6. Sınıf Meali Rahman ve rahim olan Allah’ın adıyla... 1. Ey örtüsüne bürünen! 2–4. Geceleyin namaza kalk! Gecenin yarısından sonra; bu süreyi biraz azalt ya da ona ekleme yap; Kur’an’ı tane tane, hakkını vererek oku! 5. Doğrusu biz sana (sorumluluğu) ağır bir söz vahyedeceğiz. 6. Şüphesiz gece vakti, etki ve uyum yönünden, sözün zihne yerleşmesi bakımından daha elverişlidir. 7. Gündüz vakti ise senin için yoğun bir koşuşturma durumu vardır. 8. Rabbinin adını an, bütün varlığınla ona yönel! 9. Doğunun da batının da Rabbi odur. Ondan başka ilah yoktur. Öyleyse yalnız O’na güvenip sığın! 10. Onların söylediklerine katlan ve uygun bir şekilde onlardan uzaklaş. 11. Nimet içinde yüzen o yalanlayıcıları bana bırak ve onlara biraz süre tanı. 12–13. Kuşkusuz katımızda (onlar için) prangalar, yakıcı bir ateş, boğazdan geçmez bir yiyecek ve elem verici bir azap vardır. 14. O gün yeryüzü ve dağlar sarsılır; dağlar savrulan kum yığın- ları halini alır. 15. Doğrusu Firavun’a bir elçi gönderdiğimiz gibi size de hakkı- nızda tanık olacak bir peygamber gönderdik. 16. Firavun o peygambere karşı gelmiş, biz de onu ağır bir şekil- de cezalandırmıştık. 17. Siz de inkârda direnirseniz, çocukları ihtiyarlatan o günden kendinizi nasıl koruyacaksınız? 18. O gün gökler paramparça olacak, Allah’ın vaadi mutlaka yerine gelecektir. 50
Kur’an-ı Kerim’i Tanıyalım 1. Ünite 19. Şüphesiz bunlar bir öğüttür; artık dileyen Rabbine ulaştıra- cak bir yol tutar. 20. Senin, gecenin üçte ikisine yakın kısmını, yarısını, üçte birini ibadetle geçirdiğini ve beraberinde bulunanlardan bir gru- bun da (böyle yaptığını) Rabbin elbette bilir. Gece ve gündüzü belirleyen ancak Allah’tır. O sizin, vakti (tam olarak) tespit ede- meyeceğinizi bilmektedir. Bu yüzden de sizi bağışlamıştır. Artık Kur’an’dan kolayınıza geleni okuyunuz. Allah bilmektedir ki içinizde hastalar bulunacak, bir kısmınız Allah’ın lütfundan rızık aramak üzere yeryüzünde diğerleri de Allah yolunda çarpışacaklardır. O halde Kur’an’dan kolayınıza geleni okuyunuz. Namazı kılınız, zekâtı veriniz, Allah rızası için sadaka veriniz. Kendiniz için önceden (bu dünyada) ne iyilik hazırlarsanız Allah katında onu bulursunuz; hem de daha iyi ve mükâfat yö- nünden daha büyük olmak üzere. Allah’tan bağışlanma dileyiniz! Şüphesiz Allah çok bağışlayıcıdır, çok esirgeyicidir. 51
6. Sınıf Surenin Açıklaması Hz. Peygamber (s.a.v.) Hira mağarasında ilk vahyi aldığında bu olaydan fevkalade etkilenmiş, doğruca evine gidip eşi Hz. Hatice’ye “Beni örtün, beni örtün!” demiştir. Onlar da sonra peygamberimizin üzerine bir örtü örtmüşler, o da heyecanı geçip ra- hatlayıncaya kadar bu şekilde kalmıştır.87 İşte birinci ayetteki “müzzemmil” kelimesi onun bu halini ifade etmektedir. Hz. Peygamber örtüsüne bürünmüş bir halde du- rurken, yine Cebrail (a.s.) gelmiş ve “Ey örtüsüne bürünen!” hitabıyla başlayan yeni ayetler getirmiştir. Bu surede geceleyin uyanıp namaz kılmak, Kur’an’ı tertil üzere okumak ve Kur’an ile meşgul olmak emredilmiştir. İsra suresinin 79. ayetinde de şöyle buyrulur: “(Ey Peygamber!) Gecenin bir kısmında da uyanarak sana mahsus fazla bir ibadet olmak üzere (teheccüd) namazı kıl ki, Rabbin seni Makam-ı Mah- mud’a ulaştırsın.” Bu ayete göre gece kalkıp namaz kılmak Pey- gamberimize farz kılınmıştır. Beş vakit namaz farz kılındıktan sonra da bu görev aynen devam etmiş- tir. Teheccüd adı verilen bu gece namazı emri Peygamberimize özeldir. Onun ümmeti olan biz- lerin geceleyin kalkıp bu namazı nafile olarak kılması ise sünnettir. BİLGİ KUTUSU Müzzemmil suresinde Kur’an’ın tertil üzere okunması emredilir. Tertîl, sözlük- te “bir şeyi güzel bir şekilde sıralamak, dizmek, açığa çıkarmak ve açıklamak” anlamlarına gelmektedir. Burada Kur’an’ın açık ve düzgün bir şekilde, tane tane ve yavaş yavaş, mânası üzerinde düşünerek okunması kastedilmektedir.88 Bu şekilde okumak Kur’an’ı anlamaya ve mânalarını düşünmeye daha elverişli ol- duğu için Yüce Allah böyle okumayı emretmiştir. Sevgili Peygamberimizin arka- daşları (sahabe) onun Kur’an’ı, harflerinin hakkını vererek, ağır ağır okuduğunu habervermektedirler.89 87 Buhârî, Bed’ü’l-vahy, 1; Müslim, İman, 252. 88 Yazır, Hak Dini, VIII, 397. 89 İbn Kesir, Tefsiru’l-Kur’ani’l-Azim, Dâru’t-Turâs, Kahire, 1980, IV, 434. 52
Kur’an-ı Kerim’i Tanıyalım 1. Ünite 5. ayette Peygamberimize vahyedileceği belirtilen “ağır söz”den maksat Kur’an-ı Kerim’dir. Kur’an, Allah kelamı olduğu için yücedir. Eşsiz bir kitaptır. Bir bilgi hazinesidir, insanlığın kılavuzu, yol göstericisidir. Yüce Allah hem bu sebeple hem de getirdiği sorumlulukların ağırlığından dolayı Kur’an’a ağır söz demiştir. Hz. Peygamberimizin geceleri kalkıp namaz kılmakla emredilmesi de bir anlamda onun psikolojik olarak bu ağır göreve hazırlanması sayılabilir. 6. ayette, gece vaktinin gösterişten uzak, daha samimi bir ibadet için çok daha elverişli, sözün zihne yerleşmesi bakımından çok daha uygun olduğu belirtilir. Bununla gece vaktinin sessiz, ten- ha, karanlık ve serin olması sebebiyle ibadetle meşgul olmaya daha elverişli olduğu ifade edilmiş- tir. Gecenin huzur ve sükûnetinde kalkıp namaz kılmak, Kur’an okumak ve Allah’a dua etmenin de önemine işaret edilmiş olmaktadır. Gündüz vakti insan, bütün bunlar için zaman bulamadığını söyleyip birtakım bahaneler üretebilir. Ancak gecenin mazereti olmaz. Bu sebeple nafile namaz, Kur’an tilaveti ve dua etmek için gecenin gündüzden daha elverişli olduğu söylenebilir. Ayrıca burada geceleyin kılınan namazın, insanı mânen yücelteceği, Kur’an’ı anlayarak ve üzerinde düşünecek şekilde okumaya gecenin daha uygun olduğu anlatılıyor. 7. ayette de gündüz vaktinin meşgalelerine dikkat çekilmektedir. İnsanlar çalışmak ya da ih- tiyaçlarını karşılamak için gün boyunca koşuştururlar. Bu sebeple burada Peygamberimize ve onun şahsında ümmetine, gündüzleri daha çok meşguliyet ve sorumluluğun olduğunu; bu se- beple nafile namaz ve Kur’an okuma gibi ibadetler için gecenin daha elverişli bir zaman olduğu hatırlatılmıştır. 8–10. ayetlere gelince; önceki ayetler, ilâhî mesajı alarak onu kendi manevî dünyasına yan- sıtması ve insanlara tebliğ etmesi için Hz. Peygamber (s.a.v.)’i psikolojik yönden hazırlamaya yönelikti. Bu ayetler ise manevî hazırlıkla birlikte tebliğin nasıl yapılması ve nelere dikkat edilmesi gerektiğini öğretmektedir. Bunlar, daima Allah’ı anarak ondan yardım istemek, samimi kalp ile ona yönelmek, onun gücüne dayanmak ve koruyuculuğuna güvenmektir. İnkârcıların kendisi hakkında söyledik- leri “sihirbaz, kâhin, şair, mecnun” gibi yakışıksız sözlere, iftiralara aldırmamaktır. Bunlara sa- bırla göğüs germek ve böyle durumlarda bu tür sözleri söyleyenlerle tartışmaya girmemektir. 53
6. Sınıf Bundan sonraki “Nimet içinde yüzen o yalanla- yıcıları bana bırak!” cümlesi, elde ettikleri nimetle- rin şükrünü yerine getirmeyen ve Allah’ın gönder- diği Peygamber’i yalancılıkla itham eden varlıklı, kibirli ve baskıcı tavırlar takınan Mekke müşrikleri- ni hedef alır. Allah Teâlâ Peygamberimize onlarla uğraşmasına gerek olmadığını, onların cezalarını kendisinin vereceğini bildirmiştir. Bu cezalandırma süreci bir bakıma hicretten sonra Bedir Savaşıy- la birlikte başlamıştır. 12. ayet onların cezalarının dünyada sona ermediğine, ahirette de cehennem ateşiyle cezalandırılacaklarına işaret etmektedir. Kafirler, elleri kelepçeli, ayakları bağlı, boyunları- na halkalar geçirilmiş olarak cehenneme atılacak ve boğazdan geçmeyen yiyeceklerle yüz yüze ka- lacaklardır. İnsanın boğazından geçmeyen yiye- cekler, Duhan ve Ğaşiye surelerinden öğrendiği- mize göre zakkum ağacı ve kuru dikendir. 13. ayetin son bölümünde suçlular için ayrıca mahiyeti belirtilmeyen acı verici bir azaptan söz edilmektedir. 14. ayette de bu cezaların, dağların ve yeryüzünde bulunanların şiddetli bir şekilde sarsılması ve dağların kum yığını haline gelmesi ve kıyametin kopmasıyla başlayacağı haber ve- rilmiştir. Bütün bunlar, dünyadaki ağır cezalardan örnekler vererek ahiretteki cezanın ağırlık ve deh- şetini tasvir etmeye yönelik anlatımlardır. Daha sonra geçmişte güç ve kuvvete güvene- rek hak yoldan saptığı, zorbalık yaptığı ve Allah’ın gönderdiği peygambere karşı geldiği için cezalan- dırılmış olan Firavun örnek verilerek, insanların bundan ders almaları istenmektedir. Ayetler aynı zamanda müşrikler için de bir uyarıdır. Hz. Musa 54
Kur’an-ı Kerim’i Tanıyalım 1. Ünite ile Hz. Peygamber’in durumları ve dini tebliğ ettikleri kimselerden aldıkları tepkiler birbirine ben- zediği için Yüce Allah bu örneği vermiştir. Yüce Allah önceki ayetlerde inkârcılıkta devam edenlerin dünyada nasıl cezalandırılacağını Firavun örneği ile anlattıktan sonra, 17–19. ayetlerde bir örnekle kıyamet gününün şiddetini ve inkârcıların o günkü hallerini tasvir etmektedir. Kıyamet günü küçük çocukları ihtiyarlatacak de- recede dehşet vericidir. İnkârlarında direnenler, kıyamet olayı karşısında tüm güçlerini kaybede- cekler, ne yapacaklarını bilemeyeceklerdir. Artık bunlardan ders çıkarıp Allah’a giden yolu seçmek insanların hür iradelerine bırakılmıştır. Dileyen Allah’ın gösterdiği huzur ve mutluluk yolunu seçerek kurtuluşa erer, dileyen de şeytanın yolunu tercih ederek cezasını bulur. Hiç kimse bu yollardan birini seçmeye zorlanmaz.90 Surenin sonuna geldiğimizde “Artık Kur’an’dan kolayınıza geleni okuyu- nuz!” ifadesinin iki kez yer aldığı uzun bir ayetle karşılaşıyoruz. Surenin ba- şındaki ilk ayetlerde gece namazına kalkılması ve bunun belli bir vakit için- de eda edilmesi emredilmişti. Uygula- mada hem gece namaza kalkma hem de istenen vakti tespit etme hususunda zorluk ortaya çıkınca sorumluluk hafifletilmiştir. Buradaki emir, teşvik ve tavsiye mahiyetindedir. “Artık Kur’an’dan kolayınıza geleni okuyunuz!” ifadesi iki türlü anlaşılabilir: Geceleri kolayınıza gelen miktarda teheccüt namazı kılınız. Gece namazında Kur’an’dan kolayınıza gelen miktarda okuyunuz. 90 Komisyon, Kur’an Yolu, V, 488–489. 55
6. Sınıf Birinci anlama göre mü’minler, geceleyin belli bir vakte bağlı kalmadan ve farz olmaksızın kalkıp kolaylarına geldiği miktarda nafi- le namaz kılarlar; ikinci yoruma göre ise gece kalkıp kıldıkları namaz- da Kur’an’dan kolaylarına gelen miktarda ve kolay gelen ayetleri okurlar. Bununla birlikte bu cüm- leyi, namazla alâkası olmaksızın, “Sadece Kur’an’dan kolayınıza gelen miktarı okuyunuz!” şeklin- de yorumlamak da mümkündür. Ayetin bundan sonraki bölü- münden anlaşıldığına göre has- talıktan, geçim temini için veya başka maksatlarla yapılan yolcu- luklardan; vatan savunması, özgürlük, bağımsızlık vb. yüce amaçlarla cihadda bulunmak gibi ma- zeretlerden dolayı Allah Teâlâ kullarına kolaylık lütfetmiş, yani mü’minlerin gece kalkıp kolaylarına geldiği miktarda namaz kılmaları farz değil nâfile olmuştur. Ayetin son bölümünde ise Yüce Allah biz mü’minlere, namazlarımızı kılmayı, zekât vermeyi, Allah rızası için hayır yapmayı, iyilikte bulunmayı, fakirlere karşı şefkat ve merhametle davranıp onlara yardım etmeyi emretmiştir. Dünyada bu gibi iyi işler yapanların âhirette bu yaptıklarının karşılığını kat kat alacaklarını haber vermiştir. Burada geçen “Namazınızı kılınız, zekâtı veriniz!” cümlesindeki namazı beş vakit namaz, zekâtı da farz olan zekât olarak anlamak mümkün ise de surenin tamamının Mekke döneminde inen ilk surelerden olduğu dikkate alındığında burada farklı düşünmek yerinde olacaktır. Çünkü beş vakit namaz ve belirli kurallara bağlanmış haliyle zekât ibadeti yıllar sonra farz kılınmıştır. Buna göre ayette, İslâm’ın beş temel şartından ikisini teşkil eden namaz ve zekât ibadetlerine ilişkin yüküm- lülük bilincini oluşturmanın ve bunların ilk uygulamalarını başlatmanın amaçlandığı söylenebilir. Surenin son cümlesinde de mü’minlerin Allah’tan bağışlanma istemeleri emredilmiştir. 91 91 Komisyon, Kur’an Yolu, V, 490. 56
Kur’an-ı Kerim’i Tanıyalım 1. Ünite NOT EDELİM Müzzemmil suresinin vermiş olduğu mesajları şöyle özetleyebiliriz: 1. n-ı Kerim, Allah’ın sözü olduğu bilinciyle tane tane, hakkını vererek okunma- lıdır. O, ayetleri üzerinde düşünülerek okunmalı, anlaşılmalıdır. 2. Kur’an-ı Kerim, sözlerin en değerlisidir. Onun muhatabı olmak insanı yücelttiği gibi aynı zamanda onu sorumluluk sahibi bir birey haline getirir. 3. Gece vakti Kur’an tilaveti, ayetleri anlamaya çalışma ve nafile ibadetler için daha elverişli bir zaman dilimidir. Bu vakitte yapılan ibadetler, kişiyi her açıdan yü- celtecek, Allah katında değerli kılacaktır. 4. Allah’ın adını anıp, bütün varlığımızla ona yönelmeliyiz. Güvenilip sığınılacak tek varlık sadece odur. 5. Namazın farzlarından biri de kıraattir ve bu, Kur’an’dan bir miktar öğrenip na- mazda okumakla mümkündür. Siz de bu sureden edindiğiniz bilgileri aşağıya not edebilirsiniz; • ......................................................................................................................... •.......................................................................................................................... •.......................................................................................................................... •.......................................................................................................................... •.......................................................................................................................... • ......................................................................................................................... Müddessir Suresi Biliyor musunuz? Müddessir suresi bizden her açıdan temiz olmamızı, günah ve kötülüklerden arınarak temiz ve saf bir benliğe sahip olmamızı istiyor. 57
6. Sınıf Sure adını, birinci ayette geçen ve “bürünüp sarınan” anlamına gelen “müddessir” kelimesin- den almıştır. İlk döneme ait ve kısa bir sure olmasına rağmen bu sure, bir bütün olarak Kur’an’ın işlediği hemen hemen bütün temel kavramları ortaya koyar: Allah’ın birliği ve benzersizliği, yeni- den dirilme ve yargılama, ölümden sonraki hayat ve onunla ilgili bütün tasvirler, insanın zayıflığı ve Allah’a kesinlikle muhtaç oluşu, boş gurura, büyüklenmeye ve bencilliğe karşı zaafı, her insa- nın kendi davranış ve eylemlerinden bireysel olarak sorumlu oluşu, cennet ve cehennemin keyfî bir ödül veya ceza değil de kişinin yeryüzündeki hayatının doğal sonuçları olması surenin bir özeti sayılabilir.92 Surede Hz. Peygamber’in hayatından bir kesit ele alınmış, ona dini tebliğ görevini yerine getir- mesi, inkârcıları uyarması ve bu konuda karşılaşaca- ğı sıkıntılara katlanması emredilmiştir. Kıyamet gü- nünün sıkıntılarından söz edilmiş, Kur’an’a sihir ve beşer sözü diyerek onu reddeden müşriklerin cehenneme sürüklenecekleri haber verilmiştir. Surede ayrıca inkârcıların cehenneme gir- melerinin sebebi hakkında mü’minlerle ara- larında geçen bir konuşmaya yer verilmiş ve inkârcıların haktan yüz çevirmelerinin sebepleri anlatılarak sure sona ermiş- tir.93 Peygamberimiz, Hira mağara- sında vahiy meleğinin sesini işitip kendisini de görünce korkusun- dan titremeye başlamış, he- men ailesine gelerek “Beni örtün, beni örtün!” demiş; on- lar da üzerine bir örtü örtmüşler ve serin su serpmişlerdi. Bunun ardından “Ey örtüsüne bürünen!” hitabıyla 92 Esed, Kur’an Mesajı, s. 1203. 58 93 Komisyon, Kur’an Yolu, V, 491.
Kur’an-ı Kerim’i Tanıyalım 1. Ünite başlayan Müddessir sure- sinin ilk beş ayeti inmiştir. Bununla birlikte “örtüsüne bürünen” ifadesine mecaz olarak “peygamberlik kim- liğine bürünen, bu ağır gö- revi yüklenen” anlamları da verilmiştir. “Kalk, uyar!” emri Mu- hammed aleyhisselâmın, peygamber olarak tevhid dinini ve Allah’ın mesajları- nı insanlığa tebliğ etmekle görevlendirilişinin ilanıdır. Rasûlullah, bu emri aldıktan sonra insanları tevhid dinine çağırmaya başlamış, son nefesine kadar da bu görevini sürdürmüştür. “Sadece Rabbinin büyüklüğünü dile getir!” emri, tevhid dininin en önemli unsuru olan “Allah’ın birliğine iman ve ona kulluk” esasını ortaya koymaktadır. İslâm’ın bu temel ilkesinin hemen ardından gelen “Elbiseni temiz tut!” emri, bizler için maddî olarak giysilerimizi her türlü pislikten temiz tutmayı, manevî olarak da güzel ahlâkla bağdaşmayan davranışlardan ve günahlardan arınmamızı ifade eder. Buradaki maddî temizlik geneldir ve bütünüyle beden temizliği, ev, cadde, işyeri, cami vb. özel veya ortak alanların temizliğine işaret eder. 5. ayetteki “Her türlü pislikten uzak dur!” cümlesi dış temizlikten sonra inanç ve ahlâk temizliği- ni, iç arınmayı vurgulamaktadır. İnanç kirliliklerini, putları, kötü ahlâkı ortadan kaldırmayı emreder. Dolayısıyla bu iki ayette, etkileyici bir üslûpla, Peygamberimize ve onun şahsında bütün Müslü- manlara hem maddî hem de manevî temizlik emredilmiştir. Bu emrin, ilk inen ve Hz. Peygambe- rimizi elçilik görevine hazırlayan ayetlerde yer alması da ayrıca anlamlıdır. 59
6. Sınıf 6–7. ayetleri şöyle anlamak mümkündür: Ey Peygamber! Sakın şerefli ve değerli peygamber- lik vazifesinin zorluklarını çok görme, bunlara gönül rızası ile katlan. Karşılığında daha fazlasını bekleyerek iyilik etme. Fakir fukaraya yaptığın yardımı çok görme, fakirleşmekten korkmayan kimselerin verdiği gibi sen de çokça ver. Görüldüğü gibi Hz. Peygamber’in, insanlığı uyarma gö- revini yerine getirirken birçok sıkıntı ile karşı karşıya kalacağına işaret edilmiş ve Allah’ın rızasını kazanmak için bu sıkıntılara sabretmesi gerektiği emredilmiştir. 11–17. ayetlerin Mekkeli müşrik Velîd b. Muğîre hakkında indiği belirtilmiştir. Kureyş’in ileri ge- lenlerinden olan Velîd’in çok sayıda oğlu vardı ve Velid oldukça zengindi.94 Buna rağmen Allah’ın kendisine armağan ettiği nimetlere şükretmek bir yana, Allah’a ve Peygamber’e karşı nankörlük etmiş, İslâm’ı yok etmek isteyenlere öncülük edenler arasında yer almıştı. Ayet, Velîd b. Muğîre’nin şahsında herkes için geçerli olan şu mesajı vermektedir: Nimete karşı şükretmek, nimet sahibine minnettar olmak en yalın ahlâkî ödevlerden biri olup, aklın ve adale- tin bir gereğidir. Sıradan birinin alelade yardım ve iyiliğine bile minnettar olup teşekkür ederken; varlığımızı, hayatımızı, sahip olduğumuz, yararlandığımız her türlü maddî ve manevî nimet ve imkânları bize ihsan eden Allah’a minnettar olmamak, şükretmemek, ibadet etmemek büyük bir nankörlüktür. Özellikle Allah’ın varlığını ve birliğini tanımamakta öteye geçerek, inkâr, şirk ve zul- me öncülük etmek bütün nankörlüklerin ve haksızlıkların en ağırıdır. Müşrikler Hz. Peygamber’e ve tebliğ ettiği Kur’an’a karşı nasıl bir tavır takınmaları gerektiğini Velîd b. Muğîre’ye sormuşlar, o da düşünüp taşındıktan sonra Hz. Peygamber’in bir sihirbaz, Kur’an’ın da önceki sihirbazların bir sihri, bir insan sözü olduğunu insanlar arasında yaymalarını tavsiye etmiştir. İşte 18–25. ayetlerde Velîd b. Muğîre örneğinde Kur’an’a karşı benzer şekilde inkârcı tutum sergileyenler kınanmış; 26–30. ayetlerde ise hak ettikleri ahiretteki ceza özetlen- miştir. 94 Komisyon, Kur’an Yolu , V. 491. 60
Kur’an-ı Kerim’i Tanıyalım 1. Ünite Allah Teâlâ kitapları ve peygamberleri vasıtasıyla insanlara doğru yolu göstermiştir. Onun irşat ve yardımlarından yararlananlar doğru yolu bularak kurtuluşa ererler; kendi iradeleriyle Allah’ın emrine karşı geldikleri ve nefislerine uydukları için Allah’ın hidayet ve yardımından faydalanama- yanlar da dünya ve ahirette huzurlu olamazlar. 32–37. ayetlerde Yüce Allah gece karanlığında dünyayı aydınlatan ay, aydınlanmak üzere olan gece, aydınlanıp ışığı her tarafa yayılmış olan sabah üzerine yemin ederek, bir yandan bu tabiî kanıtlara, bir yandan da 36. ayetteki uyarıcının önemine dikkat çekerek Allah’ı ve ahireti inkar edenleri ikaz etmiştir. 38–48. ayetlerde iman veya inkâr konusunda yapılan tercihin sonuçları anlatılmakta, kişinin tercihine göre cennetteki nimetlere kavuşacağı veya cehennemdeki azaba sürükleneceği bildirilmektedir. Surede cenneti hak edenler “ashabu’l-yemîn” tamlamasıyla ifade edilmiştir. Bu tamlama, Kur’an’da genellikle iman ve amelleriyle gerçeğin ve erdemin tarafında olanları ifade eder. Bu deyim, “âhirette amel defterleri sağ taraflarından verilenler, mü’minler, melekler, dünyada hayırlı işler yapanlar, dürüst, erdemli” gibi anlamlar çağrıştırır. Özetle Allah’ın iradesine uygun bir inanç ve amel çizgisi benimseyip, hayat boyu bu çizgisini sürdüren mü’minler cennete kavuşacaklardır. Bundan sonraki 43–47. ayetlerde sıralanan günahkârların özellikleri, bir bakıma cenneti hak eden inananların özelliklerini de ortaya koymaktadır. Hayatlarının sonuna kadar namazlarını kı- lan, yoksulu doyuran, yanlış inançlardan ve kötü davranışlardan uzak duran, ceza gününe inanan kimseler cennetle ödüllendirileceklerdir.95 95 Komisyon, Kur’an Yolu, V, 500-510. 61
6. Sınıf Surenin sonunda Kur’an ayetlerinin öğüt ve uyarı olduğu gerçeğine işaret edilmektedir. Sami- miyet ve iyi niyetle öğüt almak, gerçeği bulmak isteyenlerin, aradıklarını Kur’an’da bulacakları bil- dirilmiştir. Kuşkusuz her şey Allah’ın dilemesine, izin ve imkân vermesine bağlıdır. Ayetler uyarıcı olarak Kur’an’ın gönderildiğini ifade ettiği gibi başka kitap gönderilmeyeceğine, dünya ve âhiret mutluluğu için Kur’an’ın yeterli olduğuna da işaret etmektedir. 96 NOT EDELİM Müddessir suresinin vermiş olduğu mesajları şöyle özetleyebiliriz: 1. İslam her açıdan temizliği emreden bir dindir. 2. Kıyamet, bu dünyayı iyi değerlendirmeyenler için çok zorlu olacaktır. 3. İnsan, bu hayatta nasıl yaşarsa, ahirette kendisine ona göre bir son hazırlamış olur. 4. Namaz kılmamak, zekât ve sadaka görevlerini ihmal edip yoksulu doyurma- mak; günahlara dalıp hesap gününü unuturcasına yaşamak, tevbe edilmezse kişi- nin cenneti kaybetmesine yol açacaktır. Siz de bu sureden edindiğiniz bilgileri aşağıya not edebilirsiniz; • .......................................................................................................................... • .......................................................................................................................... • .......................................................................................................................... • .......................................................................................................................... • .......................................................................................................................... • .......................................................................................................................... •........................................................................................................................... 96 Komisyon, Kur’an Yolu, V, 501. 62
Kur’an-ı Kerim’i Tanıyalım 1. Ünite 3. Kur’an’dan Dualar Öğreniyorum BİLGİ KUTUSU Biliyor musunuz? Dua bizi yaratan ve sahip olduğumuz her şeyi bize ar- mağan eden Rabbimizle kurduğumuz iletişimdir. O, her an yanı başımızda- dır. Bu yüzden kesinlikle yalnız olmadığımızı bilmeliyiz. İster sessizce ister yüksek sesle her istediğimiz anda Allah’a halimizi arz edebilir, isteklerimizi ona iletebiliriz. Rabbimizle kuracağımız bu diyalog, aynı zamanda bizi ona yaklaştıracaktır. Taha suresi, 114. ayet: Allah, Kur’an’da içtenlikle yapılan duaları mutlaka kabul edeceğini müjdeler. Dua ile onun ka- tında değerimizin artacağını bildirir. Bize nasıl dua edeceğimizi örnek dualarla öğretir. Bu dua- lardan biri de Kur’an’ın Taha suresinin 114. ayetinde yer alır. Şimdi Allah’ın kendisine Kur’an’ı indirirken Peygamberimize öğrettiği bu duayı öğrenelim ve Yüce Rabbimizden biz de bilgimizin artmasını isteyelim. “Hükmü her yerde geçerli gerçek hükümdar olan Allah yücedir. (Ey Muhammed!) Kur’an sana vahyedilirken, vahiy bitmeden önce (unutma korkusu ile) Kur’an’ı okumada acele etme; “Rabbim! Benim ilmimi artır!” de.” 4. Kur’an Kavramlarını Öğreniyorum: Dua DÜŞÜNELİM Annenizden ya da babanızdan çokça duyduğunuz dualar var mı? Onların duasını almak sizi nasıl etkiliyor? Dua, sahip olduğumuz en büyük hazinedir. Bizi rahatlatan, yalnızlıktan kurtaran, hayata tu- tunduran en büyük nimettir. Yanı başında her an kendisini görüp gözeten bir Yüce Yaratıcı’nın varlığını hissetmek, inanan insanın en büyük dayanağı ve tesellisidir. 63
6. Sınıf Kur’an’a göre insanları diğerle- rinden ayıran, kula Allah katında saygınlık kazandıran özelliklerden birisi de duadır, Allah’a yöneliştir. Bu konuyla ilgili Furkan suresinin 77. ayetinde şöyle buyrulur: “(Ey Muhammed!) De ki: Duanız ol- masa Rabbim size ne diye de- ğer versin!” Duamız, yalvarıp ya- karmamız, ibadet hayatımız, yani en genel ifadesiyle kulluğumuz yoksa Allah katında özel bir mua- mele görmeyi beklemeye de hak- kımız kalmamış oluyor. Dua, Kur’an’ın değindiği en temel konulardan biridir. Dua bir çağrıdır, sesleniştir, Allah’a halimi- zi arz etmektir. Allah’a bağlılıktır, teslimiyettir. Onu anmak ve yüceltmektir. Kur’an, bize dua hakkında çok önemli mesajlar verir. Meselâ kime ve nasıl dua edileceğini an- latır. İçtenlikle ve uygun bir ses tonuyla sabah-akşam dua etmeyi tavsiye eder. Bunu ifade eden ayetlerden birkaçı şöyledir: “Rabbinize alçak gönüllülükle ve için için dua edin. Çünkü O, haddi aşanları sevmez.”97 “Rabbini, içinden yalvararak ve korkarak, yüksek olmayan bir sesle sabah-akşam zikret ve gafillerden olma!” 98 DÜŞÜNELİM Dualarımızda Allah’tan ne istemeliyiz? Sadece dünya hayatına yönelik geçici şeyler mi? Bu konuda neler söylersiniz? Kur’an bize Allah’a onun en güzel isimleriyle yönelmeyi öğretir: “De ki: “(Rabbinizi) ister Allah diye çağırın, ister Rahman diye çağırın. Hangisiyle çağı- rırsanız çağırın, nihayet en güzel isimler onundur. Namazında sesini pek yükseltme, çok da kısma. İkisinin ortası bir yol tut.”99 97 A’raf suresi, 55. ayet. 98 A’raf suresi, 205. ayet. 99 İsra suresi, 110. ayet. 64
Kur’an-ı Kerim’i Tanıyalım 1. Ünite “En güzel isimler Allah’ın- dır. O’na o güzel isimleriyle dua edin…100 Layıkıyla yapılan dua, Allah tara- fından mutlaka kabul görür: “Rabbi- niz dedi ki: “Bana dua edin, size karşılıkvereyim…”101 Kur’an, Allah’ın kuluna son derece yakın olduğunu, kul ile Allah arasında bir aracının olmadığını ve bizim doğ- rudan ona yönelebileceğimizi söyler. Şöyle ki: “Kullarım, sana beni sorarlarsa, (bilsinler ki), gerçekten ben (onla- ra çok) yakınım. Bana dua edince, dua edenin duasına cevap veririm. O halde, doğru yolu bulmaları için benim davetime uysunlar, bana iman etsinler.”102 “Andolsun, insanı biz yarattık ve nefsinin ona verdiği vesveseyi de biz biliriz. Çünkü biz ona şah damarından daha yakınız.”103 Kur’an, bize hangi ifadelerle ve ne şekilde dua edeceğimizi de öğretir. Henüz Kur’an’ın başın- da Fatiha suresinde, yani namazlarımızın bütün rekâtlarında Rabbimize şöyle dua ederiz: “Bizi doğru yola, kendilerine nimet verdiklerinin yoluna ilet; gazaba uğrayanlarınkine ve sapıklarınkinedeğil!”104 Al-i İmran suresinin 8. ayeti de ilme / erdeme ulaştıktan sonra yoldan çıkmamayı isteyeceğimiz bir duayı içerir: “Rabbimiz! Bizi hidayete erdirdikten sonra kalplerimizi eğriltme. Bize katın- dan bir rahmet ver. Şüphesiz sen çok ihsan edensin.” Duaya sadece sıkıntılı anlarımızda değil her zaman devam etmeliyiz. Kur’an bunu şöyle ifade eder: “İnsana bir sıkıntı dokundu mu, gerek yan üstü yatarken, gerek otururken, gerekse ayak- 100 A’raf suresi, 180. ayet. 65 101 Mü’min suresi, 60. ayet. 102 Bakara suresi, 186. ayet. 103 Kaf suresi, 16. ayet. 104 Fatiha suresi, 6-7. ayetler.
6. Sınıf ta iken bize dua eder. Ama biz onun bu sıkıntısını ondan kaldırdık mı, sanki kendisine do- kunan bir sıkıntı için bize hiç yalvarmamış gibi geçer gider. İşte o haddi aşanlara, yapmakta oldukları şeyler, böylece süslenmiş/hoş gösterilmiştir.” 105 Dualarımızda isteklerimiz sadece bu hayata dair olmamalıdır. Kur’an bunu şöyle ifade eder: “İnsanlardan, “Ey Rabbimiz! bize (vereceğini) bu dünyada ver!” diyenler vardır. Bunların âhirette bir nasibi yoktur. Onlardan, “Rabbimiz! Bize dünyada da iyilik ver, âhirette de iyilik ver ve bizi ateş azabından koru!” diyenler de vardır. İşte onlara kazandıklarından bir nasip vardır. Allah, hesabı çok çabuk görendir.” 106 Zikir “Zikir” sözlükte “anmak, hatırlamak anlamına gelir. Allah’ı anmak ve hatırlamak, onu unutma- maktır. Allah ismini, Allah isminin geçtiği tekbir ve tesbih sözlerini söylemektir. “La ilahe illallah” (tehlil) ve “el-hamdü lillah” (tahmid) cümlelerini tekrarlamak da zikirdir, Allah’ı anmaktır. DÜŞÜNELİM, ARAŞTIRALIM Süleyman Çelebi’nin Peygamberimizin doğumunu anlatmak üzere kaleme aldığı meşhur Mevlid adlı eserinin ilk mısraları Allah’ı anma konusuyla ilgilidir. Aşağıda verilen kısmı okuyunuz. Bilmediğiniz kelimeleri öğretmeninize sorunuz. Allah adın zikredelim evvela, Kim ki, Allah adını önce ana, Vacib oldu cümle işte her kula. Her işi kolay eder Allah ona. Allah adı olsa her işin önü, Bir kez Allah dese aşkla lisanın, Asla ebter olmaz o işin sonu. Kalmayıp dökülür bütün günahın. Zikri tekrar eyle mütemadiyen! Haramı bırakıp, helal yemeli, Her murada erişir Allah diyen. Şükredip her zaman Allah demeli. 105 Yûnus suresi, 12. ayet. 66 106 Bakara suresi, 200-202. ayetler.
Kur’an-ı Kerim’i Tanıyalım 1. Ünite Zikir, Allah’ın yüceliğini dile getirmek ve manevî açıdan yükselmek amacıyla yapılır. Kur’an’da Allah’ı zikreden mü’minlerden övgüyle söz edilmiş ve kendileri için mağfiret ve büyük mükâfatlar bulunduğu müjdesi verilmiştir. Hz. Peygamber (s.a.v.) de zikrin en faziletlisinin “lâ ilâhe illallâh” olduğunu söyleyerek,107 tev- hid kelimesi ile zikirde bulunmanın önemine dikkat çekmiştir. Zikir, dil, kalp ve beden ile olmak üzere üç çeşittir. Dil ile zikir, Allah’ı güzel isimleri ile anmak, ona hamdetmek, tesbihte bulunmak, dua etmek ve Kur’an okumaktır. Beden ile zikir, bütün organların Allah’ın emirlerine uyması ve yasaklarından kaçınması ile olur. Kalp ile zikir ise Allah’ı gönülden çıkarmamaktır. 108 Kur’an’a göre Allah’ı anmak ibadetlerin en büyüğüdür.109 Unutmayalım ki, biz Allah’ı anarsak, o da bizi anacak, bize daha çok destek olacaktır. 110 Tesbih DÜŞÜNELİM Kur’an’a göre bütün varlıklar Allah’ı anmakta, O’nu tesbih etmektedir. Bizim dışımızdaki varlıkların Allah’ı tesbihi acaba nasıldır? Düşününüz. Bir işi bitirmek, geçimi için çalışıp çabalamak, koşuşturmak, uyumak, sakınmak, dinlemek ve çok söz söylemek anlamlarındaki “s-b-h” kökünden türeyen tesbih kavramı, bir şeyi yücelterek kötülüklerden ve noksanlıklardan soyutlamak demektir. Tesbih; Kur’an’a göre “Sübhanallah” (Allah’ı eksik sıfatlardan arındırırım) demek ve namaz kılmak” anlamlarına gelir. Allah’ı güzel isimleriyle anmak, onu yüceltmektir. “Sübhanallah” sözü, sonradan yaratılmış olmak, eşi ve benzeri olmak, zulüm, âcizlik ve ortağı bulunma gibi ilâhlıkla bağdaşmayan her türlü noksanlıktan Allah’ı arındırır, yüceltirim demektir. 107 İbn Mâce, Edeb, 25. 108 Komisyon, Dini Kavramlar Sözlüğü, DİB Yayınları, Ankara, 2006, s. 715–716. 109 Ankebut suresi, 45. ayet. 110 Bakara suresi, 152. ayet. 67
6. Sınıf Tesbih kavramı, Kur’an’da “Sübhanallah”, “sübhane- ke”, “sübhanehu”, “sübhane Rabb’î”, “sübhane Rabb’ina”, “sübhanellezî…” ifadeleri ile yer alır. Yaklaşık doksan kadar ayette kullanılmış ve bu kavramla bütün melekle- rin (A’râf, 206), mü’minlerin (Secde, 15), akıllı insanların (Âl-i İmrân, 191), göklerde ve yerde bulunan her şeyin (İsrâ, 44) Allah’ı tesbihleri söz konusu edilmiştir. 111 O halde tesbih, Kur’an’a göre yalnızca kulların yerine getirdiği bir görev değildir. Saf, Haşr, Hadid, Teğabun ve Cuma gibi pek çok surenin ilk ayeti bunu ifade eder: “Göklerdeki ve yerdeki her şey Allah’ı tespih eder. Mülk yalnızca O’nundur, hamd de ona mahsustur. O, her şeye hakkıyla gücü yetendir.” 112 İsra suresinin 44. ayeti ise biz fark etmesek de her varlığın kendi hal diliyle Allah’ı tesbih etti- ğini kesin bir dille ortaya koyar : “Yedi gök, yer ve bunların içinde bulunanlar Allah’ı tesbih ederler. Her şey O’nu hamd ile tespih eder. Ancak, siz onların tesbihlerini anlamazsınız. O, halîm’dir (hemen cezalandırmaz), çok bağışlayandır.” Birçok ayette Allah’ın tesbih edilmesi emredilmiştir. Bu ayetlerden biri şöyledir: “Onu sabah akşam tespih edin!” 113 Allah’ı tesbih etmek, farkındalık isteyen bilinçli bir eylemdir. Bu yüzden “Sübhanallah, el-Ham- dülillah, Allahu Ekber” dediğimiz anlarda ne yaptığımızın ve ne dediğimizin bilincinde olmalı, içi- mizden gelerek, yavaş yavaş Allah’ı anmaya özen göstermeliyiz. 111 Komisyon, Dini Kavramlar Sözlüğü, s. 653. 112 Teğabun suresi, 1. ayet. 113 Ahzâb suresi, 42. ayet. 68
Kur’an-ı Kerim’i Tanıyalım 1. Ünite Secde Sözlükte “itaat ve tevâzu içinde eğilmek, boyun eğmek, yere kapanmak, yüzü yere sürmek” gibi anlamlara gelen secde, dinî bir kavram olarak, Allah’ın emirlerine boyun eğmek, Allah’a kulluk etmek maksadıyla ayaklar, dizler ve ellerle beraber alnın yere konması demektir. Kur’an-ı Kerim’de secde kelimesi, itaat etmek, boyun eğmek anlamında kullanılmıştır. Yüce Allah, “Görmez misin ki, göklerde olanlar ve yerde olanlar, güneş, ay, yıldızlar, dağlar, ağaç- lar, hayvanlar ve insanların birçoğu Allah’a secde ediyor; birçoğunun üzerine de azap hak olmuştur. Allah kimi hor ve değersiz kılarsa, artık onu değerli kılacak bir kimse yoktur. Şüphesiz Allah dilediğini yapar.”114; “Göklerde ve yerde kim varsa, ister istemez kendileri de gölgeleri de sabah akşam Al- lah’a boyun eğer.”115 buyurmuştur. Namaz içerisinde secde yapmak namazın rükünlerinden olup farzdır. Tilâvet secdesiyle sehiv secdesi ise, müstakil olarak yapılan secdeler olup vaciptir. Ayrıca, bir nimete nail olmaktan veya bir felâket ve musibetten kurtulmaktan dolayı yapılan şükür secdesi de müstakil bir secde olup, müstehaptır.116 Kur’an-ı Kerim birçok ayette rükû ve secdeden bir arada bah- seder. Her ikisi de namazın içinde- ki farzlarındandır ve Allah’a bağlı- lığı, sadece O’na boyun eğmeyi simgeleyen eylemlerdir. Bunu belirten ayetler- den biri şudur: “Ey iman edenler, rükû edin ve secde edin!..”117 Secde yalnızca Allah’a yapılır, 114 Hac suresi,18. ayet 115 Ra’d suresi, 15. ayet. 116 Komisyon, Dini Kavramlar Sözlüğü, s. 582–583. 117 Hac suresi, 77. ayet. 69
6. Sınıf sadece Allah’ın hakkıdır. Ondan başkasına boyun eğilmez. Secde aynı zamanda, Allah’ın emir- lerine uymak, onun evrene koyduğu kanunlara itaat etmek, Allah’ın Rab oluşuna teslim olmak demektir. Kâinattaki bütün varlıklar isteyerek veya istemeyerek Allah’a secde ederler. Bunu ifade eden ayetlerden bazıları şunlardır: “Göklerde ve yerde olanların hepsi, Güneş, Ay, yıldızlar, dağlar, ağaçlar, hayvanlar ve insanların çoğunun Allah’a secde ettiklerini görüyor musun?”118 “Göklerde ve yerde her ne varsa –isteyerek de olsa, istemeyerek de olsa- Allah’a secde ederler. Sabah akşam onların gölgeleri de (Ona secde ederler).”119 Peygamberimizin bize öğrettiğine göre secde hali, Rabbimize en yakın olduğumuz andır.120 Bu sebeple secdelerimizi uzun tutmalı, secde anında çokça dua etmeliyiz. “Sübhane Rabbi- ye’l-A’la” tesbihini beşe, yediye kadar artırdıkça Allah’a olan yakınlığımızın süresini de uzattığımı- zı bilmeliyiz. ÜNİTEMİZİ DEĞERLENDİRELİM 1. Kur’an-ı Kerim’i doğru ve güzel okumanın önemi nedir? Söyleyiniz. 2. Tecvid ilminin faydası nedir? Anlatınız. 3. Alak suresinde hangi mesajlar verilmektedir. Söyleyiniz. 4. Hz. İbrahim ve oğlu Hz. İsmail kıssasından neler öğrendiniz? Kısaca özetleyiniz. 5. Kur’an’da ne gibi dualar yer alır? Örnek veriniz. 6. “Secde” kavramı ne anlama gelir? Açıklayınız. 7. Allah’ı anmak nasıl olur? Anlatınız. 118 Hac suresi, 18. ayet. 119 Ra’d suresi, 15. ayet. 120 Müslim, Salât, 215. 70
Kur’an-ı Kerim’i Tanıyalım 1. Ünite KUR’AN’I KERİM’İ GÜZEL OKUMA Hazırlık Soruları Hazırlık Soruları1. Kur’an’ı güzel okumak için neler yapmalıyız? 1. Fur2k.âMnesdu,remseindinha3r2f.i,vseeMbeübz-zi emmemd ikl asvuraemsinlainrın4ı.naayneltalemrilnairnınaınalaramşıtnırıpKöuğr’raenn-iınKize.rim mealin- den okuy3u. nFuezla. k ve Nas surelerini geceleyin yatmadan önce okumak niçin Peygamberimiz 2. tKaurarf’aınnd’ıagnützaevlsoiykeuyeadnilmbişr tbirü. yAüilğeübnüüyzülek,leKriunri’zadne’ıngöüğzreelnoinkiuzm. Öanğırnenödnieğminizvebilögğilreertiicairn-in rolü üzerinkeadraöşploarrtıanjızylappınaıyzl.aşEılndıez.ettiğiniz bilgileri arkadaşlarınızla paylaşınız. 3. Bakara suresi ve içeriği hakkında bilgi toplayınız. 4. Yâsîn suresi ve içeriği hakkında bilgi toplayınız. 5. Kur’an-ı Kerim’i yüzünden okuyacağınız bölümlerin anlamlarını aynı zamanda bir mealden okuyunuz. 71
6. Sınıf ALTINI ÇİZELİM Yüzünden okuyacağınız her bir bölümü CD, mp3 veya öğretmeninizden din- leyiniz. Dinleme esnasında tespit edebildiğiniz tevcid kurallarının altını kurşun kalemle çiziniz. KORO ÇALIŞMASI YAPALIM Yüzünden okuyacağınız her bir bölümü, öğretmeniniz kelime kelime oku- duktan sonra koro hâlinde tekrar ediniz. BİRBİRİMİZİ GELİŞTİRELİM Sınıfınızda birkaç grup oluşturunuz. Yüzünden okunacak bölümleri grup arkadaşlarınıza okuyunuz. Birbirinizin hatalarını tespit edip düzelterek okuyu- şunuzu geliştiriniz. KENDİMİZİ GELİŞTİRELİM Yüzünden okunacak her bir bölü- mü en az on defa okuyunuz. İlk ve son okuyuşlarınızın süresini kronometre ile belirleyerek bir çizelgeye kaydedi- niz. Okuyuş hızındaki gelişiminizi göz- lemleyiniz. 72
Kur’an-ı Kerim’i Güzel Okuma 2. Ünite ا ْ� ُ� ْ� ُء ٢٣ ُ �َ ��ُ ٣٦ة ٰ� ۤ� ٤٤٤ ﺍَ َﻭ َ ْ� �َ َ� ْﻭ� ﺍَ� �א َﺧﻠَ ْﻘ�َא ﻟَﻬُ ْ� ِﻣ ��א َﻋ ِﻤﻠَ ْﺖ ﺍَ ْﻳ ۪ﺪﻳ�َٓא ﺍَ ْﻧﻌَﺎ� ًא ﻓَ ُ� ْ� ﻟَ َ�א َﻣﺎ�ِ ُכ� َﻥ � َﻭﺫَﻟ� ْﻠﻨَﺎ َﻫﺎ ﻟَﻬُ ْ� ﻓَ ِﻤ ْﻨﻬَﺎ ﺭَﻛُﻮ ُ�ُ ْ� َﻭ ِﻣ ْﻨﻬَﺎ ﻳَ ْﺄ ُכﻠُﻮ َﻥ � َﻭﻟَ ُﻬ ْﻢ ۪ﻓﻴﻬَﺎ َﻣﻨَﺎﻓِـ ُﻊ َﻭ َﻣ َ�אﺭِ ُ ۜﺏ ﺍَﻓَ َﻼ َ ْ� ُﻜ ُﺮﻭ َﻥ � َﻭ�ﺗ� َﺨ ُﺬﻭ� ِﻣ ْﻦ ﺩُﻭ ِ� ﺍ ��ِ ٰﺍﻟِﻬَﺔً ﻟَﻌَﻠ�ﻬُ ْ� ﻳُ ْﻨ َﺼ ُﺮﻭ َ ۜ� � َﻻ َ ْ�ﺘَ ۪ﻄﻴ ُﻌﻮ َﻥ ﻧَ ْﺼﺮَ ُﻫ ْﻢ ۙ َﻭ ُﻫ ْﻢ ﻟَ ُﻬ ْﻢ ُﺟ ْﻨ ٌﺪ ُﻣ ْﺤ َﻀ ُﺮﻭ َﻥ � ﻓَ َﻼ ﻳَ ْﺤ ُﺰ ْﻧ َﻚ ﻗَ ْﻮﻟُﻬُ ْﻢۢﺍِﻧ�ﺎ ﻧَ ْﻌﻠَ ُﻢ َﻣﺎ ُ ِ� �ﺮﻭ َﻥ َﻭ َﻣﺎ ﻳُ ْﻌﻠِ ُﻨﻮ َﻥ � ﺍَ َﻭ َ ْ� ﻳَﺮَ ﺍ ْﻻِ ْ َ�ﺎ ُﻥ ﺍَﻧ�ﺎ َﺧﻠَ ْﻘﻨَﺎﻩُ ِﻣ ْﻦ ﻧُ ْﻄ َﻔﺔٍ ﻓَﺎِﺫَﺍ ُﻫ َﻮ َﺧ ۪ﺼﻴ ٌ� ُﻣ ۪ﺒ ٌ� � َﻭ َﺿ َﺮ َ� ﻟَﻨَﺎ َﻣﺜَ ًﻼ َﻭ َ ِ�ــ َﻲ َﺧ ْﻠﻘَ ُﻪ ۜﻗَﺎ َﻝ َﻣ ْﻦ ﻳُ ْ ِ� ﺍ ْﻟ ِﻌﻈَﺎ َ� َﻭ ِ َ� َﺭ ۪ﻣﻴ ٌ� � ُ� ْ� ﻳُ ْﺤ ۪ﻴﻴ َ�א ﺍﻟ�ـ ۪ﺬٓﻱ ﺍَ ْ َ�ﺎَﻫَٓﺎ ﺍَ �ﻭ َﻝ َﻣﺮ��ٍۜ َﻭ ُﻫﻮَ ﺑِﻜُ ّ ِﻞ َﺧ ْﻠ ٍﻖ َﻋ ۪ﻠﻴ ٌ ۙ� � ﺍَﻟ� ۪ﺬﻱ َﺟ َ� َ� �َﻜُ ْ� ِ� َ� ﺍﻟ �� َ�ﺮِ ﺍ ْﻻَ ْﺧ َﻀﺮِ ﻧَﺎﺭ ً� ﻓَﺎِﺫَٓﺍ ﺍَ ْﻧ ُﺘ ْ� ِﻣ ْﻨﻪُ ﺗُﻮﻗِ ُﺪﻭ َ� � ﺍَ َﻭﻟَ ْﻴ َﺲ ﺍﻟ� ۪ﺬﻱ َﺧﻠَ َﻖ ﺍﻟ �ﺴ ٰﻤ َﻮ� ِ� َﻭ� ْﻻَ ْﺭ َﺽ ﺑِﻘَﺎ ِﺩﺭٍ َﻋ ٰ ٓ� ﺍَ ْ� ﻳَ ْﺨﻠُ َﻖ ِﻣ ْﺜﻠَﻬُ ْ ۜ� ﺑَ ٰ� َﻭ ُﻫ َﻮ ﺍ ْﻟ َﺨ �ﻼ ُﻕ ﺍ ْﻟﻌَ ۪ﻠﻴ ُ� � ﺍِﻧ�ـﻤَٓﺎ ﺍَ ْﻣ ُﺮ ُﻩ ٓﺍِﺫَٓﺍ ﺍَﺭَ�ﺩَ َﺷ ْﻴ� ًﺎ ﺍَ ْ� ﻳَ ُﻘﻮ َ� ﻟَ ُﻪ ُﻛ ْﻦ ﻓَﻴَﻜُﻮ ُ� � ﻓَ ُ� ْ� َﺤﺎ َﻥ ﺍﻟ� ۪ﺬﻱ ﺑِﻴَ ِﺪ ۪ﻩ َﻣ�َ ُﻜﻮ ُﺕ ﻛُ ّ ِﻞ َ ْ� ٍﺀ َﻭ ِ�ﻟَ ْﻴﻪِ ﺗُ ْﺮ َﺟ ُﻌﻮ َﻥ � َ� ِّכ �� ٌ� ُﺳﻮﺭَ�ُ ﺍﻟ �ﺼﺎﻓ�ﺎ ِﺕ ٰا َ�א ُ� َ�א ١٨٢ ِ ْ� ِﻢ 73
6. Sınıf ٤٤٣ ُ �َ ��ُ ٣٦ة ٰ� ۤ� � ْ� ُ� ْ� ُء ٢٣ ﺍِ �ﻥ ﺍَ ْﺻ َﺤﺎ َ� ﺍ ْﻟ َﺠﻨ�ﺔِ ﺍ ْﻟﻴَ ْﻮ َ� ۪� ُ� ُ� ٍﻞ ﻓَﺎ ِכﻬُﻮ َ ۚ� � ُﻫ ْ� َﻭ�َ ْﺯ َﻭ� ُﺟ ُﻬ ْ� ۪� ِﻇ َﻼ ٍﻝ َﻋ َ� ﺍ ْﻻَﺭَٓ��ِ ِכ ُﻣﺘ� ِכ ُ۫� َﻥ � ﻟَﻬُ ْ� ۪ﻓﻴﻬَﺎ ﻓَﺎﻛِﻬَﺔٌ َﻭﻟَﻬُ ْ� َﻣﺎ ﻳَﺪ� ُﻋﻮ َﻥۚ� َﺳ َﻼ ٌ� ﻗَ ْﻮ ًﻻ ِﻣ ْﻦ ﺭَ ٍّ� َﺭ ۪ﺣﻴ ٍ� � َﻭ� ْﻣﺘَﺎ ُﺯﻭ� ﺍ ْﻟﻴَ ْﻮ َ� ﺍَ ��َﺎ ﺍ ْﻟ ُﻤ ْﺠﺮِ ُﻣﻮ َﻥ � ﺍَ َ ْ� ﺍَ ْﻋﻬَ ْﺪ ﺍِﻟَ ْﻴ ُכ ْﻢ ﻳَﺎ ﺑَ۪ ٓ� ٰﺍﺩَ َ� ﺍَ ْﻥ َﻻ ﺗَ ْﻌﺒُ ُﺪﻭ� ﺍﻟ �ﺸ ْﻴﻄَﺎ َﻥۚ ﺍِﻧ� ُﻪ �َﻜُ ْ� َﻋ ُﺪ �ﻭ ُﻣ ۪ﺒ ٌ ۙ� � َﻭ�َ ِﻥ ﺍ ْﻋﺒُ ُﺪﻭ ۪�ۜ ٰﻫ َﺬﺍ ِﺻﺮَ� ٌ� ُﻣ ْﺴﺘَ ۪ﻘﻴ ٌ� � َﻭﻟَ َﻘ ْﺪ ﺍَ َﺿ �ﻞ ِﻣ ْﻨ ُﻜ ْ� ِﺟ ِﺒ �ﻼ ﻛَ ۪ﺜ� ً�ۜ ﺍَﻓَﻠَ ْ� ﺗَ ُכﻮﻧُﻮ� ﺗَ ْﻌ ِﻘﻠُﻮ َ� � ٰﻫ ِﺬ ۪ﻩ َﺟﻬَﻨ� ُ� ﺍﻟ�۪� ُﻛ ْﻨ�ُ ْ� ﺗُﻮ َﻋ ُﺪﻭ َﻥ � ﺍِ ْﺻﻠَ ْﻮ َﻫﺎ ﺍ ْﻟﻴَ ْﻮ َ� ﺑِ َﻤﺎ ﻛُ ْﻨﺘُ ْ� ﺗَ ْﻜ ُﻔ ُﺮﻭ َﻥ � ﺍَ ْﻟﻴَ ْﻮﻡَ ﻧَ ْﺨ ِﺘ ُﻢ َﻋ ٰ ٓ� ﺍَ ْﻓﻮَ� ِﻫ ِﻬ ْﻢ َﻭﺗُﻜَﻠِّ ُﻤﻨَٓﺎ ﺍَ ْﻳ ۪ﺪ�ِ ْﻢ َﻭ َ ْ�ﻬَ ُﺪ ﺍَ ْﺭ ُﺟﻠُﻬُ ْﻢ ﺑِ َﻤﺎ ﻛَﺎﻧُﻮ� ﻳَ ْﻜ ِ��ُﻮ َ� � َﻭﻟَ ْﻮ َ َ�ٓﺎﺀُ ﻟَﻄَ َﻤ ْ��َﺎ َﻋ ٰ ٓ� ﺍَ ْﻋ ُﻴ ِﻨ ِﻬ ْ� ﻓَﺎ ْﺳﺘَﺒَ ُﻘﻮ� ﺍﻟ ِّﺼﺮَ� َ� ﻓَﺎَ �� ﻳُ ْﺒ ِﺼ ُﺮﻭ َﻥ � َﻭﻟَ ْﻮ َ َ�ٓﺎ ُﺀ ﻟَﻤَ َﺴ ْﺨﻨَﺎ ُﻫ ْﻢ َﻋ ٰ� َﻣﻜَﺎﻧَ ِﺘﻬِ ْﻢ ﻓَ َﻤﺎ ﺍ ْ��َﻄَﺎ ُﻋﻮ� ُﻣ ِﻀﻴ �ﺎ َﻭ َﻻ ﻳَ ْﺮ ِﺟ ُﻌﻮ َﻥ۟ � َﻭ َﻣ ْﻦ ﻧُﻌَ ِّﻤ ْﺮﻩُ ﻧُﻨَ ِّכ ْﺴﻪُ ِ� ﺍ ْﻟ َﺨ ْﻠ ِۜﻖ ﺍَﻓَ َﻼ ﻳَ ْﻌ ِﻘﻠُﻮ َ� � َﻭ َﻣﺎ َﻋﻠ� ْﻤﻨَﺎﻩُ ﺍﻟ ِّ� ْ�ﺮَ َﻭ َﻣﺎ ﻳَ ْﻨﺒَ ۪� ﻟَ ُﻪ ۜﺍِ ْ� ُﻫﻮَ ﺍِ �ﻻ ِﺫ ْכ ٌﺮ َﻭﻗُ ْﺮ�ٰ ٌﻥ ُﻣ ۪ﺒ ٌ� ۙ� ﻟِﻴُ ْ� ِ�ﺭَ َ� ْ� َכﺎ َﻥ َﺣﻴ �ﺎ َﻭ�َ ِﺤ �ﻖ ﺍ ْﻟ َﻘ ْﻮ ُﻝ َﻋ َ� ﺍ ْ� َכﺎﻓِ ۪ﺮ� َﻦ � 74
Kur’an-ı Kerim’i Güzel Okuma 2. Ünite � ْ� ُ� ْ� ُء ٢٣ ُ �َ ��ُ ٣٦ة ٰ� ۤ� ٤٤٢ َﻭ ٰ�ﻳَﺔٌ ﻟَﻬُ ْﻢ ﺍَﻧ�ﺎ َﺣ َﻤ ْﻠﻨَﺎ ﺫُ ّﺭِ��ﺘَ ُﻬ ْﻢ ِ� ﺍ ْﻟ ُﻔ ْﻠ ِﻚ ﺍﻟْﻤَ ْﺸ ُﺤﻮ ِﻥۙ � َﻭ َﺧﻠَ ْﻘﻨَﺎ ﻟَﻬُ ْﻢ ِﻣ ْﻦ ِﻣ ْﺜﻠِ ۪ﻪ َﻣﺎ ﻳَ ْﺮﻛَ ُﺒﻮ َﻥ � َﻭ ِ� ْ� َ َ� ْﺄ ﻧُ ْﻐﺮِ ْﻗﻬُ ْ� ﻓَ َﻼ َﺻ ۪ﺮ� َﺦ ﻟَ ُﻬ ْﻢ َﻭ َﻻ ُﻫ ْﻢ ﻳُ ْﻨ َﻘ ُﺬﻭ َﻥ ۙ� ﺍِ �ﻻ ﺭَ ْﺣﻤَﺔً ِﻣﻨ�ﺎ َﻭ َﻣﺘَﺎﻋ ًﺎ ﺍِ ٰ� ۪ﺣ ٍ� � َﻭ ِ�ﺫَﺍ ۪ﻗﻴ َﻞ ﻟَ ُﻬ ُﻢ ﺍﺗ� ُﻘﻮ� َﻣﺎ ﺑَ ْ�َ ﺍَ ْﻳ ۪ﺪﻳﻜُ ْﻢ َﻭ َﻣﺎ َﺧ ْﻠ َﻔ ُﻜ ْﻢ ﻟَﻌَ�� ُﻜ ْﻢ ﺗُ ْﺮ َﺣ ُﻤﻮ َﻥ � َﻭ َﻣﺎ ﺗَ ْﺄ ۪ﺗﻴﻬِ ْﻢ ِﻣ ْﻦ ٰﺍﻳَﺔٍ ِﻣ ْﻦ ٰﺍﻳَﺎ ِﺕ َﺭ ِّ�ِ ْﻢ ﺍِ �ﻻ ﻛَﺎﻧُﻮ� َﻋ ْﻨﻬَﺎ ُﻣ ْﻌﺮِ ۪ﺿ�َ � َﻭ ِ�ﺫَﺍ ۪ﻗﻴ َﻞ ﻟَﻬُ ْ� ﺍَ ْﻧ ِﻔ ُﻘﻮ� ِﻣﻤ�ﺎ َﺭﺯَﻗَﻜُ ُ� ﺍ � ُ� ۙ ﻗَﺎ َﻝ ﺍﻟ� ۪ﺬﻳ َﻦ َכ َﻔ ُﺮﻭ� ﻟِﻠ� ۪ﺬﻳ َﻦ ٰﺍ َﻣ ُﻨٓﻮ� ﺍَﻧُ ْﻄﻌِ ُ� َﻣ ْﻦ ﻟَ ْﻮ َ َ�ٓﺎ ُﺀ ﺍ � ُ� ﺍَﻃْﻌَ َ� ُ� ۗﺍِ ْﻥ ﺍَ ْﻧ ُﺘ ْﻢ ﺍِ �ﻻ ۪� َﺿ َﻼ ٍﻝ ُﻣ ۪ﺒ ٍ� � َﻭ�َ ُﻘﻮﻟُﻮ َﻥ َﻣ ٰ� ٰﻫ َﺬﺍ ﺍ ْﻟ َﻮ ْﻋ ُﺪ ﺍِ ْﻥ ﻛُ ْﻨﺘُ ْﻢ َﺻﺎ ِﺩ ۪ﻗ�َ � َﻣﺎ ﻳَ ْﻨﻈُ ُﺮﻭ َﻥ ﺍِ �ﻻ َﺻ ْﻴ َﺤﺔً َﻭ� ِﺣ َﺪﺓً ﺗَ ْﺄ ُﺧ ُﺬ ُﻫ ْﻢ َﻭ ُﻫ ْﻢ ﻳَ ِﺨ ِّﺼ ُﻤﻮ َﻥ � ﻓَ َﻼ َ ْ�ﺘَ ۪ﻄﻴﻌُﻮ َﻥ ﺗَ ْﻮ ِﺻﻴَﺔً َﻭ َٓﻻ ﺍِ ٰ ٓ� ﺍَ ْﻫﻠِ ِﻬ ْﻢ ﻳَ ْﺮ ِﺟﻌُﻮ َﻥ۟� َﻭﻧُ ِﻔـ َﺦ ِ� ﺍﻟ �ﺼﻮﺭِ ﻓَﺎِﺫَﺍ ُﻫ ْﻢ ِﻣ َﻦ ﺍ ْﻻَ ْﺟ َﺪﺍ ِﺙ ﺍِ ٰ� ﺭَ ِّ�ِ ْﻢ ﻳَ ْﻨ ِﺴﻠُﻮ َﻥ � ﻗَﺎﻟُﻮ� ﻳَﺎ َﻭ ْ�ﻠَﻨَﺎ َﻣ ْﻦ ﺑَﻌَﺜَﻨَﺎ ِﻣ ْﻦ َﻣ ْﺮﻗَ ِﺪﻧَﺎۢ۔ ٰﻫ َﺬﺍ َﻣﺎ َﻭ َﻋ َﺪ ﺍﻟﺮ� ْﺣ ٰﻤ ُﻦ َﻭ َﺻ َﺪ َﻕ ﺍ ْﻟ ُﻤ ْﺮ َﺳﻠُﻮ َﻥ � ﺍِ ْﻥ ﻛَﺎﻧَ ْﺖ ﺍِ �ﻻ َﺻ ْﻴ َﺤﺔً َﻭ� ِﺣ َﺪﺓً ﻓَﺎِﺫَﺍ ُﻫ ْﻢ َﺟ ۪ﻤﻴ ٌﻊ ﻟَ َﺪ ْﻳﻨَﺎ ُﻣ ْﺤ َﻀ ُﺮﻭ َﻥ � ﻓَﺎ ْﻟﻴَ ْﻮ َ� َﻻ ﺗُ ْﻈﻠَ ُﻢ ﻧَ ْﻔ ٌﺲ َ� ْ�� ًﺎ َﻭ َﻻ ﺗُ ْﺠﺰَ ْﻭ َﻥ ﺍِ �ﻻ َﻣﺎ ُﻛ ْﻨﺘُ ْ� ﺗَ ْﻌﻤَﻠُﻮ َﻥ � ﺍِ �ﻥ ﺍَ ْﺻ َﺤﺎ َﺏ 75
6. Sınıf ٤٤١ ُ �َ ��ُ ٣٦ة ٰ� ۤ� � ْ� ُ� ْ� ُء ٢٣ َﻭ َﻣٓﺎ ﺍَ ْﻧﺰَ ْﻟﻨَﺎ َﻋ ٰ� ﻗَ ْﻮ ِﻣ ۪ﻪ ِﻣ ْﻦ ﺑَ ْﻌ ِﺪ ۪ﻩ ِﻣ ْﻦ ُﺟ ْﻨ ٍﺪ ِﻣ َﻦ ﺍﻟ �� َ�ٓﺎ ِﺀ َﻭ َﻣﺎ ﻛُﻨ�ﺎ ُﻣ ْ�ِ ۪ﻟ َ� � ﺍِ ْﻥ َכﺎﻧَ ْﺖ ﺍِ �ﻻ َﺻ ْﻴ َﺤﺔً َﻭ� ِﺣ َﺪﺓً ﻓَﺎِﺫَﺍ ُﻫ ْ� َﺧﺎ ِﻣ ُﺪﻭ َﻥ � ﻳَﺎ َﺣ ْﺴﺮَ ً� َﻋ َ� ﺍ ْﻟ ِﻌﺒَﺎ ِﺩۚ َﻣﺎ ﻳَ ْﺄ ۪ﺗﻴﻬِ ْ� ِﻣ ْﻦ ﺭَ ُﺳﻮ ٍ� ﺍِ �ﻻ ﻛَﺎﻧُﻮ� ﺑِ ۪ﻪ َ ْ�ﺘَ ْﻬﺰِ ُﺅ۫ َﻥ � ﺍَ َ ْ� ﻳَﺮَ ْﻭ� ﻛَ ْﻢ ﺍَ ْﻫ�َ ْﻜﻨَﺎ ﻗَ ْﺒﻠَﻬُ ْﻢ ِﻣ َﻦ ﺍ ْﻟ ُ� ُ�ﻭ ِﻥ ﺍَ ��ُــ ْ� ﺍِﻟَ ْﻴ ِﻬ ْ� َﻻ ﻳَ ْﺮ ِﺟ ُ�� َﻥ � َﻭ ِ� ْﻥ ﻛُ �ﻞ ﻟَﻤ�ﺎ َﺟ ۪ﻤﻴ ٌﻊ ﻟَ َﺪ ْﻳ�َא ُﻣ ْﺤ َﻀ ُﺮﻭ َﻥ۟ � َﻭ ٰ�ﻳَﺔٌ ﻟَ ُﻬ ُ� ﺍ ْﻻَ ْﺭ ُﺽ ﺍ ْﻟ َﻤ ْﻴﺘَﺔُ ۚﺍَ ْﺣﻴَ ْﻴﻨَﺎ َﻫﺎ َﻭ�َ ْﺧﺮَ ْﺟﻨَﺎ ِﻣ ْﻨﻬَﺎ َﺣﺒ �ﺎ ﻓَ ِﻤ ْﻨﻪُ ﻳَ ْﺄ ُכﻠُﻮ َ� � َﻭ َﺟﻌَ ْﻠ�َא ۪ﻓﻴﻬَﺎ َﺟ��א ٍﺕ ِﻣ ْﻦ ﻧَ ۪ﺨﻴ ٍﻞ َﻭ�َ ْﻋ�َא ٍﺏ َﻭﻓَ �ﺠ ْﺮﻧَﺎ ۪ﻓﻴﻬَﺎ ِﻣ َﻦ ﺍ ْﻟﻌُ ُﻴﻮ ِﻥۙ � ﻟِﻴَ ْﺄ ُכﻠُﻮ� ِﻣ ْﻦ ﺛَ َﻤﺮِ ۪ﻩۙ َﻭ َﻣﺎ َﻋ ِﻤﻠَ ْﺘﻪُ ﺍَ ْﻳ ۪ﺪ�ِ ْﻢۜ ﺍَﻓَ َﻼ َ ْ�ﻜُ ُﺮﻭ َﻥ � ُﺳ ْﺒ َﺤﺎ َﻥ ﺍﻟ� ۪ﺬﻱ َﺧﻠَ َﻖ ﺍ ْﻻَ ْﺯ َﻭ� َ� ُﻛﻠ�ﻬَﺎ ِﻣﻤ�ﺎ ﺗُ ْﻨ ِﺒ ُﺖ ﺍ ْﻻَ ْﺭ ُﺽ َﻭ ِﻣ ْﻦ ﺍَ ْﻧ ُﻔ ِﺴﻬِ ْ� َﻭ ِﻣﻤ�ﺎ َﻻ ﻳَ ْﻌﻠَ ُﻤﻮ َ� � َﻭ�ٰﻳَﺔٌ ﻟَﻬُ ُ� ﺍﻟ� ْﻴ ُﻞۚ َ ْ�ﻠَ ُﺦ ِﻣ ْﻨﻪُ ﺍﻟﻨ�ﻬَﺎ َﺭ ﻓَﺎِﺫَﺍ ُﻫ ْﻢ ُﻣ ْﻈﻠِ ُﻤﻮ َﻥ ۙ� َﻭ�ﻟ �� ْ� ُﺲ ﺗَ ْﺠ ۪ﺮﻱ ﻟِ ُﻤ ْﺴﺘَﻘَ ّﺮٍ ﻟَﻬَﺎۜ ٰﺫﻟِ َﻚ ﺗَ ْﻘ ۪ﺪﻳ ُﺮ ﺍ ْﻟﻌَ ۪ﺰﻳﺰِ ﺍ ْﻟﻌَ ۪ﻠﻴ ِﻢۜ � َﻭ� ْﻟﻘَﻤَ َﺮ ﻗَﺪ� ْﺭﻧَﺎ ُﻩ َﻣﻨَﺎﺯِ َﻝ َﺣ �� َﻋﺎﺩَ ﻛَﺎ ْﻟ ُﻌ ْﺮ ُﺟﻮ ِﻥ ﺍ ْﻟﻘَ ۪ﺪﻳ ِﻢ � َﻻ ﺍﻟ �ﺸ ْﻤ ُﺲ ﻳَ ْﻨﺒَ ۪� ﻟَـﻬَٓﺎ ﺍَ ْﻥ ﺗُ ْﺪﺭِ َﻙ ﺍ ْﻟ َﻘﻤَ َﺮ َﻭ َﻻ ﺍﻟ� ْﻴ ُﻞ َﺳﺎﺑِ ُﻖ ﺍﻟﻨ�ﻬَﺎﺭِۜ َﻭﻛُ �ﻞ ۪� ﻓَﻠَ ٍכ َ ْ�ﺒَ ُﺤﻮ َﻥ � 76
Kur’an-ı Kerim’i Güzel Okuma 2. Ünite � ْ� ُ� ْ� ُء ٢٢ ُ �َ ��ُ ٣٦ة ٰ� ۤ� ٤٤٠ َﻭ� ْﺿﺮِ ْﺏ ﻟَ ُﻬ ْﻢ َﻣﺜَ ًﻼ ﺍَ ْﺻ َﺤﺎ َﺏ ﺍ ْﻟﻘَ ْﺮ�َﺔِۢ ﺍِ ْﺫ َﺟٓﺎﺀَﻫَﺎ ﺍ ْﻟ ُﻤ ْﺮ َ��ُﻮ َﻥۚ � ﺍِ ْﺫ ﺍَ ْﺭ َﺳ ْﻠـﻨَٓﺎ ﺍِﻟَ ْﻴﻬِ ُ� ﺍ ْﺛﻨَ ْ ِ� ﻓَ َכﺬ�ﺑُﻮ ُﻫﻤَﺎ ﻓَﻌَﺰ� ْﺯﻧَﺎ ﺑِﺜَﺎﻟِ ٍﺚ ﻓَ َﻘﺎﻟُ ٓﻮ� ﺍِﻧ�ٓﺎ ﺍِﻟَ ْﻴﻜُ ْ� ُﻣ ْﺮ َﺳﻠُﻮ َ� � ﻗَﺎﻟُﻮ� َﻣٓﺎ ﺍَ ْﻧ ُﺘ ْ� ﺍِ �ﻻ َ َ� ٌﺮ ِﻣ ْﺜﻠُﻨَﺎۙ َﻭ َﻣٓﺎ ﺍَ ْﻧ َﺰ َﻝ ﺍﻟﺮ� ْﺣ ٰﻤ ُﻦ ِﻣ ْﻦ َ ْ� ٍﺀۙ ﺍِ ْﻥ ﺍَ ْﻧ ُﺘ ْ� ﺍِ �ﻻ ﺗَ ْﻜ ِﺬﺑُﻮ َﻥ � ﻗَﺎﻟُﻮ� ﺭَﺑ�ﻨَﺎ ﻳَ ْﻌﻠَ ُ� ﺍِﻧ�ٓﺎ ﺍِﻟَ ْﻴﻜُ ْﻢ ﻟَ ُﻤ ْﺮ َ��ُﻮ َﻥ � َﻭ َﻣﺎ َﻋﻠَ ْﻴﻨَٓﺎ ﺍِ �ﻻ ﺍ ْﻟﺒَ َﻼ ُﻍ ﺍ ْﻟ ُﻤ ۪ﺒ ُ� � ﻗَﺎﻟُ ٓﻮ� ﺍِﻧ�ﺎ ﺗَﻄَ � ْ�ﻧَﺎ ﺑِ ُﻜ ْﻢۚ ﻟَ ِ ْ� َ ْ� ﺗَ ْﻨﺘَ ُﻬﻮ� ﻟَ َ ْ� ُﺟ َﻤﻨ� ُﻜ ْﻢ َﻭﻟَﻴَﻤَ �ﺴﻨ�ﻜُ ْﻢ ِﻣﻨ�ﺎ َﻋ َﺬﺍ ٌﺏ ﺍَ ۪ﻟﻴ ٌﻢ � ﻗَﺎﻟُﻮ� ﻃَٓﺎﺋِ ُﺮ ُﻛ ْﻢ َﻣﻌَ ُﻜ ْﻢۜ ﺍَﺋِ ْﻦ ﺫُ ِّכ ْﺮﺗُ ْﻢۜ ﺑَ ْﻞ ﺍَ ْﻧﺘُ ْﻢ ﻗَ ْﻮﻡٌ ُﻣ ْﺴﺮِﻓُﻮ َﻥ � َﻭ َﺟٓﺎﺀَ ِﻣ ْﻦ ﺍَ ْﻗ َﺼﺎ ﺍ ْﻟﻤَ ۪ﺪﻳﻨَﺔِ ﺭَ ُﺟ ٌﻞ َ ْ� ٰ� ﻗَﺎ َﻝ ﻳَﺎ ﻗَ ْﻮ ِ� ﺍﺗ� ِﺒ ُﻌﻮ� ﺍ ْﻟ ُﻤ ْﺮ َﺳ ۪ﻠ َ ۙ� � ﺍِﺗ� ِﺒ ُﻌﻮ� َﻣ ْﻦ َﻻ َ ْ��َ�ُﻜُ ْﻢ ﺍَ ْﺟﺮ ً� َﻭ ُﻫ ْﻢ ُﻣ ْﻬﺘَ ُﺪﻭ َﻥ � َﻭ َﻣﺎ ِ َ� َٓﻻ ﺍَ ْﻋﺒُ ُﺪ ﺍﻟ� ۪ﺬﻱ ﻓَﻄَﺮَ ۪� َﻭ ِ�ﻟَ ْﻴﻪِ ﺗُ ْﺮ َﺟﻌُﻮ َﻥ � ﺀَﺍَﺗ� ِﺨ ُﺬ ِﻣ ْﻦ ﺩُﻭﻧِ ۪ﻪ ٓ ٰﺍﻟِﻬَﺔً ﺍِ ْﻥ ﻳُﺮِ ْﺩ ِﻥ ﺍﻟﺮ� ْﺣ ٰﻤ ُﻦ ﺑِ ُﻀ ّﺮٍ َﻻ ﺗُ ْﻐ ِﻦ َﻋ ۪ ّ� َ��َﺎ َﻋﺘُ ُﻬ ْ� َﺷ ْﻴ� ًﺎ َﻭ َﻻ ﻳُ ْﻨ ِﻘ ُﺬﻭ ِۚﻥ � ﺍِ ّ۪ ٓ� ﺍِﺫ ًﺍ ﻟَ ۪� َﺿ َﻼ ٍﻝ ُﻣ ۪ﺒ ٍ� � ﺍِ ّ۪ ٓ� ٰﺍ َﻣ ْﻨ ُﺖ ﺑِﺮَﺑِّ ُﻜ ْﻢ ﻓَﺎ ْﺳﻤَﻌُﻮ ِۜﻥ � ۪ﻗﻴ َﻞ ﺍ ْﺩ ُﺧ ِﻞ ﺍ ْﻟ َﺠﻨ�ﺔَ ۜﻗَﺎ َﻝ ﻳَﺎ ﻟَ ْﻴ َﺖ ﻗَ ْﻮ ۪� ﻳَ ْﻌﻠَ ُﻤﻮ َﻥ ۙ� ﺑِﻤَﺎ ﻏَﻔَ َﺮ ۪� ﺭَ ّ۪� َﻭ َﺟﻌَﻠَ۪� ِﻣ َﻦ ﺍ ْﻟ ُﻤ ْﻜ َﺮ ۪ﻣ َ� � َﻭ َﻣٓﺎ ﺍَ ْﻧﺰَ ْﻟﻨَﺎ 77
6. Sınıf 2. Yasin Suresi 78
Kur’an-ı Kerim’i Güzel Okuma 2. Ünite � ْ� ُ� ْ� ُء ٢ ُ �َ ��ُ ٢ة � ْ� َ� َ� َ� ِة ٣٠ ﺍَ ْﻟ َﺤ �ﺞ ﺍَ ْ� ُ� ٌﺮ َﻣ ْﻌﻠُﻮ َﻣﺎ ٌ ۚ� ﻓَﻤَ ْ� ﻓَ َﺮ َﺽ ۪ﻓﻴﻬِ �ﻦ ﺍ ْﻟ َﺤ �ﺞ ﻓَ َﻼ َﺭﻓَ َﺚ ﻭَ َﻻ ﻓُ ُﺴﻮ َ� ﻭَ َﻻ ِﺟ َﺪﺍ َﻝ ِ� ﺍ ْﻟ َﺤ ّﺞِۜ َﻭ َﻣﺎ ﺗَ ْﻔﻌَﻠُﻮ� ِﻣ ْ� َﺧ ْ�ٍ ﻳَ ْﻌﻠَ ْ� ُ� ﺍ � ُ� ۜ َﻭ�َ�َﻭ�ﺩُﻭ� َ� ِא �� َﺧ ْ�َ ﺍﻟﺰ�ﺍ ِﺩ ﺍﻟﺘ� ْﻘ ٰﻮ ۘﻯ َﻭ�ﺗ� ُﻘﻮ ِﻥ ﻳَٓﺎ ﺍُﻭ۬ ِ� ﺍ ْﻻَ ْﻟﺒَﺎ ِ� � ﻟَ ْﻴ َﺲ َﻋﻠَ ْﻴ ُﻜ ْ� ُﺟ�َא ٌﺡ ﺍَ ْﻥ ﺗَ ْﺒﺘَ ُ��� ﻓَ ْﻀ ًﻼ ِﻣ ْ� َﺭﺑِّ ُﻜ ْﻢۜ ﻓَﺎِﺫَٓﺍ ﺍَﻓَ ْﻀﺘُ ْﻢ ِﻣ ْﻦ َﻋ َﺮ َ�א ٍ� ﻓَﺎ ْﺫ ُכ ُﺮﻭ� ﺍ ��َ ِﻋ ْ� َ� ﺍ ْﻟﻤَ ْ� َ�ﺮِ ﺍ ْﻟ َ� َ�� ِۖ� ﻭَ� ْﺫ ُכ ُﺮﻭﻩُ ﻛَﻤَﺎ ﻫَ ٰﺪﻳﻜُ ْ ۚ� ﻭَ ِ� ْﻥ ﻛُ ْﻨﺘُ ْ� ِﻣ ْﻦ ﻗَ ْﺒﻠِ ۪ﻪ ﻟَ ِﻤ َ� ﺍﻟ �ﻀٓﺎ ۪ﻟّ َ� � ﺛُ �ﻢ ﺍَ ۪ﻓﻴ ُﻀﻮ� ِﻣ ْﻦ َﺣ ْﻴ ُﺚ ﺍَﻓ َﺎ َ� ﺍﻟﻨ�ﺎ ُﺱ ﻭَ� ْ��َ ْﻐ ِﻔ ُﺮﻭ� ﺍ ��َ ۜ ﺍِ �� ﺍ ��َ ﻏَ ُ�� ٌﺭ َﺭ ۪ﺣﻴ ٌ� � َ� ِאﺫَﺍ ﻗَ َﻀ ْﻴﺘُ ْ� َﻣﻨَﺎ ِﺳ َכﻜُ ْﻢ ﻓَﺎ ْﺫ ُכ ُﺮﻭ� ﺍ ��َ ﻛَ ِﺬ ْכﺮِﻛُ ْ� ٰﺍﺑَٓﺎ َﺀﻛُ ْ� ﺍَ ْﻭ ﺍَ َﺷﺪ� ِﺫ ْכﺮ ً�ۜ ﻓَ ِﻤ َ� ﺍﻟﻨ�ﺎ ِ� َﻣ ْﻦ ﻳَ ُﻘﻮ ُﻝ َﺭﺑ��َٓא ٰﺍﺗِﻨَﺎ ِ� ﺍﻟ �ﺪ ْﻧﻴَﺎ ﻭَ َ�א ﻟَﻪُ ِ� ﺍ ْﻻٰ ِﺧ َﺮ�ِ ِﻣ ْﻦ َﺧ َﻼ ٍﻕ � ﻭَ ِﻣ ْﻨ ُﻬ ْ� َﻣ ْﻦ ﻳَ ُﻘﻮ ُ� َﺭﺑ�ﻨَٓﺎ ٰﺍﺗِﻨَﺎ ِ� ﺍﻟ �ﺪ ْﻧﻴَﺎ َﺣ َﺴﻨَﺔً ﻭَ ِ� ﺍ ْﻻٰ ِﺧ َﺮ�ِ َﺣ َ��َﺔً َﻭﻗِﻨَﺎ َﻋ َﺬﺍ َ� ﺍﻟﻨ�ﺎﺭِ � ﺍُﻭٰ۬ﻟ ٓ ِﺌ َכ ﻟَ ُﻬ ْ� ﻧَ ۪ﺼﻴ ٌﺐ ِﻣﻤ�ﺎ ﻛَ َ��ُﻮ�ۜ ﻭَ� � ُ� َ� ۪�� ُ� ﺍ ْﻟ ِﺤ َ�א ِ� � َﻭ� ْ� ُכ ُﺮﻭ� 79
6. Sınıf ٢٩ ُ �َ ��ُ ٢ة � ْ� َ� َ� َ� ِة � ْ� ُ� ْ� ُء ٢ َﻭ� ْﻗﺘُﻠُﻮ ُ ْ� َﺣ ْﻴ ُﺚﺛَ ِﻘ ْﻔﺘُﻤُﻮ ُ ْ�ﻭَ�َ ْﺧﺮِ ُﺟﻮ ُ ْ� ِﻣ ْﻦ َﺣ ْﻴ ُﺚﺍَ ْﺧ َﺮ ُﺟﻮﻛُ ْﻢﻭَ� ْﻟ ِﻔ ْﺘﻨَﺔُ ﺍَ َﺷ �ﺪ ِﻣ َﻦ ﺍ ْﻟﻘَ ْﺘ ِۚﻞ َﻭ َﻻ ﺗُﻘَﺎﺗِﻠُﻮ ُ ْ� ِﻋ ْﻨ َﺪ ﺍ ْﻟﻤَ ْﺴ ِﺠ ِﺪ ﺍ ْ� َﺮَ� ِﻡ َﺣ �� ﻳُﻘَﺎﺗِﻠُﻮﻛُ ْﻢ ۪ﻓﻴﻪِۚﻓَﺎِ ْﻥ ﻗَﺎﺗَﻠُﻮﻛُ ْﻢ ﻓَﺎ ْﻗﺘُﻠُﻮ ُ ْ� ۜ ﻛَ ٰﺬﻟِ َﻚ َﺟﺰَٓﺍ ُﺀ ﺍ ْ�ﻜَﺎﻓِ ۪ﺮ� َﻦ � ﻓَﺎِ ِﻥ ﺍ ْﻧﺘَﻬَ ْﻮ� ﻓَﺎِ �ﻥﺍ ��َﻏَ ُﻔﻮ ٌﺭ َﺭ ۪ﺣ ٌ�� ﻭَﻗَﺎﺗِﻠُﻮ ُ ْ� َﺣ �� َﻻ َ ُ�ﻮ َﻥﻓِ ْﺘﻨَﺔٌ َﻭ َ ُ�ﻮ َﻥﺍﻟ ّ۪ﺪﻳ ُﻦ ِ ��ِۜﻓَﺎِ ِﻥ ﺍ ْﻧﺘَﻬَ ْﻮ� ﻓَ َﻼ ُﻋ ْﺪﻭَ� َﻥ ﺍِ �ﻻ َﻋ َ� ﺍﻟﻈ�ﺎﻟِ ۪ﻤ َ� � ﺍَﻟ �ﺸ ْﻬ ُﺮ ﺍ ْ� َﺮَ� ُ� ﺑِﺎﻟ �ﺸ ْﻬﺮِﺍ ْ� َﺮَ� ِﻡ ﻭَ� ْ� ُ ُﺮ َﻣﺎ ُﺕ ﻗِ َﺼﺎ ٌ ۜﺹ ﻓَﻤَ ِﻦ ﺍ ْﻋﺘَ ٰﺪﻯ َﻋﻠَ ْﻴ ُכْ ﻓَﺎ ْﻋﺘَ ُﺪﻭ� َﻋﻠَ ْﻴﻪِﺑِ ِﻤ ْﺜ ِﻞ َﻣﺎ ﺍ ْﻋﺘَ ٰﺪﻯ َﻋﻠَ ْﻴ ُכْ ۖﻭَ�ﺗ� ُﻘﻮ� ﺍ ��َ ﻭَ� ْﻋﻠَ ُﻤٓﻮ� ﺍَ �� ﺍ ��َ َﻣﻊَ ﺍ ْﻟﻤُﺘ� ۪ﻘ�َ� َﻭ�َ ْﻧ ِﻔ ُﻘﻮ� ۪� َﺳ ۪ﺒﻴ ِﻞﺍ ��ِﻭَ َﻻﺗُ ْﻠ ُﻘﻮ�ﺑِﺎَ ْﻳ ۪ﺪ�ُ ْﻢﺍِ َ�ﺍﻟﺘ� ْﻬ�ُﻜَﺔِۚۛ َﻭ�َ ْﺣ ِ��ُﻮ�ۚۛﺍِ �ﻥ ﺍ ��َ ُ�ِ �ﺐ ﺍ ْﻟﻤُ ْﺤ ِ� ۪��َ � ﻭَ�َِ� �ﻮ� ﺍ ْ� َ �ﺞ َﻭ� ْﻟﻌُ ْﻤ َﺮ�َ ِ ��ِۜ ﻓَﺎِ ْﻥ ُﺍ ْﺣ ِﺼ ْﺮ ُ ْ�ﻓَﻤَﺎﺍ ْﺳﺘَ ْﻴ َﺴ َﺮ ِﻣ َﻦﺍ ْﻟﻬَ ْﺪ ِۚﻱﻭَ َﻻ َ ْ�ﻠِ ُﻘﻮ� ُﺭ ُﺅ۫ َﺳ ُכْ َﺣ ��ﻳَ ْﺒﻠُﻎَ ﺍ ْﻟﻬَ ْﺪ ُﻱ َ�ِﻠ�ﻪُ ۜﻓَﻤَ ْﻦﻛَﺎ َﻥ ِﻣ ْﻨ ُכْ َﻣ ۪ﺮ�� ًﺎﺍَ ْﻭﺑِ ۪ﻪ ٓﺍَﺫًﻯ ِﻣ ْﻦ َﺭ ْﺃ ِﺳ ۪ﻪﻓَ ِﻔ ْﺪﻳَﺔٌ ِﻣ ْﻦ ِﺻﻴَﺎ ٍﻡﺍَ ْﻭ َﺻ َﺪﻗَﺔٍﺍَ ْﻭ ُ ُ� ٍۚﻚﻓَﺎِﺫَٓﺍﺍَ ِﻣ ْﻨ ُ ْ� ۠ﻓَﻤَ ْﻦ َ� َﺘ�ﻊَﺑِﺎ ْﻟ ُﻌ ْﻤ َﺮ�ِﺍِ َ�ﺍ ْ� َ ّﺞِﻓَﻤَﺎ ﺍ ْﺳﺘَ ْﻴ َﺴ َﺮ ِﻣ َﻦ ﺍ ْﻟﻬَ ْﺪ ِۚﻱ ﻓَﻤَ ْﻦ َ ْ� َ�ِ ْﺪ ﻓَ ِﺼﻴَﺎ ُﻡ ﺛَﻠٰﺜَﺔِ ﺍَﻳ�ﺎ ٍﻡ ِ�ﺍ ْ� َ ّﺞِ َﻭ َﺳ ْﺒﻌَﺔٍ ﺍِﺫَﺍ َﺭ َﺟ ْﻌ ُ ْ� ۜﺗِ ْﻠ َﻚ َﻋ َ� َ��ٌ ﻛَﺎ ِﻣﻠَﺔٌ ۜﺫٰﻟِ َכ ﻟِﻤَ ْﻦ َ ْ� َ ُ� ْﻦ ﺍَ ْﻫﻠُﻪُ َﺣﺎ ِﺿﺮِﻱ ﺍ ْﻟﻤَ ْﺴ ِﺠ ِﺪ ﺍ ْ� َﺮَ� ِﻡۜﻭَ�ﺗ� ُﻘﻮ� ﺍ ��َ ﻭَ� ْﻋﻠَ ُﻤ ٓﻮ� ﺍَ �ﻥ ﺍ ��َ َﺷ ۪ﺪﻳ ُﺪ ﺍ ْﻟﻌِﻘَﺎ ِ۟� � 80
Kur’an-ı Kerim’i Güzel Okuma 2. Ünite � ْ� ُ� ْ� ُء ٢ ُ �َ ��ُ ٢ة � ْ� َ� َ� َ� ِة ٢٨ ﺍُ ِﺣ �ﻞ �َ ُﻜ ْ� ﻟَ ْﻴﻠَﺔَ ﺍﻟ ِّﺼﻴَﺎ ِ� ﺍﻟﺮ�ﻓَ ُﺚ ﺍِ ٰ� ِ َ�ٓﺎﺋِﻜُ ْ ۜ� ُﻫ �ﻦ ﻟِﺒَﺎ ٌﺱ �َﻜُ ْ� َﻭ�َ ْﻧ�ُ ْ� ﻟِﺒَﺎ ٌﺱ ﻟَﻬُ �ﻦ ۜ َﻋﻠِ َ� ﺍ � ُ� ﺍَﻧ�ﻜُ ْ� ُﻛ ْﻨ ُﺘ ْﻢ ﺗَ ْﺨﺘَﺎﻧُﻮ َﻥ ﺍَ ْﻧ ُﻔ َ�כُ ْ� ﻓَﺘَﺎ َﺏ َﻋﻠَ ْﻴ ُﻜ ْ� َﻭ َﻋ َﻔﺎ َﻋ ْﻨ ُﻜ ْ ۚ� ﻓَﺎ ْﻟ ٰ� َﻦ ﺑَﺎ ِﺷ ُﺮﻭ ُﻫ �ﻦ َﻭ� ْﺑﺘَﻐُﻮ� َﻣﺎ ﻛَﺘَ َﺐ ﺍ � ُ� �َﻜُ ْ ۖ� َﻭ ُﻛﻠُﻮ� َﻭ� ْﺷ َﺮﺑُﻮ� َﺣ �� ﻳَﺘَﺒَ ��َ �َ ُﻜ ُ� ﺍ ْﻟ َﺨ ْﻴ ُﻂ ﺍ ْﻻَ ْﺑﻴَ ُﺾ ِﻣ َﻦ ﺍ ْﻟ َﺨ ْﻴ ِﻂ ﺍ ْﻻَ ْﺳ َﻮ ِﺩ ِﻣ َﻦ ﺍ ْﻟﻔَ ْﺠﺮِۖ ﺛُ �� ﺍَﺗِ �ﻤﻮ� ﺍﻟ ِّﺼﻴَﺎﻡَ ﺍِ َ� ﺍﻟ� ْﻴ ِۚﻞ َﻭ َﻻ ﺗُﺒَﺎ ِﺷ ُﺮﻭ ُﻫ �ﻦ َﻭ�َ ْﻧ ُﺘ ْﻢ َﻋﺎﻛِ ُﻔﻮ َﻥ ۙ ِ� ﺍ ْﻟ َﻤ َﺴﺎ ِﺟ ِﺪۜ ﺗِ ْﻠ َﻚ ُﺣ ُﺪﻭﺩُ ﺍ ��ِ ﻓَ َﻼ ﺗَ ْﻘﺮَﺑُﻮﻫَﺎۜ ﻛَ ٰﺬﻟِ َכ ﻳُﺒَ ِّ ُ� ﺍ � ُ� ٰﺍﻳَﺎ�ِ ۪� ﻟِﻠ��א ِﺱ ﻟَﻌَﻠ�ﻬُ ْ� ﻳَﺘ� ُ�� َ� � َﻭ َﻻ ﺗَ ْﺄ ُכﻠُ ٓﻮ� ﺍَ ْﻣ َﻮ��َ ُﻜ ْ� ﺑَ ْﻴﻨَﻜُ ْ� ﺑِﺎ ْﻟﺒَﺎ ِ� ِ� َﻭﺗُ ْﺪﻟُﻮ� ِ�َٓﺎ ﺍِ َ� ﺍ ْﻟ ُﺤ �כﺎ ِ� ﻟِﺘَ ْﺄ ُכﻠُﻮ� ﻓَ ۪ﺮ�� ًא ِ� ْ� ﺍَ ْ� َ�� ِ� ﺍﻟ��א ِﺱ ﺑِﺎ ْﻻِ ْﺛ ِ� َﻭ�َ ْﻧﺘُ ْ� ﺗَ ْﻌﻠَ ُﻤﻮ َﻥ ۟� َ ْ��َﻠُﻮﻧَ َﻚ َﻋ ِﻦ ﺍ ْﻻَ ِﻫﻠ�ﺔِۜ ُﻗ ْﻞ ِ َ� َﻣﻮَ� ۪ﻗﻴ ُﺖ ﻟِﻠﻨ�ﺎ ِﺱ َﻭ� ْﻟ َ� ِّ�ۜ َﻭﻟَ ْﻴ َﺲ ﺍ ْﻟ ِ�� ﺑِﺎَ ْ� ﺗَ ْﺄ�ُ�� ﺍ ْﻟ ُﺒ ُﻴﻮ َ� ِ� ْ� ﻇُ ُﻬﻮﺭِﻫَﺎ َﻭ ٰ� ِﻜ �ﻦ ﺍ ْﻟ ِ�� َﻣ ِﻦ ﺍﺗ� ٰ ۚ� َﻭ ْﺃﺗُﻮ� ﺍ ْﻟ ُﺒﻴُﻮ َ� ِﻣ ْﻦ ﺍَ ْﺑ َﻮ� ِ�َﺎۖ َﻭ�ﺗ� ُﻘﻮ� ﺍ ��َ ﻟَﻌَ��ﻜُ ْ� ﺗُ ْﻔﻠِ ُﺤﻮ َ� � َﻭﻗَﺎﺗِﻠُﻮ� ۪� َ� ۪�ﻴ ِﻞ ﺍ ��ِ ﺍﻟ� ۪ﺬﻳ َﻦ ﻳُﻘَﺎﺗِﻠُﻮﻧَﻜُ ْ� َﻭ َﻻ ﺗَ ْﻌ�َ ُ�ﻭ�ۜ ﺍِ �ﻥ ﺍ ��َ َﻻ ﻳُ ِﺤ �ﺐ ﺍ ْﻟ ُﻤ ْﻌﺘَ ۪ﺪﻳ َﻦ � َﻭ� ْﻗﺘُﻠُﻮ ُﻫ ْﻢ 81
6. Sınıf ٢٧ ُ �َ ��ُ ٢ة � ْ� َ� َ� َ� ِة � ْ� ُ� ْ� ُء ٢ ﻓَ َ� ْ� َﺧﺎ َﻑ ِ� ْ� ُ�� ٍ� َﺟﻨَ� ًא ﺍَ ْﻭ ﺍِ ْﺛ� ًא ﻓَﺎَ ْﺻﻠَ َﺢ ﺑَ ْﻴﻨَ ُﻬ ْ� ﻓَ َٓﻼ ﺍِ ْﺛ َ� َﻋﻠَ ْﻴﻪِۜ ﺍِ �� ﺍ ��َ ﻏَ ُﻔﻮ ٌﺭ َﺭ ۪ﺣﻴ ٌ ۟� � ﻳَٓﺎ ﺍَ ��َﺎ ﺍﻟ� ۪ﺬﻳ َﻦ ٰﺍ َﻣ�ُ�� ُﻛ�ِ َ� َﻋﻠَ ْﻴﻜُ ُ� ﺍﻟ ِّﺼﻴَﺎ ُ� َכ َﻤﺎ ﻛُ ِﺘ َﺐ َﻋ َ� ﺍﻟ� ۪ﺬﻳ َﻦ ِﻣ ْﻦ ﻗَ ْﺒ�ِ ُﻜ ْ� ﻟَﻌَ��ﻜُ ْ� ﺗَﺘ� ُﻘﻮ َ ۙ� � ﺍَﻳ�ﺎﻣ ًﺎ َﻣ ْﻌ ُﺪﻭﺩَﺍ ٍۜ� ﻓَ َﻤ ْﻦ ﻛَﺎ َﻥ ِﻣ ْﻨ ُכ ْ� َﻣ ۪ﺮ�ﻀ ًﺎ ﺍَ ْﻭ َﻋ ٰ� َﺳﻔَﺮٍ ﻓَ ِﻌﺪ�ﺓٌ ِﻣ ْﻦ ﺍَﻳ�ﺎ ٍ� ُﺍ َﺧﺮَ ۜ َﻭ َﻋ َ� ﺍﻟ� ۪ﺬ� َ� ﻳُ ۪ﻄﻴ ُﻘﻮﻧَ ُﻪ ﻓِ ْﺪﻳَﺔٌ ﻃَﻌَﺎ ُ� ِﻣ ْﺴ ۪כ ٍ�ۜ ﻓَ َﻤ ْﻦ ﺗَﻄَﻮ�ﻉَ َﺧ ْ� ً� ﻓَﻬُﻮَ َﺧ ْ ٌ� ﻟَ ُﻪ ۜ َﻭ�َ ْ� ﺗَ ُﺼﻮ ُﻣﻮ� َﺧ ْ ٌ� �َ ُכ ْﻢ ﺍِ ْﻥ ُﻛ ْﻨ ُﺘ ْ� ﺗَ ْﻌﻠَ ُﻤﻮ َ� � َﺷ ْﻬ ُﺮ َﺭ َﻣ َﻀﺎ َﻥ ﺍﻟ� ۪ﺬٓﻱ ُﺍ ْﻧﺰِ َ� ۪ﻓﻴﻪِ ﺍ ْﻟ ُﻘ ْﺮ ٰ� ُ� ُ� ً�ﻯ ﻟِﻠ��א ِﺱ َﻭﺑَ ِّﻴ�َא ٍ� ِ� َ� ﺍ ْﻟ ُﻬ ٰﺪﻯ َﻭ� ْﻟ ُﻔ ْﺮﻗَﺎ ِۚ� ﻓَﻤَ ْﻦ َﺷ ِﻬ َﺪ ِﻣ ْﻨ ُﻜ ُ� ﺍﻟ �ﺸ ْﻬﺮَ ﻓَ ْﻠﻴَ ُﺼ ْﻤ ُﻪ ۜ َﻭ َﻣ ْﻦ ﻛَﺎ َ� َﻣ ۪ﺮ�ﻀ ًﺎ ﺍَ ْﻭ َﻋ ٰ� َ��َﺮٍ ﻓَﻌِﺪ� ٌﺓ ِﻣ ْﻦ ﺍَﻳ�ﺎ ٍ� ُﺍ َﺧﺮَ ۜ ﻳُ ۪ﺮ� ُﺪ ﺍ � ُ� ﺑِ ُכ ُ� ﺍ ْﻟﻴُ ْﺴ َﺮ َﻭ َﻻ ﻳُ ۪ﺮ� ُﺪ ﺑِﻜُ ُ� ﺍ ْﻟﻌُ ْ� َ�ۘ َﻭﻟِﺘُ ْﻜ ِﻤﻠُﻮ� ﺍ ْﻟ ِﻌﺪ�ﺓَ َﻭﻟِﺘُﻜَ ِّ ُ�ﻭ� ﺍ ��َ َﻋ ٰ� َﻣﺎ َﻫ ٰﺪﻳﻜُ ْ� َﻭﻟَﻌَ�� ُﻜ ْ� َ ْ�ﻜُ ُﺮﻭ َﻥ � َﻭ ِ�ﺫَﺍ َﺳﺎَﻟَ َכ ِﻋﺒَﺎ ۪ﺩﻱ َﻋ ۪ ّ� َ� ِא ّ۪� ﻗَ ۪ﺮ� ٌ ۜﺐ ُﺍ ۪ﺟ� ُ� ﺩَ ْ� َ��َ ﺍﻟﺪ�ﺍ ِﻉ ﺍِﺫَﺍ ﺩَ َ�א ِ ۙ� ﻓَ ْﻠﻴَ ْ��َ ۪ﺠﻴ ُﺒﻮ� ۪� َﻭ ْﻟﻴُ ْﺆ ِﻣ�ُ�� ۪� ﻟَﻌَﻠ� ُﻬ ْ� ﻳَ ْﺮ ُ� ُ�ﻭ َ� � 82
Kur’an-ı Kerim’i Güzel Okuma 2. Ünite � ْ� ُ� ْ� ُء ٢ ُ �َ ��ُ ٢ة � ْ� َ� َ� َ� ِة ٢٦ ' ﻟَ ْﻴ َﺲ ﺍ ْﻟ ِ�� ﺍَ ْﻥ ﺗُ َﻮﻟ�ﻮ� ُﻭ ُﺟﻮ َﻫﻜُ ْﻢ ﻗِﺒَ َﻞ ﺍ ْﻟﻤَ ْﺸﺮِ ِﻕ َﻭ� ْﻟﻤَ ْﻐﺮِ ِﺏ َﻭ ٰ� ِﻜ �ﻦ ﺍ ْﻟ ِ�� َﻣ ْﻦ ٰﺍ َﻣ َﻦﺑِﺎ ��ِ َﻭ� ْﻟﻴَ ْﻮ ِﻡﺍ ْﻻٰ ِﺧﺮِ َﻭ� ْﻟ َﻤﻠٰ ِٓﺌﻜَﺔِ َﻭ� ْ� ِﻜﺘَﺎ ِﺏ َﻭ�ﻟﻨ� ِﺒ ّ۪�َ ۚ َﻭ ٰ� َ� ﺍ ْﻟ َﻤﺎ َﻝ َﻋ ٰ� ُﺣ ِّﺒ ۪ﻪ ﺫَﻭِﻱ ﺍ ْﻟ ُﻘ ْﺮ ٰ� َﻭ� ْﻟﻴَﺘَﺎ ٰ� َﻭ� ْﻟ َﻤ َﺴﺎ ۪ﻛ َ� َﻭ��ْ َ� ﺍﻟ �� ۪�ﻴ ِﻞ َﻭ�ﻟ �ٓ�אﺋِ ۪ﻠ َ� َﻭ ِ� ﺍﻟ ّﺮِﻗَﺎ ِۚ� َﻭ�َﻗَﺎ َ� ﺍﻟ �ﺼ ٰﻠﻮ�َ َﻭ ٰ� َ� ﺍﻟﺰ� ٰכ��َ ۚ َﻭ� ْﻟ ُﻤﻮ ُﻓﻮ َ� ﺑِﻌَ ْﻬ ِﺪ ِﻫ ْ� ﺍِﺫَﺍ َﻋﺎﻫَ ُﺪﻭ�ۚ َﻭ�ﻟ �ﺼﺎﺑِ ۪ﺮ� َﻦ ِ� ﺍ ْﻟﺒَ ْﺄ َٓ�א ِﺀ َﻭ�ﻟ �ﻀﺮ�ٓ� ِﺀ َﻭ ۪ﺣ َ� ﺍ ْﻟﺒَ ْﺄ ِۜﺱ ﺍُﻭٰ۬ﻟ ِٓﺌ َﻚ ﺍﻟ� ۪ﺬﻳ َﻦ َﺻ َﺪ ُﻗﻮ�ۜ َﻭ�ُﻭ۬ﻟٰ ِٓﺌ َﻚ ُﻫ ُﻢ ﺍ ْﻟ ُﻤﺘ� ُﻘﻮ َﻥ � ﻳَٓﺎ ﺍَ ��َﺎ ﺍﻟ� ۪ﺬﻳ َﻦ ٰﺍ َﻣﻨُﻮ� ُﻛ ِﺘ َﺐ َﻋﻠَ ْﻴ ُﻜ ُﻢ ﺍ ْﻟ ِﻘ َ�א ُﺹ ِ� ﺍ ْﻟﻘَ ْﺘ ٰ�ۜ ﺍَ ْﻟ ُ� �� ﺑِﺎ ْﻟ ُﺤ ّﺮِ َﻭ� ْﻟﻌَ�ْ ُ� ﺑِﺎ ْﻟﻌَ ْﺒ ِﺪ َﻭ� ْﻻُ ْﻧ ٰ� ﺑِﺎ ْﻻُ ْﻧ ٰ�ۜﻓَﻤَ ْﻦ ُﻋ ِ َ� ﻟَ ُﻪ ِﻣ ْﻦ ﺍَ ۪ﺧﻴﻪِ َ ْ� ٌﺀ ﻓَﺎﺗِّﺒَﺎ ٌﻉ ﺑِﺎ ْﻟﻤَ ْﻌ ُﺮﻭ ِﻑ َﻭ�َﺩَٓﺍﺀٌ ﺍِﻟَ ْﻴﻪِ ﺑِﺎِ ْﺣ َﺴﺎ ٍۜﻥ ٰﺫﻟِ َﻚ ﺗَ ْﺨ ۪ﻔﻴ ٌﻒ ِﻣ ْﻦ ﺭَﺑِّﻜُ ْﻢ َﻭ َﺭ ْﺣﻤَﺔٌ ۜﻓَ َﻤ ِﻦ ﺍ ْﻋﺘَ ٰﺪﻯ ﺑَ ْﻌ َﺪ ٰﺫﻟِ َﻚ ﻓَﻠَ ُﻪ َﻋ َﺬﺍ ٌﺏ ﺍَ ۪ﻟﻴ ٌﻢ � َﻭ�َﻜُ ْ� ِ� ﺍ ْﻟ ِﻘ َﺼﺎ ِﺹ َﺣ ٰﻴﻮ�ٌ ﻳَٓﺎ ﺍُﻭ۬ ِ� ﺍ ْﻻَﻟْ�َא ِﺏ ﻟَﻌَ��ﻜُ ْ� ﺗَﺘ� ُ�� َﻥ � ﻛُ ِﺘ َﺐ َﻋﻠَ ْﻴﻜُ ْ� ﺍِﺫَﺍ َﺣ َﻀ َﺮ ﺍَ َﺣ َﺪ ُﻛ ُﻢ ﺍ ْﻟ َﻤ ْﻮ ُﺕ ﺍِ ْﻥ ﺗَﺮَ َﻙ َﺧ ْ� ً ۚ� ﺍَ ْﻟﻮَ ِﺻﻴ�ﺔُ ﻟِ ْﻠ َﻮ�ﻟِ َﺪ ْﻳ ِﻦ َﻭ� ْﻻَ ْﻗ َﺮ ۪ﺑ�َ ﺑِﺎ ْﻟﻤَ ْﻌ ُﺮﻭ ِ ۚﻑ َﺣﻘ �ﺎ َﻋ َ� ﺍ ْﻟ ُﻤﺘ� ۪ﻘ َ ۜ� � ﻓَ َﻤ ْﻦ ﺑَﺪ�ﻟَ ُﻪ ﺑَ ْﻌ َﺪ َﻣﺎ َﺳ ِﻤﻌَ ُﻪ ﻓَﺎِﻧ� َﻤٓﺎ ﺍِ ْﺛ ُﻤ ُﻪ َﻋ َ� ﺍﻟ� ۪ﺬﻳ َﻦ ﻳُﺒَ ِّﺪﻟُﻮﻧَ ُﻪ ۜﺍِ �� ﺍ ��َ َ� ۪�ﻴﻊٌ َﻋ ۪ﻠﻴ ٌ ۜ� � ﻓَ َﻤ ْﻦ َﺧﺎ َﻑ 83
6. Sınıf ٢٥ ُ �َ ��ُ ٢ة � ْ� َ� َ� َ� ِة � ْ� ُ� ْ� ُء ٢ َﻭ ِ�ﺫَﺍ ۪ﻗﻴ َﻞ ﻟَﻬُ ُ� ﺍﺗ� ِﺒﻌُﻮ� َﻣٓﺎ ﺍَ ْﻧﺰَ َ� ﺍ � ُ� ﻗَﺎﻟُﻮ� ﺑَ ْﻞ ﻧَـﺘ� ِﺒـ ُﻊ َﻣٓﺎ ﺍَ ْﻟ َﻔ ْﻴﻨَﺎ َﻋﻠَ ْﻴﻪِ ٰﺍﺑَٓﺎﺀَﻧَﺎۜ ﺍَ َﻭﻟَ ْﻮ ﻛَﺎ َﻥ ٰﺍﺑَٓﺎ ُﺅ۬ ُﻫ ْ� َﻻ ﻳَ ْﻌ ِﻘﻠُﻮ َﻥ َ� ْ�� ًﺎ َﻭ َﻻ َ ْ��َ ُ�ﻭ َﻥ � َﻭ َﻣﺜَ ُﻞ ﺍﻟ� ۪ﺬ� َ� ﻛَ َﻔ ُﺮﻭ� ﻛَﻤَﺜَ ِﻞ ﺍﻟ� ۪ﺬﻱ ﻳَ ْﻨ ِﻌ ُﻖ ﺑِ َﻤﺎ َﻻ َ ْ�ﻤَﻊُ ﺍِ �ﻻ ﺩُ َﻋٓﺎﺀً َﻭﻧِ َﺪٓﺍﺀً ۜ ُﺻ �� ﺑُ ْכ ٌ� ُﻋ ْ ٌ� ﻓَ ُﻬ ْ� َﻻ ﻳَ ْﻌ ِﻘﻠُﻮ َﻥ � �َٓא ﺍَ ��َﺎ ﺍﻟ� ۪ﺬ� َ� ٰﺍ َﻣ ُﻨﻮ� ُﻛﻠُﻮ� ِﻣ ْﻦ ﻃَ ِّﻴﺒَﺎ ِ� َﻣﺎ ﺭَ َﺯ ْﻗﻨَﺎ ُﻛ ْﻢ َﻭ� ْﺷ ُﻜ ُﺮﻭ� ِ ��ِ ﺍِ ْﻥ ُﻛ ْﻨﺘُ ْ� ﺍِﻳ�ﺎ ُﻩ ﺗَ ْﻌﺒُ ُﺪﻭ َﻥ � ﺍِﻧ�ﻤَﺎ َﺣﺮ�ﻡَ َﻋﻠَ ْﻴﻜُ ُ� ﺍ ْﻟ َﻤ ْﻴﺘَﺔَ َﻭ�ﻟﺪ� َ� َﻭﻟَ ْﺤ َ� ﺍ ْﻟ ِﺨ ْ ۪�ﻳﺮِ َﻭ َﻣٓﺎ ﺍُﻫِ �ﻞ ﺑِ ۪ﻪ ﻟِﻐَ ْ�ِ ﺍ ��ِۚ ﻓَ َ� ِ� ﺍ ْﺿﻄُﺮ� ﻏَ ْ�َ ﺑَﺎ ٍﻍ َﻭ َﻻ َﻋﺎ ٍﺩ ﻓَ َٓﻼ ﺍِ ْﺛ َﻢ َﻋﻠَ ْﻴﻪِۜ ﺍِ �ﻥ ﺍ ��َ ﻏَ ُﻔﻮ ٌﺭ َﺭ ۪ﺣﻴ ٌﻢ � ﺍِ �ﻥ ﺍﻟ� ۪ﺬﻳ َﻦ ﻳَ ْﻜ ُﺘ ُﻤﻮ َﻥ َﻣٓﺎ ﺍَ ْﻧ َﺰ َﻝ ﺍ � ُ� ِﻣ َﻦ ﺍ ْ� ِﻜﺘَﺎ ِﺏ َﻭ�َ ْﺸ َ�ُﻭ َﻥ �ِ ۪� ﺛَﻤَﻨ ًﺎ ﻗَ ۪ﻠﻴ ًﻼۙ ﺍُﻭ۬ﻟٰ ِٓﺌ َﻚ َﻣﺎ ﻳَ ْﺄ ُכﻠُﻮ َﻥ ۪� ﺑُﻄُﻮ ِ�ِ ْ� ﺍِ �ﻻ ﺍﻟﻨ�ﺎﺭَ َﻭ َﻻ ﻳُﻜَﻠِّ ُﻤﻬُ ُ� ﺍ � ُ� ﻳَ ْﻮ َ� ﺍ ْﻟ ِﻘ ٰﻴ َﻤﺔِ َﻭ َﻻ ﻳُ َﺰ ۪ﻛّﻴ ِﻬ ْ ۚ� َﻭﻟَ ُﻬ ْ� َﻋ َﺬﺍ ٌ� ﺍَ ۪ﻟﻴ ٌ� � ﺍُﻭٰ۬ﻟ ِٓﺌ َכ ﺍﻟ� ۪ﺬﻳ َﻦ ﺍ ْﺷ َ�َ ُﻭ� ﺍﻟ �ﻀ َﻼﻟَــﺔَ ﺑِﺎ ْﻟ ُ� ٰ�ﻯ َﻭ� ْﻟ�َ َ�ﺍ َ� ﺑِﺎ ْﻟ َﻤ ْﻐ ِ� َ��ِۚ ﻓَﻤَٓﺎ ﺍَ ْﺻ َ�َ ُﻫ ْ� َﻋ َ� ﺍﻟ��אﺭِ � ٰﺫﻟِ َכ ﺑِﺎَ �� ﺍ ��َ �َ �� َﻝ ﺍ ْ� ِﻜﺘَﺎ َ� ﺑِﺎ ْﻟ َﺤ ِّﻖۜ َﻭ ِ� �ﻥ ﺍﻟ� ۪ﺬﻳ َﻦ ﺍ ْﺧﺘَﻠَ ُﻔﻮ� ِ� ﺍ ْ� ِﻜﺘَﺎ ِ� ﻟَ ۪� ِ� َ�ﺎ ٍﻕ ﺑَ ۪ﻌﻴ ٍ۟ﺪ � 84
Kur’an-ı Kerim’i Güzel Okuma 2. Ünite � ْ� ُ� ْ� ُء ٢ ُ �َ ��ُ ٢ة � ْ� َ� َ� َ� ِة ٢٤ ﺍِ �ﻥ ۪� َﺧ ْﻠ ِﻖ ﺍﻟ �ﺴ ٰﻤﻮَ� ِ� َﻭ� ْﻻَ ْﺭ ِﺽ َﻭ� ْﺧ ِﺘ َﻼ ِﻑ ﺍﻟ� ْﻴ ِﻞ َﻭ�ﻟﻨ�ﻬَﺎﺭِ َﻭ� ْﻟ ُﻔ ْﻠ ِﻚ ﺍﻟ�۪� ﺗَ ْﺠ ۪ﺮﻱ ِ� ﺍ ْﻟﺒَ ْﺤﺮِ ﺑِ َﻤﺎ ﻳَ ْﻨ َﻔ ُﻊ ﺍﻟﻨ�ﺎ َﺱ َﻭ َﻣٓﺎ ﺍَ ْﻧ َﺰ َﻝ ﺍ � ُ� ِﻣ َﻦ ﺍﻟ �ﺴﻤَٓﺎ ِﺀ ِﻣ ْﻦ َﻣٓﺎ ٍﺀ ﻓَﺎَ ْﺣﻴَﺎ ﺑِﻪِ ﺍ ْﻻَ ْﺭ َﺽ ﺑَ ْﻌ َﺪ َﻣ ْﻮ ِ�َﺎ َﻭﺑَ �ﺚ ۪ﻓﻴﻬَﺎ ِﻣ ْﻦ ُﻛ ّ ِﻞ ﺩَٓﺍﺑ�ﺔٍۖ َﻭﺗَ ْﺼ ۪ﺮ� ِ� ﺍﻟ ّﺮِ�َﺎ ِﺡ َﻭ�ﻟ �� َ�ﺎ ِ� ﺍ ْﻟ ُﻤ َ� ��ﺮِ ﺑَ ْ َ� ﺍﻟ �ﺴ َﻤٓﺎ ِﺀ َﻭ� ْﻻَ ْﺭ ِﺽ َﻻٰ�َ� ٍ� ﻟِﻘَ ْﻮ ٍ� ﻳَ ْﻌ ِﻘﻠُﻮ َ� � َﻭ ِﻣ َﻦ ﺍﻟﻨ�ﺎ ِﺱ َﻣ ْﻦ ﻳَﺘ� ِﺨ ُﺬ ِﻣ ْﻦ ﺩُﻭ ِﻥ ﺍ ��ِ ﺍَ ْﻧ َﺪﺍﺩ ًﺍ ﻳُ ِﺤﺒ�ﻮ َ�ُ ْﻢ ﻛَ ُﺤ ِّﺐ ﺍ ��ِۜ َﻭ�ﻟ� ۪ﺬﻳ َﻦ ٰﺍ َﻣ ُﻨ ٓﻮ� ﺍَ َﺷ �ﺪ ُﺣﺒ �ﺎ ِ ��ِۜ َﻭﻟَ ْﻮ ﻳَ َﺮﻯ ﺍﻟ� ۪ﺬﻳ َﻦ ﻇَﻠَ ُﻤٓﻮ� ﺍِ ْﺫ ﻳَ َﺮ ْﻭ َﻥ ﺍ ْﻟﻌَ َﺬﺍ َ ۙﺏ ﺍَ �ﻥ ﺍ ْﻟ ُﻘﻮ��َ ِ ��ِ َﺟ ۪ﻤﻴﻌ ًﺎۙ َﻭ�َ �ﻥ ﺍ ��َ َﺷ ۪ﺪﻳ ُﺪ ﺍ ْﻟﻌَ َﺬﺍ ِﺏ � ﺍِ ْﺫ ﺗَ َ���َ ﺍﻟ� ۪ﺬ� َ� ﺍﺗ� ِﺒ ُ��� ِ� َ� ﺍﻟ� ۪ﺬﻳ َﻦ ﺍﺗ�ﺒَ ُﻌﻮ� َﻭﺭَ�َ ُﻭ� ﺍ ْﻟﻌَ َﺬﺍ َ� َﻭﺗَ َﻘﻄ�ﻌَ ْﺖ ِ�ِ ُﻢ ﺍ ْﻻَ ْﺳﺒَﺎ ُﺏ � َﻭﻗَﺎ َﻝ ﺍﻟ� ۪ﺬﻳ َﻦ ﺍﺗ�ﺒَﻌُﻮ� ﻟَ ْﻮ ﺍَ �ﻥ ﻟَﻨَﺎ ﻛَﺮ��ً ﻓَﻨَﺘَ َ���َ ِﻣ ْﻨﻬُ ْﻢ ﻛَﻤَﺎ ﺗَ َ�� ُﺅ۫ﺍ ِﻣﻨ�ﺎۜﻛَ ٰﺬﻟِ َﻚ ﻳُ ۪ﺮ� ِﻬ ُﻢ ﺍ � ُ� ﺍَ ْﻋ َﻤﺎﻟَ ُﻬ ْﻢ َﺣ َﺴ َﺮ� ٍ� َﻋﻠَ ْﻴ ِﻬ ْ ۜ� َﻭ َﻣﺎ ُﻫ ْﻢ ﺑِ َﺨﺎﺭِ ۪ﺟ َ� ِﻣ َﻦ ﺍﻟﻨ�ﺎ ۟ﺭِ � ﻳَٓﺎ ﺍَ ��َﺎ ﺍﻟﻨ�ﺎ ُﺱ ُכﻠُﻮ� ِﻣﻤ�ﺎ ِ� ﺍ ْﻻَ ْﺭ ِﺽ َﺣـ َﻼ ًﻻ ﻃَـ ِّﻴ� ً ۘ� َﻭ َﻻ ﺗَﺘ� ِﺒﻌُﻮ� ُﺧﻄُﻮَ� ِ� ﺍﻟ �� ْ�ﻄَﺎ ِۜﻥ ﺍِﻧ�ﻪُ �َﻜُ ْ� َﻋ ُﺪ �ﻭ ُﻣ ۪ﺒ ٌ� � ﺍِﻧ� َﻤﺎ ﻳَ ْﺄ ُﻣ ُﺮﻛُ ْ� ﺑِﺎﻟ �ﺴٓﻮ ِﺀ َﻭ� ْﻟ َﻔ ْﺤ َﺸٓﺎ ِﺀ َﻭ�َ ْﻥ ﺗَ ُﻘﻮﻟُﻮ� َﻋ َ� ﺍ ��ِ َﻣﺎ َﻻ ﺗَ ْﻌﻠَ ُﻤﻮ َﻥ � َﻭ ِ�ﺫَﺍ ۪ﻗﻴ َﻞ 85
6. Sınıf ٢٣ ُ �َ ��ُ ٢ة � ْ� َ� َ� َ� ِة � ْ� ُ� ْ� ُء ٢ َﻭ َﻻ ﺗَ ُﻘﻮﻟُﻮ� ﻟِ َ� ْ� ﻳُ ْﻘﺘَ ُﻞ ۪� َ� ۪�ﻴ ِﻞ ﺍ ��ِ ﺍَ ْﻣ َﻮ� ٌ ۜ� �َ ْ� ﺍَ ْﺣﻴَٓﺎ ٌﺀ َﻭ ٰ� ِכ ْ� َﻻ َ ْ� ُﻌ ُﺮﻭ َ� � َﻭﻟَﻨَ ْﺒﻠُﻮَﻧ� ُכ ْ� ِ َ� ْﻲ ٍﺀ ِ� َ� ﺍ ْﻟ َﺨ ْﻮ ِﻑ َﻭ� ْﻟ ُﺠﻮ ِﻉ َﻭﻧَ ْﻘ ٍﺺ ِﻣ َﻦ ﺍ ْﻻَ ْﻣ َﻮ� ِ� َﻭ� ْﻻَ ْﻧ ُﻔ ِﺲ َﻭ�ﻟ�� َﻤﺮَ� ِۜ� َﻭ َ ِّ�ﺮِ ﺍﻟ �ﺼﺎﺑِ ۪ﺮ� َﻦ ۙ� ﺍَﻟ� ۪ﺬﻳ َﻦ ﺍِﺫَٓﺍ ﺍَ َﺻﺎﺑَ ْﺘﻬُ ْﻢ ُﻣ ۪ﺼﻴﺒَﺔٌ ۙﻗَﺎﻟُ ٓﻮ� ﺍِﻧ�ﺎ ِ ��ِ َﻭ ِ�ﻧ�ٓﺎ ﺍِﻟَ ْﻴﻪِ َﺭ� ِﺟ ُﻌﻮ َﻥ ۜ� ﺍُﻭٰ۬ﻟ ِٓﺌ َﻚ َﻋﻠَ ْﻴﻬِ ْ� َﺻﻠَ َﻮ� ٌﺕ ِﻣ ْﻦ َﺭ ِّ�ِ ْ� َﻭﺭَ ْﺣ َﻤﺔٌ َﻭ�ُﻭ۬ﻟٰ ِٓﺌ َﻚ ُﻫ ُ� ﺍ ْﻟ ُﻤ ْﻬﺘَ ُﺪﻭ َﻥ � ﺍِ �� ﺍﻟ �ﺼ َﻔﺎ َﻭ� ْﻟ َﻤ ْﺮ َﻭ�َ ِﻣ ْﻦ َﺷﻌَٓﺎﺋِﺮِ ﺍ ��ِۚ ﻓَﻤَ ْﻦ َﺣ �ﺞ ﺍ ْﻟﺒَ ْﻴ َﺖ ﺍَﻭِ ﺍ ْﻋﺘَﻤَﺮَ ﻓَ َﻼ ُﺟﻨَﺎ َﺡ َﻋﻠَ ْﻴﻪِ ﺍَ ْﻥ ﻳَﻄ�ﻮ� َﻑ ِ�ِ َﻤﺎۜ َﻭ َﻣ ْﻦ ﺗَﻄَﻮ�ﻉَ َﺧ ْ� ً�ۙ ﻓَﺎِ �ﻥ ﺍ ��َ َﺷﺎﻛِ ٌﺮ َﻋ ۪ﻠﻴ ٌ� � ﺍِ �� ﺍﻟ� ۪ﺬﻳ َﻦ ﻳَ ْﻜﺘُ ُﻤﻮ َﻥ َﻣٓﺎ ﺍَ ْﻧﺰَ ْﻟﻨَﺎ ِﻣ َﻦ ﺍ ْﻟﺒَ ِّﻴﻨَﺎ ِﺕ َﻭ� ْﻟ ُﻬ ٰﺪﻯ ِﻣ ْﻦ ﺑَ ْﻌ ِﺪ َﻣﺎ ﺑَﻴ�ﻨ�ﺎﻩُ ﻟِﻠﻨ�ﺎ ِﺱ ِ� ﺍ ْ� ِﻜﺘَﺎ ِۙﺏ ﺍُﻭٰ۬ﻟ ِٓﺌ َﻚ ﻳَ ْﻠﻌَﻨُﻬُ ُﻢ ﺍ � ُ� َﻭ�َ ْﻠﻌَﻨُ ُﻬ ُ� ﺍﻟ �ﻼ ِﻋ ُﻨﻮ َﻥ ۙ � ﺍِ �ﻻ ﺍﻟ� ۪ﺬﻳ َﻦ ﺗَﺎﺑُﻮ� َﻭ�َ ْﺻﻠَ ُﺤﻮ� َﻭﺑَﻴ� ُﻨﻮ� ﻓَﺎُﻭٰ۬ﻟ ِٓﺌ َﻚ ﺍَﺗُﻮ ُﺏ َﻋﻠَ ْﻴﻬِ ْﻢۚ َﻭ�َﻧ َﺎ ﺍﻟﺘ�ﻮ�� ُ� ﺍﻟﺮ� ۪ﺣ� ُ� � ﺍِ �ﻥ ﺍﻟ� ۪ﺬﻳ َﻦ ﻛَﻔَ ُﺮﻭ� َﻭ َﻣﺎﺗُﻮ� َﻭ ُﻫ ْ� ُﻛ ��א ٌﺭ ﺍُﻭٰ۬ﻟ ِٓﺌ َﻚ َﻋﻠَ ْﻴﻬِ ْ� ﻟَ ْﻌﻨَﺔُ ﺍ ��ِ َﻭ� ْﻟ َﻤ ٰﻠ ِٓﺌﻜَﺔِ َﻭ�ﻟ��א ِﺱ ﺍَ ْﺟﻤَ ۪ﻌ�َ ۙ � َﺧﺎﻟِ ۪ﺪﻳ َﻦ ۪ﻓﻴﻬَﺎۚ َﻻ ﻳُ َﺨﻔ� ُﻒ َﻋ ْﻨ ُﻬ ُﻢ ﺍ ْﻟﻌَ َﺬﺍ ُﺏ َﻭ َﻻ ُﻫ ْﻢ ﻳُ ْﻨﻈَ ُﺮﻭ َﻥ � َﻭ ِ� ٰﻟ ُﻬﻜُ ْ� ﺍِﻟٰﻪٌ َﻭ� ِﺣ ٌﺪۚ َٓﻻ ﺍِﻟٰﻪَ ﺍِ �ﻻ ُﻫ َﻮ ﺍﻟﺮ� ْﺣ ٰﻤ ُﻦ ﺍﻟﺮ� ۪ﺣﻴ ُ ۟� � 86
Kur’an-ı Kerim’i Güzel Okuma 2. Ünite � ْ� ُ� ْ� ُء ٢ ُ �َ ��ُ ٢ة � ْ� َ� َ� َ� ِة ٢٢ ﺍَﻟ� ۪ﺬﻳ َﻦ ٰﺍﺗَ ْﻴﻨَﺎ ُﻫ ُ� ﺍ ْ� ِﻜﺘَﺎ َﺏ ﻳَ ْﻌﺮِﻓُﻮﻧَﻪُ ﻛَ َﻤﺎ ﻳَ ْﻌﺮِ ُﻓﻮ َ� ﺍَ ْﺑﻨَٓﺎﺀَ ُﻫ ْﻢۜ َﻭ ِ� �ﻥ ﻓَ ۪ﺮ�� ًא ِﻣ ْﻨﻬُ ْ� ﻟَﻴَ ْﻜ ُﺘ ُﻤﻮ َﻥ ﺍ ْﻟ َﺤ �ﻖ َﻭ ُﻫ ْ� ﻳَ ْﻌﻠَ ُﻤﻮ َﻥ � ﺍَ ْﻟ َﺤ �ﻖ ِ� ْ� ﺭَ ِ�ّ َכ ﻓَ َﻼ ﺗَﻜُﻮﻧَ �ﻦ ِﻣ َﻦ ﺍ ْﻟ ُﻤ ْﻤ َ ۪�� َﻦ۟ � َﻭ�ِ ُכ ٍّﻞ ﻭِ ْﺟﻬَﺔٌ ُﻫ َﻮ ُﻣ َﻮ ۪ﻟّﻴﻬَﺎ ﻓَﺎ ْﺳﺘَ ِﺒ ُﻘﻮ� ﺍ ْﻟ َﺨ ْ�َ� ِۜ� ﺍَ ْﻳ َﻦ َﻣﺎ ﺗَ ُכﻮﻧُﻮ� ﻳَ ْﺄ ِﺕ ﺑِ ُﻜ ُﻢ ﺍ � ُ� َﺟ ۪ﻤﻴﻌ ًﺎۜ ﺍِ �ﻥ ﺍ ��َ َﻋ ٰ� ُכ ّ ِﻞ َ ْ� ٍﺀ ﻗَ ۪ﺪﻳ ٌﺮ � َﻭ ِﻣ ْﻦ َﺣ ْﻴ ُﺚ َﺧﺮَ ْﺟ َﺖ ﻓَﻮَ ّ ِﻝ َﻭ ْﺟﻬَ َﻚ َﺷ ْﻄﺮَ ﺍ ْﻟ َﻤ ْﺴ ِﺠ ِﺪ ﺍ ْﻟ َﺤﺮَ� ِ�ۜ َﻭ ِ�ﻧ�ﻪُ ﻟَ ْﻠ َﺤ �ﻖ ِﻣ ْﻦ َﺭﺑِّ َﻚۜ َﻭ َﻣﺎ ﺍ � ُ� ﺑِﻐَﺎﻓِ ٍﻞ َﻋﻤ�ﺎ ﺗَ ْﻌﻤَﻠُﻮ َﻥ � َﻭ ِﻣ ْﻦ َﺣ ْﻴ ُﺚ َﺧ َﺮ ْﺟ َﺖ ﻓَﻮَ ّ ِﻝ َﻭ ْﺟﻬَ َﻚ َﺷ ْﻄ َﺮ ﺍ ْﻟ َﻤ ْﺴ ِﺠ ِﺪ ﺍ ْﻟ َﺤﺮَ� ِ�ۜ َﻭ َﺣ ْﻴ ُﺚ َﻣﺎ ُﻛ ْﻨ ُﺘ ْﻢ ﻓَ َﻮﻟ�ﻮ� ُﻭ ُﺟﻮﻫَ ُﻜ ْ� َ� ْ�ﺮَﻩُ ۙﻟِﺌَ �ﻼ ﻳَ ُכﻮ َﻥ ﻟِﻠ��א ِﺱ َﻋﻠَ ْﻴﻜُ ْ� ُﺣ �ﺠﺔٌ ۗﺍِ �ﻻ ﺍﻟ� ۪ﺬﻳ َﻦ ﻇَﻠَ ُﻤﻮ� ِﻣ ْﻨﻬُ ْ� ﻓَ َﻼ ﺗَ ْﺨ َﺸ ْﻮ ُﻫ ْ� َﻭ� ْﺧ َﺸ ْﻮ ۪� َﻭ ِﻻُﺗِ �� ﻧِ ْﻌ َﻤ ۪� َﻋﻠَ ْﻴ ُﻜ ْ� َﻭﻟَﻌَ�� ُﻜ ْ� َ ْ�ﺘَ ُﺪﻭ َﻥ ۙ� ﻛَﻤَٓﺎ ﺍَ ْﺭ َ��ْﻨَﺎ ۪ﻓﻴﻜُ ْ� َﺭ ُ�� ًﻻ ِﻣ ْﻨﻜُ ْﻢ ﻳَ ْﺘﻠُﻮ� َﻋﻠَ ْﻴﻜُ ْﻢ ٰﺍﻳَﺎﺗِﻨَﺎ َﻭ�ُﺰَ ۪ﻛّﻴﻜُ ْ� َﻭ�ُﻌَﻠِّ ُﻤﻜُ ُﻢ ﺍ ْ� ِﻜﺘَﺎ َﺏ َﻭ� ْﻟ ِﺤ ْﻜ َﻤﺔَ َﻭ�ُﻌَﻠِّ ُﻤﻜُ ْﻢ َﻣﺎ َ ْ� ﺗَ ُﻜﻮﻧُﻮ� ﺗَ ْﻌﻠَ ُﻤﻮ َﻥ ۜ� ﻓَﺎ ْﺫ ُכ ُﺮﻭ ۪ ٓ� ﺍَ ْﺫ ُכ ْﺮ ُﻛ ْﻢ َﻭ� ْﺷ ُﻜ ُﺮﻭ� ۪� َﻭ َﻻ ﺗَ ْﻜ ُﻔ ُﺮﻭ ِ۟� � ﻳَٓﺎ ﺍَ ��َﺎ ﺍﻟ� ۪ﺬﻳ َﻦ ٰﺍ َﻣﻨُﻮ� ﺍ ْﺳﺘَ ۪ﻌﻴ ُﻨﻮ� ﺑِﺎﻟ �ﺼ ْ�ِ َﻭ�ﻟ �ﺼ ٰﻠﻮ�ِۜ ﺍِ �ﻥ ﺍ ��َ َﻣﻊَ ﺍﻟ �ﺼﺎﺑِ ۪ﺮ� َﻦ � َﻭ َﻻ ﺗَ ُﻘﻮﻟُﻮ� 87
6. Sınıf ٢١ ُ �َ ��ُ ٢ة � ْ� َ� َ� َ� ِة � ْ� ُ� ْ� ُء ٢ َﺳﻴَ ُﻘﻮ ُﻝ ﺍﻟ �ﺴ َﻔـﻬَٓﺎ ُﺀ ِﻣ َﻦ ﺍﻟﻨ�ﺎ ِﺱ َﻣﺎ َﻭﻟ�ﻴﻬُ ْ� َﻋ ْﻦ ﻗِ ْﺒﻠَ ِﺘ ِﻬ ُ� ﺍﻟ�۪� ﻛَﺎﻧُﻮ� َﻋﻠَ ْﻴﻬَﺎۜﻗُ ْﻞ ِ ��ِ ﺍ ْﻟﻤَ ْﺸﺮِ ُﻕ َﻭ� ْﻟ َﻤ ْﻐﺮِ ُ ۜﺏ َ ْ� ۪ﺪﻱ َﻣ ْﻦ َ َ�ٓﺎﺀُ ﺍِ ٰ� ِﺻﺮَ� ٍ� ُﻣ ْﺴﺘَ ۪ﻘﻴ ٍﻢ � َﻭﻛَ ٰﺬﻟِ َﻚ َﺟﻌَ ْﻠﻨَﺎﻛُ ْﻢ ﺍُﻣ�ﺔً َﻭ َﺳﻄ ًﺎ ﻟِﺘَﻜُﻮﻧُﻮ� ُ��َ َﺪٓﺍﺀَ َﻋ َ� ﺍﻟﻨ�ﺎ ِﺱ َﻭ�َﻜُﻮ َﻥ ﺍﻟﺮ� ُ�� ُﻝ َﻋﻠَ ْﻴﻜُ ْ� َ� ۪�ﻴﺪ ًﺍۜ َﻭ َﻣﺎ َﺟﻌَ ْﻠﻨَﺎ ﺍ ْﻟ ِﻘ ْﺒﻠَﺔَ ﺍﻟ�۪� ُכ ْ� َ� َﻋﻠَ ْﻴ َ�ٓא ﺍِ �ﻻ ﻟِﻨَ ْﻌﻠَ َ� َ� ْ� ﻳَﺘ� ِﺒـﻊُ ﺍﻟﺮ� ُﺳﻮ َﻝ ِﻣﻤ� ْﻦ ﻳَ ْﻨ َﻘﻠِ ُﺐ َﻋ ٰ� َﻋ ِﻘﺒَ ْﻴﻪِۜ َﻭ ِ� ْ� ﻛَﺎﻧَ ْﺖ �َ َכ ۪ﺒ�َ ً� ﺍِ �ﻻ َﻋ َ� ﺍﻟ� ۪ﺬﻳ َﻦ ﻫَ َﺪﻯ ﺍ � ُ� ۜ َﻭ َﻣﺎ ﻛَﺎ َﻥ ﺍ � ُ� ﻟِ ُﻴ ۪ﻀﻴﻊَ ۪ﺍﻳ َﻤﺎﻧَ ُכ ْﻢۜ ﺍِ �ﻥ ﺍ ��َ ﺑِﺎﻟﻨ�ﺎ ِﺱ ﻟَ َﺮ ُﺅ۫ ٌﻑ َﺭ ۪ﺣﻴ ٌ� � ﻗَ ْﺪ ﻧَ ٰﺮﻯ ﺗَ َﻘﻠ� َﺐ َﻭ ْﺟﻬِ َכ ِ� ﺍﻟ �� َ�ٓﺎ ِﺀۚ ﻓَﻠَﻨُ َﻮﻟِّﻴَﻨ� َכ ﻗِ ْﺒﻠَﺔً ﺗَ ْﺮ ٰﺿﻴﻬَﺎۖﻓَ َﻮ ِّ� َﻭ ْﺟﻬَ َﻚ َﺷ ْﻄ َﺮ ﺍ ْﻟﻤَ ْﺴ ِﺠ ِﺪ ﺍ ْﻟ َﺤ َﺮ� ِ�ۜ َﻭ َﺣ ْﻴ ُﺚ َﻣﺎ ُﻛ ْﻨﺘُ ْ� ﻓَ َﻮﻟ�ﻮ� ُﻭ ُﺟﻮﻫَﻜُ ْ� َﺷ ْﻄﺮَ ُﻩ ۜ َﻭ ِ� �ﻥ ﺍﻟ� ۪ﺬﻳ َﻦ ﺍُﻭ۫ﺗُﻮ� ﺍ ْ� ِﻜﺘَﺎ َ� ﻟَﻴَ ْﻌﻠَ ُﻤﻮ َﻥ ﺍَﻧ�ﻪُ ﺍ ْﻟ َﺤ �ﻖ ِﻣ ْﻦ ﺭَ ِّ�ِ ْ ۜ� َﻭ َﻣﺎ ﺍ � ُ� ﺑِﻐَﺎﻓِ ٍﻞ َﻋﻤ�ﺎ ﻳَ ْﻌﻤَﻠُﻮ َﻥ � َﻭﻟَ ِ ْ� ﺍَﺗَ ْﻴ َﺖ ﺍﻟ� ۪ﺬﻳ َﻦ ُﺍﻭ۫ﺗُﻮ� ﺍ ْ� ِﻜﺘَﺎ َ� ﺑِ ُכ ّ ِﻞ ٰﺍﻳَﺔٍ َﻣﺎ ﺗَ ِﺒﻌُﻮ� ﻗِ ْﺒﻠَﺘَ َ ۚכ َﻭ َﻣٓﺎ ﺍَ ْﻧ َﺖ ﺑِﺘَﺎﺑِـ ٍﻊ ﻗِ ْﺒﻠَﺘَﻬُ ْﻢۚ َﻭ َﻣﺎ ﺑَ ْﻌ ُﻀ ُﻬ ْﻢ ﺑِﺘَﺎﺑِـ ٍﻊ ﻗِ ْﺒﻠَﺔَ ﺑَ ْﻌ ٍ ۜﺾ َﻭﻟَ ِ ِ� ﺍﺗ�ﺒَ ْﻌ َﺖ ﺍَ ْﻫ َﻮٓ�ﺀَ ُﻫ ْﻢ ِﻣ ْﻦ ﺑَ ْﻌ ِﺪ َﻣﺎ َﺟٓﺎﺀَ َﻙ ِﻣ َﻦ ﺍ ْﻟ ِﻌ ْﻠ ِۙ� ﺍِﻧ� َﻚ ﺍِﺫ ًﺍ ﻟَ ِﻤ َﻦ ﺍﻟﻈ�ﺎﻟِ ۪ﻤ َ ۢ� � 88
Kur’an-ı Kerim’i Güzel Okuma 2. Ünite � ْ� ُ� ْ� ُء ١ ُ �َ ��ُ ٢ة � ْ� َ� َ� َ� ِة ٢٠ َﻭﻗَﺎﻟُﻮ� ﻛُﻮﻧُﻮ� ُﻫﻮﺩ ًﺍ ﺍَ ْﻭ ﻧَ َﺼﺎ ٰﺭﻯ َ ْ�ﺘَ ُﺪﻭ�ۜ ﻗُ ْﻞ ﺑَ ْﻞ ِﻣﻠ�ﺔَ ﺍِ ْﺑ ٰﺮ ۪ﻫﻴ َﻢ َﺣ ۪ﻨﻴﻔ ًﺎۜ َﻭ َﻣﺎ ﻛَﺎ َﻥ ِﻣ َﻦ ﺍ ْﻟ ُﻤ ْ��ِ ۪ﻛ�َ � ُﻗﻮﻟُ ٓﻮ� ٰﺍ َﻣﻨ�ﺎ ﺑِﺎ ��ِ َﻭ َﻣٓﺎ ُﺍ ْﻧﺰِ َ� ﺍِﻟَ ْﻴﻨَﺎ َﻭ َﻣٓﺎ ﺍُ ْﻧﺰِ َ� ﺍِ ٰ ٓ� ﺍِ ْﺑ ٰﺮ ۪ﻫﻴ َ� َﻭ ِ� ْﺳ ٰﻤ ۪ﻌﻴ َﻞ َﻭ ِ� ْﺳ ٰﺤ َﻖ َﻭ�َ ْﻌ ُﻘﻮ َ� َﻭ� ْﻻَ ْﺳﺒَﺎ ِﻁ َﻭ َﻣٓﺎ ُﺍﻭ۫ ِ َ� ُﻣﻮ ٰ� َﻭ ۪ﻋﻴ ٰ� َﻭ َﻣٓﺎ ُﺍﻭ۫ ِ َ� ﺍﻟﻨ� ِﺒﻴ�ﻮ َ� ِﻣ ْﻦ َﺭ ِّ�ِ ْ ۚ� َﻻ ﻧُﻔَ ّﺮِ ُﻕ ﺑَ ْ َ� ﺍَ َﺣ ٍﺪ ِﻣ ْﻨ ُﻬ ْۘ� َﻭﻧَ ْﺤ ُﻦ ﻟَﻪُ ُﻣ ْ��ِ ُﻤﻮ َﻥ � ﻓَﺎِ ْﻥ ٰﺍ َﻣ ُﻨﻮ� ﺑِ ِﻤ ْﺜ ِﻞ َﻣٓﺎ ٰﺍ َﻣ ْﻨﺘُ ْ� ﺑِ ۪ﻪ ﻓَ َﻘ ِﺪ ﺍ ْﻫﺘَ َﺪ ْﻭ�ۚ َﻭ ِ� ْﻥ ﺗَ َﻮﻟ� ْﻮ� ﻓَﺎِﻧ� َﻤﺎ ُﻫ ْ� ۪� ِﺷﻘَﺎ ٍ ۚﻕ ﻓَ َﺴﻴَ ْכ ۪ﻔﻴﻜَ ُﻬ ُ� ﺍ � ُ� ۚ َﻭ ُﻫ َﻮ ﺍﻟ �ﺴ ۪ﻤﻴﻊُ ﺍ ْﻟﻌَ ۪ﻠﻴ ُﻢ ۜ� ِﺻ ْﺒﻐَﺔَ ﺍ ��ِۚ َﻭ َﻣ ْﻦ ﺍَ ْﺣ َﺴ ُﻦ ِﻣ َﻦ ﺍ ��ِ ِﺻ ْﺒﻐَﺔً ۘ َﻭﻧَ ْﺤ ُﻦ ﻟَﻪُ َﻋﺎﺑِ ُﺪﻭ َ� � ُﻗ ْﻞ ﺍَﺗُ َﺤٓﺎ �ﺟﻮﻧَ َ�א ِ� ﺍ ��ِ َﻭ ُﻫﻮَ َﺭﺑ�ﻨَﺎ َﻭﺭَﺑ�ﻜُ ْﻢۚ َﻭﻟَـﻨَٓﺎ ﺍَ ْﻋ َﻤﺎﻟُﻨَﺎ َﻭ�َﻜُ ْﻢ ﺍَ ْﻋﻤَﺎ�ُ ُﻜ ْﻢۚ َﻭﻧَ ْﺤ ُﻦ ﻟَﻪُ ُﻣ ْﺨﻠِ ُﺼﻮ َﻥ ۙ � ﺍَ ْﻡ ﺗَ ُﻘﻮﻟُﻮ َﻥ ﺍِ �ﻥ ﺍِ ْﺑ ٰﺮ ۪ﻫﻴ َ� َﻭ ِ� ْ� ٰ� ۪ﻌﻴ َﻞ َﻭ ِ� ْﺳ ٰﺤ َﻖ َﻭ�َ ْﻌ ُﻘﻮ َ� َﻭ� ْﻻَ ْ��َﺎ َﻁ ﻛَﺎ�ُ�� ُ��ﺩ ًﺍ ﺍَ ْﻭ ﻧَ َﺼﺎ ٰﺭ ۜﻯ ﻗُ ْﻞ ﺀَﺍَ ْﻧ ُﺘ ْ� ﺍَ ْﻋﻠَ ُ� ﺍَ ِ� ﺍ � ُ� ۜ َﻭ َﻣ ْﻦ ﺍَﻇْﻠَ ُ� ِﻣﻤ� ْﻦ ﻛَﺘَ َ� َ� َ�ﺎﺩَﺓً ِﻋ ْﻨ َﺪ ُﻩ ِﻣ َﻦ ﺍ ��ِۜ َﻭ َﻣﺎ ﺍ � ُ� ﺑِﻐَﺎﻓِ ٍﻞ َﻋﻤ�ﺎ ﺗَ ْﻌﻤَﻠُﻮ َﻥ � ﺗِ ْﻠ َﻚ ُﺍﻣ�ﺔٌ ﻗَ ْﺪ َﺧﻠَ ْ ۚﺖ ﻟَﻬَﺎ َﻣﺎ ﻛَ َﺴﺒَ ْﺖ َﻭ�َ ُﻜ ْ� َﻣﺎ ﻛَ َ� ْ� ُﺘ ْ ۚ� َﻭ َﻻ ُ ْ��َﻠُﻮ َﻥ َﻋﻤ�ﺎ ﻛَﺎﻧُﻮ� ﻳَ ْﻌ َﻤﻠُﻮ َ ۟� � َﺳﻴَ ُﻘﻮ ُﻝ 89
6. Sınıf ١٩ ُ �َ ��ُ ٢ة � ْ� َ� َ� َ� ِة � ْ� ُ� ْ� ُء ١ َﻭ ِ� ْﺫ ﻳَ ْﺮ َ� ُ� ﺍِ ْﺑ ٰﺮ ۪ﻫﻴ ُ� ﺍ ْﻟﻘَ َﻮ� ِ� َ� ِ� َ� ﺍ ْﻟﺒَ ْﻴ ِﺖ َﻭ ِ� ْ� ٰ� ۪ﻌﻴ ُﻞ ۜ َﺭﺑ�ﻨَﺎ ﺗَ َﻘﺒ� ْﻞ ِﻣﻨ�ﺎۜ ﺍِﻧ� َכ ﺍَ ْﻧ َﺖ ﺍﻟ �� ۪�ﻴ ُﻊ ﺍ ْﻟﻌَ ۪ﻠﻴ ُ� � َﺭﺑ�ﻨَﺎ َﻭ� ْ�ﻌَ ْﻠﻨَﺎ ُﻣ ْﺴﻠِ َﻤ ْ ِ� ﻟَ َﻚ َﻭ ِﻣ ْﻦ ﺫُ ّﺭِ�� ِﺘﻨَٓﺎ ﺍُﻣ�ﺔً ُﻣ ْﺴﻠِﻤَﺔً ﻟَ َﻚۖ َﻭ�َﺭِﻧَﺎ َﻣﻨَﺎ ِﺳﻜَﻨَﺎ َﻭﺗُ ْﺐ َﻋﻠَ ْﻴﻨَﺎۚ ﺍِﻧ� َﻚ ﺍَ ْﻧ َﺖ ﺍﻟﺘ�ﻮ�� ُﺏ ﺍﻟﺮ� ۪ﺣﻴ ُﻢ � َﺭﺑ�ﻨَﺎ َﻭ� ْﺑﻌَ ْﺚ ۪ﻓﻴﻬِ ْﻢ َﺭ ُﺳﻮ ًﻻ ِﻣ ْﻨﻬُ ْﻢ ﻳَ ْﺘﻠُﻮ� َﻋﻠَ ْﻴﻬِ ْﻢ ٰﺍﻳَﺎﺗِ َﻚ َﻭ�ُﻌَﻠِّ ُﻤﻬُ ُﻢ ﺍ ْ� ِﻜﺘَﺎ َ� َﻭ� ْﻟ ِﺤ ْﻜﻤَﺔَ َﻭ�ُﺰَ ۪ﻛّﻴ ِﻬ ْ ۜ� ﺍِ� � َכ ﺍَ ْﻧ َﺖ ﺍ ْﻟﻌَ ۪ﺰﻳ ُﺰ ﺍ ْﻟ َﺤ ۪ﻜﻴ ُ ۟� � َﻭ َﻣ ْﻦ ﻳَ ْﺮﻏَ ُﺐ َﻋ ْﻦ ِﻣﻠ�ﺔِ ﺍِ ْﺑ ٰﺮ ۪ﻫﻴ َﻢ ﺍِ �ﻻ َﻣ ْﻦ َﺳ ِﻔﻪَ ﻧَ ْﻔ َﺴﻪُ ۜ َﻭﻟَ َﻘ ِﺪ ﺍ ْﺻﻄَ َﻔ ْﻴﻨَﺎ ُﻩ ِ� ﺍﻟ �ﺪ ْﻧﻴَﺎۚ َﻭ ِ�ﻧ�ﻪُ ِ� ﺍ ْﻻٰ ِﺧﺮَ�ِ ﻟَ ِﻤ َﻦ ﺍﻟ �ﺼﺎﻟِ ۪ﺤ�َ � ﺍِ ْﺫ ﻗَﺎ َﻝ ﻟَﻪُ َﺭﺑ�ﻪُ ٓ ﺍَ ْﺳﻠِ ْﻢ ۙ ﻗَﺎ َﻝ ﺍَ ْﺳﻠَ ْﻤ ُﺖ ﻟِ َﺮ ِّﺏ ﺍ ْﻟﻌَﺎﻟَ ۪ﻤ�َ � َﻭ َﻭ �� ِ�َٓﺎ ﺍِ ْﺑ ٰﺮ ۪ﻫﻴ ُﻢ ﺑَ ۪ﻨﻴﻪِ َﻭ�َ ْﻌ ُﻘﻮ ُ ۜﺏ ﻳَﺎ ﺑَ ِ�� ﺍِ �ﻥ ﺍ ��َ ﺍ ْﺻﻄَ ٰ� �َ ُﻜ ُﻢ ﺍﻟ ّ۪ﺪﻳ َﻦ ﻓَ َﻼ ﺗَ ُﻤﻮﺗُ �ﻦ ﺍِ �ﻻ َﻭ�َ ْﻧ ُﺘ ْﻢ ُﻣ ْﺴﻠِ ُﻤﻮ َﻥ ۜ� ﺍَ ْﻡ ُﻛ ْﻨ ُﺘ ْﻢ ُﺷﻬَ َﺪٓﺍﺀَ ﺍِ ْﺫ َﺣ َﻀﺮَ ﻳَ ْﻌ ُﻘﻮ َ� ﺍ ْﻟﻤَ ْﻮ ُ ۙﺕ ﺍِ ْﺫ ﻗَﺎ َﻝ ﻟِﺒَ ۪ﻨﻴﻪِ َﻣﺎ ﺗَ ْﻌ ُﺒ ُﺪﻭ َ� ِﻣ ْﻦ ﺑَ ْﻌ ۪ﺪ ۜﻱ ﻗَﺎﻟُﻮ� ﻧَ ْﻌ ُﺒ ُﺪ ﺍِ ٰﻟﻬَ َﻚ َﻭ ِ�ﻟٰﻪَ ٰﺍﺑَٓﺎﺋِ َﻚ ﺍِ ْﺑ ٰﺮ ۪ﻫﻴ َ� َﻭ ِ� ْﺳ ٰﻤ ۪ﻌﻴ َﻞ َﻭ ِ� ْﺳ ٰﺤ َﻖ ﺍِﻟٰﻬ ًﺎ َﻭ� ِﺣﺪ ً ۚﺍ َﻭﻧَ ْﺤ ُﻦ ﻟَﻪُ ُﻣ ْ��ِ ُﻤﻮ َﻥ � ﺗِ ْﻠ َﻚ ُﺍﻣ�ﺔٌ ﻗَ ْﺪ َﺧﻠَ ْ ۚﺖ ﻟَﻬَﺎ َﻣﺎ ﻛَ َ��َ ْﺖ َﻭ�َﻜُ ْ� َﻣﺎ ﻛَ َﺴ ْﺒ ُﺘ ْ ۚ� َﻭ َﻻ ُ ْ��َﻠُﻮ َ� َﻋﻤ�ﺎ ﻛَﺎﻧُﻮ� ﻳَ ْﻌﻤَﻠُﻮ َ� � 90
Kur’an-ı Kerim’i Güzel Okuma 2. Ünite � ْ� ُ� ْ� ُء ١ ُ �َ ��ُ ٢ة � ْ� َ� َ� َ� ِة ١٨ َﻭﻟَ ْﻦ ﺗَ ْﺮ ٰ� َﻋ ْﻨ َכ ﺍ ْﻟ َﻴ ُﻬﻮﺩُ ﻭَ َﻻ ﺍﻟﻨ� َﺼﺎ ٰﺭﻯ َﺣ �� ﺗَﺘ� ِﺒ َﻊ ِﻣﻠ�ﺘَ ُﻬ ْ ۜ� ﻗُ ْﻞ ﺍِ �ﻥ ُ� َ�ﻯ ﺍ ��ِ ﻫُ َﻮ ﺍ ْﻟﻬُ ٰﺪ ۜﻯ َﻭﻟَ ِ ِ� ﺍﺗ�ﺒَ ْﻌ َﺖ ﺍَ ْﻫ َﻮٓ�ﺀَﻫُ ْﻢ ﺑَ ْﻌ َﺪ ﺍﻟ� ۪ﺬﻱ َﺟٓﺎ َﺀ َﻙ ِﻣ َﻦ ﺍ ْﻟ ِﻌ ْﻠ ِۙﻢ َﻣﺎ ﻟَ َﻚ ِﻣ َﻦ ﺍ ��ِ ِﻣ ْﻦ َﻭ ِ ٍّ� ﻭَ َﻻ ﻧَ ۪ﺼ�ٍ � َﺍﻟ� ۪ﺬﻳ َﻦ ٰﺍﺗَ ْﻴﻨَﺎ ُﻫ ُﻢ ﺍ ْ� ِﻜ�َא َﺏ ﻳَ ْﺘﻠُﻮﻧَﻪُ َﺣ �ﻖ ﺗِ َﻼ َﻭﺗِ ۪ﻪۜ ُﺍﻭ۬ﻟٰ ٓ ِﺌ َﻚ ﻳُ ْﺆ ِﻣ�ُ� َﻥ ﺑِ ۪ﻪۜ َﻭ َﻣ ْﻦ ﻳَ ْﻜ ُﻔ ْﺮ ﺑِ ۪ﻪ ﻓَﺎُﻭ۬ﻟٰ ٓ ِﺌ َﻚ ُﻫ ُﻢﺍ ْﻟ َﺨﺎ ِﺳ ُﺮﻭ َﻥ۟� ﻳَﺎﺑَ۪ ٓ�ﺍِ ْﺳ َﺮٓ� ۪� َﻞﺍ ْﺫ ُכ ُﺮﻭ�ﻧِ ْﻌﻤَ ِ َ�ﺍﻟ�۪ ٓ� ﺍَ ْﻧﻌَ ْ� ُ� َﻋﻠَ ْﻴ ُﻜ ْﻢ ﻭَ�َ۪ ّ� ﻓَ �ﻀ ْﻠﺘُ ُﻜ ْﻢ َﻋ َ� ﺍ ْﻟﻌَﺎﻟَ ۪ﻤ�َ � ﻭَ�ﺗ� ُﻘﻮ� ﻳَ ْﻮﻣ ًﺎ َﻻ ﺗَ ْﺠ ۪ﺰﻱ ﻧَ ْﻔ ٌﺲ َﻋ ْﻦ ﻧَ ْﻔ ٍﺲ َﺷ ْﻴ� ًﺎ ﻭَ َﻻ ﻳُ ْﻘ َﺒ ُﻞ ِﻣ ْﻨﻬَﺎ َﻋ ْﺪ ٌﻝ ﻭَ َﻻ ﺗَ ْﻨﻔَﻌُﻬَﺎ َﺷﻔَﺎ َﻋﺔٌ َﻭ َﻻ ﻫُ ْﻢ ﻳُ ْﻨ َﺼ ُﺮﻭ َﻥ � َﻭ ِ� ِﺫ ﺍﺑْﺘَ ٰ ٓ� ﺍِﺑْ ٰﺮ ۪ﻫﻴ َ� َﺭﺑ�ﻪُ ﺑِﻜَﻠِﻤَﺎ ٍ� ﻓَﺎَﺗَﻤ�ﻬُ �ﻦۜﻗَﺎ َﻝ ﺍِ۪ ّ� َﺟﺎ ِﻋﻠُ َכ ﻟِﻠﻨ�ﺎ ِﺱ ﺍِ َﻣﺎﻣ ًﺎۜ ﻗَﺎ َﻝ ﻭَ ِﻣ ْﻦ ﺫُ ّﺭِ��۪�ۜ ﻗَﺎ َ� َﻻ ﻳَ�َא ُﻝ َﻋ ْ� ِ�ﻱ ﺍﻟﻈ�ﺎﻟِ ۪ﻤ�َ � َﻭ ِ� ْﺫ َﺟﻌَ ْﻠﻨَﺎ ﺍ ْﻟﺒَ ْﻴ َﺖ َﻣﺜَﺎﺑَﺔًﻟِﻠﻨ�ﺎ ِﺱ َﻭ�َ ْﻣﻨ ًﺎۜ َﻭ�ﺗ� ِﺨ ُﺬﻭ� ِﻣ ْﻦ َﻣﻘَﺎ ِ� ﺍِﺑْ ٰﺮ ۪ﻫﻴ َ� ُﻣ َﺼ �� ۜ ﻭَ َﻋ ِﻬ ْﺪﻧَٓﺎ ﺍِ ٰ ٓ� ﺍِﺑْ ٰﺮ ۪ﻫﻴ َ� َﻭ ِ� ْ� ٰ� ۪ﻌﻴ َﻞ ﺍَ ْﻥ ﻃَ ِّﻬ َﺮ� ﺑَ ْﻴ ِ َ� ﻟِﻠﻄ�ٓﺎﺋِ ۪ﻔ َ� َﻭ� ْﻟﻌَﺎﻛِ ۪ﻔ َ� ﻭَ�ﻟ �ﺮ �כ ِﻊ ﺍﻟ �ﺴ ُﺠﻮ ِﺩ � َﻭ ِ� ْﺫ ﻗَﺎ َﻝ ﺍِﺑْ ٰﺮ ۪ﻫﻴ ُ� َﺭ ِّ� ﺍ ْﺟﻌَ ْﻞ ٰﻫ َﺬﺍ ﺑَﻠَﺪًﺍ ٰﺍ ِﻣﻨ ًﺎ َﻭ� ْﺭﺯُ ْﻕ ﺍَ ْﻫﻠَﻪُ ِﻣ َﻦ ﺍﻟﺜ�ﻤَ َﺮ� ِ� َﻣ ْﻦ ٰﺍ َﻣ َﻦ ِﻣ ْﻨ ُﻬ ْﻢ ﺑِﺎ ��ِ ﻭَ� ْﻟ َﻴ ْﻮ ِﻡ ﺍ ْﻻٰ ِﺧﺮِۜ ﻗَﺎ َﻝ ﻭَ َﻣ ْﻦ ﻛَ َﻔ َﺮ ﻓَﺎُ َﻣ ِّﺘ ُﻌﻪُ ﻗَ ۪ﻠﻴ ًﻼ ﺛُ �ﻢ ﺍَ ْﺿﻄَ �ﺮﻩُ ٓﺍِ ٰ� َﻋ َﺬﺍ ِﺏ ﺍﻟﻨ�ﺎﺭِۜﻭَﺑِ ْﺌ َﺲ ﺍ ْﻟﻤَ ۪ﺼ ُ� � َﻭ ِ� ْﺫ ﻳَ ْﺮﻓَ ُﻊ 91
6. Sınıf ١٧ ُ �َ ��ُ ٢ة � ْ� َ� َ� َ� ِة � ْ� ُ� ْ� ُء ١ َﻭﻗَﺎﻟَ ِﺖ ﺍ ْﻟﻴَ ُﻬﻮﺩُ ﻟَ ْﻴ َﺴ ِﺖ ﺍﻟﻨ� َﺼﺎ ٰﺭﻯ َﻋ ٰ� َ ْ� ٍﺀۖ َﻭﻗَﺎﻟَ ِﺖ ﺍﻟﻨ� َﺼﺎ ٰﺭﻯ ﻟَ ْﻴ َ� ِ� ﺍ ْﻟﻴَ ُﻬﻮﺩُ َﻋ ٰ� َ ْ� ٍﺀۙ َﻭ ُﻫ ْ� ﻳَ ْﺘﻠُﻮ َ� ﺍ ْ� ِﻜﺘَﺎ َ ۜ� ﻛَ ٰﺬﻟِ َﻚ ﻗَﺎ َﻝ ﺍﻟ� ۪ﺬﻳ َﻦ َﻻ ﻳَ ْﻌﻠَ ُﻤﻮ َ� ِﻣ ْﺜ َﻞ ﻗَ ْﻮﻟِ ِﻬ ْ ۚ� ﻓَﺎ � ُ� ﻳَ ْﺤ ُﻜ ُ� ﺑَ ْﻴﻨَ ُﻬ ْ� �َ ْ� َ� ﺍ ْﻟ ِﻘ ٰﻴﻤَﺔِ ۪ﻓﻴﻤَﺎ ﻛَﺎﻧُﻮ� ۪ﻓﻴﻪِ ﻳَ ْﺨﺘَﻠِ ُﻔﻮ َ� � َﻭ َﻣ ْﻦ ﺍَﻇْﻠَ ُ� ِﻣﻤ� ْﻦ َﻣﻨَﻊَ َﻣ َ�א ِﺟ َﺪ ﺍ ��ِ ﺍَ ْﻥ ﻳُ ْﺬ َכﺮَ ۪ﻓﻴﻬَﺎ ﺍ ْﺳ ُﻤﻪُ َﻭ َﺳ ٰ� ۪� َﺧﺮَ� ِ�َﺎۜ ُﺍﻭ۬ﻟٰ ِٓﺌ َﻚ َﻣﺎ ﻛَﺎ َﻥ ﻟَ ُﻬ ْ� ﺍَ ْﻥ ﻳَ ْﺪ ُﺧﻠُﻮﻫَٓﺎ ﺍِ �ﻻ َﺧٓﺎﺋِ ۪ﻔ�َ ۜﻟَﻬُ ْ� ِ� ﺍﻟ �ﺪ ْﻧﻴَﺎ ِﺧ ْﺰ ٌﻱ َﻭﻟَﻬُ ْ� ِ� ﺍ ْﻻٰ ِﺧﺮَ�ِ َﻋ َﺬﺍ ٌﺏ َﻋ ۪ﻈﻴ ٌ� � َﻭ ِ ��ِ ﺍ ْﻟﻤَ ْ��ِ ُﻕ َﻭ� ْﻟ َﻤ ْﻐﺮِ ُ� ﻓَﺎَ ْﻳﻨَﻤَﺎ ﺗُﻮَﻟ�ﻮ� ﻓَﺜَﻢ� َﻭ ْﺟﻪُ ﺍ ��ِۜ ﺍِ �ﻥ ﺍ ��َ َﻭ� ِﺳ ٌﻊ َﻋ ۪ﻠﻴ ٌﻢ � َﻭﻗَﺎﻟُﻮ� ﺍﺗ� َﺨ َﺬ ﺍ � ُ� َﻭﻟَﺪ ًﺍۙ ُﺳ ْﺒ َﺤﺎﻧَ ُﻪ ۜﺑَ ْﻞ ﻟَﻪُ َﻣﺎ ِ� ﺍﻟ �ﺴ ٰﻤﻮَ� ِ� َﻭ� ْﻻَ ْﺭ ِ ۜﺽ ُﻛ �ﻞ ﻟَ ُﻪ ﻗَﺎﻧِﺘُﻮ َﻥ � ﺑَ ۪ﺪﻳﻊُ ﺍﻟ �ﺴ ٰﻤﻮَ� ِ� َﻭ� ْﻻَ ْﺭ ِ ۜﺽ َﻭ ِ�ﺫَﺍ ﻗَ ٰ ٓ� ﺍَ ْ�� ً� ﻓَﺎِﻧ� َﻤﺎ ﻳَ ُ�� ُﻝ ﻟَﻪُ ﻛُ ْﻦ ﻓَﻴَﻜُﻮ ُﻥ � َﻭ َ�א َﻝ ﺍﻟ� ۪ﺬﻳ َﻦ َﻻ ﻳَ ْﻌﻠَ ُ�� َﻥ ﻟَ ْﻮ َﻻ ﻳُﻜَﻠِّ ُﻤﻨَﺎ ﺍ � ُ� ﺍَ ْﻭ ﺗَ ْﺄﺗ۪ﻴﻨَٓﺎ ٰﺍﻳَﺔٌ ۜ ﻛَ ٰﺬﻟِ َﻚ ﻗَﺎ َﻝ ﺍﻟ� ۪ﺬﻳ َﻦ ِﻣ ْﻦ ﻗَ ْﺒﻠِﻬِ ْﻢ ِﻣ ْﺜ َﻞ ﻗَ ْﻮﻟِﻬِ ْ ۜ� َ َ�ﺎ َ�َ ْﺖ ﻗُﻠُﻮ ُ�ُ ْ ۜ� ﻗَ ْﺪ ﺑَﻴ�ﻨ�ﺎ ﺍ ْﻻٰﻳَﺎ ِ� ﻟِﻘَ ْﻮ ٍﻡ ﻳُﻮﻗِﻨُﻮ َﻥ � ﺍِﻧ�ٓﺎ ﺍَ ْﺭ َﺳ ْﻠﻨَﺎ َכ ﺑِﺎ ْﻟ َﺤ ِّﻖ َ ۪���� ً� َﻭﻧَ ۪ﺬ�� ً�ۙ َﻭ َﻻ ُ ْ����َ ُﻞ َ� ْ� ﺍَ ْﺻ َﺤﺎ ِ� ﺍ ْﻟ َﺠ ۪ﺤﻴ ِ� � 92
Kur’an-ı Kerim’i Güzel Okuma 2. Ünite I. OKUNACAK SURE VE AYETLER )1. Bakara Suresi (16–30 sayfalar ) � ْ� ُ� ْ� ُء ١ ُ �َ ��ُ ٢ة � ْ� َ� َ� َ� ِة ١٦ َﻣﺎ ﻧَ ْﻨ َ� ْ� ِﻣ ْﻦ ٰﺍﻳَﺔٍ ﺍَ ْﻭ ﻧُ ْﻨ ِ��َﺎ ﻧَ ْﺄ ِ� ﺑِ َﺨ ْ�ٍ ِﻣ ْﻨﻬَٓﺎ ﺍَ ْﻭ ِﻣ ْﺜﻠِﻬَﺎۜ ﺍَ َ ْ� ﺗَ ْﻌﻠَ ْﻢ ﺍَ �ﻥ ﺍ ��َ َﻋ ٰ� ُכ ّ ِﻞ َ ْ� ٍﺀ ﻗَ ۪ﺪﻳ ٌﺮ � ﺍَ َ ْ� ﺗَ ْﻌﻠَ ْﻢ ﺍَ �ﻥ ﺍ ��َ ﻟَﻪُ ُﻣ ْﻠ ُﻚ ﺍﻟ �ﺴ ٰﻤﻮَ� ِ� َﻭ� ْﻻَ ْﺭ ِ ۜﺽ َﻭ َﻣﺎ �َ ُﻜ ْﻢ ِﻣ ْﻦ ﺩُﻭ ِﻥ ﺍ ��ِ ِﻣ ْﻦ َﻭ ِ ٍّ� َﻭ َﻻ ﻧَ ۪ﺼ�ٍ � ﺍَ ْ� ﺗُ ۪ﺮ� ُﺪﻭ َﻥ ﺍَ ْﻥ َ ْ��َﻠُﻮ� ﺭَ ُﺳﻮ�َ ُכ ْﻢ َכ َ�א ُ� ِ� َﻞ ُ�� ٰ� ِ� ْ� ﻗَ�ْ ُ�ۜ َﻭ َﻣ ْﻦ ﻳَﺘَﺒَﺪ� ِ� ﺍ ْ� ُכ ْﻔﺮَ ﺑِﺎ ْ ۪ﻻﻳﻤَﺎ ِﻥ ﻓَ َﻘ ْﺪ َﺿ �ﻞ َ� َ�ٓ�ﺀَ ﺍﻟ �� ۪�ﻴ ِﻞ � َﻭﺩ� ﻛَ ۪ﺜ ٌ� ِﻣ ْﻦ ﺍَ ْﻫ ِﻞ ﺍ ْ� ِﻜ�َא ِﺏ ﻟَ ْﻮ ﻳَ ُﺮﺩ�ﻭﻧَ ُﻜ ْ� ِ� ْ� ﺑَ ْﻌ ِﺪ ۪ﺍﻳ َﻤﺎﻧِ ُﻜ ْ� ُﻛﻔ�ﺎﺭ ً ۚ� َﺣ َ�� ًﺍ ِ� ْ� ِﻋ ْﻨ ِﺪ ﺍَ ْﻧ ُﻔ ِ��ِ ْ� ِﻣ ْﻦ ﺑَ ْﻌ ِﺪ َﻣﺎ ﺗَﺒَ � َ� ﻟَﻬُ ُ� ﺍ ْﻟ َ� ��ۚ ﻓَﺎ ْﻋ ُﻔﻮ� َﻭ� ْﺻﻔَ ُ��� َﺣ �� ﻳَ ْﺄ ِ َ� ﺍ � ُ� ﺑِﺎَ ْﻣﺮِ ۪ﻩۜ ﺍِ �� ﺍ ��َ َﻋ ٰ� ﻛُ ّ ِﻞ َ ْ� ٍﺀ ﻗَ ۪ﺪﻳ ٌﺮ � َﻭ�َ ۪ﻗﻴ ُﻤﻮ� ﺍﻟ �ﺼﻠٰﻮ�َ َﻭ ٰ�ﺗُﻮ� ﺍﻟﺰ� ٰכﻮ�َ ۜ َﻭ َﻣﺎ ﺗُﻘَ ِّﺪ ُﻣﻮ� ِﻻَ ْﻧ ُﻔ ِ�כُ ْﻢ ِﻣ ْﻦ َﺧ ْ�ٍ ﺗَ ِﺠ ُﺪﻭ ُﻩ ِﻋ ْﻨ َﺪ ﺍ ��ِۜ ﺍِ �ﻥ ﺍ ��َ ﺑِﻤَﺎ ﺗَ ْﻌ َﻤﻠُﻮ َﻥ ﺑَ ۪ﺼ ٌ� � َﻭﻗَﺎﻟُﻮ� ﻟَ ْﻦ ﻳَ ْﺪ ُﺧ َﻞ ﺍ ْﻟ َﺠﻨ�ﺔَ ﺍِ �ﻻ َﻣ ْﻦ ﻛَﺎ َ� ُﻫﻮﺩ ًﺍ ﺍَ ْﻭ ﻧَ َﺼﺎ ٰﺭ ۜﻯ ﺗِ ْﻠ َכ ﺍَ َﻣﺎﻧِﻴ�ﻬُ ْ ۜ� ﻗُ ْﻞ ﻫَﺎﺗُﻮ� ﺑُ ْﺮ َﻫﺎﻧَ ُכ ْﻢ ﺍِ ْﻥ ﻛُ ْﻨ ُﺘ ْ� َﺻﺎ ِﺩ ۪ﻗ َ� � ﺑَ ٰ� َﻣ ْﻦ ﺍَ ْ��َ َ� َﻭ ْﺟﻬَ ُﻪ ِ ��ِ َﻭ ُ� َ� ُﻣ ْﺤ ِ� ٌ� ﻓَﻠَﻪُ ٓ ﺍَ ْﺟ ُﺮﻩُ ِﻋ ْﻨ َﺪ َﺭﺑِّ ۪ﻪۖ َﻭ َﻻ َﺧ ْﻮ ٌﻑ َﻋﻠَ ْﻴ ِﻬ ْ� َﻭ َﻻ ُﻫ ْ� ﻳَ ْﺤﺰَﻧُﻮ َ ۟� � َﻭﻗَﺎﻟَ ِﺖ 93
6. Sınıf II. TECVİT BİLGİSİ 1. Uzatma (Med) ve Çeşitleri Türkçede bazı hecelerin sesini uzatırız. Örneğin “âlem” ve “hâkim” kelimelerindeki “â” ve “hâ” hecelerini, “hâlâ” kelimesinin ise her iki hecesini uzatarak söyleriz. Bunlar, Türkçedeki uzun sesli hecelerdir. Lâle kelimesindeki ilk hece de aynıdır. Türkçeden farklı bir fonetiği olan Kur’an dili, NOT EDELİM pek çok uzun sesli heceye sahiptir. Bunlardan bazısı Türkçe ve Arapça konuşmalardaki doğal Med harfleri, bazen gizli (mukadder) uzatmalar kadardır. Diğer bir kısmı ise Kur’an’a olur. Yani yazıda görülmez fakat okunur. özgü olarak daha fazla uzatılır. Bu uzun sesler sayesinde, Kur’an okuyuşunda çok hoş bir âhenk Med harflerinin gizli olduğu yerlerden meydana gelir. bazıları şunlardır: Harflerin uzatılarak okunmasına tevcid ilminde Uzatılan ötreli hû zamirinden ( ُ) ـــه ( ) وsonra gizli bir vav “med” denir. Bir harfin uzatılarak okunmasını vardır. sağlayan harflere de “med harfleri” denir. Bunlar Örnek: ِع ْن َدهُ و vav ( ) و, ya ( ) يve elif ( ) اharfleridir. Bu Uzatılan esreli zamirden ( ) ـــ ۪هsonra, gizli bir ya ( ) ىvardır. harflerin uzatabilmesi için iki şart vardır: Örnek: ِع ْل ِم ۪ه ى 1. Elif, vav ve ya harfleri harekesiz (sakin) olmalıdır. 2. Vav’dan öhnacrfeinkihhaarerfkineshiaerserkee(sيi ötِـrـe()ـ, eوliُـfـ’ـtـe)n, Üzerinde asar işareti ( )ـــ ٰـbulunan ya’dan önceki harften sonra med harflerinden gizli bir elif önceki harfin harekesi üstün ( )ـــَ اolmalıdır. ( ) اvardır. Med harfleri, önüne geldiği harfin doğal bir şekilde uzatılmasını sağlar ki buna “bir elif Örnek: ٰاا َم َن miktarı” denir. Yaklaşık olarak Türkçede “âlem” kelimesindeki ilk hecenin uzunluğu kadardır. 94
Kur’an-ı Kerim’i Güzel Okuma 2. Ünite Harflerin bir elif miktarından fazla uzatılmasına sebep olan işaretler vardır. Bunlara da “med sebebi” denir. Med sebebi, hemze ve sükûn olmak üzere iki tanedir. MED SEBEBİ HEMZE SÜKÛN Kur’an’da özel yazımı olan bir Harekesizlik durumudur. Hareke- siz harfe “sakin harf” denir. Cezim harftir. Kelime içindeki konumuna ِ)اَ ا, ba- ()ـــ ْـ, bir harfin sakin olduğunu gös- göre bazen uzun hemze (ُا zen de kısa َ) ء şeklinde terir. Aynı zamanda, َر ِّبörneğinde hemze ( ِء ُء olduğu gibi bütün şeddeli harflerin yazılır. birincisi cezimlidir ( ِب+) َر ْب. İki çeşit sükûn vardır: 1. Lâzımî (kalıcı) sükûn: Hem durul- 2. Ârızî (geçici) sükûn: Durulduğunda ortaya duğunda hem geçildiğinde var olan sükûndur. çıkan, geçildiğinde yok olan sükûndur. Örnek: ٰا ْٓلٔ ٰـ َنve َ ٓجا َّنkelimelerindeki Öharnreekke:liَنnيu ۪مnََالhْلعaَاrfki e ْنlيimلَ ۪مeاsَعiْلnَاdşeekdluinrduelducğeuzinmdlai üstün olarak cezimli ve şeddeli harflerin sükûnu, lâzımî sükûndur. okunur. Eğer kelimede durulmazsa harf kendi harekesiyle okunarak sonraki kelimeye geçilir. Tevcid ilminde medler, yukarıda bahsedilen med harfleri ve med sebeplerinin durumuna göre altı kısma ayrılır: 95
6. Sınıf MED ÇEŞİTLERİ Medd-i Tabiî Medd-i Muttasıl Medd-i Munfasıl Medd-i Ârız Medd-i Lâzım Medd-i Lîn 1.1. Medd-i Tabiî Med harfinden sonra med sebebi gelmezse medd-i tabiî olur. Medd-i tabiînin uzatma süresi, bir elif miktarıdır. Örnek: ََصام Bu örnekte; • Elif ( ) اmed harfidir. • Eliften sonra med sebebi, yani hemze veya sükûn yoktur. • Bu durumda, medd-i tabiî meydana gelir. ( •) صSad harfi, “sâ” şeklinde bir elif miktarı uzatılarak okunur. AÇIKLAYALIM - UYGULAYALIM قَا َل يَ ُقولُو َن ۪قي َل Yukarıda geçen medd-i tabiîleri örnekteki gibi açıklayınız ve kelimeleri tevcidli olarak okuyunuz. 96
Kur’an-ı Kerim’i Güzel Okuma 2. Ünite 1.2. Medd-i Muttasıl Med harfinden sonra hemze gelir ve hemze ile med harfi aynı kelimede bulunursa medd-i muttasıl olur. Medd-i muttasıl dört elif miktarı uzatılır. Hızlı okuyuşta en az iki elif miktarı uzatılması gerekir. Örnek: ََجٓاء NOT EDELİM Bu örnekte; ( •) اElif med harfidir. Eliften sonra med sebeplerinden Medd-i muttasılda hem- ze, genellikle kısa hemze ( َ) ءhemze gelmiştir ve med harfi ile hemze aynı kelimededir. ( ُ ) ءَ ِء ءşeklinde yazılır. • Bu durumda, medd-i muttasıl meydana gelir. ( •) جCim harfi, dört elif miktarı uzatılarak okunur. AÇIKLAYALIM - UYGULAYALIM َطَٓائِ ُر ُك ْم اُو۬لٰ ِٓئ َك ُسٓوء Yukarıda geçen medd-i muttasılları örnekteki gibi açıklayınız ve kelime- leri tevcidli olarak okuyunuz. 1.3. Medd-i Munfasıl Med harfinden sonra hemze gelir ve hemze ile med harfi farklı kelimelerde bulunursa medd-i munfasıl olur. Bir başka ifadeyle bir kelimenin sonunda med harfi bulunur, peşinden gelen kelimenin ilk harfi de hemze olursa medd-i munfasıl meydana gelir. Medd-i munfasıl dört elif miktarı uzatılır. Hızlı okuyuşta en az bir elif miktarı uzatılması gerekir. Örnek: يَٓا اَ ُّيَا NOT EDELİM Medd-i munfasılda hemze, Bu örnekte; genellikle uzun hemze (ُ)اَ اِ ا • يَ ٓاkelimesinin sonundaki elif ( ) اmed harfidir. • Peşinden gelen اَ ُّيَاkelimesinin ilk harfi ise hemze ( َ) ا şeklinde yazılır. dir ve med harfi ile hemze ayrı kelimelerdedir. BULALIM Bakara suresinin 2. say- • Bu durumda, medd-i munfasıl meydana gelir. ( •) ىYa harfi, dört elif miktarı uzatılarak okunur. fasındaki medd-i muttasıl ve medd-i munfasılları bulunuz. AÇIKLAYALIM - UYGULAYALIM َِو َمٓا ُا ْنزِ َل يَا بَ۪ ٓن ٰادَمَ َوتُوبُ ٓوا اِ َل الّٰل Yukarıda geçen medd-i munfasılları örnekteki gibi açıklayınız ve tevcidli olarak okuyunuz. 97
6. Sınıf III. EZBERLENECEK DUALAR, SURELER VE ANLAMLARI 1. Kunut Dualarını ve Anlamlarını Öğreniyorum GRUPLAR HÂLİNDE OKUYALIM Kunut dualarını CD, mp3 ya da öğretmeninizden dinleyiniz. Daha sonra gruplar hâlinde sesli olarak okuyunuz. اَللّٰه ُه َّم اِن َّا َ ْنتَ ۪عينُ َك َو َ ْنتَ ْغ ِف ُر َك َو َ ْنتَ ْه ۪دي َك َونُ ْؤ ِم ُن بِ َك ََونَ ُتو ُب اِلَ ْي َك َونَتَوَ َّك ُل َعلَ ْي َك َونُ ْث ۪ن َعلَ ْي َك ا ْل َخ ْي كُلَّهُ َ ْنَبَب ُك ُر َك َو َلنَ ْك ُف ُر َك َونَ ْخلَ ُع َونَ ْتُ ُك َم ْن يَ ْف ُج ُر َك اَللّٰههُ َّم اِيَّا َك نَ ْعبُ ُد َولَ َك نُ َص ۪ ّل َو َ ْن ُج ُد َو ِالَ ْي َك َ ْن ٰع َونَ ْح ِف ُد نَ ْر ُجو َر ْح َمتَ َك َونَ ْخ ٰش َع َذابَ َك اِ َّن َع َذابَ َك بِا ْل ُكفَّارِ ُم ْل ِح ٌق EZBERLEYELİM Tahtaya yazılan kunut duasını kelime kelime silmeye başlayınız. Silinen bölümü hatırlayarak ezberden okumaya çalışınız. Kunut Dualarının Anlamı Allah’ım! Biz yalnız senden yardım dileriz, bizi bağışlamanı ve doğru yola iletmeni isteriz. Sana iman ederiz. Tövbe edip sana döneriz. Sana güveniriz. Bütün hayırları senden bilir, seni överiz. Sana şükreder, nankörlük etmeyiz. Sana karşı gelenlerle ilişkimizi keser, onları terk ederiz. Allah’ım! Biz ancak sana ibadet ederiz. Yalnız senin için namaz kılar ve sana secde ederiz. Yal- nız sana ulaştıracak işlere koşar ve senin rızan için çalışıp çabalarız. Rahmetini umar, azabından korkarız. Şüphe yok ki senin azabın kâfirlere ulaşacaktır. SIRALAYALIM Kunut dualarında Rabb’imize verdiğimiz sözleri maddeler hâlinde sıralayınız. 98
Kur’an-ı Kerim’i Güzel Okuma 2. Ünite 2. Amentü ve Anlamını Öğreniyorum ِٰا َم ْن ُت بِالّٰهلِ َو َملٰ ۤ ِئكَ ِت ۪ه َو ُك ُت ِب ۪ه َو ُر ُسلِ ۪ه َوا ْليَ ْو ِم ا ْلٰ ِخرِ َوبِا ْل َق َدر َخ ْيِ ۪ه َو َش ّرِ ۪ه ِم َن الّهٰلِ تَعَا ٰل َوا ْلبَ ْع ُث بَ ْع َد ا ْلمَ ْو ِت َح ٌّق اَ ْشهَ ُد اَ ْن لۤ اِلٰهَ اِ َّل الٰهّ ُل َواَ ْشهَ ُد اَ َّن ُم َحمَّد ًا َع ْب ُد ُه َورَ ُسولُ ُه HEP BERABER OKUYALIM Amentü duasını, öğretmeninizden dinledikten sonra koro hâlinde okuyunuz. Amentü’nün Anlamı Ben Allah’a, meleklerine, kitaplarına, peygamberlerine, ahiret gününe, kadere (yani) hayır ve şerrin Yüce Allah’ın takdiriyle olduğuna iman ettim. Ölümden sonra tekrar dirilmek apaçık bir gerçektir. Ben şehadet ederim ki Allah’tan başka ilah yoktur. Yine şehadet ederim ki Muhammed onun kulu ve elçisidir. BULALIM Amentünün anlamını tahtaya yazınız. Öğretmeninizin gösterdiği bölümün Arapçasını söyleyiniz. 99
Search
Read the Text Version
- 1
- 2
- 3
- 4
- 5
- 6
- 7
- 8
- 9
- 10
- 11
- 12
- 13
- 14
- 15
- 16
- 17
- 18
- 19
- 20
- 21
- 22
- 23
- 24
- 25
- 26
- 27
- 28
- 29
- 30
- 31
- 32
- 33
- 34
- 35
- 36
- 37
- 38
- 39
- 40
- 41
- 42
- 43
- 44
- 45
- 46
- 47
- 48
- 49
- 50
- 51
- 52
- 53
- 54
- 55
- 56
- 57
- 58
- 59
- 60
- 61
- 62
- 63
- 64
- 65
- 66
- 67
- 68
- 69
- 70
- 71
- 72
- 73
- 74
- 75
- 76
- 77
- 78
- 79
- 80
- 81
- 82
- 83
- 84
- 85
- 86
- 87
- 88
- 89
- 90
- 91
- 92
- 93
- 94
- 95
- 96
- 97
- 98
- 99
- 100
- 101
- 102
- 103
- 104
- 105
- 106
- 107
- 108
- 109
- 110
- 111
- 112
- 113
- 114