Important Announcement
PubHTML5 Scheduled Server Maintenance on (GMT) Sunday, June 26th, 2:00 am - 8:00 am.
PubHTML5 site will be inoperative during the times indicated!

Home Explore 1. siniflar ilk Hikayem Kitabi 2020

1. siniflar ilk Hikayem Kitabi 2020

Published by volkani, 2020-06-18 08:06:03

Description: 1. siniflar ilk Hikayem Kitabi 2020

Search

Read the Text Version

Kültür2000 Koleji İlkokulu 2019 - 2020 Eğitim - Öğretim Yılı 1. Sınıf Öğrencilerinin Hikayeleri İLK HİKAYEM



19/06/2020 Değerli velilerimiz, Hepimizin bildiği gibi yazma becerisi okulun ilk yılında kazanılması gereken temel becerilerden biridir. Bu beceri- nin kazanılmasının çocuklarımızın duy- gularını ve düşüncelerini diğer insanlara iletebilmeleri ve iletişim kurabilmeleri açısından da büyük bir önemi vardır. Elinize aldığınız “İlk Hikâyem” kita- bı, minicik kalplerden çıkan duygularla süslenmiş bir şaheserdir. Bu kitaptaki hikâyeler öğrencilerimizin hayallerini kaleme döküp resimledikleri özel bir çalışmadır. Biz büyükleri de okurken farklı diyarlara götürecek, içinde sev- gi, dostluk macera olan birçok hikâye… Kim bilir belki de bazı öğrencilerimiz ileride iyi bir yazar olma yolunda ilk tecrübesini bu çalışma ile kazanmıştır. Bu kitabın, çocuklarımıza geniş ufuklar açmasında bir başlangıç olacağına ina- nıyor, siz değerli velilerimize ve öğren- cilerimize keyifli okumalar diliyoruz. Saygılarımla. Çiğdem KAYA K2000 Koleji İlkokul-Ortaokul Müdürü

1-A Sınıfı Sınıf Öğretmeni Selin YÜCE Abdül Khalid Khairkwa - Ahmad Osman Ceyhun - Alara Tanem Özakalın - Aybars Kaan Ortaeri-Ayşenaz Şen - Demir Yaylalı - Deniz Yıldırımer - Doruk Aktaş - Ece Duru Kılıç - Ediz Bilişik - Esila Selçuk - İpek Yiğit - Kadir İlhanlı - Lara Ayral - Osman Akgün - Rüzgar Torun - Sude Rabia Miraç - Yalçın Mert Özuluğ - Zeynep Mayra Okay

Abdül Khalid KHAİRKWA KONSER Evvel zaman içinde iki iyi arkadaş varmış. Bu arkadaşlar çok iyi insanlarmış. Herkese yardım ederler ve iyilik yaparlarmış. Bu arka- daşların birincisinin adı Esma ikincisi de Zeynep’miş. Aradan 5 ay geçmiş ve Zeynep’in doğum günü gelmiş. Arkadaşı Esma da ona sürpriz bir parti yapmış ve ona müthiş bir hediye almış. Hediyesi de tabi Zeynep’ in en çok sevdiği ünlü HADİSE’ymiş. O yüzden arkadaşı Esma ona Hadise’nin konserine bilet almış. Bir hafta sonra konsere giderler. Konser 2-3 saat sürer sonra eve giderler. Yorgun bir halde yatağına koşarlar. Sabah uyandıklarında okula gideceklerdir ama ödevlerini yapmayı unutmuşlardı. Okulda öğretmenlerine söylediler öğretmenleri onları bu seferlik affetti. 3

Ahmad Osman CEYHUN HARRY POTTER 3 Bir sabah Harry okula gitmek için hazırlanıyordu arkadaşlarıyla beraber. Sonra kapıda bir ses geldi ve diyordu ki “Açın kapıyı ben geldim” diye ama Harry ve arkadaşları misafir beklemiyordu. Harry kapıyı açtı ve kapıda Voldemort geldi, Harry’i okula götürmek isti- yordu. Harry’nin teyzesi onu tanıyordu o yüzden onunla beraber okula gittiler ve okula gidince onun öğretmeni olduğunu fark etti Harry çok mutlu olmuştu çünkü yolda Voldemortla çok iyi arkadaş olmuşlardı. Harry ve arkadaşları tüm sene boyunca Voldemort’un dersine girdiler beraber yemek yediler ve eğlendiler . 4

Alara Tanem ÖZAKALIN MARMARİS YOLU… Sabah erkenden uyandım, elimi yüzümü yıkadım kıyafetlerimi gi- yip okuluma gittim. Okul bittikten sonra eve döndüm. Eve gelince hızlıca valizlerimizi hazırladık. Akşam babam eve geldi, valizlerimizi arabaya yerleştirdi. Akşam geç saatlerde saat gece 12 gibi araba- ya binip yola çıktık. Gece boyunca arabayla gittik. Benzin biticekti, babam benzinciden benzini doldurdu. Annem ve ben de benzin dolarken benzincinin marketine girdik canımızın istediği birçok şeyi aldık. Benzin dolduktan sonra hep birlikte tekrar yola koyulduk. Yol boyunca varmamızı beklerken sabırsızlanıyordum. Zaman geç- tikte benim ve annemin uykusu geldi ve uyuya kaldık. Gözlerimi açtığımda güneşin doğduğunu ve Marmaris’i görünce çok mutlu oldum. Marmaris demek benim için dondurma, deniz ve bolca oyun demekti. 5

Aybars Kaan ORTAERİ ARMAN VE KUZUSU Yaz tatilini dedesinin yanında geçirecek olan Arman , çok heye- canlı ve mutluydu. Dedesi, ona geldiğinde bir sürprizin beklediğini söylemişti. Sürprizin ne olduğunu çok merak eden Arman, bir an önce çiftliğe gitmek istiyordu. Ve o gün gelmişti. Arman dedesine ve babaannesine kavuşmuş- tu. Heyecanla dedesine “dedeciğim sürprizin nedir?” diye sordu. Dedesi onu bahçeye çıkardı ve beklemesini söyledi. Sonra yanına minicik bembeyaz bir kuzuyla geldi. Arman o kadar çok sevinmişti ki sevinçle kuzuya sarıldı. Günlerini minik kuzusuyla geçiriyordu. Birbirlerine öğle alıştılar ki, Arman nereye gitse kuzusu peşinden gidiyordu. Biberonla sütünü içiriyor, kendi şampuanı ile yıkıyordu. Hatta flüt sesine bile alıştırmıştı kuzusunu. Arman flüt çaldığında kuzusu peşinden gidiyordu. Günleri böyle geçti ve veda zamanı geldiğinde Arman biraz üzgündü. Kuzusunun kulağına seneye tek- rar geleceğini söyleyip dedesine emanet etti. 6

Ayşenaz ŞEN CUMHURİYET Atatürk 1923’te bir şeye karar verdi o da cumhuriyetti.Sonunda Atatürk cumhuriyeti kurdu, ve eve geldiğinde annesi Zübeyde Hanım’dan hep kuru fasülye isterdi . Neden ? Çünkü en sevdiği yemek kuru fasülye, pilavdı. Sonunda Atatürk Bandırma Vapuruyla 1919’da Samsun’a gitti. En sonunda babası Ali Rıza Bey öldü.Aylar geçer annesi Zübeyde Hanım ve kız kardeşi Makbule Hanımda ölür ama Atatürk yaşar.Sonunda aylar geçer ve Atatürk 1938’de hayata gözlerini yumar, Atatürk’te ölür. 7

Demir YAYLALI MİNİK KEDİ BONCUK mBiragyüanbaBşolanmcuışk. Akırrmkaızdıaşbı irKöypuemk aBkombublommuşy.anSoınnarageylmumiş,akBlaonocuynk’aa-; -Yumakla oynayalım mı? diye sormuş. - Hayır bu benim yumağım demiş Boncuk. cYuaknlFaarırnea YguemleynumFa’ardeaYumyum’da yumakla oynamak istemiş. Bon- -Hayır bu benim yumağım oynayamazsın demiş. Sbmlaaaroraknşıannlradıaanma; şıBşsla.ıokrınBcıcıirubaoakzlhdbçuoeağydhnueçaneduyoıekytfnaaçunrıykkmosroealntaymrraamiş.kıcşaa.SrnoaBınrorsnaıvkcıelumrokmy’tışuaişn.vyeuBomytaenhakaçkyelbaayaenşoınyçaaınrkatkıoağmydınnaadayşaa-- -FmsoSaınişrzlreianarlY.eouÇybmuiornyklucikammtekluaoBtrlyouınnnıacoyaulaarkbnkaiilldieBramoşonliyyacnirumaıkymla?yaaydppıiatyıykğelaıabsşhoumarlmtaaeyuytamış.akişKanrölvaapemrekbıvşieBrrlvoimekmteişbb.uoomnydnaavne- 8

Deniz YILDIRIMER BASKETBOLCU ÇOCUK Bir tane çocuk varmış. Basketbolu çok severmiş. Adı da Micheal Jordan’mış. Basketbol takımında en hızlı o oynarmış. Basket oyna- yınca boyu uzamış. Dev gibi bir adam olmuş. Çok başarılı olup büyük paralar kazanmış. Ben de büyüyünce onun gibi başarılı olacağım. Basketbol güzel bir spordur… 9

Doruk AKTAŞ UZAY MERAKI yObaarirnarisuıbşinrtaı,irladkorıa.ıynzuİkaı niscoeaaçlrdkmaubioşadtdsi.iaıynsOeıı,nnçdsolaaakkraahtceızılkkeltıgabbonailraşçırnşoıenakkdiulaodznyeauğyçnoaalrlofapyırrışnltayuırtaytdpoıı.trvıdAevurey.aüabEkrasnaleabkrsaeısnlaveddrsalıinğen:iı uo-Olzaanoyo hmueazrsaayşlaelayrikıaçedonakrssefevırvdleaiğrddiıi.şaeUyrlazebarady!i. çdiziygei bfialmğılredrıi., Ouznauyr ouyzuanyclaaklilagriıl,i AoAaTybyaünikansnllratmınenrüereoadtksnatüeoiinnoğbnğtleuiüsau:tınintrnçamlaüikandtırnşıağtdçeııogüakekşovanlüeldysdnnaikuedıvnbvsğüaiaeıu.şzknoıakHaudefdeaanfıroysmddtıaniaonlyaağeigrryrliataeraasfdnsktliiiyart.miüoröEnshrğiüloeygirnmamtöedhnseeoettymnlıeae.ribrvşmUaiebtriki.azşştyatGihlaı.yaladbdedyıaOaçzı.akelyaloAnurmlleydentıuernptdyiğa.oveüuryeBlznnıyibeusavoraikarirbnhlkrdeaedadtusnee-ı..ı -Anne uzaycılık oynuyorum, dedi. kÇ‘Sy’Uaaoodmznkaaraşyasyleaıçzkvroa,iınmkpçdıogi.vküçaaHzyrleeadlmv,ı aaoe,şmnnaolaarlakurnbalraenddnaeuocsşyieldnanedrduğıeüyinloonnrymiuzuaiimnd?da’ıadvşhaeliydareıeıdgğvsaüeloezrnosedyielyunvo.aianrnAmuçnnlzaee,nyeauddszıeişçağaoayirlnğdıyamıaraıiyg?oçoüyırkAlnddtaırüu.--.. 10

Ece Duru KILIÇ GEZGİN‘İN KANATLARI Günlerden bir gün Aslı ile kardeşi Ali koşarak annesinin yanına gittiler. Annesi mutfakta çilekli kek yapıyordu. Ali heyecanla ablası ile parka git- mek için annesinden izin istedi. Annesi Ali’ye parka gidebileceklerini ancak en geç saat altıda evde olmaları gerektiğini söyledi. ‘’Sakın geç kalmayın, sizi merak ederim.’ dedi. Ali, ‘’Teşekkür ederiz annecim.’ diyerek ablasının elini tuttu. Sonra Aslı ve Ali parka gittiler. Parkta salıncakta sallandılar ve kaydıraktan kaydılar. Ali parkta koşarken rengarenk kanatları olan bir kelebek gördü. Ali kelebeği o kadar çok sevdi ki arkasından koşuyordu. ‘’Abla yanıma gelir misin? Çok güzel bir kelebek gördüm ona isim verebilir miyim?’ dedi. Ablası, ‘’Canım kardeşim geldim. Ne kadar da güzel kanatları var. Tabi ki dilediğin ismi verebilirsin.’ dedi. Ali çok mutlu olmuştu. Biraz düşünmek istedi. Kelebeklerin uçarak dünyayı gezdiklerini düşünmüştü. Ali haykırarak, ‘’Abla buldum, kelebeğin ismi Gezgin olsun.’ dedi. Ablası bulduğu ismin çok güzel olduğunu ama artık eve gitmeleri gerektiğini söyledi. Ali çok üzülmüştü. Çünkü Gezgin’den ayrılmak istemiyordu. Ablası,’ Annem saat altıda evde olmamızı istemişti. Vaktinde evde olmazsak annem bizi çok merak eder. Şimdi Gezgin’den ayrılarak eve gitmeliyiz.’ dedi. Ali Gezgin ile vedalaşarak, “’Tamam ablacım. Annemi üzmeyelim.’ dedi. Eve döndüklerinde mutfaktan mis gibi çilekli kek kokusu geliyordu. Hep birlikte sohbet ederek, çilekli kek yediler. 11

Ediz BİLİŞİK ÇINAR VE BİSİKLETİ Çınar 7 yaşına gelmişti. Artık ilkokula başlayacaktı. Okul kayıtları başlayinca kay- dini yaptirdi. Annesi ve babası Çınar’ı kayıt günunde yalniz bırakmamışlardı. Çınar çok heyecanlı ve mutluydu. Çünkü artık okula gidecekti. Eylül ayı gelmiş ve okullar açılmıştı. Çınar, okulu evine yakın olduğu için okula bi- sikletiyle gidebiliyordu. Bu durumdan çok memnundu. Bisikletini çok seviyordu. Bü- tün yaz bisikletini sürmüs ve okullar acilmasina ragmen bisikletinden ayrılmamıştı. Çınar okulda Esra ile iyi anlaşıyordu. Arada sırada bisikletini Esra ile paylaşıyordu. Bisikletini arkadaşıyla paylastığı için öğretmeni de Çınar’ı cok takdir etmişti. 12

Esila SELÇUK ERSİN VE ANNESİ Bir varmış bir yokmuş evvel zaman içinde kalbur saman içinde yedi yaşın- da bir çocuk varmış. Çocuğun adı Ersin’miş. Ersin çok akıllı bir çocukmuş. Bir gün Ersin dışarıda futbol oynamak için annesinden izin istemiş ve top almak için annesinden para alıp bakkalın yolunu tutmuş. Topu aldıktan sonra eve dönerken Ali ve Mehmet’i çağırmış Üç arkadaş futbol oyna- maya başlamışlar. Zamanın nasıl geçtiğinin farkına varamamışlar, ama hava çoktan kararmış Ersin eve geç kalmış. Hemen koşarak eve gitmiş. Annesini merakta bırakan Ersin annesinden özür dilemiş. Bir daha geç kalmamak için söz vermiş. 13

İpek YİĞİT ÇALIŞKAN AİLE TATİLDE Çalışkan aile yine işbaşında. Babasının adı Picasso, annesinin adı Pamuk kendisinin adı Pati’dir. Onlar bir kedi ailesidir. Bir gün Pati’nin aklına bir fikir geldi. Annesine ve babasına fikrini söylemeye karar verdi. “Dominik’e tatile gitsek mi?” dedi. Annesi ve babası bu fikri beğendiler ve kabul etti- ler. Havalimanına gidip ilk uçağa bindiler. Dominik’e ulaştıklarında Pati çok heyecanlandı. Annesi ve babası Pati’ye sürpriz yapıp parkurların bulundu- ğu Survivor çekimlerine götürdüler. Pati heyecanla “Burası Survivorrrr!” dedi. Pati televizyonda gördüğü parkurları gerçek görmüştü hayretle “Çok güzelll!” dedi. Bir süre çekimleri izledikten sonra kalacakları otele gittiler. Babası vakit kaybetmeden ressam olduğu için resim yapmaya başladı. Annesi kalacakları odanın temizliğini beğenmeyip hemen temizlik yapmaya başladı. Oysaki Pati heyecanla oteli ve kalacakları odayı gezip burayı çok güzel bulmuştu. Kaldıkları ilk gece Pati çok güzel bir rüya gördü. Rüyanın etkisiyle Pati sabah çok enerji dolu kalkmıştı. Annesi ve babası Pati’nin bu enerji dolu hareketlerine çok şaşırmışlardı. Annesi “Pati neden bu kadar enerji dolusun?” dedi. Pati ise “Çok güzel bir rüya gördüm.” Diyerek anlatmaya başladı.Bulutların üstündeydim.Uçuyordum.Oyun yapıyorlardı bulutlar.Sonra yağmur damlaları beni aşağı indirdi. Orada bir sürü hayvan gördüm. Aslanlar, zürafalar, ayılar ve pandalar. Onlar konuşa- biliyorlar. Çok eğlendik. Dominik harika bir yerdi.Doğanın ne kadar güzel olduğunu düşündüm dedi.Bir daha İstanbul’a dönmediler ve artık doğayla iç içe yaşamaya karar verdiler. 14

Kadir İLHANLI KAPLUMBAĞA ARKADAŞLIĞI Kaplumbağanın adı Tospik’ti. Tospik arkadaşlarıyla geziyordu. Ar- kadaşı tavşan ve sincaptı. Hep birlikte bahçede oynuyorlardı. Sonra sincap ağaçta ağlıyordu. Çünkü canı havuç istiyordu. aTğalvaşdaınğınsıingcöarbüancheaovuncauhvaevrumç evmerişdtii.. Tavşan da arkadaşı sincabın İkisi beraber yediler. Ondan sonra beraber oynamaya devam etti- ler. Tospik, tavşan ve sincap beraber Saklambaç oynadılar. Tospik 10’a kadar saydı herkes saklandı. Son- ra Tospik onları buldu. Onlar birbirini Çok seviyorlardı. Çok iyi arkadaşlardı. 15

Lara AYRAL ZEKİ KÖPEK Bir gün Zeki Köpek çiftliğe gitmiş. Çiftlikte babasının erken gelece- ğini biliyormuş. Çünkü babası ona işten geç geleceğim demiş. Ama Zeki Köpek babasının erken geleceğini biliyormuş. O da babasına bir sürpriz yapmaya karar vermiş. Annesiyle bera- ber pasta yapmışlar. Akşam babası eve gelince pastayı görmüş ve çok sevinmiş. Hep beraber pastayı yemişler. 16

Osman AKGÜN 2020 KORONA VİRÜS 16 Mart 2020 korona virüsü başladı. İnsanların birçoğu hastalandı bazıları vefat etti. Zaten her yüzyılda böyle salgınlar oluyormuş. Okullar kapandı. Dışarıya çıkma yasağı başladı. Bu virüsün tek iyi yönü ailemizle daha fazla vakit geçirdik. Her şeyin değerini daha iyi anladık. 17

Rüzgar TORUN UZAYLILAR DÜNYAYI GEZİYOR Tortor ve Mırmır iki şirin uzaylıdır. Tortor uzun antenli ve büyük gözlüdür. Mırmır ise kare başlı ve ayakları palet şeklindedir. İkisi çok iyi arkadaştır. Her gün birlikte uzayda uçarak çeşitli oyunlar oynarlar. Gezegenleri çok merak ederler. Üzerinde mavi rengin çok fazla olduğu ” Dünya “ gezegenine gitmek en büyük hayal- leridir. Bir gün Dünya gezegenine gitmeye karar verirler ve çok heye- canlıdırlar. Hazırlıklarını tamamlayıp uzay gemilerine binerek yola çıkarlar. Uzay gemisi denizin üstüne iner. Gemiden çıkıp suyu görünce çok şaşırırlar. Hemen ona dokunmak isterler. Önce Tortor korkarak elini uzatır. Su çok hoşuna gider. Ayaklarını da içine sokar. Arkadaşı Mırmır’ı çağırır. Mırmır da suyu çok sever. Çünkü ayakları palet şeklinde olduğu için Mırmır denizde kolay- ca yüzebilir.Sonra da Tortor’a da yüzmeyi öğretir.Birbirilerine su atarlar,çok eğlenirler.Yanlarından geçen balıklarla tanışıp arkadaş olurlar.Dünya gezegenini çok seven Tortor ile Mırmır sık sık bu gezegene gelip denize girmeye karar verirler.Dünya da daha çok keşfedilecek yerler olduğunu artık biliyorlardır. 18

Sude Rabia MİRAÇ ÖZLENEN GÜNLER Hayatımız çok güzel gidiyordu ve aniden bi virüs ortaya çıktı. Hepimiz evlere kapandık Hasta sayısı arttı okulumuz tatil oldu. Okulumu çok özledim. Öğretmenimi çok özledim. Arkadaşlarımı çok özledim. Dışa- rıda gezmeyi özledim. Evde eğitime alışmaya çalıştım ama bu benim için çok zordu. Herşeyin değerini anladım. 19

Yalçın Mert ÖZULUĞ BADEM ve FISTIK’ IN HİKÂYESİ vvbyçBiiyçkıaeoaeiakinrkşkmdamdamaleeareyrmmuıktkaşıaşbkni.şdivivçrlöeaeeHialnizşrkdago,Ftareubrüıeçmsağurüktydırleıknanuaoatkşsnlşaüımiaymdzçdoyouuııdanrşkbkşallkdlilaarakahsarraırrakm.şıb.ınilekıKııgsAyikşıai.oenklmkvdacrauKaelevaaranyasurvmonbabmayzüokueinşulıztmşao.üun.onzniSnnşuSmailçnoaagbıiişnçrraüliiuhaknçhnaiinirdçnçddieodnsvaaraleeuşacdypakhseeövaanactayvehdeltrlaareeemlnndccryieemoıeaşdyğzt.ıeıiaeuşiyklKğlrdimnoasıiarrilrimamlmşi.vaçy,aierııdşGznrçrm.ıınmüiüsNıgrlnişnanıeeş.eklnd,nleürmGdekreblnıcdeğüiai,çeesışneniçykunrlıdkasekfiiadeaamrvbehd,kaaaeeiçeynblkçnbtvıloioıeridrkzbbmseukaaikraainşşaukzvalötregarpiurçüonöme.yiknnyoğesılşzdimiejlyubeeacliunnneerş sdsaaViıuğflreakazrecmıdslnaeaodnumnaşbuiaşünb.vrydaeküİaaşdktdeaeaambydşaitrllaaekakmmkraaubrzeiıogaşsveıadknlaedagonnarnidtamladabuıerişraççkamırlgşdiıçyueıoinanyşğ.leraçgurırekkalhoaibpıldzdillamuaıcşğyalişaaulrkeunkrçua.aabyrAıfasaaımkkrkkgaagibyeeiıolpdtmm,adinşidşaıvşyevaneerreBıye?aaadydAaeçüdmkıkşkamma’imbıükşıas.şbılpneİişırvırte.eçraıTmkbnaaudirşma.ıpsKaydayyoareelgddraaoee çgsdBFuoüöıaskyrşdtaıeüekknvmodehrü’riFkimçaşıkbsüraitişarrıçk.mkırşüçaoeonşrFy.kaısdktyşaaıkaarnpşgıdarakmemonşiıasşaized.rdaaHetnkaamykçöarıryeçpdltmeılenecınışerizkdveidenennoniküzekaeznokecadrbaliisıanmpinkd,aaiernknskaaerhgbngiielradçdyeeeıbrnakbiegzluınlekelms,minouginişaş.u.gkaHaFybsıasbıinytreıaıkdtaaiıpnbnçdumdcaauışypialykvşueadktnieuyBızevlaaedndrsemdeunmayiişnaz’.i dFtekekoaavseıspkçivnntimlaıiakezkn’dıaşoııkldvkzaıalyöyuarınuns.nroıtmınazidünçolSaaişynork.ubndıinaerAmblcaıdakaye,alkağBılğmşseaaıaurrdmsyıgebeaöımdaşrblaldmaıüğürvüyıy.eşüşaetknneFmvmlıeasBütrizıaşhıknldeevaermeekmseeakç’ninilomdkkoaBıeşglvlataüaabdrnzsier.ıeonmlzVımlolaeçkivşırmke.ıabnaKriarFdaıplıaivskbattbaıeynkakuomlgthızğuuüıeşıvmnzleayereralimç,nkianoibşlyeba.iuramgİnşliıtdılrğşeaem.ınrnBenddoaieçöyeliınnnnkglaedaöenyertanbrsraüairadfçnlktiaıklkaemtınpoer 20

Zeynep Mayra OKAY HAYVANLAR Bir varmış bir yokmuş. Bir gün öğretmeni Ayşeleri kampa götürmüş. Kampa gelmişler. Herkes çadırlarını kuruyormuş. Çadırlarını kurma- ları bitmiş. Sonra öğretmenleri onları gezdirmiş. Ayşe sola dönmesi gerekirken sağa dönmüş. Arkasına baktığında arkadaşları yokmuş. Ayşe hüngür hüngür ağlamaya başlamış. Ağlarken yanına fil gelmiş güm güm. Ayşe korkmuş kenara çekilmiş. “Sende kimsin” demiş. Fil “ Ben bir filim.” Demiş. Fil onu sırtına almış arkadaşlarının ve öğret- meninin yanına götürmüş. Bu hikayede burada bitmiş. 21

1-BA Sınıfı Sınıf Öğretmeni Aslıhan YILDIZ Poyraz Öz, Aren Kılavuz , Armin Deniz Alayı, Muhammed Mustafa Nas, Baran Yusuf Koyuncu, Deniz Aktaş, Adela Mira Yeşil, Neslihan Tekin, Deniz Demir, Abdullah Burak Alpaydın, Can Altunufağı, Khadija Khairkhawa, Artin Hasanzade, Doğa Ülgülü, Selçuk Can Özen, Nur Yağmur Çetinkaya, Tan Kaya, Rüzgar Yıldırımer, Selin Atasoy, Baray Kaygısız, Masal Zeynep Özgönül, 22 Beren Erceylan, Kuzey Asil

Abdullah Burak ALPAYDIN LABORATUVAR Koronavirüs herkesi hasta etmeye başlamıştı. Ali ve Ahmet iyileş- tiren iksiri bulmak için laboratuvarda çalıştılar. Gecelerini gündüz- lerine katıp araştırma yaptılar. Bir gün iyileştiren iksiri buldular. Bunu bulduklarına çok sevindiler. İnsanlara dağıtmaya başladılar. Herkes iyileşmeye başladı. Ali ve Ahmet çok mutlu oldular. 23

Adela Mira YEŞİL YENİ YÜZÜK Minik poni Mila vereceği pijama partisi için çok heyecanlıydı. Zil çalıp diğer üç poni Bella, Clara , Lara gelince onları hemen odasına götürdü. Mila yeni yüzüğünü arkadaşlarına gösterdikten sonra parti için hazırlanan çikolatalı kremlerden yediler , korku hikayeleri anlatıp yastık savaşları yaptılar. Sonunda tüm ponilerin uykusu gelmişti. Mila yüzüğünün olmadığını farketti. Arkadaşlarını yüzüğünü al- makla suçladı. Bella, Clara ve Lara ne yapacaklarını şaşırdılar. Poniler bir yandan etrafı arıyor, bir yandan ağlıyorlardı. Aniden Mila yastıklardan birinin yanından parlayan yüzüğünü gör- dü. Çok utanmıştı ve hemen arkadaşlarından özür diledi. 24

Aren KILAVUZ DİNOZORLAR DİYARI Merhaba ben Mert, geçen hafta öğretmenimiz Dünya Çevre Sorunları ve Yok Olan Hay- vanlar ile ilgili bir yazı yazmamızı istemişti. Ödevimi hazırlamak için masamda çalışıyordum. Bana yardımcı olacak kitaplarımı almak için dolabımı açtım, kıyafetlerimin ve kitaplarımın arkasında büyük, karanlık bir boşluk gördüm. Soğuk bir hava dalgası sanki beni bu boşluğa doğru çekiyordu. Oraya doğru merakla eğilip baktım ve bir anda ayağım kaydı ve bu boş- luktan açılan portalın içinde kayboldum. Gözlerimi açtığımda kocaman, uzun yapraklı, çok yüksek ağaçların, daha önce hiç görmediğim yemyeşil bitkilerin olduğu, hayvan seslerinin yankılandığı bir ormanda olduğumu anladım. Kafamı kaldırdığımda yukarıda geniş kanatlı peterodaktiller uçuyordu, işte o zaman nerede olduğumu anladım. Burası dinozorlar za- manıydı. Portal beni zaman tünelinde dinozorlar diyarına getirmişti, çok şaşırmıştım. Acaba hangi dinozorlarla karşılaşacaktım? Ormanın içlerine doğru yürüdüm Sonra bir ses duydum. Uzaktan saklanarak izledim. Biraz uzağımda bir Triseratops vardı. Biraz daha ilerlediğimde ise yemek yiyen iki dinozor, Irex ve Spinosaurus’u gördüm. Daha önce kitaplarda gördüğüm dinozorların tümü neredeyse burada karşımdaydı. Iguanadon, Stegosaurus ve Sarcachius, Brachisaurus ve Dimetrodon gibi bir sürü dinozor türü gördüm. Hava artık kararmaya başlamıştı ve ben evimi çok özlemiştim. Eve gidebilmem için o portalı tekrar bulmam gerekiyordu. Yürümeye devam ederken karanlığın içinde parlak bir ışık gör- düm ve ona doğru yürüdüm. Bu geldiğim portaldı. Hemen içine girip evime döndüm. Evime gelir gelmez hemen ailemin yanına koştum ve bu olanları heyecanla onlara anlattım, onlar da duyduklarına çok şaşırdılar. 25

Armin Deniz ALAYI KÖPEĞİM VE BEN evogÇhKgoGKadlübvsgkibadçbvkgaseeöoaeeedlnreuenaloiööiaaaztddnmdoeveypklnğeüğrznlppılrıeenmmıkaçaedrbhşoeürğüniirlutatrlmetsnmrduğainaaauyımumıiişksemnımşşymanimnnmlyoteieinnünttaylauçdeşva’’riinvkka.ueummoş.oeılaas,,soimcntnoırtoğkaeçhnBYüeşö,lkdıoöndnyobuednnszabslaomKğgeasyuzeaniaarkauılçearaynm.röeannuevsmrao,asrbvnvevrpeıdlıusğOıbenşkmkeavlatimsaa.etakmiuuyttiemçdenaşkranvşliraoygmğosoenıeufaHnaligmçank.eueamrikkeşyiiulnystp’aseubevrüukznlıoKeadimşlucdtçıdlvammzsabaii.nvaaateiayeçoeeir.iamtgğenğkudpşiayKgTkvtnGçismiiDiıouıktrlşmmoşneaamğ.maaidaosaaıuhryülnlpirüıarmeemneSeaiyayndbuapokklaptmnnvgayoısoheaeinavrşurpialdoıbeişAböntuvenkemknanmeyrrtaeneeeaerirmstmi’ebvl,mnkbndatçaenaleiveymdlleaşhfglaaacoüeiakrvsakaaaaamodeeaıkamyşnbe’mçrrnlskmleılkğslagatygıkai,kaeasanmkdlöbteet,liieybkieeiyamvalmteeddıadypvılknkıtonrihmırparKıyemmeeiaemıaKoyiltaşgşokrbaubğbçeıokBntaagmkeösktoirm.ytyapeırmiriırt.köeapmydpmaıöpdyaaakinbtdaByneaytetubaeuçn1kyaiiaauyüolaurnyağynlmn,geaoımaanrb.nkrançisı’bdeymesdümşaaaakeoohnvlAkoneriıddttvuaal.ryşrenlkolıieeeaynaaemğkaauamlokkkgvvemkanaşrimleıcşbreWatkmedOımadkaaysgmmtkaidbbüleğlleideaekeeıimiraikıiumehiartçytzlidravedmbn,kdaeanaüymoidmaasisıgeçviçığdbranirkiıa.kdkhybvoneing,igkeuieıten,baymdeçyakeamıöiByrykamsihteoihıaçnymKKlet,omeysekiamhkiügizvaynyoavryalaibnsastaıaaeçiroekçiKmilğtpKpitiümiisyuormnkbumtmaarngpAelttatroaskadanilayayöliaevleeopilıitPirrsmçşudobşainnrmşüksdndetkTttiikrıieakk.nkl’alioı.yaimievounoimkkidkeaAumşşlnlgıydmğkirAimAdnükultodcçNi.’eagiakieaanhnumaaknmıeenntz.ksdeşmnEöle!etauğrğbnumönnıaldıah.zpıpğlOsesumeıynbeeimivaı3eıme.nıolÇllkdnşadmdmnuloevbyğotriabKüdkiaidkeımoyüvyaedişltvkimenaaşsekaaanerupynnedaaüiriiopniydmnşna.aaaaykeyalnyattamtımüraeoykgokdaaipbeOueümvltsoarnleoılannKeıalrda.neyiikbmyncazonslmö,rşunaruvoacaaıtiuşat.BusrpnkepuKeearKdğıilvğavarraeatertddmtbaşğrıuaHıaıütyitmnakçlympn.nhiuuiıpıeepmnearkkemodnanyimemttrBtsmrgkel’asaeeamki.bndkkeignöeınd.mnçöpdvştnöıiseoıny;vgBtöaedeitzkept’ıenEpünğıomddıanrümremuaervıebrbvrirrüeaedKnmıbldğetkedrdseiuübdbfnşaeyaıiiçykaenürığıyhıtbünscrrkaeeğpegiimaabiümsikmiuaeeagtndmkşıtöçrkmöümemmiahbakigaçıapotrd.pssniıdnıudaiçaipündgKmkkılçüeeneroeuılg’lnOübnöcğarnğşımkikmkışmtrönyıekriyKtkaöpıniretnmeKuümeard,saoseıpçatesşağtmuandaamapürkmmaeektpsdborırüpdidnamıokkokh.utkliadeatmeukaiilmçç’keliççteaanatddpüayvavvcoonOlmtiialrıunnnnnaaaaeeeeeee-yrkkkş’.ıi 26

Artin HASANZADE ARTİN VE UZAY Artin uzaya gitmiş. Sonra bir uzaylıyla karşılaşmış. O gezegenin uzaylıları Artin’i kral olarak seçmişler. Artin kralı çok sevmişler. Artin kral bir proje ile ilgili çalışıyormuş. İsmi geleceğin bilgisayarıymış. Artin uzaylıları geziye çıkarmış. Belli ki Artin çok iyi bir kraldı. Artin oraya yeni bir düzen getirdi. Bilgisayar okulları açtı ve okul sonrası her gün parti verdi. 27

Baran Yusuf KOYUNCU ANNEANNEM VE YAVRU KEDİLER sAhgsBeiöananvrzrdneüıaerrennldaakcin.maeonlOmıkeşçutoskaıli.ukuklBuBmiaçatiuarntraattailtnliunizl’iansoooüllldrdiuosuputrnğer.uiduoznill.emzrAçaainonzmiknavheensseeilmyavelreenecnebsağeiarnvilnnidknesitğeüeaisnriaptnnanreetinzslıielkneoaodrşnleaunnpveeksaşainelnymkenieyaeregypaciıtanetirknlçleeeeoyr-rk.i Anneannesi: -nBecaerkasnin,gedledşii.mdi sana bahçede ne var onu gösteriyim, çok sevi- ukByçBçSeooaoniardrknnurlbiiıalrktneahmatnaredeaaydBbvdgneieraıaci.deharaikaannçnnenlcngayen’ıeinnedediskBpçıiernaaıkddokertilınaıy.ılnaelnhaaİr’kearv.irıeBbrbysgiadeairrühviv.mnrçfAdueiekanbkidhrnikruaeiesvdgtkaeikheadrelipıvçddineii.aınsmçmuaoAi,dynarniabnbbnvaaeiinlrenysadaiınmekneaBnaiçpgadektöreisı.aridmvndnieBiaün’aiamzkyrilaneaahbvrnaarivk,zkueoBıılyrryayaomlmaarrrıdveadnardınuığyuni’..ııı 28

Baray KAYGISIZ KAYIP BİSİKLET Ali ve babası beraber ormana gitmeye karar verdiler. Ali bisikletini de alarak babasıyla ormana doğru yürümeye başladı. Ali yol boyunca bisikletiyle giderken, babası yürüyerek gidiyordu. Uzunca bir süre gittikten sonra karşılarına bir çınar ağacı çıktı. Ali dinlemek için bisikletini ağacın yanına bıraktı. Babası ile dinlenmek için ağacın altına oturdular. Babası Ali’ye hikayeler ve fıkralar anlattı. Zaman hızla akıp gitti birdenbire ak- şam oluverdi eve gitmek için hemen kalkıp eve doğru koşmaya başladılar. Eve geldiklerinde annesi Ali’ye “Oğlum bisikletin nerde diye sordu?” Ali o an anladı ki bisikletini ormanda unuttu. Babası Ali’ye dedi ki “Oğlum akşam oldu sabah er- kenden bakarız” Sabah olunca Ali ve babası koşarak çınar ağacının yanına gittiler. Birde baktılar ki bisiklet bıraktıkları yerde yok. Ali ve babası hemen polise gittiler ve kayıp olan bisikletlerini bulunmasını istediler. Polis o ağacın yakınlarında üç tane ev olduğunu, hepsine bakacaklarını söyledi. İlk ev değirmencinin evi idi, polis de- ğirmenciye bisikleti görüp görmediğini sordu. Değirmenci bütün gün değirmeninde un yaptığını ve o ağacın yanına gitmediğini söyledi. Polis ikinci ev olan çobanın evine gitti. Polis çobana bisikleti görüp görmediğini sordu. Çoban koyunlarıyla ağacın yanından geçtiğini ve orada bisiklet görmediğini söyledi. Polis üçüncü ev olan fırıncının evine gitti. Polis fırıncıya bisikleti görüp görmediğini sordu. Fırıncı un alma için değirmenciye giderken ağacın yanında bisikleti gördüğünü ve alıp evine getirdiğini, kapının yanında duran bisikleti almasını söyledi. Polis Ali’nin evine bisikleti getirdi. Ali bisikletini görünce çok sevindi. Polislere teşekkür etti bir daha bisikletini kaybetmeyeceğine söz verdi. 29

Beren ERCEYLAN BEREN VE KUZENLERİ Beren sekiz yaşında bir kızdır. Beren’ in bir tane abisi ve dört tane kuzeni vardır. Beren kuzenlerini çok sever. Kuzenlerinin adları Kerem, Nil, Defne ve Senem’dir. Bir yaz günü Beren ve kuzenleri parka oynamaya çıkarlar. Hava çok sıcaktır. Nil ve Defne kaydıraktan kayarlar. Beren salıncakta sallanır, Senem ise kumda oyuncaklarıyla oynar. Daha sonra parka başka çocuklar da gelir ve bazı oyunla- rı birlikte oynamaya başlarlar. Bir tane kız yeni bisikleti ile parka gelir. Kerem bu bisiklete binmek ister ve kızın biraz büyük bisikletine biner. Bisiklet büyük olduğu için Kerem aniden düşer ve dizi kanar. Beren hemen kuzeninin yanına koşar ve onu sakinleştirmeye çalışır. Kerem çok ağlar. Beren çok üzülür, telaşlanır ve annesine haber verir. Daha sonra Kerem’i uyarır ve ona bir daha kendinden büyük bisikletleri kullanmaması gerektiğini söyler. Daha sonra Nil’i yanına çağırır ve aynısını ona da söyler. Kerem biraz ağladıktan sonra sakinleşir ve tekrardan parkta oynamaya devam eder. Artık güneş batmıştır ve eve gitme vakti gelmiş- tir. Hep birlikte evlerinin yolunu tutarlar. Bütün kuzenleri Beren ablalarını çok severler ve bir daha asla sözünden çıkmazlar ve musmutlu yaşarlar. 30

Can ALTUNFAĞI MİNİK KEDİ YUMO Küçük bir kulübede doğdum. İki kardeşimle beraber bahçelerde oynardık. En çokta yan komşunun evinde oynamayı severdik. Komşu evin çocukları Can ve ablası bize bakarlardı, bizimle oynarlardı. Daha sonra ben artık Can’ın kedisi oldum ve benim hikayem böy- lece başladı. Can benim arkadaşım gibiydi. Benimle hep oyunlar oynuyordu, mama veriyordu. Başka kedilerden korkuyordum. Annem ölmüştü ama yeni bir ailem olmuştu. Kendimi yalnız hissetmiyordum bu yüzden ve şu an halen Canların bahçesinde yaşamaya devam ediyorum. Bu gerçek bir hikayedir sizlerde benim gibi kimsesiz kedileri sahip- lenebilirsiniz sizin de aileniz olur tıpkı benim gibi. 31

Deniz AKTAŞ ZEBRA İLE ZÜRAFANIN DOSTLUĞU Zürafa yaz sıcağında savanda ağaç yapraklarıyla beslenirken yanına bir zebra geldi. Zürafa zebraya ne yaptığını hayatının nasıl geçtiğini sordu. Zebra bu yaz mevsiminin kendisi için kötü geçtiğini söyledi. Zürafa nedenini sordu. Zebra bu yaz hiç su bulamadığını söyledi. Etrafta bir sürü yırtıcı olduğunu ve birçok arkadaşını avladıklarını, sürüsünü de kaybettiğini söyledi. Zürafa zebraya hak verdi ve “Dost olabilir miyiz?” diye sordu. Zebra biraz düşündü ve kabul etti. Beraber yürüdüler, konuştular ve sonra çok susadılar. Tam karşıda bir nehir gördüler. Zebra zürafaya: “Gel şu nehirden biraz su içelim” dedi. “Tamam gerçekten iyi olur.” diye karşılık verdi zürafa ve nehir kenarına su içmeye gittiler. İkisi beraber su içerken suyun altından bir timsah onlara doğru geliyordu. Zürafa su içerken timsahı fark etti ve zebrayı uyardı. “Zebra, timsah buraya doğru geliyor“ dedi. Birlikte oradan uzaklaştılar. Zebra zürafaya “Sen gerçekten iyi bir dostsun. Sensiz ne yapardım ben? Timsaha yem olurdum.” dedi. “Bence sen de iyi bir dostsun.” dedi zürafa. İkisi de dostluğun ne kadar önemli olduğunu anladılar. 32

Deniz DEMİR ALİ PİKNİKTE Bu pazar Aliler pikniğe gitti. Hava çok güzeldi. Ali sofrayı hazırlarken, anne ve babası yemeği hazırladı. Yemek sonrasında Ali bir göl gördü. Babasına “Şu göle gidebilir miyiz?” diye sordu. Babası “Evet” cevabını verdi. Ali dallardan bir tekne yaptı ve gölde yüzdürdü. Sonra Ali babasıyla top oynadı ve annesiyle de bisiklet sürdü. Sonra öğlen olduğunu farkettiler. Evlerine dönerken patates, soğan ve su- larının eksik olduğunu hatırladılar. Yollarındaki marketlerden birine girdiler. Orada patates ve su vardı. Ama soğan yoktu. O marketten çıkıp başka bir markete girdiler. O marketin en ön rafında soğan vardı. Artık ihtiyaçlarını almışlardı. Eve gitmek için evin yolunu tuttular. Ali çok eğlenmişti, koşturmuştu, oyun oynamıştı. Acaba gölde bıraktığı teknesi hala orda duruyor muydu? Düşünürken Ali uyuya kaldı. Çünkü piknikte çok yorulmuştu. Anne ve babası da çok yorulmuştu. Üstlerini çıkarınca pijamalarını giyip yataklarında uykuya daldılar. 33

Doğa ÜLGÜLÜ YEŞİL EV Uzakta çok uzakta çok güzel yeşil renkli bir ev varmış. Kışları çok sessiz ve soğuk, yazları cıvıl cıvıl çocuk sesleri ile dolu sıcacık bir ev. Bu ev yeşillikler içinde, deniz kenarında, kocaman bahçeli iki katlı bir yazlıkmış. Ben daha 4 aylık iken götürmüşler beni. Daha bebek iken bile burada huzur bulmuşum. Her yaz tüm aile yazlıkta buluşuruz. Okullar tatil olunca ben, anneannem ve dedemle gideriz. Tüm gün denize girer, eğleniriz. Akşamları da komşularımız ile parti yaparız. İşte bu yüzden yaz gelince hep sevinçli olurum. 34

Khadija KHAİRKHVA TUTUMLU OL Bir çocuk parasını tutumlu kullanmıyormuş. Daha sonra parasına bakmış. Arkadaşlarına “Benim param var sizden üstünüm.” demiş. Bu şekilde birkaç gün geçirmiş. Cüzdanı- na baktığında parasının azaldığını görmüş. Korkmaya baslamış ve düşünmüş. “Bu kadar harcamayı nasıl yaptım ben” demiş. Sonra arkadaşı Ahmet parayı tutumlu kullanmadığını, her yere saçma- sının doğru olmadığını söylemiş. Çocuk arkadaşına hak vermiş ve bundan sonra tutumlu olmaya karar vermiş. 35

Kuzey ASIL KEDİ, KÖPEK VE FARE Bir gün kedi bir fareyi gözüne kestirmiş, ondan sonra fareyi ko- valamış ve yemiş. Karnını doyurup uyumuş ve ondan sonra bir köpek kediyi kovalamış ve kediyi yakalamış. Sonra kediyle arkadaş olmuş. Ondan sonra köpek acıkmış ve beraber yemek aramışlar ve karşılarına bir market çıkmış. Markete girmişler. Armut, elma, muz, salatalık, havuç, çikolata, sakız, jelibon, marshmallow, su, ice tea limon, magnum klasik al- mışlar. Kasaya gitmişler. Paraları yokmuş ve ödeyememişler. Kasa- daki abla “Çok mu açsınız?” diye sormuş. “Evet” demişler. Kasadaki abla “O zaman bunlar benim hediyem olsun.” demiş. Kedi ve köpek teşekkür edip yeni maceralar için yola çıkmışlar. 36

Masal Zeynep ÖZGÖNÜL KÖPEK SEVGİSİ dçaklraAbiSkBaYsmeyymkieoeöeyuitöıtcnoiiaykşrmeulstynopımyndşaaevktiruttrntgaletrcraiçmraldeeşumıpunuimaeağoılndinşvıekrcıbşudieaaerykeuo.dçeuiaşuoncön.çiynlıkvu.kılmlyipoYeikknıedGbıgrpmpKvmde,oauuuiveartğöaelölauheüğmdşleuarkpizsen.nrvşkaouymaönımeneu,m.leclğrnOiperkeleaıiıreşSkrdekyıürkgkşann.ueaiyooğöaiam.sönnnlbaArntpiraotonlZekamupüşZeryalrdlösırakraaalğüreısyıeuidpaekkcnımynyiırnyaehnZnşnuetaainsütn.dtrküecgkkealeebebmneanlmaPrşsayaHpeukpıo.nıernngzuryıtleg’fşnoieyEemmıiıeanlyup.rünneeürgvpazmiddaınarçlkdZbşe’avmaueolids.ieelbnbrıişerıeydlkbyıgsiulaeşiÜıyş’mnrueeuniikearn.svşçnönrrnszilreoıkieBy.aşpdtdeıkkökee.pasmieuöögZavirpvtlravPbğpdipkaenmeeikıertipotşagieelesmınğuyai.n,fuekyğükyygneeunıotkıeeynebsBkekldakabroonuialöeopiuulsmlörrrbidmmspnmo,oldaktmylaüooeilaudn’eşuinlPııdakyşlşğkbeudoy.nrmokdu..lmereeağaaşadfKağuAsgY.ucunmrilaaöaşiuaeüınşaPddnn.pZrkulnyzkavoeuıankaaegnaKoşuerelfukrvekşıiıvuuşölyprd’.ltalesiymreüaPnpzıdaeiriaunHridkkosbeunermınaovsöiitifıkekpelkşnyllruapeıaam’gknakubşauvlnmeedööamk.öirunebnğvpupırrrılibSbeskıyşirelaükeşmçıöaiea.aaclktrğcındapkesgknvaşiaİaeeşcmk,oralrereknkğklanie.auyskerölueçıımbsddişmksnrbpnBösalölmuaıia.büaniağeiıipuhrunnşdibkraiarPü.idnşickamp.besomy.unekedşökZdiaPuöfdirllPöeşzauoüeıropçveaokio.npçsalndfobaeyğldfkıeevuıYmukeelkunaprueğrbaaddnakuderyirağierşslkunevaieopummanıyiruu,vnrkcvrlkiaşçal’euehiıuedüışşıhtirkigkçaaan.eçvbmaemdeagökiddvnevmnMemneörnzlikeıroıitsaşişvpaümmnsğiggla.amçnierabnbbendreiormiiniğbrişşsuuuünaee--rk...iıii 37

Muhammed Mustafa NAS YEŞİL AİLEM Ben ormanları çok seviyorum. Ormanda piknik yapmayı, top oyna- mayı, ızgara yapmayı severiz. Ormanlar bizim akciğerlerimizdir. Onlarsız nefes alamayız. Tüm canlılara bir yuva olur. Ağaçları kesmeyelim. Canlılara zarar ver- meyelim. Orman yangınında 177’yi arayalım. Ağaçlar bizim nefesi- mizdir. Geleceğimizi yok etmeyelim. 38

Neslihan TEKİN KUZENLERİMLE TATİL Geçen yaz dayımlar bize misafirliğe gelmişti. Kardeşim Kerem’le kuzenlerimi göreceğimiz için çok heyecanlıydık. Kuzenim Fatih 8 yaşında, hafif tombiş ve şirin bir çocuktur. Kardeşleri Feyza 6 ve Cansu 3 yaşındadır. İkisiyle çok iyi anlaşırım. O yaz çok eğlenmiştik. Her sabah birlikte kahvaltı eder, oyunlar oynardır. Öğlen olup hava ısınınca annem dondurma yememize izin veriyor sonra havuza giriyorduk, akşama kadar suda oynuyorduk. Ellerimiz buruş buruş oluyordu. Akşamları da parka gidiyorduk. Uyku vakti gelince Fatih bize masal okuyordu, sonra biz Feyza ile benim odamda, Kerem’de Fatih’le aynı odada yatıyordu. Çok güzel bir yazdı. Hepsini çok özlüyorum. Dayım söz verdi yine gelecekler. 39

Nur Yağmur ÇETİNKAYA YAĞMUR VE TEREYAĞ Pia bizim sitede yaşayan anne kedi. Hava çok soğuktu ve annem onu eve aldı. İki ay sonra yavruları oldu. Çok şirin dört kardeş. Annem onları büyüyünce tekrar bahçeye bıraktı. Evimizde hiç kedi kalmadığı için çok üzgündüm. Sonra içlerinden tereyağı yemeyi sev- en yavru hastalandı. Annem onu veterinere götürüp tedavi ettirdi. Tedavi sürecinde hiç yürüyemediği için annem onu eve geri aldı. Oyun oynarken kolunu incitmiş olacak ki annem bana çocukken nasıl tedavi ettiğini anlattı. Çift taraflı bantla kolunu sardık. Çok hassas olduğu için annem Tereyağı’nın bizimle kalabileceğini söyledi çok mutlu oldum. Çünkü Tereyağı’nı çok seviyorum. 40

Poyraz ÖZ LEOPARIN HAYATI Bir varmış bir yokmuş. Bir leopar varmış. Sürüsünden ayrılmış. Gerçek doğayı çok merak ediyormuş. Geceleri rüyasında gerçek doğayı görüyormuş. Aklına bir fikir gelmiş. Sürüsünü de ikna edip, onların da görmesini istiyormuş. Ama sürüsü “bizden ayrılıyor- sun” diyerek bu teklifi kabul etmemişler. Leopar da kendisi gitmiş. Yol çok uzunmuş, hava kararmış. Leopar çok yorulmuş. Sonra da biraz mola vermiş, sonra da oradan geçen bir jaguar görmüş. Yanında da sürüsü varmış. Leopar çok korkmuş, kaçmış. O sırada Leopar nefes nefese kalmış. O kadar güçlü bir sürü ile baş edemezmiş. Ark- adaşlarından yardım istemiş. Arkadaşları bu defa kabul etmişler. Çünkü onun yaral- anmasını istemezlermiş. Bu sefer iki sürü de birbirleri ile karşılaşınca kaçmışlar. Leopar çok şaşırmış. Çünkü jaguarlar leoparlardan daha güçlüymüş. Bir kez daha önce o bir jaguar ile karşılaşmış. Jaguar ona çok fena darbeler atmış. Leopar hemen bütün hızı ile kaçmış. Sonra da leopar o günleri hatırlayınca biraz korkmuş. Bir gözünü kapatıp dudağını buruşturmuş. Leopar gerçek doğaya giderken sürüsü de pişman olmuş. Onunla gelmek istemişler. “Bizde gelelim!” demişler. Leopar çok sevinmiş. Sanki uçuyormuş gibi olmuş. O kadar mutlu olmuş ki sürüsüne çok teşekkür etmiş. Yolda tekrar jaguar sürüsü ile karşılaşmışlar. Onları da davet etmişler. Hepsi birden gerçek doğaya doğru yol almışlar. 41

Rüzgar YILDIRIMER TABLETLE OYNAYAN ÇOCUK Ömer tabletle çok oynarmış. Çocuklar ona tablet kafa dermiş. O kadar çok tabletle oynarmış ki o yüzden gözleri bozulmuş ve gözlük takmak zorunda kalmış. Tablet kafanın hiç arkadaşı kalmamış. Çok mutsuz olmuş. Tabletini camdan dışarı atmış. Arkadaşlarıyla oynamış... 42

Selçuk Can ÖZEN HAYVANAT BAHÇESİ Bir gün iki kardeş hayvanat bahçesine gitmişler. Orada zürafaları, kaplumbağaları, aslanları, hipopotamları, yılanları, ördekleri, may- munları görmüşler. Sonra maymunlardan biri kafesinden kaçmış. İki kardeşin yanına gelmiş. Çünkü bu kardeşlerin elinde muz varmış, muz yiyorlarmış. Maymun onun kokusuna gelmiş. Kardeşler de maymunla muzlarını paylaşmışlar. Sonra uçarak flamingo sürüsü gelmiş. Maymun da korkup kafesine girmiş. Çocuklar için çok mut- lu ve eğlenceli bir gün olmuş. 43

Selin ATASOY BENİM KUKLALARIM Bir gün kuklalarımla oyun oynuyordum. Sonra annem beni çağırdı ve akşam yemeği yiyoruz dedi. Yemeği yedikten sonra babamın bana sürprizi varmış. Çok heyecanlandım ve merakla beklemeye başladım. Beni lunaparka eğlenmeye götürdü. Lunaparkta kuzenim Tunay’la karşılaştık. İkimizde çok mutluyduk ve çok eğlendik. Tabi saatin farkına varmadık. Çok geç olmuştu ve eve dönmek zorunda kaldık. Odama girdim ve oyun oynamak istedim. Aaa… Şaşırdım. Kuk- lalarım yoktu ve onları hemen aramaya başladım. Birde ne göreyim yaramaz meraklı küçük kedim kuklalarımı almış oyun oynuyordu. Sanırım ben oynarken onunla paylaşmaya unutmuştum. Kediciğim belli ki benim kuklalarımı çok sev- mişti. Daha sonra ikimizde birlikte oynadık ve oynarken çok mutlu olduk. Sonra benim uykum geldi fakat kedim hala oynamaya devam etti. Sanırım gece hiç uymadı. Sabah oldu ben uyandım. Kedim gece yorgun düştüğü için bütün gün uyanmadı. Paylaşmak ne kadar önemli olduğunu tekrar anlamıştım. Aslında sadece kuklalarımı değil aynı zamanda mutluluğumu paylaşmıştım. 44

Tan KAYA ALİ VE KEDİSİ GÜNEŞ Günlerden bir gün Ali, kedi almak istemiş. Sonra kedi almak is- tediğini annesine söylemiş. Böylece Ali ve annesi yola koyulmuşlar ve evcil hayvan dükkânına gitmişler. Ali dükkânda minik sarı bir kedi görmüş ve onu çok sevmiş. Annesine o kediyi almak istediğini söylemiş annesi de olur demiş. Kediyi alıp eve doğru yürümeye başlamışlar. Karşılarına kocaman bir köpek çıkmış. Köpek havlayıp kediyi korkutmuş minik kedi Ali’nin kucağından sıçramış ve koşmaya başlamış. Köpekte onu kovalamış. Minik kedi bir ağaca tırmanıp köpekten zor kurtulmuş. Ali minik kedisini ağaçtan almak için ağaca çıkmak zorunda kalmış. Ali kedisini ağaçtan alarak evlerine gitmiş- ler. Eve geldiklerinde Ali hemen odasına çıkıp kedisi için kartondan bir ev yapmış. Annesi de minik kediye süt vermiş. Ali kedisine sarı olduğu için Güneş ismini vermiş. Güneşi banyoya götürüp bir güzel yıkamışlar. Sevimli Güneş yeni evinde mutlu bir şekilde yaşamaya başlamış. 45 45

Karaağaç Mah. Sırtköy Bulvarı No: 2 Büyükçekmece 34500 / İSTANBUL Tel: (0212) 850 81 81 Faks: (0212) 850 81 48


Like this book? You can publish your book online for free in a few minutes!
Create your own flipbook