Important Announcement
PubHTML5 Scheduled Server Maintenance on (GMT) Sunday, June 26th, 2:00 am - 8:00 am.
PubHTML5 site will be inoperative during the times indicated!

Home Explore Bisse

Bisse

Published by birkan1530, 2018-04-25 09:28:30

Description: Bisse

Search

Read the Text Version

BPNS 18304 BCK 18302 BTS 18301 BTS 18305 BGM 18304 149

BGM 18304150

BPNS 18305 151

152

BCK 18305BPNS 18304 BTS 18301 BGM 18315 BAY 18301 153

BPNJ 18306 BGM 18315 BTS 18302 BTS 18303 BAY 18304154

BMN 18301 155

BCK 18302 BPNS 18305 BTS 18303 BTS 18307 BGM 18315 BAY 18304156

BPNJ 18301BPNJ 18310 BTS 18307 BAY 18301 157

BTS 18305158

BPNS 18302 BGM 18309 BGM 18315 BTS 18303 BAY 18302 159

LUXURYCartier Bottega Veneta Moser El Casco Lüks tutkunu Assouline erkeklere Yaşam alanlarına lüks katmayı seven erkekler için…Mont Blanc GPO Retro Bernhardt Dot Design160

RolexDe paola Interiors Arteriors Home Lexon Lüks tutkunu beyler için; aksesuardan ofis dekorasyonuna uzanan birbirinden iddialı lüks tasarımlar… Ralph LaurenL’Objet MANOPOULOS Fornasetti 161

SAATAUDEMARS PIGUETİkonlar ve efsanelerAudemars Piguet Manufacture’ın bu seneki koleksiyonu ‘Icons & Legends’ yani ‘İkonlar ve Efsaneler’deki parçalar, kadranın içinden bakılınca saat zanaatında birer mihenk taşı iken, kadranın ötesinde birer modern sanat eseri olarak karşımıza çıkıyorlar. ROYAL OAK CHRONOGRAPH 41 mm. çelik kasa ve bileziği olan otomatik Oak erkek modelidir. Kadran rengi siyah olup göstergesine ilave olarak kronograf özelliği vardır. 10 mm. kasa kalınlığına sahiptir ve 50 metreye kadar su geçirmez özelliğini taşır.162

GM 80220 163

MAGAZİN Muazzez Ersoy “Tek hedefim, arkamda güzellikler bırakmak!” Salih Keçeci T ürk Sanat Müziği’nin Nostalji Kraliçesi Muazzez Ersoy ile geçmişten bugüne, özel yaşamından müzik kariyerine çok özel bir röportaj yaptık. Bugüne kadar 23 albüm yapan Muazzez Ersoy, aynı zamanda dünya üzerindeki yalnızca 11 kişiden biri; Birleşmiş Milletler İyi Niyet Elçisi. İşte Muazzez Ersoy’un Bisse’den Size’ye özel paylaştığı çok özel anıları, duygu ve düşünceleri… Kasımpaşa deyince… Ünlü sanatçı ile söyleşimize “Kasımpaşa” ile başlıyoruz. “Kasımpaşa aslında bana çok şey hatırlatıyor” diyor ve devam ediyor: “Tüm çocukluğumu, tüm gençlik yıllarımı… Doğup büyüdüğüm, babaannemden kalan ahşap evimizi, sokaklarında koşturduğum, ip atladığım, seksek oynadığım, misket oynadığım günleri… Örneğin, Hasan Kaçan’la bizim arkadaş grubumuz vardı, futbol, voleybol oynardık. Erkek çocuğu gibi futbol oynardım. Dolmuş şoförü olan babama muavinlik yaptım çocukken, ama ‘Şoför Nebahat’ olmadım o dönem, yani direksiyonun başına oturup araba kullanmadım. Cibali Tütün Fabikası’nda işçi olan annemle fabrikaya gittiğim oluyordu çünkü fabrikanın yanında yuva vardı, beni oraya bırakırdı. Bazen de bırakmaz, yanına alırdı fabrikaya. Tütün saran bayanları seyrederdim orada. Parlak jelatin kâğıtları çok ilgimi çekerdi o aralar.” Peki böylesi yokluk günlerinden sonra acaba Muazzez Ersoy nasıl sahneye çıktı? Bakın o günleri nasıl anlatıyor: Pembe Köşk Gazinosu “O zamanlar solist-assolist fabrikatörü olarak anılan, Pembe Köşk Gazinosu’nun sahibi rahmetli Cahit Çeki’nin bir haberini gördüm gazetede. Gazinonun program ilanlarından telefonunu alıp kendisine ulaştım. 20 yaşında idim. Sağ olsun gazinodaki prova sırasında beni dinledi, tam beş şarkı okudum ve aynı gün içinde mukavele yaptık. Müzikteki ilk hocam rahmetli annem. Repertuvarımın yüzde 80’i rahmetli annemden geçtiğim şarkılar, onun bana öğrettikleri. Annem sanatçı olmak, sahneye çıkmak istemiş ama dayımdan çekinmiş zamanında. O duyguyu ben sahneye çıktığımda yaşadı. Kendini bende gördü sahnede. Rahmetli annemin o ışıl ışıl bakan gözlerini, kendini benim yerime koyduğunu, sanki ben değil de o sahnedeymiş gibi bakışlarını ben unutmam. Rahmetli babam da müziği çok severdi.”164

“Müzikteki ilk hocam rahmetli annem. Repertuvarımın yüzde80’i annemden geçtiğim şarkılar, onun bana öğrettikleri” 165

MAGAZİN Kültür Bakanlığı Devlet Korosu Sanatçısı “Kendini beğenmiş, egolu, insanlara Muazzez Ersoy, birkaç kez radyo sınavlarına girdi kibirle bakanları, ama kazanamadı. Diğer yandan 1989 yılında Kültür kendini bir şey Bakanlığı Devlet Korosu Sanatçısı oldu. zannedenleri “İlerleyen zaman içinde kazanamadığım radyo sevmiyorum” sınavlarını bir kenara koydum ama radyolardan Türk Müziği solo teklifleri aldım. Arşivlere girmek, TRT’de televizyonda yayınlanmak üzere, o sololarım hâlâ Ankara Radyosu’nda durur. Yönetmenim de rahmetli hocam Cahit Ünyaylar’dı” diyor. Canlılara zulmün tek çaresi Muazzez Ersoy; özellikle kadınlar, çocuklar ve hayvanlar konusunda çok hassas olması ile tanınıyor. Canlılara şiddet konusundaki duygu ve düşüncelerini “Herhangi bir canlıya yapılan zulmün önüne geçmenin tek bir yolu var: Çok ağır cezalar. Bu, kesinlikle caydırıcı olacaktır.” şeklinde özetliyor. “Gelmek istediğim noktanın da üstüne çıktım” Sanat yaşamında bundan sonraki hedefini sorduğumuz sevgili Muazzez Ersoy, bakın bu konuda neler söylüyor: “Gelmek istediğim noktanın da üstüne çıktım diye düşünüyorum. Kariyerimde güzel çalışmalar yaptığımı düşünüyorum. Bir gün olur da gözümü yumarsam, güzel şeyleri arkamda bırakmak istiyorum. Şu an tek hedefim bu. Bu dünyadan öbür dünyaya götürebileceğimiz güzel düşüncelerden, güzel çalışmalardan ve iyilik dolu yüreğimizden başka bir şeyimiz yok.” Muazzez Ersoy; Linet’i, Aşkın Nur Yengi’yi, İzzet Yıldızhan’ı ve Yıldız Tilbe’yi çok sevdiğini söylerken, “Kendini beğenmiş, egolu, insanlara kibirle bakanları, kendini bir şey zanneden, o yapıda tavırları olan kişileri sevmiyorum” diyor.166

GM 82096 167

MAGAZİN Serkan Kaya İyi bir şarkıcı, kendi şarkılarını yazandır Röportaj: Salih Keçeci Arabesk müzik son dönemde yine yükselişte. İnsanların duygularına direkt temas eden bu müzik türünün “Son İmparatoru” diye anılan isim ise şu sıralarda Serkan Kaya. Kendisi ile sıcak ve samimi bir söyleşi yaptım. Kaya, bu söyleşide gönlünün kapılarını Bisse’den Size okurları için sonuna kadar açtı.168

“Miras” adlı albümü ile gönüllerde taht kuran Serkan Kaya, gönlünün kapılarını Bisse’den Size okurlarına açtı.Çocuk yaşlarında başlayan müzik aşkı geçindirdi. Şarkı verdiğim ünlü isimler arasında Ebru Yaşar, Ayhan Aşan, Ceylan gibi isimler vardı. Bazı şarkıları ise satmıyor kendime ayırıyordum.Serkan Kaya, Sivaslı. Meslek Lisesi Elektrik Elektronik Bölümü mezunu En son albümüm Miras’ta yer alan şarkılardan bazıları, o yıllardaama daha küçük yaşlarında düğünlerde “Damadın yakınıyım, bir şarkı yaptıklarımdan…”söylemem için ısrar ediyorlar” diyerek şarkı söyler, o düğünden çıkar, ‘Aşk Ne Demek Bilen Var Mı?’ adlı ikinci albümünü 2011’de, ‘Arabeskindiğerine gider, böylelikle de hevesini giderirmiş. Orhan Gencebay’dan yeni starı’ unvanını kazandığı ‘Mesele’ şarkısının da içinde yer aldığıSezen Aksu’ya eline geçen her kaseti dinleyerek yıllarca bu müzikleri ‘Gönül Bahçem’ adlı üçüncü albümünü 2015’te çıkaran Serkan Kaya,harmanlamış. Ama ille de Müslüm Gürses demeden geçemiyor. dördüncü albümü ‘Miras’ı ise geçtiğimiz yaz ortasında Poll ProductionKaya, askerliğini Ankara Armoni Mızıka Okulu’nda yapmış. Bu okulu, etiketi ile çıkardı. Bu albümün içindeki şarkıların yarısı, albüme isminikendisi için bir konservatuar olarak gördüğünü söyleyen ünlü şarkıcı, veren Miras da dâhil olmak üzere, kendi imzasını taşıyor.“Orada Türkiye’nin her yerinden gelen ve şu anda sahnede olan en iyimüzisyenlerle birlikte askerlik yaptık. 15 ay büyük bir orkestra ile prova Müzikal miraslaryapmış oldum. Allah bana konservatuarı askeriyenin içinde nasip ettisayılır. O süreçte sabah 9’dan akşam 5’e kadar her gün prova yaparak Miras, Serkan Kaya’nın en çok tanınmasına vesile olan şarkısı. Böylekendimi geliştirdim. Askerliğim bittiği gibi de soluğu İstanbul’da aldım” olunca da sormadan edemiyorum. Kendisine kalan bir miras var mıdiyor. acaba? O da şöyle cevap veriyor: “Bana maddi olarak kalan bir miras yok ama manevi anlamda müzikal olarak kalan miraslar var: Orhan Baba’nın,İlk sahne deneyimi Ferdi Baba’nın, Müslüm Baba’nın, İbrahim Baba’nın ve diğer ustaların mirası var bende. Onlar bizim içimizde. Biz onları, şarkıları ile yaşatmayaİstanbul’a geldiğinde bir müzisyen yakınının desteği ile daha ilk gün, çalışıyoruz. Çünkü çok güzel şarkılar verdiler. Bu yüzden benim kendiadını ilk kez duyduğu ve ilk kez gördüğü Bostancı Gösteri Merkezi’nde programlarımın içinde mutlaka bir ‘Babalar Resitali’ bölümü olur.”Ajda Pekkan’ın türkü söylediği konserinde arkadaki vokallerden biriolarak sahneye çıkan Kaya, müzikten ilk parasını da o gün kazanmış. “Pes etmedik”Unkapanı’na ilk gittiğinde çok heyecanlandığını söyleyen Kaya, uzun birsüre maddi manevi zor günler geçirmiş. 2001 yılında ilk albümü “Senden Emek veren, yola çıkmış arkadaşlarına destek olmak amacıyla şarkılarınıSonra Ben”i Şahin Özer Plak’tan çıkaran Kaya, arabeskin düşüşe geçtiği karşılıksız hediye ettiğini söyleyen Serkan Kaya, yolun başındakibir döneme denk geldiği için bu albümünden istediği sonucu elde gençlere seslenerek, “İstanbul zahmetli, yorucu bir şehir. Tam bir savaşedememiş. İkinci albümünü çıkarana kadarki 10 yıllık süreçte neler şehri. Buraya herkes savaşmaya, mücadeleye geliyor, biz de öyle geldik,yaptığını ise şöyle anlatıyor: pes etmedik. İyi bir şarkıcının her zaman kendi şarkılarını yazması büyük avantajdır. Zamanında ben de yazmıyordum. Onun için şimdi gençlere“O 10 yıl içerisinde 100’e yakın şarkı yazdım. Aralarda şarkı satıyordum diyorum ki, kendi şarkınızı yazın ki tarzınızı belirleyin, bakın o zamanve böylelikle geçimimi sağlıyordum. O zamanlar bir kaşem vardı. 2 bin sahnedeki duruşunuz bile değişecek. İnsanın kendi şarkısını söylemesiliradan başlıyordu. Rekorum 10 bin lira idi ve o para beni uzun süre çok büyük bir güç veriyor.” 169

MAGAZİN “Sahnede gösterişli, gündelik hayatta ise sade giyinmeyi tercih ederim” Kendi modanı yaratmak Kendi terzim var. Onunla birlikte kumaşlarımızı seçiyoruz, beş yıldır birlikte çalışıyorum. Sadece sahne kıyafetlerimi hazırlıyor. Günlük Gelelim Serkan Kaya’nın moda ile olan ilişkisine. Bakın bu kıyafetlerimi ise eşimle birlikte alışverişe çıkıyor, mağazaların konudaki görüşlerini nasıl paylaşıyor: “Modayı kadınların takip vitrininde beğendiklerimizi alıyoruz. Pahalısını alalım ya da ille etmesi gereken bir alan olarak görüyorum. Ama biz sahneye de marka olsun diyenlerden değilim. Bana yakışanı, beğendiğimi çıkan insanlar olarak düzgün kıyafetler giyinmek zorundayız. O alıyorum. zorundalığın dışında da ben zaten temiz giyinmeye, marka olmasa Hafta sonlarını ise sadece eşofman, spor ayakkabı ve bir mont ile dahi en azından giydiğim şeyi temiz giyinmeye çalışıyorum. Ama geçiriyorum.” tabii kombinasyon diye de bir şey var. Ceketini pantolonuna, ayakkabını kemerine uydurursan kendi modanı yaratmış olursun. “300’e yakın tespihim var” Kıyafetlerimi kendim alıyorum ama kombinasyon konusunda eşim bana yardımcı oluyor. Serkan Kaya’nın en büyük hobisi, tespih koleksiyonu yapmak. Tarzım spor klasiktir. Saatsiz dışarıya çıkmam. Eğer takmayı “Kehribar tutkunuyum. Kehribarın her çeşidi vardır bende. unuttu isem o günüm kötü geçer. Arada da küçük, ince bileklikler Koleksiyonumda 300’e yakın tespih bulunuyor. Onları özel takıyorum. tespihlikler içinde muhafaza ediyorum. Yetmediği için şimdi ikinci Vazgeçemediğim renk siyah, onun yanında alternatif renklerim tespihliği yaptırıyoruz. Özellikle sahnede, ‘Hayatı tespih yapmışım’ haki renkler, beyaz tonları… Yazın konserlerde çok renkli, çiçekli şarkısında, sevenlerim tespihe karşı bir ilgim olduğunu bildiği için gömlekler giymeyi, yaza uygun olduğu için çok severim. Ama bana birçok tespih hediye ediyor. Ben de zaten beni sevenlere hep hâkimiyet genelde siyah üzerine. Kıyafetlerimin sahnede biraz ‘Doğum günümde bir tespih hediye edin, başka bir şey istemem’ gösterişli olmasından yanayım, ama sokakta değil. diye söylüyorum” diyor.170

PN 18104GM 80131GM 80033 171

GM 80263 GM 80273172

BPNJ 18307 BCK 18308 BGM 18304 BGM 18316 BTS 18302 BAY 18301 173

YAZAR Salih Keçeci Hayatın acı gerçekleri Genel Yayın Yönetmeni Hepimiz bir yandan günlük rutin işlerimizi yaparak, yaşam savaşının içinde [email protected] boğuşurken, diğer bir yandan Türk Silahlı Kuvvetleri’miz Afrin’de, ülkemizin sınır güvenliği için girdiği Suriye topraklarında gerçek bir savaşın içinde. İşte @salihkececi bu hayatın acı gerçeği… @salihkececi Hepimiz bir saniye sonrasının meçhul olduğu bir gerçek ile yaşam savaşı veriyoruz. İşveren istihdam yaratıyor, işçi çalışıp üretiyor. Buna tekstil sektöründen, savunma sanayiine dek tüm iş dalları dahil. Günler değil, aylar, hatta yıllar sonrasının planlarını yapıyoruz. Ve hayata geçirmek için canla başla mücadele veriyoruz. Kimimiz köyümüzde, kimi fabrikada, kimi beş yıldızlı otelde, kimi de Mehmetçiğimiz gibi sınırda!.. *** Tabii ki ülkemizin bütünlüğü ve sınır güvenliğimiz çok önemli. Ancak ekonomik savaşlar da önemli. Gelişmiş ve refah düzeyi yüksek ülkelere muhtaç olmamak için, güçlü bir ülke olmak zorundayız. Onun için de daha çok çalışmak, üretmek, daha çok istihdam sağlayarak, ülkemizin kalkınmasına katkıda bulunmak zorundayız. Hepimiz çok iyi biliyoruz ki; Bir ülkenin gelişmesi, insanlarının refah düzeyinin artması, üretim ve istihdamla doğru orantılıdır. Bir yanımız savaşta olsa da bu gerçekleri de unutmamak gerekir. *** Herkes işini en iyi şekilde yapacak ve de yapmak zorunda. Tekstil sektörü, Bisse gibi giyeceğimiz kıyafetleri üretecek. Savunma sanayi Mehmetçiğin mühimmatını üretecek. Bizler de bu üretim, istihdam ve tüketim çarkını, bu dergi ve bunun gibi yayınlarla sizlere aktaracağız. Kısacası yaşam çarkı aksamadan dönecek… Ancak bizler huzurlu ve güvenli bir ortamda çalışıyor, üretiyor ve tüketiyorsak, bugün ‘Bisse’den Size’ dergisini, elinizde tutup keyifle sayfalarını çeviriyorsanız, bunu ülkemizin güvenliğini sağlayan kahraman Türk Silahlı Kuvvetleri’ne borçluyuz. Dualarımız Mehmetçiğimiz için. Şehitlerimize Allah’tan rahmet, gazilerimize acil şifalar diliyorum. “Şehitler ölmez, vatan bölünmez.”174

BPNS 18303 BGM 18301 175

YAZAR Balçiçek İlter Bir erkeğin önce Gazeteci-TV Programcısı giyimine bakarım Büyükbabam yazar Şahap Sıtkı, tanıdığım en şık adamlardan biriydi. Fiziği de müsaitti kuşkusuz. Tabii ki tercihi takım elbiselerden yanaydı. Her çeşit, bugünlerde abartılı bulunabilecek şapkaları müthiş bir zarafetle taşırdı. Kravat, yakalık, kol düğmeleri vazgeçilmezleri arasındaydı. Ve tabii ki ayakkabılar, hele o ruganlar, bugün bile hatırlarım nasıl titizlendiğini... 1940’lı yılların modası ekose dar kesim pantolonlar ise hiç ama hiç ona göre değildi. Beni büyükbabam ve babaannem büyüttü. Hep çok şık hep bakımlılardı. Modayı izlerler miydi? Sanırım kendilerine has bir tarzları vardı. Moda kavramı sanırım bizim aileye babamla birlikte girmiş. Girmiş diyorum çünkü ben babamı hatırladığım günlerde dar omuzlu, yüksek yaka ağızlı, sırtta derin yırtmaçları olan, yüksek belli plisiz dar paça pantolonları sanırım çoktan demode bulmaya başlamıştı. Oysa bugün fotoğraflara baktığımda Galatasaray Lisesi’nde okuyan ‘Adamo’ Kerem’in, Paris Radyosu’nda şarkı söylemeye gittiğinde tam da Beatles tarzı giyinmiş olduğunu gülümseyerek fark ediyorum. Ben babamı tanımaya başladığımda ise dar kalıplı, geniş yakalı gömlekleri, yüksek bel, dar İspanyol paça pantolonlarıyla ‘baba’ görünümünden çok ‘sevgili’ gibiydi. Övünmek gibi olmasın ama babam müthiş yakışıklıydı. Sarışın, mavi gözlü... Dönemin modasına ve siyasi akımına uygun olarak, son derece özgürlükçüydü... Uzun saçlar, aksesuarlar, kovboy çizmeleri... Ve tabii ki güneş gözlüğü... Yakışıklıydı, şarkı söylüyordu, iyi giyinmeyi seviyordu... Ben şık adamlarla büyüdüm. Giyinmenin sadece karşı tarafa değil kendine bir saygı olduğu kavramıyla çok küçük yaşta tanıştım. Özen önemlidir. Şıklık ayrıntıda gizlidir. O yüzden tanıştığım erkeklerin ister özel hayatta, ister iş hayatında olsun önce giyimine bir göz atarım. Ayakkabılarına, kıyafetinin uyumuna, renk seçimine. En çok da içinde bulunduğu o kombini gerçekten özümseyip özümsemediğine... Bazıları şık giyindiğini zanneder ama eğreti durur. Olmaz bir türlü, o çok moda uzun ceket örneğin o kısa boydaki adama olmaz.176

Günümüzdeki erkekler eskiye oranla çok daha görünüşlerineönem veriyor, nasıl giyinecekleri konusunda büyük çabaharcıyorlar kuşkusuz.Harcıyorlar da bazen de iş ‘modanın kurbanı’ olmaya kadarvarabiliyor...Renk çeşitliliği bir yere kadar...Çılgın saç modelleri için söyleyecek laf bulamıyorum.Ve o dapdar pantolonlar...Beyler diyesim geliyor, her vücuda o pantolon olmaz. Şimdisizlere giyimine özen gösteren bir kadın olarak, naçizane,erkek modasında kendimce beğendiğim ve beğenmediklerimiyazacağım.Alınmaca, gücenmece yok ama...Bu arada çok şık Türk erkekleri olduğunu söylemedengeçemeyeceğim ama maalesef sayıları son derece az.Bugünlerde en bayıldıklarım...4 Siyah yağmur çizmeleri4 Maskülen spor el çantaları4 Desenli takım elbiseler (aman dikkat herkes taşıyamaz)4 Maskülen pantolonlar4 Spor ceket içine tişörtler4 Şapka, şapka, şapka...4 Kalın, uzun, büyük boy atkılar4 Siyah beyaz veya renkli baskıların olduğu sweatshirtler4 Uzun paltolarBunları yapmayın...4 Gömlek yakasını bol bırakmayın, kravat takıldığında sankiboşluktaymış gibi eğreti duruyor.4 Kareli gömlek üzerine bol desenli kravat takmayın.4 Siyah ya da lacivert takım elbiseye kahverengi tonunda kemertakmayın ya da ayakkabı giymeyin.4 Ceket kol düğmeleri ile takılan aksesuarlar (saat, yüzük, kemervs.) uyum sağlamalıdır. Biri sarı diğeri beyaz olmaz.4 Ceket kol boyu fazla uzun olmasın ve gömlek içindekaybolmasın lütfen.4 Yazın takım elbisenin içine kolsuz gömlek giymeyin.4 Takım elbisenin pantolonu çok uzun olmasın lütfen.Ayakkabılarınızı da fark edelim.4 Gömlek içine gözüken atlet ve tişört, -zevk meselesi tabii ama-inanın olmuyor.4 ‘Beyaz çorap’ olayını hala hatırlatmaya gerek var mı?4 Ve son olarak her yere lütfen eşofmanla gitmeyin... 177

YAZAR Beyler… Size! Faruk Saraç Bu yazımı mağazacılık üzerine yazmak istiyorum. Modacı Bir marka düşünün, yapmış olduğu tasarımları sizlere şık butiklerde sunuyor. Bir beyefendinin stili sadece kıyafetiyle olabilecek bir şey değildir. Önce sizi güleryüz ile karşılamalı, tavır ve duruşu çok önemli. Sizi iyi analiz etmeli. Ben buna doktor-hasta ilişkisi diyorum. Bir nevi tedavi. Çünkü stil kazandırmak gerçekten çok zordur. Bakışları, yürüyüşü, hareketleri, fiziki durumu, beden yapısı ve hatta ne işle meşgul olduğu bile çok önemlidir. En önemli nokta ise ‘Nerede kullanacağını’ bilmesidir. Beyler için benim en önemli tavsiyem, yapılan alışverişte eğer tek bir takım elbise alacaksanız, muhakkak içinin (gömlek, kravat, kemer, ayakkabı ve çorap da dahil) bir grup olmasına dikkat etmelisiniz. Her zaman tek başına yapılan alışveriş çoğu zaman bir grup oluşturmanızda zorlanmanıza yol açar ve hatta gardırobun önünde 10-15 dakika ne giyeceğinize karar veremezsiniz. Eğer bir iş adamıysanız, klasik giyinmeyi seviyorsanız, sizlere tavsiyem; hafta içi klasik olarak giyinin, hafta sonu ise tamamen spor ve rahat giyinin. İnanın o iki gün kendinizi çok daha rahat hissedeceksiniz. Hafta sizin için daha güzel başlayacaktır. İtalyan giyim tarzı çok basit ögeler üzerine kuruludur. Giyimde çok özgürdürler. Özgür oldukları için kıyafeti çok iyi taşırlar ve kendilerinden emindirler. Çoğu zaman bir İtalyan erkeğinin kıyafeti fark edilir. Ufak detaylarla ve aksesuarlarla (saat, kravat, mendil) kıyafetlerini bütünleştirirler. Her yıl moda, çoğunlukla model, renk ve desenler üzerine kuruludur. Ben modayı tarif ederken, ‘Bir insanın tenine göre renk seçimi, fiziğine göre model seçimidir’ diyorum. Örnek vermek gerekirse, orta boylu ve biraz kilolu bir beyefendi, ekose ceket ve takım elbise giydiği zaman kendisini daha şişman gösterecektir. Halbuki bunun tersinin yapılması gerekir. Uzun ve ince göstermesi için, hafif ince çizgili (takımlarda) kumaşlar seçilirse daha uzun ve zayıf görünecektir. Onun için alışveriş yaparken size yardımcı olan kişi çok önemlidir, sizi doğru yönlendirmesi gerekir. Her denediğiniz kıyafette “Bu size çok yakıştı!” diyorsa, bilin ki sadece size satış yapmak istiyordur. Onun için satış sorumlusu çok önemlidir. Düşünün, o kadar emek verip aylarca her türlü hazırlığı yapıyoruz, size sunulan ürün doğru sunulmuyorsa, yaptığınız o kadar tasarım hiç bir şey ifade etmez. Birden nereden aklıma geldi bilmiyorum ama, 1981’de ilk mağazamı ‘Butik Faruk’ olarak açmıştım. 1987 yılından bu yana ise ‘Faruk Saraç’ olarak yoluma devam ediyorum. 1991 Yılında o zamanlar İstanbul’un ilk 5 yıldızlı oteli olan SwissOtel’de bir mağaza açtım. Önemli Türk iş adamlarını (Allah rahmet eylesin, Ayhan Şahenk, Kadir Has, Üzeyir Garih) hep orada tanıdım. Müşterilerimizin içinde bilhassa İngilizler, bizden ayakkabıyı hep yarım numara büyük istiyorlardı. Neden yarım numara büyük istediklerini sorduğumda, ayakkabının çok önemli olduğunu ve bütün vücudumuzu taşıdığını, sinirlerimizin hepsinin ayakta toplandığını ve ayakkabının çok rahat olması gerektiğini söylemişlerdi. Yani ayakkabı ayağınızda sıkı olmayacak, ayağınızı sıkmayacak. Bizde ise, gelenek midir bilinmez, ayakkabıyı hem sivri burun seviyoruz hem de tam ayağımıza göre alıyoruz. Yıllar geçti. Tam 37 yıl. İngilizlerin bu kadar rahat ve stressiz bir toplum olması, bizlerin ise toplum olarak genellikle stresli olmasının bununla bir ilgisi var mıdır? Acaba diyorum ki, bundan sonra ayakkabılarımızı yarım numara büyük mü alsak? Saygılarımla. Faruk SARAÇ178

GM 80034 179

SAĞLIK Op. Dr. Hasan Fındık Estetik-Plastik ve Rekonstrüktif Cerrahi Uzmanı Erkek erkeğe çözümler Dış görünüş ile ilgili endişeler sadece kadınlara ait değil. Gün geçtikçe erkeklerin de dış görünüşlerine olan ilgi ve endişeleri artmakta. Erkeklerin başlıca dertlerinin başında saçsızlık problemi gelmektedir. Oysa saç problemleri ile ilgili rahat ve özgüvenli hissetmelerini sağlayacak çözüm yolları mevcut. Saçsızlık ve çözümleri Saçsızlık bilindiği gibi erkeklerde ve kadınlarda ortaya çıkan bir olgudur. Bir insanın saçsızlık sorunu yaşayıp yaşamayacağı aslında daha anne karnındayken genetik geçişle bellidir. Bu saçsızlığın derecesi ve dökülmeye başlama yaşı ise beslenme faktörleri, stres, hijyen, çevresel faktörler gibi nedenlere bağlı olarak kişinin hayatında 20’li yaşlar gibi çok erken yaşlarda başlamasına, çok şiddetli ve hızlı bir dökülmeye neden olabilir. Yani bir erkeğin saçına çok özenle bakması dökülmeye engel olamaz sadece dökülmeyi yavaşlatır ya da dökülmeye başlama yaşını ileri atabilir. Bu nedenledir ki saçlı deriye PRP (Platelet Rich Plasma) uygulamaları, mezoterapi uygulamaları, lazer bakımları, somon DNA’sı uygulamaları ya da saçı güçlendiren çeşitli solüsyon ve ürünlerin kullanımı saçın dökülmesini engellemeyecektir. Sadece biraz önce bahsettiğim gibi dökülmenin başlama yaşını uzatabilir ya da dökülmenin hızını yavaşlatabilir. Bu tür yaklaşımları saçlara yapılan koruyucu hekimlik gibi düşünebiliriz çünkü genetik olarak dökülmeye kodlanmış saçlar eninde sonunda dökülecektir.180

Peki bu saçlar dökülünce Erkeklerin en büyük kabuslarından biri saçne yapılabilir? problemleri geliştirilen çeşitli çözüm yolları ile günümüzde artık sorun olmaktan çıktı.Bunun için günümüzde en çok uygulanan ve en çokyüz güldüren sonuçlara sahip işlem saç ekimi vesaçlı alan restorasyonudur. Niye sadece saç ekimideğil de saç ekimi ve saç restorasyonu denilir? Amaçsaçlı görünüm olduğu için saç ekimi ile birlikte yada saç ekiminden bağımsız farklı yaklaşımlarla birerkeğe saçlıymış imajı verilebilmektir.Saç ekimi ve saç restorasyonu hakkında bilgivermek gerekirse saçın dökülmesi demek,kökünün düşmesidir çünkü bir kökten defalarcakıl çıkmaktadır ama kök döküldüğünde artık kılçıkamamaktadır. Saç ekiminde kullanmak üzerealınan saç telleri ense bölgesinde 2 kulağınarasında kalan alandır. Neden buradan alınır?Çünkü saçı tamamen dökülmüş insanlarda bilebu iki kulağın arasında kalan alan dökülmemeyeprogramlanmıştır. Bu nedenle ekilen saçlarekildiği yeni yerlerinden dökülmezler. Ekiminsonucunun kalıcı olması ve başarı oranının yüksekolmasının nedenlerinden biri de bu dökülmemeyeprogramlanmış olan köklerin kullanılmış olmasıdır.Güzel bir saç ekimi sonucu elde etmek için birkaçfaktöre dikkat etmek gerekir:1-Ön saç çizgisinin yüz şekline uygun olarakprogramlanması ki bu erkek ve kadında farklıdır.2-Doğal görünümün olmazsa olmazlarından biri deekilen saç kıllarının ekim yönüdür.3-Ekilecek saç köklerinin (greftlerinin) kaç tanesaç kılına sahip olduğudur. Örneğin saç çizgisioluştururken tekli ya da en fazla ikili greft ekmekgerekirken tepe bölgesine (sabahları kalktığımızdaen dağınık ve düzene sokulması en zor olanbölgeler) çoklu greftler ekilmelidir ki ekildiği bölgededoğal görünümü sağlayabilsin.4-Eğer saç tek renk değilse yani beyaz saç telleride var ise doğal bir görünüm elde edebilmek içindökülmemiş yerdeki siyah beyaz saç oranını ekilenyerde de sağlamaya çalışmak gerekir.5-Mümkün oldukça dökülmemiş alanlardaki saçsıklığına ulaşmaya gayret etmek gerekir. Tam dabu noktada sorunlarla karşılaşılır çünkü dökülmüşsaçsız alan büyük ama dökülmeyen saçlı alan küçükkalır genelde. Bu tür durumlarda değişik çözümlerüretmeye çalışırız. Bunlardan biri eğer vücutta,göğüs veya sırt bölgesinde güçlü kaliteli kıllar var isebunlar da ekimde kullanılabilir. Bir başka yardımcıyöntem ise saç simülasyonu uygulanabilir.Saç Simülasyonu nedir?Saç simülasyonu, (saç efekti, saçlı deri mikropigmentasyonu) saçlı deriye kıl varmış görüntüsüverilmesidir. Bu saç simülasyonu aynı zamandasaçı tam dökülmemiş ama seyrekleşmeye başlamışkişilerde de dolgun ve daha sık bir görüntü eldeetmeye katkıda bulunan bir yöntemdir.Bıyık ve sakal ekimiAynı saçlı deride olduğu gibi bıyık ve sakalbölgesine de kıl ekimi yapılarak kılsız bölgeler bıyıklıveya sakallı görünümüne kavuşturulabilir. Bazıdurumlarda bu bıyık ve sakal ekim işlemlerindekıl efekti mikro pigmentasyonu uygulanarak dahadoğal bir sonuçta elde edilebilir. 181

SAĞLIK Özge Öçal182 Beslenme ve Diyet Uzmanı Acıbadem Maslak Hastanesi Ne yersek, oyuz Sağlıklı beslenme bugün artık bir hayat tarzı olarak benimsememiz gereken bir konu. Bisse’den Size okurları için konunun uzmanı Beslenme ve Diyet Uzmanı Özge Öçal ile konuştuk. Acıbadem Maslak Hastanesi’nde görevli, aynı zamanda Onkoloji Diyetisyenliği de yapan Öçal, bakın sağlıklı beslenme konusunda neler söylüyor: “İçeriye aldığımız her şeyden biz sorumluyuz” “Sağlık alanında hastalıkları koruyucu olan kısım, beslenme kısmı. Başta diyetisyenle çalışmak sonra uğraşacağınız birçok hastalıktan daha kolay, kurtarıcı oluyor. İçeriye aldığımız her şeyden biz sorumluyuz. Neyi vücudumuza kabul edip etmeyeceğimizi yalnızca beslenme söz konusu olduğunda kontrol edebiliyoruz.” Akdeniz usulü beslenme “Bizim şu anda bilimsel anlamda kanıtlanmış tek bir dayanağımız, gösterebileceğimiz tek bir sağlıklı beslenme tipi var: Akdeniz usulü beslenme tipi. Sebze, meyveden, tahıllardan, zengin hayvansal kaynaklardan mümkün olduğu kadar azaltılmış, doymuş yağlardan, işlenmiş ürünlerden uzak durduğumuz bir beslenme şeklidir bu. Kırmızı et yemeyin demiyoruz ama haftalık tüketiminizi 300 gramın üzerine çıkarmayın, diyoruz. Eğer sağlıklı beslenen kişi, hormonal sorunlar ve menopoz gibi bir durum söz konusu değilse, egzersiz de yapıyorsa kilo problemi yaşamaz.” “Diyet, sürdürülebilir olmalı” Zayıflamak, toplam enerji alımını azaltmak, harcamanızı artırmak demek. Kilo alımını tek bir şeye bağlayamayız. Örneğin ekmek yediniz diye kilo almazsınız. Kilo almanın tek sebebi gereğinden fazla enerji almanızdır. Sağlıklı bağırsak florası olanlara glutensiz beslenmeyi uyguladığınız zaman bir süre sonra sağlıklı bağırsak florasını bozuyorsunuz. Kişiye özel beslenme buradan geliyor. Diyet aslında yaşam tarzı demek. Önemli olan sürdürülebilir olması. Şu an canınız ne istiyorsa onu yiyin ama bana bildirin ki onu ne ile dengeleyeceğinizi söyleyeyim. Ertesi gün neyi yemeyeceğinizi söyleyeyim.”

Ne yenmeli? Ne yenmemeli? “Erkekler, 30’lu yaşlardan sonra“Anahtar noktamız: Her öğün için geçerli, haftada iki gün kırmızıtabağınızı dörde bölün. Dörtte birine sebze et, üç gün balık, tavuk,ya da meyve, dörtte birine protein (yumurta, hindi, iki gün de kuruet, tavuk, balık peynir gibi), dörtte birine tahıl baklagil yemeli.”(yulaf, ekmek, çorba, bulgur gibi) dörtte birinede süt ürünleri (yoğurt, kefir gibi) koyun. Bu 183grubun dışında olan iki şey var: Şeker ve yağ.Yağ yemediğiniz zaman kilo yağdan gitmez.Yeterli protein almadığınızda kastan gider.Kişiye ne kadar protein vereceğiniz de kişininkilosu ve kas oranı ile ilintili. Karaciğerin birseferde metabolize edebildiği protein miktarı20-30 gr. Bugün protein bazlı diyetler 5-6yumurta yiyin, diyor. Karaciğer bunu metabolizeedemiyor. Altın besinler: Çiğ sebze, meyve, kefir,süt, yoğurt, iki-üç köfte, et, tavuk, balık. Sporyapanlara yumurta ama 1 yumurta, ceviz, fındık,badem ve çiğ olmak kaydı ile kaju.”“Peynirdeki yağdan korkmayın”“Light ürünler, yağı azaltılmış ürünlerdir. Damakzevkiniz için yiyebilirsiniz ama peynirdekiyağdan korkmayın. Kilo verme amaçlı olursapeynirin yağının azaltılması size kilo kaybıgetirmez. Türk insanı eskiden çok ekmekçiydi.Bu sorun giderek azalıyor. Asıl sorun porsiyonkontrolü ve hareketsizlik. Yürüdüğünüzdeendorfin artar, seratonin salgılanır. O damutluluk hormonudur. İştahınızı ve kilokontrolünü kolaylaştırır.”“Organik beslenmeimkânsız gibi”“Mevsimsel beslenmeye dikkat edilmeli.Domatesin mevsimi değilse yememeli. Ayrıca,günümüzde organik tarım imkânsız gibi bir şey.Köylülerin ürettiği, tarım ilaçları konusundabilinçsiz uygulama yaptıkları için daha riskli. İyitarım uygulaması alan, denetlenen firmalarınürettiklerini tüketmek daha sağlıklı. Paketlenmişgıdaları da süt hariç tüketmemeliyiz. Aslında,reklamı olan besinler tüketilmemeli.”Erkeklere altın öğütlerErkeklerde özellikle 30’lu yaşlardan sonra ürikasit veya kolesterol yükseklikleri olabilir. Buyüzden haftada iki gün kırmızı et, haftada üçgün balık, tavuk, hindi yemeleri, kalan iki gün dekuru baklagil (mercimek, nohut, kuru fasulye,barbunya) yemelerini öneririm. Türk erkeklerisalam, sucuk, sosis gibi işlenmiş et ürünleriniçok severek tüketiyor. Bunu mümkünse ikihaftada bir hatta ayda bir gibi azaltmalılar.Bunlarda direkt nitrik oksit nitrozaminler var.Bunlar bugün kanserle ilişkilendirdiğimiz ilkşeyler. Kansere sebep olan unsurlar arasındasigaranın arkasından, işlenmiş gıdalar geliyor.Mutlaka C vitamini almalı bunları yiyenler.Salataya bol limon sıkılmalı. Yeşilbiber Cvitamini yönünden çok zengindir. Et ürünütüketiyorlarsa tabağa yukarıdan baktıklarındaen az et kadar yanında sebze olsun, onu da bollimonlu yapsınlar. Güzel bir antioksidan oluronlar için.”

GEZİ Bir Mezopotamya Mirası: Mardin Farklı dinlerin iç içe geçtiği, kültürlerin birbirleriyle uyum içinde zaman sahnesinde akıp gittiği, tarihiyle hayran bırakan, mimarisiyle göz kamaştıran kadim kent: Mardin Anadolu’yu Mezopotamya’ya bağlayan Mardin yöresi; tarihsel gelişim içerisinde, onlarca uygarlığa ve onlarca değişik din, etnik grup ve mezheplere ev sahipliği yapmış ve birbirinden farklı bu kültürler, sevgi ile hoşgörüyü bir potada harmanlayarak ve farklılıklarını koruyarak, yüzlerce, binlerce yıl bir arada ve dayanışma içerisinde yaşamasını bilmiştir. Müslüman, Süryani, Yakubi, Keldani, Nesturi, Yezidi, Yahudi, Kürt, Arap, Çeçen, Ermeni vs. gibi farklı din ve farklı etnik kökenden gelen topluluklar; “Doğal toplumsal hoşgörü” ve uzlaşma ile “Barış ve kardeşlik içerisinde” bir arada yaşamışlardır.184

185

GEZİ Dayanışmanın ve kardeşliğin anlam bulduğu şehir Meryem Ana KilisesiŞehrin adı Süryanice kaleler kenti demek olan ’Marde’den gelir. Mardin KalesiRomalılar’ın Süryani’lerden alarak ‘Maride’ dedikleri şehire, Araplar‘Maridin’ dediler. Tam 1 KM uzunluğundaki kalenin yapımı 10. yüzyıla dayanıyor. O dönemlerde Mardin topraklarında hüküm süren Hamdaniler tarafındanMÖ 4500’den başlayarak klasik anlamda yerleşim gören Mardin; Subari, inşa edilen kale, şimdi eşsiz Mardin manzarasına bakan değerli bir yapıSümer, Akad, Babil, Mitaniler, Asur, Pers, Bizans, Araplar, Selçuklu, Artuklu haline gelmiş.ve Osmanlı Dönemi’ne ilişkin birçok yapıyı bünyesinde harmanlayabilmişönemli bir açık hava müzesidir. Ulu Camiiİşte Mardin’de görülmesi gereken yerlerden birkaçı; Bir diğer adı da Cami-i Kebir olan Ulu Camii, Artuklular’ın Mardin’e bıraktığı en değerli miras. Camiyi ziyaret ettiğinizde tek minaresi olduğunuMardin Evleri göreceksiniz ama 1190 yılında Artuklu Hükümdarı tarafından yapılan cami, o zamanlar iki minareye sahipmiş.Bir yamaç üzerinde, sıra sıra yükselen altın renginde binaların yarattığı bubüyüleyici görüntü, Mardin’in sunduğu en etkileyici manzaralardan biri. Deyrülzafaran ManastırıYüksek duvarlarla çevrili evlerin mimari güzelliği Mardin’in bakir doğasıylabirleşince ünü dünyaya yayılan bir güzellik çıkıyor ortaya. Yüzyıllarca farklı dinlerin bir arada ve kardeşçe yaşadığı Mardin’de gezilecek yerlerin başında Deyrülzafaran Manastırı geliyor. Süryaniler için önemli bir dini merkez olan manastırın mozaikleri hayranlık uyandırıyor. Mor Gabriel Manastırı Dara Mezopotamya Harabeleri186

GM 80271

GEZİ Mardin, birçok medeniyete ev sahipliği yapmış bir açık hava müzesi Ulu CamiiZinciriye Medresesi SavurMelik Necmeddin İsa tarafından yapılan medresenin tarihi Savur, Kuzey Mezopotamya Ovası’nın kesişme noktasında tarihi Masius1300’lü yıllara kadar uzanıyor. Dağı’na sırtını dayamış müstesna bir yerleşim yeridir. Bölgenin ticari ve askeri yollarına hakim konumu ve jeo-stratejik yapısıyla daima dikkat celp etmiştir.Mor Gabriel Manastırı Artukoğulları ila Karakoyunlular döneminde sık sık el değiştirmiş ve sonMardin’in Midyat İlçesi’ne 23 KM uzaklıkta bulunan Manastır; olarak da Safeviler’den Mardin’in (1517’de) Osmanlılar’ın eline geçişiylemeşe ağaçlarının çevrelediği yüksek bir tepede bulunmaktadır. Osmanlı topraklarına bağlanmıştır. Savur’un en gözde tarihi eseri Savur397 yılında inşa edilen manastır Mardin kesme taşlarından Kalesi’dir. Bu kale Mardin-Savur-Midyat ve Hasankeyf ile Cizre kervan ve fetihyapılmıştır. yolları üzerinde çok eski, statejik açıdan güçlü bir kaledir. Bu kale, Araplarla Bizanslılar arasında büyük çekişmelere neden olmuştur.Dara Mezopotamya Harabeleri Mardin’e düzgün bir yolla bağlı olan Savur’un yeşilliği, bağları ve bahçeleriTarih ve kültür turizmi açısından önemli yerlerden biri olan antik bol suları ile de ünlüdür. Kavak ağaçlarının bol miktarda yetiştirildiği birkentte; Pers ve Babil kral mezarları, saray, kilise, çarşı ve su ilçemizdir. Burada kısmet sulu ziraat yapılmakta, tahıl üretilmekte ve küçükbendine dair kalıntılar bulunmaktadır. Artuklular, Akkoyunlular, baş hayvancılık yapılmaktadır.Osmanlılar… Dünyanın birçok tarihi kaynaklarında adı geçen buşehri keşfetmek için fazla beklemeyin.Zinciriye Medresesi Savur188

GM 80173 189

MEKANGezi İstanbul BraserieBir İstanbul klasiği30 Yıldır Taksim’in sembolü olan Gezi Cafe, 15 yıl önce İç mimar Tülin Kıran ve Y. Mimar Hakan Kıran ortaklığı ile Gezi Patiserie adıyla hizmet vermeye başladı. Misafirlerine daha iyi hizmet verebilmek için üç yıl önce yeniden yapılanmayagiderek yeni dekorasyonu ve yenilenen menüsü ile Gezi İstanbul Braserie konseptialtında, İstanbul Taksim ve Göktürk Larus Palas girişindeki şubesi ile hizmet veriyor.Gezi İstanbul, Batılı tatlarla geleneksel lezzetin harmanlandığı doğal, katkısız, el yapımıve taze ürünlerle hazırlanan çok özel sunumu ile misafirlerine hizmet veriyor.190

Batılı tatlarla geleneksel lezzetinharmanlandığı doğal, katkısız, el yapımı vetaze ürünlerle hazırlanan çok özel sunumuile Gezi İstanbul Braserie sizleri bekliyor. 191

OTOMOBİL DB11 VOLANTE Üstü açık otomobillerin şahı geri dönüyor Lüks otomotiv markası İngiliz devi Aston Martin, üstü açık spor GT segmentinde tozu dumana katacak DB11 Volante’yi görücüye çıkarttı. Aston Martin DB11 Volante; yeni 4.0 litrelik çift turbolu 510PS V8 motoruyla tüm dikkatleri üzerine çekiyor. Yüksek performans ve çeviklik otomobilin karakterinin sportif yanını vurgularken, konfor ve geniş iç mekânı ise safkan bir grand touring otomobil olduğunun altını çiziyor.192

İngiliz devi AstonMartin’in ikoniküstü açık SporGT modeli DB11Volante yenilenmişhaliyle 2018 yılındasahalara geridönecek. 193

TEKNOLOJİİlyas [email protected] Hem göze hem bataryaya Samsung’un ikonik dairesel kablosuz şarj cihazı Wireless Charger yeni ve inovatif tasarımı ile fark yaratıyor. Cihaz kullanıcının ihtiyaçlarına bağlı olarak hem şarj pedi hem de stand olarak kullanılabiliyor. Mobilde ilk yapay zeka Huawei Mate 10 ve Mate 10 Pro, Huawei’nin ilk yapay zeka mobil bilgi işlem platformu olan Kirin 970 ile mobil telefon pazarındaki tüm engelleri kaldırıyor. 12-megapiksel RGB + 20-megapiksel tek renkli sensörleri, dünyanın en büyük çift f/1.6 diyaframını, yapay zeka destekli Bokeh Efekti ve yapay zeka destekli Dijital Zoom’unu ve Optik Görüntü Sabitleyici Sistemini (OIS) biraraya getirdi. HUAWEI Mate 10 Pro ayrıca IP67 su ve toza dayanıklı.Moda ve En tehlikeli aynasızteknolojibu saatlerde Sony’nin yeni full frame a7R III değiştirilebilir lensli fotoğraf makinesi, çözünürlük ve hızın en üst düzey kombinasyonunu sunuyor. YenilikçiDünyaca ünlü Full Frame aynasız model, 42.4 MP Yüksek Çözünürlük ve saniyedemoda markası 10 kare kesintisiz çekim ile hızlı ve hassas AF performansını tek birEmporio Armani, kompakt gövdede bir araya getiriyor.geliştirdiği akıllısaat modelleriylehem modayıyakından takipedenlerin hemde saatseverlerinyeni vazgeçilmeziolan giyilebilirteknolojiyisunuyor.Dikiş artık çok daha keyifliPFAFF, Creative Icon modeli ile zamanın ötesine geçiyor.Creative Icon™ dikiş ve nakış makinesi, en büyük çalışma alanı,en büyük dokunmatik ekran, bulut depolama alanı ve nakışbildirim uygulaması gibi benzersiz özellikleri sayesine dikişmakinelerinin geleceğini gözler önüne seriyor.194

Lenovo’dan ince belliye rakipLenovo’nun efsanevi UltraSlim ailesinin en gözdeüyelerinden IdeaPad 720S, 7. nesil Intel™ Core®i7 işlemci gücü ile yüksek performans vadederkenşık ve ince tasarımıyla da mobilite sunuyor.. Fotoğraf baskısı çantanızda Fotoğraf stüdyosunda basılmış gibi kaliteli fotoğraflarla anıları ölümsüz kılmak için tasarlanan SELPHY CP1300 yazıcı, kullanıcıların akıllı telefonları veya fotoğraf makinelerinden bağlanarak doğrudan baskı almalarına da olanak tanıyor. Evinizin kontrolü parmaklarınızın ucunda Panasonic’in Thea IQ dokunmatik panelleri ile evlerde aydınlatma, alarm, güvenlik ve iklimlendirme cihazları, perde ya da panjurlar tek noktadan kontrol edilebiliyor. Ayrıca görüntülü konuşma yapılabiliyor, site yönetim hizmetlerine ulaşılabiliyor.Dünyanın en güçlü oyun konsolu İkonik tasarımXbox One X geçmişteki, günümüzdeki ve gelecekteki en iyi oyunları oynatan tek IconX kablosuz kulak içi kulaklık ile en sevdiğinizkonsol olmak için geliştirildi. Tüm Xbox One aksesuar ve oyunları Xbox One X ile müzikleri zahmetsizce dinlerken, günlükuyumlu olarak kullanılabilecek. hareketliliğinize eğlence katabilir ve günlük rutininize daha fazlası için yer açabilirsiniz. Bluetooth Pikap Bluetooth özelliği ile müziği sadece plakla sınırlamayan Philips OTT2000B Pikap; efsanevi 1965 model Philips pikaptan ilham alınarak tasarlanan Retro görünümüyle hem kalplere hem de kulaklara hitap ediyor. 195

HABERBisse, Alsancak Cadde’deErkek giyimde dünya markası olma yolunda ilerleyen BİSSE, Türkiye’nin yanı sıra Azerbaycan, Güney Afrika, Gürcistan, Irak, İran, İsviçre, Lübnan, Özbekistan, Türkmenistan ve Ürdün’de mağazalara sahip. BİSSE son olarak İzmir Alsancak Cadde mağazasını açarak İzmirliler’e hizmet vermeye başladı. 196

197

BASINDA BİSSE Medyada BİSSE gündemi 42. yılını kutlayan BİSSE, kalitesi ile öncü bir marka olarak dünden bugüne daima medyanın gündeminde oldu. Kendisini güncellemekteki başarısı ve fütürist yaklaşımı ile de medyada gündem belirlemeye devam ediyor. İşte yakın geçmişten en son BİSSE haberleri…198


Like this book? You can publish your book online for free in a few minutes!
Create your own flipbook