Important Announcement
PubHTML5 Scheduled Server Maintenance on (GMT) Sunday, June 26th, 2:00 am - 8:00 am.
PubHTML5 site will be inoperative during the times indicated!

Home Explore GENÇ ROTA 4. SAYI

GENÇ ROTA 4. SAYI

Published by tugba_dolasir, 2020-06-01 16:55:32

Description: GENÇ ROTA 4. SAYI

Search

Read the Text Version

Genç Rota Gazetesi 4. Sayı 1 Haziran Pazartesi

Genç Rota Gazetesi 4. Sayı 1 Haziran Pazartesi Bütün Dünya olarak küresel bir sorunla mücadele içindeyiz. Bu süreçte tüm hayatımız çok değişti. Evde geçirdiğimiz süre arttı. 20 yaş altı ve 65 yaş üzeri insanlara sokağa çıkma yasağı getirildi. Öğrencilerimiz evden dışarı çıkamazken, okul evlerine geldi. Teknoloji çağının teknoloji çocukları için de yeni bir serüven başladı. Bilgisayar başında kalma sürelerini kısıtlarken, birden bire dört saat süresince ders izlemeye, ödev ve etkinlikler yapmaya başladık. Küçücük bir canlı Dünya’nın süper güçlerini bile dize getirdi. Tüm insanlık bu probleme çözüm bulmak için bir araya geldi. Savaşlar, ekonomik problemler unutuldu. Bu süreci nasıl geçireceğiz ve düzlüğe çıkacağız, nasıl normalleşeceğiz? Şimdi bu sorulara cevap arıyoruz. Eğitimde de tüm Dünya gibi ülkemizde de normalleşme çabaları, temkinli bir biçimde devam etmektedir. Ülkemizde zorunluluklar dışında eğitimin tüm kademeleri 2019-2020 Eğitim-Öğretim Yılı’nı sonlandırdı. Eylül ayında yeni eğitim-öğretim yılı ile başlama umutlarıyla üç ayımızı geçireceğiz. Umut ediyorum ki bu süreçte virüs ile ilgili olumlu gelişmeler olur, okulumuza ve öğrencilerimize bir an önce kavuşuruz. Evde olduğumuz bu süreçte ajandama kayıtlı okul içi ve dışı o kadar çok etkinlik ve faaliyet varmış ki. Faaliyetlerin içinde olunca bunları fark etmiyor insan. Spor, sanatsal, bilimsel, yabancı dil, yurt içi yurt dışı geziler, mezuniyetler, proje sunumları vb. Bu süreçte faaliyetler ve etkinlikler yapılamasa da gelecek yıla bunların değerini anlayarak daha fazlasını nasıl yapabileceğimizin yaz boyunca planlamasını yapacağız. Okulumuzu da virüse karşı nasıl koruyacağımız konusunda tüm önlemleri alacağımızdan şüpheniz olmasın. Bu süreçte ilk denememizi 20 Haziran’da LGS ile yapacağız. Tüm önlemlerimizi alıyoruz. Tüm 8. sınıf öğrencilerimize bu süreçte başarılar diliyorum. Ellerinden gelenin en iyisini yapacaklarından şüphemiz yoktur. Lütfen bu süreçte kurallara uyalım ve hayatta kalalım. Tüm öğrenci ve velilerimize iyi bir yaz tatili ve sağlıklı günler diliyorum. Hamza İlker DURU Rota Eğitim Kurumları Gaziemir Şubesi Ortaokul Müdürü

Genç Rota Gazetesi 4. Sayı 1 Haziran Pazartesi 23 NİSAN ULUSAL EGEMENLİK VE ÇOCUK BAYRAMI KUTLAMA TÖRENİMİZ İnsanlık tarihi dünyayı etkileyen savaşların, salgınların yaşandığı süreçlere ve bu süreçlerin sonucuna tanıklık etmiştir elbette. Ancak neslimiz daha önce bu denli büyük ve küresel boyutta krizle karşılaşmadı. Evreni şiddetli oranda etkileyen; yaşamı, zihinsel ve ruhsal bütünlüğü etkileyen korona virüs ülkemizde de olumsuz etkilerini yaşatmaktadır. Bu nedenle sosyal hayattan kopuk yaşamaktayız. Ancak Ata’sının yıllar önce yaktığı meşaleyi her zaman takip eden Türk milleti için bu özel ve anlamlı günü kutlamamak olmazdı. Rota Eğitim Kurumları olarak 100. Yıl dönümünü kutlamayı heyecanla beklediğimiz 23 Nisan Ulusal Egemenlik ve Çocuk Bayramı’nı Rota Koleji Youtube Kanalından okulumuz öğretmenleri ve öğrencileri iş birliğiyle her yıl olduğu gibi coşkuyla, gururla ve 100 yıl sonra yine aynı heyecanla kutladık. Miniklerimizin heyecanı, mutluluğu hazırlanan videolardan tüm izleyenlerin kalbine dokundu. Emeği geçen tüm öğretmen ve öğrencilerimizi kutluyor, Ata’mıza bize armağan ettiği bu bayram için minnetlerimizi bir kez daha sunuyoruz.

Genç Rota Gazetesi 4. Sayı 1 Haziran Pazartesi 23 NİSAN ULUSAL EGEMENLİK VE ÇOCUK BAYRAMI ŞİİR VE KOMPOZİSYON YARIŞMASI 23 Nisan Ulusal Egemenlik ve Çocuk Bayramı'nın 100. yılında Rota Koleji ortaokul öğrencilerine yönelik “Başka Bir Dünya Yok Çocuklara Bırakılacak” konulu şiir ve kompozisyon yarışması düzenlenmiştir. Kompozisyon dalında;  Ecem Beril BAYKARA (Bornova Şubesi 5.sınıf öğrencimiz) birinci,  Ceren ATILGAN (Bornova Şubesi 7.sınıf öğrencimiz) ikinci,  Zeynep Dila ATASEVEN (Gaziemir Şubesi 7.sınıf öğrencimiz) üçüncü olmuştur. Şiir dalında ise  Veli Sarp TURAN (Gaziemir Şubesi 7.sınıf öğrencimiz) birinci,  Öykü İBOLAR (Gaziemir Şubesi 8.sınıf öğrencimiz) ikinci,  Doruk AYGÜN (Gaziemir Şubesi 5.sınıf öğrencimiz) üçüncü olmuştur. Öğrencilerimizi tebrik eder, başarılarının devamını dileriz.

Genç Rota Gazetesi 4. Sayı 1 Haziran Pazartesi Kontrollü Sosyal Hayatın Psikolojiye Etkisi Kovid-19 salgınıyla mücadele sürecinde evden çalışabilenler yaklaşık 2,5 ayın ardından, bu kez toplu taşımadan alışveriş merkezlerine hayatın her alanında uygulanacak sosyal mesafe ve kontrollü sosyal hayat kurallarıyla iş yerlerine dönüyor. Klinik Psikolog Alagün Belce Bahşi: \"Yeni normal dediğimiz şey, bütün önlemler alındığında bize iyi gelecek bir şey. Sosyal bağlamda baktığımızda bir arada olduğumuzda kendimizi güvende hissediyoruz. Sosyal mesafelerle de olsa bir arada olmak, sohbet etmek, biraz olsun normal hayata dönmek bize güvende hissettirecektir\" dedi. Klinik Psikolog Alagün Belce Bahşi, insanların yeni deneyimlerinden biri olacak \"temassız\" ve \"kontrollü\" sosyal hayatın psikolojiye etkisini değerlendirdi. Yeni tip koronavirüs (Kovid-19) salgınıyla mücadele sürecinde kontrollü sosyal hayata geçişle birlikte çalışmalarını evden sürdürebilenler yaklaşık 2,5 ayın ardından, bu kez toplu taşımadan alışveriş merkezlerine hayatın her alanında uygulanacak sosyal mesafe kurallarıyla iş yerlerine dönüyor. Salgından korunmak için insanların birbirine temas etmemesi uyarısının yanı sıra kişilerin özellikle ellerini yüzlerine dokundurmamasının önerildiğine işaret eden Bahşi, insanların yüzlerine neden dokunduğunu şöyle anlattı: \"Bu durumu belki evrimsel psikoloji penceresinden bakarak da ele alabiliriz. Bebek, daha anne karnındayken kendi yüzüne dokunmaya başlıyor. Yüzümüze dokunmak, aslında farkında olmadan yaptığımız, parasempatik sistemi de rahatlatan, yani yaptığımızda bize iyi gelen, o anki stresimizi, gerginliğimizi alan ve bizi rahatlatan bir şey. Şok olunca elimizi ağzımıza götürürüz, telaşlandığımızda, kötü bir haber aldığımızda elimizi başımıza götürürüz, üzüldüğümüzde alnımızdan destek alırız... Bunlar çoğu zaman bizler için ortak olan ve farkında olmadan bizi rahatlatan tepkiler. Yüzümüze, gözümüze dokunmamak, bize iyi gelen bir davranıştan uzak durmak da zorlayıcı. Tamamen yapmamak çok mümkün olmadığı için salgın sürecinde minimuma indirmek iyi bir çözüm olabilir.\" Dokunmak ve temas etmenin doğmadan öğrenilen bir davranış olduğunu dile getiren Bahşi, \"Bebekler dokunarak sakinleştirilir, o anda sinir sistemi rahatlar. Güvenle bağlantıda kalma temelinde ele alındığında bağ içinde olduğumuzu ve güvende hissetmemizi sağlayan bir şey temas.\" dedi. \"Temas olduğunda oksitosin ve seratonin hormonları salgılanıyor. Huzurlu, mutlu ve güvende hissetmemizi sağlayan hormonlar bunlar. Dokunmanın çok iyileştirici bir etkisi de var, güvende olduğumuzu, bağlantıda kaldığımızı bize hatırlatıyor. İnsanlar, kayıp, hastalık, yas gibi zor dönemlerinde dokunarak teselli edilir. 'Senin yanındayım', 'Sana değer veriyorum', 'Seni önemsiyorum', 'Acını paylaşıyorum' gibi birçok mesaj içeriyor birbirimize dokunmak. Canlılar her duruma adapte olabiliyor, uyum sağlayabiliyor. Salgın döneminde kendimizi ve baş etme becerilerimizi hayata geçirip kendimizi güncelleyebiliriz. İçinde bulunduğumuz dönemde sosyal ilişkilerimizin yoksunluğunu ve eksikliğini çekiyoruz ama bir şekilde bir arada ve bağlantıda kalmanın, duygularımızı paylaşmanın yollarını buluyor ve bu ihtiyaçlarımızı başka yollarla telafi ediyoruz. Online ortamda yapılan görüşmeler, yayınlar bunlara örnek.\" diye konuştu.

Genç Rota Gazetesi 4. Sayı 1 Haziran Pazartesi Yazar Koray Avcı Çakman İle Online Söyleşide Buluştuk 5. sınıf öğrencilerimizin \"Oyunda Kal\" adlı kitabını, 6. sınıf öğrencilerimizin ise “Almarpa’nın Gizemi” adlı kitabını okudukları Yazar Koray AVCI ÇAKMAN ile Microsoft Teams üzerinden iki ayrı günde iki ayrı söyleşi gerçekleştirdik. Kitabını nasıl kaleme aldığından ve yazma aşamalarından bahseden yazarımız, öğrencilerimize yazarlık serüveni hakkında küçük anekdotlar aktardı. Yazarımızı ilgiyle izleyen öğrencilerimiz de söyleşinin ikinci yarısında merak ettikleri konuları yazarımıza sordu. Bu güzel söyleşi aracılığıyla bizlere evlerimizde minik bir ziyarette bulunan yazarımıza tekrar teşekkürlerimizi iletiyoruz.

Genç Rota Gazetesi 4. Sayı 1 Haziran Pazartesi Koronavirüs Günlerinde İyi Hissetmeni Sağlayacak 5 Öneri İnsan yüzyıllardır yaşayan sosyal bir varlık… Birlikte yemek yemeğe, eğlenmeye, oturmaya, konuşmaya, dışarı çıkmaya, gezip görmeye alışkınız. Ancak bu koronavirüs günlerinde dünyaca sosyal izolasyonumuzun artması gerekiyor. Hepimiz dünyaya yayılan bu salgın için önlemlerimizi alıyoruz. Kendimiz, sevdiklerimiz ve herkes için (umuyoruz ki kısa) bir süreliğine tedbiri elden bırakmamalıyız. Biliyoruz ki bu süreç hepimiz için zorlu geçiyor. Bu yüzden koronavirüs günlerinde kendini iyi hissetmeni sağlayacak önerilerimizle sana geldik. Koronavirüs günlerinde iyi hissetmeni, kaygı seviyeni düşürmeni sağlayacak bu 8 önerimize göz atmaya ne dersin? 1-Güvenilir Kaynaklardan Bilgi Edin Karşı karşıya kaldığımız tehdit hakkında hepimiz bilgi edinmek istiyoruz. Ne ile karşı karşıyayız, olası riskler neler, başımıza bir şey gelirse neler yapmamız gerekiyor? Bunlar hakkında bilgi sahibi olmak en doğal hakkımız ve bu konuda bilinçli olmamız da lazım. Yani bir tehdit hakkında bilgi sahibi olmak elbette gerekli ancak belli ölçüde. Bu nedenle ölçüyü kaçırmamak gerekiyor. Böyle bir süreç yaşarken, koronavirüs ile ilgili çok fazla bilgiye maruz kalmak bir yerde bizim için iyi olmayabilir. Çünkü yeni çıkmış COVID-19 virüsü hakkında herkes bir şeyler söylüyor. Ancak burada düşünmemiz gereken bu haberler ne kadar doğru? İşte bu aşamada yapmamız gereken şey yanlış haberlerin bizi farklı şekilde yönlendirmemesi için kendimize güvenilir kaynaklar seçmek olacak. Üstelik bunu sadece koronavirüs hakkında bilgi almak için değil takip etmek istediğimiz her konuyla ilgili olarak kendimize güvenilir kaynaklar belirlemeliyiz. Günümüzde edindiğimiz bilgilerin çoğuna internet aracılığı ile ulaşıyoruz ancak çevrimiçi platformlarda neyin doğru neyin yanlış olduğunu bilemiyoruz. Kaygı halindeyken de okuduğumuz her şeyin doğru olduğunu düşünebiliriz ve bu durum doğal olarak kaygı seviyemizi daha da arttırır. Kaygını belli bir seviyede tutman için güvenilir kaynaklar seçmek senin kendini iyi hissetmende birinci adımın olsun. 2-Kendine İyi Bak Kendini hastalıklara karşı korumak için neler yapman gerektiğini biliyorsun. Tabii ki ilk olarak beslenmene dikkat etmelisin ve spor yapmalısın. Dengeli beslenmek ve spor yapmak senin bağışıklık sistemini güçlendirecek ve hastalıklardan korunmanı sağlayacak. Sadece bağışıklık sisteminin güçlenmesi ile de kalmayacak dengeli beslendikçe ve fiziksel aktiviteni gerçekleştirdikçe kendini iyi hissedeceğine eminiz.

Genç Rota Gazetesi 4. Sayı 1 Haziran Pazartesi 3-Ruhsal Bakımına Zaman Ayır Sağlıklı besleniyorsun, sporunu yapıyorsun. Bunlara bir tik attığımıza göre biraz ruhsal bakımına da zaman ayırabilirsin. Günde en az 30 dakikanı zihnini boşaltacak, ruhunu dinlendirecek aktivitelerle geçirmeyi ihmal etme! Kendini düşüncelerden ayırmak için en iyi yolu yine kendin seçebilirsin. 4-Hobilerinle Uğraş Biz modern dünya insanları sürekli koşuşturarak yaşıyoruz. Okula, arkadaşlarınla buluşmaya, belki bir konsere belki de bir tiyatroya ya da daha başka bir etkinliğe geç kalmama telaşı içinde, sürekli hareket halindeyiz. Şimdi ise tüm bunlara bir ara verdik. İçinden geçtiğimiz bu zamanı yavaşlamak ve içe dönmek için kullanmak seni iyi hissettirecek. Kendini endişeler girdabında kaybetmek yerine hobilerinle uğraş. En çok neyi yapmayı seviyorsun, bir türlü fırsat bulamadığın uzun zamandır ilgilenemediğin hobine geri dönmeye ne dersin? Belki senin için en güzel hobi kitap okumak, belki bir puzzle ile harikalar yaratmak ya da film seyretmek. Hangisi ise hiç durma hobinle uğraşmaya başla! Hobini yapmak için bundan daha iyi bir zaman yok. O yüzden hiç ertelemeden istediğin kitabı eline al. 5-Bol Bol Oku! Okumanın insanı iyileştiren, dinlendiren bir tarafı vardır. Ben kitap okumayı sevmiyorum, sıkılıyorum diyenler henüz kendi tarzını bulamamış demektir. Seni içinde bulunduğun dört duvarın içinden alıp bambaşka dünyalara misafir eden kitaplar bu karantina günlerinde en büyük ilacımızdır. 6-Kontrol Edebileceğin Kısımlara Yoğunlaş Hadi kendine sor bakalım koronavirüsten korunmak için almam gereken önlemler neler? Kendine sormaya devam et, önlemlerimi alıyor muyum? Kendini korumak için gerekli önlemlerini aldıktan sonra hayatının diğer alanlarına odaklan. Yani kendi kontrolünde olan kısımlara yoğunlaş. Bazı şeyler ne yazık ki senin kontrolünde gerçekleşmeyecek ama kendi kontrol edebileceğin şeyler de var. Mesela gerçekleştirmek istediğin hedeflere yoğunlaş ya da sen ne yapmak istiyorsan. Evdeyim ne yapabilirim ki diye düşünme. O kadar çok yapabileceğin şey var ki.

Genç Rota Gazetesi 4. Sayı 1 Haziran Pazartesi Evdeki Zamanı Güzelleştirecek Kültür-Sanat Aktiviteleri “Evde kalıyorum, ama çok sıkılıyorum. Ne yapsam bilmiyorum” dediğinizi duyar gibiyiz. Merak etmeyin, evde yapacak birçok güzel şey bulabilir ve kötü düşünceleri biraz olsun kendimizden uzaklaştırabiliriz. Peki, tüm gün vaktimizi nasıl daha güzel bir şekilde değerlendirebiliriz? Gelin, evde yapılacak aktiviteler neler, beraber keşfedelim! Uzun Süredir İlgilenmediğiniz Hobinize Yönelin Herkesin bir süre öğrenmeye çalışıp köşeye koyduğu bir müzik aleti ya da resim tuvali vardır! İşte şimdi, onları bulundukları yerden çıkarmanın tam zamanı. Yakın zamana kadar “Vaktim yok, nasıl ilgileneyim?” dediğiniz şeyler için artık yeterli vaktiniz olabilir. Üstelik müzik, resim gibi uğraşlar insanı ruhsal açıdan besler ve günlük kaygılardan uzaklaştırır. O halde, uzun süredir dokunmadığınız o gitarı akort etmeye ya da paletinizi rengârenk boyalarla doldurmaya ne dersiniz? Sanal Müze Turlarıyla Gezintiye Çıkın Evde vakit geçirmenin kendimize zaman ayırma, yarım bıraktığımız bir kitaba devam etme ya da ertelediğimiz ev işlerini yapmaya başlama gibi olumlu etkileri olsa da bir anda sosyal hayattan uzaklaşmak zor. Bu nedenle zaman zaman dışarı çıkma isteğimizin artması çok normal. Ufak gezintileri bile özlediğimiz bu dönemde aslında kendimizi dışarıda gibi hissetmemizin bir yolu var. Bildiğiniz üzere covid-19 salgını nedeniyle Türkiye’de ve dünyada birçok önlem alındı. Özellikle insanların kalabalık gruplar halinde ziyaret ettiği yerler bir süreliğine kapatıldı. Buna yönelik olarak müzeler de önlem amaçlı kapatılmış olsa dahi sanal müze turlarıyla evinizde kültürel bir gezintiye çıkmanız ve daha önce gitmediğiniz müzeleri keşfetmeniz mümkün! Şimdi, ülkemizde ve dünyada ünlü olan hangi müzelerde sanal bir gezi yapabileceğinize bakalım. İşte, o sana gezinti yapabileceğiniz müzeler:  İş Bankası Müzesi  Panorama 1453 Tarihi Müzesi  İstanbul Oyuncak Müzesi  Topkapı Sarayı  Dolmabahçe Sarayı  Efes Müzesi  British Museum  Rijksmuseum  Ermitaj Müzesi  Ankara Resim ve Heykel Müzesi  Anadolu Medeniyetler Müzesi

Genç Rota Gazetesi 4. Sayı 1 Haziran Pazartesi Online Kurslara Katılın Günümüzde insanların ilgi alanlarına göre birçok online kurs bulunuyor. Çizim, animasyon, el işi, dijital çizim ve dahası… Evde bulunduğunuz süre boyunca bu online kurslara yazılabilir, konunun uzmanlarından eğitim alıp becerilerinizi geliştirebilirsiniz. Vaktinizi bu şekilde nitelikli bir şekilde değerlendirdikçe bu süreçte kendinize yeni şeyler katıp karamsar düşünceleri de zihninizden uzak tutabilirsiniz. Evde size ilham verecek ve kafa dağıtmanızı sağlayacak kültürel/sanatsal aktivite önerilerimizi sizin için sıraladık. Korona günlerini, hem bedensel hem de ruhsal olarak sağlıkla tamamlamanız dileğiyle!

Genç Rota Gazetesi 4. Sayı 1 Haziran Pazartesi Düş Günlüğü Şiir, Öykü ve Masal Yazma Yarışması Ödül Töreni 20 Mart 2020 Cuma günü yapılması planlanan ödül törenimiz Dünya geneline yayılan covid-19 salgını sebebiyle ileri bir tarihe ertelenmişti. Ancak yaşanan pandemi süreci bir süre daha fiziksel olarak bir araya gelemeyeceğimizi gösteriyor. Bu sebeple ödül alan öğrencilerimizi daha fazla bekletmemek, derecelerini açıklamak adına ödül törenimizi sosyal medya hesaplarımızdan yayınlamaya karar verdik. Sekiz yıl önce heyecanla çıktığımız Düş Günlüğü Masal, Öykü ve Şiir Yarışması serüvenimizdeki heyecanımız her geçen gün artarak devam ediyor. Çünkü yürüdüğümüz bu anlamlı ve özel yolda sizlerin varlığını her zaman hissettik. Kaleminizden dökülen sözcükleri okurken Turgut UYAR’ı, Cemal SÜREYA’yı, Nazım HİKMET’i, Victor HUGO’yu ve daha nice güzel insanı yâd ettik. Genç yüreklerin kalemindeki esintileri okudukça umudumuz da arttı geleceğe dair. Kâğıtlarınıza yansıyan ruhlarınızla buluştuğumuz edebiyat yarışmamıza 5 ve 6. Sınıflar Masal Dalında 152 eser 7 ve 8.sınıflar Öykü Dalında 57 eser Lise Öykü Dalında 87 eser Lise Şiir Dalında 228 eser olmak üzere toplamda birbirinden değerli 524 eser katıldı. Türkiye’nin dört bir yanından 31 ilden, yazmaya gönül vermiş siz değerli gençlerin kalemlerinden kâğıtlara dökülenler bizleri çok heyecanlandırdı. Değerli seçici kurulumuzla birlikte altını çizdiğimiz güzel edebi sanatları, harika kurguları okurken anladık ki bu topraklarda edebiyatı seven, düşünen ve yazan nesiller yetişiyor. Yazmaktan hiç vazgeçmeyin sevgili gençler çünkü dünyamız siz ve sizin gibi daha nice kültürlü, bilgili, sanatsever nesillerin ellerinde güzelleşecek. Değerli Öğrenciler, Düş Günlüğü Masal, Öykü ve Şiir Yarışmamız bizim için ne kadar özel ise bu yarışmaya katılan sizler de o kadar özelsiniz. Geleneksel hale getirdiğimiz yarışmamıza katılımlarınızın devamını diler, sizleri bu yarışmaya yönlendiren kıymetli Türkçe ve Türk Dili Edebiyatı Öğretmenlerinize çok teşekkür ederim. 9. Ülke Geneli Düş Günlüğünde eskisi gibi sağlıkla bir arada görüşmek dileğiyle, sevgi ve saygılarımla…

Genç Rota Gazetesi 4. Sayı 1 Haziran Pazartesi Öncü Yazar Gülten Dayıoğlu İle Röportaj Çocuk ve gençlik edebiyatının en önemli temsilcilerinden Gülten Dayıoğlu bugünlerde 50. Sanat yılını büyük bir coşkuyla kutluyor. Dile kolay, hem edebiyat camiasında ömrünün elli yılını geçireceksin hem de bu yarım asır içinde zirvede bulunan yazarlar arasındaki tahtını koruyacaksın. Büyük başarı! Ömrünü bir ideal için tahsis etmiş olan Dayıoğlu’nun eşsiz kitapları ile büyümenin ayrıcalığını yaşamak tam üç nesile nasip oldu. Yazdığı 78 kitapla insan, çocuk ve gençlik problemlerini çok yönlü görmemizi sağlayan usta yazar Gülten Dayıoğlu ile keyifli bir röportaj gerçekleştirdik. İstanbul Üniversitesi Hukuk Fakültesi’nde okurken bu eğitime uygun bir meslek yerine edebiyat ile ilgileniyorsunuz. Buna neden olan, sizi bu yola yönlendiren neydi? Ben ilkokul üçüncü sınıfta, yazarlık coşkusunu yaşamaya başladım. O dönem öğretmenim, yazılı anlatım ödevlerime bakarak: Sen doğuştan yeteneklisin. Gelecekte yazar olacağına inanıyorum, demeye başlamıştı. Sonra da beni alıp kütüphaneye götürdü. Görevliye yeteneğimden övünçle söz ederek: bu çocuğun yaşına uygun kitaplarla beslenip şimdiden kültür altyapısı edinmesi gerek, gibi bir ricada bulunmuştu. Ben kendimi bildim bileli yazıyordum. Ne var ki, lise bitince arkadaşlarla Hukuk Fakültesine gitmeye karar verdik. Ama yanlış hesap Bağdat’tan döndü. Sonradan öğretmen oldum ve yazmayı hep sürdürdüm. Eğer yazar olmasaydınız hangi işle meşgul olmak isterdiniz? Öğretmenliği çok seviyorum. Çeşitli türlerde kitaplarınız bulunuyor. Romanlar, öyküler, gezi kitapları, bilim kurgu gibi. Ama sizi daha çok çocuk ve gençlik düzeyine göre hazırlanmış öykü ve romanlar ile tanıyoruz. Çocuk edebiyatına merakınız var mıydı? Öğretmen olunca kalemimi büyük bir istek ve coşkuyla çocuk kesimine adadım. Çünkü sürekli çocukların içinde bulunarak, inanılmaz şekilde besleniyordum. Daha sonra gençlik romanları da yazmaya başladım. Sizi yazmaya özendiren şeyler nedir? Beni yazmaya özendiren, tüm yaşam, doğa, uzay, dağlar denizler, başta insan olmak üzere tüm canlılar, düşler gerçekler vb.

Genç Rota Gazetesi 4. Sayı 1 Haziran Pazartesi Konularınızı nasıl seçiyorsunuz? Konu seçimi tesadüfi mi oluyor ya da hayatta karşılaştığınız bazı olaylardan mı etkilenip yazıyorsunuz? Konu seçimi pek kolay olmuyor. Ama kültür altyapım hazır olduğu için birçok konuyu zihin ve gönül süzgecimden geçirip, sentezleyerek yeni yeni yaratılar elde ediyorum. Bu sürede bazen, pek güvendiğim kültür altyapım yetersiz kalabiliyor. O zaman da uzmanlara danışıyor, yazılı ve görsel kaynakları araştırmaya yöneliyorum. Rastlantı sonucu konu seçmiyorum kısacası. Araştırarak, soruşturarak, düşünce, duygu süzgeçlerimi kullanarak, belleğimin kapılarını yumruklayarak, romanın planını yapıyorum. Sonra yazmaya girişiyorum. Kimsenin okumayacağını bilseniz bile yazar mıydınız? Sanırım böyle bir açmaz durumunda, yazmamayı yeğlerim. İlk kitabınızı çıkartmayı ne zaman ve nasıl düşündünüz? Bunu gerçekleştirmek sizin hayaliniz miydi? Çocuk öykülerimi yayınlatmak için iki yıl, kapı kapı yayınevlerini dolaşmam gerekti. Sonunda başardım. Ondan sonra hep yayıncılar benim kapımı çalmaya başladılar. Kitabınızı yazmaya başlarken kurguyu önceden mi belirlersiniz? Yoksa bütün olay örgüsü siz yazdıkça mı gelişir? Romanı yazmadan kurguyu belirlerim. Hem de kılı kırk yararak. Öteki türlü kendimi güvende hissedemem. Ama bazen, roman ilerledikçe kahramanlarımdan biri ya da birkaçı bana başkaldırabilir. Bazen onlarla uyuşurum. Bazen de bildiğim yoldan şaşmam. İçgüdülerim ve sezgilerim bu aşamada, duruma el koyar. Bir yazar olarak okuduğunuz ve beğendiniz yazarlar kimlerdir? Ben kendimi yazarlığa hazırlarken, yeteneğime önem veren, Türkçe ve edebiyat öğretmenlerimin yönlendirmesiyle, öylesine çok kitap okudum ki! Her çiçekten bal ala ala, yazar Gülten Dayıoğlu’nu oluşturdum. Hala arılar gibi çiçekten çiçeğe konmayı sürdürüyorum. Bazen on sekiz yaşımdayken okuduğum bir kitabın sayfalarına daldığım da oluyor yeniden. Yaşam boyu okuduğum kitapları, karşımda dağ gibi yığılan bir piramit gibi düşünüyorum. Bugüne kadar yazdığım yetmiş sekiz kitap ise o piramidin tepe noktasında açan bir tutam çiçek gibi. En son hangi kitabı okudunuz? Bu günlerde doktorların viritük enfeksiyon diye adlandırdıkları bir hastalık nedeniyle epey hırpalandım. Ancak hastalığım işe de yaradı. Elimde okumak için can attığım epey kitap birikmişti. İçlerinden birini yeni

Genç Rota Gazetesi 4. Sayı 1 Haziran Pazartesi bitirdim. Adnan Binyazar’ın “Ölümün Gölgesi Yok” adlı kitabı, hayatı, insanoğlunu, acısı tatlısıyla ve alabildiğine içtenlikle öyle bir anlatıyor ki! Okumaya doyamadım gitti. İnsanların çoğu ‘hayatımı yazsam roman olur’ der. Sizce herkes kitap yazabilir mi? Yazmak bir yetenek midir? Yazmak için yetenek yeterli değil. Kültür alt yapısı gerekiyor. Özgün duygu, düşünce üretmek gerekiyor. Yeteneğim var diye yazanlar yok değil. O tür kitapları okurken, suyunun derinliği hepi topu bir karış olan bir derede ayaklarınızı serinletir gibi oluyorsunuz. Sığlık pek sıkıcı oluyor. Yazmak isteyen ancak nasıl yazmaya başlaması gerektiğini bilmeyenler için tavsiyeleriniz var mı? Yazar özgürdür. Ona öneride bulunmak özgürlüğünü kısıtlamak olur. Ayrıca öneri ve yardımlarla yazılanlar yazarın özgünlüğünü de yok eder. Ben de bir romana başlarken ilk tümcede epey zorlanıyorum. Sonra her şey yerine oturuyor. Önce içimden geldiği gibi yazıyorum. İlerideki okumalarımda beğenmezsem, yeni tümceler kuruyorum. Yazı akıp gidiyor. Yazma ritüelinizden bahseder misiniz? Örneğin hangi ortamda, hangi materyallerle, hangi müzikle, nasıl bir coğrafyada yazmayı tercih ediyorsunuz? Yazarken tek lüksüm sessizlik. Müzikle yazmaya alışık değilim. Müziği yorgun zihnimi dinlendirmek için, çalışma sonrası dinliyorum. Materyaller esere göre değişir. Bu yıl ellinci sanat yılımı kutlamama karşın hala olmazsa olmazlarımın başında sözlükler gelir. Türk Dil Kurumunun, Ali Püsküllüoğlu’nun, Dil Derneğinin sözlükleri her zaman elimin altındadır. Mekân isimleri için dünya atlasından esinlenirim. Ama yer adlarını olduğu gibi kullanmam. Eğip bükerek esere uygun değişiklikler yaparım. İnsan isimleri için de on kadar isimler sözlüğü var kitaplığımda. O isimlerin de eserdeki tipe, yaşanan döneme ve coğrafyaya uygun olmasına özen gösteririm. Bir gün kurgu olmayan bir şey yazmayı düşünüyor musunuz? Ülke gündemindeki olaylar ile ilgili kaleme almak istedikleriniz oldu mu? 1966-1986 arasında Cumhuriyet ve Milliyet gazetelerinde eğitim öğretim yöntemimizi kıyasıya eleştiren yurt dışı göç sorunlarını irdeleyen makaleler, sohbet yazıları ve röportajlar yazdım. Sonra kalemimi tümüyle çocuk ve gençlik edebiyatına adadım. Gelecek ile ilgili projelerinizden söz eder misiniz? Ellinci yılımda ilginç bir gençlik romanı yazmak istiyordum. Planını yaptım. Ancak, yıl boyunca yurt çapında gerçekleşen ve gerçekleşecek olan, ellinci sanat yılımı kutlama etkinlikleri tarafından, öylesine kuşatıldım ki!…

Genç Rota Gazetesi 4. Sayı 1 Haziran Pazartesi Ayağıma bir de hastalık dolanınca, yazma moduna giremedim. Artık iyileştim. Ama etkinlikler sürüyor. Yazı ipte çekiyorum. Romanımla baş başa kalmayı öylesine özledim ki!.. Programımızda bir yurt dışı gezisi vardı. 2013 için. Onu neredeyse gözden çıkardım. Aklım fikrim romanda… Yazmak sizin için hayat boyu sürecek bir serüven mi yoksa yazmayı bırakmayı düşündüğünüz bir zaman var mı? Yazmak benim yaşam biçimim. Olmazsa olmazım. Yazma aşamasında bazen bezginliğe kapıldığım oluyor. Yazmaya ara verip hayatımı yaşayayım dediğim bile oluyor. Ama birkaç gün geçmeden, bilgisayarın yanından geçerken, onun bana gel gel ettiğini duyumsamaya başlıyorum. Başımı başka yana çevirerek, bu durumu savuşturuyorum. Bazen inatlaşıyoruz bilgisayarla. Sonra içimde öyle bir yazma tutkusu beliriyor ki!. Gülümseyerek bilgisayarı selamlayıp: Ben geldiiim, diyorum ve coşkuyla yeniden yazmaya girişiyorum. Ki bu anların tadına doyulmuyor. Günümüzde gençlerin facebook, twitter gibi sosyal medya sitelerinde çok zaman geçirmesini nasıl değerlendiriyorsunuz? Çağın gereği bir yaşam biçimine kapılmışlar yolları açık olsun. Ama kitap okumayı, aileyle iletişimi, arkadaş toplantılarını göz ardı etmemelerini, kısacası insan içinden kopmamalarını diliyorum. Günümüzün gençliğine üç tavsiye verecek olsanız bunlar ne olurdu? Günümüz gençlerine tavsiyede bulunmak bana göre değil. Çünkü böyle bir eylemi hiç sevmezler. Sadece hayata hazırlanırken, kitaplardaki dünyaları, insanları, olayları, sorunları, hayal kurmayı özgün hedefler edinmeyi, ıskalamamalarını önerebilirim. Ve sevgiyi yaşam boyu ekmeklerine katık etmelerini dilerim.

Genç Rota Gazetesi 4. Sayı 1 Haziran Pazartesi GAZETECİLİK VE DERGİCİLİK KULÜBÜ 1. Bade KANDEMİR 2. Ceren TİRYAKİ 3. Yiğit Ali ARSLAN 4. Gaye ÇEÇEN 5. Nil ÇELİKTUĞ 6. Naz ÇETİNKAYA 7. Bilge CANSIN 8. Begüm Su İÇKAVAK 9. Sude ÇETİNKAYA 10. Fatma Sena ŞİMŞEK


Like this book? You can publish your book online for free in a few minutes!
Create your own flipbook