Temiz Bir Gelecek Umudu İçinYarıştılar... Aylık Popüler Bilim Dergisi Ağustos 2012 Yıl 45 Sayı 537 TBeilkivmenik 5 TL Bilim ve Teknik Ağustos 2012 Yıl 45 Sayı 537 Doğal, Rengârenk Bir Canlılık... Biyolüminesans Işıldayan Canlılar, Proteinler ve Hücreler... Biyolüminesans HiggsYeni bir parçacık bulmak Yeşil Nükleer Enerji Proton Hızlandırıcıya Dayalı Toryum Yakıtlı Enerji Sistemi Microsoft Tek Bir İşletim Sistemiyle Tüm Cihazlara Dokunabilecek mi? 37 9 771300 338001
TBeilkivmenik Aylık Popüler Bilim Dergisi Yıl 45 Sayı 537 Ağustos 2012 “Benim mânevi mirasım ilim ve akıldır” Mustafa Kemal Atatürk Ateş böceklerinden yakamoza sebep olan planktonlara, oradan deniz dibinde yaşayan canlılara, yeryüzünde pek çok canlı ışıldıyor. Bu ayın kapak konusu“Biyolüminesans”ta arkadaşımız Özlem Ekici bizi bu ışık saçan canlıların dünyasında harika görsellerle dolu bir yolculuğa çıkarıyor. Görsellerin arasında kendinizi Avatar filiminin geçtiği kurgusal Pandora gezegeninde zannedebilirsiniz, ama garanti ediyoruz görüntülerin hepsi kendi dünyamızdan. Biyolüminesansın mekanizmalarından ve kimyasından da bahseden Özlem, yazısını biyolüminesansın günümüz teknolojisinde kullanımınından, örneğin kanserli hücreleri işaretlemek gibi uygulamalardan bahsederek noktalıyor. TÜBİTAK’ın temiz bir gelecek için düzenlediği alternatif enerjiyle çalışan otomobil yarışları bu sene 9-15Temmuz tarihleri arasında düzenlendi. İzmit KörfezYarış Pisti’nde Güneş enerjisiyle çalışan arabaların kıyasıya yarıştığı Formula-G’nin sekizincisi, hidrojenle çalışan arabaların yarışı Hidromobil’in ise altıncısı yapıldı. Bu çekişmeli yarışların haberini de sayfalarımızda bulabilirsiniz. TÜBİTAK 12-13Temmuz tarihleri arasındaThe Marmara otelinde düzenlenenYurtdışındaki Bilim İnsanları Kurultayı’na ev sahipliği yaptı. Bilim, Sanayi veTeknoloji Bakanlığı veTÜBİTAK’ın katkılarıyla bu yıl ilk kez düzenlenen bu organizasyona yurtdışında çalışan bilim insanları ileTürkiye’den bilim insanları, çeşitli kamu ve özel kuruluş temsilcileri katıldı. Ülkemizin yurtdışındakiTürk bilim insanları ile bağlarını güçlendirmek ve onların tecrübelerini ülkeye aktarmak için düzenlenen bu kurultaydan izlenim ve haberleri de okuyabilirsiniz. Ayrıca hepsi alanlarında dünya çapında uzman bu bilim insanlarından siz Bilim ve Teknik okuyucuları için popüler bilim yazıları istedik. Bu yazıları gelecek sayılarımızda sizlerle buluşturmayı umuyoruz. Bu ay sayfalarımızdaTürkiye’deki toryum rezervlerini enerji ve faydaya dönüştürebilecek ADS reaktörlerini ve parçacık hızlandırıcıları “Yeşil Nükleer Enerji“ yazısında bulabilirsiniz.“Bir Parçacık Bulmak”yazısında CERN’de çalışanTürk bilim insanlarının kaleminden Higgs bozonuyla ilgili çalışmaların hikâyesini öğreneceğiz. Prof. Dr.Yunus Çengel “Bilim ve Fen”yazısıyla çok tartışılan“bilim”kavramına ışık tutuyor. Arkadaşımız Özlem Ak İkinci de röportajlarına LÖSEV’den bir başarı hikâyesiyle devam ediyor.Yazarımız Börteçin Ege 6 Ağustos’ta Mars’a inmesi planlanan Curiosity (Merak) isimli yeni nesil kâşif robotu bizlere tanıtıyor. Curiosity’nin Mars’ta yaşamla ilgili daha kesin bulgulara ulaşması bekleniyor. Bu sıcak yaz günlerinde yazarımız Kadir Demircan gökyüzündeki jet akıntılarına dikkati çekiyor. Jet akıntılarının tarihte ve günümüzde kullanım bulduğu alanlardan bahsederken kavurucu sıcaklar ve sürekli yağan yağmurlardaki rolünü de sorguluyor. Sıcaklar demişken, deniz kenarında olamayanları“İnsansız Sualtı Araçları”ve“Denizin Rengi”yazılarının biraz olsun serinletmesini umuyoruz. Süper bilgisayarlar veWindows 8’le ilgili yazıların da teknoloji severlerin ilgisini çekeceğinden eminiz. Saygılarımızla Murat Yıldırım Sahibi Yazı ve Araştırma Grafik Tasarım - Uygulama Mali Yönetmen TÜBİTAK Adına Başkan Alp Akoğlu Ödül Evren Töngür H. Mustafa Uçar Prof. Dr. Yücel Altunbaşak ([email protected]) ([email protected]) ([email protected]) Genel Yayın Yönetmeni İlay Çelik Sayfa Düzeni / Web İdari Hizmetler Sorumlu Yazı İşleri Müdürü ([email protected]) Sadi Atılgan İmran Tok Duran Akca Dr. Özlem Kılıç Ekici ([email protected]) ([email protected]) ([email protected]) ([email protected]) Yayın Yönetmeni Dr. Bülent Gözcelioğlu Yazışma Adresi Abone İlişkileri Fiyatı 5 TL Dr. Murat Yıldırım ([email protected]) Bilim ve Teknik Dergisi (312) 468 53 00 Yurtdışı Fiyatı 5 Euro. ([email protected]) Dr. Özlem Ak İkinci Atatürk Bulvarı Faks: (312) 427 13 36 Dağıtım: DPP Yayın Kurulu ([email protected]) No: 221 Kavaklıdere 06100 [email protected] http://www.dpp.com.tr Dr. Kıvanç Dinçer Dr. Zeynep Ünalan Çankaya - Ankara İnternet Baskı: PROMAT Doç. Dr. Burak Aksoylu ([email protected]) Tel www.biltek.tubitak.gov.tr Basım Yayın San. ve Tic. A.Ş. Prof. Dr. Salih Çepni Redaksiyon (312) 427 06 25 e-posta http://www.promat.com.tr/ Dr. Şükrü Kaya Sevil Kıvan (312) 468 53 00 [email protected] Tel (212) 622 63 63 Yrd. Doç. Dr. Ahmet Onat ([email protected]) Faks ISSN 977-1300-3380 Baskı Tarihi: 28.07.2012 Doç. Dr. Gökhan Özyiğit (312) 427 66 77 Prof. Dr. Şeref Sağıroğlu Bilim ve Teknik Dergisi, Milli Eğitim Bakanlığı [Tebliğler Dergisi, 30.11.1970, sayfa 407B, karar no: 10247] tarafından lise ve dengi okullara; Genelkurmay Başkanlığı [7 Şubat 1979, HRK: 4013-22-79 Eğt. Krs. Ş. sayı Nşr.83] tarafından Silahlı Kuvvetler personeline tavsiye edilmiştir.
İçindekiler 22 Cenevre deyince aklınıza CERN, Büyük Hadron Çarpıştırıcısı ve 4Temmuz 2012 günü yapılan açıklamalar yerine çikolata, saat ve bankacılık mı geliyor? O zaman bu yazıyı okumalısınız! Yoksa aklınıza Higgs Bozonu mu geliyor? O zaman bu yazıyı mutlaka okumalısınız! Gelin yeni bir bozonun keşfi ile sonuçlanan bu macerayı birlikte yaşayalım. 30 ABD’ye ait Curiosity (Merak) adlı yeni nesil kâşif robotun 6 Ağustos’ta Mars yüzeyine inmesi bekleniyor. Kâşifin başlıca görevi -aynı kendinden önceki Spirit ve Opportunity gibi- Kızıl Gezegen’de milyarlarca yıl önce var olduğundan artık neredeyse emin olunan yaşama dair yeni ipuçları bulmak. ABD Ulusal Havacılık ve Uzay Dairesi NASA tarafından geliştirilen bu yeni nesil kâşif robot, aynı zamanda NASA’nın şimdiye değin başka bir gezegene gönderdiği en gelişmiş robot. NASA’nın tek korkusu ise, bu görev sırasında aracın Mars’a inene kadar uzayın derin boşluğunda kat edeceği milyonlarca kilometre yol değil, Curiosity’nin inişi sırasında yaşanacak son yedi dakika. Korku dolu bu son yedi dakikanın son aşamasında, ufak bir otomobil büyüklüğündeki Curiosity yeni geliştirilen bir vinç sistemi ile Mars yüzeyine indirilecek. 36 Ateşböceklerinin yaz gecelerini aydınlatan ışıklı dansları, avını başından sarkan ışıklı bir diken sayesinde yakalayan fener balığı, denizlerde yakamoz dediğimiz olayı gerçekleştiren tek hücreli canlıların su yüzeyindeki muhteşem dansı, denizanalarının ışıldayarak denizin derinliklerinde süzülmesi. Hayat ağacı yanıp sönen, parlayan, ışıltılarıyla göz kamaştıran organizmalarla donanmış halde. Bu canlılar başka bir âlemden gelmedi. Yaşadığımız dünyada, özellikle denizlerde bu canlılardan bol miktarda var. Peki bu canlıları diğer canlılardan farklı kılan ne? Cevap çok basit: Biyolojik olarak ışık üretebilme yeteneği. Biyolüminesans yani enzimler denetiminde oluşan bir kimyasal tepkime sonucunda ısı yerine açığa çıkan“soğuk ışık”. Doğal ve rengârenk bir canlılık. Işıldayan canlılar, ister karada olsun ister denizin derinliklerinde, pırıltılarıyla doğanın akıl almaz güzelliğine eşlik ederek yaşadığımız dünyaya renk katıyorlar.
Haberler ..................................................................................................................................................... 4 + Yurtdışındaki Türk Bilim İnsanları Kurultayı Toplandı / Murat Yıldırım..................................... 10 Temiz Bir Gelecek Umudu İçin Yarıştılar / Sadi Atılgan.................................................................. 12 71 Ctrl+Alt+Del / Levent Daşkıran........................................................................................................... 16 Microsoft Tek Bir İşletim Sistemiyle Tüm Cihazlara Dokunabilecek mi? / Levent Daşkıran.... 18 Yayın Dünyası Yeni Bir Parçacık Bulmak / Can Kozçaz - Öznur Mete - Gökhan Ünel........................................ 22 İlay Çelik Lösemiden Türkiye Çapında Bir Başarıya / Özlem Ak İkinci........................................................ 26 Curiosity / Börteçin Ege.......................................................................................................................... 30 78 Biyolüminesans: Işıldayan Canlılar, Biyolojik Işıldama / Özlem Kılıç Ekici.................................. 36 Yeşil Nükleer Enerji: Proton Hızlandırıcıya Dayalı Toryum Yakıtlı Enerji Sistemi / Türkiye Doğası Metin Arık - Saleh Sultansoy - M. Atıf Çetiner - Abdullatif Çalışkan - P. Serkan Bilgin........ 46 Bülent Gözcelioğlu Tepemizdeki Jet Rüzgârlar / Kadir Demircan..................................................................................... 52 Bilim ve Fen / Yunus Çengel.................................................................................................................. 56 86 Maviliklerdeki Neferler: İnsansız Su Altı Araçları / Asım Egemen Yılmaz...................................... 60 Süper Bilgisayarlar Yarışında Son Durum / Börteçin Ege................................................................. 65 Sağlık Mikrobiyal Kültür Koleksiyonları / Emir Alper Türkoğlu - Kıvılcım Çaktü Güler.......................... 66 Ferda Şenel Denizin rengi ne anlatır? / Fethi Bengil .............................................................................................. 68 İbn Sînâ ve Modern Tıbbın Doğuşu / Hüseyin Gazi Topdemir ...................................................... 72 88 Gökyüzü Alp Akoğlu 90 Bilim Tarihinden H. Gazi Topdemir 94 Zekâ Oyunları Emrehan Halıcı
Haberler lıyor. Avrupa’da görülen 4 akbaba türünün (kara akbaba, kızıl akbaba, küçük akbaba, Likenler uzayda sakallı akbaba) hepsinin bir arada görüldüğü hayatta kalabiliyor Dörtdivan’da, en büyük sorunları besin bul- mak olan akbabalar için istikrarlı ve sağlıklı Murat Yıldırım besin kaynağı sağlayacak bir besleme istas- yonu kurulması ve yaşayıp üredikleri habi- Astronotlar uzaya çıkmadan önce zorlu tatın korunması öncelikli hedefler arasında. şartlarda, örneğin soğukta ve radyas- İlçe merkezinde yer alan “Akbaba Ofisi” ile yon altında hayatta kalabilmek için saatlerce de bölge halkının ve yerel idarelerin akba- hazırlık yapıyor. Likenler de benzeri şartları balar ve doğa koruma konusunda eğitimi, uzayda yaşadı. Daha sonra Dünya’ya geri Kartalkaya yolu üzerinde yer alan ilçeden getirilen bu likenler uygun şartlar tekrar geçen turistlerin konuya ilgilerinin çekile- oluşunca büyümeye devam etti. rek akbabalar ve koruma projesinin bilinir- liğinin sağlanması amaçlanıyor. Ornitofoto Avrupa Uzay Ajansı’nın Uluslararası Derneği, proje kapsamında yaban hayat fo- Uzay İstasyonu’nda yürüttüğü bir araş- toğrafçılarına hizmet edecek bir fotoğraf çe- tırmada, hayatın sınırları araştırılıyor. kim kamuflajı inşa ediyor. Ulusal tanıtımı ve 2008’de bilim adamları valiz büyüklüğün- Akbaba Ofisi’nin resmi açılışı 1 Eylül 2012’de de bir paketle bazı organik malzemeleri Türkiye’de de kutlanacak olan Uluslararası ve canlı organizmaları istasyona gönder- Dünya Akbaba Günü’nde gerçekleşecek olan di. Paketin içindekiler 18 ay, uzay şartla- projenin detaylarına www.dortdivanakba- rında minimum koruma ile kaldı. Uzay balari.org adresinden ulaşılabilir. İstasyonu’nun dışına bağlanan bakterileri, tohumları, likenleri ve algleri korumak 2009’da Dünya’ya geri getirilen organik Fotoğraf: Zafer Tekin için özel bir çaba sarf edilmedi. Normal malzemeler üzerinde tamamlanan çalışma- şartlar altında, canlılar sıcaklık değişimle- ların sonuçları artık yayımlanıyor. Dünya’ya Fotoğraf: Zafer Tekin rinden ve Güneş’ten gelen zararlı ışınlar- geri getirilen liken türlerinden bazıları nor- dan Dünya atmosferi tarafından korunur. mal gelişmelerine devam etti. Bu sonuç, Fakat uzaya çıkarılan bu organizmalar ve hayatın bir gezegenden başka bir gezegene organik malzemeler uzayda Güneş’ten hatta güneş sistemlerine yayılabileceğini ön gelen ışınların tüm gücüne maruz kaldı. gören “panspermia” fikrine destek olarak Ayrıca bu organizmalar Dünya çevresin- görülüyor. Avrupa Uzay Ajansı bu ilginç ku- de attıkları 200 tur boyunca -12°C’den ramı sınamak için benzer çalışmalara farklı +40°C’ye kadar sıcaklık değişimi yaşadı. örneklerle devam etmeyi planlıyor. 4 Bu gelişme kozmetik şirketlerinin de il- gisini çekti. 18 ay boyunca Güneş ışınlarına maruz kalmasına rağmen etkilenmeyen li- kenlerden Güneş ışınlarına karşı etkili yeni maddeler elde edilebileceği umuluyor. DAKokörbrutadnbiuavlyaaonrrı Bülent Gözcelioğlu Ornitofoto Kuş ve Yaban Hayat Fotoğ- rafçıları Derneği tarafından yürütülen “Dörtdivan Akbabaları Koruma Projesi” Haziran ayında başladı. Birleşmiş Milletler GEF Küçük Destek Programı (UNDP / GEF SGP) ve Doğa Koruma Merkezi (DKM) tarafından desteklenen projede Bolu’nun Dörtdivan ilçesindeki akbabaların ve yaşam alanlarının korunması için çalışmalar yapı-
Bilim ve Teknik Ağustos 2012 Titan’ın Bakteriler yakın hücrelere kadar iletiliyor, en uçtaki Gizli Okyanusu Solunum Borusu hücreler oksijenli ortamda elektronları ser- İnşa Ediyor best bırakıyor. Burada hidrojen iyonları ile Alp Akoğlu tepkime sonucunda su molekülü oluşuyor. Özlem Kılıç Ekici Bu biyolojik solunum kablolarının nasıl Satürn’ün uydusu Titan da okyanuslu oluştuğunu elektron mikroskobu altında uydulara katıldı. Daha önce Jüpiter’in Solunum yapan organizmalar enerji kay- incelemek amacıyla bilim insanları okya- uyduları Europa, Ganymede ve Callisto’nun nağı olarak kimyasal bileşikler kullanır. nus tortusu örneklerinde yaşayan Desulfo- buzdan oluşan kabuklarının altında derin Bunun için elektronlar bir yükseltgenme- bulbus bakterisini model olarak kullanmış. okyanuslar bulunduğu keşfedilmişti. indirgenme (redoks) tepkimesiyle indir- Danimarka’nın Aarhus Üniversitesi’nde genmiş bir maddeden bir elektron alıcısı- yapılan incelemede sadece 3-4 mikromet- na taşınır. Bu tepkimenin açığa çıkardığı re uzunluğunda olan her bir bakteri hüc- enerji ile ATP sentezlenir ve metabolizma resinin diğer hücrelerle bir şekilde iletişim canlı kalır. Aerobik organizmalarda oksijen kurduğu ve birkaç bin bakteri hücresinin elektron alıcısı olarak kullanılır. Anaerobik bir araya gelerek bir çeşit solunum borusu yani oksijensiz ortamda yaşayan organiz- oluşturduğu tespit edilmiş. Elektron mik- malarda ise nitrat, sülfat , kükürt veya kar- roskobu altında yapılan incelemede bu bondioksit gibi başka inorganik bileşikler kablo benzeri yapının yaklaşık 1 cm kadar elektron alıcısı olarak kullanılır. Derin su- uzadığı ve tortunun dibindeki oksijensiz ların dibinde, kükürtlü çamurla kaplı deniz ortamdaki bakterilerin yüzeye yakın bak- yatağında anaerobik solunum yaparak ya- teri hücreleriyle bu kablo sayesinde iletişim kurduğu tespit edilmiş. Bakteri hücreleri bu boru benzeri yapının içinde bölünmeye de- Titan 5150 km’lik çapıyla Güneş şayan bakteriler öyle etkili bir iletişim yolu vam ediyor ve gittikçe uzayan kablo, hücre- Sistemi’nin ikinci büyük uydusu. Aslında bulmuş ki, bu sayede yaşamlarına sorunsuz lerin dış çeperi ile kaplanıyor. Bu korunaklı sistemin en büyük uydusu olan Ganyme- devam ediyorlar. Nasıl mı? Bakteri hücrele- yapının içinde kablonun uzunluğuyla doğ- de ile neredeyse aynı büyüklükteler. Her ri birbirlerine tutunarak uzun zincirler ha- ru orantılı ipliksi birtakım çıkıntılar var. Bu ikisi de Merkür’den bile büyük. Titan’ın linde bir nevi kablo ya da solunum borusu çıkıntıların, elektronların bir bakteri hücre- Jüpiter’in sulu diğer uydularından en oluşturuyor ve enerji üretirken açığa çıkan sinden diğerine taşınması sırasında kolay- önemli farkı kalın bir atmosfere sahip olu- elektronları birbirlerine ileterek oksijensiz lık sağladığı veya işlemi hızlandırdığı düşü- şu. Üstelik bu atmosfer Dünya atmosferin- ortamda yaşayabiliyorlar. Okyanus yata- nülüyor. Bakteri hücrelerinin oluşturduğu den daha çok gaz içeriyor ve yüzeydeki at- ğındaki tortularda yaşayan bazı bakteriler iletişim ağı incelendiğinde 1 cm2’lik bir mosfer basıncı yeryüzündekinden yüksek. hidrojen kükürt gazını oksitleyerek enerji tortulu zeminde en az 1 km’lik bir solunum sağlıyor. Bu derin sulardaki tortularda açı- kablosunun oluşturulabileceği tahmin edi- Araştırmaya dönecek olursak, Titan’ın ğa çıkan elektronları tutacak oksijen olma- liyor. Araştırmacılar şimdilerde elektronla- kalın kabuğunun altında olduğu düşünü- dığı için, Geobacter gibi bazı bakteri cinsleri rın nasıl taşındığı konusunu netleştirmeye len suyu doğrudan gözlemleme şansımız birbirlerine tutunarak nano ölçekte, uzun çalışıyor. Bakterilerin kullandığı elektron şimdilik yok. Ama varlığı önceden de ipliğimsi kablolar oluşturarak elektronla- taşıma sisteminin mekanizması tam ola- tahmin edilen okyanusa ilişkin önemli rı yüzeye yakın kısımda bulunan oksijene rak anlaşıldığında, bu sistemin birçok yeni bir kanıt bulundu. Satürn’ü ve uydularını ulaştırıyor. Bu işlemin sonucunda da so- araştırmaya önayak olacağı, yeni yeni tıbbi incelemek üzere Satürn’ün yörüngesinde lunum sürecini tamamlayarak yaşamaları cihazların tasarlanmasına yardımcı olacağı bulunan Cassini uzay aracı Titan’a iki ya- için gereken enerjiyi sağlıyorlar. Bakteri ve bakterilerin kirli ortamların temizlen- kın geçiş yaparak gezegenin kütleçekimini hücreleri çoğalırken elektronlar bir bakte- mesinde daha etkili bir şekilde kullanılabi- belli noktalarda çok hassas şekilde ölçtü. ri hücresinden diğerine aktarılarak yüzeye leceği düşünülüyor. Uydunun Satürn’ün yörüngesindeki ve kendi çevresindeki hareketini de hesaba katan araştırmacılar Titan’ın yapısının tü- müyle katı olmadığını ortaya çıkardı. He- saplara göre bu sıvı katman yüzeyin 50 ila 100 km altında bulunuyor. Bu sıvı katmanın tamamen sudan mı yoksa kaya-su karışımından mı oluştu- ğunu söylemek şimdilik mümkün değil. Araştırmacılara göre kaya-su karışımı bir katmanın üzerinde ayrıca bir su katmanı bulunuyor olabilir. 5
Haberler kordon kanı örneklerinde erkek hücreleri bulunan cenin hücrelerinin neden olduğu bulundu. Bu çalışma için yeni doğmuş 23 da biliniyor. Ayrıca bu otoimmün hasta- Kardeşler Paylaşır, kız bebeğin kordon kanı örnekleri alındı. lık küçük kardeşlerde daha yaygın olarak Hücrelerini Bile! Bu 23 bebekten 17’sinin erkek kardeşleri görülüyor. Uzmanlar, kardeşler arasında vardı. Toplanan kan örneklerinde erkek Y hücrelerin paylaşılması ile ilgili mekaniz- Özlem Kılıç Ekici kromozomuna karşı gelen bağışıklık hüc- manın ve bu ilişkinin doğurduğu sonuç- releri olup olmadığına bakıldı. Erkek kar- ların daha iyi anlaşılması için detaylı ça- Hamilelik sırasında annenin ve bebe- deşi olan 12 kız bebeğin 11’inin kanında lışmalar yapılması gerektiğini vurguluyor. ğin hücreleri karşılıklı olarak pla- Y kromozomuna karşılık gelen bağışıklık sentayı geçerek birbirlerinin vücuduna hücreleri bulundu. Bu bebeklerde yapılan Havalı Piller yerleşebiliyor. Bu hücreler evsahibinin vü- DNA testleri ile kordon kanında erkek cudunda konuk olarak herhangi bir yerde hücrelerinin bulunduğu doğrulandı. Bu Alp Akoğlu yerleşerek, örneğin deride, karaciğerde, da erkek hücrelerinin bir şekilde plasenta beyinde veya dalakta yıllarca yaşayabili- aracılığıyla anneden kız bebeğe geçtiğini Lityum-hava piller özellikle elektrik- yor. Bu durum tıp dünyasında “cenin mik- gösteriyor. Anne bu hücreleri muhteme- li otomobiller için ümit vaat ediyor. rokimerizmi” olarak biliniyor. Bebekten len erkek cenin taşıdığı önceki hamileliği Çünkü şu anda yaygın olarak kullanılmak- anneye geçen hücrelerin hamilelik sırasın- sırasında vücuduna almış olmalı. Ancak, ta olan lityum-iyon pillerine göre 10 kat da annenin bazı organlarındaki bozukluk- hiç erkek kardeşi olmayan bir kız bebek- fazla enerji depolama potansiyeline sahip. ları, örneğin kalp rahatsızlığını giderdiğini te de erkek hücreleri tespit edildi. İşte bu Ancak bu piller henüz ticari uygulamalar- gösteren çalışmalar var. Ama başka çalış- durumda, uzmanlar bebeğin kanında bu- da kullanıma hazır değil. malar da bunun tam aksini söylüyor. Bu lunan erkek hücrelerinin bebeğin dayısına tür dışarıdan gelen yabancı hücreler ko- ait olabileceğini düşündü. Nasıl mı? Muh- Lityum hava pilleriyle ilgili en büyük nuk oldukları kişide birtakım otoimmün temelen bebeğin annesi bu hücreleri kendi sorun çok sayıda şarj döngüsüne dayana- hastalıklara neden olabiliyor. Yani insanın annesinin, yani bebeğin anneannesinin mıyor olmalarıydı. Öyle ki, birkaç şarjdan bağışıklık sistemi kendi dokularındaki karnındayken almış olmalı. Uzmanlar bu sonra neredeyse kullanılmaz hale geliyor- antijenlere karşı antikor oluşturuyor, kişi nedenle bebeklerin kanında bulunan er- lardı. Ama geçtiğimiz günlerde Science kendi vücuduna karşı savaş veriyor. Bu kek hücrelerinin kaynağının tam olarak dergisinde yayımlanan bir habere göre konuda yapılan en son çalışmalar cenin doğrulanmasından sonra durumun daha bu sorun büyük ölçüde çözülmüş olabi- hücrelerinin sadece anne ve bebek arasın- da netleşeceğini belirtiyor. Plasenta aracı- lir. Çünkü araştırma sonuçlarına göre 100 da değil, kardeşler arasında hatta nesiller lığıyla anneden bebeğe geçen hücrelerin, şarj döngüsü ardından önemli bir kapasite arasında bile taşınabildiğini söylüyor. bebeğin gelişmekte olan bağışıklık siste- kaybına uğramayan lityum-hava piller ya- Hollanda’da bulunan Leiden Üniversitesi mine her türlü durum karşısında hazırlıklı pıldı. Tıp Fakültesi’nde yapılan bir araştırma- olmayı öğrettiği düşünülüyor. Hücrelerin da, erkek kardeşleri olan kız bebeklerin kardeşler arasında hatta farklı kuşaklar Lityum-hava piller deşarj olurken me- arasında paylaşıldığının keşfedilmesi, bu tal lityum elektrodun yani anodun atomla- 6 hücrelerin insanların sağlıklı olma veya rı elektronlarından ayrılıp iletken bir mad- hastalığa yakalanma olasılığını da etkile- denin (elektrolit) içinden geçerek ikinci diğini gösteriyor. Astım, Tip 1 diyabet ve elektroda yani katoda gider. Burada elekt- bazı kanser tipleri gibi hastalıkların küçük ronlarla ve oksijen atomlarıyla birleşerek kardeşlerde daha seyrek görüldüğü tes- lityum oksit oluşturur. Pil şarj edilirken bu pit edilmiş. Bu hücrelerin bazılarının kök olaylar tersine gerçekleşir. Bu döngünün hücre özellikleri taşıdığı, bu nedenle sağ- çalışması içinse elektrot ve elektrolitin lığı olumlu yönde etkilediği tahmin edi- kararlı olması gerekir. İşte daha önceki ça- liyor. Ayrıca Minnesota Üniversitesi’nde lışmalarda bu kararlılık sağlanamıyordu. 2007 yılında yapılan bir çalışmada kordon Katodu oluşturan karbon elektrot ve kul- kanından elde edilen kök hücreler bazı kan lanılan çeşitli elektrolitler çeşitli tepkime- hastalıklarının tedavisi amacıyla kardeşten ler sonucunda bozularak pilin birkaç şarj kardeşe nakledildiğinde, küçük kardeşler- döngüsünün ardından bozulmasına yol den alınan hücrelerin tedavide daha ba- açıyordu. şarılı olduğu görülmüş. Yani bir şekilde verici ile alıcı hücreler arasındaki birbirini tolere edebilme yeteneğinin daha iyi geliş- tiği, birbirlerine daha iyi uyum sağladık- ları belirtiliyor. Ancak tüm bu sonuçlara rağmen bir otoimmün hastalığı olan ve derinin ve kan damarlarının setleşmesine neden olan sklerodermi hastalığına kanda
Bilim ve Teknik Ağustos 2012 İngiltere’deki St. Andrews Üniversitesi’nde Advanced Materials dergisinde yayımla- eldiven gibi görünüyor. Üstünde küçük bir http://www.gtcmt.gatech.edu/research-projects/ yürütülen araştırmada karbon içerikli katot nan çalışmaya göre bu yeni işlevsel kaplama, kutu bulunan eldiven bir piyano klavyesi ile mobile-music-touch malzeme yerine altın nanoparçacıklar içe- yüzeyindeki nano ölçekteki molekül grupları birlikte kullanılıyor. ren daha kararlı bir malzeme kullanılmış. sayesinde su geçirmiyor ve antimikrobiyal Bunun yanı sıra daha önce polikarbon ya da özelliğe sahip. Fakat şimdiye kadar bu mole- Araştırmanın yürütücüsü Dr. Tanya polieter gibi malzemelerden yapılan elektro- kül grupları kaplamanın bulunduğu yüzeye Markow 2011 yılında tamamlanan ön ça- lit yerine çeştli uygulamalarda yaygın olarak küçük bir temas olduğunda kolayca ve geri lışmalardan sonra omurilik zedelenmesi kullanılan DMSO (dimetil sülfoksit) adlı dönülmez olarak zarar görüp hızlıca kap- sonucu felç olan kişilerde de olumlu sonuç iletken bir madde kullanılmış. Bu değişiklik- lamanın özelliklerini kaybetmesine neden alacaklarını umduklarını, ancak aygıtı kul- ler sonucunda lityum-hava pillerin 100 şarj oluyordu. Bu da kaplamanın muhtemel uy- lananlarda bu kadar büyük bir gelişme ol- döngüsü ardından yalnızca % 5 güç kaybına gulama alanlarını çok kısıtlıyordu. masının kendileri için de sürpriz olduğunu uğradığı görülmüş. belirtiyor. Örneğin eldiveni kullandıktan Eindhoven Teknoloji Üniversitesi Kimya sonra bazı kullanıcılar zedelenmeden bu Yüksek performanslı pillerin geliştiril- Mühendisliği ve Kimya Bölümü’nden araş- yana ilk defa çarşaflarının ve giysilerinin mesi için aralarında IBM’in de olduğu bir- tırmacı Catarina Esteves ve meslektaşları bu dokusunu hissedebilmiş. çok kuruluş ve araştırmacı çalışıyor. Çünkü soruna bir çözüm buldu. Uçlarında işlevsel birçok ticari ve askeri alan bu teknolojinin kimyasal gruplar taşıyan bazı özel yapıları Omurilik zedelenmesi nedeniyle ellerini gelişmesini bekliyor. En büyük uygulama kaplama ile karıştırarak bir yüzey geliştirdi- sınırlı bir şekilde hareket ettirebilen ve aynı alanlarından biriyse kuşkusuz elektrikli ler. Eğer dış yüzey katmanı kazınarak çıka- zamanda ellerinde his kaybı da olan kişilerle otomobiller olacak. Çünkü günümüzde en rılırsa alt katmandaki bu özel yapılar yeni bir çalışılmış, zedelenmenin çalışmadan bir yıl büyük sıkıntı bu otomobillerin menzilleri- yüzeye dönüşebiliyor ve yüzey işlevini tekrar önce gerçekleşmiş olmasına dikkat edilmiş. nin çok kısa (kabaca 150 km kadar) olması. kazanıyor. Sekiz haftalık projede katılımcılar haftada Lityum-hava piller ticari kullanıma uygun üç kez yarım saat piyano çalma alıştırması hale geldiğinde sokaklarda çok daha fazla Bu gelişme pek çok uygulama için büyük yapmış. Bu alıştırmayı katılımcıların yarısı elektrikli otomobil göreceğimiz kesin. önem taşıyor. Örneğin otomobillerin yüzeyi geliştirilen eldiveni kullanarak yapmış, di- suya dayanıklı ve kendi kendini temizleme ğer yarısı eldiven kullanmamış. Eldivenin Yeni Kaplama özelliğine sahip olacak, bu özelliğini de uzun sistemi ve piyano klavyesi bilgisayarla, mp3 Teknolojisiyle süre koruyabilecek. Yüzeysel çizikler kendi- çalarla ve akıllı telefonla birlikte çalışıyor. Araba Yıkamaya ni tamir edebilecek, su damlacıkları araba- Eldivene kablosuz olarak bağlanan bu ci- Son nın kirini de alıp yüzeyinden kayıp gidecek. hazlardan birine bir şarkı yükleniyor. Şarkı Aynı şekilde cep telefonları, güneş panelleri çalmaya başladığında piyano klavyesine Özlem Ak İkinci hatta uçaklar bile uzun süre temiz kalabile- nota bilgisi gönderiliyor ve notaya karşılık cek. Daha temiz bir yüzey uçaklar için daha gelen tuşta ışık yanıyor. Eldiven aracılığıyla Eindhoven Teknoloji Üniversitesi’nden az hava direnci anlamına geliyor. Bu da yakıt da ışığı yanan tuşa karşılık gelen parmağa araştırmacılar hasara uğradıktan sonra tüketiminin azalması demek oluyor. Diğer (yani ışığı yanan tuşa hangi parmağın bas- kendi kendini tamir edebilen yüzey kapla- uygulamalar ise çiziklerini kendi tamir ede- ması gerekiyorsa o parmağa) titreşim gön- ma malzemesi geliştirdi. Bu yeni kaplama- bilen lensler ya da gemi yüzeyinde yosun deriliyor. Çalışmanın sonunda katılımcılara nın pek çok potansiyel uygulama alanı var. oluşumunu engelleyen kaplamalar olarak gösterdikleri gelişmeyi ölçmek için çeşitli Örneğin üzerinde parmak izleri olmayan sıralanıyor. kavrama ve duyu testleri uygulanmış. El- tertemiz cep telefonları, yıkanmasına gerek diven kullananlardaki gelişmenin, eldiven olmayan otomobiller bu kaplama sayesinde Araştırmacılar buluşlarını diğer üniversi- kullanmadan piyano çalmayı öğrenenlere artık hayal değil. teler ve sanayi ile yapacakları işbirliği ile daha göre önemli derecede fazla olduğu görül- da geliştirmek istiyor. 6-8 yıl içinde de mev- müş. Markow bazı kişilerin gösterdiği bu cut kaplamalarla karşılaştırılabilir bir fiyata gelişme sonucunda bazı nesneleri kolaylıkla ilk kaplamanın hazır olacağını düşünüyorlar. kaldırabildiğini, bazılarının da örneğin bir kahve fincanının sıcaklığını hemen hisse- Felçliler İçin debildiğini söylüyor. Markow omuriliği ze- Eldiven delenmesi nedeniyle etkin olmayan beynin tekrar etkin hale gelmesi sayesinde motor Özlem Ak İkinci yeteneklerin arttığını düşünüyor. Georgia Teknoloji Enstitüsü araştırma- 7 cıları omurilik yaralanması sonucu felç olan kişilerin ellerinde meydana gelen his kaybını ve motor becerilerindeki azal- mayı tedavi etmeye yönelik kablosuz bir müzikli eldiven geliştirdi. “Mobile Music Touch” (MMT) olarak adlandırılan aygıt bir
Haberler TÜBİTAK A. Galip Ulsoy’a (Michigan Üniversitesi) olmayan titreşim, burkulma ve gerilme Ödülleri “Dinamik sistemler ve otomatik kontrol analizlerinin sayısal ve analitik çözümleri alanında dönen ve yer değiştiren elastik konularındaki uluslararası düzeyde üstün Bülent Gözcelioğlu sistemlerin dinamik analizi ve kontrolü ve nitelikli çalışmaları” nedeniyle Doç. Dr. ileri kontrol sistem teorilerinin imalat ve Ali Koşar’a (Sabancı Üniversitesi) “Mikro 2012yılı TÜBİTAK Bilim, Özel, otomotiv sistemlerinde uygulanması konu- ölçekte faz değişimi ve uygulamaları ala- Hizmet ve Teşvik Ödülleri larındaki uluslararası düzeyde üstün nite- nında, kaynama ısı transferi ve kavitasyon ile TÜBİTAK-TWAS Teşvik Ödülü’ne iliş- likli çalışmaları” nedeniyle verildi. konularındaki uluslararası düzeyde üstün kin değerlendirme çalışmaları sonuçlandı. nitelikli çalışmaları” nedeniyle verildi. TÜBİTAK Bilim Kurulu tarafından 2012 TÜBİTAK Teşvik Ödülleri: Teşvik yılında üç Bilim Ödülü, bir Özel Ödül ve on Ödülü, ülkemizde yaptığı çalışmalarla bi- 2012 Teşvik Ödülleri Sağlık Bilimleri ala- bir Teşvik Ödülü verilmesine karar verildi. lime gelecekte uluslararası düzeyde önemli nında Prof. Dr. Muşturay Karçaaltıncaba’ya 2012 yılında Hizmet Ödülü ile TÜBİTAK- katkılarda bulunabilecek niteliklere sahip (Hacettepe Üniversitesi) “Karaciğerdeki TWAS Teşvik Ödülü verilmedi. olduğunu kanıtlamış, ödülün verildiği yılın lezyonların ve yağlanmanın manyetik rezo- ilk gününde 40 yaşını geçmemiş, hayattaki nans görüntüleme ve bilgisayarlı tomografi TÜBİTAK Bilim Ödülleri: Bilim Ödül- bilim insanlarına veriliyor. ile görüntülenmesi konularındaki ulusla- leri, ülkemizde yaptığı çalışmalarla bilime rarası düzeyde üstün nitelikli çalışmaları” uluslararası düzeyde önemli katkılarda bu- 2012 Teşvik Ödülleri temel bilimler ala- nedeniyle, Doç. Dr. Fatih Tanrıverdi’ye lunmuş, hayattaki bilim insanlarına verili- nında, Yrd. Doç. Dr. Menderes IŞKIN’a (Erciyes Üniversitesi) “Nöroendokrinoloji yor. 2012 Bilim Ödülleri, mühendislik bi- (Koç Üniversitesi) “Kuramsal soğuk atom ve alanında travmatik beyin hasarının hipo- limleri alanında Prof. Dr. Z. Özlem Keskin molekül fiziği alanında kuantum fermiyon fiz bezi üzerine etkileri ve spora bağlı kafa Özkaya’ya (Koç Üniversitesi) “Hesaplamalı ve bozon gazları, Bose-Einstein yoğuşması, travmasına bağlı hipofiz yetmezliği konula- biyoloji alanında protein-protein etkileşim- süperakışkanlık ve BCS-BEY geçişi konula- rındaki uluslararası düzeyde üstün nitelikli leri ve protein dinamikleri konularındaki rındaki uluslararası düzeyde üstün nitelik- çalışmaları” nedeniyle, Doç. Dr. Mehmet uluslararası düzeyde üstün nitelikli çalışma- li çalışmaları” nedeniyle, Prof. Dr. Ahmet Birhan Yılmaz’a (Cumhuriyet Üniversitesi) ları” nedeniyle verildi. Sağlık bilimleri ala- SARI’ya ise (Gaziosmanpaşa Üniversitesi) “Kardiyoloji alanında, kalp yetersizliği ko- nında Prof. Dr. Hasan Tayfun Özçelik’e (Bil- “Kimya alanında, faz değişimi yoluyla enerji nusundaki uluslararası düzeyde üstün nite- kent Üniversitesi) “İnsan genetiği alanında depolayabilen yeni ve üstün özelliklere sahip likli çalışmaları” nedeniyle verildi. kalıtsal hastalıklara neden olan genlerin maddelerin üretimi ve değişik uygulamalar- tanımlanması konusundaki uluslararası dü- da kullanım potansiyellerinin belirlenmesi 2012 Teşvik Ödülleri Sosyal Bilimler ala- zeyde üstün nitelikli çalışmaları” nedeniyle ve adsorpsiyon/biyosorpsiyon konularında- nında Prof. Dr. Ali Ekber Akgün’e (Gebze verildi. Sosyal bilimler alanında da Prof. Dr. ki uluslararası düzeyde üstün nitelikli çalış- Yüksek Teknoloji Enstitüsü) “Teknoloji ve Şakir Ziya Öniş’e (Koç Üniversitesi) “Türki- maları” nedeniyle verildi. yenilik yönetimi alanında ürün geliştirme ye’deki ekonomi-politika etkileşimini diğer takımlarındaki sosyo-bilişsel konularında- ülkelerdeki ekonomi-politika etkileşimi ile 2012 Teşvik Ödülleri mühendislik bi- ki uluslararası düzeyde üstün nitelikli çalış- karşılaştırmalı bir şekilde inceleyerek elde limleri alanında Yrd. Doç. Dr. Mehmet maları” nedeniyle, Prof. Dr. Ümit Özlale’ye ettiği yeni ve özgün veriler ile uluslararası Atilla Taşdelen’e (Yalova Üniversitesi) “Po- (TOBB Ekonomi Ve Teknoloji Üniversitesi) literatüre önemli katkılar sağlayan, ulusla- limer kimyası alanında fotopolimerizasyon, “Makroiktisat politikası alanında kullanılan rarası düzeyde üstün nitelikli çalışmaları” kontrollü polimerizasyon ve çesitli organik doğrusal ve doğrusal olmayan zaman serisi nedeniyle verildi. reaksiyonlar kullanarak karmaşık makro- modellerinin parametrelerinin hesaplan- moleküler yapılar ve polimerik nanokom- ması konusunda uluslararası düzeyde üstün TÜBİTAK Özel Ödülü: Bilim Ödü- pozitlerin sentezleri konularındaki ulusla- nitelikli çalışmaları” nedeniyle, Yrd. Doç. lü eşdeğeri olarak oluşturulan Özel Ödül, rarası düzeyde üstün nitelikli çalışmaları” Dr. Katja Doerschner’e (Bilkent Üniversite- yurtdışında yaptığı çalışmalarla bilime nedeniyle, Doç. Dr. Ömer Civalek’e (Ak- si )“Psikoloji alanında insan beyninin geli- uluslararası düzeyde katkıda bulunmuş, deniz Üniversitesi) “Katı cisimler mekani- şimi, yapısı ve işlevini anlama konularında Türkiye Cumhuriyeti vatandaşı, hayattaki ği problemlerinin yeni ve avantajlı sayısal özellikle bilişsel nörobilim, görsel psikofizik bilim insanlarına veriliyor. 2012 Özel Ödü- yöntemler ile çözümü, nano/mikro ölçekli ve görüntülemeli genomik alanlarındaki lü, mühendislik bilimleri alanında Prof. Dr. sistemlerin yüksek mertebeden elastisite uluslararası düzeyde üstün nitelikli çalış- teorileri kullanılarak modellenmesi ile plak maları” nedeniyle verildi. ve kabuk sistemlerin doğrusal ve doğrusal Milyon Yıllık Radyoaktif atıklar günümüzün en önem- Bundan binlerce, yüz binlerce yıl sonra Sabit Disk li sorunlarından biri. Ama geleceğin de yeryüzünde nasıl bir yaşam olacağını şim- sorunu oldukları kesin. Çünkü bazı radyo- diden kestirmek çok zor. Ama o zaman Alp Akoğlu aktif izotopların radyoaktivitesi binlerce, bile radyoaktif atıklarımızın önemli bir hatta milyonlarca yıl bile sürebiliyor. Bu risk oluşturacağı kesin. Bazı araştırmacılar 8 artıkları yok etmenin yolu yok. Yapılan şey gelecekte yaşayacak insanların bu atıkların onları yerin altına gömmek. yerleri konusunda uyarılması gerektiğini
Bilim ve Teknik Ağustos 2012 düşünüyor. Geleceğin arkeologlarının bir gerçek. Almanya’daki Max Planck Aynı Düzlemdeler ya da başka amaçlarla kazı yapanların Enstitüsü Moleküler Bitki Fizyolojisi bu atıkların depolandığı yerlere ulaş- Bölümü’nde yapılan bir araştırma Alp Akoğlu ması ve radyoaktif atıklarla karşı- bunun nedenini ortaya çıkarmış. laşması son derece olası. Yetiştiriciler özel seçilmiş çe- Güneş Sistemi’ndeki gezegenler üç aşa- ğı beş yukarı aynı düzlemde dolanır. Fransa’nın Nükleer Atık Merkezi’nden şitleri, yaklaşık 70 yıldır tam olgunlaşma- Bu elbette başka gezegen sistemlerinde de (ANDRA) Patrick Charton’un bu konuda dan, açık yeşil renge ulaştığında topluyor. beklenen bir durum. Ama yakın geçmişe bir önerisi var: bilginin platinle işlendiği sa- Böylece domatesler süpermarket raflarına kadar bunu kanıtlayan bir gözlem yapıla- fir bir disk. Hatta 25.000 Avro harcayarak bu ulaştığında ancak olgunlaşmış oluyor ve mamıştı. diskin bir prototipini de yapmış durumda- raf ömürleri uzuyor. Yabani çeşitlerdeyse lar. Bu disk geçtiğimiz ay İrlanda’nın Dub- meyvelerin saplarının çevresi koyu renkte Ötegezegenleri ararken kullanılan lin kentinde düzenlenen Euroscience Open oluyor ve bu durum zamanında hasadı zor- en yaygın yöntem, onları yıldızlarının Forum’da (Avrupa Açık Bilim Forumu) ser- laştırıyor. Ayrıca tüketici genellikle eşit de- önünden geçerken yakalamak. Nitekim gilendi. Charton, diskin bir milyon yıllık bir recede kırmızılaşmamış domatesleri çekici NASA’nın gezegen avcısı Kepler Teleskobu “eskimeyi” temsil edecek, çeşitli kimyasal ve bulmuyor. Bu nedenle daha lezzetli olan da bu şekilde çalışıyor. Kepler sayesinde bu fiziksel yöntemlerle hızlandırılmış bir daya- bazı çeşitlere marketlerde rastlamak zor. yöntemle yüzlerce yeni gezegen keşfedildi. nıklılık testine sokulduğunu ve testi başarıy- la geçtiğini söylüyor. Hatta diskin 10 milyon Domatesin renklenmesini sağlayan geni Kepler’le gözlenen Kepler-30 adlı yıl- yıl dayanabileceğini de belirtiyor. bulmak üzere araştırmacılar kültür doma- dızın çevresindeki gezegenlerin yörünge teslerinin genlerini yabani domateslerinki- düzlemlerini hesaplayan gökbilimciler Söz konusu disk sayısal veri içeren bir lerle karşılaştırmış. SlGLK2 adlı genin foto- araştırma sonuçlarını geçtiğimiz günlerde disk değil. Tamamen metin ve görüntüler- sentezi sağlayan kloroplastların oluşumunu açıkladı. Kepler-30 yaklaşık Güneş bü- den oluşuyor. 20 cm çapındaki diske toplam hızlandırdığı bulunmuş. Kloroplastlar klo- yüklüğünde bir yıldız. Gökbilimciler bu 40.000 sayfa sığdırılabiliyor ve bu sayfaların rofil denen koyu yeşil renkli pigmentler sa- yıldızın çevresinde gezegen ararken bir de içerdiği bilgiler basit bir mikroskopla oku- yesinde güneş ışığını soğurur ve besin üreti- devasa bir yıldız lekesi (Güneş lekelerine nabiliyor. Yani gelecekteki bir arkeoloğun minde kullanır. Kloroplast ne kadar fazlaysa benzer) keşfetti. Bu lekenin hareketini iz- bu diski okuyabilmesi için bir mikroskop- henüz olgunlaşmamış domatesin rengi de o leyerek yıldızın yaklaşık 16 günde bir ek- tan fazlasına ihtiyacı olmayacak. kadar koyu yeşil olur. seni çevresinde döndüğünü hesapladılar. Güneş’in dönme süresi bunun yaklaşık Elbette disk ne kadar dayanıklı olursa Avrupa ve Asya’daki süpermarket rafla- iki katı olduğundan ve dönme hızlarının olsun, içeriği onu bulanlar tarafından anla- rındaki domatesleri inceleyen araştırma- zamanla yavaşlaması nedeniyle Kepler- şılmadıkça hiçbir işe yaramayacaktır. O ka- cılar, bu domateslerdeki SlGLK2 geninin 30’un görece genç bir yıldız olduğu sonu- dar uzak bir gelecekte insanların hangi dili aktif olmadığını keşfetmiş. Bu mutasyonun cuna varıldı. konuşacağını, nasıl düşüneceklerini tahmin ne zaman ve nasıl olduğu bilinmese de ye- etmek zor. O nedenle içerik en az diskin ya- tiştiricilerin işine yaradığı kesin. Ne var ki Gelelim gezegenlere. Kepler Telesko- pısı kadar önemli. tüketici bundan memnun değil. Çünkü bu bu’yla yapılan gözlemler sonucunda domatesler görüntüleriyle vaat ettikeri lez- Kepler-30’un çevresinde üç gezegen keş- Bunun bilincinde olan ANDRA malze- zeti sunmaktan uzak. fedildi. Bunlardan biri dört Dünya kütle- me bilimi, arşivleme, arkeoloji, antropoloji, sinde ve yıldızın çevresinde 29 günde bir dilbilim gibi birçok alandan uzmanı ve hatta SlGLK2 geninden yoksun olan doma- tur atıyor. Diğerleri yaklaşık 10’ar Dünya sanatçıları bir araya getiren bir proje başlat- tesler daha düşük miktarda şeker içeriyor. kütlesinde. Biri 60, diğeri 143 günde bir tı. Bu projenin amacı diskin içeriğinin ge- Çünkü şekeri yapan kloroplast miktarı bu yıldızın çevresinde dolanıyor. lecek nesiller tarafından anlaşılabilir olması domateslerde düşük. Araştırmacılar eksik için ne yapılacağını bulmak. Projenin 2014 olan geni ekleyerek domatesin içerdiği gli- MIT’de (Massachusetts Teknoloji Ens- ya da 1015 yılında olası en iyi önerileri orta- koz ve fruktoz miktarını % 40’a kadar ar- titüsü) Kepler Teleskobu kullanılarak ya- ya çıkarması bekleniyor. tırmayı başarmış. Üstelik sağlık açısından pılan ve yaklaşık 30 ay süren gözlemlere faydaları bulunan likopen adlı antioksidan dayanan araştırma bu gezegenlerin yıldı- Nerede O Eski miktarı da artmış. Yönetmelik gereği genle- zın önünden geçmekle kalmayıp geçiş sı- Domatesler… riyle oynanmış domateslerin tadına baka- rasında lekeyi de örttüğünü gösteriyor. Bu mayan araştırmacılar bu domateslerin daha gözlemler sonucunda gezegenlerin yörün- Alp Akoğlu lezzetli olduğunu tahmin ediyor. ge düzlemlerinin tıpkı Güneş Sistemi’nde olduğu gibi birbirleriyle yalnızca birkaç Güney Amerika kökenli olan domates derecelik açılar yaptığı sonucuna varılmış. bugün tüm dünyaya yayılmış durum- da. Bunun da ötesinde dünyanın her yerin- 9 de çok büyük miktarda tüketiliyor. Ne var ki, marketlerden aldığımız domatesler par- lak renkleri, düzgün şekilleriyle göze ne ka- dar hoş görünse de eski tatlarının kalmadığı
Murat Yıldırım Yurtdışındaki Türk Bilim İnsanları Kurultayı Toplandı Kuzey Amerika ve Avrupa başta olmak le karşılaştırıldığında çıkan sonuç ülkemi- Toplantıya The Marmara otelinde ev sa- üzere dünyanın değişik yerlerinde çalışan zin halen alacağı yol olduğunu gösteriyor. hipliği yapan TÜBİTAK Başkanı Yücel Al- Türk bilim insanları 12-13 Temmuz tarihle- “Yurtdışındaki Türk Bilim İnsanları Kurul- tunbaşak Türkiye ve TÜBİTAK’ın büyük ri arasında “Yurtdışındaki Türk Bilim İnsan- tayı” yurtdışında bu konularda oluşmuş bi- bir atılım içinde olduğuna dikkat çekerek ları Kurultayı”nda buluştu. Bilim, Sanayi ve rikimi Türkiye’ye taşımak için düzenlendi. Ar-Ge’ye ayrılan kaynakların arttığına de- Teknoloji Bakanlığı ve TÜBİTAK›ın katkı- ğindi. larıyla bu yıl ilk kez düzenlenen bu organi- Kurultayın amaçları arasında Türkiye’ye zasyona yurtdışında çalışan yaklaşık 100 ka- bilgi ve teknoloji transferi için gerekli mo- ‘’Belki en yüksek noktada değiliz, ama dar bilim insanı ve bir o kadar da ilgili ku- delleri tespit etmek, yurtdışında bilginin ti- artış hızında dünyada ikinciliğe oturduk. rum temsilcisi ve yakın zamanda Türkiye’ye carileşmesine yönelik olarak kullanılan Geçenlerde Boston’daki teknoloji konfe- dönmüş bilim insanı katıldı. Katılımcılar sa- yöntem ve modelleri Türkiye’ye aktarmak, ransında konuştum. “Türkiye artık yüz- dece akademisyenler değildi. Nanoteknolo- Türkiye’yi bilim, teknoloji ve yenilik alanın- delerle değil katlarla uğraşıyor” demiştim. jiden kansere kadar birçok farklı dalda ça- da uluslararası bir cazibe merkezi haline ge- Türkiye gelişme evresinde tam bu nokta- lışan araştırmacılar, Ar-Ge şirket yöneticile- tirmek, yurt dışındaki Türk bilim insanları da bulunuyor. Ar-Ge kaynaklarının payı, ri ve girişimciler de katılımcılar arasındaydı. ile kalıcı ve çok yönlü işbirliği kurmak ve ge- gayrisafi milli hasılanın yüzde 0,48’inden liştirmek için gereken fon mekanizmaları- yüzde 0,84’üne çıktı. Aşağı yukarı iki ka- Türkiye’de son yıllarda uygulanan politi- nı belirlemek de yer alıyor. Kurultayın açı- tına yakın bir artış oldu. Türkiye’de geliş- kalar ve stratejilerle bilim, teknoloji ve ino- lış programına Bilim, Sanayi ve Teknolo- tirilmesi gereken pek çok alan var. Maka- vasyon (yenilik) alanlarında ciddi aşama- ji Bakanı Nihat Ergün, Bakan Yardımcısı le sayılarımızda bir artış var, ama atıf sa- lar kaydedildi. Ar-Ge personeli ve araştır- Prof. Dr. Davut Kavranoğlu, TÜBİTAK Baş- yılarımız istediğimiz noktada değil. Maka- macı sayısının ve araştırmaya ayrılan bütçe- kanı Prof. Dr. Yücel Altunbaşak, Bilim, Sa- lelerimizin patente dönüşme oranında da- nin, buna paralel olarak bilimsel makale sa- nayi ve Teknoloji Bakanlığı Müsteşarı Prof. ha kat edilmesi gereken yol var. Araştırma- yısının artması bu aşamalar arasında sayı- Dr. Ersan Aslan, TAEK Başkanı Zafer Al- cı sayımız son on senede yirmi binden alt- labilir. Bu gelişmelere rağmen bilimsel ma- per, Türk Patent Enstitüsü Başkanı Prof. Dr. mış dört bine çıktı. Türkiye gibi bir ülkenin kalelere atıf sayısının ve patent sayısının ay- Habip Asan, çeşitli bakanlıklardan yetkili- 250-300 bin araştırmacıya ihtiyacı var. Çok nı hızla artmaması, Ar-Ge harcamalarının ler, çok sayıda üniversitenin rektör ve rek- hızlı koştuk, ciddi bir değişim var, ama ay- GSYİH içindeki payı ve milyon kişi başı- tör yardımcıları ile özel sektörden temsilci- nı atağı önümüzdeki on sene içinde de de- na düşen araştırmacı sayısı gelişmiş ülkeler- ler katıldı. vam ettirmemiz gerekiyor.’’ 10
>< Bilim ve Teknik Ağustos 2012 Bilim, Sanayi ve Teknoloji Bakanı Nihat YÖK Başkanı Gökhan Çetinsaya da kapa- laşı var. İşte bu süreçte katılımcı bir yöntemle Ergün, yaptığı konuşmada kamuda yeniden nış programında yaptığı konuşmada, Türki- bütün paydaşlarımızı arkamıza alarak çağdaş bir yapılanma başladığını, Bilim, Sanayi ve ye’deki üniversite sayısındaki artışa dikkat çe- bir yükseköğretim sistemi kurulması için ça- Teknoloji Bakanlığı’nın kurulmasının atılan kerek “1982’de sadece 27 devlet üniversitesi lışmalarımızı yürütüyoruz” diyerek yapılacak adımlar içinde en önemlilerden biri olduğu- varken, 2012 yılı itibarıyla yüz üçü devlet, alt- değişikliklerin işaretini verdi. nu söyledi. Bakan Ergün”Artık bilimle, üni- mış üçü vakıf olmak üzere yüz altmış altı sayı- versiteyle, akademisyenlerimizle daha yakın sına ulaşmış bulunuyoruz. Sadece on yılda ni- TÜBİTAK Başkan Danışmanı Prof. Dr. bir ilişki kuran, üniversite-sanayi işbirliğine celiksel olarak yaklaşık 2,5 katlık bir artış ya- Yunus Çengel Türkiye’nin bilim ve Ar-Ge ait mekanizmaları daha iyi işleten bir Bakan- şadık’’ dedi. Çetinsaya, bu büyümenin devam çalışmalarında atak yaptığını belirterek, ül- lık mevcut” dedi. etmesine rağmen, 75 milyonluk nüfusunun ke politikalarının da değişmesiyle son yıl- büyük kısmını gençlerin oluşturduğu bir ül- larda hem akademik hem endüstriyel alan- Bakan Ergün, bu yeni dönemle birlik- kede bu sayıların bile yetersiz olduğunu belirt- da Ar-Ge çalışmalarının ve bütçelerinin art- te, kendilerini en çok heyecanlandıran hu- ti. Türkiye’nin 2023 hedeflerine ulaşması için tığına dikkat çekti. Örneğin 1964-2004 ara- suslardan birinin de artık yurtdışındaki bi- yükseköğretimin kalitesinin artmasının da sında akademik Ar-Ge faaliyetleri kapsamın- lim insanları ile de çok daha yakın ve yapıcı gerektiğini belirten Çetinsaya, ‘’Herkes 2023 da 7378 projeye 170 milyon TL kaynak akta- ilişkiler kurulabilmesi olduğunu kaydetti. Sü- hedeflerini tutturabilmek için eğitimin niteli- ran TÜBİTAK, 2005-2011 döneminde 8722 rekli bilim yapılabilmesi için bir merkez et- ğinin, araştırma altyapısının geliştirilmesi ge- projeye 1,15 milyar TL destek sağladı. Des- rafında bilim insanlarından oluşan bir kritik rektiğinde hemfikir. Son yıllarda yükseköğre- teklenen bilim insanı sayısı 2003 yılında 1500 kütle gerektiği, kurultay boyunca panellerde time erişim sorununun azaldığını görüyoruz. iken, 2010’da 12 kat artarak 18.000’i geçti. gündeme gelen konular arasındaydı. Bakan Bu yeni girilen dönemde artık hedef, nicelik- Ergün de konuşmasında bilim ve teknoloji- sel büyümeyi niteliksel bir büyüme haline dö- Kurultayda isimleri ‘’Girişimci, Rekabet- nin, “evde tek başına gelişecek bir şey olma- nüştürmek ve bunu kaliteyle taçlandırmaktır’’ çi ve Teknolojiye Dayalı Zihinsel Dönüşüm’’, dığını” vurguladı. Bakan Ergün, bilim üreti- dedi. Kaliteyi artırmak için, yükseköğretimin ‘’Bilgi Temelli Ekonomiye Geçiş’’, ‘’Bir Cazi- minin vaktiyle Atina’da, Bağdat’ta, Roma’da, misyonu, vizyonu ve hedefleri bağlamında ye- be Merkezi Olarak Türkiye’’, ‘’Bilim İnsanları Endülüs’te, günümüzde Silikon Vadisi’nde ol- niden yapılandırılmasının gerekli olduğunu ve Araştırma Kurumları ile Kalıcı Uluslarara- duğu gibi bir kültür, bir ortam meselesi oldu- vurgulayan Çetinsaya ‘’YÖK’ün ve YÖK ka- sı İşbirlikleri’’ ve ‘’Açık Forum’’ olan beş ayrı ğuna vurgu yaparak “Beynimizdeki sinir uç- nununun değişmesi yönünde artık toplumsal panel düzenlendi. Kurultayın sonrasında ya- ları birbirine daha fazla temas ettikçe, düşün- bir beklenti var. Yükseköğretim sisteminin ye- yımlanacak sonuç raporunda panel modera- me kapasitemizi ve dolayısıyla bilgi üretme niden yapılandırılması konusunda tam bir uz- törlerinin ve katılımcıların katkılarıyla ortaya kapasitemizi artırabiliriz” ifadesini kullandı. konulan tespitler, somut öneriler ve atılabile- cek adımlar yazıya aktarılacak. Kurultay İzlenimleri üretimi için gerekli şartlardan birisi olarak mış başarılı bir akademisyen ve araştırmacı. “kritik kütle “ kavramı, Prof. Dr. Canan Tamer- Doktora sonrası Amerika’ya gitmiş olan Dr. Yurtdışındaki Türk Bilim İnsanları Kurulta- ler ve diğer panelistler tarafından tartışıldı. Ahmet Yıldız ise biyofizik üzerine çalışıyor. yı 12-13 Temmuz tarihleri arasında İstanbul Kritik kütle, benzer konularda çalışan ve belli Motor proteinlerin yürüme mekanizmasını The Marmara otelinde yapıldı. Panellerde bir sayının üzerinde aktif bilim insanlarını konu alan makalesi Science dergisine kapak tartışılan konular çok çeşitli olmasına rağ- temsil ediyor. Kritik kütleyi aşmış bilim insan- olmuş ve University of California’nın Berke- men bazı konular neredeyse tüm paneller- larının hem bir birlerine destek olması hem ley kampüsünde hem Fizik hem de Mole- de öne çıktı. Panel katılımcılarının hemen de rekabet ortamı oluşturması bekleniyor. küler Biyoloji bölümlerinde öğretim üyesi. hemen hepsi Türkiye’nin son zamanlarda Yıldız’ın ödül koleksiyonunda Feynman geçirdiği değişime ve yaptığı atılıma dikkat Kahve ve yemek aralarında dünyanın Nanoteknoloji Ödülü, Gregor Weber Ulus- çekerken özellikle akademik özgürlük konu- dört bir tarafından başarılı akademisyenler- lararası Ödülü, Science dergisi tarfından ve- sunu öne çıkardı. le karşılaştık. Çoğunun birden fazla ünvanı rilen Yılın Genç Bilim Adamı Ödülü, doktora var. Kimisinin akademisyenliğinin yanında sonrası çalışmalarıyla kazandığı Jane Coffin Belli bir konuya odaklanmış, birçok araş- şirketi var, kimisi bulunduğu bölümün baş- Childs, Burroughs Wellcome ödülleri ve öğ- tırmacı ve Ar-Ge mühendisinin bulunduğu kanı, kimisinin de kucak dolusu ödülü var. retim üyeliğine başladıktan sonra aldığı NSF araştırma merkezlerinin kurulması ve sayı- Kahve sohbetlerinde konuştuğumuz, dört Kariyer ve Ellison Medical Foundation Genç sının artırılması da panelistlerin ortak dile- yaşında Almanya’ya gitmiş Prof. Dr.Uğur Şa- Araştırmacı Ödülleri var. ğiydi. Bu tip merkezlerde yurt içindeki ve hin, gurbetçi bir ailenin oğlu ve kanser araş- dışındaki bilim insanlarınca ortak çalışmalar tırmaları yapıyor. Alanında faaliyet gösteren TÜBİTAK Başkanı Prof. Dr.Yücel Altunba- yapılması, doktora öğrencileri yetiştirilmesi en büyük merkezlerden biri olan Mainz’de- şak tarafından kapanış konuşmasında da bu dileğin bir devamıydı. Doktora öğrenci- ki Translasyonel Onkoloji ve İmmunoloji dile getirildiği gibi, bu bir başlangıç ve ta- lerine ve doktora sonrası araştırma yapan Merkezi’nin (TRON) kurucusu ve müdürü. nışma toplantısı. Umuyoruz ki bu toplantı akademisyenlere yurtdışı tecrübesi kazan- BioNTech şirketler grubunun ve Ganymed ve gelecek toplantılar amacına ulaşır ve hem dırılması gerektiği TÜBİTAK başkanı Prof. Dr. biyoteknoloji firmasının yöneticiliğini yapı- Türkiye’yi hem de katılımcıları daha parlak Yücel Altunbaşak tarafından dile getirildi. yor. Ayrıca makaleleri 4000’den fazla atıf al- bir geleceğe taşır. Bu araştırma merkezlerinde sürekli bir bilim 11
Sadi Atılgan Temiz Bir Gelecek Umudu İçin Yarıştılar TÜBİTAK’ın her yıl düzenlediği Alternatif Enerjili Araç Yarışları 2012, bu yıl 9-15 Temmuz tarihleri arasında İzmit Körfez Yarış Pisti’nde yapıldı. Bu yıl Formula G - Güneş Arabaları Yarışı’nın sekizincisi, Hidromobil - Hidrojen Enerjili Araba Yarışı’nın ise altıncısı düzenlendi. Yurdumuzun çeşitli illerindeki 40 üniversitenin 65 takımı birbirleriyle kıyasıya yarıştı. 9Temmuz günü sabahın ilk ışıklarıyla piste gel- nı yaptırıp ertesi günkü teknik kontrol için araçlarını meye başlayan takımlar kendileri için ayrılan hazırlamaya başladı. Bu yıl gözlemlediğimiz kadarıy- pit dükkânlarına, padok alanında kurulan ça- la hemen hemen tüm araçlar yarış alanına hazır gel- dırlara yerleşti. 7-8 Temmuz tarihlerindeki sağanak di. Konumu ve koşullar (çok yakınında yerleşim ala- yağış TÜBİTAK görevlilerinin fazladan çeşitli tedbir- nının olması ve gürültüye asla izin verilmemesi vb) ler almasını zorunlu kıldı. Pazartesi günü de ara ara nedeniyle pistin akşam saatlerinde terk edilmesi ge- yağan yağmurun, yerini meteoroloji verilerine göre yağışsız ve sıcak bir havaya bırakacağı öngörülse de, yarışa katılam tüm araçlara branda ve tahta palet da- ğıtıldı. Güneş arabaları pit dükkânı ve padok alanın- da kurulan çadırlarda hazırlıklarına başlarken, hid- romobil arabalar da kendilerine ayrılan korunaklı alana yerleşip bu hummalı koşuşturmaya dâhil oldu. 10 Temmuz günü akşam saatlerine kadar süren kayıtlar sonunda takım temsilcileri (takım kaptanı, pilot, akademik sorumlu ya da danışman) kayıtları- 12
>>> Bilim ve Teknik Ağustos 2012 rektiğinden, takımlar piste bitmiş ya da sa- sıralama turunun yerine iki gruplu yarı fi- ti boşalttı. Start bayrağını sallamak üzere dece son rötuşları yapılacak araçlarıyla gel- nal yarışı yapılmasını zorunlu hale getirdi. start noktasına gelen Bilim, Sanayi ve Tek- di. TÜBİTAK gerekli duyuruları haftalar TOSFED yarış direktörü Tarık Sönmez ta- noloji Bakanı Nihat Ergün yaptığı kısa ko- önce yarışlarla ilgili resmi web sayfasında rafından verilen pilot brifingi sonrası, gü- nuşmanın ardından yarışın startını verdi. yaptığından, takımlar hem araçlarını ha- neş arabaları için grupların belirleneceği TRT3 Spor kanalından naklen yayımla- zır getirmiş hem de konaklama için çevre- kura çekildi. Böylece belirlenen yirmi araç nan final yarışı büyük bir çekişmeye sah- de bulunan yurt, otel, motel, pansiyon gibi birinci grupta, on dokuz araç ikinci grup- ne oldu. Son üç yılın şampiyonu İstanbul yerlerden yerlerini çok önceden ayırtmış- ta yer aldı. Ancak birinci gruptan on do- Üniversitesi Güneş Enerjili Araç Takımı tı. TÜBİTAK da her yıl verdiği destek mik- kuz, ikinci gruptan da on sekiz araç yarı fi- (SOCRAT) şampiyonluklarına bir yenisi- tarını bu yıl konaklama ve ulaşım ihtiyaç- nale katıldı. Finalde yarışacak yirmi aracın ni daha ekledi. İkinciliği Anadolu Üniver- larını da göz önüne alarak artırmıştı. Da- belirlendiği yarı final yarışları, seyir zevki sitesi SUNATOLIA aracıyla alırken, üçün- ha önceki yıllarda yarışlara katılan takım- açısından çok heyecanlı geçti. Hidromo- cülüğü ARIBA-5 aracıyla İstanbul Teknik lar sadece bu destekten yararlanırken, on bil sıralama turları da tamamlanınca final- Üniversitesi kazandı. yeni takım bu desteğin yanı sıra yarışlara de yarışacak 20 aracın sıralaması belirlen- ilk defa katılan takımlara verilen destekten miş oldu. Artık her şey tamamlanmış, bü- Günün ikinci final yarışında yirmi hid- de yararlandı. yük finale bir günden az bir vakit kalmış- romobil araç start aldı. Güneş arabaları- tı. Takımlar ilk etabı tamamlamış olmanın nın iri ve hantal görünüşlerinin yanında 11 Temmuz günü teknik kontroller haklı gururu ve yorgunluğuyla kendile- son derece sevimli duran bu araçların ya- başladı, eksiği olan takımlar eksiklikleri- ri için ayrılan yerlere çekildi. Artık taktik- rışı sonunda, İstanbul Teknik Üniversitesi ni tamamlayıp tekrar kontrole geldi. Kont- lerin, yarış stratejilerinin belirleneceği ko- Hidrobee adlı aracıyla birinci olurken, Ga- rolden geçen takımlar kendilerine verilen nuşmalar yapıyor ve büyük yarışı düşünü- ziantep Üniversitesi Hidrofıstık adlı ara- serbest antrenman zamanlarında araçla- yorlardı. cıyla ikinci, Ankara Üniversitesi de Hidro- rını sınama, rakiplerini izleme, pisti tanı- ket-3 adlı aracıyla üçüncü oldu. ma ve buna göre taktik belirleme imkânı Final sabahı günün ilk ışıklarıyla pis- buldu. Geçen yılların aksine bu yıl go-kart te girildi. Katılımcılar bir yandan araçları- pisti henüz teknik kontrollerini yaptırma- nı yeniden gözden geçiriyor, bir yandan da mış ya da eksiği olan araçların da antren- kortej yürüyüşü için flamalarını, bayrakla- manına kontrollü olarak açıldı. Bu sayede rını hazırlıyorlardı.Bilim, Sanayi ve Tekno- takımlar teknik kontrollerden geçememiş loji Bakanı Nihat Ergün, Kocaeli valisi Er- araçlarını bile sınama imkânı buldu. can Topaca, TÜBİTAK Başkanı Prof. Dr. Yücel Altunbaşak’ın da yer aldığı protokol, Bütün bu koşuşturma sonunda, yarı fi- basın mensupları, davetliler ve teknik he- nalin ve sıralama turlarının yapılacağı 14 yet, onların ardında da hidromobil ve gü- Temmuz gününe gelindi. Bu yıl otuz do- neş arabaları kortej geçişini yaptıktan son- kuz güneş arabasının yarışa hazır olması, ra artık her şey hazırdı. Konukların ve da- vetlilerin ardından hidromobil araçları pis- 13
Temiz Bir Gelecek Umudu İçin Yarıştılar Bu yıl Güneş Arabaları kategorisinde Yarışın ardından katılımcıların tama- Yarışların ev sahipliğini üstlenen Koca- Tasarım Ödülü, tasarım aşamasında yap- mı, kazananın ve kaybedenin çok önem- eli Büyükşehir Belediyesi’ne özellikle am- tıkları sayısal ve deneysel çalışmaların ba- li olmadığı, asıl kazananın ülkemizin gele- bulans, itfaiye, temizlik, ilaçlama, asfaltla- şarısından dolayı İstanbul Teknik Üniver- ceği olduğunun bilinciyle sarılıp vedalaş- ma. hizmetleri için, Kocaeli Valiliği’ne de sitesi Güneş Arabası Ekibi’nin ARIBA-5 tı, şakalaşarak anı fotoğrafları çektirip ge- güvenlik, yurt temini gibi konularda sağ- aracına verildi. lecek sene yapılacak yarışlarda tekrar bu- ladığı destek için teşekkür ederiz. luşmak dileğiyle alandan ayrıldı. Hidromobil kategorisinde ise, İstanbul Üniversitesi Hidroist Hidromobil Araç Ta- TÜBİTAK’ın temiz ve yenilenebilir kımı, Sigma adlı araçlarının kabuk tasarı- enerji konusunda kamuoyu farkındalığı mının modellenmesinde gösterdikleri ba- yaratmak için 2005 yılında başlattığı bu et- şarılı çalışmadan dolayı En İyi Tasarım kinliğe bu yıl on takım ilk defa katıldı. On- Ödülü’ne layık görüldü. lara aramıza hoşgeldiniz diyoruz. Sportmen davranışları, disiplinli çalış- maları ve diğer takımlara yaptıkları tek- nik yardımlardan ötürü Hava Harp Oku- lu Anka Güneş Arabası Ekibi Kurul Özel Ödülü’ne layık görüldü. İkinci Kurul Özel Ödülü ise özverili ça- lışmaları ve gösterdikleri yardımlaşmadan dolayı Karabük, Gazi, İstanbul Aydın ve Kırıkkale üniversitesilerinin güneş enerjili araç takımları arasında paylaştırıldı. Dereceye giren yarışmacılara ödülle- ri, Bilim, Sanayi ve Teknoloji Bakanı Ni- hat Ergün, Kocaeli Valisi Ercan Topaca ve TÜBİTAK Başkanı Yücel Altunbaşak tara- fından verildi. 14
<<< Bilim ve Teknik Ağustos 2012 Yarışları TRT3 Spor kanalından yayımlayan TRT’ye Fotoğraflar ve emeği geçen teknik ekibe; hidromobil araçlara üc- Emin Can Ayverdi, retsiz yakıt, kuru buz ve teknik destek veren, öğren- Şevket Tavşan, cilere günde bir öğün ve final günü kumanya olmak Zerrin Tavşan, üzere beş gün ücretsiz tabldot yemek sağlayan Lin- Nilüfer Atılgan de Gaz A.Ş’ye; günlük su ihtiyacını ücretsiz karşılayan Derince Belediyesi Çenesuyu’na çok teşekkür ederiz. Ayrıca bize ev sahipliği yapan başta pist ve TOS- FED yetkilisi Murat Kaya olmak üzere, tüm İzmit Körfez Pisti personeline teşekkür ederiz. TOSFED Fe- derasyon başkanı Mümtaz Tahincioğlu’na, TOSFED yarış direktörü Tarık Sönmez’e ve emeği geçen tüm yetkililere, gözetmenlere, hakem heyetine ve jüri üye- lerine de teşekkür ederiz. 15
Ctrl+Alt+Del Levent Daşkıran Ağustos Ayında Linux Dağıtımlarına 31 Tane Daha Eklenecek Linux sürümlerini takip etmek için distro- dağıtımlar ve yaşı ilerlemiş kullanıcıların ko- rinden farklı özelliklere sahip olmakla birlik- watch.com adresini ziyaret edenler, açık kay- lay kullanımı için tasarlanmış özel Linux sürü- te işletim sistemi tanımını da tamamen yeri- nak kodlu özgür işletim sistemi olarak bilinen mü gibi fikirler yer alıyor. Robinson ayrıca or- ne getireceğini söylüyor. Bunlar kullanıcı ara- Linux’un aralarında Pardus’un da olduğu, bir- taya koyacağı her bir Linux dağıtımının birbi- yüzüne sahip bir masaüstü, internet bağlan- birinden farklı amaçlara ve kullanım biçimle- tısı, uygulama indirmeye ve kaldırmaya ola- rine yönelik ne kadar çok dağıtımı olduğu- Todd Robinson adlı programcı, açık kaynak kodlu işletim sistemi nak veren arayüz paket yönetimi, işletim sis- nun farkındadır. İşte bu çeşitlilik, Todd Robin- geliştirmenin ne kadar kolay ve verimli olduğunu teminin ve uygulamaların güncellenebilme- son adlı bir programcının çabalarıyla Ağustos göstermek için Ağustos ayı boyunca her gün bir Linux si ve son olarak kaynak kodlarının serbestçe ayında daha da artacağa benziyor. Açık kay- dağıtımı hazırlamayı planlıyor. dağıtılması ve geliştirmeye açık olması. nak kodunun ve açık bilginin avantajını gös- termek amacıyla ilginç bir projeye imza at- Ben bu haberi yayına hazırlarken, Robin- maya hazırlanan Robinson, Ağustos ayı bo- son blogunda şu anki en büyük ihtiyacının yunca sadece kendi çabalarıyla ve başka hiç yayımlayacağı Linux dağıtımlarını barındıra- kimseden yardım almadan takvimin her bir cak web alanları bulmak olduğunu söylüyor- günü için ayrı bir amaca yönelik farklı bir Li- du. O işi de çözebilirse hazırladığı Linux dağı- nux sürümü derleyeceğini açıklamış. tımlarını tek tek indirip bilgisayarınıza kura- bileceksiniz. Detayları ve projenin gelişimini Robinson’un dağıtım planları arasında webpath.net/blog/1 adresinden takip ede- ofis ve eğlence odaklı sürümler, tek kullanı- bilirsiniz. cılı minimalist arayüz yaklaşımları, OLPC ve Raspberry Pi gibi özel cihazları hedefleyen Cep Telefonlarında Megapiksel Çıtası 12’den 41’e Yükseldi 2000’li yılların başlarında dijital fotoğraf makinelerinin yaygınlaş- toğraftaki her bir piksel aslında 7 pikselin sahip olduğu değerlerin or- masıyla patlak veren megapiksel savaşları, son zamanlarda çoğu fo- talaması alınarak hesaplanıyor. Böylece toplamda daha doğru bir pik- toğraf makinesi ve cep telefonunun 8-12 megapiksel civarına otur- sele, dolayısıyla daha net bir görüntüye ulaşılıyor. masıyla bir süredir durulmuşa benziyordu. Ancak bu konuda ilginç ba- zı gelişmeler var. Nokia, bu yılın başlarında düzenlenen Dünya GSMA Nokia’nın açıklamasına göre şirket bu teknolojiyi ortaya koyarken Kongresi kapsamında ilk duyurusunu yaptığı 41 megapiksellik görün- devasa uydu görüntüleme sistemlerinde kullanılan prensiplerden tü algılayıcısına sahip Pureview adını verdiği kamera teknolojisini, yeni esinlenmiş ve bu tekniği cep telefonuna sığdırmak için tam 5 yıl uğraş- Nokia 808 Pureview modelinde kullanmaya başladığını duyurdu. mış. Tek kusuru bunu Symbian tabanlı bir telefona yerleştirmiş olma- sı. Sonuç? Dünyanın en iyi fotoğraf ve video çeken cep telefonu. Tabi- i şimdilik. Detayları ve teknolojinin nasıl çalıştığına dair bilgileri www. nokia.com/global/products/pureview adresinde bulabilirsiniz Nokia’nın Pureview adını verdiği görüntüleme teknolojisinde 41 megapiksellik dev görüntü algılayıcı kadar, bu algılayıcıdan gelen bilgilerin işlenmesi için kullanılan teknik de dikkat çekici. Bahsi geçen sayı bugün bırakın cep telefonlarını, profesyonel fo- toğraf makinelerinde bile rastlayamayacağınız ölçekte bir çözünürlük. Ancak burada daha da ilginç olan şey, aygıtın bu pikselleri nasıl kul- landığı. Öncelikle dilerseniz bu cihazla 4:3 ölçeğinde efektif 38 mega- piksel (7152x5368) veya 16:9 ölçeğinde 34 megapiksel (7728x4354) fo- toğraf çekebiliyorsunuz (aradaki farklar kadrajın algılayıcıya tam olarak oturmamasından kaynaklanıyor). Ancak bunun yerine 2-8 megapiksel arası bir fotoğraf çekmeye karar verirseniz aygıt şöyle bir yol izliyor: Ön- ce fotoğrafı tam çözünürlükte çekiyor. Daha sonra fotoğrafı küçültür- ken, birleştirmesi gereken piksellerin renk ve ışık değerlerini toplaya- rak ortalamasını alıyor ve oluşturacağı yeni pikseli bu ortalamaya gö- re şekillendiriyor. Örneğin 5 megapiksellik bir fotoğraf çektiğinizde, fo- 16
Bilim ve Teknik Ağustos 2012 [email protected] Web Sunucuları 1 Saniyelik Zaman Farkını Kaldıramadı 1950’lerde atom saatlerinin ortaya çıkışı- Şimdi gelelim işin eğlenceli kısmına. Uy- yapıların da bulunduğu çoğu web servisi eri- na kadar Dünya’nın hep aynı hızda döndüğü- gulamanın ilk olarak hayata geçtiği 1972’den şim sorunu yaşarken, sorun sistem yöneticile- nü sanıyorduk. Meğer öyle değilmiş. Bugün bugüne kadar 25 kez gündeme gelen artık sa- ri durumu fark edip sunucuları yeniden başla- biliyoruz ki jeolojik hareketler, iklim farklılık- niye ekleme uygulamasının en yenisi 30 Hazi- tana kadar devam etmiş. ları gibi nedenlerle Dünya’nın dönüş hızında ran 2012 Cumartesi gününü 1 Temmuz 2012 zaman zaman ufak farklılıklar oluşuyor. Bu da Pazar gününe bağlayan gece yaşandı. UTC, Bu ilginç konuya dair detaylı bilgiyi www. bir yıl olarak tanımladığımız zaman ölçeğin- IERS’den gelen uyarıyla saatler 23:59:59’u wired.com/wiredenterprise/2012/07/leap- de, saniye ölçeğinde sapmalar doğuruyor. gösterdikten sonra zamana bir saniye ekleye- second-glitch-explained adresindeki maka- rek saatini 23:59:60 olarak ayarladı ve takvimi lede bulabilirsiniz. 4 yılda bir takvime eklediğimiz 29 Şubat de 1 saniye için 30 Haziran’da bıraktı. haricinde gözle görülmeyen bu bir saniye- Haziran ayı sonunda yaşanan olay gösterdi ki dünya genelindeki lik sapmaların algılanması ve düzeltilmesi işi- Ancak dünya genelinde çoktan 1 sistemlerin çökmesi için bir saniye yetiyor da artıyor bile. ni Uluslararası Dünya Dönüşü ve Referans Sis- Temmuz’a geçmiş olan saatler, UTC’nin halen temleri Servisi (IERS) üstleniyor. Bu sapmala- 30 Haziran’ı gösterdiğini görünce “Leap Se- rın ne zaman gündeme geleceği belli olmadığı için, IERS 6 ay önce- cond Bug” adı verilen bir karmaşa- den yıl içinde saniye ayarlaması ya- nın içine düştü. Sonuç? Bundan bir- pılıp yapılmayacağına karar veriyor. kaç ay önce konuya dair yayımla- Dünya genelindeki tüm sistemlerin referans nan güncellemeyi ihmal eden çok aldığı Koordinasyonlu Evrensel Saat (UTC) de sayıda Linux tabanlı web sunucusunun bu so- zamanını buna göre ayarlıyor. run nedeniyle hizmet dışı kaldığı söyleniyor. Aralarında Reddit, Gawker, Mozilla gibi büyük Tablet Kullanan Yakıttan Tasarruf Ediyor Bugüne kadar tabletlerin birçok iş becer- neden bu işi tabletlerle çözmüyoruz” gibi sun her sınıftaki yolculara uçağa bindiklerin- diğine şahit olmuştuk, ancak yakıt tasarrufu- bir fikre kapılmış. Bu iş için önce uçak içi eğ- de kabin içi eğlence sistemi olarak birer tab- na da katkıda bulunduklarını daha yeni öğ- lence sistemlerinin kullanımına yönelik ola- let dağıtmaya başlamışlar. reniyoruz. Olayın gelişimi şöyle: Avustralya rak Qstreaming adını verdikleri bir teknik ge- havayolu şirketi Qantas, diğer havayolları gi- liştirmişler. Daha sonra da tabletlerin bu sis- bi uçak içi eğlence sistemlerinde koltuk arka- teme bağlanmasını sağlamışlar ve son ola- sına monte edilen ekranları kullanırken “Biz rak da uçaktaki ekonomi olsun, business ol- tsUbtaaiuçssbatlauelkermnlrtauullerfeydruorianinrnkmaaiindelumğayş.elakersaniınt,ckieyıadkaıt Yolcular, kendilerine dağıtılan tabletler sa- yesinde yolculukları boyunca toplamı 200 sa- ati bulan eğlence programları arasından dile- diklerini seçip izleyebiliyor. Qantas’ın bu işten kazancı, toplam ağırlığı 2 tonu bulan koltuk ar- kası eğlence sistemlerine artık ihtiyaç duyma- ması. Karşılığında dağıtılan tabletlerin toplam ağırlığı ise 200 kilo civarında. Bunu yaklaşık olarak uçağın kargo bölümünden iki adet oto- mobil eksiltmeye benzetebilirsiniz. Bu da do- ğal olarak uçuş sırasında yakıt tasarrufunun yo- lunu açıyor. Detayları bit.ly/qantastablet adre- sinde bulabilirsiniz. 17
Levent Daşkıran Microsoft Tek Bir İşletim Sistemiyle Tüm Cihazlara Dokunabilecek mi? Son zamanlarda tabletler ve akıllı telefonlar gibi dokunmatik cihazların tüketiciler arasında giderek yaygınlaşması, bilişim endüstrisindeki en önemli gelişmelerden biri olarak kabul ediliyor. 1995 yılında neredeyse sadece masaüstü sistemlerden oluşan bir dünya için tasarladığıWindows 95 işletim sistemi arayüzünün temel prensiplerini Windows 7’ye kadar korumaya devam eden Microsoft ise, bu yeni dünyaya uyum sağlayabilmek içinWindows 8 ile birlikte büyük bir değişimin eşiğinde. Acaba Microsoft on yıllardır bilgisayar kullanıcılarının artık neredeyse genlerine işlemiş bir kullanım biçimini yeniden yorumlama riskini avantaja çevirebilecek mi? WindowsWeb Servisleri Microsoft’un 1993’ten beri Kuzey Ameri- Windows 8’e uzun zamandır aşina olmakla birlik- BaşkanYardımcısı Antonie Leblond ka, Avrupa, Afrika, Hindistan, Avustral- te, burada bu yeni işletim sistemine daha da yakından ya, Orta Doğu ve Latin Amerika gibi bir- bakma, beraberinde getirdiği köklü değişimin ardın- çok farklı bölgede gerçekleştirdiği TechEd etkinliği- daki stratejiyi etraflıca öğrenme fırsatı yakaladık. Sü- nin Avrupa ayağı, bu yıl 26-29 Haziran tarihlerinde rüm hayli önemli, çünkü yeni bir Windows sürümü Amsterdam’da gerçekleştirildi. Bu yılki Avrupa Tec- olmanın ötesinde dokunmatik kullanıma yönelik iyi- hEd etkinliğinin odağında da bulut odaklı çözümler leştirmeler içeriyor, cep telefonlarından akıllı televiz- ve Microsoft’un sonbaharda piyasaya sürmeye hazır- yonlara kadar her türlü cihaza yönelik kullanım biçim- landığı Windows 8 işletim sistemi yer alıyordu. lerini de ortak bir paydada buluşturmayı hedefliyor. Windows 8, yaklaşık 1 yıldır ön sürümleriyle ta- Bu kadar büyük bir değişimin sebebi ne? kip ettiğimiz bir işletim sistemi. Hatta Microsoft bir Etkinlikte öncelikle Windows Web Servisleri Baş- süredir işletim sisteminin “release preview” sürü- kan Yardımcısı Antonie Leblond’u dinledik. Leb- münü windows.microsoft.com/en-US/windows-8/ lond, “Windows 7 harika bir işletim sistemi” diye- download indirip bilgisayarınıza kurmanıza da izin rek söze başladı. “Bugüne kadar 600 milyondan faz- veriyor. la Windows 7 lisansı sattık. Yaptığımız işten hem bi- zim, hem kullanıcıların ne kadar memnun olduğu- nu anlatamam.” Peki madem işler bu kadar iyi gidiyordu, Mic- rosoft neden Windows 8 ile tamamen yenilenmiş bir arayüze ve kullanıcı deneyimine odaklanma yolunu seçti? “Çünkü günümüzde gelinen noktada yeni bir şey- ler yapmamız gerekiyordu” dedi Leblond. “Windows işletim sisteminin arayüzünde hâlâ Windows 95’ten gelen öğeleri kullanıyoruz. Kullanım hissine ve kul- lanım biçimine baktığınızda o günden bugüne nere- deyse hiçbir fark yok. Oysa biz o işletim sistemini or- taya koyarken ortalıkta sadece masaüstü bilgisayar- lar vardı. Bırakın tabletleri veya akıllı telefonları, di- züstü bilgisayarlar bile sadece ayrıcalıklı bir kesimin sahip olabildiği bir lüksten ibaretti.” Dolayısıyla Microsoft, “PC sonrası dönem” olarak adlandırdığımız PC harici akıllı cihazların her geçen gün etkisini daha da artırdığı bir dünyada yeni işle- tim istemini tüm cihazları kapsayacak biçimde tasar- 18
>>> Bilim ve Teknik Ağustos 2012 layarak son derece cesur bir adım atmaya Kısacası Microsoft, Windows 8 ile küçülüp ekranın kenarına yerleşiyor. Uy- hazırlanıyor. Windows ekosistemine alışmış olan kulla- gulamayı dış çerçeveden başlayarak yuka- nıcıların neredeyse 20 yıllık ezberini boz- rıdan aşağıya sürüklüyorsunuz, uygulama Onlarca yıldır kullandığınız simgeleri, maya hazırlanıyor. kapanıyor. masaüstü görünümünü, hatta “Başlat” tu- şunu bir kenara bırakacak ve yepyeni bir Sistemin kalbindeki Metro arayüzü Aynı şeyleri fareyle yapmak isterseniz, şeylere alışmak zorunda kalacaksınız. Hem büyük hem de üzerindeki bilgi- harekete ekranın köşelerinden başlıyor- nin uygulamanın amacına göre periyodik sunuz. Örneğin fareyi sağ alt köşeye ge- “20 yıllık alışkanlıkların sonu gelme- olarak değişebildiği renkli ve “yaşayan” tirdiğinizde ana menü açılıyor. Sol tuşa liydi” simgeler, büyük etkileşim alanları, akıcı tıkladığınızda altta uygulama özellikle- bir arayüz Windows 8’in temelini oluştu- ri karşınıza geliyor. Uzaklaşma ve yakın- Birçok kişi, bu ölçüde büyük bir değişi- ruyor. laşma gibi fonksiyonları da fare tekerle- min bilgisayar kullanıcılarının kemikleş- Microsoft’un ortaya koyduğu ve Met- ği üstleniyor. miş kullanım alışkanlıklarından dolayı di- ro adını verdiği bu arayüz aslında sadece rençle karşılaşacağını düşünüyor. İnternet bilgisayarlar için değil, cep telefonundan TechEd etkinliğinde biraz da Windows üzerindeki yorumlara baktığınızda “Start akıllı televizyona kadar aklınıza gelebile- 8 Metro arayüzünün uygulamalar için tuşunu aradım bulamadım, 5 dakika son- cek her cihaz için ortak bir kullanıcı de- sunduğu yeni fırsatlardan bahsedildi. He- ra kapattım eski sisteme döndüm” gibi yo- neyimi sunmayı vaat ediyor. Sadece gö- nüz uygulamayı açmadan kullanıcıya bilgi rumlarda bulunanlar çok. ze hoş görünmek veya hızlı tepki vermek taşıyan şu “yaşayan simgeler” konusu çok için değil, sahip olduğunuz her türlü ciha- ilginç örneğin. Artık uygulamanın fonksi- Aslında haksız da sayılmazlar. Ne za- za anında erişim sağlayabilmek için kur- yonu haricinde, Metro arayüzündeki gö- gulanmış bir arayüz. Microsoft, Metro sa- rüntüsü de bir etkileşim ve çekim noktası Microsoft, Windows 8 işletim sisteminde hem dokunmatik yesinde bu zor işi gayet güzel becermiş gi- haline dönüşecek. Haber uygulamasının hem de klavye ve fareyle kullanımı destekliyor. bi görünüyor. simgesi üzerinde en son haber başlıkları Tabii bu eski alışkanlıkların tamamen ve görselleri, müzik uygulamasında yeni man ki insanlara uzun zamandır sundu- geride bırakıldığı anlamına gelmiyor. albümler, fotoğraf albümünde en son ek- ğunuz ürün ve hizmetleri bir anda alıştık- Windows 8 açıldığı anda karşınızda yer lenen fotoğraflar, kurumsal uygulamalar- larından çok daha farklı bir şekilde sun- alan simgelerden biri “Desktop” adını ta- da kazanılan yeni müşteri sayısının anlık maya başlıyorsunuz, değişim olumlu yön- şıyor. Bu simgeye bastığınızda özlediğiniz raporu, okunmayı bekleyen mesaj sayısı, de bile olsa, önemli oranda kullanıcı deği- eski görünüme anında dönebiliyorsunuz. aklınıza ne gelirse... şime karşı direnç gösteriyor. Windows 8 arayüzünde hareketler ge- nellikle ekran çerçevesinin dışından başlı- Windows 8 geliştirici platformu yö- Ama Microsoft’a göre bu noktada alı- yor ve çerçevenin içine girerek sonlanıyor. neticilerinden Ian LeGrow’un anlattığı- nan risk boşuna değil. “1995’te tüm bil- Mesela sol taraftan içeri doğru bir çizgi na göre uygulamaları yeni arayüze uyar- gisayarlar masaüstü bilgisayarken, bugün çekiyorsunuz, açık uygulamalar arasında lamak da son derece kolay olacak. Hat- satılan bilgisayarların yüzde 60’ı dizüs- anında geçiş oluyor. Yukarıdan gelip sa- ta LeGrow toplantı sırasında Visual Basic tü” diyor Leblond. “Bundan 5 yıl önce do- ğa veya sola bir L çiziyorsunuz, uygulama derleyicisini açarak bir uygulamayı yarım kunmatik ekranlı cihazların sayısı bir elin saat içinde Metro arayüzüne uygun hale parmaklarını geçmezken, bugün fiziksel getirdi. klavye kullanan cihazların sayısı yok de- necek kadar az. Bu da üzerimize yeni yük- Windows 8’in açılışta beliren Metro arayüzü. Eğer eski görünüme dönmek isterseniz üzerinde“Desktop”yazan simgeye tıklamanız yeterli. ler bindirdi. Taşınabilir cihazlar için güç kullanımını iyileştirmek zorundaydık, do- kunmatik kullanıma uyum sağlamak zo- rundaydık, mobil çalışma anlayışını geliş- tirmek zorundaydık. Üstelik tüm bunla- rı, sanki düşüncelerinizin bir uzantısıymış gibi kolayca kullanabileceğiniz ve anında tepki verebilen bir arayüz eşliğinde sun- mak zorundaydık. Windows 8, bu çabala- rın bir sonucudur.” 19
Microsoft Tek Bir İşletim Sistemiyle Tüm Cihazlara Dokunabilecek mi? Windows 8 üzerinde yer alan yaşayan simgeler, uygulamayı çalıştırmaya gerek kalmadan kullanıcıyı bilgilendirme görevini üstleniyor. Windows 8 için uygulama geliştirme- yi düşünenler dev.windows.com adre- Windows 8’in öne çıkan özellikleri Internet Explorer 10: Windows 8 sinde detaylı bilgi bulabilir. ile gelen Internet Explorer’in yeni Windows to Go: Artık Windows işletim sürümünde geliştirilmiş CSS3, HTML5 8 saniyede açılan Windows sistemini ve uygulamalarınızı USB desteği ve donanım hızlandırma Daha sonra Windows 8 program yö- belleklere aktarabileceksiniz. Daha sonra gibi özellikler yer alıyor. neticilerinden Bill Karagounis sahne- dilediğiniz bir bilgisayarda çalışmaya ye çıktı ve tüm bu gelişmelerin ardında- devam etmek için hazırladığınız USB’yi Hızlı açılış: Windows 8 ile gelen yeni ki görünmeyen kısımlardan, yani perfor- bilgisayara takarak bilgisayarın USB’den Protogon dosya sistemi sayesinde mans iyileştirmelerinden ve güvenlikten açılmasını sağlamanız yeterli. sistemin açılma hızı önceki sürümlere bahsetti. göre çok büyük oranda iyileştirilmiş. Karagounis, Windows 8 işletim siste- minde virüsten koruma sistemlerinin ar- Windows Store: Artık Windows Sürekli açık uygulamalar: Uygulamalar tık “doğuştan” itibaren ve gerçek zaman- içinde tıpkı akıllı telefonlardaki mobil artık tamamen kapanmak yerine lı olarak bulunduğunu söyleyerek söze uygulama dükkânları gibi Windows Store mobil cihazlarda olduğu gibi uyku başladı. Bununla ilgili de bazı deneme- uygulaması yer alacak. Buradan yeni durumuna geçecek. Bu sayede ler yaptı. Örneğin virüslü USB’yi siste- uygulamaları doğrudan seçebilecek, uygulamayı yeniden çalıştırdığınızda me taktı, bilgisayar anında “yanlış giden satın alabilecek ve yükleyebileceksiniz. bekleme süreniz en aza inecek. bir şeyler var” diyerek virüsü etkisiz ha- le getirdi. Yine açılış dosyalarını değişti- Metro arayüzü: Microsoft tarafından Düşük bellek kullanımı: Windows 8 ren başka bir virüslü sistemi bu kez sis- sadece masaüstü ve dizüstü bilgisayarlar kaynak kullanımındaki iyileştirmeler tem çalışırken yerleştirdi ve sistemi ye- için değil, tablet ve akıllı telefon gibi sayesinde 300 MB altında belleğe niden başlattı. Sistem başlama noktasın- dokunmatik kullanıma odaklı ürünler sahip cihazlarda bile çalışabilecek. da kendini tamire aldı ve virüsün yaptı- için de özel olarak geliştirilen bu arayüz, ğı değişikliklerin uygulamaya geçmesini yeni işletim sisteminin görünürdeki Platform çeşitliliği: Windows 8 masaüstü engelledi. en büyük değişimini simgeliyor. bilgisayarlardan akıllı televizyonlara Windows 8’in mevcut güvenlik özel- kadar her platformda karşımıza çıkacak. liklerinin yanı sıra performans konu- Artırılmış güvenlik: Microsoft’un sunda getirdiklerini, itiraf etmek gere- ürettiği antivirüs ve casus önleme ARM işlemci desteği: Windows 8 kirse şaşkınlık içinde seyrettik. Örneğin yazılımları artık kutudan çıktığı anda sadece x64 mimarisine değil ARM mobil üzerinde deneme yaptıkları bir Ultrabo- Windows 8’in bir parçası olacak. işlemcilere yönelik sürümlerle de gelecek. ok modelinde Windows 8’in açılıştan iti- baren sadece 8 saniyede kullanılabilir ha- le geldiğini gözlerimizle görmek hayli şa- şırtıcıydı. Üstelik burada sistemin uyan- masından değil, sıfırdan açılmasından bahsediyoruz. Arka planda yer alan ilginç bir özel- lik de bilgisayarını elden çıkarmak veya ilk alındığı günkü haline döndürmek is- teyenler için sunulan seçenekler. Bu ye- ni özellikler sayesinde dilerseniz PC’yi ilk günkü haline döndürebiliyor veya dis- kindeki verileri tamamen geri getirile- meyecek şekilde silerek bir sonraki sahi- bi için hazır hale getirebiliyorsunuz. Tıp- kı cep telefonlarındaki sıfırlamak veya fabrika ayarlarına döndürmek gibi. Sizin anlayacağınız elinizde CD’lerle Windows’a format atmaya çalışmak artık tarihe karışıyor. 20
Windows 8 ile birlikte piyasaya çıkacak olan Microsoft Surface Tablet, <<< Bilim ve Teknik Ağustos 2012 aynı zamanda Microsoft’un kendi markasını taşıyan ilk bilgisayarı. Bundan sonra ne olacağı ise kullanıcıların terci- hiyle ilgili. Ben bu satırları yazarken Microsoft’un Profesyonel bilişim Çalışma ortamınızı USB’de taşıyacaksınız tarihinde ilk kez zarar ettiğine dair haberler ortalık- yazarlığı kariyerine 2000 Bu noktada bir diğer ilginç özellik de “Windows ta dolaşmaya başlamıştı. Şirket dokunmatik taban- yılında PC Magazine to Go” adı verilen özellik. Bu özellik sayesinde Win- lı akıllı cihazların etrafında şekilleneceği belli olan Türkiye dergisinde editör dows 8 çalışma ortamınızı bir USB belleğe aktarıyor- yakın gelecekteki yerini almak için atması gereken olarak başlayan Levent sunuz. Daha sonra bu USB belleği bir başka sisteme adımlarda biraz geç kalmış olsa da, yapılan hazırlık Daşkıran, aralarında çok takıp sisteme “USB belleği kullanarak açıl” komutu sırasında verilen vaatler tutulmuş gibi görünüyor. sayıda dergi ve günlük verdiğinizde, sistem en son bıraktığınız haliyle kar- Özellikle de şirketin yine sonbaharda piyasa- gazetenin de yer aldığı şınıza dikiliyor. ya sürmeye hazırlandığı Microsoft Surface tabletin birçok yayına makale, Üstelik bu sanal bir ortam değil. USB’yi taktı- başarısına bağlı olarak, mobil pazarda durum bir derleme ve çevirileriyle ğınız bilgisayarın ağ donanımını, işlemcisini, gra- anda değişmeye başlayabilir. Bilgisayar ve özellikle katkıda bulundu. 2001’den fik kartını kullanıyor. Bir tek diske dokunmuyor, de Ultrabook üreticileri de yeni nesil sistemleri do- beri Bilim ve Teknik ve o da kullanmakta olduğunuz mobil sistemle yerel kunmatik kullanıma uygun hale getirmek için yeni Bilim Çocuk dergilerine sistem arasında dosya alışverişi olmaması için gü- tasarımlar üzerinde çalışmaya devam ediyor. Kul- yazılarıyla düzenli venliğe dair bir önlem. Dilerseniz burada yaptığı- lanıcıların bu yenilikleri ne ölçüde kabulleneceğini olarak katkıda bulunan nız tüm değişikliklerin bulut servisleri üzerinden bekleyip göreceğiz. Daşkıran, İnterpromedya ana sisteminizle senkronizasyonunu da sağlayabi- bünyesindeki BTnet.com. liyorsunuz. Windows Metro arayüzü, Windows Phone 7 işletim sistemiyle tr web sitesinde Yayın İşin en ilginci de bir nedenle USB belleği çıkardı- birlikte bir süredir hâlihazırda akıllı telefonlarda kullanılıyor. Yöneticisi olarak görev ğınızda ekrandaki sürecin donması ve belleği taktı- yapıyor. ğınızda aynen devam etmesi. Bunu da meraklı biri çıkarıp bakarsa veya çocuklar oynarken belleği çe- kerse iş güç berbat olmasın diye düşünmüşler. 60 saniye içinde belleği geri takarsanız aynen çalış- maya devam ediyorsunuz. 60 saniyeyi geçerseniz, sistem geri dönmeyeceğinizi düşünerek güvenlik amacıyla kendini otomatik olarak kapatıyor. Acaba kullanıcı uyum sağlayabilecek mi? Bu yılın sonbahar aylarında piyasaya çıkması bek- lenen Windows 8 ile ilgili olarak TechEd’den derledi- ğimiz izlenimleri bu şekilde özetlemek mümkün. Ta- bii bunlar en çok görünen yenilikler, elbette ki bunla- rın haricinde birçok irili ufaklı yenilik de işletim sis- temiyle birlikte gelecektir. 21
Can Kozçaz * Öznur Mete ** Gökhan Ünel *** * Dr., Kuramsal Fizikçi, CERN ** Dr., Hızlandırıcı Fizikçisi, CERN Yeni bir parçacık bulmak***Dr.,DeneyselFizikçi,UCIrvine Cenevre deyince aklınıza CERN, Büyük Hadron Çarpıştırıcısı ve 4 Temmuz 2012 günü yapılan açıklamalar yerine çikolata, saat ve bankacılık mı geliyor? O zaman bu yazıyı okumalısınız! Yoksa aklınıza Higgs Bozonu mu geliyor? O zaman bu yazıyı mutlaka okumalısınız! Gelin yeni bir bozonun keşfi ile sonuçlanan bu macerayı birlikte yaşayalım. ATLAS’ın 2012’de kaydettiği bir olay. Maddenin Yapısı bölünemez, yani temel parçacık oldukları düşünü- Higgs bozonu olduğu düşünülen lüyordu. Ancak 20. yüzyılın başında, atomların te- yeni parçacığın dört müona Etrafımızda gördüğümüz maddenin nelerden mel parçacık olmadığı, içinde proton ve nötronla- bozunduğu etkileşimi gösteriyor. oluştuğu çok eski çağlardan beri insanların kafa- rın bulunduğu çekirdeklerden ve bunların etrafın- Kırmızı çizgiler ile müonların sını kurcalamıştır. Bir parça tahtayı ikiye böldüğü- daki elektronlardan oluştuğu anlaşıldı. Hızlandırıcı izledikleri yollar gösterilmiştir. müzde elde ettiğimiz yine aynı, ama daha küçük teknolojilerindeki gelişmelerin bir sonucu olarak, tahta parçalarıdır. Maddeyi nereye kadar bölebili- proton ve nötronlar ile yapılan deneyler bu par- riz sorusu belki felsefe kadar eskidir. MÖ 5. yüzyıl- çacıkların da bir iç yapısı olduğunu ortaya koydu. da düşünür Demokritos, “bölünemez” sözcüğünün 20. yüzyılın ortalarında yapılan bu deneyler, pro- eski Yunanca karşılığı olan “ἀtomos” kavramını or- ton ve nötronların kuarklardan ve kuarklarla etki- taya atarak, tahtayı ancak atomlarına kadar böle- leşerek hepsini bir arada tutan gluonlardan mey- bileceğimizi iddia etti. 20. yüzyıla kadar atomların dana geldiğini öne süren kuramın (kuantum renk dinamiği kuramı) doğmasını sağladı. Kozmik ışın- Kütle ve Enerji larla yapılan deney ve gözlemler, kuark modelinin bu ışınların atmosferle etkileşmesi sonucunda or- Var olan her parçacık kütleli midir? Hayır. taya çıkan parçacıkların iç yapısını da açıklayabil- Örneğin foton, yani ışık enerji olarak vardır, ama diğini gösterdi. durağan kütlesi yoktur. Einstein’ın denklemini da- ha açık yazarsak E2 =p2c2 +m2c4 bir cismin enerjisi Standart “Bir” Modele Doğru durağan kütlesinden ve momentumundan (hızın- dan) gelir. Foton ve gluon için kütle sıfırdır, ama Bu çalışmalara paralel olarak, nötronların ve enerji sıfırdan büyüktür. radyoaktif atomların bozunmasını açıklamak üze- re oluşturulan “zayıf etkileşim kuramı” ortaya atıl- dı. Bu kuram, gluonlar dışında, kuarklarla etkileşen W ve Z adı verilen başka parçacıklar olduğunu ön- görüyordu. W ve Z parçacıkları CERN’de yapılan UA1 ve UA2 deneylerinde 1983 yılında gözlemlen- di. Bu ölçümler 1984 Fizik Nobel Ödülü’nü getirdi. Bu parçacıkların elektronlarla ve onların nere- deyse kütlesiz “kardeşleri” olan nötrinolarla da et- kileştiği deneysel olarak kanıtlandı. Bu kuram gün- lük yaşamdan tanıdık gelen elektromanyetizma ku- ramı ile benzerlik gösterdiği için, bu iki farklı etki- leşme “elektrozayıf kuram” adı altında birleştirildi. Deney sonuçları W ve Z parçacıklarının var oldu- ğunu, ancak fotonlardan farklı olarak kütleli olduk- larını gösterdi. 22
>>> Bilim ve Teknik Ağustos 2012 Kütle Sorunu ve Çözümü Ancak maddenin kütlesinin tamamın- şan fizikçiler Higgs parçacığının kütle- dan Higgs mekanizmasını sorumlu tut- sinin 156-177 GeV arasında olması ge- Kuantum renk dinamiği ve elektrozayıf mak haksızlık olur. Protonun ve nötro- rektiğini öngördü. Daha sonra LEP’te ve kuram, şimdiye kadar yapılmış deney so- nun dolayısıyla atomların dolayısıyla da Tevatron’da yapılan hassas ölçümlerin bir- nuçlarını başarıyla açıklayan ve “Standart bizim kütlemizin ancak %1’i Higgs parça- leştirilmesi ile Higgs parçacığının kütlesi- Model” denilen bir model altında Glas- cığından gelir, kalan % 99’undan kuantum nin 161 GeV’den küçük olması gerektiğin- how, Salam ve Weinberg tarafından bir- renk dinamiği sorumludur. de karar birliğine varıldı. leştirildi. Bu model, gözlemlediğimiz yüz- lerce bileşik parçacığın iç yapısını, 6 ta- Macera Başlıyor - Bozonlar ve Fermiyonlar ne kuark (sağdaki resim, alt iki sıra), ve Keşif Işıldakları Parçacıklar iki sınıfa ayrılabilir: Birbi- elektronun da aralarında bulunduğu 6 ta- ri ile aynı kuantum durumunda olabi- ne lepton (sağdaki resim, üst iki sıra) adı Deneysel parçacık fiziği Einstein’ın ün- lenler ve olamayanlar. İlk duruma Bose verilen toplam 12 fermiyon ile açıklar. Yi- lü E=mc2 (yani kütle ve enerji birbirine ve Einstein’in hesaplarından dolayı bo- ne aynı modele göre, fermiyonların ara- dönüşebilir) denklemine uygun olarak, zon, ikinci duruma da Fermi ve Dirac’ın sındaki etkileşmeler kuvvet taşıyıcı 4 bo- yüksek enerjili parçacıkları çarpıştırıp açı- hesaplarından dolayı fermiyon adı ve- zon (soldaki resim) aracılığı ile gerçekle- ğa çıkan enerjiden yeni parçacıklar üret- rilir. Madde parçacıkları fermiyon, kuv- şir. Elimizdeki bilgiler bu 16 parçacığın te- meyi temel alır. Hızlandırıcılar, gittikçe vet taşıyıcı parçacıklar ise bozondur. mel olduğunu, yani iç yapılarının olmadı- artan yüksek enerjilerde parçacık demet- Lazer kavramı da bozon olan fotonla- ğını gösteriyor. Standart Model’in en ba- leri üreterek, keşiflere giden yolu aydınla- rın aynı kuantum durumuna birikebil- sit haline göre, temel parçacıkların kütle- tan ışıldaklardır. mesi sayesinde mümkün olmuştur. Kuvvet taşıyıcılar si yoktur. Ama bu önerme Bir Türlü Mutlu Sona Doğru doğru olsaydı, elektronun Bulunamayan Parçacık ve kuarkların kütlesi ol- CERN’deki, Büyük Hadron Çarpış- maz, atomlar oluşamaz- Higgs bozonunu bulmaya yönelik he- tırıcısı’nda (BHÇ) protonlar günümüzde dı. Standart Model üç ta- yecanlı serüven 1980’lerde başladı. 1989’da bir hızlandırıcının ulaşabildiği en yüksek kım tarafından (Brout ve CERN’in NA31 deneyi, Higgs bozunu- enerjiye, yani proton başına 4 TeV’lik (Te- Englert takımı; Guralnik, nun kütlesinin 0,015 GeV’den (Giga elekt- ra elektron Volt) bir enerjiye çıkarılıyor. (1 Hagen ve Kibble takımı ve ron Volt) yüksek olması gerektiğini göste- TeV yaklaşık olarak uçmakta olan bir sivri- Higgs) aynı zamanda bir- rerek ilk sonucu verdi. Daha yüksek ener- sineğin kinetik enerjisine eşittir. Bu kadar birlerinden bağımsız ola- ji düzeylerine doğru yolculuğa çıkma- enerji günlük hayat için önemsiz olsa da, rak ortaya atıldığı halde, yı başaran CERN’in LEP çarpıştırıcısı ise proton gibi çok küçük bir cisim için deva- kısaca Higgs mekanizma- 2000 yılında Higgs parçacığının kütlesi- sadır.) Yüksek enerjideki proton demetle- sı denen bir yöntemle ge- nin 114,4 GeV’den büyük olması gerek- rini 27 kilometrelik hızlandırıcı içinde yö- liştirildi. Bu yöntem, Stan- tiğini buldu. Buna paralel olarak ABD’de rüngede tutabilmek, hızlandırıcı fizikçile- dart Model’e bir Higgs ala- Tevatron isimli çarpıştırıcıda gerçekleşen rinin ulaşması gereken teknolojik hedefler- nı (kuantum alan kura- çalışmalarda da Higgs parçacığının izle- den sadece biridir. Yüklü parçacık demetle- mında alanlar parçacıkla- ri arandı. 2011 yılında Tevatron’da çalı- rinin yörüngeleri (BHÇ’de protonlar) hız- rı betimler) ekleyerek, sadece temel fermi- larına dik doğrultuda uygulanan manyetik yonların kütlesini açıklamakla kalmıyor, alanlarla kontrol edilebilir. BHÇ protonla- W ve Z bozonlarına da kütle kazandırı- rının yörüngelerini, onları hızlandırıcının yor. Aynı zamanda Z bozonuna çok ben- içinde tutabilecek kadar bükebilmek için zeyen fotonun neden kütlesiz olduğunu gereken manyetik alan bir buzdolabı mık- da açıklıyor. Higgs mekanizmasının ön- natısının 10.000 katıdır (8 Tesla). Bu kadar görüsü olan yeni parçacığa da Higgs bo- yüksek manyetik alanlar sağlamak için gü- zonu deniyor. Higgs mekanizmasına göre nümüzde üstüniletkenlik teknolojisi kul- Higgs alanı bütün evrene yayılmıştır. Bu lanılıyor. Üstüniletkenlik özelliği gösteren alan Higgs bozonu değiş tokuşu sayesinde niyobyum-titanyum malzemelerle yapılan temel parçacıklarla etkileşir. Temel parça- kablolar sayesinde, BHÇ’de yüksek man- cıkların kütlesi de bu alanın ortalama de- yetik alanlar elde edilebiliyor. Bu malze- ğeri tarafından belirlenir. Bu yüzden de meler üstüniletkenlik özelliklerini ancak Higgs bozonunun ağır parçacıklarla daha kuvvetli etkileştiği söylenebilir. 23
Yeni Bir Parçacık Bulmak nu olmaya aday parçacıkları ortaya çıka- Higgs mekanizması rır. Parçacık fizikçileri aranan parçacık- Higgs mekanizması kuramsal fizik- çok düşük sıcaklıklarda gösterir. Bu yüz- ların oluşumunu ve bozunma ürünleri- te “kendiliğinden bakışım (simetri) kı- den BHÇ’nin bükücü mıknatısları uzay- ni resimlerle kolayca anlatmak için Feyn- rılması” adı verilen bir yöntem ile küt- dan bile daha soğuk bir sıcaklıkta tutulur. man gösterimlerini kullanır. Aşağıdaki re- le sorununu çözer. Higgs alanı, Meksi- Proton demetleri, yörüngeleri üzerine yer- simde olası proton-proton etkileşmelerin- ka şapkası şeklindeki bir çukurun tam leştirilmiş algıçların (dedektörlerin) mer- den, en baskın olarak Higgs üretimi ile so- ortasındaki tümseğin üzerine konmuş kezlerinde çarpıştırılır. BHÇ, her etkileşme nuçlananı ve Higgs bozonunun iki fotona bir top benzetmesi ile açıklanabilir. To- noktasında saniyede 600 milyon çarpışma bozunması gösteriliyor. pun merkezdeki tepede durması, po- ile parçacık fiziğinin sorularını cevaplamak tansiyel enerjisi olduğu anlamına ge- üzere bitmek bilmeyen bir merak ve tutku Bu resimde protonlar “p” harfi ile işa- lir. Oysa çukurun dibinde en az enerjili ile çalışmayı sürdürüyor. retli yuvarlaklar olarak çizildi. Protonların durumunda, dengede olacaktır. Kuan- içinden çıkan düz çizgiler kuarkları gös- tum alan kuramı, sistemlerin en düşük Bir Parçacığı“Görmek” teriyor. Bu örnekte her iki protondaki bi- enerjili durumu seçeceğini söyler. An- rer kuark, gluon (“g”) salmak yoluyla, bir cak bunun bedeli de daha önce tama- Aranan Higgs parçacığı çok kısa ömür- kez etkileşmiş. Bu iki gluon da bir üst ku- men bakışımlı olan durumun bozul- lü olduğu için, oluştuğu anda Standart ark (“t”) üçgeni yoluyla etkileşip Higgs bo- ması olacaktır. Higgs alanı artık mer- Model’de bilinen parçacıklara bozunur. zonu üretmiş. Kesikli çizgi ve “h” ile göste- kezden, yani sıfır konumundan uzak- Bozunma sonunda oluşan parçacıklar ve rilen bu parçacık da yine bir üçgen döngü- laşmış, kendine bir değer seçmek zo- bunların da kendi bozunum ürünleri, bı- sü ile (“γ” ile gösterilen) iki fotona bozun- runda kalmıştır. İşte bu değer, yani raktıkları izler sayesinde algıçlar tarafın- muş. Ancak bu son üçgenin içinde foton- Higgs alanının en az enerjideki değeri, dan gözlemlenir ve özellikleri ölçülür. Bu la etkileşebilmek için elektrik yükü olan, fermiyonların ve W, Z bozonlarının küt- işi çarpışıp tamamen parçalanan iki oto- Higgs ile etkileşebilmek için de ağır olan lesini verir. mobilin etrafa saçılan parçalarına baka- üst kuark ve W bozonu olmalıdır. Üçgen rak otomobillerin markalarını ve çarpış- içindeki parçacıkların orada üretilip yok Higgs parçacığı oluşumu gibi seyrek manın nasıl olduğunu anlamaya benze- olduğu, yani dışarı çıkmadığı dönen okla gerçekleşen süreçleri gözlemeye çalışmak tebiliriz. Örneğin genelde direksiyonla- betimlenir. samanlıkta iğne aramaya benzetilebilir. rın üzerindeki logolardan otomobillerin Bu yüzden, deneylerde çok veri toplamaya markaları anlaşılabilir. “Kaza yerinde ara- Gürültünün üzerine çıkmak - yani yüksek istatistiğe gerek duyulur. Ör- nacak cisim” olarak çarpışan iki otomobi- artalan neğin aranan herhangi bir süreç milyarda lin direksiyonlarının seçildiği araştırmaya bir olasılıkla gerçekleşiyorsa ve iyi bir öl- (parçacık fiziğinde kullanılana benzer bir Arananlara benzer izler Standart Mo- çüm yapmak için bin gözleme ihtiyaç var- isimlendirme ile) “iki direksiyon kanalı” del’deki, Higgs dışındaki başka süreçler- sa, en az bir trilyon çarpışma yapılmalıdır. adı verilebilir. den de gelebilir. Örneğin iki foton veren Higgs dışı süreçler de vardır. Bunlara, sin- Sonuçlar Keşif Kanalları yalin arkasında hep oldukları için, artalan denir. BHÇ’de saniyede 600 milyona va- CERN’de Higgs araştırması yapan iki Olay yerinde kazaya dair izlerin araş- ran çarpışmada ortaya çıkan parçacıkla- büyük deney (ATLAS ve CMS) ilk sonuç- tırılması gibi, çarpışma deneylerinde de rın çoğunluğu, daha önceki çalışmalarda larını 4 Temmuz 2012’de açıkladı. Yuka- algıçlarda iz sürülür. Tıpkı direksiyonla- da gözlemlenmiş Standart Model süreç- rıda, solda verilen resimde, CMS dene- rı aracılığıyla otomobillerin markaları- lerinden kaynaklanır. Bu yüzden “Higgs yinden en güçlü kanıtı sunan, iki foton- nın tahmin edilmesi gibi, algıçlarda hangi parçacığı vardır” diyebilmek için, ilgili öl- lu olaylardan elde edilen kütle görülüyor. parçacığın ya da parçacıkların izleri araş- çümlerde (Standart Model’in Higgs dışın- tırılıyorsa, onun “kanalıyla” çözümleme daki beklentilerinin üzerinde) bir fazlalık yapıldığı söylenir. Higgs parçacığı araştır- gözlemlenmesi gereklidir. malarında da, bozunma ürünlerini yani bozunma kanallarını incelenen model be- lirler. Ayrıca her kanalın gerçekleşme ola- sılığı da kullanılan modele göre hesapla- nabilir. Örneğin Higgs bozonunu bulmak için iki foton kanalı, iki W kanalı veya iki Z kanalı, parçacıkları ve bunların bozun- ma ürünleri aranır. Algıçlar bu bozunma ürünlerinin izlerini ölçerek Higgs bozo- 24
<<< Bilim ve Teknik Ağustos 2012 Bundan Sonra Sol: CMS deneyinde toplanan verinin, yeni parçacık olan (düz çizgi) ve olmayan (kesikli çizgi) durumla karşılaştırılması. 2012 Sonuna kadar yapılacak çalış- Sağ: ATLAS deneyinin sunduğu verinin deneye uyma olasılığı. 5σ yatay çizgisini kesen yerde, yaklaşık 126 GeV de malarla eldeki veri miktarı iki katına çı- yeni bir parçacık bulunmuştur. karılacak. Bu veriler ile yeni bulunan bu (S: Sinyal, A: Artalan) parçacığın Higgs bozonu olup olmadı- ğını doğrulamak için çalışma yapılacak. Yatay eksende iki fotondan elde edi- Higgs bozonu kütleleri ve bütün kanalla- Eldeki büyük veri kümesi ile araştırılma- len kütle, düşey eksende o kütlede topla- rı için, artalanın sinyal benzeri bir fazlalık sı gereken daha bir çok konu var. Örne- nan olay miktarı bulunuyor. Siyah nok- üretme olasılığı verilmiştir. Yatay eksende ğin Büyük Birleşme Kuramları, ek bo- talar toplanan veriyi, noktalı kırmızı çiz- aranan parçacığın kütlesi, sol dikey eksen- yutlar ve karanlık madde. Hem hızlandı- gi de bilinen süreçlerden ölçülen artalanı de ise her kütle değerinde elde edilen veri- rıcının hem de deneylerin yaklaşık 2 yıl gösteriyor. Düz kırmızı çizgi ise sinyal ar- nin “yeni bir parçacık yoktur” varsayımı- sürecek olan onarma ve iyileştirme çalış- tı artalan, yani “yeni bir parçacık vardır” na uyumluluk olasılığı gösterilmiştir. Sağ malarına 2013 yılının ilkbaharında baş- varsayımına göre oluşturulan ve çözümle- dikey eksende ise, bu olasılığın normal bir lanacak. BHÇ’nin enerjisi 14 TeV’e artı- nen veriye en uygun eğridir. Yeni parça- dağılımın (Gauss Çan Eğrisi) genişliği cin- rılarak daha önce araştırılması mümkün cık, CMS deneyinde yaklaşık 125 GeV’de sinden (σ) ifadesi bulunabilir. Görüleceği olmayan kuramlar denenecek. BHÇ de- bir fazlalık olarak kendini gösterir. Benze- gibi, neredeyse bütün kütlelerde gözlenen neylerinin en az 10 yıl daha veri topla- ri bir sonuç ATLAS deneyinden de alın- olasılık (düz çizgi) en az yüzde bir civarın- ması hedefleniyor. mış, ancak yeni parçacığın kütlesi 126 da olduğu halde, 126,5 GeV’de 3x10-7 ‘ye GeV olarak ölçülmüştür. düşer. Bu değer de yaklaşık üç milyonda Higgs Bozonu Değişimi bire, yani yeni bir parçacığın keşfinde kul- Günümüzdeki anlayışa göre parça- “Bu yeni parçacık, Higgs bozonu mu?” lanılan ölçüt olan 5-sigma’ya eşittir. Bu so- cıklar arasındaki etkileşmeler yerel ol- sorusuna cevap verebilmek için, kuramın nuçla da yeni bir parçacığın keşfi tamam- mak zorundadır. Diğer bir deyişle ara- önerdiği başka kanallarda da aynı parça- lanır. Bu keşif, 4 Temmuz 2012’de ATLAS larında bir uzaklık olan iki parçacık bir- cık arandı. Örneğin Higgs bozununun ve CMS deneylerinin ortak açıklaması ile birlerini doğrudan etkileyemez. Etki- iki Z parçacığına bozunması ve bunların dünyaya duyuruldu. leşim olması için, taşıyıcı parçacıkların her ikisinin de elektron veya müon çiftle- yani fotonların değiş tokuş edilmesi rine bozunması belli bir olasılıkla müm- eV, GeV ve TeV gerekir. Buna benzer bir şekilde, elekt- kün olmalıydı. Aynı kütle aralığında, ya- Atomaltı parçacıklar çok küçük ol- rik alanı içinde bulunan yüklü bir par- ni 120’den 130 GeV’e kadar olan aralıkta, duklarından günlük yaşamda kullanı- çacık da alanla foton değiş tokuşu üze- ATLAS deneyi 5,3 olay beklerken (bu ye- lan birimler bunların kütlelerini ölç- rinden etkileşir. Higgs alanını bu ör- ni parçacığı destekler şekilde) 13 olay sap- mek için uygun değildir. Işık hızının 1 nekteki elektrik alanı gibi, Higgs bozo- tadı. Bu yazının ilk sayfasındaki büyük re- kabul edildiği doğal birimlerde, ener- nunu da foton gibi düşünebiliriz. sim de işte bu 13 olaydan biridir. ji kütleye eşit olduğu için ifadeler ba- sitleşir. Örneğin 1 Voltluk bir akü ile bir hKtatpy:n//apkulabrlic.web.cern.ch/public/en/Science/ İstatiksel anlamlılık elektrona verilen enerjiye 1 eV (elekt- StandardModel-en.html ronvolt) denir. 1.000.000.000 Volt ile http://www.atlas.ch/news/2012/latest-results- Bir sonraki adım, ölçüm yapılan tüm verilen enerji GeV (Giga elektronvolt) from-higgs-search.html kanallardan alınan sonuçların birleştiril- olarak adlandırılır. Protonun kütlesi http://cms.web.cern.ch/news/observation- mesidir. Burada amaçlanan, görülen sin- yaklaşık 0,94 GeV yani 1,7x10-27 kg’dır. new-particle-mass-125-gev yalin istatistiksel bir tesadüf olup olmadı- GeV’in 1000 katı enerji ise TeV (Tera http://www.interactions.org/beacons/tr/home ğını (yazı tura atıldığında üst üste bir çok elektronvolt) olarak kısaltılır. kez tura gelmesi gibi) anlamaktır. Yuka- rıdaki resimde, sağ tarafta, ATLAS de- neyinin, çözümlemede denenen bütün 25
Özlem Ak İkinci Lösemiden Türkiye Çapında Bir Başarıya Duyduğumuzda bizi ürküten lösemi neyse ki çaresiz bir hastalık değil.1995 Batman doğumlu Ozan Çetin lösemiyle tanışan çocuklarımızdan biri. Ozan’ın hikâyesine bu ay dergimizde yer vermemizin çok önemli bir nedeni var: Ozan’ın çifte başarısı! Ozan önce 4 yıllık bir tedavi sonucunda lösemiyi yendi. Ailesinde büyük mutluluk yaratan bu duruma bir de Ozan’ın okulundan bir arkadaşıyla birlikte hazırladığı projenin,TÜBİTAK 43. Ortaöğretim Öğrencileri Araştırma ProjesiYarışması’nda Güneydoğu Bölgesi birincisi olması, ardından da finallerdeTürkiye dördüncüsü olarak teşvik ödülüne layık görülmesi eklenince, Ozan herkese çifte mutluluk yaşattı. Okulunun Çanakkale’de düzenlediği izcilik Önce Dicle Üniversitesi Tıp Fakültesi’nde bazı tetkik- kampına katılan Ozan orada hiç bekleme- lerin yapılması gerekiyordu. Ancak o sırada hastane- diği bir süprizle karşılaştı. Yüksek ateş kam- de bu konuda uzman bir doktor olmadığı için Ozan pın tadını çıkarmasına izin vermedi. Başka bir has- İstanbul Üniversitesi Çapa Tıp Fakültesi’ne sevk edil- talık belirtisi yoktu. Sadece yüksek ateş… Kamptan di. Bir haftaya yakın bir süre burada kalan Ozan’ın, döndüğünde ise onu ve ailesini daha kötü bir sürpriz hastanede yer olmaması nedeniyle, başka bir hasta- bekliyordu: Lösemi. neye sevk edilmesine karar verildi. Yapılan araştır- malar sonucunda Ozan Şişli Etfal Eğitim ve Araş- Batman Petrol Lisesi son sınıfa geçen Ozan, beş tırma Hastanesine nakledildi. Kemoterapi gördüğü çocuklu bir ailenin en büyük çocuğu. Babası 112 Acil iki ay boyunca maddi ve manevi çok büyük sıkıntı- Sağlık Hizmetleri’nde sağlık memuru, annesi ev ka- lar yaşayan Ozan’ın ailesinin tek istediği ise oğulları- dını. 7. sınıfın sonlarında okulunun düzenlediği Ça- nın bir an önce sağlığına kavuşmasıydı. Ozan’ın has- nakkale gezisine katılırken Ozan’ın bir şeyi yoktu. Lö- talığından ve yaşanan sıkıntılardan haberdar olan, seminin ilk habercisi kampta ortaya çıkan yüksek ateş İtalya’da yaşayan amca hemen durumla ilgilenme- olmuştu. Evine döndükten sonraki yoğun halsizliği- ye başladı. Dicle Üniversitesi’ne yeni gelen Prof. Mu- ni ailesi önce yol yorgunluğundan sandı. Ama halsiz- rat Söker’in bir yakınıyla kurduğu iletişim sonra- lik öyle arttı ki hastaneye gitmekten hiç hoşlanmayan sında, Prof. Söker Ozan’ı ve ailesini Diyarbakır Dic- Ozan bile hastaneye gitmek istedi. Batman’da gittik- le Üniversitesi’ne çağırdı ve tedavisini yapmak istedi- leri özel bir hastanede Ozan’a lösemi teşhisi kondu. ğini söyledi. Diyarbakır’a gitmeden önce yakalandığı hastane enfeksiyonu ve ardından gelen karaciğer yet- mezliği Ozan’ı yürüyemeyecek hale getirmişti. Ama Ozan Dicle Üniversitesi’ne gitti ve tedavisi başladı. 28 Ağustos 2008 tarihinde başlayan bu tedavi yaklaşık iki ay önce sona erdi ve Ozan lösemiyi yendi. Şim- di hastalığının takip sürecinde. Dicle Üniversitesi’nde tedavi görmesi Batman’da yaşayan babası ve kar- deşleriyle daha sık görüşmesi açısından bir avantaj- dı, bu da Ozan’ın moralinin yüksek olması açısından çok önemliydi. Annesi refakatçi olarak zaten hep ya- nındaydı. Saçlarının dökülmesi, katı tedavi kuralla- rı Ozan’ı çok üzse de, o moralini hep yüksek tutarak umudunu hiç kaybetmedi. Tedavi sürecinde kendisi- ne bu konuda çok destek olan ailesine, özellikle ay- nı yaştaki dayısına, arkadaşlarına ve diğer yakınlarına çok teşekkür ettiğini özellikle vurguluyor Ozan. 26
>>> Bilim ve Teknik Ağustos 2012 Ürkütücü Ama Umutsuz Değil semi (hem çocuklarda, hem erişkinlerde gö- mili hastaya veriliyor. Bazı hastalar için gerek- rülen lösemi tipi), kronik lenfositik lösemi (55 li görülen bu uygulamada kemik iliği daha Lösemi kan hücrelerini etkileyen bir kan- yaş üstü erişkinlerde ortaya çıkan lösemi tipi) yaygın olarak bir vericiden sağlanabildiği gi- ser türü. Tüm kan hücrelerinin yapım yeri, ke- ve kronik myeloid lösemi (çocukluk çağında bi hastanın kendi kemik iliği de kullanılabili- miklerin ortasındaki boşlukta yer alan kemik görülen lösemilerin çok küçük bir bölümünü yor. Türkiye’de kemoterapi ve kemik iliği nakli iliğidir. Kemik iliğindeki “kök hücre” adı veri- oluşturan ve genellikle erişkinlerde görülen batı ülkeleri standartlarında, başarıyla yapılı- len genç ve öncü hücreler tüm kan hücre- lösemi tipi) olmak üzere dört gruba ayrılır. yor. Şu an ülkemizde biri İstanbul Üniversitesi lerinin yapımından sorumludur. Kök hücre- Çapa Tıp Fakültesi’nde diğeri de Ankara Üni- ler vücudumuzda oksijeni taşımakla görevli Löseminin tedavisi mümkün, ama bu versitesi Tıp Fakültesi İbni Sina Hastanesi’nde eritrositlere (alyuvarlar), vücudumuzu çeşit- hastalık karmaşık bir tedavi gerektiriyor. Bu olmak üzere iki kemik iliği bankası var. Ke- li mikroplara ve yabancı maddelere karşı sa- nedenle de bir ekip çalışması tedavinin en vunan lökositlere (akyuvarlar) ve kanın pıh- önemli bileşeni. Mutlaka annenin mik iliği bankası aslında bir bilgi- tılaşmasını sağlayan trombositlere (kan pul- ve babanın, doktorun, hemşirenin sayar sistemi. Dünyada yaklaşık 20 cukları) farklılaşır ve olgunlaşır. Halk arasında ve psikolojik destek ekibinin işbir- milyon kişinin kayıtlı olduğu bir ke- kan kanseri olarak bilinen lösemi söz konu- liği gerekiyor. Tedavide çeşitli yön- mik iliği bankası sistemi bulunu- su olduğunda ise kemik iliği hatalı çalışır ve temler kullanılıyor. Bazı temel teda- yor. Hastanın doku grubu bu siste- normal işlevlerini yerine getirebilmek için ol- vi uygulamaları aynı olsa da tedavi me bildirildiğinde bu doku grubu gunlaşması gereken hücreler hep genç veya şekli hastaya, hastanın ihtiyaçlarına kayıtlı doku gruplarıyla karşılaştırı- ilkel kalıp sürekli çoğalır. Olgunlaşamayan bu ve lösemi tipine göre farklılık gös- lıyor ve uyan doku gruplarının bir ilkel kan hücrelerine“blast”adı verilir ve löse- terebiliyor. Tedavinin belirlenme- listesi çıkıyor. Uyan dokunun sahi- minin tipine göre de lenfoblast veya myeb- sinde aynı zamanda hastanın yaşı, hastalığın binin öncelikle Türkiye’de olması tercih edi- last olarak isimlendirilir. Lösemi ortaya çı- belirtileri ve hastanın genel sağlık durumu liyor. Eğer Türkiye’de değil ise dünyanın ne- kış ve ilerleme hızına bağlı olarak “akut löse- da rol oynuyor. Lösemili hastaların genel ola- resinde olursa olsun verici devlet desteğiyle mi” ve “kronik lösemi” olmak üzere ikiye ayrı- rak pek çoğu kemoterapi denen bir ilaç teda- Türkiye’ye getiriliyor. lır. Akut lösemide hücrelerin tümü olgunlaş- visine alınıyor. Kemoterapiyle kanserli hücre- Lösemi tedavisinden sonraki beş yıl bü- mamış ve işlevlerini yerine getiremeyen hüc- lerin yok edilmesi hedefleniyor. Işın tedavisi yük önem taşıyor. Hastalığın tekrar etme ris- relerdir, sayıları anormal şekilde artar ve has- (radyasyon tedavisi, radyoterapi) bazı tür lö- ki beş yıldan sonra normal bir insanın kanse- talık hızla ilerler. Kronik lösemide kemik ili- semilerde ilaç tedavisi ile birlikte kullanılıyor. re yakalanma riskiyle neredeyse eşit oluyor. ği blastlarının yanı sıra yeterli sayıda normal 3-4 yıl süren kemoterapi sonrasında genel- Çocukları sosyal yaşamdan ayırmadan te- hücre de bulunur ve normal işlevlerinin bir likle olumlu sonuç alınıyor. Kemoterapiye ce- davi etmek çocuğun psikolojisi açısından çok bölümünü yerine getirir. Hücre sayısındaki vap alınmadığı durumlarda kemik iliği nak- büyük önem taşıyor. Lösemili hastaların tak- artış ve hastalığın ilerleme hızı akut lösemi- li uygulanıyor. Kemik iliği naklinde lösemiye tıkları maske lösemi bulaşıcı olduğundan de- ye göre daha yavaş gerçekleşir. Lösemi ge- yol açan kemik iliği yüksek doz ilaç ve ışın- ğil, lösemi tedavisi gören kişilere diğer kişi- nellikle ortaya çıktığı hücre tipine, hastalığın la ortadan kaldırıldıktan sonra yerine sağlık- lerden enfeksiyon bulaşmasını önlemek için ortaya çıkma ve ilerleme hızına bağlı olarak lı bir kemik iliği dokusu naklediliyor. Kemik ili- kullanılıyor. Bu önemli bir nokta, çünkü mas- akut lenfositik lösemi (erken çocukluk döne- ği naklinde, sağlıklı vericiden kan hücrelerin ke kullanımı diğer kişilerin aklına lösemi bu- minde en sık rastlanan tür), akut myeloid lö- yapımını sağlayan kök hücreler alınarak löse- laşıcı mı sorusunu getiriyor. LÖSEV’le Tanışma Ozan lösemiyi yendi. Ama onu bekle- diklerini kullanarak bir gün TÜBİTAK’ın yen güzel bir sürpriz daha vardı. Ozan 2 web sayfasında 43. Ortaöğretim Öğrenci- Ozan’a diğer bir destek de Lösemili Ço- yıldan uzun bir süre okulundaki biyolo- leri Proje Yarışması’nın ilanını gördü. cuklar Sağlık ve Eğitim Vakfı’ndan (LÖ- ji öğretmeni İbrahim Koç’un düzenlediği SEV) geldi. LÖSEV adını daha önce hiç proje seminerlerine katılmıştı. Artık ken- duymayan Ozan hastanede yatarken ora- di başına proje hazırlayabilecek bir seviye- daki diğer hastalarla ilgilenen LÖSEV ça- ye ulaşmıştı. Bu kurslar sırasında İbrahim lışanlarının Ozan’ı bulup irtibata geçmesi, Koç öğrencilerine önemli kurumları tanıt- Ozan’ın LÖSEV’le bağının başlangıcı oldu. mış ve bu kurumların düzenlediği proje ve LÖSEV Ozan’a ve ailesine özellikle çek- yarışma ilanlarını web adreslerinden nasıl tikleri kan sıkıntısı konusunda, ilaç konu- takip edebileceklerini de öğretmişti. Has- sunda ve diğer pek çok konuda yardım eli talık sürecinde özellikle bilgisayar konu- uzattı. sunda kendisini geliştiren Ozan, bu öğren- 27
Lösemiden Türkiye Çapında Bir Başarıya LÖSEV larına katılabiliyor ve öğrendikleri sayesin- (Lösemili Çocuklar Sağlık ve de ortaya çıkardıkları ürünlerle gelir sağlı- TÜBİTAK Proje Yarışması’nda Eğitim Vakfı) yor. Löseminin tanı ve tedavisindeki başa- Bölge Birinciliği rı oranını yükseltmeyi, lösemi hastalığına 1998’de kurulan LÖSEV Türkiye’nin dört karşı toplum bilincini ve duyarlılığını artır- Van depreminden çok etkilenen Ozan bir yanındaki lösemili çocuklara ve aile- mayı ve tüm lösemili çocuklara ulaşabilme- ve arkadaşı Ayten, öğretmenleri İbrahim lerine ücretsiz sağlık, eğitim ve kalacak yi hedefleyen LÖSEV, 2007’de Birleşmiş Mil- Koç liderliğinde deprem bölgesinde yaşa- yer hizmeti veriyor. Çocuklar 2000 yılında letler Ekonomik ve Sosyal Konseyi Özel Da- nan koordinasyon sorunlarının nasıl gi- Ankara’da kurulan LÖSANTE Lösemili Ço- derilebileceğine dair bir proje hazırlama- cuklar Hastanesi’nde tedavi olurken aile- ya ve yarışmaya katılmaya karar verdi- lerine de maddi yardım ve psikolojik des- ler. Batman Valiliği’nin, Batman İl Mil- tek sağlanıyor. Tedavi süresince eğitim- li Eğitim Müdürlüğü’nün, Batman Petrol lerinden geri kalmamaları için 2008 yılın- Lisesi’nin destekleriyle öğretmenleri İbra- da kurulmuş Lösemili Çocuklar Okulu’nda him Koç önderliğinde “Van Depremi Ör- ise çocuklar profesyonel ve gönüllü öğret- neğinde Türkiye İlleri Doğal Afetler Kar- menlerin eşliğinde yaşıtlarıyla aynı seviye- deşliği Projesi”ni hazırladılar. Projelerin- de eğitim görmeye devam ediyorlar. Anka- de, telefonların çalışmadığı, iletişimin ra dışından gelen hasta ve hasta yakınları- sağlanamadığı bir afet sırasında tüm mer- nın konaklama sorunlarını da ortadan kal- kezler ve kurumlar arasında (afet koordi- dırmak ve ücretsiz konaklamalarını sağla- nasyon merkezi, sivil savunma merkezleri mak amacıyla da Lösemili Çocuklar Konu- gibi) iletişim sağlayacak bir internet sitesi kevi 23 Eylül 2006’dan beri hizmet veriyor. hazırladılar. Örneğin Türkiye genelinde ve iller bazındaki ambulans sayısından tutun Sağlık merkezinin, konukevinin, aile ko- nışmanlık Statüsüne sahip sivil toplum ku- da, sivil savunma görevlisi sayısına ya da nutlarının ve üretim atölyelerinin bulundu- ruluşu olmuş. Gene aynı amaçlar doğrultu- gıda ve içecek stoklarının durumuna ka- ğu Lösemili Çocuklar Köyü ise 2010 yılının sunda LÖSEV Türkiye çapında seminerler dar pek çok veri internet sitesindeki bilgi Haziran ayında açılarak pek çok etkinliğe ve ve kampanyalar düzenliyor ve projeler yü- işlem sistemine önceden girilmiş olacak. hizmete ev sahipliği yapmaya başlamış. Ör- rütüyor. İşte bu projelere en güzel örnek- Afet sırasında bu veriler kullanılarak ihti- neğin lösemili çocukların anneleri ve tama- lerden biri de Ankara Kalkınma Ajansı des- yaçlar bu sistem üzerinden afet bölgesine men iyileşmiş olan gençler köyde düzenle- teğiyle hayata geçirilen “Başkent’te Haya- olması gerektiği gibi yönlendirilebilecek. nen meslek edindirme ve el sanatları kurs- ta Bağlanıyoruz”Projesi. Katılımcılarını kan- Projenin diğer bir yönü de bir “kardeşlik” ser hastalarının ve kanseri yenmiş hastalar projesi olması. Afet bölgesindeki halkın ile yakınlarının oluşturduğu proje kapsa- ruh hali de düşünülmüş projede ve siste- mında danışmanlık hizmetleri veriliyor, ho- me diğer bölgelerde düzenlenen etkinlik- bi saatleri düzenleniyor, rahatlama teknik- lerin, örneğin festivallerin ilan edilmesini leri uygulanıyor, kahkaha yogası ve medi- ve bu etkinliklere afet bölgesindeki halkın tasyonla doğru nefes ve rahatlama egzer- davet edilmesini sağlayacak bir imkân da sizleri yapılıyor, spor ve sanat etkinlikleri, dahil edilmiş. Aynı zamanda afet bölge- sindeki kişileri evinde konuk etmek iste- yen yardımseverler de gene bu sistem ara- cılığıyla duyuru yapabilecek. 28
<<< Bilim ve Teknik Ağustos 2012 paylaşım saatleri, seminerler, Ankara çevresinde ve Ozan ve Ayten işte bu projeyle İyi bir Bilim ve Teknik dergisi merkezinde turlar düzenleniyor ve Kanseri Yenen- TÜBİTAK 43. Ortaöğretim Öğren- okuyucusu olan Ozan teknoloji ko- ler Günü kutlamaları yapılıyor. Türkiye’nin her yerin- cileri Proje Yarışması’nda Sosyoloji nularına ilgi duyuyor ve araştırıyor. den gelen kanser hastalarına konaklama imkânı su- alanında Güneydoğu Bölge 1.’si ol- “İmkân olursa” bilim insanı olmak nuluyor, sağlık durumu gereği refakatçi bulundur- dular, Türkiye 4.’lüğüyle de teşvik istiyor. Bunun için kendisi elin- ması gereken hastalara yakınlarının da eşlik etme- ödülü almaya hak kazandılar. Ozan den geleni yapacak. Doğuştan gelen sine izin veriliyor. 4 günlük bölümler halinde ger- lösemiyi yenerek hayata böyle bir böbrekte daralma hastalığı nede- çekleştirilen projeye katılanlar 4. günün sonunda ödülle tekrar merhaba dedi. Proje- niyle yıllarca üroloji doktorlarının “Bu proje beni evden çıkardı, hep düşünceli ve ka- lerinde oluşturdukla- ramsar olarak geldim kampa, şimdi güler yüzlü ve rı sistem, İl Afet Ko- kapısını çalan Ozan, o sevinçliyim. Bilmediklerimi öğrettikleri için LÖSEV’e ordinasyon merkezle- zamanlar üroloji uz- çok teşekkür ediyorum. 4 günüm çok maceralı geç- rinin ve valilik bünye- manı daha sonra da ti. Hiçbir zaman unutamayacağım”, “Vermeden al- sindeki afetle ilgili di- onkolog olmak isti- mayı gördüm. Bu sevgi selinde görev alan herke- ğer merkezlerin kul- yormuş. Ancak şim- se teşekkürler. Katılmaktan çok mutluyum.”, “Güzel lanacağı bir sistem. dilerde projesiyle de dostluklar, güzel insanlar kazandık. Hayatımızda- Ancak sonraki aşa- ilgili olarak “parame- ki bütün olumsuzlukları hayatımızdan atmayı öğ- malarda muhtarlıkla- dik” yani ambulans ve rendik. Bu projenin devam etmesini diliyorum” gibi rın da kullanımına açılacak, ardın- acil bakım teknikeri sözlerle memnuniyetlerini ifade ediyor. Kasım ayı- dan da herkesin kullanabileceği bir olmak istiyor. Teknolojik konularla na kadar sürecek projeye katılmak isteyenler 0 312 hale getirilecek. Projenin duyurul- ilgili yeni şeyler öğrenmeyi ve araş- 447 06 60 numaralı telefondan LÖSEV Sosyal Hiz- ması ve tanıtılması için fırsatlara ih- tırmayı çok seviyor. Tiyatro oyunla- metler Birimi ile iletişime geçebilir. tiyaç var. İlk olarak ülkemizde kul- rında, şiir dinletilerinde ses ve ışık lanılmasını sağlamak amacıyla ön- gibi teknik konularda arkadaşlarına LÖSEV tüm hizmetlerini, celikle İçişleri Bakanlığı’ndan des- destek veriyor. LÖSEV’in Batman etkinliklerini, projelerini bi- tek bekliyorlar. Bu destek sayesinde gönüllülerinden olan Ozan müna- reysel ve kurumsal destek- hem sistemin güvenilirliğinin sağla- zaralara katılmayı da çok seviyor. lerle yürütmeye çalışıyor. Bu nacağını hem de sistemin geliştiril- Ozan’ın bir de yaşadığı il için bir is- nedenle lösemi ile mücade- mesi için gerekli desteği alabilecek- teği, bir dileği var: Batman’da bir lö- lede LÖSEV ile yapılacak her lerini düşünüyorlar. semi hastanesi olmasını istiyor. türlü işbirliği, fikir alışverişi Ozan hastalığı boyunca umudu- ve destek onlar için çok bü- Bir zamanlar adını hiç duymadığı nu ve azmini korudu ve hastalığı- yük önem taşıyor. ama hastalık sürecinde onu hiç yal- nı yenerek büyük bir başarı elde et- nız bırakmayan LÖSEV yetkilileri, ti, özellikle bu hastalıkla mücade- http://www.losev.org.tr projesiyle gösterdiği başarıdan sonra le eden arkadaşlarına örnek olmak Ozan’ı Ankara’ya, LÖSEV’e davet etti istiyor ve umutlarını hiç kaybet- ve bir dizüstü bilgisayar hediye ede- memelerini öneriyor. Biz de Ozan’a rek Ozan’ın kendi deyimiyle başarısı- ideallerinin peşinde koşacağı sağ- nı “taçlandırdılar”. lıklı ve başarılı günler diliyoruz. 29
Börteçin Ege Curiosity’nin Mars’ı Keşfi ABD’ye ait Curiosity (Merak) adlı yeni nesil kâşif robotun 6 Ağustos’ta dar uzayın derin boşluğunda kat edeceği milyonlarca kilometre yol Mars yüzeyine inmesi bekleniyor. Kâşifin başlıca görevi -aynı kendin- değil, Curiosity’nin inişi sırasında yaşanacak son yedi dakika. Korku den önceki Spirit ve Opportunity gibi- Kızıl Gezegen’de milyarlarca dolu bu son yedi dakikanın son aşamasında, ufak bir otomobil bü- yıl önce var olduğundan artık neredeyse emin olunan yaşama dair yüklüğündeki Curiosity yeni geliştirilen bir vinç sistemi ile Mars yüze- yeni ipuçları bulmak. ABD Ulusal Havacılık ve Uzay Dairesi NASA ta- yine indirilecek. Şimdi buyrun, yolculuğunun en son ama en önemli rafından geliştirilen bu yeni nesil kâşif robot, aynı zamanda NASA’nın aşamasını kazasız belasız atlatmasını ümit ettiğimiz Curiosity’nin şimdiye değin başka bir gezegene gönderdiği en gelişmiş robot. görevinin ne olduğunu, önünde duran engelleri ve teknik özellikle- NASA’nın tek korkusu ise, bu görev sırasında aracın Mars’a inene ka- rini inceleyelim.
>>> Bilim ve Teknik Ağustos 2012 Curiosity’yi uzaya taşıyan Atlas V 541 roketi Seyir Aşaması Modülü Hedefler Mars Bilim Laboratuvarı (MSL) Dünyamızdan Mars’a olan yolculuğuna Bunların dışında Curiosity, Mars at- 26 Kasım 2011’de bir Atlas V 541 roketi ile mosferinin son dört milyar yılda hangi başlayan Curiosity’nin toplam 570 milyon evrelerden geçtiğinin ve Mars yüzeyinde- km yol kat ederek 8 aydan biraz daha uzun ki kayaların hangi süreçler sonucunda ve sürecek bir yolculuktan sonra 6 Ağustos’ta nasıl oluştuğunun anlaşılmasına yardımcı Mars’a inmesi bekleniyor. olacak temel çalışmalar da yapacak. Mars yüzeyinde en az bir Mars yı- Mars Bilim Laboratuvarı lı (687 Dünya günü) kalması planlanan Curiosity’nin başlıca bilimsel görevleri ara- Curiosity Mars’a yolculuğunu Mars Bi- sında Mars’ta daha önceden yaşam oldu- lim Laboratuvarı (Mars Science Labora- ğuna dair kesin kanıtlar aramak da var. tory, kısaca MSL) olarak adlandırılan ve Mars kâşifi, bu kapsamda sahip olduğu 10 toplam beş modülden oluşan bir kapsülün bilimsel cihazın yardımıyla Mars’ta özel- içinde yapıyor: likle yaşamın yapıtaşlarını oluşturan hid- rojen, azot, oksijen, karbon, fosfor ve kü- Seyir Aşaması Modülü (MSL-The Cru- kürt gibi kimyasal elementlerin bulunup ise Stage): Dört metre çapında, dört yüz bulunmadığını, su ve karbondioksit dağı- kg ağırlığındaki bu Seyir Aşaması Modü- lım oranını ve biyolojik süreçleri tetikleye- lü, Mars Bilim Laboratuvarının (MSL) bilecek organizmaların var olup olmadı- Dünya’dan Mars’a uçuşu sırasında yönetil- ğını araştırarak, Mars’ta var olabilecek ya- mesini sağlıyor. Modülün içinde ayrıca ile- şam türlerini tespit etmeye çalışacak. tişim ve sıcaklık ayarları için gerekli parça- lar da var. MSL’nin Mars atmosferine giri- şi sırasında Curiosity’i Mars’a taşıyacak di- ğer tüm modüller ile iletişimin gerçekleş- tirilmesini sağlamak da bu modülün baş- lıca görevleri arasında. Modülde ayrıca MSL’nin uzaydaki seyri sırasında tam ola- rak hangi konumda bulunduğunun tespit edilmesini sağlayan bir Yıldız Algılayıcı ile iki Güneş Algılayıcı bulunuyor. Kapsül Modülü (MSL-Shell): Lock- heed Martin tarafından üretilen 731 kg ağırlığındaki bu Kapsül Modülü sayesin- de Curiosity’nin İniş Aşaması Modülü ile Mars atmosferine girişi sırasında yaşana- cak sarsıntılardan ve diğer olası tehlike- lerden korunması planlanıyor. Kapsülün üst bölümünde Mars yüzeyine iniş sırasın- da erişilecek yüksek hızın frenlenmesinde kullanılmak üzere yerleştirilmiş bir para- 31
Curiosity yine inişten önceki frenleme manevraları- Curiosity’nin Teknik Özellikleri nı gerçekleştirerek Curiosity’nin Mars yü- İniş Aşaması Modülü zeyine yumuşak bir şekilde inmesini sağ- Kendinden önceki Mars kâşifleri Spirit lamak. Modül TDS (Terminal Descent ve Opportunity ile karşılaştırıldığında da- şüt var (iniş sırasında açıldığında 16 m ça- Sensor) olarak adlandırılan çok gelişmiş ha fazla bilimsel araştırma cihazına ve ha- pına ve 50 m boyuna erişecek olan bu pa- bir radar sistemine de sahip. Bu radarın reket yeteneğine sahip olan Curiosity başka raşütte Curiosity’i tutacak olan toplam 80 görevi, iniş sırasında modülün Mars yü- teknik yönlerden de onlardan çok daha üs- ip var). Ayrıca kapsülde aynı Seyir Aşama- zeyine olan yüksekliğini ve alçalma hızı- tün bir yapıda. sı Modülü’nde olduğu gibi, farklı yapılarda nı hesaplamak. Fakat modülün sahip ol- birçok anten ve gerek uzaydaki seyir sıra- duğu en önemli asıl mekanizma SkyCra- Enerji Üretimi: Curiosity’nin getirdiği sında gerekse Mars atmosferine girildiğin- ne olarak adlandırılan 1,2 tonluk bir sis- en önemli yeniliklerden biri de Mars yü- de modülün gerekli manevraları yapabil- tem. Bu sistemin görevi, Mars yüzeyinden zeyinde hareket etmek ve çalışma yapmak mesini sağlayacak 8 küçük motor ve den- yaklaşık 15 m yükseklikte harekete geçerek için gereken enerjinin üretilmesi için kul- geleyiciler de bulunuyor. Modülün alt bö- Curiosity’i 8 m uzunluğundaki iplerin yar- lanılan yöntem. Kendinden önceki araç- lümü ise aşağıda ayrıntılarını verdiğimiz dımıyla Mars yüzeyine güvenli bir şekilde lardan farklı olarak güneş panellerinden bir ısı kalkanından oluşuyor. indirmek. Curiosity’nin indirilmesi görevi- sağlanacak enerjiyle değil de radyoaktif ni tamamlayan modülün bundan sonraki plütonyumun parçalanması sonucu or- Isı Kalkanı Modülü görevi ise motorlarına son bir kez daha güç taya çıkacak ısının elektrik enerjisine dö- vererek iniş alanından yaklaşık 100 m ile- nüştürülmesiyle çalışacak olan Curiosity, İniş Aşaması Modülü (MSL-Descent): rideki bir bölgeye inmek. bu amaç için ABD Enerji Bakanlığı tara- İniş Aşaması Modülü’nün Mars yüzeyin- fından özel olarak geliştirilmiş MMRTG den yaklaşık 1800 m yüksekteyken ve pa- NASA tarafından geliştirilen ve ilk defa (Multi-Mission Radioisotope Thermoelect- raşütten ayrıldıktan sonra harekete geçme- kullanılacak olan bu sistem, bugüne kadar ric Generator, kısaca MMRTG) adlı bir je- si planlanıyor. Bu modüle entegre edilmiş Spirit ve Opportunity’nin inişlerinde kulla- neratör kullanıyor. Jeneratör ısıyı güvenilir toplam sekiz motorun görevi Mars yüze- nılan teknikten çok farklı, adeta devrim ni- şekilde elektriğe çeviren bir nükleer pilden teliği taşıyan bir tekniğe sahip. Bu yeni iniş oluşuyor. MMRTG, kendi içinde iki ana tekniği sayesinde bugüne kadar yaşanan bölüme ayrılıyor: Birinci bölümde ham- bazı problemlerin artık hemen hemen hiç maddesi plütonyum-238 dioksit olan bir yaşanmayacağı ve gelecekte diğer gezegen- ısı kaynağı var. İkinci bölüm, plütonyum- lere gönderilecek araçların bu şekilde en daki ısı enerjisini elektrik enerjisine çevir- kayalık bölgelere bile çok güvenli bir şekil- mekle görevli. (MMRTG’de kullanılan plü- de indirilebileceği düşünülüyor. tonyum silah yapımında kullanılan plü- tonyumdan farklı olduğu için, bir patla- Araç Modülü (MSL-Rover Curiosity): ma olması ve dolayısıyla Curiosity’nin ha- Bu modülde tüm misyonun ana kahra- sar görmesi olasılığı yok. Ayrıca yine NA- manı olan Curiosity bulunuyor. Curiosity SA tarafından bildirildiğine göre aracın bir görev süresince gerekli olacak tüm bilim- kaza yapması ve bu bölümün zarar görme- sel cihazları ve önemli iletişim sistemleri- si durumunda radyoaktif sızıntı olasılığı ni barındırıyor. Kendisi de -Mars’a uçuş sı- sadece % 0,4.) rasında daha az yer kaplaması için- Araç Modülü’nün içinde katlanmış bir şekilde Enerji üretiminde kullanılacak bu yeni yer alıyor. yöntem hayli yenilikçi ve güvenilir olma- sının yanı sıra önceki nesil araçlarda kulla- Isı Kalkanı Modülü (MSL-Heat Shi- nılan güneş panellerine oranla araçta çok eld): Yukarıda da belirtildiği gibi Isı Kal- daha az yer kaplıyor ve böylece aracın da- kanı Modülü, Kapsül Modülü’nün alt bö- ha fazla bilimsel cihaz taşımasına imkân lümünü oluşturuyor. Adından da anlaşıla- veriyor. cağı gibi bu modülün ana görevi Mars at- mosferine giriş sırasında MSL’yi yaklaşık Bu yeni teknoloji Curiosity’e geceleri ve 2000°C’ye varan sıcaklıklardan korumak. Güneş’in ufukta hemen hemen hiç görün- Toplam yedi Basınç ve Sıcaklık Algılayıcı- mediği koyu Mars kışlarında da hareket sı olan 4,5 metre çapındaki bu Isı Kalkanı, etme yeteneği sağlamakla kalmayacak, ay- bugüne kadar NASA tarafından uzay ça- nı zamanda aracın iç aksamının Mars so- lışmaları kapsamında geliştirilmiş en bü- ğuklarından korunması için gereken ener- yük ve gelişmiş ısı kalkanı. jinin kesintisiz olarak sağlanmasını da 32
>>> Bilim ve Teknik Ağustos 2012 mümkün kılacak. Bu özellik -55°C’yi bu- Yazılım: Programlama dili C Mars’ta!: Üç anten de aracın arka tarafına yerleş- lan Mars soğuklarında bile Curiosity’nin Kolaylıkla tahmin edileceği gibi Curiosity’e tirilmiş (bkz. RUHF-Anteni, RLGA-Anteni görevlerini gerçekleştirilebilmesi açısın- gerçekten hayat veren esas faktör yukarıda ve HGA-Anteni). dan çok önemli bir faktör. (MMRTG ara- anlatılan donanım unsurları değil, aksine cın hemen arka bölümünde yer alıyor.) kendisine “bilinç” veren otonom bir yazı- Motor gücü: Curiosity, her biri 51 cm lım. Curiosity son derece bağımsız bir şe- çapında toplam dört alüminyum tekerlek Elektronik Donanım: Curiosity’de kilde hareket edebilen, otonom bir yazı- sayesinde hareket edecek. Bu tekerlekle- RCE (Rover Computer Element) olarak ad- lım ile hayat buluyor. Söz konusu yazılı- rin her birinin 90°lik açı ile dönme yete- landırılan toplam iki bilgisayar var. Sistem, mın geliştirildiği programlama dili ise he- neğine sahip olması araca kendi etrafında görev sırasında aynı anda bu iki bilgisayar- men hemen her yerde karşımıza çıkan ef- kolaylıkla 360° dönme yeteneği kazandırı- dan sadece biri aktif olarak çalışacak şe- sanevi programlama dili C (bkz. “Efsane yor. Curiosity güçlü motoru sayesinde ku- kilde programlanmış (bilgisayarlardan bi- Programlama Dili: C”, Bilim ve Teknik, s. ramsal olarak saniyede 4 cm hızla ilerleme rinin arızalanması durumunda yedekteki 62-64, Mart 2012). Curiosity’e hayat veren yeteneğine sahip, fakat NASA yetkilileri bilgisayar devreye girerek görevin tüm so- bu yazılım toplam 2,5 milyon satırlık bir özellikle de araç Mars yüzeyinde seyir ha- rumluluğunu devralacak). C-kodundan oluşuyor. lindeyken gereksiz hiçbir riske girmek is- temediğinden, aracın normal şartlar altın- Her bir bilgisayarın ana beyni, Po- Dünya ile iletişimin sağlanması: Cur- daki hızının saniyede 0,15 ile 0,45 cm ara- werPC 750 mimarisine ve 200 MHz iş- iosity’de, Dünya’daki merkez istasyon ile sında olacağı tahmin ediliyor, bu da aracın lem gücüne sahip bir BAE RAD 750 mik- iletişim kurmak için birbirinden bağımsız günde 100 m ila 300 m mesafe kat edeceği roişlemciden oluşuyor. Tıpkı daha önceki toplam iki iletişim kanalı var. Bunlardan anlamına geliyor. görevlerde olduğu gibi bu görev için özel birincisinin (High Gain Antenna, HGA) olarak hazırlanmış bu mikroişlemci türü, görevi Dünya’dan gelen komutları almak Curiosity güçlü motoru sayesinde 45° donanımlar için zararlı olabilecek uzay- ve Curiosity’nin durumuna ait bilgileri eğimli arazide ilerleyebilecek, 75 cm yük- daki her türlü ışına karşı özel olarak kap- Dünya’ya göndermek. İkincisinin (Rover sekliğindeki engelleri aşabilecek kapasi- lanmış. Her bir RCE’de aynı zamanda 2 UHF Antenna, RUHF) görevi sadece yük- tede. Fakat yukarıda da belirttiğimiz gi- GB kapasiteli bir sabit disk var (Spirit ve sek hacimli bilimsel bilgilerin Dünya’ya bi Curiosity yüksek derecede otonom bir Opportunity’nin sahip olduğunun yakla- ulaşmasını sağlamak. Araçta ayrıca RLGA yazılım ile çalışıyor ve normal şartlar al- şık sekiz katı). Bunun yanı sıra her bir sis- (Rover Low Gain Antenna, RLGA) olarak tında 30°den daha eğimli arazilere gir- tem 256 MB büyüklüğünde bir RAM ile adlandırılan bir anten daha var. Bu ante- meyecek şekilde hareket ediyor. Bu özel- 256 kByte kapasitesinde bir EPROM’a sa- nin görevi ise HGA-Anteni’nin çalışmadı- lik aracın Mars yüzeyindeki görevleri- hip. Tüm bilgisayar sistemi özellikle -55°C ğı durumlarda devreye girerek söz konusu ni daha güvenilir ve hızlı bir şekilde ye- ile +125°C arasında sorunsuz çalışacak şe- antenin görevini yerine getirmek. rine getirmesini de sağlayacak, çünkü kilde tasarlanmış. Curiosity’nin NASA’ya soracağı bir so- runun cevabının gelmesi için 40 dakika Araç Modülü beklemesi gerekiyor. Robotik Kol: Curiosity’nin Mars yüze- yinde yapacağı analizlerin en önemli par- çası, 2 metre uzunluğundaki bir robotik kol. Bu robotik kolun ana görevi Curiosity tarafından analiz edilmesi planlanan ör- nekleri Mars yüzeyinden toplayarak ara- cın içindeki ilgili analiz birimine aktar- mak. Tıpkı bir insan kolu gibi yani müm- kün olduğunca rahat hareket edebilmesi için eklemli olarak tasarlanan bu kol, üze- rine düşen farklı görevleri kolaylıkla yeri- ne getirebilmesi için matkap, kepçe, fırça ve elek gibi aletlerle de donatılmış. Bilimsel Ekipman: MastCam (Mast Camera): Bu kamera yüksek çözünürlük- te iki kameradan oluşuyor. Curiosity’nin “kafa” bölümünde yer alan MastCam’ın görevi yüzeyin topolojisini ve atmosferi incelemek. 33
Curiosity ChemCam (Chemistry & Camera): SAM (Sample Analysis at Mars): Spektrometre, lazer ve özel bir kamera- Curiosity’nin sahip olduğu en önemli bi- Araç Modülü ChemCam’i kullanırken dan oluşan ChemCam cihazının göre- limsel cihazlardan biri. Üç analiz siste- vi Mars yüzeyindeki kayaları ve çakıl taş- minden oluşan SAM’in görevi, Mars yü- NavCam (Navigation Cameras): Bir çift larını analiz etmek. Cihaz bu görevi yedi zeyinden alınacak toprak ve kaya örnek- yüksek çözünürlükte siyah-beyaz kamera- metrelik bir mesafeden bile gerçekleştire- lerinin ve Mars atmosferindeki gazların dan oluşan NavCam’in görevi adından da bilecek şekilde tasarlanmış. ChemCam de incelenmesinden yola çıkarak, Mars’ın anlaşılacağı gibi çektiği üç boyutlu görün- Curiosity’nin “kafa” bölümünde yer alıyor. geçmişte ve gelecekte yaşam için uygun tüler sayesinde Curiosity’nin “önünü gör- bir yer olup olmadığının ortaya çıkarıl- mesini” sağlamak (navigasyon ve oryan- CheMin (Chemistry and Mineralogy): masıdır. SAM, Curiosity’nin iç kısımla- tasyon). Aynı MastCam gibi NavCam de CheMin Curiosity’nin robotik kolunun rına yerleştirilmiştir. Aynı CheMin gibi Curiosity’nin “kafa” bölümünde yer alıyor. Mars yüzeyinden toz haline getirerek top- SAM de Curiosity’nin sağ orta tarafında layacağı kaya parçacıklarını ve toprak ör- yer alır. HazCam (Hazard Avoidance Came- neklerini inceleyecek olan iki analiz labora- ras): En önemli görevlerden biri de Mars tuvarından biri. Görevi robotik kolun ilete- REMS (Rover Environmental Monito- yüzeyindeki olası tehlikelerin mümkün ceği örneklerin mineral yapısını analiz et- ring Station): REMS Curiosity’nin genel olduğunca önceden sezilmesi. Bu amaç- mek. (Mineraller, bulundukları bölgedeki amaçlı meteoroloji istasyonudur. Ana gö- la Curiosity’nin alt bölümüne Hazcam adı enerji kaynakları da dâhil olmak üzere geç- revi Mars’taki günlük ve mevsimlik deği- verilen yüksek çözünürlükte iki çift siyah- mişteki yaşam şartlarına dair çok önem- şimleri kaydetmek olan REMS’in Mars’ta beyaz kamera yerleştirilmiş. Kameralar li ipuçları taşır). CheMin, Curiosity’nin sağ esen rüzgârların hızı ve yönü, hava ve yü- hep birlikte çalıştığında çok geniş bir ala- orta bölümünde yer alıyor. zey sıcaklığı, atmosferdeki nem oranı ve nı üç boyutlu olarak görüntüleyebiliyor ve hava basıncı gibi değişkenleri periyo- böylece dört metre uzaklıktaki fiziksel teh- dik olarak ölçüp kaydetmesi planlanıyor. likeleri bile kolaylıkla tespit edebiliyorlar. REMS Curiosity’nin “boyun” bölümüne yerleştirilmiştir. RAD (Radiation Assessment Detec- tor): Dünyamızın sahip olduğu manye- tik alan ve atmosfer, gezegenimizi uzay- dan gelen öldürücü radyoaktif ışınlar- dan korur. Fakat Mars’ta hem küresel öl- çekte bir manyetik alan olmaması hem de bu gezegenin atmosferinin ince ol- ması, yüzeyde yüksek miktarda radyas- yon bulunabileceği kanısını güçlendiri- yor. RAD’ın görevi de Mars yüzeyinde- ki radyasyon seviyesini ölçmek ve ölçü- len miktarın özellikle insanlar için öldü- rücü olup olmadığını tespit etmektir. Bu ölçümlerden yola çıkarak varılacak so- nuç, özellikle gelecekte Mars’a yapılacak insanlı uçuşlar açısından çok önemlidir, ayrıca bize Kızıl Gezegen’de geçmişte ya- şam olup olmadığına dair önemli ipuç- ları verecektir. Radyasyon ölçüm cihazı RAD aracın sağ üst kısmındadır. MARDI (Mars Descent Imager): Yük- sek çözünürlüklü bir video kamera olan MARDI’nin görevi Curiosity’nin Mars yüzeyine iniş aşamasının en son kısmın- da (4 km ve altında) etkinleşerek, inilecek bölgenin videosunu ve fotoğraflarını çek- mektir. Kamera, Curiosity’nin sağ ön ta- rafındadır. 34
<<< Bilim ve Teknik Ağustos 2012 MAHLI (Mars Hand Lens Imager): Robotik ko- (yaklaşık iki Dünya yılı) sürecek bu görevi sırasında, Börteçin Ege, lun en ucunda bulunan MAHLI, yüksek çözü- aynı Spirit ve Opportunity gibi NASA’nın ünlü “suyu Viyana Teknik Üniversitesi nürlüklü, renkli bir kameradır; bir çeşit mikros- takip et” prensibini izleyerek, bir yandan gezegende Bilgisayar Mühendisliği kop olarak da düşünülebilir. MAHLI’nin görevi su olduğunu ispat etmeye diğer yandan da Mars’ın Bölümü’nü bitirdikten sonra, Curiosity’nin karşılaştığı çok küçük maddeleri ince- yüzeyi ve atmosferi ile ilgili toplayabildiği kadar bilgi yüksek lisans öğrenimini lemektir. toplamaya çalışacak. Curiosity’nin öncü niteliğinde- de 2005 yılında yine Viyana ki bu görevi yakın gelecekte Mars’a yapılması planla- Teknik Üniversitesi’nde APXS (Alpha Particle X-Ray Spectrometer): Ro- nan insanlı uçuşlar açısından da hayati önem taşıyor. tamamladı. Yüksek lisans botik kolun üzerinde bulunan APXS’in görevi Mars Curiosity’nin 6 Ağustos’ta Mars’a inişi sırasında tüm çalışması kapsamında yüzeyindeki kayaların ve toprağın kimyasal yapı- Dünya’ya yaşatacağı heyecan dolu 7 dakika’nın ar- Siemens-Almanya için sını ve bunların hangi süreçler sonucunda oluş- dından Mars yüzeyine sağ salim ineceğini ümit edi- birbiriyle bilgi alışverişinde tuğunu tespit etmektir. APXS özellikle sodyum, yoruz. Önümüzdeki aylarda Curiosity’nin Mars’tan bulunabilen iki magnezyum, alüminyum, silisyum, kalsiyum, de- Dünya’ya göndereceği birbirinden ilginç haberlerde ilişkisel veritabanı mir ve kükürdün varlığına hayli duyarlıdır. APXS, buluşmak üzere. modelleyerek programladı. Curiosity’nin ön orta tarafına yerleştirilmiştir. Şu anda Hacettepe Üniversitesi’nde semantik DAN (Dynamic Albedo of Neutrons): Curiosity’nin web üzerine doktora arka kısmında bulunan bu cihazın görevi ise ara- öğrenimi görüyor. Ayrıca cın gittiği yerlerde su, buz veya hidrojen olup olma- çeşitli firma ve kurumlara dığını tespit etmek. Yüzeyin bir metre altına kadar semantik web teknolojileri ölçüm yapabilen bu cihaz, su aradığı bölgede hid- konusunda danışmanlık rojen, buz veya su bulunup bulunmadığını nötron yapıyor. bombardımanı ile tespit etmektedir. Kapsülün Mars yüzeyine inişi sırasında Gale Krateri: Curiosity’nin gelecekteki “evi”: Yu- erişilecek yüksek hızın karıda da belirtildiği gibi Curiosity’nin 6 Ağustos’ta frenlenmesinde kullanılacak Mars’a inmesi bekleniyor. İniş bölgesi olarak seçilen paraşüt Gale Krateri yıllarca süren çalışmaların ardından 100 bilim insanı tarafından, 30 aday bölge arasın- NKaAySnAak(Tlahre National Aeronautics and Space Ritz, F., Craig E., “Multi-Mission Radioisotope dan seçilmiş. Adını Avustralyalı astronom Walter F. Administration), “Mars Science Laboratory Launch”, Basın Thermoelectric Generator (MMRTG) Program Gale’den alan 154 km çapındaki ve etrafı yüksek dağ- Duyurusu, Kasım 2011. Overview”, Boeing Company, JPL, 2011. larla çevrili bu kraterin en önemli özelliği Mars yüze- Jet Propulsion Laboratory (JPL), California Institute of Space Daily, “Boeing To Build Space-borne Power yine göre alçak bir alanda bulunması. Su, yüksek böl- Technology, “Mars Science Laboratory: Mission”, http:// Generator”, http://www.spacedaily.com/reports/Boeing_ gelerden alçak bölgelere doğru aktığından, bilim in- Mmaarksopvrsokgyr, aAm.,.Ijlpolt.tn,aPs.av.egoTva/ymlosr,l/Jm., “iMssiaorns/Science TLoei_teBnubieldrg_eSrpBa.c,e“bDoirenRe_adPioowiseort_oGpeenneelreamtoern.htetmanl Bord sanları bu krater bölgesinin geçmişte Mars’ta su bu- Laboratory Telecommunications System Design”, JPL, von Raumsonden”, http://www.bernd-leitenberger.de/ lunup bulunmadığına dair kesin kanıtlar sunacağı- Kasım 2009. BcaAssEinSiy-srttegm.shs,t“mRlAD750 radiation-hardened PowerPC nı düşünüyor. Curiosity Mars yüzeyinde bir Mars yılı Brugarolas, P., San Martin, M. ve Wong, E., “The RCS microprocessor”, Mhtatpim://ownwe,wM.b.aveesyHsetelmmisc..c,oDm, “/Autonomy attitude controller for the exo-atmospheric and guided Bajracharya, M., entry phases of the Mars Science Laboratory”, JPL, 2010. for Mars Rovers: Past, Present, and Future”, JPL Jet Propulsion Laboratory (JPL), “Mars Science Laboratory Havelund, K., Groce, A., Smith, M., Barringer, H., Parachute Qualification Testing”, http://marsprogram.jpl. “Monitoring the Execution of Space Craft Flight Software”, Una.Ss.aD.geopva/mrtmsl/ennetwosf/Energy, “Space Radioisotope Power JPL, 2009. Systems - Multi-Mission Radioisotope Thermoelectric Yalen, W., “Advanced Lithium-Ion Battery Applications & Generator (MMRTG)”, Eylül 2006. Materials Considerations”, Yardney Technical Products, Inc., 19 Haziran 2009 35
Özlem Kılıç Ekici Dr., Bilimsel Programlar Başuzmanı, TÜBİTAK Bilim ve Teknik Dergisi Biyolüminesans Işıldayan Canlılar, Biyolojik Işıldama
Bilim ve Teknik Ağustos 2012 Ateşböceklerinin yaz gecelerini aydınlatan ışıklı Hayat ağacı yanıp sönen, parlayan, ışıltılarıyla dansları, avını başından sarkan ışıklı bir diken sayesinde göz kamaştıran organizmalarla donanmış halde. yakalayan fener balığı, denizlerde yakamoz dediğimiz Bu canlılar başka bir âlemden gelmedi. olayı gerçekleştiren tek hücreli canlıların su yüzeyindeki Yaşadığımız dünyada, özellikle denizlerde bu canlılardan muhteşem dansı, denizanalarının ışıldayarak bol miktarda var. Peki bu canlıları diğer canlılardan denizin derinliklerinde süzülmesi. farklı kılan ne? Cevap çok basit: Biyolojik olarak ışık üretebilme yeteneği. Biyolüminesans yani enzimler denetiminde oluşan bir kimyasal tepkime sonucunda ısı yerine açığa çıkan“soğuk ışık”. Doğal ve rengârenk bir canlılık. Işıldayan canlılar, ister karada olsun ister denizin derinliklerinde, pırıltılarıyla doğanın akıl almaz güzelliğine eşlik ederek yaşadığımız dünyaya renk katıyorlar.
Biyolüminesans: Işıldayan Canlılar, Biyolojik Işıldama yorlar. Ateşböcekleri, ışıldayan larvalar Biyolüminesans kimyasal tepkime so- yani kurtçuklar, fener balığı, bazı deni- nucu oluşan lüminesansın yani ışıldama- htiyaç duyduğumuzda parmakları- zanaları, ahtopotlar, mürekkep balıkla- nın canlılar tarafından oluşturulan bir çe- mızın uçları birer ışıldak gibi yanıp rı, mercanlar, bazı mantarlar ve mikro- şidi. Dışarıdan UV ışık kaynağı ile uyarıl- organizmalar bu tür ışık yayan canlıla- maya gerek duymadan, kendiliğinden ışık İsönseydi ne kadar pratik olurdu de- ra örnek gösterilebilir. Peki bu canlıların kendi ışıklarını üretmesini ve yaymasını üretme ve yayma ğil mi? Karanlıkta çantamızda evimizin sağlayan şey nedir? Bu süreçten sorumlu olayı. Biyolümine- anahtarını ararken, temkinli bir şekilde olan şey aslında enerji. Çoğumuzun bil- sansın, floresans, yolumuzu bulmaya çalışırken ya da en diği gibi kimyasal enerji ısı olarak açığa fosforesans ya da kötüsü elektrik kesildiğinde karanlığın çıkabilir, tıpkı yediğimiz besinlerin vü- ışığın yansıması ile ortasında öylece çaresiz kalakalmışken cut ısısına dönüşmesi gibi. Ama biyolü- karıştırılmaması ge- fener gibi yanan parmak uçlarımızın ol- minesan canlılarda kimyasal enerji ışık rekiyor. Derinsu de- ması ne çok işimize yarardı. Her ne ka- olarak açığa çıkıyor. niz canlıların yakla- dar bizler kendi ışığımızı kendimiz ya- şık % 90’ı biyolümi- pamasak da bazı canlılar biyolümine- nesans özelliğe sahip. Bu canlıların birço- sans denilen bir kimyasal tepkime sonu- ğunun yaydığı ışık mavi ve yeşil ışık tayfı- cunda kendi ışıklarını üretiyor ve yayı- na ait, yani deniz suyunda kolayca iletile- bilen dalga boyları aralığında. Bazı çene- siz balık türlerinin kırmızı ve kızılötesi ışık yaydığı da biliniyor. Tomopteris cinsine ait balık türleri ise sarı ışık yayıyor. Biyolümi- nesan canlıların bazılarının gece karanlıkta daha belirgin parladığı biliniyor. Biyolüminesans özelliği karada yaşa- yan canlılarda deniz canlılarına göre da- ha ender görülüyor. En bilinen örnekler ateş böcekleri ve ışıldayan kurtçuklar. Ba- zı böcekler, böcek larvaları, halkalı solu- canlar ve eklembacaklılar da ışık yayıyor. Bazı fungus cinslerinin sporları, bakteriler ve özellikle şapkalı mantarlar da ışıldıyor. Deniz yüzeyinin sanki üzerinde bir süt katmanı varmış gibi, beyazı andıran bir ışıkla ışıldaması, uzaydan çekilen uy- du fotoğraflarında bile belirgin bir şekilde, özellikle de Hint Okyanusu’nda, görülü- yor. Bu tür yoğun, beyazımsı ışıldamanın biyolüminesan özelliğe sahip deniz bakte- rileri (Vibrio harveyi) tarafından oluştu- rulduğu söyleniyor. Bu tür bakteriler özel- likle popülasyon belli bir yoğunluğa ulaş- tığında dışarıdan bir uyarana gerek kal- madan sürekli ışıldıyorlar ve bu olay uydu fotoğraflarıyla görüntülenebiliyor. Denizlerde yakamoz meydana geti- ren tek hücreli, çift kamçılı planktonlar (Dinoflagellates) özellikle bazı bölgeler- de geceleri çok belirgin ışık saçıyor ve insanların ilgi odağı oluyorlar. Öyle ki bu ışığın karanlıkta deniz kıyısında otu- rup kitap okumaya yetecek düzeyde ol- duğu söyleniyor. 38
>>> Bilim ve Teknik Ağustos 2012 Özellikle Noctiluca cinsi fitoplank- Doğanın Biyolüminesansı: kullanarak, ışığa dolayısıyla tam ağızla- tonlar gündüzleri denizde kırmızı ada- İlginç Canlılar rının önüne gelen küçük balıkları avlar. cıklar oluştururken, gece olduğunda Aslında fener balığı tüm canlılar içinde parlak mavi ışık yaymaya başlıyor. Bu Biyolüminesan canlıların ışık üret- hem kendi ışığını üreten hem de ortak göz alıcı mavilik sadece suda herhangi mesinin ve yaymasının temel nedenleri yaşadığı bakteriler sayesinde ışık yayan bir hareket meydana geldiğinde ortaya arasında üreme, cezbetme, avlanma, yi- tek balık türü. Sırtındaki dikenler balı- çıkıyor ve bu etki de en fazla kıyıya vu- yecek bulma, iletişim kurma, kamuflaj, ğın kendi ürettiği ışığı yayıyor, dikenler- ran dalgalarda görülüyor. Bu fitoplank- savunma, korunma, yol bulma, taklit ve den en uzun olanının ucundaki organı tonların insanlar için sağlık açısından yardım çağırma geliyor. ise ışıldayan bakteriler aydınlatıyor. bir tehdit yaratmadığı söyleniyor, yani mavi ışık saçan denizler ve göllerde su- Ateşböceklerinin erkekleri ılık yaz Bir diğer balık cinsinin de gözlerinin ya girmek ve ışıkla oynamak mümkün. gecelerinin karanlığında kendilerine uy- altındaki torbacık benzeri organlarda Eğlenceli ve farklı bir tecrübe olsa gerek. gun eşi bulmak amacıyla ışık saçar. Vü- ışıldayan bakteriler bulunuyor ve balığın cudu çok yassı, kafası ve ağzı büyük olan gözleri tıpkı bir ampul gibi ışık saçıyor. fener balığının sırtında iki yüzgeç ve di- Balık bu ışığı avcılarından korunmak, kenler vardır. Bu dikenlerden biri diğer- iletişim kurmak ve avını kolayca yakala- lerinden çok daha uzundur ve balığın mak için kullanıyor. Başka deniz canlıla- ağzının önüne kadar sarkar. Bu dikenin rı da avcılarını korkutmak ve kaçırmak ucunda bulunan ve fener balığı ile ortak için parlak ışık saçıyor. Yakamozu ger- yaşayan bakteriler, ışık üretir. Özellik- çekleştiren planktonlar ise sadece bir ha- le dişi fener balıkları fenerlerini olta gibi reket hissettiklerinde ışıldayarak kendi- 39
Biyolüminesans: Işıldayan Canlılar, Biyolojik Işıldama lerini rahatsız eden küçük balıkları avla- doğru uçan başka böcekler bu yapışkan ışık” birçok kültür- yacak daha büyük avcı balıkları cezbet- tuzaklara takılır ve larvanın yemi olur. de efsanelere, halk meye çalışıyor, bu da bir çeşit savunma Acıkmış olan larva sarkıtlara yapışan hikâyelerine ve çe- ve korunma mekanizması. Mürekkep böcekleri yemek için bu sarkıtların üze- şitli batıl inançlara balığının ise sadece vücudunun alt kıs- rinden aşağıya doğru kayarak hareket konu olmuş. Örne- mı ışıldar, bu da balığın bulunduğu orta- eder. Yeni Zelanda’daki Waitomo Mağa- ğin eski zamanlar- mın rengine uyum sağlayarak saklanma- rası bu açıdan turistlerin büyük ilgisini da gemiciler ışılda- sını kolaylaştırır. çekiyor. Işıldayan larvaların oluşturduğu yan denize uyan- sarkıtları görmek isteyenler akın akın bu dıklarında deniz tanrısı Poseidon’un eli- Doğada gözlenen ilginç bir diğer bi- mağarayı ziyaret ediyor, sırf bunun için nin denize değdiğini düşünürmüş. Or- yolüminesans örneği de ışıldayan kurt- özel turlar düzenleniyor. manlarda ışıldayan mantarların da peri- çuklar. Nehir ve dere yataklarında yaşa- ler ya da kayıp ruhlar olduğu sanılırmış. yan küçük sinekler yumurtalarını yakın- Biyolüminesans Efsaneleri lardaki nemli mağaraların ya da oyukla- ve Gerçekleri rın tavanına bırakır. Bu yumurtalardan çıkan kurtçuk şeklindeki larvaların kuy- Biyolüminesans yüzyıllardır insanla- rukları ışıldar ve parlar. Özellikle de lar- rın ilgisini çeken, merak uyandıran bir valar acıktığında kuyrukların ışıltısı ar- olgu. Bilim insanları canlıların bu özelli- tar. Larvalar ışıldayan kuyruk uçların- ğinin ilk meydana geldiği zamandan iti- dan yapışkan bir sıvı salgılar, bu sıvı tıp- baren en az 50 defa değişim geçirerek bu- kı uzayan sarkıtlar gibi mağaranın tava- günkü şeklini aldığını düşünüyor. “Canlı nından aşağıya doğru sarkar. Bu ışıltıya 40
>>> Bilim ve Teknik Ağustos 2012 Kuzey Amerika yerlilerinin inancı- na göre de ateşböcekleri kayıp çocuk- ları aramak için cennetten düşüp gelen yıldızlarmış. Japonlar ise ateşböcekleri- nin Ay prensesinin gözyaşları olduğu- na inanıyor. Ateşböceklerinin 17. yüzyıl- da tarihin gidişatını değiştirdiği de söy- leniyor. İngilizler denizde keşif yolculu- ğu yaparken Küba’yı uzaktan görür, an- cak adada yanıp sönen titrek ışıkları fark edince İspanyolların orada kamp ate- şi yaktığını zannedip Küba’ya uğrama- dan geçerler. Çünkü yanıp sönen o ışık- ların, havada uçuşan ateşböcekleri oldu- ğu akıllarına gelmez. Aslında biyolüminesans tarihteki en eski araştırma alanlarından biri. Es- ki Yunan filozoflarından Aristoteles de- niz canlılarının yaydığı ışıkları detay- lı bir şekilde inceleyen ilk kişi olarak bi- liniyor. Aristoteles notlarında bu ışığın mum alevinin ışığının tersine soğuk ışık olduğunu da belirtiyor. Işıldayan canlıların ilginç dünyası- nın bilim isanlarının yanı sıra film ya- pımcılarını da meraklandırdığını ve on- lara ilham verdiğini görüyoruz. Bazıla- rınız Avatar adlı bilim kurgu filmini si- nemada, dev ekranda seyretmişsiniz- dir. Bir gaz devinin yörüngesinde dönen Pandora isimli bir uyduda yaşayan, ma- vi renkli insanların ve ışıldayan canlıla- rın ekrandaki görüntüleri gerçekten bü- yüleyiciydi. Aynı şekilde Kayıp Balık Ne- mo filminde de denizin bilinmeyen de- rinliklerinde ışıldayan deniz analarını ve kocaman kafasındaki ışıldayan tuzak fe- neri sayesinde avını yakalayan korkunç, iri dişli fener balığını görmüştük. 41
Biyolüminesans: Işıldayan Canlılar, Biyolojik Işıldama Bir atomun ışımasının frekansı, elekt- Işıldamanın tetikleyici enerji kaynağı- ronun çekirdek çevresindeki dönüş fre- na göre farklı çeşitleri var: ABD’li bilim insanları işi bir adım daha kansına bağlıdır. Farklı atomların dış elekt- ileriye taşıyarak New York şehrinde bulu- ron kabuğu farklı olduğu için salınan ışı- l Isıl ışıldama (Termolüminesans) nan Amerikan Doğa Tarihi Müzesi’nde manın frekansı da değişik olacaktır. Elekt- l Optik uyarmalı ışıldama biyolüminesans ile ilgili çok kapsamlı ve ron çekirdeğe yakınsa dönüş frekansı arta- l Sürtünmeyle ışıldama eğitici bir sergi açmış. “Creatures of Light: cak, bunun sonucunda da yayılan ışımanın Nature’s Bioluminescence” (Işığın Varlık- frekansı yüksek olacaktır. Başka bir deyiş- (Tribolüminesans) ları: Doğa’nın Biyolüminesansı) isimli bu le, açığa çıkan ışığın dalga boyu (yani ren- l Kimyasal tepkime sonucu ışıldama serginin 31 Mart’ta açıldığı ve 6 Ocak 2013 gi) her lüminesan madde için farklı olabilir. tarihine kadar da devam edeceği bildirili- (Kemilüminesans) yor (http://ez-www.amnh.org/creatures- l Elektriksel ışıldama of-light/). Bu sergide biyolüminesan özel- l Radyo ışıldama lik gösteren tüm canlıları bütün gerçeklik- leri ve nefes kesen güzellikleriyle dev ak- varyumlarda görmek mümkün, tabii gi- dip ziyaret etme fırsatı bulabilenler için. Ama gidemeyenler için, müzenin internet sayfasındaki video görüntüler de izlenme- ye değer doğrusu. Bu doğal olayın nasıl ve neden gerçekleştiği ile ilgili detaylı bilgile- ri tüm örnekleriyle bu sayfada toplu hal- de bulmanız ve ışıldayan canlıların gerçek görüntülerini ve nasıl ışık saçtıklarını izle- meniz mümkün. Lüminesans: Işıldama Bazı maddeler bir dış kaynaktan al- dıkları enerjinin bir kısmını, kendi ısıla- rı değişmeksizin, elektromanyetik ışıma olarak yayar. Işık veren maddelere lümi- nesan madde denir. Bunun diğer elekt- romanyetik ışımalardan temel farkı, ışıl- dayan maddenin ısısında bir değişme ol- mamasıdır. Bu yönüyle ışıldama, «so- ğuk ışık» olarak da adlandırılır. Dış uya- rı elektrik akımı, biyokimyasal tepki- me, ışık, X-ışını veya morötesi ışın ola- bilir. Lüminesan maddenin atomların- daki uyarılan dış yörünge elektronları, yüksek enerjili konuma geçer. Uyarılan elektronlar, normal konumlarına dön- düğünde, elektromanyetik radyasyonu görünür ışık şeklinde açığa çıkarır. 42
>>> Bilim ve Teknik Ağustos 2012 Biyolüminesansın Kimyası sının nedeni, kimyasal tepkimenin ger- leşiyor. Aslında atom düzeyinde iki me- çekleşmesi için kullanılan enerjinin yak- kanizma birbirine benziyor. Her iki du- Biyolüminesans, kimyasal ışıldama- laşık % 98’inin ışık halinde dışarı veril- rumda da elektronların uyarılma sonu- nın (kemilüminesans) doğal olarak olu- mesi, % 2’sinin de ısı olarak yitirilme- cu hareketlenerek enerji ile yüklenme- şan bir çeşidi yani enerjinin kimyasal si. Yani ısı halinde enerji kaybı yok de- si ve bunu takiben tekrar normal konu- bir tepkime neticesinde ışık olarak açı- necek kadar az. Klasik ampullerin oluş- ma geçmeleri sırasında ışığın yan ürün ğa çıkması. Biyolüminesan organizma- turduğu ışık akkor dediğimiz mekaniz- olarak meydana geldiğini görüyoruz. lar bir renk maddesi proteini olan lüsife- ma sayesinde oluşuyor. Ampullerin için- İki mekanizma arasındaki fark tetikle- rini ve lüsiferaz enzimini üretir. Lüsife- deki tel çok ısınır ve ışığı yansıtır. Işığın yici faktörlerde. Biyolüminesansta tetik- rin oksijenle tepkimeye girerek ışık oluş- bu şekilde oluşturulması için bu kadar leyici olan şey lüsiferin/lüsiferaz komp- turur. Lüsiferaz enzimi katalizör ola- fazla ısı üretilmesi çok fazla enerji kaybı- leksi ve bu etkileşime oksijenin de dahil rak rol oynayarak tepkimeyi hızlandı- na sebep olur. Günlük hayatta kullanılan olmasıyla ortaya çıkan kimyasal tepki- rır. Tepkimeye bazen kalsiyum iyonları elektrik enerjisinin floresan lambalarda me. Lüsiferin proteinleri yüklü hareket- ve ATP (adenozin trifosfat) gibi faktör- % 75’i ışık, % 25’i ısı, klasik ampullerde li elektronlar halinde enerjiyi depoluyor. ler de dahil olur. Kimyasal tepkime hüc- ise % 25’i ışık, % 75’i ısı olarak açığa çı- Bu elektronlar bağlarından lüsiferaz en- renin içinde ya da dışında gerçekleşebi- kıyor. Anlayacağınız biyolüminesan ya- zimi sayesinde kopuyor. Serbest kaldık- lir. Bakterilerde biyolüminesans ile ilgi- ni ışıldayan canlılar enerjilerini çok ve- larında daha az enerji dolu oluyorlar ve li genlerin ifade edilmesi Lux operonu rimli kullanıyor. bu enerjilerini foton ya da ışık şeklinde (genlerin ifade edilmesinin düzenlen- açığa çıkarıyorlar. Biyolüminesan özel- mesini denetleyen kalıt bölge) tarafın- Biyolüminesans ve lik gösteren tüm canlılarda aynı tip kim- dan kontrol edilir. Biyolüminesan can- Biyofloresans Aynı Şeyler mi? yasal tepkime görülüyor. Biyofloresans lıların “soğuk ışık” ürettiğinden bahset- ise organizmadaki renk maddesinin dış tik. Bu ışığın soğuk olarak adlandırılma- İkisi de canlılarda görülüyor. Biyolü- kaynaktan ışığı emmesi neticesinde olu- minesansta canlının kendisi ışığın kay- şuyor. Bu renk maddesi, tek bir rengin nağı yani canlının vücudundaki kimya- belli dalga boylarındaki ışığını emiyor ve sal maddeler elektronları uyararak ışığı bunu farklı bir renk olarak dışarı yansı- oluşturuyor. Işığın yayılması için dışarı- tıyor. İşlem sırasında enerjinin bir kısmı dan bir UV ışık kaynağı tarafından uya- ısı olarak kaybediliyor. Bu nedenle açı- rılmaya ihtiyaç yok. Biyofloresans ise dı- ğa çıkan ışığın enerjisi düşük ama dalga şarıdan gelen uyarının (bu uyarı görü- boyu emilen ışıktan daha yüksek oluyor. nür ışık, X-ışını, morötesi ışın olabilir) Bu dalga boyunda meydana gelen deği- emilip anında geri salınması ile gerçek- şim, farklı renklerin oluşmasını sağlıyor. Örneğin Karayip Denizi’ndeki mer- can adalarının ışık kaynağı Güneş’tir. İçerdikleri renk maddesinin özelliğine bağlı olarak, mercanlar güneş ışığını so- ğurduklarında ışıl ışıl mavi, kırmızı, çivit mavisi, yeşil, sarı, turuncu floresan renk- ler, ancak mercanların üzerlerine kuv- vetli bir ışık kaynağı tutulduğunda yan- sır. Biyofloresan organizmalar biyolümi- nesanlara oranla daha zengin renkli ışık yayar. Aequorea victoria türü denizanasın- da ise hem biyolüminesans hem de bi- yofloresans özelliği bulunuyor. Bu can- lılarda görme ve işitme duyuları geliş- memiş. Herhangi bir cisime sürtündük- lerinde, dürtüklendiklerinde ya da seyir halindeyken vücutları ışıldamaya başlı- yor. Küçük ışık organlarının içindeki ae- quorin proteini sayesinde gerçekleşen 43
Biyolüminesans: Işıldayan Canlılar, Biyolojik Işıldama na gelir. Bu 238 molekülün meydana ge- DNA ve protein araştırmalarında tirdiği üç boyutlu yapı, başka bir prote- farklı renklerdeki floresan proteinlerin kimyasal tepkime sonucunda (biyolümi- ine, moleküle veya kimyasal tepkimeye kullanılması molekül görüntüleme tek- nesans) mavi ışık oluşur, sonrasında ye- ihtiyaç duymadan etrafına floresan yeşil niklerinin daha verimli kullanılması- şil floresan proteini (GFP-Green Fluores- ışık verir. Bu özelliğinden dolayı özellikle na imkân tanımış. Yeşil floresan protei- cent Protein) bu ışığı bir uyarı olarak alır moleküler biyoloji, biyoteknoloji, genetik ni, canlı hücreler içinde işaretleyici gen ve yeşil ışık olarak ortama salar (biyof- mühendisliği ve biyomedikal alanlarda olarak da kullanılabiliyor. Bakteri, maya loresans). çalışan bilim insanlarının bir hayli ilgisi- hücreleri, bazı bitkiler, zebra balığı, fare- ni çekmiş. Bu protein üzerinde pek çok ler, maymunlar ve kediler üzerinde ya- Işıldayan Proteinler ve çalışma yapılmış ve mercanlardan sade- pılan deneyler olumlu sonuçlar vermiş. Biyoteknoloji ce yeşil değil başka renklerde de (kırmı- Bu canlılara genetik mühendisliği yön- zı ve mavi) ışık verebilen proteinler elde temleri ile floresan proteinini kodlayan Deniz anasının vücudunda ürettiği edilmiş. Ayrıca yalnızca mavi ışıkla de- gen aktarılmış. Genetik yapılarına ekle- bir floresan molekül olan yeşil floresan ğil, morötesi ışıkla da uyarılan ve etkinle- nen bu kod gereğince floresan proteini proteini (GFP) 238 aminoasitten meyda- şen floresan proteinler kullanılmaya baş- sentezleyen canlılar, kullanılan floresan lanmış. Bu proteinler sayesinde, canlı do- proteininin cinsine göre mavi veya mo- kularda ve hücrelerde ne tür biyolojik et- rötesi ışığa maruz bırakıldıklarında yeşil kinlikler olduğu daha kolay anlaşılmaya ışık saçarak parlıyor. GFP sayesinde tıb- başlanmış Örneğin kök hücrelerin nasıl bi araştırmalarda genlerin işaretlenmesi özelleştiği, beyin hücrelerinin nasıl bir- ve kritik gen dizilimlerinin belirlenmesi birleriyle iletişim kurduğu gibi konular- çalışmaları da hız kazanmş. Aynı şekil- da araştırmalar başlatılmış. de kanserli hücrelere bağlanması sağla- 44
<<< Bilim ve Teknik Ağustos 2012 nan floresan proteini sayesinde ameliyat sırasında leyiş mekanizmaları ve yapılarından ilham alına- kanserli hücrelerin gözle görülür hale gelebileceği rak bazı endüstriyel tasarımlar geliştirilmeye çalı- ve ameliyatların çok daha hassas bir şekilde yapıla- şılıyor. Geceleri yol kenarlarını aydınlatacak biyo- bileceği söyleniyor. Kanserin yanı sıra sinir doku- lüminesan ağaçlar, sadece suya ihtiyacı olduğu za- sunun bozulmasıyla ortaya çıkan birtakım rahat- man ışıldayacak bitkiler, gıdalardaki bakteri bulaş- sızlıkların tespiti, HIV araştımaları gibi daha bir- malarını kolayca tespit etmeye yarayacak yöntem- çok alanda bu protein kullanılıyor. ler önerilen çalışmalar arasında yer alıyor. Biyolüminesans ortak simbiyotik yaşam, popü- Doğayı temel alarak yapılan araştırmaların ne lasyon dinamiği, bakteri hücrelerinin birtakım sin- kadar önemli olduğunu bir kere daha anlıyoruz. yal molekülleri sayesinde birbirleriyle iletişim kur- Bilim insanlarının ilgisini çeken biyolüminesan ması gibi çalışma alanlarında model olarak kulla- canlıların merak uyandıran ışıldama özellikleri ve nılmış. mekanizması araştırılırken birden bir protein keş- fediliyor ve bu protein sayesinde birçok bilinme- Devam eden çalışmalar gelecek vaat ediyor. Bi- ze ışık tutabilecek yeni yeni araştırmalar başlıyor. yolüminesan canlıların ışık yayan organlarının iş- Doğayı dikkatlice izlemeye ve ondan ilham alma- ya devam edelim. Kaynaklar zoology/all-about-animals/bioluminescence.htm http://www.annualreviews.org/doi/full/10.1146/annu- http://en.wikipedia.org/wiki/Green_fluorescent_pro- rev-marine-120308-081028 tein http://ez-www.amnh.org/creatures-of-light/ http://en.wikipedia.org/wiki/Bioluminescence http://blogs.scientificamerican.com/anthropology- http://www.lifesci.ucsb.edu/~biolum/organism/milk- in-practice/2012/03/29/let-there-be-living-light- ysea.html bioluminescence-in-nature/ http://science.howstuffworks.com/environmental/life/ 45
Metin Arık Yeşil Nükleer Enerji Saleh Sultansoy Proton Hızlandırıcıya Dayalı M. Atıf Çetiner Toryum Yakıtlı Enerji Sistemi Abdullatif Çalışkan Pehlül Serkan Bilgin Türkiye’nin zengin toryum rezervlerine hızlandırıcı teknolojisini ekleyebilirsek ülkemizin ve hatta Dünya’nın enerji problemini çözebilir, böylece Profesör Engin Arık’ın rüyasını gerçekleştirebiliriz. Spallasyon tepkimesi: 21.yüzyılın stratejik teknolojileri arasında Bu sistemin geleneksel reaktörlerden en önem- Yüksek enerjili protonla önemli yere sahip parçacık hızlandırı- li farkı, nükleer süreci tetikleyen nötronların reak- çekirdeğin çarpışması cıları bilim, teknoloji, tıp ve sanayinin törün dışında proton hızlandırıcı kullanılarak üre- sonucunda nötronların birçok alanında kullanılıyor. Ülkemiz açısından bel- tilmesidir. Bu nedenle de prensip olarak Çernobil’de elde edilmesi ki de en önemli kullanım alanı ise Nobel Ödülü sa- yaşanan türden kazaların olması mümkün değildir. hibi Carlo Rubbia’nın önderliğinde 1990’larda Avru- Diğer bir önemli avantaj da, uzun ömürlü nükleer Çekirdek pa Nükleer Araştırma Merkezi (CERN) tarafından atıkların çok az olmasıdır. önerilen, Enerji Yükselteci (Energy Amplifier-EA) 46 veya Hızlandırıcı Sürümlü Sistem (Accelerator Dri- ADS teknolojisi yapısal olarak proton hızlandı- ven System-ADS) teknolojisi. Dünyanın artan ener- rıcıdan, nötron spallasyon (yongalama, bkz. Resim ji ihtiyacını karşılamak için geleneksel nükleer re- 1) hedefinden ve kritikaltı modda çalışacak yeni tip aktörlere alternatif olarak geliştirilen bu teknoloji, bir nükleer reaktörden oluşur. Bu sistemde proton özellikle son yıllarda büyük aşamalar kaydetti. Tor- hızlandırıcıdan elde edilecek yüksek akımlı ve yük- yumu nükleer yakıt olarak kullanmaya imkân sağla- sek enerjili proton demeti, bir nötron kaynağı olarak yacak bu teknoloji Türk kamuoyunun gündemine, kullanılacaktır. İstenilen parametrelere sahip proton 2007’de elim bir uçak kazasında kaybettiğimiz Prof. demetinin bir hedefe çarptırılmasıyla üretilen nöt- Dr. Engin Arık’ın 2002’de basına verdiği söyleşi ile ronlar, reaktördeki nükleer yakıtla etkileşip fizyon taşınmıştı. sürecini başlatacaktır. Dolayısıyla ADS sisteminin gelişimi, GeV (milyar elektron volt) enerjili proton Son yıllarda başta Belçika, Çin ve Hindistan ol- hızlandırıcıya, hedef seçimine ve reaktör tasarımı- mak üzere birçok ülkede bu konuda ulusal prog- na bağlıdır. Bunlar arasında proton hızlandırıcı ki- ramlar başlatılmış ve uluslararası işbirlikleri oluş- lit rol oynar. turulmuştur. Ülkemizin de en kısa zamanda ulusal bir program başlatması ve uluslararası işbirliklerine Günümüzde ADS teknolojisi, proton hızlandırıcı dâhil olması şarttır. teknolojsi ile doğru orantılı olarak gelişiyor. Nötron kaynağı olarak pek çok alanda geniş bir uygulama Nötron ve araştırma potansiyeline sahip olan proton hızlan- Proton dırıcıların, özellikle enerji üretimi için kullanılma- ları söz konusu olduğunda, güvenilirliği ve kullanı- labilirliği ön plana çıkar, çünkü bu sistemlerde ideal olan sürekli enerji üretimidir. ADS sisteminde Ar-Ge çalışmaları yapılma- sı gereken ikinci konu, spallasyon hedef teknoloji- sidir. Spallasyon nötronlarını üretmek için kullanı- lacak malzemenin seçimi, nötron üretimini maksi- muma çıkaracak nitelikte olmalıdır. Günümüzde çe- şitli merkezlerde tungsten, tantalyum, kurşun, kur-
>>> Bilim ve Teknik Ağustos 2012 şun-bizmut karışımı malzemeler denenerek, 1 GeV Bir yılda 1 GW kesintisiz güç üretmek için: enerjili proton demeti için proton başına 20-30 spal- lasyon nötronu üretildiği gözlemlenmiştir. 3.500.000 ton kömür 200 ton Uranyum 1 ton Toryum Şekilde, aynı miktarda güç elde Çevre üzerinde CfaOk2aettykeisniiddüeşnüikşleme CPOlo2teotnkyisuimdüvşeük. etmek için kullanılan kömür, ADS sisteminde Ar-Ge çalışmaları yapılma- önemli etki zorluğu var.Zararlı radyoaktif atıkların uranyum ve toryum yakıtlarının sı gereken bir diğer alan, reaktör tasarımı konusu- (özellikle CO2yayılımı) atıkların çok uzun süreli dönüşümü karşılaştırılması görülüyor. dur. Geleneksel reaktörlerde yakıt olarak katı uran- depolanması yapılabilmektedir. yum çubukları kullanılırken, ADS reaktöründe sı- problemi var. Depolanan zararlı Carlo Rubbia, Energy 2050, Stokholm vı toryum yakıtı kullanılacaktır. Sıvı yakıt kullanan Nükleer silahların atıkların miktarı ve ADS reaktörünün tasarımı standart reaktörlerin- yayılması problemi var. yarıömürleri daha azdır. Hızlandırıcı sürümlü kinden farklıdır. Reaktörün merkezinde spallasyon Nükleer silahların sistemlerin çalışma nötronlarını üretecek hedef bulunur. Sıvı yakıt ise, yayılması problemi prensibinin gösterimi: proton demetinin hedefe çarpmasıyla açığa çıkacak Proton hızlandırıcıdan gelen nötronları soğurabilmesi için reaktörün çekirdeğini elementlerine ilave olarak bölünebilir olmayan tor- proton demeti spallasyon sarmalayacak şekilde yerleştirilir. yum elementinin de kullanılması mümkündür. Tor- hedefine çarptıktan sonra yum-232, doğada uranyumdan yaklaşık dört kat da- üretilen hızlı nötronlar, Hızlandırıcı Sürümlü Sistemler ha fazla bulunur. Toryum elementinin nükleer ya- uzun ömürlü nükleer atıkları kıt olarak kullanılabilmesi, başta Türkiye olmak kısa ömürlü ve depolanması Yüksek akımlı ve yüksek enerjili proton hızlan- üzere, toryum rezervi olan ülkeleri doğrudan ilgi- kolay atıklara dönüştürür. dırıcılar, atom numarası yüksek olan bir hedeften lendirmektedir. Toryum-232 ADS sisteminde yakıt Bu sistemi enerji üretmek için spallasyon tepkimeleri yoluyla nötron üretebilme olarak kullanılacağı zaman uranyumda olduğu gibi tasarladığımızda ise yeteneğine sahiptir. Bunun için kullanılacak proton bir zenginleştirme gerektirmez. ADS sisteminde sü- uzun ömürlü atıklar yerine demetinin belirli akım ve enerji kriterlerini sağla- reç, toryum-232’nin spallasyon tepkimesinden ge- toryum kullanılır ması ve kararlı yapıda olması gerekir. Spallasyon len bir nötronu yakalaması ile başlar. Toryum ele- (şekil J-PARC ADS sistemine hedefinin etrafı uranyum, plutonyum veya toryum menti, nötron soğurduktan sonra toryum-233 ele- aittir ve J-PARC merkezinin gibi bir nükleer yakıt ile çevrelendiği zaman, üre- mentine dönüşür. Toryum-233 elementi ise arka ar- web sitesinden alınmıştır). tilen nötronların nükleer yakıt ile etkileşerek fiz- kaya iki beta bozunumu gerçekleştirerek uranyum- yon tepkimesini başlatması kaçınılmazdır. Nükle- 233’e bozunur. Uranyum-233 elementi bölünebilir- er fizyon tepkimesi için nötron kaynağı olarak bir dir ve bir spallasyon nötronu yakalayarak nükleer proton hızlandırıcının kullanıldığı ADS teknolojisi, tepkimeyi gerçekleştirir. Türkiye’de Hızlandırıcı Sürümlü Sistem (HSS) ola- rak adlandırılır. ADS teknolojisinin bir başka önemli avantajı nükleer tepkime sürecinin tamamen kontrol altın- Nükleer yakıt olarak toryum kullanan ADS tek- da olmasıdır. Bilindiği gibi geleneksel nükleer reak- nolojisi, temelde güç üretimi için yeni tip bir nükle- törlerde, tepkime zincirleme olarak gelişir ve kont- er reaktör olarak tasarlanmaktadır. Bu teknoloji güç rol edilmesi çok zordur. ADS teknolojisinde ise tep- üretiminin yanı sıra ikinci bir uygulama alanı ola- kime sürecinin ilerlemesi, proton hızlandırıcı yar- rak nükleer atık dönüşümü (transmutasyon) için de dımıyla sistemin nötronlarla beslenmesine bağlıdır. kullanılacaktır. Atık dönüşümünde, geleneksel nük- leer reaktörlerde açığa çıkan uzun yarı ömürlü nük- Güç reaktörü Nükleer Atık Dönüştürme Sistemi leer atıkların daha kısa yarı ömürlü nükleer atıkla- Uzun ömürlü Dönüşüm ra dönüştürülerek yok edilmesi hedeflenmiştir. ADS radyoaktif teknolojisinin nükleer transmutasyon uygulaması, Proton linak Proton Spallasyon hedef çok sayıda geleneksel nükleer reaktöre sahip geliş- atıklar demeti miş ülkeleri daha çok ilgilendirmektedir. Çünkü ge- leneksel reaktörlerin en büyük problemlerinden biri Hızlı nötron şüphesiz atık problemidir. Avantajları Dönüşüm yok Uzun ömürlü Kısa ömürlü Jeolojik imha çekirdek Fisyon çekirdek ADS teknolojisinin geleneksel reaktörlere göre (on binlerce yıl) pek çok avantajı vardır. Öncelikle yakıt kombinas- Atığın dönüşüm yoluyla azaltılması Dönüşüm+Jeolojik imha yonu konusunda daha fazla esneklik sağlamakta- Radyoaktivite : ~ 1/200 (~ 500 yıl) dır. Reaktörlerde kullanılan uranyum ve plutonyum 47
Yeşil Nükleer Enerji: Proton Hızlandırıcıya Dayalı Toryum Yakıtlı Enerji Sistemi hareket etmesini sağlar. Dairesel hızlandırıcılar ka- tegorisinde üç çeşit hızlandırıcı teknolojisi bulunur: ADS teknolojisinde reaktör kritikaltı modda çalı- Siklotron, sinkrotron ve FFAG (Fixed-Field Alterna- şır. Sistemin işleyişi için dışarıdan nötron desteği ge- ting Gradient) teknolojileri. reklidir. Bu yüzden ADS teknolojisinde, proton hız- landırıcı kapatıldığında proton demeti akışı kesile- Siklotron hızlandırıcıda, protonlar statik bir man- cek dolayısıyla nötron üretimi sonlanacak ve nükle- yetik alan yardımıyla merkezden dışa doğru spiral er süreç hemen duracaktır. Bu özellik, ADS teknolo- bir yörünge boyunca hareket eder. Demetin hızlan- jisini normal nükleer reaktörlere göre daha güvenli dırılması ise iki mıknatıs arasındaki rf (radyo fre- bir sistem yapmaktadır. İşte bu yüzden ADS tekno- kans) boşluğunda uygulanan elektrik alanlarla ger- lojisiyle çalışacak reaktörlerde Çernobil türü kazala- çekleştirilir. rın olması mümkün değildir. Sinkrotron hızlandırıcıda, protonlar sabit bir da- Dünyadaki ilk ADS deneyi Reaktör Yük-değişim iresel yörüngede hareket eder. Hızlandırma işlemi, 2009 yılında Kyoto Üniversitesi yaprağının yörüngenin üzerine yerleştirilen rf boşlukları saye- Reaktör Araştırma Enstitüsü konumu sinde yapılır. Protonları sabit yörüngede tutmak için (KURRI) bünyesinde enerji artışına paralel olarak manyetik alanın şidde- gerçekleştirilmiştir. Yükseltici (11 MeV) ti artırılır. Bu deneyde proton hızlandırıcısı için 100 MeV enerjili FFAG Kaynak FFAG teknolojisi, siklotron ve sinkrotron hızlan- teknolojisi kullanılmıştır dırıcıların bazı özelliklerini barındıran ve özellikle (Kaynak:“Yusuke Niwa, Ana Halka (100 MeV) son zamanlarda büyük gelişim gösteren önemli bir Development of dairesel hızlandırıcı çeşididir. Siklotronların sürek- charge-exchange foil, Fukui li demet yapısı özelliği ile sinkrotron hızlandırıcının University, Kyoto University halka özelliğini birleştiren FFAG teknolojisinin, Hız- Nuclear Reactor FFAG landırıcı Sürümlü Sistemlerde kullanımı gündem- Accelerator”). dedir. Dünyadaki ilk ADS deneyi, 2009 yılının Mart ayında FFAG hızlandırıcı teknolojisi kullanılarak ya- ADS teknolojisinin dikkat çeken bir başka özelli- pılmıştır. Kyoto Üniversitesi Reaktör Araştırma Ens- ği, açığa çıkan nükleer atıkların çok az olmasıdır. Bi- titüsü (KURRI) bünyesinde gerçekleştirilen ADS de- lindiği gibi katı uranyum çubuklarıyla çalışan stan- neyindeki FFAG proton hızlandırıcı bir enjektör, 11 dart reaktörlerdeki nükleer atıklar, en büyük prob- MeV’lik bir ara halka (booster) ve 100 MeV’lik bir lemlerin başında gelir. Özellikle elektrik enerjisi- ana halkadan oluşmaktadır. nin büyük bir bölümünü nükleer santrallerden sağ- layan gelişmiş ülkeler, bu atıklardan kurtulmak için Dünyadaki çalışır konumda olan proton hızlan- çeşitli yöntemler geliştirmektedir. Güvenliği artırıl- dırıcılar incelendiğinde, üç merkezdeki hızlandırıcı- mış büyük depoların kullanımı kısa vadede bir çö- larda, demet gücü 1 MW’tan daha büyük olan pro- züm olsa da kalıcı bir çözüm değildir. Bu noktada ton demeti üretildiği görülür. Bunların ilki İsviçre’de- ADS teknolojisi, gerek transmutasyon yoluyla atık- ki PSI Enstitüsü’nde kurulu bir siklotron hızlandırı- ların dönüştürülerek zararsız hale getirilmesini sağ- cıdır. Bu hızlandırıcıdan gücü 1,2 MW olan, sürekli laması, gerekse de yakıt olarak toryum kullanılaca- yapıda proton demeti elde edilmektedir. İkincisi Los ğı için daha az zararlı atık üretmesi bakımından ke- Alamos Laboratuvarı’ndaki LANSCE normal iletken sin bir çözümdür. lineer proton hızlandırıcıdır. Burada ise gücü 1 MW olan atmalı proton demeti üretilmektedir. Üçün- ADS için proton hızlandırıcı teknolojilerinin karşılaştırılması cü proton hızlandırıcı ise SNS Laboratuvarı’ndaki (Spallasyon Nötron Kaynağı, Oak Ridge Ulusal La- Teknoloji Siklotron Sinkrotron FFAG Linak boratuvarı, ABD) süperiletken lineer proton hızlan- Avantajları Yüksek akım Yüksek enerji Yüksek akım ve Yüksek akım ve dırıcıdır, burada 1,1 MW’lık atmalı proton demeti yüksek enerji yüksek enerji elde edilmektedir. Dezavantajları Enerji sınırlı Akım sınırlı GeV skalasında Pahalı henüz dünyada Proton hızlandırıcı teknolojilerinin karşılaştı- örneği yok rıldığı Tablo 1’de de görüldüğü gibi, siklotron için enerji değerindeki ve sinkrotron için de akım değe- Hızlandırıcı Seçimi rindeki yetersizlikten dolayı bu iki teknoloji ile 10 MW’lık güç değerine ulaşmak imkânsızdır. Dünya Proton hızlandırıcılarda, hızlandırıcı teknolojisi genelindeki ADS projeleri incelendiğinde, bu pro- dairesel ve doğrusal olmak üzere genel olarak iki çe- jelerin ADS sistemi süperiletken linak teknolojisine şittir. Doğrusal hızlandırıcılar, demeti lineer bir doğ- ru boyunca hızlandırdığı için linak olarak isimlendi- rilir. Dairesel hızlandırıcılarda ise yüklü demete dik olarak uygulanan manyetik alan, demetin dairesel 48
Hızlandırıcı Reaktör >>> Bilim ve Teknik Ağustos 2012 (600 MeV - 4 mA proton) *Altkritik veya kritik modlar program ile büyük bir rekabet içinde. Bu yüzden *65 - 100 MW (termal güç) ABD’deki Temel Parçacık Fiziği Topluluğu, üç sınır Prof. Dr. Metin ARIK araştırma alanında stratejik bir plan geliştirdi. Bun- Türk Fizik Derneği Başkanlığı ve Spallasyon Kaynağı lar enerji sınırı, yoğunluk sınırı ve kozmik sınırdır. Balkan Fizik Birliği Başkanlığı Proje-X olarak tanımlanan bu plan, yüksek yoğun- yaptı. Boğaziçi Üniversitesi Çok amaçlı ve hızlı nötron luklu bir proton hızlandırıcıyı kapsamaktadır. Fizik Bölümü öğretim üyesidir. esnek ışınım tesisi kaynağı Araştırmalarında kuantum Proje-X, Fermilab’da kurulması önerilen yük- ve parçacık fiziği, kozmoloji, MYRRHA projesinin genel görünüşü sek güçlü (çoklu-MW) bir proton hızlandırıcı te- müzik ve matematik sisidir. Süperiletken kavite teknolojisinin kullanıla- konularıyla ilgilenmektedir. http://myrrha.sckcen.be/ cağı proton hızlandırıcıda, H- iyonları hızlandırıla- caktır. Proje-X, Fermilab hızlandırıcı kompleksinin Isparta-Aksu bölgesinden çıkarılan veya FFAG teknolojisine dayandığı görülür. FFAG gelecekteki gelişim planının önemli bir parçası ola- torit minerali teknolojisinin şimdilik tek olumsuz yönü, GeV ska- caktır. Yapımı 2016 yılında başlayacak olan proje- lasında bir örneğinin olmamasıdır. Linak teknoloji- nin, 2021 yılında tamamlanması öngörülmektedir. (Kaynak: www.amrminerals.co.uk) sinin dezavantajı ise sistemin pahalı olmasıdır. Fa- kat endüstriyel seri üretime geçildiği zaman mali- yet düşecektir. Dünyadaki ADS Projeleri MYRRHA projesi: Belçika’nın Mol şehrinde- Dünya toryum rezervinin ülkelere göre dağılımı ki Belçika Nükleer Araştırma Merkezi’nde (SCK. CEN) kurulmakta olan MYRRHA projesinin ama- ÜLKE TON Prof. Dr. Saleh SULTANSOY cı, bir ADS sistemi kullanarak nükleer yakıt dö- Brezilya 606.000 Azerbaycan Bilimler nüşümü teknolojisinin gösterilmesidir. MYRRHA Türkiye 380.000 Akademisi Fizik Enstitüsü, projesi proton hızlandırıcı, spallasyon hedefi ve Hindistan 319.000 Yüksek Enerji Fiziği MOX yakıtlı bir reaktörden oluşacaktır. Reak- ABD 137.000 Enstitüsü (Protvino-Rusya) tör sıvı kurşun-bizmut karışımı ile soğutulacaktır. Norveç 132.000 çalıştı. 2007 yılından MYRRHA projesinde süperiletken teknolojiye da- Grönland 54.000 itibaren TOBB Ekonomi yanan 600 MeV’lik bir lineer proton hızlandırıcı Kanada 45.000 ve Teknoloji Üniversitesi kullanılacaktır. Sürekli modda çalışacak olan pro- Avustralya 19.000 öğretim üyesidir. CERN’de ton hızlandırıcının maksimum demet akımı 4 mA, Güney Afrika 18.000 ATLAS, CLIC ve LHeC demet gücü ise 2,4 MW olacaktır. Mısır 15.000 projelerine katılmaktadır. Türk Hızlandırıcı MYRRHA tesisi 2023 yılında tam kapasiteyle ça- Projenin birinci kısmında, enerjisi 3 GeV, orta- Kompleksi (TAC) projesinin lıştırılacaktır. 2010-2014 yılları arasında tesisin mü- lama akımı 1mA olan sürekli demet yapılı (CW), çeşitli aşamalarında hendislik dizaynı ve Ar-Ge çalışmalarının yapılma- süperiletken lineer proton hızlandırıcı kurula- proje yürütücülüğü ve sı, 2015-2019 yılları arasında inşaatının tamamla- caktır. Buradan elde edilecek proton demeti ile danışmanlığı yapmıştır. nıp bileşenlerin kurulması, 2023 yılına kadar da transmutasyon gösterim amaçlı ADS çalışmala- devreye alınması planlanmaktadır. Tahmin edilen rı ve oluşturulacak ikincil demetlerle de egzotik toplam maliyet 690 milyon avrodur. çekirdekler, kaon fiziği ve müon fiziği konuların- da araştırmalar yapılacaktır. İkinci kısımda ise 3-8 Proje-X: Chicago’da bulunan FNAL (Fermi Ulu- sal Hızlandırıcı Laboratuvarı), yıllar boyunca dün- yadaki en yüksek enerjili parçacık çarpıştırıcıya ve en yüksek yoğunluklu, hızlandırıcı temelli nötrino demetine sahipti. Günümüzde LHC (Large Hadron Collider) çarpıştırıcısı Tevatron’u enerji uç değe- ri bakımından geride bıraktı. Japonya’daki JPARC tesisindeki nötrino programı ise Fermilab’daki 49
Search