dava edemez. E) Kadın bekleme süresi dolmadan evlense de butlan yaptırımı uygulan- maz.

580 3Y Hukuk Soru Havuzu Cevap: Aşağıdaki hâllerde evlenme mutlak butlanla batıldır: • Eşlerden birinin evlenme sırasında evli bulunması, • Eşlerden birinin evlenme sırasında sürekli bir sebeple ayırt etme gücünden yoksun bulunması, • Eşlerden birinde evlenmeye engel olacak derecede akıl hastalığı bulunması, • Eşler arasında evlenmeye engel olacak derecede hısımlığın bulunması. Mutlak butlan davası, Cumhuriyet savcısı tarafından re’sen açılır. Bu dava, ilgisi olan herkes tarafından da açılabilir. Sona ermiş bir evliliğin mutlak butla- nı Cumhuriyet savcısı tarafından re’sen dava edilemez; fakat her ilgili, mutlak butlanın karar altına alınmasını isteyebilir. Ayırt etme gücünün sonradan ka- zanılması veya akıl hastalığının iyileşmiş olması durumlarında mutlak butlan davasını yalnız ayırt etme gücünü sonradan kazanan veya akıl hastalığı iyileşen eş açabilir. Evliyken yeniden evlenen bir kimsenin önceki evliliği mutlak butlan kararı verilmeden önce sona ermişse ve ikinci evlenmede diğer eş iyiniyetli ise, bu evlenmenin butlanına karar verilemez. Mutlak butlan davası normalde tespit niteliğinde olmasına rağmen evlilikte bozucu niteliktedir. Cevap, B seçeneğidir. 90. Evlat edinme ile ilgili aşağıdakilerden hangisi yanlıştır? A) Küçük evlat edinilecekse, evlat edinenin kendi alt soyunun rızasını alması gerekir. B) Anne baba, doğumun üzerinden altı hafta geçmeden çocuğun evlat edinilmesine rıza gösteremez. C) Ayırt etme gücüne sahip küçük velayet altında olsa da kendi rızası evlat edinme işlemi için gereklidir. D) Evli kişi 30 yaşını doldurmuş ve mahkeme kararıyla eşiyle iki yılı aş- kın süredir ayrı yaşamaktaysa tek başına evlat edinebilir. E) Evlatlık ve alt soyu yalnızca evlat edinene mirasçı olurlar. Cevap: Bir küçüğün evlât edinilmesi, evlât edinen tarafından bir yıl süreyle bakılmış ve eğitilmiş olması koşuluna bağlıdır. Evlât edinmenin her hâlde küçü- ğün yararına bulunması ve evlât edinenin diğer çocuklarının yararlarının hak- kaniyete aykırı bir biçimde zedelenmemesi de gerekir. Eşler, ancak birlikte evlât edinebilirler; evli olmayanlar birlikte evlât edinemezler. Eşlerin en az beş yıldan beri evli olmaları veya otuz yaşını doldurmuş bulunmaları gerekir. Eşlerden biri, en az iki yıldan beri evli olmaları veya kendisinin otuz yaşını doldurmuş bulun- ması koşuluyla diğerinin çocuğunu evlât edinebilir. Evli olmayan kişi otuz yaşını doldurmuş ise tek başına evlât edinebilir. Evlât edinenin altsoyunun açık mu- vafakatiyle ergin veya kısıtlı evlat edinilebilir. Evlât edinilenin, evlât edinenden

Medeni Hukuk 581 en az onsekiz yaş küçük olması şarttır. Ayırt etme gücüne sahip olan küçük, rızası olmadıkça evlât edinilemez. Vesayet altındaki küçük, ayırt etme gücüne sahip olup olmadığına bakılmaksızın vesayet dairelerinin izniyle evlât edinilebilir. Küçük ayırt etme gücüne sahip değilse evlât edinme, küçüğün ana ve babasının rızasını gerektirir. Rıza, küçüğün veya ana ve babasının oturdukları yer mahke- mesinde sözlü veya yazılı olarak açıklanarak tutanağa geçirilir. Verilen rıza, evlât edinenlerin adları belirtilmemiş veya evlât edinenler henüz belirlenmemiş olsa dahi geçerlidir. Rıza, küçüğün doğumunun üzerinden altı hafta geçmeden önce verilemez. Rıza, tutanağa geçirilme tarihinden başlayarak altı hafta içinde aynı usulle geri alınabilir. Geri almadan sonra yeniden verilen rıza kesindir. Dolayısıy- la küçüğün evlat edinilmesinde evlat edinenin alt soyunun zarar görmemesi ye- terlidir; rızaları aranmaz. Ergin veya kısıtlının evlat edinilmesinde evlat edinenin alt soyunun rızası gerekir. Cevap, A seçeneğidir. 91. Terk nedeniyle boşanma davası ile ilgili aşağıdakilerden hangisi yanlıştır? A) Terk fiilinin üzerinden altı ay geçmeden boşanma davası açılamaz. B) Mutlak bir boşanma sebebidir. C) Terk fiilinin üzerinden dört ay geçmeden ihtar çekilemez. D) İhtarın üzerinden üç ay geçmeden boşanma davası açılamaz. E) İhtar noter veya sulh hakimi aracılığıyla çekilebilir. Cevap: Eşlerden biri, evlilik birliğinden doğan yükümlülüklerini yerine getir- memek maksadıyla diğerini terk ettiği veya haklı bir sebep olmadan ortak konuta dönmediği takdirde ayrılık, en az altı ay sürmüş ve bu durum devam etmekte ve istem üzerine hâkim veya noter tarafından yapılan ihtar sonuçsuz kalmış ise; terk edilen eş, boşanma davası açabilir. Diğerini ortak konutu terk etmeye zor- layan veya haklı bir sebep olmaksızın ortak konuta dönmesini engelleyen eş de terk etmiş sayılır. Davaya hakkı olan eşin istemi üzerine hâkim veya noter, esası incelemeden yapacağı ihtarda terk eden eşe iki ay içinde ortak konuta dönmesi gerektiği ve dönmemesi hâlinde doğacak sonuçlar hakkında uyarıda bulunur. Bu ihtar gerektiğinde ilân yoluyla yapılır. Ancak, boşanma davası açmak için belirli sürenin dördüncü ayı bitmedikçe ihtar isteminde bulunulamaz ve ihtardan sonra iki ay geçmedikçe dava açılamaz. Cevap, D seçeneğidir.

582 3Y Hukuk Soru Havuzu 92. Aşağıdakilerden hangileri arasında evlenme yasağı söz konusu de- ğildir? A) Amca ile yeğen arasında B) Sona eren evlilikteki eşin alt soyu ile diğer eş arasında C) Evlatlık ile evlat edinen arasında D) Yarım kan kardeşler arasında E) Evlatlık ile evlat edinenin yan soyu arasında Cevap: Evlenmeye engel derecede hısımlık ilişkisi bulunan kişiler kanunda açıkça belirtilmiştir. Buna göre aşağıdaki kimseler arasında evlenme yasaktır: • Üstsoy ile altsoy arasında; • kardeşler arasında; • amca, dayı, hala ve teyze ile yeğenleri arasında, • Kayın hısımlığı meydana getirmiş olan evlilik sona ermiş olsa bile, eşlerden biri ile diğerinin üstsoyu veya altsoyu arasında, • Evlât edinen ile evlâtlığın veya bunlardan biri ile diğerinin altsoyu ve eşi ara- sında Evlatlık ile evlat edinenin yan soyunun birbiriyle evlenmesi hususunda bir ya- sak yoktur. Cevap, E seçeneğidir. I. Terk fiilinin üzerinden 6 ay geçmeden ihtar çekilemez. II. İhtar, hakim veya noter aracılığıyla çekilir ve başka süre beklenmeksi- zin boşanma davası açılabilir. III. Diğerini ortak konutu terk etmeye zorlayan veya haklı bir sebep ol- maksızın ortak konuta dönmesini engelleyen eş de terk etmiş sayılır. IV. Mutlak boşanma sebepleri arasında yer alır. 93. Terk sebebiyle boşanma ile ilgili yukarıdaki ifadelerden hangileri doğrudur? A) I ve II B) II ve III   C) III ve IV D) I, II ve IV E) II, III ve IV Cevap: Eşlerden biri, evlilik birliğinden doğan yükümlülüklerini yerine getir- memek maksadıyla diğerini terk ettiği veya haklı bir sebep olmadan ortak konuta dönmediği takdirde ayrılık, en az altı ay sürmüş ve bu durum devam etmekte ve istem üzerine hâkim veya noter tarafından yapılan ihtar sonuçsuz kalmış ise; terk edilen eş, boşanma davası açabilir. Diğerini ortak konutu terk etmeye zor- layan veya haklı bir sebep olmaksızın ortak konuta dönmesini engelleyen eş de

Medeni Hukuk 583 terk etmiş sayılır. Davaya hakkı olan eşin istemi üzerine hâkim veya noter, esası incelemeden yapacağı ihtarda terk eden eşe iki ay içinde ortak konuta dönmesi gerektiği ve dönmemesi hâlinde doğacak sonuçlar hakkında uyarıda bulunur. Bu ihtar gerektiğinde ilân yoluyla yapılır. Ancak, boşanma davası açmak için belirli sürenin dördüncü ayı bitmedikçe ihtar isteminde bulunulamaz ve ihtardan sonra iki ay geçmedikçe dava açılamaz. Cevap, C seçeneğidir. 94. Evlat edinme ile ilgili aşağıdaki ifadelerden hangisi yanlıştır? A) Evlatlık ergin veya kısıtlıysa evlat edinenin alt soyunun rızası gerekir. B) Evli kişi ancak eşinin rızasıyla evlat edinilebilir. C) Ayırt etme gücüne sahip olan küçük, rızası olmadıkça evlât edinile- mez. D) Eşlerden biri, en az beş yıldan beri evli olmaları veya kendisinin otuz yaşını doldurmuş bulunması koşuluyla diğerinin çocuğunu evlât edi- nebilir. E) Eşler tarafından birlikte evlât edinilen ve ayırt etme gücüne sahip ol- mayan küçüklerin nüfus kaydına ana ve baba adı olarak evlât edinen eşlerin adları yazılır. Cevap: Evlat edinme mahkeme kararıyla gerçekleşir. Küçüğün evlat edinilmesi için 1 yıl bakım ve eğitiminin üstlenilmiş olması; ergin veya kısıtlının evlat edinil- mesinde 5 yıl aile gibi yaşama gerekliliği vardır. Evli bir kişi eşinin rızası olmadan evlat edinilemez. Evlatlık küçükse ayırt etme gücü yoksa ana babasının; ayırt etme gücü varsa kendisinin rızası gerekir. Evlatlık vesayet altındaysa ayırt etme gücü olsa da vesayet dairelerinin izni gerekir. Küçüğün evlat edinilmesinde ev- lat edinenin alt soyunun zarar görmemesi yeterliyken; ergin veya kısıtlının evlat edinilmesinde evlat edinenin kendi alt soyunun rızası gerekir. Eşler tarafından birlikte evlât edinilen ve ayırt etme gücüne sahip olmayan küçüklerin nüfus kay- dına ana ve baba adı olarak evlât edinen eşlerin adları yazılır. Tek başına evlat edinmek için evli olmamak ve 30 yaşını doldurmuş olmak gerekir. Birlikte evlat edinmek için ise evli olmak ve eşlerin ikisinin de 30 yaşını doldurmuş olması veya en az 5 yıldır evli olmaları gerekir. Eş, diğer eşin çocuğunu evlat edinecekse en az 2 yıldır evli olmaları veya evlat edinecek eşin 30 yaşını doldurmuş olması gerekir. Cevap, D seçeneğidir.

584 3Y Hukuk Soru Havuzu 95. Aşağıdakilerden hangisi vasilik görevine atanabilmesine rağmen va- silikten kaçınabilecek kişiler arasında yer almaz? A) Dörtten çok çocuğun velisi olmak B) İlgili vesayet dairesi hakimi olmak C) Altmış yaşını doldurmuş olmak D) Cumhurbaşkanı yardımcısı olmak E) Üzerinde vasilik görevi olmak Cevap: Aşağıdaki kişiler vasiliği kabul etmeyebilirler: • Altmış yaşını doldurmuş olanlar • Bedensel engelleri veya sürekli hastalıkları sebebiyle bu görevi güçlükle yapa- bilecek olanlar • Dörtten çok çocuğun velisi olanlar • Üzerinde vasilik görevi olanlar • Cumhurbaşkanı • Cumhurbaşkanı yardımcıları • Türkiye Büyük Millet Meclisi • Bakanlar • Hâkimlik ve savcılık mesleği mensupları. İlgili vesayet dairesi hakimi ise kaçınabilecek olanlar arasında değil, atanama- yacak olanlar arasında yer alır. Cevap, B seçeneğidir. 96. Aile konutu ile ilgili aşağıdakilerden hangisi yanlıştır? A) Eşlerden biri, diğer eşin açık rızası bulunmadıkça, aile konutu ile ilgili kira sözleşmesini feshedemez. B) Haklı bir sebep olmadan kendisine rıza verilmeyen eş, hâkimin müda- halesini isteyebilir. C) Aile konutu eşlerden biri tarafından kira ile sağlanmışsa, sözleşmenin tarafı olmayan eş, kiralayana yapacağı bildirimle sözleşmenin tarafı hâline gelir. D) Aile konutu olarak özgülenen taşınmaz malın maliki olmayan eş, tapu kütüğüne konutla ilgili gerekli şerhin verilmesini aile mahkemesinden isteyebilir. E) Eşlerden biri, diğer eşin açık rızası bulunmadıkça aile konutu üzerin- deki hakları sınırlayamaz. Cevap: Eşlerden biri, diğer eşin açık rızası bulunmadıkça, aile konutu ile ilgili kira sözleşmesini feshedemez, aile konutunu devredemez veya aile konutu üze-

Medeni Hukuk 585 rindeki hakları sınırlayamaz. Rızayı sağlayamayan veya haklı bir sebep olmadan kendisine rıza verilmeyen eş, hâkimin müdahalesini isteyebilir. Aile konutu ola- rak özgülenen taşınmaz malın maliki olmayan eş, tapu kütüğüne konutla ilgili gerekli şerhin verilmesini tapu müdürlüğünden isteyebilir. Aile konutu eşlerden biri tarafından kira ile sağlanmışsa, sözleşmenin tarafı olmayan eş, kiralayana yapacağı bildirimle sözleşmenin tarafı hâline gelir ve bildirimde bulunan eş diğeri ile müteselsilen sorumlu olur. Cevap, D seçeneğidir. 97. Aşağıdakilerden hangisi mutlak boşanma sebepleri arasında yer almaz? A) Zina B) Suç işleme veya haysiyetsiz hayat sürme C) Terk D) Hayata kast, pek kötü veya onur kırıcı davranış E) Müşterek hayatın yeniden kurulamaması Cevap: Mutlak boşanma sebebi, hakimin takdirinde olmayan, vicdani kanaat getirdiğinde boşanma kararı vermesi zorunlu olan sebeplerdir. Zina, hayata kast, pek kötü veya onur kırıcı davranış, terk, anlaşmalı boşanma, müşterek hayatın yeniden kurulamaması mutlak boşanma sebebi iken; suç işleme veya haysiyetsiz hayat sürme, akıl hastalığı, evlilik birliğinin sarsılması ise hakimin takdirinin geçerli olduğu nispi boşanma sebepleridir. Cevap, B seçeneğidir. 98. Aşağıdakilerden hangisi edinilmiş mallara katılma rejiminde kişisel mallardan biri değildir? A) Kişisel malların gelirleri B) Manevi tazminat alacakları C) Eşlerin yalnızca kişisel kullanımına yarayan eşyalar D) Karşılıksız kazanmalar E) Kişisel malların yerine geçen değerler Cevap: Aşağıda sayılanlar, kanun gereğince kişisel maldır: • Eşlerden birinin yalnız kişisel kullanımına yarayan eşya, • Mal rejiminin başlangıcında eşlerden birine ait bulunan veya bir eşin sonra- dan miras yoluyla ya da herhangi bir şekilde karşılıksız kazanma yoluyla elde ettiği malvarlığı değerleri, • Manevî tazminat alacakları, • Kişisel mallar yerine geçen değerler.

586 3Y Hukuk Soru Havuzu Kişisel malların gelirleri ise kanunen edinilmiş mallar arasında yer alır ancak eşler sözleşmeyle edinilmiş mal sayılmayacağını kararlaştırabilirler. Cevap, A seçeneğidir. 99. Aşağıdakilerden hangisi evliliğin mutlak butlanı sebepleri arasında yer almaz? A) Eşlerden birinin evli olması B) Yasal temsilcinin izninin alınmaması C) Evlenmeye engel derecede hısımlığın olması D) Evlenmeye engel derecede akıl hastalığının olması E) Ayırt etme gücünden sürekli yoksunluk bulunması Cevap: Aşağıdaki hâllerde evlenme mutlak butlanla batıldır: • Eşlerden birinin evlenme sırasında evli bulunması, • Eşlerden birinin evlenme sırasında sürekli bir sebeple ayırt etme gücünden yoksun bulunması, • Eşlerden birinde evlenmeye engel olacak derecede akıl hastalığı bulunması, • Eşler arasında evlenmeye engel olacak derecede hısımlığın bulunması. Yasal temsilcinin izninin alınmaması ise evliliğin nispi butlanı sebepleri ara- sında yer alır. Cevap, B seçeneğidir. 100. Aşağıdakilerden hangisi tanımanın yapılabildiği yollardan biri de- ğildir? A) Resmi senet B) Tanıma sözleşmesi C) Vasiyetname D) Nüfus müdürlüğüne yazılı başvuru E) Mahkemeye yazılı başvuru Cevap: Tanıma, babanın, nüfus memuruna veya mahkemeye yazılı başvurusu ya da resmî senette veya vasiyetnamesinde yapacağı beyanla olur. Tanıma beya- nında bulunan kimse küçük veya kısıtlı ise, veli veya vasisinin de rızası gerek- lidir. Başka bir erkek ile soybağı bulunan çocuk, bu bağ geçersiz kılınmadıkça tanınamaz. Tanıma tek taraflı bir işlemdir bu nedenle sözleşme ile yapılmaz. Cevap, B seçeneğidir.

Medeni Hukuk 587 101. Aşağıdaki sebeplerden hangisine dayanarak boşanma davası her za- man açılabilir? A) Zina B) Hayata kast C) Müşterek hayatın yeniden kurulamaması D) Terk E) Akıl hastalığı Cevap: Özel boşanma sebepleri arasında yer alan akıl hastalığı ve suç işleme veya haysiyetsiz hayat sürme halinde boşanma davası her zaman açılabilir yani süre sınırı yoktur. Genel boşanma sebeplerinden ise evlilik birliğinin sarsılmasın- da süre sınırı yoktur. Bu sebepler aynı zamanda nispi boşanma sebepleridir; yani boşanma kararı vermede hakimin inisiyatifi olduğu durumlardır. Cevap, E seçeneğidir. I. Evlilik devam ederken veya evliliğin sona ermesinden başlayarak üç- yüz gün içinde doğan çocuğun babası kocadır. II. Kocanın gaipliğine karar verilmesi hâlinde üçyüz günlük süre, ölüm tehlikesi veya son haber tarihinden işlemeye başlar. III. Çocuk evliliğin sona ermesinden başlayarak üçyüz gün içinde doğ- muşsa, ana bu arada yeniden evlenmiş olsa da, sona eren evlilikteki koca baba sayılır. 102. Babalık karinesi ile ilgili yukarıdaki ifadelerden hangileri doğrudur? A) Yalnız I B) Yalnız II   C) I ve II D) II ve III E) I, II ve III Cevap: Evlilik devam ederken veya evliliğin sona ermesinden başlayarak üç- yüz gün içinde doğan çocuğun babası kocadır. Bu süre geçtikten sonra doğan çocuğun kocaya bağlanması, ananın evlilik sırasında gebe kaldığının ispatıyla mümkündür. Kocanın gaipliğine karar verilmesi hâlinde üçyüz günlük süre, ölüm tehlikesi veya son haber tarihinden işlemeye başlar. Çocuk evlilik içinde ana rahmine düşmüşse davacı, kocanın baba olmadığını ispat etmek zorundadır. Evlenmeden başlayarak en az yüzseksen gün geçtikten sonra ve evliliğin sona ermesinden başlayarak en fazla üçyüz gün içinde doğan çocuk evlilik içinde ana rahmine düşmüş sayılır. Çocuk evliliğin sona ermesinden başlayarak üçyüz gün içinde doğmuş ve ana da bu arada yeniden evlenmiş olursa, ikinci evlilikteki koca baba sayılır. Bu karine çürütülürse ilk evlilikteki koca baba sayılır. Cevap, C seçeneğidir.

588 3Y Hukuk Soru Havuzu 103. Aşağıdakilerden hangisi evliliğin butlanını gerektiren durumlar ara- sında yer almaz? A) Evlenmeye engel derecede hısımlığın bulunması B) Yasal temsilcinin izninin alınmaması C) Eşlerden birinin evlenme sırasında evli bulunması D) Ayırt etme gücünden geçici yoksunluk bulunması E) Evlenmenin yetkili memur önünde yapılması ancak diğer şekil kural- larına uyulmaması Cevap: Aşağıdaki hâllerde evlenme mutlak butlanla batıldır: • Eşlerden birinin evlenme sırasında evli bulunması, • Eşlerden birinin evlenme sırasında sürekli bir sebeple ayırt etme gücünden yoksun bulunması, • Eşlerden birinde evlenmeye engel olacak derecede akıl hastalığı bulunması, • Eşler arasında evlenmeye engel olacak derecede hısımlığın bulunması. Aşağıdaki hallerde ise evlilik için nispi butlan yaptırımı söz konusu olur: • Yanılma • Aldatma • Korkutma • Ayırt etme gücünden geçici yoksunluk • Yasal temsilcinin izninin alınmaması Kadının bekleme süresi dolmadan evlenmesi ve evlenmenin yetkili memur önünde yapılıp diğer şekil şartlarına uyulmaması ise butlanı gerektirmez. Cevap, E seçeneğidir. 104. Boşanmanın sonuçları ile ilgili aşağıdaki ifadelerden hangisi yanlıştır? A) Boşanma hâlinde kadın, evlenmeden önceki soyadını yeniden alır. B) Kadının, boşandığı kocasının soyadını kullanmakta menfaati bulun- duğu ve bunun kocaya bir zarar vermeyeceği ispatlanırsa, istemi üze- rine hâkim, kocasının soyadını taşımasına izin verir. C) Boşanmaya sebep olan olaylar yüzünden kişilik hakkı saldırıya uğra- yan taraf, kusurlu olan diğer taraftan manevî tazminat olarak uygun miktarda bir para ödenmesini isteyebilir. D) Hâkim tarafından boşanma kararı ile birlikte resen yoksulluk nafaka- sı takdir edilir. E) Nafaka yükümlüsünün kusuru aranmaz.

Medeni Hukuk 589 Cevap: Boşanma hâlinde kadın, evlenme ile kazandığı kişisel durumunu korur; ancak, evlenmeden önceki soyadını yeniden alır. Eğer kadın evlenmeden önce dul idiyse hâkimden bekârlık soyadını taşımasına izin verilmesini isteyebilir. Ka- dının, boşandığı kocasının soyadını kullanmakta menfaati bulunduğu ve bunun kocaya bir zarar vermeyeceği ispatlanırsa, istemi üzerine hâkim, kocasının soya- dını taşımasına izin verir. Koca, koşulların değişmesi hâlinde bu iznin kaldırılma- sını isteyebilir. Mevcut veya beklenen menfaatleri boşanma yüzünden zedelenen kusursuz veya daha az kusurlu taraf, kusurlu taraftan uygun bir maddî tazminat isteyebilir. Boşanmaya sebep olan olaylar yüzünden kişilik hakkı saldırıya uğra- yan taraf, kusurlu olan diğer taraftan manevî tazminat olarak uygun miktarda bir para ödenmesini isteyebilir. Boşanma yüzünden yoksulluğa düşecek taraf, kusuru daha ağır olmamak koşuluyla geçimi için diğer taraftan malî gücü ora- nında süresiz olarak nafaka isteyebilir. Görüldüğü üzere yoksulluk nafakasına hakim resen karar vermez, talep gerekir. Nafaka yükümlüsünün kusuru aran- maz. Evliliğin boşanma sebebiyle sona ermesinden doğan dava hakları, boşanma hükmünün kesinleşmesinin üzerinden bir yıl geçmekle zamanaşımına uğrar. Cevap, D seçeneğidir. 105. Evlilik birliğindeki yasal düzenlemelere ilişkin aşağıdakilerden han- gisi yanlıştır? A) Eşlerden biri, diğerinin açık rızası bulunmadıkça aile konutu ile ilgili kira sözleşmesini feshedemez. B) Aile konutu olarak özgülenen taşınmazın maliki olmayan eş, tapu kü- tüğüne gerekli şerhin verilmesini talep edebilir. C) Hâkim kararıyla, eşlerden birinin mal varlığı ile ilgili tasarrufları sınır- landırılabilir. D) Eşlerden birinin, diğerinin rızası olmadan paylı mülkiyet konusu mal- daki payı üzerinde tasarrufta bulunabileceğine ilişkin yasal mal reji- minde anlaşma yapılamaz. E) Aile konutu eşlerden biri tarafından kira ile sağlanmışsa sözleşmenin tarafı olmayan eş, kiralayana yapacağı bildirimle sözleşmenin tarafı hâline gelir. Cevap: Evlenmeyle eşler arasında evlilik birliği kurulmuş olur. Eşler, bu birliğin mutluluğunu elbirliğiyle sağlamak ve çocukların bakımına, eğitim ve gözetimine beraberce özen göstermekle yükümlüdürler. Eşler birlikte yaşamak, birbirine sa- dık kalmak ve yardımcı olmak zorundadırlar. Eşlerden her biri, ortak yaşamın devamı süresince ailenin sürekli ihtiyaçları için evlilik birliğini temsil eder. Eşler- den biri birliği temsil yetkisini aşar veya bu yetkiyi kullanmada yetersiz kalırsa hâkim, diğer eşin istemi üzerine temsil yetkisini kaldırabilir veya sınırlayabilir. Eşlerden biri, diğer eşin açık rızası bulunmadıkça, aile konutu ile ilgili kira sözleş-

590 3Y Hukuk Soru Havuzu mesini feshedemez, aile konutunu devredemez veya aile konutu üzerindeki hak- ları sınırlayamaz. Aile konutu olarak özgülenen taşınmaz malın maliki olmayan eş, tapu kütüğüne konutla ilgili gerekli şerhin verilmesini tapu müdürlüğünden isteyebilir. Aile konutu eşlerden biri tarafından kira ile sağlanmışsa, sözleşmenin tarafı olmayan eş, kiralayana yapacağı bildirimle sözleşmenin tarafı hâline gelir ve bildirimde bulunan eş diğeri ile müteselsilen sorumlu olur. Eşlerden birinin, diğerinin rızası olmadan paylı mülkiyet konusu maldaki payı üzerinde tasarrufta bulunabileceğine ilişkin yasal mal rejiminde anlaşma yapılabilir. Cevap, D seçeneğidir. 106. Aşağıdakilerden hangisi edinilmiş mallara katılma rejiminde edinil- miş mal olarak kabul edilmesine rağmen sözleşme ile kişisel mal sayılabilir? A) Sosyal güvenlik kurumlarının yaptığı ödemeler B) Kişisel malların gelirleri C) Çalışma gücünün kaybı nedeniyle ödenen tazminatlar D) Edinilmiş mallara katılma rejimi devam ederken eşlerden birine miras yolu ile yapılan kazandırmalar E) Personele yardım amacıyla kurulan sandıkların yaptığı ödemeler Cevap: Edinilmiş mallara katılma rejimine göre aşağıda sayılanlar, kanun ge- reğince kişisel maldır: • Eşlerden birinin yalnız kişisel kullanımına yarayan eşya, • Mal rejiminin başlangıcında eşlerden birine ait bulunan veya bir eşin sonra- dan miras yoluyla ya da herhangi bir şekilde karşılıksız kazanma yoluyla elde ettiği malvarlığı değerleri, • Manevî tazminat alacakları, • Kişisel mallar yerine geçen değerler. Eşler, mal rejimi sözleşmesiyle, bir mesleğin icrası veya işletmenin faaliyeti sebebiyle doğan edinilmiş mallara dahil olması gereken malvarlığı değerlerinin kişisel mal sayılacağını kabul edebilirler. Eşler, mal rejimi sözleşmesiyle kişisel malların gelirlerinin edinilmiş mallara dahil olmayacağını da kararlaştırabilirler. Cevap, B seçeneğidir.

Medeni Hukuk 591 I. Eşlerden birinin temsil yetkisinin kaldırılması veya sınırlandırılması, diğer eşin talebiyle hakim kararı ile mümkündür. II. Evlilik birliğinin temsil yetkisinin kullanıldığı hallerde eşler üçüncü kişilere karşı müteselsilen sorumludur. III. Eşlerden her biri, ortak yaşamın devamı süresince ailenin sürekli ih- tiyaçlarını karşılamak için birliği temsil yetkisine sahiptir. 107. Evlilik birliğinin temsiline ilişkin yukarıda belirtilenlerden hangileri doğrudur? A) Yalnız I  B) I ve II  C) II ve III D) Yalnız III E) I, II ve III Cevap: Türk Medeni Kanunu evlilik birliğinin temsilini eşlere bırakmıştır. Yu- karıda belirtilen öncüllerin hepsi doğrudur. Evlenme töreninin yapılmasıyla karı koca arasında evlilik birliği oluşur. Tüzel kişiliği olmamasına rağmen, evlilikte bir birlik olarak kabul edilir. Bu birlik ev- lenmekle kurulur ve evlilik birliği herhangi bir sebeple sona erene kadar devam eder. Evlilik birliği; eşlerden ve onların müşterek ve ana veya babası bir veya bir- likte yaşayan müşterek olmayan küçük çocuklarından oluşur. Evlilik birliğinin eşlerden biri tarafından temsili halinde, diğer eşin de müteselsil sorumluluğu söz konusu olabilir. Evlilik birliğinde eşler eşit statüye sahiptirler. Aile adı ve vatan- daşlık dışında, tüm hak ve yükümlülüklerde eşitlik söz konusudur. Cevap, E seçeneğidir. “A ile B, 06.02.2010 yılında evlenmişlerdir. A, evlenme akdi yapıldığı sırada ayırt etme gücüne sahip değildir. Evlilik akdi yapıldıktan bir süre sonra A ayırt etme gücünü kazanmıştır.” 108. Buna göre aşağıdakilerden hangisi yanlıştır? A) Ayırt etme gücüne sahip olmama kesin evlenme engelidir. B) Ayırt etme gücünden yoksunluğun mutlak butlan sebebi sayılması için sürekli olması gerekir. C) Olayda mutlak butlan davasını, eşler, Cumhuriyet savcısı ile ilgililer açabilir. D) Ayırt etme gücünden geçici yoksunluk nispi butlan sebebidir. E) Ayırt etme gücünden sürekli yoksunluk nedeniyle açılacak butlan da- vasında süre sınırı yoktur. Cevap: Kişinin ayırt etme gücünü sonradan kazanmış olması halinde ayırt etme gücünü kazanan kişiden başka diğer kimseler evliliğin iptalini talep ede- meyeceklerdir. Cevap, C seçeneğidir.

592 3Y Hukuk Soru Havuzu 109. Boşanan kadının kişisel durumuna ilişkin aşağıdakilerden hangisi yanlıştır? A) Boşanma halinde kadın evlenme ile kazandığı kişisel durumu korur. B) Boşanma halinde kadın evlenmeden önceki soyadını alır. C) Kadın evlenmeden önce dul idiyse boşanma halinde hakim kararına gerek olmaksızın bekarlık soyadını alır. D) Kadının boşandığı kocasının soyadını taşımasında bir menfaati varsa ve bu durum kocaya zarar vermeyecekse, istemi üzerine hakim koca- sının soyadını taşımasına izin verebilir. E) Boşanmadan sonra kadın için 300 günlük bekleme müddeti öngörül- müştür. Cevap: Türk Medeni Kanunu’nun 173. Maddesine göre eğer kadın evlenmeden önce dul idiyse hâkimden bekarlık soyadını taşımasına izin verilmesini isteyebi- lir. Yani kadın evlenmeden önce dul idiyse kendiliğinden bekarlık soyadını alması mümkün değildir. Cevap, C seçeneğidir. 110. Edinilmiş mallara katılma rejimine ilişkin aşağıda belirtilenlerden hangisi yanlıştır? A) Eşlerden hangisine ait olduğu ispat edilemeyen mallar onların paylı mülkiyetinde sayılır. B) Bir malın eşlerden birinin kişisel malı olduğunun ispat yükü, bunu iddia eden eştedir. C) Eşlerden her biri, kendi borçlarından bütün malvarlığıyla sorumlu- dur. D) Bir eşin bütün malları, aksi ispat edilinceye kadar edinilmiş mal kabul edilir. E) Eşler, evlilik birliği devam ederken birbirlerine karşı borçlanmışlarsa muaccel olan borçlarının birbirlerine ödenmesini evlilik devam ettiği sürece isteyemezler. Cevap: Mal rejimi eşler arasındaki borçların muacceliyetini etkilemez. Dolayı- sıyla eşler muaccel olan borçlarının ifasını kabul edebilir. Edinilmiş mallara katılma rejimi, edinilmiş mallar ile eşlerden her birinin kişi- sel mallarını kapsar (Türk Medeni Kanunu/218). Her eş, yasal sınırlar içerisinde kişisel malları ile edinilmiş mallarını, yönetme, bunlardan yararlanma ve bunlar üzerinde tasarrufta bulunma hakkına sahiptir. Aksine anlaşma olmadıkça, eş- lerden biri diğerinin rızası olmadan paylı mülkiyet konusu maldaki payı üzerinde

Medeni Hukuk 593 tasarrufta bulunamaz (Türk Medeni Kanunu/223). Yasal mal rejiminde eşlerin tüm malları üzerinde diledikleri gibi yönetim, yararlanma ve tasarruf hakları var- dır. Mallarının tamamını veya bir kısmını diğer eşe veya üçüncü bir kişiye satabi- lir, bağışlayabilir, trampa yapabilir, rehnedebilir, irtifak hakları ve kişisel haklar kurabilir. Her hangi bir tasarruf için diğer eşin rızasını almaya gerek yoktur. Her eş evlilik birliğinin kurulmasından önce veya sonra edinmiş oldukları tüm malları diledikleri gibi tasarruf edebilirler. Yasal mal rejiminin tapuya yönelik hükümleri boşanma halinde önem kazanacaktır. Edinilmiş mallara katılma rejiminde eşlerin evlilik birliğinden önce edinilmiş veya sonra edinilecek mallarının, önceki kanun döneminde olduğu gibi kendi adlarına tapuda tescili yapılır. Her eşin malı kendi adına tescil edilir, yasal mal rejiminde eşler adına paylı mülkiyet olarak tescil söz konusu değildir. Ancak bo- şanma halinde, mahkeme kararına istinaden diğer eş adına da paylı mülkiyet olarak tescil yapılacaktır. Cevap, E seçeneğidir. 111. Aşağıdakilerden hangisi edinilmiş mallara katılma rejimini sona er- diren sebeplerden değildir? A) Evliliğin iptali B) Birlikte yaşamaya ara verilmesi C) Boşanma kararı D) Eşlerin başka bir mal rejimini benimsemesi E) Eşlerden birinin ölmesi Cevap: Birlikte yaşamaya ara verilmiş olsa dahi evlilik birliği devam etmekte- dir. Dolayısıyla birlikte yaşamaya ara vermiş olmak eşler arasındaki mal rejimini sona erdirmez. Cevap, B seçeneğidir. I. Evlat edinenin, evlat edinilenden en az 18 yaş büyük olması gerekir. II. Eşlerin en az 5 yıldan beri evli olmaları ve 30 yaşını doldurmaları ge- rekir. III. Evli olmayan kişi 30 yaşını doldurmuş ise tek başına evlat edinebilir. 112. Evlat edinmeye ilişkin yukarıdaki ifadelerden hangisi yanlıştır? A) Yalnız I  B) Yalnız II  C) Yalnız III D) II ve III E) I, II ve III Cevap: Evlat edinmede, eşlerin en az 5 yıldan beri evli olmaları veya 30 yaşını doldurmaları gerekir. Ayrıca evli olmayanların birlikte evlat edinmeleri mümkün değildir.

594 3Y Hukuk Soru Havuzu Bir çocukla, durumu evlat edinmeye uygun bir kişi arasında hukuki bağlar sağlanarak çocuk ebeveyn ilişkisinin kurulmasına evlat edinme denir. Evlat Edinebilecekler Birlikte evlat edinme: Eşler, ancak birlikte evlât edinebilirler; evli olmayanlar birlikte evlât edinemezler. Eşlerin en az beş yıldan beri evli olmaları veya otuz yaşını doldurmuş bulunmaları gerekir. Eşlerden biri, en az iki yıldan beri evli olmaları veya kendisinin otuz yaşını doldurmuş bulunması koşuluyla diğerinin çocuğunu evlât edinebilir. Tek başına evlat edinme: Otuz yaşını doldurmuş olan eş, diğer eşin ayırt etme gücünden sürekli olarak yoksunluğu veya iki yılı aşkın süreden beri nerede oldu- ğunun bilinmemesi ya da mahkeme kararıyla iki yılı aşkın süreden beri eşinden ayrı yaşamakta olması yüzünden birlikte evlât edinmesinin mümkün olmadığını ispat etmesi hâlinde, tek başına evlât edinebilir. Evli olmayan kişi 30 yaşını doldurmuş ise tek başına evlât edinebilir. Cevap, B seçeneğidir. 113. Velayete ilişkin aşağıdakilerden hangisi yanlıştır? A) Evlilik birliği içerisinde velayet hakkını anne ve baba beraber kullanır. B) Anne ve babadan biri ölür veya gaipliğine karar verilirse, diğeri velayet hakkını tek başına kullanır. C) Boşanmada velayet hakkı anne ya da babadan birine verilir veya ha- kim çocuğa vasi atar. D) Hakimin vesayete gerek görmediği durumlarda kısıtlılarda velayet al- tında korunur E) Anne ve baba evli değilse velayet anneye aittir. Anne küçük, kısıtlı veya ölmüşse veya velayet anneden alınmışsa velayet kendiliğinden kalkar. Cevap: Türk Medeni Kanunu’nun 337. maddesine göre ana baba evli değilse, velayet anaya aittir. Ana küçükse, kısıtlıysa veya ölmüşse veya velayet anadan alınmışsa hakim çocuğa vasi atar veya velayeti babaya verir. Velayette Vasinin Yükümlülükleri: Velayetin kapsamında; çocuğun bakım ve eğitimi konusunda onun menfaatini göz önünde tutarak gerekli kararların alınmasını ve uygulanmasını içerir. Ana ve baba, velayetleri devam ettiği süre- ce çocuğun mallarını yönetme hakkına sahip ve bununla yükümlüdürler; kural olarak hesap ve güvence vermezler. Çocuğun adını ana ve babası koyar. Ana ve baba, çocuğu olanaklarına göre eğitirler ve onun bedensel, zihinsel, ruhsal, ahla-

Medeni Hukuk 595 ki ve toplumsal gelişimini sağlar ve korurlar. Çocuğun eğitimini engelleyemezler. Çocuğun dini eğitimini belirleme hakkı ana ve babaya aittir. Ana ve babanın bu konudaki haklarını sınırlayacak her türlü sözleşme geçersizdir. Ergin, dinini seçmekte özgürdür. Ana ve baba, velayet süresince üçüncü kişilere karşı hukuki işlemlerde çocuğu temsil ederler. Velayette Çocuğun Yükümlülükleri: Çocuk ise ana ve babasının sözünü din- lemekle yükümlüdür. Çocuk, ana ve babasının rızası dışında evi terk edemez ve yasal sebep olmaksızın onlardan alınamaz. Cevap, E seçeneğidir.

596 3Y Hukuk Soru Havuzu

Medeni Hukuk 597 MİRAS HUKUKU 114. Miras hukukunda zümre sistemine ilişkin aşağıdaki ifadelerden han- gisi yanlıştır? A) Her zümrede ortak asıllar alt soydan önce mirasçı olurlar. B) Bir zümrede mirasçı yoksa mirasın tamamı takip eden zümredeki mi- rasçılara geçer. C) Miras bırakanla birden fazla hısımlık bağı olanlar her hısımlık için ayrı ayrı mirastan pay alırlar. D) Yarım kan hısımlar sadece miras bırakan ve ortak asıldan miras payı alırlar. E) Kayın hısımları da belli durumlarda halefiyet yoluyla mirasçı olabilirler. Cevap: Miras hukuku; gerçek kişinin ölümünden sonraki intikale elverişli olan hukuki ilişkilerini, onun mirasçılarına geçişini düzenleyen özel hukuk kuralla- rının bir bölümünü oluşturur. Miras hukukunda, kan hısımlarından kimlerin hangi sıraya göre mirasçı olacaklarını tespitte zümre sistemi uygulanmaktadır. Zümre sistemine hâkim olan esaslar şunlardır: • Önde olan zümrede mirasçı varsa ondan sonra gelen zümredeki kan hısımları mirasçı olamaz. • Her zümrede ortak asıllar (zümre başları) alt soydan önce mirasçı olurlar. • Alt soy, zümre veya kök başının yerini alır (halefiyet prensibi). • Bir tarafa dâhil zümrede mirasçı yoksa mirasın tamamı diğer taraftaki zümre- de bulunan mirasçılara ait olur. • Yarım kan hısımlar sadece miras bırakan ve ortak asıldan miras payı alırlar. • Miras bırakanla birden fazla hısımlık bağı olanlar, her hısımlık bağı için ayrı ayrı miras payı alırlar. • Kayın hısımların halefiyet yoluyla mirasçı olabilmeleri mümkün değildir. Görüldüğü üzere kayın hısımlarının belli durumlarda halefiyet yoluyla mirasçı olabilmeleri mümkün olmadığından E seçeneğindeki ifade yanlıştır. Cevap, E seçeneğidir.

598 3Y Hukuk Soru Havuzu I. Kişinin evlatlık olması asıl ailesi ile mirasçılık ilişkisini ortadan kaldırır. II. Evlatlık, yasal mirasçı bulunmadığında evlat edinenin üst soyuna mi- rasçı olur. III. Evlatlığın alt soyu ve ana babası hayatta değilse, evlat edinen evlatlığa mirasçı olur. 115. Evlatlığın mirasçılığına ilişkin yukarıdaki ifadelerden hangileri yan- lıştır? A) Yalnız I B) Yalnız II   C) I ve II D) II ve III E) I, II ve III Cevap: Medeni Kanun’da evlat edinenle evlatlık arasındaki münasebetler, bazı sınırlar içinde de olsa aynen kan hısımlığı gibi düzenlenmiştir. Evlatlıkla evlat edinen kimsenin hısımları arasında bir hısımlık meydana gelmez yani evlatlıkla evlat edinen arasındaki hısımlık bağı birinci dereceden üst soy ve alt soy hısımlı- ğıdır. Evlatlığın mirasçılığının özellikleri şu şekilde sıralanabilir: • Bir kimsenin evlatlık olması ile onun asıl ailesi ile olan mirasçılığına halel gel- mez. Dolayısıyla I. öncül yanlıştır. • Evlatlık ve alt soyu, evlat edinene kan hısmı gibi kanuni mirasçı olur. • Evlatlık ikinci zümrede bulunan kan hısımlarının mirasçılığını önler. • Evlatlığın mirasçılığı tek taraflıdır, evlat edinen ile hısımları evlatlığa mirasçı olamaz. Dolayısıyla III. öncül yanlıştır. • Evlatlığın mirasçılığı sınırlıdır, evlatlık ve alt soyu yalnız evlat edinenin miras- çısı olur. Dolayısıyla II. öncül yanlıştır. Cevap, E seçeneğidir. Mukteza Karavicdanlı ölmüş ve 260.000 TL net tereke bırakmıştır. Geri- de annesi Şehriban, kız kardeşi Leyla, büyük annesi Cavidan ve eşi Döndü kalmıştır. Net tereke nakittir ve Mukteza’nın başka bir ölüme bağlı tasarrufu bulunmamaktadır. 116. Mirasçıların terekeden alacağı paylara ilişkin aşağıdaki ifadelerden hangisi doğrudur? A) Döndü 65.000 TL, Şehriban 195.000 TL alacaktır. B) Döndü 130.000 TL, Şehriban 130.000 TL alacaktır. C) Döndü 65.000 TL, Şehriban 65.000 TL, Leyla 65.000 TL, Cavidan 65.000 TL alacaktır. D) Döndü, 195.000 TL, Şehriban 65.000 TL alacaktır. E) Döndü 130.000 TL, Şehriban 65.000 TL, Leyla 65.000 TL alacaktır. Cevap: Miras hukukunda, kan hısımlarından kimlerin hangi sıraya göre mi- rasçı olacaklarını tespitte zümre sistemi uygulanmaktadır. Medeni Kanun, kan

Medeni Hukuk 599 hısımlığına dayanan kanuni mirasçılıkta zümreleri sınırlandırmıştır. Zümre sis- temine göre zümreleri, miras bırakan esas alınarak tespit etmek gerekir. Birinci zümrede miras bırakanın alt soyu ikinci zümrede miras bırakanın ana ve babası, üçüncü zümrede ise büyük ana ve babası bulunur. Önde olan zümrede mirasçı varsa ondan sonra gelen zümredeki kan hısımları mirasçı olamaz. Medeni Ka- nun, kadın ve erkek ayrımı yapmaksızın hayatta kalan eşi de kanuni mirasçılar arasında kabul etmiştir. Şartları: • Miras bırakanın ölümü anında tamamlanmış bir evlenme bulunmalıdır. • Miras bırakanın ölümü anında devam eden bir evlenme bulunmalıdır. Medeni Kanun’un 499. maddesi uyarınca sağ kalan eş birlikte bulunduğu züm- reye göre miras bırakan aşağıdaki oranlarda mirasçı olur: • Miras bırakanın alt soyu ile birlikte mirasçı olursa mirasın dörtte biri • Miras bırakanın anne ve baba zümresi ile birlikte mirasçı olursa mirasın yarısı • Miras bırakanın büyük anne, büyük babaları ve onların çocukları ile birlikte mirasçı olursa mirasın dörtte üçü • Bunlar da yoksa mirasın tümü eşe aittir. Somut olayda mirasbırakanın 1. Zümre mirasçısı olmadığından mirası 2. Züm- re ile eş paylaşacaktır. Bu durumda 2. Zümrenin kök başı olan anne kendi payı olan 65.000 TL’yi alır. Hayatta olmayan diğer kök başı babanın payını ise kardeşi Leyla alır yani 65.000 TL. Böylelikle 2. Zümre mirasın yarısını almış olur. Diğer yarısını yani 130.000 TL’yi ise murisin eşi Döndü alır. Büyükanne ise 3. Zümrede olduğundan mirastan pay alamaz. Cevap, E seçeneğidir. 117. Olağanüstü sebepler nedeniyle sözlü vasiyetname yapmış olan kişi daha sonra yazılı vasiyetname yapma imkanı bulmuşsa yapılmış olan sözlü vasiyetname ne kadar zaman sonra geçerliliğini yitirir? A) 15 gün B) 1 ay   C) 3 ay D) 6 ay E) 1 yıl Çözüm: Miras bırakanın sözlü bir vasiyet yapabilmesi için her şeyden evvel ola- ğanüstü bir durumun oluşması gereklidir. Medeni Kanun’un 539. maddesinde “yakın ölüm tehlikesi, ulaşımın kesilmesi, hastalık, savaş” gibi hâller olağanüstü durum olarak kabul edilmiştir. Sözlü vasiyetin geçerli olması için maddi olumsuz bir şartın gerçekleşmesi yani el yazılı veya resmî vasiyet şeklinde yapılması imkâ- nının olmaması gereklidir. Eğer olağanüstü duruma rağmen miras bırakan bu iki şekilde vasiyet yapma imkânına sahipse sözlü vasiyete müracaat edemeyecektir. Miras bırakan için sonradan diğer şekillerde vasiyetname yapma olanağı doğarsa bu tarihin üzerinden 1 ay geçince sözlü vasiyet hükümden düşer. Sözlü vasiyetin hükümsüzlüğü için bir dava açılmasına gerek yoktur. Cevap, B seçeneğidir.

600 3Y Hukuk Soru Havuzu 118. Atanmış mirasçı ile ilgili aşağıdaki ifadelerden hangisi yanlıştır? A) Paylaşma gerçekleşene kadar yasal mirasçılarla birlikte miras şirketi- ne dahildir. B) Terekenin külli halefidir, borçlarından şahsen ve müteselsilen sorum- ludur. C) Miras bırakandan önce ölürse, alt soyu halefiyet yoluyla onun yerini alır. D) Mirasçı atama işlemi, miras sözleşmesi ile yapılabilir. E) Terekeye ilişkin tenkis davası açamaz. Cevap: Miras bırakan ölüme bağlı tasarruf şekillerinden birine dayanarak ve tasarruf oranı dâhilinde terekesinin tamamı veya 1/2, 1/3, 2/9, 5/17 gibi kesirli bir oranı için mirasçı atayabilir. Bu hukuki muameleye mirasçı atama, böyle bir ölüme bağlı tasarrufla mirasçı sıfatını kazanan kişiye de atanmış mirasçı denir. Mirasçı atama karşılıklı ise yalnız miras sözleşmesi şeklinde yapılabilir. Atanmış mirasçıların hisseleri, ölüme bağlı tasarrufta belirtilmemişse bu hisselerin eşit olduğu kabul edilir. Kanuni mirasçılar gibi atanmış mirasçılar da miras bıraka- nın ölümü anında kanun hükmü ile terekenin külli halefi olurlar. Bunun sonucu olarak hem kendisine kalan değeri başka bir işlem yapılmasına gerek olmadan kazanır hem de değerin borçlarından şahsen ve müteselsilen sorumludur. Tak- sim yapılan kadar atanmış mirasçılar kanuni mirasçılarla miras şirketine dâhil olur. Atanmış mirasçılar saklı paylı mirasçı olmadığından tenkis davası açamaz- lar. Kanuni mirasçılardan diğer bir farkı da atanmış mirasçı miras bırakandan önce ölürse halefiyet yoluyla alt soyları onun yerini alıp mirasçı olmaz ve miras en yakın yasal mirasçıya geçer. Cevap, C seçeneğidir. 119. Vasiyeti yerine getirme görevlisi ile ilgili aşağıdaki ifadelerden han- gisi yanlıştır? A) Tam fiil ehliyetine sahip olması yeterlidir. B) Görevi kabul etme zorunluluğu yoktur. C) Görevin kendisine tebliğinden itibaren itibaren 15 gün içinde kararını vermesi gerekir. D) Yaptığı iş karşılığında herhangi bir ücret isteyemez. E) İkameli olarak da göreve tayin edilebilir. Cevap: Mirasçıların çıkarları ile miras bırakanın ölüme bağlı tasarrufları ara- sında çelişki olabileceği için mirasçılar bunları yerine getirmekten kaçınabilir ya da mirasçılar bu son arzuları yerine getirmek için gerekli yeteneğe sahip olmaya-

Medeni Hukuk 601 bilir. İşte bunları göz önünde bulunduran kanun koyucu miras bırakan kişinin son arzularını istediği gibi yerine getirilmesi amacıyla miras bırakana vasiyeti ye- rine getirme görevlisi tayin etme hakkı vermiştir. Vasiyeti yerine getirme görevlisi olarak tayin edilmenin tek şartı, fiil ehliyetine sahip olmaktır. Bu fiil ehliyeti, tam fiil ehliyetidir. Vasiyeti yerine getirme görevlisinin ikameli olarak da tayin edilme- si mümkündür. Tayin edilen kişinin, vasiyeti yerine getirme memurluğu görevini kabul etme zorunluluğu yoktur. Ancak tayin edilen kişi, durumun kendisine sulh mahkemesi tarafından bildirilmesinden itibaren 15 gün içinde görevi kabul ya da reddettiğine ilişkin bir beyanda bulunmalıdır. Vasiyeti yerine getirme görevlisi yaptığı işe karşılık uygun bir ücret isteyebilir, bu ona tanınmış bir haktır. Kural olarak ücret, vasiyeti yerine getirme görevlisi ve mirasçılar tarafından birlikte be- lirlenir. Anlaşmama hâlinde bunu mahkeme tespit eder. Cevap, D seçeneğidir. I. Tereke alacaklarını tahsil eder, borçları öder. II. Saklı payı ihlal eden tasarruflar için tenkis davası açabilir. III. Geçerli nedenler varsa ölüme bağlı tasarrufun iptali için dava açabilir. 120. Vasiyeti yerine getirme görevlisinin hak ve yetkilerine ilişkin yuka- rıdakilerden hangileri doğrudur? A) Yalnız I B) Yalnız II   C) I ve III D) II ve III E) I, II ve III Cevap: Vasiyeti yerine getirme görevlisi, miras bırakanın isteklerinin yerine ge- tirilmesi için gerekli olan her şeyi yapacaktır. TMK madde 552/2’de bunların neler olduğu yedi bent hâlinde örnek olarak sayılmıştır: • Göreve başladıktan sonra gecikmeksizin terekedeki malların, hakların ve borçların listesini düzenler. • Terekeyi yönetir ve yönetimle ilgili olduğu ölçüde tereke mallarının zilyetliği- nin kendisine devrini ister. • Tereke alacaklarını tahsil eder, borçlarını öder. • Vasiyetleri yerine getirir. • Terekenin paylaşılması için plan hazırlar. • Tereke ile ilgili dava ve takiplerde miras ortaklığını temsil eder, mirasçılar tarafından açılmış olan davalara, görevi ile ilgili olduğu kadar müdahale eder. • Açtığı ya da aleyhine açılan davaları ve takipleri mirasçılara bildirir. Vasiyeti yerine getirme görevlisi, görev alanına giren hususlarda kendisine has yetkiye sahiptir. Bu alanlarda artık mirasçıların yetkileri olmadığı gibi vasiyeti yerine getirme görevlisi sadece miras bırakanın isteklerine göre hareket eder. Mi- rasçıların istek ve talimatları ile bağlı değildir. Ancak mirasçılar vasiyeti yerine getirme görevlisini her zaman sulh hâkimine şikâyet ederek onun azlini sağla- yabilir. Vasiyeti yerine getirme görevlisi tenkis davası ve iptal davası açamaz. Terekenin yönetimi ve tasarruf yetkisinin gerekli kıldığı oranda tereke malları

602 3Y Hukuk Soru Havuzu üzerinde zilyetliğe sahiptir. Görüldüğü üzere sadece I. öncüldeki tereke alacakla- rını tahsil eder, borçları öder ifadesi doğrudur. II ve III. öncüldeki tenkis ve iptal davası açabilirler ifadesi yanlıştır. Çünkü vasiyeti yerine getirme görevlisi tenkis ve iptal davası açamaz. Cevap, A seçeneğidir. 121. Mirastan feragata ilişkin aşağıdaki ifadelerden hangileri yanlıştır? A) Mirastan feragat yalnızca miras sözleşmesi ile yapılabilir. B) Miras bırakan bu sözleşmeyi yaparken temsilci kullanamaz. C) Kısmen feragat söz konusu olursa feragat edenin mirasçılık sıfatı sona ermez. D) İvazlı ve ivazsız feragat halinde her durumda feragat edenin alt soyu da bu durumdan etkilenir ve mirasçı olamaz. E) İvazlı feragat halinde, tereke açıldığında pasifler aktiflerden fazlaysa feragat eden aldığı ivaz oranında borçlardan sorumlu olur. Cevap: Mirastan feragat ile müstakbel ve muhtemel mirasçı, miras bırakana karşı ileride doğacak olan miras hakkından miras bırakanla yapacağı bir sözleşme ile vazgeçer. Bu sözleşmeye mirastan feragat sözleşmesi denir. Miras hakkı ancak miras bırakanın ölümü ile doğacaktır; ölüm anına kadar feragat edenin bir miras hakkı değil, beklenen hakkı vardır. Mirastan feragat zorunlu olarak sadece miras sözleşmesi ile yapılabilen ölüme bağlı tasarruftur yani niteliği gereği vasiyetname ile yapılması mümkün değildir. Mirastan feragat sözleşmesinde ölüme bağlı tasarrufta bulunan miras bırakan olduğu için onun açısından bütün ölüme bağlı tasarruflar- da olduğu gibi kişiye sıkı suretle bağlılık yürür. Bu sebeple miras sözleşmesini onun bizzat yapması gerekir, temsilci kullanamaz. Mirastan feragat tam olacağı gibi kısmi de olabilir. Tam feragat hâlinde feragat eden muhtemel ve müstakbel mirasçı ileride doğacak olan miras hakkından tamamen vazgeçtiği için mirasa çağrılmaz. Kısmi feragat hâlinde ise ya feragat edenin miras payı azalır ya da (eğer feragatin konusu o ise) saklı payın korunmasından yararlanamaz fakat mirasçılık sıfatı devam eder. Bir karşılık sağlanarak mirastan feragat, sözleşmede aksi öngörülmedikçe feragat edenin alt soyu için de sonuç doğurur. Feragat bir karşılık sağlanarak yani ivazlı yapılmış ise feragat edenin alt soyunu da etkileyecek ve onlar feragat edenin yerini alarak mirasçı olamayacaklardır. Buna karşılık ivazsız feragatin alt soya hiçbir etki- si olmayacak yani onlar feragat edene halef olup mirasçılık sıfatını elde edeceklerdir. İvazlı feragat hâlinde tereke açıldığında pasifler aktiflerden fazlaysa feragat eden al- dığı ivaz oranında borçlardan sorumlu olur. Görüldüğü üzere ivazlı ve ivazsız feragat hâlinde her durumda feragat edenin alt soyu da bu durumdan etkilenir ve mirasçı olamaz ifadesi yanlıştır. Çünkü bir karşılık sağlanarak mirastan feragat sözleşmede aksi öngörülmedikçe feragat edenin alt soyu için de sonuç doğurur. Cevap, D seçeneğidir.

Medeni Hukuk 603 I. Mirastan yoksunluk söz konusu olduğunda mirasçı sıfatı sona erer, mahkeme kararına gerek yoktur. II. Mirastan yoksun kalan kişinin alt soyu da mirasçı olamaz. III. Af, mirastan yoksunluğu ortadan kaldırır. 122. Mirastan yoksunluğa ilişkin yukarıdaki ifadelerden hangileri doğ- rudur? A) Yalnız I B) Yalnız II   C) I ve III D) II ve III E) I, II ve III Cevap: Mirastan yoksunluk, mirastan yoksunluk sebeplerinden birinin gerçek- leşmesi hâlinde mirasa ehil olan bir kişinin mirasçılık sıfatını kaybetmesidir. Mi- rastan yoksunlukta, kişi kanundan dolayı mirasçılık sıfatını kaybeder. Mahkeme kararına veya miras bırakanın iradesine ihtiyaç yoktur. Bu hâlde sadece tespit davası açılabilir. Af, mirastan yoksunluğu ortadan kaldırır. Mirastan yoksunluk kişiseldir. Mirastan yoksun olan miras bırakandan önce ölmüş gibi kabul edilir. Miras, mirastan yoksun olanın alt soyuna kalır. Dolayısıyla II. öncül yanlıştır. Cevap, C seçeneğidir. 123. Resmi vasiyetname ile ilgili aşağıdakilerden hangisi yanlıştır? A) Resmî vasiyetname, iki tanığın katılmasıyla resmî memur tarafından düzenlenir. B) Vasiyetnameye tarih ve imza konulduktan hemen sonra mirasbıra- kan, vasiyetnameyi okuduğunu, bunun son arzularını içerdiğini me- murun huzurunda iki tanığa beyan eder. C) Vasiyetname içeriğinin tanıklara da okunması ve doğruluğu hususun- da imzalarının alınması gerekir. D) Resmî vasiyetnamenin düzenlenmesine katılan memura ve tanıklara, bunların üstsoy ve altsoy kan hısımlarına, kardeşlerine ve bu kişilerin eşlerine o vasiyetname ile kazandırmada bulunulamaz. E) Resmî vasiyetnameyi düzenleyen memur, vasiyetnamenin aslını sak- lamakla yükümlüdür. Cevap: Resmi vasiyetname, iki tanık ve yetkili resmi memur önünde yapılır. Şu kişiler vasiyetnamenin yapılmasına memur ya da tanık olarak katılamazlar: • Fiil ehliyeti bulunmayanlar • Kamu hizmetinden yasaklılar • Okuma yazma bilmeyenler • Murisin eşi, üst soyu, alt soyu, kardeşleri ve bu kişilerin eşleri

604 3Y Hukuk Soru Havuzu Vasiyetnamenin yapılmasına memur veya tanık olarak katılanlara bu vasiyet- name ile kazandırma yapılamaz. Tanıklar yalnızca murisin ehliyetli olduğunu ve baskı altında kalmadan vasiyetname yaptığına tanıklık ederler. Yani tanıklara vasiyetnamenin içeriğinin okunması gerekmez. Cevap, C seçeneğidir. Mecnun, vasiyetnamesinde İzmir’deki yazlığını arkadaşı Necmi’ye bırakmış, Necmi mirası alamazsa Süleyman’ın almasını yazmıştır. 124. Buna göre Süleyman’ın mirasçılığı için yerine getirilen tasarrufun hukuki niteliği aşağıdakilerden hangisidir? A) Yedek mirasçı atama B) Art mirasçı atama C) Vasiyeti yerine getirme görevlisi atama D) Olumlu miras sözleşmesi E) Mirastan çıkarma Cevap: Mirasbırakan, atadığı mirasçının kendisinden önce ölmesi veya mirası reddetmesi hâlinde onun yerine geçmek üzere bir veya birden çok kişiyi yedek mirasçı olarak atayabilir ve bu kişilere yedek mirasçı adı verilir. Somut olayda Mecnun da yazlığı Necmi’ye bırakmış, Necmi alamazsa Süleyman alsın diyerek Süleyman’ı yedek mirasçı olarak atamıştır. Cevap, A seçeneğidir. Muris A öldüğünde geride oğlu B, B’nin evlatlığı C, A’nın evlatlığı D, annesi E, eşi F, eşinin evlatlığı G kalmıştır. A’ya ait net tereke 240.000 TL’dir. 125. Buna göre aşağıdakilerden hangisi doğrudur? A) Miras hakkı olanlar B, C, D, F ve G’dir. B) F’nin miras payı da saklı payı da 60.000 TL’dir. C) Yalnızca B’nin saklı payı vardır. D) B’nin miras payı 120.000 TL, saklı payı ise 60.000 TL’dir. E) Mirası B ile D paylaşır. Cevap: Muris A’nın mirasçıları oğlu B, evlatlığı D ve eşi F’dir. Oğlunun evlatlığı A’ya mirasçı olamaz. Birinci zümredeki altsoy hayatta olduğu için ikinci zümre- deki anne mirasçı olamaz. Eşinin evlatlığı da A’dan miras alamaz. Bu durumda mirasın ¾’ünü birinci zümre, ¼’ünü eş alacaktır. Yani 180.000 TL birinci züm- redeki mirasçılar olan B ve D arasında 90.000’er TL olarak paylaşılacaktır, eş de 60.000 TL alacaktır. Altsoyun saklı payı yasal miras payının ½’si olduğundan

Medeni Hukuk 605 45.000’er TL saklı pay B ve D için söz konusudur. Eş ise birinci veya ikinci züm- reyle mirasçı olduğunda kendisine kalan payın tamamı saklı paydır yani eş F’nin saklı payı 60.000 TL’dir. Cevap, B seçeneğidir. 126. Aşağıdaki işlemlerden hangisi miras sözleşmesi ile yapılamaz? A) Mirastan feragat B) Yedek mirasçı atama C) Belirli mal bırakma D) Vasiyeti yerine getirme görevlisi atama E) Art mirasçı atama Cevap: Mirastan feragat yalnızca miras sözleşmesi ile yapılabilir. Yedek miras- çı, art mirasçı atama, belirli mal bırakma işlemleri hem vasiyetname ile hem de miras sözleşmesi ile yapılabilir. Vasiyeti yerine getirme görevlisi atama ise yalnız- ca vasiyetname ile yapılabilir. Cevap, D seçeneğidir. 127. Ölüme bağlı tasarrufların iptali ile ilgili aşağıdakilerden hangisi yanlıştır? A) Tasarruf kanunda öngörülen şekle uyulmadan yapılmışsa iptal davası açılabilir. B) İptal davası, tasarrufun iptal edilmesinde menfaati bulunan mirasçı veya vasiyet alacaklısı tarafından açılabilir. C) İptal davası açma hakkı, her hâlde vasiyetnamelerde açılma tarihinin, diğer tasarruflarda mirasın geçmesi tarihinin üzerinden, iyiniyetli ol- mayan davalılara karşı yirmi yıl geçmekle düşer. D) Dava, ölüme bağlı tasarrufun tamamına yönelik açılmak zorundadır. E) Tasarruf mirasbırakanın tasarruf ehliyeti bulunmadığı bir sırada ya- pılmışsa iptal davası bozucu niteliktedir. Cevap: Aşağıdaki sebeplerle ölüme bağlı bir tasarrufun iptali için dava açılabilir: • Tasarruf mirasbırakanın tasarruf ehliyeti bulunmadığı bir sırada yapılmışsa, • Tasarruf yanılma, aldatma, korkutma veya zorlama sonucunda yapılmışsa, • Tasarrufun içeriği, bağlandığı koşullar veya yüklemeler hukuka veya ahlâka aykırı ise, • Tasarruf kanunda öngörülen şekillere uyulmadan yapılmışsa.

606 3Y Hukuk Soru Havuzu İptal davası, tasarrufun iptal edilmesinde menfaati bulunan mirasçı veya vasi- yet alacaklısı tarafından açılabilir. Dava, ölüme bağlı tasarrufun tamamının veya bir kısmının iptaline ilişkin olabilir. İptal davası, ölüme bağlı tasarrufla kendi- lerine, eşlerine veya hısımlarına kazandırma yapılanların tasarrufun düzenlen- mesine katılmalarının yol açtığı sakatlığa dayandığı takdirde tasarrufun tamamı değil, yalnız bu kazandırmalar iptal edilir. İptal davası açma hakkı, davacının tasarrufu, iptal sebebini ve kendisinin hak sahibi olduğunu öğrendiği tarihten başlayarak bir yıl ve her hâlde vasiyetnamelerde açılma tarihinin, diğer tasar- ruflarda mirasın geçmesi tarihinin üzerinden, iyiniyetli davalılara karşı on yıl, iyiniyetli olmayan davalılara karşı yirmi yıl geçmekle düşer. Hükümsüzlük, def”i yoluyla her zaman ileri sürülebilir. Cevap, D seçeneğidir. I. Vasiyetname içeriğinin tanıklara bildirilmesi zorunlu değildir. II. Okur yazar olmayanlar vasiyetnamenin düzenlenmesinde tanık olabilir ancak memur olamazlar. III. Resmî vasiyetnameyi düzenleyen memur, vasiyetnamenin aslını sakla- makla yükümlüdür. IV. Resmî vasiyetnamenin düzenlenmesine katılan memura ve tanıklara diğerlerinin hür irade ile yapıldığına tanıklık etmesi şartıyla kazandır- ma yapılabilir. 128. Resmi vasiyetname ile ilgili yukarıdaki ifadelerden hangileri doğru- dur? A) Yalnız I B) I ve III  C) II ve IV D) I, III ve IV E) I, II ve III Cevap: Resmî vasiyetname, iki tanığın katılmasıyla resmî memur tarafından düzenlenir. Resmî memur, sulh hâkimi, noter veya kanunla kendisine bu yetki verilmiş diğer bir görevli olabilir. Mirasbırakan, arzularını resmî memura bildi- rir. Bunun üzerine memur, vasiyetnameyi yazar veya yazdırır ve okuması için mirasbırakana verir. Vasiyetname, mirasbırakan tarafından okunup imzalanır. Memur, vasiyetnameyi tarih koyarak imzalar. Vasiyetnameye tarih ve imza ko- nulduktan hemen sonra mirasbırakan, vasiyetnameyi okuduğunu, bunun son arzularını içerdiğini memurun huzurunda iki tanığa beyan eder. Tanıklar, bu beyanın kendi önlerinde yapıldığını ve mirasbırakanı tasarrufa ehil gördüklerini vasiyetnameye yazarak veya yazdırarak altını imzalarlar. Vasiyetname içeriğinin tanıklara bildirilmesi zorunlu değildir. Fiil ehliyeti bulunmayanlar, bir ceza mah- kemesi kararıyla kamu hizmetinden yasaklılar, okur yazar olmayanlar, mirasbı- rakanın eşi, üstsoy ve altsoy kan hısımları, kardeşleri ve bu kişilerin eşleri, resmî vasiyetnamenin düzenlenmesine memur veya tanık olarak katılamazlar. Resmî vasiyetnamenin düzenlenmesine katılan memura ve tanıklara, bunların üstsoy ve altsoy kan hısımlarına, kardeşlerine ve bu kişilerin eşlerine o vasiyetname ile

Medeni Hukuk 607 kazandırmada bulunulamaz. Resmî vasiyetnameyi düzenleyen memur, vasiyet- namenin aslını saklamakla yükümlüdür. Cevap, B seçeneğidir. 129. Vasiyeti yerine getirme görevlisi ile ilgili aşağıdakilerden hangisi yanlıştır? A) Görevin bildirim tarihinden başlayarak on gün içinde kabul edilmediği sulh hâkimine bildirilmezse, görev kabul edilmiş sayılır. B) Sadece vasiyetname ile atanır. C) Vasiyeti yerine getirme görevlisi hizmetinin karşılığında uygun bir üc- ret isteyebilir. D) Terekenin paylaşılması için plân hazırlar. E) Birden çok vasiyeti yerine getirme görevlisi atanabilir. Cevap: Mirasbırakan, sadece vasiyetnameyle bir veya birden çok vasiyeti yerine getirme görevlisi atayabilir. Vasiyeti yerine getirme görevlisinin, göreve başladığı sırada fiil ehliyetine sahip olması gerekir. Vasiyeti yerine getirme görevlisine sulh hâkimi tarafından bu görevi bildirilir; bildirim tarihinden başlayarak onbeş gün içinde kabul edilmediği sulh hâkimine bildirilmezse, görev kabul edilmiş sayılır. Vasiyeti yerine getirme görevlisi hizmetinin karşılığında uygun bir ücret isteyebi- lir. Birden çok vasiyeti yerine getirme görevlisinin atanmış olması hâlinde, tasar- ruftan veya işin niteliğinden aksi anlaşılmadıkça bunlar görevi birlikte yürütür- ler. Bunlardan biri görevi kabul etmez veya edemez ya da herhangi bir sebeple görevi sona ererse, mirasbırakanın tasarrufundan aksi anlaşılmadıkça diğerleri göreve devam eder. Mirasbırakan, tasarrufunda aksini öngörmüş veya sınırlı bir görev vermiş olmadıkça vasiyeti yerine getirme görevlisi, mirasbırakanın son ar- zularının yerine getirilmesi için gerekli bütün işlemleri yapmakla görevli ve yetki- lidir. Terekenin paylaşılması için plan hazırlamak da görevleri arasındadır. Cevap, A seçeneğidir.

608 3Y Hukuk Soru Havuzu 130. Miras hukukumuza hakim olan zümre sistemi ile ilgili aşağıdakiler- den hangisi yanlıştır? A) Evlatlık hayattaysa ana ve baba mirastan pay alamaz. B) Ana veya babadan biri ölmüşse ana baba bir kardeşin miras hakkı doğar. C) Alt soy hayattaysa kardeş mirastan pay alamaz. D) Eşin mirasçı olması teyze, dayı, amca, hala çocuklarının mirasçılığını engeller. E) Büyükanne ve büyükbabanın mirasçılığı için eş dahil mirasçı bulun- maması gerekir. Cevap: Miras hukukumuzda zümre sistemi esastır ve üç zümre vardır. Birinci zümrede alt soy, ikinci zümrede ana baba ve bunların alt soyu, üçüncü züm- rede ise büyükanne büyükbaba ve bunların alt soyu vardır. Eş ise zümrelerde yer almaz, her zümre ile birlikte mirasçı olabilir. Öndeki zümrede mirasçı var- sa arkadaki zümreler mirastan pay alamaz. Zümrelerin kendi içerisinde de kök içinde halefiyet prensibi geçerlidir. Evlatlık da birinci zümre içerisinde yer alır. Büyükanne ve büyükbabanın mirasçılığı için birinci ve ikinci zümrede mirasçı bulunmaması yeterlidir; eş mirasçı olsa da büyükanne ve büyükbaba ile mirası paylaşacaktır. Cevap, E seçeneğidir. I. Bırakılan belirli mal terekede bulunmadığı takdirde, tasarruftan aksi anlaşılmadıkça, ölüme bağlı tasarrufu yerine getirmekle yükümlü olan- lar borçtan kurtulurlar. II. Bırakılan belirli mal, mirasın açılması anındaki durumuyla teslim olu- nur; yarar ve hasar, malın zilyetliğinin devriyle kendisine belirli mal bırakılana geçer. III. Tereke mevcudunu veya tasarrufu yerine getirme yükümlüsüne yapı- lan kazandırmayı ya da saklı payı zedeleyen tasarrufların orantılı olarak tenkisi istenebilir. 131. Miras bırakan tarafından bir kişiye belirli bir mal bırakılması ile ilgili yukarıdaki ifadelerden hangileri doğrudur? A) Yalnız I B) Yalnız II C) I ve II D) I ve III E) II ve III Cevap: Mirasbırakan, bir kimseye onu mirasçı atamaksızın belirli bir mal bırak- ma yoluyla kazandırmada bulunabilir. Belirli mal bırakma, ölüme bağlı tasarrufla bir kimseye terekedeki bir malın mülkiyetinin veya terekenin tamamı ya da bir kısmı üzerinde intifa hakkının kazandırılmasına yönelik olabileceği gibi; bir kimse

Medeni Hukuk 609 lehine tereke değeri üzerinden bir edimin yerine getirilmesinin, bir iradın bağ- lanmasının veya bir kimsenin bir borçtan kurtarılmasının, mirasçılar veya belirli mal bırakılanlara yükletilmesi suretiyle de olabilir. Bırakılan belirli mal terekede bulunmadığı takdirde, tasarruftan aksi anlaşılmadıkça, ölüme bağlı tasarrufu ye- rine getirmekle yükümlü olanlar borçtan kurtulurlar. Bırakılan belirli mal, mira- sın açılması anındaki durumuyla teslim olunur; yarar ve hasar, mirasın açılması anında kendisine belirli mal bırakılana geçer. Tasarrufu yerine getirme ile yüküm- lü olan kimse, mirasın açılmasından sonra bırakılan belirli mala yaptığı harca- malar ve mala verdiği zararlardan dolayı, vekâletsiz iş görenin haklarına sahip ve borçlarıyla yükümlü olur. Tereke mevcudunu veya tasarrufu yerine getirme yü- kümlüsüne yapılan kazandırmayı ya da saklı payı zedeleyen tasarrufların orantılı olarak tenkisi istenebilir. Tasarrufu yerine getirme yükümlüsü, mirasçılığı veya kendisine bırakılan kazandırmayı reddetmiş ya da mirasbırakandan önce ölmüş veya mirastan yoksun kalmış olsa bile tasarruf yürürlükte kalır; yerine getirme borcu, bu durumlardan yararlananlara geçer. Yasal veya atanmış mirasçı, mirası reddetmiş olsa bile lehine yapılmış bir tasarrufun yerine getirilmesini isteyebilir. Cevap, D seçeneğidir. 132. Mirasçı atanması ile ilgili aşağıdakilerden hangisi yanlıştır? A) Gerçek veya tüzel kişi olabilir. B) Terekenin borçlarından diğer mirasçılar ile müteselsilen sorumludur. C) Tenkis davası açabilir. D) Vasiyetname veya miras sözleşmesi ile atanabilir. E) Miras ortaklığına dahildir. Cevap: Mirasbırakan, mirasının tamamı veya belli bir oranı için bir veya birden çok kişiyi mirasçı atayabilir. Bir kişinin, mirasın tamamını veya belli bir oranını almasını içeren her tasarruf, mirasçı atanması sayılır. Terekenin borçlarından yasal mirasçılarla birlikte 5 yıl müteselsilen sorumludur. Gerçek veya tüzel kişi olabilir. Vasiyetname veya miras sözleşmesi ile atanabilir. Miras ortaklığına da- hildir. Saklı paylı mirasçı olmadığı için tenkis davası açamaz. Cevap, C seçeneğidir.

610 3Y Hukuk Soru Havuzu X, evinin bahçesinde barbekü partisi verdiği sırada kalp krizi geçirerek öl- müştür. Geride annesi T, ana baba bir kardeşi K, babasının evlatlığı P, ölen oğlu A’nın evlatlığı C, eşi Z kalmıştır. Net tereke 360.000 TL’dir. 133. Buna göre aşağıdakilerden hangisi doğrudur? A) T, P, K ve Z mirasçıdır. B) Mirası C ve Z paylaşır. C) Mirasın yarısını T, diğer yarısını Z alır. D) T ile K aynı tutarda miras alır. E) T ile Z aynı tutarda miras alır, kalan mirası C alır. Cevap: Somut olayda X’in birinci zümre mirasçısı olmadığı görülmektedir. Bu durumda ikinci zümrenin kök başı olan anne T, baba hayatta olmadığı için onun payı için baba bir kardeşi K ve eşi Z mirası paylaşacaktır. Babasının ve ölen oğ- lunun evlatlıkları mirasçı olamaz çünkü evlatlık sadece kendisini evlat edinene mirasçı olabilir. Söz konusu durumda ikinci zümre ile eş mirasçı olacaktır ve bu durumda mirasın ½’sini eş ½’sini ikinci zümre alacaktır. Eş 180.000 TL, anne T ve kardeş K ise 90.000’er TL alacaklardır. Cevap, D seçeneğidir. I. Evlatlık asıl ailesine de mirasçıdır. II. Evlatlığın alt soyu evlat edinene mirasçıdır. III. Evlatlık saklı paylı mirasçı olmadığından tenkis davası açamaz. IV. Evlat edinen, evlatlığa ana baba zümresinden mirasçıdır. 134. Evlatlığın mirasçılığı ile ilgili yukarıdaki ifadelerden hangileri doğ- rudur? A) I ve II B) I ve III C) I, II ve IV D) II, III ve IV E) I, III ve IV Cevap: Evlatlık ve alt soyu evlat edinene kan hısmı gibi birinci zümreden mi- rasçı olur. Evlat edinen ise evlatlığa mirasçı olamaz. Evlatlığın asıl ailesiyle olan mirasçılık ilişkisi de devam eder. Evlatlık, evlat edinenin alt soyu gibi mirasçı olduğundan saklı payı olan birinci zümre mirasçıdır dolayısıyla tenkis davası da açabilir. Cevap, A seçeneğidir.

Medeni Hukuk 611 I. Mirasbırakana karşı aile hukukundan doğan yükümlülükleri ihmal et- mek II. Borca batık durumda olmak III. Mirasbırakan bir daha yapamayacak haldeyken yaptığı ölüme bağlı ta- sarrufu yok etmek 135. Yukarıdakilerden hangileri mirastan yoksunluk sebepleri arasında yer alır? A) Yalnız I B) Yalnız II C) Yalnız III D) I ve II E) II ve III Cevap: Aşağıdaki kimseler, mirasçı olamayacakları gibi; ölüme bağlı tasarrufla herhangi bir hak da edinemezler: • Mirasbırakanı kasten ve hukuka aykırı olarak öldüren veya öldürmeye teşeb- büs edenler, • Mirasbırakanı kasten ve hukuka aykırı olarak sürekli şekilde ölüme bağlı ta- sarruf yapamayacak duruma getirenler, • Mirasbırakanın ölüme bağlı bir tasarruf yapmasını veya böyle bir tasarruftan dönmesini aldatma, zorlama veya korkutma yoluyla sağlayanlar ve engelle- yenler, • Mirasbırakanın artık yeniden yapamayacağı bir durumda ve zamanda ölüme bağlı bir tasarrufu kasten ve hukuka aykırı olarak ortadan kaldıranlar veya bozanlar. Mirastan yoksunluk, mirasbırakanın affıyla ortadan kalkar. Cevap, C seçeneğidir. 136. Mirasın reddi ile ilgili aşağıdakilerden hangisi yanlıştır? A) Yasal mirasçıların mirasçı olduklarını daha sonra öğrendikleri ispat edilmedikçe mirasbırakanın ölümünü öğrendikleri tarihten itibaren üç ay içinde mirası reddetmeleri gerekir. B) Mirası reddetmeden ölen mirasçının ret hakkı kendi mirasçılarına geçer. C) Mirasın reddi, mirasçılar tarafından mahkemeye sözlü veya yazılı be- yanla yapılır. D) Reddin kayıtsız ve şartsız olması gerekir. E) Mirası reddeden atanmış mirasçının payı, kendi alt soyuna geçer. Cevap: Yasal ve atanmış mirasçılar mirası reddedebilirler. Ölümü tarihinde mirasbırakanın ödemeden aczi açıkça belli veya resmen tespit edilmiş ise, miras reddedilmiş sayılır. Miras, üç ay içinde reddolunabilir. Bu süre, yasal mirasçılar için mirasçı olduklarını daha sonra öğrendikleri ispat edilmedikçe mirasbıraka- nın ölümünü öğrendikleri; vasiyetname ile atanmış mirasçılar için mirasbıraka- nın tasarrufunun kendilerine resmen bildirildiği tarihten işlemeye başlar. Mi-

612 3Y Hukuk Soru Havuzu rasın reddi, mirasçılar tarafından sulh mahkemesine sözlü veya yazılı beyanla yapılır. Reddin kayıtsız ve şartsız olması gerekir. Mirası reddetmeden ölen miras- çının ret hakkı kendi mirasçılarına geçer. Mirası reddeden atanmış mirasçının payı, mirasbırakanın ölüme bağlı tasarrufundan arzusunun başka türlü olduğu anlaşılmadıkça, mirasbırakanın en yakın yasal mirasçılarına kalır. Cevap, E seçeneğidir. 137. Aşağıdakilerden hangisi resmi vasiyetnamenin yapılmasına memur veya tanık olarak katılabilir? A) Mirasbırakanın eşinin kardeşi B) Mirasbırakanın alt soyu C) Mirasbırakanın kardeşi D) Okur yazar olmayan kişi E) Mirasbırakanın üstsoyunun eşi Cevap: Fiil ehliyeti bulunmayanlar, bir ceza mahkemesi kararıyla kamu hizme- tinden yasaklılar, okur yazar olmayanlar, mirasbırakanın eşi, üstsoy ve altsoy kan hısımları, kardeşleri ve bu kişilerin eşleri, resmî vasiyetnamenin düzenlenmesine memur veya tanık olarak katılamazlar. Resmî vasiyetnamenin düzenlenmesine katılan memura ve tanıklara, bunların üstsoy ve altsoy kan hısımlarına, kardeşle- rine ve bu kişilerin eşlerine o vasiyetname ile kazandırmada bulunulamaz. Cevap, A seçeneğidir. 138. Aşağıdakilerden hangisi ölüme bağlı tasarrufların iptal sebepleri ara- sında yer almaz? A) Ehliyetsizlik B) Üçüncü kişinin aldatması C) Saklı payın ihlali D) Şekil noksanlığı E) Korkutma Cevap: Aşağıdaki sebeplerle ölüme bağlı bir tasarrufun iptali için dava açılabilir: • Tasarruf mirasbırakanın tasarruf ehliyeti bulunmadığı bir sırada yapılmışsa, • Tasarruf yanılma, aldatma, korkutma veya zorlama sonucunda yapılmışsa, • Tasarrufun içeriği, bağlandığı koşullar veya yüklemeler hukuka veya ahlâka aykırı ise, • Tasarruf kanunda öngörülen şekillere uyulmadan yapılmışsa. Saklı payın ihlali halinde açılan dava ise iptal davası değil, tenkis davasıdır. Cevap, C seçeneğidir.

Medeni Hukuk 613 139. Belirli mal vasiyeti alacaklısı ile ilgili aşağıdaki ifadelerden hangisi yanlıştır? A) Gerçek veya tüzel kişi olabilir. B) Kendisine belirli mal bırakılan kişinin seçimi, vasiyet borçlusuna veya üçüncü bir şahsa veya vasiyeti yerine getirme görevlisine bırakılamaz. C) Kendisine bırakılan mal taşınmaz ise tapuda üzerine tescil işleminin yapılmasını mirasçılardan talep edebilir. D) Kendisine bırakılan malın borçlarından sorumludur. E) Tenkis davası açamaz. Cevap: Mirasbırakan, bir kimseye onu mirasçı atamaksızın belirli bir mal bı- rakma yoluyla kazandırmada bulunabilir. Belirli mal bırakma, ölüme bağlı tasar- rufla bir kimseye terekedeki bir malın mülkiyetinin veya terekenin tamamı ya da bir kısmı üzerinde intifa hakkının kazandırılmasına yönelik olabileceği gibi; bir kimse lehine tereke değeri üzerinden bir edimin yerine getirilmesinin, bir iradın bağlanmasının veya bir kimsenin bir borçtan kurtarılmasının, mirasçılar veya belirli mal bırakılanlara yükletilmesi suretiyle de olabilir. Bırakılan belirli mal terekede bulunmadığı takdirde, tasarruftan aksi anlaşılmadıkça, ölüme bağlı ta- sarrufu yerine getirmekle yükümlü olanlar borçtan kurtulurlar. Bırakılan belirli mal, mirasın açılması anındaki durumuyla teslim olunur; yarar ve hasar, mirasın açılması anında kendisine belirli mal bırakılana geçer. Tasarrufu yerine getirme ile yükümlü olan kimse, mirasın açılmasından sonra bırakılan belirli mala yaptığı harcamalar ve mala verdiği zararlardan dolayı, vekâletsiz iş görenin haklarına sa- hip ve borçlarıyla yükümlü olur. Belirli mal bırakılan kişi terekenin de kendisine bırakılan malın da borçlarından sorumlu değildir. Bu kişi saklı paylı bir mirasçı olmadığından saklı pay ihlalinde açılan tenkis davasını açamaz. Cevap, D seçeneğidir. 140. Miras bırakanın, atadığı mirasçının kendisinden önce ölmesi veya mirası reddetmesi hâlinde onun yerine geçmesi için atadığı kişiye ne ad verilir? A) Vasiyet alacaklısı B) Vasiyet borçlusu C) Yedek mirasçı D) Art mirasçı E) Saklı paylı mirasçı Cevap: Mirasbırakan, atadığı mirasçının kendisinden önce ölmesi veya mirası reddetmesi hâlinde onun yerine geçmek üzere bir veya birden çok kişiyi yedek

614 3Y Hukuk Soru Havuzu mirasçı olarak atayabilir. Bu kural belirli mal bırakmada da uygulanır. Yedek mirasçı atama işlemi vasiyetname veya miras sözleşmesi ile yapılabilir. Cevap, C seçeneğidir. 141. Resmî vasiyetname ile ilgili aşağıdakilerden hangisi yanlıştır? A) Noter veya sulh hâkimi önünde yapılabilir. B) Yabancı ülkelerde Türk konsoloslukları nezdinde resmî vasiyetname düzenlenebilir. C) Miras bırakanın kardeşleri ve bu kişilerin eşleri resmî vasiyetname düzenlenmesine tanık olarak katılamazlar. D) Okuma yazma bilmeyen bir kişi resmî vasiyetnamenin yapılmasına tanık olarak katılmışsa vasiyetnamenin tümü geçersiz sayılır. E) Resmî vasiyetnamenin düzenlenmesine katılan memura o vasiyetna- me ile kazandırmada bulunulabilir. Cevap: Resmî vasiyetname, iki tanığın katılmasıyla resmî memur tarafından düzenlenir. Resmî memur, sulh hâkimi, noter veya kanunla kendisine bu yetki verilmiş diğer bir görevli olabilir. Mirasbırakan, arzularını resmî memura bildi- rir. Bunun üzerine memur, vasiyetnameyi yazar veya yazdırır ve okuması için mirasbırakana verir. Vasiyetname, mirasbırakan tarafından okunup imzalanır. Memur, vasiyetnameyi tarih koyarak imzalar. Vasiyetnameye tarih ve imza ko- nulduktan hemen sonra mirasbırakan, vasiyetnameyi okuduğunu, bunun son arzularını içerdiğini memurun huzurunda iki tanığa beyan eder. Vasiyetname içeriğinin tanıklara bildirilmesi zorunlu değildir. Fiil ehliyeti bulunmayanlar, bir ceza mahkemesi kararıyla kamu hizmetinden yasaklılar, okur yazar olmayanlar, mirasbırakanın eşi, üstsoy ve altsoy kan hısımları, kardeşleri ve bu kişilerin eşle- ri, resmî vasiyetnamenin düzenlenmesine memur veya tanık olarak katılamazlar. Resmî vasiyetnamenin düzenlenmesine katılan memura ve tanıklara, bunların üstsoy ve altsoy kan hısımlarına, kardeşlerine ve bu kişilerin eşlerine o vasiyet- name ile kazandırmada bulunulamaz. Resmî vasiyetnameyi düzenleyen memur, vasiyetnamenin aslını saklamakla yükümlüdür. Cevap, E seçeneğidir. 142. Aşağıdakilerden hangisi cüz’i haleftir? A) Vasiyet alacaklısı B) Kanuni mirasçı C) Atanmış mirasçı D) Saklı paylı mirasçı E) Kayın hısımı

Medeni Hukuk 615 Cevap: Vasiyet alacaklısı cüz’i haleftir. Kanuni mirasçı, atanmış mirasçı ve saklı paylı mirasçı külli haleftir. Kayın hısımı ise halef değildir. Mirasbırakan isterse kayın hısımını iradi mirasçı olarak atayabilir. Cüzi Halefiyet (3. Kişilere Yönelik Yapılan Tasarruflar): Mirasa dahil olan yani intikal edecek olan malvarlığının, cüzi halef kişiye işlemin normal geçiş ku- rallarına uygun olarak devredilmesi söz konusudur. Taşınmazlarda tapuya tescil, taşınırlarda teslim, haklarda ise temlik gerekir. Cevap, A seçeneğidir. 143. Yasal mirasçılar ile ilgili aşağıdakilerden hangisi yanlıştır? A) Soybağı kurulmuşsa evlilik birliği dışında doğan çocuk da mirasçı olur. B) Türk Medeni Kanunu, kan hısımlarını dört zümre olarak belirlemiştir. C) Ön sıradaki zümrede yer alan kan hısımlarının varlığı, sonraki sırada- ki zümrelerde yer alan kan hısımlarının mirasçı olmasını engeller. D) Zümre başı mirasbırakanın ölümü anında sağ ise sadece o mirasçı olur, onun altsoyu (kökü) mirasçı olamaz. E) Bir zümrede aynı düzeyde yer alan mirasçıların miras payı eşit olur. Cevap: Kan Hısımları: Yasal mirasçılık açısından asıl mirasçı grubudur. Yasal mirasçıların, mirasta sırasını ve sınırını belirlemede yukarıda açıkladığımız züm- re sistemi (parentel sistemi) kabul edilmiştir. Türk Medeni Kanunu, kan hısımlarını üç zümre olarak belirlemiştir. Yu- karıda ifade ettiğimiz gibi birinci zümre mirasbırakanın altsoyundan (çocukları, torunları, torun çocukları), ikinci zümre mirasbırakanın ana ve babası ile onların altsoyundan (mirasbırakanın kardeşleri, yeğenleri) üçüncü zümre ise mirasbı- rakanın büyük anne ve büyük babası ile onların altsoyundan (mirasbırakanın amca, hala, dayı, teyze ve kuzenleri) oluşur. Birinci zümrede mirasbırakanın ço- cukları, ikinci zümrede mirasbırakanın ana ve babası, üçüncü zümrede ise mi- rasbırakanın büyükanne ve büyükbabası zümre başı konumundadırlar. Zümre başlarının altsoyu (çocukları) ise kök olarak adlandırılır. Miras, kan hısımlarına zümre sistemine hakim olan ilkeler çerçevesinde dağı- tılmaktadır. Mirasbırakanın ölümü anında birinci zümrede tek bir miras- çı bile varsa ikinci zümreden, ikinci zümrede tek bir mirasçı bile varsa üçüncü zümreden kimse mirasçı olamaz. Yani ön sıradaki zümrede yer alan kan hısımlarının varlığı, sonraki sıradaki zümrelerde yer alan kan hısımlarının mirasçı olmasını engeller. Ayrıca her zümrede yer alan zümre başı kendi kökünü (altsoyunu) miras dışında bırakır. Yani zümre başı mirasbırakanın ölümü anında sağ ise sadece o mirasçı olur, onun altsoyu (kökü) mirasçı olamaz.

616 3Y Hukuk Soru Havuzu Fakat zümre başı mirasbırakandan önce ölmüşse, onun kökü (altsoyu) ancak bu durumda mirasbırakanın mirasçısı olacaktır. Kısacası, zümre başının mirasbı- rakandan önce ölmesi halinde, o zümrenin kökünde yer alanlar (zümre başının altsoyu) her derecede halefiyet yoluyla zümre başının yerini alırlar. Bir diğer önemli durum ise şudur: Bir zümrede aynı düzeyde yer alan mirasçıların miras payı eşit olur. Örneğin, mirasbırakanın birden fazla ço- cuğu varsa her birinin miras payı eşit olur; aynı şekilde ikinci zümrede ana ve babanın, üçüncü zümrede büyükanne ve büyükbabaların mirastaki payları birbirine eşittir. NOT: Evlilik dışında doğmuş, ancak tanıma veya hâkim hükmüyle (baba- lık davası sonucunda) soybağı kurulmuş olanlar, baba yönünden evlilik içi hısımlar gibi birinci zümre mirasçısı olurlar. Başka bir deyişle, evlilik dışı doğmuş çocuk tanınmadığı ve babalık hükmü de verilmediği sürece baba- sına mirasçı olması söz konusu olamayacaktır. Cevap, B seçeneğidir. 144. Sağ kalan eş ile ilgili olarak aşağıdaki ifadelerden hangisi yanlıştır? A) Eş birinci zümre ile mirasçı olduğunda yasal miras payı terekenin 1/4'üdür. B) Eş evlatlıkla birlikte mirasçı olduğunda da yasal miras payı terekenin 1/4'üdür. C) Geride tek sağ kalan eş olduğunda terekenin 1/2 payını devlet alır. D) Eş ikinci zümre ile mirasçı olduğunda yasal miras payı terekenin 1/2'sidir. E) Eş 3. zümre ile mirasçı olduğunda yasal miras payı terekenin 3/4'üdür. Cevap: Eş birinci zümre ile mirasçı olduğu vakit yasal miras payı terekenin 1/4’üdür. Eş evlatlıkla birlikte mirasçı olduğu vakit de yasal miras payı terekenin 1/4’üdür. Çünkü evlatlığın hukuki durumu da altsoyla aynıdır. Eş ikinci zümre ile mirasçı olduğu vakit yasal miras payı terekenin 1/2’sidir. Eş 3. zümre ile mi- rasçı olduğu vakit yasal miras payı terekenin 3/4’üdür. Geride tek sağ kalan eş olduğu vakit terekenin tamamı sağ kalan eşe kalır. Eş, ancak mirasbırakanın ölümü anında sağ olması ve evlilik ilişkisinin ölüm anına kadar devam ediyor olması koşuluyla mirasçı olur. Mirasbırakanın ölümü anında sağ kalan eş, kan hısımı olmadığından, zümre mirasçılarından değildir. Sağ kalan eş her zümre ile birlikte mirasçıdır. Eşin miras payı, hangi zümre ile birlikte mirasçı olmasına göre değişmektedir. Türk Medeni Kanunu’na göre;

Medeni Hukuk 617  Sağ kalan eş, mirasbırakanın altsoyu ile birlikte mirasçı olursa, yani çocuk- ları, torunları, torunun çocukları ile mirasçı olursa mirasın dörtte birini,  Sağ kalan eş, mirasbırakanın ana ve baba ve bunların altsoyu ile birlikte mirasçı olursa, mirasın yarısını,  Sağ kalan eş, mirasbırakanın büyük ana ve büyük babaları ve onların ço- cukları ile birlikte mirasçı olursa, mirasın dörtte üçünü, bunlar da yoksa mirasın tamamı eşe kalır. ZÜMRELER 1. ZÜMRE 2. ZÜMRE 3. ZÜMRE KİMSE Eşin Payı YOKSA Terekenin Terekenin Terekenin 1/4'ü 1/2'si 3/4'ü Tamamı Eşe Kalır Cevap, C seçeneğidir. 145. Sağ kalan eş aşağıdakilerden hangisiyle birlikte hukuken yasal mi- rasçısı olamaz? A) Murisin babaannesi B) Murisin anneannesi C) Murisin amcasının oğlu D) Murisin evlatlığı E) Murisin halası Cevap: Medeni Kanun’un son halinde sağ kalan eş, mirasbırakanın 3. dereceye kadar olan hısımlarıyla birlikte mirasçı olabilir. Sağ kalan eşin 4. zümreyle birlik- te mirasçı olması durumu artık söz konusu değildir. Murisin amcasının oğlu da 4. zümreye dahildir. Dolayısıyla sağ kalan eş murisin amcasının oğluyla birlikte mirasçı olamaz. Cevap, C seçeneğidir. 146. Saklı paylı mirasçılar arasında aşağıdakilerden hangisi yer almaz? A) Sağ kalan eş B) Baba C) Anne D) Torun E) Kardeş Cevap: Türk Medeni Kanunu’nun 506. maddesinde saklı paylı mirasçılar ve saklı pay oranları sayılmıştır. Bunlar; altsoy, ana-baba, sağ kalan eştir. Kardeş, 2007’de yapılan değişikliğe kadar saklı paylı mirasçıydı ama artık kardeşe saklı pay hakkı tanınmamıştır. Mirasbırakanın hiçbir mirasçısı olmadığı takdirde dev- lete mirasçılık hakkı tanınmıştır fakat devletin saklı paylı mirasçılığı söz konusu değildir. Türk Medeni Kanunu’nun 501. maddesine göre, mirasçı bırakmaksızın ölen kimsenin mirası devlete geçer. Mirasbırakanın üç zümrede de hiçbir mirasçısı

618 3Y Hukuk Soru Havuzu yoksa veya bütün mirasçılar mirası reddetmişlerse ve mirasbırakan da sağlığında mirasçı atamamışsa miras devlete geçer. Devlet, deftere yazılan borçlarından sadece kendisine miras kalan te- reke miktarıyla sorumludur. Dolayısıyla devletin sorumluluğu sınırsız değildir. Cevap, E seçeneğidir. 147. Ölüme bağlı tasarruflarla ilgili olarak aşağıdakilerden hangisi yan- lıştır? A) Tasarruf ehliyetinin bulunmadığı bir zamanda yapılmış ise iptal edile- bilir. B) Tasarruf iradeyi sakatlayan yanılma, aldatma, korkutma ile yapılmış- sa iptal edilebilir. C) Mirasçı atanan kişi miras bırakanın ölümünde sağ değilse tasarrufun iptali istenmelidir. D) Tasarruf hukuka ve ahlaka uygun olmalıdır. E) Tasarrufun şekli kanunda tahdidi olarak sayılmıştır ve bunlardan bi- rine uyularak yapılmalıdır. Cevap: Ölüme bağlı tasarruflar, tasarruf ehliyetinin bulunmadığı bir zaman- da yapılmış ise iptal edilebilir. Ayrıca tasarruf iradeyi sakatlayan hallerden bi- rinin varlığı halinde yapılmışsa, ölüme bağlı tasarruf iptal edilebilir. Tasarruf hukuka ve ahlaka uygun olmalıdır. Tasarrufun şekli kanunda tahdidi olarak sayılmıştır ve bunlardan birine uyularak yapılmalıdır. Bunlar miras sözleşmesi ve vasiyetnamedir. Ölüme bağlı tasarruflar, mirasbırakanın ölümünü düşünerek, yapılmasını is- tediği şeyleri bir hukuki işlemle bildirmesidir. Ölüme bağlı tasarrufların sonuç doğurması için ölüm olayı zorunludur. Başka bir ifadeyle ölüme bağlı ta- sarruflar, tasarruf sahibi hayatta iken sonuç doğurmaz. Ölüme bağlı ta- sarruflar şekli anlamda ölüme bağlı tasarruflar (vasiyet ve miras sözleşmesi) ve maddi anlamda ölüme bağlı tasarruflar olmak üzere iki gruba ayrılır. NOT: Ölüme bağlı tasarruflar kişiye sıkı sıkıya bağlı bir hakkın kullanılması niteliğindedir. Bu yüzden kural olarak temsil yoluyla ve yasal temsilci irade- siyle mirasbırakan adına ölüme bağlı tasarrufta bulunulamaz. Bu tasarruflar, mirasbırakanın ölümü anında hüküm doğurmaya başlar. Cevap, C seçeneğidir.


Like this book? You can publish your book online for free in a few minutes!
Create your own flipbook